KUR’AN OKUMA ve TECVİD...“Uygulama Soruları”, Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti”,...
Transcript of KUR’AN OKUMA ve TECVİD...“Uygulama Soruları”, Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti”,...
I
KUR’AN OKUMA ve TECVİD IV
İLİTAM LİSANS PROGRAMI
Yazarlar
Prof. Dr. ABDULLAH EMİN ÇİMEN
Prof. Dr. KERİM BULADI
Editör
Prof. Dr. Abdullah Emin ÇİMEN
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ
II
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ
İLİTAM LİSANS PROGRAMI
KUR’AN OKUMA ve TECVİD IV
Yazarlar
Prof. Dr. ABDULLAH EMİN ÇİMEN
Prof. Dr. KERİM BULADI
Editör
Prof. Dr. Abdullah Emin ÇİMEN
III
ÖNSÖZ
Son ilahi dinin kutsal metni Kur’an-ı Kerim, onu insanlığa ulaştıran Hz. Muhammed
(sav) tarafından okunmuş, Müslümanların onu nasıl okuyacaklarının usül ve kaideleri
Allah’ın ona öğrettiği şeklide bizzat onun tarafından belirlenmiştir.
Rasûlullah’ın (sav) belirlediği Kur’an’ın okunuş şekillerine dair usûl ve kaidelerin
tümüne daha sonraki dönemlerde tecvid adı verilmiştir. Her ne kadar Rasûlullah (sav) ve
sahabe döneminde bu usul ve kaideler tecvid ismiyle anılmamış olsa da, tecvid kurallarına
uymaksızın, Kur’an-ı Kerim’i Peygamberimizin (sav) ve sahabenin okuduğu gibi okuma
imkanı yoktur. Bu nedenle olsa gerek ki meşhur tecvid ve kıraat alimi İbnü’l-Cezerî, “Kur’an-
ı Kerim’i tecvidli okumayan günahkar olur.” diyerek Kur’an’ın lafzının okunuşunda tecvid
ilminin ne derece gerekli olduğunu ortaya koymuştur.
Kur’an-ı Kerim gelişi güzel, sıradan, lalettayn, basit bir metin değildir; o ilahi bir
metindir, Allah’ın kelamıdır. Allah’ın kelamı başka kelamlara benzemediği gibi, okunuşu da
başka kelamların okunuşuna asla benzemez. Onun kendine has okunuş metotları ve usulleri
vardır. Bu metot ve usuller bütünü Tecvid kaidelerini oluşturur.
Ülkemizde İlahiyat Fakültesi lisans programlarında yaklaşık dört yıldır 8 (sekiz)
dönemin tamamında var olan tek ders Kur’an Okuma ve Tecvid dersidir. Bu ders sayesinde
İlahiyat Fakültesi öğrencileri Allah’ın kelamı Kur’an-ı Kerim’i güzel okuma bilgi ve
becerisini elde etmekte, her dönem alanla ilgili bilgilerini tazeleme ve yeni bilgiler edinme
fırsatına sahip olmaktadırlar. Açık Öğretim Fakültesi bünyesinde sürdürülen İlahiyat ön lisans
eğitimi programında Kur’an Okuma ve Tecvid dersi maalesef bulunmamaktadır. Bu
eksikliğin bir an önce giderilmesi büyük bir zarurettir. İLİTAM lisans tamamlama programı
öğrencileri ise 4 (dört) dönemin tamamında bu dersi okuma fırsatı bulabilmektedirler. Bu
nedenle örgün eğitimde 8 (sekiz) dönemde takip edilen program İLİTAM’da 4 (dört)
dönemde verilmekte ve adeta yoğunlaştırılmış bir program uygulanmaktadır. Konulardaki
yoğunluk bu zorunlu gerekçeden kaynaklanmaktadır.
Her bölüm (ünite) adını, işlenen tecvid konusundan almış ve bu bölümlerin her biri
dört ana başlıkta ele alınmıştır. Bunlar sırasıyla “Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık: Ezber,
Yüzünden Okuma”, “Tecvid”, “Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler” ve
“Okuma Parçası”ndan oluşmaktadır. Ayrıca her bölümün başında “Bu Bölümde Neler
Öğreneceğiz?”, “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular”, “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar
ve Kazanım Yöntemleri”, “Anahtar Kavramlar” ve “Giriş” başlıkları altında konunun
anlaşılmasına yönelik önemli bilgiler sunulmuştur. Her bölümün sonunda ise “Uygulamalar”,
“Uygulama Soruları”, Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti”, “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar”
başlıklarıyla konunun adeta yeniden tekrarı ve sağlamlaştırılması yapılmıştır.
Bu ders metinlerinin Allah’ın yüce kelamı Kur’an-ı Kerim’i tecvidli bir şekilde
okuyabilme ve daha iyi anlamada katkı sağlayacağı ümidindeyiz. Allah Telala Hazretleri bu
naçiz sa’yimizi meşkûr eylesin, amin.
Prof. Dr. Abdullah Emin ÇİMEN
Prof. Dr. Kerim BULADI
IV
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................................................................................................................ III İÇİNDEKİLER .................................................................................................................................................... IV KISALTMALAR ................................................................................................................................................. IX YAZARLAR NOTU .............................................................................................................................................. X 1. TECVİD, HARF-İ MED, SEBEB-İ MED .............................................................................................................. 1
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ......................................................................................................................... 2 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular............................................................................................................... 3 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ................................................................................. 4 Anahtar Kavramlar ............................................................................................................................................... 5 Giriş ...................................................................................................................................................................... 6 1. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .............................................................................................................. 7
1. 1. Ezber ................................................................................................................................................. 7 1. 1. 2. Yüzünden Okuma: Zuhruf Sûresi 34-60. Ayetler ....................................................................... 10
1. 2. Tecvid: Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i Med (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 1-6. Sayfalar) . 12 1. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahlak ..................................................................... 19 1. 4. Okuma Parçası: “Kurrâ” (القراء ) ............................................................................................................... 22 Uygulama Soruları ............................................................................................................................................. 23 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ........................................................................................................................ 24 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................... 25 Cevaplar ............................................................................................................................................................. 27
2. MEDD-İ TABİİ, MEDD-İ MUTTASIL, MEDD-İ MUNFASIL, MEDD-İ LÂZIM, MEDD-İ ‘ÂRIZ ............................... 28 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ....................................................................................................................... 29 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular............................................................................................................. 30 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................... 31 Anahtar Kavramlar ............................................................................................................................................. 32 Giriş .................................................................................................................................................................... 33 2. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ............................................................................................................ 34
2. 1. 1. Ezber ........................................................................................................................................... 34 2. 1. 2. Yüzünden Okuma: Zuhruf Sûresi 61-89. Ayetler ....................................................................... 35
2. 2. Tecvid: Medd-i Tabii, Medd-i Muttasıl, Medd-i Munfasıl, Medd-i Lâzım, Medd-i ‘Ârız (Osmanlıca
Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 7-13. Sayfalar) .............................................................................................. 36 2. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Takva ..................................................................... 44 2. 4. Okuma Parçası: “Kurrâ” (القراء ) (Devam… ) ........................................................................................... 46 Uygulama Soruları ............................................................................................................................................. 48 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ........................................................................................................................ 49 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................... 50 Cevaplar ............................................................................................................................................................. 52
3. MEDD-İ LÎN, İHFÂ, İZHÂR, İKLÂB, İDĞÂM MA‘AL-ĞUNNE ............................................................................ 53 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ....................................................................................................................... 54 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular............................................................................................................. 55 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................... 56 Anahtar Kavramlar ............................................................................................................................................. 57 Giriş .................................................................................................................................................................... 58 3. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ............................................................................................................ 59
3. 1. 1. Ezber ........................................................................................................................................... 59 3. 1. 2. Yüzünden Okuma: Duhân Sûresi 1-39. Ayetler .......................................................................... 61
3. 2. Tecvid: Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr, İklâb, İdğâm Ma‘al-Ğunne (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân,
14-19. Sayfalar) .................................................................................................................................................. 63 3. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Adalet .................................................................... 69 3. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) ...................................................................................................... 72 Uygulama Soruları ............................................................................................................................................. 74 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ........................................................................................................................ 75 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................... 76 Cevaplar ............................................................................................................................................................. 78
4. İDĞÂM BİLÂĞUNNE, SAKİN MİM (م) ÇEŞİTLERİ, İDĞÂM MÜTECÂNİSEYN, İDĞÂM MÜTEKÂRİBEYN, İDĞÂM-I ŞEMSİYYE ....................................................................................................................................................... 79
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ....................................................................................................................... 80
V
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular............................................................................................................. 81 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................... 82 Anahtar Kavramlar ............................................................................................................................................. 83 Giriş .................................................................................................................................................................... 84 4. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ............................................................................................................ 85
4. 1. 1 Ezber ............................................................................................................................................ 85 4. 1. 2. Yüzünden Okuma: Duhân Sûresi 40-59. ve Câsiye Sûresi 1-13. Ayetler ................................... 86
4. 2. Tecvid: İdğâm Bilâğunne, Sakin Mim’in (م) Çeşitleri, İdğâm Mütecâniseyn, İdğâm Mütekâribeyn, İdğâm-
ı Şemsiyye (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 20-26. Sayfalar) ...................................................... 88 4. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Sabır ...................................................................... 95 4. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…) ................................................................................... 98 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 100 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 101 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 102 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 104
5. İZHÂR-I KAMERİYYE, KALKALE, HÜKMÜ’R-RÂ (ر), LAFZETULLÂH .............................................................. 105 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 106 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 107 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 108 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 109 Giriş .................................................................................................................................................................. 110 5. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .......................................................................................................... 111
5. 1. 1. Ezber ......................................................................................................................................... 111 5. 1. 2. Yüzünden Okuma: Câsiye Sûresi 14-37. Ayetler...................................................................... 113
5. 2. Tecvid: İzhâr-ı Kameriyye, Kalkale, Hükmü’r-Râ (ر), Lafzetullâh (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-
Ğufrân, 27-32. Sayfalar) ................................................................................................................................... 115 5. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Tevekkül .............................................................. 121 5. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…) ................................................................................. 123 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 125 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 126 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 127 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 129
6. ZAMİR, SEKTE, HÂ-İ SEKT, TESHÎL, İBDÂL .................................................................................................. 130 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 131 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 132 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 133 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 134 Giriş .................................................................................................................................................................. 135 6. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .......................................................................................................... 136
6. 1. 1 Ezber .......................................................................................................................................... 136 6. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 1-14. Ayetler ........................................................................ 140
6. 2. Tecvid: Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt, Teshîl, İbdâl (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 33-38.
Sayfalar) ........................................................................................................................................................... 141 6. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahde Vefa ........................................................... 147 6. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…) ................................................................................. 149 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 151 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 152 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 153 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 155
7. İMÂLE, İŞMÂM ......................................................................................................................................... 156 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 157 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 158 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 159 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 160 Giriş .................................................................................................................................................................. 161 7. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .......................................................................................................... 162
7.1.1. Ezber ........................................................................................................................................... 162 7. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 15-28. Ayetler ...................................................................... 164
7. 2. Tecvid: İmâle, İşmâm (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 39-45. Sayfalar) ........................... 166
VI
7. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Affetme ................................................................ 173 7. 4. Okuma Parçası: İbn Mücâhid (ابن مجاهد) ................................................................................................ 175 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 178 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 179 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 180 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 182
8. SECDE AYETLERİ ........................................................................................................................................ 183 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 184 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 185 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 186 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 187 Giriş .................................................................................................................................................................. 188 8. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .......................................................................................................... 189
8. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 1. Sayfa ..................................................................................................... 189 8. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 29-35. ve Muhammed Sûresi 1-11. Ayetler ......................... 190
8. 2. Tecvid: Secde Ayetleri ............................................................................................................................. 191 8. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahkâm ................................................................. 193 8. 4. Okuma Parçası: Kur’ân-ı Kerim’in Hatim Edilmesi ................................................................................ 196 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 198 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 199 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 200 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 202
9. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: SES VURGUSU ve RAF‘İ SAVT ..................................................... 203 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 204 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 205 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 206 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 207 Giriş .................................................................................................................................................................. 208 9. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık .......................................................................................................... 209
9. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 2. Sayfa ..................................................................................................... 209 9. 1. 2. Yüzünden Okuma: Muhammed Sûresi 12-29. Ayetler ............................................................. 210
9. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Ses Vurgusu ve Raf‘i Savt ............................................... 211 9. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Hükümlerin Amaçları .......................................... 214 9. 4. Okuma Parçası: Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi ................................................................ 217 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 220 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 221 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 222 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 224
10. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: RAF-‘İ SAVT .............................................................................. 225 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 226 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 227 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 228 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 229 Giriş .................................................................................................................................................................. 230 10. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ........................................................................................................ 231
10. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 3. Sayfa ................................................................................................... 231 10. 1. 2. Yüzünden Okuma: Muhammed Sûresi 30-38. ve Fetih Sûresi 1-9. Ayetler ........................... 232
10. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Raf-‘i Savt ..................................................................... 233 10. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: İnsan Canının Dokunulmazlığı (Can Emniyeti) ve
Kısas ................................................................................................................................................................. 235 10. 4. Okuma Parçası: Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi (Devam … ) ......................................... 238 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 242 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 243 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 244 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 246
11. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT ............................................................................ 247 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 248 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 249 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 250 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 251
VII
Giriş .................................................................................................................................................................. 252 11. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ........................................................................................................ 253
11. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 4. Sayfa ................................................................................................... 253 11. 1. 2. Yüzünden Okuma: Fetih Sûresi 10-29. Ayetler ...................................................................... 254
11. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt .................................................................... 256 11. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Aklın Muhafazası .............................................. 261 11. 4. Okuma Parçası: Bir Gaye İçin Hatim Yapmak ...................................................................................... 264 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 266 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 267 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 268 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 270
12. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT (Devam…) ........................................................... 271 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 272 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 273 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 274 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 275 Giriş .................................................................................................................................................................. 276 12. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ........................................................................................................ 277
12. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 5. Sayfa ................................................................................................... 277 12. 1. 2. Yüzünden Okuma: Hucurât Sûresi .......................................................................................... 278
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…) ................................................. 279 12. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Malın Muhafazası (Mal Güvenliği) ................... 282 12. 4. Okuma Parçası: Bir Gaye İçin Hatim Yapmak (Devam … ) ................................................................. 285 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 288 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 289 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 290 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 292
13. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT (Devam…) .......................................................... 293 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 294 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 295 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 296 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 297 Giriş .................................................................................................................................................................. 298 13. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ........................................................................................................ 299
13. 1. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 6. Sayfa ............................................................................................... 299 13. 1. 2. Yüzünden Okuma: Kâf Sûresi 1-35. Ayetler .......................................................................... 300
13. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…) ................................................. 301 13. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Namusu Muhafaza Etmek ................................. 303 13. 4. Okuma Parçası: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hatim Geleneği ................................................................ 306 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 308 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 309 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 310 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 312
14. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT (Devam…) .......................................................... 313 Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? ..................................................................................................................... 314 Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular........................................................................................................... 315 Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri ............................................................................. 316 Anahtar Kavramlar ........................................................................................................................................... 317 Giriş .................................................................................................................................................................. 318 14. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık ........................................................................................................ 319
14. 1. 1. Ezber: Mülk Sûresi .................................................................................................................. 319 14. 1. 2. Yüzünden Okuma: Kâf Sûresi 36-45. ve Zâriyât Sûresi 1-30. Ayetler ................................... 322
14. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…) ................................................. 323 14. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Faiz ve Hükmü .................................................. 327 14. 4. Okuma Parçası: Hafızlık Müesseselerinin Yapıları, Hoca ve Talebelerinin Özellikleri ........................ 330 Uygulama Soruları ........................................................................................................................................... 334 Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti ...................................................................................................................... 335 Bölüm Soruları ................................................................................................................................................. 336 Cevaplar ........................................................................................................................................................... 338
VIII
KAYNAKÇA ................................................................................................................................................... 339
IX
KISALTMALAR
a. g. e: Adı geçen eser
a. mlf: Aynı müellif
c: Cilt
DİA: Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
ed: Editör
nr: No, numara
nşr: Neşreden
ö: Ölüm tarihi
s: Sayfa
sy: Sayı
tah: Tahkik eden
trc: Tercüme eden
ts: Basım tarihi yok
vb: Ve benzeri
vr: Varak no
X
YAZARLAR NOTU
Kur’an-ı Kerim dersinde ulaşılmak istenen temel hedef, onu hem yavaş
(tahkik) hem de hızlı (hadr) ve akıcı bir şekilde okuyabilme melekesine sahip
olabilmektir. Bu nedenle ezber ve yüzünden okunacak ayet ve sûreler en öncelikli
konu olarak bölümlerin başına yerleştirilmiştir. Zira Kur’an-ı Kerim’i yüzünden
tecvid kurallarına riayet ederek akıcı bir şekilde okuyabilme, iki aşr-ı şerifle
birlikte belirlenmiş ayet ve sûreleri ezberden okuyabilme bu dönem, ulaşılmak
istenen temel hedeftir. Ayrıca her ünitede tecvid ilminin bir veya birkaç konusunu
bol örnekli bir metotla anlatma, Kur’an kültürü kapsamında ele alınan kültür
ayetleriyle ilahiyat öğrencisinin pratik hayatta karşılaşacağı birçok konunun
Kur’an-ı Kerim’de nasıl yer aldığını birkaç ayet özelinde ortaya koyma ve okuma
parçasında Kur’an-ı Kerim’i tanıma ve tecvid konularını daha detaylı bir şekilde
ele alma, bu dersin diğer hedefleri arasında yer almıştır. Bunlara ilaveten bölüm
sonlarındaki sorularla konuların genel tekrarı yapılmaya çalışılmıştır.
Kur’an Okuma ve Tecvid IV dersinin ezber müfredatı 2 (iki) Aşr-ı Şerif (Âl-i
İmrân Sûresi 190-196 ve Ahzâb Sûresi 41-48), Abese, Nâzî‘ât, Nebe’, Yasin ve
Mülk Sûrelerinden ve de günlük hayatta okuduğumuz önemli bazı dualardan
oluşmaktadır. Yâsin ve Mülk Sûreleri final sınavında, diğerleri ise vize sınavında
sorulacaktır. Ancak öğrenci, vize sınavında sorumlu olduğu ezberlerden final ve
bütünleme sınavlarında da sorumludur. Final ve bütünlemede vizedeki ezberler,
genel ortalamaya %30 oranında etki edecektir.
Ezber bölümünde yer alan ayet ve sûreler deftere yazılarak tahkik usulüne göre
ezberlenecek, sözlü sınavda istenilmesi halinde öğrenci bu ayetleri hadr usulüne
göre de okuyabilecektir. Öğrenci, sözlü sınav esnasında ezber ayetlerini yazdığı
defteri hocaya ibraz edecek, ezberini bu defter üzerinden dinletecektir.
Yüzünden ise 25. cüzün ikinci yarısı ve 26. cüzün tamamı okunacaktır. Ancak
öğrenci, sözlü sınavda tercihen son bölümlerinden olmak üzere Kur’an-ı Kerim’in
herhangi bir yerinden okumak zorundadır.
Bu dönem ilk yedi haftada vizeye kadarki sürede, geçen dönem olduğu gibi
Osmanlıca bir tecvid metnini okuyarak hem tecvid kaidelerini tekrar edecek hem
de ecdadın kaleme aldığı önemli bir tecvid risalesini okuma becerimizi geliştirmiş
olacağız.
Öğrencilerden öncelikli talebimiz, ders hocasının okuyuşunu ders
videolarından tekrar tekrar dinlemenin yanı sıra ezberlenecek ve yüzünden
okunacak ayet ve sûreleri muteber karilerin sesli ve görüntülü okuyuşlarını
dinleyerek takip etmeleridir. Daha kolay öğrenme ve taklit imkanı sunmaları
açısından öğrencilerimizin bu dinlemelerde tercihlerini Türk karilerden yana
kullanmalarını özellikle tavsiye etmekteyiz.
Muvaffakiyet dileklerimizle.
Prof. Dr. Abdullah Emin Çimen
Prof. Dr. Kerim Buladı
1
1. TECVİD, HARF-İ MED, SEBEB-İ MED
2
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Âl-i İmrân Sûresi 190-194. ayetlerden oluşan
aşr-ı şerif tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Zuhruf Sûresi 34-60. ayetler hadr
usulüyle yüzünden tilavet edilecektir. Dualardan “Namaz Duaları 2” konusuna
temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i Med” kuralları üzerinde
durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Ahlâk” kavramı etraflıca inceleme
konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi
verilecektir.
3
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1) Âl-i İmrân Sûresi 190-194. ayetler hangi ortamlarda aşr-ı şerif olarak okunurlar?
2) Âl-i İmrân Sûresi 190-194. ayetlerde Allah’ın müminelere öğrettiği dualarda ne
gibi hususlar ön plana çıkmaktadır?
3) Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i Med kavramlarını nasıl tanımlayabilirsiniz?
4
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Tecvid, Harf-i Med,
Sebeb-i Med
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Âl-i İmrân Sûresi 190-194.
ayetlerden oluşan aşr-ı şerifi
tahkik usulüne göre ezberden
tilavet edebilmeyi öğrenir.
3. Zuhruf Sûresi 34-60. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i
Med uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
ahlâk konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
5
Anahtar Kavramlar
Aşr-ı Şerif
Tecvid
Harf
Harf-i Med
Sebeb-i Med
Hulk
Vesîletü’l-Ğufrân
Şerhli Tatbikli Sualli Tecvid
Hafız Ahmed Ziyaüddîn
Kurrâ
Abdullah b. Mes‘ûd
Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe
Muâz b. Cebel
Übey b. Kâ‘b
6
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
7
1. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
1. 1. Ezber
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 3. sırasında yer alan Âl-i İmrân Sûresi 190-194. ayetler
tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci
ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere
yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu
bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini
bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler
üzerinde işaretleyecektir.
1. 1. 1. 1. Ayetler (Aşr-ı Şerif 1): Âl-i İmrân Sûresi 190-194
(194-190) عمرانسورة ال ﴾ 3﴿
﷽
يات لولي ف ان ي خلق السموات والرض واختلف اليل والنهار ل
قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في الذ ﴾190اللباب ﴿ ين يذكرون الله
والرض ربنا ما خلقت هذا باطل سبحانك فقنا عذاب النار خلق السموات
﴾192وما للظالمين من انصار ﴿ ل النار فقد اخزيته ربنا انك من تدخ ﴾191﴿
يم ينادي لل نا سمعنا مناديا ان ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ربنا انـ
نا مع البرار ﴿ ربنا واتنا ما وعدتنا على ﴾193ذنوبنا وكفر عنا سيـاتنا وتوفـ
رسلك ول زنا يوم القيم لف ت ﴾194الميعاد ﴿انك ل ت
(3) Âl-i İmrân Sûresi 190-194. Ayetler Âl-i İmrân Sûresi Medine döneminde inmiştir. 200 ayettir. Sûre, adını 33. ayette geçen “Âl-i
İmrân” tamlamasından almıştır. Âl-i İmrân, İmran ailesi demektir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
190. Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim
akıl sahipleri için elbette ibretler vardır.
191. Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah’ı anarlar. Göklerin ve
yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. “Rabbimiz! Bunu boş yere yaratmadın, seni
eksikliklerden uzak tutarız. Bizi ateş azabından koru” derler.
192. “Rabbimiz! Sen kimi cehennem ateşine sokarsan, onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç
yardımcıları yoktur.” 193. “Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen
iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.” 194. “Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü
bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.”
8
1. 1. 1. 2. Dualar: Namaz Duaları -2-
Bu derste, günlük hayatımızda yer alan ibadetlerle ilgili namaz dualarının Arapça metin ve
tercümeleri yer almaktadır. Vizeye kadarki derslerde bu tür dualara kısaca yer verilecektir.
Duaların ezberlenmesi sınıf geçmek için temel kriterlerden biri değildir. Ancak bu duaları
ezberlemek, daha yüksek not alma imkanı sağlayacaktır.
Namazlardan Sonra Okunacak Dualar
د وعلى آله وصحبه الحمد لة والسلم على رسولنا محم رب العالمين والص . أجمعين لل
حيم أنت اللهم ربنا يا ربنا تقبل منا إنك أنت السميع العليم وتب علينا يا مولنا إنك اب الر . التو
وسلم على عباده الذين اصطفى ذ ولدا ولم يكن له شريك في الملك ولم . الحمد لل الذي لم يت الحمد لل
الذي خلق السماوات والرض وجعل الظلمات والنور الحمد . يكن له ولي من الذل وكبره تكبيرا الحمد . لل
الذي أنزل على عبده الكتاب ولم يجعل له عوجا قيما فاطر السماوات والرض . لل ال . الحمد لل ذي الحمد لل
. أذهب عنا الحزن الذي هدانا لهذا وما كنا لنهتدي لول أن هدانا الل . الحمد لل
. لينا صبرا وتوفنا مسلمين ربنا أفرغ ع . ربنا أفرغ علينا صبرا وثبت أقدامنا وانصرنا على القوم الكافرين
الحين ربنا اغفر لنا ذنوبنا وإسرافنا في أمرنا وثبت . أنت وليي في الدنيا والخرة توفني مسلما وألحقني بالص
خواننا . ربنا إننا آمنا فاغفر لنا ذ نوبنا وقنا عذاب النار . كافرين أقدامنا وانصرنا على القوم ال ربنا اغفر لنا ول
يمان ول تجعل في قلوبنا غلا للذين آمنوا ربنا إنك رءوف رحيم أنت ولينا فاغفر لنا . الذين سبقونا بال
احمين . وارحمنا وأنت خير الغافرين ربنا آمنا فاغفر لنا وارحمنا وأنت خير الر
احمين لة ومن ذر . رب اغفر وارحم وأنت خير الر ربنا . يتي ربنا وتقبل دعاء رب اجعلني مقيم الص
ا يصفون وسلم على المرسلين اغفر لي ولوالدي وللمؤمنين يوم يقوم الحساب ة عم سبحان ربك رب العز
رب العالمين . والحمد لل
Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s. a. v)’e, onun aile
halkına ve ashabına salat ve selam olsun.
Ey Rabbimiz! Dualarımızı ve yaptığımız hayırlı işleri kabul eyle. Çünkü sen her şeyi
hakkıyla işiten ve bilensin. Ey Mevla’mız! Tevbelerimizi kabul eyle, sen tevbeleri çok kabul
edesin, sen çok merhametlisin.
Hamd Allah’a mahsustur. Selam, O’nun seçtiği kullarının üzerine olsun. Hamd, çocuk
edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, zillet ve acizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ihtiyacı
bulunmayan Allah’a aittir. O’nu tekbir ile yücelt.
Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Hamd,
kuluna Kitabı (Kur’ân’ı) indiren ve onda hiçbir eğrilik yapmayan Allah’a mahsustur. Hamd,
gökleri ve yeri yaratan Allah’a aittir. Hamd, bizden hüznü gideren Allah’a mahsustur. Hamd,
bizi buna (hidayete) eriştiren Allah’a aittir. Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz
hidayete ermiş olamazdık.
Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı
bize yardım et. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.
Dünya ve ahirette sen benim velimsin. Benim canımı Müslüman olarak al ve bleni iyilerin
arasına kat.
9
Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda)
ayaklarımızı salam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et. Rabbimiz, biz iman ettik. Bizim
günahlarımızı bağışla. Bizi ateş azabından koru.
Ey Rabbimiz! Biz ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde,
iman edenlere karşı hiçbir kin tutma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok
merhametlisin.
Sen bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen bağışlayanların en hayırlısısın. Ey
Rabbimiz! Biz inandık, bizi bağışla, bize merhamet et, sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.
Rabbim! Bağışla, merhamet et. Çünkü sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri devamlı namaz kılanlardan eyle. Ey Rabbimiz!
Duamızı kabul et. Ey Rabbimiz! (amellerin) hesap olunacağı gün beni, anamı babamı ve
müminleri bağışla.
Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir.
Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.
Namazdan Sonra Okunacak Dualar
د وعلى آله وصحبه لة والسلم على رسولنا محم رب العالمين والص . أجمعين الحمد لل
ذين من قبلنا ربنا ول ربنا ل تؤاخذنا إن نسينا أو أخطأنا ربنا ول تحمل علينا إصرا كما حملته على ال
لنا ما ل طاق لنا به واعف عنا واغفر لنا وارحمنا أنت مو . لنا فانصرنا على القوم الكافرين تحم
ربنا إنك جامع الناس ليوم ل . ربنا ل تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا وهب لنا من لدنك رحم إنك أنت الوهاب
ل لف الميعاد ريب فيه إن الل . ي
سول فاكتبنا مع الشاهدين ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سيئاتنا وتوفنا . ربنا آمنا بما أنزلت واتبعنا الر
لف الميعاد ربنا وآتنا ما وعدتنا على ر . مع البرار إنك ل ت زنا يوم القيام . سلك ول ت
اسرين ربنا . رب إني ظلمت نفسي فاغفر لي. ربنا ظلمنا أنفسنا وإن لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن من ال
ة أعين واجعلنا للمتقين . رحم وهيئ لنا من أمرنا رشدا آتنا من لدنك ياتنا قر ربنا هب لنا من أزواجنا وذر
من لساني صدريرب اشرح لي . إماما ر لي أمري واحلل عقدة حكما رب هب لي. علما رب زدني. ويس
الحين يتي ربنا وتقبل دعاء . وألحقني بالص لة ومن ذر ربنا اغفر لي ولوالدي . رب اجعلني مقيم الص
رب وللمؤمنين يوم يقوم الحساب ا يصفون وسلم على المرسلين والحمد لل ة عم سبحان ربك رب العز
. العالمين
Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s. a. v)’e, onun aile
halkına ve ashabına salat ve selam olsun.
Ey Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden
öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün
yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim mevlâmızsın. Kafirler
topluluğuna karşı bize yardım et.
Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi eğriltme. Bize tarafından rahmet
bağışla. Lütfu en bol olan sensin. Rabbimiz! Gelmesinden şüphe edilmeyen bir günde, insanları
mutlaka toplayacak olan sensin. Allah asla sözünden dönmez.
10
Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber’e uyduk. Şimdi bizi (birliğini ve
peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla,
kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al. Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin
vasıtasıyla vaat ettiklerini ver ve kıyamet gününde bizi rezil rüsvay etme; şüphesiz sen
vadinden caymazsın.
Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka
ziyan edenlerden oluruz. Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim. Beni bağışla. Rabbimiz!
Tarafından rahmet ver ve bize (şu) durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla.
Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine
önder kıl. Rabbim! Yüreğime genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden bağı çöz ki,
sözümü anlasınlar. İlmimi artır. Rabbim! bana hikmet ver ve beni iyiler arasına kat.
Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri devamlı namaz kılanlardan eyle; Ey Rabbimiz!
Duamızı kabul et. Ey Rabbimiz! (amellerin) hesap olunacağı gün beni, anamı babamı ve
müminleri bağışla. Senin izzet sahibi olan rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan
yücedir, münezzehtir. Gönderilen bütün peygamberlere selâm olsun! Alemlerin Rabbi olan
Allah’a hamdolsun.
1. 1. 2. Yüzünden Okuma: Zuhruf Sûresi 34-60. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 89 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 43. sırasındaki
Zuhruf Sûresinin son 34-60. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
خرف 43﴿ ﴾ سورة الز
﷽
ن ﴿ كؤ وسررا عليها يت ا ﴾34ولبيوتهم ابوابا وان كل ذلك لم وزخرفا
خرة عند ربك للمتقين ﴿ ومن يعش عن ذكر ﴾35متاع الحيوة الدنيا وال
فهو حمن نقيض له شيطانا ﴾ وانهم ليصدونهم عن السبيل 36له قرين ﴿ الر
اءنا قال يا ليت بيني وبينك بعد 37ويحسبون انهم مهتدون ﴿ ﴾ حتهى اذا ج
م انكم في العذاب ﴾ ولن ينفعكم اليوم اذ ظلمت 38المشرقين فبئس القرين ﴿
م او تهدي العمي ومن كان في ضلل 39مشتركون ﴿ ﴾ افانت تسمــع الص
ا نذهبن بك فانا منهم منتقمون ﴿40مبين ﴿ ﴾ او نرينك الذي وعدناهم 41﴾ فام
وحي اليك انك على صراط 42هم مقتدرون ﴿فانا علي ي ا ذ ﴾ فاستمسك بالـ
﴾ وسـل من ارسلنا 44﴾ وانه لذكر لك ولقومك وسوف تسـلون ﴿43مستقيم ﴿
﴾ ولقد ارسلنا 45حمن اله يعبدون ﴿من قبلك من رسلنا اجعلنا من دون الر
11
ي رسول رب العالمين ﴿ ئه فقال ان ا ﴾46موسى باياتنا الى فرعون ومل فلم
اءهم باياتنا اذا هم منها يضحكون ﴿ ال 47ج هي اكبر ﴾ وما نريهم من اي
﴾ وقالوا يا ايه الساحر ادع 48من اختها واخذناهم بالعذاب لعلهم يرجعون ﴿
نا لمهتدون ﴿ ا كشفنا عنهم العذاب اذا هم 49لنا ربك بما عهد عندك انـ ﴾ فلم
﴾ ونادى فرعون في قومه قال يا قوم اليس لي ملك مصر وهذه 50﴿ ينكثون
﴾ ام انا خير من هذا الذي هو 51النهار تجري من تحتي افل تبصرون ﴿
اء معه ﴾ فلول القي علي 52مهين ول يكاد يبين ﴿ ه اسورة من ذهب او ج
ف قومه فاطاعوه انهم كانوا قوما فاسقين ﴿ ﴾53الملئك مقترنين ﴿ ﴾ 54فاست
ا اسفونا انتقمنا منهم فاغرقناهم اجمعين ﴿ 55فلم ومثل ﴾ فجعلناهم سلفا
خرين ﴿ ا ضرب ابن مريم مثل اذا قومك منه يصدون ﴿56لل ﴾ 57﴾ ولم
﴾ 58ضربوه لك ال جدل بل هم قوم خصمون ﴿ وقالوا ءالهتنا خير ام هو ما
اي ـل ﴿ان هو ال عبد انعمنا عل ي اسر اء لجعلنا 59يه وجعلناه مثل لبن ﴾ ولو نش
لفون ﴿ ئك في الرض ي ﴾ 60منكم مل
12
1. 2. Tecvid: Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i Med (Osmanlıca Tecvid Metni:
Vesîletü’l-Ğufrân, 1-6. Sayfalar)
Tecvid Kitabının Orijinal Adı:
VESÎLETÜ’L-ĞUFRÂN ŞERHLİ TATBİKLİ SUALLİ TECVİDDİR
Yazarı:
Kastamonu Mekteb-İ Rüşdî-İ Askerîsi Lisân-I Osmâni Muallimi HAFIZ AHMED
ZİYAÜDDÎN
13
14
15
16
17
18
19
1. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahlak
1. Ahlâkın Mahiyeti ve Önemi Ahlâk, Arapça bir kelime olup “din, huy, tabiat, seciyye” anlamlarına gelir. “Hulk” veya
“huluk” kelimesinin çoğuludur. Daha ziyade insanın fizîkî yapısı için “halk”, manevî yapısı
için ise “hulk” kelimesi zikredilmiştir. Bu iki kelime, güzel ve kötü vasıfları ifade etmek için
kullanılır. Birçok mevzuda güzel ahlakı metheden, kötü ahlâkı ise zemmeden (yeren) hadisler
mevcuttur. 1
İmam Gazalî (1058/111) ahlâkı şöyle tarif eder: “Ahlâk, nefiste iyice yerleşen bir şekil ve
heyetten (melekeden) ibarettir ki, bütün iş ve davranışlar düşünüp taşınmaya ihtiyaç duymadan
kolaylıkla bu meleke sayesinde ortaya çıkar. Akıl ve şerîat açısından güzel görülen ve kabul
edilen fiiller bu melekeden (heyetten) meydana gelirse, buna güzel ahlak, şayet nefiste yerleşen
söz konusu melekeden (aklın ve şerîatın kabul etmediği) çirkin işler meydana gelirse buna da
çirkin ahlâk denir. Bir şeyin ahlâk olabilmesi, nefiste iyice yerleşmesine bağlıdır. Meydana
gelen herhangi bir ihtiyaçtan dolayı nadiren malını harcayan bir kimseye, bu huy kendisinde
iyice yerleşmediği ve kökleşmediği müddetçe cömert ahlaklı denmez. Aynı şekilde
düşünmeden kolaylıkla bu fiillerin kendisinden sadır olması gerekir. Zorlanarak malını
harcayan veya öfke anında zorlanarak ve düşünerek sükut eden kimseye de cömert ve yumuşak
huylu denilmez.”2
Bu tarif ve açıklamalardan anlaşılacağı üzere, kendisinde cömertlik hasleti bulunmadığı
halde herhangi bir korku, bir takım çıkar, menfaat, riya, tanınma, şöhret, bazı ödüllere
(sertifika, takdirname, teşekkür, berat, plaket vs) nail olma gibi sebepler ve bekleyişlerle ya da
toplumda, çevrede ve değişik kademelerde itibarını sağlamlaştırma veya malını, servetini
muhafaza gibi âmillerle faaliyette bulunan kimsenin bu uygulaması cömertlikle açıklanamaz.
Mustafa Çağırıcı, İmam Gazâlî’nin yaptığı ahlâk tarifinden hareketle bu konuda şu
değerlendirmeyi yapmaktadır: “Ahlâk sadece iyi huylar ve kabiliyetler manasına gelmez.
Kelimenin asıl manası ile iyi ve kötü huyların hepsine birden ahlâk denir. Buna göre ahlaksız
insan yoktur, iyi ve kötü ahlaklı insan vardır. İslâmî kaynaklarda da iyi huylara “ahlâk-ı
hamîde, ahlâk-ı hasene” kötü huylara “ahlâk-ı zemime, ahlâk-ı seyyie” gibi adlar verilmiştir.”3
Müslüman araştırmacıların büyük bir kısmı, “İslâm ahlakı” sözünden özellikle kitap ve
sünnetin ortaya koyduğu ahlakı anlamaktadır. Bu durumda İslâm ahlâkı, ne filozofların-az çok
eski Yunan tesirindeki-rasyonel ahlak düşünceleri; ne mutasavvıfların-az çok Yeni
Eflâtunculuk, Hint, İran tesiri taşıyan- mistik tecrübeleri ne de fukahanın-zaman zaman sırf
şeklî olmakla itham edilen-spekülatif çalışmalarıdır. Kitap ve sünnetin hükümleri ve kanunları,
İslâm ahlakının esasını teşkil eder. İşaret edilen bütün bu ahlâk nazariyelerinin “İslâm ahlâkı”
ile alakaları da bu iki temel kaynağın ahlâkî hükümleri ve prensipleri ile uyumları
nispetindedir.4
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Kur’ân ve sünnetin ilkelerine uymayan ahlâkî
görüşler ve öğretilerin İslâm ahlakı ile ilgisi yoktur, başka bir ifade ile İslâm ahlâkı, Kur’ân ve
Sünnete ve bunların aslî düsturlarına dayanmaktadır. Kur’ân ve Sünnetin ölçülerine uymayan
pratik ve nazarî ahlakî değerlerin hiçbiri, İslâm ahlakı açısından onaylanamaz ve meşru kabul
edilemez.
Her yerde olduğu gibi, ahlâk kaidelerini, insanın vazifelerini, beşerin hayatını düzenleyen
muamelelerin dayandığı kanunları, insanlara ilk öğreten kaynak, dindir. Ahlâkî kaidelerin en
sağlam desteği ve en kuvvetli müeyyidesi dindir. Ahlâk esaslarının en büyük koruyucusu,
1 İbn Manzûr, Ebu’l-Fadl Cemalüddin Muhammed b. Manzûr el-Efrîkî, Lisanü’l-Arab, Beyrut, 1999, IV, 194;
Mustafa Çağırıcı, DİA (Diyanet İslâm Ansiklopedisi), İstanbul, 1989, Ahlâk Maddesi, II, I. 2 Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed el-Gazzâlî, İhyâu Ulûmiddîn, Tahrîç, Zeynuddîn Ebu’l-Fadl Abdurrahim
b. Hüseyn el-Irakî, Beyrut, ts. III, 58. 3 Mustafa Çağırıcı, İslam Ahlâkı (Türkiye Diyanet Vakfı İslam İlmihali, Ankara, 2001 içinde), II, 486. 4 Çağırıcı, Mustafa, a. g. e. , II, 489.
20
Allah’ın ahiret gününde kullarını hesaba çekeceğine ve işlediklerine göre onları
mükâfatlandıracağına inanmaktır.5
İslam yurtlarında ahlâkın en belli başlı temeli, İslâm dinidir. Ve bu din, bütün halk tabakaları
arasında ahlâk ve faziletin yayılmasına, herkesin ahlâk ve fazilete sarılmasına çalışmış ve
muvaffak olmuştur.6
Bu tespitler oldukça önemlidir Gerçekten Müslümanların ahlâkî melekeleri kazanmaları,
Kur’ân ve Sünnetin rehberliği ile olmuştur. Nefislerini arındırmaları, düşünce ve tasavvurlarını
temizlemeleri Kur’ân ve sünnetle gerçekleşmiş, toplum ve millet hayatında ahlâkî prensiplerin
yerleşmesi de bu iki ana kaynağın emir, teşvik ve yasakları sayesinde tahakkuk etmiştir.
İslâm ahlâkının asıl kaynağı Kur’ân ve onun prensiplerini pratik ve teorik olarak hayata
aktaran Hz. Peygamberin sünnetidir. Ashaptan Sa’d (r. a) Hz. Âişe’ye “Ey mü’minlerin annesi!
Bana Resûlüllah (s. a. v) in ahlâkını anlat” dedi. Hz. Âişe “Sen, Kur’ân okuyorsun değil mi?”
deyince Hz. Sa’d “Evet okuyorum” diye cevap verdi. Bunun üzerine Hz. Aişe “İşte Peygamber
(s. a. v) in ahlâkı Kur’ân’dı” dedi.7
2. Ahlâkın Gayesi Kur’ân ve İslâm dininin gayesi, insanın ahlâkını doğrultmak ve düzeltmektir. Hz.
Peygamber (s. a. v) hakkında Kur’ân’da varit olan en büyük övgü “Sen elbette yüce bir ahlâk
üzeresin”8 ayetidir. Şüphesiz o, ahlâk güzelliğinin yüce bir mertebesine erişmiştir. Hz.
Peygamber de, peygamberliğin gayesini anlatmak için “Ben ahlâk güzelliklerini tamamlamak
için gönderildim”9 buyurmuştur. Hz. Peygamber, iyi ahlâkı tamamlamayı, peygamberliğin bir
vazifesi olarak göstermiştir. Onun bu sözü, iyi ahlâka verdiği ehemmiyeti belirttiği gibi,
Allah’a niyaz ederken de iyi ahlâk için en samimi yalvarış ve yakarışta bulunması, bütün
emelinin en iyi ahlâkı yaşatmak ve geliştirmek olduğunu belirtmektedir. 10
Hz. Ali’nin rivayetine göre Hz. Peygamber namaza kalktığında şöyle dua etmiştir: “…Ey
Allah’ım! Nefsime zulmettim. Günahımı itiraf eyledim. Bütün günahlarımı bağışla. Çünkü
günahları senden başka affedecek yoktur. Kötü ahlâkı benden uzak tut. Onu senden başka
benden defedecek yoktur.”11
Gazalî, güzel ahlâkın peygamberlerin sıfatı, sıddıkların en değerli özelliği ve imanın yarısı
olduğunu belirtir. Kötü huyun, öldürücü zehirler, insanın beynini helak eden tehlikeler ve
âlemlerin Rabbinin dostluğundan uzaklaştıran pis şeyler olduğuna işaret eder ve kalplere nüfuz
eden cehennem ateşine açılan kapılar olduğunu vurgular. Gazalî, iyi ahlâkın ise kalpten cennete
ve Allah’ın dostluğuna açılan kapılar olduğunu ifade eder.”
Gazali, bu değerlendirmeyi yaptıktan sonra kalbin manevî hastalıklara karşı tedavi yolunu
“Nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir”12 ayeti ile izah etmiş, kalbini manevî
hastalıklara karşı tedavi etmeyen kimseler için de “Onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir”13
ayetini delil getirmiştir. 14
3. Ahlakla İlgili Ayetler
5 Babanzade Ahmed Naim, İslâm Ahlâkının Esasları, İstanbul, 1963, s. 20-21. 6 Ahmet Naim, a. g. e. , s. 21. 7 Müslim, Ebu’l-Hüseyin Müslim b. el-Haccâc, Sahîhu Müslim, İstanbul, 1981, Müsâfirûn, 139; Tirmizî, Ebû İsa
Muhammed b. İsa, es-Sünen, İstanbul, 1981, Birr, 69; İbn Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd, es-Sünen,
İstanbul, 1981, Ahkâm, 14; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, İstanbul, 1982, VI, 54, 91. 8 Kalem, 68/4. 9 Ahmed b. Hanbel, II, 381; İmam Mâlik, Malik b. Enes, el-Muvatta, İstanbul, 1981, Hüsnü’l-Huluk, 8. 10 Ahmed Naim, a. g. e. , s. 22-23. 11 Müslim, Müsâfirûn, 201; Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Eş’as es-Sicistânî, Sünenü Ebî Dâvûd, İstanbul, 1981,
Salât, 110, Tirmizî, Daavât, 32; Nesâî, es-Sünen, İftitah, 17; Dârimî, Ebu Muhammed Abdullah b. Abdi’r-
Rahîm, es-Sünen, İstanbul, 1981, Salât, 33; Ahmed b. Hanbel, I, 94. 12 Şems, 91/9. 13 Şems, 91/10. 14 Bkz. Gazalî, a. g. e. , III, 53.
21
وبالوالدين احسانا وذى القربى و اليتامى والمساكين وقولوا واذ اخذنا ميثاق بنى اسراي ل ل تعبدون ال الله
كوة ثم ت لوة واتوا الز وليتم ال قليل منكم وانتم معرضون للناس حسنا واقيموا الص“Hani, biz İsrailoğulları’ndan, “Allah’tan başkasına ibadet etmeyeceksiniz, anne babaya,
yakınlara, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz, herkese güzel sözler söyleyeceksiniz, namazı
kılacaksınız, zekâtı vereceksiniz” diye söz almıştık. Sonra pek azınız hariç, yüz çevirerek
sözünüzden döndünüz.”15
يحب اء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس والله ر اء والض المحسنين الذين ينفقون فى السر“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları
affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.”16
ول تشركوا به شيئا وبالوالدين احسانا وبذى القربى واليتامى والمساكين والجار ذى القربى واعبدوا الله
ل يحب من احب بالجنب وابن السبيل وما ملكت ايمانكم ان الله وراوالجار الجنب والص تال ف كان م“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana babaya, akrabaya, yetimlere,
yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, elinizin altındakilere
iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.”17
ل لون ويامرون الناس بالب من فضله واعتدنا للكافرين عذابا مهيناالذين يب ويكتمون ما اتيهم الله“Bunlar cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın, lütfundan kendilerine
verdiği nimeti gizleyen kimselerdir. Biz de o nankörlere alçaltıcı bir azap hazırlamışızdır.”18
م ربكم عليكم ال تشركوا به شيپا وبالوالدين احسانا ول ت قتلوا اولدكم من املق نحن قل تعالوا اتل ما حر
ال بالحق ذلكم نرزقكم واياهم ول تقربوا الفواحش ما م الله ظهر منها وما بطن ول تقتلوا النفس التى حر
يكم به لعلكم تعقلون وصه“(Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na
hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı
öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların
açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram
(dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”19
ا وعلني ا رزقناهم سرا لوة وانفقوا مم والذين صبروا ابتغاء وجه ربهم واقاموا الص ن بالحسن ويدر
ئ اولئك لهم عقبى الدار السي “Onlar, Rablerinin rızasına ermek için sabreden, namazı dosdoğru kılan, kendilerine
verdiğimiz rızıklardan gizli olarak ve açıktan Allah için harcayan ve kötülüğü iyilikle ortadan
kaldıranlardır. İşte bunlar için dünya yurdunun iyi sonucu vardır.”20
حمن الذين يمشون على الرض هونا واذا خاطبهم الجاهلون قالوا سلما وعباد الر“Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf
attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler.”21
وا كراما وا باللغو مر ور واذا مر والذين ل يشهدون الز“Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve
hoşgörü ile geçip gidenlerdir.”22
وعمل صالحا وقال اننى من المسلمين ومن احسن ن دعا الى الله قول مم“Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben Müslümanlardanım” diyenden daha
güzel sözlü kimdir? 23
15 Bakara, 2/83. 16 Âl-i İmrân, 3/134. 17 Nisâ, 4/36. 18 Nisâ, 4/37. 19 En’âm, 6/199. 20 Ra’d, 13/22. 21 Furkân, 25/63. 22 Furkân, 25/72. 23 Fussilet, 41/32.
22
ادفع بالتى هى احسن فاذا الذى بينك وبينه عداوة كانه ولى حميم ول تستوى الحسن ول السيئ “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle
arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir. 24
1. 4. Okuma Parçası: “Kurrâ” (القراء )25 Çok Kur’ân okuyan anlamına gelen ve farklı bağlamlarda kullanılan bir terim.
Sözlükte “okuyucu; âbid ve zâhid” mânalarındaki kāri kelimesinin çoğulu olan kurrâ
İslâmiyet’in ilk devirlerinden itibaren değişik grupları ifade etmiştir. Buhârî’nin “Peygamber’in
kurrâsı” başlığıyla kaydettiği bölümde Resûlullah’ın kendilerinden Kur’ân öğrenilmesini
tavsiye ettiği Abdullah b. Mes‘ûd, Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe, Muâz b. Cebel ve Übey b.
Kâ‘b’dan kurrâ diye bahsetmesi (“Fezâilü’l-Kurân”, 8), Yemâme savaşından sonra Hz.
Ömer’in Ebû Bekir’e gelerek savaşlar yüzünden kurrâdan hayatta hiç kimsenin kalmaması
tehlikesinin bulunduğunu söyleyip Kur’ân’ın cemedilmesini istemesi (Müsned, I, 3; Buhârî,
“Tefsîr”, 9/18, 20, “Fezâilu’l-Kur’ân”, 3) örneklerinde kelime “Kur’ân kıraati konusunda
uzman kişiler” anlamında kullanılmıştır. Hz. Ömer’in, meclislerinde hazır bulunan genç ve
yaşlı kurrâ ile istişare ettiğini belirten rivayette ise (Buhârî, “Tefsîr”, 7/5, “İ‘tisâm”, 2, 28)
kurrâdan kastedilenin ilim sahibi kişiler olduğu söylenebilir.
Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber tarafından Âmir b. Sa‘saa kabilesine gönderilen ve
Bi’rimaûne’de şehid edilen ensardan yetmiş kişilik bir gruptan bahseder ve gündüzleri odun
toplayan, geceleri namazla geçiren bu kişileri kurrâ diye adlandırdıklarını belirtir (Buhârî,
“Cihâd”, 184, “Mesâcid”, 302, “Vitir”, 7). Bunların kıraat alanında uzmanlaşmış veya ilim ehli
kişiler olmayıp ibadet maksadıyla çokça Kur’ân okuyan, namaz kılan, ayrıca kendilerine
verilen görevleri yerine getiren sorumlu kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki
dönemlerde âbid ve zâhid kimseler olan sûfîlerin de kurrâ diye anılması muhtemelen buradan
kaynaklanmaktadır (Gazzâlî, s. 130; Takıyyüddin İbn Teymiyye, s. 36). Nitekim ümmetin
münafıklarının çoğunu kurrâların teşkil ettiği (Müsned, II, 175; IV, 151) ve kurrâdan uzak
durulması gerektiği (Sülemî, s. 11; Şa‘rânî, I, 58) şeklindeki nakillerde kastedilenlerin dinin
ölçülerinden uzaklaşmış sûfîler olduğu anlaşılmaktadır.
24 Fussilet, 41/34. 25 Mustafa Öz tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, XXVI, 445-446) “Kurrâ” maddesi
olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
23
Uygulama Soruları
حمن الذين يمشون على الرض هونا واذا خاطبهم الجاهلون قالوا سلما .1 وعباد الر
Yukarıdaki ayetteki هونا kelimesinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gururla
B) Büyüklenerek
C) Küçümseyerek
D) Vakar ve tevazu
E) Huzurla
يحب .2 اء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس والله ر اء والض المحسن الذين ينفقون فى السر ayetinin anlamı
aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Bunlar cimrilik eden, insanlara da cimriliği emreden ve Allah’ın, lütfundan
kendilerine verdiği nimeti gizleyen kimselerdir
B) Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler,
insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever C) Onlar öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever
D) Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller
onlara laf attıkları zaman, “selâm!” der (geçer)ler
E) Onlar, yalana şahitlik etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar
ve hoşgörü ile geçip gidenlerdir
3. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde sükûn-ı lazım tarif edilmiştir?
A) Sakin harf bulunan kelimede durulsa da geçilse de düşen sükûndur
B) Bir sebep ile harfin sonradan sakin olmasıdır
C) Durmak sebebiyle kelimenin sakin olmasıdır
D) Vasıl sebebiyle harfin sakin olmasıdır
E) Sakin harf bulunan kelimede durulsa da geçilse de düşmeyen sükündur
24
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Âl-i İmrân Sûresi 190-194. ayetlerden oluşan aşr-ı şerifin tahkik usulüne göre
ezberletilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir
unsur olmuştur. Zuhruf Sûresi 34-60. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik
ve becerisi arttırılmıştır. Dualardan “Namaz Duaları 2” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda Tecvid, Harf-i Med, Sebeb-i Med” kuralları üzerinde durulmuştur.
Kur’an kültürü kapsamında ahlâk kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma
parçasında ise “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
25
Bölüm Soruları
يات لولي اللباب ي خلق السموات والرض واختلف ف ان .1 اليل والنهار ل ayetinden sonra aşağıdaki
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) لف الميعاد انك ل ت زنا يوم القيم ربنا واتنا ما وعدتنا على رسلك ول ت
B) يمان ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وك ربنا ان وفـنا مع البرار فر عنا سيـاتنا وت ـنا سمعنا مناديا ينادي لل
C) المين من انصار ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وم ا للظ
D) قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في خلق السموات والرض سبحانك ربنا ما خلقت هذا باطل الذين يذكرون الله
فقنا عذاب النار
E) تحيتهم ي وم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في خلق السموات والرض .2 بحانك فقنا ربنا ما خلقت هذا باطل س الذين يذكرون الله
النار عذاب ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) لف الميعاد انك ل ت زنا يوم القيم ربنا واتنا ما وعدتنا على رسلك ول ت
B) يما وفـنا مع البرار ن ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سيـاتنا وت ربنا انـنا سمعنا مناديا ينادي لل
C) المين من انصار ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما للظ
D) يات لولي اللباب يف ان خلق السموات والرض واختلف اليل والنهار ل
E) تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
المين من انصار ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما .3 للظ ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi
gelmektedir? A) لف الميعاد انك ل ت زنا يوم القيم ربنا واتنا ما وعدتنا على رسلك ول ت
B) يمان ان امنوا بربكم فامنا ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سيـاتن ربنا انـنا سمعنا مناديا وفـنا مع البرار ا وت ينادي لل
C) قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون ف سبحانك فقنا ي خلق السموات والرض ربنا ما خلقت هذا باطل الذين يذكرون الله
عذاب النار
D) يات لولي اللباب ف ان ي خلق السموات والرض واختلف اليل والنهار ل
E) تحيتهم يوم يلق ونه سلم واعد لهم اجرا كريما
?ayetinin öncesi aşağıdakilerden hangisidir ربنا فاغفر لنا ذنوبنا وكفر عنا سيـاتنا وتوفـنا مع البرار .4
A) يمان ان امنوا بربكم فامنا ربنا انـنا سمعنا مناديا ينادي لل
B) لف الميعاد انك ل ت زنا يوم القيم ربنا واتنا ما وعدتنا على رسلك ول ت
C) الم ين من انصار ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما للظ
D) قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في خلق السموات والرض سبحانك ربنا ما خلقت هذا باطل الذين يذكرون الله
فقنا عذاب النار
E) يات لولي اللباب ي خلق السموات ف ان والرض واختلف اليل والنهار ل
يمان ان امنوا بربكم فامنا .5 ?ayetinin devamı aşağıdakilerden hangisidir ربنا انـنا سمعنا مناديا ينادي لل
A) لنا ذنوبنا وكفر عنا سيـاتنا وتوفـنا مع البرار ربنا فاغفر
B) تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
C) قياما وقعودا وعلى جنوبهم ويتفكرون في بحانك فقنا خلق السموات والرض ربنا ما خلقت هذا باطل س الذين يذكرون الله
عذاب النار
D) المين من انصار ربنا انك من تدخل النار فقد اخزيته وما للظ
E) لف الميعاد ربنا واتنا ما وعدتنا على ر انك ل ت زنا يوم القيم سلك ول ت
26
6. Çok Kur’ân okuyan anlamına gelen, sözlükte “okuyucu; âbid ve zâhid” mânalarındaki
kelime aşağıdakilerden hangisidir?
A) Küttâb
B) Huffâz
C) Reisül Küttâb
D) Hâfizu’l- Kur’an
E) Kurrâ
7. Aşağıdakilerden hangisi, Buharî’nin “kurrâ” diye isimlendirdiği sahabelerden değildir?
A) Sâlim Mevlâ Ebû Huzeyfe
B) Abdullah b. Mes‘ûd
C) Sa’d b. Ebi Vakkas
D) Übey b. Kâ‘b
E) Muâz b. Cebel
وا كراماوالذين ل يشهدون .8 وا باللغو مر ور واذا مر الز ayet-i kerimedeki باللغو kelimesi hangi manaya
gelir?
A) Yalana şahitlik
B) Faydasız boş bir şeyle
C) Cimrilikle
D) Umursamazlıkla
E) Takva ile
9. Vesîletü’l-Ğufrân adlı tecvid eseri hangi müellife aittir?
A) Hafız Ahmet Ziyauddîn
B) İbnu’l-Cezerî
C) İbn Mücahid
D) Asım
E) Hamza
10. Vesîletü’l-Ğufrân adlı tecvide göre “Harf-i Med”in tanımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) İki türlüdür. Sükün-ı lazım, sükün-ı arız
B) Çekmek harfi uzatmak demektir
C) Ses uzatan harflerdir. Üçtür : Vav, Ya, Elif harfleridir
D) Çekmemek, kasr üzere okumak demektir
E) Harekesi olmayan harfi okumaktır
27
Cevaplar
1) d , 2) c , 3) b , 4) a , 5) a , 6) e , 7) c , 8) b , 9) a , 10) c
28
2. MEDD-İ TABİİ, MEDD-İ MUTTASIL, MEDD-İ MUNFASIL, MEDD-İ
LÂZIM, MEDD-İ ‘ÂRIZ
29
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce ve Ahzâb Sûresi 41-48. ayetler tahkik usulüyle
ezberden, akabinde ise Zuhruf Sûresi 61-89. ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet
edilecektir. Dualardan “Salât-ı Münciye ve Salât-ı Tefriciye Duaları” konusuna
temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Medd-i Tabii, Medd-i Muttasıl, Medd-i Munfasıl,
Medd-i Lâzım, Medd-i ‘Ârız” kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü
kapsamında “Takvâ” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma
parçasında ise “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilecektir.
30
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1) Medd-i Tabii nasıl tarif edilebilir?
2) Medd-i Muttasıl, Medd-i Munfasıl, Medd-i Lâzım, Medd-i ‘Ârız arasında ne gibi farklar
vardır?
3) Kurrâ’nın Hakem vakasında her hangi bir rolu olmuş mudur?
31
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Medd-i Tabii, Medd-i
Muttasıl, Medd-i
Munfasıl, Medd-i
Lâzım, Medd-i ‘Ârız
Bu ünite kazanımlarının
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Ahzâb Sûresinin 41-48.
ayetlerini tahkik usulüne göre
ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Zuhruf Sûresi 61-89. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Medd-i Tabii, Medd-i
Muttasıl, Medd-i Munfasıl,
Medd-i Lâzım, Medd-i ‘Ârız
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
takvâ konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
32
Anahtar Kavramlar
Medd-i Tabii
Medd-i Muttasıl
Medd-i Munfasıl
Medd-i Lâzım
Medd-i ‘Ârız
Takva
Cemel Vakası
Sıffın Savaşı
Hakem Vakası
33
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
34
2. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
2. 1. 1. Ezber Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 3. sırasında yer alan Ahzâb Sûresi 41-48. ayetler tahkik
usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci ezberini
hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere yazılacak ve
sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu bu yazılı
metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini bu yazılı
metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler üzerinde
işaretleyecektir.
2. 1. 1. 1. Ayetler (Aşr-ı Şerif 2): Ahzâb Sûresi 41-48
(48-41) سورة الحزاب﴾ 33﴿
حيم حمن الر الر بسم الل
ذكرا كثيرا ﴿ وسبحوه بكرة واصيل ﴾41يا ايها الذين امنوا اذكروا الله
رجكم من الظلمات الى النور وكان ﴾42﴿ ئكته ليي عليكم ومل هو الذي يصل
﴾44تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما ﴿ ﴾43بالمؤمنين رحيما ﴿
را ونذيرا ﴿يا ايها النبي انا ارس بـاذنه ﴾45لناك شاهدا ومبش الى الله وداعيا
منيرا ﴿ فضل كبيرا ﴿ ﴾46وسراجا ر المؤمنين بان لهم من الله ول ﴾47وبش
تطـع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوك وكيل ﴿ ل على الله ﴾48وكفى بالله
(33) Ahzâb Sûresi 41-48. Ayetler Ahzâb Sûresi Medine döneminde inmiştir. 73 ayettir. Sûre, adını 20 ve 22. ayetlerde geçen
“el-Ahzâb” kelimesinden almıştır. Ahzâb, gruplar, demektir. Sûrede başlıca Hendek ve Benî
Kureyza savaşları ile aile hayatına dair bazı hükümler konu edilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
41. Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin.
42. O’nu sabah akşam tespih edin.
43. O, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size merhamet eden; melekleri de sizin
için bağışlanma dileyendir. Allah, müminlere çok merhamet edendir.
44. Allah’a kavuşacakları gün müminlere yönelik esenlik dileği “Selâm”dır. Allah, onlara
bol bir mükâfat hazırlamıştır.
45, 46. Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi
yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.
47. Müminlere kendileri için Allah’tan büyük bir lütuf olduğunu müjdele.
48. Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et.
Vekil olarak Allah yeter.
2. 1. 1. 2. Dualar: Salât-ı Münciye ve Salât-ı Tefriciye Duaları a. Salat-ı Münciye Duası
35
د و علي آل د اللهم صل علي سيدنامحم محم تنجينا بها من جميع الهوال والفات، . سيدنا صلة
بها ا بها جميع الح وتقضى لنا بهااعلي الد رجات، وتبلغنا من جميع السيآت، وترفعنا بها رنا جات، وتطه
احمين اقصي الغايا ارحم الر يرات في الحيات وبعدالممات، برحمتك يا حسبناالله ونعم . ت، من جميع ال
. الوكيل، نعم المولي ونعم النصير، غفرانك ربنا واليك المصير
“Allahım! Efendimiz Muhammed (s. a. v)’e ve onun ehl-i beytine salât et. Öyle ki, bu salât,
bizi her türlü her türlü belâ ve musibetlerden kurtarsın. Bütün ihtiyaçlarımızı gidererek bizi
günahlardan temizlesin, bizi yüksek derecelere ve makamlara yükseltsin, hayatta ve öldükten
sonra düşünülebilinecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna kadar bizi ulaştırsın. Ey
merhamet edenlerin en merhametlisi olan Rabbim! Bize bunları rahmetinle nasip et. Allah
Teâlâ bize yeter ve O, ne güzel bir dosttur, ne güzel bir vekildir. Ey Rabbimiz! Senin
bağışlamanı dileriz. Dönüş yalnız Sanadır.”
b. Salat-ı Tefriciye Duası
دن الذي تنحل به العقد و تنفرج به الكرب وتقضي اللهم صل صلةكامل وسلم سلما تاما علي سيدنامحم
واتم و يستسقي الغمام بوجهه الكريم وعلي آله وصحبه به الحواء غاءب وحسن ال في كل ج وتنال به الر
و نفس بعددكل معلوم لك . لمح
Allahım! Efendimiz Muhammed (s. a. v)’e tam bir salât ve rahmet, mükemmel bir selâm ve
selâmet vermeni istiyoruz. O peygamber ki, onun hürmetine her türlü düğüm çözülür, sıkıntılar
ve belalar onun hürmetine açılıp gider, ihtiyaçlar onun hürmetine yerine getirilir. Arzu ve
maksatlara onun hürmetine ulaşılır. Güzel sonuçlar, onun hürmetine elde edilir. Onun yüzü
suyu hürmetine yağmur istenilir. Allahım! Onun ehl-i beytine, ashabına da her an her saniye
sana malum olan varlıklar sayısınca salât et.
2. 1. 2. Yüzünden Okuma: Zuhruf Sûresi 61-89. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 89 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 43. sırasındaki
Zuhrûf Sûresinin son 61-89. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
خروف ﴾43﴿ سورة الز
﷽
فل تمترن بها واتبعون هذا صراط مستقيم ﴿ ﴾ ول 61وانه لعلم للساع
انه لكم عدو مبين ﴿اء عيسى بالبينات قال قد 62يصدنكم الشيطان ا ج ﴾ ولم
ولب واطيعون جئتكم بالحكم تلفون فيه فاتقوا الله ين لكم بعض الذي ت
ي وربكم فاعبدوه هذا صراط مستقيم ﴿63﴿ هو رب ﴾ فاختلف 64﴾ ان الله
﴾ هل ينظرون 65وم اليم ﴿الحزاب من بينهم فويل للذين ظلموا من عذاب ي
ء يومئذ بعضهم 66ال الساع ان تأتيهم بغت وهم ل يشعرون ﴿ ﴾ الخل
زنون ﴾ يا عباد ل خوف عليكم اليوم ول انتم تح 67لبعض عدو ال المتقين ﴿
36
انتم وازواجكم 69﴾ الذين امنوا باياتنا وكانوا مسلمين ﴿68﴿ ﴾ ادخلوا الجن
﴾ يطاف عليهم بصحاف من ذهب واكواب وفيها ما تشتهيه 70تحبرون ﴿
ورثتموها 71انتم فيها خالدون ﴿النفس وتلذ العين و التي ا ﴾ وتلك الجن
﴾ ان 73﴾ لكم فيها فاكه كثيرة منها تأكلون ﴿72بما كنتم تعملون ﴿
ر عنهم 74المجرمين في عذاب جهنم خالدون ﴿ وهم فيه مبلسون ﴾ ل يفت
﴾ ونادوا يا مالك ليقض 76﴾ وما ظلمناهم ولكن كانوا هم الظالمين ﴿75﴿
﴾ لقد جئناكم بالحق ولكن اكثركم للحق 77علينا ربك قال انكم ماكثون ﴿
وا امرا فانا مبرمون ﴿ ﴾ 78كارهون ﴿ ﴾ ام يحسبون انا ل نسمع 79ام ابرم
هم ونجويهم بلى ورسلنا لديهم يكتبون ﴿ حمن ولد 80سر ﴾ قل ان كان للر
ل العابدين ﴿ ا ﴾ سبحان رب الس 81فانا او موات والرض رب العرش عم
وضوا ويلعبوا حتهى يلقوا يومهم الذي يوعدون 82يصفون ﴿ ﴾ فذرهم ي
وهو الحكيم العليم ﴿83﴿اء اله وفي الرض اله ﴾ 84﴾ وهو الذي في السم
واليه وتبارك الذي له ملك السموات والرض وما بينهما وعنده علم الساع
﴾ ول يملك الذين يدعون من دونه الشفاع ال من شهد بالحق 85ترجعون ﴿
فانهى يؤفكون ﴿﴾ ولئن سالت 86وهم يعلمون ﴿ ﴾ 87هم من خلقهم ليقولن الله
ء قوم ل يؤمنون ﴿ ل ﴾ فاصفح عنهم وقل سلم 88وقيله يا رب ان هؤ
﴾ 89فسوف يعلمون ﴿2. 2. Tecvid: Medd-i Tabii, Medd-i Muttasıl, Medd-i Munfasıl, Medd-i
Lâzım, Medd-i ‘Ârız (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 7-13.
Sayfalar)
37
38
39
40
41
42
43
44
2. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Takva
1. Takvanın Mahiyeti ve Önemi Günümüzde Türkçe’de kullanılan kelimelerin birkısmı, Kur’ân kelimeleridir. Bu kelimeler
Arapça olmalarına rağmen, ibadet, kültür ve sosyal hayatımızda önemli derecede yer almaktada
ve hemen hemen herkes tarafından derinlemesine olmasa da yüzeysel olarak anlaşılmaktadır.
Bu kelimelerden biri de takvâ kavramıdır.
Kur’ân-ı Kerim’de “ Takvâ ” ve aynı kökten türeyen “ ittikâ ”, “muttakî ” kelimelerine sık
sık rastlanılır. Kur’ân-ı Kerim’i tilâvet eden bir kimse, Arapça bilmese de “ ittikâ ”, “muttakî ”
ve “ takva ” kavramlarının, önemlhi bir anlam ifade ettiklerini hisseder. Kur’ân bu gibi bazı
kavramların üzerinde, diğer kavramlara göre daha çok durur ve onları her fırsatta tekrar ederek,
bunların önemine işaret eder.
Takvâ’nın Sözlük-Terim Anlamları “Takva” ve “ ittikâ ” kelimeleri, “vekâ” fiilinin mastarı olan, zarar ve eziyet veren şeylerden
bir nesneyi korumak anlamına gelen “vikâye” sözcüğündenden türetilmiştir. “Vekâ” fiilinin
“vakyen”, “vikâyeten”, “vâkiyeten”, “tevkıyeten” ve “ vekâen ” şeklinde değişik mastarları da
bulunmaktadır. Bütün bu mastarlar, “Bir şeyi muhafaza etmek, eziyetten korumak, himâye
etmek, zarar verecek şeyden onu sakınmak, ondan çekinmek, bir nesneyi görüp gözetmek, bir
nesneden sakınmak”26 mânâlarını içerirler. “İttikâ” kelimesi ise, nefsini zarardan korumak,
çeşitli âfetlerden sakındırmak, himaye etmek anlamlarına gelir. 27 Peygamber (sa. v.)’in “ Bir
yarım hurma ile de olsa, sadaka vererek, kendinizi cehennemden koruyunuz.”28 hadisinde
zikredilen “ittikâ” kelimesi, cehennemin ateşine karşı nefsi muhafaza etmek mşeklinde aslî
manada kullanılmıştır.
“İttikâ”, vikâyeyi (korunmayı) kabul etmek başka bir ifadeyle vikâyeye girmektir. Vikâye
ise, aşırı korumacılık yani elem ve zarar verecek şeylerden sakınıp kendini iyice korumaktır. O
halde lugat açısından ittikâ veya onun ismi olan takvâ, kuvvetli bir himayeye girerek
korunmak, kendini iyi sakınıp korumak demektir. Bunun gereği olarak korkmak, kaçınmak,
sakınmak ve çekinmek manalarında kullanılır. 29
Takvâ kelimesi, “da’vâ” kalıbında bir isim olup sakınmak anlamındadır. 30. İsfehnâniye göre
takvâ, korkulan şeylere karşı nefsi koruma altına almaktır ki, hakiki anlamı da budur. 31 Çoğulu
“ etkiyâ ” olan “takî” kelimesi, kişinin snefsini salih amel ile masiyetlerden ve azaptan
koruması anlamındadır. “Takî” ve “muttekî” kelimeleri “takva” sözcüğünün ism-i fâili olup
takvâ ile muttasıf olan kimse demektir. 32
Takvânın terim anlamı, günaha girmeye sebep olacak şeylerden nefsi korumak
anlamındadır. Bu da mahzurlu (yasak olan) şeyleri terk etmekle gerçekleşir ve bazı mübah olan
şeyleri bırakmakla tamam olur. 33
Takvâ, insanın kendisini Allah’ın koruması altına koyarak ahirette zarar ve acı verecek
şeylerden iyice koruması, diğer bir ifade ile günahlardan sakınması ve iyiliklere sarılması diye
tarif olunur. 34
26 Rağıb el-İsfehânî, Ebu’l-Kâsım Hüseyin b. Muhammed, Müfredâtu Elfâzi’l-Kur’ân, tahkik, Safvan Adnan
Dâvûdî, Beyrut, 2011, s. 881, İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, XV, 387, Asım Efendi, Kamus Tercümesi, Asitane
Yayınları, İstanbul, ts. (tıbkı basım), III, 950-951. 27 Bkz. İbn Manzûr, a. g. e. , XV, 377-379, Asım Efendi, a. g. e. ,III, 951. 28 Buhârî, Zekât, 9; Müslim, Zekât, 62; İbn Mâce, Zekât,28. 29 Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1942 m), Hak Dini Kur'ân Dili, I-IX, Eser Neşriyat, İstanbul, 1971, I,
168. 30 Asım Efendi, Kamus Tercümesi, III, 951. 31 İsfehânî, a. g. e. , s. 881. 32 İbn Manzur, a. g. e. , XV, 378-379. 33 İsfehânî, a. g. e. , s. 881. 34 Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1971, I, 169.
45
Kur’ân’da ittikâ (sakınma) ve takvâ üç derece üzerine zikrolunmuştur. Birincizsi; ebedî
azaptan sakınmak için Allah’a şirk koşmaktan kaçınmak iman gibi. İkincisi; büyük günahları
işlemkten ve küçük günahlarda ısrar etmekten sakınarak farzları eda etmektir ki, şeran
(İslam’da) bilinen takvâ budurd. Üçüncüsü; kalbininin sırrınıAllah’tan alıkoyacak her şeyden
kaçınmak ve bütün varlığı ile Allah Teâlâ’ya yönelmek ve çekinmektir. İttikâ ve takvâ
kelimelerinden türeyen Muttakîn (muttakiler) demek, inat ve iki yüzlülükten, tam şüpheden
sakınabilecek ve hakkı kesin ve katî olarak bilmeye adaya olabilecek kusursuz, sağlam huy ve
sağlam akıl sahipleri demektir. 35
Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere takvâ, Allah Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmek ve
yasaklarından kaçınmak, şüpheli şeylerden sakınmak, kalbi günahlardan temizlemek, Allah’ın
emirlerine isyan etmeyip, itaat etmek, zararlı olan şeylerden uzaklaşmaktır.
Kur’an’ın inşasını hedeflediği ve Hz. Peygamberimizin tesis ettiği İslam toplumunda din,
dil, ırk, cinsiyet, renk, vatan ve milliyet ayırımı yoktur. Bütün insanlar Allah katında eşittir.
Birinin diğerine üstün olmasının ölçüsü takvadır. Allah’ın emir ve yasaklarına bağlılık
derecesine göre insanlar kıymet kazanır. Bu sebeple Kur’an, takvada ve iyilikte yarışmayı
emretmiş, zulüm ve günahta yardımlaşmayı ise yasaklamıştır. 36
2. Takvâ, İttikâ ve Muttakî Kavramları Hakkında Bazı Âyetler
ل يوم احق س على التقوى من او ل تقم فيه ابدا لمسجد اس ان تقوم فيه فيه رجال يحبون ان يتطهروا والله
رين يحب المطه“Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak)
üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. Orada
temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.”37
لوة واصطبر عليها ل نسئلك رزقا نحن نرزقك والعاقب للتقوى وامر اهلك بالص
“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana da biz rızık
veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır.”38
والذين اهتدوا زادهم هدى واتيهم تقويهم “Hidayete erenlere gelince, Allah onların hidayetini artırır. Onların Allah’a karşı gelmekten
sakınmalarını sağlar.”39
قلوبهم للتقوى اولئك الذين امتحن الله لهم مغفرة واجر عظيم ان الذين يغضون اصواتهم عند رسول الله“Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ (Allah’a karşı
gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir. Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir
mükâfat vardır.”40
هو اهل التقوى واهل المغفرة وما يذكرون ال ان يشاء الله“Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı gelmekten
sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır.”41
ه بمثل ما اعتدى عليكم الشهر الحرام بالشهر الحرام والحرمات قصاص فمن اعتدى عليكم فاعتدوا علي
مع المتقين واعلموا ان الله واتقوا الله“Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler) kısas
kuralına tabidir. O hâlde kim size saldırırsa, size saldırdığı gibi siz de ona saldırın, (fakat ileri
gitmeyin). Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah kendine karşı gelmekten
sakınanlarla beraberdir.”42
35 Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1971, I, 169-170. 36 Mâide, 5/2. 37 Tevbe, 9/108. 38 Tâhâ, 20/132. 39 Muhammed, 47/17. 40 Hucürât, 49/3. 41 Müddessir, 74/56. 42 Bakara, 2/194.
46
يحب المتقين بلى من اوفى بعهده واتقى فان الله“Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı gelmekten
sakınırsa, şüphesiz Allah da sakınanları sever.”43
يورثها من يشاء من عباده وا واصبروا ان الرض لله للمتقين لعاقب قال موسى لقومه استعينوا بالله“Mûsâ, kavmine, “Allah’tan yardım isteyin ve sabredin. Şüphesiz yeryüzü Allah’ındır. Ona,
kullarından dilediğini mirasçı kılar. Sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanlarındır” dedi.”44
مع المتقين يا ايها الذين امنوا قاتلوا الذين يلونكم من الكفار وليجدوا فيكم غلظ واعلموا ان الله“Ey iman edenler! Kâfirlerden (öncelikle) yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik
bulsunlar. Bilin ki, Allah kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir. 45
ر فل ا ل فى يومين فل اثم عليه ومن تاخ فى ايام معدودات فمن تعج ثم عليه لمن اتقى واتقوا واذكروا الله
واعلموا انكم اليه تحشرون الله“Sayılı günlerde Allah’ı anın (telbiye ve tekbir getirin). Kim iki gün içinde acele edip
(Mina’dan Mekke’ye) dönerse, ona günah yoktur. Kim geri kalırsa, ona da günah yoktur. Bu,
Allah’a karşı gelmekten sakınanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve onun huzurunda
toplanacağınızı bilin.”46
ا ياتينكم رسل منكم يقصون عليكم اياتى فمن اتقى واصلح فل خوف عليهم ول هم يحزنون يا بنى ادم ام“Ey Âdemoğulları! İçinizden size benim âyetlerimi anlatan Peygamberler gelir de her kim
Allah’a karşı gelmekten sakınır ve hâlini düzeltirse, artık onlara korku yoktur. Onlar üzülecek
de değillerdir. 47
ثم والفواحش ال اللمم ان ربك واسع المغفرة هو اعلم بكم اذ انشاكم من الرض الذين يجتنبون كبائر ال
هاتكم فل تزكوا انفسكم هو اعلم بمن اتقى فى بطون ام واذ انتم اجن“Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran
kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve
analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın.
Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.”48
2. 4. Okuma Parçası: “Kurrâ” (القراء )49 (Devam… ) Siyasî fırkalardan bahseden kaynaklarda bu adla anılan bir zümreden açıkça söz
edilmemekle birlikte ilk dönemdeki siyasî faaliyetler incelenirken bu devirde Kur’ân’ın zâhirî
hükümlerine bağlı, katı dinî anlayışlara ve belli siyasî telakkilere sahip bir grubun mevcut
bulunduğu görülmektedir. Bazı modern araştırmalarda bu grubun, ridde savaşlarında dinden
dönenlere karşı pervasızca davranan, Talha b. Ubeydullah ve Zübeyr b. Avvâm’la olan
mücadelesinde Hz. Ali’nin yanında yer alan, Sıffîn’de Hakem Vak‘ası’na kadar devam eden
süreçte ısrarla Hz. Ali’yi destekleyen bir zümre olduğu ve bunların birçok farklı temayülü
bünyesinde toplayan Hâricîler içerisinde yer aldığı belirtilmektedir (EI² [İng. ], V, 499).
Nitekim Hz. Ali’nin ölümünden sonra Irak’tan Medine’ye dönen ve Hz. Âişe’ye gelişmeler
hakkında bilgi veren Abdullah b. Şeddâd, Hz. Ali ve Muâviye b. Ebû Süfyân arasında
yazışmalar yapılıp seçilen hakemlerin hükümlerini açıkladıklarında kurrâ olarak bilinenlerden
8000 kişinin Hz. Ali’ye karşı çıkarak Harûrâ’ya çekildiğini, aralarından sadece bir kişiyi kabul
edeceğini belirtmesine rağmen kurrânın Hz. Ali’nin evini doldurduğunu belirtir (Müsned, I,
86). Habîb b. Ebû Sâbit de Hakem Vak‘ası’nın ardından tartışmak için ellerinde silâhlarıyla Hz.
43 Âl-i İmrân, 3/76. 44 A’raf, 7/128. 45 Tevbe, 9/123. 46 Bakara, 2/203. 47 A’raf, 7/35. 48 Necm, 53/32. 49 Mustafa Öz tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, XXVI, 445-446) “Kurrâ” maddesi
olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
47
Ali’ye gelen kişileri kurrâ diye adlandırdıklarını bildirir (a. g. e. , III, 486). İlk rivayetten
hareketle kurrânın, Hakem Vak‘ası’ndan sonra Hz. Ali’ye muhalefet ederek sayıları binlere
ulaşan yeni teşekkül etmiş bir zümreye katıldığı, itibarları dolayısıyla katıldıkları grubun da
kurrâ diye anıldığı düşünülebilir. İkinci rivayette ise kendi düşünceleri doğrultusunda
tartışmayı sürdürme ve gerektiğinde silah kullanma gibi Hariciler'e ait özelliklerinin
zikredilmesi bu grubun kurra ile özdeşleştirildiğini göstermektedir. Bu nakillerden Hariciler'in,
isimleriyle anılacak kadar kurrânın etkisi altında olduğu anlaşılmaktadır. Taberî, Ebu
Mihnef'ten naklen Sıffin'de mushaflar mızrakların ucuna takılıp Hz. Ali Kur' an'ın hakemliğine
çağırıldığında, aralarında daha sonra Harici olan Mis'ar b. Fedeki et-Temîmî ve Zeyd b. Husayn
et-Tâi'nin de bulunduğu kurrâ cemaatinin Kur’ân’ın hakemliğini kabul etmesi için Ali'ye baskı
yaptığını, kabul etmediği takdirde kendisini düşmanlarına teslim edeceklerini yahut Osman'a
yaptıklarını kendisine de yapacaklarını söyleyerek tehdit ettiklerini belirtir (Târih, V. 49).
Taberi'nin bu rivayetinde kurrânın Hz. Ali'ye baskı yapabilecek güçte olduğu görülmektedir.
Hz. Osman'ın öldürülmesinin ardından Ali'yi destekleyen, onunla birlikte Cemel Vak'ası'na
katılan. Sıffin’de beraberliklerini sürdürdükten sonra Hakem Vak'ası' nın ardından Hz. Ali'ye
karşı çıkan bu grubun o günün şartlarında Hariciler'i de arkasına alıp oldukça güç kazandığı
anlaşılmaktadır.
48
Uygulama Soruları
1. Bir şeyi muhafaza etmek, eziyetten korumak, himâye etmek, zarar verecek şeyden onu
sakınmak, ondan çekinmek, bir nesneyi görüp gözetmek, bir nesneden sakınmak” mânâlarını
içeren ifade aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hidayet
B) İhtida
C) Takva
D) Tevekkül
E) Tedebbür
2. Medd-i Muttasıl’ın meddinin hükmü nedir?
A) Caiz
B) Farz-ı Kifaye
C) Farz-ı Ayn
D) Vacip
E) Mendup
3. “Bir yarım hurma ile de olsa, sadaka vererek, kendinizi cehennemden koruyunuz.”
Hadisinde ifade edilen “koruyun” kelimesi hadiste nasıl ifade edilmiştir?
A) Reca
B) Emr
C) Nehy
D) Takva
E) ittikâ
49
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Ahzâb Sûresinin 41-48. ayetlerden oluşan aşr-ı şerifin tahkik usulüne göre
ezberletilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir
unsur olmuştur. Zuhruf Sûresi 61-89. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik
ve becerisi arttırılmıştır. Dualardan “Salât-ı Münciye ve Salât-ı Tefriciye Duaları” konusu
işlenmiştir.
Tecvid konusunda Medd-i Tabii, Medd-i Muttasıl, Medd-i Munfasıl, Medd-i Lâzım, Medd-i
‘Ârız kuralları üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında takvâ kavramı etraflıca
inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Kurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye
devam edilmiştir.
50
Bölüm Soruları
ذكرا كثيرا .1 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir يا ايها الذين امنوا اذكروا الله
A) وسبحوه بكرة واصيل
B) لمات الى النور وكان بالمؤمنين رح رجكم من الظ ئكته ليي عليكم ومل يما هو الذي يصل
C) تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
D) را ونذيرا يا ايها النبي انا ارسلناك شاهدا ومبش
E) بـاذنه وسراجا منيرا وداعيا الى الله
واعد لهم اجرا كريما تحيتهم يوم يلقونه سلم .2 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi
gelmektedir? A) وكيل وكفى بالله ول تطـع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوكل على الله
B) ي عليكم لمات الى النور وكان بالمؤمنين رحيما هو الذي يصل رجكم من الظ ئكته ليومل
C) وسبحوه بكرة واصيل
D) بـاذنه وسراجا منيرا وداعيا الى الله
E) را ونذيرا يا ايها النبي انا ارسلناك شاهدا ومبش
لمات الى النور وكان بالمؤمنين رح .3 رجكم من الظ ئكته ليي عليكم ومل يما هو الذي يصل ayetinden önce aşağıdaki
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) بـاذنه وسراجا منيرا وداعيا الى الله
B) وسبحوه بكرة واصيل
C) را ونذيرا يا ايها النبي انا ارسلناك شاهدا ومبش
D) لمات الى النور رجكم من الظ ي عليكم وملئكته لي وكان بالمؤمنين رحيما هو الذي يصل
E) وكيل وكفى بالله ول تطـع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوكل على الله
را ونذيرا .4 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi يا ايها النبي انا ارسلناك شاهدا ومبش
gelmektedir? A) لمات الى النور وكان بالمؤمنين رح رجكم من الظ ئكته لي
ي عليكم ومل يما هو الذي يصل
B) وسبحوه بكرة واصيل
C) تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
D) بـاذنه وسراجا منيرا وداعيا الى الله
E) وكيل وكفى بالله ول تطـع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوكل على الله
ر .5 فضل كبيرا وبش المؤمنين بان لهم من الله ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi
gelmektedir? A) وسبحوه بكرة واصيل
B) لمات الى النور رجكم من الظ ئكته ليي عليكم ومل وكان بالمؤمنين رحيما هو الذي يصل
C) وكيل وكفى بالله ول تطـع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوكل على الله
D) بـاذنه وسراجا منيرا وداعيا الى الله
E) تحيتهم يوم يلقونه سلم واعد لهم اجرا كريما
قلوبهم للتقوى .6 اولئك الذين امتحن الله ون اصواتهم عند رسول الله ayetinde ifade edilen ان الذين يغض يغضون
ifadesi ne anlama gelir?
A) Seslerini kısanlar
B) Gönüllerinde Takva olanlar
C) Kalplerinde İman Bulunanlar
D) İmtihanda Olanlar
E) Adaletli Olanlar
51
لوة واصطبر عليها ل نسئلك رزقا نحن نرزقك والعاقب للتقوى .7 ?ayetinin meali nedir وامر اهلك بالص
A) “Hidayete erenlere gelince, Allah onların hidayetini artırır. Onların Allah’a karşı
gelmekten sakınmalarını sağlar
B) “Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ
(Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir.
C) “Bununla beraber, Allah dilemedikçe öğüt alamazlar. O takvaya (kendisine karşı
gelmekten sakınılmaya) ehil olandır, bağışlamaya ehil olandır
D) “Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Sana
da biz rızık veriyoruz. Güzel sonuç, Allah’a karşı gelmekten sakınmanındır.
E) Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten
sakınmak) üzerine kurulan mescit içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır.
8. İttikâ ve takvâ kelimelerinden türeyen Muttakîn (muttakiler) ne anlama gelir?
A) inat ve iki yüzlülükten, tam şüpheden sakınabilecek ve hakkı kesin ve katî olarak
bilmeye adaya olabilecek kusursuz, sağlam huy ve sağlam akıl sahipleri
B) Allah Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından kaçınmak, şüpheli
şeylerden sakınmak, kalbi günahlardan temizlemek, Allah’ın emirlerine isyan etmeyip, itaat
etmek, zararlı olan şeylerden uzaklaşmak
C) Kur’an’ın inşasını hedeflediği ve Hz. Peygamberimizin tesis ettiği İslam
toplumunda din, dil, ırk, cinsiyet, renk, vatan ve milliyet ayırımının olmadığı
D) Kur’an’ın, takvada ve iyilikte yarışmayı emretmesi, zulüm ve günahta
yardımlaşmayı ise yasaklaması
E) Kişinin kendini ve ehlini tehlikelerden koruması
زادهم هدى واتيهم تقويهم والذين اهتدوا .9 ayetinin meali nedir?
A) Onlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat vardır.
B) Orada temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da tertemiz olanları sever.
C) Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısanlar, Allah’ın, gönüllerini takvâ
(Allah’a karşı gelmekten sakınma) konusunda sınadığı kimselerdir.
D) Hidayete erenlere gelince, Allah onların hidayetini artırır. Onların Allah’a karşı
gelmekten sakınmalarını sağlar.
E) Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler (saygı gösterilmesi gereken şeyler)
kısas kuralına tabidir.
10. Harf-i med denilen üç harfin birinden sonra, sebeb-i med denilen hemze veya sükundan biri
bulunmazsa ne olur?
A) Medd-i Arız
B) Medd-i Tabî’i
C) Medd-i Lazım
D) Medd-i Muttasıl
E) Medd-i Munfasıl
52
Cevaplar
1) a, 2) e, 3) b, 4) d, 5) c, 6) a, 7) d, 8) a, 9) d, 10) b
53
3. MEDD-İ LÎN, İHFÂ, İZHÂR, İKLÂB, İDĞÂM MA‘AL-ĞUNNE
54
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce ‘Abese Sûresi tahkik usulüyle ezberden,
akabinde ise Duhân Sûresi 1-39. ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet edilecektir.
Dualardan “Ezan Duası” konusuna temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr, İklâb, İdğâm Ma‘al-Ğunne”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Adalet” kavramı
etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Dârülkurrâ”
konusuyla ilgili bilgi verilecektir.
55
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. İhfâ nasıl meydana gelir ve ihfa harflerinin Arapça tekerlemesi nasıldır?
2. İzhar nasıl meydana gelir ve izhar harflerinin Arapça tekerlemesi nasıldır?
3. İdğâm Ma‘al-Ğunne nasıl meydana gelir ve İdğâm Ma‘al-Ğunne harflerinin Arapça
tekerlemesi nasıldır?
56
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr,
İklâb, İdğâm Ma‘al-
Ğunne
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. ‘Abese Sûresini tahkik
usulüne göre ezberden tilavet
edebilmeyi öğrenir.
3. Duhân Sûresi 1-39. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr, İklâb,
İdğâm Ma‘al-Ğunne
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
adalet konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili
bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
57
Anahtar Kavramlar
Medd-i Lîn
İhfâ
İzhâr
İklâb
İdğâm Ma‘al-Ğunne
Adl
el-kıstu
Akseta
el-muksitu
Mîzân
Dârülerkam
Muallimü’ş-Şâm
Kâriü’ş-Şâm
58
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
59
3. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
3. 1. 1. Ezber Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 80. sırasında yer alan ‘Abese Sûresi tahkik usulüne göre
ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci ezberini hadr usulüne
göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere yazılacak ve sözlü
sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu bu yazılı metinler,
öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini bu yazılı metinler
üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler üzerinde
işaretleyecektir.
3.1.1.1. Ayetler: ‘Abese Sûresi
عبس سورة ﴾ 80﴿
حيم حمن الر الر بسم الل
كاى )2( أن جاءه العمى )1عبس وتولى ) ( أو 3( وماا يادريك لعلاه يز
كرى ) اا مان اساتغنى )4يذكر فتنفعه الاذ ( وماا 6( فأنات لاه تصادى )5( أم
كى ) ا من جاءك يسعى )7عليك أل يز شى )8( وأم ( فأنت عنه 9( وهو ي
12( فمن شاء ذكره )11( كل إنها تذكرة )10تلهى ) م ( في صحف مكر
اارة )13) مطه ( قتاال 16( كاارام بااررة )15( بأياادي ساافرة )14( مرفوعاا
نساان ماا أكفاره ) خلقاه فقاادره 18أي شاايء خلقاه ) ( مان 17ال ( مان نطفا
( 22( ثم إذا شاء أنشاره )21( ثم أماته فأقبره )20( ثم السبيل يسره )19)
ا يقض ما أمره ) نساان إلاى طعاماه )23كل لم ناا صاببنا ( أ 24( فلينظر ال
( وعنباا 27( فأنبتنا فيهاا حبااا )26( ثم شققنا الرض شقاا )25الماء صباا )
ل )28وقضبا ) ( 31( وفاكه وأبااا )30( وحدائق غلبا )29( وزيتونا ون
)( فإذ 32متاعا لكم ولنعامكم ) ااخ ( ياوم يفار المارء مان 33ا جاءت الص
ه وأبيه )34أخيه ) ( لكل امرئ منهم يومئذ 36( وصاحبته وبنيه )35( وأم
( 39( ضااااحك مستبشااارة )38( وجاااوه يومئاااذ مسااافرة )37شاااأن يغنياااه )
( أولئااك هاام الكفاارة 41( ترهقهااا قتاارة )40يومئااذ عليهااا غباارة ) ووجااوه
( 42الفجرة )(80) ‘Abese Sûresi
Mekke döneminde inmiştir. 42 âyettir. Sûre, adını birinci âyetteki “abese” fiilinden almıştır.
“Abese”, “yüzünü ekşitti” demektir. Sûrede başlıca, itikat, peygamberlik, Allah’ın kudreti ve
kıyamet halleri konu edilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1, 2. Kendisine o âmâ geldi diye Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü.
60
3. (Ey Muhammed!) Ne bilirsin, belki de o arınacak,
4. Yahut öğüt alacak da bu öğüt kendisine fayda verecek.
5. Kendini muhtaç hissetmeyene gelince;
6. Sen, ona yöneliyorsun.
7. (İstemiyorsa) onun arınmamasından sana ne!
8, 9, 10. Allah’a karşı derin bir saygıyla korku içinde koşarak sana geleni ise bırakıp, ona
aldırmıyorsun.
11. Hayır, böyle yapma! Çünkü bu (Kur’an) bir öğüttür.
12. Dileyen ondan öğüt alır.
13, 14, 15, 16. O, şerefli ve sâdık yazıcı meleklerin elindeki yüksek, tertemiz ve çok değerli
sahifelerdedir.
17. Kahrolası (inkârcı) insan! Ne nankördür o!
18. Allah, onu hangi şeyden yarattı?
19. Az bir sudan (meniden). Onu yarattı ve ona ölçülü bir şekil
21. Sonra onu öldürdü ve kabre koydu.
22. Sonra, dilediği vakit onu diriltir.
23. Hayır, hayır o, Allah’ın kendisine emrettiğini yerine getirmedi. (İman etmedi.)
24. Her şeyden önce insan, yediği yemeğine bir baksın!
25. Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık.
26. Sonra toprağı, iyiden iyiye yardık!
27, 28, 29, 30, 31, 32. Böylece sizin ve hayvanlarınızın yararlanması için orada taneler,
üzümler, yoncalar, zeytinler, hurmalıklar, sık ağaçlı bahçeler, meyveler ve otlaklar ortaya
çıkardık.
33, 34, 35, 36, 37. Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından
kaçacağı gün kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin
kendini meşgul edecek bir işi vardır.
38. O gün birtakım yüzler vardır ki pırıl pırıl parlarlar,
39. Gülerler, sevinirler.
40. O gün nice yüzler de vardır ki, toz toprak içindedirler.
41. Onları bir siyahlık bürür.
42. İşte onlar, kâfirlerdir, günaha dalanlardır.
3. 1. 1. 2. Dualar: Ezan Duası Ezan, farz namazlarının vaktini duyurmak için belirli lafızlarla okunan mübarek sözleri
ihtiva eder. İslam dininin en önemli şiarlarından biridir. İslam kültürü ve medeniyetinde ayrı bir
önemi vardır. Ezanla, Allah Teala’nın büyüklüğü, peygamber (s. a. v)’in O’nun resulü ve
namazın kurutuluşa vesile olduğu ilan edilir. Ezan okunurken, gereken saygıyı göstermek,
müezzinin okuduğu lafızları içinden tekrar etmek, “heyye ale’s-salah, “heyye ale’l-felah”
lafızları duyulduğunda “la havle ve la kuvvete illa billah” demek ve ezanın sonunda da
peygamber (as.)’in öğrettiği duayı okumak, müslümanın hayatında büyük önem taşımaktadır.
Peygamber efendimiz, ezanı duyan bir kimsenin aşağıdaki duayı okuması halinde, şefaatinin
ona ulaşacağını beyan buyurmuşlardır.
والص اللهم رب هذه الدعوة التام دالة القائم الذي ن محمودا الوسيل والفضيل وابعثه مقاما ن آت محم
. وعدته
“Allâhümme rabbe hâzihi’d-da’veti’t-tâmmeti ve’s-salâti’l-kâimeti, âti Munammedeni’l-
vesîlete ve’l-fadîlete ve’b’ashü mekâmen mahmûdenillezî ve’adethü.”
61
“Bu kusursuz davetin ve kılınacak olan namazın sahibi olan Allahım! Muhammed (s.
a. v.)e vesile ve fazilet ver. Onu, vaat etmiş olduğun yüce makama ulaştır.”50
Ezan duyulduğunda şu duanın okunması da tavsiye edilmiştir.
دا عبده ورسوله وحده ل شريك له وأن محم ربااأشهد أن ل إله إل الل د رسول رضيت بالل وبمحم
سلم دينا . وبال
“Eşhedü en lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîkelehû ve enne Muhammeed’en abdühû ve
rasûlühû. Razîtü billâhi rabben ve bi Muhammed’in rasûlen ve bi’l-islâm’i dînen.”
“Ben şehadet ederim ki, Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O, tektir ve hiçbir ortağı
yoktur. Muhammed (s. a. v), O’nun kul ve Resulüdür. Ben Rab olarak Allah’ı,
peygamber olarak Muhammed (s. a. v)’i ve din olarak İslam’ı kabul ettim.”
Peygamber Efendimiz, ezanı duyduğunda bu duayı okuyan kimsenin günahlarının
bağışlanacağını cenneti hak edeceğini açıklamıştır. 51
3. 1. 2. Yüzünden Okuma: Duhân Sûresi 1-39. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 59. ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 44. sırasındaki
Duhân Sûresinin ilgili bölümü tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
سورة الدخان ﴾44﴿
﷽
انا كنا منذرين 2والكتاب المبين ﴿﴾ 1حم ﴿ مبارك ﴾ انا انزلناه في ليل
﴾ 5﴾ امرا من عندنا انا كنا مرسلين ﴿4﴾ فيها يفرق كـل امر حـكيم ﴿3﴿
﴾ رب السموات والرض وما 6عليم ﴿رحم من ربك انه هو السميع ال
﴾ ل اله ال هو يحـي ويميت ربكم ورب ابائكم 7بينهما ان كنتم موقنين ﴿
لين ﴿ اء بدخان ﴾ فارتقب يوم تأتي الس 9﴾ بل هم في شك يلعبون ﴿8الو م
نا اكشف عنا العذاب انا ﴾ 11﴾ يغشى الناس هذا عذاب اليم ﴿10مبين ﴿ ربـ
اءهم رسول مبين ﴿ ﴾ 12مؤمنون ﴿ كرى وقد ج ثم تولوا ﴾ 13انهى لهم الذ
ائدون ﴿ ﴾ 14﴿ عنه وقالوا معلم مجنون ﴾ 15انا كاشفوا العذاب قليل انكم ع
ولقد فتنا قبلهم قوم فرعون ﴾ 16يوم نبطش البطش الكبرى انا منتقمون ﴿
اءهم رسول كريم ﴿ ﴾ 17وج ي لكم رسول امين ﴿ان ادوا الي عباد الله ﴾ 18 ان
ي اتيكم بسلطان مبين ﴿ ان ي ﴾ 19وان ل تعلوا على الله ي عذت برب وان
فدعا ربه ان ﴾ 21وان لم تؤمنوا لي فاعتزلون ﴿ ﴾ 20وربكم ان ترجمون ﴿
50 Buhârî, Ezân, 8; Ebâ Dâvûd, Salat, 37; Tirmizî, salat, 43; Nesâi, Ezân, 38; İbn Mâce, Ezan, 4; Ahmed b. Hanbel,
III, 354. 51 Müslim, Salat, 13; Ebu Davud, Salat, 36; Tirmiz, Salat, 42; Nesai, Ezan, 38; İbn Mace, Ezan, 4; Darimi, Vsaya,
4, Ahmed b. Hanbel, III, 337.
62
ء قوم مجرمون ﴿ه ل واترك ﴾ 23فاسر بعبادي ليل انكم متبعون ﴿ ﴾ 22ؤ
﴾ 25﴾ كم تركوا من جنات وعيون ﴿24البحر رهوا انهم جند مغرقون ﴿
كانوا فيها فاكهين ﴿ ﴾ 26وزروع ومقام كريم ﴿ كذلك واورثناها ﴾ 27ونعم
اخرين ﴿ اء والرض وما كانوا منظرين ﴾ 28قوما فما بكت عليهم السم
اي ل من العذاب المهين ﴿ ﴾ 29﴿ ي اسر ينا بن رعون انه كان من ف ﴾ 30ولقد نج
من المسرفين ﴿ ﴾ 32ولقد اخترناهم على علم على العالمين ﴿ ﴾ 31عاليا
يات ما فيه بلؤا مبين ﴿ ء ليقولون ﴿ ﴾ 33واتيناهم من ال ل ؤ ان هي ﴾ 34ان ه
ولى وما نحن بمنشرين ﴿ال موتتنا افأتوا بابائنا ان كنتم صادقين ﴾ 35ل
تبع والذين من قبلهم اهلكناهم انهم كانوا مجرمين اهم خير ام قوم ﴾ 36﴿
ا ﴾ 38وما بينهما لعبين ﴿وما خلقنا السموات والرض ﴾ 37﴿ ما خلقناهم
﴾39ال بالحق ولكن اكثرهم ل يعلمون ﴿
63
3. 2. Tecvid: Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr, İklâb, İdğâm Ma‘al-Ğunne
(Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 14-19. Sayfalar)
64
65
66
67
68
69
3. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Adalet
1. Adaletin Mahiyeti ve Önemi Adâlet kelimesi, “adl” kökünden gelmektedir. Haklılık, dürüstlük, doğruluk, eşitlik, eşit bir
şekilde ayırmak, dağıtmak, eşit bir şekilde mükâfatlandırmak anlamlarına gelir. 52 Aynı manayı
içeren bir başka kelime,“el-kıstu” adalet, pay, Mîzân (terâzî), hisse, “akseta” adaletle
hükmetmek, “el-muksitu” adaletle hükmeden anlamlarında zikredilmiştir. 53
Adl: her şeyi layık olduğu yere yerleştirmek, hakkı yerine koymaktır ki, azgınlığın, başka
bir ifade ile haksızlık ve zulmün zıddıdır. Adâlet, insaf, haklılık ve doğruluk manalarını
kapsayan bir denkleştirmedir ki, terazinin dili gibi aşırılık ve ihmalkarlık arasında bir
birleştirme noktası ve istikamet olarak iki tarafında denklik denilen bir denkleşme manasına
gelir. Ve bundan dolayı adâlet ve adâlet düsturlarına mizan da denilir. 54
Adâlet, bir şeyi yerli yerine koymaktır. Adâlet, herkese verilmesi lazım olanı vermek, yani
herkesin hakkına hürmet ve riayet etmektir. Adâlet, bütün vazifeleri yapmaya ve bütün haklara
riâyet olan kuvvetli ve sürekli bir iradenin faziletidir. 55
Bu tariflerden hareketle şunu söyleyebiliriz. Adâlet, geniş bir kavramdır. Her şeyi, her
davranışı ve her fili içine alabilecek teferruatlı bir ilkedir. Bu anlamda satıcının alıcıya,
öğretmenin öğrencisine, babanın çocuğuna vermesi gereken malı, notu, sevgiyi, aynı şekilde
alıcının satıcıya, öğrencinin öğretmenine, çocuğun babasına ödemesi gereken parayı, hürmeti
ve saygıyı kusursuz olarak yerine getirmesi adâlet olup bunların yapılmaması ise zulümdür. 56
İslâm dininin gerçekleştiği en önemli zihniyet değişikliği, adalet sahasında olmuştur. İslâm,
adalet kavramını, cahiliyye anlayışından daha başka bir ölçekte ele almış ve ona evrensel bir
boyut kazandırmıştır. Adalet ilkesi, İslâm ahlâk nizamının temeli ve vazgeçilmez unsuru olarak
ele alınmış ve açıklanmıştır. Ayrıca Adalet, toplumsal barış ve huzuru sağlayan düstur olarak
telakki edilmiştir.
Adâlet, kâinatın nizamıdır. Amel ve ibadette vacip gibi sayılan ahlakî bir fazilettir. Şüphe
yok ki her hakkın başı yüce Allah’ın hakkı olan ilahlık haklarıdır. İlahlık hakkının birincisi ise
Allah’ın birliğine inanmaktır. Çünkü ortak ve benzeri bulunanın son derece saygı ve yüceliğe
hakkı olamaz. Bundan dolayı adaletin başı Allah’ın birliğine inanmaktır. 57
Bu izaha göre, insanlar arasında gerçek adâleti ancak Allah’ın varlığını ve birliğini tasdik
edenler sağlar. Çünkü Allah’ın varlığını ve birliğini kabul eden mü’minler, Allah Teâlâ’nın âdil
sıfatının yeryüzünde tecellisini yansıtmakla görevli olduklarına inanan kimselerdir. Onlar, “Biz
kıyâmet günü için adâlet terazileri kurarız. Artık kimseye, hiçbir şekilde haksızlık edilmez.”58
Kur’ânî beyanın irşat ve uyarısı ile ahirette gerçekleşecek olan ilahî adâlete inanırlar. Allah’ın
varlığına ve birliğine inananlar, bütün insanlığa karşı âdil olmak mecburiyetindedirler. Gerçek
âdil olan Allah’a inananlar, asla adâletsiz davranamazlar.
Tabiatta hiç kimse adâlet kanunları haricinde yalnız ahlâkî sözlerle yeryüzünde bir dakika
bile emniyet ve asayiş temin edememiştir. Yalnız bununla da kalmayarak şimdiye kadar kimse
adâlet müeyyidesi olmaksızın, yalnız ahlâkî sözlerle bir lahza bile fenalıkların önünü
alamamıştır. 59
52 Bkz. İsfehânî, Müfredât Elfâzi’l-Kur’ân,. s. 551; Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Sözlük
Lügat, Ankara, 1978, s. 10. 53 İsfehânî, a. g. e. , s. 670; İbn Manzûr, a. g. e. , XI, 159-160. 54 Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, İstanbul, 1971, V, 3117. 55 Bkz. Osman Pazarlı, İslam Ahlakı, İst. 1972, s. 201; M. Yaşar Kandemir, İslam Ahlakı, İst. 1979, s. 143. 56 Bkz. M, Yaşar Kandemir, a. g. e. , s. 143. 57 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, V, 3117. 58 Enbiyâ, 21/47. 59 Seyyid Süleyman Nedvî, Asr-ı Saadet, trc. Ali Gencel, İst. 1970, IV, 1567-1568.
70
Kur’ân-ı Kerim, Hz. Peygamberin adâletle emrolunduğunu bildirmiş, ”60 adâletin
gerçekleşmesi üzerinde ısrarla durmuş, gerek ferdî 61, gerek aile hayatında 62, gerek insanlara
arasında 63, gerek şahitlik ve hüküm verme konusunda 64 adâletten asla vazgeçilemememesini,
bu konuda hiçbir şekilde gevşeklik ve zafiyet gösterilmemesinin gerekli olduğunu kesin
ifadelerle vurgulamıştır.
Kur’ân’ın adâlet konusunda ortaya koyduğu talimatlar, evrensel bir özelliğe sahiptir.
O’nun ortaya koyduğu adâlet ilkesi geniş kapsamlıdır, bütün insanlığı ve hatta bütün varlıkları
içine alır. 65
Kur’ân’ın Emrettiği Adâlet Hiçbir İmtiyaz Tanımaz. 66 Kur’ân-ı Kerim’in emrettiği
adâlette, akrabalık, zenginlik, fakirlik, soy sop, makam mevki, rütbe ve benzerî farklara itibar
yoktur. Herkes yargılamada eşit muâmele görür. Hiçbir kimse hiçbir kimseye karşı taşıdığı
vasıfla üstünlük sağlayamaz. Hiçbir kimsenin imtiyaz hakkı yoktur. Kur’ân, herkesi kanun
önünde eşit kabul eder.
Hz. Peygamber’in şu uygulaması adaletin icrası konusunda dikkate şayandır. Mahzum
oğullarından bir kadın hırsızlık yapmıştı. Bu durum Kureyş’i üzmüştü. Aralarında, “bu kadının
hakkında Resûlüllahla kim konuşacak” demişlerdi. Hatta bazıları “buna kim cesaret eder?”
demişlerdi. Neticede Rasûlüllah’ın sevdiği Üsâme b. Zeyd’in konuşabileceğine karar
vermişlerdi. Bunun üzerine kadın Hz. Peygamberin huzuruna getirilmişti. Üsame b. Zeyd, Hz.
Peygamberle bu kadın hakkında konuşup onun bağışlanmasını istemişti. Bu teklif üzerine Hz.
Peygamber şöyle buyurmuştu: “Allah’ın tayin ettiği hadler cezalar) den bir had (cezâ)
hakkında şefaat etmek (aracı olmak) mı istiyorsun? Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in
kızı Fatıma bile hırsızlık yapsaydı, mutlaka onun da elini keserdim.”67
Kur’ân’a Göre Yargı Bağımsız Olmalıdır. 68 Kur’ân, yargılamaya tesir edecek, adâletin
hakkâniyet ve eşitlik ilkesi içerisinde gerçekleşmesini etkileyecek her şeyi reddeder. Yargılama
esnasında inanç, düşünce ve ideolojinin ön planda tutulmamasını ve bunlara bağlı olarak
yargılama kararlarını yönlendirecek ve zafiyete uğratacak bir tavrın ortaya koyulmamasını
özellikle vurgular. Hüküm verme yetki ve durumunda olan herkes, inancını, düşüncesini, siyasi
kanaatini, soy sop farkını bir kenara bırakarak hüküm ve karar vermek mecburiyetindedir.
2. Adaletle İlgili Ayetler
يامركم ان تؤدوا المانات الى اهلها واذا حكمتم بين الناس ان تحكموا ب ا يعظكم به ان الله نعم العدل ان الله
كان سميعا بصيرا ان الله“Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman
adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz
ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”69
ولو على انفسكم او الوالدين والقربين ان يكن يا ايها الذين امنوا امين بالقسط شهداء لله غنياا او كونوا قو
بعوا الهوى ان تعدلوا وان تلوا او تعرضوا فان اولى بهما فل تت كان بما تعملون خبيرافقيرا فالله الله“Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için
şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya
fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden
60 Şûrâ, 42/15. 61 Nisâ, 4/135. 62 Nisâ, 4/3. 63 En’am, 6/152. 64 Nisâ, 4/135. 65 Nisâ, 4/58; Nahl, 16/90. 66 Nisâ, 4/135. 67 Buharî, Fedâilü’s-Sahâbe, 18, Enbiyâ, 54, Hudûd, 12; Müslim, Hudûd, 8-9; Ebû Dâvûd, Hudûd, 4; Tirmizî,
Hudûd, 6; Nesâî, Sârik, 5,6; İbn Mâce, Hudûd, 6; Dârimî, Hudûd, 5; Ahmed b. Hanbel, III, 386, 395, V, 409. 68 Mâide, 5/8 69 Nis^, 4/58.
71
çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken
gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
hakkıyla haberdardır.”70
شهداء بالقسط ول يجرمنكم شنان قوم على امين لله ال تعدلوا اعدلوا هو يا ايها الذين امنوا كونوا قو
ان الله خبير بما تعملون اقرب للتقوى واتقوا الله“Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler
olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı
gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah,
yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”71
بالقسط ل نكلف نفسا ال ول تقربوا مال اليتيم ال بالتى هى احسن حتهى يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان
يكم به لعلك اوفوا ذلكم وصه م تذكرون وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربى وبعهد الله“Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı
adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi
hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte
bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.”72
يامر بالعدل وال حسان وايتا ذى القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغ يعظكم لعلكم ان الله
تذكرون “Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı,
fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.”73
من كتا بع اهواءهم وقل امنت بما انزل الله ب وامرت لعدل بينكم فلذلك فادع واستقم كما امرت ول تت
ربنا وربكم لنا اعمالنا و يجمع بيننا واليه المصير الله بيننا وبينكم الله لكم اعمالكم ل حج“ (Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol.
Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve
aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir.
Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey
yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.”74
اتلوا التى تبغى حتهى وان طائفتان من المؤمنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما على الخرى فق
فان فاءت فاصلح يحب المقسطين تف ء الى امر الله وا بينهما بالعدل واقسطوا ان الله“Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine
karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer
(Allah’ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın.
Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.”75
ك فاحكم بينهم او اعرض عنهم اعون للكذب اكالون للسحت فان جا وك سم وان تعرض عنهم فلن يضر
يحب المقسطين شيپا وان حكمت فاحكم بينهم بالقسط ان الله“Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse, ister aralarında
hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan, sana asla hiçbir zarar
veremezler. Eğer hükmedecek olursan, aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil
davrananları sever.”76
ين ل ينهيكم عن الذين لم يقاتلوكم فى الد وهم وتقسطوا اليهم ينهيكم الله رجوكم من دياركم ان تبر ولم ي
يحب المقسطين ان الله
70 Nisâ, 4/135. 71 Mâide, 5/8. 72 En’âm, 6/152. 73 Nahl, 16/90. 74 Şûrâ, 42/15. 75 Hucürât, 49/9. 76 Mâde, 5/42.
72
“Allah, sizi, din konusunda sizinle savaşmamış, sizi yurtlarınızdan da çıkarmamış kimselere
iyilik etmekten, onlara âdil davranmaktan men etmez. Şüphesiz Allah, âdil davrananları
sever.”77
3. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء)78 Kur’an öğretilen ve hâfız yetiştirilen mekteplerin, kıraat tâlimi yapılan medrese veya
bölümlerin genel adı.
“Yer, mekân, ev” gibi anlamlara gelen dâr ile “okuyan” anlamındaki kārî kelimesinin çoğulu
olan kurrâ kelimelerinden meydana gelen dârü’l-kurrâ, Kur’ân-ı Kerîm’in öğretildiği, bir
bölümünün veya tamamının ezberletildiği ve kıraat vecihlerinin tâlim ettirildiği mektepler için
kullanılmıştır. Bu müesseselere dârülkur’ân ve dârülhuffâz adı da verilir.
Çok güzel Kur’an okuyan âmâ Abdullah b. Ümmü Mektûm’un Medine’ye hicretinde,
Mahreme b. Nevfel’in dârülkurrâ denilen evinde misafir olduğu şeklinde İbn Sa‘d’da yer alan
bir rivayetten (et-Tabakât, IV, 205), bu ismin mescidler dışında Kur’an okunan ve öğretilen
yerler için daha Hz. Peygamber devrinde kullanılmaya başlandığı anlaşılmaktadır. Bu ev
muhtemelen İbn Şebbe’nin sözünü ettiği, Mescid-i Nebevî’nin güneydoğu köşesinde yer alan
ve sonradan Abbâsî Halifesi Mehdî-Billâh tarafından satın alınıp mescide dahil edilen binadır
(Târîhu’l-Medîneti’l-münevvere, I, 241). Aynı rivayeti İbn Abdülber’den nakleden Huzâî, bu
olayın medreselerin kuruluşuna örnek teşkil edebileceğini söyler.
Hicretten önce Mekke’de Kur’an öğretimi daha çok Dârülerkam’da olmuştur. Akabe
biatlarından sonra Hz. Peygamber Medineliler’e Kur’an muallimi olarak Mus‘ab b. Umeyr’i
göndermişti. Fetihten sonra vilâyetlere tayin ettiği bir kısım valiler aynı zamanda Kur’an
muallimleriydi. Mescid-i Nebevî’de bu görevi Hz. Peygamber bizzat yapmakla birlikte Ubâde
b. Sâmit’i de Suffe ashabına Kur’an öğretmekle görevlendirmiş, mescidlerde Kur’an derslerini
teşvik etmiştir: “Allah’ın evlerinden birinde, Allah’ın kitabını okumak ve kendi aralarında
mütalaa etmek (tedârüs) üzere toplanan her topluluğa Allah iç huzuru verir; onları rahmet
bürür, çevrelerinde melekler toplanır ve Allah onları meleklerin yanında anar” (Müslim, “Zikr”,
38; Hatîb et-Tebrîzî, I, 71 [nr. 71]). Hadiste geçen “tedârüs” kelimesi bütün Kur’an ilimlerine
şâmil olmalıdır.
Dokuz mescidde eğitim ve öğretimin devam ettiği Medine’den başka fethedilen ve yeni
kurulan merkezlerde ashabın kıraatte mahir olanlar Kur’an dersleri vermişlerdir. Dımaşk’ta
(Şam) Emeviyye Camii’ndeki ders halkalarının birçoğu kıraatle ilgiliydi. Ebü’d-Derdâ burada
Kur’an tâlim ettiği için “Muallimü’ş-Şâm” veya “Kâriü’ş-Şâm” unvanıyla anılmıştır.
Öğrenci sayısının zaman zaman 1500’ü geçmesi onun derslerine olan rağbeti gösterir. Ebü’d-
Derdâ vefat etmeden önce, yerine kıraatini takdir ettiği sahâbî Fedâle b. Ubeyd el-Ensârî’yi
hoca olarak görevlendirmesi için Suriye Valisi Muâviye b. Ebû Süfyân’a tavsiyede
bulunmuştu. Seyahatleri sırasında Dımaşk’a da uğrayan İbn Cübeyr, bu şehirde bütün gün
devam eden Kur’an dersleri hakkında bilgi vermektedir. Sabah namazından sonra “seb‘”
denilen meclisle başlayan kıraat dersleri ikindiden sonra “Kevseriyye” adı verilen derslerle
devam ederdi. Burada, kendilerine “Kevserî” denilen ve Kur’an’ı ezberlemede güçlük çeken
yüzlerce kişiye Kevser Sûresinden itibaren namaz sûreleri tâlim ettirilirdi (er-Rihle, s. 244).
Birçok merkezde Kur’an dersleri veren ashaptan itibaren tâbiîn ve tebeü’t-tâbiîn dönemlerinde
değişik lehçelere göre okuyuş tarzları şekillenmeye başladı. Hicrî II. yüzyılda Medine’de Nâfi‘
b. Abdurrahman, Mekke’de Ebû Ma‘bed Abdullah b. Kesîr ve Humeyd b. Kays el-A‘rec;
Kûfe’de Âsım b. Behdele, Hamza b. Habîb, Ali b. Hamza el-Kisâî ve A‘meş; Basra’da Ebû
Amr b. Alâ; Dımaşk’ta İbn Âmir kıraat ilminde şöhret buldular. Bunlardan İbn Kesîr, Nâfi‘, İbn
77 Mümtehine, 60/8. 78 Nebi Bozkurt tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, VIII, 543) “Dârülkurrâ” maddesi
olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
73
Âmir, Ebû Amr, Hamza, Kisâî ve Âsım’ın okuyuş tarzları “kırâat-i seb‘a” olarak tanındı. Ebû
Ca‘fer Yezîd b. Ka‘kā‘, Ya‘kūb el-Hadramî ve Halef b. Hişâm’ın kıraatleriyle sayısı ona çıkan
mütevâtir kıraatler daha sonra dârülkurrâların başlıca derslerinden oldu.
74
Uygulama Soruları
1. Allahu Teala’nın isimlerinden “el- Adl” aşağıdaki seçeneklerin hangisinde tam olarak tarif
edilmiştir? A) En büyük, ululuğunun yanında her büyüğün küçüldüğü mutlak büyük
B) Hüküm sahibi, hükmü geçersiz kılınmayan
C) Asla zulmetmeyen, hakkaniyetle hükmeden, haktan başkasını söylemeyen ve
yapmayan D) Rızık veren, yaşamak için gıdaları yaratan
E) İhsanı, ilmi, kudreti ve rahmeti ile her şeyi kuşatan
يام .2 حسان وايتا ذى القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والبغ يعظكم لع ان الله لكم تذكرون ر بالعدل وال ayetinin
anlamı aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden
kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin
B) Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder;
hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor C) Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır
D) Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.
E) Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti
3. Cuma günü hutbenin akabinde okunan ayet aşağıdakilerden hangisidir?
A) بالقسط ل ول تقربوا مال اليتيم ال بالتى هى احسن حتهى يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان
B) رجوكم من دياركم ين ل ينهيكم ين ولم ي عن الذين لم يقاتلوكم فى الد هيكم الله
C) حسان وايتا ذى القربى وينهى عن الفحشاء والمنكر والب يامر بالعدل وال ذكرون لعلكم ت غ يعظكم ان الله
D) خبير بما تعملون ان الله اعدلوا هو اقرب للتقوى واتقوا الله
E) يامركم ان تؤدوا المانات الى اهلها واذا حكمتم بين الناس ان تحكموا ان الله
75
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında ‘Abese Sûresi tahkik usulüne göre ezberletilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin
deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur. Duhân Sûresi 1-39. ayetler de
hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır. Dualardan “Ezan
Duası” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda Medd-i Lîn, İhfâ, İzhâr, İklâb, İdğâm Ma‘al-Ğunne kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında adalet kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış,
okuma parçasında ise “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
76
Bölüm Soruları
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir أن جاءه العمى .1
A) كرى ( أو يذكر فتنفعه الذ
B) كى وما يدريك لعله يز
C) أولئك هم الكفرة الفجرة
D) وفاكه وأباا
E) ضاحك مستبشرة
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir فمن شاء ذكره .2
A) م في صحف مكر
B) يوم يفر المرء من أخيه
C) كرام بررة
D) اخ فإذا جاءت الص
E) ضاحك مستبشرة
خلقه فقدره .3 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir من نطف
A) كرى أو يذكر فتنفعه الذ
B) من أي شيء خلقه
C) ثم السبيل يسره
D) متاعا لكم ولنعامكم
E) ا من استغنى أم
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedirأنا صببنا الماء صباا .4
A) م في صحف مكر
B) ثم شققنا الرض شقاا
C) أولئك هم الكفرة الفجرة )
D) وفاكه وأباا
E) متاعا لكم ولنعامكم
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وجوه يومئذ مسفرة .5
A) وعنبا وقضبا
B) ووجوه يومئذ عليها غبرة
C) ا يقض ما أمره كل لم
D) ترهقها قترة
E) ضاحك مستبشرة
6. Hicrî II. Yüzyılda kıraat ilminde şöhret bulan kıraat alimi ve mekan eşleştirmesinde yanlış
olan seçenek hangisidir? A) Medine’de Nâfi‘ b. Abdurrahman
B) Mekke’de Ebû Ma‘bed Abdullah b. Kesîr
C) Dımaşk’ta İbn Kesir
D) Basra’da Ebû Amr b. Alâ
E) Kûfe’de Âsım b. Behdele, Hamza b. Habîb
7. Aşağıdaki isimlerden hangisi “kırâat-i seb‘a” imamlarından değildir?
A) İbn Kesîr
B) Ebû Amr
C) İbn Âmir
77
D) Nâfi‘
E) Halef b. Hişâm
8. Aşağıdaki isimlerden hangisi “kırâat-i seba’yı ona tamamlayan imamlardandır?
A) Ebû Amr
B) İbn Âmir
C) Hamza
D) Ebû Ca‘fer Yezîd b. Ka‘kā‘,
E) Kisaî
9. Bir kelimede harf-i linden biri ve ondan sonra sebeb-i medden sukün bulunursa ne olur?
A) Harf-i Lin
B) Harf-i Sakin
C) Medd-i Lin
D) Medd-i Arız
E) Medd-i Lazım
10. Aşağıdakilerden hangisi tenvin ve sakin nunun hallerinden değildir?
A) İhfa
B) İhfa-i Şefevî
C) İklab
D) İdğam-ı Bila Ğunne
E) İdğam-ı Meal Ğunne
78
Cevaplar
1) b, 2) a, 3) c, 4) b, 5) e, 6) c, 7) e, 8) d, 9) c, 10) b
79
4. İDĞÂM BİLÂĞUNNE, SAKİN MİM (م) ÇEŞİTLERİ, İDĞÂM
MÜTECÂNİSEYN, İDĞÂM MÜTEKÂRİBEYN, İDĞÂM-I ŞEMSİYYE
80
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Nâzi‘ât Sûresinin 1-26. ayetleri tahkik usulüyle
ezberden, akabinde ise Duhân Sûresi 40-59. ve Câsiye Sûresi 1-13. ayetler hadr
usulüyle yüzünden tilavet edilecektir. Dualardan “Cenaze Namazı Duası” konusuna
temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “İdğâm Bilâğunne, Sakin Mim’in (م) Çeşitleri, İdğâm
Mütecâniseyn, İdğâm Mütekâribeyn, İdğâm-ı Şemsiyye” kuralları üzerinde
durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Sabır” kavramı etraflıca inceleme konusu
yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye
devam edilecektir.
81
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. İğâm bilâğunne ile idğâm maa’l-ğunne arasında ne tür farklar vardır?
2. Sakin Mim ( م) hangi hallerde nasıl okunur?
3. İdğâm-ı Mütecâniseyn ve idğâm mütekâribeyn arasında ne tür farklar vardır?
82
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
İdğâm Bilâğunne, Sakin
Mim’in (م) Çeşitleri,
İdğâm Mütecâniseyn,
İdğâm Mütekâribeyn,
İdğâm-ı Şemsiyye
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Nâzi‘ât Sûresinin 1-26.
ayetlerini tahkik usulüne göre
ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Duhân Sûresi 40-59. ve Câsiye
Sûresi 1-13. ayetleri hadr
usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. İdğâm Bilâğunne, Sakin
Mim’in ( م) Çeşitleri, İdğâm
Mütecâniseyn, İdğâm
Mütekâribeyn, İdğâm-ı Şemsiyye
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
sabır konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili
bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
83
Anahtar Kavramlar
İdğâm Bilâğunne
Sakin Mim’in ( م) Çeşitleri
İdğâm Mütecâniseyn
İdğâm Mütekâribeyn
İdğâm-ı Şemsiyye
Sabır
İstabara
es-Sâbiru
es-sabîru
es-sabûru
Seb‘
Tasdîr
Şeyhü’l-Kırâa
Meşîhatü’l-Kırâa
Küttâb
84
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
85
4. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
4. 1. 1 Ezber
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 79. sırasında yer alan Nâzi‘ât Sûresinin 1-26. ayetleri, tahkik
usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci ezberini
hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere yazılacak ve
sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu bu yazılı
metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini bu yazılı
metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler üzerinde
işaretleyecektir.
4.1.1.1. Ayetler: Nâzi‘ât Sûresi 1-26
سورة النازعات ﴾ 79﴿
حيم حمن الر الر بسم الل
( 3( والسااابحات ساابحا )2( والناشااطات نشااطا )1والنازعااات غرقااا )
اجفا )5( فالمدبرات أمرا )4فالسابقات سبقا ) ( تتبعهاا 6( ياوم ترجاف الر
ادفاا ) ( يقولااون أئنااا 9 )( أبصااارها خاشااع 8( قلااوب يومئااذ واجفاا )7الر
رة )10لمردودون في الحافرة ) ة 11( أئذا كنا عظاما ن ( قالوا تلك إذا كر
( هال 14( فاإذا هام بالسااهرة )13( فإنما هاي زجارة واحادة )12خاسرة )
( اذهاب 16نااداه رباه باالواد المقادس طاوى ) ( إذ 15أتاك حديث موساى )
( وأهاديك إلاى 18( فقل هل لك إلى أن تزكاى )17إلى فرعون إنه طغى )
شى ) ( ثم أدبر 21( فكذب وعصى )20فأراه الي الكبرى )( 19ربك فت
24( فقااال أنااا ربكاام العلااى )23( فحشاار فنااادى )22سااعى )ي ( فأخااذه الل
شى )25نكال الخرة والولى ) ( 26( إن في ذلك لعبرة لمن ي(79) Nâzi‘ât Sûresi 1-26. Ayetler
Mekke döneminde inmiştir. 46 ayettir. Sûre, adını birinci ayetteki “en-Nâzi‘ât” kelimesinden
almıştır. Nâzi‘ât burada, “ruhları çekip alan melekler” demektir.
Surede başlıca, tevhit, peygamberlik, öldükten sonra dirilme ve hesap konu edilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,
2. Andolsun kolaylıkla çekip çıkaranlara,
3. Andolsun yüzüp yüzüp gidenlere,
4. Derken, öne geçenlere,
5. Nihayet işi çekip çevirenlere (ki, mutlaka tekrar diriltileceksiniz).
6, 7. Büyük bir sarsıntının olacağı o günde o sarsıntıyı, peşinden gelen başka bir sarsıntı izleyecektir.
8. O gün birtakım kalpler (tedirginlik içinde) şiddetle çarpacaktır.
9. Onların gözleri (korku ile) inecektir.
10. Şöyle derler: “Biz gerçekten gerisingeriye eski hâlimize mi döndürüleceğiz?”
11. “Bizler çürümüş kemiklere döndükten sonra mı?”
12. “Öyle ise bu hüsran dolu bir dönüştür” dediler.
13. Hâlbuki o, bir haykırıştan (sûr’un üfürülmesinden) ibarettir.
14. Birdenbire kendilerini mahşerde buluverirler.
15. (Ey Muhammed!) Mûsâ’nın haberi sana geldi mi?
86
16. Hani, Rabbi ona mukaddes Tuvâ vadisinde şöyle seslenmişti:
17. “Haydi Firavun’a git! Çünkü o azmıştır.”
18. “Ona de ki: İster misin (küfür ve isyanından) temizlenesin?
19. Seni Rabbine ileteyim de O’na karşı derinden saygı duyup korkasın!”
20. Derken Mûsâ ona en büyük mucizeyi gösterdi.
21. Fakat o, Mûsâ’yı yalanladı ve ona karşı koydu.
22. Sonra (yeryüzünde fesat peşinde) koşmak üzere (imana) sırt çevirdi.
23. Hemen (adamlarını) topladı ve onlara seslendi:
24. “Ben, sizin en yüce Rabbinizim!” dedi.
25. Allah onu, ibret verici şekilde dünya ve âhiret cezasıyla cezalandırdı.
26. Şüphesiz bunda Allah’tan sakınıp korkan kimseler için büyük bir ibret vardır.
4. 1. 1. 2. Dualar: Cenaze Namazı Duası Hz. Peygamber, cenazenin namazını kılarken şöyle dua etmiştir.
ى هم من أحييته منا فأحيه عل اللهم اغفر لحينا وميتنا وشاهدنا وغائبنا وصغيرنا وكبيرنا وذكرنا وأنثانا الل
يمان اللهم ل تحرمنا أجره ول تضلنا ب سلم ومن توفيته منا فتوفه على ال . عده ال“Allahım! Hayatta olanımızı, ölülümüzü, burada bulunanımızı ve bulunmayanımızı,
büyüğümüzü, küçüğümüzü, erkeğimizi, kadınımızı bağışla. Bizden yaşattığın İslam üzere
yaşat, öldürdüğünü de iman üzere vefat ettir. Allahım! Bu ölen hakkında ecir ve mükâfattan
bizi mahrum eyleme. Ondan ayrıldıktan sonra da bizi şaşırtma.”79
4. 1. 2. Yüzünden Okuma: Duhân Sûresi 40-59. ve Câsiye Sûresi 1-13.
Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 59 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 44. sırasındaki
Duhân Sûresinin son 40-59. ayetleri; yine Mekke’de nazil olan ve 37 ayetten müteşekkil
Kur’ân-ı Kerim’in 45. sırasındaki Câsiye Sûresinin ilk 1-13. ayetleri tahkik/tedvir/hadr
usullerinden birine göre yüzünden okunacaktır.
سورة الدخان ﴾44﴿
﷽
يوم ل يغني مولى عن مولى شي ـا ﴾40ان يوم الفصل ميقاتهم اجمعين ﴿
حيم ﴿ال ﴾41ول هم ينصرون ﴿ انه هو العزيز الر ان ﴾42من رحم الله
قوم ﴿ ﴿44طعام الثيم ﴿ ﴾ 43شجرت الز يغلي في البطون ﴾ 45﴾ كالمهل
اء الجحيم ﴿ ﴾ 46كغلي الحميم ﴿ فوق ثم صبوا ﴾47خذوه فاعتلوه الى سو
ان هذا ﴾49 انك انت العزيز الكريم ﴿ ذق ﴾ 48رأسه من عذاب الحميم ﴿
في جنات وعيون ﴾51﴾ ان المتقين في مقام امين ﴿50ما كنتم به تمترون ﴿
جناهم بحور ﴾ 53ق متقابلين ﴿يلبسون من سندس واستبر ﴾52﴿ كذلك وزو
امنين ﴿ ﴾54عين ﴿ ل يذوقون فيها الموت ال ﴾55يدعون فيها بكل فاكه
ولى ووقيهم عذاب الجحيم ﴿لفوز ﴾ فضل من ربك ذلك هو ا56الموت ال
79 Tirmizi, Cenâiz, 38; İbn Mâce, Cenâiz, 23; Nesâî, Cenâiz, 77; Ahmed b. Hanbel, II, 368, IV, 170.
87
﴾ فارتقب انهم 58فانما يسرناه بلسانك لعلهم يتذكرون ﴿ ﴾57العظيم ﴿
﴾ 59مرتقبون ﴿
﴾ سورة الجاثية 45﴿
﷽
العزيز الحكيم ﴿ ﴾ 1حم ﴿ ان في السموات ﴾ 2تنزيل الـكتاب من الله
يات للمؤمنين ﴿ ايات لقوم 3والرض ل ﴾ وفي خلقكم وما يبث من داب
اء من رزق فاحيا 4يوقنون ﴿ من السم ا انزل الله ﴾ واختلف اليل والنهار وم
ياح ايات لقوم يعقلون ﴿به الرض 5بعد موتها وتصريف الر ﴾ تلك ايات الله
واياته يؤمنون ﴿ حديث بعد الله فباي﴾ ويل لكل افاك 6نتلوها عليك بالحق
تتل 7اثيم ﴿ ره ﴾ يسمع ايات الله ى عليه ثم يصر مستكبرا كان لم يسمعها فبش
ذها هزوا اولئك لهم عذاب مهين 8بعذاب اليم ﴿ ات ﴾ واذا علم من اياتنا شي ـا
ائهم جهنم ول يغني عنهم ما9﴿ ذوا من دون ﴾ من ور كسبوا شي ـا ول ما ات
اولياء ولهم عذاب عظيم ﴿ ﴾ هذا هدى والذين كفروا بايات ربهم لهم 10الله
ر لكم البحر لتجري الف 11عذاب من رجز اليم ﴿ الذي س لك فيه بامره ﴾ الله
ر لكم ما في السموات وما 12ولتبتغوا من فضله ولعلكم تشكرون ﴿ ﴾ وس
يات لقوم يتفكرون ﴿ ﴾ 13في الرض جميعا منه ان في ذلك ل
88
4. 2. Tecvid: İdğâm Bilâğunne, Sakin Mim’in (م) Çeşitleri, İdğâm
Mütecâniseyn, İdğâm Mütekâribeyn, İdğâm-ı Şemsiyye (Osmanlıca Tecvid
Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 20-26. Sayfalar)
89
90
91
92
93
94
95
4. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Sabır
1. Sabrın Mahiyeti ve Önemi es-sabru, bir kimseyi bir nesneden alıkoymak, hapsetmek, tutmak, dayanmak, sızlanmamak
anlamlarına gelir. Sabır, nefsi, aklın ve şerîatın gerektirdiği şekilde ya da bu ikisinin nefsin
kendisinden alıkonmasını gerektirdiği şeylerden hapsedip alıkoymak, tutmak veya men
etmektir. Bir musibet vukuunda sabırsızlıktan ve tahammülsüzlükten nefsini alıkoymaktır.
Şayet bu durum, muharebede olursa buna şecaat, zıddına cübn (korkaklık) denir. Şayet sıkıntılı
bir hadise vukuunda olursa gönül genişliği denir. Eğer bir söz konusunda olursa buna katmak
(sır saklamak) denir. Kur’ân-ı Kerimde bunların hepsine sabır denmiştir. Sabır kelimesi ceza’
(sabırsızlanmak) kelimesinin zıddıdır. Sabır, bir kimsenin bir musibet esnasında ve sonrasında
telaşa kapılmayarak, feryat etmeyerek ve sızlanmayarak meselenin sonucunu sükûnetle ve
tahammülle beklemesidir. “İstabara” kelimesi de, sabretmek anlamındadır. Ancak bu zorluğu
içerir. “es-Sâbiru, es-sabîru, es-sabûru” kelimeleri, musibet ve bir hadise karşısında
sabırsızlık göstermeden ve feryat etmeden sükûnetini muhafaza eden ve dayanma gücünü
ortaya koyan kimseye denir. 80
Sabır, akıl ve zekânın, ceza’ âcizliğin bir ifadesi sayılmıştır. Buna göre düşünen bir kimse
haramlardan sakınma konusunda gösterilen sabrın, Allah’ın azabına sabretmekten daha kolay
olduğunu bilir. Sabır nefsi telaştan, dili şikâyetten, organları çirkin davranışlardan koruma
nimet haliyle mihnet hali arasında fark gözetmeyip her iki durumda sükûnetini muhafaza etme,
Allah’tan başkasına şikâyette bulunmama” şeklinde de tarif edilmiştir. 81
Sabır kelimesi, Kur’ân’da türevleri ile birlikte yüz üç yerde geçmektedir. 82 Bu âyetlerde
genellikle sabrın önemi üzerinde durulmuş, sabredenler övülmüş ve onlara verilecek
mükâfatlardan söz edilmiş, sabredenleri Allah’ın seveceğine işaret edilmiştir.
Sabır, acıya katlanmak, onu geçirmek için dayanmak ve karşı koymaktır ki, bu her ferahın,
her başarının, anahtarıdır. Başa gelen darlık ve sıkıntının geçmesi için Allah’ın yardımını celp
edecek sebeplerin birincisidir. Sabırsız ruhlar, her zaman darlık içindedirler. Onların, dünyaya
ait olaylara hiç dayanıklılıkları yoktur. Her şeyi ister, her şeyden rahatsız olurlar. Genişlik
zamanında elde edilen nimetin kıymetini bilmezler. Gözleri daima başkasındadır. Halbuki
dünyada değişmeyen hiçbir şey yoktur. 83
Sabırlı insanlar, başına gelen hadisenin sebebini araştırır. Karşı tarafı dinler ve anlamaya
çalışır. Sıkıntıya maruz kalınca Allah’a yönelerek söz konusu darlığın ve musibetin, Allah’ın
izniyle geçeceğine inanır. Olgun bir tavırla neticeyi bekler ve Allah’tan yardım ister. Sabırlı
insan, kırıcı değildir. Kimsenin kalbini kırmamaya, incitmemeye ve incinmemeye özen
gösterir. Sabırlı kimse, itidalli hareket eder, meselelere soğukkanlılıkla yaklaşır.
Sabır, her başarının anahtarıdır. İmandan sonra takip edilecek yolun başı sabır, ahlâkın başı
sabır, amelin başı sabır, kısaca varlık âlemini tanımanın başı sabırdır. Sabırsızlık, ivmek ve bir
anda her şeyi istemektir. Hâlbuki yaratıklar, zamana bağlı olup, terbiye kanununa tabidirler,
zaman ise peş peşe gitmek, yavaş yavaş olmak demektir. Her şeyi bir anda istemek, hiçbir şeyi
istememektir. Hatta yaşamak sabretmektir.84
Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de sabrı emretmiş85, sabretmenin hayırlı olduğunu86,
sabredenlerin bağışlanacağını, onlara büyük bir mükâfatın hazırlandığını87, sabredenlerin
80 İsfehânî, Müfredâtü ElFazi’l-Kur’ân, s. 474; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, VII, 275-276; Asım Efendi, Kamus
Tercümesi, Asitane yayınlarnı, İstanbul, t. (tıbkı basım),I, 628-629. 81 Mustafa Çağrıcı, Sabır, DİA, İstanbul, 2008, XXXV, 337. 82 M. Fuad Abdulbaki, Mu’cemü’l-Müfehres li Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, s. 399-4001. 83 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 340. 84 Bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 544-545. 85 Yûnus, 10/109; Gâfir, 40/77; Ahkâf, 46/35 vb. 86 Nahl, 16/126. 87 Hûd, 11/11; Nahl, 16/96.
96
kurtuluşa ereceğini88, sabredenlerin ecrinin zayi edilmeyeceğini89, beyan etmiştir. Yine Allah
Teâlâ, kendi yolunda zafiyet göstermeden cihad edenleri seveceğini90, sabredenlerle beraber
olacağını91 ifade etmiştir. Öte yandan, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerin92, kurtuluşa erdikleri
ve zararda olmadıkları belirtilmekte ve gösterdikleri bu erdemlilikten dolayı övülmektedirler.
Allah Teâlâ, bütün peygamberlere, risâlet ve tebliğ görevlerini yerine getirirlerken maruz
kaldıkları sözlü ve fiili sataşmalara, sıkıntı ve baskılara karşı sabretmelerini emretmiştir. 93
Onların yolunu izleyen mü’minlere de, aynı emir verilmiş ve aynı tavsiyede bulunulmuştur.
Bütün bunlar sabrın, başarıya ve hedefe ulaşmada çok önemli bir kıstas olduğunu
göstermektedir.
İman, biri sabır ve diğeri şükür olan iki yarımdan meydana gelen bir bütündür. Aynı
zamanda sabır ile şükür, Allah’ın vasıflarından iki vasıf ve O’nun Esmâ-i Hüsna’sından (güzel
isimlerinden) iki isimdir. Allah Teâlâ, sabredenleri iyi vasıflarla nitelendirmiş, iyiliklerin
çoğunu sabra bağlamış ve bütün bunları sabrın sonuçları ve neticeleri kılmıştır. 94 Her iyiliğin
belli başlı bir mükâfatı olduğu halde, yalnız sabrın mükâfatının sınırsız olduğu bildirilmiştir. 95
Yine Allah Teâlâ, diğer hiçbir ibadete toptan vaat etmediği iyilikleri, sabredenlerde toplamıştır.
Hidâyet, rahmet ve bağışlamaların hepsi sabredenlerde cem etmiştir. 96
Dünyanın aldatıcılığı, nefislerin eğilimleri karşısında hayır yapmak, doğru söylemek, hak
yolunda yürümek, acı çekmeye ve zorluklara katlanmaya bağlıdır. Bütün bunlar da sabra
dayanmaktadır. Hak yolunda can veren şehitlerin Allah katında eriştikleri en yüce şehitlik
mertebesine de sabırla ulaşılmaktadır.
Bilinmelidir ki, sabır, nefsin, iyi bir şey yapmak veya kötülükten kaçınmak için acıya,
meşakkate tahammül gücüdür. Başlıca iki çeşit olarak düşünülür. Birincisi, elem ve külfete
sabırdır ki, bununla ibadetlerin ve güzel amellerin zorluklarına katlanarak yüksek himmet ve
gayret sahiplerinin ulaştıkları başarılara ulaşılır. İkincisi, de, lezzet ve şehevi arzulara karşı
sabırdır ki, bununla da haramlardan, hoş görünüp de sonu kötü olan aldatıcı, tehlikeli, maddi ve
manevî yönden zarar verici şeylerin zararlarından sakınılır ve korunulur. 97
Allah Teâlâ, iman edip salih amel işleyenlerin, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin
zarara uğramayacağını açıklamıştır. 98 İman, güzel amel, hakkı ve sabrı tavsiye gibi dört mühim
özelliği, kendisinde toplayan insanlar, zarara uğrayan insanlardan istisna kılınmıştır. Ashab-ı
Kirâm, birbirileriyle karşılaştıkları zaman, Asır süresini okumadan birbirinden ayrılmazlar99,
hakkı ve sabrı tavsiye ederek birbirini irşad ederlerdi. Onların birbirine olan sevgi ve saygısı
hak ve sabır üzerine kurulmuştu.
Sabırda aslolan, sıkıntı ve musibetin başa gelmesi anında ilk planda tahammül göstermektir.
Aşağıda anlamını sunacağımız şu hadis buna işaret etmektedir. : “Sabır, ancak (musibetin) ilk
başa geldiği anda yapılan tahammüldür.”100 Demek ki asıl sabır, başa bela geldiğinde aradan
çok zaman geçmeden dayanma ve katlanma iradesinin gösterilmesidir. Çünkü sıkıntı ve
ıstıraplar geçtikten sonra sükûnete ermek, çoğunlukla sabır değil, bir teselli olur. Takdir edilen
kadere, ağır başlılıkla teslim ve razı olmak, sabrın temel noktasıdır.
88 Mü’minûn, 23/111. 89 Hûd, 11/115, Yûsuf, 12/90. 90 Âl-i İmrân, 3/146. 91 Bakara, 2/153, 249, Âl-i İmrân, 3/142: Enfâl, 8/46, 66. 92 Beled, 90/17; Asır, 103/3. 93 En’âm, 6/34; İsrâ, 17/28; Sâd, 38/17; Gâfir, 40/77; Ahkâf, 46/35. 94 Secde/32/24; Zümer, 39/10. 95 Bkz. Zümer, 39/10. 96 Gazalî, İhyau Ulûmiddîn, Beyrut, ts. IV, 63-65. 97 Bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, IX, 6080-6081. 98 Asır, 103/1-3. 99 Beyhaki Şuabu’l-Îman , No: 4676 . 100 Buharî, Cenâiz, 32, 43; Müslim, Cenâiz, 14, 15; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 23; Tirmizî, Cenâiz, 13.
97
2- Sabırla İlgili Âyetler
اشع لوة وانها لكبيرة ال على ال بر والص ين واستعينوا بالص“Sabrederek ve namaz kılarak (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz namaz, Allah’a derinden
saygı duyanlardan başkasına ağır gelir. 101
ابرين مع الص لوة ان الله بر والص يا ايها الذين امنوا استعينوا بالص“Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki,
Allah sabredenlerle beraberdir.”102
ا برزوا لجالوت وجنوده قالوا ربنا افرغ علينا صبرا وثبت اقدامنا وانصرنا عل الكافرين ى القوم ولم“(Tâlût’un askerleri) Câlût ve askerleriyle karşı karşıya gelince şöyle dediler: “Ey
Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır ve şu kâfir kavme karşı bize
yardım et.”103
لعلكم تفلحون يا ايها الذين امنوا اصبروا وصابرو ا ورابطوا واتقوا الله“Ey iman edenler! Sabredin. Sabır yarışında düşmanlarınızı geçin. (Cihat için) hazırlıklı ve
uyanık olun ve Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.”104
وكاين من نبى قاتل وما ضعفوا وما استكانوا والله معه ربيون كثير فما وهنوا لما اصابهم فى سبيل الله
ابرين يحب الص“Nice peygamberler var ki, kendileriyle beraber birçok Allah dostu çarpıştı da bunlar Allah
yolunda başlarına gelenlerden yılmadılar, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah,
sabredenleri sever.”105
فور رحيم ثم ان ربك للذين هاجروا من بعد ما فتنوا ثم جاهدوا وصبروا ان ربك من بعدها لغ “Sonra şüphesiz ki Rabbin, eziyete uğratıldıktan sonra hicret eden, sonra Allah yolunda
cihad edip sabreden kimselerin yanındadır. Şüphesiz Rabbin bundan sonra da çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.”106
ل يضيع اجر المحسنين واصبر فان الله“Sabret! Çünkü, Allah iyilik edenlerin mükâfatını zayi etmez.”107
وهو خير الحاكمين واتبع ما يوحى اليك واصبر حتهى يحكم الله“ (Ey Muhammed!) Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O,
hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”108
نهم تريد زين واصبر نفسك مع الذين يدعون ربهم بالغدوة والعشى يريدون وجهه ول تعد عيناك ع
بع هو يه وكان امره فرطاالحيوة الدنيا ول تطع من اغفلنا قلبه عن ذكرنا وات“Sabah akşam Rablerine, O’nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte ol. Dünya
hayatının zînetini arzu edip de gözlerini onlardan ayırma. Kalbini bizi anmaktan gafil
kıldığımız, boş arzularına uymuş ve işi hep aşırılık olmuş kimselere boyun eğme.”109
ل ل بوا واوذوا حتهى اتيهم نصرنا ول مبد بت رسل من قبلك فصبروا على ما كذ ولقد ولقد كذ كلمات الله
جاءك من نبایء المرسلين “Andolsun ki, senden önce de birçok Peygamberler yalanlanmıştı da onlar
yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine karşı sabretmişler ve nihayet kendilerine yardımımız
101 Bakara, 2/45 102 Bakara, 2/153. 103 Bakara, 2-250. 104 Âl-i İmrân, 3/200. 105 Âl-i İmrân, 3/146. 106 Nahl, 16/110. 107 Hûd, 11/115. 108 Yûnus, 10/109. 109 Kehf, 18/28.
98
yetişmişti. Allah’ın kelimelerini değiştirebilecek bir güç de yoktur. Andolsun peygamberler ile
ilgili haberlerin bir kısmı sana gelmiş bulunuyor.”110
سل ول تستعجل لهم كانهم يوم يرون ما يوعدون لم يلبثوا ال ساع فاصبر كما صبر اولوا العزم من الر
القوم الفاسقون من نهار بلغ فهل يهلك ال “ (Ey Muhammed!) O hâlde, yüksek azim sahibi peygamberlerin sabretmesi gibi sabret.
Onlar için acele etme. Onlar tehdit edildikleri azabı gördükleri gün, sanki dünyada gündüzün
bir anından başka kalmadıklarını sanırlar. Bu bir duyurudur. Ancak yoldan çıkmış olan
topluluk helâk edilir.”111
4. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…)112 Camiler uzun süre bilhassa Kur’an ve hadis tahsilinin merkezi olma özelliğini korudular.
Buralarda ileri seviyede Kur’an öğrenimi için oluşturulan ders halkaları “seb‘” ve “tasdîr” diye
anıldı; kıraat hocasına “şeyhü’l-kırâa”, görevine de “meşîhatü’l-kırâa” denildi. Şehir
camilerinde yürütülen Kur’an okutma faaliyeti “meşîhatü’l-mescid”, ordugâhlarda yürütülen
faaliyetler “meşîhatü’l-cünd” ismini aldı. Bu sonuncunun hocalarına “kāriü’l-cünd” de
denilirdi. Evliya Çelebi’nin selâtin, vüzerâ ve diğer ileri gelenlerin camilerinin her birinde bir
dârülkurrâ olduğunu söylemesinden de anlaşılacağı gibi mescidlerde kıraat ilminin okutulduğu
özel bölümlere Osmanlılar dârülkurrâ adını vermişlerdir.
İlk dört asırda yüksek seviyede Kur’an dersleri yalnız camilerde verilmekte, mescidlerde
ibadet huzurunu bozacağı düşüncesiyle küçük çocuklara “küttâb” adı verilen mekteplerde
Kur’an öğretilmekteydi. Buhârî’nin bir rivayetinden (“Diyet”, 27) daha Hz. Peygamber
döneminde var olduğu anlaşılan ve Osmanlılar’daki sıbyan mekteplerini andıran küttâblarda
çocuklara okuma yazma öğretildikten başka temel dinî bilgiler ve Kur’an da öğretiliyordu. Yazı
ve Kur’an dersleri ayrı ayrı hocalar tarafından verilir ve bunların farkını belirtmek için Kur’an
hocalarına “muallim” veya “mukrî”, yazı hocalarına da “mükettib” denilirdi. Mekteplerin
Kur’an tâlimi ağırlıklı olanlarına sonradan “Kur’an küttâbları” denilmiştir. Bu okulların daha
Muâviye zamanında Dımaşk’ta mevcut olması bunların erken dönemde yaygınlaştığını
göstermektedir.
İslâm dünyasında ilk medreseler hicrî IV. yüzyılın ortalarında Nîşâbur’da kurulmuştur.
Bunlardan bir kısmı “dârüssünne” denilen hadis okullarıydı. Diğerlerinde, sonraki bazı
medreselerde örneği görülen dârülkurrâ ve dârülhadis gibi bölümlerin olup olmadığı kesin
olarak bilinmemekle birlikte hocalarından bir kısmının mukrî olmasından da anlaşılacağı üzere
okutulan dersler arasında kıraat ilminin önemli bir yer tuttuğu muhakkaktır.
Camiler dışında yüksek seviyede Kur’an öğretimi için kurulan ilk müstakil medreseler
dârülkur’ânlardır. Dımaşk’ta Emîr Şücâüddevle Sâdir b. Abdullah tarafından 391’de (1001)
Sâdiriyye Medresesi’nin yaptırılmasının ardından Şam kurrâsından olan ve İbn Âmir kıraatini
iyi bilen Rişâ’ b. Nazîf, IV. (X.) yüzyılın sonlarında veya V. (XI.) yüzyılın başlarında buranın
ilk dârülkur’ânını kurmuştur. Bu dârülkur’ân, kurucusu ve hocasına izâfeten Rişâiyye
Dârülkur’ânı adıyla anılmıştır.
Nuaymî, Rişâiyye dışında Dımaşk’ta bulunan diğer dârülkur’ânları Cezeriye, Haydariye,
Dellâmiye, Sencâriye, Sâbûniye ve Vecîhiye adlarıyla belirtir. Bunlar VIII ve IX. (XIV ve XV.)
yüzyıllara ait olup her biri kıraat ilminde mahir bir âlime izâfe edilmiştir. Bu âlimlerin
ölümünden sonra ilmî fonksiyonlarını fazla devam ettiremedikleri anlaşılan medreselerin bina
olarak sadece üçü mescide çevrilmiş olarak zamanımıza kadar gelebilmiştir. Ancak İbn
Kesîr’in VIII. (XIV.) yüzyılın ortalarına dair verdiği bilgilerde başka dârülkur’ânlardan da söz
110 En’âm, 6/34. 111 Ahkâf, 46/35. 112 Nebi Bozkurt tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, VIII, 543-544) “Dârülkurrâ”
maddesi olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
99
etmesi, Dımaşk’ta o dönemdeki dârülkur’ân sayısının Nuaymî’nin verdiği rakamdan daha fazla
olduğunu göstermektedir. Dımaşk’ta ayrıca dârülkur’ân ve dârülhadisi müştereken bünyesinde
toplayan veya sadece dârülhadis olarak zikredildiği halde kırâat-i seb‘a da okutulan öğretim
kurumları da mevcuttu. Eşrefiyye Dârülhadisi’nin hocaları arasında mukrî ve vakfiye gereği
sayıları onla sınırlı olan kırâat-i seb‘a öğrencileri vardı (Sübkî, II, 109).
100
Uygulama Soruları
1. Medreselerde Kur’an hocalarına ne ad verilir?
A) Mükettib
B) Mukri
C) Muallim
D) Küttab
E) Mükatib
2. Sakin mim, mim harfine uğrarsa … … olur. Boşluğa hangi ifade gelmelidir?
A) İdğam-ı mütekaribeyn
B) İdğam-ı bila ğunne
C) İdğam-ı Meal Ğunne
D) İdğam-ı Mütecaniseyn
E) İdğam-ı Misleyn Meal Ğunne
3. İslâm dünyasında ilk medreseler ne zaman ve nerede kurulmuştur?
A) Hicri 4. Yüzyıl- Nişabur
B) Hicri 2. Yüzyıl- İsfahan
C) Hicri 6. Yüzyıl-Konya
D) Hicri 5. Yüzıl–Karatay
E) Hicri 5. Yüzyıl-Samanoğulları
101
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Nâzi‘ât Sûresinin 1-26. ayetlerinin tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Duhân Sûresi 40-59. ve Câsiye Sûresi 1-13. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden
okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır. Dualardan “Cenaze Namazı Duası” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda İdğâm Bilâğunne, Sakin Mim’in ( م) Çeşitleri, İdğâm Mütecâniseyn,
İdğâm Mütekâribeyn, İdğâm-ı Şemsiyye kuralları üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü
kapsamında sabır kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise
“Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilmiştir.
102
Bölüm Soruları
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir والناشطات نشطا .1
A) قلوب يومئذ واجف
B) والسابحات سبحا
C) والنازعات غرقا
D) ادف تتبعها الر
E) فالمدبرات أمرا
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir والسابحات سبحا .2
A) فالسابقات سبقا
B) شى وأهديك إلى ربك فت
C) فإنما هي زجرة واحدة
D) هل أتاك حديث موسى
E) ادف تتبعها الر
نكال الخرة والولى .3 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir فأخذه الل
A) ادف تتبعها الر
B) رة أئذا كنا عظاما ن
C) الي الكبرىفأراه
D) فإنما هي زجرة واحدة
E) شى إن في ذلك لعبرة لمن ي
شى .4 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وأهديك إلى ربك فت
A) أيان مرس اع اهايسألونك عن الس
B) فيم أنت من ذكراها
C) نكال الخرة والولى فأخذه الل
D) فأراه الي الكبرى
E) كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إل عشي أو ضحاها
اجف .5 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir يوم ترجف الر
يومئذ واجف
A) والناشطات نشطا
B) ادف تتبعها الر
C) والنازعات غرقا
D) شى إن في ذلك لعبرة لمن ي
E) فالمدبرات أمرا
6. Vesîletü’l-Ğufrân’a göre Tenvin veya sakin nundan sonra ر ve ل harflerinden biri gelirse
hangi tecvid olur ?
A) İdğam-ı Misleyn Meal Ğunne
B) İdğam-ı bila ğunne
C) İdğam-ı Meal Ğunne
D) İdğam-ı Mütecaniseyn
E) İdğam-ı mütekaribeyn
بر .7 اشعين واستعينوا بالص لوة وانها لكبيرة ال على ال والص ayetinde geçen اشعين ?ne anlama gelir ال
A) Tevekkül edenler
103
B) Şecaat
C) Sabır
D) Saygı duyanlar
E) Her şeye gücü yeten
بالغدوة والعشى واصبر نفسك مع الذين يدعون ربهم .8 ayetinde geçen الغدوة ne anlama gelir?
A) Gece
B) Sabah
C) Öğlen
D) İkindi
E) Akşam
9. Camilerde ileri seviyede Kur’an öğrenimi için oluşturulan ders halkalarına ne ad verilir?
A) Sahn-ı Seman
B) Dersu’l-Kurra
C) İcazet
D) Seb ve Tasdir
E) Daru’l-Hadis
10. Camilerde ileri seviyede Kur’an öğrenimi için oluşturulan ders halkalarındaki kıraat
hocasına ne denir?
A) Şeyhü’l-kırâa
B) Meşîhatü’l-kırâa
C) Daru’l-kurra
D) Meşihatü’l-mescid
E) Vüzera
104
Cevaplar
1) b, 2) a, 3) e, 4) d, 5) b, 6) b, 7) d, 8) b, 9) d, 10) a
105
5. İZHÂR-I KAMERİYYE, KALKALE, HÜKMÜ’R-RÂ (ر),
LAFZETULLÂH
106
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Nâzi‘ât Sûresi 27-46. Ayetler tahkik usulüyle
ezberden, akabinde ise Câsiye Sûresi 14-37. ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet
edilecektir. Dualardan “Hatim ve Yağmur Duaları” konusuna temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “İzhâr-ı Kameriyye, Kalkale, Hükmü’r-Râ (ر),
Lafzetullâh” kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında
“Tevekkül” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise
“Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilecektir.
107
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Kalkaledde mahreci kımıldatmak nasıl gerçekleşir?
2. Hükmü’r-Râ’nın (ر) kalın, ince, hem ince hem kalın okunduğu yerler nelerdir?
3. Lafzatullah’ın lâmı (ل) hangi hallerde kalın, hangi hallerde ince okunur?
108
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
İzhâr-ı Kameriyye,
Kalkale, Hükmü’r-Râ
Lafzetullâh ,(ر)
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Nâzi‘ât Sûresinin 27-46.
ayetlerini tahkik usulüne göre
ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Câsiye Sûresi 14-37. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. İzhâr-ı Kameriyye, Kalkale,
Hükmü’r-Râ (ر), Lafzetullâh
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
tevekkül konusuyla ilgili en az
iki ayet ezberler.
6. “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili
bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
109
Anahtar Kavramlar
İzhâr-ı Kameriyye
Kalkale
Hükmü’r-Râ (ر)
Lafzetullâh
Tefhîm
Terkîk
Tekrîr
Tevekkül
Mütevekkil
İstanbul Süleymaniye Dârülkurrâsı
Hüsrev Kethüdâ Dârülkurrâsı
Sokullu Mehmed Paşa Dârülkurrâsı
Atik Vâlide Dârülkurrâsı
Edirne Selimiye Dârülkurrâsı Dârülkurrâsı
Selâtin, Vüzerâ, Âyan ve Eşraf Camileri
110
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
111
5. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
5. 1. 1. Ezber Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 79. sırasında yer alan Nâzi‘ât sûresinin 27-46. ayetleri,
tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci
ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere
yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu
bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini
bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler
üzerinde işaretleyecektir.
5.1.1.1. Ayetler: Nâzi‘ât Sûresi 27-46
سورة النازعات ﴾ 79﴿
حيم حمن الر الر بسم الل
اها )27أأنتم أشد خلقا أم السماء بناها ) ( وأغطاش 28( رفع سمكها فسو
( أخارج منهاا 30( والرض بعاد ذلاك دحاهاا )29ليلها وأخارج ضاحاها )
( 33ا لكام ولنعاامكم )( متاعا32( والجبال أرساها )31ماءها ومرعاها )
اا الكباارى ) نسااان مااا سااعى )34فااإذا جاااءت الطام ( 35( يااوم يتااذكر ال
زت الجحيم لمان يارى ) اا مان طغاى )36وبر ( وآثار الحيااة الادنيا 37( فأم
ا من خاف مقام ربه ونهى الانفس 39وى )( فإن الجحيم هي المأ 38) ( وأم
هي الماأوى )40عن الهوى ) أياان 41( فإن الجن ( يساألونك عان السااع
ت ( إنما أن 44( إلى ربك منتهاها )43( فيم أنت من ذكراها )42مرساها )
شاها ) أو ضاحاها 45منذر من ي ( كأنهم ياوم يرونهاا لام يلبثاوا إل عشاي
(46 ) (79) Nâzi‘ât Sûresi 27-46. Ayetler
Bismillâhirrahmânirrahîm.
27. (Ey inkârcılar!) Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa göğü yaratmak mı? Onu Allah kurmuştur.
28. Onu yükseltmiş ve ona düzen ve âhenk vermiştir.
29. O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da (ortaya) çıkardı.
30. Ardından yeri düzenleyip döşedi.
31. Ondan suyunu ve merasını çıkardı.
32. Dağları sağlam bir şekilde yerleştirdi.
33. Bunları sizin için ve hayvanlarınız için bir yarar kaynağı yaptı.
34, 35. En büyük felaket (kıyamet) geldiği zaman, o gün insan yaptıklarını hatırlar.
36. Cehennem, görenler için apaçık bir şekilde gösterilir.
37, 38, 39. Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, cehennem onun sığınağıdır.
40, 41. Kim de, Rabbinin huzurunda duracağından korkar ve nefsini arzularından alıkoyarsa, şüphesiz,
cennet onun sığınağıdır.
42. Sana, kıyametin ne zaman kopacağını soruyorlar.
43. Onu bilip söylemek nerede, sen nerede?
44. Onun nihai bilgisi yalnız Rabbine âittir.
45. Sen, ancak ondan korkanları uyarıcısın.
46. Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam,
yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler.
112
5. 1. 1. 2. Dualar: Hatim ve Yağmur Duaları
a. Hatim Duası
د وعلى آله وصحبه لة والسلم على رسولنا محم رب العالمين والص اللهم ربنا يا ربنا . أجمعين الحمد لل
يا مولنا إنك تقبل منا حيم إنك أنت السميع العليم وتب علينا اب الر واهدني واهدنا ووفقنا الي . أنت التو
ختم . الحق والي طريق مستقيم حبيبك ورسولك الكريم . القرآن العظيم { ختمات }ببرك واعف . وبحرم
احمين . الكرمين يااكرم واغفرلنا ذنوبنابفضلك وكرمك . رحيم واعف عنا يا. عنا يا كريم . وياارحم الر
ختم ختم . القرآن { ختمات }اللهم زينا بزين فنا بشر . القرآن { ختمات }واكرمنا بكرام ختم و شر اف
ختم . القرآن { ختمات } لع القرآن . القرآن { ختمات }والبسنا ب بشفاع وعا فنا من كل . وادخلنا الجن
ختم ختم وارحم . القرآن { ختمات }بلءالدنيا وعذاب الخرة بحرم د بحرم محم { ختمات }جميع ام
شفيعا. وفي القبر مونسا. االلهم اجعل القرآن لنا في الدنيا قرين . القرآن راط . و في القيام و علي الص
رفيقا. نورا يرات كلهادليلواماما. ار سترا وحجاباومن الن . والي الجن بفضلك و كرمك يا . والي ال
كرام . اللهم ارزقنا بكل حرف من القرآن حلوة . اكرم الكرمين . وبكل كلم سعادة وبكل . و بكل آي
د وآله اجمعين الطيبين الطاهرين . وبكل جزءجزاء . سورة سلم علي سيدنا محم اللهم . و صلي الل
ين اج والغزاة واكتب السلم والعافي ع . واخذل من خذل المسلمين . انصر من نصرالد لينا و علي الحج
د عليهم اجمعين محم ك وبحرك من ام اللهم بلغ ثواب ما قرأناه ونور . والمسافرين والمقيمين في بر
دصلي الل . تعالي عليه وسلم ماتلوناه الي روح نبينا محم ولرواح اولده وازوجه واصحابه رضوان الل
هاتنا وابنائنا وبناتنا واخواننا واخواتنا واصدقائنا وا . تعالي عليهم اجمعين ستاذنا ولرواح آبائنا وام
نا ولمن له حق علينا ولرواح جميع المؤمنين والمؤمنات والمس لمين والمسلمات واقربائنا ومشاي
نا أنفسنا وإن لم تغفر لنا وترحمنا لنكونن ربنا ظلم 113. الراحمين الحياء منهم والموات برحمتك ياارحم
اسرين يتي ربنا وتقبل دعاء . من ال لة ومن ذر ربنا اغفر لي ولوالدي وللمؤمنين . رب اجعلني مقيم الص
رب العالمين . يوم يقوم الحساب ا يصفون وسلم على المرسلين والحمد لل ة عم . سبحان ربك رب العز
114
b. Yağmur Yağması İçin Yapılacak Dua Ashab-ı kiramın, kuraklıktan ve kıtlıktan şikayet etmeleri üzerine peygamber (s. a. v) bir
minberin hazırlanmasın emretmiştir. Namazgâh denilen yere kurulan minber üzerinde Hz.
peygamber oturmuş tekbir getirerek Allah’a hamd etmiş “Siz kıtlıktan ve yağmurun
yağmamasından şikayet ediyorsunuz. Allah size dua etmenizi emretmiş ve duanıza icabet
edeceğini vaat etmiştir” buyurduktan sonra şu şekilde dua yapmıştır:
113 Cemal Sofuoğlu, Büyük Dua Kitabı, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları (14. basm), Ankara, 2011, s. 244. 114 Duaları okurken, virgül ve nokta olan yerlerde sükûn olarak durulmalı ve nefes alınarak devam edilmelidir.
113
ين ا حيم ملك يوم الد حمن الر رب العالمين الر يفعل ما يريد . لحمد لل ل إله إل . ل إله إل الل اللهم أنت الل
ة وبلغا إلى حين أنزل علينا الغيث واجعل ما. الغني ونحن الفقراء أنت . أنزلت لنا قو “Âlemlerin Rabib olan Allah’a hamdolsun. O, Rahmandır, Rahîmdir. Din gününün
sahibidir. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O, dilediğini yapar. Allahım! Sen kendinden başka
hiçbir ilâh bulunmayan Allah’sın. Sen Ğanisin (hiçbir şeye muhtaç değilsin), biz ise fakiriz
(Senin rahmetine muhtacız). Üzerimize yağmur indir. İndirdiğini bize kuvvet yap, verdiğin
kuvvetle bizi belirli bir zamana kadar ulaştır.”
Hz. Peygamber, duayı yaptıktan sonra insanlara doğru sırtını dönerek, giydiği ridayı
(elbiseyi) tersine çevirerek giyinmiş, daha sonra insanlara yönelmiş ve minberden inerek iki
rekât namaz kılmıştır. Bunun üzerine gökyüzünde bulut oluşmuş, gök gürlemiş, şimşek çakmış
ve Allah’ın izni ile yağmur yağmıştır. Hz. Peygamber, henüz Mescid-i Nebeviye gitmeden
yağmurun yağmasına öyle sevinmiş ki, azı dişleri görünecek şekilde gülerek şöyle demiştir. 115
على كل شي ورسوله أشهد أن الل ء قدير وأني عبد الل . “Ben şehitlik ederim ki, Allah Teâlâ her şeye kâdirdir. Ve ben yine şehitlik ederim ki, ben
Allah’ın kulu ve Resûlüyüm.
5. 1. 2. Yüzünden Okuma: Câsiye Sûresi 14-37. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 37 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 45. sırasındaki
Câsiye Sûresinin son 14-37. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
﴾ سورة الجاثية 45﴿
﷽
بما كانوا ليجزي قوما قل للذين امنوا يغفروا للذين ل يرجون ايام الله
اء فعليها ثم الى ربكم 14يكسبون ﴿ فلنفسه ومن اس ﴾ من عمل صالحا
ي15ترجعون ﴿ ة ورزقناهم من ﴾ ولقد اتينا بن اي ـل الكتاب والحكم والنبو اسر
لناهم على العالمين ﴿ ﴾ واتيناهم بينات من المر فما اختلفوا 16الطيبات وفض
بينهم اءهم العلم بغيا فيما ال من بعد ما ج ان ربك يقضي بينهم يوم القيم
تلفون ﴿ بـع 17كانوا فيه ي من المر فاتبعها ول تت ﴾ ثم جعلناك على شريع
اء الذين ل يعلمون ﴿ 18اهو وان الظالمين ﴾ انهم لن يغنوا عنك من الله شي ـا
ولي المتقين ﴿ ائر للناس وهدى 19بعضهم اولياء بعض والله ﴾ هذا بص
ذين اجترحوا السيـات ان نجعلهم 20ورحم لقوم يوقنون ﴿﴾ ام حسب ال
اء ما يحكمون كالذين اء محياهم ومماتهم س الحات سو امنوا وعملوا الص
السموات والرض بالحق ولتجزى كل نفس بما كسبت وهم 21﴿ ﴾ وخلق الله
ذ الهه 22ل يظلمون ﴿ على علم وختم على ﴾ افرايت من ات هويه واضله الله
115 Ebû Davûd, Kitabu’s-salât (İstiskâ), 260.
114
افل تذكرون سمعه وقلبه وجعل على بصره غشاوة فمن يهديه من بعد الله
نا ال الدهر وما ﴾ وقالوا ما هي ال حياتنا الدنيا نموت ونحيا وما يهلك 23﴿
﴾ واذا تتلى عليهم اياتنا بينات ما كان 24لهم بذلك من علم ان هم ال يظنون ﴿
تهم ال ان قالوا ائتوا بابائنا ان كنتم صادقين ﴿ يحيي25حج كم ثم ﴾ قل الله
ل ريب فيه ولكن اكثر الناس ل يعلمون يميتكم ثم يجمعكم الى يوم القيم
سر المبطلون 26﴿ ملك السموات والرض ويوم تقوم الساع يومئذ ي ﴾ ولله
تدعى الى كتابها اليوم تجزون ما كنتم ﴾ وترى كل 27﴿ كل ام جاثي ام
انا كنا نستنسخ ما كنتم تعملون 28تعملون ﴿﴾ هذا كتابنا ينطق عليكم بالحق
ا الذين امنوا وعمل 29﴿ الحات فيدخلهم ربهم في رحمته ذلك هو ﴾ فام وا الص
ا الذين كفروا افلم تكن اياتي تتلى عليكم فاستكـبرتم 30الفوز المبين ﴿ ﴾ وام
مجرمين ﴿ 31وكنتم قوما حق والساع ل ريب فيها ﴾ واذا قيل ان وعد الله
ا وما نحن بمستيقنين ﴿ ان نظن ال ظنا﴾ وبدا لهم 32قلتم ما ندري ما الساع
ن ﴿ سيكم ﴾ وقيل اليوم نن 33سيـات ما عملوا وحاق بهم ما كانوا به يستهز
﴾ ذلكم 34كما نسيتم لقاء يومكم هذا ومأويكم النار وما لكم من ناصرين ﴿
رجون منها تكم الحيوة الدنيا فاليوم ل ي هزوا وغر ذتم ايات الله بانكم ات
الحمد رب السموات ورب الرض رب 35تبون ﴿ول هم يستع ه ﴾ فلل
﴾ وله الكبرياء في السموات والرض وهو العزيز الحكيم 36العالمين ﴿
﴿37 ﴾
115
5. 2. Tecvid: İzhâr-ı Kameriyye, Kalkale, Hükmü’r-Râ (ر), Lafzetullâh
(Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 27-32. Sayfalar)
116
117
118
119
120
121
5. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Tevekkül
1. Tevekkülün Mahiyeti ve Önemi Tevekkül, işi Allah’a bırakmak, O’na teslim olmak, O’na itimat etmek ve sığınmak
demektir. Tevekkül, bir işte acziyeti izhar ederek başkasına sipariş etmek, ısmarlamak ve
güvenmek anlamına da gelir. 116 Allah Teâlâ’nın isimlerinden olan “vekîl”, kulların rızkını
üzerine alan, koruyucu, kefil anlamlarına gelir. Mütevekkil, Allah Teâlâ’nın rızkına ve işine
kefil olduğunu bilen, sadece O’na yönelen, başkasına itimat etmeyen kimsedir. 117
Tevekkül, Allah ve Allah dostlarının sevdiği bir haslettir. Mü’minleri, diğerlerinden ayıran
bir özelliktir. Allah’a tevekkül, işin sonucunu O’na bırakmak; İslam tasavvufunun ve İslam
hayatının en son muvazene hattıdır. Bu, Allah’ın büyük hakikatiyle birlikte gelişir. 118
Tevekkül, bazı cahillerin zannettiği gibi, insanın kendisini ihmal etmesi değildir. Tevekkül,
insanın zahiri sebeplere uyması, fakat kalbini onlara bağlamayıp Allah’ın korunmasına
dayanmasıdır. 119
Tevekkülün yeri kalptir. Zahirde (tedbir ve sebeplere tevessül ederek çalışmak), hareketle
meşgul olmak, kalpteki tevekküle zıt değildir. Tevekkül, kendisi hakkında Allah’ın takdir ettiği
muameleye razı olmaktır. Bedeni, kulluğun içine atmak, kalbi ile Allah’a bağlanmak, Allah
kâfidir, diye huzur içinde bulunmak, verilirse şükretmek, verilmezse sabretmek, tevekkülün
şartıdır. Tevekkül, kaza ve kaderin hükmüne kayıtsız ve şartsız teslim olmaktır. 120
Mütevekkil (Allah’a tevekkül eden) kimse, sebeplere sarılmayı ve tedbir almayı ihmal
etmez. Fakat bunları ilahlaştırmaz. O, bu hususta sadece Allah’a güvenir. Mütevekkil, sebepleri
yerine getirmeyi ve tedbir almayı da başarı ve neticeye ulaşmada tek çözüm olarak görmez.
Mütevekkil, her işinde Allah’ı vekil tayin eder ve “Allah bana kâfidir, Allah ne güzel vekil, ne
güzel dost, ne güzel yardımcıdır” diyerek bütün varlığı ile Allah’a teslim olur.
Zinnûn Mısrî (ö. 245/859), tevekkülün ne demek olduğunu soran bir adama: “Mal, nefis,
ihtiras gibi) rabları söküp atmak ve sebeplere itimat fikrini kökünden kazımaktır” demiş, soru
sahibi: “Biraz daha bilgi verir misiniz?” deyince Zinnûn “Nefsi efendi olma durumundan
çıkarıp kulluk yapma vaziyetine sokmaktır” diye cevap vermiştir. 121
Kur’ân-ı Kerîm’de tevekkülün önemini belirten, mütevekkillerin, Allah tarafından
sevildiğini ifade eden âyetlere baktığımız da tevekkülün, peygamberlerin, onları takip eden
âlimlerin, Allah dostlarının ve bütün mü’minlerin, sığınağı, dayanağı ve moral kaynağı
olduğunu görürüz. 122
Mehmed Akif, tevekkülü yanlış anlayan, yorulmadan başarı bekleyen, çalışmadan ve
sebeplere sarılmadan Allah’a tevekkül etmeyi bir ibadet sanan ve bunu din namına yaptığını
iddia eden zihniyeti çok ağır bir şekilde sorgulamaktadır. 123
Akif, çalışmadan ve gereken enerjiyi sarf etmeden, kendine düşen vazifeyi yapmadan her
şeyi Allah’tan bekleyen kimseleri kınamakta ve böyle bir davranışın İslam’da yerinin
olmadığını vurgulamaktadır. “Ekilmeden biçilen tarla nerede var? Göster!” diyerek, en ufak bir
işte dahi sebeplere sarılmadan başarı, rızık ve netice bekleyenleri yermektedir. Ayrıca böyle bir
anlayışın, kader anlayışı ile yapılmasının da dine bir iftira olduğunu vurgulamaktadır. 124 İslam
âleminin böyle bir anlayışa teslim olmasından sonra Müslümanlar, ilim ve irfanda gerilemeye
başladı. İlim, medeniyet ve teknoloji alanında gayrimüslimler, Müslümanları geride bıraktı.
116 İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, Beyrut, 1999, XV, 387; Asım Efendi, a. g. e. , III, 377. 117 İbn Manzûr, a. g. e. , XV, 387. 118 Seyyid Kutup, Fî Zılâli’l-Kur’ân, Mısır (Kahire), 1987, I, 503. 119 Râzî, Tefsîru’l-Kebîr, Beyrut, 1990, IX, 55; Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 1228. 120 Kuşeyrî, er-Risâletü’l-Kuşeyriyye fî İlmi’t-Tasavvufi, Beyrut, 1995, s. 163-166. 121 Kuşeyrî, a. g. e. , s. 165. 122 Âl-i İmrân, 3/159; Enfâl, 8/61; Tevbe, 129; Yûnus, 10/71-84; Yûsuf, 12/67; Ankebût,29/58-59; Talak, 65/3. 123 Mehmet Akif Ersoy, Safahat, (Safahat-Dördüncü Kitap, Fatih Kürsüsünden) İstanbul, 1977, s. 268. 124 Geniş bilgi için bkz. Ersoy, Mehmet Akif, a. g. e. , s. 268-274.
122
Dünyaya onlar hâkim oldu. Kuru bir tevekkül anlayışının hâkim olması ile birlikte
Müslümanlar, dünyada en ezilenler sınıfına girdi. Bu sebeple Müslümanların yeniden ayağa
kalkması, dünyada söz sahibi olması, istikballerinin ve istiklallerinin güven altına alınması
büyük bir zihniyet inkılâbına bağlıdır. Tevekkülü doğru anlamaları, kendilerini bu noktada
sorgulamaları, Müslümanların yeniden dirilişinin sebebi olabilir.
2. Tevekkül İle İlgili Âyetler
فليتوكل المؤمنون وليهما وعلى الله ت طائفتان منكم ان تفشل والله اذ هم“Hani sizden iki takım (paniğe kapılarak) çözülmeye yüz tutmuştu. Hâlbuki Allah onların
yardımcısı idi. Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.”125
لنت لهم ولو كنت فظاا غليظ القلب لنفضوا من حولك من الله فاعف عنهم واستغفر لهم فبما رحم
لين يحب المتوك ان الله وشاورهم فى المر فاذا عزمت فتوكل على الله“Allah’ın rahmeti sayesinde sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli
olsaydın, onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan
bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. Bir kere de karar verip azmettin mi, artık
Allah’a tevekkül et, (ona dayanıp güven). Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever.”126
ونعم الوكيل الذين قال لهم الناس ان الناس قد جمعوا لكم فاخشوهم فزادهم ايمانا وقالوا حسبنا الله“Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, “İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan
korkun” dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!”
dediler.”127
يكتب ما عنهم يبيتون فاعرض ويقولون طاع فاذا برزوا من عندك بيت طائف منهم غير الذى تقول والله
وكيل وكفى بالله وتوكل على الله“Sana “baş üstüne” derler. Fakat senin yanından çıktıklarında, içlerinden birtakımı,
geceleyin; (senin gündüz) söylediklerinin aksini kurarlar. Allah, onların geceleyin kurduklarını
yazmaktadır. Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.”128
وجلت قلوبهم واذا تليت عليهم اياته زادتهم ايمانا وعلى ربهم يتوكلون انما المؤمنون الذين اذا ذكر الله“Mü’minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri
kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül
ederler.”129
توكلت واتل عليهم نبا نوح اذ قال لقومه يا قوم ان فعلى الله كان كبر عليكم مقامى وتذكيرى بايات الله
ثم اقضوا ال ول تنظرون فاجمعوا امركم وشركاءكم ثم ل يكن امركم عليكم غم“Nûh’un haberini onlara oku. Hani o, bir vakit kavmine şöyle demişti: “Ey kavmim! Eğer
benim konumum ve Allah’ın âyetleriyle öğüt vermem size ağır geliyorsa, (biliniz ki) ben sadece
Allah’a dayanıp güvenmişim. Artık siz de (bana) ne yapacağınızı ortaklarınızla beraber
kararlaştırın ki, işiniz size dert olmasın! Bundan sonra bana hükmünüzü uygulayın; bana
mühlet de vermeyin!”130
وقد هدينا سبلنا ولنصبرن على ما اذيتمونا وعلى الله لون وما لنا ال نتوكل على الله فليتوكل المتوك“Allah, bize yollarımızı dosdoğru göstermişken, biz ne diye O’na tevekkül etmeyelim? Bize
yaptığınız eziyete elbette katlanacağız. Tevekkül edenler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler.”131
ئنهم من الحات لنبو غرفا تجرى من تحتها النهار خالدين فيها نعم اجر والذين امنوا وعملوا الص الجن
الذين صبروا وعلى ربهم يتوكلون . العاملين
125 Âl-i İmrânh, 3/122. 126 Âl-i İmrân, 3/159. 127 Âl-i İmrân, 3/173. 128 Nisâ, 4/81. 129 Enfâl, 8/2. 130 Yûnus, 10/71. 131 İbrâhim, 14/12.
123
“İman edip salih amel işleyenler var ya, onları içinden ırmaklar akan ve içinde ebedî
kalacakları cennet köşklerine yerleştireceğiz. Çalışanların mükâfatı ne güzeldir! Onlar,
sabreden ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimselerdir. 132
وكيل وكفى بالله ول تطع الكافرين والمنافقين ودع اذيهم وتوكل على الله“Kâfirlere ve münafıklara itaat etme! Onların eziyetlerine aldırma ve Allah’a tevekkül et.
Vekil olarak Allah yeter.”133
قل افرايتم ما تدعون من دون ان ولئن سالتهم من خلق السموات والرض ليقولن الله بضر الله ارادنى الله
عليه يت هل هن ممسكات رحمته قل حسبى الله ه او ارادنى برحم لون هل هن كاشفات ضر . وكل المتوك“Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan elbette, “Allah”, derler.
De ki: “Peki söyleyin bakalım? Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz var ya; eğer Allah bana
herhangi bir zarar dokundurmak isterse, onlar Allah’ın dokundurduğu zararı kaldırabilirler
mi? Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?” De ki:
“Allah bana yeter. Tevekkül edenler ancak O’na tevekkül ederler.”134
ى عليه توكلت واليه انيب رب ذلكم الله وما اختلفتم فيه من ش ء فحكمه الى الله“Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim
Allah’tır. Yalnız O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum.”135
فليتوكل المؤمنون ل اله ال هو وعلى الله الله“Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a tevekkül
etsinler.”136
5. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…)137
Dârülkur’ânlar sadece Şam bölgesine münhasır değildi. Vâsıt’ı ziyaret eden İbn Battûta,
Kur’an öğrenmek üzere buraya gelen öğrencilerin kalması için yapılmış 300 odalı büyük bir
medreseden söz etmektedir (er-Rihle, s. 183). Özellikle dârülkurrâ veya dârülkur’ân şeklinde
adlandırılan bölümleri olmasa da Kur’an ilimlerinin medreselerde de ders olarak okutulduğu
muhakkaktır. Bağdat’taki Müstansıriye Medresesi’ndeki dârülkur’ânda bir kıraat hocası ve
muîdi ile belli sayıda kıraat öğrencisi vardı (Nâcî Ma‘rûf, I, 40-41). Mısır’daki meşhur
Ezher’de kurulduğu günden beri Kur’an dersleri okutulmuştur. 1930 yılında çıkarılan ve bir yıl
sonra uygulanmaya başlanan kanunda tecvid ve Kur’an hıfzı ibtidâî ve sânevî bölümlerinde yer
almaktadır.
Selçuklular, kıraat ilminin okutulduğu medreseleri genellikle “dârülhuffâz” şeklinde
adlandırmışlardır. Bu adlandırma kısmen Osmanlılar dönemine de uzanmaktadır. Timur devri
mimarisinde bazı türbelerin çevresinde yer alan külliyelerde hâfızların Kur’an okuması için
yapılan odalara bu isim verilmiştir. Nitekim Meşhed’de İmam Ali er-Rızâ Türbesi ve Gevher
Şâd Camii planlarında dârülhuffâz olarak adlandırılan odaların bulunduğu görülmektedir. A
Survey of Persian Art adlı eserde yer alan bir planda bu odaların muhafızların kaldığı bölüm
olarak gösterilmesi doğru değildir.
İbrahim Hakkı Konyalı, tarihî kaynaklarda ve arşiv vesikalarında rastladığı dârülhuffâzlar
hakkında bilgi vermektedir. Buna göre çoğunluğu şahıslar tarafından yaptırılan ve çok azı
zamanımıza intikal eden bu dârülhuffâzların Konya’daki sayısı otuza yakındır. Bunların bir
kısmı Karamanoğulları ve Selçuklular’dan Osmanlılar’a intikal etmiş ve uzun süre varlığını
sürdürmüştür. Arşivlerde bulunan bazı dârülhuffâz vakfiyelerinde buralar için neler
132 Ankebût, 29/58-59. 133 Ahzâb, 33/48. 134 Zümer, 39/38. 135 Şûrâ, 42/10. 136 Te3ğabün, 64/13. 137 Nebi Bozkurt tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, VIII, 544) “Dârülkurrâ” maddesi
olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
124
vakfedildiği, derslerin yapılış biçimi ve “reîsülhuffâz” denilen şeyhin seçiliş tarzıyla ilgili
bilgiler bulunmaktadır.
Osmanlılar Kur’an ihtisas medreselerine genellikle dârülkurrâ demişlerdir. Osmanlı
topraklarının her tarafında çok sayıda dârülkurrâ vardı. Ancak bu binaların büyük bir kısmı
bugün mevcut değildir. Anadolu beylerbeyi iken 1582’de Rumeli beylerbeyliğine tayin edilen
Câfer Paşa’nın yaptırdığı, bugün evler arasında sıkışıp kalmış Kütahya Dârülkurrâsı gibi
bazıları ise ayakta kalmak için direnmektedir. Mimar Sinan’ın yaptığı dârülkurrâlardan İstanbul
Süleymaniye, Hüsrev Kethüdâ, Sokullu Mehmed Paşa, Atik Vâlide dârülkurrâları ile Dâvud
Ağa’nın yaptığı Edirne Selimiye Dârülkurrâsı zamanımıza kadar gelebilmiştir. Dârülkurrâların
birçoğu hakkında tarihî kaynaklar yanında seyahatnâmelerle vakfiyelerden ve tabakat
kitaplarında yer alan hocalarının biyografilerinden bilgi edinilebilmektedir.
Gezdiği yerlerdeki dârülkurrâların bazı özellikleri hakkında çok değerli bilgiler veren Evliya
Çelebi, kendi asrında oldukça fazla sayıda dârülkurrâdan söz etmektedir. Bundan bir asır
sonrasının (XVIII. yüzyıl) vakıf eserleri üzerinde yapılan bir araştırma ise bu dönemde çok az
sayıda dârülkurrâ bulunduğunu göstermektedir. Evliya Çelebi’nin kendi dönemini biraz
abartmış olabileceği düşünülürse de devletin gittikçe gerilemesinin bu müesseselerin
azalmasına yol açmış olabileceğini, ayrıca onun sözünü ettiği dârülkurrâlardan büyük bir
kısmının selâtin, vüzerâ, âyan ve eşraf camileri bünyesinde yer aldığını unutmamak gerekir.
125
Uygulama Soruları
1. Lam-ı ta’rfi, kendisinden sonra bulunan ي ، و ، هـ ، م ، ك ، ق ، ف ، غ ، ع ، خ ، ح ، ج ، ب ، أ
harfleri yanında açık bir şekilde okumaya ne ad verilir?
A) İzhar-ı şefevi
B) İhfa-i Şefevi
C) İzhar-ı kelime-i vahide
D) İzhar-ı kameriyye
E) İdğam-ı şemsiyye
ين إن ، السماء في ، الذكر من ، الضحي و ، الشمس .2 kelimelerinde aşağıdaki tecvidlerden الناس ملك ، الد
hangisi vardır? A) İzhar-ı kameriyye
B) İdğam-ı şemsiyye
C) İzhar-ı şefevi
D) İdğam-ı bila ğunne
E) İdğam-ı meal ğunne
3. Kalkale harfleri kaç tanedir?
A) 5
B) 3
C) 4
D) 7
E) 15
126
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Nâzi‘ât Sûresinin 27-46. ayetlerinin tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Câsiye Sûresi 14-37. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi
arttırılmıştır. Dualardan “Hatim ve Yağmur Duaları” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda İzhâr-ı Kameriyye, Kalkale, Hükmü’r-Râ (ر), Lafzetullâh kuralları
üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında tevekkül kavramı etraflıca inceleme konusu
yapılmış, okuma parçasında ise “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilmiştir.
127
Bölüm Soruları
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir والجبال أرساها .1
A) نسان ما سعى يوم يتذكر ال
B) متاعا لكم ولنعامكم
C) ا من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وأم
D) نسان ما سعىيوم يتذكر ال
E) وأغطش ليلها وأخرج ضحاها
شاها .2 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir إنما أنت منذر من ي
A) والرض بعد ذلك دحاها
B) اع أيان مرساها يسألونك عن الس
C) كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إل عشي أو ضحاها
D) فيم أنت من ذكراها
E) ا من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وأم
أيان .3 اع مرساهايسألونك عن الس ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) فيم أنت من ذكراها
B) كأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إل عشي أو ضحاها
C) والرض بعد ذلك دحاها
D) شاهاإنما أنت منذر من ي
E) أيان مرساها اع يسألونك عن الس
نسان ما سعى .4 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir يوم يتذكر ال
A) اكأنهم يوم يرونها لم يلبثوا إل عشي أو ضحاه
C) والرض بعد ذلك دحاها
C) ا من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وأم
D) شاها إنما أنت منذر من ي
E) زت الجحيم لمن يرى وبر
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir والرض بعد ذلك دحاها .5
A) شاها إنما أنت منذر من ي
B) أخرج منها ماءها ومرعاها
C) ا من خاف مقام ربه ونهى النفس عن الهوى وأم
E) لم يلبثوا إل عشي أو ضحاهاكأنهم يوم يرونها
والجبال أرساها
E) أيان مرساها اع يسألونك عن الس
ونعم الوكيل الذين قال لهم الناس ان الناس قد جمعوا لكم فاخشوهم فزادهم ايمانا وقالوا حسبنا .6 الله ayetinde حسبنا الله
?nın anlamı nedir’ونعم الوكيل
A) Vekil olarak Allah yeter
B) Sen onlara aldırma. Allah’a tevekkül et
C) Şüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever
D) Allah bize yeter, O ne güzel vekildir
E) Mü’minler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler
7. “Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır. Mü’minler yalnız Allah’a … ….
etsinler.” (Teğabün, 64/13.) Boşuğa gelecek kelime aşağıdakilerden hangisidir?
128
A) Dua
B) Sabır
C) Tevekkül
D) Şükür
E) Tasadduk
8. Selçuklular, kıraat ilminin okutulduğu medreseleri genellikle … … diye adlandırmıştır.
Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi uygundurdur?
A) Dârülhuffâz
B) Dârülküttâb
C) Dârü’l-Kur’an
D) Dârü’l-Erkam
E) Dâru’n- Nedve
9. Aşağıdakilerden hangisi zamanımıza kadar gelen Dârülkurrâlardan değildir?
A) Süleymaniye
B) Hüsrev Kethüdâ
C) Atik Vâlide
D) Sokullu Mehmed Paşa
E) Karatay
ل المؤمنون .10 فليتوك وليهما وعلى الله ?kelimesi ne anlama gemektedir وليهما ayetindeki والله
A) Onların hamisi
B) Onların destekçisi
C) Onların yardımcısı
D) Onların vasisi
E) Onların koruyucusu
129
Cevaplar
1) b, 2) c, 3) a, 4) e, 5) b, 6) d, 7) c, 8) a, 9) e, 10) c
130
6. ZAMİR, SEKTE, HÂ-İ SEKT, TESHÎL, İBDÂL
131
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Nebe’ Sûresinin 1. Sayfası (1-30. Ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Ahkâf Sûresi 1-14. ayetler hadr usulüyle
yüzünden tilavet edilecektir. Dualardan “Nikah, İstihare ve İstiğfâr Duaları”
konusuna temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt, Teshîl, İbdâl” kuralları
üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Ahde Vefa” kavramı etraflıca
inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili
bilgi verilmeye devam edilecektir.
132
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Zamir hangi durumlarda çekilir veya çekilmez?
2. Âsım kıraatinde ha-i sekt kaç yerde yapılır?
3. Teshil ile ibdâl arasında ne tür uygulama farkları vardır?
133
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt,
Teshîl, İbdâl
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Nebe’ Sûresinin 1. Sayfasını
(1-30. Ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Ahkâf Sûresi 1-14. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt,
Teshîl, İbdâl uygulamaları
hakkında bilgi edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
ahde vefa konusuyla ilgili en az
iki ayet ezberler.
6. “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili
bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
134
Anahtar Kavramlar
Zamir
Sekte
Hâ-i Sekt
Teshîl
İbdâl
Ahd
Teahhüd
Teâhüt
Emânet
Zimmet
Vefâ
Gadr
Türkzâd
Mehâric-i hurûf
Lahn-ı celî
Lahn-ı hafî
135
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
136
6. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
6. 1. 1 Ezber Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 78. sırasında yer alan Nebe’ Sûresinin 1. sayfasında yer alan
1-30. ayetler, tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi
halinde öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu
sûreler deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle
yazılı olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
6.1.1.1. Ayetler: Nebe’ Sûresi 1. Sayfa (1-30. Ayetler)
النبأ سورة ﴾ 78﴿
﷽
اءلون ﴿ تلفون ﴿ ﴾2عن النبأ العظيم ﴿ ﴾1عم يتس كل ﴾3الذي هم فيه م
والجبال ﴾6الم نجعل الرض مهادا ﴿ ﴾5ثم كل سيعلمون ﴿ ﴾4سيعلمون ﴿
﴿وخلقناكم ﴾7اوتادا ﴿ ﴿ ﴾8ازواجا ﴾9وجعلنا نومكم سباتا وجعلنا اليل لباسا
﴿10﴾ ﴿ شدادا ﴿ ﴾11وجعلنا النهار معاشا وجعلنا ﴾12وبنينا فوقـكم سبعا
﴿ اء ثج ﴾13سراجا وهاجا ﴿وانزلنا من المعصرات م ا ﴾14اجا رج به حبا لن
﴿ ﴿ ﴾15ونباتا ﴿ ﴾16وجنات الفافا يوم ينفخ في ﴾17ان يوم الفصل كان ميقاتا
﴿ ﴿ ﴾18الصور فتأتون افواجا اء فـكانت ابوابا وسيرت ﴾19وفتحت السم
﴿ الجبال ﴿ ﴾20فـكانت سرابا ﴾21ان جهنم كانت مرصادا للطاغين مابا
﴿22﴾ ﴿ ا احقابا ﴿ ﴾23لبثين فيه ال حميما ﴾24ل يذوقون فيها بردا ول شرابا
﴿ ﴿ ﴾25وغساقا اء وفاقا ﴿ انهم كانوا ﴾26جز وكذبوا ﴾27ل يرجون حسابا
﴿ ﴿ ﴾28باياتنا كذابا فذوقوا فلن نزيدكم ال ﴾29وكل شيء احصيناه كتابا
﴿ ﴾30عذابا
(78) Nebe’ Sûresi 2. Sayfa (31-40. Ayetler)
Nebe’ Sûresi, Mekke döneminde inmiştir. 40 ayettir. Sûre, adını ikinci ayette geçen “en-
Nebe’” kelimesinden almıştır. Nebe’, haber demektir. Sûrede, ölüm ötesi hayatın varlığını ispat
137
çerçevesinde, kıyamet, öldükten sonra dirilme ve hesap için toplanma konularına yer
verilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Birbirlerine neyi soruyorlar?
2, 3. Üzerinde anlaşmazlığa düştükleri büyük haberi (mi)?
4. Hayır, ileride bilecekler.
5. Yine hayır; ileride bilecekler.
6,7. Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı?
8. Sizleri (erkekli-dişili) eşler hâlinde yarattık.
9. Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık.
10. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık.
11. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık.
12. Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik.
13. Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık.
14, 15, 16. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun
bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.
17. Şüphesiz hüküm ve ayırma günü belirlenmiş bir vakittir.
18. Bu, sûra138 üfürüleceği gün gerçekleşir ve siz bölük bölük gelirsiniz.
19. Gök açılır ve kapı kapı olur.
20. Dağlar yürütülür, serap hâline gelir.
21, 22, 23. Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir; azgınlar için, içinde çağlar boyu
kalacakları bir dönüş yeridir.
24. Orada ne bir serinlik ve ne de içecek bir şey tadacaklar!
25, 26. Ancak, uygun bir ceza olarak kaynar su ve irin içecekler.
27. Çünkü onlar hesaba çekilmeyi ummuyorlardı.
28. Ayetlerimizi de alabildiğine yalanlamışlardı.
29. Biz ise, her şeyi bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) tamamiyle sayıp tespit ettik.
30. Kâfirlere şöyle denilir: “Şimdi tadın. Artık bundan sonra yalnızca azabınızı
artıracağız.”
6. 1. 1. 2. Dualar: Nikah, İstihare ve İstiğfâr Duaları
a. Nikâh Duası Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde evlilik teşvik edilmiş, neslin çoğalması için aile yuvasının
başlangıcı ve temeli kabul edilmiştir. Evlilik akdi, resmi nikahla gerçekleşmekle birlikte birçok
Müslüman, dini nikah namı ile nikahların tekrar akdetmeyi tercih etmektedirler. Evlilik ilahi
ferrmanla ve Hz. Peygamber’imizin sünneti ile kurulacağı için böyle bir tercihi yapan
müminlerin, pratik olarak yaptıkları bu uygulama reddedilemez bir gerçek olarak karşımıza
çıkmaktadır. Aile müessesesini Allah’ın adıyla kurmak, bu müessesenin başarılı olabilmesi için
O’na niyazda bulunmak kadar tabii ne olabilir? Bu Müslüman’ın hassasiyetini ve dine olan
bağlılığın gösterir. Şurası da unutulmamalıdır. Hem kanuni açıdan hem de ileride doğabilecek
hukuki ihtilaflar ya da mağduriyetler yönünden resmi nikâh mutlaka yapılmalıdır. Dini nikâhın,
resmi nikâhtan öne yapılması kanunen yasak olduğu da bilinen bir gerçektir.
Nikâh akdi yapılırken damat ve gelin hanımın hazır bulunmasında fayda vardır. Zira böyle
bir merasimde nikahı kıyan kimse evlenecek çiftlere ailenin başarılı olarak devam etmesinde
büyük önem arz eden temel dinamikleri açıklamasında ve aile ilgili temel sorumlulukları
hatırlatmasında fayda vardır. Dini nikah yapılırken şahitlerin adının, anlaşılan mehrin
yazılmasında fayda vardır. İki şahidin huzurunda ve tayin edilen mehr-i müeccel ya da mehr-i
138 “Sûr”, üfürülmesi ile kıyametin kopacağı, mahiyeti bizce bilinmeyen bir tür boru demektir.
138
muaccel zikredilerek nikah akdi yapılır. Nikah akdini yapan kimse önce kıza yönelerek şöyle
der:
Allah Teala’nın emri, Peygamber (s. a. v)’in sünneti ve Mezhep imamızın (imam-ı A’zam
Ebu Hanife/İmma-ı Şafi vs.) içtihadı ile … hanım! Siz … …. oğlu … … efendiyi aranızda
anlaştığınız mehr-i muaccel ya da mehr-i müeccel ile hazır bulunan şahitlerin şahadeti ile eş
olarak kabul ettin mi? Evet cevabını şahitlerin de duyabileceği şekilde aldıktan sonra sonra
erkeğe dönerek şöyle der:
Allah Teala’nın emri, Peygamber (s. a. v)’in sünneti ve Mezhep imamızın (imam-ı A’zam
Ebu Hanife/İmma-ı Şafi vs .) içtihadı ile …. efendi! Siz … … . kızı … hanımı aranızda
anlaştığınız mehr-i muaccel ya da mehr-i müeccel ile hazır bulunan şahitlerin şahadeti ile eş
olarak kabul ettin mi? Evet cevabını şahitlerin de duyacağı şekilde aldıktan sonra şahitlere
dönerek şöyle der:
Siz şahitler olarak yapılan icap ve kabulü duydunuz ve şahit oldunuz mu? Şahitlerin de
onayını aldıktan sonar yukarıda ki duayı yapar ve böylece nikah merasimi tamamlanmış olur.
Nikah akdini yapan kimse hem erkeğe hem de kadına yönelttiği soruları üçer kere yapmasında
duyulması ve pekişmesi açısından yarar vardır. Ayrıca şahitlerin adının ve mehrin yazılı olduğu
kağıdı bir hatıra niyetiyle saklaması açısından kadına verilmesi de uygundur. Bu akid her ne
kadar medeni kanun açısında bir yükümlülük ve sorumluluk getirmese bile, Allah katında
büyük bir mesuliyeti ve İslam dinin çerçevesinde bazı maddi ve manevi mükellefiyetlerin
oluşmasına sebep olur. Bu gerçek asla unutulmamalıdır.
حيم حمن الر الر جيم بسم الل من الشيطان الر رب . اعوذ بالل لة والسلم على الحمد لل العالمين والص
د وعلى آله وصحبه أجمعين تعالي في محكم كتا به الكريم: وأنكحوا اليامى منكم . رسولنا محم قال الل
الحين من عبادكم وإمائكم إن يكون واسع عليم والص من فضله والل وقال رسول الله صلي . وا فقراء يغنهم الل
عل واج . اللهم اجعل هذاالعقد ميمونا مباركا. الله عليه وسلم:النكاح سنتي فمن رغب عن سنتي فليس مني
اء. بينهما الف ومحب وقرارا ولتجعل بينهما نفرة وفتن وفرارا و . اللهم الف بينهما كما الفت بين آدم وحو
د صلي الله عليه وسلم وخديج عنه كما الفت بين محم عنها وكما الفت بين علي رضي الل الكبري رضي الل
عنها هراء رضي الل ربنا هب لنا من . اللهم اعط لهما اولدا صالحا ورزقا واسعاوعمرا طويل . وفاطمالز
ة أعين واجعلنا للمتقين إماماأزوا ياتنا قر ربنا آتنا في الدنيا حسن وفي الخرة حسن وقنا عذاب . جنا وذر
ا يصفون وسلم على سبح . ربنا اغفر لي ولوالدي وللمؤمنين يوم يقوم الحساب . النار ة عم ان ربك رب العز
رب العالمين . المرسلين والحمد لل
“İlâhî rahmetten kovulmuş olan şeytanın şerrinden Allah’a sığınırm. Hamd, âlemlerin
Rabbine mahsustur. Salât ve selâm Peygamberimiz Muhammed (s. a. v)’in, onun ehl-i-beytinin
ve bütün ashabının üzerine olsun. Allah Teâlâ muhkem olan Kitab-ı Kerîminde şöyle
buyurmuştur: Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları
evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş
olandır, hakkıyla bilendir. Rasûlüllâh (s. a. v) de şövyle buyurmuştur: “Nikâh benim
sünnetimdir. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse o, benden (benim ümmetimden) değildir.
Allah’ım! Bu akdi bereketli ve mübarek kıl. Bunların arasında ülfet, sevgi ve istikrar nasip
eyle. Aralarında nefret, fitne ve istikrarsızlık kılma. Allahım! Onların arasında Adem (a. s) ile
Havva validemizin arasında yarattığın sevgi gibi sevgi yarat. Onların arasında Muhammed (s.
a. v) ile Hadecetü’l-kübrâ (r. a) arasında tesis ettiğin ülfet gibi ülfet nasip eyle. Onların arasında
Ali (r. a) ile Fatımetü’z-zehrâ arasında kıldığın sevgi gibi sevgi kıl. Allah’ım! Onlara, salih
139
çocuklar, geniş rızık, uzun ömür lütfeyle. Ey Raübbimiz! Eşlerimizi vöe çocuklarımızı bize göz
aydınlığı kıl ve bizi Allah’ akarşı gelmekten sakınanlara önder eyle.
Rabbimiz! bize dünyada da iyilik ver, ahrette de iyilik ver ve bizi ateş azâbından koru.
Rabbimiz! Hesab görülecek günde, beni, ana-babamı ve inanaları bağışla. Senin Rabbin; kudret
ve şeref sahibi olan rab, onların nitelendirdiği şeylerden uzaktır. Peygamberlere selâm olsun.
Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.”
b. İstihâre Duası Bir şeyin hayırlı olup olmadığına dâir manevi bir işarete almak isteyen mü’in bir kimse,
yatacağı zaman iki rekât namaz kılar. Birinci rekâtında Fatiha, Kâfirûn, ikinci rekâtında Fatiha,
İhlas sürelerini okur. Selamdan sonra istihâre duasını yapar, abdestli olarak kıbleye karşı yatar.
Ne için istihâre yaptığını anarak aşağıdaki duayı okur. Rüyada beyaz ve yeşil görülmesi hayra,
siyah ve kırmızı görülmesi de şerre delalet eder. Yedi gece bu uygulamaya devam eder. 139
يرك بعلمك وأستقدرك بقدرتك وأسألك من فضلك العظيم فإنك تقدر ول أقدر وتعلم ول اللهم إني أست
م الغيوب اللهم إن كنت تعلم أن هذا المر خير لي في ديني ومعاشي أمري، عاجل أعلم وأنت عل وعاقب
ومعاشي ره لي ثم بارك لي فيه وإن كنت تعلم أن هذا المر شر لي في دينيأمري وآجله فاقدره لي ويس
ير حيث كان ث أمري، عاجل أمري وآجله فاصرفه عني واصرفني عنه واقدر لي ال . م أرضنيوعاقب
“Allahım! Senin ilminle senden hayır istiyorum. Senin kudretinle senden güç istiyorum.
Senin büyük lütfundan istiyorum. Çünkü sen her şeye kadirsin. Benim gücüm yetmez. Sen
bilirsin, ben ise bilemem. Sen gaybları da hakkıyla bilensin. Allah’ım! Şu işim, senin ilminde
dinim, dünyam, hayatım ve işimin sonu itibariyle benim için hayırlı ise, onu bana takdir eyle.
Eğer bu iş, senin ilminde benim dinim, dünyam, hayatım ve işimin sonu itibariyle benim için
şerli ise, onu benden, beni de ondan uzaklaştır ve hayır nerede ise onu bana takdir et, sonra
onunla beni hoşnut et.”
Cabir b. Abdillah’ın rivayetine göre Hz. Peygamber, Kur’an’dan bir süre öğretir gibi onlara
bütün işlerinde nasıl istihare yapılacağın ve duasını öğretmiştir.”140
c. İstiğfar Duası İnsan, zayıf ve aceleci bir karaktere sahiptir. Zaman zaman hata edebilir. Kur’an-ı Kerim’de,
mü’minlere tevbe emredilmiş, Hz. Âdem’in, Yunus (a. s)’in ve üç sahâbînin tevbeleri
örnekolarak gösterilmiştir. Hz. Peygamber, kendisinin de günde yüz defa Allah’tan
bağışlanmayı dilediğini ve O’na tevbe ettiğini açıklamıştır. Bu yüzden yaptığımız günahlardan
ve hatalardan her zaman pişmanlık duyarak tevbe etmeye, istiğfar etmeye ihtiyacımız vardır.
Peygamber Efendimiz, istiğfar dualarının en üstün olanını ifade buyurmuşlar, gönülden
pişmanlık duyarak akşam ya da sabah bu dua ile tevbesini yaptıktan sonra ölenlerin cennet
ehlinden olacağını açıklamışlardır.
تطعت أعوذ بك من شر ما اللهم أنت ربي ل إله إل أنت خلقتني وأنا عبدك وأنا على عهدك ووعدك ما اس
. نت صنعت أبوء لك بنعمتك علي وأبوء لك بذ نبي فاغفر لي فإنه ل يغفر الذنوب إل أ
“Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka hiçbir ilah yoktur. Beni sen yarattın. Ben
senin kulunum. Gücümün yettiği ölçüde sana verdiğim sözü ve vadimi yerine getirmeye
çalışıyorum. Bana verdiğin nimetlerini itiraf ediyor, yaptığım günahlarımı da itiraf ederim.
Beni bağışla. Çünkü günahları bağışlayacak ancak sensin.”141
139 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, İstanbul, tsz. s. 208-209. 140 Buhârî, Teheccüd, 25, Daavât, 49; Tirmizî, Vitir, 18; İbn Mâce, İkâmet, 188; Ahmed b. Hanbel, III, 344. 141 Buhârî, Daavât, 15; Tirmizî, Daavât, 15; İbn Mâce, Dua, 14; Ahmed b. Hanbel, IV, 122, V, 356.
140
6. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 1-14. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 35 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 46. sırasındaki
Ahkâf sûresinin ilk 1-14. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
﴾ سورة الحقاف 46﴿
﷽
العزيز الحكيم ﴿1حم ﴿ ما خلقنا السموات ﴾ 2﴾ تنزيل الكتاب من الله
ا انذروا ى والذين كفروا عم ا ال بالحق واجل مسما والرض وما بينهم
اروني ماذا خلقوا من ﴾ قل ارايتم ما تدعون 3معرضون ﴿ من دون الله
الرض ام لهم شرك في السموات ايتوني بكتاب من قبل هذا او اثارة من
من 4علم ان كنتم صادقين ﴿ ن يدعوا من دون الله ﴾ ومن اضل مم
ائهم غافلون ﴿يست ل وهم عن دع ﴾ واذا حشر الناس 5جيب لـه الى يوم القيم
﴾ واذا تتلى عليهم اياتنا بينات 6كانوا لهم اعداء وكانوا بعبادتهم كافرين ﴿
اءهم هذا سحر مبين ﴿قال الذين كفروا للحق ل ا ج ﴾ ام يقولون افتريه قل 7م
هو اعلم بما تفيضون فيه كفى به شي ـا ان افتريته فل تملكون لي من الله
حيم ﴿ ا ﴾ قل 8شهيدا بيني وبينكم وهو الغفور الر سل وم ما كنت بدعا من الر
ا انا ال نذير مبين ى الي وم بع ال ما يوح ادري ما يفعل بي ول بكم ان ات
وكفرتم به وشهد شاهد من ب 9﴿ اي ل ﴾ قل ارايتم ان كان من عند الله ي اسر ن
ل يهدي القوم الظالمين ﴿ ﴾ وقال الذين 10على مثله فامن واستكـبرتم ان الله
كفروا للذين امنوا لو كان خيرا ما سبقونا اليه واذ لم يهتدوا به فسيقولون
ق 11ذا افك قديم ﴿ه وهذا كتاب مصد﴾ ومن قبله كتاب موسى اماما ورحم
ا لينذر الذين ظلموا وبشرى للمحسنين ﴿ ﴾ ان الذين قالوا ربنا 12لسانا عربيا
ثم استقاموا فل خو 13ف عليهم ول هم يحزنون ﴿الله ئك اصحاب الجن﴾ اول
اء بما كانوا يعملون ﴿ ﴾ 14خالدين فيها جز
141
6. 2. Tecvid: Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt, Teshîl, İbdâl (Osmanlıca Tecvid
Metni: Vesîletü’l-Ğufrân, 33-38. Sayfalar)
142
143
144
145
146
147
6. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahde Vefa
1. Ahde Vefânın Mahiyeti ve Önemi Ahd, yemin, birini inandırıp itimat verecek söz, eman, vasiyet, söz ve teminat anlamlarına
gelir. 142 Ahd, vasiyet etmek, ısmarlamak, bir kimseyi inandırıp itimat verecek sözden ibarettir.
Yemin, emânet, zimmet, bir kimseyle buluşmak, bilmek, şerî hükümlere riâyet, hak ve hürmeti
korumak manalarına gelir. Teahhüd ve teâhüt bir nesnenin muhafazasını üstlenmek, asla
ondan gaflet üzere olmayıp sürekli onun durumlarını kollamak, görüp gözetmek demektir. 143
Vefâ, verdiği sözü ve yaptığı yemini bozmayıp muhafaza eylemek manasınadır. Zıddı gadr
(hainlik, vefasızlık) dır. Îfâ, verilen söze gadr etmeyip muhafaza ve riâyet eylemektir. 144 Bir
kimse ahdini (verdiği sözü) tam hakkıyla yerine getirdiğinde ve onu bozmayıp muhafaza
ettiğinde “vefâ bi ahdihî” (sözünü yerine getirdi) denir. 145 Vefâ, ahdin ve akdin gereğini
yerine getirmek, icabını tamamen icrâ eylemektir. Akid, belgeye bağlanmış bir antlaşma
demektir. 146
Akdin yerine getirilmesi hususunda Allah Teâlâ, mü’minlere şöyle emir buyurmaktadır: “Ey
iman edenler! Akitleri (n gereğini) yerine getiriniz..”147 Muhammed Hamdi Yazır, her şeyden
önce imanın bir akid olduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yapmaktadır: “İlk önce iman bir
akittir. Siz bu akitle Allah’a karşı bir takım sözleşmeler, akitler yaptınız ve O’na bağlandınız.
Sonra kendiliğinizden veya kendi aranızda bir takım akitler veya bütün insanlar arasında bazı
anlaşmalar daha yaptınız. İşte bütün bu akitleri yerine getiriniz. Dinin kökü, imanın hükmü,
Allah’ın emri kısaca budur.”148 Mü’min, en başta iman sözleşmesi ile Allah’a verdiği sözü
yerine getirmekle mükellef olduğu gibi, diğer insanlara taahhüt ettiği şeyleri de yerine
getirmekle sorumludur. Bu, onun imanının temelini oluşturur.
Kur’ân-ı Kerîm’de Müslümanların, diğer insanlarla olan anlaşma ve ahitlerine yerine
getirmelerinin gerekli olduğuna ifade eden birçok âyet vardır. 149 Öte yandan ahde vefa
göstermeyenlerin zarara uğrayacağına da dikkat çekilmiş hatta böyle bir davranışın fasıklığını
bir alameti olduğuna vurgu açıklanmıştır. 150
Kur’ân’da sözünde duran kimse, müttekî olarak vasfedilmiş ve bu vasıfta olanları Allah’ın
seveceğine vurgu yapılmıştır. 151 Gerek ailede ve gerek toplum hayatında sevginin hâkim
olması, antlaşmalarına bağlı olan, sözünde duran, özü ve sözü bir olan insanların çoğalmasına
bağlıdır. Sözünde durmayan ebeveyn, siyaset adamı, ilim adamı, amir, memur, işadamı, işçi ve
benzeri kimseler ne alie, ne de toplum tarafından sevilir.
Peygamber (s. a. v), ahde vefa üzerinde önemle durmuş, hem kendi hayatında hem de siyasi
ve sosyal hayatta davranışı ile bunu en güzel şekilde göstermiştir. Hicretin 6. yılında vuku
bulan Hudeybiye antlaşmasının maddeleri yazılırken ve henüz Hz. Peygamber tarafından
onaylanmadan önce Ebu Cendel b. Süheyl, demir zincirlere bağlı olarak Hz. Peygamber’in
huzuruna gelmiş ve ondan yardım istemiştir. Bu sırada Kureyş adına antlaşmayı imzalamaya
gelmiş olan Süheyl b. Amr “Bu adam, bu antlaşmada benim isteyeceğim ilk kişidir” demiştir.
Bunun üzerine Hz. Peygamber, Ebu Cendel’e dönerek: “Ey Ebu Cendel! Bu insanlarla
142 Muhammed b. Ebu Bekr er-Râzî, Muhtaru’s-Sıhah, dâru’l-Ma’rife, Beyrut, 2010, ahd maddesi, s. 405. 143 Asım Efendi, Kamus Tercümesi, I, 656-657. 144 Asım Efendi, Kamus Tercümesi, III, 950. 145 İsfehânî, Müfredâtü Elfâzi’l-Kur’ân, s. 878. 146 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, III, 1547. 147 Mâide, 5/1. 148 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, III, 1548. 149 Bkz. Bakara, 2/ 40; En’âm, 6/152; İsrâ, 17/34, Fetih, 48/10 vb. 150 Bakara, 2/27; Ra’d, 13/25. 151 Bkz. Âl-i İmrân, 3/76.
148
aramızdaki antlaşma şu anda sonuçlandı. Öyle ise Allah bir yol gösterinceye kadar sabret”
buyurarak, antlaşmaya ve verdiği söze bağlılığını açıklamıştır. 152
Ahde vefanın en güzel örneklerini Peygamberlerin şahsiyetlerinde görmekteyiz. Onlar,
verdikleri sözleri yerine getiren örnek ve sadık insanlardır. Onlarda asla yalan ve ahde
vefasızlık görülmemiştir. Kur’ân’da onlar, sıddîk (çok doğru) ve sözlerinde duran kimseler
olarak zikredilmiştir. 153
Hz. Peygamber, kendisi ahde vefaya önem verdiği gibi ümmetinden de bu kurala titizlikle
riayet etmelerini istemiştir. “Bana altı şey hususunda garanti verin, ben de size cennet(e
girmeniz) konusunda garanti vereyim. Konuştuğunuzda doğru konuşun, vaat ettiğiniz de yerine
getirin. Emanete riayet edin; namusunuzu koruyun (zinadan sakının). Gözlerinizi harama karşı
yumun (koruyun). Ellerinizi haramdan uzak tutun (haram işlemekten uzak durun).”154
Müslüman, ahdine bağlı, vaadine sadık, verdiği sözü yerine getiren bir kimse olmalıdır.
Kur’ân, onları bu özelliklerle tanıtmaktadır. “Yine onlar (o mü’minler) ki, emanetlerine ve
ahitlerine riayet ederler.”155 İmanla sadakatsizlik, vefasızlık, yalancılık bir arada bulunmaz.
Sözünde durmayanları Allah Teâlâ kınamaktadır. 156
2- Ahde Vefâ İle İlgili Âyetler
ن اسراي ل اذكروا نعمتى التى انعمت عليكم واوفوا بعهدى اوف بعهدكم واياى فارهبو يا بنى“Ey İsrailoğulları! Size verdiğim nimeti hatırlayın. Bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki
ben de size verdiğim sözü yerine getireyim. Yalnız benden korkun.”157
يحب المتقين بلى من اوفى بعهده واتقى فان الله“Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı gelmekten
sakınırsa, şüphesiz Allah da sakınanları sever.”158
بالقسط ل نكلف نفسا ال ول تقربوا مال اليتيم ال بالتى هى احسن حتهى يبلغ اشده واوفوا الكيل والميزان
او يكم به لعلكم تذكرون وسعها واذا قلتم فاعدلوا ولو كان ذا قربى وبعهد الله فوا ذلكم وصه“Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın. Ölçüyü ve tartıyı
adaletle tam yapın. Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. (Birisi
hakkında) konuştuğunuz zaman yakınınız bile olsa âdil olun. Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte
bunları Allah size öğüt alasınız diye emretti.”159
وا اليهم عهدهم الى ال الذين عاهدتم من المشركين ثم لم ينقصوكم شيپا ولم يظاهروا عليكم احدا فاتم
يحب المتقين مدتهم ان الله“Ancak Allah’a ortak koşanlardan, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da
antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım
etmemiş olanlar, bu hükmün dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar
tamamlayın. Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.”160
اذا عاهدتم ول تنقضوا اليمان بعد تو يعلم ما واوفوا بعهد الله عليكم كفيل ان الله كيدها وقد جعلتم الله
تفعلون
152 Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, tercüme, Yusuf Balcı ve arkadaşları, İnkılâb Yayın. , İst. 1996, I, 625-
626. 153 Bkz. Yûsuf, 12/46; Meryem, 19/41, 54, 56. 154 Ahmed b. Hanbel, V, 323. 155 Mü’minûn, 23/8. 156 Bkz. Nahl, 16/92. 157 Bakara, 2/40. 158 Âl-i İmrân, 3/76. 159 En’âm, 6/152. 160 Tevbe, 9/4.
149
“Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı kendinize
kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı
bilir.”161
هد كان مسؤل ول تقربوا مال اليتيم ال بالتى هى احسن حتهى يبلغ اشده واوفوا بالعهد ان الع “Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü
de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.”162
عليه فمنهم من قضى نحبه ومنهم من ينتظر وما بدلوا تبديل من المؤمنين رجال صدقوا ما عاهدوا الله“Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir
kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı)
beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir. 163
وعهدهم راعون والذين هم لماناتهم “Yine onlar ki, emanetlerine ve verdikleri sözlere riâyet ederler.”164
فوق ايديهم فمن نكث فانما ينكث يد الله عاهد على نفسه ومن اوفى بما ان الذين يبايعونك انما يبايعون الله
فسيؤتيه اجرا عظيما عليه الله“Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin
üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine
getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.”165
6. 4. Okuma Parçası: Dârülkurrâ (دار القراء) (Devam…)166 Evliya Çelebi’nin verdiği bilgilere göre Amasya’da dokuz dârülkurrâ vardı. Bunlardan
sadece Sultan Bayezid Dârülkurrâsı’nda 300’den fazla hâfız bulunmaktaydı, bunların arasında
kırâat-i seb‘a, aşere ve takrîbi bilenler de mevcuttu (Seyahatnâme, II, 188). Amasya Tarihi
yazarı Hüseyin Hüsâmeddin’in burada mevcut sekiz dârülkurrâ hakkında ayrıntılı bilgi
vermesi, Seyahatnâme’deki sayının abartılmış olmadığını gösterir. Hüseyin Hüsâmeddin’e göre
sıbyan mekteplerinde de hâfızlık yapılmaktaydı ve bu sayede Amasya’da birçok hâfız
yetişmişti (Amasya Tarihi, I, 265-268).
Evliya Çelebi Edirne hakkında bilgi verirken bu şehirde de birçok dârülkurrâ bulunduğunu
ve buralarda hâfızlık yapıldığını, çeşitli seviyelerde kıraat dersleri görüldüğünü, İbnü’l-Cezerî
ve Şâtıbî’nin eserleriyle şiirler okutulduğunu yazar (Seyahatnâme, III, 449). Ayrıca İstanbul’da
bütün büyük camilerin bünyesinde birer dârülkurrâ yer aldığı gibi müstakil binalardan
dârülkurrâların da mevcut olduğunu ve döneminde İstanbul’da 3000’i kadın olmak üzere 9000
hâfız bulunduğunu kaydeder (a. g. e. , I, 524).
Dârülkurrâlar hakkında bilgi verirken bazı gözlemlerde de bulunan Evliya Çelebi’ye göre
dokuz dârülkurrânın bulunduğu Manisa’da halkın Kur’an öğrenme ve ezberlemeye büyük bir
ilgisi vardır; burada büyük küçük, kadın erkek 3000 hâfız bulunmaktadır; ancak bunlar
“Türkzâd” olduklarından mehâric-i hurûfa pek riayet edemezler (a. g. e. , IX, 74-75). Sayısı
370’i bulan Mısır dârülkurrâlarında ise fazlaca “lahn-ı celî ve hafî” yapılmaktadır (a. g. e. , X,
233-235). Tebriz’de de yirmi kadar dârülkurrâ mevcuttur. Fakat “Acemlere tecvidle kemâ hiye
hakkuhâ kıraat müyesser olmamıştır” (a. g. e. , II, 250). Saraybosna’da toplam sekiz yerde
Kur’an hıfzedilir ve kırâat-i seb‘a üzere okunur; ancak hâfızların sayısı azdır; özellikle ileri
seviyede ve büyük vakfı bulunan dârülkurrâları yoktur, ulucamilerde şeyhülkurrâlar
161 Nahl, 16/91. 162 İsrâ, 17/34. 163 Ahzâb, 33/23. 164 Mü’minûn, 23/8. 165 Fetih, 48/10. 166 Nebi Bozkurt tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, VIII, 544-545) “Dârülkurrâ”
maddesi olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
150
bulunmaktadır (a. g. e. , V, 431). Üsküp’te dârülkurrâ sayısı dokuz olmakla birlikte bunlar
camilerin bünyesindedir ve buranın halkı “hıfza candan mukayyet değildir” (a. g. e. , V, 556).
Evliya Çelebi Bursa’da da birçok dârülkurrâ bulunduğunu söylemekte, ancak bunlar
hakkında fazla bilgi vermemektedir (a. g. e. , II, 17). Haremeyn’i de gezen müellif Medine’de
yedi, Mekke’de kırk yerde dârülkurrâ olduğundan ve buralarda çeşitli seviyelerde kıraat
okunduğundan söz etmektedir (a. g. e. , IX, 641, 781)
Dârülkurrâların bir çeşidi türbe dârülkurrâlardır. Bazı kişiler, türbelerinde Kur’an okunması
ve öğretilmesi için vasiyette bulunmuş ve bunun için vakfiyeler düzenlemişlerdir. Dımaşk’ta
VIII. (XIV.) yüzyılda inşa edilen Efrîdûniye Türbesi ve ünlü kıraat âlimi Ebû Şâme’nin
meşîhatü’l-kırâa görevinde bulunduğu Eyyûbî Hükümdarı el-Melikü’l-Eşref’in türbesi
bunlardandır. Yine Dımaşk’taki Ümmü Sâlih Türbesi için yapılan vasiyette, buraya Kur’an
hocası olarak şehrin kıraat ilmini en iyi bileninin seçilmesi istenmiştir. I. Abdülhamid gibi bazı
Osmanlı padişahlarının ve Sultan III. Mustafa’nın kızı Şah Sultan gibi bazı hanım sultanların da
türbelerinde belli zamanlarda Kur’an okunması ve öğretilmesi için vasiyette bulundukları
bilinmektedir.
Türkiye’deki dârülkurrâlar, 3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Tevhîd-i Tedrîsat Kanunu’nun 2.
maddesi gereğince bütün okullar gibi Maarif Vekâleti’ne bağlanmak istenmişse de zamanın
Diyanet İşleri başkanı Rifat Börekçi’nin bu kurumların birer ihtisas okulu olduğu için
başkanlığa bağlı olarak öğretime devam etmesi gerektiği yolundaki ısrarları sonucu Kur’an
kurslarına dönüşerek varlıklarını kesintisiz devam ettirmişlerdir (bk. KUR’AN KURSU). Fakat
bunlar zamanla sadece Kur’an okumanın öğretildiği, din dersleriyle takviye edilen okullar
durumuna geldi. Kıraat ilminde ihtisaslaşma ise sayıları pek fazla olmayan hocaların şahsî
gayretleriyle sınırlı kaldı. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı İstanbul Haseki Eğitim
Merkezi’nde 1976’dan beri devam eden üç yıllık aşere, takrîb, tayyibe ihtisas kursları, tarihî
dârülkurrâ müesseselerinde yapılan öğretimle hayli benzerlik göstermektedir.
151
Uygulama Soruları
1. Bir nesnenin muhafazasını üstlenmek, asla ondan gaflet üzere olmayıp sürekli onun
durumlarını kollamak, görüp gözetmek nanlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
A) Vefa
B) Takkud
C) Teahhüd
D) Tazammun
E) Tezekkür
2. Evvelki hemzeyi uzatma ve ikinci hemzeyi elife çevirerek Medd-i Lâzım olarak vucûben
çekerek okumayı belirten terime ne ad verilir?
A) Tebdil
B) Teshil
C) Mukarebe
D) İbdal
E) Tenvin
3. Hudeybiye Antlaşması Hicri kaçıncı yılda vuku bulmuştur?
A) H.4
B) H.6
C) H.3
D) H.8
E) H. 10
152
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Nebe’ Sûresinin 1. Sayfasının (1-30. Ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Ahkâf Sûresi 1-14. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi
arttırılmıştır. Dualardan “Nikah, İstihare ve İstiğfâr Duaları” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda Zamir, Sekte, Hâ-i Sekt, Teshîl, İbdâl kuralları üzerinde durulmuştur.
Kur’an kültürü kapsamında ahde vefa kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma
parçasında ise “Dârülkurrâ” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilmiştir.
153
Bölüm Soruları
1. ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وسيرت الجبال فـكانت سرابا
A) ان يوم الفصل كان ميقاتا
B) ان جهنم كانت مرصادا
C) وجعلنا نومكم سباتا
D) اء فـكانت ابوابا م وفتحت الس
E) ور فتأتون افواجا يوم ينفخ في الص
2. بعا شدادا وبنينا فوقـكم س ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) وجعلنا سراجا وهاجا
B) ان جهنم كانت مرصادا
C) وجعلنا نومكم سباتا
D) وجعلنا اليل لباسا
E) ور يوم ينفخ في الص فتأتون افواجا
3. والجبال اوتادا ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ان يوم الفصل كان ميقاتا
B) ان جهنم كانت مرصادا
C) تلفون الذي هم فيه م
D) وخلقناكم ازواجا
E) ور فتأتون افواجا يوم ينفخ في الص
4. الم نجعل الرض مهادا ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ان يوم الفصل كان ميقاتا
B) وجعلنا نومكم سباتا
C) اء فـكانت ابوابا م وفتحت الس
D) ور فتأتون افواجا يوم ينفخ في الص
E) والجبال اوتادا
5. اء وفاقا جز ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) وجعلنا سراجا وهاجا
B) جهنم كانت مرصادا ان
C) ا احقابا لبثين فيه
D) انهم كانوا ل يرجون حسابا
E) ور فتأتون افواجا يوم ينفخ في الص
6. Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı İstanbul’da 1976’dan beri devam eden üç yıllık aşere,
takrîb, tayyibe ihtisas kursunun adı nedir?
A) Pendik İhtisas Kursu
B) Dülgerzade Eğitim Merkezi
C) Haseki Eğitim Merkezi
D) Fatih Daru’l-Kurra Eğitim Merkezi
E) Beyazıd Kur’an Eğitim Merkezi
فوق ايديهم فمن نكث فانما ينكث ع .7 يد الله لى نفسه ومن اوفىان الين يبايعونك انما يبايعون الله
154
فسيؤتيه اجرا عظيما ?ayetinin meali nedir بما عاهد عليه الله
A) “Sana bîat edenler ancak Allah’a bîat etmiş olurlar. Allah’ın eli onların ellerinin
üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah’a verdiği sözü yerine
getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir.”
B) “Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar.
İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit
olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.
C) Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın,
verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.”
D) “Antlaşma yaptığınız zaman, Allah’a karşı verdiğiniz sözü yerine getirin. Allah’ı
kendinize kefil kılarak pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın. Şüphesiz Allah,
yaptıklarınızı bilir.”
E) “Hayır! (Gerçek, onların dediği değil.) Kim sözünü yerine getirir ve Allah’a karşı
gelmekten sakınırsa, şüphesiz Allah da sakınanları sever.”
8. Kur’ân’da peygamberler için “(çok doğru) ve sözlerinde duran kimseler”olarak ifade edilen
kavram hangisidir?
A) Fetanet
B) Emanet
C) Sıddik
D) el-Emin
E) Hidayet
9. Bir arada bulunan iki hemzeden ikincisini, hâ yumuşatılarak “hâ”ya (هـ) benzetmeyerek
harekesi cinsi olan elif yahut vav yahut ya ile hemze beyninde (arasında) okumayı ifade eden
kıraat terimine ne ad verilir?
A) Te’hîm
B) Te’sim
C) Teshîl
D) Tebdîl
E) Tebcîl
10. Kur’ân’da sözünde duran kimse hangi sıfatla anılmıştır?
A) Takva
B) Sıddik
C) Vafi
D) Mütteki
E) Muhtedi
155
Cevaplar
1) b, 2) a, 3) d, 4) e, 5) d, 6) c, 7) a, 8) c, 9) c, 10) d
156
7. İMÂLE, İŞMÂM
157
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Nebe’ Sûresinin 2. Sayfası (31-40. Ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Ahkâf Sûresi 15-28. ayetler hadr usulüyle
yüzünden tilavet edilecektir. Dualardan “Nişan Duası” konusuna temas edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “İmâle, İşmâm” kuralları üzerinde durulacaktır.
Kur’an kültürü kapsamında “Affetme” kavramı etraflıca inceleme konusu
yapılacaktır. Okuma parçasında ise “İbn Mücâhid” konusuyla ilgili bilgi
verilecektir.
158
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. İmâle uygulaması nasıl gerçekleşir?
2. İşmâm yapılırken nelere dikkat edilir?
3. İmâle ile işmam arasında ne tür benzerlikler ve farklar söz konusudur?
159
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
İmâle, İşmâm
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Nebe’ Sûresinin 2. Sayfasını
(31-40. Ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Ahkâf Sûresi 15-28. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. İmâle ve İşmâm uygulamaları
hakkında bilgi edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
affetme konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “İbn Mücâhid” konusuyla
ilgili bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
160
Anahtar Kavramlar
İmâle
İşmam
el-afvü
İbn Mücahid
İbn Cinni
Kitabü's-Seb‘a fi'l-Kırâât
İhtilâfu Kurrâi’l-Emsâr
Kitâbü'ş-Şevâz fi’l-Kırâât
el-Muhteseb fi tebyini vücuhi şevazzi’l-kırâât ve’l-izâhı ‘anhâ
el-Kıra'atü'lkebir
el-Kıra'atü'ş-Sagir
Kitabü'l-Yâ’ât
Kitâbü'l-Ha'at
İhtilâfu’l-Kırâât
161
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
162
7. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
7.1.1. Ezber
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 78. sırasında yer alan Nebe’ Sûresinin 2. sayfasında yer alan
31-40. ayetler, tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi
halinde öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu
sûreler deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle
yazılı olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
7. 1.1. 1. Ayetler: Nebe’ Sûresi 2. Sayfa (31-40. Ayetler)
النبأ سورة ﴾ 78﴿
﷽
﴿ ﴾31ان للمتقين مفازا ﴿ ﴿ ﴾32حدائق واعنابا ﴾33وكواعب اترابا
﴿ دهاقا ﴿ ﴾34وكأسا اء من ربك ﴾35ل يسمعون فيها لغوا ول كذابا جز
﴿ اء حسابا حمن ل ﴾36عط يملكون رب السموات والرض وما بينهما الر
﴿ ل ﴾37منه خطاباا وح والملئك صفا يتكلمون ال من اذن له يوم يقوم الر
حمن و ﴿الر ذ الى ربه مابا ﴾38قال صوابا اء ات فمن شذلك اليوم الحق
يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الـكافر ﴾39﴿ انا انذرناكم عذابا قريبا
﴾40يا ليتني كنت ترابا ﴿
(78) Nebe’ Sûresi 2. Sayfa (31-40. Ayetler)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
31, 32, 33, 34. Şüphesiz Allah’a karşı gelmekten sakınanlara bir kurtuluş, bahçeler,
üzümler, kendileriyle bir yaşta, göğüsleri çıkmış genç kızlar ve dolu dolu kadehler vardır.
35. Orada ne bir boş söz işitirler, ne de bir yalan.
36, 37, 38. Bunlar kendilerine; Rabbinden, göklerin ve yerin ve ikisi arasındakilerin
Rabbinden, Rahmân’dan bir mükâfat, yeterli bir ihsan olarak verilmiştir. Onlar, Ruh’un
(Cebrail’in) ve meleklerin saf duracakları gün Allah’a hitap edemeyeceklerdir. Sadece
Rahmân’ın izin vereceği ve doğru söyleyecek olan kimseler konuşabilecektir.
39. İşte bu, hak olan gündür. Artık dileyen kimse Rabbine ulaştıran bir yol tutar.
40. Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, “Keşke
toprak olaydım!” diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık.
163
7. 1. 1. 2. Dualar: Nişan Duası Kız isteme, söz kesme, nişan, evlilik, düğün merasimi gibi hem dini hem de sosyal
hayatımızda önemli dönüm noktaları vardır. Mü’min, her işinde olduğu gibi, kuracağı aile
hayatının köşe taşlarını teşkil eden söz konusu etkinliklere Allah’a hamdederek, O’nun adını
anarak ve O’nun himayesini isteyerek başlamayı arzu eder. Bu yüzden dini hassasiyetleri de
göz önüne alarak gelenek ve göreneklerden neşet eden uygulamaları icra ederken duayı ihmal
etmemeye çalışır. Bazı hususlarda ve ibadetlerinde noksanlıklar olsa da dua konusunda titiz
davranır. Halkımızın, başladığı her işe dua ile başlamak, onu dua ile taçlandırmak ve
sonlandırmak istemesi, takdire şayan bir uygulamadır. Bu hassasiyetin muhafazası ve devamı
aslında hepimizin görevi ve arzusu olmalıdır.
Nişan ve buna benzer konularda Hz. Peygamberimizden rivayet edilen bir dua yoktur.
Ancak Peygamber Efendimizin çeşitli zamanlarda, konularda ve mekanlarda hadisenin
özelliğine göre dua yaptığı da bilinen bir gerçektir. Müslüman halkın, dini inanca aykırı
olmamak kaydıyla çeşitli vesileleri fırsat bilerek itimat ettiği, itibar gösterdiği, saygı duyduğu
hocalardan, din hizmetini yürüten görevlilerden dua yapmalarını istemeleri takdir edilmeli,
onların bu talepleri memnuniyetle ve iştiyakla yerine getirilmelidir. Bu konuda dua yoktur,
diyerek halkın talepleri reddedilmemeli, onların gönülleri hoş tutularak tebliğ görevi yerine
getirilmeye çalışılmalıdır. Yapılan her duanın bir irşat olduğu da unutulmamalıdır. 167
Nişan, Sözkesme, Düğün Ve Çeşitli Vesilelerde Okunacak Dualar
رب العالمين د وعلى آله وصحبه الحمد لل لة والسلم على رسولنا محم *. أجمعين والص
حيم . اللهم ربنا يا ربنا تقبل منا إنك أنت السميع العليم اب الر اللهم *. * وتب علينا يا مولنا إنك أنت التو
مباركا وقرارا. اجعل هذه الجمعي *ول تجعل بينهما نفرة وفتن . * واجعل بين العائلتين الف و محب
*. وفرارا
ربنا اغفر لي ولوالدي وللمؤمنين يوم . نا عذاب النار*ربنا آتنا في الدنيا حسن وفي الخرة حسن وق
يقوم
قين إماما *. الحساب ة أعين واجعلنا للمت * . ربنا هب لنا من أزواجنا وذر ياتنا قر
167 Bu konuda bir anımı anlatmam, meslektaşlarıma ve din hizmetleri yürüten kardeşlerime güzel bir örnek teşkil
edeceğini umarım. 09. 12. 2012 tarihinde kardeşimin oğlunun düğün merasiminde bulunmaktayım. Sonbaharın
tatlı sert güneşli bir havasında Ordunun Fatsa İlçesine bağlı Gölköy köyünde gerçekleştirilen düğün merasimi,
ötedenberi uygulanan gelenek ve görenekler çerçevesinde icra edilmektedir. Öğle ezanından sonra damat, takı
merasimi için gelen misafirlerin huzuruna çıkarıldı. Organizatörlerden biri yüksek sesle, “Babasından,
amcasından, ağabeysinden, filandan, filandan… hediye” diyerek miktarları zikretmeden eline tutuşturulan
paraları serginin üzerine atmakta, altın cinsinden olan hediyeleri ise damadın yakasına iliştirmektedir. Takı
merasiminin sonuna gelindiğinde yüksek bir sesle “Kerim hoca nerede? Hocam dua yapar mısın?” sesini
işitince hemen toparlanarak hafızamda Allah’ın bana lütfettiği dualarla bize tevdi edilen vazifeyi tamamladık.
Başka bir köye gelin alınmaya gidildi. Gelini baba evinden çıkarılırken dua ile arabaya bindirilmesi de güzel
bir gelenek olarak devam etmektedir. Sağ salim, gelinin damadın evine getirildiği bir sırada yine bir ses.
“Kerim hocam! Sen olmadan bu gelin arabadan inmiyor. Buraya gelir misiniz? Ben bu daveti duyunca, bir
hediye talebinin olduğunu zannettim ve ona göre hazırlığımı yaptığım sırada “Hocam güzel bir dua yapın.
Gelinimiz dua ile indirelim” demezler mi? Hemen kendimi toparladım kısa bir dua ile sorumluluğumuzu
tamamlamanın rahatlığın yaşadım. Bu hadisede olduğu gibi, halkımız bazı kusur ve zafiyetleri olsa da, bir
kısım konularda hassasiyetini korumaktır. Hoca sıfatını taşıyan ve din hizmeti veren kardeşlerimizin, mekana
ve zamana göre dua yapması hem irşat açısından hem de dini hassasiyetlerin korunması bakımından gayet
mühimdir. Hiç olmazsa hamdele ve salvele ile başlayarak, bütün mü’minlerin ve evlenen çiftin hayrına,
sağlığına ve afiyetine dua etmek, “Rabbenâ âtinâ fid’dünyâ haseneten ve fi’l-ahireti haseneten ve kınâ azâben’-
nâr” duası ile yalvarış ve yakarışta bulunmak ne kadar güzel olur.
164
ا يصفون وسلم على المرسلين ة عم رب العالمين *. سبحان ربك رب العز *. والحمد لل
“Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd, Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s. a. v)’e, onun aile
halkına ve ashabına salât ve selâm olsun.”
“Ey Rabbimiz! Dualarımızı ve yaptığımız hayırlı işleri kabul eyle. Çünkü sen her şeyi
hakkıyla işiten ve bilensin. Ey Mevlâ’mız! Tevbelerimizi kabul eyle, sen tevbeleri çok kabul
edensin, sen çok merhametlisin.”
“Allah’ım! Bu cemiyeti mübarek kıl. İki aile arasında ülfet, sevgi ve güven yarat Aralarında
nefret, fitne ve istikrarsızlık kılma.”
“Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver ve bizi cehennem azabından
koru. Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, ana-babamı ve inananları bağışla.” “Rabbimiz!
Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl.”
“Senin izzet sahibi Rabbin, onların isnat etmekte oldukları vasıflardan yücedir, münezzehtir.
Gönderilen bütün peygamberlere selam olsun. Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.”
Şayet ortam müsait ise, yukarıdaki dualara ilaveten aşağıdaki dualar da yapılabilir.
ت ولينا فاغفر أن* . ين ربنا اغفر لنا ذ نوبنا وإسرافنا في أمرنا وثبت أقدامنا وانصرنا على القوم الكافر
*. لنا وارحمنا وأنت خير الغافرين
“Rabbimiz, bizim günahlarımızı ve işimizdeki taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda)
ayaklarımızı sağlam tut. Kâfir topluma karşı bize yardım et. Sen bizim velimizsin. Artık bizi
bağışla ve bize acı. Sen bağışlayanların en hayırlısısın.”
. زنا يوم القيام لف الميعاد . ربنا وآتنا ما وعدتنا على رسلك ول ت *. * إنك ل ت “Ey Rabbimiz! Bize peygamberlerin vasıtasıyla vaat ettiklerini ver ve kıyamet gününde bizi
rezil rüsvay etme; şüphesiz sen vadinden caymazsın.”
7. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 15-28. Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 35 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 46.
sırasındaki Ahkâf Sûresinin 15-28. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre
yüzünden okunacaktır.
﴾ سورة الحقاف 46﴿
﷽
وحمله ه كرها ووضعته كرها حملته ام نسان بوالديه احسانا ينا ال ووص
ي قال رب اوزعن حتهى اذا بلغ اشده وبلغ اربعين سن
وفصاله ثلثون شهرا
ترضيه ان اشكر نعمتك ال تي انعمت علي وعلى والدي وان اعمل صالحا
ي من المسلمين ﴿ ي تبت اليك وان يتي ان ﴾ اولئك الذين 15واصلح لي في ذر
وعد نتقبل عنهم احسن ما عملوا ونتجاوز عن سي ي اصحاب الجن ـاتهم ف
دق الذي كانوا يوعدون ﴿ ي ان 16الص ا اتعدانن ﴾ والذي قال لوالديه اف لكم
ويلك امن ان و اخرج وقد خلت القرون من قبلي وهما يستغيثان الله عد الله
لين ﴿ فيقول ما هذا ال اساطير الوي 17حق ﴾ اولئك الذين حق عليهم القول ف
165
نس انهم كانوا خاسرين ﴿ ﴾ ولكل 18امم قد خلت من قبلهم من الجن وال
ا ﴾ ويوم يعرض 19عملوا وليوفيهم اعمالهم وهم ل يظلمون ﴿ درجات مم
الذين كفروا على النار اذهبتم طيباتكم في حياتكم الدنيا واستمتعتم بها فاليوم
م تستكبرون في الرض بغير الحق وبما كنتم تجزون عذاب الهون بما كنت
﴾ واذكر اخا عاد اذ انذر قومه بالحقاف وقد خلت النذر من 20تفسقون ﴿
ي اخ ان اف عليكم عذاب يوم عظيم بين يديه ومن خلفه ال تعبدوا ال الله
ادقين 21﴿ وا اجئتنا لتأفكنا عن الهتنا فأتنا بما تعدنا ان كنت من الص﴾ قال
ي اريك 22﴿ ا ارسلت به ولكن وابلغكم م م قوما ﴾ قال انما العلم عند الله
ا راوه عارضا مستقبل اوديتهم قالوا هذا عارض ممطرنا 23تجـهلون ﴿ ﴾ فلم
ر كل شيء بامر ربها 24بل هو ما استعجلتم به ريح فيها عذاب اليم ﴿ ﴾ تدم
ى ﴾ ولقد 25ال مساكنهم كذلك نجزي القوم المجرمين ﴿فاصبحوا ل ير
ا اغنى عنهم فم ا ان مكناكم فيه وجعلنا لهم سمعا وابصارا واف ـدة مكناهم فيم
اف ـدته سمعهم ول ابصارهم ول م من شيء اذ كانوا يجحدون بايات الله
ن ﴿ ﴾ ولقد اهلكنا ما حولكم من القرى 26وحاق بهم ما كانوا به يستهز
يات لعلهم يرجعون ﴿ فنا ال ذوا27وصر من دون ﴾ فلول نصرهم الذين ات
بل ضلوا عنهم قربانا اله ﴾ 28وذلك افكهم وما كانوا يفترون ﴿ الله
166
7. 2. Tecvid: İmâle, İşmâm (Osmanlıca Tecvid Metni: Vesîletü’l-Ğufrân,
39-45. Sayfalar)
167
168
169
170
171
172
173
7. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Affetme
1. Afetmenin Mahiyeti ve Önemi el-afvü, bir şeyi almaya yönelmek, almayı istemek ya da amaçlamak, eskimek, izi silinmek,
ortadan kalkmak, yok olmak, fazlasını almak, artmak, büyümek anlamlarına gelir. el-afvü,
birinin işlediği suçtan, günahtan veya kabahatten el çekmek, feragat etmek veya sorumlu
tutmamak anlamına gelir. 168 El-afvü sözcüğü, yok etmek, silmek, mahvetmek anlamını da
içerir. Gerçek ve büyük anlamda affetmek, ancak Allah Teâlâ’nın affıdır. Bu da, cezaya
müstahak olan cani, âsi ve günahkâr kullarının sadece lütuf ve keremi ile günahlarını yok
etmesi, cezalandırmamasından ibarettir. 169 Affetme kelimesine eş ya da yakın manalar içeren
es-safhu sözcüğü vardır. es-safhu, terk etmek, yüç çevirmek, vazgeçmek manasınadır. Günahı
affeylemek manasına da kullanılır. Vaz geçmek suretiyle günahtan yüz çevirmek manasını da
ihtiva eder. 170
Kur’ân-ı Kerîm, affetmeye büyük önem vermiştir ve bu meziyetin bir erdemlilik olduğunu
açıklar. Kur’ân, affetme hasletinin, mü’minlerin en başta gelen özelliklerinden biri olduğunu
ısrarla vurgular. Yine Kur’ân, muttakilerden söz ederken onların, öfkelerini yuttuklarını,
insanları affettiklerini bildirir ve bu özelliğe sahip olanları, Allah Teâlâ’nın seveceğini beyan
eder. 171 Ayrıca Kur’ân’da barışı sağlayanların, kızdıkları zaman kusurları bağışlayanların,
affedenlerin, mükâfatlandırılacağı ifade edilmiştir. 172
Hz. Peygamber, Kur’ân-ı Kerim’in bağışlamaya dair açıkladığı emir, tavsiye ve
teşviklerini173 en iyi şekilde tatbik etmiş ve bu konuda bütün insanlığa bağışlamanın, erdemin,
faziletin ve müsamahanın en önemli ve en üstün insanlık değerleri olduğunu göstermiştir. Çok
incinmiş, üzülmüş, yıldırılmış ve baskıya tabi tutulmuş, ama hiçbir kimseyi incitmemeye gayret
etmiş hatta düşmanları bile, onun bu üstün meziyetinden alabildiğine istifade etmiştir.
Allah Resûlü’nün en büyük hasletlerinden biri de affedici olmasıdır. Şahsi sebeplerden
dolayı hiçbir kimseden intikam almamış hatta düşmanlarını bile bağışlamıştır. Hz. Aişe
validemiz bu konuda şu önemli açıklamayı yapar: “Resûlüllah (s. a. v), iki şey arasında serbest
bırakılırsa, günah olmamak şartıyla onların en kolayını tercih ederdi. Şayet günah ise,
insanların ondan en uzak olanı olurdu. Allah’ın haramlarından (yasak ettiği şeylerden) bir
şeyin çiğnenmesi hariç Resûlüllah (s. a. v) kendisi için intikam almamıştır.”174
Medineli Münafıkların lideri Abdullah b. Übey, hayatı boyunca Hz. Peygambere karşı çeşitli
hileler ve düşmanlıklar göstermiştir. Müslümanlar açısından ve Medine’nin müdafaası
bakımından çok önemli olan Uhud savaşı esnasında üç yüz taraftarını, İslam ordusunun
saflarından geri çekerek Hz. Peygambere büyük ihanette bulunmuştur. Hz. Aişe hakkında
yapılan iftira hadisesinde bizzat rol oynamıştır. Yine Hz. Peygamber’e ve Müslümanlara zarar
vermek için yapılan Mescid-i Dırâr’ın yapılmasına önayak olmuştur. 175 Ama bütün bunlara
rağmen Hz. Peygamber ona hakaret etmemiş, müsamahalı davranmış ve hatırını kırmamıştır.
Doğup büyüdüğü ve çok sevdiği Mekke’den ayrılmak zorunda bırakılmıştır. Evini ocağını
terk ederek hicret etmiştir. Yıllar sonra arkadaşlarıyla birlikte Medine’den Umre yapmak
maksadıyla hareket etmiş, ancak müşriklerin katı tutumu yüzünden yapamamıştır. Ama onun,
kendisine ve ashabına reva görülen bu olumsuzluklara rağmen, Mekke’nin fethinde sergilediği
168 İsfehânî, a. g. e. , s. 574. 169 Asım Efendi, Kamus Tercümesi, III, 877. 170 Asım Efendi, Kamus Tercümesi, I, 489. 171 Âl-i İmrân, 3/133-134. 172 Şûrâ, 42/37, 40. 173 Bkz. Bakara, 2/263; Nûr, 24/22; Şûrâ, 42/37; Teğâbûn, 64/14; Zuhruf, 43/89. 174 Buharî, Edep, 80. 175 Bkz. Afzalur Rahman, Sîret Ansiklopedisi, trc. Yusuf Balcı ve arkadaşları, İstanbul, 1996, I, 52-53; Mevlânâ,
Şiblî, Asr-ı Saâdet, trc. Ömer Rıza Doğrul, Günümüz Türkçe’sine Uygulayan, Osman zeki Mollamehmedoğlu,
İstanbul, 1977, II, 107-108.
174
tutum, bütün insanlığa ve insanlığı yöneten idarecilere, devlet başkanlarına ve ordu
komutanlarına büyük ders olmuş, onlara “güçlü iken affetme, muktedir iken müsamaha
gösterme ” evrensel ilkesini hediye etmiştir.
Mekke’nin fethedildiği gün Hz. Peygamber, bir hutbe okumuştur. Hz. Peygamber, yaptığı
bu konuşmada: “Size nasıl muamele edeceğimi tahmin edersiniz?” buyurmuştur. Bu katı yürekli
zalimler, Resûl-i Ekrem’in ne yaratılışta bir insan olduğunu bilmiyor değillerdi. Bu yüzden hep
bir ağızdan ona: “Sen hayırlı ve kerim bir kardeşsin. Sen asîl ve hayırlı bir kardeşin oğlusun”
demişlerdi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem, tarihte benzeri görülmeyen bir tavırla:
“Yaptıklarınızdan ötürü sizi kınamayacağım. Hepiniz serbestsiniz” demişti. 176
Hz. Peygamber çok sevdiği amcasını şehid eden Vahşi’yi affetmiştir. Onun bağışlaması ve
eşsiz müsamahası, Vahşi’ye öylesine tesir etmiştir ki, Hz. Peygamber’in vefatından sonra
ortaya çıkan yalancı peygamber Müseyleme’yi, Hz. Hamza’yı şehit etmesine belki bedel olur
düşüncesiyle öldürmeye niyetlenmiş ve onun öldürülmesine vesile olmuştur. 177 Müslümanlar
da büyük bir beladan kurtulmuştur.
İkrime, babası Ebu Cehil ile birlikte Hz. Peygamber’e ve Müslüman’lara her türlü
düşmanlığı yaptı. Karısı Ümmü Hakîm, Mekke’nin fethedildiği gün Müslüman oldu. İkrime ise
Yemen’e kaçtı. Ümmü Hakîm, Yemen’e kocasının yanına gidip onu İslam’a davet etti. Fetih
yılında İkrime Hz. Peygamber’in yanına geldi. Hz. Peygamber, onu huzurunda görünce
sevincinden ayağa fırladı. Onunla biatleşti ve onu affetti. 178 Görüldüğü gibi Hz. Peygamber,
İkrime’nin Müslüman oluşuna çok memnun olmuş, onu muhabbetle karşılamış, geçmişte
kendisine ve ashabına gösterilen bütün olumsuzlukları bağışlamıştır.
Hz. Hamza'nın karnını yararak onun ciğerini parçalayan Ebû Süfyan'ın karısı Hind, Hz.
Peygamberin yanına tanınmamak için yüzü örtülü olarak gelmiş, Müslümanlığı kabul etmek
suretiyle affını istemiş, Rasûl-i Ekrem, onu tanımış, fakat onu tanıdığını belli etmemiştir. 179
Hz. Peygamberin bu tutumu, Hind'in üzerinde o derece tesir etmiştir ki, Hint “Bu güne kadar
yeryüzünde, senin meclisinin zelil olmasından daha sevimli bir şey bana yoktu. Fakat bu gün,
benim için yeryüzünde, senin meclisinden daha şerefli bir yer bana yoktur” demiştir. 180.
Kötülüğü iyilikle karşılamak, dostlukların kurulmasında, sevgi ve saygının yerleşmesinde ve
gelişmesinde büyük önem taşımaktadır. Kur’ân, böyle bir uygulama ile düşmanların bile
dostluğunu elde etmenin mümkün olduğunu bildirmiştir.
2. Affetmeyle İlgili Âyetler
من بعد ما تبين لهم الحق ود كثير من اهل الكتاب لو يردونكم من بعد ايمانكم كفارا حسدا من عند انفسهم
بامره على كل ش ء قدير فاعفوا واصفحوا حتهى ياتى الله ان الله“Kitap ehlinden birçoğu, hak kendilerine belirdikten sonra dahi, içlerindeki kıskançlıktan
ötürü sizi, imanınızdan sonra küfre döndürmek isterler. Siz şimdilik, Allah onlar hakkındaki
emrini getirinceye kadar affedin, hoşgörün. Şüphesiz Allah, gücü her şeye hakkıyla
yetendir.”181
يحب اء والكاظمين الغيظ والعافين عن الناس والله ر اء والض المحسنين الذين ينفقون فى السر“Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları
affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.”182
ا قديرا كان عفوا فوه او تعفوا عن سوء فان الله ان تبدوا خيرا او ت
176 Bkz. Mevlânâ Şiblî, a. g. e. , II, 346-347; Muhammed Hudarî, Nûru’l-Yakîn fî Sîrati’l-Murselîn, yy, ts. s. 249. 177 Bkz. Buharî, Meğâzî, 23. 178 Muvatta, Nikah, 20/46. 179 Bkz. Mevlânâ Şiblî, a. g. e. , II, 112. 180 Buharî, Menâkıbü'l-Ensâr, 23. 181 Bakara, 2/109. 182 Âl-i İmrân, 3/134.
175
“Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok
affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”183
فون الكلم عن مواضعه ونس روا به فبما نقضهم ميثاقهم لعناهم وجعلنا قلوبهم قاسي يحر ا ذك وا حظاا مم
يحب المحسنين ول تزال منهم ال قليل منهم فاعف عنهم واصفح ان الله تطلع على خائن“İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lânetledik, kalplerini de kaskatı
kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından
çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden
pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme.
Çünkü Allah, iyilik yapanları sever. 184
خذ العفو وامر بالعرف واعرض عن الجاهلين “Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir.”185
ان يؤتوا اولى القربى والمساكين وليعفوا ول ياتل اولوا الفضل منكم والسع والمهاجرين فى سبيل الله
غفور رحيم لكم والله وليصفحوا ال تحبون ان يغفر الله“İçinizden varlık ve servet sahibi kimseler yakınlarına, düşkünlere ve Allah yolunda hicret
edenlere (kendi mallarından bir şey) vermeyeceklerine yemin etmesinler. Onlar affetsinler,
vazgeçip iyi muamelede bulunsunlar. Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz? Allah, çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.”186
سيئ مثلها فمن عفا انه ل يحب الظالمين وجزٶا سيئ واصلح فاجره على الله“Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve
arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zâlimleri sevmez.”187
عنهم وقل سلم فسوف يعلمون فاصفح “Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler.”188
ا لكم فاحذروهم وان تعفوا وتص فحوايا ايها الذين امنوا ان من ازواجكم واولدكم عدوا وتغفروا فان الله
غفور رحيم “Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olabilecekler vardır.
Onlardan sakının. Ama affeder, hoş görüp vazgeçer ve bağışlarsanız şüphe yok ki Allah çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.”189
7. 4. Okuma Parçası: İbn Mücâhid (ابن مجاهد)190 Ebu Bekr Ahmed b. Musa b. el-Abbas b. Mücahid et-Temîmî (ö. 324/936) Kıraat alimi.
Rebiülahir 245'te (Temmuz 859) Bağdat'ta Sûkulataş mahallesinde doğdu, bu mahalleye
nisbetle Ataşi diye de anılır. Hayatını Bağdat'ta geçirdiği anlaşılan İbn Mücahid, Ebü'z-Za'ra
Abdurrahman b. Abdûs'tan Kur'an ve kıraat dersleri aldı ve bu zattan arz yoluyla Nafi' b.
Abdurrahman'ın kıraati için yaklaşık yirmi; Ebû Amr b. Alâ, Hamza b. Habib ve Ali b. Hamza
el-Kisai kıraatleri için de birkaç hatim indirdi (Kitabü 's-Seb'a, s. 88. 98. 99; Zehebî.
Ma'rifetü'l-kurra', I. 468). Ayrıca kıraat ilmini Yahya b. Mübarek el-Yezidi'nin talebesi Ebû
Eyyûb el-Hayyat'tan tahsil etmiş olan Abdullah b. Kesir el-Müeddib ve Halef b. Hişam'ın ravisi
idris b. Abdülkerîm'den bu alanda istifade etti. 279 (893) yılında hac maksadıyla gittiği
Mekke'de birkaç gün Kunbül'ün evinde kalarak ondan Ebû Ma'bed İbn Kesir'in kıraatini
öğrendi (Kitabü's-Seb'a, s. 92; Zehebî, Ma'rifetü'l-kurra', II, 533-535). İbn Mücahid'in hadis
183 Nsâ, 4/149. 184 Mâide, 5/13. 185 A’raf, 7/199 186 Nûr, 24/22. 187 Şûra, 42/40. 188 Zuhruf, 43/89. 189 Teğâbun, 64/14. 190 Tayyar Altıkulaç tarafından hazırlanarak Diyanet İslam Ansiklopedisinde (DİA, XX, 214-215) “İbn Mücâhid”
maddesi olarak yayımlanan bu çalışma, tarafımızdan düzenlenerek buraya alınmıştır.
176
hocaları arasında Sa'dan b. Nasr, Ahmed b. Mansûr er-Remadî, Muhammed b. İshak es-Saganî,
Mufaddal b. 214 Muhammed el-Cenedl, Muhammed b. Abdullah b. Mübarek ve Abbas b.
Muhammed ed-Dürî gibi isimler yer alır. Kendisinden kıraat konusunda pek çok talebe istifade
etmiş olup Ebû Tahir Abdülvahid b. Ebû Haşim , Salih b. İdris, Ebü'l-Ferec eş-Şenebüzi,
Abdullah b. Hüseyin es-Samerri, Dükki, Ali b. Hüseyin el-Gadairi bunlardan bazılarıdır. İbnü'l-
Ahrem ed-Dımaşki. Bağdat'a gittiğinde İbn Mücahid'in kıraat halkasının 300 kadar talebeden
oluştuğunu gördüğünü zikretmiştir. Ömer b. Şahin, Darekutni, Ebü Müslim Ahmed b.
Muhammed el-Katib gibi şahsiyetler ise ondan hadis rivayet ettiler. Dindarlığı ve güzel ahlakı
ile tanınan İbn Mücahid 20 Şaban 324'te (13 Temmuz 936) vefat etti ve evinin bahçesine
defnedildi. İbnün-Nedim ölüm tarihini şaban ayının son gecesi olarak zikretmiştir.
Hatîb el-Bağdadi ile Zehebî'nin sika diye söz ettiği ve Sa'leb Ahmed b. Yahya en-Nahvî'nin
kendi zamanında Allah'ın kitabını İbn Mücahid'den daha iyi bilen bir kimsenin kalmadığını
söyleyerek övdüğü İbn Mücahid'in kıraat ilmine yaptığı en önemli katkı, meşhur ve
mütevatir kabul edilen kıraatleri konunun otoritelerini ikna edecek kurra seçimiyle (Nafi‘
b. Abdurrahman. Ebû Amr b. Ala, Abdullah b. Amir, Abdullah b. Keslr, Asım b.
Behdele, Hamza b. Hablb. Ali b. Hamza el-Kisaî) Kitabü's-Seb'a fi’l-Kırâât adlı eserinde
bir araya getirmiş olmasıdır. İbn Mücahid'den önce içlerinde bu yedi kurranın da yer aldığı
daha çok sayıda imamın kıraati Ebu Ubeyd Kasım b. Sellam ve İbn Cerir et-Taberî gibi
müellifler tarafından bir araya getirilmişse de (İbnü'I-Cezerî, en-Neşr, I, 33-34) bunlardan
hiçbiri onun eseri kadar kabul görmemiş. gelecek nesillerde yayılma şansı bulamamıştır. Bu
eseriyle İbn Mücahid meşhur yedi kıraati ilk defa bir araya getirmiş. "Kur'an yedi harf üzere
nazil oldu. " mealindeki hadiste "yedi harf"le yedi kıraat kavramı arasında karışıklığa yol açtığı
ileri sürülerek bazı alimler tarafından eleştirilmiş olsa bile (İbnü'l-Cezerî, en-Neşr, I, 36, 39),
"yediyi yedi yapan müellif" olarak literatürde yerini almıştır. İbn Mücahid eserine aldığı yedi
kurradan bazıları sebebiyle de tenkit edilmiş ve mesela İbn Amir'in yerine A'meş'i (Ebû Şame,
s. 162). Hamza b. Habib yerine Ya'küb el-Hadrami'yi (İbnü'l-Cezerî, en-Neşr, I. 39) tercih
etmesinin daha doğru olacağı ileri sürülmüştür. Ancak eserin şöhreti günümüze kadar ulaşmış.
sahih ve mütevatir kabul edilen yedi kıraatin ilk kaynağı olma vasfını korumuştur. Eserin üne
kavuşmasında, hadiste geçen "yedi" sayısı ile İbn Mücahid'in bu seçimindeki sayının aynı
olmasının da tesiri bulunduğunu düşünmek mümkündür (bk el-Ahrufü's-Seb'a). İbn Mücahid'in
kitabına aldığı kurra sayısını belirlerken muteber kıraatlerin bunlardan ibaret olduğuna inandığı
ve hadiste geçen "yedi harf"le yedi kıraat arasında aynilik iddiasında bulunduğu şeklindeki
anlayış doğru olmadığı gibi Watt'ın, "İbn Mücahid. bir hadise dayanarak her biri aynı derecede
muteber yedi kıraatin bulunduğu görüşünü ortaya attı " (İslam Düşüncesinin Teşekkül Devri, s.
328) sözünün de bir mesnedi yoktur.
İbn Mücahid ayrıca şaz sayılan kıraatleri okuyanlarla mücadele ederek onları bu
tutumlarından vazgeçirmeye çalışmış. konuyu siyasi otoritenin müdahalesini sağlayacak
noktaya kadar taşıyarak İbn Şenebûz ve İbn Miksem el-Attar gibi Abdullah b. Mes'ud, Übey b.
Ka'b ve diğer bazı sahabilerden rivayet edilen şaz kıraatleri icra eden kurranın engellenmesini
sağlamıştır (Ebu Şame. s. 186 vd. ; Zehebî, Ma'rifetü 'l-Kurra', ll, 549 vd. , 589 vd.)
Eserleri. 1. Kitabü's-Seb‘a. Kitabü's-Seb‘a fi'l-Kırâât adıyla ve Şevki Dayf’ın tahkikiyle
neşredilmiştir (Kahire 1972, 1980).
2. İhtilâfu Kurrâi’l-Emsâr. Bir nüshasının Dublin'de (Chester Beatty Library, nr. 4930)
bulunduğu belirtilmektedir (Sezgin, I, 14). Ahmed Pâketçî, bu eserin bir önceki kitabın bir
bölümü olduğunu söylemişse de bu görüşün hemen ardından zikrettiği kaynakta buna dair bir
açıklık bulunmamakta, adı geçen kütüphane katalogunda ise eserin başka bir nüshasın n mevcut
olmadığı kaydedilmektedir (Arberry, VI, 146ı.
3. Kitâbü'ş-Şevâz fi’l-Kırâât. İbn Cinni, el-Muhteseb fi tebyini vücuhi şevazzi’l-kırâât ve’l-
izâhı ‘anhâ adlı eserinde (nşr. Ali en-Necdî Nasıf- Abdülfettah İsmail Şelebî, Kahire 1386/1
966) bu kitaptan alıntılar yapmıştır.
177
İbn Mücahid'in kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: el-Kıra'atü'lkebir, el-
Kıra'atü'ş-Sagir, Kitabü'l-Yâ’ât, Kitâbü'l-Ha'at, Kıra'atü Ebi 'Amr, Kıra'atü İbn Kesir, Kıra'atü
'Asım, Kıra'atü Nâfi', Kıra'atü Hamza, Kıra'atü'l-Kisa'î, Kıra'atü İbn 'Amir, Kıra'atü'n-nebi,
İnfiradü'l-Kurrâi’s-Seb'a, Kıra'atü 'Ali b. Ebi Tâlib, İhtilâfu’l-Kırâât ve tasrîfu vücuhiha
(İbnü'n-Nedîm, s. 154; İbn Hayr, s. 23-24).
178
Uygulama Soruları
1. Hz. Peygamber çok sevdiği amcasını şehid eden … … affetmiştir. Boşluğa gelecek isim
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ebû Süfyan
B) Hind
C) Vahşi
D) Ebû Cehil
E) İkrime
2. Yusuf Sûresindeki تامنا kelimesi genellikle aşağıdaki usullerden hangisiyle okunur?
A) İdğam
B) İbdal
C) Teshil
D) İşmam
E) Revm
3. Birinin işlediği suçtan, günahtan veya kabahatten el çekmek, feragat etmek veya sorumlu
tutmamak anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sahv
B) Afv
C) Safh
D) Sulh
E) Takva
179
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Nebe’ Sûresinin 2. Sayfasının (31-40. Ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Ahkâf Sûresi 15-28. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi
arttırılmıştır. Dualardan “Nişan Duası” konusu işlenmiştir.
Tecvid konusunda İmâle ve İşmâm kuralları üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü
kapsamında affetme kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise “İbn
Mücâhid” konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
180
Bölüm Soruları
وح والملئك صفاا ل .1 حمن وقال صوابايوم يقوم الر يتكلمون إل من أذن له الر ayetinden sonra aşağıdaki
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ل يسمعون فيها لغوا ول كذابا
B) قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت تراباإنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما
C) حمن ل يملكون منه خطابا رب السماوات والرض وما بينهما الر
D) ذ إلى ربه مآبا ذلك اليوم الحق فمن شاء ات
E) عناباحدائق وأ
2. ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir حدائق واعنابا
A) نت تراباإنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني ك
B) يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الـكافر ياليتني كنت انا ترابا انذرناكم عذابا قريبا
C) ذ الى ربه مابا اء ات فمن ش لك اليوم الحق
D) حدائق وأعنابا
E) وكواعب اتر ابا
3. ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir ل يسمعون فيها لغوا ول كذابا
A) اء حسابا اء من ربك عط جز
B) يداه ويقول الكافر يا ليتني كنت تراباإنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت
C) ل يسمعون فيها لغوا ول كذابا
D) حدائق وأعنابا
E) حمن ل يملكون منه خطابا رب السماوات والرض وما بينهما الر
للمتقين مفازا ان .4 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) نت تراباإنا أنذرناكم عذابا قريبا يوم ينظر المرء ما قدمت يداه ويقول الكافر يا ليتني ك
B) حدائق واعنابا
C) حمن ل يملكون منه خطابا رب السماوات والرض وما بينهما الر
D) ل يسمعون فيها لغوا ول كذابا
E) اء حسابا اء من ربك عط جز
حم .5 ن ل رب السموات والرض وما بينهما الر يملكون منه خطابا ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden
hangisi gelmektedir?
E) حمن ل يملكون منه خطابا رب السماوات والرض وما بينهما الر
D) حدائق وأعنابا
D) ول كذابال يسمعون فيها لغوا
E) وكواعب اترابا
E) ل ا وح والملئك صفا وح والملئك صف يوم يقوم الر حمن وقال صوابا يوم يقوم الر ل يتكلمون ال من اذن له الر
ا يتكلمون ا
ال من اذن حمن وقال صوابا له الر
6. Hûd Sûresindeki مجريها kelimesinde aşağıdaki tecvid kurallarından hangisi vardır?
A) Teshil
B) İbdal
C) İşmam
D) Sekte
E) İmale
?ayet-i kerimesinin meali aşağıdakilerden hangisidir خذ العفو وامر بالعرف واعرض عن الجاهلين .7
A) Siz şimdilik, Allah onlar hakkındaki emrini getirinceye kadar affedin, hoşgörün
B) Allah’ın sizi bağışlamasını arzu etmez misiniz?
181
C) Yine de sen onları affet ve aldırış etme
D) Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir
E) Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de.
?kelimesi hangi anlama gelmektedir فاصفح ayetindeki فاصفح عنهم وقل سلم فسوف يعلمون .8
A) İyi davran
B) Cömert ol
C) İhsan et
D) Takvalı ol
E) hoş gör
?ayetinin anlamı aşağıdakilerden hangisidir فاصفح عنهم وقل سلم فسوف يعلمون .9
A) Şimdilik sen onları hoş gör ve “size selâm olsun” de. Yakında bilecekler
B) Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler,
insanları affedenlerdir
C) Sen af yolunu tut, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir
D) Ama kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir
E) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen
onları affet ve aldırış etme
10. Aşağıdaki eserlerden hangisi İbn Mücahid’e aittir?
A) İhtilâfu Kurrâi’l-Emsâr
B) Ma'rifetü'l-kurra'
C) Müfredâtü Elfâzi’l-Kur’ân
D) Muhtaru’s-Sıhah
E) En-Neşr
182
Cevaplar
1) d, 2) e, 3) a, 4) b, 5) e, 6) e, 7) d, 8) e, 9) a, 10) a
183
8. SECDE AYETLERİ
184
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsîn Sûresinin 1. sayfası (1-12. ayetler) tahkik
usulüyle ezberden, akabinde ise Ahkâf Sûresi 29-35. ve Muhammed Sûresi 1-11.
ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Secde Ayetleri” kuralı üzerinde durulacaktır. Kur’an
kültürü kapsamında “Ahkâm” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır.
Okuma parçasında ise “Kur’ân-ı Kerim’in Hatim Edilmesi” konusuyla ilgili bilgi
verilecektir.
185
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Hanefi mezhebine göre Kur’an-ı Kerim’de kaç tane secde ayeti vardır?
2. Hanefi mezhebinde bu günkü sıralamaya göre Kur’an-ı Kerim’deki ilk
secde ayeti hangi sûrede yer almaktadır?
3. Hanefi mezhebinde bu günkü sıralamaya göre Kur’an-ı Kerim’deki
son secde ayeti hangi sûrede yer almaktadır?
186
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Secde Ayetleri
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsîn Sûresinin 1. sayfasını
(1-12. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Ahkâf Sûresi 29-35. ve
Muhammed Sûresi 1-11. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Secde Ayetleri uygulamaları
hakkında bilgi edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
ahkâm konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Kur’ân-ı Kerim’in Hatim
Edilmesi” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
187
Anahtar Kavramlar
Secde ayetleri
Hakeme
Elhukmü bi’ş-şeyi
Ahkâm
Hâkim
Tehâkeme - tehâküm
Hukkâm
Hıfz ve ezberleme
Ta’lim ve Tashîh-i Hurûf
Kıraat-ı Seb’a
Kıraat-ı Aşere
Kıraatte Takrib
188
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
189
8. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
8. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 1. Sayfa Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn Sûresinin 1. sayfasında yer alan 1-12.
ayetler, tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
على صراط ﴾3لمن المرسلين ﴿ انك ﴾2والقران الحكيم ﴿ ﴾1﴿ يس
حيم ﴿ ﴾4﴿ مستقيم هم فهم غافلون ﴾5تنزيل العزيز الر ا انذر ابا لتنذر قوما م
ي اعناقهم ﴾7على اكثرهم فهم ل يؤمنون ﴿لقد حق القول ﴾6﴿ انا جعلنا ف
وجعلنا من بين ايديهم سداا ومن ﴾8اغلل فهي الى الذقان فهم مقمحون ﴿
اء عليهم ءانذرتهم ام لم ﴾9خلفهم سداا فاغشيناهم فهم ل يبصرون ﴿ وسو
حمن بالغيب ﴾10تنذرهم ل يؤمنون ﴿ كر وخشي الر انما تنذر من اتبع الذ
ره بمغفرة واجر كريم ﴿ دموا انا نحن نحـي الموتى ونكتب ما ق ﴾11فبش
ي امام مبين ﴾12﴿ واثارهم وكل شيء احصيناه ف
(36) Yâsîn Sûresi 1. Sayfa (1-12. Ayetler) Yâsîn Sûresi, Mekke döneminde inmiştir. 83 ayettir. Sûre, adını ilk ayeti oluşturan “Yâ-Sîn”
harflerinden almıştır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber’i
yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve
kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Yâ Sîn. 1 2, 3, 4. (Ey Muhammed!) Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, sen elbette
dosdoğru bir yol üzere (peygamber) gönderilenlerdensin.
5, 6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olan bir kavmi uyarman için
mutlak güç sahibi, çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir.
7. Andolsun, onların çoğu üzerine o söz (azap) hak olmuştur. Artık onlar iman etmezler.
8. Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu
sebeple kafaları yukarıya kalkık durumdadır.
9. Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık
görmezler.
10. Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, inanmazlar.
190
11. Sen ancak Zikr’e (Kur’an’a) uyanı ve görmediği hâlde Rahmân’dan korkan kimseyi
uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdele.
12. Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini
yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.
8. 1. 2. Yüzünden Okuma: Ahkâf Sûresi 29-35. ve Muhammed Sûresi 1-11.
Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 35 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 46. sırasındaki
Ahkâf Sûresinin son 29-35. ayetleri; yine Medine’de nazil olan ve 38 ayetten müteşekkil
Kur’ân-ı Kerim’in 47. sırasındaki Muhammed Sûresinin ilk 1-11. ayetleri tahkik/tedvir/hadr
usullerinden birine göre yüzünden okunacaktır.
﴾ سورة الحقاف 46﴿
﷽
ا حضروه قالوا واذ صرفنا اليك نفرا من الجن يستمعون القران فلم
ا قضي ولوا الى قومهم منذرين ﴿ ﴾ قالوا يا قومنا انا سمعنا 29انصتوا فلم
ي الى الحق والى طريق كتابا انزل من بعد موسى مص قا لما بين يديه يهد د
وامنوا به يغفر لكم من ذنوبكم 30مستقيم ﴿ ﴾ يا قومنا اجيبوا داعي الله
فلي 31ويجركم من عذاب اليم ﴿ س بمعجز في ﴾ ومن ل يجب داعي الله
﴾ اولم يروا ان 32الرض وليس له من دونه اولياء اولئك في ضلل مبين ﴿
لقهن بقادر على ان يحيي الذي خلق السموات والرض ولم يعي ب الله
﴾ ويوم يعرض الذين كفروا على 33انه على كل شيء قدير ﴿الموتى بلى
قالوا بلى وربنا قال فذوقوا العذاب بما كنتم تكفرون النار اليس هذا بالحق
سل ول تستعجل لهم كانهم يوم ﴾ فاصبر كما صبر اولوا العزم من الر 34﴿
فهل يهلك ال القوم وا ال ساع من نهار بلغ يرون ما يوعدون لم يلبث
﴾ 35الفاسقون ﴿
د 47﴿ ﴾ سورة محم
﷽
اضل اعمالهم ﴿ ﴾ والذين امنوا 1الذين كـفروا وصدوا عن سبيل الله
د وهو الحق من ربهم كفر ل على محم الحات وامنوا بما نز وعملوا الص
191
لك بان الذين كفروا اتبعوا الباطل وان ﴾ ذ 2عنهم سيـاتهم واصلح بالهم ﴿
للناس امثالهم ﴿ ﴾ فاذا 3الذين امنوا اتبعوا الحق من ربهم كذلك يضرب الله
نتم قاب حتهى اذا اث ا لقيتم الذين كفروا فضرب الر ا منا وهم فشدوا الوثاق فام
لنتصر اء الله ولو يش ذلك ا فداء حتهى تضع الحرب اوزارها بعد وام
فلن ي ا بعضكم ببعض والذين قتلوا في سبيل الله ضل منهم ولكن ليبلو
فها لهم ﴿5﴾ سيهديهم ويصلح بالهم ﴿4اعمالهم ﴿ عر ﴾ يا 6﴾ ويدخلهم الجن
ينصركم ويثبت اقدامكم ﴿ ﴾ والذين كفروا 7ايها الذين امنوا ان تنصروا الله
فاحبط اعمالهم 8ضل اعمالهم ﴿فتعسا لهم وا ا انزل الله ﴾ ذلك بانهم كرهوا م
ر 9﴿ ﴾ افلم يسيروا في الرض فينظروا كيف كان عاقب الذين من قبلهم دم
عليهم وللكافرين امثالها مولى الذين ا 10﴿ الله منوا وان ﴾ ذلك بان الله
﴾ 11الكافرين ل مولى لهم ﴿
8. 2. Tecvid: Secde Ayetleri S. c. d. kökünün Arap dilindeki temel anlamı alçak ve basık olmak, boyun eğmektir. Terim
olarak saygı ve ibadet amacıyla insanın alnını yere koyması anlamına gelmektedir. Secde bazen
Allah’a bazen de Allah dışında varlıklara da yapılabilir. Boyun eğme ve emrine girme
anlamındaki secde iki şekilde gerçekleşir: Biri isteyerek ve iradesini ortaya koyarak yapılan
secde, diğeri ise irade dışı bir şekilde gerçekleşen secdedir. İnsanın ibadet amacıyla Allah’a
secde etmesi onun isteği ve iradesiyle meydana gelirken (فاسجدوا لله واعبدوا), yerde ve gökte
yaratılmış her şeyin Allah’a boyun eğmesi şeklindeki secdeleri ise onların iradelerinin dışında
meydana gelmektedir (ولله يسجد من في الموات والرض طوعا وكرها). 191
Günümüzde mevcut Kur’an-ı Kerimlerde secde ayetlerinin yer aldığı satırların kenarlarına
“secde gülü”192 denilen süslemeli bir işaret konularak buralarda secdeye gidilmesi gerektiği
hatırlatılmaktadır. Namazda veya namaz dışında secde ayeti okunduğunda secde yapmak
Hanefilere göre farz olmayıp vacip kabul edilmiştir. Diğer mezheplerde ise secde yapmak
sünnettir. 193 “Tilâvet secdesi” denilen bu secdede namaz secdesinden farklı olarak bir defa
secdeye gidilir, üç defa “sübhâne rabbiye’l-a‘lâ” denilerek ayağa kalkılır, ayakta ise “semi‘nâ
191 İbn Fâris, Ebu’l-Hüseyin Ahmed b. Zekeriya, Mu‘cemu’l-Mekâyîs fî’l-Luğa, “s. c. d.” md. (tah. Şihâbuddîn Ebû
‘Amr), Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1994; Mîkâtî, Muhammed Bâsim - Ma‘sarânî, Muhammed Zührî - ed-Dendeşî,
Abdullah Ahmed, el-Kutûf min Luğati'l-Kur'ân Mu'cem Elfâz ve Terâkib Luğaviyye mine'l-Kur'ani'l-Kerîm,
Mektebetü Lübnan, Beyrut, 2007, s. 443-444; Ebu’l-Bekâ, Eyub b. Musa el-Kefevî, el- Külliyyât Mu‘cem fi’l-
Mustelahâti ve’l-Furûki’l-Luğaviyye, (tah. Adnan Derviş-Muhammed el-Masrî), Müessesetü’r-Risâle, Beyrut,
2011, s. 431. 192 Arseven, Celal Esad, Sanat Ansiklopedisi, IV, 1774; Pakalın, Mehmet Zeki, Osmanlı Tarihi Deyimler ve
Terimler Sözlüğü,İstanbul, 1971, III, 136; Çetin, Kur’an Okuma Esasları, s. 399. 193 Çetin, Kur’an Okuma Esasları, s. 406. Başka bir değerlendirmede ise şöyle denilmiştir: Secde yapmak Ârâf,
Nahl, İsrâ, Râ‘d, Meryem, Hacc ve Sâd Sûrelerinde farz; Furkân, Secde ve Fussilet Sûrelerinde vacip; Neml,
Necm, İnşikâk ve ‘Alak Sûrelerinde ise sünnettir (Karaçam, Kur’ân-ı Kerim’in Faziletleri, s. 375).
192
ve eta‘nâ ğufrâneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr” denilerek secde tamamlanmış olur. Özellikle
hatimle kılınan teravih namazlarında secde ayetinden sonra imam secdeye gider, secdeden
sonra ayağa kalkarak aynı rekaat içerisinde kaldığı yerden tilavete devam ederek rekaatı
tamamlar. Cehri kılınan vakit namazlarında ise imamlar, genelde secde ayetlerini zamm-ı
Sûrenin son ayeti olarak okuduklarından secde ayeti için ayrıca ilave bir secde yapmazlar.
Hanefî mezhebine göre on dört194 yerde bulanan secde ayetleri şunlardır:
1. A‘râf, 70/206:
يسجدون إن الذين عند ربك ل يستكبرون عن عبادته ويسبحونه وله
2. Ra‘d, 12/15:
من في السماوات والرض طوعا وكرها وظللهم بالغدو والصال يسجد ولل
3. Nahl, 16/49:
والملئك يسجد ولل وهم ل يستكبرون ما في السماوات وما في الرض من داب Bazı kaynaklarda bu sûredeki secde ayetinin Nahl, 16/50. ayet oludğu ifade edilmektedir.
4. İsrâ, 17/107:
ون ل ر دالذقان قل آمنوا به أو ل تؤمنوا إن الذين أوتوا العلم من قبله إذا يتلى عليهم ي سج Bazı tecvid kitaplarında bu sûredeki secde ayetinin İsrâ, 17/109. ayet oludğu ifade
edilmektedir. 195
5. Meryem, 19/58:
ن حملنا مع نوح وم آدم ومم ي عليهم من النبيين من ذر ذين أنعم الل إبراهيم وإسر أولئك ال ي ائيل ن ذر
وا حمن خر ن هدينا واجتبينا إذا تتلى عليهم آيات الر داس ومم وبكياا ج
6. Hacc, 22/18:
جر له من في السماوات ومن في الرض والشمس والقمر والنجوم والجبال والش يسجد ألم تر أن الل
يفعل ما يش والدواب وكثير من الناس وكثير حق عليه العذاب فما له من مكرم إن الل اء ومن يهن الل
Şafii, Maliki ve Hanbelilelere göre bu sûrenin Hacc, 22/77. ayeti de secde ayetidir:196 يا أيها
ير لعلكم تفلحون الذين آمنوا اركعوا واسجدوا واعبدوا ربكم وافعلوا ال Ancak Hanefîler bu ayetin secde ayeti olmadığını Ubeyy b. Ka‘b’dan rivayet ettikleri başka
bir hadise dayandırırlar. 197
7. Furkân, 25/60:
حمن أنسجد لما تأمرنا وزادهم نفورا اسجدواوإذا قيل لهم حمن قالوا وما الر للر
8. Neml, 27/25:
فون وما تعلنون يسجدواأل بء في السماوات والرض ويعلم ما ت رج ال الذي ي لل
194 Şafii ve Hanbelilere göre secde ayetleri on dörttür. Hanefilerin aksine Sâd sûresinde secde ayeti olmadığını,
Hacc sûresinde ise iki ayrı secde ayetinin bulunduğunu kabul ederler. Malikilere göre secde ayetlerinin sayısı
on birdir. Hanefilerden farklı olarak Necm, İnşikâk ve ‘Alak Sûrelerinde secde ayeti olmadığını söylerler.
Şiiler ise sadece Secde, Fussilet, Necm ve ‘Alak Sûrelerinde secde etmenin vacip olduğunu söylerler Çetin,
Abdurrahman, Kur’an Okuma Esasları, s. 400-401). 195 Karaçam, Kur’ân-ı Kerim’in Faziletleri, s. 370. 196 Ebû Dâvûd, Sünen, Sucûdu’l-Kur’ân, 1; İmam Malik, Muvatta, Kitâbu’l-Kur’ân, 13-14; Karaçam, Kur’ân-ı
Kerim’in Faziletleri, s. 371; Çetin, Abdurrahman, Kur’an Okuma Esasları, s. 403. 197 Karaçam, Kur’ân-ı Kerim’in Faziletleri, s. 371 (Kâsânî, Alâuddîn Ebû Bekr b. Mesûd, Bedâi‘u’s-Senâi‘ fî
Tertîbi’ş-Şerâi‘, Mısır, 1327, I, 193’ten nakil).
193
9. Secde, 32/15:
وا إن روا بها خر داما يؤمن بآياتنا الذين إذا ذك وسبحوا بحمد ربهم وهم ل يستكبرون سج
10. Sâd, 38/24:
لطاء ليبغي بعضهم على بع الذين آمنوا ض إل قال لقد ظلمك بسؤال نعجتك إلى نعاجه وإن كثيرا من ال
الحات وقليل ما هم وظن داوود أنما فتناه فاستغفر ربه وأناب وخر راكعا وعملوا الص
11. Fussilet, 41/37:
الذي خلقهن واسجدوا ومن آياته الليل والنهار والشمس والقمر ل تسجدوا للشمس ول للقمر إن كنتم لل
إياه تعبدون Hanbelîler bir sonraki ayetin (Fussilet, 41/38) secde ayeti olduğunu söylerler. 198
12. Necm, 53/62:
واعبدوا فاسجدوا لل
13. İnşikâk, 84/21:
يسجدون وإذا قرئ عليهم القرآن ل
14. ‘Alâk, 96/19:
واقترب واسجد كل ل تطعه Mâlikî mezhebi dışındaki mezheplere göre secde ayetidir.
8. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Ahkâm İslam dini, ibadetler, ahlak, itikat, muâmelat konularını içeren bir bütündür. Hem inancı,
hem ibadetleri, hem ahlakı hem de toplumda insanlar arası ilişkileri düzenler. Öncelikle bireyin
sorumluluğunu, Allah’a, insanlara, topluma ve diğer canlılara olan ilişkilerini ele alır ve
bunlarla ilgili hükümler koyar. Kur’ân’da, insanın kendisini yaratmış olan Allah’a karşı temel
tutumunu çeşitli cepheleriyle tasvir eden kavramlar, İslam toplumuna mensup olup bu topluluk
içerisinde yaşayan bireyler arasındaki ahlâkî ilişkileri tanzim eden hüküm ve kaideler,
gayrimüslimlere karşı izlenecek usûl ve ilkeler mevcuttur. Kur’ân, gerek birey, gerek insanlar
arasındaki ilişkiler, gerek topluma ait hükümler konusunda teferruata dalmaz. Bunların
ayrıntılarını ve açıklamasını Hz. Peygamber’in sünnetinden aramamız ve bulmamız
gerekmektedir. Bu yüzden burada sadece bazı âyetlerin anlamları verilerek bir hatırlatma ile
iktifa edilecektir. Bununla, bir Müslüman’ın özellikle din hizmetlerinde bulunan din
görevlilerinin ve günüllülerinin, hiç olmazsa Kur’ân kültürü kapsamında genel olarak bazı
konularda hüküm içeren birkaç âyeti bilmeleri amaçlanmıştır.
Kur’ân, itikadî, ahlâkî ve amelî nizam inşa ederek insanları bu üç alanda terbiye etmeyi
hedeflemiş ve bu çerçevede önemli hükümler koymuştur. Aslında bu üç alan, birbirini
tamamlayan ve insanının sorumluluğunun hudutlarını belirleyen ilkelerden oluşur. Bu üç saç
ayağı olmadan insanın varlık sebebini anlaması ve kemale ermesi zordur.
Bu amaçla Kur’ân, ibadet hükümleri, aile ve miras hukuku, borçlar hukuku, ceza hukuku,
usûl hukuku, anayasa hukuku, iktisâdî ve mali hukuk, devletler hukuku gibi alanlarda hükümler
getirmiştir. 199 Bu mütalaalardan sonra hüküm ve ahkâm konusuna geçebiliriz.
198 Çetin, Abdurrahman, Kur’an Okuma Esasları, s. 405. 199 Mevlüt Güngör, Kur’ân Tefsirinde Fıkhi Tefsir Hareketi ve İlk Fıkhi Tefsir, İstanbul, 1996, s. 18-20.
194
1. Hüküm-Ahkâm Hakeme fiili, ıslah etmek, düzeltmek maksadıyla men etmek, engellemek” anlamlarına
gelir. Atı yönlendirmek için ağzına taklan demir araç (el-licâmü: gem) “hakemetü’t-dâbbetü,
şeklinde isimlendirilmiştir. Elhukmü bi’ş-şeyi: Bir başkasını yükümlülük altına soksun ya da
sokmasın, bir şeyin şöyle olduğuna veya olmadığına hükmetmek demektir. 200
Hüküm, görüş, rey değerlendirme, karar; hüküm, yargı, kanun, yargılama, nizam, emir,
kural, basiretlilik, hâkimlik, yargıçlık, yetki, güç, otorite, hükümet anlamlarına gelir. Çoğulu
“ahkâm” gelir. Ahkâm, emirler, kanunlar, kurallar, prensipler manasını içerir. Hüküm, kaza
manasına isimdir. Şu nesne şöyledir diye imza eylemek demektir. İnsanlar arasında hüküm
veren kimseye hâkim denir, çoğulu “hukkâm” gelir. El-hakemü; insanlar arasında hüküm
verme işinin mütehassısı olan anlamındadır. Tehâkeme- tehâküm kelimeleri, biri ile
muhakemeli olmak, yargıç önüne çıkmak, hâkime, mahkemeye başvurmak, tehakkeme-
tahkîm, hakem yapmak, hakem tayin etmek, hikmet, ilim ve amel ile hakka isabet etme,
ulaşma, hakîm, hikmet sahibi, âlim, bilgin manalarına gelir. 201
Hakeme kelimesi, Kur’ân’da türevleri ile birlikte 210 yerde geçmektedir. Genelde bu
âyetlerde geçen ve hakeme kökünden türeyen kelimeler, hüküm, hikmet, muhkem,
muhâkemeleşmek, hükmetmek, hakem tayin etmek, insanlar arasında hüküm vermek,
sağlamlaştırmak anlamlarına gelir. 202
Ahkâma dair âyetleri tefsir eden müfessirler, ibadet ve muamelât konularını merkeze alarak
tefsirlerini yapmışlardır. Bu tefsirlerde genel olarak 500-1000 arasındaki ahkâm âyeti, tefsir
edilmiştir. 203
Kaynaklarda ahkâm âyetlerinin sayıları hakkında bir söz birliği yoktur. Bazı âyetler, bir
kısım âlimlere göre sarih ahkâm âyeti sayılıp bazılarına göre sayımlamadığından bu rakam, 50
ilâ 1080 arasında değişmektedir. 80-100, 150-200 diyenler dolduğu gibi 330 diyenlerde vardır.
Bazıları da ahkâm âyetlerinin bir sayı ile sınırlandırılmasının mümkün olmadığın
söylemişlerdir. Çünkü bu sayı kişinin ilminin genişliği ve görüşünün derinliğine göre
değişebilir. Bu bakımdan ahkâm âyetlerinin kesin bir sayı ile kayıtlanmasının imkânı yoktur.
Fakat çeşitli kaynaklarda ahkâm âyetleri kaba olarak 500 rakamıyla204 ifade edilmiştir. 205
Hüküm kavramı, Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’a, peygamberlere ve diğer insanlara nisbet
edilerek kullanılır. Hüküm, özel manada devlet ve hükümetin otoritesini ifade ettiği gibi, bir
hâkimin belli bir konuda verdiği karar, iki nesne veya fikir arasında kurulan bağlantı, bir
konuya uygulanan mantıkî kaziye ve daha çok çoğul şekliyle fıkıh, nahiv ve diğer ilimlerde
kaide manalarında kullanılmış olan oldukça geniş kapsamlı bir kavramdır. İslâm dininin
getirdiği kuralların bütününe ahkâm-ı şer’iyye denilir. Ahkâm, daha geniş manada, belli bir
konu hakkında konulmuş bulunan kuralların bütününü ifade etmek için kullanılır. Belli bir
konuya dair hükümleri toplayan eserlere hatta belli bir konuyla ilgilenen ilim dallarına da ad
olmuştur. “Ahkâmü’l-vakf”, “ahkâmü’l-Kur’ân”, “ahkâmu’n-nücûm” gibi. 206
2. Hüküm Vermek, Hükmetmek ve Hakem Tayin Etmek İle Âyetler
200 İsfehânî, Müfredâtü Elfâzi’l-Kur’ân, tahkik, Safvan Adnan Dâvûdî, Dâru’ş-Şâmiyye, Beyrut, 2011, s. 248. 201 İsfehânî, a. g. e. , s. 249-250; Asım Efendi, Kamus Tercümesi, Asitane Yayınları (tıbkı basım) İstanbul, ts. III,
430431. 202 M. Fuad Abdulbaki, Mu’cemü’l-Müfehres li Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Çağrı Yayınları, İstanbul, ts. s. 212-215. 203 Ahmet Fethi Polat, Dirâyet Ağırlıklı Tefsirler, (Tefsir El Kitabı içinde), Gırafiker Yayınları, Ankara, 2012, s.
204. 204 Gazali, el-Müstesfâ fî ilmi’l-Usûl, Mısır, Bulak, 1324, II, 350; Ebû Zehrâ, İslam Hukuku Metodolojisi, tercüme,
Abdulkadir Şener, Ankara, 1973, s. 372. 205 Geniş bilgi için bkz. Güngör, Mevlüt, a. g. e. , s. 17-18. 206 Ahmet Özel, Ahkâm, DİA, İstanbul, 1988, I, 550-551.
195
بيننا وهو خير وان كان طائف منكم امنوا بالذى ارسلت به وطائف لم يؤمنوا فاصبروا حتهى يحكم الله
الحاكمين “Eğer içinizden bir kısmı benimle gönderilen gerçeğe inanmış, bir kısmı da inanmamışsa,
artık Allah aramızda hükmünü verinceye kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en
hayırlısıdır.”207
وهو خير الحاكمين واتبع ما يوحى اليك واصبر حتهى يحكم الله“ (Ey Muhammed!) Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O,
hüküm verenlerin en hayırlısıdır.”208
موك فيما شجر بينهم ثم ل يجدوا فى ا ا قضيت ويسلموا فل وربك ل يؤمنون حتهى يحك نفسهم حرجا مم
تسليما“Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp,
sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun
eğmedikçe iman etmiş olmazlar.”209
ن يتحاكموا الى الطاغوت الم تر الى الذين يزعمون انهم امنوا بما انزل اليك وما انزل من قبلك يريدون ا
ضلل بعيداوقد امروا ان يكفروا به ويريد الشيطان ان يضلهم “ (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia
edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun
önünde muhakeme olmak istiyorlar. Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.”210
ثم يتولون من بعد ذلك وما اولـئ مونك وعندهم التوري فيها حكم الله ك بالمؤمنين وكيف يحك“Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem
yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi
kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir.”211
ة ثم يقول للناس كونوا الكتاب والحكم والنبو ولـكن كونوا ما كان لبشر ان يؤتيه الله عبادا لى من دون الله
ربانين بما كنتم تعلمون الكتاب وبما كنتم تدرسون “Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın,
“Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat (şöyle öğüt verir:) “Öğretmekte
ve derinlemesine incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve
dindar kullar) olun.”212
من ش ء ان وقال يا بنى ل تدخلوا من باب واحد وادخلوا من ابواب وما اغنى عنكم من الله ق متفر
لون عليه توكلت وعليه فليتوكل المتوك الحكم ال لله“Sonra da, “Ey oğullarım! Bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah’tan
gelecek hiçbir şeyi sizden uzaklaştıramam. Hüküm ancak Allah’ındır. Ben O’na tevekkül ettim.
Tevekkül edenler de yalnız O’na tevekkül etsinler” dedi.”213
حكما لقوم يوقنون يبغون ومن احسن من الله افحكم الجاهلي“Onlar hâlâ cahiliye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Kesin olarak inanacak bir toplum
için, kimin hükmü Allah’ınkinden daha güzeldir?”214
ل والذين اتيناهم الك ابتغى حكما وهو الذى انزل اليكم الكتاب مفص ل من تاب افغير الله يعلمون انه منز
ربك بالحق فل تكونن من الممترين
207 A’raf, 7/87. 208 Yûnus, 10/109. 209 Nisâ, 4/65. 210 Nisâ, 4/60. 211 Mâide, 5/43. 212 ÂIl-i İmrân, 3/79. 213 Yûsuf, 12/67. 214 Mâide, 5/50.
196
“Size Kitab’ı (Kur’an’ı) hak olarak indiren O iken ben Allah’tan başka bir hakem mi
arayacağım?” (de). Kendilerine kitap verdiklerimiz de onun, Rabbin katından hak olarak
indirilmiş olduğunu bilirler. O hâlde, sakın şüphecilerden olma.”215
ثم وانتم تعلمون ول تاكلوا اموالكم بينكم بالباطل وتدلوا بها الى الحكام لتاكلوا فريقا من اموال الناس بال“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını
bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.”216
باحكم الحاكمين اليس الله“Allah, hâkimlerin Hâkimi değil midir?”217
فل ممسك لها وما يمسك فل مرسل له من بعده وهو العز ما للناس من رحم يز الحكيم يفتح الله“Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur. Neyi de
tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet
sahibidir.”218
8. 4. Okuma Parçası: Kur’ân-ı Kerim’in Hatim Edilmesi219
A. Hatim Kavramı H. t. m. kökünün Arap dilindeki temel anlamı “bir şeyin sonuna ulaşmak”tır. Bu kökün
kullanıldığı “mühürlemek” anlamı da yine temel anlamıyla ilişkilidir. Çünkü mühürleme işi
ancak bir iş bitirilip tamamlandığında ve sonuna gelindiğinde yapılır. 220
Okurken Kur’ân’ın sonuna ulaşan kişi “hatemtu’l-Kur’an”, yani “Kur’an’ın sonuna kadar
geldim, Kur’an’ı hatmettim.” der. 221
Hatim, hatm, hatma, ya da hatim inderme tabirleri222, “Kur’an-ı Kerim’i ezber veya
yüzünden, başından sonuna kadar okuma”k223 olarak tarif edilebilir. Her yıl Ramazan ayında o
ana kadar nazil olan ayetleri Rasûlullah (sav) ile Cebrail, karşılıklı olarak birbirine okuyup
mukabele ederlerdi. ‘Arza olarak bilinen bu karşılıklı okuma, daha sonraları Müslümanlar
arasında “mukabele” geleneğinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ramazan aylarında mukabele
şeklinde hatim okuma geleneği, özellikle Osmanlı topraklarında ve günümüze Türkiye’de çok
yaygın olarak sürdürülen bir adettir. 224 Yine ‘Arza’dan hareketle Ramazan aylarında teravih
namazlarının hatimle kılınması da, İslam dünyasında yaygın bir uygulamadır.
Hatim yapmak her ne kadar Kur’an’ı Kerim’i Fatiha’dan Nass Sûresine kadar baştan sona
okuyup bitirmeyi ifade etse de; Peygamber Efendimiz’in (sav) bizzat uygulamalarından da
anlaşılacağı gibi hatmi bitirirken Nass’tan sonra yeni bir hatme başlama azmini ortaya koyma
215 En’âm, 6/114. 216 Bakara, 2/188. 217 Tîn, 95/8. 218 Fâtır, 35/2. 219 Çimen, Abdullah Emin, Kur’an: Metin Özellikleri ve Okuma Prensipleri, Sayfa Dijital Baskı, İstanbul, 2013, s.
40-45 220 İbn Fâris, Mu‘cemu’l-Mekâyîs, s. 342. “Allah kalbini mühürledi.” sözü “Allah onun kalbini anlayamaz hale
getirdi.” şeklinde de anlaşılmıştır (Ebu’l-Bakâ, Eyüb b. Musa el-Kefevî, el-Külliyyât Mu‘cemun fi’l-
Mustalahâti ve’l-Furûki’l-Luğaviyye, (tah. Adnan Derviş – Muhammed el-Masrî), Müessesetü’r-Risâle,
Dımaşk, 2011, s. 359; Mîkâtî, Muhammed Bâsim – Mi‘sarânî, Muhammed Züheyr – ed-Dendeşî, Abdullah
Ahmed, el-Kutûf min Luğati’l-Kur’ân Mu‘cemu Elfâz ve Terâkîb Luğaviyye mine’l-Kur’âni’l-Kerîm,
Mektebetü Lübnan, Beyrut, 2007, s. 258). 221 Taberî, Câmi‘ü’l-Beyân, XXX, 107; İsfehânî, Râğıb, el-Müfredât fî Ğarîbi’l-Kur’ân, Dâru Kahraman, İstanbul,
1986, s. 205; İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, XII, 164; Münâvî, Abdurrauf, et-Tevkîf ‘alâ Mühimmâti’t-Te‘ârîf,
(tah. Muhammed Rıdvan ed-Dâye), Beyrut, 1410, s. 308; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr Şerhu Câmi‘u’s-Sağîr, el-
Mektebetü’t-Ticâriyye el-Kübrâ, Mısır, ts. , I, 333; İbrahim, Mahammed İsmail, Mu‘cemu’l-Elfâzi ve’l-
A‘lâmi’l-Kur’âniyye, Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, Kahire, ts. , s. 147. 222 Okiç, Kur’ân-ı Kerimin Üslûb ve Kırâati, s. 25. 223 Yazıcı, Nesimi, Türk Yurdu, XIX-XX, 347. 224 Encyclopedia of Islam (New Edition), Leiden, 1978, IV, 1112-1113; Yazıcı, Nesimi, Türk Yurdu, XIX-XX,
347.
197
anlamında Fatiha’nın ve Bakara Sûresinin ilk beş ayetinin de okunması, sünnet kabul
edilmiştir. 225 Bu hatim şekli “Mekke kurrâlarının” okuyuş şekli olarak bilinmektedir. 226 İmam
Beyhakî (ö. 458/1066), Fatihâ’dan Nâss’a kadar okuyup hatim ettikten sonra tekrar Kur’an’ın
başından bir miktar okumanın hatmin adabından227; Hakîm et-Tirmizî ise “Kur’an’a saygının”
gereği228 olduğunu belirtmiştir.
Konuyla ilgili hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: Rasûlullah Efendimiz (s. a. v.), “Hangi
amel Allah katında en sevimlidir?” sorusuna; “Bitiren (hatmeden) ve başlayandır.” cevabını
verdi. “Bitiren ve başlayandan maksat kimdir?” diye sorduklarında “Kur’an’ı başından sonuna
kadar okuyan, (hatmi) her bitirişinde de hemencecik yeniden okumaya başlayandır.” buyurdu. 229 Nitekim Mekk Kurrâları, Kur’an’ı hatmettiklerinde okumaya devam edip Fatiha Sûresini ve
Bakara Sûresinin ilk beş ayetini de okuduktan sonra okumaya ara verirlerdi. İşte bu okuyuşa
hadis-i şerifte ifade edilen “el-hâl ve’l-murtehil” adı verilmiştir. 230
B. Hatim Geleneği
1. Kur’an Eğitim Süreçleri ve Hatim Kur’an-ı Kerim eğitiminde altı aşamadan söz etmek mümkündür:
1. Yüzünden okuma
2. Hıfzetme ve ezberleme
3. Ta’lim ve Tashîh-i Hurûf
4. Kıraat-ı Seb’a okuma
5. Kıraat-ı Aşere okuma
6. Kıraatte Takrib okuma
Bu altı aşamanın ilkinde “Elif-Bâ” kitapçıkları takip edilirken, ikinci ve üçüncü aşamalarda
Kur’an metni ve Karabaş Tecvidi takip edilir. İlk üç aşama daha ziyade geniş halk kitlelerine
yönelik olarak uygulanırken, son üç aşama ise “uzmanlık alanı” olarak Kur’an eğitiminde en
üst seviyeyi temsil eder. 231
Bu eğitim süreçlerinin birincisinde daha ziyade “Elif-Bâ” kitapçığındaki kısa sûreler
okunduğundan, bu aşamada Kur’an metninin tamamının okunması ve hatim edilmesinden söz
edilememektedir. Bu ilk aşama hariç diğer Kur’an eğitim süreçlerinin tamamında değişik
sıklıkta Kur’an’ın hatminden söz etmek mümkündür. Ancak bu araştırmamızda hatim
geleneğiyle ilgili ele alacağımız hususlar, büyük oranda Kur’an eğitim süreçlerinin ilk üçünü
kapsayan bir çerçeveye sahip olacaktır.
225 Bkz. Suyûtî, İtkân, I, 295; Zihni Efendi, Mehmed, el-Kavlü’s-Sedîd fî ‘İlmi’t-Tecvîd Yahud Tecvîd-i Cedîd,
(ilmi neşre hazırlayan. Abdullah Emin Çimen), Nehir Yayınları, İstanbul, 2008, s. 42; Altıkulaç, Tayyar,
“Hatim İndirme”, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, sy. 108-109, Mayıs-Haziran 1971, s. 169. 226 Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VIII, 220; İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, XI, 171. 227 Beyhakî, Şu‘abu’l-Îmân, II, 319. 228 Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl, III, 257. 229 Tirmizî, Kırâât, 11; Dârimî, Fezâilu’l-Kur’ân, 33; Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl, III, 257 ( أي العمل أحب إلى
ل القرآن إلى آخره كل قال الحال المرتحل قال وما الحال المرتحل قال الذي يضرب من أو ل ارتحل ما ح الل ); ayrıca bkz. Kurtubî,
Ahkâmu’l-Kur’ân, I, 30. 230 İbnü’l-Cezerî, Muhammed, en-Nihâye fî Ğarîbi’l-Hadîs ve’l-Eser, (tah. Tahir Ahmed ez-Zâvî - Muhammed
Mahmud), Mektebetü’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1979, I, 1035; İbn Manzûr, Lisânu’l-‘Arab, XI, 171. 231 Akakuş, Recep, Tarihsel Boyutuyla Kur’an-ı Kerim Öğretimi ve Reisü’l-Kurralık, Kayıhan Yayınları, Istanbul,
2008, s. 18-19.
198
Uygulama Soruları
ا .1 موك فيما شجر بينهم ثم ل يجدوا فى انفسهم حرجا مم يماقضيت ويسلموا تسل فل وربك ل يؤمنون حتهى يحك ayetinin
meali aşağıdaki seçeneklerin hangisinde doğru verilmiştir?
A) Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni
hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir
teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar. B) Eğer içinizden bir kısmı benimle gönderilen gerçeğe inanmış, bir kısmı da
inanmamışsa, artık Allah aramızda hükmünü verinceye kadar sabredin. O, hüküm verenlerin en
hayırlısıdır.
C) (Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını
iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun
önünde muhakeme olmak istiyorlar.
D) Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni
hakem yapıyorlar, sonra bunun ardından verdiğin hükümden yüz çeviriyorlar? İşte onlar (kendi
kitaplarına da, sana da) inanmış değillerdir
E) “Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü (hikmeti) ve peygamberliği verdiği hiçbir
insanın, “Allah’ı bırakıp bana kullar olun” demesi düşünülemez.
وقال يا بنى ل تدخلوا من باب واحد .2 ق وادخلوا من ابواب متفر ayetinde geçen ق kelimesinin anlamı متفر
nedir?
A) Bitişik
B) Aynı
C) Farklı
D) Yakın
E) Çabuk
3. Her yıl Ramazan ayında o ana kadar nazil olan ayetleri Rasûlullah (sav) ile Cebrail, karşılıklı
olarak birbirine okuyup mukabele etmesine ne ad verilir?
A) Sema
B) Arza
C) Kıraat
D) Mukri
E) İtikaf
199
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsîn sûresinin 1. sayfasının (1-12. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Ahkâf Sûresi 29-35. ve Muhammed Sûresi 1-11. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden
okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda secde ayetleri konusu üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında
ahkâm kavramı etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Kur’ân-ı Kerim’in
Hatim Edilmesi” konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
200
Bölüm Soruları
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir يس .1
A) هم فهم غافلون ا انذر ابا لتنذر قوما م
B) حيم تنزيل العزيز الر
C) على صراط مستقيم
D) والقران الحكيم
E) انك لمن المرسلين
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi لقد حق القول على اكثرهم فهم ل يؤمنون .2
gelmektedir? A) هم فهم غافلون ا انذر ابا لتنذر قوما م
B) حيم تنزيل العزيز الر
C) ي اعناقهم اغلل فهي الى الذقان فهم مقمحون انا جعلنا ف
D) على صراط مستقيم
E) الحكيم والقران
ي اعناقهم اغلل فهي الى الذقان فهم مقمحون .3 ayetinden sonra aşağıdaki انا جعلنا ف
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) هم فهم غافلون ا انذر ابا لتنذر قوما م
B) وجعلنا من بين ايديهم سداا ومن خلفهم سداا فاغشيناهم فهم ل يبصرون
C) على صراط مستقيم
D) ي اعناقهم اغلل فهي الى الذقان فهم مقمحون انا جعلنا ف
E) الحكيم والقران
ayetinden sonra وجعلنا من بين ايديهم سداا ومن خلفهم سداا فاغشيناهم فهم ل يبصرون .4
aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) اء عليهم ءانذرتهم ام لم تنذرهم ل يؤمنون وسو
B) هم فهم غافلون ا انذر ابا لتنذر قوما م
C) حيم تنزيل العزيز الر
D) والقران الحكيم
E) انك لمن المرسلين
اء عليهم ءانذرتهم ام لم تنذرهم ل يؤمنون .5 ayetinden önce aşağıdaki ayetlerden وسو
hangisi gelmektedir? A) هم فهم غافلون ا انذر ابا لتنذر قوما م
B) كر وخ ره بمغفرة واجر كريم انما تنذر من اتبع الذ حمن بالغيب فبش شي الر
C) حيم تنزيل العزيز الر
D) انك لمن المرسلين
E) وجعلنا من بين ايديهم سداا ومن خلفهم سداا فاغشيناهم فهم ل يبصرون
6. Terim olarak saygı ve ibadet amacıyla insanın alnını yere koymasına ne ad verilir?
A) Sucud
201
B) Secde
C) Seccâd
D) Seccid
E) Tescid
ayetinde secde ile ilgili vurgulanan husus ولله يسجد من في الموات والرض طوعا وكرها .7
nedir?
A) İnsanın ibadet amacıyla Allah’a secde etmesi onun isteği
B) İnsanın isteyerek ve iradesini ortaya koyarak yapılan secde
C) Yerde ve gökte yaratılmış her şeyin Allah’a İsteyerek istemeyerek boyun eğmesi
D) Secde ayeti okunurken secde yapılması
E) Göklerde ve yerde olan her şeyin Allah’a secde etmesi
8. Namazda veya namaz dışında secde ayeti okunduğunda secde yapmak Hanefilere göre ...
kabul edilmiştir. Boşluğa hangi kelime gelmelidir?
A) Farz
B) Vacip
C) Sünnet
D) Müstehab
E) Sünnet-i Müekkede
9. Namazda veya namaz dışında secde ayeti okunduğunda secde yapmak Hanefi mezhebinin
dışındakilere göre ... kabul edilmiştir. Boşluğa hangi kelime gelmelidir?
A) Farz
B) Vacip
C) Müstehap
D) Sünnet
E) Mübah
10. el-Müstesfâ fî ilmi’l-Usûl kitabının müellifi kimdir?
A) Gazali
B) Muhammed Fuad abdülbaki
C) Zemahşeri
D) Kadı Abdulcebbar
E) Pezdevi
202
Cevaplar
1) d, 2) c, 3) b, 4) a, 5) e, 6) b, 7) c, 8) b, 9) d, 10) a
203
9. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: SES VURGUSU ve RAF‘İ
SAVT
204
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsîn Sûresinin 2. sayfası (13-27. ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Muhammed Sûresi 12-29. ayetler hadr
usulüyle yüzünden tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Ses Vurgusu
ve Raf‘i Savt” kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında
“Hükümlerin Amaçları” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma
parçasında ise “Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi” konusuyla ilgili bilgi
verilecektir.
205
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Kur’an-ı Kerim’in temsili okunuşu nasıl tarif edilebilir?
2. Ses vurgusu ile okunması gereken ayetlerin özellikleri nelerdir?
3. Raf-i savt ile okunması gereken ayetlerin özellikleri nelerdir?
206
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Ses
Vurgusu ve Raf‘i Savt
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsîn Sûresinin 2. sayfasını
(13-27. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Muhammed Sûresi 12-29.
ayetleri hadr usulüne göre
yüzünden okuyabilme kabiliyeti
edinir.
4. ur’ân-ı Kerim’in Temsîlî
Okunuşu: Ses Vurgusu ve Raf‘i
Savt uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
hükümlerin amaçları konusuyla
ilgili en az iki ayet ezberler.
6. “Hatim Yapmanın Dini
Referansları ve Süresi”
konusuyla ilgili bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
207
Anahtar Kavramlar
Temsîlî okuyuş
Ses Vurgusu
Raf‘i Savt
Hafd-ı savt
Kurra ayeti
Kıraat ayeti
Muaz b. Cebel
Mukarrebinin ameli
Nebilerin ameli
Sıddıkların ameli
208
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
209
9. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
9. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 2. Sayfa
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn Sûresinin 2. sayfasında yer alan 13-27.
ayetler tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
اءها المرسلون ﴿ اذ ج اذ ارسلـنا ﴾13واضرب لهم مثل اصحاب القري
زنا بثالث فقالوا انا اليكم مرسلون ﴿ ا ﴾14اليهم اثنين فكذبوهما فعز قالوا م
حمن من شيء ان انتم ال تكذبون ﴿ ا انزل الر قالوا ﴾15انتم ال بشر مثلنا وم
قالوا انا ﴾17وما علينا ال البلغ المبين ﴿ ﴾16م انا اليكم لمرسلون ﴿ربنا يعل
قالوا ﴾18تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمسنكم منا عذاب اليم ﴿
ائركم معكم ائن ذ رتم بل انتم قوم مسرفون ﴿ط ﴾19ك اء من اقصا المدين وج
اتبعوا من ل يسـلكم اجرا وهم ﴾20رجل يسعى قال يا قوم اتبعوا المرسلين ﴿
ذ من ﴾22ي واليه ترجعون ﴿وما لي ل اعبد الذي فطرن ﴾21مهتدون ﴿ ءات
ول ينقذون ي شفاعتهم شي ـا حمن بضر ل تغن عن ان يردن الردونه اله
ي اذا لفي ضلل مبين ﴿ ﴾23﴿ ي امنت بربكم فاسمعون ﴿ ﴾24ان ل قي ﴾25ان
قال يا ليت قومي يعلمون ﴿ ي وجعلني من ﴾26ادخل الجن بما غفر لي رب
﴾27المكرمين ﴿
(36) Yâsîn Sûresi 2. Sayfa (13-27. Ayetler) Bismillâhirrahmânirrahîm
13. (Ey Muhammed!) Onlara, o memleket halkını örnek ver. Hani oraya elçiler gelmişti.
14. Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara
üçüncü bir elçi ile destek vermiştik. Onlar, “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” dediler.
210
15. Onlar şöyle dediler: “Siz de ancak bizim gibi insansınız. Rahmân, hiçbir şey
indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”
16. (Elçiler ise) şöyle dediler: “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu
Rabbimiz biliyor.”
17. “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.”
18. Dediler ki: “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz,
sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.”
19. Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi (uğursuzluğa
uğruyorsunuz?). Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” dediler.
20. Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi: “Ey kavmim! Bu elçilere
uyun.”
21. “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.”
22. “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O’na
döndürüleceksiniz.”
23. “O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek
istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.”
24. “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.”
25. “Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!”
26, 27. (Kavmi onu öldürdüğünde kendisine): “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim,
Rabbimin beni bağışladığını ve beni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” dedi.
9. 1. 2. Yüzünden Okuma: Muhammed Sûresi 12-29. Ayetler
Bu derste, Medine’de nazil olan ve 38 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 47.
sırasındaki Muhammed Sûresinin 12-29. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre
yüzünden okunacaktır.
د ﴾47﴿ سورة محم
﷽
الحات جنات تجري من تحتها يدخل الذين امنوا وعملوا الص ان الله
النهار والذين كفروا يتمتعون ويأكلون كما تأكل النعام والنار مثوى لهم
هي اش 12﴿ ة من قريتك التي اخرجتك اهلكناهم فل ﴾ وكاين من قري د قو
من ربه كمن زين له سوء عمله 13ناصر لهم ﴿ ﴾ افمن كان على بين
اءهم ﴿ التي وعد المتقون 14واتبعوا اهو اء غير ﴾ مثل الجن ا انهار من م فيه
اسن وانهار من لبن لم يتغير طعمه وانهار من خمر لذة للشاربين وانهار
و خالد من عسل مصفاى ولهم فيها من كل الثمرات ومغفرة من ربهم كمن ه
فقطع امعاءهم ﴿ اء حميما ﴾ ومنهم من يستمــع اليك 15في النار وسقوا م
اولئك الذين وتوا العلم ماذا قال انفاحتهى اذا خرجوا من عندك قالوا للذين ا
عل اءهم ﴿طبع الله ﴾ والذين اهتدوا زادهم هدى 16ى قلوبهم واتبعوا اهو
211
اء 17واتيهم تقويهم ﴿ فقد ج﴾ فهل ينظرون ال الساع ان تأتيهم بغت
اءتهم ذكريهم واستغفر 18﴿اشراطها فانهى لهم اذا ج ﴾ فاعلم انه ل اله ال الله
يعلم متقلبكم ومثويكم ﴿ ﴾ ويقول الذين 19لذنبك وللمؤمنين والمؤمنات والله
لت سورة فاذا انزلت سورة محك م وذكر فيها القتال رايت امنوا لول نز
الذين في قلوبهم مرض ينظرون اليك نظر المغشي عليه من الموت فاولى
لكان خيرا 20لهم ﴿ ﴾ طاع وقول معروف فاذا عزم المر فلو صدقوا الله
عوا ارحامكم 21لهم ﴿ ﴾ فهل عسيتم ان توليتم ان تفسدوا في الرض وتقط
ى ابصارهم ﴿22﴿ هم واعم فاصم ئك الذين لعنهم الله﴾ افل يتدبرون 23﴾ اول
ى ادبارهم من بعد ما 24قفالها ﴿القران ام على قلوب ا ﴾ ان الذين ارتدوا عل
ل لهم واملى لهم ﴿ ﴾ ذلك بانهم قالوا للذين 25تبين لهم الهدى الشيطان سو
سنطيعكم في بعض ال ل الله يعلم اسرارهم ﴿كرهوا ما نز ﴾ فكيف 26مر والله
ئك يضربون وجوههم وادبارهم ﴿ا 27اذا توفتهم المل ﴾ ذلك بانهم اتبعوا م
وكرهوا رضوانه فاحبط اعمالهم ﴿ ط الله ين في قلوبهم ﴾ ام حسب الذ 28اس
اضغانهم ﴿ رج الله ﴾ 29مرض ان لن ي
9. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Ses Vurgusu ve Raf‘i Savt
Temsili okuyuş, Kur’ân-ı Kerim’i okurken Kur’ân’ın harf, kelime veya cümlelerinde var
olan anlamlarını okuyanın sesine yansıtması olarak tanımlanabilir. Bu da temelde ses vurgusu,
raf‘i savt ve hafd-ı savt şeklinde üç başlık altında incelenir. Burada ses vurgusu, raf-i savt ve
hafd-ı savt kavramlarını kısaca tanıtıp bu usullerle okunması gereken ayetlerin listesini tüm
Kur’ân-ı Kerim’i tarayarak sunmaya çalışacağız. 232
1. Ses Vurgusu Ses vurgusu, ayetlerde birlikte bulunan Kur’ân kelimelerini birbirinden ayırmak amacıyla
kelimelerin bazı harflerine hafif baskı yapılarak ses tonlarının daha yüksek tutulmasıdır.
Böylece ses vurgusu ile kelimelerin hem lafızları hem de anlamları birbirinden fiilen ayrılmış
olur. 233
Ses vurgusuna örnekler:
1. Kelime başlarında: ( harflerine ر ve ف her iki kelimenin ilk harfi olan) فك رقب
ربهم علي هدى من ( sırasıyla dört kelimenin ilk harflerini oluşturan ر ,م , هـ , ع harflerine )
232 Bkz. Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’in Fazîletleri, 474-476. 233 Ses vurgusu ile ilgili geniş bilgi için bkz. Karaçam, Kur’ân-ı Kerîm’in Fazîletleri, s. 467-474; Çetin,
Abdurrahman, Kur’an Okuma Esasları, Emin Yayınları, bursa, 2010, s. 339-345; Pakdil, Ramazan, Ta’lim
Tecvid ve Kıraat, İFAV, İstanbul, 2013, s. 221-224.
212
2. Yan yana bulunan kelimelerde: ك نستعن ك نعبد وإيا أ ve و , ن , إ sırasıyla dört kelimenin ilk harflerini oluşturan ) إيا harflerine ن ,
)
3. Kelime sonlarında: Daha ziyade manayı kuvvetlendirmek için kelimelere ilave edilen te’kîd lâm’ı (ل) veya
te’kid nûn’unun (ن) bulunduğu kelimelerdeki bu harflere vurgu yapılır.
( harflerine ك , د , ل sırasıyla ) لزيدنكم
harfi ن harfinin tenvininde gizli birع harflerine ses vurgusu yapılır. Çünkü ع ve ل ) لنسفعا
vardır.)
4. Zamirlerde:
(harfine هـ zamirinin ilk harfi olan هو ) قل هو الله أحد
2. Raf‘i Savt (رفع الصوت): Ayetin içerdiği anlamdan dolayı yüksek sesle okunmasının
daha uygun olmasını ifade eden tecvid kavramıdır.
Raf‘i Savt sebeplerini şöyle özetleyebiliriz:
a. Ayet metninin, önemli bir gerçeği vurgulaması
b. Ayetin önemli bir hakikati nakil yoluyla ifade etmesi
c. Allah’a ait emir ve nehiyler
d. Hafd-ı savt (düşük ses tonu) ile okunması gereken ayet veya kelimeden sonraki ayetler
Aşağıda raf‘i savt ile okunması gereken ayetlerin listesi bulunmaktadır:
Raf‘i Savt Sebepleri: a. Ayet metninin, önemli bir gerçeği vurgulaması:
﴾ سورة 47﴿
د محم
يعلم متقلبكم فاعلم انه ل اله ال الل واستغفر لذنبك وللمؤمنين والمؤمنات والله
﴾19ومثويكم ﴿
سورة ﴾ 39﴿
مر الز
لق ما يشاء سبحانه ا ي ذ ولدا لصطفى مم ان يت ار لو اراد الله هو الل الواحد القه
﴿4﴾
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
ل تقنطوا من رحمة الل ان الل يغفر الذنوب قل يا عبادي الذين اسرفوا على انفسهم
حيم ﴿ جميعا ﴾53انه هو الغفور الر
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
الذي له ما في السموات وما في الرض ﴾53﴿ ال الى الل تصير المور صراط الله
213
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
ان رحمت الل قريب من ا ول تفسدوا في الرض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمع
﴾56﴿ المحسنين
﴾ سورة 42﴿
الشورى
ذوا من دونه اولياء وهو على كل شيء فالل هو الولي وهو يحي الموتىام ات
﴾9قدير ﴿
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
نس والجن على ان ياتوا بمثل هذا القران ل ياتون بمثله ولو كان قل لئن اجتمعت ال
﴾88بعضهم لبعض ظهيرا ﴿
﴾ سورة 2﴿
البقرة
لنا ا نز وادعوا شهداءكم من على عبدنا فاتوا بسورة من مثله وان كنتم في ريب مم
ان كنتم صادقين ﴿ ﴾23دون الله
﴾ سورة 2﴿
البقرة
﴾2﴿ ذلك الكتاب ل ريب فيه هدى للمتقين
b. Ayetin önemli bir hakikati nakil yoluyla ifade etmesi:
﴾ سورة 2﴿
البقرة
قالوا انؤمن كما امن السفهاء ال انهم هم السفهاء امنوا كما امن الناس واذا قيل لهم
﴾13ولكن ل يعلمون ﴿
c. Allah’a ait emir ve nehiyler:
-Emir’lere örnekler:
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
يها فاستبقوا الخيرات ولكل وجه هو مول جميعا ان الله اين ما تكونوا يات بكم الله
﴾148على كل شيء قدير ﴿
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
سول كوة واطيعوا الر لوة واتوا الز ﴾56لعلكم ترحمون ﴿ واقيموا الص
214
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
﴾182﴿ وزنوا بالقسطاس المستقيم
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
يحب المحسنين وانفقوا في سبيل الل واحسنوا ان الله ول تلقوا بايديكم الى التهلك
﴿195﴾
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
قون ﴿يا ايها الناس اعبدوا ربكم الذي خلقكم ﴾21والذين من قبلكم لعلكم تت
-Nehiy’lere örnekler:
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
يـس من ول تايـسوا من روح الل يا بني اذهبوا فتحسسوا من يوسف واخيه انه ل يا
ال القوم الكافرون ﴿ ﴾87روح الله
215
Savt
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
يغفر الذنوب ل تقنطوا من رحمة الل قل يا عبادي الذين اسرفوا على انفسهم ان الله
حيم ﴿ ﴾53جميعا انه هو الغفور الر
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
خذوا اليهود والنصارى اولياء ا الذين امنوا يا ايه بعضهم اولياء بعض ومن ل تت
ل يهدي القوم الظالمين ﴿ ﴾51يتولهم منكم فانه منهم ان الله
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
من اولياء ثم ل ول تركنوا الى الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله
﴾113تنصرون ﴿
d. Hafd-ı savt (düşük ses tonu) ile okunması gereken ayet veya kelimeden
sonraki ayetler:
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
ان رحمت الل قريب من ول تفسدوا في الرض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمعا
﴾56﴿ المحسنين
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
الحات كانت لهم جنات الفردوس نزل ﴾107﴿ ان الذين امنوا وعملوا الص
216
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
﴾ سورة 66﴿
التحريم
م ما احل الل لك غفور رحيم ﴿ يا ايها النبي لم تحر ﴾1تبتغي مرضات ازواجك والله
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
ل اله ال هو كل شيء هالك ال وجهه له الحكم واليه ول تدع مع الل الها اخر
﴾88جعون ﴿تر
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
بعد اذ انزلت اليك وادع الى ربك ول تكونن من ول يصدنك عن ايات الله
﴾87﴿ المشركين
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
ve Raf‘i
Savt
وضوا في حديث غيره وضون في اياتنا فاعرض عنهم حتهى ي واذا رايت الذين ي
ا ينسينك الشيطان كرىوام ﴾68مع القوم الظالمين ﴿ فل تقعد بعد الذ
9. 2.
Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu:
Ses Vurgusu
صال عا وخيف ودون الجهر من القول بالغدو وال ول واذكر ربك في نفسك تضر
﴾205﴿ تكن من الغافلين
217
ve Raf‘i
Savt
﴾ سورة 93﴿
الضحي
﴾7﴿ ىووجدك ضالا فهد
9. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Hükümlerin
Amaçları İslam dini, bütün insanlara rahmet olarak gönderilmiştir. Bu yüzden Kur’ân-ı Kerim, Hz.
Muhammed (s. a. v)’e hitap ederek “Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”234
buyurarak onun rahmet peygamberi olduğunu ifade etmiştir. Bütün insanlara da “Ey insanlar,
Rabbinizden bir öğüt, kalplerdeki olan dertlere bir şifa, mü’minler için bir hidayet ve rahmet
gelmiştir”235 buyrularak Kur’ân’ın bir rahmet kaynağı olduğu belirtilmiştir.
İslam’ın hükümleri şu üç noktanın gerçekleştirilmesini hedeflemiştir. Birincisi, ferdi
yetiştirip ahlakî bakımdan olgunlaştırmaktır. Böylece o, toplum için iyilik kaynağı olacak ve
kötülük unsuru olmayacak. Bütün ibadetlerin maksadı, insanları olgunlaştırmak, tezkiye etmek
ve iyi bir insan olmalarını sağlamaktır. İkincisi, toplumda adaleti yerine getirmektir. Bununla
hem Müslümanlar kendi aralarında hem de gayrimüslimler arasında adaleti gerçekleştirmek
amaçlanmıştır. Üçüncüsü, maslahatı korumaktır. Kitap ve sünnetin meşru kıldığı her şeyde
gerçekten bir maslahat vardır. İslam’ın istediği maslahat, nefsi arzular değildir. O, şahsi
olmayan ve herkesi ilgilendiren kamu yararıdır. 236
İslamî hükümlerin gerçekleştirmeye çalıştığı ve dini nasların açıkladığı maslahatlar, hakikî
ve genel maslahatlardır. Dinin korunması, canın korunması, aklın korunması, neslin korunması
ve malın korunması, İslam dininin gerçekleştirmeyi hedeflediği en önemli ilkelerdir. Bütün
kutsal dinlerin hedefi de tarih boyu bunlar olmuştur. Dünyada insan hayatı, bu beş esas üzerine
kurulmuştur. İnsanın onurlu bir hayat sürdürebilmesi de bunlara bağlıdır. Bunları korumada
insanın, ne bireysel, ne toplumsal sorumluluğunu ve her şeyden önce kulluk yükümlülüğünü
yerine getirmesi mümkün değildir. Bu yüzden kısa da olsa bunları açıklamak ve bazı âyetleri
dile getirmek istiyoruz.
1. Dini Korumak
a. Dinin Mahiyeti ve Önemi Din, sözlük olarak, ceza, yani mükâfat veya mücâzât veya itaat demektir. Terim anlamı ise,
akıl sahiplerini, kendi istek ve iradeleriyle doğrudan doğruya hayra ve nimete sevk eden bir
ilahî kurumdur. Din, insanın ihtiyarî fiillerini hayra ve mutluluğa yönlendiren ve düzenleyen bir
yol, bir kanundur. 237
Tariften de anlaşılacağı üzere insan, kendi istek ve iradesiyle dini seçmekte, dinin tayin
ettiği doğru ve mutluluk yolunda yürümektedir. Din, kendisine bağlananları her türlü
kötülükten ve çirkinlikten koruyarak hayra sevk eder, dünya ve ahiret saadetini temin eder. Din,
ilahî bir kurumdur, dolayısıyla onun kaynağı Allah’tır ve onun ilkelerini koyan da O’dur.
Hak’tan gelmeyen ve Hakk’ın âyetlerinden çıkarılmayan dinlerin, bağlılıkların ve
dindarlıkların hiçbiri insanlara selamet ve saadet bahşedecek hak din değildir. Allah Teâlâyâ
ortak isnat etmek, batıl olduğu gibi, İslam’dan başka bir hak dini tasavvur etmekte batıldır. 238
234 Enbiyâ, 21/107. 235 Yûnus, 10/57. 236 Geniş bilgi için bkz. Muhammed Ebu Zehra, İslam Hukuku Metodolojisi, tercüme Abdulkadir Şener, Fon
Matbaası, Ankara, 1979, s. 311-313. 237 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 1061. 238 Bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 1063.
218
“Doğrusu Allah katında din, İslam’dır.”239 âyetinde açıkça ifade edildiği gibi, Allah
Teâlâ’nın tayin ettiği din ve sırat-ı müstakîm (dosdoğru yol), İslam dinidir. İslâm dininin en
temel ilkesi “lâ ilahe illallâh” kelime-i tevhididir. Allah’ın birliğine inanmak, İslam dininin ana
ilkesidir. İslam dininin diğer prensipleri ve kurallarının hepsi bu inanca bağlıdır.
İslâm’dan başka din arayışları makbul değildir.240 “Önemli olan inanmaktır. Şu veya bu din
diye herhangi bir din tayin etmenin bir anlamı yoktur” gibi sözlerin İslam dinine göre bir
kıymeti yoktur. Bu gibi sözler, özellikle yeterli din eğitimi alamamış çocukları ve gençleri
teknolojik açıdan güçlü olan ülkelerin dinlerine yöneltmekte ya da en azından sempatilerini
artırmaktadır. Bu da “İslâm dini ilerlemeye, gelişmeye ev çağdaşlaşmaya manidir” şeklinde din
karşıtlarının ve misyonerlerin yaptığı propagandanın özünü oluşturmaktadır.
Din, ilâhî bir kanun olup akıl sahiplerini kendi irade ve tercihleri ile bizzat hayır olan ve
peygamber tarafından tebliğ edilen şeylere sevk eder. Din, her şeyden önce Allah Teâlâ
tarafından konulmuş bir kanun, bir düstur, bir nizamdır. İnsanların ortaya koyduğu sistemler,
doktrinler, fikirler, ideolojiler bir din olamaz. Dinin kaynağı Allah’tır. Akli yeteneğini
kullanamayan çocuklara ve bilinci yerinde olmayan kimselere mükellef değildirler. Dinde aklın
şart olmasının yanında bir de irade şartı vardır. Dinin sunduğu gerçekler, Allah tarafından
peygamberlere vahyedilmiş onlar da bu hakikatleri insanlara tebliğ etmişlerdir. Peygamberlerin
bildirdiği gerçekler mutlak hayır ve her bakımdan iyi ve güzel olan şeylerdir. Zira onlar, Allah
tarafından onlara bildirilen gerçeklerdir. Bu gerçekler, hak dininin konusunu ve muhtevasını
teşkil ederler. Bu gerçeklere “dinî hükümler” denilir.241
Hiç şüphesiz din, gerek fertler gerek toplumlar için lüzumlu bir müessesedir. Bilindiği üzere
insan, beden ve ruhtan oluşan bir varlıktır. İnsana, akıl sahibi bir varlık olup, akleden ve
aklettiğini bilgi haline getirebilen bir varlıktır. İnsan düşünebilen bir canlıdır. İnsanın hem
bulunduğu varlık âleminin hem de ahiret âleminin mahiyetine dair gerçek bilgiyi din vasıtasıyla
elde edebilir. İnsana varlığının mahiyetini bildiren dindir. İnsan düşüncesini aydınlığa
kavuşturan, ona ruh sükûnetini ve gönül huzurunu sunan dindir.242
Din ve Allah düşüncesi insanda fıtrîdir. İnsanla beraber doğmuş ve onunla beraber var
olacaktır. Bunu yok etmeye, söndürmeye ve devreden çıkarmaya çalışmak mümkün değildir.
İnsanlık maddi alanda ne kadar gelişirse gelişsin, hiçbir zaman dinsiz yaşaması düşünülemez.
Din, insanlık için lüzumlu bir müessesedir. Fransız Filozoflarından ve meşhur ilâhiyât
âlimlerinden Aguste Sabatier “Dinler Felsefesi” adlı kitabında şöyle der: “Ben niçin dinliyim?
sorusunu kendime sorar sormaz şu cevabı alıyorum: Ben dindarım, çünkü başka türlü olmaya
muktedir değilim, dindar olmak, varlığım ve benliğim için zaruri bir ihtiyaçtır. Şahsi hayatımda
görmekte ve duymakta olduğum din ihtiyacını, beşerin sosyal hayatında daha kuvvetli ve en
büyük kuvvet olarak görmekteyim. Çünkü dinin eteğine sarılmak hususunda o da benden geri
değildir. Diyanet gayet kuvvetli bir ağaç gibi, insaniyetin geçirdiği inkılâpların hepsinde
hayatını, mevcudiyetini muhafaza etmiş ve edecektir. Gerçi bu ağacın meydandaki kökleri,
saçakları, dalları, budakları, binlerce defa kesilmiştir. Lakin çok derinlerde bulunan asıl kök,
daimî surette yeni yeni dallar, budaklar, yapraklar yetiştirmekten asla hali kalmıyor. O halde
din, ezelî ve ebedîdir. Kökleri ezeliyete dayanan, ezeliyete kadar uzanan dinin yok edilmesi
mümkün değildir.”243
Din, insanı hayvanlık derekesinden kurtarıp insanlık mertebesine yükselten manevî bir
müessesedir. Dine bağlı olmak, insanın özelliklerindendir. O halde insanın dinî her türlü
239 Âl-i İmrân, 3/19. 240 Âl-i İmrân, 3/85. 241 Bekir Topaloğlu ve arkadaşları, İslamda İnanç Esasları , Çamlıca Yayınları, İstanbul, 2002, s. 16-17. 242 Bkz. Topaloğlu Bekir ve arkadaşları, a. g. e. , s. 18. 243 M. Rahmi Balaban, İlim-Ahlâk-Îman, Ankara, ts. (Diyanet Yayınları, beşinci basım), s. 4-5.
219
saldırıdan korunmalıdır. İslam, din hürriyetini himayesi altına almış ve dinde zorlama yoktur
ilkesini getirmiştir. 244
Dini korumak, ancak helal haram sınırlarına dikkat etmek, her türlü batıl ve hurafelerden
dini arındırmak ve Kur’ân ve sünnetin ortaya koyduğu ilkeler çerçevesinde dini hayatı
oluşturmakla mümkün olur. Kur’ân, sahih bir inancın ve din anlayışının yerleşmesini
hedeflemiştir. Mekek döneminde inen âyetlerin, genel olarak her yönüyle bozulmuş müşrik
toplumun itikadını kökten düzeltmekle uğraşması bunun en bariz misalidir. Medine döneminde
inen âyetler ise genel anlamda, Müslümanların, sahih itikadını korumak için hangi şeylerin
helal ve haram olduğu ve dine hangi şeylerin zarar verdiği üzerinde yoğunlaşmıştır. En nihâyet
din bu şekilde kemal noktasına ulaşmıştır. Haramlardan sakınıp helal dairesinde kalınmadıkça
dinin korunması mümkün değildir. Dinin korunması için de bu sınırları koruyacak tedbirlerin
alınması kaçınılmaz bir zorunluluktur.
b. Dinin Korunması ve Gerçek Dinin Hangisi Olduğuna Dair Âyetler
فقد ا شد من الغى فمن يكفر بالطاغوت ويؤمن بالله ين قد تبين الر ستمسك بالعروة الوثقى ل اكراه فى الد
سميع عليم ل انفصام لها والله“Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O hâlde, kim tâğûtu
tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah,
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.”245
سلم وما اختل ال ين عند الله ف الذين اوتوا الكتاب ال من بعد ما جاءهم العلم بغيا بينهم ومن يكفر ان الد
سريع الحساب فان الله بايات الله“Şüphesiz Allah katında din İslâm’dır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten
sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın âyetlerini
inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir.”246
خرة من ال سلم دينا فلن يقبل منه وهو فى ال اسرين ومن يبتغ غير ال“Kim İslâm’dan başka bir din ararsa, (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette
hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”247
به نزير وما اهل لغير الله مت عليكم الميت والدم ولحم ال ي والنطيح حر والمترد نق والموقوذة والمن
ق اليوم يئس الذين كفروا وما اكل السبع ال ما ذكيتم وما ذبح على النصب وان تستقسموا بالزلم ذلكم فس
سلم من دينكم فل ت شوهم واخشون اليوم اكملت لكم دينكم واتممت عليكم نعمتى ورضيت لكم ال دينا فمن
غفور رحيم ثم فان الله غير متجانف ل مص اضطر فى م“Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış
iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş,
boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar
üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte
bütün bunlar fısk (Allah’a itaatten kopmak)tır. Bugün kâfirler dininizden (onu yok etmekten)
ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale
erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim. Kim şiddetli açlık
durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse, şüphesiz ki Allah çok
bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”248
ان كنتم اياه تعبدون يا ايها الذين امن م عليكم الميت . وا كلوا من طيبات ما رزقناكم واشكروا لله انما حر
فمن اضطر غير باغ ول عاد فل نزير وما اهل به لغير الله غفور رحيم والدم ولحم ال اثم عليه ان الله“Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz rızıkların iyi ve
temizlerinden yiyin ve Allah’a şükredin. Allah, size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan
244 Bakara, 2/256. 245 Bakar, 2/256. 246 Âl-i İmrân, 3/19. 247 Âl-i İmrân, 3/85. 248 Mâide, 5/3.
220
başkası adına kesileni haram kıldı. Ama kim mecbur olur da, istismar etmeksizin ve zaruret
ölçüsünü aşmaksızın yemek zorunda kalırsa, ona günah yoktur. Şüphesiz, Allah çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.”249
موا طيبات ما اح ل يحب المعتدين يا ايها الذين امنوا ل تحر لكم ول تعتدوا ان الله ا رزقكم ل الله وكلوا مم
الذى انتم به مؤمنون حلل طيبا واتقوا الله الله “Ey iman edenler! Allah’ın size helâl kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram
etmeyin ve (Allah’ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah, haddi aşanları sevmez. Allah’ın
size rızık olarak verdiklerinden helâl, iyi ve temiz olarak yiyin ve kendisine inanmakta
olduğunuz Allah’a karşı gelmekten sakının.”250
ثم والبغ بغير الحق وان تشركوا قل ان م ربى الفواحش ما ظهر منها وما بطن وال ل ما حر ما لم ينز بالله
ما ل تعلمون به سلطانا وان تقولوا على الله“De ki: “Rabbim ancak, açık ve gizli çirkin işleri, günahı, haksız saldırıyı, hakkında hiçbir
delil indirmediği herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşmanızı ve Allah’a karşı bilmediğiniz şeyleri
söylemenizi haram kılmıştır.”251
ينكم بالباطل ال ان تكون تجارة عن تراض منكم ول تقتلوا انفسكم يا ايها الذين امنوا ل تاكلوا اموالكم ب
كان بكم رحيما ان الله“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile
yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok
merhametlidir.”252
9. 4. Okuma Parçası: Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi253 Kur’an-ı Kerim okumanın dolayısıyla hatim yapmaman faziletiyle ilgili ilk zikretmemiz
gereken ve “kıraat ayeti”254 (Kur’an okuma ayeti) olarak isimlendirilen ayet-i kerimede Allah
Teala Kur’an okuyanlara şu müjdeyi vermektedir:
ا وعلني يرج ا رزقناهم سرا لة وأنفقوا مم وأقاموا الص ارة لن تبور ون تج إن الذين يتلون كتاب الل“Allâh'ın Kitabını okuyanlar, namazı kılanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için
gizli ve açık harcayanlar, asla batmayacak bir ticaret umarlar.”255 “Kurrâ ayeti”256 olarak tarif
edilen bu ayette yer alan “Allâh'ın Kitabını okuyanlar” bölümü bazı tefsirlerde, -manasını
anlasın ya da anlamasın- Kur’an okumaya hayatları boyunca devam edenler şeklinde
yorumlanmıştır. 257 Bazı müfessirler ise onların Kur’an’ı hem okuyup anlayan hem de
içeriğiyle amel edenler olduklarını söylemişlerdir. 258 Müfessir Fahrettin Razî’ye göre Kuran
okumak, müminin dilinin ibadetidir. Ona göre ayetin devamında yer alan “ikâmetü’s-salâh:
namaz kılmak” ve “infâk: vermek” kavramlarıyla kastedilen ameller ise uzuvların ibadetidir. 259
249 Bakara, 2/172-173. 250 Mâide, 5/87-88. 251 A’raf, 7/33. 252 Nisâ, 4/29. 253 Çimen, Kur’an: Metin Özellikleri, s. 45-54. 254 Taberî, Câmi‘ü’l-Beyân, XXII, 133; Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr, XXII, 7. 255 Fatır, 35/29. 256 Taberî, Câmi‘ü’l-Beyân, XXII, 132, 133; Zemahşerî, Ebu’l-Kasım Cârullâh Mahmud b. Ömer, el-Keşşâf ‘an
Hakâiki Ğevâmizi’t-Tenzîl ve ‘Uyûni’l-Ekâvîli fî Vucûhi’t-Te’vîl, I-IV, (nşr. Mustafa Hüseyin Ahmed), Dâru’r-
Reyyân, Kahire, 1987, III, 611; İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec Abdurrahman b. Ali, Zâdu’l-Mesîr fî İlm’t-Tefsîr, el-
Mektebu’l-İslâmî, Beyrut, 1404, VI, 486. 257 Taberî, Câmi‘ü’l-Beyân, XXII, 133; Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl, IV, 418; Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr, XXII,
7Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, IV, 348; Âlûsî, Rûhu’l-Me‘ânî, XXII, 192. 258 Zemahşerî, Keşşâf, III, 611; Âlûsî, Rûhu’l-Me‘ânî, XXII, 192, 195; Bayraklı, Bayraktar, Yeni Bi Anlayışın
Işığında Kur’an Tefsiri, Bayraklı Yayınları, İstanbul, 2005, XV, 506. Ayrıa bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur'ân
Dili, Azim Dağıtım, İstanbul, VI, 387. 259 Râzî, Fahreddin,Mefâtîhu’l-Ğayb, Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 2000, XXVI, 20.
221
Ebussuûd Efendi (ö. 982/1574) ise ayeti farklı bir açıdan yorumlayarak Kur’ân’ın, onu daimi
bir şekilde okuyup hükmüne tabi olanlar için bir nişan, alamet, işaret ve özellik haline
geleceğini söylemiştir. 260
Kur’an okuma ve hatim yapma konusuna İsrâ 17/82 ve Âl-i İmrân 3/37. ayetler de delil
olarak gösterilmektedir.
ورتل القرآن ترتيل “Kur’an’ı ağır ağır, tane tane oku.”261 Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim, sıradan kitaplar gibi
okunmaz. Onun kendine has okunuş şekli vardır. Bu ayette, Kur’an’ı yavaş yavaş, harf harf,
tane tane, manasını düşünerek okumak gerektiği, hatta “dinleyenin okunan ayetlerdeki harfleri
sayabileceği”262 açıklıkta okumanın lüzumuna vurgu yapılmaktadır.263
Hatim yapma konusunun Dârîmî264 ve Mecme‘u’z-Zevâid265 gibi hadis kaynaklarında; el-
Burhân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân266 ve el-İtkân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân267 gibi ‘Ulûmu’l-Kur’ân
kitaplarında “Hatmu’l-Kur’ân: Kur’ân’ı hatmetme” özel başlığı altında ele alındığı
görülmektedir.
İslam’ın ilk yıllarından itibaren Kur’an-ı Kerim’i okuyup hatmetmek, ibadetlerin en
önemlilerinden biri olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle başta sahabe efendilerimiz olmak üzere
diğer ulema ve sulehânın da hayatlarında yaptıkları Kur’an hatimlerini vurgulu bir şekilde dile
getirdikleri açıkça görülmektedir. Bu rivayetlerden birkaçı şu şekildedir:
Abdullah İbn Mesûd (ö. 32/652-53) şöyle demiştir: “Rasûlullah’ın (sav) huzurunda yetmiş
sûre okudum. İnsanların en hayırlısı Ali b. Ebi Talib’in (ö. 40/661) yanında da Kur’ân’ı
hatmettim.”268
Tabiin alimlerinin önde gelenlerinden Mücâhid (ö. 103/721) sahabenin en büyük
alimlerinden biri olan İbn Abbas’ın huzurunda Kur’an’ı yirmi dokuz” defa hatmettiğini özel
olarak belirtmektedir.269
İslam alimlerinden biri hayatını anlatırken şöyle demektedir: Dokuz yaşında Kur’an’ı
hatmettim. On yaşında ise Kur’an’ı on kıraate göre okudum.270
Bazı alimler Kur’an-ı Kerim’i hayatları süresince binlerce kez hatmetmişlerdir. Tespit
edebildiğimiz kadarıyla “Dört bin”271, “on sekiz bin”272, “kırk bin”273, hatta “kırk iki bin”274
defa Kur’an’ı hatmeden insanlardan bahsedilmektedir.
260 Ebussuûd Efendi, İrşâdu ‘Akli’s-Selîm, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-‘Arabî, Beyrut, ts. , VII, 151-152. 261 Müzzemmil, 73/4. 262 Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl, V, 405. 263 Bkz. Taberî, Câmi‘ü’l-Beyân, XV, 179; Bağavî, Me‘âlimu’t-Tenzîl, IV, 407; Kurtubî, Ahkâmu’l-Kur’ân, I, 17,
XIX, 37; Beydâvî, Envâru’t-Tenzîl, V, 405; Ebussuûd, İrşâdu’l-‘Akli’s-Selîm ilâ Mezây’a’l-Kitâbi’l-Kerîm, VI,
216.
Kur’an okumanın adabıyla alakalı şu güzel anekdota burada yer vermek istiyoruz: “En güzel Kur’an okuyuşu
hangi insana aittir?” sorusuna Rasûlullah (sav); “Allah’tan korkarak Kur’an okuduğunu gördüğün kimsedir.”
cevabını vermiştir. (Suyûtî, ed-Durru’l-Mensûr, VIII, 314) 264 Dârimî, Abdullah b. Abdurrahman, Sünen, Çağrı Yayınları, İstanbul, 1992, II, 559, hadis no: 3471. 265 Heysemî, Ali b. Ebî Bekr, Mecma‘u’z-Zevâid, Dâru’r-Reyyân li’t-Türâs, Kahire, 1407, VII, 172. 266 Zerkeşî, Burhân, I, 470. 267 Suyûtî, İtkân, I, 293-294. 268 Heysemî, Mecme‘uz-Zevâid ve Menbe‘u’l-Fevâid, Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1412, IX, 152, 472. 269 Zehebî, Muhammed b. Ahmed Ma‘rifetü Kurrâi’l-Kibâr ‘alâ’t-Tabakâti ve’l-A‘sâr, (tah. Beşşar ‘Avâd Ma‘rûf
v. dğr.), Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1404, I, 67. 270 el-Vâfî fi’l-Vefeyât, I, 3130b 271 Bağdâdî, Ebubekir, Târîhu Bağdâd, Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, ts. , IX, 320. Benzer sayıda Kur’an’ı
hatmetmeyle ilgili olarak kaynaklarda şöyle bir nakil yer almaktadır: Hüseyin b. Amr el-‘Ankazî, İbn İdrîs
öldüğünde kızının ağladığını görünce onu şu şekilde teselli etmiştir: “Ağlama! Ben bu evde Kur’an’ı dört bin
defa hatmettim.” (İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec Abdurrahman b. Ali, es-Sebât ‘İnde’l-Memât, (tah. Abdullah el-
Leysî el-Ensârî), Müseesetü’l-Kütüb es-Sekâfiyye, Beyrut, 1406, s. 155; Me(u)zzî, Yusuf b. ez-Zekî,
Tehzîbu’l-Kemâl, (tah. Beşşar ‘Avâd Ma‘rûf), Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1400, XIV, 298; Bağdâdî,
Ebubekir, Târîhu Bağdâd, IX, 420)
222
Kur’an-ı Kerim’i hatim etmenin önemli bir ibadet şekli olduğunu ortaya koyan hadis-i
şeriflerden birinde Allah Rasulü (sav) şöyle buyurmaktadır: “Kur’an’ı hatmedip tamamlamak
gecenin ilk vaktine rastlarsa, melekler hatim yapana sabaha kadar dua ederler. Şayet hatim
gecenin sonuna rastlarsa melekler akşama kadar hatim yapana dua ederler.”275
Hakîm et-Tirmizî, Allah’a taat ve ibadette “zayıf kimselerin” hatminin kırk günde bir, “kavi
ve güçlülerin” hatminin ise yedi günde bir olduğunu söyledikten sonra Rasûlullah’ın (sav)
nezdinde hatim yapmanın çok önemli bir davranış olduğunu ortaya koyan şu hadis-i şerifi
nakletmiştir:
-Ey Allah’ın Rasûlu! Kur’an’ı yedi günde hatmeden hakkında ne buyurursunuz?
-O “Mukarrebînin” amelidir.
-Beş günde Kur’an’ı hatmeden hakkında ne buyururusunuz?
-O “Sıddıkların” amelidir.
-Üç günde Kur’an’ı hatmeden hakkında ne buyururusunuz?
-O “Nebilerin” amelidir.276
Kur’an-ı Kerim’i ne kadar sürede hatim etmek gerekir? sorusu çerçevesinde bazı konulara
burada temas etmemiz uygun olacaktır. Bu bağlamda ilk olarak vurgulamamız gereken husus;
selef-i salihinin özel “durumları, kapasiteleri ve görevleri”277 nedeniyle Kur’an-ı Kerim’i otuz
(ayda bir), yirmi, on, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir günde veya günde birkaç kez hatim etmiş
oldukları gerçeğidir. 278 Acaba hatim yapmadaki bu süre farklılıkları neden kaynaklanmıştır?
Hz. Aişe’nin rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: “Kur’ân üç
günden daha az bir sürede hatim edilmez.”279 Bu nedenle olsa gerek ki, Muaz b. Cebel (ö.
17/638) üç günden az sürede Kur’an’ın hatmedilmesini mekruh görmüştür.280
Her gün hatim yapan Abdullah b. Amr’ın naklettiğine göre kendisiyle Peygamberimiz (sav)
arasında Kur’an okuma ve hatim konusunda şu diyalog geçmiştir:
Rasûlullah (sav) bana “ne kadar Kur’an okuduğumu” sordu ve daha sonra şöyle dedi:
“Kur’an’ı bir ayda hatmet.” Ben; “Daha fazlasına gücüm yeter.”, dedim. O halde “Yirmi günde
hatmet.”, dedi. Ben; “Daha fazlasına gücüm yeter.”, deyince şöyle buyurdu: “Kur’an’ı yedi
günde hatmet, daha fazlasını yapma.”281
Ebû Dâvud’da yer alan bir hadiste ise Rasûlullah’ın (sav) Abdullah b. Amr’a “üç günde
hatim yapma”282 izni verdiği bilgisi yer almaktadır. İster yedi isterse üç gün olsun Rasûlullah’ın
(sav) Abdullah b. Amr’a ya da diğer sahabilere yaptığı benzer ikazları diğer sahabiler, “üç
günden daha az bir sürede Kur’an’ın okunmasını yasaklayan bir nehiy olarak
algılamadıkları”283 ve yedi günden daha kısa sürede yapılan hatimlerin manayı anlamayı
272 Ebu Bekr b. ‘Ayyâş’ın vefatına üzülüp ağlayan kız kardeşi şu şekilde teselli edilmiştir: “Neden ağlıyorsun ki?
Evin şu köşesine bir bakıver. Kardeşin bu köşede on sekiz bin hatim yaptı.” (İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec
Abdurrahman b. Ali, Safvetü’s-Safve, (tah. Mahmud Fâhûrî – Muhammed Kal‘acî), Dâru’l-Ma‘rife, Beyrut,
1979, III, 166. 273 İbn Müflic, Burhaneddin İbrahim b. Muhammed, el-Maksadü’l-Erşed fî Zikri Ashâbil’lİmâm Ahmed, (tah.
Abdurrahman b. Süleyman), Mektebetü’r-Rüşd, Riyad, 1990, II, 317. 274 İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-‘Askallânî, Lisânu’l-Mîzân, Müessesetü’l-A‘lamî, Beyrut, 1986, IV, 302. 275 Dârimî, Sünen, II, 561, hadis no: 3483. 276 Hakîm et-Tirmizî, Nevâdiru’l-Usûl, II, 285. 277 Nevevî, Ebû Zekeriya Yahya b. Şeref, el-Minhâc Şerhu Sahîhi Müslim b. el-Haccâc, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-
‘Arabî, Beyrut, 1392, VIII, 42; Azîmâbâdî, Ebu’t-Tîb Muhammed Şemsu’l-Hakk, ‘Avnu’l-Ma‘bûd, Dâru’l-
Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1415, IV, 186. 278 Bkz. Suyûtî, İtkân, I, 278. ; Dârimî, II, 561; Mubârekfûrî, Ebu’l-‘Alâ Mahammed Abdurrahman, Tuhfetü’l-
Ahvezî, Dâru’l-Kütübi’l’İlmiyye, Beyrut, ts. VIII, 219. 279 Hadisin şerhi için bkz. İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, IX, 97. 280 Suyûtî, el-İtkân, I, 278. 281 Ebû Dâvud, (hadis no: 1388),; ayrıca bkz. Buhâri, Fedailü'l-Kur'an. IV 1926-1927. 282 Ebû Dâvud, Sünen, hadis no: 1391, قال إن بي قوة قال اقرأه في ثلث 283 Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VIII, 219.
223
zorlaştırmakla birlikte okunduğunda “sevabından mahrum etmediği”284 şeklinde yorumladıkları
için, bazı sahabi ve alimler bir haftadan, üç günden hatta bir günden daha az bir sürede hatim
yapmaya devam etmişlerdir.
284 Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VIII, 221.
224
Uygulama Soruları
?ne anlama gelmektedir ترتيل ayetindeki ورتل القرآن ترتيل .1
A) Kur’an’ı yavaş yavaş, harf harf, tane tane, manasını düşünerek okumak
B) Kur’an’ı hatmetmek
C) Kur’an-ı Kerim’i tedvir ile okumak
D) Kur’an-ı Kerim’i hadr okumak
E) Kur’an-ı Kerim’i ses vurgusuna dikkat ederek okumak
2. el-Burhân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân adlı eser aşağıdaki isimlerden hangisine aittir?
A) Darimî
B) Suyutî
C) İbn Cezerî
D) Zerkeşî
E) Beydavî
3. Kur’an-ı Kerim’i hatmetme süresinin , Sünnete uygun olan ve tavsiye edileni aşağıdaki
seçeneklerden hangisinde verilmiştir?
A) Kur’an’ı bir yılda hatmetmek
B) Kur’an’ı bir ayda hatmetmek
C) Kur’an’ı bir günde hatmetmek
D) Kur’an’ı altı ayda hatmetmek
E) Kur’an’ı üç ayda hatmetmek
225
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsîn Sûresinin 2. sayfasının (13-27. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Muhammed Sûresi 12-29. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve
becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Ses Vurgusu ve Raf‘i Savt kuralları
üzerinde durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında hükümlerin amaçları kavramı etraflıca
inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Hatim Yapmanın Dini Referansları ve
Süresi” konusuyla ilgili bilgi verilmitir.
226
Bölüm Soruları
اءها المرسلون .1 اذ ج ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi واضرب لهم مثل اصحاب القري
gelmektedir? A) نكم منا عذاب اليم قالوا انا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمس
B) وما علينا ال البلغ المبين
C) يعلم انا اليكم لمرسلون قالوا ربنا
D) حمن من شيء ان انتم ال تكذبون ا انزل الر ا انتم ال بشر مثلنا وم قالوا م
E) زنا بثالث فقالوا انا اليكم مرسلون اذ ارسلـنا اليهم اثنين فكذبوهما فعز
رتم بل انتم قوم مسرفون .2 ائركم معكم ائن ذك ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi قالوا ط
gelmektedir? A) نكم منا عذاب اليم قالوا انا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لن رجمنكم وليمس
B) رجل يسعى قال يا قوم اتبعوا المرسلين اء من اقصا المدين وج
C) قالوا ربنا يعلم انا اليكم لمرسلون
D) ا انتم ال بش حمن من شيء ان انتم ال تكذبون قالوا م ا انزل الر ر مثلنا وم
E) زنا بثالث فقالوا انا اليكم مرسلون اذ ارسلـنا اليهم اثنين فكذبوهما فعز
رج .3 اء من اقصا المدين ل يسعى قال يا قوم اتبعوا المرسلين وج ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden
hangisi gelmektedir? A) نكم منا عذاب اليم قالوا انا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمس
B) اء من رجل يسعى قال يا قوم اتبعوا المرسلين وج اقصا المدين
C) قالوا ربنا يعلم انا اليكم لمرسلون
D) اتبعوا من ل يسـلكم اجرا وهم مهتدون
E) زنا بثالث فقالوا انا اليكم مرسلون اذ ارسلـنا اليهم اثنين ف كذبوهما فعز
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir اتبعوا من ل يسـلكم اجرا وهم مهتدون .4
A) نكم منا عذاب اليم قالوا انا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمس
B) رجل يسعى قال يا قوم اتبعوا المرسلين اء من اقصا المدين وج
C) اليكم لمرسلون قالوا ربنا يعلم انا
D) اتبعوا من ل يسـلكم اجرا وهم مهتدون
E) وما لي ل اعبد الذي فطرني واليه ترجعون
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وما لي ل اعبد الذي فطرني واليه ترجعون .5
A) ي شفاعتهم شي ـا ول ينقذو حمن بضر ل تغن عن ذ من دونه اله ان يردن الر ن ءات
B) رجل يسعى قال يا قوم اتبعوا المر اء من اقصا المدين سلين وج
C) قالوا ربنا يعلم انا اليكم لمرسلون
D) اتبعوا من ل يسـلكم اجرا وهم مهتدون
E) وما لي ل اعبد الذي فطرني واليه ترجعون
6. Kur’ân-ı Kerim’i okurken Kur’ân’ın harf, kelime veya cümlelerinde var olan anlamlarını
okuyanın sesine yansıtmasına ne ad verilir?
A) Tertil ile okuyuş
B) Tahkik ile okuyuş
C) Tedvîr ile okuyuş
227
D) Hadr ile okuyuş
E) Temsili okuyuş
7. Aşağıdaki seçeneklerden hangisi temsili okuyuşun kısımlarındandır?
A) Tedvir ile okuyuş
B) Raf‘i savt
C) Tahkik ile okuma
D) Tertil ile okuma
E) Hadr ile okuma
8. Ayetin içerdiği anlamdan dolayı yüksek sesle okunmasının daha uygun olmasını ifade eden
tecvid kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ses Vurgusu
B) Hafd-ı Savt
C) Tertil
D) Raf‘i Savt
E) Tahkik
9. Kur’an-ı Kerim’de “Ey insanlar, Rabbinizden bir öğüt, kalplerdeki olan dertlere bir şifa,
mü’minler için bir hidayet ve rahmet gelmiştir.” şeklinde ifade edilen kavram aşağıdakilerden
hangisidir? A) Hz. Muhammet
B) Sünnet-i Seniyye
C) Kur’an-ı Kerim
D) Melaike-i Kiram
E) İlahî Dinler
10. Akıl sahiplerini, kendi istek ve iradeleriyle doğrudan doğruya hayra ve nimete sevk eden bir
ilahî kuruma ne ad verilir?
A) Din
B) Kur’an
C) Sünnet
D) Vahiy
E) Akıl
228
Cevaplar
1) e, 2) b, 3) d, 4) e, 5) a, 6) e, 7) b, 8) d, 9) c, 10) a
229
10. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: RAF-‘İ SAVT
230
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsîn Sûresinin 3. sayfası (28-40. ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Muhammed Sûresi 30-38. ve Fetih Sûresi 1-
9. ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Raf-‘i Savt”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “İnsan Canının
Dokunulmazlığı (Can Emniyeti) ve Kısas” kavramları etraflıca inceleme konusu
yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi”
konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilecektir.
231
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Raf‘i savt sebepleri nelerdir?
2. Fetih Sûresinde “Allah’ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur.)” ayetinde hangi
ilkeler hatırlatılmaktadır?
3. “Tertibi Osmânî” hatminde hangi usul takip edilmektedir?
232
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Raf-‘i
Savt
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsîn Sûresinin 3. sayfasını
(28-40. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Muhammed Sûresi 30-38. ve
Fetih Sûresi 1-9. ayetleri hadr
usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i Savt
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
İnsan Canının Dokunulmazlığı
(Can Emniyeti) ve Kısas
konusuyla ilgili en az iki ayet
ezberler.
6. “Hatim Yapmanın Dini
Referansları ve Süresi”
konusuyla ilgili bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
233
Anahtar Kavramlar
Hatim
Hatim geleneği
Hezreme
Tertibi Osmânî
Kısas
Diyet
Kur’an ayı
İbrahim en-Naha‘î
Mehmet Zihni Efendi
234
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
235
10. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
10. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 3. Sayfa Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn Sûresinin 3. sayfasında yer alan 28-40.
ayetler tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
اء وما كنا منزلين ا انزلنا على قومه من بعده من جند من السم ﴾28﴿وم
يا حسرة على العباد ما ﴾29ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون ﴿
ن ﴿ الم يروا كم اهلكنا قبلهم من ﴾30يأتيهم من رسول ال كانوا به يستهز
ا جميع لدينا محضرون ﴿ ﴾31 يرجعون ﴿القرون انهم اليهم ل ﴾32وان كل لم
ا فمنه يأكلون ﴿ احييناها واخرجنا منها حبا ﴾33واي لهم الرض الميت
رنا فيها يل واعناب وفج ليأكلوا ﴾34من العيون ﴿ وجعلنا فيها جنات من ن
سبحان الذي خلق الزواج ﴾35من ثمره وما عملته ايديهم افل يشكرون ﴿
ا ل يعلمون ﴿ ا تنبت الرض ومن انفسهم ومم واي لهم اليل ﴾36كلها مم
والشمس تجري لمستقر لها ذلك ﴾37سلخ منه النهار فاذا هم مظلمون ﴿ن
والقمر قدرناه منازل حتهى عاد كالعرجون القديم ﴾38تقدير العزيز العليم ﴿
ا ا ﴾39﴿ ن تدرك القمر ول اليل سابق النهار وكل في ل الشمس ينبغي لـه
﴾40فلك يسبحون ﴿
(36) Yâsîn Sûresi 3. Sayfa (28-40. Ayetler) Bismillâhirrahmânirrahîm.
28. Kendisinden sonra kavmi üzerine (onları cezalandırmak için) gökten hiçbir ordu
indirmedik. İndirecek de değildik.
29. Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp gittiler.
30. Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki, onunla alay ediyor olmasınlar.
236
31. Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onların artık kendilerine
dönmeyeceklerini görmediler mi?
32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp (hesap için) huzurumuza çıkarılacaklardır.
33. Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan
yerler.
34, 35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve
içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler
mi?2
36. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve (daha) bilemedikleri (nice)
şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanı yücedir.
37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, bir de bakarsın karanlık içinde
kalmışlardır.
38. Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlak güç sahibi, hakkıyla bilen
Allah’ın takdiri (düzenlemesi)dir.
39. Ayın dolaşımı için de konak yerleri (evreler) belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma
dalı gibi olur.
40. Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede
yüzmektedir.
10. 1. 2. Yüzünden Okuma: Muhammed Sûresi 30-38. ve Fetih Sûresi 1-9.
Ayetler Bu derste, Medine’de nazil olan ve 38 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 47.
sırasındaki Muhammed Sûresinin son 30-38. ayetleri; yine Medine’de nazil olan ve 29 ayetten
müteşekkil Kur’ân-ı Kerim’in 48. sırasındaki Fetih Sûresinin ilk 1-9. ayetleri
tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden okunacaktır.
د ﴾47﴿ سورة محم
﷽
اء لريناكهم فلعرفتهم بسيميهم ولتعرفنهم في لحن القول والله ولو نش
ا 30يعلم اعمالكم ﴿ ابرين ونبلو ﴾ ولنبلونكم حتهى نعلم المجاهدين منكم والص
سول من ﴾ ا 31اخباركم ﴿ اقوا الر وش ن الذين كفروا وصدوا عن سبيل الله
وسيحبط اعمالهم ﴿ شي ـا وا الله ﴾ يا ايها 32بعد ما تبين لهم الهدى لن يضر
س واطيعوا الر ﴾ ان الذين 33ول ول تبطلوا اعمالكم ﴿الذين امنوا اطيعوا الله
لهم ﴿ ثم ماتوا وهم كفار فلن يغفر الله ﴾ فل 34كفروا وصدوا عن سبيل الله
معكم ول لم وانتم العلون والله ﴾ 35ن يتركم اعمالكم ﴿تهنوا وتدعوا الى الس
وان تؤمنوا وتتقوا يؤتكم اجوركم ول يسـلكم انما الحيوة الدنيا لعب ولهو
رج اضغانكم ﴿36اموالكم ﴿ لوا وي انتم ﴾ ها 37﴾ ان يسـلكموها فيحفكم تب
ل ل فانما يب ل ومن يب فمنكم من يب ء تدعون لتنفقوا في سبيل الله ل ؤ ه
237
غيركم ثم ل اء وان تتولوا يستبدل قوما الغني وانتم الفقـر عن نفسه والله
﴾ 38كونوا امثالكم ﴿ي
﴾ سورة الفتح 48﴿
﷽
﴿ مبينا ر 1انا فتحنا لك فتحا ما تقدم من ذنبك وما تاخ ﴾ ليغفر لك الله
﴿ نصرا عزيزا ﴾ وينصرك 2ويتم نعمته عليك ويهديك صراطا مستقيما الله
مع ايمانهم 3﴿ ي انزل السكين في قلوب المؤمنين ليزدادوا ايمانا ذ ﴾ هو الـ
﴿ حكيما عليما جنود السموات والرض وكان الله ﴾ ليدخل المؤمنين 4ولله
نات جنات تجري من تحتها النهار خالدين فيها ويكفر عنهم سيـاتهم والمؤم
﴿ فوزا عظيما ب المنافقين والمنافقات والمشركين 5وكان ذلك عند الله ﴾ ويعذ
انين ب عليهم والمشركات الظ ظن السوء عليهم دائرة السوء وغضب الله الله
اءت مصيرا ﴿ جنود السموات والرض 6ولعنهم واعد لهم جهنم وس ﴾ ولله
عزيزا حكيما ﴿ ﴿﴾ انا ارسلناك ش 7وكان الله را ونذيرا ﴾ لتؤمنوا 8اهدا ومبش
روه وتوقروه وتسبحوه بكرة واصيل ﴿ ورسوله وتعز ﴾ 9بالله
10. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Raf-‘i Savt
2. Raf-‘i Savt (رفع الصوت): Ayetin içerdiği anlamdan dolayı yüksek sesle okunmasının
daha uygun olmasını ifade eden tecvid kavramıdır.
Raf‘i Savt sebeplerini şöyle özetleyebiliriz:
a. Ayet metninin, önemli bir gerçeği vurgulaması
b. Ayetin önemli bir hakikati nakil yoluyla ifade etmesi
c. Allah’a ait emir ve nehiyler
d. Hafd-ı savt (düşük ses tonu) ile okunması gereken ayet veya kelimeden sonraki ayetler
Aşağıda raf‘i savt ile okunması gereken ayetlerin listesi bulunmaktadır:
Raf‘i Savt Sebepleri: a. Ayet metninin, önemli bir gerçeği vurgulaması:
د 47﴿ يعلم متقلبكم فاعلم انه ل اله ال الل ﴾ سورة محم واستغفر لذنبك وللمؤمنين والمؤمنات والله
﴾19ومثويكم ﴿
مر 39﴿ لق ما يشاء سبحانه ﴾ سورة الز ا ي ذ ولدا لصطفى مم ان يت هو الل الواحد لو اراد الله
238
ار ﴾4﴿ القه
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
ل تقنطوا من رحمة الل ان الل يغفر قل يا عبادي الذين اسرفوا على انفسهم
حيم ﴿ الذنوب جميعا ﴾53انه هو الغفور الر
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
الذي له ما في السموات وما في الرض ل الى الل تصير المور ا صراط الله
﴿53﴾
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
ان رحمت الل ول تفسدوا في الرض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمعا
﴾56﴿ قريب من المحسنين
﴾ سورة 42﴿
شورىال
ذوا من دونه اولياء وهو على كل شيء فالل هو الولي وهو يحي الموتىام ات
﴾9قدير ﴿
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
نس والجن على ان ياتوا بمثل هذا القران ل ياتون بمثله قل لئن اجتمعت ال
﴾88ولو كان بعضهم لبعض ظهيرا ﴿
لنا على عبدنا فاتوا بسورة من مثله ﴾ سورة البقرة 2﴿ ا نز وادعوا وان كنتم في ريب مم
ان كنتم صادقين ﴿شهداء ﴾23كم من دون الله
﴾2﴿ ذلك الكتاب ل ريب فيه هدى للمتقين ﴾ سورة البقرة 2﴿
b. Ayetin önemli bir hakikati nakil yoluyla ifade etmesi:
قالوا انؤمن كما امن السفهاء ال انهم هم امن الناس امنوا كما واذا قيل لهم ﴾ سورة البقرة 2﴿
﴾13السفهاء ولكن ل يعلمون ﴿
c. Allah’a ait emir ve nehiyler:
-Emir’lere örnekler:
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
يها جميعا ان فاستبقوا الخيرات ولكل وجه هو مول اين ما تكونوا يات بكم الله
على كل شيء قدير ﴿ ﴾148الله
10. 2. Tecvid: لوة واتوا ا سول واقيموا الص كوة واطيعوا الر ﴾56لعلكم ترحمون ﴿ لز
239
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
﴾182﴿ وزنوا بالقسطاس المستقيم
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
يحب سبيل الل وانفقوا في واحسنوا ان الله ول تلقوا بايديكم الى التهلك
﴾195المحسنين ﴿
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
قون ﴿يا ايها الناس اعبدوا ربكم الذي خلقكم ﴾21والذين من قبلكم لعلكم تت
-Nehiy’lere örnekler:
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
انه ل ول تايـسوا من روح الل يا بني اذهبوا فتحسسوا من يوسف واخيه
ال القوم الكافرون ﴿ يـس من روح الله ﴾87يا
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
ي ل تقنطوا من رحمة الل قل يا عبادي الذين اسرفوا على انفسهم غفر ان الله
حيم ﴿ ﴾53الذنوب جميعا انه هو الغفور الر
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
خذوا اليهود والنصارى اولياء يا ايها الذين امنوا بعضهم اولياء بعض ل تت
ل يهدي القوم الظالمين ﴿ ومن ﴾51يتولهم منكم فانه منهم ان الله
240
Savt
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
من اولياء ثم ل ول تركنوا الى الذين ظلموا فتمسكم النار وما لكم من دون الله
﴾113تنصرون ﴿
d. Hafd-ı savt (düşük ses tonu) ile okunması gereken ayet veya
kelimeden sonraki ayetler:
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
ان رحمت الل ول تفسدوا في الرض بعد اصلحها وادعوه خوفا وطمعا
﴾56﴿ قريب من المحسنين
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
الح ﴾107﴿ ات كانت لهم جنات الفردوس نزل ان الذين امنوا وعملوا الص
﴾ سورة 66﴿
التحريم
م ما احل الل لك غفور رحيم يا ايها النبي لم تحر تبتغي مرضات ازواجك والله
﴿1﴾
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
ل اله ال هو كل شيء هالك ال وجهه له الحكم واليه ول تدع مع الل الها اخر
﴾88ترجعون ﴿
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
بعد اذ انزلت اليك وادع الى ربك ول يصدنك عن ايات ول تكونن من الله
﴾87﴿ المشركين
10. 2. Tecvid:
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
وضوا في حديث وضون في اياتنا فاعرض عنهم حتهى ي واذا رايت الذين ي
ا ينسينك الشيطان كرىغيره وام ﴾68مع القوم الظالمين ﴿ فل تقعد بعد الذ
10. 2. Tecvid: صال عا وخيف ودون الجهر من القول بالغدو وال واذكر ربك في نفسك تضر
241
Kur’ân-ı
Kerim’in
Temsîlî
Okunuşu: Raf-‘i
Savt
﴾205﴿ ول تكن من الغافلين
﴾ سورة 93﴿
الضحي
﴾7﴿ ووجدك ضالا فهدى
10. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: İnsan Canının
Dokunulmazlığı (Can Emniyeti) ve Kısas
1. İnsan Canına Kıymanın Haramlılığı Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de insanı bizzat kendisinin yarattığına önemle dikkat çeker,
onun yaratılış maddelerini açıklar285 ve insanı kulluk için halk ettiğine vurgu yapar. 286 Ayrıca
insanın faniliğine ve bu dünyaya imtihan için gönderildiğine işaret eder. 287
Allah Teâlâ, fanî ve imtihan gayesi ile yaratıp dünyaya gönderdiği insanın, varlıklar
içerisinde değerli olduğunu288, göklerde ve yerde ne varsa onun emrine ve hizmetine
verildiğini; çeşitli nimetlerin, deniz ve deniz ürünlerinin, ayın, güneşin, gecenin ve gündüzün
insanın hizmetine sunulduğunu beyan etmiştir. 289 Kısaca Allah Teâlâ, insana kıymet vermiştir.
Allah Teâlâ, hayat lütfettiği ve bu kadar değer verdiği insanın canını dokunulmaz kılmış,
çeşitli ilkelerle onu koruma altına almış, haksız bir şekilde onu kasten yok edenlere ağır
müeyyideler getirmiştir.
Daha önce belirtildiği gibi, bütün ilahî dinlerin, toplumun inşa ederken gerçekleştirmeyi
hedefledikleri canı, aklı, malı, namusu, dini koruma, Kur’ân’ın da en başta gelen
amaçlarındandır. Kur’ân, insan varlığına, Allah’ın inşa ettiği ve hiçbir kimsenin onu yıkmaya
ve yok etmeye hakkı olmadığı bir bina gözüyle bakmaktadır. Mesela, insanın kanının haksız
yere akıtılmasına kesinlikle müsaade etmez.
Kur’ân, insanın canının dokunulmazlığını anlatırken geçmiş milletlerden de örnekler sunar.
İnsanın canının dokunulmazlığı konusunun önceki şeriatlarda var olduğunu ve haksız yere bir
insan canına kıyan katilin kısas cezasına çarptırıldığını Kur’ân özellikle bildirmiştir. 290
Hunharca, vahşice ve bütün insanlıktan soyutlanarak işlenen cinayetlerin gün geçtikçe
artması, aydınları, halkı ve çeşitli kesimleri idam konusunu tekrar gündeme getirmeye sevk
etmiş ve etmektedir. Hâlbuki Kur’ân, insan canının dokunulmazlığına asırlar önce işaret etmiş,
haksız yere insan canına kıyılamayacağını291 ve kıyanların aynı şekilde cezalandırılmasının
gerekliliğini önemle vurgulamıştır. 292 Kur’ân, buu gerçeği kendinden önceki ilâhî kitapların
hükümlerine de atıfta bulunarak on beş asırdan beri seslendirmekte ve haksız yere insan canına
kıyanlara verilecek cezanın adalet ölçüsü içerisinde ancak kısasla mümkün olduğuna işaret
etmektedir.
2. Kısas İnsan, Allah’ın değer verdiği, en güzel biçimde yarattığı bir varlıktır. Allah’ın insana
lütfettiği en önemli emaneti onun canı ve hayatıdır. Bu sebeple insan, kendi hayatına veya bir
285 Kaf, 50/16; Hac, 22/5; Mü’minûn, 23/12-14; Secde, 32/7-9; İnsan, 76/2. 286 Zâriyât, 51/56. 287 Âl-i İmrân, 3/185; Enbiyâ, 21/35; Hûd, 11/7; Mülk, 67/2. 288 İsrâ, 17/70; Tîn, 95/4. 289 İbrahim, 14/33; Nahl, 16/11-16; Câsiye, 45/12-13. 290 Mâide, 5/45. 291 Mâide, 5/32; En’âm, 6/51; İsrâ, 17/33. 292 Bakara, 2/178-179; Nisâ, 4/92.
242
başkasının hayatına son vermek hakkına sahip olmadığı gibi, onu tehlikeye atacak olan hal ve
davranışlardan da koruma sorumluluğunu taşımaktadır.
Haksız yere ve kasten bir insanı öldürenin, öldürülenin velisi tarafından diyet karşılığında
affedilip kısastan vazgeçilmediği takdirde öldürülmesi, kaza ile bir adam öldürenin bir köle
azat etmesi ve maktülün yakınlarına diyet ödemesi de yine Kur’an’da beyan edilen, insan
öldürmenin cezalarıdır. Dikkat edilirse görülecektir ki, İslam’da en ağır cezalar insan hayatına
son vermeye yönelik suçların cezalarıdır. 293
Kur’ân, “Kısasta hayat vardır” 294 düsturu ile insan canını korum altına almıştır. Kısas tatbik
edildiği takdirde bir kişinin öldürülmesiyle pek çok kimsenin yaşaması sağlanır. Çünkü
cezasının ölüm olacağını bilen kimse, bu suçu işlemeyecektir. Ardı arkası kesilmeyen kan
davaları neticesinde çoğu ailelerin söndüğü, nice masum insanların öldürüldüğü görülmektedir.
Katil, çeşitli vesilelerle yapılan genel aflar ve öldürülen kimsenin velisinin rızası dışında
gerçekleşen infaz yasalarının icrası ile cesaret bulmaktadır. Kısa bir zaman sonra dışarı çıkma
ümidi ile cezaevlerinde yatanların birçoğunun ıslah olmaları bir tarafa, çıkınca tekrar cinayet
işlemekte veya maktülün velileri tarafından öldürülmektedirler. Böylece ardı arkası kesilmeyen
zincirleme cinayet serüvenleri devam etmektedir.
İslam’da kısas müessesesinin mevcudiyeti sayesinde her fert kendini emniyet içinde
hisseder. Kısas adâletine güvenerek huzur içinde işiyle gücüyle meşğul olur. Böylece İslam
ümmeti hayat dolu bir yaşayış içinde bulunur. 295
Kısas, intikam almak ve kin duygularını dindirmek değildir. Kısas, hayat içindir. Kısas,
hayat uğrunadır. Kısastaki hayat, başlangıçta canileri başkalarına tecavüz etmekten
alıkoymakla başlar. Bir başkasını öldürdüğü takdirde, kısas yoluyla öldürüleceğine inanan
kimse, öldürme işinden ve böyle bir fiilin içine düşmekten süratle vazgeçecektir. 296
“İslam toplumunda yaşayan kim olursa olsun, hangi dine mensup olursa olsun, hangi ırktan
gelirse gelsin herkesin canı azizdir. Kısas âyetinde geçen hüküm, kasten ve haksız
öldürülenlerin hür, köle, erkek dişi, Müslüman ve Müslümanların himayesinde bulunan diğer
din mensuplarının hepsini kapsamaktadır. Her birinin kâtili kim olursa olsun, karşılığında kısas
yapılır.”297
Her öldürülen kimsenin kendi kâtili aynı şekilde öldürülür. Öldürülen kimse kim olursa
olsun, onun katilleri, öldürülenden daha fazla bir yaşam hakkına sahip değildir. Kısas, yaşama
hakkında, masumlukta, eşitliğe dayanır.
Elmalı Muhammed Hamdi Yazır, kısasta iki türlü hayatın olduğunu belirterek şöyle der:
“Birincisi, katil olmak isteyen kişi, öldürdüğü takdirde kendisinin öldürüleceğini bilirse,
öldürmekten vazgeçer. Böylece hem kendi hayatta kalır, hem de karşısındaki. İkincisi, genel
toplumun yaşama hakkını da güvenceye alma vardır. Çünkü bu şekilde öldürmenin önüne
geçilmesi, bu ikisinden başka bunlarla uzaktan yakından ilgisi olması düşünülen insanların
hayatlarının devamına ve güvenliğine bir garantidir. 298
Kısas hükmünü uygulayacak muktedir bir gücün şu anda bulunmadığı malumdur. Ancak bir
Müslüman olarak Allah Teâlâ’nın vazettiği bu hükmü dile getirmek ve ona samimiyetle
inanmak bir Müslüman olarak imanımızın şartıdır. Ayrıca bu hükmün uygulanacağı temiz bir
toplumu inşa etmek ve etmeyi hedeflemek de bize yüklenen bir görevdir. Canımız yakan ve
kalbimizi derinden inciten olaylar karşısında “Halk, artık idamı tartışsın” diyerek gündem
oluşturma yerine “Allah’ın haksız yere cana kıyana karşı emrettiği hüküm kısastır” söylemiyle
ancak kısasın, gerçek adaleti sağlayacağını ifade etmeliyiz.
293 Bkz. Zeki Duman, Nüzulünden Günümüze Kur’ân ve Müslümanlar, Ankara, 1996, s. 125-126. 294 Bakara, 2/179. 295 Seyyid Kutub, Fî Zılâli’l-Kur’ân, Beyrut, 1987, IV; 2225. 296 Şevkânî, Fethu’l-Kadîr, Beyrut, 1994, I, 220; Seyyid Kutub, a. g. e. , I, 165. 297 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 601. 298 Fahruddin Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, Beyrut, 1990; V, 48¸ Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 609.
243
3. İnsan Cana Kıymanın Haram Oluşu ve Kısas İle İlgili Âyetler
ن والجروح وكتبنا عليهم فيها ان النفس بالنفس والعين بالعين والنف بالنف والذن بال ن بالس ذن والس
فاولئك هم الظالمون قصاص فمن تصدق به فهو كفارة له ومن ل م يحكم بما انزل الله“Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa
kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına
sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta
kendileridir.”
م ربكم عليكم ال تشركوا به شيئا وبالوالدين احسانا ول ت ملق نحن قتلوا اولدكم من ا قل تعالوا اتل ما حر
ال بالحق ذلكم نرزقكم واياهم ول تقربوا الفواحش ما ظهر منها وما بطن ول تقتلوا النفس التى ح م الله ر
يكم به لعلكم تعقلون وصه“(Ey Muhammed!) De ki: “Gelin, Rabbinizin size haram kıldığı şeyleri okuyayım: O’na
hiçbir şeyi ortak koşmayın. Anaya babaya iyi davranın. Fakirlik endişesiyle çocuklarınızı
öldürmeyin. Sizi de onları da biz rızıklandırırız. (Zina ve benzeri) çirkinliklere, bunların
açığına da gizlisine de yaklaşmayın. Meşrû bir hak karşılığı olmadıkça, Allah’ın haram
(dokunulmaz) kıldığı canı öldürmeyin. İşte size Allah bunu emretti ki aklınızı kullanasınız.”299
ال بالحق ومن قتل مظلوما م الله فقد جعلنا لوليه سلطانا فل يسرف فى القتل انه ول تقتلوا النفس التى حر
كان منصورا“Haklı bir sebep olmadıkça, Allah’ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim
haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla)
öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiş”. 300
فكانما قتل الناس من اجل ذلك كتبنا على بنى اسراي ل انه من قتل نفسا بغير نفس او فساد فى الرض
بعد ذلك فى احياها فكانما احيا الناس جميعا ولقد جاءتهم رسلنا بالبينات ثم ان كثيرا منهم جميعا ومن
الرض لمسرفون “Bundan dolayı İsrailoğullarına (Kitap’ta) şunu yazdık: “Kim, bir insanı, bir can karşılığı
veya yeryüzünde bir bozgunculuk çıkarmak karşılığı olmaksızın öldürürse, o sanki bütün
insanları öldürmüştür. Her kim de birini (hayatını kurtararak) yaşatırsa, sanki bütün insanları
yaşatmıştır. Andolsun ki, onlara resûllerimiz apaçık deliller (mucize ve âyetler) getirdiler. Ama
onlardan birçoğu bundan sonra da (hâlâ) yeryüzünde aşırı gitmektedir. 301
عفى له من ثى بالنثى فمن ايها الذين امنوا كتب عليكم القصاص فى القتلى الحر بالحر والعبد بالعبد والن
فيف من ربكم ورحم فمن اع تدى بعد ذلك فله عذاب اخيه شىء فاتباع بالمعروف واداء اليه باحسان ذلك ت
اليم “Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı
köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi)
tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek
gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem
dolu bir azap vardır.”302
و مؤمن دي مسلم الى اهله ال وما كان لمؤمن ان يقتل مؤمنا ال خطا ومن قتل مؤمنا خطا فتحرير رقب
وان كان من قوم ان مؤمن دقوا فان كان من قوم عدو لكم وهو مؤمن فتحرير رقب بينكم وبينهم ميثاق يص
فمن لم يجد فصيام مؤمن عليما فدي مسلم الى اهله وتحرير رقب وكان الله شهرين متتابعين توب من الله
حكيما“Bir mü’minin bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Ancak yanlışlıkla olması başka.
Kim bir mü’mini yanlışlıkla öldürürse, bir mü’min köleyi azad etmesi ve bağışlamadıkları
299 En’âm, 6/51. 300 İsrâ, 17/33. 301 Mâide, 5/32. 302 Bakara, 2/178.
244
sürece ailesine diyet ödemesi gerekir. (Öldürülen kimse) mü’min olur ve düşmanınız olan bir
topluluktan bulunursa, mü’min bir köle azad etmek gerekir. Eğer sizinle kendileri arasında
antlaşma bulunan bir topluluktan ise ailesine verilecek bir diyet ve mü’min bir köle azad etmek
gerekir. Bunlara imkân bulamayanın, Allah tarafından tövbesinin kabulü için iki ay ard arda
oruç tutması gerekir. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.”303
قون ولكم فى القصاص حيوة يا اولى اللباب لعلكم تت “Ey iman edenler! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.”304
10. 4. Okuma Parçası: Hatim Yapmanın Dini Referansları ve Süresi (Devam … )305
İslam alimleri yedi günde hatim yapmayı “müstehab” bir amel olarak tarif etmişlerdir. 306
Sahabe ve ulema arasında en yaygın hatim şekli, haftada bir yapılan “hafta hatmi”dir. Hafta
hatmine Cuma gününün gecesi başlanır ve ilk gece Fatiha Sûresinden Maide’ye, Cumartesi
gecesi En’âm’dan Hûd’a, Pazar gecesi Yusuf’tan Meryem’e, Pazartesi gecesi Tâhâ’dan
Kasas’a, Salı gecesi Ankebût’tan Sâd’a, Çarşamba gecesi Zümer’den Rahmân’a, yedinci ve son
gece olan Perşembe gecesi ise Vakıâ’dan Nâs Sûresine kadar okunur ve böylece hatim
tamamlanır. Bu hatim şekline, bunu ilk uygulayanın Hz. Osman olması nedeniyle “Tertibi
Osmânî” adı verilmiştir. 307
Hatim yapmakla ilgili gün sınırlamasından söz eden hadis-i şeriflerin ortak noktası, çok hızlı
bir şekilde hatim yapıldığında Allah’ın kelamının manalarının tam anlaşılamama ihtimalinin
ortaya çıkması hususudur. “Kur’an üzerinde düşünmezler mi?”308 ayetinin ve diğer benzer
ayetlerin gereği olarak Kur’an-ı Kerim, anlamları üzerinde düşünülerek okunulması gereken bir
kitaptır. Bu çerçevede Kur’an’ı hatmetmekten asıl maksadın, “Kur’ân’ı mümkün olan en kısa
zamanda okuyup bitirmek değil, onu anlayarak, kavrayarak, üzerinde düşünerek okumak”309
olduğunda şüphe yoktur.310 Allah Rasulü (sav) hatimle ilgili yaptığı uyarılar arasında bu hususa
ayrıca şu şekilde vurgu yapmıştır: “Kur’ân’ı üç günden daha az bir zamanda okuyup hatmeden,
onun manasını tam olarak anlayamaz.”311 ل يفقه من قرأه في أقل من ثلث لم يفقه من قرأ القرآن في
Bazı hadis şârihleri, bu hadis-i şerifin üç günden daha az bir sürede hatim ( أقل من ثلث
yapılmayacağına işaret eden “açık bir nass” hükmünde olduğunu312 söylemektedirler.
Ayrıca bu alimler, Kur’ân’ın okunuş hızıyla ilgili olarak da Allah’ın kelamının kendine has
bir okunuş şekli ve edebi olduğunu ortaya koymak için, Kur’an okuyan kişi Kur’ân’ı “çok hızlı
bir şekilde (hezremeyle) okumaz.”313 şartını koymuşlardır. Zira Arap dilinde temel anlamı
karıştırmak, genişletip çoğaltmak olan hezreme; okumada, konuşmada ve yürüyüşte hızlı ve
süratli olmayı ifade etmektedir. Kur’an kıraatinde hezreme okuyuşu, kelimeleri birbirine
303 Nisâ, 4/92. 304 Bakara, 2/179. 305 Çimen, Kur’an: Metin Özellikleri, s. 54-62. 306 Zerkeşî, Burhân, I, 470. 307 Zihni Efendi, el-Kavlü’s-Sedîd, s. 42-43; Altıkulaç, “Hatim İndirme”, s. 170-171. 308 Muhammed, 47/24. 309 Dartma, Bahattin, Yeniden Kur’ân’a Yönelmek, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2003, s. 44. 310 Daha geniş bilgi için bkz. Çimen, Abdullah Emin, Hafızlık Tarihi ve Türkiye’de Hafızlık Kurumunun
İşlevselliği, İstanbul, 2010, s. 38-41; Dartma, Bahattin, Yeniden Kur’ân’a Yönelmek, s. 56. 311 Ebu Davud, Salat, Tahzibü'I-Kur'an Babı. ll 114 }II, 54; hadis no. 1390, 1394{ ; Tirmizî, V, 196, hadis no:
2946; İbn Mâce, I,428 (hadis no1347). 312 Azîmâbâdî, Ebu’t-Tîb Muhammed Şemsu’l-Hakk, ‘Avnu’l-Ma‘bûd, Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1415,
IV, 187. 313 İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-‘Askallânî, Fethu’l-Bârî, (tah. Muhammed Fuad Abdülbaki), Dâru’l-Ma‘rife,
Beyrut, 1379, IX, 97; Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VIII, 218; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, II, 60. Son dönemde
kaleme alınmış tecvid kitaplarında da yer alan “hezreme” ile okuma” (bkz. Zihni Efendi, el-Kavlü’s-Sedîd, s.
46) kavramının sahabe tarafından kullanılan çok kadim bir kavram olduğu anlaşılmaktadır.
245
karıştıracak şekilde hızlı okumaktır. İbn Abbas (ö. 68/687-88) şöyle demiştir: “Kur’ân’ı üç
günde okumam, onu bir gecede hezremeyle (çok hızlı bir şekilde) okumamdan bana daha hoş
gelmektedir.”314 İmam Nevevî (ö. 676/1276), hezreme ile Kur’an okuyuşunun “bidat”
olduğunu ifade etmiştir. 315
Konuyu farklı bir açıdan değerlendiren alimler arasında yer alan Suyûtî’nin de belirttiği gibi
“Gece boyunca Allah’ın ayetlerini okuyanlar”dan316 Allah’ın Kur’an’da övgüyle söz
etmesinden dolayı çok Kur’an okumakta bir sakınca olmadığı gibi, aksine çokça Kur’an
okumak teşvik edilmiş ve müstehab bir ibadet olarak kabul edilmiştir. 317 Ayrıca kaynaklarda
ilimle ve dini konularla meşgul olan “derinlemesine anlayış sahibi, hassas ve ince fikirli”
kimselerle bu vasıfta olmayan kimselerin farklı hızda hatim yapabilecekleri konularına temas
edilmektedir. 318
Muasır sayılabilecek yazarlardan Mehmed Zihni Efendi ise, Kur’an-ı Kerim’i hatmetmek
için belli bir zaman sınırlamasının olmadığını söylemekte ve bu görüşüne makbul kaynaklarda
yer alan İmam-ı Azam Ebu Hanîfe’ye (ö. 150/767) ait şu sözü delil getirmektedir:319 “Kur’an’ı
yılda iki defa başından sonuna kadar okuyarak hatmeden, onun hakkını vermiş olur. Çünkü
Rasûlullah (sav), vefat ettiği yıl Cebrail’e Kur’an’ı iki defa okumuştur.”320
Bazı alimlerin özellikle Ramazan aylarında günde birden fazla hatim yaptığı
nakledilmektedir. Bu bağlamda İmam Ebu Hanife’nin Ramazan ayında “her gün bir hatim ve
her gece bir hatim, bir de teravih hatmi olmak üzere altmış bir hatim”321; İmam Şafii’nin (ö.
204/819) her gün bir hatim, Ramazanda ise günde iki tane olmak üzere toplam altmış hatim322,
İmam Buhârî’nin (ö. 256/889) Ramazan’da gündüzleri bir hatim, teravihten sonra ise üç günde
bir bir hatim323 yaptığı kaynaklarda rivayet edilir. 324 Hz. Osman’ın ise her gece Kur’an’ı
hatmettiği ve hatmin kırk günden daha fazla geciktirilmesini mekruh gördüğü nakledilir. 325
Ebu Dâvud’un naklettiği bir hadis-i şerife göre makul bir mazereti olmadığı halde kırk günde
Kur’an’ı hatmetmemek bir Müslüman için mekruhtur. 326
314 Zemahşerî, el-Fâiku fî Ğarîbi’l-Hadîs, IV, 98-99; İbn Manzûr, Lisân, XII, 606. 315 Nevevî, et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti’l-Kur’ân, s. 59. 316 Âl-i İmrân, 3/13. 317 Suyûtî, İtkân, I, 276. 318 Bkz. İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, IX, 97; Mubârekfûrî, Tuhfetü’l-Ahvezî, VIII, 218; Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, II, 60.
Son dönemde kaleme alınmış tecvid kitaplarında da yer alan “Hezreme ile okuma” (bkz. Zihni Efendi, el-
Kavlü’s-Sedîd, s.) kavramının sahabe tarafından kullanılan çok kadim bir kavram olduğu anlaşılmaktadır. 319 “Hatm-i Kur’ân için müddet tahsîsine lüzûm yoktur. Dikkat ve tedebbür üzere okuyarak ayda ve hatta senede
bir hatim dahi kâfîdir.” (Zihni Efendi, el-Kavlü’s-Sedîd, s. 44) 320 Zerkeşî, Bedruddin Muhammed b. Behâdır, el-Burhân fî ‘Ulûmi’l-Kur’ân, (tah. Muhammed Ebu’l-Fadl
İbrahim), Dâru’l-Marife, Beyrut, 1391, I, 471; Suyûtî, Celaleddin Abdurrahman b. Ebî Bekr, el-İtkân fî
‘Ulûmi’l-Kur’ân, ts. , I, 278. 321 Zihni Efendi, el-Kavlü’s-Sedîd, s. 322 Bağdâdî, Ahmed b. Ali, Târîhu Bağdâd, Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, ts. , II, 63; Bağdâdî, Muhammed b.
Abdülğanî, et-Takyîd, (tah. Kemal Yusuf el-Hût), Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1408, s. 43; Me(u)zzî,
Yusuf b. Abdurrahman, Tehzîbu’l-Kemâl fî Esmâi’r-Ricâl, (tah. Beşşâr Avâd Mârûf), Müessesetü’r-Risâle,
Beyrut, 1980, XXIV, 367; Zehebî, Siyer, X, 90; Kazvinî, Abdülkerim b. Muhammed, et-Tedvîn fî Ahbâri
Kazvîn, (tah. Azizullah Ataridî), Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1987, III, 242; İbn Müflic, el-Maksadü’l-
Erşed, II, 370. 323 Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, II, 12; Zehebî, Siyer, XII, 439; İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-‘Askallânî, Tağliku’t-
Ta‘lîk, (tah. Said Abdurrahman Musa el-Kazakî), el-Mektebü’l-İslâmî, Beyrut, 1405, V, 399; İbn Hacer,
Ahmed b. Ali el-‘Askallânî, Mukaddimetü Fethi’l-Bârî, (tah. Muhammed Fuad Abdülbaki), Dâru’l-Ma‘rife,
Beyrut, 1379, s. 481. 324 Ulema ve sulehânın çokça hatim yapmasıyla bilgi için ayrıca bkz. Esbahânî, Ebû Nu‘aym Ahmed b. Abdullah,
Hilyetü’l-Evliyâ, Dâru’l-Küttâbi’l’Arabî, Beyrut, 1405, X, 302; İbnü’l-Cevzî, Safvetü’s-Safve, II, 444, 445;
Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV, 4, V, 27; Me(u)zzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIV, 446; Bağdâdî, et-Takyîd, s. 43; 325 Zerkeşi, Burhân, I, 471; ayrıca bkz. Hakîm et-Tirmizî, Muhammed b. Ali, Nevâdiru’l-Usûl fî Ehâdîsi’r-Resûl,
(tah. Abdurrahman ‘Umayra), Dâru’l-Cîl, Beyrut, 1992, II, 285. 326 Zerkeşî, el-Burhân, I, 471; Suyûtî, İtkân, I, 278.
246
Hz. Osman, Temîm ed-Dârî (ö. 40/661), Saîd b. Cübeyr (ö. 95/713) ve Ebu Hanîfe’den
oluşan dört kişinin, namazın tek bir rekatında Kur’an’ın tamamını okuyup hatmettikleri327
şeklindeki rivayetlere ihtiyatla yaklaşılması gerektiği kanaatindeyiz. Zira böyle bir namazın
yatsı namazı ile sabah namazı vakti arasındaki en uzun kış gecelerinde kılındığını ve o namazda
kıraatin hadr usulüyle328 okunduğunu düşünsek bile 600 sayfalık Kur’an-ı Kerim’in bu süre
içerisinde yavaşça okunup tamamlanması bizce çok zor bir ihtimal olarak gözükmektedir.
Diğer taraftan Ramazan ayında “doksan hatim”329 yapan alimlerin de olduğu bilgisine
rastlamaktayız. 330 Ulemanın Ramazan ayında günde bir ya da iki hatim yapabilmesi, pratikte
ancak Ramazan ayında Kur’an okumak dışında başka hiçbir iş yapmamakla mümkün olabilir.
Anlaşılan o ki eski alimler, Ramazan ayında Kur’an okumak dışında neredeyse başka hiçbir
şeyle meşgul olmamışlardır. Onların, “Kur’an ayı”331 olan Ramazan’da bütün güç ve
enerjilerini Kur’an okumaya hasrettikleri ve Ramazan’ın tamamını sadece Kur’an üzerinde
yoğunlaşarak geçirdikleri açık bir şekilde görülmektedir.
Yine eski alimlerin Kur’an hatmi yapma konusunda kendilerine has bazı tavırlar
geliştirdikleri görülmektedir. Örneğin İbrahim en-Naha‘î (ö. 96/714), Ramazan ayının başında
üç günde bir hatim yapar, onuncu günden sonra ise iki gecede bir hatim yapar ve her gece gusül
abdesti alırdı. 332 Yedi günde bir hatim yapan Katâde (ö. 117/735) ise, Ramazan’da bunu üç
günde bire indirir, onuncu günden itibaren her gece bir hatim yapardı. 333
Bu çerçevede İbn Mubârek, Kur’an-ı Kerim hatminin yaz ve kış aylarına rastlamasıyla ilgili
şöyle bir yorum yapmaktadır: “Kur’an-ı Kerim hatmini; kış mevsiminde gecenin ilk vaktinde,
yaz mevsiminde ise gündüzün ilk vaktinde tamamlamak müstehaptır.”334
Ayrıca hafızlık eğitiminde, hafızlığını yeni tamamlayanlar için altı günde bir hatim yapma
programı uygulanarak hafızlığın sağlamlaştırılması gerçekleştirilir. 335 Kanaatimizce, Allah
katında daha makbul olan, çok sayıda hatim yapmak değil; düşünerek ve kalben huzur duyarak
Kur’an okumaktır. 336 Çünkü Allah müminlerden Kur’an’ı Kerim’i “Sana (bu) mübarek Kitabı
indirdik ki ayetlerini düşünsünler ve sağduyu sahipleri öğüt alsınlar.”337 bakış açısıyla
okumalarını istemektedir.
327 Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, XIII, 356; Me(u)zzî, Tehzîbu’l-Kemâl, XXIX, 436. 328 Çünkü namaz dışında “hezreme” usulüyle bile Kur’an kitaatinin hoş karşılanmaması nedeniyle, namazda
kıraatin en hızlı şekli ancak hadr usulüyle gerçekleşebilir. 329 Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, VIII, 484; İbnü’l-Cevzî, Safvetü’s-Safve, II, 400; Me(u)zzî, Tehzîbu’l-Kemâl, IX,
413; Zehebî, Siyer, XII, 361, IVX, 255; . 330 Suyûtî, Celaleddin Abdurrahman b. Ebû Bekr, Tabakâtu’l-Huffâz, Dâru’l-Kütübi’l’İlmiyye, Beyrut, 1403, s.
250. 331 Beyhakî Şu‘bu’l-Îmân adlı hadis kitabında, Kur’an’ın Ramazan ayında nazil olmaya başlaması nedeniyle
Ramazan’ın “Kur’ân ayı” olduğunu söylemiş ve onun bu ayda çokça okunması gerektiğiyle ilgili özel bir
başlık atmıştır (Beyhakî Şu‘bu’l-Îmân, II, 414). 332 İbn Hemmâm, Ebubekir Abdurrezzâk es-San‘ânî, Musannefu Abdurrezzâk, (tah. Habiburrahman el-A‘zamî),
el-Mektebu’l-İslâmî, Beyrut, 1403, IV, 254. 333 Zehebî, Siyer, V, 276. 334 Zerkeşî, Burhân, I, 472; Suyûtî, İtkân, I, 293. 335 Akdemir, Mustafa Atilla, “Kur’an Ezberinde Kalite İhtiyacı ve Donanımlı Hafızlık”, Usûl İslam Araştırmaları,
sy. 13, İstanbul, 2010, s. 32. 336 “Lakin tilâvette teksîr-i hatimden ziyâde neşât ve tedebbür üzere kırâat matlûbtur.” (Zihni Efendi, el-Kavlü’s-
Sedîd, s. 337 Sâd, 38/29.
247
Uygulama Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi ilahî dinlerin, toplumun inşa ederken gerçekleştirmeyi
hedefledikleri ilkelerden değildir?
A) Canı korumak
B) malı korumak
C) Çocukları korumak
D) Nesli Korumak
E) Dini Korumak
2. Aşağıdaki ayet genel olarak hangi hükmü kapsamaktadır?
A) Borç
B) Oruç keffareti
C) Kısas
D) Tammüden Katl
E) katilin ahrette karşılaşacağı azap
3. Fethu’l-Bârî adlı eserin müellifi kimdir?
A) el-Kastallani
B) el-‘Askallani
C) en-Nevevi
D) Es-Suyuti
E) Beğavi
248
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsîn Sûresinin 3. sayfasının (28-40. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Muhammed Sûresi 30-38. ve Fetih Sûresi 1-9. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden
okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Raf-‘i Savt kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında İnsan Canının Dokunulmazlığı (Can Emniyeti) ve
Kısas kavramları etraflıca inceleme konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Hatim Yapmanın
Dini Referansları ve Süresi” konusuyla ilgili bilgi verilmeye devam edilmiştir.
249
Bölüm Soruları
اء وما كنا منزلين .1 م ا انزلنا على قومه من بعده من جند من الس ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden وم
hangisi gelmektedir? A) ا فمنه احييناها واخرجنا منها حبا
يأكلون واي لهم الرض الميت
B) ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون
C) الم يروا كم اهلكنا قبلهم من القرون انهم اليهم ل يرجعون
D) ن يا حسرة على العباد ما يأتيهم من رسول ال كانوا به يستهز
E) ا جميع لدينا محضرون وان كل لم
رنا فيها من العيون .2 يل واعناب وفج ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi وجعلنا فيها جنات من ن
gelmektedir? A) من ثمره وما عملته ايديهم افل يشكرون ليأكلوا
B) ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون
C) الم يروا كم اهلكنا قبلهم من القرون انهم اليهم ل يرجعون
D) ن يا حسرة على ا لعباد ما يأتيهم من رسول ال كانوا به يستهز
E) ا جميع لدينا محضرون وان كل لم
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi ليأكلوا من ثمره وما عملته ايديهم افل يشكرون .3
gelmektedir? A) ليأكلوا من ثمره وما عملته ايديهم افل يشكرون
B) ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون
C) ا تنبت الرض ومن انف ا ل يعلمون سبحان الذي خلق الزواج كلها مم سهم ومم
D) الم يروا كم اهلكنا قبلهم من القرون انهم اليهم ل يرجعون
E) ا جميع لدينا محضرون وان كل لم
ا ل يعلمون .4 ا تنبت الرض ومن انفسهم ومم ayetinden sonra aşağıdaki سبحان الذي خلق الزواج كلها مم
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) احييناها واخرجنا منه ا فمنه يأكلون واي لهم الرض الميت ا حبا
B) ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون
C) الم يروا كم اهلكنا قبلهم من القرون انهم اليهم ل يرجعون
D) فاذا هم مظلمون واي لهم اليل نسلخ منه النهار
E) ا جميع لدينا محضرون وان كل لم
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi واي لهم اليل نسلخ منه النهار فاذا هم مظلمون .5
gelmektedir? A) ا فمنه يأكلون واي لهم الرض ال احييناها واخرجنا منها حبا
ميت
B) ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم خامدون
C) الم يروا كم اهلكنا قبلهم من القرون انهم اليهم ل يرجعون
D) ن يا حسر ة على العباد ما يأتيهم من رسول ال كانوا به يستهز
E) والشمس تجري لمستقر لها ذلك تقدير العزيز العليم
6. Aşağıdakilerden hangisi Raf’i Savt sebeplerinden değildir?
A) Ayet metninin, önemli bir gerçeği vurgulaması
B) Ayetin önemli bir hakikati nakil yoluyla ifade etmesi
250
C) Allah’a ait emir ve nehiyler
D) Hafd-ı savt (düşük ses tonu) ile okunması gereken ayet veya kelimeden sonraki
ayetler
E) Dua ve tazarru ifade eden ayetlerin okunması
هو الولي وهو يحي الموتى .7 ?ayeti temsili okuyuş şekillerinden hangisi ile okunur فالله
A) Hafd-ı savt
B) Raf-ı Savt
C) Hadr
D) Tertil
E) Ses vurgusu
8. Aşağıdaki ayetlerden hangisi raf-ı savt yapılarak okunur?
A) تصير المور ال الى الله
B) الحات كانت لهم جنات الفردوس نزل ان الذين امنوا وعملوا الص
C) لك م ما احل الله يا ايها النبي لم تحر
D) الها اخر ول تدع مع الله
E) المين كرى مع القوم الظ ا ينسينك الشيطان فل تقعد بعد الذ وام
9. Aşağıdaki ayetlerden hangisi hafd-ı savt yapılarak okunur
A) ذي خلقكم والذين من قبلكم لعلكم تتقون يا ايها الناس اعبدوا ربكم ال
B) ول تلقوا بايديكم الى التهلك وانفقوا في سبيل الله
C) يرات يها فاستبقوا ال ولكل وجه هو مول
D) ول تكن من الغافلين
E) يغفر ان الله الله قل يا عبادي الذين اسرفوا على انفسهم ل تقنطوا من رحم
10. Fî Zılâli’l-Kur’ân adlı eserin müellifi kimdir?
A) Zemahşeri
B) Beydavi
C) Seyyid Kutub
D) Elmalılı Hamdi Yazır
E) Muhammed Kutub
251
Cevaplar
1) b, 2) a, 3) c, 4) d, 5) e, 6) e, 7) b, 8) a, 9) d, 10) c
252
11. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT
253
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsîn Sûresinin 4. sayfası (41-54. ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Fetih Sûresi 10-29. ayetler hadr usulüyle
yüzünden tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Aklın Muhafazası”
kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Bir Gaye
İçin Hatim Yapmak” konusuyla ilgili bilgi verilecektir.
254
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Fetih Sûresinde “Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber
olanlar…” ayetinde onunla birlikte olanların ne tür özelliklerinden
söz edilmektedir?
2. İlliyet kanunu ile ne kastedilmektedir?
3. Kur’an okuma nimetinde insanlarla melekler arasında her hangi bir
farktan söz edilebilir mi?
255
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Hafd-
ı Savt
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsîn Sûresinin 4. sayfasını
(41-54. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Fetih Sûresi 10-29. ayetleri
hadr usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. İdğâm ve İdğâm-ı Misleyn
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
aklın muhafazası konusuyla ilgili
en az iki ayet ezberler.
6. “Bir Gaye İçin Hatim
Yapmak” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
256
Anahtar Kavramlar
Hafd-ı savt
Hüzünlü tilavet
‘Akale-ye’kılu
Akıl
Kalp
Ruh
İlliyet kanunu
Abdullah İbn Abbas
257
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
258
11. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
11. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 4. Sayfa Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn Sûresinin 4. sayfasında yer alan 41-54.
ayetler tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
يتهم في الفلك المشحون ﴿ مثله وخلقنا لهم من ﴾41واي لهم انا حملنا ذر
ال ﴾43وان نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون ﴿ ﴾42ما يركبون ﴿
واذا قيل لهم اتقوا ما بين ايديكم وما خلفكم ﴾44رحم منا ومتاعا الى حين ﴿
من ايات ربهم ال كانوا عنها ﴾45لعلكم ترحمون ﴿ وما تأتيهم من اي
قال الذين كفروا للذين ﴾46معرضين ﴿ ا رزقكم الله واذا قيل لهم انفقوا مم
اطعمه ان ا اء الله ﴾47نتم ال في ضلل مبين ﴿امنوا انطعم من لو يش
ما ينظرون ال صيح ﴾48ويقولون متى هذا الوعد ان كنتم صادقين ﴿
مون ﴿ ص فل يستطيعون توصي ول الى اهلهم ﴾49واحدة تأخذهم وهم ي
ونفـخ في الصور فاذا هم من الجداث الى ربهم ينسلون ﴾50يرجعون ﴿
حمن وصدق ۔قالوا يا ويلنا من بعثنا من مرقدن ﴾51﴿ ا هذا ما وعد الر
جميع لدينا محضرون ان كانت ال صيح واحدة فاذا هم ﴾52المرسلون ﴿
﴾54فاليوم ل تظلم نفس شي ـا ول تجزون ال ما كنتم تعملون ﴿ ﴾53﴿
(36) Yâsîn Sûresi 4. Sayfa (41-54. Ayetler)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
41. Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir delildir.
42. Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler yarattık.
259
43. Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan olur, ne de
kurtarılırlar.
44. Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadar daha yaşasınlar diye
kurtarılırlar.
45. Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden (dünya ve ahirette göreceğiniz
azaplardan) sakının ki size merhamet edilsin” denildiğinde yüz çevirirler.
46. Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelmez ki ondan yüz çeviriyor olmasınlar.
47. Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği
zaman, inkâr edenler iman edenlere, “Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği
kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” derler.
48. “Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?” diyorlar.
49. Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacak korkunç bir ses bekliyorlar.
50. Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine dönebilirler.
51. Sûra3 üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın
gitmektedirler.
52. Şöyle derler: “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu,
Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.”
53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birden toplanıp huzurumuza
çıkarılmışlardır.
54. O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı
verilir.
11. 1. 2. Yüzünden Okuma: Fetih Sûresi 10-29. Ayetler Bu derste, Medine’de nazil olan ve 29 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 48. sırasındaki
Fetih Sûresinin son 10-29. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
﴾ سورة الفتح 48﴿
﷽
فوق ايديهم فمن نكث فانما يد الله ان الذين يبايعونك انما يبايعون الله
﴿ فسيؤتيه اجرا عظيما ﴾ 10ينكث على نفسه ومن اوفى بما عاهد عليه الله
260
لفو ن من العراب شغلتنا اموالنا واهلونا فاستغفر لنا يقولون سيقول لك الم
شي ـا ان اراد بكم ضراا بالسنتهم ما ليس في قلوبهم قل فمن يملك لكم من الله
بل كان الله ﴾ بل ظننتم ان لن ينقلب 11 بما تعملون خبيرا ﴿او اراد بكم نفعا
ى اهليهم ابدا وزين ذلك في قلوبكم وظننتم ظن السوء سول والمؤمنون ال الر
بورا ﴿ و 12وكنتم قوما رسوله فانا اعتدنا للكافرين ﴾ ومن لم يؤمن بالله
اء 13سعيرا ﴿ ب من يش اء ويعذ ملك السموات والرض يغفر لمن يش ﴾ ولله
﴿ غفورا رحيما لفون اذا انطلقتم الى مغانم 14وكان الله ﴾ سيقول الم
بعونا كذلكم قال قل لن تت لوا كلم الله لتأخذوها ذرونا نتبعكم يريدون ان يبد
من قبل فسيقولون بل تحسدوننا بل كانوا ل يفقهون ال قليل ﴿ ﴾ قل 15الله
لفين من العراب ستدعون الى قوم اولي بأس شديد تقاتلونهم او للم
وان تتولوا كما توليتم من قبل اجرا حسنا يسلمون فان تطيعوا يؤتكم الله
بكم عذابا اليما ﴿ العمى حرج ول على العرج حرج ول ﴾ ليس على16يعذ
ورسوله يدخله جنات تجري من تحتها ومن يطـع اللهعلى المريض حرج
﴿ اليما به عذابا عن ال 17النهار ومن يتول يعذ مؤمنين اذ ﴾ لقد رضي الله
يبايعونك تحت الشجرة فعلم ما في قلوبهم فانزل السكين عليهم واثابهم فتحا
﴿ عزيزا حكيما ﴿18قريبا 19﴾ ومغانم كثيرة يأخذونها وكان الله ﴾ وعدكم الله
ل لكم هذه وكف ايدي الناس عنكم ولتكون اي مغانم كثيرة تأخذونها فعج
﴿ مستقيما ﴾ واخرى لم تقدروا عليها قد احاط 20للمؤمنين ويهديكم صراطا
على كل بها وكان الله ﴾ ولو قاتلكم الذين كفروا لولوا 21شيء قديرا ﴿ الله
ا ول نصيرا ﴿ التي قد خلت من قبل 22الدبار ثم ل يجدون وليا الله ﴾ سن
تبديل ﴿ الله يهم عنكم وايديكم عنهم ﴾ وهو الذي كف ايد 23ولن تجد لسن
بما تعملون بصيرا ﴿ ﴾ هم 24ببطن مك من بعد ان اظفركم عليهم وكان الله
ان يبلغ محل ه الذين كفروا وصدوكم عن المسجد الحرام والهدي معكوفا
هم فتصيبكم منهم اء مؤمنات لم تعلموهم ان تطؤ ولول رجال مؤمنون ونس
اء لو تزيلوا لعذبنا الذين كفروا في رحمته من يش ة بغير علم ليدخل الله معر
261
25با اليما ﴿منهم عذا الجاهلي حمي ﴾ اذ جعل الذين كفروا في قلوبهم الحمي
سكينته على رسوله وعلى المؤمنين والزمهم كلم التقوى وكانوا فانزل الله
﴿احق بها واهلها وكان الله ءيا 26 بكل شيء عليما رسوله الر ﴾ لقد صدق الله
رين سكم ومقص امنين محلقين ر اء الله لتدخلن المسجد الحرام ان شبالحق
افون فعلم ما لم تعلموا فجعل م ي 27ن دون ذلك فتحا قريبا ﴿ل ت ذ ﴾ هو الـ
شهيدا ين كله وكفى بالله ارسل رسوله بالهدى ودين الحق ليظهره على الد
ا28﴿ والذين معه اشداء على الكفار رحم د رسول الله ء بينهم تريهم ﴾ محم
سيماهم في وجوههم من اثر ورضوانا دا يبتغون فضل من الله سج ركعا
كزرع اخرج شطـه نجيل ومثلهم في ال السجود ذلك مثلهم في التوري
لظ فاستوى على سوقه فازره فاستغ اع ليغيظ بهم الكفار وعد الله ر يعجب الز
الحات منهم مغفرة واجرا عظيما ﴿ ﴾ 29الذين امنوا وعملوا الص
11. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt
Hafd-ı Savt (خفض الصوت) İle Okunacak Ayetler Listesi (Ayrıntılı)
Kur’an-ı Kerim’de Alçak Sesle (خفض الصوت) ve Hüzünlü Bir Eda İle
Okunacak Yerler
سورة البقرة
انفسهم وما يشعرون ﴿ يخادعون الل والذين امنوا دعون ال ﴾9وما ي
﴾11﴿ انما نحن مصلحون واذا قيل لهم ل تفسدوا في الرض قالوا
ال انهم هم السفهاء ولكن ل يعلمون انؤمن كما امن السفهاء واذا قيل لهم امنوا كما امن الناس قالوا
ن ﴾ واذا لقوا الذين امنوا قالوا امنا واذا خلوا الى شياطينهم قالوا انا معكم 13﴿ ﴾14﴿ انما نحن مستهزؤ
ا الذين امنوا فيعلمون ا ل يستحي ان يضرب مثل ما بعوض فما فوقها فام ا ان الله نه الحق من ربهم وام
ا ويهدي به كثيرا وما يضل به ال الفاسقين يضل به كثير ماذا اراد الل بهذا مثل الذين كفروا فيقولون
﴿26﴾
اني جاعل في الرض خليف قالوا ئكماء واذ قال ربك للمل ونحن اتجعل فيها من يفسد فيها ويسفك الد
ي اعلم ما ل تعلمون ﴿نسبح بحمدك ونق س لك قال ان ﴾30د
اعق وانتم تنظرون ﴿ لن نؤمن لك حتى نرى الل جهرة واذ قلتم يا موسى ﴾55فاخذتكم الص
يامركم ان خذنا هزواتذبحوا بقرة قالوا واذ قال موسى لقومه ان الله ان اكون من اتت قال اعوذ بالله
﴾67الجاهلين ﴿
ا كتبت فوي هذا من عند الل ليشتروا به ثمنا قليل فويل للذين يكتبون الكتاب بايديهم ثم يقولون ل لهم مم
ا يكسبون ﴿ ﴾79ايديهم وويل لهم مم
اياما معدودة وقالوا لن تمسنا النار ال
بكفرهم فقليل ما يؤمنون ﴿قلوبنا غلف وقالوا ﴾88بل لعنهم الله
ة واسمعوا قالوا واشربوا في سمعنا وعصيناواذ اخذنا ميثاقكم ورفعنا فوقكم الطور خذوا ما اتيناكم بقو
262
﴾93منين ﴿قلوبهم العجل بكفرهم قل بئسما يامركم به ايمانكم ان كنتم مؤ
﴾104وقولوا انظرنا واسمعوا وللكافرين عذاب اليم ﴿ راعنايا ايها الذين امنوا ل تقولوا
رهانكم ان كنتم صادقين تلك امانيهم قل هاتوا ب لن يدخل الجنة ال من كان هودا او نصارى وقالوا
﴿111﴾
﴾116سبحانه بل له ما في السموات والرض كل له قانتون ﴿ وقالوا اتخذ الل ولدا
ا اية ﴾ وقال الذين ل يعلمون لك قال الذين من قبلهم مثل قولهم تشابهت قلوبهم كذ لول يكلمنا الل او تاتين
يات لقوم يوقنون ﴿ ﴾118قد بينا ال
هو الهدى ولئ بع ملتهم قل ان هدى الله ن اتبعت اهواءهم ولن ترضى عنك اليهود ول النصارى حتهى تت
﴾120﴿ ما لك من الل من ولي ول نصير بعد الذي جاءك من العلم
ابرهيم حنيفا وما كان من المشركين ﴿ وقالوا كونوا هودا او نصارى ﴾135تهتدوا قل بل مل
كانوا هودا او نصارىام تقولون ان ابرهيم واسمعيل واسحق ويعقوب والسباط قل ءانتم اعلم ام الله
ا تعملو بغافل عم وما الله ن كتم شهادة عنده من الله ﴾140ن ﴿ومن اظلم مم
المشرق والمغرب يهدي من ما وليهم عن قبلتهم التي كانوا عليهاسيقول السفهاء من الناس قل لله
﴾142يشاء الى صراط مستقيم ﴿
ما تبعوا قبلتك وما انت بتابع قبلتهم وما بعضهم بتابع قبل بعض ولئن اتيت الذين اوتوا الكتاب بكل اي
﴾145﴿ انك اذا لمن الظالمين ولئن اتبعت اهواءهم من بعد ما جاءك من العلم
كذكركم اباءكم او اشد ذكرا فمن الناس من يقول فاذا قضيتم مناسك نيا كم فاذكروا الله ربنا اتنا في الد
خرة من خلق ﴾200﴿ وما له في ال
قد بعث لكم طالوت ملك انى يكون له الملك علينا ونحن احق بالملك منه ا قالوا وقال لهم نبيهم ان الله
يؤتي ملكه من ولم يؤت سعة من المال اصطفيه عليكم وزاده بسط في العلم والجسم والله قال ان الله
﴾247 واسع عليم ﴿يشاء والله
الملك اذ قال ابرهيم ربي ال انا احي ذي يحي ويميت قال الم تر الى الذي حاج ابرهيم في ربه ان اتيه الله
ياتي بالشمس واميت ل قال ابرهيم فان الله من المشرق فات بها من المغرب فبهت الذي كفر والله
﴾258يهدي القوم الظالمين ﴿
وهي خاوي على عروشها قال مائ عام فامات انى يحي هذه الل بعد موتهااو كالذي مر على قري ه الله
ى طعامك وشرابك لم ثم بعثه قال كم لبثت قال لبثت يوما او بعض يوم قال بل لبثت مائ عام فانظر ال
ا تبين يتسنه وانظر الى حمارك ولنجعلك اي للناس وانظ ر الى العظام كيف ننشزها ثم نكسوها لحما فلم
على كل شيء قدير ﴿ ﴾259له قال اعلم ان الله
ذ اربع قال بلى ول قال اولم تؤمن واذ قال ابرهيم رب ارني كيف تحي الموتى كن ليطمئن قلبي قال ف
عزيز من الطير فصرهن اليك ثم اجعل على كل جبل منهن جزءا ثم ادعهن ياتينك سعيا و اعلم ان الله
﴾260حكيم ﴿
بطه الشيطان من المس ذلك بوا ل يقومون ال كما يقوم الذي يت انما البيع بانهم قالوا الذين ياكلون الر
بوا بوا فمن جاءه موعظ مثل الر م الر البيع وحر واحل الله من ربه فانتهى فله ما سلف وامره الى الله
ئك اصحاب النار هم فيها خالدون ﴿ل ﴾275ومن عاد فاو
سورة آل عمران:
اياما معدودات ذلك بانهم قالوا هم في دينهم ما كانوا يفترون ﴿لن تمسنا النار ال ﴾24وغر
يفعل ما يشاء ﴿ رب انى يكون لي غلم قال ﴾40وقد بلغني الكبر وامراتي عاقر قال كذلك الله
لق ما يشاء اذا قضى امرا فانما يقول له شر انى يكون لي ولد ولم يمسسني ب قالت رب ي قال كذلك الله
﴾47كن فيكون ﴿
علهم واكفروا اخره ل وقالت طائف من اهل الكتاب امنوا بالذي انزل على الذين امنوا وجه النهار
﴾72﴿ يرجعون
263
وكم عند ربكم ول تؤمنوا ال لمن تبع دينكم ان يؤتى احد مثل ما اوتيتم او يحاج قل ان الهدى هدى الله
واسع عليم ﴿ يؤتيه من يشاء والله ﴾73قل ان الفضل بيد الله
ه اليك ال ما دمت عليه ومن اهل الكتاب من ان تامنه ب ه اليك ومنهم من ان تامنه بدينار ل يؤد قنطار يؤد
ن سبيل قائما ذلك بانهم قالوا ي الكذب وهم يعلم ليس علينا في الم ﴾75ون ﴿ويقولون على الله
ن السنتهم بالكتاب لتحسبوه من الكتاب وما هو من الكتاب و هو من عند الل يقولون وان منهم لفريقا يلو
ويقولون ﴾78ن ﴿وهم يعلمو على الل الكذب وما هو من عند الله
ة ثم الكتاب والحكم والنبو ولكن يقول للناس كونوا عبادا لي من دون الل ما كان لبشر ان يؤتيه الله
ن بما كنتم تعلمون الكتاب وبما كنتم تدرسون ﴿ ﴾79كونوا رباني
تهم غير ثم انزل عليكم من بعد الغم امن نعاسا يغشى طائف منكم وطائف قد اهم انفسهم يظنون بالله
يقولون فون في انفسهم ما ل قل ا هل لنا من المر من شيء الحق ظن الجاهلي ي ن المر كله لله
رز الذين كتب عليهم يبدون لك يقولون لو كان لنا من المر شيء ما قتلنا ههنا قل لو كنتم في بيوتكم لب
دور القتل الى مضاجعهم و عليم بذات الص ص ما في قلوبكم والله ما في صدوركم وليمح ليبتلي الله
﴿154﴾
خوانهم اذا ضربوا في الرض ا ى و كانوا يا ايها الذين امنوا ل تكونوا كالذين كفروا وقالوا ل لو غزا
بما تعملون كانوا عندنا ما ماتوا وما قتلوا يحيي ويميت والله ذلك حسرة في قلوبهم والله ليجعل الله
﴾156بصير ﴿
ثم توفهى كل نفس ما كسبت وهم ل يظلمون ومن يغلل يات بما غل يوم وما كان لنبي ان يغل القيم
﴿161﴾
اصابتكم مصيب قد اصبتم مثليها على كل شيء قدير قلتم انى هذااولما قل هو من عند انفسكم ان الله
﴿165﴾
او ادفعوا قالوا ول هم للكفر لو نعلم قتال لتبعناكم يعلم الذين نافقوا وقيل لهم تعالوا قاتلوا في سبيل الله
يمان يقولون بافواههم ما ليس في قلوب اعلم بما يكتمون ﴿يومئذ اقرب منهم لل ﴾167هم والله
خوانهم وقعدوا ا عن انفسكم الموت ان كنتم صادقين ﴿ لو اطاعونا ما قتلواالذين قالوا ل ﴾168قل فادر
قول الذين قالوا سنكتب ما قالوا وقتلهم النبياء بغير حق ونقول الل فقير ونحن اغنياء ان لقد سمع الله
﴾181ذوقوا عذاب الحريق ﴿
قل قد جاءكم رسل من قبلي تاكله النار ان الل عهد الينا ال نؤمن لرسول حتى ياتينا بقربان الذين قالوا
﴾183بالبينات وبالذي قلتم فلم قتلتموهم ان كنتم صادقين ﴿
ء سورة النسا
فون الكلم عن مواضعه ويقولون سم غير مسمع وراعنا لياا وعصينا واسمع عنا من الذين هادوا يحر
ين ولو انهم قالوا سمعنا واطعنا واسمع وانظرنا لكان خيرا لهم واقوم ولكن لعنهم بالسنتهم وطعنا في الد
بكفرهم فل ي ﴾46ؤمنون ال قليل ﴿اللهء اهدى من الذين فروا هالم تر الى الذين اوتوا نصيبا من الكتاب يؤمنون بالجبت والطاغوت ويقولون للذين ك ل ؤ
﴾51امنوا سبيل ﴿
ك يحلفون بالله احسانا وتوفيقافكيف اذا اصابتهم مصيب بما قدمت ايديهم ثم جا ﴾62﴿ ان اردنا اللوة واتوا ا شون الناس الم تر الى الذين قيل لهم كفوا ايديكم واقيموا الص ا كتب عليهم القتال اذا فريق منهم ي كوة فلم لز
او اشد خشي الله شي رتنا الى اجل قريب ك خرة خير قل متاع الدنيا ق وقالوا ربنا لم كتبت علينا القتال لول اخ ليل وال
﴾77لمن اتقى ول تظلمون فتيل ﴿
وان اين ما تكونوا يدرككم الموت ولو كنتم في بروج مشيدة وان تصبهم حسن يقولوا هذ ه من عند الله
ء القوم ل يكادون يفقهون حديثا ﴿ ولوا هذه من عندك يق تصبهم سيئ ل ؤ فمال ه ﴾78قل كل من عند الله ورسله ويقولون قوا بين الله ورسله ويريدون ان يفر ويريدون ان ببعض ونكفر ببعض نؤمن ان الذين يكفرون بالله
ذوا بين ذلك سبيل ﴿ ﴾150يت
ل عليهم كتابا من السماء فقد سالوا موسى اكبر من ذلك ارنا الل جهرة فقالوا يسـلك اهل الكتاب ان تنز
264
ذوا العجل من بعد ما جاءتهم البينات فعفونا عن ف اعق بظلمهم ثم ات ذلك واتينا موسى اخذتهم الص
﴾153سلطانا مبينا ﴿
وقتلهم ا عليها قلوبنا غلف لنبياء بغير حق وقولهم فبما نقضهم ميثاقهم وكفرهم بايات الله بل طبع الله
﴾155بكفرهم فل يؤمنون ال قليل ﴿
وما قتلوه وما صلبوه ولكن شبه لهم وان الذين وقولهم انا قتلنا المسيح عيسى ابن مريم رسول الله
﴾157اختلفوا فيه لفي شك منه ما لهم به من علم ال اتباع الظن وما قتلوه يقينا ﴿
11. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt
شيـا ان اراد ان يهلك المسيح ابن ا ان الل هو المسيح ابن مريم قالو لقد كفر الذين قل فمن يملك من الله
ل ملك السموات والرض وما بينهما ي ه ومن في الرض جميعا ولله على كل مريم وام ق ما يشاء والله
﴾17شيء قدير ﴿
ه وقالت اليهود والنصار ن خلق يغفر لمن ى نحن ابناء الل واحباؤ بكم بذنوبكم بل انتم بشر مم قل فلم يعذ
ب من ي ملك السموات والرض وما بينهما واليه المصير ﴿يشاء ويعذ ﴾18شاء ولله
سل ان تقولوا ما فقد جاءنا من بشير ول نذير يا اهل الكتاب قد جاءكم رسولنا يبين لكم على فترة من الر
على كل شيء قدير ﴿ ﴾19جاءكم بشير ونذير والله
﴾24﴿فاذهب انت وربك فقاتل انا ههنا قاعدون قالوا يا موسى انا لن ندخلها ابدا ما داموا فيها
غلت ايديهم ولعنوا بما قالوا بل يداه مبسوطتان ينفق كيف يشاء وليزيدن كثيرا مغلولة اليهود يد الل وقالت
كلما اوقدوا نارا منهم ما انزل اليك من ربك طغيانا وكفرا والقينا بينهم العداوة والبغضاء ا لى يوم القيم
ل يحب المفسدين ﴿ ويسعون في الرض فسادا والله ﴾64للحرب اطفاها الله
ا يقولون ليمسن الذين كفروا ان الل ثالث ثلثة لقد كفر الذين قالوا اله واحد وان لم ينتهوا عم وما من اله ال
﴾73منهم عذاب اليم ﴿
سول قالوا والى الر هم ل عليه اباءنا حسبنا ما وجدناواذا قيل لهم تعالوا الى ما انزل الله اولو كان ابا
﴾104يعلمون شيـا ول يهتدون ﴿
ل اذ قال الحواريون يا عيسى ابن مريم هل يستطيع ربك ان ينز ان كنتم علينا مائدة من السماء قال اتقوا الله
﴾112مؤمنين ﴿
يا عيسى ابن مريم ءانت قلت للناس ي الهين من دون الل واذ قال الله قال سبحانك ما اتخذوني وام
د علمته تعلم ما في نفسي ول اعلم ما في نفسك انك يكون لي ان اقول ما ليس لي بحق ان كنت قلته فق
م الغيوب ﴿ ﴾116انت عل
11. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt
لنا عليك كتابا في قرطاس فلمسوه بايديهم ﴾7﴿ ا ان هذا ال سحر مبين لقال الذين كفرو ولو نز
﴾8ولو انزلنا ملكا لقضي المر ثم ل ينظرون ﴿ وقالوا لول انزل عليه ملك
نياوقالوا ﴾29ثين ﴿وما نحن بمبعو ان هي ال حياتنا الد
ولو وان كان كبر عليك اعراضهم فان استطعت ان تبتغي نفقا في الرض او سلما في السم اء فتاتيهم باي
لجمعهم على الهد ﴾35﴿ ى فل تكونن من الجاهلين شاء الله
ل عليه اية من ربهوقالوا ل اي ولكن اكثرهم ل يعلمون ﴿لول نز قادر على ان ينز ﴾37 قل ان الله
يك من حسابهم من شيء وما من حسابك ول تطرد الذين يدعون ربهم بالغدوة والعشي يريدون وجهه ما عل
﴾52﴿ فتطردهم فتكون من الظالمين عليهم من شيء
وضوا في حديث غيره وضون في اياتنا فاعرض عنهم حتهى ي ا واذا رايت الذين ي ينسينك الشيطان وام
كرى مع القوم الظالمين ﴾68﴿ فل تقعد بعد الذ
ا جن عليه اليل را كوكبا قال ي فلم فلين ﴿هذا رب افل قال ل احب ال ﴾76فلما
ا را القمر بازغا قال يفلم ين ﴿ هذا رب ال ي لكونن من القوم الض ا افل قال لئن لم يهدني رب ﴾77فلم
265
ا را الشمس بازغ قال يفلم ا تشركون ﴿ هذا رب ي بريء مم ا افلت قال يا قوم ان ﴾78هذا اكبر فلم
حق قدره اذ قالوا قل من انزل الكتاب الذي جاء به موسى ما انزل الل على بشر من شيء وما قدروا الله
فون كثيرا وعلمتم نورا وهدى للناس تجعلونه قراطيس تبدونها وت كم قل الله ما لم تعلموا انتم ول ابا
﴾91ثم ذرهم في خوضهم يلعبون ﴿ كذبا او قال ن افترى على الله حي الي ولم يوح اليه شيء ومن قال سانزل مثل ومن اظلم مم ولو ترى اذ ما انزل الل او
ئك باسطوا ايديهم اخرجوا انفسكم اليوم تجزون عذاب الهون بما كنتم تقولون على الظالمون في غمرات الموت والمل
غير الحق وكنتم عن ا ﴾93ياته تستكبرون ﴿الله
ة عملهم ثم الى ربهم ول تسبوا الذين يدعون من دون الل فيسبوا الل عدوا بغير علم كذلك زينا لكل ام
﴾108﴿ مرجعهم فينبئهم بما كانوا يعملون
ل والذين اتيناهم الك ابتغي حكما وهو الذي انزل اليكم الكتاب مفص ل من ربك افغير الله تاب يعلمون انه منز
﴾114﴿فل تكونن من الممترين بالحق
تي رسل الل ي قالوا لن واذا جاءتهم ا اعلم حيث يجعل رسالته سيصيب نؤمن حتى نؤتى مثل ما او الله
وعذاب شديد بما كانوا يمكرون ﴿ ﴾124الذين اجرموا صغار عند الله
ا مم بزعمهم وهذا لشركائناذرا من الحرث والنعام نصيبا فقالوا هوجعلوا لله ذا لل فما كان لشركائهم فل
فهو يصل الى شركائهم ساء ما يحكمون ﴿ وما كان لله ﴾136يصل الى الله
م على ازواجنا وان يكن ميتة فهم فيه شركاء ا ما في بطون هذه النعام خالص لذكورنا وقالو ومحر
﴾139سيجزيهم وصفهم انه حكيم عليم ﴿
منا من شيء لو شاء الل ما اش سيقول الذين اشركوا نا ول حركذلك كذب الذين من قبلهم حتهى ركنا ول اباؤ
بعون ال الظن وان انتم ال رجوه لنا ان تت رصون ﴿ذاقوا باسنا قل هل عندكم من علم فت ﴾148 ت
﴾ سورة العراف 7﴿
﴾12﴿قال ما منعك ال تسجد اذ امرتك قال انا خير منه خلقتني من نار وخلقته من طين
﴾14قال انظرني الى يوم يبعثون ﴿
﴾16صراطك المستقيم ﴿قال فبما اغويتني لقعدن لهم
ري عنهما من سواتهما وقال ما نهيكما ربكما ان فوسوس لهما الشيطان ليبدي لهما ما و عن هذه الشجرة ال
الدين ﴿ ﴾20تكونا ملكين او تكونا من ال
ي لكما لمن الناصحين ﴿وق ﴾21اسمهما ان
ل يامر امرنا بها قل ان الله ما ل واذا فعلوا فاحش قالوا وجدنا عليها اباءنا والله بالفحشاء اتقولون على الله
﴾28تعلمون ﴿
﴾60المل من قومه انا لنريك في ضلل مبين ﴿قال
وانا لنظنك من الكاذبين ﴿ الذين كفروا من قومه انا لنريك في سفاه ﴾66قال المل
للذين استضعفوا لمن امن منهم اتعلمون ان صالحا مرسل من ربه قالوا قال المل الذين استكبروا من قومه
﴾75انا بما ارسل به مؤمنون ﴿
﴾76قال الذين استكبروا انا بالذي امنتم به كافرون ﴿
ان قالوا اخرجوهم من قريتكم انهم اناس يتطهرون ﴿وما كان جواب ﴾82قومه ال
رجنك يا شعيب والذين امنوا معك من قريتن لتنا قال ا او لتعودن في م قال المل الذين استكبروا من قومه لن
﴾88اولو كنا كارهين ﴿
اسرون ﴿ ﴾90وقال المل الذين كفروا من قومه لئن اتبعتم شعيبا انكم اذا ل
الحسن حتهى عفوا وقالوا قد مس ابا اء فاخذناهم بغت وهم ل ثم بدلنا مكان السيئ اء والسر ر ءنا الض
﴾95يشعرون ﴿
ادقين ﴿ فات بها ان كنت من الص ﴾106قال ان كنت جئت باي
﴾109قال المل من قوم فرعون ان هذا لساحر عليم ﴿
266
رجكم من ارضكم فماذا تامرون ﴿يري ﴾110د ان ي
سنقتل ابناءهم وقال المل من قوم فرعون اتذر موسى وقومه ليفسدوا في الرض ويذرك والهتك قال
﴾127فوقهم قاهرون ﴿ونستحي نساءهم وانا
لتسحرنا بها فما نحن لك بمؤمنين ﴿ ﴾132وقالوا مهما تاتنا به من اي
ى اجعل لنا الها كما لهم وجاوزنا ببني اسراءيل البحر فاتوا على قوم يعكفون على اصنام لهم قالوا يا موس
﴾138اله قال انكم قوم تجهلون ﴿
ا جاء موسى لميقاتنا وكلمه ربه قال رب ارني انظر اليك قال لن تريني ولكن انظر الى الجبل فان ولم
ا افاق قااستقر ا تجلهى ربه للجبل جعله دكاا وخر موسى صعقا فلم ل سبحانك مكانه فسوف تريني فلم
ل المؤمنين ﴿ ﴾143تبت اليك وانا او
جف قال رب لو شئت اهلكتهم من قبل واياي واختار موسى قومه سبعين رجل لميقاتنا ف ا اخذتهم الر لم
ء انت ولينا فاغفر لنااتهلكنا بما فعل السفهاء منا ان هي ال فتنتك تضل بها من تشاء وتهدي من تشا
﴾155وارحمنا وانت خير الغافرين ﴿
ان هو ال نذير مبين ﴿ ﴾184اولم يتفكروا ما بصاحبهم من جن
11. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Aklın
Muhafazası
1. Aklın Mahiyeti ve Önemi Akıl, ilmi kabul etmeye hazırlayan kuvvete denir. Bu kuvvetle insanın istifade ettiği ilme de
akıl denir. Aklın asıl anlamı, tutmak, bağlamaktır. Deveyi iple bağlamak, kadının saçını
bağlaması, dili konuşmadan menetmek gibi ifadeler “akale” sözcüğü ile ifade edilir. 338 İlim ve
idrak manasınadır ki, zihinde hâsıl olan suretten ibarettir. Eşyanın iyi, kötü, tam ve noksan olup
olmadıklarına dair özelliklerini anlamak için zikredilir. Akıl, insana tevdi edilen bir kuvvet-i
maneviyedir ki, insan, onun vasıtasıyla çirkin ve güzel olan şeylerin arasını fark ve ayırt eder. 339 Türkçe’de akıl, “İnsanın düşünme, anlama ve kavrama gücü” diye de tarif edilir. 340
Akıl, kalp ve ruhun madeninde, beynin ışığında, duyu organlarıyla hissedilmeyen şeyleri
anlar. Akıl yürütmek; sebeplerle, sebeplerin meydana getirdiği şeyler ve eserler ile eseri
meydana getiren şeyler arasındaki ilgiyi, yani “illiyet kanunu” dediğimiz sebebi neticeye
bağlayan kanunu ve ona bağlı olarak gerekli ilgileri idrak ederek eserden müessire veya
müessirden esere yahut da bir müessirin iki eserinin birinden diğerine intikal etmektir. Mantık
denen bu intikal sayesinde duyu organlarıyla hissedilenden hissedilmeyene intikale sebep olan
veya hissedilmeyen bir manayı bizzat ve açıklıkla keşfeden idrak vasıtasına akıl denir. 341
İnsanın diğer canlılardan ayrılmasını sağlayan hasletin akıl olduğunu söyleyen Gazali,
insanların, yaradılışındaki bu akıl ile nazarî ilimleri öğrenmeye istidat kazanacaklarını, birçok
gizli hüner ve sanatları elde edeceklerini belirtir. Ona göre akıl, Allah’ın kalbe attığı bir nurdur
ki, iman onunla eşyayı anlamağa imkân bulur. İlimlerin inkişafını sağlamada, Kur’ân ve
şeriatın akla nispeti, güneş ışığının göze nispeti gibidir. İlmin kaynağı, doğum yeri ve kökü
akıldır. Dünya ve ahiret saâdetine vesile olan akıldır. 342
Mevlânâ, aklı daha değişik açıdan değerlendirmektedir. O’na göre, Tanrı, altın tacı olan aklı
yaratıp insanoğullarının başına koymuşutr. Mevlânâ’ya göre akıl, en ulu âlemin kandili, Tûr-i
Sinâ’nın nûru “Ve andolsun bu emin şehre” (Tîn, 95/3) âyetininde bildirilen adâlet işlerini
338 İsfehânî, a. g. e. , s. 577-578; 339 Ası Efendi, Kamus Tercümesi, III, 291. 340 Şükrü Hâluk Akalın ve arkadaşları, Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2009, s. 49; Kemal
Demiray-Ruşen Alaylıoğlu, Ansiklopedik Türkçe Sözlük, Anka Ofset, İstanbul, 1993, s. 17. 341 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 566. 342 Bkz. Gazalî, İhyâ. , I, 99-101.
267
düzene koyan beyi, âlemler Rabbi’nin harîminin adâlet sahibi halifesidir. Akıl, Allah’ın rahmet
gölgesidir. 343
Aklın, insanı diğer hayvanlardan ayırt eden rûhânî bir nur olduğunu ve insan ruhunun
onunla zarûrî ve nazarî ilimleri idrak ettiğini belirten Ahmed Rifat, “Allah, meleklerde
şehvetsiz akıl ve hayvanlarda akılsız şehveti, insanlarda ise, hem aklı ve hem de şehveti
yaratmıştır. Allah insanlara akıl, idrak, düşünme ve konuşmayı ihsan etmiştir. İnsan, bunları
kullanarak, zararlarını giderip menfaatlerini elde etmeye, hayvanları zabt ve idaresi altına
almaya ve dağları taşları söküp koparmaya güç yetirebilir344, demektedir.
Kur’ân-ı Kerim’de akıl kelimesi geçmez. Ancak “akale” fiilinden türeyen “ya’kılün,
ta’kılûn, ya’kılü, na’kılü, akalû”, kalıbında 49 yerde geçmekte ve buralarda “Hala akıllarını
kullanmazlar mı? Hâlâ düşünmeyecekler mi? Siz hiç düşünmüyor musunuz? Akıl
erdiremiyorsunuz? Düşündüler, düşünüyoruz, düşünüyorsunuz, düşünüyorlar”, anlamlarında
aklın kullanılmasına, anlamaya, düşünmeye dair fiiller geçer. 345 Ayrıca akıl manasına gelen el-
lübb” (çoğulu elbâb) kelimesi, onaltı 346 ve yine akıl manasına gelen, “en-nühyetü” (çoğulu en-
nühâ) kelimesi ise iki yerde347 zikredilmektedir. 348
Kur’ân akla büyük önem vermiştir. Zira vahye muhatap olan öncelikle selim (sağlıklı)
akıldır. Akıllı olmayan kimsele, mükellef ve muhatap değillerdir. Ancak Kur’ân’a göre akıl,
vahyin kılavuzluğunda hareket etmelidir. Aklın korunması ve ona zarar verecek şeylerden
sakınılması Kur’ân’ın önemle üzerinde durduğu meseledir.
Sahibini, toplum için bir sıkıntı ve kötülük kaynağı haline getirecek her türlü âfete karşı aklı
muhafaza etmek gerekir. Aklın korunması üç yönden önemlidir. Birincisi, İslam toplumunun
her ferdi, birbirine iyilik ve yardımda bulunacak şekilde akıl bakımından sağlam olması
gerekir. Zira fert, toplum yapısının bir tuğlasını teşkil eder. İkincisi, aklî dengesini yitiren
fertler, topluma yük olurlar. Bu duruma düşmeleri için onların, aklı felâketlere uğratan şeyleri
yasaklayıcı hükümlere boyun eğmeleri gerekir. Üçüncüsü, akıl ve şuur bozukluğuna uğrayan
fertler, toplum içinde başkalarına kötülük ve tecâvüz vâsıtaları haline gelirler. O halde aklı
koruyacak ilkeleri ortaya koymak Şâri’in hakkıdır; çünkü bu sayede birçok kötülükler önlenmiş
olur. Hukuk sistemleri, bu konuda hem koruyucu hem de tedavi edici tedbirler alırlar. İslam
hukuku da şarap içenlere ceza-i müeyyide getirmiştir. Aynı zamanda diğer uyuşturucu
maddeleri kullananları da şarap içenlere kıyas yaparak cezalandırma yoluna gitmiştir. 349
2. Akıl ve Aklın Korunmasına Dair Âyetler
اتامرون الناس بالبر وتنسون انفسكم وانتم تتلون الكتاب افل تعقلون “Siz Kitab’ı (Tevrat’ı) okuyup durduğunuz hâlde, kendinizi unutup başkalarına iyiliği mi
emrediyorsunuz? (Yaptığınızın çirkinliğini) anlamıyor musunuz?”350
نجيل ال من بعده افل ون فى ابرهيم وما انزلت التوري وال تعقلون اهل الكتاب لم تحاج“Ey kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz. Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra
indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?”351
م البكم الذين ل يعقلون الص ان شر الدواب عند الله“Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan
(gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.”352
343 Mevlânâ Celâlü’d-Dîn Rûmî, Fîhimâ Fîh ve Mecâlis-i Seb’a’dan Seçmeler, hz. Abdulbaki Gölpınarlı, İst. 1972,
s. 279-280. 344 Bkz. Ahmet Rıfat, Tasvîr-i Ahlâk, Tercüman Gazetesi, 1001 Temel Eser, İst. ts. No: 62, s. 29-30. 345 M. Fuad Abdu’l-Bâkî, el-Mucemü’l-Müfehres li Elfâzı’l-Kur’ân, s. 468-469 346 M. Fuad Abdu’l-Bakî, a. g. e. , s. 644 347 Tâ Hâ, 20/54; 128. 348 M. Fuad Abdu’l-Bâkî, a. g. e. , s. 722. 349 Muhammed Ebu Zehrâ, a. g. e. , s. 314-315. 350 Bakara, 2/44. 351 Âl-i İmr^n, 3/65.
268
ام تحسب ان اكثرهم يسمعون او يعقلون ان هم ال كالنعام بل هم اضل سبيل “Yoksa sen onların çoğunun (söz) dinleyeceklerini yahut akıllarını kullanacaklarını mı
sanıyorsun? Onlar hayvanlar gibidirler, belki yolca onlardan daha da şaşkındırlar.”353
يات لولى اللباب ان فى خلق السموات والرض واختلف اليل والنهار ل“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl
sahipleri için elbette ibretler vardır.”354
لباب افمن يعلم انما انزل اليك من ربك الحق كمن هو اعمى انما يتذكر اولوا ال “Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör gibi olur
mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar.”355
يات لولى النهىافلم يهد لهم كم اهلكنا قبلهم من القرون يمشون فى مساكنهم ان فى ذلك ل“Yurtlarında dolaşıp durdukları, kendilerinden önceki nice nesilleri helâk etmiş olmamız,
onları doğru yola iletmedi mi? Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ibretler vardır.”356
ذ يل والعناب تت ي لقوم يعقلون ومن ثمرات الن ون منه سكرا ورزقا حسنا ان فى ذلك ل“Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık
edinirsiniz. Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır.”357
مر والميسر قل فيهما اثم كبير ومنافع للناس واثمهما اكبر من نف عهما ويسئلونك ماذا يسئلونك عن ال
يات لعلكم تتفكرون لكم ال ينفقون قل العفو كذلك يبين الله“Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için
(bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” Yine sana Allah
yolunda ne harcayacaklarını soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size âyetleri
böyle açıklıyor ki düşünesiniz.”358
لوة وانتم سكارى حتهى تعلموا ما تقولون ول جنبا ال عابرى سبيل حتهى يا ايها الذين امنوا ل تقربوا الص
موا تغتسلوا وان كنتم مرضى او ع لى سفر او جاء احد منكم من الغائط او لمستم النساء فلم تجدوا ماء فتيم
ا غفورا كان عفوا صعيدا طيبا فامسحوا بوجوهكم وايديكم ان الله “Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de -yolcu olmanız
durumu müstesna- cünüp iken yıkanıncaya kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta olur veya
yolculukta bulunursanız, veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince ya da eşlerinizle cinsel
ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla)
yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin. Şüphesiz Allah, çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır.”359
مر والميسر والنصاب والزلم رجس من عمل الشيطان فاجتنبوه لعلكم يا ايها الذين امنوا انما ال
مر والميسر ويصدكم ع . تفلحون وعن انما يريد الشيطان ان يوقع بينكم العداوة والبغضاء فى ال ن ذكر الله
لوة فهل انتم منت هون الص“Ey iman edenler! (Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları
ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla,
ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister.
Artık vazgeçiyor musunuz?”360
352 Enfâl, 8/22. 353 Furkân, 25/44. 354 Âl-i İmrân, 3/190. 355 Ra’d, 13/19. 356 TâHâ, 20/125. 357 Naühl, 16/67. 358 Bakara, 2/219. 359 Nisâ, 4/43. 360 Mâide, 5/90-91.
269
11. 4. Okuma Parçası: Bir Gaye İçin Hatim Yapmak 361 Kur’an-ı Kerim, maddi ve manevi şifa kaynağıdır. Müslümanlar her tür gayeleri için
Kur’an’dan yardım alabilirler. Kulu Allah’a yaklaştıran en önemli araçların başında, Allah’ın
kelamı Kur’an-ı Kerim yer alır. Kur’an’la O’na ulaşmak isteyenler kur’an’ı aracı kılarlar.
Kur’an’ın aracı kılınması ise ancak okunmasıyla mümkün olabilir.
Merfu olarak rivayet edilen hadislere istinaden hatim sonrasında dua etmenin “sünnet”
olduğu belirtilmiştir. 362 Abdullah İbn Mes’ud ve ‘Arbâz b. Sâriye kanalıyla rivayet edilen
konuyla ilgili hadis-i şerif şöyledir: “Kur’ân’ı hatmeden kimsenin yaptığı dua kabul olur.”363
Tabiin alimlerinden Mücâhid (ö. 103/721), “Kur’an hatmi yapıldığı esnada gökten rahmet
iner.”364 demiştir. Rahmetin böylesine bol olduğu hatim meclislerinde yapılacak duaların daha
makbul olduğunda şüphe yoktur.
Kur’an-ı Kerim’i hatmettikten sonra dua etmeyen kişilerden de söz edilir. Onlar Kur’an’ı
hatmedince Allah’tan bir şey istemek yerine mahcubiyet ve haya ile Allah’a tevbe ve istiğfar
etmeyi tercih eden kişilerdir. Nitekim amellerindeki eksiklikleri, Allah’ın afetlerinden emin
olamamaları ve kıyamet günü hesabından çekinmeleri nedeniyle bu kişilerde Allah korkusu
galip gelmekte ve bu nedenle hatim sonunda dua etmek yerine tevbe ve istiğfar tercih
edilmektedir. 365
Ayırca “Kur’an okumanın”366 ve “Kur’an’ı ezberlemenin”367 insanoğluna bahşedilmiş bir
nimet olması nedeniyle meleklerin Kur’an okunan meclisleri Kur’an dinlemek amacıyla ziyaret
etmesi gibi; cinlerden nasibi olan bazı grupların da, Cuma gecesi okunan hatm-i şerif
meclislerini ziyaret ettikleri ve hatmi dinledikleri rivayet edilmektedir. 368
Hatmin tamamlanacağı gün oruç tutmak, ailesini ve dostlarını dua yapmak üzere toplamak,
Tabiîn alimlerinin bazılarının adetleri arasında zikredilmiştir. Bu nedenle hatim günü oruçlu
olmak, sünnet ya da müstahab kabul edilmiştir. 369 Mekke’de yapılan bir hatm-i şerife yüz bin
kat sevap verileceği bildirilmiştir. 370
Günümüzde yaygın olan şekliyle bir gaye için toplu hatim duası merasimi düzenlemenin
selef döneminde yapıldığına dair her hangi bir rivayete rastlayamadık. Eski alimler, okudukları
hatimlerin duasını aile fertleri ve dostlarıyla birlikte yapmışlardır. Kaynaklarda yer alan
bilgilere göre sahabeden Enes b. Malik (ö. 93/711-12), hatim yaptıktan sonra aile fertleriyle
361 Çimen, Kur’an: Metin Özellikleri, s. 54-62. 362 Suyûtî, İtkân, I, 294. 363 Taberânî, el-Mu‘cemu’l-Kebîr, XVIII, 259; Heysemî, Mecma‘u’z-Zevâid, VII, 172, XVIII, 259; Beyhakî,
Şu‘abu’l-Îmân, II, 374; Ebû Bekr er-Râzî, Ebû Abdullah Muhammed b. Ebî Bekr, Celâu’l-Efhâm fî Fazli’s-
Salâti ‘alâ Muhammedin Hayri’l-Enâm, (tah. Şuayb el-Arnaud – Abdülkadir el-Arnaud), Kuveyt, 1987, s. 402;
Suyûtî, ed-Dûrru’l-Mensûr, VIII, 699; Münâvî, Abdurraûf, Feyzu’l-Kadîr, el-Mektebetü’t-Ticâriyye el-Kübrâ,
Mısır, 1356, VI, 171; Suyûtî, İtkân, I, 294. 364 İbn Ebî Şeybe, Abdullah b. Muhammad, Musannefu İbn-i Ebî Şeybe, (tah. Kemal Yusuf el-Hût), Mektebetü’r-
Rüşd, Riyad, 1409, VI, 129. (الرحم تنـزل ثم ختم القرآن) ; Ebû Bekr er-Râzî, Celâu’l-Efhâm, s. 402. 365 Debbâ‘, Ali Muhammed, Takrîbu’n-Nef‘ fi’l-Kırââti’s-Seb‘, (Şâtıbî, (Ebu’l-Kasım), Ebû Muhammed Kâsım b.
Firruh (ö. 590/1194), Hirzü’l-Emânî ve Vechü’t-Tehânî (Şâtıbiyye), Mustafa el-Bâbî el-Halebî, Kahire, ts.
İçinde), s. 198. 366 Suyûtî, İtkân, I, 275; Âlûsî, Rûhu'l-Meânî, XXVII, 98; Çimen, Hafızlık Tarihi, s. 23-26. 367 Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, VI, 259. 368 İbnü’l-Cevzî, Safvetü’s-Safve, IV, 446. 369 İbn Ebî Şeybe, Abdullah b. Muhammad, Musannefu İbn-i Ebî Şeybe, (tah. Kemal Yusuf el-Hût), Mektebetü’r-
Rüşd, Riyad, 1409, VI, 129; Taberânî, Süleyman b. Ahmed, el-Mu‘cemu’l-Kebîr, (tah. Hamdi b. Abdülmecid
es-Selefî), Mektebetü’l-‘Ulûm ve’l-Hikem, Musul, 1983, I, 242; Beyhakî, Şu‘abu’l-Îmân, II, 368; Nevevî, Ebû
Zekeriya Yahya b. Şeref, et-Tibyân fî Âdâbi Hameleti’l-Kur’ân, el-Vekâletü’l-Amme li’t-Tevzî, Dımaşk, 1983,
s. 80; Suyûtî, İtkân, I, 293; ayrıca bkz. Zehebî, Muhammed b. Ahmed, Mîzânu’l-İ‘tidâl fî Nakdi’r-Ricâl, (tah
Ali Muhammad - Adil Ahmed), Dâru’l-Kütübi’l-‘İlmiyye, Beyrut, 1995, III, 108; Kurtubî, Ahkâmu’l-Kur’ân,
I, 30; Makdisî, İbn Kudâme Abdullah b. Ahmed, el-Muğnî, Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1405, I, 458. 370 Basrî, Ebu Saîd Hasan b. Yesâr, Fedâilu Mekke, (tah. Sami Mekkî el-‘Ânî), Mektebetü’l-Felâh, Kuveyt, 1400,
s. 21.
270
çocuklarını bir araya toplar, hatmin son kısmını onlarla birlikte tamamlar, sonra da onlara dua
ederdi. 371 Katâde’nin (ö. 117/735) nakline göre sahabi Abdullah İbn Abbas (ö. 68/687-88)
Mescid-i Nebevî’de Kur’an okuyan bir kişiyi takip ettirerek o kişinin hatmi bitirmesine iştirak
etmiştir. 372 Günümüzde toplu yapılan hatim duası merasimlerinin çok faydalı ve güzel
uygulamalarının yanı sıra zaman zaman “asıl gayesinden uzaklaştırılmış”373 olduğuna da şahit
olmaktayız.
371 Dârimî, Sünen, II, 559 (hadis no. 3473); Heysemî, Mecma‘u’z-Zevâid, VII, 172, 356; ayrıca bkz. Altıkulaç,
“Hatim İndirme”, s. 175. 372 Dârimî, Sünen, II, 559 (hadis no. 3472). 373 Altıkulaç, “Hatim İndirme”, s. 176.
271
Uygulama Soruları
م الب .1 الص كم الذين ل يعقلون ان شر الدواب عند الله ayetinin anlamı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde
verilmiştir?
A) Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, (onu bilemeyen) kör
gibi olur mu? (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar
B) Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını
kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir
C) Şüphesiz bunda akıl sahipleri için ibretler vardır
D) Allah, size ayetleri böyle açıklıyor ki düşünesiniz
E) Elbette bunda aklını kullanan bir toplum için bir ibret vardır
2. Merfu olarak rivayet edilen hadislere istinaden hatim sonrasında dua etmenin hükmü nedir?
A) Vacip
B) Farz
C) Sünnet
D) Müstehap
E) Mendup
3. Kaynaklarda belirtildiğine göre, “hatim yaptıktan sonra aile fertleriyle çocuklarını bir araya
toplar, hatmin son kısmını onlarla birlikte tamamlar, sonra da onlara dua ederdi.” Söz konusu
sahabenin adı nedir?
A) Abdullah bin Mesud
B) Hz. Ebu Bekir
C) Hz. Ömer
D) Enes bin Malik
E) Hz. Ali
272
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsîn Sûresinin 4. sayfasının (41-54. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Ahkâf Sûresi 29-35. ve Fetih Sûresi 10-29. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma
pratik ve becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında aklın muhafazası kavramı etraflıca inceleme konusu
yapılmış, okuma parçasında ise “Bir Gaye İçin Hatim Yapmak” konusuyla ilgili bilgi
verilmiştir.
273
Bölüm Soruları
يتهم في الفلك المشحون .1 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi واي لهم انا حملنا ذر
gelmektedir? A) وخلقنا لهم من مثله ما يركبون
B) ال رحم منا ومتاعا الى حين
C) وان نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون
D) قيل لهم اتقوا ما بين ايديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون
E) من ايات ربهم ال كانوا عنها معرضين وما تأتيهم من اي
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وخلقنا لهم من مثله ما يركبون .2
A) ى اهلهم يرجعون فل يستطيعون توصي ول ال
B) منا ومتاعا الى حين ال رحم
C) وان نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون
D) قيل لهم اتقوا ما بين ايديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون
E) من ايات ربهم ال كانوا عنها معرضين وما تأتيهم من اي
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi واذا قيل لهم اتقوا ما بين ايديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون .3
gelmektedir? A) ى اهلهم يرج
عون فل يستطيعون توصي ول ال
B) من ايات ربهم ال كانوا عنها معرضين وما تأتيهم من اي
C) ال رحم منا ومتاعا الى حين
D) وان نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون
E) يتهم في الفلك المشحون واي لهم انا حم لنا ذر
من ايات ربهم ال كانوا عنها معرضين .4 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi وما تأتيهم من اي
gelmektedir? A) وخلقنا لهم من مثله ما يركبون
B) قال الذين كفروا للذين امنوا انطعم من لو ا رزقكم الله اطعمه ان انتم ال في ض واذا قيل لهم انفقوا مم اء الله لل مبين يش
C) ال رحم منا ومتاعا الى حين
D) ن نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون وا
E) قيل لهم اتقوا ما بين ايديكم وما خلفكم لعلكم ترحمون
قال الذين كفروا للذين امنوا انطعم من لو .5 ا رزقكم الله اطعمه ان انتم ال في ض واذا قيل لهم انفقوا مم اء الله لل مبين يش
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) وخلقنا لهم من مثله ما يركبون
B) ال رحم منا ومتاعا الى حين
C) وان نشأ نغرقهم فل صريخ لهم ول هم ينقذون
D) ويقولون متى هذا الوعد ان كنتم صادقين
E) من ايات ربهم ال كانوا عنها معرضين وما تأ تيهم من اي
ه وقالت اليهود والنصار .6بكم بذنوبكم ى نحن ابناء الل واحباؤ قل فلم يعذ ayetinde işaretli kısım temsili okuyuş
şekillerinden hangisiyle okunmalıdır?
A) Hafd-ı Savt
B) Raf’-i Savt
C) Ses Vurgusu
D) Tahkik ile
E) Tedvir ile
7. Kur’an-ı Kerim’de “akale” fiilinden türeyen kaç kelime vardır?
274
A) 85
B) 21
C) 78
D) 49
E) 3
8. Lügatte tutmak, bağlamak anlamına gelen kelime aşağıdakilerden hangisidir?
A) Vahiy
B) Ruh
C) Habl
D) Kuvve
E) Akıl
9. يات لولى اللباب إن فى خلق السموات والرض واختلف اليل والنهار ل ayet-i kerimedeki باب الل ولىل ne
anlama gelmektedir?
A) Görgü sahipleri
B) Güngörmüşler
C) Akıl sahipleri
D) Kalp sahipleri
E) Tefekkür edenler
10. Mekke-i Mükerreme’de yapılan Kur’an-ı Kerim hatmi için vaat edilen sevap miktarı ne
kadardır?
A) On
B) Yüz
C) Bin
D) On bin
E) Yüz bin
275
Cevaplar
1) a, 2) c, 3) b, 4) b, 5) d, 6) a, 7) d, 8) e, 9) c, 10) e
276
12. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT
(Devam…)
277
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsîn Sûresinin 5. sayfası (55-70. ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Hucurât Sûresi hadr usulüyle yüzünden
tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Malın Muhafazası
(Mal Güvenliği)” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma
parçasında ise “Bir Gaye İçin Hatim Yapmak” konusuyla ilgili bilgi verilmeye
devam edilecektir.
278
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Mülk Sûresinde Cehennemin ğayzı ne anlama gelmektedir?
2. Zalimlerin yanında Kur’an okumamın dini hükmü nedir?
3. Türkiye Büyük Millet Meclisinin ilk açılışının gerçekleştiği 23 Nisan
1920’de hatim merasimi nasıl yapılmıştır?
279
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Hafd-
ı Savt (Devam…)
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsîn Sûresinin 5. sayfasını
(55-70. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Hucurât Sûresini hadr usulüne
göre yüzünden okuyabilme
kabiliyeti edinir.
4. Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî
Okunuşu: Hafd-ı Savt
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
malın muhafazası konusuyla
ilgili en az iki ayet ezberler.
6. “Bir Gaye İçin Hatim
Yapmak” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
280
Anahtar Kavramlar
Kısık sesle Kur’an okuma
Namus
İffet
Haysiyet
Parayla hatim
Bağdatlı Meymûne bint Şâkûle
İbnü’l-Cevzî
Mukabele
281
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
282
12. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
12. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 5. Sayfa
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn Sûresinin 5. sayfasında yer alan 55-70.
ayetler tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
اليوم في شغل فاكهون ﴿ وازواجهم في ظلل هم ﴾55ان اصحاب الجن
ن ﴿ ائك متكؤ سلم قول ﴾57لهم فيها فاكه ولهم ما يدعون ﴿ ﴾56على الر
الم اعهد اليكم يا ﴾59وامتازوا اليوم ايها المجرمون ﴿ ﴾58من رب رحيم ﴿
ي ادم وان اعبدوني هذا ﴾60ان ل تعبدوا الشيطان انه لكم عدو مبين ﴿ بن
﴾62ولقد اضل منكم جبلا كثيرا افلم تكونوا تعقلون ﴿ ﴾61صراط مستقيم ﴿
﴾64صلوها اليوم بما كنتم تكفرون ﴿ا ﴾63هذه جهنم التي كنتم توعدون ﴿
ى افواههم وتكلمنا ايديهم وتشهد ارجلهم بما كانوا يكسبون تم عل اليوم ن
راط فانه ﴾65﴿ ى اعينهم فاستبقوا الصاء لطمسنا عل ﴾66ى يبصرون ﴿ولو نش
ا ول يرجعون ﴿ ناهم على مكانتهم فما استطاعوا مضيا اء لمس ﴾67ولو نش
لق افل يعقلون ﴿ سه في ال ره ننك عر وما ينبغي ﴾68ومن نعم وما علمناه الش
ا ويحق القول على ﴾69ل ذكر وقران مبين ﴿له ان هو ا لينذر من كان حيا
﴾70الكافرين ﴿
(36) Yâsîn Sûresi 5. Sayfa (55-70. Ayetler) Bismillâhirrahmânirrahîm.
55. Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, zevk sürerler.
56. Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara yaslanmaktadırlar.
57. Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri her şey vardır.
283
58. Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak (kendilerine) “Selâm” (vardır).
59. (Allah, şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!”
60, 61. “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir
düşmandır. Bana kulluk edin. İşte bu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”
62. “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”
63. “İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.”
64. “İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”
65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur, ayakları da kazandıklarına
şahitlik eder.
66. Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik de (bu hâlde) yola koyulmak için
didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!
67. Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri
gidebilirler, ne geri dönebilirlerdi.
68. Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz (gücünü azaltırız).
Hâlâ düşünmeyecekler mi?
69. Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz da. O(na verdiğimiz) ancak bir
öğüt ve apaçık bir Kur’an’dır.
70. (Aklen ve fikren) diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün (azabın)
gerçekleşmesi için Kur’an’ı indirdik.
12. 1. 2. Yüzünden Okuma: Hucurât Sûresi Bu derste, Medine’de nazil olan ve 18 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 49. sırasındaki
Hucurât Sûresi tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden okunacaktır.
﴾ سورة الحجرات 49﴿
﷽
ان الله ورسوله واتقوا الله موا بين يدي الله يا ايها الذين امنوا ل تقد
ن امنوا ل ترفعوا اصواتكم فوق صوت النبي ول ﴾ يا ايها الذي1سميع عليم ﴿
تجهروا له بالقول كجهر بعضكم لبعض ان تحبط اعمالكم وانتم ل تشعرون
او 2﴿ ﴾ ان الذين يغضون اصواتهم عند رسول الله ئك الذين امتحن اللهل
اء 3قلوبهم للتقوى لهم مغفرة واجر عظيم ﴿ ﴾ ان الذين ينادونك من ور
رج اليهم لكان 4الحجرات اكثرهم ل يعقلون ﴿ ﴾ ولو انهم صبروا حتهى ت
غفور رحيم ﴿خير اءكم فاسق بنبأ 5ا لهم والله ﴾ يا ايها الذين امنوا ان ج
فتصبحوا على ما فعلتم نادمين ﴿ وا 6فتبينوا ان تصيبوا قوما بجهال ﴾ واعلم
لو حبب اليكم ان فيكم رسول الله م ولكن الله يطيعكم في كثير من المر لعنت
ه اليكم الكفر والفسوق والعصيان اولئك هم نه في قلوبكم وكر يمان وزيـ ال
اشدون ﴿ 7الر ونعم عليم حكيم ﴿ ﴾ فضل من الله ائفتان من 8والله ﴾ وان ط
المؤمنين اقتتلوا فاصلحوا بينهما فان بغت احديهما على الخرى فقاتلوا التي
فان فاءت فاصلحوا بي ى امر اللهيء ال نهما بالعدل واقسطوا ان تبغي حتهى تف
يحب المقسطين ﴿ 9الله ﴾ انما المؤمنون اخوة فاصلحوا بين اخويكم واتقوا الله
284
ر قوم من قوم ع 10لعلكم ترحمون ﴿ سى ان ﴾ يا ايها الذين امنوا ل يس
وا اء عسى ان يكن خيرا منهن ول تلمز اء من نس يكونوا خيرا منهم ول نس
يمان ومن لم يتب انفسكم ول تنابزوا باللقاب بئس السم الفسوق بعد ال
ان 11الظالمون ﴿فاولئك هم ﴾ يا ايها الذين امنوا اجتنبوا كثيرا من الظن
ايحب احدكم ان يأكل بعض الظن اثم ول تجسسوا ول يغتب بعضكم بعضا
فكرهتموه واتقوا اب رحيم ﴿لحم اخيه ميتا تـو ان الله ﴾ يا ايها الناس 12الله
انا خلقناكم من ذكر وانثى وجعلناكم شعوبا وقـبائل لتعارفوا ان اكرمكم عند
عليم خبير ﴿ اتقيكم ان الله العراب امنا قل لم تؤمنوا ولكن ﴾ قالت 13الله
ورسوله ل يلتكم يمان في قلوبكم وان تطيعوا الله ا يدخل ال وا اسلمنا ولمقول
غفور رحيم ﴿ ان الله ﴾ انما المؤمن 14من اعمالكم شي ـا ون الذين امنوا بالله
اولئك هم ورسوله ثم لم يرتابوا وجاهدوا باموالهم وانفسهم في سبيل الله
ادقون ﴿ يعلم ما في السموات وما ف 15الص بدينكم والله ي ﴾ قل اتعلمون الله
بكل شيء عليم ﴿ عليك ان اسلموا قل ل تمنوا علي ﴾ يمنون 16الرض والله
يمان ان كنتم صادقين ﴿ يمن عليكم ان هديكم لل 17اسلمكم بل الله ﴾ ان الله
بصير بما تعملون ﴿يعلم غيب الس ﴾ 18موات والرض والله
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
Hafd-ı Savt (خفض الصوت) İle Okunacak Ayetler Listesi (Ayrıntılı)
Kur’an-ı Kerim’de Alçak Sesle (خفض الصوت) ve Hüzünlü Bir Eda İle Okunacak Yerler
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
خير الماكرين ﴿ ليثبتوك او يقتلوك او يخرجوك واذ يمكر بك الذين كفروا والله ﴾30ويمكرون ويمكر الله
لين واذا تتلى عليهم اياتنا قالوا قد سمعنا اساطير الو ﴾31﴿ لو نشاء لقلنا مثل هذا ان هذا ال
ماء او ائتنا بعذاب اليم ان كان هذا هو الحق من عندك فامطر علينا حجارة من واذ قالوا اللههم ﴾32﴿ الس
ي جار لكم واذ زين لهم الشيطان اعمالهم وقال ا تراءت الفئتان نكص على عقبيه وقال ل غالب لكم اليوم من الناس وان فلم
ي بريء م شديد العقاب ﴿ان والله ي اخاف الله ي ارى ما ل ترون ان ﴾48نكم ان
ء دينهم اذ يقول المنافقون والذين في قلوبهم مرض ل ؤ عزيز حكيم ﴿ غر ه فان الله ﴾49ومن يتوكل على الله
اسرى حتى يثخن في الرض عزيز حكيم ﴿ ما كان لنبي ان يكون له خرة والله يريد ال ﴾67تريدون عرض الدنيا والله
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
ن قول الذين كفروا من قبل قاتلهم اليهود عزير ابن الل وقالت النصارى المسيح ابن الل وقالت ذلك قولهم بافواههم يضاهؤ
انهى يؤفكون ﴿ ﴾30الله
ذوا احبارهم ورهبانهم ا ربابا من دون الل ا ات والمسيح ابن مريم وما امروا ال ليعبدوا الها واحدا ل اله ال هو سبحانه عم
﴾31يشركون ﴿
﴾43﴿ وتعلم الكاذبين عفا الل عنك لم اذنت لهم حتى يتبين لك الذين صدقوا
ويؤمن للمؤمنين ورحم للذين امنوا منكم والذين ويقولون هو اذن ومنهم الذين يؤذون النبي قل اذن خير لكم يؤمن بالله
لهم ﴾61عذاب اليم ﴿يؤذون رسول الله
ن ﴿ انما كنا نخوض ونلعب ولئن سالتهم ليقولن واياته ورسوله كنتم تستهز ﴾65قل ابالله
دقات والذين ل عين من المؤمنين في الص و منهم ولهم عذاب فيسخرون منهم يجدون ال جهدهم الذين يلمزون المط ر الله س
﴾79اليم ﴿
285
وكرهوا ان يجاهدوا باموالهم وانفسهم في لفون بمقعدهم خلف رسول الله وقالوا فرح الم قل ل تنفروا في الحر سبيل الله
ا لو كانوا يفقهون ﴿ ﴾81نار جهنم اشد حرا
لوا الطول منهم وقالوا واذا وجاهدوامع رسوله استاذنك او ﴾86﴿ ذرنا نكن مع القاعدين انزلت سورة ان امنوا بالله
ا الذين امنوا فزادتهم ايمانا وهم يستبشرون ﴿ف ايكم زادته هذه ايماناواذا ما انزلت سورة فمنهم من يقول ﴾124ام
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
ر الذين امنوا ان ان هذا لهم قدم صدق عند ربهم قال الكافرون اكان للناس عجبا ان اوحينا الى رجل منهم ان انذر الناس وبش
﴾2﴿ لساحر مبين
له بينات قال الذين ل يرجون واذا تتلى عليهم اياتنا له من تلقائ نفسي لقاءنا ائت بقران غير هذا او بد قل ما يكون لي ان ابد
ي عذاب يوم ي اخاف ان عصيت رب ﴾15عظيم ﴿ ان اتبع ال ما يوحى الي ان
هم ول ينفعهم ويقولون ما ل يضر نا عند الل ويعبدون من دون اللهء شفعاؤ ل ؤ
بما ل يعلم في السموات ول ه ن الله قل اتنبؤ
ا يشركون ﴿ ﴾18في الرض سبحانه وتعالى عم
ي معكم لول انزل عليه اية من ربه ويقولون فانتظروا ان ﴾20من المنتظرين ﴿ فقل انما الغيب لله
ان كنتم صادقين ﴿ ام يقولون افتريه ﴾38قل فاتوا بسورة مثله وادعوا من استطعتم من دون الله
نك احق هو ي انه لحق وما انتم بمعجزين ﴿ ويستنبؤ ﴾53قل اي ورب
ما ل سبحانه هو الغني له ما في السموات وما في الرض ان عندكم من سلطان بهذا اتقولون اتخذ الل ولداقالوا على الله
﴾68لمون ﴿تع
ئهم ان يفتنهم ي من قومه على خوف من فرعون ومل وانه لمن وان فرعون لعال في الرض فما امن لموسى ال ذر
﴾83المسرفين ﴿
﴾95﴿ ايات الل فتكون من الخاسرين ول تكونن من الذين كذبوا ب
ك ما ل ينفعك ول يضر ﴾106﴿ فان فعلت فانك اذا من الظالمين ول تدع من دون الله
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
ايام وكان عرشه على الماء ليبلوكم ايكم احسن عمل ولئن قلت انكم مبعوثون من وهو الذي خلق السموات والرض في ست
﴾7﴿ سحر مبين ان هذا ال بعد الموت ليقولن الذين كفروا
معدودة رنا عنهم العذاب الى ام ال يوم ياتيهم ليس مصروفا عنهم وحاق بهم ما كانوا به ليقولن ما يحبسه ولئن اخ
ن ﴿ ﴾8يستهز
ان كنتم صادقين ﴿قل فا ام يقولون افتريه ﴾13توا بعشر سور مثله مفتريات وادعوا من استطعتم من دون الله
اى وما نرى لكم علينا ما نريك ال بشرا مثلنا وما نريك اتبعك ال الذين هم فقال المل الذين كفروا من قومه اراذلنا بادي الر
﴾27﴿من فضل بل نظنكم كاذبين
﴾53﴿ يا هود ما جئتنا ببينة وما نحن بتاركي الهتنا عن قولك وما نحن لك بمؤمنين قالوا
نا واننا لفي شك يا صاقالوا ا قبل هذا اتنهينا ان نعبد ما يعبد اباؤ ا تدعونا اليه مريب لح قد كنت فينا مرجوا ﴾62﴿ مم
نا قالوا شيد يا شعيب اصلوتك تامرك ان نترك ما يعبد اباؤ ا انك لنت الحليم الرؤ ﴾87﴿ او ان نفعل في اموالنا ما نش
ا تقول وانا لنريك فينا ضعيفا ولول رهطك لرجمناك وما قالوا كثيرا مم ﴾91﴿ انت علينا بعزيز يا شعيب ما نفقه
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
﴾8﴿ ان ابانا لفي ضلل مبين اذ قالوا ليوسف واخوه احب الى ابينا منا ونحن عصب
ل لكم وجه ابيكم وتكونوا من بعده قوما صالحين ﴿ اقتلوا يوسف او اطرحوه ارضا ﴾9ي
ت به لصين ﴿ وهم بها لول ان را برهان ربه ولقد هم ﴾24كذلك لنصرف عنه السوء والفحشاء انه من عبادنا الم
ن ايتها العير قاي في رحل اخيه ثم اذن مؤذ زهم بجهازهم جعل الس ا جه ﴾70﴿ انكم لسارقون فلم
ها يوسف في نفسه ولم يبدها ان يسرق فقد سرق اخ له قالوا اعلم بما تصفون ﴿ من قبل فاسر ﴾77لهم قال انتم شر مكانا والله
﴾81﴿ يا ابانا ان ابنك سرق وما شهدنا ال بما علمنا وما كنا للغيب حافظين ارجعوا الى ابيكم فقولوا
﴾95﴿ ك لفي ضللك القديم تالل ان قالوا
12. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt (Devam…)
﴾7انما انت منذر ولكل قوم هاد ﴿ لول انزل عليه اية من ربه ويقول الذين كفروا
شهيدا بيني وبينكم ومن عنده علم الكتاب ﴿ لست مرسل ويقول الذين كفروا ﴾43قل كفى بالله
286
﴾ سورة ابرهيم 14﴿
ا الذين من قبلكم قوم نوح وعاد وثمود والذين من بعدهم ل يعلمه جاءتهم رسلهم بالبينات فردوا ايديهم في الم ياتكم نبؤ م ال الله
ا تدعوننا اليه مريب انا كفرنا ب افواههم وقالوا ﴾9﴿ ما ارسلتم به وانا لفي شك مم
المين ﴿ لنخرجنكم من ارضنا او لتعودن في ملتناوقال الذين كفروا لرسلهم ﴾13فاوحى اليهم ربهم لنهلكن الظ
﴾ سورة الحجر 15﴿
كر انك لمجنون وقالوا ل عليه الذ ﴾6﴿ يا ايها الذي نز
ادقين ئكة ان كنت من الص ﴾7﴿ لو ما تاتينا بالمل
﴾70﴿ اولم ننهك عن العالمين قالوا
النحل ﴾ سورة 16﴿
لين واذا قيل لهم ماذا انزل ربكم قالوا ﴾24﴿ اساطير الو
منا من دونه من شي وقال الذين اشركوا نا ول حركذلك فعل الذين ء لو شاء الل ما عبدنا من دونه من شيء نحن ول اباؤ
سل ال البلغ المبين ﴿ ﴾35من قبلهم فهل على الر
جهد ايمانهم ﴾38بلى وعدا عليه حقاا ولكن اكثر الناس ل يعلمون ﴿ل يبعث الل من يموت واقسموا بالله
﴾103لسان الذي يلحدون اليه اعجمي وهذا لسان عربي مبين ﴿ انما يعلمه بشر ولقد نعلم انهم يقولون
سراء 17﴿ ﴾ سورة ال
ذول خر فتقعد مذموما ل تجعل مع الل الها ا ﴾22﴿ م
الها اخر ول تجعل مع الله ا اوحى اليك ربك من الحكم ﴾39﴿ فتلقى في جهنم ملوما مدحوراذلك مم
﴾47﴿ ان تتبعون ال رجل مسحورانحن اعلم بما يستمعون به اذ يستمعون اليك واذ هم نجوى اذ يقول الظالمون
ا يكبر في صدوركم فسيقولون من يعيدنا قل الذي سهم ويقولون او خلقا مم ة فسينغضون اليك ر ل مر قل متى هو فطركم او
﴾51عسى ان يكون قريبا ﴿
﴾74﴿ لقد كدت تركن اليهم شيئا قليل ولول ان ثبتناك
﴾75﴿ عف الممات ثم ل تجد لك علينا نصيرااذا لذقناك ضعف الحيوة وض
ان قالوا ﴾94﴿ ابعث الل بشرا رسول وما منع الناس ان يؤمنوا اذ جاءهم الهدى ال
ي لظنك يا موسى مسحوراي اسراءيل اذ جاءهم فقال له فرعون ولقد اتينا موسى تسع ايات بينات فسـل بن ﴾101﴿ ان
﴾ سورة الكهف 18﴿
﴾4﴿ اتخذ الل ولداوينذر الذين قالوا
ي ﴾36﴿ لجدن خيرا منها منقلباوما اظن الساعة قائمة ولئن رددت الى رب
يك رجل ﴿ اكفرت قال له صاحبه وهو يحاوره ثم سوه ﴾37بالذي خلقك من تراب ثم من نطف
﴾74﴿ لقد جئت شيئا نكراا زكي بغير نفس فانطلقا حتهى اذا لقيا غلما فقتله قال اقتلت نفس
﴾ سورة مريم 19﴿
﴾27﴿ يا مريم لقد جئت شيئا فرياافاتت به قومها تحمله قالوا
﴾46﴿ لرجمنك واهجرني ملياااراغب انت عن الهتي يا ابرهيم لئن لم تنته قال
﴾73﴿ اى الفريقين خير مقاما واحسن نديااواذا تتلى عليهم اياتنا بينات قال الذين كفروا للذين امنوا
﴾77﴿ لوتين مال وولداافرايت الذي كفر باياتنا وقال
حمن ولداوقالوا ﴾88﴿ اتخذ الر
﴾ سورة طه 20﴿
﴾57﴿ اجئتنا لتخرجنا من ارضنا بسحرك يا موسىقال
﴾58﴿ نخلفه نحن ول انت مكانا سوىفلناتينك بسحر مثله فاجعل بيننا وبينك موعدا ل
﴾63﴿ ان هذان لساحران يريدان ان يخرجاكم من ارضكم بسحرهما ويذهبا بطريقتكم المثلىقالوا
﴾88﴿ الهكم واله موسى فنسي هذا فاخرج لهم عجل جسدا له خوار فقالوا
صفان عليهما من ورق الجن ﴾121﴿ وعصى ادم ربه فغوىفاكل منها فبدت لهما سواتهما وطفقا ي
287
﴾125﴿ رب لم حشرتني اعمى وقد كنت بصيراقال
﴾ سورة النبياء 21﴿
وا النجوى الذين ظلموا هل هذا ال بشر مثلكم حر وانتم تبصرون لهي قلوبهم واسر ﴾3﴿ افتاتون الس
لون اضغاث احلم بل افتريه بل هو شاعر بل قالوا ﴾5﴿ فلياتنا باية كما ارسل الو
حمن ولداوقالوا ﴾26سبحانه بل عباد مكرمون ﴿ اتخذ الر
ي اله من دونه ومن يقل منهم المين ﴿ ان ﴾29فذلك نجزيه جهنم كذلك نجزي الظ
قوه ﴾68﴿ وانصروا الهتكم ان كنتم فاعلين قالوا حر
﴾ سورة المؤمنون 23﴿
ل عليكم ولو شاء الل لن فقال الملؤا الذين كفروا من قومه ئكة ما سمعنا بهذا في ما هذا ال بشر مثلكم يريد ان يتفضزل مل
لين ﴾24﴿ ابائنا الو
خرة واترفناهم في الحيوة الدن ا تاكلون منه ما هذا ال بشر مثلكم ياكل يا وقال المل من قومه الذين كفروا وكذبوا بلقاء ال مم
ا تشربون ﴾33﴿ ويشرب مم
﴾34ولئن اطعتم بشرا مثلكم انكم اذا لخاسرون ﴿
﴾35﴿ ايعدكم انكم اذا متم وكنتم ترابا وعظاما انكم مخرجون
﴾36﴿ لما توعدون هيهات هيهات
نيا نموت ونحيا وما نحن بمبعوثين ﴾37﴿ ان هي ال حياتنا الد
﴾38﴿ ان هو ال رجل افترى على الل كذبا وما نحن له بمؤمنين
﴾47﴿ ومهما لنا عابدون ا انؤمن لبشرين مثلنا وق فقالو
﴾38﴿ ان هو ال رجل افترى على الل كذبا وما نحن له بمؤمنين
﴾47﴿ انؤمن لبشرين مثلنا وقومهما لنا عابدون فقالوا
﴾70﴿ بالحق واكثرهم للحق كارهون ام يقولون به جنة بل جاءهم
﴾82﴿ ءاذا متنا وكنا ترابا وعظاما ءانا لمبعوثون قالوا
نا هذا من قبل لاساطير ان هذا ال لقد وعدنا نحن وابا ين الو ﴿83﴾
﴾99﴿ رب ارجعون حتهى اذا جاء احدهم الموت قال
ي اعمل صالحا فيما تركت ﴾100كل انها كلم هو قائلها ومن ورائهم برزخ الى يوم يبعثون ﴿ لعل
12. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Malın
Muhafazası (Mal Güvenliği)
1. Mal Güvenliğinin Mahiyeti ve Önemi İnsanların refah ve mutluluk kaynağı olan malın, hırsızlık ve gasp gibi her türlü tecavüzden
korunması, Kur’ân-ı Kerim’in önemle üzerinde durduğu bir konudur. Kur’ân’da bir başkasının
malını çalan kimsenin, çok ağır cezalarla cezalandırılması, malın korunmasına verilen değeri
göstermektedir. 374 Kur’ân’da insanların, başkalarına ait malları haksız yere gasp etmeleri,
kendi mallarını rüşvet, kumar, içki, israf gibi meşru olmayan yollarda harcamaları
yasaklanmıştır.
İnsanların malları da, korunması icap eden haklardandır. İnsanların, karşılıklı rıza ve meşru
şekilde yapılan alış verişin dışında bu hakkı ihlal etmeleri birbirlerine helal değildir. Ancak
Allah’ın helal kıldığı, insanların birbirlerine sundukları meşru hediyeler, karşılıklı bağışlar, alış
verişler, özellikle miras yolu ile intikal eden mallar ile savaş sonucu elde edilen ganimetler bu
hükmün dışındadırlar. Allah Teâlâ bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Mallarınızı, aranızda
haklı bir sebep yokken batıl olarak yemeyiniz. Kendiniz bilip dururken, insanların mallarından
bir kısmını haram yollardan yemeniz için o malları hâkimlere (idarecilere veya mahkeme
hâkimlerine) vermeyin.”375
374 Mâide, 5/38. 375 Bakara, 2/188.
288
Bu âyetle alış veriş ve karşılıklı rıza gibi meşru sebeplerin dışında Müslümanların
birbirlerinin mallarını yemeleri yasaklanmıştır. Hz. Peygamber de Müslüman’ın kanının,
malının ve namusunun da dahil olduğu her şeyinin, koruma altına alındığını şöyle bildirmiştir:
“Her Müslümanın kanı, malı ve namusu başkalarına haramdır.”376
Hamdi Yazır yukarıdaki âyeti şöyle yorumlar: Muamelelerinizde birbirinizin malına ve
hukukuna riayet ederseniz, yaptığınız anlaşma ve sözleşmelerde haksızlıktan, tartışmaya sebep
olacak ve işi mahkemelere düşürecek bozuk şartlardan sakınırsanız, hükümlere hükümetlere
boyun eğmekten kurtulursunuz. Her nasılsa mahkemeye düştüğünüz zaman, gerek hâkimi ve
gerekse birbirinizi yalan, dolan, şarlatanlık ve rüşvet gibi batıl sebeplerle ikna ve bağlamaya
uğraşmazsanız, hâkimlerinizi bozmamış, zulme meydan vermemiş, haksız yere birbirinizin
malını yememiş, yedirmemiş olursunuz. 377
Haksız yere mal yemenin bütün kötülüklerin başı olduğunu belirten Hamdi Yazır, bundan
sakınmanın, dini terbiyenin istenen en büyük neticesi olduğu ve bu âyetin, oruç âyetini takip
etmesinden anlaşılır, demektedir. 378
Nisâ, 4/29. âyetinde, karşılıklı rıza olmadan hiçbir kimsenin malına dokunulamayacağı
bildirilmiştir.”379 Âyette zikredilen “batıl” kavramı; hırsızlık, hainlik, gasp etmek, kumar, faiz,
geçersiz (haksız) değiştirmeler, sefihlik, israf ve bütün meşrû olmayan sebepler ve maksatların
hepsini, yani hem kazanma sebebini ve hem de harcama şeklini kapsar. Ancak karşılıklı rızadan
meydana gelen bir ticaretin bulunması, bunlardan istisna kılınmıştır. Karşılıklı rıza ile yapılan
ticaretten ve bu şekildeki malları yemekte bir yasaklama yoktur. Bu istisnanın ticaretten başka,
bağış, sadaka, temlik, mübah kılma ve miras gibi diğer meşru sebeplerin varlığına engel
olmayacağı açıklanmıştır. 380
Malların elde edilmesi, meşrû vasıflarla olsa dahi harcamalarında iktisatlı davranmak
gerekir. Başkalarının malı şöyle dursun, insan kendi mallarının bile boşuna yenip
yedirilmemesine dikkat etmelidir. 381
Kur’ân-ı Kerim, aklî dengesi olmayan, aklı veya dini noksan olan kimselerin mallarını
koruma altına almış ve bunların mallarını saçıp savurmalarına ve heder etmelerine müsaade
etmemiştir. Bu gibi kişilerin mallarını, âmmenin malı mesabesinde addederek, yetkili kişilere
bunları koruma görevi vermiştir. 382
Kur’ân, hırsızlığı, yağmacılığı, gaspı, kumarı, faizi ve her türlü israfı haram kılarak serveti
koruma altına almış ve bunları irtikap edenlere en ağır cezalar verileceğini haber vermiştir.
Meşrû olmayan nefsanî ve şehevî arzular uğrunda mal harcamayı, her türlü lüks, sefahat ve
gösteriş uğrunda serveti tüketmeyi yasaklamış ve hatta lüzumsuz yere saçıp savuranları,
“şeytanların dostları”383 olarak vasıflamıştır. Ayrıca israf edenlerin Allah tarafından
sevilmeyeceğini önemle vurgulamıştır. 384 Bütün bunlar, İslam’ın serveti korumaya önem
verdiğini gösterir. Can, namus, iffet, şeref, haysiyet ve kısacası her türlü insanlık onuru, helal
ve meşrû yoldan elde edilen servet nimeti sayesinde muhafaza edilmektedir. Dinin tebliği, neşri
ve çeşitli hurafelerden korunması, servetle doğrudan bağlantılıdır. Malın tehlikede olduğu
yerde can da tehlikededir. Malın korunma altında olmadığı, her çeşit hırsızlığın, yağmanın,
tefeciliğin, soygunun ve rüşvetin hâkim olduğu gelişmemiş ülkelerde bugün can güvenliği
istenilen düzeyde değildir. Şiddet ve öldürme olayları daha fazla yaygındır. Zira mal güvenliği
376 Müslim, Bir, 32. 377 Bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 679. 378 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, I, 680. 379 Nisâ, 4/ 29. 380 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 1341. 381 Bkz. Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 1342. 382 Nisâ, 4/5. 383 İsrâ, 17/27. 384 A’raf, 7/31.
289
ile can güvenliği birbirini tamamlayan iki önemli unsurdur. Birinin olmadığı yerde öbürü de
tehlike altındadır.
Fertlerin ellerindeki mal, bütün milletin maddi gücünü oluşturmaktadır. Dolayısıyla malı,
fertler arasında adâletli bir şekilde dağıtmak, üreticileri himaye etmek, genel malî kaynakları
geliştirmek ve malın haksız yere yenmesini önlemek zaruridir. İcra işleri, alım-satım ve malî
konulara giren diğer akitlere bağlı ve muamelelerle ilgili şeylerin hepsini himaye etmek, malı
koruma esasına dâhildir. 385
Belirlenmiş bir süre için yapılan borçlanmaların ve borçlara karşı alınmış rehin olayının
yazılmasını ve şahitlerle kayıt altına alınması386, vasiyetin şahitler huzurunda yapılması387,
yetimlerin mallarının korunması388 gibi konular, malın korunması ile alakalıdır.
2. Malın Korunması İle ilgili Âyetler
ثم وانتم تعلمون ول تاكلوا اموالكم بينكم بالباطل وتدلوا بها الى الحكام لتاكلوا فريقا من اموال الناس بال“Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını
bile bile günaha girerek yemek için onları hâkimlere (rüşvet olarak) vermeyin.”389
ض منكم ول تقتلوا انفسكم يا ايها الذين امنوا ل تاكلوا اموالكم بينكم بالباطل ال ان تكون تجارة عن ترا
كان بكم رحيما ان الله“Ey iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak karşılıklı rıza ile
yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk etmeyin. Şüphesiz Allah, size karşı çok
merhametlidir.”390
عزيز حكيم والسارق والسارق فاقطعوا ايديهما جزاء بما والله كسبا نكال من الله“Yaptıklarına bir karşılık ve Allah’tan caydırıcı bir müeyyide olmak üzere hırsız erkek ile
hırsız kadının ellerini kesin. Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”391
لكم قياما وارزقوهم فيها واكسوهم وقولوا لهم قول تؤتوا ول معروفا السفهاء اموالكم التى جعل الله“Allah’ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin. O mallarla
onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.”392
رين كانوا اخوان الشياطين وكان الشيطان لربه كفورا ان المبذ“Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük
etmiştir.”393
بيث بالطيب ول تاكلوا اموالهم الى اموالكم انه كان ح واتوا اليتامى وبا كبيرااموالهم ول تتبدلوا ال“Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla (helâli haramla) değişmeyin. Onların mallarını
kendi mallarınıza katıp yemeyin. Çünkü bu, büyük bir günahtır.”394
م ول تاكلوها اسرافا وبدارا وابتلوا اليتامى حتهى اذا بلغوا النكاح فان انستم منهم رشدا فادفعوا اليهم امواله
ليهم فليستعفف ومن كان فقيرا فلياكل بالمعروف فاذا دفعتم اليهم اموالهم فاشهدوا ع ان يكبروا ومن كان غنياا
حسيبا وكفى بالله“Yetimleri deneyin. Evlenme çağına (buluğa) erdiklerinde, eğer reşid olduklarını
görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüyecekler (ve mallarını geri alacaklar) diye israf
ederek ve aceleye getirerek mallarını yemeyin. (Velilerden) kim zengin ise (yetim malından
yemeğe) tenezzül etmesin. Kim de fakir ise, aklın ve dinin gereklerine uygun bir biçimde
385 Muhammed Ebu Zehra, a. g. e. , s. 315. 386 Bakara, 2/282-283. 387 Mâide, 5/106-108. 388 Nisâ, 4/2, 6, 10; En’âm, 6/152; İsrâ, 17/34 vb. 389 Bakara, 2/188. 390 Nisâ, 2/29. 391 Mâide, 5/38. 392 Nisâ, 4/5. 393 İsrâ, 17/27. 394 Nisâ, 4/2.
290
(hizmetinin karşılığı kadar) yesin. Mallarını kendilerine geri verdiğiniz zaman da yanlarında
şahit bulundurun. Hesap görücü olarak Allah Yeter.”395
مى ظلما انما ياكلون فى بطونهم نارا وسيصلون سعيراان الذين ياكلون اموال اليتا“Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş
yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.”396
ان مسؤل تقربوا مال اليتيم ال بالتى هى احسن حتهى يبلغ اشده واوفوا بالعهد ان العهد ك ول “Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü
de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.”397
ين يا بنى ادم خذوا زينتكم عند كل مسجد وكلوا واشربوا ول تسرفوا انه ل يحب المسرف “Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat
israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez.”398
ى فاكتبوه وليكتب بينكم كات ل ياب كاتب ان ب بالعدل و يا ايها الذين امنوا اذا تداينتم بدين الى اجل مسما
ف س منه شيپايكتب كما علمه الله ربه ول يب ليكتب وليملل الذى عليه الحق وليتق الله “…Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın.
Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan
kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve
Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam
yazdırsın)….”399
12. 4. Okuma Parçası: Bir Gaye İçin Hatim Yapmak (Devam … )400 Müslümanlar hayırlı işlerinde Kur’an okumayı adet haline getirmişlerdir. En küçük ve
önemsiz işlerinde olduğu gibi en önemli işlerinde de Kur’an’ın bereketinden istimdatta
bulunmak, bir İslami gelenektir. Bu anlayışın bir göstergesi olarak Türkiye Büyük Millet
Meclisinin ilk açılışında 23 Nisan 1920’de Cuma namazından sonra gerçekleştirilen törende,
daha önce okunmuş olan çok sayıdaki hatm-i şerifin ve Buhari-i şeriflerin duaları yapılmıştır. 401
Kur’an’ı defalarca hatmetmiş olmanın Allah’ın azabından koruyucu bir vasfının olduğunu,
âbid ve sâlihlerin kendi aralarında; “Allah’ın, kırk bin hatim yapan kişiyi azaba çarptıracağını
mı sanıyorsun?”402 şeklinde ifadelerle gündeme getirdikleri bilgisi kaynaklarda yer almaktadır.
Tam hatim okuyarak değil de, her sûresinin başından birkaç ayet okuyarak Kur’an-ı
hatmetme şeklindeki bireysel bazı uygulamalarla da karşılaşmaktayız. Bunları belki de kısmî
hatim olarak nitelendirebiliriz. İnsanların özel taleplerini Allah’a arz ederken böylesi özel
tecrübelere baş vurdukları bir gerçektir. İbnü’l-Cevzî (ö. 597/1201), Bağdatlı Meymûne binti
Şâkûle (ö. ???)’nin rivayet ettiği şöyle bir olay nakletmektedir: “Bir komşumuz bize eziyet etti.
Bunun üzerine iki rekat namaz kıldıktan sonra bütün sûrelerin ilk ayetlerini okuyarak Kur’an
okumayı tamamladım. (Bu şekilde okuyarak Kur’ân’ı hatmettim). Ardından şöyle dua ettim:
Allahım! Bu adamın şerrinden sana sığınırım. (أللهم اكفنا أمره) Sonra da uyudum. Sahur vakti
395 Nisâ, 4/6. 396 Nisâ, 4/10. 397 İsrâ, 17/34. 398 A’raf, 7/31. 399 Bakara, 2/282. 400 Çimen, Kur’an: Metin Özellikleri, s. 62-71. 401 Atay, Falih Rıfkı, Çankaya, s. 100. (http://xa. yimg.
com/kq/groups/14064808/749529659/name/%25C3%2587ANKAYA. pdf (12. 06. 2013)bilginin kaynağını
bulunca internet adreini sil) 402 İbn Müflic, Burhaneddin İbrahim b. Muhammed, el-Maksadü’l-Erşed fî Zikri Ashâbil’lİmâm Ahmed, (tah.
Abdurrahman b. Süleyman), Mektebetü’r-Rüşd, Riyad, 1990, II, 317.
291
uyandığımda adamın çıkageldiğini gördüm. Sonrasında birden adamın ayakları kayıp yere
düştü ve öldü.”403
Bir de para ile hatim okutma meselesi vardır ki, işin aslı şudur: “Para ile hatim okutmak,
İslam Dini’nin ilk safiyetinde mevcut olmayan”404, en iyimser ifadeyle “mekruh”405 ve
sonradan ortaya çıkması yönüyle de “bidat” bir davranıştır. Bazıları parayla hatim okutmanın
asla caiz olmadığını, bu iş karşılığında para almanın ve vermenin helal olmadığını
söylemektedir. Ancak “mukabele” şeklinde hatim okutma ile parayla hatim okutma arasında
çok fark vardır. Mukabele, bir tarafın okuduğu Kur’an-ı Kerim’i diğer tarafın takip etmesi veya
dinlemesi anlamına geldiği için Peygamberî bir uygulamadır ve makbul görülmüştür. Parayla
okutulan hatimde karşılıklı bir okuma ve dinleme söz konusu olmadığından makbul
karşılanmamıştır. Peygamber Efendimizin (sav), sahabenin ve alimlerin uygulamalarından
ortaya çıkan sonuca göre asıl olanın, insanın hatmini kendisinin okuması olduğunu
söyleyebiliriz.
Şu bir gerçek ki parayla hatim okutma, zaman zaman hem okuyanlar hem de okutanlar
tarafından istismar edilebilmektedir. Parayla hatim okuyanların bazıları, Ramazan ayı boyunca
günlük dini ibadetlerinden ve özel işlerinden arta kalan zamanlarında okuyabilecekleri hatim
sayısı kısıtlı olmasına rağmen, okuyabilecekleri sayının çok daha fazlası hatmi okuduğunu
iddia ederek, kendisine hatim okuma siparişi veren vatandaşların her birinden ayrı ayrı para
alabilmektedirler. Parayla hatim okutanların bazıları ise, zenginliğini kullanarak özellikle
Ramazan aylarında davet ettikleri meşhur hafız ve mevlithanlar eşliğinde şatafatlı iftar
toplantıları düzenleyerek, kendileri genelde dinden uzak bir hayat yaşamalarına rağmen bu
vesileyle din bezirganlığına soyunmaktadırlar. Bu kapsamda değerlendirilebilecek insanların
bir kısmı ise, yılda bir kez ana-babasının ruhu için üç-beş kuruş para karşılığında mahalle
imamına hatim okutturarak, dindar bir insan olduğu konusunda hem kendi iç dünyasında kendi
kendini tatmin etmeye, hem de yaşadığı çevreye dindarlığını onaylatmaya çalışmaktadır. Bu
şekilde Ramazan aylarında ülkemizin bazı bölgelerinde ortaya çıkan ve iki taraflı
memnuniyetin söz konusu olduğu psikolojik, sosyolojik ve ekonomik vecheli bir sektörden
bahsedebiliriz. Özellikle zalim kişilerin ve idarecilerin mekanlarında Kur’an okuyarak onların
dini anlamda meşrulaşmasına katkı sağlayanlar lanetlenmiştir. Nitekim hadis-i şerifte
zalimlerin yanında itibar kazanmak maksadıyla Kur’an okuyanların, okudukları her bir harf
karşılığında on lanet kazanacakları406 bildirilmiştir.
Diğer taraftan bazı Kur’an Kurslarında çocuk yaştaki gençlerin parayla hatim okuma işinde
kullanılması ve gençlerin çocuk yaşta sadaka toplamaya alıştırılması, şahsiyetlerini
kaybetmelerine neden olmaktadır. 407 Ayrıca bu insanların çocukken edindikleri bu davranış
şeklini ileriki yaşlarda da sürdürdükleri ve topluma etkin bir din hizmeti sunamadıkları
bilinmektedir.
403 İbnü’l-Cevzî, Ebu’l-Ferec Abdurrahman b. Ali, el-Muntazim fî Târîhi’l-Mulûk ve’l-Umem, Dâru Sâdır, Beyrut,
1358, VII, 226; Zerkeşi, burhan, I, 436; Suyuti, İtkân, II, 439.
Diğer taraftan ulema, Kur’an-ı Kerim’i güzel şeyler için okumayı tavsiye etmişlerdir. Nakledildiğine göre ilim
sahibi olan oğlu ‘Akîl vefat edince meşhur dilci İbn Akîl ağlamamak için olanca gücüyle sabırlı davrandı. Tam
cenazeye katılan insanlara teşekkür ederken adamın biri “Dediler ki: "Ey vezir, onun çok yaşlı bir babası var!
(Onun alıkonduğuna çok üzülür.) Onun yerine (bizden) birimizi al; doğrusu, biz seni iyilik edenlerden
görüyoruz.” (Yusuf, 12/78) ayetini okuyunca o zamana dek ağlamamak için kendini zor tutan İbn Akil
ağlamaya başlayınca cenazedeki insanlar da ağlaşmaya başladılar. Daha sonra İbn Akîl ortamı geren ve
herkesin ağlamasına neden olan ayet-i kerimeyi okuyan adama şöyle çıkıştı: Be adam! Bu yaptığın feryad-ü
figanı tahrik etmektir. Halbuki Kur’an, bunun için değil de tam tersine gönüllerdeki hüznü sakinleştirmek için
nazil olmuştur. Kitâbu’l-Âdâbi’ş-Şerî‘a, s. 294) 404 Evrin, Sadettin, “Mevlid ve Hatim Okutmak Hakkında”, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi, Ankara, 1962, s. 87. 405 Para karşılığında Kur’an okumanın mekruh oluşuyla ilgili olarak bkz. Suyûtî, İtkân, I, 295. 406 Suyûtî, İtkân, I, 295-296. 407 Evrin, “Mevlid ve Hatim”, s. 88.
292
293
Uygulama Soruları
1. Kuran’da “lüzumsuz yere saçıp savuranlar” hangi vasıfla nitelenmiştir?
A) Müsrifler
B) Şeytanın Dostları
C) Günahkar
D) Saçıp Savuranlar
E) nankörlük Edenler
2. Belirlenmiş bir süre için yapılan borçlanmaların ve borçlara karşı alınmış rehin olayının
yazılmasını ve şahitlerle kayıt altına alınması vb. hususlar makasıd-ı diniyyenin hangi ilkesi
altına girer?
A) Aklın Muhafazası
B) Neslin Muhafazası
C) Nefsin Muhafazası
D) Malın Muhafazası
E) Dinin Muhafazası
ثم وانتم تعلموول تاكلوا اموالكم بينكم بالباطل وتدلوا بها الى الحكام ل .3 ن تاكلوا فريقا من اموال الناس بال ayetinde وتدلوا
?ifadesi ile nehyedilen husus aşağıdakilerden hangisidir بها الى الحكام
A) Hırsızlık
B) Gasb
C) Rüşvet
D) Hile
E) İsraf
294
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsin Sûresinin 5. sayfasının (55-70. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Hucurât Sûresi de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt” kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında malın muhafazası kavramı etraflıca inceleme konusu
yapılmış, okuma parçasında ise “Bir Gaye İçin Hatim Yapmak” konusuyla ilgili bilgi verilmeye
devam edilmiştir.
295
Bölüm Soruları
اليوم في شغل فاكهون .1 ?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir ان اصحاب الجن
A) سلم قول من رب رحيم
B) ن ائك متكؤ هم وازواجهم في ظلل على الر
C) ايها المجرمون وامتازوا اليوم
D) ي ادم ان ل تعبدوا الشيطان انه لكم عدو مبين الم اعهد اليكم يا بن
E) لهم فيها فاكه ولهم ما يدعون
ن .2 ائك متكؤ ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi هم وازواجهم في ظلل على الر
gelmektedir? A) سلم قول من رب رحيم
B) اليوم في شغل فاكهون ان اصحاب الجن
C) ايها المجرمون وامتازوا اليوم
D) ي ادم ان ل تعبدوا الشيطان انه لكم عدو مبين الم اعهد اليكم يا بن
E) لهم فيها فاكه ولهم ما يدعون
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir لهم فيها فاكه ولهم ما يدعون .3
A) سلم قول من رب رحيم
B) اليوم في شغل فاكهون ان اصحاب الجن
C) وامتازوا اليوم ايها المجرمون
D) ي ادم ان ل تعبدوا الشيطان انه لكم عدو مبين الم اعهد اليكم يا بن
E) راط فانهى يبصرون ى اعينهم فاستبقوا الصاء لطمسنا عل ولو نش
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وان اعبدوني هذا صراط مستقيم .4
A) اليوم في شغل فاكهون ان اصحاب الجن
B) وامتازوا اليوم ايها المجرمون
C) ولقد اضل منكم جبلا كثيرا افلم تكونوا تعقلون
D) ي ادم ان ل تعبدوا الشيطان انه لكم عدو مبين الم اعهد اليكم يا بن
E) راط فانهى يبصرون ى اعينهم فاستبقوا الصاء لطمسنا عل ولو نش
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi ولقد اضل منكم جبلا كثيرا افلم تكونوا تعقلون .5
gelmektedir? A) سلم قول من رب رحيم
B) هذه جهنم التي كنتم توعدون
C) ن ائك متكؤ هم وازواجهم في ظلل على الر
D) وامتازوا اليوم ايها المجرمون
E) لهم فيها فاكه ولهم ما يدعون
6. Aşağıdaki ayetlerden hangisi hafd-ı savt yapılarak okunmaz?
A) ي اعمل صالحا فيما تركت لعل
B) انما يعلمه بشر
C) ي لظنك يا موسى مسحورا ان
D) خير الماكرين والله
E) لقد جئت شيئا نكرا
7. Nisâ, 4/29. ayetinde, karşılıklı rıza olmadan hiçbir kimsenin malına dokunulamayacağı
bildirilmiştir. Bu hüküm hangi kavramla ifade edilmiştir?
A) Haram
B) Necis
296
C) Kerahat
D) Batıl
E) Müfsid
8. Kur’an’da hırsızlık, hainlik, gasp etmek, kumar, faiz, geçersiz (haksız) değiştirmeler,
sefihlik, israf ve bütün meşrû olmayan sebepler ve maksatların hepsi hangi kavram
kullanılarak yasaklanmıştır?
A) Cünah
B) Batıl
C) Memnu’
D) Günah
E) Nedb
عزيز حكيم و .9 والله السارق والسارق فاقطعوا ايديهما جزاء بما كسبا نكال من الله ayetinde nehyedilen husus
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hırsızlık
B) Saçıp savurma
C) Yağma
D) Rüşvet
E) Faiz
عزيز حكيم .10 والله ayetindeki و السارق والسارق فاقطعوا ايديهما جزاء بما كسبا نكال من الله نكال من الله
ifadesinde, cezanın hangi yönüne vurgu vardır?
A) Ebedi azap
B) Günahtan Vazgeçirme
C) Caydırıcı bir müeyyide
D) Ebedi günah
E) İbretlik olma
297
Cevaplar
1) b, 2) e, 3) a 4) c, 5) b, 6) d, 7) d, 8) b, 9) a, 10) c
298
13. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT
(Devam…)
299
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Yâsin Sûresinin 6. sayfası (71-83. ayetler)
tahkik usulüyle ezberden, akabinde ise Kâf Sûresi 1-35. ayetler hadr usulüyle
yüzünden tilavet edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Namusu Muhafaza
Etmek” kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise
“Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hatim Geleneği” konusuyla ilgili bilgi verilecektir.
300
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Kur’an-ı Kerim’de iffetli kimseleri korumaya yönülek olarak onlara
iftira atanlara ne tür müeyyideler getirilmiştir?
2. Hz. Ömer Bakara sûresini ne kadar sürede öğrenmiş ve sevincinden
hangi eylemde bulunmuştur?
3. Eyüp Sultan Türbesinde, Fatih Sultan Mehmet Han Türbesinde ve
Mukaddes Emanetler Dairesinde Osmanlı döneminde kaçar hafız görev
yapmaktaydı?
301
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Hafd-
ı Savt (Devam…)
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Yâsin Sûresinin 6. sayfasını
(71-83. ayetler) tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Kâf Sûresi 1-35. ayetleri hadr
usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî
Okunuşu: Hafd-ı Savt
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
namusu muhafaza etme
konusuyla ilgili en az iki ayet
ezberler.
6. “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e
Hatim Geleneği” konusuyla ilgili
bilgi edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
302
Anahtar Kavramlar
Nikah
İffet
Müstehcen
Müeyyide
Eyüp Sultan Türbesi
Fatih Sultan Mehmet Han Türbesi
Mukaddes Emanetler
Çanakkale Şehitliği
Namazgah
303
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
304
13. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
13. 1. 1. 1. Ezber: Yâsîn Sûresi 6. Sayfa
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 36. sırasındaki Yâsîn sûresinin 6. sayfasında yer alan 71-83.
ayetler tahkik usulüne göre ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde
öğrenci ezberini hadr usulüne göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler
deftere yazılacak ve sözlü sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı
olduğu bu yazılı metinler, öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber
dinlemesini bu yazılı metinler üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu
metinler üzerinde işaretleyecektir.
﴾ سورة يس36﴿
﷽
ا عملت ايدينا انعاما ﴾71فهم لها مالكون ﴿اولم يروا انا خلقنا لهم مم
ولهم فيها منافـع ومشارب ﴾72وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون ﴿
اله لعلهم ينصرون ﴿ ﴾73افل يشكرون ﴿ ذوا من دون الله ل ﴾74وات
فل يحزنك قولهم انا نعلم ﴾75نصرهم وهم لهم جند محضرون ﴿يستطيعون
ون وما يعلنون ﴿ فاذا هو ﴾76ما يسر نسان انا خلقناه من نطف اولم ير ال
ي خلقه قال من يحـي العظام وهي وضرب لنا مثل ونس ﴾77خصيم مبين ﴿
ة وهو بكل خلق عليم ﴿ ﴾78رميم ﴿ ل مر ا او ي انشاه ذ الذي ﴾79قل يحييها الـ
ليس الذي او ﴾80جعل لكم من الشجر الخضر نارا فاذا انتم منه توقدون ﴿
ق العليم ل لق مثلهم بلى وهو ال ى ان يخلق السموات والرض بقادر عل
ا اراد شي ـا ان يقول له كن فيكون ﴿ ﴾81﴿ا امره اذ م فسبحان الذي بيده ﴾82انـ
﴾83ل شيء واليه ترجعون ﴿ملكوت ك
(36) Yâsîn Sûresi 6. Sayfa (71-83. Ayetler)
Bismillâhirrahmânirrahîm.
71. Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin (kudretimizin) eseri olan hayvanlar yarattık
da onlar bu hayvanlara sahip oluyorlar.
72. Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan bir kısmı binekleridir, bir
kısmını da yerler.
73. Onlar için bu hayvanlarda (daha pek çok) yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ
şükretmeyecekler mi?
305
74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da ilâhlar edindiler.
75. Onlar, ilâhlar için (hizmete) hazır asker oldukları hâlde, ilâhlar onlara yardım
edemezler.
76. (Ey Muhammed!) Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkü biz, onların gizlediklerini de
açığa vurduklarını da biliyoruz.
77. İnsan, bizim, kendisini az bir sudan (meniden) yarattığımızı görmedi mi ki, kalkmış
apaçık bir düşman kesilmiştir.
78. Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken
kemikleri kim diriltecek?”
79. De ki: “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”
80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondan yakıp duruyorsunuz. 4
81. Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet
yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla bilendir.
82. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen oluverir.
83. Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir! Siz yalnız O’na
döndürüleceksiniz.
13. 1. 2. Yüzünden Okuma: Kâf Sûresi 1-35. Ayetler
Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 45 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 50. sırasındaki
Kâf Sûresinin ilk 1-35. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden birine göre yüzünden
okunacaktır.
﴾ سورة ق 50﴿
﷽
﴿ اءهم منذر منهم فقال الـكافرون 1ق والقران المجيد ﴾ بل عجبوا ان ج
ذلك رجع بعيد ﴿2هذا شيء عجيب ﴿ ﴾ قد علمنا ما 3﴾ ءاذا متنا وكنا ترابا
اءهم فهم 4اب حفيظ ﴿تنقص الرض منهم وعندنا كت ا ج ﴾ بل كذبوا بالحق لم
ي امر مريج ﴿ اء فوقهم كيف بنيناها وزيناها وما 5ف وا الى السم ﴾ افلم ينظر
سي وانبتنا فيها من كل ﴾ والرض مددناها والقينا فيها روا6لها من فروج ﴿
اء 8﴾ تبصرة وذكرى لكل عبد منيب ﴿7زوج بهيج ﴿ اء م لنا من السم ﴾ ونز
فانبتنا به جنات وحب الحصيد ﴿ ل باسقات لها طلع نضيد 9مباركا ﴾ والن
روج ﴿﴾ ر 10﴿ كذلك ال ﴾ كذبت قبلهم قوم 11زقا للعباد واحيينا به بلدة ميتا
س وثمود ﴿ ﴾ 13﴾ وعاد وفرعون واخوان لوط ﴿12نوح واصحاب الر
وقوم تبع كل كذب ال سل فحق وعيد ﴿واصحاب اليك لق 14ر ﴾ افعيينا بال
ل بل هم في لبس من خلق جديد ﴿ نسان ونعلم ما 15الو ﴾ ولقد خلقنا ال
المتلقيان ﴾ اذ يتلقى16توسوس به نفسه ونحن اقرب اليه من حبل الوريد ﴿
306
مال قعيد ﴿ ﴾ ما يلفظ من قول ال لديه رقيب عتيد 17عن اليمين وعن الش
ذلك ما كنت منه تحيد ﴿18﴿اءت سكرة الموت بالحق ﴾ ونفـخ في 19﴾ وج
ور ذلك يوم الوعيد اءت كل نفس معها سائق وشهيد ﴿20﴿ الص ﴾ لقد 21﴾ وج
من هذا فـكشفنا عنك غطاءك فبصرك اليوم حديد ﴿ ﴾ وقال 22كنت في غفل
ير 24نيد ﴿﴾ القيا في جهنم كل كفار ع 23قرينه هذا ما لدي عتيد ﴿ ﴾ مناع لل
الها اخر فالقياه في العذاب الشديد ﴿25معتد مريب ﴿ ﴾ 26﴾ الذي جعل مع الله
ا اطغيته ولكن كان في ضلل بعيد ﴿ تصموا 27قال قرينه ربنا م ﴾ قال ل ت
م للعبيد 28وقد قدمت اليكم بالوعيد ﴿ لدي ا انا بظل ﴾ ما يبدل القول لدي وم
30﴾ يوم نقول لجهنم هل امتلت وتقول هل من مزيد ﴿29﴿ ﴾ وازلفت الجن
اب حفيظ ﴿31للمتقين غير بعيد ﴿ ﴾ من خشي 32﴾ هذا ما توعدون لكل او
اء بقلب منيب ﴿ حمن بالغيب وج لود 33الر ﴾ ادخلوها بسلم ذلك يوم ال
ن فيها ولدينا مزيد ﴿34﴿ ا ﴾ 35﴾ لهم ما يش
13. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt
(Devam…)
Hafd-ı Savt (خفض الصوت) İle Okunacak Ayetler Listesi (Ayrıntılı)
Kur’an-ı Kerim’de Alçak Sesle (خفض الصوت) ve Hüzünlü Bir Eda İle
Okunacak Yerler ﴾ سورة الفرقان 25﴿
افك افتريه واعانه عليه قوم اخرون ان وقال الذين كفروا ظلما وزورا ﴿ هذا ال ﴾4فقد جا
لين اكتتبها فهي تملى عليه بكرة واصيل وقالوا ﴾5﴿ اساطير الو
سول ياكل ما ل وقالوا عام ويمشي في السواق لول انزل اليه ملك فيكون معه نذيراهذا الر ﴾7﴿ الط
﴾8﴿ مسحورااو يلقى اليه كنز او تكون له جنة ياكل منها وقال الظالمون ان تتبعون ال رجل
لذين ل يرجون لقاءنا وقال ا ئكة او نرى ربناا كبيرا ﴿ لول انزل علينا المل ﴾21لقد استكبروا في انفسهم وعتو عتوا
ل عليه القران جملة واحدة وقال الذين كفروا ﴾32لك لنثبت به فؤادك ورتلناه ترتيل ﴿كذ لول نز
رسول ﴿ ان يتخذونك ال هزواواذا راوك ﴾41اهذا الذي بعث الله
﴾42وسوف يعلمون حين يرون العذاب من اضل سبيل ﴿ ان كاد ليضلنا عن الهتنا لول ان صبرنا عليها
حمن قالوا حمن انسجد لما تامرناواذا قيل لهم اسجدوا للر ﴾60وزادهم نفورا ﴿ وما الر
﴾ سورة الشعراء 26﴿
﴾18ن ﴿فينا وليدا ولبثت فينا من عمرك سنيالم نربك قال
﴾19﴿ وفعلت فعلتك التي فعلت وانت من الكافرين
﴾27﴿ ان رسولكم الذي ارسل اليكم لمجنون قال
﴾34﴿ عليم ان هذا لساحر قال للمل حوله
﴾40﴿ لعلنا نتبع السحرة ان كانوا هم الغالبين
ة فرعون انا لنحن الغالبون فالقوا حبالهم وعصيهم وقالوا ﴾44﴿ بعز
307
حر انه لكبيرك قال امنتم له قبل ان اذن لكم عن ايديكم وارجلكم من خلف ولصلبنكم م الذي علمكم الس فلسوف تعلمون لقط
﴾49اجمعين ﴿
﴾111﴿ انؤمن لك واتبعك الرذلون قالوا
﴾116﴿ ونن من المرجومين لئن لم تنته يا نوح لتك قالوا
لين ﴾137﴿ ان هذا ال خلق الو
﴾138﴿ وما نحن بمعذبين
رين قالوا ﴾153﴿ انما انت من المسح
ادقين ﴾154﴿ ما انت ال بشر مثلنا فات باية ان كنت من الص
﴾213﴿ فل تدع مع الل الها اخر فتكون من المعذبين
﴾ سورة النمل 27﴿
ان قالوا رون فما كان جواب قومه ال ﴾56﴿ اخرجوا ال لوط من قريتكم انهم اناس يتطه
ماء ماء فانبتنا به حدائق ذات بهجة موات والرض وانزل لكم من الس ن خلق الس ما كان لكم ان تنبتوا شجرها ءاله مع ام
﴾ 60الل بل هم قوم يعدلون ﴿
ن جعل الرض قر ل اكثرهم ل يعلمون ارا وجعل خللها انهارا وجعل لها رواسي وجعل بين البحرين حاجزا ءاله مع الل ب ام
﴿61﴾
ن يجيب المضطر اذا دعاه ويكشف السوء ويجعلكم خلفاء ال ﴾62رض ءاله مع الل قليل ما تذكرون ﴿ام
ياح بشرا بين يدى رحمته ءاله م ن يهديكم في ظلمات البر والبحر ومن يرسل الر ا يشركون ﴿ام ﴾63ع الل تعالى الل عم
ن يبدؤ ماء والرض ءاله مع الل قل هاتوا برهانكم ام ﴾64ان كنتم صادقين ﴿ ا الخلق ثم يعيده ومن يرزقكم من الس
نا ائنا لمخرجون وقال الذين كفروا ﴾67﴿ ءاذا كنا ترابا واباؤ
لين ل اساطير الو نا من قبل ان هذا ال ﴾68﴿ قد وعدنا هذا نحن واباؤ
﴾71﴿ ويقولون متى هذا الوعد ان كنتم صادقين
﴾ سورة القصص 28﴿
ا جاءهم موسى باياتنا بينات قالوا لين فلم ﴾36﴿ ما هذا ال سحر مفترى وما سمعنا بهذا في ابائنا الو
ي ا وقال فرعون يا ايها المل ين فاجعل لي صرحا لعل لع الى اله ما علمت لكم من اله غيري فاوقد لي يا هامان على الط ط
ي لظنه من الكاذبين ﴾38﴿ موسى وان
﴾47﴿ ربنا لول ارسلت الينا رسول فنتبع اياتك ونكون من المؤمنين ولول ان تصيبهم مصيب بما قدمت ايديهم فيقولوا
ا جاءهم الحق من عندنا قالوا تي موسى من قبل قالوا سحران تظاه فلم تي موسى اولم يكفروا بما او تي مثل ما او رالول او
﴾48وقالوا انا بكل كافرون ﴿
تيته قال ة واكثر جمع على علم عندي انما او قد اهلك من قبله من القرون من هو اشد منه قو ا ول يسـل عن اولم يعلم ان الله
﴾78ذنوبهم المجرمون ﴿
رج على قومه في زينته قال الذين يريدون الحيوة الدنيا وتي قارون انه لذو حظ عظيم ف ﴾79﴿ يا ليت لنا مثل ما ا
بعد اذ انزلت اليك وادع الى ر ﴾87﴿ ول تكونن من المشركين بك ول يصدنك عن ايات الله
﴾88ل اله ال هو كل شيء هالك ال وجهه له الحكم واليه ترجعون ﴿ ول تدع مع الل الها اخر
﴾ سورة العنكبوت 29﴿
﴾12وما هم بحاملين من خطاياهم من شيء انهم لكاذبون ﴿ اتبعوا سبيلنا ولنحمل خطاياكم وقال الذين كفروا للذين امنوا
قوه فما كان جواب قومه ان قالوا اقتلوه او حر يات لقوم يؤمنون ﴿ ال من النار ان في ذلك ل ﴾24فانجيه الله
وانما انا نذير مبين ﴿ وقالوا لول انزل عليه ايات من ربه يات عند الله ﴾50قل انما ال
وم 30﴿ ﴾ سورة الر
ا السواى ن ثم كان عاقب الذين اسا ﴾10﴿ ان كذبوا بايات الل وكانوا بها يستهزؤ
يات للع ﴾22ين ﴿الم ومن اياته خلق السموات والرض واختلف السنتكم والوانكم ان في ذلك ل
﴾33﴿ منهم بربهم يشركون واذا مس الناس ضر دعوا ربهم منيبين اليه ثم اذا اذاقهم منه رحم اذا فريق
﴾34﴿ ليكفروا بما اتيناهم فتمتعوا فسوف تعلمون
ليقولن الذين كف ﴾58﴿ ان انتم ال مبطلون روا ولقد ضربنا للناس في هذا القران من كل مثل ولئن جئتهم باي
308
﴾ سورة لقمان 31﴿
قالوا ﴾21اولو كان الشيطان يدعوهم الى عذاب السعير ﴿ ل نتبع ما وجدنا عليه اباءناب واذا قيل لهم اتبعوا ما انزل الله
﴾ سورة السجدة 32﴿
﴾10﴿ كافرون ءاذا ضللنا في الرض ءانا لفي خلق جديد بل هم بلقاء ربهم وقالوا
﴾28﴿ ويقولون متى هذا الفتح ان كنتم صادقين
﴾ سورة الحزاب 33﴿
﴾12﴿ ما وعدنا الل ورسوله ال غروراواذ يقول المنافقون والذين في قلوبهم مرض
يسيرا ﴿ من يات منكن بفاحشة مبينة يضاعف لها العذاب ضعفين يا نساء النبي ﴾30وكان ذلك على الله
عليه وانعمت عليه امسك عليك زوجك واتق الله ي نفسك ما الل مبديه وتخشى الناس وتخفي ف واذ تقول للذي انعم الله والله
جناكها لكي ل يكون على المؤمنين حرج ف ا قضى زيد منها وطرا زو شيه فلم ي ازواج ادعيائهم اذا قضوا احق ان ت
مفعول ﴿منهن وطرا وكا ﴾37ن امر الله
﴾ سورة سبأ 34﴿
ة في السموات ول في ال ل تاتينا الساعة وقال الذين كفروا ي لتاتينكم عالم الغيب ل يعزب عنه مثقال ذر رض قل بلى ورب
﴾3ول اصغر من ذلك ول اكبر ال في كتاب مبين ﴿
لل البعيد ﴿ جنة افترى على الل كذبا ام به خرة في العذاب والض ﴾8بل الذين ل يؤمنون بال
جع بعضهم الى ولو ترى اذ الظالمون موقوفون عند ربهم ير لن نؤمن بهذا القران ول بالذي بين يديه وقال الذين كفروا
﴾31بعض القول يقول الذين استضعفوا للذين استكبروا لول انتم لكنا مؤمنين ﴿
﴾35نحن اكثر اموال واولدا وما نحن بمعذبين ﴿وقالوا
كم وقالوا ماواذا تتلى عليهم اي ا كان يعبد ابا افك مفترى وقال اتنا بينات قالوا ما هذا ال رجل يريد ان يصدكم عم هذا ال
ا جاءهم ﴾43﴿ ان هذا ال سحر مبين الذين كفروا للحق لم
﴾ سورة يس 36﴿
حمن من شيء ﴾15﴿ ان انتم ال تكذبون قالوا ما انتم ال بشر مثلنا وما انزل الر
نكم منا عذاب ال ﴾18﴿ يم قالوا انا تطيرنا بكم لئن لم تنتهوا لنرجمنكم وليمس
قال الذين كفروا للذين امنوا ا رزقكم الله انطعم من لو يشاء الل اطعمه ان انتم ال في ضلل مبين واذا قيل لهم انفقوا مم
﴿47﴾
﴾48﴿ كنتم صادقين ويقولون متى هذا الوعد ان
حمن وصدق المرسلون ﴿ يا ويلنا من بعثنا من مرقدنا هذاقالوا ﴾52ما وعد الر
﴾74﴿ واتخذوا من دون الل الهة لعلهم ينصرون
﴾78من يحي العظام وهي رميم ﴿ وضرب لنا مثل ونسي خلقه قال
13. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Namusu
Muhafaza Etmek
1. Namus Güvenliği Namus güvenliği, bütün insan türünü korumak ve nesillerin sevgi ve dayanışma gibi
insanları birleştirici bir eğitim sistemine göre yetiştirilmeleri demektir. İnsanın şeref ve
haysiyetini, sövme, zina iftirası gibi şahsiyeti rencide edici şeylere karşı korumak gerekir. Her
çocuk, önce ana-baba kucağında yetiştirilir ve böylece kendisini koruyacak bir yuva bulmuş
olur. Bu da, evlilik hayatının düzenlenmesini, evlilik hayatına karşı vâki olabilecek saldırılarla
birlikte ırz ve namusu tehdit eden zina ve iftira gibi tecavüzlerin önlenmesini gerektirir. Çünkü
namusa karşı yapılacak tecavüzler, Allah’ın erkek ve kadın cinsine tevdi etmiş olduğu insanî
emanete karşı yöneltilmiş demektir. Zina ve zina iftirasındaki fiillere karış tayin edilmiş olan
bütün cezalar, hep nesli korumak gayesini gütmektedir. 408
408 Muhammed Ebu Zehra, a. g. e. , s. 315.
309
Kur’ân-ı Kerim, insanın haksız yere kanın akıtılmaması için aldığı tedbirlerin yanı sıra, onun
ırzını ve namusunu korumak için de aynı titizliği göstermiş, bir başkasının ırzına göz
dikilmesine asla müsaade etmemiş, zina suçu işleyenlere409 ve iffetli kimselere iftira atanlara410
karşı müeyyideler getirerek namusu koruma altına almıştır.
Zina ile ilgili âyetlerde belirtilen yasaklamalar ve cezalarla, bir yandan fertlerin namus ve
onurları korunurken, öte yandan da, toplumun ahlakî yapısı muhafaza edilmiş olur. Çünkü
ahlakın izmihlali, korkunç bir yıkımdır. Ahlakın çöküşü öyle bir virüstür ki, ne millet bırakır,
ne din, ne de hürriyet. Onun iflası bütün milletin ölümüdür. Zina ise, toplumun ahlaken
çöküşüne ivme kazandıran en önemli âmildir. “Zinaya yaklaşmayın” hükmü ile ifade edilen
yasak, hem bireye, hem de bir bütün olarak topluma hitap etmektedir. Bu yasak, kişiyi sadece
zina ve fuhşa karşı uyarmakla kalmaz, aynı zamanda ona yönelten ve sebep olan her şeye karşı
da uyarır. Aynı zamanda bu yasakla, toplumdan zinayı önleyici ve ona yönelten sebep ve
araçları ortadan kaldırıcı önlemler almasını istemektedir. Bu nedenle toplum, zinayı ortadan
kaldırıcı bir çevre oluşturmak için tüm eğitsel ve hukûkî araçları kullanmalıdır. Bu maddenin
ifade ettiklerinin uygulanabilmesi için zina ve zina iftirası hukûkî suçlar olarak belirlenmiş ve
“hicab” ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. Müstehcen neşriyat ve fuhuş şiddetle yasaklanmış,
sarhoş edici içkilerin içilmesi haram kılınmıştır. Zinaya teşvik eden müzik, oyun ve resimler de
yasaklanmıştır. Daha sonra da evliliği kolaylaştırıcı ve zinanın kökünü kesen yasaklar
konulmuştur. 411
Kur’ân’ın getirdiği evlilik sisteminde nikâh akdi esastır. Nikah, İslam dini açısından
birbirleri ile evlenmeleri caiz olan kadın ile erkek arasında meşrû şartlar dâhilinde yapılan bir
akittir. İslam dininde gayrimeşru evlilikler ve nikâhsız olarak bir arada yaşamak yasaklanmış
ve bunlar fuhuş olarak412 nitelendirilmiştir.
İsrâ, 32. âyette “Zinaya yaklaşmayın” hükmünün, “Geçim endişesiyle çocuklarınızın canına
kıymayın” (İsrâ, 17/31) âyeti ile “Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın muhterem kıldığı cana
kıymayın” (İsra,17/33) âyetinin arasına alınmış olması, bunların birbirleriyle olan münasebet ve
benzerlikleri dolayısıyladır. Bir çok yönleriyle zina katil manasını taşır. Çünkü hayat dolu bir
madde meşru olan yerine akıtılmayıp gayrimeşru bir yere akıtılmak suretiyle meşru olmayan
bir zürriyetin meydana gelmesine yol açmaktadır. Çoğu zaman bu meşru olmayan çocuklar,
dünyaya gelmesinler diye, ana rahminde iken, ya henüz hayat bulmadan yahut hayat bulduktan
sonra da katledilirler. Şayet canına kıyılmamış da hayata terk edilmişse, bu çocuklar çoğunlukla
hakir ve kötü bir hayat yaşarlar ki, bu da cemiyet için bir canlının kaybı demektir. 413
Zina, bir başka yönüyle de, intişar ettiği her toplumu katletmiş olur. Çünkü zinanın yayıldığı
toplumlarda soylar bozulur, gayrimeşru yolla kanlar karışır, ırz ve nesil yönünden güvenler
sarsılır, cemiyetteki irtibatlar zayıflar ve o cemiyet yıkılmaya mahkûm olur. Böyle bir durum
ise toplumlar için ölümdür. 414
Zinanın cemiyet için ölümdür. Şehevî ihtiyacın zina yoluyla giderilmesi sonunda, karı koca
hayatı felce uğrar ve zarûret halinden çıkar. Böylece aile yuvası değerini kaybederek geri
planda kalır. Fuhuş hangi millette yaygın hale gelmişse o milletin sonu yıkım olmuştur. Tarihin
ilk devrelerinden asrımıza kadar bu gerçeğe şahit olunmaktadır. 415
İslam, namusu güvence altına almış, namus ve iffeti zedeleyecek ve yok edecek her türlü
fiili ve hareketi yasaklamıştır. Bunun için de en caydırıcı tedbirleri almış ve bu hususta iffete
409 Nûr, 23/2. 410 Nûr, 24/4, 23. 411 Mevdûdî, Tefhîmü’l-Kur’ân, Tercüme, Muhammed Kayhanî ve arkadaşları, İnsan Yayınları, İstanbul, 1996, III,
107. 412 İsrâ, 17/32. 413 Bkz. Seyyid Kutup, Fî Zılâli-Kur’ân, Beyrut, 1987, IV, 2223-2224. 414 Kutub, Seyyid, a. g. e, IV, 2224. 415 Bkz. Kutub, Seyyid a. g. e. , IV, 2224.
310
saldıranlara ve iffetsiz hareket edenlere verilecek en ağır cezaları yürürlüğe koymuştur. Zira
namus güvenliği de en az can güvenliği kadar büyük önemi haizdir. Nesillerin bozulmaları ve
fesada uğramaları da bu kutsal mefhumun sarsılması veya değersiz kabul edilmesiyle doğrudan
orantılıdır.
2. Namusun Korunması, Zina ve Zina İftirası İlgili Âyetler
نى انه كان فاحش وساء سبيل ول تقربوا الز“Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.”416
حتهى الفاحش من نسائكم فاستشهدوا عليهن اربع منكم فان شهدوا فامسكوهن فى البيوت والهتى ياتين
لهن سبيل يتوفهيهن الموت او يجعل الله“Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer onlar
şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye veya Allah onlar hakkında bir yol
açıncaya kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).”417
ابا رحيماوالذان ياتيانها منكم فاذوهما فان تابا واصلح كان تو ا فاعرضوا عنهما ان الله“Sizlerden fuhuş (zina) yapanların her ikisini de incitip kınayın. Eğer onlar tövbe edip ıslah
olurlarsa, onları incitip kınamaktan vazgeçin. Çünkü Allah, tövbeleri çok kabul edendir, çok
merhamet edendir.”418
انى فاجلدوا كل واحد منهما مائ جلدة ول تاخذكم بهما راف فى دين اني والز الز ان كنتم تؤمنون بالله الله
خر وليشهد عذابهما طائف من الم ؤمنين واليوم ال“Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüzer değnek vurun. Allah’a ve ahiret
gününe inanıyorsanız, Allah’ın dini(nin koymuş olduğu hükmü uygulama) konusunda onlara
acıyacağınız tutmasın. Mü’minlerden bir topluluk da onların cezalandırılmasına şahit
olsun.”419
ول تق شهداء فاجلدوهم ثمانين جلدة ابدا والذين يرمون المحصنات ثم لم ياتوا باربع بلوا لهم شهادة
واولئك هم الفاسقون “Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen değnek
vurun. Artık onların şahitliğini asla kabul etmeyin. İşte bunlar fâsık kimselerdir.”420
خرة ولهم عذاب عظيم ان الذين يرمون المحصنات الغافلت المؤمنات لعنوا فى الدنيا وال“Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar, dünya ve
ahirette lânetlenmişlerdir. Onlar için çok büyük bir azap vardır.”421
خبير بما يصنعون قل للمؤمنين يغضوا من ابصارهم ويحفظوا فروجهم ذلك ازكى لهم ان الله“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış
onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.”422
يغضضن من ابصارهن ويحفظن فروجهن ول يبدين زينتهن ال ما ظهر منها وليضربن وقل للمؤمنات
مرهن على جيوبهن ول يبدين زينتهن ال لبعولتهن او ابائهن او اباء بعولت او ابنائهن او ابناء بعولتهن هن ب
من او اخوانهن او بنى اخوانهن او بنى اخواتهن او نسائهن او ما ملكت ايمانهن ا رب و التابعين غير اولى ال
فل ال جال او الط فين من زينتهن الر ذين لم يظهروا على عورات النساء ول يضربن بارجلهن ليعلم ما ي
جميعا ايه المؤمنون لعلكم تفلحون وتوبوا الى الله
416 İsrâ, 17/32. 417 Nisâ, 4/15. 418 Nisâ, 4/16. 419 Nûr, 24/2. 420 Nûr, 24/4. 421 Nûr, 24/23. 422 Nûr, 24/30
311
“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve
el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta
yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut
kocalarının babalarından, yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek
kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından,
yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış
hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan
başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey
mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!”423
فل لزواجك وبناتك ونساء المؤمنين يدنين عليهن من جلبيبهن ذلك ادنى ان يعرفن يا ايها النبى قل
غفورا رحيما يؤذين وكان الله“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini
örtecek elbiselerini giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz
Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”424
13. 4. Okuma Parçası: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hatim Geleneği425 Müslümanlar arasında öteden beri Allah’ın yüce kelamı Kur’an-ı Kerim’i okuyup bitirmek
büyük ve şerefli bir iş olarak algılanmıştır. Kur’an’ı Kerim’i baştan sona okuyup bitirenler,
kendilerini çok bahtiyar ve mutlu hissettikleri için bu mutluluklarını farklı şekillerde ortaya
koymuşlardır. Özellikle çocuk yaşta Kur’an’ı hatmedenler için onların aileleri maddi
imkanlarına paralel törenler düzenlemişlerdir. Bazı beldelerde bu hatim törenleri bireysel bazı
yerlerde ise toplu olarak yapılmıştır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) döneminde ise Kur’an’ın belli bölümlerini anlayarak
ve hayatına uygulayarak okumayı tamamlayanların, bu mutluluklarını ortaya koymak için,
farklı bir sevinç gösterisinde bulunduklarını görüyoruz. Bunun en güzel örneğini Hz. Ömer’in
(ö. 23/644) uygulaması oluşturmaktadır. Olayı Hz. Ömer’in oğlu Abdullah b. Ömer (ö. 73/692)
şöyle nakletmektedir: Babam “Ömer b. el-Hattab, Bakara Sûresini on iki senede öğrendi
(anlayıp hayatına uyguladı). Öğrenmeyi tamamlayınca (sevincinden) bir deve kurban etti.”426
Halife Musta‘sım Billâh (ö. 656/1258) da, alim İbn Neyy’ar’ın huzurunda Kur’an’ı başta sona
hatmettiğinde hocasına 6. 000 dinar ikramda bulunmuştur. 427 ( وكان فاضل تاليا لكتاب الله مليح الكتاب
عشر ألف خلعختم علي ابن النيار فأكرمه يوم التم ست آلف دينار وبلغت اللع يوم بيعته أزيد من ثلث ) Bazı
insanlar da Allah’u Teala’nın kendilerine Kur’an-ı Kerim’i “hatmetme nimetini” bahşetmesi
nedeniyle fakir fukaraya yemek yedirmeyi tercih etmişlerdir. 428
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurumsal anlamda önemli sayılan bazı mekanlarda
asırlarca kesintisiz bir şekilde Kur’an-ı Kerim hatmi yapıldığını görmekteyiz. Bunun dünyada
başka bir örneği de yoktur. Nitekim Osmanlı’da bazı türbelerde devamlı Kur’an okuyan
hafızlar görev yapmışlardır. Bu amaçla Eyüp Sultan Türbesinde 72, Fatih Sultan Mehmet Han
Türbesinde ise 90 hafız istihdam edilmiştir. Bunlar her gün 16 dakika Kur’an okumak üzere
423 Nûr, 24/31. 424 Ahzâb, 33/59. 425 Çimen, Kur’an: Metin Özellikleri, s. 71-74. 426 Beyhakî, Ebû Bekr Ahmed b. el-Hüseyn, Şu‘abu’l-Îmân, (tah. Muhammed es-Sa‘îd Zağlûl), Dâru’l-Kütübi’l-
‘İlmiyye, Beyrut, 1410, II, 331; Kurtubî, Ahkâmu’l-Kur’ân, I, 40; Suyûtî, Celaleddin Abdurrahman b. Ebû
Bekr, ed-Dürru’l-Mensûr fi’t-Tefsîri bi’l-Me’sûr, Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1993, I, 54; ayrıca bkz. Çimen, Hafızlık
Tarihi, s. 39-40 427 Zehebî, Muhammed b. Ahmed, Siyeru A‘lâmi’n-Nübelâ (es-Sîretü’n-Nebeviyye), (tah. Şuayb el-Arnavûd,
Muhammad Naim), Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1413, XXIII, 174. 428 Dabbâ‘, Ali Muhammed, Takrîbu’n-Nef‘ fi’l-Kırââti’s-Seb‘, (Şâtıbî, (Ebu’l-Kasım), Ebû Muhammed Kâsım b.
Firruh (ö. 590/1194), Hirzü’l-Emânî ve Vechü’t-Tehânî (Şâtıbiyye), Mustafa el-Bâbî el-Halebî, Kahire, ts.
İçinde), s. 199.
312
nöbetleşe türbeye gelirlerdi. 1481’den 1924 yılına kadar tam 443 yıl boyunca, Fatih Sultan
Mehmet’in kabrinin başında bir dakika olsun Kur’an sesi eksik olmamıştı. Aynı şekilde 1517
yılında Yavuz Sultan Selim Mukaddes Emanetleri İstanbul’a getirdikten sonra bu kutsal
emanetlerin konulduğu Topkapı Sarayında, o günden Cumhuriyetin ilk yıllarına kadar asırlarca
her gün 40 hafız kesintisiz bir şekilde Kur’an okuyarak hatim yapmışlardır. 429
Ramazan aylarında teravih namazlarını hatimle kılma geleneği de Müslüman ülkelerin
birçoğunda devam etmektedir. 2012 yılında Türkiye’de binden fazla camide430, 2013 yılında ise
sadece İstanbul’da 75 camide teravih namazları hatimle kılınmış ve İstanbul’da hatimle teravih
namazlarına her akşam yaklaşık 25 bin kişinin katıldığı tespit edilmiştir. 431
429 Öz, T. , İstanbul Camileri, I, 55. Ayrıca benzer bir hatim okuma geleneğini yaklaşık 250.000 şehidin
bulunduğu Çanakkale’deki Şehitlik’te başlatma düşüncemizi Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ve
dönemin Çanakkale Valisi Azmi Tuna beylere sunduğumuzda, bu projemiz çok olumlu karşılanmıştı. Vali
beyin il müftüsüne verdiği talimat sonrasında 2011 yılının Ramazan ayında Abide’nin yanındaki Namazgah’da
ilk cüzü bu satırların yazarının okumasıyla bu hatim geleneğini, Çanakkale Şehitliğinde de başlatmış olduk.
Talebimiz üzerine vali beyin talimatıyla il Müftülüğü, yakın köylerden birinde görevli bir imamı her Cumartesi
Namazgah’ta bir cüz okuması için görevlendirdi. O dönemde üstü açık olan Namazgah’ın Anıtlar Kurulu dahil
ilgili makamlardan alınan izinle üstünün kapatılması yönündeki teşebbüsümüz olumlu sonuç vermiş ve
Namazgah’ın üstü çevreye ve tarihi silüete uygun olarak kapatılmış, böylece her tür iklim şartlarında burada
rahatça ibadet edilmesi sağlanmıştır. Namazgah’ın üstünün kapatılması, alanının genişletilerek Mescid’e
dönüştürülmesi başta dönemin valisi Güngör Azim Tuna bey olmak üzere dönemin Gelibolu Yarımadası Tarihi
Milli Park Müdürü İsrafil Erdoğan ? beyin büyük emek ve katkıları sonucu gerçekleşmiştir. Bu Namazgah’a
atanacak hafız resmi bir İmam Hatip sayesinde Çanakkale Şehitliğinde hatim okuma işi, her gün devam eden
bir gelenek haline getirilebilir. 430 http://www. dunyabulteni. net/?aType=haber&ArticleID=219470(21. 09. 2013) 431 http://www. haberler. com/istanbul-da-hatimle-teravih-namazi-kilinan-4852196-haberi/(21. 09. 2013)
313
Uygulama Soruları
1. Aşağıdaki ayetlerden hangisi hafd-ı savt ile okunmaz?
A) افك ظلما وقال الذين كفروا ان هذا ال افتريه واعانه عليه قوم اخرون فقد جا
B) فاعلم انه ل اله ال الل واستغفر لذنبك وللمؤمنين والمؤمنات C) ويقولون متى هذا الوعد ان كنتم صادقين
D) بعد اذ انزلت اليك وادع الى ربك ول تكونن من المشركين ول يصدنك عن ايات الله
E) وقال الذين كفروا للذين امنوا اتبعوا سبيلنا ولنحمل
2. İsrâ, 32. ayette “Zinaya yaklaşmayın” hükmü aşağıdakilerden hangisiyle ilgilidir?
A) Aklın korunması
B) Malın korunması
C) Neslin korunması
D) Nefsin Korunması
E) Dinin Korunması
نى انه كان فاحشة وساء سبيل و .3 ل تقربوا الز ayetinin meali aşağıdakilerden hangisidir?
A) Namuslu, kötülüklerden habersiz mümin kadınlara zina isnadında bulunanlar,
dünya ve ahirette lânetlenmişlerdir.
B) Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.
C) Namuslu kadınlara zina isnat edip sonra da dört şahit getiremeyenlere seksen
değnek vurun.
D) Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin.
E) Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir
yoldur.
314
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Yâsîn Sûresinin 6. sayfasının (71-83. ayetler) tahkik usulüne göre ezberletilmesi
gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur.
Kâf Sûresi 1-35. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi
arttırılmıştır.
Tecvid konusunda Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında namusu muhafaza etmek kavramı etraflıca inceleme
konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Hatim Geleneği”
konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
315
Bölüm Soruları
ا عملت ايدينا .1 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi انعاما فهم لها مالكون اولم يروا انا خلقنا لهم مم
gelmektedir? A) ولهم فيها منافـع ومشارب افل يشكرون
B) ل يستطيعون نصرهم وهم لهم جند محضرون
C) ونسي خلقه قال من يحـي العظام وهي رميموضرب لنا مثل
D) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
E) ة وهو بكل خلق عليم ل مر ا او ي انشاه قل يحييها الـذ
مشارب افل يشكرون ولهم فيها منافـع و .2 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ا عملت ايدينا انعاما فهم لها مالكون اولم يروا انا خلقنا لهم مم
B) اله لعلهم ذوا من دون الله ينصرون وات
C) وضرب لنا مثل ونسي خلقه قال من يحـي العظام وهي رميم
D) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
E) ة وهو بكل خلق ع ل مر ا او ي انشاه ليم قل يحييها الـذ
?ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون .3
A) ولهم فيها منافـع ومشارب افل يشكرون
B) ل يستطيعون نصرهم وهم لهم جند محضرون
C) وضرب لنا مثل ونسي خلقه قال من يحـي العظام وهي رميم
D) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
E) ي ا ة وهو بكل خلق عليم قل يحييها الـذ ل مر ا او نشاه
ق العل .4 ل لق مثلهم بلى وهو ال ى ان ييم اوليس الذي خلق السموات والرض بقادر عل ayetinden sonra aşağıdaki
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ولهم فيها منافـع ومشارب افل يشكرون
B) ا عملت ايدينا انعاما فهم لها مالكون اولم يروا انا خلقنا لهم مم
C) ا اراد شي ـا ان يقول له كن فيكونا امره اذ انـم
D) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
E) ة وهو بكل خلق عليم ل مر ا او ي انشاه قل يحييها الـذ
ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi وضرب لنا مثل ونسي خلقه قال من يحـي العظام وهي رميم .5
gelmektedir? A) ا عملت ايدينا انعاما فهم لها مالكون اولم يروا انا خلقنا لهم مم
B) ل يستطيعون نصرهم وهم لهم جند محضرون
C) ونسي خلقه قال من يحـي العظام وهي رميموضرب لنا مثل
D) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون
E) ة وهو بكل خلق عليم ل مر ا او ي انشاه قل يحييها الـذ
خرة ولهم عذاب عظيم ان الذين يرمون .6 المحصنات الغافلت المؤمنات لعنوا فى الدنيا وال ayet-i kerimedeki
?kelimesinin anlamı aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak verilmiştir المحصنات
A) Gözlerini haramdan sakınan erkekler
B) Gözlerini haramdan sakınan kadınlar
C) Namuslu kadınlar
D) Zina eden kadınlar
E) Zina eden erkekler
ويحفظن ayetindeki منهاوقل للمؤمنات يغضضن من ابصارهن ويحفظن فروجهن ول يبدين زينتهن ال ما ظهر .7
?ifadesi ne anlama gelmektedir فروجهن
316
A) Irzlarını korusunlar
B) Mallarını korusunlar
C) Eşlerini korusunlar
D) Canlarını korusunlar
E) Dinlerini korusunlar
8. Aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Eyüp Sultan Türbesinde 72 hafız istihdam edilmiştir.
B) Topkapı Sarayında 40 hafız istihdam edilmiştir.
C) Fatih Sultan Mehmet Han Türbesinde ise 90 hafız istihdam edilmiştir.
D) 1517 yılında Yavuz Sultan Selim Mukaddes Emanetleri İstanbul’a getirmiştir.
E) Sultanahmet Camiinde 95 hafız istihdam edilmiştir.
9. Hz. Ömer’in oğlu Abdullah b. Ömer :”Babam Ömer b. el-Hattab, Bakara Sûresini on iki
senede öğrendi” ifadesinden ne anlaşılır?
A) Ezberledi
B) Anlayıp hayatına uyguladı
C) İnsanlara anlattı
D) Tekrar etti
E) Hatmetti
10. Osmanlı’da bazı türbelerde devamlı olarak kesintisiz bir şekilde Kur’an okunan
mekanlardan değildir? A) Topkapı Sarayı
B) Eyüp Sultan Türbesi
C) Fatih Sultan Mehmet Han Türbesi
D) Sultanahmet Camii
E) Mukaddes Emanetler
317
Cevaplar
1) d, 2) b, 3) a, 4) c, 5) e, 6) c, 7) a, 8) e, 9) b, 10) d
318
14. KUR’ÂN-I KERİM’İN TEMSÎLÎ OKUNUŞU: HAFD-I SAVT
(Devam…)
319
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?
1. Bu bölümde Kur’an-ı Kerim’i mehâric-i hurûf ve tecvid kurallarına uygun
olarak okuyabilmek amacıyla önce Mülk Sûresi tahkik usulüyle ezberden, akabinde
ise Kâf Sûresi 36-45. ve Zâriyât Sûresi 1-30. ayetler hadr usulüyle yüzünden tilavet
edilecektir.
2. Tecvid ilmi bağlamında “Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt”
kuralları üzerinde durulacaktır. Kur’an kültürü kapsamında “Faiz ve Hükmü”
kavramı etraflıca inceleme konusu yapılacaktır. Okuma parçasında ise “Hafızlık
Müesseselerinin Yapıları, Hoca ve Talebelerinin Özellikleri” konusuyla ilgili bilgi
verilecektir.
320
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular
1. Mevdudi, faizle borç para verenleri kime benzetmektedir?
2. Osmanlı döneminde Dârulkurrâlarda ne gibi dersler okutulmaktaydı?
3. Daha önce Şeriyye ve Evkaf Vekaleti’ne bağlı olan Dârulkurrâların
akibeti, 3 Mart 1924 tarih ve 429 sayılı kanunla bu kurumun ilga
edilmesiyle ne olmuştur?
321
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri
Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği
veya geliştirileceği
Kur’ân-ı Kerim’in
Temsîlî Okunuşu: Hafd-
ı Savt (Devam…)
Öğrencinin bu üniteden
kazanımlarının aşağıdaki şekilde
olması planlanmıştır:
1. Ezber ve yüzünden okunan
ayetlerle Arapça harfleri
mahreçlerinden düzgün bir
şekilde çıkarma ve telaffuz
edebilme imkanına kavuşur ve
tecvid usullerine riayet ederek
güzel Kur’an okuma kabiliyeti
elde eder.
2. Mülk Sûresini tahkik usulüne
göre ezberden tilavet edebilmeyi
öğrenir.
3. Kâf Sûresi 36-45. ve Zâriyât
Sûresi 1-30. ayetleri hadr
usulüne göre yüzünden
okuyabilme kabiliyeti edinir.
4. Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî
Okunuşu: Hafd-ı Savt
uygulamaları hakkında bilgi
edinir.
5. Kur’an kültürü kapsamında
faiz konusuyla ilgili en az iki
ayet ezberler.
6. “Hafızlık Müesseselerinin
Yapıları, Hoca ve Talebelerinin
Özellikleri” konusuyla ilgili bilgi
edinir.
Kur’an-ı Kerim’den seçilen bazı
ayet ve sûrelerin ezberlenmesi
ve bazı sûrelerin yüzünden
okunması, tecvid ilmiyle ilgili
bilgilerin örneklerle anlatımı,
Kur’an kültürüyle ilgili günlük
hayata dair ayetler, tevid ve
Kur’an’a dair okuma parçaları,
hem Kur’an-ı Kerim’i pratik
şekilde okuma becerisini
kazandıracak hem de Kur’an’ı
daha yakından tanıma imkanı
vererek Kur’an-ı Kerim’in
okunma usul ve kaidelerinin
teorik anlamda daha iyi
anlaşılmasını kolaylaştıracaktır.
322
Anahtar Kavramlar
er-Ribâ
Rebâ-yerbû rabven-rubüvven
İrbâ
Dâru’l-Kurrâ
Tire Vakfiyesi
Şeyhu’l-kurrâ
Dâru’l-Kur’ân
Tengiziye Medresesi
Mabediye Medresesi
Şeriyye ve Evkaf Vekaleti
Diyanet İşleri Başkanlığı
323
Giriş
Kur’an-ı Kerim’i tecvid üzere güzel okuyabilme ve bu alanda bilgi ve beceri elde edebilme
sadece metin okuma yoluyla kazanılamaz. Bu hedefe ulaşmak için fem-i muhsin tabir edilen
Kur’an’ı güzel okuyan bir hocadan yüz yüze eğitim almak gereklidir. Tecvid bilgisi teorik
olarak tek başına öğrenilebilirken, bunu uygulama alanına aktarmak ancak bir üstadın
huzurunda gerçekleştirilebilir. Bu şekildeki sürdürülen eğitim esnasında talebe bir taraftan
doğru okumanın yollarını öğrenirken bir taraftan da yanlışlarını düzeltme imkanı bulur. Bu,
Allah Rasulü’nün (sav) sahabeye Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğretirken takip ettiği yegane
metottur. Kur’an-ı Kerim’i güzel okuyabilme melekesine ulaşabilmek iki üç tekrarla elde
edilebilecek bir kazanım değildir. Onlarca hatta yüzlerce kez tekrar yaparak bu melekenin elde
edilmesi hedeflenir.
Ders kitabımızın “Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?” başlığında bölümün bazı önemli
konularına temas edilmiş ve bölümle ilgili üç önemli hususa “Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan
Sorular”la açıklık getirilmiştir. “Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri” ve
“Anahtar Kavramlar” listesiyle zenginleştirilen konu, “Uygulamalar” başlığı altında tecvid
tahlilleriyle pratik hale getirilmiş, daha sonra ise “Uygulama Soruları”, “Bu Bölümde Ne
Öğrendik Özeti”, on sorunun yer aldığı “Bölüm Soruları” ve “Cevaplar” başlığı ile nihayete
erdirilmiştir.
324
14. 1. Kur’an-ı Kerim Okumaya Hazırlık
14. 1. 1. Ezber: Mülk Sûresi
Bu derste, Kur’an-ı Kerim’in 67. sırasındaki Mülk Sûresi tahkik usulüne göre
ezberlenecektir. Sözlü sınavı esnasında, talep edilmesi halinde öğrenci ezberini hadr usulüne
göre de verebilmelidir. Ezber çalışması yapılırken bu sûreler deftere yazılacak ve sözlü
sınavında her yaprağına öğrenci adının da tükenmez kalemle yazılı olduğu bu yazılı metinler,
öğrenci tarafından hocaya ibraz edilecektir. Ders hocası ezber dinlemesini bu yazılı metinler
üzerinde yapacak ve gerekli durumlarda öğrencinin hatalarını bu metinler üzerinde
işaretleyecektir.
سورة الملك﴾ 67﴿
﷽
وهو على كل شيء قدير ﴿الذي خلق الموت ﴾1تبارك الذي بيده الملك
الذي خلق سبع ﴾2احسن عمل وهو العزيز الغفور ﴿والحيوة ليبلوكم ايكم
حمن من تفاوت فارجع البصر هل ترى ما ترى في خلق الر سموات طباقا
تين ينقلب اليك البص ﴾3من فطور ﴿ ر خاسئا وهو حسير ثم ارجع البصر كر
اء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين واعتدنا لهم ﴾4﴿ ولقد زينا السم
اذا ﴾6وللذين كفروا بربهم عذاب جهنم وبئس المصير ﴿ ﴾5عذاب السعير ﴿
وهي تفور ﴿ا ا القي ﴾7لقوا فيها سمعوا لها شهيقا تكاد تميز من الغيظ كلم
ا الم يأتكم نذير ﴿ اءنا نذير فكذبنا ﴾8فيها فوج سالهم خزنته قالوا بلى قد ج
ل الله وقالوا لو كنا ﴾9 من شيء ان انتم ال في ضلل كبير ﴿وقلنا ما نز
ي اصحاب السعير ﴿ فاعترفوا بذنبهم فسحقا ﴾10نسمع او نعقل ما كنا ف
شون ربهم بال ﴾11لصحاب السعير ﴿ غيب لهم مغفرة واجر كبير ان الذين ي
﴿12﴾
دور ﴿ وا قولكم او اجهروا به انه عليم بذات الص ال يعلم من ﴾13واسر
بير ﴿ هو الذي جعل لكم الرض ذلول فامشوا في ﴾14خلق وهو اللطيف ال
325
سف ﴾15مناكبها وكلوا من رزقه واليه النشور ﴿ اء ان ي ءامنتم من في السم
اء ان يرسل عليكم ﴾16بكم الرض فاذا هي تمور ﴿ ام امنتم من في السم
فستعلمون كيف نذي ولقد كذب الذين من قبلهم فكيف كان ﴾17ر ﴿حاصبا
افات ويقبضن ما يمسكهن ال ﴾18نكير ﴿ اولم يروا الى الطير فوقهم ص
انه بكل شيء بصير ﴿حمن ن هذا الذي هو جند ﴾19الر لكم ينصركم من ام
حمن ان الكافرون ال في غرور ﴿ ن هذا الذي يرزقكم ان ﴾20دون الر ام
وا في عتو ونفور ﴿ بل لجا على وجهه ﴾21امسك رزقه افمن يمشي مكبا
ن يمشي س ا على صراط مستقيم ﴿اهدى ام ي انشاكم وجعل ﴾22ويا ذ قل هو الـ
قل هو الذي ذراكم في ﴾23لكم السمع والبصار والف ـدة قليل ما تشكرون ﴿
الوعد ان كنتم صادقين ويقولون متى هذا ﴾24الرض واليه تحشرون ﴿
ا انا نذير مبين ﴿ ﴾25﴿ وانم ﴾26قل انما العلم عند الله
يـت وجوه الذين كفروا وقيل هذا الذي كنتم به تدعون سا راوه زلف فلم
ومن معي او رحمنا فمن يجير الكافرين من قل ﴾27﴿ ارايتم ان اهلكني الله
حمن امنا به وعليه توكلنا فستعلمون من هو في ﴾28عذاب اليم ﴿ قل هو الر
اء معين قل ارايتم ﴾29ضلل مبين ﴿ كم غورا فمن يأتيكم بم ا ان اصبح م
﴿30﴾
(67) Mülk Sûresi Mülk sûresi, Mekke döneminde inmiştir. 30 ayettir. Sûre, adını birinci ayette geçen “el-
Mülk” kelimesinden almıştır. Sûrede başlıca, Allah’ın azameti, Allah’ın birliğinin delilleri ve
öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin akıbetleri konu edilmektedir.
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1. Hükümranlık elinde olan Allah, yücedir. O, her şeye hakkıyla gücü yetendir.
2. O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O,
mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.
3. O, yedi göğü tabaka tabaka yaratandır. Rahmân’ın yaratışında hiçbir uyumsuzluk
göremezsin. Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun?
326
4. Sonra tekrar tekrar bak; bakışların (aradığı çatlak ve düzensizliği bulamayıp) âciz ve
bitkin hâlde sana dönecektir.
5. Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve
(ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. 1
6. Rablerini inkâr edenler için cehennem azabı vardır. Ne kötü varılacak yerdir orası!
7. Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı korkunç uğultuyu işitirler.
8. Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! Oraya her bir topluluk atıldıkça oranın
bekçileri onlara, “Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?” diye sorarlar.
9. Onlar da şöyle derler: “Evet, bize bir uyarıcı gelmişti. Fakat biz onu yalanlamış ve ‘Allah
hiçbir şey indirmemiştir. Siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz’ demiştik.”
10. Yine şöyle derler: “Eğer kulak vermiş veya aklımızı kullanmış olsaydık, şu alevli
ateştekilerden olmazdık.”
11. İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Artık alevli ateştekiler Allah’ın rahmetinden uzak
olsun!
12. Görmedikleri hâlde Rablerinden korkanlar için bir bağışlanma ve büyük bir mükâfat
vardır.
13. Sözünüzü gizleyin, yahut onu açığa vurun; (fark etmez). Şüphesiz Allah, sinelerin özünü
(kalplerde olanı) hakkıyla bilir.
14. Yaratan bilmez mi? O, en gizli şeyleri bilir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.
15. O, yeryüzünü sizin ayaklarınızın altına serendir. Haydi onun üzerinde yürüyün ve
Allah’ın rızkından yiyin. Dönüş ancak O’nadır.
16. Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de
bakarsınız yeryüzü şiddetle çalkalanıyor.
17. Yahut göktekinin, üzerinize taş yağdıran rüzgâr göndermeyeceğinden mi emin oldunuz?
O zaman, uyarım nasılmış bileceksiniz!
18. Andolsun, onlardan öncekiler de yalanlamıştı. Beni inkâr etmenin sonucu nasıl oldu!?
19. Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân
tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir.
20. Yahut Rahmân’dan başka size yardım edecek şu ordunuz (taraftarlarınız) kimlerdir?
İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler.
21. Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan? Hayır, onlar azgınlık ve
nefretle direnip durdular.
22. Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir
yolda dimdik yürüyen mi?
23. De ki: “O, sizi yaratan ve size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az
şükrediyorsunuz!”
24. De ki: “O, sizi yeryüzünde yaratıp çoğaltandır. Ancak O’nun huzurunda
toplanacaksınız.”
25. “Eğer doğru söyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gerçekleşecek?” diyorlar.
26. De ki: “O bilgi, ancak Allah katındadır. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
27. Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir ve onlara,
“İşte bu, (alaylı bir biçimde) isteyip durduğunuz şeydir” denir.
28. De ki: “Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah beni ve beraberimdekileri helâk etti, yahut
bize acıdı. Peki, ya inkârcıları elem dolu bir azaptan kim koruyacak?”
29. De ki: “O, Rahmân’dır. O’na iman ettik, yalnızca O’na tevekkül ettik. Siz, kimin apaçık
bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!”
30. De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?”
327
14. 1. 2. Yüzünden Okuma: Kâf Sûresi 36-45. ve Zâriyât Sûresi 1-30.
Ayetler Bu derste, Mekke’de nazil olan ve 45 ayetten müteşekkil Kur’an-ı Kerim’in 50. sırasındaki
Kâf Sûresinin son 36-45. ayetleri; yine Mekke’de nazil olan ve 60 ayetten müteşekkil Kur’ân-ı
Kerim’in 51. sırasındaki Zâriyât Sûresinin ilk 1-30. ayetleri tahkik/tedvir/hadr usullerinden
birine göre yüzünden okunacaktır.
﴾ سورة ق 50﴿
﷽
فنقبوا في البلد هل من وكم اهلكنا قبلهم من قرن هم اشد منهم بطشا
﴾ ان في ذلك لذكرى لمن كان له قلب او القى السمع وهو شهيد 36محيص ﴿
ايام وما مسنا من ﴾ ولقد خلقنا السموات وال 37﴿ رض وما بينهما في ست
﴾ فاصبر على ما يقولون وسبـح بحمد ربك قبل طلوع الشمس 38لغوب ﴿
ع يوم ﴾ واستمــ40﴾ ومن اليل فسبحه وادبار السجود ﴿39وقبل الغروب ﴿
ذلك يوم 41يناد المناد من مكان قريب ﴿يح بالحق ﴾ يوم يسمعون الص
روج ﴿ ﴾ يوم تشقق الرض 43﴾ انا نحن نحـي ونميت والينا المصير ﴿42ال
ذلك حشر علي ا انت 44نا يسير ﴿عنهم سراعا ﴾ نحن اعلم بما يقولون وم
اف وعيد ﴿ ر بالقران من ي ﴾ 45عليهم بجبار فذك
سورة الذاريات ﴾51﴿
﷽
﴾ 3﴾ فالجاريات يسرا ﴿2﴾ فالحاملت وقرا ﴿1والذاريات ذروا ﴿
مات امرا ﴿ ين لواقـع ﴿5﴾ انما توعدون لصادق ﴿4فالمقس ﴾ 6﴾ وان الد
اء ذات الحبك ﴿ تلف 7والسم ﴾ 9﴾ يؤفك عنه من افك ﴿8﴿﴾ انكم لفي قول م
اصون ﴿ ر ﴾ يسـلون ايان يوم 11﴾ الذين هم في غمرة ساهون ﴿10قتل ال
ين ﴿ ﴾ ذوقوا فتنتكم هذا الذي كنتم به 13﴾ يوم هم على النار يفتنون ﴿12الد
ا اتيهم ربهم 15﴾ ان المتقين في جنات وعيون ﴿14لون ﴿تستعج ﴾ اخذين م
﴾ 17﴾ كانوا قليل من اليل ما يهجعون ﴿16انهم كانوا قبل ذلك محسنين ﴿
ي اموا18وبالسحار هم يستغفرون ﴿ ائل والمحروم ﴿﴾ وف ﴾ 19لهم حق للس
328
ي انفسكم افل تبصرون ﴿20الرض ايات للموقنين ﴿ وفي ﴾ 21﴾ وف
اء رزقكم وما توعدون ﴿ وفي اء والرض انه لحق 22السم ﴾ فورب السم
ا انك ﴾ اذ 24﴾ هل اتيك حديث ضيف ابرهيم المكرمين ﴿23م تنطقون ﴿مثل م
قال سلم قوم منكرون ﴿ اء 25دخلوا عليه فقالوا سلما ﴾ فراغ الى اهله فج
به اليهم قال ال 26بعجل سمين ﴿ قالوا 27تأكلون ﴿ ﴾ فقر﴾ فاوجس منهم خيف
ف وبشروه بغلم عليم ﴿ ة فصكت وجهها 28ل ت ﴾ فاقبلت امراته في صر
﴾30يم ﴿﴾ قالوا كذلك قال ربك انه هو الحكيم العل 29وقالت عجوز عقيم ﴿
14. 2. Tecvid: Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt
(Devam…)
Hafd-ı Savt (خفض الصوت) İle Okunacak Ayetler Listesi (Ayrıntılı)
Kur’an-ı Kerim’de Alçak Sesle (خفض الصوت) ve Hüzünlü Bir Eda İle
Okunacak Yerler افات 37﴿ ﴾ سورة الص
﴾15﴿ ان هذا ال سحر مبين وقالوا
﴾16﴿ ءاذا متنا وكنا ترابا وعظاما ءانا لمبعوثون
﴾35﴿ انهم كانوا اذا قيل لهم ل اله ال الل يستكبرون
﴾36﴿ الهتنا لشاعر مجنون ويقولون ائنا لتاركوا
قين يقول ﴾52﴿ ائنك لمن المصد
﴾53﴿ ءاذا متنا وكنا ترابا وعظاما ءانا لمدينون
﴾152﴿ ولد الل وانهم لكاذبون
﴾ سورة ص 38﴿
﴾4﴿ هذا ساحر كذاب وعجبوا ان جاءهم منذر منهم وقال الكافرون
لهة الها واحدا ان هذا لشيء عجاب ﴾5﴿ اجعل ال
خرة ان هذا ال اختلق ﴾7﴿ ما سمعنا بهذا في الملة ال
ا يذوقوا عذاب كر من بيننا بل هم في شك من ذكري بل لم ﴾8﴿ءانزل عليه الذ
ل لنا قطنا قبل يوم الحساب ﴾16﴿ وقالوا ربنا عج
ابليس استكبر وكان من الكافرين ﴾74﴿ ال
﴾76﴿ انا خير منه خلقتني من نار وخلقته من طين قال
﴾79﴿ فانظرني الى يوم يبعثون قال رب
تك لغوينهم اجمعين ﴾ قال ﴾82﴿ فبعز
مر 39﴿ ﴾ سورة الز
الص ين ال الد بونا الى الل زلفىال لله يحكم بينهم في ما هم فيه والذين اتخذوا من دونه اولياء ما نعبدهم ال ليقر ان الله
ل يهدي من هو كاذب كفار ﴿ تلفون ان الله ﴾3ي
لناه نعم منا قال فاذا مس ال تيته على علم بل هي فتنة ولكن اكثرهم ل يعلمون نسان ضر دعانا ثم اذا خو ﴾49﴿ انما او
ة فاكون من المحسنين ﴾ او تقول 57او تقول لو ان الل هديني لكنت من المتقين ﴿ ﴾58﴿ حين ترى العذاب لو ان لي كر
﴾65﴿ لئن اشركت ليحبطن عملك ولتكونن من الخاسرين ولقد اوحي اليك والى الذين من قبلك
329
﴾ سورة المؤمن 40﴿
﴾24﴿ ساحر كذاب الى فرعون وهامان وقارون فقالوا
ل دينكم او ان يظهر في الرض الفساد وقال فرعون ذروني اقتل موسى وليدع ربه ي اخاف ان يبد ﴾26﴿ ان
ي لظنه كاذبافاط اسباب السموات وكذلك زين لفرعون سوء عمله وصد عن السبيل وما كيد فرعون لع الى اله موسى وان
﴾37ال في تباب ﴿
لت 41﴿ ﴾ سورة فص
ا تدعونا وقالوا ﴾5﴿ اليه وفي اذاننا وقر ومن بيننا وبينك حجاب فاعمل اننا عاملون قلوبنا في اكنة مم
قالوا سل من بين ايديهم ومن خلفهم ال تعبدوا ال الله ئ اذ جاءتهم الر كة فانا بما ارسلتم به كافرون لو شاء ربنا لنزل مل
﴿14﴾
ا عاد فاستكبروا في الرض بغير الحق وقالوا ة فام ة وكانوا من اشد منا قو الذي خلقهم هو اشد منهم قو اولم يروا ان الله
﴾15باياتنا يجحدون ﴿
﴾26﴿ ل تسمعوا لهذا القران والغوا فيه لعلكم تغلبون وقال الذين كفروا
نس نجعلهما تحت اقدامنا ليكونا من السف ا وقال الذين كفرو نا من الجن وال ﴾29﴿ لين ربنا ارنا الذين اضل
اء مسته ليقولن هذا لي ي ان لي عنده للحسنى وما اظن الساعة ولئن اذقناه رحم منا من بعد ضر قائمة ولئن رجعت الى رب
﴾50فلننبئن الذين كفروا بما عملوا ولنذيقنهم من عذاب غليظ ﴿
خروف 43﴿ ﴾ سورة الز
ن ال كانوا به وما ياتيهم من نبي ﴾7﴿ يستهزؤ
حمن ما عبدناهم وقالوا رصون ﴿ لو شاء الر ﴾20ما لهم بذلك من علم ان هم ال ي
﴾22﴿ وانا على اثارهم مهتدون بل قالوا انا وجدنا اباءنا على ام
ا وجدتم عليه اباءكم قالوا ﴾24﴿ انا بما ارسلتم به كافرون قال اولو جئتكم باهدى مم
ا جاءهم الحق قالوا ﴾30﴿ هذا سحر وانا به كافرون ولم
ل هذا القرا وقالوا ﴾31﴿ ن على رجل من القريتين عظيم لول نز
﴾49﴿ يا ايه الساحر ادع لنا ربك بما عهد عندك اننا لمهتدون وقالوا
﴾52﴿ ام انا خير من هذا الذي هو مهين ول يكاد يبين
﴾58﴿ ءالهتنا خير ام هو ما ضربوه لك ال جدل بل هم قوم خصمون وقالوا
﴾ سورة الدخان 44﴿
﴾14﴿ معلم مجنون ثم تولوا عنه وقالوا
ولى وما نحن بمنشرين ﴾35﴿ ان هي ال موتتنا ال
﴾ سورة الجاثية 45﴿
هر وقالوا نيا نموت ونحيا وما يهلكنا ال الد ﴾24وما لهم بذلك من علم ان هم ال يظنون ﴿ ما هي ال حياتنا الد
ان قالوا تهم ال ﴾25﴿ ائتوا بابائنا ان كنتم صادقين واذا تتلى عليهم اياتنا بينات ما كان حج
حق والساع ل ريب فيها قلتم ﴾32﴿ ن نظن ال ظناا وما نحن بمستيقنين ما ندري ما الساعة اواذا قيل ان وعد الله
﴾ سورة الحقاف 46﴿
ا جاءهم قل ان افتريته فل ام يقولون افتريه ﴾ 7﴿ هذا سحر مبين واذا تتلى عليهم اياتنا بينات قال الذين كفروا للحق لم
شيئا هو اعلم بما تفيضون فيه كفى به شهيدا بيني وبينكم وهو ال حيم ﴿تملكون لي من الله ﴾8غفور الر
﴾11﴿ ونا اليه واذ لم يهتدوا به فسيقولون هذا افك قديم لو كان خيرا ما سبق وقال الذين كفروا للذين امنوا
د الل حق من ان وع اف لكما اتعدانني ان اخرج وقد خلت القرون من قبلي وهما يستغيثان الل ويلك ا والذي قال لوالديه
لين اساطير الو ﴾17﴿ فيقول ما هذا ال
د 47﴿ ﴾ سورة محم
ئك الذين ط ماذا قال انفاومنهم من يستمع اليك حتهى اذا خرجوا من عندك قالوا للذين اوتوا العلم ل على قلوبهم واتبعوا او بع الله
﴾16اهواءهم ﴿
330
﴾ سورة ق 50﴿
﴾2﴿ هذا شيء عجيب بل عجبوا ان جاءهم منذر منهم فقال الكافرون
﴾3﴿ ءاذا متنا وكنا ترابا ذلك رجع بعيد
الذاريات ﴾ سورة 51﴿
﴾52﴿ ساحر او مجنون كذلك ما اتى الذين من قبلهم من رسول ال قالوا
﴾ سورة الطور 52﴿
﴾30﴿ ام يقولون شاعر نتربص به ريب المنون
له بل ل يؤمنون ﴾33﴿ ام يقولون تقو
﴾ سورة القمر 54﴿
﴾2﴿ سحر مستمر وان يروا اي يعرضوا ويقولوا
﴾9﴿ مجنون وازدجر كذبت قبلهم قوم نوح فكذبوا عبدنا وقالوا
كر عليه من بيننا ﴾25﴿ اشر هو كذاب بل ءالقي الذ
﴾ سورة الواقعة 56﴿
لون 47ائذا متنا وكنا ترابا وعظاما ءانا لمبعوثون ﴿وكانوا يقولون نا الو ﴾48﴿ ﴾ او اباؤ
﴾ سورة الحشر 59﴿
خوانهم الذين كفروا من اهل الكتاب لئن اخرجتم لنخرجن معكم ول نطيع فيكم احدا ابدا وان الم تر الى الذين نافقوا يقولون ل
﴾11﴿ كاذبون والل يشهد انهم ل قوتلتم لننصرنكم
ي اخاف الل رب العالمين كمثل الشيطان اذ قال ي بريء منك ان ا كفر قال ان نسان اكفر فلم ﴾16﴿ لل
﴾ سورة الصف 61﴿
قا لما بين يدى اليكم مصد ي رسول الله را برسول ياتي من بعدي واذ قال عيسى ابن مريم يا بني اسراءيل ان ومبش من التوري
ا جاءهم بالبينات قالوا احمد فلم ﴾6﴿ سحر مبين هذا اسمه
﴾ سورة المنافقون 63﴿
موات والرض ولكن اهم الذين يقولون خزائن الس وا ولل لمنافقين ل يفقهون ل تنفقوا على من عند رسول الل حتى ينفض
﴾ يقولون لئن رج 7﴿ ة ولرسوله وللمؤمنين ولكن المنافقين ل يعلمون ليخرجن العز منها الذل عنا الى المدين العز ولله
﴿8﴾
﴾ سورة التحريم 66﴿
م ما احل يا ايها النبي غفور رحيم ﴿ الل لك لم تحر ﴾1تبتغي مرضات ازواجك والله
﴾ سورة الملك 67﴿
ل الل من شيء ان انتم ال في ضلل كبير قالوا بلى قد جاءنا نذير فكذبنا وقلنا ﴾9﴿ ما نز
القلم ﴾ سورة 68﴿
لين اذا تتلى عليه اياتنا قال ﴾15﴿ اساطير الو
﴾ سورة الحاقة 69﴿
ل علينا بعض القاويل ﴿ ﴾46﴿ ﴾ ثم لقطعنا منه الوتين 45﴾ لخذنا منه باليمين ﴿44ولو تقو
نوح ﴾ سورة 71﴿
331
ا ول سواعا ول يغوث ويعوق ونسراوقالوا ﴾23﴿ ل تذرن الهتكم ول تذرن ودا
ثر 74﴿ ﴾ سورة المد
﴾25﴿ ﴾ ان هذا ال قول البشر 24ان هذا ال سحر يؤثر ﴿فقال
ازعات ﴾ سورة الن 79﴿
ة خاسرة ﴾ 11﴿ ﴾ ءاذا كنا عظاما نخرة 10ءانا لمردودون في الحافرة ﴿يقولون ﴾12﴿ قالوا تلك اذا كر
﴾24﴿ انا ربكم العلىفقال
﴾ سورة عبس 80﴿
2﴿ العمى﴾ ان جاءه 1عبس وتولى ﴿
﴾ سورة المطففين 83﴿
لين اذا تتلى عليه اياتنا قال ﴾13﴿ اساطير الو
ء لضالون واذا راوهم قالوا ل ؤ ﴾32﴿ ان ه
﴾ سورة الفجر 89﴿
ا اذا ما ابتليه فقدر عليه رزقه فيقول ي اهانن وام ﴾16﴿ رب
﴾ سورة الضحي93﴿
﴾7﴿ ووجدك ضالا فهدى
332
14. 3. Kur’ân-ı Kerim Kültürü Kapsamında Örnek Ayetler: Faiz ve
Hükmü
1. Faizin Mahiyeti Kur’ân’da faiz sözcüğünün karşılığı “er-ribâ” kelimesi ile ifade edilmiştir. Çoğalmak,
artmak, neşvünema bulmak, yüksek yer, tepe, şişmek anlamında olan rebâ-yerbû rabven-
rubüvven kökünden türeyene Er-ribâ; sermayenin, ana malın üzerinde artma, üzerine ekleme,
manasına gelir. Haram olan ribâ (faiz) bu kökten türemiştir. İslam Hukukundaki kullanımı
yalnızca belirli bir şekilde olan artışa, eklemeye” tahsisi edilmiştir. 432
Ribâ, nema bulup artmak ve yüksek yere çıkmak manasınadır. İrbâ da bir şeyi
nemalandırmak, artırmak demektir. İki malın birbiri ile mübadelesinde bir taraftan bedele
mukabil olmaksızın fazla miktar, ribadır. Riba şeran haram olup iki kısma ayrılır. Biri “ribâ-i
fazl” dır ki, tartılan ve ölçülen şeyleri kendi cinsleri ile peşin olarak fazla bir şekilde mübadele
etmektir. İkincisi, ribâ-ı nesie” dir ki, ya bir cinsten iki şeyin birini diğeri mukabilinde veresiye
olarak satmaktır. Veya başka cinslerden olup ölçülen, tartılan veya ziraî veya adedi olmak
hususunda bir olan iki şeyden birini diğeri mukabilinde veresiye olarak mübadele etmektir ki,
miktarları müsavi olsa da yine caiz olmaz. 433
Riba haramdır ve büyük günahlardan sayılır. Hatta bütün ilahi dinlerde haram kılınmıştır.
Bunun hürmeti, Din-i İslâm’da Kur’ân, hadis, icma-ı ümmet ve kıyas-ı fukaha ile sabit
bulunmaktadır. Şüphe yok ki, bir ilahî dinin haram kıldığı her şeyde bir takım mahzurlar vardır.
Bu haram kılınan şeyden kaçınmakta birçok faydalar mevcuttur. Binaenaleyh ribada da bir
kısım mahzurlar vardır. Bundan dolayıdır ki haram kılınmıştır. 434
Kur’ân-ı Kerim, faizi yasaklamış ve böyle bir kazancın meşru olmadığını önemle ifade
etmiştir. Hatta bu muameleyi haklı sayanları ve ticaret gibi kabul edenleri şiddetle kınamış,
kabirlerinden cinnet nöbetine tutulmuş ve şeytan çarpmış gibi kalkacaklarını ifade etmiştir. 435
Faiz yiyenler, toplumu oluşturan bütün fertlerin haklarına tecavüz etmekte ve sosyal dengeyi
tahrip etmektedirler. Mevdûdî’nin belirttiğine göre Kur’ân, faizle borç verenleri deli bir adama
benzetmektedir. Deli bir adam nasıl dengesizliği sebebiyle hâkimiyetini kaybederse, aynı
şekilde faiz borcu veren kimse de para verirken o denli dengesini kaybederek şuurunu yitirir.
Onun akılsızlığı o derece büyüktür ki, bencilliğinin ve aç gözlülüğünün insan sevgisine, insan
kardeşliğine ve dostluğuna nasıl kökten bir darbe vurduğunu ve insanlığın genel maslahatına
nasıl zarar verdiğini fark edemez. Birçok şeyi feda ederek zengin olduğunun farkına varamaz.
İşte o da, bu dünyadan sanki deli bir adam gibi davranır. Ahirette de aynen bu dünyadaki gibi
deli olarak diriltilecektir. Çünkü herkes hangi işle iştigal ederek ölürse de ahirette de öyle
diriltilecektir. 436
Faiz ile ilgili hükümler, peygamberlik yıllarının sonuna doğru ve Mekke’nin Fethi sırasında
inmiştir. Hatta halka duyurulması ile ilk uygulaması da “Vedâ Haccı”ına rastlamıştır. “Bugün
sizin için dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak
İslam’a razı oldum”437 âyeti gereğince İslam Dininin ikmal dönemleri yaşanıyordu. Önce Âl-i
İmrân Sûresi’ndeki “Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin.”438 âyeti, daha
sonra da Bakara Sûresi’nin faizle ilgili âyetleri indirildi. Bu, bize gösteriyor ki, faizin ortadan
kaldırılması bir tekâmül ve gelişmişliği hedef tutmaktadır. Sistem olarak faizin yer aldığı bir
432 İsfehânî, Mütfredatü Elfâzi’l-Kur’ân, s. S340; İbn Manzûr, Lisânü’l-Arab, Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabiyyi,
Beyrut, 1999, V, 126; 127; Asım Efendi, Kamus Tercümesi, III, 819. 433 Ömer Nasuhi Bilmen, Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, Bilmen Yayınevi, İstanbul, 1976, VI,
104-105. 434 Bilmen, Ömer Nasuhi, Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamusu, VI, 109. 435 Bakara, 2/275. 436 Mevdûdî, Ebu’l-Alâ, Tefhîmü’l-Kur’ân. , I, 217. 437 Mâide, 5/3 438 Âl-i İmrân, 3/130.
333
toplum düzeni, henüz tam anlamıyla istenen düzeyde mükemmel hale gelmemiş demektir.
Mükemmel bir toplum düzeni ortaya koyamayan millet ve kavimlerden de riba kalkmayacaktır.
Dine ve inanca bağlı ahlakları yükselmemiş, sosyal yardımlaşma ve dayanışması sadece sözde
kalmış, sosyal yapıları kuvvet ve tahakkümden kurtulup kardeşliğe varamamış olan toplumlar,
ribadan kurtulamazlar. Bu gibi toplumlar, ribadan kurtulmadıkça da gerçekten Allah rızası olan
ahlak olgunluğunu ve sosyal düzen sağlamlığını bulamazlar, kamu yararı ile kişisel çıkarlarının
çatışmasını ortadan kaldıramazlar. Herhangi bir toplumda faizsiz yaşanamayacağı inancı
yayılmaya ve faizin meşru olduğuna çareler aranmaya başlandı mı, orada çöküntü ve çözülme
baş göstermiş ve cahiliyet devrine doğru dönüş başlamıştır. 439
Gerçekten bu değerlendirme dikkate şayandır. Faiz, sosyal dayanışma ve yardımlaşma
ruhunu yok etmekte, iktisadî adaletin gerçekleşmesine mani olmaktadır. Faizin yaygın ve
hâkim olduğu toplumlarda varlıklı insanlar, riski az fakat kârı çok olan faiz muamelesine
yönelmekte, üretime ve istihdama yönelik faaliyetlere ise pek yanaşmamaktadırlar. Bu durum,
işsizliğin, Fakirliğin ve yoksulluğun artmasına vesile olmaktadır. Faiz devam ettiği sürece
işsizlik, fakirlik ve yoksulluk azalmamakta bilakis artmaktadır. Bu arada servetler
tekelleşmekte, toplumdaki bireyler arasında korkunç bir şekilde adaletsiz gelir dağılımı ortaya
çıkmaktadır. Faizin yoğun bir şekilde uygulandığı bir cemiyette kamunun menfaati ile kişisel
çıkarlar çatışma halinde olduğu için, büyük bir kitle ezilmekte, toplumda iktisadî adaletsizlik
kaçınılmaz hale gelmektedir. Faiz, emeğe dayalı bir kazanç olmadığı için, emeğin
sömürülmesinde de en etken âmil olarak görülmektedir. Emeğin sömürüldüğü ve belirli
tabakaların daha fazla zengin olduğu bir cemiyette hangi iktisadî adaletten bahsedebiliriz.
Toplumun iktisadî düzenini güven altına almak için hayır yolunda infakı genelleştiren
toplumlar, fakirliği ortadan kaldırmayı en önemli hedef kabul ederler. Bunun aksine mal
bölüşümünde riba usullerini revaçta tutan toplumlarda servette tekelleşme ile fakirliğin
yaygınlaşmasını hedef tutarlar. Her faiz, bir bedel verilmeden alınan açık bir fazlalık olduğu
için, ihtiyaç sahibinin ihtiyacını hafifletecek yerde onun emeğini ve üretimini karşılıksız gasp
eder, dolayısıyla borç yükünü daha da ağırlaştırır. Ve gerçekte o toplum rıbacılara çalışmış
olur. Fakir fukara kısmı ne kadar dürüst ve faziletli olursa olsun o toplumun dışına itilmiş ve
yabancı durumuna sokulmuş olur. 440
Merhum Hamdi Yazır’ın yaptığı bu yorumlar, bugünkü ortama ve ekonomik hayata
baktığımızda, ne kadar isabetli olduğunu görürüz. Gerek devletin dış ve iç borcu, gerekse
bireylerin, firmaların vs. birbirlerine olan borçları gün gittikçe artmakta ve ağırlaşmaktadır.
Genelde bütün halkın özelde ise fakir ve yoksulların en fazla mağdur olduğu ve zarar gördüğü
ortam, faiz muamelesinin revaç bulduğu dönemdir. Bu açıdan faizden en fazla etkilenen kesim,
geliri az olan veya geliri kendisine yetmeyen ya da hiçbir gelire sahip bulunmayan insanlardır.
İslam, riba adı altında toplanan her türlü faizi, zamanla oluşan rant ve spekülatif kazançları
gayri meşru kabul etmiştir. Buna karşı kâr saikı, teşebbüs hürriyetine paralel olarak çok geniş
çaplıdır. İslam iktisadının esası, faiz ortamının doğuşunu engelleyici bir özelliğe sahiptir.
Servetin atıl bırakılmaması, üretimden alıkonulmaması istenerek faiz ortamının doğması
önlenmiştir. Bunun yanında İslam’da temel üretim faktörü emek olduğu için faizciliğin bir
geçim yolu olarak belirmesi kabul edilmemiştir, Zira böylece emek, üretim cihazının dışında
kalır, sermaye geliriyle yaşayan asalak bir zümre oluşur ve toplumdaki teşebbüs hevesi yıkılır.
Yine her şeyden önce sevgiye, yardımlaşmaya dayalı bir toplum kurmak isteyen İslam’ın faiz
gibi, bir yönüyle insanların iyi duygularını körelten, bir yönüyle de ihtirası körükleyen bir
işlemi kabul etmesi düşünülemez. 441
439 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 955. 440 Elmalılı, Hak Dini Kur’ân Dili, İstanbul, 1971, II, 955-956. 441 Ahmet Tabakoğlu, İktisat İlkeleri Işığında Birlik Ve Kalkınma (İslam Üzerine Düşünceler, Ankara, 1991
içinde) s. 108-109.
334
Eskiden alış-veriş aracı olarak kullanılan altın ve gümüşün yerini günümüz de kâğıt para
almıştır. Faiz adıyla bugün hesaplanan fazlalık, kâğıt parayı bir süre için verenin, krediye
ihtiyacı olandan alacağı farktır. Yani şekil bakımından evvelki ile farksızdır. Bir fark varsa,
günümüzde ticaret ve sanayinin çok gelişmiş olması ve faiz işinin fertlerden ziyade bankalar ile
ticaret ve sanayi kuruluşları arasında oluşmakta bulunmasıdır. Bu biçimsel değişiklik ele
alınarak “o zaman ki riba, zaruret içinde bulunandan alınır, yıkım olurdu. Bugün ise işini
geliştirmek isteyen tarafından ödenmekte ve işin gelirinden ödendiği için faizin rolü yararlı
olmaktadır”, denilmesinde de bir isabet yoktur. Faizin yararlı olduğu iddiası, bir şaşırtmacadan
başka bir şey değildir. Zira işin gelirinden alınma şartına bağlı anlaşmanın adı ortaklıktır. 442
Faiz işinden sağlanan gelir, emeğin sömürülmesinden başka bir şey olmadığı gibi, faizin
yaygınlaştığı her yerde işsizliğin de yayıldığı izlenmektedir. İslam sömürüyü istemez.
Kanunların koruyuculuğundaki her yerde revaçta olan faiz, gider olarak kabul edildiğinden
fuzulî bir maliyet unsuru olur. Satış fiyatı içinde tüketiciden alınan bu farklılık, faizcinin, parası
bol olanın kasasına girer. Böylece güçsüzlerden güçlülere doğru bir akışla para güçlülerin
elinde toplanır, servet ve gelir dağılımı dengesi bozulur. 443
2. Faiz İle İlgili Âyetler
وما اتيتم وما اتيتم من زكوة تريدون وجه الله فاولئك هم من ربا ليربوا فى اموال الناس فل يربوا عند الله
المضعفون “İnsanların malları içinde artsın diye faizle her ne verirseniz, Allah katında artmaz. Ama
Allah’ın hoşnutluğunu isteyerek her ne zekât verirseniz; işte bunu yapanlar sevaplarını kat kat
arttıranlardır.”444
كثير هم عن سبيل الله منا عليهم طيبات احلت لهم وبصد بوا وقد واخذهم افبظلم من الذين هادوا حر الر
نهوا عنه واكلهم اموال الناس بالباطل واعتدنا للكافرين منهم عذابا اليما “Yahudilerin yaptıkları zulüm ve birçok kimseyi Allah yolundan alıkoymaları, kendilerine
yasaklanmış olduğu hâlde faiz almaları, insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle
önceden kendilerine helâl kılınmış temiz ve hoş şeyleri onlara haram kıldık. İçlerinden inkâr
edenlere de acı bir azap hazırladık.”445
بوا لعلكم تفلحون يا ايها الذين امنوا ل تاكلوا الر اضعافا مضاعف واتقوا الله“Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki
kurtuluşa eresiniz.”446
بوا ل يقومون ال كما يقوم ال بطه الشيطان من المس ذلك بانهم قالوا انماالبيع مثل الذين ياكلون الر ذى يت
بوا فمن جاءه موعظ من ربه فانتهى فله ما سلف م الر البيع وحر بوا واحل الله ومن الر عاد وامره الى الله
فاولئك اصحاب النار هم فيها خالدون “Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların,
“Alışveriş de faiz gibidir” demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helâl, faizi haram
kılmıştır. Bundan böyle kime Rabbinden bir öğüt gelir de (o öğüte uyarak) faizden vazgeçerse,
artık önceden aldığı onun olur. Durumu da Allah’a kalmıştır. (Allah, onu affeder.) Kim tekrar
(faize) dönerse, işte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî kalacaklardır.”447
ل يحب كل كفار اثيم ي دقات والله بوا ويربى الص الر محق الله
442 Muzaffer Göksu, İslam Ekonomisinin Ana Çizgisi (İslam Üzerine Düşünceler, Ankara, 1991 içinde) s. 121. 443 Göksu, Muzaffer, a. g. e. , s. 122-123. 444 Rûm, 30/39. 445 Nisâ, 4/160-161. 446 Âl-i İmrân, 3/130. 447 Bakara, 2/275.
335
“Allah, faiz malını mahveder, sadakaları ise artırır (bereketlendirir). Allah, hiçbir günahkâr
nankörü sevmez.”448
بوا ان كنتم مؤمنين يا ايها الذين امنوا اتقوا الله . وذروا ما بقى من الر فان لم تفعلوا فاذنوا بحرب من الله
س اموالكم ل تظلمون ول تظلمون ميسرة وان وان كان ذو عسرة فنظرة الى. ورسوله وان تبتم فلكم ر
ثم توفهى كل نفس ما كسبت وهم ل . تصدقوا خير لكم ان كنتم تعلمون واتقوا يوما ترجعون فيه الى الله
يظلمون “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş
kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah ve Resûlüyle
savaşa girdiğinizi bilin. Eğer tövbe edecek olursanız, anaparalarınız sizindir. Böylece siz ne
başkalarına haksızlık etmiş olursunuz, ne de başkaları size haksızlık etmiş olur. Eğer borçlu
darlık içindeyse, ona eli genişleyinceye kadar mühlet verin. Eğer bilirseniz, (borcu) sadaka
olarak bağışlamanız, sizin için daha hayırlıdır. Öyle bir günden sakının ki, o gün hepiniz
Allah’a döndürülüp götürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı verilecek ve
onlara asla haksızlık yapılmayacaktır.”449
14. 4. Okuma Parçası: Hafızlık Müesseselerinin Yapıları, Hoca ve
Talebelerinin Özellikleri450 Osmanlı dönemindeki Dâru’l-Kurrâlarda sadece Kur’ân ve kırâat derslerinin okutulmadığını
görmekteyiz. Dâru’l-Kurrâlar, “kırâat ilmi talimi, tefsir ve hadis nakli için hazırlanmış”451 bir
müessese olarak tanımlanmışlardır. Buna göre buralarda kırâat ilminin yanı sıra tefsir ve hadis
dersleri de verilmektedir. Bu müesseselerin işleyişi, orada okutulan dersler, talebeler ve hocalar
hakkında detaylı bilgi sahibi olmamızı sağlayan Şehzade Selim’in Tire’deki Vakfiyesi’nde şu
bilgiler yer almaktadır. “…Bu Dâru’l-Kurrâ, Kur’ân-ı Kerim’i tefsir etmeye kadir ve güzel
Peygamber’in hadisini nakilde mahir hocalar ile burada Allah’ın kitabının inceliklerini ve
peygamberlerin efendisi Hz. Peygamber’in hadislerinin manalarını dinleme şerefi mutluluğuna
nail olmak isteyen öğrencilere kırâat ilmini okutmakla meşgul olan mütehassılara ve muhtelif
kırâatleri okumaya kabiliyetli olan talebelere tahsis edilmiştir.”452
Dârul’l-Kurrâ’da ders verecek hocanın sahip olacağı özellikler ve yapacağı hizmetlerin de
aynı vakfiyede ayrıntılı bir şekilde yer aldığını görmekteyiz : “…Dârul’-Kurrâ’ya … salih,
yetişkin, yetkin, alim bir Mevla (molla) tayin edilmeli ki bütün ilim adamları onun önderliği ve
imameti üzerinde görüş birliği etmiş olsun… Allah’ın kitabının sırlarını çok iyi bilmeli, …
sürekli tekrarlanan ayetlerin hakikatlerini tefsirde özetleme ve keşfe hakkını veren,… tefsir ve
hadis ilimlerini çok iyi bilen, mümtaz bir kişi olmalıdır. Bütün ilimlerde mütehassıs ve
icazetli… olmalıdır. Her öğle namazından sonra Kur’ân-ı Kerim’den önce bir veya iki ayet
okuyacak, ardından okuduğu ayetleri müfessirlerin konu ile ilgili yaptıkları muazzam
açıklamalara dayanarak tefsir edecek, kendi beyanının anahtarıyla manaların kapılarını açacak,
belağat sırlarını açıklayacaktır… Ardından Hz. Peygamber’den nakledilen sahih senedli birkaç
hadis okuyup onların harika manaları hakkında selef ve halefin Ehl-i Sünnet ve’l- Cemaat
mezhebine uygun olarak zikrettikleri üstün değerli vecihleri aktaracaktır.”453
Dârul’l-Kurrâlar’a ayrıca “Şeyhu’l-Kurrâ” denilen büyük bir üstad atanmaktadır. Bu kişide
aranacak özellikler, yukarıdaki özelliklerin yanı sıra şu şekilde sıralanmıştır: “Tecvid ilminde
mahir, yüce Allah’ın kitabını hıfz etmiş, kırâatleri çok iyi bilen, imamların görüşlerini ve
rivayetleri bellemiş, mütevâtiri fâz olandan ve meşhuru şâz olandan ayırt edebilen,… aynı
448 Bakara, 2/276. 449 Bakara, 2/278-281. 450 Çimen, Hafızlık Tarihi, s. 49-55. 451 Yıldırım, Kur’an Eğitimi, s. 67. 452 Yıldırım, Kur’an Eğitimi, s. 68. 453 Yıldırım, Kur’an Eğitimi, s. 74-75.
336
zamanda sahip olduğu ilmi hakikatlerde imamlığı hakikat olsun, haya ve iyi insanların şiarları
onu dört bir yandan kuşatsın, kırâat ilminin muteber kitaplarını ve maharet sahibi (aşağıda
adları sıralanan) yedi imama nispet olunan yedi kırâati (kırâat-i sab’a) anlatabilme gücüne sahip
olsun.”454 Şeyhu’l-Kurrâ’ya günlük “on beş akçe” maaş verilmesi ve kendisine bir ev tahsis
edilmesi; talebelerine ise günlük “iki akçe” maaş verilmesi ve talebe sayısının “yedi” ile
sınırlandırılması, haftada dört gün ders yapılması ve geri kalan üç günde ise talebeye izin
verilmesi de vakfiyede yer alan bilgiler arasındadır. 455
Örneğin Mısırla ilgili yapılan bir araştırmada yer alan yüz yirmi dört vakfın on dokuzunun
“Medrese” olmasına karşılık aynı dönemde “Kur’ân Okuyan”lar için on yedi tane vakfın
kurulmuş olması, Osmanlı Devleti döneminde Kur’ân eğitimine verilen önemin
göstergelerinden birini oluşturmaktadır. 456 Diğer taraftan bazı meşhur Osmanlı alimlerinin
biyografilerinde, okumuş oldukları ilimlerden ve kurmuş oldukları müesseselerden
bahsedilirken özellikle “kırâat ilmi” ve “kırâat-ı seb‘a” okudu457, “Dâru’l-Kurrâ-Dâru’l-Kur’ân
inşa etti.”458 gibi vurgulara sıkça rastlanması da, Osmanlı eğitim sisteminde hafızlıkla ve kırâat
ilmiyle ilgili müesseselere verilen önemin ayrı bir göstergesi niteliğindedir.
Dâru’l-Kurrâlar, bazen müstakil bazen de Dâru’l-Hadislerle birlikte aynı medresede yer
almıştır. Şam’da Seyfettin Tengiz (741/1340) tarafından kurulan Tengiziye Medresesi,
Şemseddin b. Sabbân (738/1337) tarafından kurulan el-Sabâbiye Medresesi, Alaaddin b.
Mabed (746/1345) tarafından kurulan Mabediye Medresesi Dâru’l-Kurrâ ve Dâru’l-Hadislerin
bir arada bulundukları medreselere örnek olarak gösterilebilir. 459
Böylece Taşkent’ten, Buhara’dan, Merv’den, İstanbul’dan, Bağdat’tan, Kahire’den
Yemen’e, Tunus’a, Fas’a, hatta Gırnata’ya varıncaya kadar hicri IV. yüz yıldan itibaren
Selçuklular, Eyyübiler, Safeviler, Memluklular, Endülüslüler ve Osmanlılar döneminde İslam
topraklarının hemen hemen tamamında kurumsal olarak hizmet vermiş olan medreselerde,
müstakil veya diğer medreselerle iç içe bir şekilde Kur’ân eğitimi, hafızlık ve kırâat çalışmaları
yapılmaya devam etmiştir. 460
3 Mart 1924 tarih ve 429 sayılı kanunla ülkemizde, medreselerin bağlı olduğu Şeriyye ve
Evkaf Vekaleti kaldırılmış yerine Diyanet İşleri Reisliği kurulmuştur. Bu şekilde “Medreselerin
kapatılmasıyla, ihtisas medresesi olan Dâru’l-Kurrâlar da kapatılmış oldu.”461 Bundan sonra
ülkemizde Kur’ân-ı Kerim’i ezberleme işi resmi olarak statüleri zaman içerisinde değişikliğe
uğramış olsa da462 Kuran Kursları bünyesinde devam ederek günümüze kadar gelmiştir. 463 Son
454 Yıldırım, Kur’an Eğitimi, s. 76. 455 Yıldırım, Kur’an Eğitimi, s. 78. 456 Özkan, Aydın, Mısır Vakıfları Osmanlı Devri ve Öncesi, İsar Vakfı Yayınları, İstanbul, 2005, s. 5-6.
Kahire’nin eğitim alt yapısının tahlil edildiği çalışmalarda da “Kur’ân okuyanlar” için bir çok özel kurumun bölge
insanına hizmet ettiğinden bahsedilmektedir. (Berkey, Jonathan, The Transmission of Knowledge in Medieval
Cairo: A Social History of İslamic Education, Princeton University Press, Princeton, 1992, s. 47.) 457 Taşköprülüzade, İsâmuddîn Ahmed Efendi, eş-Şekâiku’n-Numâniyye fî Ulemâi’d-Devleti’l-Osmâniyye, (tah.
Ahmed Subhi Furat), İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1985, s. 343, , 422, 434, 500. 458 Taşköprülüzade, Şekâiku’n-Numâniyye, s. 38, 444, 491. 459 Bilge, Mustafa, İlk Osmanlı Medreseleri, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, İstanbul, 1984, s.
40-41. 460 Bozkurt, “Medrese”, XXVIII, 324-326. 461 Baltacı, Cahit, “Türk Eğitim Sisteminde Kur’an Kurslarının Yeri”, Kur’an Kurslarında Eğitim, Öğretim ve
Verimlilik, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2000, s. 16-17. 462 Bkz. Öztürk, Veli, Türkiye’de Yüksek Din Eğitiminin Sorunları, Yeniden Yapılanması ve Geleceği Sempozyumu
(16-17 Ekim 2003), “İlahiyat Fakülteleri İle Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı Arasındaki
İlişkilerin Tarihi Gelişimi Bağlamında Bazı Çözüm Önerileri”, S. D. Ü. İlahiyat Fakültesi Yayınları, Isparta,
2004, s. 105 vd. 463 Bkz. Baltacı, “Türk Eğitim…”, s. 16-17. Diğer taraftan Ali Rıza Sağman, “Meşhur Hafız Sami Merhum” adlı
eserinde cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ülkemizde özellikle de İstanbul’da hizmet etmiş meşhur
hafızlardan bazılarının isimlerini şu şekilde sıralamaktadır: Hafız Sami, Hafız Kemal, Aksaraylı Hafız Cemal,
Beşiktaşlı Hafız Rıza, Hafız Süleyman Karabacak, Sultanselimli Hafız Rıza, Hafız Burhan, Hafız Saadettin
337
dönemlerde ise hafızlık ülkemizde, Kuran Kursları bünyesinde çoğunlukla sadece Kur’ân’ın
ezberletilmesi, zaman zaman da hafızlığın yanı sıra farklı kırâatların öğretilmesi ve
ezberletilmesi şeklinde sürdürüle gelmektedir. Sadece 1970-1993 yılları arasında ülkemizde
hafızlığını tamamlayan ve Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan belge alan hafız sayısı 30. 000
civarında iken464 07. 04. 2009 tarihi itibariyle bu sayı 88. 821'e ulaşmıştır. 465 31.01.2017 tarihi
itibariyle hafız sayısı 128.500466, 07.01.2019 tarihi itibariyle ise 150.000’e ulaşmıştır.467
Ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 214. maddesi kapsamında Diyanet İşleri
Başkanlığı-Haseki Eğitim Merkezi bünyesinde din görevlilerinin hizmet içi eğitimlerini
sağlamak, bilgi ve görgülerini artırmak amacıyla “Aşere Takrib ve Tayyibe Kursu” açılmıştır.
Bu bağlamda hafız kursiyerlere iki buçuk yıllık bir sürede Kur’ân-ı Kerim’in değişik kırâatları
öğretilmeye halen devam edilmektedir. Buna ilaveten il müftülüklerine bağlı olarak İstanbul’da
Mikdat Temiztürk ve Osman Aydın tarafından Fatih Dülgerzade’de, Mustafa Demirkan
tarafından Üsküdar’da, Safvan Çakıroğlu tarafından ise Ankara’da Hacı Bayram Camii’nde
Aşere-Takrib-Tayyibe Kursları verilmektedir.
28 Şubat 1997 sonrasında yaz aylarında daha çok camilerde açılan yaz Kur’an Kurslarına
katılacak çocuklara yaş sınırlaması getiren ve bu kurslara ilköğretim 5. Sınıfı bitirmeyenlerin
katılmasını yasaklayan bir düzenleme yapıldı. 22 Temmuz 1999 tarihli, Diyanet İşleri
Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da yapılan değişiklik ile yürürlüğe giren
bu düzenleme şu şekildedir:
Kanun Hükmünde Kararname ile 633 Sayılı Kanun’un ek 3′üncü maddesi: “İlk ve
ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi dersleri dışında,
Kur’an-ı Kerim ve mealini öğrenmek, hafızlık yapmak ve dini bilgile almak isteyenlerden
ilköğretimi bitirenler için Diyanet İşleri Başkanlığı’nca Kur’an kursları açılır. Bu kurslardaki
din eğitim ve öğretimi kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine
bağlıdır. Ayrıca ilköğretimin 5′inci sınıfını bitirenler için tatillerde ve Milli Eğitim
Bakanlığı’nın denetim ve gözetiminde yaz Kur’an kursları açılır. Kur’an kurslarının açılış,
eğitim öğretim ve denetimleriyle bu kurslarda okuyan öğrencilerin barındığı yurt veya
pansiyonların açılış ve çalışmalarına dair hususlar yönetmelikle düzenlenir.
İlkokul 5. sınıfı bitirmemiş olanların Kur’an-ı Kerim’i resmi yollardan öğrenmesini
engellemesi nedeniyle küçük yaştaki çocukların Kur’an öğrenmesini, dolayısıyla hafızlık
yapmasını yasaklayan bu kanun, ancak yaklaşık on üç yıl sonra yürürlükten kaldırılabilmiştir.
Resmi Gazete’nin 17 Eylül 2011 tarihli nüshasında eski hükmün kaldırıldığını öngören
düzenleme yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Ülkemizdeki dindar kesimde bu uygulama
Kaynak, Yeraltı Hatibi Hafız Ali, Hafız Fahri, Hafız Cevdet Soydanes, Hafız Mecit, Şaşı Hafız Osman.
(Sağman, Ali Rıza, Meşhur Hafız Sami Merhum, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1947, s. 95-118.) Bu
hafızların yanı sıra son dönemlerde Türkiye’de hafızlık müessesesinin gelişimine büyük katkılar sağlamış olan
ve halen hayatta olmayan şu hafızları zikretmemiz uygun olacaktır: Bacağı kesik İsmail Efendi (İsmail Bayri),
Enderuni İsmail Efendi, Hasan Akkuş, Mehmet Rüştü Aşıkkutlu, Gönenli Mehmet Efendi, Abdurrahman
Gürses, İsmail Biçer. 464 Bozkurt, “Hâfız”, XV, 77. 465 http://diyanet8. diyanet. gov. tr/turkish/YdinEgitimi/din-egitimi-dairesi-baskanligi-icerik-hafizlik-ve-egitimi-
256. aspx (18. 02. 2010). 466 https://egitimhizmetleri.diyanet.gov.tr/Detay/398/t%C3%BCrkiye'de-126-bin-500-kadar-belgeli-haf%C4%B1z-
var (23.04.2019). 467 https://www.diyanethaber.com.tr/malatya-muftulugu/tescil-edilen-hafiz-sayisi-150-bini-buldu-h3241.html
(23.04.2019).
338
büyük bir sevinçle karşılanırken,468 bazı kesimlerde ise bu yeni düzenleme büyük bir tepkinin
ortaya çıkmasına neden olmuştur. 469
468 http://diyanethaber. biz/kuran-kurslarina-yas-siniri-kalkti-28-subat-kararinin-biri-daha-tarih-oldu/ (09. 02.
2012); http://istanbuldakigeredeliler. org/index. php/yazala/misagirkalemler/271-kuran-etmnden-ya-siniri-
kaldirildi (09. 02. 2012); 469 “Yaş sınırının kaldırılması laik eğitime bombadır.” haberiyle ilgili olarak bkz. http://gundem. milliyet. com.
tr/kuran-kurslarinda-yas-siniri-kalkti/gundem/gundemdetay/18. 09. 2011/1439788/default. htm (09. 02. 2012);
http://www. haberdenhaber. com/gundem/mujde-kuran-kurslarinda-yas-siniri-kalkti. htm (09. 02. 2012)
339
Uygulama Soruları
1. Aşağıdakilerden hangisi Kur’an-ı Kerim’de alçak sesle (خفض الصوت) ve hüzünlü bir eda ile
okunacak yerlerden değildir?
A) وقالوا ان هذا ال سحر مبين
B) ءاذا متنا وكنا ترابا وعظاما ءانا لمدينون
C) وانهم لكاذبون ولد الله
D) وعجبوا ان جاءهم منذر منهم
E) الى فرعون وهامان وقارون فقالوا ساحر كذاب
2. Hukukı İslamiyye ve Istılahatı Fıkhiyye Kamus eserinin müellifi kimdir?
A) Elmalılı Hamdi Yazır
B) Filibeli Ahmed Hilmi
C) Babanzâde Ahmed Naim
D) Ömer Nasuhi Bilmen
E) Rıfat Börekçi
3. Tartılan ve ölçülen şeyleri kendi cinsleri ile peşin olarak fazla bir şekilde mübadele etmeye
ne denir?
A) Faiz
B) Riba
C) Riba’l-Fazl
D) Ribe’n-Nasie
E) Mutaffifin
340
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti
İlahiyat Fakültesi öğrencisinden farklı meclislerde ezberden okuması beklenen ayetler
bağlamında Mülk Sûresinin tahkik usulüne göre ezberletilmesi gerçekleştirilmiştir. Bu ezberin
deftere yazılarak yapılması verimi artırıcı bir unsur olmuştur. Kâf Sûresi 36-45. ve Zâriyât
Sûresi 1-30. ayetler de hadr usulüyle okunarak yüzünden okuma pratik ve becerisi arttırılmıştır.
Tecvid konusunda Kur’ân-ı Kerim’in Temsîlî Okunuşu: Hafd-ı Savt kuralları üzerinde
durulmuştur. Kur’an kültürü kapsamında faiz ve hükmüyle ilgili kavram etraflıca inceleme
konusu yapılmış, okuma parçasında ise “Hafızlık Müesseselerinin Yapıları, Hoca ve
Talebelerinin Özellikleri” konusuyla ilgili bilgi verilmiştir.
341
Bölüm Soruları
وهو على كل شيء قدير .1 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi تبارك الذي بيده الملك
gelmektedir? A) بربهم عذاب جهنم وبئس المصير وللذين كفروا
B) ى الذي خلق فسوه
C) من شيء ان انتم ال في ضلل ل الله اءنا نذير فكذبنا وقلنا ما نز كبير قالوا بلى قد ج
D) وهو العزيز الغفور الذي خلق الموت والحي وة ليبلوكم ايكم احسن عمل
E) اء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين واعتدنا لهم عذاب ال م سعير ولقد زينا الس
حمن من تفاوت فارجع البصر هل ترى من فطور الذي خلق سبع سموات طبا .2 ما ترى في خلق الر قا ayetinden sonra
aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) وللذين كفروا بربهم عذاب جهنم وبئس المصير
B) تين ينقلب اليك البصر خاسئا وهو حسير ثم ارجع ال بصر كر
C) من شيء ان انتم ال في ضلل ل الله اءنا نذير فكذبنا وقلنا ما نز كبير قالوا بلى قد ج
D) وهو العزيز الغفور الذي خلق الموت والحيوة لي بلوكم ايكم احسن عمل
E) اء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين واعتدنا لهم عذاب ال م سعير ولقد زينا الس
تين ينقلب .3 وهو حسير ثم ارجع البصر كر اليك البصر خاسئا ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi
gelmektedir?
A) وللذين كفروا بربهم عذاب جهنم وبئس المصير
B) ى الذي خلق فسوه
C) اءنا نذير فكذ من شيء ان انتم ال في ضلل كبير قالوا بلى قد ج ل الله بنا وقلنا ما نز
D) وهو العزيز الغفور الذي خلق الموت والحيوة ليبلوكم ايكم احسن عمل
E) اء الدنيا بم م صابيح وجعلناها رجوما للشياطين واعتدنا لهم عذاب السعير ولقد زينا الس
هو الذي جعل لكم الرض ذلول فامشوا في مناكبها وكلوا من رزقه واليه النشور .4 ayetinden sonra aşağıdaki
ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) سف بكم الرض فاذا هي تمور اء ان ي م ءامنتم من في الس
B) انه بكل ش حمن افات ويقبضن ما يمسكهن ال الر يء بصير اولم يروا الى الطير فوقهم ص
C) بير ال يعلم من خلق وهو اللطيف ال
D) دور وا قولكم او اجهروا به انه عليم بذات الص واسر
E) ولقد كذب الذين من قبلهم فكيف كان نكير
حاب السعير فاعترفوا بذنبهم فسحقا لص .5 ayetinden sonra aşağıdaki ayetlerden hangisi gelmektedir?
A) ي اصحاب السعير وقالوا لو كنا نسمع او نعقل ما كنا ف
B) من ل الله اءنا نذير فكذبنا وقلنا ما نز شيء ان انتم ال في ضلل كبير قالوا بلى قد ج
C) شون ربهم بالغيب لهم مغفرة واجر كبير ان الذين ي
D) ا الم يأتكم نذير ا القي فيها فوج سالهم خزنته تكاد تميز من الغيظ كلم
E) اء الدنيا بمصابيح وجعلناها رجوما للشياطين واعتدنا لهم عذاب ال م سعير ولقد زينا الس
6. Kur’ân’da faiz sözcüğünün karşılığı hangi kelimes ile ifade edilmiştir?
A) Nesie
B) Fazl
C) Riba
D) Kıntar
E) Cürüm
342
7. Bir cinsten iki şeyin birini diğeri mukabilinde veresiye olarak satmak ve cinslerden olup
ölçülen, tartılan veya ziraî veya adedi olmak hususunda bir olan iki şeyden birini diğeri
mukabilinde veresiye olarak mübadele etmeye ne denir?
A) Ribe’n-Nasie
B) Faiz
C) Riba
D) Günah
E) Riba’l-Fazl
8. Faiz ile ilgili hükümler, hangi dönemde nazil oldu?
A) Hicri 8.yılda.da
B) Peygamberliğin ilk yıllarında
C) Peygamberlik yıllarının başlangıcına doğru ve Mekke’nin Fethi sırasında
D) Peygamberlik yıllarının sonuna doğru ve Mekke’nin fethi sırasında
E) Mekke’de bi’setin 7. yılında’da
بوا اضعافا .9 لعلكم تفلحون يا ايها الذين امنوا ل تاكلوا الر مضاعف واتقوا الله ayetindeki اضعافا مضاعف ifadesinin
anlamı nedir?
A) Faiz yiyenlerin Cehennemlik Olduğu
B) Kat kat arttırılmış faiz
C) Faiz dışında anapara sizindir.
D) Faiz malı harap eder. Sadaka bereketlendirir.
E) Faiz yiyenler karınlarına ateş doldurmuştur.
10. Osmanlı’da “kırâat ilmi talimi, tefsir ve hadis nakli için hazırlanmış” müesseseye ne ad
verilir?
A) Daru’l-Hikme
B) Daru’ş-Şifa
C) Daru’l-Beyt
D) Daru’l-İfta
E) Daru’l-Kurra
343
Cevaplar
1) d, 2) b, 3) e, 4) a, 5) d, 6) c, 7) a, 8) c, 9) c, 10) e
344
KAYNAKÇA
Abdulbakî, Muhammed Fuad, el-Mu’cemü’l-Müfehres li Elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm, Çağrı
Yayınları, İstanbul, ts.
Asım Efendi, Kamus Tercümesi, İstanbul, Asitâne Yayınları, ts. (tıbkı basım).
Çimen, Abdullah Emin, Hafızlık Tarihi ve Türkiye'de Hafızlık Kurumumun İşlevselliği, Sayfa
Dijital Baskı, İstanbul, 2010.
Çimen, Abdullah Emin, Kur’an: Metin Özellikleri ve Okuma Prensipleri, Sayfa Dijital
Baskı, İstanbul, 2013.
Devllioğlu. Osman, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Ankara, Doğuş Matbaası, 1978, s.
1035-1036.
Ebû Dâvûd, Süleyman b. el-Eş’as es-Sicistanî (ö. 275/888), Sünenü Ebî Dâvûd, İstanbul,
1981 (Çağrı Yayınları, I-V).
Elmalılı, Muhammed Hamdi Yazır (ö. 1942 m), Hak Dini Kur'ân Dili, I-IX, Eser Neşriyat,
İstanbul, 1971.
Elmalılı, Hak Dini Kur'ân Dili, I-X, (Sadeleştirenler: İsmail Karaçam, Emin Işık, Nusrettin
Bolelli, Abdullah Yücel), Azim Dağıtım, İstanbul, ts.
Erbaş, Ali, “Melek”, Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), Ankara, 2004, XXIX, 37.
http://www. namazzamani. net
İbn Hanbel, Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, el-Müsned, İstanbul, 1982 (Çağrı Yayınları, I-
VI).
İbnü Mâce, Ebû Abdillah Muhammed b. Yezîd. Sünenü İbni Mâce, İstanbul, 1981 (Çağrı
Yayınları, I-II).
İbnü Manzûr, Ebu’l-Fadl Cemalüddin Muhammed b. Manzûr el-Efrîkî, Lisânü’l-Arab,
tashih, Muhammed Sadık el-Ubeydî, Beyrut, 1999 (I-XVIII).
İsfehânî, el-Müfredât fî Garîbi’l-Kur’ân, trc. Yusuf Türker, Pınar Yayınları İstanbul, 2007.
İsfehânî, Rağıb Ebu’l-Hüseyn b. Muhammed el-İsfehânî el-Müfredât fî Ğarîbi’l-Kur’ân, Beyrut, ts.
İzutsu, Toshihiko, Kur’ân’da Allah ve İnsan, Tercüme, Süleyman Ateş, Kevser Yayınları, Ankara, 1983.
Kılavuz, Ahmet Saim, Cin, Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), İstanbul, 1993.
Kılavuz, Ahmet Saim, Kaza ve Kadere İman, Divantaş, İstanbul, İlmihal, ts. içinde (Türkiye Diyanet Vakfı-İsam).
Kılavuz, Ahmet Saim, Kitaplara İman, Divantaş, İstanbul, İlmihal, ts. içinde (Türkiye Diyanet Vakfı-İsam).
Kılavuz, Ahmet Saim, Meleklere İman, Divantaş, İstanbul, İlmihal, ts. içinde (Türkiye Diyanet Vakfı-İsam).
Kılavuz. Ahmet Saim, Âhirete İman, Divantaş, İstanbul, İlmihal, ts. içinde (Türkiye Diyanet Vakfı- İsam).
Kur’an-ı Kerim Meali, Haz. Halil Altuntaş, Muzaffer Şahin, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara,
2011.
345
Malik b. Enes, Muvatta, İstanbul, 1981 (Çağrı Yayınları).
Nesâî, Ebû Abdirrahman Ahmed b. Şuayb b. Ali en-Nesâî, Sünenü’n-Nesâî, İstanbul, 1981
(Çağrı Yayınları, I-VIII)).
Özervarlı, M. Said, İslam İnancında Melek, Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA) ,Ankara, 2004.
Tirmizî, Ebû İsa Muhammed b. İsa et-Timizî, Sünenü’t-Tirmizî, İstanbul, 1981 (Çağrı
Yayınları, I-V).
Turâbî, Vuslat, Esmâ-i Hüsnâ, Altınoluk Yayınları, İstanbul, 2008.
Zemahşerî, Ebu’l-Kasım Cârullâh Mahmud b. Ömer, el-Keşşâf ‘an Hakâiki Ğevâmizi’t-
Tenzîl ve ‘Uyûni’l-Ekâvîli fî Vucûhi’t-Te’vîl, I-IV, (nşr. Mustafa Hüseyin Ahmed), Dâru’r-
Reyyân, Kahire, 1987.
Zemahşerî, el-Fâik fî Ğarîbi’l-Hadîs, I-IV, (tah. el-Becâvî, Mahmut Ebu’l-Fadl İbrahim),
Lübnan, ts.
Zihni Efendi, Mehmed, el-Kavlü’s-Sedîd fî ‘İlmi’t-Tecvîd Yahud Tecvîd-i Cedîd, (ilmi neşre
hazırlayan. Abdullah Emin Çimen), Nehir Yayınları, İstanbul, 2008.
Ziyauddîn, Hafız Ahmet, Vesîletü’l-Ğufrân Şerhli Tatbikli Sualli Tecviddir, Kastamonu,
1327.