Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Transcript of Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
HEDEFLER
• Bu ünitede amaçlanan kazanımlar;
• Atatürk ilkeleri ve İnkılâp Tarihi ile iligili kavramlar öğrenilecek.
• Osmanlı Devletinin yıkılış nedenlerini kavrayacak.
İÇİNDEKİLER
• Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ile ilgili Kavramlar
• İnkılâp
• İhtilâl
• İsyan
• Hükümet Darbesi
• Islahat (Reform)
• Rönesans
• Tekâmül (Evrim)
• Osmanlı Devletinin Yıkılışı
• İç Nedenler
• Dış Nedenler
KAVRAMLAR VE OSMANLI DEVLETİNİN
YIKILIŞI
BAYBURT ÜNİVERSİTESİ
UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ
ÜNİTE
1
ATATÜRK İLKELERİ VE
İNKILÂP TARİHİ
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 2
1. ATATÜRK İLKELERİ ve İNKILÂP TARİHİ İLE
İLGİLİ KAVRAMLAR
1.1. İnkılap Köken olarak inkılap, Arapça “Kalb” kelimesinden türetilmiştir. İnkılap;
değişme, bir halden başka bir hale geçme demektir. Türkçede bu kelime
“etmek” yardımcı fiiliyle “kalbetmek” şeklinde kullanılır. Türk Hukuk
Lügatı’na göre ise İnkılap; Bir devletin sahip olduğu siyasi, sosyal, askeri
alanlardaki kurumların devlet eliyle, makul ve ölçülü metotlarla köklü bir
biçimde değiştirilerek yenileştirilmesidir.
İnkılap, bir halk hareketi olup, uzun bir süreç içinde gelişir. İnkılabın en
önemli özelliği topluma mal edilmesidir. İnkılap olayında akıl ve iradenin rol
oynaması onun beşeri yönünü, toplum tarafından yapılması da sosyal yönünü
ortaya koyar. Türk İnkılabında genelgelerin yayınlanması ve kongrelerin
düzenlenmesi, inkılabın topluma benimsetilmesine yöneliktir. İnkılap, mevcut
düzeni yıkma olayıdır. Çağın ihtiyaçlarını ve toplumun gereksinimlerini
karşılayamayan eski düzenin yıkılmasıdır. İnkılap, yıkılan düzenin yerine yeni
bir düzenin kurulmasını amaçlar. İnkılap sayesinde eski düzeni temsil eden
kurumlar yıkılır ve İnkılap kendi kurumlarını getirir.
İnkılap olayının gerçekleşebilmesi için toplumun karşı karşıya
kaldığı idari, adli, sosyal ve ekonomik buhranların yaşanması, fikir hayatının
gelişme göstermesi, inkılabı hazırlayıcı çalışmaların yapılması, lider ve kadro
teşekkülünün oluşması, tertip, disiplin, plan ve programın yapılması
gerekmektedir.
Bu çerçevede inkılap üç aşamada gerçekleşir: Birinci aşama fikri yani
hazırlık aşamasıdır. Bu aşamada fikirler topluma aktarılır ve benimsenmeleri
sağlanır. İkinci aşama eylem aşamasıdır. Bu aşama aynı zamanda ihtilal olarak
da açıklanabilir. Üçüncü ve son aşama ise yeniden düzenleme aşamasıdır. Bu
aşamada yıkılan ve bozulan düzenin yerine günün ihtiyaçlarına cevap verecek
yeni kurumlar oluşturulur ve böylece inkılap gerçekleşmiş olur. İnkılaba,
Fransız İnkılabı ve Türk İnkılabı örnek olarak gösterilebilir.
1.2. İhtilâl İhtilal terimi Arapça “hal” kökünden türetilmiştir ve yıkmak,
bozmak anlamını taşır. İhtilal, bir devletin mevcut siyasi, sosyal ve
ekonomik yapısını veya yönetim düzenini ortadan kaldırmak amacıyla,
hukuk kurallarına uymadan, kuvvet kullanılarak yapılan geniş halk
hareketini ifade etmektedir. İhtilal kelimesi Türkçe devrim sözüyle
karşılanabilir.
Yukarıda da söylendiği üzere ihtilal, inkılabın ikinci safhasını
oluşturmaktadır. Bu nedenle ihtilal gerçekleşir ve ardından yeniden
düzenlemeler yapılırsa olay inkılaba dönüşür. Fakat ayaklanma sonuçsuz
kalırsa sadece olay sadece ihtilal girişimi olarak kalır. 1789 Fransız İhtilali
ve 1917 Bolşevik İhtilali buna örnek gösterilebilir.
1.3. İsyan İsyan kelimesi; itaatsizlik, emre boyun eğmemek, ayaklanma
anlamına gelirken, kavram olarak; toplum içindeki bir grubun sınırlı bir
amacı gerçekleştirmek üzere devlete karşı başkaldırma hareketidir.
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 3
Genellikle isyanlar, isyanın nedenleri ortadan kalktığında sona ererler. Fakat
bu nedenler ortadan kalkmadığı takdirde daha büyük sosyal huzursuzluklara
yol açabilir ve ihtilale dönüşebilir.
1.4. Hükümet Darbesi Bir ülkede mevcut hükümetin zor kullanılmak suretiyle değiştirilmesi
hareketine hükümet darbesi denir. Devletin emri altındaki resmi güçlerden
birinin mevcut hükümeti devirip iktidarı ele geçirmesi olayıdır. Hükümet
Darbesi, disiplinli, şuurlu bir kuvvetin eseri olursa emniyet ve asayiş
korunur, aksi halde anarşi ortaya çıkar. Hükümet darbelerinin hedefi iktidarı
değiştirmekle sınırlıdır ve rejim değişikliği öngörülmez. Bu nedenle darbeyi
gerçekleştirenler, toplumun sosyal ve ekonomik yapısına müdahale
etmezler. Osmanlı Dönemindeki Bab-ı Ali Baskını ile Cumhuriyet
Döneminde yaşanan 1960 ve 1980 Darbeleri olmak üzere tarihimizde üç kez
bu olay yaşanmıştır.
1.5. Islahat (Reform)
Arapça sa-la-ha kökünden gelir. Bozulan ve iş göremez hale gelen bir
şeyi ıslah etmek, düzeltmek, çekidüzen vermek, sulh etmek gibi anlamlar
taşır. Fransızca olan Reform kelimesinin karşılığıdır. Geniş anlamda;
toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeyen kurumları, çağın ihtiyaçlarına ve
şartlarına uygun olarak yeniden düzenlemektir. Islahatlar o ülkenin hukuk
düzenine uygun olarak yapılır. Değiştirilebilir, zorlayıcı değildir. Özellikle
Osmanlı Devletinin son dönemlerinde hemen her alanda yoğun olarak
yaşanmıştır.
1.6. Rönesans
Kelime anlamı yeniden doğuş demektir. İlimde, sanatta, fikirde,
edebiyatta yeniden doğuşu ifade etmektedir. Genel olarak pek
kullanılmayan bu kavram sadece tarihte Avrupa’daki yeriyle anılmakta ve
bilinmektedir.
1.7. Tekâmül (Evrim)
Arapça, “Kamil” kökünden türemiş olup, ilerleme, gelişme, olgunlaşma
anlamına gelmektedir. Evrim kavram olarak mevcut kurumun veya herhangi
bir varlığın ideale, daha iyiye doğru gelişmesini ifade etmektedir. Tekâmülde
herhangi bir zorlama olmayıp, gelişim kendi doğal mecrasında gerçekleşir.
2. OSMANLI DEVLETİNİN YIKILIŞI
XVII. yüzyıla kadar muhteşem dönemlerini yaşayan Osmanlı Devleti, bu
dönemlerde askeri, siyasi, ekonomik ve sosyal olarak devrinin tek süper
gücüydü. Ancak bu tarihten itibaren Avrupa’da meydana gelen Reform,
Rönesans ve Fransız İnkılabıyla gerçekleşen ilerlemeye ayak uyduramamış ve
Yakınçağda hızlı bir gerileme yaşamıştır. XX. Yüzyılın başında ise çöküşle
karşı karşıya kalmıştır. Osmanlı Devletinin yaşadığı bu gerileme ve yıkılış
nedenlerini iç ve dış nedenler olarak ele almak mümkündür.
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 4
2.1. İç Nedenler Osmanlı Devleti'nin gerilemesine ve daha sonrada çöküşüne sebep
olarak gösterilen nedenlerin başında mülki idarenin ve ordu teşkilatının
bozulması, ilmiye sınıfının yetersiz kalması, adliye mekanizmasının çöküşü
ve ekonomik yapının bozulması gelmektedir.
Mülki İdarenin Bozulması: Osmanlı Devleti, eski Türk hâkimiyet
anlayışına göre, veraset usulüyle tahta geçen hükümdarlarca
yönetilmekteydi. Devletin başında Osmanlı hanedanına mensup bir
hükümdar bulunurdu. Hanedan üyelerinden kimin hükümdar olacağı ile
ilgili kesin çizgilerle belirlenmiş bir kural yoktu. Hükümdarın ölümünden
sonra hanedan üyelerinin her biri gücü ve nüfusu varsa, sonucuna katlanmak
şartıyla taht üzerinde hak iddia edebilir ve mücadelesinde başarılı olması
halinde iktidarı ele geçirirdi.
Daha sonra 1603 yılında tahta geçen I. Ahmet Döneminde bu usul
değiştirilerek yerine hanedanın en büyük erkeğinin tahta geçirilmesini
öngören, Ekberiyet sistemi getirildi. Bu sistem taht kavgalarını ve
dolayısıyla kardeşkanı dökülerek devletin iç bunalıma itilmesini önlemiştir.
Ancak iktidarı elde etmede sadece yaşın ölçü olması, şahsi yeteneklere
bakılmayışı, yetersiz hanedan üyelerinin de devletin başına geçmesine yol
açmıştır.
Ayrıca Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde uygulanan
şehzadelerin sancaklara gönderilmesi uygulaması kaldırılmış, şehzadelerin
sarayda tutulması, devleti yönetme alışkanlığından uzak, deneyimsiz
padişahların ülkeyi kötü yönetmelerine neden olmuştur. Devleti iyi
yönetemeyen, eğitimi yetersiz padişahların yönetime gelmesi de, yukarıdan
aşağıya doğru mülki idarenin tüm kademelerinde bozulmaya yol açmıştı.
Hükümdarlık müessesesindeki bu bozulma sonucunda liyakat usulü ortadan
kalkmış, yeteneksiz ve ehliyetsiz kişiler toplumda huzur ve mizamı
sağlamaktan çok huzursuzluk kaynağı olmaya başlamışlardır.
Ordu Teşkilâtının Bozulması: Osmanlı ordusu başlangıçta yaya ve
müsellemlerden (atlı) oluşan, savaş zamanlarında toplanan bir uç beyliği
ordusu niteliğindeydi. Devletin kurulmasından sonra yaşanan gelişmelere
paralel olarak ordu da yeniden teşkilâtlandırılmıştır. Devlet tam anlamıyla
kurulduğunda, Osmanlı Kara Ordusu Yeniçeri Ocağı (Kapıkulu) ve Tımarlı
Sipahiler olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır.
Devletin en güçlü olduğu dönemlerde, ordunun çoğunluğunu Tımarlı
Sipahiler oluşturmaktaydı. Ancak gerileme döneminden itibaren her iki
askeri birlikte çağın gerektirdiği yeniliklere ayak uyduramamış, bunun
sonucunda Osmanlı ordusu eski savaş gücünü yitirmiş, disiplinsiz, amirine
başkaldıran, yeniliklere tavır alan bir insan topluluğu görünümüne
bürünmüştür. Özellikle yeniçeri teşkilâtı düşmandan çok kendi yönetimini
ve halkını korkutan bir ordu haline dönüşmüştür.
Tımarlı Sipahi sisteminin bozulmasında ise, bu teşkilâtla doğrudan
ilgili olan dirlik denen toprak sisteminin bozulması etkili olmuştur. Bir
hizmet karşılığı verilen dirliklerin hakkı olanlarla değil de iltimasla rastgele
şahıslara verilmesi Tımarlı Sipahi sisteminin de bozulmasına yol açmıştır.
Bu durum alınan tüm önlemlere rağmen Tımarlı Sipahi sayısının hızla
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 5
azalmasına ve Yeniçeri Tımarlı Sipahi dengesinin Yeniçeriler lehine
bozulmasına neden olmuştur.
Preveze deniz zaferiyle Akdeniz’in en üstün gücü haline gelen
Osmanlı donanması ise 17. yüzyılda gerilemiştir. Avrupa’daki gemi
teknolojisine ayak uyduramayan Osmanlı donanması 19. yüzyılda büyük
ölçüde çökmüştür.
Kara ve deniz kuvvetlerinden oluşan Osmanlı ordusunun devletin
kuruluş dönemindeki gücünü devam ettirememesinin ve çöküntüye
uğramasının nedenlerini şu üç maddede özetlemek mümkündür:
• Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarındaki dinamizmini
sürdürememesi buna bağlı olarak Osmanlı ordusunun gelişen Avrupa
orduları karşısında yetersiz kalması
• Avrupa orduları ateşli silâhlarla donatılırken Osmanlı devletinin bu
konuda gerekli duyarlılığı gösterememesi. Yakın Çağda dışarıdan modern
silâh alma çabalarının da sonuçsuz kalması
• Gerileme döneminden itibaren uğranılan yenilgilerin orduda moral
çöküntüsü yaratması. Bu çöküntünün tedbir alınarak giderilmesi yerine
teşkilâtın ihmal edilmesi.
Bu sebeplerden dolayı çöküntüye uğrayan Yeniçeri Ocağı önce ıslah
edilmeye çalışılmış, III. Selim Döneminde Nizam-ı Cedid kurulmuştur.
Ancak bu çabalar Padişahın canına mal olunca Ocak, Vaka-yı Hayriye olayı
ile 1826’da II. Mahmut tarafından kaldırılmış ve yerine Asakir-i Mansure-i
Muhammediyye ordusu kurulmuştur.
İlmiye Teşkilatının Yetersiz Kalışı: Osmanlı ilmiye Teşkilatı XV.
ve XVI. yüzyıllarda çağdaşlarına göre oldukça ileri bir seviyedeydi. Fatih
döneminde Osmanlı Medreseleri, gerek eğitim kadrosu, gerekse program
bakımından çok zengindi. Yükselme devirlerinin devlet adamlarını ve devlet
kadrolarını yetiştiren Osmanlı İlmiye Teşkilatı, XVIII. ve XIX. yüzyıla
gelindiğinde çok farklı bir mahiyet almıştır. Zamanın şartlarına göre
Avrupa’daki ilmi gelişmeleri takip edemediği gibi pozitif bilimler
lüzumsuz ve faydasız görülerek medreselerden çıkarılmış ve sadece dini
ilimler verilmeye başlanmıştır.
Diğer taraftan önceleri eğitim çalışmalarını teşvik etmek amacıyla
çıkarılan “beşik ulemalığı” daha sonra suiistimal edilmiş ve gerekli eğitimi
almadan bu payeyi alan bilim adamları türemiştir. Zamanla bu kişilerden
dolayı medrese, ilimle uğraşmayan, siyasetle uğraşan bir yapıya
dönüşmüştür. Bu durum, medreseye hem itibarını hem de muhtariyetini
kaybettirip, onu siyasetin emrine sokmuştur. Müderrisler yani ulema sınıfı,
maddi ve siyasi menfaatler elde etmek için medreseyi vasıta olarak
kullanmışlardır. İlmi payeler kayırma ve rüşvetlerle elde edilmeye
başlanmış ve eski yapısını kaybeden medrese, kendisiyle birlikte devleti ve
toplumu da çöküşe sürüklemiştir.
Yakınçağda özellikle II. Mahmud döneminde eğitimle ilgili
reformlar yapılmaya çalışılmışsa da bu reformlar medresenin dışında
gerçekleşmiştir. Bu durum eğitimde birliği bozmuştur. Bir taraftan
medreseler eğitim faaliyetlerine devam ederken diğer taraftan batı tarzında
eğitim veren başka okullar eğitimini sürdürmüştür.
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 6
Adalet Sisteminin Çökmesi: Adalet kurumu, Osmanlı Devleti’nin
sınırlarının genişlemesinde büyük rol oynamıştır. Osmanlının adalet sistemi
ve anlayışı devletin güçlü olduğu dönemlerde, değişik toplumlar arasında
büyük ilgi uyandırmıştır. Bu dönemdeki adalet anlayışını, Kınalızade Ali
Efendi'nin Ahlak-i Alâi eserinde bulunan sekiz maddelik yöntem en güzel
şekilde açıklamıştır. Ancak, 19. yüzyılda adaletin yerini rüşvet, adam
kayırma ve menfaat almıştır. Adalet sisteminin çökmesi hukukun üstünlüğü
anlayışının yıkılması Osmanlı Devleti’ni hızla çöküntünün eşiğine getirmiş,
halkın adalete ve dolayısıyla devlete karşı olan güveni zayıflamıştır.
Ekonominin Bozulması: Osmanlı Devleti kuruluşundan itibaren
izlediği çok başarılı ekonomik politikalar sonucunda halkın refah düzeyini
artırmayı başarmıştı. Osmanlı toplumu bir refah toplumu haline gelmişti.
Buna rağmen aynı zamanda kanaat toplumu olan ve zaruri ihtiyaçlarından
fazlasını hayır hizmetlerine harcayan Osmanlı toplumu her türlü ihtiyaca
cevap veren vakıfları desteklemiş, bu sayede toplumda muhtaç insan
bırakılmamıştı. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun güçlü olduğu
dönemlerde sahip olduğu bu güçlü ekonomisinin zaman içerisinde
zayıfladığı görülmektedir. Ekonomik alanda çöküşün başlıca sebepleri
şunlardır:
• Başlangıçta Fransa’ya daha sonra diğer Avrupa devletlerine
verilen kapitülasyon denilen ticari imtiyazların Osmanlı Devleti aleyhinde
gelişme göstermesi.
• Batıdaki sanayii inkılabının Osmanlı Devleti’nde
gerçekleştirilememesi, sanayii ürünlerinin yerli Osmanlı el sanatlarını
ezmesi ve eritmesi
• Kaybedilen savaşlar sonucunda ganimet elde edilemediği gibi
ödenmek zorunda kalınan tazminatlar ve artan askeri giderler
• Dışarıdan alınan dış borçların ödenememesi sonucunda kurulan
düyunu Umumiye Teşkilatı’nın olumsuz etkileri
• Artan rüşvet ve su istimal olaylarını devlet adamlarının çözememeler
• Ekonomiyi yönlendirecek insan unsurunun yetiştirilmemesi
• Sömürgecilik hareketinin sonucunda İspanyolların güney
Amerika’dan getirdikleri altınlar yüzünden Avrupa’yı sarsan enflasyonun
Osmanlı devletini olumsuz etkilemesi
• Dirlik sisteminin bozulması yüzünden tarım faaliyetlerinin aksaması
ve devletin vergi kaybına uğramas
• Coğrafi keşifler sonucu dünya ticaret yollarının değişmesi ve
Osmanlı Devleti’nin daha önce elinde tuttuğu ticari avantajları kaybetmesi
2.2. Dış Nedenler
Coğrafi Keşifler: Ortaçağın sonları ile yeniçağın başlarında
Osmanlı Devleti karşısında pek bir varlık gösteremeyen Avrupa, coğrafi
keşiflerle beraber yepyeni bir dönemin içerisine girmiştir. Gemi
tekniğindeki gelişmeler sonucunda keşfedilen yeni topraklar ve yeni
coğrafyalar Avrupa insanının ufkunu açmış dünya görüşünü değiştirmiş ve
buralarda ele geçirdikleri zenginlik kaynaklarını ülkelerine taşımaya
başlamışlardır. Coğrafi keşifler sonucunda özellikle Ümit Burnunun ve
Amerika Kıtasının bulunması sonucunda açık denizlerden gelen servet
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 7
Avrupa’yı kısa zamanda zenginleştirip güçlendirirken, Doğu-Batı ticaretinin
yapıldığı İpek ve Baharat yolları önemini yitirmiştir. Özellikle Amerika
kıtasının keşfedilmesi, buradaki yeraltı zenginliklerinin Avrupa’ya
aktarılması Osmanlı’nın para düzenini bozmuştur. Avrupalı tüccarların,
Osmanlı Devleti’nin ürettiği hammaddeyi daha fazla gümüş para vererek
alması, o dönemdeki paranın değer kaybetmesine yol açmıştır. Ülkedeki
para bolluğu enflasyonu doğurmuştur. Bu da altın fiyatlarını yükseltmiş,
hayatı güçleştirmiş ve sanayiinin gelişmesini engellemiştir.
Reform ve Rönesans Hareketleri: Reform, kelime anlamı yeni
şekil vermek, ıslah etmek, yeniden düzenlemek demektir. Tarihsel anlamı
itibariyle ortaçağ Avrupa’sında din alanındaki muhalefet hareketidir. Bu
olayda kilisenin maddi ve manevi egemenliğine ve bunun sınır tanımaz
etkinliğine karşı oluşan dini-elit muhalefeti Martin Luther temsil etmiştir.
Luther, Katolik Kilisesinin dogmalarına karşı reform istiyordu. Bu
mücadelesindeki savunduğu düşünceler Protestan Kilisesini doğurdu.
Ortaçağlar boyunca kilise baskısı ve skolâstik görüşler yüzünden karanlık
bir devir yaşayan Avrupa reform hareketleri ile beraber bu baskıdan önemli
ölçüde kurtulmuştur.
Önce İtalya’da başlayıp giderek yayılan Rönesans kelime anlamı
olarak ‘yeniden doğuş’ demektir. Rönesans’ın Ortaçağ’a inat dinsel
konularda bile insanı merkez olarak almak, dünyayı, dünya gerçeklerini
değerlendirmek ve Eski Yunan sanatına dönmek, köklerini orada bulmak
gibi nitelikleri vardı. Latince önem kazandıkça eski eserler gün ışığına
çıkıyordu. Rönesans, Ortaçağ ile modern dünya arasında bir basamak oldu.
Avrupa toplumu bu dönemde yeni bir uyanış ve yükseliş hamlesi
başlatmıştır. Matbaanın yaygın bir şekilde kullanılmasıyla bilimsel düşünce
yaygınlaşmış ve pozitif bilimler hızla gelişmiştir. Bu bilimsel gelişmeler,
yeni tekniklerin üretilmesine sebep olmuş ve ait olduğu toplumlara büyük
güç kazandırmıştır. Buna karşın Osmanlı Devleti bu gelişmeleri pek ciddiye
almamıştır.
Sanayi Devrimi:1750'lerde James Watt’ ın buharlı makineyi keşfi
ile İngiltere'de ortaya çıkan Sanayi İnkılabı sonra, tüm Avrupa ve
Amerika'da yayıldı. Bu dönemde Batı Avrupa’da meydana gelen bilimsel ve
teknolojik gelişmeler neticesinde, buhar gücüyle çalışan makineler
endüstrinin birçok alanında kullanılmaya başlanmıştır. Bu süreçte üretim
tekniklerinde meydana gelen gelişmeler ve ilerlemeler Avrupa’yı hızla
zenginleştirmiştir. Büyük fabrikalarda yapılan üretim, mamul madde
miktarını arttırmış ve iç pazarlar bu üretimi tüketmeye yetmez olmuştur.
Üretim fazlasını ihraç etmek zorunda olan sanayileşmiş devletler
kendilerine yeni sömürge alanları aramaya başlamıştır. Avrupa sanayisinin
seri üretilen ve ucuza mal edilerek ihraç edilen malları karşısında, Osmanlı
sanayisinin el tezgâhlarına dayanan üretimi rekabet edememiştir. Bu
durumda yerli tüccar ve sanayici, geri teknoloji ve yüksek maliyet ve ağır
vergi şartları karşısında, daha fazla dayanamamış ve bir kısmı iflasa
sürüklenirken birçoğu da işletmelerini kapatmak zorunda kalmıştır.
Fransız İnkılâbı: 14 Temmuz 1789’da başlayan Fransız İnkılâbı
devlet ve toplum hayatında önemli değişikliklere neden olmuştur. İnsan ve
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 8
Vatandaş Hakları Bildirisi, bütün insanların özgür ve eşit olduklarını
bildirmekteydi.
Osmanlı Devleti 1789’da Fransız Devrimi başladığında, diğer
Avrupa devletlerinde olduğu gibi, gelişmelere Fransa’nın bir iç sorunu
olarak yaklaşmıştır. Osmanlı yöneticileri, İmparatorluk sınırları içinde
yaşayan Fransız vatandaşlarının coşkulu kutlamalarına da kayıtsız
kalmışlardır.
Ancak Devrimden sonra ortaya çıkan özellikle milliyetçilik
hareketleri Osmanlı Devleti için büyük bir sıkıntı kaynağı oldu. Çok uluslu
bir yapıya sahip olduğundan, ayrıca azınlıkların Hıristiyan kökenli
olmasından dolayı onları Osmanlı yapısı içinde tutmak çok zor oldu.
Nitekim bu ideolojiden öncelikle Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa’nın
ideolojik etkilerine en açık durumda olan ve Avrupa’nın arka bahçesi olarak
nitelendirilen Balkanlar coğrafyası etkilendi. Daha sonra da tüm Arap
coğrafyası bu sürece dâhil oldu.
Kapitülasyonlar: Kapitülasyon, yabancı bir devlet uyruğunun
oturduğu ve iş yaptığı ülkede, o ülkenin vatandaşlarına tanınmayan bazı
ayrıcalıklardan yaralanmasıdır. Bu ayrıcalıklar ticari, ekonomik, kültürel
v.b. olabilir.
Osmanlı Devleti’nin Kanuni döneminde Fransızlara verdiği
kapitülasyonlar ticari nitelik taşımaktadır. Buna göre Osmanlı Devleti’nin
de ticaret yapacak olan Fransız tüccarları on yıl vergi vermeyecekler,
malların değeri üzerinden %3 gümrük alınacak, Fransızlar arasında çıkacak
ticari anlaşmazlığa, anlaşmazlığın çıktığı yerdeki Fransız Konsolosu
bakacak, taraflardan biri Türk ise sorunu Osmanlı kadısı Fransız elçilinin bir
görevlisinin gözetiminde çözecektir. Kanuni’nin ölümünden sonra bu
ayrıcalıklar yenilenmiştir. Yenilenirken vergi muafiyeti süresiz olarak
uzatılmıştır.
Fransa’ya tanınan bu ayrıcalıklardan zamanla bütün Avrupa devletleri
yararlanmışlardır. Avrupa, Sanayi İnkılabı sonucundaki gelişmeler Batılılar
için, ucuz hammaddesi, kabalık nüfusu, kapitülasyonların kendilerine
sağladığı düşük gümrük gelirleriyle Osmanlı Devleti’ni cazip bir pazar
haline getirmiştir. Avrupa’da fabrikalarda üretilen mallar, Osmanlı pazarına
sürülünce, korumasız, zayıf Osmanlı sanayisi bunlarla rekabet edememiş ve
büyük darbe yemiştir. Kapitülasyonların zararlarını gören Osmanlı Devleti,
kapitülasyonları kaldırmak için çabalamışsa da bu yoldaki çabaları sonuç
vermemiştir. Türkiye ancak Lozan da kapitülasyonlardan kurtulabilmeyi
başarmış ve Türk Sanayiini korumayı gerçekleştirmiştir.
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 9
Özet
•Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi ile ilgili kavramlara kısaca bakıldığında bir grubun mevcut otoriteye karşı itaatsizliğiyle başlayan isyan şayet büyür ve yönetimi ele geçirme eylemine dönüşürse o zaman bu ihtilale olur. İhtilal başarıya ulaşır ve bunu gerçekleştirenler ülkeyi yeniden planlı bir şekilde düzenlemeye kalkarlarsa o zaman da inkılap gerçekleşmiş olur. Bu kavramların dışında Islahat bir kurumun aksayan yanlarını düzeltmeye yönelik faaliyettir. Rönesans İtalyada ortaya çıkan ve yeniden doğuşu ifade eden kavramdır. Hükümet Darbesi silahlı bir gücün yönetimi zorla ele geçirmesi iken Tekamül, doğal süreç içinde ortaya çıkan dönüşümdür.
• Osmanlı Devleti'nin yıkılış nedenlerini özetleyecek olursak: Osmanlı XVI. yüzyılda zirve noktasını yaşadıktan sonra devlet kurumları yavaş yavaş eski dinanizmini kaybetmeye başlamış ancak bunu farketmek yaklaşık yüz yılı bulmuştur. Özellikle mülki idarenin başında bulunan padişahlık makamının eski kabiliyetini kaybetmesiyle en tepede ortaya çıkan otorite boşluğu suistimallere ve devlet içinde entrikalara neden olmuş ve bu durum aşağıya doğru sirayet etmiştir. bunun yanında tımar sisteminin bozulması sonucunda sayıları azalan tımarlı sipahilere karşılık sayısı artan yeniçeriler ellerinde silah gücü bulunduğundan keyfi hareketlere başlayarak saray üzerindeki baskılarını ve müdahalelerini arttırmışlar, ve askerlik dışında hemen her şeyle ilgilenmişlerdir. bunun yanında eğitimin de eski kabiliyetini kaybetmesi her kurumda çöküntüye sebep olmuştur. Bunlara bağlı olarak ekonomi yapı iç ve dış gelişmeler neticesinde bozulacaktır. Osmanlı hemen her kurumda bir bozulma yaşadığı dönemde Avrupa gerçekleştirdiği Reform ve Rönesans ile bir kalkınma atağına girecek Coğrafi Keşifler ve Sanayi İnkılabı ile de dev bir ekonomiye dönüşecektir. Fransızİnkılabı ile ortaya çıkan eşitlik, özgürlük ve ulusçuluk fikirleri de bunlara eklenince ortaya çıkan büyük devletler artık Osmanlı için büyük bir tehdit olacak ve Avrupa'da yaşanan hemen her gelişme Osmanlı'nın kurumlarını daha da kötü bir şekilde etkileyerek, onların daha da hızlı çökmesine vesile olacaktır.
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 10
Ünite Değerlendirme
Soruları
1. Devletin emri altında bulunan silahlı bir kuvvetin yönetimi ele geçirmesi
olayına ne denir?
a) İsyan
b) Hükümet Darbesi
c) İhtilal
d) Evrim
e) İnkılâp
2. Geniş halk kitlelerinin katılımıyla meydana gelen, mevcut düzeni zor
kullanarak yıkan, yıkılan düzen yerine köklü değişikliklerle yeni bir düzen
kuran ve üç aşamadan oluşan harekete verilen isim nedir?
a) İnkılâp
b) İsyan
c) İhtilal
d) Evrim
e) Hükümet Darbesi
3. İnkılâbın ikinci safhası olan eylem aşması aşağıdakilerden hangisidir?
a) İnkılâp
b) İsyan
c) İhtilal
d) Evrim
e) Hükümet Darbesi
4. Osmanlı Devletinin çöküş sebepleri arasında yer alan aşağıdaki
nedenlerden hangisi diğerlerinden farklı alandadır?
a) Saray masraflarının artması
b) Medreselerin bozulması
c) Tımar sisteminin bozulması
d) Kapitülasyonların etkisi
e) Avrupa’da altın ve gümüşün bollaşması
5. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı’da Mülki idarenin bozulma sebepleri
arasında gösterilemez?
a) Tahta geçiş sisteminin değişmesi
b) Sancağa çıkma usulünün kalkması
c) Liyakat usulünün ortadan kalkması
d) Beşik ulemalığı sisteminin getirilmesi
e) Yeteneksiz padişahların iş başına gelmesi
6. XIX. yüzyılda Osmanlı sanayisinin çökmesine neden olan en etkili olay
aşağıdakilerden hangisidir?
a) Avrupa’da yaşanan coğrafi keşifler
b) Reform’un etkileri
c) Rönesans’ın etkileri
d) Avrupa’da artan altın ve gümüş
e) Osmanlı pazarına gelen bol ve ucuz Avrupa malları
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 11
7. Fransız İnkılâbının ortaya çıkardığı hangi özellik Osmanlı Devleti
açısından yıkıcı olmuştur?
a) Eşitlik fikirleri
b) Özgürlük fikirleri
c) Avrupa’da İhtilallara neden olması
d) Ulusçuluk fikirleri
e) Halk idaresine geçme fikri
8. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı’nın yıkılmasına neden olan iç
nedenlerden biridir?
a) Coğrafi Keşifler
b) İlmiye Teşkilatının Bozulması
c) Sanayi İnkılâbı
d) Kapitülasyonlar
e) Reform ve Rönesans
9. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı’nın yıkılmasına neden olan dış
nedenlerden biridir?
a) Mülki idarenin bozulması
b) Askeri sistemin bozulması
c) Adalet sisteminin çökmesi
d) Ekonominin bozulması
e) Milliyetçilik isyanlarının yaşanması
10. Avrupa’da meydana gelen Coğrafi Keşifler ve Sanayi İnkılabı gibi
gelişmeler Osmanlı’nın hangi yapısını derinden sarsmıştır?
a) Ekonominin yapısını
b) Askeri yapısını
c) Sosyal yapısını
d) İdarenin yapısını
e) Adalet yapısını
CEVAPLAR
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
b a c b d e d b e a
Kavramlar ve Osmanlı Devletinin Yıkılışı
Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 12
KAYNAKLAR
Doğan, O., (2011) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık,
Ankara
Turan, R., Safran, M. vd., (2011), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi,
Okutman Yayıncılık, Ankara
Komisyon, (2003), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Sezer, A.),
Siyasal Kitabevi, Ankara
Yalçın E.S., Turan M., vd., (2003), Türk İnkılab Tarihi ve Atatürk İlkeleri,
Siyasal Kitabevi, Ankara
Komisyon, (2009), İmparatorluktan Ulus Devlete Türk İnkılab Tarihi, (Ed.
Öztürk, C.), Pegem Akademi, Ankara
Yıldız Y., (2009), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Nobel Yayınları,
Ankara
YÖK, (1997), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Türk İnkılabının Hazırlık
Dönemi ve Türk İstiklal Savaşı, YÖK Yayınları, Ankara
Safa, P. (1996), Türk İnkılabına Bakışlar, Atatürk Araştırma Merkezi,
Ankara
Develioğlu F., (2003), Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın
Kitabevi, Ankara