myavuhş veya Siyavehş olarak telaffuz edi len bu isim daha sonra Siyavuş ve SiyavQş şekline...

2
SiYASETNAME siyasetnamelerinin özellikle XVI. sonra kaleme söy- lemin temel atem, er- erbaa, kadim, daire-i adliy- ye ve din ü devlet"tir. saltanat, sadaret, ilmiye, ordu, reaya, hazine ve m- Hümayun'dur. de liyakat, adalet ve denetimdir. Söylemin mer- kezinde yer alan alem, yani Os- toplumuna mensup herkesin ada- letle ve birbiriyle uyum içerisinde yönetil- mesi, bu dev- letin temel fonksiyonu olarak tir. Bunun için daire-i ad- liyye erbaa daki uyumun, liyakat sistemi çerçevesin- de kadim veya bu uygun yeni düzenlemelerle toplumu güçlü fazilet- terin, ahlaki ve dini öne- ve ve ge- yönelik önerilerinde siyasal, ekono- mik ve toplumsal kanun ile ülkü ve uygu- koruma önemli yer lslahatnamelerde sistemin de ideal olarak liyakateve Devlete son derece ve ay- görev ve sorumluluklar yüklenmek- tedir. Dini ve ahlaki merkeze yer- siyasal ve sosyal hayata et- kileri ele Klasik dönem siyasetnamelerinde dev- let ve toplum üzerinde durulur, ye- niden yönelik önerilerde bu- lunulurken genellikle Avrupa'daki ler, yenilikler, ve sonuçla- ilgili bir Siyasetname müelliflerinden bir görevleri dikkate bu ge- habersiz olmala- mümkün görülür. Bu- na tesiriere temas etmeme- Ierinin temel sebebi habersizlikten ziyade kendi sistemlerine ve zihni- yet problemleri gizlidir. Onlar, mevcut sistemin en mükemmel düzen ve öyle kala- inanan bir devlet ve siyaset düze- nini zihinlerinde Problemler kar- döndükleri ilk nokta yine kendi tecrübeleri dönem si- yasetnamelerinin aksine olumlu örnekleri dönem tarihinden verme- leri de bu bir Siya- setname ih- mal etmeleri ciddi bir eksiklik olmakla bir- likte kendi içlerinde belirli 308 bir söylenebilir. Ta- rihteki ilk örnekleri gibi felsefi sahip iddia edilen siya- setnameleri mevcut zemine daya- nan, pratik ve pragmatik olan eserlerdir. verdikleri bilgilerden devlet de- rin ve olsalar dahi kuwetli bir teorik-felsefi da- söylenebilir. Klasik türdeki siya- setnameler tarih, edebiyat, ahlak ve tasavvufla ilgili eserlerden da siyasetnarnelerin konusuna giren mesele- leri ele alan bölümler Me- sela Ali Efendi'nin Al m- si, Muhyl-i tarihinin mukaddime ve Nabl'nin Hayriyye'si buna örnektir. dönemine ait telif ve tercüme siyasetnarnelerin ilgili kap- bir henüz Bu konuda ilk listeyi Mehmed Tahir siyasete dair eserlerin sa- 172 olarak tesbit 1999'da bir sadece Türkçe ya- eserlerin 220 olarak belirlen- (Uysal- bk. bibl.). 2003'- te bir ise kütüphaneterindeki siya- setname 269 tir (Çolak, bk. bibl.). Bu listeler, döneminde siyasetname literatürüne du- yulan ve verilen önemi gösterme- si dikkate Ancak he- nüz bir liste ve içerik ya- tercüme ve telifler birbirin- den eserin isimler tercümeleri belir- Bunda kütüphaneterin ka- talog ol- da etkileri : Mustafa, Kenzü'l-kübera ve mehek- kü'l-ulema Kemal Yavuz). Ankara 1991; Ka- b. Seydi Ankari, Enisü 'l-celfs (haz. A. Azmi Bilgin). 2008; Lutfi Asafna- me Mübahat S. Prof. Dr. Bekir içi nde). 1991, s. 49-120; Ali Mustafa Efendi. Nushatü 's-sela- tin: 'Ali's Counsel for Sultans of 1581 ve tre. A. Tietze). Wien 1979-82, l-ll; Kanün- name-i Sultani li-Aziz Efendi ve tre. R. Murphey), Harward 1985; Koçi Bey, Risale (haz. Kurt), Ankara 1985; Hirzü'l-mülük (haz. Yücel, Devlet Dair Kay- naklar içinde). Ankara 1988; Müstet.a.b (a.e. içinde); Kit.a.bü Mesalihi'l-müslimin ve me- niifii'l- mü'minin (a.e. içinde); Hezarfen Hüseyin Efendi. Telhisü 'i-beyan fi Kavanin-i Al-i Osman (haz. Sevim Ankara 1998; Defterdar Mehmed Devlet Ne- sayihü 'l-vüzera ve'l-ümera (haz. Hüseyin Ankara 1987; Nasihatü'l-vüzera (haz. Mehmet TED, sy. 15 !19971 içinde) , s. 15-28; Abou Hadj, "The Ottoman Nasi- hatnameasa Discourse Over 'Moralitiy"', Melan- ges Professeur Robert Mantran (ed. Abdeljelil Te- mimi), Zaghoan-Tunisie 1988, s. 17-30; Ahmet Siyiisetnameleri, Kayseri 1992; Kemal Çiçek, Yönetim Yoz- ve Siyasetnameler", Türkiye'de Yönetim (ed. Davut Dursun- Hamza Al). bul 1998, s. 31-60; Cemal Kafadar, Siyasal Kaynaklan Üzerine Göz- lemler", Modern Türkiye'de Siyasi Cumhuriyet'e Devreden Tan- zimat ve Birikimi (haz. Murat Bel- ge), 2001, s. 23-28; Mehmet Öz, "Si- yasetnameler: Ahlak ve Görgü Kitaplan", Türk Tarihi (ed. Talat Sait Halman), bul 2006 , ll, 357-368; Agah Levent, "Siya- set-nameler", TDAY Belleten (1962), s. 167- 194; R. Murphey, "The Veliyüddin Telhis Notes on the Sources and Interrelations between Ko çi Beg and Comtemporary Advice to Kings", TTK Belleten, Xllll/171 (1978), s. 547-571; a.mlf., "Dördüncü Sultan Murad'a Sunulan Yedi Tel- his", TTK Bildiriler, Vlll (198 1). ll, 1095-1099; Mehmet "Hasan Kafi el-Akhisar! ve Dev- let Düzenine Ait Eseri: Usülü'l-hikem fi niza- ml'l-alem", TED, sy. 10-11 (1981), s. 239-278; a.mlf., Devlet Dair Bir Eser: Kavallin-i Osmani ve Asitil.ne", a.e., sy. 14 (1994). s. 9-35; P. Fodor, "State and Society, erisis and Reform in Century Ottoman Mirror for princes", AO, XL/2-7 (1986). s. 217- 240; Erol Özvar, Thrihinin Dönemlen- Meselesi ve Nasihat Literatürü", Divan: ilmi sy. 7, istanbul 1999, s. 135-151; Halil Uysal- Mehmet "Os- Türkçe .Siyaset Makalat, sy. 2, Konya 1999, s. 109-130; Hüseyin Tanzimat öncesi Siyaset nde Türkiye Literatür Dergisi, ll/2, 2003, s. 231- 298; Siyaset sinin ile ilgili Yeni Bir Islahatnameler", a.e. , 1/2, s. 299-338; Or- han Çolak, Kütüphanelerinde Bulunan Siyasetnameler a.e., ll/2, s. 339- 378; Hasan Hüseyin "Siyasetname- ler'in Klasik Kaynaklan", Osman Gazi Üniversi- tesi Sosyal Bilimler Dergisi, V /2, 2004, s. 1-21; A. Azmi Bilgin. "l01. Kadar lan Siyasetnarnelerin Türk Kültüründeki Yeri ve Enisü'l-celis ", TD, sy. 44 (2008), s. 37-48. L liJ YILMAZ ( milli destan biri. _j Mitolojik tarihinin ve milli des- önemli olan Keyani- ler hanedamndan Keykavus'un Gersivez'in bir dan dünyaya Avesta'da Si- (siyah at sahibi) diye geçmektedir (Zeblhullah Safil., s. 511; II, 227; Behraml, lll, 1481 ). Pehlevi dilinde Si-

Transcript of myavuhş veya Siyavehş olarak telaffuz edi len bu isim daha sonra Siyavuş ve SiyavQş şekline...

Page 1: myavuhş veya Siyavehş olarak telaffuz edi len bu isim daha sonra Siyavuş ve SiyavQş şekline dönüşmüş olup günümüz iran'ın da Siyaveş biçiminde de söylenmektedir. Siyavuş,

SiYASETNAME

Osmanlı siyasetnamelerinin özellikle XVI. yüzyıldan sonra kaleme alınanlarındaki söy­lemin temel kavramları "nizam-ı atem, er­kan-ı erbaa, kanOn-ı kadim, daire-i adliy­ye ve din ü devlet"tir. Kurumları saltanat, sadaret, ilmiye, ordu, reaya, hazine ve m­van-ı Hümayun'dur. İlkeleri de liyakat, İSti­şare, adalet ve denetimdir. Söylemin mer­kezinde yer alan nizam-ı alem, yani Os­manlı toplumuna mensup herkesin ada­letle ve birbiriyle uyum içerisinde yönetil­mesi, bu değerlerin yaygınlaştırılması dev­letin temel fonksiyonu olarak belirlenmiş­tir. Bunun gerçekleşmesi için daire-i ad­liyye doğrultusunda erkan-ı erbaa arasın­daki uyumun, liyakat sistemi çerçevesin­de kanOn-ı kadim veya bu anlayışa uygun yeni düzenlemelerle sağlanması görüşü benimsenmiş, toplumu güçlü kılan fazilet­terin, ahlaki ve dini değerlerin ihyası öne­rilmiştir. Osmanlı aydın ve bürokratlarının yaşadıkları çağı yorumlamalarında ve ge­leceğe yönelik önerilerinde siyasal, ekono­mik ve toplumsal gelişmeler karşısında kanun şuurları ile Osmanlı ülkü ve uygu­lamalarını koruma duyguları önemli yer tutmaktadır. lslahatnamelerde sistemin işleyişi de ideal olarak kişilerden bağım­sız, liyakateve düzenliliğe dayandırılmak­tadır. Devlete son derece kapsamlı ve ay­rıntılı görev ve sorumluluklar yüklenmek­tedir. Dini ve ahlaki değerler merkeze yer­Ieştirilmekte, siyasal ve sosyal hayata et­kileri açısından ele alınmaktadır.

Klasik dönem siyasetnamelerinde dev­let ve toplum hayatı üzerinde durulur, ye­niden yapılanmaya yönelik önerilerde bu­lunulurken genellikle Avrupa'daki gelişme­ler, yenilikler, coğrafi keşifler ve sonuçla­rıyla ilgili bir değerlendirme yapılmamak­tadır. Siyasetname müelliflerinden bir kıs­mının görevleri dikkate alındığında bu ge­lişmelerden tamamıyla habersiz olmala­rının mümkün bulunmadığı görülür. Bu­na rağmen dış tesiriere temas etmeme­Ierinin temel sebebi habersizlikten ziyade kendi sistemlerine bakışlarında ve zihni­yet dünyalarında problemleri algılayışla­rında gizlidir. Onlar, mevcut sistemin en mükemmel düzen olduğuna ve öyle kala­cağına inanan bir devlet ve siyaset düze­nini zihinlerinde yaşatırlar. Problemler kar­şısında yörılerini döndükleri ilk nokta yine kendi tecrübeleri olmuştur. İlk dönem si­yasetnamelerinin aksine olumlu örnekleri yakın dönem Osmanlı tarihinden verme­leri de bu anlayışın bir yansımasıdır. Siya­setname yazarlarının dış gelişmeleri ih­mal etmeleri ciddi bir eksiklik olmakla bir­likte yaklaşımlarının kendi içlerinde belirli

308

bir tutarlılığı bulunduğu söylenebilir. Ta­rihteki ilk örnekleri gibi felsefi derinliğe sahip olmadığı iddia edilen Osmanlı siya­setnameleri aslında mevcut zemine daya­nan, ancakyazılış amaçları doğrultusunda pratik ve pragmatik amaçları baskın olan eserlerdir. Kavramları kullanımlarından, verdikleri bilgilerden devlet teşkilatma de­rin vukufları olduğu ve belirtmemiş olsalar dahi kuwetli bir teorik-felsefi geleneğe da­yandıkları söylenebilir. Klasik türdeki siya­setnameler yanında tarih, edebiyat, ahlak ve tasavvufla ilgili eserlerden bazılarında da siyasetnarnelerin konusuna giren mesele­leri ele alan bölümler bulunmaktadır. Me­sela Kınatızade Ali Efendi'nin Ahlfık-ı Al m­si, Muhyl-i Gülşenl'nin Ahlak-ı Kirô.m'ı,

Naima'nın tarihinin mukaddime kısmı ve Nabl'nin Hayriyye'si buna örnektir.

Osmanlı dönemine ait telif ve tercüme siyasetnarnelerin sayısıyla ilgili geniş kap­samlı bir araştırma henüz yapılmamıştır.

Bu konuda ilk listeyi hazırlayan Sursalı Mehmed Tahir siyasete dair eserlerin sa­yısını 172 olarak tesbit etmiştir. 1999'da yapılan bir araştırmada sadece Türkçe ya­zılan eserlerin sayısı 220 olarak belirlen­miştir (Uysal- Harmancı, bk. bibl.). 2003'­te yayımlanan bir başka araştırmada ise yalnız İstanbul kütüphaneterindeki siya­setname sayısının 269 olduğu belirtilmiş­tir (Çolak, bk. bibl.) . Bu listeler, Osmanlı döneminde siyasetname literatürüne du­yulan ihtiyacı ve verilen önemi gösterme­si açısından dikkate değerdir. Ancak he­nüz sağlıklı bir liste ve içerik çalışması ya­pılmadığından tercüme ve telifler birbirin­den ayırt edilememiş, aynı eserin farklı isimler altında yapılan tercümeleri belir­lenememiştir. Bunda kütüphaneterin ka­talog çalışmalarının tamamlanmamış ol­masının da etkileri bulunmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA : Şeyhoğlu Mustafa, Kenzü 'l-kübera ve mehek­

kü'l-ulema (nşr. Kemal Yavuz). Ankara 1991; Ka­sım b. Seydi el-Hi\fız Ankari, Enisü 'l-celfs (haz. A. Azmi Bilgin). İstanbul 2008; Lutfi Paşa, Asafna­me (nşr. Mübahat S. Kütükoğlu, Prof. Dr. Bekir Kütükoğlu'na Armağan içinde). İstanbul 1991, s. 49-120; Ali Mustafa Efendi. Nushatü 's-sela­tin: Muşta{a 'Ali's Counsel for Sultans of 1581 (nşr. ve tre. A. Tietze). Wien 1979-82, l-ll; Kanün­name-i Sultani li-Aziz Efendi (nşr. ve tre. R. Murphey), Harward 1985; Koçi Bey, Risale (haz. Yılmaz Kurt), Ankara 1985; Hirzü'l-mülük (haz. Yaşar Yücel, Osmanlı Devlet Teşkilfitına Dair Kay­naklar içinde). Ankara 1988; Kitab-ı Müstet.a.b (a.e. içinde); Kit.a.bü Mesalihi'l-müslimin ve me­niifii'l-mü'minin (a.e. içinde) ; Hezarfen Hüseyin Efendi. Telhisü 'i-beyan fi Kavanin-i Al-i Osman (haz. Sevim İlgürel). Ankara 1998; Defterdar Sarı Mehmed Paşa. Devlet Adamlarına Öğütler: Ne­sayihü 'l-vüzera ve'l-ümera (haz. Hüseyin Ragıp Uğural). Ankara 1987; Nahifı. Nasihatü'l-vüzera

(haz. Mehmet İpşirli, TED, sy. 15 !19971 içinde) , s. 15-28; Rıfat Abou Hadj, "The Ottoman Nasi­hatnameasa Discourse Over 'Moralitiy"', Melan­ges Professeur Robert Mantran (ed. Abdeljelil Te­mimi), Zaghoan-Tunisie 1988, s . 17-30; Ahmet Uğur, Osmanlı Siyiisetnameleri, Kayseri 1992; Kemal Çiçek, "Osmanlı Yönetim Yapısında Yoz­laşma ve Siyasetnameler", Türkiye'de Yönetim Geleneği (ed. Davut Dursun- Hamza Al). İstan ­bul 1998, s. 31-60; Cemal Kafadar, "Osmanlı Siyasal Düşüncesinin Kaynaklan Üzerine Göz­lemler", Modern Türkiye'de Siyasi Düşünce:

Cumhuriyet'e Devreden Düşünce Mirası, Tan­zimat ve Meşrutiyetin Birikimi (haz. Murat Bel­ge), İstanbul 2001, s. 23-28; Mehmet Öz, "Si­yasetnameler: Ahlak ve Görgü Kitaplan", Türk Edebiyatı Tarihi (ed. Talat Sait Halman), İstan­bul 2006, ll, 357-368; Agah Sırrı Levent, "Siya­set-nameler", TDAY Belleten (1962), s. 167-194; R. Murphey, "The Veliyüddin Telhis Notes on the Sources and Interrelations between Koçi Beg and Comtemporary Advice to Kings", TTK Belleten, Xllll/171 (1978), s. 547-571; a.mlf., "Dördüncü Sultan Murad'a Sunulan Yedi Tel­his", TTK Bildiriler, Vlll (198 1). ll, 1095-1099; Mehmet ipşirli, "Hasan Kafi el-Akhisar! ve Dev­let Düzenine Ait Eseri: Usülü'l-hikem fi niza­ml'l-alem" , TED, sy. 10-11 (1981), s. 239-278; a.mlf., "Osmanlı Devlet Teşkilatma Dair Bir Eser: Kavallin-i Osmani ve Rabıta-i Asitil.ne", a.e., sy. 14 (1994). s. 9-35; P. Fodor, "State and Society, erisis and Reform in ısın-ırın Century Ottoman Mirror for princes" , AO, XL/ 2-7 (1986). s . 217-240; Erol Özvar, "Osmanlı Thrihinin Dönemlen­dirıne Meselesi ve Osmanlı Nasihat Literatürü", Divan: ilmi Araştırmalar, sy. 7, istanbul 1999, s. 135-151; Halil Uysal- Mehmet Harmancı, "Os­manlı Çağı Türkçe .Siyaset Kitil.biyatı", Makalat, sy. 2, Konya 1999, s . 109-130; Hüseyin Yılmaz, "Osmanlı Tarihçiliğinde Tanzimat öncesi Siyaset Düşüncesi' nde Yaklaşımlar", Türkiye Araştırma­ları Literatür Dergisi, ll/2, İstanbul 2003, s. 231-298; Coşkun Yılmaz. "Osmanlı Siyaset Düşünce­

sinin Kaynakları ile ilgili Yeni Bir Kavramsallaş­tırına: Islahatnameler", a.e. , 1/2, s. 299-338; Or­han Çolak, "İstanbul Kütüphanelerinde Bulunan Siyasetnameler Bibliyografyası", a.e., ll/2, s. 339-378; Hasan Hüseyin Adalıoğlu , "Siyasetname­ler'in Klasik Kaynaklan", Osman Gazi Üniversi­tesi Sosyal Bilimler Dergisi, V /2, Eskişehir 2004, s. 1-21; A. Azmi Bilgin. "l01. Yüzyıla Kadar Yazı­lan Siyasetnarnelerin Türk Kültüründeki Yeri ve Enisü'l-celis", TD, sy. 44 (2008), s. 37-48.

L

liJ CoşKUN YILMAZ

siYAvuş ( Jı,ı....)

İran'ın milli destan kahramanlarından biri.

_j

Mitolojik İran tarihinin ve milli İran des­tanının önemli simalarından olan Keyani­ler hanedamndan Keykavus'un oğludur ;

Turantı Gersivez'in akrabası bir kadın­dan dünyaya gelmiştir. Avesta'da adı Si­yaverşen (siyah at sahibi) diye geçmektedir (Zeblhullah Safil., s. 511; Yeştha, II, 227; İhsan Behraml, lll, 1481 ) . Pehlevi dilinde Si-

Page 2: myavuhş veya Siyavehş olarak telaffuz edi len bu isim daha sonra Siyavuş ve SiyavQş şekline dönüşmüş olup günümüz iran'ın da Siyaveş biçiminde de söylenmektedir. Siyavuş,

yavuhş veya Siyavehş olarak telaffuz edi­len bu isim daha sonra Siyavuş ve SiyavQş şekline dönüşmüş olup günümüz iran'ın­da Siyaveş biçiminde de söylenmektedir. Siyavuş, Pehlevi metinlerinde Geng-dü. Si­yavuş-gird, Siyavuş-kerd adı verilen bir ka­le inşa eden (Zeb!hullah Safa, s. 513: Hü­seyi n Şeh!d!-yi Mazenderan!, s. 422-423,

631-634) ve Keyaniler'e has kudrete sahip olan kutsal bir şehzade olarak anılır. Efsa­neye göre bu kale Siyavuş tarafından cinle­rin başları üzerine inşa edilmiş, daha son­ra Keyhusrev binayı yeryüzüne indirmiştir (Jale Amuzigar. s. 64).

Siyavuş hakkındaki efsanev! rivayetleri en geniş şekilde anlatan Firdevsl olmuş­tur. Şahname'ye göre Siyavuş destanı özetle şöyledir: Keyanl hanedanının kötü ahlaklı ve dirayetsiz hükümdan Keykavus yedi yaşındaki oğlu Siyavuş'u yetiştirmek üzere Rüstem'e teslim eder. Çocuk yıllar sonra yiğit bir delikanlı olarak babasının sa­rayına geri döner. Bu sırada Hamaveran şahının kızı, Keykavus'un karısı ve Siya­vuş'un üvey annesi olan SQdabe gönlünü ona kaptırır. Ancak iffetli bir genç olan Si­yavuş onun bu arzusuna karşılık vermez. Bunun üzerine SQdabe, Siyavuş'u kendisi­ne göz koymakla suçlayarak babasının hu­zurunda ona iftira eder. O dönemin töre­si gereğince Siyavuş babasının ve saraylı­ların gözü önünde at üzerinde şiddetli bir ateşin ortasından geçerek iffetini ve ma­sumiyetini ispatlar. Sudabe'nin tahrikle­rinden korunabilmek için gönüllü olarak Turan Padişahı Efrasiyab'a karşı savaşa gi­der. Siyavuş'un cesaretini ve yiğitliğini gö­ren Efrasiyab barış talebinde bulunur. Si­yavuş barış isteğini kabul edince babası Keykavus ile arası açılır ve babasına kırı­larak Efrasiyab'ın yanına gider. Efrasiyab kızı Ferengls'i, Efrasiyab'ın kumandanı Pl­ran da kızı Cerlre'yi ona eş olarak verir. Si­yavuş. Efrasiyab'ın izniyle Hoten'de Gengdü adında bir kale inşa eder. Yanındaki İran­lılar'la birlikte oraya yerleşerek huzurlu bir hayat sürmeye başlar. Ancak Efrasi­yab'ın Siyavuş hakkında bilgi toplamak için Gengdü kalesine gönderdiği kardeşi Ger­slvez, Siyavuş'u kıskandığı için saraya ona karşı kışkırtıcı haberler yollayınca Efrasi­yab, Siyavuş'un katline ferman verir. Siya­vuş'un ölüm haberi bütün iran'ı şiddetle sarsar. Onu kendi çocuğu gibi yetiştiren Rüstem intikam almak için SQdabe'yi öl­dürür. Turan'a saldırarak her yeri yakıp yı­kar. Keykavus'un ilgisizilği yüzünden ülke­de baş gösteren karmaşadan yararlanan Efrasiyab yeniden iran'a saldırır. Siyavuş öldüğü sırada Ferengls, Keyhusrev adı ve­rilen bir oğlan doğurur. Doğan çocuk so-

yundan haberdar olmasın diye çobaniara teslim edilir. Bu arada Siyavuş'un ölümün­den sonra Soğd valisi olan GQderz'in oğlu kumandan Glv, Keyhusrev'i iran'a getir­mek için gizlice Turan topraklarına girer. yedi yıl süren bir aramadan sonra Feren­gls ile Keyhusrev'i bulur. Siyavuş'un zırhı­nı ona giydirir. Onu yıllardır üzerine kimse­yi bindirmediği babasının siyah atma bin­direrek iran'a kaçırır. Keyhusrev sonunda Efrasiyab'ı yok ederek babasının intikamı­nı alır (ayrıca bk. Firdevs!, Il . 364-47 1: lll ,

1-114: Hüseyin Şeh!d!-y i Mazenderan!. s. 420-422).

İran mitolojisinde Siyavuş mazlumluk ve masumluk timsalidir. inanışa göre her ba­har, onun haksız yere dökülen kanından ırmak kenarlarında "per-i Siyavuşan" veya "hfm-i Siyavuşan" adı verilen bir çiçek açar (Mihrdad-i Bahar. s. 156: Jale Amuzigar. s. 66: M. Ca'fer-i Yahakki, s. 264). Yeşilliğin ve bitKilerin yeniden canlanışının da sembo­lü olan Siyavuş'un acı ölümü aynı zamanda kış aylarının gelişine ve bitkilerin sararıp solmasına yol açar. Bu mit Babilli TemQz, Mısırlı Osiris ve Yunanlı Adonis hakkında­ki mitlerle son derece benzeşmektedir.

Siyavuş adına düzenlenen "Siyavuşan"

veya "SevQşQn" adı verilen özel yas tören­lerinin asırlar boyu sürdürülmüş olduğu, Nerşahl'nin Buhara halkının üç bin yıldan beri Siyavuş'un ölümü için yas tuttuğu, bu yas törenlerinde "muğların ağlayışı" adı

Siyavuş· un, Rüstem'i bir mektupla Keykavus·a göndermesi­ni tasvir eden minyatür (Oriental Miniatures, s. 39)

SiYAVUS BEY

verilen ezgiler okuduğu şeklindeki ifade­sinden anlaşılmaktadır (Tarff)-i Buf)ara, s. 24, 32-33) Sealibl, Siyavuş öldüğü zaman olağan üstü doğa olaylarının meydana gel­diğini rivayet etmektedir ( Gureru ai]bari mülaki'l-Fürs, s. 96). islami dönemde or­taya çıkan bazı yas törenlerinin ve özellik­le 1 o Muharrem'de yapılan ve "Şam-ı garl­ban" adı verilen törenin bu gelenekle ilgi­si olduğu sanılmaktadır. Ayrıca Siyavuş'un,

üvey annesi SOdabe'nin ahlaksız teklifini reddederek suçsuzluğunu ispat için ateş­ten geçmesi Hz. YOsuf ile Hz. İbrahim kıs­salarını da çağrıştırmaktadır.

Şahname'nin önemli bir bölümünü teş­kil eden Siyavuş destanı Dick Davis tarafın­dan manzum olarak ingilizce'ye çevrilmiş (The Legends ofSeyavush, Harmondsworth 1992). eser iran'da Şahname'den ayrı ola­rak da neşredilmiştir. Meryem Ali Hani­yan'ın Dastan-ı Siyavuş (Tahran 1381 h ş.). Muhammed Kasımzade'nin, Siyavuş (Tah­ran 1386 hş.), Feridun Rehnüma'nın Si­yavuş der Tal].t-ı Cemşid (Tahran 1383

hş.) ve Firdevsl'nin Dastan-ı Siyavuş u SU.dabe (Tahran 1379 h ş.) adlı eserleri bunlardan bazılarıdır.

BİBLİYOGRAFYA :

Nerşahl. Taril;-i Bul)ara (tre. E bO Nasr Ahmed ei-Kubavl, nşr Müderris-i Razavl). Tahran 1351 hş., s. 23, 24, 32-33; Firdevsi, Şehname (tre. Ne­cati Lugal). İstanbul1994, ll, 364-471; lll , 1-114; EbG MansOr es-Sealibi. Gureru atıbari mütaki 'l­Fürs ve siyerih im (tre. MahmGd inayet), Tahran 1338-39 hş., s. 96; Zebihullah Sara. lfamase­sera-yi der Iran, Tahran 1333 hş ., s. 510-515; Yeştha (nş r İbrahim POr-i DavOd). Tahran 1347 hş . , ll, 227; M. Ali İslami NüdOşen, Zindegi vü Merg-i Pehlevanan der Şahname, Tahran 1349 hş . , s. 173-224; Şahruh-i MiskOb, Süg-i Siyavuş, Tahran 1357 hş.; Mihrdad-i Bahar, Pfjüheşi der Esatir-i Iran, Tahran 1362 hş., s. 156, 157; İhsan Behraml. Ferheng-i Vtjjehi'i-yiAvesta, Tahran 1369 hş . , lll, 1481 ; Rahim Afifi, Esa(fr ve Ferheng-i İra­ni, Tahran 1374 hş . , s. 563-565; Jale AmOzigar, Taril)-i Esatin.._yi Iran, Tahran 1374 hŞ. , s. 64, 66; M. Ca'fer-i Yahakki. Ferheng-i Esa(ir IJe işarat- ı Dastani der Edebiyyat.ı Farsi, Tahran '1375 hş., s. 264; Hüseyin Şehidi-yi Mazenderanl, Ferheng-i Şahname, Tahran 1377 hş. , s. 420:423; 631-634; E. Yarshater, "Siyawu§)}", Ef2 ( İn g.), IX, .696-697.

Iii DERYA ÖRS

SİYAVUŞ BEY (~ .}j~ )

- . (ö:: 1024/-1615 [?]) ~~::. : .. ' . ·~(

· ., .İrarili iessam. · _j

~. ·dö;cü asııııaır>tıo~u~ ve öl\.in:ı tarihih~­kinda kesin. biİgi yoktur; 943' (1536) yılı ci­varında dpğduğu tahmin edilmektedir; Ka­dı Ahmed'in yazdığİ na göre çocuk ·yaşla-

309