l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu -...

11
l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu w ll 2-5 EKIM 2012 SiNAN

Transcript of l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu -...

Page 1: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu

w

ll

2-5 EKIM 2012

~ M~.MAR SiNAN

Page 2: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Kentsel ve Dini Tesis Alanları Planlaması

ÜÇ BOYUTLU EGRiSEl FORMLARlN SEMBOliK VE YAPISAL ANLAMI

Prof. Dr. Erhan KARAESMEN Orta Doğu Teknik Üniversitesi

111 Konunun Çerçevesi Yapı denen oluşum kendiliğinden üç

boyutludur. Doğanın devasa boyutlarının ya_Jllnda, yapı ancak noktasal bir büyüklüğe sahiptir. Ama kendi uzayını yaratır. Bu uzay, bazen birbiriyle dik ya da eğik olarak kesişen doğrusal elemanların oluşturduğu bir yapısal kümedir. Bazı özel durumlarda ise eğrisel geometrili yapı parçalarının yaratılan iç uzayın yan cidarlarını ve üst örtülerini oluşturacak biçimde kullanılması söz konusu olur. Şekil1. Mağaradaki iç

Doğada mevcut bazı eğrisellikler insanoğlunun Düzenlemenin Eğriselliği en eski dönemlerden bu yana yaptığı gözlemlerle fark etmiş olduğu oluşumlardır. içinde yaşadığı mağara mekanının üç boyutlu eğriselliği, ayrıca, çevrede açık havada dolaşırken diğer doğal yapılara göre daha sağlam olduğunu fark ettiği yaklaşık parabalik kemer yapılar kafalarda hep iz bırakıyordu. (Şekil 1 & Şekil 2]

Kemer geometrisini temsil ettiği en sade gibi duran, ama aslında en temel yapısal özellikleri sergileyen eğrisellik tarihsel gelişme içinde insanoğlunun tonoz geometrisini ve yapısını keşfedip uygulamasıyla kendini devam ettirmiştir. Son ulaştığı nokta ise mutlak bir uzay kavramına da çağrışım yapan kubbe geometrisi ve yapısı olmuştur.

Gökyüzünün evrenin sonsuzluğunu da bir ölçüde yansıtan çok büyük boyutlu eğriselliği gözleyenler için anlamlı tinsel duyumsamaları n oluşmasına yol açar. Çok büyük güçlerin ve tanrının varlığı ile gökyüzünün bir görsel yanılgı olarak kubbe gibi

Şekil2. Doğadaki Kemer Formları

Page 3: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

1

1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde

Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler

gözüken o geometrisinin iç içe geçmişliği söz konusu olur. Bundan dolayı bireysel ve toplumsal olarak insanoğlunun ve onun oluşturduğu sosyal grupların duygusal ve işlevsel beklentileriyle bağlantılı biçimde kubbe çok özel yapılarda ve çok değişik mesajlar vermek üzere kullanılmıştır; kullanılmaktadır. Çok özel büyük mekanların üst örtüsü olarak kubbe mimari, yapısal ve duygusal alanları birleştirerek kullanılag~Lmiştir. Tapınaklar ve ibadet yapıları bu özel yapıların yaygın ve özgün örneklerini oluşturur. Ibadet yapılarında hangi d inin anlayışını ve inançlarını yansıtıyor olursa olsun, üst örtünün üç boyutlu bir eğriselliği yaygın olarak sergilediği bilinir. Ortaçağın Hristiyan kültürü bu üç boyutlutuğu daha çok tonoz biçiminde kullanmıştır. Kubbe tinsel ifade gücünün yüksekliği yönüyle insanoğlu tarafından eskilerde fark edilmiş olmakla birlikte antik çağlarda çok fazla kullanım alanı bulamamıştı. Buna karşılık, daha sonraki dönemlerin izini taşıyan Islam dünyası ibadet yapılarında küçük parçalar halinde tonozlar kullanılsa bile ana etkileyicilik görevi kubbelere verilmiştir.

Cami mimarisinde kubbenin temsil ettiği yapısal ve sembolik bütünleyiciliği Selçuklu döneminden bu yana mevcut olagelmiştir. Osmanlı Imparatorluğunun o çok parlak 16. yüzyılda Koca Sinan'ın bireysel dehasıyla da beslenmiş olarak kubbe ibadet yapılarının çok etkileyici ana ögesini oluşturur hale gelmiştir. Yapı sanatının yaratıcılığına dayalı bu etkileyicilik zaman içinde azalarak günümüzün artık görsel titreşim yaratamayan birbirine çok benzeyen düzayak ibadet yapılarının inşa edilmesi düzensizliğine kadar ulaşmıştır.

2. Eğrisel Üç Boyutluluğun Tarihsel Gelişimi

2.1. Geçmişin izdüşümü

Insanoğlunun eğrisel formları fark edişi ve bunu yapı sanatında kullanışı coşku verici bir uygarlık olayıdır. Ancak, girintili çıkıntılı düzensizlikler taşıyan mağara üç boyutluluğunun insan eliyle taklidi çok zordu. Buna karşılık, doğada mevcut iki boyutlu ğu ağır basan eğrisellik ürünleri benzerinin yapılabilirliği yönünden, insanoğluna daha yakın gelmiştir. Dolayısıyla, eğrisel geometri li ilk yapıların kemer formunu taşıdığına tanıklık edilir. Kemer formu ayrıca küçük taş parçalarının yan yana getirilmesiyle oluşturulan büyük taş kitlelerin inşa edilebilmesi için uygun bir şekle işaret etmiştir. Hareket etme ve bir yerlere ulaşma ihtiyacının gereği olarak ilk köprüler inşa edilirken taş kemer köprü önemli ve asal bir rol oynamıştır. Cinli yapı tarihi uzmanlarının tespitlerine göre Çin toprakları üzerinde 4500-5000 sene önceden kalma olduğu tahmin edilen kemer köprü kalıntılarına rastlanmıştır. Kemer formunu bazı asma bahçe yapılarında kullanmış olduğu düşünülen Mezopotamya uygarlıklarının kemer köprüler de yapmış olması spekülatif bir düşünce olarak ileri sürülebilmektedir. Ancak, kalıntı unsurlarına henüz rastlanmamış olduğuna da dikkat çekilmektedir.

Öte yandan, yine kalıntıları mevcut olmamakla birlikte çok kuwetli bir tarihsel söylence olarak bilinen ve ünlü ressamlar tarafından figürleştirilen Babil Kulesi'nin bir eğrisel geometri başyapıtı olarak Mezopotamya'nın Sümer dönemine ait olduğu hatırlanmalıdır. Ancak, Çin'deki köprü kalıntılarının da işaret ettiği gibi eğrisel yapı geometrisinin en derin geçmişinin kemer köprülere ait olduğu düşünülmektedir. Yontma taş devrinin ilerlemesi ve yapı malzemelerine belli geometriler verilebildiği çağlarda insanoğlunun doğadaki eğriselliklerden yaptıkları gözlemlerden de etkilenerek kemer geometrili köprüler yapmış olabileceği rahatlıkla düşünülmektedir. Şekil 3'te görüldüğü gibi kenar ayakları üzerinden açıklık ortasına doğru çok hafif bir iskeletsel destekle ilerieyebilen köprü kemerlerine ortadaki kilit taşı yerleştirildiğinde sistem artık kendi kendini dengeleyebilmekte ve taşıyabilmektedir. Bu nispeten kolay yapı tekniği en eski dönemlerden beri uygulanmış olduğu bilinegelir.

Kuzey Mezopotamya ve Hitit Devletlerinin şaşalı dönemlerinden, yukarıda söylendiği gibi, kalıntı izleri bulunmamakla birlikte Orta Asya Türklüğünün Anadolu'ya

Page 4: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

-1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu ~"'

Üç Boyutlu Eğrisel Formların Sembolik ve Yapısal Anlamı Erhan KARAESMEN

ilk ulaştığı dönemlerden itibaren göçebelik mecburiyetinin de zorlamasıyla bol miktarda ulaşım düzenlemesinin yapıldığı ve köprüler inşa edildiği bilinir. Bu dönemden kalıntılar mevcut olduğu gibi bazı köprüler de işlevselliğini muhafaza etmektedir. Selçuk dönemlerinin yaklaşık 1000 yıla yakın geçmişi olan iki önemli başyapıtı Çeşnigür Köprüsü ve Malahadi Köprüsü Şekil 4'te verilmektedir.

Selçuklu Dönemi'nin yapı sanatı yönünden önemli bir gelişmesi de tonoz mimarisinde kendisini göstermiştir. Çok sayıda kemerin büyük mekan örtüleri oluşturmasında başvurulan tonoz geometrisi Selçuklular döneminde sadece Anadolu yapı sanatına değil dünya yapı sanatına da bırakılmış bir önemli armağandır. Şekil 5'te Erzurum'daki Çifte Minareli Caminin, yapıldığı dönemdeki en geniş açıklıklı tonozunun bir görüntüsü ile Konya Ereğli'deki Horozlu Kervansarayı kalıntısının bir fotoğrafı yan yana verilmiştir.

Şekil3. Yığma Taş Tekniğiyle Kemer Köprü Yapımı

Şekil 4. Çeşnigür ve Malabadi Köprüleri

Şekil 5. Erzurum Çifte Minare ve Horozlu Kervansarayı

393

Page 5: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

01. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde

/ Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler

Tonoz geometrisi bilindiği gibi Ortaçağ sonlarına yapı sanatı bakış açısından damgasını vuran Gotik dönem dinsel yapılarında da kullanılmıştır. Tonozların uzayıp giden iki boyutlu kemerleri gotik yapılarda birbirini diklemesine kesen dayanım kirişleriyle desteklenmişlerdir. Bu sayede, taşıyıcı kemerler arasında boşluk bırakılması mümkün olmuştur. Birkaç tonoz enlemesine yan yana koyularak geniş mekanLar elde edilmiştir. Paris'teki ünlü Notredome Katedrali'nde bunun fikir verici çok güzel örneklerine rastlanmıştır. Ancak, artık üç boyutluluk kazanmaya başlayan bu yapı türünde kolon boyları biraz uzamaya başlayınca dengesizlikler oluşmuş ve çatı göçmeleri ortaya çıkmıştır. Bauvais Katedrali'nde arka arkaya meydana gelen bu göçüklerio sonunda dönem mühendislerinin ve mimarlarının artık ürküntü duyduklarına tanıklık edilmiştir.

2.2. Kubbe yapısı Mükemmel bir üç boyutlu eğriselliğe sahip kubbe yapılarının mağara içlerindeki

örtüleri güven verici şekilde oluşturmaları ilk insandan bu yana üç boyutlu eğriselliğe yaktaşılmasını sağlamıştı. Ancak, mağara içindeki kubbe geometrilerinin aşırı düzensizliği ve bozuk eğriselliği onun taklidini güçleştiriyordu. Dolayısıyla, benzerini yapma yoluyla geliştirilen eğrisellikte kemer köprüler ve tonoz bina örtüsü yapıları öncelik kazanmıştı. Mısır piramitlerinin içinde mumya odaları olarak turistik gözlemcilere açık tutulan mekanların üst örtüsünün eğriselliğe sahip olduğu bilinmektedir. Bu yolla bir çeşit mağara benzerliği sağlanmış gibidir. Bu kısmen tonoz kısmen kubbe özelliği taşıyan bu boşlukların üstünde de yüz küsur metreye çıkan piramit kitleleri yer atmaktaydı.

Temelden başlayarak yukarı doğru yükselişiyle ve kararlı bir mimariye sahip olarak yapılmış ilk eskiçağ yapısının Roma· daki Pantheon Kilisesi olduğu bilinmektedir. Kudüs'teki iç çatışmalardan sonra Avrupa'ya ve ilk durak olarak italya'ya göç eden ilk Hristiyanların yarattığı sosyal iktimin baskısıyla bir Hristiyan kilisesine çevrilmiş bulunan eski bir Roma tapınağı'ndan söz edilmektedir. Yapı sanatı bakış açısından çok boyutlu eğriselliğin yarattığı tinsel ve içsel coşkular yaratan etkileyiciliğin yanı sıra, yapı sanatı bakımından Pantheon bir büyük başka olayın temsilciliğini yapmıştır. Günümüzde beton betonarme, ardgermeli beton vb. kavramlarla hızlı bir gelişme parabolü çizmiş olan beton ailesi malzemelerinin aslında tarihsel ilk kullanımı M.Ö. 2. yüzyılda Roma civarındaki Puzzolana kasabasında yer almıştı. Puzzolana'daki yer örtüsünün kalker ağırlıklı yapısı orada yaşayanları, özellikle üzerine su döküldükten sonra daha da sağlamlaşan bir özel malzemenin varlığından haberdar ediyordu. Roma imparatorluğu'na özgü güçlü mühendislik geleneği dolayısıyla bir süre sonra imparatorluk teknik yetkililerinin dikkatini çeken ve ilk çimentonun ortaya çıkmasına yol açan puzzolananın yapı malzemesi olarak kullanılmasına rastlanır olmuştu. Pantheon yapısı puzzolana kullanımının mühendislik yönünden büyük teknik cesarete, mimarlık yönünden ise ince bir zevke işaret etmesi yönünden özel anlamlar taşımaktadır (Şekil6). Böylece, üç boyutlu eğriselliğin duygusal-tinsel beklentileri ve gündelik yaşam pratiği işlevselliğini birlikte karşıtayabilme özelliği ta M.S. 160 yıllarından itibaren sergilenmiş bulunuyordu.

Şekil6. Pantheon'un Içten Görüntüsü Şekil 7. Ayasofya'nın Kubbesi

Page 6: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

O 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu -"'

Üç Boyutlu Eğrisel Formların Sembolik ve Yapısal Anlamı Erhan KARAESMEN

Yukarıda sözü edildiği gibi, tonoz yapılarının bazı kazalardan dolayı yarattığı huzursuzluk ve güvensizlik ortaçağlar boyunca zaten bilinen ama az kullanılmış olan kubbe geometrili yapıları yeniden özendirir olmuştu. Anadolu toprakları üzerindeki Bizans Dönemi"nden kalma ancak ibadet amaçlı değil de çeşitli vesilelerle kullanılan yapılar olduğu bilinmektedir. Bizans'ın görkemli döneminde Ayasofya'nın büyük açıklıklı bir kubbe örtüsü ile yapılmış olmasının hem Romalıların kubbe bilgisinden hem de Anadolu'daki çeşitli kubbe örtüsü denemeleriyle bağlantılı olduğu düşünülebilmektedir(Şekil 7]. Ayasofya'nın kubbesinin kendi içinde üç boyutlu geometrik dengeyi sağlayabilmesine karşın yüksek ve boyutuna göre nispeten narin ayaklar üzerinde oturuşunun getirdiği genel yapı zafiyeti çeşitli depremlerde kendini göstermişti. Üç defa tam, 17 defa da kısmi yıkılma yaşamış bulunan bu önemli yapı dıştan yapılan ve yüksek taş kolonları bir doğrultuda takviye eden destek yapılarına rağmen depremsel dayanım yönünden zafiyet arz etmeye devam etmişti. Koca Sinan bu saygın başyapıtın sık yıkılışının yarattığı teknik huzursuzluğu kökten ortadan çözecek biçimde yapının zayıf ve depremsel ye~Jıareketlerinde birbirinden bağımsız deformasyonlara yol açabilen temel parçalarını yer altından bir kuşaklamayla muhkem hale getirerek üstyapıda daha kontrollü hareketler oluşmasını sağlamıştır. 16. yüzyıldan sonraki depremlerde Ayasofya'nın kubbesel hasar yaşamayışının buradan kaynaklandığı düşünülmektedir. Şimdiki haliyle kubbesinin bir daire çemberinden eliptik bir çevre geometrisine dönüşmüş oluşu ise geçmiş dönemlerdeki düzensiz ve kontrolsüz deprem d eformasyon larının birikiminin sonucudur.

Selçuklu Dönemi"nde Divriği Camii ve Konya Karatay Medresesi gibi dönemlerinin saygınlık taşıyan yapılarında kısmen kubbe formunda olan üç boyutlu eğriselliğin başarılı şekilde kullanıldığı bilinmektedir. Anadolu toprakları üzerindeki günümüzde de devam eden islami kubbe örtülerinin ilk örneğini oluşturan isa Bey Camii de bu dönemlerde inşa edilmiş bir diğer anlamlı yapıdır.

Osmanlı çağında Ulu Cami'ler dönemi başta olmak üzere çeşitli yörelerde kubbeli yapılar ve bu arada birbirine komşu küçük kubbelerden oluşan büyük boyutlu örtü yapılarının inşa edildiği bilinmektedir. Bursa'daki Ulu Camii bunun en ünlü örneklerinden biri olarak günümüzde de saygınlığını korumaktadır. Balkan toprakları üzerinde yapılmaya başlanan kubbeli yapılar arasında Edirne'deki Eski Cami ile Üç Şerefeli Cami bunun başarılı örnekleri olarak bilinegelir.

3. Sinan Yapılarından Günümüz Yapılarına Geliş 3.1. Sinan olayıyla ilgili saygılı bir hatırlatma Koca Sinan Anadolu'nun bağrından, Kayseri'nin bir köyünden çıkıp gelmiş bir

uygarlık mucizesidir. Osmanlı imparatorluğu'nun en güçlü dönemi olan 16. yüzyılda ve Kanuni Sultan Süleyman gibi çok geniş ufuklu bir padişahın liderliğine rastlamış oluşu Sinan olayının talihli gelişmesinin dayanağını elbette oluşturmuştur. Ancak, kendi bireysel dehası olmasaydı bu dayanağa rağmen Sinan görevini düzgün yapan iyi bir hassa mimarı olmaktan öteye geçemeyebilirdi. O dönem Osmanlı'sının gücü ile çok üstün bir bireysel deha kol ko la girince sadece ülkemiz yapı tarihinde değil; dünya sanat tarihinde de bir "Sinan Olayı" yaşanmıştır. Batılı sanat ve düşünce tarihi kaynakları, tarihin akışı içinde Michelangelo ile Palladio arasında sıkışmış bu büyük yapı dehasının ne olduğunu anlamakta güçlük çekmişlerdir. istanbul'da Ayasofya'yı görüp onun benzerlerini yapan, uygulamacılığı düzgün bir mimar-mühendis gözüyle ve küçümsenerek bakıldığına fazlasıyla tanık olunmuştur. Son dönemlerde, bu satırların yazarının da katıldığı uluslararası gayretlerle Sinan'ın Michelangelo ve Palladio anlayışlarından bağımsız özgün ve farklı bir boyuttandırıcı ve yapıcı kişiliğine sahiptendiğini kabullenir gibi olmaktadır. Umulur ki bu başlangıç yaygıntaşarak dünyadaki tüm kültür odaklarında ilgi ve kabul gören bir düşünce kaynağını oluştursun.

Page 7: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

1

1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde

Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler

Önceki bölümde sözü edildiği gibi Edirne'deki bazı örnekler ve istanbul'daki Beyazıt Camii olgusu Kanuni-Sinan Dönemi öncesi kubbeli dinsel mekan örtülerinin mevcudiyetini Osmanlı'nın gelişme çizgisinde kendisini zaten göstermişti. Ancak Sinan ile bu olay bir yerleşik kültüre ve sonraki yüzyıllar boyunca da devam edecek bir geleneğe dönüşmüştür. ilk Valide Sultan Cami'Lerinden başlayan ve giderek Üsküdardaki MihrimahSultan Camii'nde kendini gösteren mimarlık ve mühendisliğin kubbeli yapılardaki akılcı ve hoş mekan yaratıcı kol kolaylığını Sinan özellikle.Şehzade Mehmet Camii ile sergilerneye başlamıştır (Şekil 8). Bu makalenin müellifinin yöneticiliği ile yürütülmüş çeşitli yüksek Lisans tezi çalışmalarında ve değişik uluslararası yayınlara kaynak oluşturan diğer bazı araştırma projelerinde günümüzün teorik bilgisi ve bilgisayar modelleme kolaylıklarıyla Sinan yapılarının bir bölümünün mühendislik çözümlemeleri gerçekleştirilmiştir. Şehzade Mehmet Camii'nin kubbesi sonradan günümüzde çağdaş mimarinin betonarme kubbelerinin esinlenmekten öte açıkça kopyalayara k uyguladığı modern örnekleri ile günümüze kadar gelmiştir. Ancak, yapıldığı dönemin duvar ve kolon yapıları taş, kubbesi tuğla olarak tasarlanmış ve inşa edilmiş olan yapıları arasında büyük boyutlu bir ilk olarak özel yer tutmuştur. Ayrıca, ana kubbeyi çevreden saran dörtlü ve sekizli kubbe parçacıklardan oluşan iki sıra halindeki ya nal destekleriyle ya nal etkilere ve özellikle depreme karşı dayanımı mükemmel hale getirilmiştir. Bu yukarıdan aşağıya doğru küçülerek sarkan kubbeler düzeni çok etkileyici görsel duyumsamala ra yol açmaktave tam bir estetik doyurnun kaynağını oluşturmaktadır (Şekil 9). Taşıyıcı sisteminin genel dış görünüşü itibariyle Ayasofya'dan esinlendiği ve onun bir kopyası olduğu izlenimini özellikle Batılı sanat tarihçileri nezdinde duyumsatmış bulunan Süleymaniye ise taşıyıcı sistemindeki düşey elemanların yerleştiriliş ve boyutlandırılış geometrisi ile ve temel yapısının muhkem dokusuyla her türlü düşey ve yatay yük etkisine ve deprem etkilerine karşı gelerek günümüze kadar ulaşmıştır. Süleymaniye cami ayrıca dıştan görünüşte sergilediği estetiği ve azameti birleştirmiş yapısal düzeniyle de dikkat çeken bir farklı başyapıttır (Şekil 9).

Aradaki diğer istanbul içi ve dışı örneklerin ayrıntısına girmeksizin bir diğer başyapıt olan Edirne Kapı Mihrimah Sultan Camii yapısı üzerinde durmakta yarar vardır. Depremsel davranış yönünden biraz daha narinlik gösteriyor olmakla birlikte Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii iç mekanın duyurnsattığı olağanüstü görsel zarafet ile çok özel bir başka başyapıt olarak kabul edilmektedir (Şekil 8). Kendisinden az sonra boyutlandırılan ve inşa edilen Kadırga Sokullu Camii ile birlikte bu çok özel iki yapı Selimiye'nin gelişini de bir çeşit hazırlamaktadır.

Selimiye, bu satırların yazarının kendi kitaplarından birinde vermiş olduğu bir bölüm başlığında da tasvir bulduğu gibi, bir çeşit "gökyüzünün yeryüzüne inişidir". Kubbe geometrisinin düşündürttüğü göksel sonsuzluğun ve geometrik heybetin insan eliyle aşağı çekilmesidir. Selimiye'nin, olağanüstü bir iç destek yapılaşması düzeni üzerine oturan ve devasa boyutlarını belli etmeyen zarif görsel uyumlu kubbesi Ayasofya'nın elips çap boyutlarından biraz daha büyük bir kubbe çapına ve yarıçapına sahiptir. Ancak, kubbenin üç boyutlu eğrisellik özelliği öylesine kullanılmıştır ki, Ayasofya'da ve ayrıca dünyadaki hiçbir diğer tuğla kubbeli yapıda çağrıştırılamayan bir sonsuzluk duygusunun odağı oluşturulmaktadır. Önemli bir ibadet yerinin benzersiz örtüsü olmasının yanı sıra Selimiye'nin kubbesi bir uygarlık simgesidir.

Selimiye ve Süleymaniye'nin bir çeşit replikaları olan istanbul'daki Azapkapı Sokullu Camii ve Kılıç Ali Paşa Camileri ile birlikte Üsküdar'da boğaz kıyısındaki Şemsi Ahmet Paşa Camileri ile bir azametli yapı dönemi, maalesef, kapan mıştır. Sonradan gelen Sultanahmet Camii'nde ve daha da arkadan gelen Nurosmaniye Camii'nde Sinan dehasının izleri sınırlı ölçülerde kendini göstermekteydi. Osmanlı'nın hızlı in işe geçişiyle birlikte ibadet yapıları dahil olmak üzere her türlü yapının teknolojisinde de durağanlık yaşandığından kubbe yapılarında da farklı ucuz sıradanlık anlayışına girilmiştir.

396

Page 8: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

"- 1. Ulusili Ci!mi Mimilrisi Sempozqumu Üç Boyutlu Eğrisel Formların Sembolik ve Yapısal Anlamı

Erhan KARAESMEN

Şekil B. Şehzade Mehmet Camii Şekil9. Süleymaniye'nin Haliç'in Öte Yakasından Cami

Şekil 1 O. Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii Şekil11. Edirne Selimiye Camii

3.2. Osmanlı'nın son dönemlerinden günümüze uzanan ibadet yapıları anlayışı 19. yüzyılın ikinci yarısında batı dünyası ile teslimiyetçi temasların geliştiği bir

dönemde italyan mimarisinin ikinci sınıf unsurlarının istanbul'a yansıtılmasıyla o dönemin ölçülerine göre modern olarak nitelendirilen ibadet yapılarında narin zarafet görüntüsü altında çok ucuz görsellik etkileri hakim olmuştur. Bu taviz verici dönüşüm döneminde ispanya'da ise çok farklı bir oluşum yaşanmaktadır. Dinsel inancın çağdaşlaşmış biçimlerine çok akılcı ve içten duyumsatıcı biçimde yansıtan Barcelonalı bir Gaudi olağanüstü bir eğrisel üç boyutluluğun önderliğini yapmıştır. Etkisi günümüzde hala saygıyla izlenmektedir (Şekil 12).

Ülkemizin ibadet yapılarının günümüzdeki durumuna gelince, sosyal hayır dağıtma kavramıyla da birleşmiş olarak ve kendi adlarının anılması için anlamlı yadigar ürünler bırakmak üzere bazı yurttaşlarımızın girişimiyle çok sayıda ibadet yapısı inşa edilir olmuştur. Bunun yanı sıra kamunun ilgili kurumlarının önceliği ile ya da bazı mahalli yurttaş gruplarının bir araya gelişleriyle de cami ve mescit yapı m işleri kendini göstermektedir. Bu yapıların bir bölümünde, biraz gayret sarf edilerek Osmanlının ilk dönemlerinden esinlenme yoluyla bazı özellikler kullanılmakla birlikte, günümüz cami yapılarının çok büyük bir çoğunluğu aynı tornadan çıkmış oldukları izlenimini veren keyifsiz, perakende yapı ürünleri niteliği taşımaktadır. Geçmişte ibadet yapılarının sosyal yaşamın sadece bir toplu yakarma ihtiyacını karşılayacak mekanlar oluşturmanın ötesinde dönemlerinin sosyal ve kültürel iştiyaklarının yansıtıcılığını yaptığı da bilinirdi. Bu anlayış 19. yüzyıldan itibaren büyük ölçüde zedelenmiş olmakla birlikte yine de günümüzdeki ibadet yapılarında ku b be ve minare kullanılışının akıl almaz zevksizliğini açıklayabilmek mümkün değildir. Öte yandan günümüzün ucuz ve pervasız tüketim eğilimleriyle birleşmiş olarak bazı ibadet yapıları ticari amaçla kullanılan bölümleri de kapsar hale gelebilmektedir (Şekil13l.

Page 9: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

·@ 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu

/ Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde

Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler

Olay sadece üzüntüyle karşılanmaktadır. Farklı resmi girişimlerle daha büyük boyutlu ve daha fazla özen gösterilerek projelendirilip inşa edilmesi beklenebilecek günümüz ibadet yapılarında da bu tür binalardan beklenebilecek içsel ve görsel doyum yeterliliğinin sağlanamadığı gözlenmektedir. Bu çok olumsuz ve talihsiz gelişmeye karşın gelecekte bu duruma bir çare bulunabileceği umudu, her şeye rağmen taşınmatıdır.

Şekil12. Colonia Güell Kilisesi

Şekil 14. Sydney Opera Binası

Şekil13. Günümüz ibadet Yapılarından Örnekler

Şekil15. CNIT Binası, Paris

3.3. Üç boyutlu eğriselliğin uluslararası kullanımına özetti bir bakış Dünya mimarlığının da küreselleşme sloganları adı altında gittikçe birbirine

benzeyen ve sembolik anlamlarını kaybeden yapılar inşa etmeye yöneldiği görülmektedir. Ancak, her şeye rağmen, ulusalrenklereve bireysel yaratıcılığa daha fazla önem verilen çeşitli ülkelerde küreselleşmenin duyguları köreltici etkisine karşı gelinerek özgün yapıların tasarlanıp gerçekleştirilmesi mümkün olabilmektedir. Büyük boyutlu özel toplu hizmet yapıları, parlamento binaları, büyük açıklık ve spor yapıları ile m üze, konser ve opera vb. sanatsal ve kültürel amaçlı mekan lar, çağdaş havaalanı ve istasyon yapıları değişik ve yaratıcı mimari özellik taşıyan üç boyutlu unsurları sergilerneye devam etmektedir. Bir yarım yüzyıl öncenin Nervi, Candela, Kahn, Utzon, Le Courbisier [Şekil 14] yapılarında teknik ve sembolik derin anlamlar ifade etmiştir. O dönemlerde mühendisliğin ve teknolojinin ağır bastığı ve mimarlığın daha ziyade tamamlayıcı görev üstlendiği bir ardgermeli beton örtü yapısı başyapıtı olarak kabul edilen Paris'teki CNIT yapısı tarafından temsil edilmiştir [Şekil15l. Ote yandan üç boyutluluk günümüzde de bir Vedat Dolakay'ın Islamabad Camii yapısında kuwetle kendini gösterdiği bilinmektedir [Şekil 16]. Tam kubbesel geometri sergilernemekle birlikte çeşitli modern başyapıtlarda kendini göstermiştir. ibadetten farklı amaçlarda kullanılan toplumsal çeşitli yapılarda da [Calatrava'nın, Pei'nin ve Piano'nun] üç boyutlu eğriselliği cesaret ve başarıyla kullandığı bilinmektedir.

4.Tamamlayıcı yorumlar Üç boyutlu eğrisellik görsel ve sembolik anlamlarıyla ve harekete geçirdiği

duyumsamaların yoğunluğuyla yapı sanatının eski dönemlerden bu yana bir temel unsurunu oluşturmuştur. Özellikle kubbe geometrisine sahip mekan örtüleri inanç ve yakarı tinselliğini canlandırıcı ögeler olarak mimarlık ve yapı sanatının ötesinde sosyal ve kültürel anlayış kapsayıcılığı da sergilemiştir. Ortaçağın Hristiyan yapılarından başlayan ve yeniçağların islam yapılarında başarılı örneklerine rastlanmış bulunan kubbeli yapılar islam mimarisi çerçevesinde de önemli ve özel anlamlar taşı mıştır.

398

Page 10: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

O 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Üç Boyutlu Eğrisel Formların Sembolik ve Yapısal Anlamı

Erhan KARAESMEN

Şekil16. islamabad Camii, Vedat Dalokay

Günümüz yapı sanatında uluslararası ölçekte ibadet yapılarının dışındaki çeşitli yapı türlerinde de başarılı ve anlamlı kullanım alanları bulan üç boyutlu eğrisellik ve kubbesel karakterli mekan örtücülüğü ülkemizde daha seyrek uygulama alanları bulmaktadır. Cami yapılarının sayısındaki büyük artışa rağmen genel bir özensizliği ve görsel zevksizliğin sergilendiğ i yapı türleri kendini gösterir olmuştur. Bu duruma ilgili kamu kurumlarının da kuwetli desteği sağlanmak kaydıyla Türk mimarlık ve mühendisliği içinden bir çare bulunması ve yeni arayışlara girilmesi temenni olunmaktadır.

Kaynakça inalcık, H. 2007. "Osmanlı imparatorluğu Klasik Çağ", Yapı Kredi Yayınları, istanbul.

Karaesmen, E. Ünay, A., Erkay, C., Boyacı, N. 1992. "Seismic Behaviour Of Old

399

Page 11: l Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D219556/2013/2013_KARAESMENE.pdf · 2015. 9. 8. · 1 1. Ulusal Cami Mimarisi Sempozqumu Gelenekten Geleceğe Cami

/

1. Ulusal Cami Mimarisi Sempoz~umu Gelenekten Geleceğe Cami Mimarisinde

Çağdaş Tasarım ve Teknolojiler

Masonary Structures", Procedings Of Tenth World Centerence On Earthquake Engineering, Madrid, Spain.

Kara esmen, En. Karaesmen, Er. 1994. "A Study Of The Structural Behaviour Of Historic Masonry B uildings in Seismic Zones··. Proceedings Of The 1 Oth European Conference On Earthquake Engineering, Vienna .

.. Karaesmen, Er. 2008. 'Sinan Teması Üzerine Çeşitlemeler' TMMOB inşaat Mühendisleri Odası Yayını, Ankara.

Kuban, D. 1999. "istanbul: Osmanlı Kültüründe Kent Kavramının Doruğu", Osmanl imparatorluğu'nun Doruğu 16. Yüzyıl Teknolojisi, (der. K. Çeçen), istanbul Büyükşehir Belediyesi, istanbul Su Ve Kanalizasyon idaresi Yayınları, istanbul).

Kuban, D. 2007. "Osmanlı Mimarisi". Yapı-Endüstri Merkezi Yayınları, istanbul. Ortaylı, i. 2007. "Son imparatorluk Osmanlı", Timaş Yayınları, istanbul. Öziş, Ü., Özdemir Y., Atalay, A. 2003. "Mühendis ve Mimar Sinan 'nın Köprüleri",

Türk Bilim Tarihi Kurumu ve iSKI Yayını, "Türk Teknoloji Tarihi", istanbul.

400