Karfl›l›klar, Koflullu Borçlar ve Koflullu Varl›klar›n TMS 37 Standard ...
KARADENZTEKNKÜNVERSTES ......amac , Türkiye’ye göç etmeyerek Balkanlar yurt edinmi olan...
Transcript of KARADENZTEKNKÜNVERSTES ......amac , Türkiye’ye göç etmeyerek Balkanlar yurt edinmi olan...
KARADEN�Z TEKN�K ÜN�VERS�TES� * SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ
TAR�H ANAB�L�M DALI
TAR�H ROGRAMI
20. YÜZYILDA BALKAN TÜRKLER�N�N
S�YASAL VE TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMELER�
YÜKSEK L�SANS TEZ�
RECEP ÇEL�K
HAZ�RAN - 2006
TRABZON
KARADEN�Z TEKN�K ÜN�VERS�TES� * SOSYAL B�L�MLER ENST�TÜSÜ
TAR�H ANAB�L�M DALI
TAR�H PROGRAMI
20. YÜZYILDA BALKAN TÜRKLER�N�N
S�YASALVE TOPLUMSAL ÖRGÜTLENMELER�
RECEP ÇEL�K
Karadeniz Teknik Üniversitesi - Sosyal Bilimler Enstitüsü'nce
Bilim Uzman� (Sosyal)
Ünvan� Verilmesi �çin Kabul Edilen Tez'dir.
Tezin Enstitüye Verildi�i Tarih : 09. 06. 2006
Tezin Sözlü Savunma Tarihi : 11. 08. 2006
Tezin Dan��man� : Doç. Dr. Hikmet ÖKSÜZ
Jüri Üyesi : Yrd. Doç. Dr. Mehmet OKUR
Jüri Üyesi : Yrd. Doç. Dr. Ça�atay OKUTAN
Enstitü Müdürü : Prof. Dr. Osman PEHL�VAN
Haziran – 2006
TRABZON
III
0. SUNU�
00. Önsöz
Günümüz devletleri s�n�rlar� d���nda kalan soyda�lar�yla ilgilenmeyi ihmal
etmemektedir. Üç k�taya hakim olmu� bir devletin mirasç�s� olan Türkiye’nin de ba�ka
co�rafyalarda çok say�da soyda�� bulunmaktad�r. Bunlardan Balkanlar’da be� ülkede
Türkler yo�unlukla ya�amaktad�r. Türkiye’nin tarihi ve kültürel ba�lar�n�n ve etkile�imin
fevkalade s�k� oldu�u Balkanlar’da Türkler Romanya, Makedonya, Yunanistan,
Bulgaristan ve Kosova’da ya�amaktad�r. Yakla��k bir buçuk as�rd�r Balkanlar’dan
sürmekte olan Türk göçü ve bunun sonucunda Türkiye’nin nüfusunun yakla��k be�te
birinin Balkan kökenli olmas� Balkanlar’daki Türk nüfusunu ziyadesiyle azaltmaktad�r.
Türkiye’nin güvenli�i aç�s�ndan Balkanlar’da azalan Türk nüfus, Türkiye aç�s�ndan
güvenlik sorunu olu�turmaktad�r. Bu bak�mdan Türklerin te�kilatlanmalar� hem kendileri
aç�s�ndan hem de anavatan bildikleri Türkiye aç�s�ndan önem ta��maktad�r. Özellikle
az�nl�klar�n, ba�ka milletlerin aras�nda yok olup gitmemesi için uluslararas� hukukun
kendilerine tan�d��� haklar� bilmeleri ve bunlar�n uygulanmas�nda büyük gayret
göstermeleri gerekmektedir. Konunun s�n�rlar� içersinde, yukar�da say�lan be� ülke ba�l���
alt�nda Türklerin 20. yy’da kurmu� oldu�u te�kilatlar tespit edildi. Balkanlarla ilgili
yaz�lm�� bir çok kitap, birbirinin tekrar� say�labilecek çok say�da makale, sempozyum ile
paneller incelendi. Günümüze yak�n, özellikle Balkan Türklerinin dernekle�me
faaliyetlerindeki art�� dolay�s�yla bu derneklerden tespit edilebilenler isim olarak zikredildi
ve yay�nlar� takip edilmeye çal���ld�. Çal��ma sürem boyunca gösterdikleri ilgi, alaka ve
ho�görü dolay�s�yla dan��man hocam say�n Doç. Dr. Hikmet ÖKSÜZ’e, anabilim dal�
ba�kan�m�z say�n Prof. Dr. M. Alaaddin YALÇINKAYA’ya, ve say�n Yrd. Doç. Dr.
Necmettin ALKAN’a te�ekkürü bir borç bilirim. Eserin yaz�m�n�n tamam�n� üstlenen
Erdem ÇEL�K’e ve teknik detaylarla ilgilenen Ercan ÇEL�K’e ayr�ca te�ekkür ederim.
Trabzon, Haziran 2006 Recep ÇEL�K
IV
01. �çindekiler
Sayfa Nr.
0.SUNU�……………………………………………………………………………….….III
00. Önsöz……………………………………………………………….………….….....III
01. �çindekiler……………………………………………………………….…..………IV
02. Özet……………………………………………………………………….…….….VIII
03. Summary…………………………………………………………………………….IX
04. K�saltmalar Listesi…………………………………………………………………....X
G�R��…………………………………………………………………………………..…1-6
B�R�NC� BÖLÜM
1. ROMANYA………………………………………………………………………..…7-23
10. Romanya Türklerinin Nüfusu…………………………………………………….....10
11. Romanya Türklerinin Hukuki Statüleri…………………………………………..…12
12. Romanya Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri.……………………………………….....13
13. Romanya’da Siyasi Partiler........................................................................................15
130. Romanya Demokratik Türk Birli�i....................................................................15
131. Romanya Müslüman Tatar Türklerinin Demokratik Birli�i..............................17
14. Romanya Türklerinin Dernekleri...............................................................................18
140. Dobruca Tamimi Maarif Cemiyeti.....................................................................19
141. Mecidiye Müslüman Semineri(Seminar�) Mezunlar� Cemiyeti.........................19
142. Azaplar Maarif Cemiyeti....................................................................................19
143. Azaplar Tonguç Kültür Cemiyeti.......................................................................20
144. Tamim-i Maarif Cemiyeti..................................................................................20
145. Mülaz�mevvel Kaz�m Abdülhakim Kültür ve Spor Cemiyeti............................20
146. Seminar Talebe Cemiyeti...................................................................................21
V
147. Üniversiteli Türk Talebe Cemiyeti...................................................................21
148. Di�er Cemiyetler..............................................................................................21
�K�NC� BÖLÜM
2. MAKEDONYA.........................................................................................................23-39
20. Makedonya Türklerinin Nüfusu...............................................................................27
21. Makedonya Türklerinin Hukuksal Durumu..............................................................30
22. Makedonya Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri............................................................32
23. Makedonya Siyasi Partiler........................................................................................33
230. Türk Demokratik Partisi...................................................................................33
24. Makedonya’da Dernekler.........................................................................................37
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. YUNAN�STAN.........................................................................................................40-84
30. Yunanistan’�n Bat� Trakya Politikas� ve Az�nl�klara Bak�� Aç�s�............................43
31. Türk Kelimesine Getirilen Yasaklar.........................................................................47
32. Türkiye’nin Bat� Trakya Politikas�...........................................................................48
33. Bat� Trakya’da Müslümanl�k ve Türklük.................................................................49
34. Yunanistan’�n Türkiye ve Balkan Politikas�.............................................................50
35. Yunanistan’�n �ç Dinamikleri...................................................................................51
36. Yunanistan Türklerinin Nüfusu................................................................................52
37. Yunanistan Türklerinin Hukuki Statüsü...................................................................54
370. Az�nl�k Haklar�n� Garanti Eden Uluslararas� Anla�malar................................55
38. Yunanistan Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri.............................................................58
380. Yüzde 3’lük Seçim Baraj�.................................................................................61
381. Dr. Sad�k Ahmet...............................................................................................62
382. Sad�k Ahmet Sonras� Bat� Trakya Türkü’nün Siyasi Durumu.........................66
39. Yunanistan’da Türk Siyasi Partileri.........................................................................67
390. Dostluk-E�itlik ve Bar�� Partisi.........................................................................67
391. Bar�� Partisi.......................................................................................................70
310. Yunanistan’da Türk Dernekleri..............................................................................70
VI
3100. �skeçe Türk Birli�i..........................................................................................71
3101. Gümülcine Türk Gençler Birli�i.....................................................................73
3102. Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i............................................................74
3103. Vaaz ve �r�ad Heyeti.......................................................................................76
3104. Bat� Trakya Türk Az�nl��� Dan��ma Kurulu...................................................77
3105. �ttihad-� �slam Cemiyeti..................................................................................79
3106. �ntibah-� �slam Cemiyeti.................................................................................80
3107. Bat� Trakya Medrese Mezunu Müslüman Muallimler Birli�i........................80
3108. Bat� Trakya Az�nl��� Yüksek Tahsilliler Derne�i...........................................81
3109. Gümülcine Yoksul Türk Çocuklar�na Bak�m Birli�i......................................82
3110. Di�er Dernekler...............................................................................................82
3111. Birliklerin Kapat�lmas� ve Buna Gelen Tepkiler............................................83
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4. BULGAR�STAN.....................................................................................................85-130
40. Asimilasyon Kampanyas�.........................................................................................89
400. Türklerin Bulgarla�t�r�lmak �stenmesinin Nedenleri........................................89
401. Türklere Bulgar �simlerin Verilmesi ve Bulgaristan’�n Tutumu......................91
402. Asimilasyon Sürecinde Türkiye’nin Durumu...................................................93
403. Asimilasyon Kampanyas�na Gelen Uluslararas� Tepkiler................................94
41. Bulgaristan’da Demokratik Dönem..........................................................................95
42. Bulgaristan Türklerinin Nüfusu...............................................................................98
43. Bulgaristan Türklerinin Hukuksal Durumu............................................................101
430. �nsan Haklar�na �li�kin Uluslararas� Belgeler.................................................103
44. Bulgaristan Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri...........................................................106
45. Bulgaristan’da Türk Siyasi Partileri........................................................................107
450. Hak ve Özgürlükler Hareketi..........................................................................107
4500. HÖH’ün Kurulu�u................................................................................108
4501. HÖH’ün Mücadele Verdi�i Konular....................................................112
4502. HÖH’ün Ayr�l�kç� Parti Oldu�u �ddialar�.............................................113
4503. 1997 Seçimleri ve HÖH........................................................................116
4504. D�� Politikada HÖH..............................................................................116
VII
4505. 2001 Seçimleri ve HÖH........................................................................117
4506. Yerel Seçimlerde HÖH.........................................................................118
4507. 2005 Seçimleri ve HÖH........................................................................118
4508. BSP ve DGB’nin HÖH’e Bak�� Aç�s�..................................................119
451. Bulgaristan’da Di�er Partiler..........................................................................120
4510. Türk Demokratik Partisi.......................................................................120
4511. Demokratik De�i�imler Partisi.............................................................121
4512. Demokratik Adalet Partisi....................................................................122
46. Bulgaristan’da Türk Dernekleri..............................................................................123
460. Turan Te�kilat�................................................................................................123
461. Türk Ö�retmenler Birli�i................................................................................126
462. Dini �slam Müdafileri Cemiyeti......................................................................128
463. Alt�n Ordu.......................................................................................................128
464. Cemiyet-i Hayriye-i �slamiye.........................................................................128
465. Di�er Dernekler..............................................................................................129
466. Bulgaristan’da Yeni Dönemde Kurulan Türk Dernekleri..............................129
4660. Türk Dil ve Kültür Derne�i..................................................................129
BE��NC� BÖLÜM
5. KOSOVA..............................................................................................................131-143
50. Kosova Türklerinin Nüfusu....................................................................................137
51. Kosova Türklerinin Hukuki Statüleri.....................................................................138
52. Kosova’da Türk Siyasi Partileri.............................................................................140
520. Türk Demokratik Birli�i Partisi......................................................................140
521. Türk Halk Partisi.............................................................................................142
53. Kosova’da Türk Dernekleri....................................................................................142
530. Do�ru Yol.......................................................................................................142
6. SONUÇ.................................................................................................................144-147
YARARLANILAN KAYNAKLAR.....................................................................148-175
ÖZGEÇM��
VIII
02. Özet
20. yy’da Balkan Türklerinin siyasal te�kilatlanmalar�n� inceleyen bu tezin öncelikli
amac�, Türkiye’ye göç etmeyerek Balkanlar� yurt edinmi� olan Türklerin, varl�klar�n�
sürdürebilmelerinde ne �ekilde örgütlendiklerini tespit etmektir. Bu çerçevede Türklerin
dernekle�me ve özellikle 1990 sonras� partile�meleri incelendi. Romanya, Makedonya,
Yunanistan, Bulgaristan ve Kosova’da ya�ayan Türklerin bulundu�u bu ülkelerin siyasi
ya�am� ve bunun Türkler üzerindeki etkileri ile hukuksal durumlar�, az�nl�k haklar� ve
nüfus de�i�imleri konuya paralel bir �ekilde ele al�nd�. Balkan ülkeleri de 20. yy boyunca
komünizm, totalitarizm, fa�izm, krall�k, cumhuriyet, demokrasi gibi bir çok yönetim
�ekline sahne oldu. Türkler de bu yönetimlerin kanunlar�n� ve kurallar�n� ö�renip ona göre
te�kilatland�lar. Ancak her yeni gelen sisteme ve yönetim biçimine ayak uydurmakta
zorland�lar. Etkili te�kilatlanmalar�n�n yan�nda pasif kurulu�lara da sahip oldular. Bunun
yan�nda kendi içlerinde de bir tak�m ikilikler, anla�mazl�klar ve görü� ayr�l�klar�
ya�amalar�, Türklerin birlik ve beraberliklerinin önünde en büyük olumsuzluklar� oldu ve
ya�ad��� devletin i�ine yarad�. Çünkü Balkan ülkeleri, içlerinde güçlü Türk kurulu�lar�
olmas�n� istememi�ler ve buna da müsaade etmemi�lerdir. Balkan Türkleri özellikle
Atatürk döneminden bu yana Türkiye’deki soyda�lar�n�n geli�imlerini yak�ndan takip
etmi�ler, onlardan geri kalmamak için mücadele vermi�lerdir. Bu mücadelede Türklerin
ayd�n kesimi önemli rol oynan��t�r. Genelde köylü ve cahil olan Türk halk�, bu okumu�,
kültürlü insanlar�n sayesinde önünü görebilmi�tir. Ancak bu kesimin zaman zaman
ya�ad��� fikir ayr�l�klar�(ink�lapç�-muhafazakar gibi) Türklere fayda yerine zarar
getirmi�tir. Ça��m�zdaki Türk kurulu�lar�nda da ayn� durum yine devam etmektedir. Türk
te�kilatlar�n�n Türkiye ile yak�n ili�kileri vard�r. Türkiye de tarihi misyonu gere�i Balkan
Türkleriyle çok yak�n olmasa da bir alaka içerisindedir.
IX
03. Summary
The precedence aim of this thesis which researches political rationalizing of the
Balkans Turks in 20th century is, determining the form of organization for obtaining of
Turks who accepted the Balkans as motherland by not migrating to homeland Turkey. In
this frame, association and allegiancing especially after 1990 of Turks has been
investigated. The political life of the countries’ (Romania, Makedonia, Greece, Bulgaria
and Kosovo) which Turks living in and the effects on Turks of this political life and legal
positions, minority rights and popularity changes are investigated in paralel through the
subject.
The Balkans countries had been witnessed to the regimes like Communism,
totalitarianism, fascism, kingdom, republic, democracy through 20th century. And The
Turks rationalized after they had learned the rules of these governments. But they had been
sweated to fall in step with these new systems and governments. They had had passive
establishments near effective rationalizations. Moreover some dualities, disagreements and
dissidences had been the biggest negation on their union and togetherness and this serves
the countries they had been living. Because the Balkans’ countries certainly did not want
powerful Turk establishments inside their countries and did not give tolerance already. The
Balkans Turks followed up the development of consanguines in Turkey especially after
Ataturk period and campaigned for not to fall behind of them. In this campaign the Turks’
intelligentsia acted an important role. The rube and ignorant Turk people foresighted by the
help of these cultured people. But the disaccords of these people(revolutionary-rightist)
sometimes brings disadvantages other than advantages. The same situation still continues
in the Turk establishments in this century. Turk organizations has close relations with
Turkey.
X
04. K�saltmalar Listesi
a.g.e. : ad� geçen eser
a.g.m. : ad� geçen makale
a.g.r. : ad� geçen rapor
bkz. : bak�n�z
haz. : haz�rlayan
der. : derleyen
çev. : çeviren
ed. : editor
Yay. : yay�nlar�
ASAM : Avrasya Stratejik Ara�t�rma Merkezi
SAEMK : Stratejik Ara�t�rma Etütleri Milli Komitesi
ATAM : Atatürk Ara�t�rma Merkezi
OB�V : Ortado�u ve Balkan �ncelemeleri Vakf�
ISAR : The International Society for Astrological Research(Uluslararas� Astroloji
Ara�t�rmalar� Kurumu)
G�R��
Balkanlar 550 y�l Osmanl� hakimiyetinde kald�. Osmanl�’n�n gerileme ve çökü�
dönemlerinde S�rbistan 1829, Yunanistan 1830, Romanya 1878, Bosna-Hersek 1878,
Bulgaristan 1878, Arnavutluk 1912, Makedonya 1913 tarihinde kaybedildi. Bu süreçte
Türklerin Balkanlar’dan sürülme harekat� ba�lad�. 1878 Osmanl�-Rus sava�� sonras�
yüzbinlerce Türk Anadolu’ya göç etmek zorunda kald�. Sava�larda k�l�çtan geçirilen
Türkler, sava� sonras�nda bulundu�u ülkede çok zor �artlar alt�nda ya�amak zorunda
kald�lar. Ya asimile olacaklard� ya da göç edeceklerdi. Türkler, daha ziyade göçü tercih
etmi�tir. Göçler, Türkiye Cumhuriyeti zaman�nda da devam etti. Bulgaristan, Yugoslavya,
Romanya ile yap�lan göç anla�malar�yla buralardaki Türk nüfus, Türkiye’ye gelmeye
devam etti. Bunun yan�nda serbest göçmen olarak da sürekli Müslüman ve Türk göçü
devam etmi�tir. Balkanlar’da çe�itli unsurlar aras�nda bar�� ve uzla��y� sa�layan Osmanl�
Devleti sonras�nda kurulan devletler, hakimiyetlerindeki tüm Müslüman unsurlar� Türk
diye nitelediler ve bunlara tahammül gösteremediler. Balkanlar’da Türk yerle�mesinin
d���nda Bo�naklar, Arnavutlar, Pomak-Torbe�ler, bulunduklar� �artlar gere�i
Müslümanla�m�� toplumlard�r. Türkiye’nin Türkler d���nda bu Müslüman unsurlar
dolay�s�yla da Balkanlarla tarihi-kültürel ba�lar� güçlüdür. Günümüzde,Yunanistan’da
120 bin Makedonya’da 200 bin, Kosova’da 40-50 bin, Romanya’da 70-80 bin ve
Bulgaristan’da 900 bin Türk nüfus ya�amaktad�r. Türklerin do�urgan bir millet olmalar�,
bu say�lar�n�n azalmas�n� engellemektedir. Ancak Türkler Balkanlar’�n de�i�en �artlar�na
ra�men yine de son çare olarak Türkiye’ye göçü akl�ndan ç�karmamaktad�r. Örne�in
Bulgaristan’da demokrasi idaresi olmas�na ra�men kötü ekonomik ko�ullar Türkiye’ye
göçün sürmesine neden olmaktad�r.
Balkan Türklerinin bir ço�u Balkanlar’da b�rakt�klar�yla akrabal�k ba�lar�n�
sürdürmektedir. �li�kilerin kopmamas� Türkiye’de bir çok, geldikleri yerin ismiyle an�lan
(örne�in Makedonya Göçmenleri, Rumeli Türkleri) kültür ve yard�mla�ma derneklerinin
kurulmas�n� sa�lam��t�r. Bu derneklerle Balkan Türkleri, günümüz hukukunun
2
vazgeçilmez unsuru insan haklar� ve dolay�s�yla az�nl�k haklar�n� tam anlam�yla
gerçekle�tirebilmek amac�yla yak�n i�birli�i içersindedir.
Türkiye’de te�kilatlanan Balkan Türkleri’nin akrabalar�, Balkanlar’da Osmanl� sonras�
te�kilatland�lar m�? Te�kilatland�ysalar neden ve nas�l te�kilatland�lar? Bu te�kilatlar�n
durumu nas�ld�? ��te bu sorulara cevap bulabilmek amac�yla bu çal��ma yap�lm��t�r.
Bu tezde az�nl�k konusu i�lendi�inden az�nl�klarla ilgili “ulusal az�nl�k” ve “etnik
az�nl�k” kavramlar�n�n tespitinin, tezin ana temas� olan Türk az�nl���n konumunun
belirlenmesi bak�m�ndan yap�lmas� gerekmektedir. Ulusal az�nl�k yani milliyet(National
Minority), çok uluslu bir devletin içinde var olan, bir devletin d���ndaki bir ba�ka devlete
etnik olarak ba�l� olan bir ulusal topluluktur. Etnik az�nl�k ise bulundu�u devletin ve
hakim ulusun bir parças�d�r.
Bu çerçevede inceleyece�imiz Romanya, Makedonya, Yunanistan, Bulgaristan ve
Kosova’daki Türk az�nl���n konumlar�n� tespit etmek gerekmektedir. Romanya’da 1990
sonras� gelen demokrasi ve kabul edilen yeni Romen anayasas�yla az�nl�klara dil, din,
kültür ve etnik özelliklerini ifade etme ve koruma hakk�yla, dilini, dinini ö�renebilme, ana
dilleriyle e�itim yapabilme haklar� tan�nd�. Bununla birlikte Türkler de kendilerini
Romanya devletinin birer vatanda�� olarak kabul etmektedirler. Benzer �ekilde
Makedonya’n�n Yugoslavya’dan ba��ms�zl���n� kazanmas� ve demokrasi anlay���n�
benimsemesiyle kabul etti�i 1991 anayasas�, yurtta� hak ve özgürlükleri aç�s�ndan ve
az�nl�k haklar� bak�m�ndan liberal bir anayasa olma özelli�i ta��r. Ancak bu anayasaya
Türkler ve Arnavutlar itiraz etmektedirler. �tirazlar�n temelinde anayasan�n, Makedon
milletinin ulus devleti olarak kabul edilmesi gelmektedir. Burada Türklerin, ana devleti
oldu�undan dolay� Makedonya’n�n asli unsuru say�lmamaktad�r. Ancak Türkler, hukuksal
olarak tüm vatanda�l�k haklar�na sahiptir. Türkler, Makedonya devletine fiilen ba�l�
say�lmaktad�rlar, hukuken de�il. Yunanistan Türklerinin haklar� ise Lozan anla�mas� ile
garanti alt�na al�nd�. Bundan sonra Türkiye ile Yunanistan aras�nda 1926 Atina, 1930
Ankara, 1933 Ankara, 1951 Türk-Yunan Kültür ve 1968 Türk-Yunan Kültür Protokolü
anla�malar� imzalanarak az�nl�k haklar� yine garanti alt�na al�nm��t�r. Uluslararas� insan
haklar� anla�malar�na da imza koyan Yunanistan, böylece az�nl�k haklar�na sayg� duymay�
ve bunlar� uygulamay� da taahhüt etmi� oluyordu. 9 Haziran 1997 tarihinde kabul edilen
3
Yunan anayasas� da insan haklar�na sayg�l�modern bir anayasa görünümündedir. Örne�in
bu anayasada “Yunanistan topraklar�nda ya�ayan herkes milliyet, �rk veya dil, din ve
siyasi inanç fark� gözetmeksizin hayat, �eref ve özgürlü�ünün tam olarak korunmas�
hakk�na sahiptir.” Nitekim Türk az�nl�k da Türk kimli�inden taviz vermeden kendisini
Yunan vatanda�� kabul etmektedir. Ka��t üzerinde gerek uluslararas� gerekse iç hukuk
düzenlemelerini kabul etmi� olan Yunanistan, bunlar�n uygulamas�na s�ra gelince son
derece zay�f kalmakta, ba�l� bulundu�u AB’den tepki çekmektedir. Bulgaristan’da ise
Bulgaristan Türklerinin statüsünü tespit eden en eski anla�ma Berlin Anla�mas�’d�r.
Bulgaristan, 1908 y�l�na kadar Osmanl�ya ba�l�, vergi veren bir devlet olarak kald�. 19
Nisan 1909 �stanbul Protokolü ile Bulgaristan’�n ba��ms�zl��� resmen tan�nd�. Ayn� tarihte
Müslüman Türk cemaatin haklar� ve vak�f mallar�yla alakal� bir de ek sözle�me imzaland�.
Bundan sonra Türk az�nl���n hukukunu tespit eden anla�malar s�ras�yla 29 Eylül 1913’de
�stanbul Bar�� Anla�mas� ve Ek Sözle�mesi, I. Dünya sava��n�n bitiminde müttefiklerle
Bulgaristan aras�nda 27 Kas�m 1919’da Türk az�nl���n statüsünü belirleyen Neuilly
Anla�mas�, Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Türkiye ile Bulgaristan aras�nda 18
Ekim 1925 tarihinde imzalanan Dostluk Anla�mas� ve Türkiye’nin taraf olmad��� 10
�ubat 1947 tarihli Paris Bar�� Anla�mas�’d�r. I. Dünya sava�� sonras� yap�lan ikili ve çok
tarafl� anla�malar az�nl�klar ve az�nl�klar�n korunmas�yla ilgiliydi. II. Dünya sava��
sonras� yap�lan anla�malarda ise az�nl�klar yerine insan haklar� kavram� yayg�nl�k
kazanm��t�r. Bu dönemde insan hak ve hürriyetlerine kasteden, onlar� yok etmek için
bask� ve zulüm yapan ülkeleri engellemek ve anla�malar�n yetersiz kald��� yerlerde bu
bo�lu�u doldurmak amac�yla bir dizi uluslararas� sözle�me imzalanm��t�r. Bulgaristan
bunlar�n birço�una taraft�r. Bulgaristan Türkleri bu anla�malar çerçevesinde ya�am�n�
sürdürmek istemi�, ancak Bulgar komünist yönetimi buna imkan sa�lamam��t�r. Ancak
di�er Do�u Blo�u ülkelerinde oldu�u gibi Bulgaristan’a gelen demokrasi yönetimiyle
Türkler de az�nl�k haklar�na kavu�mu�turlar. Türklerin tek temsilcisi say�labilecek Hak ve
Özgürlük Hareketi önderli�inde Bulgar siyasal ya�am�na kat�lan Türklerin, ulusal az�nl�k
ile etnik az�nl�k olma aras�nda iyi bir denge kurmu� oldu�u gözükmektedir. Son olarak
Kosova Türklerinin durumuna bakt���m�zda ise Yugoslavya, Kosova Özerk Bölgesi için
ilk hukuki düzenlemeyi 1948’de “S�rbistan Halk Cumhuriyetinde Kosova-Metohija Özerk
Eyaleti’nin Tüzü�ü” �eklinde yapt�. Tüzükte, Kosova milletlerinin hak e�itli�i ile kendi
dilinde konu�ma hakk� oldu�u belirtiliyordu. 1974 tarihli Kosova Sosyalist Özerk Bölgesi
anayasas�nda ise Türk az�nl�k tam anlam�yla Kosova’n�n di�er halklar�yla e�it statüde ve
4
kurucu unsuru kabul edildi ve Türkçe, di�er dillerle birlikte hak e�itli�ine kavu�tu. Ancak
Yugoslavya’da Slobodan Miloseviç’in iktidar� ele geçirmesiyle Kosova’n�n özerk
statüsüne son verildi. Kosova’n�n %90’�n� olu�turan Arnavutlar ise bunun üzerine
1991’de ba��ms�zl���n� ilan etti. Kosova’da S�rp ve Arnavut yönetiminden olu�an defacto,
çift ba�l� durum, 1999’daki Kosova sava��na dek sürdü. Bundan sonra BM öncülü�ünde
kurulan Kosova yönetiminin misyonu ise bölgede etnik gruplar aras�nda ho� görüye
dayal� çok uluslu, çok kültürlü, çok dinli bir toplum ve idare olu�turmak olmu�tur. Ancak
gelinen bu noktada bu amaçtan uzak olundu�u görünmektedir. Kosova’n�n nihai
statüsünün ne olaca�� ise belirsizli�ini korumaktad�r.
Konunun ele al�nmas�nda Yunanistan k�sm�nda özellikle Türkiye’de ya�ayan Bat�
Trakya Türklerinin öncülü�ünde ç�kan “Yeni Bat� Trakya Dergisi”, “Bat� Trakya’n�n
Sesi” gibi Bat� Trakya Türklerinin sorunlar�n� incelemeyi, bunlara sorun çözüm getirmeyi
amaç edinen dergiler incelendi. Ancak bunlar�n tüm say�lar�na ula�mak mümkün olmad�.
Zaman zaman hamasi dü�ünceler dile getirilmi� olsa da Bat� Trakya Türk toplumunun
içinden gelen ki�ilerin ç�kard��� bu dergiler, Yunanistan k�sm�nda oldukça faydal� oldu.
Bu yay�nlarda ba�ta Sad�k Ahmet olmak üzere Bat� Trakya Türklerinin temsil sorunu
ayr�nt�l� bir �ekilde i�lenmektedir. Yine ba�ta müftülük sorunu olmak üzere Türk az�nl���n
maruz kald��� insan haklar� ihlalleri ele al�nmaktad�r. Bunun yan�nda Bat� Trakya ileri
gelenlerinin, “Uluslararas� Bat� Trakya Paneli”, “Dünü-Bugünü-Gelece�i ile Bat� Trakya
Türklü�ü” gibi sempozyumlarla genel durum de�erlendirmeleri konunun özüne vak�f
olmada yararl� oldu. Çe�itli dergi ve makaleler de yine ayn� tespitleri yaparak katk�da
bulunmaktad�r. Ancak bunlar tez konusunun özünden uzak çal��malard�r. “Bat� Trakya
Dayan��ma Derne�inden Tarihe Bir Not” isimli eser, Bat� Trakya’da Türk kurulu�lar�n�
toplu halde vermesi bak�m�ndan oldukça yararl� oldu. Bulgaristan konusunda Bilal
�im�ir’in Bulgar siyasal ya�am�n�, Türk göçlerini ve derneklerini incelemesi, Nurcan
Özgür’ün “Etnik Sorunlar�n Çözümünde Hak ve Özgürlükler Hareketi” adl� eserini
Bulgar kaynaklar�na göre ele almas�, Bulgaristan Türk siyasi ya�aman�n incelenmesinde
önemli katk�da bulundu. Ömer Turan’�n Balkanlar üzerine kaleme ald��� makaleleri,
Balkan Türklerinin siyasal, sosyal, kültürel durumlar�n� genel olarak incelemektedir.
Alexandre Popoviç’in “Balkanlar’da �slam” eseri tüm Balkan ülkelerinde Müslümanlar�n
siyasi te�ekküllerini, derneklerini, dini durumlar�n� ve Balkan milletleri aras�ndaki ve
bunlar�n bulundu�u devletle olan ili�kilerini tespit etmesi, M. Türker Acaro�lu’nun
5
“Bulgaristan Türkleri Üzerine Ara�t�rmalar”, Osman Keskio�lu’nun “Bulgaristan’da
Türkler” isimli eserleri ile Hüseyin Memi�o�lu’nun Bulgaristan Türk az�nl��� üzerine
ara�t�rmalar� Bulgaristan bölümünün yaz�lmas�nda faydal� oldu.
Avrasya Stratejik Ara�t�rma Merkezi ile Stratejik Ara�t�rma ve Etüdler Milli
Komitesi’nin yay�nlad��� eserler ve bunlardaki makaleler, tüm Balkan ülkelerini kapsay�c�
mahiyette ara�t�rma eserleridir. Ancak Türklerin te�kilat yap�lar�ndan ayr�nt�l� olarak
bahsetmemektedirler.
Bulgaristan ve Yunanistan bahsinde “Ay�n Tarihi” de taranarak konuyla alakal�
bölümler içersinde de�erlendirildi. Ay�n Tarihi, olaylar�n tespitinde faydal� bir ar�iv
kayna�� oldu. Bask�n Oran’�n “Türk-Yunan ili�kilerinde Bat� Trakya Sorunu” kitab�
yay�nland��� tarih itibariyle Bat� Trakya sorununun ortaya ç�k���n� ve nedenlerini
ayd�nlatmakta, Türk dernekleriyle ilgili bilgiler vermektedir. Ali Aksu’nun “Romanya
Müslüman Türklerinin Dünü Bugünü” ile Müstecip Ülküsal’l�n “Dobruca ve Türkler” adl�
eserleri Romanya Türklerinin dernek ve partile�me hareketlerinden bahsetmektedirler.
Makedonya ve Kosova ile ilgili makaleler, bu iki bölge ç�k��l� insanlar�n durum tespiti
yapmas�yla alakal�d�r. Dernek ve partilerin isimleri verilmekte, k�sa aç�klamalar
yap�lmaktad�r. “Balkanlarda Türk Kültürünün Dünü Bugünü Yar�n� Uluslararas�
Sempozyumu” yine toplu halde Balkan Türklerinin durumlar�n� anlatmaktad�r.
Ayr�ca Kemal H. Karpat’�n “Balkanlar’da Osmanl� Miras� ve Ulusçuluk” adl� eseri,
Balkan milletlerinin geçmi� ve günümüz ya�ant�lar� aras�nda ba� kuran ve Balkan
milletlerinin olu�umu üzerinde Osmanl� etkisini ara�t�rmas� bak�m�ndan, Georges
Castellan’�n “Balkanlar’�n Tarihi” adl� eseri yine Balkan milletleri üzerinde Osmanl�
etkisini ve bunlar�n 20. yy’daki çat��malar�n� konu edinen kitaplar olarak ayr�ca zikr
edilmesi gerekenlerdendir.
Bu tezin ula�mak istedi�i amaç, 20. yy’da Balkanlar’da ya�ayan Türklerin siyasi
yönden nas�l te�kilatland�klar�, bu te�kilatlar�n isimleri ve olabildi�ince bunlarla alakal�
bilgiler vererek bu Türk te�kilatlar�n� toplu halde sunmakt�r.
6
Tezin ele al�n���nda be� Balkan ülkesi incelendi. Esasen bu be� ülkede Türk nüfus
yo�unlukla ya�amaktad�r. Tezin konusu, Balkan Türklerinin siyasal te�kilatlanmalar� olsa
da konuya bir giri� yapabilmek aç�s�ndan her ülkede Türklerin 19. yy’l�n sonu ile 20. yy
boyunca genel durumlar�yla ilgili bilgiler verildi. Ard�ndan Türklerin nüfus yap�lar�
incelendi. Nerede, ne kadar Türk nüfusun ya�ad��� ve bunun zaman içindeki de�i�iminin
nas�l oldu�u tespit edildi. Daha sonra az�nl�k konumunda kalm�� olan Türklerin hukuksal
durumu hangi anla�malarla garanti edildi?, az�nl�k haklar� nelerdir?, bunlar tespit edildi.
Son olarak Balkan Türklerinin, ya�ad��� ülkede siyasi ya�ama kat�l�m� ne ölçüdedir?,
hangi parti ve dernekleri kurmu�tur?, mücadele yöntemleri nelerdir?, tüm bunlar
incelenmi�tir.
Bu eser, bu yönde yap�lacak çal��malara yol gösterdi�i ve katk� sa�lad��� ölçüde
amac�na ula�m�� say�lacakt�r.
B�R�NC� BÖLÜM
1. ROMANYA
19.yüzy�l�n sonunda Romanya’n�n Osmanl� hakimiyetinden ç�kt�ktan sonra burada
kalan evlad� fatihhan�n durumlar� hakk�nda elde hemen hemen hiçbir bilgi yoktur.1 20.
yy’l�n ba��ndan kominizm dönemine kadarki durum da ise, Müslüman Tatar-Türk
nüfusunun Türkiye’ye göçleri ve bo�att�klar� yerleri Rumen ahalinin doldurmas� ve daha
da önemlisi Tatar-Türk ahalinin geleneksel yap�s�n�n da bozulmas�n� sayabiliriz. Bu
göçler mütemadiyen devam etti.2 Yine bu dönemde Müslüman ahalinin sosyo-kültürel
bak�m�ndan geri oldu�u görülür. Bu durumda, ilme önem verilmemesi, siyasi, sosyal
kurumlardan yoksun olunmas�, hurafelerle yo�ru�an din adamlar�n�n etkisinde kal�nmas�
etkili oldu.3
Krall�k rejimi zaman�nda Türklerle Rumen hükümeti dostça ili�kiler içinde oldu.
Hükümet, Türklere ola�anüstü güven besledi. Türkler ve Tatarlar kendi öz dillerinde
serbestçe okuyup yazd�lar ve Rumenlerle iç içe ya�ad�lar. Bu dönemde Türk az�nl�k,
kendi gazete, dergi ve bas�n evlerine sahip oldular.4
Romanya’da II. Dünya Sava�� sonras� Sovyet etki alan�na giren ülkelerden biri oldu.
Romanya’da kominizim dönemi sürekli Rusya endeksli de sürmedi. Bu süreci Stalince
dönem(1945-60), Stalin aleyhtar� dönem (1960-64), özerk ve ba��ms�zla�ma dönemi
(1965-70) ve son olarak Çavu�esku dönemi (1970-89) diye ay�rabiliriz.5 Yeni rejim,
Rumen milletinin yan�nda ülkedeki az�nl�klar�n da durumu yak�ndan takip etti. Hükümetle
az�nl�klar aras�nda dayan��may� ve birli�i sa�lamak için hükümet ve az�nl�klar bakan�,
1 Ali Aksu, Romanya Türklerinin Dünü-Bugünü, Türk ��Adamlar� Derne�i Yay, Köstence, 2003, s.150.2 Aleksandre Popoviç, Balkanlarda �slam, çev., Komisyon, �nsan Yay, �stanbul, 1995, s.154.3 Aksu, a.g.e., s.150-151.4Müstecip Ülküsal, Dobruca ve Türkler, Türk Kültürünü Ara�t�rma Enstitüsü Yay, Ankara, 1966, s.172.5 Popoviç, a.g.e., s.155-156.
8
az�nl�klar temsilcileriyle kar��l�kl� isti�are ederek ve isteklerini dinleyerek bunlar�n kabul
edilece�ini taahhüt ettiler ve hükümetle az�nl�klar aras�nda bir anla�ma imzalad�lar.
Bundan sonra Türk temsilcileri de Rumen hükümetinin gösterdi�i bu yak�nl��a ve
teveccühe kar�� yeni rejime güven ve sadakat beslediklerini bildirdiler. Ayr�ca Türk
az�nl�k, ülkenin tek siyasal temsiliyetini uhdesinde bulunduran F.R.N’ye kaydolarak
devlet ve millet için çal��acaklar�n� bildirdiler.6
Komünist rejimin ruhuna i�lemi�, özünde olan bask�c�, özgürlükleri k�s�tlay�c� anlay���
elbette ki Müslüman Türk az�nl��� da rahat b�rakamayacakt�. Türk ve Tatar okullar�
kapat�ld�. Önemli bir e�itim kurumu olan Mecidiye Müslüman Seminar�’nin faaliyetine
son verildi ve Türkçe yay�m yasakland�. Bunun yan�nda Müslümanlara yap�lan bu haks�z
uygulamalar �slam dünyas�n�n tepkisini çeker endi�esiyle bir dizi önlemler al�nd�.
Bükre�’te 1976’da “Muslims in Romania, Past and Present” adl� propaganda kitab� ve
“�slam” adl� bir Müslüman dergisi yay�nland�.7 Komünist sistem, etnik az�nl�klar� kolayca
yutabilmek için milletleri kabilelere, boylara parçalar, aralar�ndaki duygu ve dü�ünce
birli�ini yok eder. Nitekim ayn� kökenden gelen yaln�z boy isimleri farkl� Türk ve Tatar
topluluklar�n� da Romanya komünizmi bölmü�, aralar�nda ikililik ç�karm��t�r.8
Romanya’daki K�r�m as�ll� Türkleri ve Anadolu as�ll� Türkleri bu �ekilde birbirinden
ay�rarak iki toplum aras�nda günümüze de�in sürecek olan ayr�l�k tohumlar�n� ekmi�tir.
Yukar�da belirtti�imiz komünizm dönemindeki sorunlara ra�men Türk-Romen
dostlu�undan bahsetmek kayda de�erdir. Romen-Türk dostlu�u tarihidir. Temelleri uzun
bir geçmi�e dayan�r. Müslüman-Türk az�nl�k ya�ad��� ülkenin birlik ve beraberli�ine her
zaman sad�k oldu ve bu sadakat ve uyumluluk Türkiye-Romanya dostlu�unda köprü
vazifesi gördü. Bu sebepledir ki di�er Balkan ülkelerinde görülen Türk dü�manl���
Romanya’da yoktur.9
6 Ülküsal, a.g.e., s.172-173.7 Popoviç, a.g.e., s.157.8 Ülküsal, a.g.e., s.232.9 Osman Horata , “Romanya Türkleri”, Yeni Türkiye, c.II, say�:16(Temmuz- A�ustos 1997), s.1865. 19. yyda Macar, Leh ve Rus yay�lmac�l��� kar��s�nda Osmanl�larla anla�an Romenler, bu sayede Slavlar aras�ndaLatin adas� olarak kalabildiklerini söylerler. Horata, a.g.m., s.1865.
9
Müslüman Türk az�nl���n di�er az�nl�klardan Macarlar, Bulgarlar, Ruslar gibi
irredentist amaçlar� olmam��t�r. Bu yön, Romenlerce Türklerin sevilip say�lmalar�n�
sa�layan önemli bir unsur oldu.10
Komünizm döneminde yine Türk kültür ve spor dernekleri ortadan kald�r�ld�. Yerlerine
piyoner, komsomol, komünist gençlik te�kilatlar� kuruldu. Bu te�kilatlarda Türklerin
milli, dini hisleri yok edilmekteydi. Zengin fakir ayr�m� yap�lmakta, s�n�f farkl�l�klar�
vurgulanmaktayd�. Bu da Müslüman Türkleri manen çöküntüye u�ratmaktayd�.11 1940’da
Romen hükümetinin az�nl�klar bakan�, Türklerin Romen halk� aras�nda son derece uyumlu
bir ya�ant� sürdürdü�ünü, Türklerin sanki toz olup uçtu�unu söyleyerek vurgulam��t�r.12
29 Aral�k 1989’ da Romanya’ da gerçekle�en ihtilalden sonra demokrasiye geçildi.
Roman-Türk dostlu�u eskiden oldu�u gibi bu dönemde de devam etti. Romanya’daki
az�nl�klardan kendi te�kilatlar�n� kuran ilk topluluk Türkler oldu. Sosyalist rejim
y�k�ld�ktan sonra bu ülkeyi ziyaret eden ikinci cumhurba�kan� Eylül 1991’de Turgut
Özal oldu ve bir de Türkiye ile Romanya aras�nda Dostluk ve ��birli�i anla�mas�
imzaland�. Türkiye, Romanya’n�n Nato’ya üyeli�ine de destek verdi. Bu unsurlar Romen-
Türk dostlu�unun geli�mesine yine katk� da bulunan etkenler oldu.13
Romen Kültür Bakanl���’n�n katk�lar�yla Türk kültürü geli�imini sürdürmektedir.
Bugün Türk az�nl���n iki gazetesi ç�kmaktad�r. Bunlar, “Romanya Türkleri Demokratik
Birli�i”nin ç�kard��� Hakses ve “Romanya Tatar-Türk Müslümanlar� Demokratik
Birli�i”nin ç�kard��� Karadeniz gazeteleridir. Romanya’da “Atatürk Gençler Te�kilat�” da
“Genç Nesil” adl� bir gazete ç�karmaktad�r. Ticaret hacmi bak�m�ndan da Romen-Türk
ili�kileri ileri düzeydedir. Ocak 2003 y�l� itibariyle Romanya’da toplam sermayesi 227
milyon dolara ula�an 8025 tescilli Türk firmas� bulunmaktad�r. Romanya’dan yap�lan
do�rudan yabanc� yat�r�mlar içinde Türkiye 10. s�rada, firma say�s� bak�m�ndan ise 4.
10 Ülküsal, a.g.e., s.179.11 a.g.e., s.238.12 a.g.e., s.179. Romen kültür adam� ve hükümdar� Dimitri Cantemir’ in Türkler hakk�nda “E�sizmisafirperverlikleri dünya milletlerine örnek te�kil etmektedir” diyerek, Türklere ne kadar önemverdiklerini ortaya koymu�tur.13 Necdet B. Sivasl�, “ Romanya’da Türk Az�nl��� Özgürce Ya��yor”, Yeni Bat� Trakya, say�:147(Ocak-�ubat 1998), s.48; �lhan Uzgel, “Balkanlarla �li�kiler”, Türk D�� Politikas�(1980-2001), ed., Bask�n Oran,c.II, �leti�im Yay, �stanbul, 2001, s.507.
10
s�rada yer almaktad�r. Türk �� Birli�i ve Kalk�nma �daresi Ba�kanl���’n�n geni� ölçüde
Romanya’da faaliyetleri mevcuttur.14
10. Romanya Türklerinin Nüfusu
1877-78 Osmanl� Rus Harbi 19. yy’l�n sonunda Balkanlar’dan Anadolu’ya kitleler
halinde göçün ba�lang�c�, bir dönüm noktas� oldu.15 Dobruca bölgesinin ahalisi, 19.yy’l�n
sonu 20. yy’l�n ba�� ezici bir ço�unlukla Tatarlardan ve Türklerden olu�maktayd�. Tatarlar
25-30 bin civar�nda, Türkler ise 20-25 bin civar�ndayd�lar. Ço�u yoksuldu ve genelde
k�rsal kesimde oturuyorlard�(Tatarlar�n 10’da 9’u Türklerin ise 3’te 2’si). Çok az bir
k�sm�n� olu�turan entelektüel kesim ise kentlerde ya��yordu. Balkan sava�lar�n�n sonunda
Güney Dobruca’y� Bulgaristan, Romanya’ya b�rakt�. Buradaki Türk nüfusun Bulgar
istatistiklerine göre say�s� ise 1910 y�l� itibariyle 117.622’dir.16
Dobruca ve çevresinin nüfusunun(1919 ile 1940 aras�nda Bulgaristan’�n
hakimiyetindedir) tam say�s� bilinmemekle birlikte %80’i Türk %20si Tatar olmak üzere
200 binden biraz a�a��d�r. Al. P. Arbore, 1928 Temmuzundaki resmi say�m sonuçlar�na
göre Dobruca’da toplam 756.047 ki�inin 171.298’nin Müslüman Türk-Tatarlardan
olu�tu�unu söylemektedir.17 Dobruca’n�n 1956, 1966 ve 1977 y�llar�ndaki nüfusuna
bakt���m�zda ise; 1956’da Türkler 14.329, Tatarlar 20.469, 1966’da Türkler18.040,
Tatarlar 22.151, 1977’de ise Türkler 23.303, Tatarlar 23.107’dir. Bu rakamlara göre Türk-
Tatar toplam nüfusu 50 bini ancak zorlamaktad�r. Türk-Tatar ayr�m� yap�lmakla birlikte
pek çok Tatar ayd�n�n�n kendisini Türk olarak gösterdi�ini belirtmek gerekir.18
14 Horata, a.g.m., s.159; (http:// www.tika.gov.tr/ Dosyalar/Romanya.doc)15 Büyük nüfus hareketleri 93 Harbi sonras� ya�and��� için Balkan Türklerinin nüfuslar� genelde bu tarihtensonras� esas al�narak tespit edilmeye çal���ld�.16 Popoviç, a.g.e., s.126-129; Bilal �im�ir, Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yay, Ankara, 1986, s.51-52. Ancakverilen say�lar aras�nda tutars�zl�k var. Popoviç, tüm Dobruca’da 55-60 bin nüfustan bahsederken �im�irsadece güneyinde 100 bin’in üzerinde bir rakamdan söz ediyor.17 Popoviç, a.g.e., s.144. Horata 1920’lerde Dobruca’da 250 bin civar�nda bir nüfustan bahsetmektedir.Horata, a.g.m., s.1862; Romanya’daki Tatar Türkleri kendilerini Tat, Keriç-Çongar ve Nogay olmak üzereüçe ay�rmaktad�r. Osman Horata, “Kuzey ve Bat� Türklü�ünün Kesi�me Noktas�nda Küçük Bir TürkToplulu�u: Romanya Türkleri”, der., Erhan Türbedar, Balkan Türkleri Balkanlarda Türk Varl���, ASAM,Ankara, 2003, s.157.18 Horata, a.g.m., s.156.
11
Müslüman Türk-Tatar nüfus ço�unlukla Dobruca bölgesi ba�ta olmak üzere Köstence,
Tulça, Braila, Galati ve ba�kent Bükre�’te sakindir. 1992 nüfus say�mlar�na göre
Romanya’da 54.582 Türk-Tatar nüfus ya�amaktad�r. Bunlar�n 29.533’ü Anadolu Türkü,
27.649’u Tatar Türküdür. Bu say� oran olarak da Romanya nüfusunun % 0,2’sine tekabül
etmektedir.19
2002 y�l nüfus say�m�nda Türk Birli�i ba�kan� �brahim Nureddin ile yap�lan
görü�mede resmi kay�tlara göre 32.956 Türk ve 24.157 Tatar Türkü olmak üzere toplam
57.113 Müslüman Türk-Tatar nüfus Romanya’da ya�amaktad�r. Ancak Birlik
temsilcilikleri rakamlar�n gerçe�i yans�tmad���n�, nüfusun en az 80 bin civar�nda
oldu�unu belirtmektedirler.20 Bu verilen resmi ve gayri resmi rakamlardaki tutars�zl�k
�undan kaynaklanmaktad�r. Nüfus say�m�na kat�lan görevliler Romenlerle evlenen
ailelere gidememektedirler. Türklerle Romenlerin evlilikleri sonucu Türk nüfus asimile
olmaktad�r. Anne veya babas� Romen olan binlerce ki�i vard�r.21
Romanya’ya giri� bölümünde yapay bir Tatar-Türk ayr�m�ndan bahsedilmi�ti. Ancak
iki toplulu�un Türk veya Tatar olmalar� kendileri için çok fazla bir �ey ifade
etmemektedir. Soruldu�unda Türk veya Tatar demekten ziyade Müslüman’�m diye cevap
verilmektedirler. Ancak �imdiki nesil kültürel de�erlerini koruyup kollama bak�m�ndan
önceki nesillere nazaran oldukça zay�f kalmaktad�r. Dil, din, örf ve adetleriyle ba�lar�
neredeyse kopma noktas�ndad�r.22
19 Bilgehan, A. Gökda�, “Balkan Türklü�ünün Dil ve E�itim Sorunlar�”, der., Erhan Türbedar, BalkanTürkleri Balkanlarda Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.292;(http://www.tika.gov.tr/Dosylar/Romanya.doc.) Ancak soyda� kaynaklar� bu nüfusun 90 bin dolay�ndaoldu�unu belirtmektedir. Ba�ka bir kaynakta bu say�n�n 70 bin civar�nda oldu�u söyleniyor. Altay Kerim,”Son y�llarda Romanya’da Ne�redilen Gazete, Dergi ve Kitaplar”, Avrupa’da Türkçe Yay�nlarSempozyumu, Hollanda Türk Akademisyenler Birli�i Vakf� Yay, Amsterdam, 1999, s.63; Tahsin Cemil,“Romen Türk Dostlu�unun Tarihi Temelleri”, Yeni Türkiye, say�:3(Mart-Nisan-1995), s.305; Yine ba�kabir kaynakta bu nüfus 100 bin civar�nda gösterilmektedir. Altay Kerim, “Romanya Türklerinin Olu�umu”,Balkanlarda Türk Kültürünün Dünü-Bugünü-Yar�n� Uluslar aras� Sempozyumu (26-28 Ekim 2001),Bursa, 2002, s.167.20 Aksu, a.g.e., s.27.21 Horata, “Romanya Türkleri”, s.1860.22 a.g.m., s.1863. Ayr�ca Romen kültürünün Türk kültürünü asimile etmesi hakk�nda bkz., Aksu, a.g.e.,s.161-175.
12
11. Romanya Türklerinin Hukuki Statüleri
1878 Berlin anla�mas�yla Dobruca topraklar�n�n kuzeyi Romanya’ya güneyi
Bulgaristan’a verildi. Balkan sava�lar�n�n sonunda imzalanan Bükre� anla�mas�yla da
Güney Dobruca Romanya’ya geçti. Ancak II. Dünya Sava�� y�llar�nda Almanya’n�n iste�i
ile imzalanan Craiova Anla�mas�yla Güney Dobruca tekrar Bulgaristan’a geçti. Sava�
sonunda ise Dobruca topraklar� yeniden Bulgaristan ile Romanya aras�nda payla��ld�. Bu
süreç içerisinde binlerce Müslüman Türk nüfus da Anadolu’ya göç etti. �ki dünya sava��
aras� dönemde de Türkiye’de büyük de�i�iklikler oldu. Osmanl� topraklar� üzerinde yeni
bir devlet, Türkiye Cumhuriyeti do�du. Atatürk, Türkiye’de nüfus bak�m�ndan homojen
bir toplum olu�turmak istiyordu. Bu bak�mdan Balkanlar’dan Anadolu’ya Türk göçlerine
ses ç�karmam��t�r. Romen yetkililer de; “Göçler Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu
Mustafa Kemal Atatürk’ün arzusu ile olmu�tur. O, Romanya’daki Türk ve Tatar
toplulu�unun Anadolu’ya yerle�mesini istemi�, Romanya yöneticileri onun arzusuna
uyarak göçlere müsaade etmi�lerdir. Bunu yaparken Romen idarecileri insanlar� göçe
zorlamam��, onlar�n isteklerine b�rakm��t�r.” Nihayetinde 1936’da Romanya ile Türkiye
aras�nda göç anla�mas� imzalanm��t�r.23
Romanya toplumunun üçte birine yak�n bir nüfusunu az�nl�klar olu�turur. Romanya
az�nl�k kanununa göre az�nl�klar, anadilinde konu�mak, okuyup yazmak, yay�n yapmak,
dernekler, cemiyetler kurmak, serbestçe dinini ya�amak, ço�unlu�a sahip olduklar�
yerlerde idari mekanizmada nüfuslar� oran�nda yönetime kat�lmak, anadillerinde e�itim-
ö�retim ve okul açma hakk�na, devletin güvenli�ini tehlikeye dü�ürmeyecek �ekilde sahip
olmu�tur.24
Komünist dönemde ise durum tersine döndü ve bir tak�m haklardan Müslüman Türk
az�nl�k mahrum edilmeye ba�land�. Komünist yönetim, Türk-Tatar az�nl�k aras�na ayr�l�k
tohumlar� ekmeye ba�lad�. Rusya’n�n tabiyetinde ki di�er milletleri yapt��� gibi Romanya
da az�nl��� Anadolu Türkleri, Tatar Türkleri diye böldü. Tatarlar� ise Tat, Keriç Çongar ve
23 Aksu, a.g.e., s.18-22.24 Ülküsal, a.g.e., s.180.
13
Nogay olmak üzere ayr� ayr� kabilelere ay�rd�. Özellikle bu dönemde az�nl�k, bas�n-yay�n
ve okullar�ndan yoksun b�rak�ld�.25
1990 sonras� Çavu�esku iktidar�n�n y�k�lmas�ndan sonra ise ülkeye demokrasi geldi.
Bunda , ülkede önemli bir nüfusa sahip olan ve geni� ayr�cal�klar isteyen Macarlar�n da
büyük etkisi oldu. Kabul edilen yeni Romen anayasas�n�n 6. maddesine göre; az�nl�klara
dil, din, kültür ve etnik özelliklerini ifade etme ve koruma hakk�yla, dilini, dinini
ö�renebilme, ana dilleriyle e�itim yapabilme haklar� tan�nd�.26 Bununla birlikte Türkler de
kendilerini Romanya devletinin birer vatanda�� olarak kabul etmektedirler.27
Türk az�nl�k dahil Romanya’da 17 etnik az�nl�k mevcuttur. Bu insanlar uluslararas�
standartlarda az�nl�k haklar�ndan faydalanmaktad�rlar. Sonuçta Romen vatanda�lar�ndan
farkl� muameleye tabi tutulmamaktad�rlar. Burada az�nl���n Türkçe konu�mas�,
toplumlar�n, birbirlerinin dini inanc�na sayg�l� olarak dinlerini ya�ayabilmeleri,
mahkemelerin tarafs�z davranmalar� teminat alt�na al�nm��t�r.28
12. Romanya Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri
Göçler ve hukuki statüler bölümünde de�indi�imiz gibi 1878 sonras� Romanya’dan
Türkiye’ye göçler h�zland�. 1878-1913 aras� dönemde az�nl���n örgütlerinden siyasal
te�kilat olarak niteleyebilirsek Cemaat-� �slamiyeleri görüyoruz. Bölgenin ileri
gelenlerinden olu�an bu kurulu�lar Köstence ve Tulça müftülüklerine ba�l�yd�lar.29
�ki dünya sava�� aras� dönemde ise Müslüman Türk az�nl���n birlik ve beraberlik
çabas� içinde oldu�unu görüyoruz. Bu dönemde Ö�retmenler Kongresi, Müslüman
Hatipler kongresi dini nitelikte de olsa Müslümanlar� bir araya getiren giri�imler oldu.
Türk milliyetçili�i ön plana ç�kar�ld�. Bazen özünde �slam ruhu olan, bazen laik karakterli
25 Aksu, a.g.e., s.37-38; Horata, ”Romanya Türkleri”, s.1862.26 Horata, a.g.m, s.1860.27 Aksu, a.g.e., s.40.28 Aksu, a.g.e., s.44; (http://www.tika.gov.tr/Dosyalar/Romanya.doc)29 Popoviç, a.g.e., s.131.
14
ama Türk sanca�� alt�nda, hatta H�ristiyan Türkler olan Gagavuzlar� dahi içine alacak
�ekilde bir millet vurgusu olu�tu.30
Müslüman Türk az�nl���n ileri gelenleri bu dönemde, Romen kanunlar�n�n ciddi bir
�ekilde uygulanabilmesini sa�lamak, okullarda Türkçe’nin ö�retilmesini, parlamentoda
Türk temsilcilerinin yer alabilmesi, Türk ö�retmen ve din görevlilerinin durumlar�n�n
düzeltilebilmesi ve ciddi bir sorun olan ve çözüm bulunamayan Türkiye’ye sürekli göçün
önlenilebilmesi gibi sorunlarla mücadele etti.31
Müslüman entelektüel kesim yaln�z içteki az�nl���n sorunlar�yla ilgilenmiyordu. K�r�m
Tatarlar� dolay�s�yla Romanya Tatarlar�, Stalin’in bask�c� politikalar�n� bas�n-yay�n
organlar�nda sürekli ele�tiriyor ve yap�lan katliamlara dünyan�n dikkatini çekmeye
çal���yordu. Yine Bulgaristan Müslümanlar�n�n içinde bulunduklar� zor ko�ullar Romen
Müslümanlar�n�n dikkatini bu yöne çekiyordu. Özellikle Türkiye’deki geli�meler ise
Romanya’daki Müslüman Türk az�nl�k için yol gösterici oluyordu.32
Kominizim sonras� hukuki durumda belirtti�imiz gibi Türkler, milletvekili seçme
seçilme hakk�na sahip oldular. 1993 y�l�nda Romanya az�nl�k konseyi kuruldu. Konseyde
17 az�nl�k temsil edilmekte, her az�nl�ktan 2 temsilci bulunmaktad�r. Konseye Romanya
taraf�ndan maddi destek sa�lanmaktad�r. Parlamentoda Türkler ve Tatarlar iki
milletvekilince temsil edilmektedir. Bunlar; Anadolu Türklerinin temsilcisi Metin Çerkez,
Tatarlar�nki ise Nejat Sali’dir.33
Romanya siyasi partiler ve seçim yasalar�na göre partiler Parlamento’da temsil
edilebilmeleri için ülke genelinde en az % 3 oy almalar� gerekmektedir. Bu baraj, birden
fazla partinin bir araya gelip birlik olu�turdu�unda ise % 8’e ç�kmaktad�r.34 Romanya
Türkleri Demokratik Birli�i ve Romanya Müslüman Tatar Türkleri Demokratik Birli�i
ad� alt�nda te�kilatlanan Müslümanlar, Türk-Tatar Birlikleri Federasyonu alt�nda bir araya
30 a.g.e., s.153.31 gös. yer.32 gös. yer.33 Ünal Mambet, “Romanya”, ed., Mustafa Kahramanyol, Türk Halklar�, Ahmet Yesevi ÜniversitesineYard�m Vakf�, Ankara, 1995, s.241; Kerim, “Romanya Türklerinin Olu�umu”, s.169.34 (http:// www.tika.gov.tr/Dosylar/Romanya.doc)
15
gelmeye çal��maktad�rlar. ��te bu noktada Türk toplumunun en çok ihtiyaç duydu�u �ey
birlik ve beraberli�i sa�layabilmektir.35
13. Romanya’da Siyasi Partiler
Romanya ile Türkiye aras�nda dostluk köprüsü kurmu� olan Türk az�nl�k Romanya ‘da
gerçekle�en demokrasi devriminden sonra ilk te�kilatlanan az�nl�k oldu. 29.12.1989’da
Türk-Tatar az�nl�k “Romanya Demokrat Türk Müslüman Birli�i”ni kurdular. Ancak bu
birliktelik k�sa sürdü ve ikiye ayr�ld�. Bu iki te�kilat ise ”Romanya Türklerinin
Demokratik Birli�i ve Romanya Tatar-Türk Müslümanlar�n�n Demokratik Birli�i”dir.36
130. Romanya Demokrat Türk Birli�i
24 y�l süren Çavu�esku iktidar�ndan sonra yeni dönemde Türkler, seslerini duyurmak,
hak ve özgürlüklerini aramak, siyasette Müslüman Türkler olarak bizde var�z diyebilmek
için 1 �ubat 1990’da Demokrat Türk Birli�i’ni kurdular.37
Romanya’daki Tatar, K�r�m, Azeri, Özbek, O�uz, Nogay, Gagavuz ve di�er Türk
boylar�ndan müte�ekkil Türk varl���ndan olu�an 10 bin ki�i Mecidiye Tiyatro salonunda
bir araya gelip partinin kurulu�unu gerçekle�tirdi. Partiyi temsilen 7 ki�ilik bir komite
olu�turuldu ve ba��na da Bükre� Nikola Üniversitesi ö�retim üyelerinden Dr. Tahsin
Cemil getirildi.38 Birlik, Romanya’n�n bölünmez bütünlü�ünü ve demokrasiyi savunan,
Türk cemaati aras�nda birlik ve beraberli�i gerçekle�tirmek, Türk milli kültür ve manevi
de�erlerini korumak ve geli�tirmek, Romanya anayasas�n�n öncülü�ünde Türklerin
haklar�n� savunmak, insan haklar� bak�m�ndan Roman vatanda�lar�yla e�it haklar� elde
edebilmek ve di�er az�nl�klarla birlikte iyi ili�kiler ve uyum içersinde bir arada
ya�ayabilmek amac�yla kuruldu.39
35 Kerim, a.g.m., s.170; Mambet, a.g.m., s.240.36 Horata,”Romanya Türkleri”, s.1862; Sivasl�, a.g.m., s.48.37 Aksu, a.g.m., s.45; “Romanya’da Ya�ayan Türkler Örgütleniyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:83(�ubat1990) s.37.38 “Romanya’da Ya�ayan Türkler Örgütleniyor”, s.37. Komitenin say�s� bazen 9’da ç�kabilmektedir. Aksu,a.g.e., s.47.39 Osman Fedbi, “Dobruca Türkleri”, Yeni Türkiye, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1867;“Romanya’da Ya�ayan Türkler Örgütleniyor”, s.37.
16
Birlik, Romanya’da Çavusesku dönemini sona erdiren Ulusal Selamet Cephesi ve yeni
hükümete ba�l�l���n� bildirdi ve Nisan ay�nda yap�lacak seçimlere kat�lma karar� ald�. Bu,
Türk az�nl�k için yeni bir dönem yeni bir ba�lang�ç oluyordu. Çünkü;”Yüzy�llardan beri
Romen halk� ile kusursuz anla�an ve karde�çe hayat süren Türk cemaati, son 40 y�lda
Çavu�esku diktatörlü�ü taraf�ndan hain ve sinsice bir planla bo�ulmak, kültür ve manevi
de�erleri yok edilmek isteniyordu. Aral�k 1989’da gerçekle�en Romen halk devrimi, ulusu
sap�k diktatörden kurtard��� gibi biz Türk az�nl���n� da milli varl���m�z ve benli�imizi
kaybetmekten kurtard�. Türk cemaati olarak, hürriyet ve demokrasi yolunda Romen halk�
ile omuz omuza karde�çe bir dayan��ma içinde liberal Romanya’n�n güçlenmesine çaba
harcayaca��z”.40
Birli�in amaçlar� aras�nda Türk Tatar az�nl���n milli de�erlerini, benliklerini korumak
ve desteklemek, di�er vatanda�larla aras�ndaki karde�lik ve vatanda�l�k ba�lar�n�
kuvvetlendirmek oldu�u belirtilmi�tir.41
Romanya’n�n demokratik düzene geçmesiyle birlikte yine bu dönemde de az�nl�k
haklar�n�n iyile�tirilerek devam ettirilmesi, az�nl���n kendi dilinde e�itim yapma hakk�,
ibadet özgürlü�ü, az�nl���n sosyal, siyasal, ekonomik, haklar�n�n iyile�tirilmesi Romanya
Demokrat Türk Birli�i’nin amaç ve faaliyetleri aras�ndad�r.42 Bunun d���nda Türk
toplumu için konferans, sempozyum, film, müzik, �iir geceleri düzenlemek sergi, tiyatro,
türkü, dans organizasyonlar� yapmak spor ve turizm etkinliklerinde bulunmak,
Romanya’da Türk dilinde yap�lan e�itimi kontrol etmek ve geli�tirmek Demokrat Türk
Birli�i’nin faaliyetlerindendir.43 Birli�in te�kilat yap�s�na gelince; �l, ilçe, kasaba ve köy
�ubelerinden olu�maktad�r. Birli�e üyelik ise, kay�tl� olan ve kay�tl� olmay�p sadece
taraftar olan üyelerden olu�maktad�r. Taraftar olan üyelerin milliyeti önemli de�ildir.
Türkleri seven ve onlara sempati duyan herkes üye olabilmektedir. Gelir kaynaklar� ise
ta��nmaz mallar, parasal kaynaklar (üye aidatlar�, Romen devletinin yard�mlar�, özel ve
tüzel ki�ilerden elde edilen para v.s) dan olu�maktad�r.44
40 “Romanya’da Ya�ayan Türkler Örgütleniyor”, s.37.41 Sivasl�, a.g.m., s.48.42 Fedbi, a.g.m., s.1867-1868.43 Aksu, a.g.e., s.45.44 a.g.e., s.47.
17
Romanya Demokrat Türk Birli�i’ne ba�kanl�k edenler ise kurulu�undan itibaren Talip
Revan 1994’e kadar bu görevi sürdürdü. 1994-96 y�llar� aras�nda Osman Fedbi ba�kanl�k
yapt�. 1996-2000 y�llar� aras�nda Ruhan Balc�, Osman Fedbi Türk Birli�i’nden
milletvekili olunca ba�kanl��� devrald�. Daha sonra Murat Asan ve Ovidius üniversitesi
sanat fakültesi dekan� �bram Nureddin ba�kanl�k yapt�. Türk Birli�inden seçilen
milletvekilleri ise 1992’ye kadar Tahsin Cemil, 1992-96 aras�nda Re�it Fevzi, 1996-2000
y�llar� aras�nda ise Osman Fedbi’dir.
Tüm Balkan Türklerinin ortak kaderi olan bölünmeler, anla�mazl�klar, siyasi ihtiraslar
Romanya Türkleri aras�nda da mevcuttur. 2000 y�l�nda sonra milletvekilli�i yapm�� olan
Metin Çerkez birlik içinde anla�mazl�klar yüzünden, parlamentoda ba��ms�z milletvekili
oldu�unu aç�klam�� ve Türkleri temsil etmedi�ini ve hatta kendisinin Çerkez as�ll�
oldu�unu söylemi�tir. Metin Çerkez daha sonra 2002’de “Müslüman Türk Birli�i” ad�nda
ayr� bir birlik kurdu. Bu ayr�l�klar “Türk Toplumu” ad�nda bir birli�i daha beraberinde
getirdi.45
131. Romanya Müslüman Tatar Türklerinin Demokratik Birli�i
Tatar Birli�i ise 23.7.1990’da kuruldu. Merkezi Köstence’dir. Türk-Tatar birliklerini
birbirinden ay�rmak zordur. Zaten amaçlar� da ayn�d�r. Amaçlar�na bakt���m�zda ise;
E�itimde Türk dilini geli�tirerek Tatar Türklerinin kültür seviyesini artt�rmak,
parlamentoya Birli�i temsil edebilecek milletvekili gönderebilmek, �slam dininin
ya�amas�n� sa�lamak ve bu ba�lamda müftülükle i�birli�i yapmak, Tatar Türklerinin
kültür seviyesini artt�rmak ve K�r�m Türkleriyle kültürel ili�ki kurmak ve geli�tirmektir.
Birli�e üyeli�ine gelince; Türk-Tatar olan herkes birli�e üye olabilir. Büyük Türk
dü�ünürü, dava insan� �smail Gasp�ral�’dan esinlenilmi� olacak ki “�smail Gasp�ral�” adl�
Birlik’in gençlik kolu vard�r. Amac�, gençlerin geli�imlerini sa�l�kl� bir �ekilde
sa�layabilmektir. Gelir kaynaklar� ise hemen hemen Türk Birli�i’ninkiyle ayn�d�r. Birli�e
ba�kanl�k etmi� olanlar ise; Türk-Tatar Birli�i ayr�lmazdan evvel Tahsin Cemil ba�kanl���
45 a.g.e., s.47-48; Birli�in ç�kard��� gazeteler ise Genç Nesil, Hakses, Tuna Mektuplar�’d�r. Ali Tuna,“Romanya’da Ya�ayan Türk Topluluklar�n�n Yay�nlad��� Genç Nesil, Hakses ve Karadeniz GazeteleriHakk�nda”, Atatürk Ara�t�rma Merkezi Dergisi, c.16, say�:46(2000), s.331; Aksu, a.g.e., s.160.
18
yürütmü�tür. Daha sonra yukar�da belirtti�imiz gibi milletvekili secilince bu görevinden
ayr�ld�. Yerine Menlibay Ekrem geçti. Ekrem, 1990-94 y�llar� aras�nda bu görevi
sürdürdü. 1994-97 y�llar� aras�nda ise Mambet(Muhammed) Ünal, 1997-2000 y�llar�
aras�nda Sali Negat ba�kanl�k görevini sürdürdü. Sali milletvekili seçilince yerine Faruk
Mehmet geçti. 2002 y�l�nda ise Timuçin Yusuf bu göreve geldi. Tatar Birli�i’nde
Köstence ve Mecidiye �ubeleri önemli yer tutmaktad�r. Köstence �ubesinde ba�kanl�k
yapanlar daha sonra genel ba�kan ve sonunda milletvekili olmaktad�r. Birli�in ç�kard���
gazeteler ise Karadeniz ve Ca�’t�r.46
14. Romanya Türklerinin Dernekleri
Dobruca’n�n Osmanl� hakimiyetinden ç�kmas�ndan sonra burada kalan Türkler
varl�klar�n� ve kimliklerini koruyabilmek için te�kilatlanma yoluna gitmi�lerdir. Bu
te�kilatlanma biçimlerinde yayg�n olarak Cemaat-� �slamiyeleri görüyoruz. Romanya’n�n
dört önemli �ehri Silistire, Pazarc�k, Köstence ve Tulça’da Müslüman Türkler Cemaat-�
�slamiye te�kilatlar�n� kurdular. Burada, cami ve okullar�n bak�m ve onar�m�, görevli
imam, hatip, vaiz vs. lerin maa�lar�n�n ödenmesi, okullarda görev yapan ö�retmeninden
müdürüne kadar hizmet verenlerin ücretlerinin ödemesi ve bu ki�ileri atama, nakil,
görevden al�nmalar� v.s ��lemlerinin yap�lmas� ve vak�f idareleri cemaat-� �slamiyelerinin
görev ve yetki alan�na giren hususlar olmu�tur.47
Dobruca Türklerinin Cemiyet hayat�nda dikkati çeken husus ise sosyal hayatta uzun
soluklu ve düzenli derneklerini varl�k göstermedi�idir. Türk toplumunun içinden sivrilm��
makam, mevki sahibi güçlü kimselerin görü� ve dü�ünceleri alt�nda bu dernekler
varl�klar�n� sürdürebilmi�lerdir.48 �imdi 20.yy.l�n ba��ndan günümüze faaliyet göstermi�
ve göstermekte olan dernekleri s�ralayal�m.
46 Aksu, a.g.e., s.49-53, 156-157.47 Aksu, a.g.e., s.11-12, 154.48 Ülküsal, a.g.e., s.165.
19
140. Dobruca Tamimi Maarif Cemiyeti
Me�hur Tatar �airi Mehmet Niyazi taraf�ndan 1909 y�l�nda ve birkaç samimi arkada��
ile birle�erek merkezi Köstence olmak üzere kuruldu. Mecidiye ve H�rsova (H�r�ova) da
�ubeleri aç�ld�. Çe�itli il, ilçe, kasabalarda 250 kadar üye toplad�. Derne�in faaliyetleri
aras�nda konferans düzenlemek, yoksul talebelere yard�m etmek, gazete, kitap, dergi
ç�karmak gibi kültürel ve hay�r i�leriyle u�ra�mak say�labilir. “Dobruca Sedas�” adl�
gazeteyi ç�karan cemiyet, yöneticileri aras�nda sen-ben kavgas�, �ahsi ihtiraslar yüzünden
ancak 1,5 y�l kadar ya�ayabilmi�tir. Derne�i kuran Mehmet Niyazi ve arkada�lar�n�n
samimiyetinin ölçüsü derne�in k�sa ömürlü olmas�yla ortaya ç�kt�. Hepsi ön plana ç�kmak
isterken cemiyetin sonunu getirmi�lerdir. A�a��da de�inece�imiz üzere menfaat, senlik-
benlik kavgalar� Türk te�kilatlar�n�n sonunu getirecektir. Burada, yöneticilerin aras�nda
ülkü birli�inin olmay��� büyük bir eksiklik olarak ortaya ç�kmaktad�r.49
141. Mecidiye Müslüman Seminar� (Semineri) Mezunlar� Cemiyeti
Merkezi Mecidiye olmak üzere, tüzü�ü Köstence Asliye Hukuk mahkemesinde
onaylanarak 1911 y�l�nda kuruldu. Dobruca’daki Müslümanlar�n en önemli derne�i olan
bu cemiyetin kurulu� amaçlar� aras�nda Mecidiye Müslüman Seminar�’n� bitirenlerin hak
ve menfaatlerini korumak ve savunmak, Türklerde milli bilinci uyand�rmak, bu maksatla
kitap, dergi yay�nlamak, gazete ç�karmak, konferanslar tertiplemek gibi i�ler gelmektedir.
Cemiyetin 200 kadar üyesi mevcuttu. Bölgenin hemen hemen tüm entelektüellerini bir
araya getiren cemiyet yukar�da say�lan amaçlar� yerine getirmekten aciz kalm��t�r.50
142. Azaplar Maarif Cemiyeti
Köstence’nin Azaplar kasabas�nda 1916 Sonbahar�nda Haf�z Hakk� Veli Efendi ve
Hac� Faz�l Müstecip Ülküsal taraf�ndan kuruldu. Cemiyetin küçük bir de kitapl��� vard�.
Ancak Hakk� Efendinin 1918’de ölümü ve M. Ülküsal’�n da K�r�m’a gitmesiyle cemiyet
kapand�.51
49 Popoviç, a.g.e., s.132; Aksu, a.g.e., s.155; Ülküsal, a.g.e., s.165.50 Ülküsal, a.g.e., s.166; Popoviç, a.g.e., s.132; Aksu, a.g.e., s.155.51 Ülküsal, a.g.e., s.167; Popoviç, a.g.e., s.140.
20
143. Azaplar Tanguç Kültür Cemiyeti
Müstecip Ülkusal, 1922’de Bükre� Üniversitesi hukuk fakültesinde okurken 1923 Noel
tatilinde Azaplar kasabas�nda Rumen orta ve lisesinde ve Mecidiye Müslüman
Semineri’nde okuyan 25 kadar talebeyi ve kasaban�n delikanl�lar�ndan bir k�sm�n� da
toplayarak Azaplar Tonguç Cemiyeti’ni kurdu. Y�lba�� ve paskalya tatillerinde köy
gençlerine çe�itli konulardan dersler ve konferanslar verildi. Cemiyet, bir kaç yüz ciltlik
kitapl�k açt�. Köyde birde futbol tak�m kuruldu ve di�er kasaba ve köylerdeki Türk ve
Rumen tak�mlar�yla maçlar yap�ld�.
1929 y�l�nda üyelerin da��lmas�yla i�lemez hale gelen cemiyet 1934’de yine bu
te�kilat�n devam� ancak Dobruca Türklerini kapsayan bir yap� haline dönü�tü ve “Dobruca
Türk Kültür Birli�i” ad�n� ald�. 1933’de Emel Mecmuas�’n�n giri�imleriyle son �eklini
alan cemiyet, Dobruca Türklerine büyük hizmetlerde bulundu. Te�kilat�n tüzü�ünde
kurulu� amac�; Halk�n dini inanc�n� geli�tirmek, Türk toplumunun milli birlik ve
beraberli�ini sa�lamak ve Romen siyasi partilerinin oyunlar�na alet olmamak olarak
belirtmi�tir.52
144. Tamim-i Maarif Cemiyeti
1908 ve 1909 y�llar�nda Pazarc�k ve Silistire �ehirlerinde kuruldu. Cemiyetin zengin
kitapl�klar� ve k�raathaneleri mevcuttu. Konferanslar, müsamereler, e�lenceler di�er
cemiyetlerde oldu�u gibi tertipleniyordu. Silistire’deki cemiyetin parçalanmas�na ra�men
Pazarc�k’daki faaliyetlerini “Türk Gençler Derne�i” ad� alt�nda sürdürdü.53
145. Mülaz�mevvel Kaz�m Abdülhakim Kültür ve Spor Cemiyeti
1916’da Romanya ordusunda çarp���rken vefat eden Köstenceli Kaz�m Abdülhakim’ in
an�s�na, ad� ile an�lan kültür ve spor cemiyeti kuruldu. Tüzü�ü Köstence Asliye Hukuk
Mahkemesi taraf�ndan tan�nan cemiyetin üyeleri tamamen Köstenceli Türk gençlerinden
52 Ülküsal, a.g.e., s.167-168; Aksu, a.g.e., s.156.53 Ülküsal, a.g.e., s.167.
21
olu�maktad�r. Cemiyet, kültür faaliyetlerinden ziyade futbolla ilgilendi ve bu alanda da
ba�ar� sa�lad�. Daha sonra iki alan birbirini dengelemi�tir.
146. Seminar Talebe Cemiyeti
Mecidiye Müslüman Semineri’nde okuyan ö�rencilerin kurdu�u spor ve kültür
cemiyetidir. 1915-1919 y�llar� aras�nda Seminar�n aç�l�p kapanma durumlar�ndan
etkilenen cemiyet, tam faaliyete 1919 y�l�nda ba�lad�. Yine Mülaz�mevvel gibi spor ve
kültürel faaliyetlerle ilgilenmi�tir.
147. Üniversiteli Türk Talebe Cemiyeti
Bükre� üniversitesinde okuyan Türk talebelerinin 1929 y�l�nda kurdu�u cemiyettir.
Cemiyet, Türkiye’nin ve Rus esiri Türklerin milli bayramlar�n�n, ac� ve yas günlerinin
törenlerini yaparak kutlar ve anarlar. Bununla da Rumen çevrelerine Türk illeri hakk�nda
bilgi verilmektedir.54
148. Di�er Cemiyetler
Emel mecmuas�n�n önderli�inden ve bütün K�r�ml� Türk köylerinde kurulmu� ve tek
tüzük ve merkeze ba�lanm�� “Dobruca Türk Hars Cemiyetleri”, 1938’de Köstence’de
�smail Hac� Ahmet Efendi’nin önderli�inde kurulan “Mehmet Niyazi Kültür Cemiyeti”,
Bükre�, Köstence ve di�er Rumen liselerinde okuyan Türk gençlerinin kurduklar� “Liseli
Türk Talebeleri Cemiyeti”, Mecidiye’de 1915’de kurulan ve 1916’da Seminer’in
Bulgarlarca kapat�lmas� ve daha sonra 1919’da tekrar ortaya ç�kan “Mecidiye Müslüman
Semineri Talebeleri Birli�i”, yine dini kültürel ve sportif amaçl� “�kbal”, “Pazarc�k Tatar
(Tinerilor), “Cemiye-i Hayriye” ve “Talebe Cemiyeti Semineri” cemiyetlerini
sayabiliriz.55
Bu kültür, spor, hay�r dernekleri muhakkak ki Türk toplumunun, bilhassa gençli�in
hayat�, zihniyeti, ahlak� üzerinde mühim tesirler b�rakm��t�r. Dernekler, milli ideallerin
54 a.g.e., s.168-169.55 Ülküsal, a.g.e., s.169; Popoviç a.g.e., s.146.
22
gerçekle�mesi bak�m�ndan etkili olmu�tur. Toplumda te�kilatl� ve disiplinli çal��ma
zihniyeti ve al��kanl��� b�rakm��t�r. Türk toplumunun önde gelenlerinden �air Mehmet
Niyazi, doktor �brahim Tuna, Avukat M.H.F. Ülküsal vb. bölgenin Müslüman ahalisi ile
çok iyi bütünle�mi�, Müslüman Türk toplumunun kültürel, sosyal, politik ya�am� üzerinde
etkili olmu�lard�. Ç�kard�klar� gazetelerle halk� ayd�nlat�yorlard�. �öyle ki; Türkiye’deki
alfabe de�i�ikli�i takip ediliyor ve Romanya’da uygulanmas�na gayret gösteriliyordu.
Yeni ç�kan Romen kanunlar� hakk�nda Türk cemaati bilgilendiriliyordu. Türkçe’nin
kullan�m� geli�tiriliyordu. vs.56
Ça��m�zda ise Romanya’da “Atatürk Gençleri Te�kilat�” faaliyet göstermektedir. Bu
dernek sesini duyurabilmek için “Genç Nesil” adl� Türkçe ve Romence bir gazete
ç�karmaktad�r. Gazete, Ne Mutlu Türküm Diyene sözünü kendine rehber edinmi�
Atatürkçü bir gazetedir. Te�kilat, kültür, tarih, e�itim ve spor alanlar�yla ilgilenmektedir.
Ç�kard��� gazetede kurulu�unu, Köstence mahkemesinin 23 A�ustos 1990 tarih ve 464
say�l� karar�yla “Romanya Demokrat Türk Birli�i” içinde olu�an bir kurulu� olarak
belirtmi�tir. Te�kilat�n �ube say�s� 5’tir ve bunlar Köstence, Tekirghiol, Mecidiye, Tulça,
Kobadin �ehirlerindedir. 1998’den itibaren Türk Birli�i çat�s� alt�nda ö�rencilere
Romence ve Matematik kursular� verilmekte, konferanslar düzenlenmekte ve yap�lan
Romen e�itim reformu hakk�nda Türklerin bilgilendirildi�i ifade olunmaktad�r.57
Son olarak Türk kültür te�kilatlanmalar� içerisinde Tatarlar�n birbirlerine daha çok
sahip ç�kt���n� ve ba�l� oldu�unu görüyoruz. E�itim ve kültür alan�nda daha çok Tatarlar
ön plandad�r. Mecidiye Müslüman Semineri’nden daha çok Tatarlar mezun olmakta ve
böylece müftü, imam, ö�retmen daha çok Tatarlardan ç�kmaktad�r. Ancak ayn� durum
Anadolu Türkleri için geçerli de�ildir. Romanya’da Türk kimli�ini Tatar Türklerinin
muhafaza etti�ini söyleyebiliriz. Tatar Türklerindeki bu birlik ve beraberli�in Anadolu
Türklerinden fazla olmas�, onlar�n yerlerinden yurtlar�ndan sürülmü� ve pek çok, s�k�nt�,
güçlükler çekmi� olmalar�nda aramak gerekir. Anadolu Türkleri için Romanya bir yurt,
memleket halini alm��t�r. Oran�n yerlisi say�l�rlar. Tatarlar sürgün olarak geldiklerinden
s�k�nt�lar onlar� birbirlerine daha çok kenetlemi�tir.58
56 Popoviç a.g.e., s.148; Ülküsal, a.g.e., s.170.57 Tuna, a.g.m., s. s.329-330.58 Aksu, a.g.e., s.158-159.
�K�NC� BÖLÜM
2. MAKEDONYA
Tarihi eski ça�lara dayanan Makedonya do�u bat� aras�nda bir geçi� noktas�, Bizans ile
Roma aras�nda ba� kuran “Via Engatia” yoluyla kültürel, ticari sosyal etkile�im merkezi
olmu�tur. Buras� Türklerin önemli yerle�im merkezlerinden biridir.59 Makedonya kelime
olarak da anlam ifade eder. Frans�zca kökenli bu kelime, sebze veya meyve salatas�,
yamal� bohça ve Makedonya anlamlar�na gelir. Gerçekten de etnik, dini , kültürel yönden
de kozmopolit bir yap�ya sahiptir. 19. yy’l�n sonu ile 20. yy’l�n ba��Makedonya, Osmanl�
Devletinin en sorunlu bölgelerinden birisi ve bu yap�s� itibariyle de Avrupa devletleriyle
çeki�me alan� ve mücadele bölgesi olmu�tur.60
Makedonya Osmanl�’da üç vilayetten olu�uyordu. Bunlar Selanik, Manast�r ve Üsküp.
Bu üç merkezle birlikte co�rafi olarak da Makedonya, Vardar Makedonyas�, Ege
Makedonyas� ve Pirin Makedonyas�ndan olu�ur. 30 May�s 1913’de imzalad��� Londra
anla�mas� ile yakla��k 5,5 as�r süren Osmanl� hakimiyeti sona ermi�tir. Bu co�rafi
bölgelerden Vardar Makedonyas� S�rbistan’a, Ege Makedonyas� Yunanistan’a ve Pirin
Makedonyas� da Bulgaristan’a verilmi�tir. Bu topraklarda aslan pay� S�rbistan ve
Yunanistan’a dü�erken küçük bir k�s�m olan %10’luk bir bölüm de Bulgaristan’a
b�rak�lm��t�r. As�l bugünkü Makedonya Cumhuriyeti toraklar�n� olu�turan Vardar
Makedonyas�, Yugoslavya Krall��� zaman�nda güney S�rbistan diye an�lm��t�r.61
Yukar�da da belirtti�imiz gibi Makedonya tarihinin hiçbir dönemde etnik bak�mdan bir
bütünlük arz etmemi�tir. Bu bak�mdan Makedonya’da ba�at bir ulusun hakimiyeti ve
59 Mehmet Zeki �brahim, “Makedonya’da �slam Kültürü”, Yeni Bat� Trakya, say�:104(Kas�m 1991), s.27;Ömer Turan, “Makedonya ‘da Türk Varl��� ve Kültürü”, Bilig, say�:3(Güz 1996), s.21.60 Meltem Begüm Saatçi, “Osmanl� �mparatorlu�u’nun Son Döneminde Makedonya Sorunu”, MakedonyaSorunu Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.46-47.61 Emel Osmançavu�o�lu Oktay, “Çözülemeyen Dü�üm Makedonya Sorunu ve Makedonya Türkleri”,Balkan Türkleri Balkanlar’da Türk Varl���, der., Erhan Türbedar, ASAM, Ankara, 2003, s.132-133.
24
üstünlü�ünden bahsedemeyiz. Buradaki milletleri sayacak olursak bunlar; Bulgarlar,
Türkler, Eflaklar, Ulahlar, Yahudiler, Arnavutlar, Çingeneler, Yunanl�lar, S�rplar ve
1945’de Makedonya Federal Cumhuriyeti ad�yla Yugoslavya’n�n 6 cumhuriyetinden biri
olan ve bu tarihle birlikte yapay olarak bir milletin olu�turuldu�u, lehçe ve kültürel
bak�m�ndan güney Slav grubuna dahil olan Makedonlard�r.62 I. Dünya sava�� sonras�
kurulan S�rp-H�rvat Sloven Krall��� 1931 anayasas�yla birlikte Yugoslavya ad�n� ald�.
Makedonya Türkleri art�k Yugoslavya içinde ya�amlar�n� sürdürmeye ba�lad�lar. Ancak
1929’da Yugoslavya’da ilan edilen 6 Ocak Diktatörlü�ü ülkede her türlü siyasi, sosyal,
kültürel faaliyetleri yasaklam�� ve o dönem Türkiye’sinin ça�da�la�ma hamlelerinden
Makedonya Türkleri yararlanamam��t�r.63 II. Dünya Sava�� sonras� de�i�en dünya
konjonktüründe Yugoslavya Krall��� ortadan kalm�� ve komünist yönetim i�ba��na
geçmi�tir. �ki kutuplu dünyada komünizm ideolojisinin ba� temsilcisi Rusya
Federasyonuyla ters dü�en ve Kominform’dan at�lan Yugoslavya, Ba�lant�s�zlar hareketi
içinde kendine yeni bir yön çizmi�tir.
Komünizmin bir tak�m bask�c� politikalar� ve anlay��lar� olsa da genel olarak Balkan
co�rafyas�na bakt���m�zda Yugoslavya Türkleri, di�er Balkan Türklerine göre
k�yasland���nda daha geni� hak ve hürriyete sahip olmu�tur. Yugoslavya Federasyonu’nu
olu�turan 6 federe cumhuriyetten biri olan Makedonya Federe Devleti 1924’de kuruldu.
��te Türkler bu yap� alt�nda kendi gazete ve dergilerini yay�nlayabilmi�, Türkçe radyo ve
televizyon yay�nlar�ndan istifade edebilmi�lerdir.64
1990’da Yugoslavya’n�n çökmesiyle federasyon çat�s� alt�ndaki devletler bir bir
ba��ms�zl�klar�n� kazanmaya ba�lad�lar. Makedonya da 8 Eylül 1991’de yap�lan
referandum sonucu tam ba��ms�zl���n� kazanm��t�r. Gerçekten de ba�l� olduklar� devlete
sadakat gösteren Türkler bu referanduma %99 oran�nda kat�larak ba��ms�zl�ktan yana oy
kullanm��t�r. Makedonya ba��ms�zl���n� kazand��� 1991’den bu yana t�pk�
Yugoslavya’n�n etnik bar��� ve siyasi istikrar� sa�lamaya çal��t��� gibi Makedonya da
etnik mozai�i dolay�s�ylad�r ki etniler aras� bar��� sa�lamay� ve korumaya ba�arm��t�r.
62 Osman Karatay, “Orta Ça�da Makedonya: Bir Siyasi Co�rafyan�n Süreklilik Öyküsü”, MakedonyaSorunu Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.25-26; Saatçi, a.g.e., s.49;Turan, a.g.e., s.22.63 Fahir Armao�lu, 20. yy. Siyasi Tarihi (1914-1995), c.I-II, Alk�m yay, s.183; Oktay, a.g.m., s.135-136.64 Oktay, a.g.m., s.138.
25
Makedonya Cumhuriyeti kurulu�uyla birlikte anayasas�nda da de�i�ikliklere gitmi�tir.
Önceden Makedonya, “Makedonya halk� ile Arnavutluk ve Türk az�nl�klar�n devleti” iken
�imdi ise “Makedonya halk�n�n ulus devleti” olarak tan�mlanmaktad�r.65
Ba��ms�zl�k sonras� Türk-Makedon ili�kilerinin seyri de olumlu olmu�tur. Türkiye
Makedonya’n�n ba��ms�zl���n� tan�yan ilk ülkelerden biri oldu. Böyle olmakla birlikte
Makedonya, tan�nma konusunda en büyük s�k�nt�y� Yunanistan’la ya�ad�. Ancak 3-4
y�ll�k süreden sonra ikili ili�kileri normal düzeye geldi. ��in ilginç taraf� Türkiye
Makedonya’ya daha çok yak�nl�k göstermesine ra�men Makedon-Yunan ili�kileri Türk-
Yunan ili�kilerinden daha ileri düzeydedir. Makedonya’daki Türklerin de Türk-Makedon
ili�kilerine farkl� yakla��mlar� mevcuttur. Kimlerine göre, Yunanistan’la olan anla�mazl�k
nedeniyle ya�anan petrol krizinde Türkiye’nin gönderdi�i petrol ve g�da yard�m�
sayesinde ekonomik krizden ç�k�ld�. Bir k�s�m ise bu kadar yard�ma ra�men Türkiye’nin
içtenli�ine, samimiyetine �üphe ile bakmaktad�r.66
Kriz ortamlar�nda böyle dü�ünenler olmakla birlikte Makedonyal� Türkler, anavatan
Türkiye’ye ba�l�d�rlar ve geleceklerinin Türkiye’nin gücüne ba�l� oldu�unu
dü�ünmektedirler. Bu ba�l�l�k öyle güçlüdür ki Makedonya’daki Türk nüfusun en büyük
s�k�nt�lar�ndan biri Türkiye’ye olan göçler olmu�tur. II. Dünya Sava��ndan sonra olan
göçlerin yo�unlu�u için “her gün” ifadesi kullan�l�r.67
Makedonya Türklerini Türkiye’ye yakla�t�ran önemli bir unsur da Türksat uydusunun
yay�na girmesi ve bu sayede Türk televizyonlar�n�n rahatl�kla Makedonya’dan
izlenebilmesi olmu�tur. Böylece Türk gündeminin yak�ndan takip edilebilme imkan� ve
Türkiye ile olan manevi ba��n süreklili�i sa�lanm��t�r.68
65 �ule Kut, Balkanlar’da Kimlik ve Egemenlik, �stanbul Bilgi Üniversitesi Yay, �stanbul, 2005, s.32.Makedonya, demokrasiye geçmi� olmas�na ra�men sosyalist dönemin Türklük kar��t� söylemlerindenkurtulamam��t�r.66 a.g.m., s.27-28. Yunanistan-Makedonya anla�mazl��� için bkz., Murat Hatipo�lu, Yunanistan’da EtnikGruplar ve Az�nl�klar, SAEMK, Ankara, 1999, s.65-84.67 Gürbüz Bahad�r, Bat�dan Do�uya Uzanan Çizgide Balkanlar ve Türkler, Çizgi Kitapevi, Konya, 2002,s.26-27. Buradaki Türklerin konu�ma dilinde Türkiye’nin ad� k�saca “öte” dir:-“Öteye en son ne zaman gittin?-Ötede çok akrabam var.-Öteden dün geldikBazen ayn� anlamda Türkiye’den �stanbul olarak da bahsettikleri oluyor:�stanbul’un neresindensin? Erzurum’dan”. a.g.e., s. 28.68 a.g.e., s..32.
26
Türklerin sosyal, idari mekanizmaya entegrasyonunda ise s�k�nt�lar vard�r. Türk
az�nl���n polisli�e ve askerli�e ra�betinin olmad���n� görüyoruz. Makedonya kurulduktan
sonra ekonomik s�k�nt�lar da ba� gösterdi. Bir çok kamu �irketi iflas bayra��n� çekti. Bir
çok insan i�inden oldu.Bu durumdan özellikle Türkler etkilendi. Türkler ilk önce i�ten
at�lanlar oldu i�e al�n�rken de son s�rada i�e al�nd�lar. E�itim durumunda ise Do�u ile Bat�
Makedonya aras�nda farkl�l�klar göze çarpmaktad�r. Bat� Makedonya’daki Türk çocuklar�
ilkokul ve liseyi Türkçe e�itim alarak bitirme imkan�na sahiptirler ancak bu da Türk nüfus
yo�unlu�una sahip bölgeler için geçerlidir. Do�u Makedonya’da ise çocuklar ancak ilk
okul 8. s�n�fa kadar Türkçe görme imkan�na sahiptirler. Daha sonra e�itimlerine
Makedonca devam etmek zorundad�rlar.69
Makedon yönetimi bu bak�mdan olsa gerek Türk-Müslüman az�nl��� birlik içinde
olu�undan rahats�zl�k duymaktad�r. Yetkililer �slam’�, Arnavut ulusçulu�un bir arac� ve
Makedonya’daki di�er Müslüman az�nl�klar olan Türkler, Torbe�ler, Çingeneler gibi
küçük gruplar� asimile etmek için bir araç olarak görürler.70 ��te Makedonya Müslüman
Türk az�nl���n bir problemi de budur. Arnavutla�mak tehlikesi.71 Yukar�da da
belirtti�imiz gibi Türkler bulunduklar� ülkeye sad�k bir millettir. 1987-96 aras�nda yap�lan
anketlerde Makedonya’n�n ba��ms�zl���n� kazanmas�ndan bu yana etnik milliyetçilik ve
69 a.g.e., s.41-42. Do�u Makedonya’daki Türkler Torbe� Türkleridir. Torbe� Türklerinin Yunanistan’dakikar��l��� Pomak Türkleridir. Atalar� Kuman Türkleri olan Torbe� Türkleri Osmanl�dan önce Balkanlarayerle�mi� ve buralar�n Türkle�mesinde önemli katk� sa�lam��lard�r. Yaln�z Torbe�ler, kültür ve dilbak�m�ndan Türklerden biraz farkl�d�r. Ancak kendilerini Türklere yak�n hissederler. Türkler de kendilerinionlardan ay�rmazlar. Makedon yönetimi ise Torbe�leri Türk olarak kabul etmez. “Makedonya CumhuriyetiYönetimi Türklere Yönelik Bask� ve Zulüm Rejimi Uyguluyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:140(Eylül-Ekim1996), s.15. Torbe�lerin say�lar� 1953’de 1591, 1961’de 3002, 1971’de 1248, 1981’de ise 39.555’tir.Makedon siyaseti Torbe�ler üzerinde etkili olmaya ba�lad� ve zaman içinde baz� Torbe�ler Türklerdenkendilerini ayr� görmeye ba�lad�lar. Böylece her ikisi de Müslüman olan ve tarihi ve kültürel ba�lar�bulunan Türkler ve Torbe�ler bölünmü� olmaktad�rlar. Nazif Mandac�-Birsen Erdo�an, Balkanlar’daAz�nl�k Sorunu, Yunanistan , Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’daki Az�nl�klara Bir Bak��, SAEMK,Ankara, 2001, s.86. Makedonya Türkleri Do�u ve Bat� Makedonya Türkleri �eklinde siyasi , sosyal vekültürel olarak da birbirinden ayr�lmaktad�r. Do�u Makedonya Türkleri Torbe�ler, Bat�dakilerden daha zor�artlar alt�ndad�rlar. Bilinçli olarak baz� hizmetlerden geri b�rak�lm��lard�r. Böylece Torbe�ler Türkkimli�inden uzakla�t�r�lmaya çal���lmaktad�r. Necati Çay�rl�, “Makedonya Türkleri”, Türkler, ed., HasanCelal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.444.70 Hugh Poulton, Balkanlar Çat��an Az�nl�klar Çat��an Devletler, Sarmal Yay, �stanbul, 1991, s.100-101.71 �dareciler milli kimliklerini unutturmak için Türkleri, �slamiyet’e mensup di�er uluslarla birlikteMüslüman olarak adland�rm��lard�r. Türk nüfusunun azalmas�nda iki önemli faktör vard�r. Bunlar,asimilasyon ve göçtür. Türkler, evlilik yoluyla etnik kimli�ini yitirebilmektedir. Türklerle Arnavutlararas�nda özellikle dinsel yak�nl�k ve evlenme yoluyla gerçekle�en “Arnavutla�ma” Balkanlar‘da s�kçarastlanan “etnik kimlik kaynamas�”n�n örneklerinden birini olu�turmaktad�r. Ayr�ca geçmi�te oldu�u gibibugün de göç az da olsa devam etmektedir. Çay�rl�, a.g.m., s.445.
27
ayr�mc�l�k Makedonlar ve Arnavutlar aras�nda giderek artarken en fazla itaatkar,
yurtta�l�k bilincinde olanlar�n ise Türkler oldu�u ortaya ç�km��t�r.72
Makedonya kamu kurulu�lar�nda çal��an Türkler 1997’de 1999 iken, 2000’de
1796’d�r. Makedon ve Arnavutlar’da art�� görülürken Türkler’de tam tersi olmu�tur.
Sonuçta Makedonlar ve Arnavutlar Makedonya’n�n ezici ço�unlu�a sahip iki
toplulu�udur. Siyasi temsiliyette ço�unlu�a sahip Makedon ve Arnavutluklar�n kendi
yanda�lar�na kamu kurulu�lar�nda i� imkan� sa�lamas� do�al gözükmektedir.73
20. Makedonya Türklerinin Nüfusu
93 Harbi bozgunu, Balkan Türklerinin kitleler halinde anavatan kabul ettikleri
Anadolu’ya göçün ba�lang�c� say�labilir. Müslüman Türk nüfus yüzy�llar boyu Osmanl�
hakimiyetinde huzur içinde buralarda ya�am�� olmalar�na ra�men buran�n otokton halk�
olamam��t�r. Di�er taraftan gayr-i Müslim tebaa da sanki bir gün gelecek Türkleri buradan
kovaca��z dü�üncesini �uuralt�nda saklam��, nitekim 1877-78 Osmanl� Rus harbi, Balkan
sava�lar� ve I. Dünya Sava�� sonunda önemli bir k�s�m Türk kitlesini Anadolu’ya
sürmü�tür. Bununla da yetinilmemi� ve mütemadiyen yap�lan bask�lar sonucu günümüze
de�in göçler devam edegelmi�tir.
Makedonya’daki Müslüman Türk nüfusa bakt���m�zda buran�n, Osmanl�
hakimiyetinden ç�kmas�ndan evvel Türk nüfusun toplam nüfusun yar�s�n� olu�turdu�unu
görüyoruz. 1904 y�l�nda Makedonya’da 1.508.508 Müslüman Türk nüfus mevcuttur.74
Makedonya genel müfetti�i Hilmi Pa�a’n�n 1904 y�l� raporuna göre de Makedonya’da
ço�u Türk, az� Arnavut 1.397.000 Müslüman, 869 bin Bulgar, 128 bin Arnavut, 307 bin
Rum ve 100 bin S�rp ya��yordu.75 Bundan sonra S�rp-H�rvat-Sloven Krall��� ve daha
sonraki ismiyle Yugoslavya Krall��� döneminde Türklerin gördü�ü bask� neticesi
Türkiye’ye göçler devam etmi�tir. II Dünya Sava�� sonras� Türkiye’nin Bat� blo�unda yer
72 �ule Kut, “Ba��ms�z Makedonya: Alt�nc� Y�l Krizleri”, Da��lan Yugoslavya ve Bosna-Hersek Sorunu:Olaylar-Belgeler (1990-1996), haz., �smail Soysal-�ule Kut, OB�V, �stanbul, 1997, s.181.73 Çay�rl�, a.g.m., s.448.74 Ömer Turan, “Makedonya ve Bulgaristan’da Ç�kan Türkçe Süreli Yay�nlar”, Avrupa’da TürkçeYay�nlar Sempozyumu(Ekim 1996), Hollanda Türk Akademisyenler Birli�i Vakf� Yay, Amsterdam,1996, s.39; Oktay, a.g.m., s.130.75 Turan, “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, s.22.
28
almas�, Türklerin üzerindeki bask�y� artt�rm��t�r. Türkler, Yugoslav otoriteler taraf�ndan
tehlike olarak görülmeye ba�land�. 1948’de gerçekle�tirilen nüfus say�m�nda bu bask�
neticesi Türk az�nl�k kendisini Arnavut olarak kaydettirdi. Ancak Yugoslavya’n�n
komünist blo�undan at�lmas� i�leri tam tersi yöne çevirdi. Arnavutlukla da ili�kisi bozulan
Yugoslavya’da bu kez Arnavutluklar �üpheli görülmeye ba�land� ve bir çok Arnavut
kendisini Türk olarak kaydettirdi.76 Nihayetinde Türkiye ile Yugoslavya aras�nda 1952
y�l�nda serbest göç anla�mas� imza edildi. Anla�ma, Türk az�nl���n Makedonya’daki
varl���na büyük darbe oldu. 1953’de de 1948 de olan�n tam tersi durum ya�and�. 1953
Balkan Pakt�’na Yugoslavya ile Türkiye, Türklerin gönüllü göç edebilmelerine olanak
sa�layan bir madde koydular. Bu madde pek çok Arnavut ve Çingenenin kendini Türk
olarak yazd�rmas�na vesile oldu ve Türk nüfus yeniden yükseldi. Böylece 1953’den
1960’a kadar olan sürede 151.812 ki�i Yugoslavya’dan Türkiye’ye göç etti. Tabii bunlar�n
aras�nda Arnavutlar da vard�. 1948’de Türk nüfus Yugoslav’da 95.940 iken 1953’de a��r�
yükselerek 203.938’e ç�km��t�r. 1960’da da Yugoslavya’da 131.481 Türk kalm��t�.77
Makedonya �statistik Kurumu’nun verilerine göre 1953 ve 1961 nüfus say�mlar�nda
72.457 Türk Makedonya’dan göç etmi�tir. Ba�ka bir kayna�a göre ise 1956 sonunda 150
bin Türk gönüllü olarak Makedonya’ya göç etmi�tir.78 1971 nüfus say�m�na göre
Yugoslavya’da 108.552, 1981 say�m�na göre ise 101.292 Türk mevcuttu. Bunlar�n
87.691’i Makedonya’da ya��yordu. 100 binli rakamlar�n geçti�i yerde nüfusun 10 binlere
dü�ü�ü dramatiktir. Nitekim bu dü�ü� politik nedenlerle izah edilebilir. 1974 anayasas�
Kosova’ya geni� bir özerklik tan�m��t� ve bu bölgenin yerli ve ço�unluk halk� olan
Arnavutlara çok büyük ayr�cal�klar tan�m��t�. Bir Arnavut olman�n verdi�i avantajlara
kar��l�k Türk kökenli olmak dezavantajl� olmu�tu. Bununla birlikte ayn� dinden olman�n
getirdi�i ve Türkler için büyük bir tehlike olan Arnavutla�ma olgusu ya�and�. Bir çok
Türk az�nl�k kendisini Arnavut olarak yazd�rd�.79
76 Oktay, a.g.m., s.141.77 Kut, a.g.e., s.228.78 Erdo�an Saraç, “Makedonya”, Yeni Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s.287; Nazif Mandac�-BirsenErdo�an, Balkanlar’da Az�nl�k Sorunu: Yunanistan, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’dakiAz�nl�klara Bir Bak��, SAEMK, Ankara, 2001, s.81-82.79 Madac�-Erdo�an, a.g.e., s.81; Kut, a.g.e., s.229; Sosyalist Makedonya Cumhuriyeti’nin(SR) nüfusu 1981nüfus say�m�na göre 1.912.257 idi. Ayn� nüfus say�m�na göre Makedonya’da 1.281.195 Makedonyal�,377.726 Arnavut, 44.613 S�rp, 39.555 Müslüman, 47.223 Çingene, 86.691 Türk ve 7190 Ulah vard �. Gerikalanlar ba�ka etnik gruplardan olu�uyordu. Poulton, a.g.e., s.57.
29
Arnavutlar, di�er Müslüman az�nl�klar� içinde eritme potansiyeline sahipken,
Makedonya da ayn� �ekilde ülkedeki az�nl�klar� Makedon gösterme e�ilimi vard�r. Bu
bak�mdan Makedon nüfus istatistikleri güvenilirlikten uzak olmu�tur.80
1991’e geldi�imizde ise resmi rakamlar Makedonya’da 97.416 Türk’ün var oldu�unu
gösteriyor ki bu say�m� Arnavutlar boykot etmi�lerdir. 1994 nüfusu say�m�nda Türkler
81.615 tir. Bu kadar k�sa süre için de 15 bin civar�nda Türk nüfusuna ne oldu�u
aç�klanamamaktad�r. Burada kar��m�za demokratik dönemle birlikte yükselen Makedon
milliyetçili�i ç�kmaktad�r. Makedonya, etnik çe�itlili�ine ra�men Makedon milletini fazla
göstererek üniter bir Makedon devleti olu�turma e�ilimindedir. Makedonya Türkleri ise
kendilerinin, resmi rakamlar�n aksine say�lar�n�n 170 ila 200 bin aras�nda oldu�una
inanmaktad�rlar(Türk Demokrat Partisinin yapt��� ara�t�rmaya göre).81
Türklerin yo�un olarak ya�ad�klar� yerlere bakt���m�zda ise bunlar; Makedonya’n�n
bat�s�nda Gostivar, Kalkandelen (Tetovo), Ohri, Struga, K�rçova, Debre, Üsküp ile
Makedonya’n�n do�usunda Köprülü, Valandova, Usturumca, Radoviç ve ��tip kazalar�d�r.
Temmuz 2000 itibariyle de Makedonya’n�n nüfusu 2 milyon 50 bin civar�ndad�r. Toplam
nüfusun oransal olarak da Makedonlar %67, Arnavutlar %21, Türkler %5 ve Torbe�ler ise
%3.5’ini olu�turur.82
80 Toplu halde Makedonya’da Türklerin nüfus durumu resmi rakamlarla �öyledir. 1953’de 203.938, 1961’de131.481, 1971’de 108.552, 1981’de 86.591, 1991’de 97.416, 1994’de 81.615. Saraç, a.g.e., s.287; ÖmerTuran ise farkl� rakamlar veriyor. 1981’de 88.591, 1991’de78.880, 1994’de 87.019. Ömer Turan“Makedonya’da Türkler”, Makedonya Sorunu Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara,2002, s.171. Makedon komünist yöneticiler nomenklatura dedikleri di�er Müslüman gruplar�n Arnavutlariçinde asimile olmalar�n� her zaman bir tehdit unsuru olarak görmü�lerdir. Makedon �statistik Kurumu’nagöre Arnavutlar özellikle Tetovo, Gostivar, Struga ve Kiçevo civar�ndaki Türkleri Arnavutla�mayazorlam��lard�r. 1987’de Makedonya Komünist Partisi Merkez Komitesi Arnavut milliyetçili�inin TürkleriGostivar’dan kitleler halinde göçe zorlad���n� aç�klam��t�r. Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.82-83.81 Saraç, a.g.m., s.287; Turan, “Makedonya ve Bulgaristan’da Ç�kan Türkçe Süreli Yay�nlar”, s.40. 1991say�m�nda Müslüman Torbe�ler, Türk olmad�klar�, Müslüman Makedonlar olduklar� gerekcesiyle busay�mda ayr� bir Müslüman kategoride say�lm��lard�r. Bu da Türk az�nl���n tepkisini çekmi�tir. Kut, a.g.e.,s.31. 1991 nüfus say�mlar�nda al�nan tüm siyasi tedbirlere ra�men Torbe�lerin bir ço�u kendini Türk olarakyazd�rd�. Önceden Arnavut yaz�lan baz� Türkler de bu say�mda yeniden Türk olarak yaz�ld�. BöyleceTürklerin say�s�nda bir art�� gözlendi. Bunun yan�nda ülkede, Makedonlara göre 600 ila 800 binArnavut(Arnavutlara göre ise bu rakam 900 bin ila 1 milyon aras�ndad�r), 1 ila 1 milyon 200 bin aras�ndaMakedon ya�amaktad�r. �lker Alp, “Makedonya Üzerindeki Mücadeleler ve Makedonya Cumhuriyeti”,Makedonya Sorunu Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.89.82 M. Murat Hatipo�lu, “Kurulu�undan Günümüze Makedonya Cumhuriyetinin D�� Politikas� ve BalkanÜlkeleriyle �li�kileri (1991-2000)”, Balkan Diplomasisi, der., Ömer E. Lütem-Birgül Demirta� Co�kun,ASAM, Ankara, 2001, s.167; Turan, a.g.m., s.40.
30
1996’da yap�lan idare-bölge düzenine göre Makedonya’da toplam 123 belediyeden
sadece 30’unda Türkler bulunmaktad�r. Makedonya Türk az�nl���n ileri gelenlerinden
Demokratik Müslüman Partisi genel ba�kan� Tevfik Kadri’ye göre ise rakamlar gerçe�i
yans�tmamakta, Makedonya’da 200 binin üzerinde Türk ya�amaktad�r.83
21. Makedonya Türklerinin Hukuksal Durumu
Yugoslavya’da 21 �ubat 1974 tarihli anayasa, etnik gruplar�n durumuna aç�kl�k
getirmi�tir. Bu anayasa, Yugoslav halk ve milletlerinden bahsetmekte, etnik gruplar�n
haklar�n� s�ralamaktad�r. Buna göre insanlar, milliyet, �rk, dil, din, e�itim, sosyal
durumlar�na bak�lmazs�z�n yasalar önünde e�ittir. ��te Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti
anayasas� da bu e�itli�e binaen Makedon, Arnavut ve Türklerin kurucu halk olarak
nitelendi�i bir anayasayd�.84 1974 anayasas�yla dil kullan�m�nda da geni� haklar getirildi.
Buna göre Yugoslavya’n�n tüm cumhuriyetlerinde ve özerk bölgelerinde tüm halklar ve
milletler kendi dillerinde serbestçe e�itim yapabilirler. Bütün topluluklar�n dil ve
alfabeleri e�ittir.85
Yugoslavya’n�n da��lmas�yla birlikte 1989’da yap�lan bir anayasa de�i�ikli�i ile
Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti(SR), Makedonya halk�n�n ulus devleti olarak yeniden
tan�mland�. Önceden belirtti�imiz gibi Makedonya, Makedon, Arnavut ve Türklerin
devleti �eklindeydi. Yugoslavya’n�n da��lmas� ve artan milliyetçilik cereyanlar� Makedon
ulusçu�unun da sald�rgan bir hal almas�na neden oldu.86 Yeni kabul edilen bu anayasa ile
Makedonya’da Arnavutlar, Türkler, Ulahlar ve di�er gruplar ülkede ya�ayan e�it haklara
sahip az�nl�klar(milliyetler) olarak tan�mlan�r.87
83 Çay�rl�, a.g.m., s.445.84 F. W. Carter, “Türk Haklar�”, Dünya’da Türkler, ed., Margaret Bainbridge, çev., M. Harmanc�, Say Yay,�stanbul, 1995, s.274; Oktay, a.g.m., s.137; Birgül Demirta� Co�kun-Emir Türko�lu, “Makedonya B�çakS�rt�nda: Balkanlar�n Eski Model Ülkesi Yeni �stikrars�zl�k Unsuru mu?”, Makedonya Sorunu DündenBugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.123.85 Carter, a.g.m., s.279.86 Poulton, a.g.e., s.64,102.87 Co�kun-Türko�lu, a.g.m., s.124-125; Turan, “Makedonya’da Türkler”, s.168. 17 Kas�m 1991’deyürürlü�e giren 134 maddelik yeni Makedonya Cumhuriyeti anayasas�, devleti egemen, ba��ms�z,demokratik ve sosyal bir devlet olarak tan�mlanmaktad�r. Çi�dem Ülker, Makedonya Türk ÖyküsündeKimlik Sorunu, Kültür Bakanl��� Yay, Ankara, 1998, s.11. Makedonya anayasas� etnik gruplar� tan�mlamakiçin milliyet(National Minority) terimini kullan�r. Bu, çok uluslu bir devletin içinde var olan bir ulusaltopluluk anlam�n� ta��r. Yani ulusal az�nl�k, bir devletin d���ndaki bir ba�ka devlete etnik olarak ba�l� olan
31
Bu anayasa etnik gruplar�n haklar�n� �öyle tan�mlar: Milliyetler kimliklerini ve ulusal
özelliklerini geli�tirirler, Makedonya Cumhuriyeti milliyetlerin, etnik, kültürel, dinsel
kimlikleriyle dillerini korumay� garanti eder, milliyetler kendi kimliklerini ifade, te�vik ve
geli�tirmek için kültür, sanat, bilimsel vs. ba�ka dernekler kurma hakk�na ve kendi
anadillerinde ilk ve orta ö�renimlerini görme hakk�na sahiptir.88
Tüm bu verilen anayasal haklara ra�men bu yeni anayasaya itirazlar�n temelinde
anayasan�n, Makedon milletinin ulus devleti olarak kabul edilmesi gelmektedir.89 Ancak
1991 anayasas� yurtta� hak ve özgürlükleri aç�s�ndan ve az�nl�k haklar� bak�m�ndan liberal
bir anayasa olma özelli�i ta��r.90
Ba��ms�z Makedonya Cumhuriyeti’nde Makedonlar’da, toplam say�lar� kendilerinin
say�s�na e�it olan di�er az�nl�k gruplar�n�, küçük birer az�nl�k olarak görme e�ilimi hakim
olmu�tur. Makedonlardan sonra gelen ve nüfus olarak en büyük ikinci grubu olu�turan
Arnavutlar ve Türkler, bu durumdan hiç de ho�nut de�illerdir. Kendilerine ikinci s�n�f
insan muamelesi yap�ld���n� dü�ünmektedirler. Üstelik devlet kademeleri de art�k
Makedonlarca i�gal edilmeye ba�lanm��t�r.91 Resmi rakamlara göre 500 bin
civar�nda(Arnavutlara göre ise 700-800 bin civar�nda) olan Arnavutlar için anayasa ile
ikincil konuma dü�mek kabul edilemez bir durum olmu�tur. Ülkede az�nl�k statüsünde
olmay� kabullenemeyen Arnavutlar ve Türkler az�nl�k haklar� meselelerinde birlikte
hareket etmektedir. Bu ise, Makedon yönetiminin bu iki gruba kar�� sert önlemler
almas�na neden olmaktad�r.
Makedonlara göre Arnavutlar, 1991 anayasas�na göre verilen haklar�n d���nda
ayr�cal�klar pe�indedir. Türkler ise yap�lan anayasas�n�n uygulan��� yönünde itiraz
etmektedirler. Üsküp’te “Sosyolojik, Siyasal ve Hukuksal Ara�t�rmalar Enstitüsü’nün
Etnik �li�kiler Merkezi”nce yap�lan ara�t�rmada az�nl�klara sorulan, “Makedon devletini
bir topluluk demektir. Makedonyal� Türkler de, devletin kurucu unsuru olmaktan ç �kar�larak az�nl�kdurumuna dü�ürülmekten ho�nut de�illerdir. Ülker, a.g.e., s.17.88 Ülker, a.g.e., s.12.89 �ule Kut, “Ba��ms�z Makedonya: Alt�nc� Y�l Krizleri”, Da��lan Yugoslavya ve Bosna-Hersek Sorunu:Olaylar-Belgeler (1990-1996), haz., �smail Soysal-�ule Kut, OB�V, �stanbul, 1997, s.190.90 Kut, Balkanlarda Kimlik ve Egemenlik, s.28.91 Turan, “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, s.23; Ülker, a.g.e., s.17. Türkler, ana devletioldu�undan dolay� Makedonya’n�n asli unsuru say�lmamaktad�r. Ancak hukuksal olarak tüm vatanda�l�khaklar�na sahiptir. Türkler, Makedonya devletine fiilen ba�l� say�lmaktad�rlar, hukuken de�il. Ülker, a.g.e.,s.20.
32
ne derece kendilerinin gördü�ü” sorusuna verilen cevapta, Türklerin Arnavutlardan farkl�
bir yakla��m içinde oldu�u görülür. Türklerin %90’� kimi haks�z uygulamalara ra�men
kendilerini Makedonlarla e�it vatanda�lar olarak görmektedirler. Arnavutlar�n ise %42 si
kendini ikinci s�n�f vatanda� olarak görüyor. Türklerin %80’i gibi yüksek bir oran� da
ayr�mc�l��a tabi tutulmad���n� dü�ünmektedir. Sonuçta Türklerin, Makedon yasalar�na
uyan, itaatkar, uyumlu bir az�nl�k oldu�u ortaya ç�kmaktad�r.92
22. Makedonya Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri
Yugoslavya’n�n da��lmas�yla birlikte Makedonya’da 11 Kas�m 1990’da ilk çok partili
seçim düzenlendi. 8 Ocak 1991’de Makedonya Parlamentosu ilk toplant�s�n� yapt� ve 27
Ocakta son Makedonya Federe Cumhuriyeti’nin de ba�kan� olan Kili Gligorov
cumhurba�kanl���na getirildi.93 Yerel seçimler ise Kas�m 1996’da yap�ld�. Normalde
1994’de yap�lmas� gereken seçimleri Makedonya Hükümeti, daha önemli meselelerle
u�ra�t���n� vurgulayarak iki sene süreyle erteledi. Ancak 1996’n�n sonunda Makedonya
Parlamentosu yeni “Belediyeler Yasas�n�” ve yeni “Yerel Seçimler Yasas�”n� ç�karmay�
ba�arm��t�r.94 Makedonya Türklerinin biricik siyasi temsilcisi olan Türk Demokratik
Partisi ise kendi imkanlar�yla yerel seçimler 96’ya kendi ba��na 12 belediye ba�kan� aday�
ile, hükümet orta�� Arnavut Refah Partisiyle de belediye meclis üyeli�i için koalisyonla
kat�lm��t�r. Seçim sonucunda ise TDP aday� hukukçu Nevaip �smail, Merkez Jupa’n�n ilk
seçilen belediye ba�kan� oldu. Kazan�lan bu bölge de, Torbe� Türklerinin Türk dilinde
e�itim mücadelesi verdi�i ve dolay�s�yla Makedon hükümetinin Türk milli kimli�ini
tan�mad��� yerdir. TDP, Merkez Jupa’da elde etti�i ba�ar�yla hükümete galebe çald�.
Seçimlerin genelinde TDP, Makedonya’n�n tüm belediyelerinde toplam 1902 belediye
meclis üye say�s�n�n 42’sini kazand�. 1990 yerel seçimlerinde bir sandalye kazanm�� olan
TDP, 1996’da bunu 42’ye ç�kararak k�sa zaman içinde partinin siyasalla�mas�n�
sa�lam��t�r.95
92 Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.83.93 Hatipo�lu, “Kurulu�undan Günümüze Makedonya”, s.168. Yugoslavya’da cumhurba�kan� ço�unlukmilletten seçilirse ba�bakanlar s�rayla az�nl�klardan seçilmektedir. Makedonya Türklerinden Firuz Demir ,Makedon meclisinde ba�kan yard�mc �l��� yapm��t�r. Carter, a.g.m., s.278.94 Erdo�an Saraç, “Makedonya Yerel Seçimler 1996 ve Nüfus Say�m� �le �lgili Nihai Veriler, Yeni Türkiye,c.II, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1812.95 a.g.m., s.1813-1814.
33
Devlet kademlerinde oldu�u gibi parlamentoda da Makedonlar %85 gibi bir ço�unlu�u
ellerinde tutmaktalar. Ancak burada Makedonya’daki seçim sisteminin adaletsizli�i
üzerinde durmak gerekir. Bu sistem mümkün mertebe az�nl�klar�n meclise girmelerini
engellemek üzere haz�rlanm��t�r. Hatta diyebiliriz ki bu kanun, sosyalist Makedonya
döneminden kalmad�r. Türklerin yo�un olarak bulunduklar� yerler iki ayr� seçim
bölgesine taksim edilerek oylar� da��t�lmaktad�r. Türklerin yo�un olarak bulundu�u Bat�
Makedonya’n�n baz� yerlerinde 1 milletvekili için 17 bin oy gerekirken da��n�k oldu�u
yerlerde ise 3 bin be� yüz oy ile bir milletvekili seçilebilmektedir. Dolay�s�yla Türk
nüfusun kesafetine göre seçim bölgeleri belirlenmi� olmaktad�r. Ba�ta Türkler olmak
üzere di�er az�nl�klar, Makedonya’n�n bütün halinde “tek bir seçim bölgesi” kabul
edilmesini ve böylece nüfuslar� oran�nda parlamentoda temsil edilebilmeyi istemektedir.96
Makedonya Türklerinin siyasal e�ilimlerine bakt���m�zda ise, temelde ikiye
ayr�ld�klar�n� görüyoruz. Liberaller ile Türk-�slam anlay���na ba�l� milliyetçiler. Az�nl�k
haklar� söz konusu oldu�unda ise her iki taraf da görü� birli�i içersindedir.
Yugoslavya’n�n da��lmas�na yak�n milliyetçi e�ilimler yükselmi�tir. Bu durum siyasal
partilerin de a��r�l��a kaçmas�na neden oldu. 1990’daki Makedonya seçimlerinde
parlamentodaki gruplar�n ço�unun milliyetçi partiler oldu�unu görüyoruz. Makedonya
Cumhurba�kanl��� Konseyi eski üyesi Fahri Kaya, bu durumun Türkleri kayg�land�rd���n�
dile getiriyor. Bu, az�nl�k haklar�n�n da k�s�tlanmas�na neden olmaktad�r. Daha önce
Makedon Millet meclisinde Türkler 15 milletvekili ile temsil edilirken, son seçimlerde bu
rakam s�f�rlanm��t�r.97
23. Makedonya’da Siyasi Partiler
230. Türk Demokratik Partisi
96 Turan, “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, s.24-25; Saraç, “Makedonya”, s.288. Turgut Özal,Makedonya Cumhurba�kan� Kili Gligorov’a yapt��� bask� sonucu 1990 seçimlerinden sonra bir Türkükültür bakan� seçtirtmi�tir. Ancak aradan çok geçmeden 1991’de görevden al�nm��t�r. TürklerMakedonya’n�n hiçbir belediyesinde %15 in üzerinde nüfus yo�unlu�una sahip de�ildir. Türklerin yar�s�kadar bile olmayan S�rplar, Çingeneler, Bo�naklar bile parlamentoda temsil edilebilmekteyken Türk az�nl�k,yukar�da sayd���m�z nedenlerden dolay� temsil edilememektedir. Turan, “Makedonya’da Türkler “, s.172.97 Fahri Kaya, “Yugoslavya Türkleri Tehlikede”, Yeni Bat� Trakya, say�:104(Kas�m-1991), s.30. Burada,yeni kurulan ve bir dernek görünümünde olan Türk Demokratik Birli�i’nin da��n�kl���, tecrübesizli�i veseçim adaletsizli�i etkili olmu�tur. Saraç, “Makedonya”, s.288.
34
Makedonya’ya demokrasinin gelmesiyle Türkler de bundan faydalanmak, dilini,
dinini, refah�n�, kültürünü, töresini, ulusal ç�karlar�n�, temel hak ve hürriyetlerini
savunmak amac�yla yola ç�kt� ve 1.7.1990 tarihinde temelde bir dernek statüsünde ve
Avni Engüllünün kurucu ba�kanl���nda Türk Demokratik Birli�i’ni kurdular. Mugbil
Beyzat bir y�l süreyle TDB’n�n geçici ba�kanl���n� yürüttü. Bu siyasi dernek, 1990’da
yap�lan ilk genel seçimlere kat�lm�� ancak, da��n�kl�k, tecrübesizlik ve seçim yasas�n�n
adaletsizli�i dolay�s�yla bir ba�ar� elde edememi�tir.98 Bu dönem, Makedonya’daki etnik
gruplar�n kimliklerinin de daha belirgin hale geldi�i ve TDB’nin siyasal bir kimli�e
büründü�ü dönem oldu. Bu siyasi süreç içerisinde TDB, 27.6.1992 tarihinde ikinci genel
kurultay�na gitti ve Türk Demokratik Birli�i, Türk Demokratik Partisine dönü�tü. Bundan
sonra Erdo�an Saraç genel ba�kanl��a getirildi.99 Ancak Türkler, ilk siyasal te�kilatlanma
tecrübelerini ya�arken ayn� zamanda aralar�nda iç çeki�meler de ba�lad�. TDP kurulduktan
sonra partiye muhalif kimseler ba�ta Mugbil Beyzat, Kamuran Tahir, Güner �smail gibi
kendilerini eski Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti’ne ve sonras�nda kurulan Makedonya
Cumhuriyeti’ne adapte etmi� ki�iler sosyalist bir çizgide siyaset yapmaya ba�lad�lar.100
TDP, 1994 Makedonya genel seçimlerini tek ba��na 59 milletvekili aday� ç�kararak
kat�lmay� ba�arm�� ancak meclise bir milletvekili gönderebilmi�tir. Seçim öncesi Arnavut
ve Makedon partilerden seçim ortakl��� arayan TDP, arad���n� bulamam��t�r. Ancak
seçimlerin ilk turunda 8 milletvekili aday�n�n 2. tura yükselebilmesi büyük ba�ar� olmu�
ve bu ba�ar� di�er partileri de �a��rtm��t�r. Seçim yasas�ndaki adaletsizli�e ra�men
Türklerin 1 milletvekili ç�karmas� Türk az�nl��a adeta bir bayram havas� ya�atm��t�r.101
1996 yerel seçimlerine gelindi�in de ise TDP, 2 belediye ba�kan� ve 17 belediyede 44
belediye meclis üyesi ç�karmay� ba�ard�.102 TDP’nin siyasal u�ra� verdi�i alanlar�n
ba��nda, uluslararas� insan haklar� kurulu�lar�n�n da yak�ndan takip etti�i Merkez Jupa
(Zupa) olay� oldu. TDP, kesinlikle Torbe� tabirini kabul etmemektedir. Bilindi�i gibi bu
98 Saraç, “Makedonya”, s.288; Turan, “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, s.24; (http://www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm). Mugbil Beyzat’�n Makedonya Sosyal Demokratik Partisi’ndenmilletvekili aday� olmas� Türk seçmenini üzmü�tür. Beyzat daha sonra görevinden al�nm��t�r. Saraç, a.g.m.,s.288. Nüfus �tibariyle Türklerin, 7 sandalyeye sahip olmalar� gerekir. Çay�rl�, a.g.m., s.446.99 (www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm); Saraç, a.g.m., s.288. TDP’den önce Türklerin kurdu�u,“Makedonya Türkleri Demokratik �ttifak �” adl� te�kilat�n ismi de geçiyor. Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.84.100 Turan, a.g.m., s.24.101 Saraç, a.g.m., s.288. Ancak TDP, din birli�i esas�na dayal� ve Müslümanlar� bir çat� alt �nda toplanmay�hedefleyen Kenan Mazlami’nin genel ba�kan� oldu�u “Demokratik Eylem Hak Yol Partisi” ile ittifakyapm��t�r. Turan, a.g.m., s.24; Saraç, a.g.m., s.288.102 (www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm)
35
bölgede Makedon hükümeti Torbe� Türklerini zorla Makedonca e�itimi dikte etmek
istemektedir. Bu olayda TDP, i�i Türkiye’ye toplu göç tehdidine kadar götürdü. Parti
içinden de Torbe�lerin haklar� yeterince savunulmad��� ele�tirisi geldi. Ancak TDP genel
kurulu, ba�kan Saraç’�n arkas�nda oldu�unu göstererek Parti içi muhalefet susturuldu.
TDP, Torbe�lerin Türkçe e�itim haklar�n�n her zaman arkas�nda durmaya ve savunmaya
devam edegelmi�tir. TDP’nin Türklerin haklar�n� aramada mücadele verdi�i di�er husus,
Yugoslavya’dan göç edenlerin geride b�rakt��� mallar�n� tekrar elde edebilmesine yönelik
mücadele oldu. Türkler göç ederken ba�l� olduklar� belediyeye geride b�rakt�klar� mallar�
hususunda hiçbir hak talep etmeyeceklerine dahil imza atm��lard�. TDP, Makedonya
Cumhuriyeti döneminde bu meselenin takipçisi oldu. Türklere ait mallar�n geri iade
edilmesi için u�ra� verdi ancak hükümet, kamula�t�r�lm�� mallardan ancak Makedon
vatanda�lar�n faydalanabilece�i hükmünü getirdi.103
Türkiye ile olan ili�kilerine gelince, zaman zaman Türk yetkililerin Makedonya’y�
ziyaretleri Türk az�nl��a bir destek ve moral gücü kazand�rmaktad�r. Makedonyal�
Türkler, Türkiye’den Makedon devlet kurumlar�na daha etkin ve fazla say�da kat�labilmek
için yard�m beklemektedirler. Ancak Makedonya’da Türkler, varl���n� hissettirmeye,
vatan olarak Makedonya’y� kabul etmeye ve Türkiye’ye göçün kesinlikle önünde
durmaya çal��maktad�r. Saraç bir konu�mas�; “Anavatan�m�z Türkiye Cumhuriyeti
Kalbimizde Taht Kurmu�tur. Bu taht� y�kmak isteyenler kim olursa olsun bizim gerçek
dü�man�m�zd�r. Biz büyük Türk milletinin bölünmez bir parças�y�z anavatan�m�za
yürekten ba�l�y�z” �eklinde olmu�tur. Bu, Makedonya’daki Türk varl���n�n anlam�n�,
misyonunu göstermesi bak�m�ndan öz bir ifadedir.104
1999 cumhurba�kanl��� seçimlerinde TDP, Boris Traykovski’yi destekleyerek seçimi
kazanmas�na yard�mc� oldu. 2002 parlamento seçimlerinde ise TDP, di�er az�nl�k
partilerinin bir araya gelip “Makedonya �çin Birlikte Koalisyonu” ittifak�nda yer ald�. Bu
seçimlerde TDP, 2 milletvekili ile hükümette çal��ma ve sosyal güvenlik bakanl���nda
bakan vekilli�ini almay� ba�ard�. Bu üst görevlerin yan�nda Makedon televizyon ve
radyosunda, Kültür ve Tar�m Bakanl�’��nda cumhuriyet düzeyinde yöneticilik, Maliye
103 Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.85-86.104 Çay �rl�, a.g.m., s.447; Nefi Demirci, “Makedonya, Kosova, Kerkük”, Orkun, say�:98(Nisan 2006), s.1.TDP ba�kan� Erdo�an Saraç Makedonya’daki Türk varl���n�, Osmanl�n�n Balkanlar� anavatan olarakbilmesi ve 5,5 yy süren varl���n�n bir sonucu olarak tarif etmektedir. Ülker, a.g.e., s.17.
36
Bakanl��� Vergi �dare Dairesi’nde, M.C. Merkez Halk Bankas�’nda, Anayasa Mahkemesi
ve Cumhuriyet Yarg�çlar Konseyi’nde birer temsilci elde etti.105 En son 5.4.2003’te
Ohri’de yap�lan TDP’nin 5. ola�anüstü kurultay�nda parti, yeni program ve tüzü�ünü
kabul etti. Bu tüzük ve programla TDP, daha ça�da� ve demokratik düzeye eri�ti. Yeni
tüzük, “Entelektüel Konsey” ve ”Kad�nlar Aktiv” te�kilatlar�n�n kurulmas�n�
öngörmektedir. Bu yap�lar�n parti içi etkile�imi ve koordinasyonu artt�raca��
dü�ünülmektedir.106
Son olarak Makedonya Türklerinin içte ya�ad��� ayr�l�klardan bahsetmek yerinde olur.
Özde milli dü�ünce ve ç�karlarda birlik olmakla beraber, Türklerin dü�ünce yap�lar�nda
farkl�l�klar�n oldu�unu görüyoruz. Bu bak�mdan s�k s�k Türklerin birlik ve beraberlik
içinde olmalar� gerekti�i siyasiler taraf�ndan dile getirilir. Örne�in 30.6.2000’de yap�lan
TDP kurultay�nda savunulan dü�ünce, Abdülhakim Hikmet Do�an E�itim- Kültür ve
Sanat Merkezi (Vakf�) ba�kan� Hamdi Hasan ile TDP genel ba�kan� Erdo�an Saraç
aras�ndaki görü� ayr�l�klar�n�n giderilmesi halinde Türklerin, Makedon Millet Meclisinde
daha güçlü bir �ekilde temsil edilebilece�idir. Ayn� �ekilde TDP’den ba�ka 1999’da
kurulan “Türk Hareket Partisi” ile 2000’de kurulan “Demokratik Müslüman Partisi” Türk
partilerinin birlikte hareket etmeleri gerekti�ini söylemi�lerdir. Türk az�nl���n
Makedonya’da varl���n� sürdürebilmesi davas�nda her iki muhalif grup birbirini
suçlayarak davaya ihanet etti�ini söylemektedir. TDP merkezli siyasette taraftar olanlar
Müslüman Türk olarak nitelenirken, di�er tarafta TDP siyasetine muhalif, kendini
Makedonyal� hissedenler kendini Makedonyal� Türk olarak görmektedir.
Makedonya’da Türklerin di�er te�kilatlar�ndan Aziz �en’in Grostivar’da kurdu�u
“Güven” Partisi107 ve “ Makedonya Türk Sivil Te�kilatlar Birli�inden” bahsedebiliriz.
105 (www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm). TDP’den milletvekili Gayur Saraç ve Kenan Hasip’in yan� s�raMakedon Dahili Devrimci Örgütü-Makedon Ulusal Birli�i Demokratik Partisi (VMRO-DPMNE)’denAdnan Kahil de milletvekili oldu. Oktay, a.g.m., s.149-150.106 (www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm)107 Demirci, a.g.m., s.1; Kut, Balkanlar’da Kimlik ve Egemenlik, s.37. TDP’den görü� ayr�l�klar� nedeniyleayr�larak partiyi kurdu. Türk az�nl���n birlik olmas�n�n önündeki hastal�k olan ki�isel ç�karlar nedeniylepartiden ayr�lm��t�r. a.g.e., s.35.
37
24. Makedonya’da Dernekler
Bilindi�i gibi Makedonya, Balkan Sava�lar� sonunda Osmanl� hakimiyetinden ç�kt�.
Bu tarihten II. Dünya Sava��na kadar Türklerin siyasi organizasyonlar� olmad�. Yaln�z
siyasal de�il sosyal, dil, e�itim, folklar gibi alanlarda da örgütlenmelerine imkan
tan�nmad�. Bu dönemde 1924’te Üsküpte “Sebat Futbol Klübünü”, 1937’de “Üsküp
Türkleri Yard�m Cemiyeti”nin kurulmas�n� sayabiliriz.108
1940 sonras� dönemde artan Arnavut milliyetçili�i, Türklere Türkle�mi� Arnavut
yaftas�n�n vurulmas� ve göçler sonucu nüfusun azalmas� gibi olumsuzluklara ra�men
Türkler, milli kimliklerini korumay� bilmi�lerdir. ��te bu milli kimli�i koruma
dü�üncesiyle bir k�s�m Türk ayd�n� Makedonya’da Türklerin haklar�n� korumak ve
geli�tirmek, milli manevi de�erlerine, örf ve adetlerine sahip ç�kmak amac�yla 1942’de
“Yücel” te�kilat�n� kurdu109
Sava� sonras� Yugoslavya’da sadece Türk az�nl���n haklar�n� korumak amac�yla ortaya
ç�km�� olan bu te�kilat, Do�u-Bat� bloklar� aras� rekabet ve Yugoslavya ile Rusya’n�n
çeki�mesinin kurban� oldu. Te�kilat aleyhine, Yugoslavya’n�n devlet ve toprak
bütünlü�ünü hedef alan terörist ve casus bir örgüt ve temel amac�n�n Türkiye ile
birle�mek oldu�u iddias�yla hakk�nda soru�turma ba�lat�ld�. Yücel te�kilat�n�n içinde,
te�kilat aleyhine ileri sürülen suçlamalar� destekleyenler ve yönetimin yan�nda olanlarla,
amaçlar�n�n hiç de bölücülük ve terörizm gibi yasa d��� faaliyetler olmad���n� savunan bir
grup vard�r. Birinci gruba girenler aras�nda Mustafa Karahasan, Yücel’in casus, terörist,
anti sosyalist, anti Atatürkçü bir te�kilat oldu�unu ileri sürmü�tür. Bir de di�er taraf
vard�r. Yücel davas�n�n failleri olarak 1948’de yarg�lanan ve hapis cezas�na çarpt�r�lan
Muzaffer Hocao�lu Yücelin ne oldu�unu aç�kl�yordu; “Biz herhangi bir istihbarat
servisine hizmet edecek, arada Yunanistan ve Bulgaristan varken Türkiye ile
birle�mesinin imkans�zl���n� göremeyecek kadar ahmak de�ildik. Amac�m�z özellikle
ahalinin yüzde yetmi�ini bile Türklerin olu�turdu�u Makedonya’n�n baz� bölgelerinde
Türklere tam e�itli�in verilmesini, toplumun her hücresine kat�l�m�n ahali say�s�na
108 Turan, “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, s.24.109 Çay�rl �, a.g.m., s.448; Turan, a.g.m., s.24; Oktay, a.g.m., s.138.
38
orant�l� olmas�n� sa�lamakt�. Ancak aleyhte kimsenin ses ç�karmad��� monte edilmi�
duru�mada, bize akl�m�z�n bir kö�esini bile i�gal etmeyen büyük suçlamalar yüklendi.”110
Yine ayn� davada suçlu bulunarak 7 y�l hapis yatm�� Ahmet Yücel de:”Davam�zda
hakl� oldu�umuzu bilmesine ra�men Yugoslavya’da ya�ayan Türkler aram�zda
duramad�lar. Bu da Balkan Sava�lar�ndan bu yana Türk ahalinin sürekli haks�zl��a
u�ram�� olmas�n�n sonucu halk�n içine güçlü bir endi�enin, hatta korkunun da diyebilirim
i�lenmi� olmas�ndan kaynaklanm��t�. Geni� halk kitleleri d���nda, rahat�na dü�kün,
yönetimin elinde kuklal�k yapmaktan ba�ka bir i�e yaramayan üç be� ayd�n�n�zdansa, bize
kar�� tav�r tak�nmalar�ndan ba�ka bir �ey beklenemezdi.”111 Türklere kar�� bu komplonun
kurulmas�, sosyalist Yugoslavya’da Türk varl���n�n yok edilmek istenmesi amac�yla
haz�rlanm�� oldu�u ve bunun sonucunda da 1950’de Yugoslavya’dan Türkiye’ye göç ile
semerisini verdi�i anla��lmaktad�r.112
Bu davada Makedonyal� 17 Türk 1947’de vatana ihanetten suçlu bulundu.
Kurucular�ndan ve yöneticilerinden �uayip Aziz Ali Abdurahman, Nazmi Ömer ve Adem
Ali idam cezas�na çapt�r�ld�. Baz�lar� da y�llarca hapse mahkum edildiler. Yine bu davada
Makedonya Türklerinin Osmanl�n�n varisleri olarak görülmesi, Türklere kar�� bir antipati
olu�mas�na, Türk kar��t� söylemlerin güçlenmesine neden oldu. Bu nedenledir ki 1948
say�m�nda ço�u Türk kendini Arnavut olarak yazd�rd�.113
Komünizm döneminde Türklerin di�er te�kilatlar�na gelince bu dönemde kültür-sanat
derneklerinin kuruldu�unu görüyoruz. Bunlar Üsküp’te “Yeni Yol” kültür sanat derne�i”,
“Orhan Veli Kan�k” sanat klübü”, Kalkandelen’de “Yeni Hayat” kültür sanat derne�i”,
Gostivar’da “Güven” kültür sanat derne�i, Ohri’de “Karde�lik”, 1946’da “Zafer” kültür
ve spor kulübü, 1948’de “Üsküp Türk Kültür ve Sanayi-i Nefise Cemiyeti”, “Alt�n
Parmaklar”, “Yukar� Banyitsa” kültür sanat grubu(Gostivar belediyesi), “Kocac�k” folklor
grubu(Debre belediyesi), “Gönül” kültür-sanat derne�i(Struga belediyesi), “Karde�lik-
Birlik” sanat derne�i(Ohri belediyesi), “Karde�lik” kültür-sanat derne�i(Resne
110 Suat Ergüllü, “Yücel yada F�rsattan Yararlanmak”, Yeni Bat� Trakya, say�:110-111(May�s-Haziran1992), s.36.111 a.g.m., s.36.112 a.g.m., s.37.113 Oktay, a.g.e., s.138; Kut, Balkanlarda Kimlik ve Egemenlik, s.228; Turan, a.g.m., s.24.
39
belediyesi), Bahçebosu köyü “Yeni Gün” kültür sanat derne�i(Valandova Belediyesi) ve
“Yeni Sevda” kültür sanat derne�idir. Bu kurulu�lar, Türk kültürünün geli�tirilmesi ve
gelecek nesillere aktar�lmas� ve Türkleri bir çat� alt�nda toplama amac�nda olmu�lard�r.
Ancak göç olgusu derneklerin faaliyetlerine darbe vuran önemli bir unsur olmu�tur.114
Günümüzde ise Üsküp’te “Türk Kültür Merkezi”, “Türk �� Adamlar� Birli�i”,
Gostivar’da “Türk Ayd�nlar Cemiyeti”, Çal�kl�’da “Bahar”, Konçe’de “Karacao�lan”,
Buçim’de “A��k Veysel”, Radovi�’te “Zeyni Bey”, Dedeli’de “Ufuk”, Üsküp’te Matükat,
Vrapçi�te “Millenium” ve Gostivar’da Abdülhakim Hikmet Do�an E�itim, Kültür ve
Sanat merkezi kurulu�lar� mevcuttur. Sonuncusu Makedonya’daki Türk kurulu�lar�
aras�nda önemli bir yere sahiptir. Türk az�nl���n e�itim, kültür ve sanat alanlar�nda
seviyesini yükseltmek amac�yla 27.11.1997 y�l�nda kuruldu. Ba�kanlar�ndan Hamdi
Hasan ve Fad�l Hoca yönetiminde Merkez, çe�itli kurslar, konferanslar, sempozyumlar
düzenlemekte, yapt�klar� ara�t�rmalar sonucu kitap ve raporlar yay�nlamaktad�rlar. Ayr�ca
Makedonya’da okuyan Türk ö�rencilerine ve Do�u Makedonya Türklerine burs sa�lamak
gibi hizmetleri de vard�r.115
114 Turan, “Makedonya’da Türkler”, s.183; Türk kimli�ini komunizme ve Slavl��a kar�� korumu� olanYücel Te�kilat� ayr�ca Türkçe gazete ç�karm��, Türk okullar� ve Türk ö�retmeni yeti�tirme kurslar� açm��t�r.Çay�rl�, a.g.m., s.449. Celal Tuna, “Türk Kültür ve Ö�renim Kurumlar�”, Yeni Bat� Trakya, say�:78(Eylül1989), s.33-34.115 Çay�rl�, a.g.m., s.449; Turan, a.g.m., s.183. Yukar�da Komünizm döneminde geçen dernek isimlerigünümüz Makedonyas�’nda tekrarlanmad�. ADEKSAM’�n yay�nlar� aras�nda �unlar gösterilebilir. Fad�lHoca(Proje Koordinatörü), Makedonya Devlet Organlar�nda, Kamu Kurulu�lar�nda ve E�itim SistemindeTürklerin Kat�l�m Oran� �le �lgili Mukayese Çal��mas�, Gostivar, 2001 ve Hamdi Hasan, Makedonya’daTürkçe E�itim ve Abdülhakim Hikmet Do�an, Üsküp, 1998.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
3. YUNAN�STAN
Yunanistan, Balkanlar’da Osmanl�’dan en erken ayr�lan devlet olmu�tur. 1829 Edirne
anla�mas� ile ba��ms�zl���n� kazanan Yunanistan’�n 1830 Londra Protokolüyle
ba��ms�zl��� onaylanm�� oldu. Bu tarihten sonra Yunanistan d�� siyasetini Osmanl�
Devleti aleyhine geni�lemek üzerine kurdu ve 1947 Paris anla�mas�na dek be� kez
geni�ledi. �lk kuruldu�unda Peloponez yar�m adas�ndan müte�ekkil küçük bir devlet olan
Yunanistan, son geni�leme halkas�yla Ege Denizi ve adalar�n�n ço�una hakim, Ege
Makedonya’s�, Bat� Trakya ve Arnavutluk s�n�r�na de�in geni� topraklara hakim oldu.
Kaybedilen bu yerlerde geni� bir Müslüman nüfus hakimdi. Yunan yönetimine geçen bu
Müslüman nüfusun statüsü de de�i�mi� oldu. Buradan 1913 Atina anla�mas�, 1920 Yunan
Sevri, 1923 Lozan anla�mas�yla Müslüman Türk nüfusun statüsü tespit edildi. Bu arada I.
Dünya Sava�� sonras� dönemde Yunanistan birçok iç kar���kl�klar ya�ad�. Krall�k rejimi,
totaliter yönetimler, iç sava�lar gibi dönemler geçirdi. Bu dönemlerde Türk az�nl�k
nispeten kendisine sa�lanan hukuka göre ya�am�n� sürdürdü. Yunan iç sava��nda
devletine sadakat gösterdi. Bunun yan�nda Türkiye de maddi yard�mlarla Yunanistan’a
destek oldu . �ki sava� aras� dönemde Türkler te�kilatland�lar. Birbirlerine sahip ç�kt�klar�
�skeçe Türk Birli�i, Gümülcine Türk Ö�retmenler Birli�ini kurdular. II. Dünya Sava��
sonras� yine Türk-Yunan ili�kileri normal seyrinde devam etti. Hatta bu dönemde
Gümülcine’de 1952’de Celal Bayar Lisesi, �skeçe’de 1965’de Muzaffer Salih Lisesi
aç�ld�. K�br�s buhran�n�n ba�lang�c� olan 1963 y�l�na kadar olan bu dönem, Türk az�nl���n
durumunu özlemle anaca�� bir devir oldu. 1951 Kültür anla�mas� çerçevesinde
Türkiye’den kontenjan ö�retmenler Yunanistan’a gönderildi. 3065/1954 say�l� yasa ile
Türk okullar�nda Müslüman yerine Türk yaz�l� levhalar kullan�ld�. 6-7 olaylar� bile Türk-
Yunan ili�kilerindeki bahar havas�n� bozamad�. Bu dönemde olumlu ili�kilerin seyrinde
Mare�al Papagos’un ve Menderes yönetiminin ikili ili�kilere gösterdi�i hassasiyeti
41
belirtmeliyiz.116 Ancak K�br�s geli�melerine paralel olarak Türk-Yunan ili�kileri sorunlu,
s�k�nt�l�, çözümsüz ve tavizsiz bir döneme girdi. Öyle ki bu durum günümüze kadar
devam etmektedir. 1967’de Yunanistan’da askeri diktatörlük dönemi ba�lad� ve 1974’e
dek sürdü. Bu dönemde Türk az�nl���n yöneticileri -kendi haklar� oldu�u halde- Yunan
Yönetimi taraf�ndan atanmaya ba�land�. Mesela, 1973’de bir Çingene Müslüman’� olan
Ahmet Damato�lu Dimetoka müftüsü atand�. 1967’de �skeçe’de dinsel örgütlerin yönetim
konseyi ba�kanl���na yine Müslüman olmayan bir ki�i getirildi. Bat� Trakya Müslüman
Türk nüfusunun yo�unlu�unu azaltmak için Ulahlara yak�n Sarakatsanilerin Bat�
Trakya’ya yerle�meleri te�vik edildi.117 Bu dönemde Türk derneklerinin yönetim kurullar�
feshedildi, 1260/1972 say�l� yasa ile �ehir, köy vb. yerlerin haberle�me, yaz��ma, bas�nda,
te�kilatlarda Türkçe adlar�n kullan�lmas� hapis veya para cezas�na çarpt�rma ile
yasakland�. Az�nl�k cemaati yönetim kurullar�n�n fesedilmesi ve okul encümenleri
seçimlerinin yap�lmas� yasakland��� gibi bu kurullar Cunta taraf�ndan atanmaya ba�land�.
Az�nl�k e�itiminin kontrolü Yunan yönetimine geçti. Türkiye’den kontenjan ö�retmen
gelmesi yasakland� ve gelen kitaplara el kondu.118
1974 K�br�s Bar�� Harekat� ve arkas�ndan Cunta askeri yönetiminin sona ermesi ile
Yunanistan’a gelen demokratik idare ilk ba�ta Türk az�nl���n�n durumunu düzeltecek gibi
görünmü�se de durum hiç de böyle olmad�. Türkiye’nin K�br�s’a asker ç�karmas� dünyada
�ok etkisi yapt�. Özellikle Yunanistan’da K�br�s Sendromu olu�tu. Bu durum Türklerin
durumunu da bundan sonra kolay kolay düzelmeyecek bir devreye soktu. Yunan
yönetiminin bask�lar� daha da artt�. Bu bask�lara dayanamayan Türk az�nl�k çareyi mal�n�
mülkünü yok pahas�na satarak Türkiye’ye göç etmekte buldu. Bundan sonra Yunanistan
Bat� Trakya’da asimilasyon, olmazsa göç ettirmeyi amaç edinen bir politika izlemeye
ba�lad�.119
�kili ili�kilerdeki diplomas� gelene�inden uluslararas� diplomatik ili�kilerde nezaket
kurallar� gere�inden olsa gerektir, Bat� Trakya Türküne bask�lar�n artt��� 1974 sonras�
116 Bask�n Oran, Türk-Yunan ili�kilerinde Bat� Trakya Sorunu, Mülkiyeliler Birli�i Vakf� Yay, Ankara,1986, s.147; I��k Sad�k Ahmet, “Bat� Trakya’da Mevcut Durum”, Milletten Az�nl��a Yolculuk Dünü-Bugünü-Gelece�i �le Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� GenelMerkezi, Ankara, 2003, s.25.117 Poulton, a.g.e., s.222.118 Oran, a.g.e., s.75-77.119 Hülya Emin, “Bat� Trakya’da Türk Varl���”, Balkanlar’da Türk Kültürünün Dünü-Bugünü-Yar�n�Uluslararas� Sempozyumu, Bursa, 2002, s.160
42
dönemde Mart 1978’de Türk ve Yunan ba�kanlar� Montreux’de zirve toplant�s�nda bir
araya geldi. Yay�nlanan bildiride “iki ba�bakan aras�nda dostane ve samimi bir diyalog
kuruldu�u ve diyolo�un sürdürülmesine karar verildi�i” aç�kland�. Ba�bakan Ecevit, sanki
Bat� Trakya Türklerine yap�lanlar� göz ard� edercesine yapt��� aç�klamada, Türk az�nl���
meselesini ele ald�klar�n� ve Yunan hükümetinin konuyla ilgilenece�ini aç�kl�yordu.
Ecevit ;”Bat� Trakya Türkleri için Yunanistan Ba�bakan� Karamanilis’le Montreux’de
anla�maya vard�k” diyordu. ��te bu diplomas� anlay���n�n, beklide Türk az�nl���n
mukadderat�n� etkileyen önemli bir unsur oldu�unu söyleyebiliriz.120 Halbuki bu
anla�madan k�sa bir süre sonra Londra’da 27 �slam ülkesinin kat�l�m� ile gerçekle�en
Uluslararas� �slam Ülkeleri konferans�nda Bat� Trakya’da Türklere yap�lan bask�lar�n
k�nanmas�n�n da bulundu�u 24 karar tasar�s� kabul edildi.121 Yine Avrupa �slam
Konseyinin Londra’da düzenledi�i “�slam Az�nl�klar� Milletleraras� Konferans�” sonunda
yay�nlanan ortak bildiride de Bat� Trakya Müslüman Türk az�nl���na yap�lan bask�lar
k�nand�.122
Bat� Trakya Türklerine yap�lan bir çok bask� ve insan haklar� ihlalleri vard�r. Ancak bu
haks�zl�klar iki �ngiliz parlamenterinin ilgisini çekti. Muhafazakar partiden John David
Taylor ve ba��ms�z milletvekili Ian Baisleyh, Avrupa Parlamentosu’nun Strasburg’daki
toplant�s�nda bu konuyu gündeme ta��d�lar ve bu yönde bir karar al�nmas� çabas� içine
girdiler.123
Yunanistan’da 1970’li y�llar Yeni Demokrasi Partisi ve Konstantin Karanamilis
liderli�inde geçti ve Türk az�nl�k bu iktidardan maddi ve manevi bir çok bask� gördü.
Az�nl�k insan� 1984 seçimlerinde ise e�itim-ö�retimdeki engellemeler, ruhsat almadaki
s�k�nt�lar, gayr-i menkul sat�n alamama, in�aat yapamama, ekonomik bask�lar gibi insan
haklar� ihlallerini Pasok Partisi’nden görmeyece�i umuduyla bu partiye yüklendi. Ancak
görüldü ki Yunanistan’�n Bat� Trakya politikas� parti politikas�ndan öte bir devlet
politikas�yd�.124
120 Ay�n Tarihi(Mart 1978)121 Ay�n Tarihi(May�s 1979)122 Ay�n Tarihi(Nisan-1980)123 “Bat� Trakya Davas� Avrupa Parlamentosu’nda”, Yeni Bat� Trakya, say�:1(Nisan 1983) s.16-17.124 Bat� Trakya’da insan haklar� ihlalleri için bkz., “Bat� Trakya’da Zulümler Durdurulmal�d�r”, Yeni Bat�Trakya, say�:42(Eylül 1986), s.25-28; Halit Eren, Bat� Trakya Türkleri, �stanbul, 1977, s.91-110; Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.8-18; Turgay Cin, Yunanistan’daki Müslüman-Türk Az�nl���n Din ve Vicdan Özgürlü�ü,
43
Bir Avrupa Birli�i ülkesi olan, demokrasinin be�i�i, Avrupa kültürünün temellerinin
arand��� Yunanistan’da az�nl�k haklar�n�n alenen hiçe say�lmas� elbetteki uluslararas�
camian�n da tepkisini çekecektir. Merkezi New York’ta bulunan �nsan Haklar� �zleme
Örgütü, Bat� Trakya’da ya�ayan 130 bin Türk as�ll� insan�n soyk�r�m tehlikesi ile kar��
kar��ya oldu�unu bildirerek acil önlem al�nmas�n� istedi. Avrupa Toplulu�u taraf�ndan
Barcelona üniversitesi profesörlerinden Miguel Siguana’ya haz�rlat�lan raporda da
Yunanistan, Türk az�nl���na insanc�l davranmamakla suçland�. �nsan Haklar� �zleme
Örgütü’nün raporundan da “ Türk az�nl���n siyasi ve sosyal haklar�n�n kabul edilmesi,
seyahat özgürlü�ünün k�s�tlanmamas�, sat�n alma haklar�n�n tan�nmas�, meslek tahdidi
konmamas�, yay�n organlar� konusunda özgürlük getirilmesi” gibi istekler yer ald�.125
Yine AB taraf�ndan haz�rlanan “Balkanlar’da Tamamlanmayan Bar��” ba�l�kl� raporda,
Yunanistan’�n az�nl�klara bask� yapt��� vurgulanarak Atina yönetimi suçland�. Raporda
Bat� Trakya’daki bask�lar�n çok büyük boyutta oldu�u, Yunan yönetiminin az�nl�klara
haklar�n� yeterince vermedi�ine dikkat çekildi.126 Bat� Trakya Türkünün sesi Amerikan
Kongresinde de duyuldu. Bat� Trakya Türklerini temsilen Dan��ma Kurulu üyesi av.
Adem Bekiro�lu kongre oturumda bir konu�ma yapt�.127
30. Yunanistan’�n Bat� Trakya Politikas� ve Az�nl�klara Bak�� Aç�s�
Bat� Trakya Türklerinin hak arama davas�nda verdi�i mücadele, bunu dünya
kamuoyuna duyurmas�, Yunanistan için adeta bo� bir u�ra� gibidir. Çünkü Yunan
hükümetleri ve devlet politikas� Bat� Trakya Türklerine yap�lan bask�lar� ya
reddetmektedir yada hiçbir savunma yapmadan �stanbul’daki koca Rum az�nl���n azala
azala birkaç bin ki�iye indi�ini ve mütekabiliyet esas�n�n ortadan kalkt��� sav�n� ileri
Seçkin Yay, Ankara, 2003, s.255-267; Zerrin Balkaç, “Bat� Trakya Türkleri”, Türkler, ed., Hasan CelalGüzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.480-486; “Yunan Maliyesi veBat� Trakya Türkleri”, Yeni Bat� Trakya, say�:19(Ekim 1984), s.39; “Bat� Trakya’da 30 Türk KöyüHaritadan Siliniyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:71(�ubat 1989), s.3-6; “Bat� Trakya’da Türk Arazileri GaspEdiliyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:108-109(Mart-Nisan 1992), s.2; Süleyman Sefer Cihan, “Bat� TrakyaTürkleri Feryat Ediyor: Bizi Kurtar�n”, Yeni Bat� Trakya, say�:141(Kas�m-Aral�k 1996), s.1.125“Bat� Trakya’da Zulümler Devam Ediyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:94(Ocak 1991), s.17.126 “Atina’ya Bat� Trakya Darbesi”, Yeni Bat� Trakya, say:145(Temmuz- A�ustos-Eylül 1997), s.2, Yineba�ka uluslararas� raporlarla da az�nl�klar�n durumuna dikkat çekildi. Bunlardan �ngiltere MüslümanÖrgütler Birli�i (UMO)’nun raporu için bkz., “Yunanistan Bat� Trakya Türklerinin Haklar�n� Çi�niyor”,Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37(Aral�k 1991), s.7; Helsinki �zleme Komitesinin raporu için bkz., “Yunanl�larTürklere Kar�� Önyarg�l�”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.16.127 �rfan Cihan, “Bat� Trakya Sorunu ABD Kongresinde”, Yeni Bat� Trakya, say�:137(Mart-Nisan 1996),s.7.
44
sürmektedir.128 Lozan’da Bat� Trakya’daki Türklerden Müslüman diye söz edilmesi Bat�
Trakya sorunun k�r�lma noktalar�ndan birini olu�turur. Yunan iddialar� buradan hareketle
Bat� Trakya’da Türk yok, Müslüman ahali var diyebilmektedir. Her ne kadar Bat�
Trakya’da Celal Bayar Türk Lisesinin aç�lmas�, Mare�al Papogos zaman�nda “Az�nl�k
Okullar� E�itim Kanunu”nun yürürlü�e girmesi ile okullara Türk yaz�l� levhalar as�lm��sa
da Yunanistan, Bat� Trakya’da Türklerin varl���n� kabul etmemektedir.129 Buradan
hareketle Yunanistan, Bat� Trakya Müslüman az�nl���n� üç gruba bölmektedir. Türkler,
Pomaklar, Çingeneler. Türkçe konu�an halk için Türk kelimesini kullanmak suç
say�lmaktad�r. Çünkü 1986’da Trakya mahkemesinde, 1988’de de Yunan Yüksek
mahkemesinde görülen davalarda Türkiye’de ya�ayan halk�n Türk olarak adland�r�ld��� ve
bu nedenle Yunanistan’da ya�ayan Müslümanlar�n Türk olarak nitelendirilmesinin
sak�ncal��� olaca�� kararla�t�r�lm��t�r.130
Yunanl�lar�n Bat� Trakya politikas�ndaki söylemi ise, “kendilerini Türk hissedenler
Meriç’in öbür taraf�na” �eklinde olmu�tur. Uluslararas� ve ikili anla�malarda Yunan
vatanda�� kabul edilmi� olan Türk az�nl�k kendi topraklar�ndan at�lmak istenmektedir.131
Yunan hükümeti, Bat� Trakya sorunu ile ilgili özel olarak bu bölgeye yönelik politikalar
geli�tirmek için Kuzey Yunanistan Bakanl��� alt�nda bir de bakanl�k kurmu�tur. Türklerin
hak ve hukuklar�n�n s�n�rland�r�lmas�, bu bölgeden kaç�r�lmas� bakanl���n faaliyetleri
aras�ndad�r.132 Dahas� Gümülcine konsoloslu�u, bölgenin düzenini bozmaya amaçlayan
Türk ajanlar�n�n merkezi olarak görülmekte, Ankara’n�n bu konsolosluk vas�tas�yla
tehlikeli oyunlar içersinde oldu�u ifade edilerek hükümetin ve Yunanl�lar�n uyan�k
olmalar� istenmektedir. Yunan d��i�leri bakan� Teodoros Pangalos da, Bat� Trakya’y�
ziyaretinde Gümülcine konsoloslu�una tehditler ya�d�rd�. Buray� Yunanistan’�n
128 Oran, a.g.e., s.152-153.129 Süleyman Sefer Cihan, “Yunanistan’da Türk Yokmu�”, Yeni Bat� Trakya, say�:56Kas�m 1987), s.3-4.Gümülcine üniversitesi ö�retim üyesi Prof. Yannis Valikanis Yunan tezini savunarak, “Lozan anla�mas�ndaTürkler de�il Müslümanlardan söz edilir” demektedir. Onlar Yunan vatanda��d�r ve s�radan bir Yunanvatanda��ndan daha çok koruma alt�ndad�rlar. Bu nedenle Bat� Trakya’da ya�ayan az�nl�ktaki Türklerdensöz etmek yanl��t�r. “Bat � Trakya’da Türk az�nl��� yoktur”, Yeni Bat� Trakya, say�:60(Mart 1988), s.13;19.11.1987 tarihli Yunan hükümet sözcüsü Yuannis Runbatis ,“Bat� Trakya’da Türk yok” demektedir.Cihan, a.g.m., s.3.130 Süleyman Sefer Cihan, “Meriçin Öte Yakas�: Bat� Trakya”, Yeni Bat� Trakya, say�:184(2004), s.7.Modern Yunanistan’da Türk sözcü�ü Türk yurtta��n�, Türkçe konu�an birini ve �slam dininden olan�anlatmak için kullan�l�r. J.M. Wagstaff, “Yunanistan’�n Türk Dili Konu�an Halklar�”, Dünya’da Türkler,ed., Margaret Bainbridge, çev., M. Harmanc�, Say Yay, �stanbul, 1995, s.129.131 “Davet ve Protesto”, Yeni Bat� Trakya, say�:60(Mart 1988), s.14.132 An�l Çeçen, “Bo�alt�lan Bat� Trakya”,Yeni Bat� Trakya, say�:58(Ocak 1988), s.13.
45
menfaatlerine kar�� faaliyette bulunmakla suçlad�.133 Bat� Trakya Türkü hiçbir �ekilde
irredentist politikalar gütmedi�i ve sadece anla�malar�n verdi�i haklar�n� ve hukukunu
kullanabilme çabas� içerisindeyken Yunan bas�n�, Bat� Trakya konusunda Atatürk’ün eski
plan�; “Önce bölgeyi özerk bir bölge yap, sonra bir f�rsat�nda Türkiye’ye kat politikas�”
gütmeye ba�lad���n� yazm��t�r.134 Temelde Yunanistan, Bat� Trakya sorununu bir iç sorun
olarak addetmi�tir. Avrupa ekonomik toplulu�una girmenin de verdi�i rahatl�kla Türk
dü�manl��� ve Türk fobisi üzerine kurulu bir iç ve d�� politika ile Yunanistan, kimlik
inkar� �eklinde bir siyaset yürütmektedir. Yaln�z Türkler için de�il ülkede ya�ayan
Makedon, Arnavut, Ulah, Yahudi, Çingene, Pomak az�nl�k içinde ayn� �ey söz konusudur.
Görüldü�ü gibi Yunanistan, çok etnisiteli bir devlet görünümündedir. Dolay�s�yla
Yunanistan’da az�nl�klar, zafiyet unsuru olarak görülüyor. Bunun üstesinden gelebilmek
için de Yunan yönetimi, Yunanistan’da ya�ayan herkesi köken itibariyle Helenler veya
Yunanl�lar olarak tan�mlamaktad�rlar.135
Ya�lanan Yunan nüfusu dolay�s�yla Avrupa’n�n güvenli�i aç�s�ndan Yunanistan,
homojen bir millet olu�turma gayreti içersindedir. Bat� Trakya’n�n da jeopolitik konumu
nedeniyledir ki bir gün, Bat� Trakya Türklerinin Türkiye ile birle�ece�i korkusu hakimdir.
Yunanistan, az�nl�klar�, d�� ba�lant�lar� nedeniyle içteki dü�manlar olarak görmekte ve bu
olguyu sürekli canl� tutmaktad�r.136 Yunanistan tek uluslu, tek kültürlü millet olma
iddias�n�n arkas�nda Yunan Megali �dea’s�n� aramak gerekir. Bu, kurulu�undan buyana
evrensel bir Yunan kimli�i olu�turma amac�n�n bir sonucudur.137
133 Ay�n Tarihi(Temmuz 1998); Ali Balkan Metel, “Yunan, �skeçe Müftüsü Mehmet Emin A�a’ya SuikastYapt�”,Yeni Bat� Trakya, say�:176(2003), s.6,; Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.8.134 “�slam Dünyas� Bat� Trakya Türklerine Sahip Ç�k�yor”, Yeni Bat� Trakya, say�:75(Haziran 1989), s.22.Bat� Trakya Türk bas�n� için de bkz., Halit Eren, “Bat� Trakya’da Türkçe Süreli Ne�riyat Üzerine(1923-1988”,Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:6(Eylül-Ekim 1988), s.18-23; Adil Özgüç, Bat� Trakya Türkleri, Kutlu�Yay, �stanbul, 1974, s.117-131; Hülya Emin, “Günümüzde Bat� Trakya Türk Bas�n� ve Sorunlar�”,Avrupa’da Türkçe Yay�nlar Sempozyumu, Hollanda Türk Akademisyenler Birli�i Vakf� Yay, Amsterdam,1996, s.27-30.135Ay�n Tarihi(Haziran 1988); Hatipo�lu, Yunanistan’da Etnik Gruplar ve Az�nl�klar, s.5; Erol Kuruba�,“Türk Yunan �li�kilerinde Neo-Detant Dönemi ve �li�kilerinin Gelece�i”, Birgül Demirta� Co�kun vd.,Türkiye-Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM, Ankara, 2002, s.8; Hatipo�lu, a.g.e., s.21.136 Osman Metin Öztürk, “Bat� Trakya’da Muhtemel Çözümler”, Milletten Az �nl��a Yolculuk Dünü-Bugünü-Gelece�i �le Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� GenelMerkezi, Ankara, 2003, s.44.137 Damla Aras, “Yunanistan’daki: Slav-Makedon Az�nl��� ve Sorunlar�”, Makedonya Sorunu DündenBugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.95.
46
Yunanistan AB’nin sosyal, refah, e�itim, ekonomi, tar�m ve alt yap� gibi hizmetlerin
geli�tirilmesi gibi projelerini Bat� Trakya’ya yans�tmamaktad�r. Az�nl���, halinden �ikayet
etmeyecek asgari ve uyu�uk bir ya�am seviyesinde b�rakm��t�r. Az�nl�k insan� böylece
günübirlik ya�amakta, gelece�e yönelik birikim yapmamaktad�r. Az�nl���n bu durumunu
dile getiren TC. Ba�bakan� Demirel’in; “Bat� Trakya’da insan haklar� çi�nenmektedir”
sözü Yunanistan taraf�ndan tepkiyle kar��land�. Türkiye’nin bu gibi söylemlerden
vazgeçmesi gerekti�i, insan haklar� konusunda söz söylemeye hakk� olmad��� öne
sürüldü. Yine TC. cumhurba�kan� Turgut Özal’�n Bat� Trakya söylemlerini Yunan
ba�bakan� Konstantin Miçotakis tehdit olarak alg�lam��t�r. Türkiye’de iç sorunlar�n d��
politika malzemesi yap�ld���n� söylemi�tir.138
So�uk sava� sonras� dünyan�n kavu�tu�u yeni düzeninde demokratik, özgürlükçü,
insan haklar�n�n savunucusu Avrupa’da bulunan Yunanistan, az�nl�k politikas�n�
de�i�tirmeye ba�lad�. Y�llarca az�nl��� yok etme siyasetinin bir sonuç vermedi�i ortaya
ç�k�nca bir tak�m haklar az da olsa verilmeye ba�land�. �nsan haklar� ihlalleri Yunanistan’�
uluslararas� alanda zor durumda b�rakt�r�yor, Bat�l� bir ülke olmaktan uzakla�t�r�yordu.
Bunu gören ve anlayan Yunanistan, ekonomik, sosyal, siyasi bask�lar� tedricen azaltmaya
ba�lad�. Kas�m 1995’de AB’nin bask�s� üzerine 50 y�ldan beri devam eden yasak bölge
uygulamas� kalkt�. 1955’den buyana binlerce Türk’ün vatanda�l�ktan at�lmas�na neden
olan Yunan anayasas�n�n 19. maddesi iptal edildi. Az�nl���n gayrimenkul edilebilmesi,
evine onarabilmesi, dükkan açabilmesi, Türk ö�rencilerinin Yunan üniversitelerine
al�nabilmesi sa�land�.139 Bunun yan�nda Türklerin kendi temsilcilerini seçip meclise
gönderebilmeleri engellenmekte, Yunan yönetiminin istedi�i müftüleri atayabilmesi
devam etmekte, Türkçe ö�retecek ö�retmen s�k�nt�s�, dil, din, kültür ve vak�flar gibi can
al�c� hususlarda ayr�mc�l�klar, hak ihlalleri sürmektedir.140
Bat� Trakya Türklerinin sorunlar� y�llard�r devam etmektedir ve bunlar kronik bir hal
alm��t�r. Bu sorunlar�n bazen üstüne gidildi�i zamanlar oldu�u gibi ço�u zaman da
görmezden gelinmektedir. Nitekim �skeçe seçilmi� müftüsü M. Emin Aga ile yap�lan
138 Ay�n Tarihi(May�s 1991); Ay�n Tarihi(Haziran 1991); I��k Sad�k Ahmet, “Bat� Trakya’da MevcutDurum”, s.26.139 Ay�n Tarihi(Kas�m 1995); Ay�n Tarihi(Haziran1998); Cihan, “Meriçin Öte Yakas�”, s.14; Kuruba�,a.g.m., s.16-17; Naz�m Kemal �en, “�brahim Onsuno�lu: Bat� Trakya Türkleri �nsan� Haklar�n� AlmayaKararl�d�r”,Yeni Bat� Trakya, say�:147(Ocak-�ubat 1998), s.11.140 “Aga: Yunan Benden �ntikam Ald�”,Yeni Bat� Trakya, say�:176(2003), s.14-15; Cihan, a.g.m., s.14.
47
röportajda A�a, Avrupa konseyine ç�kt�klar�n� ve oradan ald�klar� cevab�n ise;”
Yunanistan’a problem ç�kar�yorsunuz, zorluk ç�kar�yorsunuz” �eklinde oldu�unu
söylemektedir. Avrupa Birli�i de sorunlar�n fark�nda olmas�na ra�men üzerine fazla
dü�memektedir.141 Yunan siyasileri taraf�ndan Bat� Trakya sorununa ilginç ve gerçekçi
yakla��mlar da bir aradad�r. Konstantin Miçotakis, kaderine terk edilen bu bölgede
Müslüman Türk az�l���n�n baz� haks�zl�klara u�rad���n�, ancak bunlar�n bilinçli ve kas�tl�
olmad���n� söylerken, Gümilcine valisi Aris Yanakidis, Türklerin kimlikleriyle gurur
duymalar� gerekti�ini, haklar�n�n oldu�unu bilmelerini, Yunan yönetimin en basit haklar�
dahi Türklere vermekten imtina etti�ini ve siyasilerin bu davran�� ve uygulamalardan
utanç duymalar� gerekti�ini söylemi�tir. Yunan d��i�leri bakan� Yorgo Papandreu da Türk
az�nl��a geçmi�te ayr�mc�l�k yap�ld���n� belirterek; “Bir az�nl���n s�n�r bölgesinde
bulunmas�n�n tehlikeli olabilece�i duygusu vard�. Bunun sonucunda da az�nl�k tecrit
ediliyordu” demi�tir.142
31. Türk Kelimesine Getirilen Yasaklar
Yunan �rkç�l���, Yunanistan’daki etnik gruplar�n öz kimliklerini kullanmalar�na izin
vermez. Kas�m 1987’de Yunan hükümet sözcüsü Yannis Rubattis, Türkiye D��i�leri
Bakanl��� sözcüsü �nal Batu’nun; “ Türkiye’nin Bat� Trakya Türklerine bask� yapan
Yunanistan’dan al�nacak demokrasi dersi yoktur” sözlerine kar��l�k, “Yunanistan’da Türk
de�il sadece Müslüman az�nl���n oldu�unu” söylemi�tir. K�br�s buhran� ve dolay�s�yla
gerginle�en Türk-Yunan ili�kilerinde, 1977’de Gümülcine ad�n�n Türkçe telaffuzuna bile
yasaklama getirilmi� ve tüm Türkçe yer adlar� Yunanca’ya çevrilmi�tir. Ekim 1998’de
Gümülcine mahkemesi, isminde co�rafi bir yer olan Bat� Trakya kelimesi geçti�inden
dolay� bir Türk derne�inin kurulmas�na müsaade etmemi�tir. “Bat� Trakya” bölge ismi
dahi Yunanistan’� huzursuz etmektedir. Mahkeme karar�n�n gerekçesi ise, Bat� Trakya
isminin Yunanistan’�n bütünlü�ünü tehdit etti�i ve kas�tl� anlamda kullan�lm�� oldu�udur.
Yine Türkiye’nin Gümülcine ba�konsolosu Kenan Gür, Rodop valisine gönderdi�i bir
mektup da Bat� Trakyal�lardan soyda�lar�m�z diye söz etmesi, Atina’da rahats�zl��a neden
141 “Aga: Yunan Benden �ntikam Ald�”, s.14.142 Ay�n Tarihi(May�s 1991); Ay�n Tarihi(Ocak 2004); “Bat� Trakya’da Kültür Etkinlikleri”, Yeni Bat�Trakya, s.177(2003), s.9.
48
olmu� ve Yunanistan, ba�konsolosu istenmeyen adam (Persona non Grata) ilan ederek
Türkiye’den geri çekmesini istemi�tir.143
32. Türkiye’nin Bat� Trakya Politikas�
Türkiye’nin Bat� Trakya politikas�, siyasi çevreler ve bas�n-yay�n kurulu�lar� taraf�ndan
ele�tirile gelmi�tir. Türkiye, geçekten de etkili bir Bat� Trakya politikas� izleyememi�tir.
Sorunlar üzerine gidilerek halledilebilir ancak Türkiye, Bat� Trakya sorununun üzerine
hakiki manada gitme cesaretini bu zamana kadar gösteremedi. Örne�in 1980’li y�llarda
Davos’ta Papandreu Özal görü�meleri istenilen neticeyi veremedi. �ki ülke aras�ndaki
kökle�mi� tarihsel ve siyasal sorunlar görü�ülüp çözülece�i yerde iki taraf da bunlardan
olabildi�ince kaç�nmaya çal��t�. Sonuçta iki ezeli dü�man�n bir araya gelmesi ba�ar�
say�ld� ve buna gölge dü�ürmemek amac�yla Bat� Trakya sorunu hiç gündeme getirilmedi.
�ki ba�bakan sadece Bat� Trakya’n�n birikmi� sorunlar�na e�ilinebilece�ini temenni ettiler.
Üstelik bu süreçte Bat� Trakya’da meydana gelen hadiseleri(örne�in me�hur Türklük
Yürüyü�ünü) iki taraf da süreci provoke etmekle niteledi. Bat� Trakyal� Davos’ta feda
edilmi�ti. Özal’�n az�nl�k meselesinde verdi�i ödünler Yunan ba�bakan�n� bile
�a��rtm��t�.144
Bat� Trakya Türkleri, Türk-Yunan ili�kilerinin iyi gitmesi temennisi çerçevesinde
de�erlendirilmektedir. Türk az�nl�k ise sorunlar� ön plana ç�karmaktad�r. Örne�in TBMM
Ba�kan� Mustafa Kalemli, Bat� Trakya Az�nl��� Dan��ma Kurulu ba�kan� Ahmet
Faiko�lu, �skece Müftüsü Mehmet Emin A�a ve Gümülcine Müftüsü �brahim �erif’i
mecliste kabulünde yapt��� konu�mada Bat� Trakya Türk az�nl���n�n Türkiye ile
Yunanistan aras�nda dostluk köprüsü ve güven ortam� olu�turaca��na inand���n� söylerken
Ahmet Faiko�lu ise kar��l���nda siyasi, dini ve adli bask�larla kar�� kar��ya bulunduklar�n�
belirtti.145
143 Ay�n Tarihi(Kas�m 1987); Ay�e Özkan, “Yunanistan Türkleri: Bat� Trakya’da Uygulanan Az�nl�kHukuku” Balkan Türkleri Balkanlar!da Türk Varl���, der., Erhan Türbedar, ASAM, Ankara, 2003, s.185-186; Melek F�rat, “Yunanistan’la �li�kiler”, Türk D�� Politikas�, ed., Bask�n Oran, c.II, �leti�im Yay,�stanbul, 2001, s.448.144 F�rat, a.g.m., s.114-117.145 Ay�n Tarihi(Mart 1996)
49
Türkiye’nin di�er az�nl�k politikas�ndaki zaaf� ise Türk yöneticilerin Bat� Trakya’y�
ziyaret etmemeleridir. Bu durum az�nl�k insan�n� tedirgin etmekte, umutsuzlu�a ve
karamsarl��a itmektedir. Ziyaretler, Yunan engellemesinden de�il aksine idarecilerimizin
adeta ziyaret talebinde bulunmamalar�ndan dolay� gerçekle�memektedir. Halbuki
mütekabiliyet esas�na göre Türk idareciler, Gümülcine ve �skece’yi gidip ziyaret etmeleri
ve oran�n seçilmi� müftüleri ile temas etmeleri gerekir.146
Az�nl�k çok zorda kalmad�kça yerini yurdunu terk etmemi�tir. Yunanistan’�n y�llard�r
süren bask�lar�na gö�üs gererek hak ve hukukunu kanunlar ve yasalar çerçevesinde
aram��, her halde Yunan vatanda�� oldu�unu dile getirmi�tir. Bu durumu TC. Ba�bakan�
Recep Tayip Erdo�an da May�s 2004 Bat� Trakya ziyaretinde dile getirerek “Türklerden
güçlü bir Yunanistan için çal��malar�n� “istemi�tir.147
33. Bat� Trakya’da Müslümanl�k ve Türklük
Bat� Trakya’da Türk olmak bir prestij meselesidir. Bölgede di�er Müslüman unsurlar
olan Bo�naklar�n ve Çingenelerin bir devletinin olmamas�, Türklerin büyük ço�unlu�u
olu�turmalar�, ekonomik bak�m�ndan daha güçlü olmalar�, kendilerine sahip ç�kan bir
anavatanlar�n�n olmas� ve Osmanl� �mparatorlu�u’nun yöneticisi Türklerin devam� olmak
gibi hususlar Türk az�nl��� ön plana ç�karmaktad�r. Müslümanl���n do�rudan Türklerle
özde�le�mesi de burada önemli bir unsurdur. Bu hakim Türk kültürü ve varl��� Bat�
Trakya’daki di�er Müslüman gruplar� kendine çekmektedir. Türklere yap�lan bask�lar bu
gruplar�n tepkisini çekmekte, giderek Türklük bilincini geli�tirmektedir.148 Müslümanl�k
ögesi Bat� Trakya Türk toplumunda son derece önemlidir. Bugüne kadar ayakta
kalabilmesinde önemli bir faktördür. Bat� Trakya müftülükleri de Türk kimli�inin
korunmas�nda Müslümanl�k anlay���n� iyi i�leyen kurumlar olmu�tur.149 Yunan bask�s�,
Bat� Trakya insan�n� Müslüman kimli�ine s���nmas�n� ve bu �ekilde ayakta kalmas�n�
sa�lam��t�r. Bu bask�, insanlar� birbirlerine kenetledi. Yukar�da da belirtti�imiz gibi
Yunanistan’�n bir tak�m haklar� iade etmesi az�nl�k insan�nda rahatlamaya, gev�emeye
146 Nedim Atamer, “Bat� Trakyal� Türkler Türkiye’ye Sesleniyor: Neden Bat� Trakya’y� ZiyaretEtmiyorsunuz”,Yeni Bat� Trakya, say�:63(Haziran 1988), s.22.147 Ay�n Tarihi(May�s 2004)148 Oran, a.g.e., s.89-90.149 a.g.e., s.89.
50
neden oldu. Ancak bu korkulan bir duruma sebebiyet verdi. Bu rahatl�k, “Türkleri asimile
eder mi” endi�esini hakim k�lmaya ba�lad�.150
Bat� Trakya’da Türk olmay� TC. ba�bakan� Recep Tayip Erdo�an �u �ekilde
özetlemektedir; “Sizler Yunanistan’�n vatanda�lar�s�n�z. Dolay�s�yla AB’nin birer
bireyisiniz. Hepiniz güçlü bir Yunanistan için çal��mas�n�z. Güçlü bir Yunanistan sizin de
mutlulu�unuzdur. Sorunlar olabilir. Bu sorunlar kendi ülkemizde bizler için de var … Biz
de hükümet olarak vatanda�lar�m�z�n sorunlar�n� zaman içinde çözmeye çal���yoruz. Ben
inan�yorum ki burada da bu sorunlar zaman içinde a��l�r ve çözülür… Haklar�n�z�
Yunanistan yasalar�na vak�f olarak en ideal �ekilde kullan�n ve bunu yaparken bir
Yunanistan vatanda�� oldu�unuzu hiçbir zaman unutmay�n. Bununla birlikte
entegrasyonda da hiç bir s�k�nt�n�z olmamal�. Bu sizin de�erlerinizden kopman�z demek
de�ildir. Kimli�inizden ayr�lman�z demek de�ildir.151 Çünkü insan�n kimli�ini belle�inden
kaz�mak mümkün de�ildir.”152
34. Yunanistan’�n Türkiye ve Balkan Politikas�
Türkiye ile Yunanistan, NATO bünyesinde olmalar�na ra�men ikili sorunlar� olan
ülkelerdir. Kar��l�kl� güvensizlik, çözüm bulmayan kronik haline gelmi� sorunlar, kom�u
bu iki ülkeyi bir çok açmaz içine sokmu�tur. Bu açmazlardan K�br�s sorunu yaln�z
Türkiye ile Yunanistan’� de�il tüm dünyay� ilgilendiren bir sorun haline gelmi�tir.
Nitekim K�br�s Bar�� Harekat�’ndan sonra Yunanistan, Türkiye’ye bak�� aç�s�n� de�i�tirdi.
Yunanistan savunma bakan� Yanis Varviçiotis, Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’�n
ülkesini tehdit edecek güçte olmad�klar�n�, Yunanistan savunma dokririnin 1974 y�l�ndan
sonra Türk tehdidine kar�� koymak esas�na dayand���n� ve söz konusu dokrinde herhangi
bir de�i�iklik olmad���n� belirtmi�tir.153 Yunanistan’�n görü�ü; Türkiye 120 bin K�br�s
Türkünü korumak amac�yla K�br�s’a girdi�i gibi 150 bin Bat� Trakya Türkünü korumak
amac�yla Bat� Trakya’ya gelip gelmeyece�ini bilmiyoruz. ��te bu dü�ünce, Yunanistan’da
150 Gözde K�l�ç Ya��n, “Yunanistan’�n Tan�mad��� Seçilmi� Gümülcine Müftüsü �brahim �erif: TürkiyeMüdahil Olmal�”,Yeni Bat� Trakya, say�:183(2004), s.51.151 “TC. Ba�bakan� Bat� Trakya’da”, Bat� Trakya Türk Birli�i Derne�i Yay�n Organ�, say�:2(2004) s.7.152 Oran, a.g.e., s.162.153 Ay�n Tarihi(Aral�k 1999)
51
vatanda��ndan yöneticisine her kesiminde mevcuttur.154 Yunanistan’�n Türkiye taraf�ndan
bir gün i�gal edilece�i paranoyas� Yunanistan’� Türkiye’nin sorunlu oldu�u ülkelerle
i�birli�ine yöneltmi�tir. Orta Do�u’da ve Balkanlar’da bir çok ülke ile Yunanistan ikili
anla�malar imza etmi�tir. So�uk sava� sonras� Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle olan
ili�kileri ki bu tarihsel, co�rafi ve stratejik bak�mdan do�ald�r, Yunanistan’�n Balkanlarda
Türkiye taraf�ndan çevrelendi�i korkusuna kap�lmas�na neden oldu. Di�er taraftan
Yunanistan, AB üyeli�inin vermi� oldu�u avantajlar� sonuna kadar kullanarak
Balkanlar’da üstünlük kurma gayreti içine girmekte, hem de bu sayede Türkiye’nin
kar��s�nda konumunu güçlendirmeyi hedeflemektedir.155 Yine Türkiye, Yunanistan’a göre
askeri olarak çok güçlü ve ayn� zamanda tehditkar ve topraklar�n� geni�letmek isteyen bir
ülke olarak dü�ünülür.156 Bunun yan�nda Yunanistan’�n bu endi�eleri birer korkudan
ibaret olsa da, Yunanistan’�n Türkiye’ye atfen dile getirdi�i iddialar kendisi aç�s�ndan
gerçektir. Buradan, Yunan Megali �dea’s� çerçevesinde nihai hedef �stanbul’dur. Atina’da
“Polis” dendi�i zaman rüya kent “�stanbul” kastedilir.157
35. Yunanistan’�n �ç Dinamikleri
Burada Ortodoks kilisenin önemine de�inmek gerekir. Kilise, siyasal sistemde ve
anayasal düzeyde Yunan kurumsal yap�s�n�n içersindedir. Yunanistan’da din ile siyaset
bütünle�mi� vaziyettedir. 1975 tarihli Yunan anayasas�n�n 3. maddesi kilisenin sistem
içindeki özerkli�ini vurguluyor. Ba�piskopos Kristodulos, Yunanistan’�n Türkiye ile
geli�tirmek istedi�i ikili ili�kileri ele�tirmekten kaç�nmamakta, Türkleri do�ulu barbarlar
olarak nitelendirmektedir.158 Haziran 2000’de Simitis hükümetinin nüfus cüzdanlar�ndan
din ibaresini kald�rmaya yönelik giri�imi hükümet ile kilise aras�nda anla�mazl��a neden
olmu�tur. Di�er taraftan az�nl�k haklar�n�n iade edilmesi giri�imleri kilise taraf�ndan sert
tepkiyle kar��lanmaktad�r. Kilise, Türk az�nl��a yönelik asimilasyon politikalar�n�n en
büyük destekçisi olmu�tur. Bat� Trakya’da demokrafik dengelerinin Türkler aleyhine
154 �smail Rodoplu, “Bat� Trakya Türk Az�nl���”, Yeni Türkiye, c.II, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997),s.1806.155 Kamil Mehmet Büyükçolak, “So�uk Sava� Sonras� Dönemde Türk-Yunan �li�kilerinde Yeni Bir Boyut:Balkanlar”, Birgül Demirta� Co�kun vd., Türkiye-Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM,Ankara, 2002, s.123-126; Kuruba�, a.g.m., s.9.156 Alexis Heraclides, “Yunan Türk Yumu�amas� (1999- …..) Bir �lk �nceleme”, Birgül Demirta� Co�kunvd., Türkiye Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM, Ankara, 2002, s.34.157 Haluk Aklan, “Avrupa Birli�i Entegrasyonu Sürecinde Yunanistan : Gerilimli Bir Dönü�üm Hikayesi”,Birgül Demirta� Co�kun vd., Türkiye-Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM, Ankara, 2002, s.62.158 Aklan, a.g.m., s.71-81.
52
bozulmas�nda Kilise, tek ba��na dahi hareket edebilmektedir. Tüm bunlar Yunanistan’da
kilisenin a��rl���n�n ne boyutta oldu�unu göstermektedir.159
Yunan Ortodoks kilisenin azizli�ini gösteren bir haberi Alman Frankfurter Rundshau
gazetesi yazd�. Yunan Ortodoks kilisesi, Ortodokslu�un Yunan olman�n ayr�lmaz bir
parças� oldu�unu ve sadece Ortodoks bir Yunanl�n�n iyi bir Yunanl� olabilece�ini
söylüyor. Yine Kilise, “Müslümanlar�n yan� s�ra di�er din mensuplar� Katolikleri,
Protestanlar� ve Yahudileri, Ortodoks(Yunan) halk�n�n aras�na s�zm�� sapk�nlar” olarak
nitelendirmektedir.160
36. Yunanistan Türlerinin Nüfusu
Yunanistan’�n 9 co�rafi bölgesinden biri olan Bat� Trakya, Do�uda Meriç, bat�da
Karasu, kuzeyde Rodop da�lar� ve güneyde Ege denizi ile çevrilmi�tir. Bölge 8578 km
kare olup Gümülcine(Komotini), �skeçe(Xanthi) ve Dedea�aç(Alexadrepolis) olmak
üzere 3 vilayetten olu�ur.161 20. yy’l�n ba��nda bölge nüfusu Türk, Yunan, Bulgar, Ermeni
ve Yahudi as�ll�lardan olu�uyordu. Günümüzde ise Ermeni ve Yahudi d���nda Yunanl� ve
Türklerden olu�maktad�r. 1923’ten sonra Bulgar nüfus Bulgaristan’a göç etmi�
oldu�undan bölgede Bulgar nüfusu kalmam��t�r.162 1898’de bölgede 150.619, 1901’de
161.975 Türk ya�amaktayd�. 1915 say�m�nda ise bölgede 67.099 Türk, 26.592 Pomak
vard�.163 Türkler ço�unlukla Gümülcine, �skeçe, Dedea�aç, Dimetoka ve Sofulu
bölgelerinde sakindir. Bölgedeki Türkler, Balkan harpleri ve I. Dünya sava��nda çokça
zarar ve ziyana u�ramalar�na ra�men yinede ço�unluk nüfusa sahiptirler. 1920’de
müttefikler aras� Trakya hükümeti döneminde yap�lan nüfus say�m�nda Bat� Trakya’da
129.118 Türk, 33.904 Rum, 26.266 Bulgar, 1480 Yahudi ve 923 Ermeni ya�amaktayd�.164
Elefterios Venizelos’un 1918’de müttefik devletlere verdi�i istatistiklerde Bat� Trakya’da
Türklerin say�s� 114.810’dur.165 Lozan’a geldi�imizde ise Türk taraf�n�n konferansa
159 Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.11.160 Taha Akyol, “Ayselin Çilesi”, Yeni Bat� Trakya, say�:147(Ocak-�ubat 1998), s.14.161 Murat Aga, “Bat� Trakya Neresi”, Bat� Trakya Türk Birli�i Derne�i Yay�n Organ�, say�:3(2005), s.5162 Ayd�n Ömero�lu, Bat� Trakya Türklerinin Bölge Ekonomisindeki Yeri ve Gelece�i, Diyalog Yay,�stanbul, 1998, s.36.163 Ömero�lu, a.g.e., s.37; Popoviç, a.g.e., s.346.164 Alp, “Bat� Trakya Türkleri”, s.618.165 “Bat� Trakya’da 30 Türk Köyü Haritadan Siliniyor”, Yeni Bat� Trakya, say�:71(�ubat 1989), s.4.
53
sundu�u rakamlara göre Bat� Trakya’da 129.120 Türk vard�r ve topraklar�n %84’üne
sahiptir.166 1974’de ise Bat� Trakya’da toplam Türk nüfusu 106 bin dir.167
Bat� Trakya’n�n günümüzdeki Türk nüfusuna bakt���m�zda genelde 120 bin ile 150 bin
aras�nda yuvarlak rakamlar zikredilmektedir. Ancak Helsinki Watch’�n 1990’da Bat�
Trakya ile ilgili yay�nlad��� raporunda Türklerin nüfus art�� h�z� %2 olarak
hesapland���nda günümüzdeki nüfuslar�n�n 500 bine dayanmas� gerekti�i sonucuna
varm��t�r. 1923’den bu yana 300-400 bin nüfusun Türkiye’ye göçü, bugün Türk
nüfusunun 120 bin civar�nda kalmas�na neden olmu�tur.168
1923’de bölge nüfusunun %67’sini olu�turan Türkler aleyhine Yunanistan, Bat�
Trakya’da kendini Türkiye’ye kar�� güvencede hissetmedi�inden bölgede Türklerin
hakim nüfus yap�s�n� Rumlar�n lehine homojenle�tirme politikas� izleyerek 1924’de Rum
nüfusunu 189 bin ki�iye, nüfus oran�n�n ise %62.1 yükseltmi�tir.169 �nsan haklar� örgütü
Helsinki Watch’�n Danimarka temsilcisi Eric Siesby’nin Bat� Trakya nüfusu hakk�ndaki
tespitleri de bize bölgede Yunan politikalar� hakk�nda bilgi vermektedir. Raporda Türk
kelimesinin kullan�m�n�n yasakland���n�, Yunanistan’�n aç�k tarihi ve politik sebeplerle
Türk olan her �eye kar�� ön yarg�l� olduklar�n�, Bat� Trakya’daki Türk nüfusunun dostça
olmayan bir ortamda tecrit edilmi� �ekilde ya�ad�klar�n�” kaydetti.170
Avrupa parlamentosu seçimlerine ba��ms�z aday olarak kat�lan Yunanl� rejisör
Dimitrios Kollatos Türklerin, Yunanistan’da Peloponez, Epir ve daha ba�ka yerlere
da��t�lmas� gerekti�i yönündeki görü�leri Yunan politikas�n� yans�tmaktad�r. �öyle ki;
”Bir yandan güvenli olmayan s�n�rlar, di�er yandan nüfus azalmas�. Bunlar bizi nereye
166 Oran, a.g.e., s.15. Türk taraf�n�n Lozan’a sundu�u Bat� Trakya’n�n Türk, Rum, Yahudi, Ermeni veBulgar say�s� bak�m�ndan ayr�nt�l� nüfus istatisti�i için bkz., Ömero�lu, a.g.e., s.38-50.167 Popoviç, a.g.e., s.146.168 Alp, a.g.m., s.619. Bask�n Oran nüfus art��� h�z�n� %3, Türkiye’ye göçen nüfusu ile 250 bin dolay�ndavermektedir. Mütekabiliyet esas�na göre Yunanistan, �stanbul’daki Rum az�nl���n çok azalm�� oldu�undan�ikayet etmektedir. Ancak Rum az�nl���n do�urganl���n�n da çok az oldu�u tespiti vard�r. Oran, a.g.e., s.8,154; M.Cihat Özender-Halim Çavu�o�lu, “Balkanlar ve Bat� Trakya Türklü�ü”, Yeni Türkiye, c.II,say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1800.169 Alp, a.g.m., s.618; Oran, a.g.e., s.49.170 “�nsan Haklar� Grubu, Helsinki Temsilcisi Eric Siesby: ”Dr. Sad�k Ahmet’in Davas� Söz HürriyetininYok Edilmesidir”,Yeni Bat� Trakya, say�:84(Mart 1990), s.21.
54
götürüyor ? Güçlü bir kom�unun yan�nda bir ihtiyarlar ülkesi oluyoruz ve bu gidi�i hiç
bir �ey durduram�yor.”171
37. Yunanistan Türklerinin Hukuki Statüsü
Yunanistan Müslümanlar�n�n 1881’den 1913’e kadar olan dönem hukuki statüsünün
temeli 2 �ubat 1881 tarihli �stanbul anla�mas�d�r. Bu anla�mayla Müslümanlar�n din ve
ibadet hürriyetine, hiyerar�ik yap�lar�na ve düzenine müdahale edilmeyecekti. Yunan
hükümeti Müslümanlar�n mal, can, din ve adetlerine sayg� gösterecek, Müslümanlar �eriat
mahkemelerine serbestçe bakabileceklerdi. Bu anla�may� “Müslüman Topluluklar�n
Manevi Liderleri Hakk�nda” ad� alt�nda 22 Haziran 1882’de 1038 no’lu kanun ile Yunan
Parlamentosu onaylam��t�r.172 1913’e geldi�imizde ise 14 Kas�m 1913 tarihli Atina
anla�mas�n� ve ekli 3 Numaral� Protokolü görüyoruz. Bu anla�ma Yunanistan’�n sahip
oldu�u tüm topraklarda geçerlidir. Müslümanlara tan�d��� az�nl�k haklar� bak�m�ndan en
ileri derecede ve en fazla yükümlülükler getiren bir anla�mad�r. Bu anla�ma ile
Müslümanlar�n mülkiyet, din, can, vak�flar, gelenek, cemaatlerin özerkli�i, müftü seçimi
v.s. garanti alt�na al�nm��t�r. Müslüman okullar�n özerk yönetimi ve buralarda Türkçe
e�itim yap�lmas�, cemaat tüzel ki�ili�inin tan�nmas� yine bu anla�mayla sa�land�.173
10 A�ustos 1920’de Yunanistan ile Britanya imparatorlu�u, Fransa ve �talya aras�nda
Yunanistan’daki az�nl�klar�n korunmas�yla ilgili bir anla�ma imzaland�. Yunan Sevr’i
olarak bilinen bu anla�ma tek tarafl� olarak Yunanistan Krall���’na az�nl�klar� koruma
yükümlü�ü getiren uluslararas� bir anla�ma olmas� bak�m�ndan önemlidir.174 Bu anla�ma
ile ülkede ya�ayan herkese ya�ama hakk� ve özgürlü�ü, dil, din, �rk ayr�m� yap�lmaks�z�n
medeni ve siyasal haklardan yararlanma, az�nl�klara kendi dilinde e�itim ve vak�flar�n�
idare etme hakk� tan�nmaktad�r.175
Türkiye, Bat� Trakya Türklerinin hak ve hukukunu savunurken i�te bu anla�malara
at�fta bulunurken, Yunanistan ise 1981’de Türkiye’ye gönderdi�i notayla anla�malar�n
171 “Pomak Türkleri Peloponez ve Epir’e Da��t�ls�n”,Yeni Bat� Trakya, say�:81(Aral�k 1989), s.23.172 Popoviç, a.g.e., s.305.173 Emin, a.g.m., s.151-152; Oran, a.g.e., s.37-61.174 Emin, a.g.m., s.151-152.175 Oran, a.g.e., s.45.
55
geçersiz oldu�unu savunmaktad�r.176 24 Temmuz 1923 Lozan anla�mas�nda ise 37-44.
maddeler Türkiye’deki gayr-i müslim az�nl���n statüsünü belirlemektedir. 45. madde ise
ayn� hükümlerin Bat� Trakya Türkleri için de geçerli oldu�unu söylemektedir. 37. madde
az�nl�klar�n korunmas�na ili�kin geçen hükümlerin Yunanistan taraf�ndan temel yasa
olarak tan�naca�� ve hiçbir yasa ve yönetmeli�in ad� geçen hükümlerden üstün
tutulamayaca��n� söyler. 38. maddede önceki anla�malarda geçti�i gibi yine Türklerin
hayat hakk�, din özgürlü�ü sa�lanm��t�r.177 40. maddede Müslüman az�nl���n di�er Yunan
yurtta�lar�yla e�it muameleye tabi tutulaca�� ve ayn� haklardan yararlanaca��
belirtilmi�tir.178
Lozan Anla�mas� ile Bat� Trakya Türklerinin haklar� güvence alt�na al�nd�. Bundan
sonra Türkiye ile Yunanistan aras�nda 1926 Atina, 1930 Ankara, 1933 Ankara,1951 Türk-
Yunan Kültür ve 1968 Türk-Yunan Kültür Protokolü anla�malar� imzalanarak az�nl�k
haklar� yine garanti alt�na al�nm��t�r.179
370. Az�nl�k Haklar�n� Garanti Eden Uluslararas� Anla�malar
20. yy’l�n ba��nda Milletler Cemiyeti az�nl�klar�n korunmas� alan�nda uluslararas�
örgüt denetimini ve güvencesini getirdi. Buradan az�nl�k haklar�yla ilgili hükümler,
devletlerin temel yasalar�ndan kabul ediliyordu ve devletler bu hükümlerle çat��an hiçbir
yasa ve metin ç�karmamay� taahhüt ediyordu.180 II. dünya sava�� sonras� dünya düzeninde
ise az�nl�k haklar�na daha da önem verilmeye ba�land�. Avrupa �nsan Haklar� Sözle�mesi,
Avrupa Konseyi taraf�ndan 1950’de kabul edildi ve 1953’de yürürlü�e girdi. Sözle�mede
din, dil, �rk gibi ölçütlerin yan�nda insanlar�n bir ulusal az�nl���n üyesi olma durumu
getirildi ve bireye ayr�m yap�lmayaca�� hükme ba�land�. �nsan haklar� ihlallerini
denetlemek için de Avrupa �nsan Haklar� Komisyonu ve Avrupa �nsan Haklar� Divan�
kuruldu. Divan’�n kararlar� Komisyon’un ve Divan’�n yetkisini tan�mak �art�yla ba�lay�c�
olmu�tur. Yunanistan ise bunu 1985’te tan�m��t�r.181 Bir di�er anla�ma BM’nin 1966’da
kabul etti�i ve 1976’da yürürlü�e koydu�u Medeni ve Siyasal Haklar Sözle�mesi’nin 27.
176 Emin, a.g.m., s.152.177 a.g.m., s.153.178 Oran, a.g.e., s.119.179 Alp, “Bat� Trakya Türkleri”, s.623.180 Oran, a.g.e., s.40-41.181 a.g.e., s.56.
56
maddesi �u hükümleri getirir.” Etnik, dinsel yada dilsel az�nl�klar�n bulundu�u ülkelerde
bu az�nl�klara ait olan ki�iler, gruplar�n di�er üyeleriyle birlikte kendi kültürünü
ya�amak, kendi dinlerini aç�kça ilan etmek ve uygulamak yada kendi dillerini kullanmak
hakk�ndan yoksun b�rak�lmazlar.”182
Bir ba�ka uluslararas� insan haklar� anla�mas� “Avrupa Konseyi Uluslararas�
Az�nl�klar�n Korunmas� Hakk�nda Çerçeve Sözle�mesi”dir. Ancak Yunanistan, 1997’de
imzalad��� bu anla�may� meclisinde onaylamam��t�r. Çünkü Yunanistan ülkede etnik
az�nl�klar�n varl���n� kabul etmemektedir. Yunanistan’a göre ülkede dinsel az�nl�klar
mevcuttur. Bu çerçeve sözle�mesinin imzalanmas�, ba�ta Türk ve Makedon dinsel
az�nl�klar olmak üzere di�er az�nl�klar�n haklar�n� tan�mak zorunda b�rakaca�� için
Yunanistan, anla�man�n onaylanmas�n� mümkün oldu�unca geciktirmektedir.183
Di�er bir anla�ma “Birle�mi� Milletler Ki�isel ve Siyasi Haklar Sözle�mesi”dir
(ICCPR). Yunanistan bu anla�maya imzas�n� koymu�tur ve anla�man�n 27. maddesi; “Bir
az�nl�k grubuna ait bireylerin kendi gruplar�ndan insanlarla bir arada bulunma, kendi
kültürlerini, dinlerini ve dillerini kullanma ve uygulama hakk�ndan yoksun
b�rak�lmayacaklar�n�” söylemektedir. Yunanistan 5 May�s 1999’da anla�may� yürürlü�e
koydu. Az�nl�k haklar�n� koruyan önemli bir belge de “Birle�mi� Milletler Ulusal Dinsel
ve Dilsel Az�nl�klara Ait Bireylerin Haklar�” bildirisidir. Bu bildiriyle devletler, kendi
s�n�rlar� içinde ya�ayan dinsel, dilsel, etnik, kültürel az�nl�klar�n varl���n� korumak ve
kimliklerini sürdürebilmelerini sa�lamakla yükümlüdür. Son olarak Yunanistan” Avrupa
Temel Özgürlükleri ve �nsan Haklar� Koruma Sözle�mesini” imzalam�� ve 1974’de
onaylam��t�r.184
Uluslararas� insan haklar� anla�malar�na imza koyan Yunanistan, böylece az�nl�k
haklar�na sayg� duymay� ve bunlar� uygulamay� da taahhüt etmi� oluyordu. Nitekim 9
Haziran 1975 tarihinde kabul edilen Yunan anayasas� da insan haklar�na sayg�l� modern
bir anayasa görünümündedir. Örne�in bu anayasada “Yunanistan topraklar�nda ya�ayan
herkes milliyet, �rk veya dil, din ve siyasi inanç fark� gözetmeksizin hayat, �eref ve
182 a.g.e., s.54-55.183 Emin, a.g.m., s.161.184 Mandac�- Erdo�an, a.g.e., s.2-3.
57
özgürlü�ünün tam olarak korunmas� hakk�na sahiptir”.185 Ka��t üzerinde gerek
uluslararas� gerekse iç hukuk düzenlemelerini kabul etmi� olan Yunanistan, bunlar�n
uygulamas�na s�ra gelince son derece zay�f kalmakta, ba�l� bulundu�u AB’den tepki
çekmektedir. Örne�in May�s 1984’te 9 ülkeden 18 parlamenter taraf�ndan Avrupa
Konseyi Ba�kanl�k Divan�na “Trakya’daki Türk az�nl���n Lozan anla�mas�yla güvenceye
al�nm�� haklar�n�n Yunanl�lar taraf�ndan sürekli çi�nendi�i yolundaki �ikayetlerin
incelenmesini isteyen ve bu kan�tland��� takdirde Dan��ma Meclisinin derhal harekete
geçip karar almas� gerekti�ini” belirten bir karar tasar�s� sunuldu.186 Yine Ekim 1984’de
Avrupa Konseyi Asamblesi’nin Strasbourg’daki sonbahar dönemi toplant�s�nda “Bat�
Trakya’daki Türk az�nl��a Yunanistan hükümeti taraf�ndan uygulanan bask� politikas�”
gündeme al�nd� ve AET dönem ba�kan� �rlanda D��i�leri bakan� Peter Barry toplant�da
“Bat� Trakya’da ya�ayan 100 binden fazla Türkün temel haklar�n�n Yunanistan taraf�ndan
çi�nendi�ini” söyledi.187
Önceki bölümlerde de de�indi�imiz gibi Yunanistan, farkl� etnik kökenden insanlar�n
varl���n� kabul etmemekte, Yunanistan’� bir bütün halinde Helen saymaktad�r. Buna göre
Türkler de Müslüman Helenlerdir. Yunanistan’�n yapt��� aç�klamalarda dile getirdi�i
görü�; Bat� Trakya’da ne Türk az�nl��� ne de Türk nüfusu bulunmamaktad�r. Yaln�zca e�it
haklar� olan Yunan vatanda�lar� vard�r ve bölgede yaln�zca uluslararas� anla�malarla de�il
ayn� zamanda Yunan anayasas� ve Yunan yasalar� ile korunan bir Müslüman az�nl���
vard�r denilmektedir.188 Yunanistan bu anlay���n� Gümülcine ve �skeçe ba��ms�z
milletvekilleri Sad�k Ahmet ve Ahmet Faiko�lu’na da bizzat “Bat� Trakya’da Türk de�il
Müslüman az�nl���n” bulundu�unu telkin etmi�tir.189
Uluslar aras� alanda Yunan görü�ünün tam tersi bir anlay�� da zaman zaman dile
getirilmektedir. �slam Konferans� Te�kilat�’n�n Bat� Trakya konusunda yay�nlad���
bildiride Müslüman Türk az�nl�k terimini kulland�. Yine BAB Parlamenterler Asamblesi
Savunma Komisyonu’nun “Do�u Akdeniz” ba�l�kl� raporunda Bat� Trakya Türkleri için
185 Eren, Bat� Trakya Türkleri, s.91-92; Alp, a.g.m., s.33.186 Ay�n Tarihi(May�s 1984)187 Ay�n Tarihi(Ekim 1984)188 Ay�n Tarihi(Nisan 1982)189 Ay�n Tarihi(A�ustos 1991)
58
Türk az�nl��� ifadesi kullan�ld�.190 Bat� Trakya’da insan haklar� ihlallerine ve Türk
az�nl���n varl���na vurgu yap�l�rken Yunanistan ilginç bir yakla��m ileri sürmekten de geri
kalmam��t�r. Bu görü�: “Yunanistan’�n Bat� Trakya’daki Müslüman az�nl��a yönelik
politikas� çok say�da ülkeye örnek olu�turacak düzeydedir. Bu zaten az�nl���n, nüfus,
kültür ve ekonomik geli�iminde de anla��lmaktad�r” demektedir.191 Bu yakla��m�n tam
tersi görü� ise Yunanistan’�n bizzat içinden gelmi�tir. Yunan bilim adamlar� taraf�ndan
Ye�iller Partisi ad�na haz�rlanan raporda, Türk az�nl��a Lozan ve Yunan anayasas�na
ayk�r� uygulama yap�ld��� belirtildi.192
Türkiye’nin az�nl�klara uygulanan haks�zl�klar�n kar��s�nda olmas� ve ona destek
ç�kmas� Türklerin moral maneviyat�n� güçlendirmektedir.
38. Yunanistan Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri
Türkiye ile Yunanistan aras�nda imzalanan Mübadele Sözle�mesi’yle �stanbul’daki
Rum az�nl���na kar��l�k Bat� Trakya’daki Türkler de�i�im d��� b�rak�lm��t�. Kendilerine
dan���lmadan al�nan bu karar günümüze dek Türklerin ya�am�n� siyasi, sosyal, kültürel
bak�m�ndan oldukça derinden etkilemi�tir. Yunanistan’�n iç kar���kl�klar�ndan ve Türkiye
ile olan anla�mazl�klar�ndan Türkler do�rudan nasibini alan az�nl�k olmu�tur. Yunan
idaresinde kalan Türklerin bundan sonra siyasi hayatlar�na bakt���m�zda bir bütünlük arz
etmedi�ini görüyoruz. Türkiye’deki geli�melere paralel olarak Bat� Trakya Türk toplumu
aras�nda Kemalist ve anti Kemalist diye iki grup olu�tu. Bu ayr�m� tutucu-gelenekçi ve
yenilikçi-ça�da� olarak da nitelendirebiliriz. Cumhuriyet sonras� istenmeyen adam ilan
edilen 150 ki�inin bir k�sm� Bat� Trakya’ya göçmü�tü. Bunlar tutucu kesimi ate�leyen bir
grup olarak bir müddet önde gitti. Bu grubun kendilerine ait gazete ve dernekleri vard� ve
Türkiye aleyhinde etkili propaganda yapabiliyordu. Ancak Lozan sonras� 1926-30-33
Ankara anla�malar� grubundan 1930 anla�mas�yla tutucu kesimimin önde gelenleri
ülkeden sürüldü. Türk az�nl�k bu dönemde milletvekili meclise gönderebilmi�tir.
1980’lerin ortalar�na dek sürecek bu durum asl�nda Türk az�nl���n çok da lehine de�ildir.
Bu ki�iler parlamentoda Türklerin temsilcisi de olsa, Yunan siyasi otoritesinin seçti�i
190 Ay�n Tarihi(Haziran 1995); “Bat� Trakya Türkleri �slam Konferans�nda”,Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:18-19-20(May�s-Haziran-Temmuz 1990), s.8.191 Ay�n Tarihi(Mart 1988)192 Ay�n Tarihi(Temmuz 1990)
59
kimselerdir ve bu insanlar�n hükümet üzerinde hiçbir siyasi etkisi olamamaktad�r.193 Parti
disiplini içinde siyasi ya�amlar�n� sürdüren Türk milletvekilleri, parlamentoda Türk
az�nl���n problemlerini dile getirip bir çözüme kavu�turma gücünden mahrumdular.
Ancak münferit sorunlar�n halledilmesiyle me�gul olabiliyorlard�. Bunun yan�nda Türk
milletvekillerinin Yunanistan’�n güçlü siyasi partilerinden aday oldu�unu ve böylece
seçilmeyi garanti ettiklerini görmekteyiz. Örne�in Osman Nuri Fettaho�lu 1963’e kadar
Konstantin Karamanilis’in listelerinden sekiz dönem arka arkaya seçilebilmi�, 1964
seçimlerinde ise George Papandreu’nun partisinden seçimlere girdi�inde ise Türklerin
oylar� ba�ka partilere da��ld���ndan seçilememi�tir. Ayn� zamanda Türk milletvekilleri
gazetcilik faaliyetlerinde de bulunarak seçim propagandas� yapabilmi� ve Yunan
hükümetlerini az�nl�k politikalar� konusunda ele�tirebilmi�tir.194
Parti politikalar�n�n d���nda hareket edemeyen, pasif bir siyaset izlemek zorunda kalan
Türk az�nl���, 2 Haziran 1985’e gelindi�inde ilk kez ba��ms�z bir liste ile seçimlere
kat�lm��t�r. Bu seçimlerde �skeçe’den Mehmet Emin Aga, Celal Zeybek ve Hikmet
Cemilo�lu Bar�� Listesi ad� alt�nda seçimlere kat�ld� ve 11.600 oy alarak 2000 kadar oy
fark�yla milletvekili ç�karamad�. Gümülcine’den ise Galip Sebahattin Galip 10.300 oy
alarak 4000 oy fark�yla milletvekilli�ini kaybetmi�tir. Bunun yan�nda Pasok partisinden
milletvekili aday� olan Ahmet Faiko�lu ve Nea Demokratia’dan Mehmet Müftüo�lu
milletvekili seçilebilmi�lerdir. Ahmet Faiko�lu, parti politikas� gere�i yapt��� aç�klamada
Türk az�l���n hiçbir sorunu olmad���n� söyleyebilmi�tir. Mehmet Müftüo�lu ise Bat�
Trakya Yüksek Tahsilliler Derne�i’nden istifa etmi�tir.195
Ba��ms�z listelerle seçimlere kat �lma yöntemini benimseyen az�nl�k, 18 Haziran 1989
seçimlerine Dr. Sad�k Ahmet ve arkada�lar�yla “Güven Listesi” ad� alt�nda girmeye karar
verdi. Güçlü bir ittifakla Türk az�nl���n kaderini de�i�tirmeyi amaçlayan Güven, bu
seçimlerde “parti saflar�nda yer almaya, parti ç�karlar�n�n içinde ezilmeye ve bizi
topraklar�m�zdan koparmak isteyenlerin aras�nda silinmeye hay�r” dedi. “Demokrasinin
kendi �artlar� içinde, medeni bir mücadeleye girmek azmiyle haks�zl�klara kar�� gö�üs
193 Popoviç, a.g.e., s.338-339.194 Eren, a.g.e., s.123; Hikmet Öksüz, “Representation Of The Western Thrac�an Turkish Minor�ty In TheGreek Parl�ament”, Turkish Review of Balkan Studies, say�:7(2002), OB�V, B�gart Yay, �stanbul, 2002,s.147-148. Ayr�ca 1920-2000 döneminde Bat� Trakya’dan seçilen Türk milletvekillerinin isim listesi içinbkz., Öksüz, a.g.m., s.143-145.195 Oran, a.g.e., s.168-169.
60
germeye, insanca ya�amam�za mani olan engelleri a�maya evet” dedi. �imdiye kadar sa�
ve sol partiler ç�kmaz� içinde kime oy verece�ini �a��ran az�nl�k insan� Dr. Sad�k Ahmet,
�smail Rodoplu ve Sebahaddin Emin gurubuna güven duyarak bu seçimlere kat�ld�. Parti
korkusu ve menfaatlerini ön planda tutan bundan önceki az�nl�k milletvekillerinin yerine
ise �imdi, az�nl�k toplumunun menfaatlerini öne ç�karan bir siyasi yap�lanman�n temelleri
at�l�yordu.
Bat� Trakya Türkleri, nüfusu oran�na göre ç�karabilece�i milletvekili say�s�n� geç de
olsa görebilmi�tir. Gümülcine(Rodop) ilinde 70 bin oy potansiyelinin 35 bini
Türklerindir. Bir milletvekili elde edebilmek için de 17.550 bölge baraj� oyun yetti�ine
göre Türkler Gümülcine’den iki milletvekili ç�karabilmektedir. Ancak toplumda birlik
beraberlik oldu�u müddetçe bunu ba�arabilecektir. �skeçe’de ise 25 bin oya sahip az�nl�k
1 milletvekili ç�karabilmektedir.196
Yunanistan, Haziran seçimlerinde hükümeti olu�turacak ço�unlu�u elde edemeyince 5
Kas�mda yeniden seçimlere gitti. Haziranda az�nl���n ba�ar�s�n� gören Yunanistan,
seçimler öncesi �psala ve Pazarkale s�n�r kap�lar�n� Türkiye’deki Bat� Trakya Türklerine
kapatt�.197 Ancak bu seçilmede de Yunan siyasi partileri bir varl�k gösteremeyince 1 y�l
içinde üçüncü kez Yunanistan yeniden 8 Nisan 1990’da seçime gitti. Bu seçimlerde yine
Türk az�nl���, ba��ms�z Güven Listesinden Dr. Ahmet’i ezici bir oy çoklu�u ile, �skeçe’de
ise ba��ms�z �kbal listesinden Ahmet Faiko�lu’nu parlamentoya göndermeyi ba�ard�.
Yunan partilerinin de birbirlerine yak�n oy almalar� iki ba��ms�z Türk milletvekilini
mecliste anahtar rolü oynayabilecek güce ula�t�rd�. Bat� Trakya Türkü son seçimde büyük
bir itidal de göstererek bilinçli bir �ekilde oyunu kullanm��t�r. Yunanistan, Bat�
Trakya’dan Türklerin milletvekili ç�karabilmelerini engellemek amac�yla bölge d���ndan
bir çok askere oy kulland�rtm��t�r. Ancak bu durum yabanc� gözlemcilerin gözünden
kaçmayan, aç�klama getirilmesi gereken bir durum olu�turdu. Dönemin Türkiye
büyükelçisi Gündüz Aktan’a Pasok lideri Papandreu ile Yeni Demokrasi partisi lideri
Mitsotakis’in seçimlerde Türk az�nl���n kendilerine oy vermeleri için yapt�klar� bask� ise
ilginçtir. Gündüz Aktan ise “Bir Türk elçisi sizin vatanda�lara nas�l söyleyebilir aman o
196 “Gümülcine’de Ba��ms�z Liste Kuruldu”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:9(Mart-Nisan 1989), s.4-5; NedimAtamer, “Dr. Sad�k Ahmet Desteklenmelidir”, Yeni Bat� Trakya, say�:74(May�s 1989), s.3-4.197 Ay�n Tarihi(Kas�m 1989)
61
partiyi de�il de bu partiyi destekle diye” �eklinde cevap vermi�tir. Bu durum gerçekten de
Türk az�nl���n Yunan partilerini b�rak�p da kendi içinden ç�kan temsilcilerini
destekledi�inde Yunan siyasi hayat�nda neleri de�i�tirebilece�ini göstermi�tir.198
10 Ekim 1993 seçimlerinde ise a�a��da de�inece�imiz üzere seçim kanununda yap�lan
de�i�iklik ve milletvekili seçilebilmek için getirilen %3’lük ülke baraj� Türk toplumunun
siyasal temsiliyetini kökünden engelleyecek bir durum olu�turdu. Dr. Sad�k Ahmet
seçimlerde bölge baraj�n� a�t��� halde ülke baraj�n� a�amad��� için milletvekili
seçilemedi.199 Ba�bakan Mitsotakis, �skeçe ve Dedea�aç’ta yapt��� konu�mada ba��ms�z
listelerden kat�lan Sad�k Ahmet ve Ahmet Faiko�lu’nun %3’lük baraj� a�amayaca��n� ve
Türk halk�ndan oylar�n� kendi partilerindeki Türklere vermelerini istedi.200 Üstelik
Gümülcine Savc�l��� Sad�k Ahmet ve iki Türk hakk�nda okul kitaplar�n�n da��t�m�n�
engelledikleri iddias�yla dava açt�.201
Bu seçimde tüm engellemelere ra�men Türklerin ba��ms�z listeleri yine çok büyük
ba�ar� gösterdi. Gümülcine’de %32,75 oran�nda oy alan Güven Listesi bu ilde birinci parti
oldu. 26 bin 228 oyun 24 bin 956’s�n� Sad�k Ahmet, 1031’ini �smail Molla Rodoplu ald�.
�skeçe �kbal listesi ise yüzde 20’lerde oy oran� ile oylar�n 7 bin 874’ünü Ahmet Faiko�lu,
3040’�n� Niyazi Avc� ve 1018’ini Rasim Murcao�lu alma ba�ar�s�n� gösterdi.202
380. Yüzde 3’lük Seçim Baraj�
8 Nisan seçimlerinde kabineyi Mitsotakis liderli�indeki Yeni Demokrasi partisi kurdu.
1 y�l içerisinde üç seçimin yap�lmas� ve bu seçimlerde Türklerin gösterdi�i ba�ar�
Yunanistan’� harekete geçirdi. Türk milletvekillerinin ve muhalefetin sert itirazlar�na
ra�men 163 say�l� seçim yasas� Yeni Demokrasi’nin 151 oyuyla kabul edildi. Bu kanunla
ba��ms�z adaylar dahi seçilebilmek için ülke genelinde %3 baraj�n� a�mas� gerekiyordu.203
198 “Soru Cevap Bölümü”, Dünü, Bugünü, Gelece�i ile Bat� Trakya Türklü�ü, haz., MustafaKahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� Genel Merkezi, Ankara, 2003, s.51-52.199 Cafer Alio� lu, “Bat� Trakya Türklerine Uygulanan Anti Demokratik Yunan Bask�lar�”, Uluslararas�Bat� Trakya Paneli, Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma Derne�i �zmir �ubesi Yay, �zmir, 1996, s.49.200Ay�n Tarihi(Eylül 1993)201 Ay�n Tarihi(Kas�m 1993)202 Süleyman Sefer Cihan, “Dr. Sad�k Ahmet: Sesimizi Kimse Susturamaz”, Yeni Bat� Trakya,say�:122(Eylül-Ekim 1993), s.4.203 F�rat, a.g.e., s.449.
62
Gümülcine ba��ms�z Türk milletvekili Dr. Sad�k Ahmet:”Bu ba��ms�z az�nl�k adaylar�n�n
parlamentoya seçilmemesi kanunudur, az�nl���n ba��ms�z adaylar�na �imdiye kadar
getirilen en büyük engeldir” �eklinde bu kanunun Türk az�nl��a olumsuz etkisini dile
getirdi. Ba�bakan Mitsotakis seçim kanunu savunarak; “Ülkede yürürlükteki seçim
sistemi yüzünden ortaya ç�kan siyasi istikrars�zl��� bertaraf ediyor” �eklinde konu�tu. Bu
kanunun nihai amac�, küçük ço�unlu�a dayal� hükümetler ve koalisyonlar dönemini sona
erdirmeyi hedeflemek olmu�tur.204
120 ila 150 bin aras�ndaki nüfusa sahip Türk az�nl���, yeni seçim kanunu ile bir
milletvekili ç�karabilmek için en az 200 bin oy almas� gerekecek. Elbetteki mevcut Türk
nüfusu ile de bu mümkün olmayaca��na göre Yunan iktidarlar�, ileride Türklerin
milletvekili ç�karabilmelerinin önüne geçmi� olmaktad�rlar. Mitsotakis iktidar� bununla da
kalm�yor, vali seçim kanunu da de�i�tiriyor. Valilerin seçimle i� ba��na gelmesi kabul
edilmesine ra�men Türk ço�unlu�un ya�ad��� �ehirler, Türkleri az�nl�kta b�rakacak
�ekilde Yunan �ehirleriyle birle�tiriliyor. Böylece geni�letilmi� bölge valilikleri
olu�turularak seçimlerde Türklerin kendilerini yönetecek valiler ç�karmas�
engelleniyor.205
381. Dr. Sad�k Ahmet
Sad�k Ahmet, Bat� Trakya davas�nda ses getirmeye 1985 ortalar�nda ba�lad�. Türk
az�nl���na yap�lan bask� ve ayr�mc�l��� anlatan bir metinle Bat� Trakya’da imza
kampanyas� ba�latt�. Sad�k Ahmet, Yunan makamlar�na ve dünya kamuoyuna az�nl���n
sesini duyurabilmek amac�yla ba�latt��� bu kampanyaya Türk toplumundan e�er
kat�l�yorsa imzas�n� koymas�n� istedi. Bu �ekilde toplanan imzalar Avrupa kurulu�lar�na
ve Yunan meclisine gönderilecekti. Az�nl�k ise bu kampanyaya içtenlikle kat�ld� ve
imzalar 15 bini buldu. Ancak az�nl���n bu kampanyaya verdi�i büyük destek Yunan
yönetimini tedirgin etti. 9 A�ustos 1986 günü sahte imza toplamak ve Yunanistan’�n
uluslararas� ili�kilerini zedeledi�i gerekçesiyle Sad�k Ahmet tutukland� ve hakk�nda dava
204 “Bat� Trakya Türklerinin Seçim Engeli”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:21-22-23(A�ustos-Eylül-Ekim1990), s.6.205 Cihan, “Meriç’in Öte Yakas�: Bat� Trakya”, s.14.
63
aç�ld� ancak Sad�k Ahmet bir müddet sonra serbest b�rak�ld�.206 Bu tutuklama Ahmet’i
y�ld�rmad� ve bu kez 25 Eylül 1987’de Selanik’te düzenlenen “Demokrasi ve �nsan
Haklar�” adl� uluslararas� bir toplant�ya giderek Bat� Trakya Türklerine bask�, ayr�m ve
haks�zl�klar� anlatan bir belgenin �ngilizce metnini kat�l�mc�lara da��tt�. Bunun üzerine
Sad�k Ahmet yalan haber yaymak ve sahte evrak düzenlemek suçuna istinaden tutukland�
ve1988’de 30 ay hapis ve 100 bin drahmi para cezas�na çarpt�r�ld�. Bu durum Uluslararas�
Af Örgütü’nü de hareketi geçirdi ve Örgüt, Yunan hükümeti nezdinde gerekli giri�imlerde
bulundu.207 1989 seçimlerine gelindi�inde ise Sad�k Ahmet yine büyük bir azim ve
kararl�l�kla seçim kampanyas�n� yürüttü. Ancak kampanya s�ras�nda da��tt��� bildirilerde
seçmenleri yan�ltmaya yönelik faaliyette bulundu�u ve Türk kelimesini kulland���
gerekçesiyle halk� �iddet ve ayr�mc�l��a sevk etmek suçundan yeniden yarg�lanmaya
ba�land�. Sonuçta Sad�k Ahmet kamu güvenli�ini bozdu�u gerekçesiyle 1,5 y�l hapis ve
üç y�l seçme seçilme hakk�ndan men cezas�na çapt�r�ld�.208 Dr. Sad�k bunun üzerine: ”Ben
bir Türk oldu�um için hapse götürülüyorum. E�er Türk olmak suç ise, burada tekrar
ediyorum. Ben bir Türküm ve öyle kalaca��m. Bu mesaj�mla Bat� Trakya az�nl���na
sesleniyorum ve Türk olduklar�n� unutmamalar�n� söylüyorum.”209 Helsinki Watch’�n,
sivil örgüt temsilcilerinin raporlar�na ve yabanc� bas�na göre tarafs�z , adil bir yarg�lama
yap�lmam��t�r.210 Karar, Türk D��i�lerince de tepkiyle kar��land� ve karar�n Yunan
adaletine de�il Yunan devletine ait oldu�unu söylendi.211 Uluslararas� Af Örgütü ise,
Gümülcine bölgesi ba��ms�z eski milletvekilli Dr. Sad�k Ahmet’in dü�ünce suçlusu
oldu�unu belirterek derhal serbest b�rak�lmas�n� istedi.212 Ancak Sad�k Ahmet, hapiste
olmas�na ra�men 8 Nisan seçimlerine adayl���n� koydu. Uluslararas� tepkiler de
Yunanistan üzerinde tesirini gösterdi ve Ahmet’in cezas� Patras Temyiz Mahkemesi
206 Mustafa H. Mustafa, “Dr. Sad�k Ahmet’in �ahs�nda Yarg�lanan Bat� Trakya Müslüman Türk Az�nl���n�nDavas� süresiz Ertelendi”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:7-8(Aral�k-�ubat 1988-1989), s.11; Ayd �n Taneri,“Dr Sad�k Ahmet”, Yeni Bat� Trakya, say�:124(Ocak-�ubat 1994), s.34.207 Taneri, a.g.m., s.34; Mustafa, a.g.m., s.11; Atamer, a.g.m., s.4; Hatipo�lu, Yunanistan’da Etnik Gruplarve Az�nl�klar, s.39.208 Hatipo�lu, a.g.e., s.39; Cafer Alio�lu, Bat� Trakya Davas�n�n Avrupa Cephesi (1982-1994), Bursa, 1998,s.31; “Dr. Sad�k Ahmet: Hapistede Olsak Seçimlere Girece�iz”, Yeni Bat� Trakya, say�:84(Mart 1990),s.15-18.209 Hatipo�lu, a.g.e., s.41.210 F�rat, a.g.m., s.447.211 “Dr. Sad�k Ahmet ve �brahim �erif Hapsedildiler”, Yeni Bat� Trakya, say�:83(�ubat 1990), s.3-4.212 Ay�n Tarihi(�ubat 1990); �mza kampanyas�nda Dr. Sad�k; “ Bu kampanyada hiçbir zaman korku veumutsuzluk gibi duygulara kap�lmad�m. Her an büyük bir mücadele vermenin hazz�n� ve huzurunu ya�ad�m.Her anda ailem ve soyda�lar�m bana destek ve yard�mc� olduklar� için cesaretimi hiçbir zamankaybetmedim”. “Bat� Trakya’n�n Sesi Dr. Sad�k Ahmet’le Selanik’de Görü�tü”, Bat� Trakya’n�n Sesi,say�:7-8(Aral�k-�ubat 1988-1989), s.20.
64
taraf�ndan para cezas�na çevrildi. Para cezas�n� ödeyerek serbest kalan Ahmet’in adayl�k
ba�vurusu Yarg�tay Yüksek Kurulu’nca onaylanarak kesinle�ti. Yine milletvekili seçilen
Ahmet, 8 Nisan seçimlerini de�erlendirirken: “Bat� Trakya Türkü toparlanarak bir bütün
oldu�unu gösterdi. �ahs� ç�kar yerine toplum ç�kar�n� ön planda tuttu. Irk�ndan, dininden,
gelenek ve göreneklerinden taviz vermeyece�ini gösterdi. Bu seçimler, Bat� Trakya
Türklerinin hak ve adalet istedi�ini, �ahsiyet kazand���n�, toplum olarak var oldu�unu,
dimdik ayakta durdu�unun ispat�d�r. Bu seçimle Bat� Trakya Türkü kendisine yap�lan
haks�zl�klara, bask�lara, adaletsizliklere, insan haklar� ihlallerine dur demi�tir. Biz,
vatan�m�z Yunanistan’da bizlere de e�it muamelesi edilmesini istiyoruz. Bize haks�zl�k
yapana biz hay�r diyoruz” demi�tir.213 Yeni dönemde Ahmet, amaçlar�n�n Müslüman
Türk az�nl���na insanca bir hayat sa�lamak oldu�unu belirtti. Dr. Sad�k Ahmet; “ ��birli�i
yapmak isteyen partiyle konu�maya haz�r�z. Bu konu�malarda az�nl���n haklar�n�n
verilmesi ele al�nacakt�r. Ortak bir noktada anla��ld��� takdirde i�birli�i mümkündür”
anlay���n� ortaya koydu. Yunan parlamentosunda Yeni Demokrasi Partisi önderli�inde
kurulan hükümet, Bat� Trakya sorunlar�n�n çözülmesi amac�yla kurdu�u komisyona
az�nl�k milletvekili Dr. Sad�k Ahmet ve Ahmet Faiko�lu’nu almayarak Yunanistan, Bat�
Trakya politikas�n�n eskisi gibi devam etti�ini gösterdi. Sad�k Ahmet ve Ahmet Faiko�lu,
komisyonun kurulmas� kararla�t�r�ld���nda, sorunlar�n tespiti ve çözümü için komisyonda
yer almalar� gerekti�ini parlamento ba�kan� Atanasios Çaldaris’e bildirmi� ancak
“öneriniz incelenecek” cevab�n� alm��lard�r.214
Sad�k Ahmet, Bat� Trakya Türkü’nün etnik kökeninin tespiti s�ras�nda ba�bakan
Konstantin Mitsotakis’e gönderdi�i mektupta bu konudaki tart��malar�n tamamen
kapanmas� için Türk az�nl���n içinde bir referandum önermi� ancak bu, kabul
görmemi�tir.215 Türklüklerini tüm dünyaya duyurmay� amaçlayan Ahmet, Norveç �nsan
Haklar� Derne�i’nin davetlisi olarak Oslo’da yapt��� aç�klamada; “Yunan vatanda�l�k
yasas�n�n halen yürüklükte oldu�u ve bu maddeye göre Türk olanlar�n s�rf Türk olduklar�
için vatanda�l�ktan ç�kar�ld�klar�n�, cemaat temsilcilerinin seçilemedi�ini, Türkiye’den
213 “Dr. Sad�k Ahmet ile Tele Röportaj”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.13.214 “Zindanda Meclise, Dr. Sad�k Ahmet ve Ahmet Faiko�lu Yunan Parlamentosunda”, Bat� Trakya’n�nSesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.8-9; ”Bat� Trakya’da Zulümler Devam Ediyor”, s.15. Halbuki Sad�kAhmet milletvekili seçildikten sonra Konstantin Mitsotakis ile bir görü�me yapm��t�. Görü�medeMitsotakis, Bat� Trakya’daki Türk az �nl��a mutlaka di�er Yunan vatanda�lar�yla e�it haklar tan�naca��n�söylemi�ti. Ay�n Tarihi(May�s 1990)215 Ay�n Tarihi(Aral�k 1992)
65
gelen kitaplar�n e�itimde kullan�lmas�n�n engellendi�ini vurgulayarak, Bat� Trakya Türk
toplumu kesinlikle asimile olmayacakt�r. Türk toplumu Türk olarak orada ya�amaya
devam edecektir” dedi.216
Yunanistan içindeki az�nl�klar�n haklar�n� tan�mazken, ülke d���ndaki Yunanl�lar�n
haklar�n� sonuna kadar savunmaya kararl� ve azimli bir ülkedir. Nitekim Arnavutluk’ta
%2 oran�nda Yunanl� olmas�na ra�men Yunanistan, Arnavutluk’un %20 olan tüm
Ortodoks nüfusunun tamam�n� Yunanl� saymaktad�r ve bu Yunanl�lar�n Arnavutluk’taki
hukukunun mücadelesindedir. Az�nl�k konusu iki ülkenin önemli sorunlar�n�
olu�turmaktad�r, Yunanistan içindeki Arnavut az�nl��a, Arnavutluk’taki Yunanl�lara
yap�lan muamele oran�nda, hatta daha kötüsü ile muamele etmektedir. ��te Sad�k Ahmet
bu konuda; “Bat� Trakya’daki Türk az�nl�kla Arnavutluk’taki Yunan az�nl�klar� ayn�
haklara sahip olmal�d�r. Mitsotakis, ancak Arnavutluk’taki Yunan az�nl�k için istediklerini
Bat� Trakya’dakilere de verdi�i takdirde Tiran ve dünya kamuoyu önünde hakl� ç�kabilir”
görü�ünü savunmaktad�r.217 Bat� Trakya Türk az�nl���n�n durumunu ve gelecek
beklentisini özetlerken Ahmet: “Yunan hükümeti bilmelidir ki, biz hiçbir zaman özerklik
istemedik. Biz Yunan vatanda��y�z. Ancak bizim toplumumuzun harklar� tan�nmal�d�r. Bu
benim siyasi mücadelemin anlam�d�r.218
Sad�k Ahmet, 1985-95 dönemi içinde büyük özverili mücadelesiyle Türk az�nl���n
u�rad��� haks�zl�klar�, bask�lar�, insan haklar� ihlallerini uluslararas� platformlarda
duyurmay� ba�arm�� bir liderdir. Bu mücadelede iki kez ba��ms�z milletvekili seçilen
Ahmet, iki kez de hapse at�lm��t�r. Onun bu azmini 1988-91 y�llar� aras�nda Atina büyük
elçili�inde bulunan Gündüz Aktan �öyle ifade etmektedir. “ O zaman rahmetli Sad�k
Ahmet, me�hur imza kampanyas�n� ba�latal� bir y�l olmu�tu. Bir d��i�leri için do�rusunu
isterseniz, Sad�k Bey fazla cesurdu. Ortal��� kar��t�r�yordu. Kendisine her zaman evlad�m,
biraz daha yava� ol, bu kadar ürkütme, bu kadar üzerlerine gitme derdim. Her seferinde,
tabii say�n Büyükelçim dedikten sonra hep bildi�ini yapt�. Sad�k Ahmet bir mücadeleciydi.
En önemli vats� cesaretiydi.”219
216 Ay�n Tarihi( Kas�m 1992)217 Ay�n Tarihi(Temmuz 1993)218 Alp, “Bat� Trakya Türkleri”, s.641.219 Ahmet C. Gazio�lu, “Bat� Trakya K�br�s ve Yunan Emelleri Bat� Trakya Türklerinin Hukuk Sava��ndaSad�k Ahmet’in Yeri ve Önderli�i”, Uluslararas� Bat� Trakya Paneli, Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma
66
382. Sad�k Ahmet Sonras� Bat� Trakya Türkü’nün Siyasi Durumu
Sad�k Ahmet 1995’de Gümülcine’de arac�na bir traktör çarpmas� sonucu hayat�n�
kaybetti. Kaza bir komplo sonucu da olsa, gerçekten bir kaza da olsa sonuçta Bat� Trakya
Türkleri tarihindeki en önemli �ahsiyetlerinden birini yitirmi� oldu. TC. Cumhurba�kan�
Süleyman Demirel onun hakk�nda: “Dr. Sad�k Ahmet’ten kalan dava, Bat� Trakya’daki
Türk toplumunun dilini, dinini, kültürünü korumas�, dayan��ma içerisinde olmas�,
haklar�n� me�ru zeminlerde aramas�, savunmas� davas�d�r” demi�tir. Türk toplumu ya�am
mücadelesini bundan sonra adeta efsane kahraman haline gelen Sad�k Ahmet’ten yoksun
sürdürmek zorunda kalacakt�r.220
Yunanistan’�n seçim sisteminde %3 baraj�n� getirmesi, Sad�k Ahmet’i yeni aray��lara
itmi�tir. O, seçilemeyece�ini bildi�i halde Bat� Trakya davas�nda ses getirebilmek ve yeni
bir soluk almak amac�yla Dostluk, E�itlik ve Bar�� Partisini kurumu�tu.221 Ancak ondan
sonra gelenler onun bu stratejisini ve yöntemini benimsemek yerine yine eskiden oldu�u
gibi Yunan partilerinden adayl�klar�n� koymaya ba�lad�lar. 22 Eylül 1996 genel
seçimlerinde Yunan meclisine üç Türk milletvekili seçildi. Pasok’tan Galip S. Galip,
Snaspismos(Sol �ttifak)’tan Dr. Mustafa Mustafa ile Nea Demokratia’dan Dr. Birol
Akifo�lu meclise girmeye ba�ard�. Türk temsilcilerin meclise girebilmeleri temelde
olumlu bir durum iken Türk taleplerinin yine parti disiplini içinde bo�ulacak olmas�
olumsuz bir durumdur. Yunanistan’da iki ana parti vard�r. Oylar�n ço�unlu�unu
almalar�na ve Türk milletvekillerinin bu partiler içinde yer almalar�na ra�men Türkler,
yine de ajan, vatan haini olarak görülmektedirler. ��te Sad�k Ahmet’in de yapmak istedi�i
bu çirkin yak��t�rmalardan az�nl��� kurtarabilmekti.222
Derne�i �zmir �ubesi Yay, �zmir, 1996, s.34; Gündüz Aktan, “Türk-Yunan Siyasi �li�kileri”, Dünü,Bügünü, Gelece�i ile Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� GenelMerkezi, Ankara, 2003, s.30.220 Ay�n Tarihi(A�ustos 1995); Ay�n Tarihi(Temmuz 1996)221 A�a��da bu partiye de�inilecek.222 Mandac �-Erdo�an, a.g.e., s.6. Yunanistan’daki erken seçimlere Türk D��i�leri Bakanl��� büyük önemverdi. Ankara, TRT kanl�yla yapt��� yay�nlarla Gümülcine’den Galip Sebahattin Galip, �skeçe’den BirolAkifo�lu’nun seçilip Yunan parlamentosuna girmesi için büyük çaba sarfetti. TRT’nin seçimlerden haftalaröncesi iki aday� destekleyen yay�nlar� di�er Türk adaylar aras�nda tepkilere neden oldu. Ayr�ca, TRT’nindi�er adaylar�n isimlerinden bile söz etmemesi haks�z rekabeti de meydana getirdi� i savunuldu. Seçimsonuçlar�n�n aç�klanmas�ndan sonra Özel Yunan Antena televizyonu muhabirinin sorular�n� cevaplayanPASOK aday� Mehmet Ahmet, kendisinin Türkiye’nin tek tarafl� yay�nlar�n�n kurban� oldu�unu söyledi.“Bat� Trakya Türkü 22 Eylül Seçimlerinden Zaferle Ç�kt�”,Yeni Bat� Trakya, say�:140(Eylül-Ekim 1996),s.1-2.
67
Yeni Demokrasi Partisi Gümülcine Türk milletvekili av. �lhan Ahmet, Sad�k
Ahmet’ten sonra sorunlar�n üzerine giden, uzla�mac� bir ki�ilik olarak Türk toplumuna
yeni bir ses getirdi. �lhan Ahmet milletvekilli�ine adayl���n� koymandan önce
arkada�lar�yla birlikte Türk az�nl���n kronikle�mi� sorunlar�n� maddeler halinde yazarak
YDP genel ba�kan� Kostas Karamanlis’e sundu ve cevab�nda bu isteklerin kabul edildi�i
bildirildi. Bu, Yunan yönetiminin sorunlar�n varl���n� kabul etti�inin bir göstergesiydi.
�lhan Ahmet sorunlar�n hallinde Türkiye ile de yak�n temasta olmay� ihmal etmedi. Türk
hükümeti yetkilileriyle meseleleri payla�t�. Türkiye de az�nl���n sorunlar�n�n takipçisi
olaca��n� belirtti.223 Son olarak Yunanistan, seçim sistemiyle Türklerin ba��ms�z veya
Yunan partilerinden parlamentoya girmelerini engellerken yerel idari yönetimlerde de
Türklerin kat�l�m�n� s�n�rland�rmaktad�r. Günümüzde Gümülcine’de üç, �skeçe’de bir
belediye ba�kanl��� Türklere aittir. Ancak Türk belediye ba�kan� önceden dokuz idi.
Burada, Türk nüfusun yo�un oldu�u yerler farkl� idari bölgeler aras�nda bölünerek Türk
idaricilerin yönetici olma olas�l��� en aza indirgenmek istenmektedir. Resmi dairelerde de
Türk memurlar�n say�s� çok azd�r.224
39. Yunanistan’da Türk Siyasi Partileri
390. Dostluk-E�itlik ve Bar�� Partisi
Türk az�nl���n 1989-90 y�llar�nda arka arkaya yap�lan üç seçimdeki aktifli�i, bu
konuda Yunan yönetimini radikal çözümler bulmaya yöneltti. Küçük siyasi partilerin
ülkede istikrars�zl��a yol açt���, oylar� böldü�ü ve bu nedenle hükümet kurulmas�nda
güçlükler ya�and��� gerekçesiyle Yunanistan, seçim kanununda de�i�iklik yapt�. Buna
göre parti olsun, ba��ms�z aday olsun parlamentoya girebilmek için ülke genelinde geçerli
oylar�n yüzde 3’ünü almak gerekiyordu. Bu da en az 200 bin oy demektir. Bu kanun
223 Adem Yavuz Arslan, “Az�nl�k Politikas� ��te Böyle Olur”, Yeni Bat� Trakya, say�:180(2003), s.18;Murat Aga, “Bat� Trakya Kültür ve Sanat �öleni”, Bat� Trakya Türk Birli�i Derne�i Yay�n Organ�,say�:3(2005), s.12-13. Papandreu’nun getirdi�i seçim sisteminde 13.500 oy alan biri milletvekiliseçilebiliyordu. Gümülcine ve çevresindeki Türk oylar�n say�s� 40-45 bin, �skeçe’de ise 25-27 bin civar�d�r.Buna göre ba��ms�z bir liste 5 Türk milletvekili ç�karabilir. Ancak Türk toplumu d��ar�dan göründü�ü gibiYunanistan’�n insan haklar� ihlalleriyle u�ra�an ve bu yönde mücadele edene bir toplum de�ildir. Toplumiçinde partizanl�k anlay��� alm�� yürümü�tür. Siyasi ihtiraslar, milletvekili olabilme yar��� ve bunun için çoksay�da milletvekili aday�n�n ç�kmas� sonuçta seçimlerde Türklerden 1 veya 2 milletvekili ç�kmas �na nedenolmaktad�r. Türk toplumundaki bu siyasi bölünmü�lük böylece Yunanistan’�n i�ine yaramaktad�r.“Yunanistan’da Erken Seçimler ve Bat� Trakya Türkleri, Yeni Bat� Trakya, say�:25(Nisan 1985), s.28.224 Ahmet, “Bat� Trakya’da Mevcut Durum”, s.22.
68
ç�kmazdan evvel de Sad�k Ahmet, Türk toplumunun bir partiye ihtiyac� oldu�unu 10
Nisan 1991’de Türk Gençler Birli�i Lokalinde düzenledi�i bir toplant�da aç�klam��t�.
Sad�k Ahmet: “Bu partinin olu�turulma iste�i, var olan Yunan Siyasi partilerinin, Türk
az�nl���n meselelerine gerekli duyarl��� göstermemesinden kaynakland�. Bunun üzerine
biz de siyasi temsilcili�imizi devam ettirmek hem de d�� dünya nezdinde daha aktif
çal��malarda bulunmak üzere Bat� Trakya Müslüman Türk toplumunun bir siyasi parti
�emsiyesi alt�nda toplanmas�n�n toplumumuz ç�karlar� aç�s�ndan daha yararl� ve zaruri
oldu�u inanc�nday�z. Parti sayesinde sesimizi dünyaya daha da güçlü duyuraca��z.
Böylece milletvekili ç�karamasak dahi parti sayesinde sorunlar�m�z� dünya çap�nda dile
getirece�iz ve çözümü için d�� dünyan�n yard�m� sa�lam�� olaca��z.”225
Partinin tüzü�ü ve üyeleri konusunda da çal��ma yapan Ahmet, Dostluk E�itlik ve
Bar�� Partisi için; “ Bat� Trakya Türkünün öz mal� ve kendi sesidir. En demokratik
�artlarda ba�kan�n� ve yöneticilerini seçecek olan partimiz toplumsal mücadelelerinin
bayraktarl���n� yapacakt�r. Bu sebeple de ne kadar çok üyemiz olursa sesimiz o kadar
güçlü ç�karacakt�r.” dedi.226 11 Eylül 1991’de kurulan Parti’nin as�l amaçlar�ndan biri de,
mahalli seçimlerde ülke baraj� getirilmedi�i için yerel idarelerde etkili olabilmekti.227
Parti, 11 Nisan 1992’de Türk Gençler Birli�i salonunda 1. kurultay�na gitti ve Sad�k
Ahmet’i parti ba�kanl���na seçti. Ahmet, partinin demokrasiye, insan haklar�na, ki�i
hürriyetine sayg�l� oldu�unu belirtti. Sad�k Ahmet, bundan önce Yunan siyasi
partilerinden seçilen Türk milletvekillerinin az�nl�k meselelerini dile getiremediklerini,
toplumdan uzak kald�klar�n�, toplumla i� birli�ine gitmediklerini ve az�nl��� yurt içinde ve
d���nda temsil etmekten çekindiklerini söyleyerek �imdi ise, parti arac�l���yla belki
milletvekili ç�kar�lamayacak ancak az�nl�k meseleleri ülke içinde ve d���nda rahatl�kla
anlat�labilece�ini belirtmi�tir.228
225 Eren, a.g.e., s.127-128.226 “E�itlik, Dostluk ve Bar�� Partisi’nin Kurcular Kurulu Toplant�s� Yap�ld�”, Bat� Trakya’n�n Sesi,say�:37(Aral�k 1991), s.8.227 Kenan �nan-Hikmet Öksüz, “Bat� Trakya Türklü�ü ve Dr. Sad�k Ahmet”, Türk kültürü, say�:396(Nisan1996), s.204.228 “Bat� Trakya’dan … Dostluk, E�itlik ve Bar�� Partisi Kurultay� yap�ld�”, Yeni Bat� Trakya, say�:110-111(May�s-Haz 1992), s.22.
69
Parti, siyasi alanda ba��ms�z listeler kurarak mücadele vermek ve Türklerin Yunan
partilerine yem olmamas� için kurulmu�tur.229 Amaç, yasal çerçevede faaliyet göstermeye
ve bu amaçla Türkleri bilinçlendirmeye ve ileride de bu amac� yürütebilecek ki�ilerin
yeti�tirebilmesini sa�lamakt�r.230 Partinin d�� politikas�nda ise Türkiye ile yak�n ili�ki
kurmak anlay��� vard�r. Türkiye’den d�� Türklere sahip ç�kmas� ve Bat� Trakya sorununda
uluslararas� te�kilatlar� harekete geçirmesi istenmektedir.231
Sad�k Ahmet’in Türk toplumunu birle�tirici vasf�, ki�ili�i, �ahsiyeti, liderlik özelli�i
Parti’ye ses getirmi�tir. Onun ölümüyle az�nl�k, yine bildik eski ya�am tarz�na döndü.
Parti’yi ayakta tutacak gücü kendinde bulamad�. Parti çok zor günler geçirdi, kiras�n� dahi
ödeyemeyecek duruma geldi. Telefonu dahi kesildi. Ancak Dostluk E�itlik ve Bar��
Partisi, Sad�k Ahmet’in e�i I��k Ahmet ve arkada�lar� sayesinde biraz toparland�. Ancak
Parti’nin Yunanistan’la aktif ili�kileri yok denecek düzeydedir.232
Dostluk, E�itlik ve Bar�� Partisi’nin kurucu üyeleri ise; Dr. Sad�k Ahmet (milletvekili),
�dris Mehmet(rençber), Yusuf Hüseyin(din görevlisi), Sad�k Sad�k(din görevlisi), �erif
�erif(din görevlisi), Hasan Paçaman(vaiz), Mustafa Mustafa(rençber), Sulko Salih
(ö�retmen), Makarac� �aban(tüccar), Ali Ahmet(rençber), Ali Ba�o�lu Hüseyin(rençber),
Halil �smail(rençber), Yüksel Nurio�lu(eczac�), Niyazi Hasan(ö�retmen), Ahmet Kurt
(din görevlisi), Orhan Mustafa(rençber), Ali Molla(makine mühendisi), Nazif �akir
(Kooperatif Y.K. üyesi), Nazmi Abdürrazzak(ö�retmen), �brahim Ahmet(rençber), Ahmet
Salih Çavu�(makinist), Mehmet Devecio�lu(veteriner), Say�t Seyit (rençber), Ahmet
Hac�osman(vaiz, gazeteci), Remzi Hasan(rençber), Ali Ba�datl�(esnaf), Hüseyin Esat
(rençber).233 Partinin amblemi ise; etraf�nda zeytin dallar� bulunan bir daire içindeki beyaz
bir güvercinden olu�maktad�r.234
Sad�k Ahmet’den sonra genel ba�kanl���n� iki dönem e�i I��k Ahmet yürüttü. Daha
sonra Ahmet Hac�osman ve Nazmi Arif ba�kanl�k yapt�lar. Halen genel ba�kanl��� Ahmet
Hac�osman yürütmektedir.
229 gös. yer.230 “Bat� Trakya’da Büyük Geli�me; Dr. Sad�k Ahmet Parti Kurdu”, s.2-3.231 “Dr. Sad�k Ahmet: D �� Türklere Sahip Ç�k�ls�n”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37(Aral�k 1997), s.9.232 “Soru-cevap Bölümü”, s.48.233 Eren, a.g.e., s.129.234 “ Bat� Trakya’da Büyük Geli�me: Dr. Sad�k Ahmet Parti Kurdu”, s.3.
70
Partinin Savundu�u di�er ilkeler �öyledir: Tüm dünyadaki haks�zl�klar�, bask� ve
ayr�mc�l��� k�namaktad�r. Her türden çevrenin kirletilmesini k�namakta, bu anlay��la
Green Peace’in ilkelerini benimsemektedir. ��sizli�e, cahilli�e, uyu�turucu madde
kullan�m�na kar��d�r. Uluslararas� sa�l�k, e�itim, sosyal yard�m kurulu�lar�n� destekler ve
bunlarla i�birli�i yapmay� benimser. Irk ayr�m�na kar��d�r ve dinlerin e�itli�i prensibini
kabul eder. Kad�n-erkek e�itli�inden yanad�r. Tüm dünya uluslar� aras�nda bar���, sevgi ve
dostluk sembolü olarak kabul eder. �nsan haklar�n� korumaya yönelik tüm kurulu�lar�
tan�r ve benimser. Parti’nin ilkelerini benimseyen ahlakl�, demokratik de�erlere ve insan
haklar� sayg�l� 18 ya��n� doldurmu� olan herkes partiye üye olabilir.235
391. Bar�� Partisi
2 Haziran 1985 seçimlerinde “Bar�� Listesi” ad� alt�nda ba��ms�z bir liste kuruldu.
Listede, Mehmet Emin Aga, Celal Zeybek ve Hikmet Cemilo�lu bulunuyordu. Ayr�ca
“Bar��” adl� bir de gazete ç�kar�lmaya ba�land�. Bu hareket, yukar�daki bölümlerde de
belirtti�imiz gibi Türklerin siyasi te�kilatlanmalar� yönünde önemli bir ad�md� ve iyi bir
tecrübeydi. Türk toplumunun uyan�� k�p�rt�s�yd�. ��te bar�� listesi bu amaçlarla Bar��
Partisi olma amac�n� gütmü� fakat bunu ba�aramam��t�r. Partile�me hareketi ba�ar�
sa�layabilmi� olsayd� belki de Türk toplumunu daha parlak bir gelecek bekleyebilirdi.236
310. Yunanistan’da Türk Dernekleri
Osmanl� sonras� Bat� Trakya Türk toplumu birlikler(dernekler) çat�s� alt�nda
te�kilatlanmaya ba�lad�lar. Sosyo-kültürel amaçl� kurulan bu birlikler, ümmet anlay���
yerine millet �uuru ile hareket etmi�lerdir. Bunun yan�nda ümmetçilik gelene�ine paralel,
muhafazakar �slami kurulu�lar da ortaya ç�kt�. �lk gruba girenler Türkiye’deki geli�meleri
ve yap�lan ink�laplar� yak�ndan takip ediyor ve bunlar� uygulamaya çal���yordu. Örne�in
ne�riyatta harf ink�lab� Bat� Trakya Türklerince hemen kabul görmü�tür. Bu birliklerin
kurulmas�nda hiç �üphesiz Bat� Trakya Türk toplumunun yeti�tirdi�i idealist, yenilikçi bir
anlay��a sahip ö�retmen Mehmet Hilmi’nin katk�s� büyük olmu�tur. ��te a�a��da
235 Bat� Trakya Dayan ��ma Derne�i’nden Tarihe Bir Not, der., Necmettin Hüseyin, Emir Ofset, �stanbul,2004, s.222.236 “Bat� Trakya Seçimleri”, Yeni Bat� Trakya, say�:27-28(Temmuz-A�ustos 1985), s.10. Partile�meönünde Yunanistan oyunlar� ve suni ayr�l�klardan bahsedilmektedir.
71
ayr�nt�s�yla de�inece�imiz �skeçe Türk Birli�i, Gümülcine Türk Gençler Birli�i onun
destek ve çabalar�yla kurulmu�tur.237
3100. �skeçe Türk Birli�i
14 Nisan 1927’de Türklerin bedeni, ruhi, manevi geli�melerini sa�lamak, aralar�nda
dostluk ve dayan��ma duygular�n� gerçekle�tirmek amac�yla “Türk Gençler Yurdu” ad�
alt�nda kuruldu. II. Dünya sava�� y�llar�nda faaliyetini zorunlu olarak durduran dernek,
sava� sonras� 1956’da “�skeçe(Ksanthi) Türk Birli�i” ad�yla tüzü�ünü onaylatt�. 1971’de
Yunanistan’da dernekler yasas� de�i�ince �skeçe Türk Birli�i de tüzü�ünün baz�
maddelerini de�i�tirerek 1972’de mahkemeye ba�vurdu. Mahkeme ba�vuruyu reddedince
bu kez 1973’de �stinaf mahkemesine ba�vuruldu. Ancak mahkeme tüzü�ün yasa ve kamu
düzenine ayk�r� oldu�u gerekçesiyle ba�vuruyu kabul etmedi. Buna ra�men birlik
faaliyetini 1984’e dek sürdürdü ve resmi makamlardan da bir engelleme ç�kmad�.238
1984’e kadar ses ç�karmayan Yunanistan, bu tarihte birli�in ad�nda “Türk”, “Türk Birli�i”
kelimelerinin yer almas� nedeniyle derne�i kapatma karar� ald�.
Birli�in davas� istinaf, temyiz mahkemesi ile yarg�tay aras�nda gidip gelmi�tir.
Davan�n son a�amas�nda milletvekili Galip Galip, her gün televizyonlarda kilise liderleri,
üniversite hocalar�, milletvekilleri ile ate�li tart��malara girmi�tir. Bu arada Raportörün
“Türk ad�n�n kullan�m�nda bir sorun görmüyoruz” �eklindeki aç�klamas�, Yunanistan’da
ulusal tart��maya aç�ld�. Bu, Bat� Trakya’n�n elden gidece�i, Türkiye’yle birle�ece�i
korkusunu beraberinde getirdi. Son gelinen noktada ba�kan Çetin Mandac�, yönetimden
Yakup Kurt ve eski milletvekili Hasan Hatipo�lu davada Türkiye’nin yakla��m�ndan
yak�nd�lar. Hatipo�lu, “Bizi de kendilerine benzettiler. Burada okutamay�p anavatana
gönderdi�imiz çocuklar�m�z� al�p imam hatiplerde vaiz yapt�lar. Bugün Bat� Trakya’da
237 Ahmet Ayd�nl�, Bat� Trakya Facias�n�n �ç Yüzü, Ak�n Yay, �st, 1971, s.376; M. Cihat Özönder-HalimÇavu�o�lu, “Balkanlar ve Bat� Trakya Türklü�ü”, Yeni Türkiye, c.II, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997),s.1803; Hatipo�lu, Yunanistan’da Etnik Gruplar ve Az�nl�klar, s.37; Yunanl� Tarihçi Soltaridis’in iddias�nagöre hukuken Müslüman karakterdeki Bat� Trakya Türkünün yanl�� olarak �rki karakterinin öne ç�kar�lmas�,Türkiye ile olan ili�kilerin geli�mesine vesile oldu. Bunun sonucu olarak Yunanistan için tehlikeli olan Türkbirlikleri kurulmaya ba�land�. Cin, a.g.e., s.235.238 Hüseyin, a.g.e., s.211; Eren, a.g.e., s.87-88. Bat� Trakya’n�n ilk Türk ismini ta��yan derne�in kurucular�aras�nda Pa�eli Cemiyeti ba�kan�, Sofya müftüsü, Edirne müftüsü, a�a�� mahalle medresesinden HocaBestan Efendi, ilk Türk çetecisi Fuat Balkan’�n ba�yaveri Büyük Hasan Bey(Abdürramo�lu), TahsinEfendi, gazeteci Mehmet Hilmi, Osman Nuri gibi ça�da� dü�ünceye sahip insanlar bulunuyordu. Hüseyin,a.g.e., s.211.
72
150 camii, 450 vaiz var, oysa anaokuluna gönderecek bir tek hocam�z yok. Gönderselerdi
ya çocuklar�m�z� kolejlere. Bugün hepsi Avrupa da söz sahibi olurlard�. Oysa 1937 y�l�nda
�skeçe Birli�i’nin bale okulu, operas� vard�, Türk sanat müsikisi, folklor grubu, futbol
tak�m� vard�. O gün daha ça�da�la�m���z demek ki.”239
�skeçe Türk Birli�i’ndeki bu yak�nmalar�n yan�nda Avrupa’daki Bat� Trakya Türkleri,
birli�e destek için 5 bin imza toplad� Avrupa Bat� Trakya Türk Federasyonu ve
federasyona üye 29 Bat� Trakya Türk birli�inin yürüttü�ü imza kampanyas�nda toplanan
imzalar Avrupa Parlamentosu, Avrupa Konseyi ve Avrupa �nsan Haklar� Mahkemesi
ba�ta olmak üzere pek çok uluslararas� kurum ve insan haklar� örgütlerine gönderildi.
Avrupa Bat� Trakya Türkleri Federasyonu Ba�kan� Halit Habipo�lu, Yunanistan’� itham
eden aç�klamas�nda; Bir Avrupa Birli�i ülkesinde, 21. yy’da derne�in yaln�zca isminde
yer alan Türk sözcü�ü nedeniyle kapat�lmas�, kendisine büyük umutlar ba�lanan ve
bizlerinde vatanda�� oldu�u Avrupa Birli�i’ne sürülmü� bir kara lekedir…Yunanistan’�
imza att��� az�nl�k haklar� çerçevesini onaylamaya davet ediyoruz. Uluslararas� belgeleri
gösteri� olsun diye imzalay�p hayata geçirmemek devlet ciddiyetine ayk�r�d�r.
�skeçe Türk Birli�i, ad�ndan da anla��ld��� üzere Türklerin bir arada olmas�n� ifade
eder. Ancak yak�n zamana kadar böyle olmad��� görülmektedir. Birli�i kapatt�ran Do�u
Makedonya-Trakya bölge genel sekreteri Mihalis Angelopulos, Bat� Trakya az�nl���
Yüksek Tahsilliler Derne�i yönetim kurulu ve Türk milletvekili �lhan Ahmet’le bir
yemekli toplant� yapt�. Toplant�n�n ötesinde dernek yöneticileri ve �lhan Ahmet’in,
Türklerin sorunlar� ile alakal� hiçbir �eyi anlatmamas� ve birliklerin durumlar�ndan söz
edilmemesi dü�ündürücü olmu�tur.240 Kapat�lma s�k�nt�s� bir yana Birlik, �skeçe’de Türk
toplumuna faydal� i�ler yapmaya çal��maktad�r. Biçki, diki�, nak�� kurslar�, bilgisayar,
ingilizce, müzik, matematik, resim kursu gibi kurslar düzenlemektedir. Önemli gün ve
gecelerde kutlamalar tertiplenmekte, y�lda birkaç kez aile geceleri düzenlenmektedir.
Zaman zaman panel ve söyle�ilerle de az�nl��a yararl� olmaya çal��an Birlik, Yunan
Hükümeti’nce ad�nda Türk kelimesi olmas� dolay�s�yla tan�nmad���ndan ad�na telefon ve
faks alamamaktad�r.241
239 Cihan, “Meriç’in Öte Yakas�: Bat� Trakya”, s.9; Hüseyin. a.g.e., s.211.240 Halil Hasan, “Skandal Toplant�”, Yeni Bat� Trakya, say�:187(Mart 2005), s.51.241 Hüseyin, a.g.e., 210-211. �skeçe Türk Birli�i’nin tarihçesi, tüzü�ü ve etkinlikleri hakk�nda bkz.,http://www.iskeceturkbirligi.com
73
3101. Gümülcine Türk Gençler Birli�i
Birlik, 25 �ubat 1928’de Ümit Spor Kulübü(Yurdu) ad�yla kuruldu. Ancak 1932’de
Birlik’ten ayr�lan baz� gençler Y�ld�z Spor Kulübü’nü kurmu�lard�r. Böylece iki dernek
1938’e de�in faaliyetlerini sürdürdüler. Ümit Spor Kulübü’nü temsilen Nazmi Atalay ve
Y�ld�z Spor Kulübünü temsilen de Osman Üstüner ortak bir tüzük haz�rlayarak bu iki
derne�i tek bir çat� alt�nda birle�tirme karar� ald�lar. Bu birle�me ile Birlik, Gümülcine
Türk Gençler Birli�i ad�n� ald� ve bu adla tüzü�ünü Rodop ili bidayet mahkemesi ve
valili�ine onaylatt�. Lozan sonras� Türkiye’ye dönme imkan�ndan yoksun kalan az�nl�k,
kendisini teselli edici faaliyetlerde bulunmaya ba�lad�. Bu amaçla kurulan Türk Gençler
Birli�i’nin tüzü�ünde kurulu� amac�; “Gençli�imizin medeni alem içerisinde davran�� ve
karakterlerini takdire lay�k üstün seviyeye ç�karmak, bedeni, ruhi ve kültürel inki�aflar�n�
temin etmek” olarak geçer. Birli�in spor, kitapl�k, müzik, temsil kollar� faaliyet gösterdi.
Kitap konusunda oldukça s�n�rl� imkanlar içinde olan Türk az�nl�k, bu konuda
Türkiye’den yard�m bekledi. Türkiye’den gelen kitaplar ise sansüre u�rad���ndan az�nl�k
elinde Yunan kitaplar�ndan ba�ka bir �ey kalmam��t�r. Sportif faaliyetlere önem veren
Türk Gençler Birli�i futboldan tenise faaliyet gösterdi. Halk�n bilinçlendirilmesi amac�yla
konferanslar düzenledi. Birli�in ekonomik gücü ise az�nl�k insan�n�n ekonomik gücüne
paralel zay�f olmu�tur.242
1972’de ise Yunanistan’da dernekler yasas� de�i�ti. Ancak Türk Gençler Birli�i yeni
yasaya göre düzenledi�i tüzü�ünü onaylatamad�. 1973’de istinaf mahkemesi de ayn�
yönde karar al�nca Birli�in hukuki durumu ask�da kald�. Bunun yan�nda faaliyetlerine
devam etti. Birli�in amac�; Türk gençli�inin maddi, manevi geli�imi, sporun te�vik
edilmesi, müzik e�itimi vermek ve dernek üyelerine bütçe s�n�rlar� içerisinde maddi
yard�mda bulunmakt�r. Mahalli folklor üzerine faaliyet ve çal��malar� önemli
yönlerindendir. 1984’e gelindi�inde Türk Gençler Birli�i, ad�nda Türk kelimesi
geçmesinden dolay� Rodop valili�i taraf�ndan kapatma istemiyle mahkemeye verildi ve
mahkeme de kapatma karar� vererek Birli�in tabelas�n� söktürdü. Karar� Yunan Yüksek
Mahkemesi de onaylad�.243
242 Adil Özgüç, Bat� Trakya Türkleri, Kutlu�Yay, �stanbul, 1974, s.68-70. Atatürkçü bir dernek olanGümülcine Türk Gençler Birli�i’nin de temeli yine Mehmet Hilmi taraf�ndan at�lm��t�r. Popoviç, a.g.e.,s.334.243 Hüseyin, a.g.e., s.212; Ayd�nl�, a.g.e., s.381; ”Bat� Trakya’da 30 Türk Köyü Haritadan Siliniyor”, s.8.
74
Günümüzde ise aktif olarak kütüphanesi vard�r. Folklor, müzik, resim kurslar�
düzenlenmektedirler. Sportif faaliyetlere devam edilmekte, de�i�ik zamanlarda geceler
düzenlenmektedir.244 2005’de Birlik çat�s� alt�nda “Gençlik Kolu” olu�turuldu. �iir gecesi
ile faaliyete ba�layan Kol’un ileriki dönemlerde etkinliklerinin giderek artmas�
planlanmaktad�r. Bunlar�n tiyatro, müzik ,panel ve �iirle ilgili olmas� dü�ünülmektedir.245
3102. Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i
Türk ö�retmenleri bir araya gelerek ortak bir ülkü etraf�nda toplamak, kültür
seviyelerini yükseltmek, Türk az�nl���n e�itim i�lerini düzenlemek, Yunan idaresinin
Türklere tan�d��� hak ve yükümlülükleri ö�retebilmek amac�yla 1936’da Rodop-Evros
Türk Ö�retmenler Birli�i ad�yla kuruldu.246 Daha sonra Birli�in içinde çat��malar ba�
gösterdi. II. Dünya sava��n�n da araya girmesi ile derne�in faaliyetlerine uzunca bir süre
ara verildi. 1951 Türk-Yunan Kültür anla�mas� akabinde 1952’de tekrar çal��malar�na
ba�lad�. Gümülcine men�eili olan Birlik, �skeçe’deki ö�retmenleri de bünyesine katarak
1966’da tüzük de�i�ikli�ine gitti ve “Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i” ad�n� alarak
onayland�.247 �skeçe’de bir �ubesi olan Birli�in, “Birlik” ad�nda bir dergisi ç�k�yordu.
Dergi, Cunta döneminde kapat�lm��sa da, 1997’de “Ö�retmen “ad�yla yeniden
yay�nlanmaya ba�lad�. Bat� Trakya Türklerine fevkalade faydal� i�leri olan Birli�in
faaliyetleri aras�nda kurs ve seminerler düzenlemek, okullar�n bak�m, onar�m, ders araç-
gereçlerinin temini konusunda çal��mak, bilgi, �iir, hikaye yar��malar� düzenlemek
say�labilir.248
244 Hüseyin, a.g.e., s.242.245 “Gümülcine Türk Gençler Birli�i Gençlere Sahip Ç�k�yor”, Yeni Bat� Trakya, say�:176(2003), s.75-76.246 Özgüç, a.g.e., s.72; “Bat� Trakya’da 30 Türk Köyü Haritadan Siliniyor”, s.8. Bu Birli�in Osmanl�idaresinde Do�u Rumeli vilayetinde “Muallimin-i” �slamiyye Cemiyet-i �ttihadiyesi’ne kadar uzanan birgeçmi�i vard�r. Ancak bu te�ekkül, istenildi� i �ekilde geli�tirilememi�, te�kilat birkaç ki�inin elinde k�s�rçabalara ihhisar etmi�tir. Ali Kemal Balkanl�, �ark-i Rumeli ve Buradaki Türkler, Elhan Kitabevi, Ankara,1986, s.310. Bundan sonra 1933’de bu birli�in �skeçe Muallimler Birli�i ad�yla kurulmas� gelir. Birlik, Türkink�laplar�n�n Bat� Trakya’da da uygulanabilmesinin ate�li savunucusuydu. Özellikle harf ink�lab�naTürkiye ile e� zamanl� geçildi. Bunun için �stanbul’dan bir alfabe kitab� kopya edildi ve böylece Latinharfleriyle e�itme ba�land�. Ancak telif hakk� ödemeksizin yap�lan bu i� Birli�in daha kuruldu�u ilk y�ldakapanmas�na neden oldu. Bu olay ö�retmenlerde daha s�k� kenetlenmek, güçlü olmak gere�i hissiyat�uyand�rm��t�. ��te Rodop-Evros Türk Ö�retmenler Birli�i’nin kurulmas� bunun bir sonucudur. Özgüç, a.g.e.,s.73-74.247 Özgüç, a.g.e., s.74; Oran, a.g.e., s.104; Ayd�nl�, a.g.e., s.380; Hüseyin, a.g.e., s.208.248 Özgüç, a.g.e., s.74-75.
75
Di�er birliklerde de belirtildi�i gibi 1972 Dernekler Yasas� ve bununla birlikte
birliklerin tüzüklerini de�i�tirmeleri ile s�k�nt�lar ba�lam�� oluyordu. Bunlar, Türk-Yunan
ili�kilerindeki gerginlikler, 1974 K�br�s Bar�� Harekat� ve 1983’de Kuzey K�br�s Türk
Cumhuriyeti’nin kurulmas�yla zirveye ula�t�. Buna paralel olarak Yunanistan, Bat� Trakya
az�nl��� üzerindeki bask�y� �iddetlendirdi. ��te bu �artlar alt�nda 29 Kas�m 1983’de Rodop
valisi Apostolos Papadimas, Birli�in isminde bulunan Türk sözcü�ü nedeniyle il bidayet
mahkemesine kapat�lmas� yönünde dava açt�. Dava gerekçesinde; “��gal alt�nda bulunan
K�br�s’ta Denkta� taraf�ndan kurulan sahte devletin ilan�, Türkiye’nin de bu sahte devleti
tan�mas� nedeniyle Gümülcine’de H�ristiyan ve Müslüman halk aras�nda çat��ma tehlikesi
bulundu�u” ileri sürülmü�tür. Papadimas; “Yan yana ya�ayan iki cemaatin, H�ristiyan ve
Müslüman Türk toplumlar� aras�nda Türk kelimesinin huzursuzlu�a ve sürtü�meye neden
olabilece�i” gerekçesiyle Birlik tabelas�ndan Türk kelimesinin kald�r�lmas�n� istedi.
Birli�in, 23.2.1984 tarih ve 300/84 no’lu bu kapat�lma karar�na istinaf mahkemesinde
yap�lan itiraz 159/1986 nolu kararla 9.12.1986 tarihinde reddedildi. Daha sonra Yunan
Yarg�tay�’na getirilen dava 2 Ekim 1987’de görü�üldü. Yarg�tay’dan da sonuç ç�kmay�nca
BTTÖB 1988’de yerel mahkemenin vermi� oldu�u karar gere�ince resmen onaylanarak
kapat�lm�� oldu. 268 üyesi bulunan BTTÖB Genel Kurulu ola�anüstü toplanarak, Türk
Gençler Birli�i ile birlikte �skeçe müftüsü Mustafa Hilmi ba�kanl���nda Yüksek Az�nl�k
Kurulu’nun toplamas�n� istedi. Toplant�da Az�nl�k Kurulu’nun alaca�� kararlara uyulmas�
ve mücadeleye devam edilmesi karar� al�nd�. 249
Bas�n-yay�n, Tayin, Nakil ve Terfi ��leri, E�itim Programlar�n� Tetkik, Uygulama ve
Kültürel ve Sosyal Faaliyetleri Tedbir �ubesi olan BTTÖB, müzik, resim kurslar�, halk
oyunlar�, Türk halk müzi�i çal��malar� düzenlemektedir. Tiyatro çal��malar� da ilk kez
BTTÖB taraf�ndan gerçekle�tirilmi�tir. Ancak as�l faaliyeti e�itim alan�ndad�r. Az�nl���n
e�itim ö�retim sorunlar�n� yerel, hükümet ve uluslararas� alana ta��yarak çözüm için
giri�imlerde bulunmaktad�r.250
249 “Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i’nden Yunanistan’a Protesto”, Yeni Bat� Trakya, say�:58(Ocak1988), s.2; Ay�n Tarihi(Ocak 1988); Oran, a.g.e., 105; Hüseyin, s.208.250 Ayd�nl�, a.g.e., s.435; Hüseyin, a.g.e., s.209.
76
3103. Vaaz ve �r�ad Heyeti
�slam inançlar�, ibadet, ahlak esaslar� ile ilgili konularda Türk toplumunu ayd�nlatarak
örf, adet ve gelenekleri hususunda toplumun eksikliklerini gidermek amac�yla Gümülcine
müftüsü merhum Haf�z Hüseyin Mustafa taraf�ndan 1 Ocak 1970’de kuruldu. Heyet,
yüksek tahsilli ve icazetli din adamlar�n�n üyesi oldu�u bir kurulu�tur.251 Yunan hükümeti
di�er derneklere yapt��� gibi, Türklerin dini hizmetlerini yerine getirmeye çal��an Vaaz ve
�r�ad Heyeti’ne de bask� yapm��t�r. 12 Aral�k 1991’de çal��malar�n� yürüttü�ü ofisten
zorla ç�kar�ld�. Seçimlerden yana olan dernek, Yunan yönetimin tayinle müftü atamas�
üzerine, 28 Aral�k 1990’da �brahim �erif’i Gümülcine’den, Mehmet Emin A�a’y�
�skeçe’den müftü aday� tespit ederek müftülük seçimlerine önderlik etti. Halbuki Vaaz ve
�r�ad Heyeti’nin Türkiye’deki kar��l��� Fener Rum Patrikhanesi’nin Sen Sinod
Meclisi’dir. Burada Türkiye, Hristiyanlar�n seçimlerine müdahale etmemi� ve meclis,
Bartelemeo’yu Patrik seçmi�tir.252
Vaaz ve �r�ad Heyeti’nin 3 Kas�m 1990’daki toplant�s�nda “Din Görevlileri
Cemiyeti”nin kurulmas� meselesi ele al�nd�. Bu derne�in kurulmas�, önceleri Bat�
Trakya’daki müftülüklere gölge dü�ürür dü�üncesiyle ho� kar��lanmam��t�. Ancak
kurulmamas�n�n büyük bir eksiklik oldu�u sonradan anla��ld�. Kurulacak olan bu derne�in
meseleleri rahatl�kla çözebilece�i, içte ve d��ta bir güç olu�turaca�� görü�ü savunuldu.
Ancak dernek, 1995’de kurulabilmi�tir. 23 din görevlisi kurucu üye taraf�ndan kurulan
dernek, tüzü�ünü 30 Haziran 1995’de Gümülcine Çok Hakimli Bidayet Mahkemesi’ne
sundu. Mahkeme ise derne�in isminde geçen Bat� Trakya kelimesinden dolay�
yasalla�mas�n� engelledi. Savc�n�n gerekçesinde; “Bat� Trakya yerine Trakya ibaresi
bulunmal�d�r. Trakya do�u-bat� diye ayr�lamaz” �eklinde olmu�tur. Derne�in savunmas�
ise; Yunan Parlamentosu’nun 1991’de haz�rlad��� haritada bile Bat� Trakya ibaresinin
geçti�i ve Bat� Trakya ismi geçen bir çok derne�in bulundu�u �eklinde oldu. Bundan
sonra �stinaf mahkemesine gidildi ancak menfi yönde karar ç�kt�. Dava daha sonra
Yarg�tay’a götürüldü. Yarg�tay ise tekrar görü�ülmek üzere davay� �stinaf mahkemesine
251 Hüseyin, a.g.e., s.217.252 Ziya Kurtaran, “Bat� Trakya’da Din Özgürlü�üne Darbe”, Yeni Bat� Trakya, say�:120(May�s-Haziran1993), s.3; ” Vaaz ve �r�ad Heyeti Çal��t��� Yerden Ç�kar�ld�”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37(Aral�k 1991),s.6.
77
geri gönderdi. Halen yarg� süreci devam etmektedir.253 Dini yönden halk� bilgilendirmek
amac�yla kurulan Vaaz ve �r�ad Heyeti, önemli gün ve gecelerde hutbe ve bro�ürler
haz�rlamakta, iki ayda bir Mihenk isimli bir dergi yay�nlamaktad�r. Çe�itli zamanlarda
dini, sosyal içerikli paneller düzenlemekte, Bat� Trakya’n�n genelinde vaaz programlar�yla
hizmet vermektedir.254
3104. Bat� Trakya Türk Az�nl��� Dan��ma Kurulu
1967-74 Yunan askeri yönetimi döneminde Türk az�nl�k çok s�k�nt�l� bir dönem ya�ad�.
Türkler, 1974’de Yunanistan’a demokrasinin gelmesiyle rahat bir nefes alaca��n�
san�yordu ancak bask� ve zulümler aynen devam etti. Bu ortam içerisinde Türk az�nl���
hakk�n� arayabilmek, uluslararas� hukukun kendisine sa�lad��� haklar� uygulayabilmek
amac�yla yeni bir te�kilatlanma yoluna gitti. Yunan siyasetinden etkilenmeyecek,
az�nl���n bütünlü�ünü sa�layacak bir kuruma ihtiyaç vard�. ��te Az�nl�k Dan��ma Kurulu,
az�nl���n en sa�lam ve güvenilir kurumlar�ndan olan müftülüklerin çat�s� alt�nda “Bat�
Trakya Az�nl��� Yüksek Kurulu” ad�nda 1976’da kuruldu. Al�nan kararlar� uygulayacak
komiteye de “Bat� Trakya Türk Az�nl��� Yüksek Kurulu Yürütme Komitesi” dendi. �lk
toplant�s�n� 1976’da Türklere ait üç bin dönümlük arazi üzerinde Trakya Dimokritos
üniversitesinin kurulmas� te�ebbüsü üzerine yapt�. Bunu, Türklere ait araziler üzerinde
sanayi sitesi, aç�k hava hapishanesi, askeri kurum vs. devlet yap�lar� yap�lmak istenmesi
üzerine verilen mücadele izledi. Bu bir Yunan politikas�yd�. Türklerin ellerindeki araziler
bu �ekilde azalt�lmaya çal���yordu. Daha sonra Az�nl�k Dan��ma Kurulu, Yunan
yönetiminin keyfi müftü atamas� meseleleri üzerinde mücadelesini sürdürdü. Bundan bir
sonuç alamay�nca, 1990’da camilerde el kald�rmak suretiyle müftü seçimini organize
etti.255
Yunanistan’�n Türk az�nl��a uygulad��� ya göç ettirme yada asimile politikas� ile Bat�
Trakya’daki Türk derneklerinin isminde Türk kelimesi geçiyor diye kapat�lmas�, Türk
toplumunda barda�� ta��ran son damla oldu. Yunanistan’�n, az�nl���n Türklü�ünü inkara
kalk��mas� Türkleri galeyana getirdi ve Az�nl�k Dan��ma Kurulu me�hur 29 Ocak 1988
253 Cin, a.g.e., s.270; Hüseyin, a.g.e., s.221.254 Hüseyin, a.g.e., s.217. Derginin internet adresi mevcuttur. Buradan dergi hakk�nda ayr�nt�l� bilgiedinilebilir. http://www.mihenk.gr/index.htm255 a.g.e., s.206.
78
Türklük Yürüyü�ü’nü organize etti. Kurul, bir eylem tespit komisyonu kurdu. Demokratik
haklar çerçevesinde 29 Ocak günü Cuma namaz�ndan sonra Gümülcine eski camiinden
Vilayet kona��na kadar yürüyü� yap�lmas�na karar verildi. Yunan polisi ayn� gün ve ayn�
saatte Rumlar�nda bir yürüyü� tertipledi�ini ve bunun reddedildi�ini bahane ederek
Türklerin bu yürüyü�ünü yasaklad�. Radyolarda Yunanca ve Türkçe olarak Türklerin
herhangi bir �ekilde bir araya gelmemeleri telkin edilmi� olmas�na ra�men Yasak Bölge
de dahil binlerce ki�i Gümülcine’ye ak�n etti. Bu protesto yürüyü�ü Yunan polisinin
engellemesiyle istenilen boyutta gerçekle�tirilememesine ra�men bu olay, Türklerin birlik
ve beraberli�ini perçinledi. Az�nl���n milli kökeninin inkar edilemeyece�ini gösterdi.256
Yunanistan, Bat� Trakya Türk Az�nl��� Dan��ma Kurulu’nu di�er Türk derneklerinde
oldu�u gibi tan�mamaktad�r. �öyle ki; Yunanistan, �skeçe yak�nlar�nda Gökçeler köyü ile
Höyükköy aras�nda Türklere ait bir araziyi Yunanl� çiftçilere sürdürmek istedi. Ç�kan
olaylarda Türkiye’nin tak�nd��� tutum sebebiyle Az�nl�k Yüksek Kurulu TC. Ba�bakan�na
bir te�ekkür telgraf� çekmek istedi. Ancak �skeçe Postanesi ülkede Türk az�nl�k
bulunmad��� ve Az�nl�k Yüksek Kurulu diye bir kurumu tan�mad�klar�n� belirterek telgraf�
kabul etmedi. Ayn� �ey Gümülcine Postanesinde de ya�and�.257
Az�nl�k Yüksek Kurulu, Dr. Sad�k Ahmet’in kurdu�u Dostluk E�itlik ve Bar��
Partisi’nin kurulup kurulamamas�na da karar veren ve bunu �ekillendiren kurum olmu�tur.
Türk az�nl���n karar mercii ve idare organ� olarak tüm Bat� Trakya Türklerini temsil eden
bir kurumdur.258
Ba��ms�z milletvekili olarak Türklerin haklar�n� mecliste savunman�n imkans�zl���n�
gören Dan��ma Kurulu, Haziran 1989 seçimlerine ba��ms�z listeler kurarak gitmeye karar
verdi ve Sad�k Ahmet’in milletvekili seçilmesini sa�lad�. Bu tarihten sonra da kurul, ad�n�
“Bat� Trakya Türk Az�nl��� Dan��ma Kurulu” olarak de�i�tirdi ve bundan sonra
ba�kanl�klar�n� ba��ms�z milletvekilleri yürütmeye ba�lad�.
256 Süleyman Sefer Cihan, “Bat� Trakya’da 29 Ocaklar”, Yeni Bat� Trakya, say�:118(Ocak-�ubat 1993),s.2; Gümülcine’de Protesto Yürüyü�ü, Yeni Bat� Trakya, say�:59(�ubat 1988), s.16.257 “Bat� Trakya’da 30 Türk Köyü Haritadan Siliniyor”, s.3-6.258 “Kurtcebe Alptemuçin’in TBMM’deki Tarihi Konu�mas�”, Yeni Bat� Trakya, say�:99(Haziran 1991),s.24.
79
Dan��ma Kurulu, Yunanistan ve Türkiye aras�nda dostluk ve yak�nla�man�n meydana
gelmesi için her türlü çabay� göstermektedir. 2000’de Londra’da yap�lan Uluslararas� Bat�
Trakya Türkleri Kurultay�’nda Az�nl�k Dan��ma Kurulu, Avrupa Bat� Trakya Türk
Federasyonu ve Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma Derne�i ile birlikte Daimi Sekreterya’y�
olu�turdu ve tüm kurumlar ortak hareket etme karar� ald�.259
3105. �ttihad-� �slam Cemiyeti
1933’de Gümülcine’de kurulan cemiyetin amac�, ça�da�� Türk Gençler Birli�i’nin
çal��malar�n� baltalamak ve 1933 Ankara anla�mas� çerçevesinde eski �eyhülislam
Mustafa Sabri Efendi’den sonra ortaya ç�kan bo�lu�u doldurmakt�r. Cemiyetin kurucular�
aras�nda Çerkez Ethem’in askerleriyle Türkiye’den kaçan firariler, Alexandre Mimo�lu
ad�nda bir Rum bulunmaktad�r. Türk ink�laplar� Bat� Trakya’da uygulanmaya çal���l�rken
�ttihad-� �slam tam tersine bir gaye edinmi�ti. Mimo�lu, Türk halk�n�, ink�laplar�n
yayg�nla�t�r�lmas�na kar�� dinlerini korumaya davet etti. Böylece halk� cemiyete girmeye
zorlad�. Bu �ah�s, kendisinin Yunan hükümetinin emriyle Bat� Trakya’da oldu�unu ve
halk�n Müslümanl���n� m� yoksa Türklü�ünü mü tercih etti�ini tespit etmek için geldi�ini
ilan etti. Muhafazakar kökenli Türk toplumu elbette Müslümanl��� tercih edecekti.
Böylece az�nl�k aras�nda Müslümanl�k-Türklük ayr�m� yap�larak ikilik olu�turulmaya
çal���ld�. Bu da az�nl���n Türkiye ile olan ba�lar�n� kopartmada etkili bir yöntem oldu.
Cemiyetin faaliyetleri daha ziyade k�rsal alanda yo�unluk kazand�. Cemiyet, “Müdafay-�
�slam” ad�nda bir de gazete ve “Peygamber Binas�” ad�nda bir de dergi ne�rediyordu.
Ayr�ca Suud-i Arabistan’daki Daimi �slam Kongresi’ne delagasyon göndererek Bat�
Trakya Müslüman-Türk az�nl���n� Kongre’de temsil ediyordu.
Yöneticileri aras�nda bir Yunan subay� olan Nikos Kalfapulos ile Çerkez firarilerinden
Haf�z Re�ad da bulunmu�tur.260 Sonuçta Yunanl�lar�n amaçlar�na hizmet eden bir kurulu�
olarak faaliyet gösteren cemiyet, halk�n dini duygular�yla oynayarak bir tak�m kazançlar
elde etmeye çal��t�. Bunda, Yunan kökenli idarecileri yönetime s�zmas� etkili oldu.
259Hüseyin, a.g.e., s.207. Bat� Trakya Türk Az�nl��� Dan��ma Kurulu bazen Az�nl�k Yüksek Kurulu �eklindegeçmektedir.260 Özgüç, a.g.e., s.75-77; Ayd�nl�, a.g.e., s.381; Popoviç, a.g.e., s.348. 1958’den 1966’ya kadarGümülcine’de yay�nlanan Peygamber Binas�n’da �ttihad-� �slam’�n olu�umu hakk�nda bir çok detay vard�r.Popoviç, a.g.e., s.968.
80
3106. �ntibah-� �slam Cemiyeti
1948’de Bat� Trakya’n�n muhafazakar liderlerinden Molla Yusuf, Hüsnü Yusuf ve
Haf�z Ya�ar taraf�ndan kuruldu. Kurulu� amac� ise Müslümanl��� H�ristiyanl���n
tesirinden korumakt�. Bu cemiyete de Yunanl� otoritelerin gölgesi dü�mü�, ink�lapç�
kesim taraf�ndan ele�tirilmi�tir. Daha çok �slami faaliyetler gösteren cemiyetin yay�n
organlar� “Hak Yol” ve “Sebat” gazeteleridir. Kurucular�ndan Molla Yusuf(Hasano�lu),
ink�lapç� kesimin aday�n� geride b�rakarak meclise girmeyi ba�arm��t�r. Cemiyet, az�nl���n
hac i�lerini organize etmi� ve her y�l Mekke’de düzenlenen Dünya �slam Birli�i
Kongresi’nde Yunanistan Müslümanlar�n� temsil etmi�tir.261
3107. Bat� Trakya Medrese Mezunu Müslüman Muallimler Birli�i
Gümülcine Türk Ö�retmenler Birli�i’ne kar�� 25 Ekim 1965’de kurulmu� bir
dernektir. Kurulu� hikayesi ise farkl�d�r. “Türkiye Milli Birlik Komitesi” 1960’da 168
say�l� kanunu kabul etti. Kanun, Bat� Trakya’da Türk as�ll� ö�retmenlere sosyal yard�m�
öngörüyordu. Kanunun özünde, Türk kültürüne ve devrimlerine ayk�r� harekette
bulunmamak anlay��� vard�r. Bu madde, anla��laca�� gibi Türk ö�retmenleri aras�nda
Atatürkçü-ça�da�, �eriatç�-gerici ayr�m� yapm��t�r. Bat� Trakya Az�nl�k Masas� �efi Minas
Miniadis ise, �eriatç� diye d��lanan ö�retmenlere Yunan hükümetinin tavassutuyla yeni bir
birlik kurma teklifi yapt�. Muhafazakar ö�retmenler taraf�ndan �a�k�nl�kla, yenilikçi
ö�retmenler taraf�ndan blöfle nitelendirilen teklif, nihayetinde kabul edildi ve Medrese
Mezunu Müslüman Muallimler Birli�i kuruldu. Böylece Türk ö�retmenleri aras�nda ikili
bir yap� olu�tu. Her iki grup birbiri aleyhine faaliyetlerde bulundular. Ancak zaman
içerisinde Müslüman Muallimler Birli�i de di�er Bat� Trakya Türk kurulu�lar� ile Türk
varl���n�n ve kültürünün ya�at�lmas� için birlikte hareket etmeye ba�lad�. Gümülcine’de
faaliyet gösteren bu derne�in 239 üyesi vard�r ve Bat� Trakya az�nl��� dan��ma kurulunun
daimi üyesidir.262
261 Özgüç, a.g.e., s.77-78; Popoviç, a.g.e., s.348.262 Eren, a.g.e., s.90; Özgüç, a.g.e., s.79-80; Hüseyin, a.g.e., s.219. Ahmet Ayd�nl�’n�n eserinde bukurulu�un ad� “Medrese-i Hayriye Mezunlar� Cemiyeti” olarak geçmektedir. Medrese mezunu buö�retmenler daha fazla eski harflerle tedrisat yapmak istemekteydiler. Ancak onlar�n bu tutumlar� reformistö�retmenler taraf �ndan Türklü�e ihanet olarak görüldü. Ayd�nl�, Özgüç gibi bu cemiyetteki ö�retmenlerinanti Türkist, Türkiye aleyhtar� oldu�una inanmamakta ve ihtimal de vermemektedir. Hadiselerde�erlendirilirken gerçek d��� ve tarafgir tutumlardan yak�nmaktad�r. Medrese-i Hayriye’den mezun olan
81
3108. Bat� Trakya Az�nl��� Yüksek Tahsilliler Derne�i
1 Mart 1982’de Gümülcine’de kurulan derne�in as�l amac� Bat� Trakya’da bilimsel
çal��malar yaparak Türk gençlerinin bireysel ve toplumsal bazda söz sahibi olmas�n�
sa�lamakt�r. Bu yöndeki faaliyetler aras�nda az�nl���n bilimsel kapasitesini ortaya
ç�karmak, de�erlendirmek ve az�nl�k bilim adamlar�n� Bat� Trakya’da çal��maya
celbetmek say�labilir. Di�er amaç ve faaliyetleri aras�nda ise az�nl���n gelenek ve
göreneklerini ya�atmak, kültürel ekinlikler düzenlemek, özellikle Türk ve Yunan uluslar�
aras�nda demokrasi, insan haklar� mefhumunu, dostluk ve insani de�erleri geli�tirmek ve
korumak gelir. 1982’de 28 kurucu üye ile kurulan dernek, günümüzde 500 civar�nda üye
say�s�na ula�m��t�r. Bat� Trakya Türklerinin hak arama mücadelesinde önde gelen bir
kurulu�tur.
Dernek çat�s� alt�nda, dünyadaki tüm üniversitelerde lisans ve lisans üstü e�itim alan
Bat� Trakyal� Türk ö�rencilerin olu�turduklar� “Genç Akademisyenler Toplulu�u” vard�r.
Amac�, gençli�in sorunlar� yan�nda az�nl���n sosyo-kültürel, siyasi, ekonomik sorunlar�na
çözüm aramakt�r.
Di�er taraftan toplumun temel ta�lar�ndan olan kad�n� ön plana ç�karan ve bilinçli,
ça�da� ve e�itimli bir Türk kad�n� modeli olu�turmay� amaçlayan “Kad�nlar Kolu”
mevcuttur. Dernekte el beceri kursular�, resim, folklor çal��malar�, bilgisayar kursu,
sa�l�k, tiyatro, halkla ili�kiler, dikatsa(yurt d���ndan al�nm�� üniversite diplomalar�n�
tan�tma kurumu) kollar�yla çocuk kulübü hizmet vermektedir.263
ö�retmenlere de Türkiye’deki ö�retmen okullardan mezun olanlara tan�nan haklar verilmelidir. Türktoplumu aras�nda husumeti Yunanl�lardan çok Türklerin kendisinin ç�karmas�ndan �ikayet etmektedir.Ayd�nl�, a.g.e., s.378-379. Medrese-i Hayriye hocalar�ndan Gümülcine müftüsü merhum Hüseyin Mustafa,Bat� Trakya’da Türk birli�inin sa�lanmas� yolunda ciddi mücadeleler vermi� birisidir. Bat� Trakya Türklü�üdavas�n�n ileri gelen �ahsiyetlerindendir. Az�nl���n kritik dönemlerinde uluslararas � camiaya; “Bat� TrakyaMüslüman Türk az�nl��� aç�k hava hapishanesinde ya��yor” deme cesaretini göstermi�tir. Amerika ba�kan�Carter’�n, az�nl�klarla ilgili yay�nlanan raporunda Hüseyin Mustafa’n�n katk�s� büyük olmu�tur. “Bat�Trakya’da Matem”, Yeni Bat� Trakya, c.3, s.27-28(Haziran-Temmuz 1983), s.3-5.263 Hüseyin, a.g.e., s.215-216. Dernek hakk�nda ayr�nt� için bkz., http://www.btaytd.org
82
3109. Gümülcine Yoksul Türk Çocuklar�na Bak�m Birli�i
Yoksul, yetim Türk az�nl�k çocuklar�n�n her türlü ihtiyac�n� kar��lamak amac�yla
1933’de Keresteci Münir Efendi’nin önderli�inde kurulmu� bir dernektir. Az�nl���n
deste�iyle pek çok faydal�, ba�ar�l� çal��malar yapt�. II. Dünya sava�� s�ras�nda Birlik,
faaliyetlerini zorunlu olarak durdurdu. Sava� sonras�nda ya�anan Yunan iç sava��,
az�nl���n durumunu iyice peri�an etmi�tir. �nsanlar Türkiye’ye göç edebilmenin yollar�n�
ar�yorlard�. 1952’de durum sakinle�mi�se de az�nl�k, derne�i tekrar canland�racak güçü
kendinde bulamad�.264
3110. Di�er Dernekler
1997’de Gümülcine’de kurulan Seçenek Az�nl�k E�itim ve Kültür Derne�i’nin 280
üyesi mevcuttur. Dernek, her y�l geleneksel Seçek �enlikleri düzenlemektedir. Ayr�ca
Gümülcine’nin tarihi yerlerinin belirlenmesi ve kitap haline getirilmesi çal��malar� vard�r.
1995’de Gümülcine’de kurulan Kalkanca Kültür Derne�i’nin 150 üyesi vard�r. Ancak
bir araya geldikleri geçici yerin d���nda kendilerine ait bir yerleri yoktur. Derne�in
tüzü�ünde resmi geçitlerden geçer ibaresi oldu�undan bayramlarda Gümülcine �ehir
meydan�nda resmi geçitlere kat�lan tek Türk derne�idir.
21 Mart 2001’de Gümülcine’de 42 kad�n kurucu üye taraf�ndan Rodop �li Türk
Kad�nlar� Kültür Derne�i kuruldu. �sminde geçen Türk kelimesinden dolay� tüzü�ünün
onaylanmas� halen yarg� sürecindedir.
Rodop-Evros �lleri Selanik Özel Pedagoji Akademisi Mezunu Ö�retmenler Derne�i
1994’de Gümülcine’de kuruldu. Derne�in 155 üyesi vard�r. Amaçlar� aras�nda; Üyelerinin
aras�nda dayan��ma ve yard�mla�may� sa�lamak, di�er kurum ve kurulu�larla i�birli�i
yaparak toplumun ç�karlar� do�rultusunda hareket etmek say�labilir. SÖPA ö�retmenleri
Türk toplumu aras�nda fazla kabul görmedi�inden di�er kurulu�larla i�birli�ini amaç
264 Özgüç, a.g.e., s.71-72.
83
edinmek ve Türk toplumunda varl�k gösterebilmek en önemli amaçlar� aras�nda olsa
gerektir.265
Bat� Trakya Türk Az�nl��� Alatepe E�itim ve Kültür Derne�i ise Türk kültürünü
Rodoplarda ya�atabilmek amac�yla yasalar çerçevesinde kurulmu� bir dernektir.
Rodoplar’da kültürel �enlikler düzenlemektedir. Geleneksel olarak devam eden bu
�enliklere Türkiye ve Bulgaristan’dan halk oyunlar� ekipleri ve güre�çilerin kat�lmas�
�enli�i daha da zenginle�tirmektedir. Alantepe bu sayede ününü Bat� Trakya’n�n d���na
yaym��t�r. Derne�in amac�, Türk-Yunan dostlu�unun geli�mesine katk�da bulunmakt�r.266
Selanik Trakya Gençleri Kültür Derne�i, 29.7.1985’de �skeçe, Gümülcine ve
Dedea�aç’tan Selanik’e çal��mak üzere gitmi� olan Türklerin kurmu� olduklar� bir
dernektir. Tüzü�ü etrafl�ca haz�rlanm��t�r ve tüzü�ün amaç bölümünde, “Bat� Trakya
Müslüman az�nl���n�n örf ve adetlerini korumak ve ya�atmak” maddesi geçer.267
�skeçe’de ayr�ca “Be�ikta�l�lar Derne�i”, “Galatasarayl�lar Derne�i”, “Fenerbahçeliler
Derne�i” ile “Bat� Trakya Türkleri �nsan Haklar� Derne�i” mevcuttur.268
3111. Birliklerin Kapat�lmas� ve Buna Gelen Tepkiler
Yakla��k 50 y�ldan buyana Bat� Trakya’da sadece kültürel ve sportif faaliyetler
gösteren Bat� Trakya Türk Birli�i, Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i ve �skeçe Türk
Birli�i, isimlerinde geçen Türk kelimesinden dolay� kapat�lm��t�r. 1984’de aç�lan davalar,
Ocak 1988’de Yunan Yüksek Mahkemesi’nin, Gümülcine mahkemesi taraf�ndan verilen
kapatma karar�n� onamas�yla kesinlik kazanm��t�r. Cunta döneminde dahi derneklerin
tabelalar�ndaki Türk kelimelerine dokunulmazken, Avrupa Toplulu�u’na girmi�
Yunanistan’da Pasok iktidar� zaman�nda Türklerin kimli�i inkar edilmi�tir. Karar, az�nl�k
ileri gelenlerince tepkiyle kar��land�. Derneklerle ilgili davay� savunan Sabahattin Emin
tepkisini; “Yüksek mahkemenin karar�yla Yunanistan’da �rkç�l���n var oldu�u
265 Hüseyin, a.g.e., s.215-220. Seçek Kültür Derne�i’nin internet adresi mevcuttur. Biraz daha ayr�nt� içinburaya bak�labilir. http://www.secek.com266 “Bat� Trakya’da Kültür Etkinlikleri”, Yeni Bat� Trakya, say�:177(2003), s.9.267 Nevzat Karagil, “Selanik’te Bat� Trakya Türk Derne�i Kuruldu”, Yeni Bat� Trakya, say�:62(May�s1988), s.34-35.268 Cihan, “Meriç’in Öte Yakas�: Bat� Trakya”, s.7.
84
kan�tlanm��t�r. Yunanistan’da Ermeni ve Yahudi dernekleri varken Türk derneklerin
kapat�lmas� �rkç� bir harekettir” �eklinde dile getirdi. Türk D��i�leri Bakanl��� da olay�
k�nad� ancak bu s�rada gerçekle�en Davos görü�melerinde Ba�bakan Özal’�n; Olaylar�
yak�ndan izlediklerini, ancak bunun zirveyi etkileyece�ini sanmad���n� belirtmesi ve
olay�n vehametini umursamaz tavr� �a�k�nl��a neden oldu. Bu ve bundan sonra ad�nda
Türk kelimesi geçti�inden dolay� resmiyet kazanamayan Türk derneklerinin davalar�
günümüze dek sürmektedir. Yunan yüksek mahkemesi son olarak Ocak 2005’de, milli
güvenlik gerekçesiyle ad�nda Türk kelimesi geçen derneklerin faaliyet gösteremeyece�ine
karar verdi.269
269 Ay�n Tarihi(Ocak 1998); Ay�n Tarihi(Ocak 2005); “Türk Dernekleri Kapat �ld�”, Yeni Bat� Trakya,say�:16(Temmuz 1984), s.23; ”�skeçe Müftüsünden Protesto”, Yeni Bat� Trakya, say�:59(�ubat 1988),s.18. Bat� Trakya’da Türk birliklerinin isimlerinde Türk kelimesi bulundu�u için kapat�l�rken �stanbul’daRum hastane, okul, kilise ve i�yerleri tam faaliyettedir. Bunlar, Bal�kl� Rum Hastanesi Vakf�(Bat� Trakya’daTürk hastanesi bir yana, Türk sa�l�k oca�� bile yok), Feriköy Rum ilkö�retim okulu, Özel Fener Rum Lisesi,Mara�l� Rum ilkokulu, Zografyon Rum lisesi, Zapiyon Rum ilkö�retim okulu ve lisesi, Kurtulu� Rumilkö�retim okuludur. Süleyman Sefer Cihan, “Türkiye’de Rum Kurulu�lar� Tam Faaliyette”, Yeni Bat�Trakya, say�:187(2004), s.56-60. 1972’den 1984’e kadar Türk derneklerinin yeni tüzüklerionaylanmam��t�r. Ortadan kald�r�lmak yerine tehdit alt�nda tutmak Yunan hükümetinin uyguland��� birmodel haline gelmi�tir. Yasa d��� ve gayr-i hukuki faaliyet göstermi� olan Türk derneklerine sürekli gözyumulmu�, di�er taraftan demokles k�l�c� gibi Yunan bask�s� derneklerin üzerlerinden eksik olmam��t�r.Oran, a.g.e., s.106.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
4. BULGAR�STAN
1877-78 Osmanl� Rus sava�� Osmanl� Devleti’nin 19.yy’da yapt��� en büyük, en çetin
sava�lardan biri oldu. Sava� sonunda imzalanan Ye�ilköy anla�mas� e�er kabul edilmi�
olsayd� sonuçlar� itibariyle de büyük bir sava� olurdu. Ancak büyük devletlerin araya
girmesi Rus yay�lmac�l���n� durdurdu ve netice itibariyle daha hafif �artlar� olan Berlin
anla�mas� imzaland�. Bu anla�ma ile Osmanl�’ya göstermelik olarak ba�l� özerk bir
Bulgar Prensli�i kuruldu, Do�u Rumeli vilayeti olu�turuldu ve Makedonya, �slahat
yapmak kayd�yla Osmanl�’da kald�. Nitekim 1885’de Do�u Rumeli de Güney Bulgaristan
ad�n� alarak Bulgar Prensli�i’ne ilhak olacakt�r.270 Bulgar Prensli�i’nin hukuken
Osmanl�’ya ba�l�l��� 1908 II. Me�rutiyetin ilan�na kadar sürdü ve bu tarihle birlikte
Bulgaristan krall�k oldu. 19 Nisan 1909’da Bulgaristan Krall��� ile Osmanl� aras�nda bir
protokol imzaland� ve Osmanl� hükümeti Bulgaristan’�n ba��ms�zl���n� resmen tan�d�.
Bundan sonra hukuken art�k Bulgaristan’da ya�ayan bir Türk toplulu�u vard�. Ancak
Balkan sava�lar� ve I. Dünya sava�� y�llar� kitleler halinde Türk göçlerinin ya�and��� y�llar
oldu. Bulgar hükümetleri h�zla Türk varl���n� Bulgaristan’da eritmeye ve Bulgar nüfusunu
ço�altma gayreti içine girdiler. Ancak I. Dünya sava�� sonras� Alexandre Stanbuliyski
liderli�inde kurulan Bulgaristan Çiftçi hükümeti döneminde Türk az�nl�k insanca bir
ya�am sürebildi. Hükümet, çiftçi oylar�yla kurulmu�tu ve bu sayede ayakta kalabiliyordu.
Yüzde 80’i çiftçi olan Türkler de Çiftçi partisi taraf�ndan büyük bir destek görmü�tür.
Ancak bir darbe neticesi 1923’de iktidardan dü�en Çiftçi partisi yerine bundan sonra fa�ist
dü�ünceli yönetimler gelmeye ba�layacakt�r. I. Dünya sava�� sonras� yeni düzende
Bulgaristan, revizyonist blokta yer ald� ve Balkanlar’da yay�lmac� bir politika izlemeye
ba�lad�. Bu bak�mdan Türkiye, Bulgaristan’la 1925’de Ankara Dostluk ve ��birli�i
270 Ömer Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, Balkan Türkleri Balkanlar’da Türk Varl���,der., Erhan Türbedar, ASAM, Ankara, 2003, s.20; Bilal �im�ir, Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yay�nevi,Ankara, 1986, s.31-32.
86
anla�mas�, 1929’da Tarafs�zl�k ve Uzla�ma anla�mas� imzalayacakt�r.271 Türkiye’nin
buradaki amac� s�n�rlar�n� Bulgaristan’a kar�� güvence alt�na almakt�. Bu arada fa�ist
Bulgar idaresi Türkleri ezmeye ba�lad�. Bulgaristan’�n amac�, Türkleri a��r ekonomik ve
politik �artlarda peri�an duruma getirip Türkiye’ye göçe zorlamakt�. Bu durumu fark eden
Bulgaristan Türk ayd�n�, Türk az�nl���n unum dertlerini görü�mek, bir hal çaresi bulmak
amac�yla milli bir kongre toplama ihtiyac� hissetti. Bu dü�ünce o s�rada Bulgar
parlamentosunda bulunan Türk mebuslar taraf�ndan da desteklendi. Sonuçta 31 Ekim-3
Kas�m 1929 tarihleri aras �nda Sofya’da Bulgaristan Türklerinin 1. Milli Kongresi yap�ld�.
Bu, Türklerin milli varl���n�, duygular�n� dile getiren ilk te�ebbüs oldu. Kongre, Türk
az�nl���n tarihinde derin izler b�rakt�. Bulgaristan yerel Türk bas�n� konuya geni� yer
ay�rd�. Rehber gazetesi kongreden bir güne� do�aca��n� yazarken, Deliorman gazetesi
kongreyi “Bulgaristan Türklerinin tarih önünde bir dönüm noktas�” olarak nitelendirdi.272
Milli kongrenin Bulgaristan’�n kurulu�undan buyana 1929’a dek geç kalmas�n�n sebebi
ise yeti�mi� Müslüman Türk ayd�n� eksikli�idir. 93 harbiyle birlikte asker ve sivil
idareciler, ayd�nlar, varl�kl� kimselerin büyük k�sm� Anadolu’ya göçtü. Geriye cahil,
e�itimsiz kesim kald�. Bu durum yerel Türk bas�n�nda bir benzetmeyle ba��z gövde olarak
nitelendirilmi�ti.273 Ancak Milli kongre kararlar� Bulgar hükümeti üzerinde etkili olamad�.
II. Dünya sava��n�n sonuna kadar Bulgar k�z�l fa�izmi, Türklerin üzerine bir kabus gibi
çöktü. Bulgaristan Bulgarlar�nd�r slogan�yla Türklere kar�� kat� bir tutum sergilendi.274 II.
Dünya sava��n�n sonunda ise fa�ist yönetimin yerine 9 Eylül 1944’de Bulgaristan
Komünist Partisi’nin öncülü�ünde Vatan cephesi hükümeti kuruldu ve böylece komünist
rejim Bulgaristan’da ba�lam�� oldu.275 1947’de ülkeyi Halk Cumhuriyeti ilan eden
anayasan�n onaylanmas�yla da Bulgaristan, Sovyetler Birli�i’nin bir uydusu haline
geldi.276
271 Bulgaristan’la 1925 ve 1929’da yap�lan anla�malar için bkz., �smail Soysal, Türkiye’ nin SiyasalAnla�malar�, c.I, TTK, Ankara, 2000, s.261-271 ile s.381-386.272 Hüseyin Memi�o�lu, “Bulgaristan Türklerinin Birinci Milli Kongresi(31 Ekim-3 Kas�m 1929)”,Belleten, C. LIV, Nisan-1990, Say� 209’dan Ayr� Bas�m, s.309-318.273 Ömer Turan, “Bulgaristan Türklerinin Bugünkü Durumu,Yeni Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s.300274 Hakk� A. Meçik, Bulgaristan Türklerinin Durumu, �zmir, 1984, s.26.275 Cengiz Hakov, “ Bulgaristan Türklerinin Göçmenlik Serüveni”, Türkler, ed., Hasan Celal Güzel-KemalÇiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.372.276 Birgül Demirta� Co�kun, Bulgaristan �le Yeni Dönem, ASAM, Ankara, 2001, s.14, Bulgaristan,komünist blok içerisinde Rusya’ya en çok ba�l� ve sad�k olan ülke olmu�tur. Bulgar lider Todor Jivkovyapt��� konu�mada; “ Bulgaristan’�n saatinin kadran� saniyesi saniyesine Sovyetler Birli�i’nin saati ileayn�d�r. Bizim saatimiz Moskova’n�n zaman ayar�na göre çal��maktad�r. Bu tüm Bulgar halk� için büyük birgururdur” demi�tir. Birgül Demirta� Co�kun, “ So�uk Sava� Sonras� Dönemde Bulgaristan’�n D�� Politikas�
87
Komünist rejimin ülkedeki halklar� yönetime �s�nd�rma anlay��� vard�r. Bu bak�mdan
Türk az�nl�k da ilk zamanlar Bulgar yönetiminin teveccühüne mahzar oldu. Türkler de
komünist idareden umutluydu. Ona bir kurtar�c� gözüyle bak�yordu. Fa�ist yönetimden
bunalm��t�. Bu bak�mdan Vatan Cephesi, Türkler için Türkçe “I��k” gazetesini ç�karmaya
ba�lad�. Gazete yeni rejime övgüler ya�d�r�yordu. Böylece yeni hükümet Türk az�nl���
kazanmaya çal���yordu. Komünist yönetim Türklere parlak bir gelecek vaad ediyordu.277
Ancak komünist sisteme adapte olamayan, varl���n� sistem içerisinde eritemeyen Türkler
için zamanla dü�ünceler de�i�meye ba�lad�. Bunda Türkiye’nin II. Dünya sava�� sonras�
Bat� blo�u içinde yer almas� da çok etkili oldu. Bulgaristan’dan ilk hamle 1950-51’de
geldi. Sovyetlerin tazyikiyle 250 bin Türk bir anda ülkeden s�n�r d��� edilmek istendi.278
Türkiye ise soyda�lar�na kucak açarak 250 bin olmasa da 150 bin dolay�nda Türkü ülkeye
almay� ba�ard�. Bu say�da kal�nmas�nda, Bulgaristan’�n Türklerle birlikte bir tak�m zararl�
unsurlar� da Türkiye’ye sokmak istemesi etkili oldu. Bundan sonra Bulgaristan taraf�ndan
Türkiye’ye göç konusu yasakland�. Art�k geride kalan Türkler, sistem içersine zorla
entegre edilmeye ba�land�. 1946’da özel okul statüsündeki Türk okullar� devletle�tirildi.
1959-60 ders y�l�nda ise Türk az�nl�k okullar� Bulgar okullar�yla birle�tirilerek tüm Türk
okullar� ortadan kald�r�lm�� oldu.279 Türkçe gazete ve dergiler yava� yava� kapanmaya
ba�lad�. Okullarda Türkçe ders saatleri kademeli olarak azalt�ld�. 1969 y�l�na gelindi�inde
ise özel bir kararla Bulgaristan’da Türkçe kitap yay�nlanmas� yasakland�. 1971’de kabul
edilen yeni Bulgar anayasas�nda az�nl�k haklar�na dair hiçbir hüküm yer almad�.280
��te tüm bunlar totaliter Bulgar komünist yönetiminin tek uluslu Bulgar devleti
olu�turma amac�n�n sonucuydu.281 Bulgarlara göre, tek milletli devlet olu�turmadaki
(1989-2000)”, Balkan Diplomasisi, der., Ömer E. Lütem-Birgül Demirta� Co�kun, ASAM, Ankara, 2001,s.227.277 �im�ir, a.g.e., s.172.278 Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.15-16.279 Hazma Ero�lu, “Milletleraras� Hukuk Aç�s�ndan Bulgaristan’daki Türk Az�nl�k Sorunu”, Bulgaristan’daTürk varl��� (Bildiriler, 7 Haziran 1985), TTK, Ankara, 1992, s.16.280 Turan, Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri, s.25; M.Türker Acaro�lu, Bulgaristan TürkleriÜzerine Ara�t�rmalar, Kültür Bakanl��� Yay, Ankara, 1999, s.131; Co�kun, a.g.e., s.22.281 Bu amaçla Bulgaristan, sonuca ula�abilmek için parçala yut politikas� uygulam��t�r. Bulgaristan,Müslüman toplumu Türk, Pomak, Çingene, Tatar, Alevi, Arnavut olarak dilimlere ay�rm�� ve bu toplumlar�teker teker yutmaya ba�lam��t�r. Asl�nda bu politikan�n alt yap�s� 1947’de haz�rlanm��t�. Bulgar KomünistPartisi Merkez Komitesi ald��� kararda; Homojen bir sosyalist Bulgaristan kurulmas� sürecininh�zland�r�lmas� ve bu yönde burjuva toplumunun bir unsuru olan milliyet, geçmi�in kal�nt�s� say�lm�� ve bukal�nt�dan er geç kurtulunaca�� ve birle�ik, tek uluslu bir Bulgar toplumunun olu�turulaca��kararla�t�r�lm��t�r. Ero�lu, a.g.m., s.20; Hüseyin Memi�o�lu, Pomak Türklerinin Tarihi Geçmi�ten Sayfalar,Ankara, 1991, s.38.
88
amaçlar� ve bu yöndeki gayretleri, Türkiye’nin K�br�s müdahalesiyle hakl�l���n�
ispatlam��t�r. Bundan sonra Bulgaristan, Türkiye’nin bir gün ülkedeki Türk az�nl���
Sofya’ya kar�� kullanmas�ndan korkmu�tur. Türkiye’nin bu müdahaleyle neo Osmanl�c�
planlar�n�n oldu�u ileri sürülmü�tür. K�br�s sendromu denen bu korku t�pk� Yunanistan’da
oldu�u gibi Bulgaristan’da da uzun y�llar etkisini sürdürdü.282 Bulgaristan’�n Türk
dü�manl��� ve Türk fobisi Bulgar resmi tarih görü�üne de yans�m��t�r. Buna göre,
Osmanl� Devleti kanl�, despot, köleci, feodal bir devlettir. Osmanl� Devleti’nin Balkan
hakimiyeti dönemi, Komünizm döneminde kötü yönleriyle tan�t�ld� ve nesilden nesile
aktar�ld�. Bu anlay�� demokrasi döneminde bile Bulgar milliyetçileri taraf�ndan devam
ettirildi.283
K�br�s sendromu ve Türklerin üzerindeki bask�yla birlikte 1970’lerin sonlar� ile
1980’lerin ba�lar�, Türkiye ile Bulgaristan aras�nda iyi niyet mesajlar�n�n verildi�i dönem
oldu. Türkiye ba�bakan� Bülent Ecevit ile Bulgar devlet ba�kan� Todor Jivkov May�s
1978’de Bulgaristan’da bir araya geldiklerinde Ecevit; “Türkiye ile Bulgaristan aras�ndaki
dostluk ve i�birli�i tüm uluslara cesaret verici bir örnektir” diyordu.284 Bir y�l sonraki
Bulgar d��i�leri bakan� Petar Mladenov’un Türkiye’ye iadei ziyaretinde yine Ecevit,
yap�lan görü�melerin h�zla de�i�en Türk-Bulgar ili�kilerinde yeni bir a�ama olaca��n�
belirtiyordu.285 1982’de Türkiye devlet ba�kan� Kenan Evren’in Bulgaristan ziyaretinde
ise Evren, Balkan co�rafyas�n�n bir çok uyu�mazl�k ve çat��malara sahne oldu�unu ve
bölgenin, Avrupa bar�� ve istikrar�na olumlu katk�da bulunmas�n� temenni etti�ini söyledi.
Bunun yan�nda tüm devletlerin BM yasas� ve Helsinki Nihai Senedi’ndeki hükümlere
riayet etmesi gerekti�ini belirtti. Türk az�nl���n da geleneklerine ba�l� bir �ekilde Bulgar
toplumuyla dostça bir arada ya�ayabildi�ini de söyleyen Evren, iki ülke i�birli�inin daha
da ileriye götürülebilece�i ve bunun dünya ve bölge bar���na katk� sa�layaca�� mesaj�n�
verdi.286 Asimilasyon kampanyas�n�n arafesine gelindi�inde ise Bulgaristan’da bulunan
Türk devlet bakan� Abdullah Terekeci, “Türkiye ile Bulgaristan aras�ndaki ili�kilerin
çe�itli alanlarda memnuniyet verici bir �ekilde sürekli geli�ti�ini” söylüyordu.287
282 Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.37.283 �im�ir, a.g.e., s.355; Ahmet Nuri Ayval�ev, “Tebli�”, Türk Halklar�, ed., Mustafa Kahramanyol, AhmetYesevi Üniversitesine Yard�m Vakf�, Ankara, 1995, s.220.284 Ay�n Tarihi(May�s 1978)285 Ay�n Tarihi(Haziran 1979)286 Ay�n Tarihi(�ubat 1982)287 Ay�n Tarihi(Eylül 1984)
89
Böyle bir iyimser ortam olu�turma, yak�nda ba�layacak olan asimilasyon kampanyas�
arifesinde Bulgaristan’�n, az�nl�klar� eritme politikas�n�n bir arac�d�r.
40. Asimilasyon Kampanyas�
400. Türklerin Bulgarla�t�r�lmak �stenmesinin Nedenleri
Stalin döneminde evrensel bir komünist millet olu�turma anlay��� takip edildi. Ancak
Onun bu anlay��� ölümünden sonra terk edildi ve Bulgaristan, kendi içinde Bulgar
ulusuyla bütünle�ecek tek bir millet olu�turma politikas�n� benimsedi. Bu yönde Nisan
1962’de Bulgaristan Komünist Partisi Politbürosu, “Muhammed dinine mensup Çingene,
Tatar ve Bulgarlar�n kendilerini Türk Kimli�i ile özde�le�tirmesine kar�� al�nacak
önlemleri” onaylad�. Türk dini ve �oven propagandas� ve bu propagandan�n pan-Türk ve
pan-�slam amaç ve özlemlerine kar�� yürütülecek sistematik bir ideolojik ve politik
mücadele” ça�r�s�nda bulundu.288 Bulgarlar�n, tek milletli Bulgar Slav devleti olu�turma
emeli ve bunun için y�llard�r benimsedi�i Bulgaristan Bulgarlar�nd�r söyleminin
gerçekle�mesinde Bulgar nüfusunun artmamas� ciddi bir engel te�kil ediyordu. Müslüman
nüfusun(Türk, Pomak, Çingene) h�zl� nüfus art��� Bulgaristan’�n tek milletli devlet olma
sevdas�n� tehlikeye sokuyordu. Komünist hükümet bir çok bölgede nüfus yap�s�n�n
Müslümanlar�n lehine de�i�mesinden ve ekonomik gücü kaybetmekten endi�e etmeye
ba�lad�. Kurulu�undan buyana yüzy�l� a�m�� bir Bulgaristan’da Bulgarlar giderek çal��ma
yeteneklerini kaybetmi�lerdi. Kendilerine canl�l�k kazand�rmak amac�yla da nüfusu
homojenle�tirme gayreti içine girdiler. Di�er taraftan Müslüman-Türk nüfusunun nüfus
art�� h�z� bir hayli yüksekti. Ortalama 2-4 çocu�a sahip Türkler gelecekte bu yüksek nüfus
oran�yla toplam nüfusun %10’unu geçme ihtimali belirlemeye ba�lam��t�. Bulgar
anayasas�na göre de bu oran ile Türkler, otonomi isteyebilecekti. Çingene ve Pomaklar da
yine Türkler gibi h�zla artan topluluklard�.289 H�zl� nüfus art���n�n yan�nda Bulgarlar�n
288 Ali Eminov, “Bulgaristan’daki Türkler(1945-1983)”, çev., Mine Çankaya, Türkler, ed., Hasan CelalGüzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.378.289 �im�ir, a.g.e., s.342; Acaro�lu, a.g.e., s.91; Ya�ar Yücel, “Bulgaristan’daki Türk ve �slam Az�nl���naBask�”, haz., Norveç Helsinki Komitesi, çev., Ya�ar Yücel, Belleten, c.LI, Say� 201’den Ayr� Bas�m, TTK,Ankara, 1988, s.1466. Nasira �qbal, “Bulgaristan’daki Türk Az�nl��� Sorununun �nsan Haklar�na veHürriyetine �li�kin Milletleraras� Belgeler Aç�s�nda �ncelenmesi”, çev., Mübin Manyase, Bulgaristan’daTürk �slam Az�nl���na Uygulanan Bask�lar Hakk�nda Uluslararas� Hukuk Sempozyumu, �stanbulBarosu, �stanbul, 1988, s.110; Jerome J. Shestack, “Bulgaristan’�n Türk �slam Az�nl�klara Uyguland����nsan Haklar� �hlali”, çev., Zeynep Azizo� lu,Bulgaristan’da Türk �slam Az�nl���na Uygulanan Bask�lar
90
gelecek korkular�nda �slam, önemli bir unsur oldu. Buna göre �slam, Osmanl� zaman�nda
Bulgarlara zorla empoze edilmi� yabanc� bir dindir. Türklerin s�k� s�k�ya Müslüman
kimliklerini devam ettirmesi, Bulgar toplumuyla bütünle�meleri önünde ciddi bir engeldi.
Bulgar hükümetleri bu nedenlerden ötürü �slami olan her �eyin ortadan kald�r�lmas�na
ili�kin bir hedef belirledi.290 1970’lerde �ran’da Humeyni, Libya’da Kaddafi rejiminin
yükselmesi ve buna paralel geli�en �slam fundamentalizmi, Bulgaristan Müslümanlar�
aras�nda dinsel fanatizmin geli�ti�ine dair hiçbir belirti olmamas�na ra�men komünist
yönetim taraf�ndan, Bulgaristan’�n politik ve moral birli�ini tehlikeye dü�ürmesi olarak
alg�land�. 27 Kas�m 1984 tarihli Otechestven Front gazetesinde yer alan bir makalede
Bulgaristan Türkleri aras�nda dinsel fanatizmin hala yayg�n oldu�u belirtildi ve Hasköy ve
K�rcaali’de medeni nikah yap�lmaks�z�n dini nikah yapm�� olan ki�iler aç��a ç�kar�ld�.291
�slam, komünist hükümete sadakati azaltan bir faktör olarak görüldü. Etnik Türklerin,
Osmanl� zaman�nda zorla �slamla�t�r�lan kesim oldu�u, yani hepsinin Bulgar Müslüman�
olan Pomaklar oldu�u iddia edildi.292
Türklerin asimilasyonu gerçekle�tirildi�inde bu durum, soya dönü� süreci olarak
adland�r�ld�. Türk az�nl�k bunu gönüllü olarak yapm��t� ve Bulgarlara göre Türkler özüne,
Bulgar �uuruna dönmü�tü.293 Bu süreci destekler mahiyette Bulgar akademisyenlere
Bulgaristan Türklerinin anayurt Türkiye ile hiçbir ilgilerinin olmad���na dair doktora
tezleri haz�rlat�ld�. Akademisyenler Bulgar ulusunun etnik üstünlü�ünden bahsediyor,
Hakk�nda Uluslararas� Hukuk Sempozyumu, �stanbul Barosu, �stanbul, 1988, s.103. Ancak Çingene vePomaklar�n isimleri Türklerin asimile edilmelerinden çok daha evvel homojen bir Bulgaristan olu�turmaamac� çerçevesinde Bulgar isimleriyle de�i�tirilmi�ti. Bu topluluklar Müslüman ve Türk kültürüne yak�nolmakla birlikte bir devletlerinin olmamas�, gerek Bulgaristan’�n içinde gerekse uluslararas� alandaisimlerinin de�i�tirilmesine tepki gelmemesine neden olmu�tu. Sessiz sedas�z Bulgar oluvermi�tiler.Müslümanlar�n h�zl� nüfus art���na örnek verecek olursak; 1968’de tüm Bulgaristan’da 80 bin çocukdünyaya gelmi�ti ve yaln�z 25 bini Bulgar’d�. 400 hanelik bir köyün 250 hanesi Bulgar, 150 hanesi Türk’tü.Köyün okulunda ise 300 Türk ve 150 Bulgar çocu�u vard�. Di�er taraftan ülkedeki Türk varl��� Bulgarlara500 y�ll�k Türk esaretini hat�rlat�yordu. Bu, Bulgarlar�n milli vicdan�n� yaral�yor, a�a��l�k kompleksinekap�lmalar�na neden oluyordu. Bu yönde Bulgar Komünist Partisi lideri Georgi Dimitrof; “1946’da Osmanl��mparatorlu�u’nun Balkanlar’da hükmetti�i geçmi� zaman�n izlerini tamamen silmeliyiz” diyordu.Nihayetinde Bulgaristan kurulu�undan buyana gerek sava�larda k�l�çtan geçirerek, gerekse göç ettirerekTürk nüfusunu azaltamam��t�. Geriye son çare olarak Türklere Bulgar isimleri verilmesi kalm��t�. �im�ir,a.g.e., s.344-345.290 Eminov, a.g.m., s.380-381. Örne�in Ramazan ay�nda tutulan orucun y�k�c� bir bo� inançtan ba�ka bir �eyolmad��� belirtiliyordu. Poulton, a.g.e., s.152.291 Turan, “Bulgaristan’daki Az�nl�klarla �lgili Bir Proje ve Rapor Üzerine”, s.84; Poulton, a.g.e., s.152-153.292 Poulton, a.g.e., s.150.293 Hakov, a.g.m., s.374.
91
tarih öncesinden beri süre gelen engin bir kültüre sahip bir soyun devam� oldu�u ve
Türklerin de bu soydan geldi�ini iddia ediyorlard�.294
1984’ün sonu ve 1985’in ba��nda gerçekle�en asimilasyon sonucu Türkler
Bulgarla�t�r�lmas�na ra�men Bulgaristan yine de bunu hazmedemedi ve 1989 yaz�nda 350
bin dolay�nda etnik Türkü ülkeden sürdü. Bu göç, insani yard�m kurulu�lar� taraf�ndan II.
Dünya sava��ndan sonra ya�anan en büyük göç dalgas� olarak nitelendirilmi�tir.295
401. Türklere Bulgar �simlerin Verilmesi ve Bulgaristan’�n Tutumu
Bulgaristan komünist idaresi, Türklere Bulgar ismi vermek için yukar�da da
belirtti�imiz gibi Türk-Bulgar ili�kilerinin iyi seyretti�i bir dönemi seçti. Bu uygulaman�n
fikir babas� Stalin dönemi Sovyet Bilimler Akademisi üyesi E.V Tarle’dir. Tarle,
uluslararas� ili�kilerde çe�itli taktiklerden bahseder. Bunlardan biri, kar��s�ndakinin
yüzüne gülerken s�rt�ndan b�çaklama yöntemidir. Burada önce iki ülke ili�kileri dostluk
havas� içerisinde ilerletilir. Böylece kar��daki devlet iyice yumu�ar ve hiçbir olumsuz
durum beklemez. ��te tam bu s�rada rakip devlete darbe indirilmi� olur. Totaliter komünist
Bulgar rejimi de bu yöntemi uygulad�. Türkler 48 saatte gönüllü olarak Bulgar
oluvermi�ti. Ahmetler Angel, Hasanlar-Asen, Mehmetler Mleden, Ay�eler Angeline
oldular.296 �sim de�i�tirme, Türklere zorla isimlerini gönüllü olarak de�i�tirdiklerini
belirten formlar imzalat�larak ve silah zoruyla gerçekle�ti. Bu süreçte Türklere ekonomik,
sosyal bask�lar uyguland�.297 Bulgaristan, komünizm döneminde dünyaya kapal� bir
toplum oldu�undan Türklerin asimile edilmelerini ilk zamanlar rahatl�kla inkar
edebilmi�tir. Bulgaristan’�n Ankara büyükelçisi Argir Konstantinov, Milliyete yapt���
aç�klamada Türk kökenlilere bask� yap�ld��� yolundaki haberlerin tek tek tahkik edildi�ini
294 Bulgaristan’da Türk �slam E�itim ve Kültür Müesseseleri ve Medresetün Nüvvab, haz., Ha�im Ertürk-Rasim Emino�lu, ed., Ekmeleddin �hsano�lu, ISAR(The �nternational Society for Astrological Research)Vakf� Yay., �stanbul, 1993, s.25; M. Türker Acaro�lu, Bulgaristan Türklerinin Dünü-Bugünü-Yar�n�, X.Türk Tarih Kongresinden Ayr� Bas�m, TTK, Ankara, 1993, s.1487.295 Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, s.27; Todor Jivkov, Komünist Partisi Politbürooturumunda; “ Mümkün oldu�u kadar�yla Bulgaristan Türklerini Türkiye’ye göç ettirmezsek Bulgaristan ergeç yeni bir K�br�s’a dönü�ecektir.” Büyük Seyahat ad� verilen bu göç ile asimilasyon sürecinin sonu geldi.Hatta bu süreç Bulgaristan’da iktidar de�i�ikli�ine mal oldu. Hakov , a.g.m., s.375.296 �im�ir, a.g.e., s.350-351; Ertürk-Emino�lu, a.g.e., s.26. �simler de�i�se de Bulgaristan Türkleri �uuralt�güven hissine sahiptir. Bu güven hissi, �slamiyet’in ve büyük bir milletin mensubu olman�n kazand�rd���kültür ve ahlak telakkileriyle Türklü�e olan ba�l�l�klar�d�r. Meçik, a.g.e., s.33.297 Ço�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.26.
92
ve hiç birinin do�ru olmad���n� söylüyordu. Ayn� �ekilde Todor Jivkov da bu haberler
için; “Konuyla bizzat kendisinin ilgilenece�ini ve Türkiye ile aralar�ndaki dostlu�un
sorunu çözmeye yetece�ini” belirtiyordu.298 Bulgar �limler Akademisi ba�kan� Profesör
Angel Balevski de Güneydo�u Avrupa Cemiyeti’nin y�ll�k genel kurul toplant�s�nda
yapt��� aç�klamada, Türklere yap�lan bask�y� ve zorla Bulgarla�t�rd�klar� iddias�n� kabul
etmemi�tir. Ancak az�nl�klar�n, Bulgar toplumuna uydurulmas� gerekti�ini söylemekten
de geri durmam��t�r.299
Türkiye, Bulgaristan Türklerinin asimilasyon sorununu nota teatisi ile halletmeyi
ye�ledi. Ancak bunu Bulgaristan, kendi içi�lerine müdahale olarak alg�lad� ve protesto
etti. Bulgaristan, Türkiye’deki insan haklar� ihlallerini ve özelikle Kürtlere kar�� olan
tutumunu ön plana ç�kard�. Türkiye’nin olaya müdahil olmas�n�, sosyalist Bulgaristan’�
itibars�zla�t�rma giri�imi olarak yorumlad�.300Ancak Türklerin zorla asimile edilmesi daha
sonra söylentiden ayyuka ç�k�nca Bulgaristan, bunu daha fazla gizleyemedi ve bunun
içten gelen bir yenilenme hareketi oldu�unu duyurdu. Ulusal Meclis ba�kan� Stanko
Todorov; “Ülkedeki Müslümanlar�n Türk ve �slam adlar�n� gönüllü olarak
de�i�tirdiklerini ve Türkiye’ye göç olamayaca��n�, bu konuda iki ülke aras�nda
görü�meler yap�laca��n�” belirtti.301 Bas�nda da kendili�inden Bulgar Slav adlar� alan
ki�ilerle röportajlar yap�larak ve resimler yay�nlanarak herhangi bir zorlama durumun
olmad��� vurgulamak istenmi�tir.302
Bulgaristan’da tek uluslu toplum olu�turma amac�na Türk az�nl���n müftüleri de
hizmet etti. Bulgaristan Türklerinin uluslararas� anla�malarla müftülerini kendileri seçme
hakk� olmas�na ra�men komünist idare bunun yerine, ba� müftü, bölge müftüsü ve
mahalle imamlar�ndan olu�an örgütsel yap�da Müslümanlar�n ba��na sisteme hizmet
edecek kukla idareciler atad�. Ba� müftü ve bölgedeki müftüleri, asimilasyonun
tamam�yla gönüllü oldu�unu ve Bulgaristan Müslümanlar�n�n din özgürlü�üne sahip
298 Ay�n Tarihi(Ocak 1985)299 Ay�n Tarihi(�ubat 1985)300 Ay�n Tarihi(Mart 1985); Poulton, a.g.e., s.183.301 Javid �kbal, “Türk-Bulgar �kili Anla�malar� I����nda Bulgaristan’daki Müslüman Türk Az�nl��� Sorunu”,çev., Mübin Manyase, Bulgaristan’daki Türk �slam Az�nl���na Uygulanan Bask�lar Hakk�nda Uluslararas�Hukuk Sempozyumu, �stanbul Barosu, �stanbul, 1988, s.27; Ay�n Tarihi(Mart 1985)302 Poulton, a.g.e., s.183. Türklerin Bulgar toplumuna asimile edilmesinde Türk az�nl���n varl��� inkaredildi. Bulgar D��i�leri Bakanl��� Balkan Dairesi ba�kan� Lomobir �opov, Bulgaristan’daki Müslümanlar�nTürk ulusu ile hiçbir ilgileri olamayaca��n� söylemi�tir. Ay�n Tarihi(Nisan-Ekim 1985)
93
olduklar�n� belirten bir bildiri yay�nlad�lar. Benzer bir bildiri de mahalle imamlar�
taraf�ndan yay�nland�. Ülkenin en yüksek Müslüman otoritesi olan Sofya Ba� Müftüsü
Topçev ve alt� müftü yay�nlad�klar� ortak bildiride, asimilasyon sürecinde Türk D��i�leri
Bakanl���’n� �slam’�n sözcüsü olmakla suçlad�.303
402. Asimilasyon Sürecinde Türkiye’nin Tutumu
Bulgaristan’la ili�kiler olumlu seyrederken birden Bulgaristan’da Türklerin isimlerinin
Bulgar isimleriyle de�i�tirildi�i haberinin gelmesine Türkiye ilk ba�ta ihtimal vermedi ve
konuyu s�radan bir olay gibi telakki etti. Ancak gerekli te�ebbüsler de yap�ld� ve yak�n
ili�kiler ve kom�uluk göz önünde bulundurularak, Bulgaristan’la ikili ili�kilerin zarar
görmemesine dikkat edildi. Türk D��i�leri konuyla ilgili Bulgaristan’�n protesto
edilmedi�ini ve bir milyon Türkü ilgilendiren hadisede gerekli giri�imlerin yap�ld���n�
aç�klad�. Cumhurba�kan� Evren ise Bulgar devlet ba�kan� Todor Jivkov’a gönderdi�i
mesajda sorunun iyi kom�uluk ve dostluk ili�kileri çerçevesinde anlay��la ele al�naca��n�
umdu�unu bildirdi.304
Aradan geçen birkaç ayl�k süre sonunda Türkiye, hadisenin statik de�il dinamik
boyutlara ula�t���n� anlad� ve Sofya büyükelçisi Ömer E. Lütem Ankara’ya ça�r�ld�.
Büyükelçi Lütem, Cumhurba�kan�na, Bakanlar Kurulu’na ve D��i�leri Bakanl���’na
gerçekleri tüm ç�plakl���yla anlatt�. Ba�bakan Turgut Özal olay�n vehametini ö�renince,
gerekirse Bulgaristan’daki bütün Türkleri göçmen olarak kabul edeceklerini belirtti.
D��i�leri, Türk az�nl���n, anla�malar çerçevesinde göç etmeleri de dahil tüm meselelerini
müzakere yollu halletmeye haz�r oldu�unu bildirdi.305
Türkiye, sorunu uluslararas� örgütlerin gündemine de getirmi� ve Bat�l� ülkelerden
Bulgaristan’daki insan haklar� ihlallerinin durdurulmas� için yard�m istemi�tir. AG�K’in
Helsinki toplant�s�nda D��i�leri bakan� Vahit Halefo�lu, Bulgaristan’�n Türk az�nl��a bu
303 Ali Eminov, “Bulgaristan’daki Türkler(1945-1983)”, çev., Mine Çankaya, ed., Hasan Celal Güzel-KemalÇiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.382-383; �im�ir, Bulgaristan Türkleri, s.73;Ay�n Tarihi(Mart 1985)304 Ay�n Tarihi( Ocak 1985)305 Ay�n Tarihi(Ocak 1905). Ömer E. Lütem 1983-89 y�llar� aras�nda Bulgaristan büyükelçili�i yapt�. ÖmerE. Lütem, Türk-Bulgar �li�kileri(1983-1989), c.I, ASAM, Ankara, 2000. adl� eserinde BulgaristanTürklerinin asimilasyonunu, bu dönemdeki Türk-Bulgar �li�kilerini ayr�nt�l� bir �ekilde ele almaktad�r.
94
haks�z uygulamalar�n� �rkç�l�k olarak nitelendirdi. Her seferinde Türkiye’nin ç�k��lar�n� iç
i�lerine müdahale olarak de�erlendiren Bulgaristan kar��s�nda Türkiye, Bulgaristan
Türklerini, Türk az�nl��� veya soyda� olarak nitelendirerek, ilk ba�larda izledi�i tutuk d��
politika yerine onurlu bir d�� politika anlay��� sergiledi.306 Öte yandan Türkiye’nin bu
kar�� duru�u, Bulgaristan taraf�ndan, “Türkiye’nin Pan Türkist politika takip etti�i”
suçlamas�yla nitelendirildi. Türkiye sorunu geni� kapsaml� bir göç anla�mas�yla çözme
taraftar� oldu. Göç anla�mas� yapmaya yana�mayan Bulgaristan’� Ba�bakan Özal; “Bunlar
soyda�lar�m�z vermeye niyeti yok. Pe�lerini b�rakmayaca��z, s�k��t�raca��z, bir hal yoluna
sokaca��z. K�br�s meselesinde oldu�u gibi” sözleriyle uyard�. Özal’�n bu ç�k���, K�br�s
sendromu ya�ayan Bulgaristan’da endi�eleri hakl� ç�karm��t�. Bulgaristan, e�i benzeri
görülmemi� olarak nitelendirdi�i bu sözlerle Türkiye’nin gerçek niyetinin ortaya ç�kt���n�
öne sürmü�tür.307
403. Asimilasyon Kampanyas�na Gelen Uluslararas� Tepkiler
Türk az�nl��� eritmeye yönelik Bulgar bask� politikas�, Bulgaristan’� uluslararas�
toplumda yaln�z b�rakt�. Çok say�da uluslararas� örgüt ve Bat�l� ülke Bulgaristan’� sert bir
�ekilde ele�tirdi.308 Avrupa �slam Konseyi, Bulgar hükümetine gönderdi�i mesajda
ülkedeki Türklere yap�lan bask�lar� protesto etti.309 ABD D��i�leri Bakanl���’nca her y�l
yay�nlanan insan haklar� raporunda Türklere kar�� uygulanan bask�lar dile getirildi.310
Uluslararas� Af Örgütü, Türk az�nl��a yap�lan bask�lardan kayg� duydu�unu bildirdi.311
Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi, Türk az�nl���n isimlerinin zorla
de�i�tirilmesini özümleme siyaseti olarak nitelendirdi ve k�nad�.312 Fas’�n Fez kentinde
yap�lan 16. �slam Ülkeleri D��i�leri Bakanlar� Konferans�’nda Bulgaristan’�n Türk
az�nl��a kar�� sürdürdü�ü bask�lar dile getirildi ve bu konuda bütün Müslüman ülkeler
dayan��ma karar� ald�. Bu durum o ana kadar Türkiye’nin uluslararas� forumlarda elde
etti�i en büyük ba�ar� oldu. Çükü tüm �slam alemi Türk az�nl���n sorunlar�na sahip ç�kt�.
306 Ay�n Tarihi(Mart-A�ustos 1985); Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.32.307 Ay�n Tarihi(Kas�m 1986); Ay�n Tarihi(Eylül 1987)308 Co�kun, a.g.e., s.42.309 Ay�n Tarihi(Mart 1985)310 Ay�n Tarihi(�ubat 1985)311 Ay�n Tarihi(A�ustos 1985)312 Ay�n Tarihi(Eylül 1985)
95
�KÖ meseleyi kendi sorunu olarak benimsedi.313 Yine uluslararas� Af Örgütü yay�nlad���
raporda zorla isim de�i�tirmede en az 100 Türk’ün öldürüldü�ünü, yüzlercesinin de
tutukland��� veya sürgüne gönderildi�ini belirtti.314 Helsinki �zleme Komitesi ise benzer
bir raporda öldürülen Türklerin say�s�n� 300 ila 1500 aras�nda vermekte, 1500 den fazla
Türkün de Belene adas�na sürgüne gönderildi�ini bildirmektedir.315
Türklerin zorla Bulgarla�t�r�ld�ktan sonra göçün söz konusu dahi olmayaca��n� ifade
eden Bulgaristan, 1989’da ani bir kararla Türkleri topluca sürme karar� ald�. Mal�n�
mülkünü yok pahas�na satan Türkler ak�n halinde Türkiye’ye gelmeye ba�lad�. Bu
noktada bir k�nama da NATO’dan gelmi�tir. NATO, Bulgaristan’�n AG�K çerçevesinde
imzalad��� anla�malar� sürekli ihlal etti�ini bildirmi�tir.316 Ancak Bulgaristan’da üretken
ve çal��kan Türk toplumunun kitleler halinde göçü Bulgar ekonomisini altüst etti. Bunun
için ülke genelinde sivil seferberlik ilan edildi.
41. Bulgaristan’da Demokratik Dönem
10 Kas�m 1989 darbesiyle Todor Jivkov devlet ba�kanl���ndan ve komünist partisi
genel sekreterli�inden istifa etti ve onun yerine D��i�leri bakan� Petar Mladenov getirildi.
Türklerin asimilasyonu ve 350 bin dolay�nda Türk nüfusun toplu göçe zorlanmas�,
Jivkov’un sonunu haz�rlam��t�. Yeni dönemde Mladenov, Bulgaristan’�n sosyalist s�n�rlar
içinde demokratik bir toplumdan yana oldu�unu aç�klad�.317 Demokrasi döneminde
Bulgaristan’�n benimsedi�i anlay�� ise; Ülke, sorunlar�n� çözmek için u�ra� verecek,
ça�da�, hukuksal devlete dönü�ecek, ülkede aç�kl�k politikas� izlenecek ve bu politikan�n
gere�i halklar�n gerçek adlar�yla ça�r�lmas�na izin verilecek.318 Yeni yönetim
313 Ay�n Tarihi(Ocak 1986)314 Ay�n Tarihi(Nisan 1986)315 Ay�n Tarihi(Haziran 1986). Ayn� �ekilde Komite, Ocak 1988’de “Etnik Kimli�i Yok Etme-Geçmi�tenGünümüze Bulgaristan Türkleri” ad�yla bir rapor yay�nlad �. Raporda Belene toplama kamp�nda bulunanTürklerin isimleri de geçti. Ay�n Tarihi(Ocak 1986)316 Ay�n Tarihi(Haziran 1989)317 Ay�n Tarihi(Kas�m 1989). Jivkov, Troud gazetesine verdi�i demeçte, Türk az�nl��a uygulananbask�lardan kendisinin sorumlu olmad���n� bunu Politbüro’nun zoruyla onaylad���n� öne sürdü.Soru�turman�n ilk zamanlar �nda günah keçisi, Politbüro üyesi ve Jivkov’un en yak�n yard�mc�s� MilkoBalev ilan edildi. Jivkov, bütün sorumlulu�un üzerine y�k �lmas�n� kabul etmedi ve Bulgaristan’�n, Türkterörist gruplar ve özerklik talepleri ile tehdit edildi�ini iddia ederek, kampanyada kendisini suçluhissetmedi�ini söyledi. Jivkov, 10-20 y�l içinde Bulgaristan’�n K�br�s’�n ak�betine u�rayabilece�ini belirtti.Ay�n Tarihi(Kas�m 1990); Poulton, a.g.e., s.200-201.318 Vedat Buyer, “Bulgaristan’da Reform Ümitleri”, Yeni Bat� Trakya, say�:80(Kas�m 1989), s.36.
96
Müslümanlar�n hislerine ve geleneklerine sayg� duyulaca��n� taahhüt etti. K�sa zaman
içinde komünist partisi merkez komitesi Türklere isimlerini, dillerini ve dinlerini seçme
hakk�n�n verilmesini kabul etti ve 29 Aral�k 1989’da asimilasyon kampanyas�na resmen
son verildi.319
Bulgaristan, y�llarca süren komünist kimli�inden Kas�m 1990’da Halk Cumhuriyeti
olan ad�n� Bulgaristan Cumhuriyeti �eklinde de�i�tirerek kurtuldu.320 Ancak Türk
az�nl���n durumunun k�sa zaman içersinde iyile�tirilmesi Bulgar milliyetçi çevrelerde
tepkiye neden oldu. Protesto gösterileri yap�ld�, �rkç� Bulgarlar, Türkçe e�itime geçilmesi
halinde çocuklar�n� okula göndermeme tehdidinde bulundular ve demokrasi
rüzgarlar�ndan esinlenerek kurulan etnik Türk partisi HÖH’ün bürosu bombaland� vs.
Bunun yan�nda Türk ve �slam unsurlar�na olan güvensizlik ve korku yayg�nla�t�. Ancak
Bulgar Parlamentosu, yeniden do�u� sürecinin haks�zl���n� aç�klayan bir deklarasyon
yay�nlad�. Bulgaristan, uluslararas� anla�malara da bir bir imzas�n� koymaya ba�lad�. 10
Aral�k 1991’de Uluslararas� Siyasi ve Yurtta� Haklar� Konvansiyonu, 5 May�s 1992’de
Avrupa �nsan Hak ve Temel Özgürlükleri Sözle�mesi’ni ve 1 numaral� ek protokolünü
onaylad�.321
Yeni dönemde gelen demokrasiyle birlikte yönünü bat�ya çeviren Bulgaristan, tek
kutuplu dünya düzeninde NATO �emsiyesi alt�nda güvenli�ini sa�lamaya çal��t�. Bu
bak�mdan s�n�r kom�usu Türkiye ile ili�kileri geli�tirmek en ak�lc� yöntem oldu. Türkiye
de Bulgaristan’�n NATO’ya üyeli�ine destek verdi. Türkiye bu konuda iki ülke
ili�kilerinin Balkanlar için örnek olu�turmas� gerekti�ini belirtti.322 Bulgaristan’da ortam�n
yumu�amas�, Türkiye’ye göçen Türk az�nl���n da tekrar geriye dönmelerini sa�lad�.
May�s 1990’da Türkiye’ye geri dönenlerin say�s� 130.375 olarak aç�klad�. Parlamento,
1991-92 e�itim-ö�retim y�l�nda Türkçe’nin seçmeli ders olarak haftada 4 saat
okutulmas�na karar verdi. Bulgaristan, toplum düzenini sa�lamak amac�yla hedefinin tüm
319 Ay�n Tarihi(Aral�k 1989); Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.40. BKP Merkez Komitesi asimilasyonkampanyas�n� ciddi bir siyasi hata olarak nitelemi�tir. Ay�n Tarihi(Ocak 1990)320 Ay�n Tarihi(Kas�m 1990)321 Nurcan Özgür, “Bulgaristan-Türkiye �li�kileri ve HÖH”, Berlin Anla�mas�ndan Günümüze Balkanlar,ed., Mustafa Bereketli, Rumeli Vakf� Yay, �stanbul, 1999, s.111; Poulton, a.g.e., s.206-207.322 Uzgel, a.g.m., s.486.
97
etnik ve dini gruplar�n, H�ristiyanlar ile Müslümanlar�n uzla��s�n� sa�lamak oldu�unu
aç�klad�.323
Her ne kadar Bulgaristan, demokratik ülkeler s�n�f�na girse de ülkede komünist
partisinin varl��� zaman zaman eski sistemi hat�rlatmaktad�r. Çünkü bu partinin devam�
Bulgaristan Sosyalist Partisi’dir. 90’l� y�llar boyunca Bulgaristan’da iktidara bir BSP, bir
sa� partiler koalisyonu olan Demokratik Güçler Birli�i geçmi�tir. DGB’nin iktidarda
oldu�u zamanlar Türk-Bulgar ili�kileri daha olumlu seyretti. 1997’de cumhurba�kanl���na
seçilen Petar Stoyanov liderli�inde Türk-Bulgar ili�kileri en iyi dönemine girdi.
Bulgaristan, 80’li y�llarda �KÖ’nün kara listesine girmi�ti ve bundan kurtulmas� yine bu
dönemde oldu. Stoyanov bir kez daha, Bulgar milliyetçi çevrelere ra�men geçmi�te Türk
az�nl��a yap�lan bask�dan dolay� özür diledi.324 Yine bu dönemde Bulgaristan, Birle�mi�
Milletler Uluslararas� Az�nl�k Haklar� anla�mas�n� imzalad�. Radyo ve televizyonlar�n
Türkçe yay�n yapmalar�na imkan sa�layan yasa tasar�s� kabul edildi.325
Türk az�nl�k, yeni dönemde bas�n-yay�n hayat�nda kendilerine verilen haklardan
yararlanmas�n� bilmi�tir. Çok düzenli olmasa da ç�kard�klar� bir çok dergi ve gazete
vard�r. Türkçe kitap bas�m�na da izin verildi. Sofya’da �slam Enstitüsü, üç imam-hatip
lisesi, K�rcaali ve �umen’de iki pedagoji enstitüsü aç�ld�.326
323 Ay�n Tarihi(May�s 1990); Ay�n Tarihi(Ocak-Mart-Aral�k 1991). Bulgaristan’a geri dönü�ler kimiçevrelerce sert bir �ekilde ele�tirildi. Ancak unutmamak gerekir ki insanlar büyük bir bask� neticesi göçettirildi. Yerini yurdunu b�rak�p gelen bu insanlar�n, ortam sükunete erdi�inde mal�na, mülküne, toplumsalve kültürel haklar�na kavu�mak istemesi abeste i�tigal de�ildir.324 Uzgel, a.g.m., s.448; Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.79-87. Bulgar �rkç�l��� yak�n zamana kadarhala etkisini sürdürmektedir. Haziran 2005 parlamento seçimlerinde yüzde 8 oy alarak 21 milletvekilikazanan Ataka Partisi lideri Volen Siderov, yapt��� aç�klamada iktidara gelmeleri durumunda ülkedebulunan Türk nüfusun adlar�n�n eskiden oldu�u gibi de�i�tirilece�ini bildirdi. Ay�n Tarihi(Haziran 2005).Ataka, yine Sofya camiinde okunan ezan�n susturulmas� için kampanya ba�latt�. Parti yetkilileri camininyan�na çad�r kurarak imza toplamaya ba�lad�. �slam kar��tl���n�n Bulgaristan’da güncelli�inikaybetmeyece�i aç�kt�r. http://www.haber7.com./heber.php?haber_id=159326.325 Ay�n Tarihi(Ekim 1997; Ay�n Tarihi(Temmuz 1998). Resmi ziyaret için Türkiye’de bulunan Bulgarba�bakan� �van Kostov yapt��� aç�klamada; “Bulgaristan’� son 9 y�ld�r vatanda�lar�na dü�man bir ülkedenanne �efkatine dönü�türmeye çal���yoruz. Temin ederim sizi ocaklar�n�zdan ay�ranlar bir daha yönetimegelemeyecek” dedi. Kostov’un bu aç�klamas� gelece�e yönelik Bulgar siyasal sistem yap�s�n�n �eklihakk�nda bilgi vermesi bak�m�ndan önemli bir aç�klamad�r. Ay�n Tarihi(Ekim 1998)326 Turan, “Bulgaristan Türklerinin Bugünkü Durumu”, s.299; Uzgel, a.g.m., s.489; Bulgaristan’dademokratik dönemde Türk bas�n� hakk�nda bkz. �smail A. Çavu�ev, “Totaliter ve Postotaliter DevirdeBulgaristan’da Türkçe Süreli Bas�n(1944-1998), Balkan Ülkelerinde Türkçe E�itim ve Yay�n Hayat�Bilgi �öleni, TDK, Ankara, 1999, s.81-102.
98
42. Bulgaristan Türklerinin Nüfusu
1877-78 sava��ndan önce Ruslar, panslavist siyaset do�rultusunda Bulgaristan’da
homojen bir Bulgar devleti kurma dü�üncesiydiler. Ancak yo�un Türk nüfusun ya�ad���
bölgede bu imkans�zd�. Nitekim 1876’da Osmanl�’n�n Tuna vilayetinde 1.120.000 bin
Türk, 1.130.000 bin Bulgar ya��yordu. ��lenebilen topraklar�n %70’i de Türklerin
elindeydi. Bu tabloya göre tek milletli bir Bulgar devleti kurmak imkans�z gibi
görünüyordu. Fakat hiç bir �ey imkans�z de�ildi ve 1877-78 Rus-Türk sava�� sonunda
600 binden fazla Türk nüfus yerlerinden sürüldü ve 350 bin Türk nüfus ise k�r�ld�.327
Bulgar Prensli�i’nin 1878 Berlin anla�mas�yla kurulmas�ndan sonra 1880’de yap�lan ilk
resmi nüfus say�m�nda Bulgarlar 1.920.000 bin ki�i iken Türk ve Müslüman nüfus 750 bin
ki�i idi.328
Müslüman-Türk nüfusun 1934 y�l�na kadar olan say�lar� ise �öyleydi. 1887’de 676 bin,
1892’de 643 bin, 1900’de yine 643 bin, 1905’de 604 bin, 1910’da 602 bin, 1920’de 691
bin, 1926’da 789 bin ki�iydi.329 1934’de ise Müslüman-Türk nüfusu 821.298 olarak
kay�tlara geçmektedir.330 1934 y�l� say�mlar� Müslüman ile Türk nüfusun bir arada
verildi�i son say�m oldu. Bundan sonraki say�mlarda Pomaklar, Çingeneler ve Tatarlar,
Bulgarlar taraf�ndan ayr� birer grup olarak de�erlendirilecektir. Özellikle Pomaklar’�n
Bulgar nüfus hanesinde gösterilme e�ilimi kuvvetli olacakt�r. Nitekim 1956 say�m�nda
Müslüman nüfus d���nda Türk nüfus 656.028 ki�i olarak gösterildi.331
327 Hüseyin Memi�o�lu, “Bulgaristan ve Bulgaristan Türk Az�nl�k Sorunu”, Tarihi Geli�meler �çindeTürkiye’nin Sorunlar� Sempozyumundan Ayr� Bas�m, TTK, Ankara, 1992, s.115-116; Bilal �im�ir,“Bulgaristan Türkleri ve Göç Sorunu”, Bulgaristan’da Türk Varl���(Bildiriler- 7 Haziran 1985), TTK,Ankara, 1992, s.61. 1878’de Türker Acaro�lu abart�l� bir rakamla Bulgar Prensli�inin kuruldu�u topraklarda2,5 milyon Bulgar’a kar��l�k 3 milyon Müslüman-Türk nüfustan bahsetmektedir. Acaro�lu, BulgaristanTürklerinin Dünü-Bugünü-Yar�n�, s.1494.328 Hakov, a.g.m., s.371; 1881’de ise Müslüman nüfus di�er bir kaynakta 578 bin olarak gösterilmektedir.Victor D. Bojkov, “Bulgaria’s Turks in the 1980s: a Minoriyty Endangered, Journal of Genocide Research(2004), 6(3), September, s.351.329 Bojkov, a.g.m., s.351.330 Türker Acaro�lu da yukar�daki rakamlara örtü�en, onlara yak�n küsuratl� say�lar vermektedir. Acaro�lu,a.g.e., s.1495. Ancak 1926 rakamlar� Hakov’da biraz fazla, 825.774 olarak verilmi�tir. Hakov, a.g.m., s.371.Popoviç, 1910’daki Müslüman Türk nüfusu bir ki�i eksikle 601.999 olarak vermektedir. Popoviç, a.g.e.,s.74.331 Hakov, a.g.m., s.371; Burada Türk nüfus 3 ki�i daha az, 656.025 verilmi�tir. Ertürk-Emino�lu, a.g.e., s.3-4.
99
Bulgaristan’�n kurulu�undan itibaren günümüze de�in Türk göçmen ak�n� devam
etmi�tir. Bu rakamlar o zamanki duruma göre tespit edilen rakamlard�r. Öyle ki Balkan
sava�lar� ve I. Dünya sava�� y�llar�nda kitleler halinde Türkiye’ye göçler oldu.
Cumhuriyetin kurulmas�ndan sonra 1923-39 y�llar� aras�nda 198.688 ki�i, 1940-49 y�llar�
aras�nda ise 21.353 ki�i Türkiye’ye göç etmi�tir.332 1950-51 y�llar�ndaki göç ise 20.
yy’daki en büyük göç dalgalar�ndan biri oldu. Bulgaristan 1950’de 52.185 ve 1951’de
102.208 ki�iyi Türkiye sürdü.333
1965 nüfus say�m�na gelindi�inde ise Türk nüfusunun 746.755 oldu�unu görüyoruz.
1971 nüfus say�m�nda ise bu say� 880 bine ç�kt�. Buna kar��l�k 320 bin Pomak, 24 bin
Çingene ve 10 bin Tatar kaydedildi. 1960’l� ve 70 y�llar Müslüman unsurlardan Pomak ve
Çingenelerin isimlerinin de�i�tirildi�i y�llar oldu. 1975 tarihinden itibaren Türkler de
dahil kimlik kartlar� üzerinden milliyet ibaresi kald�r�ld�. Bu bak�mdan, bu tarihle birlikte
Müslüman ahali hakk�nda sa�l�kl� bilgiye ula��lamamaktad�r. Ancak 1980 say�m�nda
Müslüman ahalinin 1,5 milyon oldu�u tahmin edilmektedir.334 1985 Aral�k ay�ndaki nüfus
say�m�nda, son halkada Türkler de Bulgar toplumu içinde eritildikleri için milliyet, din ve
mezhebi belirtecek haneler yoktu. Böylece bu nüfus say�m�nda Bulgar as�ll� olmayanlar
kendilerini nitelendiremediler. Ancak gayri resmi rakamlarla Türk nüfus 900 bin ile 1
milyon 550 bin aras�nda tahmin edildi.335 1989 kitlesel Türk göçüyle Bulgaristan’dan 350
bin dolay�nda Türk göç etmi� olmas�na ra�men 1992 nüfus say�mlar�nda 822.253 Türk
tespit edilmi�tir. Bu da Türklerin gerçekten tahmin edilen rakamlarda oldu�unu
göstermektedir. Bu say�ma ayr�ca ana dil, dinsel tercih kategorileri de eklenmi�tir. Buna
göre ülkede 1.026.785 Sünni ve 83.537 Alevi olmak üzere toplam 1.110.295 Müslüman
bulunmaktad�r.336
332 �im�ir, “Bulgaristan Türkleri ve Göç Sorunu”, s.56-57.333a.g.e., s.61.334 �qbal, “Türk Bulgar �kili Anla�malar� I����nda Bulgaristan’daki Müslüman Türk Az�nl��� Sorunu”, s.25;Poulton, a.g.e., s.145. 1978’de Bulgaristan Türk Ansiklopedisi, 1976’da Türk nüfusu için “ bir miktar Türk”diye bahsetmektedir. Bulgar Bilimler Akademisi ise 1978’de Türklerden Bulgar Türkü diye söz etmektedir.Hasan Eren, “Bulgarlar ve Türk Dili”, Bulgaristan’da Türk Varl��� (Bildirirler 7 Haziran 1985), TTK,Ankara, 1992, s.3.335 Froze Yasemi, “Bulgaristan’�n Türk Halklar�”, Dünyada Türkler, ed., Margaret Bainbridge, Say Yay,�stanbul, 1995, s.59; Acaro�lu, a.g.e., s.1497.336 Eminov, a.g.e., s.378; Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, s.40; Mandac�- Erdo�an,a.g.e., s.109.
100
Türkler, sürekli göç etmesine ra�men Bulgaristan’da 1 milyona yak�n nüfus ve yüzde
10 nispetindeki oran�n� korumaktad�r. Ancak Bulgarlar 1980’li y�llarda nüfus art��
oran�nda sürekli geriledi. 1980’de binde 3.6, 1981’de 2.8, 1982’de 2.7, 1984’de 2.4, ve
1989’da 0.6 ya kadar bu oran dü�tü. 1990’da ise negatif say�ya binde -0.35’e geriledi.
Bulgar yöneticileri, ülkede yüksek Müslüman nüfus art�� oran�n�n kar��s�nda Bulgar
nüfusun azalmas�n�n siyasi dengeleri de�i�tirece�ini bildi�indenMüslüman nüfusu sürekli
bask� alt�nda tutma zorunlulu�u hissetmi�tir.337 Burada nüfus say�mlar�ndan elde edilen
rakamlarla Türk nüfusu tespit edilmeye çal���ld�. Hatta bu rakamlar aras�nda bile
farkl�l�klar varken yuvarlak rakamlar da bir çok yerde zikredilmektedir. Bunun yan�nda
Balkan ç�k��l� kurulu� ve yazarlar�n da Bulgaristan’da Müslüman Türk nüfus tahminleri
vard�r. Buna göre Türk nüfusu 2.5 milyon, toplam nüfusun yüzde 25’idir.338 Balkan
Göçmenleri ve Balkan Türkleri Derne�i dayan��ma organlar�n�n ikisi de Bulgaristan’da 2
milyon kadar Türkün bulundu�una inanmaktad�r. Balkan Türkleri Derne�i ba�kan�
Mehmet Çavu� Bulgaristan’da Türklerle birlikte 4 milyon Müslüman nüfus oldu�unu ileri
sürmektedir. Bunlar, 2 milyonun üzerinde Türk, 1 milyon Pomak, 800 bin Çingene ve 350
bin Gagavuz Türküdür.339
Bulgaristan’da Türklerin yo�un olarak ya�ad��� yerler ise �umnu merkezli Kuzeydo�u
ile K�rcaali merkezli güneydo�u bölgeleridir. Özellikle Türkiye s�n�r�na yak�n K�rcaali,
Haskova bölgelerinde yüzde 70’lere varan Türk nüfus yo�unlu�u Bulgaristan’da ulusal
güvenlik sorununa neden olmaktad�r. Bulgaristan’�n kuzeydo�usunda Razgrat(%47.4),
Silistire(%37.5), T�rgovi�te(%32.8), �umnu(%30.3), Dobriç(%14.7), Burgaz(%13.8) ile
Rusçuk(%13.0) Türklerin yo�un oldu�u yerlerdir. Güneydo�usunda ise Türklerin yo�un
ya�ad��� yerler Filibe, Hasköy, K�rcaali, �slimye, Ko�ukavak, Karinabat bölgelerdir.
Türkler, nüfus olarak k�rsal kesimde oturmaktad�r. Bulgaristan’�n ekin ambar� Dobruca,
orman, tütün, ay çiçe�i ürünlerinde Deliorman ve tütün, su ve maden kaynaklar�
337 Poulton, a.g.e., s.148.338 Acaro�lu, a.g.e., s.1495.339 Mehmet Çavu�, “Bulgaristan Trajedisi”, Yeni Bat� Trakya, say�:36(Mart 1986), s.11-12; Yücel, a.g.m.,s.201; Ahmet Cebeci �ehirlerdeki Türk nüfus yo�unlu�una bakarak iki milyon Türkün varl���n� gerçekçibulmaktad�r. Ahmet Cebeci, “ Bulgaristan Türkleri”, Türk Kültürü, say�:69(Temmuz 1968), s.67, HalitEren de ayn� �ekilde Bulgaristan’daki Türk nüfusun toplam nüfusun %40’�na tekabül etti�ini yani 4 milyoncivar�nda oldu�unu iddia etmektedir. Di�er az�nl�klarla birlikte Bulgar nüfusunu ülkede az�nl�k konumunadü�ürmektedir.Halit Eren, “Balkanlarda Türk ve Di�er Müslüman Toplumlar� ve Göç Olgusu”, Balkanlar,OB�V, Eren Yay, �st, 1993.
101
bak�m�ndan zengin Rodoplar bölgesinde Türkler, üretime yüzde 50-60’l�k bir kat�l�m
oran�na sahiptir.340
43. Bulgaristan Türklerinin Hukuksal Durumu
Bulgaristan Berlin anla�mas�yla kurulurken, ülkedeki Müslümanlar�n her türlü hak ve
hukukunu garanti alt�na alarak kurulmu�tu. Buna göre anla�man�n özellikle 5. maddesi
Müslümanlar�n durumlar�yla ilgili temel ilkeleri ortaya koyuyordu. Müslümanlar�n din ve
mezhep ayr�m� gözetmeksizin her türlü medeni ve siyasi haklardan yararlanabilece�i
belirtiliyordu. Müslüman-Türkler Bulgaristan’da kendi dini örgütünü kurabilece�i gibi
dini lider olarak da �stanbul’daki �eyhü’l �slam’a ba�l� kalacaklard�. Anla�man�n
Frans�zca metninde Müslümanlar için Türk kelimesi kullan�lmas� da ilginçtir. 1980’li
y�llarda Türk varl���n� inkar eden bir politika izleyen Bulgaristan için, Bulgaristan
Türklerinin statüsünü tespit eden en eski anla�ma olan Berlin anla�mas�, böylece ilk ve
önemli bir kan�t niteli�i ta��maktad�r.341
Bulgaristan, 1908 y�l�na kadar Osmanl�ya ba�l�, vergi veren bir devlet olarak kald�. 19
Nisan 1909 �stanbul Protokolü ile Bulgaristan’�n ba��ms�zl��� resmen tan�nd�. Ayn� tarihte
Müslüman-Türk cemaatin haklar� ve vak�f mallar�yla alakal� bir de ek sözle�me
imzaland�. Sözle�me, Türklerin durumunu tekrar aç�kl��a kavu�turuyor ve haklar�n�
yeniden vurgulayarak teminat alt�na al�yordu. Buna göre Türklerle Bulgarlar e�it haklara
sahip olacaklard�. Mezhep ve din hürriyetleri garanti edilerek Türklerin okullar�, camileri ,
hay�r kurumlar�, vak�flar� vs. tüm Türk-�slam eserleri korunup ya�at�lacakt�.342
Balkan sava�lar�n�n sonunda Osmanl� ile Bulgaristan aras�nda 29 Eylül 1913’de
�stanbul Bar�� anla�mas� ve bir de ek sözle�me imzaland�. Ayn� �ekilde Türk az�nl�k her
türlü medeni ve siyasi haklardan yararlanacaklar, az�nl���n din hürriyeti sa�lanarak,
340 Turan, “Geçmi�tenGünümüze Bulgaristan Türkleri”, s.28; Acaro�lu, a.g.e., s.1495; Özgür, “Bulgaristan-Türkiye �li�kileri ve HÖH”, s.110; Eminov, a.g.e., s.778.341 Ero�lu, a.g.m., s.28-29; Berlin Anla�mas�n�n 5. maddesi: “Bulgaristan’da hukuk-u umumiyenin esas�atide muharrer maddelerden ibarettir. Bulgaristan’da ihtilaf-� din ve mezhep, hiç kimse için hukuk-umülkiye ve politkiyeden istifadede ve hidmet-i umumiye ve memuriyet ve �erefine nailiyetde veya neredeolur ise olsun icra-i hirfet ve sanatda naehil tutulmakl��a ve mahrum idilmekli�e sebep addolunmayacakt�r.Bulgaristan’da yerlüler ve ecnebilere serbesti ve icray-� ayin ve mezhep temin olunarak, gerek cemaat-�muhtelifenin Silsile-i meratib üzre tertibinde ve gerek rüesay-� ruhaniyeleriyle olan münasebat�nda ika-imevani olunmayacakt�r.” �im�ir, Bulgaristan Türkleri, s.365-367.342 �im�ir, a.g.e., s.368-370; Ero�lu, a.g.e., s.29.
102
gelenek ve adetlerine sayg� gösterilecekti. Ek sözle�me ise Bar�� anla�mas�n�n 2 numaral�
eki idi ve müftülükler konusunu düzenliyordu. Sözle�mede az�nl�k haklar� yeniden
vurgulanmaktayd�.343 I. Dünya sava��n�n bitiminde müttefiklerle Bulgaristan aras�nda 27
Kas�m 1919’da Türk az�nl���n statüsünü belirleyen Neuilly anla�mas� imzaland�.
Anla�man�n 4. bölümü az�nl�klar�n korunmas� ba�l��� alt�nda 49. maddesi, ad� geçen
bölümde yer alan hükümlerin anayasal nitelikte oldu�unu söylemektedir. Yani Bulgar
anayasas�, yasalar�, resmi kararlar� anla�man�n az�nl�klarla ilgili geçen hükümlerine ayk�r�
olmayacakt�. 50. madde ile az�nl���n ya�am hakk�, �rk, dil, din hürriyeti, ayr�m
gözetilmeksizin güvence alt�na al�nm��t�r. 54. madde ile az�nl�klar Bulgar vatanda�larla
ayn� muameleyi görmekle birlikte, Türk az�nl��a hay�r, dini ve sosyal kurumlar� kurma,
bunlar� yönetme hakk� ile okullar�nda kendi dillerinde e�itim görme hakk� tan�m��t�r. 55.
madde ile Bulgar vatanda�lar�n�n yo�un oldu�u yerlerde yine Türk az�nl��a kendi ana
dilinde e�itim görme hakk� ve buna Bulgar hükümetinin kolayl�klar sa�lamas�
getirilmi�tir. Neuilly anla�mas� ve Ek Sözle�me Milletler Cemiyeti’nin güvencesi alt�nda
bulunmaktad�r.344
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra Türkiye ile Bulgaristan aras�nda 18 Ekim
1925 tarihinde Dostluk anla�mas� imzaland�. Anla�man�n birinci maddesi iki ülke
aras�nda bozulmaz bir bar��, içten ve sonsuz bir dostluk olaca��n� belirtir. Yine bu
anla�maya da ek bir protokol ilave edildi. Protokol’ün A maddesinin birinci paragraf�,
Neuilly anla�mas�nda geçen az�nl�k haklar�n�n korunmas�na ili�kin haklar�n tamam�n�
kapsamaktad�r. Bu tekrarlanan haklar Dostluk anla�mas�n�n ayr�lmaz bir parças� kabul
edildi. Bu nedenle Neuilly anla�mas�n�n hükümleri, 1947 Paris Bar�� anla�mas�yla
kald�r�lm�� olmas�na ra�men hükümlerinin geçerlili�i 1925 Dostluk anla�mas�yla devam
etmektedir.345 Bu dostluk anla�mas� süresiz yap�lm��t�r. Dolay�s�yla hükümleri de
343 �im�ir, a.g.e., s.370-372; Ero�lu, a.g.e., s.29; Anla�man�n 8. maddesi: “Bulgaristan’�n bilcümlememalikinde Bulgar tebaas�nda bulunan Müslümanlar an as�l Bulgar olan tebaan�n haiz olduklar� ayn�hukuki mülkiye ve siyasiyeyi haiz ve serbesti-i vicdana, hürriyet-i diniyeye ve ayin-i dinin alenen icras�hususunda serbestiye malik olacaklard�r. Müslümanlar�n adat�na riayet olunacakt�r. Zat-� hazreti padi�ahininnam-� nami-i hilafet penahilerinin hutbelerde zikrine devam olunacakt�r. Aslan Gündüz, “�ki Tarafl� ve ÇokTarafl� Milletleraras� Anla�malar�n I����nda Bulgaristan Türklerinin Durumu”, Bulgaristan’daki MüslümanTürklerin Dram�, ed., Abdürrahim Dede, Türkiye Suudi Arabistan Dostluk ve Kültür Derne�i �stanbul�ubesi Yay, �stanbul, 1985, s.59.344 Hüseyin Pazarc �, “Uluslararas� Hukuk ve Anla�malar Yönünden Bulgaristan’daki Türklerin Statüsü”,Ankara Üniversitesi Bulgaristan’da Türkler Semineri, Ankara, 1985, s.16; Ero�lu, a.g.m., s.30; �im�ir,a.g.e., s.376; �brahim Kamil, �kili ve Çok Tarafl� Siyasi Anla�malar ve �nsan Haklar�na �li�kin Belgeler,Ankara, 1989, s.12345 Pazarc�, a.g.m., s.17; �im�ir, a.g.e., s.376; Ero�lu, a.g.m., s.30-31.
103
geçerlidir, ortadan kald�r�lmam��t�r. Ancak Türklerin isimleri zorla de�i�tirildi�inde ve bu
hususta 1925 Dostluk anla�mas� Bulgar D��i�leri bakan yard�mc�s� �van Ganev’e
hat�rlat�ld���nda Ganev, anla�may� bir ar�iv belgesi olarak nitelemi�tir.346
Bulgaristan Türklerinin hukuki yap�s�n� belirleyen bir çok anla�ma vard�r. Bunlardan
biri de Türkiye’nin taraf olmad��� 10 �ubat 1947 tarihli Paris Bar�� anla�mas�d�r.
Müttefiklerle Bulgaristan aras�nda imzalanan anla�mada(2. madde) Bulgaristan, �rk,
cinsiyet, dil, din fark� gözetmeksizin idaresi alt�ndaki tüm insanlara söz, bas�n, yay�n,
ibadet, dü�ünce ve toplant� özgürlüklerinden yararlanmas�n� sa�layacak ve bunun için
gereken tedbirleri alacakt�r.347
430. �nsan Haklar�na �li�kin Uluslararas� Belgeler
I. Dünya sava�� sonras� yap�lan ikili ve çok tarafl� anla�malar az�nl�klar ve az�nl�klar�n
korunmas�yla ilgiliydi. II. Dünya sava�� sonras� yap�lan anla�malarda ise az�nl�klar yerine
insan haklar� kavram� yayg�nl�k kazanm��t�r. Bu dönemde insan hak ve hürriyetlerine
kasteden, onlar� yok etmek için bask� ve zulüm yapan ülkeleri engellemek ve anla�malar�n
yetersiz kald��� yerlerde bunu doldurmak amac�yla bir dizi uluslararas� sözle�me
imzalanm��t�r.348 Bunlardan ilki 25 Haziran 1945’de imzalanan Birle�mi� Milletler �art�
(Anla�mas�)d�r. �nsan haklar�na sayg� gösterilmesini öngören anla�ma, insan haklar�n�n
korunmas�n�, milletleraras� bar�� ve güvenli�in sa�lanmas�na ba�lam��t�r. Ancak anla�ma,
herkesin insan haklar�ndan ve temel özgürlüklerden yararlanmas�n� kolayla�t�rmak
amac�yla BM Genel Kurulu’nun incelemeler yapt�raca��n� ve tavsiye karar� alabilece�ini
öngörmektedir.349 Di�er bir anla�ma Soyk�r�m Suçunun Önlenmesine ve
Cezaland�r�lmas�na �li�kin Sözle�me’dir. Birle�mi� Milletler’ce bir devletler hukuku suçu
say�larak ve soyk�r�m tarihi boyunca insanl��a büyük kay�plar verdi�ini kabul ederek,
insanl��� böyle i�renç bir felaketten kurtarmak için ba�l� taraflar uluslararas� i�birli�ine
346 Kamil, a.g.e., s.27; Pazarc�, a.g.m., s.36; 18 Ekim 1925 Tarihli Türkiye ile Bulgaristan Krall��� aras �ndayap�lan Dostluk anla�mas�n�n metni için bkz. �smail Soysal, Türkiye’nin Siyasal Anla�malar�(1920-1945),c.I, TTK, Ankara, 2000, s.263-267.347 Kamil, a.g.e., s.15; �im�ir, a.g.e., s.380; Pazarc�, a.g.m., s.19.348 Kamil, a.g.e., s.41-43.349 Ero�lu, a.g.m., s.33; Pazarc�, a.g.m., s. 17-18.
104
gitmi�lerdir. 9 Aral�k 1948’de kabul edilen sözle�meye Bulgaristan 1950’den itibaren
taraft�r. Bu suç milletleraras� bir suçtur ve kim i�lemi�se bundan sorumludur.350
Önemli bir metin de �nsan Haklar� Evrensel Bildirgesi’dir. 10 Aral�k 1948’de kabul
edilen bu Bildirge ile üye devletler BM Örgütü ile i�birli�ine giderek insan haklar�na ve
temel özgürlüklerine evrensel ölçüde ve etkin biçimde sayg� gösterilmesinin sa�lanmas�n�
yükümlenirler. Bununla devletlere, insanl��a kar�� sorumluluklar� hissettirilmi�, insanlara
huzur ve güven veren hukuki düzenlemeler yapabilme imkan� sa�lanm��t�r. Ancak hukuki
bir ba�lay�c�l��� yoktur. Devletler, siyasi ve ahlak� aç�dan Bildirge’nin amaçlar� ve
hükümleri çerçevesinde davranmay� kabul etmi�lerdir. Ayr�ca bu Bildirge, insan
haysiyetine sayg�n�n gere�idir.351
Bulgaristan, ülkedeki Türklere, Pomaklara, Çingenelere Bulgar vatanda�lar�yla e�it
muamele etmeyi, 21 Aral�k 1965 tarihli Her Türlü Irk Ayr�mc�l���n�n Kald�r�lmas�na
�li�kin Uluslararas� Sözle�me ile 8 A�ustos 1966 tarihli onay� ile garanti etmi�ti.
Sözle�meye taraf devletler; “Tüm insanlar�n, yasa önünde e�it oldu�unu ve herhangi bir
ayr�mc�l��a ve ayr�m k��k�rt�c�l���na kar�� yasalara göre e�it olarak korunma hakk�
bulundu�unu” kabul etmi�tir.352 Bulgaristan’�n taraf oldu�u di�er sözle�me 16 Aral�k
1966’da imzalanan Ekonomik, Sosyal, ve Kültürel Haklara �li�kin Uluslararas�
Sözle�me’dir. Bu sözle�me; “�nsan haklar� evrensel bildirgesine uygun olarak korku ve
yoksulluktan kurtulma özgürlü�e sahip özgür insan ülküsüne ancak, herkesin medeni ve
siyasi haklar�n�n yan� s�ra ekonomik, sosyal ve kültürel haklar�ndan yararlanabilece�i
ko�ullar�n yarat�lmas� ile ula��labilece�ini kabul ederek” imza edilmi�tir.353 Benzer
biçimde 16 Aral�k 1966’da imzalanan Medeni Siyasal Haklara �li�kin Uluslararas�
Sözle�me de Bulgaristan’�n 21 Eylül 1970’de onaylad��� bir sözle�medir. Bu anla�mas�n�n
ilkelerine uygun olarak insanlar�n, do�u�tan sahip olduklar� onurun, e�it ve vazgeçilmez
haklar�n�n tan�nmas�n�n dünyada özgürlük adalet ve bar���n temeli oldu�u kabul edilerek
imzalanm��t�r.354
350 Soysal, a.g.e., s.185; Gündüz, a.g.m., s.63; Kamil, a.g.e., s.43. Anla�man�n tam metni için bkz. Soysal,a.g.e., s.185-189.351 Pazarc�, a.g.m., s.18; Ero�lu, a.g.m., s.35, Soysal, a.g.e., s.190; Anla�man�n tam metni için bkz. Soysal,a.g.e., s.191-198.352 Pazarc�, a.g.m., s.20, Soysal, a.g.e., s.201. Anla�man�n tam metni için bkz. Soysal, a.g.e., s.202-213.353 Soysal, a.g.e., s.214; Sözle�menin tam metni için bkz. Soysal, a.g.e., s.215-224.354 Soysal, a.g.e., s.225; Sözle�menin tam metni için bkz. Soysal, a.g.e., s.225-244.
105
Bulgaristan, 1973 tarihli Apartheid Suçunun Önlenmesi ve Cezaland�r�lmas� Hakk�nda
Uluslararas� Sözle�me’ye de taraft�r. Apartheid suçu, bir gruba mensup ki�ilerin ba�ka bir
grup üzerinde hakimiyet kurma ve bunu muhafaza etme, sistematik bir �ekilde bask�
yapmak amac� ile gayri insani muamele veya i�kenceye maruz b�rakma olarak tarif
edilmi�tir. Bulgaristan’�n az�nl�klara yapt��� sistematik bask� planl� bir �ekilde
gerçekle�mi�tir. Az�nl�k üzerinde uygulanacak olan program kararlar� Rusya onayl�,
Bulgaristan Politbürosu taraf�ndan al�nm��t�r.355 Son olarak bu konuda Helsinki Nihai
Senedi’ni zikredebiliriz. BM Genel Kurulu’nun 10 Aral�k 1948 tarih ve 217 A(III) say�l�
karar� ile benimsenmi� ve 35 devlet taraf�ndan 1 A�ustos 1975 tarihinde kabul etmi�tir.356
Sened’in III. maddesinin 4. paragraf� az�nl�klara tahsis edilmi�tir. “Ülkesi üzerinde milli
az�nl�klar bulunan (��tirakçi) devletler bu gibi az�nl�klara ba�l� olan ki�ilerin kanun
önündeki e�itlik hakk�na sayg� gösterecek, insan haklar�n�n ve temel hürriyetlerinin fiilen
kullan�lmas� imkan�n� sa�layacak ve bu �ekilde onlar�n bu alandaki me�ru haklar�n�
koruyacakt�r.”357 Helsinki Bildirisi’nin politik ve ahlak� bir de�eri vard�r. Bildiri’nin
hukuksal aç�dan bir de�eri yoktur. Ancak uluslararas� ili�kilere bir esneklik getirmi�tir.358
Uluslararas� hukuk metinleri yan�nda bir de Türkiye ile Bulgaristan aras�nda iki ülke
aras�nda iyi kom�uluk ve i�birli�i prensipleri üzerine, uluslararas� ili�kilerde uygulanmas�
gereken ilkeleri belirleyen 3 Aral�k 1975 tarihli Deklarasyon vard�r. Buna göre taraflar
BM’nin amaç ve prensiplerine riayet edeceklerdir. Dü�ünce, inanç, din ve vicdan
hürriyetiyle insan haklar�na ve temel hürriyetlere sayg� sa�lanacakt�r.359 Bulgaristan Halk
Cumhuriyeti’nin Marksist teoriye göre haz�rlanan ve 4 Aral�k 1947’de kabul edilen
anayasas�, az�nl�klarla ilgili hükümler içeriyordu. Anayasan�n 71. maddesi, az�nl�klar�n
kendi dillerinde e�itim görme, ana dillerini ve milli kültürlerini geli�tirme hakk�na sahip
olduklar� belirtiyordu. Asimilasyon kampanyas�n�n bir numaral� sorumlular�ndan Todor
Jivkov da, komünist partisinin Türkçe yay�n organ� Yeni Hayat’�n kurulu�unun 10.
355 Gündüz, a.g.m., s.64.356 Ero�lu, a.g.m., s.38; … “ Üye devletlerin Birle�mi�Milletlerl’e i�birli�i içinde �nsan haklar�n�n ve temelözgürlüklerinin evrensel olarak sayg� görüp gözetilmesini sa�lamay� yükümlediklerini…” http://www.saemk.org/belge-ayrinti. asp? bid=10&dil=tr357 Gündüz, a.g.m., s.64.358 Ero�lu, a.g.m., s.39; Pazarc�, a.g.m., s.18-19.359 Ero�lu, a.g.m., s.39.
106
y�ldönümünde “ Türk nüfusun kendi dilini ve kültürünü özgürce geli�tirilmesi için
mümkün olan her �ey yap�lm��t�r” diyordu.360
Bulgaristan’�n geçmi�te yapt��� tüm insan haklar� ihlallerine nazaran demokrasi
döneminde gerek insan haklar� örgütlerinin ve gerekse ABD’nin insan haklar�
raporlar�nda Türk az�nl���n durumu övgüye de�er gösterilmektedir.361
44. Bulgaristan Türklerinin Siyasi Te�ekkülleri
Bulgaristan Türk az�nl��� Prenslik dönemiyle birlikte az�nl�k konumuna dü�tükten
sonra daha çok mal ve can�n� koruyup ayakta kalabilme mücadelesi verdi. Bunun yan�nda
Türkler, elinden geldi�ince Bulgar meclisi Sobranya’da temsil edilme�e çal��t�. Bu
dönemde büyük zorluklarla seçilen Türk milletvekilleri, az�nl���n meselelerini mecliste
savunabilecek kadar yetkinli�e sahip de�ildi. Milletvekillerinin Bulgarca bilmemeleri
onlar� adeta siyasetin d���na itiyordu. Ancak bu eksikli�i Sofya’daki Osmanl� Komiserli�i
dolduruyordu. Türk az�nl�k mecliste kendini yeteri kadar temsil edemeyince mevcut
hükümetlerle iyi münasebetler kurma yoluna gittiler ve iktidarda olan parti lehine oylar�n�
kulland�lar. Türkler, haklar�n� en iyi �ekilde koruyan hükümetten yana olmu�lard�r.
Müslüman Türklerin aktif olarak siyasete kat�labilmeleri daha çok yerel yönetimler
alan�nda oldu. Ancak burada da s�k�nt�lar vard�. Bir Müslüman’�n belediye reisi
olabilmesi, beldenin tamam�na yak�n�n�n Müslümanlardan olu�mas�na ba�l�yd�.
Muhtarlar, yine ço�unlu�u Müslüman olan köylerden seçilebiliyordu. Türk az�nl���n bu
k�s�r siyasi yap�s�n�n yan�nda, Prenslik döneminde Abdülhamitçi-�ttihatç� çeki�mesi de
az�nl���n siyasete ilgisini artt�r�rken, te�kilatlanmalar�n� engelleyen bir faktör oldu.
Muhtelif zamanlarda 1908 y�l�na kadar Türklerin ç�kard�klar� milletvekili say�s�na
bakt���m�zda; 1879’da 13, 1880’de 15, 1882’de 13, 1884’de 22, 1887’de 25, 1890’da 15,
360 Poulton, a.g.e., s.146.361 Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, s.43. Türklere haklar�n�n iade edilmesi Bulgar a��r�milliyetçi çevrelerce tepkiyle kar��land�. “Milli Ç�karlar� Savunma Komitesi”, “Anavatan ��çi Partisi”,“Bulgar Razgrad Cumhuriyeti” gibi �rkç� örgütler kuruldu. Ömer E. Lütem, “ Tarihsel Süreç �çindeBulgaristan Türklerinin Haklar�”, Balkan Türkleri Balkanlar’da Türk Varl���, der., Erhan Türbedar, ASAM,Ankara, 2003, s.57.
107
1893’de 9, 1894’de 8 veya 9, 1899’da 9, 1901’de 9, 1902’de 12, 1903’de 12, 1908’de ise
10 olarak görmekteyiz.362
Bulgar siyasetinin Müslüman-Türk az�nl��a mecliste yeteri kadar temsil imkan�
vermemesinin yan�nda Prenslik döneminde Türkler aras�ndaki siyasi ayr�l�klar ve
bölünmü�lük, Bulgar krall��� zaman�nda da devam etti. Bu dönemde �umnu’daki Nüvvab
medresesi merkezli muhafazakar grup ile devrimci-ink�lapç� grup aras�nda çeki�meler
eksik olmad�. Parti kurma te�ebbüsleri de bu ayr�l�klar nedeniyle sonuçsuz kald�.
Müslüman-Türklerden 1923’de 10, 1925’de 5, 1933’de 4 ve 1940’da 9 milletvekili
meclise girebildi.363 Bulgaristan’da �slamiyet, geleneksel Türk-�slam etkisi hariç ülkede
müspet bir rol oynayamad�. Bulgaristan Halk Cumhuriyeti döneminde de bu hiç mümkün
de�ildi. Demokrasi döneminde ise sa� partilerin birli�i olan Demokratik Güçler Birli�i,
iktidar olmalar� durumunda Türk az�nl���n haklar�n�n korunaca��n� belirtti. Bunlar�n
aras�nda ba�ta anadilde e�itim, Türkçe’nin devlet okullar�nda okutulmas� geliyordu.364
45. Bulgaristan’da Türk Siyasi Partileri
450. Hak ve Özgürlükler Hareketi
Hareket, partile�meden önce 1985-1989 y�llar� aras�nda totaliter komünist yönetimin
Türk az�nl��a kar�� yürüttü�ü asimilasyona kar�� faaliyetler gösteren illegal bir örgüt
durumundayd�. Öncelikle buradan ba�lamak gerekmektedir. Türk Milli Kurtulu� Hareketi
olarak geçen örgütün lideri Ahmet Do�an, felsefe uzman� doktoras�n� yapm�� bir
Bulgaristan Türk ayd�n�d�r. Bulgaristan komünist yönetimin son evresinde Türklerin hak
ve özgürlüklerinin k�s�tlanmas� Ahmet Do�an ve arkada�lar�n� harekete geçirdi. Örgüt,
362 Ömer Turan, “Bulgaristan’da Prenslik Döneminde Türklerin Sosyal ve Siyasal Kurumla�maÇal��malar�”, Belleten, c.LXIV, say�:239(Nisan 2000), s.91-100.Turan, 1894’e kadar olan rakamlar� kesinolmad���n� belirtmektedir. Ba�ka bir kaynakta 1908’deki milletvekilleri say�s� yakla��k 15 olarak verilmi�tir.Popoviç, a.g.e., s.76; Vedat Sabri Ahmet, “Bulgaristan Türklerinin Siyasi ve Kültürel Tarihine Dair GenelBir Çerçeve”, Türkler, ed., Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara,2002, s.386-387. Bulgar partilerinden aday gösterilen Türk milletvekilleri s�k s�k haks�zl��au�ramaktayd�lar. Bazen seçimleri onaylanm�yor, bazen yerlerine ba�kalar� meclise giriyor veya seçimka��tlar�yla oynuyorlard�. Ahmet, a.g.e., s.386.363 Ali Kemal Balkanl�. �ark-i Rumeli ve Buradaki Türkler, Elhan Kitabevi, Ankara, 1986, s.313; Popoviç,a.g.e., s.88.364 Popoviç, a.g.e., s.94; �smail Tunal�, “Bulgaristan Türklerine Güvence”, Yeni Bat� Trakya,say�:103(Ekim 1991), s.31.
108
faaliyetlerini gizliden yürüterek Türklerin isimlerinin zorla de�i�tirildi�ini Türkiye’ye ve
uluslararas� örgütlere duyurmay� ve böylece bu örgütlerin olaya tepkisini çekmeye çal��t�.
Bireysel ve bölgesel protestolarla asimilasyon süreci durdurulmaya çal���ld�.365 Ahmet
Do�an’�n ifadesiyle örgüt; “Komünizmden, monopol duruma gelen bir ideolojiden
kurtulu�, ne legal, ne de illegal eylemlerinde devletin egemenli�ini hiçbir zamana söz
konusu etmedi�i, özerkli�i de hiçbir biçimde bir gaye olarak görmedi�i” bir yap�dad�r.366
Türk Milli Kurtulu� Hareketi, faaliyetlerini silahs�z mücadele anlay��� alt�nda dinsel,
ekonomik ve siyasal yöntemlerle sürdürdü. Bunun için sadece ilk say�s�n� haz�rlayabildi�i
“Mücadele” gazetesini ç�karabildi. Türk ve Müslüman gruplara 1986 seçimlerine
kat�lmamalar� ça�r�s�nda bulundu, her hangi bir evrak imzalamamalar�, üretimi ki�isel
ihtiyaçlarla ve kalitesini dü�ürerek yapmalar�, BKP toplant�lar�na kat�lmamalar� ve öz
varl�klar�n�n garantisi dine yönelmeleri ça�r�s�nda bulundu.367 Ancak TMKH’nin
faaliyetleri gözden kaçmad� ve Ahmet Do�an 10 y�l a��r hapis cezas� alarak 18 arkada��
ile birlikte mahkum edilmeleri üzerine hareket da��ld�.368
4500. HÖH’ün Kurulu�u
10 Kas�m 1989’da Bulgaristan’da demokrasi ilan� ve ard�ndan gelen genel afla birlikte
Ahmet Do�an ve arkada�lar� 22 Aral�k’ta serbest b�rak�ld�lar. TMKH’n�n mücadele
anlay��� ve devam� niteli�inde olan parti, etnik sorunlar�n gerçekçi bir biçimde
çözümlenmesi, etnik, dinsel, kültürel topluluklar�n haklar� ve özgürlükleri sorununun
kökünden halledilebilmesi amac�yla 4 Ocak 1990 tarihinde kuruldu. 26 Nisan’da resmi
parti olarak tasdik edildi.369 HÖH’ün kurulu�u, Bulgaristan’�n az�nl�klara uygulad��� temel
insan haklar� ihlallerine kar�� tepkinin bir sonucudur.370 Parti’nin tüzü�ünde; “Anayasa ve
ülkede yürürlükte bulunan kanunlar uluslararas� insan haklar� bildirgesi, Avrupa �nsan
Haklar� Sözle�mesi ve di�er uluslararas� anla�ma hükümlerine uygunluk içinde
365 �brahim Tatarl�, “Bulgaristan’daki Türk Varl���”, Bulgaristan’da Türk Kültürünün Dünü-Bugünü-Yar�n� Uluslararas� Sempozyumu, Bursa, 2002, s.149; Nurcan Özgür, Etnik Sorunlar�n Çözümünde Hakve Özgürlükler Hareketi, Der Yay, �stanbul, 1999, s.75.366 Özgür, a.g.m., s.120.367 gös. yer.368 Tatarl�, a.g.m., s.149; TMK ba�ka bir yerde “Demokratik Liga” olarak geçmekte ve parti olaraknitelendirilmektedir. Naz�m �en, “Hakk� Mehmet: Ölürüz de Bulgarlara Teslim Olmay�z”, Yeni Bat�Trakya, say�:75(Haziran 1989), s.24-27.369 Güner Tahir, “Bulgaristan”, Türk Halklar�, ed., Mustafa Kahramanyol, Ahmet Yesevi ÜniversitesineYard�m Vakf�, Ankara, 1995, s.216; Özgür, a.g.m., s.121.370 Özgür, a.g.m., s.116.
109
Bulgaristan’da bütün etnik, dini ve kültürel topluluklar�n hak ve özgürlüklerine sayg�
gösterilmesi esas�na” dayal� kuruldu�u belirtilmektedir.371 HÖH’ün siyasal parti olarak
onaylanmas� Bulgar �rkç� çevreleri taraf�ndan tepkiyle kar��land�. Milliyetçilik bilinçli
olarak körüklenmeye ba�land�. Bunun yan�nda parti içinde de radikal dü�üncede gruplar
bulunuyordu. Bunlar, Türk az�nl���yla ilgili sonrular�n çözümünde taviz verilmemesini,
sorunlar�n ertelenmesi halinde çözüm için uluslararas� te�kilatlara ba�vurulmas�
gerekti�ini söylüyorlard�. Daha radikal çevreler ise Bulgaristan’da Türk nüfusun yo�un
olarak ya�ad��� kuzeydo�u ve güneybat� bölgelerinde Türklere özerklik verilmesini
savunuyordu. Ayr�l�kç� ve illegal yöntemler benimseyen bu grubun, partide istikrars�zl��a
ve marjinalle�meye sebebiyet verme ihtimali ortaya ç�k�nca, demokrasi ve yasalar
çerçevesinde kurulmu� ve bu yönde mücadele vermeyi amaç edinmi� olan HÖH, bu a��r�
uçlar� içinde sindirmeyi bilmi�tir.372
Bulgar ulusçular�, ba�ta Türkler olmak üzere di�er az�nl�klar aras�nda da kabul gören
HÖH’ü lekelemek, insanlarda yanl�� izlenimler uyand�rmak, partinin yürüttü�ü
demokratik hak arama mücadelesini anlams�z k�lmak amac�yla kampanya ba�latt�. Ancak
HÖH, 1990 genel seçimlerinde yakla��k 370 bin oyla 23 milletvekili ç�kararak 400 üyeli
parlamentoda 3. büyük siyasi gücü olu�turdu ve kimi çevrelerin beklentilerini bo�a
ç�kard�.373 Yeni dönemde BKP’nin devam� niteli�inde olan Bulgaristan Sosyalist
Partisi’nin ulusçu parti iddias�yla itham etti�i HÖH, parti ba�kan� Do�an’a göre pek çok
Müslüman’�n HÖH’e oy vermesini sa�lam��t�.374 Bu dönemde parti aleyhine Anayasa
mahkemesinde kapatma davas� aç�ld�. Ancak mahkeme, HÖH’ün siyasi ya�am�na devam
etmesi yönünde karar ald�. Buna kar��l�k HÖH, sadece Türklerin de�il tüm Bulgar
halk�n�n temsilcisi oldu�unu �srarla vurgulad�. Bunun yan�nda Müslüman Türklerin
haklar�n�n geri al�nmas�nda Parti, sokak eylemleri, grevler, boykot ve mitingler
düzenledi.375
371 Tahir, a.g.m., s.216.372 Özgür, a.g.e., s.93-94.373 Tahir, a.g.m., s.216-217.374 Poulton, a.g.e., s.203; Müslüman-Türk nüfusun yakla��k %73’ünü olu�turdu�u K�rcaali’de oylar�n%64.92’sini, %48.42’sini olu�turdu�u Razgrad’da %38.65’ini, %30.4’ünü olu�turdu�u Silistire’de%27.21’ini, %34.5’ini olu�turdu�u �umru’da %21.16’s�n� ve nüfusun %32.2’sini olu�turdu�u T�rgovi�te’deoylar�n %19.5’sini alm��t�r. Özgür, a.g.e., s.106.375 Özgür, a.g.m., s.121. HÖH, tüm Bulgar halk�n� temsil etme amac�nda oldu�unu ç�kad��� 23milletvekilinin 2’si Pomak ve 4’ü Bulgar as�ll� 6 milletvekili ç�kararak ispatlamak istemi�tir. Özgür, a.g.e.,s.144; Ay�n Tarihi(A�ustos 1991)
110
1991 seçimlerine gelindi�inde ise de�i�en Bulgar Parlamentosu aritmeti�inde toplam
240 milletvekilinin 110’unu Demokratik Güçler Birli�i, 106’s�n� Bulgaristan Sosyalist
Partisi ve 24’ünü de HÖH alm��t�. Bulgaristan’�n iki ana sa� ve sol partilerinin birbirine
yak�n oy almalar� ve HÖH’ün de 1 milletvekili art���yla ve %7.55 oy alarak 24
milletvekiline sahip olmas�, parlamentoda HÖH’ü dengeleyici, stratejik ve siyeset
belirleyici parti konumuna getirmi�tir.376 Bulgaristan demokratik dönemde �rkç� ak�mlara
ra�men az�nl�klara haklar�n� iade ederek az�nl�klar� Bulgar toplumuna demokratik yollarla
entegre etmeyi amaç edinmi�ti. Nitekim bu yönde parlamentoda ilk kez bir Türk, meclis
ba�kan yard�mc�l���na getirildi.377 Bulgar toplumunda da az�nl�klara haklar�n�n tan�nmas�
yönünde e�ilim güçleniyordu. Yap�lan ankette toplumun %63’ü, az�nl�klar�n e�it haklara
sahip olmas� gerekti�i görü�ünü bildirmi�tir.378
HÖH’ün hükümet kurulmas�ndaki belirleyicili�i 28 Ekim 1992’de merkez sa�da
DGB’ye verdi�i deste�i geri çekmesi ve hükümetin güvensizlik oyu almas�nda oynad���
etkin rolle ortaya ç�kt�. Parti ba�kan� Do�an, hiçbir partinin etkisi alt�nda kalmayacaklar�n�
vurgulayarak meclisteki sa� ve sol partiler aras�ndaki görü� ayr�l�klar�ndan
faydalanacaklar�n� belirtmi�tir.379
Bu dönemde HÖH’ün yükseli�iyle birlikte az�nl�klar konusu epey gündemde kald�.
Parti içindeki yönetici elit, ulus kavram�n�, tarihsel-siyasal bir olu�um olarak
nitelendirirken, di�er baz� üyeler de ulusu, etnik temele dayand�rarak, kendi
milletlerinin(Türk milletinin) bir uzant�s� olarak de�erlendirmi�lerdir. Bulgaristan ise
etnik unsurlar�, Bulgar ulusunun bir parças� olarak görmekte ve etnik az�nl�k ile ulusal
az�nl�k aras�nda çok önemli farklar�n bulundu�unu ve ülkede ulusal az�nl�klardan söz
edilmeyece�ini vurgulamaktad�r. Öyle ki Bulgaristan az�nl�k kelimesinin kullan�lmas�n�
1991-92 y�llar�nda yasaklam��t�r.380
376 Özgür, a.g.m., s.123; Özgür, a.g.e., s.91-145.377 Ay�n Tarihi(Kas�m 199)378 Özgür, a.g.e., s.109.379 Vladimir Chukov, “Haklar ve Özgürlükler Hareketi”, Türkler, ed., Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.402; Özgür, a.g.m., s.105-106. DGB lideri FilipDimitrov, hükümetin dü�mesinden sonra tekrar hükümet kurma konusunda: “Bir noktay� çok önemlibuluyorum. Mesele, Hak ve Özgürlükler Hareketi ile benim partim olan DGB’nin birbirinden ho�lan�pho�lanmamas� de�ildir. Mesele, birbirini kar��l�kl� anlama ve adil i�birli�inin gereklili�idir.” Ay�nTarihi(Kas�m 1992)380 Özgür, a.g.e., s.55,94.
111
HÖH, tüm Bulgaristan’� kapsay�c� bir parti iddias�nda olmakla birlikte 1990’da
hareketin, Müslümanlar�n örgütü oldu�unu ve öncelikli olarak Türklerin ç�karlar�n� temsil
etti�ini, bunun yan�nda parti taban�n� geni�letmek istedi�ini ve komünist rejimden zarar
gören herkesin partiye girmesine çaba harcand���n� belirtmi�tir. Büyük ço�unlu�u Türk-
�slam kökeninden insanlar�n üye oldu�u parti, �ubelerini de ayn� �ekilde Türklerin yo�un
oldu�u bölgelerde açt�. Bulgaristan’�n kayda de�er bir h�zla az�nl�klar�n durumunu
iyile�tirmesi, partiye üye olanlar�n bundan sonra ekonomik sorunlar�n� ön plana
ç�karmas�na ve partinin üye kapasitesinin önemli bir k�sm�n� yitirmesine neden oldu. Bu
durum HÖH’ün maddi s�k�nt�ya girmesine sebebiyet verdi. Merkez ve yerel birimlerde
gelir adaletsizlikleri anla�mazl�klara, çat��malara neden oldu. Partinin propaganda arac�
“Hak ve Özgürlük” gazetesi sat�lmamaya, milletvekillerinin bölgelerine ziyaretleri
düzensizle�meye ve partinin yerel düzeyde etkinli�i azalmaya ba�lad�.381 Gerçek bir
Bulgaristan partisi olmay� ba�aran HÖH, tüm az�nl�klar�n partisi oldu�unu söylemekle
birlikte, genellikle Türkler taraf�ndan desteklenmektedir.382
1991 seçimleriyle kurulan meclis, 36. Halk meclisi olarak an�l�yordu. 1994’deki
seçimlerde ise 37. Halk meclisi kuruldu ve HÖH’ün oylar� önemli ölçüde kayba u�rad�.
HÖH toplam oylar�n %6.25’ini ve 283.094 oy alarak sadece 15 milletvekili ç�karabildi.
Bulgar yönetim anlay���n�n de�i�mesi, az�nl�k hukukunun gere�inin yerine getirilmesi
ekonomik iyile�meyi beraberinde getirmemi�ti. Az�nl���n durumu da daha da kötüye gitti.
Komünist dönemde de az�nl�klar�n bulundu�u bölgeler ekonomik aç�dan en geri
bölgelerdi. 1994 seçim döneminde de Türkiye’ye süren gayr-i resmi göç ve Türklerin
ekonomik aç�dan çökmeleri HÖH’ün siyasi durumunu etkilemi�tir.383 Mecliste hükümet
dü�ürme ve kurdurma etkinli�ine sahip kilit parti konumundaki HÖH, böylece yeterince
varl�k gösteremedi ve 1994 seçimlerinde manevra kabiliyetini kaybetti.384 HÖH
milletvekilleri etnik bak�mdan 2 Bulgar ve 13 Türk’ten olu�uyordu. Mecliste 3. siyasi güç
durumundan 4. siyasi güç durumuna dü�en HÖH, parlamento grubu ba�kan� ve meclis
381 Özgür, a.g.e., s.110-172382 Chukov, a.g.m., s.405383 Kas�m Dal, Enver Hatipo�lu, “Bulgaristan’da 2005 Y�l�nda Yap �lacak Genel Seçimler �le �lgili Rapor”,s.1384 Turan, “Bulgaristan Türklerinin Bugünkü Durumu”, s.298; Chukov, a.g.m., s.402
112
ba�kan yard�mc�l��� d���nda tüm milletvekilleri meclis komisyonlar�nda yüzde 6.25
oran�nda yer ald�.385
4501. HÖH’ün Mücadele Verdi�i Konular
HÖH, legal siyasal parti olarak tan�n�p 1990 seçimlerine girmesinden sonra,
az�nl�klar�n temel hak ve özgürlüklerinin geri al�nmas�yla ilgili bir çok sorunun
çözümünde çaba harcad� ve bunlar�n h�zl� bir �ekilde gerçekle�mesini sa�lad�.386 HÖH’ün
öncelikli hedefi, Bulgar partilerindeki radikal çevrelerin bask�s�na ra�men, bar��ç� bir
�ekilde isimlerin geri al�nmas� oldu. Mahkeme ile isimlerin sonundaki -ov, -ev eklerinin
kald�r�lmas� veya mecburi tutulmamas�na ili�kin yasan�n parlamentodan ç�kmas�n�
sa�lad�.387 HÖH’ün e�itim konusunda, Türkçe’nin okullarda seçmeli ders olarak
okutulmas� önerisi reddedilmesine ra�men bu durum, ileriye do�ru kademeli olarak
gerçekle�tirildi. Ancak Ahmet Do�an ülkede, Amerikan, Frans�z, Yunan okullar�
olmas�na ra�men Türk okullar�n�n aç�lmas�na izin verilmemesini ele�tirdi ve Türkçe’nin
okullarda seçmeli okutulmas�na kar�� ç�karak mecburi olmas� gerekti�ini savundu.388
HÖH, totaliter dönemde özel mülkiyetin k�s�tlanmas�, zorla s�n�r d��� edilen Türklerin
mallar�n�n iadesi ve geri dönenlerin u�rad�klar� zararlar�n hakkaniyet ölçüsünde
kar��lanmas� konusunda Ahmet Do�an, bu haklar�n geri verilmesine ili�kin 27 Temmuz
1992’de meclise yasa tasar�s� sundu. Bununla beraber tar�m ve ekonomi konular�nda
liberal yöntem ve ili�kilerden yana tav�r koydu.389 Örne�in HÖH, tütün konusunda Bulgar
devlet tekelinin k�r�lmas�nda etkin rol oynad�.390
HÖH, yaln�z Türklerin de�il tüm az�nl�klar�n kendi anadillerini okuma imkan�na sahip
olmas�n� savundu. Türkçe’nin zorunlu ders olarak okutulmas�n� isteyen HÖH, ulusçu
çevrelerin tepkisini çekiyordu. Bu isteklere tavizler verilirse arkas�ndan yenilerinin
385 Özgür, a.g.e., s.149,244.386 Özgür, a.g.e., s.187.387 Özgür, a.g.e., s.106.388 Ay�n Tarihi(Ekim 1991); Co�kun, Bulgaristan’la Yeni Dönem, s.91.389 Tahir, a.g.m., s.218.390 Didar Erdinç, “Bulgaristan’daki De�i�im Sürecinde Türk Az�nl���n Ekonomik Durumu”, Türkler, ed.,Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.399.
113
gelece�i ve sonunda Bulgar okullar�n�n da günün birinde Türkle�ece�i iddias� ortaya
at�ld�.391
HÖH’ün çabalar�yla Bulgar ulusal radyosunda Türkçe yay�nlar ba�lat�ld�. Partinin
gazetesi Hak ve Özgürlük gazetesinde az�nl�klar�n durumlar�n� ve sorunlar�n� i�leyen
yaz�lar yay�nlad�. Bunun yan�nda Türk edebiyat, folklor, kültür dernekleri kurulmas�
faaliyetleri yürütüldü.392
4502. HÖH’ün Ayr�l�kç� Parti Oldu�u �ddialar�
Bulgar anayasas�na göre ülkede etnik ve dini temele dayal� parti kurmak yasakt�r.
Ancak HÖH, kuruldu�undan bu yana ba�ta eski komünistler ve liberaller olmak üzere tüm
partilerce etnik bar��� bozmak ve ülke bütünlü�ünü tehlikeye atmakla suçland�. HÖH ise
sadece etnik Türklerin partisi gibi bir görüntü vermemeye ve Bulgarlara, Çingenelere,
Pomaklara partide yer vererek Bulgaristan partisi oldu�unu göstermeye çal��t�.393 HÖH,
tüzü�ünde de aç�kça özerklik ya da ba��ms�zl�ktan yana olmad���n� ve �slam
köktencili�ine, dinsel fanatizme kar�� oldu�unu belirtti. 1991’de hakk�nda aç�lan kapatma
davas� Anayasa mahkemesi taraf�ndan reddedildi. Bu karar, HÖH aleyhindeki haks�z
kampanyan�n geçersizli�ini vurgulam�� oldu.394 Il�ml� Bulgar partileri dahi HÖH’ün
Bulgar toplumunda etnik bar���n sa�lanmas�ndaki etkin rolünü kabul etmekle birlikte,
sonraki y�llarda, HÖH’ün politikalar�na toplumun gereksinim duymad��� gerekçesiyle
etnik partilerin gereksizli�ini savunmu�lard�r.395
Sosyalist parti BSP, kimi yerel idarelerde Türk yöneticilerin i� ba��na gelmesiyle,
Türkiye’nin bu bölgelere yat�r�m�n�n artt���n�, bunun ekonomik ayr�lmay� ve beraberinde
siyasi ayr�l��� getirece�ini iddia etmi�tir. BSP, isim de�i�tirme sürecinin ortadan
kalkmas�yla HÖH’ün de varl���n�n gereksiz oldu�unu savunmu�tur.396
391 Tahir, a.g.m., s.218.392 Özgür, a.g.e., s.415; Tahir, a.g.m., s.219.393 Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, s.35; Özgür, a.g.m., s.143.394 Uzgel, a.g.m., s.485.395 Özgür, a.g.m., s.143.396Özgür, a.g.m., s.143-144.
114
Bulgar medyas� da HÖH aleyhinde kampanya ba�latm��t�r. 1993’deki haber ba�l�klar�;
“Bulgaristan Müslümanlar�(Pomaklar) zorla Türkle�tirilmekle kar�� kar��ya”,
“Rodoplarda bir Türk cumhuriyeti ilan edilmek üzere”, “�slami fundamentalistler
Bulgaristan’da cirit at�yor”, “Türkiye Bulgaristan ordusuna gizlice yeniçeriler
yerle�tiriyor” �eklindeydi. Buna göre HÖH, mensuplar�na 10.500 silah da��tm��, camiiler
bir ibadet yeri olmaktan ç�karak Bulgaristan’a dü�man insanlar yeti�tiren mekanlar olup
ç�km��t�r. Bulgar toplumunu k��k�rtan bu uydurma haberler HÖH’ün toplumsal ve siyasal
ya�amda sindirilmesinin zaman alaca��n� göstermektedir.397 Türklerin Pomak ve
Çingenelerle ayn� dine mensup olmas� ve bu gruplar�n birbirlerine yak�nl���, Bulgar
siyasas�nda sorun te�kil etmektedir. HÖH, Bulgar Müslümanlar� olan Pomaklar�, Rodop
Türkleri olarak göstermekle ve Müslüman Çingeneleri Türkle�tirmekle, yeni bir yeniden
do�u� süreci ba�latmakla suçlanm��t�r.398
Bosna sava�� sonras�nda olu�turulan BM Bar�� Gücü’ne kat�lacak olan Türk kuvvetinin
ülkede Türk milliyetçi ve ayr�l�kç� duygular� k��k�rtaca�� endi�esi dahi olu�mu�tur. Ancak
HÖH, Bulgaristan için bar���n ve huzurun sa�lanmas�nda etkin bir siyaset takip ederek
endi�eleri bo�a ç�karm��t�r.399
Bulgaristan’da liberal ekonomiye geçi�, beraberinde bir tak�m zorluklar� da getirdi.
Ülke, 1997’ye kadar büyük zorluklar ya�ad�. ��te bu s�k�nt�l� dönemde Bulgaristan,
cumhurba�kanl��� seçimlerine gitti ve seçimi DBG’nin aday� Petar Stoyanov kazand�.
Sosyalistler bu seçimde Türkleri bölücülük yapmakla suçlad�. Buna göre Stayanov
seçimleri kazan�rsa HÖH ba�kan� Ahmet Do�an, Rodoplar, Güney Dobruca ve
Deliorman’da özerklik ilan etme niyetindedir. Nitekim seçimleri kazanan Stoyanov,
Türklerin namuslu ve çal��kan insanlar olduklar�n� ve hiçbir zaman özerklikle
ilgilenmediklerini belirtmi�tir.400 Akademik çevrelerce de HÖH, bölücülük yapmakla
397 Turan, “Bulgaristan’daki Az�nl�klarla �lgili Bir Proje ve Rapor Üzerine”, s.90.398 Özgür, a.g.m., s.144.399 Özgür, a.g.e., s.396. Bu dönemde Ahmet Do�an hakk�nda Bulgaristan Cumhuriyet Ba�savc�l���taraf�ndan bölücülük yapt��� ve anayasal düzeni tehlikeye soktu�u gerekçesiyle ön soru�turma aç�lm��t�r.Ay�n Tarihi(Temmuz 1994)400 Ahmet Do�an; Sosyalistler seçim bölgelerine gidip DBG aday� Stoyanov’u desteklememem için bir çokentrika yapt�lar. Hatta bana suikast düzenlenece�ini bile iddia ettiler. Ben y�lmad�m. Çünkü bu seçimleryaln�z Bulgaristan için de�il Balkanlar için de çok önemliydi. �dris Kahraman, “Bulgaristan’da SeçimHeyacan�: Petar Stoyanof Cumhurba�kan� Seçildi”, Yeni Bat� Trakya, say�:140(Eylül-Ekim 1996), s.12-14.Seçimlerin akabinde sosyalist partiye mensup bir grup milletvekili HÖH’ün yasaklanmas� için AnayasaMahkemesine ba�vurdu. Ay�n Tarihi(Aral�k 1996)
115
suçland�. Bulgar Bilimler Akademisi taraf�ndan düzenlenen Balkanlarda �slam konulu
konferansta Balkan Çal��malar� Enstitüsü müdürü Agop Garabedian, HÖH’ün tamamen
Balkanlar’da Pan-Türkizm veya Pan-�slamizm arac�l���yla yeniden egemenlik kurmak
isteyen Türkiye’nin ç�karlar�na hizmet etti�ini öne sürdü. Profesör Strashimir Dimitrov ise
HÖH’ün etnik ve dini temeller üzerine kurulu bir parti olmas� ve deste�inin de
Türkiye’den gelmesi nedeniyle siyasi bir parti olarak geli�emeyece�ini iddia etti.401
Sonuçta ülkenin en büyük az�nl��� durumunda olan ve Türkiye’ye yak�n bölgelerde
ço�unlukta bulunan etnik Türkler, 90 sonras� Ortado�u ve Balkanlar’da güçlenen Türkiye
ile sürekli ilintilendirilmekte, bu da Bulgar �rkç� çevrelerini hareketlendirmektedir.
Böylece Türkler, ülkede güvensizlik kayna��, Türkiye’nin nüfuz alan� ve Türkiye’nin
be�inci kolu olarak görülmektedir. HÖH de Türkiye taraf�ndan finanse edilmekte, Ahmet
Do�an ve ekibi Türkiye’nin piyonu durumundad�r. Ancak bu yakla��m HÖH’ün de
sabr�n� zorlamaktad�r. HÖH; “Biz dünyada bütün az�nl�klar�n haklar�n�n sa�lanmas�ndan
yanay�z. Az�nl�klar, haklar�n� istedi�inde bölücülük yap�l�yor yaygaras�n�n kopar�lmas�n�
ay�pl�yoruz. Türkiye’de d�� Türklerden söz edilince Bulgar komünistlerinin ve
milliyetçilerinin bölücülük yap�yor sözleri art�k b�kk�nl�k verdi. Türk çocuklar� Türkçe
e�itim görecek diye Bulgar milliyetçilerinin ç�lg�nl���n� dünya ibretle izliyor.”402
HÖH’ün yasama ve yürütmedeki imkanlar� kullanmada yapt��� her hareket toplumun
tepkisini çekmi�, ülke bütünlü�üne kastetti�i suçlamalar�na, partinin kapat�lmas� yönünde
giri�imlere yol açm��t�r. Halbuki HÖH, program�nda etnik parti olmad���n� göstermek için
ulus ve etnik kavramlar�n� ayn� kefeye koyarak ulus-devlet kavram�n� kullanm��t�r. Bunun
yan�nda Ahmet Do�an, hareketin en az�ndan daha 10-15 y�l etnik parti ile ulusal parti
aras�nda geçi� döneminde kalaca��n� ve önemli olan�n, ulusal tipte veya etnik tipte ulusal
parti olman�n de�il, ölçünün oldu�unu vurgulam��t�r.403
Bulgaristan partisi olan HÖH’ün sorunu, as�l misyonu ülkede az�nl�klar�n haklar�n�
savunman�n yan�nda 13 as�rd�r süregelen etnik milliyetçilik veya siyasal milliyetçilik
anlay���n�n egemen oldu�u Bulgaristan’a varl���n� kabul ettirebilmesidir.404
401 Mandac�- Erdo�an, a.g.e., s.113.402 Özgür, a.g.e., s.334-414.403 Özgür, a.g.e., s.179-422.404 Chukov, a.g.e., s.401.
116
4503. 1997 Seçimleri ve HÖH
1997 seçimlerde, 1994 seçimlerindeki hezimetten sonra toparlanma sinyalleri
verilmesine kar��n 1991’deki ba�ar�dan uzak kal�nm��t�r. HÖH, al�nan 323.424 oy ve
%7.92’lik bir oranla 19 milletvekili ç�karmay� ba�ard�. Bu da gösteriyor ki Türk-
Müslüman seçmenin oyu ba�ka partilere gitmektedir. HÖH’e sald�r�lar�n yan�nda partinin
içindeki bölüme ve yeni yeni olu�umlar�n meydana ç�kmas� bu sonucu do�urmu�tur.405
Bu dönemde y�ll�k enflasyon %300’ü geçmi�, büyük bir kriz ba� göstermi�tir. BSP
istifaya zorlanarak seçimlerden DBG, büyük bir oy fark�yla birinci ç�km��t�r. Ba�ta
ekonomik sorunlar olmak üzere bir çok sorunun(i�sizlik, arazilerin tam olarak elde
edilememesi, Türklerin arazilerinin verimsiz yerde olmas� ve ürünün azalmas�) hala
çözümsüz kalm�� olmas�, Türk seçmeninin siyasi tercihlerinin de�i�mesine ve bunun
sonucu olarak da oy vermeyenlerin say�s�n�n artmas�na neden olmu�tur.406 Bu seçimlerin
bir özeli�i de, HÖH’ü bölmeye yönelik çabalar�n bo�a ç�kmas�d�r. HÖH, kurulu�undan
itibaren geçen 7 y�ll�k dönemde parti taban�n� oturtmu�tur.407
4504. D�� Politikada HÖH
Bulgar d�� siyasetine HÖH, mecliste sahip oldu�u sandalye oran�nda etki
edebilmektedir. S�n�rl� say�da milletvekiline sahip parti, d�� politika kararlar�n�
etkileyebilecek güce sahip olamay�nca, Bulgaristan’la olan sorunlar�n� uluslararas�
kurulu�lara ta��yarak çözüm elde etme yolunu seçmi�tir. Bunlardan Avrupa Konseyi,
HÖH’ün en faal olarak kat�ld��� ve az�nl�k ve insan haklar�n� en h�zl� biçimde
aksettirebildi�i uluslararas� zemin olmu�tur. Yukar�da da bahsetti�imiz gibi Bulgar
milliyetçi çevreleriyle olan sorunlar�nda HÖH, uluslararas� platformlarda insan haklar�
kozunu kullanmas�n� bilmi�tir. Bu etkili siyaset, Bulgaristan’�n 1989-1992 döneminde
insan haklar� karnesinin dü�ük oldu�unu zamanda daha çok etkili olmu�tur. Bundan sonra
405 Dal-Hatipo�lu, a.g.r., s.1.406 Co�kun, “So�uk Sava� Sonras� Dönemde Bulgaristan’�n D�� Politikas�(1989-2000)”, s.233; Dal-Hatipo�lu, a.g.r., s.1. HÖH bu seçimlere Ulusal Kurtulu� Birli�i ad�nda ve be� partiden olu�an grupla girdi.Ancak, koalisyon birli�inde lider olarak an�ld�. Nedim Ku�kaya, “Bulgaristan’da Demokratlar SeçimiKazand�”,Yeni Bat� Trakya, say�:143( Mart-Nisan 1997), s.35.407 Chukov, a.g.m., s.402.
117
ülkede sa�lanan demokratik geli�im ve etnik gerilimdeki yumu�ama, HÖH’ün bu alandaki
hamlelerini zay�flatm��t�r.408
1997’de DBG’nin iktidara gelmesiyle Bulgaristan’�n AB’ye ve NATO’ya girme
isteklili�i artmaya ba�lad�. Bulgaristan, bundan sonra do�al yerinin Avrupa oldu�unu ve
bunun için de insan haklar�ndaki ilerlemeden ve demokratikle�meden asla taviz
verilmeyece�ini belirtti. HÖH de, etniler aras� bar���n korunmas�nda izledi�i politikalarla
Bulgaristan’�n Avro Atlantik kurulu�lara kat�lmas�nda etkin ve belirleyici rol oynad�.
HÖH, Bulgaristan’�n demokratik Avrupa’ya entegrasyon çabalar�n�, Türk az�nl���n
varl���n�n anayasa kapsam�nda belirlenmesi yönlü çabalar�yla de�erlendirmeye çal��t�.409
Avrupa kurumlar�n�n yan�nda Karadeniz Ekonomik ��birli�i te�kilat�, HÖH’ün en
yo�un temas ve giri�imlerde bulundu�u ve Türkiye ile Bulgaristan aras�nda i� birli�i ve
yak�nla�man�n geli�tirilmesine katk�da bulundu�u yer oldu.410 Müslüman-Türk
topluluklar�n temsilcisi s�fat�n� kazanm�� olan HÖH, Bosna ve Kosova sava�lar�nda
gösterdi�i yap�c� tutum dolay�s�yla Bulgar d�� politikas�nda yap�c� bir rol oynad�.411
4505. 2001 Seçimleri ve HÖH
17 Haziran 2001’de yap�lan seçimleri, II. Dünya sava�� sonras� Bulgaristan kral� olan
ve babas� Boris ile ülkeyi terk etmek zorunda kalan II. Simeon’un partisi II. Simeon
Ulusal Hareketi(NDSV) kazand�. NDSV 120 milletvekili ç�kar�rken HÖH, %6.75’lik bir
oyla 21 milletvekili ç�kard�. Parlamento aritmeti�inde 240 sandalyenin yar�s�n� elde eden
NDSV, hükümeti kurmakla görevlendirildi.412 HÖH ile koalisyon hükümeti kurmak için
protokol imzalayan NDSV, Temmuz’da hükümeti kurarak meclisten güvenoyu ald�. Bu
seçimlerin HÖH için özelli�i ise, meclise girememe durumu ile kar�� kar��ya kalm��
olmas�d�r. Belirtti�imiz gibi Türkiye’ye önü al�namayan sürekli gizli göç ya�anmakta, bu
408 Özgür, a.g.m., s.141-142; Özgür, a.g.e., s.288-320409 Mandac�-Erdo�an, a.g.e., s.113-114; Özgür, a.g.e., s.325. Öyle ki, Bulgaristan Türklerinin A�HM’deSofya’ya kar�� açmak istedi�i davayla ilgili ba�vuru reddedildi. Ay�n Tarihi(Nisan 2005)410 Özgür, a.g.e., s.368411 Chukov, a.g.m., s.402; Özgür, a.g.e., s.395412 Turan, “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, s.36; Dal-Hatipo�lu, a.g.r., s.2; Ay�nTarihi(Temmuz 2004)
118
da dolay�s�yla Türk nüfusun oy oran�n� azaltmaktad�r. Ancak bunun çaresi dü�ünülmü� ve
Türkiye’de iyi bir çal��ma yap�larak neticeye gidilebilmi�tir.413
4506. Yerel Seçimlerde HÖH
HÖH yerel yönetimde de etkinlik kurmak istemektedir. 36. Halk meclisinde HÖH,
üçüncü siyasal güç konumuna gelirken, 28 ilçe belediye ba�kanl���, 653 köy muhtarl��� ve
1144 ilçe dan��manl��� elde etti. HÖH, 1999 belediye seçimlerinde de üçüncülük
konumunu sa�lamla�t�rd�. Ancak 29 bölgenin 25’inde temsil edilmesine ra�men HÖH,
Bulgaristan Türklerinin kalesi durumundaki K�rcaali belediyesini kaybetmi�ti. 2003
y�l�nda yap�lan yerel seçimlerde, t�pk� 2001 seçimleri gibi Türkiye’de s�k� bir çal��ma
yap�larak K�rcaali belediyesi tekrar elde edildi.414
4507. 2005 Seçimleri ve HÖH
HÖH, kurulu�undan buyana en yüksek oy oran�yla(%12.45) birlikte 34 milletvekili
ç�kard�. BSP 82, II. Simeon Ulusal Hareketi ise 53 milletvekili ç�kard�. Cumhurba�kan�
Sergey P�rvanov, en çok oyu alan BSP ve NDSV partilerine hükümeti kurma görevini
verdi. Ancak ikisi de bunu ba�aramay�nca Ahmet Do�an liderli�indeki HÖH’e bu görev
tevdi edildi. Do�an ise P�rvanov’a BSP, NDSV ve HÖH’den olu�an üçlü bir koalisyon
önerdi. 3’lü koalisyonda HÖH’den Emel Etem ba�bakan yard�mc�s� ve Do�al Afetler
bakan�, Cevdet Çak�rov, Çevre bakan�, Nihat Kabil, Tar�m bakan� olarak önerildi.
Koalisyonun güven oyu almas�yla da yeni kabine kurulmu� oldu. HÖH, bunun yan�nda 14
bakan yard�mc�l��� da hükümette temsil edildi.
2005 seçimlerinde HÖH, 30 milletvekili hedefliyordu. Bundan önceki seçimlerde
ç�kard��� milletvekili say�s�na bakt���m�zda 30 say�s� bile büyük bir hedef iken 34
milletvekili çok büyük ba�ar� olmu�tur. Bunda çe�itli faktörler de etkili oldu. Bunlar; Parti
çal��malar�, Türkiye’deki soyda�lar�n oy vermede gösterdikleri gayret ve di�er Bulgar
413 Türkiye genelinde Ankara, �stanbul, Bursa, �zmir, �zmit, Çorlu ve Edirne’de toplam 40.054 oyun36.371’i HÖH’e verildi. Bu oylar HÖH’ün iktidara gelmesinde önemli katk� yapm��t�r. Dal-Hatipo�lu,a.g.r., s.2.414 Dal-Hatipo�lu, a.g.r., s.2; Chukov, a.g.m., s.403; Özgür, a.g.e., s.121.
119
partilerinin oylar�n�n da��lmas�d�r. Ahmet Do�an seçimler için; “Bugünkü gelinen nokta,
tarihe gömdü�ümüz ac�lar�n zaferi olarak günümüze dönü�üdür” dedi.
Bu seçimler gösterdi ki HÖH, Bulgar siyasetine uyun sa�lam�� bir Bulgaristan
partisidir. Daha düne kadar isimleri zorla de�i�tirilen ve demokratik dönemde bile
bölücülük yapmakla suçlanan HÖH’ün etnik temele dayal� ulusal parti veya ulus temeline
dayal� etnik parti olmas� ve bunda bir ölçü tutturularak Bulgar siyasetinde yerini
alabilmesi için geçmesi gereken 10-15 y�l geçmi�ti ve gerçekten de HÖH, bu sürenin
sonunda hak etti�i yeri alm��t�.415 HÖH bu seçimde az�nl���n tek temsilcisi oldu�unu
gösterdi. 6 Bulgar kökenli milletvekili ç�kararak, Türklerle s�n�rl� marjinal bir parti
olmad���n� kan�tlad�.416
4508. BSP ve DGB’nin HÖH’e Bak�� Aç�s�
Komünizm döneminde ülkede tek bir siyasi parti vard� ve o da Bulgaristan Komünist
Partisi’ydi. Çok partili hayata geçi�le birlikte siyasi yelpaze de çe�itlendi. Bunlardan
komünist olmayan 14 siyasi hareket bir araya gelerek DGB’yi olu�turdu. Di�er büyük
siyasi aktör ise BSP’dir. Asl�nda yeni bir siyasi olu�um olarak niteleyemeyece�imiz BSP,
BKP’nin referandumuna kat�lan 726 bin üyeden %86.71’nin BKP’nin ad�n� BSP olarak
de�i�mesi ve parti içinde reform yap�lmas�na evet oyu verilmesiyle kurulan bir partidir.
BSP, komünizminden liberal döneme girilirken yumu�ak bir geçi� anlay���n� benimserken
DGB, �ok tedavisi anlay���n� benimsedi. Osmanl� korkusunu yayd� ve terörist olarak
niteledi�i HÖH’e kar�� BSP’nin Bulgar toplumunun garantisi oldu�u dü�üncesini
savundu. Bu tür propagandalar da alt yap�s� zay�f DGB kar��s�nda BSP’nin elini ilk
zamanlar güçlendirdi.417
DGB’nin anlay���na göre etnik kimlik bir ayr�cal�k de�ildir ve herkes devlet
yönetiminde e�it hakka sahiptir. Ancak bu anlay���n sadece teoride kald���n� görüyoruz.
2001’de DGB hükümeti, HÖH kar��tlar�ndan Plamen Ivanov’u hükümetin az�nl�klar
415 Necati Can, “Belene’den �ktidara”, Yeni Bat� Trakya, say�:190(A�ustos 2005), s.71-75.416 Ay�n Tarihi(Temmuz 2004)417 Co�kun, “So�uk Sava� Sonras� Dönemde Bulgaristan’�n D�� Politikas�(1989-2000)”, s.232; Özgür, a.g.e.,s.87-89. 1994 seçimlerinin galibi BSP idi. Parti, Türklerin zorla Bulgarla�t�r�lmaya çal���ld��� dönemdee�itim bakanl��� yapm�� �lço �ronov Dimitrov’u yeniden hükümet E�itim, Bilim ve Teknoloji bakanl���nagetirmi�tir. Turan, “Bulgaristan Türklerinin Bugünkü Durumu”, s.299.
120
sorumlusu olarak atam��t�. Buna göre az�nl�k temsilcileri iktidarda yer alamayacaklard�.
Ancak Bulgar siyasi eliti buna lay�kt�. BSP’nin anlay��� da Bulgarlar�n Türklere klasik
yakla��m� tarz�ndad�r. Sosyalistler Türkleri, kendilerine tam anlam�yla destek
vermedikleri sürece kabul etmediler. Az�nl�k oylar�n� kazanabilmek amac�yla az�nl�k
temsilcileri iktidarda s�n�rl� olarak yer alabilirler.418 1994-97 aras� BSP hükümeti
döneminde Ahmet Do�an, BSP’nin az�nl�klara kar�� ekonomik soyk�r�m politikas�
uygulad���n� iddia etti. Hak ve özgürlüklerin yeniden ciddi �ekilde tehlike alt�na girdi�ini
belirten Do�an, böylece BSP hükümetinin Türkleri gizli göçe te�vik etti�ini
vurguluyordu. Bunda, devletin ciddi manada ekonomik krize girmi� olmas�n�n da etkisi
büyüktü.419
451. Bulgaristan’da Di�er Partiler
Müslüman-Türk kitlesinin tamam�n�n Bulgaristan Türklerinin tek ve gerçek temsilcisi
HÖH’e destek verdi�i söylenemez. HÖH’e muhalif gruplara destek verildi�i gibi Bulgar
Partilerine de destek verenler mevcuttur. Ancak bunu, insanlar�n siyasi görü� ve
beklentilerine sayg� duyulmas� anlay��� çerçevesinde de�erlendirmek gerekir.
4510. Türk Demokratik Partisi
TDP, HÖH’den ayr�lan Adem Kenan taraf�ndan 12 Aral�k 1992’de kuruldu. 1991-
1994 döneminde HÖH, Ahmet Do�an’�n �l�ml� politikalar sürdürerek isimlerin geri
al�nmas�n�, Türkçe e�itim ve medyan�n tekrar faaliyete geçmesini sa�lam��t�r. Bunu
yaparken DGB ve BSP’ye e�it mesafede durmaya çal��m��, bazen birine daha yak�n
dururken di�erinden uzakla�m��t�r. K�sacas� uzla�mac� denge siyaseti izleyen HÖH’e
kar�� parti içinden sesler yükselmeye ba�lad�. Ancak Pan Türkist, federatif devlet yap�s�
benimseyen ve di�er az�nl�klar� d��lay�c� bir anlay��ta olan TDP’nin lideri Adem Kenan
HÖH’den ihraç edildi. Çünkü HÖH, a��r�l��a, �ovenizme, �rkç�l��a ve fundamentalizme
kar�� kurulmu� bir partiydi.420 TDP tüzü�ünde, Türk milliyeti kavram� temelinde Türk
milli az�nl��� anlay���n� benimseyerek, elde edilen haklar�n ötesinde Türk az�nl���n daha
418 Chukov, a.g.m., s.404.419 “HÖH Genel Ba�kan� Ahmet Do�an: Bulgaristan Soyk�r�m Politikas� Uyguluyor”, Yeni Bat� Trakya,say�:140(Eylül-Ekim 1996), s.10.420 Özgür, a.g.e., s.228; Poulton, a.g.e., s.203; Chukov; a.g.m., s.403.
121
ayr�nt�l� haklar elde etmesini amaçlamaktad�r. TDP, irredentist politikalar takip
etmektedir. Parti program�nda, federal parlamenter sistemin kurulmas� ve federe
bölgelerin istediklerinde devletten ayr�l�p ba��ms�zl�klar�n� ilan etme hakk�n�n olmas�n�
savunmaktad�r.421 Partinin HÖH dü�manl��� had safhadad�r. Öyle ki partiye üye olma
ko�ullar�nda, HÖH listesinde seçilenlerin HÖH taraf�ndan verilen görevleri yerine
getirmemi� olmak yükümlülü�ü �artt�r. Parti milliyetçili�i de kat�d�r. Tüzük ve programda
de�i�iklik yapmak isteyenler hain ve provokatör olarak ilan edilece�i ve partiden
d��lanaca�� vurgulanmaktad�r.
TDP’nin HÖH’e yönelik ele�tirilerinde en ilgi çekeni HÖH’ün, Jivkov döneminde
komünist idareciler taraf�ndan kuruldu�u, Türklerin ç�karlar�n� savunmad���, çok say�da
Bulgar’�n partiye üye oldu�u, as�l olarak Müslüman Türklerin örgütü olmad��� ve
BKP’nin az�nl�klar� sindirme politikas�n� sonuçland�rmada bir araç oldu�u yönündeki
iddialard�r.422
4511. Demokratik De�i�imler Partisi
HÖH ile siyasette ayn� çizgiyi benimsemi� olan DDP 28 May�s 1994’te HÖH’den
ayr�lan Mehmet Hoca ve Recep �nar taraf�ndan kuruldu. Liberal sa� merkezde yer alan
DDP, HÖH’ün parti merkez yönetiminin otoriter tutumuna, yönetimin al�nan kararlarda
tek ba��na hareket etmesine, Ahmet Do�an’�n partide tek adam olmas�na ve BSP’ye
verdi�i deste�e tepkinin bir sonucudur.423 DDP’nin az�nl�k politikas� Bulgaristan’�n
az�nl�k politikas�yla örtü�mektedir. DDP az�nl�k haklar�n�n elde edilmesinde ve
az�nl�klar�n sorunlar�n�n çözümünde etnik partilerin zorunlu olmad��� görü�ündedir. Buna
göre az�nl�klar�n haklar�, isim, anadili ö�renebilme, din hürriyeti ve kültürel geli�imin
sa�lanmas� çerçevesinde olmal�d�r. Parti, devletin üniter yap�s�n�n korunmas�ndan
yanad�r. D�� politikada Türkiye ile ili�kilerin geli�tirilmesini savunur.
421 Bulgar resmi makamlar �nca kayd� kas�tl� olarak yap�lmayan Adem Kenan, Bulgaristan’�n federal yap�yakavu�mas�nda gerekirse Türk ordusunu yard�ma ça��rmaktan da çekinmemektedir. Balkan Sentezi(BalkanTürkleri Dayan��ma ve Kültür Derne�i Genel Merkezi Ayl�k Yay�n Organ�), say�:38(Mart 2006)422 Özgür, a.g.e., s.228-229; Ahmet Tecemen, Bulgaristan Türkleri(1878-1990), Adana Türk Oca�� Yay,Adana, 1991, s.208-209.423 Özgür, a.g.e., s.152-153; Chukov, a.g.m., s.403.
122
DDP, HÖH’ün 1992-94 döneminde DGB’den deste�ini çekmesi üzerine DGB saf�nda
yer alarak HÖH’ün oylar�n�n bölünmesine aç�kça hizmet etmi�tir. DBG ile 1997
seçimlerine birlikte girme amac�, Pirin Makedonya’s�nda etkin Makedonya ulusçu partisi
VMRO-DPMNE’nin koalisyona girmesi ihtimali üzerine gerçeklememi� ve DDP
seçimlere tek ba��na girerek ba�ar�s�z olmu�tur. Ancak ald��� 14.145 oy ile Bulgaristan’�n
güneydo�usunda K�rcaali, Silistire bölgelerinde etkili olabildi.424
4512. Demokratik Adalet Partisi
DAP, Komünist dönemde Bulgaristan Müslümanlar�n�n ba� müftüsü Nedim Gencev
taraf�ndan �ubat 1994’te kuruldu. �slam’�n sosyal e�itlik ve adalet sistemine dayal� bir din
olmas�ndan hareketle Parti, Bulgar siyasetinde sosyalist grupta yer ald�. Dini terimleri s�k
s�k kullanan DAP, Arap dünyas�yla ili�kilere öncelik verdi. Bulgaristan Müslümanlar�n
haklar�n� savunmak, ekonomik, sosyal durumlar�n� iyile�tirmek amac�ndad�r. 1994
seçimlerinde sosyalist partilerle ittifak kurma giri�imleri sonuçsuz kal�nca seçimlere tek
ba��na gitti ve 24 bin oy ald�. DDP’ye nazaran daha çok oy ald��� gözlenmektedir. 1997
seçimlerinde ise oylar�n� artt�rarak 27 bine ç�kard�. Bu oylar�, müftülük merkezleri olan
Razgrat, K�rcaali, Silistire, Ruse ve Pomaklar�n yo�un olarak bulundu�u Smolyan ve
Blagoevgrad’da kazand�. Bu, bir ölçüde HÖH’ün politikalar�n�n kimi çevrelerce
benimsenmemesinin sonucuydu. Bu üç parti sonuçta, HÖH’ün oylar�n� bölmekte, bazen
parlamentoya girmesini dahi tehlikeye sokmaktad�r.425
Bu partilerin d���nda Bulgar siyasal ya�am�nda varl�klar�yla yokluklar� hissedilmeyen
Türk siyasi partileri de vard�r. Bunlar; Prof. Dr. Halis Okan’�n kurdu�u “Birle�me
Partisi”, TDP’den ki�isel nedenlerle ayr�lan Sabri Hüseyin’in kurdu�u “Yeniden Do�an
Türk Demokratik Partisi” dir. Sonuncusu, HÖH’ün 36. Halk meclisinde DGB’yi b�rak�p
BSP’yi destekleyen politikalar�na tepki olarak do�mu� bir partidir. As�l HÖH’ü
parçalamaya yönelik Siyasi giri�im ise DGB’nin deste�i ile kurulan “Ulusal Haklar ve
Özgürlükler Hareketi”dir. 1997 seçimlerinde iktidara gelen DGB, HÖH’ün eski
üyelerinden Mustafa Küçükov’u Savunma bakan�, Gulbi Recep’i de Bölgesel Kalk�nma
bakanl���nda bölüm ba�kan� olarak atad�.
424 Özgür, a.g.e., s.230.425 Özgür, a.g.e., s.231-233; Chukov, a.g.m., s.403.
123
Hareketin ismi HÖH ile benzerli�i ça�r��t�r�yordu ve ba�kanl���na da HÖH’ün eski
ba�kan yard�mc�s� Güner Tahir getirildi. DGB’nin yard�m�yla neredeyse ülkenin her
yerinde örgütlendiler. Ancak hareket istenilen düzeyde ba�ar� sa�layamad�. Bu durum
1999 yerel seçimlerinde de aç�kça ortaya ç�kt�. HÖH, rakip partiler dolay�s�yla oy
kaybetmesine ra�men yine ülkede üçüncü büyük siyasi güç olma durumunu korudu.426
Gerçek manada Türklerin kurdu�u siyasi partilerin çoklu�u demokrasi kültürünün
geli�mesi bak�m�ndan faydal� olsa da, yapay hareketler Türk az�nl��a zarar vermektedir.
46. Bulgaristan’da Türk Dernekleri
460. Turan Te�kilat�
Türkiye’deki geli�meler Balkan Türklerini her zaman yak�ndan ilgilendirmi�tir. Bu
yak�n alaka Osmanl�’n�n Balkan topraklar�n� kaybetmesinden günümüze dek devam
edegeliyor. Çünkü Balkan Türklerinin bir aya�� Türkiye’dedir. Milyonlarca Balkan Türkü
Türkiye’de ya�amaktad�r. 1920’lerin ba��nda Türkiye’deki olumlu geli�meler de
Bulgaristan Türklerini yak�ndan ilgilendirdi. Türk devletinin kurulmas� Balkan Türklerine
yeni bir heyecan katt�. Bu hava içinde Türk topluluklar� bir çok spor birlikleri kurmaya
ba�lad�lar. Bunlar; Eski Cuma’da �nk�lap, Eski Za�ra’da Alt�ny�ld�z, Ni�bolu’da �leri,
Plevne’de Kamer, Pravadi’de Çelik, Rahova’da Atilla, Razgrad’da Gençlerbirli�i,
Rusçuk’da Y�ld�z ve Terakki, Varna’da Hilal, Vidin’de Turan ve Tenvir-i Efkar,
Vratsa’da Gayret, Yenipazarda’da Rumeli, Zi�tovi’de Kuvvet ve Balkan spor kulüpleridir.
Bu kadar çok kulübün da��n�k vaziyeti, birlik yolunda dü�üncelerin geli�mesini sa�lad�.427
Bunun için de önce haz�rl�k toplant�lar� düzenlendi. Ruscuk’taki Y�ld�z ve Terakki spor
kulüpleri 1924’te Birinci Spor Birli�i Kongresi’ni toplad�lar. Toplant�ya daha sonra
Gençlerbirli�i, Çelik, Kuvvet ve Kamer kulüpleri de kat�ld�. �kincisini ise 1925’te
Plevne’de gerçekle�tirdiler. Buna da 7 �ehirden 9 kulüp kat�ld�. �ki y�ldan beri
çal��malar�n� sürdüren Vidin Turan kulübü yöneticileri, bu Türk spor kulüplerini “Turan”
ad�nda birle�tirmeyi savundular ancak bu teklif kabul görmedi.428 Birle�me çabalar� sona
ermedi ve 1926’da Varna Kongresi yap�ld�. Kulüplerin ileri gelenleri, yaln�zca sporla
426 Uzgel, a.g.m., s.489; Özgür, a.g.e., s.227; Chukov, a..g.m., s.403.427 �im�ir, Bulgaristan Türkleri, s.98-99.428 Osman Keskio�lu, Bulgaristan’da Türkler, Kültür ve Turizm Bakanl��� Yay, Ankara, 1985, s.114.
124
u�ra�mas�n�n yetmeyece�ini, daha kompleks yap�lanman�n gereklili�ini belirterek bir
önceki kongrede “Turan” ad� alt�nda birle�meyi tekrar dile getirdiler. Bulgaristan’daki
Atatürkçü Türk bas�nda da birli�in kurulmas�n� destekleyen yaz�lar yay�nlad�.
Bulgaristan’�n en büyük ço�unlu�una sahip Türklerin bir te�kilat� yokken çok az say�da
Yahudilerin “Makabi” ad�nda te�kilat�n�n olmas� da birlik yolunda itici bir güç te�kil etti.
Sonunda Turan Birli�i 1926’da kuruldu ve h�zla geli�ti.429 Kapanmas�na kadar her y�l ayr�
bir kentte düzenli olarak kongreler düzenledi.430 Kasabalara, köylere varana dek �ubeler
aç�ld�. �enlikler, spor müsabakalar� düzenlendi. Atatürkçü bas�n�n yaz�lar� da birli�in
geli�mesine katk�da bulundu. Zengin cemaat-� �slamiyeler birli�e para yard�m�nda
bulunmaya ba�lad�lar. Birli�in 1928’de “Turan” ad�nda yeni Türk harfleriyle bas�lan
gazetesi ç�kmaya ba�lad�. Gazetede Arif Necip Kaskat�, Mustafa O�uz Peltek, Akif
Mehmet Alkanl�, Ömer Ka�if, Ahmet Gültekin Arda, Ahmet Rafet Rodoplu gibi
Bulgaristan Türk ayd�nlar� yaz�lar yazd�lar. Kitapl�klar ve okuma salonlar�yla gençli�in
kültürel geli�imi sa�lanmaya çal���ld�. Atatürk devrimleri yak�ndan takip edildi ve böylece
Türklük bilinci geli�ti.431 Bulgaristan’da muhafazakar aileler k�z çocuklar�n� okula pek
gönderme taraftar� de�illerdir. Ancak okula giden k�zlar�n say�s�n�n zamanla artmas�yla
te�kilata giren k�zlar�n say�s� da artmaya ba�lad�. Turan te�kilat� öylesine geli�ti ki
muhafazakar aileler dahi bu durumu ola�an kar��lamaya ba�lad�.432
Kurulu�u ve geli�mesinde siyasi bir amaç gütmeyen Turan’�n Türk ink�lab�n�n
Bulgaristan’daki uzant�s� haline gelmesi, k�sa zamanda sivrilmesine ve dikkatleri üzerine
çekmesine neden oldu. Türkiye’den kaçan 150’liklerden baz�lar�n�n Bulgaristan’da
kümelenmeleri ve Atatürkçü kar��t� bas�n yay�n faaliyetlerine giri�mesi Turan’�
y�pratmaya ba�lad�. Bunun yan�nda Bulgarlar da Trakya adl� bir örgüt kurarak Turan’a
sald�rmaya ba�lad�. Bulgarlar ve Atatürkçü zihniyeti ele�tiren kesim, birli�in amac�n�n
Türkleri te�kilatland�rmak oldu�unu ve böylece Bulgaristan’dan ayr�lma emelleri
güttü�ünü iddia etmeye ba�lad�. Türkiye s�n�r�na yak�n K�rcaali bölgesinde Turan’�n
429 Keskio�lu, a.g.e., s.115; �im�ir, a.g.e., s.103. Derne�in ad�n�n konmas�nda as�l müte�ebbisler ÖmerKa�if Nalbanto�lu, Hüseyin Edip ve Ya�ar Ahmed’dir. Keskio�lu, a.g.e., s.114-115.430 Bu kongreler: Vraca-1927, �slimye-1928, K�zanl�k-1929, Filibe-1930, Eski Cuma-1931, Eskiza�ra-1932,Rusçuk-1933. Keskio�lu, a.g.e., s.117.431 �im�ir, a.g.e., 103-104. Varna Ticaret Akademisinde ö�renci olan �brahim Senani gazetenin 12.say�s�nda Türk gençli�ine �öyle sesleniyordu. “….Hayat, medeniyet, saadet ve insanl�k! ��te siz yar�n�nbüyük Türk çocuklar�! Sana insanl�k yolunu i�aret eden yüce Turan’� hürmetle ve candan an. Ona olanminnet borcunu unutma. Haydi ileri”. Bultürk(Ayl�k Siyasi ve Aktüel Gazete), say�:19(Mart 2006)432 Balkanl�, a.g.e., s.316.
125
faaliyetlerinin yo�un olmas� da ele�tirileri yo�unla�t�ran unsur oldu. 150’liklerin,
te�kilat�n Türkiye’den para yard�m� ald���n� söylemesi Bulgar yönetimini iyice
ku�kuland�rd�. Turan’daki Türk ö�retmenleri ve hocalar� Bulgar makamlar�na Kemalistler
olarak takdim edilmeye ba�land�.433
�im�ekleri üzerine çekmeye ba�lam�� olan Turan Birli�i’nin son kongresinin
Deliorman bölgesinin Razgrad kentinde toplanmas�na karar verildi. Deliorman, Türklerin
yo�un olarak ya�ad��� bir bölgeydi. Bunu bilen Bulgar hükümeti Razgrad kongresine izin
vermedi. Sonunda 20-22 A�ustos 1933’de Ömer Ka�if’in ba�kanl���nda Rusçuk’da
toplan�ld�. Kongrenin konusu Türkiye’ye göçmü� ayd�n Bulgar Türklerinin
Bulgaristan’daki Türk gazetelerine Türk �nk�lab�n� öven yaz�lar yazmalar� ve az�nl��� bu
yönde �artland�rmalar� olmu�tur. Bu tür yaz�lar haliyle Bulgarlar�n dikkatini çekiyordu.
Bundan sonraki kongrenin Sofya’da yap�lmas� kararla�t�r�lm��t� ancak Turan, sekizinci
kongreden dokuz ay sonra da��t�ld�. Turan’ son zamanlar�nda 95 �ubesi ile 5 bin üyesi
bulunuyordu.434
Turan, özellikle Bulgaristan’da canl� faaliyetlerde bulundu. Türk gençli�i,
Bulgaristan’da ya�amakta oldu�unu unutup ifrata kaçan hareketlerde bulunmas� etnik
Bulgarlar�n zamanla nefretini kazand�. Pervazs�zca davran��lar sonunda kapat�lmalar�na
neden oldu. Geli�me y�llar�ndaki faaliyetler ilkin dikkat çekmese de bunlar, Bulgarlar�n
bilinç alt�nda yerle�iyordu. Birli�e üye Türk gençleri hissi hareket ediyordu. Baz�lar�n�n
da Türkiye’dekilere ho� görünmek için yapt��� kimi hareketler te�kilat�n aleyhine
geli�meye ba�lad�. Siyasi bir emeli olmayan Turan gençlerinin ço�unun pek az� rü�tiye
tahsili yapm��t�. Ancak gençlik siyasi kabiliyete sahip olmasa da fa�ist yönetimin
güçlendi�i y�llarda takibattan kurtulamam��lard�r.435 Birli�in da��lmas�nda Turan
mensuplar�n�n �slami kayg�lar�n�n olmay��� ve onlar�n Osmanl� gelene�inden gelen
muhafazakar Türk toplumu kar��s�nda kutupla�mas� etkili olmu�tur.436
433 Keskio�lu, a.g.e., s.121-123; �im�ir, a.g.e., s.104-105.434 Keskio�lu, a.g.e, s.116; �im�ir, a.g.e., s.105-106. Örne�in �erif Alyanak’�n Rodop gazetesinde yazd���“Turan Dernekleri �nk�lab�n Birer K��las� Olmal�d�r” ba�l�kl� yaz�s�. Keskio�lu, a.g.e., s.116.435 Balkanl�, a.g.e., s.311-312. 1928 Muallimler Birli�i kongresinde Lom ve Vidinli Turanc� gençler birtemsil düzenlemi�lerdi ve buna Bulgar askeri bandosu da kat�lacakt�. Temsilde piramit olu�turulacakt� vebütün gençler Türk bayra�� tutuyorld�. Herkeste Türk bayra��n�n olmas� Bulgarlar üzerinde olumsuz tesiryapaca��ndan piramidin tepesindeki gence Bulgar bayra�� da verilerek karde�lik mesaj� verildi ve muhtemelbir provokasyonun önüne geçilmi� oldu. Balkanl�, a.g.e., s.311-312.436 Ahmet, a.g.m., s.388-389.
126
461. Türk Ö�retmenler Birli�i
Prenslik döneminde Türklerin ekonomik, sosyal, kültürel bir çok s�k�nt�s� vard�.
Bunlardan biri de e�itim sorunuydu. Türk az�nl�k okullar� da��n�k ve peri�an haldeydi.
Ö�retmenler kalifiye de�ildi ve e�itim-ö�retim düzensiz i�liyordu. E�itim i�lerini her
okulun encümen kurulu düzenleniyordu ve her encümenin de kendi program� vard�. ��te
bu e�itim i�lerini bir düzene koyabilmek amac�yla Bulgaristan Türk ayd�nlar�,
ö�retmenler birli�i te�kilat� kurma fikrini geli�tirdiler.437 Bu te�ebbüsün geli�mesinde
�smail Gasp�ral�’n�n görü� ve telkinleri de etkili oldu.438 Birlik fikrini Türklerin
ç�kard�klar� gazeteler de i�ledi. Filibe’de R�za Pa�a’n�n Gayret gazetesi bu konuda yaz�lar
yazd�. Ali Fehmi Bey’in gazeteye girmesiyle konu daha da olgunla�t�. Ancak Gayret, bir
süre sonra kapan�nca Ali Fehmi tek ba��na Muvazene gazetesini yay�nlamaya ba�lad�.
Gazete, 1895’de kurulmu� olan Bulgar Ö�retmenler Birli�i’ni örnek alarak konuyu
i�ledi.439 Bundan sonra kongrenin toplanmas� safhas�na geçildi. Toplan�lacak yer
konusunda bir kaç ayl�k haz�rl�k evresi geçti. Kongre için umum Bulgaristan Türk
muallimlerine ça�r�da bulunuldu. Ancak yer s�k�nt�s� tam olarak halledilmemi�ti. Bunun
için önce Kö�kler Bo�az�’nda k�rda toplan�ld�. Sonra 31 Temmuz-4 A�ustos 1906
tarihinde �umnu’da saat Camii’nin avlusunda toplan�labildi. Kongreye tüm ö�retmenler
kat�lmad�ysa da Varna’dan Vidin’e kuzey Bulgaristan’da 14 yerden 26 ö�retmenin
i�tirakiyle as�l toplant� yap�ld�. Böylece Muallimin-i �slamiye Cemiyet-i �ttihadiyesi ad�
alt�nda Türk Ö�retmenler Birli�i kurulmu� oldu. Ba�kanl���na Tahir Lütfi Efendi getirildi.
Kongrede, okullar�n e�itim programlar�n�n birle�tirilmesi, gereken reformlar�n yap�lmas�,
ders kitaplar�n�n haz�rlanmas� konular� karara ba�land�.440 Birli�e üye ö�retmenlerin
say�s� bundan sonra giderek artt�. Birlik, Bulgar kanunlar�n�n Türk az�nl��a tan�d��� hak ve
hukuk konusunda gere�inin yap�lmas�na çaba gösterdi. Y�k�l���na kadar bir çok kongre
tertipleyerek Türk e�itiminin sorunlar�na çözüm bulmaya çal��t�.
437 Keskio�lu, a.g.e., s.99; �im�ir, a.g.e., s.95. Türk e�itiminin çarp�kl���n� göstermesi bak�m�ndan Türkayd�n� Ahmed �hsan �öyle der: 1906 senesine kadar Bulgaristan’�n hemen her taraf�nda gerek ilkokullardave gerek rü�tiyelerde verilen dersler, okunan kitaplar muallimin fikrine tabi olup hiç birisi di�erinebenzemiyordu. Keskio�lu, a.g.e., s.99.438Turan, “Bulgaristan’da Prenslik Döneminde Türklerin Sosyal ve Siyasal Kurumla�ma Çal��malar�”, s.97.439 Pars Tu�lac�, Bulgaristan ve Türk Bulgar �li�kileri, Cem Yay, �st, 1984; Keskio�lu, a.g.e., s.99.440 Turan, a.g.e., s.95; Keskio�lu, a.g.e., s.100; Tu�lac�, a.g.e., s.216. Abdülhamid istibdad� Bulgaristan’dabaz� çevrelerde etkili oluyordu. �umnu encümen reisi Hac� Hamdi, toplant� için bir okul tahsis etmedi�i gibi�umnu ö�retmenlerinin de Kongreye gitmelerine izin vermedi. Keskio�lu, a.g.e., s.100.
127
Türk Ö�retmenler Birli�i, faaliyetlerini geni�letmek amac�yla dergiler yay�nlad�. I.
Dünya sava��ndan önce “Yeni Mektep” adl� bir dergi ç�karmay� planlad� ancak sava�
dolay�s�yla ertelenmek zorunda kal�nd�. Sava� sonras� 1921 K�zanl�k Kongresi’nde
“Terbiye Oca��” isimli bir dergi ç�kar�lmas� karar� ald�. 1923 �slimye Kongresi’nde ise
derginin ad� Muallimler Mecmuas� olarak de�i�tirildi. Dergide Osman Nuri Peremeci,
Mehmet Masum, �erif Alyanak, Hasip Safveti, Besim Hilmi Çakalo�lu, Haf�z Abdullah
Fehmi Meçik gibi Türk gençlerinin Bat� kültürü ile yeti�meleri için emek harcayan ülkücü
ö�retmenler yaz�lar yazd�lar. Dergi, gençlerin sosyalle�mesine önemli katk�larda
bulunmu�tur.441 Atatürk devrimlerini örnek alan Ö�retmenler Birli�i, ça�da� e�itim
anlay���n� benimsemi�, bu konuda okul encümenleriyle i�birli�ine gitmi�tir. Her okulun
encümeni kendi ba��n�n çaresine bak�yordu. Birlik, tüm Bulgaristan Türklerinin e�itimi
için örnek al�nacak merkezi bir otorite görevi icra etti. E�itimde birli�in sa�lanmas�nda
önemli ilerlemeler sa�lad� ve böylece encümenlerin i�ini kolayla�t�rd��� gibi ö�retmen-
encümen i� birli�i yayg�nla�t�. Birlik, Atatürkçü bir Türk geçli�i yeti�tirebilmek amac�yla
devrimlerin tümünü benimsedi ve uygulamaya çal��t�.442 Türkiye’de Harf ink�lab�n�n
yap�ld��� ö�renilince 1928’de Lom kasabas�nda yap�lacak olan kongrede bu konu ele
al�nd� ve yeni alfabeye geçilme karar� al�nd�. Türk az�nl���, Türkiye’deki soyda�lar�ndan
geri kalmamal�yd�. Ayr�ca bu kongrede birli�in ad� “Türk Muallimler Cemiyeti” olarak
de�i�tirildi.443
Cemiyet, yo�unlukla ö�retmenlerin birli�i olsa da zaman içinde Türk ayd�nlar�n� da
içine alan bir kurulu� olarak varl�k gösterdi. Cemiyete, Abdülhamid taraftarlar� ku�ku ile
bakarak uzak durdular.444 Ö�retmenler Birli�i’nin haz�rlad��� ders kitaplar� Türklerin milli
�uurunu güçlendirmesi bak�m�ndan 1924 ile 1933 aras� Birli�in faaliyet gösterdi�i süreçte
etkili oldu. Baz�lar� Bulgar sansüründen geçse de okutulabilenler amac�na ula��yordu.
Sonuçta Ö�retmenler Birli�i Türklü�ün ya�at�lmas�nda büyük hizmetleri oldu. K�sa
zamanda Türk e�itimine damgas�n� vurdu. Bulgaristan’da Türk kültürüne, az�nl���n
bulundu�u zor �artlar alt�nda hizmet etti.445 Ancak 1933 Rusçuk’daki 23. kongresinden
sonra Bulgar hükümeti taraf�ndan da��t�ld�.
441 Keskio�lu, a.g.e., s.108-109; Tu�lac�, a.g.e., s.216.442 �im�ir, Bulgaristan Türkleri, s.90-91.443 �im�ir, a.g.e., s.129; Keskio�lu, a.g.e., s.106.444 Turan, a.g.e., s.96.445 �im�ir, a.g.e., s.98; Keskio�lu, a.g.e., s.107.
128
462. Dini �slam Müdafileri Cemiyeti
Harf devrimine Bulgaristan Türkleri geçme karar� al�nca, Türklerin geli�imini, ça�a
ayak uydurmas�n� engellemek amac�yla Bulgaristan, ba� müftülü�e tutucu biri olan
Hüseyin Hüsnü Efendi’yi getirdi. Hüsnü Efendi, Dini �slam Müdafileri Cemiyeti’ni ise
1933 y�l�nda kurdu. Cemiyetin amac�, Atatürk ink�laplar�n�n Türkler aras�nda kabul edilip
yayg�nla�mas�n� önlemekti. Bu yönde cemiyet, “Medeniyet” adl� bir gazete yay�nlamaya
ba�lad�. Bulgarlarca da pompalanan cemiyet, Müslümanlar aras�nda ç�kan ikililiklerin,
anla�mazl�klar�n derinle�mesine neden oldu. Bir tarafta �slam’� korumak amac�yla kimi
çekinceleri olan bir grup, di�er tarafta Anavatan’daki geli�melerden geri kalmak isteyen
bir grup. Bu durum da Bulgarlar�n i�ine gelmekteydi. Cemiyetin etkinli�iyle baz�
okullarda eski yaz�yla tedrisat devam etti.446
463. Alt�n Ordu
�umnu’dan Hac� Ali Topuz’un o�lu Hüseyin Topuz taraf�ndan, Almanya’da
bulundu�u s�rada Alman gençlerinin faaliyetlerinden esinlenerek 1927’de �umnu’da Türk
milli kültürünü ya�atmak amac�yla kurulan dernektir. Lise ve yüksek tahsillilerin üye
olabildi�i derne�in siyasi bir amac� yoktu. Dernek muhafazakar Türk bas�n� taraf�ndan
Kemalist damgas�yla ele�tiri ya�muruna tutuldu. �sminin farkl� anlamlar ta��mas�yla da
k�sa sürede gözden dü�tü ve kapand�. Alt�n Ordu, Bulgaristan Türklerinin dini, kültürel
varl�klar�n� tespit edip korumak, ayr�ca Türk dilini incelemek, masal ve atasözlerini
derleyerek folklorik ara�t�rmalar yapmak amac�yla kurulmu�tu.447
464. Cemiyet-i Hayriye-i �slamiye
Rusçuk’da 1906 y�l�nda kurulan derne�in amac� hay�r faaliyetlerinde bulunmakt�r.
Fakir ve öksüz talebelere, muhtaç kimselere yard�m eden dernek, 1907’de 54 maddelik bir
tüzük haz�rlad�. Tüzükte, ö�rencilerin elbise ve kitap masraflar�n�n kar��lanmas�,
üniversite ö�rencilerine borç para verilmesi, okul kitaplar�n�n bast�r�lmas�, ders araç-
gereçlerinin tedarik edilmesinde Ö�retmenler Birli�i ile i�birli�i yap�lmas�, gençlere
446 Ahmet, a.g.m., s.389; �im�ir, a.g.e., s.152-153.447 Keskio�lu, a.g.e., s.124.
129
meslek edinmelerinde yard�mc� olmak gibi hususlar kabul edildi. Dernek, Bulgaristan’�n
her yerinde �ubeler açt�. Gelir sa�lamak amac�yla tiyatroculuk, kurban derisi toplama
faaliyetleri yap�ld�.448
465. Di�er Dernekler
1984-89 y�llar� aras�nda Bulgar zulmü alt�ndaki Türklerden bir grup 1988’de
“Bulgaristan Ba��ms�z �nsan Haklar� Derne�i”ni kurdu. Kurucu üyelerinden bir ço�u iç
sürgüne, göçe zorlanmas�na ve Bulgarlar�n a��r tacizine ra�men dernek, mücadelesine
devam etmi� ve bir çok üye kaydetmi�tir. 1988’in sonunda Türklerin medeni haklar�n�
savunan “�nsan Haklar� Demokratik Birli�i” kuruldu. Benzer �ekilde �slam’�n bask� alt�na
al�nmas� ve asimilasyon kampanyas�na kar�� koymak amac�yla kurulan dernek, çok say�da
üye kazand� ancak yasal olarak tan�namad�. Ayn� amaçlarla 1989’da kurulan son dernek
ise, “1989 Viyana Deste�i Derne�i(VDD89)” dir. Bu üç derne�in Bulgar komünist
rejiminin sona ermesine yak�n kurulmalar�, Rusya’da uygulanan Glasnost’un da etkisiyle
faaliyetlerini geni�letebilmi� ve destek bulabilmi�lerdir.449
466. Bulgaristan’da Yeni Dönemde Kurulan Türk Dernekleri
4650. Türk Dil ve Kültür Derne�i
Türklerin kültürel kimliklerini korumak, ilmi eserler yay�nlanmak, konferanslar,
paneller, folklor gösterileri düzenlemek, Türk bölgelerindeki kitapl�klara Türkçe eserler
edindirmek, Türk dili dergileri yay�nlamak, Bulgaristan Türk �air ve yazarlar�n�n
eserlerini basmak gayeleriyle �umnu’da kurulan dernek, Türkiye ile geli�imleri
konusunda yak�n i�birli�ine girmek istemektedir. Türk Dili ve Kültür Derne�i
çal��malar�nda, HÖH ve Bulgaristan’�n di�er Türk kültür dernekleriyle birlikte hareket
etmektedir. Dernek, Razgrad, Hac�o�lu, Pazarc�k ve Eski Cuma’da �ubeler açt�. Dernek
ba�kan� Resmi �erif, Türk devleti ve Türkiye’deki kültür dernekleriyle kurulacak i�birli�i
ile Türk kültürünün Bulgaristan’da ebedi olarak ya�at�laca��n� belirtmektedir.
448 Turan, a.g.e., s.95; Keskio�lu, a.g.e., s.124-125.449 Poulton, a.g.e., s.185-187.
130
Derne�in çal��malar� ise; Türkçe e�itimin ça�da� yöntemlerle yap�lmas�na ve okul
araç-gereçlerinin haz�rlanmas�na yard�mc� olmak, Türk a��z ve �iveleri üzerinde ilmi
ara�t�rmalar yapmak, “Türk Dili ve Kültürü” dergisi yay�nlamak, kitap, gazete, radyo ve
tv yay�nlar�nda ar� bir Türkçe’nin kullan�lmas�n� sa�lamak olarak say�labilir.450
Bunun d���nda Bulgaristan Türklerinin ba� müftüsü Nedim Gencev taraf�ndan kurulan
“�slam Kültürünü Ara�t�rma Vakf�” ile451 �umnu’da kurulan “Türk Kad�nlar Derne�i”ni
sayabiliriz.452
450 “Bulgaristan Türklerinin Kimlik Sava��”,Yeni Bat� Trakya, say�:124(Ocak-�ubat 1994), s.27.451 Özgür, a.g.e., s.58.452 Ay�n Tarihi(Temmuz 2000)
BE��NC� BÖLÜM
5. KOSAVA
Kosova, etnik ve siyasi yap�s� itibariyle özelikle Arnavutlar� ilgilendiren bir bölgedir.
Ancak az da olsa bölgede Türk nüfusunun varl��� dolay�s�yla Türkleri de
ilgilendirmektedir. Kosova, Yugoslavya döneminde özel statüye sahip özerk bir bölgeydi.
Yugoslavya’n�n da��lmas�yla Kosova, bir sorun olarak dünyan�n gündemine girdi.
Asl�nda sorunun ba�lang�c� 20. yy’l�n ba�lar�na kadar gider. 1913 Londra ve 1919 Versay
Konferans� sonucu Arnavutluk devletinin s�n�rlar� çizildi. Ancak bölgede yo�un bir
Arnavut nüfus Arnavutluk s�n�rlar�n d���nda b�rak�ld�. Arnavutlar ba�ta S�rbistan olmak
üzere di�er Balkan devleri s�n�rlar� içinde ya�amak zorunda kald�.453
Kosova’n�n 1990 y�l�na kadar uzanacak olan statüsü Tito Yugoslavya’s�nda 1945-46
tarihlerinde tespit edildi. Kosova’n�n etnik yap�s� dolay�s�yla Arnavutluk’la birle�me
görü�ü ortaya at�ld�ysa da zaman�n iç ve d�� �artlar� buna müsait olmad���ndan S�rbistan
s�n�rlar� içinde özerk bir il olarak kalmas� kararla�t�r�ld�. Buna göre S�rbistan, 3 Eylül
1945’te ç�kard��� bir yasayla Kosova-Metohija özerk ilini ilan etti. Yugoslavya da
1946’da ç�kard��� yeni anayasayla bu yeni düzenlemeyi onaylad�. S�rbistan da kendi
içinde 1947’de kabul etti�i anayasayla Kosova’n�n kendi kültürel geli�imini sa�lamas�,
bütçesini planlamas� gibi özerk haklara daha ayr�nt�l� tan�m getirdi.454
Yugoslavya, alt� federe devlet ve iki özerk bölgeden olu�mak üzere bar�nd�rd��� tüm
milletlere ya�am hakk� tan�m��, kültürlerini geli�tirme f�rsat� vermi�tir. Ancak komünist
Yugoslavya kuruldu�u ilk y�llarda �slam’� bask� alt�na ald�. �eriat mahkemeleri 1946’da,
Kursan kurslar� 1950’de, tekkeler 1952’de kapat�ld�. Bunun yan�nda Türk varl���na vurgu
yap�ld�. 1951’de Türkler, ulusal az�nl�k ilan edildi ve yeni Türk okullar� aç�ld�. Türklerin
453 H. Bülent Olcay, “Kosova: Nereden Nereye ?”, Avrasya Etüdleri, say�:17(�lkbahar-Yaz 2000), s.14.454 Noel Malcolm, Kosova, çev., Özden Ar�kan, Sabah Kitaplar�, �stanbul, 1999, s.375.
132
öne ç�kar�lmas�, Müslüman Arnavutlar� da Türklerin yan�na celbetti. Nitekim 1948’de
Kosova’da Türk olarak kayda geçen insan say�s� 1.315 iken bu say� 1953’de 34.585’e
ç�kt�. Görünü�te tüm bu yap�lanlar Türk az�nl���n lehine uygulamalar gibi görünse de
asl�nda bu, etnik mozai�e sahip Yugoslavya’da böl ve yönet ilkesinin uygulanmas�yd�.
Ard�ndan 1953’de Yugoslavya-Türkiye aras�nda geni� kapsaml� bir göç anla�mas�
imzalanmas�, bölgeden yo�un Türk ve Arnavut nüfusun göç etmesine sebep olacakt�r.455
Yugoslavya bir yandan menfi uygulamalarla iktidar�n� sa�lamla�t�rmaya çal���rken,
müspet uygulamalarla da halk�n yönetime olan güvenini sa�lamaya çal��m��t�r.
Kosova’da 1951’de Türkçe e�itime ba�land�, Türk dili di�er dillerle resmi ve e�it dil
kabul edildi. Türklerin ya�ad��� köy ve kasabalarda Türkçe e�itim veren ilkokul ve liseler,
1962’de Prizren Yüksek Pedagoji okulunun Türk Dili ve Edebiyat� bölümü aç�ld�. Bölüm,
1974’de Pri�tire üniversitesine ba�l� Türkoloji fakültesine dönü�türüldü. 1969’da
Pri�tine’de haftal�k Türkçe Tan gazetesi yay�n hayat�na girdi. Gazetenin etraf�nda
“Çevren” kültür ve edebiyat dergisi ve “Ku�” çocuk dergisi, “Ç��” kültür sanat dergisi
ç�kt�. Radyo ve televizyonlarda Türkçe yay�n saatleri artt�r�ld�.456
Kosova, S�rbistan içersinde özerk bir bölge olmas�na ra�men S�rbistan, bölgeyi daha
çok kontrolü alt�na alma e�iliminde olmu�tur. Buradan 1963’de Kosova’n�n anayasal
statüsü federal düzeyde tamamen ortadan kald�r�larak, S�rbistan’�n iç düzenlemelerine
ba�l� otonom bir bölge oldu.457 Bu arada Balkanlar�n en güçlü milliyetçiliklerinden olan
Arnavut milliyetçili�i Kosova’da giderek yükseliyordu. Kosova’n�n S�rp yönetiminde
olmas� yönetim kademelerinin de büyük ço�unlu�unun ellerine geçmesini sa�lam��t�. Bu
da Arnavutlar�n siyasi h�rslar�n�n artmas�n� kamç�l�yordu. Yugoslav idaresinde Arnavut
ileri gelenlerinden Mehmet Hoxha(Hoca) Nisan 1968’de; “Neden 1.2 milyon Arnavut tam
özerkli�e kavu�mu� de�ilken 370 bin Karada�l�n�n kendi Cumhuriyeti var” sorusuyla
Kosova’n�n Arnavut idaresinde bir cumhuriyet olmas� gerekti�ini savunuyordu.458
Böylece Arnavutlar�n cumhuriyet talebiyle ayaklanmalar� ba�lad�. Bunun sonu ancak
me�hur 1974 anayasas�n�n kabul edilmesiyle al�nd�. Arnavutlar kendi dillerinde e�itim
hakk�, üniversiteye sahip olma, Arnavutlukla kültürel ili�kiler kurma, Kosova bayra��n�n
455 Malcolm, a.g.e., s.381.456 Arif Bütüç, “Kosova’da Türk Varl���”, Balkanlar’da Türk Kültürünün Dünü-Bugünü-Yar�n�Uluslararas� Sempozyumu, TC. Uluda�Üniversitesi Yay, Bursa, 2002, s.164-165.457 Malcolm, a.g.e., s.382; Olcay, a.g.e., s.13.458 Malcolm, a.g.e., s.383.
133
yan�na kendi bayra��n� çekebilme, ba�kanl�k konseyinde temsil edilebilme, S�rbistan’�n
Kosova’yla ilgili alaca�� kararlar� veto edebilme gibi çok geni� ayr�cal�klar elde ettiler.459
1974 anayasas�yla Kosova, Yugoslav devlet organlar�nda imtiyazl� yar� devlet muamelesi
görmeye ba�lad�. Buralara kendi temsilcilerini gönderebildiler. 1974’e dek özerk bölge
yasalar�n� S�rbistan ç�kar�yordu. �imdi ise Kosova kendi anayasas�n� ç�karabilecekti.
Böylece Kosova’ya, bir çok bak�mdan Yugoslavya içindeki alt� cumhuriyetin sahip
oldu�u e�it statü tan�nm��t�r.460
Arnavut milliyetçili�i, ayn� dinden olmalar�na ra�men Türkleri olumsuz yönde
etkilemi�tir. Arnavutlar�n, Kosova’y� Arnavutla�t�rma emelleri Türkleri de zamanla
asimile etti. 1951’de Türk okullar� aç�lmas�na ra�men Arnavutlardan gelen bask� sonucu
Türkler, çocuklar�n� Arnavut okullar�na göndermeye ba�lad�lar. Zamanla okullar� kapanan
Türk az�nl�k, asimile olmamak için çocuklar�n� S�rp okullar�na göndererek varl�klar�n�
korumu�lard�r.461 Ayn� dine mensup olma, Türklerle Arnavutlar� birbirine yak�nla�t�rm��,
evlilik yoluyla kayna�m��lard�r. Ancak bu durum zaman içinde bir çok Türk’ün Arnavut
yaz�lmas�na sebebiyet vermi�tir. A�a��da nüfus bölümünde görece�imiz gibi Türk nüfus
ile Türkçe konu�an nüfus aras�nda çok fark vard�r.
Kosova’n�n günümüzde de belirsizli�i devam eden statüsünün bozulmas�, S�rp
milliyetçili�ini kullanarak k�sa zamanda yükselen Slobodan Miloseviç’in S�rbistan devlet
ba�kan� olmas�yla ba�lar. Miloseviç, Kosova’n�n Türk hakimiyetinde oldu�u dönemi
h�nçla S�rplara hat�rlatan ve Kosova sorununu siyasi malzeme yapan politikas�yla
Tito’dan sonra Yugoslavya’n�n ba��na geçen en etkili devlet ba�kan�yd�. Muhalefeti
susturarak komünist partisini ele geçiren Miloseviç, S�rbistan, Kosova, Voyvodina ve
Karada�’�n oylar�n� alm��t� ancak tam anlam�yla iktidar olabilmesi için bir cumhuriyeti
daha kazanmas� gerekiyordu. Ancak bu gerçekle�emeden Yugoslavya da��ld�. Önce
Slovenya ve H�rvatistan ard�ndan Bosna-Hersek ba��ms�zl���n� ilan etti. Makedonya
kans�z bir �ekilde federasyondan ayr�ld�. Ancak Kosova’n�n tüm devlet kurumlar�
459 Uzgel, a.g.m., s.509.460 Malcolm, a.g.e., s.385-386; Olcay, a.g.e., s.13. 1974 anayasas�n�n 1. ve 2. maddelerinde Kosova’n�n,federasyonu olu�turan anayasal bir parça oldu�u ve 5. maddesi de Kosova’n�n kendine ait bir bölgesi ver�zas� olmadan de�i�tirilemeyecek s�n�rlar� oldu�unu belirtir. Olcay, a.g.e., s.17.461 Kut, Balkanlar’da Kimlik ve Egemenlik, s.231.
134
S�rbistan’�n eline geçmi�ti ve böyle bir ayr�lma �ans� yoktu.462 Kosoval� Arnavutlar,
Yugoslavya bunal�m�nda da��lman�n gerçekle�mesiyle ba��ms�zl�k hayal ediyorlard�.
Oysa S�rbistan, Kosova’n�n özerk statüsüne 1989’da son vererek 1974’deki Kosova’n�n
anayasal statüsünü tamamen yok etti. Bunun üzerine Kosova Parlamentosu’nun Arnavut
milletvekilleri 1990’da Kosova Cumhuriyeti’ni ilan ettiler. Devlet ba�kanl���na da
Kosova Demokratik Birli�i(LDK) ba�kan� �brahim Rugova’y� getirdiler. Arnavutlar
bundan sonra S�rbistan liderli�inde kurulan yeni Yugoslavya devletine sivil itaatsizli�e
ba�layarak devleti boykot ettiler. E�itim, sa�l�k vs. i�leri kendi imkanlar�yla yürüterek
pasif bir direni�e ba�lad�lar.463 Bu durumdan Türk az�nl�k ziyadesiyle etkilendi. Türkler,
Arnavutlarla S�rplar�n politik çat��malar�ndan uzak durmaya gayret etti ve a��r� giden
Arnavut milliyetçili�inden sak�nd�. Türkler az say�da olduklar�n�n bilincinde ve bir
özerklik elde edemeyeceklerinin fark�nda olarak iktidara sad�k kald�. Eskiden oldu�u gibi
anayasa ve kanunlar�n az�nl�klara verdi�i haklar� yeniden kazanmak umuduyla çocuklar�n�
devlet okullar�na göndermeye devam ettiler.464 1990 sonras� dönemde Arnavutlar i�lerini
kaybederken, Türkler i�lerine devam etmi� ve Pri�tine radyo ve televizyonunda Arnavutça
yay�nlar kalkarken Türkçe yay�nlara devam edilmi�tir. Bu faktörler, Türklere kar��
ho�nutsuzlu�u artt�r�rken Türklerin, Arnavutlar taraf�ndan Miloseviç yönetimi ile i� birli�i
yapt��� yönünde haks�z ithamlara maruz kalmalar�na neden olmu�tur.465 Buna tepki olarak
Türk milliyetçili�i de Arnavut milliyetçili�ine kar�� geli�meye ba�lad�. Öyle ki
Arnavutlar, Türk varl���n� inkar eder bir politikayla Türklere, Türkle�mi� Arnavutlar
olarak bakmaya ba�lad�. Bu nedenle de Türk toplulu�u da do�al olarak kendi ç�karlar�
do�rultusunda mücadele etmeye ba�lad�.466
462 Malcolm, a.g.e., s.399-402.463 Kut, a.g.e., s.150-151; Uzgel, a.g.m., s.509. Rugova ile LDK’n�n yürüttü�ü politika; �iddet içerenayaklanman�n önünü almak, Kosova sorununu uluslararas� hale getirmek ve seçimler ile say�mlar� boykotederek Kosova Cumhuriyeti devlet ayg�t�n� ana hatlar�yla olu�turarak S�rp yönetiminin me�rutiyetinisistemli biçimde reddetmektedir. LDK, Slovenya ve H�rvatistan’�n ba��ms�zl�k ilan etmesi üzerineYugoslavya içinde cumhuriyet statüsü kazanmak yerine tam ba��ms�zl�k hedefi benimsedi. Malcolm, a.g.e.,s.405-406.464 Altay Suray Recepo�lu, “Yugoslavya’da Türk Cemaati’nin Dini Meseleleri”, Yeni Türkiye, c.II,say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1829.465 Kut, a.g.e., s.233; Bilgehan A. Gökda�, “Balkan Türklü�ünün Dil ve E�itim Sorunlar�”, der., ErhanTürbedar, Balkan Türkleri Balkanlar’da Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.314.466 Erhan Türbedar, “Tarihte De�i�en Siyasi ve Sosyal Dengeler �çinde Kosova Türkleri”, Balkan TürkleriBalkanlar’da Türk Varl���, der., Erhan Türbedar, ASAM, Ankara, 2003, s.81.
135
Sonuçta biri ordusuna, polisine, yarg� organlar�na sahip S�rbistan iktidar�, di�eri
S�rbistan’�n illegal sayd��� Arnavutlar�n kurdu�u Kosova Cumhuriyeti olu�tu.467 1990’dan
1998 kadar S�rp yönetimine itaatsizlik politikas� tam ba��ms�zl��� elde etmede sonuç
vermeyince Arnavutlar, Kosova Kurtulu� Ordusunu(UÇK) kurarak silahl� direni�e
ba�lad�lar. Kar��l���nda da S�rplar�n sert tepkisi geldi ve Arnavutlara kar�� etnik temizlik
harekat� ba�lad�. Ancak Bat�, Bosna soyk�r�mna seyirci kalarak i�ledi�i hatay� telafi etmek
istercesine BM Güvenlik Konseyi’nin karar� olmadan NATO’yu harekete geçirdi ve
NATO, Mart 1999’da S�rbistan’� bombalamaya ba�lad�.468 Bat�l� devletlerin sorunu
çözmedeki kararl�l��� Miloseviç’e geri ad�m att�rd�.469 Bundan sonra S�rbistan, ABD’nin
dayatt��� plan� kabul etmek zorunda kald� ve bölgede bar��� sa�lamak üzere KFOR
(Kosova Force) uluslararas� gücü olu�turuldu. Kosova’n�n sivil yönetimi için de geçici
olarak UNMIK(United Nations Mission in Kosovo) uluslararas� yönetimi göreve
getirildi.470 KFOR’a Türkiye de bin ki�ilik bir birlikle kat�ld� ve Türklerin yo�un olarak
ya�ad��� Prizren, Pri�tine ve Mamu�a’da konu�land�. Ancak UNMIK, Kosova
seçimlerinde oy pusulalar�n� ödenek yoklu�u gerekçesiyle Türkçe basmamas�, Türkçe
ders saatlerinin azalt�lmas� gibi uygulamalarla Türk kar��tl��� sergilemektedir. Türk
az�nl�k, nüfusu itibariyle bu tip uygulamalara maruz kalarak 1974’deki statülerinin dahi
gerisine dü�ürüldü. Türkçe, ancak yar� resmi dil olarak kabul edildi.471
Türklerin, BM’nin demokratik, çok kültürlü yeni bir Kosova in�a etme çal��malar�nda
d��ar�da b�rak�lmak istenmesine kar��n Türk az�nl�k, sosyo-kültürel ilerlemeler
kaydederek Kosova’da varl���n� devam ettirme gayreti içersindedir. Sava� ortam� ve kaos
içinde Türk gençleri ve ayd�nlar� bir araya gelerek 10 Ocak 1999’da “Sofra” kültür sanat
dergisini ç�karmaya ba�lad�lar. Bir süre sava� dolay�s�yla yay�n� durdurulsa da Eylül’de
467 Recepo�lu, a.g.m., s.1830.468 Uzgel, a.g.m., s.509.469 Kut, a.g.e., s.147.470 Uzgel, a.g.m., s.509.471 Kut, a.g.e., s.234-235; Uzgel, a.g.m., s.513. UNM�K, seçim ve nüfus kay�t formlar�nda �ngilizce,Arnavutça ve S�rpça’ya yer verirken, Türkçe’yi görmezden gelmi�tir. Türk toplumu da bunu protesto ederekUNMIK’in �srarla Türkçe el ilanlar�yla yapt�klar� kay�t ça�r�lar�na kat�lmad�lar. Nedim Yalç�n, “KosovaSeçimlerinde Türkler Kay�t D���”, Zaman(21 Temmuz 2000). Bosna sava��ndan sonra Türkiye-S�rbistanili�kilerinde yak�nla�ma meydana geldi. Türkiye, az�nl�k politikas�nda devletlerin toprak bütünlü�ününkorunmas�ndan yanad�r. Kosova sorununda da, S�rbistan’�n toprak bütünlü�ünün korunmas�ndan yana tav�rsergilemi�tir. Bu tutum Arnavut ve Türk az�nl�k aras�nda ho�nutsuzlu�a sebebiyet verdi. Arnavutlartaraf�ndan Türkiye, adeta S�rplarla i�birli�i içinde gözüktü. Türk az�nl�k için ise Türklere haklar�n�ntan�nmas� konusunda Türkiye, etkin bir siyaset yürütemedi. Uzgel a.g.m., s.511; Hasan Ünal, “KosovaSeçimleri ve Türkler”, Zaman(21 Temmuz 2000)
136
tekrar ç�kmaya ba�lad�. Derginin amac� Kosova Türkleri’nin kültürünü, dilini, tarihini,
gelenek ve göreneklerini, sanat�n� ya�atarak gelecek nesillere aktarmakt�r. Türk varl���
yads�nmak istenirken Mehmet Bütüç, “Yeni Dönem” adl� Türklerin ilk ba��ms�z
gazetesini 24 Kas�m 1999’da ç�karmaya ba�lad�. Gazete, Türklerin haklar�n� savunurken
UNMIK’in haks�z uygulamalar�n� da ele�tirdi. Yine Bütüç, kendi giri�imleriyle Nisan
2002’de Kosova’da ilk Türk radyosunu kurdu.472
Günümüzde ise siyasi belirsizlik içindeki Kosova’n�n nihai statüsü
belirlenememektedir. Arnavutlar en az�ndan tam ba��ms�z bir Kosova devletinden
yanad�r. Uluslararas� toplum ise, ba��ms�z bir Kosova’n�n Arnavutluk’la birle�me ihtimali
ile S�rbistan içinde ayr�cal�kl� bir bölge olarak kalmas� aras�nda kalarak, süreci
olabildi�ince uzatmaktad�r. Taraflar ise birbirlerine kesinlikle taviz vermek
istememektedir. Haziran ay�nda UNM�K ba�kan� Soren Jessen Petersen ise, Kosova’daki
siyasi temsilcilerin, nihai statü müzakerelerine daha fazla önem vermeleri için yerel
seçimlerin 12 ay ertelendi�ini aç�klamaktad�r.473 Kosova sorununun özünde S�rplar için
büyük S�rbistan, Arnavutlar için büyük Arnavutluk hayali vard�r. Her iki toplum için de
Kosova, vazgeçilmezdir.474
S�rbistan Radikal partisi ba�kan� Tomislav Nicolic, S�rbistan’�n Kosova’dan
vazgeçmedi�ini, “Kosova için sava�aca��z” tehdidiyle göstermektedir. Kosova S�rplar�
lideri Oliver �vonovik ise Belgrad’�n Kosova’ya yönelik siyasetini desteklediklerini
belirterek, Kosova S�rplar�n�n halk oylamas� ile ya�ad��� bölgenin S�rbistan’a
ba�lanmas�n� isteyeceklerini belirtmektedir. S�rplar, BM ve KFOR’dan da �ikayet ederek
ya�am haklar�n� k�s�tlad�klar�n� iddia etmektedirler. Bu �artlar alt�nda Türk az�nl���n hangi
statüde olaca�� daha da belisizdir.
Kosova’n�n nihai statüsünü belirlemek için en üst düzey toplant� ise 24 Temmuz
2006’da Viyana’da gerçekle�ti. Arnavut ve S�rp taraflar�n�n bir araya geldi�i
müzakerelerde Arnavutlar, tam ba��ms�zl�ktan ödüz vermediler. S�rp taraf� da buna
472 Bütüç, a.g.m., s.165-166.473 Ay�n Tarihi(Haziran 2006). S�rplar 1912’de kazand�klar� Kosova topraklar�nda zaten ço�unlu�u S�rpolmayan bir nüfusun ya�amakta oldu�u gerçe�ini bir türlü anlamak istememektedirler. Malcolm, a.g.e.,s.412.474 Kut, a.g.e., s.149.
137
�iddetle kar�� ç�kt�. Ev sahibi Avusturya ise soruna gerçekçi yakla��lmas� gerekti�i
üzerinde durdu. Böylece 7 y�ld�r BM yönetiminde olan Kosova’n�n gelecekte de statüsün
ne olaca�� yine belirsizli�ini sürdürmeye devam etmektedir.475
50. Kosova Türklerinin Nüfusu
Kosova, Osmanl� döneminde Makedonya co�rafi bölgesinde bir vilayetti. Makedonya,
Balkanlar’da yo�un Türk nüfusunun ya�ad��� bir bölgeydi. Ancak buradaki hakimiyet
kaybedilince yüz binlerle ifade edilen insan Anadolu’ya göçtü. Sadece 1912-1914 y�llar�
aras�nda Makedonya da dahil 302.907 Türk Kosova’dan göç etti.476 Bu göçlerle birlikte
1912-1918 döneminde Kosova’n�n toplam Müslüman cemaati(Türk, Arnavut, Bo�nak)
yakla��k 250-350 bin aras�nda oldu�u tahmin edilmektedir.477
II. Dünya sava�� ve sonras�ndaki dönemlerde ise Kosova nüfusunda büyük
hareketlenmeler ya�anm��t�r. Sava� s�ras�nda çok say�da Arnavut bölgeye ak�n ederken,
bir çok S�rp ve Karada�l� da bu bölgeden sürüldü.478 1948’de Türk nüfusu siyasal
çat��malar dolay�s�yla adeta dibe vurdu ve 1315 olarak gösterildi.479 Yugoslavya
Komünist Partisi, az�nl�k sorununa çözüm için en iyi yolun göç olmas�na karar verdi ve
1945-1966 aras�nda Yugoslavya’dan tahminen 296 bin ki�i Türkiye’ye göç etti. Ço�u
Makedonya’dan olmak üzere Kosova için bu rakam�n 100 bin oldu�u dü�ünülmektedir.480
Bu dönem de Yugoslavya Federal �statistik Kurumu’nun verdi�i resmi rakamlara
bakt���m�zda Kosova’da Türk nüfusunu 1953’de 34.583, 1961’de 25.764 ve göçlerden
sonra 1971’de 12.444 olarak görüyoruz.481 Bir önceki say�ya göre azalman�n nedeni,
Kosova’da iktidar� ele geçiren Arnavut milliyetçilerinin yo�un bask�s� olmu�tur. Yine
ayn� kurumun verilerine göre 1981’de 12.578 ve 1991’de 10.836 Türk’ün Kosova’da
ya�ad��� tespit edilmi�tir.482
475 http://www.zaman.com.tr/?bl=dishaberler&alt=&trh=20060725&hn=315637476 Türbedar, a.g.m., s.74-75.477 Popoviç, a.g.e., s.221.478 Malcolm, a.g.e., s.373.479 Cemali K. Tunal�gil, “Yugoslavya Türkleri ve Bugünkü Konumlar�”, Yeni Türkiye, c.II,say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1826.480 Malcolm, a.g.e., s.381.481 Tunal�gil, a.g.e., s.1827.482 a.g.e., s.1826-1827.
138
Türklerin inand�klar� rakam ise bu say�lar�n 4-5 kat� kadard�r. Yani 40 ile 60 bin
aras�nda bir rakam söylenmektedir. Bunun yan�nda Türkçe konu�anlar�n say�s�n�n ise 250
bin ile 400 bin aras�nda oldu�una inan�lmaktad�r. Bu rakam, Arnavutla�m�� Türkler ile
Türkçe konu�an Arnavutlar�n say�s�d�r. Kosova’da 2 milyon Arnavut’un ya�amas� Türk
nüfusun görmezden gelinmesine neden olmaktad�r. Arnavutlarla Türklerin k�z al�p
vermeleri, aralar�nda bir çe�it dayan��ma olu�turmu�tur. Bu nedenle bir çok Türk kendini
aç��a vermek istememektedir. Do�umlar da haliyle Arnavut nüfusu hanesine
yaz�lmaktad�r. Türklerin say� olarak inand�klar� rakam bu gizli Türk nüfusla birlikte 40-50
bine ç�kmaktad�r.483
Türklerin ya�ad�klar� yerler de giderek darald�. Bir çok Türk köyü Arnavutla�t�. Bugün
Türkler yo�un olarak Prizren, Pri�tine, Geylan, Kosova Mitroviças�, V�ç�rt�n ve
Mamu�a’da (tamam� Türklerden olu�an bir köy) ya�amaktad�rlar.
51. Kosova Türklerinin Hukuki Statüleri
Yugoslavya, Kosova Özerk Bölgesi için ilk hukuki düzenlemeyi 1948’de “S�rbistan
Halk Cumhuriyeti’nde Kosova-Metohija Özerk Eyaleti’nin Tüzü�ü” �eklinde yapt�.
Tüzükte, Kosova milletlerinin hak e�itli�i ile kendi dilinde konu�ma hakk� oldu�u
belirtiliyordu.484 Ancak Türklerin milli az�nl�k olarak tan�nmas� ise; Tito’nun, Enver Hoca
liderli�indeki komünist Arnavutlu�a, 1946’da Kosova’n�n Arnavutlu�a ba�lanmas�
gerekti�ini, ancak bunun için zamana uygun olmad��� ve Kosova S�rplar�n�n da buna haz�r
olmad���n� söylemesi ve bundan ho�nut olmayan Kosova ulusçu Arnavutlar� aras�nda
geli�en ba��ms�zl�k dü�üncesinin tehlikeli boyutlara ula�abilece�ini gören
Yugoslavya’n�n, Arnavutlar�n gücünü parçalamak için Türkleri Kosova’n�n asli unsuru
olarak tan�mas�yla olmu�tur.485 1970’de de Kosova meclisinde, “Dil ve Yaz�lar�n
E�itli�inin Gerçekle�tirilmesi”ne dair yasan�n kabul edilmesi ile Arnavutça, S�rpça ve
Türkçe’nin e�itli�i sa�lanm��t�r. Ancak Türkçe’nin kullan�m� Arnavutça ve S�rpça gibi
483 Süleyman Sefer Cihan, “Kosova Sorunu Paneli Muhte�emdi”, Yeni Bat� Trakya, say�:106-107(Ocak-�ubat 1992), s.6; Necdet Ertu�rul, “Kosova Türkleri Kan A�l�yor”, Yeni Bat� Trakya, say�:123(Kas�m-Aral�k 1993), s.51-53.484 �skender Muzbeg, “Hukuki Belgeler Çerceveside Kosova Türkleri”, Balkan Türkleri Balkanlar’da TürkVarl���, der. Erhan Türbedar, ASAM, Ankara, 2003, s.108.485 Emir Türko�lu, “Kosova Arnavutlar�n�n Milliyetçili�i”, Balkan Diplomasisi, der., Ömer E. Lütem-BirgülDemirta� Co�kun, ASAM, Ankara, 2001, s.111.
139
kolektif bir hak yerine bireysel bir hak olarak tan�mlanm��t�r. Arnavut ve S�rp dillerinin
Kosova genelinde kullan�laca�� belirtilirken, Türk halk�, Kosova kurumlar�nda kendi
dilini kullanma hakk�na sahiptir denmi�tir.486 1974 tarihli Kosova Sosyalist Özerk Bölgesi
anayasas�nda ise Türk az�nl�k tam anlam�yla Kosova’n�n di�er halklar�yla e�it statüde ve
kurucu unsuru kabul edildi ve Türkçe, di�er dillerle birlikte hak e�itli�ine kavu�tu.487
Özerk bölgenin yasalar�, genel belgeleri, resmi gazete de Arnavut, S�rp ve Türk dilinde
özde� metinler olarak yay�nlanacakt�r.488 1974 anayasas� ile Tito, Kosova’da etnik bar���
sa�lamay� ba�arm��t�r ve bunu garanti etmi�tir. Türkçe dili ve yaz�s�n�n di�er dilerle olan
e�itli�ini kabul eden 1970’deki anayasal düzenlemenin ötesinde ba�ka bir yasa 1977’de
kabul edildi. Dil ve Yaz�lar�n Hak E�itli�i’ne dair yasada, e�itim-ö�retimde ve Kosova
idare organlar�nda somut bir �ekilde Türk dilinin kullan�m� söz konusudur.489
1989’a gelindi�inde ise Miloseviç yönetimindeki Yugoslavya Federal Cumhuriyeti,
Kosova halk�n�n tüm hukukunu alt üst etti, fiilen kulland��� haklar�n� ellerinden ald�.
Kosova’n�n %90’�n� olu�turan Arnavutlar ise bunun üzerine 1991’de ba��ms�zl���n� ilan
etti. Kosova’da S�rp ve Arnavut yönetiminden olu�an defacto çift ba�l� durum, 1999’daki
Kosova sava��na dek sürdü. BM öncülü�ünde kurulan Kosova yönetiminin misyonu ise
bölgede etnik gruplar aras�nda ho� görüye dayal� çok uluslu, çok kültürlü, çok dinli bir
toplum ve idare olu�turmak olmu�tur. Ancak gelinen bu noktada bu amaçtan uzak
olundu�u görülmektedir.490 Kosova’n�n nihai statüsünün ne olaca�� belirsizli�ini
korumaktad�r. UNMIK’in yapt��� mevcut yasa düzenlemelerinde 1974 anayasas�ndan geri
olmak üzere Türkçe ikinci planda yer alm��t�r. Buna göre, UNMIK düzenlemeleri
Arnavutça, S�rpça ve �ngilizce ç�kar�l�r denmektedir.
Kosova’n�n asli unsuru olmaktan ç�kar�lan Türkler için ihtimal dahilinde baz�
avantajlar da vard�r. Buradan, Kosova hükümetinin en az iki bakan� daima az�nl�klardan
seçilecektir ve Kosova meclis ba�kanl���na da bir üye Arnavut ve S�rp toplumlar�n�n
486 Muzbeg, a.g.m., s.112-113.487 Türbedar, a.g.m., s.88.488 Muzbeg, a.g.m., s.114.489 a.g.e., s.115.490 a.g.e., s.101.
140
d���ndan seçilecektir hükümleri kabul edilmi�tir. A�a��da partiler k�sm�nda da görülece�i
gibi Türkler, iyi bir siyasetle yeni kurulacak Kosova ‘da yerlerini alabilirler.491
52. Kosova’da Türk Siyasi Partileri
520. Türk Demokratik Birli�i Partisi
1990’lar�n ba��nda Do�u blo�u ülkelerine gelen demokrasiden YFC’de etkilendi ve
çok partili düzene geçmeye ba�lad�. Toplumlar art�k partile�erek haklar�n�
arayabileceklerdi. Komünist düzende belli bir hukuku olan Türkler de YFC sonras�
düzende varl���n� sürdürebilmek için siyasi olu�um içine girdi ve 19 Temmuz 1990’da
Prizren’de “Türk Demokratik Birli�i” partisini kurdu. Partinin amac� Türk varl���n�,
gelene�ini, dinini, örf ve adetlerini ya�atmak, bunlar� yeni nesillere aktarmakt�r.492 Türk
kimli�ine vurgu yapan parti, Türklerin Arnavutla�mas�na kar�� ç�kmakta ve tüm etnik
gruplar� i� birli�ine ça��rmaktad�r. TDB, Arnavutlar�n 1990’da S�rp yönetimini boykot
etme ça�r�s�na kat�lmayarak Türklerin i�siz kalmalar�n�n önüne geçti. Arnavutlar�n,
Kosova’y� Arnavutla�t�rma politikalar�n�n kar��s�nda olan TDB, bu siyasetiyle S�rplar�n
Türklere cephe almas�n� önledi. 1990 seçimlerine de kat�larak a��r� uç bir parti
olmayaca��n� gösterdi.493
�imdiye kadar Türk kültürünü ya�atabilmek amac�yla dernekle�me hareketleriyle daha
çok faaliyet gösteren Türkler, partile�me süreciyle daha aktif bir yap�ya geçtiler.
Uluslararas� alanda seslerini duyurabilme imkanlar�na kavu�tular. Arnavut bask�s� ve
milliyetçili�i partile�mede Türk az�nl���n kar��s�na ç�kt� ve Türkler, “müslüman
karde�lerinizden ayr�l�yorsunuz” �eklinde Arnavutlar�n itham�na maruz kald�lar. E�itim
alan�nda da Arnavut boykotuna kat�lmayan TDB, böylece bu olanaktan mahrum kalmad�
Türkçe e�itim eskisi gibi devam etti. Aral�k 1991’de Türkiye’den 10 bin kitap getirildi ve
sansüre u�ramad�. Hatta 1991’de Türkçe e�itim ve kültür haklar�n�n verili�inin 40. y�l
491 a.g.e., s.116-122. Yugoslavya döneminde bas�n-yay�n, radyo ve televizyonlarda Türkçeye yer verilirken,UNMIK döneminde Kosova’ya giri� bölümünde gördü�ümüz “Yeni Dönem” medya kurulu�una Kosovatelekom �irketi GSM kart� vermek için bir y�l bekletmi�ti. Türbedar, a.g.m., s.92. Ancak �imdilerde buTürkçe gazete çok az say�da satmaktad�r. Prizren’de ç�kt��� için di�er Türklerin yo�un ya�ad��� yerlerdera�bet görmemektedir. Maalesef Türk az�nl�k, ya�am�� oldu�u yerde �ehir milliyetçili�i yaparak küçücükKosova’da Prizrenli, Pri�tineli, Üsküplü, Mamu�al� ayr�m� yapmaktad�r.492 Tunal�gil, a.g.m., s.1827; Ertu�rul, a.g.m., s.51.493 Tunal�gil, a.g.m., s.1827; Kut, Balkanlar’da Kimlik ve Egemenlik, s.233.
141
dönümünün kutlama masraflar�n� S�rp yönetimi kar��lad�.494 Türkiye’den yak�n ilgi ve
yard�m bekleyen TDB, e�itimdeki kadro sorununu giderebilmek amac�yla TC. Milli
E�itim Bakanl��� ile i� birli�ine giderek Kosoval� ö�rencilere Türkiye’de otuz kontenjan
ve burs imkan� sa�lad�.
TDP, Kosova sorununun demokratik yöntemlerle ve hakkaniyet ölçüsünde, �iddetle
de�il masa ba��nda çözülmesi taraftar�d�r.495 Türk varl���n� Kosova’da ya�atmak için
kurulmu� olan TDB, parti içi ki�isel ç�kar kavgalar� yüzünden yeterince aktif olmam��t�r.
Prizren, Pri�tine, Mitroviça kentinde olanlar bölgelerindeki siyasileri desteklemeye
ba�lad�lar. Böylece parti merkez içi ve �ubeleri aras�nda kavgalar sürüp gitti. Bu
bölünmü�lü�ü sona erdirmek amac�yla TDB �ubelerini ve Kosova Türk derneklerini bir
araya getiren “Kosova Türk Temsil Kurulu” olu�turuldu. Ancak kurul, i� göremez halde
ka��t üstünde varl���n� devam ettirmektedir. Bunun yan�nda TDB, UNMIK idaresinde
yap�lan 17 Kas�m 2001 Kosova seçimlerinde üç milletvekili ile mecliste temsil edilmeyi
ba�arm��t�r.496
Kosova’da dil meselesi hala güncelli�ini korumaktad�r. TDB milletvekilleri
parlamentoda görü�ülen ve Türklerin aleyhine bir kanun ç�kmas� muhtemel yasa
görü�melerini, sahip oldu�u üç milletvekili ile veto edememesi nedeniyle oturumu terk
ederek protesto etti. Bu da yasan�n Türkler için ne kadar hayati bir önem ta��d���n�
göstermektedir.497 Ancak son dil konusundaki görü�melerde TDB ba�kan� ve milletvekili
Mahir Ya�c�lar’�n da bask�s�yla Türk dili Kosova’da resmi diller aras�na girdi. Kosova
meclisi Türk dilini resmi kullan�ma sokmayan bir tasar� kabul etti. Ancak Kosova
ba�bakan� Agim Çeku ve meclis ba�kan� Kol Beri�a’n�n araya girmesiyle Türk dilinin
Arnavutça ve S�rpçayla e�it statüde resmi dil olmas� kabul edildi. Böylece Türkler, 1974
anayasas�ndaki hukuki durumlar�na yakla�m�� oldular.
494 Arslan Tekin, Balkan Volkan�, Ötüken Yay., �stanbul, 1993, s.326-328.495 Tunal�gil, a.g.m., s.1827-1828.496 Türbedar, a.g.m., s.82-92.497 Kosova Türkleri aras�nda siyasi bir sorun milletvekilleri ç�karmada ya�amaktad�r. Türkler bulundu�ubölgeden milletvekili ç�karmak istiyor. Buna göre mutlak Prizrenli, Pri�tineli, Gilanl�, Mamu�al� milletvekilidenmesi gerekmektedir. Gerçekten Türk halk�n�n haklar�n� güçlü bir �ekilde savunacak liyakatte birininseçilmesine önem verilmemektedir.
142
521. Türk Halk Partisi
LDK’n�n bir uzant�s� olan parti, Arnavutlarla yak�n ili�ki içersindedir. Din birli�i
nedeniyle Arnavutlarla ortak hareket edilmesi gerekti�ini belirten THP, bu politikas�yla
Türk birli�ini bozmaktad�r. Kosova’n�n gelece�inde Türklerin iyi bir konumda
bulunabilmesi ve S�rp egemenli�i alt�na girmemesi için Arnavutlarla i�birli�ini
savunmaktad�r. Buna kar��n sürekli Türk Demokratik Partisi’ni S�rplarla i�birli�i
yapmakla suçlanmaktad�r.
THP ba�kan� Sezai �aipi TDP için: “Biz onlarla i�birli�i yapmaktan kaç�nmad�k. Biz
onlara aç�kça söyledik. E�er program�n�z� de�i�tirirseniz ve S�rbistan devleti ile aç�kça
i�birli�i yapmazsan�z o zaman biz sizinle i�birli�i yapabiliriz. Siz S�rbistan’la i�birli�i
yapt���n�z müddetçe sizi siyasi parti gibi saym�yoruz.”498 THP, bununla birlikte marjinal
bir parti olmaktan kurtulamam��t�r. Türk halk�n�n deste�inden uzakta olan parti, 2001
parlamento seçimlerine adayl�k koyabilmek için gereken bin imzay� dahi toplayamam��t�r.
THP, Türkiye’yi de S�rp yanl�s� ve TDP arac�l���yla bölgede etkinli�ini art�rmak
istemekle suçlamaktad�r.499
53. Kosova’da Türk Dernekleri
530. Do�ru Yol
Balkan Türklerinin milli varl�klar�n� sürdürmesinde en çok tutulan yol, dernekle�me
olmu�tur. Kosova Türkleri de Yugoslavya’n�n sa�lad��� haklardan yararlanarak 1951’de
“Do�ru Yol” kültür ve güzel sanatlar derne�ini kurdu. Kosova Türklerinin yeti�tirdi�i,
ayd�n �ahsiyet, dokuz y�l dernek ba�kanl��� yapm�� Altay Suroy Recepo�lu; “Bizim
anavatan�m�z buras�… Biz Osmanl�lardan önce de buradayd�k. Peçeneklerle, Kumanlarla
geldik…” diyerek Türklerin, Kosova’n�n yerli unsuru oldu�unu belirtmi�tir.500 Dernekte
Türk yazarlar bir araya gelerek bir edebiyat ortam� olu�turdular. Yazarlar Üsküp’te ç�kan
“Birlik” ve “Sesler” sanat dergileriyle i�birli�ine giderek yaz�lar yay�nlad�lar. Do�ru Yol,
498 Tekin, a.g.e., s.329; Kut, a.g.e., s.232.499 Türbedar, a.g.m., s.84.500 Tekin, a.g.e., s.331.
143
1969’da Pri�tine’de ç�kmaya ba�layan Tan gazetesini yöneterek kitap bas�m i�ine girdi.
Kosova’da ba�layan sanatsal canl�l�kla birlikte derne�in Edebiyat kolu, ilkin “Do�ru Yol”
daha sonra “Esin” ad�n� alan kültür sanat dergisi ve “Filiz” çocuk dergisini yay�nlad�.
Kosova’da dikkat çeken husus, nüfusuna oranla sanat adamlar�n�n çoklu�udur. Türk
toplumunun ileri düzeyde sanat ya�am� vard�r. Her y�l kültür etkinlikleriyle sanatç�lar
eserlerini halka arz ederler. Do�ru Yol bu yap�s�yla, Balkanlar’da Türk dili ve kültürünün
sa�lam dayanaklar�ndan biri olmu�tur.501 Do�ru Yol, Türk dünyas�yla ileti�im ve
etkile�im içersindedir.
Bunun d���nda Kosova’da “Gerçek” kültür sanat derne�ini ve “Kosova Türk
Gazeteciler Derne�i”ni sayabiliriz.
501 Recepo�lu, “Prizren ve Türk Dünyas�”, s.144-145.
6. SONUÇ
Bu tezde, Bulgaristan, Yunanistan, Makedonya, Romanya ve Kosova Türklerinin
te�kilatlanmalar� incelendi. Bunlardan Bulgaristan Türklerinin te�kilatlanmalar�;
Bulgaristan Osmanl�’dan erken koptu�u için daha eskilere dayan�r. Bat� Trakya ise,
Balkan sava�lar�nda kaybedilip Lozan’da Türklerinin statüsü belirlenince, Bat� Trakya
Türklerinin te�kilatlanmalar� Lozan’dan sonra ba�lam��t�r. Romanya’n�n kaybedili�i
1878’de, Makedonya ve Kosova’n�n kaybedilmesi ise Balkan Sava�� s�ras�nda olsa da bu
ülkelerde Türklerin te�kilatlanmalar�, �ki Sava� aras� dönem, daha çok II. Dünya sava��
sonras� komünizm döneminde olmu�tur. Bu ülkelerde Türkler birlik, cemaat veya dernek
ismi alt�nda bir araya geldiler. Bulundu�u ülkenin kanunlar�na göre haz�rlad�klar� tüzükler
kabul edilerek faaliyet gösterdiler. Ancak komünist, totaliter, askeri yönetimlerin bask�lar�
alt�nda zaman zaman ezildiler, haks�z yere takibata u�rad�lar. Makedonya’da Yücel,
Bulgaristan’da Turan te�kilatlar� en belirgin örneklerdir. Balkan Türklerinin II. Dünya
sava�� sonras� Bat� Blo�unda yer alan Türkiye’yi her alanda takip etmek istemesi,
bulunduklar� ülkelerdeki hükümetlerin tepkisini çekti. Balkan devletleri, Türkleri kendi
içinde asimile etmek isterken buna kar�� gösterilen direnç, sonuçta Türk birliklerinin
aleyhine i�ledi. 1990 ve sonras� Do�u Avrupa ülkelerinde meydana gelen rejim
de�i�iklikleri sonras� kurulan demokrasi düzeninde ise Türk topluluklar�, hukukunu
koruyabilmek ve hakk�n� arayabilmek için bu sefer siyasi olarak te�kilatlanma yoluna
gittiler. Makedonya, Kosova ve Yunanistan’da seçim kanunlar� ve Türk nüfusunun az ve
da��n�k olmas�ndan ötürü siyasal temsiliyet sorunu ya�amalar�na ra�men Türkler, siyasi
bir partinin yerel ve uluslararas� arenada daha kolay ses getirebilece�ini anlad���ndan
dolay� bu yolu tercih etmi�tir. Yine bu demokratik dönemde yeni yeni dernekler
kurulmaya devam etmi�tir. Romanya’da ise Türk az�nl��a özel bir ilgi gösterilmektedir.
Romen-Türk dostlu�unun ileri düzeyde olmas� bunda etkili olmaktad�r. Ancak Türkler ile
Tatarlar�n kimi yönlerden farkl�l�klar göstermesi Türk birli�inin sa�lanmas�na engel te�kil
etmektedir. Romanya Türklerinin cemiyet hayat�nda uzun soluklu ve düzenli dernekler
varl�k gösterememi�tir. Ancak Türk toplumunun içinden sivrilmi� makam ve mevki sahibi
güçlü kimselerin görü� ve dü�ünceleri alt�nda bu dernekler varl�klar�n� sürdürebilmi�ler ve
145
herkes ön planda olmak isterken cemiyetlerin sonu gelmi�tir. Dernek yöneticilerinin ülkü
birli�inin olmay���, aralar�ndaki senlik-benlik kavgalar� Türk örgütlenmelerinin adeta bir
özelli�idir.
Makedonya Türk az�nl���n, Makedonya’da varl���n� sürdürebilmesi davas�nda Türk
toplulu�u içinde her iki muhalif grup birbirini suçlayarak davaya ihanet etti�ini
dü�ünmektedir. TDP merkezli siyasette taraftar olanlar kendilerini Müslüman-Türk olarak
nitelendirirken, di�er tarafta TDP siyasetinin kar��s�nda olan Türk Hareket Partisi ile
Demokratik Müslüman Partisi ba�ta olmak üzere muhalif grup, kendisini Makedonyal�
hissetmekte ve Makedonyal� Türk olarak görmektedir. Türklerin izledikleri siyasette bu
faklar olmakla birlikte milli dü�ünce ve ç�karlarda Türk az�nl�k benzer dü�üncelere
sahiptir. Makedonya Türklerinin aras�ndaki görü� ayr�l�klar�, onlar�n Makedon meclisinde
daha çok ki�iyle temsil edilebilmelerini engellemektedir. Makedonya’daki Türk
derneklerinin, Türk kültürünün geli�tirilmesi ve gelecek nesillere aktar�lmas�nda önemli
rolü olmakla birlikte Türkiye’ye göçler, derneklerin faaliyetlerine önemli ölçüde darbe
vurmaktad�r.
Bat� Trakya Türk toplumunda Dr. Sad�k Ahmet’in siyasi mücadelesi ba�lay�ncaya
kadar, Yunan partilerinden aday olmak, ço�u zaman tercih edilen yol oldu. Sad�k
Ahmet,önce ba��ms�z seçilme dönemini ba�latt�; ba��ms�z milletvekilli�i yolunun %3’lük
ülke geneli baraj�yla kesilmesinden sonra bu sefer, Bat� Trakya davas�nda ses
getirebilmek amac�yla Dostluk, E�itlik ve Bar�� Partisini kurdu. Dr. Sad�k Ahmet’in
ölümünden sonra Türkler yine eski bildik yöntemlerle siyaset yapmaya devam etti.
Partile�mek yerine Yunan siyasetinde faaliyet göstermek daha kolay bir yöntem oldu.
Ancak bu durum, Yunanistan’da Türklerin etkinli�ini azaltan bir faktör oldu. Bunun
yan�nda toplum içinde partizanl�k anlay���, siyasi ihtiraslar, milletvekili olabilme yar��� ve
bunun için çok say�da milletvekili aday�n�n ç�kmas�, seçimlerde Türklerden 1 veya 2
milletvekili ç�kmas�na sebebiyet verdi. Yunanistan Türklerinde dernekle�me faaliyetleri
ise son derece ileri düzeyde olmu�tur. Yine dernekler, Türk milli kültürünün ve varl���n�n
ya�at�lmas�nda önemli bir rol üstlenmi�lerdir. Ancak bunun yan�nda Yunanl�lar�n
amaçlar�na hizmet eden ve görünü� itibariyle Yunanistan taraf�nda olan ki�i ve kurulu�lar
da faaliyet göstermektedir. Bu da Türk kurulu�lar�n�n birbirlerine kar�� faaliyetlerde
146
bulunmalar�na neden olmu�tur. Böylece Türk toplumu aras�nda husumet gün geçtikçe
derinle�mektedir.
Bulgaristan siyasal ya�am�nda ise HÖH ile Bulgaristan hükümetleri ve HÖH ile
muhalif Türk partileri aras�nda ilginç ili�kiler süregelmi�tir. HÖH, Bulgar siyasetinde
kurulu�undan buyana etkin bir rol oynam��, Bulgar partileri ise HÖH’ü, Bulgar
siyasetinde kabullenebilme çabas� içinde olmu�tur. HÖH’e muhalif Türk partileri ise
etkisiz bir siyaset sürdürmektedirler. Bunlar Türk toplumunun bölünece�ini gösteren
unsurlar olsa da Bulgaristan Türkleri birlik içersinde etkin bir siyaset sürdürebilmektedir.
Kosova Türkleri, Balkan devletleri aras�nda nüfuslar� itibariyle en az oland�r. TDP,
Türk varl���n�n ya�at�lmas�nda, Türklerin siyasal temsiliyetinde önde olan parti
durumundad�r. Parti içi ki�isel ç�kar kavgalar�, Prizren, Pri�tine, Mitroviça vs. �ehirlerinde
ya�ayan Türklerin, bölgelerindeki siyasileri destekleyerek yerel partizanl�k anlay��� içinde
olmalar� ve parti merkez içi ve �ubeleri aras�nda kavgalar, Türklerin yeterince aktif
olmalar�n� engellemektedir.
Be� Balkan ülkesinde Türklerin kurdu�u partilerin isimlerinde ise ortak bir yön dikkat
çekiyor. Makedonya, Kosova ve Romanya’da “Demokrat” ve “Demokratik Birli�i”
ibarelerinin geçti�i partiler kurulmu�tur. Bunlar, komünist dönemde tek partili ve totaliter
sisteme nazire yaparcas�na demokrasi ilkelerini savunmay� amaç edinmi�, bu yönde
ya�amay� arzulayan partiler olsa gerektir. Yunanistan Türkleri, gördükleri bask� ve zulme
engel olmak ve Türklerin, az�nl�k hukukunun sa�lad��� imkanlar içersinde ya�amas�n�
sa�lamak amac�yla Dostluk-E�itlik ve Bar�� Partisi’ni, Bulgaristan Türkleri ise 1980’lerin
ortalar�nda u�rad��� Bulgarla�t�rma siyasetine kar�� hak ve hukukunu geri alabilmek
amac�yla son derece ismi manidar bir parti olan Hak ve Özgürlükler Hareketi’ni
kurmu�tur. Gerek dernek ve birlik, gerekse parti statüsünde, Türklerin kurmu� oldu�u bu
te�kilatlar, Osmanl� idaresinden ç�kt�klar� zamandan günümüze kadar geçen süre zarf�nda
yabanc� bir memlekette az�nl�k olman�n verdi�i bilinçle Türk milli varl���n� ve kültürünü
korumak ve ya�atmak amac�yla kurulmu�tur. Ancak Türkler aras�nda bu amaca muhalif
kesimler de oldu. Yunanistan’da Yunanl�larla, Kosova’da Arnavutlarla, Makedonya’da
Makedonlarla, Bulgaristan’da Bulgarlarla i�birli�ini ön plana ç�karanlar, Türk milli
kimli�ini suland�ranlar olmu�tur. Ba�ka bir ifadeyle �slam kültürü içersinde bulundu�u
147
ülkenin kanunlar�na uyarak ya�am�n� sürdürmek isteyenlerle, Türklü�ünü ön plana ç�kar�p
Türkiye ile yak�n ili�kiyi sürdüren bir kesim mevcuttur. Bu ikili anlay�� içinde
Yunanistan’da Sad�k Ahmet ekolünü sürdürenlerle, Yunan siyasetine adapte olanlar,
Bulgaristan’da HÖH ve kar��t� TDP, Kosova’da TDB ile THP, Makedonya’da TDP ile
kar�� muhalif siyasi grup, Romanya’da ise Türk Birli�i ile Tatar Birli�i ayr�m�n�
sayabiliriz. Balkan Türklü�ü içinde her grubun kendi izledi�i siyasetin do�ru ve ak�lc�
oldu�unu dü�ünmesi, maalesef ayr�l�klar� derinle�tirmekte, yerine partizanc� bir anlay��
getirmektedir.
Balkan Türklerinin te�kilatlar�nda bölünmeler, anla�mazl�klar, siyasi ihtiraslar
Türklerin ortak kaderi olmu�tur. Türk te�kilatlar�n�n çal��malar�, Türk toplumunun hayat�,
zihniyeti ve ahlak� üzerinde önemli tesirler b�rakt�. Türk kültürünü ya�atabilmek amac�yla
daha çok dernekle�me hareketleriyle faaliyet gösteren Türkler, partile�me süreciyle daha
aktif bir yap�ya geçtiler. Uluslararas� alanda daha iyi bir �ekilde seslerini duyurabilme
imkanlar�na kavu�tular.
YARARLANILAN KAYNAKLAR
a. Kitaplar
ACARO�LU, M. Türker : Bulgaristan Türkleri Üzerine Ara�t�rmalar, Kültür
Bakanl��� Yay, Ankara, 1999.
AKSU, Ali : Romanya Müslüman Türklerinin Dünü Bugünü,
Türk ��Adamlar� Derne�i Yay, Köstence, 2003.
AL�O�LU, Cafer : Bat� Trakya Davas�n�n Avrupa Cephesi(1982-
1994), Bursa, 1998.
ARMAO�LU, Fahir : 20. yy. Siyasi Tarihi(1914-1995), c.I-II, Alk�m Yay,
Tarihsiz.
AYDINLI, Ahmet : Bat� Trakya Facias�n�n �çyüzü, Ak�n Yay, �stanbul,
1971.
BAHADIR, Gürbüz : Bat�dan Do�uya Uzanan Çizgide Balkanlar ve
Türkler, Çizgi Kitapevi, Konya, 2002.
BALKANLI, Ali Kemal : �ark-i Rumeli ve Buradaki Türkler, Elhan Kitabevi,
Ankara, 1986.
NECMETT�N, Hüseyin : Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma Derne�inden
Tarihe Bir Not, Emir Ofset, �stanbul, 2004.
149
ERTÜRK, Ha�im.
EM�NO�LU, Rasim : Bulgaristan’da Türk �slam E�itim ve Kültür
Müesseseleri ve Medresetün Nüvvab, ed.,
Ekmeleddin �hsano�lu, ISAR(The �nternational
Society for Astrological Research) Vakf� Yay,
�stanbul, 1993.
C�N, Turgay : Yunanistan’daki Müslüman Türk Az�nl���n Din ve
Vicdan Özgürlü�ü, Seçkin Yay, Ankara, 2003.
ÇAVU�, Mehmet : Bulgaristan’da Soyk�r�m, Yaylac�k Matbaas�,
�stanbul, 1984.
DEDE, Abdürrahim : Rumeli’de B�rak�lanlar, Ota� Matbaas�, �stanbul,
1975.
DEM�RTA� CO�KUN, Birgül : Bulgaristan’la Yeni Dönem, ASAM, Ankara, 2001.
EREN, Halit : Bat� Trakya Türkleri, �stanbul, 1997.
HAT�PO�LU, M. Murat : Yunanistan’da Etnik Gruplar ve Az�nl�klar,
SAEMK, Ankara, 1999.
HERACLIDES, Alex�s : Yunanistan ve Do�udan Gelen Tehlike Türkiye,
çev., Mihalis Vasilyadis-Herkül Millas, �leti�im Yay,
�stanbul, 2002.
KAM�L, �brahim : �kili ve Çok Tarafl� Siyasi Anla�malar, �nsan
Haklar�na �li�kin Belgeler ve Bulgar Anayasas�na
Göre Bulgaristan’daki Türklerin Haklar�, YÖK
Matbaas�, Ankara, 1989.
150
KESK�O�LU, Osman : Bulgaristan’da Türkler, Kültür ve Turizm Bakanl���
Yay, Ankara, 1985.
KUT, �ule : Balkanlar’da Kimlik ve Egemenlik, �stanbul Bilgi
Üniversitesi Yay, �stanbul, 2005.
LÜTEM, Ömer E. : Türk-Bulgar �li�kileri(1983-1989), c.I, ASAM,
Ankara, 2000.
MANDACI, Nazif.
ERDO�AN, Birsen : Balkanlar’da Az�nl�k Sorunu: Yunanistan,
Arnavutluk, Makedonya ve Bulgaristan’daki
Az�nl�klara Bir Bak��, SAEMK, Ankara, 2001.
MEÇ�K, Hakk� A. : Bulgaristan Türklerinin Durumu, Hür Efe Matbaas�,
�zmir, 1984.
MEM��O�LU, Hüseyin : Pomak Türklerinin Tarihi Geçmi�inden Sayfalar,
�afak Matbaas�, Ankara, 1991.
___________________, : Bulgaristan’da Türk Kültürü, Türk Kültürünü
Ara�t�rma Enstitüsü, Ankara, 1995.
MALCOLM, Noel : Kosova Balkanlar� Anlamak �çin, çev., Özden
Ar�kan, Sabah Yay, �stanbul, 1999.
ORAN, Bask�n : Türk Yunan �li�kilerinde Bat� Trakya Sorunu,
Mülkiyeliler Birli�i Vakf� Yay, Ankara, 1986.
ÖMERO�LU, Ayd�n : Bat� Trakya Türklerinin Bölge Ekonomisindeki
Yeri ve Gelece�i, Diyalog Yay, �stanbul, 1998.
ÖZGÜÇ, Adil : Bat� Trakya Türkleri, Kutlu�Yay, �stanbul, 1974.
151
ÖZGÜR, Nurcan : Etnik Sorunlar�n Çözümünde Hak ve Özgürlükler
Hareketi, Der Yay, �stanbul, 1999.
POPOV�Ç, Aleksandre : Balkanlar’da �slam, çev., Komisyon, �nsan Yay,
�stanbul, 1995.
POULTON, Hugh : Balkanlar Çat��an Az�nl�klar Çat��an Devletler,
çev., Yavuz Alagon, Sarmal Yay, �stanbul, 1993.
SOYSAL, �smail : Türkiye’nin Uluslararas� Siyasal Ba��tlar�, c.II,
TTK, Ankara, 2000.
_____________, : Türkiye’ nin Siyasal Anla�malar�, c.I, TTK,
Ankara, 2000.
��M��R, Bilal N : Bulgaristan Türkleri, Bilgi Yay, �stanbul, 1986.
TECEMEN, Ahmet : Bulgaristan Türkleri(1878-1990), Adana Türk
Oca�� Yay, Adana, 1991.
TEK�N, Arslan : Balkan Volkan�, Ötüken Yay, �stanbul, 1993.
TU�LACI, Pars : Bulgaristan ve Türk-Bulgar �li�kileri, Cem Yay,
�stanbul, 1984.
ÜLKER, Çi�dem : Makedonya Türk Öyküsünde Kimlik Sorunu,
Kültür Bakanl��� Yay, Ankara, 1998.
ÜLKÜSAL, Müstecip : Dobruca ve Türkler, Türk Kültürünü Ara�t�rma
Enstitüsü, Ankara, 1966.
152
b.Makale ve Bildiriler
ACARO�LU, M. Türker : Bulgaristan Türklerinin Dünü-Bugünü-Yar�n�, X.
Türk Tarih Kongresinden Ayr� Bas�m, TTK, Ankara,
1993, s.1487-1500.
AGA, Murat : “Bat� Trakya Neresi”, Bat� Trakya Türk Birli�i
Derne�i Yay�n Organ�, say�:3(2005), s.5-6.
___________, : “Bat� Trakya Kültür ve Sanat �öleni”, Bat� Trakya
Türk Birli�i Derne�i Yay�n Organ�, say�:3(2005),
s.12-14.
AHMED, Vedat Sabri : “Bulgaristan Türklerinin Siyasi ve Kültürel
Tarihine Dair Genel Bir Çerçeve”, Türkler, ed.,
Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20,
Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.385-392.
AHMET, I��k Sad�k : “Bir �nsan Haklar� Dram�: Bat� Trakya”, Yeni
Türkiye, say�:16(Temmuz-A�ustos-1997), s.1793-
1799.
_________________, : “Bat� Trakya’da Mevcut Durum”, Dünü, Bugünü,
Gelece�i �le Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa
Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� Genel Merkezi,
Ankara, 2003, s.22-29.
AKYOL, Taha : “Ayselin Çilesi”, Yeni Bat� Trakya,
say�:147(Ocak-�ubat 1998), s.14.
153
AKLAN, Haluk : “Avrupa Birli�i Entegrasyonu Sürecinde
Yunanistan: Gerilimli Bir Dönü�üm Hikayesi”,
Birgül Demirta� Co�kun vd., Türkiye-Yunanistan
Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM, Ankara, 2002,
s.56-86.
AKTAN, Gündüz : “Türk-Yunan Siyasi �li�kileri”, Dünü, Bugünü,
Gelece�i �le Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa
Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� Genel Merkezi,
Ankara, 2003, s.30-33.
AL�O�LU, Cafer : “Bat� Trakya Türklerine Uygulanan Anti
Demokratik Yunan Bask�lar�”, Uluslararas� Bat�
Trakya Paneli, Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma
Derne�i �zmir �ubesi Yay, �zmir, 1996, s.44-50.
ALP, �lker : “Bat� Trakya Türkleri”, ATAM, say�:33(Kas�m-
1995), s.613-652.
_________, : “Makedonya Üzerindeki Mücadeleler ve
Makedonya Cumhuriyeti”, Makedonya Sorunu
Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM,
Ankara, 2002, s.71-90.
ARAS, Damla : “Yunanistan’daki Slav-Makedon Az�nl��� ve
Sorunlar�”, Makedonya Sorunu Dünden Bugüne,
der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002,
s.91-108.
ARSLAN, Adem Yavuz : “Az�nl�k Politikas� ��te Böyle Olur”, Yeni Bat�
Trakya, say�:180(2003), s.18-19.
154
ATAMER, Nedim : “Dr. Sad�k Ahmet Desteklenmelidir”, Yeni Bat�
Trakya, say�:74(May�s 1989), s.3-4.
_______________, : “Bat� Trakyal� Türkler Türkiye’ye Sesleniyor:
Neden Bat� Trakya’y� Ziyaret Etmiyorsunuz”, Yeni
Bat� Trakya, say�:63(Haziran 1988), s.22.
BAL, Halil : “Ethem Ruhi Balkan ve Filibe’de Yay�nlad���
Balkan Gazetesi”, Balkanlar’da �slam Medeniyeti
Milletleraras� Sempozyumu Tebli�leri(Sofya, 21-
23 Nisan 2000), �slam Tarih, Sanat ve Kültür
Ara�t�rma Merkezi, �stanbul, 2002, s.363-379.
BALKAÇ, Zerrin : “Bat� Trakya Türkleri”, Türkler, ed., Hasan Celal
Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye
Yay, Ankara, 2002, s.470-488.
BORA, Tan�l : “Türk Milli Kimli�i Türk Milliyetçili�i ve Balkan
Sorunu”, der., Kemali Sayba��l�-Gencer Özcan, Yeni
Balkanlar Eski Sorunlar, Ba�lam Yay, �stanbul,
1997, s.183-206.
BOJKOV, Victor D. : “Bulgaria’s Turks in the 1980s: A Minority
Endangered”, Journal of Genocide Research, vol.6,
Issue 3, September(2004), s.343-369.
BUYER, Vedat : “Bulgaristan’da Reform Ümitleri”, Yeni Bat�
Trakya, say�:80(Kas�m 1989), s.36-37.
BÜTÜÇ, Arif : “Kosova’da Türk Varl���”, Balkanlardaki Türk
Kültürünün Dünü Bugünü Yar�n� Uluslararas�
Sempozyumu, Bursa, 2002, s.163-166.
155
BÜYÜKÇOLAK, Kamil Mehmet : “So�uk Sava� Sonras� Dönemde Türk-Yunan
�li�kilerinde Yeni Bir Boyut”, Türkiye-Yunanistan
Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM, Ankara, 2002,
s.114-158.
CAN, Necati : “Belen’den �ktidara”, Yeni Bat� Trakya,
say�:190(A�ustos 2005), s.71-75.
CARTER, F. W. : “Türk Halklar�”, Dünyada Türkler, ed., Margaret
Bainbridge, çev., M. Harmanc�, Say Yay, �stanbul,
1995, s.263-290.
CEBEC�, Ahmet : “Bulgaristan Türklerinin Göçü Hakk�nda”, Türk
Kültürü, say�:63(Ocak 1968), s.189-193.
______________, : “Bulgaristan Türkleri”, Türk Kültürü,
say�:69(Temmuz 1968), s.666-668.
______________, : “Bulgaristan’da Son Geli�meler ve Türklere Kar��
Uygulanan Politika”, Türk Kültürü, say�:89(Mart
1970), s.342-345.
CEM�L, Tahsin : “Romen-Türk Dostlu�unun Tarihi Temelleri”, Yeni
Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s.302-306.
C�HAN, �rfan : “Bat� Trakya Sorunu ABD Kongresinde”, Yeni
Bat� Trakya, say�:137(Mart-Nisan 1996), s.7-8.
C�HAN, Süleyman Sefer : “Dr. Sad�k Ahmet: Sesimizi Kimse Susturamaz”,
Yeni Bat� Trakya, say�:122 (Eylül-Ekim 1993), s.4-
6.
__________________, : “ Kosova Sorunu Paneli Muhte�emdi”, Yeni Bat�
Trakya, say�:106-107(Ocak-�ubat 1992), s.2-10.
156
____________________, : “Bat� Trakya Türkleri Feryat Ediyor: Bizi
Kurtar�n”, Yeni Bat� Trakya, say�:141(Kas�m-
Aral�k 1996), s.1.
____________________, : “Yunanistan’da Türk Yokmu�”, Yeni Bat� Trakya,
say�:56(Kas�m 1987), s.3-4.
____________________, : “Meriçin Öte Yakas�: Bat� Trakya”, Yeni Bat�
Trakya, say�:184(2004), s.1-14.
____________________, : “Bat� Trakya’da 29 Ocaklar”, Yeni Bat� Trakya,
say�:118(Ocak-�ubat 1993), s.2.
____________________, : “Türkiye’de Rum Kurulu�lar� Tam Faaliyette”,
Yeni Bat� Trakya, say�:187(2004), s.56-60.
CO�KUN, Birgül Demirta� : “So�uk Sava� Sonras� Dönemde Bulgaristan’�n D��
Politikas�(1989-2000)”, Balkan Diplomasisi, der.,
Ömer E. Lütem-Birgül Demirta� Co�kun, ASAM,
Ankara, 2001, s.227-249.
ÇAVU�, �smail : “Restorasyon mu? Yoksa Yeni Siyaset mi?”, Yeni
Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s.290-293.
ÇAVU�, Mehmet : “Bulgaristan Trajedisi”, Yeni Bat� Trakya,
say�:36(Mart 1986), s.11-12.
ÇAVU�EV, �smail A. : “Totaliter ve Postotaliter Devirde Bulgaristan’da
Türkçe Süreli Bas�n(1944-1998), Balkan
Ülkelerinde Türkçe E�itim ve Yat�n Hayat� Bilgi
�öleni, TDK, Ankara, 1999, s.81-102.
157
ÇAYIRLI, Necati : Türkiye-Makedonya �li�kileri ve Bat�-Do�u Ula��m
Projesi Üzerine”, Yeni Türkiye, say�:16(Temmuz-
A�ustos 1997), s.1824-1825.
______________, : “Makedonya Türkleri”, Türkler, ed., Hasan Celal
Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye
Yay, Ankara, 2002, s.444-454.
ÇEÇEN, An�l : “Bo�alt�lan Bat� Trakya”, Yeni Bat� Trakya,
say�:58(Ocak 1988), s.13-15.
DAL Kas�m.
HAT�PO�LU Enver : “Bulgaristan’da 2005 Y�l�nda Yap�lacak Genel
Seçimler �le �lgili Rapor”, s.1-4.
DEM�RC�, Nefi : “Makedonya, Kosova, Kerkük”, Orkun,
say�:98(Nisan 2006), s.1-2.
EM�N, Hülya : “Bat� Trakya’da Türk Varl���”, Balkanlardaki
Türk Kültürünün Dünün Bugünü Yar�n� Uluslar
aras� Sempozyumu, Bursa, 2002, s.151-162.
EM�NOV, Ali : “Bulgaristan’daki Türkler(1945-1983)”, çev., Mine
Çankaya, ed., Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim
Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.377-
383.
ERD�NÇ, Didar : “Bulgaristan’daki De�i�im Sürecinde Türk
Az�nl���n Ekonomik Durumu”, Türkler, ed., Hasan
Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni
Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.394-400.
158
EREN, Halit : “Balkanlar’da Türk ve Di�er Müslüman Toplumlar�
ve Göç Olgusu”, Balkanlar, OB�V, �stanbul, 1993,
s.289-299.
___________, : “Bat� Trakya’da Türkçe Süreli Ne�riyat
Üzerine(1923-1988)”, Bat� Trakya’n�n Sesi,
say�:6(Eylül-Ekim 1988), s.18-23.
EREN, Hasan : “Bulgarlar ve Türk Dili”, Bulgaristan’da Türk
Varl���(Bildiriler 7 Haziran 1985), TTK, Ankara,
1992, s.1-14.
ENGÜLLÜ, Suat : “Yücel ya da F�rsattan Yararlanmak”, Yeni Bat�
Trakya, say�:110-111(May�s-Haziran 1992), s.36-
37.
ERO�LU, Hamza : “Milletleraras� Hukuk Aç�s�ndan Bulgaristan’daki
Türk Az�nl��� Sorunu”, Bulgaristan’da Türk
Varl���(Bildiriler, 7 Haziran 1985), TTK, Ankara,
1992, s.15-46.
ERTU�RUL, Necdet : “Kosova Türkleri Kan A�l�yor”, Yeni Bat�
Trakya, say�:123(Kas�m-Aral�k 1993), s.51-53.
FEDB�, Osman : “Dobruca Türkleri”, Yeni Türkiye,
say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1867-1868.
FIRAT, Melek : “Yunanistan’la �li�kiler”, Türk D�� Politikas�, ed.,
Bask�n Oran, c.II, �leti�im Yay, �stanbul, 2001,
s.440-480.
159
GAZ�O�LU, Ahmet C. : “Bat� Trakya, K�br�s ve Yunan Emelleri, Bat�
Trakya Türklerinin Hukuk Sava��nda Sad�k
Ahmet’in Yeri ve Önderli�i”, Uluslararas� Bat�
Trakya Paneli, Bat� Trakya Türkleri Dayan��ma
Derne�i �zmir �ubesi Yay, �zmir, 1996, s.25-43.
GÖKDA�, Bilgehan A. : “Balkan Türklü�ünün Dil ve E�itim Sorunlar�”,
der., Erhan Türbedar, Balkan Türkleri Balkanlarda
Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.287-315.
GÜNDÜZ, Aslan : “�ki Tarafl� ve Çok Tarafl� Milletleraras�
Anla�malar�n I����nda Bulgaristan Türklerinin
Durumu”, Bulgaristan’daki Müslüman Türklerin
Dram�, ed., Abdürrahim Dede, Türkiye Suudi
Arabistan Dostluk ve Kültür Derne�i �stanbul �ubesi
Yay, �stanbul, 1985, s.57-68.
HAKOV, Cengiz : “Bulgaristan Türklerinin Göçmenlik Serüveni”,
Türkler, ed., Hasan Celal Güzel-Kemal Çiçek-Salim
Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay, Ankara, 2002, s.371-
376.
HASAN, Halil : “Skandal Toplant�”, Yeni Bat� Trakya,
say�:187(Mart 2005), s.51-52.
HAT�PO�LU, Murat : “Kurulu�undan Günümüze Makedonya
Cumhuriyetinin D�� Politikas� ve Balkan Ülkeleriyle
�li�kileri(1991-2000)”, Balkan Diplomasisi, der.,
Ömer E. Lütem-Birgül Demirta� Co�kun, ASAM,
Ankara, 2001, 165-181.
160
HE�NZE, Christian : “Bulgaristan’daki Türklerin Az�nl�k Haklar�”, çev.,
Fügen Tu�cu, Bulgaristan’da Türk �slam Az�nl��a
Uygulanan Bask�lar Hakk�nda Uluslararas�
Hukuk Sempozyumu, �stanbul Barosu, �stanbul,
1988, s.19-24.
HERACL�DES, Alexis : “Yunan Türk Yumu�amas�(1999- …..) Bir �lk
�nceleme”, Birgül Demirta� Co�kun vd., Türkiye
Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar, ASAM,
Ankara, 2002, s.31-55.
HORATA, Osman : “Kuzey ve Bat� Türklü�ünün Kesi�me Noktas�nda
Küçük Bir Türk Toplulu�u: Romanya Türkleri”, der.,
Erhan Türbedar, Balkan Türkleri Balkanlarda Türk
Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.151-167.
_______________, : “Romanya Türkleri“, Yeni Türkiye, c.II,
say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1859-1865.
IQBAL, Javid : “Türk-Bulgar �kili Anla�malar� I����nda
Bulgaristan’daki Müslüman-Türk Az�nl��� Sorunu”,
çev., Mübin Manyase, Bulgaristan’da Türk �slam
Az�nl��a Uygulanan Bask�lar Hakk�nda
Uluslararas� Hukuk Sempozyumu, �stanbul
Barosu, �stanbul, 1988, s.25-33.
IQBAL, Nasira : “Bulgaristan’daki Türk Az�nl��� Sorununun �nsan
Haklar�na ve Hürriyetlerine �li�kin Milletleraras�
Belgeler Aç�s�ndan �ncelenmesi”, çev., Mübin
Manyase, Bulgaristan’da Türk �slam Az�nl��a
Uygulanan Bask�lar Hakk�nda Uluslararas�
Hukuk Sempozyumu, �stanbul Barosu, �stanbul,
1988, s.107-120.
161
�BRAH�M, Mehmet Zeki : “Makedonya’da �slam Kültürü”, Yeni Bat� Trakya,
say�:104(Kas�m 1991), s.27.
�NAN, Kenan.
ÖKSÜZ, Hikmet : “Bat� Trakya Türklü�ü ve Dr. Sad�k Ahmet”, Türk
Kültürü, say�:396(Nisan-1996), s.195-205.
�NBA�I, Mehmet : “Tarihsel Perspektif: Türklerin Balkanlara
Yerle�mesi”, der., Erhan Türbedar, Balkan Türkleri
Balkanlarda Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.1-
17.
KAHRAMAN, �dris : “Bulgaristan’da Seçim Heyacan�: Petar Stoyanov
Cumhurba�kan� Seçildi”, Yeni Bat� Trakya,
say�:140(Eylül-Ekim 1996), s.12-14.
KAHRAMANYOL, Mustafa : “Balkanlar’da Müslümanlar�n Dünü Bugünü
Yar�n�”, Türk Halklar�, ed., Mustafa Kahramanyol,
Ahmet Yesevi Üniversitesine Yard�m Vakf�, Ankara,
1995, s.243-251.
_______________________, : “Balkanlar’da Müslümanlar�n Dünü Bugünü
Yar�n�”, Yeni Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995),
s.263-268.
KARAG�L, Nevzat : “Selanik’te Bat� Trakya Türk Derne�i Kuruldu”,
Yeni Bat� Trakya, say�:62(May�s 1988), s.34-35.
KARATAY, Osman : “Orta Ça�da Makedonya: Bir Siyasi Co�rafyan�n
Süreklilik Öyküsü”, Makedonya Sorunu Dünden
Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara,
2002, s.1-26.
162
KARATEPE, �ükrü : “Balkanlar ve Türkiye”, Yeni Türkiye,
say�:3(Mart-Nisan 1995), s.269-271.
KAYA, Fahri : “Makedonya’daki Türk Varl���”, Balkanlardaki
Türk Kültürünün Dünü Bugünü Yar�n�
Uluslararas� Sempozyumu, Bursa, 2002, s.173-181.
____________, : “Yugoslavya Türkleri Tehlikede”, Yeni Bat�
Trakya, say�:104(Kas�m-1991). s.30.
KURTARAN, Ziya : “Bat� Trakya’da Din Özgürlü�üne Darbe, Yeni Bat�
Trakya, say�:120(May�s-Haziran 1993), s.3-5.
KURUBA�, Erol : “Türk Yunan �li�kilerinde Neo-Detant Dönemi ve
�li�kilerinin Gelece�i”, Birgül Demirta� Co�kun vd.,
Türkiye-Yunanistan Eski Sorunlar Yeni Aray��lar,
ASAM, Ankara, 2002, s.1-30.
KU�KAYA, Nedim : “Bulgaristan’da Demokratlar Seçimi Kazand�”,
Yeni Bat� Trakya, say�:143(Mart-Nisan 1997), s.35.
KUT, �ule :“Makedonya-Yunanistan Anla�mazl���n�n
Boyutlar�”, der., Kemali Sayba��l�-Gencer Özcan,
Yeni Balkanlar Eski Sorunlar, Ba�lam Yay, �stanbul,
1997, s.287-311.
_________, : “Ba��ms�z Makedonya: Alt�nc� Y�l Krizleri”,
Da��lan Yugoslavya ve Bosna-Hersek Sorunu:
Olaylar-Belgeler(1990-1996)”, haz., �smail Soysal-
�ule Kut, OB�V, �stanbul, 1997, s.175-194.
163
LÜTEM, Ömer E. : “Tarihsel Süreç �çinde Bulgaristan Türklerinin
Haklar�”, der., Erhan Türbedar, Balkan Türkleri
Balkanlarda Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003,
s.44-60.
MEM��O�LU, Hüseyin : “Bulgaristan Türklerinin Birinci Milli Kongresi(31
Ekim-3 Kas�m 1929)”, Belleten, C. LIV, Nisan-
1990, Say� 209’dan Ayr� Bas�m, s.309-330.
___________________, : “Bulgaristan ve Bulgaristan Türk Az�nl�k Sorunu”,
Tarihi Geli�meler �çinde Türkiye’nin Sorunlar�
Sempozyumundan Ayr� Bas�m, TTK, Ankara, 1992,
s.115-125.
___________________, : “Bulgaristan Türklerinin Sosyo-Ekonomik ve
Kültürel Yap�s�”, Türkler, ed., Hasan Celal Güzel-
Kemal Çiçek-Salim Koca, c.20, Yeni Türkiye Yay,
Ankara, 2002, s.361-370.
METEL, Ali Balkan : “Yunan, �skeçe Müftüsü Mehmet Emin A�a’ya
Suikast Yapt�”, Yeni Bat� Trakya, say�:176(2003),
s.3-7.
MUSTAFA, Mustafa H. : “Dr. Sad�k Ahmet’in �ahs�nda Yarg�lanan Bat�
Trakya Müslüman Türk Az�nl���n�n Davas� Süresiz
Ertelendi”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:7-8(Aral�k-
�ubat 1988-89), s.11-13.
MUZBEG, �skender : “Hukuki Belgeler Çerçevesinde Kosova Türkleri”,
der., Erhan Türbedar, Balkan Türkleri Balkanlarda
Türk Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.98-123.
164
OLCAY, H. Bülent : “Kosova: Nereden Nereye”, Avrasya Etüdleri,
say�:17(�lkbahar-Yaz 2000), s.13-20.
OKTAY, Emel : “Çözülemeyen Dü�üm Makedonya Sorunu ve
Makedonya Türkleri”, Balkan Türkleri Balkanlar’da
Türk Varl���, der., Erhan Türbedar, ASAM, Ankara,
2003, s.124-150.
ÖKSÜZ, Hikmet : “Cumhuriyetin 10. Y�ldönümünde Romanya
Türkleri”, Toplumsal Tarih, say�:67-72(1999), s.48-
51.
_____________, : “Bat� Trakya Türk Bas�n�nda Atatürkçü Bir gazete
�nk�lap(1930-1931)”, ATAM, c.XVII, say�:50,
s.473-490.
_____________, : “Representation Of The Western Thracian Turkish
Minority In The Greek Parliament”, Turkish
Review of Balkan Studies, say�:7(2002), OB�V,
B�gart Yay, �stanbul, 2002, s.135-152.
ÖZGÜR, Nurcan : “Bulgaristan-Türkiye �li�kileri ve HÖH”, Berlin
Anla�mas�ndan Günümüze Balkanlar, ed., Mustafa
Bereketli, Rumeli Vakf� Yay, �stanbul, 1999, s.101-
150.
ÖZKAN, Ay�e : “Yunanistan Türkleri: Bat� Trakya’da Uygulanan
Az�nl�k Hukuku”, der., Erhan Türbedar, Balkan
Türkleri Balkanlarda Türk Varl���, ASAM, Ankara,
2003, s.168-190.
165
ÖZÖNDER, M. Cihat.
ÇAVU�O�LU, Halim : “Balkanlar ve Bat� Trakya Türklü�ü”, Yeni
Türkiye, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1800-
1804.
ÖZTÜRK, Osman Metin : “Bat� Trakya’da Muhtemel Çözümler”, Dünü,
Bugünü, Gelece�i �le Bat� Trakya Türklü�ü, haz.,
Mustafa Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� Genel
Merkezi, Ankara, 2003, s.40-47.
PARMAKSIZO�LU, �smet : “Türkiye ve D�� Türkler”, Türk Kültürü,
say�:65(Mart 1968), s. 305-307.
PAZARCI, Hüseyin : “�kili Anla�malardan Do�an Uluslararas� Kurallar
I����nda Bulgaristan’daki Türk Az�nl��� Sorunu”,
çev., Ahter Kotadgu, Bulgaristan’da Türk �slam
Az�nl��a Uygulanan Bask�lar Hakk�nda
Uluslararas� Hukuk Sempozyumu, �stanbul
Barosu, �stanbul, 1988, s.35-48.
_________________, : “Uluslararas� Hukuk ve Anla�malar Yönünden
Bulgaristan’daki Türklerin Statüsü”, Ankara
Üniversitesi Bulgaristan’da Türkler Semineri,
Ankara, 1985, s.15-25.
RECEPO�LU, Altay Suroy : “Yugoslavya’da Türk Cemaati’nin Dini
Meseleleri”, Yeni Türkiye, c.II, say�:16(Temmuz-
A�ustos 1997), s.1829-1832.
______________________, : “Prizren ve Türk Dünyas�”, Bilig, say�:1(Bahar
1996), s.143-145.
166
RODOPLU, �smail : “Bat� Trakya Türk Az�nl���”, Yeni Türkiye,
say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1805-1809.
SAATÇ�, Meltem Begüm : “Osmanl� �mparatorlu�unun Son Döneminde
Makedonya Sorunu”, Makedonya Sorunu Dünden
Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM, Ankara,
2002, s.46-70.
SARAÇ, Erdo�an : “Makedonya”, Yeni Türkiye, say�:3(Mart-Nisan
1995), s.285-289.
______________, : “Makedonya Yerel Seçimler 1996 ve Nüfus Say�m�
�le �lgili Nihai Veriler”, Yeni Türkiye, c.II,
say�:16(Temmuz-A�ustos 1997), s.1812-1816.
SCHÖPFL�N, George : “Romanya’da Türk Halklar�”, Dünyada Türkler,
ed., Margaret Bainbridge, çev., M. Harmanc�, Say
Yay, �stanbul, 1995.
SHESTACK, Jerome J. : “Bulgaristan’�n Türk �slam Az�nl�klara Uygulad���
�nsan Haklar� �hlali”, Bulgaristan’da Türk �slam
Az�nl��a Uygulanan Bask�lar Hakk�nda
Uluslararas� Hukuk Sempozyumu, �stanbul
Barosu, �stanbul, 1988, s.91-106.
�AH�N, �lhan : “Bat� Trakya Türklerine Yap�lan Bask�lar”, Türk
Dünyas� Ara�t�rmalar�, say�:12(Haziran 1981),
s.58-63.
�EN, Naz�m Kemal : “Hakk� Mehmet: Ölürüz de Bulgarlara Teslim
Olmay�z”, Yeni Bat� Trakya, say�:75(Haziran
1989), s.24-27.
167
_________________, : “�brahim Onsuno�lu: Bat� Trakya Türkleri �nsan
Haklar�n� Almaya Kararl�d�r”, Yeni Bat� Trakya,
say�:147(Ocak-�ubat 1998), s.9-11.
��M��R, Bilal N. : “Türkiye ve Balkanlar”, der., Erhan Türbedar,
Balkan Türkleri Balkanlarda Türk Varl���, ASAM,
Ankara, 2003, s.328-347.
_____________, : “Bulgaristan Türkleri ve Göç Sorunu”,
Bulgaristan’da Türk Varl���(Bildiriler, 7 Haziran
1985), TTK, Ankara, 1992, s.47-66.
TAH�R, Güner : “Bulgaristan”, Türk Halklar�, ed., Mustafa
Kahramanyol, Ahmet Yesevi Üniversitesine Yard�m
Vakf�, Ankara, 1995, s.215-220.
TANER�, Ayd�n : “Dr Sad�k Ahmet”, Yeni Bat� Trakya,
say�:124(Ocak-�ubat 1994), s.34.
TATARLI, �brahim : “Bulgaristan’daki Türk Varl���”, Balkanlardaki
Türk Kültürünün Dünün Bugünü Yar�n�
Uluslararas� Sempozyumu, Bursa, 2002, s.143-149.
TUFAN, Muzaffer : “Göç Hareketleri ve Yugoslavya Türkleri”, Erdem,
c.5, say�:15(Eylül 1989), s.925-976.
TUNA, Ali : “Romanya’da Ya�ayan Türk Topluluklar�n�n
Yay�nlad��� Genç Nesil, Hakses ve Karadeniz
Gazeteleri Hakk�nda”, ATAM, c.16, say�:46(2000),
s.329-332.
TUNA, Celal : “Türk Kültür ve Ö�renim Kurumlar�”, Yeni Bat�
Trakya, say�:78(Eylül 1989), s.33-35.
168
TUNALI, �smail : “Bulgaristan Türklerine Güvence”, Yeni Bat�
Trakya, say�:103(Ekim 1991), s.31.
TUNALIG�L, Cemali K. : “Yugoslavya Türkleri ve Bugünkü Konumlar�”,
Yeni Türkiye, c.II, say�:16(Temmuz-A�ustos 1997),
s.1826-1828.
TURAN, Ömer : “Bulgaristan’daki Az�nl�klarla �lgili Bir Proje ve
Rapor Üzerine”, Avrasya Etüdleri, say�:2(Yaz
1995), s.79-93.
____________, : “Bulgaristan Türklerinin Bugünkü Durumu”, Yeni
Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s. 294-301.
____________, : “Bulgaristan’da Prenslik Döneminde Türklerin
Sosyal ve Siyasal Kurumla�ma Çal��malar�”,
Belleten, c.LXIV, say�:239(Nisan 2000), s.89-100.
____________, : “Geçmi�ten Günümüze Bulgaristan Türkleri”, der.,
Erhan Türbedar, Balkan Türkleri Balkanlarda Türk
Varl���, ASAM, Ankara, 2003, s.18-43.
____________, : “Makedonya’da Türk Varl��� ve Kültürü”, Bilig,
say�:3(Güz 1996), s.21-32.
____________, : “Makedonya ve Bulgaristan’da Ç�kan Türkçe Süreli
Yay�nlar”, Avrupa’da Türkçe Yay�nlar
Sempozyumu, Hollanda Türk Akademisyenler
Birli�i Vakf� Yay, Amsterdam, 1996, s.39-57.
____________, : “Makedonya’da Türkler”, Makedonya Sorunu
Dünden Bugüne, der., M. Murat Hatipo�lu, ASAM,
Ankara, 2002.
169
TÜRBEDAR, Erhan : “Tarihte De�i�en Siyasi ve Sosyal Dengeler �çinde
Kosova Türkleri”, der., Erhan Türbedar, Balkan
Türkleri Balkanlarda Türk Varl���, ASAM, Ankara,
2003, s.61-97.
TÜRKO�LU, Emir : “Kosova Arnavutlar�n�n Milliyetçili�i”, Balkan
Diplomasisi, der., Ömer E. Lütem-Birgül Demirta�
Co�kun, ASAM, Ankara, 2001, s.103-130.
_______________, : “Makedonya B�çak S�rt�nda: Balkanlar�n eski
model ülkesi Yeni istikrars�zl�k unsuru mu?”,
Makedonya Sorunu Dünden Bugüne, der., M. Murat
Hatipo�lu, ASAM, Ankara, 2002, s.119-151.
ÜNAL, Hasan : “Kosova Seçimleri ve Türkler”, Zaman (21
Temmuz 2000).
____________, : “Balkanlar’da Son Askeri ve Siyasi Durum”, Yeni
Türkiye, say�:3(Mart-Nisan 1995), s.272-281.
WAGSTAFF, J. M : “Bulgaristan’�n Türk Dili Konu�an Halklar�”,
Dünyada Türkler, ed., Margaret Bainbridge, çev., M.
Harmanc�, Say Yay, �stanbul, 1995, s.129-145.
YALÇIN, Nedim : “Kosova Seçimlerinde Türkler Kay�t D���”,
Zaman(21 Temmuz 2000).
YASEM�, Firoze : “Bulgaristan’�n Türk Halklar�”, Dünyada Türkler,
ed., Margaret Bainbridge, çev., M. Harmanc�, Say
Yay, �stanbul, 1995, s.55-65.
170
YA�IN, Gözde K�l�ç : “Yunanistan’�n Tan�mad��� Seçilmi� Gümülcine
Müftüsü �brahim �erif: Türkiye Müdahil Olmal�”,
Yeni Bat� Trakya, say�:183(2004), s.49-54.
YILDIZ, Selahaddin : “Bulgaristan Türkleri”, Bulgaristan’daki Müslüman
Türklerin Dram�, ed., Abdürrahim Dede, Türkiye
Suudi Arabistan Dostluk ve Kültür Derne�i, �stanbul
�ubesi Yay, �stanbul, 1985, s.49-55.
YÜCEL, Ya�ar : “Bulgaristan’daki Türk ve �slam Az�nl���na Bask�”,
haz., Norveç Helsinki Komitesi, çev., Ya�ar Yücel,
Belleten, c.LI, Say� 201’den Ayr� Bas�m, TTK,
Ankara, 1988, s.1445-1467.
____________, : “Balkanlar’da Türk Yerle�mesi ve Sonuçlar�”,
Bulgaristan’da Türk Varl���(Bildiriler, 7 Haziran
1985), TTK, Ankara, 1992, s.67-83.
YÜCELDEN, �erafettin : “Türk Göçmen ve Mülteci Dernekleri Federasyonu
ve Hürriyetini Kaybetmi� Türkler”, Türk Kültürü,
say�:96(Ekim 1970), s.820-822.
c. Di�erleri
: “Aga: Yunan Benden �ntikam Ald�”, Yeni Bat�
Trakya, say�:176(2003), s.10-15.
: “Bat� Trakya Davas� Avrupa Parlamentosu’nda”,
Yeni Bat� Trakya, say�:1(Nisan 1983), s.16-17.
: “Bat� Trakya’da Zulümler Devam Ediyor”, Yeni
Bat� Trakya, say�:94(Ocak 1991), s.15-18.
171
: “Bat� Trakya’da Zulümler Durdurulmal�d�r”, Yeni
Bat� Trakya, say�:42(Eylül 1986), s.25-28.
:“Bat� Trakya’da 30 Türk Köyü Haritadan Siliniyor”,
Yeni Bat� Trakya, say�:71(�ubat 1989), s.3-6.
: “Bat� Trakya’da Türk Arazileri Gasp Ediliyor”,
Yeni Bat� Trakya, say�:108-109(Mart-Nisan 1992),
s.2.
: “Bat� Trakya’da Türk Az �nl��� Yoktur”, Yeni Bat�
Trakya, say�:60(Mart 1988), s.13.
: “Bat� Trakya’da Kültür Etkinlikleri”, Yeni Bat�
Trakya, s.177(2003), s.7-10.
: “Bat� Trakya Türkleri �slam Konferans�’nda”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:18-19-20(May�s-Haziran-
Temmuz 1990), s.8.
: “Bat� Trakya Türklerinin Seçim Engeli”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:21-22-23(A�ustos-Eylül-
Ekim 1990), s.6.
: “Bat� Trakya’n�n Sesi Dr. Sad�k Ahmet’le
Selanik’te Görü�tü.”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:7-
8(Aral�k-�ubat 1988-1989), s.20.
: “Bat� Trakya Türkü 22 Eylül Seçimlerinden Zaferle
Ç�kt�”, Yeni Bat� Trakya, say�:140(Eylül-Ekim
1996), s.1-3.
172
: “Bat� Trakya’da Büyük Geli�me: Dr. Sad�k Ahmet
Parti Kurdu” Yeni Bat� Trakya, say�:102(Eylül
1991), s.2-3.
: “Bat� Trakya Seçimleri”, Yeni Bat� Trakya,
say�:27-28(Temmuz-A�ustos 1985), s.10-14.
: “Bat� Trakya’dan… Dostluk, E�itlik ve Bar�� Partisi
Kurultay� Yap�ld�”, Yeni Bat� Trakya, say�:110-
111(May�s-Haziran 1992), s.22.
: “Bat� Trakya Türk Ö�retmenler Birli�i’nden
Yunanistan’a Protesto”, Yeni Bat� Trakya,
say�:58(Ocak 1988), s.2.
: “Bat� Trakya’da Matem”, Yeni Bat� Trakya, c.3,
say�:27-28(Haziran-Temmuz 1983), s.3-5.
: “Bat� Trakya’da Kültür Etkinlikleri”, Yeni Bat�
Trakya, say�:177(2003), s.7-10.
: “Bulgaristan Türklerinin Kimlik Sava��”, Yeni Bat�
Trakya, say�:124(Ocak-�ubat 1994), s.27.
: “Davet ve Protesto”, Yeni Bat� Trakya,
say�:60(Mart 1988), s.14.
: “Dr. Sad�k Ahmet: D�� Türklere Sahip Ç�k�ls�n”,
Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37(Aral�k 1997), s.9.
: “Dr. Sad�k Ahmet ile Tele Röportaj”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.13.
173
: “Gümülcine’de Ba��ms�z Liste Kuruldu”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:9(Mart-Nisan 1989), s.4-5.
: “Gümülcine’de Protesto Yürüyü�ü”, Yeni Bat�
Trakya, say�:59(�ubat 1988), s.15-16.
: “�nsan Haklar� Grubu Helsinki Temsilcisi Eric
Siesby: Dr. Sad�k Ahmet’in Davas�, Söz Hürriyetinin
Yok Edilmesidir”, Yeni Bat� Trakya, say�:84(Mart
1990), s.21.
: “�slam Dünyas� Bat� Trakya Türklerine Sahip
Ç�k�yor”, Yeni Bat� Trakya, say�:75(Haziran 1989),
s.22-23.
: ”�skeçe Müftüsünden Protesto”, Yeni Bat� Trakya,
say�:59(�ubat 1988), s.18.
: “Kurtcebe Alptemuçin’in TBMM’deki Tarihi
Konu�mas�”, Yeni Bat� Trakya, say�:99(Haziran
1991), s.23-24.
: “Makedonya Cumhuriyeti Yönetimi Türklere
Yönelik Bask� ve Zulüm Rejimi Uyguluyor”, Yeni
Bat� Trakya, say�:140(Eylül-Ekim 1996), s.15-18.
: “Pomak Türkleri Peloponez ve Epir’e Da��t�ls�n”,
Yeni Bat� Trakya, say�:81(Aral�k 1989), s.23.
: “Romanya’da Ya�ayan Türkler Örgütleniyor”, Yeni
Bat� Trakya, say�:83(�ubat 1990) s.37.
174
: “Soru-Cevap Bölümü”, Dünü, Bugünü, Gelece�i
�le Bat� Trakya Türklü�ü, haz., Mustafa
Kahramanyol, ATO-Türk Ocaklar� Genel Merkezi,
Ankara, 2003, s.48-56.
: “TC. Ba�bakan� Bat� Trakya’da”, Bat� Trakya
Türk Birli�i Derne�i Yay�n Organ�, say�:2(2004),
s.3-9.
: “TRT’nin Kulaklar� Ç�nlas�n”, Yeni Bat� Trakya,
say�:14(May�s-Haziran 1984), s.11.
: “Türk Dernekleri Kapat�ld�”, Yeni Bat� Trakya,
say�:16(Temmuz 1984), s.23.
: “Vaaz ve �r�ad Heyeti Çal��t��� Yerden Ç�kar�ld�”,
Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37( Aral�k 1991), s.6.
: “Yunan Maliyesi ve Bat� Trakya Türkleri”, Yeni
Bat� Trakya, say�:19(Ekim 1984), s.39.
: “Yunanistan Bat� Trakya Türklerinin Haklar�n�
Çi�niyor”, Bat� Trakya’n�n Sesi, say�:37(Aral�k
1991), s.7.
: “Yunanistan’da Erken Seçimler ve Bat� Trakya
Türkleri”, Yeni Bat� Trakya, say�:25(Nisan 1985),
s.27-28.
: “Yunanl�lar Türklere Kar�� Önyarg�l�”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.16.
175
: “Zindandan Meclise, Dr. Sad�k Ahmet ve Ahmet
Faiko�lu Yunan Parlamentosunda”, Bat�
Trakya’n�n Sesi, say�:16-17(Mart-Nisan 1990), s.4-
9.
Balkan Sentezi(Balkan Türkleri Dayan��ma ve Kültür Derne�i Genel Merkezi Ayl�k
Yay�n Organ�), say�:38(Mart 2006).
Bultürk(Ayl�k Siyasi ve Aktüel Gazete), say�:19(Mart 2006).
Zaman
http://www.btaytd.org.
http://www.haber7.com./heber.php?haber_id=159326
http://www.iskeceturkbirligi.com.
http:// www.saemk.org/belge-ayrinti. asp? bid=10&dil=tr.
http://www.secek.com.
http://www.zaman.com.tr/?bl=dishaberler&alt=&trh=20060725&hn=315637
http://www.byegm.gov.tr/YAYINLARIMIZ/AyinTarihi/Ayintarihi.htm
http:// www.tika.gov.tr/ Dosyalar/Romanya.doc
www.tdp.org.mk/Tarihce/Tarihce.htm
http://www.mihenk.gr/index.htm
ÖZGEÇM��
12.06.1980 tarihinde Trabzon’un Arsin ilçesinde do�du. �lk ö�renimini Yavuz Selim
�lkokulu’nda, orta ve lise ö�renimini ise Trabzon �mam Hatip Lisesi’nde tamamlad�.
Lisans e�itimine 1998 y�l�nda Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi
Tarih Bölümü’nde ba�lad� ve 2002 y�l�nda lisans e�itimini bitirdi. 2003’de KTÜ Sosyal
Bilimler Enstitüsü Tarih anabilim dal� yüksek lisans program�na girdi. 2006 y�l�nda
yüksek lisans�n� tamamlayan Recep Çelik’in yabanc� dili �ngilizcedir.