iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine...

24
T.C. DOKUZ EYLÜL YAYlNLARI 0907 • BY 87 • 009 • iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISI (PROF.DR. Ö:MER ARMAGAN)

Transcript of iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine...

Page 1: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ YAYlNLARI

0907 • BY 87 • 009 • ı025

iLAHIYAT FAKÜLTESi • •

DERGISI ~IV

(PROF.DR. Ö:MER YİGİTBAŞI'NA ARMAGAN)

Page 2: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETİ İNKAR EDENLER <*>

Yazan: Dr. Muhammed Mustafa el-A'ZAl\11

Çev. Dr. Nu:ri TOP ALOGLU

İlk Devirlerde Sünneti İn:kar Edenler

Bir müsiıümanm, Hz. . Peygamber'in sünnetini bırakıp, sadece Kur'aıı'a uyması doğru değildir. İslam prensiplerine sarılma iddiasıı ile birhlJkıte, sünneti inkar ehnenin bıir arada bulunması da düşünüTemez. Fa­kat bazı kimseler aıpaç~k hakikatleri bile göremezler; sünnet hakkında da durum böyle olmu§ftur.

Nitekim ısahalbe devrinde sünnetin isılam dirundeılti! yerini anlaya­maml§ o1anlar varıd:ı. Hasan el-Ba:s,ri'nin rivayetine göre,· <<Imran b. Hu­sayn Hz. Peygamberin hadisle,rinden bahsedeııken bir adam on:a dedi ki:

-Ey Elbü Nüceyd b]ve Kur'an'dan bahset. Imran da:

-sen ve arkadaşLarın Kur'an'!l okuyıorsunu~. Sen bana naımazın şart-lanndan ve kıl:ımş ş·eıklinden ibaıhseıder m~sin? Altın, devre, sığır ve çeşit­li malların zeıkat nisbetterini söyler misin? Fakat. :sıen Peygambere şellıa­

det ettiğin halde şimdi O'nun sünnetini karbul etnıiyorsun. dedik­ten sonra, Rasülüllah bize zekat mevzm.mda şunlan şunları farz kılmış~ tır, diye açıklamalarda bulundu. Bunun üz,erlne o adam, beni ihya ettin,

· Allaılı da seni ihya etsin, dedi. Hasan el-Basri diyıoır ki, bu zat vefatından önce müıslüman fakihlerden biriısi oılmu~tU-» (1 )

Böyle hir problem, hıer meselenin hülkmünü saıdece Kur'an-ı Kerlmde ara~ maya kalkı~ınca: ümeyye b. Haliıd'in karşı:sına çıklar ve Abdullah b. ömer'e ~öyle der:

_,Kur'an'da muıkiınin narnam ve ko~ku namazı hakkında bilgi bulu-

' ~

( *) Bu yazı, yazarın 1396 da R]yad'da basılan <<Dirasat fi'l-iHadi,si'n-INebevi ve Tarihı: Tedrvinih» adlı eserinin, sünneti inkar edenlerle ilgili bölümünün (s. 21-41) tercümesidir.

(1) el-Mrüstedrek, I, 109'-110; krsa olarak benzeri, el-!Kifaye, 15.

-433-

Page 3: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., D:r. Nuri TOPALOÖLU

yoruz, ama onda misafir narnazına dair bir malO.mat göremiyoruz. Bunun üze11in:de Abdullah:

-Yeğenim, biz hiçbir şey biılmezken Allah bize Hz. Muhammed'i görıdermiştir. Bu itibarla biz sadece Hz. Peygamberden gördüğümüz tat­bikata göre harelket ediyoruz.» (2 )

Muhtemelen zamanın akışı i1e birl:iJkte, müşkiHerini sadece Kur'an'­ın ışığında hanetmeye çalışanlarm sayısı artmıştır. Eyyüb es-Sahtiyani (i131/749) diyor ki, <<.birisine sünnıetten balısıettiğim zaman, onu bırak, bize K!ur'an'dan haihset, dedi. BH ki iböyle söyleyen, kendisi sapmış ve ha§ka­larım sapt!l.iran bir kişidir.» (3 )

A.!z önoe bahsettiğim bu kiımselerin, herhangi bıir fırkayı veya toplu bir akımı temsil etmedikleri anla.şı1lıyor. Bu tavır herhalde fe:rtlerle s~ı­

nırlıydı, muhtemeLen gün geçtikçe s'ayıları. artmıştır. Burada üzerinde durulmas1 gereken bir no!lda daıha var ki, bu aıkım bütün İslam ülkelerin­de yaygın deği1di. Daha doğrusu eksıeriy:eüe özel bir şekilde Iralk'ta bu­lunuyordu. Çürııkıü ilin H1bhan'ın anlathğma g~öre <4 ) Imran b. Husayn Basra'da oturuyordu. Eyyfrb es·Saihtiyani de Basra'lıydı. (5 ) Yine İmam

Şafii'nin ibahsettiği:" sıünneıtıin deli1 oluşunu inkar ıeıdenlerin eıkseriyetle

Ba:s~alı oldıuk~arı anlaşılıyor. (6 ) Bu tarihi delillerin ı:ş1ğında, sünneti in· kar hareketinin ilk devirlerde belk[ sadece Irak'ta vaır olıduğunu söylemek müınıkündür.

Sünnet! inkarda gelişme: ·

Sahabe devrJnde sünnetin kıymetini kavrayamaını§ bazı ·kimseler bulrunduğurnu gördük. F1aıkat ~yuıkarıda belirtüğimiz gibi- bu hadisıeler ferdi idi Burı!da:n sonra dwrum değrşti. tkinci asrın sonlarına doğru, sünne­tin teşri için kaynak o1uşunu inkar eden bir girup ortaya Ç]ktı. <7 ) Müte­vatirin dışındakilert kabul etmeyen diğer bir taife de vardı. <8 )

(2) el-ıı.vrrüstedrek, I, 258. Hakim, raıvileri sikadır, Medinelidirler, demiş, Ze-hebi de buna katılm;ıştlr.

(3) eHKifaye, 16. ( 4) Meşahirıu Ul'emai'l-Eımsıfır, 37. (5) Meşahiru Ulemai'l-iEmrsar, ıso.

(6) Blk. esı-~'Srünnetü ve Mekanetüha, 160. (7) Bk. el-Ümm, VII, 250. <~Bütün hadi,sleri reddeden taifenin sözlerini na:kil

bahı»

(8) Bk. el-'Ümm, VII, 254.

-434-

Page 4: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi İNKAR EDENLER

Haridler, Mu'tezile, Şia ve Sünnet Karş1csmd<Vki Durumları

Hariciler ve sünnet:

Flariciler, Hz. Peygamberin s:ü:q;net.ini kaıbul eder ve 1ishimi teşri için temel bir kaynaık oLduğuna ~nanırlar. Ancak onlardan, özel]jık:le tahkim oray;.n!d:an sonra, asihaptan bazıJiarımn rivayet rettiği hadisTeri redettikleri na!k1e:dilmliştir.

üstald es-Sibil.i der ki, <<Haridler, muhtelif fırkalara ayrılmalarına

rağmen fiıtneden önce :saıhaıbıeyi topy~kiÜn adil kabul ediyotlaı:ıdı. Sornra Hz. A1i'yi, Hz. Osman'ı, Cemel vaa.~'la:sma kaıtüanları, tahkim · olayımdaki haikemleri, tah~.:ime razı oılanlaırı ve hakemierin d!ki:sini veya birisini tas­vib edenleri teldir ~etmeye bıa~ladılar. Buınıunı ibrirli~te f1tnelden sonra taih· kime razı oldukları zalim öndıerlere uyup keınıdiilerince güvene layık olma· dıkları gere'kçeS!iyle cUımil:rur-u saha!benin haıdi:slerini k~bul etmemi§ler­dir-» (9 ) Mamaafih es-Sib1Unin .bu sözü ü~erinde düşünımetk gerekiyor.

Haricilerden bir fı:rka olan «İ ib a d i y e>> dL§mda, (10) mezhepleri­nin yokolmasıyla birlikte ~1taıplannın kaıyıboldıuğunda hilç §!Üphe yoktur. İibwdiyenin kitaplarım tetkiık: ettiğimizde, hadisleri kabul ettitklerini, Hz. A1i. Hz. Osman, Hz. Ai§e, Ebu Hureyre, Enes b. Maliık ve_ diğer sahabiler· den ha:dirs rivayet ettiklerini görüyoruız. (11 )

Haber-ri va:h:üdi kaıbul V'e onunla a:me1 etme konusuna gelince bu, F~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,, <<HaJber-i vah1dler kıyasa zıd o1du:ğu . zaman bunlardan hangisinin diğerine takdim edileceği! hUisuısuııda farklı görü§1er vardır. Muısanm.f bunlarıdan üç tanesi­nri z.:ıkretmi§ltir Birisi -ki ibu, arkaıdai§la!rrmrndan, kelamcılardan ve faıkih~ lerimizden ekser.iısdnin görüşüdür:-- haberin kıyasa tercih edilmes~dir.

Böy~ece haiber'j vahidle amel, kıyasla amel etmelıkten daha evladır.» < 1 ~)

Buradan aml'aışıhyor ki, tahkim olayından sonra veya önce bütün Haricile­rin, ashabın rivayet ettiğ!i sünneti kaıbul etme:dik1eııi: tarzmda mutl:aık bir hülrum vermek dJoğru değildir.

(9) es-Sünnetü ve MekanetüM, 149. (10) et-'l'ebsir, 46~56. Burada, Hariciler on fırkad~r, bunlardan birisi el-,İbadiye­

dir, demiştir.

(11) Mesela, er-Ra!bi' b. Ha~b~b el-IFerahidi'nin Müsınedine bakınız .. (12) Tal'atü'ş-Şems, II, 20.

-435-

Page 5: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., Dr. Nuri TOPALOGLU

Mu'tezile v,e Sünnet:

Şeyh Hudari, imam Şafii'nin yazıdıklarına dayanarak, haher1eri tü­müyle reddeden fırkamn Mu'tezi1e olduğu kanatına varmış, (13 ) SiNi'i de bu görܧ'e katılmıştır. (14 ) S:ilbai'nin dediğine göre, gerçekten Mu'tezilenin sünnet karşı:smdail.d duruımunu tesbttte alimierin zorlandığ:ı.nı söyleme~

miz lazım. <<.Onlar, müteıvfutir ve alıard olmaik üzere iki kısmıyla sünnetin delil olduğunu söylemede eumhurla aynı gönü§temidirler? Yokısa her iki kısmıyla onu inikar mı ediyorlar? Veya mütevatki ka~bul, haber-i vah'idi red mi ediyorlar? (15 ) Sibai, İbn Hazm ve İbnü'l-Kayyim'den bazı na:ktller yaptıktan Sünra şöyle diyor: <<BU nakil1er -gördüğümüz g1hi'- birbirine zıd o1up bu konuda doğru bir hüküm verınemizi sağlamzyor.» (16) Sonra ethBağdadi'tn:in (429 /1038) <<el-Fa:rık beyne'lı-,iH'ırak>ı,JJnidanJ, Nazzam'ın gö~

rıüş1erini na:.kleder, ÖZietle, NaJZzam, Hz. P,erygamberin mu'dzeıerini imkar ediyordu; icma' ve kıyasın delil ollduğunu kabul etmiyordu,; zarüri ilim geııektir:meyen haberleri delil saymı.yordu, dedikten sonra, Mu'te'zil11erin çoğunlukla Nazzam'ın fikrine katıldıklarını ifade etmiştir. C17 )

Mu'tezıilede:n el-ıHayyat'ın da nakLettiği gvbi, ibnrü'r-Ravendi, «Naz­zam, kafir bidsinin haberinin ilmi ica:bet:trrdiğini, haJbeıriı mwdidi ve hissi . bir -şey olduğu takdirde dıeUI olma bakımından bunun, Peygamberin ha­beri gibi olduğunu zannedıiyordU>> diyerek İbrahim en-Na!ZZam'ı i.tham eder­ken, <<bu İbrahim'e isnad edilmiş yalandır,, ona göre A1lah'ı.n ve Ra,sı1lrünün haberri hiç bir kimisenin haberine denk ola~maz» diy;en el;Hayyat'ın

İbnıü'r-iRavendi'yi redıdettiğini' görüyoruz. (18)

Mu'tezili olan Eibü'l-lHwseyn el-Basri, Usülü'l-FikJha dair eseri «el~Mu'temed»d!e şöyle bir bab açmıştır. <<Haber-i vahidin ilmi gereiktir­mediği haıkkmda h§Jb: insanların çoğu haber-i vahid ilim ifade etmez de­mişlerdir. Diğ·er bazıları ise, ilmi iktiza ettiğine kani olmu§lar!dır. Böylece onlar ihtilafa düştüler. Ehh za:hir:den hiçbiri haiber1e birlikte bir karine­nin bulunmaıs:ı.nı şart koşmaın~§tır. Ebu İsihak en-Nwz:zam ise, bir haberin zarüri ilmi gerelkitirmeısinde, onunla beraber bazı tka:rinıeierin bulunması­

nı şart koşınu§tur. Bunu tevatür yoluyla gelen haberle:rıde de §art koştuğu

(13) Tarihu't-rreşri'l-tİ'Slami, 185. (14) es-Bünnetü ve Meikanetüha, 202. (15) es-:Sünnetü ve Mek:anetüha, 202. (16) es-iSü1111etü ve Mekanetüha, 203. (17) es-ıSünnetü ve Mekaııetüha, 20. (18) el-İntisar, 45.

-436-

Page 6: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi İNKAR EDENLER

söyleniyor. Bunun mi!Sali, ervinde ondan başka hasta olmadığını biMiği·

miz, evinden çığ1·1k işitip oenazeyi kapıs-.ı.nıd~a görürken Zeyd'in ölümünün bize halher verilmesdd~r>> (19)

Ehü'l·Huseyn el~Mu'tezi1i, kitrabmda, <..1-Iaber-i vah.idlerle ameUerin sıühütunun cevazına dair bab» ve · <•ıHa:bıer-i vahid~e amel haıkkında bab» giıhi başıka baıblar da açmıştır. (20)

'

Mu'tezileye mensu:p müelliflerdıen yapılan bu ncııkiller bi2ıe, aıç:ııkça

gösteriyor ıki onlar,. Hz. Peygamberin hadislerini kabul ediyıorlard1. Nazr zam'dan nakLedilen görüşü ılmbul etmek ise zordur. Şayet onun sünnr2ti redderttiği saıb1t olısıa bHe bu onun şaıhsıi görüşü olur, o bu mevzudıa Mu?te· zilenin . çoğunluğunu temsiL etmez. Ka:der hakkmda konuşmuş nioe mu­haddi·s va:r. (21 ) O halde bunlar hadiıs-i şerifle,ri kab:ul .etmemiş olsalardı, niıçin indi görüşleri·ne uyup, kendillerince hiç bir değeri olmayan bir şey uğrunda ömürlerini geıçiriyorlarch?

Bu delillerden sonra bize göre, Mu'teziLe, Hz. Peygamberin hadiısle · rine urymada ümmetin çoğunluğu He beraberdi. Onlar, mÜıh:temelen gıörüş­lerinıe t,ers düştüğü zaman bazı hadislerin sıhhatine di1 u:za:tıyorlardı. Fa~

~at hadisleri tamamen reddetm~k onların mezıhehi değildi.

Şia ve Sünnıet:

Şiaya gelince onl!ar birbkini tekfir eden birçok fırkadan ibarettir. (22 )

Halen İısılam dünyasında mevcut olanlarının çoğu «İsn:a Aşe:r.i:)"e»dendir.

Bunlar sünnete uyarlar. (23 ) Faıkat onlarl!a bizim aramr:zJdalki iıhtilaf sadece sünnetin isibatı me~eLesindedir. Sayıları 3 ila 11 arasmda değişen birkaç kişi hariç, (24 ) Peygamberin vefatından sonra bütün sahaibenin irtidadın:ı

hi.ikmetme1eıi yüzünden onla:ııdan rivayet edilmiş haidislere itibar etmez­ler. Yalnız ehl-i be:ytten nalkledilmiş ri!Vayetlelie itimad ede·rler.

Üzet olarak, islam ümmeti ilk devirlıerıden günümüze :kadar Hz. Pey~ berin sünneıtine uymada vıe onun, müslümantarın uymaısı ge'feken bir

(19) el~Mutemed, 5. (20) Bk. s. 572, 583. (21) Bk. Ahmed b. Yahya el-IMurtaıza, Taba:katü'l-iMu'tezile, 133~140. Nevar ki,

lbüyıük bir k<stmıı hakikat olmakla beraber, ihtiyatlı olmak lazım. (22) Bk. en-iNevbahti, Fıraıkulş-Şia. (23) el-\Kı1leıyni, elıKfifi ve diğer hadis kitaplarına baıkınız. (24) Bik. Ric.3Jü!l-iKeşşi, 12-13.

-437-

Page 7: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., Dr, Nuri TOPALOGLU

kaynak: olduğunda i:cma etmişlerdir. Mamallifilı ilk zamanlarda sünnıet-!

nehev~yyeye d.il' uza:ta:n ibrazı kimseLer ve fırkal'ar da bulurnnrul§twr. Falkat bunla:r ikinci asrın veya en fazla ü~üncü asrın sonhmnda yoJwlup gitmi.§­lerdir. Az sonra göreceğimiz gibi, gıe1çen asrı.rda batı sömürgeeiliğiniın te­siriyle fitne yenilden uyanmıştır.

Son ZamanLruflda Sünneti İnkar Eideınler

Fitnenin tarihıçesi:

Tarih bize i!kinci: asırdan ısıocrrra müslüman 'Olaın ve sünneti terketme­ye daveıt eden şah1s ve gruplardan baihsetmiıyor. :!ikinci a:sırda bunu iddia edenler ise sünnete bağlı müslümanların gözetimi a;Ltındaydılar. Bundan s'Onra durum, takriben oınıbi'r as'lr böylece devam etti. Nihayet zaman de­ğiışti ve müs1üm:anla:rm gücü zayıHaidı. Sömürge ve esare<t devri geldıi:; sıö­

mürıgeciler, İslam esaslanm yıkmak i~n kötü fikirlerini yaymaya başladı­lar.

Bu devirleııde J.rak'ta, sünneti terketmeye çağıran kimseler görül­dü. (25 ) Mııs~Lr'da ·ise, -şayet Elbü Ra,yye'nin anlatbkları ve va:rdığı neti­celer doğruysa- bru fitnernin başla111gıcı Muhammed Abdtilı za:mamna ka­dar gider. Eibü Rayye diyor ki, ıüstad imam Muhammed A!bd!üih, <~U asıır­da illlJÜrslümanları:rı: Kur'an'dan başka bir imaını yoktur. Geııç·ek müslü­manlık, fitnelerin zuhuııundan önce, birinci asmda müslümanlarm yaşadı­ğı !slamdır» der. Yine .Abdıüh diyor tki <~hu ki1:aplar oralarda (Ezherde ve diğer meıdreselerde okutulan kitaplaın kasteder) okunınaya devaım et­tiği mü:ddıert;çe ümmetin ayakta kalması mümkün deği1dir. Bu millet ancak ilk aıs:ırlardaki ruhla yıükselebilir. O da Kur'an'dır. Onunı dı.şmıdaıki her §ey, onunla ilim ve a:mel arasınaı giıııen bir engeldir.» (26 ) Sönra Dr. 'Uevfrk Sıd­ki bu yolda yüııüdü. Nite,kim el-Menar deııgisindıe, <<İslam sadece Kur'an'-. dan ibarettir>> ibaşlığııyla ili malkale ywymladı. (27 ) Güya Sünnet-i nebe­viyyeye ihtiyaç olmaıdığım aye:tlerle ishatıamaya çalışmıştır.

Reş~t Rı:za da, Dr. Tevfilk Sııdiki'nin mrukalesine yazdığı talikmda di-ı.

yor ki <<Bu konıudaı üzerinde durulmaya değer başka ibi'r Ilmsus kalmı§tır.

Özelli!kle birinci asırda rtartışma<sız ve ihtilafsız olarak fi1en tatıbik edil­miş olmasalar bile, s;özlü sünlll!et dedikleri haidisLer dinin fmynağı mıdır,

(25) Meıvdıldi, Sünnet .. ·' 16. (26) Ebu RayYe, Adıvaün ale\scSünne, 405-406. (27) Mecelletü'l-iMena.r, Yıl IX, Sayı VII, XII.

-438-

Page 8: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNI<iETİ İNKAR EDENLER

heııkes:e şamil midir?, Şayet evet, de>sek, bu me:vzuıda bi1r şey yarzmadan ön· ce Dr. Sıdıki ile müzail:rerede kendisine ifade ettiğimiz gibi, karşılaşacağı

mız en büyük prıoblem, Hz. Peygamberin Kur'an'ın dışmda ikendisinden herhangi bir şeyin yazıılınasını yasaklaması, alimierin ve devlet adamla· rının çıok hadis rivayetme itibar etmemeleri, ibila:ki:s hadis ri,,myetinden kaçındıklarmın ııaktediJimiş olmasıd1r.» (28 )

Reşit Rıza, yazılanyla Dr. T'evfi'k Sıdki'yi büyük ölçüde deısteklemiş· tir. Zira o, Peygamberimizin hadislerini mütevati1r olan ve olmayan diye iki ktsma ayırmış; namaz rek'atlerinin sayısı, oııuç ve benzeri gibi bize tevatür yoluyla nakledilen şeyleri kabul etmek gerektiğini savunuyor, bunlara, herıkıese şami1 dini esaslar diyoııdu. Fakat bize, bu özelliğin dı·

şında nakledilenle·r ise, herkese şamil olmayan dini huısuslardır, onl<l!ra. uymakla mükellef değiliz, diyor:du. Reşit Rıza, had~s yazmaktan kaçınıl­ması hakkında varltd olan nakilleri serdettikten sonıra şunu id:dia etmek· tedir: ·<<Hz. Eihü Beıkr'in yazchklarını yakması. sahaibenin sahilelerinden hiçbir şeyin tabiine ulaşmamış olması, tabiünun, hadisle1ri yaymaık için değil sadece idarıecHerin emriyle tedvin etmiş olmalan_gibi İbn Ahdil­berr'in ve başkalarının bütün bu ve benzeri rirva)'ietlıeri, onların ibir şeyi

hıfzetmek için yarzıp sonra imha ettikleri yolunda ge]en haberle'ri 1\:uvvet­len:dirm~ktedir. Buna, sahahe büyükleriniıli hadiıs riv<l!yetine ttibar etme­meleri hil:aıkis ondan kaçınmalan hatta nıehyetmelerine dair gelen halher­leri eklersen, onların bütün h<l!dis]eri Kur'an gibi umumi ve daimi bir din kaıynağı sayınalk istememiş o~duklan görüşü sende kuvvet kazanacak­tır.» C29 ) Mustafa es-S~bıai'nin beyan ettiğine göre, Reışiıt Rıza ömrünün sonlarına doğru bu görıi.işlerinden v:azgeçmiştir. (30)

Daha ,sonra 1929 yılmida Allımed Emin «Fecru'l-]s:la!ll>> kifaıbmı ya­yınladı. Bir bölümünıü sünnet-i nebebiyyeye tarhsiıs etti; ha,k!kı hatıla ka­rıştırdı. Ölünceye kaıdar yanlış görüş~ieri üzere ,ka1d1. <31 ) Eısef1e belirtelim ki,. buikonuıda o, ilme bir k<l!tkl!da bulunmuyor, ilmi ve herrak üslilbu için­de şünhe saçı;yor.

Daha sonra İsınan Edhem, 19'53 senesinde :sünnetin tarihinden bah-

(28) Mecelletü'1-D.Vteni1r, C. IX, s. 929-930. (29) Mecelletü'I-iMenar, C. X, s. 511 .

. (30) es-Sünnetü ve Mekanetüha, 42. (31) Maellifin ~kinci baskıdaki mukaddimesine bakınız. Orada diyor ki, «Bu ki­

taibın birinci baskısı 1929 yılı başlarında yayınlandı.>> Şimdi i5e elimde, 1968 da yapıliDitŞ onımcu ba:sikısıı var, hatalar halen mevcut.

Page 9: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., Dr. Nun TOPALOÖLU

seden bir risa1e neşretmiş, orada şöyle demiştir: <<Sahihayndakiler dahil mevcut hadisLerin asılları ve senedleri gerçek değildir. AIDsinıe onlar me:ş­kfık vıe büyük ölJçüde mevzUıdurlar.» (32 )

Kitaıbı eıtrafında gürültü kopunca, büyük edip ve alimlerıden oluşan bir topluluğun, söyLediği şeylere kahldığmı ifade eden maıkaleısini «MeceUetü'H<~eth>>de yayınlandı. Kendisine gönderdiği bir yazıı.dan dolayı

Ahmed E:m~n'i onlar arasınıda zi'kretmiştir. Ahmed Emin ise, onıu tekzib etmemiş, biJ:akirs bazı de'rgilerde, arkadaşının baışına geLeıı]erden dola~

üzüntii:siiı1!Ü dile getiren yaızılar yazmış, bu durumu düşünce hıürri~

yetme savaş açma v;e ilmi arıaşıtırnıalar yıo1ıma atılmış bir taş oLarak de~ ğerlendirmiştir. (33)

Bunla'Ddan sonra bayrağı Eıbü Rayye teslim almış . ve araıştırrmasının

neticesini <<Advaün: ale'IS.,Sünneti'l-Muhammediyye» isimli kitabında neş­

retmiştir. Gerçelkte o, yeni bir fikir ve delil getirmemi§, ama İsmail E:ct­hem, T'evfik Sıdki ve Reşit R1za'nın söylediklerini ibir1erştir:miştir. Netice­de Reşit Rıza'nın göreşlerinden uzaikl&şmıyor, müctehtdlik iddiasına rağ­

men onu rta'klid ~ed~yiQ!r. Elbü Rayye sünnet keLimesini şıöy1e tefsir ediyor: <~O zaman (as r-ı saaıdeti kasdediyar) sünnet deyince sadece arneli sünnet ~eklinde biliniyorıd:u.» (34) Ona gıöı:ıe arneli süooeıtin manası ise, me0kür kirtabında aınlattığı gibi, tevMür yoluyla nakledilmiş anıeli sünneıtlerdi.

«Rasülüll§Jh'ın mütevatir srünneüıeri ---<bunlar aynı zamanıda arneli sün­nıet1erdiırr- ve birinci aJsıroa müslü:manhı~rın üzerinde icma ettikleri §ey­ler -bunlar da zarfiri olarak biliniyordu- hiQbir 'kimsenin bunl:an ne te­vii ne de ictihaıd yıo1uyla inkar e:tmesi mümkün değiLdir. Faırz namazlarm 5 vaıkirt olması, sa:baih namazının 2, aikşaımın 3, k:alanlar:ı,ı:ı 4'er reik'at, her rek'atm kıyam, kıraat rükü' ve i!ki seeeLeden ibaret olmaısı giıbi RaısüLüllah zamarnndan bugüne kadar tatihi'katla bilinen şeyler, i§te bunlar Peygam­berin sünnet1etidiır: Hadislerin şamil olduğu herşey ha:ld\:mda ısrünne.t tabi­rln:in kullanılması ise sonradan ortaya çıkmı;ş bir l!Stılahtır.» (35 )

Alıard hwdislere gelince o deT ki, <<kimin yanında bunlar, rivayet ve delalet yönüyle sa:lüh olarak buLunurısa onlarla ame] eıder. Alıardı haberler, onlara uyanları taklid etmek suretiyle, herımısin ameı etmeye mecbur ol­duğu genel hükümler sayılmazlar» (36 )

(32) es-Srünnetıü ve Mekanetıillıa, 213. (33) ers~Bünnetü vıe Mekanetıüha, 214. ( 34) Advaün ale's-Sünne, 404. (35) Advaün ale's..Sünne, 406-407. (36) Advilıün ale'.s-Srünne, 407.

- 440-

Page 10: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi iNKAR EDENLER

Hindistan ~a:

İngil!izle·r, geçıe:n asli'da Hindistan'ı tamamen i,şgal etınişle·rdi. Mıüs· lümanlar memleıket1erini sömürgecilerin elinden kurtarmaya giriştikleri

zaman, bu ınaıksadla «ci~> ilan ettiler. Hernekadar lngilizlerle savaş­maya ç~rpmdılarn:a da, i§lgalciler dhad ruhunun tehlikesini se•zmişlerdi. Bu sebeple İslam alimleriniden, kılıçla c.ihadı inkar eden bir zümre olruştmdu­lar. Bu da cilıad konUıSrmdaıki hadisleri lekelernetkle yapıldı. Oirağ Ali ve ya­lancı peygamber Mirza Gulam Ahmed bu elkolttin önde ge1enleri~tıden:di.

Y:enilgi ruhu Hinıd!istan'da Ahme:d .Han gibi şahsiyetler yanın:da, son olarak, melıhuz bir harıe{l~et ortaya ~an (37 ) Gulam A:hmeıd P.ervi•z,'i mey­dana ç:ıkaıım. Gulam Ahmed, <<E!hlü'l-Kur'an» admda bi:r cemiyet kurdu, aylık bir dergi çıkardı ve bazı kitaplar neşretti. Gulam Ahmed, müctehid o1duğunu ve müstakil hareket ettigini iddia etmekle bera:her ~ünnerte uy­ma mev:zıuunda T·evfik Sıdıki"yi ta\klid eder. Çünkü o, hadiısterin teşrii de­ğere s:aıhip olduğ11ml tamamen inıka'r ediyor. Bu itibarla sadece habeır-i vahi:dleri reddetmeklle !kalmıyor be§ vakiıt namaz, rek'at1erin sayısıı., na­mazın kılrmşı ve buna mümasil, rbi:ze tıevatürle g~elmiş şeyleri bile kabul eıtmiyor ve diyor ki,, <<Kur'an bize yalmz namaz kılınayı ıemretmiştir. Na­mazın nasıl kılınacağ.ı mese1eiSİ ise dieıvlet başkanma bırakılmış bir husuısı­tur; bunu, mü§itıe§arlanyla dar.&şaraık zaman ve zeminin ica:hına göre tes­bLt ve tayin eder.» (38 ) Bu, Tervfik Sıdki'nin «lshlm teik başına Kur'an'dan ibarettir» sö'nünıde demek istediği şeyllerin aymsı:clır. Anc:a:k bundan son­ra•.;;mda · Gulam Ahmed ondan ayrılıyor.

Hıülasa:

İkinci aısrr:da küçük bir grup, sttinnet-<i neıbeıviyyenin deliıl olduğunu ve teişrii kıymetini inkar ,etmiışti; bunun kaynağı cehaletten i:haı:rıetti. O za­manlar mütevatiır olmayan sünınet]eri in!ka:r. eıdıen başka bİr grup da vaffiı. Bu fitne iıkinci asırdan sonra kayboldu. Son zamanl>arda -muhtemelen batı sömürgeciliği:nin tesiriyle- y.eni;den uyandı. Bazı kimseler hadisleri topluca veya miitevatiri, me§huru ve alıadı ayırarak inıkar ettiği halde di­ğeır bamları ise sadece cihad hadi1Slerin1 kabul etmiyorlardı.

Herşeye rağmen, sünı:ııete uymama yolundaki yeni akımlar, iikinci asııdaıki1erden pek farklı görünmüyor. Bunların iddiaları, seleHerinin!ki­ne bLrşey ilav·e de etmiyor.

(37) Mevdıldi, Sünnet ... , 16. (38) Görüşlerinin tarsilatını az sonra göreceğiz.

-441-

Page 11: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Bugün düne ne Iradar da benziyıorı

Sünneti inıka1r Edenlerin Delineri

Çev., Dr. Nuri TOPALOGLlJ

Yükarıda göroük ki, sünnetin delil oluşunu inkar etmenin, sünnetin İslfimdaJti yerini hi.Lnıeyen \Ceya yalnız hir çeşidinin delil olabileceğini :zıaillr neden kimseler tarafmdan hüsn-ü kabul görmüş bir . m~~si vardır. Bu gruplar genellilkLe yıokolmuşlard'l. Nihayet, sömürgeciıliğin, ]sHlnı'ı yıık­

maya yönelik maddi ve manevi desteğiyle beslernesi üzerine yeniden can­lanmıştır. islamı yıkınaik iıse, onun ibüyük bir rüknü olan sünneti yıkınakla gerıçeıkueşeibilir. Bu hedef, sadece Kur'an'a uyduklarını iıddiıa eden <~le-

. maa:tü Ehli'l·Kur'an>> da aıçıkça görünmektedir. Çünıfuü Kur'aıi, sriinnetten tecrid edildi,ği zaman onu di:lediğin şekilde yonumlaman mümkrüııdür.

Muhtelif zamaınlarda zuhuır €den bu fırkala:rın bir kısım deliHere dayandıklarını görüyoruz. Bunlann bazısı, diğer1eri tarafından i1eri sürü­len delillerle ortak nVIktalara sahi!) bulunmaktadır. Şimdi münakaşasmı

yapmak ijzere bunla1rdan kuvvetli sayılabilecel\ bazılanın ele a1acağız.

Birinci delil .:

Onlar derler ki: din kat'i olmalıdır, sünneti ık:a:bu1 ettiğimi1z takdirde kart'iyet kialmıyor. Aşağ:ıdaki ayetler Kım'an'ın kat'iyetine delalet ediyor, · ondan zan ve şüpheyiı kaldLrıyo'r AHalı Taala şöyle buyuruyor: <<Elif Lam Mim. Bu Kitaıb'da: asla şüphe yoktur.» (39 ) <<Sana vahyettiğimiz bu Kıitab hakikClitin ta kendiısiıd:ir.» < 40 )

Yine derler ki, srz hadislerin ya mütevatir yahut ahad olduğunu söy­lüyorsunuz. Mütevatir olanlaır ise birıkaç hadi'si geıçnıez .. Geri kalanların hepsi 'alıaıd nevinıdendi'r ve zannidirler. Din, Kitap ve Sünnetteki nasla­rın mecmuunda i:baı;et olduğuna göre , ilm durumda o da zanni olur. ZiTa kat'i ve zanni delillerden meydana gelen şey zanni 'sayılır Kur'<m'ı Kerim zanna uyanları krı.nıyor. Bu roonuda yüce Allah şöyle buyuruyor:

.<<Ünla:rın çoğu yalruz zanna uyarlar. Halbuıki zan, hak~kat karşısında birşey ilfade etmez. Şüphesiz Allah y<liptıklarını çok iyi bileııdir.» (41 )

<<Siz ancak zanrra uyuyorsunuz ve sa:dece tahm~nde bulunuyorsunuz, de-» (42)

(39) Bakara (2) 1. c 40) Fatır (35) 31. (41) Yfınus (10) 36. (42) En'am (6) 148.

-442-

Page 12: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

~ÜNNETİ İNKAR EDENLER

«Zan ise şüphesiz ger:~eği ifade etmeız.» C43 )

<.:Bilmediğin şeyiın ardına düşme.» (44)

Demek ıki Kur'an yakinden aıyrılıp zan peşiınıden gidenleri ayıplıyor. Hadi•slerin zanni olması <Sebebiyle de onlara itimad ediLmez. Böylece din, tek başına Kuır'an'dan ibaret kalır.

Bu deliılle ve ytıkarıdak~ ayeH kerimeler~e, eskiiden bütün haber­leri reddeden taife, C45 ) Tevfik Sıdki, (46 ) ve Ehlü'l-Kur'an istiıdlal et­mişlerdir. (47 )

tkinci delil

Dinle ilgili konulaırda, Kur'an.'dan başka he•rhangi bir şeyle amel edilmez. Çünkü Allah Tail.la şöyle buyurmu~tur:

<<Biz Kitab'da hiçbiır şeyi eksilk bırakmadıık.» (48 )

Kur'an aıç:ııklanmaya muıhtaçtır dediğimiz takdirde bu, Kur'an'a ve onu indirene açık bir telkzih olur. Z~ra O, Kur'an'da ıh~çb:i!r konuda heııhan­gibir noksanlık bulunmadığını beyan etmiştir. Binaenaleyh Allah'ın dinin­de, sUnnet veya harus gibi başka ibir §eydıen iıstifade edilmesi doğru değil­dir.

Dr. Tevfik S~dki (49 ) ve illbü Rayye (50 ) buı ayetiı delil kabul etmişleı-dir.

Üçüncü delil :

Şüphe yoık ki Kur'an heııha:ngi bi•r aç1klamaya muhtaç değildir, hila­kis o herşıeyi ibeyan ede.n bi1r kitaptır. Bu konuda Allaılı Taala buyurtı­

yor ki :

<.:Sana, herşeyiı açıkla:yan Kitıab'ı indird~·» (51)

(43) Necm (53) 28. (44) İsra (17) 36. (45) el-Ümın, VII, 250. (46) Mecelletü'l-Menar, C. IX, s. 912-913. (47) M$fııın-·ı Hadis, 4..16. (48) En'am (6) 38. (49) Mecellletü'H.VI:enar, lX, 516. (50) Advaün ale's-Sünne, 404. (51) Nahl (16) 89.

-443-

Page 13: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., Dr. Nu.ri TOPALOGrLU

<-<SiJ:ro açık-seçvk Kitaib'ı indiren O'dur. (52)

Bu ayeıt1er1e de, e&k1den ve yakın zamanlaırıda sünneıti inıl;;.ar eden ve Kur'an'ın onıdan müstağıni olduğunu, zJ:ra onda herşeyin açıklamasının

bıulunl(ruğunu zmmelden 5ınıkarcılar<dan bazrlan ;isıt'id'lai <et1111i§lerdıiır. B un~ lar arasında haberLeri lkülliyyen reddedenlerden bir ktsmı (53 } Tevfik Sl!dki (54) ve E:bil Rayye (55 ) bulunmaktadır.

~ukar:ıdaikill:etri taıkv:\)i'e için iddia edile·n diğer bazı deliller :

Sünnete uymak iıstemeyenler derler ki, Allah'nı iradesi!, islami teşri için tekbaşına Kur'an'ın kaynak olması yönünde tecelli ettiğinden, All&h kıyamet gününe kadar onu korumayı tekef:Eül etmiş ve <<Xuır'an'ı b:iJz in­dirdik, onu biz mulharfaza edeeeğ:IZ·» (56 ) buyurmuştur. Bu sebept~n

Raısü1üll.ah ·. (S.A.S.) Kur'an'ın yazılmasına büyük bir önem veırmi§ıti. Ken­diısine va:hy geldiği zaman, ister seferıde ister hazarda o1?'un hemen vahy katiplerini çağınyor:du. .

Sünnet haikilqnda du.rum lburııun aksine o1duğıurııdan, Hz. Peygamber hadi\Slerin yazılınasw yasrukla:mı§tı. Hatta daha da ileri gitmi§, Ebü Bekr'in toplardığı haıdisJeri yakmaıs·ı gibi, asihabın ya:Zıchklaırını yaıktırmış·

tır. Hz. ömer de etrafa, yazdıklan hadisleri yaok:ımalarını iısteyen tamiml:er göndermiş, ço!k hadis riJvayet ettikleri için haım sahaılıileri hapsetmiş, ba· zılarını i·s-e dövmrüştü. Hadiısler, dinin vazge.çilmez bir bölümü olsaydı. Hz. Peyganıber ·ve Hui:efa-i Ril:şidln bütün bunları yaıpmiazlardı. BunUı.rın ta­mamını veya bazısını Reşit Rıza, (57 ) Tevfik Sıdki, C59 ) ve Pakistan'daki sünneti inkar edenler deJii olarak ileri sıürmüşlerdtr.

Ehlü'l-!Kur'an, yıukandakile'r.e şunıu da ilave ededer: Sünnetiın gayr-ı meıtlüv bir va:hy olduğunıuı sıöyl·emek mümkün deği1dir. Şayet böyle olsay­dı, Allah'ın kelamı gibi o da korunurdu. AHalı, «Kur'an'ı biz inclirıdi!k, onu bi1z koruyacağız.» (60 ) buyurmuştur. Bu, mUslıümanlara si.rayet etmiş hlr Yiahud:i fiıkridi'r.

(52) En.'am (6) 114. (53) Bkz. el-'Ümm, VII, 250. (54) iBk. Meclletü'l-iMenar, IX, 907. (55) Advaün ale's-8ünne, 404. (56) Hıcr (15) 9. (57) l\dvaün ale's-8ünne, 46~50. (58) Mecelletü'l~iMenar, IX, 911-913. (59) Rk. Advaün ale's- Sünne, 46-50. (60) Hıcr (15) 9.

-444-

Page 14: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi İNKAR EDENLER

Ehlü'll\:ur'an cemiyetinin başkanı Gulam Ahmed Perviz diyor ki, eli­mi~de · burunan haıdis kitaplarına baktığımız zaman, Bulıari'dekiler dahil bu. had~s~erde,. peygamberleri . ve İıslam'ı lekeleyen bir taraf görebiliyo­ruız. (61 )

Sünneti Kalbul Etmeyenlerin Bi•:}!eştillderi ve Ayrıldıklan Noktalar.

. Stin..l1ete urymaik i'stemeyenlerin çoğu, onunla amel kionUJsunda yuka-nda nakiJl ve izah ottiğimiz delilleri kaıbu1de birleşınektedirler. Falkat Ehlü'liKur'an chşıjııda kalan, (G:ı) ~Siki ve yeni inkarcılar mütevatir olan anıeli sünneti kalbul ediyO'rlardı. Müslümanların nesilden neısile uygu;la­yaraık naık1etmiş olduk:a:n namazın kılınışı, rekatleriııı sayısı, zeıka:t, hac ve benzeri ibadetler gibi. Ehlü'H{rur'an ise daha da ileri g:dip İslam'ın bu mütev§,tir ve ameli kliSmmı bilıe inkar etmiıştir.

Onlar derler ki Kiur'an bi~e tali mese~ele'ri n~diren açıklamış, ge­nemk1e a:nahaHara değinmiış:tir. Meısela Al1ah namaz kılmacyı emretmi~,

fakat miktarım beyan etınemiıştir. Şayet onlar giibi namaz Iulmamızı dile­seydi, öğle iıldııdi ve yatsıyı dördıer, salbaıhı ilki ve ackşanıı üç rek'at kılın diyerek bir ayette bunu zükn~ıderdi. Bu gibi> tafsll§.ıt Kur'an'ın hacı:n).ni ar­tı:rrr dene:mez. Zira Kur'an··ı Kerim namaz kılma emrini defalarca tekrar etmiıştir. HaLbuki nama:z kılma emriili bir ve~a :ilki defa zikretmekle ikti­fa edip son1ra tekr:ar yerine, namazın kılınışı anlatıla:bUirıdi. Zeıkat ve di­ğer hususlarıda da böyle o1aJbilirdic (63 )

Yine derler ki, HuleHH Raş:din'den: sonra günümüze kadar müslü­maniann içine düştüğü: eısas hata, İslamı ve onun ruhunu ka:vrayamamış olmalarıdır. Zira İ!Slam, şura ü:zeriııe ·k:uirulmuş :i:çtimai bir niza:mdır. Nite­kim Kur'an hiıze genel şeyleri emrediyor; tafsiliUını iiSe müslümanların

şura meclisim:e bı1ralkıyor. Mesela zaman v'e zemi:ne göre namazın kılınışı ve zekatın nisbeti:ni: bu meclis teshirt eder. Hz. Eibü Betkr. Hz. ömer v~ Hulefa-i Raşidin de böyle an:la:mışlarıdı. Onlar sahaibe i~e isti.şaredıe bulunu­yor, gerekirse ilave ediyor, eğer ihtiyaç duymuyorlarsa asM.hın görüşleri ..

(61) 1\'l:a'kam-,ı HadJs, 313-327. (62) Dr. Tevf~k Sidki, önceleri bu göııüşe katılıyordu, fakat daha sonra bu gö­

rüşlerinden vazgeçmiş, Reşit Rıza g1bi düşünmeye başlamıştır. Hk. Meclletü'l-\Menar, X. 140.

(63) Bk. Mai!~am-ı Hadis, 65-66; Meclletu'l-!lVIenar, IX, 517.

-445-

Page 15: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev •• Dr. Nuri TOPALOGLU

ni aynen tatbile ,ediyorlarclı. öteyandan sünnet daıima geçerli bk delil ol­saydı, hiç §Üıpheısiz Hz. Peyıgamher bize yatzı1IDliŞ bir kita:p bırakırdı.

· <<AHMı'a ~e Rasulünıe itaat ediU>> avetinin manası da vefatından son-d • J . '•

ra Oınun sıünnetine tliyıun demek değilldir. Çünkü sünnetin bütün muıhtevi-yatı üeleibeld g:e,çerH kabul edilemez. Bilakis hu ayetin manası, Kur'an'ın öğrettiği, Pe:y-gamberln yaşayarak göısterıdiği ve onun metoduyla hiMfet ma!ka;mırun orta\)'a koyacağı nizama ıuyun, de~ti•r. (64 )

Bu nizarn Hulefa-i Rfuşidin devrine kadar deva:m etti; Eımeviler si­yfuset s'ahnesiııe çrkı:nca duııum değişti:. O zaman din ile siyasetin ara:sını

ayıran bir sınır meydana çıktı. Müslüımanla,r, Peygambere itaalın manası­nı· anlayamadılar ve h:ad'ıs1ere yöneldiler Çünkıü Kur'andaki hü:kümleır

maıhdud, hayatın p:rıoibleml!ert ise ç:ok fazladır. Yeni meseleler ik.arşwında toplumun ihtiyaçlarını karşılamak, Peygamberin yolundaiki hiılafeıtin te­mel va:zifelerindenıdi. Bu manada bir derv ~etin olmayışı, insanları, had:sıe­re göre hareket etmeye sevketti. Hadis kitaıpları kifayet etmeyin~e de ha­cli's uydurma :hareketi hayli artt1. (65 )

Bu idd:alarmdan açıkça anlaşılıyor ki, Ehlü'HoCur'-an, bu sa1hada sün­neti inkar edenlerin hepesini geçmıi'Ş ve daha öncekHerin hayal bile ede­mediideri b;r noktaya ulaşmşlardır.

SüııneJti İııkar Edenlere Cevap Bt1rinci delilin redd!i:

Onların, sünnıet zannidir, halibutki biz, yaıkine uymak ve zamdan ka­çınmak}a emr'o1unıduik, şeklindeki iddialarına gebnce, gerıçelk böyle de­ğildir. Şöyle ki, Kur'an·'l. Kerim'in sübut yönünden kat'i olduğu şüpheye ınahal olmayan bir hakikattır. F31kat o, her lronutda delalet iba!k~mından

k3Jt'i değildir. Bu itiibarla, onun muhtemel manal:arrndan bil'iısini teırcih

eden kimse, bu delaletin kat'i ve diğerler1nıin baıtıl olduğuna kesin hüküm veremez. Ancak deliUert:i zanni olmaısırn!a rağmen o manaya inamr. O hal­de delaleti zanni olan naslara da uymakla yükümlüy;üz.

Aye1ıin manası:

«Onların ço,ğu yalnız zaml!a. uyarlar, zan iıse haikikat karş'l.sıl11da hiçbir şey ifade etmez» (66 ) ayetindelcl ge·rçek manaya ge:Jitnce; burada «Hakk,>

(64) Makam-ı Hadis, 65. (65) Maı.lram-,ı Hadis, 68 ... 70. (66) Yı1nuıs (10) 36.

- 446-

Page 16: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETİ İNKAR· EDENLER

keliımesinin anlamı, kesin olaralk s2Jbit olan şey, «Yuğffi.> k!e~imesi de <NedfeiD> demektir. Böylece manası, <<zan, kesinEikle sabiit olan hakilkat­ten hiçbir şey götürmez» yani· zan, kat'a karşı du:ramaz demektir. Fakat sünnete uıymada höyle bir zan sözkornusu değilldir.

Mruttezileıden Ebtl'l~Huseyn haber-li vahid1er1e amel etmeye karşı

.olanlara cevaibıııda, <<biz haber-i vahidle amel ederken, ona uymaya delalet eden kat'i delile göıre hareket edri:yorllt:Z>> diyordu. (G 7) Biz hakıkatte, ger­çeğe zıt o:an zanla amel etmiyor, ancak AUah !bize emrettiği i·çin haıkikate ters düşmeyen zanni deliliere uyuyortırı ..

Sünneti inkar ·eden birisıi, imam Şafii'ye karşı, yaıkini olian hir me­seleıd.e zanla hüküm verHermiyeceğinri iddia ettiği zcumau aralannda şu ko­nuşma geçmiştir. Adam sorar:

-Kiat'i bi1r delille haram olan b1r şeyim zaııni bir delille mubaıh sa­yılacağuı:a delil var mıdır? Şafii ha,zretleri der ki:

-Eveıt.

--Nasıl olur?

-Yanuıdaıki şu adam hakkında ne dersim, onun kanı ve malı ha" raım değil midir?

-E.vet.

-Eğer iki şahit, o bir adam öldürdü, malını aldı ve o ınal şu anda e1indekile1rdir, diye onun aleyJünde ;;ıahitlik etıseler, ne dersiin?

-Kı.sas ola:rak onu öldürür, elindeki malı da maktü1ün varisierine veririm.

-Şahid}eıin yalan ve yanlış §ehadet etmiş olmalar~ mümkün değil­mddir?

-Eve1t.

-öyleyse ke:sin delile haram kılınmış can ve malı,. i;ki şahidin kesin olmayan şeıhadetiyle nasıl helal saydın?

-Şehadeti karbul ·etmekle emrıolıuınduk ... » (68)

(67) el-Mu'temed, 605. (68) el•'Ümm, VII, 252.

- 447-

Page 17: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev., Dr. Nuri TOPALOGLU

Hülasa :

Zanna uymakla. ilgili iıtiraız, hadi:slerlıe aımel eden kimse ha(kkında va­riıd olama:z. Şöyle ki,· haıbe'r-i vahidler zanni de olsıalar bilinmeliilir ki, Kur'an'da da deMJet yönünden ız:ann·i olan ayetler vaırdrr. O halde deliHere Lıymada zanni olma bıakımmdan aralıarında bir fark yoktur. İlkinci olarak, Allah taala,. kaıt'i delile karş1 olan zanna uymayı kınamı§rtır. Zira yerilen, açc..k ve saibit haikikate muha]efet ederek zanna tabi olmadı'~'.

. ' . HadE:s1ere uymaıda durum böyle değHdir. Çünkü biz, Allah emrettiği :çin, kieısin bir emir ve açık bir haıkikatJe muhalif olmayan zaımı deliJlere u~'" mak zorundayız.

İkinci ve üçüncü delillerin 'reddi

Eskiden veya son zamanlarda, :sünııeti inıkar eıdiıp, sadece Kur'anla iıktifa etmeyi söyleyenierin wddialarınıdan, :bıu ld!mselerin, Kur'an-ı Ke17im'i tetk:ik için yeterli vakit harcamaıdrkları anlaşılıyor. Şöy~e ki,, onl:ann en büyük delili, «Sana her§eyi açıklayan rıcitaıb'ı .indirdi<k>> (69 ) ayetidir. Fa­kat bizzat §Unu da dıer: <<Sana Kur'an'ı, inısaınlara aıçllklayaısm diye indJir­d:k» <70 ) Kitaıbı indiren, Beyg;amheri, indirilen şeyleiii aıçııklamalkla mü­k-ellef tuttıv.ğu ha'ıde, bir müslümanın bunu redldeidip Kwr'an'ı anlama ve te:fsir etmelde kendi başırııa hareket etımeısıi, üstelik Hız. Peygamber'in ge- ' t1Tdiği ş·eyleri kalıdırıp a:t:mıaısı doğru olıur mu? Şu a:yeti !keriıme onlann durumunu iıkrar etmiyor ınu? «Yoksa :siz Kitabın bir kısmına tnanıp bir kı!smırnı inlkar mı ediyorsunuz? Sizden bunu yapanın cezası dıünya hayatın· da rezil olmaiktır. Ahiret gününde de en şiddetl!i. aızaiba atılacaklardır.

Allah y~tıklarım.:zda:n ğafi:l değildir.» <71 >

Onla<rın, <<Kttabıda hiçbir şeyi eksik bm:ıakmaidıık.» C72 ) ayetini delil . göstmmelerine geHnce bu da yerinde bir iistiıdliH değildir. (73 ) Çünkü Kur'an-ı Kerim bize, Hz. Peygamber vasıtaısıyla gelen şeylere de uymamızı tavsiye ,ecli\)l'or. «Peyıgamher size ne verirse onu alın, sizi neden menederse

---------(69) Nahl (16) 89. (70) Nahl (16) 44. (71) Ba:kara (2) 85. (72) En'&m (6) 38. (73) Bu, onların <~k.LtaJp>> kelimesini <<~Kıur'an» diye te:fisirlerini doğru sanmala­

rındarı ileri geli,yor. Halbuki doğru olan ve tercih edilen tefsire göre bu­mda kitap» kelimesi ile <<el-Leınhu.l-IMahfılz,, kasdedilmiştir. Ayete bütü­nüyle bakmak bunu .gösterecektir.

-448-

Page 18: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi İNKAR EDENLER

ondan U!ZCl!k durun.»<74> <<AllMı ve RCl!sUlü bir işe hüJküm veırd.iği zaman, ina­nan erkek ve kadın için, artık işlerinde başka yolu seçmek yoıktur. Kim Allah'a ve Rasülüne isyan ederse" muıhak!kaık apaçık bi~ !Sapııklılk etmiı

-olur.» <75 )

Görülüyor ki, Rasüllüllah (S.A.S.) Eiur'an ayetlerini aıçı:kl:amakla

- emoolı.mmuştur. Bdz d'e onun aÇJJklamalarıru kalbul etmeye meobu>ruz. Bü­tün bunlar aslı..nda Eiur'an'a dayanıyor. Bu itibarla bıiz_, !ıslam bazı §eyleri

. · eiksik blraık:mış d~diiğimirl iddia ediilecek ~ekilde, hariçten bd:r şeıy ilave et­mi§ olınıuyoruz. On:larm dedikleri ise şu adamın durumum n:e ~aıdaır ben­ı1yor! AdCl!mıa, ihtiyaç duyıacağı her§eyle beze:nımliş.. muhteşem bir köşk

verilm:i§. Ama o a~ınlatma si.ıstemine uymak istemiyor. Gece ışığı yak­mıyor. Zanım.nca ikıö§lk: Mç!bir ~eye muhtaç değildir. Eğer ışığı yaıksıa, başka­sına muihtaç olaeaık. Çünkü oraya: eleiktrli!k geti'rmek, dı'Şanıdaiki elektrtiik Ureticierine bağlııdır. üsıte1ik tkö§U.rtetlti karanlığın, bıa§tkasma muhtaç Olun­mayac1l!k biır aydmlık: olduğıunu hayal ediıyor! .

1

Diğer b~ı iddiaların rıeddi

RCl!Sülrüllah hadislerin yaq;ıJmaısını menetmiş, y1l!Zllanlarm yakllması-

. nı emretmiş, aynı şeıkilde Hz. ömer yazılmış hadiıs:leri yakınalarmı isteyen emirler gıön:demniş, çok hadiiS rıivaıyeıt etmeteri fuerine bazı saıhabUeri

dövmüş ve bazılarını hapsetmiş tarzınidakıiı ididialarına gelince, bu lronuda­ki gerçekler iitn§aal1Mı üçüncü ve dördüncü bahlia'rda gerıi§ bıi:r §letkilde ge­lecektir.

Eıbü Hureyre'niın talebi 138 den fazla hadis bularnıdığı halde, ha­dislerin yüzbinlere varacaık kad!ar ~lrorlrunç bir şekilde arttığı iddialarma gelince bu yalan ha:klkındakli reddiye de bi'rinci eıkte gelece!ktir. (76 )

Ellılü'l;-Kur'an'ın, vahyi., matlüv ve ğaıyr-ı metlüv diye ikti kısma ayıı­mak lslam'a s:ızmı§ bir Yahudi :liikritdir, idd!iasma cevap vermek içıin bi­rarı üzerinıdıe durmamız gerekiyor. C77 ) A1Hi:h'm Rasülüne vahyettiği her-­şey Kur'an-ı Keırim'de mevcut mudur? Yoksa ona vahyettiğ[ ğayr-ı met-1üv başka bir vahy çeşidi var mıdır? Hiç şüpheıs'ıız ikinci şıık: doğrudur.

Çünk!ü bizzat Kur''an bu çeşit vahyin varlığına açık biır şe!kilde 'işaret edi~

(74) Ha.~r (59) 7. (75) Ahzaıb (33) 36. (76) Bu bö1ümıler tercüme ettiğimiz k:ıısmın dışında kaldığı i~ burada yer al­

rnamnştır.

(77) Geniş biLgi için bk: MevdUdi, SÜinnet Ki, 118-ıl24. Bu ten:kidler tamaman mezkıür !kita!,>tan alınmıştır.

-449-

Page 19: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev. Dr. Nuri TOPALOGrLU

yor. O halde bu bir Yahudi fiıkri değildir. Bu, sadece onlarnn Kutr'an ayet­Leri ve manaları haıkkındaıki cehaletlerinden dibarett:i:r. Şimdi Kur'an-ı

Kerim' den, bu tür vaJhyan varlığım gö,steren hi•rJmç misal v·ere1im.

Birinci misal :

İnsanlardan: aıkılısızlaır yakmda §ÖyLe diyecekler: Müslümanları kıb­led-en çervıiren ne? On1am de ki, dıoğıu da batı da AlM:h'mdır. O dilediğini doğru yoLa ile,tir. Ety müıslümanla,r, bö·ylece sizi sıeçkin ve şe•.refli · hir üm­met kıLdık ki, bütrüıı insantar rüzer'iiJlle adalet örneği ve· haik §ıehidleri o1a­SLtllZ, Fıeygamber de sizin üzerinllide şahit oJ:sun. HiHen y:önehnekte oldu­ğun yönü, aneaik Rasüle uyanlarla ge.ııi dönenler arasını ayırdeıtmet için kıhle :ınl:chk. Ger'çi: ibu kı:b1eyi çeviri§·, büyüık ve ağır ise de ancak o 1 Allah'­ın hidayet ettiği kimselere aığJ.r' gelmez ve Allailı !mannmzı boşa gidermez. Doğrusu 'Allah inısanl~ıra şefkat göster:ir. merhamet eder. Yüzünü göğe

. çevirip durduğ1ınu görüyoruz. Bunun iiçin seni raJZı olacağını bir kıbleye çe-vireoeğiz. Şimd1 yüzünrü Meısdd-~ Haram taratfına çevir.>> (78 )

Bu cuyetler bize iki önemli hUJsuıs:u: gösterir:

Birincisi, müslümanıann namazda yöneldilkleri' bİr krbleleı~i vardı.

Sonra Hz .. Peygamber,, yönelmek arzusunda bulunduğu iboa:§lka biır kıible­

ye dönmelerini emretti, işte bu :i·kinci ık11hledir. Bunu s1evmesine ve arzu etmeısine · mğmen Beytü'l-Maıwdiıs'e dıönüyoı,du. Bu i1se anealk oraya döfr meye emredi1miş olmaısıyla mümküııdrür. 142. ayet buna işaret etmekte­dir.

. ikincisi, jjk:iııci kıhle giıbi bd.rinci lkl'ble de Allah :taraıfıındaıı tayin· ve teısibit edil!mişti. Çiünkü yüce Allah «Yönelmekte o11dıuğun lkı!blıeyi . . . kıl­

dık» buyuruyor. Böylece bi'rinci k2ibleııiın tayini de zatına nıiısibet ed!il­miştir.

Kiur'an-J. Kerim'i tetiki:k ettiğimizd'e, bilirinci lk]blen~n tayinini ifade eden bir ayet görenı:iyoruz. Öy1eyse bu eıınir, ğayt-ı metlüv hir vaihy ile inımiştir, ibıu yüzden onu Kür'anda bularinyornz. ·

tımnci misal :

<<Peyganıbe1r, eşlerinden birine gizlice bir sıöz söyremişti. O, bunıı

Peygamber'in diğıer bir eşine . haber verıin:ce, Allalı da Peyg,ambere duru·

(78) Bakara (2) 14H44.

-450-

Page 20: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETİ İNKAR EDENLER

mu b~ldi:rıni§, O da bir !kısnnnı yüzüne vurmuş, bir kl!Smını yiliüne vur­ınaktan gerl durmuştu. E;şine, gizlice söylediği §'eyi başkasına nakletmiş

o1duğu:nu bi1dirinee, e'§i: <'bunu sana ~im halbeır verıdiı?» deıınݧ, O da: ,~ba­na, herşeyi bilen ve hefl§e(Y'den haberdar olan Allah haıber verdi» de­mişti.>-> C79 Y

Bu aıyet-i kerime: gösteriy:or ki, Rasülullah ümmüihat-ı mü'miın:inden bi­risine bir sır vermiş, o ise ifşamda bir mahızur olmaıcbğrnı zannedip onu diğ·er h~ri.sin'e aniarbnııştır. Allah Taala durumu Peyıgaımiberine bi1dirnıi~?, o da zevzesine b1r :k:ismım bi:1diiırmiş, bir kLsmını söylememiştir. z,evcesi bunu nerden bildiğini snrum:ıa, ·Hz. Peygamber bana, her§eyi bilen ve her­şeyden haher!dar olan Raıbbim haber veııdi, demiştir.

Bu hı1d!ıseide, Allcl:h'ın, pe:yga:mberıini zevcelerinıden birisi:nin ifşa et­. tiği söze muttali ıkı1dığım, bununla beraber, Ku'r'an'da zevcesinin ifşa et­tiği şey a~ç-..klanınardığı gi:bi Hz. Peyıgamberin ona s,ö,yle'diğ,i srrdan da hiç bahısedFmediğini görüyoruz. Acaiba daha sonra bu ,ayetler Kur'an-ı Ke­rl:m'den düşmüş müdür? Y o~sa Hz. p,ey~aımbeır, ğ'aıyr-ı metlıüv bir vahy yol:uyla mı habeııda'r edilmişti:?

;Şayet, Kur'an'dan düşmüştür, denseık ibıu iddia, <-ili:ur'an'ı biz indi!" dıilk, onu biz muihrufaıza eıdeceğiz» aıyetine tens düşıer. O halde Hz. Peygaım­bere ğıayr-ı meüüv Vlalhy y;oluyla ha!ber veııitlmiştir, de:melk: lazmnchr.

Üçüncü misal :

Allah Ta~la duyuruıyoır ki, «İnkarcıı iktitap ehlin'in yurtlarında hurma ağaçlarım kesmeniz veya onları kesmelYiP g<övdelei<i üzerinıde ayakta bı­ra!kmanız AlHUı':ı.n .izniyledir.» (80 ) Bu ayetin, hurmaların lk,esilmesinden sonra nazil ol!du,ğu gün gibi aşiıkardır. Yine: bunun. All!aıh'm izniyle oldu­ğu Kuır'an-'ı KeTim'den anlaşılmaktad1r. Fa!kaıt hurmaların keısilmesine de­UHıet eden ayetLeri göremiyoru:z.

Dördüncü misal :

Yüce Allah Kıyame suresinde şöyle buyurmuştur. <1Doğrusu o Ktl'r'ıan'ı tDıplamaık ve. oılmtturmak baze düşer.» (81 ) Malürodur iM, Kur'a':l

~-----------

(79) Ta;hrim (66) 3. (80) Haşr (59} 5. (81) Kıyame (75) 17.

-- 451 -

Page 21: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev. Dr. Nuri TOPALOGLU

Hz. Peygambere bir defada irnnemiştir. Buna Kur'an da şehadet eder. Ayetlerin tertibinde nüzfil tarihlerine bahlmamış, Hz. Peygamber aıshaıbı­na, <<falan aıyeti fıaLan yere kıoyun>> diyordu. Bu tertip, Allah'tan bir vahy He mi yoks:a Peygamber ,tarafından· ictiha~dla mı ol!mu§tur? Eğer vahyle idiyse, vayılı nerede?· Şayet Peygamberin ictihıadı ile o1ınU§S'a, «Merkezü'l­Mille>>nin (82) ictih:ad edip ayetlerin sırasını değiştirmesi mümkün mü­dür? Ayetlerin s!lrasmdailq değişiklıiıkten sonra o, Kur'an olaraık kalır mı, veya ba&Im bir şey mi olur?

İşte yukıandilıki ayetler sebelbiyle, Allah Hz. Peygaımbere Kur'andan başka bir vahy inıdirmiştiJr, o da vaıhy-[ ğayr-ı metlüvdür,ı diye !kesin hü­küm vermek gerekiyor.

Alialı Taıala yine buymuydr ki, <<Kita(psız kimse'ler arasından, ken­dilerine ayetlerinıi oil.ruyan, onlan antam, onlara Kitabı ve hikmeti öğre­ten bir peygaımıbıer görideren O'dur. Onlar daha önce §!Ü.pihesiz apaçık bir sapı[klıık: içinldeydiler.» (8 3 )

<<Andolsıun: iki Allah, inananla'ra ayetlerini okuyan, onlan antan, on­larıa Kiitap ve hilkımeti öğreten, kendilerinden: bir peygamber göndermek­le iyiliıkte bulunımuştur. Ha1bulki onlar önceleri apaçıık sapıiklıkta idi-Ler.» (84) n

<<Allah s:ana Kitap ve hiikmet inıdirmiş, sana b1lmedliğini öğretmiş­tir. Allah'ın sana olan nimeti ne brüytiıktür» C85)

İmam Şafii, <<h i k m e t>> ke1imeıs'inin tef'silrinde [?Öyle demiştir:): <~emlelketimde Kur'an ilminıe vakıf biır alimin, hikmet Raısülrüllahm sün· ne:tid'i:r, de:diği:ni i§d:tıtim.» (8 6)

Kiıtap ve· hiıkmet ik.el~meleriınin bir manada olmadığı aşikardır. Nite­lcim İmam Şafii, o zaman sünneti inikar eden şahs:a kar§ı bunu savunmuş ve a,ralannda şu k;onuşma geçmiştir. Adam sormuş:

(82) Eh1ü'HKur'an'ın Pakista:n'da ihdas etükleri ve peygamberlerin vazifeleri· ni deruhte edecek dini bir me:rıkezdir.

(83) Cum'a (62) 2. (84) Ali Imr&-ı. (3) 164. (85) Nisa (4) 113. (86) er-ı'Risale, I, 78; el.lümm, Vlii, 251. Bıurada İmam Şafii, Kitap ve hİ'kmet ke·

Jimelerinin bir manada kabul edilme.."<i ve tekrara hamledilme.sıinin . doğru olmadığını slöyle:miştir.

- 45~-

Page 22: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi iNKAR EDENLER ' 1

. -Bu ayeıbte kirtap ve hikmet kelimelerinin aym manAya gelerek, . telkrar ettiğini s:öyleısen ne olur?

-Kitap ve hi~et kelıimeleri ziıkredilıdiğinıde ayn ayrı iki şey olma­ları mı yokısa tek bir şey olmalan mı daha uygunıd!u:r?

Dediğin gilıi, iki şey olmaları da tek b~r şe:y olmalan da muhtemeldir.

--lşte bu ilki i!htimalden birincisi da:ha kuvvetlidir. Kur'an'da bu­na işaret vardır.

-Nerede?

«Evleriniızde okunan, AlıMı'ın ayetlerini ve hi!kmerti: hatll!'layın». a~~ tidir. (87 )

AllAh'ın, peygamberine iki çeşit vahy iill!~ddği sabit olduğuna göre, ümmetine vahyin her iki çeşidini tebl[ğ etmesi gerekirdi. Bu konuda da Allah şöyle buıyurmuştur

<~Y Peygamber, Rabbin tarafından sana indirilenleri teibliğ et>> (88)

Ndtekim Rasulıüllah tebliğini yapmış ve emaneti üımmetine ulaştı:r­mıştrr. Biire de, O'na itaat etmek, getiııdiği şeyle11i k:aibul etmek ve yasak· ladığı şeylerdoo ikaçı:nmaik düşelr. Bu mevzıuıda Allah Taala şöyle buyur­maktadır :

<<Peygamber size ne verirse onu alın, siıze neyi yasaıkıarsa ondan uzak durun.» <89)

«Ey mü'minler, Allah'a ve Ras.file itaaıt edin.» (90 )

<<Kim Peygambere itaat ederse, muhakkak Allah'a itaat etıni§

olur.» <91 )

<~eygaımlberin eınıı:il!lie aykllrı hareket edenler, başlanna bir bela gelmsinden sakmsınlıar.» (9 2)

Bu ayetler :sebebiyle, Rasulüllah'ın sünnet ve Kur'an olaraik getir-

(87) el-Ümm, VII, 251. (88) Maide (5) 67. (89) Haşr (59) 7. (90) msa (4) 59. (91) N~sa (4) 80. (92) Nür (24) 63.

-453-

Page 23: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

Çev. Dr. Nuri TOPALOGrLU

diği her şeyi kabul etmekten ve onlarla amel etmekten başka yol yok­tur. (iJ3 )

Hadis kitaplannda bulunan bazı sahiih hadisleri zikret:l:p iSIOnra da, ar­zularrma uygun olmaldığı için onları kabul etınemelel"İne gelince, bu, o ha­disleri heğenmemeleri ~çin yeterli bir sebep değildir. Batı Pakistan'da yüksek mahkemede kadıilik yapan hakim Muhammed Şefi'ın sandığı gibi, ki o aJbdıesıti bozan, gu:slü gerektiren ve henze1ri şeylere müteallik hadisle rin :sı:hhatinıi inkar etmi§tir. Zira ona göre bunlar seks_ edeibıiyatına ben­ziyolr. <94 )

Falkat R:asülüllah'ın getirıdiği, inısanlara haya1t yolunu en mükeımmtl surette çizen, onlara dünya ve ahiret saadetini temin edecek yolu göste­ren ri1saletin hakikartini karvra[Van bir kimse, Hz. Peygamberin bu açtkla­maları hoş yere yapmadğmı anlayarcalktır. ·Bu detayları da, insanlarm iç dünyalarını, mi!zaçlarını, onJar i1çin faydalı ve zararh ol~, onları mesfıd

edecek şeyleri en iyi bilen 1atif ve haibir olan Arialı ğayr-ı metlüv vayhltı btLdirınişti,r. ~.Her şeyi ya:ratan hiç bilmez olur mu? O latiftiJr, haibir­dir.» . (92)

Eihlü'l~Kur'an, Kur'an.-ı Kerim'd~ki RaıSfıltilliili'a itaat emri, İslam'ın mihvelri o}mrusı haJsebiyle O'nun hayatıyla mukayyeddir. Çünkü narınazın ikılmı§ı §eikli, zekat nisbetleri ~ibi İslami fariza]arı açıklaması O'nun yet­kileri cümlesiııdeııdi. Fakat vefatından sonra bu ye'oki, müsLümanların

tayin e'deceği «Merkezü'l-iMillle»ye intikal eder. Bu mexık~(l danışma mec· lisiyl İ:§tişare ederek, namazın keyfiyetini,1 tl~at nisibetle1riru ve diğer faırz­ları te1sbit1e g.örervlk1ir, derler.

RwsfılıüUah'a uymaya %a~ı olan bu anlaytşlarının ışığmda, mü:slıü­

manlarca esaslan üzeriinde icma edilmiş ibıütün farzlaın ·inkar eıtmişlevdir. Onlara şunu: soı:1aıhi1iriz, nwsıl oluyor d<l! bu yeni anlayışı ne ondört· asır bo­yunca mü:slümanlar, ne s~ahabe ve ne .de Hz. Peygamber düşünemedil€tr? Zira bu konuda O'ndan mervzfı had!is olarak bile hiçbir şey rivayet olunma­mştır. Kur'an•ı Kerim'in böyle bi,r düşüneeye uzaktan ve yalk:ından hiç temm; etmediğ,ini de (S'öylemeye lüzum yıoktur.

Aca!ba ibru: kıaıdiar uızuın za:man boyunca bütıün müslümanlar hata mı

(93) Buradaki dipnot lüzum gurülmediğinden tercıüme edilmemiştir. (94) Geniş ibHgi ve tenkidi için bk. Me.vdudi, A.,g.e. 377-B87. (95) Bakara (67) 14.

- 4"54-

Page 24: iLAHIYAT FAKÜLTESi DERGISIisamveri.org/pdfdrg/D00036/1987_4/1987_4_TOPALOGLUN.pdfF~krh usü:lriine :dair eserlednd!e aJçılk~anm'llştır. es-ıSalimi der ki,,

SÜNNETi İNKAR EDENLER

eıtmi§ler? Kelime•i §ehadıetten daha öneımsiz olmayan bu hu:Sl.liSu açıkla­

rnamalkla Rasül:üllah mı ih:malde bulunmuştıl.Jir? Yüksa ibu mevzfida hiç açıklama yapma:maikla bizzat Kur'an mı eksiklik bır~mı•ştır? Bu derece nJO!ksan oldukça Kur'an'ın kend1sine uymak icabeder mi?

Diğer taraftan, müslümanlar ibirleşmeıdikçe. bizim (IJÇln şimdilik

utfu:kt.a, bir merkezin te:si!sti mümikün görünmediğine göre, her devlette bi:r merkez m1 o1acalktır? Bu durturnda muhtelif merkezler oLuşur. Mer­kezlerin ve:, yorum:Laırın çoğalmasıyla, bazan bir merkezin haram saydığım !Ji:r diğeri helal kabul edecektir. Yoksa İslam ümmeti tamamen birle§ince­ye kadar Kur'an'ın kendisıLyle amel ib:ırakılaıcaJk mı:?

'

mnaenaleyh şunu diıyeibiliriz, Elılü'lıKUir'an'ın zanne:tti:kleri gibi, eğ·er mulıa:d!dislerin gayretleri, İslam'ın safiyetini bozmak için yapılmış sins[

·faaliyetler idô.yse -ibu bir v·elıimden i'bar~eıttir'- onlarm bu hareketi ise, ü:s.teli!k Kur'an adına bizzat Kur'an'ı ortadan ka1dırmarya yönelik yaibruıcı menşe'li halikiki iblilr tertipten 1barettir.

Ne:tice olarak son zamanlarıda sünneti kabul evmeyerı:leııin iddiıal:arı,

Dk devidende ortarya a:tılanla:fldan pek farklı göııünmıüyor. Bu inkar, ilme v,e aik1a dayanmıyoır, fakat yanlış düşünce v-e kötü niyetiere dayanıy(lr. Bu aynı zamanda, geçmişte Yunan kaynalldı ve bugün batı kaynaklı da olsa, kmtürel emperyalizmin bd1r som.tcWdl!l'r.

'KAYNAKLAR

ı. Advaün ale's~Srünneti'l~Muihammediyye, Ebu Rayye, 3. Baskı, Kahire, Trs.

2. el-hıtisar, Aıhdürrahim b. Muhammed el-Hayyart, Kahire,, 192'5. 3. el-iKifaye fi Ilmi'r-RLvaye, eHbtlb el-•Bağdadi, Haydaraba.d, 1357. 4. Meşahiiru Ulemai'l~Emsar, Muhammed :Lboo H]bban el-Büs~ti, Alman­

ya. 19159. 5. eHVfu'temeıd fi Usu1i'I-:Fı:kh, Elbü'l~Huseyn Muhru:m1med ib. Ali el•Basri

eHMu'ıtezili, Dımeşlk., 1384-1385. 6. el-Müıstedrıek ale's"Saihihayn, el-il:Iaikim en-N~saıburi, HaydaraMd,. Trs. 7. es-ıSünnetü ve Mekanetüha fi't-Teşriıl-isH1mi, Mustafa es-Sııbai, ı.

Baskı, Kahire. 1380 s. Sünnet ki Ainıi Hays~s, Mevdudi, 9. el-Ümm, Muihammed ib. i(]:r1s e§\Şafi'i, I-VIII, Kahire, 1'321-1325.

10. Mecelletü'l-Menar, Cilt IX, x.

- 455