KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER...

197
KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ * SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ORHUN YAZITLARI ÜZERİNE TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ YAYINLARIN AÇIKLAMALI KAYNAKÇASI YÜKSEK LİSANS TEZİ Irmak KAÇAR HAZİRAN 2013 TRABZON

Transcript of KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER...

Page 1: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ * SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ORHUN YAZITLARI ÜZERİNE

TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ YAYINLARIN AÇIKLAMALI KAYNAKÇASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Irmak KAÇAR

HAZİRAN 2013

TRABZON

Page 2: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ * SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

ORHUN YAZITLARI ÜZERİNE

TÜRKİYE’DE YAPILMIŞ YAYINLARIN AÇIKLAMALI KAYNAKÇASI

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Irmak KAÇAR

Tez Danışmanı: Prof. Dr. A. Mevhibe COŞAR

HAZİRAN 2013

TRABZON

Page 3: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,
Page 4: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

BİLDİRİM

Tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek

sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına göre hazırlanan bu çalışmada orijinal olmayan

her türlü kaynağa eksiksiz atıf yapıldığını, aksinin ortaya çıkması durumunda her türlü

yasal sonucu kabul ettiğimi beyan ediyorum.

Irmak KAÇAR

15/07/2013

Page 5: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

IV

ÖN SÖZ

Göktürk Kağanlığı döneminde dikilen ve Türk dilinin en eski yazılı belgeleri olarak

kabul edilen Orhun Yazıtları üzerinde metinlerin çözüldükleri 1893 yılından günümüze

kadar birçok çalışma yapılmış olup hâlen de yurt içinde ve dışında birçok bilimsel

çalışmaya yazıtların farklı yönlerden konu edildiği görülmektedir.

Bu tezde, Orhun Yazıtları hakkında Türkçe yayınlanmış çalışmaların açıklamalı

kaynakçası sunulmaktadır. Yayınların tespiti için öncelikle genel ağ üzerinden YÖK, TDK

ve TTK kurumlarında bulunan yayınlar taranmış, ardından üniversitelerin sosyal bilimler

dergileri ile diğer bilimsel dergilerin indeksleri taranmış, sempozyumların bildiri kitapları

ve elde edilen yayınların kaynakça kısımlarından yararlanılmıştır. Orhun Yazıtlarının

popüler yayınlarda çıkan tanıtımları, ders kitaplarındaki bölümler, ansiklopedi maddeleri

ve yabancı dillerde yayınlanan çalışmalar tezimizin dışında bırakılmıştır. Dolayısıyla bu

tezin kapsamı Türkçe yayınlanmış bilimsel çalışmalarla sınırlandırılmıştır.

Çalışmaların tanıtılmasında bazı problemlerle karşılaşılmıştır. Özellikle Orhun

Yazıtlarının isimlerinin ve muhtevalarında bulunan özel isimlerin yazımında birlik

olmadığı görülmekte olup bu konuda hâlen de bilimsel makaleler kaleme alınmaktadır. Bu

yüzden çalışmamızda imlâ birliği sağlamak amacıyla bu özel isimlerden bir tanesi seçilmiş

ve çalışma boyunca kullanılmıştır. Ancak yazarların yayınları, isimlerinin asılları

değiştirilmeden çalışmaya alınmıştır.

Bu çalışmanın konusunun belirlenmesinden son hâlini almasına kadar geçen süreçte

akademik desteğini esirgemeyen, önerileriyle bana yol gösteren ve değerli zamanlarını

ayıran danışman hocam Prof. Dr. A. Mevhibe Coşar’a teşekkürlerimi sunarım. Tezde

özetlenen yayınların temininden metinlerin bilgisayar ortamında düzenlenmesine kadar

birçok konuda yardımlarını gördüğüm Miraç Tosun, M. Ali Cerrah, Figen Demir ve eşim

Mücahit Kaçar’a da çok teşekkür ederim.

Mayıs-2013 Irmak KAÇAR

Page 6: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

V

İÇİNDEKİLER

Sayfa Nr.

ÖN SÖZ ............................................................................................................................... IV

İÇİNDEKİLER ..................................................................................................................... V

ÖZET ............................................................................................................................. XVIII

ABSTRACT ..................................................................................................................... XIX

KISALTMALAR LİSTESİ ............................................................................................... XX

GİRİŞ .................................................................................................................................. 1-8

BİRİNCİ BÖLÜM

1. ORHUN YAZITLARI HAKKINDA YAYINLANMIŞ KİTAP VE TEZLER ........... 9-36

1.1. Kitaplar ....................................................................................................................... 9

1.1.1. AKSAN, Doğan, En Eski Türkçenin İzlerinde, Orhun ve Yenisey

Yazıtları Üzerinde Sözcükbilim, Anlambilim ve Biçembilim

İncelemelerinin Aydınlattığı Gerçekler, İstanbul: Simurg Kitapçılık ve

Yayıncılık, 2000, 159 s. .................................................................................... 9

1.1.2. ALYILMAZ, Cengiz, Orhun Yazıtlarının Söz Dizimi, Erzurum:

Atatürk Üniversitesi Yayınları, , 1994. ........................................................... 11

1.1.3. ALYILMAZ, Cengiz, Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Ankara:

Kurmay Yayınları, 2005, 276 s. ...................................................................... 12

1.1.4. ALYILMAZ, Cengiz, (Kök) Türk Harfli Yazıtların İzinde, Ankara:

Karam Yayıncılık, , 2007, 192 s. ..................................................................... 13

1.1.5. AYDIN, Erhan, Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk,

Ongi, Küli Çor), Konya: Kömen Yayınları, 2012, 208 s. ............................... 14

1.1.6. ERGİN, Muharrem, Orhun Abideleri, İstanbul: Boğaziçi Yayınları,

2004, 147 s. ..................................................................................................... 17

1.1.7. Fin Atlası-Orhun Yazıtları (Çev. Metin Sirman, Yaşar Sabit

Dalbaşar), İstanbul: Töre Yayın Grubu, 2005, 138 s. .................................... 17

1.1.8. GÜLENSOY, Tuncer, “Orhun’dan Anadolu’ya Türk Damgaları”,

İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1989, 179 s. .............................. 19

1.1.9. ORKUN, Hüseyin Namık, Eski Türk Yazıtları, Ankara: TDK Yay.,

1986, 192 s. ..................................................................................................... 20

1.1.10. SUBAŞI UZUN, Leyla, Orhon Yazıtlarının Metindilbilimsel Yapısı,

Ankara: Simurg Yay. 1995, 176 s. ............................................................... 20

Page 7: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

VI

1.1.11. TANYERİ, Yavuz, Göktürk Yazısı ve Orhun Türkçesi (ses ve biçim

bilgisi, örnek metinler, sözlük), İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2011,

169 s. ............................................................................................................. 21

1.1.12. TEKİN, Talat, Tunyukuk Yazıtı, (Haz. Mehmet Ölmez), Ankara:

Simurg Kitapçılık ve Yayıncılık, 1994, 77 s. ................................................ 22

1.1.12.1. TEKİN, Talat, Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk

Dilleri Araştırmaları Dizisi: 9, 2000, 272 s. ................................... 23

1.1.13. TEKİN, Talat, Orhon Yazıtları, 4.Bs., Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları, 2010, 200 s. .................................................................................. 24

1.1.14. THOMSEN, Vilhem, Orhon Yazıtları Araştırmaları, Ankara: TDK

Yayınları (Çeviren ve Yayına Hazırlayan Vedat Köken), 2002, 453

s. .................................................................................................................... 25

1.1.15. UĞURLU, Kamil, Orhun Anıtları, Ankara: Ahmet Yesevî Vakfı

Yayınları, 1998, 136 s. .................................................................................. 26

1.1.16. USER, Hatice Şirin, Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları

(Söz Varlığı İncelemesi), Konya: Kömen Yayınları, 2009, 548 s. ............... 27

1.1.17. YAZIKSIZ, Necip Asım, Orhun Abideleri, İstanbul: Matbaa-i

Amire, H.1340, 260 s. ................................................................................... 28

1.2. Tezler ........................................................................................................................ 29

1.2.1. AKAY, Nilay, Orhun Abideleri Üzerine Bir Sentaks Çalışması,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, 180 s. .......................................................... 29

1.2.2. AYTAKLAR, İsmail, Orhon Türkçesinde Cümle Yapısı,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, 2004, 162 s. ...................................................................... 29

1.2.3. ÇELİKEL, Sibel, Orhun Kitabelerinin Günümüz Türkçesindeki Söz

Varlığı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, 204 s. .......................................................... 30

1.2.4. ÇOBAN, İsmail, Orhun Yazıtlarının Dilin Dört Becerisi Açısından

İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2013, 173 s. ..................................... 31

1.2.5. DİNÇ, Emin, Köktürk Abideleri'nin Fiil Çekimi, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2005, 203s. ...................................................................................................... 31

1.2.6. ERTİMAR, Aynur, Orhun Kitabelerinin Tarih Öğretimindeki Yeri ve

Önemi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 110 s. .................................................................... 32

1.2.7. HOROZ, Mehmet, Orhun Abidelerini Okuma Çalışmalarındaki

Farklılıklar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 475 s. .................................................................... 32

1.2.8. MURATOVA, Elnura Orhun Abidelerinde Geçen Sözvarlığının

Kırgız Türkçesindeki İzleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

Page 8: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

VII

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Bişkek, 2006. ................................................................................................... 32

1.2.9. SİMİÇ, Milan, Bilge Kağan Yazıtı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, 116 s. ............ 33

1.2.10. ŞEN, Serkan, Orhon, Uygur ve Karahanlı Metinlerindeki Meslekler

Bağlamında Eski Türk Kültürü, Yayınlanmamış Doktora Tezi

Ondokuzmayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, 417 s............ 34

1.2.11. ŞEN, Oya, Göktürk Yazıtlarının Kelime Varlığı, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2007, 268 s. ................................................................................................... 35

1.2.12. YILDIZ, Hülya, Orhon Türkçesi ile Yakutçanın Sözvarlığı ve

Sözyapımı Bakımından Karşılaştırılması, Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü, 2007, 162 s. .................................................................................. 35

İKİNCİ BÖLÜM

2. ORHUN YAZITLARININ DİLİ, ÜSLUBU VE SÖZ VARLIĞI HAKKINDA

YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR .................................................................................... 37-108

2.1. Makaleler .................................................................................................................. 38

2.1.1. AÇIKGÖZ, Halil, “Bilge Kağan Yazıtının Doğu Yüzünün İlk

Satırında (i)ki (e)d(i)z k(e)r(e) küll(ü)g mü Yoksa kid(i)z

k(e)r(e)kül(ü)g “keçe çadırlı” mı Okunmalı?”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı–Belleten 1994, Ankara, 1996, s. 1-10. ................................................ 38

2.1.2. AKSAN, Doğan, “Köktürkçenin Söz Varlığı Üzerine”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı –Belleten, 1980 – 1981, Ankara, 1983, s. 17 –

21. .................................................................................................................... 39

2.1.3. AKSAN, Doğan, “Göktürk Anıtlarında Söz Sanatları: Güçlü Anlatım

Yolları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1990, Ankara 1994,

s. 1-12. ............................................................................................................. 40

2.1.4. ALYILMAZ, Cengiz, “Bilge Tonyukuk Yazıtları Üzerine Birkaç

Düzeltme”, TDAY-Belleten, 2000, s. 11-18. .................................................. 41

2.1.5. AYDIN, Erhan, “Orhon Yazıtlarında Hendiadyoinler”, Türk Dili

Dergisi, 1997, 544, s. 417-421. ...................................................................... 42

2.1.6. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtında Geçen Ek Tag Üzerine”,

Belleten, LXX, 257, Nisan 2006, s. 83-94. ..................................................... 42

2.1.7. AYDIN, Erhan, “Köl Tigin Yazıtının Kuzey Yüzünün 6. Satırında

Bir Düzeltme Denemesi ve Bir Öneri”, Bilig, 2007-Güz, 43, s. 55-62. .......... 43

2.1.8. AYDIN, Erhan, “Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri

Üzerine Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Dergisi, Bahar 2008, s.55-62. ......................................................................... 44

2.1.9. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtlarında Problemli Bir Cümle

Üzerine”, Bilig, Bahar 2008, 45, s. 91-102. .................................................... 45

Page 9: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

VIII

2.1.10. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtlarının 6. satırında Bir Düzeltme

Denemesi: Bönüsar mi Bönräsär mi?”, Dil Araştırmaları Dergisi,

Bahar 2008, 2, s. 79-86. ................................................................................ 46

2.1.11. AYDIN, Erhan, “Eski Türk Yazıtlarındaki Bazı Yabancı Öğelerin

Yazımı Çerçevesinde Eski Türk Yazıtlarının Yazımı Üzerine

Notlar”, Turkish Studies, 3(6), 2008, s. 96-108. .......................................... 47

2.1.12. AYDIN, Erhan, “Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarındaki Amga

(Amgı) Korgan Üzerine”, Turkish Studies, 2009, 4(3), s. 273-282.............. 47

2.1.13. BARUTÇU-ÖZÖNDER, F. Sema, “Tengri Teg Tengride Bolmış

Türük Bilge Kagan ve Tengri Teg Tengri Yaratmış Türük Bilge

Kagan”, Türk Kültürü Araştırmaları Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’a

Armağan, 1994, 32(1-2), s.89-100. ............................................................... 48

2.1.14. BAŞDAŞ, Cahit, “Orhun Abidelerinde İyelik, Belirtme, Yükleme

Hali”, Turkish Studies, 4 (8), 2009, s. 623-643. .......................................... 49

2.1.15. BAYRAKTAR, Nesrin, “Artzamanlı Anlambilim Açısından Orhon

Yazıtlarında Geçen Toplumsal Yaşamla İlgili Sözcüklerin

Anlambilimsel Değerleri”, Türkbilig Türkoloji Araştırmaları, 2000,

2000/1, s.209-218.......................................................................................... 50

2.1.16. BİLGEHAN, Mehmet, “Orhun Kitabeleri’nde Kullanılan Ünlü

Harfler ve Harflerin Şekillenmelerinde Rol Oynayan Unsurlar”,

Erciyes, 297, s.10-13. .................................................................................... 51

2.1.17. COŞKUN, M. Volkan, “Orhun Yazıtları-Türkiye Türkçesi

İlişkisinde Ses Akışı”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, (Cilt-1) Hacettepe Üniversitesi, 26-29

Mayıs 2010, s.232-237. ................................................................................. 52

2.1.18. DEMİRBİLEK, Salih, “Orhon Türkçesindeki “Kıl- ve Bol-“

Yardımcı Fiilleri Arasındaki Anlam ve Görev İlgileri”, I. Uluslar

arası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni (18-20

Kasım 2009) Bildirileri, Afyonkarahisar, 2010, s. 57-66. ............................ 53

2.1.19. DİNAR, Talat, “Kül Tigin Abidesi ve Kutadgu Bilig’deki Ortak

Fiillerin Tamlayıcı İlişkisi Açısından İncelenmesi”, Turkish Studies,

5(3), 2010, s. 1045-1091. .............................................................................. 54

2.1.20. EKER, Süer, “Orhon Yazıtları: İran Dilleri ile İlk Temaslar ve

Benzer Öge Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası

Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler

Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s.321-332. ............................................................. 55

2.1.21. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Bilge Kağan Bengü Taşının Kuzey

Cephesinin İlk Üç Satırı Üzerinde Bazı Düşünceler”, Beşinci

Milletlerarası Türkoloji Kongresi (23-28 Eylül 1985) Tebliğler, C.1,

Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul, 1985, s. 69-74. ................................ 56

Page 10: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

IX

2.1.22. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Költigin Yazıtı Bir Nutuk Metni

midir”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1990, Ankara,

1994, s. 31-39. ............................................................................................... 57

2.1.23. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Bir Kişi Yangılsar Oguşı Bişükine

Tegi Kıdmaz Ermiş (KT, G, 6= BK, K, 4) İbaresi Üzerine”, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1993, s.83-89. ....................................... 59

2.1.24. GÜLSEVİN, Gürer, “Göktürk Anıtları ile Yaşayan Üç Lehçemizin

(Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara 1994, s. 55- 64. ...................... 60

2.1.25. GÜLSEVİN, Gürer, “Köktürk Bengü Taşlarındaki Oğuzca

Özellikler”, Kardeş Ağızlar/ (Türk Lehçe ve Şiveleri Dergisi), 7,

1998, s.12-18. ................................................................................................ 61

2.1.26. GÜNER-DİLEK, Figen, “Göktürk Bengü Taşlarından Günümüz

Altay Türkçesine Ulaşan Kelimeler”, Sibirya Araştırmaları (Editör:

Emine Naskali Gürsoy), İstanbul: Simurg Yay., 1997, 139-143. ................. 62

2.1.27. HAZAI, G. “Tonyukuk Yazıtının Bir Bölümü Üzerine”, Mimar

Sinan Üniversitesi Fen/Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1991, 1(1), s.

167-173. ........................................................................................................ 63

2.1.28. İLHAN, Nadir, “Yañılsar … Bişükine Tegi Kıdmaz Ermiş”, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2004, 14(2), s. 121-128. .................... 63

2.1.29. KATAR, Muzaffer, “Orhun Yazıtlarındaki İki Problem Tümcenin

Çözümü”, Türk Dili, Nisan 1996, 532, s. 1109-1116. .................................. 64

2.1.30. KARABEYOĞLU, Adnan, “Orhon Yazıtlarında Bol- ve Er- Fiilleri

Üzerine”, TÜBAR, 2007, XXII, s. 87-100. .................................................. 66

2.1.31. KARADOĞAN, Ahmet, “Köktürk Yazıtları’ndaki “Türk Oğuz

Begleri bodun eşidin” ve “Oğuzı yeme tarkınç ol temiş”

Cümlelerinde Geçen Oğuz Kelimesi Üzerine”, Bilig, Bahar 2006,

37, s. 13-20. ................................................................................................... 67

2.1.32. KAYA, Ceval, “Köl Tigin Yazıtının Güneydoğu Yüzünde Taygun

Mu Yoksa Ataygun Mu Okunmalı?”, İlmi Araştırmalar, 1998, 6, s.

171-179. ........................................................................................................ 68

2.1.33. KAYRA, Osman Kemal, BOLATOVA, Ş., “Çağdaş Kazak

Türkçesiyle Göktürk Yazıtlarındaki Kelime ve Deyimler Arasındaki

Benzerlikler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı –Belleten 1995,

Ankara 1997, s. 179-191. .............................................................................. 68

2.1.34. KAYRA, Osman Kemal, “Orhon Yazıtlarında Sıfatlar, Sıfat

Tamlamaları ve Bunlara Bağlı Bazı Açıklamalar”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1996, Ankara 1999, s. 145-158. ................... 69

2.1.35. KERİMOĞLU, Caner, “Orhun Abidelerinde 3. Kişi İyelik Ekinden

Sonra Yükleme Hâli Eki Kullanıldı mı?”, Turkish Studies, 2007,

2(3), s. 322-331. ............................................................................................ 72

Page 11: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

X

2.1.36. KORKMAZ, Zeynep, “Göktürkçede İsimden Fiil Türeten Ekler ve

Köken Yapıları Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten

1990, Ankara, 1994, s. 141-149. ................................................................... 73

2.1.37. MERT, Osman, “Orhun Yazıtlarında Kullanılan İşaretsiz ( /.Ø./)

Görev Öğeleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü Dergisi, 2005, 38, s. 1- 20. ........................................................... 74

2.1.38. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri Kül

Tigin mi Köl Tigin mi?”, Türk Edebiyatı, 35, Kasım 1974, s.23-25. ........... 75

2.1.39. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri:

Tonyukuk Abidesi Üzerine Üç Not: 1-Tonyukuk Abidesinin İlk

Satırı 2- “Çölgi (A)z (E)ri mi” “Çöl(l)(ü)g İz (E)ri mi?”; 3-

Tonyukuk Abidesindeki Kız Koduz Sıfat Tamlaması Üzerine”,

Türkiyat Mecmuası, XIX (1977-1979), 1980, s. 165-182. ........................... 75

2.1.40. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Köl

Tigin ve Köl-İç Çor Kitabelerinde Geçen Oplayu Tegmek Deyimi

Üzerine”, Journal of Turkic Studies / Türklük Bilgisi Araştırmaları,

7, 1893, Orhan Şaik Gökyay Armağanı, II, 1984, s. 369-375. ..................... 78

2.1.41. SERTKAYA, Osman Fikri, “Tonyukuk Kitabesinin İkinci Taşının

Doğu Yüzü Hakkında Bazı Yeni Görüşler”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı – Belleten 1986, Ankara, 1988, s. 59-63. .......................................... 79

2.1.42. SERTKAYA, Osman Fikri, “Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki

Bazı Okuma ve Anlamlandırmaların Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve

Anlamlandırma Teklifleri, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten

1993, Ankara, 1995, s. 67-75 ........................................................................ 80

2.1.43. SERTKAYA, Osman Fikri, “Eski Türklerin Kağan Seçimi Üzerine

Göktürk Yazıtlarındaki İki Ata Sözü”, İlmi Araştırmalar, 1999, 8, s.

233-240. ........................................................................................................ 81

2.1.44. ŞANLI, Cevdet, “Göktürk Yazıtlarında Emir Kipinin Kullanılış

Şekilleri, Cümlelerdeki Durumları ve Anlam Yükleri”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı – Belleten, 1997, Ankara, 2000, s. 237 – 244 ............. 82

2.1.45. ŞEN, Serkan, “Költigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında Geçen “Bükli”

Sözcüğü Üzerine”, Türk Dili, 595, Temmuz 2001, s. 55-60. ....................... 84

2.1.46. ŞEN, Serkan, “Orhon Yazıtlarından Uygur Yazmalarına Anlam

Daralmaları”, TÜBAR, XV, 2004, s. 151-160. ............................................ 85

2.1.47. ŞEN, Serkan, Köl Tigin yazıtının Güneybatı Yüzünde Agışın mı

Yoksa Agısın mı Okunmalı?, Turkish Studies, 2007, 2(2), s. 603-

609................................................................................................................. 86

2.1.48. ŞÜKÜRLÜ, Elisa, “Göktürk Yazıtlarında Kelimelerin Noktalanması

Özellikleri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993, Ankara,

1995, s.121, 134. ........................................................................................... 86

2.1.49. ŞÜKÜRLÜ, Elisa-Elşen ŞÜKÜRLÜ, “Göktürk Yazıtlarında Eklerin

İmla Kuralları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 2000, s.

347-352. ........................................................................................................ 87

Page 12: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XI

2.1.50. TABAKLAR, Özcan, Göktürk Harfli Yazıtlarda –gAlI Eki Üzerine,

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı

Dergisi, 45(45), s. 269-274. .......................................................................... 88

2.1.51. TAŞAĞIL, Ahmet, “Köl Tigin Yazıtının Çince Yüzü Hakkında”

TTK Belleten, 2004, 68(252), s. 403-421. .................................................... 89

2.1.52. TEKİN, Talat, “Eski Türk Yazıtlarında Yanlış Yorumlanan Bir

Kelime Üzerine”, Turkish Studies, 1(2), 2006, s. 201-211.......................... 90

2.1.53. TEKİN, Talat, “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 1”, Türk

Dili, 1957, 6(67), s. 372-374. ........................................................................ 91

2.1.54. TEKİN, Talat, “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 2”, Türk

Dili, 1957, 7(68), s. 423-426. ........................................................................ 91

2.1.55. TEZCAN, Semih, “Tonyukuk Yazıtlarında Birkaç Düzeltme”, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1975-76, s.173-181. .............................. 92

2.1.56. TUNA, Osman Nedim, “Ekin Ara İdi Oksuz Kök Türk Ança Olurur

Ermiş (KT, D 2-3) İbaresi Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten 1993, Ankara, 1995, s.77-81. .......................................................... 93

2.1.57. TUNA, Osman Nedim, “Bazı İmla Gelenekleri, Bunların Metin

İncelemelerindeki Önemi ve Orhon Yazıtlarında Birkaç Açıklama”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1957, s. 41-81. .............................. 94

2.1.58. TULUM, Mertol, “Orhon Yazıtlarında Birleşik Cümleler ve Baş

Cümle ile Yardımcı Cümle İlişkileri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı

- Belleten 1990, Ankara, 1994, s. 193 - 205 ................................................. 96

2.1.59. USEEV, Nurdin, “Tonyukuk Yazıtındaki Tün Kat- Birleşik Fiili

Üzerine ya da Eski Okunuşun Yeniden Keşfedilmesi”, Turkish

Studies, 2011, 6(3), s. 1581- 1583. ............................................................... 97

2.1.60. USER, Hatice ŞİRİN, “Tonyukuk Yazıtı'nda Geçen (Ugur Kalıtdım)

İbaresi Üzerine Yeni Bir Anlamlandırma Teklifi”, Erdem Dergisi,

Ekim 2007, 16(48), s. 157-168. .................................................................... 98

2.1.61. YILDIRIM, Dursun, “Köktürk Yazıtlarında Öd Tenri Aymaz,

Yag(g)ıl ‘Katıl’ Olmaz”, Türk Bitiği, Araştırma/İnceleme Yazıları,

1998, s. 125-133. ........................................................................................... 98

2.2. Bildiriler ................................................................................................................... 99

2.2.1. ABİK, A. Deniz, “Orhun Yazıtlarında –MA- Olumsuzluk

İşaretleyicisi Alan Fiiller”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120

Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası

Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler

Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s.15-30. ................................................................... 99

2.2.2. İNAYET, Alimcan, “bir kişi: y(a)n(ı)ls(a)r; og(u)şı; bod(u)nı;

bişukine; t(e)gi, kıdm(a)z; (e)rm(i)ş ve in(i)si; [(e)ç]isin; bilm(e)z;

(e)rti; oglı; k(a)nın; bilm(e)z; (e)rti İbareleri Üzerine”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

Page 13: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XII

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 451-455. ....................... 100

2.2.3. KARAHAN, Leyla, “Köktürkçe Metinlerdeki Üçüncü Şahıs Özneli

Ardaşık Cümlelerde Özne Bağlantıları ve Belirsizlik Özneli

Cümleler”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 457-

462. ................................................................................................................ 101

2.2.4. KAYA, Ceval, “Köktürkçe İdi Oksuz Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu

3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 463-467. ...................................... 102

2.2.5. PİLTEN, Şahru, “Orhun Yazıtlarında Seçmesel ve Eş Dizimsel

Sınırlamalar”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s.669-680 ............................................................................................. 103

2.2.6. SERTKAYA, Osman Fikri, “Eski Türkçe’de “Mızrak” Anlamına

Gelen Kelime [süng(ü)g] mü, Yoksa süngg(ü)ya da süngü mü

Okunmalı?”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s.721-725 ............................................................................................. 104

2.2.7. ŞEN, Serkan, “Orhon Yazıtlarında Geçen Teñri Teg Teñgride Bolmış

Türük Bilge Kagan ve Teñgri Teg Teñri Yaratmış Bilge Kagan

İfadelerinin Yeni Bir Yorumu”, I. Uluslararası Uzak Asya’dan Ön

Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 18-20 Kasım 2009,

Afyonkarahisar, s. 251-259. .......................................................................... 105

2.2.8. TOPRAK, Funda, “Orhun Yazıtlarından Anadolu Ağızlarına

Karşılaştırmalı Dil Çalışmaları ve İki Örnek Fiil”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.831-835 ......................... 106

2.2.9. TURNİYAZ, Mollaniyaz, “Orhun Yazıtlarındaki Ünsüzlerin Uyumu

Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.863-

872 ................................................................................................................. 107

Page 14: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XIII

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. ORHUN YAZITLARININ MUHTEVASI HAKKINDA YAPILMIŞ

ÇALIŞMALAR ...................................................................................................... 109-139

3.1. Makaleler ................................................................................................................ 110

3.1.1. AALTO, Pentti, “Orhon Yazıtlarındaki At İsimleri Üzerine”, (Çev.

Erhan Aydın), Türk Dili, 2000, 587, s. 453-457. .......................................... 110

3.1.2. ALYILMAZ, Cengiz, “Köktürk Yazıtları ve Köktürk Yazıtlarında

Atlar”, Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi,

1996, 4, s.155-163. ....................................................................................... 111

3.1.3. ALYILMAZ, Cengiz, “İpek Yolu ve Orhun Yazıtları”, Atatürk

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2004, 24,

s.181-192. ...................................................................................................... 112

3.1.4. AMANOĞLU, Ebülfez, “Göktürk Yazıtlarındaki Üç Yer Adı

Hakkında İnceleme” Türksoy, 2003, 8, s. 15-19. .......................................... 112

3.1.5. BARUTÇU, Sema, “Kül-Tigin mi, Köl-Tigin mi?”, Türk Dünyası

Araştırmaları, 1983, 22, s. 101-104. .............................................................. 113

3.1.6. BAYKARA, Tuncer, “Göktürk Yazıtlarının Türk İskân (Yerleşme)

Tarihindeki Yeri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 1994, s. 17-29. ................................................................................. 113

3.1.7. CİHAN, Ahmet Kamil, “Orhon Yazıtlarındaki “Bilge” Terimi

Üzerine”, Felsefe Dünyası, 2002/1, 35, s.89-101. ......................................... 115

3.1.18. ÇETİN, Engin, “Orhon Yazıtlarında “İtaat” Kavramı”, Turkish

Studies, 2009, 4(8), s. 825-837...................................................................... 115

3.1.9. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Orhun Abidelerinin Araştırılması ve

Muhtevası”, Türk Dili, 399, s.142-151. ........................................................ 116

3.1.10. GÖMEÇ, Saadettin, Kök Türkçe yazıtlarında Geçen Göller ve

Nehirler, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 27(44), 2008, 1-20. ............. 117

3.1.11. GÖRKAŞ, İrfan, “Köktürk Kitabelerinde Tanrı-İnsan

Münasebetleri”, Türk Dünyası Araştımaları, 1998, 117, s.111-122. .......... 117

3.1.12. KAPLAN, Mehmet, “Orhun Abidelerinde Mekân-İnsan

Münasebeti”, Türklük Araştırmaları Dergisi, 1985, 1, s. 1-6. .................... 118

3.1.13. KARADOĞAN, Ahmet, “Orhun Yazıtları’nda Türk Adının Türlü

Kullanılışları Üzerine”, Türk Dili, 2002,.604, s. 293-297. ......................... 119

3.1.14. KAYRA, Osman Kemal, “Orhun Abidelerinde Askerî Kelime ve

Terimler”, Türk Dünyası Araştırmaları, 1997, 111, s.175-192. ................. 120

3.1.15. KLYASTORNIY, S.G., “Orhon Anıtlarında Türklerin Krallık

Soyunun Adı”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 1994, s. 137- 139. .......................................................................... 120

3.1.16. ÖLMEZ, Mehmet ,“ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (1)”,

Türk Dili Araştırmaları, 1995, 5, s. 227-229. ............................................. 121

Page 15: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XIV

3.1.17. ÖLMEZ, Mehmet, “ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (2)”,

Türk Dili Araştırmaları, 1997, 7, s. 175-186. ............................................. 122

3.1.18. ÖLMEZ, Mehmet , “Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (3)”,

Türk Dili Araştırmaları, 1999, 9, s. 59-65. ................................................. 123

3.1.19. ÖZBAY, Hüseyin, “Göktürk Bengütaşları’nda Sosyal Analiz ve

Millî Oto-Kritik”, Türk Kültürü, 306. 513-519. ......................................... 124

3.1.20. SAKAOĞLU, Saim, “Göktürk Yazıtları ile Anadolu–Türk

Folklorundaki Paralellikler Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı-Belleten 1990, Ankara 1994, s. 155- 166. ....................................... 124

3.1.21. SAKAOĞLU, Saim, “Orhun Anıtları ile Dede Korkut Kitabı’nın

Destansı Yapıları Üzerine”, Türk Kültürü, 2002, 473, s. 513-519. ............ 125

3.1.22. SERTKAYA, Osman Fikri, “Büyük Roma (İmparatorluğu)

Bizans’ın Köktürk Yazıtlarındaki Adı”, Türk Dili ve Edebiyatı

Dergisi, XXVI, 1993, s. 147-156. ............................................................... 126

3.1.23. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Yazıtlarında Hintçe

Unsurlar”, Zeynep Korkmaz Armağanı, Ankara: TDK Yayınları,

2004, s. 366-380. ......................................................................................... 127

3.1.24. ŞENOCAK, Ebru, “Göktürk Yazıtlarında Türk Halk Edebiyatı

Unsurları”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2001, 11(2),

s.165-176. .................................................................................................... 127

3.1.25. WOO, Duck-Chan “Orhun Yazıtlarındaki Bazı Özel İsimler

Hakkında”, AÜ DTCF Dergisi, 1995, 37(1-2), s.127-132.......................... 129

3.2. Bildiriler ................................................................................................................. 130

3.2.1. AMANOĞLU, Ebülfez “Orhon Yazıtlarındaki Bulak Boy İsmi ve

Türk Tarihinde Yansımaları”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120

Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslar arası

Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, (cilt-1)

Hacettepe Üniversitesi, 26-29 Mayıs 2010, s. 51-54. ................................... 130

3.2.2. AYDIN, Erhan,“Bilge Kağan Yazıtında Geçen Kök Teyen Hayvan

Adı Üzerine”, Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri, Bilkent

Üniversitesi, Ankara, 2006, Bilkent Üniversitesi Yayınları, s. 347-

356. ................................................................................................................ 131

3.2.3. BAYRAKTAR, Nesrin, “Orhon Yazıtlarında Geçen Renk Adlarının

Anlam Alanları Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s. 121- 128. .......................................................................................... 131

3.2.4. KULJANOVA, Bahıtgül,“Eski Türk Anıtlarındaki Halk Birliği ve

Memleket Bütünlüğü Ülküsü (Orhun ve Kutadgu Bilig Eserlerine

Göre)”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), s. 519-

522. ................................................................................................................ 133

Page 16: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XV

3.2.5. ÖLMEZ, Mehmet “Eski Uygur ve Çin Kaynakları Işığında Orhon

Yazıtlarında Geçen Yer ve Kişi Adları”, Orhon Yazıtlarının

Bulunuşunda 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, (Cilt-1) Hacettepe

Üniversitesi, 26-29 Mayıs 2010, s. 629-640. ................................................ 134

3.2.6. ÖZKEÇEÇİ, İlhan, “Orhun Abidelerinin Estetik ve Muhtevasının

Önemi”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.653-

668. ................................................................................................................ 135

3.2.7. SAKAOĞLU, Saim,“Orhun Anıtlarından Günümüze Süzülen Birkaç

Erkek Adı”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s. 695-701. ........................................................................................... 136

3.2.8. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Göktürk

Yazıtlarında İsim ve Unvan Söyleme Geleneği”, Uluslar Arası III.

Türk Kültürü Kongresi Bildirileri, 1999, s.593-600. .................................... 137

3.2.9. SEVER, Mustafa,“Orhun Yazıtlarındaki Bazı Kavramları Yeniden

Okumak”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 727-

732. ................................................................................................................ 138

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. ORHUN YAZITLARI HAKKINDA YAPILMIŞ DİĞER ÇALIŞMALAR ......... 140-159

4.1. Makaleler ................................................................................................................ 140

4.1.1. ALYILMAZ, Cengiz, “Köl Tigin Yazıtına Sonradan Yapılan

Eklemeler” TUBA, 2003, 27(1), s. 99-108. .................................................. 140

4.1.2. AYDIN, Erhan, “Orhon Bölgesindeki Kazı Çalışmaları Hakkında

Düşünceler”, Türk Dili, 622, 2003, s.554-556. ............................................. 141

4.1.3. AYDIN, Erhan, “Eski Türk Yazıtlarının Yazılış ve Dikilişleri

Üzerine”, Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, Gazi Üniversitesi,

Güz 2007/1, s. 149-158. ................................................................................ 142

4.1.4. BAYKARA, Tuncer, “Kültigin Anıtına Dair Bazı Notlar”, İslam

Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, 5(1-4), 1973, s. 221-228.................................. 142

4.1.5. CLAUSON, Sir Gerard “Tonyukuk Abidesi Hakkında Bazı Notlar”,

Türkiyat Mecmuası, 1973-1975, 18, s.141-148. ........................................... 143

Page 17: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XVI

4.1.6. CUMAGULOV, Çetin Cumagulaviç, “Vilhelm Thomsen’ in

Çalışmaları ve Kırgızistan’ da Bulunan Göktürk Yazıtları”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı–Belleten 1993, Ankara 1995, s. 99-114. ..................... 144

4.1.7. EREN, Hasan, “1893’ten 1993’e”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten 1993, Ankara, 1995, s.21-26. .......................................................... 145

4.1.8. GÜLENSOY, Tuncer, Göktürk Anıtlarının Altayistik Açıdan

Değerlendirilmesi, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara 1994, s. 41-53. .................................................................................. 146

4.1.9. KHISHIGBAJAR, D., Köl Tigin Yazıtı Taş Anıtının Korunması,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 2000, Ankara, 2001, s. 255-

256. ................................................................................................................ 147

4.1.10. RECEBOV, Ebülfez, “Orhon-Yenisey Anıtlarının İncelenmesindeki

Bazı Problemler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 1994, s. 151-154 ............................................................................ 147

4.1.11. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktük Tarihinin Meseleleri: Bilge

Tonyukuk’un Abidelerinin Tarihlendirilmesi Üzerine”, Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi, XXIV-XXV, 1986, s. 347-362. ..................................... 148

4.1.12. ÜSTÜN, Mehmet Cihat, “Türk Asıllı Türkologların Orhun

Yazıtlarını Okuma ve Yorumlamalarındaki Farklılıklar Üzerine

Notlar”, Turkish Studies, 2010, 5(2), s. 1392, 1413. .................................. 149

4.1.13. USEEV, Nurdin, “Kök Türk Harfli Yazıtları Okumada Halk

Edebiyatı Eserlerinin Önemi (Kırgız Destanları Örneği İle)”,

MTAD, 2011, 8(2), s. 145-151. .................................................................. 150

4.2. Bildiriler ................................................................................................................. 151

4.2.1. AREZI, Aierken, “Orhon Yazıtları’nın Çağdaş Uygarca Çevirisi ve

Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki İlgili Çalışmaların Genel Bir

Değerlendirilmesi”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s. 55-70. ............................................................................................... 151

4.2.2. ASKER, Ramiz, “Orhon-Yenisey Yazıtlarının Azerbaycan’da

İncelenmesi Tarihinden Bazı Sayfalar”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu

3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 77-82. .......................................... 151

4.2.3. ENGİNÜN, İnci, “Orhun Yazıtları: Besleyici Güç”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 341-346. ....................... 152

Page 18: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XVII

4.2.4. ERCİLASUN, Bilge, “Orhun Abideleri Hakkında Türkiye’deki İlk

Bilgiler”, 3. Uluslararası Türk Dil Kurultayı 1996, Ankara: Türk Dil

Kurumu Yayınları 678, 1999, s. 409- 422..................................................... 153

4.2.5. QARLUQ, Abdurreşit Jelil, “Orhun Yazıtlarında Gözüken Çin Kültür

Analizinden Türklük Araştırmalarında Sinolojinin Önemi”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.689-693. ........................ 154

4.2.6. KAYA, Ceval, “Orhon Yazıtlarının Dikilişiyle İlgili Yeni Sorunlar”,

I.Uluslar arası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni,

Afyonkarahisar, 18-20 Kasım 2009, s. 135-141. .......................................... 155

4.2.7. LI, Yong-Song “Orhon Yazıtlarının Koreceye Çevriliş Süreci”, I.

Uluslararası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni,

18-20 Kasım 2009, Afyonkarahisar, s. 147-160. .......................................... 156

4.2.8. OSQWA, Takashi, Türk Bilge Kağan Tahta Oturduğu Zaman Kim

Tölis Şad İdi?, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s. 611-628. ........................................................................................... 157

4.2.9. TAŞAĞIL, Ahmet, “Çin Kaynaklarına Göre Köl Tigin Yazıtının

Dikilişi Hakkında Bir Değerlendirme”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu

3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.775-784. ....................................... 158

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME ............................................................................. 160-163

EK 1. YAZARLAR DİZİNİ ....................................................................................... 163-176

ÖZGEÇMİŞ

Page 19: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XVIII

ÖZET

Bu tezde, Orhun Yazıtları hakkında Türkçe yayınlanmış çalışmaların açıklamalı

kaynakçası sunulmuştur. Giriş bölümünde Orhun Yazıtları hakkındaki genel bilgiler

özetlenmiş ve bulunuşlarından günümüze kadar geçen süreçte Orhun Yazıtları hakkında

yapılan çalışmalardan genel olarak bahsedilmiştir. Bu bölümde son olarak Orhun Yazıtları

hakkındaki çalışmaların tespitinde yararlanılan temel kaynaklar tanıtılmıştır.

Dört bölümden oluşan bu çalışmada 160 eser özetlenmiştir. Çalışmanın Birinci

Bölümünde Orhun Yazıtları hakkında yayımlanmış kitap ve tezler tanıtılmıştır. İkinci

Bölümde ise bu çalışmanın en geniş bölümü olan Orhun Yazıtlarının dili, üslubu ve söz

varlığı hakkında yapılmış çalışmalar tanıtılmıştır.

Üçüncü Bölümde Orhun Yazıtlarının muhtevası hakkında yapılmış çalışmalar,

Dördüncü bölümde de Orhun Yazıtları hakkında yapılan ve ilk üç bölümdeki çalışmalara

dâhil edilemeyecek çalışmalar hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın sonuna Sonuç ve

Değerlendirme ile Yazarlar Dizini eklenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Orhun Yazıtları, Türkçe Literatür, Kaynakça.

Page 20: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XIX

ABSTRACT

In this thesis, an annotated bibliography of published studies presented in Turkish

about the Orkhon Inscriptions. In the introduction chapter, general information about the

Orkhon Inscriptions are summarized and the Works about Orkhon Inscriptions are

mentioned in general. In this section, the main sources utilized in the determination of

recent studies on the Orkhon Inscriptions are mentioned.

In this study, 160 works have been summarized. This study consists of four

chapters. In the first chapter, theses and the published books about the Orkhon Inscriptions

are mentioned. In the second and widest part of this study, the works about the language,

style and vocabulary of the Orkhon inscriptions have been mentioned.

In the third chapter, studies about the content of the Orkhon inscriptions have been

examined. In the fourth chapter, are given information about the studies can not be

included in the first three sections. A conclusion and evaluation chapter and the index

about the authors of the studies have been added to end of this study.

Key Words: Orkhon Inscriptions, Turkish Literature, Bibliography.

Page 21: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

XX

KISALTMALAR LİSTESİ

B : Batı Yüzü

BK : Bilge Kağan

Bs. : Baskı

C : Cilt

D : Doğu Yüzü

DLT : Divanu Lügati’t-Türk

DTCF : Dil-Tarih ve Coğrafya Fakültesi

G : Güney Yüzü

K : Kuzey Yüzü

KB : Kutadgu Bilig

KT : Kültigin

MTAD : Modern Türklük Araştırmaları Dergisi

s. : Sayfa

S. : Sayı

T : Tonyukuk

TDK : Tük Dil Kurumu

TİKA : Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı

TÜBAR : Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi

Yay. : Yayınları/Yayıncılık

Page 22: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

GİRİŞ

Orhun Yazıtları Hakkında Genel Bilgiler1

Türk Dilinin en eski yazılı belgeleri olarak kabul edilen Orhun Yazıtları, İkinci

Göktürk Kağanlığı döneminde dikilmiştir. Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk

Yazıtlarından oluşan Orhun Yazıtları, Göktürklerin tarihi, dili ve yaşayışları konusunda

bilgi veren en eski ve birinci el kaynaklar olarak kabul edilmektedir. Bu yazıtlar, Baykal

Gölünden 400 kilometre güneydeki Orhun Nehri vadisinde, Moğolistan’ın 48. enlem ve

107. boylam arasında kalan Koşo Tsaydam bölgesindedir. Yazıtların bulunduğu yerde,

dikilitaşların yanı sıra yüzlerce heykel, balbal, şehir harabeleri, taş yollar, su kanalları, koç

ve kaplumbağa heykelleri ve sunak taşlarının da bulunması araştırmacılarda buranın eski

ve kutsal bir Türk başkenti olduğu kanaatini uyandırmaktadır.

Orhun Yazıtlarının tarih bakımından en eskisi olan Kültigin Yazıtı, 732 yılında

Kültigin öldükten sonra kardeşi Bilge Kağan tarafından yontturulan bir bengü taştır.

Kültigin, İkinci Türk Kağanlığının dördüncü kağanı olan Bilge Kağan’ın kardeşi olup

ağabeyinin tahta geçmesi için çok mücadele etmiş savaşçı ve iyi bir komutandır. Adına

dikilen bu yazıtta, Bilge Kağan ağzından Kültigin’in yüceliği, kahramanlığı, katıldıkları

savaşlar, zaferler ve Türk milleti ve devleti için yaptıkları anlatılmaktadır. Bu yazıt kireç

taşı veya mermerden yapılmış tek parçalık büyük bir taştır. Yüksekliği 3.75 metre olup

doğu ve batı yüzleri aşağıda 1.32, üstte 1.22 metredir. Kuzey ve güney yüzlerinin eni ise

46 ile 44 cm’dir. Yazıtın batı yüzünde Çince, geri kalan üç yüzünde ise runiform alfabeyle

yazılmış Türkçe metinler bulunmaktadır. Doğu yüzünde 40, kuzey ve güney yüzlerinde ise

13 satır vardır. Yazıtın kuzey ve doğu, güney ve doğu yüzleri ile güney ve batı yüzleri

arasındaki kenar bölümünde birer satır bulunmaktadır. Çince olan batı yüzünde de küçük

1 Orhun Yazıtları hakkındaki genel bilgiler aşağıdaki çalışmalardan derlenmiştir:

Erhan Aydın, Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor), Konya: Kömen

Yayınları, 2012, 208 s.; Erhan Aydın, “Eski Türk Yazıtlarının Yazılış ve Dikilişleri Üzerine”, Türklük

Bilimi Araştırmaları Dergisi, Gazi Üniversitesi, Güz 2007,1, s. 149-158.; Cengiz Alyılmaz, “Bilge

Tonyukuk Yazıtları Üzerine Birkaç Düzeltme”, TDAY-Belleten, 2000, s. 11-18.; Ceval Kaya, “Orhon

Yazıtlarının Dikilişiyle İlgili Yeni Sorunlar”, I.Uluslar arası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe

Bilgi Şöleni, Afyonkarahisar, 18-20 Kasım 2009, s. 135-141.

Page 23: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

2

bir yazıt vardır. Yazıtın kaplumbağa altlığında da 8 satırlık ancak 7-8 sözcüğü okunabilen

Türkçe bir metin bulunmaktadır. Ayrıca doğu cephesinin üzerinde kağanın işareti de

vardır. Kültigin Yazıtının etrafında türbe enkazı, heykel parçaları, iki tarafında heykeller ve

balbal denilen işaretli kabartmalı taşlar dizili 4.5 kilometre uzunluğunda bir yol

bulunmuştur. Heykel parçaları arasında Kültigin’in başı ile karısının gövdesi ve yüzünün

bir kısmı da bulunmuştur.

735’e tarihlenen Bilge Kağan Yazıtı, kendi ölümünden sonra oğlu tarafından

diktirilmiş olup bu yazıtta da olaylar Bilge Kağan ağzından anlatılmaktadır. Bilge

Kağan’ın devleti nasıl kurup yücelttiğini ve Türk milletine yaşananlardan ders çıkarmaları

için verdiği öğütleri içeren bu yazıt, Bilge Kağan’ın sağlığında söylediği sözlerden

derlenmiştir. Bilge Kağan Yazıtı Kültigin Yazıtının 1 kilometre uzağında bulunmakla

beraber, yerleşme şekli bakımından aynıdır. Yalnız Bilge Kağan Yazıtı, Kültigin

Yazıtından birkaç cm daha uzun olup doğu yüzünde 41, kuzey ve güney yüzlerinde 15’er

satır bulunmaktadır.

Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtları, Bilge Kağan’ın yeğeni Yollug Tigin tarafından

yazılmış olup bu iki yazıtın önemli bir kısmı birebir aynıdır. Bilge Kağan Yazıtının hem

Türkçe hem de Çince yüzü Kültigin Yazıtına göre daha kötü durumdadır. Her iki yazıtta da

Yollug Tigin’in kitabe kayıtları bulunmaktadır.

İkinci Göktük kağanlığının büyük veziri Tonyukuk’un ölmeden önce bizzat kendisi

tarafından dikilen Tonyukuk Yazıtı, Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarından yaklaşık 360

kilometre uzakta bulunan dört cepheli iki bengü taştan oluşmaktadır. Hangi tarihte dikildiği

tam olarak bilinmeyen bu yazıtta Göktürklerin Çin esaretinden nasıl kurtuldukları,

kendisinin de bu uğurda neler yaptığı Tonyukuk ağzından anlatılmaktadır. Bu yazıtlarının

birincisi 243, ikincisi ise 217 cm yüksekliğindedir. Birinci yazıtta 35, ikinci yazıtta ise 27

satırlık Göktürk harfli Türkçe metin bulunmaktadır. Tonyukuk Yazıtının etrafında da

heykeller, çiçek motifli lahitler, balbala benzeyen iki büyük dikili taş ve tabanda da

dörtgen döşemeler bulunmaktadır. Bunların büyük kısmında aşınma ve parçalanma

meydana gelmiştir.

Page 24: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

3

Orhun Yazıtlarının üçü de Göktürk alfabesiyle yazılmış olup üç yazıtta da satırlar,

yukarıdan aşağıya doğrudur. Ancak satırların diziliş yönleri arasında farklılık

bulunmaktadır. Tonyukuk Yazıtında satırlar soldan sağa, Kültigin ve Bilge Kağan

Yazıtlarında ise sağdan sola doğru dizilmiştir. Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarındaki

satırların bu diziliş biçimi, Çin sistemine göredir. Tonyukuk taşının her iki yüzünde

bulunan metinler Türkçe olduğu halde, Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının batı

yüzlerindeki metinler Çince, öteki üç yüz ise Türkçedir.

Günümüzde Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtları, Orhun müzesine taşınarak koruma

altına alınmıştır. Tonyukuk Yazıtı ise kendi yerinde etrafı çitle çevrilmiş bir şekilde

bulunmaktadır.

Bulunuşlarından Günümüze Kadar Geçen Süreçte Orhun Yazıtları Hakkında

Yapılan Çalışmalara Genel Bir Bakış2

Runiform alfabeyle yazılmış eski Türk yazıtlarından ilk bahseden kişi Alaaddin

Atamelik Cüveynî’dir. Cüveynî’nin Târîh-i Cihân-güşâ isimli eserinde bahsettiği yazıtın

üç dilli I. Karabalgasun Yazıtı olduğu düşünülmektedir. 1675 yılında Nicolaie Milescu Rus

elçisi olarak Çin’e giderken Yenisey Yazıtları olarak bilinen yazıtlara rastlar ve bunları

tasvir eder. 1697 yılında da Remezov yayınladığı Sibirya Atlasında bazı Yenisey Yazıtları

hakkında resimler eşliğinde bilgi verir. 1721 yılında P. T. Von Strahlerberg ile D. G.

Messerschmidt, Sibirya bölgesinde bazı yazıtlar bularak bunları incelerler. Runiform

alfabeli Yenisey bölgesi yazıtları ile ilgili çalışmalar, bilim adamlarının dikkatlerini

giderek bu bölgeye ve yazıtlara çeker. 1889 yılında araştırmalar yapmak üzere

Moğolistan’a gönderilen Rus N. M. Yadrintsev, Orhun Irmağı kıyısında daha sonra Bilge

Kağan ve Kültigin Yazıtları oldukları anlaşılan iki büyük taş bulur. Bunlar hakkında bir

makale yazan Yadrintsev’in buluşundan haberdar olan Fin-Ugor Kurumu, Heikel

başkanlığındaki bir heyeti bölgeye gönderir. Yazıtların kopyalarını alarak Helsinki’ye

dönen heyet bunları yayınlar. Ardından Rus Bilimler Akademisi W. Radloff

2 Bu konu aşağıdaki çalışmalardan derlenmiştir:

Hasan Eren, “1893’ten 1993’e”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1993, s.21-26; Aydın, a.g.e.;

Mehmet Cihat Üstün, “Türk Asıllı Türkologların Orhun Yazıtlarını Okuma ve Yorumlamalarındaki

Farklılıklar Üzerine Notlar”, Turkish Studies, 5(2), s. 1392-1413.

Page 25: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

4

başkanlığındaki bir heyeti Moğolistan’a gönderir. Bu heyet de metinlerin kopyalarını iki

seri halinde yayınlar.

Metinlerin yayınlanmasından sonra, bu metinlerin hangi dilde yazıldığı ve kimlere

ait olduğu sorusunun cevabı aranmaya başlar. İlk önceleri, iki yazıtın da batı yüzlerinde

bulunan Çince metinlerden yola çıkılarak bunların Türkçe oldukları tahmin edilir. Bir

taraftan V. Thomsen diğer taraftan da W. Radloff yazıtların kopyalarından hareket ederek

alfabeyi çözmek için büyük bir çaba içine girerler. V. Thomsen, 1893 yılında Çince

bölümünden hareketle yazıtlarda en çok geçen “Türk”, “Kültigin” ve “Tengri”

sözcüklerini çözer ve yazıtların kesin olarak Türklere ait olduğunu duyurarak eski bir Türk

dilinin varlığından bahseder. V. Thomsen ilk kelimeleri çözmesine rağmen, yazıtların

çevirisini tam olarak ortaya koyarak yayınlayan ilk kişi W. Radloff olmuştur. Çünkü

Türkçe bilmeyen V. Thomsen’a karşın W. Radloff, yaşamının büyük bölümünü Rusya

Türkleri arasında geçirmiş, yaşayan Türk dillerinin ses ve gramer özeliklerine hâkim bir

Türkologtu. W. Radloff 1895 yılında yayınladığı kitabında Kültigin, Bilge Kağan, Ongin

ve daha başka 10 yazıt ile o güne kadar bilinen 40 Yenisey Yazıtını ve bu yazıtların

sözlüklerini yayınlar. 1896 yılında V. Thomsen, W. Radloff’un metnini gördükten sonra

Bilge Kağan ve Kültigin Yazıtlarını daha kapsamlı ve sağlam bir çeviriyle yayınlar.

1897 yılında, bölgenin bitki örtüsünü incelemek üzere Moğolistan’da bulunan

botanikçi Y. N. Klemens, Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının 360 kilometre doğusunda

Tonyukuk Yazıtını bulur. 1898 yılında da W. Radloff, Tonyukuk Yazıtlarının ön neşir

çalışmalarını yapar.

1895 yılında İkdam gazetesinde yayınlanan ve yazarı belirtilmeyen Hutût-ı

Kadîme-i Türkiyye başlıklı makale, Türkiye’de Orhun Yazıtları hakkında yapılmış ilk

çalışma olarak kabul edilir. V. Thomsen 1896 yılında düzenlenen Doğu Bilimciler

Kongresi’nde Inscuptions de l’Orkhun isimli eserini Ahmet Mithat Efendi’ye hediye eder.

O da bu eseri Necip Asım Bey’e verir. Necip Asım önce 1897’de Edebiyât-ı Şâhâne isimli

makalesini İkdam gazetesinde yayınlayarak konuya dikkat çeker. Bu makaleden sonra da

aynı yıl En Eski Türk Yazısı başlıklı bir risale yayınlar. Bu risalede yazıtlardan örnekler

verilerek tercümeler yapılmıştır. Türkiye Türkleri, bu ayrıntılı risale sayesinde yazıtlardan

kapsamlı bir şekilde haberdar olmuşlardır.

Page 26: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

5

Türkiye’de Orhun Yazıtları hakkında yapılmış ilk bilimsel çalışma da yine Necip

Asım tarafından yayımlanan Orhon Abideleri isimli kitaptır. Hüseyin Namık Orkun’un

1936-1941 yılları arasında seri hâlinde yayınlanan dört ciltlik eseri de Türkiye’de yazıtlarla

ilgili yapılmış ilk çalışmalardandır. Bu eser, daha sonra Türk Dil Kurumu tarafından Eski

Türk Yazıtları adıyla tek cilt halinde yayınlanmıştır. Bu iki çalışmadan sonra Muharrem

Ergin ve Talat Tekin başta olmak üzere birçok Türk dilcisi metinlerin neşri ve günümüz

Türkçesine çevrilmesi konusunda değerli çalışmalar yayınlamışlardır. Günümüzde de

yazıtlar üzerinde gerek fonetik, semantik, morfolojik açılardan gerekse de yeniden okunup

anlamlandırılmasından muhteva özelliklerine kadar birçok farklı konuda kitap, bilimsel tez

ve makaleler yayınlanmakta, bildiriler sunulmaktadır.

Orhun Yazıtları Hakkındaki Çalışmaların Tespitinde Yararlanılan Kaynaklar

Bu çalışmada ele alınan bilimsel yayınların tespitinde birçok kaynaktan

yararlanılmıştır. Öncelikle basılı dergiler ile internet ortamında yayınlanan dergilerin

dizinlerine ulaşılarak bu dergilerin dizinleri taranmış, ardından da tespit edilip çalışmada

kullanılan bütün yayınların kaynakça kısımları gözden geçirilerek Orhun Yazıtları

hakkındaki çalışmalar derlenmiştir. Bu çalışmanın yukarıda özetlenenler dışındaki temel

kaynakları, Erhan Aydın’ın konuyla ilgili bibliyografya çalışmalarıdır. Erhan Aydın,

aşağıda özetleyeceğimiz dört çalışmasında Türkiye’de ve yurtdışında Runik harfli

metinlerle ilgili yayınların –tezler dışındaki- bibliyografyasını vermektedir. Orhun

Yazıtları hakkında Türkçe yazılmış veya Türkçeye çevrilmiş yayınlarla sınırlandırılmış

olan bu çalışmada da Erhan Aydın’ın bibliyografya çalışmalarında yer alan konuyla ilgili

maddelerinden yararlanılmıştır.

AYDIN, Erhan, “1995- 2005 Yılları Arasında Türk Runik Metinleri Üzerine

Yapılan Çalışmalara Bir Bakış”, İlmi Araştırmalar, 20, Güz 2005, s. 43-56.

Türk Runik metinleri 1893’te deşifre edilmesinden bu yana çok sayıda çalışma

yayınlanmış, araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalardan bazıları metin neşri, bazıları

sorunlu kelime, ibare veya cümlelerin yeniden okunması ve anlamlandırılması, bazıları ise

muhteva bakımından incelenmesi şeklindedir. Özellikle 1990’lı yıllarda taşlara ve kâğıda

yazılı Türk Runik metinleri üzerine yapılan çalışmaların sayısının arttığı gözlenmektedir.

Page 27: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

6

Bu çalışmada da 1995 – 2000 yılları arasında Türkiye’de ve dünyada Türk Runik

metinleri üzerine yapılan çalışmalara yer verilmekte, bu çalışmalar değerlendirilip

haklarında bilgiler sunulmaktadır.

1995 – 2000 yılları arasında Türk Runik metinleri üzerine yapılan çalışmalar,

yazarların isimleri, tarihleri, nerelerde yayımlandıkları belirtilerek tanıtılmakta, ardından

çalışmaların içeriği hakkında bilgi verilip dikkat çeken noktalar yazar tarafından

vurgulanmaktadır. Sonuç olarak bakıldığında bu yıllar arasında runik harfli metinler

üzerine yapılan çalışmaların arttığı gözlenmektedir. Bu yayınların bir kısmı yazıtların

neşrini, bir kısmı da sorunlu kelime, ibare veya cümlelerin yeniden okunup

anlamlandırılmasını hedeflemektedir. Yazar çalışmasının sonunda yararlandığı kaynakları

ve kullandığı kısaltmaları sıralamaktadır.

AYDIN, Erhan, Galip GÜNER, “Köktürk Harfli Metinlerin ve Kök Türklerle İlgili

Türkiye’de Yayımlanmış Çalışmalar Bibliyografyası (Deneme)”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı, Belleten, 2007, 1, s. 33- 82.

Göktürk harfli metinler bulundukları günden bugüne Türkoloji alanında büyük ilgi

görmüş, hem Türkiye’de hem de yurt dışında birçok araştırma, inceleme ve çalışmaya

konu olmuştur. Bu çalışmalar ve ortaya konan eserler bibliyografya oluşturacak kadar

zengin niteliktedir. Bu çalışmanın amacı da Göktürkler ve Göktürk harfli metinler

hakkında Türkiye’de yayımlanmış çalışmaların bir bibliyografyasını oluşturmaktır. Bu

sebeple Göktürk Devleti ile Ötüken bölgesinde yaşamış Uygurlardan kalan Göktürk harfli

metinler üzerine yapılan çalışmalar ve bunun yanı sıra da Kırgızlardan ve diğer Türk

boylarından kaldığı düşünülen metinler üzerindeki çalışmalar da bibliyografyaya dâhil

edilmiştir. Bu bibliyografyada yer alan çalışmalar, yayımlanma tarihine göre sıraya

dizilmiş, böylelikle hangi yılda ne kadar çalışma yapıldığının anlaşılması sağlanmıştır.

Ayrıca bibliyografyanın sonuna yazarlar dizini de eklenmiştir. Çalışmada yayımlanmış

lisans ve lisansüstü tezleri ile gazetelerde bulunan haber ve köşe yazılarına yer

verilmemiştir. Kısaltmalar bölümü çalışmanın başında yer alır. Bibliyografya 1895 ile

2005 yıllarını kapsamakta ve bu yıllar arasında yapılmış çalışmalar bulunmaktadır. Ayrıca

toplamda 642 çalışmaya yer verilmiş ve çalışmalar numaralandırılmıştır.

Page 28: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

7

AYDIN, Erhan, Türk Runik Kaynakçası, Karam Araştırma ve Yayıncılık,

Çorum, Şubat 2008, 197 s.

Kaynakçalar bilim dünyasında önemli ve çalışma yapanlara büyük kolaylık

sağlayan eserlerdir. Bu kitapta da Türk Runik kaynakçası hazırlanmıştır. Adından da

anlaşılacağı üzere bu kaynakça, herkesçe bilinen Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk

Yazıtları kaynakçası değil, çok geniş bir coğrafyaya yayılmış Türkçe yazıtların ve

metinlerin kaynakçasıdır. Eserde Doğu ve Batı Göktürk dönemi, Bozkır Uygurları,

Maniheist ve Budhist çevrede ele geçmiş runik harfli metinler, Orta Asya, Hazar Bölgesi,

Doğu Avrupa’daki runik metinler bırakmış devletlerle ilgili yayınlar ve bu coğrafyadaki

runik harflerle ilgili yapılan çalışmaların kaynakçası yer almaktadır. Çalışmada Türk Runik

sistemlerine doğrudan ve dolaylı olarak değinilmiş; dil, edebiyat, tarih, sanat, din, sosyoloji

ve felsefe gibi birçok bilim dalında yazılmış eserler de bir araya toplanmıştır. Kaynakça

hazırlanırken yazar eski Uygur Kaynakçası olarak tanımlanabilecek Volker Adam, Lens

Peter Laut ve Andreas Weiss tarafından hazırlanmış eserlerden yararlanmıştır. Kitap beş

bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm Giriş bölümüdür ve burada kitabın yazılış amacından, yararlanılan

kaynaklardan, böyle bir kaynakçanın eksikliğinden söz edilir.

İkinci bölüm Kısaltmalara ayrılmıştır. Bu bölümde kısaltılarak verilmiş dergi, yıllık

vb. çalışmaların tam adları ile kaynakça da geçen kimi kısaltmaların neyi karşıladığı

belirtilmiştir.

Üçüncü bölümde Adı Kısaltılmış Eserler başlığında kaynakçada geçen sempozyum,

kongre, toplantı vb. çalışmaların toplandığı ve kısa adlarıyla verilen eserlerin tam adı,

hazırlayanlar, basım yeri ve tarihi verilmiştir.

Dördüncü bölüm kitabın aslını oluşturan Kaynakça bölümüdür. Bu bölüm yaklaşık

130 sayfadır ve 2337 adet çalışma içermektedir. Tüm çalışmalar sırasıyla

numaralandırılmıştır. 1692’den yani ilk çalışmadan başlayarak yıl yıl yapılan çalışmalar

sunulur. Yazar 2007 yılına kadar yapılan çalışmaları kitabında toplamıştır. Kaynakçada

kitaplarda: yazarın soyadı, adı: yayının adı, basım yeri ve yayın evinin adı, ( varsa ) dizisi.

Page 29: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

8

Süreli yayınlarda: yazarın soyadı, adı: yayın adı, süreli yayın adı, cilt ve sayısı, sayfa

aralığı şeklinde bir yöntem benimsenmiştir. Ayrıca yazar, çalışmaların yazımına elden

geldiğince müdahale etmediğini, araştırmacının verdiği şekilde bırakıldığını vurgular.

Beşinci ve son bölüm ise dizinlerden oluşmaktadır. Bu bölüm dörde ayrılmıştır.

Yazarlar Dizini

Konu Dizini

Dergi ve Adı Kısaltılmış Eserler Dizini

Türkçeye Çevirenler Dizini

Burada yazarlar, konular, eser isimleri kaynakçada kaç numaraları çalışmada

geçtiği belirtilerek, alfabetik olarak sıralanmıştır.

AYDIN, Erhan, Türk Runik Kaynakçası’na Ek-1, Turkish Studies, 4(8), 2009, s.

552-575.

2008 yılında, yayımlanan “Türk Runik Kaynakçası” adlı kitapta Türk Runik

harfleri hakkında ilk zamanlardan günümüze kadar yapılan çalışmalar bir araya

getirilmiştir. Bu çalışmada da gözden kaçan çalışmaların yanında 2008 ve 2009 yıllarında

yapılan çalışmalara da yer verilmektedir. Kitaptaki çalışmalar 2007 yılına kadar olanları

kapsamakta, burada ise ek olarak 2008 ve 2009 yılları da eklenmektedir. Bu yazıda 32

çalışma ek-1 adı altında sunulmaktadır. Bu çalışmalar yine yıllara göre verilmekte, dergi ve

eser adlarının sürekli tekrarlanmasını engellemek için dergi ve eser adlarında bilinen ve

kabul edilen kısaltmalar kullanılmaktadır. Bu kısaltmalara da çalışmanın sonunda yer

verilmiştir. Ayrıca yabancı dillerde yazılmış bazı eski çalışmaların Türkçeleri de

yayımlandığından, bu yayımların sonunda, kitaptaki kaç numaralı çalışmanın Türkçeye

çevirisi olduğu belirtilmektedir.

Page 30: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

BİRİNCİ BÖLÜM

1. ORHUN YAZITLARI HAKKINDA YAYINLANMIŞ KİTAP VE TEZLER

Orhun Yazıtlarını ele alan kitapların bir kısmı yazıtların asıl metinlerini ve

günümüz Türkçesine çevrilmiş hallerini içeren, yazıtları tanıtma amacı güden genel

çalışmalardır. Diğer kitaplar da yazıtları gramer açısından inceleyen, söz varlığını ve ses

özelliklerini ortaya koyan çalışmalardır. Cengiz Alyılmaz’ın Orhun Yazıtlarının Bugünkü

Durumu isimli çalışması ise yazıtların metinlerinden ziyade bugünkü hallerini ele alan

farklı bir çalışmadır.

Tez çalışmaları ise konu bakımından çeşitlilik göstermekte olup daha önce birçok

kitap çalışmasıyla ortaya konmuş olan Orhun Yazıtlarının metinlerini dil becerisi, söz

varlığının günümüz Türk lehçeleriyle karşılaştırılması, okumalardaki farklılıklar ve

muhtevaları bakımından ele almaktadır.

1.1. Kitaplar

1.1.1. AKSAN, Doğan, En Eski Türkçenin İzlerinde, Orhun ve Yenisey

Yazıtları Üzerinde Sözcükbilim, Anlambilim ve Biçembilim

İncelemelerinin Aydınlattığı Gerçekler, İstanbul: Simurg Kitapçılık ve

Yayıncılık, 2000, 159 s.

Türk dilinin en eski yazılı ürünleri olan Yenisey ve Orhun Yazıtlarının

bulunuşundan ve okunup yorumlanmasından sonra araştırmacıların üzerinde durduğu

konulardan biri de söz konusu yüzyıl ve öncesinde Türk dilinin eski ve gelişmiş bir dil

olduğunu aydınlatmaya çalışmaktır. Doğan Aksan da bu kitabında dilbilim verileri ve

yöntemleri ışığında Türkçenin yazıtlardan daha ne kadar geriye götürülebileceği konusuna

eğilmektedir. Yazar, eski incelemelerinden ve yayınlarından faydalanarak yeni

değerlendirmelere gitmekte, en eski Türkçe ürünlerinin yazın değeri ve biçim özellikleri

üzerinde durarak Türkçenin bir yazın dili niteliği taşıyıp taşımadığı, yazıtlar döneminden

ne kadar eskiye götürülebileceği, dilin zenginliği ve gelişmişliği konularına eğilmektedir.

Page 31: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

10

Bu çalışmalar yapılırken yayınlanmış metin örneklerinden, yapılan çalışmalardan, farklı

görüşlerden, farklı okuma ve yorumlardan yararlanılmıştır.

Kitap dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Giriş bölümü olup aşağıdaki alt

başlıklardan oluşmaktadır:

Türk Dilinin En Eski Dönemleri Konusunda Bildiklerimizin Sınırlılığı

Yazıtlar Dönemi Tarihine Kısa bir Bakış

Türkçenin Eldeki En Eski Ürünleri Olan Yazıtlar ve Önemleri

En Eski Türk Yazısı Üzerine-Yenisey Yazıtları Üzerine

Kitapta Yararlanılan Ölçütler ve Yöntem

Kitabın ikinci bölümü “Orhun ve Yenisey Yazıtlarının Söz Varlığı Üzerine

Saptamalar” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde de aşağıdaki alt başlıklarla ilgli

açıklamalar ve örneklendirmeler bulunmaktadır.

Orhun ve Yenisey Yazıtlarında Soyut Kavramların Zenginliği

Yenisey Yazıtlarında Soyut Kavramlar

Somut Kavramlara Kısa Bir Bakış

Eşanlamlılık

Çok anlamlılık

İleri Öğeler

Deyimler, Atasözleri, İkilemeler

Üçüncü bölüm “Yazıtlarda Yazın Dili (Edebi Dil) Özellikleri-Sanatlı ve Etkileyici

Anlatımlar” başlığını taşımaktadır. Bu bölümde de aşağıdaki alt başlıklar altında konuyla

ilgili açıklamalar ve örnekler bulunmaktadır.

Yazıtlarda Sanatlı Anlatım Örnekleri

Karşıt Karamlardan Yararlanma (Karşıtlama)

Bir Anlatım Ustalığı: Yinelemeler – “Parellelismus”-Sorulu Yineleme

Yazıtlarda Benzetme ve Aktarmalar

Page 32: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

11

Yazar, kitabın dördüncü bölümünü oluşturan “Değerlendirme” başlığında eser

boyunca açıklayıp örneklendirdiği konular doğrultusunda değerlendirmelerini yapar ve

Türk dilinin eski ve gelişmiş bir dil olup olmadığını sorgular.

Sonuç bölümünde de değerlendirmelere dayanarak yazıtlardaki söz varlığının

Türkçenin yazıtlar öncesine uzanan, gelişmiş ve yerleşmiş bir dil olduğu, Türklerde o

dönemde yerleşik bir yazı sistemi olduğu ve buna bağlı olarak bu yazı sistemini kullanan

eğitimli bir zümre bulunduğu sonucuna varır. Ayrıca metinlerin kısıtlı olmasına rağmen

bunların çok eski ve gelişmiş bir dilin ürünlerini sergilediği ve zengin bir yazın dili

olduğunu göstermesi yazarın ulaştığı önemli sonuçlardandır.

Bir dilin yaşının belirlenmesine ilişkin geleneksel değerlendirmeler yanında

dilbilimsel ölçütleri de göz önüne koyan yazar Türkçenin yaşının en temkinli yaklaşımla

3500-4000 civarında olduğu kanaatini ortaya koyar.

Kitabın sonuna kaynakça ve dizinler bölümü eklenmiştir.

1.1.2. ALYILMAZ, Cengiz, Orhun Yazıtlarının Söz Dizimi, Erzurum:

Atatürk Üniversitesi Yayınları, , 1994.

Yazarın doktora tezi olup Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarının söz

dizimini ihtiva eden bu çalışma, “Kavramların İşaretlenmesi”, “İsim ve Fiil Tabanları” ve

“Kavram İlişkileri” başlıklarını taşıyan üç ana bölümden oluşmaktadır. Bu çalışmanın esas

bölümü “Kavram İlişkileri” olup “Kavramların İşaretlenmesi” ve “İsim ve Fiil Tabanları”

başlıklarını taşıyan bölümler bu bölüme hazırlık niteliğindedir.

“Kavram İlişkileri” bölümü Çekimli Yapılar, Belirtili Tamlamalar ve Cümle

başlıklarını taşıyan üç bölümden oluşur. Bu bölümlerden Çekimli Yapılar’da isim ve fiil

çekimleri; Belirtili Tamlamalar’da belirtili isim ve belirtili sıfat tamlamaları; Cümle’de ise

Orhun yazıtlarında geçen 1025 cümlenin öğeleri, 251 cümle kalıbı, cümlelerin ve cümle

kalıplarının kendi grupları ve 1025 cümle ile 251 cümle kalıbı içindeki durumları ,

kullanım oranları ayrıntılı bir şekilde sunulmuştur.

Page 33: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

12

Çalışmanın sonunda ise bir Şekil Bilgisi Dizini ve söz dizimi; Orhun yazıtları ve

Göktürk devri (dil, tarih, coğrafya, antropoloji, etnoloji vs.) ile ilgili geniş bir

Bibliyografyaya yer verilmiştir.

1.1.3. ALYILMAZ, Cengiz, Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Ankara:

Kurmay Yayınları, 2005, 276 s.

Moğolistan bölgesinde yer alan ve Orhun Yazıtları olarak anılan Bilge Kağan,

Kültigin ve Tonyukuk Yazıtları Türk kültür ve medeniyeti açısından büyük önem

taşımaktadır. Bu öneme değinen yazar yazıtların dili, anlatım zenginliği, muhtevesı, üslubu

gibi birçok özelliğin Türkçenin yazıtların oluşturulduğu 732-734 yıllarından çok öncelere

dayandığının açık bir göstergesi olduğuna dikkat çekmektedir. Bunun yanı sıra Moğolistan

bölgesinin Saka, Hun, Juan-Juan, Göktürk, Uygur gibi birçok devlete ev sahipliği yaptığına

ve Moğolistan bölgesinde bu dönemlere ait mezarlar, kurganlar, kaleler, surlar, barklar,

şehir kalıntıları, heykeller, balballar, yazılı ve dikili taşlar bulunduğunu söyler. Bu

kalıntılardan en önemlileri olan yazlı dikili taşlara özellikle de Orhun Yazıtlarına vurgu

yapar.

Orhun Yazıtları ile ilgili birçok araştırma ve incelemeler yapılmış, elde edilenler

atlaslar, albümler, bildiriler, makaleler, kitaplar halinde yayınlanmıştır. Bu çalışmaların

metin olarak ilk yayımları (Radloff, Thomsen, Malov…) esas alınmıştır.

Yazar bu kitabında 1997-2002 yılları arasında Moğolistan Halk Cumhuriyetinde

yazıtlar ve yazıtların olduğu bölge üzerine yaptığı araştırma ve incelemelerini

yayınlamaktadır. Bu araştırma ve incelemeler sonucunda yazıtların epigrafik belgelemeleri

gerçekleştirilmiştir. Epigrafik belgelemelerde öncelikle yazıtlara ait metinler harf harf

okunup bilgisayar ortamına aktarılmış, ardından yazılı yüzeylerin fiziki durumları tespit

edilmiştir. Çalışmanın sonucunda geride kalan tarihi süreçte yazıtlara ait kırılan, aşınan,

dökülmeye yüz tutan, kopan, orijinal görüntüsünü kaybeden yazılı yüzeyler farklı renk ve

işaretlerle sunulmaktadır.

Ayrıca Orhun Yazıtları içlerindeki bulundukları anıt mezar külliyelerinin parçasıdır

ve anıt mezar külliyelerinde yer alan diğer eserlerin görüntüleri ve bunlarla ilgili bilgiler de

kitapta yer almaktadır.

Page 34: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

13

Çalışma üç bölümden oluşmaktadır:

Birinci bölüm: Kültigin Yazıtının ve Anıt Mezarının Bugünkü Durumu adını taşır

ve bu bölümde Kültigin Yazıtı hakkında bilgi verildikten sonra yazıtın bugünkü durumu

güney, doğu, kuzey ve batı yüzü olarak ayrı ayrı incelenmiş, epigrafik belgelemeleri,

görüntüler sunulmuştur. Ardından Kültigin anıt mezarındaki diğer eserlerin(insan ve

hayvan heykelleri, sütun ve kaideler, sunak taşı, balballar, kiremitler, tuğlalar, döşemeler)

bugünkü durumları incelenmiş, anlatılmış ve görüntülerine yer verilmiştir.

İkinci bölüm: Bilge Kağan Yazıtının ve Anıt Mezarının Bugünkü Durumu,

Üçüncü bölüm: Bilge Tonyukuk Yazıtının ve Anıt Mezarının Bugünkü Durumu

isimlerini taşır ve 1. Bölümdeki uygulamaların benzeri yapılmaktadır. Bu bölümlerde de

bugünkü durumları hakkında bilgiler verilip açıklamalar yapıldıktan sonra epigrafik

belgelemelere, görüntülere ve sonuçlara yer verilmiştir.

Eserin sonunda genişçe bir bibliyografya ve Moğolistan haritası bulunmaktadır.

1.1.4. ALYILMAZ, Cengiz, (Kök) Türk Harfli Yazıtların İzinde, Ankara:

Karam Yayıncılık, , 2007, 192 s.

Eski Türk anıtlarının ve yazıtlarının incelenmesi, araştırılması bulunuşundan

günümüze kadar devam etmektedir. Bu inceleme ve araştırmalar birbirini tamamlayan,

destekleyen, arttıran, doğrulayan kimi zaman da düzelten çalışmalar niteliğindedir. Yazarın

bu eseri de önemli bir yere sahiptir. Yazar eski Türk yazıtlarını elektronik ortama

aktarmakta ve bu yazıtların epigrafik belgelemelerini dijital fotogrametri tekniğiyle

gerçekleştirmektedir. Yazar kitabında geleneksel yöntem ve tekniklerin yanı sıra görsel,

sanatsal, kültürel öğeleri de modern tekniklerle görüntüler olarak sunmaktadır. Kullanılan

teknik ve yöntemlerle, inceleme ve araştırmayla, sunum ve görsel olarak desteklenmesiyle

ilk olma özelliği taşıyan eser aynı zamanda bir albüm niteliği göstermektedir.

Kitap Sunuş, Ön Söz, Kısaltmalar Diziniyle başlamaktadır. Üç bölümden oluşan

kitabın 1. Bölümü: Giriş (Kök) Türk Yazısı ve (Kök) Türk Harfli Yazılar adını

taşımaktadır. Bu bölümde öncelikle Göktürk yazısı tanıtılmakta, hakkında bilgi verilip,

Page 35: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

14

açıklamalar yapılmakta ve bu yazı için transliterasyon alfabesi tablo şeklinde

sunulmaktadır. Ardından bazı Türkologların alfabe tabloları örnek olarak verilmektedir. Bu

bölümde ikinci olarak Göktürk harfli yazıtlar anlatılıp, bilgi verilmekte ve Moğolistan’daki

Göktürk harfli yazıtlar, Yenisey, Talas ve Koçkor Yazıtları, Batı ve Doğu Türkistan’daki

Göktürk harfli yazıtlar, Kafkaslar, Anadolu, Balkanlar ve Avrupa’daki Göktürk harfli

yazıtlar açıklamalar, tarihi ve coğrafi bilgiler, karşılaştırmalar, farklı görüşlerle fotoğraf ve

belgelerle tanıtılmakta anlatılmaktadır.

2. Bölüm: (Kök) Türk Harfli Yazıtların Epigrafik Belgelemelerinde Uygulanacak

Yöntemler ve Teknikler adını taşıyan bölümdür. Burada da yazıtların epigrafik

belgelemeleri yapılırken uygulanacak yöntemler ve kullanılacak malzemeler fotoğraflarla

anlatılarak yapılmakta sonuçları değerlendirilmektedir. Yazıtları yazılı yüzeyleri herhangi

bir araç kullanmadan, doğal ortamında, büyüteç veya yansıtıcı kullanarak, parmakla

dokunarak, estampaj uygulayarak, kağıda çizerek, yüzeylerin içini doldurarak, murç, keski

kullanarak belirgin hale getirip, saydam malzeme kullanarak, ıslatarak, gölgeleme veya

karartma yaparak, aydınlatmayı yeterli hale getirip belgeleme yaparak okumak

mümkündür. Bunların yanı sıra manuel fotoğraf makineleri kullanılarak elde edilen

görüntülerde hareketle epigrafik belgeleme, video kamerayla kaydedip belgeleme,

yazıtların kalıbından veya kopyasından hareketle ya da dijital fotogrametri tekniğiyle

epigrafik belgeleme de yapılabilmektedir.

3. Bölüm: Sonuç ve Öneriler bölümüdür. Bu son bölümde yazar bölgede yaptığı

çalışmalar sonucunda ortaya çıkan verileri sunmakta ve değerlendirmeler yapmaktadır.

Aynı zamanda yazıtlara ilişkin yapılması gerekenleri ve daha sonra yapılacakları öneriler

şeklinde sıralamaktadır.

Kitabın sonunda ise uzun bir bibliyografya bulunmaktadır.

1.1.5. AYDIN, Erhan, Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk,

Ongi, Küli Çor), Konya: Kömen Yayınları, 2012, 208 s.

Orhun Yazıtları ile ilgili açıklama ve değerlendirme, okuma ve yorumlamalar

içermektedir. Orhun Yazıtlarının bilinen en önemli üç anıtının ( Kültigin, Bilge Kağan,

Page 36: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

15

Tonyukuk ) dışında Ongi ve Küli Çor Yazıtları da kitapta incelenen diğer yazıtlardır. Kitap

10 bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölüm: “Runiform (runik) Yazı” başlığı altında runik yazının özelliği,

işaretleri hakkında kısaca bilgi verilmekte; kaç sesten oluştuğu, kökeni ve kökenine dair

yapılan yorumlar, ileri sürülengörüşler, yapılan çalışmalar anlatılmaktadır.

İkinci bölüm: “Eski Türk Yazıtlarının Bulunuşu ve İlk Çalışmalar” adını taşır ve

başlıktan da anlaşılacağı üzere eski Türk yazıtlarının bulunuşu ve ardından yapılan

çalışmalar anlatılmaktadır. Yazıtlardan ilk bahsedenden itibaren keşfi, nasıl bulunduğu,

kimler tarafından okunduğu ve çözüldüğü, ardından yapılan önemli çalışmalar ve bu

alanda çalışma yapan Türkolog ve araştırmacılar detaylı şekilde sunulmaktadır. Ancak

bahsedilen çalışmalar kitap niteliğinde olanlardır ve ilk çalışmalar hakkında bilgi

verilmektedir. Diğer çalışmalara fazlalığından dolayı Kaynaklar bölümünde yer verilmiştir.

Üçüncü bölüm: “Eski Türk Yazılarının Bulunduğu Yerler” ana başlığı altında

verilmekte ve bu bölümde yazıtların coğrafi bakımdan detaylı yer tespitleri anlatılmaktadır.

Bu başlık altında dört başlık daha yer alır. Yazar bu bölümdeki yazıtları konumları, yerleri

bakımından dörde ayırır.

1- Moğolistan Yazıtları

2- Yenisey Yazıtları

3- Dağlık – Altay Yazıtları

4- Kırgızistan Yazıtları

Bu bölümlerde, bulunan yazıtlar hakkında kısaca bilgi verilir ve yapılan önemli

çalışmalara değinilir. Bu bölgeler eski Türk yazıtlarının en çok bulunduğu yerler

olduğundan özellikle verilmiştir. Bu bölgelerin dışında da farklı yerlerde yazıtların

bulunduğu belirtilir.

Dördüncü bölüm: “Köl Tegin’ in Kimliği ve Yazıtı” başlığını taşır. Bu bölümde

Kültigin hakkında tarihsel bilgi verilir, kim olduğu anlatılır, önemine değinilir ve Köl

Tegin isminin etimolojisi yapılarak hangi araştırmacının ne dediği belirtilir. Son olarak ise

Page 37: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

16

Kültigin Yazıtı hem dış özellikleri hem de içerik bakımından tanıtılır ve kim tarafından ne

amaçla yazıldığı veya yazdırıldığı kısaca anlatılır. Ardından yazıt metnin runik harfli şekli,

yazı çevrimi ve günümüz Türkçesiyle yorumlanmış biçimi bölümler halinde alt alta

verilmektedir.

Beşinci bölüm: Bilge Kağan’ın Kimliği ve Yazıtı

Altıncı bölüm: “Tonyukuk’un Kimliği ve Yazıtı” başlığını taşır. Beşinci ve altıncı

bölümlerde de dördüncü bölümde olduğu gibi Bilge Kağan ve Tonyukuk hakkında tarihsel

bilgi verilip, şahsiyetlerinin öneminden bahsedilir. Yazıtların fiziksel özellikleri tanıtılır ve

içerik hakkında bilgi sunulur. Bu bölümlerde de yazıtların runik harfli metinleri, yazı

çevrimleri, günümüz Türkçesine çevrilmiş şekilleri bölümler halinde alt alta verilmektedir.

Yedinci bölüm: “Ongi Yazıtı” adını taşır. Bu bölümde Bilge Kağan, Tonyukuk,

Kültigin Yazıtlarından sonra en önemli yazıt olarak değerlendirilen Ongi Yazıtı hakkında

bilgi verilir. Öneminden bahsedilir, nerede bulunduğu, kim tarafından keşfedildiği, metnin

özellikleri, kim adına dikildiği belirtilir. Tarihlendirilmesi oldukça problemli olan bu yazıt

hakkında yapılan, sunulan çalışmalar kişi ve yıl verilerek belirtilir. Ardından yazıt metni

runik harfli şekli, yazı çevrimi ve günümüz Türkçesine aktarılmış şekliyle alt alta sunulur.

Sekizinci bölüm: “Küli Çor’ un Kimliği ve Yazıtı” başlığını taşır. Bu bölümde

yazıtın kim tarafından, ne zaman ve nerede bulunduğu, yazıt metnin özellikleri, yazıtta

anlatılan olaylar, Küli Çor isminin etimolojisi tarihsel birçok bilgi ve yazıtla ilgili yapılan

çalışmalar isim ve yıl verilerek anlatılmaktadır. Bu bölümde de yazıtın runik harfli şekli,

harf çevrimi, günümüz Türkçesine aktarılışı alt alta bölümler halinde sunulur.

Dokuzuncu bölümde dizin yer alır. Burada incelenen yazıtlarda geçen kelimeler

anlamları ve yazıtlarda bulunduğu yerler verilerek, alfabetik olarak sunulmaktadır.

Onuncu ve son bölüm ise Kaynaklara ayrılmıştır. Bu bölümde yazarın başvurduğu

yazıtlar ile ilgili yapılan önemli çalışmalara ve yazarlarına yer verilir. Bu da alfabetik

olarak sıralanmaktadır.

Page 38: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

17

1.1.6. ERGİN, Muharrem, Orhun Abideleri, İstanbul: Boğaziçi Yayınları,

2004, 147 s.

Bu eser, Muharrem Ergin’in Türk tarih ve kültürünün ilk ve en önemli eseri sayılan

Orhun Yazıtları hakkında tarihi ve edebi bilgi mahiyetindeki önsözüyle başlar. Dönemin

özellikleri, yazıtların yazılış nedenleri ve içerikleri hakkında da kısa bir bilgi veren yazar,

ardından yazıtların bulunuşu ve neşredilmesi, araştırma yapanlar ve yayınlar hakkında da

açıklamalar yapar. Ön sözden sonra kronolojik bibliyografya ile yararlandığı yayınları

gösterir. Bunun devamında da Orhun Yazısı adı taşıyan başlığın altında Orhun harflerinin

tanıtımını yaparak kullanımları hakkında kısa bilgi verir. Kitabın aslını oluşturan ise

Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk Yazıtlarının metinleri ve günümüz Türkçesine

tercümelerinin olduğu kısımdır. Burada yazıtlar sırasıyla yerleri belirtilmiş,

numaralandırılmış olarak aynı zamanda günümüz Türkçesine aktarılmış şekilleriyle verilir.

Kitabın sonuna doğru ise metinlerde geçen kelimelerin anlamlarının verildiği alfabetik bir

sözlük yer alır. Son olarak da yazıtların orijinal yazımlarının verildiği örnek metinler

bulunmaktadır.

33. baskısında kitaba son şeklini veren Muharrem Ergin’in öğrencisi Osman Fikri

Sertkaya’dır. Sertkaya kitabı tekrar gözden geçirerek Göktürkçe metinlerle bugünkü

dildeki metinleri karşılıklı sayfalar haline getirmiş, renkli sayfalar ve fotoğraflar eklemiştir.

1.1.7. Fin Atlası-Orhun Yazıtları3 (Çev. Metin Sirman, Yaşar Sabit Dalbaşar),

İstanbul: Töre Yayın Grubu, 2005, 138 s.

Çalışma, O. Donner başkanlığında Orhun Yazıtlarının ilk kez fotoğraflarını çeken

ve yaptıkları çizim ve transkripsiyonlarla yazıtların sağlam hallerini günümüze aktaran Fin

heyetinin Orhun Yazıtları hakkında hazırladığı kapsamlı eserdir. 1890 yılında yazıtların

henüz tahribata uğramamış halleriyle çekilmiş fotoğraflarını içeren bu eserle birlikte Orhun

Yazıtları ilk defa akademik bir şekilde ele alınarak dünyaya tanıtılmıştır. Metinler geziye

katılmış olan bilim adamları A. Heikel, G. Gabelentz, G. Davaria ve O. Donner tarafından

yazılmıştır. Bu bilim adamları tarafından “Inscriptions de L’Okhon, 1892” özgün ismiyle

yayınlanan eser, sadece bir kez basılmıştır.

3 Bu eser 1890 yılında Fin heyeti tarafından derlenmiş ve 1892 yılında Fin Uygur Derneği tarafından

yayınlanmıştır.

Page 39: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

18

Metin Sirman ve Yaşar Sabit Dalbaşar tarafından tercüme edilen eserde Fransızca

ve Almanca yayınlanmış makalelerin ojinalleri de lacivert mürekkeple basılı olarak

mevcuttur. Aynı zamanda bir seyahatname özelliği de gösteren eserde çekilen sıkıntılar,

yol üzerindeki şehirlerin özellikleri ve Moğolistan’ın o zamanki durumu hakkında da

bilgiler bulunmaktadır. Eser şu genel başlıklardan oluşmaktadır:

Orhon’a Kadar Seyahat

Orhon Civarındaki Anıtlar

Transbaykal’daki Çeşitli Antik Eserler

Türkler ve İlk İki Anıt

Uygurlar ve Karakurum’daki Üçüncü Anıt (A. Heikel)

Birinci Anıttaki Çince Yazılar (G. Gabalentz)

Geçmişteki Türklerin Anısına

İkinci ve Üçüncü Anıtlardaki Çince Yazıtların Transkripsiyonu (Eski Çince’den

Yeni Çince’ye çevrilmesi), Tahlili ve Tecümesi (G. Deveria)

Tük Kou-Kiue Hakanı Me-ki-lien

Anıt III

Çin Uygur Parçaları

53 ve 54. Levhalar

55, 56, 57. Levhalar

58 ve 59. Levhalar

N. Yadrintzef Tarafından Okunan I. ve II. Parçalar

Notlar

Yenisey Harfleri ile Yazıtlar, Yazılış Sistemi, Dil (O. Donner)

Kitabın Fransızca ve Almanca Özgün Metni

Tipografik Metin: Birinci Anıt

Tipografik Metin: İkinci Anıt

Tipografik Metin: Üçüncü Anıt

Birinci ve İkinci Anıtın Harfleri

Tablolar

Page 40: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

19

1.1.8. GÜLENSOY, Tuncer, “Orhun’dan Anadolu’ya Türk Damgaları”,

İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1989, 179 s.

Türkler tarih sahnesinde kökü eskilere dayanan, güçlü ve köklü bir kültüre sahip

ender milletlerdendir. İsimleri ve coğrafi konumları farklı olsa da adlarını bir damga olarak

her zaman yaşatmışlardır. Bu kitapta da Türk damgalarının menşei araştırılmakta

Orhun’dan Anadolu’ya uzanan izleri üzerinde durulmaktadır. Bu yüzden Türk efsane ve

destanlarına, maddi ve manevi kültürel ürünlere yeri geldikçe değinilmektedir. Türk

damgalarının kullanılış tarihi Orhun Yazıtlarından önceye dayandığı ve alfabedeki bazı

işaretlerin bu damgalardan geliştiği düşünüldüğü için yazar kitabın ilk bölümünde Orhun

ve Yenisey Yazıtları üzerinde durmakta, yazıtlarda kullanılan işaretlerin kökeni ve ne

anlama geldiği hakkında bilgiler vermektedir. Bu yüzden Orhun ve Yenisey alfabeleri

tablo olarak verilmekte, bu alfabelere benzeyen alfabeler örneklendirilmektedir. Ardından

damga adı üzerinde durulmuş, Türk damgalarının doğuşu ve Orhun yazısı ve damgalar

arasındaki ilişki incelenmiştir. Bunun yanı sıra Türk damgalarının görüldüğü yerler

sıralanmaktadır. Bu damgaların en çok kullanıldığı yerler hayvan motifleridir. Bu bölüm

kitapta uzun ve ayrıntılı olarak örnek resimlerle anlatılmakta, bu hayvanlar üzerinde tek tek

durularak Türk kültürü üzerindeki önemi vurgulanmaktadır. Bu bölümün ardından Orhun

Yazıtlarındaki damgalar ve taş-kaya üzerindeki damgalar şekilleriyle tablo halinde

tanıtılmaktadır. 24 oğuz boyu ve damgalarına da kitapta yer verilmiş, öteki Türk boylarının

da damgaları gösterilmiştir. Bunların ardından Anadolu’daki damgalar şekilleri verilerek

açıklanmış ve incelenmiş diğer eski Türk damgalarıyla ilgisi ve yansıması belirtilmiştir.

Orhun’dan Anadolu’ya uzanan damgalar etkisini ve özelliğini kaybetmemiş insanların

günlük yaşayışında, kullandıkları eşyalarda ve inançlarda yaşamaya devam etmiştir. Yazar

bunu IM başlığında değerlendirmiş ve örneklerle açıklamalar yapmıştır. EN başlığı altında

ise İç Asya’daki göçebe Türk kavimlerinin kendi boy, kabile, aşiretlerini belirlemek için

hayvanlarının boynuz, kulak, bacaklarına yaptıkları işaretlerin Anadolu’da aynen

yansıması ve izleri incelenmiştir. Yazarın kitabı hazırlamasının amacı bu konuda yapılan

çalışmaların boşluğunu doldurmak ve bundan sonraki çalışmalara yol göstermektir.

Page 41: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

20

1.1.9. ORKUN, Hüseyin Namık, Eski Türk Yazıtları, Ankara: TDK Yay.,

1986, 192 s.

Hüseyin Namık Orkun’un 1936, 1938, 1940 ve 1941 yıllarında seri halinde

yayınlanan 4 ciltlik eseri, Türkiyede Orhun Yazıtları hakkında yayınlanmış ilk

çalışmalardandır. Daha önce 4 cilt halinde basılan bu eser, TDK tarafından tek cilt halinde

tekrar yayınlanmıştır.

Dört ciltlik eserin Birinci cildi Orhun Yazıtları hakkındadır. Birinci cilt, Eski Türk

Yazıtları I (Kül Tegin – Bilge Han – Tonyukuk – Ongin – Ihe Hüşotü – İki Uygur Yazıtı)

başlığını taşımaktadır. Önsözden sonra Giriş, Orhun Yazıtları, Kül Tegin ve Bilge Han

Yazıtları, Bilge Han Yazıtı, Notlar, Kül Tegin Yazıtının Çincesi, Üçüncü Uygur Yazıtı,

Tonyukuk, Notlar, Ongin, Notlar, Ihe Hüşotü Yazıtı, Notlar, Sucı Yazıtı, Şine – Usu

Yazıtı, Notlar, Bitirirken başlıkları altında Orhun Yazıtları tanıtılmaktadır.

Çalışmanın ikinci cildinde ise Eski Türk Alfabesi, menşei ve ses özellikleri

hakkında bilgiler verilmekte, Bilge Han Yazıtının Çincesinin Tercümesi, Uygur Dönemi

yazıtları ve diğer Göktürk Harfli Metinler hakkında bilgiler verilmektedir.

Üçüncü ciltte ise “Yenisey Yazıtları”, “Göktürk Yazılı Birkaç Yazıt”, “Talas

Vadisinde Bulunan Ağaç Üzerindeki Yazıtlar”, Ongin Yazıtlarının Asıl Metinleri”,

“Tonyukuk Yazıtlarının Kopyaları”, “Muhtelif Eski Türk Eserleri” ve “Sekel Türk

Eserleri” başlıklarını ve bunlarla ilgili alt başlıkları ihtiva etmektedir.

Çalışmanın dördüncü cildi ise Eski Türk Eserleri ile ilgili resimler, Has isimler,

sözlük ve kısaltmalar başlıklarından oluşmaktadır. Cildin başında Hüseyin Namık Orkun

tarafından yazılmış “Eski Türk Yazıtlarına Dair Notlar” başlıklı bir yazı bulunmaktadır.

1.1.10. SUBAŞI UZUN, Leyla, Orhon Yazıtlarının Metindilbilimsel Yapısı,

Ankara: Simurg Yay. 1995, 176 s.

Orhun Yazıtları üzerine yapılan farklı bir çalışma olan bu eserde metinler ilk kez

metindilbilim açısından ele almaktadır. Eser Orhun Yazıtlarının dilini tarihsel ya da

artzamanlı dilbilimi yöntemi ile değil de eşzamanlı dilbilimi yöntemi ile incelemesiyle

Page 42: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

21

Türkiye’de ilk olma özelliği göstermektedir. Çalışmada metinler dilbilimin en son

yaklaşımları ile ele alınmıştır. Metinlerin okunmasında ve günümüz Tükçesiyle

karşılıklarını verilmesinde çoğu yerde Talat Tekin’in eserlerine başvurulmuştur.

Kitap 5 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm Giriş bölümüdür. Bu bölümde

metindilbilim incelemeleri hakkında bilgi verilmekte, Göktürkler, Göktükçe ve Filolojik

çabalar alt başlıklarıyla ayrıntıya girilmekte, metin çalışmalarının tarihçesi sunulmaktadır.

İkinci bölüm Gönderimsel Bağdaşıklık adını taşır. Bu blümde önderim konusuna

giriş yapılarak açıklamalar sunulmaktadır. Metinlerde gönderimsel bağdaşıklık

görünümlerini öncül-bağımsız gönderim öğeleri sıralanarak örneklerl incelenir.

Üçüncü bölüm Biçimsel-Sözlüksel Bağdaşıklık adını taşır. Bu bölümde bağdaşıklık

durumu, biçimsel ve sözlüksel bağlamda incelenerek öğeleri gösterilir. Metinlerde bu

durumun görünümleri sunulur.

Dördüncü bölüm Tutarlılık başlığını taşımaktadır. Tutarlılık tanımlandıktan sonra

metinlerde tutarlılık görünümleri zaman, karşılaştırma, neden gibi bağlantılarla incelenir.

Beşinci bölüm Sonuç ve değerlendirmelerden oluşmaktadır. Bu bölümde yazar,

Orhun Yazıtlarının metindilbilimsel açıdan incelenmesi sonucunda elde ettiklerini sıralar.

Bu bölümden sonra Kaynakça ve Dizin yer almaktadır. Kitabın sonunda ise Bilge Kağan,

Kültigin ve Tonyukuk Yazıtlarının metinleri günümüz Türkçesine çevrilmiş olarak

sunulmaktadır.

1.1.11. TANYERİ, Yavuz, Göktürk Yazısı ve Orhun Türkçesi (ses ve biçim

bilgisi, örnek metinler, sözlük), İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2011, 169

s.

Eser, beş bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde Göktürk Adının Anlamı

ve Göktürklerin Kökeni, Göktürk Kağanlığı Tarihi, Göktürklerin Yaşam Biçimi,

Göktürklerde Devlet, Göktürklerde Ordu, Göktürklerde Din, Göktürklerde Medeniyet

başlıklarıyla genel anlamda Göktürklerin siyasi ve uygarlık tarihi hakkında bilgiler

verilmiştir.

Page 43: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

22

Göktürk Yazısının ele alındığı ikinci bölümde Göktürk alfabesi tanıtılarak bu

alfabedeki harflerin Türkiye Türkçesindeki karşılıkları uygulamalı olarak incelenmiştir.

Aynı bölümde Türk yaşayışındaki kavram ve nesnelerin Göktürk alfabesine yansımasının

görüldüğü harfler, açıklamalı tablolar halinde verilerek tanıtılmıştır.

Üçüncü bölümde Orhun Yazıtları olarak adlandırılan Kültigin, Bilge Kağan ve

Tonyukuk Yazıtları ele alınmış; yazıtların bulunuş ve okunuş süreçleri ile yazıtlar üzerine

yapılan çalışmalar hakkında bilgiler verilmiştir. Bu yazıtlardan alınan örnek metinler

Göktürk ve Latin harfleriyle gösterilmiş; alt kısımda ise ifadelerin Eski Türkçeden Türkiye

Türkçesine aktarımları tablo metinler halinde okuyucuya sunulmuştur. Bu üç yazıttan

başka, Göktürk dönemine ait olan diğer yazıtlar ve Göktürk dönemi yazıtları dışında

Göktürk harfleriyle yazılmış diğer dönem yazıtları hakkında bilgilere de yine bu bölümde

rastlanmaktadır.

Dördüncü bölümde Orhun Türkçesinin ses ve biçim özelikleri; Ses Yapısı (ünlü ve

ünsüz uyumları, ses olayları), Sözcük Yapısı (yapım ve çekim ekleri), Cümle Yapısı

başlıklarıyla verilmiştir.

Beşinci bölümde ise başta Köl Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk gibi Orhun

Yazıtları olmak üzere, Göktürk harfli yazıtlarda sıklıkla geçen sözcüklerden oluşan ve

genel anlamda Orhun Türkçesinin söz varlığını örnekleyen bir sözlük yer almaktadır.

Eserde, beşinci bölüm hariç her bölüm sonunda değerlendirme sorularına yer verildiği

görülmektedir. Ayrıca ikinci bölüm sonunda Göktürk yazısının Türkiye Türkçesine

uyarlanması Hüseyin Nihal Atsız’ın “Bahtiyarlık“ adlı şiiri ile örneklendirilmiştir.

1.1.12. TEKİN, Talat, Tunyukuk Yazıtı, (Haz. Mehmet Ölmez), Ankara:

Simurg Kitapçılık ve Yayıncılık, 1994, 77 s.

Tonyukuk Yazıtlarının ele alındığı çalışma, Giriş, Metin ve Çeviri, Açıklamalar,

Dizin, Kaynakça, Runik Metin ve Metinler olmak üzere 7 bölümden oluşmaktadır.

Giriş bölümünde Tonyukuk Yazıtlarının bulunma süreci, bu yazıtlar üzerinde

yapılan çalışmalar, dikiliş tarihlerine dair yorumlar ve yazıtta kullanılan yazı sistemi

hakkında bilgi verilmektedir. Bu bölümde yazar, yazıtın okunmasında problem gördüğü

Page 44: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

23

yerlerini de belirtmektedir. Ardından Tonyukuk Yazıtının runik metin bölümünde metin

yayınlanmakta, günümüz Türkçesine çevrilmiş hali satırların altında verilmektedir.

Açıklamalar kısmında yazar yazıtlardaki bazı kelimelere dair açıklamalarda

bulunmakta, görüş ve önerilerini sunmakta, düzeltmeler yaparak yeni yorumla

getirmektedir. Sözlük kısmında ise yazıttaki sözlükler geçtikleri satır sayıları verilerek

alfabetik olarak sıralanmıştır. Eserin sonunda kaynakça, yazıtın runik metni ve yazıta ait

fotoğraflar yayınlanmıştır.

1.1.12.1. TEKİN, Talat, Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dilleri

Araştırmaları Dizisi: 9, 2000, 272 s.

Bu çalışma Talat Tekin’in 1965’te “A Grammer of Orkhon Turkic” isimli doktora

tezinin Türkçeye çevirisidir. Tezde Moğolistan’daki beş büyük yazıt olan Bilge Kağan,

Kültigin, Tonyukuk, Ongin ve Küli Çor Yazıtları ele alınmıştır. Ancak yazar tarafından bu

çalışma 2000 yılında yeniden gözden geçirilerek ekleme ve düzeltmelerle kitap halinde

yayınlanmıştır. Yazar, doktora tezini sunduktan sonraki süreçte Orhun ve Yenisey Yazıtları

ile ilgili gerek okuyuş gerekse de yorumlama bakımından değişen görüşlerine yer vermiş,

doktora tezinde değişikliklere gitmiştir.

Yazar, doktora tezinde Moğolistan’daki beş yazıta yer vermişken, bu kitapta beş

yazıta ek olarak Uygur Kağanlığından kalma Moyun Çor ya da Şine-usu Yazıtı, Taryat ya

da Terkin Yazıtı, Tes Yazıtı, Kıgız Yazıtları, Suci Yazıtı ve 8-9. Yüzyıldan kalma Yenisey

Yazıtları, Doğu Türkistan’da bulunan runik harfli yazmalar özellikle de Irk Bitig adlı fal

kitabı gibi yazıtları da vererek gramer açısından incelemektedir.

Kitapta sırasıyla Önsöz, Giriş, Yazı, Runik Alfabe ve Runik Alfabe Tablosu yer

almaktadır. Ana başlıklar altında verilen birçok alt başlıkla Orhun Türkçesine ait konular

ele alınmaktadır. Bu konular; Yazım, Ses Bilgisi, Çekim, Söz Dizimi alt başlıklarıyla ele

alınmaktadır. Bu başlıklarda yazım kuralları, ünlü ve ünsüzlerin yazımları, noktalama, ses

olayları, ekler, zamirler, sıfatlar, zarflar, isimler, fiiller, cümle yapısı, cümlelerde sözcük

düzeni ve cümlelerin birleşimi gibi konular örneklerle incelenmiştir.

Page 45: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

24

Yazar kitabın sonuna da Orhun-Yenisey Yazıtlarından alınmış metin örnekleri, bu

metinlerde geçen sözcüklerin sözlüğünü ve eski Türk Runik alfabesi tablosunu eklemiştir.

1.1.13. TEKİN, Talat, Orhon Yazıtları, 4.Bs., Ankara: Türk Dil Kurumu

Yayınları, 2010, 200 s.

Talat Tekin’in Orhon Yazıtları adlı eseri Türk Dil Kurumu Yayınlarından 2010 da

4. baskı olarak çıkmış olup; Giriş, Metinler, Kültigin Yazıtı, Bilge Kağan Yazıtı,

Açıklamalar, Kültigin, Bilge Kağan, Sözlük-Dizin, Kaynaklar olarak dokuz kısma

ayrılmakta ve 200 sayfa sayısına ulaşmaktadır.

Girişte ilk olarak Orhun Yazıtları araştırmalarının tarihçesi bağlamında, nasıl, ne

zaman, nerede ve kimler tarafından bulunduğu, çözülme ve neşredilmesi süreci hakkında

bilgi verildikten sonra araştırmacıları, yayınları ve bu yayınların kısa açıklamaları

verilmektedir. Ardından yazıtların tanımına ve niteliklerine geçilir. Yazıtları fiziksel ve

konum itibariyle ele alan, yazıcısı ve yazıtların yazımı hakkında bilgi veren yazar devam

eden sayfalarda eski Türk Runik yazısını tanıtmakta ve Orhun Yazıtlarının yazım

kurallarını anlatmaktadır. Bunu yaparken de önce ünlü ve ünsüzleri, farklı sesleri, şekilleri

örnekleriyle anlatır. Orhun alfabesinin tablosunu da vererek harflerin yazı çevrimlerini, ses

değerlerini gösterir.

Metinler kısmına geçildiğinde ise sırasıyla Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının

okunmuş ve günümüz Türkçesine çevrilmiş şekilleriyle karşılaşılır. Bilge Kağan ve

Kültigin Yazıtları numaralandırılmış ve yönleri belirtilmiş şekilde günümüz Türkçesine

çevrilmiş ve eksik görülen yerler anlam bakımından parantez içi eklemelerle tamamlanmış

olarak verilmektedir. Açıklamalar kısmında ise Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında

geçen kelimelerin önemli bir kısmı hakkında bilgi verilir. Yazar kelimelerin okunuşları,

anlamlandırılması meselesini ilk okuyanlardan itibaren nasıl okunduğuna, yorumlandığına

değinerek kendi okumalarını ve yorumlarını katarak karşılaştırmalar ve örneklerle ortaya

koyarak sonuca gider.

Sözlük- Dizin kısmında yazıtlarda geçen kelimeler alfabetik olarak bugünkü

anlamlarıyla ve yazıtlardaki yerleri belirtilerek farklı kullanımlarıyla beraber sıralanmıştır.

Son kısım olan kaynaklarda da Talat Tekin, yararlandığı eserleri ve yayınları yazarlarıyla

Page 46: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

25

birlikte sunmuştur. Kitap yazıtların runik harfli orijinal metinlerinin kopyaları ile biter. Bu

orijinal metinler Fin Atlasından ve Radloff’tan alınmıştır.

1.1.14. THOMSEN, Vilhem, Orhon Yazıtları Araştırmaları, Ankara: TDK

Yayınları (Çeviren ve Yayına Hazırlayan Vedat Köken), 2002, 453 s.

Orhun ve Yenisey bölgelerinde yer alan taşların sırrını çözen, bu taşların Türkçe

yazıldığını ve Göktüklere ait olduğunu ortaya çıkaran Vilhem Thomsen’in çalışmalarını

içeren bu kitap Vedat Köken tarafından Türkçeye çevrilmiş ve yayına hazırlanmıştır.

Beş bölümden oluşan kitabın ilk bölümü “Orhon ve Yenisey Yazıtlarının Çözümü”

başlığını taşımaktadır. Bu bölümde W. Thomsen’in Kopenhag’ta 1894’te yayınlanan ve

taşların bulunuşunu anlatan bildirisi yer almaktadır. “W. Thomsen Tarafından Çözülmüş

Orhon Yazıtları” başlıklı ikinci bölümde ise yazarın 1896’da yayınlanan aynı adlı eseri yer

almaktadır. Bu bölümde birinci ve ikinci Orhun Yazıtının tamamı transkripsiyonlu şekilleri

ve Fransızca çevirileriyle yer almış; Göktürk (Run) alfabesindeki harfler ayrıntılı şekilde

açıklanmış, yazarın alfabenin kökeni ve Türklerin tarihi hakkındaki görüşleri sunulmuştur.

Üçüncü bölüm yazarın 1913-1919 yılları arasındaki incelemelerini kapsayan

“Yenisey Yazıtlarında İyi Değerlendirilmemiş Bir Harf” başlıklı makalesinden

oluşmaktadır. Dördüncü bölüm ise yazarın ilk iki eserinde eksik bıraktığı ya da

doğruluklarından şüphelendiği bazı hususları tamamladığı “Turcica, Moğolistan ve

Sibirya’daki Türk Yazıtlarının Yorumlanmasıyla İlgili İncelemeler” başlıklı makalesinden

oluşmaktadır. Kitabın beşinci ve son bölümünde ise yazarın “Fin Atlası” isimli çalışmada

yer alan ve yazıtların kopyalarını içeren çalışması bulunmaktadır.

Vedat Köken, daha önce W. Thomsen’in iki çalışmasını bir araya getirerek

yayınladığı kitabın bu ikinci baskısına yazarın çevirdiği diğer çalışmalarını eklemiş ve W.

Thomsen’in çalışmalarının tamamını bir bütün olarak sunmuştur. Kitabın ikinci baskısına

başka eklemeler de yapılmıştır. İlk baskıda bulunan Göktürk (Run) harfleri ve

kelimeleriyle ilgili dizgi ve font hataları düzeltilmiş, metinler yeniden gözden geçirilerek

yayınlanmıştır. Ayrıca orijinal Göktürk harfli metinler de Tükçe çevirileriyle karşılıklı

sayfalar halinde asıllarına sadık kalınarak, sıraları bozulmadan verilmiştir. Son olarak da

Page 47: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

26

Fin Atlası’ndaki Orhun Yazıtları metinlerinin küçültülmüş bir kopyası kitabın sonuna

eklenmiştir.

1.1.15. UĞURLU, Kamil, Orhun Anıtları, Ankara: Ahmet Yesevî Vakfı

Yayınları, 1998, 136 s.

Türk tarihinin, kültürünün, dilinin, yaşayışının ve devlet sisteminin edebî bir dille

anlatıldığı ilk yazılı eserlerden olan Orhun Yazıtları kitabın ana konusunu oluşturmaktadır.

Kitapta Orhun Yazıtlarıyla ilgili özet bilgiler sunulmakta ve yazıtlar hakkındaki çalışmalar

tanıtılmaktadır.

Kitap Sunuş, Önsöz, Son Söz ve Kaynakça da dâhil olmak üzere 12 bölümden

oluşmaktadır. Kitabın “Anıtların Hakânî Başlığı” resititüsyonu4 ilk defa yayınlanmakta ve

tartışmaya açılmaktadır. Bu bölüm uzman bir ekibin çalışmaları sonucu oluşturulmuştur.

Ayrıca Çince bölümün tercümesi de kitapta yer almaktadır.

Kitabın diğer bölümlerinin başlıkları şu şekildedir:

Türk Tarihi İçin En Büyük Keşfin Serüveni

Bengü Taşların Kısa Tarihçesi

Anıtların Bulunduğu Yer

Kültigin Anıtı

Bilge Kağan Anıtı

Tonyukuk Anıtı

Orhun Anıtlarında Kullanılan Yazı

Yeni Bulunan Mezar Üniteleri

Bu bölümlerde anıtların bulunuşundan günümüze kadar yapılan çalışmalara

değinilmiş, taşlarla ilgili taihi bilgilere yer verilmiş, yazıtlar tanıtılmış ve kullanılan yazı

hakkında bilgiler sunulmuştur. “Yeni Bulunan Mezar Üniteleri” bölümünde ise Orhun

4 Sonradan değişikliğe uğramış, kısmen yı-kılmış ya da yok olmuş öğelerin, yapıların veya yerleşmelerin ilk

tasarımlarındaki ya da belirli bir tarihteki durumlarının, arşiv kayıtlarından, yapı üzerindeki izlerden, yapıya,

yerleşmeye ait çizim fotoğraf gibi belgelerden yararlanılarak plan, kesit, görünüş ve aksonometrik çizimlerle

ya da maketle anlatımı.

Page 48: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

27

vadisinde yapılan çalışmalar sırasında birçok tümülus ile yeni mezar ünitelerine

rastlanmasından bahsedilerek kısa açıklamalar yapılmış ve ilk fotoğraflar sunulmuştur.

Eserin “Son Söz” bölümünde ise Orhun Yazıtlarının öneminden ve yapılması

gereken çalışmalardan bahsedilerek Tükiye’nin sorumluluğuna dikkat çekilmiştir. Ayrıca

TİKA ve Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesine vurgu yapılmıştır.

1.1.16. USER, Hatice Şirin, Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları

(Söz Varlığı İncelemesi), Konya: Kömen Yayınları, 2009, 548 s.

Eser Çoyr, Ongin, Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Kül İç Çor, Şine Usu, Taryat,

Tes ve Suci Yazıtlarının yayımlanmış metinlerinin taranmasıyla oluşmuş ve Eski Türkçe

araştırma, incelemelerine kaynaklık edecek bir çalışmadır.

Ön söz ve Kısaltmalar bölümünden sonra uzun bir giriş bölümü bulunmakta

adından çalışmanın aslını oluşturan Göktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtlarının Söz

Varlığı bölümüne geçilmektedir. Daha sonra ise Sonuç, Metinler, Kaynaklar ve Dizinler

bölümleri gelmektedir.

Giriş bölümü üç başlıkta ele alınmıştır: Amaç ve Yöntem, Konu kaynakları, Yorum

ve İncelemeler. Yazarın amacı eski Türklerin savaşçı özelliklerinin yanında düşünce ve

duygu dünyalarını yansıtan, gündelik hayatını sunan söz varlığını ortaya koymaktır. Söz

varlığı özel ad bilgisi ve dil bilgisi öğeleri, adlar ve fiiller olarak üç ana sınıfta

incelenmiştir. Çalışmada metinlerin Latin harfli yazı çavrimleriyle birlikte, runik harfli

biçimlerinin verilmesiyle farklı okunuşları belirtilmekte, konu kaynakları başlığı altında da

konuların kaynakça bilgilerine yer verilmektedir. Giriş bölümünün son kısmında ise 115

ifadenin farklı araştırmacılar tarafından yorumlanmış biçimleri ele alınmakta, atıflar ve

karşılaştırmalar yapılmaktadır.

İnceleme kısmı olan ve ‘Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtlarının Söz

Varlığı’ adını taşıyan bölüm özel ad bilgisi ve dilbilgisi öğeleri, konularına göre adlar,

konularına göre fiiller şeklinde üç başlık altında ele alınmaktadır. Bu alt başlıklar kendi

içinde açıklanmış, değerlendirilmiş ve örneklerle anlatılmıştır.

Page 49: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

28

Sonuç bölümünde ise yazar, söz varlığı ile ilgili yaptığı çalışmanın

değerlendirmelerini sunar. Yazarın tespitlerine göre 10 yazıtta 612 cins ad, 305 eylem adı,

218 özel ad olmak üzere toplam 917 sözcük bulunmaktadır. Yazar sonuç bölümünde on üç

maddede sıraladığı sonuçların son iki maddesini istatistik verilere ve grafiklere ayırmıştır.

Metinler bölümünde yazarın incelemelerde kullandığı metinler sırasıyla

sunulmaktadır. Bu bölümden sonra Kaynaklar bölümü gelmektedir. Bu bölüm oldukça

zengindir. Son bölüm Dizinler ise madde başlarına ve genel dizine ayrılmıştır.

1.1.17. YAZIKSIZ, Necip Asım, Orhun Abideleri, İstanbul: Matbaa-i Amire,

H.1340, 260 s.

Yazar, Orhun Yazıtlarını ilk defa okuyan kişiler olan V. Thomsen ve W. Radloff’un

eserlerini esas aldığı bu kitabı iki kısımdan oluşmaktadır. Birinci kısmın birinci bölümünün

başlığı “Orhun Mahkûkâtı ve Eski Türkler” şeklindedir. Bu bölümde, Orhun Yazıtlarının

Türklerin medeniyetten mahrum bir millet olmadıklarının ispatı olduğu söylendikten sonra

yazıtların bulunuşu, konuyla ilgili ilk yayınlar ve Türk tarihi hakkında bilgiler verilir.

“Orhun Abideleri” başlıklı ikinci bölümde yazıtların bulunduğu yer ve fiziksel özellikleri

hakkında bilgi verilmektedir. Eserde aşağıdaki başlıklar altında yazıtların dil ve ses

özellikleri, alfabesi, söz varlığı ve tarihi hakkında açıklamalar bulunmaktadır.

Orhun Türkçesinin Sarf ve Nahvi

Orhun Alfabesi

Orhun Harflerinin Mevridi

İsimler

Zamirler

Orhun Türkçesinde Zarflar

İştikak

Fiil

Fer’i Fiiller

Orhun Türkçesinin Nahvi

Eski Türk Kitabelerinin Ehemmiyyet-i Tarihiyyesi

Page 50: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

29

Eserin ikinci kısmında Orhun Yazıtlarının metnine ve çevirisine yer verilmiş,

gerekli yerlerde açıklamalar yapılmıştır.

1.2. Tezler

1.2.1. AKAY, Nilay, Orhun Abideleri Üzerine Bir Sentaks Çalışması,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, 180 s.

Orhun Yazıtlarının sentaks bakımından incelendiği bu yüksek lisans tezi çalışması

Giriş, Metin ve Sonuç bölümlerinden oluşmaktadır. Ön söz Bölümü bulunmayan tezde

Giriş bölümünde hem Ön söz yerine geçecek açıklamalar bulunmakta hem de tezin

konusunun seçiminden son şeklini aldığı ana kadarki süreç aktarılmaktadır.

Tezin Metin bölümünde, sırasıyla Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtlarının

cümleleri kısa bölümler halinde ele alınmış ve cümle öğeleri cümlelerin altına çizilen

çizgilerle gösterilmiştir. Cümlelerin alt bölümlerinde ise o cümledeki kelime grupları yer

almıştır.

Sonuç bölümünde ise çalışmanın oluşturulması esnasında karşılaşılan problemlere

değinilmiş, yazıtlarda bulunan kelime gruplarının sayıları ortaya konmuştur.

1.2.2. AYTAKLAR, İsmail, Orhon Türkçesinde Cümle Yapısı, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2004, 162 s.

Çalışmada Orhon Yazıtlarının (Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk) cümle yapısı ele

alınmakta ve incelenmektedir. Giriş, Cümle ve Orhon Türkçesinde Yapısına Göre Cümle

Çeşitleri, Dizinler ve Kaynakça olmak üzere dört kısımdan oluşan çalışmanın Giriş

kısmında yazıtların hangi döneme ait olduğu, kim tarafından kaç yıllarında diktirildiği ve

yazıtların içerikleri hakkında kısa bilgiler verilmektedir. Ardından birleşik cümle

konusundaki farklı görüşler ele alınıp ve fiilimsilerin birleşik cümlelerde yan cümle

kurması meselesi nedenleriyle ve örnekler verilerek anlatılmaktadır. Cümle ve Orhon

Türkçesinde Yapısına Göre Cümle Çeşitleri kısmında ise ilk olarak cümlenin tanımı

yapılmakta ve genel görüş esas alınarak yapısına göre cümle çeşitleri Basit Cümle, Birleşik

Page 51: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

30

Cümle (Girişik Birleşik Cümle, Şart Birleşik Cümle, İçice Birleşik Cümle), Sıralı Cümle

(Bağımsız Sıralı Cümle, Bağımlı Sıralı Cümle), Bağlı Cümle, Ara Cümle şeklinde başlıklar

halinde ayrıntılı olarak incelenmektedir. Bu bölümde cümle çeşitlerinin tanımları yapılarak

örnek cümleler başlıkların altında verilmektedir. Yazar çalışma boyunca geçen terimlerin

farklı kullanımları göz önünde bulundurularak Terimler Dizini ve Orhon Türkçesinde

kullanılan fiilimsilerin Türkiye Türkçesindeki karşılıklarını göstermesi bakımından

Türkiye Türkçesi Karşılıklar Dizini, Türkiye Türkçesinde kullanılan fiilimsilerin Orhon

Türkçesindeki karşılıklarını göstermesi bakımından da Orhon Türkçesi Karşılıklar Dizinine

ve cümle yapısıyla ilgili olarak da Kaynakçaya yer vermektedir. Yazar incelemeler ve

açıklamalar doğrultusunda çalışmanın sonucunda Türkçe, ilk yazılı belgelerinden bu yana

cümle yapısını küçük ek değişimleri dışında koruyan bir dil olduğu kanısına varmaktadır

ve cümle yapısındaki bu değişimin, geçen süre düşünüldüğünde çok küçük olduğunu

belirtir.

1.2.3. ÇELİKEL, Sibel, Orhun Kitabelerinin Günümüz Türkçesindeki Söz

Varlığı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, 2007, 204 s.

Çalışma Orhun Yazıtlarında yer alan ve günümüze kadar varlığını sürdürmüş olan

sözcükleri belirleyerek bunların zaman içindeki şekillerini göstermek amacıyla

hazırlanmıştır. İki bölümden oluşan tezde 1. Bölümde Orhun Kitabelerinde yer alıp bugüne

kadar hiçbir ses değişimine uğramayan sözcükler incelenmiştir. Bu sözcüklerden

bazılarının anlamında ufak değişmeler olsa da bunlar sözcüğün zamanla kazandığı yan ve

mecaz anlamlardır. Çalışmada bu sözcükler incelenmiş örnekler eşliğinde sunulmuş ve

değerlendirmeler yapılmıştır.

2. Bölümde ise Orhun Yazıtlarında yer alıp Türkçede sıkça rastlanan belirgin ses

olaylarına uğrayarak ses değişikliği göstermiş, ancak anlamını büyük ölçüde

koruyarak günümüzde de varlığını sürdürmüş olan sözcükler incelenmiştir. Bu çalışma için

Muharrem Ergin'in Orhun Abideleri adlı kitabından faydalanılmıştır. Orhun Yazıtlarında

yer alan sözcüklerin hala yaşadığını kanıtlamak için Türk Dil Kurumu'nun 2005 basımı

Türkçe Sözlüğü temel alınmıştır. Türk Dili için önemli sözlükler olan Tarama Sözlüğü,

Derleme Sözlüğü, Ağız sözlükleri ve Ağız araştırma kitaplarının sonundaki sözlükler ile

sözcüklerin karşılaştırılması da yazar tarafından yapılmıştır. Bunu yanı sıra DLT ve

Page 52: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

31

Kutadgu Bilig de kaynak olarak faydalanılan ve çalışmaya dahil edilen eserlerdendir.

Çalışmada sözcüklerin zaman içinde aldığı şekiller ortaya konmaktadır. Çalışmanın Ses

Değişimine Uğrayan Sözcükler bölümünde tarama yapılan esere göre değil Türkçe Sözlüğe

göre olan ses değişikliği kabul edilmiştir.

1.2.4. ÇOBAN, İsmail, Orhun Yazıtlarının Dilin Dört Becerisi Açısından

İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi

Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2013, 173 s.

Orhun Yazıtlarında yer alan dil becerileri ile ilgili kavram işaretlerini ve cümleleri

tespit ederek bu metinlerin Türkçenin öğretimi açısından önemini ortaya koymaya çalışan

bu çalışmada Orhun Yazıtları dil becerileri açısından incelenmiş; elde edilen veriler

ışığında dilin dört becerisi ile ilgili değerlendirmeler ve yorumlarda bulunulmuştur. Son

zamanlarda bazı araştırmacılar tarafından dil becerisi olarak kabul edilen dil bilgisinin

diğer dil becerileri üzerindeki etkisi de göz önünde tutularak Orhun Yazıtlarının metinleri

dil bilgisi açısından da incelenmiştir.

Çalışmada elde edilen bulgular, geçtikleri orijinal metinler, çeviri metinler ve

açıklamaları ile birlikte sunulmuştur. Çalışmanın Sonuç ve Öneriler bölümünde elde edilen

bulgular değerlendirilmiş ve buna göre Orhun Yazıtlarında anlama ile ilgili dil becerilerine

anlatma ile ilgili dil becerilerine göre daha az yer verildiği; dil bilgisinin bu becerilerle

ilişkisinin olduğu; dil becerilerini yakından ilgilendiren ve mesajı etkili kılan ikileme,

zıtlık, sıralama, benzetme, abartma, karşılaştırma, kuvvetlendirme, deyim, atasözü,

yineleme, sıfat tamlaması ve anafor gibi anlamlı dil ögelerinin Orhun Yazıtlarında son

derece bilinçli bir şekilde kullanıldığı tespit edilmiştir.

1.2.5. DİNÇ, Emin, Köktürk Abideleri'nin Fiil Çekimi, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2005, 203s.

Türk dilinin ilk yazılı eserleri Göktürk Yazıtları Türk dilinin dünü ve bugününün

aydınlatılması açısından önemlidir. Türk dilinin dününde olduğu gibi bugününde de

çözülmeyi bekleyen birçok problem bulunmaktadır. Bu problemler, ya halen

çözülememiştir ya da çözüldüğü zannedilip gelenekleşerek süregelmiştir. Bu

problemlerden birinin de Fiil Çekimi konusu olduğunu belirten yazar, bu tezde Fiil Çekimi

Page 53: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

32

konusunu mevcut çözüm önerilerinden birine dayanarak, Göktürkçedeki fiil çekimini bazı

yönleriyle incelemektedir. Bu amaçla hazırlanan çalışma üç bölümden oluşmaktadır.

Birinci bölümde Göktürk Yazıtlarındaki çekimli fiiller ayrıntılı olarak incelenmektedir.

Geniş ve geçmiş zamanla çekilmiş fiiller başlıkları altında ikiye ayrılan bölümde

başlıkların her biri yalın fiiller ve birden çok unsurla teşkil edilen fiiller şeklinde ele

alınmaktadır. Ayrıca, fiilimsilerle çekimli fiillerin münasebetleri de incelenmekte bunun

yanı sıra çekimli fiillerle, onun hal ekli tamlayıcıları arasındaki ilişki örneklerle

açıklanmaktadır. Üçüncü ve son bölüm ise Köktürk Abideleri-Metin'den oluşmaktadır. Bu

metnin kuruluşunda, özellikle Muharrem Ergin ve Talat Tekin'in okuyuşları arasındaki

okuma farklılıkları dipnotlarla gösterilmiş, Osman Nedim Tuna ve Zikri Turan’ın ders

notlarından da geniş ölçüde yararlanılmıştır. Bununla beraber diğer dilcilerin okuma ve

düzeltme teklifleri de değerlendirilerek sunulmaktadır.

1.2.6. ERTİMAR, Aynur, Orhun Kitabelerinin Tarih Öğretimindeki Yeri ve

Önemi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal

Bilimler Enstitüsü, 110 s.5

1.2.7. HOROZ, Mehmet, Orhun Abidelerini Okuma Çalışmalarındaki

Farklılıklar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü, 475 s.6

1.2.8. MURATOVA, Elnura Orhun Abidelerinde Geçen Sözvarlığının Kırgız

Türkçesindeki İzleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırgızistan-

Türkiye Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bişkek, 2006.

Orhun Yazıtlarında geçen sözvarlığının Kırgız Türkçesindeki izlerini tespit etmek

amacıyla hazırlanan ve yalnızca Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan yazıtlarıyla

sınırlandırılan bu yüksek lisans tezinde araştırmacı, bu üç yazıtın sözvarlığının 4500

kelimeden fazla olduğunu fakat farklı eklerle çekimlenen kelime tekrarlarının çıkartılması

halinde 738 kelimenin kaldığını ve bunlardan da 147’sinin kişi, millet ve yer isimleri

olarak kullanıldığını belirtmektedir. Leksikolojide onomastik dalının inceleme alanını

oluşturan bu özel isimlerin de çalışma dışında bırakıldığını vurgulayan araştırmacı,

tekrarlanan kelimeleri, gramer çekimlerini ve özel adları kaldırınca tezde 591 kelimenin ele

alındığını belirtmektedir. Yazıtlarda geçen sözcüklerin Kırgızca karşılıklarını bulmak için

5 Bu tezin metnine YÖK Tez Merkezince izin verilmediği için ulaşılamamıştır. 6 Bu tezin metnine YÖK Tez Merkezince izin verilmediği için ulaşılamamıştır.

Page 54: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

33

Kırgız Türkçesi’nin açıklamalı, iki dilli, diyalektolojik, eşanlamlılar sözlüklerinden

faydalandığını belirten araştırmacı, tespit edilen karşılıkların Kırgızcadaki canlı

kullanımını göstermek, örneklerini vermek amacıyla da 1958-2004 tarihleri arasında

basılmış çağdaş Kırgız edebiyatı, ürünlerinden 33 eseri taradığını söylemektedir. Bu

eserler, tezin İçindekiler kısmından sonra “Taranan Eserler ve Bibliyografik Künyeleri”

başlığı altında sunulmuştur.

Talat Tekin’in Orhun Yazıtlarını okuma ve yorumlarına dayanan bu tez çalışması,

temel olarak yazıtlarda geçen kelimelerin Kırgızca karşılıkları, anlamları ve

örneklemelerinin sıralanması üzerine kurulmuş olup 3 bölümden oluşmaktadır.

Çalışmanın “Giriş” kısmında Orhun Yazıtları, Orhun Türkçesi ve Kırgız Türkçesi

hakkında genel bilgiler verilmiştir. Tezin I. Bölümünde Orhun Türkçesinin ve Kırgız

Türkçesinin ses bilgisi özellikleri karşılaştırmalı olarak sunulmuştur. II. Bölümde de

kelimelerin anlam ve şekil yönünden gösterdikleri değişmeler artzamanlı yöntemle

gösterilmeye çalışılmıştır. Çalışmanın III. Bölümünde ise Orhun Yazıtlarında geçen

kelimelerin Kırgızca karşılıklarına, anlamlarına, örneklerine kaynaklarıyla beraber yer

verilmiştir. Çalışmanın en sonunda Orhun Yazıtlarında geçen kelimelerin tüm gramer

çekimlerini içeren, geçtikleri yerlere işaret eden bir dizin vardır.

Tezin sonuç bölümünde ele alınan 591 kelimeden 136’sının (%22,9) tamamen

kaybolarak yerlerini başka kelimelere bıraktığı ve yazıtların ele alınan sözvarlığının dörtte

üçünün ise şekil ve anlam bakımından farklı düzeylerde de olsa korunduğunun tespit

edildiği vurgulanmaktadır.

Tezin sonunda yararlanılan kaynakların ve incelenen sözlüklerin listeleri

sunulmuştur.

1.2.9. SİMİÇ, Milan, Bilge Kağan Yazıtı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, 116 s.

Türk dilinin ilk yazılı metinlerinden biri olan Bilge Kağan yazıtının 1889 yılında

keşfedilmesinden bu yana üzerine birçok çalışma yapılmıştır, fakat bugüne kadar bütün

araştırmacılarca kabul edilen tek bir versiyonu yoktur. Bu çalışmada Bilge Kağan Yazıtını

Page 55: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

34

doğru okumak ve içeriğini anlamak isteyenlere yardımcı olmak amaçlanmıştır. Bu

doğrultuda çalışmada Bilge Kağan Yazıtı üzerine hazırlanmış bütün bilimsel çalışmalar

değerlendirilmiştir. Bu çalışmalar Thomsen'in, Radloff un, H. N. Orkun'un, Gabain'ın,

Malov'un, T. Tekin'in ve Berta'nın eserleridir. Ayrıca, Bilge Kağan Yazıtına yakın yerde ve

tarihte dikilen ve bazı metin kısımları benzer olan Kültigin Yazıtı ile İkinci Doğu Türk

Kağanlığı döneminden kalan diğer yazıtlar üzerine hazırlanmış eserlerden de

faydalanmıştır. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Giriş'te Bilge Kağan Yazıtının

yazılması, keşfedilmesi, araştırılması ve içeriği hakkında bilgi verilmiştir. Transliterasyon

ve Transkripsiyon bölümlerinde önceki araştırmacıların farklı görüşleri karşılaştırılıp aynı

bölümlerin sonunda dipnot şeklinde gösterilmiş ve yeni bir işaret sistemi aracılığıyla doğru

sayılan metin sunulmuştur. Çeviri bölümünde, diğer bölümlerden elde edilen bilgiler

dikkate alınarak yazıtın metninin Türkiye Türkçesine çevirisi verilmiştir. Son olarak,

Sözlük-Dizin bölümünde yazıtta geçen tüm kelimelerin anlamları, aldıkları tüm ekler ve

bulundukları yüz ve satır numarası ile gösterilmiştir.

1.2.10. ŞEN, Serkan, Orhon, Uygur ve Karahanlı Metinlerindeki Meslekler

Bağlamında Eski Türk Kültürü, Yayınlanmamış Doktora Tezi

Ondokuzmayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, 417 s.

Eski Türk kültürünü meslekler açısından incelemek amacıyla hazırlanan bu tezde,

Eski Türkçenin taşıdığı kültür malzemesinden hareketle eski Türk toplumundaki çalışma

hayatı üzerinde durulmuştur. Çalışmada Orhun, Uygur ve Karahanlı dönemlerine ait

metinlerde görülen meslekler, tarihî kaynaklar ışığında incelemeye tabi tutulmuştur.

Meslek icracılarına ad olan sözcükler, biçim ve anlam yönleriyle araştırılmış ve Eski Türk

kültüründe görülen meslekler, ne tür ihtiyaçlardan doğdukları ve nasıl icra edildikleri

sorusuna cevap bulmak amacıyla çeşitli başlıklar altında sınıflandırılmıştır.

Yazar, incelediği 191 meslek isminden yola çıkarak Eski Türklerde gelişmiş bir

çalışma hayatının mevcut olduğunu ortaya koymuştur. Elde edilen verilere göre meslek

icracılarına ad olan sözcüklerin çok büyük bir kısmı Türkçedir. Yazara göre, bu durum

Eski Türkleri barbar olarak göstermek isteyen araştırmacıların haksızlığını ortaya

çıkarmaktadır.

Page 56: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

35

23 bölümden oluşan çalışmada, metinlerde tespit edilen meslekönce izah

edilmekteardından da Orhun, Uygur ve Karahanlı metinlerinden örnekler verilmektedir7.

1.2.11. ŞEN, Oya, Göktürk Yazıtlarının Kelime Varlığı, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2007, 268 s.

Bu tez çalışmasında Költigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Köl-iç Çor, Ongin ve Taryat

Yazıtlarının kelime türleri ve kelime grupları incelenmiştir. Üç bölümden oluşan bu tezin

birinci ve ikinci bölümlerinde Költigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtlarında yer alan

kelime türleri, isimler-isim soylu kelimeler ve fiiller olmak üzere iki kısımda incelenmiştir.

Birinci bölümde İsimler-isim soylu kelimeler kısmında sözcükler, isim, sıfat, zamir, zarf ve

edat olmak üzere gruplandırılmıştır. İkinci bölümde ise fiiller öznelerine ve nesnelerine

bağlı olarak ele alınmıştır. Kelime türleri tasnif edilirken metinlerden örnekler verilmiş,

ayrıca örneklerin geçtiği cümleler ve bu cümlelerin günümüz Türkçesine aktarılmış şekline

de yer verilmiştir.

Tezin Üçüncü bölümünde ise kelime grupları incelenmiştir. Bu bölümde incelenen

metinlere Köli Çor, Ongin ve Taryat yazıtları da dâhil edilerek yazıt sayısı altıya

çıkarılmıştır. Bu bölüm İsim tamlamaları, sıfat tamlamaları, sıfat-fiil grupları, zarf-fiil

grupları, tekrar grupları, edat grupları, bağlama grupları, ünlem grupları, sayı grupları,

aitlik grupları, birleşik fiiller, kısaltma grupları olmak üzere 12 alt başlıktan oluşmaktadır.

1.2.12. YILDIZ, Hülya, Orhon Türkçesi ile Yakutçanın Sözvarlığı ve

Sözyapımı Bakımından Karşılaştırılması, Yayınlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,

2007, 162 s.

Sibirya Türk dillerinin sözvarlığının birçok özelliğiyle eski Türk yazıtlarını

andırmasından hareketle hazırlanan bu çalışmada, Orhun Türkçesinin üç büyük yazıtı olan

Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk Yazıtları ile Sibirya Türk dillerinden biri olan Yakutça,

sözvarlığı ve sözyapımı bakımından karşılaştırılmıştır. Yakutçanın seçilmesinin sebebi,

7Örneğin koyun yetiştiricisi anlamına gelen konci mesleğinin Orhun Yazıtlarında örneği şöyle

verilmiştir:tüzmiskä bir yarık kıyaganka bir yarık kul apa uru_uka bir yarık koñçilärkä iki yarık tay ögäkä bir

köküzmäk yarık yarlıg boltı.” / “Tüzmis’e bir zırh, Kıygan’a bir zırh, Kul Apa Urungu’ya bir zırh,

koyunculara iki zırh, Tay Öge’ ye bir gögüslük zırh emir olundu.”

Page 57: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

36

ortak Türk dilinden uzun bir zaman önce ayrılan Yakutçanın birtakım eskicil öğeleri

barındıran bağımsız bir Türk dili olmasıdır. Çalışmada bazı ses ve biçim özellikleriyle

Yakutçadan ayrılması ve bir süredir bağımsızbir yazı dili hâline gelmiş olması nedeniyle

Dolgancaya da yer verilmiştir.

“Orhon Türkçesi ile Yakutçanın Sözvarlığı Bakımından Karşılaştırılması” ve

“Orhon Türkçesi ile Yakutçanın Sözyapımı Bakımından Karşılaştırılması” baslıklı iki ana

bölümden oluşan çalışmada Orhun Türkçesinin sözvarlığı ve 71 türetim eki Yakutça ve

Dolganca ile karşılaştırılmıştır. Sonuç olarak, Yakutçada ve Dolgancada devam eden

sözcüklerin daha çok Orhun Türkçesindeki yalın ad ya da eylemler oldukları, türetilmiş ad

ya da eylemlerin Yakutçada ve Dolgancada büyük ölçüde devam etmedikleri

belirlenmiştir. Öte yandan Yakutçada ve Dolgancada devam eden sözcüklerin az bir

bölümünün sesçe ya da anlamca hiçbir değişikliğe uğramadıkları, çok az bir bölümünün

sesçe değişmediği hâlde farklı bir anlam kazandığı, büyük bir çoğunluğunun sesçe

değişikliğe uğradığı hâlde anlamını koruduğu, yine az bir bölümünün hem sesçe hem

anlamca değiştiği belirlenmiştir.

Page 58: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

İKİNCİ BÖLÜM

2. ORHUN YAZITLARININ DİLİ, ÜSLUBU VE SÖZ VARLIĞI

HAKKINDA YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR

Orhun Yazıtlarının dili, üslubu ve söz varlığı hakkında yapılmış çalışmalara

bakıldığında makalelerin bildirilere göre sayıca çok olduğu görülmektedir. Hem

makalelerde hem de bildirilerde ele alınan konuların büyük çoğunluğu yazıtlarda cümle,

satır, ibare, kelime ve ek düzeyinde yapılan düzeltmeler, bazı işaret ve harflerin yeniden

yorumlanması, metinlerin anlam bakımından yorumlanması, okunamayan yerlerin

doldurulması ve bunlara bağlı olarak da önerilerin sunulması şeklindedir. Bunun yanında

yazıtlardaki sözcük türlerini ayrı ayrı veya topluca ele alan çalışmalar ile yazıtlardaki bazı

eklerin fonksiyonlarını ve kullanım şekillerini belirlemek amacıyla yapılan çalışmalar da

mevcuttur. Birkaç çalışmada da yazıtlardaki ünlü-ünsüz harflerin özelliklerinin ele alındığı,

noktalama ve imlâ kurallarına değinildiği, bunlara dair bazı kuralların belirlenmeye

çalışıldığı görülmektedir.

Çalışmaların bir kısmında da yazıtların edebî hususiyetlerinin incelendiği,

yazıtlarda ifadenin etkileyiciliğini artırmak için başvurulan söz sanatlarının ve üslup

özelliklerinin ele alındığı görülmektedir. Yazıtların söz varlığının dikkat çeken bir yönü

olan deyimlerle atasözleri de çalışmalarda ele alınarak anlamları ve metne katkıları

bakımından incelenmişlerdir.

Orhun Yazıtlarıyla günümüzdeki bazı Türk lehçe ve dillerinin söz varlığı

bakımından karşılaştırıldığı, kelimelerin gelişim sürecinin tespit edilmeye çalışıldığı,

anlam ve ses bakımından değişen veya değişmeyen kelime ve seslerin değerlendirildiği

çalışmalar da mevcuttur.

Bu bölümde ele alınan çalışmalarda dikkat çeken ve vurgulanması gereken bir

husus da Osman Fikri Sertkaya ve Erhan Aydın’ın Orhun Yazıtları üzerinde diğer

araştırmacılara nazaran daha çok çalışma kaleme almış olduklarıdır. Bu iki araştırmacı

Page 59: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

38

ileride değinilecek başlıklardaki konularla ilgili olarak da çalışmalar kaleme almış olmakla

birlikte özellikle Orhun Yazıtlarının tartışmalı noktalarına eğilmeleri, problemli yerleri

yeniden okuyup yorumlamaları ve bu doğrultuda yeni öneriler sunmaları bakımından

dikkate değer çalışmalar yayınlamışlardır.

2.1. Makaleler

2.1.1. AÇIKGÖZ, Halil, “Bilge Kağan Yazıtının Doğu Yüzünün İlk Satırında

(i)ki (e)d(i)z k(e)r(e) küll(ü)g mü Yoksa kid(i)z k(e)r(e)kül(ü)g “keçe

çadırlı” mı Okunmalı?”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı–Belleten 1994,

Ankara, 1996, s. 1-10.

Orhun Yazıtlarındaki çeşitli ibarelerin okunuşu ve yorumu üzerine birçok

çalışmalar yapılmış ve halen yapılmaktadır. Bu okuma ve yorumlama denemeleri her

zaman isabetli olmasa da, önemli faydaları olmaktadır. Yazar da bu çalışmada Göktürk

harfleri ile yazılmış metinlerde karşımıza çıkan Ediz adlı bir topluluktan bahsetmektedir.

Bu isim BK D1’ de iki sayı adı ile nitelenen bir ifade ile karşımıza çıkmaktadır. Bu ibare

hapaxlegomenondur8 ve diğerlerinde olduğu gibi şüphelidir. Yazarın amacı “iki ediz

kerekülüg” şeklinde BK D1’de geçen ifadenin gerçekten böyle okunup okunmayacağı

üzerine değerlendirme yapmaktır. Ona göre bu ifade “kidiz kerekülüg” yani “keçe çadırlı”

şeklinde okunmalıdır. Bu görüşü ispatlamak için önce bu ibarenin hangi araştırmacı

tarafından okunduğunu ve nasıl anlamlandırıldığını örneklerle belirtir. Ardından kendi

yorumlarını yapar. Yazara göre eki ediz kavim adından sonra gelen keregülüg ifadesi

“çadırlı” sıfatından başka bir şey olamaz. Ayrıca ediz kavim adı başka metinlerde de

geçmektedir ve Oğuz kabilelerinden birinin adıdır. Ancak BK D1’de “iki ediz” şeklinde

okunan ibarenin “kidiz” şeklinde okunması gerektiğini ve anlamının da “keçe” olarak

anlaşılması ve kerekünün sıfatı olarak kabul edilmesi gerektiğini savunur. Yazara göre

buradaki ediz ifadesi kavim adı değil, kidiz okunan ve keçe anlamında bir kelimedir.

Sonuç olarak da bu ibarenin geçtiği satır yazar tarafından yeniden okunup

yorumlanır:

Tengri teg tengri yaratmış türük bilge kağan sabım kangım türük bilge kağan altı

sir tokuz oguz kidiz kerekülüg begleri bodunı türük tengri;

8 Sadece bir defa söylenen bir şey, belge veya resmi yazıda yalnızca bir kere çıkan kelime.

Page 60: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

39

Tanrı gibi, Tanrı yaratmış Türk Bilge Kağan, sözüm: Babam Türk Bilge Kağan…

Altı, Sir Dokuz Oğuz keçe çadırlı beyleri milleti Türk Tanrı…

2.1.2. AKSAN, Doğan, “Köktürkçenin Söz Varlığı Üzerine”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı –Belleten, 1980 – 1981, Ankara, 1983, s. 17 – 21.

Göktürkçe metinlerin açıklanması konusunda birçok çalışmanın yapıldığı kitap ve

yazının yayımlandığı ancak bunun yeterli olmadığını ve yeterince değerlendirilmediğini

belirterek yazısına başlayan yazar, çalışmaların artması gerektiğini, bu sayede Türk dilinin

aydınlatılması yolunda önemli adımlar atılacağını ve sürecin Altay dillerinin açıklanmasına

ışık tutacağını söyler.

Göktürkçenin Uygurca gibi bir yazı dili olduğunu belirten yazar, Uygurcanın

özelliklerinden kısaca bahseder. Çalışmanın asıl amacı Göktürkçenin fazla bilinmeyen

özelliklerine Uygurca sayesinde ulaşılabileceğini, Uygurcadaki çoğu kelimenin

incelenmesi ile Göktürkçe hakkında fikir sahibi olunacağını ve birçok kelimenin gramer

açısından yorumlanabileceğini söylemektedir. Bunu yaparken de bu çalışmasında yazar

ileri öğeler diye tanımladığı sözcüklere yeni örnekler vererek sözcük ve anlam bilimi

bakımından yorumlamaya gitmiştir. İleri öğeler, başlangıçta somut anlam taşıyan, kullanım

alanı geliştikçe yeni soyut anlamlar kazanmış olan öğeleridir. Buradan hareketle yazar

bulgaq, qamsag, adıncıg, topla-, ötün-, artat-, saqın- , gibi sözcük ve fiillerin Uygurcada

veya daha sonraki dönemlerde kullanılmış ve kullanılmakta olan şekillerini inceler ve

Göktürkçedeki ilk hallerini gösterir. Bu sayede bu kelimelerin ileri öğe durumunda

olduşunuya da ilk türevlerini, ilk kullanımlarını ve gramer yapılarını açıklamaya

çalışmaktadır.

Örneğin qamsag somut bir eylemden yararlanarak soyut bir kavramı gösteren ileri

bir öğedir. Kökeni qamşa- “ sallanmak, sarsılma”, uzun süre soyut anlamda kullanıldıktan

sonra soyut anlamı da anlatır duruma gelmiştir. Ya da Göktürkçe metinlerde adıncıg

sözcüğü Uygur metinlerinde ada, adın, adır-, adut-, adra, adıra gibi türevleri ile ad-

kökünden türediği görülmektedir. Diğer kelimeleri de bunlara benzer şekilde açıklayan

yazar, bu gibi kelimelerin daha çok olduğunu ve yapılacak çalışmaların Göktürk evresinin

yerleşmiş eski bir yazı dili olduğunu göstermesi bakımından önemli olduğunu söyleyerek

yazısını sonlandırmaktadır.

Page 61: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

40

2.1.3. AKSAN, Doğan, “Göktürk Anıtlarında Söz Sanatları: Güçlü Anlatım

Yolları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1990, Ankara 1994, s.

1-12.

Göktürk anıtlarını anlambilim açısından inceleyen bu çalışmada, beş anlatım

özelliği örneklerle incelenmiş ve bu sayede anıtların anlambilim niteliği pekiştirilmeye,

anlatım gücü ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu sayede, Göktürk yazıtlarının gelişmiş ve

işlenmiş eski bir dilin ürünleri olduğu iddiası güçlendirilmiştir.

Yazar çalışmada beş konu üzerinde durmaktadır. Bunlar

Benzetme ve aktarmalar

Kavram zenginliği

Çok anlamlılık

Phraseologigue9 yapılara genel bir bakış

Anlatımı etkileyici kılan özellikler

- Karşıt anlamlı öğelere başvurma

- İkilemeler

- Öteki özellikler

Yazar bu konuların öncelikle tanımlarını ve bugünkü Türkçedeki kullanımlarını

vermektedir. Ardından da Göktürk anıtlarındaki örneklerini veren yazar, bunları bugünkü

anlamlarıyla açıklamaktadır. Kelime, cümle ve parçalar şeklinde verilen örneklerin

yazıtlarda geçtiği yerler belirtilerek günümüz Türkçesine geliş şekli, değişmiş veya aynı

kalmış halleri ile karşılaştırmalı olarak sunulmaktadır.

Çalışmanın sonuç bölümünde, daha önce yayımlanan yazılarıyla belirlemeye

çalıştığı niteliklerle birleştirince yazıtların “konuşulan dil” değil, “yazılan dil” ürünleri

olduğunu söyler ve yazıtların soyutlama gücü, kavramlardaki zenginlik ve gelecek

kuşaklara seslenme özelliğine değinerek bu yazıtların eski, güçlü, gelişmiş, işlenmiş ve

güçlü bir dil özelliği olduğuna vurgu yapar.

9Phraseologigue: deyimsel

Page 62: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

41

2.1.4. ALYILMAZ, Cengiz, “Bilge Tonyukuk Yazıtları Üzerine Birkaç

Düzeltme”, TDAY-Belleten, 2000, s. 11-18.

Çalışma Tonyukuk Yazıtları üzerinde birkaç düzeltme yapmak amacıyla

yazılmıştır. İlk olarak Bilge Tonyukuk Yazıtları ve külliyesi hakkında genel bilgiler

sunulmuştur. Bu genel bilgilerde, yazıtların bulunduğu yer, yazıtların adlandırılması,

tarihsel bilgiler, muhtevası, fiziki özellikleri, külliyede bulunan yapılar, tarihsel olaylar,

yazıtların ve külliyenin bugünkü durumu, tahrip edilişi ya da zamanla zarar görmesi gibi

bilgiler genel olarak anlatılmaktadır. Ardından çalışmanın amacını oluşturan yazıtlar

konusunda yazarın tespit ettiği bazı kelimelerin okunuşu ve anlamlandırılışı üzerinde

durulmakta ve düzeltmeler yapılmaktadır. Yazar bugüne kadar yapılan tartışmaların bir

kısmına son vermek, bir kısmına ise başka bir boyut kazandırmak amacıyla araştırmasını

sunmaktadır. Yazar, Orhun Yazıtlarını bizzat yerinde görmüş, incelemiş ve çalışmalar

yapmış biri olarak epigrofik belgelemeler yapmış, metinler üzerinde bazı harf ya da

kelimelerin yanlış okunduklarını, anlamlandırıldıklarını tespit etmiştir. Bu çalışmada da 7

madde üzerinde incelediği harf veya kelime okuma ve anlamlandırmaları yapmaktadır.

Bunlar diğer araştırmacıların okuma ve yorumları ile karşılaştırılmış, tablo şeklinde

gösterilmiş ve yazarın kendi okuma ve anlamlandırması ile son şekil verilmiştir. Bunları şu

şekilde sıralamak mümkündür.

1. T – 1 / B – 6’ da geçen ilk kelime böngser veya bilser değil, bölser / bülser

şeklinde okunup yorumlanmalıdır.

2. T – 1 / D – 4’te geçen 4.cümlenin ilk kelimesinde yazar harf düzeltmesi yapar ve

+’nin de Göktürk alfabesine dahil edilmesi gerektiğini, X’ nin farklı bir şekli

olduğunu söyler.

3. T – 1 / K – 2’ de geçen ikinci cümlelerin dördüncü kelimesinin ilk harfinde

düzeltmeler yapılır.

4. T – 1 / K – 9’ da geçen ilk cümlelerin üçüncü kelimesinin 1. ve 3. harflerinde

düzeltme yapılır.

5. T – 2 / B – 1’ de geçen 4.cümlenin son kelimesinde ve harflerinde düzeltme

yapılır.

6. T – 2 / D – 1’ de sondan üçüncü kelimede ve harflendirilmesinde düzeltme

yapılır.

Page 63: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

42

7. T – 2 / D – 7’ de ilk kelime yazıtın orijinalinde bintegi şeklinde geçmektedir.

Yazar bunun doğru olduğu söyler ve büntegi / böntegi / büntügi okumalarına

karşı çıkar. Anlamının da “ öylesi, bunun gibisi, başıboş olsa” gibi değil de “

benim gibisi” olarak yapılmasının doğru olacağını belirtir.

2.1.5. AYDIN, Erhan, “Orhon Yazıtlarında Hendiadyoinler”, Türk Dili

Dergisi, 1997, 544, s. 417-421.

Bu çalışmada yazarın amacı Orhun Yazıtlarında geçen hendiadyoinleri tespit

etmektir. Bunu yaparken de Talat Tekin ve Muharrem Ergin’in neşirlerinden istifade

etmiştir.

Orhun Yazıtlarının bulunması, okunması ve neşredilmesi ile ilgili kısa bir bilgi

vererek yazısına başlayan yazarın asıl üzerinde durduğu hendiadyoinler ve bunların Orhun

Yazıtlarında nasıl geçtiği meselesidir. Öncelikle Saadet Çağatay’ın “hendiadyoin”, aynı

anlamda ya da yakın anlamdaki iki kelimenin bir tek kelime gibi bir anlam ifade

etmesidir.” şeklindeki tanımından hareketle hendiadyoinleri anlam bakımından üç alt

başlıkta sıralar. Bunlar iki sinonimden mürekkep olan hendiadyoinler, birbirine yakın

anlamda olan kelimelerden teşekkül eden hendiadyoinler, anlam itibariyle birbirini

tamamlayan ya da birbirine zıt olan kelimelerden yapılan hendiadyoinlerlerdir. Yazar

Orhun Yazıtlarında toplamda on beş hendiadyoin kelime tespit etmiştir. Bu kelimeler

geçtikleri yerler, kullanımı ve anlamları bakımından açıklanmakta ve alfabetik olarak

sıralanmaktadır. Bunlardan at kü(adı sanı), iş küç(iş güç), ebig barkıg(evi barkı) gibi

bugün de kullanılanların yanı sıra teblig kürlüg(hilekar ve sahtekar), yogçı sıgıtçı(yasçı ve

ağlayıcı) gibi kullanımdan kalkmış hendiadyoin örneklerini içermektedir.

2.1.6. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtında Geçen Ek Tag Üzerine”, Belleten,

LXX, 257, Nisan 2006, s. 83-94.

Tonyukuk Yazıtının 44. (T-IIB9) satırında geçen ve çeşitli şekillerde okunup

anlamandırılan bir sıfat tamlaması bulunmaktadır. Bu genellikle benlig-benilig-benülüg

şekillerinde okunan “kartı karla kaplı ebedi, sonsuz, benekli” olarak anlamlandırılan sıfat

kısmı ile ek tag şeklinde okunup “altındağ ak dağ vs.” yer adı olarak düşünülen isim

kısmından oluşmaktadır. Ancak bu çalışmada yazarın esas olarak üzerinde durduğu Ek

Page 64: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

43

Tag’ın neresi olabileceği konusudur. Yazının sonunda benlig kelimesinin araştırmacılar

tarafından nasıl okunup yorumlandığına kısaca değinilmiştir. Bizans ve Göktürkler

arasındaki ilişkilerden bahseden Bizans elçisi yazar Zemarchas’un konuk edildiği kağan

otağının neresi olduğu çeşitli milletlere ait kaynakların yardımıyla ortaya konulmaya

çalışılmakta ve bu Tonyukuk Yazıtında geçen Ek Tag ile karşılaştırılmaktadır. Bunun için

ek Tag’dan söz eden kaynaklar değerlendirilmekte, Çin, Bizans ve son olarak da

Tonyukuk’un yazıttaki ilgileri incelenmektedir.

Kaynaklar incelenip değerlendirildiğinde sonuç olarak yazar Bizans kaynaklarında

geçen Ek Tag ile Tonyukuk Yazıtında geçen Ek Tag’ın aynı yer olmadığı, yalnızca ad

benzerliği olduğu kanısına varmaktadır. Yazar, her iki yer adının farklı ve Tonyukuk

Yazıtında geçen Ek Tag’ın Alay dağlarının batısında bir yer olduğunu belirtmiştir. Bizans

kaynaklarında geçen Ek Tag, Batı Göktürk Kağanının otağının olduğu yerdir. Oysa

Tonyukuk anıtında geçen yer ise Alay dağlarının Batısında olmalıdır. Ayrıca bu iki yerin

coğrafi olarak aynı yer olamayacağı belirtilmiştir.

2.1.7. AYDIN, Erhan, “Köl Tigin Yazıtının Kuzey Yüzünün 6. Satırında Bir

Düzeltme Denemesi ve Bir Öneri”, Bilig, 2007-Güz, 43, s. 55-62.

Költigin Yazıtının kuzey yüzü diğer yüzlere oranla önemli ölçüde yıpranmıştır. Bu

yüzün 6. satırında geçen ve Dokuz Oğuzlarla yapılan savaşların anlatıldığı bölümde birkaç

harfi yok olmuş bir yer adı bulunmaktadır. Dokuz Oğuz savaşlarının anlatıldığı cümlelerin

paraleli BK-D 30’da da geçmektedir.

Çalışmanın amacı, Költigin Yazıtının kuzey yüzünün 6. Satırında geçen ve

genellikle Bolçu şeklinde tamamlanan yer adının Dokuz Oğuzların yaşadıkları yerlerle

uyumsuzluk göstermesinden dolayı bu kelimenin Bolçu olamayacağı, aslında Ulaangom,

Şine Usu ve Terhin yazıtlarında Burguluk şeklinde geçtiği ileri sürülen Burgu (Burugu) ile

aynı olduğunun önerilmesidir.

Yazar, öncelikle yazıtlar üzerinde çalışan ilk nesil bilim adamlarından bu yana bu

yer adının hangi şekillerde okunup anlamlandırıldığını anlatmaktadır. Ardından da sözü

edilen yerin Şine Usu, Terhin ve Ulaagam yazıtlarında Burgu (Burugu) şeklinde geçen yer

olabileceğini söyler. Bu yer adıyla ilgili verileri, geçtiği yerlerden alınan örnek cümlelerle

Page 65: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

44

açıklayan yazar, KT-K 6’da Dokuz Oğuzlarla yapılan savaşın olduğu yer adının silik

kısmının Bolçuda (Bulçuda) değil Burguda (buruguda) şeklinde tamamlanmasını

önermektedir. Yazar, Terkin B4, Bkd 37 ve Moğolların Gizli Tarihi’ndeki verilere göre

Burgu’nun Selenge veya Tula ile birleşen bir ırmak olduğunu söylemektedir.

2.1.8. AYDIN, Erhan, “Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri

Üzerine Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Dergisi, Bahar 2008, s.55-62.

Orhun yazıtlarında geçen birçok yer ismi bulunmaktadır. Bu yer isimleri hakkında

çeşitli yorumlar, değerlendirmeler yapılmış nereleri olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır.

Bu çalışmalar bugün de devam etmektedir. Bu çalışmada da Bilge Kağan Yazıtının doğu

yüzünün 37. Satırında geçen Karagan Kısıl yer adı üzerinde durulmaktadır. Bu yer adı

hakkında bugüne kadar fazla şey söylenmemiştir. Karagan Kısıl yer adı BK D 37’de

Salana kudı yorıpan Karagan Kısılta ebin barkın anta bozdum Selenge (ırmağı) boyunca

ilerleyip Karagan Kısıl’da evini barkını dağıttım’ şeklinde geçmektedir. Bu yer adı eski

Türk yazıtlarında bir kez geçmiş olup incelenen cümlede Uygur ilteberinin yüz kadar

adamıyla doğu yönüne kaçmasıyla sonuçlanan savaşın cereyan ettiği yerdir. Yazar bu yer

adının Selenge ırmağı civarında olduğunu belirtmektedir. Karagan Kısıl yer adı ile ilgili

önceki araştırmacıların okuma, anlamlandırma ve yer tespiti değerlendirme ve önerileri

çalışmada sunulmakta, bu kelimeler ses, şekil ve anlam bilgisi bakımlarından da

incelenerek Karagan’ın -gAn+ ekiyle; kısıl’ın ise kıs- fiilinden l+ ekiyle kurulmuş olduğu

çeşitli örnekler verilerek belirtilmektedir. Moğolların Gizli Tarihi’nde geçen ve Selenge

ırmağı civarında olduğu söylenen Hara’un-habçal Haraun geçidinin bir ve aynı

olabileceğine yazar tarafından dikkat çekilmektedir. Terhin yazıtının batı yüzünün 4.

satırındaki Karaganın da Selenge ırmağı civarında bulunduğu ve büyük olasılıkla

Selenge’ni kollarından biri olan Haraa gool (Haraa ırmağı) veya Hara’un dağları olduğu ve

aynı bölgede olması dolayısıyla Karagan Kısıl ile ilişkili olduğu yazar tarafından çalışmada

önerilmektedir.

Page 66: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

45

2.1.9. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtlarında Problemli Bir Cümle Üzerine”,

Bilig, Bahar 2008, 45, s. 91-102.10

Tonyukuk Yazıtlarının 8. satırında geçen ” ” işaretinin ses değeri uzun süre

tartışılmış ve hangi ses ya da sesleri karşıladığı araştırmacılar tarafından ortaya konmaya

çalışmıştır. Bu işaretin hangi seslere denk geldiği kesin olarak belirlenemediği için bu

işaretin bulunduğu cümlenin okuma ve anlamlandırılmasında ortak görüş birliği

sağlanamamıştır.

Bu çalışmada da ” ” işaretine verilen ses değerleri ve işaretin geçtiği cümlenin

okunuşu ve anlamlandırılması konusundaki denemeler araştırmacılar ve yorumlarıyla

kronolojik olarak verilmekte, ardından bunların değerlendirilmesi yapılmaktadır. Bunların

devamında ise yazar genellikle “aş” şeklinde ses değeri verilen ve Hemcik – Çırgakı (EV1)

yazıtında geçen benzer işaret ile aynı tutulan ” ” işareti hakkında kendi okuma ve

anlamlandırma denemesini yapmaktadır.

Yazara göre bu işaretin yanında bulunan ve ince ünlüyü gösteren g2 sesi göz ardı

edilmiştir. Yazar çalışmasında bu işarete yeni bir ses değeri vermekte, kelimeyi yeniden

okumakta ve anlamlandırmakta, kelimenin yazımında herhangi bir yanlışlık ya da eksiklik

olmadığını ortaya koymaktadır. Buna göre yazar bu işarete *Ib çift ünsüz ses değeri

vermektedir. Daha sonra ise işaretin geçtiği cümledeki “uçuk” ve “elbeg” kelimeleri

incelenmektedir.

Bu incelemelere göre de uçuk kelimesi “saman çöpü, kabuğu; tahıl kabuğu

anlamında olup mecazi olarak yoksul, fakir, zavallı; sefalet içinde” anlamında

kullanılmıştır. “Elbeg kelimesi ise zengin, varlıklı, bolluk içinde” anlamına gelmektedir.

Yazar bu kelimeyi Moğolca olan elbeg kelimesi ile karşılaştırmakta ve malzemeleri ile

sunmaktadır.

Yazar çalışmasının sonunda incelediği kelimelere göre bunların yer aldığı cümleyi

vermektedir.

10 Bu makalenin metni, Gazi Üniversitesi tarafından 11 – 13 Mayıs 2005’te Ankara’da düzenlenen I. Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumunda bildiri olarak sunulmuştur.

Page 67: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

46

Yagımız tegre *uçuk teg erti biz *elbeg ertimiz: “düşmanlarımız etrafta tahıl

kabuğu, saman gibi (mec. yoksul sefalet içinde) ü idi; biz zengin (bolluk içinde) idik.

2.1.10. AYDIN, Erhan, “Tonyukuk Yazıtlarının 6. satırında Bir Düzeltme

Denemesi: Bönüsar mi Bönräsär mi?”, Dil Araştırmaları Dergisi,

Bahar 2008, 2, s. 79-86.

Tonyukuk Yazıtlarında geçen birçok kelime ve ifade bugün hala araştırmacıların

ortak bir fikirde buluşamadıkları tartışmalı bir durumdadır. Bu çalışmada Tonyukuk

Yazıtının beşinci satırının son bölümü ile altıncı satırın ilk bölümü üzerinde çok tartışılmış

bir kelime ele alınmaktadır. W. Rodloff’tan bu yana hem yazımında hem de

anlamlandırılmasında farklı yorumlar bulunan bu kelime genellikle bilsär – bölsär – bülsär

– bönsär – bünsär şekillerinde okunmuş ve bilmek, seçmek, tanımak, ayırt etmek,

gerekmek gibi anlamlar verilmiştir. Bu kelimenin okunması ve anlamlandırılmasındaki

sorun cümlenin de tam olarak anlaşılmasını engellemektedir. Yazar da bu kelimeye yeni

bir okuma ve anlam önerisi getirmektedir. Kelimenin “bön” yansıma isminden kurulmuş

bönüsär veya bön<r>äsär şeklinde okunup “(hayvan) böğürse” olarak

anlamlandırılmasını önermektedir. Ama öncelikle ilk okumalardan bugüne kelimenin

hangi araştırmacılar tarafından nasıl okunup anlamlandırıldığını göstermekte, ardından

kendi okuma ve anlamlandırma önerisini örnekler ve kaynaklar vererek sunmaktadır. Bu

kaynaklar içerisinde araştırmacıların yorumları, farklı dil ve lehçelerde geçen kullanımlar,

sözcüğün gramer incelemesi, köken araştırması, bazı önemli sözcükler ve çalışmalar yer

almaktadır.

Sonuç olarak yazar, Tonyukuk Yazıtının 6. satırında geçen problemli cümleyi iki

şekilde okumayı önermektedir:

Bönüsär ya da bön<r>a fiiline “(hayvan) böğürmek” anlamını veren yazar,

kelimenin bulunduğu cümleyi “toruk bukalı ırak da bön<r>äsär (-bönüsär) sämiz”

şeklinde okumakta ve zayıf ve semiz boğalar uzaktan böğürse, (insan) hangisinin semiz,

hangisinin zayıf boğa olduğunu bilmezmiş” şeklinde anlamlandırmaktadır.

Page 68: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

47

2.1.11. AYDIN, Erhan, “Eski Türk Yazıtlarındaki Bazı Yabancı Öğelerin

Yazımı Çerçevesinde Eski Türk Yazıtlarının Yazımı Üzerine Notlar”,

Turkish Studies, 3(6), 2008, s. 96-108.

Büyük kağanlık yazıtlarında işaretler aynı ölçüde daha düzenli ve özenli olmasına

rağmen, Yenisey havzasında ele geçen irili ufaklı, az veya çok satırlı yazıtlar için bunu

söylemek zordur. Bu tutarsızlığın nedeninin diyalektik özellikleri mi yoksa halkın yazdığı

taşlardaki dikkatsizlik veya başka sebepler mi olduğunu tartışan yazar, Türkçe olmadığı

kabul gören bazı sözcükler üzerinde durmakta, Kuran tercümeleri ve Kutadgu Bilig ile

başlayan Arap harfli metinlerde görülen yabancı sözcüklerin yazımındaki birliğin Göktürk

harfli metinler için de geçerli olup olmadığını araştırmaktadır. İncelenen sözcükler

alfabetik sıra ile verilmektedir. Yazarın amacı bu sözcüklerin Türkçe olup olmadığını

tartışmak ve yazımlardaki birliği araştırmaktır. Bu araştırmadan sonra değerlendirme

kısmında yazar, yazım sorunları üzerinde durmakta ve bunların diyalektik mi yoksa

yazıcının dikkatsizliğinden kaynaklanan hatalar mı olduğu sorusuna cevap aramaktadır.

Çalışmada 13 yabancı öğe ile ilgili bilgiler ve açıklama Yer almaktadır. Kelimeler

günümüz anlamları ile verilmekte, ne şekilde nerelerde geçtiği ve nasıl okundukları

karşılaştırılmaktadır. Bu kelimeler; ançula-, az, balbal, bars, berçik- berçik er, biçin, biti-,

bölün (bölön), bukarak, çıntan, çor, çugay, kunçuy’dur. Kelimelerin yazımlarındaki

farklılıklar ile ilgili ayrıntılı değerlendirmeler yapan yazar, aynı kelimenin farklı şekillerde

yazılmış olmasını yabancı öğe için delil saymanın ve genellemek zor olsa da Türk runik

harfli metinler içinde yabancı sözcüklerin yazımında bir birlikten söz etmenin mümkün

olacağı sonucuna varmaktadır.

2.1.12. AYDIN, Erhan, “Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarındaki Amga

(Amgı) Korgan Üzerine”, Turkish Studies, 2009, 4(3), s. 273-282.

Çalışmada Köl Tigin yazıtının kuzey yüzünün 8.satırı ile Bilge Kağan Yazıtının

doğu yüzünün 31.satırında geçen ve iki farklı şekilde yazılan amga korgan veya amgı

korgan yer adı üzerindeki durulmaktadır. İlk olarak yer adının birinci bölümünü oluşturan

amga veya amgı sözcüğü üzerinde durulmakta ve olabildiğince yer tespiti yapılmaya

çalışılmaktadır. Bunun için ilk bölümde bu yer adı ile ilgi mevcut görüşler, metinleri

çözmeyi başaran Thomsen’den bugüne kadar yapılan çalışmalardaki okuma,

anlamlandırma ve varsa yer tespitleri üzerinde durulmaktadır. Görüşlerin ‘amga veya

Page 69: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

48

amgı’ sözcüğü üzerinde geliştiği belirtilmektedir. İkinci bölümde ise hem yer adını

oluşturan sözcükler hem de yer adı üzerine yapılan diğer değerlendirmeler yazarın

görüşleri ile birlikte sunulmaktadır. Örnek açıklamaların da sunulduğu bu bölümde yazar

en dikkate değer görüşlerden Clauson’un kelimeyi ‘yabani dağ keçisi’ olarak açıklamasına

yer verir. İkinci bölümün sonunda ise yer adının ikinci kısmını oluşturan korgan

sözcüğünün nasıl okunması gerektiği yönünde herhangi bir netlik olmadığı ve bu yüzden

üzerinde durulmadığı söylenmektedir. Ancak ek olarak sözcüğü ‘korgan’ şeklinde

okumanın yanında kora- fiilinden almanın da mümkün olabileceği belirtilir.

Makalenin sonuç kısmında amga korgan veya amgı korgan şeklinde okunan yer

adındaki amga veya amgı sözcüğünün ‘yabani dağ keçisi’ anlamında olan ımga veya yımga

sözcüğü ile bir ve aynı olabileceği götüşü dile getirilir. Dokuz Oğuz savaşlarında anılan bu

yerin de Orhun ve Tula ırmaklarının doğu veya kuzey doğusunda olması gerektiği

önerilmektedir.

2.1.13. BARUTÇU-ÖZÖNDER, F. Sema, “Tengri Teg Tengride Bolmış Türük

Bilge Kagan ve Tengri Teg Tengri Yaratmış Türük Bilge Kagan”, Türk

Kültürü Araştırmaları Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’a Armağan, 1994,

32(1-2), s.89-100.

Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında geçen Tengri Teg Tengride Bolmış Türük

Bilge Kagan ve Tengri Teg Tengri Yaratmış Türük Bilge Kagan ibarelerini yeni bir yoruma

tabi tutan yazar, çalışmasının başında kendisinden önce bu ibareleri anlamlandıranlara

değinmektedir. Bu anlamlandırmalar arasında Bahattin Ögel’in yorumuna katıldığını ifade

eden yazar, ardından kendi yorumlarını sebepleriyle birlikte sunmaktadır. Yazara göre bu

iki ibare şöyle anlamlandırılabilir:

Tengri Teg Tengride Bolmış Türk Bilge Kagan : Semâvî yaratıcıdan olmuş Tük

Bilge Kağan

Tengri Teg Tengri Yaratmış Türük Bilge Kagan: Semâvî yaratıcı (tarafından)

yaratılmış Türk Bilge Kağan

Page 70: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

49

Yazar, yazısının son bölümünde tengri kelimesinin mana ve mahiyetinin ne olması

gerektiği konusuna temas etmektedir. Bu kelimenin henüz etimolojisinin tam olarak

yapılamadığını ifade eden yazar, Türklerin bu kelimeyi “Yaratıcı Güç, Hâlık, Tanrı” için

binlerce yıldır kullanıldığın aişaret etmekte ve kendisinin de yukarıdaki ibarelerde bu

kelimeyi bu yüzden “Semâvî yaratıcı” anlamında kullandığını belirtmektedir. Bu kelimenin

kendisinin dikkat çektiği şekilde kullanıldığı metinlerden örnekler veren yazar, antik ve

eski Türk çağlarında Türklerin inandığı Tengri’nin varlığını göklerin yücesinde tasavvur

ettiklerini onu göklerde aradıklarını söyleyerek çalışmasını bitirmektedir.

2.1.14. BAŞDAŞ, Cahit, “Orhun Abidelerinde İyelik, Belirtme, Yükleme Hali”,

Turkish Studies, 4 (8), 2009, s. 623-643.

Üçüncü tekil şahıs iyelik eki, Türk dilinde işlek bir ektir. İyelik ekinin hal ekleriyle

kullanılışı sırasında ortaya çıkan “n” ünsüzü, bu ekin işlevi ve şekli bakımından farklı

görüşlerin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. İyelik ekleri ile hal ekleri arasında

kullanılan “n” ünsüzü tarihi metinlerde bazen iyelik eki üzerinde görülebilmektedir. Yazar

bu karışıklığın çözümüne katkı sağlamak için Orhun Yazıtlarındaki (Költigin, Tonyukuk

1– 2) iyelik ve yükleme hali örneklerini incelemekte, elde ettiği sonuçlarla bu eklerin en

eski şekillerini ortaya koymaya çalışmaktadır. İlk olarak şekil ve kullanılışlarıyla ilgili

önemli görüş ayrılığı bulunmayan 1. ve 2. şahıs iyelik eklerinin yazıtlardaki örneklerini

vermekle yetinmiş, ancak tartışmalı olan 3.teklik şahıs iyelik eki başlığı altında bu ekin

birkaç istisna dışında her zaman yazıda gösterildiğini belirterek yazıtlarda tespit edilen

şekilleri örneklerle göstermiştir.

+ı / +i ; +si (en çok kullanılan şeklidir)

atı +sı : atası (KT/G – 13)

begler+i bodun+ı kop kelti : beyleri, halkı hep geldi (T2/B–7)

Diğer şekil +ın / +in; sin (?) tartışma konusu olan biçimidir. İyelik eki ile hal eki

arasında “n” ünsüzü kullanılır.

baş+in+ga : başına (KT/D-33)

töpü+sin+te : tepesinde (KT/D–11)

Page 71: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

50

Ancak

eb+in barım+in : evini barkını (KT/K–1)

il+in barım+in : ilini töresini (KT/D–8)

gibi örneklerde iyelik ekinden sonra bir ek olmadığı halde “n” ünsüzü kullanılmıştır.

Ayrıca özel adların bazılarında genellikle iyelik eki kullanılmamıştır.

Türk begler : Türk beyleri (KT/G-10)

Tabgaç bodun : Tabgaç haklı (KT/G–4)

Diğer bir bölümde ise yükleme hali üzerinde durulup örnekler verilip açıklamalar

yapılmaktadır. Orhun yazıtlarında bu ek + (ı) g eki ile gösterilmiştir.

bir er+(i)g : bir eri (KT/D–36)

bodun +(u)g kop almış : halkı hep almış (KT/D–2)

Daha sonra iyelik- belirtme-yükleme ilişkisi incelenerek değerlendirilmiştir. Bu

değerlendirmeye göre iyelikli nesne üzerinde benzer işlevdeki yükleme hali kullanmaya

gerek kalmamıştır. Yani yazıtlarda yükleme hali, iyelik ekli belirli nesne üzerinde +0’dır.

Bu açıklamalar, örnekler ve değerlendirmelerden sonra çalışma sonuç bölümü ile

biter. Sonuç bölümünde Orhun Yazıtlarında kullanılan iyelik ekleri sıralanır, kısaca

işlevleri ve şekilleri belirtilir.

2.1.15. BAYRAKTAR, Nesrin, “Artzamanlı Anlambilim Açısından Orhon

Yazıtlarında Geçen Toplumsal Yaşamla İlgili Sözcüklerin

Anlambilimsel Değerleri”, Türkbilig Türkoloji Araştırmaları, 2000,

2000/1, s.209-218.

Çalışmada ilk olarak artzamanlı anlambilimin terimsel olarak anlamı ve

kullanımına daha sonra da kısa tarihsel gelişimine yer verilmektedir. Ayrıca bu alanın

anlambilimsel kısmına değinilerek kısa bilgiler verilmiştir. Yazar incelemelerini Kültigin,

Page 72: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

51

Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtları üzerinde yapmakta, bu yazıtlarda geçen toplumsal

yaşamla ilgili kelimeleri tespit etmektedir.

Yazıtlardan seçilen metinlere göre anlam değişmeleri üçe ayrılmaktadır: anlam

daralması, anlam genişlemesi ve anlam kayması. Çalışmada, yazıtlardaki toplumsal

yaşamla ilgili sözcüklerin Türkiye Türkçesindeki anlam değişmeleri açıklanarak

değişmeye uğrayan sözcükler bu üç yazıtta geçtikleri anlamlarıyla birlikte listelenmektedir.

Örneklerle yapılan açıklamalar ve incelemeler doğrultusunda sonuç olarak yazıtlarda

toplumsal yaşamla ilgili 45 sözcüğün anlam alanlarının yazıtlardaki anlamları içerdiği

görülmektedir. Anlam genişlemesi veya anlam daralmasına uğramış sözcüklerin

yazıtlardaki anlamlarıyla birebir örtüşmemekle birlikte bağlamsal ilişki içinde oldukları

görülmektedir. Anlam kaymalarında ise bazı sözcüklerin yazıtlardaki anlamını yitirdiği

bazılarının ise anlamlarının halk ağzında ya da deyimlerde yaşadıkları görülmektedir.

Ayrıca söz konusu sözcüklerden dört tanesinin (karı, kök, tümen, yuyka)sözcük türü olarak

değiştiği görülmektedir.

2.1.16. BİLGEHAN, Mehmet, “Orhun Kitabeleri’nde Kullanılan Ünlü Harfler

ve Harflerin Şekillenmelerinde Rol Oynayan Unsurlar”, Erciyes, 297,

s.10-13.

Orhun Yazıtlarında kullanılan ünlü harflerin şekillenmeleri ve kaynağı üzerinde

durulan bu çalışmada, Türkçenin ağız ünlülerinin çıkarılması esnasında ağzın aldığı

durumlara göre şekillendiğini belirtmektedir. Yazar, ünlü harflerin Thomsen’in çözümnde

ortaya koyduğu, fonetik değerleriyle şekillenmeleri resimler eşliğinde göstermektedir.

Kalın ve ince ünlüleri ağız açıklığına göre düz ve yuvarlak; geniş ve dar olarak

sınıflandıran yazar, harflerin her birisi üzerinde ayrı ayrı durmaktadır.

Orhun Yazıtlarındaki runik şekillenmenin en eski devirlerde nasıl düşünüldüğünü

anlamanın zor olmadığını ifade eden yazar, yazılı ifade ile kolay okuma becerisinin

sağlanamsı için harfleri meydana getiren atalarımızın olağanüstü bir zekâ ürünü

gösterdiklerini söylemektedir. Yazar, böylesine kolay anlaşılır ünlü seslerle ilgili harflerin

mensup olduğu bir alfabenin üretilmiş olmasından yola çıkarak yazıtlarda kullanılan ünlü

işaretlerinin ve ünlülerin çıkarılış sırasında aldığı şeklin büyük çoğunluğunun evrenin,

Page 73: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

52

insanın veya insanlarımızın kullandığı birtakım nesnelerin benzerliğinde oluştuğuna dair

önemli işaretler ve deliller bunduğuna inandığını söylemektedir.

2.1.17. COŞKUN, M. Volkan, “Orhun Yazıtları-Türkiye Türkçesi İlişkisinde

Ses Akışı”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, (Cilt-1) Hacettepe Üniversitesi, 26-29 Mayıs 2010, s.232-

237.

Çalışmada ses akışı kavramı ele alınmıştır. Yazarın başvuru kaynakları Göktürk ve

Uygur dönemlerini kapsayan Eski Türkçe ve günümüz Türkiye Türkçesidir. Tespit edilen

veriler fonetik verilerdir. Yazarın amacı sunulan bu ürünlerde Türk milletindeki dil

bilinçliği ve farkındalığın zaman içinde en üst seviyeye çıktığını ortaya koymaktır. Konu

kapsamlı olduğu için bu çalışmada sadece ünsüz akışı üzerinde durulmaktadır. Ünsüzlerle

ilgili fonetik veriler 4 ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar; Ton, Boğumlanma Noktası,

Ses ve Hava Yolu Bakımından Ünsüzlerdir. Yazar bu başlıklara estetik kazanımlar yönüyle

bakmakta ve ton ve ses yolu bakımından ünsüzlerin öne çıktığını belirtmektedir. Ton

bakımından ünsüzler melodili ve melodisiz, ses yolu bakımından ünsüzler ise akıcı, sızıcı

ve patlayıcı olarak sınıflandırılmaktadır. Ünsüzlerin bu durumunu yüz kişilik bir orkestraya

benzeten yazar, melodisiz ünsüzlerin çıkardığı sesleri davul, trampet ve zil; melodili

ünsüzlerin çıkardığı sesleri de kaval, flüt, gitar, saz gidi çalgılara benzetir. Örnek olarak

Eski Türkçe “boltukınta” kelimesinin gelişmiş karşılığı olan “olduğunda” kelimesini

inceler.

Ayrıca çalışmada eski Türk yazıtları ses değerleri bakımından incelenmiş ve

günümüz ses değerleri ile karşılaştırılmıştır. Eski Türk yazıtlarından günümüze ses akışını

6 ana başlıkta toplayan yazar bunları sıfırlaşma, akıcılaşma, tonlu-sızıcılaşma, tonlu-

patlayıcılaşma, tonsuz – sızıcılaşma, tonsuz – patlayıcılaşma olarak sınıflandırılmaktadır.

Ardından bu ses akışına ve sınıflandırmaya örnek eski Türkçede geçen kelimeleri

örneklendirmekte ve açıklamaktadır. Bu değerlendirmeden sonra Orhun Yazıtlarından

günümüze ses akışını tablo halinde göstermektedir. Araştırma ve incelemeler

doğrultusunda ses akışının bütünüyle melodileşme yönünde olduğu sonucuna varılır.

Melodileşmeyi toplumlaşma ve ünsüz benzeşmesi olarak değerlendiren yazar bunun

estetikleşme olduğunu söyler ve bazı oranlar sunar. Estetikleşme yönündeki bu gelişmeyi

Page 74: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

53

Anadolu’da yaşayan Türklerin iç ve dış kültür etkileşmesiyle çok sayıda güçlü ve edebi

eser üretmeye bağlamaktadır.

2.1.18. DEMİRBİLEK, Salih, “Orhon Türkçesindeki “Kıl- ve Bol-“ Yardımcı

Fiilleri Arasındaki Anlam ve Görev İlgileri”, I. Uluslar arası Uzak

Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni (18-20 Kasım 2009)

Bildirileri, Afyonkarahisar, 2010, s. 57-66.

Orhun Türkçesinde “kıl- ve bol-“ yardımcı fiilleri metinler ve yazıtlarda sıklıkla

kullanılmış iki yardımcı fiildir. Çalışmada da bu iki yardımcı fiilin farklı veya aynı

sözcüklerle beraber, birbirinin yerine ve anlam ve görev bakımından ilgili kullanımları

hakkında örneklerle ilgili bilgiler sunulmaktadır. Öncesinde birleşik fiil tanımı, genel

özellikleri ve sınıflandırılması; yardımcı fiil tanımı, tarihi metinlerde nasıl geçtiği, anlam

ve kullanımları açıklanmıştır. Ardından Orhun Türkçesinde birleşik fiil ve kıl-, bol-

yardımcı fiilleri şekil ve kullanım bakımından kısaca anlatılmış ve örnekleri ile

sıralanmıştır. Çalışmanın amacını oluşturan “kıl-, bol-“ yardımcı fiillerinin Orhun

Yazıtlarındaki, gramatikal ve sözlüksel kullanımları bakımından değerlendirilmiş ve

geçtiği cümleler örnek olarak verilmiştir. Bunlardan hareketle bazı sözcüklerin hem kıl- ile

hem de bol- fiili ile kullanıldıkları görülmektedir. Bunlar;

- bungsuz bol- / bungsuz kıl-

- yok bol- / yok kıl-

- küng kul bol- / küng kıl-

- kagan bol- / kagan kış-

- yagı bol- / yagısız kıl-

şekilleridir. Bu ifadeler de anlamları ve kullanımları bakımından örneklendirilmiştir.

Çalışmanın sonunda yazarın bu açıklamalardan birkaç sonuca vardığı

görülmektedir. Bu sonuçlara göre,

1- Orhun Yazıtlarında bol- ve kıl- ana fiil olarak kullanıldığı gibi, yardımcı fiil

olarak da sıkça kullanılmaktadır.

Page 75: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

54

2- Kıl- yardımcı fiili yazıtlarda kağanın iradesini, emrini ortaya koyan durumlarda

kullanılmıştır ve ortaklık olduğunda kıl- şeklinde geçer. Ayrıca kıl- yardımcı

fiilinin Kut kelimesi ile aynı kelime ailesinden olduğu anlaşılmaktadır.

3- Bol- yardımcı fiili yazıtlarda açıklama, özetleme durumlarında kullanılmıştır. Bu

fiille kurulan deyimlere de rastlanır.

4- Kıl- yardımcı fiilinin olduğu ifadelerde anlatım genellikle kapalıdır. Bu

ifadelerin açılımı bol- yardımcı fiilinin yer aldığı ifadelerdir ve kıl- sonuç, bol-

ise sebep anlamında kullanılmıştır.

2.1.19. DİNAR, Talat, “Kül Tigin Abidesi ve Kutadgu Bilig’deki Ortak

Fiillerin Tamlayıcı İlişkisi Açısından İncelenmesi”, Turkish Studies,

5(3), 2010, s. 1045-1091.

Türk dilinin en önemli kaynakları arasında yer alan Orhun Yazıtları ve Kutadgu

Bilig hem içerik hem de dil bakımından dönemlerinin özelliklerini yansıttıklarından

oldukça zengin dil ürünleridir. Çalışmada Göktük ve Karahanlı dönemlerine ait Kültigin

yazıtı ve Kutadgu Bilig de kullanılan ortak fiillerin, fiil tamlayıcı ilişkisi açısından

gösterdiği bezerlikler ve farklılıklar anlatılmaktadır. Bu özelliklere göre eserler

karşılaştırılmıştır. Yazar çalışmasına bazı araştırmacıların ortaya koyduğu fiiller, fiil-

tamlayıcı ilişkisi konularına dair çalışmalardan örnekler vererek giriş yapmaktadır.

Ardından çalışmasının özünü oluşturan Kültigin Yazıtı ve Kutadgu Bilig’deki ortak fiiller

ve fiil–tamlayıcı ilişkisine dair örnekler ve açıklamalar sunulmaktadır.

Çalışmada iki adet geniş nitelikte tablo verilmektedir. Birinci tabloda Kültigin

Yazıtının ve Kutadgu Bilig’de ortak olan fiillerin hangi tamlayıcılarla kullanıldığı örnek

cümlelerlegösterilmiştir. Aynı zamanda fiillerin yüklendiği anlamlar da birinci tabloda

Kültigin Yazıtında kullanılmış bir fiilin, Kutadgu Bilig’deki kullanımında anlamsal bir

bağlantı kalmamış ise bu fiil incelemeye dâhil edilmemiştir. İkinci tabloda ise bu eserlerde

anlam ortaklığı olan fiillerin alabildiği tamlayıcılar örnek cümlelere yer verilmeden liste

halinde sunulmuştur. Tablolarda hal ekleri adlandırılmamış, sadece fiilin alabildiği ek veya

edat yazılmıştır. Yazar Kültigin Yazıtı ve Kutadgu Bilig için yararlandığı kaynakları da

belirtmiştir.

Page 76: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

55

Sonuç bölümünde incelenen bu iki eserde ortak kullanılan 58 fiil arasında anlam

birliği veya yakınlığı olduğu belirtilmektedir. Ayrıca 34 fiilin ortak tamlayıcılar ile

kullanıldıkları görülmüştür ve bu fiiller sıralanmıştır. 7 fiil işlevsel olarak aynı fakat şekil

olarak farklı hal ekler ile tamlayıcı aldığı, ortak olan üç fiilin de ikinci derecede gereksinim

duydukları edatlarla tamlayıcıların fiille bağlanması noktasında ortaklığı bulunduğu tespit

edilmiş ve bu fiillerde sıralanmıştır. Kültigin Yazıtında fiil tamlayıcı ilişkisinde zaman

isimlerinin yönelme hali ile kullanıldığı Kutadgu Bilig’ de ise zaman isimlerinde kullanılan

hal eklerinin çeşitlendiği görülmüştür. Son olarak ise gerek Göktürkler gerekse

Karahanlılar döneminde yazımda ünsüz uyumsuzluğu esastır ve uyumsuzluk hal ekleri için

de geçerlidir. Ancak Kutadgu Bilig’ de bu duruma karşı farklı örnekler görülmektedir.

2.1.20. EKER, Süer, “Orhon Yazıtları: İran Dilleri ile İlk Temaslar ve Benzer

Öge Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s.321-332.

Çalışmada İran dilleri ile Orhun Yazıtları arasındaki benzerlikler incelenmektedir.

Amaç ortaklığın hangi yönde, nasıl geliştiğini vurgulamaktır. Yazar ilk olarak kültürel ve

coğrafi etkileşim sonucu bu halkların ortaklığına değinir. Ardından Türk ve İran tarihinden

kısaca bahseder, ayrıntıları dipnotlarda verir. Türklerin ve İranlıların ilişkilerine de değinen

yazar Türk kağanlığının egemen olduğu coğrafyalarla sınırlandığında İran dilleri ile Türkçe

arasındaki üç ana dönemden söz eder. Bunlar:

1- Eski Persçe ve birinci fetret dönemindeki ilişkiler

2- Sasani dönemindeki ilişkiler

3- Arap – İslam fütuhatını izleyen ikinci fetret dönemindeki ilişkiler

4- İslamlaşan İran ve Farsçalaşan Persçeyle ilişkilendirir. Yani İran dilleri ve

Farsça’ nın geçirdiği süreç.

Bu ilişkilerden de kısaca bahsettikten sonra çalışmanın asıl amacına geçilir. “Orhon

Yazıtları ve İranca öğeler: Birkaç Benzerlik” ana başlığı altında 8 alt başlıkta benzer öğeler

sıralanır. Bu öğelerde Orhun Yazıtları ve İran dil ve edebiyatlarından örnekler kaynak

Page 77: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

56

olarak alınmakta; benzerlikler, yorumlarıyla ve araştırmacıların görüşleriyle birlikte

sıralanmaktadır. Yazarın 8 alt başlıkta belirttiği benzer öğeler şunlardır:

1- Yazı

2- Dil ve Üslu

3- Öd tenri / Zurvan ( Zaman Tanrısı )

4- Tanrılar ve Hükümdarlar: tenri teg tenride bolmış / ke çihr ez yezdan

5- Umay / Homa / Homay (doğurganlık Tanrıçası )

6- kurt simgesi böri / vehrko / vehrka

7- kut / x w arenah / farr( ah ): ( kut, talih, Tanrı’nın lütfu, devlet, iktidar, saadet )

8- binabaşı / bairapatiş: (asker, ordu sistemi)

Üç yazıtın söz varlığında yer alan bazı sözcüklerin ve biçim birimlerin, İran

dillerinden geldiği veya İran dilleri aracılığıyla kopyalandığı bazı araştırmacılar tarafından

ileri sürülmektedir. Ancak bunun bir bölümünün İran dillerinden kopyalanmış olmasına

karşın bir bölümünün kaynağının Çin ve Altay dilleri olabileceği savunulur.

Sonuç olarak ise runik yazılı metinlerin dilbilim bakımından değerlendirildiğinde

ve İran dilleri ile mukayese edildiğinde çift yönlü bir etkinin ve yakınlaşmanın ortaya

çıkacağı yazarca kuşkusuzdur.

2.1.21. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Bilge Kağan Bengü Taşının Kuzey

Cephesinin İlk Üç Satırı Üzerinde Bazı Düşünceler”, Beşinci

Milletlerarası Türkoloji Kongresi (23-28 Eylül 1985) Tebliğler, C.1,

Edebiyat Fakültesi Basımevi, İstanbul, 1985, s. 69-74.

Bilge Kağan yazıtının Kuzey cephesinin ilk üç satırı ile Kültigin yazıtının güney

cephesinin ilk dört satırı aynıdır. Bu sebeple yazar, bu çalışmasında yazıtların giriş

cümleleri olarak kabul edilen bu satırlar üzerinde durarak bu cümleleri incelemektedir.

Çalışmada incelenen cümleler şunlardır:

Tengri teg tengride bolmış türk bilge kagan bödke olurtum

Ulayu ini yigünüm oglanım biriki oguşum bodunum

Page 78: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

57

İlgerü kün yigünüm oglanum biriki ouşum bodunum kurıgaru kün batsıkunga

yırıgaru tün ortusıngaru

Yazar birinci cümlede kelime grupları üzerinde durmakta, farklı yorumlara yer

vererek değerlendirmeler yapmakta ve kendi görüşlerini sunmaktadır. Buna göre yazar bu

satırı iki anlamda yorumlamaktadır.

(Ben) Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge kağanım, bu zamana

hükmediyorum.

(Ben) Tengri teg tengride bolmış Türk Bilge Kağanım, şimdi sizlere hitap etmek

için bu tahtta oturdum.

İkinci cümlede ise yazar hitap edilen kişiler üzerinde durulmakta, problemli olan

hitaplara değinilmektedir. Unvanlar, akraba isimleri ve hiyerarşik düzen hakkında bilgiler

veren yazar, kendi yorumlarını sunmaktadır. Üçüncü satıra ise sentaks bakımından dikkat

çeken yazar burada geçen yer ve coğrafi isimlere, yön durumlarına ve bazı yerlerin

önemine değinmekte ve açıklamalar yapmaktadır.

Çalışmada ele alınan satırlar ve cümleler hem etimolojik hem de sentaks

bakımından incelenmekte, farklı görüşlerle karşılaştırılmakta ve değerlendirmeler

yapılmaktadır. Yazar kendi yorumlarını da sunarak sonuçlara varmaktadır.

2.1.22. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Költigin Yazıtı Bir Nutuk Metni midir”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1990, Ankara, 1994, s. 31-39.

Çalışmasına Kültigin Yazıtının Güney yüzündeki ilk satırlarından örnek vererek

başlayan yazar, buradan hareketle sınırları geniş bir alana yayılmış Türk devletinin

yönetimi ve kağanlığın hiyerarşisi hakkında bilgiler vermektedir. Bilge Kağan’ın

sözlerinden onun kanunları ve hiyerarşik düzeni oturmuş bir devletin lideri olarak

agörülebileceğini ve bir düzene göre sıralanmış beylere ve halka hitap ettiğini

belirtmektedir. Verilen kısa açıklama ve bilgilerden hareketle çalışmada asıl bu yazıtın bir

nutuk metni olup olmadığı sorusuna cevap arandığı belirtilmektedir. Yazar bunu

ispatlamak için Kültigin Yazıtındaki hitabet unsurlarını tespit etmekte ve bulduğu sonuçları

da Tonyokuk yazıtları ile karşılaştırarak yorum yapmaktadır. Kültigin Yazıtında 6 tane

Page 79: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

58

hitabet unsuru tespit edilmektedir. Bu altı unsur açıklamalar, yorumlar ve örnek cümleler

ile belirtilmektedir. Çalışmada tespit edilen hitabet unsurları şöyle sıralanmaktadır.

1. Doğrudan doğruya hitaplar

Türk begler, bodun (KT G10)

Bunlar beylere, halka, yakınlarına ve yüksek rütbeli kumandanlarına doğrudan

doğruya yapılmış hitaplardır.

2. Hitap cümleleri

Sabımın töketi eşidgil (KT G1)

Bunlar, halka ve Türk beylerine yönelik olarak emir kipleri ile kurulan ve bazen

zaman kipleri birden bire değiştirilen hitaplardır.

3. Soru cümleleri

Azu bu sabımda igid bar gu? (KT G10)

Bilge Kağan yaptıklarını anlatırken, birden bire sözü kesip dinleyenlere soru

şeklinde cümleler kurarak hitap eder.

4. Cümleye önceki cümlenin son kelimesi ile başlama

Anı içün ilig ança tutmuş erinç. İlig tutup törüg itmiş (KT D3)

Divan edebiyatındaki “iade” sanatında da görülen bu duruma hitap cümlelerinde

sıkça karşılaşılır.

Page 80: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

59

5. Toparlama cümleleri

Bu tip hitap cümlelerinde çeşitli işler ve unsurlar sayılmakta ve ardından bir cümle

ile bunlar toparlanmaktadır. Kültigin Yazıtının güney yüzünün ilk satırlarında yapılan

seferler ve ulaşılan noktalar sayıldıktan sonra “bunça yirke tegi yorıtdım (KT G4)” cümlesi

ile anlatılanlar toparlanmaktadır.

6. Tekrarlı ifadeler

Türk bodın, tirip il tutsukngın bunta urtum; yangılıp ölsikingin yime bunta urtum

(KT G10-11)

Nutuk ve hitabete ait bu unsurları örnekleriyle belirten yazar, Tonyukuk

Yazıtlarında ise tekrarlanmış ifadelerden başka herhangi bir hitabet unsuruna

rastlamadığını ifade etmektedir. Buradan da anlaşılacağı üzere Kültigin Yazıtının bir nutuk

metni olma durumunun aksine Tonyukuk Yazıtlarında nutuk metni olma özelliği

bulunmamaktadır.

Yazara göre, Kültigin Yazıtının müellifi Bilge Kağandır, Yollug Tigin ise sadece

bu nutku kayda geçirip taşa yazan kişidir. Tonyukuk ise yazıtlarındaki metni nutuk olarak

söylememiş, doğrudan doğruya yazmıştır ve müellifi de bizzat kendisidir.

2.1.23. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Bir Kişi Yangılsar Oguşı Bişükine Tegi

Kıdmaz Ermiş (KT, G, 6= BK, K, 4) İbaresi Üzerine”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1993, s.83-89.11

Göktürk yazıtları üzerindeki düzeltmeler, yeni teklif ve görüşler devam etmektedir.

Bunlar araştırıcılar tarafından farklı okunup anlaşılan veya kararsız kalınan kısımlar ya da

yeni yorumlar olabilmektedir. Bu çalışmanın da amacı Kültigin Yazıtının güney yüzünün

6. ve Bilge Kağan Yazıtının kuzey yüzünün 4. satırında geçen “bir kişi yangılsar ogışı

bodunı bişükinge tegi kıdmaz ermiş” ibersinin yeniden yorumlanmasıdır. Yazar, önce bişük

sonra kıdmaz okunan kelimeler üzerinde durmakta ve kendi inceleme ve yorumlarını

11 Göktürk harflerinin okunuşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla 15-16 Mayıs 1993’te Ankara ve İstanbul’da

yapılan anma toplantılarında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 81: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

60

sunmaktadır. “Bişük” kelimesinin Radloff ve Thomsen tarafından nasıl okunduğu ve

anlamlandırıldığını belirten yazar ardından kendi açıklamasını yapmaktadır. Bu kelimenin

iki kelimeden oluştuğunu ve “ebi eşükinge” şeklinde okunabileceğini söyleyerek kelimeyi

“ev eşik” şeklinde bir hendiadyoin olarak görmektedir. Bunu yaparken de DLT’ten destek

alır.

Çalışmada üzerinde durulan ikinci nokta ise kıdmaz ermiş kelimeleridir. Yazar buna

Thomsen, Orkun, Malov gibi araştırmacıların okuma ve anlamlandırmalarını ekleyerek

‘gitmezlermiş, ilerlemezlermiş, ayrılmazlardı’ anlamlarını sıralamaktadır. Bu açıklamalara

karşılık T. Tekin, M. Ergin, Aydarov, Rüstemov gibi araştırmacıların farklı yorumlarını da

eklemektedir. DLT’de geçen kıdış-, kıdıt- fiiillerini esas alan yazar, ibarenin kıyı, kenar,

hudut yapmak olarak düşünülebileceğini bunun yanında kıy- fiiline dayandırılmasının

hatalı olup anlamın olumsuz olarak cümlede yanlış kullanılabileceğini ileri sürer. Sonuç

olarak cümlenin “bir kişi yanılsa kabilesine, milletine, evine, eşiğine, kadar herhangi bir

hudut tanımadan herkesi öldürürmüş.” şeklinde anlamlandırılmasının zorlama olmayan,

anlamlı bir çeviri olduğunu belirtmektedir.

2.1.24. GÜLSEVİN, Gürer, “Göktürk Anıtları ile Yaşayan Üç Lehçemizin

(Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara 1994, s. 55- 64.

Türk dilinin tarihi tasnifi yapılırken Çuvaş ve Yakut Türkçesinin Türk dili lehçe ve

şiveleri arasında en farklı dallar olduğu görülmektedir. Yeni tanınmakta olan Halaç

Türkçesi ise lehçe tasnifinde henüz yerini almamıştır. Ancak buna rağmen Orhun

Yazıtlarının dil özelliklerini korumuş görünmektedir. Çalışmada Halaç, Çuvaş, Yakut

Türkçesinin Orhun Yazıtlarıyla paralellikleri bakımından VIII. yy’da müstakil birer lehçe

durumunda bulunduklarını gösteren deliller sıralanmış ve incelenmiştir.

İlk olarak Halaç Türkçesi Orhun Yazıtlarındaki bazı dil, ses özellikleri

paralellikleri, benzerlik ve farklılıklarıyla ele alınmış, açıklanmış ve örneklerle

belirtilmiştir.

Page 82: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

61

Toplam 13 maddenin belirtildiği bölümde d’lerin korunması, geniş zaman ekinin

ünlüleri, partisipler, sayı sistemi, kelime hazinesi gibi özellikler yazıtlarda geçen şekilleri

ve Halaç Türkçesindeki benzerlikleriyle karşılaştırma şeklinde sıralanmıştır.

Aynı durum Çuvaş ve Yakut Türkçeleri başlıkları altında da görülmektedir. Bu

maddelerde de Çuvaş ve Yakut Türkçesinin Orhun Yazıtları ve Eski Türkçe ile

benzerlikleri, paralellikleri örnekler verilerek karşılaştırılmıştır. Çuvaş Türkçesi başlığı

altında, Lir Türkçesi olması, kelime başı S (ortak Türkçe Y), soru zamiri Kam, ku zamiri,

özel ekler gibi özellikler sıralanmış, Yakut Türkçesi başlığı altında ise ünlü uzunluklarının

saklanması, dudak çekerliği, genetive şeklin yokluğu, sayı sistemi gibi özellikler

sıralanmıştır.

Yazar kendi değerlendirmesini yaparken lehçe tasnifi teorilerini inceleyen A.

Dilaçar’a değinir ve Çuvaş ve Yakut Türkçesinin periferi teorisine göre yorumlanmasına

karşı çıkıp bunların koyulaşma olduğunu söyler. Ardından Halaç Türkçesinin Çuvaş ve

Yakut Türkçesine göre daha aydınlık bir durumda olduğunu ve Göktürk yazıtlarıyla olan

dil benzerliğinin bu lehçenin en belirgin özelliği olduğu sonucuna varır. Son olarak Türk

dilinin tarihi bir tasnifini yapmak ve Göktürk yazıtlarının bu tasnifteki yerini belirlemek

için bir tablo verilmektedir.

2.1.25. GÜLSEVİN, Gürer, “Köktürk Bengü Taşlarındaki Oğuzca Özellikler”,

Kardeş Ağızlar/ (Türk Lehçe ve Şiveleri Dergisi), 7, 1998, s.12-18.

Göktürklerden kalma Bengü Taşlar yani Orhun Yazıtları Türk tarihinin,

edebiyatının, özellikle de Türk dilinin en zengin kaynaklarındandır. Bilge Kağan

Yazıtında“tokuz oguz bodun kentü bodunum erti ‘Dokuz Oğuz halkı öz halkım idi” (KT

K4) şeklinde geçmektedir. Bu “oğuz” adı, Eski Batı Türkçesi kaynaklarında kurallı olarak

“ogur” şeklinde kaydedilmiştir. Oğuzlar tarihte Asya, Avrupa, hatta Kuzey Afrika’da yazılı

eserler vermiştir. Günümüzde ise Türk dünyasının büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır.

Zeynep Korkmaz, “Eski Türkçedeki Oğuzca Belirtiler” başlıklı makalesinde, XI. yüzyıldan

önceki Oğuzca üzerine bilgiler vermiştir. Bilimsel yazılarındaki titizlik ve disiplinle, bu

makalenin yayımından sonra, özellikle yaşayan lehçe ve şiveler üzerindeki araştırmaların

artması, günümüz Oğuz diyalektleri üzerindeki bilgileri de zenginleştirmiştir. Bu

çalışmaların sonucunda, Orhun Yazıtlarının dilindeki birtakım özelliklerin daha Oğuzca

Page 83: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

62

olması gerektiği anlaşıldı. Bu çalışmada ise, Zeynep Korkmaz’ın 1972 yılında Eski

Türkçedeki Oğuzca unsur olarak kaydettikleri özetlenip değerlendirilmekte ve sonraki

lehçe çalışmaları ile ulaşılabilen yeni eklemeler sunulmaktadır. Bu ekleme ve

değerlendirmeler ses bilgisi(fonetik), şekil bilgisi(morfoloji), söz varlığı(leksikoloji)

başlıkları altında açıklamalar ve örneklerle anlatılmaktadır. Yirmi madde de özellikler

sıralanmış, açıklamalar yapılmıştır. Bazı kelime ve seslerin Azerbaycan, Başkurt, Kazak,

Kırgız, Özbek, Tatar, Türkmen, Uygur Türkçelerindeki şekilleri karşılaştırılmıştır.

Çalışmanın sonunda Göktürkçedeki oğuzca unsurların karakteristik olanları tablo şeklinde

özetlenip sunulmaktadır.

2.1.26. GÜNER-DİLEK, Figen, “Göktürk Bengü Taşlarından Günümüz Altay

Türkçesine Ulaşan Kelimeler”, Sibirya Araştırmaları (Editör: Emine

Naskali Gürsoy), İstanbul: Simurg Yay., 1997, 139-143.

Bu çalışmada Orhun yazıtlarının bulunduğu coğrafyaya çok yakın olan Altay

dağlarında yaşayan ve bugün Dağlık Altay Özerk Cumhuriyeti olarak bilinen bölgede

konuşulan Altay edebî diline Orhun yazıtlarındaki kelimelerin nasıl ve ne şekilde geçtiği

ele alınmaktadır. Yazar çalışmasına öncelikle Altay Türkleri hakkında bilgi vererek

başlamakta ve bu çalışmada Muharrem Ergin’in Orhun Abideleri kitabı ile N. A. Askakov

ve T. M. Toşçakova’nın birlikte hazırladıkları Oyrotsko-Russkiy Slovar isimli kitaplardan

yararlanacağını ifade etmektedir.

Çalışmasına Orhun Yazıtlarında bulunan özel isim, yer adı, zamir ve isimlerin

çekim eki almış şekilleri, fiillerin olumsuzluk eki, sıfat fiil ve zarf fiil eki almış şekillerini

almadığını ifade eden yazar, ele aldığı 595 kelimenin 415’inin (%70) Altay edebî dilinde

aynen veya kısmen değişerek devam ettiğini tespit etmiştir. Yazar bu çalışmanın

sonuçlarını yani kelimelerin hangilerinin aynen devam edip hangilerinin değiştiğini

aşağıdaki gibi üç ayrı başlık altında toplayarak örneklendirmiştir:

I. Fonetik ve anlam bakımından aynen devam eden kelimeler

II. Fonetik bakımdan aynen devam edip anlamca farklılaşan kelimeler

III. Fonetik bakımdan değişikliğe uğrayı anlam olarak aynen devam eden kelimeler

Page 84: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

63

Yazar çalışmanın sonuç bölümünde, benzer çalışmaların Türk şive lehçeleri

üzerinde de yapılmasının Türk dilinin bir bütün olduğunu, bir kaynaktan beslendiğini

ortaya koyması bakımından önemli olduğunu ifade etmektedir.

2.1.27. HAZAI, G. “Tonyukuk Yazıtının Bir Bölümü Üzerine”, Mimar Sinan

Üniversitesi Fen/Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1991, 1(1), s. 167-173.12

Makalede Tonyukuk yazıtının güney yüzü 14. satırda yer alan problemli bir

cümlenin anlamı üzerinde durulmaktadır. Ele alınan cümle şudur: Öngre Kıtanyda, biriye

Tabgaçda, kurıya kurıdınta, yırıya Oguzda iki üç bin sümiz kelteçimiz bar mu ne? Ança

ötüntüm.

Sözkonusu cümlenin esas noktaları üzerinde tamamen aynı görüşte olan

araştırmacıların ayrıntılar konusunda da çok farklı şeyler teklif etmediklerini belirten

yazar, bu cümlenin doğru çevrilmediğini düşünmektedir. Cümleyi günümüz Türkçesine

çevirenlerin hatalarının cümlenin doğru okunması, kelimelerin doğru yorumu ve metinde

geçen kurıya kurıdınta deyimi olmak üzere üç problemden kaynaklandığını belirten yazar,

çalışmasında bu üç hususa ayrıntılı bir şekilde değinmektedir. Yazar çalışma boyunca

aktardığı bütün bakış açılarını hesaba katarak Tonyukuk yazıtının yukarıya aldığımız

cümlesinin aşağıdaki şekilde anlamlandırılmasını teklif etmektedir:

Doğuda Kıtay’dan, güneyde Çinden, batı bölgesinin batısından, kuzeyde Oğuz’dan

iki üç bin asker toplayabileceğimizi kağana arzettim.

2.1.28. İLHAN, Nadir, “Yañılsar … Bişükine Tegi Kıdmaz Ermiş”, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2004, 14(2), s. 121-128.

Bu çalışmada Türkçenin her döneminde ve bütün Türk lehçelerinde kullanılan ortak

kelimelerden olup Orhun Yazıtlarında da geçen yanılsar, bişükiñe ve kıdmaz kelimelerinin

yapısının araştırmacılar tarafından farklı şekillerde anlamlandırılıp yorumlanmasına dikkat

çekilerek yeni yorumlar getirilmektedir. Kelimelerin Tarama Sözlüğü, Derleme Sözlüğü,

çeşitli etimoloji sözlükleri ve dilbilimcilerin farklı ağızlar üzerinde yaptıkları

12 Daha önce “Turcica, Revue d’Etudes Turques, C. 2, s. 25-31, 1970, Paris”de yayınlanan bu yazı M. Emin

Ağar tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Page 85: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

64

çalışmalardaki şekillerini tek tek ele alan yazar Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında geçen

aşağıdaki parçayı ele almaktadır:

ırak bodunug ança yagutır ermiş yagru kontukda kisre anyıg bilig anta öyür ermiş

edgü bilge kişig edgü alp kişig yorıtmaz ermiş bir kişi yañılsar uguşı bodunı bişükiñe tegi

kıdmaz ermiş. süçig sabına yemşak agısına arturup üküş türük bodun öltüg ...

Yazar, bu metnin Tabgaç bodun … edgü bilge kişig edgü alp kişig yorıtmaz ermiş

bir kişi yañılsar uguşı bodunı bişükiñe tegi kıdmaz ermiş bölümünde geçen yañılsar,

bişükiñe ve kıdmaz kelimelerinin yapısının metinler üzerine inceleme yapan araştırmacılar

tarafından farklı değerlendirilmesi nedeniyle farklı şekillerde anlamlandırıldığını dikkat

çekmekte, öne çıkan bilim adamlarının yorumlamalarını sıralayarak değerlendirmektedir.

Yazar, Orhun yazıtlarında geçen “Tabgaç bodun … edgü bilge kişig edgü alp kişig

yorıtmaz ermiş bir kişi yañılsar uguşı bodunı bişükiñe tegi kıdmaz ermiş.” şeklindeki

cümlenin öncesi göz önünde bulundurularak ve yanılmak fiilinin diğer anlamlarının

yanında ‘sapmak, dönmek, ayrılmak’ gibi anlamları da düşünülünce bu bölümün şu şekilde

yeniden anlamlandırılabileceğini söyleyerek çalışmasını bitirir.

“Çin milleti … iyi bilge kişiyi, iyi cesur kişiyi ilerletmez-yürütmez imiş ve bir kişi

ayrılmaya kalksa; kabilesi, milleti, beşiğine, beşikteki çocuğuna kadar canını bağışlamaz

imiş.”

2.1.29. KATAR, Muzaffer, “Orhun Yazıtlarındaki İki Problem Tümcenin

Çözümü”, Türk Dili, Nisan 1996, 532, s. 1109-1116.

Çalışmada Orhun Yazıtlarında geçen önemli ve meşhur iki cümle ele alınmış ve bu

cümlelerin nesnel ve doğru çevirisinin yapılması amaçlanmıştır. Bu cümleler:

1. Tengri teg tengri yaratmış Türk Bilge Kağan (BK D-1 ve BK G-13)

2. Tengri teg tengride bolmuş Türk Bilge Kağan (KT-1 ve BK K-1)

Bu cümlelerde öne çıkan şey söyleme faktörüdür. Anlam ve mesajlar, en iyi

söyleme esnasında yapılacak vurgularla taşınabilecektir. Aynı zamanda her iki cümle de

Page 86: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

65

devriktir. Metinler incelendiğinde “gibi” benzetme edatını karşılayan “teg” ve “-çe, -ça”

ile yapılmış olan bütün benzetme gruplarının hep fiil çekimine yakın kullanıldığı

görülmektedir. Yazar, cümlelerin devrik söylenme sebeplerini 4 maddede sıralar:

Bunlar söyleme giriş cümleleridir ve ilan gibi bir üslup kullanmak amaçlanır.

Vurgu yapmak yoluyla Bilge Kağan’ın yiğitliği vurgulanmıştır.

Bilge Kağan’ın özel olması yani ona tanrısallık yakıştırmasına dikkat

çekilmiştir.

Tengri sözcüğünü başa yazarak tanrı adıyla başlamak amaçlanır.

Yazar, cümlelerin daha önce yapılan çevirilerde anlamı ve mesajı tam olarak

veremediğini belirterek birinci cümlenin üç farklı çevirisini günümüz Türkçesiyle

aktararak karşılaştırma yapar.

Tanrı gibi tanrı yaratmış Türk bilge Kağan

Tanrı gibi gök yaratmış Türk bilge Kağan

Gök gibi gök yaratmış Türk bilge Kağan

Bu üç farklı çeviriyi anlam ve dilbilgisi açısından inceleyip değerlendiren yazar,

karşılaştırmalar da yapar. Birinci çeviride vurguya dikkat çeker ve tanrının tanrı gibi

yarattığı anlamının verilmesi gerektiğini söyler. İkinci çeviride yaratmış –mişli geçmiş

zaman eki olarak değerlendirilirse yapının devrik olacağını vurgular. Üçüncü çeviride ise

ikinci çeviriye benzer şeyler söylemekte ve mesajların aynı olduğunu belirtmektedir.

İkinci cümleyi de inceleyen yazar, bu cümlenin çevirisinde bazı hususlara dikkat

edilmesi gereğini vurgular. Yazara göre, anlatım, ruh, mesaj şimdiye kadar yapılan

çevirilerde tam olarak yakalanamamıştır. 2. cümledeki bolmuş sıfatı tanrıya değil sadece

Bilge Kağan’a izafe edilmelidir. Cümlede birinci tengri sözcüğü tanrı, ikinci tengri

sözcüğü ise yıldız sistemleri anlamında göktür. Yazar açıklamalarına ve sunduğu bilgilere

dayanarak 2. cümlenin üç farklı çevirisinin yapılabileceğini söyler ve bu çevirileri

açıklamaları ve yorumları ile sunar. Buna göre, 2. cümle şu şekillerde çevrilebilir.

Page 87: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

66

Gök Tanrı gibi olmuş Türk Bilge Kağan.

Türk Bilge gökte tanrı gibi olmuş kağan (en büyük lider) olmuş.

Gök gibi gökte olmuş “Türk Bilge” Kağan.

2.1.30. KARABEYOĞLU, Adnan, “Orhon Yazıtlarında Bol- ve Er- Fiilleri

Üzerine”, TÜBAR, 2007, XXII, s. 87-100.

Orta Türkçe döneminde bol- ve er- fiillerinin varlıkların zaman ve mekanda

bulunmasını ve ortaya çıkmasını bildirmek bakımından anlamca benzer fonksiyonlarda

kullanıldıkları görülür. Yazar da bu çalışmada, kılınışları itibariyle değişkenlik/dinamiklik

özelliği gösteren bol- fiiliyle durağanlık/statiklik özelliği gösteren er- fiillerinin Orhun

Yazıtlarında söz diziminde ilişkili oldukları unsurları, ortaya çıkan fonksiyon ve anlam

ayrılıklarını ele almaktadır. Bu iki fiili, esas fiil ve yardımcı fiil olarak inceleyen yazar, ilk

olarak bol- fiilinin esas fiil olarak yazıtlarda geçen örneklerini gösterip “ortaya çıkmak,

meydana gelmek, mevcudiyet kazanmak” anlamını yüklendiğini ve bol- fiilinin cümlede

öznenin ortaya çıkmasına hizmet ettiğini belirtir. Daha sonra bu fiilin yardımcı fiil olarak

yazıtlarda geçtiği şekilleri örnek verir ve “değişmek, edinmek, sahip olmak” şeklinde

anlamlar kazandığını söyler.

Yazar daha sonra er- fiilini ele almaktadır. Bu fiilin esas fiil olarak yazıtlarda geçen

örneklerini gösterip öznesi durumunda bulunan ad unsuruna gösterdiği “varlığın

mevcudiyetini, var olmasını, bir yerde bulunması anlamı”nı yüklendiğini söyler. Yazar, er-

fiilinin yardımcı fiil olarak da adlarla oluşturduğu birleşik fiilin öznesi durumunda bulunan

bir başka varlığın ad unsurunun gösterdiği varlığı bildirmek, göstermek işaret etmek

görevlerini yüklendiğini belirtir. Sonuç olarak bol- ve er- filleri yazıtlarda geçen

anlamlarıyla verilmekte, bu fiillerin yazıtlardan bugüne dinamiklik ve statiklik vasıflarını

korudukları belirterek bu fiillerin hangi şartlarda ve nasıl birbirlerinin yerini tutmaya

başladığı meselesinin henüz aydınlatılamadığına dikkat çekilmektedir.

Page 88: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

67

2.1.31. KARADOĞAN, Ahmet, “Köktürk Yazıtları’ndaki “Türk Oğuz Begleri

bodun eşidin” ve “Oğuzı yeme tarkınç ol temiş” Cümlelerinde Geçen

Oğuz Kelimesi Üzerine”, Bilig, Bahar 2006, 37, s. 13-20.

Bu çalışmada Göktürk yazıtlarında geçen iki cümle ve bu cümlelerdeki bir kelime

üzerinde durulmaktadır. Bu cümleler; “Türük oğuz belgeleri u eşidin” ve “Oğuzı yeme

tarkınç ol temiş” dir.

Yazar bu cümlelerde geçen oğuz kelimesi üzerinde durmakta aynı zamanda bu

cümlelerin Türkiye Türkçesine aktarımı ile ilgili yeni teklifler sunmaktadır. Öncelikle bu

cümlelerin araştırmacılar tarafından nasıl okunduğunu, kimlerin okuduğunu ve kaç

yıllarında olduğunu yorumlarına da yer vererek sunmaktadır.

Araştırmacılar oğuz kelimesini genellikle Oğuz boyu olarak özel bir ad, kavim adı

olarak yorumlamaktadır. Yazar buna karşı çıkmakta ve kendi görüş ve önerilerini

sunmakta, yorumlar yapmaktadır.

Yazar, özel ad niteliğine kavuşmadan önce oğuz kelimesinin bir tür adı olduğunu

ve kelimenin ok+u+z şeklinde açıklanabileceğini savunur. Bu tür adı daha sonra bir boyun

ismi olmuş ve özel ad statüsü kazanmıştır. Ayrıca kelime “ok” boy, boy teşkilatı ve “z”

çokluk ekinden türeyip “boylar” anlamına geldiği kabul edilirse cümlelerin yorumu daha

kolay olabilmektedir. Yazar açıklama ve yorumlamalarından sonra cümlelerin yeniden

anlamlandırmasını yapar.

“Türük oğuz belgeleri bodun eşidin” (Türklere bağlı (=tabi) boyların beyleri ve

halkı dinleyin)

“Oğuzı yeme tarkınç ol temiş” ( Kendisine bağlı boyları da huzursuzdur, demiş)

Yazara göre, Tokuz Oğuzlar ile Oğuzların farklı oldukları görüşü mantıklıdır.

Page 89: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

68

2.1.32. KAYA, Ceval, “Köl Tigin Yazıtının Güneydoğu Yüzünde Taygun Mu

Yoksa Ataygun Mu Okunmalı?”, İlmi Araştırmalar, 1998, 6, s. 171-179.

Çalışmada Kültigin Yazıtının güneydoğu yüzünde geçen ve araştırmacılar

tarafından genellikle taygun biçiminde okunmuş kelime üzerinde durulmaktadır. Yazar bu

kelimenin Kültigin Yazıtının yayınlarındaki ve temel eserlerdeki yorumlarını toplayıp

bunları kronolojik sırada vermiş, bunu yaparken de kolaylık olsun diye transkripsiyon

sistemlerini birleştirip sadeleştirmiştir. Bu isimler Thomsen, Tekin, Ergin, Radloff,

Yazıksız, Ercilasun diye sıralanmaktadır. Ardından kelime üzerinde yapılan yorumları

okunuşları ve anlamları bakımından tasnif etmeye gitmiştir.

Kelimenin genellikle taygun, toygun, tayagun olarak okunduğunu ve yüksek bir

unvan, torun gibi bir akraba adı, taylar mecazen oğullar, çocuklar, dayanak, torunlar ve

evlat, çocuk anlamları kazandığını belirten yazar, daha sonra tasnif edilmiş bu görüşleri

eleştirir ve kendi önerisini sunar. Yazara göre kelimenin başında bir ünlü vardır ve ataygun

şeklinde okunmalıdır. Sondaki gun çokluk ifade eder ve atay kelimesi de Uygurcada

bilinen bir kelime olup yavru, evlat, çocuk anlamına gelir. Ayrıca cümlede beraber

kullanıldığı ve ikileme oluşturduğu oglanınızda kelimesi de etimolojik olarak benzerlik

göstermektedir ve bir hendiadyoin niteliğindedir.

Çalışmadan çıkan sonuç, genel olarak bahsedilen ve yazarın önerisi ile şekillenen

yeni bir yorumdur. Buradan hareketle yazara göre sözcüğün geçtiği cümle; “ıgar

oglanınızda ataygununuzda yigdi igidür ertigiz” “Halkı? değerli? çocuklarınızdan

(hend.)daha iyi besliyordunuz.” şeklinde okunmalı ve anlaşılmalıdır.

2.1.33. KAYRA, Osman Kemal, BOLATOVA, Ş., “Çağdaş Kazak Türkçesiyle

Göktürk Yazıtlarındaki Kelime ve Deyimler Arasındaki Benzerlikler”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı –Belleten 1995, Ankara 1997, s. 179-191.

Türk yazı dilinin ilk örnekleri 8.yy.daki Göktürk yazıtlarıdır ve bu dönemden 12.-

13. yy.a kadar devam eden evreye Eski Türkçe Devresi denilmektedir. Türkçedeki bu

dönemden sonraki gelişmeler coğrafi ve sosyal şartlara göre değişim göstermektedir. 13.

yüzyıldan sonra Türkçe için Kuzey – doğu ile Batı Türkçesi şeklinde iki yazı dili meydana

gelmiştir. Kuzey ve Doğu Türkçesi ise 15. yy.dan sonra Kıpçak ve Özbek Türkçesi olarak

ayrılmıştır. Bu arada gelişen ve Kuzey Türkçesi özelliği taşıyan Kazak Türkçesi vardır.

Page 90: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

69

Göktürk yazıtlarındaki bazı kelime şekilleriyle benzerlik göstermektedir. Çalışmada da

yazıtlarda geçtiği şekliyle veya ona yakın şekliyle Kazak Türkçesinde varlığını sürdüren

kelimeler alfabetik sıra ile açıklamaları sunularak verilmektedir. Bu açıklamalar yazıtlarda

geçen kelimeler, Kazak Türkçesinde kullanılışı ve anlamı şeklinde sunulmakta, ardından

yazıtlarda geçen örnek cümleler şeklinde verilmektedir.

anteg: öyle, o şekilde. Kzk. Ondog: aynı anlamda, öyle, o şekilde.

sabı antep önğdin kagan garu sü yorıltım timiş T-IK / 5-2 “Sözü şöyle

Doğuda kağana karşı ordu yürütelim demiş” bu şekilde açıklanıp örneklenen

yaklaşık 55 kelimeye yer verilmiştir. Çalışmada Kazak Türkçesindeki yazı söyleşi

farklılığı göz önünde tutularak yazılı ürünler esas alınıp söyleyiş ana yardımcı malzeme

yapılmıştır.

2.1.34. KAYRA, Osman Kemal, “Orhon Yazıtlarında Sıfatlar, Sıfat

Tamlamaları ve Bunlara Bağlı Bazı Açıklamalar”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1996, Ankara 1999, s. 145-158.

Çalışmasının girişinde Orhun Yazıtları üzerinde bugüne kadar doğru metin tespiti;

ses, yapı, özel şekiller, morfolojik ve fonetik özellikler, kelime çeşitleri, zarflar edatlar gibi

birçok farklı yönden çalışma yapıldığını belirten yazar, bu çalışmalara ek olarak sıfatlar

üzerinde geniş çapta bir çalışma yapılması gereğini vurgulamaktadır. Yazarın amacı, kısa

cümleler ve kesin hükümler bildiren ifadelerden oluşan yazıtların sahip olduğu zengin sıfat

kadrosu üzerinde durmak ve bunları açıklamaları, çeşitleri ve örnekleri ile incelemektir.

Çalışmada sıfatlar yazıtlardaki kullanılışlarına ve görevlerine göre sınıflandırılmış

ve sınıflama, alt başlıklarına ayrılarak devam etmiştir. Sıfatların yazıtlarda geçtikleri yerler

belirtilmiş, gerekli açıklamalar yapılarak örnekler verilmiştir. Çalışmada yazıtlardaki

sıfatlar şu şekilde sınıflandırılmaktadır:

Page 91: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

70

A-Niteleme Sıfatları

Ortak isimlerle yapılan sıfat tamlamaları

Irak bodun(ug) : uzak milleti

Partisiplerle yapılan sıfat tamlamaları

Bilig bilmez kişi : bilgi bilmez kişi, cahil

İyelikli isimlerle yapılan sıfat tamlamaları

İnim kültigin : küçük kardeşim Kültegin

B- Belirtme Sıfatları

İşaret sıfatları

“bu” ile yapılan sıfat tamlamaları

Bu öd(ke) : bu zaman(da)

“ol” ile yapılan sıfat tamlamaları

Ol bodun : o millet

Sayı Sıfatları

Asıl sayı sıfatları

Tek sayı ismi ile yapılan sıfat tamlamaları

On tün : on gece

Tokuz er : dokuz er

Page 92: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

71

Kelime grubu şeklinde bulunan sayı sıfatları ile yapılan sıfat tamlamaları

Üç tümen sü : üç tümen asker, Otuz bin asker

Kırk artukı yiti yaş : kırk yedi yaş

Sıra sayı sıfatları

Beşinc ay: beşinci ay

Soru sıfatları

Ne kagan(ka) : hangi kağan(a)

Belirsiz sıfatlar

Bunça yir(ke) : bunca yer(e)

C- -Gı Ekiyle Yapılmış İsimlerden Kurulu Sıfat Tamlamaları

Tabgaçgı begler : Çinlileşmiş olan (Türk) beyler

Ç- -İ Gerendium (Zarf Fiil) Alarak Sıfatlaşan Kelimelerle Yapılan Sıfat

Tamlamaları

Bir iki oguşum : birleşik boyum

D- -Kı –Ki ekleriyle Yapılan Sıfat Tamlamaları

İçreki bedizçi : maiyetindeki nakkaş(ı)

Yazar bu sınıflandırma, örneklendirme ve açıklamalarının sonunda elde edilenleri

bir tablo halinde sunmuş, sıfatların sayılarını belirtmiştir. Buna göre yazıtlarda 370 tane

Page 93: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

72

sıfat tamlaması bulunmaktadır. Bu da Göktürk yazıtlarında nitelemeye ne kadar önem

verildiğini göstermektedir.

2.1.35. KERİMOĞLU, Caner, “Orhun Abidelerinde 3. Kişi İyelik Ekinden

Sonra Yükleme Hâli Eki Kullanıldı mı?”, Turkish Studies, 2007, 2(3),

s. 322-331.

Çalışma, Türk Dilinde özellikle tarihî metinlerde dikkat çeken konulardan biri olan

yükleme halinin kullanılması meselesini ele almaktadır. Bu ek, eski Türkçe metinlerde

birden çok şekilde kullanılmış ve bu da beraberinde bazı sorunları getirmiştir. Bu

çalışmanın amacı da Orhun Yazıtlarında 3. kişi iyelik eki ile kullanılan isimlerin yükleme

hali eki alıp almadığıdır. Buna yönelik olarak, konuyla ilgili üzerinde tartışılan görüşlere

de değinilmekte ve yazar kendi görüşünü çalışmanın sonunda belirtmektedir.

Yazar, 3. kişi iyelik ekinin yapısıyla ilgili iki temel görüşe yer vermektedir.

Bunlardan birincisi, iyelik eki (+sı, +ı) + yükleme hali eki (+n) yapısıdır. Bunu savunan

dilcilere göre iyelik ekinden sonra görülen “n” yükleme hali eki olduğundan 3. kişi iyelik

eki alan nesne durumundaki her isim, yükleme ancak yükleme hali ekini alarak

bağlanabilir. Bunun aksine bazı dilciler de bu açıklamayı yeterli görmeyerek iyelik eki

(+sın) + eksiz yükleme hali şeklini benimserler. Bu iki görüşü Orhun Yazıtlarındaki

cümleler üzerinde örnekleyerek gösteren yazar, ardından ortaya çıkan yeni bir soruna işaret

eder. Bu da iyelikli şekillerden sonra yükleme hal eki olarak gelen +n nin hangi görevde

kullanıldığı sorusudur. Yazar bu soruya, yine cümlelerdeki örnekleri inceleyerek cevap

vermektedir: (+ı) eki birinci ve ikinci iyelik ekini almış isimlerden sonra yükleme hali

olarak sıkça kullanılmasına rağmen üçüncü kişi iyelik ekinden sonra hiç

kullanılmamaktadır. Veyahut üçüncü kişi iyelik ekinden sonra, “n” yükleme ekinin

gelebildiğini ancak bunun zamanla hece düşmesi sebebiyle ortadan kalktığını ve tek “n”nin

kelimede kaldığını söylemektedir. Yazarın bu hususa verdiği örneklerden bir tanesi

sab+ın+ın>sab+ın kelimesidir. Yazar bu ve bunun gibi örneklerin, “n”li şekillerin

yükleme hali fonksiyonu da taşıması olarak değerlendirilebileceğini söylemektedir.

Page 94: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

73

2.1.36. KORKMAZ, Zeynep, “Göktürkçede İsimden Fiil Türeten Ekler ve

Köken Yapıları Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten

1990, Ankara, 1994, s. 141-149.

Göktürkçe dil tarihi açısından birçok değişmeyi geride bırakmış ve Türkçenin yazı

dili haline gelmiş müstakil bir koludur. Metinlerin sayı olarak sınırlı, kelime hazinesinin de

belli bir alanı temsil ediyor olmasına rağmen araştırmalar, Türkçenin Göktürkçeye

gelinceye kadar uzun bir gelişme sürecinden geçtiğini göstermektedir. Buradan

anlaşılacağı üzere Göktürkçedeki kelime türetme eklerinin de oluşumları bakımından uzun

süren, sistematik bir değişme yaşayarak şekillendiği görülmektedir. Yazar çalışmada bu

konu üzerinde durmakta ve değerlendirmelerini sunmaktadır. Ayrıca isimden fiil türeten

eklerin köken yapıları üzerine bir değerlendirme yapmaktadır.

İsimden fiil türetme iki türlü olur. İlki baş+la – örneğinde olduğu gibi isimden fiil

türten eklerle, diğeri de gizli tut – gibi bir ismi esas veya yardımcı bir fiille birleştirmek

yoluyla. Bu durum Göktürkçe için de söz konusudur. Ardından yazarın elde ettiği veriler

sıralanmaktadır. Buna göre Göktürk metinlerinde isimden fiil türeten 12 ek bulunmaktadır.

Bu ekler ta-, te-, d-, ad-, ed-, gar-, ger-, ı-, i-, k-, l-, la-, le-, ra-, re-, sa-, se-, se-, si- gibidir

ve görevleri bir ismi yapma, etme, bir durumdan bir duruma geçme veya geçirme, öyle

görünme, öyle sayma, istek bildirme vb. anlamlarda fiilleştirmektir. Diğer maddelerde ise

yazar, Göktürkçedeki isimden fiil türetme eklerinin bir kısmının eski bir esas veya

yardımcı fiille bağlanabileceği görüşünü dile getirmekte, örnek olarak aldığı bazı ekleri

açıklamakta ve örneklendirmektedir. Bunlar;

+ ad - / + ed- : ( ad – fiiline bağlanmış)

baş + ad - : baş olmak

bunğ + ad - : bunalmak

+ r - : eb + ir : dolanmak ( esas fiil durumdayken zamanla yardımcı fiil olmuş)

+ sa - / + se : ( Göktürk metinlerinde rastlanmasa dayazar Kaşgarlı’dan örnek

gösteriyor)

+ sı - / + si - : - n – dönüşlülük eki ile genişlemiş olarak veya türemiş kelimler

içinde yer alır.

adınsıg : seçilmiş, mümtaz

kork + inç + sıg : korkunç

Page 95: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

74

yıl + sı + g : zengin, varlıklı

Yazar örneklerle sıraladığı, açıkladığı ve değerlendirdiği Göktürkçe de isimden fiil

yapan +ad, +ar, +er, +sa, +se, +si, +sı eklerinin kökende müstakil birer fiile

dayandıklarını ortaya koymaya çalışmaktadır.

2.1.37. MERT, Osman, “Orhun Yazıtlarında Kullanılan İşaretsiz ( /.Ø./)

Görev Öğeleri”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü Dergisi, 2005, 38, s. 1- 20.

Türkçe’de dil öğeleri anlamlı ve görevli olmak üzere ikiye ayrılır. Bu çalışmada da

öncelikle anlamlı ve görevli öğe kavramaları hakkında bilgi verilmekte, ardından Orhun

Yazıtlarında geçen kolaylık ve anlaşılabilirlik konuları çerçevesinde görevlerini zaman

zaman yanlarındaki diğer görev ve anlam öğelerine bırakarak düşen ya da grup içinde

işaretli öğe ya da öğeler karşısında işaretsiz kullanılan görev öğeleri incelenmektedir.

Çalışma üç ana başlık altında toplanmakta bu ana başlıklar altında ise alt başlıklar

ayrılmakta ve incelenmektedir. Yazar bu başlıkları şöyle sıralamaktadır;

1- Birden fazla anlam öğesiyle kurulmuş genel anlamlı dil öğelerinde karşılaşılan

işaretsiz (/.Ø./) görev öğeleri

2- İsim ve fiil tabanlarında karşılaşılan işaretsiz görev öğeleri

3- Kavram ilişkilerinde karşılaşılan işaretsiz görev öğeleri

Her başlığın ayrı ayrı ele anlındığı bu çalışmada yazar, yazıtlarda geçen ve gruplara

ayırdığı işaretsiz görev öğelerini örneklerleve açıklamalar yaparak incelemektedir. Bu

incelemeler sonucunda yazar, görev öğelerinin yazıtlarda kimi zaman görevlerini

yanlarındaki diğer anlam ve görev öğelerine bıraktığını, düştüğünü ya da işaretsiz

kullanıldığını ortaya koymaktadır. Bu durum Orhun Yazıtları üzerinden o dönem

Türkçesinin ulaşmış olduğu seviyeyi göstermesi bakımından önemlidir.

Page 96: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

75

2.1.38. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri Kül Tigin

mi Köl Tigin mi?”, Türk Edebiyatı, 35, Kasım 1974, s.23-25.

Çalışma Orhun Yazıtlarının bulunuşu meselesinden bahsedilerek, tarihler ve

yapılan çalışmalar anlatılarak başlamaktadır. Yazar bu kısa girişten sonra yazıtların

bulunuşundan bu yana farklı okunmuş olan Kültigin kelimesi üzerinde durmakta, bu

kelimenin Thomsen ve Radloff tarafndan okunuşuna değinmektedir. Radloff Kül Tigin

olarak, Thomsen ise her iki şekilde Köl ve Kül Tigin olarak okunabileceğini söylemiştir.

Ancak Kül şeklinde okunuşta semantik olarak bir tereddüt vardır. Daha sonraları Necip

Asım ve Osman Turan ise DLT’ye dayanarak, anlam olarak da uygun olduklarını

düşündükleri Köl okunuşunu önermişlerdir. Yazar, bu okuma ve anlamlandırma

örneklerinden sonra Türklerde isim alma geleneğine değinir ve hayvan, coğrafi, doğa

isimlerinin Türkler tarafından sıkça kullanıldığını belirterek, kelimenin Köl Tigin ( göl )

şeklinde anlamlandırılması ve okunması gerektiğini Tahsin Banguoğlu’nun çalışmaları ve

DLT’yi örnek göstererek belirtir. Çalışmanın sonuç kısmında da yazar ortaya koyduğu

açıklamalar ve örnekler doğrultusunda kelimenin fonetik olarak Köl Tigin okunması,

anlam olarak da Köl ( Göl ) şeklinde olması gerektiğini savunur. Kül Tigin şeklinin ilk defa

Radloff tarafından yanlış okunduğu ve umumileştiği, ancak düzeltilmesi gerektiği

vurgulanır. Kelime isim olarak kullanıldığında “göl”, sıfat olarak kullanıldığında da “göl

gibi” şeklinde anlamlandırılmalıdır. Yani ünvan olarak Kül Bilge Han değil, Köl Bilge Han

(Göl gibi bilgili han ) olmalıdır.

2.1.39. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Tonyukuk

Abidesi Üzerine Üç Not: 1-Tonyukuk Abidesinin İlk Satırı 2- “Çölgi

(A)z (E)ri mi” “Çöl(l)(ü)g İz (E)ri mi?”; 3- Tonyukuk Abidesindeki Kız

Koduz Sıfat Tamlaması Üzerine”, Türkiyat Mecmuası, XIX (1977-

1979), 1980, s. 165-182.

a) Tonyukuk Abidesinin İlk Satırı13

Tonyukuk Yazıtı birçok araştırmacı tarafından okunmuş, anlamlandırılmış, bazı

problemleri üzerinde durulmuş, bu problemlerin bazıları da halledilmiştir. Araştırmacılar

13 Bu makale 15-19 Ağustos 1977’de Hollanda’da düzenlenen Permanently OLABİLİR Mİ, BAK!

Intenational Altaistic Conference (PIAC)’da sunulan ve Central Asiatic Journal, Vol. XXIII, 3-4, s. 288-

292’de yayınlanan “the First Line of the Tonyukuk Monument” başlıklı İngilizce makalenin Türkçesidir.

Page 97: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

76

yazıtın ilk satırı üzerinde derinlemesine durmamış, bu satır hep aynı şekilde

yorumlanmıştır.

Yazar bu çalışmada, bu satır üzerinde durmakta ve satırın iddia edildiği gibi iki

değil üç cümleden oluştuğunu söylemekte ve açıklamalar yapmaktadır.

“Bilge Tonyukuk, ben özüm, Tabgaç ilinge kılındım (Bilge Tonyukuk, ben kendim,

Tabgaç ilinde kılındım), Türk bodun Tabgaçka körür erti (ben doğduğum zaman Türk

milleti Çin’e tabi idi)

Bu satırda yer alan ben özüm ifadesi aynı yazıtın farklı yerlerinde birçok kez

geçmektedir. Bu örneklere açıklamalarla yer veren yazar, ben kelimesine değinir. ben

kelimesi şahıs zamiri ve şahıs zamiri menşeli 1. teklik şahıs isim çekim eki olarak yazıtta

kullanılmaktadır. Özüm kelimesine de değinip açıklama yapan yazar, sonuç olarak yazıtın

ilk satırında iki değil üç cümle olduğunu söyler.

1. Cümle; (Ben) Bilge Tonyukuk ben “Ben bilge Tonyukukum”

2. Cümle; Özüm Tabgaç ilinge kılındım “Ben Çin ülkesinde doğdum”

3. Cümle; Türk bodun Tabgaçka körür erti “benim doğduğum zamanlarda Türk

milleti Çin’e tabi idi”

b) “Çölgi (A)z (E)ri mi” “Çöl(l)(ü)g İz (E)ri mi?”14

Tonyukuk Yazıtı son olarak Sir Gerard Clauson tarafından sistematik olarak

bölümlere ayrılmıştır. Buna göre Tonyukuk Yazıtının 8. bölümünde 19-29 satırlarında

Kırgızlara yapılan sefer anlatılmaktadır. Bu seferi anlatan bölümde 23. satırda bulunan

cümle birçok araştırmacı tarafından farklı okunmuş ve yorumlanmıştır. Kimi araştırmacılar

bunu çölgi (a)z (e)ri bult(u)m kimileri çül(ü)gi (a)z (e)ri bult(ı)m kimileri de çölüg iz eri

boltım şeklinde okumuş ve transkripsiyonlamıştır. Ayrıca aynı cümle araştırmacılar

tarafından “çöldeki Az kavmine mensup (bir) er oldum” şeklinde anlamlandırılmıştır.

14 26-30 Haziran 1978 tarihleri arasında İngiltere’de toplanan XXI. Permanent Intenational Altaistic

Conference (PIAC)’da sunulan Almanca tebliğin Türkçesidir.

Page 98: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

77

Bu cümlede geçen çölgi veya çül(ü)gi olarak okunan kelime, yazıtlarda ve yazılı

başka hiçbir metinde geçmeyen, türünün tek örneği olan bir kelimedir. Çalışmada bu

cümleyle kelimeleri üzerinde duran yazar, araştırmacıların okuma ve yorumlarına

etimolojik çalışmalarına yer vermiş, karşılaştırmalar yaparak değerlendirmelerde

bulunmuştur. Yazar, bu kelimeleri etimolojik açıdan ele almakta, kendi okuma ve

yorumlarını da vermektedir. Bunlara göre, cümlenin ilk kelimesi çöl(l)(ü)g şeklinde

okunmalıdır. İkinci kelime ise Az kavmi olmayıp iz şeklinde okunmalıdır. Cümlenin

üçüncü ve dördüncü kelimelerinde sorun görmeyen yazara göre cümle şu şekilde okunup

yorumlanmalıdır:

Çöl(l)(ü)g İz (E)ri bult(u)m : “Çöllü iz eri (izci, kılavuz) buldum”

c) Tonyukuk Abidesindeki Kız Koduz Sıfat Tamlaması Üzerine15

Tonyukuk Yazıtında II. Taşın güney yüzünün 2. ve 4. satırlarındaki iki cümleye yer

vererek yazısına başlayan yazar, aşağıdaki cümlelerde geçen bazı ibareler üzerinde

durmaktadır.

Türk bodun temir kapıgka, Tinsi oglı

Tinsi oglı yatıgıma tagka tegmiş idi yok ermiş.

Ol yirte ben Bilge Tonyukuk tegirtük içün

Sarıg altun, ürüng kümüş, kız koduz, egri tebi agı, bungsuz kelürti

Bu cümlelerde geçen ibarelerin çoğunun doğru okunup anlamlandırıldığını düşünen

yazar, sarıg altun, ürüng kümüş, kız koduz, egri tebi gibi kelime gruplarındaki birinci ve

ikinci kelime grubunun sarı altın ve beyaz gümüş olarak doğru anlamlandırıldığını ancak

üçüncü ve dördüncü kelime grubunun şüpheli olduğunu söylemektedir. Araştırmacıların bu

kelime gruplarıyla ilgili okuma ve yorumlarına yer veren yazar üçüncü kelime grubu olan

kız koduz ibaresinde Talat Tekin’in okunuşuna katılmakta ve ibareyi kız (sıfat) koduz (isim)

olarak görerek “dişi (kız), sığır” şeklinde anlamlandırmaktadır.

15 21-26 Ekim 1973’te Ankara’da toplanan XVI. Permanent Intenational Altaistic Conference (PIAC)’da

sunulan bildiridir. Bu tebliğin İngilizce tercümesi Turcicia, Revue, d’Etudes Turques, XI, s. 180-186’da

yayınlanmıştır.

Page 99: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

78

Koduz ifadesi daha sonra d-t değişikliğine uğramış ve kutuz şeklini almış olan

“sığır, öküz” anlamındaki sözcüktür. Kız ifadesi ise onun sıfatı olan “kıymetli” veya “dişi”

anlamında bir sözcüktür. Ancak insan dışındaki varlıklara kız ifadesinin kullanılması henüz

tespit edilmediğinden yazar, yazıtta kelimenin değerli, kıymetli, nadir karşılığının uygun

olacağını düşünür. Ayrıca, birinci, ikinci ve dördüncü kelime grubundaki ilk sarıg, ürüng

ve egri kelimelerinin kendilerinden sonra gelen altun, kümüş ve tebi kelimelerinin sıfatı

olduğu yazarca belirtilir. Buna göre yazar bu ifadeleri aşağıdaki şekilde okur ve

anlamlandırır:

Sıfat + isim = isim tamlaması

sarıg altun sarı altın

ürüng kümüş beyaz gümüş

kız koduz kıymetli veya dişi (?) sığır

egri tebi hörgüçlü deve

2.1.40. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Köl Tigin

ve Köl-İç Çor Kitabelerinde Geçen Oplayu Tegmek Deyimi Üzerine”,

Journal of Turkic Studies / Türklük Bilgisi Araştırmaları, 7, 1893,

Orhan Şaik Gökyay Armağanı, II, 1984, s. 369-375.16

Çalışmada Köl Tigin ve Köl-İç Çor yazıtlarında geçen oplayu tegmek deyiminin

anlamlandırılması ve etimolojisinin yapılması amaçlanmaktadır. Bu deyim yazıtlarda farklı

şekillerde geçmektedir. Şahıs genellikle ata binip (düşmana) oplayu hücum ediyor. Bu

sırada düşmanı; uzaktan ok ile vuruyor, yaklaşınca mızrak ile sançıyor, yakından kılıç ile

kılıçlıyor. Yazar tablo şeklinde örneklendirdiği deyimin kullanılış şekillerini

belirtmektedir. oplayu kelimsinde –layu / -leyü eki DLT ve KB’ de gibilik ve benzerlik

ifade eden ve hayvan isimleri ile kullanılan bir ektir. aslayu kükre – “aslan gibi

kükremek”… vb. Anadolu Türkçesindeki diğer örneklerde ise bu kullanım –layın / -leyin

eki ile geçmektedir. ”aslan gibi”… vb. Bu örneklerde de ekler hayvan ve cins bildiren isim

köklerine gelmektedir. Buna dayanarak oplayu tegmek deyimindeki op kelime kökünün

hayvan adı olup olmadığı sorusuna cevap arayan yazar op kelimesini DLT ve bazı

16 Bu makalenin metni, daha önce 20-25 Eylül 1982 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen IV. Milletlerarası

Türkoloji Kongresinde bildiri olarak sunulmuştur.

Page 100: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

79

kaynaklara dayanarak boğa, buka anlamında olması gerektiğini söyler. Ayrıca teg- fiili de

Eski Türkçede “hücum etmek” karşılığında kullanılmıştır.

Sonuç olarak yazar açıklama ve örneklere dayanarak oplayu tegmek deyimini

oplayu tegen şahsın düşman safının merkezine hücum ettiğini ve Türkçe’de bazı

hayvanların hareket vasıflarını bildiren –layu ekinin, aslan-layu kükre- “aslan gibi

kükremekte olduğu gibi oplayu teg- boğa gibi hücum etmek filinin de ilave edilebileceğini

söyler.

2.1.41. SERTKAYA, Osman Fikri, “Tonyukuk Kitabesinin İkinci Taşının

Doğu Yüzü Hakkında Bazı Yeni Görüşler”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı – Belleten 1986, Ankara, 1988, s. 59-63.

Çalışma, Tonyukuk Yazıtının ikinci taşının Doğu yüzü hakkında yazarın yeni

görüşlerini içermektedir. Bu kısım İltiriş Kağan’ın küçük kardeşi Kapgan Kagan’dan

bahsetmektedir. Ancak ilk satırı bu cephede eksiktir. Yazar da bu eksikliği gidermek için

öncelikle tarihi bilgiler vermektedir. Çin kaynaklarında Kutlug olarak geçen hükümdar

daha sonra İltiriş Kağan unvanı almıştır. İltiriş Kağan’ın kardeşinin ismi ise Çin

kaynaklarında Mo Çor, başka kaynaklarda geçen adı ise Çor’dur. Çor aslında Kagan

unvanından daha aşağı derecede bir unvan olduğu için Tonyukuk Yazıtında geçen Bögü

Kağan adlı kişidir. Yazara göre de Kapgan, Bögü Kağan’ ın aldığı unvanlardan biridir ve

yine yazara göre 51. satırdaki cümle Mo–ço’nun Kapgan Kağan unvanını taşıdığı devri

anlatıyor olabilir.

Yazar bu cümleyi neşreden Radloff, Orkun, Malov, Tekin, Ergin, Giraud’ un

neşirlerine de yer verip karşılaştırmalar da yapmaktadır. Ardından kendi tamirini ve neşrini

de sunan yazar, cümleyi “ Kapgan Kagan yiti otuz yaşka ( tegi çor erti ) anda ( kisre kagan

bolmış ) erti” şeklinde okumakta ve “ Kapgan Kagan yirmi yedi yaşına kadar Çor idi ( Çor

unvanını taşıyordu)”. Ondan sonra (27 yaşından sonra) Kagan olmuş idi.” Şeklinde

anlamlandırıp, doldurmaktadır. Bu ilk cümleden sonraki cümleler üzerinde de

durulmaktadır. Toplam on dört cümleyi okumakta, doldurmakta, anlamlandırmakta ve kimi

yerlerde kelimelerin gramer açıklamalarını yapmaktadır.

Page 101: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

80

2.1.42. SERTKAYA, Osman Fikri, “Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki Bazı

Okuma ve Anlamlandırmaların Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve

Anlamlandırma Teklifleri, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten

1993, Ankara, 1995, s. 67-7517

Çalışmasına Yenisey Yazıtlarını ilk zikreden isimlerden bahsederek başlayan yazar,

yazıtların daha sonra gelen kâşiflerini de sıralamakta ve Yensiey bölgesinde bulunan

yazıtların sayısının 160’ı geçtiğini vurgulamaktadır.

Radloff, Orkun, Malov ve Vasilyev’in Yenisey Yazıtlarıyla ilgili çalışmalarından

bahseden yazar, bu dört ismin yaptıkları neşirler arasında önemli farklar olduğunu belirtir.

Yazar daha sonra bu yazıdaki amacının yazıtlardaki birçok harf, kelime, ibare ve satır

hakkında değişik görüşlerinin olduğunu ve çalışmasında bunları dile getireceğini

söylemekte ve konuyla ilgili tespitlerini 7 maddede özetlemektedir. Bu maddeler aşağıdaki

gibi özetlenebilir:

1. Begire (E11) yazıtının 6. satırının son kelimesini Radloff, Orkun, Malov ve

Vasilyev’in (a)zdım(a) şeklinde okuduğu kelimenin (a)nyd(ı)m olarak okunması

gerektiğini söyleyen yazar, kelimenin anlamının da korkmak ve korkutmak yerine ölmek

ve öldürmek şeklinde olacağını belirtmektedir.

2. Elegest -1V (E70) yazıtının metni tamir edilmektedir. Yazıdaki bazı harflerin

ayna pozisyonunda yazıldığını belirten yazar, özellikle kuy ve öz kelimelerinden

faydalanarak metnin tamir edilmiş şeklini sunar.

3. Berik III (E7) yazıtının 4. satırı da kuy ve öz kelimelerinin kalıp ifadelerinin

kullanımlarına dayanarak yeniden okunur.

4. Yazar Elegest I (E10) yazıtının 8. satırındaki ibareyi el(i)m ug(u)r(ı)nta: sü

bol(u)p: (e)r (ö)l(ü)rmedük (ü)m yok: şeklinde okuyup “ülkem uğrunda asker olup

öldürdüm” şeklinde tercüme etmektedir.

17 Göktürk harflerinin okunuşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla 15-16 Mayıs 1993’te Ankara ve İstanbul’da

yapılan anma toplantılarında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 102: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

81

5. Elegest I (E10) yazıtının 3. satırı yazar tarafından kök t(e)ngride: kün (a)yaz

(e)rm(i)ş şeklinde okunmakta ve “mani gökyüzünde güneş parlak imiş” şeklinde tercüme

edilmektedir.

6. Elegest I (E10) yazıtının 2. satırında geçen B(ö)gü T(e)rk(e)n kelimesi tamir

edilmektedir.

7. Altun-Köl (E29) yazıtının 4. satırında geçen ifadeyi (i)s(i)rkl(e)yü (e)rm(e)di

şeklinde okuyan yazar bu ifadenin geçtiği cümleyi de erd(e)ml(i)g buls(a)r bod(u)nı

(i)s(i)rkl(e)yü (e)rm(e)di şeklinde yazmakta ve anlamının da “kahramanlığı bulduğunda

milleti onu korumaya muktedir olmadı” olacağını söylemektedir.

Çalışmada yedi madde altında toplanan bu fonetik, morfolojik ve semantik

değiştirme ve tamirler, Radloff, Orkun, Malov ve Vasilyev’in okuma ve anlamlandırma

çalışmalarıyla karşılaştırılarak yeniden yorumlanmıştır.

2.1.43. SERTKAYA, Osman Fikri, “Eski Türklerin Kağan Seçimi Üzerine

Göktürk Yazıtlarındaki İki Ata Sözü”, İlmi Araştırmalar, 1999, 8, s.

233-240.18

Çalışma Göktürk yazıtlarında geçen atasözünden bahsedilerek başlamaktadır. Bu

atasözünün özelliği, seçiminden önce kağan olacak kişinin nasıl belirlendiğini

anlatmasıdır. Kağan seçimini anlatan diğer dikkat çekici örnek Taryat/Terhin Yazıtında

geçmektedir. Uygur kağanı Moyun Çor’un adına dikilen bu yazıtta yazar, kağanın

seçilmesinden önce hangi özellikler taşıması ve hangi ölçüler içinde seçilmesi

gerektiğinianlatan iki cümleden oluşan bir atasözü üzerinde durmaktadır. Bu atasözü M.

Şinehuu, G. Klyaştorniy, Bahattin Bazilhan ve Talat Tekin tarafından farklı okunmuş,

transkripsiyonlanmış ve yorumlanmıştır. Yazar bu araştırmacıların çalışmalarına örneklerle

karşılaştırmalar yaparak yer verdikten sonra kendi okuma ve yorumunu sunmaktadır. Buna

göre yazar bu atasözünü, sin(i)gde: köç: k(a)ra bod(u)n: (i)tm(i)ş: sins(i)zde: küç: k(a)ra

sub: (i)rm(i)ş: şeklinde transkripsiyonlamaktadır. Ardından atasözünde anlaşılması ve

çözülmesi gereken 4 soruya cevap aramaktadır. Bu sorular

18 Bu bildiri 12-16 Haziran 1989’da Oslo’da toplanan PIAC’ın 32. Toplantısında sunulan bildirinin

Türkçesidir.

Page 103: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

82

1- Sinl(i) g de köç (i)t- mefhumu nasıl anlaşılmalı?

2- Etü. K(a)ra sub>ttü. Karasu ne anlama geliyor?

3- Bu iki cümle niçin devrik cümle halindedir?

4- Terh yazıtında niçin köç- fiili yanında köç it- bileşik fiili geçer?

Yazar bu soruların cevaplarını ortaya koyar ve açıklamalar yorumlamalar yapar,

bunlara dayanarak da atasözünün de dâhil olduğu satırı yeniden okur ve anlamlandırır.

Sonuç olarak yazarın atasözüne verdiği anlam şu şekildedir.

“Halk, mezarın bulunduğu araziden göç etmiş; mezar olmadığı için felakete

katlanmak güç imiş”

2.1.44. ŞANLI, Cevdet, “Göktürk Yazıtlarında Emir Kipinin Kullanılış

Şekilleri, Cümlelerdeki Durumları ve Anlam Yükleri”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı – Belleten, 1997, Ankara, 2000, s. 237 – 244

Çalışmada üç büyük yazıttaki (Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk) emir kipi ele

alınmaktadır. Yazar emir kipinin kullanıldığı 57 cümle tespit etmiş ve bu cümleleri

şahıslara göre sınıflandırıp tablo şeklinde sunmuştur.

Buna göre şahıs eklerinin kullanım sıklığı şu şekilde belirlenmiştir:

Teklik Şahıslar

1. Şahıs : 13

2. Şahıs: 9

3. Şahıs : 15

Çokluk şahıslar

1. Şahıs : 8

2. Şahıs : 12

3. Şahıs : -

Page 104: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

83

Tabloya göre bir değerlendirme sunan yazar bazı araştırmacıların da görüşlerine yer

verir. Ardından emir eklerini tablo şeklinde sunar.

Teklik şahıslar

1. Şahıs: -ayın / -eyin; -yın / -yin

2. Şahıs: -gıl / -gil; (O) eksiz

3. Şahıs: -zu; -zun / -zün; -çun

Çokluk Şahıslar

1. Şahıs : -alım / -elim; -lım / -lim

2. Şahıs : -ng

3. Şahıs : -

Bu emir ekleri, ardından açıklamalı şekilleriyle, başlıklar halinde ve alt başlıklarla

yeniden örneklendirilmiş, değerlendirilmiş ve ayrıntılı olarak sunulmuştur.

Maddeler halinde verilen ekler, metinlerde geçen örnek cümlelerle ayrıntılı olarak

ele alınmış ve açıklanmıştır. Çalışmanın sonunda ise tablo ve açıklamalara dayanarak bir

değerlendirme yapılmıştır. Yazar değerlendirmesine göre şu sonuçlara ulaşır.

1. Yazıtlarda kullanılan emir kipli cümleler ağırlıklı olarak 1. ve 2. şahıslara

yüklenmektedir.

Bu cümleler şu özelliklere göre örneklenmiştir:

- Bir başka cümlenin içince nesne durumundadır.

- Ağırlıklı olarak “ tiyin ” ile iç içe birleşik cümle yapılmıştır.

- Kuvvetlendirme zarfları kullanılmıştır.

- 1.ve 3.şahıslara ait kullanışlarda bu unsurlar yoktur.

- 3.çokluk çekimi yoktur.

- Anlam itibariyle ağırlıklı olarak bir dileğin, arzunun olduğu görülmektedir.

Page 105: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

84

2.1.45. ŞEN, Serkan, “Költigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında Geçen “Bükli”

Sözcüğü Üzerine”, Türk Dili, 595, Temmuz 2001, s. 55-60.

Çalışmada Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında bükli çöl(lü)g el ve bükli

k(a)g(a)ka tegi ibarelerinde geçen bükli sözcüğü üzerinde durulmakta ve inceleme

yapılmaktadır.

Sözcük bazı araştırmacılar tarafından bökli bazıları tarafından ise bükli şeklinde

okunmuş ve güçlü, ormanlı gibi anlamlar verilmiş, özel bir ad kabul edilmiştir. Ayrıca bazı

araştırmacılar sözcüğü yer adı olarak kabul ederek, bir anlam vermemiştir. Yazara göre

kelime bükli şeklinde okunmalıdır ve o bu kelimeyi yerli ve anlamlı sözcüklerimizden biri

olarak görür. Bunu ispatlamak için de Irk, Bitig, Altun Yaruk, Şine Usu yazıtı gibi eserlere

başvurur ve kelimenin buralardaki okuma ve anlamlandırmalarından yararlanır. Bunun

yanı sıra kelimenin DLT’te, Anadolu ağızlarında, Kıpçak, Kırgız, Çağatay metinlerinde

nasıl geçtiğine ve ne anlam kazandığına da yer vermektedir. Yararlandığı kaynaklardan

verdiği bilgilere dayanarak, şu sonuçlara ulaşır:

- Türkçenin ilk dönemlerinden günümüze bük kelimesinin yerleşik bir kullanım

anlamı vardır.

- Bük kelimesinin anlamı iki yönde gelişmiştir. bük – fiiliyle aynı doğrultuda aşağı

veya yukarıya doğru olan kıvrım ve ağaçlık anlamları.

- Anlamdaki iki gelişme yönü de bir yerin nitelendirilmesinde kullanılabilir.

- Yazıtlardan sonraki dönemlerde de kelime bük şeklinde okunmuştur. Bu

değerlendirmeyle yetinmeyen yazar, kelimenin dil bilgisi izahını da yapar.

Yazara göre yazıtlarda geçen, bükli çöl(lÜ)g el ibaresi bir sıfat tamlamasıdır. Bu

tamlamada bük, isimden isim yapan –lı ekini alarak çöl isminin sıfatı olmuş,

meydana gelen bükli çöl tamlaması –lıg aitlik bildiren sıfat yapım ekini alarak el

sözcüğünü nitelemiştir. Ayrıca ibarede – lıg değil de –lı eki kullanılmasının

sebebi de yazara göre –g harfinin bilerek göz ardı edilmesidir.

Sonuç olarak yazar kelimeyi Türkçe kabul etmekte ve anlamlandırmaktadır. Kelime

ağaçlıklı ya da engebeli olarak anlamlandırılabilir. Sözcük hem isim hem de fiil

Page 106: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

85

şekilleriyle Eski Türkçe’ de görülmektedir ve bükli çöl ibaresi yazar tarafından “engebeli

(ağaçlık) bozkır” şeklinde çevrilmektedir.

2.1.46. ŞEN, Serkan, “Orhon Yazıtlarından Uygur Yazmalarına Anlam

Daralmaları”, TÜBAR, XV, 2004, s. 151-160.

Bir kelimenin genel bir anlamdan özel bir anlama geçişi demek olan anlam

daralmasında sözcüğün eski anlamının en az ikinci bir görünüşünün bilinmesi şarttır.

Yazıtlarda bu şartı taşıyan örneklerin bulunması, günümüze ulaşan Uygurca sözcüklerin

çokluğu ve aynı dönemlerde kaleme alınmış DLT sözlüğünün varlığı, ortaya konan

düşüncelerin dayandığı temelleri güçlendirmektedir.

Yazar da bu çalışmasında Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtlarında geçen

sözcüklerden Uygur döneminde anlam daralmasına uğrayan bazı sözcükleri ele alıp

incelemektedir. Çalışma anlam olaylarından anlam daralması üzerine olmaktadır. Bu

sınırlamanın sebebi konuşma dilinde kullanılan kelimelere ulaşma, öğrenme imkânının

olmaması ve diğer anlam olaylarının açık şekilde incelenememesidir. Anlam daralması

konusu Uygur metinlerinin varlığından tespit edilip araştırılması en uygun olay olduğu için

yazar tarafından ele alınmıştır. Çalışmada anlam daralmasına uğrayan bark, ok ve uç-

sözcükleri ele alınmakta, bu sözcüklerin anlamalarında meydana gelen daralmaların nedeni

üzerinde durulmaktadır.

Kelimelerin Orhun Yazıtlarındaki şekilleri ve anlamları verilmiş, bu kelimelerin

yazıtlarda hangi cümlelerde nasıl geçtiği belirtilmiş, ardından Uygurca metinlerde nasıl ve

ne şekilde hangi anlamlarda kullanıldıkları açıklanmıştır.

Bark; yazıtlarda ev, barınak, konut türbe; Uygur metinlerinde bunların dışında

emlak

Ok: yazıtlarda ok ve boy, kabile, boy örgütü; Uygur metinlerinde ok/nasip, fasıla.

Uç-: yazıtlarda uçmak, vefat etmek; Uygur metinlerinde uçmak anlamlarında

kullanılmıştır.

Page 107: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

86

Yazar, bu anlam değişmelerini ve anlam daralmasını yaptığı değerlendirme ile

yerleşik hayata geçiş, din değiştirme gibi sebeplerle açıklar ve sonuç olarak yapılan

karşılaştırmalardan ve değerlendirmelerden hareketle toplumdaki değişimin dili nasıl

etkilediğini vurgular.

2.1.47. ŞEN, Serkan, Köl Tigin yazıtının Güneybatı Yüzünde Agışın mı Yoksa

Agısın mı Okunmalı?, Turkish Studies, 2007, 2(2), s. 603-609.

Makalede Kültigin Yazıtının güneybatı yüzünde bulunan ve araştırmacılar

tarafından agışın ya da agısın biçiminde okunabilen sözcük üzerinde durulmaktadır. İlk

olarak sorunlu sözcüğün yazıtta hangi cümlede, nasıl geçtiği belirtilmiş ardından sözcükle

ilgili yapılan araştırmalar ve görüşlere kişiler belirtilerek yer verilmiştir. On beş

araştırmacının görüşüne ve yorumuna yer veren yazar, bu görüşleri okunuş, anlam ve

yorum bakımından sınıflandırmış ve değerlendirmiştir. Yazara göre ise sözcük ş’li değil

s’li biçimde okunmalıdır. agı+ış a dayandırmak kendi içinde tutarlı olsa da başka

metinlerde örneği yoktur. Bunun yanı sıra yazar kelimenin agısın biçiminde okunmasının

yerinde olacağını gerekçeleriyle birlikte ortaya koyar. Son olarak ise “Servet, mal, mülk”

anlamına gelen agısın’ın agı+sı+n şeklinde eklerine ayrılabileceği ve barının ile ikileme

oluşturduğu belirtilmektedir.

2.1.48. ŞÜKÜRLÜ, Elisa, “Göktürk Yazıtlarında Kelimelerin Noktalanması

Özellikleri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993, Ankara,

1995, s.121, 134.19

Göktürk yazıtlarında dikkat çeken özelliklerden biri olan kelimelerin noktalanması

meselesi çalışmanın konusunu oluşturur. Konuyu önemli kılan Türklerin okunuşu

kolaylaştırmak için Göktürk alfabesi ile yazılan metinlerde de kelimeleri noktalamasıdır.

Ancak kelimelerin noktalanması farklı yazıtlarda hatta bazen aynı metnin yazımında da

benzerlik göstermemektedir. İşte yazar çalışmasında bu duruma dikkat çekmektedir. Bunu

yaparken de kaynaklardan örnekler sunar.

Batı ve güney Sibirya’da, Moğolistan’da kelimeleri birbirinden ayırmak için çift

noktaların kullanılmış olmasına karşın, Talas, Doğu Avrupa ve Kuzey Kafkasya’daki

19 Göktürk harflerinin okunuşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla 15-16 Mayıs 1993’te Ankara ve İstanbul’da

yapılan anma toplantılarında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 108: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

87

Göktürk yazıtlarında hiç nokta kullanılmadığı ya da noktaların sayısının birden üçe kadar

olduğu örnek kelimeler verilerek belirtilmektedir. Bu ve buna benzer kaynaklarla

açıklamalarına devam eden yazar, bu bilgilerden hareketle Göktürk alfabesi ile yazılmış

metinlerde ilk yıllarda kelimelerin noktalanmadığı kanısına varmaktadır. Ardından farklı

yazıtlar ve metinlerle ilgili ayırıma gidilerek örnekler verilmektedir. Bu yapılırken de

metinlerde geçen noktalanmış kelime örnekleri asıl Göktürk alfabesiyle yazılmış olarak ve

okunuşuyla birlikte yerleri de belirtilerek sunulmaktadır. Göktürk yazıtlarında kelimelerin

noktalanmasındaki genel kurallar maddeler halinde örneklerle sunulup tigin kelimesi örnek

alınarak birleşik kelimelerin noktalanması hakkında bir sonuca varılır. Bunun gibi birçok

örnek ve sınıflandırma yazıda mevcuttur. Ayrıca verilen maddelerde belirtilenlere

uymayan istisnai durumlardan da yine bahsedilir. Buna en güzel örnek Tonyukuk

Yazıtıdır. Bu yazıtta çoğu zaman bileşik isimler, fiil sıfat terkiplerini gösteren kelimeler

birlikte ya da fille ilgili olarak kullanılan kelimeler bileşik şekilde yazılmış ve

noktalanmıştır. Ardından noktalamanın kelime düzeyinde kalmayıp eski Türklerin

cümleleri belirtmede de noktalardan yararlandığı örnekler verilerek gösterilir. Bu

örneklerden bir tanesi ‘üç körüg kişi kaltı’ cümlesidir. Bu ve bunun gibi cümleler kelime

şeklinde değil cümleler halinde iki nokta ile ayrılmıştır.

Çalışmanın sonunda ise Irk Bitig fal kitabının Göktürk Yazıtlarının imlasından

farklı olduğu ve burada kelimelerin ayrı ayrı noktalandığı belirtilir.

2.1.49. ŞÜKÜRLÜ, Elisa-Elşen ŞÜKÜRLÜ, “Göktürk Yazıtlarında Eklerin

İmla Kuralları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten, 2000, s.

347-352.

Bütün eski alfabelerin belli imla kuralları olmuş ve zaman geçtikçe gelişmiş,

tamamlanmıştır. Bu durum Göktürk alfabesinin imla kuralları için de söylenebilir. Göktürk

metinlerinde ekler başlıca bir, bazı hallerde iki veya üç hecelidir. Bu çalışmada yazarlar

Göktürk metinlerindeki eklerde ünlülerin yazılışı ve yazılmayışı meselesinden

bahsetmektedir. Çalışmada Göktürk yazı dilinde karşılaşılan ekler hecelerin sayısına ve

yazılışına göre 2’ye ayrılmıştır.

Page 109: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

88

1- Tek heceli hal ekleri ve ünlülerinin yazılışına göre imlası

Bu başlık altında 10 farklı alt grupta bir incelemeye gidilmiş, her birindeki durum

özellikleri, Göktürk harfleri ile yazılışları Transkripsiyonlanmış halleri ve günümüz

Türkçesi karşılıkları ile örnekler üzerinde gösterilmiştir. Bu başlık altında tek heceli hal

ekleri akuzatif hali (-ın,-in), vasıta (birle), yönelme hali (-a), (k,-ka), bulunma hali (-da

,ta), üçüncü şahıs (-ı, -i, -sı,-si), ve zaman eklerinin kullanımında ünlülerin yazılıp

yazılmadığı, nasıl kullanıldıkları ve yazıldıkları gibi durumlar örneklerle gösterilmiştir.

2- İki ve üç heceli eklerde ünlülerinin yazılışına göre imlaları:

Bu başlık altında ise 5 farklı durum incelenmiştir, yine ilk bölümdeki gibi Göktürk

harfli yazımı, transkripsiyonlanmış halleri, bugünkü Türkçe karşılıkları örneklerle

belirlenmiştir. Bu başlık altında ise -aru yön eklerinin, -tan, -dan ayrılma hal eklerinin, -

taçı, -teçi gelecek zaman eklerinin, zarf fiil yapan –tukda, -tikda, -tıkınta eklerinin, zarf fiil

yapan –ğali, -gali eklerinin ünlülerle yazılıp yazılmadıkları, hangi ünlülerle kullanılıp

kullanılmadıkları örneklerle belirtilmiştir.

Yazarlar incelemelerine dayanarak Göktürk yazıtlarındaki eklerin imla kuralları ile

ilgili şu sonuca varmaktadır: Bütün eski Tük boylarında kullanılmış olan Göktürk

metinlerinde aynı imla kurallarından faydalanılmıştır. Bu da Türk boyları arasında yazı

dilinin tek ve aynı olduğunu ispat eder. Ayrıca durum Türk boyları arasında alfabeyi ve

imlayı öğreten okulların olduğunu göstermektedir. Böyle olmasa idi aynı kelimeler ve

ekler farklı imla kuralları ile yazılmış olurdu.

2.1.50. TABAKLAR, Özcan, Göktürk Harfli Yazıtlarda –gAlI Eki Üzerine,

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı

Dergisi, 45(45), s. 269-274.

Çalışma bugün –dAn beri anlamında kullanılan –Alı zarf-fiil ekinin Eski Türkçede

–gAlı şeklinde kullanıldığını göstermek amacı taşımaktadır. Bu ek Göktürk harfli

yazıtlarda kullanım alanı olarak fazla bulunmasa da örneklerine rastlanmaktadır ve bu

sebeple yazar tarafından incelenmiş, örnekleri sunularak açıklamalar yapılmıştır.

Page 110: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

89

Yazar çalışmasına zarf-fil tanımı, kullanımını ve görevlerini anlatarak başlamakta,

Türkiye Türkçesindeki –Alı zarf-fiil ekinin fonksiyonlarına dair görüşlere bazı dilbilgisi

kitaplarında belirtildiği şekilde sunmaktadır. Ardından –Alı ekinin Göktürkçede karşılı

olduğu söylenen ve az yer alan –gAlı ekinin geçtiği yerler ve fonksiyonları yazıtlardan

örnek kelime ve cümle örnekleriyle tespit edilmektedir. Bu örneklere göre ekin zarf-fiil

olduğu, zamanda süreklilik gösterdiği, –mak için, -mak üzere, -den beri anlamlarında

kullanıldığı ve –Alı ekiyle ayniyet gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ancak bunun dışında

Tonyukuk Yazıtında iki örnekte bu durumların aksine –gAlı eki isim-fill olarak

kullanılmaktadır.

2.1.51. TAŞAĞIL, Ahmet, “Köl Tigin Yazıtının Çince Yüzü Hakkında” TTK

Belleten, 2004, 68(252), s. 403-421.

Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi kapsamında 2002 yılında bir ay boyunca

Orhun Yazıtlarının Çince yüzleri üzerinde çalıştığını belirten yazar, daha öne Göktürklerin

tarihleri hakkında yaptığı çalışmalar dolayısıyla Çince kaynaklara hâkim olduğunu, bu

yüzden de konuya aşina olduğunu ifade etmektedir. Yazar önce Kültigin sonra da Bilge

Kağan yazıtının Çince yüzü üzerinde çalışma yapmıştır. Bilge Kağan yazıtının Çince

yüzünde çok daha fazla silinme olduğu için anlamlandırmada zorlandığını söyleyen yazar,

bu yazıtın Çince yüzüyle ilgili bir makale yayınlayacağını söyleyerek Kültigin yazıtındaki

Çince Bölümü ele almaktadır.

Kendisinden önce Kültigin yazıtının Çince yüzü hakkında çalışmalarda

bulunanların yorumlarının gerçeğe yakın olduğunu fakat bu araştırmacıların bu bölümlerde

yer alan bazı Türkçe unvan ve şahıs isimlerini anlamadıklarını ifade eden yazar, metnin

yazılış tarzı, mantığı ve düşüncesinin kendisini fazla zorlamadığını belirtmektedir. Yazar

çalışmasını Köl Tigin’in Kimliği; Çince Metnin Muhtevası; Köl Tigin’in Faaliyetleri

Hakkında; Köl Tigin’in Ölümü ve Yazıtının Dikilmesi; Çince Metnin Durumu; Yazıtın

Bulunuşu ve Çince Metnin Üzerinde Çalışmalar; Çince Metnin Tercümesi isimli 7 ana

başlık altında şekillendirmiştir.

Yazar, Çince Metnin Tercümesi başlığı altında önce Çince Metni Çin alfabesine

göre yazmış, her Çince satırın altında da bu bölümün günümüz Türkçesine çevirisini

vermiştir. Yazının sonunda da bu Çince bölüm toplu olarak verilmiştir.

Page 111: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

90

2.1.52. TEKİN, Talat, “Eski Türk Yazıtlarında Yanlış Yorumlanan Bir

Kelime Üzerine”, Turkish Studies, 1(2), 2006, s. 201-211.20

Talat Tekin tarafından İngilizce kaleme alınan makale Runik harfli metinler

üzerinde çalışanlar için hala önemli görüldüğünden Erdem Uçar tarafından Türkçe’ ye

çevrilmiştir. Çalışmanın amacı ise eski Türk yazıtlarında geçen s2iz~s

2z, s

2iza~s

2za,

s2izm~s

2zm ve s

2izma~s

2zma şeklinde yazılan kelimelerin düzeltilmesini yapmaktır. Yazar

bu kelimelerin yanlış okunmuş ve anlamlandırılmış olduğu kanısındadır ve bunların esiz,

esize, esizim ve esizime şeklinde okunması gerektiğini söyleyerek bunların ünlem olduğunu

ispat etmektedir.

Öncelikle bahsedilen bu kelimelerin siz, size, sızım ve sizim şeklinde genelde

okunduğu ancak esiz!, esiz e!, esizim! ve esizim e! şeklinde okunması gerektiğini

belirtmektedir. Yazar bunu Orta Türkçe, Kutadgu Bilig, Atabetül Hakayık, Çağataycadan

örneklerle delillendirmekte ve ünlem olduğunu vurgulamaktadır ve ayrıca anlamının da

“yazık” olduğunu belirtmektedir. Daha sonra problemli harf gruplarının yani kelimelerin

yorumları üç başlık altında verilmektedir.

1- s2iza~s

2za~s

2ize

2- s2izm~s

2zm, s

2zma~s

2za =si

2zime

3- s2iz~s

2z= siz

Birinci başlık altında kelimenin siz zamirinin datif şekli olarak okunmasına karşı

çıkılır metinlerde sentaks uyumsuzluğu örnekler üzerinde belirtilerek açıklamalar yapılır.

Kelimenin esiz e! şeklinde okunup ve “Ne yazık! Vah! “ olarak çevrileceği belirtilir.

İkinci ve üçüncü başlıklarda benzer uygulamalar yapılır, örnekler üzerinde yazar

tarafından yeni yorumlamalar getirilir. Çalışmanın sonunda ise eski Türk mezarlarında

esiz!, esiz e!, esizim! ve esizim e! şekillerini içeren parçalar liste halinde sunulmaktadır.

20 1964 yılında Ural Altaische Jahrbücher’de “On a Misinterprete Word in the Old Tukic Inscriptions” adıyla

yayınlanan bu makale Erdem UÇAR tarafından Türkçeye çevrilmiştir.

Page 112: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

91

2.1.53. TEKİN, Talat, “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 1”, Türk

Dili, 1957, 6(67), s. 372-374.

Deyimler gerçek anlamlarının dışında da ayrı birer anlamı olan, söze anlatım gücü

ve kolaylığı sağlayan söz öbekleridir. Türk dili de halkın ortaklaşa meydana getirdiği dili

zenginleştiren ve anlatım gücünü artıran deyimler bakımından oldukça zengindir. Bu

çalışmada da yazar Türk dilinin en eskilerinden olan Göktürk yazıtlarındaki deyimleri

incelemektedir. Amacı eski çağlardan beri çok sayıda deyim barındıran Türkçe’nin

deyimlerle nasıl gelişip güzelleştiğini göstermektedir. Çalışmada sırasıyla Kültigin, Bilge

Kağan ve vezir Tonyukuk’a ait yazıtlar incelenmiş, bu yazıtların metinleri ise H.Namık

Orkun’un yayınından taranmıştır. Yazar bu metinlerde benzetme ve mecazlarla kurulmuş

on iki deyim tespit etmektedir. Bu deyimler çalışmada Göktürk yazıtlarındaki asıl şekilleri

gösterildikten sonra karşılarına anlamları koyulmakta, daha sonra ise deyimin kullanıldığı

parça yazıtların metininden olduğu gibi alınarak altlarına bugünkü Türkçe ile karşılıkları

verilmektedir. Ayrıca bu çalışmada üç tane deyime yer verilmiştir. Diğerleri ise yazarın bu

çalışmasının devamı olan 2. yazısında bulunmaktadır. Bu çalışmadaki ilk üç deyim şu

şekildedir.

1- Adak kamşatmak: ayağı burkulmak, ayağı dolaşmak (mecaz olarak: morali

bozulmak, şaşırıp yanlış hareket etmek)

2- Atı küsi yok bolmak: adı sanı yok olmak (mecaz olarak: ortadan kalkmak, varlığı

kalmamak)

3- Balıkdaki tagıkmak tagdaki inmek: Şehirdeki dağa çıkmak, dağdaki (şehire)

inmek (mecazi olarak: Köşedeki bucaktaki derlenip toplanmak)

2.1.54. TEKİN, Talat, “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 2”, Türk

Dili, 1957, 7(68), s. 423-426.

Yazarın “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine” adlı çalışmasının devamı olan

bu yazıda da Orhun Yazıtlarındaki deyimler ele alınmıştır. Burada ise kalan 9 deyim

yazıtlarda geçtiği şekli ve günümüz Türkçesi karşılıkları ile sıralanmaktadır. Bu deyimler

şunlardır:

Page 113: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

92

4. Başlıgıg yükündürmek, tizlig sökürmek: başlıya baş eğdirmek, dizliye diz

çöktürmek (mecaz olarak; asileri, güçlüleri kendine muti kılmak)

5. İçre aşsız taşra tonsuz: İçerisi aşsız, dışarısı esvapsız; karnı aç, çıplak (mecaz

olarak; yoksul)

6. Körür közi körmez-teg bilir biligi bilmez-teg bolmak: görür gözü görmez gibi,

erer aklı ermez gibi olmak (mecaz olarak: iş görmez, düşünemez hale gelmek)

7. Közi kaşı yablak bolmak: gözü kaşı fena olmak (mecaz olarak: kendini helak

etmek bitkin hale gelmek)

8. Ot sub kılmak : ateş (ile) su etmek (mecaz olarak: ayırmak, birbirine düşman

etmek)

9. Ödine küni tegmek: ödüne günü değmek (mecaz olarak: çok kıskanarak haset

etmek)

10. Tün udımamak küntüz olurmamak: gece uyumamak, gündüz oturmamak

(mo:çok çalışmak)

11. Sabın sımak: sözünü kırmak (mo: hatırını kırmak)

12. Uçmak, uça barmak: uçmak, uçup gitmek (mo: ölmek)

Yazar Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtlarından derlediği deyimleri ele

almaktadır. Ancak bu deyimlerin sayısı arttırılabilir. Yazar bu çalışmasında yalnızca

benzetme ya da mecaz ile kurulmuş olan deyimleri ortaya koymaktadır.

2.1.55. TEZCAN, Semih, “Tonyukuk Yazıtlarında Birkaç Düzeltme”, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1975-76, s.173-181.

Eski Türk yazıtları üzerinde yapılan ilk çalışmalarda çözülemeyen veya yanlış

çözümlenmiş birçok sorun bulunmaktadır. Daha sonra yazıtlarla uğraşanlar yeni

çözümlemeler ve öneriler getirse de kimi yanlışlar düzeltilmemiştir. Özellikle Tonyukuk

Yazıtlarının en az anlaşılmış olan yazıt olduğunu düşünen yazar, bu çalışmada Tonyukuk

Yazıtı üzerinde bazı düzeltmeler yapmaktadır.

Bu düzeltmeler Tonyukuk Yazıtlarının 5., 13., 11., ve 33., 20. ve 21., 52.

satırlardaki bazı kelime ve ibareler üzerinedir.

Page 114: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

93

Tonyukuk Yazıtı 5. satırda geçen; yayıl / yayyıl/ yıyyıl/ yaymışı/ yaymısı, yıymışı

şeklinde geçen kelimeler ayıl ve ayıyması şeklinde düzeltilmiştir.

Tonyukuk Yazıtı 13. satırda geçen; toplayalı ve topulyalu kelimeleri de topulyalı,

ve topulyuluq şeklinde düzeltilmiştir.

Tonyukuk Yazıtı 11. satır ve 33. satırda geçen; yän, yan düzeltilmiş ve eyin (-ëyın)

şeklinde okunmuştur.

Tonyukuk Yazıtı 20. ve 21. Satırlarında geçen qaçan(n)än düzeltilmiş ve kelime

qaç nän şeklinde okunmuştur.

Tonyukuk Yazıtı 52. satırda geçen işig küçüg bertim ök idafesi değiştirilmiş işig

küşüg äbirtim ok şeklinde okunmuştur.

Yazar Tonyukuk Yazıtlarındaki bazı satırlarda geçen kelime ve ibareleri diğer

araştırmacıların çalışmalarını da katarak değerlendirmiş, karşılaştırmış ve kendi görüşlerini

sunarak düzeltmeler yapmıştır. Bunu yaparken aynı zamanda kelimelerin köken

araştırmalarını yapmakta, farklı metinlerdeki kullanımlarına yer vermekte, sözcüklerden

yararlanmakta ve örnekler vermektedir. Ayrıca düzeltmeler anlam yönünden de

incelenmiştir.

2.1.56. TUNA, Osman Nedim, “Ekin Ara İdi Oksuz Kök Türk Ança Olurur

Ermiş (KT, D 2-3) İbaresi Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten 1993, Ankara, 1995, s.77-81.21

Araştırmalarda farklı araştırmacılar tarafından farklı anlamlandırılan sözcüklerden

oluşan ve “ekin ara idi oksuz Kök Türk ança olurur ermiş” ibaresinin içinde geçen idi,

oksuz, ança kelimeleri üzerinde durulmaktadır. Yazar bu kelimelerin muhtemel okunuş ve

anlam farklarını göz önüne alarak Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtının iyice anlaşılamayan

başka yerlerinin de aydınlatabileceğini düşünür. İlk olarak “idi oksuz” kelime grubuyla

açıklamalarına başlar. Kültigin Yazıtının doğu yüzündeki ilk üç satırında geçen “idi oksuz”

21 Göktürk harflerinin okunuşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla 15-16 Mayıs 1993’te Ankara ve İstanbul’da

yapılan anma toplantılarında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 115: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

94

kelime grubunun anlamlandırılmasındaki çelişkiye değinildikten sonra; öncesinde geçen

cümlelerin ilahi bir kaynağa bağlanan hakimiyet inancı, iftihar ve övgü dolu olmasına

rağmen bu kelime grubunun Thomsen dışındaki araştırmacılar tarafından tamamen ters

düşen şekilde karşılandığı söylenmektedir. Bu ifadenin Radloff, H. Namık Orkun, Malov

tarafından “sahipsiz ve teşkilatsız”, M. Ergin tarafından “pek teşkilatsız”, T. Tekin

tarafından ise “pek örgütsüz ve düzensiz yaşayan” şeklinde açıklandığı belirtilirken, yazara

göre bu ifade ‘idi’ “sahip” kelimesine dayanmaktadır. Diğer çevirilerin doğru olması

durumunda kelimenin anlam olarak idisiz şeklinde olması gerektiği oysa idi “hiç” oksuz da

“ok bulunmayan”(ok; eyalet, idari bölge) anlamına geldiği ve Thomsen’in hakim Göktürk

çevirisine yakınlık gösterdiği vurgulanır.

Bu çalışmada üzerinde durulan diğer kelime ise ança dır”. Öyle, öylece anlamına

gelen bu kelimenin inçe de okunabileceğini söyleyen yazar bu kelimeyi ençe şeklinde

okunmakta ve anlam olarak da ‘rahat, huzur, sakin, tasasız, kolayca’ olarak yorumlar.

Buna da Codex Comanicus’u, Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü’nü, Kutadgu Bilig’i, Atabetül

Hakayık’ı, Divan ü Lügati’t Türk’ü ve İbn Mühenna’yı anlam ve yazılışları bakımından

kaynak gösterir. Bundan başka Türk dilinde fiil ve isimler için ayrı köklerin

kullanılmasından da bahsederek örnekler vermekte ve kelimeyi enç-e diye düşünmenin

daha doğru olacağından söz etmektedir. Açıklamalarını yaptığı bu kelimenin cümle

içindeki örneklerine ‘rahat, kolayca’ anlamını vererek yeni yorumlar getirir.

2.1.57. TUNA, Osman Nedim, “Bazı İmla Gelenekleri, Bunların Metin

İncelemelerindeki Önemi ve Orhon Yazıtlarında Birkaç Açıklama”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1957, s. 41-81.

Türkler tarih boyunca geniş sahalara yayılmış, farklı kültürler, diller ve dinlerle

karşılaşmış, etkileşimde bulunmuş farklı alfabeler benimsemiş ve çeşitli yazılarla edebi

ürünler vermişlerdir. En eski ve milli yazı olarak kabul edilen Göktürk yazısı ile yazılmış

metinler de ilk toplu belgelerdir. Bu devirde ve diğer devirlerde gelişen yazı dilleri

zamanla imla gelenekleri oluşturmuştur, alfabeler değiştikçe birinden diğerine aktarılarak

kullanılmıştır. İmla geleneklerinin belirlenmesi, ortaya konması ve incelenmesi metin

çözümlerinde önemli yer tutmaktadır.

Page 116: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

95

Çalışmada da yazarın amacı önce kronolojik sıraya ve gelenek süresinin

uzunluğunu göz önünde tutarak imla özelliklerini örnekleri ile kısaca tanıtmak, sonra da

Orhun Yazıtlarında imladan faydalanarak üzerinde kısmen veya hiç durulmamış birkaç

noktayı aydınlatmaktadır.

Çalışmada ilk olarak İmla Gelenekleri başlığı altında Göktürk metinlerinde Arap

alfabeleri ile yazılan metinlere kadar birbirine yakın seslerin bir tek işaretler karşılanması

konusu ele alınmakta, bu durum fonetik bir sebeple açıklanmaktadır. Bu seslere yazar

örnek olarak 12 ses belirtmekte ve kelime örnekleri sunmaktadır.

İkinci bölümde ilk zamanlarda “ d “ ile yazılan kelimenin daha sonra “ t “ halini

almasına değinilir ve bu durumun değerlendirilmesi yapılır, örnek kelimeler ile gösterilir.

Üçüncü bölüm bazı şartlarda konsonların ince işaretlerle yazılmasından ibaret olan

imla geleneğinden bahsetmektedir. Bu duruma uyan altı madde sıralanır ve örnek

kelimelerle değerlendirmeler sunulur.

Dördüncü bölüm yalnız Buddhist Uygur metinlerinde, özel şartlarda, düz vokallerin

ve y’nin yazılmaması geleneğinin anlatıldığı bölümdür. Bu duruma uyan 11 madde

sıralanır. Bu gelenek için yine kelime örnekleri verilir ve değerlendirmeler yapılır.

Beşinci bölüm Türkoloji’nin tartışmalı konularında birisi olan, Göktürk, Uygur,

Mani, Arap alfabeleri ile yazılmış metinlerde bir ve aynı belge içinde, bir ve aynı ince –

düz kelimenin kök vokalinin bazen i, bazen e ile gösterilmesi geleneğidir. Bu durumu

açıklayan ve değerlendiren yazara göre e – i meselesi, yani iki şekilde yazılan kelimeler

şive karışmasından ileri gelen bir meseledir. Yani yazar eldeki örneklerde kapalı e’ nin

aynı seslerle yan yana bulunmasından kaynaklanarak hangi şartlarda bu seslerin e >è ye

yol açtığı bilinirse, iki imlalı kelimelerin kapalı e’ li uymayanların şive karışmasından ileri

gelmiş i ve e’li kelimeler olması gerektiğini savunur.

Yazar bilgi verdiği, örneklerle açıkladığı ve değerlendirdiği imla geleneklerine

dayanarak Orhun Yazıtlarında birkaç açıklama yapmaktadır. Bu imla geleneğinin Orhun

Page 117: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

96

Yazıtlarına nasıl yansıdığına değinilmiş, örnek kelimler ve eklerle açıklama ve incelemeler

yapılmıştır.

2.1.58. TULUM, Mertol, “Orhon Yazıtlarında Birleşik Cümleler ve Baş Cümle

ile Yardımcı Cümle İlişkileri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı -

Belleten 1990, Ankara, 1994, s. 193 - 205

Orhun Yazıtları yalnızca geçmişin anlatıldığı hikayeler değildir. Asıl itibarıyla

geçmişte yaşanan hadiselerin birçok yönden yorumlanması, tenkit yoluyla tahlil edilmesi,

uyarı ve tavsiyelerle bir vasiyet olmasıdır. Bu sebepten yüksek bir düşünce mahsulüdür.

Çalışmanın amacı da bu yazıtlarda değişik düşüncelerin ifadesinde, olaylar arasında

kurulmuş olan ilişkilerde ortaya çıkan kalıpları belirtmektir. Yani yazarın hareket noktası

dil için değerlendirme bakımından cümleler arasında bulunan anlamca beraberliklerdir. Bu

yüzden yazar, yapısı ne olursa olsun yardımcı cümleleri bir baş cümle ile ilişkisi açısından

ele aldığını ve hemen her gelişmiş dilde ortak olan ilişkileri ve bunların gramatikal

ifadelerini göstermeye çalıştığını belirtmiştir.

Bu çalışmada yalnızca Orhun Yazıtları esas alınmış, diğer Göktürk metinleri

kullanılmamıştır. Yazar, Orhun Yazıtlarının cümle yapılarını ele alıp incelemeden ve

değerlendirmeden önce bazı tarifler yapmış, terimlerden bahsetmiştir. Bunlar birleşik

cümle, baş cümle ve yardımcı cümle tanımları ve açıklamalarıdır. Cümle şekil bakımından

bu isimleri almaktadır. Aynı zamanda da birleşik cümle, iç içe bir görünüş sergiler ve

birden çok düşünce ve birçok anlam ilişkisi barındırır. Buradan hareketle yazar, Orhun

Yazıtlarındaki cümleleri başlıca ilişkiler ve ifade ediliş şekilleri ana başlığı altında alt

başlıklarla açıklar, örneklendirir ve ilişki bakımından değerlendirir.

Bunlar sırasıyla şu şekilde sıralanmaktadır;

1- Şart ilişkisi

2- Sebep ilişkisi

3- Sebep – sonuç ilişkisi

4- Zaman sonuç ilişkisi

5- Gaye ve maksat ilişkisi

6- Zıtlık, aykırılık, karşı olma

Page 118: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

97

7- Miktar ve vasıfça karşılaştırma

8- Hal, davranış tarzı

Orhun Yazıtlarında geçen cümleler bu ilişkileri bakımından açıklanmaktadır. Yazar

bunu yaparken yazıtlarda geçen cümleleri okunuşları ve günümüz Türkçe karşılıkları ile

örneklendirir, yerlerini belirtir ve cümlelerdeki ilişkileri açıklar. Aynı zamanda cümleler

baş cümle, yardımcı cümle olarak kapsadıkları cümleler olarak da belirtilmektedir. Bazı

cümlelerdeki ilişkilerin hangi ifade kalıplarıyla kurulduğu da alt başlıklarda belirtilip

açıklamaktadır. Örnek verilecek olursa zaman ilişkisi başlığı altında eş zamanda olma, eş

zaman içinde sürme veya tekrarlama, sonralık zaman içinde kaçınılmaz sonuç, “akıbet”

ifadesi alt başlıkları verilmekte, böylelikle zaman ilişkisinin hangi ifade ve kalıplarla

kurulduğu da belirtilmektedir.

2.1.59. USEEV, Nurdin, “Tonyukuk Yazıtındaki Tün Kat- Birleşik Fiili

Üzerine ya da Eski Okunuşun Yeniden Keşfedilmesi”, Turkish

Studies, 2011, 6(3), s. 1581- 1583.

Makalede Tonyukuk Yazıtında geçen ve araştırmacılar tarafından tün kat-, tün akıt-

şeklinde okunan birleşik fiilin üzerinde durularak bu iki okunuş şeklinin hangisinin daha

doğru olduğu incelenmiştir. Yazar ilk okuyanlar tarafından doğru okunduğu, sonradan

yanlış okunarak anlamlandırıldığını düşündüğü tün kat- ya da tün akıt- kelimeleri üzerinde

durmaktadır. Söz konusu kelime Tonyukuk Yazıtının 1.taşının kuzey yüzündeki 8.satırda

yer almaktadır. Bu kelimenin son yapılan çalışmaların çoğunda tün akıtımız şeklinde

okunarak ‘gece akın ettik’ diye tercüme edildiği belirtmekte ardından karşısına ilk

okuyanların tün katdımız şeklinde okuyup ‘gece uyumadan, durmadan yürüdük’ olarak

tercüme edildiği konmaktadır. Yazar ilk okuyanları ve son okuyanları isimleri ve

tercümeleri ile belirtmekte ve karşılaştırma yaparak sonuca ulaşmaya çalışmaktadır. Bunu

yaparken de örnekler vermekte gramer açıklamaları yapmaktadır. Sonuç bölümünde ise ilk

okuyanların yaptığı gibi kat- şeklinde okuması ve ‘gece uyumadan dinlenmeden ilerledik’

anlamına gelen tün kat- birleşik fili deyim olarak açıklanması gerektiği düşünülmektedir.

Ele alınan birleşik filin de bir deyim özelliği taşıdığı belirtilmektedir.

Page 119: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

98

2.1.60. USER, Hatice ŞİRİN, “Tonyukuk Yazıtı'nda Geçen (Ugur Kalıtdım)

İbaresi Üzerine Yeni Bir Anlamlandırma Teklifi”, Erdem Dergisi,

Ekim 2007, 16(48), s. 157-168.

Türk dilinin ilk yazılı örneklerinden sayılan ve tarih, kültür açısından önemli olan

Orhun Yazıtlarından Tonyukuk Yazıtı üzerine yapılan okuma ve yorumlama çalışmaları,

düzeltmeler ve yeni teklifler hala devam etmektedir. Yazarın bu çalışmasında da Tonyukuk

Yazıtının 25. satırında yer alan ve wg1r

1k

1l1t1d

1m biçiminde harf çevrimi yapılan yazım

yeniden değerlendirilip anlamlandırılmaktadır. Öncelikle eski okuma ve yorumlamalara

yer verilmiş, farklı görüşler karşılaştırılıp değerlendirilmeler yapılmıştır. Yazar ise daha

önce teklif edilen ugur kalıtdım şeklindeki yazı çevrimini ve okunuşunu gerekçeleriyle

açıklamakta ve değerlendirmeleri sonunda bu şekli benimsemektedir. Çalışmanın sonunda

da bu ibare yine açıklamalar, karşılaştırmalar ve değerlendirmeler ile “yolu bıraktım”

olarak teklif edilip anlamlandırılmaktadır.

2.1.61. YILDIRIM, Dursun, “Köktürk Yazıtlarında Öd Tenri Aymaz, Yag(g)ıl

‘Katıl’ Olmaz”, Türk Bitiği, Araştırma/İnceleme Yazıları, 1998, s. 125-

133.

Daha önce bildiri olarak sunulan bu yazı, yazarın bilimsel çalışmalarını bir araya

getirdiği kitabından alınmıştır. Göktürk yazıtlarında hâlen problemli hususlar bulunduğuna

değinerek yazısına başlayan yazar, çalışmasında üç problemli ifadeyi ele alacağını

söylemektedir.

Ele alınan birinci problem Kültigin yazıtında geçen tengri töpüsünde tutup yügerü

kötürmüş erinç; ikincisi de yine Kültigin yazıtındaki öd tengri yasar veya öd tengri aysar;

üçüncü ve son problem de Tonyukuk yazıtında geçen yag(g)ıl ibaresidir. Bu problemli

ibare ve kelimeleri Hüseyin Namık Orkun, Talat Tekin ve Muharrem Ergin’in

çalışmalarındaki anlamlandırmaları karşılaştırarak ele alan yazar, problemli ibarelerin

aşağıdaki gibi anlamlandırılabileceğini söyler:

tengri töpüsünde tutup yügerü kötürmüş erinç: tepesinden (tepelerinden) tutup

yukarı götürmüştür.

öd tengri yasar / öd tengri aysar: zamanı tanrı bozup dağıtır.

yag(g)ıl: kurban kes!

Page 120: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

99

2.2. Bildiriler

2.2.1. ABİK, A. Deniz, “Orhun Yazıtlarında –MA- Olumsuzluk İşaretleyicisi

Alan Fiiller”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1),

Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s.15-30.

Çalışmada olumsuz kategorisi ve bunu karşılayan işaretleyiciler incelenmektedir.

Öncelikle olumsuzluk kavramından bahsedilmekte, genel olarak olumsuzluk kavramını

karşılayan işaretleyiciler, ekler anlatılmaktadır. Amaç Orhun Türkçesinde geçen,

olumsuzluk işaretleyicilerine yer vermektir. Orhun Türkçesinde fiillerde diğer

işaretleyiciler dışında –ma- soylu olumsuzluk işaretleyicileri olarak –ma, -maz ve –matı(n),

-mayın biçim birimleri görülmektedir. Çalışmada üç yazıtta bu işaretleyiciler alan fiiller

ayrı ayrı incelenmektedir. Yazar incelemeyi üç başlık altında toplamaktadır. Yazıtlarda

geçen işaretleyiciler eklendikleri fiillerle ayrı ayrı incelenmiş, özellikleri verilmiş, örnek

cümleler üzerinde gösterilmiştir. Buna göre

1- Bilge Kağan: Bu yazıtta işaretleyici olan 24 fiilin 12’si geçişli fiildir. Bu

fikirlerin kullanımda belirli geçmiş zaman, 4 kullanımda emir, 3’ünde şart,

1’inde geniş zaman çekiminde, 8’inde sıfat fiil, 32’sinde zarf fiil olarak

bulundukları görülür. Bu fiiller fiillerin kılınışı bakımından değerlendirildiğinde

ise 6 fiil bitimli, diğerlerinin sürekli fiiller olduğu görülür.

2- Kültigin: Bu yazıtta işaretleyici olan 18 fiil; 9’u geçişli, 9’u geçişsiz fiildir. 18

fiilin 24 kullanımından 8’i belirli geçmiş zaman, 5’emir, 4’ü geniş zaman, 3’ü

sıfat fiil, 2’si şart ve 2’si de zarf fiil kullanımındadır.

3- Tonyukuk: Bu yazıtta da 16 farklı fiil olumsuzluk işaretleyicisi alınmıştır.

Toplam 23 kullanım vardır. Bu fillerin 8’i geçişli, 7’si geçişsiz fiildir. Bu

kullanımların 19’u çekimli fiil, 3’ü fiilimsidir. Çekimli fiillerde 7’si belirli

geçmiş zaman, 4’ü geniş zaman, 5’i şart, 3’ü emir, 1’i gelecek zaman

çekimindedir. Kılınış açısından bakıldığında 5’i bitimli, 10’u sürekli fiildir.

Yazıtlar bu özelliklerine göre incelenmekte verilen, veriler ortaya konmaktadır. Bu

incelemeler doğrultusunda yazar değerlendirme yapmakta ve elde eden sonuçları

Page 121: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

100

belirtmektedir. Bu sonuca göre –ma‘lı işaretleyiciler ile fiillerin anlamlarının farklı

ilişkileri olduğu anlaşılmaktadır. –ma‘lı biçim birimler anlamca olumsuz fiil, olumlu

anlamlı fiillerdekinden farklı olarak olumlu hale getirmektedir. –ma‘lı biçim birimleri alan

olumlu anlamlı fiilleri kendilerinden önceki diğer olumsuzluk yokluk işaretleyici ile

olumluluk değeri taşımaktadır.

2.2.2. İNAYET, Alimcan, “bir kişi: y(a)n(ı)ls(a)r; og(u)şı; bod(u)nı; bişukine;

t(e)gi, kıdm(a)z; (e)rm(i)ş ve in(i)si; [(e)ç]isin; bilm(e)z; (e)rti; oglı;

k(a)nın; bilm(e)z; (e)rti İbareleri Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 451-455.

Çalışmada bu iki ibare iki bölümde ayrı ayrı incelenmektedir. Birinci ifadede birçok

araştırmacı tarafından benzer açıklamalar ve anlamlandırmalar yapılmış, Ahmet Bican

Ercilasun buna farklı bir yorum yapmıştır. Bu ifadede sorunlu olan ve farklı yorumlara

sebep olan kelime kıdmaz ermiş yani kıd- fiilinden ve genellikler okuma ve anlamlandırma

kıdmaz ermiş ifadesi barındırmazmış, ilerlemezlermiş, öldürmezlermiş gibi anlamlar

kazanmıştır. Yalnız Ercilasun bu ifadeyi “kıyı yapmazmış” şeklinde çevirmiştir. Geng Shi-

min bu yorumu yeterli bulmamış ve kıd- fiilini Kazakçada ki kıy- fiiline benzetip anlam

olarak da acımak, şefkat-merhamet göstermek olarak vermektedir. Yazar bu açıklamalara

değindikten sonra kendi yorumunu yapar. Ona göre bu ifade kenar, hudut anlamındaki

kıtığ, kıy sözcüklerini bırakmak anlamındaki kıt sözcüğünden gelir ve ibare bir kişi yanılsa,

kavmi, halkı ve nesillerini dahi bırakmazlar şeklinde çevrilebilir. Kıd- fiilinin işaret ettiği

anlam öldürmek ve yok etmektir. Ancak bu anlam fiilin doğrudan değil işaret edilen

anlamıdır. Bu anlam Çin tarihinde bilinen bir ceza yöntemini akıllara getirir.

İkinci ibarenin Geng-Shi-Min tarafından dikkat çekici olarak yorumlandığını,

ülkenin büyüklüğünü kastettiğini belirten yazar bunu yeterli bulmaz ve ibarenin yer aldığı

metni vererek diğer araştırmacıların yorumlarına yer verir. Yazara göre burada geçen

ifadelerde ülke topraklarının genişliği değil, ülkenin, halkın bağımsızlığı, özgürlüğü

vurgulanmaktadır. Bu da yine Çin tarihinde ve uygulamalarında görülen anlayışlardan biri

ile açıklanmaktadır. Bu ifadeye paralel olarak benzer nitelikte olan idi oksuz ifadesine de

yer verir örnek olarak. Bu iki ifadenin anlatmak istediği durum arasında paralellik vardır ve

Page 122: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

101

her ikisi de hür, bağımsız, özgür bir toplumu ifade etmektedir. Sonuç olarak yazar

açıklama ve yorumlamaya ihtiyaç duyan bir ifadenin yer aldığı Orhun Yazıtları için Çin

kültürünün etkisinin göz önünde bulundurulması ve faydalanılması gerektiğini savunur.

2.2.3. KARAHAN, Leyla, “Köktürkçe Metinlerdeki Üçüncü Şahıs Özneli

Ardaşık Cümlelerde Özne Bağlantıları ve Belirsizlik Özneli Cümleler”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 457-462.

Bir metinde en sık görülen ortak öğe özne Türkçede geçişsiz edilgen fiil cümleler

ve bazı özel yapıların dışında her cümlede bulunur. Öznenin anlam olarak bulunduğu

ancak şekil olarak yer almadığı cümlelerde öznenin varlığı yüklemden anlaşılır. Bu

çalışmada da Göktürkçe metinlerdeki üçüncü şahıs özneli ardışık cümlelerde öznelerin

bağlantıları incelenmekte ve öznesi araştırmacılarca farklı yorumlanan bir cümle düzeni

üzerinde durulmaktadır. Yazar örnekleri Kültigin ve Tonyukuk Yazıtlarından almıştır.

Göktürkçe metinlerde ardışık cümleler arasındaki üçüncü özne bağlantılarının birbirinden

farklı görünümlerini yazar 4 madde de toplamıştır. Bunlar;

1- Ortak öznenin ardaşık cümlelerin ilkinde bir gösterge olarak yer aldığı, sonraki

cümlelerde tekrar edilmediği yapılar.

2- Ardaşık cümlelerden birinin veya birkaçının öznesinin farklı olduğu yapılar.

3- Ardaşık cümlelerin ilkinde herhangi bir öğenin diğer cümlelerde ortak özne

olduğu yapılar.

4- Ardaşık cümlelerin ilkinde herhangi bir öğenin bir parçasının diğer cümlelerde

ortak özne olduğu yapılar.

Bu maddeler örnek cümleler eşliğinde açıklanarak ve yorumlanarak

anlatılmaktadır. Yazara göre ardışık cümleler üçüncü şahıs özne bağlantıları bakımından

uygunluk hem şekil hem de anlamca uygunluk gösterir. Ancak bazı örneklerde yüklemin

işaret ettiği özne diğer cümlelerle uyumlu görünmez. Yazar bundan hareketle [kangım

keyan ança ilig] törüg kazganıp uçabarmış. Kangım Kaganka başlayu Baz kaganıp balbal

tikmiş (KT D16) örneğini alarak farklı yorumlara ve görüşlere değinir, ardından

uyumsuzluğa neden olarak iki soru sorar;

Page 123: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

102

1- İkinci cümlenin yüklemin teklik 3.şahıs özneyi mi, yoksa çokluk 3.şahıs özneyi

mi işaret etmektedir.

2- İkinci cümlenin öznesi onlar ise, onlar kimdir?

Bu sorulara cevaplar bulur açıklamalar yapar. Yazar çalışmanın sonunda 3. şahıs

özneli ardaşık cümlelerde özne bağlantılarının yapı ve anlamca genel olarak düzenli

olduğu kanısına varır. Ancak buna aykırı cümlelerde öznenin belirsiz şahıslı özneler

olabileceğini savunur

2.2.4. KAYA, Ceval, “Köktürkçe İdi Oksuz Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 463-467.

Bildiride Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının ortak metinlerde geçen ve

anlamlandırılması sorunlu olan idi oksuz ibaresi üzerinde durulmaktadır. Bu ibare

yazıtlarda; (e)kin (a)ra idi oks(u)z kök türük (o)nça ol(u)rur (e)rm(i)ş (e)kin (o)ra idi

oks(u)z kök türük ıtı(nç)a ol(u)rur (e)rm(i)ş şeklinde geçmektedir. idi oksuz, kök türük ve

ıtı(nç)a kelimeleri sorunludur. Yazar çalışmada idi oksuz ifadesi üzerinde dursa da diğer iki

ifade için de görüş belirtmiştir. Ardından idi oksuz ibaresi üzerine şimdiye kadar yapılan

okuma ve anlamlandırma tekliflerini kimin yaptığı belirtilerek verilmiştir. Kelime idi uksız,

idi uksuz, idi oksız, idi oksuz şekillerinde okunmuş ve “efendisiz ve hanedansız, egemence,

hüküm süren soylu hanedanları olmayan, pek / hiç teşkilatsız / örgüz” gibi

anlamlandırılmıştır. Yazar kelimenin imlasında sorun görmez. Bazı açıklamalarıyla

ibarenin okunuşunun idi oks(uz) biçiminde okunacağının kesin olduğunun sorunun bu

kelimenin anlamlandırmasında olduğunu belirtir. Ona göre ibareye verilen anlamlar

bağlama uymaz ve aksine bu ibarenin olumlu bir anlam vermesi gerekir. İdi kelimesi sahip

anlamının yanında olumsuz fiil veya sıfatlar nitelendirip pekiştiren bir zarftır. Bu yüzden

kelime “hiç” anlamına gelmektedir. Oksuz kelimesi için ise yazar farklı anlamlandırma

tekliflerinden bahseder ve açıklamalarıyla kelimenin “hiç bağsız, tamamıyla hür, tam

bağımsız” anlamında olduğunu düşünür.

Ayrıca kök türük ve ıtı(nç)a kelimeleri de anlamı değiştirmeyecek ve grameri

bozmayacak alternatif ifadelerdir. Yazara göre iki yazıtta aynı cümlelerde farklı ifadelerin

Page 124: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

103

oluşu dil dışı unsurlardır ve satırı doldurarak yazıtta bloklama sağlamak için yazılmıştır.

Bu açıklama ve değerlendirmelere göre yazar cümleyi; “(e)kin (a)ra idi oks(u)z kök türük

(a)nca ol(u)rur (e)rm(i)ş” şeklinde ve “ikisi arasında tamamıyla hür Göktürkler öylece

yaşarlarmış” şeklinde anlamlandırılmıştır.

2.2.5. PİLTEN, Şahru, “Orhun Yazıtlarında Seçmesel ve Eş Dizimsel

Sınırlamalar”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt

2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s.669-680

Çalışmada seçmesel ve eş dizimsel sınırlamalar tanıtılmakta, sözcükler üzerindeki

etkisine değinmektedir. Bu sınırlamalar Orhun Yazıtlarındaki seçmesel ve eş dizimsel

sınırlamalar olarak ele alınmakta, yazıtlardaki durumu örneklerde anlatılmaktadır.

Bazı sözlüksel parçacıklar anlamasal yapılarında konuşurların sözcük seçimini

etkileyen belirli önerme özellikleri taşır. Sözcüklerin kendi tabiatlarından kaynaklanan bu

tarz sınırlamalar seçmesel sınırlamalar olarak adlandırılır.

Kullanırlar sözcüklerin birlikte kullandıkları ifadeleri tabiatında bulunan bir

önermeden dolayı değil kendi seçimlerine bağlı olarak da sınırlandırabilirler, bu tür

sınırlamalara eş dizimsel sınırlamalar adı verilir. Cruse’nin bu tanımlarına dayanarak yazar

bu sınırlamaları Orhun Yazıtlarından örneklerle anlatmaktadır.

İlk olarak seçmesel sınırlamalar ele alınmaktadır. Bu tarz sınırlamalar sözcüklerin

anlamasal yapısında bulunan önermelerdir. Orhun Yazıtlarında seçmesel sınırlamaları

idare ve askeri kavramlarla genişletilmiş günlük dile ait pek çok sözcük bulunmaktadır.

Sözcüklerin anlamsal yapısına yapılan bu müdahale dilin eskiliğini gösterir. Yazar Orhun

Yazıtlarında geçen anlam genişlemesine uğrayarak askeri ve idari terim olarak kullanılan

sözcüklerin seçmesel sınırlama özelliklerini tablo şeklinde örneklendirmiştir. Bas- fiili

önemli bir örnektir. Somuttan soyuta, canlıdan cansıza birçok anlam çeşitliliği gösterir.

Yazıtlarda seçmesel sınırlamaları anlatıma etkisi söz dizimine etkisi aynı zamanda

seçmesel sınırlama ihlalleri de örneklerde incelenmektedir.

Page 125: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

104

Bunların ardından yazıtlarda eş dizimsel sınırlamalar incelenmektedir. Bu anlam

yapılarından kaynaklanmayan konuşurların sözcük seçimlerinin tarihsel süreç içinde

kurallaşması ve kalıpsallaşmasından doğan sınırlamalardır. Yazıtlarda bu aynı kavram

grubuna giren sözcüklerin bir arada kullanılması yani iki terimli yapılar olarak

görülmektedir. Bu uzun zaman gerektiren bir alışkanlıktır ve dilin eskiliğini gösterir.

eçü apa (atalarım, dedelerim), eb bark (ev, bark), at kü (adı, sanı)

Anlam değişmelerinin eş dizimsel sınırlamaların anlam değişmelerine etkisi

başlıkları altında bu sınırlamalar örnek cümleler ve parçalarda daha detaylı

incelenmektedir.

Yazarın sonuç bölümünde belirttiği üzere seçmesel ve eş dizimsel sınırlamalar

yazıtlarda hakimdir. Bunlar Türk dilinin eski ve köklü olduğunu, büyük ölçüde gelişmiş

olduğunu gösterir. Bu sınırlamaların saptanması konusunun ve toplumun farklı kavramlara

bakış açısını göstermesi bakımından önemlidir.

2.2.6. SERTKAYA, Osman Fikri, “Eski Türkçe’de “Mızrak” Anlamına Gelen

Kelime [süng(ü)g] mü, Yoksa süngg(ü)ya da süngü mü Okunmalı?”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.721-725

Göktürk harfleri metinlerin çözümünden bugüne birçok hatalar olmuş, ancak bunlar

çeşitli araştırıcılar tarafından düzeltilmiştir. Buna rağmen hala üzerinde düşünülmesi

gereken okuyuşlar ve açıklamalar bulunmaktadır.

Bunlardan biri de bir savaş aleti olan “mızrak”ın Eski Türkçe’ deki okunuşudur.

Yazarın amacı bu kelimeye yeni bir okuma getirmektir. Kültigin D1 ve 30, Bilge Kağan

D1-24’te küçük farklarla ayrılan aynı metin yer alır. Kelime bu paralel metinlerde KT, D-

35’ de süngüg imlası ile BK D-27’de ise süng(ü)g imlası ile yazılmıştır. Yazar

çalışmasında bu duruma dikkat çeker ve ardından araştırıcıların yorumlarına yer verip,

karşılaştırmalar yapar. Bugüne kadar söng(ü)gl(ü)g, süng(ü)gl(ü)g gibi şekillerde okunan

kelime iki konsanant arasında asli ünlünün yazılmaması kuralına uyularak başka şekilden

Page 126: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

105

okunabilir. Yazarda buradan yola çıkarak kelimeyi süngg(ü)l(ü)g şeklinde düzeltir ve

metni yeniden okur.

Ardından Radloff tarafından okunan Tonyukuk 1.taş 27-28’de geçen ve

söng(ü)g(i)n, süng(ü)g(ü)n gibi okunan kelime de yazara göre süngg(ü)n, süngg(ü)-n

şeklinde düzeltilmelidir. Ayrıca Göktürk harfli yazıtların imla kurallarından birisi de “eğer

kelime : ile ayrılmamış ise birlikte yazılan iki kelimenin ilkinin sonundaki asli ünlünün

yazılmaya bileceği” kuralıdır.

Yazar değerlendirme, karşılaştırma ve yorumlarına dayanarak sonuçları belirtir.

Son olarak ise süngü kelimesinin diğer Türk lehçelerindeki şekillerini belirtmektedir.

2.2.7. ŞEN, Serkan, “Orhon Yazıtlarında Geçen Teñri Teg Teñgride Bolmış

Türük Bilge Kagan ve Teñgri Teg Teñri Yaratmış Bilge Kagan

İfadelerinin Yeni Bir Yorumu”, I. Uluslararası Uzak Asya’dan Ön

Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 18-20 Kasım 2009, Afyonkarahisar, s.

251-259.

Türkçede tengri sözcüğünün “Tanrı” ve “gök” karşılığında olup bu sözcüğün Orhun

Yazıtlarında geçtiği Tengri teg tengride bolmıs Türük Bilge Kagan ve Tengri teg tengri

yaratmıs Türük Bilge Kagan tamlamalarının anlamlandırılması hususunda Türkoloji

âleminde farklı görüşler bulunmaktadır. Buna dikkat çeken yazar, ifadeleri yeniden

yorumladığı çalışmasında öncelikle bu ibarede eşsesli tengri sözünün teg “gibi” edatından

sonra yinelenmesi durumunun Türkologlar için çok bilinmeyenli bir denkleme

dönüştüğünü ve bu denklemin bilinmeyenlerini ilk olarak ortaya koyanın da Ahmet Bican

Ercilasun olduğunu söylemektedir. Yazar daha sonra Orhun Yazıtlarındaki bu

tamlamaların adlandırılmasıyla ilgili 22 yorumun hepsini tek tek zikretmekte ve “İnsanüstü

Olan Bilge Kağan” ve “İnsanüstü Olmayan Bilge Kağan” başlıkları altında sınıflandırdığı

bu yorumları tek tek eleştirerek doğru olamayacaklarını ifade etmektedir. Yazar, tengri teg

ibaresini Bilge Kagan’ın ya da Tanrı’nın sıfatı olarak gösteren bu yaklaşımların

yazıtlardaki Tanrı anlayışıyla değişik açılardan çeliştiğini gösterdikten sonra tengri teg

tengride bolmıs türük bilge kagan ve tengri teg tengri yaratmıs türük bilge kagan

ifadelerindeki tengri teg ifadesinin sıfat değil bol- ve yarat- fiillerinin zarfı olduğunu

söylemektedir.

Page 127: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

106

Çalışmanın sonuç bölümünde ise yazar tengri teg tengride bolmıs türük bilge kagan

ve tengri teg tengri yaratmış türük bilge kagan ifadelerini “(Tıpkı) gök gibi Tanrı

tarafından var edilmişTürk Bilge Kağan” ya da dil içi çeviri ilkelerinden yola çıkarak

“Göğü var eden Tanrı’nın var ettiği Türk Bilge Kağan” şeklinde yorumlayabileceğimizi

ifade etmektedir. Yazara göre böylesi bir yorum, var oluşu ve var edeni öne çıkardığından

özel metinlerdeki kutsallarla başlama geleneğiyle örtüşmekte ve Göktürklerdeki üstün

Tanrı inancıyla çelişmemektedir. Böylece yazıtların içeriğiyle uyuşmayan ilahî veya

semavî Bilge Kağan algılamasının da ortadan kalkacağını ifade eden yazar, tengri teg

tengri tamlamasının başka metinlerde neden görülmediği sorusunun da hükümsüz kaldığını

söylemektedir. Yazar, bu ifadeyi kullanan Bilge Kağan’ın belki de Göktürklerin kadim

düşmanları olan Çin hükümdarlarının kullandığı “göğün oğlu” ünvanına gönderme

yaptığını ve “sizin babanızı (!) yaratan Tanrı beni de yarattı” mesajıyla bir tür istihzada

bulunduğunu söylemektedir.

2.2.8. TOPRAK, Funda, “Orhun Yazıtlarından Anadolu Ağızlarına

Karşılaştırmalı Dil Çalışmaları ve İki Örnek Fiil”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi,

Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.831-835

Çalışmada, edebi açıdan, cümle bilgisi ve merfoloji açısından pek çok çalışmaya

kaynaklık eden Orhun Yazıtlarında geçen yonaşur- ve kükşür- fiillerinin bugün yaşayan

şekillerinin geçmişten günümüze bir takibi yapılmaktadır. Kültegin yazıtının doğu yüzü 6.

ve 7. satırlarında geçen fiillerin metnini veren yazar bu fiillerin Thomsen, Rodloff, Tekin,

Orkun gibi araştırmacılar tarafından nasıl okunduğuna yer verir, açıklamalar ve

karşılaştırmalar yapar. Buna göre kik- fiili için iki yaklaşım söz konusudur. Birincisi

DLT’de geçen kik- “bilemek” fiiline dayanırken, ikincisi anlamca ilgili kek- “intikam”

ismini kök kabul eden görüşe dayanır. Yazara göre de bugün Türkiye Türkçesinde

bilenmek fiili kullanılmaktadır ve her iki sözcüğün geçmişte aynı kökten türemiş

olabileceği söylenebilir.

Yonaşurtukin kelimesinin de hangi araştırmacılar tarafından nasıl yorumlandığına

değinen yazar, karşılaştırmalar sunar. Ardından da kendi düşüncesini belirtir. Yazara göre

bu kelime yeğin “yeğni, hafif” kelimesiyle kökteştir.

Page 128: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

107

Farklı görüş ve yorumları sunan yazar her iki fiilin Uygur, Karahanlı ve nadir de

olsa Kıpçak ve Harezm Türkçesi metinlerinde geçen şekillerini de örnek olarak verir. Son

olarak ise Anadolu ağızlarında bu iki fiilin yaşayan şekillerini ve nerelerde kullandığını

sıralar. Bu da göstermektedir ki Orhun Yazıtlarında kikşür- ve yunaşur- fiilleri ufak ses ve

anlam değişmeleri ile Anadolu ağızlarında yaşamaktadır.

2.2.9. TURNİYAZ, Mollaniyaz, “Orhun Yazıtlarındaki Ünsüzlerin Uyumu

Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.863-872

Türkçe’nin fonetik özelliklerinden biri sayılan ses uyumu, Altay dilleri ve özellikle

tüm Türk lehçelerinde tarih boyunca devam eden simgesel fonetik özelliklerdir.

Tükologlarca ses uyumu üç şekilde görülür. Ünlüler uyumu, ünlülerle ünsüzler arasındaki

ses uyumu ve ünsüzler uyumudur. Tüm Türk lehçelerinde 1. ve 2. çeşit ses uyumunun en

eski yazı diline kadar dayandığı ve süregeldiği görülmektedir. Fakat ünsüzler uyumu çeşitli

zaman dilimlerinde farklılık göstermektedir. En eski yazı dili eseri Orhun Yazıtlarında da

ünsüzler arasında ki uyum oldukça zayıftır. Türkçe’ de bunun güçlenmesi asırlar süren bir

gelişmeden sonra belirlenmiştir. Çalışmada da Orhun Yazıtlarında görülen ünsüz uyumu

tespit etmek amaçlanmıştır. Ünsüz uyumu ötümlü ünsüz uyumu ötümsüz ünsüzler

uyumunun sağlanmaması meselesidir. Yazar ünsüzler arasında olması gereken bu tür

uyumların Orhun Yazıtlarının dilindeki olumsuz durumunu oluşturan dilbilgisel çekim

birimler şeklinde incelemiş ve bu durumu ad çekim birimlerinde ve eylem çekim

birimlerinde ayrı ayrı incelenmiştir.

Ünsüzler uyumunun ad çekimlerinde gözüken durumu başlığı altında verme-

bulunma, eşitlik, yönelme, bulunma-çıkma durumu yazıtlardaki şekilleri ile örnekler

verilerek ve açıklamalar yapılarak anlatılmıştır.

Ünsüzler uyumunun eylem çekimlerinde görülen durumu başlığı altında ise bu

uyumun, geçmiş zaman eylem sıfatı çekimini oluşturan, eylem sıfatı çekimini oluşturan,

eylemin ettirgen çatı çekimini oluşturan, eylemin kesin geçmiş zaman çekimini oluşturan

alt başlıklarında uyumu örneklerle incelemiş ve açıklamalar yapmıştır.

Page 129: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

108

Yapılan bu incelemelere göre yazar Orhun Yazıtlarının dilinde ünsüzler arasında

sağlanması gereken uyumun çok zayıf derecede olduğu sonucuna varmış ve

değerlendirmelerini sıralamıştır.

Page 130: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

3. ORHUN YAZITLARININ MUHTEVASI HAKKINDA YAPILMIŞ

ÇALIŞMALAR

Orhun Yazıtlarının muhtevası hakkında yapılmış makale ve bildiri çalışmalarının

sayıca birbirine yakın oldukları ve yazıtların muhtevasını benzer açılardan ele aldıkları

görülmektedir. Çalışmaların büyük bölümünde yazıtlardaki isimler ve kavramlar ele

alındığı halde, tek bir yazarın dikkat çektiği sıra dışı incelemeler de bulunmaktadır.

Çalışmalarda dikkati çeken ilk husus, yazıtlarda geçen isimlerin değişik açılardan

ele alınarak incelenmiş olmasıdır. Yazıtlarda geçen at ve sincap gibi hayvanlarla ilgili

isimler ve bunların farklı kullanımları birkaç çalışmaya konu edilmiştir. Ayrıca coğrafî

isimler, ülke ve boy isimleri ile kişi adları da çalışmalarda ele alınan konulardandır. Renk

adlarını soyut ve somut anlamları bakımından değerlendiren bir çalışma da mevcuttur.

Yazıtlardaki bazı kavramlar da çalışmalara konu edilmiştir. “İtaat”, “memleket

bütünlüğü” ve “kutsallık” gibi kavramlar kelime anlamları ve metne katkılarından ziyade

yazıtlarda ele alınış şekilleri ve Türklerde algılanışları ve karşıladıkları değerler açısından

değerlendirilmiştir.

Mehmet Ölmez’in birbirinin devamı niteliğinde olan “Eski Türk Yazıtlarında

Yabancı Öğeler” başlıklı üç çalışması da Orhun Yazıtlarının muhtevasını farklı bir yönden

ele alması bakımından dikkat çekicidir. Bu yazı dizisinde, yazıtlarda geçen yabancı

kelimeler ve öğeler asıl yazımları, alındıkları dillerdeki şekilleri ve Türkçedeki kullanım

alanlarıyla incelenmiştir. Çalışma Orhun Yazıtlarının bu yönünü etimolojik olarak ortaya

koyması bakımından önemlidir.

Tuncer Baykara’nın “Göktürk Yazıtlarının Türk İskân (Yerleşme) Tarihindeki

Yeri” başlıklı yazısı, Türklerin yaşayış tarzını, sosyal hayatını ve şehirleşme anlamındaki

toplumsal düzenini ele alan ve Orhun Yazıtlarının muhtevasından önemli çıkarımlarda

Page 131: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

110

bulunan sıra dışı bir incelemedir. Buna benzer bir çalışmayı da Saim Sakaoğlu “Göktürk

Yazıtları ile Anadolu-Türk Folklorundaki Paralellikler Üzerine” başlıklı yazısıyla

yapmıştır. Sakaoğlu, bu çalışmasıyla Orhun Yazıtlarına yansıyan Orta Asya Türk

kültürünün Anadoludaki izlerine dikkat çekmiştir.

İlhan Özkeçeci de “Orhun Abidelerinin Estetik ve Muhtevasının Önemi” başlıklı

bildirisinde hem yazıtların muhtevasının Türk kültürü açısından taşıdığı değeri genel

olarak ele almış, hem de yazıtların taşıdığı estetik değere dikkat çekmiştir.

3.1. Makaleler

3.1.1. AALTO, Pentti, “Orhon Yazıtlarındaki At İsimleri Üzerine”, (Çev.

Erhan Aydın), Türk Dili, 2000, 587, s. 453-457.

Yazarın 1946’da yayınlamış olduğu bu makale, 2000 yılında Erhan Aydın

tarafından Türkçeye çevrilmiş olup, Orhun Yazıtlarında geçen at isimleri ve özellikleri

konusunu işlemektedir. Çalışma ilk olarak Hunlar zamanından beri Türklerin binicilikte

usta olmaları, atın Türk toplumu için bir zenginlik göstergesi, savaşlarda başarılar elde

etmede önemli birer öğe olarak yer aldığı örnekler ve açıklamalarla sunulur. Bu örneklerin

büyük kısmını Orhun Yazıtlarında geçen anlatımlar oluşturur. Atın varlığı zenginliğin ve

gücün işareti olarak belirtilmekte, eksikliği ise yaya kalmanın ve yoksulluğun belirtisi

olarak gösterilmektedir. Yazar, bu ve bunun gibi özellikleri örneklerle çeşitlendirir,

ardından Türklerde atlara gerçek isimle verildiğinden bahseder ve Kültigin’in adının

bahsedildiği cümlelere yer vererek isminin Işbara olduğunu araştırmacıların görüşlerine

yer vererek belirtir. Işbara isminin Hintlilerle Türklerin kültür birliğinin bir parçası ve

Hintçe Isvara’dan geldiğini savunan görüşüne yer verir ve anlamının zengin ya da

hükümdar anlamlarına geldiğini söyler. Işbara isminden sonra azman, alp-şalçı, ögsiz gibi

diğer at isimlerini de öneklerle ve gramerleriyle açıklanmaktadır. Özellikle Orta Asya’daki

erken Hint tesirini hesaba katarak bunu yapar ve eski Hintçede kelimeleri arar ve

bağlantılar kurar.

Çalışmanın sonunda ise yazar, eski Türkçe yazıtların öneminden, anlatımın

güzelliğinden bahsederek batının sandığı gibi Türklerin barbar değil aksine Türk

kağanlarının başarılı ve gururlu birer savaşçı olduğundan bahsederek yazısını bitirir.

Page 132: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

111

3.1.2. ALYILMAZ, Cengiz, “Köktürk Yazıtları ve Köktürk Yazıtlarında

Atlar”, Atatürk Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi,

1996, 4, s.155-163.

Türk dili ve kültürünün ilk ve en önemli eserlerinden olan Göktürk Yazıtları (Bilge

Kağan Kültigin ve Tonyukuk) Türk kağan ve kumandanlarının kendilerinden önceki ve

kendi dönemlerindeki tarihi gerçekleri olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alıp

değerlendirmektedir. Göktürk Yazıtlarının öneminden, bu yazıtların kimler tarafından, kaç

yıllarında, hangi sebeple dikildiğinden ve içeriğinden kısaca bahsederek çalışmasına

başlayan yazar bu yazıtlarda geçen atlar ve atlarla ilgili kelime ve kelime grupları üzerinde

durmakta ve bunların büyük bir kısmını geçtikleri cümlelerle birlikte sunmaktadır. Atlar

Türk kültür ve medeniyetinde çok önemli bir yere sahiptir. Göktürkler zamanında da atın

etinden, sütünden derisinden ve gücünden istifade edilmiş, kurban olarak sunulmuş, dost,

arkadaş bilinmiştir. Yazıtlarda ise atlar daha çok savaş vasıtası olarak karşımıza çıkar ve

savaşın zorluğu, kahramanlıklar, cesaret, başarı atlarla birlikte dile getirilmiştir. Bu sebeple

yazıtlarda bahsedilen atların üstün özellikleri vardır ve genelde sahiplerinin adları, cinsleri

ve renkleriyle birlikte anlatılmışlardır. Yazarda çalışmada buna dayanarak yazıtlarda

bahsedilen ve özellikleri verilen atları geçtiği cümleleri de vererek incelemiştir. Yazarın

incelediği atlara örnek olarak birkaçı şu şekilde gösterilebilir.

-ak adgır: ak aygır

-alp salcı ak atı: Alp Salçı’nın ak atı

-köl tigin ögsüz akın binip tokuz eren sançdı: Köl tigin ak atına binip dokuz eri

mızrakladı.

-Kedimlig dorug at: zırhlı dorug at

-tögünlüg at: damgalı at

Yazıtlarda bu gibi örneklerden başka yazar, at ve atla ilgili kelime ve kelime

gruplarının geçtiği farklı cümleler de sunmaktadır.

-atlıg sü: atlı ordu, süvari birliği

-yılkı: yılkı, at sürüsü…..gibi

Page 133: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

112

3.1.3. ALYILMAZ, Cengiz, “İpek Yolu ve Orhun Yazıtları”, Atatürk

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 2004, 24, s.181-

192.

Çalışmasına İpek Yolunun Türk ve insanlık tarihi için önemine değinerek başlayan

yazar, Orhun Yazıtlarının da İpek Yolu üzerinde bulunduğuna dikkat çeker. Çalışmanın

amacı da Orhun Yazıtlarının İpek Yolu üzerinde bulunduğunu göstermek ve bunun

öneinden bahsetmektir. Yazar bu amaçla yazıtlar hakkında kısa bilgiler vermekte ve

Orhun-Ötüken bölgesindeki bu yazıtlaın bulunduğu yerin önemini örnekle sunrak

anlatmaktadır.

Orhun-Ötüken bölgesi coğrafî ve stratejik olarak her dönem merkez olmuş ve

kutsal sayılmıştır. Yazıtların bu bölgede ve İpek Yolunun kollarından birinini üzerinde

olması tesadüf değildir. Yazıtları diktiren Bilge Kağan bunun bilincindedir. Çünkü bu

bölge aynı zamanda Çin, Bizans ve İran gibi ülkelerin elçilerinin ve kervanlarının gidip

geldiği işlek bir yerdir. Dönemin en eski, en güvenli ve en işlek yollarından biri

Ötüken’den geçmektedir. Yüzyıllar boyu Uzakdoğu ve Batı arasında köprü görevi gören

bu yol İpek Yolu ile keşişmektedir. Ancak yazar bu yolun varlığının fazla bilinmediğinden

bahsederek konuyla ilgili çalışmaların İpek Yolunun bugüne kadar ihmal edilen bu işlek

kolunun ortaya çıkmasında ve bazı milletler hakkında daha fazla bilgi sahibi olunmasına

katkı yapacağını vurgulayarak çalışmasına son verir.

3.1.4. AMANOĞLU, Ebülfez, “Göktürk Yazıtlarındaki Üç Yer Adı Hakkında

İnceleme” Türksoy, 2003, 8, s. 15-19.

Çalışmasına Göktürklerin şehir hayatı yaşadıklarına dair bir girişle başlayan yazar,

ikisi Orhun yazıtlarında olmak üzere eski Türk yazıtlarında geçen 3 yerleşim merkezi

hakkındaki görüşlerini aktarmaktadır. Orhun yazıtlarında geçen Kengü Tarban ve

Bakarakulus yerleşim merkezleriyle “iki yıldız nom” yazıtında geçen Arğu isimli yerleşim

yerinin neresi olduğuna dair mevcut görüşleri aktaran yazar, kendi düşüncelerini de

aktarmaktadır. Buna göre Kengü Tarban’ın günümüzde herhangi bir şehri

karşılamamaktadır. Araştırmacıların büyük çoğunluğunun Buhara şehri diye çevirdikleri

Bakarakulus kelimesinin de bir şehir ismi değil de Buharalıların yaşadığı yer, şehir

anlamında bir bölge ismi olması gerektiğini söyleyen yazar, “iki yıldız nom” yazıtında

geçen Arğu’nun da iki dağ arasında düz yer ve vadi anlamlarını geldiğini söyleyerek bu

Page 134: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

113

kelimenin Kaşgarlı Mahmut’un da belirttiği gibi Balasagun ile Taraz şehirleri arasındaki

bir yerleşim yeri olduğunu ifade etmektedir.

3.1.5. BARUTÇU, Sema, “Kül-Tigin mi, Köl-Tigin mi?”, Türk Dünyası

Araştırmaları, 1983, 22, s. 101-104.

Orhun yazıtlarında geçen Kül-Tigin adının ilk kelimesinin bazen “köl” bazen de

“kül” okunduğuna dikkat çekerek yazısına başlayan yazar, kelimenin okunuşu ve anlamı

hakkında görüş belirten Türkologlara değinmekte ve ardından da Prof. Dr. Ahmet Temir’in

görüşüne katıldığını ifade etmektedir.

Prof. Dr. Ahmet Temir, Moğolca metinlerden yola çıkarak bu kelimeyi Şamanizm

esaslarını da dikakte alarak “ateş prensi” şeklinde anlamlandırmaktadır. Bu teze katıldığını

ifade eden yazar, çalışmanın geri kalan kısmında “köl” ya da “kül” şeklindeki bu kelimenin

ateşle bağlantısını göstermeye çalışmaktadır. Yazara göre, Uyurca metinlerde sık sık

karşımıza çıkan ve Türkçede “yanmak” anlamına gelen “könymek” kelimesiyle kül/köl

kelimesi arasında bir ilişki bulunmaktadır. Bu kelimenin afrklı eklerle hangi anlamalrı

kazandığını örnekleyen yazar, sonuç olarak “könymek” kelimesinin kökü olan “kö-”

fiilinin kül/köl kelimesinin kökü olabileceğini ileri sürmektedir. Runik metinlerde “ö” ve

“ü” harflerini ayırt edici bir işaret bulunmadığına dikkat çeken yazar, kelimenin kül ya da

köl şeklinde okunmasının mümkün olduğunu belirterek yazısını bitirir.

3.1.6. BAYKARA, Tuncer, “Göktürk Yazıtlarının Türk İskân (Yerleşme)

Tarihindeki Yeri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 1994, s. 17-29.

Avrupa’da ortaya çıkan “civilisation” kavramı şehirli olmak anlamında olup

hayatın ve insanlığın esası olarak kabul edilmiştir. Bu kavramın Osmanlı’daki karşılığı

“medeniyet” olmuştur. Civilisation/medeniyet şehir veya yerleşik hayat ile eşdeğer

görüldüğünde ona karşıt olarak da göçebelik barbarlığın göstergesi olarak gösterilmiştir.

Hatta yüzyıllar içerisinde göçebelik ile yağmacılık aynı sayılmaya başlamıştır. Yazar, bu

çalışmasında bu anlayışa karşı çıkarak göçebeliğin yağmacılık olmadığını aksine bunun

coğrafî, iklimsel ve toplumsal şartlardan doğan bir yaşam tarzı olduğunu savunmaktadır.

Tüklerin göçebelik yaşamı hakkında bilgiler veren yazar, Türklerin tam göçebe olmayıp

bazı özellikleri ile yarı-göçebe bir toplum olduklarını ve iskân (yerleşme) özellikleri

Page 135: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

114

gösterdiğini belirtmektedir. Çalışmanın amacı da bu iskân özelliklerini Göktürk

yazıtlarından yararlanarak açıklamaya çalışmaktır. Yazar, iskânla ilgili bazı terimlerden

yola çıkarak görüşlerini sunmaktadır.

Kale-korugan (müstahkem mevki): İnsan hayatının devamı için gereken temel

ihtiyaçlardan biri güvenliktir. Ülkeye ve toprağa sahip çıkabilmek askerî açıdan güvenliğin

sağlanması gerekir. Türklerde bunun için bazı devamlı tesisler, kaleler, koruganlar

yapmışlardır. Kitabelerde bu amgı/magı korugan şeklinde açık olarak geçer. Magı kurgan

kalenin en açık, kesin ve ilk örneğidir. Aynı zamanda magı kurgan kışlak olarak

kullanılması bakımından da önemlidir.

Mevsime bağlı iskân: Türklerde hayvancılık esas geçim ve beslenme kaynağı

olduğu için yaşanılan coğrafya her zaman elverişli olmadığından mevsimlere bağlı

hareketlilik söz konusudur. Bu hareketlilik geçici iskândır ve her mevsim belli şartlarda

olur. Bunlar kışlak, yazlak, yaylak ve gözlektir. Yazıtlarda en çok kışlak ve yaylaklardan

söz edilir. Fakat üzerinde en çok durulan zaman, kışlakta geçirilen zamandır. Kışlak iskân

bakımından önemlidir, çünkü hazırlığı bazı yerleşmeleri gerektirir.

Köy (Quy): Çince “kuei”den geldiği tahmin edilen ve Çincedeki anlamı “kızın

gelinin zel adası, askere giden eşini beklediği yer” olan bu kelime bugünkü köyün ilk ve en

eski şeklidir. Türkler de kadın ve eşlerini savaşa giderken devamlı oturacakları “kuy”

denilen binalarda bırakmışlardır. Ayrıca yazıtlardan anlaşıldığı kadarıyla savaşa gidilirken

erkek çocukları da kızlar ve kadınlar gibi kuylarda bırakılırdı. Ancak erkek çocuklarının

kuyları farklı olurdu. Bu oluşum yerleşik hayatın bir göstergesi sayılabilmektedir.

Balık: Şehrin en eski ve ilk örneklerinden sayılmaktadır. Türklerde herkes çalışıp

gıda üretiminde bulunurken Han/Hakan orduları büyük bir tüketici zümredir. Onların

bulunduğu yerler bu özelliği bakımından sınaî üretim yapanlarla satıcıların ilgisini çektiği

için şehir özelliği gösterir. Bu yerler aynı zamanda yaylak-kışlak özelliklerinden dolayı

mevsimlik olarak da hep vardır. Yazıtlarda bu balıklardan bahsedilmekle birlikte bunlar

tam olarak takip edilememektedirler. Çünkü Türkler için tercih edilen hayat, devamlı iskân

değil, kışlak-yaylak tarzı hayattır. Ancak 7-8. yüzyıllarda “balık” kesin olarak vardır.

Page 136: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

115

Kutsal yerler: Devamlı iskân özeliği gösteren bu yerlerde mezarlar ve ataların

hatıraları bulunmaktadır. Yazıtlarda mezarlar ve kutsal yerlerle ilgili çok az bilgi

bulunmasına ve açık bir işaret olmamasına rağmen, bu yerlerin varlığı insanların

buralardan kolaylıkla kopamayacağı anlamına gelmektedir.

Yazar yukarıda özetlenen bu görüşlerine dayanarak Göktürk çağındaki iskânın

diğer dönemlerden çok da farklı olmadığı sonucuna varmaktadır.

3.1.7. CİHAN, Ahmet Kamil, “Orhon Yazıtlarındaki “Bilge” Terimi Üzerine”,

Felsefe Dünyası, 2002/1, 35, s.89-101.

“Bilge” teriminin Tonyukuk, Kültigin ve Bilge Kağan yazıtlarından hareketle

incelendiği bu çalışmada, “bilge” sözcüğünün “âlim, hakîm, akıllı, bilgili, bilici, akıllı,

tedbirli, ihtiyatlı, ileri görüşlü, siyasette ve idarede hakîm” şeklinde anlamlandıran

araştırmacıların görüşleri belirtilmiş fakat bu kelimenin yazıtlardaki kavramsal

çerçevesinin incelenmediği vurgulanmıştır.

Yazara göre “bilge” kelimesi Mete döneminde devlet yönetimiyle ilgili olarak

kullanılmıştır. Orhun yazıtlarında ise bu kelimenin kadın-erkek ayrımı olmaksızın

kullanıldığına dikkat çeken yazar, bu kelimeyi yazıtlardaki mahiyeti yani metin

bağlamında ele almaktadır. Çalışmanın sonunda “bilge” kavramının yazıtlarda kullanıldığı

anlam boyutuyla Farabî ve İbn Sina’nın filozof ve hakîm tarifleri ile birçok yönden

uyuştuğuna işaret eden yazar, “bilge” kavramının kağan kelimesiyle birlikte

kullanıldığında daha çok pratik felsefe alanında usta kişiye karşılık geldiğini söylemekte ve

Kaşgarlı Mahmud’un “bilge” sözcüğünün Arapça ilk karşılığı olarak “hakîm” sonra da

“âlim ve âkil”i söylemesinin bunu desteklediğini söylemektedir.

3.1.18. ÇETİN, Engin, “Orhon Yazıtlarında “İtaat” Kavramı”, Turkish

Studies, 2009, 4(8), s. 825-837.

Çalışmada Kültigin, Bilge Kağan ve Tonyokuk Yazıtlarında itaat kavramı

incelenmektedir. Söz konusu yazıtlarda saptanan ve itaat kavram alanını oluşturan

sözcüklerden hareketle itaatin Göktürk devleti ve devleti oluşturan Türk toplulukları için

önemi, itaat kavramının devlet sistemindeki yeri ve itaat hiyerarşisi gibi konular ele

Page 137: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

116

alınmakta ve bu bağlamda itaat kavram alanı ve alt alanlarını oluşturan sözcükler anlamları

ve yaşadıkları anlam genişlemeleri açısından değerlendirilmektedir.

Öncelikle kavram alanının ne olduğu, kuram olarak ne zaman ve kimler tarafından

ortaya atıldığı ve kapsamı anlatılarak konuya hazırlık yapılmaktadır. Devamında Göktürk

devlet sistemi irdelenerek Tük toplulukları için itaati hazırlayan nedenler sıralanmaktadır.

Bunun için Göktürk devlet sistemi incelenmiş, Orhun Yazıtlarına göre devlet hiyerarşisinin

nasıl anlatıldığı belirtilmiştir. Bunlar, kağan, katun, yabgu ve şadlar şeklinde sıralanan

doğal hükümet üyeleri ve tarkan, şadapıt, yargan, tudun gibi diğer önemli ünvanlardır.

Daha sonra itaat kavramının alt alanları ve bu anlar içerisindeki diğer öğeler günümüz

Türkçesi karşılıklarıyla verilmektedir.

Yazar genel olarak itaat olgusunun iki temel yönünden söz eder: isteyerek itaat ve

istemeyerek itaat. Bunlar tablo şeklinde sunularak Orhun Yazıtlarında geçen şekilleriyle

örneklendirilmiştir. İtaatin bu iki yönüne ait sözlerin anlamsal farklılıklar gösterilmesinin

sağlandığını belirten yazar, itaat etmek ve itaat ettirmek şeklinde alt alanlarında yer alan

sözleri, anlamları ve kullanıldıkları yerleri göstererek örnek cümlelerle sıralar. Bu iki itaat

şekline verilen örneklerden birkaç tanesi şu şekildedir: sökülmek, diz çöktürmek,

yüküntürmek, boyun eğdirmek ya da yükünmek; bir yenilgi sonucunda itaat etmek

anlamındadır. Körmek ise isteğiyle tabi olmak demektir. Bu fiiller anlamsal olarak itaat

kavramının farklı kullanım alanlarını karşılamaktadır. Son olarak ise itaat kavramıyla ilgili

sonuçlara ulaşılır ve elde edilenler sıralanır. Bunlar Göktürkçenin 8. yüzyılda köklü ve

işlenmiş bir yazı dili olduğunu ve itaat kavram alanının çok sayıda sözden oluştuğun ortaya

koymaktadır.

3.1.9. ERCİLASUN, Ahmet Bican, “Orhun Abidelerinin Araştırılması ve

Muhtevası”, Türk Dili, 399, s.142-151.

Çalışma, Orhun Yazıtları hakkında bilinenlerin aktarılmasına dayanmaktadır.

Öncelikle 1889’da Yadrintsev’in Orhun bölgesinde bulduğu taşların Thomsen, Radloff ve

daha birçok araştımacı tarafından çözülme, okunma ve adlandırma süreci ve yapılan

çalışmalar tarihleri de verilerek anlatılmaktadır. Çalışma, Türkiye’de ve dünyada yapılan

önemli çalışmaların anlatılması ve kişilerin belirtilmesiyle devam eder.

Page 138: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

117

Yazıtlarla ilgili yıl dönümlerine de vurgu yapan yazar, yazıtların varisleri olan

bizlerin ne yaptığını sorgular. Yazıtlardan bazı cümleler ve parçalar seçen yazar bunlarla

ilgili yorumlar yaparak, araştırmacılara yardımcı olmak için kaynaklar gösterir. Yazar,

çalışmanın sonunda yazıtların dil, üslup, edebî değer, millî şuur ve duygu yönlerinin

öneminden bahsederek yapılması gerekenleri sıralar.

3.1.10. GÖMEÇ, Saadettin, Kök Türkçe yazıtlarında Geçen Göller ve

Nehirler, DTCF Tarih Araştırmaları Dergisi, 27(44), 2008, 1-20.

Çalışmada Göktürkçe yazıtlarda geçen göller ve nehirler hakkında bilgi verilmiştir.

Bilindiği gibi Eski Türk bölgelerinde binlerce akarsu ve göl bulunmasına rağmen bu

çalışmada Göktürkçe yazılmış metinlerde geçen otuz sekiz göl ve nehrin yerinin tespitine

çalışılmıştır. Yazar bunu yaparken alfabetik sırayı takip etmiş ve bu nehir ve göllerin tarihi

önemleri ve hangi yazıtlarda geçtiği de kısaca belirtilmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere

isimler sıralanırken Orhun Yazıtları ile sınırlı tutulmamış Göktürkçe yazılmış diğer

metinlerde geçen göl ve nehir isimlerine de yer verilmiştir. Ayrıca çok geniş alana yayılan

Göktürkçe yazılı metinlerde geçen bu göl ve nehirlerin de bulunduğu bölgelerde tespit

edilebilmektedir. Bu bölge de doğuda Çin’den batıda Avrupa’nın orta ve kuzeylerine kadar

yer alan bir coğrafyadır.

Eski Türklerde göl için köl, nehir veya büyük akarsular için de genellikle ögüz

denmekteydi. Yazıda sözü edilen ve kısaca tarihi öneminden bahsedilen göller ve

akarsulardan bazıları şunlardır: Ak sub, Arkar Başı, Bolçu, Çıgıltır Köl, İrtiş, Kara Bulak,

Kev, Kergü, Kök Öng Orkın, Selenge, Şıp Başı, Tez Başı, Togla, Türgi-Yargun Köl, Uçus

Köl, Yabaş, Yaşıl Ögüz, Yılan Kol, Yula Köl….

3.1.11. GÖRKAŞ, İrfan, “Köktürk Kitabelerinde Tanrı-İnsan Münasebetleri”,

Türk Dünyası Araştımaları, 1998, 117, s.111-122.

Dinler tarihi çalışmalarının insanoğlunun inanmadığı bir devrin olmadığını ortaya

koyduğunu belirterek çalışmasına başlayan yazar, tanrı-insan münasebetinin Orhun

Yazıtlarındaki izlerini sürmeye çalışmaktadır.

Page 139: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

118

Yazıtlarda “kök” kelimesinin dört ayrı kavramın sıfatı olarak kullanıldığını belirten

yazar, bu kavramlardan birinin de “tengri” olduğunu söylemektedir. Orhun Yazıtlarına

göre “tengri”nin iki anlamda kullanıldığını söyleyen yazar, bunlardan birisinin dünyanın

dışı, gökyüzü; diğerinin de yaratıcı olduğunu söylemektedir. Yazıtlara göre tanrı göktedir

ve “yaratan, yücelten, kuvvet veren, lutfeden, bağışlayan” gibi sıfatlarla anılmaktadır.

Yazıtlara tanrı-insan münasebeti açısından bakan yazar, Bilge Kağan’ın babası ve

amcasının Tanrı’yla olan münasebetine dikkat çekmektedir. Buna göre Tanrı birincisinde

“tepesinde tutup yukarı götürmüş”, ikincisinde “yarlığa”mıştır. İki durumda da tanrı-insan

münasebeti neticesinde insanda bir varoluş bilinci ortaya çıkmış, bu bilinç neticesinde ise

illiler ilsizleştirilmiş, kağanlılar kağansızlaştırılmış, düşmanlar muti kılınmış, dizliye diz

çöktürülmüştür, başlılara baş eğdirilmiştir. Yazar sonuç bölümünde, yazıtlara göre

varoluşun ekseriyetle insana ve çabalarına bağlı göründüğünü söylemektedir.

3.1.12. KAPLAN, Mehmet, “Orhun Abidelerinde Mekân-İnsan Münasebeti”,

Türklük Araştırmaları Dergisi, 1985, 1, s. 1-6.

Orhun yazıtlarında geçen cümlelerin Türklerin yerleşik medeniyete geçmelerinin

hatta sonraki binlerce yıllık macera ve çabalarının özünü ifade ettiğini savunan yazar, bu

bağlamda Orhun yazıtlarında üç temel kavramın bulunduğunu ifade eder:

Geniş mekân

Bu geniş mekâna dağılmış halk kitlesi

Türk kağanlarının bu dağınık kitleye çekidüzen vermeleri, onları tek bir devletin

idaresi altında birleştirmesi

Yazara göre Türkler hayvan sürüleri besleyen bir kavim oldukları için zorunlu

olarak boylar halinde yaşamışlardır. Bu sosyal ve ekonomik durum onları sürekli olarak

hareket halinde olmaya ve yer değiştirmeye zorlamıştır. Bundan da çatışma çıkması

normaldir. Türklerin aynı zamanda atlı bir millet olması diğer yerleşik kavimler üzerine

akın düzenlemelerini yani hâkimiyet duygularını geliştirmiştir.

Türklerin boylar halinde yaşamaları aynı zamanda birbirleriyle savaşmaları

sonucunu doğurmuştur. Bu durum Türklerde savaş ve barış gibi zıt duyguları canlı

tutmuştur. Geniş mekânlara yayılma güdüsü ile devleti bir arada tutma hedefinin de bir

Page 140: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

119

tezat meydana getirdiğini ifade eden yazar, Orhun Yazıtlarından bu duruma uygun

cümleler alıntılamaktadır.

Yazar çalışmasının sonunda Orhun Yazıtlarındaki “geniş mekân”la ilgili unsurların

savaşarak hakimiyet altına alınan sahaların ne kadar güçlükle kazanıldığını, “dar mekân”la

ilgili unsur olan Ötüken’in ise devleti barış içinde bir merkezden idare etmek isteğini ifade

ettiğini söylemektedir.

3.1.13. KARADOĞAN, Ahmet, “Orhun Yazıtları’nda Türk Adının Türlü

Kullanılışları Üzerine”, Türk Dili, 2002,.604, s. 293-297.

Türkçede anlam ve köken bakımından çok tartışılan ve hakkında birçok çalışma

olan Türk kelimesi ile ilgili herkesin anlaştığı bir çözüme tam olarak ulaşılamamıştır. Bu

kelimenin Türkçenin bilinen en eski metinlerden itibaren kullanıldığı görülmektedir.

Kelime Göktürkçede ve Eski Uygurcada Türk ve Türük, Karahanlı Türkçesinde Türk, Eski

Anadolu Türkçesi metinlerinde ise Türk biçimindedir. Ayrıca etnik anlamının yanında tür

adı olarak da güç, kuvvet; güzel civan gibi anlamlarda kullanıldığı görülür. Çin

kaynaklarında ise kelime Göktürklerden bahsederken geçer ve çift heceli telafuz edilir. Bu

bilgilerden hareketle yazar bu çalışmada Orhun Yazıtlarında geçen Türk kelimesi üzerinde

durmakta, mevcut görüşler hakkında fikir yürütmektedir. Yazar, Orhun Yazıtlarında on beş

yerde türk, seksen dört yerde türük şeklinde geçerek en çok kullanılan kelimelerden

olduğunu vurgular. Burada dikkat çektiği önemli nokta ise her iki şekilde paralel olarak

kullanılan kelimenin çift heceli kullanımlarında dört tanesinde farklı olduğudur. Kelimenin

geçtiği bu dört cümlede türük kelimesi bilinen anlamının dışında kullanılmıştır. Cümleleri

yorumlarıyla birlikte sunan yazar;

bodunumuz türükümüz

türüküm bodunum

türüküme bodunuma

şekillerinde geçen ifadelerin, diğer araştırmacıların söylediğinin aksine bu tabirlerin

ikileme olduğuna dikkat çekmektedir. Bu ifadeleri sıfat ve isim tamlaması şeklinde

değerlendirmenin yanlış olacağını savunan yazar, bunların tekrar grubu, ikileme olduğunu

söyler. Çünkü tamlama olsalar idi türük kelimesi iyelik eki almamış olması gerekirdi.

Page 141: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

120

Ancak tekrar gruplarında iki unsur da eşit olduğundan aynı eki alabilmektedir. Evim

barkım örneğinde olduğu gibi. Bu durumda türüküm bodunum ve bodunumuz türükümüz

ifadeleri yakın anlamlı kelimelerin oluşturduğu tekrar gruplarıdır. Bu açıklamalara

dayanarak yazar, bodun kelimesinin millet, türük kelimesini de buna yakın olarak halk

biçiminde anlamlandırmakta ve türük kelimesinin törü- fiilinden türemiş olduğu görüşüne

katılmaktadır.

3.1.14. KAYRA, Osman Kemal, “Orhun Abidelerinde Askerî Kelime ve

Terimler”, Türk Dünyası Araştırmaları, 1997, 111, s.175-192.

Orhun Yazıtlarının açıklanması gereken bazı noktaları bulunduğunu belirterek

yazısına başlayan yazar, yazıtların dil ve sosyal hayat özellikleri bakımından ele

alınabileceğini ifade etmekte ve yazıtlardaki askeri kelime ve terimler üzerinde

durulmadığı için bu konuya eğildiğini söylemektedir. Yazara göre ordu-millet yaşayışının

bir yansıması olan bu yazıtların askeri kelime ve terimlerden ayrı düşünülmesi mümkün

değildir. Eski Türklerde ordunun halktan halkın da ordudan ayrı düşünülemeyeceğini

belirten yazar, Göktürklerde at sırtında geçen günlerin askeri intikalin en büyük

hazırlayıcısı olduğunu düşünmektedir. Gündelik hayatta oyunları bile ata binmek, ok

atmak şeklinde olan Türklerde gündelik konuşmalarda ibrenin askerî ağırlıkta olduğunu

belirten yazar, çalışmasında Orhun yazıtlarından seçtiği askeri kelime ve terimleri alfabetik

olarak ele almakta, yine yazıtlarda bu kelimelerin geçtiği örnek cümleler eşliğinde bu

kelime ve terimleri açıklamaktadır.

Çalışmada Orhun Yazıtlarında geçen 72 askeri terim ve kelime tespit edilmiştir.

Bunların bazıları sivil hayatla bağlantılı görünse de yukarıda vurgulandığı gibi ordu-millet

olan Göktürklerin yazıtlarında bu kelimeler aynı zamanda askerî anlamlara da sahiptir.

Yazarın ifadesiyle sivil hayatın dibinde bitiveren askerî hayat Orhun kitabelerinin genel

havasını oluşturmaktadır.

3.1.15. KLYASTORNIY, S.G., “Orhon Anıtlarında Türklerin Krallık

Soyunun Adı”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara,

1994, s. 137- 139.

Makalede Türklerin Krallık soyunun adı araştırılmaktadır. Çin vakayinamelerinin

birinde geçen “Tutszyue, ayrı bir Syunnu kabilesidir. Onların soyadı Aşina’dır.”

Page 142: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

121

Cümlesiyle çalışmasına başlayan yazar efsaneyi anlatarak devam eder. Buna göre

Aşina’nın atası dişi bir kurttu, onun ikinci kuşaktan torunlarından biri Aşina adını almıştı,

çocukları çoğaldılar ve büyük bir aile oluşturdular. Türk soyu hakkındaki bu efsaneye göre

bu Syunnu – Aşina halkı Doğu Türkistan’ ın yerli halkıyla karıştı ve o zamanlar Çinlilerin

Hu dediği ismi aldılar. Doğu Türkistan’ da bu terimle İran ve Tohar dillerini konuşan

yerleşik halk ifade ediliyordu.

Bu kısa bilgiden sonra yazar, Aşina isminin ya da benzer bir ifadenin Türk

yazıtlarının hiçbir yerinde geçmediğini söyler ve Aşina isminin etimolojik olarak

incelenmesini sunar. Bunu yaparken kendi de dahil olmak üzere bazı araştırmacıların

etimolojik tahminlerini açıklamalarıyla kısaca sunar.

Haussig’in tahminine göre bu isim Farsça axşaena “koyu renkli” ile yakındır, kendi

tahminine göre kelime İran ve Tohar diyalektlerinde aranmalıdır ve Hotan – Sakaca olan

aşana’dır, anlamı ise “layık, asil” dir. Bekvis’ e göre ise bu isim Türkçe aslan’ ın

değişmesi olarak yorumlanabilecek “Arsila” kelimesidir.

Yazar Aşina kelimesinin Türkçe etimoloji ihtimalinin az olduğunu ve kelimenin

Doğu Türkistanla bağlantılı İranca ve Tohorca etimolojisinin tercih edilmesinin daha doğru

olduğu kanısındadır.

Son olarak ise Türklerin kök-türk adını alması ve bu adın anlam ve etimolojik

olarak yazarca tahmini yapılmaktadır. Alışıla gelmiş tercümede bu isim Mavi Türklerdir.

Ancak yazar burada kök kelimesinin Aşina isminin rekonstrüke edilmiş anlamıyla olan

iadesine ve semantik uyumuna işaret etmektedir. Sonuç olarak yazara göre Köktürk terkibi

Türklerde krallık soyunun bulunduğunu ve Türk kavim birliğinin iki yapılı olduğunu

göstermektedir.

3.1.16. ÖLMEZ, Mehmet ,“ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (1)”, Türk

Dili Araştırmaları, 1995, 5, s. 227-229.

Moğolistan’daki eski Türk yazıtları bugüne kadar birçok araştırmacı tarafından

incelenmiş, ilgili çalışmalar yapılmış ve yayımlanmıştır. Çok sayıda araştırmacı yazıtlarda

geçen unvanlara, kişi adlarına, yabancı kökenli sözcüklere, sorunlu sözcüklere el atmış,

Page 143: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

122

çözüm önerisi getirmiş, kimini de çözmüştür. Kişi, kavim adları ve unvanları dahil olmak

üzere yazıtlarda yaklaşık 1000 ayrı sözcük geçmektedir. Bu sözcükler araştırmacılar

tarafından kimi zaman topluca kimi zaman tek tek ele alınıp incelenmiştir. Yorumcular

aynı zamanda bu sözcükler üzerinde farklı köken yorumlamaları da yapmış ve fikir birliği

sağlayamamışlardır. Bu çalışmanın amacı ise ülkemizde yapılan Türkçe yayınlarda kimi

zaman değinilen, çok az değinilen ya da hiç değinilmeyen yabancı öğelerin asıl

yazımlarını, alındığı dillerdeki şekillerini sıramaktır. Çalışmada birbirinin tekrarı olan

çalışmalara az yer verilmiş yapılan köken çalışmalarından en uygun ve en yeni olanına

değinilmiştir. Son çalışmalar ise ilgili sözcüğün bir önceki değinildiği yeri göstermektedir.

Sözcük bölümünde üç büyük yazıtın yanı sıra Ongin ve Moyun – Çor Yazıtlarında geçen

yabancı kelimler de incelemeye dahil edilmiştir.

Yazarın “Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler” başlığı altında yayımlanan 3

çalışması bulunmaktadır. Bu ilk çalışmada, amaç, yöntem ve kısa bilgiler yer almakta ve

sözlük başlığıyla ilk kelimeye yer verilmektedir. Bu kelime;

ançola – “sunmak, takdim etmek, teslim etmek”

Bu ve diğer çalışmalarda ele alınan yabancı kelimeler ve öğeler önce yazıtlardaki

şekliyle yani Göktürk alfabesiyle verilmiş ardındanda transkripsiyonu yapılıp anlamları

verilmiştir. Daha sonra bu öğelerin etimolojik incelemeleri yapılarak farklı araştırmacıların

yorumlarına değinilerek karşılaştırmalar yapılmaktadır.

3.1.17. ÖLMEZ, Mehmet, “ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (2)”, Türk

Dili Araştırmaları, 1997, 7, s. 175-186.

Bu çalışma yazarın 1995’te yayımlanan Eski Türk yazıtlarında Yabancı Öğeler (1)

yazısının devamıdır. İlk çalışmada yazar amacını, yöntemini ve uygulamasını belirtmiş ilk

kelime örneğini vererek çalışmayı bitirmiştir. 2. çalışması ise devam niteliği taşımakta ve

bu yabancı öğeler alfabetik sıra ile tanıtılmaktadır. Bu çalışmada toplam 18 kelime ele

alınmıştır. Bu kelimeler sırasıyla:

apar : “kavim adı (Apar)”

az : “kavim adı, etnik ad”

Page 144: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

123

baga : “küçük rütbe ve ünvanlar”

balbal : “öldürülen düşmanın heykeli”

bars : “kişi adı”

berçik, berçik er : “ kavim adı (Fars)”

biçin (beçin?) : “yıl adı” (maymun yılı?)

biti- : “yazmak, hakketmek”

bölün : “yüksek bir unvan, bakan”

buquraq : “buhara şehri”

Çaça : “kişi adı, (general)”

Çan : “kişi adı, (general)

çıntan : “sandal (ağacı)

çor : “unvan”

çub : “bölge, mıntıka”

çugay : “yer adı (Yin – Shan dağları)”

ışbara : “unvan (bey, efendi, emir, kral)”

işiyi liken : “tarihci Lu Xiang”?

3.1.18. ÖLMEZ, Mehmet , “Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (3)”, Türk

Dili Araştırmaları, 1999, 9, s. 59-65.

Yazarın Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler adlı çalışmasının 3.sü olan bu

yazıda da yazıtlarda geçen yabancı öğelerin sıralanmasına devam edilmektedir. Burada da

yine kelime ve öğeler yazıtlarda geçtiği yerler belirtilerek, Göktürk harfli yazılışları ve

okunuşları verilerek, bugünkü anlamları ve köken araştırması yapılarak sunulmaktadır. Bu

kelimeler söyle sıralanmaktadır:

Kunçuy : Prenses

kotay : ipek, ipekli kumaş

kör+ (kür+?) körlüg : hilekar, aldatıcı

Liken : kişi adı

Lisün : kişi adı

mag : ?

makaraç : kişi adı veya unvanı

matı : (a)mtı “şimdi” ? veya matı “sadık, itaatkar”

Page 145: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

124

3.1.19. ÖZBAY, Hüseyin, “Göktürk Bengütaşları’nda Sosyal Analiz ve Millî

Oto-Kritik”, Türk Kültürü, 306. 513-519.

Yazar çalışmasına Orhun Yazıtlarının 1250 yıl önce dikilmiş olmalarına dikkat

çekerek başlamakta ve bu yazıtlarda büyük bir tarihin, bir talihin ve zaman zaman baş

gösteren trajik gelişmelerin analizinin bulunduğunu söylemektedir. Yazar çalışmanın

devamında bu yazıtları dikenlerin gönüllerindeki sözlerini, sırlarını, acılarını, tecrübelerini

bengü taşlara kazıyarak sadece bunları gelecek nesillere aktarmakla kalmadıklarını aynı

zamanda milletimizin zaaflarını ve yapılan yanlışlıklar yüzünden gelen felaketleri de

anlatarak müşahedeye dayanan bir sosyal analiz metodu ve dramatik bir oto-kritik

yaptıklarını da söylemektedir. Bengü taşların bu yönleriyle millî muhasebe ve oto-kritik

belgeleri olduğunu ifade eden yazar, çalışmanın geri kalan bölümünde yazıtlardan seçilen

orijinal cümlelerin günümüz Türkçesine çevrilen karşılıklarını vermektedir.

Çalışmada bu cümlelerin milletlerini aşağılayan pesimist bir yaklaşımla değil de

hataların tekrarlanmasını engellemek amacıyla kaleme alındığına dikkat çekilmektedir.

Çalışmanın sonuç bölümünde yazar millî şuurumuz için zengin bir laboratuar örneği olarak

tanımladığı yazıtlarda belirtilen hataların bir daha işlenmeyeceğine dair temennilerini dile

getirmekte ve bu kadar güçlü olan bir ikazın akissiz kalmayacağına inandığını

söylemektedir.

3.1.20. SAKAOĞLU, Saim, “Göktürk Yazıtları ile Anadolu–Türk

Folklorundaki Paralellikler Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten 1990, Ankara 1994, s. 155- 166.

İnsanoğlunun doğumundan ölümüne kadar getirdiği, uyguladığı bir çok gelenek,

ritüel, uygulama bulunmaktadır. Bunlar zamanla, coğrafi değişikle, sosyal olaylarla

değişmekte, farklılık göstermektedir. Çalışmada bu uygulamadan evlilik ve ölüm

kavramları ele alınarak uygulamalar, özellikler anlatılmaktadır. Bunun için Türklerin en

eski yazılı belgesi Göktürk yazıtları ilk örnek olarak kabul edilmiş ve Anadolu–Türk

folklorundaki benzerlikleri ile karşılaştırılmış ve paralellik gösterilmiştir. Folklor

araştırmalarında insanoğlunun üç önemli safhası üzerinde durulmaktadır. Bunlar doğum,

evlenme, ölüm safhalarıdır. Doğum ve ölüm insanın elinde olmayan, karar vermediği

safhalar olduğu halde evlilik insan iradesine bağlı sayılan bir safhadır. Yazar bu çalışmada

evlenme ve ölüm safhalarını ele alıp incelemiş ve değerlendirmiştir. Bunlardan ilki

Page 146: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

125

evlenmedir. Göktürk yazıtlarında evlenme motifi sayısı fazla değildir. Bilge Kağan Yazıtı

K9-10 satırdaki üç cümlede evlenme ile ilgili bilgi vardır. Ancak bu da sınırlıdır. Bu

cümlelerde hükümdarın Turgiş hakanına kız vermesi ve Turgiş hakanının kızının oğluna

alınması anlatılmaktadır. Yazar buradan hareketle Türkler arasındaki evlilik türlerinden

bahseder ve karşılaştırmalar yapıp bu evlilik türlerini anlatır. Göktürk yazıtlarındaki evlilik

Anadolu’ da görülen Berder Evlilik türüne benzemektedir. Ancak Anadolu’ da görülen

Berder evlilik çeşidinin akrabalık kurma yönü Göktürk yazıtlarındaki evliliğe

benzemektedir.

Yazarın ele aldığı diğer bir safha da ölüm safhasıdır ve ölüm (yuğ töreni) yas

başlığı altında ele alınmıştır. Göktürk yazıtlarının üç büyük yazıtında ( BK, KT, T ) adına

yoğ töreni düzenlenen beş devlet adamından bahsetmektedir. Bu beş isim kergek bolmak,

yok bolmak, uça barmak gibi ifadeler anlatılır. Yazar bu isimlerin geçtiği parçaları asıl

şekilleri ve günümüz Türkçesi çevirileriyle metinler şeklinde yayınlar. Ardından bunları

Anadolu – Türk folkloründeki benzerlikleri, farklılıkları, değişmiş şekilleriyle

karşılaştırarak sunar. Ölümün kötü yönleri, ardından tutulan yas ve uygulanan ritüeller

belirtilir. Anıtlarda geçen kardeşin ölümü üzerine yazılanlara benzer Anadolu’ da kardeş

ölümü üzerine yakılan ağıtlar sunulur ve benzer yönlerine değinilir. Yine yazıtlarda geçen

ileri gelenlerin ölümünden sonra uygulananlar Anadolu’daki ile karşılaştırılır. Cenaze

törenlerine verilen önem iki tarafta da büyüktür ve farklılıklar gösterse de paralellik

yakalanabilmektedir. Yazar çalışmasında yaptığı değerlendirmelerle Göktürk

Yazıtlarındaki yaşayış tarzının Anadolu Türklerinin ruhuna yansımış olarak devam ettiği

sonucuna varır. Ortaya çıkan farklılıkların zamanın değişmesiyle coğrafyanın birbirinden

uzak olmasına bağlı olduğunu ve yazıtlarla Anadolu arasında görülen bu farklılıkların da

bu değişmenin tabii bir sorunu olduğunu savunur.

3.1.21. SAKAOĞLU, Saim, “Orhun Anıtları ile Dede Korkut Kitabı’nın

Destansı Yapıları Üzerine”, Türk Kültürü, 2002, 473, s. 513-519.

Orhun yazıtlarının yapı bakımından destansı özelikler taşıdığına dikkat çekerek

yazısına başlayan yazar, Dede Korkut kitabı ile Orhun yazıtlarından ikisini yani Bilge

Kağan ve Kültigin yazıtlarını destansı özellikleri bakımından ele almaktadır.

Page 147: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

126

Yazar hem yazıtlardan hem de Dede korkut hikâyelerinden örnek cümleler ve

bölümler alıntılayarak bu eserlerde pek çok savaş ve kahramanlık sahnesi bulunduğuna

işaret etmektedir. Yazara göre Orhun yazıtlarındaki kahramanlık öğeleri tarihe ışık

tutarken Dede Korkut hikayelerindeki kahramanlıklarda edebî duyguların dile getirilmesi

esastır. Aralarındaki ortak özellik ise sahip oldukları destansı söyleyiştir. Yazının sonuç

bölümünde ise 12 yy. önce dikilen Orhun yazıtları ile 7 yüzyıl önce kaleme alınan

hikâyelerinin taşıdıkları kahramanca ifadelerle bu metinlerde kullanılan kelime ve

tekrarlamaların bize bu eserlerin destan geleneğimizle içiçe olduğunu gösterdiği

söylenmektedir.

3.1.22. SERTKAYA, Osman Fikri, “Büyük Roma (İmparatorluğu) Bizans’ın

Köktürk Yazıtlarındaki Adı”, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXVI,

1993, s. 147-156.22

Çalışma Roma İmparatorluğunun çok kısa bir tarihçesi verilerek başlamaktadır.

Romalılar 1000 yıllı aşan uzun hakimiyetleri sırasında birçok milletle münasebette

bulunmuş doğal olarak da millet adı olarak çeşitli dillerde karşılık bulmuştur. R(O)M -

R(U)M adını farklı dillerdeki karşılıklarını tabloyla örnekleyen yazar, ardından da bu ismi

Göktürk kağanlığında ve yazıtlarındaki kullanılışlarını arar Romalılar Göktürklerle ilişki

içinde olmuş, hatta cenaze merasimlerine katılmışlardır. Költigin ve Bilge Kağan

Yazıtlarında bahsedilen ve atalarının cenaze törenlerine katılan on bir kavim arasında

sırasıyla 6. olarak yer alan Romalılar yazarın konu edindiği kavimlerdir. Çeşitli

araştırmacılar PVRM şeklinde transkripsiyonlanan bu kavmi, parpurum, purum, aparım,

aparum şeklinde okumuş ve Apurumlar, Rum, Bizans, Apourim olarak tercüme

etmişlerdir. Yazar ise bu ifadeyi RM harflerinin Türkçe Rum ve Rom şekillerinde

transkripsiyonlanıp, Rumlar olarak anlamlandırılabileceğini söylemektedir. Ayrıca

kelimeyi Türkçe kurallara uygun olarak u- önsesiyle birlikte urum şeklinde belirtmektedir.

Bu açıklaması Uygurca bazı metinlerden, Oğuz Kağan Destanında geçen örneklerden

yararlanarak genişleten yazar, urum olarak transkripsiyonlandığını kelimenin başındaki

harfleri ya da ifadeyi de kelimenin sıfatı olmalıdır mantığından hareketle ‘p’ işaretini

(a)p(a) şeklinde transkripsiyonlamaktadır. Sıfat olarak kullanıldığını düşündüğü (a)p(a)

ifadesinin de anlam olarak “büyük” olduğunu belirten yazar, yine bu açıklamasına delil

22 Bu makale 24–29 Eylül 1979 tarihlerinde İstanbul’da düzenlenen 3. Milletlerarası Türkoloji Kongresinde

sunulan bildirinin yayınlanmış halidir.

Page 148: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

127

olarak bazı kaynaklardan örnekler vermektedir. Sonuç olarak ise yazar bu kelimeyi apa

urum şeklinde okumakta ve “Büyük Roma (İmparatorluğu) =Bizans” olarak tercüme

etmektedir. Böylece daha önce okunan şekillerin ve tercümelerin ortadan kalktığını, yerini

kesin bir karşılığa bıraktığını belirtir.

3.1.23. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Yazıtlarında Hintçe Unsurlar”,

Zeynep Korkmaz Armağanı, Ankara: TDK Yayınları, 2004, s. 366-380.

Çalışmasına Göktürklerin Hintliler ve Hindistan’la ilişkileri konusunda bir çalışma

yapılmadığına dikkat çekerek başlayan yazar, Runik harfli metinlerde Hint menşeli

kelimelerin de Orhun yazıtlarıyla ilgili çalışmalarda dipnotlarda açıklanmaya çalışıldığını

vurgular.

Müstakil araştırmalarında konuya temas eden kişilerden bazılarının isimleri

sıralayan yazar, kendisinden önce bu konuda kalem oynatanların görüşlerini de aktarmak

suretiyle yazıtlarda yer alan Hintçe 14 unsurun ne anlama geldiklerini açıklamaya çalışır.

Çalışmada ele alınan Hintçe Unsurlar (a)şok(a) veya (a)şok; (a)zm(a)n; buk(a)r(a)k; çerig;

çınt(a)n; ışb(a)ra; kord(a)n; m(a)k(a)r(a)ç; n(e)k ;şadapıt; umay, y(a)l(a)b(a)ç; y(a)mt(a)r;

Yazar çalışmasının sonunda bu 14 kelimenin eski Türkçeye Hintçeden ve

Soğdçadan nasıl geçmiş olabileceğine dair tahminlerini bazı dilcilerin görüşlerine

dayanarak birkaç örnek kelime üzerinden açıklamaktadır.

3.1.24. ŞENOCAK, Ebru, “Göktürk Yazıtlarında Türk Halk Edebiyatı

Unsurları”, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2001, 11(2),

s.165-176.

Göktürk Yazıtları, başta Türk edebiyatı olmak üzere pek çok konuda ilk olma

özelliği taşımaktadır. Türk kültürünün, medeniyetinin, töresinin pek çok örneği, Göktürk

Yazıtlarında tespit edilmiştir. Bu unsurların yanı sıra bu yazıtlarda, Türk folkloru ile ilgili

örnekler de bulunmaktadır. Söz konusu folklor ürünleri, sözlü gelenek içerisinde

aktarılarak bir takım değişikliklerle günümüze kadar gelmiştir.

Çalışmanın amacı Göktürk Yazıtlarındaki halk edebiyatı unsurlarını tespit edip,

bunların benzer yönlerini günümüzdeki şekilleriyle karşılaştırarak değerlendirmektir. Bu

Page 149: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

128

sayede yazıtlardaki ürünlerin, günümüzde de hâlâ aynı anlam zenginliği ile ifade edilmekte

olduğu ortaya konulmaktır.

Yazıtlar incelendiğinde açıkça görülmektedir ki, hayatın her safhası edebî eserde de

kelimeler sayesinde gözler önüne serilmektedir. Yazar bunu desteklemek amacıyla

yazarların bu konu hakkındaki görüşlerine ve yazıt metinlerden örnek cümlelere yer

vermekte ve Dede Korkut hikayeleri ile bağlantılar kurmaktadır. Örneklerde sosyolojik

bütünlüğe sahip olan bir milletin duygu, düşünce ve hayal dünyaları her dönemde benzer

şekilde ifade edildiği görülür.

Konu ile ilgili olarak Saim Sakaoğlu’nun “Göktürk Yazıtları ile Anadolu - Türk

Folklorundaki Paralellikler Üzerine” adlı makalesine değinen yazar söz konusu makalede

geçen Türk folklor ürünlerinin Göktürk metinlerindeki unsurları sıralar. Bu unsurlar, Türk

halk kültürünün kökleşmiş geleneklerinin en güzel örnekleridir. Halk edebiyatı folklorun

alt dalı olarak karşımıza çıkmaktadır. Yazıtlardaki halk edebiyatı unsurları, yazıya geçtiği

halde halk arasında anlatılmaya devam eden, söz unsuruna dayalı edebî ürünlerdir. Bunlar,

nesilden nesile aktarılırken bir takım değişikliklere uğramış, farklı adlar altında fakat aynı /

benzer konuların işlendiği türleri ihtiva eder duruma gelmiştir.

Göktürk Yazıtları incelendiğinde de açıkça görülmektedir ki, yaşanan olaylar ve

bunların ifade tarzları yıllar sonra karşımıza tekrar çıkmaktadır. Çalışmada, adı geçen

makalede folklor unsurları incelendiği için yalnızca, Göktürk Yazıtlarındaki halk edebiyatı

unsurları değerlendirilmektedir. Bu unsurlar 3ana başlıkta alt başlıklarla desteklenerek

açıklanmaktadır.

1. Nesir şeklinde (anlatmaya dayalı) olanlar

a. Destanlar ve Dede Korkut Hikâyeleri

2. Nazım şeklinde olanlar

a. Ağıt b.Yaşname

3. Nazım- nesir karışık olanlar

a. Atasözleri ve deyimler

Page 150: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

129

Göktürk Yazıtlarında halk edebiyatı ürünleri bu üç unsurda incelenmiş, örneklerle

desteklenmiş ve karşılaştırmalar yapılarak sonraki dönemlerdeki ürünlere yansıması

gösterilmiştir. Yazarın inceleme, değerlendirme ve açıklamalarına göre yazıtlardaki halk

edebiyatı unsurları hem tür hem de ifade tarzı olarak diğer anlatmaya dayalı türler ile

benzerlik göstermektedir. Bu ürünler, sözlü gelenek içerisinde aktarılarak bir takım

değişikliklerle günümüze kadar gelmiştir. Yazar sonuç olarak Göktürk Yazıtlarındaki

yaşantı tarzının, destan devri toplumunun yaşantısını hatırlattığını, yüzyıllar öncesinde

yazılmış eserdeki ürünlerin günümüzdeki şekilleri ile aynı anlam zenginliğini korumaya da

devam etmekte olduğunu söylemektedir. Yazar bunu, uzun bir tarihî geçmişe sahip Türk

milletinin, dili kullanmadaki ifade gücüne bağlamaktadır.

3.1.25. WOO, Duck-Chan “Orhun Yazıtlarındaki Bazı Özel İsimler

Hakkında”, AÜ DTCF Dergisi, 1995, 37(1-2), s.127-132.

Bu çalışmada Orhun Yazıtlarında geçen ve kimlikleri hakkında net bir bilgi sahibi

olamadığımız bazı tartışmalı özel isimler üzerinde durulmaktadır. Bu amaçla konuyla ilgili

Çin kaynakları ve Orhun Yazıtları tekrar gözden geçirilmiş ve söz konusu olan bazı özel

isimler yazar tarafından aydınlatılmaya çalışılmıştır.

Çalışma iki başlık altında Bumin ve İstemi, Tölis (Töles) ve Tarduş özel isimleri

incelenmektedir. Bu kelimeler köken ve anlamları bakımından incelenerek örnekler

üzerinden değerlendirilmiştir. Araştırmacıların farklı görüşleri arasında karşılaştırmalar

yapılarak sonuçlar ortaya konmuştur. Daha sonra yazar kendi görüşlerini açıklamalar ve

değerlendirmeler yaparak sunmaktadır. Buna göre Orhun yazıtlarında geçen Bumin ve

İstemi Göktürklerin efsanevi atalarının adıdır. Bu kişileri Çin kaynaklarında bahsedilen 6.

Asırdaki Tu-men ve Shi-te-mi olarak kabul etmek sakıncalıdır. Tölis ve Tarduş ise kavim

adı değil Göktürk kağanlığını oluşturan doğu ve batı bölgesinin adıdır.

Page 151: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

130

3.2. Bildiriler

3.2.1. AMANOĞLU, Ebülfez “Orhon Yazıtlarındaki Bulak Boy İsmi ve Türk

Tarihinde Yansımaları”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslar arası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, Bildiriler Kitabı, (cilt-1) Hacettepe

Üniversitesi, 26-29 Mayıs 2010, s. 51-54.

Türk dili etimolojisinin çözülmemiş problemlerinden biri de kavim adlarıdır. Boy

adlarının etimolojisi kapalı türden bir bilgi oluşturmaktadır. Bu adların çözümü o kavmin

tarihi, kültürü, psikolojik özelliklerini öğrenmek bakımından önemli olacaktır. Türk boy

isimlerinin çözümü de Türkoloji’nin en zor sorunlarından biridir. Yazar bu çalışmasında bu

görüşlerden hareketle bazı Türk boy ve kavimlerinden örnekler vererek etimolojik

çözümlemesini yapmaktadır. Bu isimlerin bazıları Orhun Yazıtlarına Divanü Lügati’t-

Türk’e kadar dayanmaktadır. Bunlardan en dikkat çekeni Göktürk yazıtlarında bile

karşılaşılan, Divanü Lügati’t-Türk’te geçen Bulak ismidir. Yazar bu ismin bazı

araştırmacılar tarafından incelenmiş ve açıklanmış örneklerine yer verir. Ardından diğer

farklı eserlerde ve dillerde bu kelimenin anlamını ve hangi kavmi nitelediğini

açıklamalarıyla ortaya koyar. Bunlara dayanarak Bulak isminin sincapçı, samurcu, bunları

avlayan anlamına geldiği sonucuna varır. Bu sonuçtan anlaşılacağı üzere Türklerde boy

adlarından birçoğu hayvan adından oluşmaktadır. Yazar bu görüşünü daha da

kuvvetlendirmek için Ti, Ting – ling, Tiele, Töles, Teleüt, Kil, Kiş, Kemek, As, Asun, …

gibi kavim adlarını örnek olarak verir. Öyle ki Türkler etini yediği, kürkünü sarındığı

hayvanların adını kendine, toplumuna, devletine ad olarak seçmiştir. Ting-ling Türk kavmi

de yazar örnek olarak sunduğu kavim isimlerinden biridir ve sincap kürkü anlamına

gelmektedir. Bildirinin sonunda ise yazar günümüz Türk dünyası coğrafyasında Bulak

isminin bazı yer adlarında kullanıldığının ve bu adlardan geldiğinin görüldüğünü

belirtmekte, bu ismin Eski Türkçe ve Kaşgarlı Mahmut’taki Bulak boy isminin kalıntısı

olduğunu ve samur, sincap anlamında kullanıldığını ve kürkçülük mesleği ile uğraşan

Türklerden dolayı alındığını vurgulamakta, varsaymaktadır.

Page 152: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

131

3.2.2. AYDIN, Erhan,“Bilge Kağan Yazıtında Geçen Kök Teyen Hayvan Adı

Üzerine”, Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri, Bilkent Üniversitesi,

Ankara, 2006, Bilkent Üniversitesi Yayınları, s. 347-356.

Yazıtlarda Göktürklerin sosyal hayatıyla bilgiler elde edilebilmektedir. Yazıtlar da

az da olsa ticari mallar, canlı ve cansız ticaret kaynakları, diğer milletlerin hediye ve vergi

şeklinde sunduğu şeylere değinilmiştir. Bu ticari mallardan biri de sincap kürküdür.

Bilge Kağan Yazıtının güney ve kuzey yüzlerinin 12. satırında geçen hayvan adı

şimdiye kadar değişik şekillerde okunmuş ve anlamlandırılmıştır. Kök teyen şeklinde geçen

bu hayvana gök sincabı mavi sincap şeklinde anlamlar verilse de bu tanıtmaya

yetmemektedir. Bu yüzden yazar bu çalışmada bu hayvan ismi üzerinde durmakta ve yeni

öneriler sunmaktadır. İlk olarak kök teyen, tiyin ifadesindeki kök şeklinde geçen sıfat

üzerinde durmuştur. Diğer araştırmacıların bu hayvan adını nasıl okuyup

anlamlandırdığına yer vermiştir. Ardından kendi anlamlandırma önerisini sunan yazar, kök

kelimesinin göz ardı edilen gri, boz kül rengi anlamı üzerinde durmakta ve buna dair

örnekleri tarihi Türk dili alanında ve çağdaş Türk dili alanında göstermektedir. Buradan

hareketle kök kelimesine gri anlamını verip, ifadeyi gri sincap olarak anlamlandırır. Bu

hayvanın adı Latince Marmota bobak sibiricadır ve postu çok değerlidir. Bugün

Moğolların ticaret kaynaklarından biri olan tarbagan işte bu bahsedilen hayvandır. Yazar

bugün Moğolların tarbagan olarak anılan hayvanın eski Türkçedeki kök teyen olduğunu

ortaya koymaya çalışmaktadır. Hatta ona göre Bilge Kağan Yazıtında bu hayvanın

kendisinden değil, postundan söz edildiği ifade edilmektedir.

Ayrıca yazar çalışmasına ek olarak bu hayvanın resmine ve Moğolların bu

hayvanın etinden ve derisinden faydalandığı uğraş fotoğraflarına yer verir.

3.2.3. BAYRAKTAR, Nesrin, “Orhon Yazıtlarında Geçen Renk Adlarının

Anlam Alanları Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1),

Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara,

2011, s. 121- 128.

Günümüz Türkçesinde renk adlarının kullanım alanı oldukça geniş yer tutar. Renk

adlarının havyan, bitki, eşya, hastalık, tıp, kimya, dağ, su, yerleşim yeri, insan adları,

Page 153: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

132

atasözü, deyim ve ikilemelerde birçok anlam alanı ile kullanıldığı görülmektedir. Renklerin

diğer bir özelliği de soyut kavramlar olarak çeşitli unsurlarla somutluk kazanmasıdır.

Yazar bu açıklamalara ek olarak çalışmasının başında Gabain (1968)’in Türkçesindeki

renklerin sembolik anlamlarının olduğu ve yönlerle ilişkisine dayanan görüşüne göre bir

tablo sunar. Buna göre doğu mavi, yeşil; batı ak; kuzey kara; güneyde kızılı temsil eder.

Yazar bundan da yararlanarak çalışmasında Orhun Yazıtlarında saptanan renk adları ve

renk ifadelerini incelemiş, bunları alfabetik sırayla, geçtiği yerlerden örneklerle ele almış

ve değerlendirmiştir. Bu değerlendirmelere göre renk adları, renk ifadeli kullanım, at doru

olarak kullanım ve özel ad yapımındaki kullanımları şeklindedir ve yazıtlarda toplam on

renk tespit edilmiştir.

1- Ak : renk ifadesi olarak kullanımına rastlanmamış ancak at doru ve özel ad

yapımında kullanılmıştır.

ak adgırıg : ak aygırını

2- Azman Ak : ak renk adıyla birlikte kullanılmıştır.

azman akıg binip : kır atına binip. Azman kelimesi tartışmalıdır, ancak ak

kelimesinin pekiştiricisi olarak düşünülebilir.

3- boz : At doruna işaret eder ve at adının sıfatı konumundadır.

boz atıg : boz atına

4- Başgu Boz : kelimesinin “ başgıl boz “ okunması ve alnı akıtmalı boz ( at )

biçiminde anlamlandırılması belirtilir.

başgu boz: alnı akıtmalı boz ( at )

5- Kök : yazıtlarda en çok kullanılan renk mavi ve Doğu Türkleri anlamında

kullanılır.

üze kök tenri : üstte mavi gök ( yüzü )

köök türük : Gök Türkler

6- Sarıg : altın madeninin renk tanımlayıcısı olarak geçer.

sarıg altunın: sarı altınları

Page 154: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

133

7- Torug: kızılımsı – kahverengi ( at doru ) anlamında kullanılır

torug at binip : doru atına binip

8- Ürün: gümüş madeninin rengini niteler.

ürün kümüşin: beyaz gümüşlerini

9- Yağız: toprağın rengini göstermek için kullanılır.

Yağız yer kılındukta: yağız yer yaratıldığında

Az yağız : at doru olarak geçmektedir.

az yagızın binip: az yağızına ( az yağız altına ) binip

az kelimesi yağız renginin niteleyicisi pekiştirici rolündedir.

10- Yaşıl: yazıtlarda renk ifadesi olarak geçmez yer belirtir.

İlgerü yaşıl ügüz: doğuda sarı ırmağa

Bildirinin sonunda yazar bu açıklama ve değerlendirmelere göre sonuç belirtir.

Buna göre yazıtlarda on renk adı saptanmış ve renk ifadesinin yanı sıra at doru ve özel ad

olarak kullanımları vardır. En sık kullanılan renk adları kara, ak ve köktür. Onu baz ve

yağız; sarıg, ürün ve yaşıl izlemektedir. Kızıl ve torug en az kullanılan renklerdir. Anlam

alanı en geniş olan kara, ak ve köktür. Bazı renklerin mecaz anlamı ifadeleri kazandıkları

ve farklı renklerin yerine de kullanıldıkları görülmektedir.

3.2.4. KULJANOVA, Bahıtgül,“Eski Türk Anıtlarındaki Halk Birliği ve

Memleket Bütünlüğü Ülküsü (Orhun ve Kutadgu Bilig Eserlerine

Göre)”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), s. 519-522.

Çalışmada Orhun Yazıtlarında ve Kutadgu Bilig’de anlatılan halk birliği ve

memleket bütünlüğü konuları üzerinde durulmakta, örneklerle konu hakkında açıklamalar

yapılmaktadır. Orhun Yazıtları ve Kutadgu Bilig eski Türkler zamanından kalma,

milliyetçilik duygularının anlatıldığı, eski Türk boylarının manevi hayatını gösteren edebi

eserlerdir. Eski Türklerin edebi ve kültürel yaşamını anlatan bu eserler, aynı zamanda

dönemin siyasi düşüncesini de yansıtır. Yazıtlarda yurdu korumak, devlet kurmak,

toprakları genişletmek, milleti bir arada tutmak gibi fikirler açıkça anlatılmış bu düşünceler

Page 155: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

134

11. yüzyıl eseri Kutadgu Bilig’de de devam etmiştir. Kutadgu Bilig’de geniş toprakları

yöneten Karahanlılar anlatılmış, devlet yapısını sağlamlaştırmak, içte ve dışta güçlü olmak,

devlet yönetimini, yöneticilerin vazifeleri, hukuk, insanlık, milliyetçilikten bahsedilir.

Eserin başlıca amacı adaletli bir toplum kurmaktır.

Orhun Yazıtları da bu ve buna benzer konuları işlemektedir. Yazıtlar sadece

kahramanlık anlatan, tarihi, şiirsel metinler değil aynı zamanda birliği ve bütünlüğü öven,

öğütler veren, iyi ve kötü yöneticilerin karşılaştırıldığı, ders verici bir nutuk niteliğindedir.

Her iki eserden örnek parçalar vererek çalışmasını delillendiren yazar eserlerin önemi ve

büyüklüğü üzerinde durmuş, işlenen konuları devlet ve millet birliği, milliyetçilik, yönetim

gibi noktalarda açıklamış ve kendi yorumlarıyla değerlendirmiştir.

3.2.5. ÖLMEZ, Mehmet “Eski Uygur ve Çin Kaynakları Işığında Orhon

Yazıtlarında Geçen Yer ve Kişi Adları”, Orhon Yazıtlarının

Bulunuşunda 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, (Cilt-1) Hacettepe

Üniversitesi, 26-29 Mayıs 2010, s. 629-640.

Çalışma eski Türk yazıtlarında karşımıza çıkan ve Türkçe kaynaklarla

açıklanamayan kimi sözcüklerin ancak komşu halkların dilleri ve kaynakları aracılığıyla

açıklanacağının mümkün olabileceğini savunmakta ve burada da bu sözcüklerden birkaçını

ayrıntılı olarak ele almaktadır. Yazar çalışmaya, bu sözcüklerden önce ançula- ve kutay

şeklinde okunan sözcüklerin Teng dönemi Çincesinin ses bilgisi aracılığıyla bugün ançola-

ve kotay olarak okunduğunu belirterek başlar. Yine daha önce çogay okunan yer adının

artık çugay olarak tespit edildiğini belirtir. Daha sonra örnek kelimelerle devam ederek

bükküli sözünün de bir Kore hanedanının adı olduğu ve bükküli olarak okunup anlamının

ülke halk olmaktan çıktığını söyler. Yine hem yer hem de kavim adı gibi görünen tokuz

ersin’in de Çin kaynakları yardımıyla açıklanabilen ve Toharların bulunduğu yeri gösteren

bölge ismi olduğu ortaya konmuştur. Yazıtlarda yer alan şantun yazı “Şantug Ovası”

sözünün de bugünkü Shandong olmayıp Hebei olduğu gösterilmiştir. Yazar bu kelimeleri

özellikle Çince kaynaklara dayandırarak bugünkü yorumlarıyla kısaca belirtmiş ardından

bildiride genişçe yer verdiği Temir Kapıg ve Kültegin kelimelerini açıklamaya geçmiştir.

Yazara göre temir kapıg yazıtlarda görülen ve bugün Türklerin yaşadığı çeşitli

coğrafyalarda karşımıza çıkan bir yer adıdır ve batıdaki sınır için en uç noktayı

göstermektedir. Ancak yazıtlardan sonra bu kelimeye rastlanılmadığını belirten yazar, daha

Page 156: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

135

sonra bu kelimenin Çince kaynaklarda karşımıza çıktığını belirtir. Yine burada da Demir

Kapı dorukları dar ve tehlikeli kayalıkların bulunduğu bir yerdir ve bu kayalar üzerine inşa

edilmiş demir bir kapıyı ifade etmektedir. Burası da Türklerin uçtaki hisarıdır. Son olarak

ise, kültegin sözcüğüne geçen yazar, bu ismin kimler tarafından nasıl okunduğuna Çince

metinlerden de örnekler vererek devam eder. Kelimenin Kültegin olarak okunabileceğini,

Korece ve Eski Çince örnekleri göz önünde bulundurarak ifade eden yazar, kelimeye kesin

bir anlam vermez.

Çalışmanın sonunda, bahsedilen yer adlarının Hermann ve Breger Atlaslarına göre

coğrafi yerleri gösterilmeye çalışılmış, ayrıca Demir Kapının Rus kâşifler ve Japon rahipler

tarafından çekilen iki farklı fotoğrafına yer verilmiştir.

3.2.6. ÖZKEÇEÇİ, İlhan, “Orhun Abidelerinin Estetik ve Muhtevasının

Önemi”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.653-

668.

Bildiride Orhun Yazıtlarının sahibi olan Göktürklerin tarihine kısaca yer

verilmekte, yazıtların bulunduğu Orhun bölgesi tanıtılmakta, ardından Orhun Yazıtları

fiziki ve içerik bakımından tanıtılmaktadır. Asıl amaç yazıtlardan hareketle Asya’nın

estetik ve felsefi yönüne dikkat çekmek, yazıtların içeriğini anlatmak ve günümüz Türk

toplumlarına ulaşan evrensel mesajlara vurgu yapmaktır.

Yazar Göktürklerin tarihini kuruluştan yıkılışa kadar, başa geçen hükümdarlarla

kısaca anlatır. Ardından yazıtların bulunduğu Orhun Vadisi coğrafi ve fiziki bakımdan,

tarihi önem bakımından kısaca tanıtılır.

Bu tanıtmalardan sonra ise Orhun Yazıtları hakkında, ayrıntılı bilgiler sunulur. Ne

zaman, kim tarafından, kimin adına, nerede, ne amaçla dikildiği, yazıtları bulanlar,

okuyanlar ve yapılan çalışmalar anlatılır. Daha sonra çalışmanın özünü oluşturan yazıtların

estetik unsurlarına yer verilir. Bu da Kültigin, Bilge Kağan, Tonyukuk Yazıtları ayrı ayrı

incelenerek yapılmaktadır. Çalışmada ayrıca fotoğraf ve resimlerden de yararlanılır.

Page 157: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

136

Türk sanatında süreklilik, ortak motifler başlığı altında Türklerin genel sanat

anlayışından, ortaya konan ürünlerin barındırdığı ortak motiflerden, Orta Asya klasik

sanatlarından ve aralarındaki bağdan bahsedilir. Son olarak ise Orhun Yazıtlarının

muhtevası başlığı altında yazıtların içeriğine değinilir, önemine vurgu yapılır. Örnek

parçalar ve cümlelerle Türk milleti için önemli konulara değinilir.

Yazar bildirinin sonuç kısmında toplumların hayatında, kültür, sanat ve siyasette

sürekliliklere dikkat çekmek için yazdığını belirtir. Ayrıca çalışma boyunca verdiği

örnekler ve aktardığı bilgilerle sanatın iletişim aracı olarak geçmişi günümüze taşıdığını

geleceği yapılandırdığını belirtir. Ayrıca kültür ve sanat anlayışıyla verilen eserler, çağdaş

toplumlardan inanılmaz bir süreklilik göstererek zamanda ve mekânda yayılır.

3.2.7. SAKAOĞLU, Saim,“Orhun Anıtlarından Günümüze Süzülen Birkaç

Erkek Adı”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 695-

701.

Orhun Yazıtları muhteva bakımından ad biliminin bir hazinesi gibidir. Türk

tarihinin, yaşayışının yansıması olan bu taşlar barındırdıkları ad türleriyle de ilgi

çekmektedir. Özellikle erkek adlarının çokluğu önemlidir. Yazarın amacı da Orhun

Yazıtlarından günümüze kadar günümüze gelmiş birkaç erkek adını belirtmek, tanıtmak ve

anlatmaktır. Anıtlarda geçen kişi adlarından bazıları tam olarak açıklanmayan ve genelde

soru işareti ile belirtilmiş isimlerdir. Bazıları ise komşu ülkelerin ileri gelenleri ile ilgili

veya Türkler tarafından kullanılan ve başka dillerden alınan kelimelerdir. Bunların

çoğunluğu da Çincedir. Ayrıca unvan olarak belirtilen ve günümüzde ad olarak

kullanılanlar da vardır. Çalışmada ise bu adlardan 6 tanesine yer verilmiştir. Bunlar

günümüze kadar gelebilen isimledir.

1- Bars : Günümüzde tek başına kullanıldığı görülmemiştir. Soyadı olarak

kullanılmaktadır.

2- Bumın : Günümüzde daha çok Bumin şeklinde geçmektedir.

3- İştemi : Günümüzde İştemi şeklinde görülmektedir.

4- Ogul : Günümüzde tek başına kullanılmamaktadır.

Page 158: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

137

5- Tona : Günümüzde bu şekliyle de, Tonga ,Tunga şekilleriyle de

kullanılmaktadır.

6- Yollug : Bu şekliyle olmasa bile, günümüz şekline uygun olarak

kullanılmaktadır.

Yazar günümüze kadar gelen bu 6 erkek ismini madde madde sıralar. Yazıtlarda

nerede ve nasıl geçtiğini belirtir. Günümüzde nasıl geçtiğinden bahseder, bunu yaparken de

ünlü kişilerden örnekler verir.

Yazarın değerlendirmesine göre Orhun Yazıtlarındaki erkek adlarının pek azı

günümüzde kullanılmaktadır. Bunun sebebi de yazara göre İslami adların ağır basması,

yeni veya modern sayılan adların öne çıkması ve hiç duyulmadık ad peşinde koşulmasıdır.

3.2.8. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Göktürk

Yazıtlarında İsim ve Unvan Söyleme Geleneği”, Uluslar Arası III. Türk

Kültürü Kongresi Bildirileri, 1999, s.593-600.

Göktürk harfleri ile yazılan metinlerde geçen isim ve unvanlar araştırmacıların her

zaman dikkatini çekmiştir. Ancak genelde isimlerden önce veya sonra kullanılan unvanlar

üzerinde çalışma yapan araştırmacılar kişi isimler üzerinde daha az çalışma yapmışlardır.

Bu sebeple metinlerde geçen isimler, özellikle yer, ülke ve kişi adları yanlış okumuş ve

anlamlandırılmıştır. Yazar, buradan hareketle yanlış okunan ve anlamlandırılan bazı

isimlerden örnekler vermekte, ardından da kişi adlarının okunuşundan yapılan hataları dört

başlık altında toplamaktadır.

1. Yanlış harf transkripsiyonu

2. Eksik yapılan transkripsiyon

3. Kelimeyi yanlış bölme

4. Yanlış teşhis, yanlış anlamlandırma

İlk üç başlık altında yanlış okunan ve gramer açıklamaları yanlış yapılan bazı

kelimeler belirtilmiş, bu kelimelerin kim tarafından ve nasıl okunup çözümlendiği

anlatılmıştır. Bazı kelimeler ise yazar tarafından düzeltilmektedir.

Page 159: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

138

Son başlıkta yani yanlış teşhis, yanlış anlamlandırma başlığı altında ise bazı isimler

örnek olarak verilmiş isim ve unvanlarını ise söyleyişlerinin çeşitli şekillerde

gruplandırılmış olduğu açıklanmıştır. Buna göre isim ve unvanlar kullanılışlarında;

(ben)…ben ve (ben)…im formülü ile (men)…men ve (ben)…im formülü ile

değerlendirilebilir. Ayrıca Türklerde er ilk adının alınması durumu da yazar tarafından

örneklerle ve açıklamalarla sunulmaktadır.

Yazar çalışma boyunca verdiği örnek ve açıklamalara dayanarak; gruptaki

örneklerin isim ve unvan olarak birlikte geçtiği, ben…ben formülüne uymayan bazı

örneklerin olduğu er li örneklerde isim ve unvandan sonra adı geçen makamı veya

rütbesinin belirtildiği sonuçlarına ulaşır. Yazara göre bu durum Türklerde isim ve unvan

söylemenin bir sistem içinde ve bugüne kadar devam eden bir geleneğe bağlı olduğunu

göstermektedir.

3.2.9. SEVER, Mustafa,“Orhun Yazıtlarındaki Bazı Kavramları Yeniden

Okumak”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 727-

732.

Milletin hayatındaki değerler, gelenekler, davranışlar, eylemler kelimelerle ifade

edilir. Her kelime kullandığı dönemi yansıtır ve sonraki dönemlerde yeni anlamalar

kazanabilir. Bu açıdan bakıldığında yazıtlardaki kimi kavramların güncele taşınan değerde

oldukları görülmektedir. Yazar da bu amaçla yazıtlarda geçen kimi kavramların

günümüzde kazandığı anlamlar üzerinde durmaktadır. Ortak hafızanın işlevleştirilmesiyle

yorumcu bir anlayış güdülür. Yazar çalışmada dört kavram üzerinde durulmaktadır.

1- Ötüken Yış : Yazıtlarda ne şekilde geçtiği belirtilir. Burası kutlu bir mekandır,

yani ıdıktır ve ilahi güç tarafından Türklere verilmiştir. Anıtlarda coğrafi bir yer

olarak bahsedilse de milletin karakterlerini ve farklılıklarını temsil eder. Terk

edilmemesi gereken yerdir. Birlik ve toplanmak olarak değerlendirilmelidir.

Ötüken ilk anda anlaşılanın ötesinde bir anlam taşır ve ortak belleği işler.

Page 160: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

139

2- Bengü il : Yazıtlarda geçtiği şekli belirtilir. Süresi olmayan ebedi sonsuza kadar

yaşayacak devlet anlamına gelir. Bu devletin özelliği ise yasası olan bir devlet

olmasıdır. Yasanın özelliği ise ortak hafızdan üretilmiş olmasıdır.

3- Bengü Taş : İktidarın kimler tarafından, kim adına nasıl kullanıldığı iktidarın

gücünü ortaya koyar. Bu Tanrı tarafından millet için, yasalarla belirlenmiş ve

Bengü Taşlara yazılmıştır. Bu Ötüken’in belge niteliği kazanmış halidir.

4- Iduk Yir : Türkler üzerinde yaşadıkları topraklara ülke, ulus ve yurt diyorlardı.

Yurt vatan anlamı taşıyordu ve tanrı tarafından takdir edilmişti ve Iduk idi.

Vatan kağanın korumakla yükümlü olduğu, atalardan emanet topraktı ve Iduk

Yirsublar ve ata ruhları tarafından korunmaktaydı.

Bu kavramlar yazar tarafından açıklanmakta, yorumlanmakta ve

değerlendirilmektedir. Bu açıklama ve değerlendirmeler doğrultusunda yazar, bugün Türk

milletine Batının uygulamaya çalıştıklarına vurgu yaparak, Bilge Kağan ve Tonyukuk

tarafından işaret edilenlere değinir. Tehlikenin farkına varılması ve algılanmasına,

Ötüken’in bugün de geçerli ve ortak hafıza olduğu sonucuna varır.

Page 161: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

4. ORHUN YAZITLARI HAKKINDA YAPILMIŞ DİĞER ÇALIŞMALAR

Orhun Yazıtlarıyla ilgili olup “gramer ve muhteva çalışmaları” genel başlıkları

altında değerlendirilemeyen bazı çalışmalar da bulunmaktadır. Bu sebeple bu bölümde ele

alınan yayınlar, “Orhun Yazıtları Hakkında Yapılmış Diğer Çalışmalar” başlığı altında

değerlendirilip özetlenmiştir. Bu çalışmaların Orhun bölgesi, yazıtların dikiliş tarihleri ve

korunmaları, yazıtların bulunuşlarından günümüze kadar geçen süreçte yapılmış

çalışmalar, yazıtların başka dillere çevrilmeleri ve diğer ülkelerde yapılmış incelemeler

hakkında oldukları görülmektedir. Sayıca az olan bu yayınların yazıtlar hakkında yapılmış

çalışmaları aktaran genel değerlendirmeler oldukları görülür.

4.1. Makaleler

4.1.1. ALYILMAZ, Cengiz, “Köl Tigin Yazıtına Sonradan Yapılan Eklemeler”

TUBA, 2003, 27(1), s. 99-108.

Çalışma Kültigin Yazıtının ne zaman, kim tarafından, kime ne amaçla dikildiği,

yazıtın bulunduğu zamanki haliyle günümüzdeki durumu ve gördüğü zararlar hakkında

bilgi veren bir giriş bölümüyle başlamaktadır. Ardından da Kültigin yazıtına sonradan

yapılan eklemeler, Göktürk harfli Türkçe eklemeler ve Çince eklemeler olmak üzere iki

grupta incelenmektedir.

Kültigin yazıtına sonradan yapılan Göktürk harfi eklemelerin yazıtın dikilişinden

kısa bir süre sonra Batı yüzünün sağ tarafında yukarıdan aşağıya doğru sıralanmış olduğu

ve yazıtı ziyaret eden üst düzey kişi veya kişilerce yapıldığı tahmin edilmektedir. Yazıttaki

Çince eklemelerin yazıtın Doğu ve Batı yüzlerine dikiliş tarihiyle ilgili olan ve Mançu

devlet adamı Sandoo’nun yaptığı eklemeler olduğu belirtilmekte ve açıklamalar

yapılmaktadır.

Page 162: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

141

Çalışmanın sonuç ve teklifler bölümünde yazar, yazıtlara yapılan eklemelerin

Kültigin ve Bilge Kağan yazıtlarının devletin merkezi bir yerinde bulunduğunu ve işlek

yollardan birinin buradan geçtiğini gösterdiğini düşündüğünü söylemektedir. Yazara göre,

yazıta yapılan eklemelerin içeriği yazıtın orijinalinden farklı olduğu için ayrı olarak

incelenip değerlendirilmelidir. Ayrıca yazıta yapılan Çince eklemeler de Türkçeye

çevrilmeli ve hakkında bilgi verilip önemleri vurgulanmalıdır.

Yazar çalışmasının sonuna eklemelerin gösterildiği 8 adet fotoğrafa da yer

vermektedir.

4.1.2. AYDIN, Erhan, “Orhon Bölgesindeki Kazı Çalışmaları Hakkında

Düşünceler”, Türk Dili, 622, 2003, s.554-556.

Arkeolojik bulguların dil verileri sağlaması açısından önemi büyüktür. Moğolistan

ve İç Asya’da bulunan Orhun yazıtlarının Türk dilinin tarihi devirlerine ışık tutan ve daha

da tutacak olan arkeolojik değeri ve epigrafların önemi açıktır. Bu çalışmada yazıldığı

dönemde yapılan araştırmalardan, Türk-Moğol İşbirliği ve Kalkınma İdaresi Başkanlığı

(TİKA) ve Moğolistan Aydınlanma Bakanlığı ile ortaklaşa organize edilen

Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi çerçevesinde yapılan kazı çalışmaları ele

alınmaktadır. Geniş bir alana yayılan Orhun Yazıtlarının sadece üç yazıttan ibaret

olmadığını; bölgede kurganların, isimsiz mezarların değerli taş ve eşyaların, heykellerin

bulunduğunu söyleyen yazar Bilge Kağan ve Kültigin Yazıtlarının simgesel anıt niteliği

taşıdığını ve asıl mezarlarının yakınlarda olabileceğine işaret ettiğini dile getirmiştir. Bunu

söylerken de 1958 de Jisl ve ekibinin elde ettiği buluntulardan yola çıkmıştır. Makalede

konu edilenler yalnızca Bilge Kağan ve Kültigin külliyelerinin birkaç kilometre çevresidir.

Yeni bulgular için çalışmalar yapılması, buluntuların bilim dünyasına tanıtılması ve elde

edilen malzemenin koruma altına alınması, bunun sonucunda Türklerin ilk yerleşim yerleri

olarak kabul edilen bölgelerde yapılacak çalışmaların artmasının sağlanması

vurgulanmaktadır. Bunun için Çin, Moğolistan, Tuva gibi eski yerleşimlerine işaret

edilmektedir.

Page 163: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

142

4.1.3. AYDIN, Erhan, “Eski Türk Yazıtlarının Yazılış ve Dikilişleri Üzerine”,

Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, Gazi Üniversitesi, Güz 2007/1, s.

149-158.

Orta Asya’nın değişik coğrafyalarına yayılmış birçok eski Türk yazıtı

bulunmaktadır. Yazıtlarda anlatılanlar Çin, Bizans ve Arap kaynaklarıyla karşılaştırma

imkanı sağlamaktadır. Ancak bu karşılaştırma daha çok kağanlık yazıtlarıyla, devletlerle ve

devlet ilişkileri olduğundan sınırlı yapılabilmektedir. Kağanlık yazıtlarının dışında kalan

yazıtlar hakkındaki bilgilere, kime ait olduğuna, nasıl ve neden yazıldığına taştaki verilerle

sahip olunmaktadır. Bu çalışmada da yazıtların dikiliş ve yazılış öykülerinin yer aldığı

cümleler bir araya getirilmiş, eski Türklerin sosyal hayatı hakkında bilinenlere yeni bilgiler

eklenmiştir. Ayrıca cümlelerdeki bazı problemli kelime ve ibarelerle ilgili çalışan

araştırmacıların görüşleri ve eserleriyle karşılaştırmalar yapılarak yazar tarafından yeni

öneriler getirilmiştir. Eski Türk yazıtları kendinden sonraki nesillere ders veren ve bir

şeyler anlatan, öğütleyen metinler içerir. Bu yazıtlar genelde adına dikilen kişinin kendi

aile üyeleri, özellikle de çocukları tarafından dikilmişlerdir. Bunun daha süslü ve dikkatli

yazılmış örneklerinden en önemlileri Bilge Kağan ve Kültigin Yazıtlarıdır. Bunun sebebi

Kağan ya da üst düzey yönetici olmalarıdır. Çalışmada da yazıtlardaki cümleler başta

olmak üzere Çin kaynaklarının yazıtların dikilişi hakkında ne söyledikleri belirtilmekte,

yazar tarafından öneriler getirilip yorumlar yapılmaktadır. Yazar çalışmasını iki bölüme

ayırmış ilk bölümde Ötüken Kağanlık Yazıtlarının yazılış ve dikilişleri hakkında bilgiler

verip, açıklama ve yorumlar yapmaktadır. İkinci bölümde ise diğer yazıtların yazılış ve

dikilişleri hakkında bilgiler verilmekte, açıklama ve yorumlar yapılmaktadır. Bunlara

dayanarak yazar, eski Türk yazıtlarının taşlara yazılma sebebini kâğıdın bilinmemesinden

değil, bulunmamasından kaynaklandığı ve yazıt sayısının fazlalığından Türklerin okuma ve

yazmaya değer verdikleri sonuçlarına ulaşmaktadır.

4.1.4. BAYKARA, Tuncer, “Kültigin Anıtına Dair Bazı Notlar”, İslam

Tetkikleri Enstitüsü Dergisi, 5(1-4), 1973, s. 221-228.

Türklerin en eski yazılı kaynakları Orhun Yazıtları çeşitli araştırmacılar tarafından

ziyaret edilmiş, arkeolojik çalışmlara sahne olmuştur. 1958 ve sonrasında Lumir Jisl

başkanlığında Çek-Moğol arkeoloji heyeti tarafından Göktürklerden kalmış olan yazıtların

bulunduğu yerlerde kazılar yapılmıştır. L. Jisl ilk kazı çalışmalarını ortaya koyarken her

şeyi genellikle Çin kültür unsurlarına göre açıklama eğilimindedir. Bu çalışmada ise yazar

Page 164: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

143

kazıların olduğu ilk sonuçlara karşı çıkmakta özellikle de Kültigin yazıtı hakkında bazı

noktalara değinmektedir. Jisl kazılara dair yaptığı açıklamalarda anıt-kurganın tamamen

Çinli ustaların eseri olduğunu ve Türklerin katkıları olmadığını söyler. Çalışmada buna

karşı çıkılır ve yazıtların Çinlilerin eseri olmadığı aksine kurganlar, külliyeler olarak genel

değerlendirilip bunların Türklere ait olup Türk kültürünü yansıttığı maddeler halinde

ortaya konmaktadır. Yazar dört maddede Kültigin Yazıtının Türklere ait olduğunu ve Türk

kültürünün izlerini açık şekilde yansıttığını göstermektedir. Buna göre;

1. Türk kurganlarında genellikle dörtgen şekil hakimdir. Bu çin kültürüne ait olarak

kabul görse de aslında eski Türklerde bu özellik kendine has ve sıkça görülür ve

Kültigin anıt-kuganı da bu şekilde yapılmıştır.

2. Anıt-kurganın giriş yönü doğudur ve bu yön kutsaldır. Türk kutsal yönüne açılan

anıt-kurgan türk inanışına göre yapılmış ve yapan ustalar sadece Çinliler

olmamalıdır.

3. Kültigin anıt-kurganında Türk izlerinden biri de doğu yönündeki giriş kapısının

iki yanında bulunan uzun iki taş dizisidir ve diğer Türk ülkelerinde de görülür.

4. Anıt-kurgandaki heykelcilik ve balbal geleneği Türk kültürünü yansıtır.

Yazar bu maddeler doğrultusunda Kültigin Yazıtı ve kurganı için Çin bedizciler

gelmesine rağmen yazıtın ve kurganın Türk bozkır geleneği ve kültürünü yansıttığını

göstermektedir.

4.1.5. CLAUSON, Sir Gerard “Tonyukuk Abidesi Hakkında Bazı Notlar”,

Türkiyat Mecmuası, 1973-1975, 18, s.141-148.23

Yazıtları ilk neşredenlerin isimlerinden ve kaç yıllarında yapıldığından kısaca

bahsedilerek başlayan çalışma, yazıtların yazarı Tonyukuk’tan ve bu ismin anlamından

bahsedilerek devam eder. Yazar bu kısa bilgilerden sonra bir tarih vesikası olarak

yazıtların değerinden ve kesintisiz bir metin olarak basılıp tercüme edilmesinin,

anlaşılmasını zorlaştırdığından söz eder. Yazara göre yazıtlar, her biri belirli bir devirdeki

olayları nakleden bir dizi bölümlere ayrılırsa, tarihi değeri çok daha iyi anlaşılabilecektir.

23 Macaristan Türkolojisinin 100. yıldönümü dolayısıyla yayınlanan “Studia Turcica” Budapest 1971

(say:125 – 132) dergisinde yayınlanan “Some Notes on the Inscription of Tonuquq” adlı İngilizce aslından

İnci Enginün tarafından tercüme edilmiştir.

Page 165: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

144

Bu sebeple yazar, yazıtları on bir bölüme ayırır ve bu bölümleri satırlara bölerek,

tarihlendirerek olayları, açıklamalar ve yorumlamalar yaparak sunar. Buna göre on bir

bölüm şu şekilde sıralanabilir;

1. bölüm (1.satır) T’un çocukluğu ve gençliği (MS 663 (?)-679)

2. bölüm (2 – 4. satır) Akim kalmış ayaklanma (MS. 679-681)

3. bölüm (4 – 6. satır) İlteriş’ in başarılı ayaklanması (MS.682)

4. bölüm (7 – 11.satır) Yin shan bölgesinden göçmeden önceki olaylar (MS. 682-

687)

5. bölüm (12 – 15. satır) Ötüken (Hanghar) dağlarına göç (MS. 687)

6. bölüm (15 – 17. satır) Oğuz’ a boyun eğdirilmesi (MS. 687 veya az sonra)

7. bölüm (18 – 19.satır) Shantung’a akınlar (MS. 693-706 arası)

8. bölüm (19 – 29.satır) Kırgız’ a boyun eğdirilmesi (MS. 710)

9. bölüm (28 – 43.satır) On Ok (Batı Türkü) ve Türgiş’ e karşı sefer (MS. 710)

10. bölüm (43 – 47.satır) Demir kapı seferi (MS. 710-711)

11. bölüm (satır 48’den sonuna kadar) İlteriş Kağan’ın kahramanlıkları ve

Tonyukuk’ un ona ve haleflerine hizmeti. Özet ve sonuç (MS. 682’den 716 veya

daha sonrasına kadar)

4.1.6. CUMAGULOV, Çetin Cumagulaviç, “Vilhelm Thomsen’ in Çalışmaları

ve Kırgızistan’ da Bulunan Göktürk Yazıtları”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı–Belleten 1993, Ankara 1995, s. 99-114.

Göktürk Yazıtlarının bulunması ve okunması Türk kültürü ve tarihi için çok

önemlidir. Yazar da bunu vurgulayarak yazısına başlar ve bu önemden bahsetmeye devam

eder. Ardından yazıtları çözmeyi başaran Thomsen ve Radloff hakkında kısa bilgi verir,

çalışmalarından bahseder. Yazının devamında Kırgızistanda yapılmakta olan anıtlarla ilgili

çalışmalar ve araştırmalar sıralanmaktadır. Kırgız araştırmacıların Türkiyedeki

araştırmacılarla ortak çalışmalar yapması gerektiği, birbirinden haberdar olmanın

gerekliliği vurgulanmakta ve neler yapılabileceği anlatılmaktadır. Çalışmanın özünü

oluşturan Kırgızistan da bulunan Göktürk Yazıtlarından bahsederek çalışmasına devam

eden yazar, özellikle Talas bölgesindeki yazıtlara değinir. Yazarın asıl amacı Kırgızistanda

ne gibi çalışmaların yapıldığını, ileride neler yapılabileceğini ve nelerin yararlı olacağı

hakkında bilgi vermektedir. Yapılan araştırmaları tarihleri ve çalışma yapanların isimleri

Page 166: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

145

ile sıraladıktan sonra Talas vadisinde bulunan ilk yazıtlardan biri sayılan bir taş üzerindeki

yazıyı Türkçe tercümesi ile sunar. Örnek olarak verdiği bu metnin ardından çalışmasına

Kırgızistan’ da 12.-14. yy Nasrani-Hristiyan yazıtlarındaki araştırmaların öneminden, daha

çok şey yapabileceğinden ve şu an neler yapıldığından bahsederek son verir. Bildirinin

sonunda Talas’ta bulunan taşların 8-10 kadar fotoğrafları yayınlanmıştır.

4.1.7. EREN, Hasan, “1893’ten 1993’e”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten 1993, Ankara, 1995, s.21-26.24

Çalışma runik harfli metinlerin bulunuşundan, araştırılıp çalışılmasından itibaren

yani 1893’ten 1993’e kadar geçen zamanda Türkolojideki durumu gözler ününe seren bir

niteliktedir. Yazar 1890’da Yadrintsev’in eski Türk harfli metinleri bulması macerasının

Rus ve Finlandiyalı bilim adamlarının başı çekmesiyle devam ettiğini, oluşturulan

araştırma kurullarının Yadrintsev’in bulduğu iki yazıt ışığında araştırma ve incelemelerini

arttıran bilginler tarafından, yazıtlar üzerindeki Çince yazının da yardımıyla bunların 732

ve 734 yıllarından Göktürk hükümdarlarına ait olduğu ve daha sonra ele geçen satırlarla

burada eski bir Türk dilinin gizlendiğinin ortaya çıkarıldığını anlatmaktadır. Ardından

Çince yazılan bu metinlerin çeviri olmadığı ve bilginler arasında ilk önce kimin bunu

çözeceği yarışının başladığı ve iki önemli bilginin de bu büyük yarışa katıldığı

anlatılmaktadır. Bu kişilerin Thomsen ve Radloff olduğu söylenerek yarışın uzun

sürmediği ve 1893’de Thomsen’in yazıtlarda geçen harflerin ses değerleri tespit edip

şifreyi çözdüğünden bahsedilmektedir. Ardından Türkçe bilmeyen Thomsen’in Türkçeyi

iyi bilen Radloff’tan yorumlama bakımından da yardım almaktan çekinmediği belirtilir.

Buna rağmen Türk yazıtlarının bu güne kadar yapılan en sağlam ve güvenilir çevirisinin

Thomsen’e borçlu olunduğunu söyleyen yazar, yazısına Thomsen’in yazılarının Fin-Ugor

Derneğinin yayınları arasında çıkma nedenlerini sıralayarak devam etmektedir. Fin-Ugor

Derneğinin kurulma sebeplerini ve Fin diline katkılar sağlayan Casbren, Otto Donner’den

bahsetmektedir. Ardından Fin ulusunun komşu ulusların uzun süren siyasi vekültürel baskı

sonunda derin bir yalnızlık duygusundan kurtulma çabalarının bir sonucu ve uzak

geçmişlerini araştırma isteğiyle çalışmaların arttığını da ekleyen yazar Göktürk

Yazıtlarının değerini açık olarak belirtmek için Türk dünyasına yakın ulusların en eski

yazılı anıtlarını gözden geçirip karşılaştırmalar yapmaktadır. Son olarak ise bildirinin

24 Göktürk harflerinin okunuşunun 100. yıl dönümü dolayısıyla 15-16 Mayıs 1993’te Ankara ve İstanbul’da

yapılan anma toplantılarında bildiri olarak sunulmuştur.

Page 167: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

146

başlığından anlaşılan, Türk yazıtları üzerine yapılan çalışmaları gözden geçirmeyi

düşündüğünü ancak buna süre azlığından dolayı vazgeçtiğini belirterek sadece bu alanda

çalışanların isimlerini sıralar.

4.1.8. GÜLENSOY, Tuncer, Göktürk Anıtlarının Altayistik Açıdan

Değerlendirilmesi, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara 1994, s. 41-53.

Türk dilinin en eski yazılı belgeleri olarak kabul edilen Orhun Yazıtlarının kelime

hazinesi sınırlı ve okuma ve anlam olarak da bir kısmı tartışmalı olduğundan çalışmada

Altayistik açıdan değerlendirilmesi oldukça dar bir alanda yapılmaktadır.

Yazar çalışmasında anıtların Altayistik açıdan değerlendirilmesini yapmaktadır.

Orhun Türkçesi uzun bir gelişme devresi geçirmiş, mükemmelliğe ulaşmış bir dildir.

Ancak yazıtlardan başka elimizde fazla bilgi olmadığından öncesi hakkında kesin bir şey

söylenmemektedir. Buna rağmen Uygur dönemindeki metinlerin zenginliği Orhun

Türkçesinin gelişmişliğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Fakat yazar

mukayeseli dil tartışması sonucunda bu iki devrin kelime hazinesinde açık şekilde fark

olduğunu söyler ve bunu fiil köklerini mukayese ederek gösterir. Alfabetik olarak uzun bir

kelime listesi veren yazar Orhun Türkçesinde temel fiil sayısının 148, bazı şekil

değişiklikleriyle 178 fiil kökünü ortaya koyar. Bu kadar az fiil olamayacağını söyleyen

yazar, ilerleyen dönemlerde Uygur metinlerindeki kelime sayısını DLT ve Kutadgu

Bilig’deki zenginlik ile ispat etmekte ve farkın elimizdeki Orhun metinlerinin sınırlı

olmasına dayandığını söylemektedir. Konuyu Altayistik açıdan yaklaştığında ise eski

Türkçe ve Moğolcadaki eklerin, isim ve fiillerin benzerliklerine dikkat çeker ve bu

benzerlikleri ses benzerlikleri, ekler ve kelimeler olarak şemalarla sıralar. Örneklerden

hareketle 18 ekin her iki dilde ortak olduğu, bu ortaklığın Uygur devresinde daha da

çoğaldığı, ses benzerliklerinde aslî uzunlukların her iki dilde orta devirlerin sonuna kadar

her yerde korunduğu gibi sonuçlara varmaktadır. Çalışmanın sonunda ise malzeme Orhun

Türkçesi ve Moğolca için yeterli olmasa da mukayese için geçerli sayılabilecektir ve bu

araştırmadan görüleceği üzere yazar bu iki dil arasında yakınlığın ve tesirin açık şekilde

belli olduğunu belirtmektedir.

Page 168: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

147

4.1.9. KHISHIGBAJAR, D., Köl Tigin Yazıtı Taş Anıtının Korunması, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 2000, Ankara, 2001, s. 255-256.25

Költigin Yazıtı, Moğolistan’daki en değerli yazıtlardan biridir. Yazıtın üç tarafında

Orhun arka kısmında ise Çin yazısı vardır. Bu önemli yazıt yıllardan sonra aşınmış bazı

parçaları kırılmış, kopmuş ve kötü bir görüntü oluşturmaktadır. Yazar Moğolistan Eğitim

Bakanlığı’nın izniyle yazıtı eski haline getirmek amacıyla alınan önlemleri ve Japon

uzmanlarla birlikte yapılan restorasyon çalışmasını anlatmak ve belgelemek amacıyla bu

yazıyı yazmıştır.

1997’de Japon katılımcılar yazıtı restore etmişlerdir. Költigin taşı mermer gibidir,

rengi griye dönmüştür, taşın dış yapısı gevşemiş ve yaşlanmıştır. Yaz ve kışlardaki uç

sıcaklıklardan, yağmur ve kardan korunmadığı için çatlaklar vardır. Kardan ve ıslanmadan

dolayı alt kısımları daha çok hasar görmüştür. Moğolların restorasyon çalışmasındaki

teknoloji ve uzman eksikliğinden Japon uzmanların yardımıyla koruma çalışması

yapılmıştır. İlk olarak yazıt fırça ve bezle silinip temizlenmiş hasarlı bölgelerin yüzeyleri

için takviye edici etmen emdirme testi uygulanmıştır. Ardından her kısmın yaklaşık 40

cm’lik alanına Walker Off uygulanmıştır. Yüzey çatlaklarına bir şırınga yardımıyla

paraloid enjekte edilmiş, su girişi önlenmeye çalışılmıştır. Şu anki uygulamalar acil durum

önleminden başak bir şey değildir ve Wacker uygulaması her iki ya da üç yılda bir tekrar

edilmelidir. Ayrıca su uzaklaştırıcı etmen olarak da film oluşumunu engellemek için

Wacker H. kullanılmıştır. Kopmuş taş parçalarına da aynı şekilde uygulama yapılmıştır.

4.1.10. RECEBOV, Ebülfez, “Orhon-Yenisey Anıtlarının İncelenmesindeki

Bazı Problemler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 1994, s. 151-154

Orhun-Yenisey Yazıtlarının öneminden, incelenmesinden kısaca bahsederek

yazısına başlayan yazar, yazıtların incelenmesinin de ortaya çıkan bazı problemleri beş

madde altında toplamaktadır. Problemler maddeler halinde sunulmakla kalmaz, ayrıca

örnekler, yapılması gerekenler, çözüm önerileri de sıralanmaktadır. Bazı maddeler kendi

alt maddelerde tekrar ayrılmış ve ayrıca değerlendirilmiştir.

25 Bu bildiri “The Köl Tigin Inscription stone monument conservation” başlıklı İngilizcesinden Türkçeye

Abdullah Şen tarafından tercüme edilmiştir.

Page 169: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

148

Birinci problem: Orhun-Yenisey harflerinin olmamasıdır. Bu ortaya genel ve

geçerli bir harf tablosunun konmaması anlamına gelir. Yazıtlar yayınlanırken eski

okuyanlardan faydalanılır, fakat bu ilk yayınların yanlışının tekrarlarına yok açar.

Alfabenin yokluğu da mükemmel okumayı engeller.

İkinci problem: Transkripsiyon aşaması. Yumuşak konumdaki işaretlerin özdeş

olmaması, kelimenin prepozisyonunda uzun ve kısa telafuz edilen sesin grafik tasvirinin

sorunu, kelimenin transkripsiyonunda geçerli imla kurallarının belirlenmemesi, sessiz

işaretlerle ifade edilen sesler kesin olarak tespit edilmelidir ve yazara göre yazıt metinlerin

transkripsiyonu için belirli teorik temeller hazırlanmalıdır.

Üçüncü problem: Çeviri problemleri. Kelimelerin çevirisi sorunu (her

araştırmacının kendine göre yorumlaması) kesin ifadelerin yer almaması, değişiklik

göstermesi, deyim ve atasözlerinin çevirisi sorununda kelime kelime çevrisiyle birlikte

milli karşılıkları da verilmelidir, bütün bir yazıtın çevirisinde bazı düzeltmeler

yapılmalıdır.

Dördüncü problem: Orhun – Yenisey yazıtlarının dilinin bütün katmanlarının

sistematik olarak, derin ve çok yönlü bir analize uğratılıp bütünleyici bir çalışmaya sahip

olamama.

Beşinci problem: Yazıtların dili üzerine yapılan ilmi çalışmaların koordinasyonu

için bir komite oluşturulmaması. Yazar bütün Türk dillerinin katılımıyla yürütülecek, başta

komite dahil, çalışmaların olmasını, bir grup yazar tarafından yazılacak ve bütün Türk

dillerine çevrilecek bir ders kitabı istemektedir.

4.1.11. SERTKAYA, Osman Fikri, “Göktük Tarihinin Meseleleri: Bilge

Tonyukuk’un Abidelerinin Tarihlendirilmesi Üzerine”, Türk Dili ve

Edebiyatı Dergisi, XXIV-XXV, 1986, s. 347-362.26

Tonyukuk Yazıtları, bugüne kadar birçok araştırmacı tarafından incelenmiş ve

yazıtlardaki birçok mesele üzerinde durulmuştur. Ancak bu yazıtlarla ilgili ilk ve en önemli

26 21-25 Eylül 1981’de Ankara’da düzenlenen IX. Türk Tarih Kongresi’nde sunulan bildirinin makale

şeklidir.

Page 170: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

149

problem Tonyukuk’un kimliği, doğum-ölüm tarihleri ve yazıtların yazılış tarihidir. Yazar

bu önemli soruna dikkat çektikten sonra, Bilge Tonyukuk’un kimliği, doğumu tarihi, ölüm

tarihi, yazıtların dikilme tarihi başlıkları altında araştırmacıların görüş ve yorumlarına yer

vermektedir. Daha sonra Tonyukuk Yazıtlarının Bilge Kağan ve Kültigin Yazıtlarından

şekil, şive ve muhteva bakımından ayrılan yönlerine değinmekte ve açıklamalar

yapmaktadır.

Tonyukuk Yazıtları, Thomsen’den beri üç bölüme ayrılmaktadır. Oysa yazıtların

sistematik tasnifi son olarak Sir Gerard Clauson tarafından yapılmış ve 62 satırlık metni 11

bölüme ayırmıştır. Araştırmacılar tarafından yazıtların dikiliş tarihine dair birçok teklif

yapılmıştır. Yazar bu bilgilerden sonra tarihlendirmelerin hangisinin doğru olduğu

sorusuna cevap arar. Clauson un 11 bölüme ayırdığı yazıtları, bu bölümleri sırayla ve tek

tek anlatarak doğru tarihi bulmaya çalışır. Bunu yaparken de yazıtlardaki ifadelerden,

olaylardan, farklı yorumlardan ve örnek olarak aldığı metinlerden faydalanmaktadır. Bilge

Kağan ve Kültigin Yazıtları da Tonyukuk Yazıtları ile karşılaştırılmakta, olayların gidişatı

doğrultusunda ortak tarihler belirlenmeye çalışmaktadır. Paralel ifadelerden ve ayrı

olayların benzer şekillerden anlatılmasından da yararlanan yazar yorum ve açıklamaları

sonucunda Tonyukuk Yazıtlarının yazılış tarihinin 732-734 yılları arasında olması

gerektiği Tonyukuk’un doğum tarihi kabul edilen 646-647 tarihi gerçek ise yazıtlarını

yazdırdığı yıllarda 85 yaşının üzerinde olması gerektiğini belirtir. Yazara göre de bozkırda

yaşayan biri için 85 yaş normal bir yaştır.

4.1.12. ÜSTÜN, Mehmet Cihat, “Türk Asıllı Türkologların Orhun Yazıtlarını

Okuma ve Yorumlamalarındaki Farklılıklar Üzerine Notlar”, Turkish

Studies, 2010, 5(2), s. 1392, 1413.

Çalışmada Türk yazı dilinin en eski ve önemli yazılı eserleri olan Orhun ve Yenisey

Yazıtlarının bulunup okunması ve yorumlanması sürecinde geçen yaklaşık 120 yıllık

değerlerdir ve aşamasında Türk asıllı Türkologların ve araştırmacıların okuma ve

yazmalarına teklifleri karşılaştırmalı olarak verilmektedir. Orhun Yazıtlarının Türk dili,

kültürü edebiyatı, tarihi açısından öneminden kısaca bahsedilmekte, yazıtların keşfedilme

serüvenine, ilk okuyanlara ve yorumlarına değinilmektedir. Ardından çalışmanın amacı

olan Türk asıllı Türkolog ve araştırmacıların çalışmaları karşılaştırılmıştır. Bu

araştırmacılar aynı ifadeler üzerinde farklı kanaatlere varmışlardır. Yazar bunları metin

Page 171: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

150

transkripsiyon ve tercüme şeklinde inceleyerek müşahede etmektedir. Yazarın

karşılaştırma yaptığı isimler Hüseyin Namık Orkun, Muharrem Ergin, Talat Tekin, Ahmet

Bican Erculasun, Nadir İlhan, Mehmet Turgut Berbercan, Osman Fikri Sertkaya, Halil

Açıkgöz, Erhan Aydın, Cengiz Alyılmaz, gibi isimlerdir. Bu isimler kimi zaman bir

kelime, kimi zaman bir kelime grubu, kimi zaman ise cümle hatta paragrafta farklı okuma

ve anlamlandırmalarda bulunmuşturlar. Yazar bu farklılıklara değinmekte örneklerle

sunmaktadır. Ayrıca araştırmacılara ait bu farklı görüşler, kendi çalışmalarının dipnotlarla

belirtilmesiyle de desteklenmektedir. Çalışmanın sonucunda ise yazar yazıtların Thomsen

ve Radloff ile başlayan akıma ve yorumlama sürecinin birçok Türkologlarla hız

kazandığını ve araştırmaların Türkiye sınırları içinde önemli araştırmacılarla devam

ettiğini belirtmektedir. Orhun ve Yenisey Yazıtları hakkında daha yapılacak çok şeyin

olduğunu vurgulamaktadır.

4.1.13. USEEV, Nurdin, “Kök Türk Harfli Yazıtları Okumada Halk Edebiyatı

Eserlerinin Önemi (Kırgız Destanları Örneği İle)”, MTAD, 2011, 8(2),

s. 145-151.

Halk edebiyatı eserleri dilin bazı eski unsurlarını korumakta, yazılı eski

metinlerdeki anlamı tartışılmalı ya da belli olmayan kelimelerin açıklanmasında kaynak

olabilmektedir. Türkçenin en eski yazılı metinlerinden olan Göktürk harfli yazıtlarda da

anlamı tartışılmalı kelimeler sayıca fazladır. Bu çalışmada da Göktürk harfli yazıtlardaki

anlamı açıklanmayan ya da tartışılmalı olan bazı kelimeler Kırgız destanlarında yer alan

kelimeler aracılığıyla açıklanmaktadır. Yazıtlarda geçen kelimelerden olan bört bazı

araştırmacılar tarafından börk kelimesinin değişmiş şekli olarak açıklanmış bazıları

tarafından ise Sanskritçe bhartar, bahartya kelimeleri ile ilişkilendirilmiştir. Çalışmada

ise bört kelimesinin Manas destanında geçen ve “orta yaş” anlamına gelen bört kelimesi ile

ilişkili olabileceği önerilmekte ve açıklamalar sunulmaktadır. Çalışmanın sonunda destan,

masal, halk hikâyesi gibi halk edebiyatı eserlerinin eski unsurları koruma özelliğine sahip

olduğu vurgulanmakta, eski yazılı metinlerinde geçen ve anlamı tartışılmalı ya da belli

olmayan kelimelerin tespitinde halk edebiyatı eserlerindeki eski kelimelerin kaynak

olabileceği ileri sürülmektedir.

Page 172: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

151

4.2. Bildiriler

4.2.1. AREZI, Aierken, “Orhon Yazıtları’nın Çağdaş Uygarca Çevirisi ve Çin

Halk Cumhuriyeti’ndeki İlgili Çalışmaların Genel Bir

Değerlendirilmesi”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1),

Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011,

s. 55-70.

Çalışma Orhun Yazıtlarının Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki ilgili çalışmaların genel

bir değerlendirmesi bir kaynakçası niteliğindedir. İlk olarak Çin’de Orhun Yazıtlarıyla ilk

Çince kaydın kim tarafından, ne zaman ve ne şekilde bahsedildiğine değinilir. Ardında

Çin’de yazıtlarla ilgili ilk ayrıntılı tanıtımın yazısının 1911’de kaleme alındığı söylenir.

Onu izleyen yıllarda 1929, 1930, 1933 ve 1934’te tarihçi bilginlerin Orhun Yazıtları ile

ilgili Çince kayıt ve yayımlardan yararlanarak yaptığı çalışmalardan söz edilir. Bunlara

göre Çin’de Orhun Yazıtları ile ilgili 1934 yılına kadarki çalışmaların hiçbirinde yazıtların

Türkçe kısmı ve içeriği üzerine bir şey söylenmediği görülür.

Yazıtların Türkçe kısmını çeviren ve yorumlayan ilk kişi tarihçi Han Rulin’dir.

Ancak o da doğrudan Türkçe metinlerden çeviri yapmamış bazı Almanca ve İngilizce

çevirilere başvurmuştur. Yazar Han Rulin’in konuyla ilgili çalışmalarını sıralamaktadır.

Ardından yine önemli çalışmalar, konuları ve bu çalışmaları yapan araştırmacılar sıralanır.

Son olarak ise Çin Halk Cumhuriyeti’nde Orhun Yazıtlarıyla ilgili yapılan çalışmaların

toplu bir kaynakçası verilmekte ve makaleler ayrı bir grupta sıralanmaktadır.

4.2.2. ASKER, Ramiz, “Orhon-Yenisey Yazıtlarının Azerbaycan’da

İncelenmesi Tarihinden Bazı Sayfalar”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 77-82.

Çalışma 1893’te Vilhem Thomsen tarafından çözülen Orhun Yenisey Yazıtlarının

Azerbaycan’da incelenmesi, araştırılması ve yapılan çalışmalar bağlamında ortaya

konanlar şeklinde tarihler verilerek anlatılmaktadır. Azerbaycan’da Orhun-Yenisey

Yazıtlarına dair ilk bilimsel çalışmalar, 1919’da Bakü’de ilk üniversitenin kurulması ile

başlar ancak kapsamlı değildir. Yazıtlara dair bilimsel çalışmalar 1920’li yıllarda

Page 173: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

152

gerçekleştirilmiştir. 1924’te Prof. Dr. Bekir Çobanzade kitaplarında Orhun-Yenisey

Yazıtları ve DLT hakkında ilk bilimsel bilgileri vermiştir. Ancak bu gelişme 1936’ya kadar

sürmüş, daha sonra Sovyetler Birliğinde yaşayan Türklerde milli bilinci ve ulusal duyguları

körükler endişesi ile durdurulmuştur. Kitaplar yok edilmiş, yasaklar getirilmiş, bilimsel

araştırmacılar öldürülmüştür. Ancak bu baskı ve yasak dönemi 1956’ya kadar sürmüş

ideolojik açıdan kısmî serbestlik kazanmıştır. Ardından eski Türk yazıtları ve eserlerine

dair dersler üniversitelerde okutulmaya başlanmış, birçok araştırmacı önemli sayılabilecek

derecede kitaba, makale ve çalışmaya imza atmıştır. Gelişmeler 1970, 1980, 1990’lı ve

2000’li yıllarda artarak devam etmiştir. Yazar bildirisinde araştırmacıların, ortaya

koydukları eserleri, çalışmaları, ülke genelinde uygulananları ve gelişmeleri tarihleriyle

birlikte sıralamıştır. Ardından bugüne değin Azerbaycan’da Orhun-Yenisey Yazıtları

üzerine 3 profesörlük 7 doktora tezinin savunulduğu ve çok sayıda makale yazıldığını

belirten yazar, tez yapan kişileri ve tez konularını sıralamıştır. Son olarak ise günümüzde

üniversitelerde bu konulara ilişkin okutulan dersler, yapılanlar ve hangi üniversitelerde

olduğu kısaca anlatılmaktadır.

4.2.3. ENGİNÜN, İnci, “Orhun Yazıtları: Besleyici Güç”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 341-346.

Çalışma Orhun Yazıtlarının çözülmesinden bu yana dilbilgisel çalışmaların dışında

destanî bir metin olarak incelenmesi gerektiği düşüncesine dayanmaktadır. Yazara göre

yazıtların metninin edebi niteliğinin ve öneminin belirtilmesi, yazıtların besleyici güç

olması için her alandaki kişilerin kullanabileceği metin haline gelmesi, içeriğinin, bugün

halk deyişlerinde yaşayan ifade kalyonları (deyimler) ile karşılaştırılması gereklidir.

Yazıtların metninde zor tabiat şartları, ferdi kahramanlıklar, uyarı, Türk halkına sesleniş,

öğüt, tarihi hatırlama gibi birçok konu bulunmaktadır. Bunlar bugüne kadar gelen besleyici

güç niteliğinde olan metinlerdir. Ayrıca Türk tarihinin birleştirici ve milletini yok olmaktan

kurtaran ilk tarihi hükümdarı bulunmaktadır. O milletini hem uyarmakta hem de siyasi bir

vasiyet bırakmaktadır. Yazar bunu Atatürk ile ve onun gençliğe hitabesi ile bağdaştırır ve

iki durumun öneminden, gücünden bahseder.

Page 174: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

153

Göktürk Yazıtlarında o günden bugüne ulaşan;

a- Evrensel gerçekler

b- Atasözleri ve deyimler

c- Davranışlar

bulunduğu görülür. Yazar yazıtlarda geçen ifadelerden örneklerden bahsederek Türk

halkını anlatır. Tarih boyunca özellikle de Kurtuluş Savaşı dönemlerinde olanlarla

benzerlik ve ilgi kurar.

Çalışmanın sonunda ise yazar metnin günümüz Türkçesine sağlam, güzel ve etkili

bir metin olarak hala aktarılmadığından şikâyet eder ve Orhun Yazıtları gibi büyük

eserlerin besleyici güçlerini, en beklenmedik anda büyük yaşama hamlelerine döndürecek

sırlarıyla yaşamaya devam ettiğini ve daha fazla çalışmanın yapılması gerektiğini söyler.

4.2.4. ERCİLASUN, Bilge, “Orhun Abideleri Hakkında Türkiye’deki İlk

Bilgiler”, 3. Uluslararası Türk Dil Kurultayı 1996, Ankara: Türk Dil

Kurumu Yayınları 678, 1999, s. 409- 422.

Orhun Yazıtlarının bulunma serüveninden kısaca bahsederek çalışmasına başlayan

yazar bulunuşundan itibaren yapılan araştırma ve çalışmaların bize nasıl ve ne ölçüde

yansıdığını göstermektedir. Yazarın amacı 1925’te Necip Asım’ın Orhun Yazıtları

üzerindeki çalışmasından önce Orhun Yazıtları hakkında 1925’e kadar çıkan yazıları

tanıtmak ve değerlendirmektedir. Bunlardan ilki İkdam gazetesinin 200. Sayısındaki

Hütut-ı Kadime- i Türkiyye adlı makaledir. Ve 17 Şubat 1895 Pazar günü yayınlanmıştır.

Yazar önemli gördüğü bu yazıyı aynen alır ve ardından dikkat çeken hususları sıralayıp

değerlendirir. Ardından diğer çalışmalara yer verilir. Bunlardan biri de Necip Asım’ın

1897’de yayımlanan Pek Eski Türk Yazısı adlı küçük kitabıdır. Yazar bu eseri de ayrıntılı

olarak tanıtmaktadır. Bunlardan sonra Türk Yurdu dergisinde Orhun Yazıtlarından Eski

Türk Tarihinden bahseden yazılara rastlanmaktadır.

Orhun Yazıtları ile ilgilenenlerden biri de Ahmet Hikmet Müftüoğlu’dur. 1920’de

yayınladığı Gönül Hanım adlı romanı tamamen Orhun Yazıtlarına dayanmaktadır. Ayrıca

Milli Tetebbular Mecmuasında yazıtların muhtevası ile ilgili Fuat Köprülü ve Ziya

Page 175: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

154

Gökalp’e ait yazılar çıkarılmıştır. 1925’te Sadri Maksudi’nin Journal Asiatique’te makalesi

çıkar. Şemsettin Sami’nin yazıtlarla ilgili tamamlayamadığı yarım kalan bir eseri

bulunmaktadır.

Yazar 1925’e kadar Orhun Yazıtları ile ilgili çalışmalardan ve kişilerden

bahsetmekte tanımakta ve değerlendirmektedir. Çalışmasının sonuç bölümünde ise bunları

özetler ve Ahmet Mithat, Şemsettin Sami ve Necip Asım’ın önemine yaptığı çalışmalara

değinmektedir. Yaptığı değerlendirmeye göre de yazar bizde milli uyanışın eksikliğine

hatta henüz tanımlanmadığına vurgu yapar.

4.2.5. QARLUQ, Abdurreşit Jelil, “Orhun Yazıtlarında Gözüken Çin Kültür

Analizinden Türklük Araştırmalarında Sinolojinin Önemi”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl”

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s.689-693.

Orhun Yazıtlarının bulunup okunması bilim dünyasınca özellikle de Türklük

araştırmalarına hem dil hem de tarihçilik açısından birçok katkı sağlamıştır. Milletleşmeye

başlayan Türk dilleri için yazıtlar milli benliğin oluşmasına kaynaklık etmektedir. Türklük

araştırmalarında bu noktada bağımsız ve özgür bir bilim dalına dönüştürülmesi için etnik

ve sosyolojik manada kültürler araştırmasının eklenmesi gerekir. Yazıtlarda görünen çevre

kültürler ve milliyetleri inceleme ve haklarında objektif bilgi elde etme önemli katkılar

sağlamaktır. Yazıtlarda da karşılaşılan ve bahsi geçen en önemli millet, devlet Çin’dir.

Günümüzde Sinoloji yani Çin araştırmaları buna açıklık getirmektir. Sinoloji yaklaşık

4000 yıllık bir geçmişi olan Çin uygarlığının dilini, kültürünü, tarihini araştıran bilim

dalıdır. Çalışmada yazarın amacı da yazıtlardaki Çin kültürüne dikkat çekmek ve Türklük

araştırmalarında Sinolojinin öneminden bahsetmektedir. Yazıtlarda Çin kültüründen,

özelliklerinden incelikle bahsedilir. Yazar örnek olarak KTG 5-8, BKD 6-7’de geçen

parçaları almakta ve açıklamalar yapmaktadır.

Çalışmanın son bölümünü ise Türklük Araştırmalarında Sinolojinin önemine ayıran

yazar, eski ve büyük Çin uygarlığının günümüzdeki durumlarından bahseder. Bugün de bu

kültürü tanımanın Türkoloji ve Türk dünyası için önemine vurgu yapar. Çin araştırmalarına

ağırlık verilmesinin neden önemli olduğunu maddeler halinde özetler. Yazara göre kendi

Page 176: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

155

yıllıkları olan Çin, Türk kültürü açısından birinci el kaynaktır, Çin ile etkileşim günümüzde

de birçok alanda devam etmektedir, ilişkiler stratejik bir hal almıştır, Çin araştırmaları

yükselen ve ilgi gören bir alan olmaktadır. Değerlendirmelerini bu görüşe göre yapan

yazar, çalışmasını Türklük araştırmalarında Sinoloji ve diğer çevre kültürleri araştırmanın

önemini tekrar belirterek ve bir bütünlük sağlanması gerektiğini söyleyerek sonuca gider.

4.2.6. KAYA, Ceval, “Orhon Yazıtlarının Dikilişiyle İlgili Yeni Sorunlar”,

I.Uluslar arası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni,

Afyonkarahisar, 18-20 Kasım 2009, s. 135-141.

Orhun Yazıtlarının dikilişi hakkında ayrıntıya girildiğinde birçok karanlık nokta ve

bilinmezlerin olduğu gerçeği çalışmanın özünü oluşturur. Çalışmanın amacı, bu

bilinmezlerin bazılarına yorum getirmektir. Ölümü sonrası Költigin’in cesedine yapılan

işlem, yazıtın dikilişinin gecikme sebebi, yazıt için karar alınması, hazırlıkların yapılması,

taşın hazırlanması, metnin te’lifi ve taş üzerine kazınması, satırların istifi, metnin taş

üzerinde tasarımı ele alınan başlıca konulardandır. Yazar bu doğrultuda o çağın Türk

toplumunun kültürel ve sosyolojik yapısını da göz önüne alarak bir senaryo

kurgulamaktadır. Bunu yaparken de konuyla ilgili sorular sormakta ve bunlara

kaynaklardaki bilgilerden hareketle cevaplar bulmaya çalışmaktadır.

Çalışma 11 soru ve bunlara verilen cevaplardan oluşmaktadır. Yazıtlarda

dikilişleriyle ilgili bilgi bulunmaz, konu sadece hikaye şeklinde anlatılmaktadır. Bu yüzden

yazar, Költigin’in ölümüne açıklamalar getirmekte ve yazıtın dikiliş aşaması hakkında

yorumlar getirmektedir. Ardından geçen süre, gecikme sebepleri, yazıtların nerede, nasıl

ve hangi işlem sırasıyla hazırlandığından, yazıtların dikiliş yönü, başlangıç yüzü sorununa,

metnin nasıl ve kim tarafından hazırlanıp taşa işlenişinden satırların bloklanmasına kadar

birçok bilinmeyen konuya Çin kaynaklarında geçen açıklamalardan da yararlanarak kendi

yorumlarını sunan yazar, çalışmanın sonuç bölümünde de bu anlattıklarının kurgu olduğu

üzerinde ısrarla durmakta ve başka araştırmacıların da farklı yorumlar getirebileceğinden

söz etmektedir.

Page 177: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

156

4.2.7. LI, Yong-Song “Orhon Yazıtlarının Koreceye Çevriliş Süreci”, I.

Uluslararası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 18-20

Kasım 2009, Afyonkarahisar, s. 147-160.

Çalışmasının Giriş bölümünde Orhun Yazıtlarının Türkçenin bilinen en eski yazılı

belgeleri olması yönüyle sahip oldukları öneme değinen yazar, Kore’de Orhun Yazıtları

üzerine yapılmış araştırmaların çok az olduğuna dikkat çekmekte ve Prof. Dr. Young-il

Kim’in, Talat Tekin’in iki eserini Koreceye çevirdiğini ifade etmektedir. Çalışmanın geri

kalan kısmında da bu çevirilerin ortaya çıkış süreci ve çeviri problemleri hakkında bilgi

verilmektedir. Yazarın verdiği bilgilere göre, Talat Tekin’in bu iki eseri yazar tarafından

bir cilt halinde 2008 yılında yayımlanmış ve bu çeviride 670 kadar nota da yer verilmiştir.

Yazarın verdiği bilgiye göre bu çeviri 1993’ten başlayarak 2008’de biten uzun bir süreçten

sonra son şeklini almıştır. Yazarın bu süreci anlatırken karşılaştığı bazı akademik ve kişisel

zorlukları da samimi bir dille ifade etmesi dikkat çekicidir. Çevirisinde kullandığı

çeviriyazı sistemini ve kitabın içindekiler kısmını da veren yazar, çeviride kullandığı

notların kitabın hangi bölümünde nasıl yer alığı hakkında da bir liste sunmuştur.

Bu çevirinin Orhun Yazıtları hakkında başvurulacak tek Korece kaynak

konumunda olduğunu ifade eden yazar, çeviriyi hazırlarken şimdiye kadarki bazı

okuyuşlarda şüpheli durumlar olduğunu fark ettiğini ve bunlar için farklı yorum ve

okuyuşları da teklif ettiğini belirtmektedir. Bunları da 31 madde halinde sıralayan yazarın

bu tekliflerinden bir tanesi örnek olarak aşağıda kendi ifadeleriyle verilmiştir:

45. satırdaki t(ä)zik etnik adı, Farslar değil de Tacikler olmalı (s. 158).

Yazar en son olarak kitabın Türkçe aslında bulunmayan bazı eklere de (Türk

dillerinin dağılımını gösteren bir harita gibi) yer verdiğini belirtmekte ve bunların hangi

sebeple kitaba alındıklarını ve katkılarını açıklamaktadır.

Page 178: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

157

4.2.8. OSQWA, Takashi, Türk Bilge Kağan Tahta Oturduğu Zaman Kim Tölis

Şad İdi?, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Hacettepe

Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, Ankara, 2011, s. 611-

628.

Çalışma 2. Türk Kağanlığının kurulma sürecini, kurucularını tarihleri ile anlatarak

başlamaktadır. Kişiler ve tarihler ayrıntılı olarak belirtilmektedir. Bildirinin amacı ise

Kapgan Kağan zamanında ülkenin batısını yöneten Tarduş Şadın Bilge Kağan olarak tahta

geçtiğinde ona bağlı idarecilerin durumunun nasıl olduğunu araştırıp, o zaman kimin hangi

unvanı taşıdığını açıklamaktadır.

Yazar özellikle Bilge Kağan ve Kültigin’in üzerinde durmakta ve Çin kaynaklarını

esas alarak, detaylı bilgiler vermektedir. Çalışma 5 bölümden oluşmaktadır. Bunlar:

1- Bilge Kağan’ın tahta oturma törenindeki yön ve başkalarının aldıkları yer BKG

– 13, 14, 15’te geçen ve kişilerin, unvanlarının açıklandığı bölümdür. Yazar bu

bölümde eski Çin kaynaklarında geçen ve bazı araştırmacıların yorumlarına ve

bilgilerine başvurur, ardından kendi yorumlarını yapar. Ayrıca 716’da Bilge

Kağan’ın tahta geçtiğinde devlet adamlarının yerini gösteren bir tablo

hazırlanmıştır.

2- Apa Tarkan, Tölis Şad(apıt) ve Tardus Şad(apıt) kimler idi?

Bu bölümde adı geçen isimlerin unvan mı yoksa kişi mi oldukları tartışılmaktadır.

Yazıtlarda geçen parçalara yer verilmiş, eski Çin kaynaklarından faydalanılmıştır.

3- İkinci Eski Türk Kağanlığında Şad sayısına bir bakış.

Bu bölümde İlteriş Kağan ve Kapkan Kagan’lardan bahsedilmiş, onlar zamanındaki

Şadlar incelenmiştir. Anıtlardan ve bazı Çin kaynaklarından yararlanılarak örnekler

sunulmuştur. Şad sayısının iki mi üç mü olduğu tartışılmıştır. Ve Apa Tarkan ünvanın

Kültigin’e ait olduğu sonucuna varılmıştır.

Page 179: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

158

4- Kim Tölis Şad idi?

Bu bölümde de Bilge Kağan’ın yönetimi zamanında kimlerin iki şad olduğuna

açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Bu yapılırken yine Çin kaynaklarından ve anıtlarda ki

örneklerden yararlanılmıştır.

5- Bilge Kağan Yazıtındaki balbal taştaki “tölis şad” kim idi?

Bilge Kağan Yazıtında bulunan balbal taşta bahsedilen Tölis Şad’ın kim olduğu

açıklanmaya çalışılmaktadır. Balbal da geçen kısa metin parçası yazar tarafından yeniden

okunmakta ve yorumlanmaktadır. Yazara göre balbalda bahsedilen Tölis Şad ile

Költigin’in cenaze töreninin uygulandığı 732 yılından Bilge Kağan’ın ölüp cenaze

töreninin yapıldığı 735 yılındaki Tölis Şad’ın farklı birisi olduğu tespit edilebilir. Ayrıca

bu değişim, yazara göre Költigin’in vefat etmesinden dolayı çıkmış siyasi bir değişime

bağlı olmalıdır.

Yazar maddeler halinde sunduğu konulara yazıtlardan ve Çin kaynaklarından

yararlanarak yeni açıklamalar ve yorumlar getirmektedir. Sonuç bölümünde ise çalışma

boyunca anlatılanlar ve sorulara aranan yanıtlar özetlenerek sunulmuş, yazar kendi

görüşlerini açıklamıştır. Tarihi bilgiler göz önünde bulundurularak yapılan yorumlar

yazarın tahminleri ile yeniden sunulmaktadır.

4.2.9. TAŞAĞIL, Ahmet, “Çin Kaynaklarına Göre Köl Tigin Yazıtının Dikilişi

Hakkında Bir Değerlendirme”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120

Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası

Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler

Kitabı (Cilt 2), Hacettepe Üniversitesi, Türkiyat Araştırmaları

Enstitüsü, Ankara, 2011, s.775-784.

2002 yılında Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının Çince metinleri üzerinde

çalışmış ve yaptığı incelemelerin sonuçlarını yayınlamış olan yazar bu çalışmada sadece

değerlendirmelerini sunmaktadır. Yazar yazıtların Çince yüzleri üzerinde çalışmalar

yapmış, satırları kendi kompozisyonuna göre numaralandırmış ve her bir satırdaki

karakterleri kodlamıştır. Mevcut karakterlerin hepsini kopyalayan yazar, satırların alt

taraflarında gelen yerlerde kopmaları olması sebebiyle anlamlandırma zorluklar

Page 180: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

159

yaşanmıştır. Çoğu araştırmacı bu eksik yerleri Çince kompozisyona uygun olarak

doldurmaya çalışmıştır. Ancak bazı Türkçe unvan ve şahıs isimlerinin tam anlaşılmaması

üzerinde duran yazar, metinin yazılış tarzından ve düşüncesinden hareketle, Çince kayıtlı

belgelerden faydalanarak ve imparator mektupları inceleyerek kopma ve silinmeler

meydana gelmiş olan bazı satırları yeniden doldurmaya ve anlamlandırmaya çalışmaktadır.

Asıl amacı metnin muhtevasını, yazılış maksadını ve son durumu hakkında bilgileri

değerledirmek olan yazar, bunu yaparken Çince metinden, eski Çin kayıtlı bilgilerden

yararlanmaktadır. Değerlendirmesine Kültigin’in kişiliği hakkında bilgi vererek başlayan

yazar, ardından Çince metnin bir değerlendirmesini sunar ve tarihi bilgiler verir.

Költigin ‘in ölümü ve yazıtının dikilmesi hakkında da kısa bir bilgi sunduktan sonra

Çince metnin durumunu fiziki ve içerik olarak sunar. Yazıtın buluşunu ve Çince metnin

üzerinde yapılan çalışmalar da yazarın ele aldığı konulardan biridir. Bunu yaparken

kronolojik olarak ve tarihsel bütünlük olarak ise Çince metnin tercümesini veren yazar

Költigin yazıtının Çince kısmını satır satır aktarmaktadır. Ardından da Költigin yazıtına

yazılan Çince ilaveleri de sunan yazar bunu Batı yüzüne ve doğu yüzüne yapılan ilave

şeklinde iki bölümde aktarmaktadır. Költigin yazıtının Çince kısmını satır satır sunan

yazar, metinde geçen bazı kelimeleri ve ifadeleri dipnotlarda açıklamaları, tarihleri ve

hikayeleri ile birlikte detaylı olarak vermektedir.

Page 181: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

SONUÇ VE DEĞERLENDİRME

Orhun Yazıtları hakkında yapılmış ve Türkiye’de yayımlanmış çalışmaların

açıklamalı bibliyografyasının hazırlandığı bu tez çalışmasında ulaşılabilen 19’u kitap, 12’si

tez, 27’si bildiri ve 102’si de makale olmak üzere 160 eser incelenmiştir. Aşağıdaki

tabloda bu yayınların konularına göre dağılımları görülmektedir:

Konu Sayı

Orhun Yazıtları Hakkındaki Bibliyografik Çalışmalar 4

Orhun Yazıtları Hakkında Yapılmış Bilimsel Kitap ve Tez Çalışmaları 30

Orhun Yazıtlarının Dili, Üslubu ve Söz Varlığı Hakkında Yapılmış Çalışmalar 71

Orhun Yazıtlarının Muhtevası Hakkında Yapılmış Çalışmalar 33

Orhun Yazıtları Hakkında Yapılmış Diğer Çalışmalar 22

Toplam 160

Yukarıda görüldüğü üzere çalışmaların büyük çoğunluğu yazıtların dili, üslubu ve

söz varlığı hakkındadır. Bu çalışmaları da genel olarak yazıtların cümle, satır, ibare, kelime

ve ek düzeyinde yapılan düzeltmeleri, metinlerin anlam bakımından yorumlanması ve

okunamayan yerlerle ilgili öneriler oluşturmaktadır. Çalışmaların bir kısmında da yazıtların

edebî hususiyetlerinin ve deyimlerle atasözlerinin incelendiği, yazıtlardaki fiil, sıfat vb. söz

varlığının ayrı ayı çalışmalara konu edildiği de görülmektedir. Bu tür çalışmalar, bir

yandan Yazıtların özelliklerini ortaya koyarken bir yandan da Türkçenin tarihi süreçte

gösterdiği değişme ve gelişmeleri anlamaya hizmet etmektedir.

Orhun Yazıtlarının muhtevası hakkında yapılmış bilimsel çalışmaların büyük

bölümünde yazıtlardaki isimler ele alınmıştır. Özellikle yazıtlardaki isimler konusunda

birçok çalışma yapıldığı, bu çalışmalarda yazıtlarda geçen hayvan ve insan isimleri, coğrafî

isimlerle ülke ve boy isimlerinin ayrıntılı şekilde incelendiği tespit edilmiştir. Yazıtlarda

ele alınan “itaat”, “memleket bütünlüğü” ve “kutsallık” gibi kavramların yazıtlarda ele

alınış şekilleri, Türklerde algılanışları ve karşıladıkları değerler açısından işlenmiştir.

Page 182: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

161

Yazıtlarda geçen yabancı kelime ve ögeleri ele alan çalışmalar yanında Türklerin

yaşayış tarzını ve sosyal hayatını irdeleyen ve Orhun Yazıtlarına yansıyan Orta Asya Türk

kültürünün Anadolu’daki izlerine dikkat çeken çalışmalar da mevcuttur.

Orhun Yazıtlarıyla ilgili olup gramer ve muhteva çalışmaları başlıkları altında

değerlendirilemeyecek bazı çalışmalar da bulunmaktadır. Bu çalışmaların yazıtların dikiliş

yerleri ve tarihleri, korunmaları, bulunuşlarından günümüze kadar geçen süreçte yapılmış

çalışmalar, yazıtların başka dillere çevrilmeleri ve diğer ülkelerde yapılmış incelemeler

hakkında oldukları görülmektedir. Sayıca az olan bu yayınlar, yazıtlar hakkında yapılmış

çalışmaları aktaran genel değerlendirmelerdir.

Yurtiçinden ve yurtdışından birçok bilim adamı Orhun Yazıtları üzerinde farklı

konularda çalışmalar kaleme almışlardır. Aşağıdaki tabloda Orhun Yazıtları üzerinde en az

beş çalışma yayınlamış araştırmacılar ve yayın sayıları görülmektedir.

Yazar

Bibliyografik

Çalışmalar

Kitap

ve

Tez

Yazıtların

Dili,

Üslubu ve

Söz

Varlığı

Yazıtların

Muhtevası

Diğer

Sayı

Erhan Aydın 4 1 8 1 2 16

Osman F. Sertkaya - - 7 3 1 11

Cengiz Alyılmaz - 3 1 2 1 7

Talat Tekin - 3 3 - - 6

Serkan Şen - 2 4 - - 6

Toplam 4 9 23 6 4 46

Yukarıda da görüldüğü üzere Osman Fikri Sertkaya ve Erhan Aydın, diğer

araştırmacılara nazaran Orhun Yazıtları üzerinde daha çok çalışma kaleme almışlardır. Bu

iki araştırmacı, özellikle Orhun Yazıtlarının tartışmalı noktalarına eğilmeleri, problemli

yerleri yeniden okuyup yorumlamaları ve bu doğrultuda yeni öneriler sunmaları

bakımından dikkate değer çalışmalar yayınlamışlardır.

Page 183: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

162

Orhun Yazıtlarıyla ilgili makalelerin Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten ile

Turkish Studies dergilerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten’de 26, Turkish Studies’te ise 11 makale yayınlanmıştır.

Orhun Yazıtları gibi, bir milletin kimlik kartı mahiyetindeki eserler üzerine yapılan

çalışmaların tespiti ve değerlendirilmesi, bir araya getirilmesi, bir temel başvuru kaynağı

olarak görülmeli ve ekip çalışmalarına dönüştürülerek araştırmacıların hizmetine

sunulmalıdır. Bu şekilde bir yandan bir alandaki çalışmalara toplu olarak ulaşılması

sağlanacağı gibi tekrar çalışmaların yapılmasının da önüne geçilmesini sağlayacak; eksik

kalan, yapılması gereken çalışmalar konusunda araştırmacılara fikir verebilecektir.

Orhun Yazıtları, kendileri yazıt olmakla beraber üzerlerinde yapılan ve yapılacak

olan çalışmalarla birlikte bir ansiklopedi oluşturacak yoğunluğa sahip eserlerdir. Bu

çalışmada sadece yurt içinde yayımlanmış olan ve ulaşılabilen eserler yer almaktadır.

Türkiye dışında yapılan çalışmaların toplu olarak tespiti ve tercüme yolu ile literatüre

kazandırılması ayrıca önem arz etmektedir. Buraya alınan çalışmalar doğrudan Orhun

Yazıtları üzerine yapılmış çalışmalardır ve aslında dolaylı olarak Orhun Yazıtları ile ilişkili

çalışmaların dışarıda tutulması bir sınır olarak kabul edilmiştir. İkincil kaynakların

değerlendirilmesi burada eksiktir. Bu bakımdan böylesi yazıt eserler üzerine yapılacak

çalışmaların tamamlanması aslında mümkün değildir ve bu mütevazı çalışma da sadece bir

derleme, görme ve gösterme gayreti taşımaktadır.

Page 184: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

163

EK 1. YAZARLAR DİZİNİ

Aalto, Pentti (2000) “Orhon Yazıtlarındaki At İsimleri Üzerine”, (Çev. Erhan Aydın),

Türk Dili, 587, 453-457.

Abik, A. Deniz (2011), “Orhun Yazıtlarında -MA- Olumsuzluk İşaretleyicisi Alan Fiiller”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

15-30.

Açıkgöz, Halil (1996), “Bilge Kağan Yazıtının Doğu Yüzünün İlk Satırında (i)ki (e)d(i)z

k(e)r(e) küll(ü)g mü Yoksa kid(i)z k(e)r(e)kül(ü)g “keçe çadırlı” mı Okunmalı?”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı–Belleten 1994, Ankara, 1-10.

Akay, Nilay (2006), Orhun Abideleri Üzerine Bir Sentaks Çalışması, Yayınlanmamış

Yüksek Lisans Tezi, Adnan Menderes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Aksan, Doğan (1983), “Köktürkçenin Söz Varlığı Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları

Yıllığı –Belleten, 1980 – 1981, Ankara, 17-21.

Aksan, Doğan (1994), “Göktürk Anıtlarında Söz Sanatları: Güçlü Anlatım Yolları”, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 1-12.

Aksan, Doğan (2000), En Eski Türkçenin İzlerinde, Orhun ve Yenisey Yazıtları

Üzerinde Sözcükbilim, Anlambilim ve Biçembilim İncelemelerinin Aydınlattığı

Gerçekler, İstanbul: Simurg Kitapçılık ve Yayıncılık.

Alyılmaz, Cengiz (1994), Orhun Yazıtlarının Söz Dizimi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi

Yayınları.

Alyılmaz, Cengiz (1996), “Köktürk Yazıtları ve Köktürk Yazıtlarında Atlar”, Atatürk

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 4, 155-163.

Alyılmaz, Cengiz (2000), “Bilge Tonyukuk Yazıtları Üzerine Birkaç Düzeltme”, TDAY-

Belleten, 11-18.

Alyılmaz, Cengiz (2003), “Köl Tigin Yazıtına Sonradan Yapılan Eklemeler” TUBA, 27/1,

99-108.

Alyılmaz, Cengiz (2004), “İpek Yolu ve Orhun Yazıtları, Atatürk Üniversitesi, Türkiyat

Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 24, 181-192.

Page 185: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

164

Alyılmaz, Cengiz (2005), Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Ankara: Kurmay

Yayınları.

Alyılmaz, Cengiz (2007), “(Kök) Türk Harfli Yazıtların İzinde”, Ankara: Karam

Yayıncılık.

Amanoğlu, Ebülfez (2003), “Göktürk Yazıtlarındaki Üç Yer Adı Hakkında İnceleme”

Türksoy, 8, 15-19.

Amanoğlu, Ebülfez (2011), “Orhon Yazıtlarındaki Bulak Boy İsmi ve Türk Tarihinde

Yansımaları”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi

ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslar arası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu,

Bildiriler Kitabı (Cilt-1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 51-54.

Arezı, Aierken (2011), Orhon Yazıtları’nın Çağdaş Uygarca Çevirisi ve Çin Halk

Cumhuriyeti’ndeki İlgili Çalışmaların Genel Bir Değerlendirilmesi, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl”

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 55-70.

Asker, Ramiz (2011), Orhon-Yenisey Yazıtlarının Azerbaycan’da İncelenmesi Tarihinden

Bazı Sayfalar , “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe

Üniversitesi Basımevi, 77-82.

Aydın, Erhan (1997), “Orhon Yazıtlarında Hendiadyoinler”, Türk Dili Dergisi, 544, 417-

421.

Aydın, Erhan (2003), “Orhon Bölgesindeki Kazı Çalışmaları Hakkında Düşünceler”, Türk

Dili, 622, 554-556.

Aydın, Erhan (2005), “1995-2005 Yılları Arasında Türk Runik Metinleri Üzerine Yapılan

Çalışmalara Bir Bakış”, İlmi Araştırmalar, 20, 43-56.

Aydın, Erhan (2006), “Bilge Kağan Yazıtında Geçen Kök Teyen Hayvan Adı Üzerine”,

Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri, Ankara: Bilkent Üniversitesi Yayınları,

347-356.

Aydın, Erhan (2006), “Tonyukuk Yazıtında Geçen Ek Tag Üzerine”, Belleten, (LXX) 257,

83-94.

Aydın, Erhan (2007), “Eski Türk Yazıtlarının Yazılış ve Dikilişleri Üzerine”, Türklük

Bilimi Araştırmaları Dergisi, 1, 149-158.

Aydın, Erhan (2007), “Köl Tigin Yazıtının Kuzey Yüzünün 6. Satırında Bir Düzeltme

Denemesi ve Bir Öneri”, Bilig, 43, 55-62.

Page 186: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

165

Aydın, Erhan ve Güner, Galip (2007), “Köktürk Harfli Metinlerin ve Kök Türklerle İlgili

Türkiye’ de Yayımlanmış Çalışmalar Bibliyografyası (Deneme)”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı, Belleten, 1, 33- 82.

Aydın, Erhan (2008), “Eski Türk Yazıtlarındaki Bazı Yabancı Öğelerin Yazımı

Çerçevesinde Eski Türk Yazıtlarının Yazımı Üzerine Notlar”, Turkish Studies,

3(6), 96-108.

Aydın, Erhan (2008), “Tonyukuk Yazıtlarının 6. satırında Bir Düzeltme Denemesi:

Bönüsar mi Bönräsär mi?”, Dil Araştırmaları Dergisi, 2, 79-86.

Aydın, Erhan (2008), “Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine

Düşünceler”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, 55-62.

Aydın, Erhan (2008), “Tonyukuk Yazıtlarında Problemli Bir Cümle Üzerine”, Bilig, 45,

91-102.

Aydın, Erhan (2008), Türk Runik Kaynakçası, Çorum: Karam Araştırma ve Yayıncılık.

Aydın, Erhan (2009), “Köl Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarındaki Amga (Amgı) Korgan

Üzerine”, Turkish Studies, 4(3), 273-282.

Aydın, Erhan (2009), “Türk Runik Kaynakası’na Ek-1”, Turkish Studies, 4(8), 552-575.

Aydın, Erhan (2012), Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli

Çor), Konya: Kömen Yayınları.

Aytaklar, İsmail (2004), Orhon Türkçesinde Cümle Yapısı, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi Hacettepe Üniversitesi..

Barutçu, Sema (1983), “Kül-Tigin mi, Köl-Tigin mi?”, Türk Dünyası Araştırmaları, 22,

101-104.

Barutçu-ÖZÖNDER, F. Sema (1994), “Tengri Teg Tengride Bolmış Türük Bilge Kagan ve

Tengri Teg Tengri Yaratmış Türük Bilge Kagan”, Türk Kültürü Araştırmaları

Prof. Dr. Zeynep Korkmaz’a Armağan, 1994, 32(1-2), 89-100.

Başdaş, Cahit (2009), “Orhun Abidelerinde İyelik, Belirtme, Yükleme Hali”, Turkish

Studies, 4(8), 623-643.

Baykara, Tuncer (1973), “Kültigin Anıtına Dair Bazı Notlar”, İslam Tetkikleri Enstitüsü

Dergisi, 5(1-4), 221-228.

Baykara, Tuncer (1994), “Göktürk Yazıtlarının Türk İskân (Yerleşme) Tarihindeki Yeri”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 17-29.

Page 187: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

166

Bayraktar, Nesrin (2000), “Artzamanlı Anlambilim Açısından Orhon Yazıtlarında Geçen

Toplumsal Yaşamla İlgili Sözcüklerin Anlambilimsel Değerleri”, Türkbilig

Türkoloji Araştırmaları, 1 209-218.

Bayraktar, Nesrin (2011), “Orhon Yazıtlarında geçen Renk Adlarının Anlam Alanları

Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve

21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-

29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi

Basımevi, 121-128.

Bilgehan, Mehmet ( ), “Orhun Kitabeleri’nde Kullanılan Ünlü Harfler ve Harflerin

Şekillenmelerinde Rol Oynayan Unsurlar”, Erciyes, 297, 10-13.

Cihan, Ahmet Kamil (2002), “Orhon Yazıtlarındaki “Bilge” Terimi Üzerine”, Felsefe

Dünyası, 1, 35, 89-101.

Clauson, Sir Gerard (1973-1975), “Tonyukuk Abidesi Hakkında Bazı Notlar”, Türkiyat

Mecmuası, , 18, 141-148.

Coşkun, M. Volkan (2011), “Orhun Yazıtları-Türkiye Türkçesi İlişkisinde Ses Akışı”,

Orhon Yazıtlarının Bulunuşunda 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu (Cilt-1), Ankara:

Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 232-237.

Cumagulov, Çetin Cumagulaviç (1995), Vilhelm Thomsen’ in Çalışmaları ve Kırgızistan’

da Bulunan Göktürk Yazıtları, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı–Belleten 1993,

Ankara, 99-114.

Çelikel, Sibel (2007), Orhun Kitabelerinin Günümüz Türkçesindeki Söz Varlığı,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler

Enstitüsü.

Çetin, Engin (2009), “Orhon Yazıtlarında “İtaat” Kavramı”, Turkish Studies, 4(8), 825-

837.

Çoban, İsmail (2013), Orhun Yazıtlarının Dilin Dört Becerisi Açısından İncelenmesi,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk Üniversitesi Eğitim Bilimleri

Enstitüsü.

Demirbilek, Salih (2010), “Orhon Türkçesindeki “Kıl- ve Bol-“ Yardımcı Fiilleri

Arasındaki Anlam ve Görev İlgileri”, I. Uluslar arası Uzak Asya’dan Ön

Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni (18-20 Kasım 2009) Bildirileri,

Afyonkarahisar, 57-66.

Dinar, Talat (2010), “Kül Tigin Abidesi ve Kutadgu Bilig’ deki Ortak Fiillerin Tamlayıcı

İlişkisi Açısından İncelenmesi”, Turkish Studies, 5(3), 1045-1091.

Page 188: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

167

Dinç, Emin (2005), Köktürk Abideleri'nin Fiil Çekimi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Eker, Süer (2011), “Orhon Yazıtları: İran Dilleri ile İlk Temaslar ve Benzer Öge Üzerine”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

321-332.

Enginün, İnci (2011), Orhun Yazıtları: Besleyici Güç, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 341-346.

Ercilasun, Ahmet Bican (1985), “Bilge Kağan Bengü Taşının Kuzey Cephesinin İlk Üç

Satırı Üzerinde Bazı Düşünceler”, Beşinci Milletlerarası Türkoloji Kongresi (23-

28 Eylül 1985) Tebliğler, 1, İstanbul: Edebiyat Fakültesi Basımevi, 69-74.

Ercilasun, Ahmet Bican (1994), “Költigin Yazıtı Bir Nutuk Metni midir”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 31-39.

Ercilasun, Ahmet Bican (1995), “Bir Kişi Yangılsar Oguşı Bişükine Tegi Kıdmaz Ermiş

(KT, G, 6= BK, K, 4) İbaresi Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten

1993, Ankara,.83-89.

Ercilasun, Ahmet Bican (1985), “Orhun Abidelerinin Araştırılması ve Muhtevası”, Türk

Dili, 399, 142-151.

Ercilasun, Bilge (1999), Orhun Abideleri Hakkında Türkiye’deki İlk Bilgiler, 3.

Uluslararası Türk Dil Kurultayı 1996, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 409-

422.

Eren, Hasan (1995), “1893’ten 1993’e”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993,

Ankara, 21-26.

Ergin, Muharrem (2004), Orhun Abideleri, 33. Baskı, İstanbul: Boğaziçi Yayınları.

Ertimar, Aynur (1999), Orhun Kitabelerinin Tarih Öğretimindeki Yeri ve Önemi,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Fin Atlası-Orhun Yazıtları (2005), (Çev. Metin Sirman, Yaşar Sabit Dalbaşar), İstanbul:

Töre Yayın Grubu.

Gömeç, Saadettin (2008), Kök Türkçe yazıtlarında Geçen Göller ve Nehirler, DTCF Tarih

Araştırmaları Dergisi, 27(44), 1-20.

Görkaş, İrfan (1998), “Köktürk Kitabelerinde Tanrı-İnsan Münasebetleri”, Türk Dünyası

Araştımaları, 117, 111-122.

Page 189: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

168

Gülensoy, Tuncer (1989), “Orhun’dan Anadolu’ya Türk Damgaları”, İstanbul: Türk

Dünyası Araştırmaları Vakfı.

Gülensoy, Tuncer (1994), Göktürk Anıtlarının Altayistik Açıdan Değerlendirilmesi, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 41-53.

Gülsevin, Gürer (1994), “Göktürk Anıtları ile Yaşayan Üç Lehçemizin (Halaç, Çuvaş ve

Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990,

Ankara, 55-64.

Gülsevin, Gürer (1998), “Köktürk Bengü Taşlarındaki Oğuzca Özellikler”, Kardeş

Ağızlar/ (Türk Lehçe ve Şiveleri Dergisi), 7, 12-18.

Güner-Dilek, Figen (1997), “Göktürk Bengü Taşlarından Günümüz Altay Türkçesine

Ulaşan Kelimeler”, Emine Naskali Gürsoy (Ed.), Sibirya Araştırmaları, İstanbul:

Simurg Yay., 139-143.

Hazaı, G. (1991) “Tonyukuk Yazıtının Bir Bölümü Üzerine”, Mimar Sinan Üniversitesi

Fen/Edebiyat Fakültesi Dergisi, 1(1), 167-173.

Horoz, Mehmet (1996), Orhun Abidelerini Okuma Çalışmalarındaki Farklılıklar,

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

İlhan, Nadir (2004), “Yañılsar … Bişükine Tegi Kıdmaz Ermiş”, Fırat Üniversitesi

Sosyal Bilimler Dergisi, 14(2), 121-128.

İnayet, Alimcan (2011), “bir kişi: y(a)n(ı)ls(a)r; og(u)şl; bod(u)nı; bişukine; t(ö)gi,

kıdm(a)z; (ö)rm(i)ş ve in(i)si; [(ö)ç]isin; biln(ö)z; (ö)rti; oglı; k(a)nın; bilm(ö)z;

(ö)rti İbareleri Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe

Üniversitesi Basımevi, 451-455.

Kaplan, Mehmet (1985), “Orhun Abidelerinde Mekân-İnsan Münasebeti”, Türklük

Araştırmaları Dergisi, 1, 1-6.

Karabeyoğlu, Adnan (2007), “Orhon Yazıtlarında Bol- ve Er- Fiilleri Üzerine”, TÜBAR,

S. XXII, 87-100.

Karadoğan, Ahmet (2006), “Köktürk Yazıtları’ndaki “Türk Oğuz Begleri bodun eşidin”

ve “Oğuzı yeme tarkınç ol temiş” Cümlelerinde Geçen Oğuz Kelimesi Üzerine”,

Bilig, 37, 13-20.

Karadoğan, Ahmet (2002), “Orhun Yazıtları’nda Türk Adının Türlü Kullanılışları

Üzerine”, Türk Dili, 604, 293-297

Karahan, Leyla (2011), “Köktürkçe Metinlerdeki Üçüncü Şahıs Özneli Ardaşık

Cümlelerde Özne Bağlantıları ve Belirsizlik Özneli Cümleler”, “Orhon

Page 190: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

169

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl”

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 457-

462.

Katar, Muzaffer (1996), “Orhun Yazıtlarındaki İki Problem Tümcenin Çözümü”, Türk

Dili, 532, 1109-1116.

Kaya, Ceval (1998), “Köl Tigin Yazıtının Güneydoğu Yüzünde Taygun Mu Yoksa

Ataygun Mu Okunmalı?”, İlmi Araştırmalar, 6, 171-179.

Kaya, Ceval (2009), “Orhon Yazıtlarının Dikilişiyle İlgili Yeni Sorunlar”, I.Uluslar arası

Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 135-141.

Kaya, Ceval (2011), “Köktürkçe İdi Oksuz Üzerine”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 463-467.

Kayra, Osman Kemal ve Bolatova, Ş. (1997), “Çağdaş Kazak Türkçesiyle Göktürk

Yazıtlarındaki Kelime ve Deyimler Arasındaki Benzerlikler”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı –Belleten 1995, Ankara, 179-191.

Kayra, Osman Kemal (1997), “Orhun Abidelerinde Askerî Kelime ve Terimler”, Türk

Dünyası Araştırmaları, 111, 175-192.

Kayra, Osman Kemal (1999), “Orhon Yazıtlarında Sıfatlar, Sıfat Tamlamaları ve Bunlara

Bağlı Bazı Açıklamalar”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1996, Ankara,

145-158.

Kerimoğlu, Caner (2007), “Orhun Abidelerinde 3. Kişi İyelik Ekinden Sonra Yükleme

Hâli Eki Kullanıldı mı?”, Turkish Studies, 2(3), 322-331.

Khıshıgbajar, D. (2001), Köl Tigin Yazıtı Taş Anıtının Korunması, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 2000, Ankara, 255-256.

Klyastornıy, S.G. (1994), Orhon Anıtlarında Türklerin Krallık Soyunun Adı, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 137- 139.

Korkmaz, Zeynep (1994), “Göktürkçede İsimden Fiil Türeten Ekler ve Köken Yapıları

Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belleten 1990, Ankara, 141-149.

Kuljanova, Bahıtgül (2011), “Eski Türk Anıtlarındaki Halk Birliği ve Memleket Bütünlüğü

Ülküsü (Orhun ve Kutadgu Bilig Eserlerine Göre)”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 519-522.

Page 191: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

170

Lı, Yong-Song (2009), “Orhon Yazıtlarının Koreceye Çevriliş Süreci”, I. Uluslararası

Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 147-160.

Mert, Osman, “Orhun Yazıtlarında Kullanılan İşaretsiz ( /.Ø./) Görev Öğeleri”, Atatürk

Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Erzurum, 2005, S. 38, s.

1-20.

Muratova, Elnura (2006) Orhun Abidelerinde Geçen Sözvarlığının Kırgız

Türkçesindeki İzleri, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırgızistan-Türkiye

Manas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Orkun, Hüseyin Namık (1986), Eski Tük Yazıtları, Ankara: TDK Yay.

Osqwa, Takashi (2011), Türk Bilge Kağan Tahta Oturduğu Zaman Kim Tölis Şad İdi?,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

611-628.

Ölmez, Mehmet (1995),“ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (1)”, Türk Dili

Araştırmaları, 5, 227-229.

Ölmez, Mehmet (1997), “ Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (2)”, Türk Dili

Araştırmaları, 7, 175-186.

Ölmez, Mehmet (1999) , “Eski Türk Yazıtlarında Yabancı Öğeler (3)”, Türk Dili

Araştırmaları, 9, 59-65.

Ölmez, Mehmet (2011), “Eski Uygur ve Çin Kaynakları Işığında Orhon Yazıtlarında

Geçen Yer ve Kişi Adları”, Orhon Yazıtlarının Bulunuşunda 120 Yıl Sonra

Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu (Cilt-1), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 629-640.

Özbay, Hüseyin, “Göktürk Bengütaşları’nda Sosyal Analiz ve Millî Oto-Kritik”, Türk

Kültürü, 306, 513-519.

Özkeçeçi, İlhan (2011), “Orhun Abidelerinin Estetik ve Muhtevasının Önemi”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl”

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 653-

668.

Pilten, Şahru (2011), “Orhun Yazıtlarında Seçmesel ve Eş Dizimsel Sınırlamalar”, “Orhon

Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl”

Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs

2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 669-

680.

Page 192: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

171

Qarluq, Abdurreşit Jelil (2011), Orhun Yazıtlarında Gözüken Çin Kültür Analizinden

Türklük Araştırmalarında Sinolojinin Önemi, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 689-693.

Recebov, Ebülfez (1994), “Orhon-Yenisey Anıtlarının İncelenmesindeki Bazı Problemler”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara,151-154.

Sakaoğlu, Saim (1994), “Göktürk Yazıtları ile Anadolu–Türk Folklorundaki Paralellikler

Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1990, Ankara, 155- 166.

Sakaoğlu, Saim (2002), “Orhun Anıtları ile Dede Korkut Kitabı’nın Destansı Yapıları

Üzerine”, Türk Kültürü, 473, 513-519.

Sakaoğlu, Saim (2011), “Orhun Anıtlarından Günümüze Süzülen Birkaç Erkek Adı”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

695-701.

Sertkaya, Osman Fikri (1974), “Göktürk Tarihinin Meseleleri Kül Tigin mi Köl Tigin

mi?”, Türk Edebiyatı, 35, 23-25.

Sertkaya, Osman Fikri (1980), “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Tonyukuk Abidesi Üzerine

Üç Not: 1-Tonyukuk Abidesinin İlk Satırı 2- “Çölgi (A)z (E)ri mi” “Çöl(l)(ü)g İz

(E)ri mi?”; 3- Tonyukuk Abidesindeki Kız Koduz Sıfat Tamlaması Üzerine”,

Türkiyat Mecmuası, XIX, 1980, 165-182.

Sertkaya, Osman Fikri (1984), “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Köl Tigin ve Köl-İç Çor

Kitabelerinde Geçen Oplayu Tegmek Deyimi Üzerine”, Journal of Turkic Studies

/ Türklük Bilgisi Araştırmaları, Orhan Şaik Gökyay Armağanı II, 369-375.

Sertkaya, Osman Fikri (1986), Göktük Tarihinin Meseleleri: Bilge Tonyukuk’un

Abidelerinin Tarihlendirilmesi Üzerine, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXIV-

XXV, 347-362.

Sertkaya, Osman Fikri (1988), “Tonyukuk Kitabesinin İkinci Taşının Doğu Yüzü

Hakkında Bazı Yeni Görüşler”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten 1986,

Ankara,. 59-63.

Sertkaya, Osman Fikri (1993), “Büyük Roma (İmparatorluğu) Bizans’ın Köktürk

Yazıtlarındaki Adı, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, XXVI, 147-156.

Sertkaya, Osman Fikri (1995), “Yenisey Yazıtlarının Yayınlarındaki Bazı Okuma ve

Anlamlandırmaların Düzeltilmesi, Yeni Okuma ve Anlamlandırma Teklifleri, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993, Ankara, 67-75.

Page 193: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

172

Sertkaya, Osman Fikri (1999), “Eski Türklerin Kağan Seçimi Üzerine Göktürk

Yazıtlarındaki İki Ata Sözü”, İlmi Araştırmalar, 8, 233-240.

Sertkaya, Osman Fikri (1999), “Göktürk Tarihinin Meseleleri: Göktürk Yazıtlarında İsim

ve Unvan Söyleme Geleneği”, Uluslar Arası III. Türk Kültürü Kongresi

Bildirileri, 593-600.

Sertkaya, Osman Fikri (2004), “Göktürk Yazıtlarında Hintçe Unsurlar”, Zeynep Korkmaz

Armağanı, Ankara: TDK Yayınları, 366-380.

Sertkaya, Osman Fikri (2011), “Eski Türkçe’de “Mızrak” Anlamına Gelen Kelime

[süng(ü)g] mü, Yoksa süngg(ü)ya da süngü mü Okunmalı?”, “Orhon Yazıtlarının

Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3.

Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010,

Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 721-725.

Sever, Mustafa (2011), “Orhun Yazıtlarındaki Bazı Kavramları Yeniden Okumak”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

727-732.

Simiç, Milan (2005), Bilge Kağan Yazıtı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Şanlı, Cevdet (2000), “Göktürk Yazıtlarında Emir Kipinin Kullanılış Şekilleri,

Cümlelerdeki Durumları ve Anlam Yükleri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı –

Belleten 1997, Ankara, 237-244.

Şen, Serkan (2001), “Költigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında Geçen “Bükli” Sözcüğü

Üzerine”, Türk Dili, 595, 55-60.

Şen, Serkan (2004), “Orhon Yazıtlarından Uygur Yazmalarına Anlam Daralmaları”,

TÜBAR, XV, 151-160.

Şen, Serkan (2007), Orhon, Uygur ve Karahanlı Metinlerindeki Meslekler Bağlamında

Eski Türk Kültürü, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ondokuzmayıs Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Şen, Serkan (2007), Köl Tigin yazıtının Güneybatı Yüzünde Agışın mı Yoksa Agısın mı

Okunmalı?, Turkish Studies, 2(2), 603-609.

Şen, Serkan (2009), “Orhon Yazıtlarında Geçen Teñri Teg Teñgride Bolmış Türük Bilge

Kagan ve Teñgri Teg Teñri Yaratmış Bilge Kagan İfadelerinin Yeni Bir Yorumu”,

I. Uluslararası Uzak Asya’dan Ön Asya’ya Eski Türkçe Bilgi Şöleni, 251-259.

Şen, Oya (2007), Göktürk Yazıtlarının Kelime Varlığı, Yayınlanmamış Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Page 194: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

173

Şenocak, Ebru (2011), “Göktürk Yazıtlarında Türk Halk Edebiyatı Unsuları”, Fırat

Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2001, 11(2), 165-176.

Şükürlü, Elisa (1995), “Göktürk Yazıtlarında Kelimelerin Noktalanması Özellikleri”, Türk

Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993, Ankara, 121-134.

Şükürlü, Elisa ve Şükürlü Elşen (2000), “Göktürk Yazıtlarında Eklerin İmla Kuralları”,

Türk Dili Araştırmaları Yıllığı- Belleten, 347-352.

Tabaklar, Özcan (2011), Göktürk Harfli Yazıtlarda –gAlI Eki Üzerine, İstanbul

Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 45(45), 269-

274.

Tanyeri, Yavuz (2011), Göktürk Yazısı ve Orhun Türkçesi (ses ve biçim bilgisi, örnek

metinler, sözlük), İstanbul: Boğaziçi Yayınları.

Taşağıl, Ahmet (2004), “Köl Tigin Yazıtının Çince Yüzü Hakkında” TTK Belleten,

68(252), 403-421.

Taşağıl, Ahmet (2011), Çin Kaynaklarına Göre Köl Tigin Yazıtının Dikilişi Hakkında Bir

Değerlendirme, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük

Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları

Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe

Üniversitesi Basımevi, 775-784.

Tekin, Talat (1957), “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 1”, Türk Dili, 1957,

6(67), 372-374.

Tekin, Talat (1957), “Köktürk Yazıtlarındaki Deyimler Üzerine 2”, Türk Dili, 1957,

7(68), 423-426.

Tekin, Talat (1994), Tunyukuk Yazıtı, (Haz. Mehmet Ölmez), Ankara: Simurg Kitapçılık

ve Yayıncılık.

Tekin, Talat (2000), Orhon Türkçesi Grameri, Ankara: Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi:

9.

Tekin, Talat (2006), “Eski Türk Yazıtlarında Yanlış Yorumlanan Bir Kelime Üzerine”,

Turkish Studies, 1(2), 201-211.

Tekin, Talat (2010), Orhon Yazıtları, 4. Baskı, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.

Tezcan, Semih (1975-76), “Tonyukuk Yazıtlarında Birkaç Düzeltme”, Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 173-181.

Thomsen, Vilhem (2002), Orhon Yazıtları Araştırmaları, (Çeviren ve Yayına

Hazırlayan Vedat Köken), Ankara: TDK Yayınları.

Page 195: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

174

Toprak, Funda (2011), “Orhun Yazıtlarından Anadolu Ağızlarına Karşılaştırmalı Dil

Çalışmaları ve İki Örnek Fiil”, “Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl

Sonra Türklük Bilimi ve 21. Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat

Araştırmaları Sempozyumu, 26-29 Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2),

Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi, 831-835.

Tulum, Mertol (1994), “Orhon Yazıtlarında Birleşik Cümleler ve Baş Cümle ile Yardımcı

Cümle İlişkileri”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı - Belleten 1990, Ankara, 193-

205.

Tuna, Osman Nedim (1957), “Bazı İmla Gelenekleri Bunların Metin İncelemelerindeki

Önemi ve Orhon Yazıtlarında Birkaç Açıklama”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-

Belleten, 41-81.

Tuna, Osman Nedim (1995), “Ekin Ara İdi Oksuz Kök Türk Ança Olurur Ermiş (KT, D 2-

3) İbaresi Üzerine”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten 1993, Ankara, 77-

81.

Turniyaz, Mollaniyaz (2011), “Orhun Yazıtlarındaki Ünsüzlerin Uyumu Üzerine”,

“Orhon Yazıtlarının Bulunuşundan 120 Yıl Sonra Türklük Bilimi ve 21.

Yüzyıl” Konulu 3. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumu, 26-29

Mayıs 2010, Bildiriler Kitabı (Cilt 2), Ankara: Hacettepe Üniversitesi Basımevi,

863-872.

Uğurlu, Kamil (1998), Orhun Anıtları, Ankara: Ahmet Yesevî Vakfı Yayınları.

Useev, Nurdin (2011), “Tonyukuk Yazıtındaki Tün Kat- Birleşik Fiili Üzerine ya da Eski

Okunuşun Yeniden Keşfedilmesi”, Turkish Studies, 2011, 6(3), 1581- 1583.

Useev, Nurdin (2011), “Kök Türk Harfli Yazıtları Okumada Halk Edebiyatı Eserlerinin

Önemi (Kırgız Destanları Örneği İle)”, MTAD, 8(2), 145-151.

User, Hatice ŞİRİN (2007), “Tonyukuk Yazıtı'nda Geçen (Ugur Kalıtdım) İbaresi Üzerine

Yeni Bir Anlamlandırma Teklifi”, Erdem Dergisi, 16(48), 157-168.

User, Hatice Şirin (2009), Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları (Söz Varlığı

İncelemesi), Konya: Kömen Yayınları.

Subaşı Uzun, Leyla (1995), Orhon Yazıtlarının Metindilbilimsel Yapısı, Ankara:

Simurg Yay.

Üstün, Mehmet Cihat (2010), “Türk Asıllı Türkologların Orhun Yazıtlarını Okuma ve

Yorumlamalarındaki Farklılıklar Üzerine Notlar”, Turkish Studies, 5(2), 1392-

1413.

Woo, Duck-Chan (1995), “Orhun Yazıtlarındaki Bazı Özel İsimler Hakkında”, AÜ DTCF

Dergisi, 37(1-2), 127-132.

Page 196: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

175

Yazıksız, Necip Asım (1340), Orhun Abideleri, İstanbul: Matbaa-i Amire..

Yıldırım, Dursun (1998), “Köktürk Yazıtlarında Öd Tenri Aymaz, Yag(g)ıl ‘Katıl’

Olmaz”, Türk Bitiği, Araştırma/İnceleme Yazıları, Ankara, 125-133.

Yıldız, Hülya (2007), Orhon Türkçesi İle Yakutçanın Sözvarlığı ve Sözyapımı

Bakımından Karşılaştırılması, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Eskişehir

Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Page 197: KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER …acikerisim.ktu.edu.tr/jspui/bitstream/123456789/1888/1/342144.pdf · (Halaç, Çuvaş ve Saha / Yakut) Tarihi İlgi Düzeni”,

ÖZGEÇMİŞ

1986 yılında Kırklareli’de doğan Irmak Kaçar, ilk ve orta öğrenimini Kırklareli

Babaeski’de tamamladı. 2004 yılında kayıt yaptırdığı Karadeniz Teknik Üniversitesi Fen-

Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden 2008 Bahar döneminde mezun

olduktan sonra 2008-2009 eğitim-öğetim yılında aynı üniversitenin Tezsiz Yüksek Lisans

Programında okuyarak mezun oldu. 2011-2012 eğitim öğretim yılında Karadeniz Teknik

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Yüksek

Lisans Programına kaydoldu.

Yabancı dili İngilizce olan Irmak Kaçar, evli ve iki kız annesidir.