Kampüs haber mayıs 2015

8
SAÜ kan verdi Blood donation in SAU Mayıs - May 2015 Sayı - Vol 15 Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kızılay Topluluğu“Kan ver Kahraman ol!” başlığı altında kan bağışı kampanyası düzenledi. SAÜ helikopter pistinde gerçekleşen etkinlikte bin 763 ünite kan bağışı yapıldı.Üniversite topluluklarının çoğunun destek verdiği kampanyaya SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’da katılarak kan verdi. Kan bağışını eğlenceli bir hale getirmek için helikopter pistine kurulan sahnede üniversite öğrencileri şarkılar söyleyip oyunlar oynayarak unutamayacakları bir gün geçirdi. Kan bağışı yapanlara günün anısına küçük hediyelerin verildiği etkinlik kapsamında 80 gönüllü öğrenci, 35 flebotomist, 24 hemşire ve 9 doktor görev aldı. Sakarya University (SAU) e Red Crescent Society organized blood donation campaign entitled “Donate Blood Be Hero!” e event took place in SAU heliport area and 1763 units of blood were donated. Other university societies gave support to the campaign. President of SAU, Prof.Dr.Muzaffer Elmas attended the event and donated blood as well. In addition to the campaign, university students had great time by singing and dancing on the stage set in organization area. In the organization of the campaign, 80 volunteer students, 35 phlebotomist, 24 nurses and 9 doctors worked. Fotoğrafçılığa adanmış bir hayat A life dedicated to photography Sayfa 7 Genç bir müzisyenin serüveni Story of a young musician Sayfa 6 Tayyib Hoşbaş Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) üniver- siteyi öğrencilere tanıtmak ve öğrencilerin sorunlarını dinlemek için “Nasıl Bir Üniversite Eğitimi?”adlı söyleşi düzenledi. SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen etkinliğe SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas konuşmacı olarak katıldı. Öğrencilerin sorunlarını ve önerilerini dinleyen Prof. Dr. Elmas üniversitenin misyon ve hedefleri, SAÜ web sayfaları ve şu anki eğitim durumu hakkında öğrencilere bilgi verdi.Söyleşinin sonunda Doç. Dr. Mahmut Bilen, Prof. Dr. Elmas’a Güzel Sanatlar Fakülte- si adına tablo hediye etti. * * * * * Sakarya University Academic and Social Development Centre (SASGEM) organized an event titled “What Type of University Education?” in order to demonstrate university presentation and listen to student problems. President of SAU, Prof.Dr.MuzafferElmas, attended the event as speaker and it was held at SAU Culture and Congress Centre. President Elmas gave information about the mission and objectives of the university, current educational situation and conducted studies. Then, he listened to students’ problems and suggestions. At the end of the event, President Prof.Dr. Elmas was given a painting as a gift on behalf of Faculty of Fine Arts. Rektör Elmas öğrencilerle buluştu President Elmas meets with students 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun! Happy Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day! Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin düzenlediği Üniversite Tanıtım Filmi Yarışması ödül töreni Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. Filmleri, ödülleri, konseri, kırmızı halısı, katılımcıların şıklığı ve en önemlisi ‘özçekimi’ ile Oscar töreni havasında geçen etkinlik çok renkli görüntülere sahne oldu. İletişim Fakültesi’nin tam kadro katıldığı ödül töreninde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Yalçın da her zaman olduğu gibi genç iletişimcileri yalnız bırakmadı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte birincilik ödülünü “Karavan” adlı filmle, Tufan Ağırkaya ve ekibi kazandı. Award ceremony for University Introductory Movie Contest organized by Sakarya University Faculty of Communication was held at Culture and Congress Centre. e event resembled the Oscar award ceremony with the movies, awards, concerts, red carpet, beauty looks of guests and “selfie.” All members of Faculty of Communication attended the event. As usual, Vice President Prof. Dr. Mehmet Ali Yalçın attended the event and accompanied young communicators. Students showed great interest to the event and the winner was the short movie titled “Karavan” prepared by Tufan Ağırkaya and his team. SAÜ tanıtım filmi ödül töreni Oscar’ı aratmadı Oscar-like SAU movie award ceremony

description

 

Transcript of Kampüs haber mayıs 2015

Page 1: Kampüs haber mayıs 2015

SAÜ kan verdi Blood donation in SAU

Mayıs - May 2015 Sayı - Vol 15

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Kızılay Topluluğu“Kan ver Kahraman ol!” başlığı altında kan bağışı kampanyası düzenledi.SAÜ helikopter pistinde gerçekleşen etkinlikte bin 763 ünite kan bağışı yapıldı.Üniversite topluluklarının çoğunun destek verdiği kampanyaya SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas’da katılarak kan verdi.Kan bağışını eğlenceli bir hale getirmek için helikopter pistine kurulan sahnede üniversite öğrencileri şarkılar söyleyip oyunlar oynayarak unutamayacakları bir gün geçirdi.Kan bağışı yapanlara günün anısına küçük hediyelerin verildiği etkinlik kapsamında 80 gönüllü öğrenci, 35 flebotomist, 24 hemşire ve 9 doktor görev aldı.

Sakarya University (SAU) The Red Crescent Society organized blood donation campaign entitled “Donate Blood Be Hero!” The event took place in SAU heliport area and 1763 units of blood were donated. Other university societies gave support to the campaign. President of SAU, Prof.Dr.Muzaffer Elmas attended the event and donated blood as well. In addition to the campaign, university students had great time by singing and dancing on the stage set in organization area. In the organization of the campaign, 80 volunteer students, 35 phlebotomist, 24 nurses and 9 doctors worked.

Fotoğrafçılığa adanmış bir hayatA life dedicated to photography Sayfa 7

Genç bir müzisyenin serüveniStory of a young musician Sayfa 6

Tayyib Hoşbaş

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Akademik ve Sosyal Gelişim Merkezi (SASGEM) üniver-siteyi öğrencilere tanıtmak ve öğrencilerin sorunlarını dinlemek için “Nasıl Bir Üniversite Eğitimi?”adlı söyleşi düzenledi. SAÜ Kültür ve Kongre Merkezinde gerçekleşen etkinliğe SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas konuşmacı olarak katıldı.Öğrencilerin sorunlarını ve önerilerini dinleyen Prof. Dr. Elmas üniversitenin misyon ve hedef leri, SAÜ web sayfaları ve şu anki eğitim durumu hakkında öğrencilere bilgi verdi.Söyleşinin sonunda Doç. Dr. Mahmut Bilen, Prof. Dr. Elmas’a Güzel Sanatlar Fakülte-si adına tablo hediye etti. * * * * *Sakarya University Academic and Social Development Centre (SASGEM) organized an event titled “What Type of University Education?” in order to demonstrate university presentation and listen to student problems. President of SAU, Prof.Dr.MuzafferElmas,

attended the event as speaker and it was held at SAU Culture and Congress Centre. President Elmas gave information about the mission and objectives of the university, current educational situation and conducted studies. Then, he listened to students’ problems and suggestions. At the end of the event, President Prof.Dr. Elmas was given a painting as a gift on behalf of Faculty of Fine Arts.

Rektör Elmas öğrencilerle buluştuPresident Elmas meets with students

19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!Happy Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day!

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin düzenlediği Üniversite Tanıtım Filmi Yarışması ödül töreni Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. Filmleri, ödülleri, konseri, kırmızı halısı, katılımcıların şıklığı ve en önemlisi ‘özçekimi’ ile Oscar töreni havasında geçen etkinlik çok renkli görüntülere sahne oldu. İletişim Fakültesi’nin tam kadro katıldığı ödül töreninde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Ali Yalçın da her zaman olduğu gibi genç iletişimcileri yalnız bırakmadı. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte birincilik ödülünü “Karavan” adlı filmle, Tufan Ağırkaya ve ekibi kazandı.

Award ceremony for University Introductory Movie Contest organized by Sakarya University Faculty of Communication was held at Culture and Congress Centre. The event resembled the Oscar award ceremony with the movies, awards, concerts, red carpet, beauty looks of guests and “selfie.”All members of Faculty of Communication attended the event. As usual, Vice President Prof. Dr. Mehmet Ali Yalçın attended the event and accompanied young communicators. Students showed great interest to the event and the winner was the short movie titled “Karavan” prepared by Tufan Ağırkaya and his team.

SAÜ tanıtım filmi ödül töreni Oscar’ı aratmadıOscar-like SAU movie award ceremony

Page 2: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 02

Prof. Dr. Muzaffer Elmas - Sakarya Üniversitesi RektörüProf. Dr. Muzaffer Elmas - Rector of Sakarya University

Yayın Türü: Yerel SüreliBasım Yılı: Nisan 2015

MuhabirlerYeliz GökmenGülcan ÖngüçFatma ParlakMelih KaracaAleyna Pulat

Tayyib HoşbaşŞeyma Erdoğmuş

ÇevirmenUzm. Yeliz Ünal

Tasarım-UygulamaAnıl Bahşi

Haber MüdürüYrd. Doç. Dr. Meltem Gönden

Haber EditörüArş. Gör. Mehmet Pelivan

Burak İnekçioğlu, Basın ve Yayıncılık Salih Keskin, Halkla İlişkiler Ve Reklamcılık

Burak İnekçioğlu, Press and Publishing Salih Keskin, Relations and Advertising

Ben başbakan olsaydım, ülkemizde ekonomik sıkıntı çeken çok sayıda aile var, bundan dolayı asgari ücretleri yükseltirdim. Ülkemizin eşit derecede kalkınmasını sağlardım.

If I was president, I would increase the amount of minimum wage since there are a large number of families with financial difficulties. I would struggle for equal progress of the country.

Başbakan olsam daha çok öğrenci odaklı düşünürdüm, çünkü gelecek öğrencilerin elinde. Fakültelerde öğrencilerin kültür ve aktivitelerini gerçekleştirebileceği, eğlene-bileceği, beraber kaynaşabileceği bir ortam sağlamak isterdim.

If I was president, I would look from student-centred perspective since the future is at students’ hands. I would provide an atmosphere for students to organize cultural activities, to socialize and have a good time together.

Şenay Şimşek, Metalurji Ve Malzeme Mühendisliği

Furkan Kırbaş, İnsan Kaynakları Yönetimi

Halil Açıkay, Çalışma Ekonomisi Ve Endüstri İlişkileri

Şenay Şimşek, Metallurgical Engineering

Furkan Kırbaş, Resources Management

Halil Açıkay, Labour Economics and Industrial Relations

Ben başbakan olsaydım eğitime daha fazla yatırım yapardım. Öğrencilerin önünü açardım. Kendilerini geliştirebilmeleri için daha fazla laboratuvar kurardım. Bunun haricinde öğrencilerin ulaşım sıkıntısını çözmeye çalışır, derse geç kalmasınlar diye rahat bir ulaşım imkanı sağlardım.

If I was president, I would make more investment to education. I would provide more opportunities for students and establish more laboratories. In addition, I would try to tackle students’ problems of transportation and provide an easier means of transport.

Eğer bir gün Başbakan olsam öncelikle eğitim sistemiyle ilgili yenilikler düşünürdüm. Türkiye’de eğitim sistemi genel olarak ezberciliğe dayanıyor. Sadece sınavlara yönelik bir bilgi birikimimiz oluyor, o da kalıcı değil. Dolayısıyla daha gelişmiş bir eğitim sistemi şart. Bunun yanında öğrencilerin kaldıkları yurtlarda, apartlarda vs. yerlerde daha iyi imkanlara sahip olması ve hizmet alması için elimden geleni yapardım.

If I was president, I would think about innovations for education system. In Turkey, education system is based on rote learning. We have knowledge for just exams and it is not permanent knowledge. Therefore, much more developed education system is needed. In addition, I would do my best to provide better service in dormitories and student flats for university students.

Bir gün başbakan olma şansım olsa özel yurtların fiyatlarını yarıya indirirdim. Devlet yurtlarındaki ücretleri tamamen kaldırırdım. Üniversite ulaşımlarının hepsi ücretsiz olurdu. İkinci öğretim ücretlerini kaldırırdım.Ayrıca yoksulluk ve şiddetin önlenmesine yönelik çalışma-ların artmasını sağlardım.

If I was president, I would reduce the price of private dormitories. I would remove the charge of state dormitories and the transportation for university would be free of charge. I would remove the charge for evening programs. Besides, I would increase studies to prevent poverty and violence.

Gamze Arslan, Sosyal Hizmet

Gamze Arslan, Social Work

Başbakan olsam öncelikle sınav sistemini değiştirirdim. Her yere sınırsız internet imkanı sağlardım. Engellilerin iş imkan-larını artırırdım. Çevre düzenlemelerine önem verirdim.Yaşlıların gidebileceği kafeler, parklar yapardım.Kendim de mütavazı ve samimi bir yaşam sürdürmeye çalışırdım.

If I was president, I would change the exam-ination system at first. I would offer unlimited internet service and increase the employment opportunities for disabled people. I would give importance to environmental planning. I would offer facilities like cafes and parksfor old people. I would live a modest and sincere life as well.

Fatih Akyel, İnsan Kaynakları Yönetimi

Fatih Akyel, Human Resources Management

Başbakan olsam öncelikle öğrencile-rin daha rahat ve refah okumaları için imkanlar sağlardım. Örneğin burs imkanlarını genişletir, burs miktarlarını artırırdım. KYK yurtlarının kapasite-sini ve imkanlarını geliştirme yönünde çalışmalar yapardım.

If I was president, I would provide facilities for students to study in better conditions. For example, I would increase the scholarship amount and opportunities. I would increase the capacity of KYK dormitories and enhance the facilities.

Gamze Çelik, Sosyal Hizmet

Gamze Çelik, Social Work

Bir gün başbakan olsam sınav sistemini iyileştirme yönünde çalışmalar yapardım. Atamalarda haksızlık yaşanmaması için sistemin adaletli biçimde işlemesini sağlardım. Bilinçli bireylerin yetişebilme-si için eğitim sisteminde köklü değişlik-liklere giderdim.

If I was president, I would try to improve examination system. I would provide a fair system in order not to experience inequity in selection and appointment. I would revolutionize in education system to educate qualified individuals.

Bir gün Başbakan olsam...If i was President…

Siyasete atılmayı hiç aklınızdan geçirmemiş olabilirsiniz. Birgün ülkeyi yönetenler arasında yer almanın uzak bir ihtimal olduğunu düşünenleriniz çoktur. Öte yandan siyaset hayatın ta kendisi. Politikacı olmayı düşünmeseniz de, siyaset hayatı şekillendirirken görüş belirtmekten kendinizi alamıyor, ‘Ben olsaydım şunları yapardım’ demeden geçemiyorsunuz. Atatürk’ün gençlere bayram armağan ettiği 19 Mayıs’ın coşkusunu yaşadığımız bu ay, SAÜ öğrencilerine şunu sorduk: Bir gün Başbakan olsanız ne yapardınız?

Maybe you have never thought about going into politics. Lots of people think that taking part among leaders is a remote possibility. On the other hand, politics is life itself. Although you do not want to be a politician, you cannot help to state your opinion and say ‘If I was in their shoes…’ In the month of May 19, a festival presented to youth by Atatürk, we asked SAU students: What would you do, if you were a president?

Aleyna Pulat-Şeyma Erdoğmuş

Mezunlarımıza başarılar diliyorumCongratulations to all our graduates

Yoğun ama başarılı geçen bir eğitim-öğretim döneminin daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. Mezun olan tüm öğrencilerimizi kutluyor, hayatlarının çok önemli bir dönemine başladıkları bu süreçte ülkemize ve insanlığa en iyi hizmeti vereceklerine inanıyorum. Büyük bir aile olan üniversitemizde aldıkları eğitimle geleceğe daha güvenle bakacaklarına eminim. Dünyada birçok insan artık daha önce var olmayan işlerde çalışıyor. Biz de Sakarya Üniversitesi olarak dünyadaki bu değişime ve dönüşüme uyum sağlayabilecek, aynı zamanda üniversitemizin değerlerine bağlı bireyler yetiştirmeyi hedefledik. Mezunlarımızın da yapacakları işlerde üniversitemizi en iyi şekilde temsil edeceğine yürekten inanıyorum. Gençlerimiz milletimizin geleceğidir. Vatanımızı bütün güzellikleriyle, milli ve manevi zenginlikleriyle korumak ve gelecek kuşaklara teslim etmek gençlerimizin en başta gelen görev ve sorumluluğudur. Bu duygu ve düşüncelerle sorumluluklarını sonsuza kadar kararlılıkla yerine getirmeyi kendisine görev edinmiş gençlerimizin19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyorum.

* * * * *

It is the end of a successful but busy academic year. I congratulate all our graduates on their achievements and believe that they will achieve qualified works in the future. I am sure that they are prepared for the future through the education they are offered in Sakarya University. Many people around the world have jobs which did not exist in the past. As Sakarya University, we aim to educate individuals who can adapt to this change in the world and follow values of the university. I believe wholeheartedly that they will represent our university in the best way. Our youth are the future of our nation. Protecting our country, national and moral treasure and maintain these for future generations are essential duties and responsibilities of our youth. I hereby celebrate our youth who commit themselves to pull their weight and their May 19th Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day.

Page 3: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 03

Prof. Dr. Aytekin İşman - İletişim Fakültesi DekanıProf. Dr. Aytekin İşman - Dean of Communication Faculty

19 Mayıs coşkusu hiç bitmesinNever ending enthusiasm of May 19

Yoğun bir eğitim ve öğretim yılını daha ardımızda bırakmak üzereyiz. Sevgili öğrencilerimiz temposu yüksek bir dönemin ardından hak ettikleri tatile çıkarken, bizler vakit kaybetmeksizin yeni dönem için hazırlıklara başlayacağız. Siz sevgili gençlerimiz için daha iyiye ulaşma yönünde arayışlarımız kesintisiz devam edecek. Büyük önder Atatürk’ün her zaman dile getirmiş olduğu gibi sizler geleceğin mimarı ve umudusunuz. Cumhuriyet’in temelinin atıldığı, bu yıl 96. yıldönümünü kutladığımız 19 Mayıs’ın sizlere armağan edilmesi, gençliğe duyulan güvenin en temel göstergesidir. Gençlerimizin ulusal kurtuluş mücadelesi ruhunu ve Cumhuriyet bilincini her daim yaşatması dileğiyle, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı’nı içtenlikle kutluyorum. Mezuniyet hazırlığı içinde olan, üniversitemizi gurur ve başarıyla temsil edeceğine inandığım öğrencilerimizi şimdiden kutluyor ve yollarının açık olmasını diliyorum. Yeni dönemde, enerji ve umut dolu biçimde yeniden buluşmak ümidiyle, hepinize iyi tatiller...

* * * * *

We are about to complete one more academic year. While our students are being prepared for the vacation after tiring education period, we will be preparing for a new semester of coming academic year. Our endeavours to search for better educational applications towards our students will continue. As great leader Ataturk states, you are the architect of the future and hope for the future. 19 May Youth and Sports Day was presented by Ataturk to youth and this is the basic sign of the confidence for the youth while celebrating the 96th anniversary of this event. I celebrate your May 19th Commemoration of Atatürk, Youth and Sports Day and wish that our young people will maintain the spirit of national struggle and the awareness for the Republic. Ibelieve that our students in preparation of graduation will represent our university proudly and successively. I congratulate them and I wish you all the best for the future. Hoping to meet next academic year with full of energy and prospect. Have a nice summer vacation…

Gelenekselden Dijitale Gazetecilik konferansı Sakarya Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapıldı. İletişim Fakültesi’nin düzenlediği konferansa Web.tv Genel Yayın Yönetmeni Barbaros Koçanalı veTürkiye Ti-caret.net Eğitim Koordinatörü Birgül Yanıklar konuşmacı olarak katıldı. Konferansta yeni medya düzeni, yeni habercilik kuralları, internet gazetelerinde istihdam, sosyal medya devrimi ve dijital yayıncılık konuları ele alındı. İnternet gazeteciliğinin yazılı basının sonunu getirmeyeceğini belirten Koçanalı, “Televizyon radyoyu ortadan kaldırmadı ama değişmesine neden oldu. Örneğin radyo tiyatrosu diye bir şey kalmadı. İnternet haberciliği de yazılı basın üzerinde bu şekilde bir etki yaratabilir. Küçük bir çocuk beş yıl önce öğretmen olmak isterken şimdi sosyal medya uzmanı olmak istiyor. On yıl sonra hangi meslekler ortaya çıkacak bir de siz düşünün” ifadelerini kullandı.Conference on Journalism from Traditional to Digital was held at Sakarya University Culture and Congress Centre. As guest speakers, Barbaros Koçanalı, Web.tv Executive Editor and Birgül Yanıklar, Turkey Ticaret.net Education Coordinator attended the conferencewhich was organized by Faculty of Communication. In the conference some current issues including new media, new journalism rules, employment in internet newspapers, social media revolution and digital publishing were discussed. Koçanalı stated that internet newspapers will not finish printed media. He said “Television did not wipe radio out but caused its change. For example, now there is nothing like radio drama. Internet journalism can have the same effect on printed media. While a child wanted to be a teacher five years ago, he wants to be a social media expert nowadays. Just think about the occupations in next 10 years.”

“Sakarya’da Yerel Gazetecilik” semineri Sakarya Üniversitesi (SAÜ) İletişim Topluluğu tarafından düzenledi. Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur’un konuşmacı olarak katıldığı seminer SAÜ İletişim Fakülte-si’nde gerçekleşti. Gazetecilik sektörünün tartışıldığı et-kinlikte “Gazeteci kimdir, gazeteci nasıl olunur, gazetecilik eğitimleri sektör için

yeterli midir” sorularına cevap arandı.Sakarya’daki yerel basının durumuna da değinen Matur, gazetecilik sektöründe-ki tecrübelerini öğrencilerle paylaştı. Sezai Matur seminer sonrası İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aytekin İşman ve Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Işık ile bir araya geldi.

Gazeteci-yazar Orhan Koloğlu Sakarya Üniversitesi’nde “Sultan II. Abdülhamit’ten Meşrutiyete Osmanlı Devleti’nde Basın” adlı bir konferans verdi. SAÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nün düzenlediği konferansta Koloğlu, tarihçiler tarafından çok tartışılan II. Abdülhamit dönemi basın hayatını anlattı. Ünlü tarihçi Koloğlu, “Sultan Abdülhamid döneminde en ufak eleştiri yazısı yazmak yasaktı. Gazeteler basılmadan önce sansüre gönderiliyordu. İstenmeyen haberler gazeteden çıkarılıyor, yerine haber konulamadığı için gazetelerin o kısımları boş olarak basılıyordu. Bununla birlikte çağdaşlaşmayla ilgili yazılar basında yine bu dönemde yer almaya başladı. Gazetelerde kadın yazar sayısı arttı. Kız çocuklarının okutulmasıyla ilgili haberlere yer verildi” şeklinde konuştu. Konferansın sonunda öğrencilerin sorularını cevaplayan Koloğlu kitaplarını imzaladı.

Journalist-writer Orhan Koloğlu delivered a speech in the conference titled “Media in Ottoman Empire from Sultan II. Abdulhamit to Constitutional Period” at Sakarya University. In the conference, organized by SAU Faculty of Art and Sciences History Department, Koloğlu explained media in the period of II. Abdulhamit. Koloğlu said “In the period of Sultan Abdulahmid, writing a critical review was forbidden. Newspapers were censored before publication. Unwanted

news was removed from the newspaper and the columns were blank since there was no news for replacing. In addition, articles about modernisation started to be written in this period. Number of woman authors increased. The news about education of girls was published in newspapers.” At the end of the conference, Koloğlu answered the questions of students and signed books.

Sakarya University Communication Society organized seminar on “Local Journalism in Sakarya.” Guest speaker of the seminar which was held at SAU Faculty of Communication was SezaiMatur, Chair of Sakarya Association of Journalism (SGC). In the event, journalism as a profession and the sector were discussed. The answers for the questions like “Who is journalist?, How does a person become

journalist?, Is education of journalism enough for the sector?” were searched out. Matur talked about local press in Sakarya and shared his own experiences in the sector of journalism. Following the seminar, Chair Matur was hosted by Dean of Faculty of Communication Prof.Dr.Aytekin İşman and Department Head of Public Relations and Advertising Prof.Dr.Metin Işık.

SGC Başkanı’ndan gazetecilik semineri

Orhan Koloğlu’yla basın tarihi

Seminar on journalism

History of media by Orhan Koloğlu

Sakarya Üniversitesi(SAÜ) Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Öğrenci Topluluğu’nun düzenlediği ‘Nasıl büyük bir haber sitesi olunur?’ adlı panelde Haberler.com yönetici ekibi öğrencilerle bir araya geldi. SAÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan etkinliğe Haberler.com Haber Müdürü Duygu Göktaş, Reklam Direktörü Esra Şimşek, Sosyal Medya Direktörü Oğuzhan Saruhan ve Mobil Ekip Yöneticisi Seyithan Teymur konuşmacı olarak katıldı.Haber sitesinin oluşturulması, işleyişi ve haber içeriği konularının tartışıldığı panelde konuşmacılar çalışma alanlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi verdi. Habercilikte tarafsızlığa vurgu yapan Haber Müdürü Göktaş “Bizim haber yaparken üç temel ölçütümüz var, güncel, doğru ve tarafsız olmak. Çünkü bizim görevimiz halkın doğru bir şekilde haber almasını sağlamak” diye konuştu.Çekilişle öğrencilere üç tablet bilgisayarın dağıtıldığı etkinlik sonunda konuşmacılar öğrencilerin sorularını yanıtladı.

SAÜ’de dijital gazetecilik konuşuldu Digital journalism discussed at SAU

Haberler.com İletişim Fakültesi öğrencileriyle buluştu Haberler.com executive team came together with students

Haberler.com executive team came together with students in panel titled “How it becomes a big news portal?” organized by Sakarya University (SAU) Public Relations and Advertising Society. The event was held at SAU Culture and Congress Centre and the guest speakers were News Director of Haberler.com Duygu Göktaş, Advertising Director Esra Şimşek, Social Media Director Oğuzhan Saruhan and Mobile Team Director Seyithan Teymur. Panellists gave

information about their fields and some current topics like forming a news portal, its operation and news content were discussed. News Director Göktaş emphasized objectivity in journalism and added “We have three basic criteria; being up-to-date, accurate and objective. Our main duty is to provide true news for people.” At the end of the event, guest speakers answered the questions of students and students were given tablet computers through raffle.

Aleyna P

ulat - Şeym

a Erdoğm

Fatm

a P

arla

k A

leyn

a P

ulat

- Ş

eym

a E

rdoğ

muş

Ale

yna

Pul

at

Page 4: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 04Tayyib H

oşbaş - Melih K

araca

Kampüste şenlik var! Spring fest

in campus

Zakkum fırtına gibi esti Şenlikler kapsamında ilk gün rock grubu Zakkum sahnedeydi. İlginin yoğun olduğu konserde sahneye ‘Gidiyorum Yolcu Et’ şarkısıyla çıkan grup herkesi büyüledi. Öğrenciler tarafından yoğun ilgi gören Zakkum’un şarkılarına konsere gelenler hep bir ağızdan eşlik etti. Şenliklerin ikinci gününde Öğrenci Kon-seyi’nin kurduğu çadırı Sakarya valisi Hüseyin Avni Coş ve SAÜ Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas ziyaret etti. Yöresel müzikler eşliğinde oyunların oynandığı çadır renkli görüntülere sahne oldu.

Outstanding Performance of Zakkum On the first day of Spring Concerts, popular rock group Zakkum was on the stage. The band amazed everyone when they first performed ‘GidiyorumYolcu Et.’ The guests of the concert sang together the songs of Zakkum which aroused great interest of students. On the second day of the festival, the tent set up by Student Council was visited by Sakarya Governor Hüseyin Avni Coş and SAU President Prof.Dr. Muzaffer Elmas. Students danced with regional music in the sincere environment of the tent.

Mustafa Ceceli konserine fırtına engeli Etkinliğin ikinci gününde sahne alan Mustafa Ceceli şarkılarını SAÜ öğrencileri için seslendirdi.Mustafa Ceceli ile birlikte eğlenen öğrenciler bir anda çıkan şiddetli rüzgâr ve yağmur nedeniyle zor anlar yaşadı. Sahnedeki reklam panolarının uçmasıyla birlikte panik yaşayan öğrenciler konser alanından uzaklaştırıldı. Yaklaşık bir saat süren konser, yağmur ve rüzgâr nedeniyle iptal edildi.

Storm Cut Short Mustafa Ceceli ConcertOn the second day of Spring Concerts, Mustafa Ceceli took stage to sing for SAU student. However, stormy weather and heavy rain caused a hard timefor audiences. Students felt panic when the advertising sign board on the stage was blown. The concert which lasted about an hour was then cancelled due to severe storm and rain.

Dersler, vizeler, bahar ayları ile birlikte gelen sıcak günler ve yaklaşan final sınav-larıyla artan stresten kurtulmak isteyen öğrencilerin imdadına “Bahar Konserleri” yetişti. Sakarya Üniversitesi’nde (SAÜ) 6-7 Mayıs tarihlerinde yapılan Bahar Konserleri kapsamında ilk gün Zakkum ikinci gün ise Mustafa Ceceli sahne aldı. Konserler öncesi etkinlik alanını doldu-ran öğrenciler gün boyu yapılan şarkı ve dans yarışmalarıyla keyifli vakit geçirdi.

Spring concerts were organized to help students who wanted to get rid of the stress of courses, midterms, hot weather of the spring and coming final exams. As part of Spring Concerts held at Sakarya University on May 6-7, Zakkum took the stage on the first day and Mustafa Ceceli performed on the second day. Students had great time with song and dance competitions throughout the day before concerts started.

Page 5: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 05Prof. Dr. Işık’la şehir markalaşması üzerine...

Teknoloji Fakültesi 7+1 ile bir adım önde Faculty of Technology a step ahead with 7+1

Interview with Prof. Dr. Işık on city branding...

Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Işık ve Hasan Kalyoncu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayhan Erdem’in “Nasıl Marka Şehir Olunur?” adlı kitabı okuyucuyla buluştu. Marka şehir olmanın ipuçlarının anlatıldığı kitap, yerel yönetimlere bu konuda ışık tutuyor. Prof. Dr. Metin Işık’la “Nasıl Marka Şehir Olunur?” adlı kitabı üzerine konuştuk.

Kitabın konusu ve içeriğinden söz edebilir misiniz?Bilindiği üzere günümüzde rekabet sadece ürünler ve firmalarla sınırlı kalmamak-ta; artık ülkeler arasında, hatta aynı ülke içindeki şehirler arasında bile kendisini hissettirmektedir. Artık ülkelerin rekabetine “şehirlerin rekabeti” de eklenmiştir. Bu olgu ise “şehir markalaşması” veya “marka şehir” olma sürecini de beraberinde getirmiştir.Bu bağlamda şehirler “marka şehir” olabilmek için birbirleriyle yarışır hale gelmişlerdir. Yarışta hangi özelliklerin ön plana çıkarılarak nasıl bir adım öne geçi-leceği konusunda çalışmalar yapılması gereği ortaya çıkmıştır. Nitekim markalaşma sürecinde bir tarafta şehrin marka değerinin oluşturulma çalışmalarının yürütülme-si, diğer tarafta da bu değerin nasıl al-

gılandığının tespit edilerek şehrin marka imajının nasıl algılandığının belirlenmesi gerekmektedir. Sonuç olarak bu kitap şehirlerin markalaş-ma sürecini tüm boyutlarıyla ele almaktadır. Bir diğer ifadeyle yerel yönetimler için mar-ka şehir olmanın ipuçları anlatılmaktadır. Kitapta okuyuculara şehirlerin nasıl marka şehir olabileceğine dair bilgiler verilerek, yol haritaları sunulmaktadır.İlk bölümde marka olgusu ve marka-laşmanın önemine yer verilirken, ikinci bölümde bir şehrin nasıl marka şehir haline gelebileceği örneklerle ele alınmıştır. Kitabın son bölümünde ise “Marka Şehir Gaziantep” projesi bağlamında, Türkiye’deki Gaziantep şehir algısı ölçülmektedir.

Neden Gaziantep’i seçtiniz? Marka şehir deyince ülkemizde ilk akla gelen illerden biri Gaziantep’tir. Ülkemizde marka şehir olma sürecini ilk başlatan illerden birinin de Gaziantep olması bizi bu çalışmayı yapmaya sevk etti. Gaziantep ilinde başlatılmış olan marka şe-hir olma çalışmalarının etkilerinin ölçülme-si amacıyla 20 ilde yüz yüze görüşme yaparak anket çalışması yürüttük. Gaziantep ilinin Türk halkı tarafından nasıl algılandığı, insanlarda Gaziantep

denildiğinde akıllara gelen değerlerin, ürünlerin tespiti; yani şehrin markasını oluşturacak kimliğin belirlenmesi üzerine kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdik. Diğer yandan kitaba katkı sağlayan Doç. Dr. Ayhan Erdem’in de Gaziantep’te bulunan Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde çalışması da Gaziantep ilini tercih etmemizde rol oynadı.

Bu kitabı kimler için hazırladınız?Bu kitap ağırlıklı olarak marka konusunda çalışmalar yürüten ve yürütmek isteyen herkese yönelik olarak hazırlandı. Akademisyenler ve uygulayıcılar, özellikle de şehir yöneticilerini hedef kitle olarak değerlendirebiliriz. Ayrıca özelikle iletişim fakültelerinde okuyan üniversite öğrencisi arkadaşları da hedef kitlemiz içine alabiliriz.

* * * * *

“How to Be City Brand?”, written by Sa-karya University Communication Faculty Member Prof.Dr.Metin Işık and Hasan Kalyoncu University Faculty Member Assoc. Prof. Dr. Ayhan Erdem, was released. The book includes infor-mation and tips about city branding and provides an insight for local adminis-trations. We interviewed with Prof.Dr.Metin Işık on his book “How to Be City Brand?”

Could you give information about the book and its content? As it is known, competition is not limited with products and companies nowadays. It is felt among countries and even among the cities in a country. From now on, competition of cities has been added to the competition of countries.

This concept has created the process of “city branding” or “city brand.” In this context, the cities started to compete with each

other in order to be “city brand.” Studies are required to be conducted to learn which features are important for leading in the competition. In the process of branding, it is required to conduct studies for creating city brand and to determine the perception of this brand and the public opinion of this city brand. In conclusion, the book explains branding process of cities thoroughly. In other words, tips for city branding for local administrations are explained. Information about how to be city brand and a road map is provided to the readers. In the first chapter, the concept and the importance of brand are explained. In the second chapter, examples for city branding are provided. In the last chapter of the book, perception of Gaziantep in Turkey is evaluated in terms of “Gaziantep: City Branding” project.

Why did you prefer Gaziantep? When city branding is mentioned, the first city coming to mind is Gaziantep. The fact that Gaziantep is one of the cities starting the process of city branding in Turkey encouraged us to carry out this study. We conducted a survey study through face to

face interview in 20 cities in order to find out the effects of city branding studies started in Gaziantep. We performed an extensive study on defining the identity of the brand including perception of Turkish people for Gaziantep, first values

and products coming to mind when Gaziantep is mentioned. On the other hand, Assoc. Prof.Dr. Ayhan Erdem who made

contributions to the book works at Hasan Kalyoncu University in Gaziantep and it played a key role to prefer Gaziantep.

For whom did you write this book? This book is written for those who conduct studies and want to conduct studies on brand. Academicians, practitioners and especially urban administration can be seen as target group. In addition, university students studying at Faculty of Communication can be included in the target group.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, Tekno-loji Fakültesi’nde uygulamakta oldukları 7+1 eğitim sistemini ve misyonlarını anlattı.

“Misyonumuz, nitelikli mühendis-ler yetiştirmek”Öğrenci yetiştirmenin önemine değinen Prof. Dr. Sarıbıyık “Fakültemiz 6 yıl önce kuruldu ve yaklaşık 2500 öğrencisi var. Fakültemiz kuruluş aşamasında bir takım misyonlar yüklendi. Bunlardan en önemlisi, uygulama becerisine sahip nitelikli mühendisler yetiştirmek. Uygulama becerilerini ilk olarak öğrencilerimize kendi laboratuarlarımızda ve atölyelerimizde uygulama ağırlıklı dersler vererek kazandırmaya

çalışıyoruz” diye konuştu.“Amacımız balık tutmayı öğret-mek” Teknoloji Fakültesi’ndeki staj sistemiyle sektör ve öğrenci buluşmasını en iyi şekilde yaka-ladıklarına vurgu yapan Prof. Dr. Sarıbıyık “Eğitim sistemimiz 7 dönem okul 1 dönem sanayi eğiti-midir. Öğrenciler sanayi eğitimine hazırlamak için 72 iş günü yaz stajı yapıyor. Böylece öğrencinin mezun olmadan önceki mesleki eksikliği tamamlanıyor. Bu süreçte fakülte olarak öğrencimizi en iyi şekilde donatmaya çalışıyoruz. Ayrıca öğrencilerin sektör ile yakın bağ kurmasını sağlıyoruz. 7+1 eğitim sistemiyle geleceğe yönelik insan yetiştiriyoruz. Amacımız öğren-cilerimize balık vermeyip balık

tutmayı öğretmek” dedi.Dean of Faculty of Technology in SakaryaUniversity (SAU) Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık gave information about 7+1 education system applied in Faculty of Technology and their mission.

“Our mission is to train qualified engineers”Prof.Dr.Sarıbıyık highlighted the importance of student training and said “The faculty was established 6 years ago and has approximately 2500 students. In the process of establishment, the faculty undertook some missions to do. The fundamental mission is to train highly qualified engineers who have practical skills. We try to equip students with practical skills in our laboratories and ateliers through

practical courses.”“Our aim is to teach students to fish” Prof.Dr. Sarıbıyık emphasized that they carry out successful application of student and sector meeting through internship and said “The education period includes 7 semesters in school and 1 semester in industry. Students do summer internship for 72 days in order to be prepared for industry education. In this way, students complete their occupational knowledge and practice before graduation. In this process, as Faculty of Technology, we try to equip our students in the best way. Besides, we enable our students to establish closeness with the sector. We educate people for future through 7+1 education system. Our aim is to teach students to fish instead of giving them a fish.”

Tayyib Hoşbaş - Fatm

a Parlak

Gül

can

Öng

üç -

Fat

ma

Par

lak

Teknoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet SARIBIYIK

Page 6: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15

He is a young musician for whom music is not part of life but it is real meaning of life: Alphan Kurtoğlu. He composes, writes songs and performs. We interviewed with Sakarya University student Alphan Kurtoğlu who is preparing a new album with his style including hiphop, rock and instrumental music.

How did your musical adventure start?Infact, making music, being in the front of crowds and explaining myself in different ways have been my dream since my childhood. I was waiting for a sign and opportunity. I moved forward with my friend Cüneyt Ersöz with whom I performed a play 7 years ago. Everything started with a sentence “I have musical equipment at home, let’s sing.” At that moment, I took a step for my childhood dream and I am so determined to go all lengths, I still do. From that moment, I started not to musical life but to life in real terms.

How did you make progress in music?I took the stage in several underground parties. Then, I took part in bigger organizations. Before my album was released, I uploaded my songs to the internet to share with people. I achieved to attract the attention of some audience through these songs. Afterwards, the things became much more professional. I met producer Furkan Eroğlu through musician Servet Azimli. First maxi single “Sokak Sanata Dahildir” was released. I sing the song titled “Nevbahar” featuring with Reneva. I worked together with Echo Masta, Revios and Emir Şamur for the album.

What are you doing for your music career now? My new album preparations and works with the music production company continue nowadays. I am working with popular rap musicians in Sakarya like Echo Masta, Revios and Reneva. In near future, I will carry out great projects to introduce here as a Sakarya person and a musician from Sakarya University.

How does music affect your daily life?To be honest, my musical life affects my school life negatively. I do not study at department related to the music. I learnt lots of things about music by experiencing, by trial and error. In my opinion, everything can be learnt through practice. Regarding my career... Music is in the centre of my life. Apart from that, I am working at sports shop. On the one hand school, on the other hand job, as well as taking the stage, records and allocating time for composing. I have quite busy career. If you ask me whether I complain or not, ofcourse I say not.

How did you decide on releasing an album? As you know , I released my first solo song “Boşver” 3 months ago. We generally get positive feedback. Some news about the song was published in local media. Encouraged by this support, I started to work for an album to release at the end of this year or in the beginning of this year. I will be the songwriter and composer of all songs again. I do not want to give more information about the album before the songs and releasing date are not certain. However, I can say that it will be in the music style of “Boşver.” There

are concerts, theatre performances and a new album which are planned for the summer. As you see, I will scarcely have time to breathe in this summer.

You are in touch with Sakarya University. Does that make contribution to your music life? Firstly, Sakarya University is really a great place to study. It has one of the best campuses in Turkey. Just lake view is enough for inspiration to me. For now, the biggest contribution is this inspiration. At the same time, I keep in touch with friends studying at Sakarya Universiy and I have friends with whom I meet out of campus as well. Thanks to the university,

I met with great musicians. Besides, I am engaged in talks with organizator friends in the university. We come together in several organizations. To sum up, Sakarya University and university students have contributed my music a lot.

What are your other interests rather than music? I am an actor in a private theatre group. I spare time for theatre in addition to music. I like to be interested in every field of art but my priority is always music. Like everybody else, I like spending time with my family as well.

06Genç bir müzisyenin serüveniStory of a young musician

Müziği hayatının bir parçası değil gerçek an-lamı sayan genç bir müzisyen: Alphan Kurtoğ-lu. Beste yapıyor, söz yazıyor ve yorumluyor. Hiphop, rock ve enstrümantal müzik tarzında çalışmalar yapan ve yeni bir albüm hazırlığı içinde olan Sakarya Üniversitesi öğrencisi Alphan Kurtoğlu’yla müzik serüveni üzerine konuştuk.

Müzik serüvenin nasıl başladı?Aslında küçüklüğümden beri müzik yapmak, kalabalık kitlelerin önüne çıkmak, kendimi insanlara farklı şekilde anlatabilmek hayalimdi. Sadece bunun için bir fırsat, bir işaret bekliyordum. Yaklaşık 7 sene önce birlikte tiyatro da yaptığım arkadaşım Cüneyt Ersöz’le başladım bu işe. Herşey “evimde ufak bir müzik ekipmanım var, hadi şarkı yapalım” demesiyle başladı diyebiliriz. O an küçüklüğümden beri hayalim olan şey için bir adım atmıştım ve yolun sonuna kadar gitmeye kararlıydım, hala öyleyim. Bu tarihten itibaren müzik hayatıma değil gerçek anlamda hayatıma başladım diyebilirim.

Müzikte nasıl ilerledin?Çeşitli underground müzik partilerinde sahne almaya başladım. Bunu büyük organizasyonlar izledi. Yasal albümüm öncesinde insanlara internet üzerinden parçalar sunuyordum. Bu şarkılardan kendime az da olsa bir dinleyici

kitlesi oluşturmayı başardım. Daha sonra işler biraz daha profesyonelleşmeye başladı. Müzisyen Servet Azimli aracılığıyla yapımcı Furkan Eroğlu ile tanıştım. İlk yasal ‘maxi single’ım olan “Sokak Sanata Dahildir” birçok platformda satışa sunuldu. Albümde “Nevba-har” isimli şarkıyı Reneva ile birlikte seslen-dirdim. Albümde bana Echo Masta, Revios ve Emir Şamur eşlik etti.

Müzik kariyerin şu sıralar nasıl sürüyor?Anlaşmalı olduğum müzik yapım şirketleriyle çalışmalarım, yeni albüm hazırlıklarım sürüyor. Echo Masta, Revios, Reneva gibi Sakarya’da tanınmış rap müzisyenleri ile birlikte çalışıyorum. İlerleyen zamanlarda Sakaryalı ve Sakarya Üniversiteli bir müzisyen olarak burayı tanıtmak için çok güzel projelerimin olacağına emin olabilirsiniz.

Müzik hayatın günlük yaşantını nasıl etkiliyor?Müzik hayatım okul hayatımı biraz olumsuz etkiliyor açıkçası. Çünkü şu an için müzikle ilgili bir bölümde okumuyorum. Müziğe dair çoğu şeyi deneme yanılma yöntemiyle, tecrübe ederek öğrendim. Aslında her şeyin pratikle öğrenileceği kanaatindeyim. İş hayatıma gelince…Müzik hayatımın merkezinde. Bunun dışında bir spor mağazasında çalışıyorum. Bir yandan okul diğer yandan

iş, yanısıra çıkan sahne işleri, kayıtlar ve beste yapmaya zaman ayırabilmek. Oldukça yoğun bir iş hayatım var. Şikayetçi misin diye sorarsanız, tabii ki hayır.

Albüm hikâyen nasıl başladı?Bildiğiniz üzere yaklaşık 3 ay önce ilk solo single çalışmam olan “Boşver”i yasal müzik satış platformlarından piyasa-ya sürdüm. Genellikle olumlu tepkiler aldık. Yerel medyada da haberleri yapıldı. Aldığım bu destekle bu sene sonu veya bir dahaki sene başında çıkar-mayı planladığım bir albüme başladım. Albümün bütün söz ve müzikleri yine bana ait olacak. Albümün şarkıları ve çıkış tarihi kesinleşmeden albüm hakkında daha fazla bilgi vermeyeyim. Ama genel olarak “Boşver” tarzında bir albüm olacağını söyleyebilirim.Yaz ayında planladığımız konserler, çıkarmayı düşündüğümüz tiyatro oyunları ve hazırla-nacak bir albümüm var. Anlayacağınız bu yaz benim için çok yoğun olacak.

Bilindiği üzere Sakarya Üniversitesi’yle sürekli irtibat halindesin. Bunun müzik hayatına katkısı oldu mu?Öncelikle Sakarya Üniversitesi gerçekten çok güzel bir üniversite Türkiye’nin en güzel kampüslerinden birine sahip. Sadece göl manzarası bile başlı başına bir ilham kaynağı bana. Şuan için belki de en büyük katkısı bu diyebilirim. Aynı zamanda Sakarya Üniversitesi’nde

konservatuar okuyan arkadaşlarla irtibat halindeyim, okul dışında buluşup görüştüğüm insanlar var. Üniversite sayesinde çok iyi müzisyenlerle tanıştım. Üniversite içindeki organizatör arkadaşlarla da görüşme halindeyiz. Çeşitli organizasyonlarda irtibata geçiyoruz. Kısacası Sakarya Üniversitesi ve öğrencilerinin müziğime katkısı çok.

Müzik dışında nelerle ilgileniyorsun?Özel bir tiyatro grubunda oyunculuk yapıyo-rum. Müzikten kalan zamanları tiyatroya ayırıyorum. Sanatın her dalıyla ilgilenmeyi seviyorum ama önceliğim her zaman müzik. Tabii ki herkes gibi ailemle vakit geçirmeyi seviyorum.

Alphan Kurtoğlu kimdir?Şarkıcı, besteci ve söz yazarı Alphan Kurtoğlu, 1994 Sakarya/Adapazarı doğumlu. Müziğe 15 yaşında beste yaparak başladı. Beste çalışmalarını sürdürdüğü ilerleyen süreçte kendi müzik stüdyosunu kurarak şarkılarını seslendirmeye başladı. Sakarya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğrencisi olan Kurtoğlu yeni albümü için çalışmalarını sürdürüyor.

Who is Alphan Kurtoğlu?Alphan Kurtoğlu, singer, composer and songwriter, was born in Sakarya/Adapazarı in 1994. He started his music career by composing when he was 15. As the years passed, he established his own studio and started to sing his own songs. Kurtoğlu, student of International Relations Department at Faculty of Economics and Administrative Sciences, Sakarya University, works on his new album.

Fatma P

arlak - Aleyna P

ulat

Page 7: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 07

Sakarya’nın en eski ve tanınmış fotoğrafçılarından Enver Karademir’le meslek hayatını ve dünden bugüne fotoğrafçılığı konuştuk. Hepimiz siyah- beyaz fotoğraflara bakıp iç geçirmişizdir. Hele o annelerimizin çeyiz sandıklarından çıkardıkları, bakarken duygu yüklü hikâyeler anlattıkları fotoğraflar. Bazen ağlatsa da en güzel günlerin hatırlan-ması için elde tutulan en değerli karelerdir onlar. Anne babamızın düğün fotoğrafları mesela. Onlara dair pek çok anne kız arasında şu diyalog geçmemiş midir? –Anne bu kim? -Teyzenin kayınvalidesi kızım. O yoklukta altın takmıştı rahmetli...Her bir fotoğrafın bir hikayesi var elbet…Peki ya acı tatlı hatıraları ölümsüz kılan, elle tutulur hale getiren fotoğrafçıların hikayelerini dinlediniz mi hiç? Teknolojinin gelişmesiyle birlikte anı yakalamanın adeta herkesin işi olduğu günümüzde gözünü siyah beyazla açmış fotoğrafçı esnafının serüveni nasıl bir yön izledi hiç düşündünüz mü? Sakarya’nın tanınmış fotoğrafçısı Enver Karademir’in hikayesi mesleğe yıllarını vermiş tüm meslektaşlarının yaşadıklarını

özetliyor aslında. Bir antikacı dükkanını anımsatan küçük işyerinde fotoğrafçılık mesleğini 45 yıllık deneyimi ile devam ettiren Enver Karademir 15 yaşında başlıyor bu işe. Ortaokul yıllarında ‘ne olacağım’ endişesi içinde etrafına bakınırken, ilk beyaz gömleği ve temiz pantolonuyla dikkatini çeken birine, bir fotoğrafçıya rastlamasıyla son buluyor arayışı.Fotoğrafçılığa, zamanı değerli kılan, çektiği karelerle ölümsüzleşen bir mesleğin mensubu olmaya karar veren Enver amcamız şöyle anlatıyor meslekteki ilk yıllarını:

“Fotoğrafları ipe asardık”“Fotoğrafçılığa ilk başladığımda filme yeni geçilmişti. Makineye tek film takıp fotoğrafı çekerdik. Sonra o tatlı emek… Karanlık odaya geçip özel su ile banyosunu yapıp fotoğrafları ipe asardık. Dükkandaki sistem buydu. Daha sonra 1968’de rulo halinde filmleri kullanma-ya başladık. 8 çekim yapabilme imkanı sunan bu filmler yerini sırasıyla 12 ve 36 filme bırak-tı. Şimdiki gibi küçük makineler yok o zaman, koca koca makinelerle çalıştım.”Mesleği teknolojiyle birlikte günden güne

yenilenirken ekmek teknesi dükkanı da, içindekiler de zamanın gerisinde kalamıyor doğal olarak Enver ustanın. Dijital çekim ve baskıya geçilmesiyle birlikte fotoğrafçı esnafın neler yaşadığını, neler hissettiğini öğrenmek için sabırsızlanıyoruz. Sakarya’nın tanınmış fotoğrafçısı Karademir sorumuzu içtenlikle yanıtlıyor: “İlk başlarda

fotoğrafçılar olarak dijital fotoğraf makinelerinin hayatımıza girişinde korku yaşadık. Büyük bir devrimdi çünkü. Bu zamana kadar fotoğrafçılık sanatına bir sürü yenilik girmeye çalışırken başarısız oldu. Dijitalin de böyle olacağını düşünüp biraz bekledik. Filmli makinelerin seviyesine yükseleceğini düşünmedik. Çekimde daha iyi olan filmler, basımda dijitalin gerisinde kaldı. Kendini kanıtlayan dijital fotoğraf makinesi şirketleri bizi de bu çarkın içine kattı.Sakarya’da ilk dijital fotoğraf makinesini de ben aldım. Seviyordum yeniliği.” Enver amcaya dijitale geçişte kazanılanları ve kaybedilenleri soruyoruz ardından. Şöyle yanıt veriyor: “Dijital teknolojiyle büyük kolaylıklar geldi gelmesine…Öte yandan stüdyo fotoğrafçılığında düğün akla gelir oldu. Bizim zamanımızda hatıra fotoğrafı diye bir şey vardı. Aileler stüdyolara gelir fotoğraf

çektirirdi. Şimdiki dönemde resmi kurumlar için vesikalık fotoğraf lazım olmayan gelmez oldu. İleride buna da bir çözüm bulunacağını düşünüyorum.”

“Burası benim bahçem”Fotoğrafçı Enver Usta’ya son olarak emekli olmayı düşünüp düşünmediğini soruyoruz. Pek çoğu gibi emekli olup bağ bahçe işleriyle uğraşmak, torunların yolunu gözleyip onlarla çiçek dolu bahçelerde eğlenmek hayalinde olup olmadığını. Tereddütsüz ve net yanıtlıyor: “Ben bu işten emekli oldum demek, dükkânımı kapatıp gitmek istemiyorum. Burası benim bahçem. Sağlığım elverdikçe bu işi devam ettireceğim.” Anlıyoruz ki Enver amcanın bahçesi de yılların eskitemediği, dijitale geçişte bile ayakta duran bu stüdyo ve o, birilerinin hatıralarını kendiyle birlikte ölümsüzleştirmeye devam edecek.

Siyah beyazdan dijitale: Fotoğrafçılığa adanmış bir hayat From black and white to digital: A life dedicated to photography

Sakarya Üniversitesi Fotoğraf Topluluğu (SAÜ-FOT) tarafından düzenlenen “Benim Gözümle Kampüs” adlı fotoğraf yarışması sonuçlandı. Dereceye giren fotoğraflara çeşitli ödüllerin verildiği yarışmada 28 öğrenci kampüs konulu 138 fotoğrafla yarıştı.Toplam 11 ödülün dağıtıldığı yarışmada Kampüs Haber muhabirlerinden Yeliz Gökmen birinci olurken Tayyib Hoşbaş sergileme ve jüri özel ödülüne layık görüldü.

Photography contest titled “Campus through My Eyes” organized by Sakarya University Photography Society (SAUFOT) was concluded. 28 students with 138 campus-themed photographs took part in the contest. The awards were given in different 11areas. The winner of the contest was YelizGökmen, the reporter of Kampus Haber and TayyipHoşbaş, the other reporter of Kampus Haber, received prize of exhibition and jury’s special award.

Kampüs Haber muhabirleri fotoğrafçılıkta iddiasını kanıtladıKampus Haber reporters’ talent in photography

We interviewed with Enver Karademir, an old and popular photographer at Sakarya, about his career and photography from past to today. We all sigh looking at black and white photos. Especially for photographs which our mothers keep in hope chest and talk different stories filled with emotion. These are the most precious shots to remind good days even if they make us cry. For example, wedding photo of our parents.. The possible dialogue emerging between every mother and daughter is like this; -Mom, who is that? –She is mother in law of your aunt, my sweety. She gave gold coin as present despite financial problems.. Each photograph has a story of course.. Have you ever listened the story of photographers who makes memories immortal? Have you ever thought about the story of a photographer who are experienced for black and white photos in our day when everybody captures the moments with the help of technological developments? The story of Enver Karademir, popular photographer of Sakarya,

summarizes his other colleagues’ experiences as well. Enver Karademir started to do his job at 15 and continues to do his job in his small workplace, like an antique store, with his 45 year experience. While he was anxious about “what will I be?” in secondary school time, he saw a man with suit who was a phototgrapher and he decided what he would be at that moment. Enver who decided to be a member of photographers making the time valuable through taken immortal shots told us the first years of his career:

“Hanging Photographs”“When I started to photography, photographic film started to be used. We used to put film on the photographic apparatus and took a photo. Then, that pleasant labour... We went to dark room and completed photofinishing and hung photos. This was the system in the shop. In 1968, we started to use roll films. This film offered opportunity to take 8 shots and then 12 and 36 roll films were used. At that time,

there was not small cameras like we use today so I worked with enormous cameras.” While his profession is renewing day by day through technology, his shop cannot fall behind the times. We wonder the feelings and opinions of photographers about digital photography. Well-known photographer Karademir sincerely answers our questions: “When we first saw digital cameras, we felt fear. It was a great revolution. Until that time, many new things became unsuccessful in photography. We waited for a while in case it would be unsucessful. We could not imagine that it reached the level of traditional apparatus. Films which were better in taking were behind the digital in the print. Successful digital camera companies inluded us among the users. I bought the first digital camera in Sakarya. I like innovation.” We asked Mr. Enver the positive and negative ways of digital cameras. He answered: “Digital technology has brought easiness.. On the other hand, weddings came into mind for studio photography. In the past,

there was souvenir photograph. The family used to come to the studio and they were taken a photo. Nowadays, people do not come into the shop if they do not need head shot for formal institutions. I believe that a solution will be found for this in the future.”

“This is my yard”For the last question, we asked photographer Enver whether he will retire or not. We wonder if he has some dreams like many retired people about gardening and having fun with his grandchildren in his yard filled with flowers. He gives a clear-cut answer: “I do not want to retire and shut the shop. This is my yard. As long as I am healthy, I will keep on working.” We realize that the yard of Mr. Enver is a kind of studio which defies the years and digital transformation. He will continue to make memories immortal with himself.

Tayyib Hoşbaş - M

elih Karaca

Tayyib Hoşbaş - M

elih Karaca

Yeliz Gökmen Tayyib Hoşbaş

Page 8: Kampüs haber mayıs 2015

MAYIS - MAY 2015 SAYI - VOL 15 08

Aleyna Pulat

Aleyna Pulat

Fatma Parlak

Gülcan Öngüç

Melih Karaca

Yeliz Gökmen

Şeyma Erdoğmuş

Tayyib Hoşbaş

Kampüs Haber objektifinden 1 Mayıs hatırasıMay 1 worker’s day throught the eyes of Kampüs Haber