Metal Oksit Nano Partiküller
-
Upload
selahattin-kocaoglu -
Category
Documents
-
view
398 -
download
6
Transcript of Metal Oksit Nano Partiküller
1
METAL OKSİT NANOPARTİKÜLLERİNİN ÜRETİM YÖNTEMLERİ VE TEKSTİLDE
UYGULAMALARI
1.Metal Oksit Nanopartiküllerinin Üretim Yöntemleri
Çeşitli nano yapıların üretilmesinin temelinde “yukarıdan aşağıya” ve “aşağıdan yukarıya”
diye adlandırılan iki prensip vardır (1). Yukarıdan aşağıya prensibin de hacimsel malzemeye dışarıdan
mekanik veya kimyasal işlemler uygulanmaktadır. Böylece malzemeye enerji verilmiş olur ve
malzeme nano boyuta ayrılabilir. Yukarıdan aşağıya prensibine örnek olarak mekanik öğütme ve
aşındırma gösterilebilir. Aşağıdan yukarıya prensibi ise atomların veya moleküllerin kimyasal
reaksiyonlarla partikül oluşturması esasına dayanmaktadır. Sol jel, sprey piroliz örnek olarak
verilebilir (2).
1.1 Kimyasal Buhar Yoğunlaştırma Yöntemi
Kimyasal buhar yoğunlaştırma yöntemi (CVC) fazla miktarda nanopartikül üretimi için
uygundur. Bu yöntemde kolaylıkla buhar fazına geçebilen karboniller, klorürler gibi bileşikler
başlangıç malzemesi olarak kullanılmaktadır.
Yöntem gaz fazındaki malzemenin ısıl parçalanma ile partiküllere dönüşmesi esasına
dayanmaktadır. Başlangıç malzemesi gaz fazına geçtiği anda ortama gaz akışı verilerek buharın
reaktör içine girmesi ve burada ısıl parçalanması sağlanmaktadır. Parçalanma sonucu oluşan
nanopartiküller reaktör çıkışında toz toplama yöntemiyle toplanmaktadır. Taşıyıcı gaz olarak He, Ar
ve N2 kullanılabilmektedir.
Kimyasal buharlaştırma yönteminde taşıyıcı gazın hızı, başlangıç malzemesi, işlem sıcaklığı,
taşıyıcı gazın cinsi nanopartikülün boyutunu ve morfolojisini etkilemektedir (2).
Kimyasal Buhar Çöktürme Yönteminin Şematik Gösterimi (2)
Kimyasal buhar çöktürme yöntemi yüzeye ince film tabakasının kaplanması amacıyla da
kullanılabilmektedir. Bunun için kimyasal bileşik buharlaştırılır ve oluşan gazın sıcak bir altlık
üzerinde ayrışmasıyla yüzeye ince film tabakası kaplanmaktadır. Yöntemin en büyük avantajı altlık ile
2
uyumlu olmasıdır. Böylece karmaşık şekilli parçalarında yüzey kaplama işlemi
gerçekleştirilebilmektedir (3).
1.1.1 Kimyasal Buhar Yoğunlaştırma Yöntemi İle Çinko Oksit İnce Filmlerin Üretimi
Kimyasal buhar biriktirme yöntemin elementlerin buhar fazda katı film oluşturmak üzere
reaksiyona girerek ince film oluşturması esasına dayanır. Reaksiyona girecek olan elementlerin kısmi
basınçları, sıcaklık değerleri, toplam enerjileri çok iyi bilinmelidir.
Aoki ve arkadaşları safir taban üzerine tek kristal ZnO filmleri biriktirmişlerdir. Kullanılan
biriktirme reaksiyonları:
3ZnO + 2NH3 3Zn(g) + N2 + 3H2O (kaynakta)
Zn(g) + 2H2O ZnO + H2 (tabanda)
Buhar biriktirme yöntemlerinde hidrojen indirgeyici gaz olarak kullanılmaktadır. Ancak Aoki
ve arkadaşları film kalitesini arrtırmak ve birikme hızını düşürmek maksadıyla NH3 gazı
kullanmışlardır. Yaptıkları çalışmada katot sıcaklığı 870 – 880°C, taban malzemesi sıcaklığı 730 –
740°C, NH3 debisi 0,61 dk-1
, hedef katot arası mesafe 20 – 30 cm olarak belirlemişlerdir. Ayrıca
yöntemin dietil çinkonun yanında oksijen gazı da ilave edilerek çalışılmasının uygun olduğunu
söylemişlerdir.
Kullanılan Sistemin Şematik Görünüşü
1.2 Hidrojen Redüksiyon Yöntemi
Hidrojen redüksiyon yönteminde gaz fazından indirgeme ile metalik nanopartiküller
üretilmektedir. Bu yöntem demir grubu metal (Fe, Ni ve Co) nanopartiküllerin sentezlenmesinde
kullanılmaktadır. Yöntem üç aşamadan oluşur:
1 – Partikül oluşumu
2 – Partikül toplanması
3 – Gaz yıkama
3
Hidrojen Redüksiyon Yönteminin Gösterimi
Partikül oluşumu aşamasında ilk olarak başlangıç çözeltisi buharlaştırılmakta ve hidrojen gazı
ile ön ısıtma bölgesine sevk edilmektedir. Daha sonra buhar indirgeme reaksiyonunun gerçekleşeceği
sıcak bölgeye geçer ve partikül oluşturulur. Yöntemde hidrojen gazı redükleyici ve taşıyıcı olarak
kullanılmaktadır (2).
1.3 Alev Sentezi Yöntemi
Alev sentezi yöntemi buhar fazından sentez yöntemlerindendir. Yöntem nanopartikülerin ticari
olarak üretimi için yaygın bir kullanıma sahiptir. Partikül morfolojisinin kontrolü, partikül boyut
dağılımının kontrolü ve düşük maliyetli olması sistemi cazip hale getirmiştir. Alev ortamının yüksek
oksitleyici özelliğinden dolayı yöntem özellikle oksit nanopartikülllerin üretiminde kullanılmaktadır.
Başlangıç maddesi olarak kolay uçuculuğa sahip metal halojenürler kullanılır. Oluşan buhar fazı hava,
hidrojen veya oksijen gibi bir gazla alev ortamına taşınır ve reaksiyonlar sonucunda atom kümeleri,
atom kümelerinin birleşimiyle de nanopartiküller oluşur (2).
1.4 Sol Jel Yöntemi
Sol jel yöntemi seramik ve metal oksit tozlarının elde edilmesinde ve yüzey kaplamada
kullanılmaktadır. Bir sıvı ile kolloidal katı partiküllerin oluşturduğu stabil süspansiyona sol denir. Üç
boyutlu olarak birbirine bağlanmış yapısı ise jeli meydana getirir. Sol reçetesinde başlatıcı madde,
solventler ve şelatlama maddesi bulunmaktadır. Şelatlama maddeleri reaksiyonda katalizör görevi
görürler (4). Sol jel prosesi başlangıç malzemesinin hidroliz ve yoğunlaşma kademelerinden
oluşmaktadır. Başlangıç malzemesi olarak genellikle metal alkoksitler kullanılmaktadır. Metal alkoksit
bileşiklleri su ile hidroliz edilir ve kondenzasyon sonucunda nanoparçacıklar elde edilir. Oluşan çözelti
yıkama ve kurutma işlemlerinden geçirildikten sonra yüksek sıcaklık uygulanarak kristal yapıdaki
metal alkoksitlere dönüştürülür.
M (OR)n + H2O M (OR) y – x(OH) + x ROH
M (OR)n alkoksitlerin genel gösterimidir. M metali, R CH3 , C2H5 gibi alkalileri ve n metalin
değerliğini ifade etmektedir (3).
Sol jel tepkimelerinde hidroliz ve kondenzasyon basamaklarının hızı oluşacak parçacığın
özelliğini etkilemektedir (1).
4
Hidroliz Hızı Kondenzasyon Hızı Sonuç
Yavaş Yavaş Kolloidler / soller
Hızlı Yavaş Polimerik soller / jeller
Hızlı Hızlı Kolloidal jel veya çökme
Yavaş Hızlı Kontrollü çökme
1.4.1 Sol Jel Kaplama Yöntemleri
Tekstil endüstrisinde sol jel teknolojisi ile kaplamalar kullanılarak çok farklı özelliklere sahip
mamuller elde etmek mümkündür. Sol jel teknolojisi tekstilde su, yağ ve kir iticilik, kokuların
kontrollü salınımı, biyouyumluluk özellikleri, boyama dayanımı, filtrasyon, seçici geçirgenlik,
buruşmazlık, UV koruyucu, güç tutuşurluk, süper hidrofob yüzeyler, antimikrobiyal kumaşlar
alanlarında kullanılmaktadır (4).
Başlangıç malzemesinin hidroliz ve yoğunlaşmasıyla oluşan çözelti altlıklara sol jel kaplama
yöntemleriyle aktarılır. Sol jel kaplama yöntemleri üç çeşittir. Bunlar daldırarak kaplama, spin
kaplama ve püskürterek kaplama yöntemleridir. Bu tekniklerden herhangi biriyle eldedilen amorf film
genellikle 500-800 0C de tavlanarak kristalleştirilmekte ve yoğunlaştırılmaktadır. Böylece homojen
filmler elde edilmiş olur. Sol jel yöntemiyle kaplamanın avantaj ve dezavantajları aşağıdaki tabloda
görülmektedir (Turhan 2000).
Avantajları Dezavantajları
Kaplanan filmin mikro yapısının kolaylıkla
kontrol edilmesine olanak sağlar.
Malzeme maliyeti fazladır.
Gerekli alet ve malzeme çok basittir. Filmlerde karbon çökeltisi kalır.
Kaplanan malzemenin her yerinde aynı
kalınlık elde edilebilir
Kullanılan malzeme sağlığa zararlı olabilir.
Saf kaplama elde edilebilir. İşleme sırasında malzeme kaybı fazladır.
Düşük işleme ısısı gerektirir.
Hava kirliliğine sebep olmaz.
Enerji tasarrufu sağlar.
Hazırlanan ortamla etkileşmede bulunmaz.
Yeni malzemelerin bulunabilmesi için uygun
bir yöntemdir.
Gözenekli yapı oluşur.
Her türlü geometriye sahip malzemeye
uygulanabilir.
1.4.1.1 Daldırarak Kaplama
Daldırarak kaplama bir tabakayı solüsyon içine daldırma ve daha sonra tabakayı yavaşça geri
çekme işlemiyle gerçekleştirilir. Tabaka dışarı doğru çekilirken üzerinde bulunan fazla solvent
tabakadan uzaklaşır. Daha sonra solventin buharlaşmasıyla ince film elde edilir. Daldırma işlemi
birkaç kez tekrarlanarak kalın bir film tabakası elde edilebilmektedir. Tek daldırmada elde edilen film
kalınlığı 0,1 – 0,45 mikron arasında olmalıdır. Daldırma tekniğinin düzgün bir kaplama elde
edilebilmesi, kaplama kalınlığının kolay kontrol edilebilmesi, çok katlı kaplamalar yapılabilmesi gibi
avantajları vardır.
5
1.4.1.2 Püskürterek Kaplama
Püskürterek kaplama yönteminde solüsyon ısıtılmış tabaka üzerine püskürtülür. Damlacıklar
tabakaya çarptığında çözünen madde tabakada yoğunlaşır, bu esnada solvent buharlaşır ve bir süre
sonra ince film tabakası elde edilmiş olur.
1.4.1.3 Döndürerek Kaplama
Spin kaplama yönteminde kaplama yapılacak tabakaya birkaç damla solüsyon damlatılır ve
tabaka 3000 – 4000 rpm’e varan hızlarda döndürülür. Döndürmenin verdiği etkiyle solüsyon tabakaya
yayılır ve bu esnada solvent buharlaşmaya başlar. Böylelikle ince film tabakası elde edilir.
Yüzeye damlatılan solüsyonda büyük parçacıkların olmamasına ve yüzeye yapışır özellik
göstermesine dikkat edilmelidir (5).
1.4.2 Sol Jel Yöntemiyle Üretilen ZnO Nanopartiküllerinin Cam Yüzeye Aktarılması
1.4.2.1 Çözeltinin Hazırlanması
Başlangıç çözeltisinde çinko kaynağı olarak çinko asetat ((CH3COO)2Zn·2H2O)
kullanılmıştır. Daha sonra çinko asetatın bulunduğu behere çözücü olarak propanol ve dietilamin
eklenmiştir. Ayrıca çözeltinin yüzeye tutunmasının arttırmak için çözeltiye bir miktar polietilen glikol
ilave edilmiştir. Karıştırma işlemi 50 0C de manyetil karıştırıcıda gerçekleştirilmektedir.
1.4.2.2 İnce Film Tabakasının Kaplanması
Hazırlanan solüsyon cam tabaka üzerine birkaç damla damlatılarak döndürerek kaplama
yöntemiyle çözelti altlık üzerine yayılır ve ısıl işlemle ince film tabakası elde edilmiş olur.
Spin kaplama yönteminde iki tür ısıtma yapılır. Birincisi spin kaplamadan sonra solventi
buharlaştırma ve filmi sertleştirme amacıyla yapılan kurutmadır. İlk kurutmanın oksit dönüşümlerinin
gerçekleşmeyeceği kadar düşük sıcaklıklarda yapılmasına dikkat edilmelidir. (140 0C, 250
0C gibi)
İkinci ısıtmanın amacı ise çinko asetattan ZnO’e dönüştürme gibi asıl materyali elde etmek
için yapılır. 500-600 0C arasında ısıl işlem uygulanır.
Sonuçta UV dayanımı yüksek cam mamül elde edilmektedir (5).
1.5 Sprey Piroliz Yöntemi
Diğer üretim yöntemleriyle karşılaştırıldığında oldukça ekonomik olan sprey piroliz
yöntemiyle küresel, çok farklı kimyasal bileşime ve morfolojiye sahip nanopartiküllerin üretilmesi
mümkündür. Başlangıç malzemesi olarak üretilecek malzemeyi ihtiva eden bir çözelti ile işleme
başlanılmaktadır. Değişik atomizasyon teknikleri kullanılarak çözeltiden aerosol damlacıkları
oluşturulur. Oluşan damlacıklar ısıtılmış bölgeye geçer, sıcaklığın etkisiyle çözücü damlacık
formundan uzaklaşmakta ve katı partikül haline gelmektedir. Farklı atomizasyon tekniklerinin
kullanılması oluşan aerosol boyutunu etkilemektedir. Bu da farklı boyutlarda partiküller elde
edilmesini sağlamaktadır (3).
6
Sprey Piroliz Sistemi
1.6 Ultrasonik Sprey Proliz Yöntemi
Ultrasonik atomizasyon ile sprey elde etme yöntemi uzun yıllar medikal uygulamalarda
kullanımıştır. Bu yöntem Grenoble Nükleer Araştırma Merkezi tarafından geliştirilmiş ve Pirosol
tekniği olarak patenti alınmıştır. Bu yöntemle üstün kaliteli yarıiletken oksit ince filmlerin üretimi ön
plana çıkmıştır (2). USP yöntemi ucuz bir yöntem olmasının yanında yüksek saflıkta partikül üretimi,
partiküllerin boyut dağılımının kontrolü ve partikül bileşemlerinin kontrolü gibi avantajlarada sahiptir.
Başlangıç çözeltisi ürünün yüksek saflıktaki metal tuzlarıyla hazırlanmaktadır. Çözelti
ultrasonik atomizere konulduktan sonra nanopartikül üretimi dört aşamada gerçekleşir. Bu aşamalar:
1 – Başlangıç çözeltisinden damlacık oluşumu
2 – Oluşan damlacığın taşıyıcı gazlarla fırına taşınması ve bu esnada buharlaşmayla çekilmesi
3 – Isıl parçalanma ve başlangıç çözeltisinin okside dönüşmesi
4 – Katı partikülün oluşması (3).
USP Yönteminin Şematik Gösterimi
7
2.Metal Oksit Nanopartiküllerinin Tekstilde Kullanımı
Nanoteknoloji tekstil sektörünüde girmiş ve beraberinde çok büyük yenilikleri getirmiştir.
Nano materyaller bir, iki veya üç boyutlu olabilmektedirler. Tek boyutlu nano materyaller çok ince
yüzey filmleri veya kaplamaları olarak kullanılmaktadır. İki boyutlu nano materyaller, nanolif ve
karbon nano tüpleridir. Havacılık, uzay gemileri, otomobil endüstrisi gibi yüksek mukavemetli
ürünlerin gerektiği yerlerde nanokompozitlerin yapımında kullanılabilmektedir. Üç boyutlu nano
materyallerde antimikrobiyal, yağ ve kir iticilik, güç tutuşurluk, UV absorbsiyon, gibi geniş alanlarda
kullanılmaktadır (6).
Düşük kimyasak kullanımı: düşük enerji maliyeti: fiziksel ve mekanik özellik kaybının az
olması, çok fonksiyonlu ürünlerin elde edilmesi nanoteknolojiyinin tekstil uygulamalarında tercih
edilmesine sebep olmaktadır (4).
TiO2, Al2O3, ZnO ve MgO gibi metal oksitler fotokatalitik, UV absorbsiyon ve
fotooksidasyon gibi özelliklere sahiptirler. Nano boyuttaki metal oksitler fotokatalitik etkileri
sebebiyle toksit ve zararlı yapıların bozulmasını sağlamaktadır. Böylelikle antibakteriyel tekstil
ürünleri ve kendi kendini temizleyen giysiler üretilebilir (4).
Dolgu materyali olarak ZnO nanopartikülleri kullanılan naylon lifleri UV koruma
sağlamaktadır. Yapılan işlemle naylon liflerinin antistatik özellik kazandığıda görülmektedir. TiO2 ve
MgO gibi nanopartiküller lif çekimi sırasında, elektrostatik yöntem veya spreyleme yöntemiyle life
uygulanarak kendi kendini temizleme özelliğine sahip kompozit lifler elde edilebilmektedir.
Kore’de “Mipan Nano-Magic Silver” adında yeni bir lif üretilmiştir. Gümüş nanopartikülleri
polimerizasyon işlemi sırasında ilave edilerek antibiyotik açıdan son derece iyi lifler elde edilmektedir
(6).
3.Sono Kimyasal İle Tekstil Yüzeyine Kaplanmış ZnO Nanoparçacıkların Antibakteriyel
Etkisinin Değerlendirilmesi (7)
Nozokimyasal enfeksiyonlar hastane veya bir sağlık kuruluşunda yapılan tedavi ile ilişkilidir.
Bir enfeksiyon hastaneye yatıştan 48 saat sonra veya taburcu olduktan sonra 30 gün içerisinde ortaya
çıkarsa nozokimyasal olarak kabul edilir. Bu mikropların hızlı ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması
ciddi sağlık problemlerine yol açmaktadır. Nozokimyasal enfeksiyonların oluşmasının ve yayılmasının
azaltılması için antimikrobiyal tekstiller kullanılabilmektedir. Tekstil mamülleri bakteri ve enfeksiyon
taşıyıcı olarak kabul edilmektedir. Geliştirilen antimikrobiyal giysiler sayesinde hastane çalışanları ve
ziyaretçiler enfeksiyonlardan etkilenmeyecektir.
Sono kimyasal Bar Ilan Üniversitesinde gerçekleştirilen laboratuvar ölçekli bir yöntemdir. Bu
teknik, ultrasonik dalgaların kullanımı yoluyla kumaş üzerine antibakteriyel nanopartiküllerin
sentezlenmesi ve emdirilmesi temeline dayanmaktadır. Ultrasonik ışınlama ile çeşitli nanopartiküllerin
yüzeyde birikiminde etkin bir yöntem olarak kullanılmıştır. Bu işlemle çok yumuşak ve homojen bir
tabaka elde edilebilmektedir. Antimikrobiyal kumaşın eş zamanlı sentezi ve kaplanması üretim adım
sayısını azaltır ve böylece maliyette düşer.
Antimikrobiyal maddeler büyümeyi durduran doğal ya da sentetik bileşiklerdir. Bu amaçla
metal oksitler kullanılabilmektedir. Bu maddeler bakterilerin hücre duvarlarına doğrudan zarar vererek
bakterileri yok ederler. Antimikrobiyal kaplamaların üretiminde çinko oksit, bakır oksit, magnezyum
oksit, titanyum dioksit ve gümüş kullanılmaktadır.
8
Çinko oksit antimikrobiyal işlemler için yaygın olarak kullanılan bir metal oksittir. Yapılan
çalışmalarda çinko oksidin insan hücrelerine zarar vermediği görülmektedir. Yamamoto (2001)
tarafından ZnO nanopartiküllerinin antimikrobiyel aktivitesini değerlendirmek için yapılan çalışmada
10-50 nm boyutundaki parçacıkların 2 mikron boyutundaki parçacıklara göre daha iyi antimikrobiyel
özellik gösterdiği görülmektedir. Sharma ve ark. (2010) yaptığı çalışma ZnO nanopartiküllerinin
antimikrobiyel etkinliğinin hücre yüzeyi ile elektrostatik bir etkileşime bağlı olduğunu göstermektedir.
Bu çalışma ZnO nanopartikülleriyle kaplanmış pamuklu kumaşın antimikrobiyal özelliklerini
araştırmak için yapılmıştır.
Kumaşların Hazırlanması
Çinko tozu asetat, etanol ve su (9:1) karışımı içerisinde çözüldü ve kaplama tankına aktarıldı.
Daha sonra birkaç damla amonyum hidroksit ilave edilerek ± ° C ile 55 ° C de pH 8’e gelene kadar
ultrasonik dönüştürücülerde ısıtıldı. Pamuk rulosu ultrasonik alan boyunca sabit hızda ( 22 cm. min-1)
beslendi ve yüzey kaplaması yapıldı. Kaplama sonucunda pamuk rulo su ve etanol ile yıkandı ve
kurutuldu.
Disk Difüzyon Yöntemi
Birinci adımda elde edilen test mikroorganizmaları agar plakalarına sürülmektedir. Daha sonra
test ve kontrol kumaşlarından 10 mm çapında dairesel parçalar kesilip ve plaka üzerine yavaşça
preslenmektedir. Bu şekilde 18-24 saat arası 37° C sıcaklıkta beklenilmektedir. Süre sonunda test
kumaşıyla kontrol kumaşı karşılaştırılarak bakterilerin gelişimi incelenmektedir.
Besin, Et Suyu Şişesi Testi
Bu test antimikrobiyal bitim işlemi uygulanmış kumaşta bakteri büyümesini izlemek için
yapılmıştır. Test ve kontrol kumaşları 5 x 5 cm boyutunda küçük parçalar halinde kesilmiştir.
Kumaşlar et suyu ile iyice ıslatıldıktan sonra hazırlanan test mikroorganizmalarıyla aynı kaba
konmaktadır. Kaplar daha sonra 37° C sıcaklıkta döner sarsma kuluçka makinasına yerleştirilmekte ve
makine 110 rpm’ de 3 saat çalkalanmaktadır. 30 dakikalık aralıklarla kumaşlardan kontroller
yapılmaktadır. Son olarak da 24 saat sonundaki değerler kontrol edilmiştir.
Fizyolojik Serum Balon Testi
Besin kaynağı olmadan tuzlu su ortamında antimikrobiyel kumaş üzerinde bakterilerin
yaşamasını değerlendirmek amacıyla yapılmaktadır. Test kumaşı ve kontrol kumaşı bakteriler ile
temas ettirilmektedir. Sonra kumaşlar alınıp içerisinde tuzlu su bulunan erlenmayere yerleştirilir ve
erlenmayer 37° C sıcaklıkta 3 saat döndürülmüştür. 0, 1, 3 ve 24 saat sonlarında yaşayan
mikroorganizma sayısı kontrol edilmiştir.
Sonuçlar Ve Tartışma
Çinko oksit nanopartiküllerinin antibakteriyel etkisini araştırmak için çeşitli deneyler
yapılmıştır. Çinko oksitin bakteri gelişimini engelleme etkisini ölçmek için disk difüzyon yöntemi
kullanılmıştır. Antibakteritel kaplama yapılan kumaş ve kontrol kumaşın gelişimi engellemesi ile ilgili
bilgiler aşağıdaki tabloda görülmektedir. Deney sonucunda çinko kaplı pamuklu kumaşta S. Aureus
organizmasının gelişiminin engellendiği çap 18.5 mm, E. Coli organizmasının gelişiminin
engellendiği çap 13.5 mm olarak tespit edilmektedir.
9
Gelişimin Engellendiği Bölge Çapı (mm)
Seçilen Kumaş Organizma 1 2 Ortalama
ZnO S. aureus 18 19 18.5
E. coli 13 14 13.5
Kontrol S. aureus 0 0 0
E. colli 0 0 0
Besin et suyu test yönteminde ortamın yoğunluğu ölçülerek bakteri büyümesi tespit edilmiştir.
Bakteri türlerinin çinko oksit kaplı kumaş etkisiyle azalması aşağıdaki tabloda gösterilmektedir. Bu
deneyle çinko oksit nanopartiküllerinin çok yüksek antimikrobiyal etkisi tespit edilmektedir.
Organizmalar
3 saat sonra yapılan
ölçüm % azalma
24 saat sonra yapılan
ölçüm % azalma
Kontrol ZnO Kontrol ZnO
S. aureus 0.0218 0.0006 97.24 1.665 0.002 99.87
E. coli 0.0770 0.0103 86.62 2.1137 0.0037 99.82
Sonuç
ZnO nanopartiküllerle kaplı pamuklu kumaş işlem görmemiş pamuklu kumaşla
karşılaştırıldığında çok yüksek antibakteriyal özelliğe sahip olduğu görülmektedir. Çinko oksit
nanopartiküllerinin staphylococcus aureusa bakterilerine olan etkisinin eschericia coli bakterilerine
göre daha fazla olduğu görülmektedir.
4.Antimikrobiyal Tekstil Üretimi İçin Çinko Oksit Nanopartiküllerinin Kullanımı (8)
1.Giriş
Nanobilim ve teknolojinin son on yılda hızlı bir şekilde ilerlemektedir. Metal ve metal oksitler
gibi inorganik maddeler sert işlem koşullarına dayanma yeteneğiyle çok ilgi çekmektedir. Onlar
sadece işlem koşullarına dayanıklılığıyla değil aynı zamanda insan sağlığına yararlı olmalarıyla da çok
özel bir yere sahiptirler. Gümüş ve çinko oksit nanoparçacıkları antimikrobiyal özellikleri nedeniyle
enfeksiyon hastalıklarının durdurulmasında bir çözüm olarak görülmektedir.
Bu çalışmada ZnO nanopartiküllerin sentezi için basit bir yöntem kullanılarak nanopartiküller
pamuklu kumaşa kaplandı ve bitmiş kumaşın değerlendirmeleri yapıldı.
2.Gereç ve Yöntem
2.1 Nanoparçacıkların Hazırlanması
Çinko oksit nanopartiküllerinin eldesi için çinko nitrat, öncü ve stabilize edici olarak çözünür
nişasta ve sodyum hidroksit kullanılarak ıslak kimyasal yönteme göre çözelti hazırlanmıştır. Çözünür
nişasta değişik konsantrasyonlarda (% 0.1,% 0.5 ve% 1.0) 500 ml damıtık su içinde mikrodalga fırın
kullanılarak çözüldü. Daha sonra çözeltinin içine 14.874 g (0.1 M) çinko nitrat ilave edildi. Çinko
nitratın tamamen çözünmesi için manyetik bir karıştırıcı kullanıldı. Çinko nitratın tamamen
çözünmesinden sonra sürekli karıştırılarak damla damla sodyum hidroksit (çalışmada 20 ml
10
kullanılmıştır) ilave edildi. Sodyum hidroksit eklemenin tamamlanmasından sonra iki saat daha
karıştırmaya devam edilmektedir. Reaksiyon tamamlandıktan sonra çözelti gece boyunca çökelmeye
bırakılmıştır. Çökelme işlemi gerçekleştikten sonra üstte yüzen madde dikkatli bir şekilde
uzaklaştırılır. Geri kalan çözelti 10 dakika boyunca santrifüje edilir ve elde edilen nanopartiküller saf
su ile üç kez yıkanır. Yıkama işlemi nanopartiküllere bağlı olan nişastayı uzaklaştırmak için
yapılmaktadır. Yıkamadan sonra nanopartiküller gece boyunca 80 0C de kurutulmuştur. Kurutma
sırasında çinko hidroksit tam olarak çinko okside dönüşmektedir.
2.2 Kumaş Üzerine Uygulanması
Bez ayağı formunda dokunmuş %100 pamuklu kumaş uygulama için kullanılmıştır. Çinko
oksit nanopartikülleri Pad-dry-cure yöntemiyle pamuklu kumaş üzerine aktarılmıştır. Kumaş 30 x 30
cm boyutunda kesilir ve ZnO nanopartiküllerini (%2) ve akrilik bir yapıştırıcıyı (%1) bulunduran
çözelti içine 5 dakika süreyle daldırılır. Daha sonra kumaş sıkma silindirleri arasından geçirilir ve 3
dakika boyunca 140 0C hava ile kurutulur. Kumaşa tam olarak bağlanmamış nanopartikülleri
uzaklaştırmak için kumaş minimum 5 dakika süreyle 2 g/l sodyum lauril sülfat çözeltisi içine
daldırılır.
2.3 Antibakteriyel Aktivite Değerlendirilmesi
2.3.1 Kalitatif Test
2.3.1.1 Agar Difüzyon Yöntemi
Üretilen test bakterileri (E.coli ve S.aureus) steril bir pamuklu kumaş kullanılarak agar
yüzeyine sürülmekte ve üzerine ZnO kaplı pamuklu kumaş ile kontrol kumaşı preslenmektedir.
Plakalar 18-24 saat boyunca 37 0C de bekletilmektedir.
2.3.2 Kantitatif Test
2.3.2.1 Azalma Yüzdesi Testi
Test malzemeleri, bakteriyel süspansiyonun ve bilinen konsantrasyonda çözeltinin bulunduğu
kapta çalkalandı ve bakterilerin azalması ölçüldü. Antibakteriyel etki kontrol kumaşıyla test kumaşı
arasındaki bakteri konsantrasyonunun azalmasıyla değerlendirildi.
2.4 SEM İle Topoğrafik Analiz
ZnO nanopartiküllerle kaplanan kumaş tarama elektron mikroskobuyla incelenip
değerlendirmeler yapılmıştır.
2.5 Bitmiş Kumaşın Yıkama Dayanıklılığı
Alınan flotte 1:50 oranında olan bitmiş kumaş 40 0C de 30 dakika nötr sabun kullanılarak
yıkanmaktadır. Yıkama ve kurutma işlemi bittikten sonra yukarıdaki yöntemlerle antimikrobiyallik
değerleri ölçülmektedir.
3. Sonuçlar ve Tartışma
Çinko oksit nanopartiküllerinin agar difüzyon yönteminde S.aureus ve E.coli bakterileri
üzerine antimikrobiyal etkisi aşağıdaki tabloda görülmektedir.
11
Kumaş Organizma Gelişimin Engellendiği Bölge (cm)
1 2 3 Ortalama
ZnO nanopartikül
Kaplı Kumaş
S.aureus 4.9 5.3 5.4 5.2
E.coli 3.4 3.2 3.3 3.3
ZnO Kaplı Kumaş S.aureus 2.3 2.8 2.4 2.5
E.coli 1.9 1.5 1.7 1.7
Kontrol Kumaşı S.aureus 0 0 0 0
E.coli 0 0 0 0
Çinko Oksit Nanopartiküllerinin Antibakteriyel Etkisinin Gösterimi
Hiçbir işlem görmemiş kumaşın antimikrobiyal etki göstermediği, ZnO nanopartiküllerle kaplı
kumaşın mikron boyutunda ZnO parçacıklarla kaplı kumaşa göre daha fazla antimikrobiyal etki
gösterdiği görülmektedir.
Kantitatif bakteriyel azalma yüzdesi testinde elde edilen sonuçlar aşağıdaki tabloda
görülmektedir. Çinko nanopartiküller E.coli bakterilerinde % 86.5 lik bir azalmaya sebep olurken
S.aureus bakterilerinde %94.16 lık azalmaya sebep olmaktadır. Mikron boyutundaki çinko oksitlerle
kaplanan yüzeyde ise antimikrobiyal etki nanopartiküllerin nerdeyse yarısı kadardır. Kontrol kumaşda
ise hiçbir antibakteriyal etki görülmemiştir.
Kumaş Organizma Başlangıç Bakteri
Sayısı hücre/ml
Sonuç Bakteri
Sayısı hücre/ml
% azalma
ZnO
nanopartikül
Kaplı Kumaş
S.aureus 6x106
0.35 x106
94.16
E.coli 6x106 0.81 x10
6 86.5
ZnO Kaplı
Kumaş
S.aureus 6x106 3.1 x10
6 48.33
E.coli 6x106 3.5 x10
6 41.66
Kontrol Kumaşı S.aureus 0 0 0
E.coli 0 0 0
Çinko Oksit Nanopartiküllerinin Azalma Yüzdesi Tekniğine Göre Etkisinin Gösterimi
Elektron mikroskobuyla yapılan tarama ıslak kimyasal yöntemi ile üretilen çinko oksit
nanopartiküllerinin 60-75 nm partikül boyutu aralığında olduğunu göstermektedir. Sem ile elde edilen
görüntüler aşağıdaki şekilde görülmektedir.
Çinko Oksit Nanopartiküllerini Gösteren SEM Görüntüsü
12
Kumaş Üzerine Gömülü Çinko Oksit Nanopartiküllerini SEM Görüntüsü
3.1 Yıkama Dayanıklılığı
Test kumaşları ile yürütülen yıkama dayanımı testinde 10 yıkama sonunda bile antimikrobiyal
etki belirgin bir şekilde görülmektedir. Çinko nanopartiküllerle kaplı yüzeyde 10 yıkama sonunda %
bakteri azalmasında çok düşük bir değişim varken, mikron boyutunda çinko oksit ile kaplanan
yüzeyde tekrarlanan 5 yıkama sonunda antimikrobiyal etkinin kaybolduğu görülmektedir.
Yıkama Sayısı
ZnO nanopartikül Kaplı Kumaş ZnO Kaplı Kumaş
% Bakteri Sayısının Azalması % Bakteri Sayısının Azalması
S.aureus E.coli S.aureus E.coli
1 94.05 86.28 47.27 40.22
2 93.62 85.94 37.59 32.52
5 89.42 81.38 19.49 11.24
10 74.36 69.54 0 0
15 40.25 34.96 0 0
20 12.05 9.85 0 0
25 0 0 0 0
30 0 0 0 0
Yıkama Dayanımı Testi Sonuçları
4.Sonuç
Pamuklu kumaşlara fonksiyonel özellikler kazandırmak için basit bir yöntem geliştirilmiştir.
Çinko oksit nanopartiküllerle kaplı pamuklu kumaşın antimikrobiyal özellik kazandığı tespit
edilmiştir. Ayrıca nanopartiküllerle kaplı kumaş, mikron boyutlu parçacıklarla kaplanmış kumaşa göre
daha iyi özellikler göstermektedir. Dolgu koşulları, parçacık boyutu değiştirilerekpamuklu kumaşlar
için daha gelişmiş antimikrobiyal etki için çalışılabilir. Uygulanan yöntem polyester, ipek ve diğer
kumaşların özelliklerini geliştirilmesinde de uygulanabilir.