K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı...

6
* Gürsel, Parti Liderleri İle Tarafsız Bir Başbakan Tayini K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı; SUAT HflYRi ÜRGÜPLÜ «i BAŞBAKANLIĞA ATANDI Hükümetin Teşkili Hususunda Çalışmalar Başladı ANKARA : Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, dün öğleden sonra saat 15.00 de Çankayada yapı- lan Liderler Toplantısından sonra Kayseri Bağımsız Senatörü Suat Hayri Ürgüplü’yü yeni hükümeti kurmakla görevlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, toplantı - dan sonra Ürgüplü’ye şu mesajı göndermiştir: “Sayın Suat Hayri Ürgüplü, Cumhuriyet Senatosu Kayseri üyesi Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 102’nci maddesi gereğince Bakanlar Kurulu’- nun tarafınızdan kurulması uvsrun görülmüştür. Bakanların seçilmesini ve atanmak üzere bildirimesini rica ederim.” (Devamı 6. sayfada) ¿f B o z h u r t GÜNLÜK MÜSTAKİL SÎYASÎ GAZETE SUAT HAY R î ÜRGÜPLt) SAYI 4038 YIL 14 ÇARŞAMBA 17 ŞUBAT 1965 F1ATI 15 MİL Dizilip Basıldığı Yer: BOZKLRT BASIMEVİ, 144 Gime Caddesi, Lefkoşa. Sahibi ve L'mumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN - Mes’ul Yazı İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN 3 BOZKURTun / görüşü . Rum Liderleri ve Barış Gücü Yetkilileri Olayların başından beri gerek siyasi ve gerekse as- keri Rum liderleri bir başa- rısızlıktan öteki başarısız- lığa yek diğeri ile sanki yanş edercesine helâk ol- muşlardır. Fakat, bu başa- rısızlıkların^ kendilerini bi- len insanlar gibi kabul et mek yönünü seçmemişler, her zaman başarısızlıkları- na bir başkasını sorumlu olarak göstermişlerdir, özel likle bu yönü seçen iki kişi vaslır. Birisi siyasi lider Makarios, öteki de askeri lideri Grivasdır. Hatalarını başkalarında aramakla dertlerine bir deva bulun - muş gibi huzur .duymaya çalışan bu ild Rum lideri san günlerde dört bir ta- raftan uğradıkları başarısız tıklarını Birleşmiş Milletle- rin Kıbnstaki yetkililerinde aramak ve onları suçlamak yönünü seçmişlerdir. Makarios. kendisine hedef (Devamı 5. sayfada) MAGUSA’ UA DURUM GERGİN RUM LİDERLİĞİ TECAVÜZİ GAYELERLE YAPTIKLARI MEVZİLERE MUKABİL TÜRKLERİN MÜDAFAA MEVZİİ YAPMALARINI HAZMEDEMEDİ Grivas Mağusa'da da Tehdit Savurmaktan Kendini Alamadı, Fakat Thimayya'dan Ağzının Payını Aldı MAĞUSA: Mağusa’daki durum gerginliğini muhafaza etmekt eclir.. Bilindiği gibi gergin-lik, Rumların yeni mevziler inşa etmeye başlaması üzerine başgöstermiştir.. Mağusa Tahkimatı ile ilgili olarak. Birleşmiş Milletler Yetkilileri ile yapılan göriişmelerde,EOKA’cı Grivas, Rum mevzi lcrinin dıştan gelecek bir saldırıya karşı kurulduklarını iddia etmiş, Türk Mevzilerinin derhal yıkılmalarını, aksi halde Rum Kuvvetlerinin bumevzileri yıkmak üzere hare kete geçeceğini söylemiştir. Birleşmiş Milletler Barış Kuvvetleri Kumandam Gene rai Thimayya ile Genel Sek- reter ü Thant’ın adadaki özel temsilcisi Carlos Alfre- do Bemardes, Rumların bu İran Şahı, Kıbrıs Konusunda Başındanberi Türkiyeyi Desteklediğini Söyledi İSTANBUL: 15 günlük özel bir ziyaret İçin Viyana ya giden İran Şahı, dün İstanbul Hava Ala nından transit olarak geç- miştir.. Istanbulun Yeşilköy Hava Alanında Askeri ve Mülki Erkân tarafından kar şılanan İran Şahı, Türk-Sov- yet ilişkileri hakkındaki bir soruvu şu cevabı vermiştir: “Türk-Sovyet yakınlaşma- sı normaldir.. Komşu memle ketler arasında bir anlaşma esası bulmak gereklidir- tran bunu iki yıl önce yap- tı-” Kıbrıs Meselesi ile ilgili diğer bir soruya cevaben İran Şahı, İranın Türkiyeyi Kıbrıs Davasının başlangı- cından beri desteklemekte olduğunu ve görüşlerinin biı birinin ayni olduğunu söyle- miştir. haksız taleplerini kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. Bir- leşmiş Milletler Barış Gücü yetkilileri ile Rum İdareci- ler arasında yapılan bir saat lik bir toplantıda, Rumlar, General Thimayya ile Ber- nardes’e haksız ve yersiz ta- leplerini empoze edememiş- lerdir.. (Devamı ikinci sayfada) Durumun gergin bulunduğu Liman bölgesinde bir B.M Zırhlısı görülüyor

Transcript of K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı...

Page 1: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

* Gürsel, Parti Liderleri İle Tarafsız Bir Başbakan Tayini

K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı;

SUAT HflYRi ÜRGÜPLÜ« i

BAŞBAKANLIĞA ATANDIHükümetin Teşkili Hususunda Çalışmalar Başladı

ANKARA :Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, dün öğleden sonra saat 15.00 de Çankayada yapı­

lan Liderler Toplantısından sonra Kayseri Bağımsız Senatörü Suat Hayri Ürgüplü’yü yeni hükümeti kurmakla görevlendirmiştir. Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, toplantı - dan sonra Ürgüplü’ye şu mesajı göndermiştir:

“Sayın Suat Hayri Ürgüplü, Cumhuriyet Senatosu Kayseri üyesiTürkiye Cumhuriyeti Anayasasının 102’nci maddesi gereğince Bakanlar Kurulu’-

nun tarafınızdan kurulması uvsrun görülmüştür. Bakanların seçilmesini ve atanmak üzere bildirimesini rica ederim.” (Devamı 6. sayfada)

¿f B o z h u r tGÜNLÜK MÜSTAKİL SÎYASÎ GAZETE

S U A T H A Y R î Ü R G Ü P L t )

SAYI 4038 — YIL 14 — ÇARŞAMBA 17 ŞUBAT 1965 — F1ATI 15 MİLDizilip Basıldığı Yer: BOZKLRT BASIMEVİ, 144 Gime Caddesi, Lefkoşa.

Sahibi ve L'mumi Neşriyat Müdürü: CEMAL TOGAN - Mes’ul Yazı İşleri Müdürü: SADİ C. TOGAN• 3

BOZKURT un/g ö r ü ş ü .

Rum Liderleri ve Barış Gücü Yetkilileri

Olayların başından beri gerek siyasi ve gerekse as­keri Rum liderleri bir başa­rısızlıktan öteki başarısız­lığa yek diğeri ile sanki yanş edercesine helâk ol­muşlardır. Fakat, bu başa­rısızlıkların^ kendilerini bi­len insanlar gibi kabul et mek yönünü seçmemişler, her zaman başarısızlıkları­na bir başkasını sorumlu olarak göstermişlerdir, özel likle bu yönü seçen iki kişi vaslır. Birisi siyasi lider Makarios, öteki de askeri lideri Grivasdır. Hatalarını başkalarında aramakla dertlerine bir deva bulun - muş gibi huzur .duymaya çalışan bu ild Rum lideri san günlerde dört bir ta­raftan uğradıkları başarısız tıklarını Birleşmiş Milletle­rin Kıbnstaki yetkililerinde aramak ve onları suçlamak yönünü seçmişlerdir.Makarios. kendisine hedef (Devamı 5. sayfada)

MAGUSA’ UA DURUM GERGİNR U M L İD E R L İĞ İ T E C A V Ü Z İ G A Y E L E R L E YAPTIKLARI MEVZİLERE MUKABİL TÜRKLERİN MÜDAFAA MEVZİİ YAPMALARINI HAZMEDEMEDİGrivas Mağusa'da da Tehdit Savurmaktan Kendini Alamadı, Fakat Thimayya'dan Ağzının Payını Aldı

MAĞUSA:Mağusa’daki durum gerginliğini muhafaza etmekt

eclir.. Bilindiği gibi gergin-lik, Rumların yeni mevziler inşa etmeye başlaması üzerine başgöstermiştir.. Mağusa Tahkimatı ile ilgili olarak. Birleşmiş Milletler Yetkilileri ile yapılan göriişmelerde,EOKA’cı Grivas, Rum mevzi lcrinin dıştan gelecek bir saldırıya karşı kurulduklarını iddia etmiş, Türk Mevzilerinin derhal yıkılmalarını, aksi halde Rum Kuvvetlerinin bumevzileri yıkmak üzere hare kete geçeceğini söylemiştir.Birleşmiş Milletler Barış

Kuvvetleri Kumandam Gene rai Thimayya ile Genel Sek­reter ü Thant’ın adadaki özel temsilcisi Carlos Alfre- do Bemardes, Rumların bu

İran Şahı, Kıbrıs Konusunda Başındanberi Türkiyeyi Desteklediğini Söyledi

İSTANBUL:15 günlük özel bir ziyaret

İçin Viyana ya giden İran Şahı, dün İstanbul Hava Ala nından transit olarak geç- m iştir.. Istanbulun Yeşilköy Hava Alanında Askeri ve Mülki Erkân tarafından kar şılanan İran Şahı, Türk-Sov- yet ilişkileri hakkındaki bir soruvu şu cevabı vermiştir:

“Türk-Sovyet yakınlaşma­

sı normaldir.. Komşu memle ketler arasında bir anlaşma esası bulmak gereklidir- t ran bunu iki yıl önce yap­tı-”

Kıbrıs Meselesi ile ilgili diğer bir soruya cevaben İran Şahı, İranın Türkiyeyi Kıbrıs Davasının başlangı­cından beri desteklemekte olduğunu ve görüşlerinin biı birinin ayni olduğunu söyle­miştir.

haksız taleplerini kayıtsız şartsız reddetmişlerdir. Bir­leşmiş Milletler Barış Gücü yetkilileri ile Rum İdareci­ler arasında yapılan bir saat lik bir toplantıda, Rumlar, General Thimayya ile Ber- nardes’e haksız ve yersiz ta­leplerini empoze edememiş­lerdir..

(Devamı ikinci sayfada)

Durumun gergin bulunduğu Liman bölgesinde bir B.M Zırhlısı görülüyor

Page 2: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

ŞAYKA ‘ “ “ ' mACUSADA DURUM GERGİNi u n u u u r w Türkicr bizi

YUVARLA! MASA :

KIBRIS DAVASI TÜRK ORDUSUNUN ELİNDEDİR

Ankarada, İnönü Hükümetinin istila etmesi demokrasi ilkelerinin uygulanmağa başlandığı Türk siyasi hayatında olağan bir gelişmedir Bu yüxden hükümetin istilası gayet normal ve tob|î w«tyl/nmmlwhr Ancak, K*bns meselesi gibi son derece ciddî re hayatî bir probolemln mevcut olduğu bir samanda hükümetin değiş­mesi. davayı zayıflatacak düşüncesiyle hareket edip endişelenenler var . Halkıma endişelerinde haldi «>m<TİrWı beraber düşüncelerinde haldi ola­maz. Çünkü Kıbne meselesi bugün partiler üstü, hükümet üstü bir meseledir Kıbrıs davan. Türk Ulusuna mal olmuş bir şerei ve haysiyet dava­sıdır Ulus olarak bfcr toplum, şerei ve haysiyeti üzerine nasıl titrerse, Kıbvto davam İçin de ayni şekilde titremektedir

İnönü'nün sabırlı, temkinli, soğukkanlı, ile­riyi görür ve kuvvetli bir devlet adamı olduğu bir gerçektir Ve yine bir gerçektir Vd, İnönü nün büyük tesiri ile Türk Ulusu bugüne kadar. Kıbrıs davasında büyük bir sabır ve soğukkan­lılık göstermiştir Muhaleiet partilerinin, iktidarı uyuşukluk ve pasiflikle itham eden beyanlarına rağmen tnonü, ihtiyat» ve sabn elden bırakma­yarak davayı bu neticeye ulaştırmıştır Bunun İçin pek tabiî aradan uzun bir »nnuımn geçmesi­ne ve bunun da birçok haksızlıklara, tecavüze uğramamıza, şehit vermemize, malımızdan mül­kümüzden olmamıza sebeb olmuştur Fakat ni­hayette. Türk görüşünün dünya çapında büyük bir değer ve haklılık kazandığı memnuniyetlenneJll». .İÜ»goniimuşmr

Şimdi tnönü hükümetinin iktidardan ayrılışı He kazanılmış olan bu saier gölgelenecek mİ? Bir kere, başa geçecek hükümet bir seçim hü­kümeti olacağından Eibns problemine lakayt kalamıyacakhr Aksi halde EHm ayında yapı­lacak seçimlerde kazanma ihtimali sıfınn altına düşecektir Bu yüzdendir kİ İktidara geçecek hü­kümetin bütün gücü Qe meseleyi halletmeğe çahşacağı ve bunu yaparken de Türk Ulusunun k abu l «dip benimseyeceği bir yolu takip edece­ği

S a r Magusa’daki mev cut gerginliği istismar et mek için ellerinden ^ gayreti harcamaktadırlar. Pumlann iddıasına gore,Mağusa'daki mücahitlerimi •

i 7in müdafaa mevzileri, Li­man ve Salamis bölgesım tehdit etmektedir.. Oysa Türk lerin mevzilerinin, yem ku­rulan Rum mevzilerinden korunmak maksadı ile hazır landığı, Türklerin tahkimat hareketlerinin tamamen sa­

vunma gayesine r^tu i °ldu-

^ .r erkeSTürkmevâerWn,

s s i s e s a s skilileri vakıf bulunmaktadır

lere göre, Birleşmiş Mület ler Barış Kuvvetlen Kunrnn dam General Thimayya g çengün Mağusa ya yaptığı ziyaret sırasında, Başp« kobos Makanos un bir soru suna şu karşılığı vermiştir:

“Ne zaman Rumlar tatucı-

......

»

Bu arada unutulmaması gereken bir nokta var ki. Kıbns davasının gerçek çözüm anahtarının bugün Türk Silâhh Kuvvetlerinin afinde oluşu - dur. Hükümet siyası sahada gayret göstermekle

ükell«ise. fiiliyatta eeas rolü oynayacak Türk Ordusudur Yani daha açık söylemek gerekirse, Kıbrıs davam bugün Türk Silâhlı Kuvvetlerinin e Ündedir Binaenaleyh iktidara geçecek hükü­metlerin K>bns davası İle uğraşacağı veya uğ- raşmıyacağı diye bir ihtimal olamaz. Çünkü san sösü söyttyecek olan Türk ordusudur. Nite­kim Türk SUâhh Kuvvetlerisin bir yetkilisi evvel­ki gün yaptığı bir açıklamada bu hususu Türk Ulusuna ve toplumumuza gayet kesin bir şekil­de duyurmuş ve endişeye kapılmamıza ma­hal obnatbğmı belirtmiştir Bu da gösteriyor ki. Türk Silâhlı Kuvvetleri, iktidarlar değişse de değişmese de vazlleel başında, omuzuna aldığı görevi yerine geto nek için, doğacak şartlan bek

> bir de karşı tarafın gözü ile ba­kacak olursak, onlarda da büyük bir endişenin hüküm sürmekte olduğunu görürü» Ama bu. bi­zim duyduğumuz endişenin tam tersi olarak görülmektedir Atina'nın endişesi, başa geçecek yeni iktidarın. Kıbns konusunda sert ve taviz verme* bir poBfika izlemesi ihtimalinden doğ­maktadır Elbette kİ başa geçecek Hükümet İnö­nü hükümeti kadar sabah ve soğukkanlı olım- yacak. İnönü, »abra ve itidalin gerçek bfe Um- saH idi Ayni hafi yeni başbakandan da bekle- mek hayal etmek demektir. Bu yüzdendir id AH- na. yeni hükümetin yflrfileceğl sert pofitOcadan daha şimdiden endişelenmekte ve Kıbnstaki

İnönü hükümeti iktidardan ayrılırken, geride usun «iren ve acı hatıralarla dolu Ur mücadele- nm dış poBtlknria kaşandığı bir boşan bırak­mıştır. Bütün tseeemılmta. başa geçecek yen] İkSdann. siyasi sahada kasandan bu başarıyı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin çeKk yumruğu ile *a-

T. 4. Koafisyon hükümetinin, saisre doğru athğı ilk adımı tamamla

SALİH ÇELEBtOöLU

TAKSİM Sineması- Tel: 5069

BUGÜNDEN PAZARA KADAR HERGÜN İKİ SEANS 2.30 ve 8 DE

İki Film Bir Arada

DÜNYADA HADİSELER YARATAN SENENİN EN POPÜLER FİLMİ

Kendisine öğretmenlik yapctn 60 yaşındaki profesörünü seven 16 yaşındaki genç bir kızın dramatik Aşk macerası-

mat yapsalar, Türkier bizi görevimizi yapmamakla ıt- ham ederler.. Şimdi de Turk ler mevzilendiği için ayni suçlamayı bize siz tevcih edi­yorsunuz.. Onun için bu me­seleyi bütün veçheleri ile, dikkatlice incelemek niyetin­deyim..”

GRİVAS THIMAYYA’YI KIZDIRDI

Bu arada geçen gün Magu sa’da, mevziler konusunda, General Thimayya ve Maka- rios ile Grivas arasında cere yan eden görüşmeler sonuç vermemiştir.. Birleşmiş Mil­letler Banş Gücü Komutanı General Thimayya’nm hiçbir resmi sıifatı olmayan EOKA Lideri Grivas'ı muhatap ola rak kabul etmesi, diploma­tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır.. Nitekim General Thimayya, bu yanlış davra­nışını, geçen gün Magusa’ya yaptığı ziyaret sırasında iza le etmek yoluna gitmiştir.. Haber verildiğine göre, EO­KA Lideri Grivas, “Türk Mü­cahitlerinin Mağusa’da inşa ettikleri mevzilerin yanna kadar yıkılacağı konusunda teminat almazsak, bu mevzi­leri bizzat biz kuvvet kulla­narak yıkmaya başlıyacağız" demiştir.. Grivas’ın bu ulu­orta tehdidi İngilizceye çev­rilip General Thimayya’ya bildirilince, Birleşmiş Millet ler Barış Kuvvetleri Kuman danının yüzü sinirden kıp kırmızı olmuş ve Grivas a şöyle demiştir:

“Lütfen ben bu meseleyi halledinceye kadar hiçbir harekete girişmeyiniz..”

THİMAYYA TENKID EDİLDİ

Birleşmiş Milletler Ba­rış Gücü Komutanı Gene­ral Thimayya'nm, Mağusa - daki tahkimat konusunda izlediği yerinde tutum, dün kü Rum gazetelerini yeni­den küplere bindirm iştir. Rumca gazeteler dünkü sayılarında Birleşmiş Mil­letler Banş Gücünün yetki leri dışına çıktığını ileri sürmekte ve kendi deyişleri ile, meşru hükümete yar. dım edeceğine, adada iki devlet varmış gibi hareket ettiklerini iddia etmekte, Mağusadaki Türk mvzileri- nin yıkılması için Birleşmiş Milletler Banş Kuvvetleri­nin kendilerine yardımcı olmamasından dolayı yırtı­nıp durmaktadırlar. Bu ara da Rumların en (azla içer- ledikleri konulardan birisi de Mağusadaki Birleşmiş Milletlere mensup İsveç Bir liğidir. isveçli askerlerin Türklere yardım ettiklerini iler süren, Türklerin tahki­matına bu askerlerin seyir ci kaldığını iddia eden Rumlar, kendileri mevzi yapmaya kalkıştıkları za­man Isvçiileri karşılarında bulduklarını belirtmekte

^ rler- Rumca İsveçli askerleri lan şiddetli £ derece iğrerç^

Rum Sker eri her tZ maktadırlar.yeçli askerlerim(>re g^ip çlknJ

Ianmıştır. Rumk lence yerlerin« ¡h, Banş Askerleri ) şekilde tahkir J ler.

B» o h * “ » L D E :

’ ” T” "

SUE LYON

. İlâveten TürkrTpn^ —

« u -a k İ K S(Çolpan İlhan, Sadri Ai,şık)

Sunay Komand

Ziyaret EttiEfilAnavatan Gd

Başkam Örgen» Sunay, berabS Kuvvetleri Komab rai Necdet Uran: Kurmay Başkam Kon dar Sükan, mutanı Korge tın Gökakın dün Eğridir’dBİ bulunmuştur, i may Başkam, Komando Okula* m iş ve öğle y«S da yemiştir. . 9 nav. öğleden som doların tatbikttmf ve daha sonrtfi rindekilerle KonjfJ ket ermiştir. !

Milli Birlik

Grubu Bildiri

YayınladıANKİ

MilU Birlik Gnıl» karada yaptığı bir I cian sonra şu bQdH| lamıştır:

■Türkiye Cam kûmetine bir b»|W masında takip «• üzücü olmaktın yasa felsefesine, t rumluluçıına veP darki politik uymadığını TjttJJ na açıklamak» W inekteyiz.."

PLAZA BUU ATİNA’YA t*

LEFBirleşmiş Müktk

lucusu Dr. Gak>

bulucu cuma e dönecek ve 25 9“* de de Ankara^, rek Türk H ü jj ile görüşmeler®

ŞAHİN SiNEMASl-îejjBugün saat 2 .3 0 , Bu akşam Saat;

İKİ FİLM BİR ARADAYeni İngilizce Komedi F®*

ON THEBEATBaş Rollerde: NORMAN

ve JEN N IFER JAYN*★

ilâveten Türkçe Fil®SAMAN YOLU

(Göksel Arsoy, B e lg fo J ^

Gelecek Çarşambadan ttib*^

Gordon İL Piratan^Baş Rollerde: Ricardo >*°n‘

Mario Filiciani, Vincew

Page 3: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

ÇARŞAMBA 17 ŞUBAT 1965 ( B 0 2 X O B T ) IIIHIIIt'IMMtMIWIH SAYFA 3

SÜREYYA BEĞENİLMEDİ!MİLANO’DA İLK FİLMİNİN GALA GÖSTERİSİNE GİDEN SÜREYYA’YA HALK TEZAHÜRAT YAPTI

Süreyya film boyunca bir kraliçe gibi hareket etti

HANIMLARA MÜJDE!.Mağazamıza en son gelen örgü yünlerini

gördünüz mü?.O halde neyi bekliyorsunuz?.Hemen bugün mağazamızı ziyaretle zengin

çeşitlerimizi görünüz.Hayran kalacaksınız!.

ARADIĞINIZ HER RENK emrinizdedir!. TOPTAN VE PERAKENTE SATIŞ YAPILIR

Adrese Dikkat/.MUSTAFA HÜSEYİN LEFIONUKLU

Arasta Sokağı No. 13, Lekoya

Batı Almanya’da harp sonrası rekoru 1054 milyon çocukBonn (DaD) - Federal Al­

manya geçen yıl doğmuş olan 1,054 milyon çocukla yeni bir "bebek rekoru" kırmıştu. Bu suretle 1000 kişiye yeni doğmuş 18,3 çocuk isabet etmiştir. Yeni doğan çocuklardan 542- 000 kadarı erkektir. Ölü olarak doğan çocukların oranı yüzde 1,3, evlilik dı

doğan çocukların oranı ise 5,2 dir. Nüfus artışı 1000 kişiye 6,6 oranında­dır- Geçen yıl içerisinde 507.000 çift evlenmiştir. Fe

deral İstatistik Dairesinin açıkladığı rakamlardan anlaşıldığına göre en er­ken evlenen kadınlar işçi

■ lerin eşleridir- Bunların yüzde 26 oranındaki kıs - mı 21 yaşlarından daha erken evlenmekledirler. 25

I yaşlarından önce evlenen I lerin oram ise, yüzde 70 dir. Diğer mesleklerde ise

; 25 yaşlarından önce evle i nen kadınların oram sade ! ce yüzde 39 dan ibaret- >■

SR

daha doğrusu bu film onu değiştirememiş. Süreyya ge ne o ayni Süreyya imiş!.. Kraliçe Süreyya. Bir kraliçe gibi gururlu, sakin, ağırbaş lı ve vakurmuş!. Filim san ki özel hayatını aksettiriyor muş. Süreyya'nın gururu senaryoya galip çıkmış. Ve kendisini bütün zorlamala­rına rağmen, bir türiü ha­kiki cehresinden, hakiki ka rakterinden kurtulamamış ve saire.. Netice itibariyle beklenilen netice elde edi­lememiş ve bu filble Sürey ya hakiki bir yıldız olamaz mış...

Bir İtalyan prodüksiyonu olan “Bir Kadının Uç Çeh­resinde Süreyya, ünlü In­giliz Aktörü Richard Harris ile başrolleri paylaşmakta­dır. Milâno'daki gala göste risine annesi ile birlikte gi den Süreyya'ya İtalyan se­yirciler büyük tezahürat yaptılar Fakat Süreyya se­yircilerin çılgınca tezahüra­tına sadece hafif tebessüm­lerle mukabelede bulunu­yordu. Galada her zamanki halini muhafaza etmektey­di. Locasından, filmi sakin sakin seyretti. Ve hiçbir he yecan emaresi görülmedi yüzüncje.. Arasıra annesine birşeyler söylüyor ve tebes süm ediyordu. Hepsi o ka­dar... Bir kraliçe gibi filmi seyretti ve salonu bir kra­liçe gibi terketti.

Bu ilk filminden £70.000 ücret alan 33 yaşındaki akt- rist için ümit verici sözler de söylendi tabii bu arada.. Tenkitlerin yanısıra, ilk fil mi olduğu için beklenileni veremediğini kabul edenler de çoktu. Ve herşeye rağ. men ileriki filmlerinde da­ha başarılı olabileceğine inanılıyordu.

TARİHTEN BİR YAPRAK

Osmanlı Sarayı HâzinesiYAVUZ, MISIR SEFERİ DÖNÜŞÜNDEN SONRA: ‘’BENÎM ALTINLA DOLDUR - DUĞUM BU HAZÎNEYİ BENDEN SON - RA GELENLERDEN HER KÎM “MAN­GIRLA” DOLDURURSA HAZÎNE, ONUN MÜHRÜYLE MÜHÜRLENSİN” DEMİŞTİ.

Saray hâzinesi. On Sekizinci Yüzyıl nihayetlerinde. Üçüncü Mustafa zamanında tamamen dolmuş, lâkin Rusya savaşında hepsi harcanmış ve bir daha eski halini alamamıştı. On Dokuzuncu Yüzyıl ortalarında ise hâzinede para bulunmuyordu. Devlet, yavaş ya­vaş iilâs haline gelmiş; gider, gelirle karşılanmaz ol­muş, yabancı devletlerden borç alınmağa başlanmıştı

Y azanı Mithat SERTOĞLU

Sabık Iran Kraliçesi Sü­reyya'nın, sinema yıldızı ol­maya karar verdikten son­ra, çevirmeğe başladığı ilk filmi nihayet tamamlana­rak dünyanın dört bir tara fında gösterilmeye başlan­dı.. Ve bu suretle de güzel kadın resmen beyaz perde­ye girmiş oldu. Artık kar­şımızda, kendini avutmak İçin diyar diyar, macera­dan maceraya koşan sabık bir kraliçe değil. sinema dünyasının, ağırbaşlı, gü­zel bir yıldızı bulunmakta­dır. Aktrist Süreyya.

Aylardan beri sinema çev relerinde dedikodusu yapı­lan, Süreyya'nın bu ilk fil­minin geçenlerde Milâno'da gala gösterisinin yapılması ile sinema kritikleri hare kete geçmekte gecikmedi­ler. Ve derhal kalemlerine sarıldılar. Şu günlerde, dün yanın sayılı gazete ve der­gilerinin sinema köşelerini Süreyya'nın bu ilk filminin dedikoduları işgal etmek- te!.

Sinema Kritikleri, daha doğrusu mübalağasız her­kes tarafından "kelimenin tam manasıyle güzel bir kag, din'* olarak vasıflandırılan aktrisin, "THE THREE FA­CES OF A WOMAN" (Bir kadının üç çehresi) adlı bu ilk filmi hakkında görüşler genellikle şu esas noktada toplanıyor.. Beklenilen Ne­tice Elde Edilemedi. Ve Bn filmle Süreyya Haki • ki Bir Film Yıldızı Ola-

Filmden bir

Evet kritiklerin görüşü maalesef bu Çünkü Sürey­ya filmde hiç değişmemiş.

İlânBen aşağıda imza sahibi

Zehra Osman M. İbrahim bundan böyle ismimi değiş tirip Neçlâ Osman M. İbra­him olarak çağrıldığımı ve resmî ve gayri resmî oUmric imzamı Neçlâ Osman M. İbrahim olarak attığımı ilân »derim.

Neçlâ Osman M İbrahim,

Osmanlı Devletinde dev­let hâzinesinden başka, bir de saray hâzinesi vardı. Bu na Enderun hâzinesi denir di. Burada, hükümdarların şahsi servetleri saklanırdı.

Bu hazine, iç hazine ve dış hazine diye iki kısım dan mürekkepti. Iç hazine, nin âmiri hazine kethüda, sı, dış hâzinenin âmiri ha zinedarbaşıydı.

Hükümdarların şahsına ait altın ve gümüş para mücevherler, altın ve gü müşten yapılmış çeşitli eş­ya, elmas, yakut, zümrüt gibi kıymetli taşlar ve bun larla süslü hançer kılıç gi. bi silâhlar, muhtelif şahıs­ların ve bilhassa yabancı hükümdarların sunduğu her türlü altın, gümüş ve mücevherli hediyeler, bu iç hâzinede dururdu. Dış hazi nede ise daha ziyade kürk ler. şallar, kıymetli kumaş lar. elmaslı altın düğmeli baştanbaşa işlemeli ipekli kumaşlarla kaplı ağır kürk lü hil'atla ve daha akla ge len ve gelmlyen bin türlü eşya dururdu. Aynı zaman da her padişahın bir resmi ile bir elbisesi, dış hâzine­de bulunurdu. Bir padişah ölünce şahsi eşya ve elbise si, bir sandığa konarak ye­ni padişahın mührü ile mü hürlenir ve dış hâzinede saklanırdı. Aynı zamanda burada küpler içinde bir miktar basılmış altın ve gümüş para bulunurdu. FATİH DEVRİNDE

Bu hâzinede mevcut şey lerin iki büyük defteri var­dı. Bunları Defterdarlar im zalar ve silâhtarağa ile ha­zine kethüdası saklardı.

Sarayda bulunan bu hâ­zinelerin muhafazası için Fâtih Sultan Mehmet zama nırida hazine koğuşu kurul muştu. Burada altmış iki ki şi vazife görürken zamanla sayılan yüz elliyi bulmuş­tu. Amirleri hazinedarbaşıy dı. Ondan sonra hazinç ket­hüdası gelirdi. Saraya Iş ya pan ve sayılan iki bin ka- dar olan kürkçü, terzi ku­yumcu, kılıççı, nakkaş gibi sanatkârlar da hazinedar- başının emrinde bulunurlar dı. Hazinedarbaşı. ak ha­dımlardan olurdu.

Hazine kethüdası başka bir memuriyete tâyin edil­diği zaman, Iç hazîneyi, tu tulan defterlerine göre ken dişinden sonra gelene birer birer sayarak teslim ederdi. YAVUZ'UN MÜHRÜ

Saray hazînesinin dış ka­pısına basıTan möhür, hazi­ne kethüdasında dururdu. Bu. Yavuz Sultan Selim'in

Mısır seferinden dönüşte kullandığı mühürdü. Yavuz kırmızı akik taşından olan bu mühürle, hâzineyi mü­hürledikten sonra;

— “Benim, altınla doldur duğum bu hâzineyi, benden sonra gelenlerden kim man gırla doldurursa hazine onun mühürüyig mühürlen sin. Aksi halde benim mü hürümle mühürlenmeye de vam edilsin" demiş oldu­ğundan hiçbir hükümdar bu usule dokunmamıştır TÖRENLE AÇILIRDI

Kubbeli dart salondan mürekkep olan hâzinenin açılması, belli bir törenle olurdu. Hazine kethüdası, anahtan getirir, sonra mü­hür muayene edilip kilit açılır, içeriye en az otuz kişj birden girerdi. Yeni Padişah olanlar. hâzineyi görmek istediklerinde, o za man çeşitli sandıklarda sak lanan kıymetli eşya ve sai­re yerinden çıkanlıp hü­kümdara seyrettirilirdi.

Devlet hâzinesi dara düş tüğü zaman, iç hazîneden borç olarak para verilir, sonra devlet hâzinesi sıkın­tıyı atlatınca, bu para yeri ne konurdu. Böyle zaman­larda, devlet nâmına sadra zam kefil olur, bir senet im zalayıp verir ve şahsi serve tini karşılık gösterirdi. Lâ­kin uzun savaşlar dolayısıy Ie alman paranın yerine konmadığı, hattâ üstelik iç hâzinede mevcut altın ve gümüş eşyanın para basıl­mak üzere darphaneye gön derildiği bile olurdu. PADİŞAHLARIN SERVETİ

Saray hâzinesi, padişahla nn şahsi gelirleriyle dolar dı. Bunlann bir kısmı zuhu rata bağlı gelirlerdi. Daimi gelirler, padişahlara ait em lâk ve araziden, hâsıl olur du. Öbürleri ise saray bah- çe Ve bostanlanndan, or- man ve çayırlardan hâsıl olan gelirdi. Bunlardan ma­ada hükümdarlara her yıl cep harçlığı olarak Mısır eyâletinden altı yüz bin al­tın gelirdi. Devlete vergi ve ren Erdel. Eflâk. Buğdan, Ragüza gibi beyliklere ye ni beyler tâyin olundukça, alman para ile muhtelif devlet ricâllnin bayram ve sair hediyeleri, yüksek me muriyetlere tâyin olunanla nn ödedikleri câizezeler. ya bancı devlet reislerinin sun duklan hediyeler savaş ga nimetlerinden alman pay, Cazı maden gelirlerinden aynlan hisseler, azil ve idam olunanlann müsadere edilen servesi hep saray ha zinesine konurdu.

NİKÂH TÖRENİSEZGİN Ue ALÎ DEMİR

21 Şubat Pazar günü ö s. 3— 5'e kadar Z ey tmlîk (Templos)köyünde yapılacak olan Nikâh Törenine akraba vr dostlarının iştiraklerini saygı ile özlerler.

}

Page 4: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

SAYFA i

B U N L A R I BİLİYOR MUSUNUZ?

IHSAN MUTLAKA Ttpi İLE BU EVLEN IH?

Hayır. Bir lasan mutlaka beftendlği tip le daha doğrusu haya llnde yaşıyan tiple ev lenmez. Meseli bazı lan hayallerinde uzun boylu, esmer b!r kim se canlandırdıkları halde, kısa boylu, sa­rışın İnsanlarla evle, nlrler. Bu. bir insanın kendine eq seçerken hayali bırakıp, daha önemli hususlarda durduğuna alâmettirBÜYÜK GİBİ KONUŞA» ÇOCUK ZEKİ MIDIB?

Bütün çocuklar umu miyetle bulunduktan çevrede («ittiklerini ve gördOklerinl takl d ederler Bu taklld his­si ile çok defa kendi­lerinden umulmıyan sdgler sarfeder ve ga­rip birtakım hareket­lerde bulunurlar. Bu a&z ve hareketler bir çocuğun zekâ durumu hakkında bir fikir ver meüer, olsa olsa çocu ğun etrafını taklit ka­biliyetini gösterirler. Zekâ için muhakeme esastır. Çocuğun hâdi selerden nasıl netice çıkardığına bakmalı­dır.

GOZ KAPAĞINDA TAG KABARCIĞI OLUR MU?

Evet Göz kapakla­rında husule gelen ka baraklara, tıp lisa­nında Ksantelma İs­mi verilir. Bu ıstırap ▼ermiyen küçücük ka barcık tehlikeli değil dir ve vücudun baz* noktalarında fazla ko.1 es terin toplanmasın­dan Ueri gelir. Çok de fa götlerin etrafında da böyle beyaz kabar cıklar olur. Bunlar ba zan kendi kendine kaybolur, bazan da küçük bir ameliye ile bertaraf edilmeleri icap eder.EVDE TAPILAN KONSERVE ZARARLI OLABİLİR MI?

Evet. Zararlı olabi­lir. Çünkü bir konser venln tam mânaslyle tehlikesiz olabilmesi için, mikropların tama men ölmesi şarttır. Bu nun lçln de jnda mad deleri 100 derecelik Mr hararete tâbi olma lıdır Gıdalar 100 de receden aşağı bir su- hunette ne kadar kay- natılsalar mikroplar yine ölme*. Konserve fabrikalarında mikrop lann sporları bile 120 derece hararette bulu nan bir etüvde ölür.

Bir kuyruklu yıldızın birkaç kuyruğu olabi­lir. 1774 de De Che- seaux tarafından mu- şahade edileni, pek açık görünen altı kuy ruğa sahipti.

*Napolyon, ken<Uni

ancak yücudüne Köre büyük elbiselerin için de rahat hissederdi. Ayda 60 şişe kolonya kullanır; kedilerden müthiş korkardı. Baş- aşçısı Dunand ise gü- nün yahut gecenin her saatinde ona kı­zartılmış piliç eti te­min etmekle mükel­lefti.

Bulmaca1 2 3 4 S i 7 8 f

|i c d o o o œ sjü¡2 n m n f n f i 3DŒXEDHDG

¡4 n m n n n r m İ5 U l M J lM J lM

Bedirde öldürülenlerin ço cuklan ve Hind, Harazayı öldürecek olana mükafatlar vaadetmişlerdi. Vahşi Bin Harb isimli bir Habeşli kole bir kayanın ardından Haz- reti Hamzayı tarassuf et­mekte idi. Birdenbire ora­dan bir ok attı ve Hazreti Hamzayı şehit etti. Hind, bu na sevinerek nesi yarsa kö­leye verdi. Halidin bu âni hücumu Islâm ordusuna şaşkınlık getirmişti, öyle ki birbirlerini kırmağa başla­mışlardı, Hattâ evvelce ka rarlaştırılan parolayı bile unutmuşlardı.

6[Xm OBDO D¡7¡8DD(XmXD\9wcn0n0am| SOLDAN SAGA:

L Istanbuldâ bir semt, 2. ! Takım — Bir m âb ut, 3. Yıkılmış bina arsası — (Ter­si) Sahip, 4 Bulmaya kalk mak, 5. İlâve — Boru sesi — Genişlik, 6. Mide ve bar. saklarda eritme — Bir çal­gı, 7. Lüzumundan fazla önem verme — içki, 8, (Ter si) Sıralanmış vagonlar — Bir peynir. 9. imâ ile anlat-

| ma.

YUKARIDAN AŞAĞIYA:

ti

1. Bir orta Anadolu ili |2 Sayı — Kılıbık değil, İ

ilim suyundan yapılmış | şerbet — Özel, 4. Bir mes­ken şekli, 5. Erkek adı — (Tersi) Beyaz, 6. Kara ya.

| puru, 7. (Kısa) Anadolu Ajansı — Tecrübe ile kaza nılan maharet, 8. An 9. Bahar havası — Bu İle arası.

Dünkü Bulmacamızın Çözümü

KOÇ BURCU: (21 Mart — 20 Nisan) Sabah » hareketli geçecek, fakat günün geri kalan kısmı î can sılaa hâdiselerle dolu. İsrafa bir son verin. * aklımsa her geleni de söylemeyin. *

BOCA BURCU: (21 Nisan — 20 Mayıs) Hâdi s«ier lehinize gelişiyor. Fırsattan istifadeye ba­lan. Maceradan maceraya koşmaktan vazgeçin.Yoksa yaptıklarınız onun kulağına gidebilir.

nCtZI«KK BURCU: (21 Mayıs — 20 Haziran)Bugün bir hayli iş başaracaksınız. Dostlan ziya ret etmek İstiyorsunuz ama. evde kalarak kendi­nizi serdiklerinize hasretseniz daha iy i

YENGEÇ BURCU: (21 Haziran — 20 Temmuz)Bugün için çok sıkılıyor, etrcrfinızdakileri de pek anlamak istemiyorsunuz, bu sebeple sadece ufak tefek işlerle meşgul otunu»

ASLAN BURCU: (21 Temmuz — 20 AŞustos)Hak bellediğiniz yola devam edin ve dedikodula ra kulak vermeyin. Yorgunluk yüzünden bazı nâ hoş münakaşalara sebep olabilirsiniz.

BAŞAK BURCU: (21 Ağustos — 20 Eylül) Ba şimsda bir sürü dert var. buna rağmen İçinizde çahşma hevesi yok işi btrakm ve evvelâ onun­la anlaşıp moralinizi takviye edin.

TERAZİ BURCU: (21 Eylül — 20 Ekim) Bugün hiç acele etmeyin ve en mühim işlerle meşgul olun, kendinizi de fazla yormayın- Etrafımzdaki- ksin aözleri heo sizin âzerisinizde

AKREP BURCU: (21 Ekim - 20 Kasım) Şan sim* açılıyor, fakat zihnen ba devreye hazırlıklı değilsiniz Olur olmaz düşüncelerin esiri olmayın hayatınıza istikamet vermeğe bakın.

YAY BURCU: (21 Kasım — 20 Arahk) Şüp- * ı h.-W I t h M d t T o n U ıa m « y B 7. i l » Omm î l t e ? t e U r t S <’lert“

lertnirin meydanı terkedeceklerf aün f I ^ ^ si

SOLDAN SACKT

1. Papaeftim, 2. Ozan —E La, 3. R — d _ Argaç

4. Triliyon, 5. E — §Dal — L 6. Kravat — Ha 7. I - Hat - Hav 8. Ze - L — Dâva, 9. Trikotaj.

YUKARIDAN AŞAĞIYA:V. Portekiz, 2. Az — R _

£ ~ Et. 3. Padişah — R _ 4. An — L — Vali 5. E — aidat — K 6. Feryat _ Do

T,~* „ ~ Hat, 8. Hân — Hava. 9, M aç- LaVaj-

Bildiri

meydam terkedeceklerf gün yakm. * OĞLAK BURCU: C21 Arahk — 20 Ocak) Çok *

hareketli bir gün geçireceksiniz. Bugün birçok mühim dertleri halle muvaffak ofabfltafa^ ı Bir kimseden vardım görmeniz

KOVA BURCU: (21 Ocak - 20 Şuba!) Sinir ¡eriniz gergin, onun İçin hiçbir şeyde mübalâğa ya kaçmayın. Tasavvurlarmış hrfrilmt ohnak usere Fakat israftan ^^r^'mınn da şart.

BALIK BURCU: (21 Şubat — 20 Mart) Bugün nazik meselelerle karşılaşacaksınız. Temkinli dun G ayen i» erişeceksiniz ve onun da size mühim bir teklifte bulunması çok muhiemeL

NACİYE MEHMET

Nob«tcî EczahaneKamaran Aziz(saat 19.00 - 22.00

^ ^ n da açık tır)

K ı ı a l t a r a k b u ğ u » < « v l r e n : O r d , P r o f . |

İçki Hicretin Dördün Yılında Haram Edi

Birçok Kureyşliler Hazre- Peygamberi öldürmek

üzere sözbirliği etmişlerdi. Atebe, attığı bir taşla Efen­dimizin alt dudağını yardı ve dişlerinden birisini kırdı. Başka bir 'ok yanağını ya­raladı. Zırhının halkalan bu yaradan içeri girdi. Kılı cıyle saldıranların tesiriyle kuyuya düştü. Talha elin­den tutup çıkardı. Bu esna, da Kureyişlilerden birisi Hazreti Peygambere benze­yen Nısap'ı şehit etti ve “Muhammedi öldürdüm" di ye sevinç nağraları atmağa başladı. Müşrikler sevinç içinde idi. Bu haber İslâm­ları büsbütün şaşırttı. Küre yşliler de yeniden saldıra­rak Efendimizi çevirdiler. Bir kısım Müslümanlar “Ma demki Peygamber öldü biz- de başımızın çaresine baka lım" diye kaçıştılar. Bu sı­rada Enes Bin Malik'in am- cası Nazar: “Ey cemaat, Muhammed öldü İSe Allahı bakıdır. Din yolunda cenk edip ona kavuşmak istemez misinlz?'^diye feryad etti ve şehld düşünceye kadar cenk etti. Bu esnada meşhur sair Kaab Bin Malik, Hazre « Peygamberi tanıyarak Peygamberimiz sağdır" di

Yav« haber gönderdi. w * yKVaş Müslümanlartnni 1?^erimizin etTafında top^ndılardı. Bu sıkışık za

ş M s a S a

bin rJc .gUn Saad'mfelamSaUeVnay;ir et illr'

olaUreÎ yle Pey8ambere si£ t

a a ia S M S îs s i î î t î a s aUbey^ dkîe n6 U Ebu Akan kanlan m ı?uClkardl- nan em SİT ‘k Bin Si-

îs ftu n sffiis«¡“¡5nun üzerine Î, P llaT- Bu- abdest aldı ve ^ 8,H1Ü£krem î* ö61e namazı^ J1

! ri" b u n ın S lyvor.t « * ltla" m k eslyorli^ kul=*.

^ dHanet"ladHayetinnıe sogsünü açıp ci5p«nî2a'n,n r i V a nda ||Lİn',î*ar

muşlardır.Harb tavsadıktan sonra

Resulüekrem şehitleri dolaş tı. 70 şehit yardı. Bu meyan da amcası Hazreti Hamza'- nın burnu ve kulakları ke­sik, kamı deşilmiş bir haL de görünce hayatinin en b ü ­yük ıstırabını duymuştur.

Şehitleri gasil etmeksizin namaz kılarak kanlı elbise­leriyle defnettirdi. Hamza'- nın üzerine 70 defa namaz kıldı. Akrabalan bir yere gömdü. Her sene bu şehit liği ziyaret ederdi.. Hazreti Fatma sık sık gider, Hamza nın kabrini temizlerdi. Uhud şehitleri hakkında şu âyet nâzl] olmuştur: “Allah yolundS öldürülenleri ölü sanmayınız, onlar Allahın nezdlnde sağdır. Onun lütuf ve kerimiyle ferahtadır".

Resulüekrem şehitleri gömdükten sonra yaralı bir kalble Medine'ye döndü. Yolda kadın erkek MüsTü-

manlar selâm din» Ierimiz sana kurha sana bir zarar ggh ması, bizim j * . sevinçtir" dedik

Medine'ye vaj her evden ağlama, yordu. Yalnız Hazn za'mn evinden sesi du. Bunun üzerin,, zevcesini Haraa'm yolladılar ve ken® şını saçmı yolup« tan men ettiler.

Bu mağlûbiyetinEfendimizin ilk ; tatBÎK iHÎTImeml} ofe Bilhassa genç mU rm aşın yiğitlikleri, üstün bir kuvvete b sahra çengine gjjtf Bu muvafık de|İM dan böyle ashab te remin emrine M nlkbet Retirecetiıü ij lamış oldular.

(De ya mı 6. sıyU

ÖRGÜ YÜNÜ ALMAK İSTİYORSA) EN ÎYÎStNt ALINIZ.

•Iıove;

i ÿ 'W ï 'B

N vRı R S Ü P E R d o u b l e

square nT,Îr 00d *e* lnt® be tJ ? „M n.e whi<=b canSUdt ı a3„ shown- ’ «a. l X tT,aflet No. Bmu . 8* sizes 20-38'

a d e m A K A N E R ve ^ İplik P o ^ J r T y

(Tabakçı M tbat*

Page 5: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

Türk Cemaat Meclisi icra Hey’eti „ Başkanlığından :

BİLDİRİMalûm olduğu üzere, Türk Cemaat Meclisi, Kıbrıs

i Cumhuriyeti Anayasasınm 87'nci maddesinin l'inci fi fıkrasının (f) bendi altında haiz olduğu teşrii yetkiyi j kullanarak 13/61 sayılı Şahsi Vergüer (Gelir Vergisi)

Kanununu geçirmişti- Anayasanın 88'nci maddesinin 3'üncü fıkrası gereğince de Türk Cemaat Meclisinin talebi üzerine bu gelir vergisi, %S komisyon muka­bilinde, Cumhuriyet makamları tarafından Cemaat Meclisi namına toplanıp M eclise ödenmesi için M ec­lis ile Cumhuriyetin Bakanlar Kurulu arasında bir an­laşma yapılmıştı.

1963 Aralık ayından beri Cumhuriyet makam ve dairelerini kuvvet zoru ile ele geçiren Makarios ida resi, Anayasa, Kanunlar ve yukanda söz konusu an­laşma çerçevesi gereğince hareket etmemekte ve ce­maata karşı olan mükellefiyetlerinin hiçbirisini yerine getirmemektedir- Bu durum muvacehesinde Türk Ce­maat Meclisi, Türk Cemaat mensuplarının M eclise ödemekle mükellef oldukları gelir vergisinin M aka­rios idarecilerinin toplamağa salâhiyeti olmadığım ve zaten Cumhuriyet makamlarına bu hususta verilen vekâletin anayasa dışı bir idarenin kontrolunda ka - lan daire ve makamlarından geri çekildiğini görülen lüzum üzerine ilân eder.

Şahsi Vergiler (Gelir Vergisi) Kanunu tahtinde Türk Cemaat mensuplarının ödemekle mükellef bu­lundukları vergiler, ikinci bir emre kadar, Türk Ce­maat Meclisi M aliye Dairesi tarafından tahakkuk ve tahsil edilecektir-

E ÇARŞAMBA 17 ŞUBAT 1965 ................................................... UUillHiltaıı ( B O Z K V R T )

RUM LİDERLERİ VE GÜCÜ YETKİLİLERİr ,sDR. KÜÇÜK

(Birinci sayfadan kalan) olarak Plâza'yı seçerken, Grivas da Thimayya'ya ni­şan almakta geri kalma­mıştır. Rum basınının ka- lemşörleri ile kendilerine bir destek sağlamaya çalı­şan bu liderler baz an do­laylı olarak baz an da doğ­rudan doğruya Plâza ve Thi mayya'ya karşı hücuma geçmektedirler. Makarios ' un büyük etkisi altında bu­lunan Rum basınının, Pla - zanın taraflar hususundaki düşünce ve görüşlerine kar­şı aldığı cephe ve kullanılan bayağı li­san, Rumların Birleş­miş Milletlerin düşünüşüne karşı olan inançlarının ve bu teşkilâta olan bağlılıkla nnpı güzel bir tezahürünü teşkil etmektedir,

Mağusa'da Grivas'ın em­riyle meydana getirilen mevzilerin yarattığı bu- günKu kritik durum, şüpne sîzdir ki Rum liderli . ğinın kendi elleriyle meyda na getirdikleri bir tahrik vasıtasıdır. General Thimay ya'nın müteaddit defalar Rum liderliği nezdinde Ma- ğusa'nm liman bölgesinde kurulan yeni mevzilerin kaldırılması için yaptığı müracaata kulaklarını tıka­yan ve bildiklerinden geri dönmiyen Grivas'ın Türkle- rin bu tecavüz gayesiye ya­pılan Rum mevzilerine karşı yaptıkları müdafaa mevzilerini tehditler savu­rarak yıkacağını söylemesi, şimdiye kadar Rumların adada yarattıkları gergin durumu ifade etmesi bakı­mından güzel bir misal ola rak gösterilebilecek nitelik tedir Hele busözü Birleşmiş Milletler Kumandanı ya - nında söylemesi, ayni za. manda Barış Gücüne lcarşı da hakaretamiz bir lisan teşldl etmektedir. Fak artThimayya'nın kendisine verdiği susturucu cevap kendini bilen Ur insan için çok büyük manalar ifade etmektedir.

Kendi emellerinin tahak­kuku için dünyayı bir kor haline getirmekten çekin * miyen ve düşünüşlerine karşı olan herkesi ortadan kaldırıp veya adadan uzak. 1 aştırmak için her çareye başvuran bu insanların ger­çek yüzlerinin daha iyi bir Şekilde anlaşılabilmesi için buradaki Birleşmiş Millet - ler yetkililerine büyük gö­revler düşmektedir

BOZKURT

FRANSIZ ELÇİSİ İLE G Ö R Ü P

LEFKOŞA:Cumhurbaşkan Muavini

Dr. F. Küçük dün öğle saat 12'de Fransız Büyükelçisi Chiristian Marcotte de Sain- te-Marie’yi kabul ederek ken disi ile bir süre görüşmüş­tür.(tıııııııtııııttııttıııııı

ÖLÜM

Şehrimizin tanınmış si­malarından Tabakçı Tahsin Hilmi dün sabah ani bir kalb krizi neticesinde 45 ya çında olduğu halde Hakkın rahmetine kavuşmuştur.

Burgiba Anavatanı Ziyaret Edecek

AMMAN:

Amman Radyosu, dün sa bahki Arapça yayınında şu haberi vermiştir:

"Tunus Cumhurbaşkanı Habib Burgiba, Arap olan ve olmayan 10 devlete ya­pacağı, iki ay sürecek ziya retinln ilk merhalesinde, dün öğle vakti Kahireye varmıştır. Tunus Cumhur­başkanı bu gezisi sırasında Birleşik Arap Cumhuriyeti, Suudi Arabistan, Ürdün, Lübnan, Kuveyt, Iran, Irak, Türkiye, Yugoslavya ve Yu nanistanı ziyaret edecektir. Tunus hükümeti tarafından yayınlanan bir bildiride zi yaretlerin, Tunus ile ziya­ret edilecek memleketler arasındaki münasebetler; kuvvetlendirmeyi hedef tut tuğu açıklanmıştır."

“ BUGÜN MİLLİ BİRLİK CEPHEMİZDE RAHNELER AÇANLAR YUNAN

SİYASET DÜNYASI VE BASINIDIR”ELEFTERIYA

Dünkü Rum basını Uç konu üzerinde durmaktadır. Atina ile Lefkoşa arasındaki anlaşmazlık. Türkiyedeki iktidar değişikliği ve Mağusadaki gerginlik. Bütün Rumca gazeteler her üç konuyu da kendi açılarından işlemektedirler. Fakat şüphesiz en ö- nemli olanı Atina ile Lefkoşa arasındaki fikir birliğinin mevcut olmayışım işliyen ya zılardır. Elefteria’nın bu husustaki yazısı en dikkate şayan olanıdır. Aşağıda bera­ber okuyalım; M

TUZUN TADI KAÇTIEleftheria gazetesi yukarı­

daki başlık altındaki başya­zısında Yunan muhalefetinin davranışlarını tenkid etmek te ve şunları yazmaktadır:

“Bir Ingiliz gazetesinin yazdığı gibi Kıbrıs mesele­sinde arabuluculuk tuzunun tadı kaçmıştır. Fakat tadı ka çan tuz yalnız bu değildir. Yunanistan’da muhalefet tu zunun tadı da kaçmıştır. Bu gün milli birlik cephemizde rahneler açanlar Yunan siya set dünyası ve basınıdır. Mu halif Yunan politikacıları ile gazetelerinin iddia ettiği gi­bi, birlik cephesini bozan Makarios değildir. Bütün Kıbrıs Rum halkının yekvü cut desteğine mazhar olan Makarios’un bütün davranış lan Kıbrıs’ın ve Yunanistan m menfaatine olmuş ve her ikisini de felâketten kurtar­mıştır.

Burada iki olayı zikretmek istiyoruz: 1964 Ocağında Ati­na’daki geçici Paraskevopu- los hükümeti, bütün siyasi liderlerin ve Kıral’m oy bir­liğiyle izhar ettikleri görüş lere tercüman olarak NATO tekliflerini kabûl etmesi için Kıbrıs hükümetine baskı yapmaktaydı. Bu tekliflere göre Kıbrıs devleti dağıtıla­cak ve ada, Londra’da otu ra cak bir Büyükelçiler Komite si tarafından idare edilecek­tir. Beşli Londra Konferansı nın yapıldığı sırada ise, o 7a manki Yunan Dışişleri Baka m Palamas, Londradaki Yu nan Büyükelçisi Melas Ue birlikte Konferanstaki Kıb­rıs Rum delegasyonunu av- ni maksatla epeyi sıkıştır­mış, fakat Kıbrıs bu baskıla ra karşı koymuştu. İkinci o- lay ise Kıbrıs'ın müracaatı üzerine Rusya’mn Türk isti lasına mâni olmasıdır. Erkin bunu Türkiye Millet Mecli­sinde itiraf etmlştL

Görülüyor ki birlik cephe m izi bozan ve gerek Yunanla t an’m gerekse Kıbrıs'ın za­rarına olabilecek teşebbüs­lere girişen Makarios değil­dir. Bilâkis Makarios’un te­şebbüsleri zararlı değü, kur tancı olmuştur.

Makarios kendisine yapı­lan hücumlara karşı büyük bir sabır göstermektedir. Fa kat onun sabrının da bir sı nın vardır. Eğer sabrı tüke nir de maruz kaldığı hücum lara karşı nefsini savunmak için konuşursa, ithamları a mansız olacaktır. Makarios- un konuşması Yunanistan'­da büyük bir gürültü yarara cak ve belki de Papandreu Hükümeti büe ayakta dura mıvacaktır.”RtRLÎK VE BERABERLİKKONUSU

Rum gazetelerinin yorum­larında önemli yer işgâl e- den diğer bir konu da. bir­lik ve beraberliğin muhafa­zası konusudur. Gazeteler, Atina ile Lefkoşa arasında anlaşmazlık zuhur ettiğini inkâr etmemekte ve bundan endişe izhar ederek söz ko­nusu anlaşmazlığın gideril­mesi lüzumuna işaret etmek tedirler. Ağon gazetesi bu ko nudaki başyazı smda şöyledemektedir:

Son zafere kadar müca­deleye devam etmek azmin­deyiz. Fakat zaferi kazana­bilmek için birlik ve bera­berlik halinde olmamız şart tır. Bu birlik ve beraberliği bozanlar bertaraf edilmeli­dir. İstemi ve rek dahi olsa,

edenler ne

kadar yüksek mevki işgâl ederlerse etsinler bu mevki­lerden uzaklaştırtimalıdır • lar. Atina’da Eleftheria gaze tesinin arkasında bulunan tktisad Bakanı Mitsodakis ile arkadaşları ve Ttlrk-Yu- nan ikili müzakerelerinin hararetli bir müdafü olan Makezinis bunlar arasında­dır. Saflarımızda düşmanın beşinci kolu bulundukça ve bilhassa bu kol mensuplan arasında liderler var olduk­ça, mücadeleyi kazanama­yız. Mücadele cephemizde temizleme yapılmalı ve bir­lik ve beraberlik sağlanma­lıdır. Bütün bunlann temi­ni için de Makariös’un Ati­na’ya gidip, Papandreu ile her konuda görüşmesi gerek tiğine bir kere daha işaret etmek istiyoruz.”BİRLİK İADE EDİLMELİDİR

Deleftea Ora gazetesi yuka ndaki başlık altındaki bir yazısında, Atina Ue Lefkoşa arasındaki birlik ve beraber liğin iadesi lüzumuna İşaret etmekte ve bu birliği bozu­cu davranışlarda bulunmak­la suçlandırdığı Yunan mu­halefetine karşı Papandreu Hükümetinin gerekli tetbir- i eri almasını istemektedir. Gazeteye göre "Gerici çevre lerin parçalayıcı iftira kam­panyasına bir son verilmesi zamanı gelmiştir."SİYASI BİR DARBE

Solcu Haravgi gazetesi yu­karıdaki başlık altındaki bir yazısında ayni konuda şunla n yazmaktadır:

"İnönü Hükümetinin düşü şünün, yanlız Türkiye’de de­ğil fakat ayni zamanda Kıb- ns dahil, Yakın ve Orta Do­ğu’daki siyasi gelişmeler tize rinde önemli tesirler icra edeceği şüphesizdir. Bizce bu tesirler kötü olacak ve bulunduğumuz bölgede ger­ginlik ve kanşıklığı daha da artıracaktır. Bütün emare­ler Türkiye’de meydana gel­mekte olan yeni durumun daha gerici olacağım göster­mektedir. Menderesçilerin tekrar iş başına geleceği sa­nılmaktadır.

Emin bir ifadeyle denile­bilir ki Ankara’daki siyasi değişiklik, Türkiye'yi tekrar Rusya’dan uzaklaştırmak maksadına matuf, Washing­ton'un parmağıyle yapılmış bir siyasi darbenin neticesi­dir. Amerikan emperyalistle ri, uşaklarının başkaldırma sına fırsat vermek niyetinde görünmüyorlar. Fakat Ameri kalılar bu oyuna ilânihaye devam edebileceklerini zan­netmesinler. MUletler ve bu arada Türk Milleti uyanmak tadırlar. Kötülüğün köküne son darbenin indirileceği ¡îünler uzak değildir. Was­hington militaristlerine ve tekelcilerine hakettikleri dar be indirilecektir.” ENDİŞELERE İŞTİRAK ETMİYORUZ

Fileleftheros gazetesi yu­karıdaki başlık altındaki baş yazısında bugünkü durumun kanşık göründüğünü ve en­dişelerin mevcut olduğunu yazmakta ve şöyle demekte­dir:

Fakat bizce bu endişeler yersizdir. Durumu kanşık gösteren sisler, geçici olup, yakın bir zamanda dağıla­cak ve durum yeniden vuzu ha kavuşacaktır. Aslında deği sen bir şey yoktur. Mücade­leye devam etmek azmimiz olduğu gibi durmaktadır. Sa dece halkı şaşkınlıktan kur­

tarmak için gereğince aydın­latmamız lâzımdır.”GENERAL THİMAYYA’NIN VAZİFESİ

Patris gazetesi yukanda- ki başlık altmdaki bir yazı­sında Mağusa’daki duruma temas etmekte ve şunlan yazmaktadır:

"Maalesef Türklerin yeni tahkimatı, Barış Gücünün gözleri önünde yapılmakta­dır. Banş Gücü, Meşru hü­kümete yardım etmek vazi­fesiyle Kıbrıs'a geldiğini u- nutmakta ve Türk tedhişçüe rini himaye etmektedir.

General Thimayya'nın Türklerin mütecaviz emelle­ri beslediğinin ve bu maksat­la hazırlık yaptıklarının far­kında olmadığı iddia edile­mez. Belki de General Thi- mayya, çarpışma çıkmasını önlemek gibi bir düşünceyle Türklerin hareketlerine göz yummaktadır. Fakat bu teh­likelidir. Çünkü Türkler gör dükleri müsamaha dolayısıy la cür’eti artırarak artık Ge naral Thimayya’nın da kont rol edemiyeceği kadar tehli­keli bir durum yaratabilir­ler. Bu itibarla General Thi- mavva’nın buraya nasıl bir vazifeyle geldiğiıü hatırlıya- rak icraatım ona göre ayar­laması lâzımdır. Türklerin tahkimatı derhal durdurul­malıdır. Bu ise tamamıyla General Thimayya’ya düşen bir vazifedir."ANKARA’DAKİ SİYASİ DURUM

Ankara’da İnönü Hüküme tinin bir düşüş olarak göste rilen istifasından sonra mey dana gelen siyasi durum bu günkü Rum gazetelerinin yo rumlannda önemli yer işgâl etmektedir. Ağon gazetesi bu konudaki bir yazısında şun- lan yazmaktadır:

"Yeni Türk Hükümeti, kimler tarafından kurulursa kurulsun, Kıbrıs meselesin­deki Türk politikasının deği­şeceğini sanmıyoruz. Hatta, yeni hükümetin daha sert bir tutum izlemesi muhte­meldir. Muhalefette iken, söylediklerini yapmış olmak için askeri bir harekâta geç mesi büe beklenebilir. Fakat şurası da unutulmamalıdır ki muhalefette iken söylenen ler çok defa iktidara gelin­ce yapılmaz. Herşeye rağ­men biz gelişmeleri yatan­dan izlemekteyiz, ve her ihti male karşı hazır vaziyette­yiz."

(BAYRAK)“KIBRIS TÜRK

m ü c a h id in in s e s i*SABAH YAYINI:

0636 istiklâl Marşı - Mücahid ler Marşı, 06.59 Açılış ve program, 07.00 Halk Tür küle ri ve oyun havalan, 07.15 Ha­berler, 07.30 Şarkılar, 08.00 Çeşitli müzik, 08.15 İngilizce haberler, 08.25 Danny Willi- ams’dan iki şarta, 08.30 Rum ca haberler, 08.45 Kapanış.

ÖĞLE YAYINI:11.59 Açılış ve program, 12 00 Aylâ Büyükataman’dan şantalar, 12.15 Türk basının­dan yankılar, 12.30 ülkeden Ülkeye, 12.45 Çeşitli halk tür küleri, 13.15 Haberler ve yo­rum, 13.30 Zeki Müren söylü yor, 13.45 İngilizce haberler ve yorum, 14.00 Pat Boone’- dan şarkılar, 14.15 Rumca ha berler, 14.30 Kapanış.

AKŞAM YAYINI:17.29 Açılış ve program. 17.30 Batılı Sanatkârlar Geçidi, 18. 00 Dilek Kutusu: Türk müziği18.30 Haberler ve yorum, 18. 45 Geçmişte bugün, 18.50 Marşlar, 19.00 Nezahat Bay- ram’dan türküler, 19.30 Soh bet saati, 19.35 Beraber ve so lo şarkılar, 20.00 Kahraman Türk Kadınlan, 20.15 Kadın Sanatkârlardan birer şarkı,20.30 İngilizce haberler, 20.45 Bir Yıldız: Connie Francis, 21.00 Rumca haberler, 21.15 Mücahidler Marşı - İstiklâl marşı, 21.18 Kapanış.

LEFKE SANCAK RADYOSU Kısa dalga 38 Metre 7890 k/o ÖĞLEDEN EVVEL09.58 Açılış ve program, 10. 00 Çeşitli Türk müziği, 10.15 Haberler ve yorum, 10.30 Es ki Kahramanlar, 10.45 Marş lar, 11.00 İngilizce haberler, 11.15 Chris Barber’den Caz melodüeri, 11.30 Rumca har berler, 11.45 Esen Altan söy­lüyor, 11.55 Basın-yayın, 12.00 Kapanış.ÖĞLEDEN SONRA:14.58 Açılış ve program, 15.00 Karışık türküler, 15.15 Haber ler ve yorum, 15.30 Cepheler den yankılar, 16.00 İngilizce haberler, 16.15 Gençlerin saa­ti, 16.30 Rumca haberler, 16. 45 İsmet Nedim söylüyor, 16. 55 Kısa haberler, 17.00 Kapa­nış.

------------- --- - .......... SAYFA: 5

LARNAKADA TÜRK TAHKİMATI

Ağon gazetesi, Lâmaka mu habirine atfen şu haberi ver­mektedir:

Geçen Pazar gecesi, bü­tün gece Lâmaka'nın Türk semtinde bir kaynaşma hü­küm sürmekteydi. Lâmaka- da Türklerin yeni tahkimat vnptıklan anlaşümak tadır. Lâmaka'daki İsveç askerleri nin de büyük faaliyet içinde olduklan görülmektedir." TÜRKLER. TELEFON TELLERİNİ KESTİLER

Solcu Haravgi gazetesi, Lâmaka muhabirine atfen, şu haberi vermektedir:

"Türk tedhişçileri olduğu­na inanılan meçhûl şahıs, veya şahıslar, Lefkoşa-Lima- sol telefon hattmı kesmişler­dir. Hat. 25 Ue 26. miller ara smda ve Türk köyü Köfün- ve’den 500-600 yarda mesafe­deki bir yerde kesilmiştir.”

DOĞAN IN SESİ LARNAKA (ORTA DALGA 250 METRE)

SABAH YAYINI:08.57 İstiklâl Marşı, 09.00 Marşlar, 09.10 Katerina Va- lente ile 10 dakika, 09.20 So­listlerden birer şarta, 09.50 Oyun havalan, 10.00 Hafif mü zik, 10.15 Ahmet Sezgin’den türküler, 10.30 Haberler, 10. 45 Neş’e Çan’dan şarkılar, 11. 00 Kapanıp.

ÖĞLE SONU YAYINI:14.58 Açılış ve program, 1500 Zeki Milren ve Safiye Ay- lâ’dan şarkılar, 15.30 Çeşitli melodUer, 16.00 Türküler, 16. 15 Haberler ve yorum, 16.30 Kanşık şarkılar, 16.45 Türk­çe dans şarkılan, 17.00 Kapa niş,

AKŞAM YAYINI:17.58 Açılış ve program, 18.00 Hafif Müzik, 18.15 Rumca haberler, 18.30 Melodi ve Ritm, 18.45 İngilizce haberler ve yorum, 19.00 Aralık, 19.28 Açılış ve program, 19.30 Hel mut Zacharias Orkestrası, 19. 45 Çocuk Saati, 20.00 Türkü­ler, 20.15 Haberler ve yorum20.30 Geçmişte bugün, 20.35 Dinleyici istekleri, 21.00 Tef rika saati, 21.10 Gençler içfn müzik, 21.30 İstiklâl marşı ve kapanış.

MAGUSA "cAMBULAT RADYOSU

(Kısa dalga 24 Metre) ÇARŞAMBA PROGRAMI

SABAH YAYINI:06.55 Açılış ve program, 07.00 Sabah melodUeri, 07.15 Türkçe haberler. 07.25 Şarkı­lar, 07.45 Türküler, 08.00 Ka panış.

ÖĞLE YAYINI:13.25 Açılış ve program, 13. 30 Şarkılar, 13.50 Reklâmlar geçidi, 14.00 Haberler, 14.10 Türküler, 14.30 Akşam prag- ramı ve kapanış.

AKŞAM YAYINI:17.55 Açılış ve program, 18. Türküler, 18.30 Bir roman tefrika ediyoruz, 19.00 Rum­ca program, 19.15 İngilizce program, 19.30 Türkçe ha­berler, 19.40 yorum, 19.45 Şarkılar, 20.00 Kapanış.

Page 6: K Konusunda Dünkü Müzakereler Sonunda Mutabakata Vardı ...evrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1965/Subat/17Subat... · tik çevrelerde hayretle karşı Ianmıştır..

SAYFA : S -----------------------

T an km Devrilmesi Sonunda Uç Türk Askeri Şehit Oldu

EDREMİT:

Anavatanın Ilıca Tank Ta buruna ait bir tank, üıca-Ak kale yolu Üzerindeki bir köp rüden aşağıya yuvarlanmış ve tankın dört kişilik mUret tebstından uçu derhal şehit olmuştur. Yohın yağışlar dolayısıyle kaygan bir hale gelmesi kazaya sebeb ol­muş. süratle yol alan tankın dereye takla atarak yuvarlan ması neticesinde benzin de­posu ateş almıştır. Kaza so nunda tankın içinde bulunan erlerden ikisi ile bir assubay başçavuş şehit olmuştur Tankta bulunan teğmen, koma halinde hastahaneye kaldırılmıştır

»«—........ ..........*..................mı «« m ■ ■ ı A n 1 ' - --

Serdarlı, Ergenekon vt Ciinıtt Bölgelerindeki Dnnnnmı Gergin Olduğu Bildiriliyor:

Yunan Askerleri, Türk Çobanlara D u m —Dum Kurşunları AtıyorlarLefke mıntakasmda yeni barikatlar ve mevziler kuruldu

SADİ KOÇAŞ İSTİFA ETTİ

ANKARA:Türkiye Radyolarının bil­

dirdiklerine Köre. Konten jan Senatörü Sadi Koçaş Cumhurbaşkanlığı Konten jan Senatörleri Grup Baş kanlığından İstifa etmiştir. Koçaş in istifasındaki ne­denler açıklanmamıştır. Cum huri yet Senatosunun dünkü toplantısında Koçaş'ın isti­fası okunmuş ve durum üye lere duyurulmuştur.

İÇKİ HİCRETİN DÖRDÜNCÜ YILINDA HARAM EDİLDİ ( t’çüncü sayfadan kalan)

HİCRETİN DÖRDÜNCÜ YIL OLAYLARI

1 — İçkinin haram edil- meal: Resulüekrem Mekke' de iken içki m tkbahtı. Ve IslAmlaTdan içenler vardı. Hatta “Hurma ve Özümden içki ve r«k edinirsiniz" mea tinde bir Hyet d« vardı.

(Devamı var)

MagBSOjlTirmen ve Ergenekon köy

lerl arasında kamp kurmuş olan Yunan askerleri, Türk, lere karşı açtıkları tahrik kampanyasına aralıksız ola rak devam etmektedirler.. Son haberlere göre Mağusa kazasına bağlı bu iki köy arasında üslendirilmiş bulu nan Yunan askerleri, otlak larında sürülerini otlatan Türk çobanlara dum dum kurşunlan ve ateş açmakta dırlar. Serdarlı, eski ismiy ie Çatozlu, Ergnekon'lu ve Gömeçli Türk çobanlar, geçen gün bu askerler tara fmdan, Rum bölgesine gir­dikleri' bahanesi ile kurşun yağmuruna tutulmuşlardır.. Oysa Türk çobanlar, sürüle lertni Türklere ait otlaklar da otlatmakta İdiler. Kendi ler İne dum-dum kurşunları ile ateş edildiğini gören Türk çobanlar sürülerini orada bırakarak kaçmak mecburiyetinde kalmışlar dır. Rumlar tarafından atı lan dumdum kurşunları, Ergenekon köyünün içine kadar düşmüştür Haber verildiğine göre bu bölgede şimdi Birleşmiş Milletler askerleri bulundurulmakta Ve bunlar oralarda devamlı olarak devriye gezmektedir ler. Rum ve Yunan askerle rlnin devamlı tahrikleri yü ¿ünden bu bölgede havanın son derece gergin olduğu bildirilmektedir.

Bu arada Rumların diğer alanlardaki tahrikleri de devam etmektedir. Sözde Rum polisleri 11e Milli Mu hafızlar, Lefke mıntakasm dakl yollarda'kurdukları ye

ni "yol barikatlarında Türk yolcuları uzun Ve onur kırıcı araştırmalara tabi tutmakta, onlara Türklüğü miizü tahkir edercesine mu amelede bulunmaktadırlar. Biri Pendaya ve Gaziveren arasındaki Doğancı köyü yol kavşağında, diğeri ise Ksero-Lefke Yolu üzerinde olan bu yeni Rum barikat larında, şimdiye kadar hiç bir Birleşmiş Milletler müşa hidi görülmemiştir. Rumla­rın keyfi hareketleri, Lefke mmtakasmdaki havayı elek triklendirmektedir. Bu ara. da iyi haber alan kaynak­lardan öğrenildiğine göre, Makariosun Millî Muhafız- ları,, Gaziveren dolayların da yeni müstahkem mevzi ler kurmuşlardır. Haberde ilâve edildiğine göre, köylü ler arasıncia panik yarat­mak maksadı ile Rum as­kerleri her sabah bu mev- zilerden köye ateş açmakta dırlar. Rumlann atışları yü zünden Türk köylüleri köyden dışarıya çıkama maktadırlar.

Diğer yandan Balıkesir,

eski ismiyle Balikitre kö­yündeki Türk emlâki, çapul cu rumlartarafından kasten tahrip ve talan edilmiştir. Köydeki Türk evleri ile çobanlara ait ağılların yer le bir edildikleri bildiril - mektedir. Bu köydeki Türk sakinleri. Kanlı Noelden sonra, Rumlann tehdit ve tazyiklerine dayanamıya rak daha salim Türk köyle rine göç etmek zorunda kal mışlardı. Bu arada Rum tahribatı Omorfo bölgesini

de kasıp-ka vurmaktadır. Rum çapulcular, Omorfo bölgesinde bulunan Türk bahçe ve tarlalarının top - raklarını, kamyon kamyon kendi bahçelerine aktar maktadırlar. Türk bahçele­rindeki verimli toprakların ekskavatörlerle kazılıp kam yonlarla Rum bahçe ve tar lalarına taşınmakta olduğu tesbit edilmiştir. Bu suretle Rumlar, Türklere ait bahçe ve tarlaları verimsiz hale getirmek çabasındadırlar.

Moskova, Radyosu, Vietnam’ ­daki savaşın bütün dünyaya

yayılabileceğini bildirdi

“ KİBRİSİN sRadyosunu] Olduğum Oj

istediler

Dün Gazimi dört Türk yolca vol barikatındı ■ uhkonmuşlar « va tabi tutuldatt fmda polis flB miş 7 Rum tuS kir ve tehdit ti Ahtromerit 8® iki saatten fazla < tırma esnasmd*,

ı rımızı sorguy» |1 lan Sözde Rum 1 den birisi, ‘HM radyosunun jtf olmadığını ö|r® miş. Türklerdo cevap alınca da 1 rek onlara hain tehditler savuna lerin yollara» fa u rine izin TOrilma Sözde Rum Potta teki bir küfeden portakal almışta*

Moskova:.doskova radyosu dün s*,

oahki yayınında, Amerikan uçaklarının Kuzey Viet - nam'ı bombalamaya devam etmesinin bir dünya sava­şma sebeb olabileceğini

İIIIHIIIMHIlItlIHIIMIMMIltmillllllllMIIIIIIHIIIIIIIIIIHIIHmimMIlllllllHIIIHIIIIIII

Otomobil Fabrikasının Temeli İzmirde Atıldı

Londra BBC Radyosu’nun dün akşam verdiği bir habe re göre. Ingiltere’nin “Bri- tish Motor Corporation'’ Fabrikası Türkiye’de îzmir- de inşasına başlanan otomo bil fabrikasında Türk çarşısı için Ingiliz otomobilleri imâl edecektir. Radyo de­vamla, dünyanın en modem

otomobüleri arasında yer alacak olan bu otomobille­rin ilk partisi yaz ortaların­da piyasaya arzedilmiş ola­caktır. Çalışmalar tamam­landığı zaman ise fabrikanın bir senede piyasaya 13,000 otomobil, kamyon ve trak­tör sevkedeceği gelen ha­berlere eklenmektedir.

iddia etmiştir. Böyle bir sa vaşın tek sorumlusunun Amerika olacağını belirten Moskova radyosu Kuzey Vietnamdaki ateşîn komşu ülkelere ve kolaylıkla bü • tün dünyaya yayılabilece­ğini ileri sürmüştür. Mosko va radyosu ayrıca Büyük Okyanustaki Amerikan Ye­dinci Filosunun Hindi —Ç-i m kıyılarında toplandığını açıklamıştır.

Diğer taraftan Güney VI etnamlı bir sözcü, Danant yakınlarında bir köyde as­kerlerle halk arasında vu­kua gelen bir çatışmada 15 köylünün öldUğünü açık lamıştır. Saygon'dan gelen haberlerde İse, bu çarpışma da ölenlerin sayısının 50'- nin üzerinde olduğu bildi­rilmektedir.

MNNNHH

CEVABI MESAJ GONDB

um

Birleşmiş UiMt deki Birleşik Arap C yeti temsilcisi hammed Aw«d E Cumhurbaşkan İta F. Kuçüklin Ramı mı münasebettjfe I) gönderdiği mesaja s cıvabi mesajı jfe tir:

Ramazan Bayım srbetivle izhar (t® ğunuz iyi temwW mütehassıs uidım I ııasebetle ekstti** mukabele in iyi I® mi ve samimi teşttt mi sunanın.”_ _ ...................... ..................... M............................ .......................

SUAT HAYRi ÜRGÜPLÜ BAŞBAKANLIĞA ATAI(Birinci savladan kalan) Hayri Ürgüplü Galatasaray bekleyen gazetecilerin çe-

ÜRGÜPLÜ. GÜRSEL Lisesini bitirdikten sonra şiüi sorularını cevaplandır- CLE GÖRÜŞTÜ 1926 yılında İstanbul Hu- mış, "Çankoyaya neden

Cumhurbaşkanı Cemal kuk Fakültesinden mezun davet edildiniz?" şeklinde.Gürsel, Kayseri Bağımsı* olmuştur. Urgülplü, 1929— kl bir suale şu karşüığı Senatörü Suat Hayri tir 1932 yıllan arasında Istan- vermiştir:*' Cumhurbaşkanı güplû'ye yeni hükümeti ^ui Bır tıci Ticaret Mahke- üe daima görüşürüm De • kurma görevini vermeden meşinde yargıçlık yapmış vamlı temastayız. Üzerim- evvel 4 muhalefet partisi 1932-1939 y,Uan arasında de henüz ağu mesuliyet ilden lyle Çankayada goriış Emekli Sandığı Danışman taşıyorum." İnönü "Taraf, müştür. Muhalefet Partileri Avukatlığında bulunmuş- m* Başbakan fikrini uygun

i tur’ *9® ylhnda Kaysıri - buluyor musunuz" şeklinde sindan öne* Mediate yetk*1* den millet vekili seçilen Su ki bir soruya da şu karşılıorganları ile görüşmüşler >t H#yrt trgüplü. Yeni dev ğı vermiştir: Hiçbirşey di.ve aralarında ikili temas- re Büyük Millet Meclisinde yemem. Bunu Cumhurbas-lar yaparak Suat Hayri Lr- ylne Kayseri Milletvekili kam takdir aier Her tertipgüplünttn Başbakan olması 0,arak yerini muhafaza et iyi bir sonuç verebilir"konusunda anlaşmaya var- mls 1943—1946 yıllan ara „ „ ------- arzettünmıhlardır. Çankayadaki top SIncL Gümrük ve Tekel Ba SAT1RTA GÖRÜŞME « ile temasa

kanlığı yapmıştır. 1950 Çankaya’dan ayrıldıktan ÎÎ!Î?h meseleler hafcHayri Lrgüplü «e » W « yılında tekrar Kayseri Mil sonra doğruca Başbakanlığa T , r âtisinde bulun,davet edilmiş ve Cumhur- ıetvekili olan Ürgüplü, eiden İnönü, orada Dr. Ke- Yann (bugün) saat inbaşkanı Cemal Gürsel ken- 1952 yüında Bonn Büyük- Saüfı kabul ederek ken Mda tekrar toplan ıl ™dişini kabul ederek Başkan eiçiuguıe atanmış, 1955 isiyle 15 dakika siiren bir II?esafe almaya eav-ret •!< la bir süre görüşmüştür. Bu yUmda Londra 1957 yılın- görüşme yapmıştır. İnönü ?“ * Mfi9küleri M naü ı!?

---- I İÜ ^ Washington. I960 da sonra saat 12.15’de Ba.«! leA M**!® dnygusnX ^.......... .......... uhyeUeri daiml i - mes-

m vu suıc §vıo^uıu ıugörüşmeden sonra da Ur

r ; : : |nun »***>M**nnirö da yap «»barken ga^l.ÜriÖplwü- 19« Eki C^tll sorulan ^ - “ÜMİT VERtcrmine kadar bu görevde D«nirel,mistir. Fvlı 1/« ki. -- zelecilprp çimi— . *** bakan— *"1 — nayn Ürgüplü, bas- , 1 luırşııaşmıştır. Demirel. ga-1 bakan yardımcılıklarına kim________________________ _mıne naaar bu görevdelMtecüere şvuümi söylemiş-İlerin getirileceği konusun•t Hayri UrgOplu -\ kalmıştır. Evli ve bir ÇOcullır. ‘ MusUkil bir BaştokanI daki sorulara Vo—

olan Başbakan İn i başkanlığmda bir koalisyon l —____“ — - nem« 1 hükümeti k” - 1—şu açıklamayı yaprn^trr^|gîlizce. FransuPİ ^Alm an bir ^ ¿ r a k a rşü n’T « b d iım ıu » H«hangi Ca bilmektedir. hükümeti kurulması Uhak- rtm'ı «.unian da yann it!"---- * ---- -------------- T». Ş kuk etmiştir » - - . Wn) »n-a— -,dn" ,K-btr ıiyaat gruba yaran. Dort Parti, roesulir* ü deruhta atisek sorunda-ita“

OBCÜPLinfÜR»rroGRAnsı

Saat Hayri Ürgüplü, 1903 yılında Şam'da dünyaya gelmiştir. Ürgüp ilçesinin tanınmış bir ailesine men- «uptur.. Şeyhülislâm Hayri Efendinin oğlu olan Suat

»»tu*..» yapmıştır. İnönü,

s;* şaasnfflfakurmak ;çin görevlendirildi tur. Ayni yıl emekliye ay. ^^'daki evine gitmiştir tarak venece«n,i a tu’W nl»n Suat Hayri Ürgüplü DEMIREL’IN DEMFrt "e‘ irdim. kanaat

L961 seçimlerinde Adalet ^ğer taraftan Üririınlü’ temaslardan soml HEîînkü)rür^l listesin^n Kayseri ^ başbakan adayı E k ü*9 baha‘ venntffSLiderlerin Başkan Gürsel Bağımsız Senatörü seçilmiş tesbit edilmesinden bulacağmı ” “nkanın

' t r ' Z n Ur c umhuriyet Sen^osu Lideri SüleymlS D e ® dan önce Mecllate basın uun Hkbaşkanlığmı da yap Çankaya’dan çıkarken ea^mış olan UrglİDlü iqrt rv? te«lerin çeşitli c^„,ı—

IKOlfO- GÖRSELgörüşmesi

Diğer taraftan dün sabahCumhurbaşkanı Cemal Gür

^10 * da ismettoanftirtt Çankaya köşküne^ kendisi «e35 dakika suren bir görüş­me yapmıştır. Saat 11.05*de Çankaya köşkünden ayn lan ismet İnönü, kendisini

“Ü M İTLE R

kuk ¿öşü r“ Bu vUtak- mutabık kald.k.. Kah0nUdaRfin içinde bem ou S fto »“0

UT <?öre O ı S f di“ Wl« liö-

ieiet Partileri^LW1“ Muha

h u r b e ^ ^ ^ d a c ^kadar (ÇörüşmUştt^1® Saat

__ verö*»unlan da yann (bu- 5ün) görüşeceğiz” demiştir, “bugünkü (dünkü) görüşme leriniz ünnt verici olmuş mu öur?” şeklindeki bir soruya da, “t'mit vericidir" cevabı- m vermekle yetinmiştir.

BİR tKt GÜN İÇİNDE SONUÇ

Basım kamu oyunu Jıazır- (ayacak kuvvet olarak nitele yen, 62 yaşındaki Suat Hay­ri Ürgüplü, gazetecilere hi­taben, “Sizin de yardımları­

nızı istiyorum” demiş "Bir iki gün içinde sonuç alınırmı?” sorusuna "inşallah'' dİ ye karşılık vermiştir.

BUGÜNKÜ TOPLANTIDördüncü Koalisyon Hü

kûmetinin bir an evvel kuru­lup ilâm için bugün Başba­kan adayı Suat Hayri Ürgüp lü’niin riyasetinde dört par ti lideri bir toplantı yapacak tır.. Bu toplantıda kabinede ki koltuklann partiler ara - sında taksimi mevzuu ele alınıp prensipler kararlaştın lacaktır. inanılır kaynaklar­dan elde edilen bilgiye göre, içişleri, ulaştırma ve adalet bakanlıklanmn tarafsızlara verilmesi düşünülmektedir Dört partinin kabinedeki kol tuklan nasıl paylaşacaklan benliz kesin olarak belli de­ğildir.. Fakat önemli olan, dört partinin de hlikûmet kurma mesuliyetine iştirak­te kararlı olduktandır..

PARTİLERİN GÖRÜŞÜBu arada Adalet Partls

Genel Merkezinde mevcu olan genel kanaate göre, Ka bınedeki koltuklann taks minde şu esasm uygulanma sı istenmektedir: AP, mev cut bakanlıkların yansının bir fazlasını almalı, geri ka- jan yandan bir eksik sayıda­ki bakanlıklar ise diğer par- jjler ve bağımsızlar arasında kuvvet muvazenesine göre wksim edilmeli •»—*—*—

can HUM Ekrem Ali- ^işünn^SîCfı1* girmemeyi^ r a r S İr" Pakat bu-îeçtiS ^ ^ n d ed ir .. Vaz

Werin uZrt»^!IL?i5er par‘kan Yarriırv, 811)1 Başba- ar*mcısı olacaktı“

C.KMPTfUf KA»Ote j'andan C0

nede koltuklann*? nıesi, yarısınm Uf tek diğer yansnffl® tiler arasında pfl* görüşünü ileri aü® CKMP'j’e göre, ejff_ ğımsızlann da melerini arzu ■'i sayıda koltuj^ trnfnnından *r verebilir. MP be®1* da kesin bir tef81' değildir.. Fakat » kim olan fikir,#» hık. eşit koltuk t

KIBRISDIIRP ,

Ankaraürgllpltt’B t e f Svı nlarak^onra Hükûme® | nı¡sunda en o?1?* nln katedildiP»?: arasında balca^-

'mi konusunda ^ 'nsmava varılaMÇ 1 i rt mektedir^- *Ankara Türkivede bine d eğ işik «^ nin Kıbns Po hangi bir raktır..Türk Millet«"®^- vasına sırt gjf tini göstereffl*^| kara siyası teşkil olunartkj r met bir seçin? ^ ması ha-sebi leşini 1965 halletmek 1 larını seferber şu hususu n»"i

¡mak gerekir fi kurmak »T dört muhale«"' ne kadar Kıbnsdavranmak!»lerdi..