POSTASI 2014-2015mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/16/15/721871/dosyalar/...Öğrencilerle...
Transcript of POSTASI 2014-2015mebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/16/15/721871/dosyalar/...Öğrencilerle...
HÜSEYİN KARABACAK
POSTASI
2014-2015
Yayın Yönetmeni
GÜRRİHAN SOYUPAK
Yayın Kurulu
Alara Çetin - Alperen Özer
Eda Yalçın – Buğra Aslan
Eray Kuş– Erdem Güven
Harun Arıkanlı- Hatice İçöz
Sude Ergintan-Melisa Türkkan
Sudenaz Özkan-Tuğba Kara
Tuğçe Değirmencioğlu-Yusuf Samsa
Begüm E. Çavuşoğlu
YENİ BAŞLANGIÇLARA
SUÇ MUDUR ?
Bilmem farkında mısınız son zamanlarda sosyal medyada kadına yönelik şiddet
haberlerinin artışa geçtiğinin. Gün geçmiyor ki kadınlarımız ya dövülmesin ya da çok ucuz
sebeplerden öldürülmesin. Üstelik kadını aşağılayıcı, küçük düşürücü, onurunu kırıcı , öz saygı
sını yok eden bu olaylar tırmanıyor. Bu haberler toplumsal duyarsızlığımızı yine gözler önüne
seriyor ne yazık ki ! Nasıl bir acizliğin , kendi güçsüzlüğünün , küçüklüğünün bir hıncıdır bu ,
anlamak mümkün değil .Aslında çok da kafa yormamak gerek belki de...
Erkekleri , bedensel olarak güçlü olmaları gerektiğini destekleyen bizzat kendi toplumsal
değer yargılarımız değil midir? ‘’ Kadının karnından sıpayı , sırtında da sopayı eksik etmeyecek-
sin .‘’ yahut ‘ ’ Kızını dövmeyen dizini döver.’’ düz kültürel mantık çıkmazıdır mı desek buna
( ! ) Siz hiç erkeklere yönelik şiddeti destekleyen bu denli atasözlerimize rastladınız mı ?
Acaba kadınlarımıza ne kadar değer verdiğimizi her fırsatta söyleyen , bununla övünen bir toplum
olarak kendi kendimizle mi çelişiyoruz ? Oysaki doğru yaşamaya çalıştığımız İslamiyet
bile : ‘’Cennet anaların ayakları altındadır. ‘’ diye cevap verir bu suale. Kadının bir ana olarak
utsallığı vurgulanırken burada , kadın olarak da bir dokunulmazlığı olduğunu görürüz oysa .
‘’ Kadın anlayana nefes , anlamayana nefstir.’’ der Şems-i Tebrizi . Evet, kadın ; dost, eş, sevgili,
destek, yandaş , yoldaş , omuz, paydaş , en önemlisi nefestir. Özenle korunması gereken bir
madendir. O madendir ki insanoğlunun oluşumuna en önemli katkıyı sağlayan candır , unutul-
mamalıdır. Kadınlara kalkan her el, her doğrultulan silah aslında yaratana yöneltilmiştir ; çünkü
onun var etme varlığının yeganesidir kadın .
Giderek kadınların , kadınlarımızın can güvenliği kalmamaktadır. Ne yazık ki nefsinin ,
acizliğinin verdiği ego tatmininin beyinle değil de kas yığınıyla halletmeye çalışan fukara beyinli
bu tipler için – ki insan bile diyemiyorum – devletin gerekli mekanizmaları acil , yaptırım gücü
kuvvetli , caydırıcı tedbirler almalıdır. Bir kadın olmanın , kadın olarak yaşamanın güç olduğu bu
toplumda birileri , insan olduğunu hatırlamalıdır kadınların. Jack London ‘ un da dediği gibi :
‘’Dişisine kötü davranan tek hayvan insanoğludur. ‘’
Dişilerimize, kadınlarımıza sahip çıkalım. Toplumsal köklülüğün , temelin biz
kadınlara ait olduğunu anımsayıp ayrımına vararak. ...
GÜRRİHAN SOYUPAK
TÜRKÇE ÖĞRT.
HABERİN OLSUN…
OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ YAPTIK
Kendinizi bize biraz tanıtır mısınız?
İsmim Fatih Mehmet Erol, Hataylıyım . Mesleğimde 20 yıldır çalışıyorum.
15 yıllık bir idarecilik hayatım var.
Okul ile ilgili izlenimleriniz nelerdir?
Çocuklar çok cici ; ama okula sahip çıkmamışlar. Etrafın çöpünü ,pisliğini
almamışlar. Boş yere elektrik yakıyorlar. Biraz düzensizler gibi. ...
Okula ilk geldiğinizde neyi, neleri eksik gördünüz?
Okulun temizliğini eksik gördüm .Çok kötü durumdaydı..
Okulumuzun vizyonu ve misyonu var mıdır? Varsa nedir?
Vizyon ve misyon oluşturmaya çalışıyoruz. .Eski okul müdürünün hazırla-
mış olduğu vizyon ve misyon var. Onda birkaç değişiklik yapacağız. Ben
size bildiririm.
Okulumuzun ismi pek biliniyor .İsminin bilinen ve popüler bir okul
olabilmesi için sizce akademik ve sosyal açıdan ne yapmalıyız?
Çok yol almalıyız çocuklar .Okulumuzun ismini duyurmak için birçok
etkinlik yapacağız. Çalışmalara imza atacağız.
Öğrenci ve öğretmen ilişkisi nasıl olmalıdır ?
Öğrenci öğretmeni sevmeli ,saygı duymalı. Öğretmenin
ağzının içine bakmalı. Her dediğini kapmalı. .Öğretmen
öğrenciyi kendi çocuğu gibi sevmeli..
“ Sizce bir okul müdürü nasıl olmalıdır ?
Bence okul müdürü bir defa çok iyi tanımalı etrafı .
Çocukları ,veliyi , öğretmenleri tanımalı ki neler
yapabileceğini keşfetmeli . Çocuklara her türlü hizmeti
verebilmeli ve biraz da tebessüm etmeli. .Çocuklarla zaman
geçirmeli. .Sık sık öğrencilerin isteklerini sormalı , ona göre düzenleme yapmalı.
Başarının ilk basamamağı sizce nedir ?
Okumak . Sürekli okumak .
Siz öğrencilik yıllarınızda nasıl bir öğrenciydiniz ?
Öğrencilik yıllarımda yaramazdım. ,tembeldim. .Öğretmenlerim beni hiç sevmezdi.
Hep döverlerdi beni. . Hiç şans vermediler bize. Hep korkarak büyüdük öğretmenlerden.
Öğretmen olmak idealinizdeki meslek miydi ? Değilse idealinizdeki meslek neydi ?
Pek düşündüğüm meslek değildi. . Ne olacağımı da pek bilmiyordum. ;çünkü bize
rehberlik yapan öğretmenlerimiz olmadı. .
Hangi üniversiteden mezun oldunuz? Branşınız
nedir?
Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi. Sınıf
Öğretmenliği . Bir de tarih okuyorum .İkinci
üniversitemi okuyorum.
Kaç senedir okul müdürlüğü yapıyorsunuz?
4 yılım bitti. .Daha öncede müdür yardımcısıy-
dım. 12 yıl.
Müdürlüğünüz boyunca sizi güldüren veya dü-
şündüren bir olay , kişi ya da durum oldu mu?
Anlatır mısınız?
Daha önceki okulumda çalışırken bahçeye çı-
kar gezerdim. Minik öğrencilerim vardı ,ilkokul öğrencileri. .Bacağıma sarılırlar, der-
lerdi ki : ’’ Müdür bey bugün de çok yakışıklısınız .” Ben de çok mutlu olurdum.
ÇANTALIK DUYGUSU Ben Ece’nin okul çantasıyım. Ece Hüseyin Karabacak Ortaokulunda 7. sınıfa giden bir öğrencidir. İki senedir onun-la aynı evi, aynı sırayı paylaşıyorum. Ben Ecelerin evinde yalnız değilim. Dershane çantası, gezi çantası, bilgisayar çantası gibi birçok arkadaşım var ; ama Ece en çok beni ve dershane çantasını kullanır. İkimizi akşamdan hazırlar. İçimize bir sürü kitap, defter, kalem koyar. Sabah olunca Ece’nin babası Ahmet amca suluğunu ön gözüme koyar. Bir gün suluğun kapağı açık kalmış, ben bir güzel yıkandım. Ece’nin annesi Nevriye teyze Ece’nin tostunu yerleştirir ön gözüme. Onun yüzünden ön gözüm sucuk ve kaşar kokuyor. Sonra yola çıkarız. Okula giderken beni hep Ahmet amca taşır. Bazen kolum çıkar. Ece yerine takar kolumu. Okula varırız böylece. Ece ,beni sıranın üstüne fırlatır. Arkadaşlarının yanına gider. Ders başlayana kadar öylece beklerim. Ders başlayınca Ece kitaplarını ,kalemlerini içimden çıkarır. Beni sorarsanız ya sıranın kenarında kolumdan asılmışımdır ya da masa-ya dayanıyorumdur. Hatta bazı öğretmenlere sinir oluyorum. Koluma basıp duruyorlar; ama Ece’nin umurunda değil. Bazen fark ettiği oluyor da alıyor beni yukarıya. Eve gelince beni hep eşikte bırakarak yukarı fırlar. Nevriye teyze beni yukarı çıkarır. Dershaneden gelip akşam olunca ödevlerini yapar. İçime eşyalarını doldurur ve uyur. Her gün aynı film sahnesini bir daha çekeriz. Koşuşturur, eğleniriz. Böylece günler geçer gider ;ama Ece’nin de bir gün bana gereken özeni göstereceğine olan inancım hiç bitmez.
ECE YEŞİLÖREN 7/B 570
BİZ YAZDIK
Bir öğretmenin sınıfı tarafından beğenilmesini sağlayan kişilik çizgi-lerini belirlemek üzere; araştırmaya göre, öğrencilerce en çok vurgulanan nitelik şöyledir:
İşbirliğini dayanan demokratik tavır.
Her çocuk için sevecen ve saygılı olmak.
Sabır Geniş bilgi Hareket ve görünüşün boşa gitmesi. Doğruluk ve taraf tutmamak. Esperili olmak. Tam itidal ve metanet. Öğrencilerin sorunlarına ilgi
duymak. Esneklik Cesaretlendirme ve takdir etmede iyi niyet. Özel bir konuyu öğretmede olağanüs-tü başarı.
Yukarıdaki saydığımız özelliklere
dayanarak ideal öğretmen şöyle tanımla-nabilir. : “ İdeal öğretmen öğrettiği bilgilerde, hem diğer konularda ve dünya hakkında tam bir bilgiye sahip, iyilik sever, sağduyulu, gençlere yakın ve yürekten ilgi duyan insandır.
Öğrencilere göre “iyi öğretmen” özellik-lerinin neler olduğunu görmek için soru-lan sorulara verilen cevapların sonuçları şöyledir:Öğretmenin sınıfa her öğrenciye eşit davranması bazı öğretmenlerin çeşitli özellikleriyle bazı öğrencileri çok
beğendiklerini, bazılarını da hiç sevmediklerini belli etmemeleri. Öğrenci dersini çalışmadığı ve sözlü
sınavlarda başarısız olduğu zaman öğretmenin sert eleştiriler yapmaması hakaret edici sözler söylememesi.
Sınıfta öğretmenin çok otoriter davra-narak rahatsız edici bir sükûnet isteme-mesi normal hareket ve konuşma serbest-liğini tanıması.
Kendi sorunları ve sıkıntıları olduğu zaman sınıfa haşin davranmaması.
Dersleri soyut olmaktan çıkarıp güncel örnekler vermesi, çevre kaynaklarından ve örnek-lerinden yararlanarak daha cazip hale getirmesi.
Derste bir davranışını beğenmediği öğrenciyi sınıf önünde küçültmeden hesap sormadan yalnız olarak karşısına alıp onu tanımaya davranışının nedenlerini anlamaya çalışması.
Sınıfta keyifsiz veya huzursuz olan öğrencileri fark ederek onları psikolojik dünyalarıy-la da tanımaya çalışması.
Sınıfta bazı öğretmenlerin disiplin kuruluna gönderecekleri olayları öğretmenin kendi olanaklarıyla aydınlatmaya çalışarak öğrencileri maddi cezalardan koruması ve istenil-meyen davranışlarını düzeltmelerine yardımcı olması.
Sınıfta şakacı mizahıyla esprili bir hava oluşturması, dersin içine ilginç örnekler ekleye-rek öğrencilerin dikkatlerinin dağılmasını önlemesi.
Konu alanını çok iyi bilir ve bildiklerini öğrenciye etkili bir biçimde aktarır. Öğrenciyi anlar, onun ihtiyaç ve beklentilerine uygun eğitim ortamları düzenler; Öğrenciyi çalışmaya karşı güdüler. Öğrencilerin birbirinden farklı olduğunu kabul ederek her öğrenci ile ayrı ayrı ilgilenir. Öğrenciye rehberlik yapar, öğrencilerin sorunlarını fark eder. Öğrencisini ve öğretmeyi sever. Öğrencilerin derse olan ilgisini çeşitli tekniklerle arttırır. Bütün öğrencilerin dersi dikkatli dinlemelerini sağlar. Öğrencilerin verdiği ödevleri yapmalarını sağlar.
Öğrencilerin sınıftaki farklı seviyelerine göre ders anlatır.
Öğrencilerin sınıftaki disiplinsiz davranışlarına izin vermez. Derslerine yeterli hazırlık yaparak girer. Sınıftaki öğrenciler üzerinde olumlu bir izlenim bırakır. Sınıfa çok iyi hâkim olur. Öğrencilerin gelişim ve ergenlik gibi çeşitli sorunlarıyla ilgilenir. Öğrencilerle sağlıklı iletişim kurar. Sınıfta uyulması gereken kurallara öğrencilerin uymasını sağlar. Öğrencileri her konuda “etkin olarak” dinler. Öğrencilere derste soru sorma imkânı verir. Öğrencileri daha iyi tanıyan aileleri ile her zaman görüşür.
Görüldüğü gibi iyi
öğretmen olmak ol-
dukça güç bir iştir. Bu
meslekte başarılı
olmak için öğretmenle-
rin iyi bir konu alanı
bilgisine ve öğretmen-
lik mesleğinin gerek-
tirdiği davranışlara
sahip olması gerek-
mektedir. Öğretmen
arkadaşlarımızın iyi
bir öğretmen olabilme-
leri için gelişmesine ve
öğrenme – öğretme
sürecine katkısını iyi
anlayabilmek için,
önce “ÖĞRETMEN
GÖREVLERİ” ni
özetlemek gerekir.
Öğretmenin temel
görevi, etkili bir öğre-
tim ortamı düzenleye-
rek öğrenmeyi sağla-
maktır. Öğretmen bu
görevini yerine getirir-
ken aşağıdaki etkin-
likleri saptar:
Öğretim planlarının hazırlanması: Formal eğitim, planlı, programlı bir süreçtir. Bu nedenle öğretmenlerin derse girmeden önce yıllık ve günlük planlarını hazırlamaları gerekir. Öğretmen, öğretim planını hazırlarken, Tebliğler Dergisi’nde belirtilen şekilde, dersin hedef tekniklerini, öğretim araç ve materyallerini seçer, hedeflere ulaşma derecesini tayin edecek değerlendirme etkinliklerini saptar. Öğrenme yaşantıları düzenleme: Öğretmen sınıfa girdikten sonra, önceden hazırladığı planları uygulamaya koyar. Uygulama sırasında öğretmenin gerçekleşmesi için, öğrenci-lerin öğrenmeye karşı istekli olması ve eylemle bulunması gerekir. Bu nedenle öğretmenin öğrencilerini güdeleyerek, öğretme ortamına aktif olarak katılımlarını sağlama, yeri geldikçe pekiştirenlerle davranışlarını yönlendirmesi gerekir.
Okulda öğretim gruplarla yapılır. Her sınıfta değişik özellikte öğren-ciler vardır. Bu öğrencilerin yön-lendirilmesi ve uyum içinde çalış-malarının sağlanması da, öğretme-nin görevleri arasındadır. Bu nedenle öğretmenin iyi bir yönetici ve sınıfın lideri durumunda olması gerekir. Öğrenciler sevdikleri ve otorite olarak gördükleri öğretmeni model alma eğilimi gösterirler. Öğretmen giyimi, konuşma tarzı, düşünme ve yaşam biçimleri ile öğrencilere mo-del olur. Bu nedenle öğretmenin sınıf içinde ve dışında davranışla-rına dikkat etmesi öğrencileri için iyi bir model olmaya çalışması gerekir.
Değerlendirme: Öğrenme-öğretme süreci sonunda, öğrencilerin hedefe ulaşma derecelerini belirle-mek amacıyla değerlendirme yapılmalıdır. Öğretmen değerlen-dirme sonucunda elde ettiği bilgi-lere dayalı olarak, hem öğrencile-rin öğrenme eksiklikleri düzeltme imkânı bulur.
Hazırlayan : Buğra Aslan
NOT DEFTERİ
Zarok (Şükrü Özyıldız) yıllar önce Edirne’de bir ailenin beşikteki bebeğini kaçırıp büyük acıların yaşanmasına sebep olur. Yıllar sonra bu vicdan azabından kurtulacağı bir fırsat yakalayan Zarok, kaçırdığı Zeliş'i (Ayça Ayşin Turan) 2. kez kaçırıp gerçek ailesine götürürmek üzere yola çıkar. Bu sırada aşk do-lu maceralara atılırlar. Özcan Deniz'in bu filmi, bir-çok masal ögesini bir araya topluyor.
Halim ile Selim komik iki kardeş-tir. Fakat sıradan kardeşlerden fark-ları, doğuştan yapışık ikizler olma-ları bu yaşa kadar beraber yaşamış olmalarıdır. Küçük bir köyde sıra-dışı hayatlarına mutlu mesut devam ederler fakat yaşları gelmesine rağ-men, kendilerine uygun 'hayırlı' bir kısmet bulamazlar. Hal böyle olun-ca da büyük şehrin, İstanbul'un yo-lunu tutarlar... Filmin yönetmenli-ğini, komedi oyunculuğu ve sunu-culuğu ile tanıdığımız İlker Ayrık üstleniyor. Yapımda başrolü Hakan Bulut ile paylaşan Ayrık'a kadroda ayrıca İvana Sert, Suzan Kardeş, Suat Sungur,Fırat Tanış ve Bülent Şakrak gibi yakından tanıdığımız isimler eşlik ediyor.
Burger Beard (Antonio Banderas) adlı bir kor-san, Süngerbob'un mace-ralarını anlatan bir kitabı bulmak için yola çıkar. Bu büyülü kitap, içinde yazan her şeyi gerçeğe çevirebilme özelliğine sahiptir. Kitap bulunur, ancak son sayfası eksik-tir. Bu sayfa da, Yengeç Burger'in tarifinin oldu-ğu sayfadır.
18. yüzyılda geçen hi-kayede, genç Thomas yerel halkın içerisinde olan Spook isimli öğ-retmeninden eğitim ala-rak, kötü ruhlara karşı savaşmayı öğrenmesi gerekmektedir. İlk bü-yük sınavını ise Spook kasabadan uzaktayken güçlü Anne Malki’nin hapsolduğu yerden kaç-masıyla verir.
Ali (Burak Özçivit), Ege'de bir balıkçı kasaba-sında aile yadigarı restora-nı kaybetmemek için bü-yük bir mücadele vermek-tedir. Bir gün nereden gel-diği, nereye gideceği belli olmayan bir kız gelir kasa-baya: Deniz (Fahriye Ev-cen) Geçmişinden kaçan Deniz ve Ali arasında büyük bir aşk başlar. Kasabanın sa-kinleri dondurmacı Neba-hat, manav Ayhan, balıkçı Yaşar, Saadet ve Yusuf Ba-ba bu büyük aşkın şahidi-dir. Ancak Deniz'in karan-lık geçmişi mutlu olmaları-nın önünde en büyük en-geldir.
İnsanlığın bu dünya-da tek olduğunu dü-şündüğü bir zaman-da, kendi halindeki genç bir kız, Evrenin Kraliçesi tarafından suikaste gitmek üze-redir. Ancak dünya dışından başka birisi onu kurtarır. Ve Ev-renin Kraliçesi'nin hükümdarlığını sona erdirmesi için o kıza ihtiyacı vardır.
Gözünü para hırsı bürümüş bir otel sahibi olan Fahri Fırfır ve müdür Şehnaz Şıkır, ormanları yok ederek otellerini genişletmek istemektedir. Onlara meydan okuyan bir aile, yanlarında hiç beklemedikleri bir destek bulurlar: Boyo, Süslü, Kös-teban, Köstepem ve Köstosun'dan oluşan köstebekler ekibi, ormanla-rını korumak için ellerinden geleni yapacaklardır.
6 Süper Kahraman izleyicinin Walt Disney Animasyon Stüdyola-rı’ndan beklediği kalbe dokunan ve mizah dolu bir hikayeye sahip olmakla birlikte aksiyonla karışık bir komedi macera filmi...Film, dehasının güçlerini kullanmayı öğ-renen robot dahisi Hiro Hama-da’yı, Hiro’ya bu konuda yardımcı olan muhteşem kardeşi Tadashi’yi, onlara çok benzeyen, macera ba-ğımlısı olan arkadaşları GoGo Ta-maga’yı, düzenli ve tatlı Wasabi No-Ginger’ı, kimya dehası Honey Lemon’ı ve fanatik Fred’in hika-yesini anlatıyor. Süper Kahraman 6, kendini tehlikeli bir komplonun içinde bulunca en yakın arkadaşı olan Baymax isimli bir robotun yardımını istemek zorunda kalan robot dahisi Hiro Hamada’yı ve bir grup yüksek teknolojili kahra-manının bu gizemi nasıl çözdüğü-nü anlatan aksiyonla karışık bir komedi macera filmi.
Hazırlayanlar: Sude Ergintan-Eda Yalçın
NOT DEFTERİ
KUAFÖRDE BİR GÜN Yüzyılın dahice planlanmış soygunu... Acımasız, vicdansız, üç hırsız… İşlenen bir cinayet... Kötülük, ihtiras, hırs dolu üç kişinin inanılmaz öyküsü. Şaka şaka... Bu sıradan insanların, hayallerini ger-çekleştirmek için kalkıştıkları soygu-nun trajikomik öyküsü... Hayaller...Bizim hayallerimiz… İzleyin, seveceksiniz Tarih:10,11,12,13,14,15,24,25,26,27,28 Şubat Saat:15.00 -20.00 Yer: Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
YEŞİLÇAM Aşık olduğu film aktrisine ulaşa-bilmek için kendi filmini çekmeye karar veren Arif, bunun için gere-ken tecrübe ve paraya sahip değil-dir. Ancak şansı yaver gider ve çe-kimlere başlar. Ta ki “film hayalle-rine postallar giydirene” dek!
Tarih:6,7,8,9,10,11,12,13,14,15 Şubat Saat:15.00-20.00 Yer: Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
MEVLÂNA - AŞK VE BARIŞ ÇIĞLIĞı Bütün dünya gündeminde belkide en yüksek noktayı işgal eden kişilerin
başında sekiz yüz yıl önce Hakka yü-rüyen bir yüce kişi bir ulu eren Mev-lana Celalettin Rumi bulunmaktadır. Yüzyıllar öncesinden tanrı insan, in-san tanrı birlikteliğini inanılmaz doğ-
ru bir ölçüyle insana sunan kişidir gönüller ışığı Mevlana. Hiç eskime-yen düşünce ve fikirleriyle günümüz insanına da ışık, aşk ve barış kayna-ğını ısrarla gösteren bir ulu kişidir
Mevlana. “Biz birleştirmek için geldik ayırmak için değil. Seviyoruz ve hayatımızın
güzelliği bu yüzden” Tarih:4,5,7,11,12,14 Şubat
Saat:20.00 Yer: Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
AKLIMDAKİ KADINLAR Oyunda, ilişkilerinde sorunlara boğulmuş takıntılı yazar Jake'in gerçek yaşamında bulamadığı dengeyi hayal dünyasında, ha-yatındaki kadınlarla kurma ve yönetme çabası konu edilir. Tarih:10,11,17,18,24,25 Şubat Saat:20.00 Yer: Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
CYMBELİNE Eski Brit ve Kelt halklarının Romalılara karşı verdikleri mücadeleyle birlik-te, Britanya ülkesinin kuruluş hikâyesini anlatan Cymbeline, Shakespeare’in son dönem eserlerinden biridir. Shakespeare, önceki oyunlarından bildi-ğimiz birçok karakterin özelliklerini bu oyununda ustalıkla tekrar karşımıza çıkarıyor. Shakespeare’in dehası, Cymbeline’de bi-zi; aşk, sevgi, ihanet, vatansever-lik, ihtiras, kıskançlık gibi duygularla, ya-ni “her şeyiyle insan”la bir kez da-ha buluşturmayı başarıyor. Tarih:10,11,12,13,14,15 Şubat Saat:20.00 Yer:Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu
İYİYİM İyiyim, hayatına girmiş erkekler tarafından ablukaya alınmış bir kadının hikayesi. Babası, erkek kardeşi, patronu ve kocası ara-sında sıkışıp kalmış Ayşe, geç-mişte ailece yaşadıkları acı bir olayın izini de üzerinde taşımak-tadır. Tüm bu acıların etkisiyle hayatını sürdüren Ayşe büyük bir hata yaparak, gelecek umu-dunu da yok eder. Ve onun için ‘İyiyim’ sözcüğü gerçek anlamı-nı yitirmiştir artık. Tarih:10,13,15,24,27 Şubat Saat:20.00-15.00 Yer: Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu Hazırlayanlar:
Eda Yalçın-Sude Ergintan
MAL CANIN YONGASI
SÖZLÜ ÖĞRENCİNİN
TONGASIDIR
KONFERANSLARDA ÖN
SIRALARA OTURMAYIN
UYUYAMAZSINIZ MEYVE VEREN AĞACI
TAŞLARLAR KOPYA
ÇEKEN ÖĞRENCİYİ
HAŞLARLAR
ÜZÜM ÜZÜME BAKA BAKA
ÖĞRENCİ KARANEYE
BAKA BAKA MORARIR GÜL Ü SEVEN GÜLÜN
ABİSİNE KATLANIR
MİSAFİR UMDUĞUNU
DEĞİL YANINDA
GETİRDİĞİNİ YER TATLI SÖZ ÖĞRETMENİ
YAZILIDAN CAYDIRIR
Şefin Önerisi
Sudenaz Özkan
Patates Çanağı Tarif Patatesi ilk olarak soyun. İyice yıkayın
ve kare doğrayın. Bir tencereye su
koyun ve bir miktar tuz ekleyin.
Patatesler haşlandığında fazla dağıl-
madan sudan alın. Soğuması için oda
sıcaklığında dinlendirin. Havuçları
güzelce soyun ve minik kareler halin-
de doğrayın. Havuçları haşlayın, haş-
landığında tencereden çıkartın. Derin
bir kaseye bezelyeleri, kornişon turşu-
yu, haşlanmış havuçları mayonezi ve
son olarak yoğurdu ekleyip karıştırın.
Soğuyan patatesleri çatal yardımıyla
ezin ve patatese pul biber ekleyin.
Çanak şekli verin ( Orta boy ) olsun.
Son olarak içine hazırladığımız karışı-
mı içine kaşıkla ilave ediniz. Soğuk
tercih ediniz.
3 adet orta boy patates
3 adet orta boy havuç
6-7 yemek kaşığı yoğurt
Tuz / pul biber
1 su bardağı bezelye
6yemek kaşığı mayonez
Kornişon turşu
Afiyet Olsun...
BENİMLE GEZER MİSİN? (ULUCAMİ)
Bursa Ulu Cami, aslen zaviye olarak yapılan, sonradan cami olarak kullanılmaya başlanmış olmasına rağmen
çok ayaklı cami şemasının en klasik ve anıtsal örneği sayılır. I. Beyazıt tarafından 1396-1400 yılları arasında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı cami yaklaşık toplam 5000 metrekare boyutlarında olup 20 kubbe ile örtülü-dür. Sekizgen kasnaklara oturan kubbeler mihrap duvarına dik beş sıra halinde dizilmiştir. Kasnaklar mihrap ekseni üzerindekiler en yüksek olmak üzere yanlara doğru gidildikçe her sırada daha alçak düzenlenmiştir. Düzgün kesme taşlarla inşa edilmiş kalın beden duvarlarının masif etkisini hafifletmek için cephelerde her kubbe sırası hizasına gelmek üzere sağır
sivri kemerler yapılmıştır. Her kemerin içinde iki sıra halinde ikişer pencere yer alır. Bunların gerek biçimleri gerek boyutları her cephede farklıdır. Son cemaat yeri bulun-mayan yapının kuzey cephesinde köşelerde sonradan yapılan iki minare vardır. Minare-lerin ikisi de beden duvarına oturmaz, yerden başlar. Batı köşesindeki minare I. Bayezıd tarafından yaptırılmıştır. Sekizgen biçimli kürsüsü bütünüyle mermerden, göv-desi tuğladandır. I. Mehmet'in yaptırdığı söylenen doğu köşesindeki kare kürsülü minare, caminin beden duvarından da 1 m kadar ayrıktır.
Şerefeler her iki minarede de aynı olup tuğlalı mukarnaslarla bezelidir. Kurşun kaplı külah-lar 1889'daki yangında ortadan kalkınca, bugünkü boğumlu taş külahlar yapılmıştır. Türk İslam dünyasının en eski camilerinden birisi ulu camiidir. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1399) yılında yaptırılmıştır' . Bursa kent merkezinde, Atatürk Caddesi üzerindedir.
Hazırlayan: Harun Arıkanlı
BECERİRSEN SEN DE YAP
Hazırlayan : Melisa TÜRKKAN