liJ - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · bilgi için bk. Ahmic, s. 205; LatiC, s. 69-80)....
Transcript of liJ - cdn.islamansiklopedisi.org.tr · bilgi için bk. Ahmic, s. 205; LatiC, s. 69-80)....
SERDAR
rm azil ve tayin yetkisi gayet genişti. Ayrıca bu sırada yaptığı harcamalardan sorumlu tutulmazdı. Serdarlar zaman zaman merkezden değerli kürk, kılıç, sorguç ve hançer gönderilerek taltif edilirlerdi. Önceleri serdar karşılığı kullanılan serasker unvanı daha sonra ayrılmış, özellikle Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasından sonra kurulan Asakir-i Mansüre-i Muhammediyye'nin en yüksek kumandanının unvanı olmuştur (bk. SERASKER)
Kelime "serdar-ı ulema" örneğinde görüldüğü gibi (Fatih Sultan Mehmed, s. 5)
"bir zümrenin başı " anlamında da kullanılmıştır. Şehirler arası yolların güvenliği
için görevlendirilen kimselere kır serdan denildiği gibi yeniçeri ağası tarafından küçük yerlere asayiş ve inzibatın sağlanması için görevlendirilen ve daha ziyade "korucu" ve "oturak" denilen kıdemli ve emekli yeniçeriterin önde gelen subaylarına da yeniçeri serdan denilmiştir (Mebde-i Kanun-ı Yeniçeri, s. ı 19). Türkçe'den Romence'ye de geçen serdar kelimesi bu dilde askeri kumandan, süvari paşası ve boyartarı ifade eder.
Padişahın katılmadığı seferlerde başkumandan olan veziriazamlara "serdar-ı ekrem" denirdi. Bu sıfatla sefere çıkan sadrazamların yetkisi artar ve onların maiyetinde bazıları dışında yüksek rütbeli devlet ricali de orduyla birlikte sefere giderdi. Sefere çıkmadan önce çeşitli hediyelerle taltif edilen serdar-ı ekreme bizzat padişah tarafından sancak-ı şerif teslim edilirdi. Uğurlama törenleri batıya yönelik seferlerde Davud Paşa sahrasında, doğuya yönelik seferlerde Doğancılar Meydanı'nda yapılırdı. Sefer boyunca serdar-ı ekremler tayin, tevcih, azil kararlarını merkeze sormadan verebilirler, ordu kışlakta iken zaman zaman divan toplarlar, bazı önemli kararları burada alırlardı. Serdar-ı ekremler bir kişiye vezaret tevcih edebildikleri gibi siyaseten katil cezası da verebilirlerdi. Nitekim Merzifonlu Kara Mustafa Paşa , 1683 Viyana Kuşatması'nda suçlu gördüğü Budin Valisi Uzun İbrahim Paşa'yı katlettirmişti (Defterdar Sarı Mehmed Paşa, s. 159-160) . Seferlerde yapılan divan toplantısı sırasında tutulan defterlere "ordu mühimmesi", tayin tevcih defterlerine "serdar ruüs defteri" denirdi. Sefer sırasında yapılan tayinleri merkezden yapılanlardan ayırmak için, "Ordudan tayin edilmiştir" kaydı düşülürdü . Seferden yazılan telhisler padişah tarafından mutlaka kabul edilir, serdarın asker üzerindeki nüfuzu kırılmasın diye reddedilmezdi. Gerek serdar-ı ekremler gerekse serdarlar yap-
552
tıkları masraf ve harcamalardan sorumlu tutulmazdı. Serdar-ı ekrem unvanı XIX. yüzyılda sadrazam olmayan seraskerlere de verilmeye başlanmış, 1853 Kırım savaşında Ömer Lutfi Paşa, 1876 Rus savaşında Abdülkerim Nadir Paşa için bu unvan kullanılmıştır.
BİBLİYOGRAFYA :
BA, MD, nr. 5, s . 484, hk. 1310; nr. 7, s. 289; Fatih Sultan Mehmed, Kanunname-i Al-i Osman (nşr. Abdülkadir Özcan), istanbul 2007 , s. 5; ibn Kemal, Teuarih-i Al-i Osman, VII. Defter, s. 281; Lutfi Paşa, Asa/hfime (nşr. Mübahat S. Kütükoğlu ). istanbul 1991 , s. 25, 30, 31; Feridun Bey, Münşeat, ll, 562-563; Ali Mustafa Efendi. Meuaidü'nnefais {f kauaidi'l-mecalis (nşr. Mehmet Şeker).
Ankara 1997, s. 324-326, 344, 347; Mebde-i Kanun-ı Yeniçeri, s. 119-122, 126, 170, 184, 268, ayrıca bk. tür.yer.; Kitab-ı Müstetab (nşr. Yaşar Yücel), Ankara 1974, s. 3, 16; Kiitib Çelebi, Fezleke, Atıf Efendi Ktp., nr. 1914, vr. 251 ' ; Abdi Paşa. Kanunname (MTM, lll ı 133 1 ı içinde), s. 500; Hezarfen Hüseyin Efendi, Telhfsü 'l·beyan {f Kauanfn-i Al-i Osman (haz. Sevim ilgürel), Ankara 1998, tür.yer.; Defterdar Sarı Mehmed Paşa , Zübde-i Vekayiat (nşr. Abdü lkadir Özcan), Ankara 1995, s. 159-160; D'Ohsson, Tableau general, VTI, 283; Uzunçarşılı, Medhal, tür.yer.; a.mlf., Kapukulu Ocak/arı, 1, 47, 318-319, 327-328, 359, 360, 367,375, 429,482-483, 486; a.mlf., Saray Teşkilatı, s. 145, 244, 251-253, 284; a.mlf., MerkezBahriye, 1, 82, 88, 101, 134, 138, 158-163, 192-194; M. Fuad Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri (nşr. Orhan F Köprülü), istanbul 1981 , s. 79; Yusuf Hikmet Bayur, Hindistan Tarihi, Ankara 1987, lll, 125, 581; Pakalın , lll, 178-181; ~amusü 'l-islamf, lll, 512-513; T. W. Haig, "Serdar", İA, X, 512-513.
liJ ABDÜLKADiR ÖzcAN
1 1
L
SERDAREVİÇ, Muhammed Said (1881-1918)
Bosna-Hersekli ilahiyatçı. _j
16 Muharrem 1299'da (8 Ara lık 1881)
bugün Bosna-Hersek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan Zenica'da doğdu . Orduda serdarlık görevinde bulunan dedelerinden birinin Budapeşte'deki bir yeniçeri isyanına sebep olması yüzünden Kakanj veya Zenica'ya gönderildiği ve bu dönemden itibaren Serdar ailesinin bu bölgede yaşadığı bilinmekte (Ahmic, s. 195) , buna dayanılarak ailesinin Türk asıllı olabileceği ileri sürülmektedir. Serdareviç ilk öğrenimini burada tamamladı. Sultan Ahmed Medresesi hocalarından olan babası Abdülhamid Efendi'den Arapça ve Türkçe öğrendi. 1899'da Saraybosna'daki Gazi Hüsrev Bey Hankahı'nda tahsite başladı. Buradaki hocaları arasında Ahmed Efendi Hadzüamakovic ve Kurşunlu Medresesi müderrislerinden Mehmed Efendi Muftic bulu-
nuyordu. Aynı dönemde Saraybosna'daki Darülmuallimin'e intisap etti ve bu okuldan 1904 yılında mezun oldu. Gazi Hüsrev Bey Hankahı'ndaki öğrenciliği sırasında alt sınıflardaki talebelere Halebi'nin Mülte]fa'l-ebl_ıur adlı eserini okuttu (TraljiC, XLI 1 11977J, S. 45) .
Saraybosna'daki öğreniminin ardından Zenica'ya dönen Serdareviç, 1904'te tayin edildiği mekteb-i ibtidaiyye öğretmenliği görevini 191 O yılına kadar sürdürdü. Mehmed Cemaleddin Çauşeviç'in teşvikiyle kurulan Bosna-Hersek imamlar ve Muallimler Birliği'nin ( 1909) kurucuları arasında yer aldı ve kurultayda sunduğu, mekteb-i ibtidaiyyelerin yeniden düzenlenmesine dair tebliği büyük kabul gördü. 1912'de Çauşeviç'in başkanlığında oluşturulan Bosna-Hersek ilmiye Kuruluşu'nun kurucularından olan Serdareviç vefatma kadar bu teşkilatın birinci sekreterliği görevini üstlendi. 4 Ağustos 1910 tarihinde Saraybosna'da gerçekleşen Bosna-Hersek imamlar ve Muallimler Birliği kurultayında Muallim adlı bir derginin çıkarılması kararı alındı ve Serdareviç bu derginin başyazarlığına getirildi. 191 0-1913 yıllarında bu görevi yürüten Serdareviç 1913'te Zenica'ya döndü ve merkez cezaevine imam tayin edildi. Aynı yıl babası vefat edince onun yerine Sultan Ahmed Medresesi'nde müderrislik görevini de üstlendi. Bir yıl sonra Travnik müftülüğü görevine tayin ediidiyse de sağhğının bozulması yüzünden bu görevi kabul etmedi (Sabanovic, 11/ 611937-381. s. 86) .
26 Mayıs 1918'de Zenica'da vefat etti.
Bölgedeki halkın dini ve kültürel alanda geri kaldığını, okulların ve ders kitaplarının yetersiz olduğunu gören Serdareviç bir reform hareketinin başlatılması gerektiğine inanmış, Boşnakça için, muhalifler tarafından "Matufovica" diye adlandırılan Arapça harflerle yeni bir alfabe hazırlayıp bazı eserlerin yayımianmasını bu şekilde temin eden Çauşeviç'e destek vermiştir (Traljic, lstaknutiBosnjaci, s. 53-56). Baş
langıçta klasik ulemanın tepkisini çekmesine ve halk arasında fazla kabul görmemesine rağmen bu alfabe kısa sürede yayılmış, başta Serdareviç olmak üzere Darülmuallimin mezunları ve genç nesil tarafından benimsenmiştir. Serdareviç'in başyazarlığını üstlendiği Muallim dergisinde de bu alfabe kullanılmıştır. İbn Teymiyye, Muhammed Abduh ve Reşid Rıza gibi alimlere hayranlığını ifade eden Serdareviç'in çıkardığı Muallim dergisinin el-Mendr'ı örnek aldığı ve bu ekolün takipçisi olduğu görülmektedir (Mehtic, XVII-XVIII 119961.
s. 305) Serdareviç bölgede başlatılan göç-
!ere ve özellikle Türkiye'ye olan göçe karşı çıkmış. bu hususta çalışmalar yapmış ve yazılar kaleme almıştır. Alkol vb. kötü alışkanlıklar konusunda birçok yazı yazmış ,
Zenica'daki ittihad adlı alkol karşıtı derneğin başkanlığını yapmıştır,
Eserleri. Boşnakça , Arapça ve Türkçe bilen Serdareviç'in çalışmalarının büyük bir kısmı ilmi dergilerde, bir kısmı da kitap halinde yayımlanmıştır. Çoğu telif, bazıları Arapça ya da Türkçe'den çeviri olan 100 civarındaki makalesi Muallim, Behar, Gajret, Tarik, Misbah, ] eni Misbah, Biser gibi süreli yayınlarda çıkmış olup eğitime ve dini konulara dairdir (a.g. e., XVII-XVIII
11 996 ı. s. 307). Başlıca eserleri şunlardır:
1. Kratka Povijest Islama (Muhtasar islam tarihi ; Sarajevo 1905) . Hz. Adem'den ResQI-i Ekrem'e kadar olan I. cildi neşredilmiştir. z. Uputa u Povij est Islama ( İ s l am
ta rih i hakkında özetl er; Sarajevo. ts.). Başlangıçtan Osmanlı dönemine kadar gelen eser medreselerin alt sınıflarında ders kitabı olarak okutulmuştur. 3. Usuli Dinijje (Dini esas lar; Mostar 1332 ). Mekteb-i ibtidaiyyeler için soru-cevap şeklinde hazırlanmıştır. 4. Jedan Hadisi Serif ( Mostar 19 14). Bir hadisin şerhiyle ilgili otuz altı sayfalık bir risaledir. s. Istinitost Bozjeg Bivstv a i Muhamedovog Poslanstva (All a h ' ın va rlığ ı ve Hz. Muhammed' in peygamberliği gerçeğ i ; Mostar 19 15; Sarajevo 1942) . Özellikle Allah 'ın varlığı konusunda sunduğu delillerle bölgede şöhret kazanmış ve Sorbonne Üniversitesi mezunu şarkiyatçı Milivoj Malic'in (Abdurrahman Mirza) İslamiyet' i kabul etmesine vesile olmuştur. 6. Dvije Opasne Socijalne Bolesti: Prostitucija i Alkoholizam ( İki tehlikeli toplumsal hasta lı k: Zina ve alkol; Mostar 19 15). 7. Fı~
hu 'l-'ibô.dô.t: Propisi o Osnovnim Islamski Duzn ostima. Müellifın en meşhur eserleri arasında yer alan bu çalışma ,
eğitimde yapılan ısiahattan sonra BosnaHersek medreseler inde ve özellikle gü-
Muhammed Said Serdareviç
nümüze kadar Saraybosna Gazi Hüsrev Bey Medresesi'nde ders kitabı olarak okutulmuştur. Eserin birçok baskısı yapılmıştır (Sarajevo 19 17, 1941 , 1968,
1994) . 8. N auka I slama . İslam akaidi , ibadet, muamelat, haram ve helallerle ilgilidir (Sara jevo, ts )
Serdareviç'in Ebü'l-Ala el-Maarrlve Muslihuddln-i Lari hakkındaki monografıleri Islamska M isao dergisinde neşredilmiştir (Sarajevo 1983, V/50, s. 35-40; V/52, s. 27-
33 ). İbn Teymiyye ve Muhammed Abduh'la ilgili monografileriyle Ta' lim-i Tecvid, Arapça-Boşnakça sözlük ve Ka'b b. Züheyr'in bazı şiirlerine yazdığı şerhler henüz neşredilmemiştir (eserleri hakkında geni ş
bilgi için bk. Ahmic, s. 205; Lat iC, s. 69-80).
Serdareviç'in doğumunun 100. yıl dönümü münasebetiyle 28 Aralık 1982 tarihinde bir toplantı düzenlenmiş ve sunulan bildiri ler Zenica Müftülüğü tarafından neşredilmiştir (Predavanja sa Svecane A kadmüe Odriane u Zenici 28. Decembra 1982. Godine Povodom 100 God iSnjice Roaenja Muhammeda Seida ef Serdarevica, Zenica 1982). Ayrıca Zenica Müftülüğü Kütüphanesi'ne Biblioteka Muhamed Seid Serdarevic adı verilmiştiL
BİBLİYOGRAFYA :
Hazim Sabanovic, "Muhaıned Seid Serdarevic (Uz 20-Godisn jicu Sm rti)" , f'larodna UzdanicaKa lendar, Sarajevo 1938 , IV, 195-197; a.mlf., "Dvadeset godina smrti M. S. Serdarevica", elHidaje, 11/6, Sarajevo 1937-38, s. 85-87; Alija Ahmit. "Muhammed Seid Serdarevic 1882-19 18. Povodoın 93-e Godisnjice Njegovog Rodenja", Takvim, Sarajevo 1396/1976, s. 194-207; Dzemaludin Latic. "Objavljena Djela Muhammeda Seida Serdarevica", Predavanja sa Svecane Akadmije Odriane u Zenici 28. Decembra 1982. God i ne Povodom 100 Godisnjice Roaenja Muhammeda Seida e{. Serdarevica, Zenica 1982, s. 69-80; Halil Mehtic, "Muhammed Seid SerdarevicZivot i Djelo", a.e., s. 56-68; a.mlf., "Porodica Serdarevic sa Posebnim Osvrtom na Muhameda Seida i Abdulaha SerdareviCa", A na/i GHB, XVIIXVIII ( 1996). s. 303-308; Zejnil Fajic. "Serdarevic, Muhamed Seid" , Bibliografij a Glasnika Vrhounog lslamskog StaTjesinstua u SFRJ od 1933. do 1982 Godine, Sarajevo 1983, s. 193; DZemaludin Sestic, "Abdullah ef. Serdarevic, Posljednji Zenicki Muderris", Takvim, Sarajevo 1995, s . 133-139; Mahmud TraUic, lstaknuti Bosnjaci, Sarajevo 1998, s . 53-56, 295-300 ; a.mlf .. "Muhaıned
Seid Serdarevic. (Nase Islamsko Nas lj ede)", Glasnik VIS, XL/1 ( 1977), s. 45-48; M. T .. "Merhum Muhamed Seid ef. Serdarevic", Biser, 111/11 -12, Sarajevo 19 18, s. 184-185; Admir Cerim, "Muhamed Seid Serdarevic-Prvi Metodicar Islamske Vjeronauke", f'lovi Horizonti, 1/ 2, Zenica 1999, s . 58-60; Mevludin Dizdarevic. "Muhamed Seid Serdarevic Kao Historicar (Nasi Alimi) ", Glasnik VIS, LXIV/1 1-12 (2002). s. 11 25- 1224; Muhammed Aruçi. "Mehmed Cema.leddin Çauşeviç", DİA, XXVIII , 446. r-.;;ı
lt.ı M uHAMMED ARuçi
SERDAROGLU, Ahmet Hulusi
ı ı SERDAROGLU, Ahmet Hulusi
L
(1911-1999)
Cumhuriyet devri müderris ve a.Iimlerinden.
Trabzon Çaykara'nın Kumlu (Mimilos) köyünde doğdu. Babası Mustafa Efendi, annesi Asiye Hanım 'dı r. İlimle uğraşan bir aileye mensup olup Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde yetişmiş alimlerden ve yörenin safılerinden Muhammed Bahaeddin Efendi'nin torunudur. Muhammed Sahaeddin 1863 yılında aynı köyde doğdu ve İslami ilimleri, müderris olan babası Süleyman Efendi ile Taşkıran (Paçan) köyü müderrislerinden Mehmed Sabri Efendi'den tahsil ettikten sonra İstanbul'a gidip Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanev'i'ye intisap etti. Tekkesinde yaklaşık bir buçuk yıl tasavvuf dersleri alıp hilafet mertebesine ulaşmasının ardından irşad ve tedrls faaliyetine başladı. Kendi memleketinden başka Erzincan-Tercan ve Rize-Güneyce gibi yerlerde imamlık ve müderrislik yaptı. Yöresinde daha çok Serdarzade olarak tanınan Mehmed Bahaeddin Efendi 1950 yılında vefat etti ve köyünde defnedildi.
Ahmet Hulusi, İslami ilimleri dedesinden tahsil edip icazet aldı ve kendi köyünde müderrislik yapmaya başladı. İlk icazetini 1952'de vermesinin ardından aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı 'nca Nevşehir vaizliğine tayin edildi. Burada resmi görevinin yanı sıra özel olarak medrese usulüne göre talebe yetiştirdi. Bir müddet sonra Tosya müftülüğüne nakledildi, burada da müderrislik yaparak çeşitli öğrencilere icazet verdi. 1960 yılında Kore'ye gönderildi ve Türk ordusunun Değiştirme Tugayı'nda
din görevlisi olarak hizmette bulundu. Dönüşünde bir süre gezici vaizlik yapmasının ardından Diyanet İşleri Başkanlığı Teftiş Kurulu üyeliğine getirildi. Bu görevde iken hizmet içi eğitim kurslarında din görevlilerine ders verdi. 18 Eylül 1999'da vefat etti ve Ankara'da Karşıyaka Mezarlığı'na
defnedildi. Serdaroğlu'nun ders verdiği öğ
rencilerden il veya ilçe müftülüğü görevi ifa edenlerin sayısı yirmiye yaklaşmaktadır. Bunlardan Lütfi Şentürk aynı zamanda damadı olup il müftülüğünden başka Diyanet İşleri Başkanlığı'nın merkez teşkilatının çeşitli kademelerinde çalışmış , din müşavirliği ve başkan yardımcılığı görevlerini ifa etmiş, telif ve tercüme eserler kaleme almıştır. Diğer bir öğrencisi İrfan Şentürk de İmam-Hatip Okulu müdürlüğü , Diyanet İşleri Başkanlığı 'nda başmüfettişlik ve din müşavirliği görevlerinde bulunmuştur.
553