marketing europe & anatolia Sayı:019

48
Tarih: Mayıs 2013 Sayı: 19 Avrupa’da Türk Markası kelebeğin fırtınası Sizin eviniz nereye bakıyor? retorik 63 zavallı insan...

description

marketing europe & anatolia, ekonomi, medya, reklam, iletişim ve pazar alanında aylık olarak yayınlanan bir e-dergidir. marketing europe & anatolia’da reklamcı Argün Albayrak'ın dönüşümü tetikleyen, reklamcı Nurgül Eryıldır Günay'ın kelebek etkisi yaratan ve Yönetmen Abdullah Ekşioğlu'nun adresini bilen yazılarını okuyabilir, ilgi çekici röportajları, haberleri, reklam kampanyaları künyelerini, kültür – sanat ya da gezi gibi sayfaları da bulabilirsiniz. marketing europe & anatolia Ekşioğlu Medya Grup tarafından yayınlanmaktadır.

Transcript of marketing europe & anatolia Sayı:019

Page 1: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketingeurope & anatolia

Tarih: Mayıs 2013 Sayı: 19

Avrupa’da

Türk Markası

kelebeğin fırtınasıSizin eviniznereye bakıyor?retorik63 zavallı insan...

Page 2: marketing europe & anatolia Sayı:019
Page 3: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 1

İçindekiler

Sayı: 19 Tarih: Mayıs 2013

İmtiyaz SahibiEksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.e-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Genel Yayın Yönetmeni veSorumlu Yazı İşler MüdürüElvin Ekşioğlue-mail: [email protected].: 112 34725 Kızıltoprak - İstanbul - Tr.

Haber ve FotoğraflarAgency Europe & Anatolia

Katkıda BulunanlarArgun AlbayrakNurgül Eryıldır GünayAli Erdem EkşioğluSeval DubanEkim Sölemez

DanışmanAbdullah Ekşioğlu

İlan RezervasyonMelis Deniz

Yayın TürüSüreli Yayın

Yönetim YeriAgency Europe & AnatoliaFeneryolu Mh. Gedikli Sk.Adilbey Ap. No: 15/13Kadıköy - İstanbul - Tr.Tel: +90 555 233 24 41e-mail: [email protected]

marketing europe & anatoliaAgency Europe & Anatolia tarafındanSüreli yayınlanan bir e-dergidir.

Bu yayının tüm hakları Eksantrik Film Prodüksiyon Reklam ve Yayıncılık Hizmet-leri San. ve Tic. Ltd. Şti. aittir. Tamamı ya da bir bölümü yayıncısının izni olmaksızın çoğaltılamaz ve yayınlanamaz.Tüm ilanların sorumluluğu firmalara, ma-kalelerdeki görüşler ve hukukisorumluluk yazarlara aittir.

Bu derginin yayınlanma sürecindehiçbir ağaç zarar görmemiştir.

mobil: http://m-mea.eksantrik.comhttp://www.facebook.com/meadergiBir Ekşioğlu Medya Grup kuruluşudur.

marketingeurope & anatolia

Kısa Kısa 04 - 07

Röportaj 14 - 17

Medya Dünyası 12 - 13

kelebeğin fırtanası 19

Gezi 34 - 41

Reklam Dünyası 20 - 21

retorik 23

Kampanyalar 25 - 33

Kültür Sanat 44 - 45

Yeni Ürünler 10 - 11

reklam arası sinema 42

Page 5: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 3

Köşe

1 mayıs kutlamalarından sonra sosyal medyada şöyle bir paylaşım okudum çok canım sıkıldı. "1 Mayıs'da bile Turistlere rezil olduk" Biz hala Turistlere rezil olmayı önemseyen ama kendimizi önemsemeyen üçüncü dünya ülkesi sendromundan çıkamamışız.

Sonra Justin Bieber konser için ülkemize geliyor pasaport kontrolünden geçmesi gerekirken hiçbir kontrolden geçmeden ülkeye giriş yapmaya çalışıyor. Polonyada ise donuna kadar soyulup aranıyor. Son zamanlarda baktığımızda hükümet çok güçlü bir dışişleri ilişkileri uyguluyor gibi görüyor ama bir yeni yetme idolunu bile pasaport kontrolünden geçiremiyor.

Bu da gösteriyor ki Türkiye markası içeride ve dışarıda hala üçüncü dünya ülkesi markası olarak algılanıyor.

Kendimizi doğru anlatamıyoruz...

Hükümet bile vatandaşı dinleyip anlayamadığı ve kendini anlatamadığı için vatandaşıyla arasına akil insanlar koyuyor. Türklerin ve Türkiye'nin en büyük sorunu kendini anlatamamak.

Elvin Ekşioğlu / [email protected]

Bizde kimse kimseyi dinlemez, karşısındaki insan konuşurken kendinin ne söyleyeceğini düşünmekten dinlemeye vakit ayırmaz.Artık Türklerin Türkiye'de yaşayanların aşağılık komplesiyle doğduğunu düşünmeye başladım. O yüzden de dışarıdan gelen herşey daha iyidir. Herşey daha fazla desteklenmelidir. Kendi fikirlerimize bile güvenmeyiz. Bir işe başlarken bunun yabancı versiyonu var mı diye bir soruyla karşılarız. Hatta mümkünse yabancı versiyonunu bulup onu kopyalamak daha makbul sayılabilir.Bazılarımız o kadar çok Avrupalıdır ki Fransız bir yönetmene yeteri kadar Avrupalı değil diyebilir :))Bazılarımız Araplara, bazılarımız Amerikalılara bazılarımız, Avrupalılara hayran. Hatta bazılarımız Türkler barbar bir kavim derken Vikinklere hayran olduğunu söylemekte bir mahsur görmeyebilir. :))

Ne yapmak lazım bilmiyorum ama ilk önce tüm dünyada yaşayan insanların renkleri, dilleri, dinleri ne olusa olsun her canlının karbon bazlı yaşam formları olduğunu ve hiç bir karbon bazlı yaşam formunun başka bir karbon bazlı yaşam forumdan fazla karbonu olmadığını kabul etmemiz lazım. :))

editörden)(

Fantanistan Muzistan...

Page 6: marketing europe & anatolia Sayı:019

4 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Temassız özellikli kart-lar ile gerçekleştirilen ödemeler hızla büyü-yor. Nakit ile gerçekleştiri-len ödemeler 26 saniye sürerken, nakit ve bo-zuk paranın yerini alan temassız kartlarla ger-çekleştirilen ödemeler ise, sadece 9 saniyede

tamamlanıyor. Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) açıkladığı verilere göre, 2012 yılında temassız özellikli kredi kartı ve ön öde-meli banka kartı sayısı toplam 10.3 milyon adede ulaştı. Bu kartlarla aynı yıl 26.6 milyon işlem adedi ile 147 milyon TL tutarında temassız alışveriş gerçekleştirildiği kaydedil-di. BKM’nin açıkladığı verilere göre, 35 TL’nin altındaki iş-lemlerde, şifre girmeden daha hızlı ödeme yapma imkanı sağlayan temassız kartlar her geçen gün daha da yaygın-

laşıyor. 2010 yılında 3.4 milyon olan temassız kart sayısı 2011 yılında 6.3 milyon adede yükseldi. 2012 sonunda ise yüzde 61 artışla 10.3 milyon adede ulaştı. Bu kartların 1.4 milyonunu ön ödemeli banka kartları, 8.9 milyonunu ise kredi kartları oluşturuyor. Bugün, toplam 54 milyon kredi kartının yüzde 16’sı ile temassız ödeme gerçekleştirilebi-lirken, temassız özellikli kredi kartları ve ön ödemeli ban-ka kartları ortalama 17.2 TL tutar ile en çok marketlerde kullanılıyor.Temassız ödeme yapılabilen POS sayısı ise 2009 yılında 18 bin iken, 2012 yılını 61 bin ile tamamladı. Bu artışla beraber işyerleri temassız ödemelere olan inançlarının karşılığını da almaya başladı. 2009 yılında 88 olan POS başına temassız işlem adedi 2012 yılında 435 adede ulaş-tı ve neredeyse 5 katına çıktı.Mevcut kartlarla temassız ödeme gerçekleştirmenin müm-kün olup olmadığını öğrenmek ise çok kolay. Visa’nın ‘pay-Wave’, MasterCard’ın ‘paypass’, AmEx’in ‘ExpressPay’ olarak adlandırdığı temassız kartların üzerinde ‘dalga’ sembolü bulunuyor.

Temassız özellikli kartlar...

O r t a d o ğ u , Kuzey Afrika ve Avrasya’da hızlı ve sürdürüle-bilir büyümenin merkezi olan, yatırımların cazi-be merkezi haline gelen ve bölgesel finansal üs olma yolunda hızla il-erleyen İstanbul, yeni bir etkinliğe

daha ev sahipliği yapıyor. Ernst & Young’ın Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen CEO’larını, girişimci, yatırımcı, danışman ve devlet liderlerini bir araya getireceği ‘Strate-jik Büyüme Forumu Türkiye 2013’te, Türkiye’nin önündeki fırsatlar, sektörlere özel stratejiler, yatırım hedefleri ve İstanbul’un bölgesel finans merkezi vizyonu başlıca ko-nular olarak öne çıkacak. Ernst & Young Türkiye Ülke Başkanı Mustafa Çamlıca, Türkiye’nin Stratejik Büyüme

Türkiye, bölgesel büyümenin merkez üssü...Forumu’nun düzenlendiği ülkelerden biri olmasının öne-mine dikkat çekerek, “Türkiye, çevresindeki bütün ülkeler ekonomik ve siyasi kriz yaşarken, istikrarını koruyarak bölgesel büyüme üssü haline geldi. 2008 yılından bu yana etkisini gösteren ekonomik krizin etkisini en az his-seden ülkelerden biri olan Türkiye, aynı zamanda bölgede barışı sağlamaya yönelik attığı adımlarla geleceğe yöne-lik fırsatlar için en fazla potansiyel taşıyan ülkelerden biri olduğunu gösterdi” diye konuştu. 8-9 Mayıs 2013 tarihleri arasında The Ritz-Carlton İstanbul’da gerçekleştirilecek olan etkinliğin açılış gününde Ernst & Young’ın “Türkiye’de Yatırım Ortamının Çekiciliği” konulu araştırmasının sonuçları da açıklanıyor olacak. “İstanbul Küresel Bir Finans Merkezi Olabilir mi?” ve “Türkiye’de İş Yapmanın Kültürel Yönleri – Türkiye’deki İş Ortamını Anlamak” başlıklı paneller çerçevesinde Türkiye’nin ekonomi performansı değerlendirilecek. konuları tartışılacak. http://www.ey.com/TR/en/Services/Strategic-Growth-Mar-kets/SGF---Turkey---Welcome

Page 7: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 5

Kısa Kısa

Turkcell ve Avrupa’nın en hızlı büyüyen mo-bil reklam şirketlerinden madvertise, yerel ve ulus-lararası reklamverenler ve mecra sahipleri için güçlü bir reklam networkü oluşturacak bir işbirliği-ne imza attı. Bu işbirliği, Turkcell’in güçlü veritaba-

nı ve yenilikçi mecralarıyla, madvertise’ın özgün tekno-lojisini bir araya getirerek, sektör için gelir ve performans artışı sağlayacak.Turkcell ile madvertise arasında imzalanan sözleşme ile madvertise, Turkcell’in mobil reklam satışevi haline geldi. Yapılan anlaşma, Turkcell’in görsel reklamcılık ve içerik servisleri sponsorlukları alanlarındaki ürünlerinin pazarlama ve satışını içeriyor.

Turkcell ve madvertise işbirliği...

Praesta Türkiye tarafından başlatılan “Yönetim Kurul-larında Daha Çok Kadın İçin Şirketlerarası Mentorluk Programı”nın menti buluşmasında “yönetim kurulu üye-sinin rolünü” tartışıldı. Yönetim kurullarının deneyimli isimlerinin, kadın yöneticilerle tecrübelerini paylaştığı toplantıda başarılı bir kurulun birbirini tamamlayan üye-lerden oluştuğu vurgulandı. Türkiye’deki şirketlerin yönetim kurullarındaki kadınla-rın sayısını artırmak üzere başlatılan “Yönetim Kurul-larında Daha Çok Kadın İçin - Şirketlerarası Mentorluk Programı”nın menti buluşması AVEA CEO’su Erkan Akdemir’in ev sahipliğinde AVEA Genel Müdürlüğü’nde gerçekleşti. Preasta Türkiye Yönetici Ortağı Hande Yaşargil’in yö-nettiği ve yönetim kurulu üyesinin rolünün tartışıldığı panelde AVEA CEO’su Erkan Akdemir, Şölen Çikolata Yönetim Kurulu üyesi Hazım Ellialtı, Avukat Aydoğan Semizer ve Turkven Ortağı ve Yöneticisi Sepin Sinanlı-oğlu İnceer konu ile ilgili görüşlerini paylaştılar. Toplantı-da, yönetim kurullarının bu deneyimli isimleri geleceğin yönetim kurulu üyeleri ve başkanları olmaya aday kadın

Yönetim Kurullarında Daha Çok Kadın İçin...

İnternetle Hayat Kolay...

yöneticilere tecrü-belerini, öğütlerini ve yönetim kurul-larının geleceğine ilişkin görüşlerini aktardılar. Gelece-ğin yönetim kurulu üyesi adayı menti-lerin ilgi ile izledik-leri konuşmacılar, yönetim kurullarında görev üstlenecek bir kişide bulunmasında önemli gördükleri özellikleri sıra-ladılar ve kadın üyelerin de bulunduğu yönetim kurulları-nın, sadece erkeklerden oluşan kurullara göre farklarını vurguladılar.AVEA CEO’su Erkan Akdemir ise yönetim kurullarındaki görev dağılımda Yönetim Kurulu Başkanı’nın rolünü gün-demi ve kararları belirleyen kişi olarak tanımladı. Üyelerde aranan özellikleri ise “sektör deneyimine sahip olmak veya tamamlayıcı olmak” şeklinde ifade eden Akdemir, farklı seslerin ve birbirlerini destekleyen tamamlayan kişilerin oluşturduğu yönetim kurullarının daha başarılı olacaklarını belirtti.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Bina-li Yıldırım’ın 2012 yılında İzmir’de açılışını yaptığı, Türkiye’nin iletişim ve eğlen-ce şirketi TTNET’in “İnternet-le Hayat Kolay” projesi bu yıl ünlü isimlerin katılımıyla de-vam ediyor. İzmirli ünlü isim-ler Gupse Özay, Berna Laçin ve ünlü rock grubu Model, geçtiğimiz yıl 2000’i aşkın kişiyi internetle tanıştıran pro-je kapsamında verilen eğitimlere katılarak internetle ilgili deneyimlerini paylaşacak. Yeni dönem vizyonu “TTNET 360” ile sadece internet servis sağlayıcısı olmanın ötesine geçerek, dijital eko-sistemi büyütmeye ve hayatı kolaylaştıracak çözümler sunmaya odaklanan TTNET, kurumsal sosyal sorumlu-luk projelerine de farklı bir ivme kazandırıyor. TTNET, internet okuryazarlığını artırma hedefiyle başlattığı ve geçtiğimiz yıl 2000’i aşkın kişiyi internetle tanıştıran “İn-ternetle Hayat Kolay” projesine 2013’te ünlü isimleri de dâhil ediyor.

Page 8: marketing europe & anatolia Sayı:019

6 / marketing europe & anatolia

Kısa Kısa

Kartal Tekstil ve Sanat Halı Yönetim Kurulu Baş-kanı Fahrettin Kaplan, “2013 yılında 14.000.000 TL’lik ek yatırımla 200 kişiye daha istihdam ola-nağı sağlayacağız. Uk-rayna, Azerbaycan ve

Rusya’dan yoğun talep alıyoruz. Hem dış pazardaki re-kabet gücümüzü artırmak hem de 50 milyon gibi ciddi bir nüfusa sahip Uygur Türkleri için Kazakistan’da fab-rika inşa ediyoruz. Bölgede daha iyi rekabet koşulları elde etmek için kurulacak fabrika ile Kafkaslar’a halı ih-racatını artırmayı planlamaktayız. Ayrıca geçen yıl ger-çekleştirdiğimiz 170.500.000 TL’lik satış cirosunu 2013 itibariyle %25 artırmayı hedefliyoruz” dedi. Sanat Halı ile Türk halı sektörünün ilk beş markasından biri olduklarını belirten Kaplan, 2013 hedefleri arasında ilk üçe girmek ve 1000 bayiye ulaşmak olduğunu belirtti.

Sanat halı Kazakistan’da ...

Vodafone Türkiye, pazarlama dünyası-nın en büyük küre-sel organizasyonu Cannes Lions’ın Türkiye elemeleri dâhilinde yarışma-nın en dinamik bölü-

mü olan Genç Aslan-lar Kategorisi’nde bu yıl da birincilik kazandı. Vodafone, 16- 22 Haziran tarihleri arasında 60’ıncısı gerçekleştirilecek Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde Türkiye reklamcılık ve pazarlama dünya-sını temsil ederek genç pazarlamacılarla global ölçekte yarışacak.Vodafone Türkiye, Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde Türkiye’yi temsil ederek dünyanın dört bir yanından en başarılı Genç Aslanlarla birincilik için yarı-şacak.

Vodafone Genç Aslanlar Yarışması’nda...

Kurulduğu günden bu yana pek çok ilke imza atan ve Türkiye’de takı ve aksesuarın ilk “Haute Couture” markası olan DKaprol İşte İletişim ile çalışmaya başladı. Vero Moda, Jack&Jones, Pieces, Only, Douglas

Parfümeri, Mordag Design, Lady&Lord, Altı Nokta Kör-ler Vakfı, Gözder ve Marcatelli gibi markalara iletişim da-nışmanlığı hizmeti veren İşte İletişim Türkiye’nin önde gelen tasarımcılarından Deniz Kaprol’u müşteri porfö-yüne ekledi.İşte İletişim müşterilerine medya ilişkileri, stratejik rek-lam planlama ve kreatif çözümleme, dijital PR, etkinlik yönetimi, sosyal sorumluluk ve sponsorluk danışmanlı-ğı, medya planlama ve satın alma yönetimi konularında hizmet vermektedir.

DKaprol, İşte İletişim seçti..

Yurtiçi ve yurt dışında birçok başarılı projeye imza atan Al-mat İnşaat, Zekeriyaköy’de hayata geçirdiği villa projesi Renaissance Palace için, reklam ajansı olarak ReAjans ile, dijital ajans olarak da Hip-

eraktif ile çalışmaya karar verdi. Uzun yıllar sektörde Ajans Mavi adıyla faaliyet gösteren ve iletişimin farklı disiplinlerindeki 20 yıllık deneyimiyle birçok değerli marka için bütünleşik iletişim çözümleri sunan Re:Ajans,Almat İnşaat’ın Zekeriyaköy’deki villa projesi Renaissance Palace’ınlansman kampanyası için de çalışmalarına başladı.Re:Ajans’ın dijital iletişim partneri olarak Hiperaktif de, Almat İnşaat için dijital iletişim danışmanlığı ile marka web sitelerinin hazırlanması ve online kampanyalarının yönetilmesini üstlendi.

Almat inşaat ajans seçimini yaptı...

Page 9: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 7

Kısa Kısa

Dizayn Grup, en-düstriye dönüşe-bilecek nitelikteki projeleri ekonomi-ye kazandırmak amacıyla proje, bu-luş ve yeni fikirleri destekleyen “Beyin Göçüne Karşı, Be-yin Gücünü Teşvik Ediyoruz” projesi ile 9.yılında yine, “Fikrine Güvenen Gelsin” diyor.Türkiye’de bir ilk olan ve birçok fik-

ri ve beyni ülkemi-ze kazandıran proje, Türk insanının beyin gücünün ve ürettiklerinin farkına varılarak hak ettiği değeri görmesini sağlamayı da amaçlıyor. Üniversite öğrencileri, teknisyenler, mühendisler, aka-demisyenler, özel sektör ve kamu kuruluşu çalışanları-

Destek Patent, “Türkiye Markalaşma Trendleri Raporu”nu yayınladı. Rapora göre 2009 – 2012 yılla-rı arasında “reklamcılık, pazarlama, hakla ilişkiler, ofis idaresi ve satış hizmetleri” kategorisinde marka başvuru sayısı 3 kat artarak en çok başvuru yapılan sektör oldu.Destek Patent, Türkiye’de ve dünyada 2009 – 2012 yılları arasında yapılan marka başvurularının değer-lendirildiği “Markalaşma Trendleri Raporu”’nuhazırladı. Raporda marka başvurularının hangi sektörlerde artış kaydettiğine ve hangi ülkelerin dünyada marka başvu-rularında liderlik ettiğine dikkat çekildi.Türkiye’de reklam, halkla ilişkiler, pazarlama trendDestek Patent Yurtdışı Markalar Bölüm Yöneticisi Eser Sipahioğlu,“Dünya ve Türkiye Markalaşma Trendleri Raporu”ndailginç rakamlarlave sonuçlarla karşılaştıkla-rını belirterek, genel olarak Türkiye’de hizmet sektörü-nün, özellikle “reklamcılık, pazarlama, halkla ilişkiler, ofis idaresi ve satış hizmetleri” alanında 2009 yılından bugü-ne 3 kat büyüme yaşandığını belirtti. Bu kategoriyi “gi-yim ürünleri” ve “içecekler hariç olmak üzere birçok gıda

Türkiye Markalaşma Trendleri Raporu...ürünleri”sektörünün takip ettiğini sözlerine ekleyen Eser Sipahi-oğlu, “Hizmet sektörü diğer kategorilerden daha hızlı şekilde bü-yüyor. Türkiye, hem ulusal nem de ulusla-rarası alanda rekabet edecek markalara sahip olması için vakit kaybetmemesi gerektiğinin farkında. Bu gelişme ise ülke ekonomisi için sevindirici bir gelişmedir.” dedi. Yabancılarda trend elektronik, ilaç ve kozmetikRaporda ayrıca yurtdışından yabancı şirketlerin Türkiye’ye yaptıkları marka başvurularına da yer veri-liyor. 2009-2012 yılları arasındaözellikle “elektrikli ve elektronik”kategorisindeki marka başvuruları birinci sıra-da, “insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar ve hijyen sağlayı-cı” ürünleri ikinci sırada yer alırken“kozmetik ürünleri”ise üçüncü sırada yerini alıyor.

nın katılabileceği kampanyanın son başvuru tarihi Haziran 2013 sonu olarak açıklandı.Bu yıl, kampanya kapsamında değerlendirilecek proje ko-nuları artırıldı ve öncelik kapsamına alındı. Bunlar, plas-tik ekleme teknolojileri, kompozit malzemeler ve üretim teknolojileri, akışkanların ekonomik olarak taşınmasına yönelik teknolojiler, yenilenebilir enerjiye yönelik teknolo-jiler (rüzgar, güneş, jeotermal vb.), sıfıra yakın fosil yakıt ile ısınma ve serinleme teknolojileri, tarım ve tıp sektörüne yönelik tanı ve analiz teknolojileri (mikro sensör, bio sen-sör vb) olarak belirtildi.Kampanyaya katılmak isteyenlerin dikkat etmesi gereken hususlar, bilimsel kriterlerle uyuşmadığı için devridaim makineleri şeklinde tarif edebilecek icatların ve eksik bil-gi gönderimi ile gelen projelerin kabul edilemeyeceği ola-rak belirtildi. Başvuru sahiplerinin mümkünse daha önce bir patent ofisine müracaat edip, kanuni güvence alarak sonrasında firmayla temasa geçmesinin tercih edildiği be-lirtildi. Projenin desteklenip desteklenmemesine bakılmak-sızın patent ofisi müracaat masraflarını Dizayn Grup’un üstleneceği bildirildi.

Fikrine Güvenen Gelsin...

Page 12: marketing europe & anatolia Sayı:019

10 / marketing europe & anatolia

Yeni Ürünler

Samsung GALAXY S4 Türkiye’de...Samsung GALAXY S4’ü, Türkiye pazarına sundu. GALAXY S4, görüntü kalitesi için 5 inç boyutundaki geniş ekranı 441 ppi özelliğinde, ‘İkili Kamera”özelliği ile ön,ve arka kamera ile aynı anda fotoğraf çekip aynı karede göster-mek mümkün. ‘Drama Shot’, art arda çekilen hareketli nes-nelerin olduğu fotoğraflardaki tüm hareketleri tek fotoğrafta biraraya getirir. ‘Sesli Fotoğraf” ise; çektiğiniz fotoğrafların arka fonundaki müzik ve sesleri birlikte kayıt ediyor.Yüzünüzü, sesinizi ve hareketlerinizi tanıyacak kadar akıllı olan GALAXY S4, ekrana yakınlaştığınızı anlar ve size gör-mek istediğiniz içeriği gösterir.’Temassız Kontrol’ (Air Gestu-re) özelliği ile elinizin havada yaptığı bir hareketle çalan mü-ziği değiştirebilir, bir web sayfasında gezinebilir veya gelen bir aramayı kolayca kabul edebilirsiniz. ‘Air View özelliği sayesinde; kullanıcıların bir e-posta, fotoğ-raf, video veya S Planner, içeriğini açmak zorunda kalmadan parmaklarıyla, ekrana dokunmaksızın ön izleme yapabilme-lerine olanak sağlıyor. GALAXY S4, ‘S Health’ yazılımını kullanarak sağlık ve egzersiz bilgilerinizi güncel tutuyor. Samsung WatchON, mobil cihaz kullanırken canlı TV ve direkt video gösterimi gibi içeriklerin daha hızlı ve kolay iz-lenebilmesini hedeflliyor.Samsung Appsyeni bir hizmet ile güncellenerek Samsung Apps ve Google Play’deki uygula-malar arasında aynı anda arama fonksiyonu sağlıyor. Cha-tON, eğlenceli ve yaratıcı metin mesajları ile yüksek kalitede mVoIP/video sohbet hizmetini birleştiriyor.

Anneler için keyifli bir hediye...

Anneler Günü yaklaşırken, hepimizi bir hediye telaşı sardı. Annenizle birlikte en özel dijital albümleri oluşturabileceği-niz, anılarınızı saklayabileceğiniz Artes Tabletler, net gö-rüntü kalitesiyle dikkat çekiyor. Müzik, video, sinema, sosyal medya paylaşım keyfini de deneyimleyebileceğiniz Artes Tabletler dilediğiniz yere si-zinle geliyor. Artes D1003 Tablet, 5 megapiksel kamerası

ve kusursuz donanımı sayesinde gerçek çekim ve izleme deneyimini yaşatıyor. Light Sensörü ile tüm ortamlara uyum sağlayan bu muhte-şem tablet, ışığı bulunduğunuz mekanın loşluğu veya aydın-lığına göre sizin için ayarlıyor. Artes Tablet çeşitlerini ve fiyatlarını öğrenmek için http://www.artescorp.com adresine tıklayabilirsiniz.

Page 13: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 11

Yeni Ürünler

HTC One, Avea’da satışta...Avea, HTC’nin tüm dünyada büyük beğeni toplayan akıllı telefonu HTC One’ı Avea İletişim Merkezleri’nde, siyah ve gümüş renk seçenekleriyle KDV dahil 1.999 TL peşin fiya-tıyla satışa sunuyor.HTC One dört çekirdekli Qualcomm Snapdragon 600 iş-lemcisi ile HTC ONE, 1.7GHz hızı, Sense 5 ara yüzü, 4.1.2 Jelly Bean işletim sistemi, Gorilla Glass 2 korumalı Süper LCD 3 ekranı, 1080p çözünürlüklü ekranında 468PPI gibi oldukça yüksek bir piksel yoğunluğu ve 2.300mAh’lik pil gücü ile dikkat çekiyor. HTC BlinkFeed özelliği kullanıcıların birden çok uygulama ve web sitesi içinde geçiş yapmasına gerek bırakmadan tek bir yerden, bir bakışta erişimine olanak sağlarken, f/2.0 diyafram açıklığındaki lensiyle özel yapım HTC UltraPiksel Kamera ve HTC Zoe, yüksek çözünürlüklü ve 3 saniyelik hayat bulan, hareketli fotoğraflar çekilmesine imkan tanı-yor. Otomatik olarak profesyonelce tasarlanmış montajlar, ge-çişler ve efektler sayesinde; müzik parçaları ile bir araya gelmiş fotoğraf ve videolardan oluşan filmler yaratılabiliyor. HTC Boomsound ile mobil telefonlarda bugüne kadarki en

iyi ses deneyimini yaşatan cihaz, ön çift stereo hoparlörleri ile müzik, video ve oyunlar yüksek, keskin ve zengin sesle paylaşılabiliyor.

Avuçiçine sığan fotoğraf makinesi...

Dört kat zoom özellikli ve azami F1.8’den F2.5.’ekadar (apartür)zayıf ışıkdaki çekimlerde yüksek kaliteli görün-tü sağlayan optik merceğe sahip PENTAX MX-1 Retro tasarımı ile dikkat çekiyor. 12Mp 1/1.7” CMOSsensör 4x optik zoom ve F/1.8-2-5 oranına sahip lens ile gelen MX-1, hareketli bir LCD (920K) ekrana sahip. Iso değeri 12800 ka-

dar çıkabilen cihaz üzerinde çift titreşim önleme sistemi yer alıyor. Full HD1080P 30fps video çekimi ve Raw fotoğraf desteği de makinenin önemli özellikleri arasında yer alıyor. Ayrıca cihaz üzerinde bütün manuel ayalar fiziksel buton olarak yer alıyor. MX-1 modeli yeni tasarımlı arka aydınlatmalı CMOS görün-tü sensörü içeriyor. ISO 12800 tepe hassasiyeti ve etkin yaklaşık 12.0 megapiksel yüksek hassasiyet ve düşük ses özellikleri ile dikkat çekerken, süper yüksek çözünürlükte görüntüler sağlayan yüksek hızda görüntü verisi okuma özelliği de veriyor. MX-1 modeli ayrıca çok yüksek teknoloji-li görüntü motoruna sahip. MX-1’in ikili sarsıntı-azaltma sistemi dijital DR modu ile PENTAX tarafından geliştirilen sensör geçişli SR (Shake Reduction /Sarsıntı Azaltma)özelliklerini birleştirerek rahat-sız edici makine sarsıntılarını etkin olarak telafi ediyor. Bu hibrid sistem, fotoğraf makinesinin en çok sarsıntıya maruz kalacağı zorlu çekim koşulları altında bile, örneğin tele ob-jektif kullanırken, çok az ışık olan ortamlarda veya günbatı-mı sahneleri fotoğraflarken fotoğrafçının bulanıklıktan uzak, net fotoğraflar çekmesini sağlıyor.

Page 14: marketing europe & anatolia Sayı:019

12 / marketing europe & anatolia

Medya Dünyası

Basında Görev Değişiklikleri• Ekonomi ve emlak - gayrimenkul editörü Bülent Yoldaş, Posta gazetesinde emlak editörü olarak göreve başladı.• Bugün gazetesinin Ankara bürosunda Başbakanlık muhabiri olarak görev yapan Hasan Bozkurt Gazete Habertürk ile anlaştı.• Yeni Asır gazetesi Yazı İşleri Müdürü Nevzat Dönmez’ in gazete ile yolları ayrıldı.• Habertürk gazetesi yazarlarından Rahşan Gülşan ve Amberin Zaman ile gazetenin yolları ayrıldı.• Haber ve yazı işleri müdürü Ahmet Ravalı, röportaj muhabiri Musa Ağacık ve ekonomi müdürü Mehmet Ali Doğan gazeteden ayrıldı.• Can Eroğlu, Newtech der-gisinde yazı işleri sorumlu-su olarak göreve başladı.• Birgün gazetesi gazeteci - çevirmen Gülşah Karadağ ile anlaştı. Karadağ, her Cuma ‘İki Dünya’ adlı köşe-siyle okurlarla buluşacak.• Sabah gazetesi ekonomi müdürü Oğuz Karamuk, gazeteden ayrıldı.• Habertürk gazetesinde köşe yazarlığı yapan ve hthayat.com’ un genel ya-yın yönetmeni olan Pınar Reyhan Özyiğit görevinden ayrıldı, yerine Damla Çelik-taban getirildi.• Maya İletişim Dergi Grubu reklam koordinatörü Kıy-met Dolanbay görevinden ayrıldı. Kıymet Dolanbay’ ın görevini Alev Zorlutuna devraldı.• Pelin Hasçalık Harper’ s Bazaar dergisinde güzellik editörü olarak göreve baş-ladı.• Köşe yazarı Atilla Dorsay, sabah gazetesi ile yollarını ayırdı.• Sabah gazetesinde ekonomi müdürlüğü görevine Şe-ref Oğuz, spor müdürlüğü görevine Murat Özbostan, gece yazı işleri müdürlüğü görevine Erdal Erkasap ve ekonomi müdür yardımcılığı görevine ise Dilek Güngör getirildi.• Selin Demircioğlu, Marketing Türkiye dergisi yazı işle-

Görev değişiklikleri...rinde göreve başladı.• Media Cat dergisi web editörü Itır Yıldız görevinden ayrıldı. Web eeditörlüğü görevine Ali Kuru getirildi.• Vatan ve Milliyet gazetesi reklam direktörü Yonca Yalkı görevinden ayrıldı.Görsel Medyada Görev Değişiklikleri• Star Haber’ in haber müdürlerinden Ayşegül Akın, NTV radyo yayın yönetmeni oldu.• Habertürk TV’ nin bir süredir boş olan haber müdürlüğü görevine TGRT Haber’ den transfer edilen Cuma Ulus getirildi.• TV8’ de reklam grup başkanı olarak görev yapan Tarık Bazarbaşı kanal ile yollarını ayırdı.

• Kanaltürk program mü-dürü Özlem Aktaş, kanal-dan ayrıldı. Yerine program yönetmeni Barış Turanlı program müdürü olarak atandı.• TGRT Haber’ de, Serhat Uçak 1 yıldır yürüttüğü edi-törlük görevinden ayrıldı.• Ulusal kanal reklam mü-dürü Ayşegül Akbulutlar görevinden ayrıldı. Ayşegül Akbulutlar’ ın görevini Şeb-nem Verbeni devraldı. • Özgür Gence Buzbaş, NTV spor haber müdürü (istihbarat) görevine atan-dı.• Kanal 7 spikeri Erhan Çe-lik, kanal ile yollarını ayırdı.• Cnbc-e konuk koordina-törlerinden Mari Mutafyan görevinden ayrıldı. Konuk koordinartörlüğü görevine

Lale Sevmiş atandı.İşitsel Basında Görev Değişiklikleri• TGRT FM’ de Genel Müdürlük görevini yürüten İlhan Apak, emekliye ayrıldı. Yerine gazeteci Ataullah Arvas getirildi.Elektronik Basında Görev Değişiklikleri• aktuel.com.tr web sitesinde editör olarak görev alan Sinem Barkın görevinden ayrıldı.Haber Ajansında Görev Değişiklikleri• Anadolu Ajansı’ ndan emekli olan İzmir bölge müdürü Muammer Başkan’ ın yerine Sabri Çelebioğlu getirildi.

Page 15: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 13

Medya Dünyası

Page 16: marketing europe & anatolia Sayı:019

Müşteri her zaman haklıdır...Müşteri her zaman haklıdır...

Page 17: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia /15

Röportaj

- Türkiye’deki medya planlama ve satın alma ajans anlayışını nasıl de-ğerlendiriyorsunuz?Türkiye’de de dünyada da medya satın alma ajansları reklam ajanslarının içen-den çıkan yapılardır. Medya ile creative bölümü ayırmak için oluşturulmuşlardır. Medya satın alma ajansları ana amacı müşteriyi anladıktan sonra doğru bir iletişim ve medya stratejisini oluştur-mak ve doğru bir şekilde kurgulamaktır. Müşteriyi anlamak, doğru hedef kitleyi anlamak ve müşteriye doğru mecraların değerlendirmesini yapmak. Data baz-lı, analatik ve matematik bazlı verilerle müşteriye gitmek. Ama Türkiye’de daha çok televizyon matematik bazlı gidiyor. Basınla ilgili veriler datalar var ama in-ternet ve outdoor gibi mecralarda daha tam anlamıyla ölçümlenme yapılamıyor. İnternertte TNS gibi ölçümleyen bir yer yok. Gemius var Ipsos KMG var. Avru-pa da comScore kullanılıyor. Bunlarda daha çok trafik raporu veriyorlar. Ama onlarda televizyon ve gazete de olduğu gibi tek bir otorite değil. Strateji üretmek farklı yaklaşım çekimi doğru mecrayı

bulma konusunda data bazlı çalışan 20 tane medya ajansı var Türkiye’de ama piyasada 320 tane medya ajansı var. O yüzden baktınız zaman belli dernekle-re üye olan data bazlı çalışan ajanslar medya ajansı gibi çalışıyor. Öbürleri el yordamı ile iş yapıyorlar diyebiliriz. Bu biraz müşterilerden de kaynaklanıyor. Türkiye deki büyük gruplar daha bilinçli medya satın alması yapıyorlar, bir de yeni reklamverenler var. Belli büyüklü-ğün üzerinde olanlar kurumsal yapılarla çalışmayı tercih ediyorlar, değillerse ta-nıdık vasıtaları ile ajans bulmaya çalışı-yorlar. Bir de ulusallar var ulusal zaten bu işin abc’sinde yetiştikleri için onlar zaten Türkiye’deki ulusal zincirlerin ajansları ile çalışıyorlar. Bir grup zaten sadece fiyatta bakıp karar veriyorlar. O da çok medya ajansının arzu ettiği bir olay değil. - Müşteriler, medya planlama ve sa-tın alma ajanslarından neler bekli-yor?Bizden bekledikleri esasında pazarla-ma iletişim strateji çıkarmamızı, doğru planlama yapmamızı istiyorlar, bazı

Türkiye’de de dünyada da medya satın alma ajansları reklam ajanslarının içen çıkan yapılardır.

Medya ile creative bölümü ayırmak için oluşturulmuşlardır. Medya satın alma ajansları ana amacı

müşteriyi anladıktan sonra doğru bir iletişim ve medya stratejisini

oluşturmak ve doğru bir şekilde kurgulamaktır.

Röportaj Elvin Ekşioğlu

Veritas Media Genel MüdürüTunç Berkman

Müşteri her zaman haklıdır...Müşteri her zaman haklıdır...

Page 18: marketing europe & anatolia Sayı:019

16 / marketing europe & anatolia

Röportaj

müşteriler datasal bir yaklaşım istiyor-lar. Fakat sonra bir noktaya geliyoruz ki daha çok yeni reklam vermeye başla-yanlarda ya da eski reklamverenlerde de olabiliryor. İş dönüp dolaşıp fiyata takılıyor. Ve maalesef bazı ajanslar konkur sürecinde ya da teklif verme sü-recinde piyasadan fiyat almadan direk en düşük fiyatı veriyorlar. Bunu yapan ilk başta bahsettiğim 20 ajansın dışında kalan ajanslar. Olmayan fiyatla rekabet etmek zorunda kalıyoruz. Kampanya-nın doğrularından uzaklaşmadan limit-leri zorlayan yorucu bir süreç başlıyor. Müşteriler de ajanslara komisyon ver-meden çalışmak istiyorlar, müşteri ben-den değil kanaldan kazan diyor. Böyle olunca ajansların hizmet kalitesinde düşmeler oluyor. Çünkü kadro yapısın-da daraltıp, maliyetlerini kısmaya çalışı-yorlar. Halbuki müşteriler aslında kazan kazan kendilerine fayda sağlayacak şekil de çalışsalar. daha iyi olur. Ben uzun süre müşteri tarafında pazarlama

tarafında çalıştım son üç senedir ajans tarafındayım. Ajansları hayatlarının zor olduğunu buraya geçtikten sonra gör-düm. - Yabancı şirket ortaklı medya plan-lama ve satın alma ajanslarını nasıl değerlendiriyorsunuz?Bence yabancı şirket ortaklı medya ajansları Türkiye’yi zenginleştiren ya-pılar. Uluslarası tecrübeyi Türkiye’ye taşıyorlar. Eğitim planlıyorlar. İnsan kaynakları yapısı var bu açılardan fay-dalı ama başka bir açıdansa yurtdışı bazlı ajansların çoğunun ana beklentisi yurtdışının beklentisi kar odaklı olması.

Aşırı kar odaklı oldukları için zaman zaman aşırı agresif olabiliyorlar. Know-how getirmek ve eleman yetiştirmek açısından piyasaya katkıları var. Bu ajanslar network ajansları oldukları için birden fazla markayı temsil edebiliyor-lar. Merkezi satın alma yapıyorlar. Yük-sek satın alma hacminin gücünü kul-lanıyorlar ama bir yandan da müşteri bazlı satın alma esneklikleri yok.- Medya planlama ve satın alma ajanslarının müşterileriniz tarafın-dan doğru algılandığını düşünüyor musunuz?Müşteri her zaman haklıdır her şeyden önce. Müşteri tek bir noktadan hizmeti almak istiyor. O yüzden bazen bizden event organizasyonunuda yapmamızı istiyor, bazen yapacağı organizasyon konusunda fikir istiyor. Ama bunlar bi-zim yapmak kaçıntığımız şeyler değil hatta zaman zaman zevk aldığımız işler. Pazarlama iletişim dediğimiz şey aslında tek bir çatı altında bakıl-

Ve maalesef bazı ajanslar konkur sürecinde

ya da teklif verme sürecinde piyasadan fiyat almadan

direk en düşük fiyatı veriyorlar.

Page 19: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 17

Röportaj

ması gerekir büyük resmi görebilmek lazım. Müşteriler, hem reklam ajan-sından hem medya ajansından böyle bir beklenti var. Biz hep şöyle diyoruz ajans olarak entegre bir iletişim planı düşünmek lazım. Yani televizyonda yaptığınız işler, internette yaptığınız işler birbirini tamamlıyor olması lazım, televizyonu tek başına interneti tek ba-şına gazeteyi tek başına sinemayı tek başına outdooru tek başına düşünme-mek lazım. Yani bunların hepsi birbirini tamamlayan bütünleyen işler olmalı. Müşterinin bütçesine göre belli mecra-ları belirlemektense işin doğruluğuna göre belirlemek lazım. Bunu da en iyi yüz yüze iletişim birebir iletişimle müş-teriyi eğitebilirsiniz.- Algılamadaki farklılıklar beklentileri nasıl etkiliyor?Mesela müşteri bizden Event istiyor biz onlara event ajansı öneriyoruz. Artık herşeye entegre iletişim diyoruz. Me-sela müşteri bir televizyon programı-na sponsor oluyor biz o programının sponsorluğunu nasıl daha zenginleş-tirebilir diye çalışıyoruz, düşünüyoruz, öneriler götürüyoruz. Bir grupla birlikte nasıl daha yoğun çalışabilir. O grubun mecralarını nasıl kullanılabilir diye kafa yoruyoruz; bunları yapıyoruz zaten. Müşterilere mecralar konusunda termi-lojileri doğru anlatmak lazım, televizyon detayları konusunda internetin detay-ları konusunda bilgilendirmek lazım. Mesela televizyonda dizilerde altbant neden girmek lazım onu müşteriye iyi anlatmak gerekiyor. Hangi mecrayı nasıl kullanacağını iyi anlatabilirseniz, müşteri mecraları daha iyi kullanıyor. - İnsan kaynaklarındaki eleman sağ-ladığınız kaynaklar nelerdir?Son bir iki senedir değişmiş görüyo-rum. Daha önceden şu andaki mevcut yapıdaki elemanları tenzih ederek söy-lüyorum. Eksik bir yorum olabilir daha söylediğim gibi ben üç senedir ajans tarafındayım. Daha çok reklam eğitimi

veren bölümlerden elemanlar buraya geliyor ama ben matematik ve analitik düşünme gerektiren bir kısmı olduğu-nu düşündüğüm için bence işletme, endüstri mühendisliği farklı mühendis-lik eğitimi alan insanlar buraya gelirse sektörün zenginleşeceği düşünüyorum. Ama sektör hep böyle tek bir tarafta eğitimi alanları tercih etmiş. Yabancı dil zayıf mesela, uluslar arası ajanslar var sektörde, zaten yabancı dile hakim olan elemanlar hemen ilerliyor. İnternetti ta-kip etmek lazım daha doğrusu bilgiyi takip etmek lazım bilgi de her yerde o yüzden İngilizce çok önemli.- Üniversiteler sektörün yetişmiş ele-

man ihtiyacını karşılayabiliyor mu?Şu anda karşılıyor. Ben üniversitelerde rektör olsaydım, reklam ve reklamcılık bölümlerinde İngilizceyi zorunlu kılar-dım.Okullardan mezun olan arkadaşlar bu-raları kobi olarak gördüğü için pek bu-raları tercih etmiyorlar sonuçta 30- 40 kişinin çalıştığı yerler ajanslar ama fark-lı kariyer yapmak isteyenler için güzel fırsatlar var burada. Ajansta başlayıp müşteri tarafına geçmek daha kolay. Tabi giriş maaşları biraz düşük. Medya ajanslarında altı yıl içinde orta düzey yönetici olurlarsa bayağı iyi ma-aşlar alabiliyorlar. Ben mesela müşteri tarafında ajans tarafına geçtim ki bu çok olan bir şey değildir. Müşteri tarafındayken Pazarla-manın her yönünde çalıştım ama med-ya tarafında çok çalışmadım. Ben hep bir işin içine girmeden o işe hakim ola-mazsınız diye inanırım. Bu görevi kabul ederken medya tarafımı güçlendirmek için kabul ettim üç sene oldu:)

Hangi mecrayı nasıl kullanacağını iyi anlatabilirseniz,

müşteri mecraları daha iyi kullanıyor.

Page 21: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 19

Köşe

Gerçek yalnızca bir illüzyondur, ama bitmek bilmeyen bir illüzyon. Albert Einstein

Bahar geldi, etrafta çiçekler, böcekler. İçimizde bahar enerjisi, yüzümüzde nedensiz gülümsemeler. Hayırlara vesile olsun diyerek başlayalım reklamlarla ilgili düşüncelere...Bu ay ard arda eğlenceli reklamlar yayına girdi. Akbank'ın ikizler reklam serisinin ilk filmleri bana sevimsiz ve soğuk gelmişti. Serinin son filmi olan tavuk çiftliği komik olmuş :) Yakışıklı olmayan, yaramaz kardeş yine bir işi beceremiyor, yakışıklı ve akıllı Kıvanç kardeş hemen sorunu çözüp Akbank adresini işaret ediyor. Bu Kıvanç kardeş Akbank'ı saplantı haline getirmiş gibi. Ne olsa git Akbank'tan kredi al diyor. Kredi, kredi nereye kadar. Adamı batırır bu kardeş :))İş Bankası'nın yeni reklamı da ilk filmlerine göre daha eğlenceli. Mehmet Ali Alabora'nın ekibe dahil olması süper olmuş. İş Bankası'nın geleceği hedefleyen teknolojik bakışı güzel yorumlanmış. Serinin ilk reklamında eleştirilerim olmuştu, bu sefer alkışlıyorum. Konut reklamları uzun zamandır ekranların olmazsa olmazı durumuna geldi. Animasyonun güç gösterisine dönüştüğü reklamlarda daha temel kazısı bile yapılmamış binalar, içinde mobilyaları ve bazen insan figürleri olan 3D çizimlerle can buluyor. Kimin iç mimarı, hatta 3D modelleme yapan animasyon şirketi daha iyiyse binalar bize o kadar cazip geliyor. Hele bir de bölgesel çizimleri yok mu, beni benden alıyor. Yemyeşil ağaçlar, aradan geçen dereler, havuzlar, yukarıdan inen çiçekler falan. Zannedersin cennete apartman yapmışlar. Peki ya gerçekler! Mesela sultanlara layık olan Caprice Gold Saray Odaları nerede biliyor musunuz? Esenler sebze meyve halinin karşısında. Düşünsenize sabah uyanıp saray odanızın perdesini aralıyorsunuz, karşınızda devasa İstanbul sebze halini görüyorsunuz. Tavşan mıyız biz, havuç manzarasıyla mutlu olalım. Viaport Venezia nerede biliyor musunuz? Hani İstanbul'daki Venedik, gondol sefaları, acaip bir şenlik falan. Yer neresi? Bayrampaşa Cezaevi'nin çaprazı. Eskiden inşaat reklamlarında özellikle Anadolu yakasındaki projelerde, merkeze ne kadar yakın olduğunu anlatmak için bazı rakamlar da verilirdi. Mesela Yeşilköy havaalanına 20 dakika, Taksim'e 15 dakika gibi şeyler de olurdu. Ama bu ölçümler sanıyorum sabaha karşı 4 civarında falan yapılıyordu. Çünkü İstanbul'da yaşayan herkes bilir ki ''köprüyü geçmek'' başlı başına bir olaydır. Bırak Taksim'i, havaalanını, gün içinde 15 dakikada köprünün bir ucundan diğerine geçebilirsen o gün git bir piyango bileti falan al. Her zaman bu kadar şanslı olamayabilirsin :)Ofton İnşaat'ın yeni projesi Elysium Serene Kandilli absürd komedi tarzının en son örneği heralde. Kandilli Evleri'nin şimdiden bir klasik olduğunu vurgulamak için klasik müzik korosu sanatçılarıyla bir film yapmışlar. Koro elemanlarının bütün ciddiyetiyle evin çeşitli bölümlerinde şarkı söylediği filmde, ortaya çok komik görüntüler çıkmış. Diğer konut reklamlarından çok farklı ama bir sürü insanı bir odaya tıkıp şarkı söylettikleri için, odalar olduğundan daha küçük görünüyor. Benden söylemesi:) Bu arada bu değil, bu da değil, bu hiç değil projesi ne oldu bilen var mı? Ormanı Ağaoğlu'ndan geri aldılar mı, yoksa biz unutana kadar şimdilik sessiz sedasız

Nurgül Eryıldır Günay / [email protected]

ilerlemeye devam mı ediliyor?

Pınar üçgen peynir reklamını fark ettiniz mi? Hani şu peynirlerin çeşitli müzik ve spor aletlerine benzetildiği neşeli reklam. Özellikle halter peynir sahnesine bayıldım. Çok yaratıcı bir çalışma. Peynirlerin köşeleri ve simitten güneş yaratma da çok sevimli olmuş.

Petlas reklamları ve "yeni şehir efsanesi" sloganını da çok beğeniyorum. Ama bu reklamlarda sanki bir şey eksik. Çok dikkatli seyrederseniz güzel buluyorsunuz, yoksa diğer reklamlar arasında kaybolup gidiyor. Bir enerji, ışıltı eksikliği var gibi.

Geçen sayıda da söylemiştim havalar ısınmaya başladı soğuk içecekler raflarda ön sıralarda yerini almaya başladı. Özellikle Lipton Ice Tea şeftali benim favori içeceğimdir. Uzun zamandır kola içmiyorum. İçecek tercihim genelde soda ve Ice Tea. Ama Sneijder'li reklamını gördükten sonra Lipton Ice Tea'den buz gibi soğudum desem yeridir. Soğuk çay pazarının lider markası Lipton Ice Tea'nin Türkiye'deki yeni reklam yüzü Galatasaray'ın Hollandalı yıldızı Wesley Sneijder oldu. Reklamı izlediniz mi bilmiyorum. Detayları görebilmek için bir kaç kez izledim, ama artık gördüğüm anda kanalı değiştiriyorum. Reklam, yurt dışındaki reklam filminin Türkçe versiyonu. Ama sonradan bazı ilaveler yapılmış. Mesela orijinalinde Sneijder'in eşi reklamda yok. Sanıyorum buradaki reklam ajansı, Yolanthe'nin de Sneijder kadar prim yapacağını düşünüp senaryoda bazı değişiklikler yapmış. Reklamın sonundaki "Yengen hararet yapınca da Ice Tea içiyorum" cümlesi olayı bitirmiş. Bu ne Allah aşkına! Kusura bakmasınlar ama Lipton gibi bir markaya böyle bir söylem hiç yakışmamış. Bence Lipton'un marka değerini aşağı çeken bir çalışma olmuş. Bir marka şimdiye kadar kendini var eden hedef kitlesini elinin tersiyle itip, bambaşka bir tribüne oynuyorsa biz de Lipton yerine başka marka Ice Tea içeriz olur biter.

Geçen sayıda çay reklamlarından bahsederken Obaçay'ın Emel Sayın'lı altın günü reklamından da bahsetmiştim. Obaçay ve ajansından konuyla ilgili açıklamalar geldi. Bu film absürd komedi tarzında düşünülmüş ve altın günü pazar günü gibi bir tatil gününe denk geldiği için Emel Sayın o gün geç kalkmış :) ''İnce belli çay bardakları yok'' eleştirime karşılık da, bu konuda çay tiryakileri için bir sürpriz hazırlığı içinde olduklarını belirtmişler. Sürprizin ne olduğunu bana söylediler ama burada açıklayıp sürprizlerini bozmayalım. Kampanya duyurularını merakla bekliyorum.

Teknosa anneler günü reklamı şahane. Annelere özel özellikleri harika bir şekilde anlatmışlar. Reklamı izlerken ben eve gelene kadar yatmayan, koltukta nöbet tutan, hava 35 derece sıcak bile olsa dışarı çıkarken üstüne bişey alsaydın akşam serin olur diyen, evdeki herşeyin yerini bilen annemi gördüm :) Yüz tanıma sistemi ise yüz üzerinden yüz puan, bayıldım :) Teknosa'ya ve bu filmi gerçekleştiren ajansını yürekten tebrik ediyorum.

Not: Bu sayıdaki yazımcanım annem ve ailemizin en yeni annesi Burcu'm için…Anneler gününüz kutlu olsun…

kelebeğin fırtınası)(

Sizin eviniz nereye bakıyor?

Page 22: marketing europe & anatolia Sayı:019

Reklam Dünyası

Reklamcılar Derneği tarafından düzenlenen; Türkiye’nin ilk yaratıcılık yarışması Kristal Elma bu yıl 25’inci kez sektör temsilcileri ile buluşmaya hazırlanırken, sektörün yaşadığı değişme paralel olarak yenileniyor.Çeyrek asrı geride bırakmaya hazırlanan Kristal Elma’nın 25’inci yılında geçireceği değişim ve reklam sektörünün ülkemizde ulaştığı son nokta; Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Üner, Asbaşkan Kayhan Şardan, Genel Müdür Ayşegül Molu ve organi-zasyon komitesini temsilen Lift Content Factory Kuru-cusuÖmer Erdem’in katılımlarıyla düzenlenen bir basın toplantısında paylaşıldı.Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alper Üner, son yıllarda reklamcılık sektöründe yaşanan ge-lişmelere paralel olarak, Kristal Elma’nın da bir yeni-lenmeyi hak ettiğine dikkat çekti. Üner konuşmasında; “Türkiye ekonomisinde son dönemde yaşanan istikrar ve büyümeye paralel olarak, pazarlama iletişimi sektö-rünün yaratıcı ajanslarından, outdoor mecraya, reklam-vereninden dijitaline, tüm tarafları ile yaklaşık 3,5 milyar USD büyüklüğüne ulaşan bir ekosisteme dönüştüğünü görüyoruz. Bu gelişen pasta içinde bugün25 bin olan reklamveren marka sayısınınsa kısa sürede 40 bine

25. Kristal Elma...

yükselmesini sektör olarak hedeflemekteyiz. Bu hedefi-mizi gerçekleştirebilmek için de 25.Kristal Elma’nın ana temasını ‘Fark Yaratmak’ olarak belirledik. Bu ana temay-la; markaların rekabetçi yaratıcılığın gücünü kullanarak güçlenmelerini ve ülke ekonomisine katkıda bulunmaları-nı sağlamayı hedefliyoruz. Bu vesile ile Türkiye’yi yaratı-cılık alanında bir çekim merkezi haline getirme amacın-dayız.Sürecin ilk adımı olarak da; İstanbul’u Yaratıcılığın Davos’u ilan ediyoruz. Bu kapsamda; Kristal Elma’nın 25’inci yılında, onu tek gecelik bir ödül formatından çıka-rarak, tüm paydaşların etkileşim halinde olacağı, en büyük sermayemiz gençlerimize de yatırım yapan 4 günlük bir festivale dönüştürme kararı aldık, adını da ‘25.Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’ olarak belirledik.Pazarlama dünyasının, dijital dünyanın, medya dünyası-nın fikir önderlerini, uluslararası iletişim gruplarının değerli beyinlerini, dünya çapında markaların üst düzey yönetici-lerini İstanbul’a davet ederek, Türkiye ve çevre ülkelerde benzeri görülmemiş bir mozaiği 25-28 Eylül tarihleri ara-sında İstanbul’da hedef kitlesi ile buluşturacağız. Bu ve-sileyle yaratıcılığın çekim merkezi haline getireceğimiz Türkiye reklam pazarı için; 2015 yılında 5 milyar USD’lık bir sektör büyüklüğü hedefinin az olduğunu düşünüyo-

20 / marketing europe & anatolia

Page 23: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 21

Reklam Dünyası

ruz. Sektörün dünya çapında temsilcilerinin konuşmacı olarak yoğun katılım göstereceği, zirve niteliği taşıyan festivalimize; ‘Yaratıcılığın Davos’u’ olarak ilan ettiğimiz ve DNA’sı nedeniyle Avrupa’nın özellikli bölgelerinden biri olan İstanbul’un evsahipliği yapmasından mutluluk duyuyor ve bölge ülkelerden gelecek misafirlerimizi fes-tivalle birlikte İstanbul’da sonbaharın keyfini çıkarmaya davet ediyoruz.” dedi.Konuşmasında bu yıl 25’inci kez sahiplerini bulacak Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri hakkında da bil-gi veren Reklamcılar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı AlperÜner,jüri başkanını açıkladı. Üner,“25’inci yılında Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri’nin jüri başkanını da belirledik. Sektörümüzün duayenlerinden sevgili Ali Taran’a teklifimizi götürdük. Kendisi de jüri başkanlığı görevini severek kabul ettiğini bizimle paylaştı. 25.Kris-tal Elma Türkiye Reklam Ödülleri jüri başkanımız; Ali Ta-ran oldu” şeklinde konuştu.Kristal Elma Organizasyon komitesini temsilen söz alan Lift Content Factory kurucusu Ömer Erdem ise konuş-masında festivale ilişkin detayları paylaştı. Festival faali-yetlerinin “Gelişim, İlham, Etkileşim ve Kutlama” alt baş-lıklarında gerçekleştirileceğini belirten Erdem, yaklaşık 5 bin kişilik bir katılımın hedef-lendiğini ifade etti. Ömer Erdem konuşmasını şöyle sürdürdü:“Kristal Elma Yaratıcılık Festivali için Bilgi Üniversitesi Santral İs-tanbul Kampüsü’nün her alanını kullanarak, 4 gün boyunca me-kanı reklam, pazarlama, medya ve iletişim endüstrisinin buluşma noktasına dönüştürmeyi amaç-lıyoruz. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali kapsamında konferans-lar, seminerler, paneller, çalışma atölyeleri, master class eğitimler, gösterim ve sergiler dahil olmak üzere 60’ın üzerinde etkinlik dü-zenlemeyi planlıyoruz. Sunduk-ları içerik ve ilham verici konuş-malarıyla Türkiye’de yaratıcılığın kalite çıtasının yükselmesine katkı sağlayacak 40’tan fazla ya-bancı konuşmacının festivalde yer almasınıöngörüyoruz.

Öte yandan, sektörün tüm unsurlarını bir araya getiren bir endüstri fuarının etkinliğin merkezinde yer alacağını vur-gulamak istiyoruz.. Kristal Elma Yaratıcılık Festivali’nde sadece reklam sektörü profesyonellerinin değil, marka ve reklamveren dahil olmak üzere iletişim endüstrisinin tüm temsilcilerini buluşturacak bölgesel bir networking platfor-mu olması için planlama yapıyoruz. Festivalin son günü Future 25 Günü olarak, yaratıcı endüstrinin geleceğini şe-killendirecek olan üniversite öğrencilerine ayrılacak. Tam günlük eğitim kampında geleceği tasarlayacak genç katı-lımcılar ile sektörün önemli temsilcilerini ve ismi ‘yaratıcılık’ ile özdeşleşmiş olan kreatif reklamcıları biraraya getirece-ğiz. Biletlerimiz; Black, Platinium, Gold, Silver, Young, Stu-dent ve Future25 olmak üzere toplam 7 kategoride olacak ve Mayıs ayından itibaren internet sitemiz www.kristalelmafestivali.com adresinden satın alınabi-lecek.” 25. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri 26-27 Eylül’de Sahibini BulacakBu yıl 25. kez sahiplerini bulacak olan Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri ise festivalin 2’inci ve 3’üncü günleri olan 26 ve 27 Eylül tarihlerinde sahiplerini bulacak. 25. Kristal Elma Türkiye Reklam Ödülleri Yarışması için başvuru ta-rihleri Mayıs ayıiçinde açıklanacak.

Page 25: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 23

Köşe

Yıllarca kan durmamışken, her gün ülkenin her yerinden şehit haberleri, sivil ölümleri haberleri gelirken, bu ülkede yaşayıp, terörün bitmesine karşı olmak mümkün mü? Ben de çatışmasız ortamı özlemle bekleyenlerden biriyim. Ülkeyi 30 yılı aşkın süredir baskı altında tutan terör nedeniyle hangi taraftan olursa olsun yitirilen her canın insan onuruna yakışmayan bir ayıp olduğunu ve birçok ciğeri yaktığını ta yüreğinde hissetmek için aziz olmaya gerek yok. İnsanlıktan az çok nasibini almış olan herkes, tarafı ne olursa olsun yitirilen her canın, sönen umutlarıyla insanlığının bir parçasını yitirdiğini hissedecektir. Ben de hissettim.

Şimdi bize bu kanın durması için bir umut olduğu söyleniyor. İnşaallah öyledir. İnsani yanım iktidarın bu sözlerine inanmak istiyor, ancak mantığım birçok soru işaretini ard arda sıralıyor. Örneğin şu barış dili konuşalım geyiğini anlayamıyorum. Teröriste terörist demenin karşılığı "sen barışı istemiyor musun?" oluyor. Ortada bir barış yok bikere ilk önce onu bilmek lazım. Çünkü bir savaş da yoktu. Bu sürece barış süreci değil, bir terör örgütünün silah bırakma süreci denilebilir. Çatışmasız geçen her gün insanlık adına bir kazançtır. Ancak halkın adalete olan inancı ve kamu vicdanı yara almıştır. 30 yılı aşkın süredir kan dökülmesine neden olan bir örgütün cezasız bırakılacağının söylenmesi bir yana, bu kişilere başka isim arayışları, halk arasında adi suçlardan cezaevlerinde yatan kişilerin neden cezalandırıldığının sorulmasına neden olmuştur. "Devlet 30 bin kişinin katillerini affedebiliyorsa, basit bir hırsızı ya da bir kişinin katilini cezalandırmakta neden ısrar ediyor?" sorusu birçok zihni kurcalamaya başlamıştır.

İşte bu kamu vicdanının yara alması nedeniyle bu süreci kamuoyuna anlatmak ve kamuoyunun endişelerini tespit edip iktidara iletmek için 63 kişi görevlendirildi. Bu kişiler belirlenirken yüzde 25,3'ü, yüzde 10'luk seçim barajını geçemeyen BDP'nin adayları arasından, geri kalanının büyük çoğunluğu iktidara yakın olan kişilerden, bir kaçı da herşeyden bihaber olan kişilerden seçilmiş ki bunu da eleştirmek için değil, toplumda karşılıklarının olmadıklarını tespit etmek için belirtmek istedim. İktidar bu kişileri belirleyip görevlendirdikten sonra kendilerine süreçle ilgili herhangi bir bilgi de vermeden hepsini

Abdullah Ekşioğlu / [email protected]

sahaya saldı. Davul bu 63 zavallı insanın boynunda, tokmak iktidarın, hatta iktidarı tek başına kullanan başbakanın elinde.

Şimdi toplumsal kabulü olmayan bu 63 kişi toplumun vicdanını yaralayan süreci topluma kabul ettirme göreviyle il il dolaşıyor ve gittikleri her yerde bilmedikleri için cevaplayamayacakları sorular ve tepkilerle karşılanıyorlar. Başbakanın beyanına göre bu kişilere tepki gösterenler 4980 kişiymiş. Başbakanın bu beyanını fişlemenin itirafı olarak kabul ediyorum ki çok acı. Süreç silahlı 2000 kişinin sınırdışına çıkmasıyla ilgiliyken 4980 kişiye yokmuş muamelesi yapmanın sebebi bu kişilerin silaha başvurmayı bir yöntem olarak benimsememeleri mi? Başbakan hedefe odaklandığında toplumsal çatışmaya neden olabilecek bu hassasiyetleri göremeyecek kadar körleşiyor. Belki de kendisine Bakara suresinin 18. ayetinde ve defalarca başka bölümlerinde de yer alan "Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık dönmezler." hitabının muhatabı olmakta ısrar etmesinin kendi inancı açısından anlamını hatırlatmak gerekiyor.

Sürecin detaylarını bir tek başbakan biliyor. Halktan da başbakanın samimiyetine kayıtsız şartsız iman etmesi isteniyor. Böyle bir tanrı kompleksinin peygamberliğini yapmak da 63 zavallı insana düşüyor. "Bakın ey halk siz bizi pek tanımazsınız. Biz zaten bugüne kadar ideolojik olarak sizinle ortak paydada değildik ama şimdi biz de tam bilmiyoruz ama başbakan çok iyi adam ona inanın" demekten başka cümleleri olamayacak 63 kişi.

Bir de bu 63 kişinin halkın isteklerini tespit etme görevi var ki o apayrı bir komedi. Kendi hassasiyetleri gereği algıları şartlı 63 kişiden biri ilk tespitini yapmış: "Kızlar ve erkekler ayrı okullarda okumalı. Karma eğitim nedeniyle veliler kızlarını okula göndermek istemiyor." Bu gerçekten halkın talebini mi, yoksa kendisinin yıllarca savunduğu ve kamuda kabul görmeyen ilkel fikirlerini mi ifade ediyor. Orası muamma. Bakalım iki aylık görev sürelerinin sonunda halkın talepleri diye daha ne sürprizlerle karşımıza çıkacaklar.

Süreç konusundaki diğer endişelerimi daha sonra yazacağım, ancak yanılmış olmayı çok istiyorum.

retorik)(

63 zavallı insan...

Page 27: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 25

Kampanyalar

Hadi Deniz’e Gir...

Issız ada konseptli reklamlarıyla DenizBank’ın yeni sezon çekimleri, “Hadi Deniz’e Gir Çünkü Hayat Denizde Güzel” teması ile tamamlandı. Güzel Sanatlar Saatchi&Saatchi’nin hayata geçirdiği, prodüksiyonu Böcek Yapım tarafından ger-çekleştirilen reklam filmlerinin yönetmenliğini yine Ömer Fa-ruk Sorak yaptı. Maldivler’in kuzeyinde yer alan Baa Atoll içinde, Millaidhoo adlı ıssız bir adada gerçekleşen çekimler-de 10 gün boyunca 65 kişilik ekip çalıştı.Reklam Filmi KünyesiReklan Ajansı: Güzel Sanatlar / Saatchi & SaatchiReklamveren: DenizbankReklamveren Yetkilisi: Kadri Mutlu, Seçil Köksal Aykanat, Arzu Altıntaş, Gülay Seçkin, Eda Başak Güzey, Kerem Ataç Ürün: 2013 AçılışYaratıcı: Gökhan Atasoy, Yılmaz Akbayır,Selen Çatılı, Özgür Onur, Zafer Külünk, Dilan Bayar, Ezgi Burçin SerdarMüşteri İlişkileri: Aşkın Baş, Emir Ulaş, Aysun YılmazStrajetik Planlama: Viktor Kuzu, Arda KuşAjans Prodüktörü: Neslihan Ateş, Deniz Dengiz, Ferhat DüzlüYapımevi - Yönetmen: Böcek Yapım – Ömer Faruk SorakYapımevi Prodüktörü: Oğuz Peri, Tolga Baysal

Page 28: marketing europe & anatolia Sayı:019

26 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Justin Bieber geliyor...Avea’nın Justin Bieber konseri sponsorluğu için TBWA\IS-TANBUL tarafından hazırlanan reklam filminde Ata Demirer, pop yıldızı Bieber’in kulisine yeğenini sokabilmek için şekil-den şekle girdi. Filmde, Justin’le tanışmak isteyen genç bir Belieber’ın dayısı rolünde izlediğimiz Ata, yeğeninin hayalini gerçekleştirmek için Justin’in kulis bodyguard’larını aşmaya çalışıyor. Sıra-sıyla makyör, bakkal ve flamenko gitaristi kılığına bürünerek kapıyı inatla zorlayan Ata, yeğeninin hali hazırda Avea saye-sinde kulise girmeye hak kazandığını öğrenince, bir flamen-ko edasıyla pes ediyor…Yönetmenliğini Hakan Yonat’ın yaptığı filmin yapım şirketi Kala Film.Reklam Filmi KünyesiReklamveren: AveaReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULECD: Emre KaplanYaratıcı Ekip: Ali Şener, Emir Yüksel, Esma Erdoğan, Yiğit İrdeMarka Ekibi: Dilek Uçarlı, Ekin Kutevu, Sırma ErCSO: Toygun Yılmazer

Stratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan DanışmanProdüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin Schulte, Alev CihanProdüksiyon Şirketi: Kala FilmYönetmen: Hakan YonatPost Prodüksiyon: SinefektMüzik: Emre IrmakMedya Ajansı: People CommunicationsKullanılan Mecralar: TV, Outdoor, Digital, Radyo

Kahraman astronot...

Erkekleri, uzaydan gelen Axe etkisi ile karşı konulmaz yap-mayı vaat eden AXE Apollo’nun ikinci filmi yayına girdi. Ge-rek çekim tekniği gerekse görselliğiyle Hollywood filmlerinin en heyecanlı sahnelerini aratmayan reklam filmi, yakışıklı bir cankurtaranın güzel kızı vahşi köpekbalığının saldırısından kurtarmasını konu alıyor.

Türkiye’den 3 şanslı gencin Axe Apollo Uzay Akademisi’ne katılma, 1 şanslı Türk gencinin ise uzaya gitme şansı yaka-layacağı kampanyanın başvuruları Türkiye’de axeetkisi.com üzerinden yapılıyor. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Axe Apollo – Lifeguard Reklamveren: Unilever / AxeReklamveren yetkilisi: Ercan SolmazReklam ajansı: Reklam adaptasyonu Rabarba Yaratıcı yönetmen: Serdar SabanYaratıcı grup: Serdar Saban, Arın Kahyaoğlu, Alp Kızıltan, Umut Siliman, Ufuk IşıkMüşteri ilişkileri grubu: Gökçe Evirgen, Gamze FarzAjans prodüktörü: Koray Öztürk Medya ajansı: Mindshare Medya planlamacı: Aslıhan Anarat, Fulya Gülcen, Gamze Gülcü, Volkan Yazıcı, Berk Doğan Candaş Uygun, Alper Artam, Kübra Ekşi, Derya Erbaş, Çiğdem Nacar, Esra Balaban Kullanılan mecralar: TV, Digital, Outdoor, Instore, Cinema

Page 29: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 27

Kampanyalar

BP Ultimate kampanyası...Sanatçı Mustafa Sandal’ın rol aldığı BP Ultimate kampanya-sının reklam filminin çekimlerinde 60 kişi görev aldı ve film İstanbul’un dört ayrı mekanında çekildi. BP Ultimate kampanyası , TV, yazılı basın, outdoor, radio ve dijital mecralarda yer alıyor ve PR çalışmalarıyla da destek-leniyor. Reklam Filmi KünyesiReklamın Başlığı: “BP Ultimate’’Reklamveren: BP Petrolleri A.Ş.Reklamveren Temsilcisi: Deniz Güloğlu, Bengüsu Ayabakan EyielReklam Ajansı: Ogilvy & MatherYaratıcı Yönetmen: Evren DoğrarYaratıcı Grup: Koray Şahan, Melik Atalay, Ahmet Yacel, Gökçe KarabayMüşteri İlişkileri: Esra Varol ErgenAjans Prodüktörü: Fulya AkayStratejik Planlama: Yuda SağmanProdüksiyon Şirketi: AutonomyYönetmen: Uygar KutluPost Prodüksiyon: 1000Volt

Müzik: Mustafa SandalPR Ajansı: Ogilvy PRMedya Ajansı: MindShareKullanılan Mecralar: TV, basın, outdoor, radyo, dijital

Ticaretin Yakışıklısı...

Fiorino için hazırlanan reklam filminde dünyaca ünlü otomo-tiv markalarıyla birçok kampanyaya imza atmış Alman yö-netmen Thorsten Herken kameranın başına geçti. Kampan-

ya Harbiye, Nişantaşı ve Kuzguncuk gibi İstanbul’un birçok farklı mekanında, 2 günde çekildi.4 reklam filmi de Leo Burnett & Pow Films işbirliğiyle çekilir-ken; Linea, Doblo ve Freemont filmleri içinse Cenk Alpsan yönetmenlik yaptı. Ayrıca 4 filmin de seslendirmesini ünlü sanatçı Selçuk Yöntem gerçekleştirdi. Reklam Filmi KünyesiReklam Veren: FIATReklam Veren Temsilcisi: Özgür Süslü, Melike Güleli, Aslı BaşağaReklam Ajansı: Leo Burnett Kreatif Direktör: Oktar Akın, Emrah Akay Kreatif Grup Lideri: Evren Dinler, Ersin PekinJr. Reklam Yazarı: Volkan Bintepe Jr. Sanat Yönetmeni: Andaç Erkök Müşteri İlişkileri: Melissa Ruacan, Mert Moğol, Cansu ÇelebicanStratejik Planlama: Özgün Özkalay, Seren Pala Ajans Prodüktörü: Sevinç Metuçin Öktem, Didem TosyaYönetmen: Thorsten HerkenYapım Şirketi: Pow Films

Page 30: marketing europe & anatolia Sayı:019

28 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Anne kokusu...

Beko’nun Buhar Destekli Havalandırma Program ıile çamaşırların 20 dakikada yenilendiğini anlatan bu reklam filmi, 18 günde Film Sokağı’nda çekildi. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: BekoReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULCCO: İlkay GürpınarKreatif Direktör: Volkan KarakaşoğluYaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt ,Merve Gezer, Tolga Ülkümen, Cihan AkköseMarka Ekibi: Özlem Eren Hanoğlu, Burcu Eriş, Engin Varol,

Beste Erener, Başak ŞahinCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Deniz ÖzkılıçProdüksiyonEkibi:Ceyda Kayaçetin, Mine Işıklar, Ceyhun SevilProdüksiyon Şirketi: AnimaYönetmen: Mehmet KurtuluşPost Prodüksiyon: SinefektMüzik: Ömer ÖzgürMedya Ajansı: Universal MediaKullanılan Mecralar: TV, Sinema, Outdoor, Radyo, Basın, İnternet

Kimler gerçekten içtendir?...HSBC’nin marka değerlerinden yola çıkarak oluşturduğu yeni iletişim stratejisi, “şeffaflık, açıklık ve içtenlik” teması çerçevesinde hayata geçirdiği ilk reklam filmi KrediNet ya-yına girdi. Filmde; çocukların içtenliği ile KrediNET’in ko-şullarının açıklığı arasındaki benzerliği ve müşterilerin sürp-rizlerle karşılaşmadan kredi çekebileceklerini vurgulanıyor.. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: HSBC Bank Reklamveren Temsilcisi: Aysegül Senalp, Didem İzgi, Aylin Gürsoy Cengiz, Selin BerkmanReklam Ajansı: Grey İstanbulKreatif Direktörler: Ergin Binyıldız, Engin KafadarKreatif Ekip: Ezgi Iraz Midillioğlu, Deniz Yenihayat, Yiğit Ye-giner, Ahmet Balaban, Barış ErelMüşteri İlişkileri: Işın Dereli, Esra Erol, Cansu ÖzkanStrateji: Kayansel KayaProdüksiyon: Meltem KöseProdüksiyon Şirketi: 1000 VoltYönetmen: Martines SchmidtKullanılan Mecra: TV, Outdoor

Page 31: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 29

Kampanyalar

Mutlu Kahvaltılar...Leo Burnett Reklam Ajansı’nın McDonald’s için hazırladığı reklam filminde, sabaha mutlu bir kahvaltı ve içten bir “Gü-naydın” ile başlamak için en doğru adresin McDonald’s ol-duğu anlatılıyor. 2 günde ve birçok farklı mekanda çekimi gerçekleşen filmde, sabah herkesten önce kalkanlardan ilk iş perdeyi açanlara, yollarda arada bir dalanlardan müsait bir yerde inenlere ka-dar herkese “Günaydın” deniyor. Reklam filmi ayrıca outdo-or ile de destekleniyor.Reklam Filmi KünyesiReklamveren: McDonald’sReklam Ajansı: Leo Burnett İstanbulReklamveren Temsilcisi: Bora Tanrıkulu, Pelin Börklüoğlu, Nedim Bali, Şima BensinyorYaratıcı Ekip: Emrah Akay, Oktar Akın, Barış Çetin, Alev YentürMüşteri İlişkileri: Roda Sezer, Selika Özcan Stratejik Planlama: Kerem Sabuncu, Giles Hedger Ajans Prodüktörü: Sevinç Metuçin Öktem Yönetmen: Bertan BaşaranYapım Şirketi: PTT

LC Waikiki’nin yeni reklam yüzleri...

LC Waikiki, yeni kampanyasında modern, eğlence-li ve enerjik bir konseptle karşınıza çıkıyor. İlkbahar/Yaz Koleksiyonu’nun tanıtıldığı eğlenceli kampanya, televiz-yon, internet, sosyal medya ve açık hava uygulamalarıyla tüketiciler ile buluşuyor.Reklam Filmi KünyesiReklamveren: LC WaikikiYaratıcı Grup: Mustafa Küçükkalıpçı, Engin Öztekin, Mer-

ve KızılkayaMüşteri İlişkileri: Didem Soydan Özcıbır, Gülçin KarakahyaoğluAjans Prodüktörü: Can TaşkınMedya Planlama: People CommunicationsReklam Ajansı: PropagandaYapım Şirketi: PTTYönetmen: Umur TuragayMüzik: Electrip Oğuz Kaplangı

Page 32: marketing europe & anatolia Sayı:019

30 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Magnum’la hayatın Pink ve Black hali...

Magnum’un, Orlando Bloom’la çektiği reklam filmi yayına girdi. Magnum’un yeni ürünleri Magnum Pink ve Magnum Black’i tanıtan reklam filminde Bloom’la, İtalyan model Carla Moure eşlik ediyor.

Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Magnum Pink&BlackReklamveren: UnileverReklamveren yetkilisi: Mick Van Ettinger, Sophie Galvani, Letizia Razzino, Vanessa Caralps, Leyal Eskin Yılmaz, Gamze Öztoygar, Kaan Camgöz, Dilara Çelikkanat, Nuno Silva, Müge Yaşar, Selin ÖzdemirReklam ajansı: LOLA-Madrid & Lowe İstanbulYaratıcı yönetmen: Paulo Areas, Francisco Cassis, Chacho Puebla, Ali BatıYaratıcı grup: Matin Feijóo, Nicolas Gomez Cal, Bruno Nakano, Can Faga, Özkan Kusay, Asil YıldızMüşteri ilişkileri grubu: Amaro Gonzalez, Yann Baudoin, Anastasia Sysoeva, Laura Gerpe, Şerife Kırımlı, Sedef Türkmen, Aslı HaymanaStratejik planlama: Erwin FloresAjans prodüktörü: Cristina Español, Tuğrul Karadeniz, Ahmet UygunYapım şirketi: The Smile, Böcek YapımMedya ajansı: MindshareKullanılan mecralar: TV, Internet, Sinema

Evlere bahar geldi...TBWA\ISTANBUL tarafından IKEA bahar kampanyası için hazırlanan yeni reklam filmi yayında. Reklam filmi baharın gelmesiyle birlikte, IKEA ile evlerde yaşanan değişimi anla-tıyor. Reklam filmi üç haftalık bir hazırlık aşamasının ardından iki günde çekildi. Reklam Filmi KünyesiReklamveren: IKEAReklam Ajansı: TBWA\ISTANBULCCO: İlkay GürpınarKreatif Direktör: Volkan KarakaşoğluYaratıcı Ekip: Ozan Can Bozkurt, Merve Gezer, Erçin Sadıkoğlu, Cihan Akköse, Tolga ÜlkümenMarka Ekibi: Ayşe Şenünver Erdoğan, Melis İnceer, Nazlı KayaCSO: Toygun YılmazerStratejik Planlama Ekibi: Tuğyan Çelik, Nisan DanışmanProdüksiyon Ekibi: Ceyda Kayaçetin, Mine Işıklar, Ceyhun SevilProdüksiyon Şirketi: AnimaYönetmen: Walky Talky

Post Prodüksiyon: AnimaMüzik: Emre Irmak / Jingle JacksonMedya Ajansı: MECKullanılan Mecralar: TV, Basın, Outdoor

Page 33: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 31

Kampanyalar

Lipton Siyah İnci...Lipton Siyah İnci’nin reklam filmi yayına girdi. Reklam filmi, ünlü oyuncunun sempatik tarzıyla Siyah İnci’nin mükemmel çay lezzetini ve ateş kırmızısı rengini “Her bardakta yoğun çay lezzeti” sloganıyla vurguluyor.Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı:Lipton Siyah İnciReklamveren: UnileverReklamveren yetkilisi: Lale Atat, Burcu SolakReklam ajansı: Medina Turgul DDBYaratıcı yönetmen: Gökhan ErolYaratıcı grup: Timsal Ünsal , Özge Ceyrancı, Eren Koçaker, Buse Şay, Serkan Ün Müşteri ilişkileri grubu: Lawrence Du Pre, Sezen Şerez, Filiz ŞahinStratejik planlama: Derya TombuloğluAjans prodüktörü: Evrim Saraçoğlu, Ümit BakYapım şirketi: Interfilm Medya ajansı: MindshareMedya planlamacı: Gaye Ersöz, Özlem Çıragöz, Tuğçe İyisanKullanılan mecralar: TV, dijital

BBH London tarafından hazırlanan, 20 saniyelik bu 3 rek-lam filmi; zamanından önce anne babalarımıza dönüşme konusunda sahip olduğumuz evrensel tedirginliği komik bir şekilde betimliyor. Reklam Filmi KünyesiReklam ve Kampanya Sloganı: Mentos / Babana Benze-me, Kendin Ol Kullanılan Mecralar: TV - Internet Reklam Veren: Perfetti Van Melle Türkiye - Mentos Reklam Veren Temsilcileri: Perfetti Van Melle Türkiye - Pazarlama Direktörü, Serkan ErgünPerfetti Van Melle Türkiye - Mentos Marka Müdürü, Melike Yıldırım Reklam Ajansı: Bartle Bogle Hegarty (BBH) Londra Sanat Yönetmeni: Emmanuel St M’LeuxMetin Yazarı: Simon PearsonLokasyon: Los Angeles, ABD Medya Ajansı: Media RepublicMedya Planlama: Günay Aranoğlu

Babana Benzeme, Kendin Ol...

Page 34: marketing europe & anatolia Sayı:019

32 / marketing europe & anatolia

Kampanyalar

Herkes Söylüyor...Molped Günlük Pedler’in Almanya’nın dermatolojik test ko-nusunda en prestijli enstitülerinden biri olan Dermatest Me-dical Research Company’nin standardizasyonuna uygun ol-

duğuna dikkat çekilen reklam filmi, 18 günlük hazırlık süreci sonucunda tamamlandı. Eğlenceli ve oldukça enerjik 45 kişilik bir ekiple çekimleri ger-çekleştirilen reklam filminin, yaratıcı yönetmenliğini Serkan Balak, sanat yönetmenliğini Cihangir Gümüş, görüntü yönet-menliğini ise Veli Kuzlu yaptı.Reklam Filmi KünyesiReklamveren: Hayat Kimya-Molped Günlük PedReklamveren Temsilcisi: Melek Soklangıç Dinçer, Gülser Golbazi KarlıReklam Ajansı: VietnamYaratıcı Yönetmen: Serkan BalakSanat Yönetmeni: Cihangir GümüşMüşteri İlişkileri: Melike KaramehmetoğluAjans Prodüktörü: Begüm BaranYönetmen: Kağan ErturanGörüntü Yönetmeni: Veli KuzluYapım Şirketi: TerfilmYapımcı: Erhan OrhanoğluDublaj Sanatçısı: Merve Oflaz

Nefesinizdeki Tazelik...Vivident Extra’nın sinema filmi kurgusundaki yeni TV rek-lamının çekimleri; Uruguay’ın Montevideo kentinde gerçek-leştirildi. Film, şehri kurtardığı için market kasiyerinin ona doğru koş-tuğunu sanan kahramanımızın, aldığı para üstüyle baş başa kalmasıyla son buluyor. Reklam Kampanyası KünyesiÜrün: Vivident ExtraSlogan: Nefesinizdeki TazelikReklam Filmi: ICEMANMüşteri: Perfetti Van Melle TürkiyeÜrün: Vivident Extra Kullanılan Mecralar: TV, Sinema, İnternet Reklam Veren Yetkilileri : Perfetti Van Melle Türkiye, Pazarlama Direktörü - Serkan ErgünPerfetti Van Melle Türkiye, Vivident Kıdemli Marka Müdürü – Çiğdem TüzünerPerfetti Van Melle Türkiye, Vivident Marka Müdürü - İdil Ziyaoğlu

Reklam Ajansı: Bartle Bogle Hegarty (BBH) Londra Yaratıcı Ekip: Felipe Guimaraes & Lambros CharalambousLokasyon: Montevideo, UruguayMedya Ajansı: Media RepublicMedya Planlama: Günay Aranoğlu, Yasin Aktürk

Page 35: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 33

Kampanyalar

Kendisi küçük, etkisi büyük...OlipsXS’in reklam filmi genç ve genç yetişkin izleyicileriyle buluştu. Ürünün küçük draje şekline rağmen alışık olunan Olips ferahlığına sahip olmasına ve modern ambalajına vur-gu yapan film, dinamik müziği ile de ön plana çıkıyor. Reklam Filmi KünyesiReklamın başlığı: Olips XSReklam veren: Mondelēz International Reklam veren yetkilisi: Bahar Uçanlar, Elif Emiroğlu, Sezen Manas, Barış Çolakoğlu, Cansu AydoğmuşReklam ajansı: JWTYaratıcı yönetmen: NickThompson&DaveWoodsYaratıcı grup: NickThompson&DaveWoodsMüşteri ilişkileri grubu: Paul Kirkley (Business Director), MatthewCunnell (Board AccountDirector), RachelVares (Ac-count Manager)Stratejik planlama: KathrynRobinsonAjans prodüktörü: John Cheesemore&AlexMcCarterYapım şirketi: Brand New School / OutsiderMedya ajansı: MindshareMedya planlamacı: Mindshare / OriginalThinkersKullanılan mecralar: TV, açık hava, dijital

“Renklendir Hayatı” sloganıyla insanların hayatına renk ka-tan AkzoNobel Marshall’ın, tiyatro ve TV ekranlarının sevilen yüzü Derya Baykal’lı yeni reklam filmleri, televizyon kanalla-rı, dijital ve sosyal ağlarda yayımlanmaya başladı. Filmlerde, rahat sürülen, çabuk kuruyan ve kolay temizlenen Marshall boyalarla “hayatınızda renkli bir sayfa açmak artık çok kolay” mesajı veriliyor. Reklam Filmi KünyesiReklamveren Yetkilileri: Fatoş Özdoğan, Betül DeğirmenciReklam Ajansı: Güzel Sanatlar Saatchi&SaatchiKreatif Direktör: Kerem Kanık, Cem AkarYaratıcı Grup: Özgür Akpınar, Nergiz Herdem, Mustafa OralStrateji: Yelda Aktuna, Arda KuşMüşteri grubu: Aşkın Baş, Aysun YılmazYapım şirketi: Zihin AçıklığıYönetmen: Mert BaykalYapımcı: Berna ParlakSanat Yönetmeni: Tural PolatMüzik: Ömer ÖzgürMedya Ajansı: Mediacom

Hayatınızda renkli bir safya açın...

Page 36: marketing europe & anatolia Sayı:019

Budin ve Peşte; Budapeşte...Budin ve Peşte; Budapeşte...

Page 37: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 35

Gezi

Günübirlik Bratislava gezisinin ardın-dan sırıl sıklam ışlanmış vaziyette tre-ne binip Budapeşte’ ye geldik. Buda-peşte tren istasyonun yaklaşırken yol kenarlarında karlar duruyordu. Havanın soğuk olacağı düşüncesi içimi titretti. Zaten yeterince üşümüştüm daha fazla çok acımasız olur. Nyugati Terminalin-de indikten sonra akşamın karanlığında Elizabeth Bridge’ e yakın olan otelimize doğru yürümeye başladık. Saat geç olduğu için bir çok mağaza ve dükkan kapanmıştı o yüzden ıssız sokaklarda yürüyüp otelimize vardık. Eşyaları oda-ya bıraktıktan sonra yiyecek bir şeyler aramaz için otelden çıktık. Kısa bir tur attıktan sonra otelimizin yanındaki Des-perados Pub’ a girip yemek yedik. Bu güzel pub’ da epey oturduktan sonra yemeğin ve sıcağın verdiği rehavet-le uykumuz geldi. Otele dönüp ertesi güne dinç kalkmak için mışıl mışıl uyu-duk. Sabah nefis kahvaltımızı ettikten sonra keşfimize başladık. Önce biraz Budapeşte’ den bahsede-lim. Macaristan’ ın başkenti olan Bu-dapeşte, Tuna nehrinin iki yakasındaki Budin ve Peşte’ nin 1873’ te birleşme-siyle meydana gelmiş. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olan Buda-peşte, Tuna’nın batı (sağ) yakasında Buda (Budin) ve doğu (sol) yakasında Peşte şeklinde iki bölüme ayrılmış. Tuna’nın batı kıyısında Buda kalesinin

çevresindeki görece engebeli bölgede tarihi semtler uzanıyor. Şehrin iş haya-tının merkezi ve kalabalık semtleri ise Tuna’nın doğusundaki ovaya açılan düzlükte yer alıyor.160 yıl Osmanlı himayesinde olan bu şehirde hem barok, hem neo klasik, hem de modern mimariyi görmek müm-kün.Elizabeth Köprüsüne yakın olan oteli-mizden çıktıktan sonra yürüyerek Eliza-beth Köprüsü’nden geçtik. Yol üzerin-deki tarihi binalar gerçekten çok güzel ve bu binaların zamanla tarhip edilme-miş olması sevindirici. Macaristan AB fonlarında sürekli hibe alarak bu binala-rı restore ediyor. Bize de örnek olması dileyiğle.Elizabeth Köpüsünden şehir manzarası mükemmel :) Ama sabah erken saatleri olması ve havanın da kapalı olması se-bebiyle ortam biraz kasvetli. Elizabet Köprüsünün hemen çıkışında Gellert Tepesi tüm ihtişamı ile yükse-liyor. Biz de Budapeşte manzarasını oradan görebilmek için aheste aheste tepeye tırmandık. Yol çok uzun ve dik o yüzden arada bir dinlenme ihtiyacı hissediyor insan. Yanıma enerji için çi-kolata almadığıma çok pişman oldum.Budapeşte’nin merkez kısmında en yüksek noktası kabul edilen bu tepe, 11. yüzyılda paganlar tarafından öldü-rülen Hıristiyan piskopos Gellert`in adı-

Budin ve Peşte; Budapeşte...Budin ve Peşte; Budapeşte...Önce biraz Budapeşte’ den bahsedelim.

Macaristan’ ın başkenti olan Budapeşte, Tuna nehrinin iki yakasındaki Budin ve Peşte’ nin 1873’ te birleşmesiyle meydana gelmiş. Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri olan Budapeşte,

Tuna’nın batı (sağ) yakasında Buda (Budin) ve doğu (sol) yakasında Peşte şeklinde iki bölüme ayrılmış.

Fotoğraflar ve yazı Seval Duban

Page 38: marketing europe & anatolia Sayı:019

sünün hemen yanındaki parkta harika bir de Elizabeth heykeli var. Parkın için-de o kadar güzel görünüyor ki heykel insan etrafını izlemeye doyamıyor.Niyetimiz Elizabeth Köprüsü’ nden de-vam edip Chain (Zincirli) Köprü’ den geçmek. Yol boyunca bir çok müze görüyoruz, Tarih Müzesi, Askeri Tarih Müzesi, Tıp Tarihi Müzesi vs. Ama hiç müze gezesimiz olmadığı için hepsini pas geçiyoruz.Yolda yürürken Tarih Müzesinin arka-sındaki cadde ismi çok aşina geldi. Cadde köşesine gidip de ismi okuyun-ca gülümsedim. Sevgili atamızın adını taşıyor cadde. Kemal Atatürk Caddesi.İşte o zaman Budapeşte’ yi daha da çok sevdim.Müze kısmını pas geçtikten sonra Buda Kalesine vardık. Burayı gezmeden ol-maz diyerekten tünelin önünden kalkan fünikülere binip kaleye çıktık. 19. Yüz-yılın ortalarında inşa edilen, 350 metre uzunluğunda ve 9 metre genişliğindeki Tünel, Budapeşte’nin merkezi sayılı-yormuş zamanında. Hatta burası mer-kez kabul edildiği için tüm mesafeler buradan hesaplanıyormuş.Kale ile ilgili birazcık alıntı bilgi verelim.

nı almış. Tepenin nehre bakan kısmın-da Aziz Gellert`in heykeli bulunuyor.Meydanda Aziz Gellert`in heykeli hari-cinde bir kaç heykel daha var. Bunlar-dan bir tanesini de barışı simgeleyen Defne Tutan Kadın Heykeli. Fakat meydanın biraz ilerisindeki top arabaları bu barış simgesi heykeli göl-gede bırakıyor.Meydanın gerisinde ise müzeler mev-cut. Fakat biz müzeleri gezmektense şehir manzarasını izlemeyi tercih ettik. Meydanda bir de hediyelik eşya satan hanımlar vardı. Sanırım Budapeşte’ nin danteli meşhur :) Bütün teyzeler dan-telden yapılmış süslemeler satıyordu. Aklıma gelinlik kızların çeyizleri geldi. Belki bu teyzelerin dantel becerileri de Osmanlı’ dan kalan mirastır.Budapeşte buradan bakıldığında ger-çekten muhteşem görünüyor. Saat iler-leyip de hava da açınca gökyüzündeki bulutlar Tuna nehrinin güzelliğini daha gözler önüne serdi. İnsan saatlerce oturup şehri seyredebilir buradan. Gö-rüntü muhteşeeemmmm :)Bir süre manzarayı hayran hayran sey-rettikten sonra Gellert Tepesinden inip gezimize devam ettik. Elizabetk Köprü-

36 / marketing europe & anatolia

Gezi

Sanırım Budapeşte’ nin danteli meşhur :)

Bütün teyzeler dantelden yapılmış süslemeler satıyordu.

Belki bu teyzelerin dantel becerileri de Osmanlı’ dan

kalan mirastır.

Page 39: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 37

13. yüzyıldaki Moğol fethinden sonra, Macaristan’ı yeniden ayağa kaldıran ve bu nedenle “Macaristan’ın 2. kurucusu” olarak anılan Kral IV. Béla taş kaleler inşa edilmesini isteyince Buda Kalesi kurulmuş. Buda Kalesi, Rönesans Kralı Matthias sırasında altın çağını yaşar-ken genişletilmiş ve içine 1247 yılında bir saray yapılmış. Buna rağmen 15. Yy’ a kadar krallık merkezi Visegrad’dan Buda’ya taşınmamış.150 yıl Türk yöne-timinde kalan Buda Kalesi, Kral Matt-hias ve Maria Theresa döneminde ye-niden inşa edilmiş ve genişletilmiş. 19. yüzyılda ünlü Macar mimar Miklos Ybl başkanlığında, Buda kalesini yeniden oluşturmak için komisyon kurulmuş. 2.Dünya Savaşı sırasında, kalede yer alan Ulusal Galeri, Milli Kütüphane, Ta-rih Müzesi ve diğer binalardan orijinal çok az şey kalmış. Sarayın kuzey tarafında bulunan pa-zar yeri, Orta çağda infaz mekanıymış. Szentháromság tér (Holy Trinity squa-re) ve Szentháromság tér (Holy Trinity) önünde yer alan Matthias Kilisesi, kale içinde tüm ana caddelerin buluştuğu yer. Meşhur Matthias Kilisesi Osmanlı-

lar döneminde Kızılelma Camisi olarak hizmet vermiş. Szentháromság tér or-tasındaki Holy Trinity kolonu 1709 yı-lındaki veba salgınını anmak için inşa edilmiş. Buda’daki ilk Town Hall, Türk yönetiminin sona ermesinden sonra inşa edilmiş. Town Hall binasının sapa küçük yan sokaklarında gizli avlular, loncalar, güzel şehir evleri var. Buda Kalesi, 1987 yılında Dünya Kültür Mira-sı listesine alınmış. Bu güzel kaleyi gezdikten sonra avlu-daki minik büfeye uğrayıp kocaman bir bardak kırmızı şarap alıp siyah kargalı demir kapıdan geçerek Macar Ulusal Galerisi’nin oradaki köşede yer alan ünlü Matyas Çeşmesinin bulunduğu yere gelip oturuyoruz. 1904 yılında inşa edilen çeşme efsane-vi Rönesans kralı Matyas’a adanmış. Rivayete göre Kral Matyas bir gün av-lanırken Ilonka adında güzel bir köylü kızıyla karşılaşır ve kız krala aşık olur. Çeşmenin tasvirinde Kral, avının ba-şında gururla dururken çeşmenin ba-şında baş avcısı ile av köpekleri kendi-sine eşlik etmektedir. Sağdaki sütunun

Gezi

Town Hall binasının sapa küçük yan

sokaklarında gizli avlular, loncalar,

güzel şehir evleri var.

Page 40: marketing europe & anatolia Sayı:019

38 / marketing europe & anatolia

Gezi

altında da genç Ilonka oturmaktadır. O şehrin en güzel çeşmesine para atılırsa yeniden oraya gelineceği batıl inancı Matyas Çeşmesi için de geçerli.Diğer bir alanda da atın üzerindeki Prens Eugene Heykeli çıkıyor karşımı-za. 1697 yılında Osmanlıya karşı ger-çekleştirilen Zenta muharebesinde ka-zanılan zaferin anısına 1900’de dikilen anıtın rölyeflerinde savaştan sahneler canlandırılmış. Bu arada iki Osmanlı esiri de Prensin ayaklarına kapanırken tasvir edilmiş.Buda kalesini de iyice gezdikten sonra aşağıya inmek için fünikülere doğru yü-rürken nöbet değişimi yapan askerlerin törenine denk geldik. Yaklaşık 10 dakika kadar süren bu güzel nöbet teslim gösterini izledikten sonra güzel Peşte manzarasına veda edip aşağıya indik.Buda tarafını bitirip Peşte tarafına geç-mek için bu sefer Chain Bridge’ yi kul-lanacağız. Bu köprüden 19.yüzyıla ait Parlamento Binası muhteşem görünü-yor.Biz Parlamento Binasına uzaktan bak-makla yetinip civarını gezmeye gitme-dik.

Chain Bridge üzerinden ahest aheste yürüyüp Tuna nehrinin üzerinde olma-nın keyfini çıkardık.Bu köprünün ilginç bir hikayesi var. Mi-mar İngiliz William Clark, yaptığı köprü-den o kadar emindir ki en ufak bir hata olduğu takdirde kendisini öldüreceğini söyler. Köprü tamamlandığında ger-çekten de hiçbir mimari ve statik hata bulunamaz. Ancak, küçük bir çocuk, köprünün iki yanında bulunan aslanla-rın dillerinin olmadığını söyler. Çocuk, aslanların dillerini yutup yutmadıklarını sorar. Gerçekten de aslan heykellerinin dillerinin bulunmadığı görülür ve bunun üzerine, köprüyü yapan mimarın sözle-rini hatırlayan heykeltraş, Tuna nehrine atlayarak, intihar eder.Tabii ben de bunu gitmeden önce oku-duğum için gidip aslanın dili var mı yok mu diye kontrol etmek için bakındım ama aslanın ağzı çok karanlık olduğu için göremedim. Korkulukların üzerine çıkıp elimi ağzına sokacaktım ama ye-medi tabiii :)Peşte tarafında Parlamento Binasını es geçtiğimiz için sıra geldi Aziz Istvan Bazilikası’na. Bu arada bahsettiğim yerlerin hepsini yürüyerek gezdik ve

Gerçekten de aslan heykellerinin dillerinin bulunmadığı görülür ve bunun üzerine, köprüyü ya-

pan mimarın sözlerini hatırlayan heykeltraş, Tuna

nehrine atlayarak, intihar eder.

Page 41: marketing europe & anatolia Sayı:019

Gezi

bir yerden bir yere giderken hiç vasıta kullanmadık. Görüyorsunuz değil mi ne kadar sportmeniz. Ve tabii sıcak şara-bı saymazsak hiç bir şey de yemedik. Şimdi diyeceksiniz bu nasıl gezi, ge-ziden çok eziyet. Ama insan kendini kaptırınca yemeği unutuyor işte. Ama kahveyi unutamıyor işte insan.Eveet, gelelim Aziz Istvan Bazilikası’na. Parlamento Binası gibi, bu yapı da 96 m’lik yüksekliğe sahiptir ve şehrin he-men her noktasından görülmesi ol-dukça kolay. İlk Macar hükümdar olan István’ın (MÖ 975 – 1038) onuruna ya-pılmış ve 54 yıllık yapım süresinin ar-dından 1905 yılında tamamlanmış. Neoklasik stilde yapılan bazilikanın pla-nı Yunan Haçı olarak tasarlanmıştır. 1 kubbe ve 2 adet çan kulesinden oluş-maktadır. Kuzey kule, 9 tonluk çanıyla Macaristan’ın en büyük çanına sahiptir. Bazilikanın mozaikleri, duvarlarındaki resimler, kral hazineleri, aziz heykelle-ri ve neo-rönenans tarzındaki kubbesi görmeniz gereken özelliklerinden sa-dece birkaçı. Birçok kişi için burasının oldukça kutsal sayılmasının bir se-bebi daha bulunmakta: Aziz István’ın mumyalanmış sağ eli. Kutsal Sağ El

Şapeli’nde görülebilmekte. Bence bu sağ el kısmı son derece se-vimsiz. Zaten kocaman kilisenin ente-resan bir atmosferi var. Bir de işin içi-ne el falan girince tırsıyor insan. Ben 9 - 10 yaşlarındayken “Kesik El” isimli bir korku filmi izlemiştim. İzlediğim ilk ve son korku filmi oldu. O kadar çok korkmuştum ki tek başıma evin içinde hareket edemez olmuştum. O yüzden kilisedeki bu el de benim içimi ürpertti. Çocukluğumdan kalan korkunç kesik el hikayesi ve yorgunluk sonucu bi-tik psikolojimi yerine getirmem için bir şeyler yapmak lazım geldi. Prag’ da tanıştığımız Costa Cafe’ nin burada olduğunu bildiğim için hemen en yakın Costa Cafe’ ye attık kendimizi. Vitrinde duran tiramisu beni büyüleyerek ken-dime reset atmamı sağladı. Kocaman bir cafe latte eşliğinde nefis bir tirami-suyu sabırsızca ve seratonin salgılaya salgılaya mideye indirdim. O keyifle bir Budapeşte turu daha atabilirdim. Veeeee, gezimize devam ediyoruz. Sı-rada Kahramanlar Meydanı var. Gider-ken Andrassy Bulvarı’ ı üzerinden gide-ceğiz. Şehir Parkı ile merkez arasında yer alan yaklaşık 2,5 km lik Andrassy Bulvarı, müzeler, sergi salonları, Opera

Prag’ da tanıştığımız Costa Cafe’ nin burada olduğunu

bildiğim için hemen en yakın Costa Cafe’ ye attık kendimizi. Vitrinde duran tiramisu beni

büyüleyerek kendime reset atmamı sağladı.

marketing europe & anatolia / 39

Page 42: marketing europe & anatolia Sayı:019

satan minik dükkan oldu. Minyatür mü-zik aletleri çok şirin görünüyorlardı.Opera binasını geçtikten sonra sıra geliyor Terör Müzesine. Dışarıdan ba-kıldığında normal bir apartman gibi görünen binada Nazilerin ve komünist rejimin izleri sergileniyor. Binanın dı-şındaki duvarlarda terörizme gidenlerin fotoğrafları sergileniyor. Müze bize çok sevimsiz göründüğü için içeriye girmek istemedik.Şehrin UNESCO Dünya Kültür Mirası bölümlerinden birisi olan Bulvar üze-rinde güzel binaların ve ağaçların ara-sında aheste aheste yürüyerek Kahra-manlar Meydanına gittik.Kahramanlar Meydanı’ nın, sol tara-fında Güzel Sanatlar Müzesi, sağ ta-rafında ise Sanat Sarayı bulunuyor. Meydana adını veren, 36 metrelik sü-tun, efsaneye göre Aziz denilen Kral İstvan’a rüyasında görünüp, Macar tah-tını sunan Başmelek Cebrail’i simgeli-yor. Sütunun üzerinde ve çevresinde Prens Arpad ve Macar kabile şefleri at üzerinde tasvir edilirken, önlerinde de Meçhul Asker Lahdi bulunuyor.Kahramanlar Meydanı’ nınhemen arka-

Binası ve mimarisi ile Budapeşte’nin en keyifli yerlerinden birisi olarak biliniyor. Bulvar üzerinde Opera binası ve Terör Müzesi var, oralara da uğramadan geç-meyeceğiz.İlk önce Opera Binası.Yapımı 9 yıl süren neo-rönesans stili opera binası, Viyana’ daki opera bina-sını andırıyor. Bina mimarisiyle çok dikkat edici. Hele de üst balkon muh-teşem. Bina adeta heykellerle süs-lenmiş. Binanın sağında ve solundaki merdivelerde de kocaman heykeller var. Avrupa’ nın en güzel opera bina-larından biri olarak bilinen bina 1200 kişilik kapasiteye sahip. 1853’ten beri Opera’da performans sergileyen Macar Flarmoni Orkestrası da halen pazartesi akşamları Budapeşte’ye yolu düşen klasik müzik düşkünlerini ağırlıyor. Biz öğlen saatlerinde gittiği-miz için opera izleme şansına sahip olamadık. Ama girip içeriyi kurcala-dık. İçerisi gerçekten çok şık. Zama-nın ünlü sanatçıları Bertalan Székely, Mór Than ve Károly Lotz’un resimle-ri, heykelleri ve freskleri salonların duvarlarını süslüyor. Benim en çok hoşuma giden içeride hediyelik eşya

40 / marketing europe & anatolia

Gezi

Bulvarı, müzeler, sergi salonları, Opera Binası

ve mimarisi ile Budapeşte’nin en

keyifli yerlerinden birisi olarak biliniyor.

Page 43: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 41

sında ise Şehir Parkı var. Parktan içeri girer girmez bizi kocaman bir buz pisti karşılıyor. Budapeşte’ lilerin kaçamak noktaların-dan birisi olan park şehrin en büyük ter-mal havuzlarından birisi olarak bilinen Széchenyi yanında, Avrupa’nın en bü-yük sabit Hayvanat Bahçesine, Büyük Sirke, Eğlence Parkına ve Vajdahun-

yad Kalesine de ev sahipliği yapıyor.Şehir parkında en çok ilgimi çeken şey “Budapest Anonymous Statue” yani Budapeşte AnonimHeykeli oldu. Parkın içinde son derece gizemli duran bu heykel, 12 yy’ da KralIII Béla’ nın ka-tibi olarak yaşamış. Macaristan’ ın ilk tarih kitabı olan “Gesta Hungarorum” adlı eseri yazan keşişin adı bilinmediği için Miklós Ligeti’ nin yaptığı bu heyke-lin adı Anonim Heykel olmuş. İnanışa göre keşişin elinde tuttuğu ka-leme dokunan kişiler eğitim hayatında başarılı oluyorlarmış. Beni çok etkileyen bu heykeli uzun uzun izledikten sonra parkın içinde minik bir tur atıp diğer binalara da bakınarak par-kı arkamızda bıraktık.Mini Budapeşte gezimizi burada nok-talayarak aç karınımız doyurmak ve dönüş yoluna geçmek için metro istas-yonuna doğru yola çıktık. 2 aktarma ve bir de otobüs yolculuğundan sonra havaalanına vardık. Uçağımızın rötar yapması sonucunda saatlerce havaala-nında bekledikten sonra niyahet güzel evime varabildim :)

Gezi

Şehir parkında en çok ilgimi çeken şey “Budapest

Anonymous Statue” yani

Budapeşte AnonimHeykeli oldu.

Page 44: marketing europe & anatolia Sayı:019

42 / marketing europe & anatolia

Sinema

Ali Erdem Ekşioğlu reklamarasısinema)

(Sinema geyiği literatürü...

Bu ay her sinema yazar/yorumcusu Iron Man 3 yazıları/yorumları yazıyor. Merak etmeyin ben sizi sıkmayacağım. Sonuçta benim yazımın sizin bir Marvel filmine gitmenize bir etkisi olmayacak. Çünkü bir Marvel filmine gitme veya gitmemenin sadece birkaç durumu vardır ve asla değiştirilemez.

Bu durumlardan biri Marvel/DC şirketlerinin süper kahraman filmlerini Hollywood kargaşası olarak tanımlayan, “……… değil ben daha çok sanatsal izliyorum” felsefesine sahip insanların “entel” olma çabası durumudur. Bu akıma kapılmış vakalarda çoğunlukla film vizyondan çıktıktan iki ay sonra bir gece yarısı DVD teknolojisi yardımı ile filmi izleme gibi yan etkiler görülebilir. Ama bu kişiler bu zorlu iki ay boyunca spoiler almamak için arkadaş ortamında film hakkında açılan konuları “O ne ya daha düzgün bir şey bulamadınız mı konuşacak” ya da “Bıktım şu Hollywood saçmalıklarından en azından siz onu konuşmayın” gibi taktiklerle tehlikeli durumu savuşturmaya çalışırlar. Biz bu vakalara sinema geyiği literatüründe “Bağımsızcıyım abi” deriz.

Bu durumların bir ikincisi ise "Şehir Kampçısı" dediğimiz halk arasında manyaklık veya takıntılı olarak geçen, bir seriye karşı fanatiklik duygusu besleme, hatta bazı vakalarda görülen seri ile bütünleşme durumudur. Bu vakalar çoğunlukla Harry Potter familyasından çıkmadır ve en çok fanatikleri oldukları serilerin yeni filmleri vizyona girmeden bir gün önce gişe önlerinde çadırlarda

görülürler. Akımın en yaygın belirtisi ise seri hakkında Çin Halk Cumhuriyeti, Tayland gibi ülkelerden getirilen her ürünü ne kadar gereksiz, yararsız ya da saçma olursa olsun almalarıdır. Belirtiler hafif veya ağır bir şekilde görülürse zaman kaybetmeden bir psikoloğa görünülmeli ve uzman rehberliğinde rehabilitasyon sürecine başlanılmalıdır. Akımlar arasında en sağlıksız ve en tehlikeli olanı olup her biten seriden sonra sosyal medyaya binlerce isyan videosunun yüklenmesine neden olmaktadır. Ama her zaman olduğu gibi bu durumda da birinin üzüntüsü birinin sevincidir. Bu bilinçsiz tüketiciler her yıl oyuncak üreticilerine ekonomik olarak ciddi bir şekilde katkıda bulunmaktadırlar. Bu sektörün ayakta kalmasının bebeklerden sonra en büyük nedenleridirler.

Bu yazıda ele alacağım son durum ise "Afişten Seç" durumudur. Bu duruma siyaset biliminde çoğulculuk da denmektedir. Kısaca arkadaşlarla bir sinemada buluşup hangi filme gideceğinize karar verirken düştüğünüz durumdur. Anlatması en kolay yaşanması en zor durumdur. Vakaların beyni “Olum sen de karar ver artık” gibi uyarılar ile baskı başlamadan önce yüzlerce ihtimal test etmeli ve en zararsızda karar kılmalıdır ki bu çoğu zaman halk arasında “aksiyon filmleri” denen kategoridir. En zararsız onlardır çünkü bir “genç” ile asla aksiyon filmi seyrettiği için dalga geçilemez. İkinci bir neden olarak ise korku gibi uç bir kategori seçip bir boş anda korkarak “gruba” rezil olma tehlikesi yoktur. Bu yüzden kazanan her zaman Iron Man olur.

Page 45: marketing europe & anatolia Sayı:019
Page 46: marketing europe & anatolia Sayı:019

Kültür - Sanat

Renault’nun dünyaca ünlü sanat koleksiyonundan özel bir seçki ile oluşan “Fantastik Makineler” sergisi, İstanbul Modern’de ziyarete açıldı. Robert Rauschenberg, Jean Dubuffet, Arman, Robert Doisneau gibi dünyaca ünlü sa-natçıların endüstri ve sanat kavramlarını bir araya getiren yapıtlarının yer aldığı serginin küratörlüğünü tarihçi ve sa-nat eleştirmeni AnnHindry üstleniyor.Sergi, Tokyo, Mexico City, Sao Paolo, Moskova’dan sonra İstanbul’da 16 Hazi-ran tarihine kadar sanatseverlerle buluşuyor.

AnnHindry, dünyaca ünlü uluslararası sanatçıların yer aldığı, “Renault Sanat Koleksiyonu”na bir Türk sanatçı-nın da katılacağınıaçıkladı.Hindry, “Renault’nun İstanbul Modern’de düzenlenen Fantastik Makineler sergisi, genç bir Türk sanatçıya da fırsat verecek. Sanatçıdan, dünya endüstrisi ve Renault koleksiyonu çerçevesinde bir eser projesi istenecek. Fantastik Makineler sergisinde Renault Sanat Koleksiyonu’nda yer alan 10 sanatçının 53 yapıtı bulunuyor.

Fantastik Makineler...

Majesteleri Kral... Hangi kadın marka sevmez ki? ...Thomas Mann’ın

( 1 8 7 5 - 1 9 5 5 ) , Buddenbrooklar’dan sonra yazdığı Majes-teleri Kral, Can yayın-larında yayımlandı.Yazarın ikinci romanı olan Majesteleri Kral, XX. yüzyılın başla-rında Alman toprak-larında bir yerlerde kendi içine kapanmış, hayali bir grandüka-lığın hızla değişmek-te olan dış dünyaya ayak uyduramayışını neredeyse Ortaçağ’a

özgü bir masal diliyle betimliyor. Yerleştiği arka plan açı-sından ele alındığında, açıkça Wilhelm Almanyası’ndan (1890-1918) izler taşıdığı görülen Majesteleri Kral, Tho-mas Mann okurlarının 1924 tarihli Büyülü Dağ’da kar-şılaşacağı düşünsel eğilimlerin mikrokozmik habercisi olarak da yorumlanabilir.

Christian Laubou-tin, Burbery, Marc Jacobs, Alexander McQueen… Bu isim-ler sizin için bir şey ifade etmiyorsa, en-dişeye mahal yok. Siz bir marka tutku-nu değilsiniz. Ama bu isimleri okurken gözleriniz ilk aşık ol-duğunuz andaki gibi parlıyorsa, her bir isimden sonra derin derin iç çekiyorsanız

ve de üstüne üstlük bir de paranız yoksa Cadde Kızı tam sizin romanınız. Case’in marka tutkusu yüzünden yaşadıklarını okurken hem gülecek, hem de kredi kartı ekstrelerinizi düşünürken hüzünleneceksiniz.

44 / marketing europe & anatolia

Page 47: marketing europe & anatolia Sayı:019

marketing europe & anatolia / 45

Kültür - Sanat

Anadolu Cam Sanayii A.Ş. tarafından düzenlenen “Cam Şişe ve Sürdürülebilir Gelecek” konulu afiş tasarım ya-rışmasının sonuçları açıklandı. Türkiye genelinde 17 üni-versitenin Güzel Sanatlar Fakülteleri’nden Grafik Tasarım ve Görsel İletişim Bölümü üçüncü ve dördüncü sınıf öğ-rencilerinin başvuruda bulunduğu yarışmada, dereceye girenlerin ödülleri, Rahmi M. Koç Müzesi’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Türkiye’nin önde gelen tasarım-cılarının yer aldığı jürinin değerlendirmesi sonucunda, bi-rinci olan öğrenci 7.500 TL, ikinci 5.000 TL, üçüncü 2.500 TL, mansiyon alanlar 1.500 TL para ödülü kazandı. Ödüllü afiş tasarımlarının yanı sıra, sergilenmeye değer bulunan toplam 50 eser 13 Mayıs 2013 tarihine kadar Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenecek. yarışmada, Do-kuz Eylül Üniversitesi’nden Gözde Öztürk birinci ve Ana-dolu Üniversitesi’nden Emine Yıldırım ikinci oldu. Üçüncülüğü ise Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Sefa Pala ile Marmara Üniversitesi’nden Ayşe İri paylaştı. Anado-lu Üniversitesi’nden Burcu Giden, Gizem Tuksal ve Eren Buzluk’un tasarımları da mansiyon ödülüne layık görüldü.

Sürdürülebilir Gelecek...

Geleceğin İletişimcileri Yarışıyor...T.C. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, iletişim ve gü-zel sanatlar fakültelerinde lisans yapan öğrencilere yönelik “Geleceğin İletişimcileri Yarışıyor” yarışmasını düzenliyor. Televizyon spotu, radyo spotu, internet ve sosyal medya uygulamaları, açık hava reklamı ve halkla ilişkiler kampan-yası olmak üzere beş kategoride gerçekleştirilen yarış-mayla güvenilir gıdaya dair toplumsal bilinç ve farkındalık oluşturulması hedefleniyor. Son başvuru tarihi 31 Mayıs Cuma Günü olan yarışma jürisinde; iletişim danışmanı Ali Saydam, Medina Turgul DDB Kurucusu Jeffi Medina, kampanya ve reklam direk-törü Sadık Ekinci, reklam yazarı Gökhan Akça, yönetmen Nihat Seven, Bersay İletişim Enstitüsü Eğitimler Koordi-natörü Prof. Dr. Ali Murat Vural, iletişim danışmanı Bircan Usallı Silan ve Gıda ve Kontrol Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Erol yer alıyor.Yarışma hakkında ayrıntılı bilgiye www.tarim.gov.tr ve www.geleceginiletisimcileri.com adreslerinden ulaşılabili-niyor. Yarışmanın ödülleri, 26 Haziran 2013 tarihinde Tür-kan Şoray’ın katılacağı törenle verilecek.