LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne...

21
1 Altan Aykut * LEV TOLSTOY’UN “HACI MURAT” ROMANI ÖZET Lev Tolstoy’un “Hacı Murat” romanı muhteşem bir eserdir. Tolstoy 1851’de Kafkaslardaki Rus ordusuna gönüllü olarak yazılmış, burada çarpışmalara katılmıştı. O yıllarda, buradaki deneyimlerini birkaç öyküde ve “Kazaklar” romanında aktarmıştı. Tolstoy’un, yaklaşık elli yıl sonra Kafkasların efsanevi savaşçısı Hacı Murat’ı, romanının kahramanı olarak seçmesi, Kafkasların muhteşem güzellikteki doğasıyla çelişen bu trajik savaşı hiçbir zaman unutmadığını göstermiştir. Bu makalede, Tolstoy’un “peepshow manner” diyerek adlandırdığı, slaytların art arda gösterilmesini andıran ve yazarın düşüncesi doğrultusunda belirli bir düzen içinde birbiri ardına aktardığı bölümlerin kısaca özetleri verilmiştir. Ayrıca Hacı Murat’ın, roman kahramanı olarak seçilmesinin nedenleri üzerinde durulmuştur. Bazı Rus ve Batılı edebiyat araştırmacılarının, yazarın Hacı Murat’ı ilkel, vahşi, barbar, çıkarlarını düşünen bir hain olarak gördüğü iddiası tartışılmıştır. Kanımızca Tolstoy, Hacı Murat’ı dindar olduğu ama fanatik olmadığı, zeki ve cesur olduğu ama hain olmadığı için romanına kahraman olarak seçmiştir. Tolstoy, Hacı Murat’ın trajik yaşamını ve ölümünü Kafkas kültürü ve efsaneleri eşliğinde betimleyerek, bu güçlü ve sağlam karakterli kahramana karşı hayranlık duyduğunu göstermiştir. Anahtar sözcükler : Hacı Murat, Kafkaslar, Şeyh Şamil, Kafkas folkloru SUMMARY LEV TOLSTOY’S NOVEL “HACI MURAT” L. N. Tolstoy’s novel “Hacı Murat” is certainly a masterpiece of the highest order. In 1851 Tolstoy voluntarily joined the Russian Army stationed in the Caucasus and participated in the battles. In those years he recorded his experiences in a couple of short stories and a novel “The Cossacks”. Approximately fifty years later, by choosing Hacı Murat, the legendary warrior of Caucasus as the hero of his novel, he showed that he had never forgotten those tragic times of war contrasting with the fantastic nature of the Caucasus. This paper gives a brief summary of the chapters which are like a sucession of slides, a method of narrating the changing scenes that Tolstoy called the “peepshow manner”. The paper discusses * Prof. Dr. Altan AYKUT, Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Rus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı.

Transcript of LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne...

Page 1: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

1

Altan Aykut ∗

LEV TOLSTOY’UN “HACI MURAT” ROMANI

ÖZET

Lev Tolstoy’un “Hacı Murat” romanı muhteşem bir eserdir. Tolstoy 1851’de Kafkaslardaki Rus

ordusuna gönüllü olarak yazılmış, burada çarpışmalara katılmıştı. O yıllarda, buradaki deneyimlerini

birkaç öyküde ve “Kazaklar” romanında aktarmıştı. Tolstoy’un, yaklaşık elli yıl sonra Kafkasların

efsanevi savaşçısı Hacı Murat’ı, romanının kahramanı olarak seçmesi, Kafkasların muhteşem

güzellikteki doğasıyla çelişen bu trajik savaşı hiçbir zaman unutmadığını göstermiştir.

Bu makalede, Tolstoy’un “peep­show manner” diyerek adlandırdığı, slaytların art arda

gösterilmesini andıran ve yazarın düşüncesi doğrultusunda belirli bir düzen içinde birbiri ardına aktardığı

bölümlerin kısaca özetleri verilmiştir. Ayrıca Hacı Murat’ın, roman kahramanı olarak seçilmesinin

nedenleri üzerinde durulmuştur. Bazı Rus ve Batılı edebiyat araştırmacılarının, yazarın Hacı Murat’ı

ilkel, vahşi, barbar, çıkarlarını düşünen bir hain olarak gördüğü iddiası tartışılmıştır. Kanımızca Tolstoy,

Hacı Murat’ı dindar olduğu ama fanatik olmadığı, zeki ve cesur olduğu ama hain olmadığı için romanına

kahraman olarak seçmiştir. Tolstoy, Hacı Murat’ın trajik yaşamını ve ölümünü Kafkas kültürü ve

efsaneleri eşliğinde betimleyerek, bu güçlü ve sağlam karakterli kahramana karşı hayranlık duyduğunu

göstermiştir. Anahtar sözcükler: Hacı Murat, Kafkaslar, Şeyh Şamil, Kafkas folkloru

SUMMARY

LEV TOLSTOY’S NOVEL “HACI MURAT”

L. N. Tolstoy’s novel “Hacı Murat” is certainly a masterpiece of the highest order. In 1851

Tolstoy voluntarily joined the Russian Army stationed in the Caucasus and participated in the battles. In

those years he recorded his experiences in a couple of short stories and a novel “The Cossacks”.

Approximately fifty years later, by choosing Hacı Murat, the legendary warrior of Caucasus as the hero

of his novel, he showed that he had never forgotten those tragic times of war contrasting with the

fantastic nature of the Caucasus.

This paper gives a brief summary of the chapters which are like a sucession of slides, a method

of narrating the changing scenes that Tolstoy called the “peep­show manner”. The paper discusses

∗ Prof. Dr. Altan AYKUT, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih­Coğrafya Fakültesi, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü, Rus Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı.

Page 2: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

2

Tolstoy's main motives for choosing Hacı Murat as the hero of his novel and argues against the claims of

some researchers that he is presented by the novelist as a treacherous savage, barbarian, etc. It is argued

that Tolstoy chose Hacı Murat as the hero of his novel because he is a religious man but not a fanatic,

intelligent and brave but not treacherous. The fact that Tolstoy narrates his tragic life and death in the

atmosphere of the rich folklore of the Caucasus shows that his sympathy is with this brave man of

spiritual integrity.

Key Words: Hacı Murat, Caucasus, Şeyh Şamil, Caucasian folklore

Rusya’nın 1552’de Kazan’ı, 1556’da Astrahan’ı almasıyla Volga, Rusya için

önemli bir ticaret yolu olmuş, Hazar Denizi’ne çıkma olanağı doğmuştu. IV. İvan

döneminde Terek ırmağı kıyısında ilk Rus kaleleri inşa edilmişti. I. Petro döneminde

Greben Kazakları soyundan gelen halk, Terki civarında bulunan Kazak köylerine

yerleştirilmiş, Kafkas halkı iç bölgelere çekilmek zorunda bırakılmıştı. I. Petro, Gürcü

prensleri ve Ermeni tüccarların yardımını sağladıktan sonra 80,000 kişilik orduyla İran

üzerine yürümüş, kanlı çatışmalar sonucunda Kafkasları ve Dağıstan’ı büyük ölçüde

hâkimiyeti altına almıştı. Rusya’nın Kafkasya’yı hâkimiyeti altına alma siyaseti Çariçe

II. Katerina döneminde de gelişerek sürdürüldü. 1782 yılında II. Katerina’nın çıkardığı

kanunla Kafkaslardaki topraklar Kazaklara ve Rus soylularına dağıtıldı. 1 Artık

Kafkaslarda tam anlamıyla huzursuzluk hâkimdi. 18. yy sonuyla 19. yy başlarında,

Rusya’ya karşı sürdürülen mücadelede daha önceleri Rus ordularına karşı ayrı ayrı

çarpışan Kafkas hanları birleşmeye başladı. Bu hareket, özellikle 1820’li yıllardan

başlayarak dini birliğe dayalı bir bağımsızlık mücadelesi şekline dönüştü. Dağıstan ve

Çeçenistan’ın ilk İmam’ı olan Gazi Muhammed zamanında cihat ilan edildi. İkinci

İmam Hamzat Bey zamanında sürdürülen mücadele 1840 yıllarında Şeyh Şamil

döneminde büyük bir hız kazandı ve Rus ordularına karşı önemli başarılar sağlandı.

Fakat Kafkas hanlıkları, kendi aralarındaki anlaşmazlıklar ve Rusların etkili siyaseti

Page 3: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

3

sonucu Rusya’nın egemenliğini kabul edenlerle onlara karşı çarpışanlar olmak üzere

ikiye bölünmüşlerdi. Bölünen taraflar askeri baskılara bağlı olarak zaman zaman taraf

değiştirmek durumunda kalıyorlardı.

L. N. Tolstoy’un “Hacı Murat” romanı 1851­1852 yıllarında Kafkaslardaki

savaşın en dramatik aşaması olan son dönemi konu almaktadır. Tolstoy, 1851’de yirmi

üç yaşındayken Kafkaslardaki savaşa gönüllü bir subay olarak katılmış, buradaki

izlenimlerini o dönemlerde yazdığı “Baskın”, “Orman Kesimi” ve “Kafkas Anıları,

Rütbesi Alınmış Subay” öykülerinde ve “Kazaklar” romanında aktarmıştı. Tolstoy,

Kafkaslarla ilgili son yapıtı olan “Hacı Murat”ı Kafkaslarda katıldığı bu savaşlardan 45

yıl sonra, 1896’da yazmaya karar vermişti.

Tolstoy, 1851 Kasımında orduya gönüllü olarak katılmak üzere Tiflis’te

bulunduğu sırada, Hacı Murat’la ilgili haberler almaya başlamıştı. Hacı Murat’la Şeyh

Şamil arasındaki anlaşmazlık ‘Kafkas’ gazetesine yansımıştı (15 Kasım 1851). Aynı

gazetenin 11 Aralık tarihli sayısında da Hacı Murat’ın Ruslara katıldığı haberi yer

almıştı. Tolstoy 23 Aralıkta kardeşi Sergey Nikolayeviç’e gönderdiği mektupta Hacı

Murat’la ilgili bu haberi aktarırken, “O tüm Çeçenistan’ın en yiğit, en korkusuz

savaşçısıydı ama alçaklık yaptı” 2 diye yazmıştı.

Tolstoy’un henüz çok kısa bir süre önce geldiği Kafkaslarda gelişen karmaşık

olayları henüz tam olarak kavrayamadığı ve Hacı Murat’a karşı haksızlık yaptığı

anlaşılmaktadır. Gerçekten de Tolstoy, bu olaydan tam 45 yıl sonra yazmaya başladığı

“Hacı Murat” romanında, o dönemde Kafkaslarda gelişen olayları bu kez farklı bir

bakış açısıyla değerlendirmiştir. Gençlik yıllarında yazdığı Kafkas öykülerinde ve

“Kazaklar” romanında Rus subaylarla askerleri ve kazakları ön plana çıkarmışken, bu

kez etnik kökeni ve dini farklı bir “yabancı”yı romanının kahramanı yapmıştı. Üstelik

Poltoratskiy ve Butler gibi soylu genç subayların karakter zayıflıklarını öne çıkararak

Page 4: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

4

Hacı Murat’ın güçlü, sağlam kişiliğini vurgulamıştı. Aynı zamanda, Hacı Murat’ın

kişiliğinde, bu kez, özgürce bir yaşam sürebilmek için ölüm kalım mücadelesi veren

Kafkas halkının trajik yaşamını yansıtmıştı.

“Kazaklar” Tolstoy’un gençlik, “Hacı Murat” ise yaşlılık döneminin en lirik

romanları kabul edilir. 3

Tolstoy, Kafkaslardaki çatışmalara katıldığı andan başlayarak Kafkas halkına

karşı bütün yaşamı boyunca büyük ilgi duymuştur. Onun notlarından 1861’de Yasnaya

Polyana’da kurduğu okulda çocuklara akşam sohbetleri sırasında Kafkasya’daki

anılarını, haydutları, Kazakları ve Hacı Murat’ı anlattığını öğreniyoruz. 4 Hacı Murat’ın

trajik ölümü de bu öyküler arasındaydı. 5

1875’de “Kafkas Halklarından Haberler” adlı yayımları okuduktan sonra

Afanasiy Fet’e gönderdiği mektupta şöyle der: ”Bugünlerde kimsenin varlığından

haberi olmadığı bazı kitaplar okuyorum: Kafkas halklarıyla ilgili yazılardan oluşan,

Tiflis’te yayımlanmış kitaplar serisi. Bunlarda Kafkas halklarının menkıbeleri ve

şiirleriyle birlikte olağanüstü şiirsel hazineler var”. 6 A. Sergeyenko’nun belirttiğine

göre, bu kitaplarda Hacı Muratla ilgili yazılar da bulunuyordu. 7 Ayrıca Tolstoy,

Afanasiy Fet’e, okuduğu kitaptaki Avar ve Çeçen şarkılarının kelime kelime Rusçaya

aktarıldığı çevirilerini göndermişti. Afanasiy Fet bunlardan olağanüstü güzellikte şiirler

yazmış, bir teşekkür şiiri de ekleyerek Tolstoy’a göndermişti. 8

Tolstoy, 14 Ağustos 1896 yılında kız kardeşi Mariya’yı ziyaret etmek amacıyla

Şamardin Manastırı’na gitmişti ve burada üç günde “Hacı Murat”ın ilk taslağı sayılan

kısa “Devedikeni” öyküsünü yazmıştı. Tolstoy bu öyküden memnun kalmamıştı, fakat

“Hacı Murat”ı yazma düşüncesi onda yıllarca vazgeçemediği bir tutku haline gelmişti.

Tolstoy’un, Şamardin Manastırı’ndan döndükten hemen sonra, Yasnaya Polyana’nın on

beş kilometre uzağında oturan A. L. Zisserman’ı ziyaret ettiğini biliyoruz. Zisserman,

Page 5: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

5

Kafkaslardaki savaşa katılmış, bu konuda kitaplar yazmıştı. A. Sergeyenko,

Zisserman’ın Hacı Murat’a çok değer verdiğini belirterek, onun Tolstoy’u bu yönde

etkilemiş olabileceğini düşünmektedir. 9

Tolstoy “Hacı Murat”ı yazdığı süre içinde onlarca kitap ve sayısız arşiv belgesi

incelemiştir. Çeşitli kaynaklarda onun incelediği kitapların listesi verilmiştir. 10 “Hacı

Murat”ın yalnızca ilk taslakları için okuduğu kitapların 5000 sayfayı bulduğu

belirtilmektedir. 11 Ayrıca Tolstoy, örneğin Tiflis’te bulunan İ. P. Nakaşidze, S. S.

Esadze, S. N. Şulgin gibi tanıdığı pek çok tarihçi ve arşiv uzmanı aracılığıyla,

Rusya’nın çeşitli kütüphane ve arşivlerinde bulunan, hatta bir kısmı gizli olan 1851­52

yıllarına ait çarlık belgelerine ulaşmaya çalışmıştı. Bunlardan yalnızca Esadze’nin 151

belgeyi kopyalayıp Tolstoy’a gönderdiği bilinmektedir. Tolstoy, General F. K.

Klügenau ile Hacı Murat arasındaki yazışmalar gibi, kolayca erişilemeyecek pek çok

tarihi belgeden yararlanmıştı. 12

Tolstoy daha önceki yıllarda yazdığı “Savaş ve Barış” ve “Anna Karenina”da

olduğu gibi, bu romanında da ayrıntıların gerçeğe uygun olması konusunda olağanüstü

emek harcamıştır. Örneğin, Hacı Murat’ın Ruslara katılmasından sonra Nuha’da kaldığı

evin komutanı İosif İ. Korganov’un Tiflis’te yaşayan dul eşine, bu olaydan yarım

yüzyıl sonra ulaşmıştı. Tolstoy, hasta yatarken kızı M. L. Obolenskaya’ya yazdırdığı 2

Aralık 1902 tarihli mektupta, Korganov’un dul eşine “Tarihi bir roman yazarken en

küçük ayrıntıyı gözetip gerçeğe sadık kalmak isterim” 13 diyerek Hacı Murat’la ilgili şu

soruları soruyordu: 14

1) Çok az da olsa Rusça konuşur muydu?

2) Kaçmak isterken kimin atlarını almıştı? Kendisininkileri mi yoksa ona

verilenleri mi? Bu atlar iyi miydi ve hangi türdendi?

3) Ayağı çok aksıyor muydu?

Page 6: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

6

4) Onun altta, sizin yukarıda oturduğunuz evin bahçesi var mıydı?

5) Beş vakit namazı ve İslamiyet’in diğer kurallarını yerine getirmede katı bir

tutum içinde miydi?

Tolstoy, Korganova’ya bu “önemsiz ayrıntılar”la zahmet verdiği için

teşekkürlerini sunduktan sonra birkaç soru daha eklemişti:

6) Hacı Murat’ın yanında bulunan ve onunla birlikte kaçan müritleri nasıl

kişilerdi, ne gibi özellikleri vardı?

7) Kaçarken silahları var mıydı?

Tolstoy bu son romanını “Savaş ve Barış” ve “Anna Karenina” gibi büyük

eserlerinde olduğu gibi, 1896­1904 yılları arasında aralıklarla çalışarak sekiz yılda

tamamlamıştı. Onun, “Hacı Murat” için yazdığı çeşitli varyantların dışında, yalnızca

son el yazması müsveddelerinin 1266 sayfayı bulduğu bilinmektedir. 15 Tolstoy’a zaman

zaman mutluluk veren, onu zaman zaman yılgınlığa düşüren bu uzun ve zorlu yazma

süreci günlüklerine, mektuplarına ve çevresindekilerin anılarına yansımıştır.

“Hacı Murat” romanı çeşitli yönleriyle çok sayıda araştırmaya konu olmuştur.

Fakat bunların arasında P. A. Sergeyenko ile P. V. Paliyevskiy’nin çalışmaları dikkati

çekmiştir. 16 Tolstoy’un yazdığı çok farklı varyantlar P. A. Sergeyenko tarafından

yayımlanmıştır. 17 Fakat Tolstoy’un bu uzun yazma sürecinin tüm aşamalarını

belirlemenin hemen hemen olanaksız olduğunu belirtmeliyiz. Tolstoy 1896’da yazdığı

ilk taslağı çeşitli varyantlarla genişleterek, roman üzerindeki çalışmalarını 1898’e kadar

sürdürmüştü. Üç yıl ara verdikten sonra romanı 1901’de yeniden yazmaya başlayıp

1903’de tamamlamıştı. Çalışmalarını 1904’de de sürdürmüş, bazı bölümler üzerinde

değişiklikler yapmış, fakat son düzeltmeleri gerçekleştirmemişti. Çünkü yaşadığı süre

içinde romanı yayımlamama kararı almıştı.

Page 7: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

7

Tolstoy’un daha önce yayımlanmamış eserleri, ölümünden iki yıl sonra üç ciltte

toplanmıştı. “Hacı Murat” da bunlar arasındaydı. Fakat sansür, Çar II. Nikolay’la ilgili

XV. bölümü büyük ölçüde kesmişti (10 sayfadan geriye 4,5 sayfa kalmıştı); Çeçen

köyü Mahket’in Rus birlikleri tarafından yakılıp yıkılmasının anlatıldığı XVII.

bölümün ise bir tek giriş cümlesinin yayımlanmasına izin vermişti. 18 Tolstoy’un

öğretisini benimseyen V. G. Çertkov, 1912’de “Hacı Murat”ın tam metnini Berlin’de

yayımladı. Rusya’da eserin tam metni ancak 1917’de yayımlanabilmiştir. 19

Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü.

Yazar bu notta, sıcak bir yaz günü, yabani otlardan temizlenerek nadasa bırakılan ve

üzerinde tek bir yeşil otun bile kalmadığı bölgeye özgü siyah topraklı tarlada yürürken

yol kenarında Rusça’da “tatar” adıyla da anılan üç saplı bir devedikeni gördüğünü

anlatır. Saplardan biri kırılmış, toprağa bulanmış, beyaz çiçeği yere sarkmıştır. Öteki

sap da kırılıp çamura bulandığı için kapkaradır. Üçüncü sap ise yana doğru eğilmiştir

ama üzerindeki tozlardan ötürü kapkara olsa da hala canlıdır ve kırmızı bir çiçeği

vardır. Tolstoy günlüğüne şu sözleri ekler: “Bu bana Hacı Murat’ı anımsattı. Bunu

yazmak istiyorum. Çiçek yaşamı için sonuna kadar savaşıyor; tarlada tek başına kalmış

ama yine de her ne pahasına olursa olsun yaşamını sürdürmeye çalışıyor.” 20

Tolstoy romanın girişinde, araba tekerlerinin ezdiği devedikeni için günlüğünde

yazdığı sözleri biraz değiştirerek şöyle der: “Devedikeninin vücudu adeta

paramparçadır; bir parçası koparılmış, kolu kesilmiş, gözleri oyulmuştur ama o yine de

çevresindeki tüm kardeşlerini yok eden insanoğluna teslim olmamıştır.” Yazar, “Bu

nasıl bir güçtür? İnsanoğlu her şeyi ele geçirmiş, milyonlarca bitkiyi kesip yok etmiş,

ama bu hâlâ direniyor” diye düşünür ve bu tablonun ona bir kısmını gözleriyle gördüğü,

bir kısmını tanıklardan duyduğu, bir kısmını da hayal ettiği eski bir Kafkas öyküsünü

anımsattığını söyleyerek romanı başlatır.

Page 8: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

8

Tolstoy, XXV bölümden oluşan “Hacı Murat”’ta, kendisinin “peep­show

manner” olarak adlandırdığı bir anlatım yöntemi kullanarak, mercek arkasından art arda

seyredilen resimlerin yarattığı etkiyi romana uyarlamaya çalışmıştır. Bu yöntem,

birbiriyle uyumlu ya da çelişen konu ve karakterlerin yer aldığı bölümlerin belirli bir

düzen içinde birbirini izleyerek aktarılması sonucu, yazarın objektif olabilmesini ve

hiçbir yorum yapmadan düşündüğünü aktarabilmesini sağlamıştır.

Romanın I. bölümü, devedikeniyle ilgili lirik girişin ardından Hacı Murat’ın

1851 yılının soğuk bir Kasım akşamında ezan okunduktan az sonra, Rus egemenliğine

karşı direnmeyi sürdüren Çeçen köyü Mahket’e girişiyle başlar. Hacı Murat, Sado’nun

evinde konaklamaya gelmiştir. Tolstoy, “ne habar?”, “habar yok” gibi Türkçe sözcük

ve deyişlere yer vererek, misafire karşı davranış, söze başlamadan önce karşılıklı dua

etme, ev sahibesinin misafirlere sessizce yiyecek getirmesi, misafir erkeklerin, gözlerini

yere eğip, hizmet eden kadınlara bakmadan sessizce odadan çıkmalarını beklemeleri

gibi ayrıntıları aktarırken adeta sihirli bir kalemle, Müslüman Kafkas kültürünün

özelliklerini sergilemiş, gerçek bir kültür atmosferi yaratmıştır. O sırada Şeyh Şamil’in

müritleri tarafından takip edildiği anlaşılan Hacı Murat’ın geldiğini öğrenen köylüler,

onu yakalamadıkları için Şeyh Şamil tarafından cezalandırılacakları korkusuyla, gece

yarısı cami yanında toplanmışlardır. Ev sahibi, Hacı Murat’ı uyandırır. Hiç

uyumuyormuş gibi ayağa fırlayan Hacı Murat’ın çevikliği, her an çarpışmaya hazır

oluşu dikkat çekicidir. Kaçarken köy çıkışında yolunu kesmeye çalışan köylülerin

üzerine kararlılıkla atını sürmesi, onu takip ettiklerinde ise “Beni yakalamak mı

istiyorsunuz, öyleyse gelin!” diyerek meydan okuması, köylülerin konuşmak

istediklerini söylediklerinde ise tüfeğini ateşleyip karşılık vermesi onun

korkusuzluğunu ve ününün halk üzerinde bıraktığı dehşeti gözler önüne sermektedir.

Bu bölümde Hacı Murat’ın Ruslara katılmaya karar verdiğini öğreniyoruz.

Page 9: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

9

II. Bölümde, Vozdvijenskiy kalesinden gece yarısı gözetleme kolu olarak görev

yapmak üzere kale dışına gönderilen dört Rus askeri betimlenmiştir. Yazar gerçekte

onların, asker kaputu giydirilerek yabancı topraklara gönderilmiş toprak kölesi köylüler

olduklarını anımsatır ve onları bu tehlikeli görev sırasında aralarında sürdürdükleri

konuşmalarla tanıtır. Bunların arasında çalışkan, becerikli, savaştığı kendisinden farklı

etnik kökenli insanları bile dost olarak gören saf, iyi yürekli Avdeyev dikkati

çekmektedir.

III. Bölümde, Vozdvijenskiy kalesinde, Kafkasya genel valisinin oğlu olan

Kurin Alayı komutanı Prens S. M. Vorontsov’un evi betimlenir. Vorontsovlar, kalede o

güne kadar görülmemiş şaşaalı bir yaşam sürmelerine karşın, yokluk içinde

yaşadıklarına inanmaktadırlar. Tolstoy, birbirini izleyen bu iki bölümde hiçbir yorumda

bulunmadan günlerini kağıt oynamakla geçiren yönetici durumundaki soylu tabakayla

köylerinden koparılarak Kafkaslarda savaşmaya getirilmiş Avdeyev gibi askerlerin

yaşamları arasındaki uçurumu gözler önüne sermektedir. O akşam Prens S. M.

Vorontsov’a Hacı Murat’ın Ruslara katılmaya karar verdiği haberi ulaşır.

IV. ve V. Bölümlerde, Hacı Murat’ın, onu izleyen Şeyh Şamil’in müritlerinden

üç gün boyunca kaçışı ve S. M. Vorontsov’la kale dışındaki ormanlık alanda buluşması

anlatılır. Bu buluşma sırasında, Hacı Murat’ı izleyen Çeçen gurubuyla Çeçenlerin doğal

zenginliği olan ormanları kesen Rus birlikleri arasında karşılıklı olarak birkaç el silah

atılır. Çeçenler geri çekilip giderler. Fakat bölük komutanı Poltoratskiy, arkadaşlarına

kendini göstermek ister ve askerlerine “Biraz gösteri yapalım” diyerek, Çeçenlere karşı

saldırı emri verir. Çeçenlerin ardından kurşun yağdırılır. Çeçenler çarpışmaya zorlanır.

Çatışma kızışır. Bu sırada, Tolstoy’un II. bölümde sevgi ve hayranlıkla betimlediği saf

Rus köylüsü Avdeyev karnından ağır şekilde yaralanmıştır.

Page 10: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

10

VI., VII., VIII. Bölümlerde Hacı Murat’ın Prens S. M. Vorontsov’un evindeki

yaşamı anlatılır. Tolstoy bu bölümde Hacı Murat’ı farklı kişilerin bakış açısıyla tanıtır.

Vorontsov’un eşi Prenses Mariya Vasilyevna, Hacı Murat’ın kişiliğini ve davranışlarını

çok beğenmiştir. O da Poltoratskiy gibi, Hacı Murat’ın çocuk masumiyetiyle

gülümseyişini fark etmiştir. Hacı Murat evin küçük oğluna kılıcını verince, Prens

Vorontsov da ona saatini armağan eder.

VII. Bölümde yaralı Avdeyev’in, kale hastanesinde ölümü anlatılır. Arkadaşları

Avdeyev’i görmeye gelmişlerdir, fakat o ölmek üzeredir ve o sırada onları değil, onu

çok şaşırtan bir başka şeyi görmektedir. Annesinin isteği üzerine, ağabeyinin yerine

askere giden ve zaman zaman bundan şikayetçi olan Avdeyev artık pişmanlık

duymamaktadır. Tolstoy, Avdeyev’in ölümü mutlulukla karşıladığını anlatır.

Avdeyev’in hemen ölümünden sonra yer alan VIII. bölümde, onun köydeki

ailesi betimlenir. Köyde yaşam koşulları ağırdır. Avdeyev’in eşi evden ayrılarak bir

çiftlikte çalışmaya gitmiştir. Avdeyev’in annesi, babası, ağabeyi ile eşi arasındaki

sorunlu ilişkiler, zorlu köy yaşamına özgü diyaloglarla aktarılır. Anne ve babası,

çalışkanlığıyla evde yokluğunu her an hissettikleri oğulları Avdeyev’e yıllar sonra ilk

kez mektupla birlikte bir miktar para göndermeye karar verirler. Fakat Avdeyev’in

“Çar’ı, vatanı ve Ortodoksluğu savunurken öldüğü” şeklindeki resmi haberle, mektup

ve para geri gelir. Avdeyev’in annesi ve dul eşi Aksinya ağıt yakarlar. Gerçekte ise

Aksinya sevinçlidir, çünkü çalıştığı çiftliğin kahyâsından bir çocuk daha beklemektedir

ve artık bu durumda kahyânın onunla evleneceğini umut etmektedir. Böylelikle

başkalarının onu aşağılamasından kurtulacaktır.

Hacı Murat’ın Ruslara katıldığı haberi Tiflis’te bulunan Kafkas valisi Kont M.

S. Vorontsov’a ulaşır. Vali bu sırada, aralarında Gürcü prenslerle prenseslerin, Rus

generalleri ve emir subaylarının bulunduğu otuz kişilik guruba muhteşem bir ziyafet

Page 11: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

11

vermektedir. Avdeyev’in ailesinin zorlu yaşam koşullarında var olma çabalarının

anlatıldığı sahnelerden hemen sonra yer alan IX. bölümde Tolstoy, Kafkas valisinin

Tiflis’te, daha önce Vozdvijenskiy kalesinde yaşantısı betimlenen oğlu Prens S. M.

Vorontsov’dan çok daha şaşaalı bir yaşantı sürdürdüğünü göstererek, Rus köylüsüyle

soylu tabaka arasındaki uçurumu bir kez daha gözler önüne serer. Burada yüksek

sosyeteye özgü yapay bir ortam egemendir. Ziyafet sırasında Hacı Murat’la ilgili

anılarını anlatan generalin sözü tam zamanında Gürcü prensesi tarafından kibarca

kesilir. Çünkü general saflıkla, Hacı Murat’tan söz ederken Dargo harekatını anlatmaya

başlamıştır. Rusların 1845 yılında gerçekleştirdikleri bu harekat sırasında, Hacı Murat

Rus ordusunun lojistik destek hatlarını kesmiş, ilerlemelerini olanaksız hale getirmişti.

Ruslar geri çekilmek zorunda kalmışlardı. 21 Bu harekat ev sahibi Kont M. S.

Vorontsov’un komutasında gerçekleştirilmişti. General, o masada Dargo harekatından

söz edilemeyeceğini düşünememişti. Fakat Kont M. S. Vorontsov kibarca, bu

harekattan söz edilmemesi koşuluyla, Hacı Murat’ın övülmesine izin vereceğini ima

eder. Bunun üzerine, Hacı Murat’ın güpegündüz Temirhan Şura şehrine saldırıp, kan

davalı olduğu Ahmet Han Mehtulinskiy’in dul eşini kaçırması olayı anlatılır. Hacı

Murat’ın, Ahmet Han’ın dul eşine hiçbir zarar vermeden fidye karşılığı teslim etmesi

ise, onun soylu bir savaşçı olduğu şeklinde yorumlanır. Hacı Murat’ın yirmi altı esiri

öldürdüğü hatırlatılınca, Rusça konuşmalara Fransızca bir deyiş de eklenip “Ne

yapalım! A la guerre comme à la guerre” (Savaş savaştır) denilerek bu kanlı olay

geçiştirilir.

X. Bölümde Hacı Murat’ın, Kont M. S. Vorontsov’un makamına gelişi anlatılır.

Tolstoy, bu buluşmada söylenen sözlerin hiçbir anlam taşımadığını, gerçek düşüncenin

gözlere yansıdığını anlatmıştır. Kont Vorontsov’un gözleri, Hacı Murat’ın hiçbir

sözüne inanmadığını, onun Rus olan her şeye düşman olduğunu ve sonsuza kadar

Page 12: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

12

düşman kalacağını, şimdi çaresiz kaldığı için onlara boyun eğdiğini söyler. Hacı Murat

bunu anlar, fakat yine de, sadakatle ona hizmet etmeye hazır olduğunu inandırmaya

çalışır. Hacı Murat’ın gözleri, bu yaşlı Kont’un artık savaşı değil, ölümü düşünmesi

gerektiğini ve yaşlı Kont kurnaz olduğu için, karşısındakinin dikkatli olması gerektiğini

söyler. Akşam üzeri Hacı Murat’ı bir İtalyan operasına götürürler. Hacı Murat hiçbir

şaşkınlık belirtisi göstermeden bir perde seyreder, sonra kayıtsız bir tavırla izleyicilere

bakarak tiyatrodan ayrılır. Ertesi gün Vorontsovların balosuna katılır. Tolstoy’un

deyişiyle “yarı çıplak kadınlar hiç utanmadan” Hacı Murat’ın önünde durup, onun

baloyu beğenip beğenmediklerini sorarlar. Bu balodan hoşlanmamasının olanaksız

olduğunu düşünen Kont Vorontsov da ona aynı soruyu sorar. Hacı Murat hiçbir

yorumda bulunmaz, “Bizde böyle şeyler yok” demekle yetinir. Hacı Murat, Şeyh

Şamil’in elinde bulunan annesi, eşi ve çocuklarının esir değişimi yapılarak kurtulması

konusunu açınca, Kont Vorontsov onu duymamış gibi davranıp uzaklaşır.

Vorontsov’un emir subayı Loris­Melikov, Hacı Murat’a burada iş konuşulamayacağını

söyler.

XI., XII., XIII. Bölümlerde Hacı Murat ve müritlerinin Tiflis’teki yaşamı

anlatılmaktadır. Bu bölümlerde Hacı Murat, Çar I. Nikolay’ın isteği üzerine Loris­

Melikov’a yaşam öyküsünü anlatır. Tolstoy bu bölümde Loris­Melikov’un 1881’de

Russkaya Starina dergisinde yayımlanan gerçek notlarını kullanmıştır. 22 Fakat Tolstoy,

Hacı Murat’la ilgili bu kuru resmi notlardan yararlanırken onun gençlik yıllarındaki ruh

halini çok daha zengin bir anlatıma kavuşturmuştur. 23

XIV. Bölümde Kont M. S. Vorontsov’un, savunma bakanı A. İ. Çernişev’e

yazdığı gerçek mektup yer almaktadır. Tolstoy, Fransızca yazılmış mektubu Rusça’ya

çevirerek olduğu gibi aktarmıştır. 24 Mektupta, Hacı Murat’ın ailesinin Şeyh Şamil’den

kurtarılması gerektiği, fakat bunun çok zor olduğu yazılıdır. Mektup Hacı Murat’ın,

Page 13: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

13

ailesini Ruslar aracılığıyla kurtarma hayallerinin gerçekleşemeyeceğini gösteren bir

belge niteliğindedir. Rusları ilgilendiren konu, Hacı Murat’ın nerede, nasıl tutulacağı ve

bu savaşta nasıl kullanılacağıdır.

Tolstoy’un yirmi beş kez yazmayı denediği ve sekiz kez farklı kopyasını yazdığı

XV. bölümde Çar I. Nikolay, insanlara tamamen yabancılaşmış, soğuk, kendisini

yalnızca Rusya’nın değil, Avrupa’nın da kurtarıcısı olarak gören, kibirli, acımasızca

ölüm saçan, ahlâk düşkünü bir despot olarak betimlenir. Bölümde, Çar I. Nikolay’ın bir

günlük yaşamı anlatılmıştır. Çar, Kont Vorontsov’un, Hacı Murat’ı Kafkaslarda

kullanmak isteyişini olumlu karşılamış, onun kendi taraflarına geçişinden yararlanılarak

Çeçenistan’ın huzursuz edilmesi, askeri hatlarla sarılması emrini vermiştir.

XVI. Bölümde, Çar I. Nikolay’ın bu isteği üzerine 1852 yılının Ocak ayında bir

Çeçen köyüne yapılan baskın anlatılmaktadır. Rusların ilerleyişini haber alan Çeçenler

her zaman olduğu gibi, köyü terk etmişlerdir. Köyün yağmalanışı, tamamen yakılıp

yıkılışı ayrıntılarıyla anlatılır. Askerler köyün çeşme ve camisini pisletmişlerdir.

XVII. Bölümde, baskından sonra Çeçenlerin köye dönüşü anlatılmaktadır.

Burası, romanın girişinde Hacı Murat’ın Ruslara katılmadan önce, bir gece

konaklamaya geldiği Mahket köyüdür. Onu misafir eden Sado’nun on beş yaşındaki

oğlu Ruslar tarafından sırtından bir dipçik darbesiyle öldürülmüştür. Tolstoy’un I.

bölümde, evinde huzurlu bir ortamda betimlediği annenin bu kez feryatları, perişan hali

anlatılır. Köyün yaşlıları toplanarak ne yapacaklarını tartışırlar. Sonunda Ruslara karşı

Şeyh Şamil’den yardım istemeye karar verilir.

XVIII. Bölümde Hacı Murat’ın Kafkaslardaki bir Rus kalesine gelmesi ve

buradaki yaşamı anlatılır.

XIX. Bölümde Hacı Murat’ın ailesinin esir olarak tutulduğu merkez betimlenir.

Bölüm, Şeyh Şamil’in buraya görkemli bir biçimde girişiyle başlar. Şeyh Şamil’in,

Page 14: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

14

müritlerinin şaşaalı giysileri ve süsleri arasında dikkati çeken sade görünüşü, Tolstoy’a

göre inandırıcı değildir. Tolstoy, Şeyh Şamil’in halkın gözünde kendini sade,

alçakgönüllü bir lider olarak göstermeye çalıştığını anlatır ve onu acımasız bir despot

olarak betimler. Tolstoy, Şeyh Şamil’in bu yönünü Hacı Murat’ın hapsedilen oğlunu

huzuruna getirttiği sahnede ortaya koymuştur. Şeyh Şamil, Hacı Murat’ın genç oğlu

Yusuf’tan babasına bir mektup yazarak, Ruslardan ayrılıp kendisine katılmaya

çağırmasını ister ve eğer babası bayrama kadar gelmezse Yusuf’u öldüreceğini söyler.

Bir süre Yusuf’a baktıktan sonra ise, “Sana acıdığım için öldürmeyeceğimi, ama bütün

hainlere yaptığım gibi gözlerini oyacağımı söyle” der.

XX., XXII., XXIII. Bölümlerde Hacı Murat’ın, ailesini kurtarma çabalarının

umutsuzluğa dönüşmesi konu edilir. Hacı Murat bir kez daha Tiflis’e giderek Kont

Vorontsov’la görüşür. Vorontsov daha önce olduğu gibi, yine boş vaatlerde bulunur.

Ruslar Hacı Murat’ın, ailesiyle ilgili bilgi alabilmesi için Nuha’ya gitmesine izin

verirler.

Araya sıkıştırılan XXI. bölümde, Hacı Murat’la tanışıp dost olan Butler,

General Kozlovskiy’in, Kafkasların sol cephesi komutanlığını Prens Baryatinskiy’e

devretmesi nedeniyle, Vozdvijenskiy kalesi dışında verilen ziyafete katılmıştır. Butler,

sarhoş olup kumar oynar ve hemen kolaylıkla ödeyemeyeceği kadar çok para kaybeder.

Tolstoy’un anlatımıyla, Butler’in felâket gibi gördüğü bu olay gerçekte, ailesini

kurtarmak için ölümü göze alan Hacı Murat’ın trajik kaderi yanında pek önem taşımaz.

XXIV. Bölümde, Hacı Murat’ın bir süre kaldığı kaleye Kazak konvoyu

eşliğinde Kamenev gelir. Kamenev, bir çuvalın içinde Hacı Murat’ın kesik başını

getirmektedir. Kesik baş, Hacı Murat’ın burada kaldığı sırada yakınlaşarak dostluk

kurduğu Butler’e ve Marya Dmitriyevna’ya gösterilir. Marya Dmitriyevna, kesik başın

dolaştırılmasına tepki göstererek haykırır: “Savaş diyorsunuz! Ne savaşı? Sizler

Page 15: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

15

canavardan başka bir şey değilsiniz! Ölünün toprağa verilmesi gerekir, oysa burada

ölüyle alay ediliyor”.

XXV. Bölümde Kamenev, Hacı Murat’ın Nuha’dan kaçışını ve ölümünü anlatır.

Hacı Murat ve dört müridi, kendilerine eşlik eden Kazaklardan kurtulduktan sonra,

bataklık bir bölgenin ortasındaki çalılık alanda gecelemeye karar vermişlerdir. Bu arada

Rus birlikleri Hacı Murat’ın izini bulmuş, onu çepçevre sarmışlardır. Ruslar şafak vakti

saldırıya geçerler. Hacı Murat, bir saat süren çatışmanın ardından kaçmayı düşünürken

ve bunu başarma şansı varken, bu kez, Rusların hizmetindeki Hacı Ağa Mehdulinskiy

çok sayıdaki adamıyla kuşatmaya katılır. Hacı Murat ve müritleri kanlarının son

damlasına kadar çarpışırlar. Hacı Ağa Mehdulinskiy kılıcıyla, öldürücü yaralar alan

Hacı Murat’ın başını keser.

Tolstoy’un, daha önce belirttiğimiz gibi, belli aralıklarla üzerinde sekiz yıl

çalıştığı “Hacı Murat” romanını yazması, onun o dönemdeki dünya görüşü açısından

kolay olmamıştı. O yıllarda fiziki saldırı dahil, her türlü kötülüğe karşı şiddete

başvurmadan pasif direniş felsefesini benimseyen Tolstoy, bu düşüncesine tamamen zıt

bir yaşam süren, Kafkasların zorlu koşullarında durmadan kanlı çatışmalara giren Hacı

Murat’ı kendi düşüncesine uygun olarak, olumlu yönde betimlemekte zorlanmıştı.

Çünkü Hacı Murat, pasif direniş felsefesinin tam tersine, romanın başında betimlenen

devedikeni gibi, son nefesine kadar özgürlüğünü, kendi istediği gibi yaşama hakkını

korumak için ölümü göze alan bir kişiydi. Bu nedenle Tolstoy günlüklerinde, bu

romanın kendisi için “tamamen bir gençlik hevesi” 25 olduğunu belirtmiş, yazmayı

sürdürme konusunda pek çok kez kararsızlığa düşmüştür. Tolstoy, 6 Mayıs 1903’de

kızı M. L. Obolenskaya’ya gönderdiği mektupta şöyle der: “’Hacı Murat’ı bir kez daha

gözden geçirdim. Yazdığım pek çok yersiz sözü düzeltmeden, öylece bırakmak

istemiyorum ama bir ayağım çukurdayken ve özellikle de kafamda bu durumuma

Page 16: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

16

uygun düşünceler varken romanla uğraşmak bana utanç veriyor. Düşündüklerimi yavaş

yavaş yazıya dökeceğim”. 26

Tolstoy üzerine kapsamlı ve değerli bir çalışma gerçekleştirmiş bulunan Rus

bilginlerinden N. N. Ardens (N. Apostolov), Tolstoy’un, tarihi gerçeklere bağlı kalarak

Hacı Murat’ın cesareti, amacına ulaşmadaki kararlılığı gibi bazı olumlu özelliklerini

belirtmekle birlikte, onu olumsuz bir karakter olarak betimlediğini savunmuştur. N. N.

Ardens’e göre Tolstoy, Hacı Murat’ın “kurnazlık, davranışlarında sahtelik, kendi

çıkarları peşinde koşma” gibi olumsuz yönlerini fark etmiştir. 27 Ardens’e göre, Hacı

Murat’ın, Şeyh Şamil’le Ruslar arasında taraf değiştirmesi, ikinci İmam Hamzat Bey’e

boyun eğmiş gibi görünerek ağabeyi Osman’la birlikte onu öldürmesi olumsuz bir

özelliktir. 28 Fakat Tolstoy, romanda bu konularda hiçbir yorumda bulunmamıştır. 29

Üstelik Çar I. Nikolay, İmam Hamzat Bey, Şeyh Şamil, Ahmet Han, Hacı Ağa

Mehdulinskiy gibi tarihi kişiliklerle o dönemde görev yapmış çarlık bürokratlarını Hacı

Murat’tan çok daha acımasız karakterler olarak değerlendirmiştir. Hacı Murat Rusları

sevmediğini söylemekle birlikte, onlarla çatışmak istemez. Rus bilginlerinden M. B.

Hrapçenko, “Bir Sanatçı Olarak Tolstoy” adlı değerli kitabında, “Yaşamı boyunca

çeşitli talihsizlikler yaşayan Hacı Murat’ın doğasında komşularına ve özellikle de

Ruslara karşı sürekli bir düşmanlık duygusu yoktur” 30 der. Hrapçenko’ya göre, Hacı

Murat Kafkaslardaki ulusal çatışmanın barışla sonuçlanmasını istiyordu. 31

Tolstoy, Hacı Murat’ı, N. N. Ardens’in de belirttiği gibi 32 , Kafkas halkının

özgürlük savaşçısı olarak sunmamıştır. Onun Ruslarla yaptığı başarılı savaşları öne

çıkarmamıştır. Gerçekte, Kafkaslarda ve Sivastopol’de savaşın getirdiği kötülükleri

gören Tolstoy, hiçbir zaman, hiçbir eserinde savaşı onaylamamıştır. Onun, romanının

kahramanı olarak Hacı Murat’ı seçmesinin nedenleri farklıdır. Tolstoy, yaşamı boyunca

Kafkaslarla ilgili kaynaklara ve arşiv belgelerine ulaştıkça Hacı Murat’ın gönlüne yakın

Page 17: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

17

bir karakter olduğunu görmüştür. Romanda onu, içtenlikle dindar, ailesine bağlı,

duygulu, dost canlısı, sağlam ahlaki değerleri olan bir kişi olarak betimlemiş, onun bu

yönlerini öne çıkarmıştır. Kişisel ilişkilerinde Hacı Murat’ın, farklı din ve etnik kökenli

kişilere karşı ön yargısı yoktur. Tolstoy, Hacı Murat’ın romandaki kadın ve çocuklarla

çok kolaylıkla dost olabildiğini göstererek, onun insancıl yönünü vurgulamak istemiştir.

Yüzünde her zaman saf, çocuksu bir gülümseme vardır ve Tolstoy onun bu özelliğini

romana laytmotif olarak seçmiştir. Hacı Murat, öldükten sonra bile yüzündeki o saf,

çocuksu gülümseme kaybolmamıştır.

Tolstoy’a, romanını tamamladıktan yaklaşık iki yıl sonra, 1905 yazında bir

armağan sunulmuştu: Bu, Hacı Murat’ın kesik başının resminden esinlenerek yapılmış

tahta üzerine kabartmaydı. Doktor D. P. Makovitskiy, Tolstoy’un kabartmayla ilgili şu

sözlerini aktarmıştır: “Ben de onu böyle hayal etmiştim… Hacı Murat benim için bir

tutkudur”. Tolstoy, oğlu Andrey Lvoviç’ten bu kabartmayı çok sade bir çerçeveye

koymasını istemişti. 33

Tolstoy doğaya yakın, kültürüyle iç içe yaşayan Hacı Murat’ı Kafkasların şiirsel

folklor ögeleriyle birlikte betimleyerek onun duygu dünyasının zenginliğini

vurgulamak istemiştir. Onun trajik yaşamının bir parçası olan kan davası, romanda

Kafkasların şarkılarına da yansımıştır. Hanefi’nin söylediği şarkıda, öldürülen kardeş,

erkek kardeşlerinden ölüm pahasına öç almalarını ister. Kan davası Hacı Murat’ın

yaşamının da ayrılmaz bir parçasıdır. Ruslar, onların hizmetine giren, general unvanı

verdikleri Ahmet Han’ın kışkırtması üzerine, Hacı Murat’ı, gizlice Şeyh Şamil’e

yardım ettiği iddiasıyla hapsetmişlerdi. Hacı Murat, 40 askerin korumasında ve elleri

atlı iki askere bağlı olarak, sorgulanmak üzere Temirhan Şura şehrine götürüldüğü

sırada yüz metrelik uçuruma atlamıştı. Onunla birlikte uçuruma düşen bir asker ölmüş,

bütün kemikleri kırılan Hacı Murat ise, köylüler tarafından baygın bir halde

Page 18: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

18

bulunmuştu. Yaraları iyileşen ama aksak kalan Hacı Murat, bu olaydan sonra bile

ailesiyle birlikte özgürce yaşamayı seçmiş, Şeyh Şamil’in tarafına geçmemişti. Hacı

Murat 1851’de Rusların tarafına geçtikten sonra onun yaşam öyküsünü kaleme alan

Loris­Melikov bunun nedenini sorduğunda “Çünkü Şeyh Şamil’de kardeşim Osman’ın

ve Abununtsal Han’ın kanı vardı” demişti. Fakat uçuruma atlayıp Rusların elinden

kurtulduktan sonra Tselmes köyünde huzur içinde yaşamını sürdürmeye çalışan Hacı

Murat, Ahmet Han’ın orduları tarafından çepçevre kuşatılınca, yardımına gelen İmam

Şeyh Şamil’e katılmak zorunda kalmıştı. Burada on iki yıl Ruslara karşı savaşan Hacı

Murat, Şeyh Şamil’den sonra kim güçlüyse onun İmam olması gerektiğini söyleyince,

bu makama oğullarından birini getirmek isteyen İmamla arası açılmıştı. Bunun üzerine

Hacı Murat 1851’de Ruslara sığınmak zorunda kalmıştı.

Romanda Hacı Murat, Şeyh Şamil’in, ona geri dönmezse ailesini öldüreceği

konusundaki tehdidini alınca Tavlinlilerin bir masalını anımsar. Masalda şahin

yakalanmış, bir süre sonra da serbest bırakılmıştı. O, yurduna dönmüştü, ama hâlâ

ayağında halka ve çıngırak vardı. Şahinler onu istemedi, “Sana bu gümüş halkaları

takanların yanına git; bizim ne çıngırağımız var ne de halkamız” dediler. Şahin

yurdundan ayrılmak istemiyordu. Ama şahinler onu gagalamaya başladılar. Hacı Murat,

geri dönecek olursam “beni de böyle gagalarlar” diyordu.

Tolstoy, özellikle Hacı Murat’ın trajik ölümünü betimlediği bölümde onu şiirsel

bir atmosfer içinde sunmuştur. Hacı Murat, ölümü göze alıp Ruslardan kaçmaya ve

ailesinin hapsedildiği Vedeno’ya saldırarak onları kurtarmaya karar verdiği gecenin

sabahında namaz için avluya çıktığında şafakta öten bülbülleri işitir. İçerde ise Hanefi,

Kafkasların efsanevi kahramanı Hamzat’ın şarkısını söylemektedir. Hacı Murat şarkıyı

dinler. Şarkıda, Hamzat’ın yanındaki yiğitlerle birlikte Rusların bulunduğu bölgeden

beyaz at sürüsünü kaçırması anlatılmaktadır. Ruslar onları Terek ırmağının karşı

Page 19: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

19

tarafında büyük bir orduyla kuşatınca, Hamzat ve yiğitleri atları kesip kanlı bir siper

oluşturarak ‘tüfeklerinde kurşun, bellerinde kılıç, damarlarında kan tükeninceye kadar’

çarpışırlar. Hamzat ölmeden önce gökyüzünde uçan kuşlara bakarak şöyle seslenir: “Ey

göçmen kuşlar, bizim evlerimize gidin, analarımıza, kız kardeşlerimize, genç kızlara

cihat için öldüğümüzü söyleyin. Bedenlerimiz toprağa girmeyecek; aç kurtlar

kemiklerimizi kemirecek, kargalar gözlerimizi oyacak”. Hacı Murat, ertesi gün

bataklığın ortasındaki çalılıklarda gecelemek zorunda kaldığında yine iki bülbülün

şakıdığını duyar. Bu, ona Hamzat’la ilgili şarkıyı anımsatmıştır. Şimdi o da Hamzat’ın

durumuna düşebilirdi. Hatta böyle olacağını hissetmiş, yüreğine birden bir gariplik

çökmüştü. Burkasını serip namaza durdu. Tam namazını bitirmişti ki, çevresini saran

atlıların sesi duyuldu. Tıpkı düşündüğü gibi olmuştu, Hacı Murat, Hamzat’ın kaderini

paylaşmıştı.

Yirmi üç yaşında Kafkaslarda gönüllü olarak orduya katılan Tolstoy, daha önce

de belirttiğimiz gibi, 23 Aralık 1851’de kardeşi Sergey Nikolayeviç’e gönderdiği

mektupta Hacı Murat’ın Ruslara katıldığı haberini aldığında, “O, tüm Çeçenistan’ın en

yiğit, en korkusuz savaşçısıydı ama alçaklık yaptı” diye yazmıştı. Tolstoy, bu olaydan

yarım yüzyıl sonra yazdığı “Hacı Murat” romanında adeta bu sözlerini geri almıştır ve

bu kez Kafkasların tarihini, kültürünü, sanatını ve efsanevi Kafkas kahramanı Hacı

Murat’ı yepyeni bir bakışla değerlendirmiş, orada yaşanan gerçeklerin çok farklı

olduğunu göstermiştir.

DİPNOTLAR

1 V. A. Manuylov, “Povest L. N. Tolstogo ‘Hadji­Murat’”, L. N. Tolstoy, Hadji­Murat, Gos. izd­vo det. lit., Min. prosv. RSFSR, Leningrad, 1962, ss. 212­213.

2 A. Sergeyenko, Hadji Murat, Neizdannıe tekstı, http://next.feb.ru/feb/tolstoy/critics/t35/t352517­.htm 3 “Tolstoy’un Yaşamı” adlı eserin yazarı Romain Rolland, Tolstoy’un “Kazaklar”ını, gençliğinde dehasının en üst düzeye eriştiği lirik romanı olarak değerlendirmiştir. L. Opulskaya ise, Romain Rolland’ın bu sözlerine atıfta bulunduktan sonra, “Hacı Murat”ın, Tolstoy’un yaşlılık döneminin ama kendisini genç hissettiği yaşlılık döneminin en görkemli, en lirik eseri olarak değerlendirmiştir. Bkz.: Opulskaya L., “Hudojestvennoe Yevangelie ot Lva Tolstogo”. Tolstoy L. N., Bojeskoe i çeloveçeskoe, Proizvedeniya 1903­1910 gg., “Panorama”, Moskova, 1994.

Page 20: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

20

4 A. Sergeyenko, a.y. 5 N. N. Gusev, Lev Nikolayeviç Tolstoy, İzd­vo Akademii nauk SSSR, 1957, s. 458. 6 A. Sergeyenko, a.y. 7 A.y. 8 A. A. Fet, Stihotvoreniya, “Veçe”, Moskova, 2000. 9 A. Sergeyenko, a.y. 10 M. N. Boyko, Kommentarii, Tolstoy L. N., Sobranie soçineniy v dvatsatidvuh tomah, Hud. lit., M., 1983, C.14, s. 495.

11 A.y. 12 V. A. Manuylov, a.y., s. 211. 13 A.y., s. 9. 14 A.y., ss. 212­213. 15 A.y., s. 207. 16 L. Opulskaya, a.y., s. 13. 17 A. Sergeyenko, a.y. 18 V. A. Manuylov, a.y., s. 218. 19 A.y. 20 M. N. Boyko, a.y., s. 487. 21 Resmi Rus kaynaklarına göre, Ruslar Dargo harekatında 3631 kayıp vermişlerdi. Bkz.: S. K.Buşuyev, Borba gortsev za nezavisimost pod rukovodstvom Şamilya, İzd­vo Akademii nauk SSSR, M­L., 1939, s. 98.

22 V. A. Manuylov, a.y., s. 215. 23 A.y. 24 A.y. 25 L. Opulskaya, a.y., s. 12. 26 V. A. Manuylov, a.y., s. 207. 27 N. N. Ardens (N. Apostolov), Tvorçeskiy put L. N. Tolstogo, İzd­vo Akademii nauk, SSSR, M., 1962, s. 473.

28 A.y. 29 Tolstoy romanda, Rusların tarafına geçen Hacı Murat’ın yaşam öyküsünü yazmak üzere resmi olarak görevlendirilen M. T. Loris­Melikov’a anlattığı bilgileri aktarmıştır. Bu bilgilere göre olaylar şöyle gerçekleşmiştir: Tselmes köyünde doğan Hacı Murat’ın ailesi Avar hanlarının hâkimi olduğu Hunzah’a çok yakındır. Hacı Murat’ın annesi, Avar Hanı Ahmet Sultan’ın büyük oğlu Abununtsal Han’ın sütannesidir. Hacı Murat, ilk gençlik yıllarında han ailesine çok yakındır ve onların yardımıyla varlıklı bir yaşam sürdürmektedir. Fakat Hamzat Bey Çeçenistan ve Dağıstan’ın İmam’ı olduktan sonra hileyle, Avar Hanı Ahmet Sultan’ın dul eşi Pahu Bike’yi kandırmış, barış görüşmeleri bahanesiyle tek tek yanına çağırdığı üç oğlunu da haince öldürmüştü. Hatta o sırada İmam Hamzat Bey’in yardımcısı olan Şeyh Şamil, Pahu Bike’nin en küçük oğlu Bulaç Han’ı uçurumdan aşağıya atmıştı. Hacı Murat ve ağabeyi Osman öç almaya yemin etmişlerdi. Fakat kısa bir süre için Hamzat Bey’in egemenliğini kabul ediyormuş gibi göründüler. Çok sayıda müridiyle cuma namazına gelen Hamzat Bey’i camide öldürdüler. Bu sırada Osman öldürülmüş, Hacı Murat ise kaçmayı başarmıştı. Köylüler de Hamzat Bey’in öldüğünü görünce, onun müritlerine saldırmışlardı.

30 M. B. Hrapçenko, Lev Tolstoy kak hudojnik, “Hudojestvennaya literatura”, Moskova, 1978, s. 336. 31 A.y. 32 N. N. Ardens (N. Apostolov), a.y., s. 472. 33 L. Opulskaya, a.y., ss. 12­13.

KAYNAKÇA

ARDENS N. N. (N. APOSTOLOV), Tvorçeskiy put L. N. Tolstogo, İzd­vo Akademii nauk SSSR, M., 1962.

BUŞUYEV S. K., Borba gortsev za nezavisimost pod rukovodstvom Şamilya, İzd­vo Akademii nauk SSSR, M­L., 1939.

FET A. A., Stihotvoreniya, “Veçe”, Moskova, 2000.

GUSEV N. N., Lev Nikolayeviç Tolstoy, İzd­vo Akademii nauk SSSR, 1957.

Page 21: LE V TO LSTO Y’UN “HACI MURAT” ROMANI · 19 Tolstoy 19 Temmuz 1896’da günlüğüne devedikeniyle ilgili bir not düşmüştü. Yazar b u notta, sıcak bir yaz günü, yabani

21

HRAPÇENKO M. B., Lev Tolstoy kak hudojnik, “Hudojestvennaya literatura”, Moskova, 1978.

MANUYLOV V. A., “Povest L. N. Tolstogo ‘Hadji­Murat’”, L. N. Tolstoy, Hadji­Murat, Gos. izd­vo det. lit., Min. prosv. RSFSR, Leningrad, 1962.

OPULSKAYA L., “Hudojestvennoe Yevangelie ot Lva Tolstogo”. Tolstoy L. N., Bojeskoe i çeloveçeskoe, Proizvedeniya 1903­1910 gg., “Panorama”, Moskova, 1994.

SERGEYENKO A., “Hadji Murat, Neizdannıe tekstı”, http://next.feb.ru/feb/tolstoy/critics/t35/t352517­ .htm

TOLSTOY L. N., Sobranie soçineniy v dvatsatidvuh tomah, Hud. lit., M., 1983, C.14.