s.Aisamveri.org/pdfdrg/D00054/1972/1972_3_26/1972_3_26... · 2015-09-08 · letleri sebebiyle...
Transcript of s.Aisamveri.org/pdfdrg/D00054/1972/1972_3_26/1972_3_26... · 2015-09-08 · letleri sebebiyle...
SELAM ... ·.
DİN VE MEDENİYET .
· KiJR'AN~I :KEıif:M ·. . .
DİN ADAMI VE İLİM ..
MüSLÜMANLARA BORÇLU OLDUGUMUZ ŞEYLER . . .
Çeviren;
a:AL-.
SEMİNER 9ALI§MALARI
İst. Yük. İslam Enstitüsünde
* s.A.HiBt İSTANBUL ~SEK İSLAM ENSTİTÜSÜ MEZUNLARI CEMİYETİ ,
, BAŞKANI
Mustafa PEKTUT
* . YAZ! İŞLERİ MÜDÜRÜ. Cahit BALTACI
İDARE MÜDÜRÜ
* Hü.Seyin ERDEM
·-
İslii.nı MEDENİYETİ
Prof. Dr. Osman TURAN - . . .
İsınail KARA.ç.A.M: .
Bekir TOPALOGLU
Prof. Vincent MUTEIL
Cemal AYDIN
J.Uahir İZ
Yaşar ÇAGLAYAN
AÇILIŞ DERSİ . . .. . .. K. Edip Kt!RKÇÜOGLU
HAKAANİ ŞİRV.ANİ .. : . Prof. Dr.
DİN TAHSİLİ VEREN M'ÜESSESELERİMİZİN MANEVİ
A. Nihat TARLAN
ŞAHSiYET! . . . . . . Hayreddin ıtARAMAN
F A!Z-BANKA vE. İSLAM . Mnstafa COŞiroN _ .
MEVLANA .. CELALEDDİN Dr. Nevıa PEKOLCAY
M.AHMİilD AKİF ·. . . Cahld BALTACI.
SORUNUZ SÖYLİYELİJ.U
HABERLER ...
Ramazan ARSLANBABA
Mehıned KESKİN
İDAREHANE
İstanbul Yüksek is:ıam Enstitüsü iMezonları Cemiyeti Genel Merkezi
Kayseri
. Nuruosınaniye Caddesi No: 8/6
CAGALOGLU
Telefon:22 46 02
Haberle§Ille ve Havale Adresi :
İSTANBUL
İSLAM MEDEN!YETİ, P.K. : 1315 SİRKECİ - İST.
TEMSiLCiLERİMiZ
T.t,E.T.F~ tkinci Ba§kanı: İsmail EL1UZ
Konya Y.t.E. Talebe Cemiyeti Ba§.: Ali MARAŞLIGİL
İzmir Y.İ.E. Talebe Cemiyeti Ba§kanı: Ali .ARSLAN
Erzurum Y.t.E. Talebe Cemiyeti Ba§kanı: N. Tayyar TAŞ
Tarih: 30/12/1972
Yıl: 3 - SaYı: 26
Ressam: Tnran · SEVGİLİ
Dizgi ve Baskı
İRFANMATBAASI-İSTANBUL
ABONE
Yıllık: 12 sayİ 40 TL. 6 Aylık: 6 sayı 20 TL.
Yabancı menılekııtlere
posta ücreti eklenir.
iLAN TARiFESi
Her türlü reklam ve iianlar özel tarifeye tabidir.
· Bir sayısı 400 Kuru§tur.
Mecmuamızdaki yazılar me'haz gösterilmeden alınamaz. Gönlerilen yazılardan yayımlanmayanlar isteriildigmde altı ay sonra iade edilir.
SAYFA: 24 -'- - - - - - - İSLAM MEDENtı:'ETt - - - - - - - ARAI,m 1972
is•aabal· Yüksek islAm Enstitüsünde
AÇlLlŞ DE-R Si
Dersi ·veren: . Kemal Edip KÜRKÇÜOGLU
OK muhterem davetliler, !stanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nün Muhterem Müdiri, Muhterem Öğretim Hey'eti, değerli talebe camiasıl
Sözlerime, Allah!a. hamd ederek, Peygamber-i alişam salat ü selam ile anarak, evliyaullah'm himmetlerini dileyerek başlarım.
Milli Mücadele günlerinde Devlet-i .AJiyye Payitahtinde iş- . gal ve istila sağnagmdan kurtulmak ve selamet bulmak-isteyenlere sığnak olan Üsküdar'm, Sultan .Alımed Meydam mitinglerindeki milşeri imanla coşıinıara.; İstanbul'dan, halkmm gönülleri yaslı, gözleri yaşlı Anadolu'nun imdadma koşanlara
yığnak olan Üsküdar'm, yüzyıllar boyunca ordulan seferlere uğurlamakla, dönüşlerinde zafer sevinci içinde karşılamakla nam veren, son devı:in Mehmed Akif'ten sonraki büyük şairi Yahya Kemal'e ilham veren trsküdar'm Bağlarbaşı'nda kurduğumuz, safha safha geliştiğiıli menmünluklarla görüp durduğumuz bir irfan yui:dunun, !stanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nün öğretima başlayışmın on birinci ~da, bundan. dokuz yıl evvel olduğu gibi, 1969-1970 Öğretim Yılının da ilk dersini verme ve muhatab. olarak yine bir seçkin · kalabalık görme, bu fakir için, meslek hayatmda büyük bahtiyarlıklardan
birine daha ermedir. Sonsuz hamdler olsun Rabb-i Sübhana! Sayısız salat ü ·seıamıar olsun
Resıili zişana!.. E~et hamdler O Rabb-i Sübhana ki· bizleri insan yarattı
ve ~üstün İnsa.nlılo demek olan. İslam"m mukaddes iman, mübarek -irfan kafilesine kattı. Evet,· salat ü selamiar o ResUl-i zişana ki dünyada selamet, ukbada saAdet rehberinıizdir; gözlerimizin ntıru, · ·gönülerimizin sürürudur. Bastığı topr?]t baş tacımızdır; öğrettiği namaz mi'racımızdır. Getirdiği Kuİ:'an şifa ilacımızdır; gösterdiği yol, değişmez amacımızdır. Hatem-ül-Enbiyadır,
Habib-i Kibriyadır, Muhammedün-il-Mustafadır. Türk şairlerinin bilitifak en yücesi, İslami Türk Edebiyatının bilicma' en
büyük siması F üz ft ı ı, o hiç de füzıili olmıyan F ü zft ı i, hudfttsuz faziletleri sebebiyle lüzftmi olan F üz ft 1 i, divanmdaki, Sultan-ill-Enbiya Efendimiz şanmdaki bir Na't-i şerifinde:
Şeref-i silsile-i Adem ü. Havva sensin Ce'al'Allilliü fida.en leke ümmi ve ebi
d!azret-i A.dem'Ie Ha.Zret-i Havva'dan türeyen insan nesiinin şerefi sensin; babamı da, anaını da, A.dem babamı da, Havva anaını da Jrurban etsin Allah sana!:ı> yollu niyaz eder. Diğer bir Na'tinde de:
Ya Resftl-AlliUı, ya Hayr-el-Beşer müştaınnem hitabında bulunur.
Bir başka şair: Dil-hasteler derınanı o; Lulmıanlarm Ltıkın3.nı o. ·sultanlarm sultanı o; C8.nAnla.rın cananı o;
v•Allillii canıar cam o! A.rüıerin irfam o; Alimierin biirhanı o; · Lfttf ü kerem ümmam o; Hakk'm büyük ihsam o;
V~Allahi rahmet k8.m o! der.
Gençler! Severseniz ancak ve ancak Resftlullah'ı sevin, severseniz ancak. ve ancak Resftlftlla.h'ı sevenleri sevin! överseniz yalnız ve yalnız Resftlulla.h'ı övün; överseniz yalnız ve yalnız Resftlullah yolunda olanlan övün! Çünki
ARALIK 1972 - - - - - - - İSLAM MEDENİYETİ
seVilecek varsa odur; övülecek varsa odur. Ve ·çünki sevilecekler-onu seven~ lerdir; övülecekler onu öveceklerdir.
· Biliisiniz; bir gün, aralarında-Hazret-i ömer'in de bulunduğu sahabe-i kirarndan bazılarıyle sohbet e<Ierlerken Nebiyy-i ekrem Resiil-i mükerreni. Efendimiz:
«Beni analarınızdan, babaları.nıZdan, çocukla.hnızdan ve nefisleriİ:ıizdeıi daha çok sevmedikçe hiç biriniz gereği gibi mü'min sayılmazsınıZ.» buyur~ muşlardır. Unutmayın ki, daima_ hatırda tutun- ki imalım iılviyyeti! «Pey:. gamber-i zi§an muhabbetidir.» _ ·
Kenzi Ulivfuılı bir· §air vardır. Ra\rza-i Mutahhare'ye Yüz · sürine devletine erdiği gün yazmı§ · olduğu bir kıt' ada: ·
Aralı'da Seyyid-ül-Kavme dehalet etse bir asi Mehalikderr olur aza.de bi-şek ya Resfıl~Allab! Şehenşiüı-i Dü_-il.lemsin·; bU: mü;crim ~erin KenZi Huzür-i Ravzane geldi, dahilek ya Re5fıl-Allillıt
diyor. Kenzi'nin bu kıt'asmdan ilham alan bir baışka §ilir de: Niyaz-i afv içün yokken yüzüm pek yii. Resiil-Allillit _
Uzaklardan ·el a!}dını ürkek ürkek ya Resfıl-Alliilıl :Sarar hengame-i ab ü figan eflaki, kopdnkça
Derun-i dilden· avaZ-i Dahilek ya Resfıl-Allaİi! İradı;ım gitmi!':1 elden; kalmışınf vadi-i hayretde; . _
Deriga etmi!':lim isyam meslek yili Resw~Allillir Hatadır :muhtevası defter-i a'maiimiıı · yekser; ·
Yed-i Ifttfunla bir hatt-i ata çek ya Resw-Allillit Ezelden bende-i mü§1takınım, rü'yada olsun tek
Nasib olsun da didar-i mübarek ya Resiil:.Alliilıt Kapuııdur ınüıteci'L-yi ins ü cin dünyada, nkbada;
Keinaı ister. mi senden gayri destek ya ResUl-Allah! mısra'arıyle samimi duygularını dile getiriyor ..
Reswulla.h'm ilmden ma'lftma, §ühUddan me§hftda geli§i, tarihin en mu.:. ~am . hadisesi; be§er miıkadderatınm en mukaddes vakıasıdır. Bu hadise: Tevhid'in ş"iik'i; o en mülevves §irki ebediyyen yeni§idir; bu vakıa! ktifrün imana, o te'yid-i Sübhana ebediyyen yenili§idir. Bu, «La-na.he .ili-Allah - Muha.ıiuneden ResftlullaJı:.) sancağının bir daha iniDemesiyle dünya · burcuna çekili§idir; bu, h_akikat-i Muhammediye, sermediyyet-i .A.hnıedi:Yye tohu-: munun vicd§.nlar tarlasına, her biri yüz daneli ba§aklar veresiye ekili§idir. Ne bahtiyar bir milletiz ki ümnıet olarak biz . de o sancağm gölgesfudeyiz. Ne mazhariyyetli' bir ümnıetiz ki millet olarak biz de o ba§ağm Cifuıeleriyiz.
· Reswullali sevgisi- üzerinde ısrarla neden · bu kadar duruyorurrı, biliyor musunuz? Çevremizde bir Reswulliili yergisi var da onc1an ...
Bir ya.iıda güneŞleri sönük birali:an, iman ve İrfan erbaoınm · gönül gözlerini aydınıatıp açari Nftr-i Muhammedii öte yanda iz'§.nları kör, vicdan~ lan nankör, kilfirlikleri temelli, ne .idükleri cüınlemizce belli bir· alay dftr-:i Muha.nıniedi!... Kiİni çıkar: «Kur'an'dan nhıimıar» aldığı sevdasİyle Kitabulla.h'ı, l:!ilerek yeya bilmiyerek, .talırife yeltenif; üç be§ gafilin takdiriyle ken;,; dini İbn-i Kemal sanıp böbürlenir... Kimi kalkar: «Hazret-i Muhammed'in Felsefesi» tabir·i batıliyle «Hatem-ün-Nebiyyin»in risaletini, Vahy'in asliyyet ve asaletini inkara cür'et _eder; ebediY,Yen yanacak olan Tev!Jid ocağım bo§una üfliyerek söndürmeğe gayret eder. Hulasa · bir kör dövü§üdür, bir nankör sövii§üdür sürüp gider .. Öylelerine ve daha ba§kalarına ilim diliyle ve mutlak surette hilim diliyle_ «D u rb> .demek gerek ...
«Türk milleti müslümandır ve ·müslüman kalacaktır.~ Feyzini Keianı-i Sübhan'dan, dersini . Resw-i zi§andan alacaktır. Nefs ve. nefsaniyyetten arın-
mak için iman ve iifan ummanma dalacaktır; dün nasıl idiyse ve bu gün nasılsa yarın da Türk milleti ve Muhammed ümmeti olarak elliana ün sala~ caktır. Evet, «Türk milleti müslümandır ve müslüman kalacaktır.»
Kitab-ı münifinde Cenab-ı Hakk'm: <<İnna nahnu nezzelna . ez-Zikra ve inna lehü le-Hiifizftın>
-Zj.kr-i Hakimi. eve-i 1ıikınetten burc-i rahmete Biz indirdik, Biz! Onun koruyuculan olarak da J3iz varız, Biz!» yollu bh· alıd-i Rabhanisi var. inan..:
· dık, iman getirdik, ikrar geti:rdik. Evet var, var . amma o ahd, bizleri de bii:' cehde çağırmaktadır. çünkÜ ahd-i. Rab)Jani, Zikr-i Hakim'İn yani Kur•an..:i
SAYFA: 26 - - - - - - - - iSLAM MEDENtYETi - - - - - - - ARALIK 1972
Kerim'in ebediyyen korunacağını bildiriyor. Lakin bu bildiriş, belli bir coğrafi sa.ııarui: muhafaza olunacağı taahhüdünü asla tazanunun etmiyor. Bundan dolayıdır ki biraz önce «0 ahcl, bizleri de bir cehde çağırmaktadır,» dedim. Bu cehd: Zikr-i Hakim'in, Kur'an-i Kerim'in öğrenilmesi ve öğretilmesi, anla;ıılması ve anlatılması, yayılması ve bu i§in veeibe sayılması _gayreti ve azmidii. Din hizmetlisine, daha ;ıümüllü ve daha uygun bir tabirle din gayretlisine dü;ıen ba§ vazife: Kitabullahı kemaliyle öğrenmek ve· öğretmek, anlamak ve anlatmak, yayınak ve bunu veeibe saymak i§ic:liİ-; bahtiyar, bu i§i yapan ki§idir.
Kitabulla.h'ı öğrenmek: ilmiyle il.Irıil, feyziyle kil.mil olmaktır.
Kitabul18.h'ı öğrenmek: ilmiyle ufuklar açmak, feyziyle hakikatler saç-maktır.
Kitabulla.h'ı anlamak: ahkil.ı:nına sarılmak, derinliklerine varılmaktır. Kitabullah'ı anlatmak: halka ı;ıık tutmak, manada maddeyi unutmaktır. Kitabulla.h'ı yaymak ve bunu veeibe saymak ise: Hazret-i Ebft-Bekr-i
Sıddik'ın temk.inini, Hazret-i ömer el-Farftk'un telkinini misal, Hazret-i Osman-i Zinnuftreyn'in hilmini, Hazret-i Ali ibnü Ebi-Talib'in ilmini timsal edinmektir. Kolay mı? Elbette kolay değil!... Geçilecek olan: derin ve engin denizlerıjir; geçit veren birer ırmak veya çay değil!...
İlim: bir çetin çiledir; katıanacaksını Bir yüce tepedir; tırmanacaksın, ul8.§Illak iÇin kanatıanacaksın: llı:nin göz doyııran ücretinden çok, gönül dolduran ecd var; ilim yolculuğunun sonunda hakikatin ağaran fecri var. İJ.iriı:
cehil karanlığından ırşığa çıkı;ıtır; azın külüngü ile cehil heyiiiasım yıkırştır.
İlınin güçlüğünden sıkılınamalı; cehl. engelinden bıkılınamalı.
Cenab-ı Hakk, Kemal-ı Kadim'inde: <<Kul hel ·yestevi '1-lezine ya'lemftııe ve '1-lezine Ia-ya-lemftıı
Söyle onlara, (ya Muhammed!) bilenlerle bilmiyenler bir olur mu hiç?» diyor. Ey Din-i mübinin mukaddes hizmetine kendilerini adamı§ bulunanlar,
sizlere sesleniyorunı, unutmayın ve daima hatırda tutun ki ilim: bilenlerle bilmiyenlerin bir olmadığı, olamıyacağı gerçeğini kavrama rşuü.ru, bu rşuftr
da «Üstün İnsanlık» dediği.ıluz İslam Dini'nin rfthlara kazandırdığı hakikat nftrudur.
Habib-i Huda, mi§kat-i Hüdil. Efendimiz: «Talebü 'I-ilmi farizatün'ala-külli müslimin ve müslimetin -
İli.m isteklisi olmak, her müslüman erkekle müslüman kadın üzerine boyıın borcudur.:ı> buyıırmuşlar, idra.k ve iz'an kulağı i;ıiten her kimseye:
«Utlnbn '1-'ilme min-el mehdi ll§.'l-lahd - Be;ıikten mezara dek (ölünceye kadar) ilim isteklisi ol!:ı> hakikatini duyıırmU§lardır;
«Fesadü '1-!Uin:ıi fesadü '1-'a.Iem - 1Uimin bozukluğu, alemin bozukluğudur.» demi;ılerdir.
Mevlana Cela.Ieddin-i Rftmi Hazretleri Fihi Ma-filı adlı eserine: «Ne kötü a.Iimdir o aiim ki emirlerin kapısındadır; ne iyi emirdir o emir
ki 3.limlerin kapısındadır.~ mea.Iindeki bir Hadis-i rşerifile ba;ılar. Gerçek· ulema ki verese-i enbiyadır, menfaate gönül bağlama ve teveccüh sağlama gayesiyle devletıilere yanarşma gayretleri malız-i riyadır.
Sadr-i Azam Fuad Parşa'nın babası büyük §air İzzet Molla: « Merşhftrdur ki fısk ile olmaz cihan harab;
Eyler anı müda.hene-i aliman harab » der. Fısk da yıkar, yıkar amma bu, olsa olsa ferdidir. Ferdin bir intibahla
·sala.ha ermesi, neticesinin fela.Iıa inkılab edivermesi münıkündür. Lakin, alimlerin dalkavukluğuridan gelen manevi yıkılı;ılar, cem'iyyet-rşümftldür; sollu, sağlıdır; telil.fisi asırlara bağlıdır. Ha:f:ızanızı yoklarsanız bunun uzak ve yakın tari.hiini.zıien türlü türlü IPisallerini bulabilirsiniz.
Değerli dinleyiciler, . bilinen ve apa§ikar görülen bir vakıadır ki bu gün dünya, iki kampa ayrılmırştır:
Biri, AlJ.a.h'a inananlar, gaflet uy~undan uyananlar kampı, Diğeri, inkar akıntısına kapılanlar, keyfiyetken kemmiyyet yapılanlar
kampı.
Bizler, 'J,Urk milleti ve Mupammed ümmeti olarak bizler, elbette inananlar, uyananlar kampındayız. Bakanınıızın tek şartı: bu kamp iÇinde kalmak ve hürriyet havası almaktır; Bugün, Demir-Perde ile biri diğerinden ayrılınırş bulunan bu iki ideoloji kampı, yarın karrşı karşıya gelen iki cephe ha~e gire-
.ARALIK 1972 ------ iSLAM MEDENİY:ETİ -- SAYFA: 27
bilir. Duran: dü§ecek,_ dü§en: ezilecek; ezilense: hayat al~dan; ta.r:ih sah-. nesinden silinip gidecektir. ·
· Di.nimiz: Tevhid dinidir. Tevhid: «Birlik ve dirlik §Uı1ruyle birle§me». demektir. Büyük vatan §airi N§.ı:nık Kemal, Bolayır'da, .Mulıammediyye sahibi Yazıcı-oğlu'nun saliabetinde ebediyyet uykusu uyuyan Namık Kemiıl: «Merd olanlar, ferq olmaktan korkmazlar.» der. Millet: «Ferd olmaktan korkmayan merdlerden terekküb · eden bir cil.m.ia» dır. Türk milleti böylesine millet olduğunu tarihi boyunca isbat etmi§tir. ݧte Malazgirt ve Baba Dağı ve i§te Kosova ve Niğbolu sava§lan! ݧte İstanbul. Fethi, i§te Mohaç ve Eğri seferleri, ~§te Plevne, Şipka ve Domeke kahramanlıkları ve işte Anafartalar ve Dumlupmar zaferleri!.. O sava§ları edebile§tlren; o seferleri manalandıran, o kahramanlıklan hazırlayan, ·o zaferiere ula§tıran: milli .mücadele ·ve niucahede riıhu~ur. Mücadele ve mücahede rylıumuzu ferd olarak da, millet olarak da diri tutmağa mecburuz; buna aklen qlduğu kadar,. dinen de me'muruz. Kur'an-ı azim'-ii§-§an'ın bir ayeti: ·
« ... ve cahidft fi-sebill-'llah -C- Allah yolunda sava§m!» emrini verir. Al· lah yolunda mücahede: nefsleri ıslah mücadelesiyle ba§lar. Bunu halkın ruhuna yerle§tirecek olanlar: her seviye ve dereceden din hizmetllleri bulunan siz"lersiniz. Din hizmetlilerl: :ınWet gayretlileridir. Din hizmetiileri ve millet gay-retlileri: dünya ve ahiret devıetlileridir .. · ·
Kitab-ı mu-ciz-beyan'ın diğer bir a.yeti de: «Va 'tasimft pi-habli 'llahi. cemi'an ve ıa.-teferrekü - Toplu olarak Allah
ipine tutunun; (tutunun da) bölük bölük . olmayın!» der. Allah'ın tutunacağımız yapl§acağİı:nız ipi; sag.ıam imandır. Sağlam imanın k_aynaği: Kur'a.ri, durağı: vicda.ıidır. Kaynağını Kur'an'dan alan, durağı vicdan olan sağlam imanın sahibidir ki ileri ve üstün insandır. Öyle insanı, hakikaten ileri ye üstün insan yeti§tirme ve geli§tirme i§i bugünün ve yarının dip. hizmetlileririe, tek . kelime ile sizlere dü§mektedir.
Din hizmetlisi: bu hakikatıeri müdrik, tarikine saıik_ ve ilİnine malik olarak cil.m.i'de imamdır, hatibdir; vaizdir; Diyanet ݧleri Ba§kanlığı merkez ve1 ta§ra te§kilatinın alt kademesinden üst . kademesine kadar her derece ve se-· viyede me'murdur, a.mirdir; Kur'an-i Kerim Kurslarmda öğrenen ve öğretendir. Yine din b.izin:etlisi: İlkokullarımızda, ortaokullanmızda, liselerimizdei Öğretmert okulla.rı.riıızda, türlü san'at ve meslek okullarımızda bu hakikatleri! müdrik, tarikıne salik ve ilmine malik öğretmen ve böylesine öğretmenden ders gören öğrencidiİ-. tmam-Hatip Okullanmızda, ·Yüksek İslam -Enstitüle-' rimizde, 11ahiyat Fakillteınizde, aYnı esaslar dairesinde okutan ve okuyandır) Milli Eğitim Bakanlığında Din Eğitim ve öğretimi i§lerinin yürütülmesiyle nie§J gul, seyrinden mes'ul kadrodur. Daha temelde din hizmetleri, din mes'uliyyet~ lisi: aile'dir: Kendini bu hizmet ve mes'uliyetten vareste sayan ·ane: aile de-/ ğil, gailedir. Bu gaile: Ceİn'iyyet için hailedir.
Dikkat ettinizse· Din hizmetiisi tabirini §ümftllü tuttum; bunu dar hudut~ lu bir kemiyyet içinde değil, gem§ hudutlu bir keyfiyyet .dahilinde ifadelenf dirrneğe çalı§tım. Çünkü Peygamber-i aıem-penah Efendimiz:
«Küllükiim ra'in ve küllüküm mes'ftlün ~n-ra'iyyetih - Hepiniz birer· ÇOf " banslİllZ; . hepiniz kendi güttüğünden mes'ul insanlarsmız» buyurmu§tur. :
Memleketi.mi.Zde Anayasa nizarnı içinde dinin. üç unsuru, _din hizmetiiıir;ı üç foıiksiyonu vardır: .
·i) !man, 2) İbadet, 3) Ahlak. Nitekim 633 sayılı Diyanet '!§leri· Ba§ka.Il;~ lığı 'reŞkilatı Kanunu'nun I. maddesi de bu üÇ . unsuru dile getirmekte, bu üç foıiksiyonu belirtmektedir. Muamela.t, bu üç unsurun dl§mda mütalea edil'-mi§ bulunmaktadır. -"'
Din: «Muhakkak ki Allah indinde ~ isianı .Dini'dir.» mealindeki «İnn_e· ''d-dine 'ind-Allahi . '1-İsljm» ayet-i celilesinin delaletiyle, :Qin-i Mübin-1 tS· IRnı'dır. Diğerleri asliyyetleri tahrife ve inhirafa, bu sebeple de din olmak vasıflan zıyaa uğramı§ kelamlar mecmftasıdır. Şeklidir, rfth değil, maddedir, mana değil; in§.ddır, i'timad değil!
Binaenaleyh, iman söziyie, öz halinde ifadesini Am.en:tü'de bulmU§ olap İslil.mi .imam kasdediyoruz.
Bu iman: Sıfat-ı Zatiyye ve Sübfttiyyesiyle Allilli'a, Allah'ın Meleklerine, Kitabla
rına, :P.eygamberlerine, Ahiret Günü'ne, Kader'e ina.nma.ktır. Hayrının da, §er-
SAYFA: 28 İSLAM MEDENİYETi
rinin de Allaiı.u teaıa'dan geldiğini, Onun hayra rizası ·olduğunu, şerre asla rizası bulunmadığını bilmektir. Ölümden sonra, Allaiı.'m ernr edeceği anaa · dirilme, hisab için huzflr-i Hak'ta derilme halinin mutlak sıirette vukua geleceğini kabul etmektlı-. Sonunda, bu inanmanın, bilme ve kabul ej;menin kökleştirdiği şuıirla «Allah'tan başka İlaiı. olmadığına şehadet ederim . ve yine şehMet ederim ki bi-la-şübhe Hazret-i Muhammed, onun kuludur, Resülüdür. demekfu. !manm icmali budur. Kalble tasdik ve dille ikril.r edilmedikçe iman,. iman olmaz. Din hizmetlisi, bu icmil.li bilecek, tafsilini öğrenecek ve öğrete- · cekfu. !manm icm1illsi taklid haddinde kalabilir. Burada «Mukallidin · imam . salıih midir, değil midir?» suaıine verilecek cevabın münakaşasına girmemeyeceğim.
Bilirsiniz, Mantık'ta insil.nı türlü türlü tarir ederler: «Konuşan cil.nlı» derler. «Düşünen cil.nlı» derler; bence bunlara bil- yenisini katmalı ve insan: «İnanan, bil-. inancı olan, inanınağa istidadı bulunan canlı varlık» sayılmalıdır. Şu da var ki iman: bil- mevhibe-i Rabbaniyye, bil- atıyye-i Sübhaniyye-dir. Bu mevzfıda Resülullaiı.'a hitabe:q . Kur'an-i Kerim' de: .
«İnneke la-tehdi men ahbebte ve İil.kinn-Allaiı.e yehdi men yeşil.' -Muhakkak ki sen; ya Muhammed, sevdiğin kimseyi hidayete kavuşturma kudretinde değilsin; ancak ve ancak · Allaiı., istediği kimseyi hidayete ltavuşturur.» buyurmuştur. Burada biraz duralım:
Zat-i Kibriya, <<Asn> üzerine kasem ediyor. Kur'an-i Kerim'de üzerlerine -kasem edilen başka mefhfımlar da vardır: Ve 't-Tini ve 'z-Zeytilni ve Tiiri Sinine ve haza '1-Beledi· 'I-Emin gibi, va 'z-Zuha vesil.lı-e gibi Cenab-ı Halili'ın kasemleriyle insanıarın kasemleri arasında maiı.iyet farkı vardır. İnsaıilarınki, karşısındakini inandırmak, Rabb-i Zülcela.Iinki iSe insil.nlan uyandırmak içindir. Müfessirler, Asr kelimesine türlü türlü manalar vermişlerdir; «Çağ;> demişlerdir, «Yüz yıllık zaman» demişlerdir, «Yaşanılan an» demiş
lerdir, «İltindi vakti» demişlerdir, <<Hayatiyyet unsurunu havi usare» demişİerdir. Asr-a verilen her mana yerindedir. Biz, gerçek saadet asn olan Asr-i Saadet» · manasuu tercih etmek temayülündeyiz. Çünkü o asr, Tevhid bayrağuun Helebed dalgalanmak üzere Burc-i Ahmediye çekildiği, çünkü o asr, Hakikat-i Muhammediyye tahılının başak vennek. üzere insanlık tariasma ekildiği asrdır. Çünkü o asr, «Kul ca'e '1-ıiakku ve zeheka '1-batib> hükmünün verildiği, yani «Artık hakkın geldiğini, batılın yüz geri ettiğini söyle!» denildiği, çünkü o asr, vahdaniyyet nUriyle şirk karanlığuun zill, insilıııarın, Falır-i Kil.inat'a erme devletine nill olduğu asrdır. Çünkü ·o asr, saadet ve selamet kapılarnun bir daha kapannıamasıya açıldığı ve çünkü o asr, hikİnet incilerinin gönüllere saçıldığı asrdır. «İnsan, husran içiıidedir.» buyuruluyor. Husran: «Maddeten ve manen tela.Iısi inıkansız hasariara uğrama.» demektir. Bir ayet-i· Keriınede «Ve le-kad kerrenma beni-Aderne - Aziınüşan olan Biz, rahmetimizle, hiltmetimizle ve sonsuz kudretimizle Adem-oğııllaruu yücelttiltçe yücelttik, tekrime mazhar kıldık.» deniliyor. Ayetteki «Ben-Adem - Ademoğııllan» kavl-i eeliline «Gelmiş ve gelecek mü'min veya münkir bütün insil.nlar» manasuu vennek suretiyle keyfiyyeti til.mim etmek mümkin olduğu gibl Safiyyullaiı.'tan· Habibullaiı.'a kadar bütün enbiya-yi izam ve rüsül-i kiram (salevatü-'llaiı.i ve selamuhu 'ala- Nebiyyina ve aleyhim) Efendilerimizin tebliğ huyurduklan «La-İlaiı.e illa-'llaiı.» haltikatine inanan insil.nlai manasuu vernı.ek suretiyle de keyfiyyeti tahsis etmek cil.izdir, sanırım. Fa.kiiiniz, ·bu tahsise inanırım. ÇünkÜ o değişmez haltiliate inanan, Tevhid gülbankiyle gaflet ve dalalet uykusundan uyanandır; Çünkü insan, inanan olduğu nisbette ·insandır. Ona, insan sıfat ve hüViyetini kazandıran imandır. Burada Kitab-i Müstetab'ın «İşte onlar, yani Allaiı.'a şirk koşaıilar veya mutlak initar şaş-_
kınlığına düşenler, dört ayaltlı hayvaıilar gibidirler; hatta hatta daha · da sapıktır onlar ... » mealindeki «Ülil.ike ke-'1-en'a.mi bel hüm azall>~ nüktesine diltkatinizi çekmek isterim.
öyle ise husrandan kurtulaıilar. kimler? Sılre-i celile açıklıyor:
1) !man edenler, 2) Salih arneller işleyenler; 3) Biribir~erine hakkı tavsıye edenler, 4) Biribirierine sabn tavsiye edenler. Bu dört hai, yani inan-. mış olma, saJ.ilı arneller işleme, karşılıklı hakkı tavsiye etme, yine karşılıklı·
sabr tavsiyesinde bulunma. halleri biribirine sıkı sıkıya bağlıdır.
!mam aıiladık. Salih ameller: bıı.şta erkan-ı ibadet olmak üzere riza-i ilaiı.iye uygun bü- ·
ARALIK 1972
.ARALİK 1972 İSLAM -MEDENİYETİ SAYFA.. '29
tüh hayrlı işler silsilesidir. Erkan-i ibadet: «İslfun'ın Şart:Ia.ri». tabirinde toplanan be§ §eydir ki Sahili-i Müslim'de rivayet edilen nie§hılr Hadis'te · gös-terilen sıra; ile §iuııardır: -
1} Kelime-i Şeha.det getirmek, yB.ni «E§hedü en la-naııe illa-'llah ve eşhedü enne Muhanı.,rneden Resü.lu-'ll§.h - Allah'tan gayrı İl§.h ·olmadığına
bütün varlığınıla §ehMet edeririı. _Yine büütn varlığınıla §ehMet ederbn ki Hazret-i MuhanmıEıd, Allah'ın Re~iiıüdür.» demek. .
2} Resü.lulla.h'ın kıldığı, kıldırdığı §ekilde namaz kılmak, 3} Resü.lullah'ın bildirdi~ nisbette zekat verınek,-4} Resü.lull§.h'ıp. tuttuğu; tutturduğı.ı surette oruç tutmak, 5} Belli §artlarm olması ve madÇli inika.niarm bulunnıası halinde Hac
farizasını ifa etmek. (İmamiyye mezbebi bu be§ §arta «Ciha.dün fi~seblli-'llah» ı, Allah yolun
da cihadı da katar.}· Biraz önce namaz derken, «Resü.lullah'ın kıldığı ve kıldırdİğı §ekilde· kıl
mak» kaydını koydum. Bu,· naı:İıazla, .niyazla alakalan ·bulunmayan ~form sevdalılarınm · cami'lere oturulacak yerler yapmak, sıralar dizmek, namazda Kelamull§.h'ıri aslını okumak değil, tercemesiyle iktifa etmek, Ezan-i Muhammedi yerine, «Tanrı Uludur ... » u getirmek yolundaki isteklerine birkaç kelime ile olsun dokunmak içindir. . . . ·
Namaz, Resü.lullah'ın kıldİğı, kıldırdığı, öğrettiği, gösterdiği §ekilde olduğu zaman nı;mazdır. Çünkü Zat-i ZülceliU'iıi «Üsve-t Hasene - Güzel ınisaı, nümtıne-i iıntisiil» sıfatiyle gönderdiği Rehber-i Ktl.inat Efendimiz:
«Sallı1 ke-ma reeytünıfıni usall1 = }3enim nasıl ve ne suretle kıldığıını
gördüğünüz §ekilde namaz kılın!» emrini vermişlerdir. Biz, emriınizi o yegane a.ınirden alınağa alı§ını§, kendimizi bilnıeğe ba§ladığınııZ günden beri o eı::p._
rin hududundan dı§arı çıkınarnağa alı§mış insanlarız. Rüzgara göre dönen fırıldaklar değiliz; fırıldakçılarm ve kundakçıların kasidlı ve maksdlı iddialarma kapılacak ahmaklar değiliz. Biliyoruz ki Kur'§.n, rnekaliyle ve mea-. liyle, la.fziyle ve manasıyle bölünmez bir l:;ıÜtün olarak Kur'an'dır. MeiU-i kerim; aynen makal-i ~adim [email protected]. Mana-yi. §erif: aynen ıafz-i münif değildir. Biz İslam Diııi'ni . böyle anlıyoruz ve böyle anlamakta devam edece-
- ğiz. Biz namazı, böyle kılacağız ve böyle -kılmakta devam edeceğiz. Ezam, Ezan-i Muhanmıedi olarak okutacağız, dinleyeceğiz. öyleleri kendilerini bo§una yorınasınlar; fuzü.li avukatlığın+ yüklendikleri küfrün, daliiletin . borusu bu menılekette ötmiyecektir. Resı1lullah'ın mübarek elinin tutu§tuduğı.ı mukaddes iman ocağında, vesvasü'l-hannas'ın körüklen:;ı.ek istediği inkar dumanı tütmiyecektir. Çünkü ·«Türk milleti müslümandır ve müslüman kala~
caktır.»
Arnelin iriıa.ndan bir cüz' olduğu veya. olriıadığİ hususunda E§'ariyye ve Matüridiyye i'tikad sistenıleri arasında görü§ farkı vardır. Matüridiyyecilerin «İman ayrı, amel ayrı §eylerdir.» demelerine karşılık, E§'ariyyeciler: «İman ve amel bir küldür.» beyanmda bulunurlar. Bu, bir görü§ ve teıakki edi§ farkıdır. Thtila.ftır; hila.f değildir. Peygamber Efendimiz: «Thtilaiü ümmeti rahmetün --:- trmmetirnlıi, bir mas'ele üzerinde ha.kikate ulaşma, kühn~ varma gayretiyle tartı§ması rahmettir, ayn-i hikmettir.» buyurmaınışlar mı? ݧte misali: ... Biri ruh~atla te§vikı, diğeri a.Zimetıe tahziri esas alını§tır. Amel-i s8.1ihe, erkan-i ibadetle beraber her türlü hayırlı. i§ mefliı1mu dahildir. «Hayırlı i§» sözü, her türlü ferdi ·ve ictimlll faziletler mecmuasına §a.mildir. Hayırlı iş, doğan çocuğa güzel bir. ad takmadan ba§lar. da Resü.lullah'ın
"(el-'Adlü esasü '1-mülk = Adalet, niülkün teınelidir.» hikmeti istikametinde ibadullaha hizmet hususuİı.a kadar gider. Nizama uymak, amel-i sfunıt!r. Hu-. kuk-i nasa riayet, ainel-i s§.llhtir. «Hiç ölmiyecekıniş gibi düny~ için, yarnli ölecekniiş ·gibi ahiret için çalı§mak», aıiıel-i s§.lihtir. «Emanetleri ehline tevdi», amel-i salihtir. !ctim:li tesanüd, bugünkü ta.birle sosyal dayanışma, amel-l salihtir. «Sosyal dayanışma>~ dedim· de hatırladııri. Çok def'a, «İsıariı Diııi'nde sosyalizm var mıdır?» sualini soranlar, «Vardır,» diyerek Sosyalizıne, tela.ffuzundan, kanfıni takibittan kurtulmak için çekindikleri komünizm manası verenlere farkında olmadan, olamadan . döküman hazırlayanlar bulunabilir. Hem işaret ·edeyim ki İslam Dini: yardınıla§ma:Yı, olanın olmıyana yardım elini uzatmasını enır eden bir dindir. Bu, bir amel-i s8.1ihtir. Komü~·nizm manasındaki sosyalizm ise yardım gayesiyle . el uzatmak · de~ ce br ve
SAYFA: 30 -· - - ~ - - - iSLAM MEDENiYET! .
tahakküm yoliyle olanın kazancına el atmak, el koymaktır. Bu s~syalizm, alın teriyle kazanılmı§ servete yer, emeğe değer vermez. İslil.m Dini'nde ise alın teriyle kazanılml§ servet, kazanan kimsenin sarili hakkıdır .. Ona el atılmaz. Bundan dolayıdır ki Peygamber-i alişan Efendimiz:
«Malını korurken ölen, §ehi('ldir.» buyurmı.ݧIardır . . Sırası gelmi§ken söylemi§ olayım. Bizde ve bütün dünyada Komünizmin,
yani saldırgan sosyalizmin dört hücum hedefi vardır: 1) İman, 2) Alılak, 3) Aile, 4) AJın teriyle kazanılmış servet. Bu dört. sedde gedik açmadan bir menılekete komünizm sızamaz; bu
dört seddi yıkmadan bir menılelekete komünizm giremez. İman: · Komünizme. seddir. Çünkü iman, ikril.rla başlar. Komünizm ise
inkan esas tutar ve her türlü inancı UYll§ttırucu ve uyutucu madde sayar. Alılak: Komünizme seddir. Çünkü ahlil.k, fıi.zilete dayanan bir düşünüş
ve davranl§ nizil.mıdır. Komünizm ise· her türlü nizarn fikrinin düşmarudır. Aile: Komünizme seddir. Çünkü aile, iman ve ahlak temelleri üstünde
yükselmi§, bina h1lline gelnıi§ bir kuru!uştur. Komünizm ise bir boldüzer -hissizliğiyle, bir kazma hoyratlığıyle ; önüne çıkan her şeyi kökünden sö-küştür. .
Alın teriyle kazanıl.nuş servet: Komünizme seddir. Çünkü alın teriyle kazamlıruş servet, iman ölçüleriyle ve. ahlak tartısıyı e, aileyi koruma gayretiyle elde edilmi§ azdan çoktan her türlü hala! kazançtır. Komünizm ise, imam uYll§turucu madde addettiği, ahlakı reddettiği, aileye yer vermediği için alın teriyle kazanılmı§ hala! servete hasm-i candır. Dikkat ettinizse burada alelıtlak servet demedim; ona «Alın teriyle kazanılmı§» vasfını ilave ettim. Çünkü İslam'ın meşru' saydığı servet, alın terfyle kazanılandır. Yoksa soygunculiıkıa, vurgunculukla, tefecilikle, <<Haram, helal ver Allahım; Doymaz kulını yer Allahımb> zihniyetiyle elde edilen değil. ..
Evet, iman, ahlak, aile ve alın teriyle kazanılml§ servet, komünizme karşı sed, onun yayılmasına kar§ı birer haddir. O seddi sağlam tutalım, o haddi daima göz önünde bulunduralım, derim.
Kızıl Rusya, Kızıl Çin, kızıla boyamm§ Polonya, Romanya, Bulgaristan, Küba... her türlü sefalet ve sefahet manzaralanyle meydanda... ݧte Cennet-leri, dalıa doğrUsu akl alınaz cinnetleri!.. ,
Türk milleti ve Muhammed ünımeti · olarak biz Komünizm cereyil.mnın
tazyikıne karşı tıkaç hizmeti görmekteyiz. o tıkaç da maaz-Allah, yerinden oynarsa, netice, istllil. günlerinden kalİna bir kelime ile, «Kaç, kaç!» olur. «Kaç, kaç!» amma nereye? «Eyne '1-meferr?» Şiil.rımız: «Önce tedbire tevessül, sonra takdire tevekkül» olınalıdır: Tedbir: Kur'an yönünden, iman yolundan ayrılmamaktır. ݧler olup bittikten sonra dövünmenin ve uğunmanın faidesi yoktur. O zaman dünyamız yıkıldıktan başka ukbanuz da sarsılır. Ağlamak aczin ifadesi, karalar bağlamak bir şekil tecellisi~ gelip geçici bir rfth tesellisidir; hepsi bu kadar ...
İrfan erierinden birfoin dediği vechile:
«Her §ey Hak ile k~; Allah deyelim dil.im.»
Sılre-i eelale devam ediyor: «... ve tevil.§av bi-'1-hakki = Husrandan müstesna olanlar bir de biribir
lerine hakkı tavsıye edenlerdir.» Hak, bir manasıyle Esrna-yi Hüsna'dan, Allah'ın güzeller güzeli adların
dan biridir, diğer bir manasıyle de batılın zıddıdır. Hak, ister ism-i Mevla, ister müsemma-yi evla olsun, her iki manasiyle de biri diğerinin tefsiridir. Hak Teaiii'ya inaı:ıİllak, her yönden batılı reddetme §U Uru değil midir? Batılı reddetme şuılru: Hak Tea.Ia'ya inanmak huzııru değil midir?
Resıli-i Ekrem Efend,imiz, Cenab-ı Hakk'a: «Allahümme erine '1-hakk hakkan ve 'rrzııkha 'ttiba'an ve erine ~1-batile
batilen .ve 'rzııkna 'ctinaben = Ey Allah, hakkı bize hak olarak göster ve ona uyma nasib et· bize; batılı da bize batı! olarak göster ve ondan sakınnıa nasib et bize!» niyazında bulwımuşlardır. Gerçi Efendimiz, hakkı hak olarak görürlerdi, batılı batı! olarak bilirlerdi; sanırım. ki bu niyaziarına kendilerini
. de katmak suretiyle üınriıetine teveccüh ve .iltifat göstermişlerdir. Ne babtl-yardır o kimseler ki biribirierine hakkı tavsıye ederler. Maalesef, bugüıi
ARAJ,m 1972
1
· ARALIK 1972 . - - - - - - - iSLAM MEDENİYETİ --'- - - - -'- - ..:... - SAYFA: Sl·
cem'iyyetimiz biribirierine hakkı değil, b§.tılı tavsıye edenlerin mecmai hilline gelıni§tir. ·
Süre-i mübareke . «... ve tevasav bi'ssabr · = (Husı:andan müstesna olan- . lar: iman edenler, anıel-i salih i§liyeııler, biribirierine hakkı tavsıye edenlerle· birUkte) biroirlerine sabr tavsıyesinde bulunurlar.» ifade-i cemilesiy!e son bulur. · . ..
Sabr: Önlenmesi mümkün olmıyan bir hale katıanma azmidir. Sabrın . 'ulviyyeti §undan da bellidir ki Esrna-i Hjisnil.dan biri: Sabur'dur. Zümer sft
re-i celilesinin 10 uncu ayetinde: «İnnema yuvaffa 's-sabirftne ecrehüm bigayri Jfuiab = Sabr edenlere, katlananlara, tahammül göstereniere ecrleri hemen ancak hisapsız olarak ödenir.» buyurulınU§tur; Bakara süre-i mübarekesinin 153 üncü ayetinde de: «Ya eyyühe'leZme amenü 'ste inft 'bi-'s sabri ve 's-salati İnne 'llahe me-a 's-sabirin = Ey iman edenler, sabr ve namaz yoluyle yardım isteğinde bulunan. Şüphe yok ki Allah sabr. edenlerle beraberdir.» denilıni§tir. Ayet-i kerimede sabrın naı;nazdan akden tutulması ve· Allalı «Namaz kılaıılarla beraberdir.» denilmeyip de «... sabreden.;. lerle beraberdir.» buyurulınası, nezd-i .il1i.hideki ehemmiyetinin burhil.nıdır.
Sabr etme, talıammül ~tme, katlanma: asla · ı:İıiskinle§me demek· değildir. Meskenet, yani yılgınla§ma, bezginle§me: acz alil.meti, rfth melil.meti, sabr ise kudret ifadesi ve insfuılık iradesidir. Meskenet: ye' sin· kaynağı, sabr: ümidin dayanağıdır. Dinimiz ye'si kil.firlik sayar, çünkü Cenab-i Hak'ııi ralımet sıfatına dokunur. Sabr .mevzftunda da imtisal nıisilJ.i:riiiz: yine Resüı-i bl-emsa.Iimizdir. O, mü§riklerin eza.Iarına, .cefalarına katlanmadı mı? Yerini,- yurdunu bırakıp ba§ka diyara göçmedi mi? Amına sonu Feth-i Mübin olmadı Il1l?
Allah, Rabb-ül-alemindir. Rabb-ill-alemin olan Allah, Ralıma:ndır, Rahim'dir, Din Günü'nün Mil.liki'dir. Yalnız Ona ibadet edilir ve ancak ondan yardım istenir. Hidayet nasib ettiklerini poğru Yol'a, Sırat-i Müstakim'e iletecek olan Odur. Sırat-i Müstakiin: ebedi saadet yoludur ki kıl·avuzu: .en büyük insan oi~ Resill-i zi§andır. saiat ona, selam ona, olanca ihtiram ona! .. Şeytan'a kapılanlardır ki o yoldan ayrılırlar. Bakara süresinin .208 inci ayetinde: «Ve la-tettebi'ft hutuvati 'ş-Şeytan İnnehu leküm adüvvün. mübin = Şeytan'ın adımlarına adım uydurmayın; muha,kkaktır ki o, sizin için besbelli bir dܧmandır.» buyurulınU§tur.
Hal-bu-ki Yftnıis süresinin 25 inci ayetinde: «V-Allil.lıü yed'ü il;-Dil.ri's-Selami ve . yehdibilıi men ye§a'u ila ?Siratin
J.14üstakim = Allah ise :ı:>ar-üs-Selam'a, Selam ve seıamet Evi'ne çağı.i:ır, bu,yur eder ve istediğini o dii.vetiyle, çağrısiyle Dosdoğru Yol'a iletir.» denil-mi§fu. .
. Nisa süresinin 14 üncü ayeti: . «Ve men ya'§i 'illahe ·ve· Resftlehu._ ve yete'adde hudftdehu yüdhillıü na
ren haliden ve lehft azabün mühin Allah'a ve Resiliüne . ·ba§ kaldıran, ,Onun belli ettiği hadleri a§an kimseyi kalınılı ate§e sokar. Böylesi için da'yanılınaz azab da var!» ikazında bulunur. Öyle .ise:
«Fe-men §a'e fel-yü'min ve men §a'e fel-yekfür = İsteyen durmasın mü'min olsun! isteyen de durmasın.ka.fir olsun!»
Cenab-ı Hak, Resftl-i kerimine: «Kul ıa.-temünnft •aıeyye İslameküİn = İslam Dini'ne· girdiniz diye bana
minnet yüklemeyin, de onlara!» emtini veriyor. MüslümanJ.ık, bir ni'mettir; minneti yok... Müslümalılık bir devlettir;
külfeti yok. Bizi müslüman yarattığ'ı, Seyyid-ül-Evvelin Ve '1-Ahirin'in ünımet ca.~
miasına kattığı için Allil.h'a harndimiz payansız, bu hususta gereği gibi §ükr etmemiz imkansızdır. Resftlullah'ın izinden ayrılansa imansıZ ·olduğu kadar da iz'ansızdır.
Nisa' süresinin 58 inci ayeti: «İnn-Allil.lıe ye'mürüküm eıi. tü'eddü '1-emanati ila-ehliha ve iza hakem
tÜm beyne 'n-nasi en tahkümft bi-'1-'iıdl = Şüphe yok ki Allah, size emanetleri muhakkak sürette ehline tevdi etmenizi ve insiuılar arasında hakem 'ol• duğunuzda adaletle hükm eylemeriizi emr eder.» ·der. Bunu takib eden aye-ti de: ..
«Ya eyyüha 'llezine a.menft ati'u 'llaha ve aU'u 'r-Resftle ·ve uli '1-einri
SAYFA: 32 - - - İSLAM MEDENİYETİ
ıninkü.nı. = Ey iman edenler Allilli'a itaat edin, Reso.ı ile sizden buyurman olanlara mutı olun!» emrini. verir. _ İmam-ül-Müfessirin Abdullah ibnü Abbas Hazretlerl başta olmak üzere
bir çok müfessirler, ilk ayetteki «emanat = emanetler» söZünü amme hizmetleri suretinde de iziili -etrni§lerdir. Kelime mutlak manasinda alındığı zaman bundan, kendilerine emanet bırakılacakların emin kimseler olması hükmünü istihrac etmek zaıilreti, müfesser milılasına kabO.l olunduğu zaman da hizmetlerin ehllerine tevdi kılınması icab ettiği hikmetini istiknilli eylemek mükellefiyeti vardır.
Bir Hadis-i şerif:
«Ke-ma tekfuıu yüvella 'eleyküm = Olduğuıi.uz gibi idare olunursunuz» buyurur. Bti özlü söz yanında Montesquieu'nün o nbir .asır sonra yazdığı L'Esprit des Lois = KanUnların RUhu (Rüh-ul-Kavilııin) adlı eserindeki -meşhür «Her millet, layık olduğu idareye/kaVU§iır.» cümlesi· ne kadar sönük kalır. FakÜltelerimizin İdare ilmini tedris eden Profesörlerimizin çoğu,· ResO.lullilli'ın bu hadisinden gafil bulundukları için · Montesquieu'nün ifadesiıie
hayran olurlar. İyi olalım ki iyi idareiolunalım. Aksi ha.Ide yanıp yakılmağa ne hakkımız var?
Feth süresinin: · «Muhakkak ki Biz seni Şahid ola,rak, Rahmetle Müjdeleyici olarak ve
Azabla ürkütücü olarak (ResO.l) gö_nderdik.» mea.Iindeki 8 inci «İnna erselnake Şahiden ve Mübeşşiren ve Nezira.» ayetiyle tavsif huyurulan Nebiyy-i ekmel efendimiz'in biraz önce andığımız:
«Ke-ma tekfuıü · yüvella 'aleyküm = Olduğunuz gibi idare edilirsiniz.» öğüdünü, «İza vüsside emru bi-gayri ehlilıi fa-ıitaziri 's-sa'a = Ehl olmayan, iş ba-. şına getirildiği zaman hemen Kıyameti gözle!» yollu uyarmasını unutmamak lazımdır. Kıyamet sözünden, dünyanın tabiat nizarnının alt üst olması değil,
cem'iyet huzUrunun bozulması muraddır. 620 yıllık Devlet, işte. bu «İza vüsside bigayri ehlilıi fa-ntaziri 's-sa'a» hikmetinden. gaflet edilmesi Yüzünden batnıış değil midir?
İslam Dini'nin imfuı, ibadet ve a1ı1ak esaslarını yılmadan, yorulmadan memleket halkının gencine, yaşlısına, delikanlısındiuı ağır ba§lısına, kadınına; --erkeğine, yi@dine, ürkeğine öğretecek, gösterecek, kavratacak olan: Din Hiz~ metlisidir.
Yurdumuz bugün, türlü türlü kaynaklardan gelen fikirlerin çarpl§tığı,
sağlı - sonu cereyanların çatıştığı, gerçekle yalanın katıştığı, etieelerin pehlivanlarla kapıştığı, dilsizlerin dillilerle tartl§tığı; inkarın imania atıştığı bir alan haline gelme isti'dadı göstermektedir. Küçüğün büyüğe hürmeti, büyüğün küçüğe şefkati, rilliların kanfuıa, nizama, enıre itaati, inevkıa, makama riayeti hemen hemen kalmamıştır.
Eşkıyilııın yalıanda soyma adeti, şehirlerde esnaf tabiati ha.Iine gelmiştir. Kur'an-i Kerim'in «Eksik ölçmeyin, eksik tartmayın, teraziyi hilesiz · kullanın!» yolundaki enırleri unutulmuştur; vurgun yolu tutulmuştur. Tefecilik, almış, yürümüş, ihtikarcılık, memleketi bürümüştür. Bütün bunlar, Komünizmin yeşermesine, dal, budak salmasına, kökle§rnesine zemin hazırlayan amillerdir. -Şer ibresi harekette, hayr ibresi atil.lettedir. Allilli'ın rahmeti, mağfireti vardır amına, unutmayalım ki izzeti, şiddeti de vardır. Allilli'ııi te'dib ve isliili yolları boldur. Tarih boyunca bizi bizimle te'dib ettiği zamanlar olmuştur.
Cenab-i Hak, Yfuıus süresinin 57 nci ayetinde: «Ya eyyuha 'n-nasü kad ca'etküm mev'izatün min-Rabbiküm ve şifa-ün
li-ma fi-'s-suduri ve hüden ve rahmetlin li-'1-ııiü'minin» buyuruyor; Ey insanlar; diyor, Rabbinizden muhakkak ki size bir öğütleme, göğüslerde, içierde olan bozukluk için bir şifa, mü'minler için bir kılavı.İz ve rahmet geldi.»
O öğütleme: Kur'an-i azimüşşandır. O şifa: Kur'an'la ifadelenen Hakikat-i Muhamınediyye, şerefet-i Abmediyyedir. O kılavuz ve Rahmet: «Ve ma-erselnake illa rahmeten li-'1-'ale~ tahtının sultanı, «Lev lake Iev lake Ie-mahalaktü '1-eflak» tacının şam, gönüller şifası, gözler safası, Allah'ın 1\Iuhammed ıuustafa'sıdır.
«Ve Ia-ted'u ma'a 'ilahi ilillien illiar Ia-ilillie illa Hu Küllü şey-'in halikün illa vecheh lehü 'I-hükmü ve ileyhi türce'fuı = Ey gafil insan, Allilli'la birlikte başka bir iliili çağırma! İlilli, ancak O'dur. Onun zatından başka her
ARALIK 1972
.ARALIK 1972 İSLAM MEDENİYETİ - - ----,.... SAWA:.SS
§ey helake uğrayıcıdır. Hükm onundur. ünansanız da, inaİı.masanız da er-geç) O'na dö~dürüleeeksiniz.» (Kasas: 88).
«İnn-Aİlahe ma'a '1-lezine 'ttekav ve 'llezine muhsinfuı = Muhakkak ki 'Allah, ittika' edenlerle, kimler muhsin ki§ilerse onlarla beraberdir.» ·eN emi: 128)
Takva: Allah'ı:ri.. emrind~n ayrılmiuna; uelıyinden sa~ itina,;,ıdır. Bir ayet-i kerime: . . . . . .
«!ııiıe ekremeküm 'ind-Allahi etkaküm ·.----:- Muhakkak. ki Allah indinde en değerli olanınız, en ziyade tekvalı olaninızdır.» der.
qJ:nn-Allahe la-yuhibbü '1-müfsidin = Şüphe yok ki Allah, müfsidleri, ortalık karı§tıranları s.evmez.» CKa::ıas: 78) ..
«Va'tesimO. bi-'llahi Hüve Mevlaküm Fe-ni'me '1-Mevla ve rii'me 'n-Nasir Allah'a tuturiun; Mevlamzdır o. Ne iyi Mevıa, ne iyi Yardım ·edici!»
(Hacc: 78) «İnn-allahe ye'mürü bi-'lc'adli ve '1-ihsa.ni ve ita'i zi-'1-kurba .. ve yenha
an-il-fah§a'i ve '1-münkeri ve 'i-bagy Ya'izüküm le'alleküm tüflihfuı = Muhakkak ki Allah, adlle hareket etıne, ilisanda bulunma (.A,llah'a, Onu göriir gibi, O'nun seni gördüğünü bilerek ibadet eyleme) ve yakın akrabaya yardım elini uzatına yollu emr eder; yüz kızartıcı hareketten, ho§a · gitınez. §ekilde davranmada.I)., azgınlıktan ·men' eder. Öğüt verir (SlZe; ola ki felah bula-
. sınız.» (Nahl: 90) . «Hüve 'llezi ersele Resiilehu bi-'1-hüda ve dini '1-hakki li-yuzhirehO. 'ale-'d
dini küllihi ve kefa bi-'llahi §ehida = Allah, o Allah'tır ki Resiiiünü din adına ne varsa hepsine üst olsundiyelüdayet kılavuzu Kur'an'la, Hak Din'le gönderdi. Gözleyici olarak Allah yetti.» (Feth: 28) .
Milletçe ayakta duqnak istiyorsak, imana . dayanan !Milli Mücadele ro.huım.izu, Milli Mücadele §uurumuzu diri tutmak zaro.retindeyiz.
Bize: <<Korkma sönmez bu §afaklarda yüzen· AI Sancak, Sö nıneden ynrduınnn üstünde tüten ·en son· ocak. O, benimdir milletiınilı yıldızıdır, parlayacak; O, benimd!r, o, benim ·milletiınindir ancak! .. »
dedirten o rUhtur, o §Üiirdur~
Bizde: <<Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi ·çılgm bana zincir buracakmış ~? Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarnn; Yırtarnn dağları, enginlere sığnıaz taşarım.>> ·
güveneını uyandıran ·o imandır, o rUhtur, o ı;ıuurdur;' Bu mübarek riih ve mukaddes §ulirladır ki Feth-i Mübini ba§ardık. Bu mübarek riih ve mukaddes §Uiirladır ki Yahya Kemal'in dediği gibi:
«Çıktı pür-velvele Otranto'ya Alımed Pil.şa» · Bu mübarek .rUh ve mukaddes ı;ıuiirladır ki bir zamanlar Karadeniz'i Ak
deniz'i birer Türk gölü haline getirdik. Varlıklı bir millet ve kendini saydırır bir devlet ··olmamız, olabilmemiz
bu rfthla canlanmanılza, bu §Uurla uyanmamıza, uyanık kalmamıza, acı hiidi- .. selerden ibret almariııza bağlıdır. Bekçileri uyuınU§ hisan dü§man kolaylıkla alır; öyle hisarın s§.kinleri sonunda periı;ıanlık içinde apl§ıp kalır.
Milletierin imil.nları, gelecek te:ıiıikeleri uzaklardan sezen .manevi radarlandır. Milletierin imil.nla yoğurulmu§ varlıkli:ı.rı, yaklaşan tehlikelere göğüs geren çelik .kal'alerdir.
Milletleri tehdid eden tehlikelerin bellibir yönü yoktur. Türk milleti ve Muhammed ümmeti olarak her yönden· gelecek tehlikeler kar§isında hazırlıklı ve uy~ bulumiıak mecbiiriyetfndeyiz. Birliğin ve beraberligm diğerini ders ettiğinıiz müddetçe, az da olsak kuvvetliyiz. Birliğimizi, beriiberliğimizi terk ·ettiğimiz müddetçe, çok da olsak zaifiz. ·
Bin bir delille biliriz ki İslaiı:ı Dini'İıin tarih boyıınca kılıç .yönünden dayanağı kalem yqnünden kaynağı Türk milletidir. Bundan dolayıdır ki Komünizm, İslam'a olan hücumunu Türkler üzerinde teksif edegel;ıni§tir.
Resiilullah Efendimiz: «(el-Fitnetü naimetün le'an-Allahü li-meı:i. eykazaha) Fitne uykudadır.
oiı.u uyandırana Allah lanet. etsin!» buyurmU§lardır. Her türlü ikilikten ı;ıiddetıe sakınalım: ikilikler yüzünden dünya Ini!-
SAYFA: 84 - - - - - - - - İSLAM MEDENİYETİ - - - _:.. - - -- ARALIK 1972
!etlerinin başlarına neler geldiğine, ayni sebeple koskoca Rwneli'nin elimizden gittiğille ib:ı;:etle bakınalun.
Rahmetli .Akif:
<<Alliili'a dayan, sa'ye s~ hükmüne ram ol! Yol varsa bndnr, bilmiyorwn başka çıkar yol.»
diyor. Alliili'a dayana:lım, sa'ye sanlalıın; sanldıktan sonra da O'nun hükmüne r§m olalım.
(Not: Bu beytin birinci mısraındaki «hükmüne» kelimesi, eski harflerle basılırken bir nokta farkıyle, matbaa hatası olarak «hikmete» §eklinde çıkbl§ ve öyle yayınlaDDU§tır; nitekim Konya Yüksek İslam Enstitüsü'nün giri§ kapısu:ıın üzerine bu §ekliyle yazılıp kazılmı§tır.)
Her dereceden ve her seviyeden Din hizmetlerine dü§en: milli §Uüru: ve dini §ian telkin ve tanıim etmektir.
«Her deree_eden ve her seviyeden Din hizmetlileri ... » dedim. Bunlan yeti§tiren müesseseler: en basitinden ba§lamak süretiyle Kur'an-i Kerinı Kurslarıdır, tmam-Hatip Okullandır, Yüksek İsİarn Enstiütilleı;idir, İlahiyyat Fakilltesidir, İstanbul Üniversitesi islamı İlinıler Araştırma Enstitüsü'dür.
Bir zamanlar, Kur'an-i Kerim Kurslarının, kanünlanmızda yeri olmadığı iddia edilirdi; 633 sayılı kanünla bu iddia,- mesnedsiz kaldı.
İmam-Hatib Okulları, 1951 yılında, Rahmetli Tevfik İleri'nin Maarif Vekilliği sırasında açılmağa ba§ladı. Sayılan 1959-60 öğretim yılı sonunda 1_9'u buldu. 1962;de Sayın Prof. Dr. Şevket Ra§id Hatiboğlu'nun Bakanlığı esnasında bunlara 7 daha ilave olundu. Bugün, sayıları 70'i1 talebe miktarı da 35 bini a§tı. Bu artı§, bir kemiyyet olduğu kadar bir · keyfiye te delalet eder mahiyettedir.
Birincisi, 7344 sayılı Kanüna tevfikan 19. XI. 1959 tarihinde yine Rahmetli Tevfik İleri'nin hinınıetiyle İstanbul'da açılan Yüksek İslam Enstitüsü sayısı halen biri Konya'da, biri Kayseri'de, biri de İzmir'de olmak üzere 4'ü bulm'U§tur. Bu yıl da Erzurwn'da beŞincisi açılacaktır. İstanbul Yüksek İslam_ Enstitüsü 1963'ten, Konya Yüksek İslam Enstitüsü de 1966'dan itibaren mezun venneğe ba§lamı§lardır. Bir sene sonra Kayseri, iki. sene sonra da İzmir Yüksek_ İslam Enstitüleri, mezun· edeceği genÇıerle memleket ilıtiyacını kar§ılama yan§ına katılacaklardır. İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nün 1963-1966 yıllan araSındaki mezunlan, bir İlkokulun çatı katında, namüsaid §artlar içinde yeti§mi§lerdir. Eziyyetlere katlannıı§lar, siğıntı gibi sıkıntılarla boğu§mu§lardır. Lakin yüz ağartım§lar, göğüs kabartım§lardır. Bakanlık Müfetti§i olarak, Yüksek İslam Enstitilleri mezunlarının öğretmen ve idareci sıfatlanyla çalı§tıklan öğretim müesseselelinde gayret ve muvaffakıyetlerini bizzat görüp tesbit etmi§ biri olarak, İmam-Hatib Okullannın mezunlarına daha yüksek bir tahsilin inıkanmı hazırlama lüzümuna 1958 yılında
Konya'daki bir konll§masiyle i§aret ede nbüyük zatı,- İstanbıil Yüksek İslam Enstitüsü'nün açılmasını türlü muhalefetiere rağmen sağlıyan Maarif Vekili· Tevfik İleri'yi huzürunuzda ra.bmetle yad ederken, ·rühlan için hepinizden Fii.tilıa · dilerken, Yüksek İslam ·EnstitÜleri Kanünunu hazırlayıp Büyük Millet Meclisi'ne sunan o zamanın iki Konya Milletvekilini, Falıri Ağaoğlu ile Mustafa Runyıın'u, mevcüd 19'a ilave olarak 1 İmam-Hatip Okulunu, Konya Yüksek İslam ·Enstitüsü'nü açan, Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü'nün açılma zeminini hazırlayan Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Şevket Ra§id Hatiboğlu'nu, bu enstitüyü tedrisata ba§latan Milli Eğitim Bakanı Dr. İbrahinı Öktem'i, İzmir
·Yüksek İsJAm Enstitüsünü açtıran Sayın Ba§b::>..kammız Süleyman Demirel'le M1lli Eğitim Bakanı Sayın İlhanıi Ertem'i nıimıetle ve hürmetle anarım.
Bu vesile ile burada bir sevindirici hususu, 12 . ekim 1969 seçinılerinde İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü öğretim camiasından biri ile mezunlanmızdan bir kaçının te§rii hizmete katılma imkarn kazandıldan hususunu meımıünlukla kayd etmek isterim. Kendilerinden, ·Enstitillerimizin geli§meleri için hayırlı ve ba§ai'ılı gayretlerde bulunmalarını beklerim, Cenab-i Hakk'ın kendilerine bu i§.te de muin olması niyazında bulunurwn.
İmam-Hatib Okullannın, Yüksek İslam Enstitillerinin lüzwnsuzluklarından, hatta zararlarından ( !), kapatılmalannın Anayasa icabı ( !) bulunduğundan söz açıldığı, bu yolda çalı§ıldığı zamanlar da oldu. Alliili'ın inayeti, Resülulliili'ın sıyaneti, Evliya'ull8.J?.'ın hinınıeti sayesinde olanlan kapatmak · §ÖY·
ARALIK 1972 - - - - - SAYFA: 85
-le dursun, onlara daha başkalan ilave edildi. Kopanlan yersiz yaygaralara, yükseltilen çığlıklara rağmen bu irfan kervanı yürüyecek, Ahadiyyet kaynağından: g:etirdikleri, ebediyet_ durağına götürdülderi iman metaı, Türk vatanını büriiyecektir~ Belki be İki yine. patırdı koparanlar ayak sili:iiyecek, ~ emelleri kendi benliklerinin batağında çüriiyecektir.. . . .· .
1949-50 Öğretim Yılında _açılan llahiyyat Fakültemiz P:er güiı biiaz- dalı~ olgımlaşmakta, kendi mezunlarından olan isti'dMİara: kaVU§maktaCılr" -·
Burada bii noktayı .. bilhdssa işaret etnieyi · faideli sa~aktayım: .. Teftiş ettiğim bazı· okullarda mahdud ve mevzi:i olmakla beraber, ttiUiiy
yat .Fakültesi mezunlanyle Yüksek İslam Enstitüsü mezunlanndan bazılarimn . birbirleriyle uğraştıklarını, bunlann birtakım harici unsurlar tarafından kı§kırtıldıklar_ını . gördiiın. Şunu -unutmayın ki Yüksek !sfam Enstitülerini iste~
n_ıiyen hasis rCıiı, _ttahi;Vyat Fakültesiıiin dostu Q.eğildir. önce bölecekler, sonra birbirlerine düşürdüklerinin karşılarına geçip güJeceklerdir. Ne cebhenizi böl-: dürün, ne hasımlannızı güldürün. Sizin mesnediniz imAn olmalıdır; onlarin nasibi, tesanüdÜnüz karşısında husran olmalıdır. -
İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nün bu yıl katılaDlarla kemiyyeten ar:.. tan, keyfiyeten yükSelen gençleri, 1969-1970 Öğretim Yılinın ilk dersini veren bir hacanız sıfatıyle, sizlere hitab ediyorum:
Davanız, · Tevhid davasıdır; bu dava, i'la-yi kelimetuilah davasıdır. Zecrine katlanacak, evriyle kanatlanacaksımz .
. Y-olunuz, Kur'an yoludur. Bu yol, iman ve irfan yoludur. Yorı,ıla,cak;_ fa: kat yılmayacaksımz.
Okuyacaksımz, çok okuyacaksını.i. · Alla.h'ın, Kur'an'la ilk fermii.nnı:ın «Okul» olduğunu unutmıyacaksımz .
. Her türlü bölücü cereyanl~rdan uzak kalacaksımz. Başkalarıtim hasis. emeı.,.. lei'ine a~et olmayacaksımz.
KanUnlan; nizamiari, meınleket realitelerini öğrenci olarak da,- muallir!l olarak da, alim · olarak da göz önünde tutacaksımz. ·
ResUlullah'ın «Yessirü ve la-tu'assirU beşşirU ve la-tüneffirU = Kolaylaştı• nu; ·güçleştirmeyin; müjdeleyin (ümid ve şevk verin), tiksindirmeyinb ·emrine uyacaksımz; kulaklannızda daimii bu emrin sesini duyacaksımz,
Işık olup aydınlatacak; rahmet olup yağacaksımz. Günlük dedi-kodulardan, ben-sen .mücadelesinden doğan siyasi cereyalııar'"
dan, nemelazımcılıkla değil, halka hizmet aşkıyle çevrenize bakınacak, Hakk'ın ilisan nişanını takınacaksımz. Allah'ın «Ete'müriıne 'n-nase ve tensevne Emfüsekiiın = Kendi nefsinizi unutur da inSil.nlara ını emr edersiniz?» ikazını hatırınızdan çıkannıyacalrsıniz.
Din, yaşamadıkça din, olmaz. Dini olanca hazziyle yaşıyacaksımz . . Burası bir ahenk .vasıtasıdır. Sizi kendi yavrulan kadar seven hocala•
nnızı · üzıniyeceksiniz; müesses · düzene· karşı sakat tertibler düzıniyeceksiniz. Sizlere, bugün· blırada idare ve taliın hey' etinin, muhterem davetlilerinin.
huzUrunda bu öğütleri sıralıyan insanm yüreğinde iniam-Hatip Okullanyle Yüksek İslam Enstitülerinin hadimi · oldugu için daldırılmış hançerlerin y~a izleri, göğsünde sağdan-soldan atılmış taşların bereleri vardır. O, muayyen an gelince HuzUr-i Rabbü'l-Alemin'e bu ya,ralarla, bu berelerle varacaktır.
Sizlerin çalı§!Jlalannız dünyevi mükafatım olacaktır. Şunu da bilin ki hocalarınızın hemen. ·ııepsiİıde ayni yarala.i-. daha · derin,
ayni bereler daha geniş sll.rette mevcud ve me§huddur; Gayemiz selAmet-i Yev. mü-'1-Mev'fi,ddur.
Sözlerimi Kitab-i M üstetab'ın bir dua ayetiyle, «Ey. Rabbili:ı.iz, kalbieriınizi hidayete erdirdikten sonra artık_ bir daha bozukluğa uğratma ve bize nezd-i ülUhiyyetindeıi rahmet nasib eyle! Şüphe yok ıd VelıhAb' Sen,- ancak Sensin.'-> mealindeki: <<Rabbena la-tüziğ kulubena ba'de iz hedeytei:ıa ve heb lena min Iediin.ke r~e / !nneke Ente 1-Vehhab» ayetiyle bitiriyorum.
Sağ olun Allah ve ResUiuııluı sevgisiyle dolun!