Redaksiyon: Ahmet YAMAN - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D172028/2007/2007_CAKANIL.pdf · 2015. 9....
Transcript of Redaksiyon: Ahmet YAMAN - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D172028/2007/2007_CAKANIL.pdf · 2015. 9....
Fecr Yayınları: 102
Redaksiyon: Ahmet YAMAN
Mizanpaj: CiNAS
Kapak: Ci NAS Baskı, Kapak Baskı: KALKAN MATBAACILIK
Büyük San. 1. Cad. 99/32 lskitler Tel: 3419234-3421656 Ankara
1. Baskı: Eylüi'07
ISBN: 978-975-6004-34-0
SEMPOlYUM DÜZENLEME KURULU
Mustafa DEMiREL (Genel Koordinatör)
Prof.Dr. Ahmet YAMAN (Başkan)
Doç.Dr. M.Bahaüddin VAROL
Taceddin NÜKTE
M. Savaş SAKLAN
Halil ÖZYEŞİL
Mustafa ÖZKAYA
Ramazan AY
İbrahim AFACAN
Mehmet KARABAG
Zafer GÖK
Bayram MAVİ
Yahya KÜÇÜKDEMİRCİ
Halit TEKiN
FCR YAYlN REKLAM BiLGiSAYAR SAN. VE TiC. LTD. ŞTi. Rüzgarlı Cad. Rüzgarlı işhanı No' 2 Kat: 5 Ulus/ANKARA
Tel: {O 312) 310 08 60- Fax: {O 312) 311 47 89 Web: www.fcr.com.tr- e-mail: [email protected]
PEYGAMBERLERiN BAZI NiTELiKLERi
VE
HZ. PEYGAMBERiN ÜMMETi ÜZERiNDEKi HAKLARI
Prof. Dr. ismail L. ÇAKAN*
Allah'a hamd, RasOiüne salat ü selam ile sözlerime başlarım.
Risalet kurumunun kahramanları peygamberleri belli bazı nitelikleriyle anmak, herhalde "Cahi/iye Döneminden Günümüze Hz. Muhammed" konusuna uygun bir mukaddime olacaktır. "Peygamber Efendimiziri üzerimizdeki hak/an" da onu kavramak ve aramızdaki ilişkiler açısından ihmal edilemez önemli bir noktayı oluşturmaktadır.
Allah elçileri ve insanlığın hidayet rehberleri olan peygamberler, mukaddes kitabımız Kur'an-ı Kerim çerçevesinde genel bir değerlendirmeye tabi tutuldukları zaman, gerçekten dikkat çekici birtakım nitelik ve özelliklere sahip oldukları görülmektedir. Allah Elçilerinin Özellikleri (Hasaisü'r-rusül) de diyebileceğimiz bu durumu, ikili anlatim yöntemiyle özetlemek, oldukça ilginç bir bilgi demeti ve ibret tablosu oluşturacaktır. Bu sebeple bendeniz konuyu, farkil olduklan noktalar ve ortak yönleri başlıkları altında takdim etmek istiyorum.
A. Farklı Oldukları Noktalar
1. Bilinebilirlik
2. insan Olarak Mizaçiarı
3. Verdikleri Mücadele
4. Getirdikleri Din
. 5. Aldıkları Vahiy
6. Sosyal- Siyasi Konum
7. Başarı ve Aile içindeki Durumları
• Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi. [email protected]
17
B. Ortak Yönleri 1. Ortak Görevleri
2. Ortak Çağrıları
3. OrtakTakdimleri
4. Hayatlarında Ortak iki Olay
5. Ortak Meşguliyatleri
6. Yetkisiz Oldukları Ortak Konular
7. Ortak Uygulamaları (sünnetleri)
Şimdi biraz daha yakından bakalım:
A. Farklı Oldukları Noktalar 1. Bilinebilirlik Bilinebilirlik açısından peygamberler, Kur'an-ı Kerim'de anlatilan
lar ve Kur'an-ı Kerim'de anlattimayanlar diye iki gruba ayrılırlar.
~ ı$-ı y ili ı ~j ~ ~ iJ ~jj J.i ~ ~ (tA'~' a' ai Ji ~jj
"Bir ktstm peygamberleri sana daha önce anlatttk, bir ktsmmt ise sana bildirmedik ... "' ·
~~ ~ iJ ::,0 ~j ~ ~~· a' ai ::,0 ~ ~ ~ ~j d:.ji ~J
"Gerçek şu ki, senden önce de peygamberler gönderdik. Onlardan sana ktssalarmt anlatttklartmtz da var anlatmadtklartmtz da var."2
Kur'an-ı Kerim'de anlatılanların sayısı 25'tir. Anlatılmayanların a-dedini ise Allah bilir.
2. insan Olarak Mizaçiarı Cemaif peygamberler yanında Celalf peygamberler vardır.
C~ mali yapıdakilere Hz. Harun, ibrahim ve isa aleyhimüsselam; Celall yapıdakilere de Hz. Nuh ve Musa aleyhimasselam örnek verilebilir. Peygamber Efendimiz ise, hem cemiıli hem de eelall bir yapı ve mizaca sahiptir. Nitekim o, kendisini "Ben rahmet peygamberiyim, ben savaş peygamberiyim" 3 diye tanımlamıştır.
3. Verdikleri Mücadele Ulü'l-azm peygamberler ve diğerleri olmak üzere iki grupturlar.
Büyük mücadele yürütmüş olanlar, sırasıyla Hz. Nuh, ibrahim, Musa,
1 Bk. en-Nisa (4). 164. 2 ei-Mü'min (40); 78. 3 Ahmed. B, Hanbel, Müsned, V, 405.
18
isa ve Muhammed Mustafa aleyhimüsselam'lardır.4 "ı)11 ~ ~ :_;..~ . '
~)ı ~ r:foiı o halde, peygamberlerden azim sahibi olaniann sa brettiği gibi sen de sabret!"5
4. Getirdikleri Din
Mill1, yerel, yöreseldir (Musevllik ve Hıristiyanlık gibi) veya Evrenseldir (islamiyet gibi).
5. Aldıkları Vahiy
Suhuf6 biçimindedir veya Kitaptır (Tevrat. Zebur. incil ve Kur'an-ı Kerim).
6. Sosyai-Siyas1 Konum
Komuta yetkisi olanlar (Komutan Peygamberler. Hz Süleyman ve Davud gibi)yanında komuta yetkisi bulunmayanlar vardır.
7. Başarı ve Aile içindeki Durumları Sonuç almış olanlar vardır. sonuç alamamış olanlar ve hatta öl
dürülenler.
Eşleri kendilerine inananlar vardır. eşleri inanmayanlar (Nuh ve Lut aleyhimesselam).
~ wı:rı.;:J ~ı::... u~~~ 0~ ~ ı:r\S'-:) ~~;~:, ç.} ~~? ı1)5' ;:r.~ ~ lliı yf;:>
~ı:Uı to :J~ı ı.i;:.~ı ~J ~~ı~$~ "Allah, inkar edenlere, Nuh'un kans1 ile Lut'un kartsim misal ver
di. Bu ikisi, kullanmizdan iki Salih kişinin nikahlan altmda iken onlara hainlik ettiler. Kocalan Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamad1. Onlara, 'Haydi, ateşe girenler/e birlikte siz de girin!' denildi." 7
B. Ortak Yönleri
1. Ortak Görevleri
Allah'a kulluk /Tevhid (Eni'budu'llah) ve tağuttan kaçınmak!şirki terk (ve'c-tenibu't-tağut).8
4 Bk. ei-Ahzab {33). 7. 5 ei-Ahkat {46). 35. 6 Bk. ibn Hıbban. Sahih.l. 288 {Beyrut 1987. X ciltlik baskı). 7 et-Tahrim {66). 10. 8 en-Nahl { 16). 36. Tağut. hakkı tanımayıp aza n, sapan ve saptıran her kişi ve güce verilen addır.
19
"Anda/sun ki biz, 'AIIah'a kulluk edin ve Tağut'tan saktmn' diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik."
Peygamber Efendimiz'in:
.ı.J ı.!.l.ı._,.';ı '1 o.ı,;.. 1 .lı ı '.lı .ı.Jı '1 . ı..}.;! ,;r ı:.ı _,.,.:ıı1 u i c..li \.a ~i
"Ben ve beriden önceki peygamberlerin en önemli be ya m; 'bir olan, eşi, ortağt bulunmayan Allah'tan başka tan n yoktur' ikrandtr." 9
ha.disi de bütün peygamberlerin tevhid çağrısında bulunduklarını açıkça göstermektedir.
2. Ortak Çağrıları
Allah Korkusu (ittekCı'llah) ve itaat (ve EtiCıni).
~~f::, llıı ı)~ "Arttk Allah'a karşt gelmekten sakmm ve bana itaat
edin. " 10
3. Ortak Takdimleri
Güvenilir elçi oldukları ~f J;.j ;.5:1 J~ "Ben, size gönderilmiş gü
venilir birelçiyim." 11
Herhangi bir maddi karşılık/ücret istemedikleri ::.,~;-ı~ ~ ;Jdt.f ~Aj ~ i\Aiı • - le dı • f ı.J:"" YJ..r ,ı.#f.
' ' '
"Buna karşt sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ecrimi vere-cek olan alemierin rabbidir." 12
4. Hayatlarında Ortak iki Olay
Mi'rac ve hicret.
5. Ortak Meşguliyetleri
Nefsin terbiyesi ve ümmetin idaresi.
6. Yetkisiz Oldukları Ortak Konular
ilahlık iddiası ve Allah adına yalan söylemek.
~~ ~ J~ ~ ı;~~~ Iyi~~ JA ~ a~ıj pı::, y~l ili ı ~Y. ::.ır r 0\S-~.a "AIIah'm kendisine kitap, hikmet ve peygamberlik verdiği hiçbir
insanm, kalktp da insanlara, 'AIIah't btraktp bana kul olun!' demesi mümkün değildir." 13
9 Muvatta, Kur'an 32; Hac 246; Daavfıt 122. 10 eş-Şuara (26), 108, 126, 131, 144, 163, 179. 11 eş-Şuara (26), 107, 125, 143, 162, 178. · 12 eş-Şuara (26).109, 127, 145, 164, 180. 13 Al-i imran (3), 79. ·
20
"Eğer peygamber bize kaiŞt bazt sözler uydurmuş o/saydt, elbet-te onu ktsktvrak yakalardtk. Sonra onun can damartnt kopartrdtk." 14
7. Ortak uygulamaları (sünnetleri)
inananlardan yana tavır almak ve muvahhid nesiller yetiştirmek. Hz. Nuh'un şu sözleri peygamberlerin inananlardan yana aldıkları
tavrı yansıtmaktadır:
~·.a~(.,-1 ~<'~-- ·- .i~"fıı 1-ı-. .Uı.) ıi...urı;- .J.ıı i<-Jı ·rıJı;~·<-tt..rır .~~~-.r r-J ı.r;-J ~J .r !"i'~ .ro ı:r.., -~ : J, ı.s- ~ '-?t:' u~ ,- r ~J! -J
~~
~ /J'.ll ım ~~J. 0~ ~ı ~ ~~:; r :,i~1 tilı ~Y.:) ~~~?/}~:ll: J)l ılj ~ J! j)l ılj ~ı~~ ılj ~ı~(~~?~~-J)l ılj
~ili.! ı ~ ı~\ ı}j ~ ~, ~il J, ~ ~~ ili ı ı';? "Ey milletimf A/lah'm emirlerini bildirmeye karştltk sizden her
hangi bir mal istemiyorum. Benim mükatattm ancak A/lah'a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine kavuşacak/ardtr. Fakat ben sizi cahil bir topluluk olarak görüyorum. Ey milletimf Ben on/art kovarsam, beni Al/ah'm azabmdan kim korur? Düşünmüyor musunuz? Ben size 'AI/ah'm hazineleri benim yammdadtr' demiyorum, gaybt da bilmem. 'Ben bir me/eğim' de demiyorum. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, 'Allah onlara asla bir haytr vermeyecektir' diyemem. Onlartn kalplerinde o/ant, Allah daha iyi bilir. On/art kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum!"1.5
Peygamber Efendimize de şu talimat verilmiştir:
ılj ı;:iıı ~~ı ~? lı.J ~ 11~ ~ ılj ~1 ~ Jlı.}- ~ıj ~ı~~ (.iU ~_;~~~ı tA ;.r ar ~ıj l.) ô~l ~ıS-j ôıjA {SJıj u~~ ~ ~ L:llii:; ~
"Sabah-akşam Rablerine O'nun hoşnut/uğunu dileyerek dua/ibadet edenlerle birlikte ol, bunda sebat et.. Dünya hayatmm süsünü isteyerek gözlerini onlardan çevirme! Kalbini bizi anmaktan gati/ ktldtğtmtz, kötü arzu/artna esir olmuş ve işi gücü aşmltk ojan kimseye boyun eğmeP6
~~~G:-~ıj ..... .. ..
14 el-Hakka (69). 44-46. 15 Hud (11 ). 29-31. 16 ei-Kehf (18). 28. 17 ei-Hıcr (15), 88.
"Mü'minlere karşt alçakgönüllü o/!" 17
~~ı~ ~ı~ ~S:- ~ıj
21
"Sana tabi olan mü'minlere merhamet kanadmi indir!" 18
Burada ayrıca Abese SOresi'ndeki uyarıyı da hatırlamakta fayda vardır.
Muvahhid bir nesil yetiştirme dileğine gelince;
Allah katında büyük cürüm sayılan Allah yolundan insanlan {AIIah'ın kullarını-Müslümanları) allkoyma girişimlerini (Saddün an sebi/illah)19 önlemek için bütün peygamberlerin ve dolayısıyla Peygamber Efendimiz'in de seçtiği yol, engelleyicilerin toptan helakini istemek değil; onların soyundan m u va h h i d b ir n e s i 1 yaratmasim Allah'tan dilemek ve bu uğurda sabırla çalışmak ve gerektiğinde hicreti göze almak olmuştur. Olay çok dikkat çekicidir:
Allah kendisinden rilZI olsun Aişe validemiz, bir keresinde Rasulullah sa!lallahu aleyhi ve se/lem'e;
-Uhud savaşından daha fazla sıkıntıya düştüğünüz bir gününüz oldu mu? diye sormuş. Rasulullah sal/allahu aleyhi ve sel/em de şöyle buyurmuştur:
-"Ey Aişe! Hayatımda Kureyş'in sebep olduğu sayısız zorluklarla karşılaştım. Fakat Akabe günü karşılaştığım durum hepsinden zordu. Kureyş'ten gördüğüm ·baskı üzerine Taif'e gitmiş, korunmamı ibnu Abdi Yalil'e teklif etmiştim. O buna yanaşmadı. Ben de elemiL kederIL nereye gideceğimi ne yapacağımı bilemez bir halde Mekke'ye dönüyordum. Karn-ı sealib denilen yere gelince, başımı kaldırıp gökyüzüne baktım. Bir bulutun beni gölgelendirdiğini gördüm. Dikkatlice baktığımda bulutun içinde Cebrail'in bulunduğunu fark ettim. Cebrail bana;
-Ey Muhammed! Allah, milletinin senin hakkında söylediklerini duydu. seni korumaktan kaçındıklarını gördü. O, sana şu dağlar meleğini gönderdi. Onlar hakkında ne yapılmasını dilersen, emret" dedi. Bunun üzerine dağlar meleği. seslenip selam verdi ve sonra;
-Ey Muhammed! Cebrail doğru söyledi. Ne emredersen, yerine getirmeye hazırım. Eğer şu iki yalçın dağın {Ebu Kubeys ve Kayakan) Mekkeliler üzerine çökerek birbirine kavuşmasını {ve müşrikleri topluca mahvetmesini) istersen {onu da) emret {yerine getireyim). dedi.
Bunun üzerine şöyle dedim:
L:,.:;ı -4 .!! _r.ı~ o.~.:>-) .i» ı ..l.:"'. ~ ~ ~i ~ .iiıı ısfi .:ı! .r.} J< ,
18 eş-Şuara (26). 215. 19 Konuyla ilgili ayetler için bk. M.F. Abdulbaki. e/-Mu'cemü'l-müfehres li e/ffızi'/Kur'fıni'I-Kerim. s.403.
22
"-Haytr! Ben, Allah'm, o müşriklerin soyundan, hiçbir şeyi ortak koşmaytp yalmzca A/lah'a kulluk edecek (muvahhid) nesiller yaratmaS/nt dilerim ."20
Allah elçilerinin bu iki ortak sünneti, inananlara her yöre ve her devirde geçerli soylu bir duruş ve problemlere köklü bir çözüm yolu göstermektedir. ·
Akif merhumun ifadesiyle "nes/i tehzib" ancak muvahhid nesiller yetiştirmekle mümkündür.
C. Kulluk Sınavı-Rehber ihtiyacı Söze başlarken bütün peygamberler Allah elçisi ve hidayet reh
beridir demiştik. Burada bu gerçeğe paralel bir başka gerçeğe, biz insanların, dünya hayatında "A//ah'a kulluk smavt"nda olduğumuza dikkat çekmek istiyoruz. Bu sınav, sadece bir bilgi sınavı değil, amel. uygulama yani hayat sınavıdır. Bu sürekli kulluk sınavında başarılı olabilmek için Allah'a nasıl kulluk yapacağımızı bize öğretecek, Yüce Rabbimiz tarafından seçilip gönderilmiş kılavuz ve rehberiere muhtacız. insanlığın bu ihtiyacını son kez evrensel çapta karşılamak üzere, peygamberler dizisinin son ineisi Hz. Muhammed Mustafa sa//a//ahu aleyhi ve sel/em görevlendirilmiştir.
J ~IJ y\::5Jı ~ J ~ j!. J .V\ı. T ~ ~ ~i ıJ" '1 r' J ~ ..:....ı .) ı .;,::.o jl.l .)s- Jiıı ıJ" .lll
ı:.r::-o J'>W> ~ J.,i ıJ" ı_,;IS' ı)l
"Gerçek şu ki içlerinden, kendilerine Allah'm ayetlerini okuyan, (kötülük/erden, yan!tş inançlardan ve inançstz!tktan) on/an armdtran, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermek suretiyle Allah, mü'minlere büyük bir lütufta bulunmuştur ... "21
Bu "büyük ilahi lütfun" evrensel önder ve örnekliğinden yararlanabilmek için önce onu, kendisine özgü konumu içinde tanımak ve anlamak gerekir.
O sallallahu a!eyhi ve sel/em, ümmeti karşısırıdaki konumunu "inne mesel/ = benim konumum" diye başlayan beyanlarında, değişik açılardan ortaya koymuştur. Netice itibariyle de "aleyküm bi sünnet/ = Size benim yaşaytştmt takip etmek düşer" buyurmak suretiyle bize, kendi konumumuzun genel çerçevesini çizmiş bulunmaktadır.
20 Buhilri. Bed'ul-halk 7; Müslim. Cihad 11. 21 Al-i imran (3). 164.
.23
Bu sebeple biz "inneme'l-amelü's-sahih hüve ma vateka's-sünne = Makbul kulluk, ancak Sünnet'e uygun olan kulluktur" bilgi ve bilincine.ulaşmış bulunmaktayız. Nitekim Allah Tea la,~~- Al(~ ~}..i~ J'} ~~ Peygamber, mü'minlere öz netisierinden daha yakm/önceliklidir" 22
buyurmuştur. Bu ayet kimi müfessirlerce "Peygamber'in sünnetine uymak, mü'minler için kendi görüşleriyle ame/ etmekten önde gelir"23
diye anlaşılmış ve açıklanmıştır
D. Hz. Peygamber'in Hakları Hz. Peygamber'in evrensel örnek ve önderliğinden yararlanabil
mek için, onun üzerimizdeki haklarının ve bizim ona karşı görevlerimizin bilincinde olmamız gerekir.
O halde "Hukuku Mustafa"24 diye klasik kültür kaynaklarımııda tetkik konusu yapılmış olan Peygamber sallallahu a/eyhi ve sel/em'in biz ümmeti üzerindeki haklarını belli başlıklar altında şöyle bir hatırlayalım.
1. Hz. Peygamber'e inanmak
2. Hz. Peygamber'i $evmek
3. itaat etmek
4. Sünnetine uymak
5. Getirdiği dini ciddiye almak
6. Ümmetiyle ilgilenmek
7. Din kardeşliğini öncelemek
8. Saygılı davranmak
9. Salat ü selam getirmek
Şimdi de bu hususları yakın plana alalım:
1. Hz. Peygamber'e inanmak Hz. Peygamber'in ilk hakkı, kendisine, elçiliğine ve getirdiği dine
inanılmasıdır.
~~ ~ :;J JJ ~ Jjil ıŞ~I ~~lj ~;..J )1; Jy ıŞ~I ~~lj ~;..JJ ~~ I~T ıpT ~~~ lifı~ ~~ JU:;;.. j;p ~ !"tiı fj;iıj ~jj ~1 ~ıt1
"Ey iman edenler!, Al/ah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman(da sebat) edin. Kim Al-
22 ei-Ahzab (33), 6. 23 Bk. Kadı iyaz, Şiffı-ı.Şerif (tercüme, s. 55). 24 Bk. Kadı iyaz, Kitfıbü'ş-şiffı bita'nfi hukuki'I-Mustaffı.
24
/ah't, meleklerini, kitap/annt, peygamberlerini ve ktyamet gününü inkar ederse tam anlamtyla sapttmtŞt{r." 25
Ebu Hüreyre radtyallahu anh'ten nakledildiğine göre Peygamber Efendimiz bu hadls-i şerif'te yemin ederek söze başlayıp şöyle buyurmuştur:
o .lı ıY' J..ı..-i \?. c-ı- ') O ..lo! ~ ..,...U .ş.Uıj n : ~ J ~ Jiıı .j..P Jiıı J )"" J Jli : Jli Ö _;1._1> ı;. i .:f' J
~ OIJJ . n j~.:ll y~i ıJ' ı) \S' '.J! '4 ..:;...l...ı} .ş .U \.ı ıJ' fi t J .:..0 fi f ~l_r:j '.J J .ş:. Jf!. A.o':/1
"Muhammed'in cam kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, Yahudi veya Htristiyan da olsa bu ümmetten, beni duyan sonra da benim (peygamber olarak) kendisiyle gönderildiğim(din)e inanmadan ölen kimse, mutlaka (temelli) cehennemliklerden olur." 26
a. Hz. Peygamber' e iman,
Peygamberliğinin genelliğine ve evrenselliğine
Peygamberlerin sonuncusu olduğuna
Getirdiği dinin, önceki dinleri yürürlükten kaldırdığına
Elçilik görevini tam olarak yerine getirdiğine
ismetine/günahsızlığına inanmavı da gerektirir.
Şeyhülislam ibn Teymiyye şöyle der-:
"RasCıl'e inanmadan Allah'a iman tamam olmaz. Yine Resül'e inanmadan kurtuluş ve mutluluk söz konusu olamaz. Zira Allah'a giden yol odur. Bu sebepledir ki islam'ın iki rüknü; eşhedü ella tJahe illeilah ve eşhedü enne Muhammeden ,abdühü ve rasOiüh kelime-i şehad~ti olmuştur."27
b. Hz. Peygamber' e imanı geçersiz kılan düşünce ve davranışlar:
Onun kimlik ve kişiliğine yönelik ileri geri söz söylemek.
;:, )ds~ '~ ~;.JJ ~0j ~~~ jj ~J:;., }J & w! :J » ~t. ~J ; /. ,, "' • ,J .; , D ,J "'"' ; "'
~_;:.:. ıj\S' ;.if~ ~11 y..W ~ ~11 :;-. ~.:.ı! ~U:~~ (.ı~ li ı/)~ \J
"Eğer onlara, (niçin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, 'biz sadece /ata dalmtş şakalaştyorduk' derler. De ki: Allah ile O'nun ayetleriyle ve
25 en-Nisa (4). 136. Ayrıca bk. ei-A'raf (7), 158. 26 Müslim, iman 240; Ahmed b. Hanbel. Müsned, ll, 317, 350. Hadisin Tayalisi'nin Müsned'i, Nesai'nin es-Sünenü'f-keb1r'i ve Ebu Nuaym'ın Hi!yetü'f-evliyfı'sındaki rivayetleri Ebu Musa'nın rivayeti olup yemin cümlesini ihtiva etmemektedir. 27 MecmD'uf-fetava, VIII, 368.
25
O'nun peygamberi lle mi alay ediyorsunuz? (Boşuna) özür d!lemeyin; çünkü siz iman ettikten sonra tekrar kafir o!dunuz."28
Onun haber verdiklerini eleştirmek. Dinden olduğu kesin olan herhangi bir gerçeği inkar etmek veya eksik görmek .
. irtidat ( islam'dan ·çıkmak). Allah'ın dininden yüz çevirmekle de RasOie iman geçersiz hale gelir.
2. Hz. Peygamber'i Sevmek
,:r o\:J! ..,-i u §i ı?' ~.~;>-i ,:rj! ~ : ~ J ~ bı .j-P bı J J-" .> Jı! : JIS ~ bı ~ .> ..,...;i ,y-J
ıJ:"2."i ..rl:lı_, o..ı..l JJ o..ı..lıJ
Enes b. Malik radwatlahu anh diyor ki, 'RasOiullah sa!/a//ahu alayhi ve se/em şöyle buyurdu':
"Hiç biriniz beni, (anne-)babasmdan, çocuğundan ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe (kamil manada) iman etmiş olmaz .. " 29
Hadisin bazı rivayetlerinde Efendimiz, sözüne "camm kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki" diye başlamakta}0 bazılarında da "ehlinden ve malmdan çok sevmedikçe" 31 kaydı bulunmaktadır.
'u _h..?- ;~ı~}!~: ~J f ~ı j:., ~ı J;.) jti :Jti $~ı~) ~1Aiı0 J~ 0: ~ ol.!~~ ı;.;Jôı;. .-J> .. ..
Abdullah b. Amr b. el-As radwatlahu anhuma, "RasOiullah sal/allahu a/eyhi ve sel/em şöyle buyurdu" demiştir:
"Arzu/an benim getirdiğim (islam gerçeğin)e uymadtkça hiç biri-niz (olgun) mü'min o!amaz."32
Sevgisiz, bilgisiz ve saygısız bir imandan söz edilemez.
3. Hz. Peygamber' e itaat Etmek Allah ve Peygamberin diriitici davetine icabet etmek gerekir.
28 et-Tevbe (9). 65-66. 29 Buhari. iman 8; Müslim, iman 70; Nesal, iman 19; ibn Mace, Mukaddime 9; Darimi. Rikak 9; Ahmed b. Hanbel, Müsned, lll. 177, 207, 275; ibn Hibban, Sahih, ı. 405 (Arnavud neşri). 30 Bk. Buhari. iman 8. 31 Müslim, iman 69; Nesai. iman 19;Ahmed. Hanbel. Müsned, V. 162; Beyhaki. Şuabü'l-iman. ll, 129.
·32 Beğavi. Mesabihu's-sünne, 1. 160 (tahkikli baskı); Şerhu's-sünne, 1, 212-213; Hatib Tebrizi, Mişkatu'I-Mesabih. 1. 55; Nevevi, K"k Hadis (hds.No:41). Hadisin sened açısından değerlendirmesi için bk. ibn Receb ei-Hanbeli. Camiu'l-ulüm ve'l-hikem. s.364-365. .
26
"Ey inanan/ar! Allah ve ras(J!ünün sizi diriitici davetine uyun! Bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasma girer ve siz mutlaka onun huzurunda bir araya getiri!eceksiniz! "33
~wl ı~~:, J;.~ı ı~l:, illı ı~lı_,t\ ~~ı tiı~
"Ey iman edenler! A//ah'a itaat edin, Peygamber'e itaat edin. Arnellerinizi boşa çtkarmaym! "34
Dindeki emir ve yasakların kabulü veyaşanması Allah'a itaat; uygulama şeklinin Sünnet'e uygun olması ise. Peygamber'e itaat'tir.
4. Hz. Peygamber'in Sünnetine Uymak (ittiba)
t?' rli ~ opj ~} ~ ıo.l..ıJ ~ .iiıı J..P ~ı~~ .iiıı ~) ~\$-. 8~ J~ ~J'_;..:. :f ~~ J~ ~ı) ' ~~ ~~ı ,; 0 }?. ~ı)f J~ ~ : J~ (J ili ı ~ ıo.L.ı J ~ .iiıı J..P ~ı ~~
Q.;:. ti (.Ahfj ' ~~
Aişe radtya/lahu anha der ki:
Neb7 sa/la!lahu a/eyhi ve sel/em bir şey yaptı ve onun yapılmasına ruhsat/izin verdi. Fakat bir grup Müslüman onu işiemekten {hoşlanmadı ve) uzak durdu. Onların bu halleri Nebi sal!a//ahu a/eyhi ve se!lem'e ulaştı. Bunun üzerine Allah'a hamd ettikten sonra şöyle buyurdu:
"Bazt!anna ne oluyor ki, benim bizzat işiediğim (ve yaptimasma ruhsat verdiğim) bir şeyi işiemekten (hoşlanmtyor ve) çekiniyor!ar. Allah'a yemin ederim ki, ben Al/ah't onlardan daha iyi bilir ve A//ah'a karşt onlardan çok daha fazla haşyet duyanm."35
Ne dindarlık ne de tembellik gerekçesiyle Sünnet dışına taşmak hakkına kimse sahip değildir.
Sünnetteki uygulamayı önemsememek ve değiştirmeye kalkışmak, hem itaatsizlik hem de "sünnetsiz Müslümanlik araytşt" olarak başına iş açmaktır ve de büyük bir yanlıştır. Nitekim secde şeklini değiştirmeye kalkışan. kEıfir olarak öldü; "Sağ elin/e ye!" tavsiyesine itiraz eden, elini kullanamaz oldu.
33 ei-Enfal (8), 24. 34 Muhammed (47), 33. 35 Buhar7, ftisam, 5; Edeb 72; Müslim. Fedai/128; Ahmed b. Hanbel. Müsned, VI, 45, 181.
27
Güneş. doğduktan sonra namaz kılmaya kalkışan, uyarılınca da "AIIah'm beni namaz k!ldtğtm için cezalandtracağmt mt söylemek istiyorsun" diye yanlışını savunmaya kalkışan kişiye, Süfyan b. Uyeyne, "Allah, seni namaz k!ldtğm için değil, sünnete uymadtğm için cezalandmr!" cevabını verdi.
O halde Hz. Peygamber'den daha ileri Müslüman olmak ve Hz. Peygamber'i dışiayarak Müslümaniiğı yaşamak hiç kimse için mümkün değildir. Çünkü Sünnet, islf!ım'm Hz. Peygamber taratmdan evrensel çapta yaptlmtş yorumudur.
Buradan hareketle bir-iki güncel duruma dikkatinizi çekmek iste-ri m.
a. Din pratiğine karşi ç1kmak
"Din öğretimine evet, din eğitimine haytr" diyenler ile "Kur'an'a evet, Sünnet'e haytr" diyenler, demeye getirenler arasında tam bir amaç birliği söz konusudur:
Birinciler, güncellik, çağdaşlık v.s. adına; ikinciler Kur'an ve Kur'an'daki islam adına böyle bir ikilemi ortaya atmakta ve anlamsız bir tartışmaya kapı açmaktadırlar. Oysa bizzat Kur'an, Hz. Peygamber'in uygulamalarını yani. sünnet'i tasvib, terviç ve teşvik etmekte onu mü'minlere "en güzel hayat modeli (üsvetün hasene) olarak takdim etmektedir. Hatta Hz. Peygamber'e uymayı, Allah sevgisinin hem göstergesi hem de ön şartt olarak önümüze koymaktadır.
" .. ~ '!-: lliı' 0- (:'~ ~~ 0
- ('f 0 -~ .. , A.Üı 0- <"o~~ • J :~ llıı: l ı 0 ~~Dı 'ı i
~J J.P J ~...,y f""- ~J ~.., <.1..""'! o.r.:"' r ~..,..
~tı.S::iı ~ ~ llıı i.ı~ ı"}y 0~ J;.~ıj llıı ı~f Jj "De ki: Eğer Allah't seviyorsantz bana uyun ki, Allah da sizi sev
sin ve günahlarmtzt bağtşlasm. Allah son derece bağtşlaytct ve esirgeyicidir. De ki: Allah'a ve Rasulüne itaat edin. Eğer yüz çeviriderse bilsinler ki Allah katirieri sevmez." 36
Din sadece kabulden ibaret değildir. Din aynı zamanda pratiktir. Bu sebeple din pratiğine karşı çıkmak, korkarım kabulünü de ortadan kaldıracak son derece tehlikeli bir yaklaşımdır.
Sünnet hayatımıza getirdiği yeni, güzeL tabii. yaşanabilir ve evrensel çerçeveden dolayı bizim için yegane örnektir.
Bunun farkına varmamak veya onun paylaşılmasına karşı çıkmak, farkında olunsun olunmasın, Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle saddün an
36 Al-i imran (3). 31-32.
28
sebili/lah yani Allah ku/lannt Allah yolundan allkoymak demektir ve büyük cinayettir.
b. Hz. Peygamber'e rol biçmeye kalkmak
Yine bazen kimilerinden duyarız; "Bunu Peygamber söylemiş olamaz. Eğer o söylemişse de ben kabul etmem" gibi sözler sarf edilir. Hz. Peygamber'i kendi akıl ve anlayışımızia sınırlamaya kalkmamız, en hafif deyimiyle haddini bilmernek olur. Zamanındaki müşrikler de onun söylediklerini ve yaptıklarını doğru algılamamakta ve karşı çıkmakta değiller miydi?
Unutulmamalıdır ki Hz. Peygamber, konumu gereği, bizim mevcut. şartlarımızda anlayamayacağımız ya da bize ters gelebilecek bir beyanda bulunmuş olabilir. Onu hemen reddetmek hakkına sahip değiliz. Onun yapıp ettikleri ve beyanları bize güvenilir bir yolla ulaştıktan sonra, bizim ukalalık etmemize gerek yoktur. Çünkü dünya bizim çevremizden, Müslümanlar da bizden ibaret değildir. Dünyadaki tüm insanları ve Müslümanları düşünüp kıyamete dek geçerli bir beyanı, günümüze, kendi kişisel veya yöresel şartlarımıza mahkum edemeyeceğimizi bilmeliyiz.
c. i'zazü'ş-şer' bi'sti'mali'l-meşn1'
Öte yandan giderek yaşayan değil tartişan Müslüman olmaya başladık. Bir kez daha vurgulayalım ki din, sadece iman değil, ameldir de. imam el-Evzai' nin (v. 157) şu tespiti fevkalade dikkat çekicidir:
"Allah, bir topluluğa şer murat ederse, onlara tartişma (cedel) kaptstnt açar ve on/an arnelden altkor."
Yaşanmayan, hayata intikal etmeyen, vicdaniara hapsedilmiş bir din ve iman sadece bir iddiadır. iddia ile dindarlık olmaz. Dindarlık ve dine saygı, dini olanı, dinden olanı yaşamakla ve kullanmakla ispat edilebilir.
5. Getirdiği dini ciddiye almak "o o o "' rJ o l • "' "' 4 fl. ı::ı
.:.ı \it ' .:(': '." ":•· dJ ~ ı.tı "~lO- 1.0 .IN '. \lı ;..,~ı ı ı ı • . .U ı ~~ ı.o· 'U.:.. \lı .u.! ı ~ •. :U ı .:ı ı . -:~.:roJ~ -·ır:-~ .. ·~ ~ .. YJ ıJ.._ Jr :. . ıJ.. ~ ~t:..:.Jı ' . llıı ;:,~ Jıı • . • r:J..j : •
"Allah katmda makbul din, islam'dtr, Kitap verilen/er, kendilerine ilim geldikten sonradtr ki, aralanndaki ktskançltk yüzünden aynltğa düştüler. A//ah'm ayetlerini inkar edenler bilmelidirler ki Allah, hesabt çok çabuk görür." 37
~:ı:"G:Jı ~ ~J:""Uı J_ ~)~~;)i~~ r~~~ -_;;ç. &- ;})
37 Al-i imran (3). 19.
29
"Kim, islam'dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette hüsrana/ziyana uğrayanlardan olacakt!r."38 ayet-i kerimeleri Hz. Peygamber'in getirip tebliğ ettiği, s'ünnetiyle nasıl yaşanacağını evrensel çapta gösterdiği islam dininin ciddiye alınması gerektiğini çok açık şekilde ortaya koymaktadır.
islam'! ciddiye almak demek; islam'ı kendi söylemi ve tanıtımı içinde kabullenmektir.
islam'ı bütünüyle benimsemektir.
islami olanın peşinde olmaktır.
islam'a asla alternatif tanımamaktır.
Her konuda islam hizmetine gönülden talip olmaktır.
Mevcut hali, gerçeği itirafa ve açıklamaya mani görmemektir.
Müslümanlara, inançlarının sosyal ağırlığını ve etkinliğini canlan-dırabilmeleri için imkanlar hazırlamaya çalışmaktır.
islam pratiğine, istismara yönelmeden takva ve ihsan duygusuyla sahip çıkmaktır.
islam'ı sünnetteki yo"rumuyla olabildiğince yaşamaya çalışmaktır.
Müslümanları ciddiye almaktır. Her platformda onlara destek olmaktır.
insanı ciddiye almaktır. islam'ı insana ulaştırmavı (tebliğ) en kutlu görev bilmektir.
Kalplerin fethi önceliğine sahip çıkıp bunun için çalışmaktır.
Dünyanın gidişatından sorumluluk duymaktır.
Ahiret ve yarın kaygısıyla dolu olmaktır. Dinde laubaliliğe kaçmayıp has Müslüman olmaya bakmaktır.
Dini görevleri ciddiyet ve samirniyetleyerine getirmektir.
Sonuna kadar islam'a bağlı kalıp bunun için gerekli fikri, hissi ve fiili mukavemeti göstermektir.
Geleceği islam ile aydınlatmanın gayreti içinde olmaktır. Yeryüzünü islam'a açma, insanlığı islam hidayetiyle mutlu kılma
düşüncesine sahip olup bunun her kademedeki eylemine destek vermektir.
38 Aı-i imran {3). 85.
30
islam öncelikli bir hayat yaşamaya çalışıp ölümü de Müslüman olarak karşılama gayreti ve ''A//ah'!m, bizden yaşatt!klanm islam üzere yaşat, öldürdüklerini de iman üzere öldür." 39 yakarışı içinde olmaktır.
6. Ümmetiyle ilgilenmek Hz. Peygamber'in ümmetinin yani tüm Müslümanların (ümmet-i
icabet) dertleriyle, sonra da bütün insanların (ümmet-i davet) meseleleriyle meşgul olmak gerekmektedir. Zira "Müslüman/ann dertleriyle ilgilenmeyen onlardan değildir" buyrulmuştur.40 Balkan harbi günlerinde görülen lakaydiliği kınamak ve halkı uyarmak maksadıyla yazılmış olsa da Mehmed Akif merhumun bu hadisi yorumlayan aşağıdaki mısraları, islam ümmetinin birbirlerinin derdiyle yeterince ilgilenmediği acı gerçeği dikkate alınınca günümüze hitab etmektedir diye düşünüyorum:
Müslümanilk nerde! Bizden geçmiş insanilk bile ...
Alem a/datmaksa maksad, aldanan yok, nfıfi/e! Kaç hakiki Müslüman gördümse: Hep makberdedir;
Müslümanlik, bilmem amma, ga/1ba göklerdedir!
istemem, dursun o payans1z mefahir bir yana ...
Gösterin ecdada az çok benzeyen bir kan bana!
Varsa şayed, söyleyin, bir parçacik insfıfm1z:
Böyle kans1z mwd1-haşa- kahraman eslfıfmJz?
Böyle düşmüş müydü herkes ayn/1k sevdasma?
Benzeyip şirazesiz bir mushafm eczasma,
Hiç görülmüş müydü olsun kayd-1 vahdet tarumar?
Böyle olmuş muydu millet can evinden rahnedar?
lrz!m!Zd!r çiğnenen, evlad!m!Zd!r dağranani
Hey s1k!lmaz ağlamazsa n, bari gülrnekten utan! ·
((His>> denen devletliden olsaydi ha/km behresi:
Payitahtmdan bugün taşmazd1 sarhoş na'resi!
39 Tirmizi, Genaiz 38; Ebu Davud, Genaiz 56. 40 et-Taberani, ei-Mu'cemu's-sağlr, ll, 131. Ayrıca bk. ei-Beyhaki, Şuabü'l-iman, VII, 361. . .
31
Kurt uzaklardan baka i, dalgm görürmüş merkebi,
Sa/dmrm1ş ans1zm yaydan boşanmiş ok gibi.
Lakin aşk olsun ki ald1rmaz da otlarmiş eşek,
Sanki tavşanmiş gelen, yahut ktl1ks1z köstebek!
Kar sayarmiş bir tutarn ot fazla olsun yutmay1 ...
Hasm1, derken, çullantrmlş yutmadan son /okmay1! ..
Bir hakikattir bu, şaşmaz, bildiğin üs/Dba sak:
Halimiz merkeb/e kurdun aym, asla farki yok.
Burnumuzdan tuttu düşman, biz boğaz kaydmday1z!
Bir bakm: Hala m1 hala ihtiras ardmday1zf
SayglSlZIIk e/verir ... Bir parça olsun arlanm:
Vakti çoktan geldi, hem geçmektedir arlanmamn!
Davranm haykirmadan nakus-i izmihlaliniz ...
Öyle bir buhrana sapm1şt1r ki, zira, halin iz:
Zevke dalmak şöyle dursun, vaktiniz yok matemel
Davranm zira gülünç olduk bütün bir aleme.
Bakieşirken gökte yüz binlerce ervah intikam;
Yerde ka!m1ş, na'şa benzerkavmiçin durmak haram!
Kahraman ecdad1mzdan sizde bir kan yok mudur?
Yoksa: istikbalinizden korku/ur, pek korku/ur!
13 Haziran 1329 (26 Haziran 1913)
7. Din kardeşliğini öncelemek Peygamber Efendimiz, Hz. Ebu Bekir ile aralarında olan sevgi ve
muhabbetten söz ederken din kardeşliği konusuna çok derinlikli ve anlamlı bir vurgulamada bulunmuştur:
_!.... ı.ıi ..:;.;$.':} >j..p ıri .:ro 1.\:;.;:.. c5 _,ı ) Jl.i ,.ı.. J ~ .iiıı J-.P ~1 .:r ~ .iiıı ~ J ı.r'~ .;,ıl .:r ı.,şt""\.p J .,t-i .:fJ J
"Eğer kendime özel bir dost edinecek olsaydim, hiç şüphesiz Ebu Bekir'i seçerdim. Fakat o benim din kardeşim ve arkadaş1mdtr."41
41 Tecrid Tercemesi. ıx: 331.
32
Bir rivayette ise. (J.l=!i r')L.ı'Jiı ö_,:-i .PJ) "Lakin islam kardeşliği daha üstün
ve önceliklidir'' buyurmuştur.42 0 " ,.
Hadiste "arkadaşım ve din kardeşim" değil de "Din kardeşim ve arkadaşim" buyrulmuş olması yani bu iki niteliğin sıralaması dikkat çekicidir.43 Önemli ve genel olan nitelik din kardeşliği önce, özef ol~m "arkadaşlık" ise sonra zikredilmiştir. 44
ibn Melek hadisin yorumunda çok farklı ve kökfü bir noktaya dikkat çekmektedir: "RasOiullah'ın Halil/dost edinmesi kendi fiili ile olur; islam kardeşliği ise Allah'ın fiili ile gerçekleşir. Dolayısıyla Peygamber için Allah'ın seçtiği şey, onun kendisi için bizzat seçtiğinden elbette daha üstün ve önceliklidir."45
Peygamber Efendimizin beyanının ve ibn Melek'in bu yorumundaki derinliğin gerçekten farkına vanldığı gün, din kardeşliğinin her türlü özel bağdan öncelikli olduğu anlaşılacak, saflar daha sıkı tutulacak, içte ve dışta, özel bağlar hatmna duygusal ve davramşsal bozukluk ve aşml1klara iltifat edilmeyecek, din kardeşliği çerçevesinde geliştirilen ilgiler. ilişkiler. tercihler. söylemler ve hizmetler öneelenmiş olacaktır. Milli Şairimiz merhum Mehmed Akif'in ifadesiyle söyleyecek olursak;
"Emr-i bi'!-ma 'ruf imiş ihvan-1 islam 'm iş1~·
Nehy edermiş bir fenalik görse, kardeş kardeşi!" 46
Din kardeşini, kardeşliğini öneelemesini bilmeyenler ve onlarla ilgilenmek istemeyenler. islam'ı önemserneyi de beceremezler.
9. Hz. Peygamber' e saygı göstermek
ı ;i:; 'ı ıpl ~~ı ıtı4 ~ t-~ ... llıı ~~ llıı ı)Jıj ~;.JJ ~ı ~~ ~ ı;~ 'ı ıfo\ ~~ı ıtı4 : '"•" 'ı · !•ı- · <-ıwı1.:;J ~ı .... ~-, · <" ·A!: ~:..c- J'-~i~.o ti ı '" "'ı- ~.ll ı - -- --·~·<-,ı-· ı UJ~ ~Jr- . u r.,ı-:-'~ _r: Jft':" J.,.,;-- ';:-ı.J-PıJJ!r.J-P
"Ey iman edenler! Allah'm ve Rasulünün önüne geçmeyin. Al-lah'tan korkun. Şüphesiz ki Allah işitendir, b!lendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize ba-
42 Tecrid Tercemesi, IX. 331. 43 Buhari. Fedai!ü'l-ashab 5; Müslim, Fedfıilü's-sahfıbe, 3. 44 Her ne kadar, mana ile rivayet edilmiş olma ihtimalinden dolayı hadis metinlerindeki takdim tehirlere hüküm bina edilerneyeceği bir genel kural ise de burada, hadisin tüm rivayetlerinde sıra aynı olduğundan hareketle Hz. Peygamberin sıralamasına dikkat edildiği varsayılarak böyle· bir inceliğe ve dalaylı mesaja işaret etme ihtiyacı duyulmuştur. 45Aii el-KarT, Mirkfıt, X, 370. 46 Sa fa hat. istanbul 1987. s. 196.
33
ğtrdtğmtz gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağtrmaym,· yoksa siz farktna varmadan arnelleriniz boşa gidiverir." 47
Söylenen söz, ileri sürülen görüş, yapılan iş ve verilen hükümlerde -Hz. Peygamber' e ve onun sünnetine belli biredep/saygı çizgisini koruyup aykırı davranmamaya çalışmak, aynı zamanda Allah Teala'ya saygılı davranmak demektir. Sünnet'e uymak olgun, takva sahibi bir Müslüman olmanın açık göstergesidir. Böylesi bir edep çizgisini gözetmemek, büyük sıkıntılarla karşılaşmaya sebeptir.
~~yı~ ~ L_ a! :,r ~ ;. L_ a1 ~~ ~;r :f ;:, ):ı;:._; ;:r.~ı jl;Ji
"Peygamber'iri emrine aykm davrananlar, başianna bir bela gelmesinden veya kendilerine çok elem verici bir azab isabet etmesinden sakmsmlar." 48
Zira bir başka ayette bildirildiği gibi,
~ 4ı~ (.ii~~) ~~u ı; çıiıı <i llıı ~ 4f ;.:;; ili ı ;:, J~~ ;:r.~ı ~!
"Allah ve RastJiünü inciten/ere Allah, dünyada ve ahirette lfınet etmiş ve onlar için horlaytel bir azab haztrlamtşttr."49
Hz .. Peygamber' e saygı göstermek,
Onun ehl-i beytine, ashabına ve mukaddes emanetler dahil hatıralarına saygılı olmayı gerektirir.
1 O. Hz. Peygamber' e salat ü selam getirmek " ... ~ • ~ , .. .. 4 ... .. rı "
~ı 0~ l'.o' w ı ,l' A 1 ~-~ ', .U ı ~~~~u. :ı ı ı e. .:.ı ,1' A~ ~\.1:4' ;;.u ı 0 ı -, r-J-- r- ro ı.)!._ v- - ı.r;- ıs- _,_..,. - J v:
"Allah ve melekleri, Peygamber'e çok salevat getirirler. Ey mü'minler! Siz de ona salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin. "so
Abdullah ibni Mes'ud radtyallahu anh'den rivayet edildiğine göre RasOiullah sallallahu a/eyhi ve sel/em şöyle buyurmuştur:
"Ktyamet gününde Müslümaniann bana en yakm olan/an, benim üzerime en çok salavat getirenlerdir."51
Hz. Peygamber'e salat ü selam getirmek, reddolunmayan duadır. Karşılığı garantilidir.
47 ei-Hucurat {49), 1-2. 48 en-Nur {24), 63. 49 ei-Ahzab {33). 57. 50 ei-Ahzab {33), 56. 51 Tirmizi, Vitr 21.
34
O halde sözlerimizi, buyurun hep birlikte sa/at ü selam getirerek bitirelim.
Allahümme sal/i ala seyyidina Muhammedin ve a/8 a/ihi ve ashabihi ecmafn.
SON SÖZÜMÜZ
Ya Muhammed,
Sana ümmet olmak ne saadet!
"Ümmetin olduğumuz devlet yeter
Hizmetin kıldığımız izzet yeter."
Ya Rabb!
Bizi ahirette de bu ikrar ile haşret!
35
2. GÜN BiRiNCi OTURUM
SON PEYGAMBER'iN GELDiGi COGRAFYA VE TOPLUM: HiCAZ BÖLGESi VE CAHiLiYE ARAPLARI
Başkan: Prof. Dr. Mehmet Ali KAPAR Tebliğ: Prof. Dr. Adnan DEMiRCAN
Müzakere: Prof. Dr. Ahmet Turan YÜKSEL