KAZAK TÜRKÇESİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÇEKİM …±.pdf · Zeynep Korkmaz, Türkiye...
Transcript of KAZAK TÜRKÇESİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÇEKİM …±.pdf · Zeynep Korkmaz, Türkiye...
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
KAZAK TÜRKÇESİ VE TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE ÇEKİM EDATLARININ
İSTEMLERİ
Onur BALCI
Özet
Çekim edatları, iki kavram arasında çeşitli anlam ilgileri kuran dil bilgisel
anlamlı sözcüklerdir. Kazak Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde de
kelimelere çeşitli hâl ekleri ile bağlanan çekim edatları; bu kelimeler arasında
benzerlik, sebep-sonuç, zaman, vasıta, birliktelik gibi anlam ilgileri
kurmaktadır.
İstem ise dar anlamıyla bir tamlayıcı ilişkisidir. Türkiye Türkçesinde
istem, genellikle fiillerle alakalı bir terim olarak ele alınmış ve bu şekilde
işlenmiştir. Ancak dikkat edilirse edatların da isimlere bağlanırken istem
durumları ortaya çıkmaktadır.
Bu çalışmada Kazak Türkçesindeki ve Türkiye Türkçesindeki çekim
edatlarının istem durumları işlenmiştir. Bazı edatların her iki lehçede de isme
aynı eklerle bağlandığı bazılarının ise farklı eklerle bağlandığı tespit
edilmiştir.
Anahtar Sözcükler: Çekim edatı, hâl ekleri, istem, Türkiye Türkçesi,
Kazak Türkçesi.
THE VALENSY OF POSTPOSITION IN KAZAKH AND TURKISH
Abstract
The postpositions are words that established affinity in the meaning
between two concepts. The postpositions connects the words with various
case endings and establish meaning correlations between these words like
similarity, cause and effect, time, instrumentality, togetherness etc.
In the narrow sense the valensy is the relationship of complement. The
valensy was discussed and processed in Turkish as a term that related to
verbs. But it is noticed that valensy of postpositions comes out when they
connect the nouns.
In this study valensy of potpositions in the Kazakh and Turkish is
discussed. Eventually it is determined that some postposions connecting to
nouns with same case endings and some postposition connecting to nouns
with different case endings are determined.
Keywords: Postposition, case endings, valensy, Kazakh, Turkish.
1. Giriş
Edatlar genel itibariyle, kelimeler arasında çeşitli anlam ilgileri kuran, eş görevli
biçimbirimleri ve cümleleri birbirine bağlayan, sözcükteki veya cümledeki anlamı pekiştiren,
seslenme bildiren dil bilgisel anlamlı ve görevli kelimeler olarak tanımlanmaktadır.
Yrd. Doç. Dr.; Cumhuriyet Üniversitesi, Edebiyat Fak., Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü,
73 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Edatlar işlevlerine göre çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulmuşlardır. Necmettin
Hacıeminoğlu, Türk Dilinde Edatlar isimli eserinde edatları; çekim edatları, bağlama edatları,
kuvvetlendirme edatları, karşılaştırma - denkleştirme edatları, soru edatları, çağırma - hitap
edatları, cevap edatları, ünlemler, gösterme edatları, tekerrür edatları olmak üzere on gruba
ayırmıştır (Hacıeminoğlu, 1992: VIII). Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi adlı eserinde edatları,
ünlem edatları, bağlama edatları ve son çekim edatları olmak üzere üçe ayırmıştır (Ergin, 2005:
348). H. İbrahim Delice, Sözcük Türleri adlı eserinde edatları kendi içinde çekim, bağlama,
ünlem ve pekiştirme edatları olmak üzere dört grupta incelemiştir (Delice, 2008: 113). Recep
Toparlı ise edatları ünlemler, bağlama edatları, son çekim edatları olmak üzere üçe ayırmıştır
(Toparlı, 2011: 544).
Yukarıda zikredilen görüşler bağlama, çekim, ünlem edatlarının temelde ‘edat’ üst
başlığında toplandığını dile getiren görüşlerdir. Bu görüşlerin dışında edat / ilgeç / takı
kavramlarını sadece çekim edatı ile sınırlı tutup bağlama ve ünlem edatlarını ayrı olarak ele alan
görüşler de mevcuttur. Kaya Bilgegil, edat terimini kullanarak bağlaçları ve ünlemleri ayrı
tutmuştur. Bilgegil konuyla ilgili şunları kaydeder: “Yine bazı kitaplarda edat lâfzı, hem burada
söz konusu edilecek kelimeleri (mütemmim edatları), hem onların özel bir şekli olan bağlaçları
(atıf edatları), hem kelime türetme eklerini (iştikak edatları) hem de ünlemleri içine alacak
şekilde geniş tutulmuştur. Bu, Arap gramerlerinin örnek sayılmasından ileri gelen bir
durumdur.” (Bilgegil, 2009: 215). Bu bilgilerden sonra yazar, edatları tasnif ederken asıllarını
ve yapılışlarını göz önünde bulundurmamız gerektiğini ifade eder (Bilgegil, 2009: 215). Zeynep
Korkmaz, Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi isimli eserinde edat kavramını sadece çekim
edatları ile sınırlı tutmuş ve bu kelimeleri yapı ve kökenleri bakımından, kullanılış biçimleri
bakımından ve görevleri bakımından olmak üzere üç türlü sınıflandırmıştır (Korkmaz, 2007:
1052-1057). Tahsin Banguoğlu ‘takı’ terimini kullanmış ve bu terimle çekim edatını
kastetmiştir. Banguoğlu, bu kelimeleri kullanılış özelliğine ve yapısına göre bir tasnife tabi
tutmuştur (Banguoğlu, 2004: 385-387). Neşe Atabay, Sevgi Özel ve İbrahim Kutluk’un
hazırladığı Sözcük Türleri isimli eserde ‘ilgeç’ terimi kullanılmış, bağlaçlar ve ünlemler farklı
sözcük türleri olarak işlenmiştir (Atabay vd., 2003: 115).
Kazak Türkçesi gramerlerinde edat, ‘şılaw’ kelimesi ile karşılanır. Iskakov, Qazirgi
Qazaq Tili-Morfologiya adlı eserinde edatların, eklendikleri kelimeleri ya tamamlayarak ya da
açıklayarak onlara çeşitli anlamlar eklediğini belirtmiştir. Ardından edatları şu şekilde
tanımlamıştır: “Edatlar, kelime ile kelimenin ya da cümle ile cümlenin arasında ilişki kurmak
için kullanılan, öbekleştikleri kelimelerin kavramlarına çeşitli anlamlar yükleyerek onları şekil
yönünden açıklayan, sözlüksel - dil bilgisel anlamı olan kelimelerdir.” (Iskakov, 1991: 362).
74 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Bu bilgilerin ardından yazar, özelliklerine göre edatların, çekim edatları (septewlikter),
bağlama edatları (jalġawlıqtar) ve sona gelen edatlar (demewlikter) olmak üzere üçe ayrıldığını
belirtmiştir (Iskakov, 1992: 363).
İsayev, edatların anlamsal özelliği yönüyle sözlüksel anlamı olmayan, belli kelimelerin
yanında bulunarak onlara çeşitli manalar, dil bilgisel anlamlar veren kelimeler olduğunu belirtir
ve edatları Iskakov gibi çekim edatları (septewlikter), bağlama edatları (jalġawlıqtar) ve sona
gelen edatlar (demewlikter) şeklinde üçe ayırır. (İsayev, 2007: 328-331).
Oralbay Nurcamal da edatı şılaw terimi ile karşılar ve şu şekilde tanımlar: “Edatlar
kendisinin çıktığı sözcük sınıfıyla bağlantısını koparmış, dil bilgisel gelişim neticesinde sözlük
anlamından ayrılarak dil bilgisel anlam kazanan, çeşitli dil bilgisel vazifeleri yerine getiren
sözcüklerdir.” (Nurcamal, 2007: 350). Nurcamal da edatları çekim edatları, bağlama edatları ve
sona gelen edatlar olarak ayırmıştır (Nurcamal, 2007: 351).
Görüldüğü gibi edatlar konusu Kazak Türkçesi gramerlerinde benzer şekilde işlenmiştir.
Türkiye Türkçesi gramerlerinde ise edatı üst başlık olarak alıp bağlaçları ve ünlemleri edat
içinde değerlendirenler olduğu gibi bu kelime türlerini ayrı ayrı inceleyenler de vardır.
2. Çekim Edatı
Araştırmacılar tarafından ilgeç, edat, çekim edatı, son çekim edatı, sontakı gibi isimlerle
adlandırılan ve bu çalışmada çekim edatı olarak nitelenen kelime çeşidi; iki kavram arasında
benzetme, sebep, zaman, vasıta, birliktelik, denklik, miktar, derece gibi anlam ilgileri kuran dil
bilgisel anlamlı sözcüklerdir.
Yong Sŏng Li, tarihî ve çağdaş Türk lehçelerindeki çekim edatlarını incelediği Türk
Dillerinde Sontakılar isimli geniş çaplı eserinde, çekim edatı yerine eserin adından da
anlaşılacağı gibi ‘sontakı’ terimini kullanmıştır. Yazar, terimi şu şekilde tanımlamıştır: “Ad, adıl
ve ortaçlardan sonra gelerek, bağlı olduğu ad, adıl ve ortaçla tümcenin öteki ögeleri arasında
zaman, mekân, yön, tarz, benzerlik, başkalık vb. gibi bakımlardan çeşitli ilgiler kuran sözcüklere
sontakı denir.” (Li, 2004: 25). Bu edatların oluşturduğu anlam ilgileri geçicidir. Bu sözcükler
eklendikleri kelime ile birlikte çekim edatı öbeği oluştururlar. Bu öbekler cümle içinde
kullanılışına göre sıfat ve zarf görevi yapabilirler.
Çekim edatları genel itibariyle yapıları, kökenleri, görevleri ve kullanılış biçimleri
açısından tasnife tabi tutulurlar. Yapıları açısından çekim edatları; kök hâlindeki edatlar (tek,
kadar vb.), ad kökenli (gibi, için vb.), fiil kökenli (göre, diye vb.) edatlar olarak birbirinden
ayrılır. Kökenleri açısından Türkçe (için, gibi vb.) ve yabancı (kadar, mânend) kökenli edatlar
olmak üzere ikiye ayrılır. Görevleri açısından çekim edatları anlamsal özelliklerine göre (aitlik
75 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
ilişkisi kuranlar, benzerlik denklik ilişkisi kuranlar vb.) tasnif edilmiştir. Kullanılış biçimleri
açısından çekim edatları, edatın kendinden önce gelen sözcüğe yalın hâlde veya bu sözcüğün
yönelme, ayrılma, ilgi ekleri almış hâline eklenmesine göre ayrılır1. H. İbrahim Delice, Sözcük
Türleri isimli eserinde farklı bir tasnif deneyerek isme doğrudan bağlanan edatlara ‘basit çekim
edatı’; isme doğrudan bağlanmayan -A ve -DAn ekleriyle bağlanan çekim edatlarına ise ‘birleşik
çekim edatı’ adını vermiştir (Delice, 2008: 116).
Necmettin Hacıeminoğlu Türkçede kullanılan çekim edatlarını şu şekilde sıralamıştır:
adın /aḏın, anaru, alıp, ara, arı, arquru, artuk, āsā, asıl, asra, asa, aşağa /aşağı / aşağ,
aşıq, aşıp, aşnu, ayru, ayruk, baka, basa, başka, başlayu, berāber, berü / birü / beri /
biri, bigi, bigin, bile, bilen, birle, birlen, bölek, böyle, burna, burun, cānib, çaġlıġ /
çağlıq / çaqlıq / çaqlı, çenli / çeli, çeşit, dair, dapa, degin / digin, deginçe / diginçe, dek,
deŋlü, dik / dek, doġru / toġru, dolayı, dürlü / türlü, emsāl, emsāli, eştre, evvel, gayri,
geçe, gerü / geri / girü, gibi, göre, gūne / gūnā, ınaru / ınġaru, içerü / içeri, için, içre,
ile, ilen, ilgerü / igleri / ilerü / ileri, iye, iyin, kadar, kadarınca, qarap, qarşu / qarşı,
qaru, keçe / kiçe, qıraq, qıyās, kibi, kibik, kibin, kidin / kiḏin / kiyin, kimi, kin, kirü / keri,
kirse, qodı / qoḏı / qoyı, köre, maǾda, manend / manendi, māniden, meŋiz, meŋizlig,
mertebe, misāl, misāli, misillig, misillü, muǾādil, muqābil, mukaddem, mümasil, naru /
narı, nāşi, naẓar, naẓaran, naẓir, oḫşaşıġ, ortu, ortusıŋaru, otra, oza, ögün, öŋdin /
öŋdün / öŋtün, öŋi, öŋin, öŋre, öte, ötkürü, ötrü / ötürü, öze / üze, özge, özre / üzre,
özere / üzere, rāci, rağmen, rütbe, sabık, saru / sarı, sayu, sıfat, sıŋar / sıŋaru, sıra, soŋ
/ songı, soŋra, sonra, tā, tapa, taparu, taraf / tarafa, taşġaru / taşġarı, taşqaru / taşqarı,
taşra / daşra / dışarı, tey / tek / tig / tik, tegi / teki, tegi / tegü, tegin, teginçe / teyinçe,
tegre / tigre, tegrü / tigrü, dergi / deyri, tüben / töben, tarqaru, tüze, uçun / üçün / içün /
için, udu, ulam, ulatı, utru, üste, üstün, vār, veş, yaġru, yaŋa / yana, yaŋaru, yaŋlıġ, yarı
/ yaru, yıŋaq, yoqaru / yuqaru, yukarı, yöre, ziyāde (Hacıeminoğlu 1992, III, IV, V).
Bu edatlar, Türkçenin ilk yazılı metinlerinde, Tarihî Türk lehçelerinde ve Türkiye
Türkçesinde kullanılan çekim edatlarıdır. Bunların dışında Zeynep Korkmaz, Türkiye Türkçesi
için, şu kelimeleri de edat olarak değerlendirmektedir: “ilişkin, aşırı, aşkın, bakımdan,
bakımından, boyunca, cihetle, cihette, cihetten, esnada, münasebetle, nispetle, surette, şekilde,
takdirde, tarzda, veçhile, ait, bakarak, karşılık, karşın, dışarı, dolayı, itibaren, önce, birlikte,
derece, oranla, dolayısıyla, hasebiyle, binaen, yanı sıra” (Korkmaz, 2007: 1052-1084).
1 Edatların sınıflandırması için bk. KORKMAZ, Z. (2009). Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi. Ankara: TDK
Yay., s. 1055-1084; HACIEMİNOĞLU, N. (1992). Türk Dilinde Edatlar. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, s. 2;
BANGUOĞLU, T. (2004). Türkçenin Grameri. Ankara: TDK Yay., s. 386-390; BİLGEGİL, M. K. (2009). Türkçe
Dilbilgisi. Erzurum: Salkımsöğüt Yayınevi, s. 215-222.
76 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Ergin, çekim edatı terimi yerine son çekim edatı terimini kullanır ve bu edatların
isimlerden sonra gelerek onların çeşitli zarf hâllerini yaptığını ifade eder (Ergin, 2005: 365).
Yukarıda da ifade edildiği gibi çekim edatı, son çekim edatı veya ilgeç olarak
adlandırılan kelime türünün vasfı konusunda küçük görüş ayrılıkları vardır. Konu genellikle
benzer biçimde işlenmiştir.
Kazak Türkçesi gramerlerinde çekim edatlarının septewlik olarak adlandırıldığı
yukarıda belirtilmişti. Bu eserlerde konu neredeyse birbirinin aynı biçimde işlenmiştir. Örnek
olması bakımından Iskakov’un görüşlerini vermek yeterli olacaktır.
Yazar, çekim edatlarını şu şekilde tanımlamıştır: “Çekim edatları nesne ile nesnenin
veya yüklemin arasındaki çeşitli dil bilgisel ilişkileri bildirmek için kullanılan, belli bir hâl ekini
benimseyen yardımcı kelimedir” (Iskakov, 1991: 371). Eserde, çekim edatlarının eklendikleri
isimlere ya da isimleşen kelimelere sebep, zaman, tekrarlanma, karşılaştırma, benzetme gibi
çeşitli dil bilgisel anlamlar eklediği ifade edilmiştir. Ardından çekim edatları birlikte
kullanıldığı durum eklerine göre tasnif edilmiştir. Bu bağlamda çekim edatları; yalın durum
isteyen çekim edatları (ataw septikti meŋgeretin septewlikter); yönelme durumu isteyen çekim
edatları (barıs septikti meŋgeretin septewlikter); ayrılma durumu isteyen çekim edatları (şıġıs
septikti meŋgeretin septewlikter); vasıta durumu isteyen çekim edatlar (kömektes septikti
meŋgeretin septewlikter) olarak birbirinden ayrılmıştır.
3. İstem (Valenz)
Türkiye Türkçesinde yeni yeni kullanılmaya başlayan2 istem, daha çok Berke Vardar’ın
kullandığı terimle bağımsal dil bilgisi içinde değerlendirilmiştir. Ayrıca Türkiye’de istem, daha
çok fiiller ve fiillerin durum ekli tamlayıcıları bağlamında ele alınmıştır. Bu bağlamda Kazak
Türkçesindeki fiillerin istemlerini inceleyen Karaca, fiil istemi ile ilgili şunları kaydeder: “Fiilin
istemi demek bir fiilin hangi isim durumunu talep ettiğidir. Fiiller birlikte kullanıldıkları ve
kendilerinden önce gelen isimlerin (veya isim görevindeki, isimleşmiş herhangi bir kelimenin)
belli bir isim durumunda bulunmasını isterler talep ederler. İşte buna fiilin istemi denir.”
(Karaca, 2011: 7).
İstem konusu dünyada ilk olarak yapısalcı akımın ünlü dilbilimcilerinden Lucien
Tesnière tarafından ele alınmıştır. “L. Tesnière’in ortaya attığı bağımsal dil bilgisi görüşü,
üretici - dönüşümsel dil bilgisinde ele alınan parça bütün ilişkisine değil tümcenin ögeleri
arasındaki soyut bağımlılığa dayanır” (Vardar, 2007: 30).
2 Türkiye’de istem ile ilgili yapılan çalışmalar için bk. ARI ÖZDEMİR, T. (2012). Gagauz Türkçesinde İstem.
Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Manisa: Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 7-12.
77 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Tesnière’e göre cümle, kurucu öğeleri sözcükler olan bir bütündür. Bu cümleyi ve
istemi tam olarak algılamak için Tesnière’in şu görüşlerini bilmek gereklidir:
Bir tümcede yer alan her sözcüğün sözlükteki yalnızlığı kendiliğinden sona erer.
Anlığımız sözcükle komşuları arasında bütünüyle tümce iskeletinin oluşturduğu
birtakım bağımlılıklar algılar.
Bu bağımlılıkları hiç bir öğe belirtmez. Ne var ki anlığımızın bunları algılaması gerekir,
yoksa tümce anlaşılmaz. Alfred parle (Alfred konuşuyor) (...) dediğimde bir yandan ‘adı
Alfred olan bir adam var’ öte yandan da ‘biri konuşuyor’ demek istemem, ‘Alfred
konuşma eylemini yerine getiriyor ve aynı zamanda ‘konuşan Alfred’dir’ demek
isterim.
Demek ki Alfred parle türünden bir tümce iki öğeden (1. Alfred, 2. parle) değil; ancak
üç öğeden kuruludur: 1. Alfred 2. parle ve 3. bu iki öğeyi birleştiren bir bağımlılık
olmadan tümce olmaz. Alfred parle türünden bir tümcenin yalnızca iki öğe içerdiğini
söylemek tümceyi salt biçimsel açıdan yüzeysel olarak incelemek, söz dizimsel bağın
oluşturduğu temel olguyu görmezlikten gelmektir. (Vardar, 1999: 134).
Matthews, isteme dair şunları kaydeder:
Bir fiil veya başka bir sözlüksel öğe tarafından özellikle seçilen veya gerekli / zorunlu
olan söz dizimsel unsurlar arasındaki dizidir. Örneğin ye- (eat) fiilinin istemi bir özne (I
am eating ‘yiyorum’ cümlesinde ben) ve bir nesne (I am eating cheese ‘peynir yiyorum’
cümlesinde peynir) içerir. Bir unsur zorunlu / gerekli ise bu zorunlu istemdir (obligatory
valent). Gerekli olmayıp özellikle seçilmiş ise seçmeli istemdir (optional valent).
(Matthews, 2007: 425).
Türkiye Türkçesinde ise istem terimini ilk kullanan kişi Tahsin Banguoğlu olmuştur.
Yazar, çekim edatı yerine kullandığı takı konusunu açıklarken ‘takılarda istem’ başlığı altında
şunları kaydeder:
Fiiller nesne olan addan belli çekim hâlleri istedikleri gibi takılar da ilişki kurdukları
addan işleyişlerine göre belli çekim hâlleri isterler. Başka bir deyimle belli bir isim
hâlini kovarlar. Buna istem (rection) deriz. Düşmana karşı takı öbeğinde takının istemi
kime hâlidir. Bu öbeklenmede karşı isteyen, düşmana istenen adını alır. Türkçede
takıların dört türlü istemi vardır: 1. Kim hâli isteyen takılar, 2. Kime hâli isteyen takılar,
3. Kimden hâli isteyen takılar, 4. Adı katkı alan takılar. (Banguoğlu, 2004: 386).
Ergin, Banguoğlu gibi istem terimini kullanmaz. Edatların isim unsuruna ekli veya eksiz
olarak bağlandığını ifade eder ve bunun bir düzen olduğunu dile getirir. Edatları kullanışlarına
göre isimlerin yalın, zamirlerin genitif veya akkuzatif hâlleri ile birleşenler, yalın hâl ile
78 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
birleşenler, datif hâli ile birleşenler, ablatif hâli ile birleşenler olarak ayırır (Ergin, 2005: 367-
369).
Korkmaz da Ergin gibi edatları kullanılış biçimlerine göre tasnif eder. Yazar, edatların
istedikleri durum ile ilgili şunları kaydeder:
Edatlar, eklendikleri ad soylu kelimelerin ya yalın biçimlerinden yahut da yönelme,
çıkma, ilgi ve vasıta durumu gibi ad çekim ekleri ile genişletilmiş biçimlerinden sonra
gelirler. Bu durum edatların kalıplaşma safhasından önceki yapıları ile ilgilidir. Söz
konusu kelimeler edatlaşmadan önceki aşamada ad ya da fiil olarak, eklendikleri
kelimelerin hangi durumlarını istemişler ise, edatlaştıktan sonra da genellikle aynı
durumu sürdüregelmişlerdir. (Korkmaz, 2009: 1061).
Yong Sŏng Li, sontakı terimini tanımlarken her son takının ad, adıl ve ortaçlarla
birleşirken değişik durum ekleri istediğini ifade etmiştir (Li, 2004: 25).
Ercan Alkaya, çekim edatı terimi yerine edat terimini kullandığı Kuzey Grubu Türk
Lehçelerinde Edatlar adlı çalışmasında istem dememekle birlikte çekim edatlarını, hâl
eklerinden sonra kullanımına göre tasnif etmiştir (Alkaya, 2007: 66). Ayrıca yazar, her edatın
kullanımını açıklarken ‘ismin yönelme hâlinden sonra kullanımı’, ‘ismin çıkma hâlinde sonra
kullanımı’ gibi ibarelerle edatların hangi eklerden sonra geldiğini açıklamıştır.
Kazak Türkçesi gramerlerinde istem terimi doğrudan kullanılmamıştır. Çekim
edatlarının isimlere bağlanma biçimleri işlenirken yalın durum isteyen çekim edatları (ataw
septikti meŋgeretin septewlikter) gibi isimler kullanılmıştır. Görüldüğü gibi terimde meŋger-
fiili kullanılmıştır. Her ne kadar Türkiye Türkolojisine uygun olması için bu fiil iste- biçiminde
aktarılmışsa da meŋger- fiilinin asıl anlamı ‘yönetmek’tir3 (Koç vd., 2003: 377). Yani Balakayev
ve arkadaşlarının kullandığı tabirle sözderdi barıs septik formasında meŋgeretin septewlikter
(Balakayev vd., 1967: 220) teriminin Türkiye Türkçesine kelime kelime aktarımı şöyledir:
sözcükleri yönelme hâli eki yapısında yöneten çekim edatları. Yani çekim edatlarının öbekte
yönetici unsur olduğu ifade edilmiştir.
Yeri gelmişken belirtilmesi gereken bir husus, bu eklerin vasıfları ile alakalıdır.
Korkmaz’ın da belirttiği gibi isimleri edatlara bağlayan bu ekler, edatların edatlaşma sürecinde
önce istedikleri ekler olabilir. Ancak günümüzde bu eklerin asıl anlamlarından uzaklaşmış
3 Dilbiliminde ‘yönetme’(government) kavramını kullanan Chomsky’dir. Onun “Yönetim ve Bağlama Kuramı” nda,
bu kavram tercih edilir. Aslında en doğrusu da budur. Fakat Türkiye’de Banguoğlu’ndan beri istem kullanıldığı için
ve Chomsky Türkiye’de iyi bilinmediği için bu kavram tercih edilmiştir. Esasında cümlede öğeler yönetim ve
bağlama ilişkisi içindedirler ve yöneticiler (fiiller ve edatlar) diğer unsurları (isimleri) yönetirler.”
79 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
olduğu aşikârdır. Örneklendirecek olursak sınıfa gidiniz cümlesindeki yönelme hâli eki ile bana
göre bu daha güzel cümlesindeki yönelme hâli eki birbirinden anlam olarak son derece farklıdır.
Birinci cümlede gerçek anlamda bir yönelme anlamı varken ikinci cümlede bu ek göre edatı ile
birleşerek cümlenin zarfını oluşturur.
4. Kazak Türkçesi ve Türkiye Türkçesinde Edatlar ve Bu Edatların İstemleri
Bu bölümde Kazak Türkçesi gramerlerinde ortak olarak zikredilen çekim edatları ele
alınmış, bu edatların Türkiye Türkçesindeki karşılıkları ve istemleri belirtilmiştir. Kazak
Türkçesi gramerlerinde çekim edatı olarak ele alınan; ancak Türkiye Türkçesine çekim edatı
olarak aktarılamayacak edatlar değerlendirmeye alınmamıştır. Örneğin Kazak Türkçesi
gramerlerinde çekim edatı olarak geçen sayın edatı Türkiye Türkçesine edat olarak
aktarılamamaktadır: Kz. jıl sayın ‘her yıl’, barġan sayın ‘gittikçe’ gibi.
Edatların söz dizimsel istemleri ile birlikte bu istem neticesinde ortaya çıkan anlamsal
özellikler de belirtilmiştir.
4.1. Kz. beri, Tr. beri
Her iki lehçede de bu edatın istemi ayrılma hâli ekidir. Ayrılma hâli eki almış isimlerle
birleşen bu edat, belirli bir zamandan konuşma anına kadar geçen zamanı bildirmek için
kullanılır.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Manadan beri buwılıp otır edim, dӓtim şıdamay, qasına jügirip barsam, bir közi şıġıp
ketken eken. (E, 277) ‘Deminden beri kollarımı bağlamış oturuyordum, dayanamayıp yanına
vardığımda bir gözü çıkmış.’
Kӓrim buġan üş jıldan beri qarawda edi. (İ, 50) ‘Kerim buna üç yıldan beri
bakıyordu.’
Odan beri de qazirgi jayawlarına at berip, şabuwılġa qarsı soġısqa şıġarmaq bolatın.
(ME, 373) ‘Ondan beri şimdiki piyadelere at verip onları hücuma karşı koyacaklardı.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Mümtaz, ağabeyi dediği amcasının oğlu İhsan'ın hastalandığından beri doğru dürüst
sokağa çıkmamıştı. (H, 9)
Sonra, eve döndüğünden beri, akrabasına karşı olan sevgisinin daha başka bir hâl
aldığına dikkat etti: -Acaba, hep alışkanlık mı? Hep yanımızdakileri mi seviyoruz?-, dedi. (H,
10)
80 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Hayır; ona doğduğu günden beri bağlıydı. Hatta doğuşunun şartları düşünülürse, ona
karşı minnettardı da. (H, 10).
4.2. Kz. burın; Tr. önce
Bu edatların istemi iki lehçede de ayrılma hâli ekidir. Bu edatlar, iki lehçede de zaman
bildiren edatlardandır.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Soġıstan burın Bozjanov Kӓrim Leningratta turıp edi. (İ, 94) ‘Savaştan önce Bozjanov
Kerim Leningrat’ta yaşıyordu.’
Bir nӓrse dewden burın elge tildeşsek eken. (ME, 250) ‘Bir şey söylemeden önce
halkla keşke mütalaa etsek.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Savaştan önce de kılıcını biler, oklarının ucunu keskinleştirirdi. (BÖ, 16).
Öğleden önce güreşler bitmiş, İnal Tarkan ile Dokuz Oğuz beği Bilge Tudun öteki
güreşçilerin hepsini yenerek birbiriyle tutuşmuşlar, yenişemeyip denk kalmışlardı. (BÖ, 47).
Erlerin ikisi de aynı ustalıkta olduğu için başka bir deneme yapıldı. Bu defa havaya
atılan yumurtaları inmeğe başlamadan önce vuracaklardı. (BÖ, 52).
4.3. Kz. göri; Tr. göre
Kazak Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde ortak olarak kullanılan bu edat kör-/gör-
fiilinden zarf - fiil eki ile türetilmiş bir edattır. Edatta dikkat çeken ilk husus Kazak Türkçesinin
seslik özelliklerine aykırı bir durum göstermesidir. Kazak Türkçesinde kelime başında Eski
Türkçenin k- sesleri korunurken bu kelimede bu ses ötümlüleşmiş ve g- sesine dönüşmüştür.
Bu edatın istemi Türkiye Türkçesinde yönelme hâli eki, Kazak Türkçesinde ayrılma hâli
ekidir. Bu durum lehçeler arasındaki kullanım ve istem farklılıklarından ileri gelmektedir.
Bu edat iki lehçede de görelik, görecelik, karşılaştırma anlamları vermektedir.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Meni bir jaġınan kӓrilik, bir jaġınan nawqas aynaldırıp jür ġoy. Eginge şıġa almaspın.
Men senderden göri eginge erterek aynalısqan kisimin. (E, 271) ‘Beni bir taraftan yaşlılık bir
taraftan da hastalık alıkoyuyor ya. Bu yüzden ekin biçmeye çıkamam. Ben sizlere göre ekinle
daha erken yaşlarda uğraşmış biriyim’
81 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Bet beynesi baladan göri irileŋkirep, bala bozbalalıq qalpına beyimdengen.’ (AJ, 38)
‘Çehresi bir çocuğa göre irileşerek çocuk, delikanlı görünümüne bürünmüştü.
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Ayrıca, bu kira hikâyesi, bu iç içe yaşayan insanların hayatında, Mümtaz'a göre İhsan
Bey Adasında bir yığın latifeye vesile olurdu. (H, 12).
Bütün bunlardan zevk almak ona, yaşına göre çok olgun bir itiyat, bir tiryakilik gelirdi.
(H, 42).
4.4. Kz. üşin; Tr. için
İki kavram arasında daha çok amaç, neden - sonuç ilgileri kurmaya yarayan bu edat; en
sık kullanılan çekim edatlarından biridir. Türkiye Türkçesindeki için edatının seslik ve anlamsal
olarak tam karşılığı olan üşin edatının kullanımında ve isteminde farklı hususlar göze
çarpmaktadır.
üşin / için edatı iki lehçede de isimlere bağlanırken yalın durum istemektedir. Türkiye
Türkçesinde Kazak Türkçesinden farklı olarak bu edat zamirlere ilgi eki ile bağlanmaktadır.
Örneğin Kz. biz üşin; Tr. bizim için. Burada şunu belirtmek gerekir. Zamirlerin üzerine gelen
ilgi / tamlayan eki için edatında bulunan iyelik ekinin4 bir tamlayanı olarak görülebilir. Ancak
bu ek artık bu anlamından ve işlevinden uzaklaşmıştır. Zira bizim için öbeğinin anlamı ile
konuşma dilinde rastlanan biz için öbeğinin anlamı arasında hiçbir fark yoktur. Zamirin üzerine
gelen ek, görevinden ve işlevinden zamanla boşalmıştır. Yani edatlardan önce gelen ilgi eki,
isim tamlamalarındaki ilgi eki gibi kurucu unsurlardan değildir.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Jarlıqta: ‘On toġız ben otız ekiniŋ arasındaġı azamattı qazaq eli ӓsker keregi üşin,
tezinen jıynap, ökimet qolına tapsıruwġa kerek’ degen. (ME, 248) ‘Kararnamede “on dokuz ile
otuz iki yaş aralığındaki reşit Kazak erkekleri ordunun ihtiyacı için çabucak toplanıp
hükûmete teslim olmalı” diyordu.’
Bul maqaldardan ne şıqtı? Maġlum boldı: qazaq tınıştıq üşin, ġılım üşin, bilim üşin,
ӓdilet üşin qam jemeydi eken, mal üşin qam jeydi eken, biraq ol maldı qalay tabuwdı bilmeydi
eken, bar bilgeni maldılardı aldap almaq, yaki maqtap almaq eken, bermese onımenen
jawlaspaq eken. (KS, 179) ‘Bu atasözlerinden ne çıkar? Malum olan şu: Kazak sükûnet için,
ilim için, bilim için, adalet için kaygılanmazmış, mal için kaygılanırmış; ancak o malı da nasıl
4 İçin edatının yapısı için bk. KORKMAZ, Z. (2005). uçun~üçün~için vb. Edatlarının Yapısı Üzerine. Türk Dili
Üzerine Araştırmalar, c. 1, Ankara: TDK Yayınları, s. 94-97.
82 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
bulacağını bilmezmiş, tek bildiği; zenginleri aldatarak almak veya onlara yalakalık yaparak
almakmış, vermese onunla düşmanlaşmak imiş.’
Bir isti ister bolsa kerilmeydi, / Muratqa jetüw üşin erinbeydi. (ÖP, 231) ‘Bir işi
yaparsa uzatmaz, murada ulaşmak için erinmez.’
- Keşigemisiŋ? Tamak işip ketseŋşi. Bügin babın bolmaġan şıġar. Sen üşin qayttın
qaraġım. (M, 102). ‘Gecikecek misin? Yemek yiyip de git. Bugün acelen yok gibi. Senin için
söndüm yavrum.’
Ol üşin ӓweli, ӓwe qatınası, maşina, traneporttar qajet. (M, 158) ‘Onun için öncelikle
hava teması, makine ve klimalar gerekli.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Bu düşünceden kurtulmak için tekrar hasta bakıcı meselesine döndü. Macide'nin
sıhhati de öyle düzgün değildi. (H, 10)
Onun için gelir gelmez kahvesini ısmarlar, masası üstünde yalancıktan bir iki hesap
yapar, kahve biter bitmez eline bir zarf tutuşturarak onu savardı. (H, 13).
4.5. Kz. qaray / tuwra / taman; Tr. doğru
Bu edatların istemi yönelme hâli ekidir. Kazak Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde de
yönelme hâli eki almış isimlere bağlanan bu edatlar; yer, yön bildirmektedir.
tuwra edatı Türkiye Türkçesindeki doğru edatının karşılığıdır. qaray edatı ise qara-
‘bak- fiilinden zarf fiil eki ile yapılmış bir edattır.
Kazak Türkçesinde qaray / taman; Türkiye Türkçesinde doğru edatları zaman
isimlerine gelerek zaman zarfı da yapabilmektedir. Örneğin küzge qaray ‘güze doğru’, jazġa
taman ‘yaza doğru’.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Bir belden asıp ekinşi beldiŋ örine qaray toqtamay kele jattı. (AJ, 3) ‘Bir belden aşıp
ikinci belin yamacına doğru durmadan geldi.’
Bul topqa qaray awıldıŋ ülkenderi de jan-jaqtan dabırlap söylep, aġılıp kele jatır. (AJ,
7) ‘Bu gruba doğru köyün büyükleri de dört bir yandan konuşa konuşa, çoğalarak geliyor.’
Bala küngi ӓdetimen Irısjandı iyeginen köterip, özine tuwra qaratıp aldı da, küle turıp,
erkeley söyledi: - Şarşadıŋ ba, ӓpke? (M, 10) ‘Çocuk her gün yaptığı gibi Irıscan’ın çenesini
kaldırıp kendine doğru baktırdı, gülerek, şımartarak şunu söyledi: -Yoruldun mu ablacığım?’
83 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Irısjan sӓkinin törine taman otır edi. (M, 10) ‘Irısjan sekinin baş kösesine doğru
oturuyordu.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Çerilerinin yaktıkları ateşe doğru yürüdü. At uşağı Çalık onun atını almış
gezdiriyordu. (BÖ, 16).
Korkunç yıldırımlar sağda solda çatlarken, dolu yüzlerini acıtırken yüz atlı karşıki dağa
doğru doludizgin at sürdüler. (BÖ, 19).
4.6. Kz. qaray; Tr. göre
Kazak Türkçesinde, isimlere eklenerek görelik bildiren göri edatının yanında qaray
edatı da kullanılmaktadır. Bu edatların istemi iki lehçede de yönelme hâli ekidir.
qaray edatının yukarıda da belirtildiği gibi -A doğru anlamı da vardır.
Kazak Türkçesi Örnekleri
- Adamına qaray bul mıqtı da, ӓlsiz de sebep. (M, 28) ‘- Adamına göre bu hem güçlü
hem de zayıf bir sebep’
Paydasız adam aqımaq. Aqımaqtıq pen aqıldılıqtıŋ da mölşeri bar. Ol, sol keltirgen
payda, zıyanına qaray esepteledi. (M, 51) ‘Faydasız adam ahmaktır. Ahmaklığın da akıllılığın
da ölçüsü vardır. Bu, ondan gelen fayda, ziyanına göre hesaplanır.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
O zaman Mümtaz kocaman bir cildi yakalıyor, odanın bir köşesinde kendisi için
konulan masanın başına geçiyor, işine göre, saatlerce, Halet Efendi'nin hayatını, Habsburg
hanedanının filan sefirle İstanbul'a gönderdiği hediyeleri yahut Mısır seferinin mukaddemelerini
İhsan için hazırlıyordu. (H, 39).
Bütün bunlardan zevk almak ona yaşına göre çok olgun bir itiyat, bir tiryakilik gelirdi.
(H, 42).
4.7. Kz. men/menen/ben/benen/pen/penen; Tr. ile
Kazak Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde de vasıta edatı olarak bilinen bu edat;
isimler arasında araç, birliktelik vb. anlam ilgileri kurar. Bu edat Kazak Türkçesinde çeşitli
seslik değişmelere uğrar. Sonu, m, n, ŋ, z ile biten kelimelere ben / benen; ötümsüz ünsüz olan
kelimelere pen / penen; ünlülerden ve diğer ötümlü ünsüzlerden sonra da men / menen
biçiminde eklenir. Kazak Türkçesinde de Türkiye Türkçesinde de bu edat dil
84 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
bilgiselleşebilmektedir. Türkiye Türkçesinde sonu ünlü ile biten kelimeler ile birleşince -ylA;
ünsüz ile biten kelimelerle birleşince -lA biçimine girer.
Bu edatın istemi iki lehçede de yalın hâldir. İki lehçe arasındaki önemli farklardan biri
bu edatların zamirlere bağlanma biçimleridir. Kazak Türkçesinde zamirlere yalın hâl ile
bağlanan bu edat, Türkiye Türkçesinde hem ilgi eki almış zamirlere hem de yalın durumdaki
zamirlere bağlanır. Örneğin Kz. biz ben; Tr. bizim ile, bizle. Böyle durumlarda Türkiye
Türkçesinde zamirlerin üzerindeki ilgi ekinin, ilgi eki işlevini ve görevini yerine getirmediğini
belirtmek gerekir. Çünkü biz ile ve bizim ile öbekleri arasında anlam farkı yoktur.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Qasımızdaġı eki üş kisimen döŋ basına kelip otırġan soŋ, köŋilge alġan tilekti ayttıq.
(ME, 131) ‘Yanımızdaki iki üç kişiyle tepebaşına gelip oturduktan sonra gönlümüzdeki bir
isteği söyledik.’
Biz aq patşaġa qaraġalı elüw jıl tolġan joq, elüw jılġa şeyin soldat almaqşı emes edi.
Odan tandı, bul - bir dep, oŋ qolı men sol qolınıŋ barmaġın bastı. - Bir som jıyırma tıyınnan
artık tütinnen ramat almaqşı emes edi, bıyılġı jıl jıyırma bir men qırq bestiŋ arasında kelgennen
alım aldı, artıq aldı. Bul - eki. (ME, 236) ‘Biz padişaha itaat edeli elli yıl olmadı, elli yıla kadar
asker almayacaktı. Bundan caydı, bu bir diyerek sağ eli ile sol elinin parmağını bastırdı. - Bir
som yirmi kuruştan fazla bir aileden vergi almayacaktı, bu yıl yirmi beş ile kırk beş arasında
vergi aldı, fazlaca aldı. Bu da iki.’
Endeşe, siz ben qalay arazdasqanın men öz ӓkemnen ġana bilip qoysam, mına Ӓdilbek
pen Asılbek aġam sizden ġana uġınıp qoysa ne boladı. (AJ, 110) Öyleyse sizinle nasıl
bozuştuğunu ben kendi babamdan öğrensem, Adilbek ile Asılbek ağabeyim sizden duysa ne
olur.
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Herkes, İhsan'ın hastalığının verdiği üzüntü ile uyuyor, onunla uyanıyordu. (H, 9)
İhtiyar hizmetçi, Ahmet'le şöyle böyle meşgul olabilirdi. Fakat Sabiha ile adamakıllı
uğraşacak birisi lazımdı. (H, 9)
Her şey bizden geliyor, bizimle geliyor ve bizde oluyor. (H, 67)
4.8. Kz. qatar/ birge: Tr. birlikte
Bu edatların istemi iki lehçede de vasıta ekidir. Bu edat, Kazak Türkçesinde de Türkiye
Türkçesinde de isimlerle birleşerek beraberlik anlam ilgisi kurar.
85 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Kazak Türkçesi Örnekleri
- Al men bolsam, senimen birge bir kursta oqıġanımdı maqtanış eter edim, - dedi ol. (İ,
38) ‘- Ben olsam seninle birlikte aynı sınıfta okuduğum için övünürdüm, dedi o.’
Mӓwlen! Köp jıl aġasımen birge öksen, qadirli Mӓwlen kele jatır! (İ, 11) ‘Mewlen!
Yıllarca ağabeyi ile birlikte büyüyen saygıdeğer Mewlen geliyor.’
Ӓlde egisten keyin baqşa eginimen qatar qolġa alsa qayter edi?(M, 75) ‘Acaba ekinden
sonra, bahçe ekini ile birlikte ele alsa ne yapardı?’.
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Çok defa kapalı duran bir dükkânın kepengi önünde, Rus işi semaver borusu, kapı
topuzu, otuz sene evvel o kadar moda olan sedef bir kadın yelpazesinin dağınık parçaları,
büyükçe bir saate mi yoksa bir gramofona mı ait olduğu kestirilemeyen birkaç alet, nasılsa
buraya kadar bölünmeden, parçalanmadan, gelmiş bazı şeylerle birlikte yere serilmiş -kim
bilir neyi?- bekliyorlardı. (H, 53).
Yüzbaşı İşbara Alp 85 çerisiyle birlikte bu kümenin ortalarında bulunuyordu. Bütün
ordunun ağzını bıçak açmıyordu. (BÖ, 26)
4.9. Kz. keyin/ soŋ; Tr. sonra
İstemleri ayrılma hâli eki olan bu edatlar her iki lehçede de zaman bildiren
edatlardandır.
İki lehçe arasındaki istem farklarından biri Türkiye Türkçesinde zaman bildiren
zarflardan sonra eksiz gelerek zarf öbeği kuran bu kelimelerin, Kazak Türkçesinde daima
ayrılma hâli eki ile bağlanarak edat olarak kullanılmasıdır. Örneğin Kz. bir jıldan keyin Tr. bir
yıl sonra.
Bir diğer fark ise bu edatın geçmiş zaman sıfat fiili olarak kullanılan Kazak
Türkçesindeki -GAn; ve Türkiye Türkçesindeki -DIk sıfat fiil eklerinden sonraki durumudur.
Türkiye Türkçesinde -DIk sıfat-fiilini almış bir kelimeden sonra bu edat gelecekse sıfat-fiil eki
almış kelimeden sonra daima ayrılma hâli eki gelir. Örneğin: geldikten sonra. Kazak
Türkçesinde ise -GAn sıfat-fiil ekini alan kelimeden sonra soŋ edatı gelecekse sıfat-fiil eki alan
kelimeden sonra ayrılma hâli eki kullanılabilir de kullanılmayabilir de. Örneğin: bilgen soŋ;
bilgennen soŋ ‘bildikten sonra’.
86 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Kazak Türkçesi Örnekleri
Joldastarı kündegi ӓdetinşe jumıstan keyin dem alıp, ӓzildesip oynap, biri kitap oqıp,
birewi uzaq ӓŋgime aytıp, künniŋ qalay ötkenin biletin emes. (E, 342) ‘Arkadaşları her gün
olduğu gibi işten sonra dinlenip, şakalaşıp oynuyor, birisi kitap okuyor, birisi uzunca hikâye
anlatıyor, günün nasıl geçtiğini anlamıyorlardı.’
Joq Belgigulovdıŋ bir kemşiligi bar eken: ġalım bolġan soŋ bul da birdemeler jazuwı
kerek eken. (İ, 283) ‘Hayır, Belgigulov’un bir hatası varmış: Âlim olduktan sonra bir şeyler
yazmalıymış.’
Bir küni qazaq, orıs, özbektiŋ tışqandarı bar eken, sol tışqandarına araq berip körmekşi
bolıptı. Söytip orıstıŋ tışqanına araq berse ‘oy moroz’ dep ӓndetipti. Sosın özbektin tışqanına
arak berse ‘özbekşe biydi jiber’ dep biylepti. Sodan soŋ qazaqtıŋ tışqanına araq berse ‘Maġan
mıstıqtı şaqırıŋdar!’ depti. (http://vk.com/wall-40321495_9 22.01.2014 tarihli Genel Ağ sitesi.)
‘Bir gün Kazak, Rus ve Özbek’in fareleri varmış, bu farelere içki vereceklermiş. Rus’un
faresine içki verince ‘oy buz’ diye şarkı söylemiş. Ardından Özbek’in faresine içki verince
‘Özbekçe dans müziği gönder’ diye dans etmiş. Bundan sonra Kazak’ın faresine içkiyi verince
‘bana kediyi çağırın’ demiş.’
Tipti uqpaydı. Ӓri beriden soŋ sögedi öziŋdi. (M, 33) ‘Hiç anlamıyor. İleri geri
konuştuktan sonra sana sövüyor.’
Bir jıldan keyin qızı ölip qaldı. (E, 262).
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Onbaşı, kılıcını iyice biledikten sonra bir de denemek istedi. Yerden bir ot kopararak
kılıcın keskin kıyısına değdirdi. (BÖ, 10).
Öğleden sonra da o kiracı denen derde uğraması lazımdı. (H, 10)
4.10. Kz. sıyaqtı/sekildi/tӓrizdi/sıqıldı; Tr. gibi
Anlamsal olarak Kazak Türkçesi sözlüklerinde birbirine karşılık olarak gösterilen5 bu
edatlar, kelimeler arasında benzerlik, denklik, eşitlik gibi anlam ilgileri kurar. Görüldüğü gibi
bu edatlar iki lehçede birbirinden farklıdır. Kazak Türkçesinde tek başına kullanılmayan sekil,
sıqıl gibi kelimelerden +DI yapım eki ile türetilen bu edatların hepsinin anlamı aynıdır.
Bu edatların istemi ismin yalın hâlidir. Ancak farklılık Türkiye Türkçesinde gibi
edatının zamirlere bağlanış biçiminde ortaya çıkmaktadır. Türkiye Türkçesinde gibi edatı
5 bk. BURALKIULI, M. (2008). Kazak Tiliniŋ Tüsindirme Sözdigi. Almatı: Mektep, s. 485, 492, 516, 544.
87 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
zamirlere ilgi eki ile bağlanır. Kazak Türkçesinde bu durum söz konusu değildir. sıyaqtı / sekildi
/ tӓrizdi / sıqıldı edatları, zamirlerin de yalın hâline bağlanır. Örneğin Kz. sen sıyaqtı; Tr. senin
gibi. Ayrıca Türkiye Türkçesinde çokluk eki almış zamirlere gibi edatı, Kazak Türkçesindeki
gibi yalın durumda bağlanmaktadır. Örneğin bizler gibi.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Qazir Temirtaw, Qaraġandı öndiristerinde jemisti eŋbek etip jürgen Qazaqtar ӓwelde
osılar sıyaqtı olaq bolatın. (M, 90) ‘Şimdilerde Temirtaw’da, Karağandı’da imalat yapıp meyve
işleriyle uğraşan Kazaklar evvelden bunlar gibi kabiliyetsiz idi.’
-Aytqam, dedi Aqmat. Onıŋ qolında ne tur. O da men sekildi jüyrik könilge jete almay
jürgenniŋ biri. (M, 34) ‘-Söyledim dedi Ahmet. Onun elinde ne var. O da benim gibi beliğ bir
gönüle ulaşamamış birisi.’
Salt-sana, sayasat maydanına men öz qatarımnan keyindew kelgem, jem tӓrizdi qaq-
soqpen jumısım bolmay, momın bolıp östim. (E, 263) ‘Adet, siyaset meydanına ben
akranlarımdan sonra geldim, yem gibi itiş - kakışla işim olmadan, inançlı olarak büyüdüm.’
Şarşaġan tӓrizdi Mӓmetke sӓlem berip Baymaqanġa - Maġan keldiŋ be? Kire ber, dedi.
(M, 113) ‘Yorulmuş gibi Mehmet’e selam verip Baymakan’a -Bana mı geldin? Giriver dedi.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Birkaç seneden beri kontratı yenilemek, kiraları almak gibi işleri yüklenen Mümtaz,
onu hatta dükkânında ve karşısında iken bile görmenin ne kadar güç olduğunu bilirdi. (H, 11).
Ancak senin gibi bir kadını sevebilirdi...- Demek İclal de bunu sezmişti. (H, 140).
4.11. Kz. şaqtı/şamalı/qaralı; Tr. kadar
Kazak Türkçesindeki şaqtı / şamalı / qaralı edatları Türkiye Türkçesin sayı isimleri ile
birleşerek yaklaşıklık anlamı veren kadar edatı ile anlamdaştır. Türkiye Türkçesinde denklik,
benzerlik, ölçü gibi anlam ilgileri kuran kadar edatının Kazak Türkçesindeki tam karşılığı -DAy
edatıdır. Ancak bu edat Kazak Türkçesinde dil bilgiselleşmiştir. Kazak Türkçesi gramerleri de
bu edatı ekler arasında gösterir.
Bu edatların istemi yalın hâldir.
Kazak Türkçesi Örnekleri
On şaqtı kün boldı, sol kelip malın surap jür. (ME, 69) ‘On gün kadar oldu, o gelmiş
malını soruyordu.’
88 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Kunanbay kasında elüw şamalı attılar bar edi. (AJ, 46) ‘Kunanbayın karşısında elli
kadar atlı var idi.’
Qodardıŋ aldında jüz qaralı jıyın tur. (AJ, 26) ‘Kodar’ın karşısında yüz kadar yığın
var.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Ortadaki erlerin sayısı kırk kadar vardı. (BÖ, 50).
Biraz sonra 200 kadar atlı kızların ve Çinlilerin olduğu yere doğru at sürdüler. Çinliler
şaşırmışlardı. (BÖ, 63)
4.12. Kz. şeyin / deyin; Tr. dek / değin
Bir olayın başlama anından edatın eklendiği zarfın işaret ettiği zamana kadar geçen
süreyi belirtmek için kullanılan bu edatların istemi yönelme hâlidir.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Biz aq patşaġa qaraġalı elüw jıl tolġan joq, elüw jılġa şeyin soldat almaqşı emes edi.
Odan tandı, bul - bir dep, oŋ qolı men sol qolınıŋ barmaġın bastı. (ME, 236) ‘Biz padişaha itaat
edeli elli yıl olmadı, elli yıla kadar asker almayacaktı. Bundan caydı, bu bir diyerek sağ eli ile
sol elinin parmağını bastırdı.
Baqtıġul bul künge şeyin Jarasbaydıŋ osılay söylegen türin körgen joq-tı. (ME, 206)
‘Baktıgül bugüne kadar Jarasbay’ın bu şekilde konuştuğunu görmemişti.
Özi qazaqtıŋ osı keŋ baytaq jerinde tuwıp, sonda öskenin, sol dalanıŋ ärbir butasına
deyin buġan tanıs ekenin tanıta aytadı. (İ, 3) ‘Kendisi Kazakların bu geniş, uçsuz bucaksız
yerinde doğup, orada büyüdüğünü, bu bozkırı her bir çalısına kadar tanıdığını anlatıyor.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Geceleyin böyle bir sıcaklık şimdiye dek görülmemişti. (BÖ, 18).
İyi bilmiyorum ama dün yeni bir kızı doğdu. Yüzbaşının şimdiye dek dört çocuğu oldu,
hepsi kız. Belki bundan bunludur. (BÖ, 36).
Gün kararıncaya değin eğlenti yapılacaktı. (BÖ, 36).
4.13. Kz. tuwralı / tuwrasında / jöninde / jayında; Tr. dair / hakkında
Kavramlar hakkında aitlik, ilgili olma gibi anlam ilgileri kuran bu edatlar; iki lehçe
arasında kullanım farklılıkları gösteren edatlardandır.
89 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Kazak Türkçesindeki tuwralı / tuwrasında / jöninde / jayında edatların istemi yalın
hâldir. Türkiye Türkçesinde ise dair edatının istemi ise yönelme hâlidir.
Bir başka husus ise tuwrasında / jöninde / jayında edatlarının Türkiye Türkçesine
hakkında biçiminde çevrilebilmesidir. Bilindiği gibi Türkiye Türkçesinde hakkında edatında
bulunan iyelik eki şahıslara göre değişebilmektedir. Örneğin; onun hakkında, bizim hakkımızda.
Kazak Türkçesinde böyle bir durum söz konusu değildir. Edatlarda bulunan iyelik eki daima
üçüncü teklik şahıs iyelik eki olarak kalmaktadır. Bunun sebebi jöninde / jayında kelimelerinin
edat gibi kullanılan isim olmaktan çıkıp tam bir edat olmasıdır. Örneğin siz jöninde ‘sizin
hakkınızda’.
Kazak Türkçesi Örnekleri
- Ey, Ӓwubekir, qumalaġıŋdı ӓkelşi, Qaşqar tuwralı ne söyler eken, - dedi. (ME, 340) ‘-
Ey Ebubekir falcını getirsene, Kaşgar’a dair ne söyleyecekmiş, - dedi.’
Ol endi osı jayında Erenmen aqıldaspaq boldı. Öz oşkirlerin ortaġa salmaq. (İ, 291) ‘O
şimdi bunun hakkında Eren ile fikir alışverişinde bulunacaktı. Kendi fikirlerini ortaya
koyacaktı.’
Elektr jöninde elektriktermen birneşe eŋgime ötkizüw kerek. (M, 99) ‘Elektriğe dair
elektrikçilerle beraber pek çok pek çok hikâye geçirmeli.’
Türkiye Türkçesi Örnekleri
Daha Çao-lien’ in çırağı iken bazen onunla birlikte, bazen onun izniyle yalnız olarak bu
ülkeleri gezmeğe başlamış, her yerdeki insanların ahlâkı, âdetleri, düşünüşleri hakkında
geniş bilgi edinmişti. (BÖ, 348)
Babası, bütün gün akşama kadar peşinden koştuğu yük arabasına dair bir haber
geldiği zannıyla koşmuştu. (H, 22)
-Görürsünüz, diyordu. Şimdi görürsünüz!- Ve Polonya meselesine, Alman iktisadi
hayatına dair son okuduğu makaleleri başından sonuna kadar onlara anlatmağa karar verdi.
İntikamını alacaktı. (H, 103)
4.14. Kz. ġurlı / ġurlım; Tr. kadar
Kazak Türkçesinde kullanılan ġurlı / ġurlım edatı, kavramlar arasında denklik, eşitlik,
benzerlik gibi anlam ilgileri kurmaktadır. Bu edat çok işlek olmayan edatlardandır. Bu edatın
istemi yalın hâldir.
90 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Türkiye Türkçesindeki denklik, eşitlik, benzerlik gibi anlam ilgileri kuran kadar edatı
da yalın hâldeki kelimeye bağlanır. Bu edatlar arasındaki istem farkı zamirlerden sonra gelince
ortaya çıkmaktadır. Türkiye Türkçesinde kadar edatı zamirlerin ilgi eki almış biçimine
bağlanabileceği gibi yalın hâldeki biçimine de bağlanabilir. Kazak Türkçesindeki ġurlı / ġurlım
edatı ise zamirlerin yalın biçimine bağlanır. Örneğin; Tr. sen kadar / senin kadar; Kz. sen ġurlı,
biz ġurlım.
Kazak Türkçesi Örnekleri
Kişkentay bala ġurlı şındıqtı ayta almaġanına qattı ökinip arı oylanıp beri oylanıp
aqırında tewbege kelip musulman bolġan eken. ‘Küçük bir çocuk kadar doğruyu
söyleyemediğine çok pişman olup, düşüne düşüne sonunda Müslüman olmuş.’
(http://www.sunna.kz/ru/question/view/id/143?id=143& 03.07.2014)
Ӓjem ġurlı küşiŋ jok. ‘Ninem kadar gücün yok.’ (Oralbay Nurcamal, Kazirgi Kazak
Tiliniŋ Morfologiyası, 354)
Türkiye Türkçesi Örnekleri
- Güzel kızları ben de her gün senin kadar görüyorum ama görmekten bir şey çıkmıyor
ki... (BÖ, 60)
Şimdiye dek buraya birkaç yol gelmiş, fakat hiç birinde bu kadar kalabalık görmemişti.
(BÖ, 112)
Sonuç
Kazak Türkçesindeki ve Türkiye Türkçesindeki anlamsal olarak aynı olan çekim
edatlarının istem durumlarının incelendiği bu çalışmada, bazı edatların istemlerinin farklı;
bazılarının ise aynı olduğu gözlemlenmiştir. Bu farklılıklar lehçelerin tarihsel süreçteki
gelişimleriyle alakalıdır. Her ne kadar edatların bağlanma biçimleri farklı da olsa anlamsal
olarak aynı oldukları gözlemlenmektedir.
İncelenen edatların bulunduğu lehçe içinde tek istemli veya en fazla iki istemli olduğu
gözlemlenmiştir. Yani edatlar fiiller gibi üç veya dört istemli olmamaktadır.
İncelenen edatların istem durumları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu tabloda iki
lehçe için geçerli olan durum + ile gösterilmiş lehçeler arasındaki farklılıklar + işaretinin yanına
o lehçenin kısaltması eklenerek gösterilmiştir.
91 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Tablo 1: Kazak Türkçesi ve Türkiye Türkçesindeki Çekim Edatlarının İstem Durumları
Edat Yalın hâl Yönelme hâli Ayrılma hâli İlgi hâli Vasıta hâli
Kz. beri, Tr. beri +
Kz. burın; Tr. önce +
Kz. göri; Tr. göre + (Tr.) + (Kz.)
Kz. üşin; Tr. için + + (Tr.)
Kz. qaray/tuwra/taman; Tr. doğru +
Kz. qaray; Tr. göre +
Kz. men/menen/ben/benen/pen/penen; Tr.
ile
+ + (Tr.)
Kz. qatar/ birge: Tr. birlikte +
Kz. keyin/ soŋ; Tr. sonra +
Kz. sıyaqtı/sekildi/tӓrizdi/sıqıldı; Tr. gibi + + (Tr.)
Kz. şaqtı/şamalı/qaralı; Tr. kadar +
Kz. şeyin/deyin; Tr. dek/ değin +
Kz. tuwralı/tuwrasında/jöninde/jayında;
Tr. dair/ hakkında
+ (Kz.) + (Tr.) (dair) + (Tr.)
(hakkında)
Kz. ġurlı/ġurlım; Tr. kadar + + (Tr.)
İsimleri edatlara bağlayan eklerin dil bilgisel anlamlarından ve işlevlerinden uzaklaşmış
olması dikkat çeken bir diğer husustur. İsim ve edat unsurları arasında bulunan ayrılma,
yönelme, ilgi ekleri âdeta isim unsurunun değil; edat unsurunun bir eki gibi, başka bir ifadeyle
bir ön / öncül ek gibi hareket etmektedir. Yani bu ekleri isim unsuru değil edat unsuru
yönetmektedir. Bu nedenledir ki bazı kaynaklarda edatlar, - a kadar, -dan başka biçimlerinde
gösterilmiştir6.
İki lehçede hem ses hem de anlam olarak aynı olan edatlar olduğu gibi bir lehçede
kullanılan diğer lehçede kullanılmayan edatlar da mevcuttur. Örneğin Türkiye Türkçesinde
kullanılan gibi edatı Kazak Türkçesinde; Kazak Türkçesinde kullanılan sıyaqtı edatı Türkiye
Türkçesinde yoktur. Ancak şekil ve ses olarak olmasa dahi bir lehçedeki edatların tamamı diğer
lehçede anlam olarak bulunmaktadır.
Kısaltmalar
Kz. Kazak Türkçesi
Tr. Türkiye Türkçesi
6 bk. DELİCE, H. İ. (2008). Sözcük Türleri. Sivas: Asitan Yayınları, s. 120-121.
92 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
Örneklerin Alındığı Eserler ve Kısaltmaları
Kazak Türkçesi
AJ: AWEZOV, M. (2006). Abay Jolı (Birinşi Kitap). Almatı: Jazuwşı.
E: MUSTAFİN, G. (2009). Engimeler. Almatı: An-Arıs.
M: MUSTAFİN, G. (2012). Milliyoner (Elektronik kaynak).
İ: ŞAYMERDANOV, S. (2010). İneş. Almatı: Öner.
KS: KUNANBAYULI, A. (2007). Kara Sözder. Almatı: Mektep.
ME: AWEZOV, M. (2009). Engimeler. Almatı: An-Arıs.
Türkiye Türkçesi
BÖ: ATSIZ (2012). Bozkurtların Ölümü. İstanbul: Ötüken
H: TANPINAR, A. H. (2005). Huzur. İstanbul: Dergah.
Kaynaklar
ATABAY, N., ÖZEL, S. ve KUTLUK, İ. (2003). Sözcük Türleri. İstanbul: Papatya Yayıncılık.
ARI ÖZDEMİR, T. (2012). Gagauz Türkçesinde İstem. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Manisa: Celal Bayar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
ALKAYA, E. (2007). Kuzey Grubu Türk Lehçelerinde Edatlar. Elazığ: Manas Yayıncılık.
BALAKAYEV, M., KORDABAYEV, T., HASENOVA, A. ve ISKAKOV, A. (1967). Kazak
Tiliniŋ Grammatikası-I Morfologiya, Almatı: Kazak SSR’nın Ġılım Baspası.
BANGUOĞLU, T. (2004). Türkçenin Grameri. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
BURALKIULI, M. (2008). Kazak Tiliniŋ Tüsindirme Sözdigi. Almatı: Mektep.
DELİCE, H. İ. (2008). Sözcük Türleri. Sivas: Asitan Yayınları.
ERGİN, M. (2005). Türk Dil Bilgisi. İstanbul: Bayrak Basım / Yayım / Dağıtım.
HACIEMİNOĞLU, N. (1971). Türk Dilinde Edatlar. İstanbul: MEB Yayınları.
http://www.sunna.kz/ru/question/view/id/143?id=143& 03.07.2014
ISKAKOV, A. (1991). Kazirgi Kazak Tili-Morfologiya. Almatı: Ana Tili Yayınları.
İSAYEV, S. M. (2007). Kazirgi Kazak Tili. Almatı: Öner Baspası.
KARACA, O. S. (2011). Kazak Türkçesinde Fiil İstemleri. İstanbul: Kesit Yayınları.
KOÇ, K., BAYNİYAZOV, A. - BAŞKAPAN, V. (2003). Kazak Türkçesi Türkiye Türkçesi
Sözlüğü. Ankara: Akçağ Yayınları.
KORKMAZ, Z. (2009). Türkiye Türkçesi Grameri-Şekil Bilgisi. Ankara: Türk Dil Kurumu
Yayınları.
Lİ, Y.-S. (2004). Türk Dillerinde Sontakılar. İstanbul: Kebikeç Yayınları.
93 Onur BALCI
______________________________________________
Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi Sayı: 3/3 2014 s. 72-93, TÜRKİYE
International Journal of Turkish Literature Culture Education Volume 3/3 2014 p. 72-93, TURKEY
MATTHEWS, P. H. (2007). Concise Dictionary of Linguistics. Oxford: Oxford Universty
Press.
NURCAMAL, O. (2007). Kazirgi Kazak Tiliniŋ Morfologiyası. Almatı: JŞC İnjüw-Marjan
Poligrafiya Firması.
TOPARLI, R. (2011). Son Çekim Edatları, Türk Gramerinin Sorunları I-II Bildiriler. Ankara:
TDK Yayınları.
VARDAR, B. (1999), Yirminci Yüzyıl Dilbilimi. İstanbul: Multilingual.
VARDAR, B. (2007). Açıklamalı Dilbilim Terimleri Sözlüğü. İstanbul: Multilingual.