MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in...

66
MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI YAYINIDIR • YIL: 51 • SAYI: 885 • MAYIS-HAZİRAN 2014 2014’te büyüme için ihracat artışı kritik öneme sahip Rusya, Türk yatırımcıları heyecanlandırıyor Tarihi başkent Bursa’da geçmişe yolculuk zamanı

Transcript of MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in...

Page 1: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI YAYINIDIR • YIL: 51 • SAYI: 885 • MAYIS-HAZİRAN 2014

● 2014’te büyüme için

ihracat artışı

kritik öneme sahip

● Rusya, Türk

yatırımcıları

heyecanlandırıyor

● Tarihi başkent

Bursa’da geçmişe

yolculuk zamanı

Page 2: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

1

BAŞKAN’DAN

“Geçmişi değerlendirerek, geleceği şekillendirmek” hedefiyle, ülkemizin, üyelerimizin ve çalışanların

ortak yararları doğrultusunda, bilgi odaklı hizmet üretmeye devam ediyoruz. MESS olarak; bilginin

ülkemiz ve üyelerimiz için en önemli güç ve zenginlik kaynağı olduğuna inanıyoruz. Bu inançla

hazırladığımız yayınlarımızdan biri olan MESS İşveren gazetesini, 1964 yılından bu yana sizlerle

paylaşıyoruz.

Gördüğünüz üzere, sendikamız ile sizler arasındaki iletişimde önemli bir yere sahip olan MESS

İşveren gazetesini, bu sayımızdan itibaren artık dergi şeklinde sizlere sunuyoruz. Hem sizlerin

katkılarıyla hem de profesyonel destek alarak hazırladığımız dergimizi bundan sonra aynı yenilikçi

çizgide sizlerle buluşturacağız.

Dünya gazetesi bünyesinde faaliyet gösteren Ajans D’nin art direktörleri tarafından güncel ve çağdaş

bir tarzda tasarlanan dergimizin ilk sayısında, işveren gazetemizden farklı olarak kapak konusu,

üye tanıtımı, sektör analizi, alternatif pazarlar, gezi, sağlık gibi konulara yer verdik. Bu konuları

uzmanlarından görüş alarak daha ayrıntılı yazdık, daha kaliteli fotoğraflar kullanarak, çok daha renkli

bir hale getirmeye çalıştık.

Daha önceki sayılarımızda yer verdiğimiz; sendikamızın yürüttüğü projelere, komisyon

toplantılarına, işbirliklere, eğitime, meslek standartları çalışmalarına, araştırmalara, gündemdeki

hukuki konulara bu sayımızda da yer verirken, üyelerimizin yaptığı yatırımları, aldığı ödülleri, yeni

ürünlerini “Üyelerden” başlığıyla sizlerle paylaştık. Bu sayımızda ilk kez yer alan “Kapak Konusu”nda

Türkiye ekonomisini masaya yatırdık. Ülkemizin tanınmış ekonomistlerinden Osman Saffet Arolat,

Prof. Dr. Kerem Alkin, Dr. Güven Sak’ın da aralarında olduğu uzmanların görüşleriyle ayrıntılı

şekilde işlediğimiz bu konuda, “Bu yıl Türkiye ekonomisi nasıl bir seyir izleyecek?” sorusuna cevap

bulmaya çalıştık.

Üyelerimizden Borusan Holding’i tanıttığımız yazı dışında, sizlerin en çok ilgi duyduğu alternatif

pazarlardan Rusya’ya bir pencere açtık. Sektör analizi bölümünde ise otomotiv sektörünü ayrıntılı

şekilde analiz ettik. Ülkemizin en nadide şehirlerinden Bursa’yı anlattığımız gezi bölümünü de

mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Dünyaca ünlü ekonomist Nouriel Roubini’nin “Dünyada

Gündem” ile gazeteci yazar Rüştü Bozkurt’un “Ekonomide Gündem” başlıklı köşe yazılarını

dergimizin her sayısında bulacaksınız. Artık dergimizde bir de İngilizce haberler bölümü var…

MESS olarak daha çağdaş, daha rekabet edilebilir, daha eğitimli bir Türkiye için sanayinin, endüstri

ilişkilerinin ve çalışma hayatının gelişimine katkıda bulunmaya, önemli konulara mercek tutmaya

devam edeceğiz.

Bilginin en önemli zenginlik

olduğuna inanıyoruz

Tuğrul Kudatgobilik

MESS Yönetim Kurulu Başkanı

Saygılarımla

Page 3: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

2

İÇİNDEKİLER

4 Mess’ten Haberler

12 Üyelerden

16 Kapak

2014’Teki Büyüme İçin İhracat

Artışı Kritik Öneme Sahip

24 Dünya Turu

Arjantin - Abd - Rusya -Çin -

Japonya - Ukrayna’dan haberler

26 Nourıel Roubını

Gelişen Dünya Dibi Gördü, Artık

Sadece “Daha İyiye” Gidebilir

28 Üye profili

Boru Sektörünün Lideri,

Büyümeye Devam Edecek

32 Dr. Rüştü Bozkurt

Aktif Biçimde

Farketmemiz Gereken Nedir?

34 Alternatif Pazarlar

Rusya Türk Yatırımcıları

Heyecanlandırıyor

40 kanundaki değişiklikler

Çalışma mevzuatında

son gelişmeler

42 Sektör Analizi

Otomotiv, AB’deki daralmayı

AR-GE ile aştı İç pazarda

dümeni ihracata kırdı

48 Avrupa

Penceresinden

Dünya Ticaret Örgütü Bali

Bakanlar Konferansı ve sonrası

için beklentiler

50 Gezgin

Tarihi başkent Bursa’da

geçmişe yolculuk zamanı

54 Sağlık

Yoğun çalışma hayatı

bel ve boynu vuruyor

56 Teknoloji-Kültür-sanat

58 İngilizce

34

16

24 28

Page 4: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

3

KÜNYE

MESS Adına SahibiTuğrul KudatgobilikYönetim Kurulu Başkanı

Yazı İşleri MüdürüAv. Hakan YıldırımoğluGenel Sekreter

Yayın KuruluDr. Aykut EnginAv. Erten CılgaAv. Mesut UlusoyAv. İlhan DoğanAv. Ender KızılrayDr. Tuba Yaman AydınAltan ÇetinkalFatih TokatlıÇisem Kılıç

Yazışma AdresiMESS Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası Merkez Mahallesi Geçit Sokak No: 2 34381 Şişli-İstanbulTel: 0212 232 01 04 (pbx)Faks: 0212 241 76 19

[email protected]

MESS İşveren Dergisi İnternet Adresi www.mess.org.tr

Yayın TürüYerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır.

Baskı TarihiMayıs 2014

Yazı ve resimler kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir. MESS İşveren dergisinin basımında geri dönüşümlü kağıt kullanılmaktadır.

ISSN 1300-9699

MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI YAYINIDIR • YIL: 51 • SAYI: 885 • MAYIS-HAZİRAN 2014

2014’te büyüme için

ihracat artışı

kritik öneme sahip

Rusya, Türk

yatırımcıları

heyecanlandırıyor

Tarihi başkent

Bursa’da geçmişe

yolculuk zamanı

YAYINA HAZIRLIK

Genel YönetmenGürhan Demirbaş

Genel Yönetmen YardımcısıEser Soygüder Yıldız

EditörSeher Karataş

Grafik Tasarım Eylem Aksünger

Fotoğraflar Gülhan Kırdı, Pınar Yanıkgil

İletişim / Yazı İşleri 0212 440 27 82 Pazarlama 0212 440 27 65 - [email protected]

Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. Globus Dünya Basınevi100. Yıl Mahallesi 34204 Bağcılar / İSTANBUL

Tel 0212 440 24 24

42

48

50

54

Page 5: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

4

Türkiye Ulusal Ajansı

tarafından koordine edilen

LDV Yenilik Transferi

Programı kapsamında,

Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası’nın (MESS)

yürütücülüğünde, MESS

Eğitim Vakfı’nın (MEV)

liderliğinde ve Dekra

Akademie (Almanya), ARIS

Formazione (İtalya), Türk

Metal Sendikası ve Şişli Teknik

MAS ECVET Projesi genel olarak ECVET’in otomotiv sektöründe uygulanmasını kolaylaştırarak bu sektörde değişen yeterlilik ihtiyaçlarının karşılanmasına, böylece sektörün Avrupa’daki

rekabet gücüne ve işgücünün istihdam edilebilirliğinin artırılmasına katkıda bulunmayı, spesifik olarak ise farklı ülkelerdeki bireylerin örgün, yaygın ve informal olmak üzere farklı

öğrenme yollarıyla edindikleri yeterliliklerin ve kredilerin şeffaflığını, transfer edilebilirliğini, doğrulanmasını ve tanınmasını destekleyerek ECVET uygulamasını geliştirmeyi hedefliyor. Bu

ECVET’İN OTOMOTİV

SEKTÖRÜNDE UYGULANMASI

amacına ulaştı

ve Endüstri Meslek Lisesi’nin

ortaklığıyla yürütülen

MAS ECVET Projesi’nin

Kapanış Konferansı 24 Şubat

2014 tarihinde Ankara’da

gerçekleştirildi.

Proje Kapanış Konferansı’na

MESS, Türk Metal ve MEV

yöneticileri, AB Türkiye

Delegasyonu temsilcileri,

Türkiye Ulusal Ajansı, Milli

Eğitim Bakanlığı (MEB),

Ankara’da Büyük Anadolu Otel’de 24 Şubat

tarihinde gerçekleştirilen MAS ECVET

Projesi Kapanış Konferansı’nın açılış

konuşmasını yapan MESS Yönetim Kurulu

Başkan Vekili ve TİSK Yönetim Kurulu

Üyesi Cenk Yöney, son yıllarda otomotiv

sektöründe yaşanan gelişmelere ve

ihtiyaçlara vurgu yaptı.

MAS ECVET Projesi Kapanış Konferansı

Page 6: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

5

bağlamda proje çıktıları, ECVET perspektifinde farklı mesleki eğitim ve yeterlilik sistemlerini bir araya getirmesi bakımından katma değer yaratarak ulusötesi işbirliği boyutuyla da transfer,

tanıma ve bireylerin öğrenme çıktılarının kredilendirilmesi ve Avrupa çapında biriktirilmesi bakımından ECVET sürecinin uygulanabilirliğine kanıt oluşturuyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik

Bakanlığı ile İŞKUR ve Mesleki

Yeterlilik Kurumu temsilcileri,

Avrupa Komisyonu ECVET

Ekibi uzmanları, proje

ortaklarının temsilcileri ve

uzmanları, mesleki ve teknik

eğitim kurumu yönetici ve

öğretmenleri, üniversite

öğretim görevlileri, işçi ve

işveren temsilcileri, mesleki

eğitim alanında faaliyet

gösteren vakıfların temsilcileri

ve Türk otomotiv sektörünün

önde gelen işletmelerinin

temsilcileri katıldı.

Büyük Anadolu Otel’de

gerçekleştirilen ve 200’den

fazla dinleyicinin katıldığı

Konferans’ın ilk açılış

konuşmasını MESS Yönetim

Kurulu Başkan Vekili ve

TİSK Yönetim Kurulu Üyesi

Cenk Yöney yaptı. Yöney

konuşmasında, otomotiv

sektöründe giderek sertleşen

küresel rekabet koşulları ile

insan sermayesi bağlamında

son yıllarda sektörde yaşanan

gelişmelere ve ihtiyaçlara

vurgu yaparak MESS’in meslek

standartları ve yeterlilikler

alanında yürüttüğü faaliyetler

hakkında bilgi verdi.

Ardından Türk Metal

Sendikası Genel Başkanı ve

Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul

Kavlak bir konuşma yaparak,

sektörde mesleki yeterliliklerin

ve belgelendirmenin

önemine değindi. AB

Türkiye Delegasyonu adına

bir konuşma yapan Mali

İşbirliği, Altyapı, Sosyal ve

Bölgesel Projeler Bölüm

Sorumlusu Javier Menendez

Bonilla ise son dönemde AB

ülkelerinde mesleki ve teknik

eğitim alanında gerçekleşen

gelişmeler ve yönelimler

hakkında bilgi vererek

AB’nin Türkiye’ye mesleki

eğitim ve insan kaynaklarının

geliştirilmesi konusundaki

desteğinin artarak devam

edeceğini vurguladı.

Açılış konuşmalarının

ardından MEV Genel Müdürü

Dr. Necdet Kenar katılımcılara

MAS ECVET projesini

tanıtarak, katılımcılara projede

gerçekleştirilen faaliyetler

hakkında bilgi verdi, projenin

uygulandığı iki yıllık sürede

proje ortaklarıyla birlikte

gerçekleştirilen çalışmaları ve

proje amaçları doğrultusunda

elde edilen çıktıları aktardı.

İki panel oturumunun

yapıldığı Konferansın

“Türkiye’de Kredi Transfer

Sisteminin Ulusal Politika

Boyutunun Değerlendirmesi”

adlı ilk paneli, MESS Genel

Sekreter Yardımcısı Dr. Aykut

Engin’in moderatörlüğünde

gerçekleştirildi. Panele Mesleki

ve Teknik Eğitim Genel Müdürü

Doç. Dr. Ömer Açıkgöz, AB

Türkiye Delegasyonu Eğitim

Sektör Yöneticisi Prof. Dr.

Mustafa Balcı, MYK Sınav ve

Belgelendirme Daire Başkanı

Mehmet Ordukaya konuşmacı

olarak katıldı. Türk Metal

Sendikası Eğitim ve Projeler

Koordinatörü Miray Vurmay

Güzel’in moderatörlüğünü

yaptığı ikinci panelde

ise konuşmacılar, “MAS

ECVET Projesi Sonuçları

Işığında, ECVET’in AB

Düzeyinde Katkılarının

Değerlendirilmesi”ne yönelik

sunum yapıp açıklamalarda

bulundular.

MESS Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve TİSK Yönetim Kurulu Üyesi

Cenk Yöney

Page 7: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

6

TUĞRUL kudatgobilik

B-20 İnsan Sermayesi Görev Gücü

Eşbaşkanlığı’na yeniden seçildi

TİSK ve MESS Yönetim

Kurulu Başkanı Tuğrul

Kudatgobilik, 2013 yılında

Rusya’nın G-20 ve B-20

Dönem Başkanlığı sırasında

B-20’nin “İstihdam ve İş

Yaratma” konularındaki

Görev Gücü’nde Eş Başkanlık

görevini üstlenmiş ve 5-6

Eylül 2013 tarihlerinde St.

Petersburg’da gerçekleştirilen

G-20 Zirvesinde işverenlerin

istihdam ve iş yaratma

konusuna ilişkin görüşlerini

G-20 Liderlerine sunmuştu.

2013 Aralık ayından itibaren

ise G-20 ve B-20 Dönem

Başkanlığını Avustralya

üstlendi. Avustralya Hükümeti

tarafından B-20 Başkanlığına

getirilen Richard Goyder ve

“B-20 İnsan Sermayesi Görev

Gücü” Başkanı Steve Sargent

da, Tuğrul Kudatgobilik’in

söz konusu Görev Gücü’nde

TİSK Başkanı sıfatıyla Eş

Başkan olarak devam etmesini

arzu ettiklerini bildirdiler.

Türkiye’den yalnızca TİSK’in

üyesi bulunduğu Uluslararası

İşverenler Örgütü IOE’nin

Genel Sekreteri Brent

Wilton'da Görev Gücü’nün

diğer Eş Başkanı olarak

görevlendirildi. TİSK Başkan

Vekili Erol Kiresepi de İnsan

Sermayesi Görev Gücü’nde

yine TİSK’i temsilen üye olarak

yer aldı.

B-20 İnsan Sermayesi Görev

Gücü çalışmalarına, 15 Ocak

2014 tarihinde telekonferansla

başladı. Steve Sargent’ın

başkanlığında gerçekleştirilen

telekonferansta “İnsan

Sermayesi Görev Gücü”nün

çalışma metodolojisi anlatıldı

ve üzerinde mutabakata

varıldı. Bu kapsamda Görev

Gücü’nün hazırlayacağı

tavsiyeler çerçevesinin analitik

altyapısının hazırlıkları,

Accenture firması tarafından

üstlenildi.

Görev Gücü’nün ilk fiziki

toplantısı 27 Şubat 2014

tarihinde Sydney’de icra edildi.

TİSK ve MESS Yönetim Kurulu

Başkanı Tuğrul Kudatgobilik’in

Steve Sargent ile birlikte

başkanlık yaptığı toplantıda

“işgücü talebinin artırılması,

işgücü arzının artırılması,

arz ve talebin daha iyi

uyumlaştırılması ve esnekliğin

artırılması” başlıkları altında

ortaya konan eylem önerileri

gözden geçirildi. 27 Şubat

2014 tarihindeki toplantıya

B-20 Sherpa’sı Robert Milliner

da katıldı. Toplantıdan önce

26 Şubat 2014 günü Görev

Gücü Başkanı Steve Sargent

tarafından katılımcılar

onuruna bir yemek

düzenlendi.

27 Şubat 2014 toplantısını

takiben Görev Gücü 12 Mart

2014 günü bir telekonferans

daha gerçekleştirdi. Bu

telekonferansla birlikte Görev

Gücü, yapacağı tavsiyeleri

önceliklendirme konusunda

önemli bir aşamaya ulaşmış

oldu.

Bu istikamette Görev Gücü bir

sonraki toplantısını 7 Nisan

2014’te yine telekonferans

üzerinden, 7 Mayıs 2014’te ise

fiziksel olarak Paris’te OECD

bünyesinde diğer üç Görev

Gücü ile birlikte gerçekleştirdi.

Görev Gücü, son fiziki

toplantısını 5 Haziran

2014 tarihinde Cenevre’de

Uluslararası Çalışma

Konferansı sırasında icra

edecek ve çalışmasını çeşitli

tarihlerde gerçekleştireceği

telekonferanslarla

tamamlayarak tavsiyeler

demetini 17-18 Temmuz

2014 tarihlerinde Sydney’de

düzenlenecek B-20 Zirvesi’nde

kamuoyuna sunmaya hazır

hale getirecek. B-20’nin bu

görüş ve önerileri de 15-16

Kasım 2014 G-20 Brisbane

Zirvesi’nde, G-20 Liderlerine

sunulacak.

TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul KudatgobilikSydney'de Görev Gücü'nün ilk fiziki toplantısında.

Görev Gücü’nün ilk fiziki toplantısı 27 Şubat 2014 tarihinde Sydney’de icra edildi. TİSK

ve MESS YÖNETİM KURULU Başkanı Tuğrul KUDATGOBİLİK’in Steve Sargent ile birlikte

başkanlık yaptığı toplantıda çeşitli başlıklar altında ortaya konan eylem önerileri

gözden geçirildi.

Page 8: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

7

FERROSH Projesi

Eğitici Eğitimi

gerçekleştirildi

Sendikamız MESS, Türk Metal

Sendikası, Hollanda Uygulamalı

Bilimsel Araştırmalar Kurumu

TNO ve Türkiye Halk Sağlığı

Kurumu’nun işbirliğiyle,

Hollanda Hükümeti MATRA

Fonu’ndan finanse edilen

“Türkiye’de Metal Sektöründe

İş Sağlığı ve Güvenliği İçin

Etkin ve Güvenilir Kaynakların

Kullanımı-FERROSH” başlığı

altında bir projeyi daha hayata

geçirdi.

Proje kapsamında Türkiye

Halk Sağlığı Kurumu’na bağlı

Toplum Sağlığı Merkezleri’nde

görev yapan uzman hekimler

ile MESS üyesi işyerlerinde

görev yapan iş güvenliği

uzmanları, işyeri hekimleri ve

çalışan temsilcilerine, metal

işkolunda iş sağlığı ve güvenliği

konularında eğitim veriliyor.

Bu şekilde metal sektörünün iş

sağlığı ve güvenliği koşullarına

ilişkin özel ihtiyaçlarının

daha iyi karşılanması ve aynı

zamanda bu kapasitenin

seçilmiş Toplum Sağlığı

Merkezleri’nde de yaratılarak

metal işkolunun daha nitelikli

hizmete erişiminin sağlanması

amaçlanıyor.

Bu amaca dönük eğitimler,

İstanbul, Ankara, İzmir,

Kocaeli ve Bursa illerinde,

Şubat-Nisan 2014 döneminde

gerçekleştirilecek olup

Eğiticilerin Eğitimi faaliyeti de

13-17 Ocak 2014 tarihlerinde

İstanbul’da Sendikamız Genel

Merkez Binası'nda düzenlendi.

Eğitim, Hollanda Uygulamalı

Bilimsel Araştırmalar

Kurumu (TNO) uzmanları

tarafından verilmiş olup,

eğitim programında Avrupa’da

kullanılan iyi uygulama

örneklerinin yanı sıra yetişkin

eğitimi teknikleri gibi eğitici

vasfı taşıyan kişilerin sahip

olması gereken yetkinliklere

de yer verildi. Eğitim sonunda

katılımcılara sertifikaları

takdim edildi. Eğitici Eğitimi

alan FERROSH eğitimcileri

aşağıdaki program dahilinde

beş ilde yaklaşık 150

katılımcıyı eğitecekler:

FERROSH Projesi, alan

eğitimlerinin tamamlanmasıyla,

31 Mayıs 2014 tarihinde sona

erecek.

Kadın İşçiler Büyük Kurultayı 19 yaşında

Ankara’da 8 Mart 2014 tarihinde Kadın İşçiler Büyük Kurultayı’nın

açılışına; Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TİSK ve MESS Yönetim

Kurulu Başkanı Tuğrul Kudatgobilik, TİSK Genel Sekreteri Bülent

Pirler, MESS Genel Sekreteri Av. Hakan Yıldırımoğlu, MESS Baş

Hukuk Müşaviri Av. Erten Cılga, MESS Ankara Bölge Temsilcisi Av.

Mesut Ulusoy, Haber-İş Sendikası Genel Başkanı Veli Solak, Denizciler

Sendikası Genel Başkanı Eyüp Kasap, Hava-İş Sendikası Genel Başkanı

Ali Kemal Tatlıbal, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma

Genel Müdür Yardımcısı Nurcan Önder, IndustriAll Sosyal Politika

Müdürü Sofya Canik, büyükelçiler ve elçilik temsilcileri katıldı.

Açılışta konuşan TİSK ve MESS Yönetim Kurulu Başkanı Tuğrul

Kudatgobilik, Türk Metal Sendikası’nın kadınlar için yaptığı çalışmalarını

takip ve takdir ettiğini belirterek, Kurultayın başarıyla geçmesini temenni

etti. Kudatgobilik konuşmasına şöyle devam etti: “Tarihin her döneminde

ekonomik ve toplumsal yaşamın bir yanını kadınlar, diğer yanını da

erkekler teşkil etmişlerdir. Nüfusun bir yarısı, en az diğer yarısı kadar

ekonomik hayata katkıda bulunmadıkça Türkiye’nin gelişmiş ülkelerle

olan kalkınma yarışında tam başarıyı yakalaması düşünülemez.”

8 Mart Dünya Kadın İşçiler Günü dolayısıyla Türk

Metal Sendikası’nın her yıl yüzlerce delegenin katılımı ile

gerçekleştirdiği Kadın İşçiler Büyük Kurultayı’nın 19’uncusu; Ankara Büyük Anadolu Otel’de

coşkuyla kutlandı.

ŞEHİR TARİH

Ankara 10-14 Mart 2014

İzmir 31 Mart-4 Nisan 2014

Kocaeli 14-18 Nisan 2014

İstanbul 26-30 Mayıs 2014

Bursa 26-30 Mayıs 2014

Page 9: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

8

Dekra Akademie (Almanya),

ARIS Formazione (İtalya), Türk

Metal Sendikası ve Şişli Teknik

ve Endüstri Meslek Lisesi’nin

ortaklığıyla yürütülen MAS

ECVET Projesi kapsamında

düzenlenen “Ulusal ECVET

Çalıştayı”, MESS İstanbul

Merkez Binası'nda yapıldı.

“Türkiye’de Yaşam Boyu

Öğrenmeyi Desteklemek Üzere

ECVET Uygulanabilirliğini

Geliştirmek” başlığı altında

gerçekleştirilen Çalıştay, Avrupa

Komisyonu ECVET Ekibi

tarafından da uzman sağlanarak

desteklendi.

Çalıştaya, Milli Eğitim Bakanlığı

(MEB) Hayat Boyu Öğrenme

Genel Müdürlüğü ve Mesleki ve

Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü

temsilcileri ile İstanbul İl Milli

Eğitim Müdürlüğü ve bazı Milli

Eğitim ilçe müdürlüklerinin

temsilcileri, mesleki ve teknik

eğitim kurum yönetici ve

öğretmenleri, üniversite öğretim

görevlileri, Mesleki Yeterlilik

Kurumu (MYK) temsilcileri, işçi

ve işveren kesimi temsilcileri ile

mesleki eğitim alanında faaliyet

gösteren vakıfların temsilcileri

ve Türk otomotiv sektörünün

önde gelen işletmelerinin

temsilcilerinden oluşan yaklaşık

40 uzman katıldı.

Sektör, ECVET’in

faydalarını tartıştı

Birinci gün gerçekleştirilen

sunumların ardından Çalıştay

katılımcıları “Türk metal

sektörü yeterliliklerinde ECVET

uygulaması ile elde edilecek

faydalar ve karşılaşılabilecek

güçlükler” başlığını tartışmak

üzere gruplara ayrıldı. Farklı

paydaşların temsilcileri

ile oluşturulan gruplar,

gerçekleştirdikleri beyin fırtınası

ile ECVET’in getireceği faydalar

ile karşılaşılacak güçlükleri

tartıştı. Son oturumda ise grup

temsilcileri söz alarak, kendi

gruplarında beklenen olası

fayda ve zorlukları Çalıştay

katılımcılarına sundu.

Çalıştayın ikinci günü, MESS

Eğitim Vakfı (MEV) Genel

Müdürü Dr. Necdet Kenar’ın

proje hedeflerini ve bugüne

kadar gerçekleştirilen çalışmaları

aktardığı kısa konuşma ile

başladı. Açılışın ardından

Çalıştay katılımcıları, ECVET

ekibi nezaretinde iki gruba

ayrılarak ECVET’in Türkiye’de

uygulanması ile elde edilmesi

planlanan temel kazanımları ve

ECVET’in uygulanabilmesi için

işbirliği yapması gereken sosyal

paydaşları tartıştı. Grupların

kendi içinde gerçekleştirdiği

tartışmanın ardından elde

edilen sonuçlar, tüm katılımcılar

ve ECVET takımı üyeleri ile

değerlendirildi.

Türkiye Metal

Sanayicileri

Sendikası’nın

(MESS)

yürütücülüğünde

ve MESS Eğitim

Vakfı’nın (MEV)

liderliğinde

hayata geçirilen

MAS ECVET Projesi

kapsamında 20-

21 Ocak 2014

tarihlerinde

“Ulusal ECVET

Çalıştayı”

DÜZENLENDİ.

Ulusal ECVET

Çalıştayı, başarıyla yapıldı

Page 10: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

9

“Patlamadan

Korunma Dokümanı”

hazırlama eğitimleri

MESS, “Çalışanların Patlayıcı Ortamların

Tehlikelerinden Korunması Hakkında

Yönetmelik”TE düzenlenen, patlamadan

korunma dokümanı hazırlanmasıyla ilgili

eğitimler düzenledi.

Çalışanların Patlayıcı Ortamların

Tehlikelerinden Korunması

Hakkında Yönetmelik, 30 Nisan

2013 tarih ve 28633 sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe girdi. Yönetmelik gereği,

“Patlamadan Korunma Dokümanı”

hazırlanması gerekiyor.

Bu doküman olası patlamaların

önlenmesi amacıyla hazırlanan,

teknik ve organizasyonel

çalışmaları içeren; işyerlerinin

üretim yöntemine, kullanılan

maddeler ve ekipmanlara göre

patlama ile ilgili tehlikelerin

değerlendirme sonuçlarına göre

mevcut ve alınması gereken

tedbirlerin belirlendiği bir belge.

Üyelerinin iş sağlığı ve güvenliği

çalışmalarına katkıda bulunmak,

sektörün güçlü yapısını desteklemek

amacıyla, Patlamadan Korunma

Dokümanı hazırlama eğitimleri

başlatan MESS; 25-26 Şubat, 27-28

Şubat 2014 tarihlerinde İstanbul’da,

3-4 Mart 2014 tarihlerinde İzmir’de

ve 6-7 Mart 2014 tarihlerinde

Bursa’da iki günlük eğitimler

düzenledi.

Uzgur Mühendislik ve Müşavirlik

firmasından Serdar Uzgur'un verdiği

eğitimlerde; patlama koşulları ve

çeşitliliği, ateşleme kaynakları ve

kontrolü, patlayıcı-yanıcı maddelerin

bulunduğu ortamın planlanması,

tehlikeli alan sınıflandırmaları ve

zone haritalarının oluşturulması,

direkt örnek temelli yaklaşım,

risk temelli yaklaşım, noktasal

kaynaklı risk temelli yaklaşım,

standart hesaplamalar ve elde edilen

sonuçların yorumlanması hakkında

ayrıntılı bilgi verildi.

TS EN 60079 standartları ve ilgili

uluslararası standartlar (NFPA,

BS) dikkate alınarak hazırlanan

eğitimlerde, grup çalışmaları

yapılarak örnek zone haritaları

oluşturuldu ve ilgili hesaplamalar

yapıldı. Dört grup halinde, toplam

81 kişinin katıldığı eğitimler

başarıyla tamamlandı.

İş güvenliği

uzmanlık eğitimleri

tamamlandı

2 Ağustos 2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan 6495 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde

Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun

ile 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda bazı

değişikler yapıldı. Yapılan değişiklikle, iş güvenliği

uzmanlığı belgesi olanların gerekli şartları taşımaları

halinde daha üst sınıflarda belge alabilmeleri için doğrudan

sınava girebilmelerine imkân tanındı.

Konunun uygulama usul ve esasları ise 11 Ekim 2013 tarih

ve 28792 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe

giren İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk

ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik

Yapılmasına Dair Yönetmelik ile belirlendi. Mevzuat

değişikliği sonrasında sınıf yükseltme sınavları 21 Aralık

2013 ve 23 Şubat 2014 tarihlerinde Çalışma ve Sosyal

Güvenlik Bakanlığı’nca yapıldı. Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası (MESS) da üyelerinin eğitim ihtiyaçlarını

dikkate alarak, 10-11 Aralık 2013 ve 13-14 Şubat 2014

tarihlerinde iki günlük ücretsiz eğitimler düzenledi.

MESS öncülüğünde kurulan MESS Eğitim Vakfı’nın

(MEV) eğitmenleri tarafından verilen eğitimler yoğun talep

gördü. Sınav müfredatı konularına ilişkin özet bilgilerin

verildiği, deneme sınavlarının yapıldığı eğitimler başarıyla

tamamlandı.

Mess, İş Sağlığı ve Güvenliği

Kanunu’ndaki değişiklikle

birlikte, üyelerinin ihtiyaçları

doğrultusunda, iş güvenliği

uzmanlığı sınıflararası yükseltme

sınavlarına hazırlık eğitimleri

düzenledi.

Page 11: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

10

Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası Eğitim Vakfı

(MEV) ve Türkiye İnsan

Yönetimi Derneği (PERYÖN),

çalışma hayatının en önemli

konularından endüstri

ilişkileri alanında yetişmiş

insan gücü ihtiyacına yanıt

vermek üzere bir araya

geldi. MEV ve PERYÖN

işbirliğinin ilk ürünü

“Endüstri İlişkileri Uzmanlık

Eğitim Programı” oldu.

Programla, işletmelerdeki

insan kaynakları yöneticisi

ve uzmanlarının, endüstri

ilişkilerinin dinamiklerine

uyum sağlamaları amacıyla

daha donanımlı hale

getirilmesi hedefleniyor.

Programla ilgili imzalar, 19

Mart 2014’te MESS Merkez

Binası’nda düzenlenen

toplantıda atıldı. Toplantıya

katılan MEV Genel Müdürü

Dr. Necdet Kenar, bir

önceki PERYÖN Başkanı

Yiğit Oğuz Duman, MESS

Genel Sekreteri ve MEV

Yönetim Kurulu Üyesi Av.

Hakan Yıldırımoğlu ile

PERYÖN Genel Sekreteri

Özlem Helvacı Kılıç, imza

töreninden önce yaptıkları

konuşmalarda programla

ilgili bilgi verdi.

Eğitim programının

amacının, katılımcıların

endüstri ilişkilerinin

dinamiklerine uyum

sağlaması için daha

donanımlı hale getirilmesi

olduğunu belirten Av.

Hakan Yıldırımoğlu, hedef

kitlenin, işletmelerdeki

insan kaynakları yöneticisi

ve uzmanları ile bu alanda

uzmanlaşmak isteyen

çalışanlar olduğunu anlattı.

Program sonunda uzman

ve yöneticilerin, endüstri

ilişkileri konusunda güncel

mevzuatı ile yöntemleri

bileceğini ve ilişkileri

yürütebileceğini dile getiren

Yıldırımoğlu, “Eğitim

programı çalışma hayatının

değişen koşullarına uygun

hazırlandı. Programda

yer alan 13 ders, amaçlar

doğrultusunda konunun

uzmanları tarafından

belirlendi. Dersler; iş

hukuku, sendikalar ve

TİS hukuku, iş sağlığı

ve güvenliği, ücret ve iş

değerlendirmesi sistemi,

endüstriyel psikoloji gibi

bilgi içeren teknik konuların

yanı sıra müzakere ve iletişim

becerileri, stratejik düşünme

ve karar alma becerisi gibi

beceri ve yetkinlik geliştiren

konulardan oluşuyor.

Ders içerikleri ise uzman

eğitimciler tarafından

amaca yönelik hazırlandı.

İçeriklerde hukuk ve

mevzuata yönelik bilgilerin

yanı sıra uygulamaya

yönelik bilgiler yer alıyor.

Eğitimciler konunun

uzmanı akademisyenler

ile saha deneyimi olan

profesyonellerden oluşuyor.

Dersler sınıf anlatımının yanı

sıra örnek olay incelemesi,

pratik çalışma ve panellerden

oluşuyor” diye konuştu.

Bir önceki PERYÖN Başkanı

Yiğit Oğuz Duman da bir

konuşma yaparak, üyelerden

gelen talepler ve çalışma

hayatına ilişkin gözlemler

sonucunda, endüstri

ilişkileri alanında nitelikli

eleman ihtiyacının arttığını

gözlemlediklerini ifade etti.

Duman, “Bu ihtiyaca en iyi

yanıtı vermek üzere sanayide

MEV ve PERYÖN, “Endüstri

İlişkileri Uzmanlık

Eğitim Programı” başlattı

Türkiye’de istihdama katkı sağlayan öncü çalışmalara imza atan Türkiye Metal

Sanayicileri Sendikası Eğitim Vakfı (MEV) ve Türkiye İnsan Yönetimi Derneği (PERYÖN),

endüstri ilişkileri alanında yetişmiş insan gücü ihtiyacına yanıt vermek üzere,

“Endüstri İlişkileri UZMANLIK EĞİTİM Programı”nı hayata geçirdi. 22 Mart 2014'TE

İstanbul’da başlatılan programa ilgi yoğun.

PROGRAMIN EĞİTİMCİLERİEndüstri İlişkileri Uzmanlık Eğitimi; değerli akademisyenler Prof. Dr. Nahit Serarslan, Prof. Dr. Ömer Ekmekçi, Prof. Dr. Serkan Odaman, Prof. Dr. Levent Akın, Doç. Dr.

Erdem Özdemir, Doç. Dr. Pınar Özer Süral, Doç. Dr. Özlem Doğan, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Sevimli, Yrd. Doç. Dr. Arzu Arslan Ertürk, Yrd. Dr. Özgür Hakan Çavuş ile saha

deneyimine sahip uzmanlar Ph. D. Gamze Arman İncioğlu, Şakir Gülsever, Taylan Özgür Çelik, Levent Köseoğlu, Ramazan Yıldız, Petek Çakalöz, Perihan Yılmaz, Ergün

Karakaya ve MESS’ten Av. Erten Cılga, Av. Mesut Ulusoy, Av. İlhan Doğan, Av. Ender Kızılray, Altan Çetinkal, Av. Şeyda Aktekin, Av. Nağme Hozar, Av. Selçuk Kocabıyık, Av.

Vahap Ünlü, Av. Uygar Bostancı ile Ayça Erkut’tan oluşan geniş bir eğitimci kadrosu tarafından veriliyor.

Page 12: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MESS’ten haberler

11

işgücü eğitimi alanında lider

ve endüstri ilişkileri eğitimleri

alanında deneyimli kurumlar

MESS ve MEV ile bir araya

geldik” dedi.

NiTelikli uzmanlar

yetiştirilecek

Endüstri İlişkileri Uzmanlık

Eğitim Programı’nın

içeriğinden söz eden

Duman, konuyla ilgili

şunları söyledi: “Program,

endüstriyel ilişkiler alanında

çalışan akademisyenler

ve saha deneyimine sahip

uzman bir ekip tarafından

hazırlandı. MESS ve MEV

ile birlikte insan kaynakları

yönetici ve uzmanlarını

ve bu pozisyonlara aday

profesyonelleri, endüstri

ilişkileri konusunda daha

donanımlı ve etkili hale

getirmeyi hedefledik. Bu

EĞİTİM PROGRAMI ÇALIŞMA HAYATININ DEĞİŞEN KOŞULLARINA UYGUN HAZIRLANDI. PROGRAMDA YER ALAN 13 DERS, AMAÇLAR DOĞRULTUSUNDA KONUNUN UZMANLARI TARAFINDAN BELİRLENDİ.

programdan yetişecek

endüstri ilişkileri uzmanları,

sektörün nitelikli eleman

ihtiyacına yanıt verirken,

istihdamın, çalışan-işveren

ilişkilerinin ve çalışma

koşullarının iyileşmesine de

katkıda bulunacak.”

MEV Genel Müdürü Dr.

Necdet Kenar ise, programla,

ülkemizde eksikliği

hissedilen endüstri ilişkileri

uzmanı ve yöneticilerinin

yetiştirilmesine destek

vermek istediklerini

vurguladı. İK yönetiminin

işletmelerde gittikçe

önem kazandığını, İK

yönetimi konusunda yeni

teknikler geliştirilerek

İK profesyonellerinin bu

konularda uzmanlaştığını

söyleyen Kenar, “Ancak bu

olumlu gelişme endüstriyel

ilişkiler alanında oldukça

sınırlı. Eğitim programımız

buna çözüm getirmeyi

amaçlıyor” dedi.

Eğitim programının çalışma

hayatının değişen koşullarına

uygun hazırlandığını belirten

Kenar, programa MESS üyesi

işyerlerinden 140 kişinin

başvurduğunu açıkladı.

İstanbul dışında Bursa’dan

da yoğun talep olduğunu

söyleyen Kenar, İstanbul’dan

sonra Bursa, İzmir,

Ankara’da da programın

hayata geçirileceğini, sanayi

merkezlerinden Gaziantep

ve Kayseri’den, hatta Trakya

bölgesinden de gelecek

talepler doğrultusunda

programı oralara da

götüreceklerini anlattı.

Sınıflar 20-25

kişilik olacak

Öncelikle MESS üyesi

işyerlerinde çalışanların

katılabildiği program 52 saat

olacak ve bir ay sürecek.

İlk olarak, 22 Mart 2014

tarihinde MESS Merkez

Binası’nda başlatılan

program, salı ve cumartesi

günleri yapılacak. Programa

birkaç turdan sonra, MESS

üyesi bir işyerinde ya da

herhangi bir işyerinde

çalışmasa da hedefler

doğrultusunda gelen herkes

kabul edilecek. 20-25 kişilik

sınıflarda gerçekleştirilecek

program, kapsamlı teorik

bilgiler yanında pratiğe

yönelik uygulamalar da

içerecek. Programı bitirenler,

PERYÖN ve MEV imzalı bir

sertifika alacak. Programa

MESS ve TİSK üyesi

işletmelerde çalışanlar ve

PERYÖN üyeleri indirimli

olarak katılabilecek.

Page 13: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üyelerden

12

Otokar COBRA’ya

yeni BM Barış Gücü

görevi

Koç Topluluğu şirketlerinden

Otokar, dünya çapında kabul

görmüş, modern orduların

tüm ihtiyaçlarına cevap

verebilecek yapı ve özelliklerde

tasarlanmış COBRA aracı ile

önemli bir siparişe daha imza

attı. Yedek parça ve kullanıcı

eğitimleri dahil 24,6 milyon

USD tutarındaki siparişe

konu olan araçların Birleşmiş

Milletler (BM) barış güçlerinde

kullanılacağı açıklandı.

Otokar’ın Türkiye’nin en

büyük özel sermayeli savunma

şirketi olduğunu belirten

Otokar Genel Müdürü Serdar

Görgüç, “Yüzde yüz Türk

sermayeli milli bir şirket olarak

tasarladığımız ve ürettiğimiz

ürünleri ihraç etmenin gururunu

yaşıyoruz. Bugün Türk Silahlı

Kuvvetleri’nin en büyük kara

araçları tedarikçisi olmamızın

yanı sıra araçlarımız beş kıtada

30’a yakın ülkede kullanılıyor.

Özellikle COBRA aracımız kendi

sınıfında dünyada rakipsiz bir

araç, şu anda 15 ülke gücünde

aktif olarak hizmet veriyor.

COBRA’nın başarılı performansı

yeni siparişler için referans

oluyor. Yeni aldığımız sipariş

de mevcut bir kullanıcımız

tarafından BM Barış Gücü’nde

kullanılmak üzere verildi” diye

konuştu.

Otokar’ın 2013 yılını çok iyi

geçirdiğini ve 2014 yılı ilk

çeyreğinde de böyle bir sipariş

almaktan dolayı çok mutlu

olduklarını belirten Görgüç,

“2013 yılında yüzde 40’lık

rekor bir büyüme elde ettik. 50.

yılımızı kutladığımız 2013’te

117 milyon dolarlık ihracat

gerçekleştirdik. Otokar olarak

son beş yıldır ciromuzun yüzde

4’e yakın kısmını AR-GE’ye

ayırıyoruz. 2013 yılı AR-GE

harcamamız da yaklaşık 50

milyon TL olarak gerçekleşti.

Türkiye’nin en fazla patent

başvurusu yapan ilk 20 firması

arasında yer alıyoruz. Geçtiğimiz

günlerde otomotiv alanında en

başarılı AR-GE Merkezi ödülünü

aldık. Kendi teknolojimizi

geliştirerek ürünlerimizde yerli

ve milli kimlik özelliklerini

koruma vizyonu ile savunma

sanayisinde ülkemizin dışa

bağımlılığını azaltmayı

hedefliyoruz” dedi.

ERDEMİR Grubu’ndan

rekor kâr

Toplam varlıkları bakımından

Türkiye’nin en büyük sanayi

şirketlerinden biri olan

ERDEMİR Grubu, 2013 yılı

konsolide finansal sonuçlarını

açıkladı. Geçtiğimiz yıl dünya

çelik sektöründe yaşanan

daralmaya rağmen satış

miktarını bir önceki yıla göre

yüzde 3 artıran ERDEMİR

Grubu’nun, 2013 yılı toplam

nihai ürün satışı 7,7 milyon ton

oldu. Finansal sonuçlar ile ilgili

değerlendirme yapan ERDEMİR

Grubu Yönetim Kurulu Başkanı

Ali Pandır, önümüzdeki

dönemde daha fazla ihracat

hedeflediklerini söyledi.

Satışlarının 6,3 milyon tonunu

yassı, 1,4 milyon tonunu uzun

ürün olarak gerçekleştiren

ERDEMİR Grubu’nun 2013

yılı net satış gelirleri 5,1 milyar

dolara ulaştı. 2013 yılında

net dönem kârını, geçen yılın

aynı dönemine göre yüzde 92

artırarak 484 milyon dolar (920

milyon TL) olarak açıklayan

ERDEMİR Grubu, dünyada

halka açık çelik şirketleri

arasında en kârlı şirketlerden

biri oldu. Grubun faiz ve vergi

öncesi kârı (FAVÖK) 987

milyon dolar ve FAVÖK marjı da

yüzde 19,2 olarak gerçekleşti.

ERDEMİR Grubu’nun, 2013 yılı

net kâr marjı ise, bir önceki yıla

göre yaklaşık 5 puan yükselişle

yüzde 9,4 oldu.

Dünya Çelik Birliği’nin

(worldsteel) 2012 yılı ham

çelik üretim raporlarına göre;

dünyanın en büyük 35. çelik

üreticisi olan ERDEMİR Grubu,

Avrupa Birliği ülkeleri arasında

ise 4. sırada yer alıyor. Grup,

2013 yılında 6,4 milyon ton

yassı ürün, 1,4 milyon ton

uzun ürün üreterek Türkiye

ekonomisine katkı sağlamayı da

sürdürdü. ERDEMİR Grubu’nun

sıvı çelik üretim miktarı bir

önceki yıla göre yüzde 5 artarak

8,4 milyon ton olurken, Grup,

2013 yılında üretim miktarını

bir önceki yıla göre yüzde 4

artırarak, 6,4 milyon tonu

yassı ve 1,4 milyon tonu uzun

ürün olmak üzere toplam 7,8

milyon ton nihai ürün üretimi

gerçekleştirdi.

Alarko Carrıer

2013’te ihracatını

artırdı

Isıtma, havalandırma ve hava

koşullandırma sektöründe

faaliyet gösteren Alarko Carrier,

küresel ve yerel pazarlardaki

ekonomik dalgalanmalara

rağmen, iç pazar ve ihracatta

elde ettiği sonuçlarla kârlılığını

korudu. 2013 yılında cirosu

370 milyon TL’ye yükselen

Alarko Carrier, 2012’ye göre

yüzde 34 artışla yaklaşık 35

milyon TL net kâr elde etti.

Cirosunun yüzde 10’undan

fazlasını ihracattan sağlayan

Alarko Carrier, geçen yıl 51

milyon TL tutarında ihracat

yaptı. Yurtdışındaki önemli

projelerin çözüm ortağı olarak

dikkat çeken şirket, 2013’te

Avustralya’dan Nijerya’ya,

Almanya’dan Özbekistan’a tam

51 ülkeye ihracat gerçekleştirdi.

Alarko Carrier Genel Müdürü

Önder Şahin, “Yurtiçi ve

yurtdışında ekonomik açıdan

hareketli bir yılı geride bıraktık.

Ekonomik dalgalanmalara

rağmen iklimlendirme

sektörü geçen yıl yüzde 10,7

büyüyerek, 4 milyar 200 milyon

dolarlık ihracat gerçekleştirdi.

Alarko Carrier da 2013’teki

Page 14: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üyelerden

13

zorlu rekabet şartlarına rağmen

büyümesini sürdürdü. 2014

zor bir yıl olacak, ancak Alarko

Carrier’ın sektöründeki güçlü

duruşu, olumsuzluklardan

etkilenmememizi sağlayacak.

Gebze fabrikamızdan Rusya,

Avustralya, Körfez ülkeleri,

Kenya ve Fransa gibi çok sayıda

ülkeye ihracat yapacağız” diye

konuştu.

Arçelik’e “İnovasyon

Liderliği” ödülü

Türkiye İhracatçılar Meclisi

(TİM) tarafından, inovasyonun

önemine dikkat çekmek

amacıyla, bu sene ikincisi

düzenlenen “Türkiye İnovasyon

Haftası”nda, “İnovasyon

Liderliği” ödülüne Arçelik layık

görüldü. Koç Holding A.Ş.

Yönetim Kurulu Üyesi Ali Y.

Koç, ödülü Başbakan Recep

Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı.

Ali Y. Koç, “Geçtiğimiz

yıl İnovasyon Haftası’nda

‘Türkiye’nin En İnovatif Şirketi’

ödülüne layık görülen Arçelik,

bu yıl da inovasyon alanındaki

istikrarlı çalışmalarını

“İnovasyon Liderliği” ödülü ile

taçlandırdı. Bu değerli ödül,

Türkiye’nin en çok AR-GE

harcaması yapan topluluğumuz

ve Arçelik’in hayata geçirdiği

başarılı inovasyon çalışmalarının

gördüğü takdirin somut

bir göstergesidir. Güçlü bir

Türkiye ve güçlü bir ekonomi

için inovasyonun önemini,

ekonominin tüm aktörlerinin

kavraması çok önemli. Bugün

dünyada büyük sıçrama yapan

kuruluşlar istisnasız olarak

başarılarını inovasyon güçlerine,

araştırma ve geliştirmeye

yaptıkları yatırıma borçlular”

dedi.

“İnovasyon Liderliği”

ödülünü almaktan duyduğu

memnuniyeti dile getiren

Ali Y. Koç, Türkiye’nin

patent şampiyonu Arçelik’in,

inovasyonu sadece ürünlerle

sınırlandırmadığını, tüm

süreçlerde inovatif yaklaşımları

hayata geçirdiğini belirterek

sözlerini şöyle sürdürdü:

“İnovasyon koşusunda

Arçelik’in geldiği nokta hem

topluluğumuz hem de ülkemiz

adına gurur verici. Koç

Topluluğu olarak inovasyon

ile ilgili farkındalığımızı her

yeni günde daha da artırarak

topluluğumuzun sürdürülebilir

başarısında, inovasyondan

daima kaldıraç olarak

yararlanacağız.”

Çelik Halat

çalışanlarına tavan

vinci eğitimi

Tel ve halat üreticisi Çelik

Halat’ın üretiminde çalışan

tüm personel, 2013 yılında

altı ay boyunca Halk Eğitim

Merkezi’nde, kapsam içi ve

kapsam dışı gruplar halinde

tavan vinci eğitimi aldı.

Çelik Halat ayrıca, ayda

birkaç kere düzenlediği kültür

etkinliklerinden sonuncusunu

6 ve 13 Mart 2014 tarihlerinde

gerçekleştirdi. Çelik Halat

çalışanları, hep birlikte tiyatro

oyunu Küheylan ve Töre’ye

giderek, keyifli bir oyun

izleme fırsatı buldu. Çelik

Halat, çalışanları için bu tür

etkinlikleri yapmaya devam

edecek.

Bosch Fren

Sistemleri, yeni

fabrikasının

temellerini attı

Dünyanın önde gelen

teknoloji ve hizmet sağlayıcısı

Bosch, 1975 yılından bu

yana Bursa’dan dünyaya fren

sistemleri üreten Bosch Fren

Sistemleri Sanayi ve Ticaret

A.Ş.’nin yeni fabrikasının

temellerini attı. Temel atma

törenine Bursa Valisi Münir

Karaloğlu, Bursa Ticaret ve

Sanayi Odası (BETSO) Başkanı

İbrahim Burkay, Bosch Türkiye

Temsilcisi Steven Young’ın

yanı sıra, Bosch Fren Sistemleri

Yönetim Kurulu Başkanı

Frieder Megerle ve Bosch Fren

Sistemleri Fabrikası Genel

Müdürü Metin Kartal katıldı.

Türkiye pazarına sunduğu

ürünlerin yanı sıra Hindistan,

Brezilya, İtalya, İspanya

ve Rusya’ya ihracat yapan

Bosch Fren Sistemleri,

yeni fabrikasıyla, otomotiv

sektöründe yaşanacak olası

talep artışına paralel olarak

kapasitesini ve üretim adedini

artırabilecek. 19 bin 300

metrekarelik açık, 8 bin

metrekarelik kapalı alana

kurulacak yeni fabrika ile

Bosch, fren sistemlerindeki

kapasitesini artırabilecek. 2015

yılı başında faaliyete geçmesi

planlanan yeni fabrika ile

Bosch Fren Sistemleri Sanayi

ve Ticaret A.Ş., otomotiv

sektöründe yaşanabilecek olası

talep artışı paralelinde, yıllık

üretim adetini yükseltebilecek.

Bosch Fren Sistemleri, yeni

yatırımla birlikte, üretiminin

yüzde 71’ini Türkiye pazarına

yaparken, Hindistan, Brezilya,

İtalya, İspanya ve Rusya’ya

gerçekleştirdiği ihracata devam

edecek.

ÇİMSATAŞ’a

iki ödül birden

2008 yılında ÇİMSATAŞ’ın

müşteri portföyüne giren Knorr-

Bremse firması, ÇİMSATAŞ’ı,

2013 yılının “En İyi Gelişme

Gösteren Tedarikçi”si seçti.

20 Kasım 2013 tarihinde

Almanya’da düzenlenen yan

sanayi gününe ÇİMSATAŞ adına

Dış Satış Şefi Doğan Bozada

katılarak firma yetkililerinden

ödülü aldı. ÇİMSATAŞ’a bir de

Oyak Renault’dan ödül geldi.

“Kalite, Maliyet ve Teslimat”

kriterleri göz önüne alınarak

verilen “Oyak Renault Yan

Sanayi Başarı Ödülü” bu sene

ÇİMSATAŞ’a verildi. Şirket

adına ödülü Genel Müdür A.

Zafer Müftüoğlu, Oyak Renault

eski Genel Müdürü Tarık

Tunaoğlu’dan aldı.

OTOKAR, ERDEMİR, ALARKO, ARÇELİK, ÇELİK HALAT, BOSCH, ÇİMSATAŞ

Page 15: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üyelerden

14

İhracatın en parlak

yıldızı Demisaş, emin

adımlarla ilerliyor

İhracattaki başarısı her

sene tescillenen Demisaş,

2013 yılında gerçekleştirdiği

ihracat rakamları ile bir kez

daha İstanbul Maden ve

Metaller İhracatçı Birlikleri’nin

(İMMİB) yıldızlarından biri

oldu. İMMİB’nin her yıl

düzenlediği “İhracatın Yıldızları

Ödülleri” kapsamında Demisaş,

“demir çelik döküm mamül”

kategorisinde birinciliği aldı.

Türkiye’nin toplam ihracatının

yaklaşık yüzde 30’unu

gerçekleştiren altı birliği

bünyesinde toplayan İMMİB,

bu başarıya imza atan yıldız

şirketlerini ödüllendirdi.

İMMİB’nin bu yıl yedincisi

düzenlenen ödül töreninde

Demisaş adına ödülü, Ekonomi

Bakanı Nihat Zeybekci’den alan

Demisaş Genel Müdürü Hakan

Yaşar, konuya ilişkin şöyle

konuştu:

“Sektöre yeni soluk getirmeye

ve sektörün gelişmesi,

derinleşmesi için farklı alanlarda

çalışmalar üretmeye çalışıyoruz,

üniversitelerle işbirliği içinde

projeler yürütüyoruz, ilgili

meslek odalarının karar

mekanizmalarında aktif rol

alıyoruz. Bütün bu çabalarımızın

bir sonucu olarak da uluslararası

pazardaki konumumuzu

her geçen gün daha da

sağlamlaştırıyoruz. Bu anlamda

ürettiğimiz parçalara katma

değer kazandırmak amacıyla

2012 yılında başlattığımız

talaşlı imalat yatırımımıza ve

su sistemleri ile ağır vasıta

sektörlerinde yakaladığımız

büyümeye paralel olarak, 2013

yılında ihracat rakamlarımızı

önemli ölçüde artırdık.

Hedefimiz 2014 yılında

bu büyümeyi artırmak ve

Türkiye’nin ihracat hedeflerine

daha büyük katkılarda

bulunmak.”

Yazakı, Çayönü

İlköğretim Okulu’na

kütüphane yaptırdı

Yazaki Wiring Technologies

Sosyal Sorumluluk Projeleri

Ekibi, Mudanya’nın Çayönü

Köyü’ndeki Çayönü İlköğretim

Okulu’na tam kapsamlı

bir kütüphane yaptırdı.

Kütüphanenin açılışı Yazaki

Wiring Technologies Genel

Müdür Metin Türk tarafından

yapıldı. Açılış töreninde okulun

müdürü, öğretmenler, öğrenciler

ile Yazaki çalışanları bir araya

gelerek, Mudanya’ya büyük

katkısı olacak kütüphaneyle

ilgili mutluluğu paylaştı.

Ambalaj devinden

Assan Alüminyum’a

ödül

Assan Alüminyum, Avrupa’nın

lider ambalaj üreticilerinden

Plus Pack tarafından bir kez

daha “Yılın En İyi Tedarikçisi”

seçildi. Geçtiğimiz senelerden

farklı olarak, bu yıl sadece

alüminyum alanında değil,

Pluspack’ın tüm tedarikçileri

arasından ürün ve hizmet

kalitesiyle ön plana çıkan

Assan Alüminyum, son dört

yıldır bu unvanı kimseye

kaptırmıyor.

Assan Alüminyum’un Plus

Pack nezdinde en iyi tedarikçi

olarak gösterilmesinde, müşteri

ve çözüm odaklı hizmet

anlayışı önemli rol oynuyor.

Assan Alüminyum, müşteri

ihtiyaçlarına kısa sürede yanıt

vermesi, teslimatları zamanında

ve eksiksiz gerçekleştirmesi,

sürekli gelişim sergilemesi ve

herhangi bir teknik talebe en

etkili çözümü sunması ile Plus

Pack’in ilk tercihi oldu. Ödülü

Assan Alüminyum adına Kibar

Holding Yönetim Kurulu Üyesi

Haluk Kayabaşı aldı.

Bursa, yeni eğitim

yuvası Tofaş Fen

Lisesi’ne kavuşuyor

Türk otomotiv sektörünün

öncülerinden Tofaş, Bursa’da

hayata geçirilecek Tofaş Fen

Lisesi projesini, düzenlediği

toplantıda basın mensuplarıyla

paylaştı. Fen Lisesi’nin değer

verdikleri bir proje olduğunu

belirten Tofaş CEO’su Kamil

Başaran, Bursa Valisi Münir

Karaloğlu, Demirtaş Organize

Sanayi Bölgesi (DOSAB) Başkanı

Ferudun Kahraman ve Bursa

İl Milli Eğitim Müdürü Atilla

Gülsar’ın katıldığı toplantıda,

proje hakkında bilgi verdi.

DOSAB’ın 2012 yılı sonunda

başladığı ve Tofaş’ın katkılarıyla

hayata geçirilecek fen lisesi

inşaatının, ağustos ayında

tamamlanarak Milli Eğitim

Bakanlığı’na teslim edileceğini

açıkladı. 2014-2015 öğretim

yılında eğitime başlayacak Tofaş

Fen Lisesi, Nilüfer ilçesinin

Özlüce mevkiinde yer alıyor.

Toplam 12 bin 257 metrekarelik

alanda 16 derslik, 280 kişi

kapasiteli 70 yurt odası ve bir

spor salonu bulunacak lisede,

384 öğrencinin eğitim görmesi

planlanıyor.

Konuyla ilgili bilgi veren

Tofaş CEO’su Kamil Başaran,

“DOSAB’la el ele verdiğimiz

eğitim projesini bugün sizlerle

paylaşmak, bizi ayrıca mutlu

ediyor. Bursa Valiliği’nden

aldığımız güçle, bu güzel projeyi

Page 16: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üyelerden

15

görev yapan üst düzey bir

yöneticinin Brezilya’ya transfer

olmasıyla binlerce kilometre

ötede de yankı buldu. Bir

başarı öyküsüne dönüşen

proje “Yarının Yıldızları”

adıyla bu kez Mercedes-Benz

Brezilya ekibi tarafından

hayata geçirildi. Böylece

Türkiye geliştirilen sosyal

sorumluluk projesinin ihracatı,

Mercedes-Benz Türk tarafından

gerçekleştirilmiş oldu.

Anadolu Isuzu, ilk

yerli D-Max’I üretti

Türkiye, dünyanın en çok talep

gören pick-up’larının başında

gelen Isuzu D-Max’in üretildiği

dünyadaki yedinci, Avrupa’daki

ilk ülke oldu. Uzun zamandır

gündeminde olan üretim

projesini sonuçlandıran Anadolu

Isuzu, ilk yerli pilot D-Max’i 18

Şubat 2014 tarihinde Şekerpınar

fabrikasında düzenlenen törenle

üretim hattından indirdi.

Büyük bir coşku ve heyecan

içinde geçen törende, başta

Anadolu Grubu Otomotiv

Grubu Başkanı ve Anadolu

Isuzu Yönetim Kurulu Başkanı

M. Kamil Eser, Anadolu Isuzu

Genel Müdürü Y. Tuğrul Arıkan,

Satış ve Pazarlama Direktörü A.

Fatih Tamay, Teknik Direktörü

Hakan Özenç olmak üzere

tüm Anadolu Isuzu yönetici ve

çalışanları hazır bulundu.

Anadolu Isuzu Genel Müdürü

Y. Tuğrul Arıkan, yerli Isuzu

D-Max’ı banttan indirmekle

Anadolu Isuzu tarihinde çok

önemli bir adım attıklarını

belirterek, 2012 yılında

tamamen yenilenerek dünya

pazarlarına sunulan bir pick-up’ı

Türkiye’de üretmeye başlamanın

haklı gururunu yaşadıklarını

ifade etti. Türkiye’de üretilen ilk

modern pick-up olan D-Max’ın

İngiltere, Avustralya ve Almanya

gibi ülkelerde aldığı ödüllerle

başarısını kanıtladığını ve

artık Anadolu Isuzu’nun ürün

portföyüne eklendiğini dile

getiren Arıkan, yerli D-Max ile

hedeflerinin büyük olduğunu

vurguladı.

Yeni Ford Transit

satışa sunuluyor

Pazara sunulduğu 1965

yılından günümüze, Kuzey

Amerika’dan Avustralya’ya yedi

milyon adetten fazla satılan

Ford Transit’in, küresel pazar

için Ford Otosan Kocaeli

tesislerinde üretilen yedinci

nesli tanıtıldı. Van, minibüs,

tek ve çift kabinli kamyonet

olmak üzere dört farklı

karoser seçeneği ile sunulan

Yeni Transit’in kamyonet

versiyonu 55 bin 500 TL,

van versiyonu 59 bin 800

TL ve minibüs versiyonu 75

bin TL’den başlayan fiyatlarla

Mart 2014’ten itibaren Ford

bayilerinde tüketicilerle

buluşuyor. Önden çekişli,

arkadan itişli veya dört

tekerden çekişli olarak üretilen

Yeni Transit; 125, 135 ve

155 PS’lik üç motor seçeneği

ile Avrupa’da sadece Ford

Otosan tarafından üretilecek,

106 ülkeye ihraç edilecek.

Yeni nesil Transit, farklı

gövde tasarımları ve versiyon

çeşitliliğinin yanı sıra konforu,

sağlamlığı ve dayanıklılığı, yük

taşıma kapasitesi, düşük işletim

maliyetleri ve ileri teknolojileri

ile sınıf liderliğini sürdürmeyi

hedefliyor.

Ford Otosan Genel Müdürü

Haydar Yenigün, “Ford

Otosan olarak 2013 yılında

gerçekleştirdiğimiz 114 bin araç

satışımız ile toplam pazarda

aralıksız 12’nci kez Türkiye

otomotiv sektörünün lideri

olduk” dedi. Yenigün sözlerine

şöyle devam etti: “2013’te

toplam satış sayımız 341 bin

adet olarak gerçekleşti. Kocaeli

ve İnönü fabrikalarımızda 281

bin adet araç ürettik ve dünya

pazarlarına göndererek Türkiye

ticari araç ihracatının yüzde

61’ini gerçekleştirdik. 227 bin

ihracat adedi ile 3,8 milyar

dolarlık ihracat geliri elde

ettik. İhracatımızda yükselen

bir kalem olan mühendislik

hizmetlerimizden elde ettiğimiz

gelir ise 2012 yılına göre yüzde

38 oranında artış ile 73 milyon

dolar olarak gerçekleşti.

2013’te toplam yatırımımız

682 milyon dolar olarak

gerçekleşirken, paydaşlarımıza

dağıttığımız 300 milyon TL

temettü ile de başarımızı

perçinledik.”

ağustos ayında tamamlayacağız.

Bursa başta olmak üzere

Türkiye’nin farklı illerinden

öğrencilerin eğitim göreceği

Tofaş Fen Lisesi, başarılı

gençler yetiştirecek bir bilim

yuvası olacak. Geleceğe yön

verecek pek çok gencin bu

okulun sıralarından çıkacağına

gönülden inanıyoruz” dedi.

Mercedes-Benz

Türk’ten Brezilya’ya

‘‘yıldız” ihracatı

Otomotiv sektörünün

en güçlü şirketlerinden

Daimler AG, dünyanın dört

bir yanında destek verdiği

sosyal sorumluluk projeleri

ile de adından söz ettiriyor.

Bu başarılı projeler arasında

Mercedes-Benz Türk imzasını

taşıyanlar son yıllarda özellikle

öne çıkıyor. Mercedes-Benz

Türk, kültür ve sanat ile spor

sponsorluklarının yanı sıra,

bizzat hayata geçirdiği “Mobile

Kids” trafik eğitim programı

ve “Her Kızımız Bir Yıldız”

sosyal sorumluluk projeleri ile

toplumun ihtiyaçlarına karşı

duyarlılığını ortaya koyuyor.

Mercedes-Benz Türk tarafından

geliştirilen “Her Kızımız

Bir Yıldız” projesi, topluma

sağladığı katkı ile önemli bir

itibar kaynağı haline gelince,

ünü Türkiye sınırlarını

aşarak Mercedes-Benz Türk

Brezilya’ya kadar ulaştı. “Made

in Turkey” damgalı “Her

Kızımız Bir Yıldız” projesi

Mercedes-Benz Türk’te

DEMİSAŞ, TOFAŞ, MERCEDES-BENZ TÜRK, ANADOLU ISUZU, FORD, YAZAKI, ASSAN

Page 17: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

16

ihracat artışı kritik öneme sahip

2014’teki büyüme için

Page 18: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

17

Bu yıl küresel büyümenin yüzde 3,2

olacağını tahmin eden Dünya Bankası,

Türkiye’nin ise yüzde 4,5 oranında

büyüyeceğini öngöruyor. 2013 yılında

yaklaşık yüzde 4’lük ılımlı ve dengeli

bir büyüme gerçekleştiren Türkiye,

2014 yılında da yüzde 4’lük bir büyüme

hedefliyor. Bu yıl büyüme için ihracat

artışının önemli olduğunu düşünen

ekonomistler, seçim yılı olması gibi

etkenler nedeniyle, yüzde 4 büyümeyi

gerçekçi bulmuyor.

DÜNYA Bankası’nın bu yıl

Ocak ayında yayımladığı

Küresel Ekonomik Beklentiler

Raporu’nda (GEP), zengin

ekonomilerdeki ivmeye bağlı

olarak daha güçlü büyüme

beklentisi ortaya kondu.

Türkiye’nin 2013’ten daha çok

büyüyeceği öngörülen raporda,

“Bu yıl dünya ekonomisinin,

gelişen ülkeler ve yüksek gelirli

ülkelerde büyüme verilerinin

yukarı çıkarak güçleneceği

öngörülürken, beş yıllık global

finansal krizin ardından nihayet

dönüşün başladığı görülüyor”

ifadesi kullanıldı.

GEP raporunda, Çin’in güçlü

büyümesinin devam edeceği

belirtildi ve Amerikan Merkez

Bankası’nın (FED) parasal

teşvikte çekilmeye gitmesi

sonucu, global faizlerin

yükselmesine bağlı olarak

büyümelerde dalgalanmalar

yaşanabileceği uyarısında

bulunuldu. Geçen yıl 2,4

olarak gerçekleşen küresel

büyümenin 2014 yılında 3,2

olarak gerçekleşeceği tahmin

edilen raporda, 2015 ve 2016

yılı büyüme rakamlarının ise

sırasıyla 3,4 ve 3,5 civarında

sabitlenmesinin beklendiği

kaydedildi.

GEP raporu, genel anlamda

2014 ve takip eden yıllar için

pozitif veriler ortaya koysa

da gelişmekte olan ülkeler

için daha önceki tahminlere

göre daha dar bir büyüme

yelpazesi öngörüyor. Rapora

göre, gelişmekte olan ülkeler

için, 2014’te ortalama 5,3

büyüme tahmin edilirken,

bu rakam 2015’te 5,5,

2016’da ise az farkla 5,7’ye

yükseliyor. Bu kategorideki

büyüme öngörüleri 2003-2007

arasındaki “patlama dönemine”

göre 2,2 puan gerisinde kalsa

da bu durumun sorun teşkil

etmeyeceği ifade edildi.

Büyük ekonomiler

için dönüm noktası

Dünya Bankası verilerine göre,

2014’te zengin ekonomiler

için daha güçlü büyümeler

yaşanacak. 2013’te 1,8

büyüyen ABD, 2014’te bu

oranı 2,8’e taşıyacak. ABD’nin

yüksek gelirli ülkeler içinde,

büyüme göstergelerinin en hızlı

iyileştiği ülke olmasına ayrıca

vurgu yapıldı. Doğu Asya ülke

verilerine de değinilen raporda,

Çin için 2014 yılında 7,7 ile

büyüme hızını koruyacağı

belirtildi. Çin ekonomisinin,

takip eden 2 yıl içinde ise 7,5’e

düşmesi öngörüldü.

Dünya Bankası raporu, iki

yılın ardından Avro Bölgesi

için de büyüme tahmininde

bulundu. Buna göre, Avro

Bölgesi, 2014’te 1,1 büyümeyle

başlayacağı yolculuğuna,

2015’te 1,4, 2015’te ise 1,5’lik

büyümeyle devam edecek.

Bunun yanında raporda, bölge

için birtakım tehlikelerin

devam ettiğine, bazı ülkelerde

hala kişi başına düşen gelirde

azalma yaşandığına dikkat

çekildi.

Türkiye önümüzdeki

3 yılda büyüyecek

Dünya Bankası raporundaki

verilere göre Türkiye de

2014’te büyüme beklenen

ülkeler arasında yer aldı.

Dünya Bankası’nın 2013’te 3,6

büyüme öngördüğü Türkiye

ekonomisinin, 2014’te 4,5 ve

2015’te 4,7’lik bir büyüme

seyri içinde olacağı kaydedildi.

Avrupa ve Orta Asya Bölgesi

özelinde geçen yıllardaki

Page 19: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

18

ihracat rakamlarına da atıfta

bulunan raporda, Türkiye’nin

ihracat rakamlarının Rusya’ya

göre yüksek seyrettiği

bildirildi. Küresel ticaretteki

toparlanmaya rağmen, Avrupa

ve Orta Asya bölgesinin ihracat

performansında, geçen yıllarda

dalgalanma oluştuğu belirtilen

raporda, “Rusya’da ihracattaki

büyüme oranları zayıf kalsa

da Romanya, Litvanya ve

Türkiye’nin ihracat rakamları

oldukça yüksek gerçekleşti.

Türkiye, Güney Kafkasya’dan

Çin ise Orta Asya’dan ihracat

için en başta gelen destinasyon

olmaya devam ediyor”

değerlendirmesi yapıldı.

Yöneticilerin

büyüme beklentisi

azaldı

Dünya Bankası’nın ülkemizle

ilgili büyüme beklentileri

bu yöndeyken, Türkiye’deki

iş dünyasının büyüme

beklentileri düştü. Uluslararası

yönetim danışmanlığı firması

A.T. Kearney’in Dünya Gazetesi

ile paylaştığı “Yönetici Büyüme

Ajandası Anketi”, Türkiye’deki

yöneticilerin kısa vadeli

büyüme beklentisinin bu yıl

ocak ayının ikinci haftasıyla

şubatın ilk haftası arasında

yarı yarıya azaldığını ortaya

koydu. Ocak ayında üç haftada

yapılan ankete Türkiye’den

200 yönetici katıldı ve anketin

bulguları, 50 yönetici ile yüz

yüze yapılan görüşmelerle

desteklendi. Alınan cevaplar,

2011’de yapılan ve birebir

aynı olan anketin cevapları ile

karşılaştırıldı. A.T. Kearney,

bu yaklaşım ile Türkiye’de üst

düzey yöneticilerin iki farklı

zaman dilimindeki (2011’in

hızlı ekonomik büyüme

ortamı ile 2014’ün küresel ve

yerel değişken piyasa ortamı)

fotoğraflarını çekti.

Araştırmaya göre yöneticiler,

2011’e göre çok değil ama

biraz daha karamsarlar.

Şirketler iç pazar

büyümesinden daha çok yeni

pazarlara odaklanıyor, alım

tercihlerini nelerin etkilediğine

artık çok önem veriyor. 2014

yılında, katılımcıların bir

kısmında büyümeme ya da

az büyüme beklentisi oluştu.

TEPAV Kurucu Direktörü

Dr. Güven Sak

Yeni bir büyüme modeline geçilmeli

Mevcut siyasi belirsizlik

ortamı ve küresel likiditenin

azalma eğilimi, önümüzdeki

en az iki yılda Türkiye

için pek de güzel bir tablo

çizmiyor. Acilen ele alınması

gereken en önemli mevzu

siyasi belirsizliğin ortadan

kaldırılmasıdır. İkinci adım

ise yapısal reformların

gerçekleştirilmesi olmalıdır.

Hem birinci hem de ikinci

adımın önünü açacak

olan ise yeni bir anayasal

çerçevedir.

Ekonomistler Platformu Başkanı

Yrd. Doç. Dr. Oğuz Demir

2014, ekonomik olarak da zorlu geçecek

Son 3-4 yıldır gelişmekte

olan ülkeler için ortaya

çıkan olumlu ortamı güçlü

bir reel dengeye oturtamamış

olan Türkiye gibi ülkeler,

toparlanmanın yeni dengesi

oluşana kadar ortaya çıkan

dalgalanmalardan oldukça

fazla etkilenecek. Bu yıl, iç

siyasal çekişme ortamı, iki

büyük seçim, değişen dış

imajı ile Türkiye için, sadece

siyaseten değil ekonomik

olarak da oldukça zorlu

geçecek.

Dünya Gazetesi Başyazarı

Osman Saffet Arolat

İhracata dayalı büyüme yakalamalıyız

Türkiye 2014’te geçen yıldan

daha fazla büyümez. Zaten

hiçbir şey yapmadan yüzde

2,5 büyüyoruz çünkü bizim

büyümemizde çok ciddi bir

problem var. Geçen sene ve

ondan önceki senelerdeki

büyümemiz ağırlıklı

olarak tüketim ve ithalata

dayalıydı. Bu tarz hormonlu

büyüme yerine üretime ve

ihracata dayalı büyümeyi

yakalamalıyız. Bunu

başarırsak reel bir büyüme

sağlarız.

Deniz Yatırım Başekonomisti

Özlem Derici

Cari açığın yüzde 5,9’a gerilemesi mümkün

2013 yılını yüzde 7,5

civarında tamamlayan cari

açığın bu sene GSYH’ye

oran olarak yüzde 5,9’a

gerilemesini bekliyoruz.

Önümüzdeki dönemde

azalan ve daha pahalı hale

gelen yurtdışı sermayenin

kur üzerinde baskı kurmaya

devam ettiğini göreceğiz.

Ayrıca özel sektörün döviz

yükümlülüklerinin döviz

varlıklarıyla karşılanmayan

kısmı 170 milyar doları aşmış

vaziyette.

Page 20: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

19

DÜNYA BANKASI RAPORUNDAKİ VERİLERE GÖRE TÜRKİYE DE 2014’TE BÜYÜME BEKLENEN ÜLKELER ARASINDA YER ALDI. DÜNYA BANKASI’NIN 2013’TE 3,6 BÜYÜME ÖNGÖRDÜĞÜ TÜRKİYE EKONOMİSİNİN, 2014’TE 4,5 VE 2015’TE 4,7’LİK BİR BÜYÜME SEYRİ İÇİNDE OLACAĞI KAYDEDİLDİ.

Katılımcıların üçte ikisinden

fazlası büyüme konusunda

iyimser görüşe sahip. 2011’de

şirketinde yüzde 5’in altında

büyüme bekleyen yoktu.

2014’te ise yüzde 5’in altında

büyüme bekleyenlerin oranı

yüzde 8 oldu.

2011 yılında şirketinde

büyüme beklemeyen yönetici

yokken, 2014’te yüzde 8’lik

bir kesim, yıllık yüzde 5’in

altında büyüme öngörse de

katılımcıların üçte ikisinden

fazlası hâlâ iyimser. Şirketinin

yüzde 20’den fazla büyümesini

bekleyen yöneticilerin oranı

yüzde 19’dan yüzde 21’e

çıktı. Yüzde 15 ile yüzde 20

arasında büyüme öngörenlerin

oranı ise yüzde 33’ten yüzde

9’a geriledi. Çoğu yönetici

büyüme önündeki engellerin

mevcut değişken piyasa

yapısından kaynaklandığını

düşünüyor. Yönetici ajansları

da uzun dönemde etki

yaratacak ve hemen atılması

gereken cesur adımlar yerine

çoğunlukla türbülansa yönelik

kısa dönemli ve doğaçlama

aksiyonlara odaklanıyor.

Ekonomistler,

büyüme ile ilgili ne

diyor?

2013 yılında yaklaşık yüzde

4’lük ılımlı ve dengeli bir

büyüme gerçekleştiren

Türkiye’nin ekonomi yönetimi,

2014 yılında da yüzde 4’lük

bir büyüme hedefliyor.

Bu hedefi değerlendiren

ekonomistler, yüzde 4’lük

büyüme hedefini yakalamak

için katma değerli ürünlere,

teşviklere ve sanayi üretimine

önem vermek, yeni bir

büyüme modeli geliştirilmesi

konusunda hem fikir.

Geçen yıl Türkiye’nin

beklenenin üstünde büyüme

gösterdiğini düşünen Dünya

Gazetesi Başyazarı Osman

Saffet Arolat, geçen yıl

IMF ve Dünya Bankası gibi

kuruluşların beklentisinin

yüzde 3 civarında olması

bakımından, yüzde 4’lük

büyümenin başarılı olduğunu

belirtiyor. Türkiye’nin

Avrupa ile değil gelişmekte

olan ülkelerle kıyaslanması

gerektiğini, bu noktada da

büyüme oranının hâlâ istenen

seviyede olmadığını dile

getiren Arolat, “Avrupa’ya göre

iyiyiz ama gelişmekte olan

ülkelerle kıyasladığımızda

iyi durumda değiliz. Ayrıca

üç yıl önce 2013 yılı için

yüzde 7’lik büyüme hedefi

açıklanmıştı. Ne yazık ki onu

tutturamadık. Ama dünya

konjonktüründen etkilendik.

ABD tahvil alımlarını

azaltacağını açıkladıktan sonra

bizim gibi gelişmekte olan

ülkelerde ciddi problemler

yaşandı. Türk Lirası, dolar

karşısında ciddi bir değer

kaybetti. Buna rağmen, kabul

edilebilir bir sonuçla 2013’ü

kapattık” diyerek geçen yılı

değerlendiriyor.

2013’te ihracatın belli bir

seviyede artış gösterdiğini ve

155 milyar dolar seviyesine

çıktığını, buna paralel ithalatta

da ciddi bir artış olduğunu

anlatan Arolat, oluşan yüzde

7’ler civarındaki cari açığı çok

yüksek bulduğunu söylüyor.

“Bütün bunlar bizim aslında

yeni bir modele geçmemiz

gerektiğini ortaya koyuyor.

Ama ne yazık ki seçim yılı

olduğu için bu yıl da reformist

bir yapıyı, yeni bir modeli

uygulamak pek mümkün

görünmüyor” diye konuşan

Arolat’a göre, ekonomide

hedeflenen büyümeyi

yakalamak için bu yapıyı

değiştirmek, yeni bir reform

politikasını devreye sokmak

gerekiyor.

“Esas olan

sürdürülebilir bir

büyümedir”

“Türkiye açısından yüzde

4’lük bir büyümeyi

yakalamak çok zor bir şey

değil. Ama esas mesele bu

senenin kurtulması değil,

sürdürülebilir bir büyümenin

nasıl sağlanabileceği, bunun

temellerinin ne olduğunun

tespit edilmesi” diyen Osman

Arolat, bu yüzden yeni bir

yapısal reform uygulamasına

geçilmesi gerektiğine inanıyor.

Arolat, özellikle Türkiye

ekonomisinin kılcal damarları

olan KOBİ’lerin destekleneceği

bir modelin geliştirilmesi

gerektiğinin altını çiziyor.

Geçen yıl başlayan ve hala

devam eden siyasal çatışma

ortamının istikrarı bozduğunu

belirten Arolat, bu ortamının

devam etmesi halinde

ekonomik belirsizliğin devam

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Kerem Alkin

Sermaye çıkışı için gerekli tedbirler alınsın

Uluslararası ekonomi

çevrelerinde Türkiye ve

civarındaki coğrafyaya

yönelik siyasi ve ekonomik

risk algısı daha da zorlaşıyor.

Bu durumda Türkiye ekonomi

yönetiminin, çevresinde yer

alan ülkelerde söz konusu

algının sebep olabileceği bir

sermaye çıkışının Türkiye’ye

de sirayet etmemesi

için gerekli ek tedbirler

konusunda gelişmeleri

dikkatle takip ettiklerine dair

en ufak kuşkumuz yok.

Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim

Üyesi Dr. İsmet Demirkol

Yüksek faiz ve döviz kuru riski devam edecek

Doların hafif de olsa

düşmesine rağmen, FED’in

tahvil alımlarını azaltma

kararını şubat ayından

geçerli olmak üzere 10 milyar

dolar daha azaltmasının ve

Mart 2014 sonrası tahvil

alımlarını azaltma kararına

devam edeceği beklentisi

ile gelişen ülkelerdeki

sermaye çıkışlarının sürmesi

neticesinde, Türkiye yüksek

faiz ve yüksek döviz kuru

riski ile mücadele etmeye

devam edecek gibi gözüküyor.

Page 21: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

20

edeceğini ve kötü sonuçlar

getireceğini düşünüyor.

İlk defa AB’nin resesyondan

çıkıp kendini toparlamaya

başladığını, bizim temel

ihracat pazarımız olan bu

pazarla ilişkileri biraz daha

düzene oturtmamız gerektiğini

dile getiren Arolat, “Bizim

3-5 yıl öncesine kadar dış

ticaretimizden AB toplam

yüzde 50’ler civarında pay

alıyordu, sonra yüzde 36’lar

civarına geriledi. Şimdi AB’de

tekrar yüzde 50’ler seviyesine

çıkarsak, ihracatımızı çok ciddi

oranda artırabiliriz. Çünkü

ihracatımız büyümemize ciddi

oranda etki ediyor” diyor.

“Türkiye siyasal çatışmayı

birinci planda tuttuğu

ekonomiyi arka plana ittiği

yapıdan kurtulmalı. Bunun

için mümkünse uzlaşmacı

politikalar üretmeli” diye

konuşan Arolat, iş dünyasının

doların seviyesinden ziyade

istikrarından söz ettiğini

vurguluyor. Arolat bu konuda

şunları söylüyor: “Sanıyorum

Merkez Bankası, 2014’te

doların seviyesini 2,20-2,30

arasında bir yerde oturtmayı

amaçlıyor. Eğer dünyada

çok ciddi olaylar olmasa,

yeni birtakım dış olaylarla

karşılaşmazsak ya da Amerika

birden bire tahvil alımını çok

hızlı indirmezse bu denge

sağlanabilecek gibi gözüküyor.”

“Geçen yıl Türkiye

ekonomisi

kırılganlaştı”

Geçen yılın ikinci yarısında

hem ülkemizde hem de

dünyada gündemin çok hızlı

değiştiğini ve buna paralel

Türkiye ekonomisinin

görünümünün daha kırılgan

hale geldiğini düşünen Deniz

Yatırım Başekonomisti Özlem

Derici, “Geçen yılın ilk yarısı

Fitch sonrası Moodys’den

ikinci yatırım yapılabilir not

artışı beklentisiyle piyasalar

soluksuz bir yükselişe sahne

olurken, ekonomik görünüm

nispeten yüksek büyüme,

düşük enflasyon, düşük kur

ve faizler, kontrol altında

olduğu düşünülen bir cari

açığa işaret ediyordu. Mayıs

sonu itibariyle yurtdışında

FED’in QE’den çıkış stratejisini

hayata geçirmesi, Gezi Parkı

protestoları, Suriye gerginliği,

17 Aralık operasyonu, Arjantin

devalüasyonu ve Rusya-Kırım

gerginliği tüm resmi değiştirdi”

diye konuşuyor.

Derici görüşlerini, “2014’ün

resmini çizmeye çalışırken ana

senaryomuz FED’in 10 milyar

dolarlık indirimlerle parasal

genişleme programını bu yıl

sonlandırmasına dayanıyor;

bu esnada herhangi bir

gelişmekte olan ülke (GOÜ)

krizi öngörmüyoruz. ABD’de ve

AB’de büyüme görünümünün

kademeli ve yavaş bir şekilde

iyileşme göstermesini buna

karşılık Çin’in yüzde 7,5’lik

büyüme beklentisinin altında

bir büyüme gösterebileceğini

düşünüyorum” diye açıklıyor.

Bu global çerçevede Türkiye’de

2014 yılının ana piyasa

tetikleyicilerinin yerel seçim ve

Cumhurbaşkanlığı seçimi ile

enflasyon ve para politikasının

seyri olacağına inanan Derici,

şunları söylüyor: “TCMB’nin

ocak ayında gerçekleştirdiği

agresif faiz artırımının bir

yenisinin tekrarlanmasını

beklememekle birlikte

önümüzdeki dönemde yeni bir

türbülans görmemiz halinde

fonlama maliyetinin yüzde

10’un çok üzerine çıktığını

ve faiz oranlarındaki yukarı

seyrin daha da derinleştiğini

görebiliriz. Sıkı para

politikasının, zayıf sermaye

girişine dayalı yüksek kur

ve faiz ortamının, BDDK’nın

tüketici kredileri ve kredi

kartlarına sınırlama ile aldığı

önlemlerin etkisiyle hem

tüketim hem de yatırım

eğilimlerinin yavaşlama

göstereceğini düşünüyoruz.

Buna bağlı olarak 2014

büyüme beklentimiz yüzde 2

seviyesinde bulunuyor.”

“2014 büyüme

tahmini, yüzde 2,5-3

aralığında”

Ekonomistler Platformu

Başkanı ve İstanbul Ticaret

Üniversitesi Ticari Bilimler

Fakültesi İngilizce İktisat

Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.

Doç. Dr. Oğuz Demir, 2013

yılının tüm gelişmekte olan

ülkeler için sıkıntılı bir yıl

olacağı beklentisinin daha yıl

başlamadan gündeme geldiğini,

Türkiye’nin kendi içinde

yaşadığı siyasi sıkıntıların da

bu döneme denk geldiğini

ve finans piyasaları açısından

zaten olumsuz olan durumu

TİM: İDEAL DOLAR KURU 2,06, EURO KURU İSE 2,80’DİRTürkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, “2014 ihracat yılı olacak. İSO 500 içindeki firmaların ihracat oranlarının yüzde 30’lara çıkmasını istiyoruz” diye konuştu. İhracatçı firmaların ek istihdam yaratma ve yatırımlarını genişletmeye yönelik eğilimlerinin devam ettiğini vurgulayan TİM Başkanı Büyükekşi, ihracatçılar için ideal döviz kurlarını açıklayarak şunları söyledi: “İhracatçılar 2013 yılının son günlerinde TİM olarak yaptığımız değerlendirme çalışmalarında öne çıkan beklentilerini, bu anketimizde de rekabetçi ideal kur seviyeleri olarak dolarda 2,06, Euro’da ise 2,80 TL olarak muhafaza ettiler. Bu da ihracatçımızın kurda öngörülebilirliğe verdiği önemi tekrar vurgular niteliktedir.İhracatçıların, dünya ve AB ülkelerinde ekonomik gidişata ilişkin beklenti öngörüleri 16 çeyrek sonra pozitife döndü. Bu sonuç; 2014 itibariyle ihracatçıların dış talebe odaklanarak, ihracat gelirlerini artırma beklentisinde olduğunu gözler önüne seriyor.”

AYLAR BAZINDA TOPLAM İHRACAT, 2013-2014

OCAK

16.000.000

14.000.000

12.000.000

10.000.000

8.000.000

6.000.000

4.000.000

2.000.000

0

ŞUBA

TM

ART

NİS

AN

MAYIS

HAZİR

AN

TEMM

UZ

AĞUST

OS

EYLÜL

EKİM

KASI

MARA

LIK

2013

2014

*A

yla

r b

azın

da

top

lam

ih

raca

t gra

fiğin

de

20

13

yıl

ı iç

in T

ÜİK

ver

iler

i, 2

01

4 y

ılı

Mar

t ay

ı iç

in T

İM v

eris

i k

ull

anıl

mış

tır.

Page 22: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

21

bir adım daha öteye taşıdığını

belirtiyor.

Türkiye’nin 2010 ve 2011

yıllarında rekor büyüme

sayılarına ulaştığını, 2012

yılında ise yüzde 2,2 büyüme

ile yumuşak inişi maalesef

başaramadığını dile getiren

Demir, öngörülerini şöyle

paylaşıyor: “2013 yılında da

yaklaşık yüzde 4 büyüme

sağlandığı açıklandı. 2014

yılı için ise en iyimser

tahmin, büyümeyi yüzde 3,8

öngörüyor. Ancak maalesef

özellikle 2013 yıl sonu

itibarıyla başlayan siyasal

çekişmeler, dış finansmanın

büyüme için önemli olduğu ve

zaten tüm dünyada daraldığı

bir dönemde Türkiye için daha

zor ve daha pahalı finansman

ortamı yarattı. Bu açıdan

bakıldığında iki büyük seçimin

de içinde yapılacağı 2014

yılının Türkiye ekonomisinin

yüzde 2,5-3 aralığında

bir büyüme performansı

göstermesi bile bence önemli

bir başarı olacaktır. Burada

ise özellikle AB’nin pozitif

bir büyüme yakalayacağı

beklentisi ile bu sayıları

telaffuz edebiliyorum. Eğer

AB’de işler beklendiği şekilde

iyi gitmezse 2012 yılının

da gerisinde bir büyüme ile

karşılaşabiliriz.”

“İşsizlikte tablo

iyimser değil”

İşsizlik açısından iyimser

bir tablonun olmayacağını

ifade eden Demir, özellikle

ekonominin bir anlamda

büyüme dinamizmini ve

temposunu yitirmesi, istihdam

açısından da istenilen

ilerlemenin olmayacağı

bir yılla bizi karşı karşıya

getirebileceğine inanıyor. 2000

yılından bu yana yüzde 10

civarına yapışmış olan işsizlik

oranının yıl içerisinde dönemsel

olarak yüzde 10’un üzerinde

kalacağını bekleyen Dr. Demir,

büyüme temposundaki düşüş

ve kurdaki yukarı hareket ile

bir süredir Türkiye ekonomisi

için en önemli risk unsuru

olarak tanımlanan cari işlemler

açığının daha makul seviyelere

geleceği bir yıl olacağını tahmin

ediyor. Demir, “Özellikle AB’de

işler biraz daha yoluna girmeye

başlarsa, Türkiye’nin en önemli

pazarı olan bu pazardaki

hareketlenme ihracatçı için

önemli bir fırsat sunacak.

Kurdaki seviye ile bu noktadaki

rekabet gücünü de arttıran

ihracatçılar için 2014’ün

Page 23: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

22

geçmiş yıllara göre daha yüksek

ticaret hacmi ve karların arttığı

bir dönem olacağını tahmin

ediyorum” diyor.

Enflasyonun 1990’lı yıllarla

kıyaslanacak ölçüde olmasa

da geri döneceğini tahmin

eden Oğuz, özellikle kurdaki

yukarı hareketin maliyetlerin

artmasına neden olduğunu,

bunun da seçim sonrasında

enflasyona yansıyacağını

öngörüyor. “2014 yılında eğer

Türkiye’nin dışardan algısı

bozulmaya devam ederse,

kurdaki yukarı yönlü hareketin

de devamı kaçınılmaz olacak”

diyen Oğuz, 2014 yılının

daha önceki yıllardaki gibi

Merkez Bankası’nın enflasyon

hedefinin üzerinde, hatta

çift haneli bir enflasyon ile

karşılaşabileceğimizi tahmin

ediyor.

“Geçen yıl enflasyon

yüksek düzeydeydi”

Dünya Gazetesi yazarı ve

Türkiye Ekonomi Politikaları

Araştırma Vakfı (TEPAV)

Kurucu Direktörü Dr.

Güven Sak, 2013 yılında iki

önemli gelişmenin Türkiye

ekonomisini şekillendirdiğini

düşünüyor. Öncelikle

FED’in mayıs ayında, küresel

kriz sonrasında piyasaları

rahatlatmak üzere sağladığı

bol miktardaki likiditeyi,

ekonominin toparlanmasına

yönelik olumlu sinyallerle

birlikte kademeli olarak

yavaşlatacağına ilişkin bir

açıklama yaptığını söyleyen

Sak, FED’in parasal genişlemeyi

yavaşlatma kararıyla çakışan

ve sadece 2013’ü değil, 2014’ü

de önemli ölçüde şekillendiren

bir diğer gelişmenin ise

yolsuzluk ve rüşvet operasyonu

ile başlayan siyasi gerginlik

olduğunu belirtiyor.

Tüm bu gelişmeler ışığında

2013 yılında Türkiye

ekonomisinin yaklaşık yüzde

4 seviyesinde bir büyüme

gerçekleştirdiğini ifade eden

Sak, “2012’de bu oran yüzde

2,2 düzeyindeydi. Büyüme

oranındaki artışa rağmen

büyümenin potansiyelin

altında kalması işsizlik oranının

yükselmesine neden oldu.

2012’de yüzde 9,2 seviyesinde

olan işsizlik oranı, 0,5 puanlık

artışla yüzde 9,7’ye yükseldi.

İstihdam oranı da yine benzer

bir artışla yüzde 45,9’a ancak

ulaştı. İhracat performansı

2012’den daha iyi olmasına

rağmen, büyüme oranındaki

yükseliş ve dışa bağımlı

yapı nedeniyle cari işlemler

açığında artış yaşandı. 2012

yılında GSYİH’nin yüzde 6,1’i

seviyesinde gerçekleşen cari

işlemler açığı 2013’te yüzde

7,4’e yükseldi. 2009’dan bu

yana yüzde 7,6 düzeyindeki bir

ortalama etrafında dalgalanan

tüketici enflasyonunun ise

2013’teki düzeyi yine yüzde

7,5 oldu. Tüketici enflasyonu

böylelikle Türkiye’nin ihracat

pazarlarındaki rakiplerine göre

daha yüksek bir düzeyde kaldı”

diye konuşuyor.

2014’te büyüme

yavaşlayacak

2013’ün son döneminde

yoğunlaşan finansal ve

siyasal gerilimlerin bu yıla,

artarak taşındığını düşünen

Dr. Sak, bu yılın başında

Merkez Bankası’nın kendisine

yöneltilen eleştirilere karşılık,

dramatik bir faiz artışı kararıyla

piyasalara müdahale ettiğini,

bu seviyedeki bir faizle

önümüzdeki dönemde daha

düşük bir büyüme ve daha

yüksek işsizlik oranlarıyla

karşılaşacağımızın çok açık

olduğunu vurguluyor. Faiz

artışının kurda da istenilen

etkiyi yaratamadığını belirten

Sak’a göre bu durum, Türkiye

ekonomisi için pek de iyi bir

haber değil.

“Yukarıda da altı çizildiği üzere

büyümenin ancak gitgide daha

yüksek cari açıkla mümkün

olabildiği bir büyüme modeli

içerisinde bulunuyoruz.

Ağırlıkla kısa vadeli sermaye

girişleri ile finanse edilen

yüksek cari açığın bu dönemde

gerek Türkiye’nin öznel riskleri

gerekse yurtdışındaki sıkılaşma

ortamı içerisinde finanse

edilmesi mümkün görülmüyor”

diyen Sak, bir süre daha

devam edeceği anlaşılan

siyasi belirsizliğin ve gerilim

ortamının devam etmesinin

sadece yabancı yatırımcıya

değil, sonunda yerli yatırımcıya

da olumsuz yansıdığını,

dolayısıyla Türkiye’nin uzun

dönemli büyüme potansiyeline

olumsuz etki etiğini sözlerine

ekliyor.

2014 yılı ile ilgili açıklanan

verilere baktığında pek pembe

bir tablo görmediğini belirten

Dr. Güven Sak, bu konuda

şunları söylüyor: “Tüketici

güven endeksi şubat ayında

son 4 yılın en düşük seviyesine

ilerlerken, yükselen faizler,

BDDK’nın kredi kartları ve

tüketici kredilerine ilişkin

getirdiği sınırlamalar ve

siyasi belirsizlik nedeniyle

kredi kullanımında da düşüş

görüyoruz. Beklentilerin

üzerinde gerçekleşen ocak

ayı sanayi üretim endeksinin

ise daha ziyade, BDDK’nın

hanehalkı borçluluğunu

ve tüketimi düşürerek cari

açığı frenlemeyi amaçlayan

düzenlemesinin, tüketimi

öne çeken etkisinden

kaynaklandığını düşünüyoruz.

Sanayi üretiminin önümüzdeki

dönemde yavaşlayarak, düşüş

eğiliminde olan tüketici

endeksi ile daha uyumlu bir

tablo yakalaması muhtemel

GÖSTERGELER 2013 GERÇEKLEŞME ORTA VADELİ PROGRAM 2014 2002-2013 ORTALAMA

Enflasyon %7,40 %5,30 %11,80

Faiz (Politika Faizi) %4,50 %16,60

Büyüme %4,1*** %4 %5

İşsizlik %10 %9,40 %10,80

Bütçe Dengesi / GSYH %-1,20 %-1,90 %-2,20

Cari Denge / GSYH %-7,90 %-6,40 %-5,60

Dolar Kuru (Yılsonu) 2.13 1.98 Kay

nak

: T

CM

B,

Ek

on

om

i B

akan

lığı

***2

01

3 B

üyü

mes

i T

ahm

ind

ir.

MAKRO EKONOMİK GÖRÜNÜM

Page 24: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kapak

23

görünüyor. Büyümenin

yavaşlamasıyla birlikte cari

açığın da göreceli olarak

düşeceğini, bu düşüşün ise,

derinleşen büyüme-cari açık

bağımlılığı nedeniyle, sınırlı

olacağını tahmin ediyoruz.”

“Yeniden net

döviz girişi

başlamalı”

Türkiye’nin 2014 yılında,

riskleri ve tedbirleri iyi analiz

edilmesi gerektiğini dile getiren

Nişantaşı Üniversitesi Rektörü

Prof. Dr. Kerem Alkin, “Yurtiçi

piyasalar ve ekonomi çevreleri

açısından, önümüzdeki altı

ayda gerçekleşebilecek en

olumsuz senaryoda temel

risk, Türkiye’nin uluslararası

derecelendirme notunun

düşürülmesi olarak öne çıkıyor.

Türkiye’den net sermaye veya

döviz çıkışının hız kazanması

ve TCMB’nin rezervindeki

erimenin hızlanması,

notumuzun düşürülmesindeki

en önemli etkenlerden birisini

oluşturacak. Bu nedenle,

Türkiye’ye yeniden net

döviz girişinin başlamasını

sağlamamız gerekiyor” diye

konuşuyor.

Bu durumun, Türkiye gibi

önde gelen gelişmekte olan

ekonomiler arasında, mikro

reformlara ağırlık veren,

daha yüksek katma değer

elde ederek, dış ticaret

ve cari açığını azaltacak

tedbirlere yoğunlaşan ve

sürdürülebilir büyüme ile

mali disiplin için daha fazla

çaba sarf eden ülkeler ile bu

alanlarda yeterince reformist

olamayan ülkeler arasında bir

ayrışma olacağına ve küresel

sermayenin daha yoğun

olarak reformist ülkelerle

ilgileneceğine işaret ettiğini

öngören Alkin’e göre bu

dönemde ayrıca, siyasi istikrarı

sürdürülebilir kılmak ve siyasi

belirsizlik veya kargaşaya

yönelik haberlerle uluslararası

çevrenin gündemine

gelmemeyi başarmak, önemli

bir konu başlığı olarak öne

çıkıyor.

“İç siyasi

tartışmalar,

algıyı zorluyor”

Türkiye’nin, 17 Aralık’tan

beri süregelen siyasi tartışma

ve gerginlik ortamında,

geçtiğimiz yaz dönemine

damgasına vuran Gezi süreci

sonrası, “Türkiye’de bir otorite

boşluğu var mı?” sorularına da

muhatap olduğunu ifade eden

Alkin, Kırılgan Beşli olarak

anılan önde gelen gelişmekte

olan ülkelerdeki siyasi

seçim sürecinin de küresel

yatırımcılar tarafından dikkatle

takip edildiğini belirtiyor.

Alkin, “Kaldı ki Moody’s de

Türkiye’nin derecelendirme

notunu ve görünümünü,

S&P’nin aksine korurken bu

noktaya işaret ediyor. Türk

ekonomisinin bilançosuna

bakıldığında, pek çok

uluslararası kurum ve siyasi

lider tarafından alkışlanan

Türkiye’nin sürdürülebilir

büyüme hikâyesi, mali disiplin

ve bütçe performansı, hane

halkı, firma ve kamu borç

stoku oranlarının makul

olması, güçlü bankacılık yapısı,

bankalar ve kamuda açık

pozisyon riskinin neredeyse

sıfır olması, güçlü yönlerimiz

olarak öne çıkıyor” diyor.

Sahra Altı Afrikası’nın

hayli iddialı ortalama

büyüme oranlarının ve

Orta-Doğu Avrupa ile

MENA Bölgeleri’nin yüzde

3 civarındaki büyümesini,

Türkiye’nin ihracat pazar

çeşitlendirmesindeki çabaları

açısından anlamlı bulan Alkin,

bu konuda şöyle düşünüyor:

“Kaldı ki, İran’ın nükleer

tartışmasında anlaşmaya

varması, Türkiye açısından kısa

ve orta vadede İran pazarıyla

ihracat bağlantıları ve enerji

ithalat maliyetlerinin kısmen

azalması anlamında da moral

kazandırmış gözüküyor. İran’la

artacak ticari ilişkilerin cari açık

üzerindeki yapıcı etkisi göz ardı

edilmemeli.”

“2013’te istihdam,

2012’ye göre

çok düşüktü”

Türkiye’nin 2013 yılını yüzde

4,1 civarında bir büyüme

ile tamamladığını, 2012’de

gerçekleşen yıllık yüzde 9,5’lik

işsizlik oranını 2013 yılında

yüzde 10 ile tamamladığını

söyleyen Bahçeşehir

Üniversitesi Öğretim Üyesi

Dr. İsmet Demirkol, yüzde

2,2’lik 2012 büyümesinin 1

milyonu biraz aşan bir istihdam

yaratmasına rağmen, yüzde

4,1’lik 2013 büyümesinin,

sadece 159 bin civarında

istihdam yarattığına dikkat

çekiyor.

2013 yılında gerçekleşen

yüzde 7,4 enflasyonun Merkez

Bankası beklentilerinin çok

üzerine çıktığını belirten

Demirkol, “Cari açıkta

ise, 2013 senesinde altın

ithalatının 16,2 milyar dolar

gerçekleşmesi, bunun yanında

ihracatın 8,5 milyar dolar

seviyesinde kalması ile tüketici

kredilerindeki artışın etkisi

ve ithalata dayalı büyüme

neticesinde dış ticaret açığı

99,8 milyar dolar olarak

gerçekleşti, cari açık ise 2013

yılını 65 milyar dolarla kapattı”

diye konuşuyor.

Bu yılın makro ekonomik

görünümünü çizen Dr. İsmet

Demirkol, bu yıl enflasyonun

yüzde 9, politika faizinin yüzde

12, büyümenin yüzde 1,5-

2, işsizliğin yüzde 12, GSYH

bütçe dengesinin yüzde -2,50,

GSYH cari dengenin yüzde

-7 ve yılsonu dolar kurunun

2,55-2,65 civarında olacağını

öngörüyor. Demirkol, doğrudan

yatırım girişlerinin 2014

senesinde artmaya devam etmesi

için herşeyden önce Türkiye’de

siyasi gerilimin azalması,

Türkiye’nin risk primi dediğimiz

CDS’lerin 114 seviyelerine

gerilemesi (Mayıs 2013’deki

seviye), güven ortamının

güçlenmesi, dolar kurundaki

yükseliş beklentilerinin

zayıflaması gerektiğini dip not

olarak düşüyor.

Page 25: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Dünya turu

24

Moody’s, Arjantin’in

kredi notunu B3’ten

Caa1’e indirdi

Uluslararası kredi

derecelendirme kuruluşu

Moody’s, Arjantin’in kredi

notunu, eriyen döviz

rezervlerini gerekçe göstererek

indirdi. Moody’s, Arjantin’in

notunu bir basamak daha

indirerek, B3’ten, yatırım

notunun 7 kademe altında

kalan Caa1 seviyesine düşürdü.

Arjantin’in kredi notu şu anda

Venezuella, Mısır, Ekvador,

Pakistan ve Küba ile aynı

seviyede derecelendiriliyor.

Arjantin Devlet Başkanı Cristina

Fernandez, ülkenin yedi yılın

en düşüğüne gerilemiş olan

rezervlerini yeniden inşa etmek

için ocak ayında pesoyu yüzde

19 ile 10 yıldan uzun zamandır

en yüksek oranda devalüe

ederken, Merkez Bankası dolar

talebini azaltmak için faizleri

yükseltti. Arjantin’in döviz

varlıkları son yılda yüzde 34

azalarak 27,4 milyar dolara indi.

Moody’s Arjantin pesosunun yıl

sonuna kadar dolar karşısında

7,9249 seviyesinden 12 pesoya

gerileyeceğini öngörüyor.

ABD’de tüketici

fiyatları endeksi

şubat ayında yükseldi

ABD’de tüketici fiyatları

endeksi (TÜFE), şubat

ayında büyük bir değişiklik

göstermeyerek hafif yükseldi

ve enflasyonun FED’in

hedefine doğru sınırlı bir

ilerleme gösterdiğine işaret

etti. Şirketler, sert geçen

kış mevsiminin tüketicileri

mağazalardan uzak tutması

sonrasında, satışları artırmak

için fiyatları düşük tutuyor.

Kısıtlı fiyat baskısı FED’e

işsizlik oranının gerilemesine

rağmen faizleri düşük tutmak

için zaman tanıyor.

New York’ta bulunan

Credit Agricole CIB Kuzey

Amerika’nın şef ekonomisti

Michael Carey, “Maliyet

kontrolü hâlâ oldukça etkili.

Enflasyonda taban, FED için

çok düşük olmadıkça bir sorun

değil” ifadesini kullandı. 18

Mart’ta açıklanan bir başka

veride, ABD’de ocak ayında

beklenenden daha az gerileyen

konut başlangıçlarının, şubat

ayında büyük bir değişiklik

göstermediği görüldü.

Rus enerji devi

Gazprom, Avusturya’ya

uzanıyor

Rus enerji devi Gazprom ile

Avusturyalı enerji şirketi OMW

arasında Güney Akım doğal gaz

boru hattının Avusturya kesiminin

gerçekleştirilmesine ilişkin

mutabakat zaptı imzalandı. Yıllık

32 milyar metreküp kapasiteli

hattın Avusturya kesiminin inşaatı

için gerekli tüm izinlerin 2015 yılı

sonuna dek alınması ve doğalgaz

sevkiyatının 2017’de başlaması

öngörülüyor.

Anlaşma, Gazprom Genel

Merkezi’nde Gazprom İdare

Kurulu Başkanı Aleksey Miller ile

OMV Yönetim Kurulu Başkanı ve

CEO’su Gerhard Roiss tarafından

imzalandı. Mutabakat zaptı

ayrıca Gazprom’un Orta Avrupa

Doğalgaz Ticaret Merkezi’ne

katılımına ve OMV’nin Avusturya

arz güvenliğini artırmak için

Gazprom’a depolama kapasitesi

sağlamasına ilişkin hükümler

içeriyor. Rus gazını Karadeniz’in

altından Orta Avrupa’ya

iletecek Güney Akım projesiyle,

Ukrayna’nın devre dışı bırakılarak

Avrupa’ya Bulgaristan üzerinden

gaz taşınması planlanıyor.

Page 26: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Dünya turu

25

Çin’de yeni konut

fiyatlarındaki artış

hız kesti

Çin’de yeni konut fiyatlarındaki

artış, fazladan borçlanmanın

kontrol altına alınmasına

yönelik kredi tedbirleri ve bazı

şehirlerin konut fiyatlarını

düşürmek için attığı bireysel

adımların etkisiyle dört şehirde

hız kesti.

Pekin ve güneydeki iş merkezi

Shenzen’de konut fiyatları

şubatta aylık bazda yüzde

0,2 artış kaydederek, Ekim

2012’den bu yana en yavaş

yükselişe işaret etti. Şanghay’da

yeni konut fiyatları yüzde 0,4

artışla Kasım 2012’den bu yana

en düşük hızını kaydederken,

Guangzhou’daki konut fiyatları

yüzde 0,5 hızlandı. Konut

fiyatları, Ocak’ta hükümetin

izlediği 70 şehrin 62’sinde

yükselirken, bu sayı şubat

ayında 57 oldu.

Credit Agricole CIB’nin kıdemli

ekonomist ve stratejistlerinden

Dariusz Kowalczyk, “Genel

olarak emlak sektörünü, bu

yıl büyüme finansal istikrar

karşısında büyük ve reel bir

risk olarak görüyoruz” dedi.

Japonya ihracatında

talep düş kırıklığı

yarattı

Japon Merkez Bankası, ülke

ihracatının son dönemde

yatay seyrettiğini açıkladı.

Banka, dış taleplerin düş

kırıklığı yaratacak düzeyde

olmasından ötürü ihracat

tablosunun değiştiğini kaydetti.

Bununla birlikte banka,

Japonya içindeki ekonomik

genişlemenin büyüme hızının

sürdürülmesine yardımcı

olacağını düşünüyor. Ülkedeki

şirketler işletmelerine daha

fazla kaynak aktarıyor ve

sanayi faaliyetleri biraz daha

artmış görünüyor. Son veriler,

sanayi üretiminin ocak ayında

yüzde 4 arttığını gösterdi. Bu

da sanayi faaliyetlerinin ardı

ardına iki aydır tırmandığını

ortaya koyuyor.

Bununla birlikte, iç talebin

ve tüketici harcamalarının

gelecek aydan itibaren

yavaşlayacağından kaygı

duyuluyor.

Artan sosyal yardımların

karşılanabilmesi için 1 Nisan

2014’te hükümet satış vergisini

yüzde 5’ten yüzde 8’e çıkardı.

Kırımlılar’ın

yüzde 97’si Rusya’ya

“evet” dedi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir

Putin, Kırım’ın Rusya’ya

bağlanması ve yeni federal

bölgeler oluşturulması

anlaşmasını imzaladı.

Putin, referandumun Kırım

halkının özgür iradesiyle

gerçekleştirildiğini ileri

sürerek, Kırım’ın Rusya’ya

bağlanmak istediğini ve bu

teklifin değerlendirildiğini

söyledi. Anlaşmayı, Putin, Kırım

Başbakanı Sergey Aksenov,

Sivastopol Belediye Başkanı

Aleksey Çalıy, Kırım Meclis

Başkanı Vladimir Konstantinov

imzaladı. Rusya yasalarına

göre, anlaşma metni Anayasa

Mahkemesi’ne gönderilecek.

Anlaşma metni ile taslak,

daha sonra parlamentonun

alt ve üst kanatlarında

görüşülecek. Anlaşma burada

kabul edildikten sonra

yürürlüğe girecek. Kırım Özerk

Cumhuriyeti’nde 16 Mart

günü yapılan referandumda,

sandık başına gidenlerin yüzde

96,77’sinin Rusya’ya katılmak

için oy kullandığı açıklanmıştı.

AB, Ukrayna’ya

ticari destek

verecek

Avrupa Birliği, Ukrayna’dan

ithal edilecek bir dizi tarım

ürününde gümrük vergisini

kaldırarak ülkeye yaklaşık

500 milyon euroluk ticaret

desteği sağlamayı amaçlıyor.

AB Komisyonu Başkanı

Jose Manuel Barroso’nun

açıklamasında yer alan

yardım, Ukrayna ekonomisini

desteklemek amacıyla bir dizi

tarımsal malın ticaretinden

alınan gümrük vergilerinin

kaldırılması yoluyla sağlanacak.

AB Ticaret Komisyoneri Karel

de Gucht, hemen hayata

geçirilecek kararın en az

1 Kasım 2014 tarihine kadar

yürürlükte kalacağını belirtti.

Sanayi malları ve tekstil

ürünlerindeki ithalat

vergilerinin de kaldırılacağına

işaret eden komisyoner

Gucht, toplamda Ukrayna’ya

yılda 487 milyon euroluk

destek sağlanacağını ifade

etti. 1 Kasım’a kadar AB’nin

Ukrayna ile tam bir serbest

ticaret anlaşması imzalayacağı

öngörülüyor.

ARJANTİN - ABD - RUSYA -ÇİN - JAPONYA - UKRAYNA

Page 27: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Dünya gündemi

26

NEW YORK

Gelişmekte olan ekonomi

demek, bir anlamıyla

gelişmekte olan ülkelere göre

politik risklerin daha yüksek,

politikaların güvenilirliğinin

ise daha düşük olması

demektir. Finansal kriz

sonrası gelişmekte olan

ekonomiler güçlü bir şekilde

büyümeye devam ettiğinde

yapılan tanım artık eskidi.

Bugün bu tanım gelişmekte

olan ekonomilerde, kısmen

güçsüz ekonomik ve politik

itibarları ve gittikçe büyüyen

politik istikrarsızlıklarından

kaynaklanan çalkantının

sebebi olarak görülüyor.

‘Kırılgan Beşli’de denilen

Hindistan, Endonezya,

Türkiye, Brezilya ve Güney

Gelişen dünya dibi gördü

artık sadece

“daha iyiye” gidebilirGüney Afrika, Türkiye ve Brezilya’da hükümetlerin değişmesi çok muhtemel

görünmüyor. Fakat şu anki liderler tekrar seçilirlerse politika değişikliğine

gidebilirler. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan,

başkanlık sistemi rüyasını gerçekleştiremeyebilir, muhalefetin ve geniş

protestolar gerçekleştiren laik kesimin sözüne uymak zorunda kalabilir.

Afrika’yı ele alalım. Hepsinin

ortak noktası sadece

ekonomik ve politik güçsüzlük

(benzer mali ve cari denge

açıkları, yavaşlayan büyüme,

yükselen enflasyon ve ağır

işleyen yapısal reformlar)

değil. Ayrıca bu yıl her

birinde cumhurbaşkanlığı

seçimleri ya da genel seçimler

gerçekleşiyor. Ukrayna,

Arjantin, Venezuela, Rusya,

Macaristan, Tayland ve

Nijerya gibi diğer birçok

gelişmekte olan ekonomide

de politik ve/veya sosyal

istikrarsızlıklar, sivil

kargaşalar mevcut.

Ve bu listede henüz tehlikeli

istikrarsızlığını koruyan

Ortadoğu’yu saymıyorum.

Arap Baharı’nın gerçekleştiği

Libya ve Mısır’da artan

bir memnuniyetsizlik

var. Suriye’de iç savaş

hiddetleniyor. Yemen, için

için yanıyor. Irak, İran,

Afganistan ve Pakistan

dalgalanmalarıyla bölgede

bir yay oluşturuyor. Asya’nın

jeopolitik riskleri de buna

dahil değil. Çin’in Japonya

Filipinler, Güney Kore,

Vietman dahil birçok

komşusuyla bölgesel

anlaşmazlıkları bu listeye

dahil değil.

Güya gelişmekte olan ülkelere

dair pozitif anlatılara göre

sanayileşme, şehirleşme, kişi

başı gelirin artması, orta

sınıfın ve tüketim toplumunun

yükselmesiyle uzun

dönemli ekonomik büyüme

ve sosyopolitik istikrar

sağlayacaktı. Fakat birçok

Page 28: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Dünya gündemi

27

NOURIEL ROUBINI

ülkede çok yakın zamanda

politik kargaşalar patlak

verdi. Brezilya, Şili, Türkiye,

Hindistan, Venezuella,

Arjantin, Rusya, Ukrayna

ve Tayland. Bu ülkelerde

barikatları kuranlar şehirli

orta sınıfın ta kendisi oldu.

Yine aynı şekilde otoriteyi

İslami güçlere kaybetmeden

önce Arap Baharı’na öncülük

edenler yine şehirli öğrenciler

ve orta sınıftı.

Bu, çok büyük bir sürpriz

değil aslında. Birçok ülkede

kişi başı gelirdeki artıştan ve

sosyal güvenlikteki artıştan

fayda sağlayan işçi sınıfı

ve taşradaki çiftçiler oldu.

Orta sınıflar ise yükselen

enflasyona, yetersiz kamu

hizmetlerine, rüşvete ve

zorlayıcı hükümetlere maruz

kaldı. Şimdi bu orta sınıf

geçmişe göre daha fazla sesini

çıkartıyor ve politik olarak

daha iyi organize olabiliyor.

Bunun en önemli sebebi ise

sosyal medyanın daha hızlı

mobilize olmalarına imkân

tanıması.

Bu dönemde yaşanan politik

kargaşaların hepsi de hoş

karşılanmıyor değil. Birçoğu

yönetimlerin iyileşmesini

ve büyüme odaklı ekonomik

politikaların gerçekleşmesini

getirebilir. ‘Kırılgan Beşli’de

bu sayede iki hükümetin

değişmesi muhtemel.

Hindistan ve Endonezya.

Fakat belirsizlik de artıyor.

Endonezya’da ekonomik

ulusalcılık yükselişte. Bu

da ekonomik politikaların

içe dönük bir gidişat

izleyeceği riskini getiriyor.

Hindistan’da muhalefet

partisi Bharatiya Janata

Party’nin başbakan adayı

Narendra Modi seçilirse, şu

anda yönettiği Gujarat’ta

başarıyla uygulamış olduğu

büyüme odaklı politikaları

ulusal seviyede uygulayabilir

de uygulayamayabilir de. Bu

tamamen Modi’nin mezhepçi

tutumunu bir kenara bırakıp

ülkenin genelini kucaklayan

bir lider olup olamamasına

bağlı olacak.

Bu iki ülkenin aksine, Güney

Afrika, Türkiye ve Brezilya’da

hükümetlerin değişmesi

çok muhtemel görünmüyor.

Fakat şu anki liderler tekrar

seçilirse politika değişikliğine

gidebilirler. Güney Afrika

Cumhurbaşkanı Jacob Zuma

başbakanlık adayı için iş

dünyası yanlısı zengin bir

iş adamını seçti ve piyasa

odaklı reformlar yönünde

hareket edebilir. Türkiye

Cumhuriyeti Başbakanı

Recep Tayyip Erdoğan

başkanlık sistemi rüyasını

gerçekleştiremeyebilir,

muhalefetin ve geniş

protestolar gerçekleştiren

laik kesimin sözüne

uymak zorunda kalabilir.

Brezilya Devlet Başkanı

Dilma Rousseff ise daha

istikrarlı makroekonomik

politikaları kucaklayabilir

ve özelleştirmeler de

dahil yapısal reformları

hızlandırabilir.

Kırılganlığı ve riski

inanılmaz yüksek olan

Arjantin, Venezuella ve

Ukrayna’da bile politik ve

ekonomik şartlar o kadar

kötüleşti ki–başarısız

bir devlet olma seçeneği

dışında– sadece daha

iyiye gidebilirler. Arjantin

Cumhurbaşkanı Cristina

Fernández, yükümlülüklerini

yerine getiremiyor. Kim

olursa olsun halefi olacak

kişi daha ılıman olacaktır.

Venezuella’da Devlet

Başkanı Nicolás Maduro

güçsüz bir lider ve önünde

sonunda daha merkezi

bir muhalefete koltuğunu

bırakmak zorunda kalabilir.

Ve otokratik eşkıyalardan

kurtulmuş olan Ukrayna

sivil savaştan kaçınabilirse,

Batı yönetiminde ekonomik

bir canlanma programıyla

istikrara kavuşabilir.

Ortadoğu için risk, inişli

çıkışlı ekonomik ve politik

geçişlerle on yıldan fazla bir

süre devam edecek. Fakat

orada bile kademeli bir

istikrara kavuşma süreci

çok daha büyük ekonomik

fırsatlar getirecek.

Yani birçok gelişmekte

olan ekonomide seçim

sonuçlarına bağlı büyük

politik değişiklikler olacağını

ummak için çok neden var.

Bu değişiklikler, bağlılıkları

daha piyasa odaklı politikalar

olan ılımlı hükümetleri

yükseltecek ve ekonomilerini

doğru yönde ilerletecek.

Tabii ki riskler göz ardı

edilemez. Gelişmekte olan

ekonomiler yakın bir geçmişe

göre çok daha kırılgan ve

volatil. Yapısal repormlar,

kısa vadeli bedelleri olsa

da, uzun vadeli faydaları

için uygulanmalı. Çin’in

uyguladığı devlet kapitalizmi

Rusya, Venezuella, Arjantin

ve hatta Brezilya, Hindistan

ve Güney Afrika’daki

politika düzenleyicileri

arasında büyük destek

görüyor. Kaynak ulusalcılığı

yükselişte ve bu hem serbest

ticareti hem de doğrudan

yabancı yatırımları olumsuz

etkiliyor. Gerçeği söylemek

gerekirse, gelişmekte olan

ekonomilerdeki gelir ve

servet eşitsizliği, zamanla

liberalleşme ve küreselleşmeye

karşı olan sosyal ve politik bir

harekete sebep olabilir.

Bu yüzden gelişmekte

olan ülkelerin ekonomik

büyümesi bütünleşik olmalı

ve eşitsizliği azaltmalıdır.

Piyasa odaklı reformlar

gerekli olsa da, hükümetler

fakirler için sosyal güvenlik,

ve yüksek kalitede kamu

hizmeti sağlamakta; eğitime,

sağlık hizmetlerine, altyapıya

ve inovasyona yatırım

yapılmasında; ekonomik

ve finansal oligopolilerin

güçlerini sınırlandıracak

rekabet kanunlarını

uygulamakta ve herkese eşit

fırsatlar sunan gerçek bir

eşitlik sağlamakta çok önemli

rol oynuyor.

3 Mart 2014 tarihli Dünya

gazetesinden alınmıştır.

Page 29: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üye PROFİLİÜye PROFİLİ

28

Başarısının ardında

güçlü bir kurumsal

iş kültürünün yattığı

Borusan Holding’in

temelleri, bundan 70 yıl

önce atıldı. Başta Türkiye

olmak üzere dünyanın

değişik pazarlarında çelik,

distribütörlük, lojistik ve

enerji sektörlerinde istikrarlı

büyümesini sürdüren

grubun ilk

kurulduğu

Bu yıl 70’inci yılını kutlayan Borusan, 4 milyar doların

üstüne çıkan cirosuyla, yenilikçi ürün ve hizmetlere

odaklanıp, kârlılığını ve verimliliğini daha da

yükselterek, sürdürülebilir bir zemin üzerinde büyümeye

devam edecek. Borusan Holding Yönetim Kurulu Başkan

Yardımcısı Bülent Demircioğlu, “Geçen yıl Nisan ayında

temeli atılan ABD’deki çelik boru fabrikamız Mayıs

ayında üretime başlıyor” dedi.

büyümeye

devam edecek

Boru sektörünün lideri

yıllardaki iş zihniyetinin

üzerinde yükselen kurumsal

kültürün üç önemli sacayağı

bulunuyor. Birincisi müşterinin

ihtiyacını anlamaya ve

ona yönelik yaratıcı, farklı

ve ekonomik bir çözüm

geliştirmeye duyulan tutku

derecesinde bağlılık; ikincisi

hata yapmaktan, risk almaktan

çekinmeksizin hızlı ve esnek

aksiyon geliştirme becerisi,

üçüncüsü ise müşteriye hizmet

vermek, ürün sunmak için temel

fonksiyonlara, yani üretime ve

satışa eksiksiz bir sadakat.

Borusan Grubu

şirketlerinin, güçlü

bir iş kültürü

ile en modern

metodolojilerden

yararlanarak

çalışmalarını

sürdürdüğünü

dile getiren

Borusan

Holding

Yönetim

Kurulu Başkan

Yardımcısı Bülent Demircioğlu

ile MESS’e 1962 yılında üye olan

Borusan’ı konuştuk.

Borusan Holding’in ekonomik

büyüklüğü hakkında bilgi

verebilir misiniz?

1944 yılında başlayan

yolculuğumuzda geldiğimiz

noktada, Türkiye’nin önde gelen

sanayi ve ticaret gruplarından

biri olduk. Bugün Borusan;

çelik, distribütörlük, lojistik ve

enerji olmak üzere dört farklı

işkolunda faaliyet gösteren,

cirosunu 4 milyar ABD dolarının

üzerine çıkartmış, her yıl

yüzlerce milyon dolarlık yatırım

yapan ve 7 bin kişiyi istihdam

eden bir şirketler grubudur.

Yenilikçiliğe dayalı ürün ve

hizmetlerimizle ülkemiz için

değer yarattığımız gibi, yurtdışı

pazarlarda sürekli güçleniyoruz.

Halen ciromuzun yüzde 30’u

yurtdışı satışlarımızdan ve

yurtdışı faaliyetlerimizden

geliyor. Geçen yıl Türkiye’de

enerji sektöründe önemli

Page 30: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üye PROFİLİ

29

yatırımlar yaptık. ABD’deki

(bizi bu pazarda daha da

güçlendirecek) çelik boru

fabrikası yatırımımız mayıs

ayında üretime başlıyor.

Holding yönetimi, Asım

Kocabıyık’tan devraldığı mirası

sürdürüyor. Gelecekte şirket

kültürü, kurumsallık, yeni

yatırımlar gibi konularda ne tür

değişiklikler olacak?

Borusan’ın kurumsal kültürünün

temelinde Kurucumuz ve

Onursal Başkanımız merhum

Asım Kocabıyık’ın yerleştirdiği

değerler yer alıyor. Bunlar, her

şeyden önce açık, dürüst ve

güvenilir olmak, müşteriye saygı

göstermek ve onun ihtiyaçlarını

en iyi şekilde karşılamaya

odaklanmak şeklinde

özetlenebilir. Borusan bu sayede

müşterileriyle güçlü bir güven

ilişkisi geliştirmiş ve bugün

geldiği noktaya ulaşmıştır.

Yatırımlarımızı stratejik

planlamamız çerçevesinde

sürdürüyoruz. Değişmeyen

hedefimiz aktif olduğumuz iş

kollarında pazar lideri olmak

veya üst sıralarda yer almaktır.

Borusan’ın bölgesindeki ve

dünya pazarlarındaki varlığını

artırmak, Grubumuzu

Türkiye’nin dünyadaki güçlü

oyuncularından biri haline

getirmek için önemli adımlar

atıyoruz.

Holdingin “Çelik Grubu”

şirketlerinin, faaliyet alanları

ve ölçek bilgilerini anlatabilir

misiniz?

Çelik Grubumuzda Borusan

Mannesmann, Borçelik ve

Kerim Çelik şirketlerimiz yer

alıyor. 1 milyon tonluk üretim

kapasitesine sahip olan Borusan

Mannesmann Türkiye’deki

üretim faaliyetlerini Gemlik ve

Halkalı fabrikalarında yürütüyor.

Ayrıca İtalya’da yüksek katma

değerli soğuk çekilmiş özel boru

üretimi konusunda uzmanlaşmış

bir fabrikası bulunuyor. Bunlara

ek olarak, ABD’nin Teksas

eyaletinde, kaya gazı sondaj

borusu üretecek bir üretim

tesisi kurma çalışmalarımız

devam ediyor. 150 milyon

ABD doları düzeyinde bir

yatırımla kurulacak olan

bu tesisi, mayıs ayı içinde

faaliyete sokmayı hedefliyoruz.

Borusan Mannesmann ürün

gamını ağırlıklı olarak, petrol

ve doğalgaz kuyu boruları,

basınçlı borular, su, doğalgaz

ve petrol iletim hattı boruları,

soğuk çekme otomobil boruları

oluşturuyor. Şirketin 1400

çalışanı ve 4 bin çeşit ürünü var.

Dünyanın en büyük çelik

üreticisi ArcelorMittal’in ortağı

olduğu, Türkiye’nin ilk özel ve

ikinci büyük yassı çelik üreticisi

Borçelik’in üç soğuk haddeleme

ve üç sıcak daldırma galvaniz

hattı bulunuyor. 1994, 2003 ve

2008 yıllarında gerçekleştirilen

toplam 500 milyon dolarlık

yatırımın ardından Borçelik’in

bugünkü yıllık kapasitesi 1,5

milyon tondur. Türkiye’nin

en yüksek üretim kapasitesine

sahip ve en modern galvanizli

sac üreticisidir. Çelik servis

merkezi Kerim Çelik; Manisa,

Bursa ve Adana’daki servis

merkezlerinde 500 bin tonun

üzerindeki üretim kapasitesi

ve 200 çalışanıyla faaliyetlerini

sürdürüyor. Ürün gamında sac

(CR), sıcak daldırma galvanizli

sac (HDG), asitlenmiş yağlanmış

sıcak sac (PO), boyalı sac (CC)

gibi ürünler bulunuyor.

Page 31: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üye PROFİLİ

30

Çelik Grubu’nda Türkiye ve

dünya pazarındaki yeriniz

nedir? Bu büyüklükte ve bu

kadar başarılı bir grup olmayı

nasıl başardınız?

Borusan Mannesmann çelik

boru sektöründe Türkiye’nin

lideri, Avrupa ve dünyanın

önde gelen şirketlerinden biri.

Sektöründe dünya markası

ortağımız Mannesmann ile

beraber tüm kıta Avrupası’nda

en yüksek teknolojiye sahip

boru üreticisi Borusan

Mannesmann Boru A.Ş., geçen

yıl İSO 500 sıralamasında 49.

sırada yer aldı.

Yassı çelikte ülkemizin önde

gelen özel şirketlerinden

Borçelik ise geçen yıl, saygın

ekonomi dergilerimizden

Capital’in hazırladığı Capital

500 listesinde 65’inci, İSO 500

listesinde 28’inci sırada yer aldı.

Borçelik yassı çelik sektörünün

en üst kalite diliminde üretim

yapan bir şirket ve otomobil ile

beyaz eşyada en yüksek pazar

payına sahip üretici.

Borusan Grubu şirketlerinin

tümü güçlü bir iş kültürü ile ve

en modern metodolojilerden

yararlanarak çalışmalarını

sürdürüyor. Başarının altında

beşer yıllık stratejik planlarla

belirlenen hedeflerin kararlılıkla

takip edilmesi, Yalın 6 Sigma

metodolojisiyle yenilikçiliğin ve

verimliliğin sürekli geliştirilmesi,

“Voice of Customer” (Müşterinin

Sesi) uygulamasıyla müşterinin

taleplerine gerçekten kulak

verilmesi ve modern İK

uygulamaları yer alıyor.

Borusan yenilikçi ürün

ve hizmetlere odaklanıp,

kârlılığını ve verimliliğini daima

yükselterek, sürdürülebilir

bir zemin üzerinde büyümeye

devam edecek.

Türkiye metal sektörünün

ekonomideki yerini nasıl

değerlendiriyorsunuz? Sektörün

potansiyelinin önündeki

engeller, sorunlar neler?

Bu soruya, metal sektörünün

önemli bir parçası olan ve

Borusan’ın da içinde faaliyet

gösterdiği çelik sektörü

perspektifinden bakarak

yanıt vermek isterim. Çelik

sektöründe yaşanan daralmaya

rağmen, geçen yıl Türkiye’nin

nihai mamul üretim ve tüketimi

artış gösterdi. 2013 yılında

Türkiye’nin toplam nihai mamul

üretimi, yarı mamul ithalatının

desteği ile önceki yıla kıyasla

yüzde 6,2 artışla 36,4 milyon

tona ulaştı. Türkiye’nin uzun

mamul üretimi yüzde 5,1 artışla

26,53 milyon tona, yassı mamul

üretimi de yüzde 9,2 artışla 9,86

milyon tona yükseldi.

Dünya Çelik Birliği (WSA)

verilerine göre, 2013 yılında

Türkiye ham çelik üretiminde

dünyada 8’inci, Avrupa’da

Almanya’nın ardından 2’nci

sırada yer aldı. Çelik ürünleri

ihracatında ise ITC Trademap’in

2013 yılının ilk 9 aylık verileri

incelendiğinde Türkiye’nin,

çelik ürünleri ihracatında (nihai

ve yarı mamul dahil olmak

üzere) dünyada 7’nci, Avrupa’da

yine Almanya’nın ardından 2’nci

sırada olduğu görüldü.

Çelik boruda, küresel

ekonomilerde devam eden

krizin genel talepte yarattığı

daralmaya ek olarak, bazı hedef

ihracat pazarlarında yaşanan

siyasi karışıklıklar ve korumacı

politikaların 2013 yılında

bir önceki yıla kıyasla daha

düşük bir ihracat performansı

sergilenmesine neden olduğunu

söyleyebiliriz.

Buna rağmen sektörün en

önemli ihracat pazarlarından

olan AB’de yaşanan ekonomik

toparlanmaya paralel olarak,

çelik boru talebinin kısa vadede

artış göstermesi bekleniyor.

2013 yılında ABD’ye yapılan

ihracatta yaşanan kayıpların

2014 yılında telafi edilebileceği

tahmin ediliyor. Kuzey Afrika

ve Ortadoğu bölgelerinde

devam eden altyapı ve üstyapı

yatırımlarının da Türk çelik ve

boru ihracatına önemli katkılar

sağlayacağı öngörülüyor.

Bugün Türkiye’de Avrupa

standartlarında üretim

yapabilen, ulusal ve uluslararası

projeler ile adını duyurmuş

kaliteli üreticilere, bilgi

birikimine, belirli düzeyde

teknoloji ve altyapıya sahibiz.

Bu faktörlere ülkemizin

coğrafi konumunun getirdiği

lojistik ve stratejik avantajları

da eklediğimizde ortaya

potansiyelin yüksek olduğu bir

tablo çıkıyor.

Page 32: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Üye PROFİLİ

31

“TÜRKİYE ÇELİK SEKTÖRÜNÜN ARTIK KATMA DEĞERİ VE ULUSLARARASI REKABET GÜCÜNÜ ARTIRACAK ÜRÜNLERE ODAKLANMASI VE İHRACAT HACMİNİ YÜKSELTMESİ GEREKİYOR. HAMMADDE TEMİNİNDE YAŞANAN SIKINTILAR, TEMEL BİR SIKINTIDIR. ÇOK DEĞİŞKEN BİR YAPIDA OLAN YASSI MAMUL FİYATLARI, UZUN SÜRELİ PROJELERLE İLGİLİ İHALELERDE FİYAT VERMEYİ HAYLİ ZORLAŞTIRIYOR.”

Çelik Grubu’na yönelik olarak,

kısa ve orta vadede yeni yatırım

planlarınız var mı?

Başta enerji ve çelik gruplarımız

olmak üzere tüm işkollarımızda

yatırımlarımız planlandığı

şekilde devam ediyor. Çelik

Grubu’ndaki durumu aktarmak

gerekirse, Borusan Mannesmann

şirketimiz, ABD’nin Teksas

eyaletinde kaya gazı sondaj

borusu üretim tesisi yatırımını

başlattı. Nisan 2013’te temeli

atılan ve toplam yatırım miktarı

150 milyon ABD dolarına

ulaşacak olan bu tesis yaklaşık

500 dönüm arazi üzerinde

kurulacak ve tam kapasiteye

ulaştığında 250 kişiye istihdam

olanağı sağlayacak.

MESS’in çalışmaları,

faaliyetleri ve sektöre katkıları

hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye Metal Sanayicileri

Sendikası (MESS), 1959

yılından bu yana metal

işkolunun gelişimine, bu

sektördeki sorunların aşılmasına

ve faaliyet gösteren kuruluşların

daha katma değerli, daha verimli

çalışmalarına önemli katkılarda

bulunmuş bir sivil toplum

kuruluşudur. Faaliyetlerini aynı

başarılı çizgide sürdüreceğini

ve sektör için vazgeçilmez

bir öneme sahip olduğunu

düşünüyorum.

MESS’e ne zaman üye oldunuz?

Neden bu örgütlülüğe ihtiyaç

duydunuz?

1959 yılında kurulan MESS’e

27 Kasım 1962 tarihinde üye

olduk. Üretimin devamlılığını

sağlayebileceğimiz, kazan-

kazan ilişkisi içinde toplu

sözleşme müzakerelerini

yürütebileceğimiz, metal

sektörü içinde belirli standartları

uygulayabileceğimiz, metal

sektörüne özgü ücret yapılarını

oluşturabileceğimiz, kapsamlı

çalışan eğitimlerinden

ve bilgi birikimlerinden

yararlanabileceğimiz bir örgüt

olduğu için MESS’e üye olduk.

Sizce MESS gibi bir örgütün

sektöre ve ekonomiye katkısı

oluyor mu?

MESS kurulduğu günden bu

yana Türkiye’nin endüstri

ilişkilerine yön vermiş, yapıcı

ve uzlaşmacı yaklaşımları,

yenilikçi ve araştırmacı yapısıyla

sadece kendisine üye işletmeleri

değil, bu işletmelerin en önemli

kaynağı olan çalışanlarını da

geliştirmek adına çok önemli

faaliyetler gerçekleştiriyor.

Yaptığı çalışmalarla metal

sektörüne olduğu kadar diğer

tüm sektörlere de yol gösteren,

öncülük eden bir kurum.

Küreselleşmenin doludizgin

yaşandığı, rekabetin her

geçen gün daha da arttığı

dünyamızda işletmelerin

başarılı olabilmelerinin yolu

verimlilikten geçiyor. Bu ise

eğitilmiş, yetkin insan kaynağı

ile mümkün. MESS, kurduğu

MESS Eğitim Vakfı (MEV) ile

her alanda ve seviyede önemli

eğitim ve gelişim faaliyetlerinde

bulunarak çalışanların daha

yetkin hale gelmesinde ve

bu sayede verimlilik artışının

sağlanmasında önemli katkı

sağlıyor.

Bunun yanında sanayinin

gelişimine paralel ihtiyaç

duyulan her alanda sanayiciye

yardımcı olacak, ana faaliyet

alanı olan üretim faaliyetlerinin

dışındaki konularda hayatı

kolaylaştıracak adımları da

atıyor. Bunun en güzel örneği,

Entegre Geri Dönüşüm

şirketidir.

MESS gerek yurtiçinde gerekse

yurtdışında üyesi olduğu birçok

platformda hem Türk metal

sanayisini hem de üyelerini

çeşitli düzeylerde temsil ederek,

endüstri ilişkilerinin sağlıklı

ve sürekli gelişmesine katkıda

bulunuyor.

MESS, tüm metal sanayi

çalışanlarını geliştirmek,

verimliliği artırmak ve iş idaresi

için çok kapsamlı eğitim

programları düzenliyor. İş sağlığı

ve güvenliği alanında çalışmalar

yürüterek, çalışanların sağlıklı

ve güvenli bir ortamda

çalışmalarını sağlamak üzere

üyelerine eğitim, danışmanlık

hizmetleri vererek çok önemli

bir işlevi yerine getiriyor.

Türk çalışma hayatına ve

endüstri ilişkilerine yön

verecek yasa, yönetmelik,

tüzük ve uygulamaların her

aşamasında yaptığı inceleme,

araştırma, istatistiki çalışma

vb. ile hem yasama hem de

yürütme organlarına da katkılar

sağlayarak, çalışma hayatımızın

ve buna yön veren tüm yasal

zeminin dünya ve Avrupa

standartlarında olmasının

sağlanması için çalışıyor.

MESS, kurulduğu günden

bu yana barışçıl, yapıcı,

münakaşaya değil müzakereye

dayalı bir toplu sözleşme süreci

yürüterek çalışma barışının

sürekliliğini sağlayan önemli

aktörlerden biri. Bu sayede de

hem bizim hem de Türkiye’deki

metal sektörünün gelişimine

önemli katkılar sağlıyor ve

sağlamaya devam ediyor.

Uzun yıllardır yürüttüğünüz

kültür, sanat, eğitim ve cinsiyet

eşitliği çalışmaları, sizin gibi

şirketlere neler kazandırıyor?

Biz sosyal sorumluluk

projelerimizde Kurucumuz ve

Onursal Başkanımız Merhum

Asım Kocabıyık’ın ilkeleri

doğrultusunda hareket ediyoruz.

Ülkemize değer katmak ve gönül

borcumuzu ödemek için gayret

gösteriyoruz. Bu doğrultuda

kurulduğumuzdan bu yana,

toplumdan kazandığımızı yine

topluma yaptığımız yatırımlarla

paylaşmayı ilke edindik.

Bu çalışmalar Türkiye’nin

gelişmesine, kalkınmasına

katkıda bulunurken, Borusan

Grubu ile paydaşları arasındaki

güveni pekiştiriyor ve kurumsal

itibarımızı olumlu etkiliyor.

Page 33: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Ekonomide gündem

32

Bu yazının amacı, bilincin

ne olduğunu anlatmak

değil. Amacımız, işlerimizi

bilinçle yönetme bağlamında,

“kaynakların laneti” örneğinden

yola çıkarak, dünyada

olup biteni okuma gündemi

önermektir.

Düşündüklerimizi yazıya

dökerken “anlaşılma düzeyini”

yükseltebilmik için Michio

Kaku’nun tanımladığı bilincin üç

bileşenini anımsatalım:

1) Çevreyi hissetme ve tanıma,

2) Kendinin farkında olma,

3) Hedefler belirleyerek geleceği

planlama, simüle etme ve strateji

ortaya koyma.

Harvard Business Review’de

Ellen Langer, “Bilinçli olmak,

yeni şeyleri aktif biçimde

farketme sürecidir. Bunu

yaparsanız, sizi tam da şimdiki

Aktif biçimde

farketmemiz gereken nedir?Birçok iş insanı, bol kaynaklara erişebilse, çok önemli işlerin altına imza

atacağına kendini inandırmıştır. Bazı insanlar, ülkemizin petrolü olsaydı

ekonomimiz kanatlanıp uçar diye düşünmektedir.

zamana taşır. Bağlam ve

perspektife daha duyarlı hale

gelirsiniz. Bilinç ilginin özünü

oluşturur. Enerji tüketmez, enerji

verir. Pek çok insanın hatası, tüm

bu düşüncenin stresli ve yorucu

olduğunu varsaymaktır. Ama asıl

stresli olan düşüncesizce yapılan

olumsuz değerlendirmeler ve

sorunlarla karşılaşıp bunları

çözemeyeceğimiz endişesidir”

diyerek işlerimizi bilinçle

yönetmenin yol ve yöntemini

gösteriyor.

Sait Başer’in tanımı da

Langer’e yakın: “Bilinç, bir

farkındalık durumunun

zihinde kendiliğinden uyanık

kalmasıdır.”

Birçok iş insanı, bol kaynaklara

erişebilse, çok önemli işlerin

altına imza atacağına kendini

inandırmıştır. Bazı insanlar,

ülkemizin petrolü olsaydı

ekonomimiz kanatlanıp uçar

diye düşünür.

Joseph E. Stiglitz, ekonomistlerin

“kaynak laneti” adını verdiği

olguya gönderme yaparak,

büyük doğal kaynaklara sahip

ülkelerin, az kaynaklara sahip

ülkelerden daha düşük oranda

büyüdüğünü, kaynak bolluğunun

zenginlik yerine bir ölçüde de

tembellik yarattığını ileri sürer.

Ünlü ekonomist, her ikisi de

petrol bağımlısı olan Endonezya

ve Nijerya’nın durumunu şöyle

analiz ediyor: “Her iki ülke

de 30 yıl önce kişi başına aynı

gelir düzeyine sahipti. Bugün ise

Endonezya’nın geliri Nijerya’nın

dört katına ulaşmış durumda.”

Elmas bağımlısı Sierra Leone

ile Botswana incelendiğinde,

Botswana’nın son 30 yılda

Page 34: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Ekonomide gündem

33

DR. RÜŞTÜ BOZKURTDünya Gazetesi Yazarı

ortalama yüzde 7,8 büyüdüğü,

sivil savaş yaşayan Sierra

Leone’nin ise yokluk ve yoksulluk

kıskacından kurtulamadığı

görülüyor.

Stiglitz, zengin kaynakları olan

ülkelerin dikkat etmesi gereken

üç olguya dikkat çekiyor:

1-Zengin kaynaklar, toplumları

daha fazla kaynak yaratma

yerine pastadan daha büyük pay

kapmaya motive ediyor. Pastadan

payını alanlarla alamayanlar

arasında bir savaşa giden yolun

önü açılıyor. Hiç kuşku yok ki

çatışma ortamı ve iklimi yabancı

güçlerin manipülasyonunu

kolaylaştırıyor.

2-Hammadde fiyatları sürekli

dalgalanıyor, dalgayı yönetmek

de kaynaklara sahip ülkelerin

elinde değil.

3-Petrol ve diğer kaynaklar

istihdam yaratmıyor, sıklıkla

diğer ekonomik sektörlerin

dışlanmasına yol açıyor. Bu

olguya “Hollanda Hastalığı”

deniyor. Petrolden elde edilen

gelir artınca paranın değeri

yükseliyor.

Çok sayıda düşünür gibi

Stiglitz’de kendini yeniden

üreten ekonomiler yaratmanın

en güvenilir yol ve yönteminin,

insan kaynağı stokunu artırmak,

insan kaynağı ve sermaye

verimliliklerini yükseltmek

olduğunu söylüyor.

Jean Daniel Tordjman’da,

“Rasyonel analizler, yıllar

süren durgunluktan sonra

belirli bir anda ekonomik

kalkınmanın nasıl harekete

geçtiğini açıklamaya yetmiyor.

Doğal kaynakların bolluğu,

tarım ürünleri, madenler hatta

petrol bile yeterli değil. Öyle

olsa Sibirya, Kongo veya Afrika

gelişmiş ülkelerin başında

yer alıırdı. Rusya örneğindeki

gibi, bilim ve teknoloji seviyesi

ve zeka (Gerek Macarlar,

gerekse Ermeniler mükemmel

matematikçi ve satranç

oyuncuları çıkarmıştır) hatta

para bile yetmiyor; zira servete

boğulmuş Altın Yüzyılı İspanyası

bile bunu ‘kalıcı bir kalkınmaya’

çevirmeyi beceremedi” diye

bulgularını paylaşıyor.

Küresel Kalkınma Merkezi’nden

William Easterly ile Minnesota

Üniversitesi’den Ross Levin’in

kaleme aldıkları bir makalede

ulaştıkları genellemede,

“Sonuçlar çok ilginç: En önemli

faktörün kurumlar olduğu

ortaya çıkıyor, ama bu, çıkan

sonucun en hafif ifadesiydi.

Her ikisi de kendi başlarına

etkileyici etmenler olan

coğrafya ile politikaların sadece

kurumlardan daha az etkili

oldukları değil, kabaca söylemek

gerekirse hiç etkiye sahip

olmadıkları görülüyor” diyorlar.

The Economist ise

makroekonomik politikaların

iyi ya da kötü olmalarının

son çözümlemede kurumların

işleyişine bağlı olduğunu

belirtiyor. Bol yeraltı ve yerüstü

kaynakların, iyi coğrafyanın,

olgun bir kültürün de belirleyici

etkisi olmadığı görüşünde.

Gerçekliğe yakın çözümleri

üreten, uygulamaya koyan ve

sürdürülebilirliği sağlayan

“kapsayıcı kurumlar” asıl itici

gücü oluşturuyor.

Değişik kaynakların

genellemelerini izledikten sonra,

sorulması gereken soru açık:

“Aktif biçimde farketmemiz

gereken ne?”

Yanıtların birincisi, kalkınmayı

hızlandıran temel etkenin

yeraltı ve yerüstü zenginlikler,

sermaye stoku, makroekonomik

politikalar, kültür ve

coğrafyaların olmadığıdır.

Kalkınmanın temel etkeni, fırsat

eşitliği ve eşit haklar sunan,

paylaşımcı ortak aklın gücüne

dayanan, katılımcılık özünden

beslenen yönetişimi içselleştiren,

entelektüel kapasiteyi artıran

kapsayıcı kurumların olağanüstü

etkileri olduğudur.

Yanıtların ikincisi, dünyayı iyi

okumaktır. Örneğin, “Analitik

3.0” ile “Sanayi 4.0” konusu

ABD, Almanya, İngiltere ve hatta

İsrail’de tartışma aşamasını

geçmiş, işyerlerinin etkin

yönetiminde ve uygulamada

bir hayli mesafe kazanmıştır.

Bu yeni gündemi tercüme

kolaycılığı ile değil de kendi

özgün koşullarımızı dikkate alan

yaklaşımla zenginleştirirsek,

doğru okumanın verdiği

farkındalığı artırarak doğru

adımlar atabilir, kalkınma

yarışında öne geçebiliriz.

Sanayi 4.0 tartışmalarını bir

başka yazıda ele alalım; “bilinçli

olmak, yeni şeyleri aktif biçimde

farketmek” ise analitik üzerinde

tartışmaları hemen başlatmaktır.

Thomas H. Davenport’un

Harvard Business Review

Türkiye’nin Aralık 2003

sayısında yayımlanan “Analitik

3.0” makalesi, tartışmayı

başlatmanın bir ilk adımı

olabilir.

Çok genel çizgileriyle özetlersek:

Analitik 1.0: İşlerimizi

alışkanlıkla değil analizle

yapmaktır. Verilere erişme,

verileri derleme, uygun yöntemle

malumat haline getirme,

malumatları bilgiye dönüştürme,

sezgileri de katarak bilgileri

“anlama” düzeyine eriştirerek

iş yapabilmeyi beceriyorsak,

“Analitik 1.0” aşamasındayız.

Analitik 2.0: “Büyük Veri”yi

ehlileştirerek, ehlileştirilmiş

bilgileri karar süreçlerinde,

insan yaşamını kolaylaştıran bir

“yarara dönüştürme” aşamasıdır.

Analitik 3.0: Anlama derinliğini

kazandırdığımız bilgilerle

zenginleştirilmiş ürünleri

piyasalara sunarak rakiplerle

eşdüzeyliliği koruma ya da

bir adım öne geçerek rekabet

üstünlüğü yaratmadır.

Analitik 3.0 aşamasına ulaşma,

öncelikle insanımızın entelektüel

kapasitesini artırma, onu sistem

kapasitesi ile besleyerek bilgiyle

çeşitlendirilmiş renklendirilmiş

ve zenginleştirilmiş ürünler

sunabilme demektir.

Şimdi hep birlikte eğri oturup

doğru konuşalım. İşyerlerimizin

ne kadarı “analitik 1.0”

aşamasına geçmiştir... “Analitik

2.0” aşamasında ilerleyenler

ne kadardır? Analitik 3.0

aşamasında olan işyeri

sayımızın toplam içindeki payı

nedir gibi soruların yanıtını

herkese vermeden önce, kendi iç

dünyamızda netleştirmeliyiz.

Çok da yeni olmayan

bu kavramlarla içiçe

olmayanlar için anlaşılabilir

olabilmemiz oldukça zor...

Ama şu genellemeye yürekten

inanıyorum: Matbaanın Batı’da

yarattığı etkiyi, baskın hale

gelmeden gündemimize alabilmiş

olsaydık, ülkemiz, “Sanayi

Devrimini kaçıran tipik ülke”

olmazdı. Bugün “Analitik 3.0”

ile “Sanayi 4.0” konusuyla ilgili

olmayanlar da gelecekte benzer

suçlamanın hedefi olabilir.

Page 35: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

34

ZENGİN doğal kaynaklarıyla

dünyanın en önemli ve en

büyük ülkelerinden biri olan

Rusya ile Türkiye’nin ticari iş

birliği, gün geçtikçe daha da

artıyor. 2000’li yılların başından

itibaren karşılıklı üst düzey

ziyaretlerle yepyeni bir döneme

girilen Rusya Federasyonu

Türkiye ilişkileri, son yıllarda

sadece siyasi olarak değil,

ekonomik olarak da ayakları

yere sağlam basan bir boyuta

taşındı. Bu sürecin sonunda,

karşılıklı ticaretin önümüzdeki

beş yıl içinde 100 milyar dolara

yükseltilmesi ortak hedef olarak

belirlendi.

Türkiye ile Rusya Federasyonu

arasındaki ilişkiler, birçok

başka faktörün yanı sıra

coğrafi yakınlığın yarattığı

yapıyla uzun bir tarihi geçmişe

dayanıyor. İlişkiler, kimi

tarihsel dönemlerde uzlaşmacı

özelliğinden uzaklaşsa da

bugün Soğuk Savaş döneminin

rekabetçi doğasını terk ederek,

işbirliği alanlarının çoğaltıldığı

yeni konjonktürde, her iki

Türkiye ile ikili ticaret hacmi her sene ortalama yüzde 13,7 oranında artan Rusya, dünyanın

yedinci büyük ekonomisi olarak, yatırımcılar için Çin’den sonra en cazip pazar.

1,9 trilyon dolarlık gayrisafi milli hasılası, 844 milyar dolarlık dış ticareti ile dünyanın en

önemli ve en büyük ülkeleri arasında yer alan Rusya, Türk yatırımcılarını bekliyor.

RusyaTürk yatırımcıları heyecanlandırıyor

ülke için de verimli bir zemine

oturtuldu. İki ülke arasındaki

işbirliğini doğuran ve her geçen

gün kuvvetlenmesini sağlayan

en önemli unsurlar, ekonomik

ve ticari ilişkilerin yanı sıra

gözlenen yoğun yatırım ilişkileri

oldu.

Rusya’da 10 milyar

dolarlık yatırım

Bu gelişmeler ışığında Rus

ekonomisindeki yükselişe

paralel olarak, Türkiye’nin bu

ülkedeki doğrudan yatırımları

da gün geçtikçe arttı. Ekonomi

Bakanı Nihat Zeybekci’nin

Dünya gazetesine yaptığı

açıklamaya göre, Şubat 2014

itibariyle Türkiye’nin Rusya’daki

toplam yatırımları 10 milyar

dolar civarında gerçekleşti.

Şu an Rusya Federasyonu’nda

bilişimden gıda sektörüne,

hukuk-danışmanlıktan lojistik

sektörüne, inşaattan tekstile

hemen her alanda yerleşik Türk

iş adamı bulunuyor.

Türk işadamları, başkent

Moskova ile Tataristan

Cumhuriyeti’nin başkenti

Kazan’ın yanı sıra Güney

Rusya’daki Rostov, Krasnodar,

Soçi, Novorossisk şehirleri ile

Novosibirsk, Yekaterinburg,

Samara, St. Petersburg ve

Astrahan gibi ülkenin önemli

ticaret merkezlerinde yerleşik ve

sektörlerinde hâkim konumda.

Türkiye ile Rusya arasındaki

ticari ve ekonomik ilişkilerin

önemli boyutlarından birini

ise müteahhitlik sektörü

oluşturuyor. Ocak 2014

itibariyle, 49,4 milyar dolar

tutarındaki 1481 proje ile

Rusya Federasyonu, Türk

müteahhitlerinin en fazla

iş aldıkları ülke oldu. Türk

müteahhitlik sektörünün Rusya

pazarında edindiği deneyim,

bugün Türk inşaat firmalarının

global ölçekte ulaşmış olduğu

konumu da gösteriyor.

Rusya’nın ekonomisi

büyüyor

Dünyada imalat sanayisi en

güçlü ekonomiler arasında 2012

yılı itibariyle yedinci sırada yer

alan Rusya, 2013 yılında 2,1

trilyon dolarlık gayrisafi milli

hasıla (GSMH) ve GSMH’den

kişi başına düşen 18 bin 271

dolar gelir ile 2012 yılında

toplam 530,6 milyar dolar

ihracat, 335,4 milyar dolar

ithalat gerçekleştirdi. Kuzey

komşumuz, bu başarısının

ardından Fransa, İngiltere,

Kanada, Hindistan ve Brezilya

gibi gelişmiş ve gelişmekte olan

ekonomileri geride bıraktı.

Dış Ekonomik İlişkiler

Kurulu (DEİK) Türk-Rus

İş Konseyi’nin “Rusya

Federasyonu Ülke Bülteni”nde,

1990’ların başlarından

itibaren küresel ekonominin

önemli bir oyuncusu olan

Rusya’da son yıllarda izlenen

makroekonomik politikaların

enflasyonun düşürülmesi,

istikrarlı bir döviz kurunun

sağlanması, kamu borçlarının

zamanında ödenmesi ve

ekonomik büyümenin

devamı üzerinde yoğunlaştığı,

yükümlülüklerini yerine getiren

Rus hükümetinin ekonomide

Page 36: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

35

RUSYA’DA İŞ YAPMANIN PÜF NOKTALARI• Ruslar randevularınıza zamanında gelmenizi ve dakik olmanızı bekler.• İletişim kurmak için posta çok güvenilir bir araç olarak kabul edilmiyor. Faks ve e-posta

kullanımı tercih ediliyor.• Bir iş ziyaretine gitmeden önce ticaret yapmayı planladığınız şirketi, ticari amaçlarınız ve iş

teklifiniz hakkında bilgilendirmeniz beklenir.

Page 37: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

36

istikrarlı büyüme sağladığı

dile getiriliyor. Bültene göre,

dengeli mali politikalar ve para

politikalarındaki korumacı

yaklaşım da ekonomideki

finansal göstergelerde

iyileşmeye ve istikrara önemli

ölçüde katkıda bulunuyor.

Rusya’nın GSMH’si 1990’lı

yılların ortalarına kadar pek

istikrarlı bir seyir izlemese

de 1994 yılında 326 milyar

dolara gerilerken 1997 yılında

tekrar 428 milyar dolara

yükseldi. Ancak, 1998 yılında

yaşanan ekonomik kriz, derin

bir ekonomik çöküşe neden

olarak, GSMH’nin 1999 yılında

194 milyar dolara kadar

gerilemesine yol açtı. 1999

yılından itibaren ise istikrarlı

bir gelişme süreci yakalandı.

Putin yönetiminin devleti

tekrar güçlendirmeye yönelik

çabalarının bu gelişmedeki

payı oldukça yüksek. Eski ama

güçlü bir sanayi altyapısına

sahip ülkede birçok tesis artık

özel sektör tarafından başarıyla

işletiliyor.

Yatırımlar istenen

düzeyde değil

Son yedi yılda yüksek

oranlı büyüme gösteren Rus

ekonomisi, 2005 yılında

yüzde 6,4 ile gelişmekte olan

ekonomilerin ortalama büyüme

oranı olan yüzde 5,9’un ve

dünya ortalaması olan yüzde

3,2’nin hayli üzerinde büyüme

yakaladı. GSMH 2006 yılında

yüzde 7,7 ve 2007 yılında ise

yüzde 8,1 oranında büyüyerek

1.290 milyar dolar seviyesine

ulaştı. 2008 yılını yüzde 5,2’lik

bir büyümeyle kapatan Rusya

ekonomisi, küresel krizin

devam eden etkisiyle 2009

yılında yüzde -7,9’luk bir düşüş

YILLARA GÖRE TÜRKİYE-RUSYA TİCARETİ (MİLYON DOLAR)

YILLAR İHRACAT (X) İTHALAT (M) X/M DENGE HACİM

2002 1.172 3.892 0,30 -2.720 5.064

2003 1.368 5.451 0,25 - 4.083 6.819

2004 1.859 9.033 0,20 - 7.174 10.892

2005 2.377 12.906 0,18 -10.529 15.283

2006 3.238 17.806 0,18 - 14.568 21.044

2007 4.727 23.508 0,20 - 18.781 28.235

2008 6.483 31.364 0,20 - 24.881 37.847

2009 3.202 19.450 0,16 - 16.248 22.652

2010 4.632 21.592 0,21 - 16.960 26.224

2011 5.995 23.950 0,25 -17.955 29.945

2012 6.682 26.625 0,25 -19.943 33.307

2013 6 967 25 064 0,28 -18 096 32 031 Kay

nak

: T.C

. E

kon

om

i B

akan

lığı

Ülk

e R

aporu

, 2

01

3;

İK

Page 38: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

37

yaşasa da 2010 yılında yüzde

4’lük bir büyümeyi yakaladı.

2011 yılında da bir önceki

yıldaki büyüme oranını korudu.

Halen petrol, doğal gaz ve

madenlere bağımlı olan ve

büyümenin ağırlıklı olarak

bu sektörlerde geliştiği Rus

ekonomisinde, yerli ve yabancı

yatırımlar hız kazanmış

olmalarına rağmen halen

istenen düzeyde değil.

Rusya Federasyonu Devlet

İstatistik Komitesi’nin (Rosstat)

yayımladığı verilere göre,

2010 yılı döneminde ülkedeki

yabancı yatırım hacmi yüzde

40,1 oranında büyüyerek

114,7 milyar dolara ulaştı.

Buradaki doğrudan yabancı

yatırımlar yüzde 13,2 oranında

azalarak 13,81 milyar dolara

indi, portföy yatırımları yüzde

21,9 yükselerek 1,076 milyar

dolar, diğer yatırımlar ise yüzde

53,3 büyüyerek 99,86 milyar

doları buldu. Önceki yıla göre

yüzde 11,9 büyüyen toplam

yabancı sermaye tutarı 300,1

milyar dolar seviyesine gelerek,

ödenmiş yabancı yatırım tutarı

120,8 milyar dolar oldu. 2010

yılında Rusya ekonomisine

yabancı sermaye yatırımında

bulunan başlıca ülkeler sırasıyla

Güney Kıbrıs, Hollanda,

Lüksemburg, Çin, Almanya,

İngiltere, İrlanda, Fransa,

Japonya ve Virgin Adaları oldu.

En önemli altıncı

yatırım adresi

Ernst & Young’ın yaptığı

Avrupa Cazibe Anketi 2013’e

göre, birçok sektörde büyüme

fırsatları barından Rusya,

dünyanın en cazip yatırım

adresleri arasında yer alıyor ve

• Yazılı dokümanlar ve imzalanmış belgeler, Rusya’da iş yapmak için gerekli. İmzalı olmayan belgelere genellikle güvenmiyorlar.

• Kişisel ve samimi iletişim, iş hayatının bir parçası.• İş toplantılarında fiziksel temas, örneğin omuza dokunma olumlu bir işaret.• Anlaşmazlık halinde resmi bir tutum içine girmekten kaçının. Unutmayın ki Ruslar size daha

kişisel bir yolla yanıt verir.

bu konuda Çin’e rakip olduğu

görülüyor. Ülkenin büyük

ve genişlemeye devam eden

tüketici pazarı, refah düzeyinin

artması, yatırımlar açısından

en büyük avantaj. İyi gelişmiş

telekom altyapısı, ekonomik

büyümenin temeline oturan

büyük petrol ve doğal gaz

kaynakları, dünyanın en büyük

taze su kaynaklarına sahip

olması, iyi eğitimli ancak çok

pahalı olmayan işgücü, girişimci

ortamı, ulaştırma ve lojistik

altyapısının yenilenmesine

yönelik çabalar ülkenin

Page 39: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

38

RUSYA’NIN TEMEL EKONOMİK GÖSTERGELERİ

2009 2010 2011 2012 2013*

GSMH (trilyon $ piyasa fiyatları) 1,2 1,5 1.899 2.016 2.106

Reel GSMH Artış Oranı (%) -7,9 4,0 4,3 3,4 2,2

Kişi Başına (GSMH-MG)($) 14.920 15.639 16.686 17.594 18.271

Enflasyon Oranı (TÜFE, ortalama) 11,7 6,8 8,4 5,1 6,4

İşsizlik oranı (%, ortalama ) 8,4 7,9 3,4 5,7 4,8

GSMH – Sektörel Büyüme Hızları (%)

Tarım 0,4 -7,5

Sanayi -13,1 7,5

Hizmet -5,1 3,6

Dış Ticaret (Milyar $)

İhracat 303 384 519,9 530,6

İthalat 192 246 321,7 335,4

Denge 111 138 198,2 195,2

Cari İşlemler Dengesi (Milyar $) 49 69 97,3 71,4 52,1

Toplam Dış Borç (Milyar $) 387 391 543 539,6 532,6

Kaynak: Economic Intelligence Unit (EIU) / * T.C. Ekonomi Bakanlığı

cazibesini artırıyor.

Avrupa Cazibe Anketi 2013’e

göre, ankete katılanların

yüzde 20’si Rusya’yı dünyanın

en cazip altıncı yatırım

destinasyonu olarak görüyor.

Bu ankette Rusya’nın skoru,

2006 yılının dört kat üzerine

çıktı. Yatırımcılara göre

doğrudan yabancı yatırım

cazibesi açısından Rusya’nın

en büyük rakibi Çin. ABD ve

Almanya da Rusya’nın önemli

rakipleri olarak gösteriliyor. Çin

dışında, gelişmekte olan ülkeler

arasında Rusya’nın fazla rakibi

yok. Rusya ve Çin arasındaki

yarış, bazı ortak özellikler

taşımalarına bağlanıyor. Her iki

ülkenin önemli bir ekonomik

potansiyeli ve patlayan bir

tüketici pazarı var.

2012’de 128

doğrudan yabancı

yatırım

Ankete göre Rusya, 2012’de

128 doğrudan yabancı yatırım

projesi çekti. Bu projelerin

yarattığı iş imkânı 2008

yılından bu yana en yüksek

seviyeye çıktı ve 2012 yılında

yabancı yatırımların yarattığı

istihdam 13 bin 356 oldu. Bu

artışta özellikle istihdam yoğun

imalat sektörüne Almanya,

İtalya, Japonya gibi üretim

maliyeti düşük pazarlara

yönelen Batı ülkelerinden

akan yatırımın etkisi oldu.

Rusya, 2012 yılında Avrupa’da

doğrudan yabancı yatırım

yoluyla en fazla iş imkânı

yaratılan ikinci ülke oldu.

2012’de Türkiye, Avrupa’daki

yatırım projelerinin yüzde

2,5’ini çekerken, Rusya yüzde

3,4’lük pay ile proje bazında

en fazla ilgi gören sekizinci

pazar oldu.

Page 40: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Alternatif Pazarlar

39

• Kartvizit uygulaması, son derece önemli. Kartvizitin bir tarafının Türkçe, diğer tarafının Rusça olması yararlı olabilir.

• Sunumlar açık ve net, anlaşılması kolay olmalı.• Temel birçok konu ofis dışında konuşulsa da nihai uzlaşma ve anlaşma ofiste yapılır.• Genellikle toplantı başlarken, organizasyonun başkanı görüşmeyi başlatır, girişi yapar ve

daha sonra önem sırasına göre diğer konuşmacılar konuşur.

Faaliyet alanı olarak

bakıldığında, ülkede en fazla

yatırım imalata yapıldı. 2012’de

bu alanda yapılan yatırımın

toplam içindeki payı yüzde

46,9 oldu. Bunu yüzde 38,3 ile

satış ve pazarlama, yüzde 4,7

ile lojistik ve yine yüzde 4,7 ile

hizmetler izledi. Diğer yatırım

alanları arasında, araştırma ve

geliştirme ile eğitim bulunuyor.

En fazla doğrudan

yatırım otomotivde

Sektörel bazda ise en

fazla doğrudan yabancı

yatırım projesi otomotive

yapılan Rusya’da, 2012’de,

otomotivdeki yabancı projenin

toplam içindeki payı yüzde

21,1 olarak gerçekleşti.

Ernst & Young, 2012’de

Rusya’nın otomobil pazarının

büyüklüğünün 77 milyar

dolara ulaştığını tahmin ediyor.

Adet olarak satışlar yüzde 10

artışla 2,94 milyona, yani 2008

krizi öncesindeki seviyeye

ulaştı.

Sektörün Avrupa’ya kıyasla çok

iyi olan performansı yatırım

miktarına da yansıdı ve 2011-

2012 arasında yatırımlar yüzde

50 artış gösterdi. Otomotivin

ardından proje bazında en

fazla yatırım çeken sektörler iş

hizmetleri, kimyasallar, yazılım,

ulaştırma hizmetleri, bilgisayar,

gıda, metalik olmayan

mineral ürünleri, makine-

ekipman, plastik-kauçuk

olarak sıralanıyor. Yatırımların

geri kalan yüzde 20’si diğer

sektörlerde toplanıyor.

“Dünya Kupası,

müteahhitlerimiz

için fırsat”

Türkiye-Rusya Federasyonu

Ticaret ve Yatırım Forumu’nda

konuşan TUSKON Başkanı

Rızanur Meral, “TUSKON,

150 milyon nüfusu, 1,9

trilyon dolarlık gayrisafi milli

hasılası, 844 milyar dolarlık

dış ticareti, 208 milyar dolar

dış ticaret fazlası olan, çok

zengin doğal kaynaklarıyla

dünyanın en önemli ve

en büyük ülkelerinden

biri ve Türkiye’nin en

önemli stratejik ortağı olan

Rusya Federasyonu’nu çok

önemsemektedir” dedi.

Rusya’daki toplam Türk

yatırımlarının 12 milyar

doları aştığına dikkat çeken

Meral şöyle devam etti: “Türk

müteahhitler geçen 20 yılda

Rusya’da 40 milyar doları

bulan önemli projeleri hayata

geçirdi. Rus şirketlerinin

Türkiye’deki toplam yatırımları

9 milyar doların üzerindedir.

Ülkelerimiz arasındaki

karşılıklı yatırımların geldiği

seviyenin birbirimize olan

güven ve stratejik işbirliğinin

en önemli göstergesi

olduğunu düşünüyorum.

2013 ihracatımız 7,256 milyar

dolar, ithalatımız ise 25,500

milyar dolar toplamda 32,756

milyar dolar olmuştur. Biz

Türkiye olarak zengin yeraltı

ve yerüstü kaynaklarına

sahip, ağır sanayide tecrübesi

olan, 150 milyon nüfusuyla

güçlü ve zengin Rusya gibi

bir komşumuz olduğu için

kendimizi şanslı görüyoruz.”

Rusya’nın, Türk müteahhitler

için çok önemli bir pazar

olduğunu belirten Meral,

“Türk müteahhitler, 2018’de

Rusya’da gerçekleştirilecek

Dünya Futbol Şampiyonası

için yapılacak projelerde de

görev almak istemektedir.

Rusya Federasyonu, Türk

müteahhitlik sektörü için

cazibe merkezi olmaya devam

edecektir” diye konuştu.

Türkiye’nin ihracat

pazarı Rusya

1970-1980 döneminde

Türkiye’nin dış ticaretinde

önemli yeri olan SSCB’nin payı

1980’lerin başında azalmaya

başladı. Ancak iki ülke

arasındaki ticaret, 1984 yılında

yapılan doğal gaz anlaşması

ile tekrar hız kazandı, 1992

yılında SSCB’nin dağılmasıyla

birlikte iki ülkenin ticari

ilişkileri hızla gelişmeye devam

etti. 2000 yılında ihracatımızda

dokuzuncu sırada yer alan

Rusya Federasyonu 2003 ve

2004 yıllarında sekizinci sıraya

yükseldi, 2005 yılında tekrar

dokuzuncu, 2006 yılında

altıncı, 2007 yılında beşinci

sıraya yerleşti. İthalatımızda

ise 2000 yılında dördüncü

sıradayken, 2004 ve 2005

yıllarında ikinci, 2006 yılında

ise ilk sıraya yükseldi, 2007

yılında da ilk sırayı korudu.

İki ülke arasındaki ticarete

konu olan ürünler her geçen

yıl çeşitlendi. Rusya başlangıçta

Türkiye’den ağırlıklı olarak

gıda maddeleri alırken daha

sonra tekstil ve konfeksiyon

ürünleri, deri, kürk, makina

ve teçhizat, otomobil almaya

başladı. Türkiye ise Rusya’dan

enerji kaynakları (petrol, doğal

gaz, kömür) başta olmak üzere

makine aksamı ve parçaları,

demir çelik, kimyasallar ve

gübre ithal ediyor. Türkiye’nin

Rusya pazarına yönelik

ihracatını ağırlıklı olarak fiyat

elastikiyetleri yüksek tüketim

malları oluşturuyor. Buna

rağmen, son yıllarda Türkiye ve

Rusya Federasyonu arasındaki

ticaret dengesi Türkiye’nin

aleyhine gelişiyor. Toplam

ticaret hacmindeki yükseliş

büyük ölçüde Türkiye’nin

Rusya Federasyonu’ndan

gerçekleştirdiği ithalattaki

artıştan kaynaklanıyor. Önceki

yıllarda olduğu gibi, 2011

yılında da ithalat ihracattan

daha fazla artıyor. 2010 yılında

yüzde 44 artarak 4,6 milyar

dolara yükselen ihracatımız

2011 yılında 6 milyar dolar

olarak, ithalatımız ise 2010’da

yüzde 11 artarak 21,6 milyar

dolar, 2011’de 24 milyar dolar

olarak gerçekleşti. Türkiye,

2012 yılında Rusya’ya 6,6

milyar dolar ihracat, 26,6

milyar dolar ithalat, 2013

yılında ise yaklaşık 7 milyar

dolar ihracat, 25 milyar dolar

ithalat yaptı.

Dünyada imalat sanayisi en güçlü ekonomiler arasında 2012

yılı itibariyle yedinci sırada yer alan Rusya, 2012’de toplam

530,6 milyar dolar ihracat, 335,4 milyar dolar ithalat

gerçekleştirdi. 2013 yılında 2,1 trilyon dolarlık gayrisafi

milli hasılaya (GSMH) ve GSMH’den kişi başına düşen 18 bin 271

dolar gelire ulaşan Rusya’nın işsizlik oranı giderek düşüyor.

Page 41: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kanundaki değişiklikler

40

Geçtiğimiz aylarda;

çalışma hayatına ilişkin

mevzuatımızda birçok yeni

düzenlemeye ve değişikliğe

yer verildiği görülmektedir.

Yapılan düzenlemeler

incelendiğinde, çalışma

hayatını düzenleyen dört temel

kanundan üçünde; 4857 sayılı

İş Kanunu, 6331 sayılı İş

Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve

5510 sayılı Sosyal Sigortalar

ve Genel Sağlık Sigortası

Kanunu’nda bazı değişiklikler

yapıldığı; 6331 sayılı İş Sağlığı

ve Güvenliği Kanunu ve 6356

sayılı Sendikalar ve Toplu İş

Sözleşmesi Kanunu uyarınca

çıkarılması gereken ikincil

mevzuatın yayımlandığı,

ayrıca engellilerin istihdamı,

sosyal sigorta işlemleri

ve korumalı işyerleri gibi

Çalışma mevzuatında

son gelişmelerİş Kanunu’nun 30. maddesi kapsamında, yükümlü olmadıkları halde engelli

çalıştıran işverenlerin her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı üzerinden

hesaplanan sigorta primine ait işveren hissesinin tamamının hazinece

karşılanacağı hüküm altına alınmıştır.

diğer hususlarda da yeni

düzenlemeler getirildiği

gözlemlenmektedir.

Bu düzenlemelerden 19 Şubat

2014 tarih ve 28918 sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanan

6518 sayılı “Aile ve Sosyal

Politikalar Bakanlığının

Teşkilat ve Görevleri Hakkında

Kanun Hükmünde Kararname

ile Bazı Kanun ve Kanun

Hükmünde Kararnamelerde

Değişiklik Yapılmasına Dair

Kanun” ile 4857 sayılı İş

Kanunu’nda bireysel iş hukuku

alanında bazı değişiklikler

yapılmıştır. Söz konusu

değişikliklerle;

• İş Kanunu’nun “Eşit

davranma ilkesi” başlıklı

5. maddesinin birinci

fıkrasında yer alan iş

ilişkisinde ayrımcılık

yasağı kapsamına “renk” ve

“engellilik” kavramları da

eklenmiştir.

• İş Kanunu’nun “Engelli ve

eski hükümlü çalıştırma

zorunluluğu” başlıklı 30.

maddesinin 6. fıkrasında

yer alan “yüzde ellisi”

ibaresi “tamamı” şeklinde

değiştirilerek, 30. madde

kapsamında, yükümlü

olmadıkları halde engelli

çalıştıran işverenlerin bu

şekilde çalıştırdıkları her

bir engelli için prime esas

kazanç alt sınırı üzerinden

hesaplanan sigorta primine

ait işveren hissesinin

tamamının Hazinece

karşılanacağı hüküm altına

alınmıştır.

Page 42: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kanundaki değişiklikler

41

ŞEYDA AKTEKİNMESS Müşavir Avukatı

• Kanuna “Korumalı

işyerlerinde çalışan

engellilerin ücretleri”

başlıklı Ek Madde 1

eklenerek, işgücü piyasasına

kazandırılmaları güç

olan zihinsel veya

ruhsal engellilerin

korumalı işyerlerinde

işe yerleştirilerek

çalıştırılmaları halinde bu

kişilere ödenecek ücretlerin

belli bir kısmının Hazine

tarafından karşılanması

öngörülmüştür.

İş sağlığı ve güvenliği alanında

ise; 2 Ağustos 2013 tarih ve

28726 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan 6495 sayılı Bazı

Kanun ve Kanun Hükmünde

Kararnamelerde Değişiklik

Yapılmasına Dair Kanun’la

6331 sayılı İş Sağlığı ve

Güvenliği Kanunu’nun bazı

maddelerinde değişiklikler

yapılmış, ayrıca söz konusu

Kanunla çıkarılması

gereken Yönetmelik ve

Tebliğler yayımlanarak, bu

alandaki ikincil mevzuat

tamamlanmıştır. Bu çerçevede

37 yönetmelik ve 3 Tebliğ

yayımlanmıştır.

6495 sayılı Kanun’la 6331

sayılı Kanun’un;

• “İş güvenliği uzmanı

görevlendirme yükümlülüğü”

başlıklı geçici 4. maddesine

eklenen 2. fıkra ile iş

güvenliği uzmanlığı

belgesine sahip olanların,

Sosyal Güvenlik Kurumu’na

ödenmiş olan prim gün sayısı

ile sahip oldukları belge

sınıfı gibi hususların dikkate

alınarak üst sınıflardaki iş

güvenliği uzmanlığı belgesini

alabilmeleri için, Çalışma ve

Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na

bu fıkranın yürürlüğe girdiği

tarihten itibaren bir yıl

içinde kullanılmak şartıyla

en fazla iki sınav hakkı

verilmesine dair gerekli

düzenlemeyi yapma yetkisi

verilmiştir. Bu çerçevede İş

Güvenliği Uzmanlarının

Görev, Yetki, Sorumluluk

ve Eğitimleri Hakkında

Yönetmelik’te Kanun’daki

değişikliğe paralel

değişiklikler yapılmıştır.

• “Yürürlük” başlıklı 38.

maddesinin birinci fıkrasının

(a) bendi değiştirilerek, iş

güvenliği uzmanı, işyeri

hekimi ve diğer sağlık

personeli çalıştırılması

zorunluluğunun;

- 50’den az çalışanı olan ve

az tehlikeli sınıfta yer alan

işyerleri için 1 Temmuz 2016 tarihinde,

- 50’den az çalışanı olan

tehlikeli ve çok tehlikeli

sınıfta yer alan işyerleri

için 1 Ocak 2014 tarihinde

yürürlüğe gireceği

düzenlenmiştir.

• “Tanımlar” başlıklı 3.

maddesinin (f) ve (s)

bentleri;

“f) İş Güvenliği Uzmanı:

Usul ve esasları

yönetmelikle belirlenen, iş

sağlığı ve güvenliği alanında

görev yapmak üzere

Bakanlıkça yetkilendirilmiş,

iş güvenliği uzmanlığı

belgesine sahip, Bakanlık

ve ilgili kuruluşlarında

çalışma hayatını denetleyen

müfettişler ile mühendislik

veya mimarlık eğitimi veren

fakültelerin mezunları ile

teknik elemanı,”

“s) Teknik eleman: Teknik

öğretmen, fizikçi, kimyager

ve biyolog unvanına sahip

olanlar ile üniversitelerin iş

sağlığı ve güvenliği programı

mezunlarını,”

şeklinde değiştirilmiştir. Söz

konusu bentlerde yapılan

değişiklikler ile; Bakanlık

ve ilgili kuruluşlardaki

çalışma hayatını denetleyen

müfettişlere iş güvenliği

uzmanı olabilme hakkı,

biyolog unvanına sahip

olanlara da teknik eleman

olabilme hakkı tanınmıştır.

Toplu iş hukuku alanında

ise; 6356 sayılı Sendikalar

ve Toplu İş Sözleşmesi

Kanunu’nda üyelik ve

üyelikten çekilme işlemlerinin

E-devlet kapısı üzerinden

yapılmasına ilişkin

düzenlemeler, 7 Kasım

2013 tarihinde yürürlüğe

girmiştir. Kanunun ilgili

maddelerine dayanılarak

hazırlanan “Sendika

Üyeliğinin Kazanılması

ve Sona Ermesi ile Üyelik

Aidatının Tahsili Hakkında

Yönetmelik” ise 9 Temmuz

2013 tarihinde yayımlanmıştır.

İşçi ve işveren sendikaları

ile ilgili üyelik ve üyelikten

çekilme işlemleri Çalışma ve

Sosyal Güvenlik Bakanlığı

tarafından hazırlanan iki

portal üzerinden, Yönetmelikte

belirtilen hükümler

çerçevesinde, 7 Kasım

2013 tarihinden itibaren

gerçekleştirilmektedir.

Bunun yanı sıra, 6356 sayılı

Sendikalar ve Toplu İş

Sözleşmesi Kanunu uyarınca

çıkarılması gereken Toplu İş

Sözleşmesi Yetki Tespiti ile

Grev Oylaması Hakkında

Yönetmelik, 11 Ekim 2013

tarih ve 28792 sayılı Resmî

Gazete’de yayımlanarak

yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik

ile toplu iş sözleşmesi yetki

tespit süreci ile grev oylamasına

ilişkin usul ve esaslar

düzenlenmektedir.

Sosyal güvenlik alanında

ise, gerek 5510 sayılı Sosyal

Sigortalar ve Genel Sağlık

Sigortası Kanunu’nda, gerekse

bu Kanunun tamamlayıcısı

olan ikincil mevzuatta

önemli değişiklikler yapıldığı

görülmektedir. Bu değişiklikler

de, Sosyal Sigorta İşlemleri

Yönetmeliğinde Değişiklik

Yapılmasına Dair Yönetmelik

ile 21 Ağustos 2013 tarih ve

28742 sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanmıştır. Söz konusu

Yönetmelik ile, 12 Mayıs

2010 tarih ve 27579 sayılı

Resmi Gazete’de yayımlanan

Sosyal Sigorta İşlemleri

Yönetmeliği’nde değişiklikler

yapılmış ve özellikle işe

iade davası sonunda işe

başlatılmayan sigortalıların

işten ayrılış bildirgesi ile aylık

prim ve hizmet belgesinin

düzenlenmesi, verilmesi ve

saklanması konularında yeni

düzenlemeler getirilmiştir.

Bunun yanı sıra, sigortalı işe

giriş bildirgesi, işten ayrılış

bildirgesi başta olmak üzere

Yönetmelik ekinde bazı

değişiklikler yapılmış ve

Yönetmeliğe 2013 yılı Eylül ayı

başında yürürlüğe girmek üzere

İşkolu Kodu Listesi eklenmiştir.

Page 43: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

42

Sektör analizi

AB’deki daralmayı AR-GE ile aştı

İç pazarda dümeni ihracata kırdıBaşarılı bir yılı geride bırakan otomotiv sektörü, geçen yıl Avrupa Birliği’nde devam eden

krize bağlı olarak oluşan AB pazarındaki daralmayı AR-GE ile desteklenen yeni ürünlerle

aşarak, yeni modellerle de ihracatı artırdı. Ancak kurlardaki ve ÖTV’deki artışın yanı

sıra kredi kullanımını sınırlandıran önlemler sebebiyle 2014 yılı ilk çeyreğinde

pazardaki talepte bir daralma olduğu görülüyor. Sektör, iç pazarın üretim üzerindeki

bu olumsuz etkisini ihracat artışı ile kapatmayı planlıyor.

Page 44: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sektör analizi

43

Gün geçtikçe gelişen ve

ülkelerin ekonomileri için

önemi artan otomotiv sektörü,

ülkemizin ihracatına ve

ekonomisine katma değer

sağlayan sektörlerin başında

geliyor. 40 yıllık döneme

baktığımızda sektörün yerli

sermayeyle ya da çok ortaklı

yapıyla kurulmuş birçok

yatırıma sahne olduğunu

görüyoruz. Sermayeyi çekme

konusundaki başarısının yanı

sıra sektörün bir diğer başarısını

da ihracat oluşturuyor.

Rekorlara imza atan sektör,

son yedi yıldır ihracatta birinci

sırada yer alırken aynı zamanda

AR-GE merkezleri açısından

da ilk sırada bulunuyor. Ve en

önemlisi de otomotiv sanayi

toplam 400 bin adet nitelikli

insan gücüne istihdam sağlıyor.

Bugün sanayi, tasarımdan

küresel pazarlamaya, ürün

ve üretimdeki nitelikli

mühendislik yapısına ve 1,7

milyonluk üretim kapasitesiyle

sürdürülebilir bir büyüme

yolunda ilerliyor.

Başarılı bir yılı geride bırakan

otomotiv sektörü, geçen yıl

Avrupa Birliği’nde devam eden

krize bağlı olarak oluşan AB

pazarındaki daralmayı AR-GE

ile desteklenen yeni ürünlerle

aşarak, yeni modellerle

de ihracatı artırdı. Ancak

kurlardaki ve ÖTV’deki artışın

yanı sıra kredi kullanımını

sınırlandıran önlemler sebebiyle

2014 yılı ilk çeyreğinde

pazardaki talepte bir daralma

olduğu görülüyor. Sektör, iç

pazarın üretim üzerindeki bu

olumsuz etkisini ihracat artışı ile

kapatmayı planlıyor.

Geçen yıl yürürlüğe konan

yeni Teşvik Rejimi ile otomotiv

sanayinde yatırımların önemli

oranda artacağını düşünen

Otomotiv Sanayii Derneği

Genel Sekreteri Prof. Dr. Ercan

Tezer, “Otomotiv sanayii olarak

başarılı bir 2013 yılını geride

bıraktık. Ancak kurlardaki

ve ÖTV’deki artışın yanı sıra

kredi kullanımını sınırlandıran

önlemler sebebiyle 2014 yılı ilk

çeyreğinde pazardaki talepte bir

daralma olduğunu görüyoruz.

İç pazarın üretim üzerindeki bu

olumsuz etkisini ihracat artışı ile

kapatmamız gerekiyor” dedi.

“Bu yıl talepte bir

daralma var”

Türkiye otomotiv sanayiinde

ocak-şubat döneminde üretim

adedinde bir önceki yıla

göre yüzde 11’lik, toplam

pazarda yüzde 18’lik, ithalatta

BU YIL SEKTÖRÜ

ETKİLEYECEK ETMENLER!• 2013 yılının ikinci yarısında başlayan kur ve faizde yaşanan

yükselişler, • Otomobil ÖTV oranlarındaki artış, • BDDK’nın kredi işlemlerine yönelik

getirdiği sınırlamalar, • Seçim süreci,

• Makro ihtiyati tedbirler, • Düşük büyüme süreci,

• TCMB’nin sıkı para politikası, • Gelişmekte olan ekonomilere ait

büyümede ivme kaybı, • Varlık alımlarının ve global parasal

teşvikin azaltılması, • Uluslararası piyasalarda finansman imkânlarının

zorlaşması bu yıl etkili olacak.

Page 45: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sektör analizi

44

yüzde 18’lik, ihracatta yüzde

7’lik azalma olduğunu

söyleyen Prof. Tezer, düşüşün

doğrudan orta vadeli program

kapsamında alınan talebi

sınırlayıcı önlemlerden

kaynaklandığını dile getirdi.

Bu düşüş oranlarının bu yıl da

aynı şekilde devam etmesini

beklediklerini açıklayan Tezer,

toplam üretim kapasitesinin

bu yıl 1 milyon 700 bin adede

yükseldiğini vurgulayarak,

sürdürülebilir bir büyüme için iç

pazarın da büyümesi gerektiğine

dikkat çekti.

Otomotiv Sanayii Derneği’nin

(OSD) 2014 yılı Şubat ayı

bültenine göre, 2014 yılı ocak-

şubat döneminde toplam pazar,

2013 yılı aynı dönemine göre

yüzde 18 oranında azalarak 72

bin adet düzeyinde gerçekleşti.

Aynı dönemde otomobil

pazarındaki düşüş yüzde 18

düzeyinde oldu ve pazar 52 bin

adede geriledi. Bu dönem hafif

ticari araç pazarı da bir önceki

yılın aynı dönemine göre yüzde

24 oranında azaldı ve 16 bin

adet düzeyine geriledi.

Bültene göre, 2014 yılı

ocak-şubat döneminde bir

önceki yıla kıyasla ağır ticari

araç pazarı yüzde 3 oranında

azaldı. Kamyon pazarı yüzde 2

oranında artarak 3 bin 66 adet

düzeyine yükselirken, otobüs

pazarı ise yüzde 64 gibi önemli

oranda azaldı.

Son 10 yıllık ortalamalara

göre toplam pazar yüzde 0,8,

otomobil pazarı yüzde 18,1

artarken, hafif ticari araçlar

(HTA) pazarı yüzde 30,5

oranında düşüş yaşadı. Kamyon

pazarında 10 yıllık ortalamalara

göre yüzde 13,9 azalırken

otobüs pazarı yüzde 2,2

oranında artış gösterdi.

İlk iki ayda ihracat

yüzde 7, üretim yüzde

11 azaldı

Otomobil pazarında ithalatın

payı 2014 ocak-şubat

döneminde yüzde 75 düzeyinde

gerçekleşti. Öte yandan ithal

hafif ticari araçların pazar payı

yüzde 49 düzeyinde gerçekleşti.

OSD’nin bültenine göre, 2014

yılı ocak-şubat döneminde

bir önceki yıla göre, toplam

otomotiv ihracatı yüzde 7

oranında azaldı ve toplam

ihracat 121 bin adet oldu. Aynı

dönemde otomobil ihracatı ise

yüzde 20, traktör ihracatı yüzde

4 oranında arttı. Bu dönemde,

ticari araç ihracatı yüzde 38

azalış ile 38 bin adet düzeyinde

gerçekleşti.

2014 yılı ocak-şubat döneminde

toplam ihracat, 2013 yılı

aynı dönemine göre yüzde 6

oranında arttı ve 3,5 milyar

dolar oldu. Bu dönemde, toplam

ana sanayi ihracatı yüzde 1,

yan sanayi ihracatı ise yüzde 12

oranında arttı.

2014 ocak-şubat döneminde

bir önceki yılın aynı dönemine

göre toplam üretim yüzde 11

oranında azaldı, toplam 158

bin adet taşıt aracı üretildi.

Otomobil üretimi ise yüzde 18

oranında arttı. Bu dönemde

toplam üretim 158 bin adet,

otomobil üretimi ise 105 bin

adet düzeyinde gerçekleşti.

2014 yılı ocak-şubat döneminde

üretim minibüste yüzde 49,

kamyonette yüzde 43, küçük

kamyonda yüzde 25, otobüste

yüzde 26, büyük kamyonda

yüzde 3 oranında azaldı,

midibüste ise yüzde 37 oranında

arttı. Bu dönemde, traktör

üretimi yüzde 17 oranında

artarak 7.096 adet oldu.

İhracatın lideri

yine otomotiv

Otomotiv endüstrisinde iç

pazarda satışlarda sıkıntı

yaşansa da ihracat sektörün

yüzünü güldürmeye devam

ediyor. 11 aydır kesintisiz artış

trendinde olan sektörün dış

satışları, şubat ayında yüzde 3

büyümeyle 1 milyar 836 milyon

dolarlık ihracata imza attı.

Uludağ Otomotiv Endüstrisi

İhracatçıları Birliği’nin (OİB)

ihracat verilerine göre, sektör

son 12 aylık dönemde 21 milyar

YILLAR İTİBARİYLE KAMYON, OTOBÜS, OTOMOBİL, TRAKTÖR, MİNİBÜS ÜRETİM RAKAMLARI

Ürün Grubu 2008 2009 2010 2011 2012 2013 2013 2014 Değişim% (Ocak-Şubat) (Ocak-Şubat) (Ocak-Şubat)

TOPLAM YAN SANAYİ 6.815.010.471 5.036.315.783 6.595.662.583 8.307.826.870 8.215.954.295 9.065.989.776 1.447.265.022 1.627.167.966 12

İç Dış Lastik 943.930.286 813.344.978 988.990.821 1.373.205.546 1.199.572.093,47 1.130.088.420 197.395.762 215.259.001 9

Emniyet Camı 129.693.764 90.975.616 107.203.983 120.041.467 120.641.763,30 135.200.030 21.997.892 26.266.656 19

Motor 105.583.288 182.557.086 305.490.804 273.896.369 272.085.582,31 319.294.885 54.496.452 31.313.731 -43

Akü 194.460.614 147.844.133 186.804.496 232.611.079 250.104.807,27 306.455.257 62.341.448 47.513.707 -24

Diğer Aksam ve Parçalar 5.441.342.519 3.801.293.970 5.007.472.478 6.308.072.409 6.373.550.048,17 7.174.951.182 1.111.033.468 1.306.814.901 18

TOPLAM ANA SANAYİ 15.138.693.360 9.893.379.844 10.855.476.447 12.128.522.618 11.100.457.162 12.497.186.221 1.850.586.082 1.871.379.517 1

Otobüs 1.257.990.095 934.530.219 744.935.284 929.372.870 855.424.303,62 937.790.963 100.485.849 111.680.449 11

Midibüs-Minibüs 211.421.713 114.288.278 120.378.674 145.199.034 161.806.275,12 147.802.463 21.511.335 5.852.306 -73

Otomobil 7.512.491.751 6.100.525.046 6.217.404.551 6.541.969.418 6.068.045.119,19 6.855.870.707 1.014.066.231 1.093.627.307 8

Kamyon-Kamyonet 5.290.296.295 2.371.020.045 3.363.101.038 4.034.772.621 3.433.310.998,81 3.919.399.958 637.801.598 562.746.410 -12

Çekici 266.050.422 128.201.130 145.710.283 116.912.332 71.336.634,88 77.907.407 32.402.822 36.180.270 12

Römork ve Yarı Römork 376.862.369 67.706.067 72.145.150 147.247.613 195.093.536,78 218.649.32 5.114.087 5.499.308 8

Tarım Traktörü 223.580.714 177.109.058 191.801.467 213.048.730 315.440.293,75 339.765.421 39.204.160 55.793.468 42

TOPLAM 21.953.703.831 14.929.695.627 17.451.139.030 20.436.349.488 19.316.411.457 21.563.175.997 3.297.851.104 3.498.547.513 6

Kaynak: Uludağ İhracatçılar Birliği ve Orta Anadolu İhracatçılar Birliği

Page 46: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sektör analizi

45

TÜRKİYE OTOMOTİV SANAYİİ 2014 OCAK-ŞUBAT DÖNEMİ Üretim adedinin geçen yıla göre değişimi -11 %Toplam pazarın geçen yıla göre değişimi -18 %İthalatın geçen yıla göre değişimi -18 %İhracatın geçen yıla göre değişimi -7 % K

ayn

ak: (O

SD

)

456 milyon dolarla Türkiye’nin

artış hızını katlayarak yüzde

12,3 seviyesinde büyüdü.

Otomotiv endüstrisi, sektörel

bazda dış satışta ocak ayında

devrettiği ihracat liderliğini

şubat ayında yeniden geri aldı.

OİB Başkanı Orhan Sabuncu,

otomotiv endüstrisinin ihracat

artışında sürdürülebilir bir

ivme yakalamasıyla ana ve yan

sanayinin yüzünün gülmeye

devam ettiğini söyledi. Özellikle

en büyük ihracat pazarı olan

AB ülkelerine yönelik de

son aylarda sürekli bir artış

trendi yakalanmasının gelecek

adına umutları artırdığını

kaydeden Sabuncu, “AB

ülkelerine geçtiğimiz ay yüzde 7

seviyesindeki artış konjonktüre

göre hayli olumlu. Ayrıca yan

sanayimizin de istikrarlı olarak

büyümesine devam etmesi de

altyapı olarak, kaliteli üretim

olarak geldiğimiz seviyenin

gurur verici olduğunu

gösteriyor” dedi.

Yan sanayi payı

yüzde 43

İhracatta şubat ayı verilerine

göre ürün grupları

incelendiğinde yan sanayi

yüzde 6 artış ile 798 milyon

dolarlık dış satışa imza attı.

Yan sanayinin ihracat içindeki

payının ise yüzde 43 seviyesinde

olması sektör dinamiklerinin

göstergesi oldu. Binek

otomobiller ürün grubu da yine

şubat ayında geçen yılın aynı

dönemine göre yüzde 1 büyüme

ve 601 milyon, eşya taşımaya

mahsus motorlu taşıtlar yüzde

2 azalışla 331 milyon, otobüs-

minibüs-midibüs ürün grubu da

yüzde 1 gerilemeyle 74 milyon

dolarlık ihracata imza attı. Diğer

başlığı altındaki ürünlerde de

yüzde 24 büyümeyle 32 milyon

dolarlık dış satış gerçekleşti.

Yılın ilk iki aylık döneminde

yüzde 5 artışla 3 milyar

423 milyon dolarlık ihracat

gerçekleşirken, yan sanayide

yüzde 10 büyüme ve 1 milyar

601 milyon, binek otomobiller

de ise yüzde 8 yükselişle 1

milyar 94 milyon dolarlık dış

satış yapıldı. Yine aynı dönemde

eşya taşımaya mahsus motorlu

taşıtlarda yüzde 11 gerilemeyle

555 milyon, otobüs-minibüs-

midibüs ürün grubunda ise

yüzde 1 azalışla 122 milyon

dolar ihracat gerçekleşti. Diğer

başlığı altındaki ürünlerde de

yüzde 18 büyümeyle 50 milyon

dolarlık ihracat yapıldı.

Almanya liderliğini

koruyor

Ülke bazlı ihracatta şubat ayında

Almanya liderliğini sürdürdü.

Bu ülkeye geçtiğimiz ay yüzde

14 artışla 290 milyon, Fransa’ya

yüzde 5 azalışla 201 milyon,

Birleşik Krallık’a da yüzde 7

büyümeyle 185 milyon dolarlık

Page 47: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sektör analizi

46

Otomobil Kamyonet Minibüs B.Kamyon K.Kamyon Midibüs Otobüs Toplam

2003 294.116 195.606 13.624 14.258 4.783 6.795 4.490 533.672

2004 447.152 301.563 28.161 24.961 6.829 9.903 4.839 823.408

2005 453.663 349.885 26.162 30.047 7.180 7.096 5.419 879.452

2006 545.682 369.862 20.728 29.831 7.195 8.205 6.077 987.580

2007 634.883 391.737 21.999 28.388 6.156 9.192 7.058 1.099.413

2008 621.567 449.434 21.123 28.904 7.896 10605 7.581 1.147.110

2009 510.931 330.044 11.829 7.403 843 2.624 5.931 869.605

2010 603.394 442.408 16.978 20.429 3.422 2.658 5.268 1.094.557

2011 639.734 479.110 22.475 32.635 4.761 3.509 6.907 1.189.131

2012 577.296 426.633 29.335 26.271 2.858 4.158 6.427 1.072.978

2013 633.604 410.556 37.750 25.587 4.495 5.197 8.345 1.125.534

YIYYYYIYYYY LLLLLLLLLARARARARARARA İİİİİİİTİTİTİTTİT BABABABABARİRRİYLYLEEEE KAKAKAKAKAMYMYMYMYMYMYMYYMYMYONONONONONOONONON,, OTOTOTTOBOOOBOBOBO ÜSÜÜÜSÜSÜ ,,,, OTOTOTOTOOTTOMOOMOOOO OBOBOBBİLİLİLİİLLLLLL,, ,,,, , ,, TRTRTRTRTT AKAKAKAKKKKKTÖTÖTTTÖTÖTÖÖÖÖR,RR,R,R,R MMMMMMMMMMİNİNİNİNİNİNİNİBİBİBİBBÜSÜSÜSÜSÜSÜÜÜÜÜ ÜÜÜÜÜRERERERERETTİTTİTTTTT MM MMM RARARAAKAKAKAMLARI

Kaynak: Uludağ İhracatçılar Birliği ve Orta Anadolu İhracatçılar Birliği

Page 48: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sektör analizi

47

KURLARDAKİ VE ÖTV’DEKİ ARTIŞIN YANI SIRA KREDİ KULLANIMINI SINIRLANDIRAN ÖNLEMLER SEBEBİYLE 2014 YILI İLK ÇEYREĞİNDE PAZARDA TALEPTE BİR DARALMA OLDUĞU GÖRÜLÜYOR. TÜRKİYE OTOMOTİV SEKTÖRÜ YÖNETİCİLERİNİN YÜZDE 92’LİK BİR KISMI, BU YIL PAZARIN BÜYÜYECEĞİNİ ANCAK BÜYÜMENİN YAVAŞLAYACAĞINI DÜŞÜNÜYOR.

dış satış yapıldı. Ülke bazlı

ihracatta Slovenya’ya yüzde 80

artışla 55 milyon, İspanya’ya ise

yüzde 28 yükselişle 78 milyon

dolarlık dış satışta büyüme

hızları dikkat çekti.

Yine yılın ilk iki ayında

Almanya’ya yüzde 19 yükselişle

569 milyon, Birleşik Krallık’a

yüzde 13 büyümeyle 366

milyon, Fransa’ya ise yüzde 4

gerilemeyle 337 milyon dolarlık

dış satış yapıldı. İki aylık

dönemde İsrail’e yüzde 141

artışla 98 milyon dolarlık ihracat

yapılması ise ülke bazında

önemli bir gelişme oldu.

Otomobil pazarı

yüzde 5,68 azaldı

Otomotiv Distribütörleri

Derneği’nin raporuna göre,

Türkiye otomobil ve hafif ticari

araç toplam pazarı 2014 yılı

ocak-şubat döneminde bir

önceki yılın aynı dönemine

göre yüzde 19,25 azalarak 67

bin 691 adet olarak gerçekleşti.

2013 yılı ilk iki ayında 83

bin 830 adet toplam pazar

gerçekleşmişti. Otomobil

satışları 2014 yılı ocak-şubat

döneminde bir önceki yılın

aynı dönemine göre yüzde

17,74 azalarak 51 bin 535 adete

geriledi. 2013 yılı ilk iki ayında

62 bin 649 adet satışa ulaşıldı.

Hafif ticari araç pazarı 2014 yılı

ilk iki ayında geçen yıla göre

yüzde 23,72 oranında azalarak

16 bin 156 adete geriledi.

Geçen yıl 21 bin 181 adet satış

gerçekleşmişti.

Otomobil ve hafif ticari araç

pazarı, 2014 yılı şubat ayında

yüzde 27,5 azaldı. Otomobil

pazarı yüzde 26, hafif ticari araç

pazarı yüzde 32 küçüldü. 2014

yılı şubat ayı otomobil ve hafif

ticari araç pazarı 35 bin 21 adete

geriledi. 48 bin 307 adet olan

2013 yılı şubat ayı otomobil ve

hafif ticari araç pazar toplamına

göre satışlar yüzde 27,5

oranında azaldı.

2014 yılı ilk iki ayında bir

önceki yılın aynı dönemine

göre, 1600cc altındaki

otomobil satışlarında yüzde

15,9, 1600-2000cc aralığında

motor hacmine sahip otomobil

satışlarında yüzde 7,4 ve 2000cc

üstü otomobillerde yüzde 22,2

daralma görüldü. 2014 yılı ilk

iki ayında otomobil pazarında

ortalama emisyon değerlerine

göre en yüksek paya yüzde

38,4 oranıyla 100-120 gr/

km arasındaki otomobiller 19

bin 776 adet ile sahip oldu.

2014 yılı ilk iki ayında dizel

otomobil satışlarının payı yüzde

63’e, otomatik şanzımanlı

otomobillerin payı ise 42’ye

yükseldi. 2014 yılı ilk iki ayında

otomobil pazarı segmentinin

yüzde 84,8’ini, vergi oranları

düşük olan A, B ve C

segmentlerinde yer alan araçlar

oluşturdu. Segmentlere göre en

yüksek satış adedine yüzde 51,6

pay ile C segmenti (26 bin 581

adet), kasa tiplerine göre ise en

çok tercih edilen gövde tipi yine

sedan otomobiller (yüzde 43,8

pay, 22 bin 582 adet) oldu.

“Cari açık teknoloji

üretimiyle azalacak”

Taşıt Araçları Yan Sanayicileri

Derneği’nin (TAYSAD) Başkanı

Dr. Mehmet Dudaroğlu,

otomotiv endüstrisinin,

ekosistemin bütününde yer

alan yetkin oyuncuların

desteğiyle lider ülkelerden biri

olma potansiyeli taşıdığına

dikkat çekti. Dudaroğlu, “Bu

potansiyelimizi yüksek katma

değerli teknolojik ürünler

üretmeye yönlendirmemiz

gerekmektedir. Bu yetkinliğimizi

geliştirmemiz gereken ana ürün

grupları ise motor ve motor

parçaları, güç aktarma organları,

elektrik-elektronik parçalar ve

aktif-pasif güvenlik parçalarıdır”

şeklinde konuştu.

Sektörün önünün açılabilmesini

isteyen Dudaroğlu, sözlerini

şöyle sürdürdü: “Üretimde

Avrupa’da birinci olduğumuz

hafif ticari araç segmentinde

rekabetçi konumun

korunmasını, parça test

ihtiyaçlarının karşılanması için

akredite test laboratuvarlarının

oluşturulmasını, imalatçıların

KKDF’den muaf tutulmasını

ve Ar-Ge merkezlerinin tabana

yayılabilmesi için eşdeğer

çalışan sayısının 30 kişi olarak

uygulanmasını talep ediyoruz”

dedi.

Beklentiler,

büyümenin

yavaşlayacağı

yönünde

KPMG Türkiye’nin, 2013-2014

yılları arasındaki gelişme ve

trendleri değerlendirme olanağı

sağlayarak Türkiye otomotiv

sektöründeki yöneticilerin 2018

yılına yönelik beklentilerini ve

görüşlerini yansıtan “KPMG

Türkiye 2014 Otomotiv

Yöneticileri Araştırması”,

otomotiv sektörünün

sürdürülebilir büyümesini

ortaya koyuyor. Türkiye

otomotiv sektöründeki gelişime

olumlu bakan Türkiye otomotiv

sektörü yöneticilerinin yüzde

92’lik bir kısmı pazarın

büyümesini bekliyor. Ancak bir

önceki seneye göre beklentiler,

büyümenin yavaşlayacağı

yönünde.

Otomotiv pazarı tarafında

önümüzdeki beş yıllık

dönemde öncelikli konuları

arasında otomotiv satış

vergilerinin yeniden

düzenlenmesi konusu geliyor.

Geçen sene de en önemli

konu olarak belirtilen bu

düzenlenmenin bu yıl daha

da önem kazanarak yine ilk

sırada yer aldığını görüyoruz.

Araştırmaya katılan üreticilerin

yüzde 93’ü önümüzdeki beş

yılda üretimin artacağından

emin. Büyük bir çoğunluğu bu

üretimin 1,3 milyonun üzerine

çıkacağını bekliyor.

Sektördeki diğer kesin gözüyle

bakılan konulardan biri

de kapasitenin artışı. Artış

bekleyenlerin oranı ciddi bir

farkla yüzde 73’ten yüzde 93’e

yükseldi. Araştırmaya göre,

Türkiye’ye yeni bir yatırım

gelmesinin önündeki engellerin

başında, vergi belirsizlikleri

ile BRIC (Brezilya, Rusya,

Hindistan, Çin) ülkelerinin

pazar cazibesi geliyor. İhracatta

sürekliliğin sağlanması içinse

katılımcılar, AB dışındaki

pazarlarla Serbest Ticari

Anlaşmalarının gerçekleşmesini

talep ediyor.

Page 49: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Avrupa penceresinden

48

DÜNYA Ticaret Örgütü

(DTÖ) Dokuzuncu Bakanlar

Konferansı, Endonezya’nın

Bali Adası’nda 3-7 Aralık

2013 tarihleri arasında

gerçekleştirildi. 2001 yılında

başlayan Doha Turu’nun

sonuçlanamamasıyla, çok

taraflı ticaret müzakereleri

geçtiğimiz yıllarda durma

noktasına gelmişti. 2008 yılında

başlayan küresel ekonomik

kriz de, ticaretin ekonomik

büyümeye sağladığı katkının

önemini bir kez daha ortaya

koydu. Ancak çok taraflı

ticaret müzakerelerini yeniden

canlandırma çabaları beklenen

sonuçlara ulaşamayınca,

DTÖ’nün bir kuruluş olarak

uluslararası arenadaki

güvenirliliği hatta inandırıcılığı

tartışma konusu olmaya

başlamıştı.

Bali Konferansı’nda

elde edilen önemli

sonuçlar

Böyle bir ortamda

gerçekleştirilen Bali Konferansı

görüşmelerinin sonucunda,

DTÖ üye ülkeleri arasında,

ticaretin kolaylaştırmasına ve

tarım ile kalkınma konularına

ilişkin maddelerin yer aldığı

“Bali Paketi” üzerinde anlaşma

sağlanmasıyla birlikte, çok

taraflı ticaret müzakereleri

konusu yeniden ivme kazandı.

Söz konusu paketin kabul

edilmesi ve özellikle 19 yıllık

bir aradan sonra üye ülkelerin

ilk defa çok taraflı bir ticaret

anlaşması üzerine uzlaşmaları

hususu DTÖ tarihinde önemli

bir gelişme olarak kaydedildi.

Bu “Bali Paketi” ile esas

itibariyle teknolojik

ilerlemelerden yararlanılarak,

gümrük işlemlerinin

hızlandırılması ve böylelikle

ülkelerarası ticaretin daha kolay,

hızlı ve ucuz hale getirilerek

ticaretin önündeki bürokratik

engellerin kaldırılması

amaçlanıyor. Sınırlarda

uygulanan gümrük işlemlerinin

daha basit ve şeffaf hale

getirilmesiyle aynı zamanda,

yolsuzluklara karşı daha etkin

bir şekilde mücadele edilmesi

hedefleniyor. Konferansta, az

gelişmiş ülkelere, söz konusu

yeni gümrük standartlarını

Dünya Ticaret

Örgütü Bali Bakanlar

Konferansı ve sonrası

için beklentiler

uygulayabilmeleri amacıyla

mevcut teknik kapasitelerini

geliştirmeleri için destek

sağlanması gerektiği de dile

getirildi. Bu kapsamda, az

gelişmiş ülkelere altyapılarının

güçlendirilmesi ve gümrük

memurlarının eğitilmesi

için mali destek sağlanması

konusunda taahhütte bulunuldu.

Ayrıca, az gelişmiş ülkelere

yeni gümrük standartlarını

uygulamaya koymaları için

belli bir süre tanınacağı

açıklandı. Anlaşmanın, tüm

dünya ekonomisi genelinde

yaklaşık 400 milyar dolar

ile 1 trilyon dolar arasında

bir kâr sağlaması bekleniyor.

Anlaşma ile gelişmekte olan

ülkelerin yılda yaklaşık 325

milyar dolar tasarruf etmeleri

beklenirken, gelişmiş ülkelerin

ticari masraflarının ise yüzde

10 oranında düşeceği tahmin

ediliyor.

Anlaşmada transit kotalara

ilişkin önemli hükümler de yer

alıyor. Konferansta, “transitte

kotalar ve benzeri gönüllü

kısıtlamaların” uygulanmaması

ve “hizmet ile orantılı olanlar

Page 50: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Avrupa penceresinden

49

SELEN AKSESİKV Kıdemli Uzmanı

hariç olmak üzere, transit

geçişe izin verme karşılığı

alınan ücretlerin” yasaklanması

yönünde karar alındı. Bu

hükümlerin anlaşmaya

eklenmesinde Türkiye önemli bir

rol oynadı. Bu karar, Türkiye’nin

yanı sıra, denize kıyısı olmayan

ülkeler için de büyük önem

taşıyordu. Coğrafi konumları

nedeniyle ticaretlerini komşu

ülkelerin limanları aracılığıyla

gerçekleştiren bu ülkeler,

uygulanan transit kotalardan

olumsuz yönde etkilenmekteydi.

Bali Paketi’nin tarıma ilişkin

bölümünde ise, gıda güvenliğini

sağlama amacıyla yapılan

gıda stoklarında, DTÖ Tarım

Anlaşması’nda belirtilen iç

destek taahhütlerini aşma

durumunda kalan ülkelere,

Anlaşmazlıkların Halli

Mekanizması kurallarının

uygulanmasında dört yıl

süreyle muafiyet getirildi.

Bu konuya ilişkin nihai

anlaşmanın ise, dört yıl içinde

sonuçlandırılacağı bildirildi.

Bali Paketi’nde ayrıca tarife

kotası yönetimi, genel hizmet

listesi ve ihracattaki rekabete

yönelik maddeler de yer alıyor.

Tüm bunların yanı sıra, en

az gelişmiş ülkelerin pamuk

ürünlerine pazara erişim

imkânlarının iyileştirilmesi ve

bu ülkelerdeki pamuk üretimine

destek sağlanmasına yönelik bir

anlaşmaya da varıldı.

Gelişmiş ülkeler, dünyadaki

birçok az gelişmiş ülkeye kendi

pazarlarına erişim imkânını

gümrüksüz ve kotasız olarak

açıyor. Bali Konferansı’nda,

ürünlerin yüzde 97’sine bu

imkânı sağlamayan ülkelerin

ürün kapsamını genişletmeleri

istendi. Bunun yanı sıra,

dünyadaki en az gelişmiş

ülkeler için menşe kurallarının

basitleştirilmesi öngörülüyor.

Bali Paketi kapsamında ayrıca,

en az gelişmiş ülkelerin, gelişmiş

ülkelerin hizmet pazarına

erişimlerinin kolaylaştırılması

ve gelişmekte olan ülkelere

tanınan özel muamelelerin

izlenmesine yönelik kararlar da

alındı.

Konferans sonrası DTÖ gündemi

DTÖ Dokuzuncu Bakanlar

Konferansı sonucunda Bali

Paketi’nin kabul edilmesi, üye

ülkeler açısından çok taraflı

ticaret müzakerelerinin devam

etmesi ve hatta Doha Turu’nun

tamamlanması yönünde teşvik

edici bir gelişme niteliği taşıyor.

Ancak halen Doha Turu’nun

gündeminden kalan ve Bali

Konferansı’ndan sonra ele

alınması beklenen birçok konu

bulunuyor. Doha Turu’nda öne

çıkmış olan bu konular ise

şunlar: Tarım, fikri mülkiyet

hakları, hizmetler, kamu

sağlığı, çevre ve Singapur

konuları (yatırım, rekabet,

kamu alımlarında şeffaflık ve

ticaretin kolaylaştırılması).

Ayrıca Doha Turu’ndan bu

yana, dünya konjonktüründe

meydana gelen hızlı

değişimlere paralel olarak

bazı konuların uluslararası

platformda ele alınması giderek

önem kazanıyor. Örneğin, son

yıllarda, iklim değişikliği,

döviz kurları, bilişim

teknolojileri ve e-ticaret, DTÖ

gündemine getirilmek istenen

öncelikli konular arasında yer

alıyor.

Ancak, hızla değişen ekonomik

ortama daha etkin bir şekilde

uyum sağlayabilmek için

ülkelerin tercihli ticaret

anlaşmalarına başvurarak,

Doha Turu’na alternatif bir

yol çizmeye başladıkları

da dikkat çekiyor. Şöyle ki,

günümüzde ikili ve bölgesel

ticaret anlaşmaları önemli

ölçüde artmış durumda. Söz

konusu anlaşmaların, küresel

ekonominin ve ticaretin işleyişi

için bir yandan önemli fırsatlar

sağlarken, aynı zamanda birçok

riski de beraberinde getirdikleri

göz ardı edilemez. Bununla

birlikte, akdedilen bu ikili ve

bölgesel ticaret anlaşmaları

dünya ticaret sistemine bir

zemin hazırlayarak katkıda

bulunabilir. Ancak, giderek

sayısı artan bu anlaşmaların

çok taraflı ticaret sistemini

karmakarışık bir yapıya

dönüştürme riski de göz önünde

bulundurulmalıdır. Tüm bu

gelişmelerin ışığında, DTÖ

nezdinde yapılan görüşmelerde

bu hususların da gündeme

getirilmesi büyük önem

taşıyor. Bu konuya ilişkin, eski

DTÖ Genel Direktörü Pascal

Lamy’nin belirttiği gibi, “bölgesel

anlaşmaların dünya ekonomisini

bölmesine neden olmamasını

garantileyecek ilkelerin

belirlenmesinin bir öncelik teşkil

etmesi” gerekiyor. Buna göre,

tüm üye ülkelerin işbirliklerinde

çok taraflı ticaret ve ikili/

bölgesel anlaşmalarının bir

arada var olması ve birbirlerini

tamamlayıcı nitelik taşıması için

gerekli çerçevenin hazırlanması

da hayati önem taşıyor.

Page 51: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Gezgin

50

Tarihi başkent Bursa’da

geçmişe yolculuk zamanıOsmanlı döneminde kurulan Cumalıkızık gibi köyleri, son yıllarda çekilen diziler

sayesinde turist akınına uğrayan Bursa, imparatorluğun doğuşuna tanıklık eden, tarihteki

ilk başkentlerden. “Cennet Bursa” ve “Yeşil Bursa” diye de anılan şehir, yeşile, doğaya ve

tarihi güzelliklere ilgi duyanları, geçmişe yolculuk yapmak isteyenleri bekliyor.

GELİŞMİŞ ekonomisi kadar,

tarihi ve doğal güzellikleriyle

de Türkiye’nin en önemli

şehirlerinden biri olan

Bursa, baharı yaşadığımız

şu aylarda özellikle geçmişe

ve tarihe meraklı gezginleri

bekliyor. Ülkemizin tarihi

başkentlerinden Bursa’ya

gidip de orayı gezmek

isteyenler için kısa ve pratik

bir yol haritası çıkarmaya

çalıştığımız dergimizin

“Gezgin” sayfalarında, öncelikle

Bursa’nın coğrafi ve tarihi

geçmişinden söz ederek yazıya

başlayalım.

Güneyinde yer aldığı Marmara

bölgesinin İstanbul’dan sonraki

ikinci büyük şehri olan ve

Marmara bölgesini, Ege ve

İç Anadolu’ya bağlayan bir

kavşak noktasında bulunan

Bursa, Bitinya Kralı II.

Prusias tarafından kurulmuş.

Kurucusuna izafeten kente

“Prusias” dendiği tarihi

kaynaklarda yer alıyor.

Zamanla bu isim “Brousse”,

daha sonra da “Brus” olarak

telaffuz edilmiş. Türklerin şehri

fethetmesiyle birlikte de “Bursa”

adını alan kent, fethedildiği 6

Nisan 1326 tarihinde, Osmanlı

Devleti’nin başkenti olmuş.

Bugün doğal güzellikleri,

tarihi abideleri ve binlerce

yıldır bilinen şifalı kaplıcaları

ile dünyaca meşhur olan

Bursa’da en çok Osmanlı

İmparatorluğu’nun kuruluş

dönemine ait tarihi eser

bulunuyor. Baştanbaşa

tarih kokan zengin bir

medeniyetin başkenti

olan Bursa, tarihi eserler

bakımından imparatorluklar

başkenti İstanbul’dan sonra

Türkiye’nin en zengin şehri.

Osmanlı Türklerinin, Selçuklu

devri sanat ve mimarisine

yeni bir şekil, yeni bir bakış

kazandırdıkları “Bursa Okulu”

tarzı mimarinin hakim

olduğu Bursa’da, çinicilik,

ağaç oymacılığı ve duvar

nakışçılığında çok ileri bir

seviyeye ulaştıkları görülüyor.

Bugün “Cennet Bursa” veya

“Yeşil Bursa” diye de anılan

kentteki tarihi eserler arasında;

Osmanlı sultanları tarafından

yaptırılan çok sayıda cami,

mescit, han ve tekkenin yanı

sıra, görülmeye değer yüzlerce

tarihi eser bulunuyor. Osman

Gazi Türbesi, Orhan Gazi

Türbesi başta olmak üzere

padişah türbeleri; Lala Şahin

Medresesi, Hüdavendigar

Medresesi gibi çok sayıda

medrese, Orta Köy ve Issız

Page 52: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Gezgin

51

ESRA ÖZARFAT

BURSA’NIN AYASOFYA’SI

ULU CAMİİEvliya Çelebi’nin ifadesiyle Ulu Camii, Bursa’nın Ayasofya’sıdır. Ulu Camii’yi

gezenler üç tane kapısı olduğunu çok iyi bilirler. Mescid-i Haram (Mekke), Mescid-i Nebevi (Medine), Mescid-i Aksa (Kudüs), Emeviye Camii’nden (Şam) sonra

Osmanlı’da yapılan ilk Cami-i Kebir’dir. Halk arasında Hızır Aleyhisselam’ın Ulu Camii’nde yer alan “vav” harfinin önünde namaz kıldığı rivayeti yaygın. Ulu Camii kapalı namaz kılma alanı bakımından Türkiye tarihinde yapılan en büyük camidir.

Minber bütünüyle kainatı sembolize eder. Minberin doğu cephesinde, Güneş Sistemi’nin kabartma formlarla işlendiği bir alan bulunur.

Page 53: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Gezgin

52

kervansarayları, Koza Han,

Pirinç Han, İpek Han gibi

hanlar ve Kapalıçarşı ile

Bedesten Çarşısı, Bursa’nın

görülmeye değer diğer

şaheserleri.

Bursa merkez,

gezmekle bitmez

Yukarıda sıraladığımız

yerler Bursa’ya gelecek bir

gezginin şehir merkezinden

uzaklaşmadan, yürüyerek

ya da toplu taşıma araçlarını

kullanarak ulaşabileceği

mesafede yer alıyor. Şehri

ziyaret edenlerin öncelikle Emir

Sultan Mezarlığı’nda yatan Zeki

Müren’in kabrini, ardından

Emir Sultan Camii ve Türbesi’ni

ziyaret etmelerini tavsiye

ediyoruz. Emir Sultan Camii

rakım olarak nispeten yüksek

olduğu için buradan Yeşil

Külliyesi’ne ve Yeşil Türbe’nin

bulunduğu alana kolaylıkla

yürüyerek inilebiliyor. Yeşil

Türbe’nin yanında yer alan çay

bahçelerinde Bursa manzarası

eşliğinde soluklanıldıktan

sonra merkeze doğru ilerlerken

yol üzerinde İslam Eserleri

Müzesi ziyaret edilebilir, aynı

zamanda sayısız tarihi Bursa

evi ve antikacılar görülebilir.

Hava güzelse çok da keyifli bir

yürüyüş olabilir.

Setbaşı semtine varanlar

dünyadaki üç köprülü çarşıdan

biri olan Irgandı Köprüsü’nü

görebilir. Yalnız köprüden

geçtikten sonra bir karar

vermek gerekiyor. Yorgun

olanlar hanlar bölgesinin

yolunu tutabilir, “Daha

yorulmadım, Bursa’yı tepeden

görmek isterim” diyenler ise

Tophane’ye çıkabilir.

Hanlar bölgesinde pek çok

küçük hanın yanında Koza

Han mutlaka görülmeli. Gerçi

son yıllarda popülaritesi

biraz daha arttığı için eski

sakinliği kalmamış olsa da

Koza Han, büyülü bir atmosfer

yaratıyor. Çünkü Koza Han’ın

kapıları gelen ziyaretçinin

kim olduğunu bir çırpıda

anlayıveriyor.

Bunu en iyi, bir yerde

okuduğum şu cümle anlatıyor:

“Koza Han’ın dört girişi

vardır. Ulu Camii, tarafındaki

alçak gönüllü kapıdan

girdiyseniz, muhtemelen

şehre yabancısınızdır; turistik

merakla girdiniz. Belki şehre

aşinasınız ama oturmaya

niyetiniz yok. Hanın ikinci

katındaki ipek satıcılarıyla

işiniz var, ödenmemiş bir

senedin ya da ipek bir eşarbın

peşindesiniz. Kapalıçarşı

tarafından girdiyseniz

soluklanmaya ihtiyacınız

var demektir… Eğer Orhan

Camii’nin aralığındaki kapıdan

girenlerdenseniz, sizin almakla,

vermekle, gezmekle işiniz

yok... Ne şehrin keşmekeşi, ne

otomobillerin küstah gürültüsü,

ne gündelik hayatın hayhuyu

ve ne de zaman; hiçbiri

aşamaz yüksek taş duvarları.

Her şey dışarıda kalmıştır.

İçine girdiğiniz koza sizi

modernizmin çılgın atlarından

ve toz dumandan azade tutar.

Ama yok, ben bunların hiçbiri

değilim, ben dördüncü kapıdan

girdim diyorsanız, ben size ne

diyeyim? Koza Han’ın iç avluya

açılan dördüncü kapısının hem

girişi, hem de çıkışı sanki ehil

olmayan gözlerden gizlenmiş

gibidir. Bir şehirle gizli kapıları

ve yolları bilecek kadar içli

dışlı olmuş birinin rehbere

ihtiyacı mı olur? O zaten şehir

olmuştur.”

YEŞİL TÜRBE, YEŞİL ÇİNİLERLE KAPLIBursa’nın simgelerinden biri olan Yeşil Türbe, 1421 yılında Sultan Çelebi Mehmet

tarafından yaptırılmış. Yeşile çalan çinilerle kaplı olduğu için bu isimle anılıyor. Yeşil Cami’de olduğu gibi bu türbenin mimarı da Hacı İvaz Paşa’dır. Türbe,

sekiz köşeli planı ve alt kattaki mezar odası ile Selçuklu kümbetlerinin devamı görünümünde. En dar yüzü 8.45 metre, en geniş yüzü 8.87 metre olan sekizgen yapıyı, sekiz pencereli, yüksek bir kasnağa oturan kurşun kaplı kubbe örtüyor. Türbenin günümüze çok az değişikliklerle gelen cephesi, girişin doğusundaki ilk yüzde yer alıyor. Türbenin ceviz ağacından oyulmuş kapısı, Osmanlı ahşap

işçiliğinin muhteşem örneklerinden biri. Rozet, rumi ve geometrik motiflerle oya gibi işlenen kapının Bursa kemeri cumbası ve çevresi, çini kaplı. Türbenin içindeki

renkli sır ve mozaik çini süslemeleri de eşsiz güzellikte. Türbe günümüze ulaşan güzel bir çinili mihraba sahip. Renkli ve geometrik motifli çinilerle bezenmiş

olan mihrap, bir sanat şaheseri olarak kabul edilir. Türbe içinde bulunan Çelebi Sultan Mehmed’in sandukasının etrafında oğulları Mustafa, Mahmud ve Yusuf,

kızları Selçuk Hatun ve Sitti Hatun ile Ayşe Hatun ve dadısı Daya Hatun’nun çinili sandukaları bulunuyor.

Page 54: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Gezgin

53

Muradiye Külliyesi

ziyaretçi akınına

uğruyor

Ziyaretçiler, Koza Han ve

hanlar bölgesinde gezdikten

ve artık Uzakdoğu’dan ya da

başka ülkelerden ithal edilmiş

olsa da Bursa ipeği hatırasını

canlandıran ipeklilerden

aldıktan sonra bir İskender

kebabı yemeyi hak eder. Koza

Han’ın Orhan Camii girişindeki

Bursa kebapçısı ya da cadde

üzerindeki tarihi İskender

kebapçısı en meşhur olan

yerler. Ayrıca tarihi Aynalı

Çarşı’da pide yenebilir ya da

hanlar bölgesindeki esnaf

lokantalarında da harika

lezzetlerle karşılaşılabilir.

Ziyaretçiler bir gün daha

kalabiliyorlarsa aheste bir

şekilde önce Tophane,

ardından da Çekirge ve

Muradiye semtlerini mutlaka

gezmeli. Özellikle de Muradiye

Külliyesi bugünlerde Şehzade

Mustafa’nın vefatından yeni

haberi olanlar yüzünden

ziyaretçi akınına uğruyor.

En güzeli de dışarıdan

tamamen soyutlanmış olan

Muradiye Külliyesi içinde

bir havuz kenarında oturup

sessizliği dinlemek… Tarihin

derinliklerinde yaşanmış gizleri,

şehzade mahzunluğunu ve

ölümlerini aslında bir sinema

karesinden çok, oradaki şimşir

kokusu daha iyi anlatıyor…

Her köşesinden

tarih fışkıran şehir

Sözü uzatmaya yerimiz

yok ama bize göre payitaht

kenti Bursa’nın her bir tarihi

mekanıyla ilgili uzun uzadıya

konuşmak mümkün. Ben yedi

yıl önce çıkıp geldiğim Bursa’da

en çok; hangi köşeyi dönersem

döneyim, yüzünde tarihi

taşıyan derin çizgileriyle bir

dost, bir o kadar da sevecen bir

teyze gibi karşılayan ve şaşırtan

evlerin, hanların, camilerin,

kısacası tarihin karşıma

çıkmasından etkilenmiştim.

Bunun yanı sıra restorasyon

sırasını beklerken boynu

bükülen eserler de yok değil.

Velhasıl, Bursa’nın özellikle

de merkezi, tarihle birlikte

kol kola yaşanabilecek bir yer.

Merkezdeki çok sayıda tarihi

noktanın yanı sıra, son yıllarda

çekilen diziler sayesinde turist

akınına uğrayan Cumalıkızık

ile Mudanya, Trilye ve Misi gibi

OSMANLI SULTANLARININ SON

KÜLLİYESİMuradiye Külliyesi,

Bursa’da Osmanlı sultanları tarafından yaptırılan son külliye. Sultan II. Murat

tarafından 1425-1426 yılları arasında yaptırılmış ve

içinde bulunduğu semte ismini vermiş. Külliye; cami, hamam, medrese, imaret ve külliyenin bahçesine daha sonraki yıllarda yapılan 12 türbeyi içeriyor. Muradiye Külliyesi, Semerkant’taki

Şah Zinde ve İstanbul’daki Eyüp Sultan ile birlikte,

Türk İslam dünyasının sayılı türbe topluluklarından

biri. Kanuni’nin Konya’da öldürttüğü oğlu Şehzade

Mustafa, Fatih’in Napoli’de sürgünde ölen oğlu Cem

Sultan, Yavuz Sultan Selim’in boğdurttuğu kardeşi Şehzade Ahmet gibi bahtsız

şehzadelerin türbelerini barındırmasından ötürü

Muradiye’den, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle

“sabrın acı meyvesi” olarak bahsedilir. Külliyenin

merkezini Muradiye Camii oluşturur. 1451’de Edirne’de

hayatını kaybeden Sultan II. Murat, 1443’te kaybettiği

büyük oğlu Alaaddin’in yakınına gömülmek istediği

için cenazesi Bursa’ya getirilmiş ve küçük oğlu Fatih

Sultan Mehmet tarafından yaptırılan bu türbeye

gömülmüş. II. Beyazid’in oğlu Alaaddin, kızları Fatma ve Hatice’ye ait sandukalar da

II. Murat Türbesi’nin içinden geçilerek ulaşılan sade odada

bulunuyor.

tarihi ve turistlik mekanlar da

mutlaka görülmeli.

Kara, deniz ve hava

yoluyla gidilebilir

Kara, deniz ve hava yoluyla

diğer kentlere bağlanan

Bursa’nın üç farklı girişi

bulunuyor. Doğu yönünde

Ankara, Eskişehir, batı yönünde

İzmir ve kuzey yönünde

ise Yalova ve İstanbul’a

bağlanıyor. Yenişehir Havaalanı,

yurtiçi ve yurtdışı yolcu ve

kargo taşımacılığına açık.

Önümüzdeki yıl tamamlanması

planlanan Körfez Geçiş

Köprüsü ile İstanbul-Bursa

arası 45 dakikaya inerken,

İstanbul-İzmir arası da 3,5

saate düşecek. Güzelyalı feribot

iskelesi ile Mudanya iskelesi

yaya ve araçlı yolcuların

İstanbul ve Bursa arasında

seyahat etmesini sağlıyor.

Ayrıca Bursa Büyükşehir

Belediyesi’nin girişimiyle

başlatılan İstanbul Haliç-

Gemlik uçak seferleri ile

Helitaksi hizmetleri de kente

ulaşımı kolaylaştırıyor. Kentin

kuzey girişinde yer alan Bursa

Şehirlerarası Otobüs Terminali

ise çevre yoluyla bağlantılı.

KRALİÇE ELIZABETH’İ AĞIRLAYAN KOZA HAN Ulu Camii ile Orhan Camii arasında yer alan Koza Han, Sultan II. Bayezid’in İstanbul’da inşa ettirdiği Bayezid Külliyesi’ne gelir sağlamak amacıyla 1490 yılında yaptırılmış. Bursa’nın en güzel ve günümüzde en yoğun olarak kullanılan hanıdır. Bursa ipekçiliğinin zirvede olduğu yaklaşık 500 yıllık dönemde ipek böceği kozalarının mezat yeri olan, avlusunda alınıp satılan bembeyaz kozalarla adeta kar yağmış görünümüne bürünen Koza Han, Çin’den başlayıp Bursa’da sona eren tarihi İpek Yolu’nun son durağı. Mayıs 2008’de İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’i de ağırlayan tarihi han, Bursa’ya gelen yerli ve yabancı turistlerin uğramadan geçmeyeceği tarihi mekânların başında geliyor. Koza Han’ın üst katında ise yan yana sıralanmış onlarca dükkânda Bursa’nın en seçkin ipeklilerini bulabilirsiniz.

Page 55: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sağlık

54

Modern yaşam tarzı, stres

ve hareketsizlik, boyun ve

bel ağrılarına yol açıyor.

Uzun saatler boyunca

hareketsiz bir şekilde oturmak

boyun ve bel ağrılarının en

yaygın nedenleri arasında

gösteriliyor. Günümüzde

özellikle bilgisayar başından

kalkmadan, oturarak çalışan

kişilerde bu tip şikâyetlerin

arttığı biliniyor. İstatistikler

bel ağrısının görülme

oranının gribal enfeksiyon

ve üst solunum yolu

enfeksiyonlarından sonra

ikinci sırada yer aldığına işaret

ediyor.

Bu tür ağrılara neden olan

kas gerginliklerine, masada

çalışırken, televizyon

seyrederken ve kitap okurken

uzun süre kötü pozisyonda

Yoğun çalışma hayatı

bel ve boynu vuruyorBilgisayar başında geçirilen saatler, uzun süre ayakta veya oturarak çalışma gibi

nedenlerle bel ve boyun ağrılarından şikayet edenlerin sayısı her geçen gün

artıyor. Uzmanlar bu tür sorunları olanlara, “Bol bol egzersiz yapın, sürekli

aynı pozisyonda durmayın, ağır kaldırmayın ve sırtınızı mutlaka sandalyeye

yaslayın” tavsiyesinde bulunuyor.

oturmak, bilgisayar ekranının

çok yüksek veya çok alçak

olması, rahatsız pozisyonda

uyumak ve egzersiz sırasında

boynun fazla bükülmesi gibi

günlük yaşamımızdaki bazı

aktiviteler sebep olabiliyor.

Yaygın vücut ağrısı ve

sabahları yorgun uyanma

gibi belirtilerle seyreden

fibromiyalji (yumuşak doku

romatizması) de boyun ve üst

sırt bölgesinde ağrıya yol açan

bir tablo olarak karşımıza

çıkıyor.

Ağrınız uzun

sürüyorsa doğru

doktora!

Uzmanlara göre; birkaç

günden uzun süren ağrı ve

tutukluk veya boyundan

kollara yayılan ağrı veya

uyuşma gibi bulgular

olduğunda mutlaka bir

doktora başvurmak gerekiyor.

Bazı durumlarda boyun

ağrısının röntgen, tomografi

veya MR gibi görüntüleme

yöntemleri veya kan tahlili

gibi tetkiklerle araştırılması

doğru bir tanının konması için

gerekli olabiliyor. Tedavinin

tanıya göre belirlenmesi

gerektiğini söyleyen uzmanlar,

“Cerrahi tedavi gerektiren

bir durum söz konusu

değilse, fizik tedavi, ağrı

kesici ve kas gevşetici ilaçlar,

enjeksiyonlar ve manuel

tedavi uygulanabilir. Fizik

tedavi ve rehabilitasyon

ağrıyı gidermeyi, kas

spazmını çözmeyi,

boyun ve sırt kaslarının

kuvvetlendirilmesini ve doğru Uzm

. D

r. H

ilal

Yıl

dız

Page 56: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Sağlık

55

postürün (duruş) sağlanmasını

hedefleyen çok etkili bir

tedavi yöntemidir” diyor.

Doğru oturuş

çok önemli

Bel ağrıları da çok

sık karşılaşılan sağlık

problemlerinden biri. Kötü

pozisyonda oturma, ağır

kaldırma, uzun süre ayakta

veya oturarak çalışma gibi

nedenlerle bel kaslarında

oluşan gerginlikler bel ağrısına

yol açan başlıca nedenleri

oluşturuyor. Çalışma sırasında

bel omurgasının aşırı derecede

öne ve arkaya gerilmesine

veya yanlara bükülmesine

yol açan hareketler ve

pozisyonlardan kaçınmak

gerekli. Ağır kaldırmayı

gerektiren işler yapılıyorsa

mümkünse bu işlerin

destek ve cihaz yardımı ile

yapılması ve omurganın

düzgün pozisyonda tutulması

lazım. Bel omurgasında yer

alan disklerdeki bozulma

ve yırtılmalar, omurga

kemiklerinde kaymaya,

eklemlerdeki kireçlenmeler

de sıklıkla bel ağrısına yol

açıyor. Kaza veya düşmeye

bağlı kırıklar, kemik erimesine

bağlı çökmeler, enfeksiyon

ve tümörler de bel ağrısına

neden oluyor.

“Düzenli egzersiz

ve spor yapın”

Liv Hospital Fizik Tedavi

ve Rehabilitasyon Uzmanı

Dr. Hilal Yıldız, konuyla

ilgili şu bilgileri veriyor:

“Tedavide cerrahi tedaviyi

gerektiren bir hastalık söz

konusu değilse, fizik tedavi,

ilaç tedavisi, bel ve karın

egzersizleri, enjeksiyonlar,

manuel tedavi gibi konservatif

tedaviler uygulanabilir. Bel

ağrılarında fizik tedavi ve

rehabilitasyon uygulamaları

ağrının azaltılması, kas

spazmının giderilmesi, bel,

karın ve pelvis kaslarının (kor

kasları) kuvvetlendirilmesi ve

postür eğitimine yönelik çok

etkili bir tedavi uygulamasıdır.

Bel ağrısından korunmak

için düzenli egzersiz ve

spor önerilir. Bel ve karın

kaslarının güçlü olması, aşırı

kas gerginliklerinin ortadan

kaldırılması için yoga ve

pilates önerilen sporlardandır.

Yüzmenin de bel ağrısında

çok olumlu etkileri vardır.”

SIRTINIZ SANDALYEYE DEĞSİN

* Masabaşında çalışanların, sırtları her

zaman sandalyeye değecek şekilde oturması gerekiyor.

* Sandalyede, bel kavisini koruyacak bir yastık

kullanılabilir.

* Çalışma sırasında omurganın aşırı

derecede öne ve arkaya gerilmesine veya yanlara bükülmesine yol açan hareketlerden kaçınılmalı.

* Bilgisayar ekranı çok uzak olmamalı, ekran

göz hizasının ne çok üstünde ne de çok altında olmalı.

* Dizler 90 derecelik bir açıda duracak şekilde

çalışmalı.

* Gün içinde sık sık mola verilip, kas ve eklemlere

dinlenme ve yenilenme fırsatı tanınmalı.

* Koltuk ayarları sık sık değiştirilmeli.

* Her yarım saatte bir ayağa kalkarak ofiste

dolaşılmalı.

* Dik pozisyonda oturulmalı ve bu,

alışkanlık haline getirilmeli.

* Ayakların altına bir basamak konularak

oturulursa daha rahat edilir.

* Koltukta sırt kamburlaştırılmamalı.

* Oturur pozisyonda iken yerden bir cisim

almak için belden eğilmemeli, çömelerek alınmalı.

* Derin ve yumuşak koltuklara oturmamalı,

kol konacak yeri olan, arkalığı en az omuz hizasına kadar gelen ve beli destekleyen sandalye ve koltuklar tercih edilmeli.

Page 57: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

56

Sony Xperıa Z1 Compact Türkiye’deSony’nin en iyisi Xperia Z1’in, suya dayanıklılığı da dahil olmak üzere tüm özelliklerini içeren 4,3 inçlik Xperia Z1 Compact, Sony’nin en iyilerini en kompakt telefonda buluşturdu. BIONZ görüntü işlemcisiyle Sony’nin ödüllü G lensini 20,7 megapiksellik kamerayla birleştiren Xperia Z1 Compact, Türkiye’de satışa sunuldu. Sony’nin amiral gemisi Xperia Z1’in tüm özelliklerini, premium bir üründe ama kompakt boyutta yaşamak isteyenler için Xperia Z1 Compact, Turkcell satış noktalarında ve elektronik marketlerde satışa sunuluyor. Xperia Z1 Compact’ın fiyatı 1.999 TL.

Avea, kendi markasıyla

çıkardığı üçüncü akıllı

telefonu “Avea inTouch 3”ü

satışa sundu. Gelişmiş kamera

özellikleri, çift çekirdekli

işlemcisi ve şık tasarımıyla

dikkat çeken Avea inTouch

3, operatör markalı “ilk 4,5

inç ekranlı” akıllı telefon

olma özelliğine sahip. Gerek

gelişmiş özellikleri gerekse

çok uygun fiyatı ile piyasadaki

akıllı telefonlar arasında

dikkat çeken Avea inTouch 3,

eğlenceden sosyal medyaya

kadar günlük yaşamın bir

parçası olurken, kullanıcının

hayatını kolaylaştıracak ve

birçok ön yüklü uygulaması

ile akıllı telefon deneyimi

yaşatacak.

Akıllı

Avea

ınTouch 3

satışa

sunuldu

Teknoloji

Samsung’tan şimdi de

akıllı fotoğraf makinesi

Samsung’un yeni akıllı fotoğraf makinesi WB350F Smart Camera, en güncel teknolojik

ögelerle donatılmış, “21x optik zoom” özelliği ve 23 mm’lik geniş açılı lensiyle,

derinlik ve detaya önem veren kullanıcılar için ideal bir görüş açısı sağlıyor. Yeni

WB350F, etkileyici 16MP

BSI CMOS sensöre de

sahip. Bu sayede, düşük

ışıklı ortamlarda flaş

kullanma ihtiyacı ortadan

kalkıyor. Cihazın yenilikçi

sensörü, aynı segmentteki

ürünlere göre daha az

ışıkla en iyi sonuçları

almanızı sağlıyor ve görsel

kaliteden taviz vermiyor.

Samsung WB350F’nin

güçlü zoom özelliği ile en iyi

kareleri kolayca yakalarken,

fotoğraflarınızı anında

etiketleyerek paylaşabileceksiniz.

Sony Xperıa Z1Comp

ra, en güncel teeknolojik

özelliği ve 23 mm’lik geniş açılı lensiyle,

etaya önem veren kullanıcılar için ideal bir görüş açısı sağlıyor. Yenni

kileyici 16MP

ensöre de

ede, düşük

rda flaş

yacı ortadan

zın yenilikçi

egmentteki

daha az

uçları

lr ve görsel

ermiyor.

0F’nin

iği ile en iyi

akalarken,

ında

aşabileceksiniz.

Page 58: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

Kültür&Sanat

57

Müzik gurubu Beırut,

17 Ağustos’ta yeniden

İstanbul’da

İstanbul’da 2007 yılında ve son

olarak 2012 yılında Kuruçeşme

Arena’da konser veren Beirut, 17

Ağustos’ta BKM organizasyonu

ile Küçük Çiftlik Park’ta bir

konser daha verecek. Kendilerine

has müzikleriyle dünya çapında

sevilen Beirut, Batı Avrupa ve

Balkanlar’a özgü müziği pop

müzik ile birleştiren ABD’li

bir grup. Indie-rock tarzını

dünya müzikleri ve ABD’deki

popüler akımlarla bir araya

getiren grup, kurucusu Zachary

Francis Condon’ın solo bir

projesi ile birlikte doğdu ve

genişledi. Beirut ilk konserini

Gulag Orkestar albümleri

yayımlandıktan sonra Mayıs

2006’da New York’ta verdi.

Grubun kurucusu Condon, New

Mexico Santa Fe’de 13 Şubat

1986’da doğdu. Genç yaşlarında

bir caz grubunda trompet

çaldı, bu nedenle cazdan

etkilendi. 17 yaşında yaptığı bir

Avrupa gezisi sırasında Balkan

müziği, daha özelinde Goran

Bregoviç ve Boban Markoviç

gibi müzisyenlerin çalışmaları

dikkatini çekti. Daha sonra

diğer bazı yerel halk müzikleri

ile ilgilendi ve bu süreç

Beirut’un müziğindeki melodik

altyapının enstrümantal anlamda

gelişiminde etkili oldu.

Sevilen oyuncu

Dr. House, İstanbul’a

caz yapmaya geliyor

İstanbul Kültür Sanat Vakfı

tarafından düzenlenen 21.

İstanbul Caz Festivali, 13 farklı

mekanda 200’ü aşkın yerli ve

yabancı sanatçının katılımıyla

1-16 Temmuz arasında

gerçekleşecek. Bu yıl festivalin

bir de sürpriz konuğu var.

House dizisindeki Dr. House

karakteri ile tanınan Amerikalı

oyuncu Hugh Laurie, festival

kapsamında ilk defa İstanbullu

hayranları ile buluşacak.

Oyuncu, komedyen, yazar,

müzisyen ve yönetmen Hugh

Laurie, The Copper Bottom

Band ile birlikte 9 Temmuz

Çarşamba akşamı 21.30’da

Cemil Topuzlu Açık Hava

Sahnesi’nde bir konser verecek.

Esas olarak oyunculuğuyla

tanınan ünlü aktör Hugh Laurie,

müziğe altı yaşında piyano

çalarak başladı. Bir süre gitara

merak saran Laurie, daha sonra

piyanoya geri döndü. Laurie ilk

albümünü çıkararak hayallerini

gerçekleştirmeden önce

milyonların karşısına House

dizisinin bazı bölümlerinde

piyano ve gitar çalıp, blues

söyleyerek çıktı. Dizinin

finalinin ardından albüm

hazırlığı yapan Laurie, 2011

yılında yayınladığı ilk albümünü

çıkardı.

Osmanlı

sürgünlerinin

inanılmaz öyküsü

Dünyada eşi görülmemiş siyasi

cezaların örnekleri, Osmanlı

Türklerine İngilizlerden geldi.

Bugün Akdeniz’de binlerce

turistin uğradığı ve önemli bir

turizm merkezi sayılan Malta,

bir zamanlar yaşamları boyunca

vatan özlemi çekmiş Türk

esirlerin ibretlik öykülerine

tanıklık etti. Usta tarihçi ve

yazar Cemal Kutay’ın arşivinden

çıkan bu öyküler, Malta’nın

adeta bir “Sürgünler Adası”

haline gelmesiyle yıllarca esaret

sancıları yaşamış Türklerin

derin ve unutulmaz öykülerini

bütün çıplaklığıyla gözler önüne

seriyor. 1918 -1921 yılları

arasında Malta’da esaret hayatı

yaşamış Türklerin, dokunaklı

sürgün öykülerinin anlatıldığı

belgesel niteliğindeki kitap, abm

Yayınevi tarafından okurlara

sunuluyor.

600 yıllık

Türkiye-Polonya

ilişkilerinin sergisi

Sakıp Sabancı Müzesi

(SSM), Türkiye ile Polonya

arasındaki ilişkilerin 600.

yılı kapsamında, 7 Mart-15

Haziran 2014 tarihleri arasında

“Uzak Komşu Yakın Anılar:

Türkiye-Polonya İlişkilerinin

600 Yılı” isimli sergiye ev

sahipliği yapıyor. Türkiye

ve Polonya Cumhuriyetleri

cumhurbaşkanlarının

himayesinde açılan, Dışişleri

ve Kültür Bakanlıkları

tarafından desteklenen sergide;

Polonya’nın müze, arşiv,

kütüphane, manastır ve kilise

koleksiyonlarından eserler yer

alıyor. Sergide, Türkiye’den

Topkapı Sarayı Müzesi, Türk

İslam Eserleri Müzesi ve

Sadberk Hanım Müzesi ve SSM

koleksiyonlarından seçilenlerle

birlikte 348 eser sergileniyor.

Kültür ve sanat alanlarında

pek çok yan etkinliği de

kapsayan sergi, SSM ile Polonya

Cumhuriyeti Kültür ve Milli

Miras Bakanlığı’nın ortak

mali ve kurumsal desteği ile

gerçekleştiriliyor.

Page 59: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

58

ENGLISH

A Closing Conference was

held on 24 February 2014 in

Ankara witin the framework

of MAS ECVET Project under

the leadership of MESS

Training Foundation (MEV)

with partnership of Dekra

Akademie (Germany), ARIS

Formazione (Italy), Turkish

Metal Workers’ Union (Türk

Metal), Şişli Technical and

Industrial High School, and

under management of Turkish

Employers’ Association of

Metal Industries (MESS)

as part of the LdV Transfer

of Innovation Program

coordinated by the Turkish

National Agency.

The conference was attended

Closıng Conference of

by executives from MESS, Türk

Metal Trade Union and MEV,

representatives from the EU

Delegation to Turkey, Turkish

National Agency, Ministry of

National Education (MoNE),

Ministry of Labour and Social

Security, Turkish Employment

Agency, various vocational

certification organisations,

ECVET experts from the EU

Commission, representatives

and experts from the Project

partners, directors and teachers

from vocational and technical

education organisations,

university staff, executives of

trade unions and employer

associations as well as and

representatives of chambers

and automotive industry.

Held at Hotel Büyük Anadolu

and attracting an audience of

more than 200 people, the

conference was opened with

a speech by Mr. Cenk Yöney,

Vice-President of MESS and a

Board Member of TİSK. Yöney

underlined the developments

observed in the automotive

industry and commented

on the industry’s needs,

referring to the ever increasing

global competition and the

importance of human capital.

He also provided information

on MESS’ projects concerning

occupational standards and

certification issues.

Subsequently Mr. Pevrul

Mas Ecvet Stımulates

The Debate On Ecvet

Kavlak, President of Türk Metal

Trade Union and Secretary

General of Türk-İş, took the

floor and commented on the

importance of professional

competence and certification.

Javier Menendez Bonilla, Head

of Financial Cooperation,

Infrastructure, Social and

Regional Projects at the EU

Delegation to Turkey, provided

information on the recent

developments and trends

concerning professional and

technical education launched

across the EU and stated that

the EU would continue to

support professional education

and human resources projects

developed in Turkey.

One Of Mess’s Most Innovatıve Projects,

Mas-Ecvet (Mobılıty In Automotıve

Sector Through Ecvet Project) Was

Concluded On 24 February 2014 In Ankara

Wıth A Conference That Sıgnıfıcantly

Contrıbuted To The Understandıng

Of And Dıscussıon About Ecvet

Implementatıon In Turkey.

Page 60: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

59

TUĞRUL Kudatgobilik

Contınues As Co-Chaır Of

B-20 Human Capıtal Task Force

In 2013, Tuğrul Kudatgobilik,

President of TİSK and MESS,

was designated Co-Chair

of the B-20 Task Force in

charge of “Employment

and Job Creation” during

Russia’s Presidency of

G-20 and B-20. With this

function, Kudatgobilik

presented employers’ views on

employment and job creation

to the G-20 Heads of States

and Governments at the G-20

Summit held in St. Petersburg

on 5 and 6 September 2013.

In December 2013, Australia

took over the presidency

of both G-20 and B-20.

Richard Goyder, assigned by

the Australian Government

to chair B-20, and Steve

Sargent, Chairperson of the

“B-20 Human Capital Task

Force”, both stated their wish

that Tuğrul Kudatgobilik,

representing TİSK, continue to

co-chair the Task Force. Brent

Wilton, Secretary General of

International Organisation

of Employers (IOE), in

which TİSK holds the only

Turkish membership, was

also designated to co-chair

the Task Force. TİSK Vice

President Erol Kiresepi was

also elected member of the

Human Capital Task Force to

represent TİSK.

The B-20 Human Capital Task

Force started to work with a

teleconference on 15 January

2014. At the teleconference,

chaired by Steve Sargent, the

work methodology of the

Human Capital Task Force

was presented and adopted.

Within that context, Accenture

was given the task of preparing

an analytical infrastructure for

the proposals that to be made

by the Task Force.

The first physical meeting

of the Task Force was held

in Sydney on 27 February

2014. At the meeting co-

chaired by Steve Sargent and

Tuğrul Kudatgobilik, actions

proposed under various

headings, i.e. “Maximizing

Potential for Workforce

Demand and Supply”;

“Creating Solutions to Better

Match Supply and Demand”,

“Encouraging Labour

Flexibility” were discussed.

The B-20 “Sherpa” Robert

Milliner also participated in

the meeting.

On 26 February 2014, Task

Force Chairperson Steve

Sargent organised a dinner in

honour of the participants.

Following the meeting, the

Task Force held another

teleconference on 12 March

2014 which helped the Task

Force prioritize its future

proposals. The Task Force will

hold its next teleconference

meeting on 7 April 2014 and a

physical meeting in Paris on 7

May 2014 on the sidelines of

the OECD Forum in tandem

with the other 3 Tasks Forces.

The Task Force will hold its

final physical meeting on 5

June 2014 in Geneva as part

of the International Labour

Conference and will complete

its work by holding additional

teleconferences. The views and

proposals of the Task Force

will be ready to be shared with

the public at the B-20 Summit

which will be held in Sydney

between 17 and 18 July

2014. Also, B-20’s views and

proposals will be presented to

the G-20 Leaders at the G-20

Brisbane Summit which will

be held between 15 and 16

November 2014.Tuğrul Kudatgobilik, President of TİSK and MESS, at the Task Force’s first physical meeting in Sydney.

The fırst meetıng of the b-20 human capıtal task force was held ın sydney on 27 february

2014. At the meetıng, co-chaıred by steve sargent and tuğrul kudatgobilik, Presıdent

Of Tisk And Mess, actıons proposed under varıous headıngs were dıscussed.

Page 61: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

60

Traınıng Program

For Traıners Of

Ferrosh Project Held

MESS has launched yet another

project, titled “Facilitating

Effective and Reliable Resources

for Occupational Safety and

Health in the Turkish Metal

Industry-FERROSH” jointly

with the Turkish Metal Workers’

Union (Türk Metal), TNO, a

Women Workers Congress Celebrates

Its 19Th Annıversary

Türk-İş Chairman Ergün Atalay, TİSK and MESS President Tuğrul

Kudatgobilik, TİSK General Secretary Bülent Pirler, MESS General

Secretary Hakan Yıldırımoğlu, MESS Chief Legal Adviser Erten Cılga,

MESS Ankara Region Representative Mesut Ulusoy, Haber-İş Union

Chairman Veli Solak, Seamen’s Union Chairman Eyüp Kasap, Aviation

Workers Union Chairman Ali Kemal Tatlıbal, Nurcan Önder, Assistant

General Manager of the Labour Department of the Ministry of Labour

and Social Security, IndustriAll Social Policies Director Sofya Canik, and

ambassadors and attachés from various countries attended the opening

ceremony of the Women Workers Congress, held in Ankara on 8 March

2014. Delivering a speech at the ceremony, TİSK and MESS President

Tuğrul Kudatgobilik said that he closely followed and appreciated the

work conducted by the Turkish Metal Workers’ Union for women

workers and wished success to the Congress. Kudatgobilik went on

to add, “Half of the economic and social life through history has been

constituted by women and the other half by men. I believe Turkey

cannot have a place among the developed countries of the world unless

half of the population in Turkey does not contribute to economic life as

much as the other half.”

The 19th edition of the Women Workers Congress, held by

Türk Metal with hundreds of delegates, was celebrated at Hotel Anadolu in Ankara on the occasion of 8 March, the

International Women Workers Day.

Dutch Applied R&D Institute,

and the Turkish Public Health

Agency. The Project is funded

by the Dutch Government’s

MATRA Fund.

As part of the Project, training

programs on occupational safety

and health in the metal industry

are offered to specialist medical

doctors working at Community

Health Centres affiliated with

the Turkish Public Health

Agency, occupational safety and

health experts and occupational

doctors working at MESS

member enterprises as well as

to workplace representatives of

who are members of Türk Metal

Trade Union.

The training programs are

intended to better meet the

specific needs of the metal

industry for occupational safety

and health and to improve

awareness on occupational

safety and health at selected

Community Health Centres

in an effort to help the metal

industry to access services of

higher quality. The training

programs will be offered in

İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli

and Bursa between February and

April 2014. A training program

for trainers of FERROSH was

held at the MESS Headquarters

between 13 and 17 January

2014. The training of trainers

under FERROSH project was

conducted by experts of TNO

and it also featured some

best practice models used in

Europe and adult training

techniques such as courses

on building competences that

trainers are expected to possess.

Participants completing the

training program were awarded

a certificate. FERROSH trainers

will provide training to nearly

150 individuals in five different

cities. Following the completion

of these training programs in the

field, the FERROSH Project will

be come to an end on 31 May

2014.

Page 62: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

61

A “National ECVET

Workshop” was organized at

MESS Istanbul Headquarters

as part of the MAS ECVET

Project, which is conducted

jointly with Dekra Akademie

(Germany), ARIS Formazione

(Italy), Turkish Metal Workers’

Union, and Şişli Technical and

Industrial High School.

The workshop, titled

“Improving ECVET’s

Implementation to Support

Life Long Learning in Turkey”,

was supported by experts

from the European Union

Commission’s ECVET Team.

Among the 40 specialist

participants in the workshop

were representatives from the

National Education Ministry’s

(MEB) General Directorate of

Life-long Learning, General

Directorate of Vocational

and Technical Education,

from Istanbul National

Education Directorate

and District National

Education Directorates,

as well as directors and

teachers from vocational

and technical education

institutions, lecturers from

universities, representatives

from the Turkish Vocational

Qualification Agency (MYK),

executives of trade unions

and employer associations,

and representatives from the

automotive industry.

Following the presentations

made on the first day of the

workshop, the participants

formed teams among

themselves to discuss the

potential benefits and

challenges of ECVET

implementation in the metal

industry. The teams formed

with representatives from

various stakeholders held

a brain-storm session and

discussed the expected

benefits and challenges of

ECVET. In the final session,

the leader of each group,

presented to the workshop

participants the benefits and

challenges expected by the

members of the group.

The second day of the

workshop was started with

a short speech delivered by

As part of the MAS ECVET Project, a “Natıonal ECVET Workshop” was organısed

on 20 and 21 January 2014 at MESS Headquarters.

Natıonal Ecvet Workshop

Organızed by mess

MEV General Director Dr.

Necdet Kenar, focusing

on the project goals and

on all the work completed

until that day. Following

the opening speech, the

participants formed two

teams under the supervision

of the ECVET team to

discuss the basic benefits

expected through ECVET

implementation in Turkey

and to determine the

social stakeholders whose

collaboration would be

needed to implement

ECVET. The results

generated through these

discussions were evaluated

with all the participants and

ECVET team members.

Page 63: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

62

The Regulations on Protecting

Workers from Hazards of

Explosion was published in

Official Gazette No. 28663, of

30 April 2013. A “Document

Traınıng On Preparatıon

Of “Explosıon protectıon

document” Pursuant To The “Regulatıon On Protectıon of Workers From Hazards Of Explosıve

atmospheres”, Mess Organısed A Traınıng Program On How To Prepare The Mandatory

Documentatıon For Protectıon Agaınst Explosıons.

for Protecting Workers from

Explosions” must be prepared

pursuant to the Regulation.

The document must contain

all existing and required

technical and organisational

measures that must be taken

at a workplace to address

explosion hazards depending

on the production methods

and the types of substances

and equipment used at

the workplace. In an effort

to provide guidance to its

members on how to prepare

a “Document for Protecting

Workers from Explosions” and

to help them improve their

occupational safety and health

procedures and thereby to

support the industry’s strong

structure, MESS organised

two-day training programs

in İstanbul between 25 and

26 February and 27 and

28 February 2014, in İzmir

between 3 and 4 March 2014

and in Bursa between 6 and 7

March 2014.

Conducted by Serdar Uzgur

of Uzgur Engineering and

Consulting firm, the training

programs featured detailed

information on the conditions

and types of various explosions,

sources and control of ignition,

planning of work places where

explosive/flammable substances

are used, classification of

hazardous areas and mapping

of hazard zones, real-life direct

example- approach, risk-

based approach, point source

hazard approache, standard

calculations and on how to

analyse results obtained.

During the training programs,

developed according to TS EN

60079 standards and other

related international standards

(NFPA, BS), four teams were

formed to develop model

maps of hazard zones and

make relevant calculations.

The training programs were

completed successfully with a

total of 81 participants.

Page 64: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

63

Mev And Peryön Launches

“Industrıal Relatıons

Expert Traınıng Program”

Mess Traınıng Foundatıon (Mev), Whıch Has Left Its Mark On Many Remarkable

Employment Projects In Turkey, Has Launched An “Industrıal Relatıons Expert Traınıng

Program” Joıntly Wıth The Turkısh Human Capıtal Management Assocıatıon (Peryön) In

An Effort To Meet The Need For Industrıal Relatıons Experts.

MESS Training Foundation

(MEV) and Turkish Human

Capital Management Association

(PERYÖN) have joined their

hands to meet the need for

industrial relations experts in

the business life. The “Industrial

Relations Expert Training

Program” has been the first

product of the cooperation

between MEV and PERYÖN.

The training program is

intended to help human

resources managers and experts

improve their competence to

adapt themselves better to the

changing dynamics of industrial

relations. The agreement

regarding the cooperation was

signed on 19 March 2014 at a

meeting held at the headquarters

of MESS. MEV General Director

Dr. Necdet Kenar, PERYÖN a

formar Chairman Yiğit Oğuz

Duman, MESS Secretary General

and MEV Board Member Hakan

Yıldırımoğlu and PERYÖN

Secretary General y Özlem

Helvacı Kılıç attended the

meeting and briefed on the

program before the signature

ceremony.

Stating that the goal of the

training program is to help

human resources managers

and experts improve their

competence to adapt themselves

better to the changing dynamics

of industrial relations, Hakan

Yıldırımoğlu said the target

audience of the program was

human resources managers and

experts working in companies

as well as individuals wishing to

specialise in these areas. Stating

that the program will help

participants get familiar with

the updated regulations and be

capable of managing industrial

relations, Yıldırımoğlu said,

“The training program has been

developed to reflect the changing

conditions of the business life.

The 13 courses featured in the

program were all developed by a

team of individuals specialising

in the subject matter, while the

contents of the courses were

prepared by training experts for

the intended purposes with a

focus on related legal regulations

and industrial practices. The

team of trainers are academics

and professionals experienced

and specialising in the subject

matters. The courses also feature

theoretical examples, workshops

and panel discussions.”

CLASSROOMS OF 20 TO 25

PARTICIPANTS

The program, which will be

offered first to experts working

at MESS-member companies,

will start on 22 March 2014 at

MESS headquarters and will last

52 hours in total, on Tuesdays

and Saturdays. The program

will be completed in a month’s

time. After a few sessions of the

program, experts working at

non-MESS-member companies

and unemployed experts will

also be admitted. The program

will be conducted in classrooms

of 20 to 25 participants and

will feature both theoretical

and practical courses. Each

participant completing the

program will be awarded a

certificate, signed by both

PERYÖN and MEV.

The program will be offered at

a discount to experts working

at MESS- and to TİSK-member

companies and PERYÖN

members.

Page 65: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

ENGLISH

64

Law No. 6495 on

Amendments to Certain Laws

and Decree-laws, published

in Official Gazette No. 28726,

dated 2 August 2013, made

certain amendments to Law

No. 6331 on Occupational

Safety and Health. The

amendments made give

occupational safety and health

experts, meeting certain

requirements, the chance

to upgrade their certificates

through an upgrading

examination. The procedures

and rules regarding the

matter are laid down in

the Regulations Amending

the Regulations on Duties,

Powers, Responsibilities and

Education of Occupational

Safety and Health Experts,

promulgated in Official

Gazette No. 28792, dated

Occupatıonal Safety And Health

Expert Traınıng Programs

Completed

Mess Organısed Preparatıon Courses For Its Members Wıshıng To Sıt Occupatıonal

Safety And Health Expert Upgrade Certıfıcatıon Examınatıons.

11 October 2013. The

upgrading examinations were

organised by the Ministry of

Labour and Social Security

on 21 December 2013

and 23 February 2014.

Taking into consideration

the training needs of its

members, MESS organised

free of charge two-day

training courses on 10 to 11

December 2013 and 13 to 14

February 2014.

There was considerable

interest in the courses

conducted by trainers of

MESS Training Foundation

(MEV), established by MESS.

The courses, providing

summary information on

the subject matters covered

by the examinations and

featuring trial tests, were

completed successfully.

Page 66: MESS TÜRKİYE METAL SANAYİCİLERİ SENDİKASI ... Yayın Türü Yerel süreli yayın. MESS’in iki aylık yayın organıdır. Baskı Tarihi Mayıs 2014 Yazı ve resimler kaynak

MERKEZ

Merkez Mahallesi Geçit Sokak

No: 2 34381 Şişli / İSTANBUL

Tel: (212) 232 01 04 (pbx)

Faks: (212) 241 76 19

e-posta: [email protected] www.mess.org.tr

ANKARA BÖLGE

TEMSİLCİLİĞİ

Beştepeler Mahallesi Nergis Sokak

Via Tower No: 7B/6 D:10 06330

Yenimahalle / ANKARA

Tel: (312) 219 10 80 (pbx)

Faks: (312) 219 18 50

e-posta: [email protected]

BURSA BÖLGE

TEMSİLCİLİĞİ

Çekirge Mahallesi Çekirge

Caddesi İntam İş Merkezi

No:101/4 D: 401 16265

Osmangazi / BURSA

Tel: (224) 236 38 62–236 38 86

Faks: (224) 236 98 94

e-posta: [email protected]

İZMİR BÖLGE

TEMSİLCİLİĞİ

Akdeniz Mahallesi Şehit Fethi Bey

Caddesi Heris Tower No: 55/6

D: 61 35210 Konak / İZMİR

Tel: (232) 482 25 70 (pbx)

Faks: (232) 484 45 80

e-posta: [email protected]