ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

7
Dulger B and Dulger G Konuralp Tıp Dergisi 2018;10(3): 395-398 395 ORIGINAL ARTICLE Basaran Dulger 1 Gorkem Dulger 2 1 Department of Biology, Faculty of Science & Arts, Duzce University, 81620 Konuralp/Duzce, Turkey 2 Department of Medical Biology, Faculty of Medicine, Duzce University, 81620 Konuralp/Duzce, Turkey Corresponding Author: Basaran Dulger Department of Biology, Faculty of Science & Arts, Duzce University, 81620 Konuralp/Duzce, Turkey Tel:+90 3805412404 E-mail: [email protected] Received: 15.01.2018 Acceptance: 04.07.2018 DOI: 10.18521/ktd.378960 Konuralp Medical Journal e-ISSN13093878 [email protected] [email protected] www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr Antibacterial Activity of Verbascum antinori ABSTRACT Objective: In current study, biological screening of the methanol extract obtained from Verbascum antinori Boiss. et Heldr. (Scrophulariaceae) was carry out on antibacterial effects. Methods: Antibacterial activity of the extract was evaluated for Staphylococcus aureus ATCC 6538P, Proteus vulgaris ATCC 8427, Klebsiella pneumoniae UC57, Micrococcus luteus CCM 169, Escherichia coli ATCC 11230, Listeria monocytogenes ATCC 15313, Bacillus cereus ATCC 7064 and Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853 by disk diffusion method. Results: The extract has potential effect against the Gram-positive bacteria, but no activity was observed against the Gram-negative bacteria used in the present study. Conclusions: On the basis of the mentioned results, V. antinori may be a potential source of antibacterial agent. Keywords: Antibacterial Activity, Verbascum antinori Verbascum antinori Bitkisinin Antibakteriyal Aktivitesi ÖZET Amaç: Bu çalışmada, Verbascum antinori Boiss. et Heldr. (Scrophulariaceae) bitkisinden elde edilen metanol ekstraktının antibakteriyal aktivitesi araştırılmıştır. Gereç ve Yöntem: Ekstraktın antibakteriyal aktivitesi, Staphylococcus aureus ATCC 6538P, Proteus vulgaris ATCC 8427, Klebsiella pneumoniae UC57, Micrococcus luteus CCM 169, Escherichia coli ATCC 11230, Listeria monocytogenes ATCC 15313, Bacillus cereus ATCC 7064 ve Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853 bakterilerine karşı disk difüzyon metodu kullanılarak belirlenmiştir. Bulgular: Elde edilen ekstraktın, çalışmada kullanılan Gram-pozitif bakterilere karşı oldukça etkin olduğu, ancak Gram-negatif bakterilere karşı ise etkisiz olduğu saptanmıştır. Sonuç: V. antinori bitkisinden elde edilen ekstraktın antibakteriyal ajan olarak kullanılabilirliği saptanmış ve ilerki çalışmalarda bu bitkinin antibakteriyal bileşiklerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların gerekliliği öngörülmüştür. Anahtar Kelimeler: Antibakteriyal Aktivite, Verbascum antinori

Transcript of ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Page 1: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Dulger B and Dulger G

Konuralp Tıp Dergisi 2018;10(3): 395-398

395

ORIGINAL

ARTICLE

Basaran Dulger 1

Gorkem Dulger 2

1 Department of Biology, Faculty

of Science & Arts, Duzce

University, 81620

Konuralp/Duzce, Turkey 2 Department of Medical Biology,

Faculty of Medicine, Duzce

University, 81620

Konuralp/Duzce, Turkey

Corresponding Author:

Basaran Dulger

Department of Biology, Faculty of

Science & Arts, Duzce University,

81620 Konuralp/Duzce, Turkey

Tel:+90 3805412404

E-mail: [email protected]

Received: 15.01.2018

Acceptance: 04.07.2018

DOI: 10.18521/ktd.378960

Konuralp Medical Journal e-ISSN1309–3878

[email protected]

[email protected]

www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr

Antibacterial Activity of Verbascum antinori ABSTRACT

Objective: In current study, biological screening of the methanol extract obtained

from Verbascum antinori Boiss. et Heldr. (Scrophulariaceae) was carry out on

antibacterial effects.

Methods: Antibacterial activity of the extract was evaluated for Staphylococcus

aureus ATCC 6538P, Proteus vulgaris ATCC 8427, Klebsiella pneumoniae UC57,

Micrococcus luteus CCM 169, Escherichia coli ATCC 11230, Listeria monocytogenes

ATCC 15313, Bacillus cereus ATCC 7064 and Pseudomonas aeruginosa ATCC

27853 by disk diffusion method.

Results: The extract has potential effect against the Gram-positive bacteria, but no

activity was observed against the Gram-negative bacteria used in the present study.

Conclusions: On the basis of the mentioned results, V. antinori may be a potential

source of antibacterial agent.

Keywords: Antibacterial Activity, Verbascum antinori

Verbascum antinori Bitkisinin Antibakteriyal Aktivitesi ÖZET

Amaç: Bu çalışmada, Verbascum antinori Boiss. et Heldr. (Scrophulariaceae)

bitkisinden elde edilen metanol ekstraktının antibakteriyal aktivitesi araştırılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Ekstraktın antibakteriyal aktivitesi, Staphylococcus aureus ATCC

6538P, Proteus vulgaris ATCC 8427, Klebsiella pneumoniae UC57, Micrococcus

luteus CCM 169, Escherichia coli ATCC 11230, Listeria monocytogenes ATCC

15313, Bacillus cereus ATCC 7064 ve Pseudomonas aeruginosa ATCC 27853

bakterilerine karşı disk difüzyon metodu kullanılarak belirlenmiştir.

Bulgular: Elde edilen ekstraktın, çalışmada kullanılan Gram-pozitif bakterilere karşı

oldukça etkin olduğu, ancak Gram-negatif bakterilere karşı ise etkisiz olduğu

saptanmıştır.

Sonuç: V. antinori bitkisinden elde edilen ekstraktın antibakteriyal ajan olarak

kullanılabilirliği saptanmış ve ilerki çalışmalarda bu bitkinin antibakteriyal

bileşiklerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların gerekliliği öngörülmüştür.

Anahtar Kelimeler: Antibakteriyal Aktivite, Verbascum antinori

Page 2: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Araştırma Makalesi

Doğal Kenevir Lifi Kullanımının Asfalt Beton Karışımlara Etkisi

Sercan SERİN a*

, Mustafa Erdal MACİT a, Eren Can ÇİNAR

a, Serkan ÇELİK

a

a İnşaat Mühendisliği Bölümü, Teknoloji Fakültesi, Düzce Üniversitesi, Düzce, TÜRKİYE

* Sorumlu yazarın e-posta adresi : [email protected]

ÖZET

Günümüzde çeşitli bitkilerin lifli kısımları doğaya atık malzeme olarak terkedilmektedir. Diğer taraftan

araştırmacılar da bu atık malzemelerin yapı malzemesi olarak kullanılabilirliğini araştırmaktadır. Bu çalışmada,

doğrudan trafik etkilerine maruz kalan bitümlü sıcak karışım tabakasında meydana gelen gerilmeleri karşılamak

için kenevir liflerinin kullanılabilirliği araştırılmıştır. Bu amaçla, ilk olarak seçilen üstyapı tipine göre karışıma

ait agrega tane dağılımı belirlenmiştir. Daha sonra Asfalt Enstitüsü MS-2 Marshall test metodu kullanılarak

deney numuneleri üretilmiş (15 adet) ve karışımın optimum bitüm içeriğini belirlemek için deneyler yapılmıştır.

Çalışmanın ikinci aşamasında ise, doğal lif olan kenevir, karışıma altı farklı oranlarda dâhil edilmiştir (%0.05,

%0.075, %0.1, %0.125, %0.25). Hazırlanan tüm numunelerin fiziksel ve bazı mekanik özellikleri belirlenmiş ve

grafiklerle değerlendirilmiştir. Sonuçlar, kenevir liflerinin, bitümlü sıcak karışımların mekanik özelliklerini

geliştirdiğini göstermiştir. % 0.10 kenevir lifi kullanımının, bitümlü sıcak karışımların Marshall Stabilitesini %

40.183 oranında artırdığı tespit edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Kenevir lifi, Asfalt beton, Bitümlü sıcak karışım (BSK), Marshall Stabilite.

Effect of Using Natural Hemp Fiber on Asphalt Concrete Mixtures

ABSTRACT

Nowadays, fibrous parts of various plants are left to the nature as waste material. On the other hand researchers

are investigating the usability of these waste materials as construction materials. In this study the usability of

hemp fibers in order to bear the stresses occurring at hot mixtures asphalts layer, which are directly subjected to

the traffic effects was investigated. For this aim, firstly the gradation of the aggregate belonging to the mixture

according to the selected pavement type was determined. After than, test specimens were produced by Asphalt

Instıtue MS-2 Marshall test method (15 specimens) and tested for determined the optimum bitumen content of

mixtures. In the second phase of the study natural hemp fibers were included in the mixture with the six different

contents (%0.05, %0.075, %0.1, %0.125, %0.25). Physical and some mechanical properties of all prepared

samples were determined and evaluated with graphs. The results showed that the hemp fibers improved the

mechanical properties of the hot mixture asphalt. It was found that 0.10% hemp fiber usage increased the

Marshall Stability of hot mixture asphalt by 40.183%

Keywords: Hemp fiber, Asphalt concrete, Hot mix asphalt (HMA), Marshall Stability.

Geliş: 30/05/2018, Düzeltme: 14/06/2018, Kabul: 20/06/2018

Düzce Üniversitesi

Bilim ve Teknoloji Dergisi

Düzce Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Dergisi, 6 (2018) 732-744

Page 3: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Sönmez CI ve ark.

Konuralp Tıp Dergisi 2018;10(3): 276-281

276

ARAŞTIRMA

MAKALESİ

Cemil Işık Sönmez1

Duygu Ayhan Başer2

Hüseyin N. Küçükdağ1

Okan Kayar1

İdris Acar1

Pınar Döner Güner3

1Düzce Üniversitesi

Tıp Fakültesi, Aile

Hekimliği AD, Düzce,

Türkiye 2Hacettepe

Üniversitesi Tıp

Fakültesi, Aile

Hekimliği AD,

Ankara, Türkiye 3Mustafa Kemal

Üniversitesi Tıp

Fakültesi, Aile

Hekimliği AD, Hatay,

Türkiye

Yazışma Adresi:

Duygu Ayhan Başer

Hacettepe Üniversitesi

Tıp Fakültesi Aile

Hekimliği Anabilim

Dalı, Sıhhıye, Ankara,

Türkiye Email: [email protected]

Geliş Tarihi: 10.06.2018

Kabul Tarihi: 25.08.2018

DOI:10.18521/ktd.455208

Konuralp Tıp Dergisi e-ISSN1309–3878 [email protected]

[email protected] www.konuralptipdergi.duzce.edu.tr

Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp ile

İlgili Bilgi Durumlarının ve Davranışlarının Değerlendirilmesi ÖZET

Amaç: Günümüzde, toplumdaki birçok birey gerek tedavi, gerek koruyucu amaçlı, gerekse

kültürel olarak geleneksel ve tamamlayıcı tıp (GETAT) yöntemlerine gittikçe artan oranlarda

başvurmaktadır. İnsan sağlığının korunmasında birincil derecede sorumlu olan hekimlerin modern

tıp kadar geleneksel ve tamamlayıcı tıbbın da esas uygulayıcıları olması gereklidir. Bu nedenle

GETAT’ın tıp eğitimi müfredatında sağlıklı bir şekilde planlanmasına katkıda bulunmak için; bu

çalışmamızda tıp fakültesi öğrencilerinin GETAT uygulamaları hakkındaki bilgi, tutum ve

davranışlarını değerlendirmeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışma Nisan 2018- Haziran 2018 tarihleri

arasında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesinde okuyan dönem I, II, III, IV, V ve VI öğrencileriyle

yapılmıştır. Çalışmaya katılmak istemeyen ve ulaşılamayan öğrenciler hariç gönüllü olan

toplamda 276 öğrenciye (183 kadın, 93 erkek) tarafımızca hazırlanan 22 soruluk anket internet

yoluyla uygulanmıştır.

Bulgular: Çalışmamıza katılan tıp fakültesi öğrencilerinin arasında en sık bilinen GETAT

yöntemleri; akupunktur (%77,5), kupa uygulaması (%75,3), fitoterapi (%67,3) iken en sık

kullandıkları yöntemler; fitoterapi (%33,3) ve kupa uygulamasıydı (%11,5). GETAT hakkındaki

bilgiye nereden ulaştıkları sorgulandığında sadece %31,8’inin (n:85) tıp fakültesi eğitiminden

ulaştığı saptandı ve %94,2’si (n:242) GETAT uygulamaları hakkında tıp fakültesinde yeterli

eğitim verilmediğini düşünmekteydi. Katılımcıların % 82,6’si (n:218) GETAT uygulamalarının

modern tıbbın içine entegre olması ve hekimlerce uygulanmasının gerekli olduğu kanısındaydı.

Sonuç: Çalışmamızda tıp fakültesi öğrencilerinin GETAT uygulamaları ile ilgili bilgi

düzeylerinin yeterli olmadığı ve bu bilgileri çoğunlukla tıp fakültesinden öğrenmedikleri ancak

tıp eğitiminde de yer verilmesini ve modern tıp ile entegre olarak kullanılmasını istedikleri

saptanmıştır. Tıp fakültesi müfredatında yapılacak düzenlemeler ve tıp fakültesi öğrencilerini de

kapsayacak şekilde topluma yönelik yapılacak olan GETAT eğitimleri bu konudaki boşluğu

dolduracaktır.

Anahtar Kelimeler: Geleneksel Tıp, Tamamlayıcı Tıp, Tıp Eğitimi

Evaluation of Knowledge of Traditional and Complementary

Medicine of Medical School Students ABSTRACT

Objective: Nowadays, many individuals in the community apply complementary and alternative

medicine (CAM) for treatment purposes, protective purposes as well as culturally traditional

purposes. It is necessary that the physicians who are primarily responsible for the prevention of

human health, should be substantially practitioners of traditional and complementary medicine as

well as modern medicine. We aimed to evaluate the knowledge, attitudes and behaviors of

medical faculty students about CAM practices in this study. Therefore study is planned to

contribute to the organising of CAM in the curriculum of medical education.

Methods: This descriptive study was carried out between April 2018 and June 2018. Students of

Term I, II, III, IV, V and VI of Düzce University Faculty of Medicine were included to the

study. A questionnaire with 22 questions was administered to 276 volunteer students (183 female,

93 male) except unreacheable and non-volunteer students by internet.

Results: The most commonly known CAM methods among the medical faculty students;

acupuncture (77.5%), cup application (75.3%), phytotherapy (67.3%); the most commonly used

methods are phytotherapy (33,3%) and cup method (11,5%). When questioned about the

information source of CAM; 31.8% (n: 85) had learned information regarding CAM at the

medical school education. And 94.2% (n = 242) of students thought that there was not enough

education regarding practice of CAM at the medical faculties. 82.6% of the participants (n: 218)

believed that CAM practice should be integrated into modern medicine and performed by

physicians.

Conclusion: In our study, medical faculty students' knowledge levels about CAM practices were

not sufficient and they mostly had not been learned at the medical faculty. But it was determined

that the students want this information to be included in medical education and to be used as

integrated with modern medicine. Gap about this subjects will be filled with arrangements which

will be made in the medical faculty curriculum and CAM trainings for both community and

medical students.

Keywords: Traditional Medicine, Complementary Medicine, Medical Education

Page 4: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

KSÜ Tarim ve Doğa Derg 21(1):26-31, 2018

KSU J. Agric Nat 21(1):26-31, 2018

Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Yetişen Yeşil Acı Biberlerdeki Kapsaisinin DNA

Koruyuculuğu Üzerine Etkisi

Sibel BAYIL OĞUZKAN1 , Merve CAN2 , Halil İbrahim KILIÇ1 , Halil İbrahim UĞRAŞ3 ,

Mehmet ÖZASLAN1

1Gaziantep Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Gaziantep 2Düzce Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Düzce 3Gaziantep Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Kimya Bölümü, Gaziantep

: [email protected]

ÖZET

Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaygın olarak yetiştirilen Capsicum annuum L. türü yeşil biber özellikle hem üretilmekte hem de yoğun bir

şekilde tüketilmektedir. Bu bitkinin doğal içeriği olan kapsaisin

biberlerdeki en önemli sekonder metobilitlerden biri olup

antikarsinojenik ve antimutajenik potansiyele sahip olduğu

bilinmektedir. Bu çalışmada Gaziantep bölgesinde tüketilmekte olan

acı yeşil biberlerden saflaştırdığımız kapsainin antiradikalik,

antioksidan durumları ve DNA koruyucu aktivitesi üzerine etkileri

incelenmiştir. Bu amaçla, toplanıp, gölgede kurutulup öğütülen yeşil

acı biber numunelerinden düşük polariteli diklormetan çözücüsünün

yanı sıra metanol gibi yüksek polariteli çözücüler ekstraksiyon için

kullanılmı olup 72 saat’lik bir yöntem ile saf kapsaisin ekstraktı elde

edilmiştir. Saflaştırılan kapsaisinden antioksidan aktivitesi tespiti için

Rel Assay Diagnostics kitleri (TAS, TOS) ve antiradikalik aktivite

tespiti için de DPPH yöntemi kullanılmıştır. DNA koruyucu aktivite

için pBR322 plazmid DNA’sı ve UV-C yöntemi kullanılmıştır.

Kapsaisinin diklormetandaki ekstraktı hem antioksidan hem de

antiradikalik aktivite yönünden metanole göre daha iyi bulunmuştur.

Kapsaisinin oksidan değerlerinin ise standartlara göre oldukça düşük

olduğu gözlenmiştir. DNA koruyucu aktivite yönünden sonuçlar

incelendiğinde kapsaisinin diklormetan ekstrakı düşük

konsantrasyonlarda daha yüksek koruyucu ekti gösterirken

metanoldeki ekstraktı yüksek konstrasyonlarda daha iyi koruyucu etki

göstermiştir. Sonuç olarak bu çalışma ile yeşil biberlerdeki kapsaisinin

antioksidan, antiradikalik ve DNA koruyucu aktivitesinin olduğu

ortaya konulmuştur.

DOI:10.18016/ksudobil.294786

Makale Tarihçesi

Received : 23.02.2017

Accepted : 14.04.2017

Anahtar Kelimeler Antioksidan,

Antiradikal,

DPPH,

DNA ve UV-C

Araştırma Makalesi

The Effect of the Capsaicine of Green Pepper Grown in the Southeastern Anatolia Region on the DNA

Protection

ABSTRACT

Capsicum annuum L. species are well known as green peppers in

Southeastern Anatolia region where cultivated and consumed widely.

Capsaicine is a naturel compound which is one of the most important

secondary metabolities in peppers and is known to have

anticarcinogenic and antimutagenic potential. In this study, we

investigated the effects of capsaicin purified from green peppers grown

and consumed in Gaziantep region on antiradical, oxidant conditions

and DNA protective activity. For this purpose, a pure capsaicine extract

was obtained from the green pepper samples collected and shaded in

the shade and dried in using high polarity solvent as methanol and low

polarity solvent as dichloromethane for 72 hours. Total antioxidant

level (TAL), total oxidant level (TOL) and DPPH (1,1-diphenyl-2-

picrylhydryrazyl) method were used for the determination of

antioxidant activity of purified capsaicine with Rel Assay Diagnostics

kits. For DNA-protecting activity, pBR322 plasmid DNA and UV-C

method were used. The extract of capsaicin in dichloromethane was

Article History

Geliş : 23.02.2017

Kabul : 14.04.2017

Keywords

Antioxidan,

Antiradical,

DPPH,

DNA and UV-C

Research Article

Page 5: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Journal of Apitherapy and Nature/Apiterapi ve Doğa Dergisi, 1(2), 20-28, 2018

Apiterapi ve Doğa Dergisi

Journal of Apitherapy and Nature www.dergipark.gov.tr/jan

20

Investigation of Phenolic Content of Propolis Produced in Yigilca District of Duzce

Province in Western Black Sea Region of Turkey

Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesinde Düzce İli Yığılca İlçesinde Üretilen Propolisin

Fenolik İçeriğinin Araştırılması

Pinar GOC RASGELE1,3*, Meral KEKECOGLU2,3 1Duzce University, Faculty of Agriculture and Natural Sciences, Department of Biosystems Engineering, 81620 Duzce,

TURKEY [email protected] 2Duzce University, Department of Biology, Faculty of Science and Letters, 81620 Duzce, TURKEY

3Duzce University, Beekeeping Research Development and Application Centre, 81620 Duzce, TURKEY Received/Geliş Tarihi: XX/XX/20XX, Accepted/ Kabul Tarihi: XX/XX/20XX

*Corresponding author /Yazışılan yazar

Abstract Özet

With the increase of consumer consciousness in recent

years, the use of natural products has gained

importance in many sectors such as food, medicine,

cosmetics and Propolis is one of these natural

products. The purpose of this study was to investigate

the chemical compositions of propolis samples from

the Yigilca town of Duzce province of in the western

Black Sea Region of Turkey due to its medical and

biological availability. Raw propolis collected from

plastic propolis traps put into top of the hive from

different apiaries and Duzce University Beekeeping

Research, Development and Application Center

(DAGEM). Ethanolic propolis extract was prepared

and analysis was performed using a high-performance

liquid chromatography with diode-array detector

(HPLC-DAD). The results demonstrated that

Biochanin, Gallic Acid, CAPE (Caffeic acid phenyl

ester), Pinostrobin and Pinobankstin were seen

dominantly and they belong to the flavonoid group. It

has been observed that all of the samples contained

different bioactive compositions at different levels. It

was observed that the chemical contents were different

even in the samples obtained from the same region. In

conclusion, the contents and properties of the propolis

samples obtained from the same region may be

different although the chemical content of propolis is

largely dependent on many factors such as flora,

geographical location, honeybee subspecies, solvent.

So it is important to understand chemical compound

for the propolis standardization in beekeeping.

Son yıllarda tüketici bilincinin artmasıyla

birlikte, gıda, ilaç, kozmetik gibi pek çok

sektörde doğal ürünlerin kullanımı önem

kazanmıştır ve Propolis bu doğal ürünlerden

biridir. Bu çalışmanın amacı, tıbbi ve biyolojik

yararlığı nedeniyle, Türkiye'nin batı Karadeniz

Bölgesinde yer alan Düzce İli Yığılca ilçesinde

üretilen propolis örneklerinin kimyasal

bileşimlerini araştırmaktır. Düzce Üniversitesi

Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama

Merkezi'ndeki (DAGEM) ve farklı arılıklardaki

kovanlara yerleştirilen plastik propolis

tuzaklarından ham propolisler toplandı. Etanolik

propolis ektraktı hazırlandı ve diyot dizisi

detektörü (HPLC-DAD) ile yüksek performanslı

sıvı kromatografisi kullanılarak analiz edildi.

Sonuçlar göstermiştir ki; Biochanin, Gallik Asit,

CAPE, Pinostrobin ve Pinobankstin dominant

olarak bulunmaktadır ve bu bileşenler flavonoid

grubuna aittir. Tüm örneklerin farklı seviyelerde

farklı biyoaktif bileşimler içerdiği gözlenmiştir.

Aynı bölgeden alınan örneklerde bile kimyasal

içeriğin farklı olduğu gözlenmiştir. Sonuç olarak,

propolisin kimyasal içeriği flora, coğrafi konum,

bal arısı alt türleri, çözücü gibi birçok faktöre

bağlı olmasına rağmen, aynı bölgeden elde

edilen propolis örneklerinin de içeriği ve

özellikleri farklı olabilir. Bu nedenle arıcılıkta

propolis standardizasyonu için kimyasal bileşiğin

anlaşılması önemlidir.

Keywords: Bioactive Compounds of Propolis, HPLC-

DAD

Anahtar kelimeler: Propolisin Biyoaktif

Bileşenleri, HPLC-DAD

Page 6: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi

ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X

Artvin Coruh University Journal of Forestry Faculty ISSN:2146-1880, e-ISSN: 2146-698X

Yıl: 2018, Cilt: 19, Sayı:1, Sayfa: 39-47 Year: 2018, Vol: 19, Issue: 1, Pages: 39-47

ofd.artvin.edu.tr

39 | B. Poyraz, R. Arslan, A. Akıncı, A. Tozluoğlu / AÇÜ Orman Fak Derg 19(1):39-47 (2018)

Modifiye nanoselülozun kimyasal ve morfolojik analizi

Chemical and morpholgical analysis of modified nanocellulose

Bayram POYRAZ1, Recai ARSLAN2, Ahmet AKINCI2, Ayhan TOZLUOĞLU2 1 Düzce Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi, İnşaat Mühendisliği Bölümü, Düzce, Türkiye 2 Düzce Üniversitesi, Orman Fakültesi, Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü, Düzce, Türkiye

Eser Bilgisi / Article Info Araştırma makalesi / Research article DOI: 10.17474/artvinofd.342383

Sorumlu yazar / Corresponding author Ayhan Tozluoğlu e-mail: [email protected] ORCID: 0000-0002-1828-9450

Geliş tarihi / Received 09.10.2017 Düzeltme tarihi / Received in revised form 08.12.2018 Elektronik erişim / Online available 15.02.2018

Anahtar kelimeler: Nanoselüloz Modifikasyon HPLC FTIR SEM

Keywords: Nanocellulose Modification HPLC FTIR SEM

Özet Bu çalışmada, ökaliptus (Eucalyptus camaldulensis) odun yongalarından, ağartılmış kraft hamur lifi elde edilmiştir. Ardından ağartılmış hamur lifi 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil (TEMPO), N-hidroksiftalimit (PINO) ve periyodat (IO4−) ile modifiye edilmiştir. Sonrasında elde edilen ürünler homojenizatörden geçirilerek nano boyutlara düşürülmüş ve modifiye nanoseluloz elde edilmiştir. Elde edilen modifiye nanoselülozların, kimyasal özellikleri HPLC (High Performance Liquid Chromotography) ve FTIR (Fourier Transform Infrared) ile morfolojik analizleri ise SEM (Scanning Electron Microscopy) cihazları kullanılarak belirlenmiştir. Çalışmada modifikasyonlar sonrasında, moleküler ve amorf yapının değiştiği belirlenmiştir. Periyodat'ın, 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil ve N-hidroksiftalimit ile karşılaştırıldığında, glukoz üzerinde daha etkin olduğu belirlenmiştir. Morfolojik analizlerde 2,2,6,6-tetrametilpiperidin-N-oksil’in N-hidroksiftalimit'e ve periyodata oranla lif yapısının boyutsal değişiminde daha etkili olduğu gözlenmiştir. Son yıllarda nano seviyelerde yapılan çalışmaların sayısı giderek artış göstermektedir. Çalışmada nano boyutlara sahip nanoselüloz üretimi ve ardından üretilen nanoselülozun modifikasyonu başarıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışma sonucunda modifiye nanoselülozların kimyasal ve morfolojik özellikler incelendiğinde, kullanılan kimyasalların nanoselüloz üzerinde farklı etkiler meydana getirdiği belirlenmiştir. Elde edilen bulgular ışığında mevcut çalışmanın literatüre destek sağlayacağı düşünülmektedir.

Abstract In this this study, bleached kraft pulp fibers was obtained from Eucalyptus camaldulensis wood chips. Then, those bleached kraft pulp fibers were modified with 2,2,6,6-tetramethyl 1-1-piperidinyloxy (TEMPO), N-hydroxyphthalimide (PINO) and periodat (IO4

−). Afterward, the obtained samples were passed through high pressure homogenizator to convert them to modified nanocellulose. Chemical and morpohlogical analysis of the obtained products were investigated by using HPLC (High Performance Liquid Chromotography), FTIR (Fourier Transform Infrared Spectroscopy) and SEM (Scanning Electron Microscopy) device. After modifications, it was determined that molecular and amorph structure altered the chemical structure of the samples. Periodate was more effective on glucose over to tetramethyl 1-1-piperidinyloxy and N-hydroxyphthalimide. In the morphological analysis, 2,2,6,6-tetramethyl 1-1-piperidinyloxy caused more effective in that aspect of fibril structure. Studies regarding nano scale have been increased in the last years,. In the present study, nanocellulose productions and their modification were succesfully carried out. When investigated chemical and morphological properties of the obtained modified nanocellulose, it was determined that used chemicals led to different effects on the nanocellulose. In the light of the obtained data, it has been thought that the present study will make extra contribution to the literature.

GİRİŞ

19.yy'da yaşanan sanayi devrimi, ardından otomotiv

alanında yaşanan gelişmeler sonrasında ise 20.yy'da

fizikte kuantum mekaniği kuramları ile birlikte bilgisayar

teknolojisinde görülen gelişmeler endüstri ve sanayinin

hızlı bir şekilde büyümesine neden olmuştur. Yaşanan bu

gelişmeler ile birlikte insanoğlunun malzemeye olan ilgisi

gittikçe artmıştır (Aydın 2007; Çapuroğlu 2002; Uysalman

2015).

İnsanoğlu son yıllarda nano boyutlarda imalatlara

yönelme suretiyle nanoteknoloji ile tanışmıştır. Son

yıllarda endüstriyel anlamda, çevreye duyarlı ve biyo

çözünebilir olma özelliklerinden dolayı nanoselüloz

polimeri büyük ilgi görmektedir (Güven ve ark. 2016).

Nanoselüloz lignoselülozik hammadde kaynaklarından

elde edilebilen ve fiziksel, kimyasal ve morfolojik

özellikleri sayesinde endüstriye olumlu etkiler kazandıran

bir hammaddedir. Buna karşılık yaygın uygulama alanına

sahip olan ve süreklilik arz eden biyokütleden nanoselüloz

Page 7: ORIGINAL Antibacterial Verbascum antinori

Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi Journal of Tekirdag Agricultural Faculty

Gür ve ark., 2018: 15 (02))

14

Trakya Ve Yığılca Bal Arılarının (Apis mellifera L., 1758) Morfometrik Yöntemlerle Karşılaştırılması

Davut Gür 1 M. İhsan SOYSAL2 Meral KEKEÇOĞLU3,4

1 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, İdari İşler ve Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, ANKARA

2 Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı, TEKİRDAĞ

3Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü, 81620-DÜZCE

4Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi, 81620-DÜZCE

Geliş Tarihi (Received): 11.01.2017 Kabul Tarihi (Accepted): 07.02.2017

Bu çalışmada, Trakya ile Yığılca bal arısı popülasyonlarının morfolojik özellikler bakımından tanımlanması ve karşılaştırılması amaçlanmıştır. Araştırma materyalini 19 farklı arılıktan 94 koloniden olmak üzere toplam 2641 işçi arı oluşturmuştur. Bal arısı popülasyonlarının kanat morfolojisi, sağ kanatları üzerinde işaretlenen 19 noktanın Kartezyen koordinatlarına göre geometrik morfometrik analiz yöntemi ile incelenmiştir. Elde edilen veriler SPSS.15 paket programında Diskiriminant Fonksiyon Analizi (DFA) ve çok değişkenli varyans analizi (MANOVA) yapılarak sonuçlar koloni ortalamaları ve bireysel veriler üzerinden değerlendirilmiştir. Tekirdağ, Kırklareli ve Yığılca bal arısı popülasyonları sağ ön kanat üzerinde belirlenen 19 karaktere göre karşılaştırıldığında A4, B4 ve AREA6 karakterlerinin popülasyonları ayırmada çok önemli (P<0,005) karakterler olduğu B3, G7, J10, K19, L13, Q21 ve CI karakterlerinin gruplar arasındaki farklılıkları ortaya çıkarmakta önemlilik arz etmediği (P<0,1) sonucu ortaya çıkmıştır Gruplara ait koloni ortalamaları verilerinin serpilme diyagramı incelendiğinde Yığılca, Kırklareli ve Tekirdağ bal arısı alttürü gruplarına ait kolonilerin % 92,6’sı kendi orijinal grupları içinde doğru olarak sınıflandırılmıştır. Çalışmada değerlendiren üç ilin arı popülasyonları birbirlerinden önemli düzeyde farklı bulunmuştur. Grup merkezleri birbirine en uzak popülasyonlar ise Kırklareli ve Yığılca popülasyonlarıdır. Bu çalışmada Kırklareli bal arısı popülasyonun ortalama CI (2.15) değeri A. m. carnica için belirlenen standardın çok altında (2.5-2.7) bulunmuştur. Bulunan bu değer A. m. caucasica ırkına ilişkin CI (2.13) değeri ile birebir örtüşmektedir. Bu sonuç Türkiye arı biyo-çeşitliliğinin ticari ana arı satışından önemli derecede etkilenmiş olabileceğini akla getirmektedir. Bu sonuçlar Türkiye’de doğal olarak bulunan arı gen kaynaklarının korunması için acil önlem alınması gerektiği görüşünü desteklemektedir.

Anahtar kelimeler: Bal Arısı, Biyoçeşitlilik, Geometrik Morfometrik, Türkiye

Comparison of Honey Bees (Apis Mellifera L., 1758) of Trace And Yigilca Region by Using Morphometric Methods

The aim of the present study was to investigate and compare the honey bee biodiversity of Thrace and Yığılca provinces by applying geometric morphometric methods. Totally 2641 worker honeybees were collected from 95 colonies in 19 different apiaries. The wing shape morphology of honey bee population of Turkey was examined by geometric morphometric analysis using the coordinates of 19 landmarks located at vein intersections of the right wing. After obtaining the wings images, the vein junctions were detected automatically. Discriminant Function Analysis (DFA) and Univariate analysis of Variance (ANOVA) were performed on the data obtained from the colony averages by SPSS.15 package program. Tekirdağ, Kırklareli and Yığılca honey bee populations compared to the 19 landmark which determined on the right front wing, while the characters A4, B4 and AREA6 are very important to distinguishing the populations, The characters B3, G7, J10, K19, L13, Q21 and CI are not important to revel the differences between groups (P <0.005). Acoording to cross validation test of the colonies from Yığılca, Kırklareli and Tekirdağ, honeybee colonies were correctly classified within their original groups at 92.6 %. In the present mean CI value ( 2.15) of Kırklareli honey bee was found lower than CI value (2.5-2.7) of A. m. carnica honey bees’ CI value. This value found in the present coincidence with the value CI (2.15) related to A. m. caucasica subspecies. According to these results, honey bee biodiversity in Turkey might be affected significantly from commercial queen bee sales. it is important to take necessary precautions about the protection of gene resources in order to protect bee genetic resources naturally found in Turkey.

Keywords : honeybee, biodiversity, geometric morphometric, Turkey