ÇORUM iLi UZAKTAN EĞiTiM ANKETicorum.egitimsen.org.tr/wp-content/uploads/2020/06/anket.pdftablet,...
Transcript of ÇORUM iLi UZAKTAN EĞiTiM ANKETicorum.egitimsen.org.tr/wp-content/uploads/2020/06/anket.pdftablet,...
-
ÇORUM iLi
UZAKTAN EĞiTiM ANKETi
Haziran-2020
-
HAKLI OLMAK YETMEZ.
GÜÇLÜ OLMAK
ZORUNDAYIZ
BİZ BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ!
2
-
GİRİŞ
Eğitim, öğretim ve öğrenme birbiri ile iç içe olan kavramlardır. Eğitim ve öğretimin amacı öğrenmeyi sağlamaktır. Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin amacına ulaşması için öğrenmenin gerçekleşmesi gerekir. Öğrenmenin olmadığı bir durumda eğitimden söz etmek mümkün değildir. Bu nedenle eğitim ve öğretim sürecinde bireylere amaçlar doğrultusunda davranışlarını değiştirebilecekleri bir ortam hazırlanarak buna uygun yaşantı geçirmeleri sağlanır. Eğitim öğretim etkinlikleri uzun erimlidir. Bire yde yaşam boyu sürekliliğini korumaktadır.
Gönümüzde eğitim; hem bireyin hem de toplumun gelişimi açısından büyük önem ve değer taşımaktadır. Birey, eğitim - öğretim yoluyla toplumun kültürel özelliklerini öğrenip bir meslek kazanarak yaşamını devam ettirme yollarını öğrenmektedir.
Toplumlar da eğitim görmüş bireyler sayesinde bilim ve teknoloji alanında daha hızlı ilerlemekte ve toplumun refah seviyesi yükselmektedir. Çağımız bilgi ve teknoloji çağıdır. Bilgi günümüzde artık küresel bir güçtür. Çünkü bilgi teknolojinin anahtarı gibidir. Eğitim, ayrıca toplumların yönetim biçimlerini de etkilemektedir, iyi eğitim görmüş bir toplumda demokrasi daha iyi işlemekte, insanlar daha iyi yöneticiler seçebilmektedirler.
Eğitim bilimi, insan davranışları ve bunları değiştirme yolları ile ilgilendiği için tüm bilim dallarıyla doğrudan ya da dolaylı olarak ilgilidir. Ancak eğitim en çok sosyal bilimler alanında; psikoloji, sosyoloji, hukuk, ekonomi ve felsefeden yararlanmaktadır. Eğitimciler bu bilgilerden yararlanarak öğretme yolları ve modelleri geliştirirler.
Eğitim kavramı, öğretim kavramına göre daha geniş kapsamlıdır. Tüm öğretim etkinlikleri aynı zamanda eğitim faaliyetidir. Ancak tüm eğitim faaliyetleri öğretim değildir. Bireyin davranışlarını değiştirmeye yönel ik, ancak çok planlı ve programlı olmayan eğitim faaliyetleri vardır. Öğretim, eğitimin planlı, programlı kısmıdır.
Toplum için eğitimin önemi nedir?
Sağlıklı bir toplum; bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı bireylerden oluşur. Eğitim, bir yandan bireylere toplumun kültürünü değerlerini kazandırmakta ve onların kişiliklerini geliştirmelerine zemin hazırlamakta diğer yandan da onlara toplumun yapısını değiştirici ve onları ileriye götürücü, eleştirici düşünme becerisi kazandırmaya çalışır. Bireyin gelişimi toplumun gelişimidir.
Eğitim kurumunun gelişmesi ve bu kurumun eğitim sorunlarının üstesinden gelebilmesi ancak diğer alanlardaki gelişmelerle birlikte mümkündür. Eğitime dair yatırımlar, planlama faaliyetleri, personel, araç gereç, fiziki koşulların iyileştirilmesi ekonomik niteliklere doğrudan bağlıdır. Ekonomik yapı eğitim çalışanlarının iyi koşullarda yaşaması, eğitim görenlerin eğitim ortamlarının, eğitim araç gereçlerinin, eğitime teknolojik desteğin daha nitelikli olmasının yolunu açar. Eğitimden ülke genelinde fırsat eşitliğinin sağlanması, herkesin eşit bir şekilde yararlanabilmesi, eğitim olanaklarına ve eğitim teknolojilerine herkesin ulaşabilmesi ülkenin kalkınmasına dolayısıyla da sosyo-ekonomik yapısına bağlıdır. Ekonomi üretim tüketim ve paylaşım gibi temel kavramlar çerçevesinde yürütülen faaliyetler olmakla birlikte bireysel ve toplumsaldır.
Ekonomik sistem bir ülkenin yönetim ve eğitim sistemini belirlediği için bunların arasında yakın bir ilişki de vardır. Devletlerin ekonomik sistemleri eğitim - öğretim ilişkilerinin planlanmasında, yönetilmesinde ve denetlenmesinde de etkilidir. Ve unutulmamalı ki eğitim evrensel insan haklarındandır. Bireyin bu hakkı kamu da kullanabilmesi için devlet gerekli önlemleri almak ve insanların bu hakkı kullanabilmeleri için gerekli erişimi sağlamak durumundadır.
GİRİŞ
3
-
Eğitim, bireylere çevrelerinde oluşan değişmelere uyum sağlayabilmeleri için yeni davranışlar kazandırmakla yükümlüdür. Eğitim sisteminin bu yükümlülüğünü yerine getirebilmesi, hızla değişen bilgi ve teknolojiye ayak uydurması ile gerçekleşir. Devlet eğitimin temel amaçlarının belirlenmesinde, planlanmasını ve eğitim etkinliklerinin denetlenmesinde etkin rol oynar. Eğitimin yapısını belirleyen hukuki çerçeve toplumsa l yaşamdan güç aldığı oranda meşruiyetini güçlendirir.
Eğitim kurumları temel hukuki düzenlemelere göre oluşturulur. Bu kurumların işleyişleri hukuki esaslara tabidir. Hukuksuz bir eğitim düşünülemeyeceği gibi eğitim olmadan da hak, hukuk, özgürlük ve adalet düşünceleri bir toplumda yerleşemez.
Eğitim kurumlarını yöneten kişi ve kuruluşların hakları, denetlenmeleri, öğretmen, öğrenci, veli gibi okul ile ilişkisi olan kişilerin hukuki durumları, eğitim sisteminin amaçlarının gerçekleşmesi, eğitimin önündeki maddi ve manevi engellerin ortadan kaldırılmasında hukukun yardımına ihtiyaç vardır.
Uzaktan eğitim!
Uzaktan eğitim , terimin de vurguladığı gibi öğrenci ve öğretmenin birbirinden ayrı olduğu bir sistemdir. Bu ayrılığın hatları birçok kaynakta genellikle zaman ve mekân olarak tanımlanmıştır. Ülkemizde farklı süreçlerde, farklı uzaktan eğitim öğretim etkinlikleri yürütülmüştür. Günümüzde de yürütülmektedir. Mektupla öğretim, açık öğretim, ya da teknolojik gelişmeler sayesinde günümüze gelindiğinde televizyonlar, disketler, videokasetler, CD-ROM’lar, uydu yayınları, video konferanslar ve Internet, uzaktan eğitim çalışmalarında önemli bir yer edinmişlerdir. Yüz yüze öğrenme ise öğrenci ve öğretmenin bi rbirini görebildiği bir sistemdir.
Her Uzaktan Eğitim Online Eğitim Değildir!
Online eğitim: Fiziksel bir yer ya da zaman sınırı olmayan, eğitmen ile öğrencinin aynı yerde olmadığı, internet erişimine sahip olan herkesin kendi seçtiği ortamda akıllı telefon, tablet, bilgisayar ya da akıllı televizyon gibi araçlarla eğitim alabildiği sistemdir.
Online eğitim, eğitmenin canlı sunumuyla olabileceği gibi daha önceden hazırlanmış bir içeriğin ya da dersin sunumuyla da gerçekleşebilir. Temel anlamda online eğitim, internet tabanlı tüm eğitsel uygulamaları kapsayan geniş bir tanımdır.
COVID-19 hastalığının küresel ölçekte yayılması, birçok sektörde olduğu gibi eğitim – öğretim etkinlikleri alanında da olumsuz etkilerini göstermeye başladı. Farklı ülkelerde, farklı eğitim düzeylerinde (ilkokul öncesi, ilk, orta, yüksek öğretim) farklı zamanlarda, eğitim, yavaş yavaş sekteye uğramaya başladı.
Ülkemizde de hem Milli Eğitim Bakanlığı kararıyla ilk ve ortaöğretim düzeyinde kısa bir tatilin ardından uzaktan eğitime geçilme kararı alındı, hem de YÖK tarafından üniversitelerin de uzaktan eğitime geçeceği açıklandı. Bu süreçte uzaktan eğitim ve online eğitim her yönüyle eğitim-öğretim etkinliklerinde yer almaya başladı.
Öncelikle şu vurguyu yapmamız gerekiyor; hangi koşulda olursa olsun uzaktan eğitim, örgün eğitimden oldukça farklı dinamiklere sahip ve bu nedenle farklı bir bakış açısı, yöntem, hazırlık ve efor gerektiriyor.
Ali Ekber Beyaz
Eğitim Sen Şube Başkanı
4
-
SUNUŞ
Eğitim Sen Çorum Şubesi olarak, uzaktan eğitimle ilgili sorunların tespiti için, Çorum İlinde 20/05/2020 -08/06/2020 tarihleri arasında eğitimin paydaşlarına sorarak online anket düzenlenmiştir. Elde ettiğimiz sonuçlar, MEB’in uzaktan eğitim ve araçlarının, erişim ve kullanımına dair hazırlamış olduğu ve 29 Mayıs 2020 Tarihli, Türkiye Güvenli Okullaşma ve Uzaktan Eğitim Projesi Paydaş Katılımı Planı (PKP) Taslağında ortaya konulan konular, anket çalışmamız ve sonuçlarını doğrular niteliktedir.
Taslakta ortaya konulduğu gibi, COVID -19 pandemisi sebebiyle 13/03/2020 tarihinden itibaren okulların kapanması nedeniyle ortaya çıkan devasa sayıdaki eş zamanlı kullanıcı sayısını kaldırabilmesi için acil geliştirmelere ihtiyaç vardır. Dijital eğitim platformu EBA, maalesef 18 milyon K-12 öğrencisi ve 1,1 milyon öğretmenin ihtiyaçlarını karşılayamamakta ve okulların kapanışının bir sonucu olarak ek uzaktan öğrenme hizmetlerine ihtiyaç duymaktadır.
EBA uzaktan eğitim ders programına uyması zorunlu olan devlet okullarındaki ve özel okullardaki yaklaşık 18 milyon öğrenci ve 1.1 milyon öğretmen, eğitim materyalleri veya diğer belgelere erişerek dolaylı olarak faydalanabilecek olan yaklaşık 1.5 milyon açık öğretim okulları öğrencisi, hayat boyu öğrenenler (yetişkinler), Dezavantajlı / Hassas Bireyler ya da Gruplar, genellikle endişelerini dile getiremeyen veya bir projenin etkil erini anlamayan dezavantajlı ya da hassas kişi ve gruplara ulaşmak durumundadır. EBA şu an ciddi şekilde ihtiyaç duyulan öğrenci, öğretmen ve velilerin erişimi ve katılımı bakımından henüz beklendiği şekilde tamamlanmamıştır. Öğretmenler ve veliler EBA pla tformuna erişme ve şifre kaynaklı sorunlar, yanlış sınıf içeriğiyle karşılaşma, öğrencilerin ödevlerini sisteme yükleme ve sistemdeki öğrenci ve katılımcıların gelişimini takip etme hususlarında sorunlar yaşadıklarını, MEB’in çalışanlara, öğretmenlere, ortaklara ve velilere yönelik Bakanlık seviyesinde bir geri bildirim ve iletişim mekanizması olarak hizmet veren MEBİM MEB tarafından sağlanan tüm eğitim hizmetleri hakkındaki sorular, 23 Mart -28 Nisan 2020 tarihleri arasında verilen uzaktan eğitim boyunca EBA platformuna yönelik ani talepler nedeniyle ailelerden, koruyuculardan, öğretmenlerden ve öğrencilerden 65.643 başvuru (soru/talep/şikâyet) gelmiştir. MEBİM başvurularının konulara göre dağılımı aşağıdaki grafikte gösterilmiştir. En fazla başvuru sayısına sahip olan konular, erişim problemleri ve çalışma saatleri sırasında platforma giriş yapma olmuştur. İkinci sırada ise platforma giriş için bir kullanıcı şifresi alma yer alırken üçüncü sırada mobil uygulama ile ilgili sorular bulunmaktadır.
MEB’in Türkiye genelinde ulaştığı sorunlar başka boyutları ile araştırılarak uzaktan
eğitime katkı sunmak amacıyla yapılmıştır. Çorum Eğitim Sen Şubesi olarak Öğretmen, öğrenci,
veli, diğer kişiler olarak yaptığımız online ankette uzaktan eğitimle ilgili, 10 soru sorulmuş, 710
kişiye ulaşılmıştır. Anket çalışmasına katılanların %52’si öğretmen, %39’u veli %7’si öğrenci ve
%1,5’i kendilerini diğer olarak tanımlamışlardır. Katılımcıların online verdiği cevaplar,
sonuçları, yüzdelik oranları, çözüm önerileri ile değerlendirilerek sizlere sunuyoruz.
Sema YILMAZ
Şube Sekreteri
SUNUŞ
5
-
ANKET SONUÇLARI
VE
DEĞERLENDİRMELERİMİZ
6
-
Ankete katılanlar “Aşağıda bulunan a raçlardan hangisine sahipsiniz?” şeklindeki birden
fazla işaretleme yapabilecekleri soruya en yüksek oranda cep telefonuna sahip olduklarını,
ikinci sırada ise bilgisayara sahip olduklarını belirtmişlerdir. Bu soruda en yüksek oranda her
evde olduğunu düşündüğümüz TV sahipliğinin en yüksek çıkması beklenirken aksine bir
durumun çıkması değerlendirilmesi gereken bir sonuçtur. Cevap veren katılımcıların bilgisayar
ve cep telefonuna duydukları bağımlılık düzeyi sonucu etkilemiş olabileceği gibi, anketin
konusu gereği katılımcıların televizyonu bir eğitim aracı olarak değerlendirmelerindeki algıdan
da kaynaklanmış olması muhtemel bir durumdur. Her iki durumda değerlendirildiğinde
uzaktan eğitim uygulamalarının cep telefonu ve bilgisayar gibi teknoloji bağımlılıklarını
artırması görmezden gelinemeyecek bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan
planlamalarda bu tarz olumsuzlukları görerek çalışmalar planlamanın gerekliliği ortaya
çıkmaktadır. Televizyonun bir eğitim aracı olarak görülmemesi ise, bu aracın yaygınlığı herkese
ulaşabilmedeki avantajları dikkate alındığında irdelenmesi gereken bir duru mdur. Açık
ilköğretim ve açık lise eğitimlerinin daha çok televizyon üzerinden yürütülüyor olması bu alana
dair açılımlar getirmeyi daha elzem hale getirmektedir.
Aşağıdaki araçlardan hangisine sahipsiniz? (Birden fazla işaretleme yapabilirsiniz.)
Anket çalışmasına katılanların %52'si öğretmen, %39'u veli, %7'si öğrenci ve
%1,5'i kendilerini diğer olarak tanımlamışlardır.
1
7
ANKETTEN ELDE ETTİĞİMİZ SONUÇLAR AŞAĞIDA PAYLAŞILMIŞTIR.
-
Anket katılımcılarının tamamı internet erişiminin olduğunu ifade etmiştir. Ancak
anketin online ortamda yapılmış olmasından dolayı sonucun değişebilir olabileceğini
değerlendirmekteyiz.
Katılımcılar internet erişimlerini yüksek oranda sabit internet hattı üzerinden
sağladıklarını beyan etmişlerdir. Daha önceki sorularda cep telefonuna sahip olma durumunun
bilgisayara sahip olma durumundan daha yüksek olduğunu ve katılımcılarının tamamının
internet erişimi olduğu yönündeki sonucu birlikte değerlendirdiğimizde kullanıcıların beli bir
bölümünün internete wi-fi gibi devamlılık arz etmeyen yollarla ulaşım sağlayabildiği sonucunu
değerlendirmekteyiz.
İnternet erişiminiz var mı?
İnternet erişiminizi hangi yolla sağlıyorsunuz? (Birden fazla işareteleme yapabilirsiniz.)
2
3
8
-
Katılımcıların %25,4’lük bölümü internetinin kotalı olduğu ve özellikle %14,1’lik bölümü
8Gb’ye kadar internet kotasına sahip olduğu yönünde beyanda bulunmuşlardır. Bu durum
öğrencilerin görüntülü uzaktan eğitim araçlarına uzak durmasına neden olabilecektir.
Anket katılımcılarının %2,8’i uzaktan eğitim platformlarının hiçbirine erişimi olmadığını
beyan etmişlerdir. Anketin online ortamda yapılmış olması çıkan sonuçlarda özellikle kırsal
kesim ve maddi olanakların sınırlı düzeyde kaldığı ailelerde bu oranın daha yükselebileceği
sonucunu değerlendirmemize neden olmaktadır. Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanabilmesi için
belli olanakların her öğrenciye ulaşabilmesi için bir takım çalışmalar yapılması gerekliliğini
ortaya koymaktadır.
İnternet kotanız toplam ne kadar?
MEB uzaktan eğitim platformlarından (EBA,EBA CANLI DERS, EBA TV, Diğer) en azbirine erişiminiz var mı?
4
5
9
-
Uzaktan eğitim platformlarının en faydalıdan az faydalı olana doğru sıralanmasını
istediğimiz soruda EBA TV ve Diğer(Whatsapp, zoom gibi iletişim araçları) seçenekleri bir
kesim tarafından en faydalı olarak nitelendirilirken bir kesim tarafından ise az faydalı olarak en
yüksek oranda değerlendirilmiştir. Bu soru ile ulaşılabilir olma, kullanım kolaylığı ve
öğrencilerin yarar elde etme düzeyi konusunda kafa karışıklığı olduğunu değerlendirmekteyiz.
Bir eğitim platformu olarak planlanan ve bu şekilde dizayn edilen EBA en faydalı bulunma
konusunda en az oyu almıştır. Bu rada beklenen eğitim işi için özel şekilde dizayn edilmiş bir
platformun en yüksek oyu alması iken çıkan sonucun tam aksi yönde olması üzerinde
çalışılması gereken bir konu olarak değerlendirilmelidir.
Katılımcılar uzaktan eğitim uygulamalarını %50,7 oranında yetersiz bulurken, %39,1
oranında kısmen yeterli ve %7,2 oranında yeterli olarak değerlendirmiştir. Katılımcıların %3’ü
ise kararsız görüş bildirmiştir. Katılımcıların yarısından fazlasının uzaktan eğitim uygulamalarını
yetersiz bulması bu konuda yapılabileceklerin tam olarak ve herkese ulaşabilecek ölçüde
düzenlenemediğini değerlendirmemize neden olmaktadır.
Yararlandığınız MEB uzaktan eğitim platformlarını yarar elde etme oranı bakımındanen faydalı olandan başlayarak derecelendiriniz.
Uzaktan eğitim uygulamalarını yeterli buluyor musunuz?
6
7
10
-
Anket katılımcıları “ Uzaktan eğitim ile okullarda verilen yüz yüze eğitimi eşdeğer
buluyor musunuz?” sorusuna %97,2 oranında hayır yanıtı vermiştir. Bu sonuç uzaktan eğitimin
asla bir alternatif olmadığını, zorunlu hallerde başvurulması gereken bir metot olduğunu
değerlendirmemize neden olmaktadır.
Katılımcılar okulların açılması için %94,4 oranında salgın tehdidinin tamamen kontrol
altına alınmasını beklediklerini ifade etmişlerdir. Yetkililerin bu konuda başta öğrenciler olmak
üzere toplumun sağlığının korunmasını temel öncelik belirleyen bir tutum alması gerekliliğini
değerlendirmekteyiz.
Uzaktan eğitim ile okullarda verilen yüz yüze eğitimi eşdeğer buluyor musunuz?8
Okulların açılması içim izlenmesi gereken yöntemin ne olması gerektiğini düşünüyorsunuz?9
11
-
LGS, YKS gibi merkezi sınavların tarihlerinin belirlenmesi konusunda katılımcıların
%73,2’si salgının kontrol altına alınmasından sonra tarihler belirlenmelidir şeklinde görüş
bildirirken, %14,1 oranında bu konuda öğrencilerin görüşlerinin anketler yoluyla alınmasını
ifade etmişlerdir. Belirlenen tarihleri uygun bulduğunu ifade edenlerin oranı ise %9,9 olarak
ortaya çıkmıştır. Sınav tarihlerinin belirlenmesinde kamuoyu kaygılarının yeterince
giderilemediğini değerlendirmekteyiz.
LGS, YKS gibi merkezi sınavlar için belirlenen tarihler için düşünceleriniz nelerdir?10
12
-
SONUÇ
VE
ÖNERİLERİMİZ
13
-
Dünya ve ülkemizi etkisi altına alan covid-19 virüsüne bağlı olarak ortaya çıkan pandemi
süreci insanlığı tamamıyla hazırlıksız olarak yakalamıştır. Kuşku yok ki yaşanan süreç tamamıyla
olağanüstü bir durumdur. Olağanüstü olarak ortaya ç ıkan bir duruma karşı hazırlıklı olmak
çoğu zaman mümkün değildir. İçinden geçmekte olduğumuz pandemi süreci de çoğu alanda
hazırlıklı olmadığımız şekilde bizleri yakalamıştır.
MEB ve YÖK bir yerde zorunluluk ve çaresizlikten uzaktan eğitim uygulamalarını hayata
geçirmek durumunda kalmıştır. Kamuoyunda uzaktan eğitim yoluyla eğitim uygulamalarının
yarım kalmayacağı bu şekilde tamamlanabileceği gibi bir beklenti yada böyle göstermeye
çalışılan bir algı yönetimi oluşturulmaya çalışılmış olsa da durumun böyle olmayacağı açık
şekilde görülmüştür. Süreç göstermiştir ki Uzaktan eğitim, yüz yüze eğitimin alternatifi değildir.
Uzaktan eğitim zorunlu hallerde başvurulabilecek sadece bir metot olabilir.
Normal zamanlarda çocuklarımızı mümkün mertebe bilişim teknolojilerinden kontrollü
şekilde faydalanmaları yönünde teşvik ettik. Bu araçlar vasıtasıyla çocuklarımıza ulaşabilecek
tehlikelerden tedirgin olduk. Bilişim teknolojilerinin bağımlılık yaratan etkisinin çocuklarımız ın
sosyalleşmesine, yaşam becerileri kazanmasına olumsuz etkileri olduğuna dair bilimsel
çalışmalar ortaya koyduk. İnsan yetiştirilmesinin bireye sadece akademik bilgi yüklemek
olmadığını, sevgi, saygı, dürüstlük, alçak gönüllülük, çalışkanlık gibi kavraml arın ancak ve ancak
sosyal ortamlarda(sınıflarda) verilebileceğini değerlendirdik. Ancak gelinen aşamada normal
koşullarda tedirginliğini yaşadığımız bütün uygulamalar çocuklarımızın eğitimi için olmazsa
olmaz algısının yaratıldığı bir sürece evrilmiştir. Bu durumu olağan görmek, sessiz kalmak,
koşulsuz kabul etmek eğitim açısından kabul edilir değildir. Uzaktan eğitim uygulamalarının
bireyin sağlıklı yetiştirilmesine dair handikaplarının, olası faydalarından daha fazla olduğunu
görmezden gelmek geleceğimiz olan çocuklarımızı riske etmekten öteye geçmemektedir.
Eğitime dair yapılacak her düzenleme en ince ayrıntısına kadar gözden geçirildikten sonra
hayata geçirilmelidir. Zira eğitimin ürünü geleceğimizi belirleyecek gençlerimiz,
çocuklarımızdır.
MEB ve YÖK bir zorunluluk sonucu başlamak zorunda kaldığı uygulamaları eksiklerine
rağmen savunur tutumunu acil surette terk ederek, eylül ayına yönelik planlamalara
başlamalıdır. Planlama sürecinde tüm paydaşların fikrini almak planlamanın sağlıklı ve
beklentilere cevap vermesi konusunda belirleyici olmasında etkili olacaktır.
Covid-19 virüsü için şu an itibarıyla geliştirilmiş herhangi bir ilaç veya tedavi
bulunmamaktadır. Bu yıl yaşanan durumun eylül ayında daha ağır şekilde karşımıza
çıkmayacağının hiçbir garantisi yoktur. Ancak şu andan başlayarak daha ferah sınıfların inşa
edilmesi, sınıf mevcutlarının insan sağlığını tehdit etmeyecek rakamlara düşürülmesi için
mevcut derslik sayılarının artırılması mümkündür. Ortaya çıkacak ders yükünün
karşılanabilmesi için farklı gerekçelerle ataması yapılmayan öğretmenlerin biran önce
atamasının gerçekleştirilmesi ve göreve başlamaları sağlanmalıdır. Okulların daha hijyenik hale
getirilmesi için nitelikli ve yeterli sayıda personel sağlanması önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Okulların hijyenik olması gerekliliği bugün ortaya çıkan bir ihtiyaç değildir. Ancak bugün ortaya
14
-
çıkan salgın tehdidi bu sorunun çözümünün daha fazla ötelenemeyeceğini ve çözüm için
gerekli adımların biran önce atılması gerektiğini ortaya koymuştur.
Öğrenci, öğretmen ve okulların teknolojik gereksinimleri biran önce tespit edilip gerekli
adımlar hızla atılmalıdır. Daha önceki yıllarda Fatih Projesi kapsamında her öğrenciye
dağıtılacağı vadedilen tablet bilgisayarların dağıtımı hızlı bir şekilde gerçekleştirilmelidir.
Öğretmenlerin teknoloji kullanımına dair becerileri gözden geçirilerek, öğretmenlerin
yetiştirilmesi ve geliştirilmesine dair tedbirler hızlı bir şekilde alınmalıdır. Öğretmenler planlı
ve programlı bir şekilde liyakat sahibi, alanında uzman kişilerin önderliğinde hizmet içi
eğitimler yoluyla ihtiyaç duyulan alanlarda gerekli donanımlara kavuşturulmalıdır.
Pandemi sürecinde evlerine hapsolmak durumunda kalan öğrencilerimizin psikolojik
olarak yıpranmaya uğradığı ve bir takım davranış bozukluklarının gelişmesinin muhtemel
olduğu değerlendirilerek güçlü bir rehberlik programı hazırlanmalı ve öğrenciler eylül ayıyla
birlikte bu programdan geçirilmelidirler. Öğrenci ve öğretmenlerde oluşan psikolojik yaralar
sarılmadan girişilecek bir sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesi olanaklı değildir.
Özel eğitim, evde eğitim, destekleyici eğitim almakta olan öğrencilerin uzaktan eğitim
yoluyla eğitilebilmelerinin olanaklı olmadığı aşikar bir durumdur. Bu durumdaki
öğrencilerimizin eksikleri bu çerçevede değerlendirilmeli ve izlenecek yöntem acil surette
planlanmalıdır.
Yaşanan olağanüstü süreçten kaynaklanan eğitim eksikliklerinin telafi edilmesi
gerekliliği açıktır. Ancak oluşan eksiklerin belli bir takvime sıkıştırılarak acilen tamamlanması
gerekir gibi bir baskıyla hareket etmek doğru değildir. Eğ itim eksikleri tespit edilerek sürecin
yeniden planlanması yapılmalı ve süreç olağan hızında sürdürülmelidir. Zamana yayılması
gereken bir sürecin belli bir takvime sıkıştırılarak, ders sayısı artırılarak kısaltılması hedeflenen
sonuca götürmeyecektir.
Uzaktan eğitim uygulamaları bizzat MEB tarafından idare edilen, alt yapısı
tamamlanmış, güvenlik önlemleri tam anlamıyla sağlanmış platformlar üzerinden
sürdürülmelidir. Eğitim faaliyetleri kişi niyetinden arındırılarak aksatılmadan yürütülmelidir.
Bu çerçevede takibi ve denetimi yapılamayan her iletişim platformunun öğrencilere
ulaşmanın bir aracı olarak kullanılması güvenli ve sağlıklı bir yöntem değildir. EBA bu anlamıyla
güçlendirilmeli, yeterlilikleri acilen artırılmalıdır.
EBA kullanımını artırmayı hedeflediğini düşündüğümüz puan uygulamasından
vazgeçilmelidir. Puan almak adına kullanıcıların eğitim ortamlarıyla çok örtüşmeyen bir
davranış tarzına yönelmesine sebep olan uygulama çok sağlıklı değildir. Eğitim ortamları
birbiriyle yarışan bireylerin değil aksine birbiriyle dayanışma içerisinde hareket eden, birbirini
besleyen, birbirini geliştiren yaklaşımların egemen olduğu ortamlara dönüştürülmelidir.
Rekabet, elbette ki gelişimi hızlandıran bir olgudur. Ancak ahlaki değerlerden uzaklaşan bir
rekabet anlayışının eğitim ortamlarında yeri yoktur.
15
-
Page 1Page 2Page 3Page 4Page 5Page 67: 78: 8Page 9Page 10Page 11Page 12Page 13Page 14Page 15Page 16