Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine...

6
OCAK-ŞUBAT 2014 14 l İSMMMO YAŞAM KAPAK Yalnızlık en büyük düşmanları… Alzheimer, demans (bunama) gibi birçok hastalıkları yalnızlık tetikliyor. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’deki yaşlıları en çok sağlıkları ve çocuklarıyla birlikte olmaları mutlu ediyor. Sayıları çok yetersiz olan huzurevlerinden ziyade bulundukları ortamlarda yaşamlarını devam ettirmek için destek bekliyorlar. Onları yalnız bırakmayın

Transcript of Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine...

Page 1: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

OCAK-ŞUBAT 201414 l İSMMMO YAŞAM

KA

PA

K

Yalnızlık en büyük düşmanları… Alzheimer,demans (bunama) gibi birçok hastalıklarıyalnızlık tetikliyor. Yapılan araştırmalara göreTürkiye’deki yaşlıları en çok sağlıkları veçocuklarıyla birlikte olmaları mutlu ediyor.Sayıları çok yetersiz olan huzurevlerindenziyade bulundukları ortamlarda yaşamlarınıdevam ettirmek için destek bekliyorlar.

Onları yalnızbırakmayın

Page 2: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

OCAK-ŞUBAT 2014 İSMMMO YAŞAM l 15

KA

PA

K

G Ü l Ş E n K A n D E M İ r

65 yaşındaydı Ali Amca… Erzincan’ın bir köyünde yıllarca gü-neşi göremeden yaşamıştı. Genç yaşında gözlerinin ışığı kesilmiş-ti. Olsun yine de şükür ediyordu, kendi doğduğu köyde ömrünü ge-çirdiğine… Güneşi göremese de köyündeki kokuları her mevsim du-yabiliyordu. Köydeki komşularının seslerini tanıyordu. Yıllarcaanası kendisine göz kulak oldu. Annesi bu dünyadan göçünce ök-süzlüğün ne demek olduğunu anladı. Yine çoğu akraba olan köyündekikomşuları onu yalnız bırakmadı. Her gün sırasıyla biri ona bir kapyemek getirdi. Ayda bir çamaşırlarını yıkadılar… Ancak son 15 yıl-da köyde kışları neredeyse kimse kalmadı. Kimi bu dünyadan, kimiköylerinden göçtüler. Bir gün aç bir gün tok günler geçip gidiyordu.Ah şu kalp çarpıntıları da olmasa… nefes almakta bile artık zorla-nıyordu. En sonunda bir gün kendini kaybetti… Allah’tan nazım Em-mi’ler onu buldular da… Tam bir ay kalp ve akciğer yetmezliğindentedavi gördü hastanede… Sonrasında da hala kızı Melek onu İstanbul’agetirdi. Kendisi de 60’ına yaklaşan hala kızının belediyede çalışankızı ve oğlu binbir uğraşla onu Darülaceze’ye yerleştirdiler. Şimdisıcacık bir odada, dost seslerle ömrünün kalan bölümünü geçiriyor.Ama köyünün kokularını ve seslerini çok özlüyor.

300 HUZUrEVİMİZ VArAli Amca gibi ne hikayeler var Darülaceze’de… Daha doğru-

su huzurevlerinde… Halen sayıları 300’ü bulan özel ve resmi hu-zurevlerinde 25 bine yakın yaşlının yaşadığı tahmin ediliyor. Aileve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın huzurevleri ile ilgili araştırmasıson 10 yılda huzurevlerine bırakılan yaşlı sayısının neredeyse iki ka-tına çıktığını koydu. Araştırmaya göre, 2002’de resmi ve özel hu-zurevlerinde 13 bin 548 yaşlı barınırken, bu rakam 2012’de 20 bin817’ye çıktı. Huzurevlerindeki 55 yaşın üstündeki yaşlıları kapsa-yan araştırmaya göre Bakanlık’a bağlı resmi huzurevlerinde2002’de 4 bin 952 kişi barınırken, aradan geçen 10 yılda bu ku-rumlarda 10 bin 590 kişi barınır hale geldi. Özel huzurevlerinde ise8 bin 596 barınan yaşlı sayısı 2012’de 9 bin 856 kişi oldu. 2012 sonuitibariyle 167 özel huzurevinin olduğunu belirtelim. Diğer bakanlıklarave belediyelere bağlı 22 huzurevinde ise 2012 yılı sonu itibariyle 2bin 579 kişi kalıyor.

YEr BİlE KAlMADıAraştırmanın ortaya koyduğu ilginç bir sonuç en fazla, yaş-

lı artışın devlet huzurevlerinde olması… Ayrıca devlet huzurevlerindedoluluk oranı yüzde 94’e çıktı. Bu da demek oluyor ki, devlet hu-zurevlerinde yeni yaşlı kabul edecek yer çok sınırlı. Huzurevlerin-

YAŞlılAr İçİn SOSYAl POlİTİKAlAr OlUŞTUrUlMAlı

Prof. Dr. Emine Özmete/ Ankara Üni-versitesi Yaşlılık Çalışmaları Uygulama veAraştırma Merkezi (YAŞAM) Müdürü

Bugün sosyal, ekonomik, tıbbi, bilimsel ve teknolojikdeğişimlerin sonucu olarak dünyanın yaşlı nüfusu artmayadevam ediyor. 2025 yılında 60 yaş üzerindeki bireylerin sa-yısının 1.2 milyar olacağı öngörülüyor. Türkiye İstatistik Ku-rumu’nun Adrese Dayalı nüfus Kayıt Sistemine (ADnKS) göre31 Aralık 2013 tarihi itibarıyla Türkiye’nin nüfusu 76 milyon667 bin 864 kişi oldu. 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusunoranı 2011 yılında yüzde 7.3, 2012 yılında yüzde 7.5 iken 2013yılında yüzde 7.7’ye yani 5 milyon 891 bin 694 kişiye yük-seldi. 65+ nüfustaki bu hızlı artışı, Türkiye’de yaşlıların ge-leceği, yaşlılığa ilişkin sosyal politikaların geliştirilmesine te-mel oluşturacak hedefler ve eylemlerin belirlenmesini önemli halegetiriliyor. Yaşlanan toplumlarda çalışma yaşındaki nüfus azalırken;emekli sayısının arttığı biliniyor. Ayrıca yaşlanma ile birlikte bireylerinsağlık harcamaları da artıyor. Yaşlanmanın ekonomik maliyeti açı-sından en önemli konulardan biri ise iş gücünün yaşlanması. Tah-minlere göre Türkiye, 2030 yılında 45-59 yaş grubundaki işgücününtoplam işgücü içindeki payındaki artışın en fazla olacağı ülkelerdenbiri Türkiye olacak. nüfusu yaşlanmış olan toplumlar, yaşlı bireylerinişgücü piyasasında yer almalarına önem vermekte ve teşvik etmekteler.İş yerinde çalışma ortamının ileri yaştaki çalışanlar için düzenlen-mesi, bilgi toplumunda işin gerektirdiği yeni teknolojik koşullara uyu-mun sağlanması için yaşam boyu öğrenme yaklaşımı ile kurum kül-türünün yeniden biçimlendirilmesi, diğer yandan yöneticilerin ve in-san kaynakları politikalarının yaş dostu uygulamalar açısından ye-niden gözden geçirilmesi önemli.

Page 3: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

de 60 yaş üstü kişilere bakım hizmeti veriliyor. Yoksulluk içinde olanlarücretsiz hizmet alırken, ekonomik durumu iyi olup sosyal yoksunluk için-de olanlar ise ücretli bakım ve rehabilitasyon hizmeti alabiliyor.

Peki neden huzurevlerindeki yaşlı sayısı artıyor? Öncelikle belir-telim ki Türkiye nüfusu hızla yaşlanıyor. TÜİK verilerine göre Türkiye’nin65 yaş üzeri nüfusunun oranı 2012 yılında yüzde 7.5 iken Cumhuriye-tin 100. Yılı olan 2023’te yüzde 10.2’ye çıkacak.

Şehirleşmeyle birlikte yaşanan toplumsal değişim de huzurevle-rine gereksinimi artırıyor. Zayıflayan aile bağları nedeniyle yaşlılar ar-tık çocukları ya da akrabalarıyla yaşayamıyor. Komşuluk ilişkilerinin dezayıflaması yaşlıların yalnızlık hissetmesine neden oluyor. Temel ihtiyaçlarınıgörebilseler bile bu yalnızlık duygusu onları huzurevlerinde yaşamayaitiyor. Huzurevini yaşlıların neden tercih ettiğine bakıldığında temel ne-denin yaşlılık ve yalnızlık korkusu olduğu ortaya çıkıyor. Engelli ve Yaş-lı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yaptırdığı “Yaşlıların Huzurevine Yer-leşme nedenleri ve Huzurevlerindeki Yaşam Algıları Araştırması” çarpı-cı sonuçlar ortaya koydu. Huzurevlerinde kendi öz bakımını yapabilen449 yaşlı ile birebir görüşülerek yapılan araştırmaya göre yaşlıların yüz-de 19′u tek başına yaşayamadığı için huzurevini tercih ederken, gele-cek kaygısıyla bu tercihi yapanların oranı da yüzde 19. Huzurevindekiimkanların daha iyi olduğu düşüncesiyle hareket edenlerin oranı yüz-de 17 olurken, ekonomik yetersizlik ve çocuklarına yük olmama isteğiylehuzurevini seçenlerin oranının da yüzde 11 olduğu belirtiliyor. Yaşlıla-rın yüzde 9′u güvenlik ihtiyacı, yüzde 8′i aile içi sorunlar, yüzde 6′sıise arkadaşlık ihtiyacından huzurevine yerleşmeyi tercih ediyor.

Evet yaşlılıktaki en önemli psikososyal sorunların başında yalnızlıkgeliyor. Sevgi gereksinimi, paylaşma ve beraber olma isteği bu dönemde

daha da artıyor. Sosyal yaşam ve paylaşımın yaşlıyı yalnızlık duygusundanarındırdığına dikkati çeken uzmanlar, yaşlıların öncelikle bulunduklarıortamda, sağlık, huzur ve güven içinde yaşamlarını sürdürmelerinin he-deflenmesi gerektiğini söylüyorlar. Toplum içinde kendi kendilerini ida-re edebilmeleri, üretken ve saygın bir şekilde mutlu bir yaşam sürdür-meleri temel hedef olmalı. Huzurevleri yaşlıların sorunlarını çözmek içintek başına yeterli değil. Bu nedenle yaşlıları bulundukları ortamlarda mut-lu etmek gerekiyor. Mutlu yaşlılar için ise yaşlılığın ne olduğunu iyi an-lamak, diğer bir deyişle yaşlıları anlayabilmek gerekiyor.

2013 yılı sonu itibariyle Türkiye’de nüfusun yüzde 7.7’si 60 yaşınüzerinde. Yani 5 milyon 891 bin 694 kişi yaşlı… Ankara Üniversitesi Yaş-lılık çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (YAŞAM) Müdürü Prof.Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş-tırması’nın yaşlıları anlayabilmek için önemli sonuçlar ortaya koyduğunubelirtiyor. Yaşlıların genel mutluluk düzeyleri incelendiğinde, yüzde 7'si-nin çok mutlu, yüzde 50'sinin ise mutlu olduğunu ifade eden Özmete,yaşlılara en çok mutluluk veren kişilerin yüzde 20 çocukları, yüzde 7 eş-leri ve yüzde 5 torunları olduğunu belirtiyor. Türkiye'de 65 ve üstü bi-reylerin yaklaşık yüzde 20'sinin emekli maaşlarından memnun olduğunuanlatan Özmete, 55-64 yaş grubundaki emeklilerin de yaklaşık yüzde85'inin maaşlarından memnun olmadığını belirtiyor. 65 ve üstü yaş gru-bundakilerin yaklaşık yüzde 76'sının sağlık hizmetlerinden memnun ol-duğunu ancak yüzde 82'sinin doktorların kendilerine davranışlarındanmemnun olmadığına işaret eden Özmete, ''Yaşlıları mutlu eden değer-ler arasında ilk sırada sağlıkları geliyor. Yaşlıları yüzde 86 sağlıkları, yüz-de 7 sevgi, yüzde 4 ile para mutlu ediyor. İş ve başarı gibi değerlere iseçok az önem veriyorlar'' diye konuşuyor.

16 l İSMMMO YAŞAM

KA

PA

K

OCAK-ŞUBAT 2014

Page 4: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

OCAK-ŞUBAT 2014

KA

PA

K

İSMMMO YAŞAM l 17

çocuklarının yaşlı annebabaları bırakmaması gerekiyor.En çok çocukları ve sağlıklarıy-la mutlu olan yaşlılar için ‘yal-nızlık’ da en büyük yıkım. Sos-yal hizmet uzmanı Şadiye Dö-nümcü, yalnızlığın yaşlılık dö-nemindeki insanları sağlık ve ba-kımdan sonra en çok ürküten,korkutan, yakındırtan olgu ol-duğunu vurguluyor. “Hayatın ya-vaşça aktığı ancak sıkça arıza-ya geçtiği yaşlılık dönemindekiinsanın kendi iç dünyasına çe-

kilmesinin aslında zaruret dışında bir çeşitsavunma” diyen Dönümcü, şöyle konuşuyor:“Üstelik bir evde tek başına, yalnız yaşayaninsanın mekânsal yalnızlıkla baş etmesidaha kolaydır; içsel yalnızlığa görece. Yal-nızlık; gerileme ve kayıpların hakim olduğuyaşlılık dönemindeki insanları acıtır, kırıl-ganlığını artırır, mutsuz kılar. Bu durum birsüre sonra -bireysel farklılıklar olsa- da yaş-lı insanın kendini, çevre-toplumun da yaşlı

insanı dışlamasına neden olur.” Dönümcü’ye göre, çalışırken işi dışında

hiçbir şey düşünmeyen, toplumsal hayatın hiç-bir boyutuyla ilgilenmeyen, kültürel hayatailgi duymayan, bir tek hobisi bile olmayan,yardımlaşma-dayanışma-paylaşma gibi has-letleri olmayan bir insanın; emekliliğin ar-dından gelen yaşlılık döneminde yalnızlık-la baş etmesi zor. Erkeklere göre kadınla-rın yaşlılık dönemi yalnızlığıyla baş etmek-te daha az zorlandıklarını belirten Dönüm-cü, şöyle konuşuyor: “Yaşlı insanların aile-lerinden ve toplumun her kesiminden destekalması gerekiyor. Onların toplumla ilişkile-rini sürdürmesi; topluma hizmet etme fır-satlarının olması çok önemli.”

KAYıPlAr AZAlTılMAlıDünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) ta-

nımına göre yaşlılık bireyin çevreye uyum sağ-layabilme yeteneğini kaybetmesi… Yaşlan-ma beraberinde birçok kayıp getiriyor. Bun-lar arasında iş, eş, sosyal statü, görme ve işit-me gibi fiziksel kayıplar var. Bunlar da yaş-

YAŞlılAr YAlnıZ BırAKılMAMAlı

Prof. Dr. Gülten KAPTAN/ Üs-küdar Üniversitesi Sağlık HizmetleriMeslek Yüksek Okulu

Dikkatimizi korumak ve sürdürmek, yenişeyler öğrenmek, hatırlamak, olaylarda neden so-nuç ilişkisi kurabilmek, problem çözebilmek, işi-mizi planlamak, yürütmek, kendi faaliyetlerimi-zi izlemek, konuşulanı anlamak ve konuşmak, nes-neleri tanımak… Özellikle yalnız yaşlılarda bu türbilişsel bozukluklar daha hızlı ve kolay ilerliyor.65 yaş üzeri her 10 kişiden birinde bir tür biliş-sel bozukluk görülüyor. Yaşlıları sevdikleriyle bu-luşturmak, ziyaret etmek gibi uyaranları arttır-mayla bilişsel bozuklukların ilerlemesi önlenebilir.Yaşlanan insanlarda en sık görülen nörolojik bo-zuklukların başında demans (bunama) ve alz-heimer geliyor. Özellikle bilişsel bozulmanın baş-langıç safhasında ilaçsız tedavi yöntemlerinin du-rumun ilerlemesine engel olduğu belirtiliyor. Fi-ziksel aktiviteler özellikle aerobik egzersizler yaş-lıların bilişsel rezervlerini arttırmada önemli.

Açık havada yürüyüş ve egzersizler beyninoksijenlenmesini artırır. B12 vitamini ve folik asitaçısından zengin besinler bilişsel bozuklukların iler-lemesini önleyebilir. Bu nedenle B12’nin çok bu-lunduğu dana eti, ciğer, süt ve süt ürünleri, yumurtagibi hayvansal gıdalar aşırı olmamak koşuluylatüketilmeli. Kurubaklagil, koyuyeşil yapraklı seb-zeler ve tüm tahıllar folik asit içerdiği için tüke-tilen besin grupları içerisinde düzenli olarak yeralmalı. çoğu yaşlı ölümler, çekirdek aileye dönüş,evinden ayrılmayı istememe gibi nedenlerle birbaşına yaşanıyor.

Yalnız yaşayan yaşlılar, uyaransız kaldık-larında bilişsel bozukluklar daha hızlı ve kolay iler-liyor. Yaşlıların sevdikleriyle buluşması, onların zi-yaret edilmesi gibi uyaranları artırmak bilişsel bo-zuklukların ilerlemesini önleyebilir.

ŞadiyeDönümcü

Prof. Dr.Gülten Kaptan

Page 5: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

OCAK-ŞUBAT 201418 l İSMMMO YAŞAM

lının çevresine olan bağımlılığını artırıyor. Yeterli sosyal ve tıbbi destekgörmeyen yaşlılarda stresle birlikte psikiyatrik bazı sorunlar ortaya çı-kabiliyor. Bunlar arasında demans (bunama), alzheimer, depresyon, ank-siyete bozuklukları (panik bozukluk vb.) ve psikomatik bozukluklar var.Halk arasında bunama olarak da bilinen demans yaşlılarda sıkça görü-len bir rahatsızlık. Konuşma, tanıma, motor beceriler gibi fonksiyonlardabozuklukların ön planda olduğu bu hastalık sinsi başlıyor. Psikiyatrist Uz-man Doktor Derya İpekçioğlu, demans hastalarının sadece yüzde 10-15’ierken tanı konulduğunda tedavi edi

lebildiğini söylüyor. En sık görülen demans tipinin alzheimer ol-duğunu dile getiren Dr. İpekçioğlu, “Başlangıçta hafif unutkanlık vardır.Kişinin yaşamını ciddi anlamda etkilemediği ve çevresine zarar verme-diği için çoğunlukla önemsenmez. Hastalık ilerledikçe mutsuzluk, sıkıntı,uykusuzluk, şüpheler (eşyalarının çalındığı, yakınlarının gerçekte ken-di yakınları olmadığı gibi), davranış bozuklukları (öfke nöbetleri,amaçsız dolanma, fiziksel ve sözel şiddet) ve kişilik değişimleri gibi or-

taya çıkabilir. Hastaların hekime ulaşması da daha çok bu dönemde olur”diye konuşuyor. Bu rahatsızlığın ilerlemesini yavaşlatmak ve bakım ve-renlerin yükünü azaltmak için erken tanı ve tedavi önemli. Bu nedenleyaşlıda görülen unutkanlık yaşlanmanın doğal bir süreci olarak kabuledilmemeli, tedavi için erken dönemde hekime başvurulmalı.

DEPrESYOnA GİrİYOrlArYaşlıların yüzde 15-20’sinde de depresyon görülüyor. Bunlar da

genellikle bedensel yakınmalar, huzursuzluk, uykusuzluk, içe kapanma,mutsuzlukla kendini gösteriyor. Depresyona giren bir yaşlıda yaşam ka-litesinde düşme, intihar riski, fiziksel hastalanma ve ölüm riskinde ar-tış gözleniyor. Psikiyatrist uzman doktor Dr. İpekçioğlu’na yaşlılarda gö-rülen depresyonlarda ölümle sonuçlanan intihar girişimleri yüksek olduğunuvurguluyor. İstenmeyen durumlarla karşılaşılmaması için erken dönemdetedavi için uzmana başvurulması gerektiğini söyleyen İpekçioğlu yaşlı-larda ruhsal hastalık riskini azaltmak için şunların yapılmasını öneriyor:

Şehir yaşamında alzheimer, de-mans gibi hastalıkları olan yaşlılara aileleribakmakta zorlanıyor. Bu nokta da ailelerinimdadına özel huzurevleri yetişiyor. BoraSabanlı da aynı sıkıntıları yaşamış. Babasıalzheimer olunca Kandilli’deki mülklerindeözel bir huzurevi açmaya karar vermiş-ler. 8 ay önce de Kandilli Sabanlı Huzurve Dinlenme Evi’ni açan Saban, “Babamınalzheimer olması bizi bu işte motive etti.Huzurevimizde 29 yaşlıya bakabilecek du-rumdayız. Halen 7 yaşlıya bakıyoruz. Kısabir süre önce Sosyal Hizmetler Kuru-mu’ndan ani teftişe geldiler. Beklentilerininüzerinde bir özel huzurevi ile karşılaş-tıklarını ifade ettiler” diyor. Mülkü ken-

dilerinin olduğu için 1 milyon liralık ya-tırımla huzurevlerini kurduklarını belirtenSaban, şu değerlendirmeleri yapıyor:

“Alzheimer ve demanslı hastalarınbakımı güçlü olduğumuz noktamız. Bu işegirerken kolay olmasını beklemiyordumama hastalarımız zihinsel denge durum-ları nedeniyle farklı reaksiyonlar göste-rebiliyorlar. Onları sakin tutabilecek me-dikal ve fiziki tedbirleri almak gerekiyor.Aileleri bize bırakıp gidiyor. Evde bu has-talara bakmak çok zor ve masraflı. Buradadaha uygun ücretlere bakılabiliyorlar.Kaldıkları oda durumlarına göre bakım üc-retleri aylık 1.800 lira ile 4 bin lira ara-sında değişiyor.”

BABASı AlZHEİMEr OlUnCA HUZUrEVİ AçTı

Page 6: Onları yalnız bırakmayınarchive.ismmmo.org.tr/docs/YASAM/48YASAM/014_19.pdf · Dr. Emine Özmete, TÜİK’in 2012’de yaptığı Yaşam Memnuniyeti Araş - tırması’nın

OCAK-ŞUBAT 2014 İSMMMO YAŞAM l 19

KA

PA

K

ÖrnEK PrOJElErYAŞlı YAŞAM MErKEZİ KUrACAK

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ile Kocae-li Üniversitesi, Umuttepe Yerleşkesi’nde Tıbbi Des-tekli Yaşlı Yaşam Merkezi kurmayı planlıyor. Tıb-bi bakıma ihtiyaç duyan yaşlı hastaların bakımve sağlık ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla ku-rulacak merkezden evde bakılması mümkün ol-mayan yaşlı hastalar yararlanacak. Bir ay önceaçıklanan proje tamamlandığında merkeze bi-nanın yapımını üstlenen hayırsever işadamı İb-rahim Aracı'nın annesi Semahat Aracı'nın adı ve-rilecek.

GEnç YAŞlı ElElEİzmit Büyükşehir Belediyesi “Gençler Yaş-

lılar El Ele" projesi başlattı. Projeyle belediyenintespit ettiği yaşlıları, genç gönüllüler düzenli ara-lıklarla ziyaret ediyor. Projede yer alacak öğ-renciler öncelikli olarak çYDD ve EçEV'de gönüllüçalışan ya da burs alan üniversite öğrencileri ara-sından seçiliyor. Yaşlı ziyaretleri, haftada bir kezolmak üzere, ayda dört kez gerçekleşiyor. Haf-talık ziyaretler en az bir saat sürüyor. Bu ziya-retlerde yaşlıların demans, alzheimer, bunamagibi rahatsızlıklarının ötelenmesi amacı ile bir-likte hafıza geliştirici scrabble, puzzle gibi bul-macalar birlikte çözülüyor. Yaşlılara hafif işlerindeyardım eden gençler, kimi zaman birlikte kitap-gazete okuyor, kimi zaman da birlikte konser vetiyatro gibi etkinliklere katılıyor.

İKİnCİ BAHAr EVİKayseri’ye bağlı Talas Belediyesi 2004 yı-

lında İkinci Bahar Evi açtı. Dedeoğlu Camisi'ninaltındaki bu ev yaşlılara hizmet veriyor. Yaşlılarınbuluşma noktası olan bu evde ücretsiz çay ser-visi var. Kütüphanenin de bulunduğu İkinci Ba-har Evi’nde farklı zamanlarda sağlık, emniyetkonularında bilgilendirme toplantıları yapılıyor.

“Fizik egzersiz, sağlıklı beslenme, dü-zenli sağlık kontrolleri önemli. Yaşamın için-de aktif olarak kalmayı başarmak gereki-yor. Değişen koşullara uyum sağlama ye-teneğini artırmak, üretkenlik sağlayan vekişiyi mutlu eden aktivitelerde bulunmak,streslerden uzak durmak, yaşlılığı ‘kayıp-ların’ olduğu bir dönemden ziyade ‘olgun-luk’ dönemi olarak görmek ile mümkün. Böy-lelikle, özellikle yaşlılıkta belirginleşen ya-şamın gözden geçirilmesi süreci olumlu duy-guların hakim olduğu, yaşamın anlamlı kı-lındığı ve doyum duygusunun yaşandığı birdönem olacak.”

AİlElErE DESTEK GErEKİYOrMutlu yaşlılık için mutlaka onlara sa-

hip çıkmak gerekiyor. Ancak ilerleyen alz-heimer gibi rahatsızlıklarda aileler bu ra-hatsızlıkla çoğu zaman başa çıkamıyor. Bu

noktada da özel huzurevleri ve bakımevleriailelerin imdadına yetişiyor. Devlet sonyıllarda evde yaşlılarına bakanlara da evdebakım hizmetleri ve destekleri veriyor.

Yaşlıları ailelerinden koparmadanbakımlarına destek vermek için merkezi oto-ritenin de arayışları devam ediyor. Bu ko-nuda basına yansıyan bir proje gelecek içinümit veriyor. Devlet desteğiyle açılacak'engelli ve yaşlı kreşleri' ile vatandaşlarınyakınlarını güven içinde emanet edebileceğimerkezler oluşturulması planlanıyor. Yakı-nına bakmak zorunda olduğu için bir işteçalışamayan vatandaşlar engelli ve yaşlısınıgündüz bu kreşlere emanet edip, akşam me-sai bitiminde alabilecek. Projeyi Aile ve Sos-yal Politikalar Bakanlığı sahiplense de sis-temin belediyeler eliyle yürütülmesi öngö-rülüyor. Belediyelere, merkezleri açmalarıiçin çeşitli teşvikler verilmesi planlanıyor.