İmkon Dergi

53
TÜRKÝYE KENTSEL DÖNÜÞÜME HAZIR! Aralýk 2012 / Sayý 01 Ücretsizdir HERKES ÜZERÝNE DÜÞENÝ YAPARSA SEKTÖR SORUNLARINA ÝMKONDAN ÇÖZÜM ÜLKEMÝZDE KENTSEL DÖNÜÞÜM SÜRECÝ Teşekkürler Türkiye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Yüz Yüze Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar Marka Kentler Yaratma Yolunda Mekansal Planlama Genel Müdürü Mehmet Ali Kahraman

description

İmkon Dergi

Transcript of İmkon Dergi

Page 1: İmkon Dergi

TÜRKÝYEKENTSELDÖNÜÞÜMEHAZIR!

Aralýk 2012 / Sayý 01Ücretsizdir

HERKES ÜZERÝNEDÜÞENÝ YAPARSA

SEKTÖR SORUNLARINAÝMKONDAN ÇÖZÜM

ÜLKEMÝZDEKENTSEL DÖNÜÞÜM SÜRECÝ

Teşekkürler TürkiyeBaşbakanRecep Tayyip Erdoğan

Yüz YüzeÇevre ve Şehircilik BakanıErdoğan Bayraktar

Marka Kentler Yaratma YolundaMekansal Planlama Genel MüdürüMehmet Ali Kahraman

Page 2: İmkon Dergi

www.bienseramik.com

Page 3: İmkon Dergi

54

Page 4: İmkon Dergi

Merhaba;

Değerli sektör temsilciler. İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) resmi yayın organı olan İMKON dergisinin ilk sayısı ile huzurlarınızdayız. Bu ve bundan sonraki sayılarımızda İMKON’un faaliyetlerini, sektörün sorunlarını ve bu sorunların çözümü adına atılan tüm adımları bu mecradan takip edebilirsiniz.

Bildiğiniz üzere; ülkemizin deprem bölgesi olması sebebiyle hükümet tarafından geliştirilen, gündemimizi de bir hayli meşgul eden büyük proje, “kentsel dönüşüm” Ekim ayında başladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, büyük şehirlerde “kentsel dönüşüm”ü hızlı sonuçlandırmak için harekete geçti. Bunun için Bakanlık, İstanbul, İzmir ve Bursa olmak üzere üç ilimizde “altyapı ve kentsel dönüşüm” müdürlüğü kurdu.

Bu noktadan hareketle çok ses getiren kentsel dönüşüm projesi ile ilgili akılda kalan sorular, inşaat sektörünün öncelikli çözülmesi gereken sorunları, yapı denetimi, bürokratik sorunlar, müteahhitlik hizmetinin sistemli bir yapıya kavuşturulması adına yapılması gerekenler ve sektör ile ilgili farklı sorun ve beklentilerinizi İMKON’da bir araya getiriyoruz. Bilmek istediğiniz her şeyi mutlaka yakalayın diye, sizin için İMKON’un içine tüm sektör’ü sığdırmaktan geri kalmıyoruz.

İlk sayımız için bize, destek veren Çevre ve Şehircilik Bakanımız Erdoğan Bayraktar başta olmak üzere İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Anadolu Yapı Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Rıdvan Köksüzer, Müteahhitler Federasyonu Genel Başkanı Necip Nasır, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın değerli bürokratları, İMKON yönetim kurulu üyeleri ve çok değerli sektör temsilcilerine bizimle burada olduklarından dolayı tüm İMKON ekibi adına teşekkürlerimizi iletiyoruz.

EDİTÖRDEN

D a h a F a z l a B a ş a r ı y a H a z ı r O l u n !İMKON Adına Yayın SahibiTahir Tellioğlu

Sorumlu Yazı İşleri MüdürüTaner Akçay

[email protected]

Yayın KoordinatörüBerk Kaynak

Metin EditörüSinem Pehlivan

Grafik EditörüÖzgür Epözdemir

[email protected]

Reklam KoordinatörüMurat Kaya

Haber MerkeziSinan GüngörFatih Bakırcı

Uğur Karagül

Danışma Kurulu BaşkanıMehmet Akif Yaşın

Danışma KuruluGökhan Şentürk/İnşaat Müh.Alper Özkuk/AvukatTuğba Şen/Çevre Müh.

Yayın TürüYerel süreli yayın

YapımOutline AjansOğuzlar Mah. İlhami Soysal Sk. 20/12 Balgat/AnkaraTel: +90 312 287 02 42iletiş[email protected]

Baskıİmaj MatbaaMacun Mahallesi, İstanbul Yolu 6. km. 3. Cadde İmaj Center No:2/6 Yenimahalle/AnkaraTel: +90312 397 91 40www.imajas.com.tr

İMKON dergisinin tüm içeriği, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu’na aittir. Yazıların içeriğinden yazarların kendisi sorumludur.

Taner AKÇAY

Tahir Tellioğlu

Vedat GürgenMehmet Ali KahramanUygun AlkanAdnan Malkoç

Hüseyin DilaverNazmi ŞahinGökhan Şentürk

54

22

13

40

80

Sektör SorunlarınaİMKON’dan Çözüm

Kensel DönüşümDosya

Türkiye’deKentsel Dönüşüm

Yapı DenetimDosya

İMKON’dan Haberler

GEN

EL B

AKIŞ

Çevre ve Şehircilik BakanıErdoğan Bayraktar

Page 5: İmkon Dergi
Page 6: İmkon Dergi

Sunuş

Tahir TELLİOĞLU İMKON Genel Başkanı

Gelecek Yüzyıl’ın Dönüşümü

Aktif deprem kuşaklarından biri olan Alp Himalaya Kıvrım sisteminin, Akdeniz deprem kuşağında yer alan Türkiye ve nüfusunun 3/2’nin birinci derecede deprem alanı kapsamında bulunduğunu ve artık deprem kuşağı ülkesi olduğu gerçeğini maalesef son Van depreminde yaşadığımız acı ile görmüş olduk. Ülkemizde, körfez depremi ile başlayan deprem tartışmalarının sonucunda iki önemli karar, tarafların ortak kabulü olmuştur. Birincisi, yapı stokunu elden geçirmek, ikincisi ise kontrollü yapı statiği yüksek yapılar yapmaktır. Fakat körfez depreminden bu yana, gelmiş geçmiş hükümetler bu konuda ete tırnağa değer katkı üretmemişlerdir.

Van depremi ile gördüğümüz üzere deprem gerçeğinin, ülkemiz ekonomisine ve can sağlığına verdiği zararlar ortadır. Bu sebeple ciddi manada çalışmalar yapılarak, nihayetinde kentsel dönüşüm kapsamında ülkenin 7 milyona yakın konut stokunun elden geçirilmesi kararı alınmıştır. 5 Ekim tarihi itibariyle ülkede, 33 ayrı noktada yıkıma başlanarak, somut olarak ilk önemli fiili adımda atılmıştır.

Burada amaçlanan, her ne kadar deprem ve doğal afetlere karşı statik yapısı güçlü yapılar yapmak ise de mevcut yapı stoklarının, modern ve çağdaş şehircilikte olması gereken yaşamsal ihtiyaç alanlarını bu kapsamda planlayarak, yeni yaşam konseptine sunmaktır.

Ülkemizde, 20 milyona yakın yapı stokunun yaklaşık 7 milyona yakını “Kentsel Dönüşüm Projesi” sayesinde elden geçirilmesi planlanmaktadır. Bu, Cumhuriyet sonrası 1950 ile 2000 yılları arasında yapılan bütün yapı stoklarının ve şehir görünümünün elden geçmesi anlamına gelir. Yeni planlanan şehirlerin, gelecek 22-23. yüzyıllara kadar yaşaması mümkün olabilecek, tarihi miras sayılabilecek, medeniyetimizi simgeleyecek, modern, ulaşılabilir ve bütün yaşam alanlarının olması gerektiği yerde olabilecek, kaliteli şehirler haline dönüştürülmesi öncelikli hedeftir.

Kentsel dönüşümde dikkat edilmesi gereken en önemli husus, 1950 ile 2000 yılları arasında, yıkılması söz konusu olan yapı stokunu biriktiren yapı aktörlerinin durumlarının gözden geçirilmesi ve yeterliliklerin sorgulanıp ehliyet ve liyakat derecelerinin artırılarak, bugün gelinen olumsuzlukların yeniden yaşanmasının engellenmesidir.

Kısaca, çürük ve kalitesiz yapıların yapılmasında sorumluluğu olan binaların yapılacağı yeri planlayan ve zemin etütlerini yapması gereken belediyelerin, projeleri çizen ve denetim sorumluluğu olan denetçi mühendislerin, malzeme tedarikçilerinin, yapıların yereldeki son durumun kontrol amirleri, belediyelerin müteahhitlik mesleğine giriş serbestliğinden kaynaklanan eksikliklerin ve bütün sürecin sahibi ve yönlendiricisi olan ilgili bakanlığın, geçmişte bütün bu aktörlerin var olan eksikliklerini tespit edip bu eksiklikleri gidermediği, yeterlilik şartlarını oluşturmadığı takdirde durumun çok da başarılı olamayacağı ve 500 milyar dolarlık israf oluşturacağı açıktır. Dolayısıyla, 50 yıl sonra da yapılan yapıların yıkılmasını gerektiren daha farklı sebeplerin tartışılmaması adına, bütün eksikliklerimizin gözden geçirilerek, gelecek yüzyılın yaşamsal ihtiyaçlarını, şehir planlamalarını iyi kurgulamak ve kentsel dönüşümün hazırlanması gerekmektedir.

Bu kapsamda, kendi sektörümüzün de disipline edilmesi, gerekli vasıfları taşımayan kişilerin müteahhit olmasının engellenmesi, mesleğin ticaret kanununda tarifinin yapılması gerektiği, müteahhitlik mesleğinin belli bir ehliyet ve akreditasyona bağlanması gerekmektedir.

Müteahhitlik mesleğini denetleyen hükümet ve ilgili bakanlıklarla sektör arasında koordinasyonu sağlayan müteahhitler odasının kurulmasının elzem olduğu, müteahhitlik sektörü üzerine kurulan TÜSİAD tarzı statükocu kuruluşların, sektörü sömürmelerinin engellenmesi gerektiği gibi hususları da dikkate alarak kentsel dönüşümü veya kentsel taşımayı çok daha güçlü ve başarılı yapabiliriz. Aksi takdirde, 500 milyar dolarlık israf ve emek kaybı riskleri taşıyacağını gelecek 50 ila 100 yıl sonra yapılan yapıları değişik sebeplerden dolayı yeniden dönüştürmek gibi bir durumun ortaya çıkacağını, bütün bu durumların dikkate alınarak gerekli altyapı ve bütün detayları çok daha titiz bir şekilde eleyip sahaya hazır olarak çıkmamız gerekmektedir. Bu düşünce ile atılan adımın, ülkemiz ve sektörümüz adına çok daha hayırlı ve başarılı olacağı düşüncesiyle bütün okuyuculara ve meslektaşlarıma saygılarımı sunarım.

Teşekkürler TürkiyeBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan

Anadolu Yapım Müt. Fed. DeklarasyonuMehmet Rıdvan Köksüzer

Şahsa Değil Millete ÇalışmakUygun Alkan

Ülkemizde Kentsel Dönüşüm SüreciVedat Gürgen

Sektöre MerhabaAlaattin Çakır

Kalkınmanın Öncü Gücüİller Bankası A.Ş.

Dönüşüm İçin Start VerildiNazmi Şahin

Avrupa, Türkiye Hızlı Tren KarşılaştırmasıTCDD

Gelecek Yüzyıl’ın DönüşümüTahir Tellioğlu

Herkes Üzerine Düşeni YaparsaNecip Nasır

İnşaat Sektörüne Genel BakışTahir Tellioğlu

Marka Kentler Yaratma YolundaMehmet Ali Kahraman

Üç Soruda Geri Dönüşüm SüreciAdnan Malkoç

Yüz YüzeEyüp Kuru

Neden Yapı DenetimHüseyin Dilaver

Yapı Denetim ve Müteahhit İlişkisiGökhan Şentürk

12

18

24

46

52

68

82

86

11

13

20

50

64

74

84

96

42

Yüz YüzeErdoğan Bayraktar

11

Page 7: İmkon Dergi

Erdoğan BAYRAKTARÇevre ve Şehircilik Bakanı

Taner Akçay Yüz Yüze

Kentsel dönüşüm projesi neden bu kadar gereklidir?

Bugün dünyaya baktığımızda, Afrika’da insanların yüzde 35’i, Asya’da yüzde 40’ı ve toplamda dünyadaki

7 milyar nüfusun da yarısı şehirlerde yaşıyor. Fakat giderek bu sayı artacak ve bu artan nüfustan dolayı

şehirler, yüksek oranda göç alacak. En çok dikkat etmemiz gereken husus, dünyadaki yoksullar olmalıdır. Yoksulları

rahat bir ortama kavuşturmadıkça, yoksullar için rahat bir yerleşim elde etmedikçe, üzerinde yaşadığımız dünya huzuru

yakalayamayacaktır.

Avrupa’da şehirleşme, büyük ölçüde sanayileşmeyle birlikte planlı olarak yapılabildi. Bizde şehirleşme, ağırlıklı olarak 1950’lerde

başladı. Kendi yöresinde iş bulamayan insanımız, şehirlere göç etti. Bu göç, şehirlerin düzenli gelişmesinin önünü tıkadı. Türkiye’de,

1950’den bu yana yapılaşma konusunda bir sürü af çıkarıldı. Hiç birisi derde deva olmadı. 1999 Marmara depremi sonrasında yapılan

konutlar mühendislik bilimine göre sağlam. Fakat Türkiye, şehirleriyle de dünyaya iyi bir fotoğraf vermelidir. Türkiye’de nüfusun yüzde 76’sı

şehirlerde oturuyor, bu oran kaçınılmaz olarak artacaktır. Kentsel Dönüşüm Yasası, önemli kolaylıklar getirmektedir, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli başta

olmak üzere afet riskinin yüksek olduğu bölgelerde kent dönüşümünün acilen yapılması gerekmektedir.

Kentsel Dönüşüm Yasası, önemli kolaylıklar getirmektedir, İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli başta

olmak üzere afet riskinin yüksek olduğu bölgelerde kent dönüşümünün acilen yapılması gerekmektedir.

Türkiye, kentsel dönüşüme hazır mı?

Türkiye, ciddi bir gelişme içindedir. Türkiye’yi, dünyada en önemli aktörlerden biri yapmak için çalışma içindeyiz. Hal böyle olunca, şehirlerimizin vereceği fotoğrafın da mükemmel

olması lazım. Dünya şehirleşmesinin getirdiği olgu bu. Biz, bunu kentsel dönüşümü yaparak gerçekleştirmek zorundayız.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kentsel dönüşüm için izlenecek yolları, Türkiye’ye kazandıracaklarını ve gerekliliğini bütün ayrıntılarıyla İMKON’a açıkladı. Bu keyifli röportajda, dönüşüm hakkında merak ettiğiniz tüm soruları sizler için sorduk.

Depremlere karşı zemin etüdleri yapılmadan, yapılmış binalarla hep tehdit altındaydık. Şimdi afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi kanunu ile bu tehdidi minimuma indireceğiz. Ve benim vatandaşım insanca yaşamanın erdemini yakalayacak.

Bu noktada sizin anlayışınıza ihtiyacım vardı. Sizlerde bu anlayışı gösterdiniz. bu anlayışınız için siz değerli vatandaşlarıma teşekkür ederim.

BaşbakanRecep Tayyip Erdoğan

13

Page 8: İmkon Dergi

Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci; 1, 2, 5, 10 ve 20 yıllık eylem planları dahilinde yaklaşık 20 yıl olarak planlanmaktadır. Takriben 20 milyon adet konut stoku olan Türkiye’de, riskli yapılar belirlendikten sonra, tahmini 6,5 milyon konutu dönüştüreceğiz.

Sizden, kentsel dönüşüm projesi sürecinin nasıl ilerleyeceği konusunda bilgi alabilir miyiz?

Kentsel dönüşümde önce riskli binaları belirleyeceğiz. Türkiye’de kentsel dönüşüm süreci; 1, 2, 5, 10 ve 20 yıllık eylem planları dâhilinde yaklaşık 20 yıl olarak planlanmaktadır. Takriben 20 milyon adet konut stoku olan Türkiye’de, riskli yapılar belirlendikten sonra, tahmini 6,5 milyon konutu dönüştüreceğiz. Dünya, şu anda Türkiye’yi konuşuyor. İlk hedefimiz 2023 ve biz, bu bakımdan şehirleri geliştirmek zorundayız, şehirleri düzenlemek durumundayız, şehirleri kaçak ve salaş yapılardan arındırmak durumundayız. Nasıl Japonya’da deprem olduğunda çocuklar eğlenmeye devam ediyorsa, Türkiye’yi de o seviyeye getirmek zorundayız. Bunun için mücadele veriyoruz, vereceğiz. Gece gündüz çalışıyoruz, çalışacağız.

Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi yasası düzenlenirken bu yasaya,kimlerin katkısı oldu?

Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi ile ilgili yasayı çıkarırken, belediyelerden ve sivil toplum kuruluşlarının görüşlerini aldık. Yasa sihirli değnek değil, biz yasa ile vatandaşlara şunu demeye çalıştık, “Gönüllülük esası önceliklidir. Riskli bir bölgede oturuyorsanız, binanızın durumunu tespit ettirin. Biz de size yardımcı olacağız”. Yasanın uygulayıcıları belediyelerdir. Kentsel dönüşüme, bugünden yarına mutlaka başlamamız lazım. Salaş yapıları şehirlerimizden söküp atmalıyız.

Kentsel dönüşüm şuan Türkiye’deuygulanıyor mu?

Türkiye’nin halen 200 noktasında kentsel dönüşüm yapılmaktadır. Kentsel dönüşümü, millet eksenli ve tarafsız yapmalıyız.

Kent tasarımları yapılırken ulaşılmak istenen sonuç nedir?

Yeni kent tasarımları, şehir planlamacıları tarafından gerçekleştirilecek. Bu tasarımlar şehirlerimizin kimliğini ortaya koyacak, dışa açılan yüzümüz olacak. Biz, tarihimizdeki gibi insan merkezli şehirler inşa etmek istiyoruz, çocuklarımızın ayaklarının toprağa, çime değeceği parklar yapmayı arzu ediyoruz. İnşallah çocuklarımıza; biz, o beton yığınları içerisine

mahkûm olmuş şehirler değil, işte o arzuladığımız parkları olan, parklarla donatılmış çevreleri olan şehirler emanet edeceğiz. Bu konuda en büyük görev, mimarlarımıza ve planlamacılarımıza düşmektedir.

Modern hayatın gerektirdiği tüm sosyal donatıları barındıran siteler yapılacak. Binalar, depremler açısından güvenli olacak. Sadece deprem bakımından değil, site olduğu zaman vatandaş, çocuğu bakkala giderken bakabilecek, bahçede oynarken mutfağından bakıp görebilecek. Türkiye’yi yeşillikleri, bahçesi ve parkı olan evlere kavuşturacağız. Gelişmiş, refah seviyesine ulaşmış ülkelerin, toplumların yaptığını biz de ülkemizde yapmaya çalışıyoruz.

Kentsel dönüşüm yapmak için ciddi kaynak lazım. Durum ortada, kişi başı gelirimiz 12 bin dolar. Bugün, dünyanın 6. büyük ekonomisi olan Brezilya kentsel dönüşümle uğraşıyor. İnanın bizim 10’da birimiz kadar başarılı değil. Biz, bu tip acil işlerde birleşebiliyoruz. Biz, bu işlerde siyaseti arka plana atıp yapabiliyoruz. Belediyelere kaynak aktaracağız. Samimi olmak zorundayız. Marmara depremi sırasında, bir kaç saniye içinde ekonomimiz yüzde 10 küçüldü. Bir deprem olduğu zaman binaların yıkılmasını istemiyoruz. Bunun kaynağını bulacağız.

Kentsel dönüşüm projesinin Türkiye’ye kazandıracakları nelerdir?

Kentsel dönüşümün inşaat sektöründe çok büyük gelişmelere yol açacaktır. En önemlisi mühendislik sistemi çok ciddi anlamda gelişecek. Biz, şu anda Çin’den sonra dünyada en fazla iş alan müteahhitlik hizmeti veriyoruz. İkinci olmamıza rağmen, o oranda parayı getiremiyoruz. Aldığımız işlerin teknik şartnamesini, müşavirliğini biz yapmıyoruz. Müşavirliği hangi ülke yapıyorsa malzemeyi de oradan alıyorlar.

Yasa sihirli değnek değil, biz yasa ile vatandaşlara şunu demeye çalıştık,

“Gönüllülük esası önceliklidir. Riskli bir bölgede oturuyorsanız, binanızın durumunu tespit ettirin. Biz de size

yardımcı olacağız”.

Yıkım teknolojisi ciddi oranda gelişmiştir. Yıkılan binalardan hangi malzemeler kullanılıyorsa hepsi kullanılacaktır. Ortaya çıkacak ahşap, alüminyum ve PVC yapımlı kapı ve pencereler, demir ve çelik malzemeler, bakır kablolar, tesisat malzemeleri, kiremit ve ahşap malzemeleri yerinde kolayca ayrıştırıp yapı sektörüne kazandırılacaktır. Bu konu hakkında, Bakanlığımızca araştırma projeleri yürütüyoruz.

Kentsel dönüşümün 650 milyar liraya mal olacak, dönüşümdeki çarkların dönmesi için gelir getirici faaliyetleri olacaktır. 2B Yasası olarak bilinen “Orman Köylülerinin Kalkınmalarının

Erdoğan BAYRAKTAR 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Türkiye’de Kentsel Dönüşüm 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve Türkiye’de Kentsel Dönüşüm Erdoğan BAYRAKTAR

Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi Yasası ile Hazineye ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun” uyarınca 2B satışlarından elde edilen gelirlerin yüzde 90’ına kadar olan kısmının, Bakanlar Kurulu kararı ile dönüşüm projesine aktarılacaktır. Bunun dışında, 2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince, çevre katkı payı ve idari para cezası tahsilatının yüzde 50’si ile İller Bankası’nın banka faaliyetleri ile gelir getirici faaliyetlerden elde edeceği kârın yüzde 50’si aktarılacak.

Kentsel dönüşüm sürecinde yüzde 90 yerli malzeme kullanılacak ve yaklaşık 200’den fazla sektörde ekonomik canlanma ve yeni iş imkanları doğacaktır. Türkiye’de teknik eleman, müteahhitlik, inşaat sektörü, inşaat malzemeleri ciddi anlamda gelişmiştir. Bu dönüşümle müteahhitlik ve inşaat sektörüyle ilgili ne varsa hepsini 20 yıllık garanti kapsamına almış olacağız ve işsizliğin önemli bir ölçüde önüne geçmiş olacağız.

Yıkılan binalardan hangi malzemeler kullanılıyorsa hepsi kullanılacaktır. Ortaya

çıkacak ahşap, alüminyum ve PVC yapımlı kapı ve pencereler, demir ve çelik malzemeler,

bakır kablolar, tesisat malzemeleri, kiremit ve ahşap malzemeleri yerinde kolayca

ayrıştırıp yapı sektörüne kazandırılacaktır.

Türkiye, kentsel dönüşümde iddialı mı?

Türkiye’de devlet eli ile 500 bin konut yapıldı. Devlet ciddi bir tecrübe kazandı, ciddi bir portföy kazandı. TOKİ’nin yaptığı konutlar aralıksız sürüyor. Türkiye’nin konut stoku yenilenecek. Enerjiyi savurmayan, depreme dayanıklı bina olacak, parkları bahçeleri olacak. Bu işlerle ilgili kafasını yorması gereken herkes’in bu işe sarılması gerek. Bu, Türkiye’yi ayağa kaldırır, işsizliği azaltır, refahı arttırır. Artık dünyada, devletlerden çok şehirler yarışıyor. Bugün dünyada atak yapmak isteyen devletler, marka şehirler yapma peşinde. Biz de iddialıyız. Çin’den sonra en çok işi alan ikinci ülkeyiz. Bu bakımdan bunu geliştirmemiz gerek. Mühendisliği, müşavirliği biz yapmıyoruz, başka ülkeler yapıyor. Müşavirlik sektörü gelişirse inşallah dünyada oyun kurucu olacağız, projeleri biz hazırlayacağız. İnşallah gelecek çok daha güzel olacak.

14

Page 9: İmkon Dergi

Kısa adı İMKON olan İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu, 52 birlik ve 90.000 üyeyi bünyesinde bulunduran üç federasyonun Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu, Anadolu Yapı Müteahhitleri Federasyonu ve Müteahhitler Federasyonu’nun bir araya gelerek oluşturduğu sektörün en büyük sivil toplum kuruluşudur.

İMKON ’un amacı, sektörün tamamının sorunlarını çözmek odaklı bir Sivil Toplum Kuruluşu (STK) olmaktır.

Büyük ve Güçlü Türkiye’nin İnşası İçin Tüm Kamuoyuna Duyurulur

Mesleğe giriş ile ilgili yasak düzenleme yapılmadığı için “çürük elma” müteahhitlerinin sorumluluğunu paylaşmak

istemiyoruz.

Yapı Denetimine değil, yanlış uygulamalarına karşıyız.

Belediyelerin birbirinden farklı, müteahhidi zora koşan ve maliyetleri arttıran keyfi uygulamalarını reddediyoruz.

TOKİ’nin kamu marifetiyle sektörü tekeline almasını sektörün sonu olarak görüyoruz. TOKİ, sadece sosyal

konut yapsın, elbette buna kimse itiraz edemez.

Devleti yönetenlerin Taslak, Kanun, Yönetmelik, Tüzük hazırlarken sektöre fikrini sormasını istiyoruz, ki bugünkü

gibi garip uygulamalar olmasın.

BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİNİNŞAASI İÇİN...

İMKONDİYOR Kİ!

Page 10: İmkon Dergi

Makale

Kentsel dönüşüm sürecinde var olabilmek için sektörde, kümeleşme veya güç birliği oluşumları gündeme gelmiştir hatta İzmir’de ve ülkemiz tamamında kümelenme oluşumları başlamıştır.

Eğitim ve sağlık, sosyal bir hak olduğu gibi sağlıklı barınma hakkı da sosyal bir haktır. Gelişen ve büyüyen bir Türkiye’nin deprem gerçeğini göz ardı edemeyiz. Ülkemizde, yaşanan büyük deprem acılarının önüne geçilmesi için çıkarılan afet riski altındaki alanlar ve bu alanlar dışındaki riskli yapıların dönüştürülmesi ile ilgili kanunun, Türkiye için tarihi bir karar olduğunu, bu projenin arzu edilen sürede hayata geçirilmesinde etken olacak unsurların tarihe mal olacağı düşüncemi öncelikle, bu ülkenin bir vatandaşı olarak ve bir İnşaat Mühendisi olarak ifade etmek isterim. TOKİ, 01/2003–09/2012 döneminde, 9 yılda yaklaşık 550.000 konutu devlet imkanlarını kullanarak imal etmiştir. Şu anda, İzmir’de 315.000, ülke genelinde 6,5 milyon konutun dönüşümü söz konusudur. Bu sahada, dönüşümün arzu edilen sürede tamamlanması için kamu dışında, özel sektörün alacağı rolün önemi ortaya çıkmaktadır. İşte bu aşamada rol alacak partner, iş ortağı rüştünü ispatlamış Türk müteahhit, mühendis ve mimarlarıdır. Bakanlık ve belediyelerin ortasında bulunan bu önemli partnerin, bu süreçte verimli olmasının sağlanması halinde, arzu edilen hedeflere varılmamasında hiçbir neden olmadığını düşünmekteyim.

İhale katılımında bürokrasinin azaltılması, referans mektubu, vergi dairesi borcu yoktur, SGK ilişiksiz yazıları vb. belgeler alındıktan sonra, 6 ay süre ile geçerliliği sağlanmalıdır.

Artık biz müteahhitler, serbest rekabetçi bir ortamda, marka yaratarak kurumsal yapımız ile ayakta kalabileceğimizin bilincindeyiz. Kentsel dönüşüm sürecinde var olabilmek için sektörde, kümeleşme veya güç birliği oluşumları gündeme gelmiştir, hatta İzmir’de ve ülkemiz tamamında kümelenme oluşumları başlamıştır. Bu durum, kurumsal ve daha ciddi yapılanma ile sektörün, bu sürece katkı koyacağı gibi dünya’daki pazarda daha güçlü olup, ülkemize katma değer sağlayacağı kanaatindeyim.

HERKES ÜZERÝNE DÜÞENÝ YAPARSA

Necip NASIR İnşaat Mühendisi / İzmir Müteahhitler Federasyonu Başkanı

Necip NASIRHerkes Üzerine Düşeni Yaparsa

Kentsel dönüşüm yasası’nın amacına ulaşması için TOKİ, Belediyeler ve Müteahhitler sosyal konut projelerinde birlikte hareket ederken, kent merkezlerinde şehrin kimliğine, orijinal yapılarına, tarihine özen göstererek hazırlanacak ada bazlı çözümlerde ise müteahhitler kendi güçleri, birikimleri ile sonuca arzulanan zaman diliminde varılması adına, en büyük etken olacaktır.

Müteahhitlerin, çıkan ve yeni hazırlanan kanun ve tasarılara göre, vergisel anlamda öz sermayeleri ile dengelemeler yaparak işini sürdürmesi dönemi bitmiştir. Kentsel dönüşümde, kamunun iş ortağı olduğumuz için kamu, iş ortağını güçlü kılarsa daha büyük hedeflere istenildiği şekilde ulaşılır.

Büyük Hedefler İçin!

* Barınma hakkının bir sosyal hak olduğu göz önünde bulundurularak, kaba inşaat malzemelerinde KDV oranı %8’e düşürülmelidir. * Ada bazında yapılacak planlarda, emsalin, vatandaşı ve yatırımcıyı memnun edecek oranlarda planlanması gereklidir. * TOKİ ihalelerinde ve kamu ihalelerinde, bütün müteahhitlerin ihalelere katılabilme şartları yeniden belirlenerek, katılım tabana yayılmalıdır. * Alt yapı, yol katılım bedelleri standart hale getirilmelidir. * Sigorta primleri düşürülmelidir. * İnşaat malzemeleri, kaynağında denetlenmeli ve malzeme imalatlarının TSE ve CE’li olması sağlanmalıdır. * İnşaat firmalarının yıllar sonra alabildikleri KDV iadeleri, vergi ve sigorta primi ödemelerine mahsup edilmelidir. * İnşaatı ilgilendiren bütün sözleşmeler ve konut alım satım sözleşmelerinde noter onayı, damga vergisi ve karar pulu gibi vergiler kaldırılmalı ve/veya matbu harca tabii tutulmalıdır. * Kamu ihale kanununda, “uygun fiyat” tanımlamasına açıklayıcı düzenleme getirilerek, bürokratlar zor durumdan kurtarılmalıdır. * Kamu ihale kurumu, bölgesel olarak oluşturulmalıdır. * İnşaatlar hızlandığında, inşaat malzemelerinde spekülatif artışların önüne geçilecek düzenlemeler yapılmalıdır. * İhale katılımında bürokrasinin azaltılması, referans mektubu, vergi dairesi borcu yoktur, SGK ilişiksiz yazıları vb. belgelerin alındıktan sonra, 6 ay süre ile geçerliliği sağlanmalıdır. * Kesin teminat mektupları, geçici kabulden sonra iade edilmelidir. * Hak edişten kesilen %3 stopaj, 1.000.000 TL üstü keşif bedelli işlerde %1’e düşürülmelidir. * Otopark katılım bedellerinin, esas kullanıcı ve üreticilere yansıtılarak genel muhafazalı otopark yapılmasının sağlanması ve bu amaçla oluşturulan fonların amacına yönelik kullanılması, otoparkın bağımsız bölüm tapusu ile satılması sağlanmalıdır. * Çatı kullanımı, ülke genelinde çözüme kavuşturulmalı, çatılara alt kat ile ilişkili piyesler yapılmalıdır. * İzmir ve benzeri tarihi eser yoğunluğu olan illerde, tarihi eser ve sit özelliğini yitiren yapı ve alanların olması nedeniyle bu tür yerlerde, bütün tarihi yapı ve sit alanlarının objektif olarak yeniden değerlendirilerek gerçek envanteri belirlenmelidir. * İzmir’de büyük oranda bulunan hazine fazlalığı alanlar, fahiş fiyat yerine emlak rayiç bedelleri üzerinden satılmalıdır. * Denetim firmaları ile ilgili yapılacak düzenlemede, sigorta kurumları devreye girmelidir. * Denetim, kaba inşaatı kapsamalıdır. İnce inşaata ait denetim primi ise sigortaya aktarılarak, maliyet artışı engellenmelidir. * Denetim firmalarının seviye tespitlerinde Belediye, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve Mal Müdürlüğü ile oluşan bürokrasi azaltılmalıdır. * Tapu harcı, kalıcı olarak %1 olmalıdır.

18

Page 11: İmkon Dergi

Sektöre Bakış

Ne Demişlerdi? İsmail Babacan (Adana)

Kuruluş talimatı ile çıkıp, bir aşama daha geçiyoruz. Federasyon aşaması için gerekli yasal prosedürleri en kısa zamanda tamamlamalıyız.

İnanıyorum ki teşkil edeceğimiz güçlü platformda, inşaat sektörünün sorunları için birçok pratik çözüm üretilecektir.

Bekir Adıyaman (Kayseri) Federasyonla ilgili bir başka çalışma yaklaşık 3 yıl önce gündeme

geldi, ancak başarılı olamadı. Oda olma ihtimalimiz ise hiç yok. TBMM alt komisyonuna kadar gidildi, Odalar Birliği karşı çıktı,

hala da sıcak bakmıyor. Bu yüzden öncelikle federasyon, sonra da konfederasyon oluşturmak, sektörümüz açısından çok

faydalı olacak. Meslekte, disiplini sağlamak için elimizde hiç bir yetki ve yaptırım yok. Sadece gönül bağlılığı var. Bu

yüzden derneklerimize belli menfaatler için katılanlar, bu beklentileri gerçekleşmeyince de geri adım atıyorlar.

Ama sanıyorum, bu topluluk bu işi başaracak. Bu konuya, Samsun ve Ankara gibi başka bölgelerin de

sıcak baktığını biliyoruz.

ANADOLU YAPIM MÜTEAHHÝTERÝ FEDERASYONU DEKLARASYONU

Mehmet Rıdvan KÖKSÜZER Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Başkanı

Mehmet Rıdvan KÖKSÜZER Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonu Deklarasyonu

İsmet Levent (Antalya)Federasyon ve konfederasyon olayına sıcak bakıyorum. Sektörde oto kontrolün sağlanması için bunlar şart. Ayrıca bizi, yolunacak kaz olarak görüyorlar. Mesleğimizin ve sektörümüzün çıkarlarını gözetebilmek için birlik sağlamak zorundayız. Ayrıca Sayın Bakan ALİ Coşkun’dan bu konunun, TBMM gündemine taşınacağı sözünü aldık. Ramazan Başak (Şanlıurfa)Öncelikle, hem ekonomik hem de siyasi gücümüzün farkında olmalıyız. Bugüne kadar gücümüzü hep başkaları kullandı. En kısa sürede sonuca gidelim. Bu konuda, siyasi çevrelerdeki ağırlığımızı da devreye sokalım.

Mehmet Büyükemir (Antalya)Ankara’da gövde gösterisi yapalım. Burada, kendini bu yola adamış insanlar görüyorum. Olayı netleştirip derhal tabana yayalım, Ankara’ya öyle gidelim. “Müteahhit” kimliğinin de kriterlerini belirleyelim.

Kayhan Boro (Mersin)Hepimizin bu konuda, hassas ve ciddi olduğunu görüyorum. Üyelerimizi bilinçlendirip tabandan kuvvet alalım. Ticaret ve Sanayi Odaları, belediyeler ve milletvekilleri ile iyi diyaloglar kuralım. Ekonominin yüzde 63’ünü temsil eden bir sektörün elemanı olarak, eksikliğini duyduğumuz kurumun temelini attığımıza inanıyorum.

Mehmet Rıdvan Köksüzer (Gaziantep)Çok güzel mesajlar aldım. Büyük sektör olmamıza karşın söz hakkımız hiç yok. Bilinçli olarak örgütsüz bırakıldık. Çünkü gücümüzden korkuyorlar, ilk iş federasyonu gerçekleştirmek. Her türlü katkıya hazırız.

İsmet Ulusoy (Malatya)Bu oluşum için gereken yasal süreci de dikkate alalım. Federasyon ve konfederasyon kuruluşu aşamasında bir komite kurup görevlendirelim. Ayrıca bölge dağılımı için hangi kriterleri kullanacağımızı belirleyelim.

Bugün02.03.2003 tarihinde yukarıdaki dileklerle başladığımız, bu süreç sonunda kurduğumuz Anadolu Yapım Müteahhitleri Federasyonumuz, 8 İl’den oluşmaktadır. Bu iller; Adana, Gaziantep, Kayseri, Şanlıurfa, Mersin, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay illerinden müteşekkildir.

O gün “önce federasyon, sonra konfederasyon” hedefiyle başladığımız çalışmalar, konfederasyon oluşumu ile tamamlanmıştır. Ancak konfederasyonumuz, bundan sonra yapacağı sektörel çalışmalarla bütün üyelerimizin ve kamuoyunun önce dikkatini çekecek, sonra sahiplenmesini sağlayacak aktiviteleri yapmak zorundadır. Bir yandan sektörel problemlerin çözümü noktasında alacağı sonuçlar, bir yandan da meslek odası kuruluşu için yapacağı çalışmalar ile sektörümüzün gelişmesine önemli katkılar sağlayacağını umuyorum. Konfederasyon sürecinin, sektörümüze hayırlı olmasını diliyorum.

2120

Page 12: İmkon Dergi
Page 13: İmkon Dergi

Sektöre Bakış

Bilindiği üzere inşaat sektörü, ülkemizin ana sektörlerinden biri olup, oldukça yüksek istihdam oluşturmakta ve katma değer üretmektedir. 2011 yılı TÜİK verilerine göre sektörümüzde direk istihdam edilen kişi sayısı 1,9 milyon kişi olup, dolaylı olarak da en az 4 milyon kişiye istihdam sağladığı bilinmektedir. Yine sektörün 2011 yılı TÜİK verilerine göre, direk yatırım rakamının 100 milyar TL civarında olduğu dolaylı rakamın da en az 200-250 miyar civarında olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakamlar, inşaat sektörünün ülkemiz ekonomisindeki payının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.

İnşaat sektörünü, mevcut yasal düzenlemelerin taşıması mümkün değildir. Kanun tasarılarının hazırlanmasında, müteahhitlik hizmetlerini icra edenlerin dışarıda tutularak, sektörün diğer belirleyicileri tarafından düzenlendiği açıkça görülmektedir.

Müteahhitlik hizmetlerinin; daha kaliteli, güvenilir ve marka şehirler planlayıp yeni yaşam alanlarını oluşturabilmesi için sektörün yapısal temellerinin kurulması ve bunların yasal altyapılarının tamamlanması gereklidir.

Avrupa Birliği ile bütünleşme veya gelişmiş ülkeler seviyesini yakalama sürecinde, istihdam yapımızdan kaynaklanan problemleri ortadan kaldırmak bakımından yapılacak düzenlemelerin önemi bir kat daha artmaktadır. Ülkemizin mevcut istihdam yapısı ile gelişmiş ülkeler ve Avrupa Birliği ülkelerinin istihdam yapısı mukayese edildiğinde, tarım sektöründeki mevcut istihdam büyüklüğümüz diğer sektörlere deplase edilecek şekilde azaltılması gerekmektedir.

Ülkemiz, gelişmiş ülkeler arasına girme gayesi taşıyorsa, tarım sektöründe bu yapıda bir nüfusu istihdam edemez. Ettiği takdirde, kalkınamaz ve yapısal sorunlarını çözemez. Ülkemizin bu konuda önünü açacak tek sektör, inşaat sektörüdür. Bu nedenle sektörü düzenleyen yasalar; sektörü geliştirici, büyütücü ve gelişmiş ülkelerdeki standartlara eriştirici nitelikte olmalıdır.

Tahir TELLİOĞLU İMKON Genel Başkanı

Oysaki İmar Kanunu, Afet Kanunu, Mahalli Hizmetler Kanunu, Yapı Denetim Kanunu, Vergi Mevzuatı ve Özel Sektör Müteahhitlik mesleği yasasının olmayışı genel yapısı itibariyle sektörün gelişimine engel olmakla beraber zarar vermekte ve yeni düzenlemelere ihtiyaç duyurmaktadır.

Özellikle, kanunların genel yapısı içerisinde, müteahhitlik sektörünün yapılanmasıyla ilgili hiçbir düzenlemenin olmaması dikkat çekmektedir. Bu sektörde yer alan özel ve tüzel kişilere; yeterlilikleri, sektöre girme şartları ve sicilleriyle ilgili konularda, özel bir takım düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki sektöre giriş şartları incelenmeli ve başarılı uygulamalar tespit edilip uygulanmaya konulmalıdır.

İnşaat müteahhitleri bağlı bulundukları odaların meslek kolunda kaldığı sürece,ekseriyetini teşkil eden ticaret erbabının geniş problemleri yanında inşaat işlerindekidavalar ikinci derecede telakki edilmekte ve ihmale uğramaktadır.

İnşaat sektörünü, mevcut yasal düzenlemelerin taşıması mümkün değildir. Kanun tasarılarının hazırlanmasında, müteahhitlik hizmetlerini icra edenlerin dışarıda tutularak, sektörün diğer belirleyicileri tarafından düzenlendiği açıkça görülmektedir. Sektörün unsurlarından birinin diğerinin önüne çıkarılması, tüm hak ve şartların yasal teminat altına alınması gayreti ve bir takım meslek odalarının gelirlerinin yasal teminata kavuşturulmaya çalışılması, yasa tasarısının ana gayesi olarak görülmektedir. Bu husus, her şeyden önce Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bu anlayışla hazırlanmış ve yasalaşmış yasa tasarıları, yapı sektörü ve imar kanununu daha da geri bir noktaya taşımaktadır.

Başbakanlık makamının 20.03.1970 tarihinde 71.335/2117 sayılı yazı ekinde, TBMM Başkanlığına teklif edilen ancak kadük olan İnşaat Müteahhitleri Odaları Birliği’nin kanun tasarısının gerekçesinde, “İnşaat müteahhitleri bağlı bulundukları odaların meslek kolunda kaldığı sürece, ekseriyetini teşkil eden ticaret erbabının geniş problemleri yanında, inşaat işlerindeki davalar ikinci derecede telakki edilmekte ve ihmale uğramaktadır.” şeklinde, 42 yıl önce müteahhitlerin TOBB bünyesinde ayrı bir oda çatısı altında örgütlenmesinin önemi açıkça ifade edilmektedir. Geçen 42 yıllık zaman zarfında, TBMM’ye değişik hükümetler döneminde üç defa daha müteahhitler odası kanun teklifi verilmiş olup, malum lobiler tarafından engelle karşılaşmıştır.

Devlet Planlama Teşkilatınca hazırlanan, 2001-2006 yılları arasını kapsayan VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planının 5. Bölümü Kurumsal ve Hukuki Düzenlemeler kısmında “İnşaat Mühendislik ve Müteahhitlik sektörlerine ait bir bilgi bankası ve İnşaat Müteahhitleri Odası kurulacaktır” ibaresi yer almaktadır. Yine, VIII. BYKP İnşaat Müteahhitlik Mühendislik ve Müşavirlik hizmetleri özel ihtisas komisyonu raporunda, “kendi kendini denetleyecek, müteahhitlik mesleğini disipline edecek, başıbozukluğa son verecek, sivil meslek organı olarak müteahhit odaları veya birliğinin acilen kurulması ve odaların kendi ihtisas alanında, ihtisas komiteleri oluşturarak sorunları gündeme getirmeleri sağlanmalıdır” denilmektedir. Fakat geçen süreç içerisinde, bu meyanda hiçbir düzenleme yapılamamıştır.

Mevcut yasalara göre, Maliye ve Ticaret Odalarına kayıt yaptıran herkes, müteahhit olabilmektedir. Müteahhitlik, sorumluluk ve uzmanlık isteyen bir meslek grubudur. Ancak ülkemizde, bu hizmeti verebilecek olanların tanımlandığı bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Yani, müteahhitlik meslek grubunu tanımlayan bir ölçüt yoktur. Bu eksiklik nedeniyle inşaat iş kolu ile uzaktan yakından ilgisi olmayan, sektörü bilen bilmeyen herkes müteahhit olabilmektedir. Bu durum, başta deprem güvenliliğini tehdit eden birçok yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır. Ülkemizde, yalnızca kamu sektörüne iş yapan müteahhitlere iş bitirme verilmektedir.

Tahir TELLİOĞLUİnşaat Sektörüne Genel Bakış, Öncelikli 5 Sorun Hakkında Görüş ve Önerilerimiz

24

Page 14: İmkon Dergi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan müteahhitlik belgesi alan, 91.400 firma bulunmaktadır. Özel sektörde karnesiz çalışan müteahhit sayısının 200.000’in üzerinde olduğu bilinmektedir. Bu sayının, 27 AB ülkesindeki toplam müteahhit sayısından daha fazla olduğu tahmin edilmektedir. Hem Devlet Planlama Teşkilat raporlarında hem de sektör temsilcileri olarak bizlerinde ifade ettiği üzere, inşaat sektöründe yaşanan standartsızlık, denetimsizlik, ölçüsüzlük, dağınıklık, kalitesizlik, kalifiye eleman eksikliği ve haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için müteahhitlerin meslek odası çatısı altında toplanarak, mesleğin disipline edilmesi kaçınılmaz bir gerçektir.Bu nedenle mevcut yasaların, müteahhitlik hizmetlerini kaliteli ve güvenilir standartlara taşıması mümkün değildir. İhtiyaç duyulan yasal düzenlemelerin acilen yapılması gerekmektedir. Sektör temsilcilerinin de içinde bulunacağı, yasal alt yapı ile ihtiyaçların karşılanacağı yapı sektörünü geliştirecek yeni bir yasa çalışması yapılmalı ve önceliğimiz olan 5 ana sorun maddesi, muhakkak bu yasa çalışmasının içinde düzenlenmelidir.

ÖZEL SEKTÖR İNŞAAT MÜTEAHHİTLERİNİNÖNCELİKLİ 5 ANA SORUNU

1-Müteahhitlik Mesleğine Giriş Kuralsızlığı

Ülkemizde, kamu dışı inşaat sektörüne girişte, hiçbir mesleki standart ve çerçeve olmayışı, önüne gelen herkesin maliyeden vergi numarası ve Ticaret Odası kaydını yaptırması halinde, finans kaynağı sorulmaksızın taksi şoförü ya da berber ustası olarak, isterse 100 konutluk veya 1000 konutluk bir yapının müteahhidi olmasının önünde hiçbir engel yoktur. Bu şartlarda, mesleki yeterlilik bilinci oluşturulmadan sektörde, yapı güvenliği standardı ve modern yaşanabilir yapı stoklarından oluşan kaliteli ve marka şehirler oluşturmak mümkün değildir.

ÖNERİ: Müteahhitlik mesleğine giriş çerçevesinin belirlenmesi ve bu çerçevede, mesleğe girişin belli bir akreditasyona tabi tutulması, önüne gelenin müteahhit olmasının engellenmesi gereklidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde, müteahhitler bilgi bankasının oluşturulması her müteahhide TC kimlik numarası ve vergi numarası üzerinden müteahhitlik sicil numarası verilmesi durumunun yapı denetim büroları, belediyeler ile beraber bu bilgi bankası üzerinden takip edilmesi, aykırı imalat veya iskânını almadığı takdirde bu sicil numarası üzerinden yasaklanması tabii ki yeterli değildir. Bu durum, sektöre kuralsız girenlere, kurallara uyma müeyyidesi oluştursa da esas olan, koruyucu tedbir olarak sektöre girişin belli kurallara bağlanmasından geçer.

2-Mesleğin Örgütsüzlüğü

Ülke ekonomisinde, her ekonomistin her fırsatta ifade ettiği gibi taşıyıcı lokomotif sektör olan inşaat sektörünün, yasal kamu gücüne dayalı meslek örgütünün olmayışı, inşaat sektörünün zaten mesleğe girişin çerçevesinin olmayışından kaynaklanan

çok ciddi sorunlarını biriktirmiştir. Birçok yönetmeliğin kanuna aykırı olduğu, farklı kuruluşların aynı konuda çok farklı prosedür ve uygulamalar yaptığı, kimin kimden net olarak görüş soracağının belli olmadığı bir sistemle, yani sistemsizlikle yürüyen bir yönetim anlayışı olduğu acı bir gerçektir.

ÖNERİ: Derhal inşaat sektörünün sorunlarının çözümüne önayak olacak, sektörün içinden gelen, kamu kuruluşları ile sektör arasındaki problemlerin çözümüne köprü olabilecek, yasal dayanağı olan yeterli teknik kadro istihdam edebilen, sektörde ihtiyaç olan kalifiye eleman yetiştirebilen, üyelerine bilgi seminerleri veren, ufkunu açan, yapı kalitesi yüksek yapıların üretilmesine katkı sağlayacak ilgili kamu kuruluşları ile ortak bilgilendirme toplantıları düzenleyebilecek bir yapının, yani “Müteahhitler Odası”nın kurulması kaçınılmazdır. Türkiye Müteahhitler Birliği ve İntes, önemli meslek örgütlerimizden olmakla beraber, üzgünüz ki meslek odası ihtiyacımızı karşılamamaktadır. “Yurt dışı ve büyük çapta yol, baraj gibi çalışmalar başlıca iş alanlarıdır.” Yani, kamu müteahhitleri örgütleri olmakla beraber, üyelik şartları da kendilerine özeldir.

3-Yapı Denetim

17 Ağustos’ta yaşadığımız acı depremin üzerine alelacele çıkarılan 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen amacına ulaşamamış değişik dönemlerde yapılan ek düzenlemelerde yasayı düzeltememiş birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.

ÖNERİ: Yapı Denetim Sistemi, hala mesleğe giriş çerçevesinin olmayışı sorununun, yani önüne gelen herkesin müteahhit olabildiği ortamda önemi kat kat artmakta ve kamu binalarını da kapsayacak şekilde doğru, disiplinli ve amacına uygun bir şekilde yetkin kadrolarla takibi yapılarak uygulanmalıdır.

Yapı denetiminin temel amacı, can ve mal güvenliğini esas alan taşıyıcı sisteme (betonarme) indirgeyip, sistemi kolaylaştırıp, takibi ve denetimi güçlendirmektir. Diğer ince işçilik ve malzeme montajı konumunda olan kısım, denetim bölümünden çıkartılmalıdır. Çünkü montaj malzemeler (kombi, petek, batarya, cam, vitrifiye, boya vb.), dışarıda imal edilir ve inşaatta sadece montajı yapılır ve TSE garanti kapsamındadır. Diğer teknik, aksam olarak ifade edilebilecek enerji, telekomünikasyon ve sıhhi tesisat uygulamalarının ilgili yerel birimler tarafından kontrolü yapılıp vizesi verilmektedir. Bunlarla alakalı olarak, yapı denetimlerin sorumluluğu tam olarak bilinmemekte ya da fiiliyatta yeterlilikleri kabul edilmemektedir. Bu alanlar ile ilgili sorumlulukları yok hükmünde olup bu kısımlarla ilgili aldıkları bedel haksız kazanç oluşturmaktadır. Dolayısıyla 4708 sayılı kanunda da açıkça ifade edildiği gibi, can ve mal güvenliğini ilgilendiren taşıyıcı sistem, yapı denetim kapsamı içerisinde kalmalı ve gerisi bu kapsamın içerisinden çıkartılmalı, bu oranda akçesel yükümlülüğü de azaltılmalıdır.

Tahir TELLİOĞLU İnşaat Sektörüne Genel Bakış, Öncelikli 5 Sorun Hakkında Görüş ve Önerilerimiz Tahir TELLİOĞLUİnşaat Sektörüne Genel Bakış, Öncelikli 5 Sorun Hakkında Görüş ve Önerilerimiz

Yapı denetim sistemine sigorta sistemi getirilmeli, yapı denetim sisteminin hatalarından kaynaklanan maddi kayıplar müteahhidin üzerine kalmamalıdır. Şantiye şefi uygulaması kaldırılmalı, yapı denetim hizmet bedeli ödeme yapan tarafa fatura edilebilmeli, KDV’si %1’e indirilmeli, yapı denetim il komisyonlarda ve merkez komisyonlarda da sektör temsilcileri olmalı, yapı denetim kanunu, imar kanunu, mahalli hizmetler kanunu, afet kanunu, kentsel dönüşüm kanunu, meslek odaları kanunu ve vergi kanunu ile uyumu sağlanarak yeniden hazırlanmalıdır.

4-TOKİ

TOKİ’nin, sosyal nitelikli konut üretmesine karşı değiliz. Bilakis bu anayasal görev olmakla beraber, her vicdan sahibinin de sahip çıkarak destekleyeceği bir durumdur. Fakat ülkenin serbest piyasa ekonomisini, kendisine model alması da dikkate alındığında mevcut TOKİ sisteminin, üretim modelinin sosyal konut üretmekten çok rantablı konut üretmek üzerine işlediğini görmekteyiz.

TOKİ; sosyal konut üretme adı altında inşaat yaptırarak, sosyal konut muafiyet haklarından dolayı bir kısım belediye harçlarından muaf tutularak, yapı denetim dışında kalmasına olanak sağlanarak, imar yoğunluklarını fazla kullanarak ve en önemlisi arsayı bedelsiz kullanarak özel sektörün önünde çok avantajlı bir şekilde yarışa başlamaktadır. Bu avantajlarla çok ucuza konutları mal edip, piyasa şartlarına göre de satmaktadır. TOKİ, biriken kaynaklarından kamu binalarını da bedelsiz şekilde yaparak, kuruluş amacının dışına çıkmaktadır. Bu ve bunun gibi konular, devletin birçok alanda özelleştirmeye giderken kamu eli ile serbest piyasa ekonomisine de aykırı bir şekilde inşaat sektörünü tekelleştirmesi, kendi öz kaynak ve imkânları ile bu işi yapanlara karşı haksız bir rekabet oluşturmakta ve anayasanın eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmektedir.

ÖNERİ: TOKİ sadece sosyal nitelikli, 70-100 m2 arası konut üretmelidir. Devlet Arsa Ofisi’nin lav edilip TOKİ’ye bağlanması, bu kurumu zaten zenginleştirmiştir. TOKİ, sosyal nitelikli konut üretimini, elindeki zengin arsa portföyünü özel sektörle kat karşılığı vererek ya da direk satarak fonlayabilir, bu ihtiyacından fazla gelir sağlar ve böylece sektörün imalatını da direk olarak tekelleyici bir şekilde müdahale etmemiş, sektörün önünü de tıkamamış olur.

5-Eşit Belediyeler ve Kamu Kuruluşları Arasındaki Çarpık Uygulamalar

İnşaat müteahhitlerinin, yapı ruhsatından yapı kullanma sürecine kadar olan imalatın ve ilgili bakanlıkların temsilcisi olan belediyelerin, inşaat ruhsatı ve iskânı verirken izledikleri yol ve metotlara, gerek evraka imza sayısı gerek vize ve harç rakamları arasında, m2 ve işlem aynı olmakla beraber, uçuruma varacak farklılıklar ve keyfi uygulamalarda göze çarpmaktadır.

Yapılan incelemede, 2.000 m2 bir inşaat ruhsatı için en az harç alan belediyenin 22 bin TL, en fazla harç alan belediyenin ise 200 bin TL, yine imza sayısı açısından bakıldığında, en az evrakta imza sayısının 50 olduğu en fazla evrakta imza sayısının ise 300’e yakın olduğu gibi ciddi uçurumlar görülmektedir.

Yapı ruhsat veya yapı kullanma izin belgesi alımında ödenen ilgili harçların inşaatın imalatı ve hatta iskân aşamasında dahi, yapının kullanımında hayati önem arz eden yol, elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz gibi hizmetler ücretleri alındığı halde zamanında yerine getirilmemektedir. Bu durum, inşaat müteahhitlerinin ve konutlarında oturmak isteyen mesken sahiplerinin işini zorlaştırmakta, yapı kalitesini ve güvenliğini tehdit etmektedir. Belediyeler, 1/25.000’lik imar planlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile beraber hazırlamalı, planlamada öngörülen yoğunluk daha sonra meclis kararı ile zaruri bir sebebe dayatılmadan yoğunluk artırılmamalıdır. Bakanlıklar tarafından, sektörü ilgilendiren yönetmeliklerin belediyelerce uygulanması noktasında ciddi zorluklar, farklılıklar bir vesile ile aşırı harç taleplerinde bulunulmamalıdır. (Ankara ve ilçelerinde yangın yönetmeliği uygulaması, ASKİ inşaat abonelikleri ve hesap kesim uygulaması vb.)

Yine, farklı resmi kurumlarda da birçok keyfi uygulamalar mevcuttur. Örnek; SGK ile ilgili SSK ilişik kesme belgesi talep edildiğinde, mevcut hesabınız inşaat ruhsatınızda belirtilen bakanlığın koyduğu yapı sınıfına göre değil, yetkileri olmadığı halde kendi bakış açılarına göre hazırladıkları yönetmelikle yapı sınıfı belirleme kriterlerine aykırı olarak, yapı sınıfını A’dan B’ye, C’ye çıkartarak m2 birim fiyatları artırılarak daha fazla harç talep etmektedir.

Ülke ekonomisinde, her ekonomistin her fırsatta ifade ettiği gibi taşıyıcı lokomotif

sektör olan inşaat sektörünün, yasal kamu gücüne dayalı meslek örgütünün olmayışı,

inşaat sektörünün zaten mesleğe girişin çerçevesinin olmayışından kaynaklanan

çok ciddi sorunlarını biriktirmiştir.

Yine meslek odaları, mimarlar odaları gibi asli vazifeleri olmadığı halde, anayasanın 135. maddesi gereği 6235 sayılı kuruluş kanunu ile aldığı aşırı yetkilerden dolayı, serbest piyasa ekonomisine aykırı olduğu halde ilgili bakanlığın vize ücreti alınamaz hükmüne rağmen, meslek odalarına sicil belgesi için müracaatta bulunan üyelerine, çizdikleri projelere çok yüksek miktarda fatura kesme mecburiyeti getirmesi karşılığında sicil belgesi vermesi gibi garip serbest piyasa ekonomisine aykırı, meslek odası anlayışından uzak vergi defterdarlığı şubesi gibi kuruluş amacına aykırı işler yürütmektedir. Bunlar gibi, onlarca müteşebbisin iş hürriyetini kısıtlamaya yönelik örnekler verilebilir.

2726

Page 15: İmkon Dergi

gerekli tedbirlerin alınması ivedilikle gereklidir.

İnşaat müteahhitleri bağlı bulundukları odaların bir meslek kolunda kaldığı

ekseriyetini teşkil eden, ticaret erbabının geniş problemleri yanında inşaat işlerine

ait davalar ikinci derecede telakki edilmekte ve ihmale uğramaktadır.

Sektörü geliştirici ve disipline edici yeni düzenlemelere acilen ihtiyaç olduğunu sıkça ilgili kurumlara yazılı ve şifahen aktardığımız halde, acı deprem felaketlerinin üzerinden uzun yıllar geçmiştir. Can ve mal kayıplarımızın önemli sebebi olan yapı kalitesizliğini, iyileştirme ve müteahhitlik mesleğini disipline etme anlamında yeterince yol alınamamıştır. Yani, 17 Ağustos depreminde ölenleri rahmetle anmaktan öteye gidilememiştir. Bu durumdan müteahhitler de dâhil olmak üzere bütün yetkili ve ilgili kurumlar ve şahıslarda sorumludur. Yetkili kurumlara, kişilere şunu ifade etmek istiyoruz; “Sizce müteahhitlik her önüne gelenin yapabileceği kadar basit bir meslek midir? Hangi önemli meslek alanının yasal bir giriş çerçevesi yoktur? Önemli bir meslek alanı olup da o mesleğe girmenin belli bir ehliyet ve liyakat çerçevesi olmaz mı? Olmaz ise o mesleğin, hakikaten bütün gereklerini yerine getirip dürüstçe çalışanlara haksızlık edilmiş olmaz mı?” Diğer ehliyet ve liyakat sahibi olmayan, birde üstüne vicdanı olmayan, sözde müteahhit bozmalarının sorumluluğunu paylaşmak istemiyoruz. Bu meyanda gerekli bütün tedbirlerin alınmasını, özetle, müteahhitler odasının biran önce kurularak, bu süreçlere katılımın sağlanması konusunda gereğinin yapılmasını arz ediyoruz.

Saygılarımızla.

ÖNERİ: İnşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesi, Bakanlığın İmar Kanunu’na uygun bir şekilde azami standarda oturtulmalıdır. İşlem ve harçlar bakımından, belediye meclislerinin sınırsız yetkilerine bir sınır getirilmelidir. Yani, inşaat ruhsatı 300’e yakın imzadan aşağı düşürülmelidir. Belediyeler ve diğer alt kamu kuruluşları, ilgili bakanlığın belirlediği imar kanunu ve yönetmeliklerine uymalıdır. Her Bakanlık, belediyelerin kendi yetki alanlarındaki uygulamaların takibini yapmalı, pratiklik ve kaliteli hizmete dönüştürülmesine katkı sağlamalıdır. Bu şekilde, müteahhitlerin sadece para kaynağı olmaktan öte, şehirleri güzelleştiren, güvenilir ve refah düzeyi yüksek, uygun maliyetlerle ev sahibi yapan, marka şehirleri oluşturan hizmet kadrosu olarak görülmelidir. Sektörün önündeki engelleyici uygulamalar derhal kaldırılarak, sektörün önü açılmalıdır.

SONUÇ: Başbakanlık makamının 20.03.1970 tarihinde kanun lar ve kararlar tetkik dairesi 71-335/2117 sayılı yazı ekinde, TBMM başkanlığına teklif edilen ancak kadük olan İnşaat Müteahhit Odaları Birliği kanun tasarısının gerekçesinde, “İnşaat müteahhitleri bağlı bulundukları odaların bir meslek kolunda kaldığı ekseriyetini teşkil eden, ticaret erbabının geniş problemleri yanında inşaat işlerine ait davalar ikinci derecede telakki edilmekte ve ihmale uğramaktadır.” şeklinde 42 yıl önce müteahhitlerin TOBB bünyesinde, ayrı bir oda çatısı altında örgütlenmesinin önemi açıkça ifade edilmiştir. Geçen 42 yıllık zaman zarfında TBMM’ye değişik hükümetler döneminde üç kez daha müteahhitler odası kanun teklifi verilmiş, malum lobiler tarafından engellenmiştir.

17 Ağustos 1999’da yaşadığımız acı deprem ve Van depremi felaketlerinin doğurduğu yıkıcı sonuçları da dikkate alarak, bu tür depremlerde can ve mal kayıplarımızın oluşmaması için

Tahir TELLİOĞLU İnşaat Sektörüne Genel Bakış, Öncelikli 5 Sorun Hakkında Görüş ve Önerilerimiz

28

Page 16: İmkon Dergi
Page 17: İmkon Dergi

ve inşaat meslek kalitesinin dünyada en yüksek olduğu bir tecrübe ile 500’lü yılların mimarisini, aynı Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin bugüne gelebildiği miras kültürünü de kapsayacak şekilde yapabiliriz. Modern şehirciliğin gereği içinde ve 9 şiddetindeki depremlere dayanabilecek nitelikte ve özellikte yapılar oluşturma fırsatına kavuşabiliriz” diye konuştu.

Kentsel dönüşümle Türkiye’de, 20 milyon yapının en az 3’te 1’inin yaklaşık 7 milyon konutun dönüşeceğinin planlandığını kaydeden Tellioğlu, şöyle devam etti; “Her konutta 4 kişinin yaşadığını varsayarak, 28 milyon insanın yaşadığı bir şehir dönüştürülecektir. 7 milyon konut, ortalama arsa ve vergi maliyeti çıktığında 100 metrekaresi 70 bin liraya mal edilse, 7 milyon konut 490-500 milyar liralık bir yatırım oluşturacak. Türkiye’de, yıllık 500 bin konut yapıldığını hesaplarsak ve sektörü kentsel dönüşümde yüzde 100 kapasite ile çalıştırırsak, 7 milyon konut 13-15 yılda yapılacaktır. Ayrıca 400 bin civarında yeni istihdam ortaya çıkacağı için istihdamda var olan açık, yüzde 15 civarında düşecektir.”

Basında İmkon Kentsel Dönüşümü 74 Milyon Sahiplenmeli Yeni Şafak Gazetesi

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, kentsel dönüşüm yasa tasarısının modern şehircilikte güvenli yapılaşma için son şans olduğunu söyledi. Kentsel dönüşüm yasa tasarısına ilişkin Yeni Şafak gazetesine değerlendirmeler yapan Tellioğlu, “Yasa, cumhuriyet öncesi savaşlar ve fakirliğin ortaya çıkardığı çarpık ve kalitesiz şehir stoklarının her depremde, ülke insanımıza verdiği zararı sona erdirmenin başlangıcı olarak görüyoruz” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hükümetimiz seçim kaybetme pahasına da olsa, Türkiye bu kentsel dönüşümle yüzleşmek zorundadır” diyerek, bu konuda cesur davrandığını dile getiren Tellioğlu, “1920’lerin yokluk, fakirlik, bir ekmek bulma uğruna köylerden kentlere göçün olduğu, başını sokmak için bir derme çatma yapı yapıldığı günlerde değiliz. Biz, bugün yapıları imkânlar bolluğu içinde yapacağız. Şimdi binaları, paranın ve teknik kadronun, inşaat malzeme kalitesinin

Akşam Gazetesi

Zaman Gazetesi

Toplam maliyeti 400 milyar doları bulacak olan kentsel dönüşüm, vatandaşın da yüzünü güldürecektir. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, kentsel dönüşümün tamamlanmasının ardından konutların değerinde üç kata varan oranlarda artış yaşanacağını belirterek, vatandaşın ekonomik kaybının olmayacağını varoşlarda alt kategorideki dairelerin 50 bin lira, üsttekilerin ise 150 bin liraya satıldığını aktardı. Tellioğlu, “Binaların yıkılmasıyla birlikte modern kentler inşa edilecek. Altyapıların tamamlanmasıyla birlikte 50 bin liralık evin değeri 150 bin liraya, 150 bin liralık evin değeri de 450 bin TL’ye çıkacaktır. Vatandaşın daha önce iki dairesi varsa ve bu, kentsel dönüşüm sonrasında bir daireye düşse bile değeri artacağı için ekonomik kayıp olmayacak” dedi.

Yeni şehirlerin Türkiye’nin kendi öz medeniyetini, gelecek nesillere miras bırakacak bir yapıda inşa edilmesi gerektiğinin altını çizen Tellioğlu, “Kentsel

Hükümetin, yeni eğitim sistemine müteahhitler de destek verdi. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, eğitim sisteminde 4+4+4’e geçilmesiyle birlikte inşaat işçilerinin de meslek liselerinde eğitim alabileceklerini söyledi. Tellioğlu, inşaat sektöründe çalışan iş gücünün de eğitime tabi tutulmasının, kendileri için önemli olduğunu vurguladı.

Tellioğlu, “inşaat sektörü olarak istihdam ettiğimiz işçilik kalitesinden memnun değiliz. Köyden kente göç edenler için ilk istihdam aracı kurumu olan inşaat iş alanlarının, gelişen teknoloji ve yeniliklere uyum sağlaması gerekiyor. Bunun yolu da eğitimden geçer. Yeni eğitim sistemiyle birlikte inşaat işçilerine yönelik okullar da açılmalıdır” dedi.

TÜSİAD’ın temsil ettiği iş dünyasına olan sorumluluğu gereği kalifiye eleman

dönüşümün ana gayesi, kentleri çürük binalardan kurtarmak olmanın yanında çarpık, plansız, ulaşım sorunu, suç gettosu oluşturan kötü şehirden modern şehirciliğin esas alındığı, başta yüksek yapı kalitesinin yanında, bütün sosyal yaşam unsurlarına hitap edebilen şehirler üretmek olmalıdır. Bu şehirler, gelecek yüzyıllara eser olarak kalabilecek, planlı, kaliteli ve estetik yapılardan oluşmalıdır. Yapılacak binaların, mimarisine ve estetiğine dikkat edilmelidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir grup gazeteciye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı kentsel dönüşüme ilişkin değerlendirmede bulunan Tellioğlu, kentsel dönüşümün tamamlanmasıyla birlikte Türkiye’nin enerji faturasının azalacağına inanıyor. Enerjiye yıllık 40 milyar dolar harcandığını ifade eden Tellioğlu, iyi yalıtımlı binaların enerji faturasını düşüreceği görüşünde. Türkiye’deki 20 milyon’a yakın yapının en az üçte birinin, deprem ve sosyal açıdan yaşanılmaz sebeplerden dolayı yıkılarak, son derece modern tekniklerle yeniden inşa edilmesi gerektiğine dikkat çeken Tellioğlu, konuyu 74 milyon insanın sahiplenmesi gerektiğine dikkat çekti.

yetiştirecek meslek okullarının açılmasını teşvik etmek zorunda olduğunu belirten Tellioğlu, “Eğitim reformu beyanlarına bakıldığında mesele iş dünyası, sivil toplum örgütü boyutunda değil, ideolojik manada ele alınıyor. Söz konusu eğitim sisteminin, 4+4+4 şeklinde yeniden yapılandırılması esasen ilk 4’ten sonra çocuklarımızın benimseyecekleri alanları tercih etme hakkı tanıyor” diye konuştu. 28 Şubat uygulamalarında, haksız bir şekilde inancından dolayı başörtülü çocukların eğitim haklarının gasp edildiğini söyleyen Tellioğlu, “Bu açıdan da bakıldığında, kendi ideolojilerine uymayanlara hiçbir eğitim hakkı tanımayanlara aynı cesaretle karşılık vermeyen iş adamları örgütünün, bu meseledeki tavrını samimi bulmuyoruz. İş adamları olarak, kalifiye eleman ihtiyacımızın karşılanması ve ülkemiz demokrasisinin gelişimini hızlandıracak gelişmelere destek vererek öncülük etmelerini temenni ediyoruz” dedi.

Basında İmkon

Basında İmkon

Tellioğlu’ndan Kentsel Dönüşüm Değerlendirmesi

İnşaat İşçilerine Okullu Olma Umudu

3332

Page 18: İmkon Dergi

Müteahhitler Güç Birliği Yapacak Yeni Şafak Gazetesi

Türkiye genelinde, sayılarının 120 bin olduğu tahmin edilen özel sektör inşaat müteahhitleri ile 80 bin civarında da kamu müteahhidinin, oda altında faaliyet göstermesi için İMKON, bir girişim başlattı. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, “Türkiye’de hemen her iş kolunun meslek odasının bulunduğuna dikkati çekerek, Türkiye ekonomisinin taşıyıcı lokomotifi olan inşaat müteahhitliği sektörünün, yasal bir meslek örgütünün olmayışını çok ciddi bir kayıp olarak nitelendirdi.”

Odanın oluşumu ile sektörün envanterinin çıkacağını, müteahhitlerin, TC kimlik numarası üzerinden kodlanarak, meslek kuralları dışında hareket etmelerinin önünün kesileceğini söyleyen Tellioğlu, meslek örgütü oluşumunun getireceği diğer faydaları şöyle sıraladı; “Haksız rekabet önlenecek, sektörde etik kuralların işletilmesi mümkün hale getirilecek.” İnşaat müteahhitlerinin mesleki bir örgüt

altında birleşmelerinin, vize ve proje bedeli harcı adları altında para alan İnşaat Mühendisleri Odası, Ticaret Odaları TOBB, İNTES gibi oluşumlarca istenilmediğini söyleyen Tellioğlu, kendilerine TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar’ın destek verdiğini belirtti.

Basında İmkon

Basında İmkon

Basında İmkon

Çürükler Gitsin Türkiye Gazetesi

Kalekol Seferberliği Hürriyet Gazetesi

Her depremde hedef tahtası olan müteahhitler, sonunda isyan etti. Çürük elmaları temizlemek isteyen müteahhitler; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a seslenerek, yeni mesleğe gireceklere metrekare şartı getirilmesini istedi.

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Erdoğan Bayraktar gibi tecrübeli bir ismin Şehircilik Bakanı olmasının, inşaat sektörü için yeni dönemde büyük bir şans olacağını söyledi. Bayraktar’ın mesleki sivil toplum kuruluşlarının (STK) görüşlerini alarak, problemleri hızlı bir şekilde çözme iradesi göstermesinin kendilerini etkilediğini dile getiren Tellioğlu, “Çözüm için Erdoğan Bayraktar ile elimizi taşın altına koyacağımızı, üzerimize düşen her türlü fedakârlığı yapacağımızı kamuoyuna açıklıyoruz” diye konuştu.

PKK’nın 28 yılda yaptığı 93 baskında, yüzlerce şehit verdiğimiz karakolların hali sivil toplumu harekete geçirdi. Hürriyet gazetesinden Erdinç Çelikkan’a konuşan İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, kalekolların yapımı için bedelli bedelsiz üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını söyledi.

Tahir Tellioğlu, “Oradaki tüm karakolların yenilenmesi elzemdir. Bölge şartlarını biliyorum. O karakollarla, orada sınır güvenliği sağlanamaz. Hükümete yardımcı olma noktasında, üstümüze düşen ne vazife olursa yaparız. Bu işin üstesinden çok rahat gelebiliriz. Belki imalatla alakalı güvenlik sorunu olabilir. Bunu ikinci askerlik vazifemiz olarak kabul edebiliriz. Süratle karakolların hem fiziki hem lojistik yapısını değiştirmeliyiz. Taş atılsa, çatısı çökecek karakollar var. Bir kısım karakollar, lojistik olarak doğru yerde değil. Maddi ve manevi, ne katkı yapmamız gerekirse hükümetin emrinde oluruz. Ülkenin, milli birikimini harekete geçirmeye hazırız” dedi.

Basında İmkonZaman Gazetesi Zamlar Müteahhidi Yordu

İnşaat malzemesi fiyatlarındaki artış, müteahhitleri zorluyor. Çimento ve demir başta olmak üzere, inşaatta kullanılan çok sayıda malzemeye yüzde 50’ye varan oranlarda zam geldiğini belirten inşaat sektör temsilcileri, ev fiyatlarının zam baskısı altında olduğu görüşünde. Tellioğlu, yüzde 50’ye varan oranlarda maliyet artışının inşaat sektörünün önünü tıkadığını, bu maliyet artışının konut satış fiyatlarına yansıyacağını ifade etti. Tellioğlu, “Dünya genelinde emtia fiyatlarında artış var. Türkiye’deki inşaat malzemesi üreticileri de bunu, fiyatlarına yansıtmayı başladı. Yılın son çeyreğinden itibaren bu, konuta da yansımaya başlar. Ancak şimdiden ne oranda yansıyacağını söylemek mümkün değil. Bu önümüzdeki günlerde emtia fiyatlarının izleyeceği seyir ile de ilgili olacak” dedi.

İç piyasada, demir ve çimento fiyatlarındaki sert artışı önlemek amacıyla ithalat kapısının açılması gerektiğini dile getiren Tellioğlu, sıfır gümrükle inşaat malzemesi ithal edilmesinin pahalı malzeme fiyatlarını dengeleyebileceğini kaydetti. Emtia fiyatlarındaki artışa rağmen, vatandaşın gelirinin aynı oranda artmadığını ifade eden Tellioğlu, “Buna karşın maliyetlerdeki artış, ev fiyatlarını artıracağı için inşaat sektöründe önümüzdeki dönemde bir durgunluk yaşanabilir. Türkiye ekonomisinin, lokomotif sektörlerinden biri olan inşaattaki yavaşlama, büyüme rakamlarına olumsuz yansıyabilir” diye konuştu.

Gecekondu dönüşümünün de etkisiyle Türkiye’de çok sayıda meslek grubunun ikinci işi, inşaat müteahhitliği haline geldi. İMKON Genel Başkanı Tellioğlu, sektörün en büyük sıkıntılarından birinin de müteahhit sayısındaki artış olduğunu belirterek, her önüne gelenin inşaatçı olmaya başladı” dedi.

Radikal Gazetesi Müteahhitler Ege Ordu Komutanlığı’nıMahkemeye Veriyor

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, yabancılara yönelik gayrimenkul satışında teşvik edici ve kolaylaştırıcı imkanlar sağlanması noktasında, ciddi zorluklar çıkarıldığını belirterek, “Yasal olarak bir engel olmamakla beraber mevcut bürokrasinin yavaş işlemesi, bu bölgenin esas iznini veren Ege Ordu Komutanlığı’nda işlemlerin yavaşlatılmasından yaşanan sorunlar nedeniyle ciddi müşteri kaybetme durumunda bize, maliyet oluşturmaktadır” dedi.

Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (TİMFED) 8. dönem istişare toplantısı, Antalya’nın Alanya ilçesinde yapıldı. Toplantı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulunan İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu; toplantıda bölge temsilcileriyle, yabancılara gayrimenkul satışında yaşanan sorunlar ve inşaat sektörünün Türkiye ekonomisindeki önemi konusunda görüşeceklerini söyledi. Ülke ekonomisinde inşaat sektörünün, taşıyıcı, lokomotif sektör olduğunu vurgulayan Tellioğlu, 2004-2007 yılları arasında inşaat sektöründeki %15 büyümenin ülke ekonomisine, yüzde 7 ile 10 arasında katkı sağladığını hatırlattı. Ekonomik gelişmede, inşaat sektörünün öneminin görüldüğü halde, hükümet ve Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın gayretine rağmen kabinedeki ilgili makam ve kurumların eş değerde çalışma yapmadıklarını savunan Tellioğlu, 2008 yılında ABD’deki tutsat (Mortgage) kredilerinden kaynaklanan ve dünyayı etkileyen ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’deki sektörlerde, krizden çıkış paketi hazırlanırken inşaat sektörüyle alakalı hiçbir tedbirin alınmadığını iddia etti.

Sahil bölgesinde, yabancı vatandaşlara yönelik gayrimenkul satışında teşvik edici ve kolaylaştırıcı imkanlar sağlanması konusunda, ciddi zorluklar çıkarıldığını anlatan Tellioğlu, şunları kaydetti: “Yasal olarak bir engel olmamakla beraber mevcut bürokrasinin yavaş işlemesi, bu bölgenin esas iznini veren Ege Ordu Komutanlığı’nda işlemlerin yavaşlatılmasından yaşanan sorunlar nedeniyle ciddi müşteri kaybetme durumunda bize maliyet oluşturmaktadır.”

Basında İmkon

3534

Page 19: İmkon Dergi

Basında İmkon Müteahhitlik Bilgi Bankası Şart Hürriyet Gazetesi

Müteahhitlik hizmetlerinin daha kaliteli ve güvenilir yaşam alanlarına hizmet verebilmesi için yapısal temellerin kurulması ve bunların yasal altyapılarının oluşturulması gerektiğini belirten İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, “Müteahhit bilgi bankası oluşturulmalı” dedi. İnşaat sektörünü düzenleyen yasaların, sektörü geliştirici, büyütücü ve gelişmiş ülkelerdeki standartlara eriştirici nitelikte olması gerektiğini ifade eden Tellioğlu, şunları söyledi: “Müteahhit mesleğine girmek için bazı şartlar olmalıdır. Müteahhitlerimizin, akreditasyon sorunu çözüme kavuşturulmalıdır. Müteahhit, bir işi yarım bırakıp başka bir yerde, yeni bir işe başlayamamalıdır. Bunun denetimi ise Bayındırlık Bakanlığı bünyesinde oluşturulacak, müteahhitlik bilgi bankası sisteminden geçiyor. Bu sisteme, bütün müteahhitler kayıt yaptırmalı ve bu müteahhitlerin yaptığı işler belirli aralıklarla denetlenmelidir. Yaptığı işi yarım bırakıp kaçan müteahhit, anında tespit edilmeli ve o müteahhit’in yarım bıraktığı işi bitirmeden

başka bir yapıya başlaması için gerekli olan ruhsat verilmemelidir.”

Mevcut Yasal Düzenlemelerin Sektörü Taşıması Mümkün Değil

Tellioğlu konuşmasına, “Bu sektörü, mevcut yasal düzenlemelerin taşıması mümkün değildir. Sektörün unsurlarından birinin, diğerlerinin önüne çıkarılması ve tüm hak ve şartları, yasal teminat altına alınması gayreti ve bir takım meslek odalarının gelirlerinin yasal teminata kavuşturulmaya çalışılması, yasa tasarısının ana gayesi olarak görülmektedir. Bu anlayışla hazırlanmış ve yasallaşmış yasa tasarıları, yapı sektörünü ve imar kanunu daha da geri bir noktaya taşımıştır. Mevcut yasalara göre Maliye, Ticaret ve Sanayi Odalarına kayıt yaptıran herkes, müteahhitlik hizmetleri verebiliyor. Müteahhitlik, uzmanlık isteyen bir meslek grubudur. Ancak ülkemizde, bu hizmeti verebilecek olanların tanımlandığı bir yasal düzenleme bulunmuyor. Bu eksiklik nedeniyle inşaat iş kolu ile uzaktan yakından ilgisi bulunmayan hemen herkes, müteahhit olabiliyor. Bu durum, başta deprem güvenliği olmak üzere, birçok sakıncalar doğuruyor.” diye devam etti.

Karnesiz Çalışan Müteahhitler

Tellioğlu son olarak, “Ülkemizde, yalnızca kamu sektörüne iş yapan müteahhitlere iş bitirme verilmektedir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan müteahhitlik belgesi alan 91.400 firma bulunmaktadır. Özel sektörde karnesiz çalışan müteahhit sayısı, 200 binin üzerindedir. Bu sayı, 27 AB ülkesindeki toplam müteahhit sayısından daha fazladır. Hem Devlet Planlama Teşkilat raporlarında hem de sektör temsilcileri olarak ifade ettiğimiz üzere, inşaat sektöründe yaşanan standartsızlık, denetimsizlik, ölçüsüzlük, dağınıklık, kalitesizlik, kalifiyeli eleman eksikliği ve haksız rekabetin önüne geçilebilmesi için müteahhitlerin bir oda çatısı altında toplanıp, müteahhitlik mesleğinin disipline edilmesi gereklidir. Bu nedenle mevcut yasalar, müteahhitlik hizmetleri sektörünün içinde bulunacağı ve ihtiyaçlarının karşılanacağı ve yapı sektörünü geliştirecek yeni bir yasa çalışması yapılmalıdır” dedi.

Basında İmkon Müteahhit Birlikleri Birleşiyor Zaman Gazetesi

Türkiye’deki müteahhit birlikleri konfederasyon çatısı altında birleşmek için çalışma başlattı. Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (TİM-FED) genel merkezinde düzenlenen toplantıya katılan federasyonların genel başkanları, Türkiye’de faaliyet gösteren sektöre bağlı müteahhitlerin genel sorunları ve taleplerini görüştü.

Toplantıda, sektörün tam temsili için konfederasyon kurulması adına federasyon genel başkanlarınca prensip kararı alınırken, ilgili taslak tüzüğün hazırlanması noktasında yetki, diğer federasyonların genel başkanları tarafından İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu’na yetki verildi.

Akşam Gazetesi

Hürriyet Gazetesi

Çürük Müteahhitler Elenecek

İnşaat Müteahitleri Odası Kurulsun

Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (TİMFED) tarafından, ATO Konferans Salonu’nda düzenlenen “Sektörü Bilinçlendirme Toplantısı”nda konuşan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Avrupa’nın ve sosyalist ülkelerin işi baştan sıkı tuttuğu için düzenli kentleşmeyi başardığını, Türkiye’nin ise hızlı ve büyük göçlerle planlama yetersizlikleri nedeniyle bu konuda başarılı olamadığını belirtti.“Van depremi nasırımıza bastı, inşallah başaracağız” diyen Bayraktar, kentsel dönüşümü gerçekleştirecek, denetim mekanizmalarını geliştirecek ve müteahhitlik sistemine çeki düzen verecek düzenlemeleri hayata geçirme konusunda kararlı olduklarını söyledi. Bayraktar, Türkiye’nin müteahhitlik sektöründe dünya’nın önde gelen ülkeleri arasında yer aldığını anımsatarak, şunları kaydetti: “Bu işi dünyada en iyi bilenlerdeniz. Bu işi nasıl kaliteli hale getiririz diye çalışıyoruz. 3194 sayılı Kanun ile müteahhitlik ve teknik elemanlarla ilgili ne yapmamız gerekiyorsa yapacağız. Müteahhitlere sicil numarası verilmesi ve ustalık sertifika

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, temel atma töreni ve bir dizi incelemeler için geldiği Denizli’de, kaçak ve depreme dayanıksız yapılardan kurtulunması gerektiğini kaydetti. Bakan Bayraktar, “Türkiye, yılda 55 milyar dolar enerji ithal ediyor. Bu rakamın yüzde 60’ı konutlarda kullanılıyor. Konutlarımızda da yalıtım sorunu var. Kentsel dönüşümle yalıtım sorununu giderip, 8-10 milyar dolar tasarruf yapabileceğiz” dedi.

200 Bin Belge

Bakanlık olarak müteahhitlik yapanları kayıt altına aldıklarını ifade eden Bayraktar, şöyle konuştu: “Türkiye’de geçici müteahhitlik belgesi olan 200 bin kişi var. Belli şartlar getirmek suretiyle, hem müteahhitlik firmaları hem de inşaat firmaları ile bu işi yapamayanları ayıklamak için yeni bir çalışma içerisindeyiz. Müteahhit kayıt sertifikası için geniş bir inceleme yapıyoruz.”

belgesi uygulaması yılbaşından itibaren uygulamaya girecek. Bununla yetinmeyeceğiz. Denetim işini kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Devlet denetim konusunda kolaylaştırıcı ve kucaklayıcı olacak, ancak taviz vermeyecek. Devlet kolaylaştırıcı ve ufuk açıcı olacak ancak özel sektöründe kaliteli yapılar üretmesi ve suistimalden kaçınması gerekiyor.”

“Devlet de İç Muhasebesini Yapmalı”

TİMFED Başkanı Tahir Tellioğlu, uygulanmaya başlanacak olan müteahhide sicil numarası verilmesi sistemiyle müteahhidin yaptığı işlerin takip altına alınacağını, bu sayede sektörün nitelik ve kalite kazanacağını anlattı. Türkiye’de kalitesiz yapı stoku oluşmasıda sadece müteahhitlerin değil, denetim görevlerini yapmayan veya ihmal eden belediyelerle diğer yetkili kamu idarenin de sorumluluğu olduğunu ifade eden Tellioğlu, müteahhitlere yönelik düzenlemeler yapılırken, devletin yetkili organlarının da kendi iç muhasebesini yapması gerektiğini kaydetti. Tellioğlu, müteahhitlerin iş yaparken karşılaştıkları güçlükleri anlatırken, “Örneğin, Ankara’da bir yönetmenlik, 5 ayrı belediyede 5 ayrı şekilde uygulanıyor” eleştirisinde bulundu. ATO Başkanı Salih Bezci de Türkiye’de, işi bilen bilmeyen herkesin inşaat yapmasının yanlışlığına dikkat çekerek; “Bunun doğru olmadığını çok acı deprem tecrübelerinden öğrendik. Tedbiri elden bırakmamak gerekiyor. Öncelikle belediyelerin kaçak yapıları izin vermemesi gerekiyor” diye konuştu.

Basında İmkon

Basında İmkon

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye’de artık her önüne gelenin inşaat yapamayacağını belirterek, ticaret odalarının aidat gelirleri nedeniyle İnşaat Müteahhitleri Odası kurulmasını engellediğini söyledi. Bayraktar, “Müsaade etseler daha kolay olacak. Bir oda kurulsun, gelişsin. Her isteyen de müteahhitlik yapmasın, inşaat yapmasın” dedi.

3736

Page 20: İmkon Dergi
Page 21: İmkon Dergi
Page 22: İmkon Dergi

Dosya Kentsel Dönüşüm

Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat, norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerini teşkil etmek üzere iyileştirme, tasfiye ve yenilemelere dair usul ve esasları belirleyen 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, 31/05/2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Kanunun uygulanmasına yönelik olarak da ikincil mevzuatların yayınlanma işlemleri devam etmekte olup bir yandan da süreç devam ettirilmektedir.

Bu kanun ile temelde riskli olduğu bilimsel verilerle tespit edilen riskli yapılar ve zemin ya da üzerindeki yapılaşma nedeniyle risk teşkil eden alanların sağlıklı ve güvenli yaşam çevrelerine dönüştürülmesi sağlanacaktır.

Hızlı nüfus artışı ve çarpık yapılaşma nedeniyle kentlerimiz, altyapı ve ulaşım sistemleri ile sosyal donatı alanları yetersiz bir şekilde gelişmiş olup birçok yapımız mühendislik hizmeti almayan, sağlıksız ve güvensiz niteliktedir. Önemli bir deprem kuşağında bulunan ve başta deprem olmak üzere birçok afet yaşanan ülkemizde, kentlerimizin ve yapılarımızın bu durumları nedeniyle afetlerde birçok can ve mal kaybı yaşanmaktadır.

Yapılan araştırmalar; İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerdeki yapı stokunun yaklaşık %70’inin, ülke genelinde %50’sinin kaçak olduğunu ortaya koymaktadır.

Türkiye’nin yaklaşık yarısı, birinci bölge deprem bölgesindedir. İstanbul, Bursa, İzmir gibi büyük şehirlerimiz deprem bölgeleri içindedir. Bu iller ile birlikte afetler açısından risk taşıyan bölgelerde ciddi taramalar yapılmaktadır.

Ülkemizde, 20 milyona yakın yapı olduğu ve bu yapıların büyük çoğunluğunun mühendislik hizmeti almadığı veya proje ve ruhsata aykırı olarak yapıldığı değerlendirilmektedir. Zemin yapısı nedeniyle riskli bölgelerde yapılaşmış yapılar da değerlendirildiğinde, öncelikle 6,5 milyon yapının tespitlerinin yapılması ve bu yapıların içerisinde riskli olanların ivedilikle yıkılarak yerlerine sağlıklı ve güvenli konutlar yapılması sağlanacaktır.

Vedat GÜRGEN Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetler Genel Müdürü

Bakanlığımız tarafından 2008’de yapılan envanter çalışmasına göre; sadece İstanbul’da 1 milyon civarında yapı olduğu, bunun 400 bin’inde hiçbir mühendislik hizmetinin bulunmadığı, diğer yapılarda da mühendislik hizmetinin yeterli olmadığı, afet risklerinin azaltılması için öncelikle problemli yapı stokunun belirlenmesi ve iyileştirilmesi gerektiği belirlendi.

Yapılan araştırmalar;İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerdeki yapı stokunun yaklaşık %70’inin, ülke genelinde %50’sinin kaçak olduğunu ortaya koymaktadır.

Sadece konut stokunun sağlıklı olup olmaması değil, kentlerimizin yaşam standartlarının çok altında olması, yetersiz yeşil alan, sosyal donatı alanları, teknik altyapı ve yolların yetersizliği de ekonomik ve sosyal anlamda birçok sorun yaşatmaktadır. Bu nedenle sağlıklı ve güvenli konutlar ile yaşam alanları oluşturulması büyük önem arz etmekte, birçok programda yer almakta (KENTGES Bütünleşik Kentsel Gelişme

Stratejisi ve Eylem Planı (2010–2023), 2012-2014 Orta Vadeli Program, 2012 Yılı Programı vb.) ve hükümet programında da özellikle vurgulanmaktadır. Kaldı ki son Van depremi sonrası, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından “Her ne pahasına olursa olsun bu dönüşümü yapacağız.” ifadesi de hükümetin bu sürece verdiği büyük desteğin en somut göstergesidir.

6306 sayılı kanun, her ne kadar Kentsel Dönüşüm Kanunu olarak algılansa da mevcut mevzuatta, 5393 sayılı Belediye Kanununun 73 üncü maddesi ile Belediyelere, 5366 sayılı “Yıpranan Tarihi Ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” uyarınca Belediyelerin ve İl Özel İdarelerinin, 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu uyarınca TOKİ’nin “kentsel yenileme, yenileme alanı, kentsel dönüşüm, gecekondu dönüşüm projesi” gibi farklı isimlerle temelde kentsel dönüşüm uygulaması yapma, yetki ve görevleri bulunmaktadır. Bu idarelerce, bu kapsamda birçok uygulama mevcutta yürütülmektedir.

Kentsel dönüşüme, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde başlanacaktır.

Vedat GÜRGENÜlkemizde Kentsel Dönüşüm Süreci

42

Page 23: İmkon Dergi

Ülkemizde, 2 0 milyona yakın yapı olduğu ve bu yapıların büyük çoğunluğunun mühendislik hizmetini almadığı veya proje ve ruhsata aykırı olarak yapıldığı değerlendirilmektedir. Bakanlığımız tarafından “Riskli Alan ve Riskli Yapı Tespiti” ile ilgili 19.06.2012 tarihinde 81 İl Valiliği ve Belediyelere yazılan yazı ile;

A) Riskli Alanların Belirlenmesi:

Riskli alan çalışmaları, önemine ve önceliğine binaen, birinci derece deprem bölgelerinde yer alan iller ile ikinci derece deprem bölgelerinde yer almakla beraber acil risk taşıyan yerlerden başlanacaktır.

Riskli yapılar ve riskli alanlar, kanundaki yetki çerçevesinde İl Belediyeleri, İl Özel İdareleri, Büyükşehir Belediyeleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ile Bakanlığımızca yetki verilen İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Sakarya Büyükşehir İlçe Belediyeleri’dir.

B) Riskli Yapıların Belirlenmesi:

Riskli yapıların belirlenmesi çalışmalarında öncelik, birinci derece deprem bölgelerinde yer alan illerden başlayacak ve riskli yapıların tespiti ise ilk önce yapı malikleri veya kanuni temsilcileri tarafından yaptırılacaktır. Riskli olduğu bilimsel raporla tespit ettirilen ve İdareye veya Bakanlığa bildirilen yapılar üzerinde malikler yenileme ve dönüşüm faaliyetlerini, 6306 sayılı Kanun çerçevesinde kendileri yapabilecek, ihtiyaç duyulması halinde Bakanlığımız ve İdare tarafından gerekli destek sağlanacaktır.

Bakanlık tarafından riskli yapıların tespiti, süre verilerek maliklerden veya kanuni temsilcilerinden istenebilir. Malikler tarafından verilen süre içinde tespitlerin yaptırılmaması halinde, tespitler Bakanlıkça veya İdarece yapılacak veya yaptırılacaktır.

Riskli yapılar için kanundaki yetki çerçevesinde Belediyeler, İl Özel İdareleri, Büyükşehir Belediyeleri, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri ve Bakanlığımızca yetki verilen İstanbul, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Sakarya Büyükşehir İlçe Belediyeleri’dir.

Müracaatları halinde, konusunda tecrübeli en az iki inşaat mühendisi ile bir jeoloji veya jeofizik mühendisi istihdam eden;

• Üniversiteler• İnşaat,JeolojiveJeofizikMühendisleriOdaları• BelediyeŞirketleri lisanslandırılacaktır.

Ayrıca sivil toplum kuruluşları, diğer gerçek ve tüzel kişilerde en az iki inşaat mühendisi ile bir jeoloji veya jeofizik mühendisi istihdam etmeleri ve Bakanlığımız tarafından belirlenen diğer teknik ve mali şartları taşımaları halinde, tıpkı Bakanlığımıza müracaat eden üniversiteler ve belediye şirketlerinin lisanslan- dırıldığı gibi tarafımızdan lisanslandırılacaktır.

Riskli bina tespitinde bulunabilecek üniversiteler, belediye şirketleri ve firmalar Bakanlığımızın WEB sayfasında yayınlan- maktadır.

6306 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesiyle 5393 ve 5366 sayılı kanunlarda geçen Bakanlar Kurulu Kararı alma işlemine ilişkin görevler Bakanlığımıza verilmiş olup bu alanlarda, bu idarelerce ilan edilen alanlara ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı alma işlemini yürütmektedir. Uygulama ise ilgili idare tarafından gerçekleştirilmektedir.

6306 sayılı Kanun ise temelde afet riskini baz almış olup can güvenliği temelli olması nedeniyle riskli olduğu bilimsel verilerle tespit edilen yapıların yıkımını zorlayıcı, ancak vatandaşlarımızı mağdur etmeyecek şekilde kredi, destek ve yardım alternatifleri olan bir düzenlemedir. Temelde, dönüşüm gelirleri adı altında ayrı bir hesap oluşturulmakta ve uygulamalar bu kapsamda yürütülmektedir.

Vedat GÜRGEN Ülkemizde Kentsel Dönüşüm Süreci

b) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (B) bendine göre Hazine adına orman dışına çıkarılan yerlerin satışından elde edilen gelirlerin yüzde doksanını geçmemek üzere, Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen orana tekabül eden tutar.

c) İller Bankası Anonim Şirketinin Hazine gelirleri ve faiz gelirleri dışındaki banka faaliyetleri ile 26/1/2011 tarihli ve 6107 sayılı İller Bankası Anonim Şirketi Hakkında Kanunun 3’üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca yapacağı faaliyetlerden elde edeceği kârın yüzde ellisi. Kentsel dönüşümde kullanılmak üzere Genel Müdürlüğümüz bütçesine aktarılacaktır.

Böyle büyük bir uygulama faaliyeti, sadece binaların yıkılarak yerlerine yeni ve güvenli yapılar yapılması değil, bunun yanında yalıtımı tam olarak sağlanmış, asgari konfor koşullarına sahip, enerjiyi savurmayan ve en önemlisi çevre dostu yapılarla yeni hayat alanları oluşturulacak, inşaat ve teknik müşavirlik sektörü ciddi manada gelişecek, yerli malzemelerin kullanımı ile üretim sektörü hareketlendirilecek, yıkım yapılan alanlarda bütüncül bir planlama anlayışı, yeni bir altyapı ve ulaşım sistemi ile şehirlerimizin daha düzenli hale getirilmesi, temelde daha yaşanabilir şehirler oluşturulması ve kaynak tasarrufu sağlanacaktır. Çevre dostu ve yeşil binalar yapılması, hem yapımda hem de altyapı inşaatlarında kullanılacak malzemelerin geliştirilmesi, üretim sektörünün hareketlenmesi süreci teknolojik gelişmelere ve yeni malzeme ve kaynak üretimi sağlanacaktır.

Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği teknik olarak tespit edilen yapılar için Bakalar Kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde güçlendirme kredisi temin edilebilecektir.

6306 Sayılı Kanunun Vatandaşa Sağladığı Kolaylıklar

Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya kamulaştırılan yapıların maliklerine ve bu yapılarda, kiracı veya sınırlı aynî hak sahibi olarak en az bir yıldır ikamet ettiği veya bunlarda işyeri bulunduğu tespit edilenlere konut, işyeri, arsa veya kredi verilebilecektir.

Konutunu ve işyerini kendi imkânları ile yapmak veya edinmek isteyenlere de kredi sağlanabilecektir.

Gecekondu Kanununa göre yoksul veya dar gelirli olarak kabul edilenlere verilecek olan konut veya işyerleri; 7269 sayılı Kanunda belirtilen usul ve esaslar uyarınca borçlandırma suretiyle de verilebilecektir.

Yapımı gerçekleştirilen konutların bedelleri;

Mevcut ekonomik durum, Tabii afetin ortaya çıkardığı durumlar, Uygulama alanındaki kişilerin mal varlığı ve geliri göz önünde bulundurularak Bakanlar Kurulu kararı ile yapım maliyetlerinin altında tespit edilebilecektir.

Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup da bu kanunun öngördüğü amaçlar bakımından güçlendirilebileceği teknik olarak tespit edilen yapılar için Bakanlar Kurulunca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, güçlendirme kredisi temin edile- bilecektir. Taşınmazları satın almak, ön alım hakkını kullanmak, bağımsız bölümler de dâhil olmak üzere taşınmazları trampaya, taşınmaz mülkiyetini veya imar haklarını başka bir alana aktarmak, aynı alanlara ilişkin taşınmaz mülkiyetini, anlaşma sağlanmak kaydı ile menkul değere dönüştürmek, kamu ve özel sektör işbirliğine dayanan usuller uygulamak, kat veya hâsılat karşılığı usulleri de dâhil olmak üzere inşaat yapmak veya yaptırmak, arsa paylarını belirlemek için Bakanlığımız yetkilidir.

6303 sayılı kanun uyarınca;a) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu gereğince, çevre katkı payı ve idari para cezası olarak tahsil edilerek genel bütçeye gelir kaydedilecek tutarın yüzde ellisi.

Vedat GÜRGENÜlkemizde Kentsel Dönüşüm Süreci

4544

Page 24: İmkon Dergi

Dosya Kentsel Dönüşüm

Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından kentlerimizi sosyal, kültürel, teknik ve ekonomik boyutlarıyla bir bütün olarak değerlendiren, mekânsal planlama boyutunda standartlarını daha yukarılara çıkartmayı hedefleyen bir birim olarak teşekkül ettirilmiştir. 644 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kurulan ve faaliyete başlayan, yeni ve daha icraatçı yapısı ile hizmet sunmayı hedefleyen Genel Müdürlüğümüz, mekânsal planlama konularını daha etkin bir şekilde ele alarak çalışmalarını sürdürmektedir.

Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün çalışmaları, temelde 7 başlık altında toparlanabilir. Bunlar; üst ölçek planlama, imar planlama çalışmaları, kıyı planlama çalışmaları, özel proje çalışmaları, yer bilimsel etütler, kentsel ve kırsal alanlara yönelik çalışmalar ve imar mevzuatına yönelik çalışmalardır.

Türkiye’de kentsel dönüşüm pratiğinin sorunları ve Türkiye’ye özgü koşulları dikkate alan bir anlayış içinde çalışmalarımız hızla sürmektedir. Konut politikası ile kentleşme politikası, makroekonomik bağlamda, kentsel dönüşüm sürecinin bütüncül bir mevzuat çerçevesinde ve planlama ile eşgüdümlü olarak ele alınmaktadır.

Kentsel dönüşüm hamlesinin planlama bağlamında bütüncül olarak değerlen- dirilmesi, uygulamaların sonuçlarının ele alınması ve takip edilmesi önem arz etmektedir. Temel anlayışımız, sadece bina düzeyinde bir kentsel dönüşümden ziyade, yaşam kalitesini artıran, kaynakları etkin kullanan ve uzlaşmacı bir anlayışla planlama ve kentsel dönüşüm ilişkisini kuran, bütüncül bir dönüşümdür. Bu bağlamda kentsel dönüşümü, mekânsal planlama anlayışımız çerçevesinde, ekoloji, ekonomi ve sosyal ayakları ile birlikte üst ölçek planlama, arazi kullanımı, kamusal alanların tasarımı, ulaşım ilişkileri, risk, toplumsal gelişim ve ekonomik kalkınma boyutları ile birlikte değerlendirmekte ve uygulamalarımızı bu yönde şekillendirmekteyiz.

Türkiye’de kentsel dönüşüm pratiğinin sorunları ve Türkiye’ye özgü koşulları dikkate alan bir anlayış içinde çalışmalarımız hızla sürmektedir. Konut politikası ile kentleşme politikası, makroekonomik

Mehmet Ali KAHRAMAN Mekansal Planlama Genel Müdürü

bağlamda, kentsel dönüşüm sürecinin bütüncül bir mevzuat çerçevesinde ve planlama ile eşgüdümlü olarak ele alınmaktadır. Bu kapsamda; kentsel dönüşümü kent planlamaya bir alternatif olarak görmekten ziyade, kent planlamayı bütünleyen bir araç olarak görmekteyiz. Bu anlayışla kentsel dönüşümü; sosyal, kültürel, kırsal, kentsel ve diğer tüm değerlerin artırılmasına ilişkin bir stratejik çerçeve içinde değerlendirmekteyiz. Kentsel dönüşümdeki tüm süreçleri, bahsettiğim çerçevede ele almakta ve planlama çalışmalarımızı bu doğrultuda yapmaktayız.

Söz konusu çerçevenin kentsel stratejiler boyutu, kentsel gelişme stratejisi ve eylem planı ile gerçekleştirilmektedir. Strateji belgesi ve eylem planında kentler için yaşanabilirlik kıstasları;

sürdürülebilir, dengeli, güvenli, sağlıklı, nitelikli bir çevreye sahip, ekonomik açıdan iyi durumda, kamu hizmetlerine erişimde fırsat eşitliğini sağlayan, kültürel kimliğini, geleneklerini ve değerlerini koruyan, yerleşmelerin planlanmasında dinamik, çekici ve yarışmacı sistemleri teşvik eden, yerel yönetimlerde şeffaflık anlayışını benimseyen, katılımcılığı esas alan, çevreyi kirleten sosyo-ekonomik ve mekânsal gelişmelerin etkilerini azaltacak yöntemleri öneren bir yapıda oluşturulmuştur. Başbakanımızın başkanlığında, Yüksek Planlama Kurulu kararı ile kabul edilen bu belgenin izleme çalışmaları, Genel Müdürlüğümüz bünyesinde devam etmektedir.

Mehmet Ali KAHRAMANMarka Kentler Yaratma Yolunda

46

Page 25: İmkon Dergi

Gerek kentsel dönüşüm projeleri, gerekse mega projeler ile marka kentlerin oluşturulması için

çalışmalar sürdürülmektedir. Ancak, bunun marka kent olmanın sadece bir yönü olduğunun

bilinciyle hareket ederek, her kentin bir kimliği ve bir potansiyeli olduğu yaklaşımını da

benimseyerek “Marka Kentler Eylem Programı”nı geliştirmek suretiyle belediyelerimize, marka

kent olmak için neler yapılabileceğini gösteren bir yol haritası ortaya koymayı hedeflemekteyiz.

Bilindiği üzere kentsel gelişmelere yön vermek bağlamında, 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi hakkındaki kanun ile Bakanlığımıza, depreme karşı dayanıksız yapılar ile bunların yapıldığı alanların dönüşüm proje uygulamalarını yapmak ve yaptırmak görevi verilmiştir.

Büyük şehirlerimizin en önemli sorunlarından biri de denetim dışı gerçekleşmiş, yasal olmayan ya da sonradan yasalara uygun duruma getirilmiş niteliksiz yapılaşmalardır. Bu nedenle “kentsel dönüşüm” konusunun özellikle, afet öncelikli olarak ele alınması kaçınılmazdır. Bu nedenle afet öncesi risk yönetiminin önemi çerçevesinde, kırsal alanlardan büyük şehirlere kadar kapsamlı iyileştirme ve doğal afetlere hazırlıklı yerleşim alanları oluşturulması için kentsel dönüşüm seferberliği başlatılmıştır. Şehirlerimizin modernleştirilmesi ve insan hayatını tehdit eden risklerden arındırılmış, yaşanabilir şehirler oluşturulması amacıyla en önemli hedeflerimizden biri, doğal afetlere hazırlıklı bir Türkiye için kentsel dönüşümü gerçekleştirmek olacaktır.

Bu çerçevede, özel proje alanlarında yapılacak olan kentsel tasarım projeleri ile mekan kalitesi yüksek alanlar oluşturulmasına yönelik mega projeler, en önemli önceliklerimiz arasındadır. Buna örnek olarak; “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı”na ilişkin işlemlerin, Bakanlığımızca yürütülmeye başlandığını söyleyebilirim.

Önem verdiğimiz bir diğer konu ise “Marka Kentler” oluşturulmasına yönelik olarak yapılacak olan çalışmalardır. Gerek kentsel dönüşüm projeleri, gerekse mega projeler ile marka kentlerin oluşturulması için çalışmalar sürdürülmektedir. Ancak, bunun marka kent olmanın sadece bir yönü olduğunun bilinciyle hareket ederek, her kentin bir kimliği ve bir potansiyeli olduğu yaklaşımını da benimseyerek “Marka Kentler Eylem Programı”nı geliştirmek suretiyle belediyelerimize, marka kent olmak için neler yapılabileceğini gösteren bir yol haritası ortaya koymayı hedeflemekteyiz.

Bakanlığımız, özellikle son dönemlerde meydana gelen afetler sonrasında yapılacak yeni kentlerin kurulması çalışmalarında, sadece yer seçim kararları vermenin ötesinde bu kentlerin altyapıları, üstyapıları, ülke mekânındaki yerleri, mevcut eski kentlerle ilişkileri gibi stratejik kararların tamamında yetki ve söz sahibi olmaktadır. Bu sürecin sonunda gerekli çalışmalar yapılarak, yaşam kalitesi yüksek geleceğin kentlerini oluşturmak için çok önemli adımlar atılmış olacaktır.

Mehmet Ali KAHRAMAN Marka Kentler Yaratma Yolunda

48

Page 26: İmkon Dergi

Harita Mühendisi Ankara Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi TİMFED Genel Başkan Yardımcısı

Her kent kendine tema seçmeli, tema belirlenirken şehrin mevcut yapısı ve potansiyeli dikkate alınmalıdır. Bu konuda, mevcut yapı bir avantaj sağlayabilir. Ancak dünyanın konumu, ülkenin gidişatı bölgeye, yeni bir tema merkezi oluşturabilir.

Türkiye’de bölgeler, iller, ilçeler manasını arıyor. Marka kentlerin oluşmasında ilk akla gelen, belediye başkanlarıdır. Tarih göstermiştir ki bazı kentler büyür, bazıları küçülür, bazıları da yok olur. Kentlerin kaderi, başkanları ile doğru orantılıdır. Yöneticilerin; illerin yüz ölçümleri, nüfusları ve bütçelerini dikkate alarak, “bölgenin insan sermayesini bölge üzerinde değerlendirerek neler yapmayı planladıkları, hangi atılımları yaptıkları, Belediye Başkanlarının şehirlere plan program dâhilinde nasıl bir gelecek hazırladıkları” önemli bir konudur.

ÞAHSA DEÐÝLMÝLLETE ÇALIÞMAK

Tarih göstermiştir ki başarılı başkanlar, kurdukları AR-GE ekibiyle, hazırladıkları projelerle insan sermayesini kullanarak bulundukları bölgeyi geliştirmişlerdir. Dünyanın ve ülkenin gidişatını dikkate alarak, marka kentler yapmışlardır. Bu vizyondan yoksun başkanlar ise yönettikleri kentleri, gelişmekten yoksun bırakmışlardır. Başkanlar, gelir getirici tüm bu çalışmaları yaparken dünya’nın, Türkiye’nin, il’in ve ilçe’nin konumuyla, tarihiyle, kültürüyle, gelenek ve görenekleriyle dünya’ya açılmasına yön verecek projeler yapmalıdır. Her kent kendine tema seçmeli, tema belirlenirken şehrin mevcut yapısı ve potansiyeli dikkate alınmalıdır. Bu konuda, mevcut yapı bir avantaj sağlayabilir. Ancak dünyanın konumu, ülkenin gidişatı bölgeye, yeni bir tema merkezi oluşturabilir. Başkan, kendine rakip olacak şehirleri geride bırakacak projelere önem vermelidir. İlleri, İlçeleri markalaştırmak, dünyamızı ve ülkemizi kardeşlik ve barış merkezi haline getirmek, bölge halkının kalkınmasına yardımcı olmak, kendini bu millete vakfetmiş projeci başkanlarla olmalıdır.

Bugün belediyeler; stratejik planları, performans programları ve bütçelerinde hazırladıkları tanıtım kitapçıklarında misyonlarından ve vizyonlarından bahsetmektedir. Yapılan çalışmalara bakıldığında ise bilimden, teknikten, projelerden uzak belediye yönetim sisteminde, kısa vadeli projelerle bir şeyler yapmaya çalışan, ağırlıklı belirli gurupların görüşü doğrultusunda hizmet veren bir anlayış görülmektedir.

Oysaki eski tarihte gerçekleştirilmiş, uzun ömürlü projeler, bugün, bizlere ışık tutmaktadır. Birçok Belediye Başkanı, neden günlük, aylık projelerle uğraşıyor? Neden kervanı yolda dizmeye çalışıyor? Kervanı yolda dizme, aslında proje üretmemekten kaynaklanan bir durumdur.

Uygun ALKAN

Bürokratların ve iş adamlarının desteğini almadan, uzun vadeli kalıcı projeler üretilemez. Belediye Başkanları seçilmiş oldukları il’in, ilçe’nin gönüllü hizmetkârı olmalıdır ve öyle de anılmalıdır. Şahıslar için değil, millet için çalışılmalıdır.

Gelecek nesillere, Cumhuriyet’in ve bu milletin kimliğini, vizyonunu taşıyacak projeler üretilmemektedir. Görmekteyiz ki yapılan yatırımlar kısa vadelidir. Kaç tane uzun vadeli proje var? 1950-2000 yılları arasında yapılan yapıların, %60’ının yıkılacağı veya tehlike arz ettiği söylenmektedir. Bu durumun, birinci derecede sorumlusu Belediyeler ve Belediye Başkanlarıdır. Oysa sayın yöneticiler şunu bilmelidir ki; başarı insan sermayesiyle olur. Yöneticilerin, başarıyı yakalayabilmesi için hiçbir siyasi ayrım gözetmeden, bölgeye gönül bağı olan bütün bürokratları ve iş adamlarını, Türkiye’de ve dünya’da bulması gerekmektedir. AR-GE ekibinin hazırladığı projeleri bürokratlarla tartışıp, projelerin önünü açtıktan sonra iş adamlarına sunmalı, il’i, ilçe’yi marka projelerle cazibe ve yatırım merkezi haline getirmelidir.

Bürokratların ve iş adamlarının desteğini almadan, uzun vadeli kalıcı projeler üretilemez. Belediye Başkanları seçilmiş oldukları il’in, ilçe’nin gönüllü hizmetkârı olmalıdır ve öyle de anılmalıdır. Şahıslar için değil, millet için çalışılmalıdır. Belediye Başkanları arasındaki tek fark, sahip oldukları zaman değil, zamanı kamu yararına nasıl kullandıkları olmalıdır.

Marka Kentlerin Oluşturulması İçin:

Kamu arazileri tespit edilmeli ve değerleme projesi hazırlanmalıdır.

Projeler Maliye Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Belediye ile ortak yürütülmelidir.

Kent, cazibe merkezi haline getirilmeli, dışa açılmalıdır. Her şehir, belirli bir konuda uzmanlaşırsa çekim ve cazibe merkezi haline gelir.

Bir şehrin, uzmanlaşması için seçtiği tema, o şehrin lokomotifidir. Örnekleri dünya’da çoktur. New York (finans), Paris (moda), Los Angeles (film), Houston (uzay), Roma (tarih), Viyana (kültür), Oxford (eğitim), Rio (karnaval) gibi dünyada birçok marka şehirler vardır. Bununla birlikte; ülkenin uluslararası siyasi ve genel ekonomik şartları, bölgenin coğrafi konumu, gelişmişlik düzeyi, insan sermayesi, eğitimi ve altyapısı dikkate alınmalıdır.

Şehir yöneticileri, kentleri için bir tema seçmeli ve bu temayı en iyi şekilde işlemeli, tüm yatırımcılar bu konuda yatırım yapmak üzere seferber edilmelidir. Tema belirlenirken şehrin

mevcut yapısı, dünya ve ülke üzerindeki potansiyeli göz önüne alınmalıdır. Çünkü mevcut yapı bir avantaj sağlayabilir ve ancak kararlı, akıllı çalışan bir şehir yöneticisi, mevcudiyetinde hiç olmayan bir temayı, kentin üstüne oturtabilir. Yöneticiler, dünya ülkeleri ve kendi ülkelerinde, rakip olarak belirlediği şehirleri geride bırakacak projeler uygulamalıdır. Bu projeler için kamu mülkiyetindeki alanlar, öncelikli olarak değerlendirilmelidir. Projelerden elde edilecek gelirler hazineye kazandırılmalı, kentin sosyal ve fiziksel dönüşümü hızlandırılmalıdır. Maliye Bakanlığınca; belediye sınırları içerisindeki hazine mülkleri, tescil harici araziler ve diğer kamu mülklerinin konum, nitelik ve büyüklükleri ile tahsis durumu tespit edilmelidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Belediyeler tarafından, bu arazilerin kent için belirlenen temaya uygun projelere, kentsel dönüşüme, imar hakları aktarımına ve diğer projelere uygun olup olmadığı analizlerinin yapılması gereklidir.

Kentin üst ölçekli planları, kenti markalaştıracak projelere ve kamu

mülkiyetlerine göre yeniden ele alınmalıdır. Ülke genelinde, marka

kentler seferberliği başlatılmalıdır.

Bu analizler neticesinde, uygun görünmeyen veya başka amaçlara tahsis edilmiş araziler elenerek, uygun araziler için projelendirme çalışmaları yapılmalıdır. Bu projelerin, kent makroformunu ne yönde etkileyeceği tespit edilmelidir. Kentin üst ölçekli planları, kenti markalaştıracak projelere ve kamu mülkiyetlerine göre yeniden ele alınmalıdır. Ülke genelinde, marka kentler seferberliği başlatılmalıdır. Bu başarıyı gösteremeyen Belediye Başkanları ise başkanlıktan vazgeçmelidir. Bu anlamda vazgeçmek, geçici bir sorun için kalıcı bir çözüm olabilir.

Uygun ALKANŞahsa Değil Millete ÇalışmakDosya Kentsel Dönüşüm

5150

Page 27: İmkon Dergi

Son dönemde gündemde olan kentsel dönüşüm projeleri, aynı zamanda geri dönüşüm ve atık yönetimi uygulamalarının günlük yaşamda yerleşik hale gelmesi için de önemli bir fırsattır. Kentsel dönüşüm projeleri kapsamında yeni yapılacak binalar, kendi enerjisini sağlıyor, geri dönüşüme uygun bir altyapıya sahip olan atıklarını, çevreye zarar vermeden kaynağında ayrıştırabilen, ekolojik yapılar olarak karşımıza çıkıyor. Biz de kulağa hoş gelen projelerin geri dönüşüm sürecini işin patronu Tasfiye ve Geri Dönüşüm Dairesi Başkanı Adnan Malkoç’tan sizler için değerlendirmesini istedik.

Kentsel dönüşüm kapsamında, yapıların geri dönüşüm sürecinin önemi nasıl değerlendirilir?

Geri dönüşüm, kentsel dönüşümün bir parçasıdır. Geri dönüşüm, kentsel dönüşümün olmazsa olmaz ayağıdır. Bakanlık olarak kentsel dönüşüm sürecinde, geri dönüşümü de eş zamanlı olarak gerçekleştirmek gayreti içerisindeyiz. Geri dönüşümle ilgili Genel Müdürlüğümüz bünyesinde bir komisyon kurulmuş olup, komisyon çalışmalarına devam edilmektedir. Geri dönüşümü, kentsel dönüşümle eş zamanlı yürütmek zorunluluğumuz vardır. Bakanlığımız, inşaat ve yıkıntı atıklarının doğaya bırakılmadan geri dönüştürülerek üretilecek agregalara uygun kullanım alanları belirleyip, tekrar ekonomiye kazandırmayı hedeflemiştir.

Binaların yıkımı sürecinde karşılaşılan sorunlar nelerdir ve yıkım sektörü, kentsel dönüşüme nasıl hazırlanır?

Kentsel dönüşüm süreci, yaklaşık 20 yıl olarak planlanmıştır. Bu süreç içerisinde 14 milyon konut elden geçerek, tahminlerimize göre 6,5 milyon konut yıkılacak ve geri dönüştürülecektir. Ülkemizde, yıkım alanında çalışan firmalar, sektör olarak henüz kendilerini yapımda olduğu gibi örgütleyememiştir. Bu örgütlenmenin oluşmasını sağladık. Faaliyet alanı bina yıkımı olan ve bu konuda profesyonel çalışan, teknolojiyi ve yıkım tekniklerini uygulayan ve takip eden firmaların yıkım sektöründe çalışmaları beklenmektedir. Bina yıkımlarıyla ilgili bir sorun yaşamamakla birlikte, tamamıyla da sorunsuz olduğunu söyleyemeyiz.

Binaların geri dönüşümü nedir?

Binalar yıkıldıktan sonra inşaat atığı haline dönüşür. Bina yıkılırken malzeme türüne göre yıkılması bir başka deyişle, seçici yıkım yapılması aynı zamanda geri dönüşüm sürecini başlatacaktır. İstediğimiz, seçici yıkım yaparak ki bu yıkım maliyetini artıracak, geri dönüşüm sürecini yıkarken başlatmaktır. Bu, aynı zamanda yerinde geri dönüşümdür. Bundan sonraki aşama ise tasnif edilmiş inşaat atıklarının, geri dönüşüm tesislerine taşınarak tane boylarına göre işlenip, uygun alanlarda kullanılmasını sağlamaktır.

Üç Soru’da Geri Dönüşüm Süreci

Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel MüdürülüğüTasfiye ve Geri Dönüşüm Dairesi BaşkanıAdnan Malkoç

Gelişen teknoloji, artan tüketici ihtiyaçları ve sektörel değişimlerin öncü takipçilerinden olan Sanko Makine, estetik ve işlevselliği bir arada tutan yeni ürünü MST 6 Serisi’ni geçtiğimiz aylarda gerçekleşen 81. İzmir Enternasyonal Fuarı’nda beğeniye sundu.

Kimdir Sanko?

108 yıllık sanayi geçmişi ve 36 yıllık sektör tecrübesi ile Sanko Makine Gaziantep’teki modern üretim tesislerinde, dünyadaki tüm müşterilerinin istek ve beklentilerini dikkate alarak MST markalı yeni 6 serisi kazıcı yükleyici modellerini İzmir Enternasyonal Fuarı’nda tanıttı.Sanko Makine standına fuarda, geçen yıllara oranla katılım ve ziyaretçi sayısında artış yaşandığını gözlemledik. Sanko Makine Pazarlama, yurt dışından iş makineleri ithalatı yapıyor ve satışlarını gerçekleştiriyor. İnşaat sektöründe her türlü operasyona hitap ediyor. Ürün yelpazesi ise oldukça geniştir. Sanko, piyasaya kısa sürede yeni ürünler sunarak, sektöre de canlılık ve dinamizm getiriyor.

Sektörün Yeni Fenomeni Estetik ve İşlevsellik Bir Arada

MST 6 serisi, insanların hayatını kolaylaştırıyor, sürücülerin rahatlığını ön planda tutuyor ve uygun fiyatlarıyla dikkat çekiyor. Bu seri, ağır şartlarda yüke girme performansını artırıyor, yüksek çekiş kabiliyeti de sağlıyor. En önemlisi, dört tekerden çekiş özelliği, 3. ve 4. viteslerde otomatik olarak devreden çıkarak yakıt ekonomisine katkı sağlıyor.

MST yeni 6 serisinde, Sanko Makine’nin başarılı tasarım anlayışını, aracın ön tampon, hava alma panjuru, motor kaputu, kabin ve kabin tavanı, çamurluklar, kazıcı gibi parçalarda ve stickerlar’da görmek mümkündür.

Ayrıca, operatör odaklı düşünce ile oluşturulmuş, uluslararası standartlarda ROPS ve FOPS özelliği, ağır hizmet çalışma şartlarına uygun operatörün ağırlığına göre otomatik olarak havalı ayarlanabilen, terlemeyi önleyen operatör koltuğu, sıvı içeceklerin soğutulduğu sol konsola yerleştirilmiş soğutma dolabı, geliştirilmiş iklimlendirme ve havalandırma sistemi, derinlik ve yükseklik ayarlı soft-touch direksiyon sistemi, kullanım kolaylığı sağlayan joystick kumanda kolları, ses ve ısı izolasyonu artırılmış iç ve dış tavan, CD, mp3 uyumlu müzik sistemi ve operatörün yükleyici ile çalışırken kolaylıkla kontrol ve kumanda edebileceği çok fonksiyonlu dijital ön gösterge paneli ile bir konfor ortamı oluşturuyor.

Dosya Kentsel Dönüşüm

52

Page 28: İmkon Dergi

İMKON’DAN HABERLER

Page 29: İmkon Dergi

İmkon’dan Haberler İMKON İlk Toplantısını Gerçekleştirdi

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyon (İMKON) kurucu yönetimi 19.09.2012 tarihinde, Konfederasyon’un ilk toplantısını Ankara Kent otelde gerçekleştirdi.

Toplantıya Tahir Tellioğlu (İMKON Genel Bşk.), Necip Nasır, M.Rıdvan Köksüzer, Alaattin Çakır, Bülent Saygılı, İsmail Kahraman, Fehmi Güney, M. Selim Durum katıldı.

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu; açılış konuşma- sında, hükümetin kentsel dönüşüm plan ve programı hakkında yönetim kurulunu bilgilendirmesiyle birlikte, gündem konularını değerlendirdi.

Konfederasyon, tüzüğü gereği ilk genel kurul toplantısının yapılması için tarih ve yer belirledi. İnşaat Müteahhitleri Konfederasyon’unun yönetim ve iletişim adresinin belirlenmesi ve çalışmalarını bu adreste sürdürmesi ile ilgili yönetim kurulu üyelerinden gelen, İMKON’un yerleşik adresi önerisi görüşülerek, oy birliği ile kabul edildi. Ayrıca Konfederasyon’un resmi basılı evrakları, karar defteri ve konfederasyon’a bütçe oluşturulması konusu görüşüldü.

Gündem maddelerinin görüşülmesinin ardından Genel Başkan Tahir Tellioğlu, konfederasyon’un birlik, beraberlik ve sektör adına, kuruluş aşamasına kadar geçen zamanda yapılan çalışma ve aktiviteler konusunda bilgi verdi. Önümüzdeki dönem çalışmaları ile ilgili yol haritasının belirlenmesi adına istişarelerde bulundu.

İmkon’dan Haberler Yapı Denetim Hizmetleri Değerlendirmesi

Federasyonumuz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Mesleki Hizmetler Genel Müdürlüğü’nün yapı denetim hizmetlerinin değerlendirilmesi amacıyla düzenlendiği toplantıya katılarak, konuya ilişkin görüş ve önerilerini aktardı.

Yapı denetim sistemi ve yapı sektöründeki uygulamaların masaya yatırıldığı toplantıya, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Ercan Tıraş, Mesleki Hizmetler Genel Müdürü Bülent Ercan, Genel Müdür Yardımcıları Levent Tüzün ve Funda Torman, TOKİ Başkanı Ahmet Haluk Karabel, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Orman ve Su İşleri, Ulaştırma Bakanlıkları üst düzey yöneticileri ile Belediyesi Birliği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, İMKON, Ankara İnşaat

Müteahhitleri Derneği, Türkiye Müteahhitler Birliği, Türk Müşavir Mühendisler ve Mimarlar Birliği ve Yapı Denetim Kuruluşları Derneği gibi sektörün önde gelen dernek, sendika ve birlik temsilcileri katıldı.

İMKON’un konuya ilişkin görüşlerine dile getiren İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, müteahhitlik mesleğinin bir yasası olmadığını, müteahhitlik hizmetleri sektörünün de içinde bulunacağı bir yasa çalışmasının yapılmasını ve müteahhitlerin, TOBB bünyesinde ayrı bir oda çatısında örgütlenmesi gerektiğini ifade ederek yapı denetim sistemi, 4708 sayılı kanun, 648 sayılı KHK ile yapı hizmet bedeli oranı, yapı hizmet bedeli oranı, yapı denetim elemanlarının eksiklikleri ve inşaat ruhsat işlemleri gibi sektörün sorunları ile ilgili görüş ve önerilerini dile getirdi.

Kentsel Dönüşüm Toplantısı Van’da Yapıldı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Van Valiliği ve YERELSEN’in ortaklaşa düzenlediği “Kentsel Dönüşümde Sektörler Buluşuyor” bölge toplantısı Van’da gerçekleşti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Van Valisi Münir Karaoğlu, AK Parti Van milletvekilleri Mustafa Bilici, Burhan Kayatürk, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Van Belediyesi Başkanvekili Abdurrahman Doğar, Belediye Başkanları, İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, YEREL-SEN yöneticileri, belediye ve şehir plancıları temsilcileri katıldı.

Kentsel Dönüşüm Kaçınılmazdır

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, depremin can ve mal kayıplarının yanında bazı fırsatları da doğurduğunu ifade ederek, bunların iyi değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Bakan Bayraktar, “Geçtiğimiz yıl bu güzel şehirde yaşadığımız o acı travmadan, o depremden sonra 75 milyon insanın Van’a nasıl sarıldığını hep birlikte gördük ve yaşadık. Bu bakımdan önümüz açıktır. Bir ülkenin gerçekten kalkınmış bir ülke olması, müreffeh bir ülke olması ve sağlıklı nesillere ulaşması için sanayisini, ekonomisini kalkındırarak gelişmesi gerekir. Kentsel dönüşüm kaçınılmazdır” dedi.

Sadece Van’da 17 Bin Konut

Stratejik vizyonlarının 2023olduğunu vurgulayan Bakan Bayraktar, “2023 vizyonuyla ülkemizin geleceği için kolları sıvamak durumundayız. El birliği ile güç birliği ile elimizi taşın altına koyarak bunu yapmak zorundayız. Van’da büyük ölçüde bunu yaptık. Kolay değil, 17 bin konut bitme aşamasına geldi. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir başarı yok. Depremden sonra hemen konuşlanarak 17 bin konutu bitirmek noktasına gelen emeği geçen herkese, tüm aktörlere, tüm sektörlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ise, Kentsel Dönüşüm toplantısında yaptığı konuşmada, körfez depremi ile başlayan doğal afetlere karşı tedbir alma tartışmaları, Van depremi ile artık konuşmaktan ötelere gidilmesi gerektiğini net bir şekilde göstermiştir. Bu mesajı alan mevcut hükümetimiz, artık vatandaşımızın depremlerden korkmayarak yaşayabileceği yapılarda güvenle yaşaması gerektiğini, bunun için de kentsel dönüşümün yapılmasından geçeceğini kabul etti. Bununla ilgili gerekli yasal çalışmaları yaparak, 6306 sayılı kentsel dönüşüm kanununu çıkartarak fiili olarak bu çalışmaları başlatmış oldu. Müteahhitlik sektörü olarak sorumluluktan kaçmayacağımızı, fakat çürük yapı stoklarını oluşturan bütün aktörlerin bu konuda üzerlerine düşen payları almaları gerektiğini, mevcut eksiklikleri gidererek yeni kentsel dönüşüme sektörel bazda hazır olunduğunda kazmanın vurulması gerektiğini ifade etti.

İmkon’dan Haberler

56

Page 30: İmkon Dergi

İmkon’dan Haberler Bakan Bayraktar Kentsel Dönüşümü Anlattı

Kentsel dönüşüm sürecine İstanbul, İzmir ve Bursa illerine Kentsel Dönüşüm Müdürlükleri kurarak start veren Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kamu ve özel sektörden birçok temsilciyi bir araya getiren “Kentsel Dönüşüm Sektörle Buluşuyor” toplantısını Pendik Green Park Otel’de gerçekleştirdi. Toplantıya katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, konuşmasında, 1999’da yaşanan Marmara depreminden ders çıkarılması gerektiğine vurgu yaptı.

Bakan Erdoğan Bayraktar, “Deprem öncesinde inşa edilmiş 15 milyon konutun yaklaşık 6,5 milyonu maalesef risklidir. 1999 depremi acı bir tecrübeydi. 1,5 dakika içinde 110 binden fazla konut kullanılamaz hale geldi. Ekonomi %10 küçüldü. 18 bin vatandaşımız hayatını kaybetti. İşin manevi acısı hiçbir şekilde ölçülemez. Bakın,

belki de ilk defa alınan dersin sonucu olarak, depremden sonra yapılan 5 milyon konutun 550 bini hükümet kanalıyla inşa edildi. Bütün bu gayret, bir yandan daha doğru alanlarda depreme dayanıklı ve çağdaş konutlar üretmek diğer yandan insanımızın yaşadığı meskenleri sorgulamasını sağlamaktır” dedi.

İMKON Genel Başkanı Tellioğlu Net Konuştu

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar liderliğinde gerçekleşen toplantı’da, İstanbul Milletvekili Erol Kaya, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Toplu Konut İdaresi (TOKİ) Emlak Dairesi Başkanı Ali Seydi Karaoğlu, Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Işın Çelebi’nin yanı sıra İMKON, İMSAD, KONUTDER ve GYODER gibi sektör başkanları, kamu ve özel sektörde birçok önemli temsilciler yerini aldı.

Toplantıda İnşaat Müteahhitleri Konfederasyon Başkanı Tellioğlu, yıkılması söz konusu olan 7 milyona yakın yapı stokunun, 1950 ile 2000 yılları arasında ülkenin siyasal ve ekonomik kaosların yaşandığı dönemde yapıldığı, körfez depremi ile başlayan Van depremi ile neticelenen depremler zincirinde kaybettiğimiz can ve mal kayıplarımızın bir daha yaşanmaması için en önemli tedbirin, bütün sektör aktörlerinin ortak idaresi olarak kentsel dönüşüm ile mümkün olabileceğini belirtti. Hükümetimizin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın kentsel dönüşüm sürecinde, kentsel dönüşümün en önemli aktörleri olan müteahhitlerin yeniden yapılanmasını sağlayacak, müteahhitler odasının kurulmasına, herkesin müteahhit olabilmesinin engellenmesi ve bunun gibi sorunların hızlı ve güçlü bir kentsel dönüşüm yapılması için biran önce çözülmesinin gerekliliğine işaret etti.

“İnşaat Müteahhitleri Oda Olma Yolunda Hızla İlerliyor”

26.04.2012 tarihinde Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcıyı, sektörün önde gelen temsilcileri olan İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Anadolu Yapı Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Rıdvan Köksüzer, İzmir Müteahhitleri Federasyonu Genel Başkanı Necip Nasır ve diğer müteahhitler temsilcilerinin de olduğu kalabalık bir heyet ile İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu başkanlığında makamında ziyaret ettiler.

Ziyarette, müteahhitlik sektörünün mesleki sorunlarını ifade ettiler. Bu sorunların sektörün büyüklüğünden ve iştigal konularından dolayı hemen hemen kabinenin yarı bakanlarının alanlarına girdiğini, müteahhitlerin meslek odasının olmayışından dolayı sektör adına sağlıklı görüş sorulabilecek bir mekanizmanın olmadığını, bu sebepten sektörün de sorunlarını ilgili muhataplarına ifade edemediklerini, bu şekilde sektörün önünün tıkandığını, böyle bir yapıda “kentsel dönüşüm” müteahhitlik sektörü açısından zor yapılabileceğini, ülkemizin kentsel dönüşüm ile beraber yeniden imar edilebilmesi için sektörün sorunlarını çözebilecek, sektöre öncü olabilecek, sektörü disipline edebilecek, müteahhitler odasının kurulmasının sektörün selameti ve ehemmiyeti için gerekli olduğunu, Bakana arz ettiler.

Başbakanlık makamının, 20.03.1970 tarihinde kanunlar ve kararlar tetkik dairesinin 71.335/2117 sayılı yazı ekinde TBMM Başkanlığı’na teklif edilen, ancak kadük olan İnşaat Müteahhitleri Odaları Birliğinin kanun tasarısının gerekçesinde “İnşaat Müteahhitleri, bağlı bulundukları odaların meslek kolunda kaldığı sürece ekseriyetini teşkil eden ticaret erbabının geniş problemleri yanında inşaat işlerindeki davalar ikinci derecede telakki edilmekte ve ihmale uğramaktadırlar” şeklinde 42 yıl önce müteahhitlerin, TOBB bünyesinde ayrı bir oda çatısı altında örgütlenmesinin önemi açıkça ifade edilmiştir. Bu geçen 42 yıllık zaman zarfında, TBMM’ye değişik hükümetler döneminde üç defa daha müteahhitler odası kanun teklifi verilmiş, malum lobiler tarafından engellenmiştir. Dolayısıyla 42 yıl önceki gerekçeler aynen devam etmekle beraber sorunlar katlanarak artmıştır.

Sayın Bakan Hayatı Yazıcı; konuyu inceleyeceklerini, haklı gerekçelerimizi kabul ettiğini ve bu konuda bir çalışma yürüteceklerini, mevcut sıkıntıların başka ne tür bir yol ile çözüme kavuşturulup kavuşturulamayacağına bakacaklarını, farklı bir çözüm metodu üretemedikleri takdirde önümüzdeki günlerde yeniden görüşebileceğimizi, müteahhitlik sektörü olarak da mevcut oda kurma çalışmalarımızın devam etmesi gerektiğini, sektör temsilcilerine ifade etti.

İmkon’dan Haberler

58

Page 31: İmkon Dergi

İmkon’dan Haberler

İmkon’dan Haberler

Sektörün Talepleri, Bakan’a İletildi

Faruk Koca’nın İMKON Ziyareti

Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu (TİMFED) Genel Başkan Vekili ve Alanya Müteahhitler Birliği (MÜTBİR) Başkanı Alaattin Çakır, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ile görüştü.

İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Sanayi ve Ticaret Bakanı Müsteşar Yardımcısı ve Bakanlığın ilgili genel müdürlükleri ile yapılan toplantıda, Türkiye’de inşaat sektörünün üretimindeki sorunları ve talepleri görüşüldü.

Sanayi Bakanı Ergün ile yapılan toplantıda, Bakana sektör ile ilgili sorunlar aktarıldı. Sektörün yönetimindeki yeri ve istihdam konularının konuşulduğu toplantıda, sonuçların Türkiye’deki inşaat sektörünün yeniden canlanması ile ilgili sorunları ortadan kaldıracak ve teşvik kapsamında çıkarılacak yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması ile ilgili talepler Bakana iletildi.

Ak parti kurmaylarından Ankara eski milletvekili Faruk Koca, İMKON Genel Merkezi’ni ziyaret etti. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Koca’ya federasyonu ziyaretinden dolayı teşekkür ederek, Ak parti hükümetinin yeni yasama döneminde, inşaat müteahhitlerinin çözümlenemeyen sorunlarının bitirilmesi noktasında gerekli desteğin verilmesini talep etti. Tahir Tellioğlu, yaptığı konuşmada federasyonun, sektör ile ilgili birçok çözüm önerilerinin bulunduğunu belirterek, Faruk Koca’nın çözüm önerilerinin olgunlaşıp, yasalaşmasında takipçi olmasını rica etti.

Faruk Koca, federasyonun misafirperverliğinden memnun olduğunu söyleyerek, yeni merkez binasında yapacağı hizmetler konusunda başarılar diledi. Kendisinin de sektörün bir temsilcisi ve federasyonun bir üyesi olduğunu belirterek, sorunların çözümü

Çakır, “Sayın Bakanımız, kendisine iletilen taleplere son derece sıcak bakmıştır ve kendi bakanlığı dışındaki diğer taleplerimizi, ilgili bakanlarla birlikte yapılacak olan istişare toplantısında aktaracağını ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ile yapılacak olan toplantıda, ilgili konuları tekrar görüşmek üzere toplantıya davet edileceğimizi belirtmişlerdir. Alanya’dan ve bölgemizdeki inşaat sektörünün sorunlarının da konuşulduğu toplantıda, Sayın Bakanımızın Alanya’ya ve sorunlarına farklı bir sempati ile yaklaştığını ve çözümleri noktasında da öncelikle yaklaştığını belirtmesi bizi son derece mutlu etmiştir. Sayın Bakanımıza ve ilgili bürokratlara, bölgemize olan ilgilerinden dolayı teşekkür ediyoruz.” dedi.

Çakır, sektörün sorunlarının yakından takipçisi olarak, çözümleri noktasında hükümet ile diyaloglarını sürdüreceklerini ve ilgili bakanlarla görüşmelere devam edeceğini belirtti.

noktasında elinden gelen tüm desteği vereceğini söyledi. Bu anlamda, federasyonun yaptığı çalışmalara kayıtsız desteğini vereceğini belirtti. Tellioğlu, federasyon’a katkısından dolayı, Faruk Koca’ya plaketini takdim etti ve iyi niyet temennileri iletti.

Bülent Gedikli, İMKON’u Ziyaret Etti

Erdoğan Bayraktar’ı Makamında Ziyaret

İMKON Heyeti, Zafer Çağlayan’ı Makamında Ziyaret Etti

Ak Parti Milletvekili Bülent Gedikli, Prof. Cevdet Erdöl ve Dr. Hüseyin Aydın, İMKON Genel Merkezini ziyaret ederek, sektörün sorunlarını dinledi ve yeni döneme ait projelerini anlattı.

İMKON Genel Başkanı Sayın Tahir Tellioğlu’da ziyaretlerinden dolayı kendilerine teşekkür ederek, sektörün sorunlarını arz ederek, yeni dönemde bu sorunların mazeretsiz bir şekilde ivedilikle çözülmesini talep etti.

Sektörün, ülkemiz ekonomisinde ki önemini işaret ederek, sorunların çözümünün aynı zamanda Türkiye ekonomisinin ayağına vurulmuş prangaların da çözülmesi anlamına geleceğini, bunun da ülkenin en önemli sorunu olan işsizlik sorununa önemli katkı sağlayacağını ifade ederek, genel seçimlerin ülke ve millet adına hayırlar getirmesini temenni etti.

İMKON Genel Başkan Tahir Tellioğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ı makamında çalışma ziyaretinde bulundu. Genel Başkan; ziyaretinde, deprem sonrası yürütülen müteahhitlik mesleğine getirilmesi düşünülen giriş kriterleri, çalışanların sertifikasyon belgeleri, yapı denetim yasasında yapılacak olan değişiklik gibi konular üzerine hazırladıkları raporu federasyonun ve temsil edilen birlikler adına Sayın Bakan’a takdim etti.

Sayın Bakan, bu süreçte İMKON ve bağlı birliklerine büyük görevler düştüğünü, yürütülen çalışmalara müteahhitlerin daha fazla katkı sağlaması gerektiğini, federasyon ile yapılan ortak çalışmalardan ciddi anlamda faydalandıklarını, bu çalışmaların hız kesmeden artarak devam etmesi gerektiğini, federasyon olarak yapılan ziyaretten ayrıca memnun kaldığını ifade etti.

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyon’u (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ve yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet, Dış Ticaretten Sorumlu Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’ı makamında ziyaret etti. İMKON Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, Zafer Çağlayan’ı bakanlığı döneminde yapmış olduğu çalışmalardan dolayı tebrik etti.

Tellioğlu, her daim müteahhitlerin yanında olduğunu ve olması gerektiğini ifade ederek, Türkiye’deki inşaat sektörüyle alakalı sorunları ve çözüm önerilerini dile getirdi. Başkanlığı döneminde, Zafer Çağlayan’ın Türk müteahhitlerine yapmış olduğu ciddi desteklerini anlattı.

Sayın Çağlayan, İMKON’un ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Çağlayan, sektörde yaşanan gelişmelerin önlemlerine değinerek “hükümet

İmkon’dan Haberler

İmkon’dan Haberler

İmkon’dan Haberler

olarak, her zaman sektöre desteğe hazırız” dedi. Çağlayan, Türkiye’nin yurtdışı müteahhitlik hizmetlerinin 1972’de Libya ile başladığını belirterek, 1972-2010 döneminde 89 ülkede 187,6 milyar doları aşan 5 bin 900’den fazla proje üretildiğini bildirdi. Türk müteahhitlerinin yurt dışındaki pazarını büyütmeyi hedeflediğini ve yurt dışında müşavirlik hizmeti veren şirketlere de destek verildiğini söyledi.

6160

Page 32: İmkon Dergi

İmkon’dan Haberler “Odanızı Kurun”

İzmir’de düzenlenen Müteahhitler Federasyonu’nun genel kurulunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Erdoğan Bayraktar, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir milletvekilleri, bürokratlar ve inşaat sektörü temsilcileri katıldı. Toplantıda meslektaşlarına seslenen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, işi bozulan herkesin müteahhitlik işine girdiğini belirterek, “Anlayan anlamayan herkes, müteahhit oluyor. Biz, inşaat mühendislerinden, mimarlardan şehir plancısı olsun demiyoruz. Alaydan da olabilir. Şunu ifade edeyim; tehlike katsayısı bakımından oranı en yüksek meslek. Ağır sanayiyle beraber eş değer. Bunun yanında istihdam katsayısı da en yüksek meslek. Dünyanın en zor işidir” diye konuştu. Müteahhitlerin yarı kamu niteliği olan yapısını gerektiğini dile getiren Bayraktar, “Ben, Bakan olarak söylüyorum; ne yaparsanız yapın bu dönemde odanızı kurun. Binali Yıldırım ile birlikte biz, sizin için bir

şansız. İnşaat müteahhitleri öyle federasyon, konfederasyon dernekle menzile yumurtluyor. Bunu biz varken becerin kardeşim” diye konuştu.

Bakan Bayraktar, Türkiye’nin kentsel dönüşümünü tamamlaması gerektiğinin de altını çizerek Meclis’te olan yasanın biraz daha pratik ve yaptırım gücü olan bir yasa olduğunu, yasanın kaidesine, insanı ve özel sektörü koyduklarını söyledi.

“153 Milyar TL’lik Tecrübe Var”

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da, Türkiye’nin müteahhitlik alanında 70’li yıllarda dışa açıldığını, son 9 yılda da tecrübe kazandığını anlatarak “Sadece Bakanlık olarak, 113 milyar liralık iş yapıldı. TOKİ’yi, 40 milyar lirayı ilave et, 153 milyar lira iş bitirme var. Bunlar tecrübe demek. Bu tecrübeler ülkemizi, dünyada da önemli bir konuma getirdi. 225 küresel müteahhit içinde, 33 tanesi Türk’tür” dedi. Yıldırım ayrıca, güçlü yatırımların siyasi istikrarla bağlantılı olduğunu da sözlerine ekledi.

Yıldırım Beyazıt’da İşbirliği Görüşmesi İmkon’dan Haberler

Türkiye İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, yönetim kurulu ile birlikte Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ni ziyarette bulundu. Ziyaretlerinde, Türkiye’deki hiçbir üniversitede inşaat sektörünü temsil eden müteahhitlik kürsüsü olmadığını, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin yeni kurulan hızlı ve iyi bir akademik kadrosu olduğunu dolayısıyla kendileri ile bilimsel işbirliği ve diğer alanlarda da ortak çalışmalar yürütmek istediklerini ifade ettiler.

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektör’ü Prof. Dr. Metin Doğan ziyaretlerinden ziyadesiyle memnun olduklarını, her türlü iş birliğine ve bilimsel desteğe hazır olduklarını ifade etti.

Taraflar yapılan bu görüşmede, görüşmeyi somutlaştırmak adına görüşmenin bir protokole bağlanması konusunda anlaşmaya vardılar. Ziyaretinden dolayı, Rektör Prof. Dr. Metin Doğan, Genel Başkan Tahir Tellioğlu’na plaketini takdim etti.

TÜRKSOY’a Ziyaret

(İMKON) İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Genel Başkanı Tahir Tellioğlu ve beraberindeki yönetim kurulu üyelerinden oluşan heyet, TÜRKSOY Genel Merkezi’ni ziyaret etti.

Ziyaretlerinde, müteahhitlik sektörünün en üst kuruluşu olan konfederasyonun bilimsel ve akademik çalışmalarına destek amaçlı ortak projeler yürütmek gayesiyle Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği ile ortak çalışmalar yapılması gerektiğini, bu konularda kurumsal destek ilişkisi içinde olunması gerektiğini ifade etti. Türk Dünyası Mühendisler ve Mimarlar Birliği Başkanı İlyas Demirci de bu ziyaretin kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini, kesinlikle Türk Yapı Sektörüne ortak hizmet etmeleri gerektiğini, bunun için yapılması gereken her türlü çalışmada var olacaklarını söyledi.

İMKON Genel Başkanı Tellioğlu, kentsel dönüşümde müteahhitlik sektörünün hazırlanması açısından en önemli ihtiyacın müteahhitlik mesleğine giriş çerçevesinin olması gerektiğini, önüne gelenin müteahhit olmasının engellenmesinin temel arzuları olduğunu belirtti.

Tellioğlu, “genel manada sektörün sorunları ile hükümetin ve bakanlığın taleplerini karşılaştıracak, gerekli koordinasyonu sağlayacak, sektör adına ihtiyaç olan teknik kadroyu bünyesinde çalıştıracak kısaca, müteahhitlik sektörünü disipline edecek, ufkunu açacak ve gerekli sorumluluklarını hatırlatıp, uygulatabilecek müteahhitler odasının kurulması sektör ve kentsel dönüşüm adına en önemli hizmet kurumu olacaktır” diyerek sözlerine son verdi.

İmkon’dan Haberler

Page 33: İmkon Dergi

Sektöre Bakış

Konut müteahhitliğinin yaygın ve aktif olmasında, “yabancıya mülk satışı” diye tabir edilen Avrupalı ve Rus müşterilerin talep yoğunluğundan meydana gelen konut pazarı, önemli bir yer tutmaktadır.

Çok değerli sektör üyeleri ve temsilcilerimiz, sizleri Akdeniz’in en sıcak ve en güzel şehri Alanya’dan şahsım, TİMFED ve Alanya Müteahhitler Birliği adına saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana Türkiye’nin öncü ve önemli sektörü unvanını elinde bulunduran sektörümüzün, Alanya temsilcisi olarak sektör adına çalışmalarımızı azim ve dikkatle yürütüyoruz.

Değerli sektör üyeleri;Alanya bölge ve müteahhitlerinin önemli çoğunluğu, konut müteahhitliği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Konut müteahhitliğinin yaygın ve aktif olmasında, “yabancıya mülk satışı” diye tabir edilen Avrupalı ve Rus müşterilerin talep yoğunluğundan meydana gelen konut pazarı, önemli bir yer tutmaktadır. Son yıllarda bölgemizde, 23.000’e yakın Avrupalı ailenin konut satın alarak, bölgemizde yaşamaya başladıkları tespit edilmiştir. Bu alanda, birçok yeni projelere devam edilmektedir.

Müteahhitlik sektörünün, netice itibariyle Alanya bölgemizde yarattığı ekonomik gelirinin yanında, istihdam ve kışlık turizme katkısı da artarak önemsenmektedir. Diğer taraftan, konut satışıyla yaratılan sosyal ve kültürel katkı da şehirde ayrı bir yaşamsal unsur yaratmaktadır.

Sorunlarımıza hızla çözüm karşılanmaktadır. Diğer taraftan da sektöre evrensel normlarda yeni yapılacak olan “sektör anayasası” taslağı çalışmalarına katkılarımız hazırlanmaktadır.

Derneğimizin talep ve sorunlarımızın güçlü olarak ilgili makamlara yansıması hususunda yaptığımız diğer önemli bir çalışmada; Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu’na katılım sağlamak ve bu mahiyette yaptığımız çalışmalar neticesinde, Tüm İnşaat Müteahhitleri Federasyonu’na

SEKTÖREMERHABA...

Alaattin ÇAKIR İMKON Genel Başkan Yardımcısı

(TİMFED) katılımı ile güçlü bir sektör temsilcisi olmanın gayret ve hedefi içerisindeyiz.

Sonuç olarak; Alanya Müteahhitler Birliği (MÜTBİR) sektör temsilcisi olarak, üyelerimizin yanındadır. Sorunlarımıza hızla çözüm karşılanmaktadır. Diğer taraftan da sektöre evrensel normlarda yeni yapılacak olan “sektör anayasası” taslağı çalışmalarına katkılarımız hazırlanmaktadır.

Değerli meslektaşlarım,Ülkemizde, her geçen gün hızla artan konut talebi, sektöre ilgiyi de beraberinde getirmiştir. Dolayısıyla inşaat sektörü, ekonomik göstergeler ve istihdam bakımından, 2012 yılında da yine lokomotif sektör olarak yoluna devam etmektedir. Sektörümüzün içinde bulunduğu sorunlar, derneklerimiz ve çatı birliğimiz olan

konfederasyonumuz İMKON tarafından, en hassas şekilde takip edilmekte ve çözüme kavuşturulmaktadır. Ancak, sektör ile ilgili sorunların hızla çözülmesi, sektörün ayaklarının yere daha güçlü basmasını sağlayacaktır.

Hepimiz biliyoruz ki sektör, insan hayatı ile direkt alakalıdır. Onun için çakılan her çivi önemlidir. Dolayısıyla sektör hızla yeniden tanımlanmalı, mesleğe giriş kuralsızlığı bu tanımlama çerçevesi içerisine alınmalı ve sektör, sağlıklı ve kontrollü bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle Alanya’nın ve diğer tüm il ve üyelerini sevgi ve saygıyla selamlarken, kendilerine 2023 yılı hedeflerinde başarılar temenni ediyorum.

Alaattin ÇAKIRSektöre Merhaba...

6564

Page 34: İmkon Dergi

İCK YAPI olarak yıllardır verdiğiniz destekle ve güveninizle bugünlere kadar geldik. Yaşam alanlarınızda estetik ve konforu birleştirerek sizlerle ve sizin için büyümeye devam edeceğiz...

Page 35: İmkon Dergi

1989 yılından bu yana sayısız tasarım yapmış, 500’ün üzerinde uygulanmış mimari projelere imza atmış İCK Yapı, Ankaralılara artık bu işte uzman olduğunu fazlasıyla kanıtlamış durumda. İmza attığı projelerle mekânların kalitesini artırarak, hayatların da kalitesini arttıracağına inanan, estetik ürünleri bir araya getirerek her konut projesine bir sanat eseri gibi yaklaşan, o heyecanı hiç eksilmeyen İCK Yapı’nın sahibi Eyüp Kuru ile beraberdik. Eyüp Kuru ile inşaat sektörünü ve gidişatını, neler yapılması gerektiğini ve yeni projesi Ametist’i konuştuk.

Eyüp Bey, öncelikle bu yoğun temponuzun arasında bize zaman ayırdığınız için İMKON dergisi adına teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim, derginizin ilk sayısı ve İMKON’un tüm sektöre hayırlı olmasını dilerim.

Bildiğiniz üzere İMKON, 52 şehir ve 90.000’e yakın müteahhit’i bünyesinde bulunduran 3 federasyon’un bir araya gelerek kurduğu, sektörün, bugüne kadar kurulan en büyük sivil toplum örgütüdür. Siz bu adımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnşaat Müteahhitleri Konfederasyon’unu (İMKON), sektörün en ciddi problemlerinden birisi olan temsiliyet problemine köklü bir çözüm getirmek adına atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Bu noktada emeği geçen herkese, başta Genel Başkan Tahir Tellioğlu’na sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Bakınız, ülkemizde abesle iştigal bu durum, defaatle gündeme gelmesine rağmen hep sümen altı edilmiştir. Müteahhitlik mesleği, devlet tarafından kesin tanımı yapılmış, meslek odası olan bir meslek değildir. Ancak garipliğe bakın ki bu meslek, ülkemizi, dünya’da inşaat sektöründe ikinci sıraya taşımış, ekonominin lokomotif sektörü halini almıştır.

İşte tam bu noktada, İMKON’un önemi daha iyi anlaşılmalıdır. İMKON, bir adım olmalı, hedef ise müteahhitlerin kendi odalarını kurmaları olmalıdır. Geçtiğimiz günlerde, Sayın Bakan’ın bu

Eyüp KURU

Yüz Yüze Sinem Pehlivan

İCK Yapı Yönetim Kurulu Başkanı

yönde yaptığı açıklamalar da umut vericidir. Bu fırsat, doğru değerlendirilmeli diye düşünüyorum.

Yukarıda değindiğiniz konuları biraz daha açmak adına, inşaat sektörünün bugün ki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

İnşaat sektörü, tartışmasız Türkiye ekonomisinin ana aktörüdür. Burada, 200’e yakın sektörün ve milyonlarca insanın istihdamını sağlayan bir ekonomik aktörden söz ediyoruz. Devlet kurumlarının, tüm araştırma ve istatistik verilerinde, pozitif değerlerle yerini alan inşaat sektörünün önündeki engellerin kaldırılması durumunda, içinde barındırdığı potansiyel ile hem

kendisini hem de ülke ekonomisini beklenenin çok üstünde bir noktaya taşıyacağından şüphem yok.

Size göre engeller açısından baktığınızda, dün ile bugün arasında bir fark var mıdır?

Dün ile bugün arasındaki fark kıyas dahi kabul etmez. Bizim açımızdan en önemli fark, risk faktörlerinin azalmasıdır. İstikrarsız bir ekonomide iş yapmak, yoğun sis altında aracınızla son sürat gitmek gibi bir şeydir. Ancak, aşılmayı bekleyen sorunlarda yok değil. Müteahhitlerin önündeki bürokratik işlemler, mutlaka azaltılmalıdır. Her önüne gelenin inşaat yapmasına engel olunmalıdır. Başta demir olmak üzere, ham madde fiyatlarının spekülasyondan uzak tutulması gibi bir çok unsuru alt alta sıralayabiliriz. Ancak siyasi iradenin, meselelere bakış açısı ve çözüm odaklı bir irade ortaya koyması bizi umutlandırmaktadır. Kısacası, kentsel dönüşüm ile başlayan devrim, sektörü de dönüştürmelidir.

Konuyu, biz açmadan siz açtınız. İCK İnşaat ve Eyüp Kuru, kentsel dönüşüme nasıl bakıyor?

Biz, İCK inşaat olarak kentsel dönüşüme, yaptığımız projeler ile çok önce başladık. Ancak kentsel dönüşüm kanunu ile başlayan süreç, hükümetin, gelecek nesillere bırakacağı en önemli miraslardan birisidir diye düşünüyorum. Bir ülke düşünün ki yapı stokunun önemli bir bölümü, verimliliğini ve sağlamlığını kaybetmiş, en büyük kenti bir depremde yok olma riski ile karşı karşıya kalmış. Bu durum, statükoya teslim edilemeyecek kadar ciddi ve bir an evvel çözülmesi gereken önemli bir sorundur. Biz, Türkiye olarak bu vahim tablonun bedellerini çok ağır ödedik. Binlerce insanımızı depremlerde kaybettik, ekonomik kayıplar ise bu acılarımızın yanında gölgede kaldı ve ders almayı hep sonraya erteledik. Van depremi, ne yazık ki bize kaybedecek vakit kalmadığını acı bir bilanço ile bir defa daha hatırlattı.

“Müteahhitlik mesleği, devlet tarafından kesin tanımı yapılmış, meslek odası olan

bir meslek değildir. Ancak garipliğe bakın ki bu meslek, ülkemizi, dünya’da inşaat sektöründe ikinci sıraya taşımış,

ekonominin lokomotif sektörü halini almıştır.”

Size göre, kentsel dönüşümün kırmızı çizgileri olmalı mıdır?

Kesinlikle olmalı. Barınma ihtiyacı, tarihin ilk çağlarından beri insanın en temel ihtiyaçları arasında gelmektedir. Ancak bu ihtiyaç, zaman içinde kendi koşullarını, bulunduğu zaman ve mekan’a göre olgunlaştırmış ve dönüştürmüştür. Bu durum, günümüz koşullarında üreteceğiniz konutları, salt barınma

Eyüp KURUİCK Sayesinde Ankara’da Heyecan da Estetik de Hiç Eksilmiyor

6968

Page 36: İmkon Dergi

ihtiyacını karşılamaktan çok daha ileri bir noktaya getirmiştir. Artık ihtiyaç, yeni yaşam alanlarıdır ve yaşam alanı oluşturmak, birçok bileşeni yüksek kalitede bir araya getirmek ile olur. Yani üreteceğiniz konutlar sağlam olmak zorunda, enerji verimliliğini en üst seviyede sağlamak zorunda (unutulmamalıdır ki ülkemizin en önemli ithalat kalemi, enerji ithalatıdır), estetik ve mimari açıdan değerli ve kalıcı nitelikte olmak zorunda, kent kimliğine uymak zorunda, çevreye uyumlu olmak zorunda, insanların yaşam kalitesine artı değer katmak zorundadır. Eğer, saydığımız bu zorunluluklar bir araya gelirse ancak, kentsel dönüşüm bir anlam taşır.

“Siz, hangi tarz ve teknoloji ile bina üretirseniz üretin ya da en üst düzey 7 yıldızlı bir turizm tesisiniz olsun, eğer doğayla bütünleşememişseniz ve doğaya saygı duymamışsanız, sıradanlaşıp yok olmaya mahkumsunuz.”

Eyüp Bey, kentsel dönüşüm kanunu ile birlikte tartışmaya açılan iki konu “mimari ve çevre” hakkında sizin de düşüncelerinizi merak ediyoruz.

Bildiğiniz üzere İCK inşaat olarak, turizm sektörüne de mülkiyeti kendimizin olduğu, biri Ayvalık, ikisi de Bodrum’da olmak üzere üç otelle hizmet veriyoruz. Bu bağlamda çevre, bizim için ham madde kadar önemli bir kavramdır. Siz, hangi tarz ve teknoloji ile bina üretirseniz üretin ya da en üst düzey 7 yıldızlı bir turizm tesisiniz olsun, eğer doğayla bütünleşememişseniz ve doğaya saygı duymamışsanız, sıradanlaşıp yok olmaya mahkumsunuz. Çünkü insanlara, sadece betonarme yapılar üretmiyorsunuz, yeni yaşam alanları sunuyorsunuz. Yani, artık ağaç kesip ev yapma devri bitti. Aksine, talep eden grup açısından yaptığınız yapı kadar, çevre düzenlemesi de tercih etmenin önemli etkenlerinden biri haline gelmiştir. Örneğin; şu andaki projemiz “AMETİST RECIDENCES’’ ile birlikte, bölge ciddi anlamda bir yeşil alan kazanacaktır.

Mimariye gelince; Cumhuriyetin ilk yıllarından sonra yaşanan ekonomik krizler ile birlikte başlayan kontrolsüz göç, beraberinde kimliksiz bir mimariyi de getirdi. Gece kondular ya da apartman kondular, kentleri adeta çamura buladı. Şimdi, hep birlikte bu plansızlığın ve gelişigüzelliğin faturasını ödüyoruz. Nasıl ki bu duruma gelinmesinde toplumun tüm unsurlarının payı varsa, bu durumu düzeltmek için de hepimizin elimizi taşın altına koymak görevi olmalıdır. Biz, İCK inşaat olarak üstümüze düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Projelerimizin tamamı, özgün mimari ana fikri ile hazırlanıyor belki heyecanımızın ve enerjimizin nedeni de budur. Üreteceğimiz her konut, yeni bir sanat eseri heyecanı uyandırıyor bizlerde.

Eyüp Bey; İCK inşaatı, geçmişi, bugünü ve hedefleri ile değerlendirir misiniz?

Aile şirketimizi, kurumsal şirket olarak inşaat ve turizm sektöründe hızla büyümekteyiz. Yap-Sat ile başlayan inşaat sektöründeki durumumuzu, zaman geçtikçe kendi arsalarımızda inşaat yapar hale getirdik.

2013 yılı içerisinde başlayacağımız 1150 konutluk proje yapılacak arsanın, tamamına yakını satın almış bulunmaktayız. 2018 yılına kadar hedefimiz, toplamda 7500 konutluk proje bitirmektir.

İCK turizm için ise şu anda görüştüğümüz, kısmetse yakında alacağımız 2 adet otelle de otel sayımızı beş’e çıkartmak gibi bir hedefimiz var.

İCK Yapı’ya yıllardır verdiğiniz destekle ve güveninizle bugünlere kadar geldik. Yaşam alanlarınızda estetik ve konforu birleştirerek, sizlerle ve sizin için büyümeye devam edeceğiz. Güveniniz ve inancınız için teşekkür ederiz.

Son olarak şunu da belirtmek isterim; İCK yapı olarak, Ankara’nın süper ligdeki tek futbol takımı olan Gençlerbirliği’nin 2012-2013 ve 2013-2014 sezonu resmi sponsoru olduğumuz için çok mutluyuz.

7170

Page 37: İmkon Dergi

F. Kerim AYDOĞANAydoğan A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

1991 yılında kurulan Aydoğan Turizm Taahhüt Ticaret Sanayi Anonim Şirketi, demir ve ferforje satışı ile ticari faaliyetlerine başlamıştır. Demir satışında Türkiye’de dokuzuncu, ferforje satışında ise Türkiye birincisi olarak, Akdeniz bölgesinde önemli şirketlerden biri haline gelmiştir. Bu faaliyetlerine, Petrol Ofisi işletmeciliğini de ilave ederek devam etmiştir.

2004 yılından itibaren Akdeniz bölgesinde, yabancılara yönelik konut satışlarındaki potansiyeli değerlendirerek, inşaat faaliyetlerine başlamıştır. İnşaat yatırımlarına, turizm yatırımlarını da ilave ederek büyümeye devam etmiştir.

Aydoğan Turizm’in Markalaşmış Yatırımları

“Goldcity” markası ve yabancılara yönelik villa projesi ile başlayan inşaat yatırımları, büyük bir ivme kazanarak devam etmiş ve yaklaşık 700.000 m² üzerine yayılan, bölgesinin ve ülkenin en büyük tesislerinden biri olmuştur. Bünyesinde, 122 oda, 248 yatak kapasiteli 5 yıldız standartlarında bir otel, 478 residence ve 425 farklı tipte villa ile yaklaşık 5300 kişiye yaşam alanı sunmaktadır. Goldcity Turizm Kompleksi, uluslararası standartlarda spor kompleksi, restoranları, barları, konferans salonları, alışveriş merkezleri ile misafirlerine, sahip olduğu TSE ISO 9000, TSE ISO 9001 ve TSE ISO 22000 kalite belgeleri ile yüksek standartlarda hizmet vermektedir.

Aydoğan Turizm, kendi bünyesinde uluslararası 5 yıldızlı otel zinciri standartlarındaki “Goldisland Hotel” inşaatı ile devam eden ve 204 oda, 408 yatak kapasiteli tesisi, 2011 yılı içerisinde hizmete açmıştır.

Yine 2011 yılı içerisinde, 74 oda, 150 yatak kapasiteli “Golden Bay Hotel”, bağlı bulunduğu ortağı International Emlak Otelcilik Turizm İnşaat Ticaret ve Sanayi Limitet Şirketi bünyesinde hizmete açılmıştır.

Aydoğan Turizm, 2009 yılında, TC Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nden kiralanan,

İncekum 1 no’lu Tabiat Parkı’nın işletmeciliğini sürdürmektedir. 27 hektar alana sahip park; çadır, karavan konaklamaları ve günübirlik piknik alanı olarak hizmet vermektedir.

Gerçekleştirilen yatırımla doğal dokusuna dokunmadan, çehresi değiştirilip, güzelleştirilen Tabiat Parkı, ilave yatırımlarla bölgenin sayılı tesislerinden biri haline gelebilecek potansiyelde görülüyor.

Devam Eden Projeler

2011 yılı sonunda inşaatına başlanılan, bağlı bulunduğu ortağı Gazipaşa Marina Hizmetleri Denizcilik Turizm Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi bünyesinde gerçekleştirilen, “Gazipaşa Yat Limanı Projesi” yap-işlet-devret modeli, 28,5 yıllığına Aydoğan Turizm tarafından işletilecektir. Bünyesinde, 5 çapalı bir feribot iskelesi ve oteli de bulunan, Kıbrıs’a en yakın, stratejik bir noktada olma özelliğine de sahip olan Marina yatırımının, 2013 yılı sonunda tamamlanması planlanmaktadır. Faaliyete geçtiğinde ise Türkiye’nin ve bölgenin önemli limanlarından biri haline geleceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Tanıtım

73

Page 38: İmkon Dergi

İller Bankası’nın kuruluş amacı; il özel idareleri, belediyeler ve

bağlı kuruluşlarına münhasıran, bunların üye oldukları mahalli idare birliklerinin finansman

ihtiyacını karşılamaktır.

İller Bankası, ülkemizin yeniden imar edilerek çağdaş bir yapıya kavuşturulması hedefinin bir parçası olarak belediyelere, kredi teminiyle 11 Haziran 1933 tarihinde “Belediyeler Bankası” adıyla kurulmuş, bankanın daha güçlü bir yapıya sahip kılınması amacıyla 13 Haziran 1945 tarihli kanunla bankanın faaliyet alanı genişletilerek “İller Bankası”na dönüştürülmüştür. Bu tarihten itibaren görev alanı genişleyen ve insan yaşam alanının her noktasına teneffüs eden banka, aynı zamanda Türkiye’nin kalkınma tarihinin en önemli yapı taşlarından biri olmuştur.

Türkiye’nin kalkınma tarihine bakıldığında İller Bankası, yerel idarelerin reel ihtiyaçlarının çözümünde başlangıçta harita yapımı, şehir planlama, içme suyu altyapı yatırımları ile elektrik projelerine ağırlık vermiştir. Banka, izleyen yıllarda elektrik yatırımlarından çekilmiş, alt yapı, turizm yatırımları ve belediye ağırlıklı tesis taleplerini yükümlülükleri kapsamında yerine getirmeyi sürdürmüştür.

2000’li yıllarda değişen dünya ve Türkiye şartlarına uyum sağlamak, daha verimli ve etkin bir hizmet üretimini yerine getirebilmek için İller Bankası’nın yeniden yapılanması ihtiyacı gündeme gelmiştir. Bu kapsamda İller Bankası, 2011 yılında çıkarılan kanunla anonim şirket statüsüne kavuşturulmuştur. Bu kanunla İller Bankası; özel hukuk hükümlerine tabi olarak, olanakları ölçüsünde yerel yönetimlerin her türlü ihtiyaçlarını karşılayan ve bankacılık işlemlerine

aracılık eden, projeler üreten, danışmanlık hizmeti veren, bankacılık kanununa göre örgütlenen, çağdaş bankacılık esaslarına göre faaliyet gösteren bir kalkınma ve yatırım bankasına dönüşmüştür.

Yeni Kanunla İller Bankası A.Ş, bankacılık kanununun gereklerini tam olarak yerine getirme imkânına kavuşmuştur. Ortaklık payı kesinti oranları %5’ten %2’ye düşürülmüş, sadece yasal paylar üzerinden kesilmesi esası getirilmiştir. Kâr payı kullanımı yeniden düzenlenmiş ve personeli sözleşmeli statüye geçirilmiştir.

Bankanın Finansal Büyüklüğü

İller Bankası’nın sermayesi 9 milyar TL’dir. 2012 yılı üçüncü çeyrekte, 7 milyon 554 bin TL ödenmiş sermaye ile diğer bankalar arasında ilk sırada yer alan İller Bankası, 12 milyon 310 bin TL aktif büyüklüğü ile Türkiye’nin 15. büyük bankasıdır. Bankada, yapılandırma sonrası kredilerin geri dönüşü ise %98.47 olarak gerçekleşmiştir.

İller Bankası’nın kuruluş amacı; il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarına münhasıran, bunların üye oldukları mahalli idare birliklerinin finansman ihtiyacını karşılamaktır. Bu idarelerin sınırları içinde yaşayan halkın, mahalli müşterek hizmetlerine ilişkin projeler geliştirmek, bu idarelere danışmanlık hizmeti vermek ve teknik mahiyetteki kentsel projeler ile alt ve üstyapı işlerinin yapılmasına yardımcı olmak, her türlü kalkınma ve yatırım bankacılığı işlevlerini yerine getirmektir.

Bankanın Temel Faaliyetleri Nedir?

Finansman Temini

İller Bankası, yerel yönetimlerin her türlü kentsel ihtiyaçlarının karşılanması için geliştirilen projelerine uygun kaynakların temin edilmesi konusunda yerel yönetimlere yardımcı olmakta ve piyasa şartlarına göre ulusal ve uluslararası kaynaklardan en uygun koşullarda finansman sağlamaktadır. Genel bütçeden sağlanan kaynaklarla içme suyu ve atık su altyapı projelerinin yapımına hibe desteği vermektedir.

Danışmanlık ve Teknik Hizmet

İller Bankası; yerel yönetimlere danışmanlık hizmeti vermekte, sürekli iletişimle yönlendirmekte, yol göstermekte ve çözüm önerileri sunmaktadır.

Proje Geliştirme

Yerel yönetimlerin her türlü kentsel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik modern, optimum ölçekte ve son teknolojiyi kapsayan mahiyette projeler geliştirmekte, üretmekte veya yerel yönetimlerin bu şekilde hazırlanmış projelerini inceleyerek uygunluk vermektedir.

Yatırım Faaliyetleri

İller Bankası, yatırım faaliyetleri kapsamında; harita, imar planı, jeolojik ve jeoteknik etüt, içme suyu, kanalizasyon,

KALKINMANIN ÖNCÜ GÜCÜ İLLER BANKASI A.Ş.

her türlü arıtma, katı atık, deniz deşarjı, jeotermal enerji uygulamaları, belediye hizmet binaları, soğuk hava deposu, terminal ve peyzaj gibi her türlü alt ve üst yapı projelerini, belediyeler adına bizzat yürütmektedir.

İller Bankası’ndan Sağlanan Krediler

İller Bankası tarafından proje, nakit destek ve gayri nakdi kredi adı altında üç ayrı kredi sağlanmaktadır. Proje kredileri, kamu hizmetlerinin gerçekleştirilmesine yönelik projelendirme işleri, her türlü yapım işleri ile kamulaştırma, malzeme, araç, gereç ve ekipman alımı için verilmektedir. Nakit destek kredileri, yerel yönetimlerin ihbar ve kıdem tazminatı ödemeleri ile buna benzer nedenlerle ihtiyaç duyduğu krediler için verilmektedir. Gayri nakdi krediler ise kredi kullanıcısının talepleri halinde verilen teminat mektuplarıdır. İller Bankasının 2012 yatırım programı çerçevesinde yer alan işlerden, ilk üççeyreklik dönemde yapılan yapıların işleri için 777 milyon TL’lik kredi kullandırılmıştır.

En Büyük Destek Altyapı Sektörüne Veriliyor

Yerel yönetimlere kullandırılan kredilerde, İller Bankası tarafından dağıtılan yasal paylarının dışında yerel yönetimlerin su, terminal, otopark gibi gelirlerinden teminat alınarak kredi kullandırma uygulaması tümüyle yerleştirilmiştir. Bu dönemde, yerel yönetimlerin talepleri doğrultusunda 1.797 adet kredi başvurusu onaylanarak 3 milyar 266 milyon TL civarında kredi tahsisi yapılmıştır. Yapılan bu tahsisin 1 milyar 521 milyon TL’si altyapı sektörüne, 894 milyon 146 bin TL’si malzeme-ekipman sektörüne, 800 milyon 310 bin TL’si üstyapı sektörüne, 22 milyon 320 bin TL’si şehircilik sektörüne, 28 milyon 159 bin TL’si nakit destek kredilerine aittir.

5,5 Milyarlık Dev Yatırım: SUKAP

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla tüm yerel yönetimlerin kalkınması amacıyla 2011’de başlatılan

SUKAP (Su ve Kanalizasyon Altyapı Projesi) projesinde, tespit edilen ihtiyaçların beş yıllık bir projeksiyonla karşılanması hedeflenmektedir. Böylece, 2015 yılına kadar belediyelere ayrılacak kaynak ile özellikle küçük belediyelerin içme suyu ve kanalizasyon altyapı sorunları ortadan kaldırılmış olacaktır. İller Bankası A.Ş. tarafından uygulaması gerçekleştirilen SUKAP, Türkiye’nin tüm bölgelerinde artarak devam etmektedir. 2015 yılına kadar sürecek proje ile Türkiye’nin her bölgesini kapsayan, yaklaşık 5,5 milyarlık dev bir yatırım gerçekleştirilmiş olacaktır. Projenin, bugüne kadar 2,5 milyar TL’lik kısmının yapımına başlanmıştır.

Nakit destek kredileri, yerel yönetimlerin ihbar ve kıdem tazminatı ödemeleri ile buna benzer nedenlerle

ihtiyaç duyduğu krediler için verilmektedir. Gayri nakdi

krediler ise kredi kullanıcısının talepleri halinde verilen teminat

mektuplarıdır. Peki, Nedir SUKAP?

10 Mayıs 2011 tarihinde, Yüksek Planlama Kurulu (YPK) tarafından alınan karar ile başlatılan SUKAP Programı, 25 bin nüfusun altındaki belediyelerin içme suyu arıtma, kanalizasyon şebeke ve atık su arıtma projeleri için %50 oranında hibe desteği almasına imkân sağlamaktadır. Belediyeler, bu projeler için gereken diğer finansmanı ise İller Bankası’nın uygun koşullarıyla sağlayabilmektedir. Örneğin, 500 bin TL’lik bir yatırım gereken çalışmanın %50’si olan 250 bin TL, hibe olarak devlet tarafından karşılanırken kalan 250 bin TL’lik ödeme, İller Bankası kredisiyle uygun koşullarda sağlanarak uzun vadelerle kullanılabilmektedir. Kalkınma Bakanlığı koordinasyonu ile yürütülen programla küçük ölçekli belediyeler, YPK kararıyla bu kapsamda değerlendirilebilmektedir. Nüfusu 25 binden fazla olan ve YPK kararı ekinde yer

alan belediyelerde ise 5393 sayılı Belediye Kanununda ki borç stoku limitine uyma şartı aranmaksızın, İller Bankası tarafından kredi tahsisi yapılabilmektedir.

SUKAP’tan Kaç Belediye Yararlanıyor?

2010 yılında Türkiye genelinde yapılan çalışmada, nüfusu 25 binin altında 1.478 belediye’nin 877’si içme suyu ve 1.020’si atık su tesisi olmak üzere toplam 1.897 adet projeye ihtiyacı olduğu belirlenmiş, tespit edilen belediye ve proje listesi, 2011 yılı YPK kararında yer almıştır. Ayrıca 2012 yılı YPK kararı ekindeki listede, yeni talepte bulunan belediyelerin toplam 361 projesiyle birlikte toplam proje sayısı 2.258’e ulaşmıştır.

Projeye Ayrılan Bütçe Ne Kadar?

2011 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile İller Bankası A.Ş.’ye 400 milyon TL ödenek aktarılmış, 2012 yılı için de 500 milyon TL ödenek tahsis edilmiştir. Projede, gelecek üç yılda kullanılması için tahsis edilecek rakamla birlikte 2 milyar 750 milyon TL daha hibe ödenek aktarılacağı tahmin edilmektedir. Belediyelerin kullanacağı İller Bankası kredisiyle birlikte bu rakam, 5,5 milyarlık dev bir yatırım projesine dönüşmüş olacaktır.

İller Bankası, bu projede sadece finansman sağlamakla kalmayıp, projesi hazır olmayan belediyelerin projelerini de yapmaktadır. Böylece kendi imkânlarıyla proje çalışmalarını yapamayan belediyelere, hizmet vermiş olmaktadır.

İller Bankasınca, 2011 yılında 241 adet iş için 485 milyon TL, 2012 yılı 20 Kasım tarihi itibarı ile 392 adet iş için 727 milyon TL olmak üzere 633 adet işe, 1 milyar 212 milyon TL hibe kaynak, 1 milyar 486 milyon TL kredi olarak toplamda 2.698 milyon TL kredi tahsisi yapılmıştır. Bu tarih itibariyle 36 adet tamamlanmış, 597 adet devam eden proje bulunmaktadır.

7574

Page 39: İmkon Dergi

Sektöre Bakış İl Bank

•2011yılındabaşladığımızSUKAPprojesiileüçyıl içerisinde, ülkemiz tarihinin en önemli altyapı reformunu gerçekleştirmiş olacağız. Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ın direktifleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanımız Erdoğan Bayraktar’ın yönlendirmesiyle sürdürdüğümüz çalışmada, bugüne kadar toplamda 2 milyar 638 milyon TL kredi tahsisi yapılmıştır. 5 yıllık bir dönemde, tahsis edilen kaynakların miktarının 5,5 milyar TL civarında olacağını öngörüyoruz. Önümüzdeki dönemde, yapacağımız ihale ve inşaat çalışmalarının başlamasıyla ülkemizin hemen her tarafı bir şantiye haline dönecektir. Çalışmalarımız, beklenenin üstünde bir hızla gitmektedir. Şu anda, elimizde dokuz yüze yakın iş için kredi talebi bulunmaktadır. Proje çok büyüktür. Teknik ve idari ekibimizle bu çalışmaya kanalize olmuş durumdayız. Proje için öngörülen 5 yıllık süre içinde, ülkemizin su ve kanalizasyon altyapı sorununu çözmüş olacağız.

İyi bir teknik ekibe sahibiz. Türkiye genelinde 18 bölge müdürlüğümüz ile hizmetlerimizi gerçekleştirmekteyiz. Bankamız personelinin yarıya yakın bölümü, mühendislerden oluşmaktadır. İller Bankası olarak yerel yönetimlerin ihtiyaçlarını gerçekleştirme noktasında, proje üretiminden ihale ve uygulama aşamasına kadar aktif rol oynamaktayız. Yani biz, sadece bankacılık hizmeti veren bir kuruluş değiliz, aynı zamanda pek çok projenin a’dan z’ye çalışmasını gerçekleştiriyoruz. Bu da özellikle ülkemizin birçok yerinde, teknik ekibi olmayan belediyelerin çalışmalarına, önemli bir katkı sağlıyor.

İller Bankası olarak, uluslararası krediler yönünden de oldukça güçlü adımlarla ilerliyoruz. Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve JICA ile yaptığımız anlaşmalarla belediyelerimize, büyük projelerinde farklı bir kredi seçeneği sunmuş oluyoruz.

Bankamıza yeni kaynaklar oluşturmak için bazı farklı alanlarda çalışmalarımız var. Önümüzdeki süreçte, gerek bankamız mülkiyetinde bulunan mevcut gayrimenkullere gerekse piyasadan temin edeceği gayrimenkuller üzerinde konut, AVM, otel, iş merkezi gibi ekonomik değeri yüksek rantablı projeler üretmek suretiyle bankamızın karlılığını artırmak gayreti içinde olacağız.

Belediyelerle ortak proje çalışmalarına gireceğiz. Belediyelerin, İlbank üzerinden sağladıkları yasal paylar dışında, kaynak yaratmak amacıyla atıl kalmış arsa ve arazilerini değerlendirerek, gerçekleştirilecek projelerle onlara destek sağlamak istiyoruz.

SUKAPPlanlanandanDaha Hızlı Gidiyor

Tuncay KARAMAN İller Bankası A.Ş. Genel Müdür Vekili

Tuncay Karaman’dan SUKAP projesive İller Bankası ile ilgili mesajlar var

Uluslararası Kredilerde Belediyelere Yatırım Desteği

İller Bankası, son yıllarda yaptığı uluslararası kredi anlaşmalarıyla belediyelere, büyük destekler sağlamaktadır. Bu kapsamda Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı gibi büyük kuruluşlardan sağlanan krediler, belediyelerin büyük projelerinin gerçekleştirilmesinde çok önemli avantajlar sağlamaktadır.

Dünya Bankasından Sağlanan Krediler

Dünya Bankası ile 2003 yılında gerçekleşen kredi görüşmeleri, 2006’da kredi sürecinin başlamasıyla sonlanmıştır. Su, atık su ve katı atık projelerinin yapımı için kullanılacak 212,9 milyon Avro tutarındaki kredi için İller Bankası ile Dünya Bankası arasında bu tarihte, kredi anlaşması ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile Dünya Bankası arasında da Garanti Anlaşması imzalanmıştır.Proje kapsamında; Muğla (Merkez), Ödemiş (İzmir), Bergama (İzmir), Denizli (Merkez), Polatlı (Ankara), Gelibolu (Çanakkale), Kütahya (Merkez), Ilıca (Manavgat-Antalya), Elbistan (Kahramanmaraş) Belediyeleri, MESKİ (Mersin) ve ASAT (Antalya) İdareleri ile 212.095.551 Avro tutarında Alt-Kredi Anlaşması imzalanmış ve kredinin kullanılmasına başlanmıştır. 30.09.2012 itibariyle toplam kredi tutarının %93,68’i (199.451.892,59 Avro) kullanılmıştır.

SUKAP Programı, 25 bin nüfusun altındaki belediyelerin içme suyu arıtma, kanalizasyon şebeke ve atık su arıtma projeleri için %50 oranında hibe desteği almasına imkân sağlamaktadır.

JICA Kredisi

Ülkemizde, kanalizasyon ve atık su arıtma sistemlerinin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi, su kalitesinin artırılması için “Belediye Kanalizasyon ve Atık Su Arıtma Tesislerinin Geliştirilmesi Projesi” kapsamında, Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ile 150 Milyon Amerikan Doları (12 milyar 780 milyon Japon Yen’i) tutarındaki kredi teminine yönelik sözleşme, 22 Haziran 2011 tarihinde imzalanmıştır. Sözleşme sonrası, alt kredi anlaşması yapılacak belediyelere yönelik çalışmalar hızla tamamlanmıştır. Bu kapsamda, bugüne kadar alt kredi anlaşması imzalanan belediyeler: Orhangazi (Bursa) Belediyesi “Atık su ve yağmur suyu şebeke projesi”, Biga (Çanakkale) Belediyesi “Atık su arıtma tesisi projesi”, Kadirli (Osmaniye) Belediyesi “Atık su arıtma tesisi projesi”, Reyhanlı (Hatay) Belediyesi “Atık su arıtma tesisi projesi” ve Merkez (Tekirdağ) Belediyesi “Atık su arıtma tesisi, kanalizasyon ve yağmur suyu şebekeleri projesi” ile kredi kullanacaklardır. Kredi kullanacak diğer belediyelere yönelik seçim çalışmaları ise devam etmektedir.

Avrupa Yatırım Bankasından Sağlanan Krediler

Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik müzakere sürecinde, önceliği olan çevre projelerinden su, atık su ve katı atık sektörlerinde işbirliği yapılması amacıyla Avrupa Yatırım Bankasıyla 2007 yılında başlatılan görüşmeler, 2010 yılında Mutabakat Zaptı ile imza altına alınmıştır.

İller Bankası, son yıllarda yaptığı uluslararası kredi anlaşmalarıyla belediyelere, büyük

destekler sağlamaktadır.

28 Haziran 2012 tarihinde, 150 Milyon Avro tutarındaki “Kentsel Altyapı Projeleri” kredi anlaşması İller Bankası ile AYB, Garanti Anlaşması Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile AYB ve Garanti Protokolü Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile İller Bankası arasında imzalanmıştır. Kredi kullanacak belediyelere yönelik, alt proje seçim çalışmaları devam etmektedir.

Avrupa Birliği ve Kurumsal İlişkiler ile İlgili Çalışmalar

İller Bankası, IPA (Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı) kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonunda hazırlanan, Çevre Operasyonel Programı ekinde yer alan çevre alt yapı projelerinin eş finansmanının sağlanmasından sorumlu kurumdur. IPA, Çevre Operasyonel Programı (2007-2013) altında, AB hibesi kullanarak finanse edilmesi planlanan, belediye çevre altyapı yatırım projelerinde toplam yatırım maliyetlerinin yaklaşık %9’una denk gelen belediye katkı payı ödemelerinin, İller Bankası kredisi kullanılarak karşılanması öngörülmektedir.

Yeni Kaynak Sağlama Çalışmaları

İller Bankası, 2011 yılında gerçekleştirilen anonim şirket olma sürecinden sonra, bankaya yeni kaynak sağlanması ve yatırım imkânlarının artırılması için çalışmalar gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda, 2011 yılı sonlarında kurulan Kaynak Geliştirme Dairesi Başkanlığı aracılığıyla bankaya ait gayrimenkullerin, en verimli şekilde değerlendirilmesi sayesinde yerel yönetimler ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile ortak gayrimenkul projeleri geliştirilmeye başlanmıştır.

Bu amaçla şu adımların atılması planlanmaktadır.

Bankanın, mevcut gayrimenkulleri üzerine konut, residence, ofis, otel, AVM gibi kar amaçlı gayrimenkul projeleri geliştiril- mesi.

Proje geliştirmeye yönelik imarlı arsa üretiminin sağlanması,

Mevcut arsaların yatırıma elverişli hale getirilmesi amacıyla imar plan çalışmalarının yürütülmesi.

7776

Page 40: İmkon Dergi

Diğer kamu kurum ve kuruluşlarının mülkiyetinde bulunan ve proje geliştirmeye müsait alanların belirlenmesi.

Su, atık su ve katı atık projelerinin yapımı için kullanılacak 212,9 milyon Avro tutarındaki kredi için İller Bankası ile Dünya Bankası arasında bu tarihte, kredi anlaşması ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı ile Dünya Bankası arasında da Garanti Anlaşması imzalanmıştır.

İller Bankası Kentsel Dönüşümde Yerini Aldı

İller Bankası, kentsel dönüşüm projesinde de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın öncülüğünde gerçekleştirilecek çalışmalarda yerini almaktadır. Bu çerçevede, İstanbul Gaziosmanpaşa Belediyesi’nin Sarıgöl ve Yenidoğan mahallelerinde bulunan gecekondu alanlarının dönüşümüne ve kentsel yenileme projesine destek verilmiştir. Yaklaşık 300.000 m2’lik alanda gerçekleştirilecek olan kentsel yenileme çalışmalarının, ilk adımı olarak düşünülen 20.000 m2’lik alanda gerçekleştirilecek olan 725 adet konut, 4 katlı yer altı otoparkı, 2 adet yarı olimpik yüzme havuzu, ilk ve orta öğretim okulları ve yeşil alanların yer alacağı proje için Banka tarafından Gaziosmanpaşa Belediyesi’ne 98 milyon TL kredi tahsis edilmiştir.

Banka Karından Küçük Belediyelere Hibe

İller Bankası safi karının %51’i İl Özel İdareleri tarafından yerine getirilen köylerin, teknik ve sosyal altyapı hizmetlerinin finansmanı, nüfusu 200 binin altında olan belediyelerin harita, imar planı, içme suyu, atık su, katı atık, kent bilgi sistemi ve benzeri kentsel altyapı projelerinin finansmanı ile nüfusu 25 binin altında olan belediyelerin, anılan projelerinin ayrıca yapımının finansmanında hibe olarak kullandırılmaktadır. Böylece, ülkemizin en ücra köşelerindeki köylere kadar hibe ödenekler ayrılarak hizmet ulaştırılmaktadır.

Ekonomiye Büyük Katkı

İller Bankası, yerel yönetimlere verdiği hizmetlerle aynı zamanda ekonomiye önemli katkılar sağlamaktadır. 2012 yılının ilk üççeyreğinde kabul edilen 1.797 kredi başvurusuna karşılık, 3 milyar 266 milyon 688 bin TL tutarında kredi tahsisi yapılmıştır. Bu rakamın %50’lik kısmı altyapı hizmetlerine aktarılmaktadır. Başta, altyapı olmak üzere malzeme-ekipman sektörü, üstyapı sektörü ve şehircilik sektörüne aktarılan krediler, ekonomiye önemli bir girdi sağlamaktadır. Ayrıca bu hizmetler gerçekleştirilirken sağlanan eleman istihdamı ile binlerce kişiye iş sahası açılmış olmaktadır. Dolayısıyla, İller Bankası gerçekleştirdiği kamu hizmetinin yanı sıra Türk ekonomisi ve iş hayatında da öncü kurumlardan biri olarak, Türkiye’nin geleceğini garanti altına almaktadır.

GERÇEKLEŞTİRİLEN ÖRNEK PROJELER

Zeugma KültürMerkezi ve Müzesi

Akhisar Göleti Projesi

Avcılar Belediyesi Stadyumu

Bolu İçme Suyu Arıtma Tesisi

Bolu Belediyesi Katlı Otopark ve Kültür

Park Düzenlemesi Projesi

Bursa Büyükşehir Belediyesi Stadyum Projesi

Isparta Bağkonak İçme Suyu Proje Çalışması

İller Bankası tarafından Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’ne

sağlanan kredi ile yapımı gerçekleştirilmiştir. Belediye denetimi

ve İller Bankası izleme görevi altında tamamlanmıştır.

2009 yılında, İller Bankası kredisiyle gerçekleştirilmiştir. Akhisar Belediyesi

tarafından Hüsnü Kahraman Kültür Parkı içerisinde, 50 dönümlük alana inşa edilmiştir.

ZEUGMAKültür Merkezi ve Müzesi

AKHİSARGölet Projesi

78

Page 41: İmkon Dergi
Page 42: İmkon Dergi

Dosya Yapı Denetim

Dünyanın oluşumundan beri sismik yönden aktif bulunan bölgelerde, depremlerin ardışıklı olarak oluştuğu, sonucunda ise milyonlarca insan ve barınakların yok olduğu bilinmektedir. Yurdumuz, dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunmaktadır.

Geçmişte, yurdumuzda birçok yıkıcı depremler olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağımız bir gerçektir.

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayak bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapıların hasar görüp, can kaybına sebep olacak şekilde yıkılabileceğini gösteren bir doğa olayıdır.

Yurdumuzun çok büyük bir kısmının deprem bölgeleri içerisinde olduğu ve nüfusumuzun %95’inin bu bölgelerde, deprem riski altında yaşadığı bilinmektedir.

Son elli yıl içerisinde, depremler nedeniyle 60 bin’e yakın insanımız hayatını kaybetmiş, 100 bin üzerinde insanımız yaralanmış ve yaklaşık olarak 410 bin bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Yani, depremlerden her yıl ortalama binin üzerinde insanımız ölmekte ve 7 bin civarında bina yıkılmakta veya ağır hasar görmektedir. İnşaat sektörü, insanlık tarihinin akışı içerisinde artan barınma ihtiyacına paralel olarak sürekli gelişim göstermiştir. Ayrıca ticari ilişkiler, inşaat sektörü kapsamında çözümler üretmiştir.Devletin idari yapıları, dini nitelikteki yapılar ve diğer mühendislik alt yapıları ise inşaat sektörüne anıtsal bir boyut eklemektedir. Savaşlar, deprem dahil her türlü afetler yapılara zarar vermiş, inşaat sektörü ve çalışanları ise bu yıkımları onarmak veya yeniden inşa etmek suretiyle yıkımların etkilerini gidermeye çalışmışlardır. Makro mali krizler hariç inşaat sektörü, hiçbir zaman hız kesmemiştir.

Günümüzde, inşaat halindeki yapıların denetimi, sektördeki en önemli problemlerden biridir. Ticari nedenlerle veya işçiliğin öneminin tam olarak kavranamamasından dolayı, yapının inşası aşamasında gerekli özen gösterilmemektedir. Bunun bir sonucu olarak, özellikle yapı denetimi kavramının henüz kurumsallaşmadığı ülkelerde, taşıyıcı bölüm açısından yetersiz yapılar üretilmektedir. Son yaşadığı depremlerle kaybedilen milyarlarca liranın yanında, 10 binlerce vatandaşını kaybeden ülkemiz, ülke çapında yapı denetim sürecini başlatmaya karar vermiştir.

NEDEN YAPI DENETİM?

Hüseyin DİLAVER Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürü

17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerin sonrasında oluşan can ve mal kayıpları, depremden ziyade denetimsiz yerleşme ve yapıların yol açabileceği zararları bütün açıklığı ile gözler önüne serdiğini gören devlet, yeni bir uygulamayı hayata geçirmeye karar vermiştir. Yapıların, inşaat süresince sıkı bir şekilde denetlenmesi ve bu uygulamanın, yapı denetim işini yapan özel firmalar marifetiyle yapılması gerektiği uygun görülmüştür.

Ülkemiz topraklarının çok büyük bir kısmının deprem kuşağında yer alması; hızlı nüfus artışına sebep olan göçlerin, kaçak yapılaşmanın ve sık sık gündeme gelen imar affının afet riskini arttırması, gerçekleşen afetlerin can ve mal kaybına yol açması, yapı denetim konusunda uzman personele sahip

kurumsallaşmış firmalar marifetiyle yapı denetimi işinin yürütülmesi gerekliliğini ortaya koymuştur. Bu ihtiyaçtan hareketle yapı denetim konusunda hazırlanan yasa taslakları birleştirilerek, ilk olarak 595 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname hazırlanarak 10 Nisan 2000 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürütmesinin durdu- rulması neticesinde oluşan denetim boşluğunun doldurulması amacıyla hazırlanan 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, 13 Temmuz 2011’de ve ilgili yönetmelik de 12 Ağustos 2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Yapılan çeşitli düzenlemelerle İstanbul dâhil, 19 pilot il’de uygulama

başlatılarak yaklaşık 9 yıl devam ettirilmiş, 01 Ocak 2011 tarihi itibariyle yapı denetim faaliyetleri, ülke geneline

yaygınlaştırılmıştır.

01.01.2011 tarihi itibari ile yapı denetimi’nin tüm ülke sathına yayılmasında, Bakanlığımızca 2010 yılında yapılan 19 pilot il ile 62 il arasındaki çalışmanın büyük bir etkisi olmuştur. Yapılan çalışmalar sonucunda, yapı denetimi’nin uygulandığı illerdeki yapıların taşıyıcı sisteminde diğer 62 il’e göre 3 kat başarı sağlandığı görülmüştür.

Bu durum, olası bir depremde binanın yıkılması ile öncelikli sorumluluk yapı denetim firmalarına verilmiş olduğundan, inşaatların kontrolünün sıklaşmasına ve inşaat kalitesinin artmasına sebep olmuştur. Bir yapının inşaatı süresince, kaba ve ince inşaat işlerinin projelere ve teknik şartnamelere uygunluğunun takip edilmesi işine yapı denetimi denir.

Bir başka deyişle yapı denetimi, planlama ve yapım aşamalarından oluşan yapı üretim sürecinde, belirli standartlar ve kalite çerçevesinde nitelikli, güvenli ve ekonomik yapı elde edilmesi amacına yönelik kurgulanan bir denetim sistemi olarak, en genel şekilde tanımlanabilir.Ülkemizde uygulanan yapı denetim sistemi ise uygulamada olan 4708 sayılı “Yapı Denetim Hakkında Kanun ve İlgili Yönetmelikler” çerçevesinde tarif edilmiştir.

Ülkemizde yaşanan depremler ve mevcut yapı stokunun durumu, nitelikli eleman ve donanım konusundaki sıkıntılar nedeniyle idarelerce denetim aşamasında yaşanan sorunlar, teknik uygulama sorumluları (TUS) tarafından yapılması öngörülen denetimin yetersiz kalması, yapı denetimini kaçınılmaz kılmış, daha yaşanılabilir ve sürdürülebilir kentsel ve kırsal çevrelerin oluşturulması, nitelikli ve güvenli yapılaşmanın sağlanması, daha etkin ve verimli bir yapı denetim sisteminin oluşturulması amaçlarıyla yapıların denetiminin bağımsız, deneyimli, yetkin ve sorumlu kişi veya kuruluşlar eliyle sağlanabilmesi ana fikri kabul edilmiş ve bu uygulama hayata geçirilmiştir.

Hüseyin DİLAVERNeden Yapı Denetim?

8382

Page 43: İmkon Dergi

Dosya

6306 sayılı “Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Hakkındaki Kanun” yürürlüğe girdi. Bakanlık makamının, 19.06.2012 tarihli ve B09.0.AHG.0.14.03.00-604/580 sayılı yazısı ile kanun gereği yapılacak çalışmaların startı verildi.

Yapı Denetim Kanunu sayesinde birçok konut, kentsel dönüşüm projesi kapsamı dışında kalmıştır.

Riskli alanların tespiti, çok önemli bir projedir. Bu projenin, doğru ve yerinde uygulanması gerekmektedir. İlgili sektörler konuyu iyi analiz etmelidir, riskli alanlar ve binalar özellikle, 1. derece deprem bölgeleri ve kamu binaları olmak üzere hızlı bir şekilde hayata geçirilmelidir.

Depremin ne zaman, nerede ve ne büyüklükte olacağı kestirilemez. Doğal afetler karşısında insanoğlunun uyguladığı iki yöntem vardır; birincisi, olay olmadan tedbir ve önlemler almak, ikincisi ise olay olduktan sonra bir şeyler yapmaktır.

Neden Riskli Bina Analizi Yapılmalıdır?

Türkiye bir deprem ülkesidir. Türkiye’nin yüzölçümünün 2/3’ü birinci ve ikinci derece deprem bölgesinde yer almaktadır. Türkiye nüfusunun %44’ü birinci derece deprem bölgesinde, %26’sı ikinci derece deprem bölgesinde, %15’i üçüncü derece deprem bölgesinde, %13’ü dördüncü derece deprem bölgesinde ve %2’si beşinci derece deprem bölgesindedir. 29 milyon vatandaşımız, birinci derece deprem bölgesinde yaşamaktadır. Bu rakam, var olan sıkıntının büyüklüğünü ortaya koymaktadır. Maalesef ülkemiz, dünyanın en etkin deprem bölgelerinden biridir. Son 50 yılda yaklaşık, 54.000 vatandaşımızı kaybettik, 60.000’den fazla da konutumuz yıkıldı.

Depremin ne zaman, nerede ve ne büyüklükte olacağı kestirilemez. Doğal afetler karşısında insanoğlunun uyguladığı iki yöntem vardır; birincisi, olay olmadan tedbir ve önlemler almak, ikincisi ise olay olduktan sonra bir şeyler yapmaktır. Gelişmiş ülkeler ise birinci yöntemi tercih ettiler, ki doğru yöntem de budur. Deprem olacağını bile bile insanlarımızın yıkılacak bir binada oturması cinayettir. Acilen tedbirler alınmalı, riskli bina analizleri ivedilikle yapılmalıdır. Depreme dayanıksız yapıların yıktırılmasında, bu binaların bulunduğu riskli alanlar ve rezerv alanlarındaki

DÖNÜÞÜM ÝÇÝN START VERÝLDÝ

Nazmi ŞAHİN Yapı Denetim Kuruluşları Birliği / Ankara Şube Başkanı

uygulamalarda öncelikli olarak, malikler bilinçlendirilerek, sorun anlatılıp anlaşma yoluna gidilmelidir.

Yasadaki tanımına göre;

Riskli alan; zemin yapısı veya üzerindeki yapılaşma sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alandır.

Riskli yapı ise; riskli alan içinde veya dışında olup, ekonomik ömrünü tamamlamış olan ya da yıkılma, ağır hasar görme riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere dayanılarak tespit edilen yapı anlamındadır.

81 İl’in valiliklerine kentsel dönüşüm için “Tespit edin!” talimatı gönderildi. Kat malikleri yani dairesi ve evleri olanlar, yetkili kılınacak firmalara, belirlenen süre içerisinde evlerini kontrol ettireceklerdir. Evlerini test ettirmeyenlerin evini ise devlet test ettirip masraflarını, tapusuna şerh koyduracaktır. Dönüşüm için “Kentsel Dönüşüm Genel Müdürlüğü”ne ait şubeler açılacaktır. Vatandaş, buralara müracaat ederek seçenekleri müzakere edecektir. Yani kişi, evini ya kendi yıkacak ve yıkım parasına devlet destek olacak, kiraya çıkarsa kira yardımı alacak ya da devlet yıkacak ve yıkılan evi “depreme dayanıklı” şekilde yeniden yapacaktır.

Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini belediyelerden de

talep edebilecektir. Yapılan bu tespitlerin sonuçlarına karşı malikler, on beş gün

içinde itiraz edebilme hakkına sahiptirler.

Riskli Yapıların Tespiti

Riskli yapıların saptanması işleri, Bakanlık tarafından lisanslandırılan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılacaktır. Bakanlığın, kurulacak yapı denetim şirketleri, yeminli teknik bürolar gibi uzmanlık sahibi firmalar aracılığıyla bu işleri yaptıracağı anlaşılmaktadır. Bir yapının riskli yapı olup olmadığıyla ilgili tespit masrafları ise yapı malikleri tarafından karşılanacaktır. Malikler, yapılarının riskli yapı olduğunu kendileri tespit ettirebileceği gibi, Bakanlık da riskli yapıların tespitini maliklerden isteyebilecektir. Bakanlık, belirlediği alanlardaki riskli yapıların tespitini belediyelerden de talep edebilecektir. Yapılan bu tespitlerin sonuçlarına karşı malikler, on beş gün içinde itiraz edebilme hakkına sahiptirler. Yapılan itirazları, bakanlığın oluşturacağı teknik heyetler inceleyip karara bağlayacaktır.

Görüldüğü üzere, bir yapının riskli yapı statüsüne geçirilebilmesi, bu konuda kurulacak firmaların vereceği raporla mümkün olabilecektir. Verilecek raporlara itiraz için de bir üst kurul oluşturulacaktır. Bu önemli bir karardır, çünkü bir yapının riskli yapı veya riskli alan sayılması halinde, önemli sonuçları da ortaya çıkarmaktadır. İşin en önemli boyutlarından biri de ekonomik boyutudur. Bu boyutunun da iyi irdelenmesi gerekmektedir.

Birinci derece deprem bölgelerinde, 19 pilot il’de yaklaşık 11 yıldır 2011 yılından bugüne, tüm yurdumuzda uygulanan yapı denetim sistemi sayesinde, birçok konutumuzun bu kanunun dışında kalması sağlanmıştır. Yapı denetimin, önemli bir kanun olduğunu bu uygulama da ispat etmiştir. Yapı Denetimli yapılan tüm binaların raporları, test sonuçları ve tüm bilgileri kayıt altındadır. Kanuni bazı aksaklıklar olmasına rağmen yapı denetim, konut kalitesini çok üst seviyelere taşımıştır. Yapılacak birkaç değişiklikle standartların ve kalitenin daha üst seviyelere çıkacağı inancını taşımaktayım.

Nazmi ŞAHİNAfet Riski Altındaki Alanların, Dönüşüm Startı VerildiYapı DenetimYapı Denetim

8584

Page 44: İmkon Dergi

Dosya

17 Ağustos 1999 Marmara depreminde büyük ölçekli can ve mal kaybı yaşanmış, ülkemiz nüfusunun 1/5’i bu depremden etkilenmiştir. Marmara depremi, gerçekleştiği alanın büyüklüğü ve verdiği zararlar açısından geçen yüzyılın en büyük depremiydi. Marmara depreminden sonra Kanun Hükmünde Kararname ile yapı denetimi, 27 pilot il’de uygulanmaya başlamış, ancak Anayasa Mahkemesi’nin, Kanun Hükmünde Kararname’yi iptal etmesi üzerine 13.07.2001 tarihinde 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, daha önce 27 olan pilot il uygulama sayısını 19’a indirmiştir. Pilot il uygulaması, 2010 yılı sonuna kadar uygulanmış, 2011 yılı itibariyle tüm illerde uygulanmaya başlamıştır.

Yapı denetim firmalarının büyük çoğunluğunun en büyük eksikliği de kalifiye personelinin bulunmayışıdır. Denetleyicilerin birçoğu evrak üzerinde yeterli koşulları sağlamış görünsede, teknik bilgi ve deneyim açısından yetersiz düzeydedir.

05.02.2008 tarihli “Yapı Denetim Uygulama Yönetmeliği” ile her il’de ihtiyaç duyulduğu kadar yapı denetim firmasına müsade edilmesi ve sadece kurulduğu il’de hizmet vermesi uygun görülmüş, ancak 14.04.2012 tarihinde çıkan yönetmelik gereği bu sayı kısıtlamasına son verilmiş ve 200 km mesafedeki illere de yapı denetimi yapılmasının önü açılmıştır. Yazımızın bu bölümüne kadar ülkemizdeki yapı denetimin tarihsel gelişimi ile ilgili kısa bilgiler vermiş olup, bu bölümün devamında yapı denetimin işleyişi, işleyişindeki sıkıntılar ve bunlarla ilgili çözüm önerilerinden bahsedeceğim.

Yapı denetiminde yaşanan en büyük sıkıntı, müteahhit firmanın, yapı denetim firmasını kendisinin tayin etmesidir. Bu durumun, akıl mantık yoluyla izahı mümkün değildir. Denetim mekanizmasının, denetlenene ticari olarak muhtaç ve göbekten bağlı olduğu ortamda ne kadar sağlıklı bir denetleme gerçekleşebilir ki?

Yapı denetim firmaları, hak edişlerini, Bakanlıktan alsalar da bu sistem devam ettiği süre içerisinde müteahhitle ticari ilişkisi engellenememektedir. Müteahhitler ticaretin gereği olarak, inşaatın denetimini en çok tenzilat yapan firmaya vermekteydiler. Bakanlık, bu durumun farkına varmış olacak ki 2011 yılında, yapı denetim bedeli hesabında kullanılan katsayıyı düşürerek müteahhitleri ve yapı denetim firmalarını, yasal olmayan muhasebesel işlemlerden kurtarmıştır. Bu ticari ilişkilerin önüne geçmek için

Gökhan ŞENTÜRK İnşaat Mühendisi

Bakanlık bünyesinde, yapı denetim firmalarının bulunduğu bir havuz sistemi kurulmalı ve yapı denetim firmaları, bu havuzdan sırayla atanmalıdır. Ancak bu sistem kurulursa yapı denetim, tam bağımsız hale gelir ve binaların inşasında oluşabilecek tavizler en aza indirgenir.

Yapı denetim firmalarının büyük çoğunluğunun en büyük eksikliği de kalifiye personelinin bulunmayışıdır. Denetleyicilerin birçoğu evrak üzerinde yeterli koşulları sağlamış görünsede, teknik bilgi ve deneyim açısından yetersiz düzeydedir. Bununla ilgili olarak yapı denetiminde çalışan teknik elamanların, düzenli olarak Mühendisler Odası tarafından eğitim ve seminer görmesi gereklidir. Ayrıca teknik olarak, denetlemeye elverişli olabilmek için inşaat yapımında birkaç sene çalışmış olma tecrübesi de istenilmesi gereklidir. Bunun yanında, denetlediği şantiyenin yüzünü görmemiş veya bir iki kere görmüş yapı denetim elemanları da maalesef bulunmaktadır.

Müteahhitler tarafından her ne kadar yapı denetime verilen para fuzuli ve boşuna

gibi görünse de yapı denetim, aslında adı kötüye çıkmış olan müteahhitlik sektörünü

aklayan bir mekanizmadır.

Müteahhitler tarafından her ne kadar yapı denetime verilen para fuzuli ve boşuna gibi görünse de yapı denetim, aslında adı kötüye çıkmış olan müteahhitlik sektörünü aklayan bir mekanizmadır. Sepet içindeki çürük elmaları ayıklamak için büyük bir nimettir. Hakkıyla iş yapan müteahhit ile malzemeden ve iş kalitesinden çalan, maddi kazancı için insan canını tehlikeye atan müteahhidin aynı kefeye konmasını engelleyecek mekanizma, yapı denetimdir.

Gökhan ŞENTÜRKYapı Denetim ve Müteahhit İlişkisiYapı Denetim

86

Page 45: İmkon Dergi

Türkiye’de seramik sektöründe yenilikçi işleriyle, adından çok bahsettiren bir firma görmekteyiz. Evet; “A’Design Award” dan İnci, Elhamra ve Eramosa, Seramik Sağlık Gereçleri ürünlerinden; Lotus ve Fracture banyo takımları ile aldığı toplam 5 ödülle, 140 ülke arasında listenin üst sıralarına girmeyi başaran Bien’den bahsediyoruz.

Bien Bilir!

Türkiye’nin Ödüllü Firması İle Tanışmalısınız!

Bugünlerde, Türkiye’de seramik sektöründe yenilikçi işleriyle, adından çok bahsettiren bir firma görmekteyiz. Evet; “A’Design Award”dan İnci, Elhamra ve Eramosa, Seramik Sağlık Gereçleri ürünlerinden; Lotus ve Fracture banyo takımları ile aldığı toplam 5 ödülle, 140 ülke arasında listenin üst sıralarına girmeyi başaran Bien’den bahsediyoruz.

Bien, Türkiye’nin ilk seramik fabrikalarından biri olan Bozüyük’teki fabrikasının 1997 yılında, kurucusu Nurullah Ercan olan Ercan Şirketler Topluluğu tarafından satın alınması ile sektöre ilk adımını attı.

Daha sonra, 1980 yılında kurulan Bilecik fabrikası, Türkiye’nin ilk seramik fabrikalarından biri oldu. 2007 yılında, her iki fabrika da yeni ve tek bir marka altında toplanarak “Bien” adı altında birleştirildi.

advertorial

Tasarımlarıyla Göz Dolduruyor!

Bien, Türkiye’de ve ihracat yaptığı 55 ülkede, tasarım ve seramik alanında başarılı bir ivme yakalamaya devam ediyor. Avrupa Birliği’nin uluslararası tasarım yarışmasında, en çok derece yapan ülkelerin sıralandığı “Top 100 En İyi Tasarımcı Ülkeler” listesinde, Türkiye’yi, ABD’den sonra ikinci sıraya taşıyarak, üç tasarım ekibi arasında yer almayı başarmasıyla gururumuzu okşuyor.

Bien, Aralık 2009’dan beri yer ve duvar karosu üretiminde dijital baskı sistemlerini kullanarak, Türkiye’de dijital teknoloji ile üretilen duvar karolarının, ilk üretici firması olmayı başardı. Bien, ürünlerine her yıl 30 yeni tasarım ekliyor ve böylece ürün gamı, sürekli taze ve geniş kalıyor. Yüksek kalitede, estetik, dayanıklı ve yenilikçi ürünlere imza atıyor, yer ve duvar karolarında 30x80 cm’den 40x60 cm’ye, 10x10 cm’den 61x61 cm’ye kadar değişen çeşitli boyutlarda, çoklu üretim yapabiliyor.

Bien’in iç ve dış tasarımlarında, trendleri yakalaması, bir stil ve seçilir bir firma olması haline gelmesi hiç şaşırtıcı değildir. Bien, eşsiz tasarımıyla adeta değişim isteyen herkesi, ürünlerini kullanmaya davet ediyor. Çünkü dijital teknoloji’nin bir ürünü olan bu göz alıcı seramikler, modern evlerin çizgisini oluşturuyor. Bien, son teknolojiyi kullanarak, tüketicileri hem estetik hem de kaliteli ürünler ile buluşturmanın mutluluğuna herkesi ortak ediyor. Ayrıca Bien’in, yurt içinde orta gelir düzeyindeki kesime de ulaşma çabaları takdire şayan’dır.

Seramiği Tamamlayan Yeni Bir Alan

Firma, 2012 itibariyle, “Bien Yapı Kimyasalları” markasıyla seramiği tamamlayan yeni bir alana daha hizmet vermeye başladı. Son olarak, Bozüyük’teki fabrikasında Seramik Sağlık Gereçleri yatırımını gerçekleştirdi. Seramik sağlık gereçleri üretimleri, dünyada güncel olarak kullanılan en son teknolojiye göre seçilen robotlu ve yüksek basınçlı döküm sistemleri, robot sırlamalar ve robot taşlama makineleri ile yapılıyor.

Bien’in bugüne kadar Bilecik ve Bozüyük’teki fabrikalarına yaptıkları yatırımların sonucunu ise 2013 yılında görebileceğiz.

Page 46: İmkon Dergi

Koramic Yapı Kimyasalları, Avrupa’nın en güçlü markalarından biri olan CERMIX ile atakta…

Türkiye’de 15. yılını kutlamaya hazırlanan yüzde yüz Belçika sermayeli Koramic Yapı Kimyasalları, Türk inşaat sektörüne kazandırdığı yeni markası CERMIX ile mükemmel çözümler sunmaya devam ediyor.

İnşaat sektörünün gereksinimlerini karşılamada köklü tecrübeye sahip olan Koramic Yapı Kimyasalları; Avrupa’nın en güçlü markalarından biri olan CERMIX’i, ağır iş kimyasalları sayılabilecek ürünlerin de dahil olduğu 3 ana grupta toplam 75 farklı ürünle artık Türkiye’de de sektör profesyonellerinin hizmetine sunuyor.

Koramic Yapı Kimyasalları’nın Bozüyük ve Tarsus tesislerinde üretilen, geniş ürün portföyü ve yüksek kalitesiyle tercih sebebi olan CERMIX; profesyonel epoxy, poliüretan sistemler, yeni nesil su yalıtım ürünleri, zemin kaplamaları ve Cermitherm dış cephe ısı yalıtım malzemeleri ile yapıların ömrünü uzatacak mükemmel çözümler sunarak sektörde yeni ürünlerin geliştirilmesinde öncü olmaya devam ediyor.

CERMIX’in Epoksi ve Poliüretan esaslı ürünleri ile suya geçit yok…

Modern yapılar inşa edilmesi; güvenlik ve sağlık standartlarının yükseltilmesi amacıyla inşaat sektörünün gereksinimlerini karşılayan Koramic Yapı Kimyasalları; CERMIX’in Epoksi ve Poliüretan Esaslı Su İzolasyon Malzemeleri ve Sistemleri ile su yalıtımında tam güvence sağlıyor.

1964 yılından bu yana Avrupa’da edindiği köklü tecrübesi ile inşaat sektörüne yenilikçi ürünler kazandıran CERMIX, su ile temas eden her yüzey için çözümler üretiyor. Açık teras ve balkonlardan yüzme havuzu ve su depolarına, banyo ve WC gibi ıslak mekânlardan köprü platformları, sulama kanalları ve metal çatılara kadar uygulanabilen CERMIX, her yüzeyde su kaçaklarına kesin çözümler getiriyor.

CERMIX’in, Epoksi ve Poliüretan Esaslı Su İzolasyon Malzemeleri ve Sistemleri, dış mekânlarda ani ısı değişiklikleri, yağmur, don ve yüksek sıcaklık gibi iklimsel değişiklikler nedeniyle oluşacak termal hareketlere (genleşme ve büzülmeler) karşı da kullanılıyor. Teraslarda ve geniş alanlarda, yüksek performanslı ürünler sayesinde su yalıtımını kesin olarak sağlayan CERMIX, sıcak ve soğuk havaya karşı yüksek termal direnç oluşturuyor.

advertorial Endüstriyel zemin kaplamalarında CERMIX farkı…

Koramic Yapı Kimyasalları; endüstriyel zemin kaplama ve yalıtım uygulamalarında da yapıların ömrünü ve sağlamlığını artıracak CERMIX markalı epoksi ve poliüretan sistemleri ile sektöre, yenilikçi ürünler ve mükemmel çözümler sunuyor.

CERMIX; endüstriyel zemin kaplamalarında, fabrika üretim sahalarının kaplanmasında, kimyasallara dayanıklı kaplamalarda, otomotiv ve elektronik sanayide, gemi ve ahşap yat sanayisinde, her türden boru hatları kaplamalarında kullanılması gereken bir sistem olan ve gerek uygulama kolaylığı gerek uygulama sonrası bakım ve temizleme kolaylığı ile ön plana çıkan Epoksi esaslı ürünleri ile yapıların ömrünü uzatmayı garanti ediyor.

Su yalıtımını üst seviyede gerçekleştiren CERMIX poliüretan zemin kaplama ürünleri, kolay uygulama yetenekleri ile de tercih sebebi olmaya devam ediyor. Poliüretan zemin kaplama sistemleri konutlarda, AVM’lerde, otoparklarda, hijyenik olması vesilesiyle özellikle hastane ve havalimanlarında ve prestijli projelerde kendisini gösteriyor.

Binanızın yüzü CERMITHERM ile gülsün…

Koramic Yapı Kimyasaları; farklı sıcaklıktaki iki ortam arasındaki ısı transferini azaltan, dış ortam sıcaklığını içeriye sokmadan, içerideki sıcaklığı en iyi şekilde koruyan; tüm yalıtım aşamalarını kapsayan, CERMITHERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile tüm yapılarda uzun ömürlü, ekonomik, dekoratif ve son derece güvenli bir şekilde ısı yalıtımını sağlıyor.

Enerji tüketiminin sürekli olarak yükseldiği ve ülkemizdeki enerji kaynaklarının taleplerimizi yerine getiremez hale geldiği günümüzde, doğru uygulanmış ısı yalıtım uygulamaları ile enerji tüketiminin azaltılması gerektiğine olan inanç ve misyon ile üretilen CERMITHERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri, sektör profesyonellerine en sağlıklı çözümleri sunuyor.

CERMITHERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri ile ısıtma ve soğutma giderlerinden yüzde 40 ila yüzde 60’a varan tasarruf sağlanıyor ve her iklim koşulunda mükemmel bir performans yakalanıyor.

Sağlıklı ve dekoratif bir ürün olan CERMITHERM Dış Cephe Isı Yalıtım Sistemleri şu özelliklere de sahiptir:

• Çevre dostudur, CO2 emisyonunu önemli derecede azaltır, hava kirliliğini önler.

• Her iklim koşulunda kusursuz performans gösterir.• Uzun ömürlü ve kalıcıdır.• Kolay taşınır ve uygulanır; onarım giderlerini azaltır.• Isıtma–soğutma tesisatı yatırım ve işletme maliyetlerini düşürür.• Üstün özellikleri ile uygulandığı her binanın değerini katlar.

Page 47: İmkon Dergi

Kartepe’deKış Sezonu için

Heyecan Başladı Renkli, sımsıcak bir yazdan sonra, güneşin, bize

yüksek tepelerden kendini gösterdiği kış sezonuna girmiş

bulunuyoruz. Biz de bugünlerde ve hatta önümüzdeki tüm

yaz ve kış mevsimlerinde es geçemeyeceğiniz, tatillerinizin

çok renkli geçeceği bir merkezi sizinle paylaşmak istedik.

Kış günlerinde, 2 metreyi bulan kar ile beyaza boyanan

Kartepe’de kış sezonu başladı. Muhteşem Samanlı Dağları’nın

zirvesinde, bir tarafta Sapanca Gölü diğer tarafta İzmit Körfezi

manzarası ile Kartepe, ziyaretçilerini adeta büyülüyor.

Sınırsız Aktivite

Kartepe gezisine çıktığınızda, doğa içinde güzel bir köy kahvaltısı, piknik, mangal ya da dere kıyısında alabalık ile karnınızı doyurabilir, doğa içinde yürüyüşe çıkabilir, kış aylarında ise Kartepe kayak

merkezinde kayağa çıkabilirsiniz. Yaz aylarında trekking, avcılık, ATV ile gezi ya da Sapanca gölüne inerek yüzmeye gitmek ise asla atlanmaması gereken heyecanlardan biridir.

Peki, Neresidir Kartepe?

Kocaeli’ne bağlı Kartepe, aslında 2008 yılında 7 beldenin birleşmesiyle ilçe statüsünü almıştır. İzmit’in doğusu ile Sapanca’nın batısındadır.

En yüksek rakımı 1699 metre ve bugün turizm faaliyetleri açısından oldukça faal olan Kartepe kayak merkezi’nin

bulunduğu alandır. Samanlı dağları arasında yer alan Kartepe, ayrıca Marmara bölgesinin de en

yüksek üçüncü noktasıdır. Kestane, fındık, çam, meşe gibi ağaçların karışımından

oluşan oldukça sık ve gür ormanlarla kaplıdır. Sık yağış alan bir bölge

olduğundan, yeşilin her tonunu burada görmek

mümkün.

Page 48: İmkon Dergi

Su açısından bereketli olan Kartepe, bolca bulunan dere yataklarıyla alabalık cinsi balıkların yuvası, Sapanca gölünün de en büyük su kaynağıdır. Kartepe’de Bizans ve Roma dönemine ait kazı, eser ve mezarların bulunması, bu coğrafyanın oldukça eski medeniyetlere ev sahipliği yaptığını gösteriyor. Ayrıca Yavuz Sultan Selim tarafından Arabistan’a uzanması için oluşturulan Bağdat yolunun (İpek yolu), Kartepe eteklerinden geçmesi sebebiyle Osmanlı döneminde çok önemli bir yer tutar. Kartepe’nin günümüzdeki nüfus yoğunluğu ise yaklaşık 1 yüzyıl evveline dayanır. Sarımeşe, Keseköy gibi beldeler, Yunanistan ve Bulgaristan’dan göçmenlerimize ev sahipliği yaparken, Kartepe’nin eteklerindeki Maşukiye beldesindeki nüfus yoğunluğu, çoğunlukla 1878’de Rus Harbi sonrasında yerleşen göçmenlerden oluşmaktadır. Önceleri Çerkezler ve Abazalar, sonrasında Laz ve Karadenizlilerin göçleri ağırlıklı olmuştur. Tarım ve hayvancılık yoğunluktadır ve insanların geçim kaynağı olmuştur.

Günümüzde ise Kartepe, enfes doğası ile turizm sektöründe sivrilen bir isim olmuştur. Bu doğrultuda Kartepe, günübirlik gezi alternatifleri arasında da değerlendiriliyor. Özellikle İstanbul, İzmit ve Adapazarı gibi şehirlere yakınlığı ile insanların sıklıkla rağbet ettikleri bir turizm cenneti haline gelmiştir.

KartepeKartepe’de Kayak Sezonu Ne Zaman Başlar?

Kartepe’de kayak sezonu genelde Aralık ortası gibi başlar, Mart ortası gibi biter. Tabii bu ortalamanın değişiklik gösterebilmesindeki en büyük etkenler, o sezon süresince devam eden yağış oranı, hava sıcaklıkları ortalaması ve rüzgârın yönleridir. Her ne kadar kayakçılar için talihsiz bir durum olsa da 2 metrelik kar birikintisinin, kuvvetli bir lodos ile 10 günde erimesi Kartepe için olağan bir durumdur.

Kartepe’de kar kalınlığının yaklaşık 70-80 cm’lik bir seviyeye gelmesi halinde, liftler çalışmaya elverişli duruma gelmiş demektir. Artık o andan itibaren, Kartepe’ye kayak turlarını inceleyebilir ya da arabanızla kendinizi yola atıp Kartepe’de yaz boyu özlediğiniz zevkle kucaklaşabilirsiniz.

Nasıl Gidilir?

Kartepe’ye ulaşım hem karayolu hem de havayolu ile sağlanabilir. Ankara’dan Kartepe ilçesine yaklaşık, karayolu ile 3 saatte ulaşabilirsiniz. TEM otoyolunda, Kocaeli (doğu) Kartepe çıkışı altındaki Kartepe yolu tabelalarının yönlendirmesiyle Kartepe ilçesine ulaşabilirsiniz.

İstanbul’dan Kartepe ilçesine, yaklaşık 1 saatte ulaşılabilir. TEM otoyolunda, Kocaeli (doğu) Kartepe çıkışı altındaki Kartepe yolu tabelalarının yönlendirmesiyle ziyaretçileri Kartepe ilçesine ulaştırır.

Sakarya’dan Kartepe ilçesine, yaklaşık 20 dakikada ulaşılabilir. Sakarya-Eşme yolu, direk olarak sizi Kartepe’ye ulaştırır.

İzmit’ten ise Kartepe’ye, yaklaşık 10 dakikada ulaşabilirsiniz.

Havayolu ile ulaşım da çok kolay. İzmit’te 2011’de sivil havacılığa açılan Cengiz Topel Havalimanı, ilçe sınırlarında bulunmaktadır. Ayrıca Kartepe-Sabiha Gökçen Havalimanı arası uzaklık ise 80 kilometredir.

Nerede Kalınır?

Kartepe’de konaklamak isterseniz, Kartepe otelleri misafirlerine birbirinden farklı opsiyonlar sağlıyor. Kartepe, senenin 12 ay’ı size, doğa içinde temiz hava, romantizm ve huzur sunuyor.

Page 49: İmkon Dergi

Avrupa, Türkiye Hızlı Tren Karşılaştırması

Ülkemiz, bu yıl içerisinde işletmeye alınacak olan Ankara, Eskişehir Hızlı Tren Hattı ile Dünya’da hızlı tren işletmeciliği yapan ülkeler arasında yerini alacaktır. Ankara, Eskişehir arasında yapılan hızlı tren hattı, Avrupa’da ki diğer hızlı tren hatlarına kıyasla daha kısa sürede tamamlandı.

Avrupa’da yapılan hızlı tren hattı inşaat sürelerine bakıldığında yılda ortalama 43,50 km yapıldığı görülüyor. İspanya’da Madrid, Sevilla hattında yapılan hızlı demiryolu inşaatında inşaat hızı 78,5 km/yıl olarak görülmekte ise de bu hat kesimi eş zamanlı olarak 10 yükleniciye verilmiş olduğundan bu zaman da bitirilmiştir.

Avrupa’da yapılan hızlı tren hatlarının yapım süreleri incelendiğinde, proje yapım sürelerinin bu sürelere dahil olmadığı görülüyor. Proje fikrinin ortaya çıkması ile projenin

hazırlanması ve inşaata başlaması arasında geçen süre yaklaşık 7-13 yıl arasında değişmektedir. Örneğin; Frankfurt, Köln arası 197 km’lik hattın projelendirme süresi 13 yıldır.

5 yılda tamamlanan Ankara, Eskişehir hızlı tren hattı yapım süresine 6 aylık proje yapım süresi de dahil edildiğinde Ankara, Eskişehir hattı Avrupa’daki örneklerine göre daha kısa sürede tamamlanmıştır. Yapım maliyetleri ise coğrafi koşullara bağlı olarak, kilometre başına 4 milyon Euro ile 45 milyon Euro arasında değişiklik göstermektedir. Ankara, Eskişehir Hızlı Tren Hattı’nın km maliyeti 3,6 milyon Euro km’dir. İnönü, Köseköy kesimindeki coğrafi koşulların, Ankara, Eskişehir kesimine oranla daha zor olması ve bu kesimde yaklaşık 40 km tünel ve 17 km viyadük yapılacağından 2. etap yapım maliyeti yaklaşık 6 milyon Euro/km’dir.

Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı

Gar binaları, kentlerin giriş kapıları olup, kentsel peyzajın oluşmasında ve gelişmesinde önemli rol oynarlar. Dünyadaki raylı taşıma teknolojilerinin hızla gelişmesi ve bunun yani sıra hızlı tren teknolojilerinin kullanıma girmesi, tüm dünyada tren garlarının büyümesine ve gelişmesine neden olmuştur. Başkentimizin Gar Binası, yenilenen raylı ulaşım teknolojilerine mekânsal kapasite ve büyüklük olarak yetmemektedir. Bu nedenle, ilk etapta Eskişehir-Ankara arasında, yakın ve orta vadede ise Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Sivas ve Ankara-İzmir arasında yapılacak olan Yüksek Hızlı Tren İşletmeciliğinin merkezini teşkil edecek olan Ankara Gar Sahası’nın düzenlemesi yapılmıştır.

Bu kapsamda; Ankara Gar Binası ve çevresindeki mevcut tesisler, tarihe duyarlı bir planlama yaklaşımı ile korunmuş, şu an potansiyelinin çok altında bir kullanıma sahip olan gar sahası da bir cazibe merkezi olarak, fonksiyonel bir planlama ile yeniden yapılandırılmıştır. Yeni Hızlı Tren Garı, ulusal ve uluslararası standartlar dikkate alınarak ve diğer ülkelerdeki yüksek hızlı tren garlarının yapısı, düzeni, kullanım ve işletme şekilleri incelenerek planlanmıştır. Proje, Ankara Gar ve çevresini, Başkent için bir cazibe merkezi haline dönüştürmeyi hedefleyen, günümüz teknolojisi ve mimari anlayışının yanında hız ve dinamizmi simgeleyecek ve TCDD’nin yeni vizyonunu temsil edecek şekilde tasarlanmıştır. Yeni yüksek hızlı tren garı, sadece ulaşım amaçlı değil, aynı zamanda gerek Ankaralılara gerekse yolculara dükkânlar, iş ofisleri, sinema ve çok maksatlı salonlar, fast food dükkânları ve kafeleri ile hizmet vererek, toplumsal ve kültürel yaşamın da merkezi olacaktır.

Proje Özellikleri

•YeniYüksekHızlıTrenGarıgünde50.000,yılda18milyonyolcukapasitesinegöreplanlanmıştır.

•Toplaminşaatalanı185.160m2’dir.

•Binaebatları360x60metredir.Peronkatıilebirlikte6katlıolanbinanın,rayüzerindenenyüksekkotu46metredir.

•Ortakısmında80x60m.ebadında35m.yüksekliğindeçatısıcamörtülü,doğalışıkalan,aydınlıkbirgarholübulunmaktadır.

•YüksekHızlıTrenlerin,kabulvesevkleriiçin6adetyenidemiryoluhattıve420m.uzunluğunda11m.genişliğinde3adetyeni yolcu peronu inşa edilecektir.

•YeniYüksekHızlıTrenGarı,mevcutAnkaraGarBinası,AnkarayMaltepeMetroİstasyonu,CelalBayarBulvarı,konvansiyonel tren ve banliyö hatları ile bağlantılıdır.

•Toplam2725araçlık3adetkapalıotoparkkatıbulunmaktadır.

•Binatasarımında,yaşlıveözürlüvatandaşlarınkullanımıdadikkatealınmış,rampalar,12adetasansörve40adetyürüyenmerdiven konulmuştur.

97

Page 50: İmkon Dergi

Alışılmış mutfak dizaynına farklı bir bakış sağlayan İris modeli.

Kale mutfak müşterilerine sadece mutfak değil, keyifli anlar geçirecekleri yaşam alanları sunuyor. İris modeli, Kale

müşterileri için özel çalışılmıştır. İris ile capuccino parlak lake rengi ile parlak beyaz rengin kusursuz uyumu mutfaklarda

birleşiyor. Kare formlu asma dolaplar, hem mutfağın hem de yaşam alanının ortak parçası olarak kullanılıyor. Derin

çekmece boy depolama modülleri ile mutfağınız artık daha hacimli duruyor. Kapaklarda kullanılan özgün entegre kulplar

tasarıma farklı, yalın, akıcı ve modern bir görsellik katıyor.

Hem fonksiyonelliği hem estetiği bir arada bulacağınız bir dizayn istiyorsanız, hali hazır’da sonbahar’a özel %40 indirim

kampanyası da varken, Kale Mutfak’ın göz alıcı modellerini görmeyi unutmayın.

Kale Mutfak, farklı tarzlara ve yaşam biçimlerine uygun ürünleri tasarlıyor.

Kale Mutfak’ta, her yılın dünya trendleri mutlaka takip ediliyor. Bu trend araştırmaları, sadece mutfak mobilyası kapsamında değil tekstil, aksesuar gibi farklı konularda da ele alınıyor. Böylece farklı sektörlerdeki yılın modası, mutfağa da yansıtılıyor. Özellikle İtalya ve Almanya’daki mutfak pazarları çok iyi takip ediliyor. Müşterinin genel yaşam tarzı, kullanım alışkanlıkları ve estetik anlayışı gibi konular analiz edildikten sonra, bu verilere yılın trendleri, mimarın kendi düşünceleri ve yönlendirilmesi ekleniyor. Kale Mutfak, farklı zevklere göre tasarlanmış 77 renkten oluşan 30 kapak modelini müşterilerine sunuyor. Yaklaşık 500 adetlik modül çeşitliliği ile de çok farklı mutfak dizaynları, aklımızı başımızdan almaya devam ediyor.

Alışılmış mutfak dizaynına farklı bir bakış açısı sağlayan modelleri ile Kale Mutfak göz alıyor! Kale Mutfak modelleri, sizlere sadece mutfak değil, keyifli anlar geçireceğiniz yaşam alanları da sunuyor. Kale, müşterileri için özel çalışıyor, kusursuz mutfak seçimlerini sizlere sunuyor.

Mutfağınızı Siz Tasarlayın!

advertorial

Kale Mutfak’ta Bu Yılın Trendleri

Farklı dokuların tasarımdaki özgün çizgisi Menta ve Chervil serisiKapak modelleri ve renk seçenekleriyle size, estetiğin, ada çözümü ve iç aksesuarlarıyla pratikliğin en zevkli kullanımını sunuyor.

Size, bu mutfakta sadece damak zevkinizi dünya mutfaklarıyla yarıştırmak kalıyor. Beyaz parlak lake ve meşe kaplama kapakları,

kendinden kulpları ve ışıklı raflarıyla mutfakta estetik bir şölen yaratan Menta ve Chervil serisi, detaylarıyla da fark yaratıyor.

Kale Mutfak’ın Nebrina modeli ile country tarzın sıcak ve keyifli ortamları mutfaklarınıza taşınıyor.

Page 51: İmkon Dergi

SERAMİK Web Adresi TelefonBİEN SERAMİK SAN. VE TİC. AŞ www.bienseramik.com.tr 0216 614 10 60DURATILES - AKGÜN SERAMİK SAN TİC. AŞ. www.duratiles.com 0216 574 88 40 EGE SERAMİK SAN. VE TİC. AŞ www.egeseramik.com 0232 878 17 00GRANİSER GRANİT SERAMİK SAN.TİC.A.Ş www.graniser.com.tr 0212 456 60 90HİTİT SERAMİK A.Ş. www.hititseramik.com.tr 0212 216 66 30KALESERAMIK ÇANAKKALE KALEBODUR SERAMIK SAN.A.Ş. www.e-kale.com.tr 0212 371 52 53KÜTAHYA PORSELEN SANAYİ A.Ş. SERAMİK FABRİKALARI www.kutahyaporselen.com.tr 0274 266 25 11SERAMİKSAN TURGUTLU SERAMİK SAN.VE TİC.A.Ş. www.seramiksan.com 0236 313 96 13SERANİT GRANİT SERAMİK SAN.VE TİC.A.Ş. www.seranit.com.tr 0212 340 74 00SÖĞÜTSEN SERAMİK SANAYİ İNŞİ MAD. İTH. İHR. A.Ş. www.sogutsenseramik.com.tr 0216 577 67 70TAMSA FAYANS SERAMİK ÜRETİM DAĞITIM SAN.TİC.A.Ş. www.tamsa.com.tr 0212 468 01 00TERMAL SERAMİK www.termalseramik.com.tr 0212 425 04 51 TÜRMAK MÜHENDİSLİK SAN. VE TİC. A.Ş. www.tur-mak.com.tr 0332 248 27 05UĞUR YAPI MALZEMELERİ SAN.TİC.LTD.ŞTİ www.evdema.com 0212 868 34 84UMPAŞ SERAMİK A.Ş. www.umpasseramik.com.tr 0276 266 72 31UŞAK SERAMİK SANAYİ A.Ş. www.usakseramik.com 0216 527 67 67YURTBAY SERAMİK SAN. VE TİC.A.Ş www.yurtbay.com.tr 0372 615 08 36YÜKSEL SERAMİK A.Ş. www.yukselseramik.com.tr 0216 442 05 20 VİTRA SERAMİK AŞ. www.vitra.com.tr 0800 211 70 00 CAM MOZAİK Web Adresi TelefonBETAŞ CAM MOZAİK VE YAPI SAN. TİC.LTD.ŞTİ www.betascammozaik.com 0212 428 31 00BORSER SERAMİK İNŞ. DEKORASYON DERİ VE TURZ.LTD.ŞTİ www.borserseramik.com 0232 469 71 85BETEBE MOZAİK VE SERAMİK SAN.A.Ş. www.betebe.com.tr 0212 449 00 00FİONART CAM MOZAİK VE İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞİRKETİ www.fionartmosaic.com 0212 689 40 40PH DİZAYN YAPI ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ www.phdizayn.com 0216 388 78 80 RMK CAM KARO VE MOZAİK SAN.TİC.LTD.ŞTİ. www.rmkglasstile.com 0216 487 01 04 DOĞAL TAŞ Web Adresi TelefonBETAŞ CAM MOZAİK VE YAPI SAN. TİC.LTD.ŞTİ www.betascammozaik.com 0212 428 31 00BORSER SERAMİK İNŞAAT DEKORASYON DERİ  www.borserseramik.com 0232 469 71 85GRANİSER GRANİT SERAMİK SAN.TİC.A.Ş www.graniser.com.tr 0212 456 60 90HİTİT SERAMİK A.Ş. www.hititseramik.com.tr 0212 216 66 30EFESUS STONE / REİSOGLU MERMER www.efesusstone.com 0212 240 20 34TÜRMAK MÜHENDİSLİK SAN.VE TİC. A.Ş. www.tur-mak.com.tr 0332 248 27 05ABDURRAHMAN AKARSU İNŞ.VE İNŞ.MALZ.SAN.VE TİC. A.Ş. www.mosaiccenter.com 0216 540 94 90 ALİMOĞLU MERMER SAN. İNŞ.VE TİC.A.Ş.  www.alimoglu.com 0232 877 03 40PIETRA KAIKOS www.pietrakaikos.com 0232 465 23 43  ARMATÜR Web Adresi TelefonELMOR TESİSAT MALZEMESİ TİCARET A.Ş. www.elmor.com.tr 0212 705 51 00ECE ARMATÜR SAN.VE TİC. A.Ş. www.newarc.com.tr 0216 311 13 14ACESER PRES DÖK. SU ARM.İML.İTH.İHR.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ. www.aceser.com.tr 0216 621 10 45AKSU ARMATÜR SAN.TİC.LTD.ŞTİ www.aksuarmatur.com.tr 0216 661 38 52ARMİCA/ ÇANAKCILAR MAK. VE ARMATÜR SAN. VE TİC. A.Ş. www.armica.com.tr 0372 594 58 02

Page 52: İmkon Dergi

CİSA PRES DÖKÜM SAN.TİC.LTD.ŞTİ. www.cisa.com.tr 0216 429 97 25GEBERİT TESİSAT SİSTEMLERİ TİCARET LTD.ŞTİ www.geberit.com.tr 0216 340 82 73GÜL PRES DÖKÜM SAN. A.Ş. www.gpd.com.tr 0212 879 00 30HANSGROHE TÜRKİYE www.hansgrohe.com.tr 0212 273 07 30GROHE TURKİYE www.grohe.com.tr 0216 441 23 70ARTEMA AŞ. www.artema.com.tr 0800 211 70 00

BANYO MOBİLYASI Web Adresi TelefonALBİNO MUTFAK BANYO ÜR.İNŞ.TAAH.SAN. VE TİC.A.Ş. www.albino.com.tr 0216 611 01 07ORKA AHŞAP ÜRÜNLERİ SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ. www.orkabanyo.com.tr 0212 444 66 52VİTRA BANYO MOBİLYALARI www.vitra.com.tr 0800 211 70 00KALEPLUS www.e-kale.com.tr 0212 371 52 53PETEK BANYO MOBİLYALARI www.petekbanyo.com.tr 0212 427 90 90ARMADİ ART www.armadiart.com 0216 311 08 81 BADELLA BANYO MOBİLYASI www.badella.com.tr 0262 656 51 00GOLD BANYO www.goldbanyo.net 0312 309 06 88 AKRİLİK ÜRÜNLER Web Adresi TelefonATLANTİS AKRİLİK YAPI MALZEMELERİ SAN. VE TİC. A.Ş. www.atlantisakrilik.com.tr 0212 855 80 30SANICA BANYO VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET A.Ş. www.sanicabanyo.com 0212 855 80 80ÖZ LİDER PLASTİK VE METAL SAN.TİC.A.Ş. www.liderholding.com.tr 0212 855 81 00POLİTEK POLİETİLEN PLASTİK SAN. TİC. LTD. ŞTİ www.politek.com.tr 0212 520 03 12ULTIMA YAPI ÜRÜN. SAN. VE TIC. LTD. ŞTİ. www.acquarius.com.tr 0216 471 27 00HÜPPE BANYO www.hueppe.com.tr 0282 758 15 11ARTEMİS www.artemis.com.tr 0262 751 05 55 BOYA Web Adresi TelefonAKÇALI WAGNER BOYA ve KİMYA SAN. TİC. A.Ş. www.wagnerboya.com.tr 0212 886 95 55BETEK BOYA ve KİMYA SAN. A.Ş. www.filliboya.com.tr   0216 571 10 00DYO BOYA FABRİKASI SAN. VE TİC. A.Ş. www.dyo.com.tr 0232 482 22 00MARSHALL BOYA VE VERNİK SAN. A.Ş. www.marshallboya.com 0262 754 74 70POLİSAN BOYA SAN. ve TİC. A.Ş. www.polisan.com.tr 0216 578 56 00 İZOLASYON Web Adresi TelefonANKAPOR YALITIM ve AMBALAJ SAN. TİC. A.Ş. www.ankapor.com 0312 219 00 50 BAUMİT İNŞ. MALZ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. www.baumit.com.tr 0216 680 34 00İZOBER ROCK (BEŞLER SAN. ve TİC. A.Ş.) www.izo-ber.com 0352 322 20 15İZOCAM TİC. ve SAN. A.Ş. www.izocam.com.tr 0262 754 63 90KALEKİM KİMYEVİ MAD. SAN. VE TİC.A.Ş. www.kalekim.com.tr 0212 423 00 18KNAUF İNŞAAT VE YAPI ELEMANLARI SAN. VE TİC. A.Ş. www.knauf.com.tr 444 92 74ODE YALITIM SAN. ve TİC. A.Ş www.ode.com.tr 0212 210 49 06ONDULİNE AVRASYA İNŞAAT MALZ. SAN. ve TİC. A.Ş. www.onduline.com.tr 0216 384 16 00 PAKPEN PLASTİK YAPI ELEM.SAN. VE TİC.A.Ş. www.pakpen.com.tr 0332 235 60 15SILKCOAT DUVAR KAPLAMALARI SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. www.silkcoat.com 0212 789 56 43SİKA YAPI KİMYASALLARI A.Ş. www.sika.com.tr 0216 581 06 00STROTON HIZLI KONUT SİSTEMLERİ VE YALITIM A.Ş. www.stroton.com 0332 239 13 18

TERRACO YAPI. MALZ. SAN. TİC. A.Ş. www.terraco.com.tr 0216 464 06 50YALIPOR İZOL. ISI YALT. İNŞ. ve İNŞ. MALZ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ. www.yalipor.com 0362 465 62 36 YAPI KİMYASALLARI Web Adresi TelefonERKİM YAPI MALZ. SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. www.erkimtr.com 0312 436 18 63   ERYAP PLASTİK SAN.ve TİC.A.Ş. www.er-yap.com.tr 0212 213 15 15FİXA YAPI KİMYASALLARI SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. www.fixa.com.tr 0212 690 92 92FİXKİM PAZARLAMA A. Ş. www.fixkim.net 0216 394 88 00GROFEN İLERİ YAPI TEK. İZOL.MAD.SAN. VE TİC.A.Ş. www.grofen.com 0312 490 6 490KORAMIC YAPI KİMYASALLARI SAN. VE TİC. A.Ş. www.koramic.com.tr 0216 423 34 33KÖSTER YAPI KİM. İNŞ. SAN. ve TİC. A.Ş. www.koster.com.tr 0262 754 20 20KÜTAHYA YAPI KİMYASALLARI www.kyk.com.tr 0222 236 16 36 SAINT GOBAIN WEBER YAPI KİMYASALLARI SAN. VE TİC. A.Ş. www.weber.com.tr 0232 397 07 00 TEKBAU YAPI MALZ. MADENCİLİK SAN. A.Ş. www.bostik.com.tr 0212 858 01 26TEKNO YAPI KİMYASALLARI SAN. VE TİC. A. Ş. www.teknoyapi.com.tr 0216 429 10 00WALLMERK YAPI KİMYASALLARI İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. www.wallmerk.com.tr 0312 626 51 52 VİTRİFİYE Web Adresi TelefonBARTIN SERAMİK SAN VE TİC.A.Ş. www.alvit.com.tr 0378 227 5444ÇANAKÇILAR SERAMİK SAN.VE TİC.A.Ş. www.canakcilar.com.tr 0372 535 51 30DOĞVİT SANİTERİ SERAMİK SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ. www.dogvit.com.tr 0216 399 03 14DURATILES - AKGÜN SERAMİK SAN TİC. AŞ.  www.duratiles.com.tr 0216 574 88 40ECE BANYO GEREÇLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. www.ece.com.tr 0216 314 87 87ESVİT www.esvit.com 0222 236 16 76İDEVİT SERAMİK SANAYİ VE TİCARET A.Ş. www.idevit.com.tr 0216 423 47 12JAPAR PLASTİK İNŞ. MALZ.GIDA AMB.SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ www.japar.com.tr 0232 854 62 00 TURKUAZ SERAMİK SAN. TİC. A.Ş. www.turkuazseramik.com.tr 0352 321 20 08VİSAM PLASTİK VE METAL ENJ.SAN.TİC.A.Ş. www.visam.com.tr 0232 479 07 00

MAKİNA Web Adresi TelefonSİF JCB www.sif-jcb.com.tr 4444 743Catterpiller www.borusanmakina.com 0212 393 55 00Sanko Makine www.sankomakina.com.tr 0216 453 04 00Hidromek www.hidromek.com.tr 0312 267 12 60 Komatsu www.komatsu.com.tr 0216 544 58 01Kubota www.kalemakina.com.tr 0216 593 93 00Hitachi www.hitachi.com.tr 0212 999 36 80 ISITMA SOĞUTMA Web Adresi TelefonBaymak www.baymak.com.tr 0216 581 65 00Demirdöküm www.demirdokum.com.tr 0216 516 20 00Alarko www.alarko.com.tr 0212 310 33 00Buderus www.isisan.com.tr 0216 544 11 00Vıessmann www.viessmann.com.tr 0216 528 46 00 Daikin www.daikinturkiye.com 0216 453 27 00Airfel www.airfel.com.tr 0216 453 27 00 

Page 53: İmkon Dergi