Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

download Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

of 258

Transcript of Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    1/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    2/258

    JEAN BAUDRİLLARDÇağımızın önde gelen entelektüel figürlerinden. Fransız felsefeci ve toplumbilimci, postmo-dern yönelimleriyle dikkat çeken toplum ve kültür eleştiricisi Jean Baudrillard, 1929 yılındaRcims'te doğdu. Bir memur ailesinin çocuğu ve ailenin üniversiteye giden ilk üyesiydi. SorbonneÜnıvcrsıresi’nde Alınan edebiyatı okudu. Bir lisede Almanca öğretmenliği yaparken, NanterrcÜniversitesinde Henri Lcfebvre de çalışmaya başladı. Burada doktora tezıııi tamamladı. Ber-tolt Brecht’in şiirlerim, Peter Weisim tiyatro oyunlarını ve Wilhelm E. Mühlmaruiın "ÜçüncüDünya'nm Devrimci Cennetleri"ni çeviren yazar, ders ve konferans vermek üzere başta ABD veJaponya olmak üzere dünyatun pek çok ülkesini ziyaret «ti. Son yıllarda İsviçre’deki EuropeanGraduate School’da ders verdi.(tünümüz düşün dünyasının en "çarpıcı" isimlerinden olan Baudrillard, kitaplarında esas olarakıımülasyo», yığınların zihniyeti, "öteki”, baştan çıkarma gibi konulan ele aldı. Üretimin, rasyonel bir etkinlik olmadığım deri sürdü; tı iketıcüı in, reklam vb yollarla aldatılmasını göz boyayıcı biroyun ve hem üretimi hem de tüketicinin isteğini tehd it eden bir öğe olarak yorumladı.

    Körfez Savaşı sırasında Fransız televizyonunda görüşlerine en çok başvurulan düşünür olarak b d ciletişim araçlarında bir “star" haline geldi. Körfez Savaşı'ndan önce gerçekte savaş olmayacağı ke-hanetinde bulunmuş, savaşın ardından da haklı çıktığım iddia etmişti, insanların bir amaç uğrunaçarpışarak öldükleri savaşın gerçekliğinin yerini, aslında savaşın olmadığı bir dünyada televizyonekranlarından bütün dünyaya gösterilen b ir "kopya” savaş almıştı.İtalya, Meksika, Brezilya vc Japonya gibi ülkelerde yapıtlarının büyük bir bö lüm ü çevrilmiştir.Türkçedcki ilk kitabı Metinler tv Söyleşiler (G.S. Fakültesi Yay., İzmir, 1988), çeşidi yapı tlarındanalınmış metinlerin çevirisidir. Uzun süredir kanserle savaşmakta olan Baudrillard. 6 Mart 2007tarihinde Paris'te hayata veda etti. Öldüğünde 77 yaşındaydı.

    Başlıca yapıtları: Le Système des Objets

    (1968); La Société de Consommation

    (1970;Tüketim Toplumu,

    çev.: FLazal Deliceçayii Ferda Keskin, Ayrıntı Yayınlan, 1997);Pour une Critique de !'Économie Politique du Signe (1972); Le Miroir de la Production (1973;Üretimin Aynası, çev.: Oğ uz Adanır, DokuzEylül Yayınları, 1998); L’Échange Symbolique eı ta Mort (1976;Simgesel Değiş 7i>kuş w Olüm. çev.:Oğuz Adanır. Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2002);Oublier Foucault (1977;Foııcdult'yu Unutmak, çev.: Oğu z Adanır, Dok uz Eylül Yaymlan, 1998); L'effet Beaubourg (1977); .4l’Omhrt des Majonris'Silencieuses (1978;Sessiz Ytğtnlamt Gölgesinde yu da Toplumsalın Sonu, çev.: Oğuz Adanır, DoğuBatı Yayınları, 2003); Le P.C. ou les Patadis Artificiels du Politique (1978); De la Séduction (1979; Baştan Çıkarma Üzerine, çev.: Ayşegül Sömnczay, Ayrıntı Yayınları, 2001);Simulacres et Simulation (1981;Simulakrlar ve Simuhısyon, çev.: Oğuz Adanır, Doğu Batı Yaymlan, 2003); Les Stratégies fatales (1983;Çaresiz Stratejiler, çev.: Oğ uz Adanır, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2002); I j s Gauche Divme (1984); Amérique (1986; Amerika, çev.: Yaşar Avutıç, Ayrıntı Yayınları, 1996); L'autre par lui-même (1987); La Transparence du Afal (1990;Kötülüğün Şeffajhğı-.işın Fenomenler Üzerine Bir Deneme, çev.:Işık Ergüdcn, Ayrıntı Yayınları, 2004);Cool Memories /, II (1990;Siyah Artlar, çev.: Ayşegül Sönmezay. Aynım Yaymlan, 1999); La guerre du Golf n'a pas eu lieu (1991): L ‘Ulustan de lajin (1992); Le crime parfait (1994; Kusursuz Cinayet, çev.: Necmettin Sevil, Ayrıntı Yayınlan, 1998); Cool Memûries IU-I995, IV-2000 (1990 2000;Coot Amlar, çcv.ıYaşar Avunç, Ayrıntı Yayınları, 2002); Benin total (1997; TâmEkran, çev.: Balladır Gülmez.Yapı Kredi Yay., 2001); L'Lchangc impassible (1999, Imkdnstz Takas, çev.: Ayşegül Sönmezay, Aynntı Yayınları, 2005); Mots de Passe (2000; Anahtar S öz

    cükler. çev.ıOğuz Adanır, Leyla Yıldırım, ParagrafYaym lan. 2005); D 'un fragment l ’autre-Entreticm atvc François L’Ywnnet (2001; Bir Parçadan Diğeriue-Fran

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    3/258

    Ayrıntı: 176 İnceleme Dizisi:9 2

    Tüketim ToplumuSöylenceleri/Yapılan

    J c û ii Baııdrlllard

    Kitabın Özgün Adı L a s o a h i i ( consom m ationFransızca’dan Çevirenler

    H a za l Delieeçayh-F erda K eskin

    Düzelti M em el Celep

    © Éditions Denoel, 1970Bu kitabın Türkçe yayım haklan

    Aynını Yayınlan'na aittir Kapak İllüstrasyonu

    Sevit if AllanKapak Tasanmı

    A n la n K ahram anKapak Düzeni

    G okfc A lper Dizgi

    Esin Tapan Yeli ;

    BaskıKayhan M atbaacılık San. veTic. ü d . Şu.

    D d m tp a fa C ad . G ü m San . S il. C B lok ı\'o .:244T opkap ı/İs tanb ııl Tel. : (021 2) 6 12 31 85

    Sertif ika No.: 12156

    Birinci Basını 1997 İkinci Basını 2 0 0 4

    Üçüncü Basını2 0 0 7 Dördüncü Basım2 0 1 0

    Beçiııci Basım2 0 1 2Altıncı Basım2 0 1 5Baskı adedi 2 0 0 0

    ISBN 978 975 539 141 0

    AYRINTI YAYINLARIHobyar Mah. Cemal Nadir Sok. No.: 3 Cağaloğiu İstanbul

    Tel.: (0212) 512 15 00 Faks: (0212) 512 15 11www.ayrintiyayinlari.com.tr&[email protected]

    http://www.ayrintiyayinlari.com.tr/mailto:[email protected]:[email protected]://www.ayrintiyayinlari.com.tr/

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    4/258

    Jean Baudrillard

    Tüketim ToplumuSöylenceleri Yapıları

    J.P. Mayer’in önsözü

    MAYÜNT1

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    5/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    6/258

    İçindekiler

    Önsöz............................................................................... ......................................11

    Birinci Bölüm Nesnenin Biçimsel Licürjisi

    Çokluk ve Takım ................................................................... 17

    Drugstore................................................................................................................. 18 Party 2.......................................................................................................................20T Ü K E TİM İN M U CİZEV İ STA T Ü SÜ .......................................................22Kargo Söyletti..........................................................................................................24Felaketin Tüketilen Bay Döııdüriicüliiğü...............................................................25BÜY ÜM ENİN KISIR DÖ N G Ü SÜ.............................................................29Kamusal Harcamalar ve Yeniden Dağıtım............................................................29

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    7/258

    GE LİRL ER YELPAZESİ Ü Z E R İN E ET K İ..............................................33TOPLUM SAL MESLEK K AT EG OR İLER İN EG Ö R E Ö LÜ M O R A N I..................................................................................33 Zararlar ....................................................................................................................34

    Biiyünıenin muhasebeleştirilmesi ya da G SM H ’n in.........................................36 (Gayri Safi Milli Hasıla) gizemli sistemi...........................................................36 Savurganlık ....................................................................................... ....................38

    İkinci BölümTüketim Kuramı

    TÜ KE TİM İN TOPLUMSAL M ANT IĞ I Refahın eşitlikçi ideolojisi... . 47 Sanayi sistemi ve yoksulluk ..................................................................................55Yeni ayrımcılıklar ...................................................................................................57

    Bir sınıf kurumu...................................................................................................59 Bir kurtuluş boyutu...............................................................................................61Farklılaşma ve büyüme toplumu..........................................................................62Paleolitik ya da ilk bolluk toplumu......................................................................69BİR TÜ KE TİM K UR AM I İÇ İN ................................................................71

    Homo Economicus’un otopsisi..............................................................................

    71 Nesnelerin etki alanı-ilıtiyaçlann etki alanı.............................. .............. 81 Hazzın yadsınması.............................................. i............. 83Yapısal bir analiz mi?.......................................................................84Fun-System ya da haz zorlaması........................................................................85Yeni üretim güçlerinin ortaya çıkması ve denetimi olarak tüketim................... 86

    Bireyin lojistik işlevi....,........................................................................................89Ego consumans [Tüketen ego]...........................................................................92

    KİŞİSELLEŞMEYA DAEN KÜ ÇÜ K MA RJİNAL FARK(EKMF)................................................93To be or not lo be ınyself [Kendim olmak ya da olmamakj................................93“EVİNİZİ KENDİNİZ KİŞİSELLEŞTİRİNİZ.”....................................94Farkların sanayisel olarak üretimi........................................................................95Üst-tüketim............................................................................................................98 Kendini ayırt etme mi uzlaşma mı?.................................................................... 100Kod ve devrim ......................................................................................... 102Yapısal modeller ..................................................................................................... 103Eril model ve dişil model........................... '.......................... 105Üçüncü Bölüm....................................................................................................109

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    8/258

    Üçün cü BölümKitle İletişim Araçları Cinsiyet ve Boş Zaman Etkinlikleri

    KİTLE İLETİŞİM KÜLTÜRÜ Neo [yeni/ ya da tarihe ay hm diriliş ..... 111

    Kültürel yeniden çevrim........................................................................................ 112Tirlipot oyunu ve bilgisayar ya da en küçük ortak kiiltiir (EKOK)................. 115En küçük ortak çoklar (E K O Ç )........................................................................ 119Kitsch........................................................................................................................124Gadget ve oyunculluk ............................................................................................ 127 Pop: Bir tüketim sanan ıtn?....................................... .......................................... 131 İletilerin düzenlenmesi...................................................................... 139 Medium is message [Araç iletidir]........................................................................ 141 Reklam aracı........................................................................................................... 144Sözde-olay ve yeni-gerçeklik ................................................................................. 145

    Doğrutıım ve yanlışın ötesinde.............................................................................. 147 EN GÜ ZEL TÜ K ET İM NESNESİ:B E D E N .............................................149 Bedeninizin g iz li anahtarları............................................................................... 150 İşlevsel güzellik ......................................................................................................153 İşlevsel erotizm....................................................................................................... 155 Zevk ilkesi ve üretici güç........................................................................................ 156 Modern beden stratejisi......................................................................................... 158 Beden dişil midir?.................................................................................... 159Tıbbi kült: “fo rm " ................................................................................................. 162

    İncelik saplantısı: "hat" .................................................................... 165Sex exchange standard [Seks değişimstandardı]................................................ 168 Reklamdaki simgeler ve fanteziler ........................................................................ 171Cinselleştirilmiş bebek .......................................................................................... 175

    BOŞ ZA M AN ETKİNLİKLE Rİ D RA M I YA DA ZAM ANKAYBE TMEN İN İM KÂNSIZLIĞ I.............................................................. 177İLGİNİN GİZEMLİ SİSTEMİ........................................................................ 188ToplumsaI transfer ve anaç transfer ....................................................................... 188 Gülümsemenin pathosu......................................................................................... 190Playtime ya da hizmetler parodisi.........................................................................192 Reklam ve armağan ideolojisi............................................................................... 194Vitrin..............."..................................................................................................... 197 Tedavi top lum u...................................................................................................... 197 ilginin çift anlamlılığı ve terörizmi....................................................................... 199Sosyometrik uyuşurluk ............................................................................................ 201Sınama ve onay (“Werbung und Bewährung").................................................... 203 İçtenlik kiilrü-işlevsel hoşgörii................................................................................. 204BOLLUK TOPLU M UN DA A NOM İ......................................................... 206Şiddet ........................................................................................................................ 206

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    9/258

    Şiddetsizliğirı alt-külHirü.................................... 214Yorgunluk ............................................................................................................. 216 Son uç...................................................................................................................... 223

    SonuçÇağdaş Yabancılaşma ya da Şeytanla

    Anlaşmanın Sonu ÜstünePragh Öğrenci.......................................................................................................... 225 A}kmltğıtı sonu............................................................................................ 230 Bir heyuladan diğerine............................................................................................ 232Tüketimin tüketimi...................................................................... 233Kaynakça................................................................................................................ 237Dizin........................................................................................................................ 239

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    10/258

    Bütün maddi tatminleri sağlayın ona, öyle

    ki uyumak, çörek yemek ve dünya tarihinisürdürmeyi dert edinmekten başka yapacak bir şeyi kalmasın; yeryüzünün tümmallarına boğun ve saç diplerine kadarmuduluğa gömün: Bu muduluğun yüzeyineküçük kabarcıklar çıkacaktır, suyunüzerinde olduğu gibi.

    Doscoyevski/Ye r a ltın d a n N o t la r

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    11/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    12/258

    Önsöz

    lêan Baudrillard’ın Tüketim Toplumukitabı çağdaş sosyolojiye çok önemli I bir katkı ve hiç kuşkusuz Durklıeim’m De la division du travail social[Toplumsal İşbölümü],Veblen’in TheTheory of tlıe Leisure Class [AylakSmifTeorisi] ya da David Riestnan’m The Lonely Croıvd [Yalnız Kalaba-lık] kitaplarıyla aynı çizgide yer alıyor.

    Baudrillard, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere çağdaş

    Batı toplumlannı çözümlüyor. Bu çözümleme Baudrillard’m daha önce LeSystème des objets(Gallimard, 1968) kitabında ele almış olduğu nesne tüketimi fenomeni üzerinde yoğunlaşıyor. Baudrillard bu kitabının sonuç bölümünde Tüketim T oplumukitabının planını form üle ediyordu: "Tüketimin (sadece nesnelerle değil, aynı zamanda kolektivite ve dünyayla) etkin bir ilişki biçimi, üzerinde tüm kültürel sistemimizin kurulduğu sistemli bir etkinlik ve global yanıt biçimi olduğunu daha baştan açıkça koymak gerekir. ”

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    13/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    14/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    15/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    16/258

    Bugün tüm çevremizde nesnelerin, hizmederin, maddi malla-rın çoğaltılmasıyla oluşturulmuş ve insan türünün ekolojisinde bir tü r tem el dönüşüm oluşturan akıl alm az bir tüketim ve bollukgerçekliği var. Daha doğrusu, bolluk içindeki insanlar artık, tüm za-manlarda olduğu gibi başka insanlar tarafından değil, daha çok NES- N E L E R tarafından kuşatılm ış durum da. Bu insanların gündelik alış-

    verişi benzerlerinin eskiden yaptığı alışverişe benzemiyor; daha çok,istatiksel olarak yükselen bir eğriye göre mal ve iletilerin edinilmesi,algılanması ve güdünılenmesi biçimini taşıyor. Bu mal ve iletiler kar-maşık ev içi örgütlenmesi ve bu örgütlenmenin parçası olan onlarcateknik köleden “kentsel yaşama özgü menkuller’’e ve mesleki ileti-şim ve etkinlik araçlarına, nesnenin reklamlarda ve kide iletişimindengelen iletilerde yüceltilmesinin oluşturduğu sürekli gösteriye kadar;

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    17/258

    b ir tiir saplantı haline gelm iş gadget’in ' artışından rüyalarım ıza kadar giren karanlık gece nesnelerinin beslediği simgesel psikodramlarkadar uzamyor. Hiç kuşku yok ki “çevre” ve “ambiyans” kavramlar

    gerçek te öb ür insanların yakınında, onlarla yüz yüze ve on ların söylm inde yaşamaktan çok , bize her g ün şaşırmış gü cüm üzün , potansiye bolluğum uzun, b irbirim izden uzaklaşmamızın söylemin i tekrarlayaitaatkâr ve yanıltıcı nesnelerin sessiz bakışı altında yaşamaya başladığımızdan bu yana böylesi bir rağbete kavuştu. Kurt çocuğun kurdarlyaşaya yaşaya kurda dönüşmesinde olduğu gibi demek ki biz de yavayavaş işlevselleşiyoruz. Nesnele r çağım yaşıyoruz: Söy lemek istediğimnesnelerin ritmine ve onların hiç kesintisiz art arda gelişine göre yaşadığımız. Geçmiş uygarlıkların tümünde dayanıklı nesneler, araçlaveya binalar kuşaklarca insandan daha uzun yaşamışken, bugün onların doğmasını, gelişmesini ve ölm esini izleyen bizleriz.

    N esneler ne b ir bitki örtüsü ne de bir hayvan tü rü oluştu rur.Y inde hızla çoğalan bir bitki ve balta girmemiş bir orman izlenimi ve

    riyorlar; modern zamanların yeni vahşi insanı bu ormanda uygarlıreflekslerini yakalamakta güçlük çekiyor. İnsanın ürettiği ve kötü blimkurgu rom anlarındak i gibi inşam çem ber içine almak ve kuşatmaiçin geri dö ne n bu hayvan türü ve bitki örtüsünü , gördüğüm üz ve yşadığımız halleriyle hızla bedmlemek ve bunu yaparken onların, tügö rkem ve çoklukları içinde,insan erkinliğinin bir iiriinii olduk larım vedoğal ekoloji yasalarının değil, değişim değeri yasasının hâkimiyealtında olduklarını asla unutmamak gerekiyor.

    “Londra’nın en işlek sokaklarındaki mağazalar birbirlerine sokulur ve görm eyen cam gö zlerinin arkasında H in t şalları, A m erikan t bancaları, Paris korseleri, R u s kürkleri, tropik baharatlar gib i evrentüm zenginlikleri kendilerini gösterir; bunca ülke gören bu mallön lerinde , Arap rakam ları ve on ları izleyen lakonik harflerin

    d (sterlin, şilin, pens)—yazılı olduğu soluk ölümcül etiketler taşır. İştmetanın dolaşıma girdiğinde sunduğu imge budur” (Marx,Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı).

    Tüketim Toplumu

    * Fransızcaya İngilizceden girmiş olan bu sözcük yenive eğ lendi r ic i, çoğu zamand i . f a y d a h

    b i r t y le v i o l m a y a n n e s n e anlamım taşıyor, (ç.n.). 16 ,

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    18/258

    Jean Baııdrillard

    Çokluk ue lakım

    Birikme, çokluk, kesinlikle en çarpıcı betiınleyici özellik. Konser-velerin , giysilerin, besin m ad de lerin in ve hazır giy im eşyalarının aşırı

    fazlalığıyla büyük mağazalar, bolluğun ilk görünümü ve düzenli yerigibi. Ama tıka basa dolu, şıkır şıkır vitrinleri (en bol mal olan ışıkolmasa meta gerçekte ne ise o olurdu), şarküteri tablalarıyla sahnele-dikleri tüm yiyecek ve giyecek şenliğiyle caddeler insanın ağzım su-landıran bir büyü sunar. Birikmede ürünlerin toplamından daha fazla b ir şey vardır: artıkdeğerin apaçık ortadalığ ı, kıtlığın büyülü ve kesinyadsınması, bolluk ülkesinin anaç ve şatafadı kendini beğenmişliği.Pazarlarmıız, ticari arterlerim iz, supe rprisunic ’lerim iz' şaşılacak dere-cede verim li, yen iden bulunm uş bir doğa taklidi yapar. Aslında bunlarsüt ve bal yerine neon dalgalarının ketçap ve plastik üzerine aktığıcennet vadilerimizdir, fakat bunun ne önemi var! Bütün bunlardansadece yeterince değil, fazlasıyla ve herkes için fazla fazla bulunduğuumudu tüm gücüyle oradadır: Siz, bir parçasını satın alarak, çökmek

    üzere olan istiridye, et, armut ya da konserve kuşkonmaz piramidiniele geç irirsiniz. B ütü n için parçayı satın alırsınız. Tüke tilebilir m ad-denin,metanın bu m etonim ik, kendini tekrarlayan söylemi büyük birkolektif m etafor aracılığıyla ve kendi aşırılığı sayesinde yenidenarmağanın imgesine, şenliğe özgü tükenmez ve göz alıcı savurganlığınimgesine dönüşür.

    Bolluğun en ilkel, ama en anlamlı biçimi olan istiflemenin öte-

    sinde nesneler takım ya dakoleksiyon b içiminde düzenlenir. Neredeysegiyim eşyası ya da elektrikli ev eşyaları satan mağazaların hepsi, birbir-lerine seslenen, yanıt veren ve birbirlerin i reddeden farklı bir nesnelergamı sunar. Antikacı v itrini aşırı b ir eşya bol luğ un dan çok, seçilmiş ve birbirini tamamlayıcı, kendilerini bütünsel bir kategori olarak hızlagözden geçiren, dö küm lerini yapan, kavrayan tüketicinin he m terci-hine hem de zincirleme psikolojik tepkisine açık bir nesneler yelpa zesini çağrıştıran bütünlerin aristokratik, şatafatlı modelidir. Bugünnesnelerden pek azı, onlardan söz eden bir nesneler bağlamı olmak-sızın kendi başına sunulur. Bu yüzden tüketicinin nesneyle ilişkisi de-ğişmiştir. Tüketic i, sağladığı özel fayda bağlam ında bir nesneye değil, bütünsel anlamı bağlamında bir nesneler küm esine yönelir . Çamaşır

    * AB D’de arabalara kapadı, ağaçlık çarşı yeri, (ç.n.). 1 7 .

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    19/258

    makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi vb, toplu halde, her birinin aleolarak tek tek sahip o lduğu nd an farklı bir anlama sahiprir.Vitrin, reklam, üretici firma ve burada temel bir rol oynayanmarka parçalanmaz b ir bütün, bir zincir gib i bu anlamın tutarlı, kolektif vizyonunu dayatırlar; sıradan nesneleri değil,gösterenleri birbirine bağlayan bir zincirgibi her nesne daha karmaşık bir iist nesııe olarak diğerlerini gösterve tüketiciyi bir dizi daha karmaşık tercihe götürür. Nesnelerin tüketime asla mutlak bir düzensizlik içinde sunulmadığı görülür. Bazdurumlarda nesneler daha iyi baştan çıkarmak için düzensizliğitaklit eder, ama her zaman yönlendirici kanallar açmak, satın alma itkisin

    nesnelerağına yön eltmek , baştan çıkarmak ve kend i m antığına uygunolarak, yapabileceği en yüksek yatırıma ve ekonomik potansiyelinisonuna kadar gö türm ek için düzenlenir. Giysiler, aletler, bakım ü rü nleri bu şekilde tüketicide atalete neden olan zincirleme alışverişi olu ştururıTüketici,mantıksal olarak bir nesneden öbürüne gidecektir.Tüke-tici, bir nesnehesabına kapılacaktır. Bu, mal bolluğunun kendisindendoğan satın alma ve sahip olma çılgınlığından tamamıyla farklıdır.

    Drugstore'

    B olluğu n ve hesaplam anın sentezi drugsto re’dur. D rug sto-re (ya da yeni alışveriş merkezleri) tüketim etkinliklerinin sentezini gerçekleştirir; alışveriş, nesnelerle flört, aylak gezinti ve bunlar birleştirm e olanakları bu etkinliklerde önem li b ir yer tutar. Bu anlamda drugstore, ürünlerin niceliksel merkeziyetçiliğinin oyuncukeşfe pek az yer bıraktığı, reyonların, ürünlerin yan yana gelmesinin daha faydacı bir yol izlemeyi dayattığı ve do ğduk ları çağdan geniş sınıfların yaygın tüketim mallarına ulaşabildiği çağ bir şeylermuhafaza eden büyük mağazalardan çok daha fazla modern tüketime özgüdür. Drugstore’un kendisi bambaşka bir anlama sahiptir

    Drugstore, mal kategorilerini yan yana dizmez,göstergelerin alaşımını, tüketici bir gösterge bütünlüğünün kısmi alanları olarak görülen tüm mal kategorilerinin alaşımım uygular. Kültür merkezidru gs tore’da alışveriş m erkezin in bütünley ici parçasına dönüşür. B undan, drugsto re’da k ü ltü rü n “para karşılığı satılıp bayağılaştırıldığınıanlamam alıyız: Bu, fazla basit olurdu. Kültür, drugsto re’dakiiltürelleş-

    Tiikelim Toplumu

    * E czane, A B D ’dc ilaç, yiyecek, içecek, ko zm etik gibi m ad de lerin satı ldığı m ağaza, (ç. ıı .)

    . 18 ,

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    20/258

    tirilir. Eşanlı olarak, metalarııı kendisi de (giysi, yiyecek, lokanta vb)orada kültürelleştirilir, çiinkü oyunsal ve ayrıcalıklı maddelere, lüksaksesuara, tüketim mallarının oluşturduğu geneltakımın öğelerinden

    birine dönüştü rülür. “R eklam lar buna, yeni b ir yaşam sanatı, yeni biryaşam tarzı, günümüzün modası, diyor: hoş bir alışveriş yapabilmek,aynı havalandırmalı mekânda kocalar ve çocuklar bir tilm seyreder-ken besin maddelerini, apartman ya da yazlık için gerekli nesneleri,giysileri, çiçekleri, en son çıkan romanı ve en yeni gadget’ı tek birseferde satın alabilmek, oracıkta hep birlikte yem ek yiyebilmek... vb.”Kafe, sinema, kitapçı, oditoryum, incik boııcukçular, giysiler ve di-ğer pek çok şey daha alışveriş merkezlerindedir: Drugstore her şeyi bir kaleydoskop gib i içine alabilir. Büyük mağaza meta panayırı gibi bir izlenim verirken, drugstore’un kendisi, incelild i tüketim resitalinisunar: Bu resitalin tüm “sanatı”, tam olarak, göstergenin nesnelerdekimuğlaklığı üzerinde oynamak ve nesnelerin faydalılık ve meta statü-sünü bir “am biyans” oyununa çevirm ektir. Z ar if bir yiyecek dükkânı

    ile resim galerisi,Play-Boy ile birPaleontoloji Kitabı arasında artık hiç- b ir farkın kalmadığı yaygınlaştırılmış yeni kültiir. Drugstore, “beyinsellik” sunacak kadar modernleşecektir: “Ürün satışları kendi içinde bizi ilgilendirm iyor, oraya birazcık beymsellik katmak istiyoruz... Üçkat; bir bar, bir dans pisti ve satış noktalan. İncik boncuklar, plaklar,cepkitapları, başucu kitapları; h er şeyden biraz. Ama, müşterileri p oh - pohlamaya çalışmıyoruz. O nlara gerçekten ‘b ir şey’ öneriyoruz. İkincikatta b ir dil laboratuvarı görev yapıyor. Plaklar ve eski kitaplar arasın-da toplunıumuzu harekete geçiren biiyiik akımlar bulunuyor. Arayışmüziği, çağı yakalayan ciltler. Ürünlere ‘beyinsellik’ eşlik etmektedir.Dolayısıyla bir drugstore; ama fazladan bir şey, belki biraz zekâ ve biraz insan sıcaklığı taşıyan yeni b ir tarz.”

    D rug store tam b ir kent olabilir: “Sanatın ve eğlencenin gündelik

    hayata karıştığı”, her konut grubunun kendi çekim kutbu olan yüz-me havuzu kulübünün etrafında ışıldadığı devasa alışveriş merkeziy-le Parly 2 ’deıı ' söz ediyoruz. Yuvarlak kilisesi, tenis ko rtları (“bu, enönemsizi”) kibar butikler, kütüphane. En basit kış sporları merkezi bile drugstore’un bu "evrenselci” m odelini örnek alır. Kış sporla-rı merkezinde tüm etkinlikler, teine! “ambiyans” kavramı etrafında

    * Paris ve Orlv arasına kurulmuş planlı verleşım merkezi, (ç.n.)

    Jcaıt BamirHlard

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    21/258

    özetlenir, sistemli olarak dü zenlenir ve odaklanır. Böylece M üsrif Aylaklık size neredeyse ayııı anda bütünsel, çok anlamlı ve birleştirici bivaroluş sunar:“ ... M oııt Blanc’ımız, ladin o rm anlarım ız, olim pik pist

    lerimiz, çocuklar için “park”ımız, bir sanat eseri gibi oyulmuş, tıraş-lanmış, cilalanmış mimarimiz, soluduğumuz havanın arılığı, Çarşımı-zın [Forum] (Akdeniz kentlerindeki çarşılar gibi... Kayak pisderindedönüşte hayatın serpilip boy attığı yer burasıdır. Size, kayağın dışındaözellikle zengin ve çeşitli bir yaşam sunmak için kafeler, lokantalar butikler, paten alanları, gece kulübü, sinema, kültür ve eğlence m erkezi Çarşı içinde toplanır) ince zevkli ambiyansı, kapah devre tele

    vizyon sistemimiz, insanlık düzeyindeki geleceğimiz (yakında KültüBakanlığı tarafından sanat anıtı olarak sınıflandırılacağız).”

    “Tüketim”in tüm yaşamı kuşattığı, tüm etkinliklerin aynı bileş-tirici biçime uygun olarak zincir oluşturduğu, insanı ödüllendirmeyollarının saat be saat ön ce de n ayarlandığı, “çcvre”nin b ir bü tün oluşturduğu, bü tünüy le iklim lend irildiği, düzenlendiği, kültürellcştirildiğııoktaday ız.Tüketim fenom eno lojisinde yaşamın, malların, nesnelerinhizmetlerin, toplumsal davranış ve ilişkilerin bu genel iklimlendirilrnesi, saf ve basit bolluktan başlayıp eklemlenmiş nesne ağlarındangeçerek davranışların ve zamanın bütünüyle düzenlenmesine, drugstore’ların, Parly 2’lerin ya da modern havalimanlarının temsil ettiğgeleceğin kentlerine sistemli olarak kaydolmuş ambiyans ağına kadauzanan bir ev rim deki eksiksiz, “ tamam lanm ış” aşamayı temsil eder.

    Parly 2

    “Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi.”“ Priııtem ps.B .H .V., D ior, Prisunic, Lanvin, Frank et Fils, Hed iard

    iki sinema, bir drugstore, bir süperm arket. Sum a, tek bir nok tada toplanmış yüz butik!”

    Yiyecekten, pahalı giyim eşyalarına kadar ticaret yaparken kulakasılacak iki buyru k: dinam ik pazarlama ve estetik duyusu. Ü nlü “ Ç irkinlik zor satılır” sloganı burada aşılmıştır. Bu sloganın yerin i, “Yaşamda mutluluğun ilk şartı çevrenin güzelliğidir” alabilir.

    Ana arter, her iki kattaki gezinti yo lunun çevresinde düzenlenm iiki katlı yapı. K üçük ve büy ük alışverişin uzlaşması... M odern ritm inve antik aylaklığın uzlaşması.

    ~[îikeıhu Toplumu

    20

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    22/258

    Bu, vitrinleri bile olmadan çekiciliklerini doğrudan sunan mağa-zalar arasında, aynı anda hem Paix Caddesi hem de Champs Elyséesolan, su oyunları, yapay ağaçlar, büfeler ve banklarla bezeli, mevsim

    ve hava değişikliklerinden bütünüyle kurtarılnuş gezinti yerinde ay-lak aylak dolaşmanın daha önce hiç görülmemiş konforudur: On üçkilom etrelik b ir havalandırma kuşağım gerektirm iş olağanüstü b ir iklimlendirme sistemi burada kesintisiz bir ilkbahar hükmü sürdürür.

    Burada yalnızca, ayakkabı bağından uçak biletine kadar her şeysatın alınmakla kalınmaz, aynı zamanda sigorta şirketleri ve sinemalar, bankalar ya da sağlık hizm eti, briç kulübü, sanat sergisi de bulunur vedahası burada saatin kölesi olunmaz. Gezinti yeri tıpkı sokaklar gibigece gü nd üz, haftanın yedi günü açıknr.

    Merkez, doğal olarak, isteyenler için en modern ödeme tarzınıyü rürlüğ e koym uştur: “kredi kartı.” Kredi kartı çeklerden , nak itten...ve hatta güç ay sonlarından kurtarır. A rtık, öd em ek için kartınızı gös-terir ve faturayı imzalarsınız. Hepsi bu. Her ay, bir defada ya da aylık

    taksitlerle ödeyebileceğ iniz b ir hesap özeti alırsınız.Konforun, güzelliğin ve başarının bu izdivacı içinde Parly 2’liler

    eski anarşik kentlerimizin onlardan esirgediği mutluluğun maddi ko-şullarını keşfederler...

    Burada, günlük yaşamın bütünüyle düzenlenmesi, bütünsel tür-deşleştirme olarak tüketimin merkezindeyizdir; bu merkezde herşey, gerginliklerin giderilmesiyle tanımlanmış soyut bir mutluluğunkolaylığı, yarı saydamlığı içinde eritilm iş ve aşılmıştır. Alışveriş m er-kezi ve geleceğin kenti boyutlarında genişletilmiş drugstore, yalnızcaemeğin ve paranın değil mevsimlerin de mevsimler, sonunda kendide türdeşleştirilmiş bir iklim dönümünün uzakta kalmış kalıntısıdırartık ortadan kaybolduğu tüm gerçek yaşamın, tüm nesnel top-

    lumsal yaşamın yüceltilmesidir. Ç alışma, eğlence, doğa, kültür; eskidengerçek yaşamda, “anarşik ve arka ik” kentlerim izde dağınık olan vesıkıntı ile karmaşıklık yaratan bütiiıı bunlar, kopuk ve birbirine in-dirgenemez bütün, bu etkinlikler; bunların hepsi, en sonunda aynıkesintisiz alışveriş gezintisinde birleşti, birbirine karıştı, iklimleııdirildi, türdeşleşti, tüm bunlar modanın aynı çift cinsiyetli ambiyansıiçinde cinselliğini yitirdi. Nihayetinde tüm bunlarsindirildi ve aynı

    Jean Bawlrillard

    21

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    23/258

    türdeş dışkıya dönüştü (tabii ki gerçek yaşamıngerçek dışkısallığınınve vaktiyle gerçek yaşamın yakasını bırakmamış olan ekonomik vtoplumsal çelişkilerin hâlâ çok bariz simgesi olan “peşin” paranı

    ortadan kalkışı biçiminde ) bü tün bu nlar bitti: B un dan böyle,denetlenmiş, yağlanmış,tamamlanmış dışkısallık şeylere geçti ve şeylerinve toplumsal ilişkilerin birbirinden ayırt edilemezliği içinde her yeyayıldı.Tüm ülke tanrılarının ııçsuz bucaksız bir “ özet” ' içinde bi

    b irinden farklı şeyleri bağdaştırarak birlikte yaşadığı Eski R o ıııa’daPantheon gibi, bizim kendi P anthe on ’um uz, bizim Pan dem on ium ’muz olan Süper Alışveriş Merkezimizde tüketimin tüm tanrıları da iblisleri, yani aynı soyutlamayla yok edilmiş tüm etkinlikler, tüişler, tü m çatışmalar ve tüııı m evsim ler buluşuyor. Bu şekilde birleşmiş hayatın özünde, bu evrensel özette artıkanlam olamaz: Düşün,şiirin, anlamın oluşumunu sağlayan şey, yani ayrı ayrı öğelerin caneklemlenmesine dayanan büyük kaydırma ve yoğunlaştırma şemalrı, büyük m etafo r ve çelişki figürleri artık m üm kün değil. Yalnızc

    türdeş öğelerin ebedi olarak birbirinin yerini alması hük üm sürüyoA rtık simgesel işlev yok: Sürekli bir ilkbaharda ebedi bir “ am biyan bileşimi var yalnızca.

    TÜKETİMİN MUCİZEVİ STATÜSÜ

    Melanezyalı yerliler gökyüzünden geçen uçaklara hayran kalmılardı. Ama bu nesneler asla onlara doğru inmiyordu. Ancak beyalar, on lar; bu nesneleri yakalamayı başarıyordu . Ve bu, on ların havdaki uçakların dikkatini çekecek olan benzer nesnelere yerde, bemekânlar üzerinde sahip olmasındandı. Bunun üzerine yerliler, dallve sarmaşanlarla" bir uçak simülakrı inşa ettiler, geceleri özene bezne aydınlatacakları bir toprak parçasının şuurlarım çizdiler ve gerçeuçakların oraya inmesini sabırla beklemeye koyuldular.

    Günümüzde kenderin balta girmemiş ormanlarında gezen avctoplayıcıları ilkellikle suçlamaksızm (ayrıca, neden bunu da yapmyalım?) bu öyküden tüketim toplumu üzerine bir ders çıkarılabilTükerim kazazedesi de simiilakr nesnelerden ve mutluluğun karaktristik göstergelerinden oluşan tüm bir aygıtı işlerliğe sokar ve ardın* Yazar burada Fransızcadaki “dıgc rcr” (s indirm ek) sözcüğüy le aynı kö kten ge len “diges(özet , öze t d ergi) söz cüğ ün ü ku llanarak çağrıcını yaptırıyor, (ç .n.)** Sıcak ülke ormanlarında yetişen ve sarmaşık türü ağaçlar.» tırmanan bir bitki, (ç.n.)

    22

    P iketim Toplumu

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    24/258

    dan (bir ahlâkçının umutsuzca diyeceği tarzda) mutluluğun konma-sını bekler.

    Burada mesele bir çözümleme ilkesi görmek değildir. Söz konusu

    olan, yalnızca, özel ve ko lek tif tüketici zihniyettir. Ama, hayli yüzeysel bir düzeyde şu karşılaştırm a göze alınabilir:Tüketim i yönetenbüyülü bir düşünce, günlük yaşamı yöneten mucizevi bir zihniyettir; bu, dü-şüncelerin mutlak gücüne inanç üzerine kurulu bir şey olarak tanım-ladığımız ilkel bir zihniyettir. Buradaki inanç, göstergelerin mutlakgü cüne duy ulan inançtır. Bo lluk ve “ refah” aslında yalnızca m utlulukgöstergelerinin birikimidir. Nesnelerin kendilerinin verdiği tatminler,simülakr uçaklara, Melanezyalıların küçültülmüş modellerine eşde-ğerdir; yani, potansiyel Büyük Tatmin’in, Bütünsel Bolluk’un, ka-zazedelerin son Sevinç’iniıı öngörülen yansımasıdır; bu yansımanınverdiği umut günlük hayatın sıradanlığını besler. Bu kiiçük tatminler,hâlâ yalnızca büyü pratikleridir, Bütünsel Refah ı, Kurtuluş’ıı ele ge-çirmenin, büyü kuvvetiyle ortaya çıkarmanın araçlarıdır.

    Günlük pratikte tüketimin lütufları bir emeğin ya da bir üretimsürecinin sonucu olarak yaşanmaz,mucize gibi yaşanır. Kuşkusuz, M elanezyalı yerlilerle televizyonunun önünde oturan, düğmeyi çevirenve tüm dünyanın resimlerinin kendisine doğru inmesini bekleyentelevizyon izleyicisi arasında bir fark vardır: Bu fark, uçakların bü-yülü buyruk üzerine lütfedip konmayı asla kabul etmemesine karşın,

    imgelerin genel olarak itaat etmesinden kaynaklanır. Ama, bu teknik başarı, bizim davranışımızın gerçek dünyaya, yerlilerinkininse im ge-sel bir dünyaya ait olduğunu kamtlaıııaya yetmez. Çünkü ayııı ruhsalekonom i, bir yandan yerlilerin büyüye güv enin in asla yok olmamasını(eğer büyü işlemiyorsa bu, gerekenin yapılmamış olmasındandır), öteyandan TV mucizesininbir mucize olmaktan çıkmaksızın sürekli olarakgerçekleşmesini sağlar; bu, tüketicin in bilinci için, toplumsal gerçeklikilkesinin kendisini, sonu imgelerin tüke timine varan uzun toplumsalüretim sürecini silen tekniğin yardımıyla olur. Öyle ki, yerli gibi, te-levizyon izleyicisi de sahiplenmeyi, mucizevi bir etkililik biçimindegerçekleşmiş birele geçirme olarak yaşar.

    Jeaıı Baudrillard

    23

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    25/258

    Kargo söyletti

    Böylece tüketim mallanele geçirilmiş güç gibi görülür, üzerindeçalışılmış ürünler gibi değil. Ayrıca daha genel olarak mallar bollu

    ğu nesnel belirlenimlerinden koptuğundadoğarım bir lütfü, Tanrınınum ulm adık anda gö rülen b ir iyiliği ve yardımı olarak kavranır. M elanezyalılar yine onlar—böylece beyazlarla ilişkiye girince bir meskültü, Kargo kültünü geliştirdiler. Beyazlar, siyahlara dünyanın kıyılarına çekilmiş ataları tarafından ayrılmış ınetaları ele geçirmeyi ya donların yönünü değiştirmeyi bildiklerinden bolluk içinde yaşıyorlaronlarsa hiçbir şeye sahip değil. Bir gün beyazların büyüsü bozulduğunda, ataları m ucizevi yükle ge ri dön ecek ve onlar artık asla yokluğtatmayacaklar.

    Böylelikle, “azgelişmiş” halklar. Batı “yardım”ını beklenen, doğave uzun zamandır oıılarn borçlu olunan bir şey olarak yaşar. Büyülü bir ilaç gib i; tarih, teknik, sürekli ilerleme ve küresel piyasa ilişkiolmaksızın. Ama daha yakından bakılırsa, büyü m en in Batılı muc izevi kazazedeleri de topluca aynı şekilde davranmıyorlar mı? Bolluklar Ülkesi’ııin fantezileriyle kuşatılmış ve reklam palavralarıyla heşeyin kendisine önceden verileceğine ve bollük üstünde kendisinimeşru ve devredilemez bir hakka sahip olduğuna ikna olmuş tüketiciler kitlesi, bolluğudoğaıım bir sonucu gibi yaşamıyor mu? Tüketimeinanç yeni bir öğedir; bund an böyle, yeni kuşaklar mirasçıdır:Yalnızcmalların değil,doğal bolluk hakkının da mirasçısıdır. Demek ki, Kargo

    söyleni Melaııezya’da kaybolurken, Batı’da yaşamaya devam ediyoGündelik ve sıradan da olsa bolluk, tarihsel ve toplumsal bir çabaylüretilmiş ve elde edilmiş, kazanılmış olarak değil, ama meşru mirasçıları olduğumuz iyiliksever bir söylencesel merci tarafındandağıtılmış gibi görüldüğü ölçüde günlük bir mucize olarak yaşanmaya devanediyor:Tekn ik, İlerleme, Büyüm e vb.

    Bu, topluımımuzun öncelikle nesnel olarak ve kesin şekilde biüretim toplum u, birüretim düzeni, dolayısıyla eko no m ik ve politik birstratejinin yeri olmadığını söylemek değildir. Ama bu, bir göstergeler güdiimlenmesi düzeni olanbir tüketim düzeninin üretim düzeninekarıştığını söylemektir. Bu ölçüde biiyüsel düşünce ile (hiç şüphesiz, maceralı) bir paralellik kurulabilir, çünkü hem büyiisel düşünchem de tüketim düzen igöstergelerle beslenir ne göstergelere sığınarak yaşar. Çağdaş toplumlarımızın temel özellikleri giderek bir anlanılandır

    Tüketim Toplumu

    . 24 ,

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    26/258

    Jean Baudrillard

    malar mantığının, bir simgesel kodlar ve sistemler çözümlemesinin parçası haline geliyor; bu çözüm lem e ise m addi ve teknik üretim sü-recinin çözüm lenm esine onu n kuramsal uzantısı olarak eklemlenmek

    zorunda. Bununla birlikte çağdaş toplum larıınız ilkel toplum lar değilve bu anlamlandırmaların ve bu kodlarıntarihsel üretimi sorunu oldu-ğu gibi sürüp gidiyor.

    Felaketin tüketilen bas döndüriicülüğü

    Göstergelerin kullanımı genellikle muğlaktır; göstergeler her za-man ele geçirme ve savma, uzaklaştırma' işlevine sahiptir: göstergelerle

    ele geçirmek için (güçleri, gerçek olanı, muduluğu vb) ortaya çıkar-mak ve yadsımak, bastırmak amacıyla bir şeyi çağrıştırmak. Büyüseldüşüncenin söylenlerinde değişimi ve tarihi savmayı amaçladığını bi-liyoruz. Belli b ir şekilde, imgelerin , olgu ların, haberlerin yaygınlaşmıştüketimi degerçeğin göstergelerimle gerçeği, değişimin göstergelerindetarihi vb savmayı amaçlar.

    Gerçeği, önceden görerek ya da geriye bakarak her durumda biruzaklıktan, göstergelerin uzaklığından tüketiyoruz. SözgelimiParis- Match bize Emniyet Müdürlüğü’nün mahzenlerinde otomatik silahtalimi yapan başkanı korumakla görevli gizli ajanları gösterdiğinde, buimge “habe r” olarak, yani politik b ir bağlama ve bu bağlamın açıklan-masına gö nd erm e yaparak okunm az: Bu imge, he r birimiz için süper b ir suikast, olağanüstü b ir şiddet olayın ın çekic iliğ ini sürükleyip geti-

    recektir; suikast olacaktır, olmaküzeredir, imge suikastın müjdecisi veön ceden yaşanan haz zıd ır.tüm sapkınlıklar gerçekleşir. Bu, Kargo’dakimucizevi bolluğu bekleyişle aynı etkiyi tersten yapar. Kargo ya dafelaket, söz konusu olan, tüketilen bir baş dönm esi etkisidir genellikle.

    Doğru, imgede anlamlandırılan ve tüketilen şeyin fantezilerimizolduğu söylenebilir. Am a bu psikolojik özellik bizi im gede hem tü-ketilen hem de bastırılan şeyden daha az ilgilendirir: gerçek dünya,olay, tarih .

    Tüketim topluınunu belirleyen, kitle iletişiminde adliye haberin in" evrenselliğidir. H er po litik, tarihsel, kültürel haber adliye haberi* Bunda yazarın kullandığı "conju rer" sözcüğünün Türkçede ram karşılığı yok. Fransızcadasözcük iki (hana daha fazla) anlama geliyor: 1. Büyîi yoluyla savmak, uzaklaştırmak; 2. Birşeye karşı komplo kurmak.Yazar sözcüğün bu iki anlamıyla oynuyor, (ç.n.)** Aile içi. kuşaklaması, cinsler arası şiddetten, komşu kavgalarına, cinayedere ve trafik

    kazalarına kadar sıradan şiddetin hemen her türüyle ilgili üçüncü sayfa haberleri, (ç.n.). 25 ,

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    27/258

    niıı hem suya sabuna dokunmayan hem de mucizevi olan biçimine bağlı olarak alımlamr. Haber tüm üylegüncelleştirilir, yani gösteriseltarzda dramatikleştirilir: ve tümüylegimccldışılaştmhr, yanı iletişim ara-

    cı tarafından uzaklaştırılır ve göstergelere indirgen ir. Dolayısıyla adli-ye haberi diğerleri arasında bir kategori değil, büyiisel düşüncemizin,söylencemizin temel Kategorisidir.

    Bu söylence daha da doym ak bilmez olan gerçeklik, “do ğru luk” ve“nesnellik” talebine dayanır. Söz konusu olan her yerde, sineına hakikat, naklen yayın, flaş haber, fbto şok , kanıt belge vb ’dir. H er yerdaranan “olayın m erkez i” , “kavganın merkez i”,iti ı>ivo,‘ “yüz yüze” gö-

    rülendir olayda tümüyle hazır bulunm anın baş döndü rücü lüğii, Ya-şanmışın Büyük Başdöndürüc iilüğü—yani yine M U C İZ E ; çünkü gö-rülen, televizyona alınan, banda kaydedilen şeyin doğruluğu tam olarakbenim omda olmadtğımdtr. Ancak geçerli olan doğrudan daha doğru olan,orada olmadan orada olma olgusu, başka bir deyişle fantezidir.

    Kitle iletişiminin bize verdiği gerçeklik değil,gerçekliğin baş döndit- rücüliiğüdür.Ya da sözcük oyunu yapmaksızın, baş döndürü cü lüğii ol-mayan bir gerçeklik, çünkü Amazonya'nın merkezi, gerçeğin m erkezitutkunun merkezi, savaşın merkezi, kitle iletişiminin geometrik yeriolan ve onu baş döndürücü duygusallığa dönüştüren bu “merkez”kesinliklehiçbir şeyin cereyan etmediği yerdir. Söz konusu olan tutku nu nve olayın alegorik göstergesidir ve göstergeler güven vericidir.

    Böylece göstergelere sığınarak ve gerçeğin yadsınması içinde yaşı-

    yoruz. Mucizevi güvenlik: Dünyanın imgelerini seyrettiğimizde kimgerçekliğin bu kısa baskınını orada olmamanın derin zevkinden ayırtedecek? İmge, gösterge, ileti, “tükettiğimiz” bütün bunlar, dünyayauzaklığımızla pekiştirilen ve gerçeğin şiddetli anıştırılmasınııı zedele-mekten çok avutup uyuttuğu dinginliğimizdir.

    İletilerin içeriği, göstergelerin gösterilenleri büyük ölçüde önem-sizdir. Biz bu iletilerin içeriğine, göstergelerin gösterilenlerine bağ ım-

    lı değiliz ve medya bizi dünyaya göndermez, medya bize göstergelerolarak göstergeleri, bununla birlikte gerçeğin teminatıyla doğrulan-mış göstergeleri tükettirir,lüketim prakshi burada tanımlanabilir.Tü-keticinin gerçek dünya, politika, tarih ve kültürle ilişkisi, ilgi, kendiniadama, sorumluluk ilişkisi değildir; ama bir tümden kayıtsızlık iliş

    Tiıketim Toplumu

    * (I.at.) Yaşanmış olan a, yaşanana, olan bite ne , yerin de tanık olm ak, (ç.n.)

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    28/258

    Jcaıı BaiKİrilhır/i

    kisi de değildir: Bu M ER A K ilişkisidir. Aynı şenıa uyarınca buratanımladığımız haliyle tüketim boyutunun dünyanın bilgisi boyolmadığı, ama tümden bir cahillik boyutu da olmadığı söylenebi

    Bu,YANL IŞ BİLM E boyutudur.Merak ve yanlış bilme, gerçek konusunda bir tek ve aynı top

    davranışı, kide iletişimleri pratiğiyle genelleştirilen ve sistematikleşrilen ve dolayısıyla “tüketim toplumu”muzun karakteristiği olan davranışı betimler: göstergeleri açgözlü bir biçimde ve her yerde ketmek üstüne kurulu bir gerçeklik yadsıması.

    Bu vesileyletüketimin yerini saptayabiliriz: Tük etim in yeri gü nlükyaşamdır. Günlük yaşam yalnızca günlük olayların ve hareketletoplam ı, sıradanlığın ve yinelem enin boy utu değil,bir yorumlama sistemidir. Gündeliklik bütünsel bir praksisin (siyasalın, toplumsalın kültürelin) aşkrn, özerk ve soyut bir alanıyla “özel”in içkin, kapve soyut alanı olarak bölünmesidir. Çalışma, boş zamanı değe rledirme etkinlikleri, aile, ilişkiler: Birey tüm bunları girift bir biçim

    dünyadan ve tarihten kopuk olarak, özel yaşamın içe kapanması, reyin biçimsel özgürlüğü, çevreye güven verici biçimde sahip çıkve yanlış bilme üstüne kurulu tutarlı bir sistemde yeniden düzenG ündeliklik bütünselliğin nesnelliği karşısında fakir ve to rtuld ur; cak bütünüyle özerkleşme ve dünyanın “iç kullanım" için yenidyorumlanması çabasında galip ve keyiflidir. İşte burası özel günlikliğin alanı ile kitle iletişimleri arasında kurulan derin, organik ganlaşmanın yeridir.

    İçe kapanma,Verborgenlıeit olarak g ündeliklik, dünyanın sinüilakrıdünyaya bir katılımkandtrmacası olmasaydı dayanılmaz olurdu. Gündelikliğin bu aşkınlığın çoğalan imgeleri ve göstergeleriyle beslenmsi gerekir. Gündelikliğiıı dinginliği, gördüğümüz gibi gerçekliğintarihin baş döndürüciilüğüne ihtiyaç duyar. Gündelikliğin dinginl

    yüceltilmek için süreklitüketilen şiddete ihtiyaç duyar. Bu , gündelikli-ğin kendine özgü edepsizliğidir. Gündeliklik olaylara ve şiddete pdüşkündür, yeter ki bunlar ona odasında sunulsun. Karikatiirize edsek, söz konusu olan V ietnam Savaşı’nııı im ge leri karşısında gevşetelevizyon izleyicisidir.Ters yöne açılan b ir pencere o lara kT V ’ninsimleri b ir odaya bakar ve dış dünyanın zalimliği samimi ve sıcak h

    gelir, sapkın b ir sıcaklıktır bu.27

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    29/258

    Bu “yaşanmış düzeyde” tüketim (gerçek, toplumsal ve tarihseldünyanın had safhada dışlanmasını had safhada güvenlik belirtisindönüştürür. Gerginlikler çözülmediği için bulunamayan mutluluğ

    amaçlar. Ama bir çelişkiye çarpar: Bu, yeni değerler sisteminin içediği eylemsizlikle özünde iradecilik, eylem, verimlilik ve fedakârlahlâkı olan bir toplumsal ahlâkın normları arasındaki çelişkidir. Byeni hedonist davranış biçiminin yoğun bir biçimde suçluluk duyması ve edilginliğin suçluluktan arındırılması için “arzu stratejiciletarafından açık bir biçim de saptanan ivedilik de buradan gelir.Tarihsve öyle olmaktan mutlu milyonlarca insan için edilginliğin suçluluduygusundan arındırılması gerekir. İşte burası, kitle ileşitim araçlarının gösterise! dramlaştırmayla müdahale ettiği yerdir (tüm iletilrin genelleştirilmiş kategorisi olarak adliye haberi/felaket): Püriteahlâkla hazcı ahlâk arasındaki bu çelişkinin çözülebilmesi için, özalanın dinginliğinin bir felaket yazgısıyla sürekli tehdit edilen ve erafı kuşatılmış olan,kurtarılmış değer olarak görünmesi gerekir. Sa-

    dece güvenlik olduğu haliyle (haz ekonomisinde) daha çok takdedilsin diye değil, ama aynı zamanda güvenliğin olduğu haliyle tercedilmesinin (kurtuluşun ahlâki ekonomisinde) her andoğrulandığının hissedilmesi iç in dış dünyanın , şiddeti ve insandışılığı gerekir. Bgündeliklik kendisinin tam da tersi olan büyüklüğü, yüceliği edisin diye, kaderin, tutkunun, kaçınılmazlığın göstergelerinin bireayrılmış özel alan çevresinde serpilmesi gerekir. Böylece sıradanl beslenebilsin, bağışlansın diye her yerde yazgısalhk telkin edilir, göterilir. Otomobil kazalarının olağanüstü verimliliği bunu kanıtlamiçin radyoda, basında, bireysel ve ulusal söylemdedir: O to m ob il kaz“gündelik yazgısalhk”ııı en güzel acı olayıdır ve böylesi bir tutkuysöm ürülm esi tem el b ir ko lek tif işlevi yerine getirm esinden dir. Ayrıcotomobil kazasında ölüm hakkında tekrarlanan nakarat yalnızca mteorolojik tahminlerin nakaratıyla rekabet edebilir. Bu, ikisinin sölensel bir çift olmasından ötürüdür; güneşli hava saplantısı ve ölünakaratı birbirinden ayrılmaz.

    Böylece gündeliklik, toplumsal ve ekonomik konum ile edilgiliğin sağladığı keyifli meşruluk ve kaderin olası kurbanlarının “titzev k” inin bu tu h af karışımım sunar. Hepsi b irlikte bir zihniyet ya

    daha çok özgül b ir “ duygusallık” oluşturur. Tük etim top lum u etr

    Tiikctim Toplumu

    J M

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    30/258

    Jean Baudrillard

    kuşatılmış, zengin ve tehlike altında bir Kudüs olmayı diler, işte bonun ideolojisidir.1

    BÜY ÜM ENİN KISIRDÖNG ÜSÜKamusal harcamalar ve yeniden dağıtım

    Tüketim top lum u sadece bireysel harcamalarm hızlı artışıyla nitlend irilemez, bunun yam sıra, yurttaşlar [particuliers] yararına ü çünkişiler (özellikle yönetim) tarafından üsdenilen ve bazıları kaynakrın dağılımının eşitsizliğini azaltmayı amaçlayan harcamalarm artda vardır.

    Bireysel ihtiyaçları tatmin eden kamusal harcamaların bu ora1959 yılında toplam tüketimin %13’ü iken 1965’te %17’ye ulaştı.

    1965 yılında üçüncü kişiler tarafından üstlenilen ihtiyaçların dğılımı aşağıdaki gibidir:

    —beslenme ve giyim için %1 (“zorunlu yiyecek, giyecek, geçim gereçle

    —konut harcamaları, ulaşım ve iletişim donanımı ağları için %13 (“yastandardı”) —eğitim, kültür, spor ve sağlık alanlarında %67 (“kişinin korunması ve

    •lişririlmesi”)

    Dolayısıyla, kamusal harcamaların, insanın kullanımına sunulmaddi mallar ve donanımlardan daha yoğun olarak insana yöneld

    gözlenir. Aynı şekilde kamusal harcamalarm önemli kısmı en güçşekilde büyüyecek iş alanlarına ayrılmaktadır. Ama, E. Lisle’e dayanrak, 1968 Mayıs krizinin tam da kamu tarafından harcamalarının büyük kısmı yüklenilen ve güçlü bir biçim de geliştirilen bu sektö patladığın ı görm ek ilginçtir.

    Fransa’da “ulusun toplumsal bütçesi” b rü t iç üre tim in (sadece Mli Eğitim tek başına gerçek kişilerin' geliri üzerinden toplanan veginin tam am ım emiyor) % 20’siııden fazlasmı yenid en dağıtıyor. açıdan, Galbraith’ın sözünü ettiği özel tüketimle kamusal harcamaarasındaki aşırı aykırılık Avrupa ülke lerinden çok A B D ’ye özgü g

    I. Bu durum Berlin gibi bir kem tarafından neredeyse ideal olarak gerçekleştirilmiştir. yandan, hemen tüm bilimkurgu romanları, içeriden ya da dışarıdan büyük bir gücünt e h d id i a l tı n d a k i rasyonel ve “akışkan" Büyük Kent'in bu durumunu temalaştırır.

    * Tüzel kişilerin tersi olarak, (ç.ıı.)

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    31/258

    riinüyor. Ama sorun bu değil. Gerçek sorun,bu ödeneklerin toplumsal ftrsatlamı nesnel olarak eşitlenmesini sağlayıp sağlamadığını bilmektir.Oysa, bu “yen iden dağ ıtım ”ın top lum un geneline yayılmış ayrmıcılık

    üstünde çok az etkisi olduğ u açıkça görülüyor. Yaşam düzeylerindekieşitsizliğe gelince, aile bü tçe leri hakk ında 1956 ve 1965 yılları arasında yapılan iki anketin karşılaştırılması, hiç de farklılıkların azaldığınıgöstermiyor. Okul konusunda toplumsal sınıfların kuşaktan kuşağageçen ve giderilem eyecek eşitsizliklere m aruz kaldığı biliniyor: Burada ekonomik mekanizmalardan daha çetrefil başka mekanizmalar işiniçine girmektedir, bu nedenle de salt ekonomik yeniden dağıtmılayetinmek kültürel atalet mekanizmalarını daha da güçlendirmek anlamına gelmektedir. 17 yaşında ilköğ retim oram % 52’dir: Ü st kadro-larda çalışanların, serbest meslek sahiplerinin ve eğitim kurumu üyelerinin çocukları için %90, çiftçiler ve işçilerin çocukları için %40’taıaz. Yükseköğretimde ise birinci k atego rinin erkek çocuklarının y ükseköğrenime erişme şansları üçte birden fazlayken ikinci kategorinin

    çocuklarının %1 ile %2 arasındadır.Sağlık alanında, yeniden dağ ıtımın sonuçları belirgin değildir: Faanüfusun içindeki her toplumsal kategori sanki ödentilerini geri al-maya asgari düzeyde çaba gösteriyormuşçasına, yeniden dağıtım sözkonusu olmayabilir.

    Vergilendirme ve sosyal sigorta: Bu konuda E. Lisle'iıı savlarınıizleyelim. “Artan kam usal harcamalar, ve rgilend irm enin ve parafiskalitenin gelişmesiyle finanse ediliyor: Sadece sosyal sigorta olaraktoplumsal ödentilerin ücret üzerinden yapılan kesintilerin toplamına oram 1959'da %23,9 iken 1967 yılında %25,9’a ulaştı. Dolayısıylasosyal sigorta, işletmelerde ücretli çalışanların kazançlarının dörtte bi-rine mal olur, çünkü tıpkı % 5’lik götürü vergi gibi, “ işverenler’’e aiolduğu söylenen toplumsal ödentiler ücret üstünden ödemeden önc

    yapılmış bir kesinti gibi görülebilir. Bu kesintilerin toplamı gelirdenalınan verginin toplamını fazlasıyla aşar. Kazançtan alınan vergi progresif olduğu halde, toplum sal öden tiler ve götürü ödem e toplam olarak regresif olduğu için,doğrudan vergilendirmenin ve parafiskalitenin net etkisi regresiftir. Eğer dolaylı vergilendirmenin, özellikle de KDV’ııiııtüketim ile orantılı olduğu kabul edilirse, dolaylı ve dolaysız vergilendirme ile aileler tarafından karşılanan ve genellikle kamusal harcama

    'Iuketim Toplumu

    30

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    32/258

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    33/258

    A İ L E L E R

    İ N

    G E N

    İ Ş L E M İ

    Ş

    T Ü K E T

    İ M İ

    Tiıkctim Toplumu

    32

    1 . K a y n a k :

    C R E D O C

    . B i r e y s e

    l T ü k e t

    i m

    v e K o l e k t i f T ü k e

    t i m .

    ( İ l k

    Ö l ç ü m

    D e n e m e s

    i ) ,

    M a r

    t , 1 9 6 9 .

    “ T ü k e t

    i m

    v e Y a ş a m

    B i ç i m i "

    K v n

    h a z u l . ı

    v m n

    ş . d o

    k ü m a n .

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    34/258

    GELİRLER YELPAZESİ Ü ZER İN E ETKİ

    Uç Kategorilerin Ortalama Gelirlerinin Oram

    Jeaıı Baudrillard

    İlk Gelirler....................................

    İlk Gelirler-eksi doğrudan vergi kesintisi—artı aktarım lar ..........................Sonuç gelirler..............................

    8,8 9,8 10,0

    8,7 10,2 10,15,2 5,2 5,04,9 5,0 4,6

    Bazı sonuçlara rağmen, yeniden dağıtan için olduğu kadar tüketim yönelimleri için de aktarımların [transferts] etkisinin değerlendirilmesi oldukça nüanslı olmalıdır. Aktarımların global etkisi son gelirler yelpazesini yarı yarıya azaltmaya olanak tanıdıysa da, uzun vadede gelirlerüı bu sonuç dağılımının görece istikrarına, sadece yeniden dağıtılan m ik- taıiarm çok güçlü bir artışı pahasına ulaşılmıştır.

    TOPLUMSAL MESLEK KA TEGORİLERİNE G Ö R E ÖLÜ M ORANI*35 yaşındaki 1-.000 kişiden 70 yaşında hayatta kalanların sayısıKaııju öğretiminde ö ğ re tm en................................................................ 732Serbest m eslekler, üst kadrolarda ça lışanlar ........................................719Katolik din ada m ları................ 692Özel sektör teknisyenleri......................................................................... 700

    Kamu sektöründe orta kademe çalışanları.........................................664Özel sektörde orta kademe çalışanları.................................................661Kamu sektöründeki ustabaşılar ve nitelikli işçiler ...........................653İşletmeci çiftçiler ...................... 653Kamu sektöründe büro çalışanları.........................................................653Endüstri ve ticaret işverenleri.................................................................631Özel sektör büro çalışanları.................................................................... 623Özel sektörde ustabaşılar ve nitelikli işçiler .......................................585Kamu sektöründeki uzman işçiler .............................................. 590Özel sektördeki uzman işçiler .................................................................576Ücretli çiftçiler .......................................................... 565Kol işçileri.....................................................................................................498Fransa’nın toplam ı (ankette yer almayan gruplar da dah il) 586

    * Etudes el Conjeıırlım, Kasım 1965.

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    35/258

    Zararlar

    Bolluğun artmasının, yani gitgide çoğalan bireysel ve kolekmallar ile donanımlara daha fazla sahip olmanın karşılığı gitgide cdileşen “zararlar”dır; bu nla r bir yandan end üstriyel gelişme ile teknilerlemenin, öte yandan tüketimin kendi yapılanımı sonuçlarıdır.

    E kon om ik etkinliklerle ko lektif çevrenin tahrip edilmesi: Gürtü, havanın ve suyun kirlenmesi, doğal alanların tahrip edilmesi, ydonanımların (havayolları, otoyollar vb) kurulmasıyla yerleşim böllerinin bozulması, trafik tıkanması devasa bir teknik, psikolojik, ins

    açığa yol açar. Altyapı don an ım ının zorunlu artışı, ben zin için yapıek harcamalar, kazazede lerin tedavi harcamaları vb, bunların hepsiketim olarak muhasebeleştirilebileceklerine, yani gayri safi milli have istatistikler maskesi altında büyümenin ve zenginliğin sergüeyiolacaklarına göre; bu açığın ne önemi var! Patlayan maden suyu düstrisi, kent suyunun yetersizliğini örtbas etmekten başka bir şyapmadığına göre; gerçek bir “bo lluk” artışının sonucu mu? Vb: Byüm e sisteminin iç zararlarına sadece geçici çareler olan tü m üreve tüketim faaliyetlerini saymakla bitiremeyiz. Üretkenliğin artışı,kez belli bir eşiğe ulaştığında,bu büyümenin büyümeyle lıomeopatik tedavisi tarafından neredeyse bü sbütün yu tulur, gövdeye indirilir.

    Kuşkusuz rasyonelleşmenin ve kitlesel üretimin teknik ve kültrel etkilerinin neden olduğu “kültürel zararlar”! kesinlikli bir şeki

    hesaplamak olası değildir. Ayrıca, burada değe r yargıları ortak ölçütanımlamayı da olanaksız kılar. İç karartıcı bir konut topluluğununkötü bir filmin “zarar”ım su kirlenmesinin zararım ölçtüğümüz gnesnel olarak ölçenleyiz. Ama geçenlerde toplanan bir kongrede idari müfettiş bir temiz hava bakanlığıyla birlikte sansasyon basınıetk ilerine karşı halkın korunm asını ve bir “ akla zarar verm e suçu”

    ratılmasını önerdi. Ö lçü lm eleri zo r olsa da bu tip zararların da sözettiğimiz bolluğun artış hızıyla orantılı olarak arttığı kabul edilebilÜrünlerin ve makinelerin hızlanan eskimesi, bazı ihtiyaçları k

    şılamış eski yapıların yıkımı, yaşam tarzı için elle tutulur gözle gölür yararı olmayan sahte yeniliklerin çoğalması, tüm bunlar bilançeklenebilir.

    E. Lisle’iıı işaret ettiği gibi, zenginliklerin üretimindeki hızlı illemenin bedelinin, kol işçiliğinin değişkenliği dolayısıyla istihdam

    Tüketim Toplumu

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    36/258

    Jt'ıiıı Btiııılrilhmi

    istikrarsızlığı olması belki de ürünlerin ve akşamların ııiteliksizlemesiııden daha ciddidir. Çok ciddi toplumsal giderlere, ama özellikgenel birgüvensizlik saplantısına yol açan insanların yenilenmesi, ye

    niden kullanım a girmesi. Hareketliliğin, statünü n, tüm düzeylerde(kazanç, prestij, kültür vb) rekabetin psikolojik ve toplumsal baskherkese çok ağır gelmektedir. Dinlenmek ve kendini yeniden kulnıma sokm ak için, zararların neden olduğu psikolojik ve sinirsel yranmayı gidermek ve telafi etmek için çok uzun bir zaman gerekEv iş arasındaki yolculuk, kalabalık, saldırganlık ve kesintisiz stres“Uzun sözün kısası, tüketim toplumunun büyük bedeli, kendisinneden olduğu genelleşmiş güvensizlik duygusudur.”

    Bu bir tür sistemin kendi kendisini yok etm esine gö türü r: Kaçınmaz olarak enflasyonist baskılara neden olan bu hızlı büyümede, nfusun küçüm senem eyecek bir kesimi bu ritm i sürdürem ez. İşte bunl“ken di kade rlerine terk edilen ler”dir. Yarışta kalan ve mod el olarönerilen yaşam tarzına erişenler, bunu ancak kendilerini tüketen b

    çaba pahasına elde ederler. Ö yle ki top lum , b rü t iç üretim den gideartan bir parçayı her şeyden önce büyümeye hizmet eden toplumsal .yatırımlar (eğitim, araştırma, sağlık) yararına dağıtarak büyü mnin .toplumsal bed elini karşılamak zorund a hisseder kendin i (E. LisOysa, olum lu tatminleri çoğaltm aktan daha çok işlev bo zuk luklarkarşı önlem almaya tahsis ed ilen bu özel veya k o lek tif harcamalar,

    telafi harcamaları, tüm muhasebelerde yaşam düzeyin in yükseltilmesine ilave edilir. Uyuşturu cu ve alkol tüketim inin , tü m gösterişçi ve telaedici harcamaların, askeri bütçelerin sözünü etmeye gerek bile yTü m bunlar büyüm edir, dolayısıyla b olluktur.

    Toplumun “bakmakla yükümlü olduğu” toplumsal kategorilerartan sayısı, bir zarar unsuru olmasa da (“bolluk”un özelliklerindtüketimin taleplerinden birini oluşturan hastalığa karşı mücadele ölüm oranının azalması) sürecin kendisini gitgide daha ağır biçimipotek altına alır. Son un da J. Bourgeois P icha t’nm ded iği g ibi, “fayeti ülkenin sağlığını korumaya ayrılmış nüfusun üretimde gerçektsorumluluk üstlenen nüfustan daha önemli hale geldiğini düşünebliriz.”

    Kısacası, her yerde büyüme ve bolluk dinamiğinin sonunda dö

    giisel hale geldiği ve kendi üstüne döndüğü bir noktaya varılır. Sisı 5!L

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    37/258

    m in kendini yeniden üretirken giderek tükendiği noktad ır bu. Bu , hüretkenlik artışının sistemin hayatta kalma şardarıııı beslemeye dönütüğü bir yerinde saymanın eşiğidir. Dolayısıyla tek nesnel sonuç , rakam -

    ların ve bilanço ların hastalıklı büyümesidir, ama özün de tam anlamıilkel aşamaya, tüm güçlerini sağ kalmak için boşuna tüketen hayvya da yerlinin mutlak kıtlığının ilkel aşamasına geri dönü lür. Ya Daıımal’a göre, “yen iden patates ekeb ilmek ve patates yiyebilmek i patates yetiştirenlerin vb’’ aşamasına geri dönülür. Oysa, bir sistem, bdeli verimine eşit ya da veriminin üstünde olduğunda etkisizdir. Hnüz o aşamada değiliz. Am a zararlar ve onlar içiıı getirilen toplum salteknik tedbirler arasındansistemin düzensiz bir şekilde lıcr yana yayılan bir iç işleyişine doğru bir eğ ilim in o luştuğunu görüyoruz ; “işlevsiz" bireysya da kolektif tüketimler “işlevsel” tüketimlerden daha hızlı artarksistem aslında kendi kendisinin asalağı olarak yaşıyor.

    Büyümenin muhasebeleştirilmesi ya da GSMH'nin

    (Gayri Saß Milli Hasıla) gizemli sistemiBurada, m ode rn top lum ların en olağanüstü ko lektif blöfünde n s

    ediyoruz. Aslında ko lektif bir büyülenm eye neden olan kara büyügizleyen, rakamlarla yapılan bir “beyaz büyü” işleminden. Muhasebe edilebilir yanılsamaların, ulusal m uhasebelerin saçma jim nastiğind en sözediyoruz. Buraya, ekonomik rasyonaliteniıı ölçütlerine göre görü

    bilir ve ölçülebilir e tm enlerin dışında lıiçbir şey girem ez; bu büynün ilkesi budur. Bu nedenle buraya, ne kadınların ev içi emeği, araştırma ne de kü ltür girer; bun a karşılık, burada burayla hiçbir ilgolmayan bazı şeylersadece ölçülebilir olmaları nedeniyle yer alır. Ayrıca bumuhasebeler olumsuz gösterge tanımadıkları ve her şeyi, zararları olumlu öğeleri en bütünsel (ama hiç de masum olmayan) mantıkslık içine dahil ettikleri için düşlere benzerler.

    Ekonomisder tüm ürünlerin ve kamu hizmetleriyle özel hizmeler arasında h içbir ayrım gözetm eksizin h er türden hizm etin değer bırbir iyle toplarlar. Zararlar ve zararların geçici çareleri, nesnel olafaydalı malların üretimiyle ayın sıfat altında bu toplamın içinde alır. “Alkol, çizgi roman, diş macunu... ve nükleer tüzelerin üretiokulların, yolların, yüzm e havuzlarının eksikliğini örtbas ed er” (Ga

    raith).

    Tiikctim Toplumu

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    38/258

    Jcarı Baudrillard

    Ulusal muhasebelerde açık veren yanlar, gerilemeler, eskime yalmaz. Eğer yer alırlarsa,olumlu olarak yer alırlar. Böylece işe gitmekiçin yapılan ulaşım giderleri tüketim harcaması olarak ınuhasebeleş

    rilir! Bu, üretimin kendisi için büyülü erekselliğinin rakamlarla ifedilen mantıksal sonucudur:Üretilen her şey üretilmiş olması nedeniyle kutsallaşır. Üretilen her şeyolumludur , ölçülebilir her şey olumludur.Paris’te havanın 50 yılda %30’luk b ir oranda aydınlık kaybına uğramm uhasebecilerin gö zün de tortuldu r ve önemsizdir. Ama bu kayıp byük ölçüde bir elektrik enerjisi, ampul ve aydınlatma pencereleri harcamasına n ede n olursa, bu du rum da var olur ve doğ rudan doğrüretim ve toplum sal zenginlik artışı olarak varlık kazanır! Ü retim in büyüm enin kutsallık ilkesini sınırlayıcı ve seçici her girişim kutsalsaygısızlık korkusunu uyandırabilir. (“Concorde’uıı bir vidasına bdok unm ayız!”) M uhasebe kitaplarında kaydedilmiş ko lek tif saplayani üretkenlik; öncelikle toplumsal birsöylen işlevine sahiptir ve busöyleni beslemek adına her şey iyidir, bu söyleni onaylayan rakam

    yalanlayan nesnel gerçekliklerin tersine çevrilmesi bile.Ama, muhasebeleştirmelerin söylense) cebirinde belki de der

    bir hakikat, büyüm e toplum larının ekonom ik politik sistemiHAKİKAT’i yatmaktadır. Olumlu ile olumsuzun karmakarışık b biçim de birbiriyle toplanması bize paradoksal gibi görünebilir. A bu belki demantıksaldır. Çünkü hakikat belki de,bu biitiin içinde dinamik ekonomik lokomotif rolünü oynayan şeyin, “ olum su z” mallar, telafiedilmiş zararlar, işleyişin iç maliyederi, “işlevsiz” iç düzenlemelertoplumsal masrafları, faydasız savurganlığın yan sektörleri olmasıSistemin bu örtük hakikati elbette ki, büyiisel toplamı olumluolumsuzun (alkol satışı ve hastanelerin inşa edilmesi vb) bu hayrlık verici döngüselliğini görünmez kılan rakamlar tarafından saknır. Gösterilen tüm çabalara rağmen bu olumsuz yanların kökü

    kazımanın imkânsızlığı, ancak sistemin bu olumsuzluklarla beslemve bunlardan kurtulamamasıyla açıklanabilir. Aynı sorunla, yoksul

    büyüm e toplum larının kendi kusuru olarak arkasından sürüklediğ bu toplum ların en ciddi “zararlar”m dan biri olan bu “seyyar” yokluk söz konusu oldu ğu nd a yeniden karşılaşırız. B ütün bu zararlarınyerlere olumlu etkenler olarak, büyümenin kesindsiz etkenleri olaüretimin ve tüketimin atılım yapması olarak girdiği varsayımım ka

    37

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    39/258

    etm ek gerek. XV III. yüzyıldaFahle des Abeilles'de [An Masalı] Mandeville, bir top lum un erdem leriyle değil; kö tülükleriyle dengelendiğitoplumsal barışa, ilerlemeye ve mutluluğa, insanlara kuralları ihlal et-tiren ölümsüzlük içgüdüsüyle erişildiği (daha kendi çağında günahkârve dinsiz olan) kuramını savunmuştu. Kuşkusuz Matıdeville, ahlâktan bahsediyordu, ama oıııı toplum sal ve ekonom ik anlamda anlayabili-riz. Gerçek sistem tam da rasyonel bir sistem açısından gizli kusurlardengeler, zararlar, kötü lük ler olan şeylerle büyüyüp gelişir. M andevillekiniklikle suçlanmıştır: Nesnel olarak kinik olan toplumsal düzendirüretim düzenidir.

    Savurganlık

    “Ç öp sepeti u ygarlığ ınd an söz edilebildiğine ve hatta “çöp sepe-tinin sosyolojisi”ni yapmak tasarlaııabildiğine göre, zengin toplumlarııı bolluğunun savurganlığa ne kadar bağlı olduğu biliniyor: Batta Jırlatıp attığın şeyi söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim! Ama, israf ve çerçöp

    istatistiği kendi başına ilginç değildir. Bu istatistik sadece sunulan mal-ların miktarının ve çoğalmalarının gereksiz yere yinelenmiş Bir gös-tergesidir. Bu istatistikte sadece, tüke tilm ek içiıı yapılmış olanla bununiçin yapılmış olmayanın tortul kalıntısı görülürse, ne savurganlık nede savurganlığın işlevleri anlaşılabilir. Burada bir kez daha tüketiminyalınkat bir tanımlanmasıyla karşı karşıyayız; malın zorunlu olarakfaydalı o lmasına dayanan ahlâki b ir tanımlama. Venesnenin kullanım değeri ve dayanma süresiolan içkin ahlâk yasasına artık saygı göster-meyen ve mallarını fırlatıp atan ya da onları toplumsal ve ekonomikkonum ya da m odanın vb kaprislerine göre değiştiren bireyden, ulusave uluslararası çaptaki savurganlığa kadar ve hatta kendi genel e konomisi ve doğal zenginliklerinin kullanımı bakımından tü m insan tü rü

    lukcıim Toplumu

    2. Hu .u ılamda “bo l luk top lum lanm ızm " savurganl ığ ı , yani ekon om ik s is temle Mtin ı/cpmbir zarar olan, ko lek t if değ er üretm eyen Mişlevsel’*savurganlıkla “ kıd ık" top lum u oldu ğusöylenen top lutn lann şenl ikler inde ve ku rban ayinler inde uygu ladıklar ı yok edici israf, yanim al yok etm enin ko lekt if s imgesel değ er kaynağı oldu ğu "aşır ı” savurganlık arasında m utlak b ir fa rk vardır. M odası geçm iş arabala rı hurdaya çık arm an ın ya da lo k o m o tif le rd e kahveyak m anın şenlikle hiç bir i lgisi y ok tur: Hu sistem atik, planlanm ış, stratejik h ede fleri olan biryok ermed ir. Ö rn eğ in askeri h arcam alar (yalnız belki reklam ... ) . K endi sözde "rasyonell iği-n e” yakalanm ış ok luğu için ek on om ik sis tem şenliksel bir savurganlıkta kend ini aşamaz.Tekyapabileceği , üretken lik h esaplarım tamam layıcı h esaplanm ış bir yok edici l ikle ar t ı zen gin-

    l iğini bir tür utanç içinde ortadan kaldırmaktır.. 38 .

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    40/258

    Jeaıı Baudrillühi

    ne özgü gezegen genelinde bir savurganlığa kadar zenginliklerin hvurulup harman savrulmasına karşı savaş açan bütün ahlâkçılarımıKısaca, savurganlık her zaman insana rezervlerini tükettiren ve kensağ kalma koşullarını irrasyonel bir eylemle tehlikeye attıran bir tdelilik, çılgınlık, içgü dü nü n yanlış işlemesi olarak düşün üldü.

    Bu görüş en azındangerçek bir bolluk çağında olmadığımız, varolan her birey, grup ve toplumun ve hatta insan türünün kendisinkıdık içinde olduğu olgusunu çarpıtıyor. Oysa, genellikle bolluğuön lenem ez ilerleyişini savunanlar ile kıtlığın teh ditkâ r heyulasını tayan savurganlığa üzülenle r aynı kişilerdir. H er ne olursa o lsun, savu

    ganlığı işlev bozukluğu olarak gören tümahlâki görüş, onun gerçekişlevlerini ortaya çıkaracaksosyolojik bir çözümlemeye göre yenidenele alınmalıdır.

    Bü tün toplum lar her zaman zorunlu harcamalar ötesinde har vrup harman savurmuş, harcamış ve tüketmişrir, çünkü toplum gib birey de sadece var olm adığını, ama yaşadığını aşırı , gereğinden fa

    la bir tükerimde hisseder. Bu tükerim özgül bir toplumsal işlev üslenen “bitirme "ye, salt ve basit yok etmeye kadar vardırılır. Böylece p o d a td ı’ta ' toplumsal örgütlenm eyi sağlamlaştıran şey değerli m aların rekabetçi biçimde yok edilmesidir. Kvvakiultlar “mevkilerikorumak”, değerlerini teyit etmek için kumaşlarını, bakır eşyalarınkanolarını, armalı bakırlarını yakarak ya da denize atarak kurban edyorlardı. Bütün çağlarda, aristokrat sınıflar da mudak üstünlüklerimsteftıl expemliture’\t: (faydasız müsriflik) teyit etmişlerdir. Dolayısıy-la, rasyonalist ve ekonomist kökenli faydalılık nosyonu, savurganğın, irrasyonel bir artık olmaktan çok, üst bir toplumsal işlevsellikrasyonel bir faydalılığın yerine geçerek olumlu bir işlev kazandığı hatta en sonunda bireysel planda olduğu kadar toplumsal planda temel bir işlev olarak harcama artışı, gereğinden fazla bolluk, değ

    fark ve anlamın üretildiği yere dönüşen “boşuna harcama”nın ritüfaydasızlığı ortaya çıktığı çok daha genel bir toplumsal mantığa g bir daha gözden geçirilm elid ir. Bu perspektifte “ tüketiııı”in bitirmyani üretken savurganlık olarak yeni bir tanımı ortaya çıkar; bu zrunluluk, birikim ve hesap üzerine kurulu “ekonomik” perspektiftersi olan ve gereksiz bolluğun zorunlu olandan, harcamanın, değ* Amerikan yerlilerinde kutsal nitelikli armağan ya da bir şeyin armağan olarak yok e

    mesi töreni, (ç.tı.). 39 ,

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    41/258

    bakım ından (o olmazsa zaman bakım ından) birikim den ve sahiplemeden önce geldiği perspektiftir.

    ShakespeareKral Lear de, “Ah, ‘ihtiyacı’ tartışmayınız! D ilen cilerin

    en fakiri en sefil şeyde bile küçücük lüzumsuz bir şey bulur. Doğadoğa ihtiyaçlarına indirgeyin, insan bir hayvan olur: Hayatının dafazla bir değeri olmaz. İnsan olmak için bize hep fazladan lüzums bir şey gerektiğini anlıyor m usun?” der.

    Başka bir deyişle, tüketimin ortaya çıkardığı temel sorunlarda biri şudur:Varlıklar yaşamlarını sürdürm elerine göre mi, yoksa yaşamlarına yükledikleri bireysel ya da kolektif anlama göre m i örgütlenDemek ki, bu var olma değeri, bu yapısal değer ekonomik değerlekurban edilmesini içerebilir. Ayrıca bu metafizik bir sorun değildTüketimin merkezindedir ve şöyle ifade edilebilir: Bolluk aslında yalnızca savurganlıkta anlamlı değil midir?

    Bolluğu Valery’ııiıı yaptığı gibi ö ngörü ve ihtiyat sıfatıyla mı tnımlamalı? “Dayanıklı besin maddeleri yığınını seyretmek, çalışm

    dan geçirilecek zaman ve tasarru f gö rm ek değil midir? Bir ku tu bküvi tam bir aylık tembellik ve yaşamdır. Kavurma et çömlekleri tıka basa tohum ve ceviz dolu tel küfeler bir huzur hâzinesidir; kagısız bir kış bunların kokusunda potansiyel olarak varlığın hissetrir... Robinson ambarındaki sandıkların ve çekmecelerin kokusungeleceğn varlığın soluyordu. Hâzinesi aylaklık yayıyordu.Tıpkı bmadenlerden mutlak bir ısı yayılması gibi bu hâzineden de süre yalıyordu... İnsanlık süren şeylerin üst üste yığlmasının üstünde yavyavaş yükselmiştir. Ö ngörü le r ve ihtiyatlar, bizi yavaş yavaş hayvazorunluluklarımızın katıhğııdan ve ihtiyaçlarımızınbelirlemesinden bağşık kılar. Doğa da bunu salık verirdi: D oğa, olayların değ şk eliğine direnebilmek için gerekli olanı üstümüzde taşımamızı sağlaorganlarımızdaki yağ, ruhlarımızın derinliklerindeki hafıza, bun

    endüstrim izin taklit e tt iğ doğal kaynak rezervi modelleridir.”Bu, Nietzsche (ve Bataille’ın) her şeyden önce “gücünü harc

    mak” isteyen canlı görüsünün karşısındakiekonomik ilkedir: “ Fizyolojistler, her organik varlığn temel içgüdüsünün saklama içgüdüolduğmu ileri sürmeden önce iyice düşünmelidir. Canlı, her şeydön ce gücün ü harcamak ister: “ Saklama” yalnızca bu nu n sonuç lardan biridir.Gereksiz erekselci ilkelere dikkat! Ve tüm “saklama içgü

    Tüketim Tophtımı

    40

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    42/258

    Jean Baıulrtllani

    düleri” kavramı bu ilkelerden biridir... “Var olma savaşı”; bu formüsıra dışı bir du rum u tanımlar, kural daha ço k iktidar mücadelesi,“dafazla"ya ve “daha iyisi”n e sahip olm a ve “ daha hızlı” , “d aha sık” sah

    olma istencidir. (Nietzsche: İktidar İstenci).D eğerin ken dini gösterdiği bu “fazladan şey” , “sahip olunan şey

    haline gelebilir. Önemli olamn her zaman zorunlunun ötesinde omasını sağlayan bu simgesel değer yasası en iyi şekilde harcamadkayıpta ayırt edilir, am a aynı zamanda sahiplenm ede de doğrulanabiyeter ki sahiplenme fazlanın, “fazladan şey”in ayrıştırıcı işlevine saholsun. Sovyetler örneği buna tanık. İşçi, kadrolu memur, mühendi

    parti üyesin in kendisine ait olm ayan b ir dairesi vard ır: Ö zel kişiydeğil, işçi, etkin yurttaş toplumsal statüsüne verilen kiralık veya tüyaşamlık mevki konutu. Bu mal toplumsal bir hizmettir, bir ortamal değil, b ir “ tüketim m alı” hiç değildir. Tam tersine ikinci konuköydeki kır evi (daça) bahçesiyle birlikte onlara aittir. Bu mal ne skalındığı sürecedir ne de geri alınabilir. Onlardan sonra kahr ve mir

    yoluyla devredilebilir. Bu ikinci konutlara yönelik “bireyc i” hayranlişte bund an ileri gelir: T üm çabalar bu kır evini elde etm eye doğ ryöneltilir (Batı’da hem en hem en ikinc i ko nu tun rolüyle aynı rolü onayan otom ob il olm adığından). Bu kır evinin prestij değeri ve simgsel değeri: İşte bu “fazladan bir şey”dir.

    Belli bir biçimde bollukta da aynı şey söz konusudur: Bolluğu bir değere dönüşmesi için ondan yeterince değil, ama yeterinden fazla olması gerekir; gerekli ile gereğinden çok olan arasında anlamlı bfark korunm alı ve sergilenmelidir: Bu tü m düzey lerde savurganlığişlevidir. B u, savurganlığı em ip dağıtmayı ve o nu kesin olarak elemeistemenin yanılsama olduğunu söylemektir, çünkü bir biçimde tüsistemi yönlendiren savurganlıktır. Gadget’in tanımlanamamasınolduğu gibi, üstelik (faydalı nerde biter, faydasız nerde başlar?) savu

    ganlık da ne tanım lanabilir ne de sınırlandırılabilir. Yalnızca hayatkalmak için yapılanın ötesindeki her üretim ve harcama savurganlıksuçlanabilir (sadece giysi modası ve besin m adde leri “çöp lük ”ü değama aynı zamanda askeri süper gadget’ler, “Bomba”, bazı Amerikköylülerinin gereğinden fazla zirai donanımı ve makine akşamlarıeskitmek yerine her iki yılda bir yenileyen sanayiciler: Sadece tüktim değil, ama aynı zamanda üretimin kendisi de fazlasıyla gösteriş

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    43/258

    süreçlere itaat eder; politikayı hesaba katmıyoruz).Verimli yatırımve gereksiz yatırımlar her yerde içinden çıkılmaz bir şekilde birbrine bağlıdır. Reklam için 1.000 dolarlık yatırım yapan bir sanayi

    “Bunun yarısının kayıp olduğunu biliyorum, ama hangi yarısının duğunu bilmiyorum” diyordu. Karmaşık bir ekonomide bu her zman böyledir; Faydalıyı ayırmak ve gereğinden fazla olanı çıkarm bilinmez. Zaten (ekonom ik olarak) kaybedilen yarı belki de, uzvadede ya da daha ince b ir biçimde, “kaybolup g iderken” değeri çok düşen değildir.

    Bolluk toplum larım ızın uçsuz bucaksız savurganlığını böyle o kmak gerekm ekted ir. Kıtlığa meydan okuyan ve çelişkili olarak bo llanlamına gelen savurganlıktır. Bolluğun psikolojik, sosyolojik, eknomik yönetici şemasını faydalılık değil, ilkesi açısından savurganoluşturur.

    "Canı ambalajın atılabilir olması, bu A LTINÇ AG 'ı /ıkendisi değil midir?”

    Kitle kü ltürü nü n R iesman ve M or in’in çözüm lediği büy ük ilekleriııden biri bunu epik bir tarzda dile getirir: Bu izlek'tüketim kahramanları izleğidir. En azından Batı’da üre tim kah ram anlarının y üceltilen biyografileri yerini bu gü n he r yerde tüketim kah ram anların biyografilerine bırakıyor. A zizlerin ve tarihsel kişilerin yaşamını takeden , “sıfırdan başlayan ad am”111 ve kurucuların, öncülerin, kâşiflerin

    ve sömürgelerde yaşayan Avrupalımn örnek niteliğindeki yaşamlayerlerini sinema, spor ve oyun yıldızlarının, birtakım yaldızlı prelerin ya da uluslararası feodallerin, yani kısacabiiyük savurganların (zorunluluk sık sık onları tam tersine gündelik “basitlikleri” içinalışveriş yaparken vb gösterm eyi dayatsa bile) yaşamlarına bırak tı. Mgazin ve T V dedikodu larını renklendiren tüm bu büy ük dinozorlayüceltilen her zaman aşırıya kaçan yaşamları ve korkunç harcamayapabilme gücüdür. Onların insanüstü niteliği yarattıkları potlathavasıdır. Böylece çok kesin toplumsal bir işlev yerine getirirler; Greksizce, yararsız, ölçüsüz harcama işlevi. Bu işlevi krallar, kahramandin adam ları ve eski çağlardaki ün lü sonradan gö rm üşler gibi top lusal gövdenin tamam ı adm a vekâleten yerine getirirler. Ayrıca tıponlar gibi sadece ve sadece onurlarının bedelini James Dean mis

    yaşamlarıyla ödediklerinde büyüklük vasfını kazanırlar.

    nikelim Toplumu

    42

  • 8/18/2019 Jean Baudrillard - Tüketim Toplumu.pdf

    44/258

    Temel fark bu göz alıcı har vurup barınan savurmanın ilkel şölen ve po tlatch’ta kazanabildiği belirleyici simgesel ve ko lek tif anlamşimdiki sistemim izde sahip olmam asıdır. Bu saygın tü ketip bitirm en

    kendisi de “kişiselle