Hıristiyanlıkta Cehennem İnancı - Tİ...

42
I. Giriş: Ahiret inancı denilen, öldükten sonraki hayata inanma, tarih boyunca ortaya çıkmış bütün dinlerde şu veya bu şekillerde mevcuttur 1 . İnsanlar tarih boyunca cehennemle ilgili enva-i çeşit görüş ortaya koymuştur. Zihinlerde farklı tasavvurlar olsa da özü itibariyle cehennem kastedildiğinde benzerlikler göze çarpmaktadır: yeraltında, ebedî azap verecek, kötü ruhların gideceği, kızgın ateşin var olduğu karanlık yer. Bazılarına göre cehennem bu dünyada bir yerde saklı, bazılarına göre ayrı bir dünyada. Kimine göre yaşadığı ıstıraplı hayat onun cehennemi. Özellikle Hint dinlerinde reenkarnasyon inancı gereği önceki hayatında erdemli yaşamayan biri öldükten sonraki hayatında kast sisteminde daha alt yerde reenkarne 2 olur. Ancak konumuz Hıristiyanlıkta cehennem algısı ve cehennem kavramının insanlığın başından beri nasıl bir serüven yaşadığına dair olduğundan konuyu daha da fazla genişletmek istemedik. Avrupalı modern bilim adamlarına göre cehennem diye bir şey yoktur. Ne bu dünyada ne de başka bir âlemde. Ancak 1 İsmail Taşpınar, “Duvarın öteki yüzü : Yahudi kaynaklarına göre Yahudilikte ahiret inancı”, İstanbul, Gelenek Yayıncılık, 2003. 340 s. 1. Ahiret (Yahudilik) 2 Latince kökenli bir kelime. “Tekrar ete bürünmek” anlamındadır. 1

Transcript of Hıristiyanlıkta Cehennem İnancı - Tİ...

I. Giriş:

Ahiret inancı denilen, öldükten sonraki hayata inanma, tarih boyunca ortaya çıkmış

bütün dinlerde şu veya bu şekillerde mevcuttur1. İnsanlar tarih boyunca cehennemle

ilgili enva-i çeşit görüş ortaya koymuştur. Zihinlerde farklı tasavvurlar olsa da özü

itibariyle cehennem kastedildiğinde benzerlikler göze çarpmaktadır: yeraltında, ebedî

azap verecek, kötü ruhların gideceği, kızgın ateşin var olduğu karanlık yer.

Bazılarına göre cehennem bu dünyada bir yerde saklı, bazılarına göre ayrı bir

dünyada. Kimine göre yaşadığı ıstıraplı hayat onun cehennemi. Özellikle Hint

dinlerinde reenkarnasyon inancı gereği önceki hayatında erdemli yaşamayan biri

öldükten sonraki hayatında kast sisteminde daha alt yerde reenkarne2 olur. Ancak

konumuz Hıristiyanlıkta cehennem algısı ve cehennem kavramının insanlığın başından

beri nasıl bir serüven yaşadığına dair olduğundan konuyu daha da fazla genişletmek

istemedik.

Avrupalı modern bilim adamlarına göre cehennem diye bir şey yoktur. Ne bu

dünyada ne de başka bir âlemde. Ancak Avrupa halkı böyle düşünmüyor. Almanya’da

cehenneme inananların oranı %10 iken, Polonya gibi daha Katolik ülkelerde bu

%50’nın de üzerine çıkabiliyor.3 ABD’de de ise cehennem inananların oranı %70

civarlarındadır. Bundan dolayı bu inancın menşei ve mahiyeti hakkında bilgi sahibi

olmak Dinler Tarihi açısından önemli ve kaçınılmazdır.

1 İsmail Taşpınar, “Duvarın öteki yüzü : Yahudi kaynaklarına göre Yahudilikte ahiret inancı”, İstanbul, Gelenek Yayıncılık, 2003. 340 s. 1. Ahiret (Yahudilik)2 Latince kökenli bir kelime. “Tekrar ete bürünmek” anlamındadır. 3 Guido Knopp, “ZDF History, “Die Pforten der Hölle.”

1

1) Cehennemin izinde:

Özellikle Hıristiyanlıkta yaygın olan inanca göre cehennem yerin altındadır ve kötü

ruhlar orada ebedî kalacaklardır. Bu inancın kaynağı çok eski milletlere ve kültürlere

dayanır. Bunu daha iyi anlayabilmek için çalışmamızda yeryüzünün çeşitli

coğrafyalarında çeşitli kültür ve medeniyetlerin izlerini sürmek istedik. Bu çerçevede

birçok arkeolojik çalışmalar mevcut. Burada sadece birkaç örnek vermekle yetineceğiz:

a) Masaya

Bu izi bazı tarihçiler Nikaragua dağlarında ararlar. Başkente yakın olan MASAYA

volkan, eski milletlerinin korkulu rüyası idi4. Oranın yerli halkı bu volkana “Boca del

infierno”-“Cehennem uçurumu” demekteydi. Masaya kocaman, ürpertici ve binlerce yıl

aktif olan bir volkandır. Bazı uzmanlar diyor ki: “ Bu volkan aktif oluşu insanları o

kadar korkutuyordu ki, onun nefes alan, öfkelenen, ateş püsküren canlı bir varlık olarak

kabul ediyorlardı”5. Bundan dolayı bu volkana “LİVİNG CREATURE”- “yaşayan

varlık” gözüyle bakanlar var. Masaya’ da küçük bir haç durmaktadır. Bu haç, orada ölen

insanların dramının anısına dikilmiştir. Yerel halk cehennemin girişinin orada olduğuna

inanmaktaydı ve birkaç kişi oraya girmeye, araştırmaya çalışmış ve hayatını

kaybetmiştir6. Birtakım papazlar Masaya’ya gidip hem gözlemde bulunuyor, hem de

orada dua ediyorlardı. Masaya’ ya ulaşmak için sayısızca dolambaç ve yeraltı

mağaralarından geçmek lazım. Bu geçitler magmanın oluşturduğu geçitlerdir.7

Dolayısıyla Masa’ ya ulaşana kadar geçtikleri yolları cehenneme giden yol, cehennemin

çeşitli aşamaları olarak algıladılar. Yerel halk buranın cehenneme giden yol olduğuna

inandığı için, Masaya kutsal mekân olarak kabul edilirdi. Burada tanrı için kurban,

insan kurbanları ve hediyeler sunulurdu. İnsanları diri olarak tanrıya kurban etmişlerdir.

Bu sunuya “ritüel cinayeti” denir, zira inanç adına insanların canlarına kıyılmakta. Eski

4 http://www.spiegel.de/wissenschaft/natur/die-sieben-sonderbarsten-vulkane-masaya-nicaragua-a-485910.html 5 George Kouranis – Royal Canadian Geographic Society: http://www.stormchaser.ca/Bio.html 6 http://de.nachrichten.yahoo.com/zdf-programmhinweis-sonntag-20-februar-2011-23-30-20110119-160000-391.html7 P. Damian Buck, “Die Vulkane”; BoD – Books on Demand, 2012, 146 Seiten

2

milletlerde, ilkel toplumlarda bu yaygın idi. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Hıristiyan

din adamları burayla özellikle ilgilenmiştir. İspanyollar Masaya’ya papazlar

göndermişlerdir. İncil’deki şu pasajdan yola çıkarak buradaki cehennem tasvirinin

Masaya’ya uyduğu kanısına varmışlardır:

“Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri

teslim ettiler. Her biri yaptıklarına göre yargılandı. Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne

atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür. Adı yaşam kitabına yazılmamış olanlar ateş

gölüne atıldı.”8

Bazı papazlar burayı daha iyi araştırabilmek için elinde sadece bir haç ile volkanın

içine doğru girerler. Oraya giren rahiplerden Francisco de Bobadilla, “Volkanın içinde

yanan bir çukur gördüm. Bu kesinlikle cehenneme giriştir, cehennemin kapısıdır”9,

demiştir. Bunun üzerine bugün hala mevcut olan büyük haççı oraya dikmiştir. Amacı,

şeytanı oradan uzaklaştırmak idi10. İncil’de cehennem Luzifer’in ve cezaların diyarı,

“City of punishment” olarak tanıtılır11. İncil’e göre Şeytan cehennemden atılınca12,

yeryüzüne düşerken yanında birkaç melekte koparmış ve yeryüzüne düşmüştür13.

Bazıların göre Şeytanın düştüğü yer cehennem diyarı, yani yerli halkın diliyle “Boca del

İnfierno” dur.

b) Actumuctal

Bir başka örnek ise yine eski milletlerden olan Mayalar’ in cehennem, yani yeraltı

diyarı ve ahiret inancıdır: İnsanların çok erken dönemlerden beri cehenneme

inanmaların sebeplerinden bir diğeri de Masaya’ dan 600 Kilometre uzaklıkta olan

XİBALBA’ da ki ACTUMUCTUAL mağarasıdır. Xibalba “korkunun yeri anlamına

8 Vahiy 20:13-15.9 Consuelo Varela: “La caída de Cristóbal Colón. El juicio de Bobadilla“. Marcial Pons, Madrid 2006, ISBN 978-84-96467-28-610 Thomas Billhardt und Peter Jacobs, “Als die Muchachos kamen”, google.books.11 (Ex 1–14). (Ex 15,21) (Lev 19,18); (Lev 19,23), (Mt 5,22.29.30) , (Mk 9,43.45.47)  (Romalılar 13);12 Emanuel Swedenborg, „Himmel und Hölle 510-511“ ve s.574.13 Hıristiyanlıkta buna “Şeytan veya melek düşüşü” denir ve önemli bir konuma sahiptir. 18. İsa onlara şöyle dedi: «Şeytanın gökten yıldırım gibi düştüğünü gördüm”.(Lukas 10:18).

3

gelir. O bölgede yaşayan K'iche' halkından alınan rivayete göre iki kahraman kardeşin,

Hunaphu ve Xbalanque, hikâyesi anlatılmakta. İki kardeş yeraltına inerler ve orada

tanrılar tarafından oyun oynamaya davet edilirler. İkisi tanrıları bu oyunda yener ve

yeryüzüne “güneş” ve “ay” isimli tanrılar olarak çıkarlar14. Burada da insanlar tanrılar

adına kurban edilir. 16. yüzyıl Verapaz'ında geleneksel olarak Xibalba'nın girişi Cobán,

Guatemala yakınlarındaki bir mağaradır ve cehennemin girişi olarak kabul edilir.

Mayaların takviminde sadece 360 gün vardır. Diğer beş gün “talihsiz gün” olarak kabul

edilir. Bu beş günde yeraltı kapılarının açıldığına inanırlar. Bugün hala tanrıların adına

birtakım ritüeller yapılmakta.

c) Eski Mısır

Eski Mısır piramitlerinde açılmayan kapılar yaptırılmıştır. İnançlarına göre bu

açılmayan kapılar, yeraltına, ahirete giden kapılardır. Buna “yanlış kapılar” denir. Tıpkı

mayalarda olduğu gibi, bu kapıların ardında ruhların çeşitli imtihanlardan geçtiklerine

inanılırdı. Buradan hızlı geçebilmenin tek yolu, sihirli sözleri söylemekle mümkündü.

Bu sihirli sözlere “Ölüler Kitabı- Anduat”15 denir. Anduatlar ölüler kitabıdır ve bir nevi

yeraltı haritasıdır. Her kapıda ayrı bir muhafız görevlidir ve oradan geçebilmek için

sihirli sözcükleri kullanmak gerekir.

Bu “Ölüler Kitabı” ’nın genel olarak 4 devresi vardır. Bu dört devre ölünün

geçirdiği 4 metamorfozu anlatır.16Birinci devre, 1-16. Bölümleri, ölüyü ve cenaze

töreninden bahseder. Bu devreye ait resimlerde, uzunca bir yılanın mevtaya yaklaştığı

görülmekte. Bu yılan, yeraltı dünyasının ejderhası “Aposfis” ’dir. İnsanı aldatmayı

hedefler. Bu durumdan kurtulabilmek için 1.-16. Bölümler arasında zikredilen sihirli

sözleri bilmek gerekir. İkinci devre, “Öte Dünya ’da yeniden Diriliş” devresidir. Kendi

14 Adrian Recinos, Delia Goetz, David Goetze, and S.G. Morley, “Popol Vuh: Sacred Book of the Ancient Quiche Maya“ (Civilization of American Indian) (1991) http://sacred-texts.com/etc/omw/omw81.htm15Albert Champdor, “Mısır Ölüler Kitabı”, Ruh ve Madde Yayınları; kendi kitabı hakkında şu ifadeleri kullanır: “Bu kitap, Osiris’in “kozmik kültür”den esinlenerek hazırlamış olduğu kutsal ölüler kitabıdır. Hiyerogliflerdeki adı “Reu Pert em Hru” İngilizce çevirisi ise “Chapters of the coming forth by day” Türkçesi [“Günle gelecek olana ait bölümler”] anlamını taşır.”16 Fernand Schwarz, “Initiation aux Livres des morts egyptiens”

4

karanlığını ilk devrede yenen, ertesi sabah sembolik anlamda “genç sabah güneşi olarak

tekrar dirilir”17Bu 17.-63. Bölümlerde zikredilir. Üçüncü devrede, ruh zamandan

kurtulur ve gün ışığına çıkar. Bu şu anlama gelir, artık ruh şahsiyet kazanmaktadır, zira

34.- 64. Bölümlerde ruhun şöyle dediği anlatılır: “Ben dünüm, ben bugünüm ve ben

yarınım”. Son devrede ise, yani “Yükseliş ve ilahîleşme” devresinde ruh artık âlem ile

bir olur ve ilahlaşır.18Eski Mısırlılar ’ın ölüm hakkında bu detaylı ilgisi bizlere, ölümle

ilgili fikirlerin çok eskiye dayandığını ve insanların zihinlerini önemli miktarda meşgul

ettiğini göstermekte. Ayrıca insanların ölüm sonrası konusunda belirsizlik

yaşadıklarından dolayı korktukları da aşikârdır.

d) Eski Yunan:

Ölüler diyarına “Hades” adı verilmekte. “Hades” aslında Yunan mitolojisinde

ölülere hükmeden yeraltı tanrısıdır. Kelime anlamı olarak "Hades" görünmez manasına

gelmektedir. Acımasız ve hatta korkunçtur, ama sözünden dönmez ve Yunan

mitolojisinin antropomorfik tanrılarının birçoğunun aksine kaprisli bir tanrı değildir.

Hades tanrılar arasında en korkulanı ve en sevilmeyenidir, diğer tanrılar bile ondan

çekinirler.19

Hades’in Yunanistan’ın güneyinde, denizde bir yerde olduğu ve cehenneme girişi

teşkil ettiği inanılır. Burada Penelepoles’ deki, mağaraların, Hades’e giriş olduklarına

inanılır. Rivayetlere göre Herkules bu girişleri keşfetmiştir. İnsanlar teknelerle bu

mağaralara girmiş ve oradan etkilenmiştir. Yunanlılara göre cehenneme giden yollar

nehirlerle doludur, tıpkı bu mağaralarda olduğu gibi.

Nitekim rivayetlere göre Hades’ e ait birtakım nehirler vardır. “Acheron” nehri,

ıstırabın nehri; “Cytus” ve “Phlegeton”, ateşin nehri; “Styx”, nefretin nehri. Bunlar

karanlığın sembolleridir. Bu geçitlerin sonunda acı ve ıstırap bekliyordu. Yunan

mitolojisinde Hades, her canlı içindir, iyi olsun, kötü olsun herkesin muhakkak

17 Mahmut Doğan, “Yeni Yüksektepe Dergisi”, Sayı 53.18 Mahmut Doğan a.g.e.19 İstanbul Psikomitolojik Çalışma grubu: “Geras, Senius ve Hades”. www.psikomitoloji.com/attachments/article/79/geras.senius.ve.hades.pdf

5

uğrayacağı yerdir. En kötüler için Hades ’te ayrı bir yer vardır ki buraya TARTARUS

denir. Burası Hades’ in en alt derekesidir. Tartarus İncil’de de zikredilir.20

“Tanrı günah işleyen melekleri esirgemedi; onları tartarusa atıp karanlıkta zincire

vurdu. Yargılanıncaya dek orada tutulacaklar.”

(2 Petrus 2:4)

Tartarus’u bir nevi “ağır hapishane” diyebileceğimiz yüksek emniyet seviyesindeki

bir ceza evi gibi düşünebiliriz.

“Hades ’e ilk inen ruh kendini Styx nehrinin kıyısında bulur. Yer altı krallığını

çevreleyen bu ölüler nehrini geçmek için ruh Styx nehrinin kayıkçısı Kharon’u

bulmalıdır. Kayıkçı yeni ruh Hades ’e vardığında yanına gelir ve ödemeyi ister. Antik

yunanda ölen insanların ağızlarının içine ya da avuçlarına bir altın sikke sıkıştırılır. Bu

altın Kharon’un geçiş için istediği ödemedir. Bu ödemeyi yapamayan ölülerin kıyıda

çıldırıp sonsuza dek koşturduğu ya da Styx nehrine kapılıp sonsuza dek

sürüklendiklerine inanılır. Kharon’a ödemeyi yapan ölü ruh kayıkla ölüler diyarının

kapılarına doğru olan yolculuğuna çıkar.”21

Bu inancın izlerini aslında daha da eskilere götürmemiz mümkün. Sümerliler de

yeraltı diyarına inanırlardı. Aynı şekilde Ahd-i Atik’ te de yeraltı diyarın varlığına dair

rivayetler bulunmakta. Burada cehenneme CHEYOL adı verilir. Ancak genel olarak

cehenneme farklı isimler verilir, tek bir isimle zikredilmez: “cehennem (gehenna)”22,

“sheol”23, “hades”24, “hell”, “Hölle”, “İnferno”, “Purgatorium25”.

Ancak şu bir gerçektir ki özellikle Orta Çağ’da oluşan ve şekillenen cehennem

inancına dair tasvirler rüya, ilham ve vizyona dayanır. Yani bilimsel veya ilahî menşeili

20Genesis/Tekvin 6; (2 Petr 2,4); (Lk 8,31); (Vahiy 20,3); (Eyüp 40,20 ve 41,31); 21 Kenan Yılmaz, “Yunan Mitolojisinde Ölüm”, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Yayın tarihi: 01 Ekim 200222Mt 5:22,29,30, 10:28, 18:09, 23:15,33 Mk 9:43,45,47 Lk 12:05, Yak 3:6İbranice 'Ge ben hinnom' Hinnom’un oğlu vadisi terkibinden gelir. Gihinnam Kudüs'ün yakınlarında tanrı Moloch (Molech) adına yapılan kurbanların yakıldığı derenin adıdır. Vadinin adı başlangıçta 'Gebna Hinnom' iken sonraları Gehenna olmuştur. https://eksisozluk.com/cehennem--36857?focusto=29536003 23 Yaratılış 37:35, 42:38, 44:29, 44:3124 Matt 11:23 16:18. Luka 10:15. Elçilerin İşleri 2:27,31. 1Kor 15:55. 6:8 1:18 20:13,1425 Hıristiyanların “Araf” inancını yansıtan bir kavram. Bu çalışmanın 2,4. Bölümünde bu ayrıca ele alınmıştır.

6

olmaktan ziyade kişisel tecrübelere, burhanlara ve ilhamlara dayanmaktadır. Bunu daha

iyi anlayabilmek için birkaç örnek zikretmekte fayda vardır:

Nickey Robinson, paraşüt atlarken düştü ve ciddi şekilde yaralandı. Ölümle savaşan

Nickey yoğun bakımda yatarken yaşadıklarını daha sonra şöyle anlatıyor: “Ruhum

ayrıldı ve öteki dünyaya seyr etti. Orada cehennemi gördüm. Simsiyah ve karanlık bir

yer. Ürpertici bir yer”. Nickey Robinson bu olaydan iyileşerek Amerika’da eyaletten

eyalete yaşadıklarını anlatmak için gitti. Hıristiyanlığa bağlanan cehennem azabından

uzaklaşır mesajıyla. Amerika’nın çeşitli yerlerindeki kiliselerde vaaz verdi ve hatta bazı

insanlara şefaatçi olacağını bildirdi. Bu bir gerçek ki, insanlık tarihinde bu tür

“tecrübelerden-rüyalardan” bahsedenler hep olmuştur. Tarih kitapların kaydına geçen

bu rüyalar 7. yüzyıla kadar dayanır. O zamanlarda da insanlar ölüm anında, cennet ve

cehenneme seyrettiklerini ve oradaki azabı, kötü ruhları vb. ve gördüklerini

söylemişlerdir

e) Yahudilik26:

Babil sürgünü Yahudilikte önemli bir tema ve dönüm noktası olduğundan buradaki

benzerliklerden ve ilişkiden söz etmek kaçınılmazdır.27 Bu ikisi arasında birtakım

benzerliklerin bulunduğu kazılar sonucu elde edilen verilerden yola çıkarak söylemek

mümkündür. Mesela Yahudilikte olan mezarlar, ölülerin gömülme şekilleri, ayni aileye

mensup olanların ayrı bir yerde beraberce defnedildiği gerçeği28 Babil’den etkilenerek

Yahudiliğe sirayet etmiş birtakım unsurlardır. Bu adet Sümerliler’ e kadar

dayandırılabilir. Dinler birbirini etkiler, bu doğal bir işleyiştir. Hiçbir din veya görüş

yoktan çıkmaz, zuhur etmez, onun muhakkak bir öncesi, dayandığı veya etkilendiği bir

26 Bu başlık altında incelenen konu- İsmail Taşpınar “Duvarın öteki yüzü: Yahudi kaynaklarına göre Yahudilikte ahiret inancı”, İstanbul: Gelenek Yayıncılık, 2003. adlı eserinden önemli konuların özetlenmesinden ibarettir. Çalışma konuyla ilgili en geniş ve derli-toplu eserlerden biri olduğundan bununla iktifa edilmiştir.27 Babillerin hüküm sürdüğü bazı bölgelerde arkeolojik kazılar sonucu bir takımtabletler bulunmuştur. Bu tabletler Babilliler ’in dini anlayışını ortaya sermektedir.28 Anadolu’da da aile mezarlıklarına değer verilmiştir. Bugün hala Anadolu’nun bir çok köyünde bu aile mezarlıklarına rastlanmaktadır. Hatta bu o kadar yaygın ve önemlidir ki, daha ölmeden aile mensupları kendi yerlerini tayin ederler. Bu inanışın İslamiyet’e Sümerlilerden Babil’e, oradan Yahudilik üzerinden gelmiş olması muhtemel

7

menba vardır. Dinler Tarihi ’nin en büyük özellik ve aynı zamanda olmazsa

olmazlarından birisi de dinleri sadece yatay değil, dikey olarak ta ele almak. Mukayeseli

ve betimleyici, bütüncül bir yaklaşımla dinlere yaklaşmak zarurîdir.

Yahudilikte cehennemin, öldükten sonra azap görmek için gidilecek yer olarak

belirttiği ilk kaynak, apokriflerden Hanak’ın kitabıdır.29Bu çerçevede ŞEOL kavramı da

önemlidir. Şeol âlemi, insanların öldükten sonra gidecekleri yere verilen isimdir. Daha

Tekvin kitabının başından itibaren bahsedilir.30Yahudiliğin ahiret inancı, cehennemle

ilgili fikirlerin büyük çoğunluğu Hıristiyanlığı etkilemiştir, hatta Ahd-i Cedid ’deki

rivayetleri iki din de kendi Kutsal Kitap ’ı çerçevesinde incelediği için bazı konularda

hemfikirdirler. Hıristiyanlık ile Yahudilik birbirinden tamamen ayrı ve birbirinden

bağımsız olarak ortaya çıkmış ve şekillenmiş değildir. Bilakis Hıristiyanlık Yahudiliğin

içerisinden çıkmıştır.31 Yahudi Kutsal metni, Pentateuch32’un birinci kitabı Tekvin’de

cehennemden söz edilmesi işin ehemmiyetine vurgu yapmakta.

i. Tekvin Kitabında (Genesis) cehennemle ilgili ayetler: 33

“Toprağa dönünceye dek ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü

topraksın, topraktan yaratıldın ve yine toprağa döneceksin.”34

“RAB, «Ne yaptın?» dedi, «Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor”.35

29 1. Hanak 27/130 Yani bazılarının iddia gibi Yahudilikte ahiret inancının olmayışı yanlıştır. Bilakis vardır ve çokça zikredilir. 31 Bilal Baş, http://www.ti-entertainment.com/Hbr-10-Dinler-Tarihi-Yahudilik-tr.html32 "Musa’nın beş kitabı" anlamındadır. Tevrat veya Tora diye bildiğimiz Yahudi kutsal kitabı.1. Kitap ; ית aראש fב Bereschit (hebr.); Genesis (gr.-lat.)2. Kitap; מות aש Schemot; Exodus3. Kitap ; רא fק aוי Wajikra; Levitikus4. Kitap ; בר fד aמ fב Bemidbar; Numeri5. Kitap ; ים aבר fד Devarim; Deuteronomium33 Örnek olarak önemli birkaç ayet zikredilecektir. Çalışmanın kapsamını aşmamak için her bölümden (kitap’tan) birkaç ayetle kifayet edeceğiz.34 Tekvin 3:19; ayrıca bkz (ayetle ilgili Kitab-ı Mukaddes’in diğer ayetlerine çapraz referans. Konuyu daha net idrak edebilmek ve anlam bütünlüğü sağlayabilmek için uygulanmış bir metot). Eski Ahit'te Hazreti Süleyman'a yazılan kitap 1:3,13; Efesliler 4:28; 1 Selanikliler 2:9; 2 Selanikliler 3:10; Eyüp 1:21; Zebur 90:3; 104:29; Eski Ahit'te Hazreti Süleyman'a yazılan kitap 5:15; Tekvin 2:7; 18:27; 23:4; Eyüp 17:13-16; 19:26; 21:26; 34:15; Zebur 22:15,29; 104:29; Atasözleri 21:16; Eski Ahit'te Hazreti Süleyman'a yazılan kitap 3:20; 12:7; Daniel 12:2; Romalılar 5:12-21; 1 Korintoslulara 15:21,2235 (Tekvin 4:10); ayrıca bknz. Tekvin 3:13; Yeşu 7:19; Zebur 50:21; Tekvin 18:20; Çıkış 3:7; 2 Krallar 9:26; Eyüp 16:18; 24:12; 31:38,39; Zebur 9:12; 72:14; İşaya 5:7; Resullerin işleri 5:3,9; İbraniler 11:4; 12:24; Yakub 5:4; Vahiy 6:10

8

“Kocamış, yaşama doymuş, iyice yaşlanmış olarak son soluğunu verdi. Ölüp

atalarına kavuştu”.36

“Bütün oğulları, kızları onu avutmaya çalıştılarsa da o avunmak istemedi.

«Oğlumun yanına, ölüler diyarına (şeol) yas tutarak gideceğim» diyerek oğlu için

ağlamaya devam etti.”37

ii. Mısırdan Çıkış (Exodus) kitabından cehennemle ilgili ayetler:

“Musa Yusuf’un kemiklerini yanına almıştı. Çünkü Yusuf İsrail’in oğullarına,

«Tanrı kesinlikle size yardım edecek, kemiklerimi buradan götüreceksiniz» diye sıkı sıkı

ant içirmişti.”38

“Musa’ya, «Mısırda mezar mı yoktu da bizi çöle ölmeye getirdin?» dediler,

«Bak, Mısırdan çıkarmakla bize ne yaptın!”39

iii. Levililer (Leviticus) kitabında cehennemle ilgili ayetler:

“İsrail halkına de ki, ‹Yedinci ayın birinci günü dinlenme günüdür, boru

çalınarak anma ve kutsal toplantı günü olacaktır.”40

“Sonra, yedinci ayın onuncu günü, yani günahları bağışlatma günü, bütün

ülkede yüksek sesle boru çalınacak.”41

“İsrail halkına de ki, ‹İsraillilerden ya da aranızda yaşayan yabancılardan kim

çocuklarından birini ilah Moleke sunarsa, kesinlikle öldürülecek. Ülke halkı onu

taşlayacak. Kim çocuğunu Moleke sunarak tapınağımı kirletir, kutsal adıma leke

sürerse, ona öfkeyle bakacağım. Onu halkımın arasından atacağım. Adam çocuğunu 36 Tekvin 25:8, Burada öldükten sonra atalarına-kavmine kavuştu ifade geçmekte. Ölümden sonra bir hayatın olduğuna delalet eder. Bununla ilgili ayrıca bkn. Tekvin 25:17, 35:29Taşpınar İsmail, a.g.e s. 7137 (Tekvin 37:35) burada artık Şeol kavramının kullanıldığını görmekteyiz. Bu kullanım Yakup ile başlar. Ayrıca bkn. Tekvin 44:28-31¸Tekvin 31:43; 35:22-26; 2 Samuel 12:17; Eyüp 2:11; Zebur 77:2; Yeremya 31:15; Tekvin 42:31; 44:29-31; 45:2838Çıkış 13:19 bkz. Tekvin 50:24,25; Yeşu 24:32; Resullerin işleri 7:16; Çıkış 4:31; Tekvin 48:21; Luke 1:58; 7:1639 Çıkış 14:11; Çıkış 15:23,24; 16:2,3; 17:2,3; Sayılar 11:1; 14:1-4; 16:41; Zebur 106:7,8; Çıkış 5:22; Tekvin 43:6; Sayılar 11:1540 Levililer 23:2441 Levililer 25:9; bkz. Sayılar 10:10; Zebur 89:15; Resullerin işleri 13:38,39; Romalılar 10:18; 15:19; 2 Korintoslulara 5:19-21; 1 Selanikliler 1:8; Levililer 25:10-12; 27:17,24; Sayılar 36:4; Levililer 16:20,30; 23:24,27.

9

Moleke sunar da, ülke halkı bunu görmezden gelir, onu öldürmezse, adama ve ailesine

öfkeyle bakacağım. Hem onu, hem de bana ihanet edip onu izleyerek Moleke tapanların

hepsini halkımın arasından atacağım.”42

“Bütün bunlara karşın beni dinlemezseniz, günahlarınıza karşılık cezanızı yedi

kat artıracağım.”43

iv. Çölde Sayım (Numeri) kitabında cehennemle ilgili ayetler:

Genel olarak “Çölde Sayım” kitabının ana temalarından bir tanesi, toplu halde

Şeol’a diri olarak iniştir.

“Halk çektiği sıkıntılardan ötürü yakınmaya başladı. RAB bunu duyunca

öfkelendi, aralarına ateşini göndererek ordugâhın kenarlarını yakıp yok etti.”44

“Musa konuşmasını bitirir bitirmez Korah, Datan ve Avaramın altındaki yer

yarıldı. Yer yarıldı, onları, ailelerini, Korahın adamlarıyla mallarını yuttu. Sahip

oldukları her şeyle birlikte diri diri ölüler diyarına indiler. Yer onların üzerine kapandı.

Topluluğun arasından yok oldular.”45

Burada çalışmamız çerçevesinde önemli olan husus, Şeol’un, yani ölüler diyarının

yerin altında olduğudur. Yukarıda zikrettiğimiz diğer din ve kültürlerde de bu inanış

vardı.

“Kim Yakup soyunun tozunu ve İsrail’in dörtte birini sayabilir? Doğru kişilerin

ölümüyle öleyim, sonum onlarınki gibi olsun!”46

Bu ayet bizlere ayrıca şunu gösterir: Ölüm sadece kötüler için olan, kötü bir olay

değil, iyilerinde olabileceği ve iyi yerlere ulaşabileceği yeni bir dünyadır.

42 Levililer 20:2-5; bkz. Levililer 17:10; 1 Petrus 3:12; Sayılar 19:20; Hezekiel 5:11; 23:38,39; Levililer 18:21; Hezekiel 20:39; 2 Korintoslulara 6:16; Resullerin işleri 17:30; Tesniye 13:8; 17:2-5; Yeşu 7:12; 1 Samuel 3:13,14; 1 Krallar 20:42; Vahiy 2:14; Levililer 17:10; Çıkış 20:5; Yeremya 32:28-35,39; Levililer 17:7; Zebur 106:39; Yeremya 3:2; Hoşea 2:5,1343 Levililer 26:18; bkz. Levililer 26:21,24,28; 1 Samuel 2:5; Zebur 119:164; Atasözleri 24:16; Daniel 3:1944 Sayılar 11:1 bkz. Sayılar 10:33; 20:2-5; 21:5; Çıkış 15:23,24; 16:2,3,7,9; 17:2,3; Tesniye 9:22; Ağıtlar Kitabı 3:39; 1 Korintoslulara 10:10; Yahuda 1:16; Tekvin 38:10; 2 Samuel 11:27; Yakub 5:4; Sayılar 16:35; Levililer 10:2; Tesniye 32:22; 2 Krallar 1:12; Eyüp 1:16; Zebur 78:21; 106:18; İşaya 30:33; 33:14; Nahum 1:5; Markos 9:43-49; İbraniler 12:29; Tesniye 25:1845 Sayılar 16:31-33.46 Sayılar 23:10.

10

v. Yasanın Tekrarı/Tesniye (Deutornomium) kitabında cehennemle ilgili ayetler:

“RAB Musa’ya şöyle seslendi: «Yakında ölüp atalarına kavuşacaksın. Bu halk

da gideceği ülkenin ilahlarına bağlanıp bana hainlik edecek. Beni bırakacak,

kendileriyle yaptığım antlaşmayı bozacaklar.”47

“Çünkü size karşı öfkem ateş gibi tutuşup Ölüler diyarının derinliklerine dek

yanacak. Yeryüzünü ve ürününü yutup yok edecek Ve dağların temellerini

tutuşturacak.”48

“Artık anlayın ki, ben, evet ben Oyum, Benden başka tanrı yoktur! Öldüren de,

yaşatan da, Yaralayan da, iyileştiren de benim. Kimse elimden kurtaramaz.”49

Buraya kadar olan kısımda Yahudiliğin ahiret inancına dair rivayetleri zikretmiş

bulunduk. Yukarıda da zikrettiğimiz gibi, Hıristiyanlığı iyi anlayabilmek için Yahudiliği

de iyi bilmek gerekir. Zira ortak kaynakları Ahd-i Atik’tir. Bundan dolayı burada

cehennemle ilgili zikredilen ayetler Hıristiyanlık ’taki cehennem anlayışı için önemli

zemin hazırlamıştır.50

II. Hıristiyanlıkta cehennem inancı51

47 Tesniye 31:16; ayrıca bkz. Tesniye 18/10-1148 Tesniye 32:22; bkz. Tesniye 29:20; Sayılar 16:35; Zebur 21:9; 83:14; 97:3; İşaya 66:15,16; Yeremya 4:4; 15:14; 17:4; Ağıtlar Kitabı 2:3; 4:11; Hezekiel 36:5; Nahum 1:6; Malaki 4:1,2; Markos 9:43-48; 2 Selanikliler 1:8; İbraniler 12:29; Zebur 86:13; İşaya 30:33; Sefanya 3:8; Matta 10:28; 18:9; 23:33; İşaya 24:6,19,20; Eyüp 9:5,6; Zebur 46:2; 144:5; İşaya 54:10; Mika 1:4; Nahum 1:5; Habakkuk 3:1049 Tesniye 32:39; bkz. Zebur 102:27; İşaya 41:4; 45:5,18,22; 46:4; 48:12; İbraniler 1:12; Vahiy 1:11; 2:8; Tesniye 4:35; İşaya 45:5,18,22; 1 Samuel 2:6; 2 Krallar 5:7; Eyüp 5:18; Zebur 68:20; İşaya 43:13; Hoşea 6:1; Yuhanna 8:24; Vahiy 1:17,18; Eyüp 10:7; Zebur 50:22; İşaya 43:13; Mika 5:850 Ahd-i Atik’te, Pentateuch haricinde diğer “Neviim ve Ketuviim” bölümlerinde zikredilen ayetler için referanslar: 1. Samuel 2:6; Mezmurlar 16:10-11; 104:29-30; Eyüp 34:14-15; Vaiz 12:7; 1. Krallar 17:17-24; 2. Krallar 2:11; 4:31-37; 13:17-21; Hoşea 6:1-3; Hezekiel 32:18-31; 37:1-4 ve 37:11-13; 31:16-1851 Çalışmanın bu bölümünde Hıristiyanlıkta cehennem inancı ve bu inancın teşekkül sürecine değinilecektir.

11

Hıristiyanlığa göre Tanrı adil bir hâkimdir ve insanları amelleri gereği

değerlendirir. Salih amel işleyip kiliseye itaat edenler cennetle mükâfatlandırılır.

Ölümden sonra ruh bedenden ayrılır ve dünyadaki amellerine göre yargılanır.52

1) Hıristiyan toplumlarında cehennem tasvirlerinin teşekkülü

Hıristiyanlığa baktığımızda Paskalya hikâyesinde İsa 3. Gün yeraltına, Hades’ e

girmiştir. Bu yolculuğun amacı, ruhları kurtarmaktı. İncil’ e göre İsa orada şeytanı yener

ve orada hapis olunan ruhları kurtarır ve tanrıya götürür.53

52 Galip Atasagun, “Hıristiyanlık’ta dünyanın sonu ve ahiret kavramı”, 1989 Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü s.23-251. Kıyamet (Hıristiyanlık)53 Easter."Oxford Dictionary of English 2e, Oxford University Press, 2003.

12

Kitab-ı Mukaddes54’te birçok yerde cehennemle ilgili rivayetler mevcuttur.

Özellikle Ahd-i Cedîd’in içerisinde cehennemle ilgili ayetler, tehditler ve uyarılar

vardır.

Matta İncili:

“Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun

bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir.”55

“Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni

de cehennemde mahvedebilen Tanrı'dan korkun.”56

54 Kitab-ı Mukaddes Eski ve Yeni Ahitten oluşmaktadır. Bu Hıristiyanların esas aldığı ayrımdır, zira Yahudiler sadece Eski Ahidi esas alırlar: Tekvin (Genesis); Çıkış (Exodus);Levililer (Leviticus);Tesniye (Numeri) ve Sayılar (Deutoronomium). Bunun haricinde Kitab-ı Mukaddes’in içerisinde: Neviim (peygamberler) bölümü vardır: Hıristiyanlara göre 21kitaptan oluşur-(Yahudilere gore 10 kitap, zira Hoşea, Yoel, Amos, Obadya, Yunus, Mika, Nahum, Habakkuk, Tsefanya, Haggay, Zekerya ve Malaki= 1KİTAP). Burada ikiye ayrım vardır: Neviim rişanim ve ahoranim diye:NEVİİM RİŞANİM (önceki): 6 kitapa.) Yeşub.) Hakimlerc.) 1.samueld.) 2.samuele.) 1.Krallarf.) 2. KrallarB. NEVİİM AHORANİM (sonraki)a) İşayab) Yeremyac) Hezekield) Hoşeae) Yoelf) Amosg) Obadyah) Yunus i) Mikaı) Nahumj) Habakkukk) Tsefanyal) Haggaym) Zekeryan) Malaki 3.olarak KETUVÎM bölümü vardır : Kitaplar manasındadır.Hıristiyanlara göre 13, Yahudilere göre 9 kitaptan oluşur.Mezmurlar (zebur), Süleyman'ın meselleri (özlü sözler), Eyüp, Neşideler Neşidesi, Vaiz, Rut, Ester, Yeremyanın mersiyeleri, Daniel , Ezra, Mehenya, 1.tarihler, 2.tarihler Yahudilere göre, (Neşideler, Vaiz, Rut, Eşref ve Yeremyanin mersiyeleri ne kadar bir kitaptır= MEGİLLOT 55Matta 5:29 ; ayrıca bknz. (referanslar) Matta 18:8,9; Markos 9:43-48; Matta 19:12; Romalılar 6:6; 8:13; 1 Korintoslulara 9:27; Galatlar 5:24; Koloseliler 3:5; 1 Petrus 4:1-3; Matta 16:26; Atasözleri 5:8-14; Markos 8:36; Luke 9:24,25 56(Matta 10:28) ; bkz. Matta 10:26; İşaya 8:12,13; 51:7,12; Daniel 3:10-18; Luke 12:4,5; Resullerin işleri 20:23,24; 21:13; Romalılar 8:35-39; 2 Timoteosa 4:6-8; İbraniler 11:35; 1 Petrus 3:14; Vahiy 2:10; Zebur 119:120; Eski Ahit'te Hazreti Süleyman'a yazılan kitap 5:7; 8:12,13; İşaya 66:2; Yeremya 5:22; İbraniler 12:28,29; Matta 25:46; Markos 9:43-48; Luke 16:22-26; Yuhanna 5:29; 2 Selanikliler 1:8-10; Vahiy

13

“Dar kapıdan girin. Çünkü yıkıma götüren kapı geniş ve yol enlidir. Bu kapıdan

girenler çoktur. Oysa yaşama götüren kapı dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar

azdır”57

Markus:

“Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki

elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir” 58

Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla yaşama

kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir.59

Luka:

“Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten sonra

cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı'dan korkun. Evet, size söylüyorum, O'ndan

korkun”.60

“Bir gün yoksul adam öldü, melekler onu alıp İbrahim’in yanına götürdüler.

Sonra zengin adam da öldü ve gömüldü. Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam

başını kaldırıp uzakta İbrahim’i ve onun yanında Lazar’ı gördü.”61

Yuhanna:

“İsa, «Yol, gerçek ve yaşam Benim» dedi. «Benim aracılığım olmadan Babaya

kimse gelemez.”62

20:10-1557 Matta 7.13-14; bkz. Matta 3:2,8; 18:2,3; 23:13; Atasözleri 9:6; İşaya 55:7; Hezekiel 18:27-32; Luke 9:33; 13:24; 13:25; 14:33; Yuhanna 10:9; 14:6; Resullerin işleri 2:38-40; 3:19; 2 Korintoslulara 6:17; Galatlar 5:24; Tekvin 6:5,12; Zebur 14:2,3; İşaya 1:9; Romalılar 3:9-19; 2 Korintoslulara 4:4; Efesliler 2:2,3; 1 Yuhanna 5:19; Vahiy 12:9; 13:8; 20:3; Matta 25:41,46; Atasözleri 7:27; 16:25; Romalılar 9:22; Filipililer 3:19; 2 Selanikliler 1:8,9; 1 Petrus 4:17,18; Vahiy 20:1558 Markus 9:43;bkz. Tesniye 13:6-8; Matta 5:29,30; 18:8,9; Romalılar 8:13; 1 Korintoslulara 9:27; Galatlar 5:24; Koloseliler 3:5; Titusa 2:12; İbraniler 12:1; 1 Petrus 2:1; Markos 9:45,47; Matta 15:30,31; Luke 14:13,2159 Markos 9:4560 Luke 12:5 ; Markos 13:23; 1 Selanikliler 4:6; Atasözleri 14:26; Yeremya 5:22; 10:7; Vahiy 14:7; 15:4; Zebur 9:17; Matta 10:28; 25:41,46; 2 Petrus 2:4; Vahiy 20:14.61 Luke 16:22,23.62 Yuhanna 14:6; bkz. Yuhanna 10:9; İşaya 35:8,9; Matta 11:27; Resullerin işleri 4:12; Romalılar 5:2; Efesliler 2:18; İbraniler 7:25; 9:8; 10:19-22; 1 Petrus 1:21; Yuhanna 1:14,17; 8:32; 15:1; 18:37; Romalılar 15:8,9; 2 Korintoslulara 1:19,20; Koloseliler 2:9,17; 1 Yuhanna 1:8; 5:6,20; Vahiy 1:5; 3:7,14; 19:11; Yuhanna 14:19; 1:4; 5:21,25-29; 6:33,51,57,68; 8:51; 10:28; 11:25,26; 17:2,3; Resullerin işleri

14

2.Petrus:

“Tanrı günah işleyen melekleri esirgemedi; onları cehenneme atıp karanlıkta

zincire vurdu. Yargılanıncaya dek orada tutulacaklar.”63

İnsanların ölümden korkusu yeni bir fenomen değildir. İnsanlığın en başından beri

insan zihnini meşgul eden bir korkudur. “Beni öldükten sonra ne bekliyor?” sorusu

insan düşünce yapısının temelinde var olan bir sorudur. Dinin görevi ve hedefi insanlar

için bir huzur kaynağı ve sığınak olmak. Tıpkı fırtınalı geceden sonra gemi limanda

huzur buluyorsa, hayatının zorluklarından insan liman vazifesi gören dinde huzur

bulmak ister. Kilisenin özellikle Orta Çağ’ da insanlar üzerinde etkisi çok büyüktü. O

zamanın insanları birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalıyordu (veba, salgın hastalıklar,

açlık, fakirlik) ve bunlardan kurtulmak için, en azından manevî feraha kavuşmak için

kilisenin kapısını çalıyordu.

Kilise bir taraftan manevi destek sözünü verirken, diğer taraftan da kendini ayakta

tutabilmeyi ve insanları kendine bağlamayı hedefliyordu. Bundan dolayıdır ki daha

sonraları 16. ve 17. yüzyıllardan sonra Hümanizm ve Rönesans gibi düşünce inkılapları

sebebiyle kilise etkisini kaybetmiş, hatta tehlike olarak görülmeye başlamıştır.

Kilise insanları cehennem azabını, yakıcı ateşi anlatarak insanları korkutmaya ve

endişelendirmeye çalışmıştır ki sürekli kiliseye bağlı kalsın ve maddi destekte bulunsun.

Nitekim cehennemden korku Orta Çağ’da önemli bir güç faktörü haline geliyor. Bu

korku Haçlı Seferlerini tetiklemiş ve sübvanse etmiştir. Cehennemden kurtulmanın tek

yolu, Kilise adına çalışmak, Papa’nın emrini yerine getirmek ile olur propagandası

yürütülmüştür.64

3:15; Romalılar 5:21; 1 Korintoslulara 15:45; Koloseliler 3:4; 1 Yuhanna 1:1,2; 5:11,12; Vahiy 22:1,17; Yuhanna 10:7,9; Resullerin işleri 4:12; Romalılar 15:16; 1 Petrus 2:4; 3:18; 1 Yuhanna 2:23; 2 Yuhanna 1:9; Vahiy 5:8,9; 7:9-17; 13:7,8; 20:1563 2.Petrus 2:4; bkz. 2 Petrus 2:5; Tesniye 29:20; Zebur 78:50; Hezekiel 5:11; 7:4,9; Romalılar 8:32; 11:21; Eyüp 4:18; Luke 10:18; Yuhanna 8:44; 1 Yuhanna 3:8; Yahuda 1:6; İşaya 14:12; Matta 8:29; 25:41; Markos 5:7; Luke 8:31; Vahiy 12:7-9; 20:2,3,10; 2 Petrus 2:11; Yahuda 1:6; 2 Petrus 2:9; Eyüp 21:30; Yahuda 1:13.64 Kilise bunu “Extra Ecclesiam Nulla Salus” ile ifade eder “Kilise haricinde kurtuluş yoktur”. Yani cehennemden kurtulmak isteyen muhakkak kiliseye tabi olmalı, Papa Hazretlerin emirlerine itaat etmeli. Daha fazla bilgi için bkn: Joachim Korbacher, “Kein Heil ausserhalb der Kirche?”, Eine

15

Peki, insanları bu kadara korkutan şeyin sebebi nedir?

Yukarıda da zikrettiğimiz üzere bu, cehennem azabı, yani yakıcı ve kavurucu

sıcaklık ve ateşten korkunun yanında şeytan denilen, bu acı ve ıstırap yurdunun sahibi

varlığa karşı hissedilen korkudur. Müslümanlar altın çağını yaşarken Avrupa Orta

Çağ’da en karanlık çağını yaşamıştır. Bu çağa “karanlık çağ” ismi verilmiştir. Korkular

en doruk noktada, zalim hükümdarlar, adaletsizlik, açlık, kıtlık ve en önemlisi “siyah

ölüm” olarak adlandırılan VEBA hastalığı yaygın idi. Ayrıca kilisenin “cehennem

Vaizleri” ‘nin cehennemle ilgili vaazları ve insanları korkutması, cadıların zuhur etmesi,

insanların korkularını daha da pekiştirmiştir. Veba hastalığı yüzünden yüzbinlerce

insan, köyler, kasabalar, şehirler bir çırpıda yok olmuştur. Bunun sebebinin tanrının

cezası ve dünyanın artık sonunun geldiği ve bundan dolayı hesap günün başlayacağı

olmalıydı.65

“Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve

büyük bir zincir vardı. Melek ejderhayı –İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı–

yakalayıp bin yıl için bağladı. Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın

diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi. Bin yıl geçtikten sonra

kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor.”66

Sosyo-ekonomik hayatın kötü olması, veba hastalığının yaygın olmasının üzerine

kilisenin “cehennem vaizleri” görevlendirmesi ve insanlara cehennem azabını anlatması

ve korkutması ile birlikte kilisede ikonların ahiret ile ilgili tasvirleri insan psikolojisinde

dogmengeschichtliche Untersuchung über Kirche und Kirchenzugehörigkeit bei Johannes Chrysostomus” ve François-Albert Viallet, “Extra Ecclesiam nulla salus”, Zürih 195165 Peter Frölich, “Theodizee”- tanrının adaleti ile ilgili sunumu. “Die Position Rieux´ im Licht christlicher Theologie (Unterrichtsstunde zu A. Camus, Die Pest)” (Albert Camus’nün “Veba ile ilgili görüşü çerçevesinde Rieux’nün tutumu”).66 Vahiy 20:1-3; Hıristiyanlığın apocálypsis , yani kıyametle ilgili ayetlerin önemli yeri vardır. Özellikle 1000 yıl inancı, milenyum esası birçok Hıristiyan mezhebin doğuşuna sebep olmuştur. Konuyla ilgili ileri okumalar için şu kitaplar tavsiye edilir: Milenyum tarikatları : Batı’da yeni dini akımlar. / Ali Köse. -- İstanbul : Truva yayınları, 2006; ve Tanrı’yı kıyamete zorlamak : Armagedon, Hristiyan kıyametçiliği ve İsrail. / Grace Hallsell ; ingilizceden çevirenler Mustafa Acar, Hüsnü Özmen ; yay. haz. Ercan Şen. -- İstanbul : Kim Yayınları, 2002Ayrıca bu konuyla ilgili İncil’ de diğer ayetler şunlardır: Vahiy 10:1; 18:1; 1:18; 9:1,2; Luke 8:31; 2 Petrus 2:4; Yahuda 1:6; Tekvin 3:15; İşaya 27:1; 49:24,25; Matta 8:29; 19:29; Markos 5:7; Luke 11:20-22; Yuhanna 12:31; 16:11; Romalılar 16:20; İbraniler 2:14; Vahiy 9:11; 12:9,13,15,17; 13:2,4; Eyüp 1:7; 2:1,2; 1 Petrus 5:8; 2 Petrus 2:4; Yahuda 1:6; Vahiy 20:1; 17:8; Daniel 6:17; Matta 27:66; Vahiy 20:8; 12:9; 13:14; 16:14-16; 17:2; Matta 24:24; 2 Korintoslulara 11:3,13-15; 2 Selanikliler 2:9-11; Zebur 90:4; 2 Petrus 3:8; Vahiy 20:7-10

16

büyük korku ve çaresizliklere yol açmıştır. İnsanlar tek çareyi kiliseye sığınmak ve tam

teslimiyette bulmuştur.

Christoph Markschies, Protestan bir İlahiyatçı ve kilise tarihçisi bu konu hakkında

der ki: “O zamanlarda (kilisedeki ikonlar, tasvirler) insanlar için çok şey ifade ediyordu.

İnsanların şimdi müzeye gidip bu resim güzel, bu resim güzel değildir veya

“beğeniyorum” beğenmiyorum” dedikleri gezip görme olarak değil, korku ve endişe,

insanlar için bağlayıcılık ifade eden mesajlar veriyor ve insanların düşüncelerini

etkiliyordu. Gerçeğin buradaki resimlerden oluştuğunu inanıyorlardı.”67

Hıristiyanlığın en başlarında aslında cehennem tasvirleri yok denilecek kadarı az.

İsa’nın sevgi ve muhabbet dini getirdiğine vurgu yapılmaktaydı. Hem İsa’nın kendisi

hem de havarileri tanrının azabından ve gazabından bahsetmektense daha çok

merhameti ve bağışlayıcılığından bahsetmekteydiler. Ancak ne zamanki Hıristiyanlık

Roma’nın resmî dini oldu, bu azap ve cehennem tasvirleri ön plana çıktı. Din siyasî

emeller için kullanılmıştır. Konstantin Hıristiyanlığı kendi istekleri çerçevesinde

şekillendirmeye çalışmıştır.68 İncil’de tanrıya, âlemlerin yaratıcısına isyandan bahsedilir:

“Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve

büyük bir zincir vardı. (2) Melek ejderhayı-İblis ya da Şeytan denen o eski yılanı-

yakalayıp bin yıl için bağladı. (3). Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları bir daha

saptırmasın diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp mühürledi. Bin yıl geçtikten

sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor…”69

2) İnsanların korkularının menşei

İnsanların cehennem fikri ve korkusu aynı şekilde doğal afetlerin vuku bulmasıyla

da açıklanabilir. Mesela İzlanda’ da 900 sene bir volkan patlamasından sonra özellikle

67 A. Angenendt,” Geschichte der Religiosität im Mittelalter”, 2000; R. Seeberg, Lehrbuch der Dogmengeschichte Bd.2. Die Dogmenbildung des Mittelalters, 1959.68 Klaus, Martin GIRARDET, “Der Kaiser und sein Gott. Das Christentum im Den- ken und in der Religionspolitik Konstantins des Großen”. Millennium-Studi- en/Millennium Studies/Studien zu Kultur und Geschichte des ersten Jahrtau- sends n. Chr./Studies in the Culture and History of the First Millennium C.E. 27. Berlin/New York: De Gruyter, IX + 213 S., 29 Abb69 Vahiy 20:

17

Hıristiyanların cehennem algısı etkilenmiştir. HEKLA adlı bu volkan İzlanda’nın

güneyindedir. 12.yy’da Hekla’nın patlamasıyla “Cehennem kapıları açıldı denmiştir:

“Kapılar açıldı, dünyaya kötülükler geldi”. 1104 yılında köyler volkanın şiddetinden

dolayı yok oldu. Bu Avrupa’yı sarsan büyük bir olay olmuştur. Volkandan çıkan

erozyon sesleri ruhların çığlıkları olarak kabul edildi. Teologlar bu olayı o zamanlar

cehennemin varlığının ispatı olarak kabul ettiler. Siyah dumanlar kötü ruhları serbest

bıraktı. Bu olay Hıristiyan inancını etkilemiştir.70 Bu olaydan sonra halkın algısına göre

kötü ruhlar cehennemden çıkıp insan bedenini ele geçirmeye başlamıştır.

Massachusetts’te Şeytanın insan üzerinde etkilerini ve mahiyetini araştıran püriten

ilahiyatçısı olan Cotton Mather şeytanın saldırısına uğrayanlardan bahseder söyler71.

Salem’de cadı mahkemeleri (Salem which trials) vardı. Bir çok kişi şeytanla işbirliği

yaptığı suçlamasından dolayı yargılanmıştır72 Muhtarın kızı Abigale Williams gibi bazı

kadınlar, tuhaf hareketler göstermeye başlamış. Bağırıp çağırmaya başlamış ve

“şeytanla pazarlık yaptım, nefsimi ona sattım, şimdi beni istiyor” demişlerdir.73 Bu

sadece muhtarın kızıyla kalmamış, belirli zaman sonra birçok kız nefsini şeytana

sattığını söylemiştir. Bu bir nevi cadılık “trendi” ‘nin başlangıcı olarak görülebilir.

Amerika ve Avrupa’nın her yerinde cadılar zuhur etmiştir. Ta ki Aydınlanmaya kadar

bu durum böyle devam etmiştir.74

70 Upton Sinclai, “The profıts of religion- An Essay in Economic Interpretation”http://onlinebooks.library.upenn.edu/webbin/gutbook/lookup?num=155871 “Puritanlar yeryüzüne inmiş bir melek olarak gördükleri şeytan da dahil olmak üzere, tanrının ve meleklerin bulunduğu görünmez bir dünyanın varlığına inanıyorlardı. Puritanlara göre bu görünmez dünya içinde bulundukları görünür dünye kadar gerçekti.Büyücülük ve Malvarlığı Konularına Dair Pratik Tedbirler (1689) adlı kitabın yazarı Cotton Mather, Boston masonlarından olan John Goodwin'in dört çocuğunun sergilediği garip davranışları anlatmış ve bu davranışların nedenini ise Mary Glover adında bir İrlandalı çamaşırcı kadının onların üzerinde büyü yapmasına dayandırmıştır. Boston'un Kuzey kilisesinde papaz olan Mather, cadılığa katı bir şekilde inanıyor ve bastırdığı broşürler ile bu fikrin yayılmasını sağlıyordu.” http://tr.wikipedia.org/wiki/Salem_cad%C4%B1_mahkemeleriRichard Weisman, “Witchcraft, Magic, and Religion in 17th Century Massachusetts”,University of Massachusetts Press: Amherst, 198472 John Putnam Demos, “Entertaining Satan: Witchcraft and Culture of Early New England”, Oxford, New York, 1982.73 Elizabeth Reis, “Damned Woman: Sinners and Witches in Puritan New England”, Cornell University Press, Ithaca, NY, 1997.74Samuel Page Fowler, “Salem witchcraft: comprising More wonders of the invisible world, collected by Robert Calef; and Wonders of the invisible world, by Cotton Mather” http://name.umdl.umich.edu/ACM3730.0001.001

18

Cehennem ve cehennemin bekçisi olarak bilinen Şeytan insanların korkularının

merkezleridir.

Şeytanın dünyaya kötülük getirdiği inancı dinlerde yaygındır. Onun yeryüzüne

atılmasıyla birlikte kötülüklerin önü açılmıştır. Luzifer ve askerleri tanrıya isyanlarının

bedelini ödemek zorunda kalmıştır.75

Bazıları şeytanı bir nevi tanrıya rakip olarak görüyorlar. Böyle algılandığı için onun

gücünün çok büyük olduğuna inananlar olmuş ve özellikle Orta Çağ ’da cadılar, daha

sonra 19 ve 20 yy’ da da Şeytana tapanlar olmuştur. Satanizm denilen, şeytana tapma ve

hayranlık duyma günümüzde ciddi manada yaygın ve özellikle evrensel ahlak

bozukluğunun yaşandığı post-modern çağda genç kesimler tarafından benimsenen ve

merak edilen bir dini hareket haline gelmiştir. Bazı araştırmacılar Luzifer’ in yeryüzüne

düştüğü yeri, oranın izlerini aramaktadır. Yerin altı, yani magma, Luzifer’ in merkezi ve

krallığı olduğu kanısına vararak oralarda onun ve cehennemin izlerini araştırmışlardır.

Bazı insanlar volkanların, kaynar suların yerden fışkırdığı ve dumanların çıktığı

yerlerin şeytanın barındığı ve yeryüzüne düştüğü yerler olduğuna inanırlar. Burada

cehenneme girişin bulunduğunu söylerler. Hatta bazı insanlar şeytanı gerçekten

gördüklerini iddia etmişlerdir.

Bunun sebebi, insanların gerçekten şeytanı gördükleri değil, sürekli şeytan

tasvirleriyle karşılaştıkları için, kilisedeki ikonlar ve resimlerde sergilenen tasvirlerden

dolayı zihinlerinde cehennem algısı sürekli taze tutulmaktaydı.76 Her daim bir korku

içinde olduklarından ve zihinlerinde Şeytanın tasvirleri mevcut olduğundan, özellikle

korku ve yalnızlık anlarında Şeytanı gördüklerine inanırlar.

3) Kilisenin rolü

O zamanlarda ayrıca yaygın olan bir fenomen ise, “Cehennem vaizleri ve ateş

vaazleri” dir. Orta Çağ’da kilise tarafından belirlenen ve seçilen bazı papazlar cehennem

ile ilgili vaaz verdikleri ve verdikten sonra “bu azap ve elemden kurtulmanın tek yolu

kiliseye uymak” diyerek Kilise adına propaganda yaptıkları malumdur. “Tanrının 75 İbn Kesir, “Tefsirü'l-Kur'ani'l-azim” - 774/1373- tahkik Abdurrezzak el-Mehdi, Karınca & Polen Yayınları, 20111. Cilt, sayfa 150-156.76 Daha fazla bilgi için bkn: Herbert W. Armstrong, “Where Is The True Church?” 1984,

19

yeryüzündeki yegâne temsilcisi Papa hazretleri sizlere merhamet etti ve sizlere bu

“Ablassbriefe”- “kurtarıcı mektupları” gönderdi diyerek insanlara kaçıramayacakları

imkânlar sunmaktaydılar. Bu mektupları para ile satarlardı. Hem kim satın alırsa,

kendisiyle cehennem arasına bir perde çekmiş olacaktı. Kilisenin bu tutumu insanların

korkularını suiistimal etme anlamına gelmekteydi. Kilisenin insanların duygularıyla

oynaması ta ki Martin Luther gelene kadar devam etmiştir. Martin Luther papanın

egemenliğine ve onun Tanrı’nın yegâne temsilcisi olduğuna, insanların İncil’i sadece

papazlar ve kilise vasıtasıyla öğrenebileceğine karşı gelmiş ve “Her insan kendi İncilini

kendisi anlayabilir, kendi dinini kendi yaşayabilir” demiş ve Tanrı’nın kilisenin

anlattığının zıddına sevgi dolu ve merhametli olduğunu anlatmıştır. Halk Luther’i

hemen sevmiş ve kucaklamıştı. Papa ise onu düşman ilan etti. Zira Luther “Tanrı’nın

paraya ihtiyacı yok. Cehennemden kurtulmak için başka birisine ihtiyacınız yok, İncil

ve Tanrı’nın merhameti bize yeter”77 diyerek kilisenin hem ticarî gelirinin önüne set

çekmiş, hem de insanlar üzerine hâkimiyetini kaldırmış oldu. Luther’den sonra birtakım

toplumsal değişimler vukuu buldu. 16 yüzyıldan sonra Aydınlama ’nın, daha sonra

Hümanizm ve Sekülerizm ’in gelmesiyle zihinlerdeki kilise ve genel olarak din anlayışı

değişmiştir.

4) Araf inancı

11-12.yy’da Hıristiyanlığın içerisinden zuhur eden bir inanışa göre, cennetle

cehennem arasında bir yer vardır, “Purgatorium” yani ARAF. Burada ruhlar kısık ayar

ateşe atılır, orada temizlenir. Günahlarından arındırıldıktan sonra oradan tekrar çıkar ve

cennete girer.78

Purgatorium inancı Katolik kilisesi için önemlidir. Clemens, Origenes ve Thomas

Aquinas gibi önemli âlimler bu konuya deyinmiş ve sistemleştirmişlerdir. “Hristiyan

dünyasında Araf inancı tartışmalı bir konu olup, sadece Katolik Hristiyanlarca kabul

77 Hans-Ulrich Hofman, “Predigt zum 4.11.2012 Christuskirche Villinge” 78 Joseph Ackermann “Trost der Armen Seelen”

20

görmüş bir inançtır. 1274 Lyon Konsül´ünde dile getirilen bu inanç, 1439 Floransa ve

1547 Toronto Konsüllerinde son şeklini almıştır.”79

İncil’de doğrudan Araf yazmasa da ona işaret eden bir takım ayetler var:

“Senden davacı olanla daha yoldayken çabucak anlaş. Yoksa o seni yargıca,

yargıç da gardiyana teslim edebilir; sonunda da hapse atılabilirsin.

Sana doğrusunu söyleyeyim, borcunun son kuruşunu ödemeden oradan asla

çıkamazsın”80

“Bu öfkeyle efendisi, bütün borcunu ödeyinceye dek onu işkencecilere teslim

etti”81

“Bu temel üzerine kimi altın, gümüş ya da değerli taşlarla, kimi de tahta, ot ya

da kamışla inşa edecek.

Herkesin yaptığı iş belli olacak, yargı günü ortaya çıkacak. Herkesin işi ateşle

açığa vurulacak. Ateş her işin niteliğini sınayacak. Bir kimsenin inşa ettikleri ateşe

dayanırsa, o kimse ödülünü alacak.

Yaptıkları yanarsa, zarar edecek. Kendisi kurtulacak, ama ateşten geçmiş gibi

olacaktır.”82

İnsan bu dünyadaki amellerine göre karşılık görür. Eğer bu dünyadan götürülenler

altın, gümüş veya değerli taşlarla değerindeyse ki niyet bir şeye değer katar, o zaman bu

79 İbrahim Usta¸ “Katolik Hristiyanlarda Araf/Berzah İnancı”, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi Cilt 11, Sayı 2, 2011 , s. 97-120.80 Matta 5:25,26; konuyla ilgili diğer ayetler: Tekvin 32:3-8,13-22; 33:3-11; 1 Samuel 25:17-35; Atasözleri 6:1-5; 25:8; Luke 12:58,59; 14:31,32; Eyüp 22:21; Zebur 32:6; İşaya 55:6,7; Luke 13:24,25; 2 Korintoslulara 6:2; İbraniler 3:7,13; 12:17; 1 Krallar 22:26,27 Matta 18:34; 25:41,46; Luke 12:59; 16:26; 2 Selanikliler 1:9; Yakub 2:13.81 Matta 18:34; bkz. Matta 5:25,26; Luke 12:58,59; 2 Selanikliler 1:8,9; Vahiy 14:10,11.821 Korintoslulara 3: 12-15 bkz: Zebur 19:10; 119:72; Atasözleri 8:10; 16:16; İşaya 60:17; 1 Timoteosa 4:6; 2 Timoteosa 2:20; 1 Petrus 1:7; Vahiy 3:18; İşaya 54:11-13; Vahiy 21:18; Atasözleri 30:6; Yeremya 23:28; Matta 15:6-9; Resullerin işleri 20:30; Romalılar 16:17; 2 Korintoslulara 2:17; 4:2; Koloseliler 2:8,18-23; 1 Timoteosa 4:1-3,7; 6:3; 2 Timoteosa 2:16-18; 3:7,13; 4:3; Titusa 1:9-11; 3:9-11; İbraniler 13:9; Vahiy 2:14; 1 Korintoslulara 3:14,15; 4:5; 2 Timoteosa 3:9; 1 Korintoslulara 1:8; Malaki 3:17; Romalılar 2:5,16; 2 Selanikliler 1:7-10; 2 Timoteosa 1:18; 2 Petrus 3:10; Vahiy 20:12; Luke 2:35; İşaya 8:20; 28:17; Yeremya 23:29; Hezekiel 13:10-16; Zekeriya 13:9; 1 Petrus 1:7; 4:12; 1 Korintoslulara 3:8; 4:5; Daniel 12:3; Matta 24:45-47; 25:21-23; 1 Selanikliler 2:19; 2 Timoteosa 4:7; 1 Petrus 5:1,4; Vahiy 2:8-11; 1 Korintoslulara 3:12,13; Vahiy 3:18; Resullerin işleri 27:21,44; 2 Yuhanna 1:8; Amos 4:11; Zekeriya 3:2; 1 Petrus 4:18; Yahuda 1:23.

21

kısık dereceli Araf’ tan yanmadan geçebilir, ancak eğer yaptıkları tahta, ot veya kamışla

değerindeyse, o zaman Araf’ tan yana yana geçebilir.83

Aynı şekilde Luka İncili 12:59-59 ve Matta 45:35’de de Araf inancından

bahsedilmekte. Günahlar burada borç olarak görülüyor. Herkes muhakkak borcunu

ödemek zorunda bırakılır.

“Önce bir ateş, aşkın, sevginin ve muhabbetin ateşi. O ateş ki tanrı tarafından

yakılmış. O ateş ki, onun kaynağı ve asıl mercii ilahî vahiy. Nasıl izah edeyim

bilmiyorum. Bu ateş aynı anda hem maddi hem de manevi. Bu ateşin gizemliliği ruhları

arındırması ve affettirici olmasında. Affettirilmeyi ona, tanrıya borçluyuz. İşlemiz

olduğumuz günah ve günahlar yığınına bedel. Ancak Araf’taki ruhlarda artık günah

bulunmaz…”84

Bu inanışın meydana gelmesi, o zamanki İtalya ekonomisin canlanması ve

bankacılığın başlamasına dayandırılabilir.85 Ticaret adamı nasıl girdi-çıktıları detaylı bir

şekilde hesaplıyor ve kayıt altına alıyorsa, borçlarını ve alacaklarını biliyorsa, insanın

amel defterinin de bu şekilde olması gerektiğine inanmaya başlanıldı. Nasıl ki bir

borcun ticari anlayışa göre muhakkak ödenmesi gerekiyorsa, ahirette de günahların

bedeli aynı şekilde ödenmesi gerekiyor.

Belirli bir müddet sonra inananlar bu Araf ’ta geçirecekleri zamanları hesaplamaya

başladılar. Bundan dolayı ahirete borçsuz veya az borçla gitmek için daha hayattayken

ön çalışmalarda bulundurlar. Gökteki hesaba bir nevi para depolama, erzak hazırlamaya

83 http://www.gotquestions.org/Deutsch/fegefeuer.html84 “Zuerst ein Feuer, Feuer der Liebe, Feuer von Gott entzündet, Feuer, das eine Offenba- rung des Geheimnisses des Fegefeuers ist und auch dessen eigentlicher Ort. Ich weiß nicht, wie ich es auslegen soll. Dieses Feuer scheint mir zugleich konkret, materiell und zur selben Zeit geistig, mystisch. Das Mysterium des Fegefeuers ist die Reinigung der Seelen in diesen Flammen, es ist die Wiedergutmachung, die sie Gott schulden für die Sünde und für das ganze Ge- folge der Sünden in ihnen, und für alle Folgen ihrer Sünde über sie hinaus im Bereich der Schöpfung. Es gibt jedoch keine Sünde mehr in den Seelen des Fegefeuers” P. Holdener Parvis-Verlag CH-1648 Hauteville / Schweiz Französischer Originaltitel: «Regard sur le Purgatoire» - Für die französische Ausgabe: Editions Saint-Paul, 3, rue de la Porte du Buc, F-78006 Versailles Cedex © Für die deutsche Ausgabe: Oktober 1995 Parvis-Verlag CH-1648 Hauteville/Schweiz ISBN 3-907523-63-685 İnsanlar çevreden etkilendikleri anlayışlarına göre muamele eder ve ona göre inançlarını şekillendirir ve inanırlar. Bu yüzden sosyo-ekonomik çevreyi iyi analiz etmemiz gerekir.

22

koyuldular. Kilise bunu fırsat bilip insanlara kolaylık sağlayabileceğini söylemiştir.

Kiliseye para ödemekle ahiret borcunun ödenmesi sağlanır anlayışı yaygınlaşmıştır.

Kilise bunu ileriye de götürmüş ve Haçlı Sefer diye adlandırılan kutsal savaşlar için

adam bulabilmek adına “savaşa katılıp kâfir kanı akıtan cehennem azabından

kurtulmuştur” diyerek şövalye olmaya teşvik etmiştir. Bunu için sırf haçlı seferlere

katılanlara önlerini açmak için “haksız yere öldürmeyeceksin” emri kaldırılmıştır. Kim

haçlı seferde öldürürse bunu İsa için yapmış olur ve cenneti kazanır denmiştir. Hatta

Kutsal topraktan azizlere ait herhangi bir eser, hatta onların kemiklerini getirenlere de

ayrıca mükâfat sözü verilirdi. Her eser için 100 sene azaptan kurtulma vaat ediliyordu.

Böylece kilise ticarî gelir elde ediyordu. Bu hem şövalye bulmak için, hem de ticarî

gelir elde etmek için kaçınılmaz bir fırsat olarak kabul edildi ve uygulandı.86

SONUÇ:

Cehennem ile ilgili inanış insan psikolojisinin yansımasıdır. Bu itibariyle

Cehennem inancı eski medeniyetlerden beri insanlık tarihinde varola gelmiştir. Tabiat

unsurlarıyla bağdaştırılan bu inanç asırlar boyunca insanı etkilemiş ve aynı zamanda bir

bakıma yönlendirmiştir. Hıristiyanlık’taki cehennem inancının unsurlarını Yahudilikte,

Yunan pagan kültüründe ve eski Babil kültüründe aramak isabetli olur. Bilhassa Kilise

ateş ve şeytan etrafında dönen tasvirlerini din mensuplarına aşılamıştır. Cehennem

korkusu aslında pedagojik bir yöntem olarak kullanılmıştır. İnsanın hayatına çeki düzen

verebilmek ve kötülükleri engelleyerek toplumsal huzuru sağlayabilmek için önemli bir

metottur. Kilise bunu kendi egemenliğini pekiştirebilme ve insanları kendilerine

çekebilmek ve kendine bağımlı hale getirebilmek için kullanmıştır. İnsan fıtratında

adalet duygusu neticesinde iyilerinde ve kötülerinde yaptıklarının bir karşılığı olacağı,

86 Aslında para ödeyerek günahlarından kurtulmak İslam aleminde de sonraları yaygın şekilde uygulanan bir fenomen haline gelmiştir. Anadolu’da halen devam eden bu geleneğe göre birisinin ölümünden sonra yakınları onun namaz, oruç veya herhangi ibadet borcunun para karşılığında değerini belirler, bu parayı fakire veriyormuş gibi yaparak “vehebtü” ifadesini kullanır ve önceden antlaştığı karşı tarafa verir. Bu kişi “kabültü” diyerek parayı alır ve tekrar “vehebtü” diyerek sahibine geri verir. Bunum gerçekten de günahlara kefaret olabileceğini düşünerekten “hile-i şeriyye” ile dinin özünde olmayan bir şeyi muhtemelen başka dinlerden, Hıristiyanlıktan da etkilenerek sokulmuştur

23

dolayısıyla bunların gidecekleri iyiler veya kötüler diyarı tarzı bir yerin mevcut

olacağına dair güçlü bir inanç söz konusudur.

Şu bir gerçek ki korkan ve her şeyini kaybettiğini zanneden insan her şey yapabilir.

Aşırı korku insanı şizofren, hasta ve paranoya eder. Bu psikolojik bir vakadır.

Galileo gibi bilim adamlarının cennet ve cehennemi daha detaylı araştırmaları

sebebiyle Kilise ve İncil’in insanlara verdikleri bilgilerin bilimsel verilerle çeliştiği

ortaya çıktı. Bu durum kilisenin hoşuna gitmedi ve bilim adamlarına karşı çıktı, onları

uyardı, takip etti, cezalandırdı ve hatta infaz etti. Kilise ’nin bilim adamlarını engizisyon

mahkemelerinde yargılamasının sebebi, bilimsel verilerin kilisenin insanlara

anlattıklarına karşı oluşu ve böylece insanların korkularının azalacağı ve kiliseye olan

bağlılığın zayıflayacağıdır.

Bütün bu gelişmeler çerçevesinde insan zihninde yeniden dirilmeyle ilgili sorular

zuhur etti. Tekrar dirilme nasıl olacak? Aynı vücutla mı yoksa farklı bir şekilde mi?

Eğer aynı vücutlarla olacaksa karışık mezarlarda kemikler birbirini nasıl bulacak vs.

gibi sorular insan zihnini meşgul etmiştir. Cehennem inancının farklı unsurlarını ilgi

odağı haline getiren bu soru ise ayrı bir çalışmada cevaplanmalıdır.

24

Bibliyografya

Alexander Friedrich, “Zum Wandel von Krankheit und Tod in der Geschichte

der Moderne“, Michael von Engelhardt WS 2007/2008 Referatsgruppe; Universität

Erlangen- Nürnberg Institut für Soziologie HS. Natalie Behr, Julia Donker, Ines

Kunzendorf, Marion Lenke, Ivaylo Nickoloff, Heidrun Schindler

Ali Köse, “Milenyum Tarikatları”, İstanbul : Truva yayınları, 2006

Alice K Turner, “The History of Hell”. ; Verlag: Harcourt Brace & Company,

New York/San Diego/London

Bozkurt Koç, “Göstergebilimsel Bir Çözümleme: Çocuk Resimlerinde Cennet ve

Cehennem”, Dini Araştırmalar, Mayıs-Ağustos 2008, Cilt: 11, s. 259-282.

25

Cengiz Batuk, “Kıyameti Beklerken: Hıristiyanlık’ta Kıyamet Beklentileri ve Rus

Ortadoks Kilisesindeki Yansımaları”, Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi

Dergisi, 2008

Dante Alighieri “İlahi Komedya”, İtalyanca aslından çeviren: Rekin Teksoy

Oğlak Yayıncılık ve Reklamcılık Ltd. Şti., 1998

Elizabeth Reis,” Damned Woman: Sinners and Witches in Puritan New

England”, Cornell University Press, Ithaca, NY, 1997

Emanuel Swedenborg, „Himmel und Hölle“

Fernand Schwarz, “Initiation aux Livres des morts egyptiens”

Galip Atasagun, “Hıristiyanlık’ta dünyanın sonu ve ahiret kavramı” 1989

Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü s.23-25

Georges Miniois, “Die Hölle Zur Geschichte einer Fiktion” und “Hölle - Kleine

Kulturgeschichte der Unterwelt”, Herder Spektrum Yayın evi

Grace Hallsell, “Tanrı’yı kıyamete zorlamak : Armagedon, Hristiyan

kıyametçiliği ve İsrail”, İstanbul : Kim Yayınları, 2002

Hans Urs von Balthasar, “Kleiner Diskurs über die Hölle” ve “Was dürfen wir

hoffen”, Johannes Verlag Einsiedeln

Herbert Vorgimler, “Geschichte der Hölle”, Wilhelm Fink Yayınevi

İbn Kesir 774/1373 “Tefsirü'l-Kur'ani'l-azim”, tahkik Abdurrezzak el-Mehdi ;

tercüme Savaş Kocabaş, İstanbul : Karınca & Polen Yayınları, 2011

26

İbrahim Usta, “Das Fegefeuer im Katholischen Christentum” (Katolik

Hristiyanlarda Araf/Berzah İnancı)

İsmail Taşpınar, “Duvarın öteki yüzü : Yahudi kaynaklarına göre Yahudilikte

ahiret inancı”, Gelenek Yayıncılık, İstanbul: 2003.

İsmail Taşpınar, “Mesnevi'de Erken Dönem Hıristiyanlık ve Pavlus”, İlmi ve

akademik araştırma dergisi tasavvuf

Karl-Heinz Wollscheid, “Personifikationen des Bösen - Hölle, Teufel und

Dämonen in der Bibel und in der christlichen Tradition”; Verlag Rhombos

Kenan Yılmaz, “Yunan Mitolojisinde Ölüm”, Anadolu Üniversitesi İktisadi ve

İdari Bilimler Fakültesi İktisat Yayın tarihi: 01 Ekim 2002

Klaus Martin Girardet, “Der Kaiser und sein Gott. Das Christentum im Denken

und in der Religionspolitik Konstantins des Großen”, Millennium-Studi- en/Millennium

Studies/Studien zu Kultur und Geschichte des ersten Jahrtau- sends n. Chr./Studies in

the Culture and History of the First Millennium C.E. 27. Berlin/New York: De Gruyter,

IX + 213 S., 29 Abb

Mahmut Doğan, “Yeni Yüksektepe Dergisi”, sayı 53

Oxford Dictionary of English 2e, “Easter“, Oxford University Press, 2003.

Peter Frölich, “Theodizee”- tanrının adaleti ile ilgili sunumu. “Die Position

Rieux´ im Licht christlicher Theologie (Unterrichtsstunde zu A. Camus, Die

Pest)”- (“Albert Camus’nün “Veba ile ilgili görüşü çerçevesinde Rieux’nün

tutumu”)

P. Damian Buck , “Die Vulkane”; BoD – Books on Demand, 2012, 146

27

P. Holdener Parvis-Verlag CH-1648 Hauteville / Schweiz Französischer

Originaltitel: «Regard sur le Purgatoire» Für die französische Ausgabe: Editions Saint-

Paul, 3, rue de la Porte du Buc, F-78006 Versailles Cedex © Für die deutsche Ausgabe:

Oktober 1995 Parvis-Verlag CH-1648 Hauteville/Schweiz ISBN 3-907523-63-6

Predigtreihe: Sowas glaubt ihr Christen – Anfragen unter der Lupe „Wie kann

ein liebender Gott Menschen in die Hölle schicken?“ Predigt: Pfarrer Thilo Bathke

Thomas Billhardt, und Peter Jacobs, “Als die Muchachos kamen”

Varela Consuelo, “La caída de Cristóbal Colón. El juicio de Bobadilla“, Marcial

Pons, Madrid 2006, ISBN 978-84-96467-28-6

28