hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Aralık 2011 Sayı: 37...

24
hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Aralık 2011 Sayı: 37 Eğitim hastaneleri Ankara İl Sağlık Müdürlüğü aile hekimlerini ‘akılsız’ buldu ASM kira bedelleri hesaplanmasında kullanılan yönteme itiraz eden ATO’ya Ankara İl Sağlık Müdürlüğü’nün yanıtı, “Tespit edilen rakamların son derece makul olduğu akıl sahibi herkes tarafından onaylanacaktır” şeklinde oldu. 14 )) Ankara’da hekimlerden “meşru müdafaa” Ankara’daki tüm tıp fakültelerinin katılımıyla akademisyenler, uzman ve pratisyen hekimler, tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, Türkiye sağlık ortamında yaşanan gelişmeleri protesto etmek için bir 25 Kasım’da araya geldi ve “Bu bir meşru müdafaadır” dedi. 12 )) Şefler hak ederek aldıkları ünvanlarını geri istiyor 663 sayılı KHK’nin geçici 6. maddesi ile eğitim ve araştırma hastanelerinde görev yapan klinik şef ve şef yardımcıları görevinden alındı ve yeni statüleri ‘eğitim görevlisi’ olarak belirlendi. Şefler, tabip odaları aracılığı ile hukuki yollardan haklarını aramaya çalışıyor. 14 )) Birinci basamak sağlık hizmeti paralı hale geliyor Ayaktan tedavide alınan ilaçlarda kutu başına 3 liraya kadar katılım payı ödenmesi ile birinci basamak sağlık hizmetlerinden katılım payı alınmasını öngören yasa tasarısı Türkiye Büyük Meclisi’ne sunuldu. 19 )) “İnsana iyi gelen onu iyileştiren iki meslek grubu doktorlar ve sanatçılar” Ankara Sanat Tiyatrosu Danışma Kurulu Üyesi Altan Erkekli ile AST, oyunculuk ve yeni sezon oyunları üzerine konuştuk. 23 )) Kültür Sanat Güncel Hekimler ve sağlık çalışanları 21 Aralık’ta G (ö) REVde! Hekimler, en uzun gece, en kısa günün yaşandığı, karanlığın en koyu, ışığın en az olduğu 21 Aralık’ta günü uzatmak, aydınlığı çoğaltmak ve 663 sayılı KHK'yi tarihin geri dönüşüm kutusuna göndermek için G(ö)REVe gidiyor. 7 )) 21 Aralık’ta hep birlikte! ‘Jet profesör’ sayısı 73’e ulaştı Atandıkları üniversitelere hiç gitmeden ya da ayda bir kez giderek profesörlük ünvanı alan doçentlerin sayısı 73'e ulaştı. ATO ve SES tarafından 29 Mart 2011 tarihinde yapılan basın açıklamasında bu yöntemle profesör yapılan 50 kişinin isimleri kamuoyu ile paylaşılmıştı. 1 Aralık 2011 tarihinde yapılan yeni bir açıklamada ise bu sayının 73'e ulaştığı bildirildi. 10 )) İtinayla ‘Profesör’ Yapılır! Sağlık Bakanı'nın 25 Kasım 2011’de “Milli iradeyi paspas ettirmem” diyerek savunduğu düzenlemeyi Başbakan çiğnedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Kasım 2011 tarihinde T.C. Marmara Üniversitesi Sağlık Bakanlığı Pendik Eğitim Araştırma Hastanesi’nde bir rahatsızlığı nedeniyle ameliyata alındı. Başbakan Erdoğan’ın ameliyatı, daha önce İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda öğretim üyeliği yapmış ve tam gün dayatması nedeniyle buradaki görevinden ayrılmak zorunda kalmış olan Prof. Dr. Dursun Buğra tarafından gerçekleştirildi. 9 )) )) )) Başbakan Tam Gün Yasası’nı deldi Performans adaletti, verimlilikti, emekti... ‘Kavga’ oldu! Bir eğitici gözüyle sağlıkta dönüşüm sürecinde eğitim hastanelerinin durumu: Dr. Füsun Sayek V. Eğitim Hastaneleri Kurultayı’nda Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Aytül Çakçı, eğitimci gözüyle eğitim hastanelerinin durumunu değerlendirdi. 16 )) Slovakya’daki toplu istifa direnişine, doktorların taleplerine ulaşmalarıyla son verildi. 22 )) Bünyesinde 21 doktor istihdam eden ve kapanmak üzere olan Özel İmece Tıp Merkezi’nin, elindeki doktor kadrolarını 3 trilyon gibi bir meblağ ile bir başka tıp merkezine devretmeye hazırlandığı söyleniyor. 19 )) Slovakya grevinde doktorlar kazandı İthal hekim akını başlıyor Mevzuat değişikliği sonrası resmi açıklamalara göre Türkiye’de iş arayan yabancı hekimlerin sayısı da 3000’e ulaştı. Özellikle Irak, İran, Bulgaristan, KKTC, Yunanistan, Azerbaycan, Kırgızistan gibi yakın komşu ülkelerden ithal hekim akını başlarken, Almanya, Fransa, İngiltere’den iş aramaya gelen hekimlerin özel hastanelerle görüşmeye başladığı da biliniyor. 3 )) SATILIK Satılık doktor kadrosu! Aile hekimliği Güncel Milli irade paspas oldu Sağlık Bakanı Recep Akdağ: “Kusura bakmayın, milli iradeyi kimsenin, herhangi bir meslek örgütünün ayağına paspas gibi seremem“ TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu: “Kusura bakmayın; hekimliği, sağlık hakkını, hekimleri paspas yapmanıza izin veremeyiz, vermeyeceğiz”

Transcript of hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Aralık 2011 Sayı: 37...

  • hekimlerin gücü, hekimlerle güçlü Aralık 2011 Sayı: 37

    Eğitim hastaneleri

    Ankara İl Sağlık Müdürlüğüaile hekimlerini‘akılsız’ bulduASM kira bedellerihesaplanmasında kullanılanyönteme itiraz eden ATO’yaAnkara İl SağlıkMüdürlüğü’nün yanıtı, “Tespitedilen rakamların son derecemakul olduğu akıl sahibi herkestarafından onaylanacaktır”şeklinde oldu. 14 ))

    Ankara’da hekimlerden“meşru müdafaa”Ankara’daki tüm tıpfakültelerinin katılımıylaakademisyenler, uzman vepratisyen hekimler, tıpöğrencileri ve sağlık çalışanları,Türkiye sağlık ortamındayaşanan gelişmeleri protestoetmek için bir 25 Kasım’daaraya geldi ve “Bu bir meşrumüdafaadır” dedi. 12 ))

    Şefler hak ederek aldıklarıünvanlarını geri istiyor663 sayılı KHK’nin geçici 6.maddesi ile eğitim ve araştırmahastanelerinde görev yapanklinik şef ve şef yardımcılarıgörevinden alındı ve yenistatüleri ‘eğitim görevlisi’olarak belirlendi. Şefler, tabipodaları aracılığı ile hukukiyollardan haklarını aramayaçalışıyor. 14 ))

    Birinci basamak sağlıkhizmeti paralı hale geliyorAyaktan tedavide alınanilaçlarda kutu başına 3liraya kadar katılım payıödenmesi ile birincibasamak sağlıkhizmetlerinden katılımpayı alınmasını öngörenyasa tasarısı TürkiyeBüyük Meclisi’nesunuldu. 19 ))

    “İnsana iyi gelen onuiyileştiren iki meslek

    grubu doktorlar vesanatçılar”

    Ankara SanatTiyatrosu DanışmaKurulu Üyesi Altan

    Erkekli ile AST,oyunculuk ve

    yeni sezonoyunları üzerine

    konuştuk. 23 ))

    Kültür SanatGüncel

    Hekimler ve sağlıkçalışanları 21 Aralık’ta

    G(ö)REVde!

    Hekimler, en uzun gece, en kısa gününyaşandığı, karanlığın en koyu,

    ışığın en az olduğu 21 Aralık’tagünü uzatmak, aydınlığı

    çoğaltmak ve 663 sayılı KHK'yitarihin geri dönüşüm kutusuna

    göndermek için G(ö)REVe gidiyor. 7 ))21 Aralık’ta

    hep birlikte!

    ‘Jetprofesör’sayısı 73’eulaştıAtandıkları üniversitelere hiçgitmeden ya da ayda bir kezgiderek profesörlük ünvanı alandoçentlerin sayısı 73'e ulaştı. ATOve SES tarafından 29 Mart 2011tarihinde yapılan basınaçıklamasında bu yöntemleprofesör yapılan 50 kişinin isimlerikamuoyu ile paylaşılmıştı. 1 Aralık2011 tarihinde yapılan yeni biraçıklamada ise bu sayının 73'eulaştığı bildirildi. 10 ))

    İtinayla ‘Profesör’Yapılır!

    Sağlık Bakanı'nın 25 Kasım 2011’de “Milliiradeyi paspas ettirmem” diyerek savunduğu düzenlemeyi Başbakan çiğnedi.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26 Kasım 2011 tarihinde T.C. Marmara Üniversitesi Sağlık Bakanlığı Pendik Eğitim AraştırmaHastanesi’nde bir rahatsızlığı nedeniyle ameliyataalındı. Başbakan Erdoğan’ın ameliyatı, daha önceİstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi AnabilimDalı’nda öğretim üyeliği yapmış ve tam gündayatması nedeniyle buradaki görevindenayrılmak zorunda kalmış olan Prof. Dr. DursunBuğra tarafından gerçekleştirildi. 9 ))

    ))

    ))

    Başbakan Tam GünYasası’nı deldi

    Performans adaletti,verimlilikti, emekti...

    ‘Kavga’ oldu!

    Bir eğitici gözüyle sağlıkta dönüşümsürecinde eğitim hastanelerinin durumu:

    Dr. Füsun Sayek V. Eğitim Hastaneleri Kurultayı’nda Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu

    Üyesi Dr. Aytül Çakçı, eğitimci gözüyle eğitimhastanelerinin durumunu değerlendirdi. 16 ))

    Slovakya’daki toplu istifa direnişine,doktorların taleplerine ulaşmalarıylason verildi. 22 ))

    Bünyesinde 21 doktor istihdameden ve kapanmak üzere olan Özelİmece Tıp Merkezi’nin, elindekidoktor kadrolarını 3 trilyon gibibir meblağ ile bir başka tıpmerkezine devretmeye hazırlandığısöyleniyor. 19 ))

    Slovakya grevindedoktorlar kazandı

    İthal hekimakını başlıyorMevzuat değişikliği sonrası resmiaçıklamalara göre Türkiye’de iş arayanyabancı hekimlerin sayısı da 3000’e ulaştı.Özellikle Irak, İran, Bulgaristan, KKTC,Yunanistan, Azerbaycan, Kırgızistan gibiyakın komşu ülkelerden ithal hekim akınıbaşlarken, Almanya, Fransa, İngiltere’den işaramaya gelen hekimlerin özel hastanelerlegörüşmeye başladığı da biliniyor. 3 ))

    SATILIKSatılıkdoktorkadrosu!

    Aile hekimliği Güncel

    Milli irade

    paspas oldu

    Sağlık Bakanı Recep Akdağ: “Kusura bakmayın, milli iradeyi kimsenin,herhangi bir meslek örgütünün ayağınapaspas gibi seremem“

    TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu:“Kusura bakmayın; hekimliği, sağlık hakkını,hekimleri paspas yapmanıza izin veremeyiz,vermeyeceğiz”

  • Hekim PostasıSahibi:Ankara Tabip Odası adınaDr. Bayazıt İlhan

    Sorumlu Yazı işleri Müdürü:Dr. Bayazıt İlhan

    Yayımlayan:Ankara Tabip Odası Yayının Türü:Yerel, süreliYayının Şekli:Aylık Türkçe Yıl: 2011Sayı:37

    Yayın İdare Merkezi:Ankara Tabip Odası Mithatpaşa Cad. No: 62/18 Kızılay ANKARA Tel : (312) 418 87 00 Fax : (312) 418 77 94www.ato.org.tr

    Yayın Kurulu: Dr. Selçuk Atalay, Dr. Serdar Koç, Dr. Seyfi Durmaz, Dr. Özden Şener,Kansu Yıldırım

    Haber Merkezi:Jülide Kaya, Kansu Yıldırım

    Editör: Bercis Mani Şipal

    İletişim:

    Bercis Mani Şipal,Jülide Kaya

    Haber, yorum ve yazılarınızı [email protected] gönderebilirsiniz.

    Ankara Tabip Odası Basın YayınKomisyonu ürünüdür.

    Ayda bir yayınlanır.

    ATO üyelerine ücretsiz gönderilir.

    Baskı öncesi hazırlık: GEO Tanıtım ve Reklam Hizmetleri Turgut Reis Caddesi 47/6 06570Maltepe /Ankara Tel :(0312) 229 09 85 Faks :(0312) 230 82 76 [email protected]ım yeri ve tarihi: İhlas Gazetecilik AŞ. TurgutÖzal Bulvarı Demirciler Sitesi 1.Cadde No:68Siteler Ankara TEL: 353 29 61 / 15 Aralık 2011

    güncel

    Dr. Bayazıt İlhan Ankara Tabip Odası Başkanı[email protected]

    Türkiye’de konularıtartışırken öyleyönlendiriliyoruz kidoğru tartışmanın bile önükesiliyor. Sağlık Bakanlığı sonyıllarda giderek artan biçim-de Türkiye’de hekim sayısı-nın yetersiz olduğunu, buaçığı gidermek için yurtdı-şından hekim getirilmesi ge-rektiğini söyledi. Sonuçta 663Sayılı Kanun Hükmünde Ka-rarname (KHK) ile Türkiye’dehekimlik yapmak için vatan-daşlık koşulu kaldırıldı.

    Ancak burada bilinçli birkarışıklık yaratıldığını görü-yoruz. Bilinçli yaratılıyor,çünkü kavramlar karışıncatablo bulanıklaşıyor. Ben bi-raz bulanıklığı gidermeye ça-lışayım.

    1. 26 Şubat 2006’da Baş-bakan 100-150 dolara çalış-maya razı doktorlar olduğu-nu, yurt dışından doktor ge-tireceklerini söyledi. Bundankısa süre önce yerli-yabancıyatırımcılara devletin arazi-lerinde yaptırılacak dev şehirhastaneleri projeleri müjde-sini verirken de, buralardaçalışacak yabancı doktorlaraihtiyaçtan söz etmişti. Dik-katinizi çekerim burada he-kim eksiğinden değil 100-150 dolara çalışacak hekim-lerden, yatırımcılara verile-cek devlet arazilerinden, devşehir hastanelerinden söz edi-liyor!

    2. Bundan sonra Sağlık Ba-kanı sayısız konuşmasındaTürkiye’deki hekim açığındanve yurt dışından hekim ge-tirmekten söz etti.

    3. 6 Kasım 2010’da Yük-seköğretim Kurulu yeni birdenklik yönetmeliği yayın-layarak tıp fakülteleri dahilbeş alanda, belirlenecek ül-kelerden alınacak diploma-lara ülkemizde sınavsız denk-lik verilmesini kararlaştırdı.

    Dikkat ediniz, hiç sınav yap-madan yurtdışından alınantıp fakültesi diplomalarınadenklik verilmesinden sözediyoruz.

    4. Türk Tabipleri Birliği’ninaçtığı dava sonucu Danıştay8. Daire 23 Mart 2011 tari-hinde sınavsız denklik veril-mesini öngören maddelerinyürütmesini durdurdu.

    5. 29 Mayıs 2011 tarihindeÖSYM tarafından tıpta denk-lik sınavı yapıldı, 100 soru-dan 75’inin bir önceki yıllaaynı (şıkları dahi) olduğu gö-rüldü, yeni bir ÖSYM skan-dalı olarak ortaya çıktı.

    6. 2 Kasım 2011’de 663 sa-yılı KHK ile Türk vatandaşıolmayanların da Türkiye’dehekimlik yapması yasal dü-zenlemeyle sağlandı.

    7. 29 Kasım 2011’de gaze-telerde yer aldı, kararnameçıkmadan üç ay önce yurti-çinde ve yurtdışında bazı “is-tihdam büroları” kurulmayabaşlanmış. İkibinin üzerindehekim başvurmuş, Almanya,Fransa ve ABD’den de baş-vurular başlamış, bu tersinebeyin göçüymüş, özel hasta-neler “bize yurtdışından dok-tor bulun” diye başvurularyapıyorlarmış!

    Tablo kafanızda netleştimi bilemiyorum. Tüm öykü-yü okurken birinci maddeyiaklınızda bulundurun, 3, 4ve 5. maddedeki ısrarı ka-çırmayın, tersine beyin gö-çüne, Türkiye’deki hekim açı-ğının yabancı doktorla (birazolsun!) kapatılacağına inan-mak size kalmış…

    Türkiye yurtiçinde sayısısekseni geçmiş tıp fakülte-sinde eğitimin standardınıoluşturamamış, öğretim üyesiyetersiz, kütüphanesiz, ka-davrasız fakültelerde hekimyetiştirme telâşında ve ısra-rında bir ülke. Uzmanlık eği-

    timinde de durum aynı, hattauzaktan eğitimle uzmanlıkdahi mümkün olacak! Böylebir ülke doğal olarak yurtdı-şından getireceği hekimlerestandart belirlemeye de ni-yetli olmayacaktır. Sınavsızdenklik verilmesindeki, sınavyapılıyorsa da skandala dö-nüşmesindeki arka plan bu-radadır. Belli ki nitelik değil100-150 dolara hekim çalış-tırma telâşı ön plandadır.Halkın nitelikli sağlık hizmetialması gibi bir hedef oldu-ğunu söylememize imkanyoktur. Sayılar önemlidir,para önemlidir, daha çok kâredilmelidir. Binlerce yıllık birmeslek kâr hırsına göre şe-killendirilmeye çalışılmakta-dır.

    Burada yazılanlar yurtdı-şında eğitim görmüş meslek-taşlarımızı niteliksiz tıp eği-timi aldıkları yönünde de-ğerlendirdiğimiz anlamınagelmemekte, gelişmiş ülke-lerde olduğu gibi tıp eğitimive denklikte bilimsel verilerüzerinden hareket etmemizgerekliliğini vurgulamaktadır.Bu husus şüphesiz ki Türki-ye’deki tıp eğitimi için de ge-çerlidir.

    Zaten istihdam büroları,buralardan para kazanmakisteyenler sahnedeki yerleriniçoktan almışlardır. Öyle yaher düzenleme kendi sektö-rünü, hatta bu örnekte yasaldüzenlemeleri beklemeden,yaratmaktadır. Belli ki biracele vardır!

    Öyleyse hayat hekimlerive sağlıkçıları daha fazla mü-cadeleye çağırmaktadır. An-cak, yurttaşlarımız da bura-daki tehlikeyi anlamalı vesağlıkçıların mücadelesinekatılmalıdır. Kendi sağlıkhakkı için katılmalıdır. Has-talarımıza gerçekleri anlat-mak hepimize düşmektedir.

    İthal hekimliğidoğru tartışmak

    ato’dan

    “Tutuklu ve hükümlüle-rinin muayenesi esnasındahasta ve hekimin yalnız kal-masını önleyen” Üçlü Pro-tokol’e muhalefet ettiği ge-rekçesiyle yargılanan Dr.Sadık Çayan Mulamahmu-toğlu beraat etti.

    Mardin’in Midyat ilçe-sinde hekimlik yapan SadıkÇayan Mulamahmutoğlu,Midyat Devlet Hastanesi’nesevk edilen bir hükümlününmuayene edilebilmesi içingerekli ortamın sağlanmasıyönünde çaba göstermiş an-cak Adalet, İçişleri ve SağlıkBakanlıkları arasında dü-zenlenen “Üçlü Protokol”hükmü gerekçe gösterilerekmuayene odasından çıkma-yan ve bu sebeple hastanınmuayenesinin gerçekleşme-sini engelleyen jandarmatarafından tutulan bir tu-tanak üzerine “görevi kö-tüye kullanmak” suçlama-sıyla hakkında dava açıl-mıştı.

    Sadık Çayan Mulamah-mutoğlu, Mardin'in Midyatilçesinde 2 Kasım 2011 ta-rihinde görülen davanınikinci duruşmasında beraatetti.

    "Üçlü Protokol"yenilendi

    Kamuoyunda tartışmayaratan ve sağlık örgütle-rinin itiraz ettiği “Üçlü Pro-tokol”

    22 Ağustos 2011 tarihin-de yapılan değişiklikle ye-nilenmişti. Yeni düzenle-meye göre, hastanelerde bukişilerin muayenelerininmuhafazalı odalarda yapıl-

    ması kural haline getirilmişve şu ifadelere yer veril-mişti: “Muhafazalı odalaramuayene sırasında jandar-ma içeriye girmeyecektir.Sadece tabibin istemesi ha-linde jandarma içeriye gi-recektir. Muhafazalı odalaryapılıncaya kadar, güvenlikgerekçesiyle jandarmanınmuayene odasına girmesigeçici madde olarak kabuledilmiştir. Yeni düzenleme-de, ‘Hastane hükümlü ko-ğuşu ve servisi’ tanımı ya-pılmış ve hükümlü koğuşubulunmayan hastanelerdetespit ve yeni hükümlü ko-ğuşu yapılması için komis-yon oluşturulmuştur. Pro-tokolün yürürlüğe girme-sinden sonra üç ay içeri-sinde bütün hastanelerdekihükümlü koğuşu ve servis-lerinin belirtilen şartlarauygun olup olmadığı tespitedilecek ve eksiklikler gi-derilecektir.”

    Davayı izlemeyegiden SESyöneticileri kazageçirdi

    Öte yandan, Batman SESŞubesi yönetici ve üyeleridavayı izlemek üzere Bat-man'dan Mardin'e giderkentrafik kazası geçirdi. Araçtabulunan Selahattin Aslan,(Şube Sekreteri), KeremOrun, (Mali Sekreter), HamitErsöz, (Eğitim, Basın Yayınve Sosyal İşler Sekreteri),Yusuf Üner, ve Murat Sezik,Batman Bölge Hastane-si’nde tedavi altına alındı.

    Ağır yaralı olan KeremOrun ve diğer yaralılarınsağlık durumunun iyiye git-tiği öğrenildi

    Dr. Sadık ÇayanMulamahmutoğluberaat etti

    Hekim Postası

    “Tutuklu ve hükümlülerinin muayenesiesnasında hasta ve hekimin yalnızkalmasını önleyen” Üçlü Protokol’emuhalefet ettiği gerekçesiyle yargılanan Dr.Sadık Çayan Mulamahmutoğlu beraat etti.

  • Dr. Selçuk AtalayAnkara Tabip Odası Genel [email protected]

    Akıl Sahibi Olan!

    Bakanlık aile hekimleri-nin kamu personeli ol-duğunu belirtiyor. An-kara’da aile hekimliği yapanmeslektaşlarımızdan 900’ü ka-muya ait binalarda görev yapı-yor. Geriye kalan 347 meslek-taşımız kendi kiraladıkları yer-lerde çalışıyorlar. Anayasa dahilyasal metinlerde sağlık hizmetikamusal bir hizmet olarak ta-nımlanıyor. Ancak Ankara İlSağlık Müdürlüğü, kendisinebağlı binalarda çalışan meslek-taşlarımızdan kira istedi. Diye-ceksiniz ki ne var bunda?

    Şu var:

    Kamusal bir hizmeti, kamusal bir mekanda, kamu personeli eliyle sunu-

    yorsunuz. Ama kamu personelinden kira

    alıyorsunuz.

    Neden? İşte takkenin düştüğüan! Çünkü birinci basamak sağ-lık hizmetleri, aile hekimlerineözelleştirildi. Çünkü Bakanlığıngözünde ASM’ler birer işletme,ticarethane, muayenehane...

    İl Sağlık Müdürlüğümüz ki-raları istedi meslektaşlarımız-dan. Kira miktarlarının hepsibirbirinden farklı. Semtine görefiyatlar değişiyor. Lüks semteaçtıysanız “dükkanı”, ona görepara vereceksiniz deniyor yani.Bir de demirbaş paraları var.Sağlık Ocağındayken kullandı-ğınız bilgisayarı Müdürlük sizesatmaya kalkıyor. Bu dereceaçıktan bir piyasa mantığı.

    Ankara Tabip Odası (ATO) ola-rak, aile hekimlerinden kira vedemirbaş malzeme bedeli isten-mesinin ardından 20 Eylül 2011tarihinde Ankara İl Sağlık Mü-dürlüğü’ne bir yazı göndererekASM kira bedelleri hesaplan-masında kullanılan yönteme iti-raz etmiştik.

    Ankara İl Sağlık Müdürü, Dr.Mustafa Aksoy ATO’ya cevabengönderdiği yazıda “Kira mik-tarlarına bakıldığında tespitedilen rakamların son derecemakul olduğu” ve “akıl sahibiherkes tarafından” bununanlaşılacağını yazmış.

    Akıl Sahibi olan herkes an-

    larmış ama kim anlamamış?ATO anlamamış!

    ATO, mevcut İl Sağlık Müdü-rümüzün Türkiye’nin ilk vetek jet Yrd. Doç. Sağlık Mü-dürü olduğunu anlamış amabu kira işini anlamamış. Akılsahibi olsa anlarmış diye bu-yurmuş Yrd. Doç. Sağlık Mü-dürü. Başka anlamayan, yani ilSağlık Müdürümüze göre “akılsahibi olmayan” kimler var? 413tane aile hekimi meslektaşımızda “akıl sahibi olan” grubundanolmadığı için kira miktarlarınınmakul olduğunu anlamamış.

    Buyrun... 5600 hekimin oykullanarak seçtiği Ankara TabipOdası Yönetim Kurulunu ve 413aile hekimini “akıl sahibi olma-yan” diye niteleyen, hekimlereböylesi bir tarzla hakaret edenbir İl Sağlık Müdürümüz var!İşte bugün Ankara’da olan, Tür-kiye’nin dört bir yanında he-kimlere sürekli baskı kuran, so-ruşturma açan ve hekimlerimesleğinden soğutan, canındanbezdiren zihniyetin fotoğrafıdır.Hepimiz için ibretlik olan bufotoğraf bu ülkenin tarihindekaranlık bir sayfa olarak yerinialacaktır.

    Akıl sahibi olanlara dair birkaç cümle de müsaadenizle benkurayım: Bu ülkede akıl sahibiolan herkes;

    Aile hekimliğinin birinci ba-samağın özelleştirilmesi oldu-ğunu,

    Jet hızıyla alınan akademikkadrolardaki acayipliği,

    Bir il sağlık müdürünün ya-zışmalarında isminin önünde,bilfiil üniversitede çalışmadanaldığı Yrd. Doç. ünvanını kul-lanmasındaki tuhaflığı,

    Uygulanan sağlık politikala-rının sermayenin çıkarlarını ko-ruduğunu,

    Hekimlere ve halkın sağlıkhakkına bir saldırı olduğunu,

    Hekimlerin bir dayanma sı-nırının olduğunu,

    Bu sağlıkta dönüşüm masalı-nın sonuna geldiğimizi ANLAR!

    güncel

    Resmi Gazete’de 02 Kasım 2011 ta-rihinde yayımlanan 663 Sayılı SağlıkBakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teş-kilat ve Görevleri Hakkında KanunHükmünde Kararname’nin 58. Mad-desinde “Türk hekimlerinin” ibaresi“hekimlerin” şeklinde değiştirilerek,sağlık alanında yabancı hekimlerinçalışmasının önü açıldı. Sağlık Ba-kanlığı yaptığı açıklamada, ithal he-kimlerin sadece özel hastanelerde ça-lışabileceklerini dile getirdi.

    Mevzuat değişikliği sonrası resmiaçıklamalara göre Türkiye’de iş arayanyabancı hekimlerin sayısı da 3000’eulaştı. Özellikle Irak, İran, Bulgaristan,KKTC, Yunanistan, Azerbaycan, Kır-gızistan gibi yakın komşu ülkelerdenithal hekim akını başlarken, Almanya,Fransa, İngiltere’den iş aramaya gelenhekimlerin özel hastanelerle görüş-meye başladığı da biliniyor.

    Yerin Kulağı var!Sağlık Bakanlığı 663 Sayılı KHK ile

    ithal hekimliğin önünü açsa bile, ko-nuyla ilgili yönetmelik çıkarmadığıiçin hekimlerin işe alım süreçleriyleilgili net kriterler de yok. Ne var ki,bazı danışmanlık şirketleri KHK’ninçıkmasından 3 ay önce ithal hekimkaynağı sayılabilecek ülkelerde fizi-

    bilite çalışmalarına başlamışlardı. AKKariyer İnsan Kaynakları Danış-

    manlık yetkilileri, konu kapsamındaIrak, İran, Balkan ülkelerine bürolaraaçarak sözlü mülakatlara başladıkla-rını, Türkiye’deki özel hastanelerlegörüştükten sonra yurtdışında iste-nilen niteliklere uygun hekim aradık-larını söylediler. Bazı tanınmış iş ara-ma ve kariyer sitelerine Avrupa ülke-lerinden yaklaşık 1657 özgeçmiş bı-rakıldığı da basına yansıyan haberlerarasında.

    Mevzuat değişebilirSağlık Bakanlığı konuyla ilgili yö-

    netmeliği Ocak ayı sonuna kadar çı-karacak. Resmi açıklamalara göre, çı-karılacak yönetmelikte yabancı he-kimlerin özlük hakları ve sosyal sigortahakları konusunda Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanlığı’yla, denklik ko-nusunda da YÖK ile irtibata geçilecek.Hekimler aynı zamanda güvenlik so-ruşturmalarına da tabii tutulacak.

    Hükümet eğer 657 sayılı DevletMemurları Kanunu’nda değişiklik yap-maz ise, yabancı hekimlerin kamudaçalışması söz konusu değil. Ne var ki,geçtiğimiz ay için Çalışma ve SosyalGüvenlik Bakanı Çelik, “657’nin yaş-landığını” ve “değişiklikler yapılma-sının gündemde olduğunu” söylemiş-ti.

    İthal hekimakını başlıyor

    Kansu Yıldırım

    Mevzuat değişikliği sonrası resmi açıklamalara göreTürkiye’de iş arayan yabancı hekimlerin sayısı da 3000’eulaştı. Özellikle Irak, İran, Bulgaristan, KKTC, Yunanistan,Azerbaycan, Kırgızistan gibi yakın komşu ülkelerden ithalhekim akını başlarken, Almanya, Fransa, İngiltere’den işaramaya gelen hekimlerin özel hastanelerle görüşmeyebaşladığı da biliniyor.

  • güncel

    Sağlık Bakanlığı Tedavi HizmetleriGenel Müdürlüğü tarafından 6 Ekim2011 tarihinde yayımlanan Muaye-nehane Bina Standartları Genelge-si’nde “Fiziksel çevrenin özürlüleriçin ulaşılabilir ve yaşanılabilir kı-lınması için, imar planları ile kentsel,sosyal, teknik altyapı alanlarında veyapılarda, Türk Standartları Ensti-tüsü’nün ilgili standardına uyulmasızorunludur.” hükmü hatırlatılıyor.

    Bakanlık, muayenehanelerin stan-dartlarıyla uğraşadursun, 1 Temmuz2005’te yürürlüğe giren engellilerleilgili kanunun 2. maddesine göre,içinde hastanelerin de bulunduğukamu binaları, yollar ve toplu taşımaaraçlarının engellilerin erişimine uy-gun hale getirilmesi için tanınansüre 7 Temmuz 2012’de bitiyor. An-cak kamu kurum ve kuruluşlarındakanuna göre gereken düzenlemelerinyapılmadığı görülüyor.

    TTB ise Sağlık Bakanlığı’nın Sıh-hiye’deki merkez binasının, stan-

    dartlara uygun olup olmadığı yö-nünde bir inceleme yaptı ve SağlıkBakanlığı’nın kendi binasında uy-madığı kuralları hekim muayeneha-neleri için kural haline getirdiği or-taya çıktı.

    TTB tarafından yapılan açıklama-da, Sağlık Bakanlığı’nın hekim mua-yenelerine getirdiği “standartların”İmar Kanunu uyarınca aslında kamukurumlarının ve özürlülerin ikametettikleri binalar için getirilmiş ku-rallar olduğuna dikkat çekildi.

    Sağlık Bakanlığı’na ulaşmakbile kolay değil

    Sağlık Bakanlığı’na karşı caddedengeçebilmek için dik merdivenli, karlıhavalarda donan, fazlasıyla yüksekbir üst geçitten geçmek zorundasınız.Bu üst geçitten özürlü olmasanız dageçmekte zorlanırsınız.

    “Üst geçitten geçemezsem düz yol-dan giderim” derseniz, yaya geçidive trafik ışığı olmayan caddeden an-cak ölümü göz alarak Sağlık Bakan-lığı’na gidebilirsiniz.

    Tüm bunları atlatıp kapının önü-ne geldiyseniz, demir itmeli kapıyıaçtırmak için yanınızda bileği sağ-lam birini bulundurmalısınız.

    X-Ray cihazından, turnikelerdengeçip binaya girebilmişseniz ken-dinizi şanslı hissetmelisiniz.

    Bakanlığın merdivenlerinin ya-nında yüzde 8 (ya da başka biroranda) eğimli rampa bulunmaz.

    Tekerlekli sandalyede ya da koltukdeğneği yardımıyla hareket edebi-liyorsanız, bir Bakanlık personeli-nin o gün birine iyilik yapmayakarar vermiş olmasını umut etme-lisiniz.

    Binaya girmeyi tüm bunları aşa-rak başarmış iseniz asansörlerdenuzak durmanızı öneririz, çünkü“standartlardan” çok uzaktır.

    Sağlık Bakanlığı binasıhizmete uygun değil!TTB, Sağlık Bakanlığı’nın Sıhhiye’deki merkez binasının, standartlara uygun olup olmadığı yönünde bir inceleme yaptıve Sağlık Bakanlığı’nın kendi binasında uymadığı kuralları hekim muayenehaneleri için kural haline getirdiği ortayaçıktı.

    Bakanlık, muayenehanelerin standartlarıyla uğraşırken, engellilerle ilgili kanuna göre, içinde hastanelerin debulunduğu kamu binaları, yollar ve toplu taşıma araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi için tanınansüre 7 Temmuz 2012’de bitiyor. Kamu kurum ve kuruluşlarında kanuna göre gereken düzenlemelerin ise yapılmadığıgörülüyor.

    Hekim Postası

    Sağlık Bakanlığı’nın muayenehanelerin fiziki yapısı içingösterdiği ‘gayretin’ aynısını hastaneler için göstermediği debir başka gerçek. Hatırlanacağı üzere; 24 Aralık 2011tarihinde rahatsızlanarak Mersin Devlet Hastanesi’nekaldırılan Mersin Barosu’na kayıtlı 38 yaşındaki avukat İzzetÇiçek, gittiği hastane tuvaletinde fenalaşarak yere yığılmıştı.Klozet ile kapı arasına yığılan Çiçek, kapının içeriye doğruaçılması nedeniyle 10 dakikalık çabanın ardından dışarıyaçıkarılmış ancak tıbbi müdahaleye karşın kurtarılamamıştı.

    Hastanelerin fizikişartları da uygun değil

    Ankara Üniversitesi TıpFakültesi Genel Cerrahi Ana-bilim Dalı Başkanı SemihBaskan, muayenehaneleriçin depreme dayanıklılık,engellilere uygun asansörve tuvalet sağlanması gibiSağlık Bakanlığı tarafındangetirilen standartlara ilişkinolarak 21 Ekim 2011 tari-hinde Hekim Postası’na de-ğerlendirmelerde bulundu.

    Van’da 23 Ekim tarihindegerçekleşen ve Sağlık Ba-kanlığı’na bağlı hastanelerinkullanılamaz hale geldiğidepremin hemen öncesindeaçıklama yapan Baskan,Türkiye Mühendisler Birli-ğinin dergisinde yayımlanan

    bir analizden örnekler ve-rerek şöyle konuştu: “Tür-kiye’de Sağlık Bakanlığı’nabağlı 832 tane hastane bu-lunuyor, kamuya ait yakla-şık 80 bin bina içerisindegüçlendirme projesi hazır-lanan bina sayısı ise 1082ve bu da toplam içerisindeyüzde 1.3 ediyor. Türkiye’detoplam 9500 hastane bina-sının 6640 tanesi, dolayısıyla2/3’den fazlası birinci veikinci derecede deprem böl-gesinde bulunuyor. Bu böl-gelerde bulunan binalarınyalnızca 54’ünün güçlendir-me projesi hazır durumdave bu oran yüzde 1’in dealtında. Hal böyleyken, Ba-

    kanlığımızın muayenehane-ler için bina depreme daya-nıklılık raporu istemesiniben son derece anlamsız bu-luyorum. Bunu bir de şöylesormak gerek, acaba SağlıkBakanlığı’nın kaç tane has-tanesinde depreme dayanık-lılık çalışması yapılmıştır?”

    Muayenehanelere, engellikullanımına elverişli halegetirilmesi şartı getiren ge-nelgeye ilişkin de açıklama-larda bulunan Baskan, uy-gulamayı doğru bulduğunuancak aynı koşulların diğermeslek gruplarından değilde sadece muayenehaneler-den talep edilmesinin ayrıcamanidar olduğunu söyledi.

    Muayenehanelere, engelli kullanımına elverişlihale getirilmesi şartı getiren genelgeye ilişkin

    de açıklamalarda bulunan Dr. Semih Baskan,uygulamayı doğru bulduğunu ancak bu

    koşulların diğer meslek gruplarından değil desadece muayenehanelerden talep edilmesinin

    ayrıca manidar olduğunu söyledi.

    “Türkiye’deki hastanelerin2/3’den fazlası deprem bölgesinde”

  • güncel

    1- Bir muayenehanenin açılabil-mesi için Tıp Doktoru Diploması vehekim uzmansa ilgili branşta TıptaUzmanlık Belgesi, Maliye kayıt vebildirimi, Ankara Tabip Odası’na bil-dirim ve Ankara İl Sağlık Müdürlü-ğü’ne bildirim gerekli ve yeterlidir.

    2- Bir muayenehanenin asgari fi-ziki koşulları Türkiye’de meskenolarak izin verilen yapılara eşittir.Mesken olarak kullanıma uygunolan her türden yapı bölümü mua-yenehane olur.

    3- Hekim muayenehanesini mes-leğini layıkıyla icra edebileceği vehastanın mahremiyetini gözetecekşekilde düzenler. Muayenehanedehekimin, hastasının şikâyetlerinidinleyerek onu muayene edeceği,basit tıbbi girişimleri yapacağı birçalışma odası bulunmalıdır.

    4- Muayenehane temiz ve düzenliolur.

    5- Muayenehanede en az dört ki-şinin oturabileceği bir bekleme odasıbulunur.

    6- Muayenehanede birer adetmuayene masası, stetoskop ve tan-siyon ölçme aleti bulunur.

    7- Muayenehanede birer adet tu-valet ve lavabo bulunur. Tuvalettehijyen kuralları gözetilir; kişisel te-mizlik için gerekli malzemeler bu-lundurulur. Tuvalet oturağının ikiyanında çömelip kalkarken kullanı-lacak tutacaklar bulunur.

    8- Muayenehanede hastalara aitbilgi ve kayıtların mahremiyetinikoruyacak önlemler alınır. Bilgiler,dosya kullanılıyorsa kilitli dolapta,

    bilgisayar kullanılıyorsa şifre ilemuhafaza edilir.

    9- Muayenehanede Ankara TabipOdası’ndan alınmış bir hasta protokoldefteri bulunur. Protokol defterininyıl içerisinde doldukça ve her yıl,yıllık denetim sırasında yenisi verilir.

    Yukarıdaki koşulları sağlayanmuayenehaneye, Ankara Tabip Odasıtarafından verilmiş, ilgili pratisyenveya uzmanlık derneği yetkilisi ta-rafından da imzalanmış olan İyiMuayenehane Belgesi kolay görünürbir yere asılı bulunur.

    Bildirgeden…

    ATO’dan İyi Muayenehane Bildirgesi

    İyi Muayenehane İçin Aranan Koşullar

    1. Muayenehane hekimi de diğerbütün hekimler gibi, tüm meslekiçalışmalarını Türk Tabipleri Birli-ği’nin disiplin yönetmeliğinde belir-lenmiş kurallara ve mesleki etik de-ğerlere uygun olarak yürütür.

    2. Muayenehane bir sağlık kuru-luşu olmayıp, hekimin hastalarınıbirebir görüp muayene ettiği, tetkikistediği, hastalıkla ilişkili tıbbi görüşaçıkladığı ve hastalarının tedavisinidüzenlediği geleneksel bir özel ça-lışma yeridir. Muayenehane hekimliğide, serbest ve bireysel bir gelenekselhekimlik çalışmasıdır; hastanın he-kimini seçmesinde ve hekime kolayulaşabilmesinde en etkili yollardanbiridir. Muayenehane hekimliği yüz-lerce yıldan beri kamu sağlığınındestekleyici ve vazgeçilmez bir un-surudur; muayenehane hizmeti bi-reysel ve serbest bir çalışma türüolmakla birlikte niteliği gereği ka-musal bir hizmettir. Hekim muaye-nehanenin maaşlı görevlisi değil, sa-hibidir. Muayenehanede, vardiyausulü, birbirinin yerine çalışma bi-çimleri yoktur. Hasta hekimini is-miyle tercih eder. Muayenehanedekiçalışma saatleri esnektir ve sadecemuayenehane sahibi hekim tarafın-dan belirlenir.

    3. Muayenehane bir ticarethaneolmadığı gibi, muayenehane hekimide bir “tacir” değildir. Hekimlerinmuayenehaneleri ve buralarda yü-

    rüttükleri faaliyet özünde “ticari”değil “kamusal” niteliktedir. Hastalaraverilen hizmet de salt gelire yönelikdeğildir. Prensip olarak buradakihizmetler sadece ve sadece tıbbi ge-rekliliklere göre yürütülür.

    4. Serbest, geleneksel ve bireyselbir hekimlik çalışması olarak mua-yenehanenin açılacağı yerin seçimihekime ait bir karardır. Hekim isterseevini de muayenehane olarak kulla-nabilir. En uygun muayenehane yeri,hekimin ve hastalarının kolay ula-şabildiği yerdir. Hekimin bu gele-neksel hakkı üzerinde, hekimin ira-desi dışında sınırlama yapılamaz.

    5. Muayenehanenin yasal sorum-lusu, bizzat ve sadece hekimdir.

    6. Hekim gerek görürse, hastala-rına daha iyi hizmet verebilmek üze-re, yanında sekreter veya tıbbi per-sonel çalıştırabilir. Bu personelin ni-teliklerini ve sayısını hekim belir-ler.

    7. Bir hekimin tek bir muayene-hanesi olur. Muayenehane hekiminbağlı bulunduğu tabip odasının ilsınırlarında yer alır.

    8. Muayenehaneler genel olarakayaktan gelebilen hastaların kabuledildiği yerlerdir. Muayenehaneyebaşvuran engellilerin gözetilmesi,muayenehanede engellilere ilişkinkolaylaştırıcı tedbirler alınması teşvikedilir.

    9. Bir muayenehanede, hastanınmahremiyetini gözetecek ve hekiminmesleğini rahatça icra edebileceğibir ortam gereklidir. Hekim muaye-nehanesini buna uygun şekilde dü-zenler.

    10. Hekim muayenehanedeki vemuayenehane dışındaki özel mua-yene ve tedavi hizmetleri karşılığındamuayenehanesinde bir hizmet bedeli(ücret) alır, fatura verir ve ilişkilivergilerini öder.

    11. Bir muayenehane birden fazlahekim tarafından da kullanılabilir.

    12. Muayenehaneler randevu usu-lüne göre çalışırlar. Çalışma saatlerihekimin tercihine ve çalışma duru-muna göre değişebilir. Hastalarınaverdiği randevu saatleri dışında he-kimin muayenehanede bulunma zo-runluluğu yoktur. Hekim muayene-hanede görmeyi uygun bulmadığıhastaları veya randevusuz olan has-taları kabul etmemek hakkına sa-hiptir.

    13. Muayenehane hastalara aitbilgi ve kayıtların mahremiyeti ko-runur; hukuki bir sürecin yasal ge-rekleri dışında bu bilgiler hiçbir yereverilmez, paylaşılmaz.

    14. Muayenehanede çalışmak içinbir yaş sınırı yoktur. Sağlık kurumya da kuruluşlarından emekli ol-duktan sonra da muayenehane he-kimliği yapılabilir.

    15. Muayenehane sahibi olmak,hekimin kamuda veya özel sektörde,sağlık kuruluşlarında hizmet ver-mesine engel değildir.

    16. Muayenehanede çalışan hekimayrıca; sağlık kuruluşlarıyla konsül-tasyon anlaşması yapabilir; buralardateşhis ve tedavi hizmetlerine misafirhekim veya konsültan hekim olarakkatılabilir.

    17. Muayenehanede çalışan hekim,resmi veya özel kurum ve kuruluş-larla hasta muayene ve tedavi an-laşması yapabilir.

    18. Arzu eden hekim muayeneha-nesinde verdiği hizmetler için SosyalGüvenlik Kurumu ile anlaşma ya-pabilir.

    19. Muayenehanenin hekimin uz-manlık dalına uygun olarak gerekliteknik donanımı muayenehane sahibihekim tarafından belirlenir.

    20. İyi muayenehane için aranankoşullar dışındaki ilave yapısal de-ğişiklikleri ancak ve ancak o mua-yenehanenin hekimi belirler ve uy-gular.

    21. Muayenehane hekimi, verdiğihasta hizmeti karşılığında Türk Ta-bipleri Birliği’nin belirlediği asgariücret tarifesinin altında bir ücretalamaz.

    Ankara Tabip Odası, (ATO)“İyi Muayenehane Bildirgesi”yayımlandı. ATO tarafındanyapılan açıklamada, tıp mes-leğini, muayenehanesinde

    icra etmenin her hekimin ya-şamının herhangi bir döne-minde tercih edebileceği birhak olduğu ifade edilerek,hekimlik mesleğinin en temelve doğal uygulanış biçimle-rinden biri olan muayene-hane hekimliğinin, saygın bir

    biçimde uygulanmasını sağ-lamak amacıyla “İyi Muaye-nehane Bildirgesi” yayımlan-dığı bilgisi verildi.

    Muayenehane hekimleri-nin hakları ve sorumluluk-larının yazılı olarak da ifadeedilmesinin önemine dikkat

    çekilen açıklamada, “İyi Mua-yenehane Bildirgesi bir ‘mua-yenehane’nin ne olduğunuve nasıl işlemesi gerektiğinitarif eder, iyi bir muayene-hane için gerekli olan koşul-ları tanımlar. Bildirge, bu ka-musal hizmeti vermek iste-

    yen hekimlerin bu haklarınımesleğin saygınlığına uygunbir biçimde layıkıyla kulla-nabilmeleri için ve hastala-rına muayenehanelerinde ni-telikli bir ortamda hizmetverdiklerinin tescili için ha-zırlanmıştır.” denildi.

    Hekim Postası

  • TTB ve ATO yöneticileri Van dep-rem bölgesindeki depremzede va-tandaşlar ile sağlık çalışanlarınınsorunlarına dikkat çekmek üzere 4Aralık 2011 tarihinde Sağlık Ba-kanlığı önüne çadır kurdu.

    TTB ve ATO tarafından konuylailgili yapılan basın açıklamasındabölgedeki tüm depremzedelerin, in-sanüstü bir gayretlehizmet vermeyi sür-düren hekimler ve sağ-lık çalışanlarının kan-grene dönmüş barınmasorununa dikkat çek-mek için Sağlık Bakan-lığı’nın önüne çadır ku-rulduğu belirtilerek,Sağlık Bakanlığı tara-fından bölgeye yönlen-dirildiği söylenen kon-teynırların bir an önce

    yeterli sayıda ve alt yapısı sağlanmışolarak kullanıma açılması talepedildi.

    Depremzede sağlık çalışanları iledayanışmak üzere kurulan çadır,polis tarafından Kabahatler Kanu-nu’nun çevre kirliliğini düzenleyenmaddesini ihlal ettiği gerekçesiylekaldırıldı.

    Van-Erciş depreminin birinci ayı-nı doldurmasının ardından TTB veSES tarafından “Van Depremi Bi-rinci Ay Değerlendirmesi” adlı birrapor hazırlandı. Rapora göre,Van’da halk depremin kronikleşenve giderek derinleşen etkileri al-tında yaşamını sürdürmeye çalışı-yor, açlıkla, soğukla mücadele edi-yor. Çocuklar ölüyor binlercesi has-talanıyor. Deprem öncesinde olduğugibi deprem sonrasında da bölge-deki “siyasi fay hattı” yoğun olarakhissediliyor.

    Van’dan göç başladı Van’da 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki

    iki deprem felaketinin ardındanevleri zarar gören depremzedeler,ağır kış şartları, dondurucu soğukve giderilemeyen temel yaşam ge-reksinimleri nedeniyle zor durumdakalarak kenti terk etmeye başladı.

    Van afet bölgesi ilan edilmezken,Van Valisi hiçbir kamu kurumununayakta olmadığını açıkladı. Ayaktakalmamış kamu binalarında dep-remzede kamu çalışanlarından hiz-met bekleniyor.

    Depremzede hekimlerzor durumda

    Parmağı kırıldığı halde çalışmayadevam eden, enkaz altından çık-tıktan birkaç saat sonra hizmetvermeye başlayan, evi yıkıldığı hal-de hizmete devam eden hekimlerve sağlık çalışanları; Sağlık Baka-nı’nın kendilerinin de depremzedeolduğunu hatırlamasını, en azındanbazı kamu görevlilerine sağlanankadar destek sunulmasını ve baştabarınma olmak üzere sorunlarınaacilen çözüm üretilmesini talepediyor.

    Van’da sağlık hizmetlerinin biran önce normalleşmesi için hekim-ler dahil tüm sağlık çalışanlarınınçalışma ve yaşama koşullarının iyi-leştirilmesi gerekiyor.

    Öte yandan, Van’da TTB Ola-ğandışı Durumlarda Sağlık Hiz-metleri Koordinasyon Merkezi, Vanhalkına desteğini sürdürüyor.

    Van’da şu anda hem il sağlık yö-neticileri hem de başka illerdengörevlendirilen Sağlık Bakanlığıkoordinatörleri bulunuyor ancakBakanlık koordinatörleri karar ve

    uygulamalarında toplumun, sağlıkçalışanlarının gereksinimlerini vesağlık hizmetlerinin organizasyo-nuna yönelik önerilerini dikkatealan bir yaklaşım içinde değil.

    Kentte bulunan çok sayıda 112ambulansı acil olmayan olgular vekurumlar arası hasta nakli içinkullanılıyor.

    Raporda, bölgede gerekendenfazla 112 ve UMKE ekipleri bu-lundurulması yerine, birincil, ikincilve üçüncül korunma hizmetlerininetkili, erişilebilir ve kapsamlı ol-masına katkı sağlayacak birinci veikinci basamak sağlık çalışanlarınıngörevlendirilmesi yoluna gidilmesiöneriliyor.

    Sağlık kurumlarınıngereksinimlerikarşılanmıyor

    Kentte bulunan sağlık kurum-larından ancak birkaç tanesindekesin hasar tespiti çalışmaları ta-mamlanmış, onların da raporlarıhenüz bildirilmemiş. Buna rağmen,Van kent merkezinde ağır hasargören iki kamu hastanesi dışındatüm ikinci basamak kamu sağlıkkurumları acil sağlık hizmetlerinisunmaya devam ediyor.

    İki hastanede poliklinik hizmet-leri sunuluyor, sadece bir hastanedeise yataklı tedavi hizmeti var. Er-ciş’te yataklı hizmet veren hastanebulunmuyor. Sahra Hastanesi po-liklinik hizmeti sunmaya devamediyor.

    Öte yandan bölgede tıbbı mal-zeme, aşı teminine ihtiyaç var veçadır kent sağlık birimlerinin mal-zeme ile sağlık ve sosyal hizmetçalışanı yönünden desteklenmesigerekiyor.

    Sağlık Bakanlığısağlık hizmetisunmada yetersiz kaldı

    Raporda, hükümet ve yerel krizyönetimi, tek tek kurumların gövdegösterisi yaptığı bir çalışma anlayışıyerine organize ve eşgüdüm içindeçalışma sürdürülebilmesi yönündeuyarılıyor. Rapora göre Sağlık Ba-kanlığı, depremzedelere sağlık hiz-meti sunmada, depremden etkile-nen sağlık çalışanlarının ve bölgeyegörevlendirilenlerin çalışması veyaşaması için uygun koşulları sağ-lamada yetersiz kalıyor.

    Hekim Postası

    TTB ve SES’te

    n

    depremin

    birinci ayında

    Van Raporu

    güncel

    Deprem bölgesinde‘siyasi fay hattı’

    Van ve Erciş’te yaşanan depremfelaketinin ardından, barınma so-runu halen hem bölge halkının hemde bölgede hizmet veren sağlık ça-lışanlarının yaşadığı en önemli prob-lemlerden biri olarak devamediyor. Hekimler, sağlıklı ol-mayan çadırlarda ya da araç-larında konaklamaya çalışı-yor, yorgunlar ve desteğe ih-tiyaçları var. Ankara TabipOdası, Ankaralı hekimlerintopladığı parayla, bölgede ih-tiyaç duyan hekimlerin ko-

    naklaması ve kullanması için ikiodalı bir konteynır ile tuvalet vebanyonun yer aldığı bir başka kon-teynır satın alarak bölgeye ulaştır-dı.

    Ankara Tabip Odasıkonteynırı Van’a ulaştı

    Sağlık Bakanlığı önünedeprem çadırı kuruldu

    Van’daki deprem felaketinin ardından evleri zarar gören depremzedeler, ağır kış şartları, dondurucu soğuk vegiderilemeyen temel yaşam gereksinimleri nedeniyle kenti terk ediyor.

  • Dr. Özden ŞenerAnkara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi

    [email protected]

    BENİ KİMKURTARACAK?

    güncel

    Hekimler ve sağlık çalışanları sağlıkta özelleş-tirmenin son adımı olan 663 sayılı KHK’ye karşı21 Aralık 2011 tarihinde bir gün süreyle iş bıraka-cak. GöREVe giden sağlık çalışanları, tüm Türkiye’dekurulacak olan Sağlık Hakkı Meclislerine katılarak,yaşanan sorunları ve çözüm önerilerini paylaşacak.

    TTB tarafından yapılan açıklamada, “en uzungecede, en kısa günde, karanlığın en koyu, ışığınen az olduğu anda başlıyoruz. 21 Aralık 2011 Çar-şamba günü bütün sağlık çalışanlarıyla, bütünsağlık kurumlarında G(ö)REVe çıkıyoruz” denilerek,günü uzatmak, aydınlığı çoğaltmak ve 663 sayılıKHK’yi tarihin geri dönüşüm kutusuna göndermekiçin tüm sağlık çalışanları birlik olmaya çağırıldı.

    Yapılan açıklamalarda talepler ise şu şekilde sı-ralandı:

    KHK’nin geri çekilerek kamu-özel bütün sağlıkçalışanları için iş güvencesi, gelir güvencesi, sağlıklıortamlarda ve şiddete uğramadan çalışma ile mes-

    le-ğin bağımsızca yapı-labilmesi koşullarının sağlanması, tümvatandaşların eşit, erişilebilir, nitelikli sağlıkhizmeti alabilmesi.

    ATO hekimleri hür meclislere veözgür kürsülere çağırıyor

    Tüm Türkiye’de “Sağlıkçılar Meclise” etkinlik-lerinin düzenleneceği 21 Aralık’ta her ilde yerelmeclislerce karar verilen yerlerde kürsüler kuru-lacak. Yüzde 10 barajının olmadığı bu meclislereher sağlıkçı katılabilecek. Hekimler ve bütün sağlıkçalışanları, bumeclislerde KHK’yi tartışıp katkılarınısunacak.

    Yine 21 Aralık’a kadar hekimlere ve sağlık çalı-şanlarına yönelik bilgilendirme faaliyetleri kap-samında “KHK’yi Okuyoruz, Acaba Ne Anlıyoruz?”başlığı altında KHK okuma toplantıları düzenle-necek.

    Bugünden sonra artık;iş güvenceniz yok,gelir güvenceniz yok,gelecek güvenceniz yok!

    663 sayılı KHK da çıktığına göre artık birinci basamaktan üniversiteye,kamudan özele dek tek tek hepinizin (şu anda bu satırları okumakta olansevgili meslektaşım, evet bizzat sizin)çok ucuza, çok uzun saatlerçalıştırılmanızın,her an işten atılma veya sürülmekorkusu altında çalıştırılmanızın,emeklilikte üç kuruşa muhtaçkalacak şekilde çalıştırılmanızınkapısı ardına kadar açık.

    Sağlıkta dönüşüm ilk telaffuz edildiğigünden itibaren TTB, bu programınhekimlerin iş, gelir ve gelecekgüvencesini ellerinden alacağınıtekrarlayıp durdu. Yıllardır...Durum artık bütün hekimlertarafından görülmüş olmalı.

    Elbette sağlıkta dönüşüm sizinsağınızdaki ve solunuzdaki,yakınınızdaki ya da uzaklardakibütün hekimlere karşı bir saldırıdır.Ama bu program aynı zamanda size,doğrudan size, bizzat size karşı daaçık bir saldırıdır. 

    Kötü söze, hakarete uğrayan sizsiniz.Elektriği kesilen ev sizin eviniz.Okuldan atılan çocuk sizinçocuğunuz.Kuyrukta önüne geçilen sizsiniz.Ayıplı mal satılan müşteri sizsiniz.Cebinden cüzdanı çalınan sizsiniz.Üzerine çamur sıçratılan sizsiniz.Parasının üzeri eksik verilen sizsiniz.Yolu kesilip saldırıya uğrayansizsiniz.

    “Az paraya alıştırılacak” olan dasizsiniz;Köle gibi çalıştırılacak olan da!

    Kandırılan, aldatılan, sömürülen, haksızlığa uğrayan sizsiniz.

    Bizzat siz, sevgili meslektaşım!

    Size yapılanlara, sizin yerinize birbaşkasının itiraz etmesinibeklemiyorsunuz, değil mi?Öyle biri yok zira!..

    Hekimler, en uzun gece, en kısa gününyaşandığı, karanlığın en koyu, ışığın en azolduğu 21 Aralık’ta günü uzatmak,aydınlığı çoğaltmak ve 663 sayılı KHK’yitarihin geri dönüşüm kutusunagöndermek için G(ö)REVe gidiyor.

    21 Aralık’ta hep birlikte!Hekim Postası

    Danıştay, tıp fakültelerineel konmasına “dur” dedi

    Üniversite Öğretim ÜyeleriDerneği ve Türk Tabipleri Birliğitarafından Nisan ayında açılaniptal davasının ardından Danıştay,Sağlık Bakanlığı’na Bağlı SağlıkTesisleri ve Üniversitelere Ait İl-gili Birimlerin Birlikte Kullanımıve İşbirliği Usul ve Esasları Hak-kında Yönetmeliği’nin yürütme-sini durdurarak Anayasa Mah-kemesi’ne götürdü.

    Yönetmelik, “birlikte kullanım,iş birliği” adı altında tıp fakültesihastaneleri olan “sağlık uygulamave araştırma merkezlerini” SağlıkBakanlığı’na bağlı sağlık kuru-luşları haline getiriyor, yönetselve mali işleyişinde Sağlık Bakan-lığı’nı yetkili kılıyordu.

    Danıştay 10. ve 11. dairelerin-den oluşan müşterek kurul; yö-

    netmeliğin dayanağı olan 3359Sayılı Yasa’nın Ek 9. maddesininAnayasa’ya aykırı olduğuna, iptaliiçin itiraz yoluyla Anayasa Mah-kemesi’ne başvurulmasına veAnayasa Mahkemesi’nce kararverilinceye kadar yönetmelikmaddelerinin yürütmesinin dur-durulmasına karar verdi.

    Kararda; Sağlık Bakanlığı’nabağlı sağlık kurum ve kuruluş-larının sağlık hizmeti sunma işl-evi ile tıp fakültelerinin hizmetişlevinin birbirinden farklı nite-liğe sahip olduğunun dikkate alın-madığına, tıp fakültelerinin temelişlevinin eğitim ve araştırma ol-duğunun gözetilmediğine, tıp fa-kültelerinde eğitim ve araştırmafaaliyetlerinin yapılmasında vesağlık hizmetlerinin verilmesinde,Anayasa’nın 130. maddesinde be-lirtilen güvenceler sağlanarak,

    üniversitelerin bilimsel özerkli-ğini tanıyan yasal düzenlemelerinyapılmadığına dikkat çekildi.

    Kararda diğer gerekçeler iseşöyle sıralandı:

    - Üniversiteler ve üniversiteöğretimi konusunda karar almayayetkili organın YükseköğretimKurulu olmasına rağmen, yönet-melik çıkarma yetkisinin SağlıkBakanlığı’na verilmesi.

    - İşbirliğinin ve birlikte kulla-nımın nasıl bir yöntem izlenerekhangi ilke ve kurallara uyularakyapılacağının belirtilmemesi ileyönetimin esas ve usullerine yerverilmemesi.

    - Üniversite ve Sağlık Bakanlığıarasındaki ilişkilerin yasal zemi-ninin düzenlenmemesi.

    - Herhangi bir temel ilke ko-nulmadan, yetkilerin tümüyleSağlık Bakanlığı’na devredilme-si.

    Danıştay, tıp fakültelerinin yönetsel ve mali işleyişinin Sağlık Bakanlığı’na devrikonusunda yürütmenin durdurulmasına karar verdi.

    Hekim Postası

    Hekimler ve sağlıkçalışanları21 Aralık’ta G(ö)REVde!

  • söyleşi

    Sağlık alanında son dö-nemde gerçekleştirilen dü-zenlemelerle, hekimlerinmesleki pratik ve özlük hak-ları bakımından yaşadıklarısıkıntılar giderek artıyor. Sağ-lıkta Dönüşüm Programı üze-rine tartışmalar farklı pekçok boyutta yürümeye devamederken, üniversite hastane-leri öğretim üyeleri cephe-sinden bir değerlendirme içinAnkara Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Genel Cerrahi Ana-bilim Dalı Başkanı Prof. Dr.Semih Baskan’ın kapısını çal-dık. Meslek hayatında 40.yılını dolduran ve bu süreiçerisinde hiç muayenehaneaçma tercihinde bulunmayanBaskan’dan, tam gün, per-formans uygulamaları vesözleşmeli statü gibi konularüzerine görüşlerini dinledik.

    Tam Gün Yasası uygula-maya girdiğinden bu yanadevam eden tartışmaların encan alıcı noktası, tıp eğitiminevurduğu darbe herhalde. Üni-versite hastanelerinden de-neyim paylaşmak adına, sizneler söylersiniz bu konuda?

    Üniversite hastaneleridünyada da olduğu gibi,üçüncü basamak hastaneler-dir. Birinci ve ikinci basa-makta teşhis edilemeyenveya yeterli tedavi yapıla-mayan hastaların tedavi edil-diği yerlerdir. Büyük bir bilgibirikimi ve deneyim gerek-tirir. Bense bir cerrah olarakbilgi birikimimi sadece teorikdersle anlatamam, asistanımve başasistanımla birlikteameliyata girerek paylaşabi-lirim. Tam Gün Yasası sonu-cunda ise, eğitim öğretimdeameliyat ortadan kalkıyor.Mesela Ankara Tıp FakültesiCerrahi Kliniği olarak en faz-la yatak kapasitesine sahiphastaneyiz fakat periferikvasküler cerrahi alanındabeş tane öğretim üyesi arka-daşımızın dördü, yeni uygu-

    lamayla birlikte devre dışıkaldı.

    Bir de şöyle bir noktasıvar konunun; özellikle sonzamanlarda bize diğer has-tanelerden, “biz bunları ya-pamıyoruz”, “ yeterli olana-ğımız yok” diye kritik vakalargelmeye başladı. Ben Ankaraiçerisinde hiçbir hastaneninolanaklarının yetersiz olduğuinancında değilim. Demek kiartık söz konusu olan, de-fansif tıp dediğimiz, kritikvakalardan uzak kalma, ovakaları yapmamayı tercihetme meselesi. Bu aslında,Türkiye’nin de artık, Amerikave Avrupa’daki hekimlerinsorunlar karşında takındık-ları davranış kalıplarını öğ-rendiği anlamına gelmekte-dir.

    Neden bu noktaya gelindidersiniz?

    Performans sisteminde çokfazla sayıda işlem yapacak-sınız, çok fazla sayıda hastabakacaksınız. Bunu yaparkende birtakım eksikliklerinizolması kaçınılmaz. AynenAmerikan sağlık sistemindekiçöküş örneğinde olduğu gibi,gereksiz birtakım tetkikler,röntgenler istemek durumun-da kalıyorsunuz. Hocaları-mızın bize, bizim de öğren-cilerimize öğrettiğimiz gibi,“bir hastaya en az 15-20 da-kika zaman ayırmalısınız”demek nerede, “günde 150tane hasta baktığınız zamanşu kadar performans alacak-sınız” demek nerede?

    Üniversite hastanelerindeyaşanması olası açıkları ka-patmak için de sözleşmeli sta-tü öngörülüyor galiba, siz na-sıl bakıyorsunuz konuya?

    Sözleşmeli statü başındanberi karşı olduğum bir statü.Tam Gün Yasası sonucu bu-rada çalışmakta olan insan-ların işine son verildi ve as-lında olmaması gereken bireksiklik çıktı ortaya. Öğretimüyeleri çalışıyordu burada,eğitim öğretime katkıda bu-lunuyorlardı. Siz onların işine

    son verince, gereksiz bir açıkyaşanacak doğal olarak. Öteyandan, eğer bir fakültede,klinikte ya da anabilim da-lında öğretim üyesi eksiğivarsa, bakanlık ya da YÖKtarafından atama yöntemiyledeğil, bilimsel kriterlere göreoluşturulacak jürilerce ha-zırlanan raporlar doğrultu-sunda doldurulmalı boşluk-lar. Aksi takdirde, “hamilikart yakınımdır” diyerek pekçok kişiyi üniversitelere yer-leştirmemiz mümkün olabi-lecektir. Ben bu tip bir uy-gulamanın kesinlikle karşı-sındayım.

    Getirdiğiniz tüm bu eleşti-rilerle birlikte tam gün uygu-lamasından yana olduğunuzuda biliyoruz, öyle değil mi?

    Ben bir hekim olarak ke-sinlikle tam günden yanayımve 40 yıl boyunca tam günçalıştım. Ama bugünkü uy-gulamanın da tam günleuzaktan yakından bir ilişki-sinin olmadığı, sistematiğinin

    yanlış olduğu düşüncesinde-yim. Siz bugüne kadar tamgün çalışan profesör ünvanlıbir öğretim üyesine 3600 liramaaş verir, klinik şefine veyaöğretim üyesine 1700-1800lira maaş verir, “gerisine benkarışmam git muayeneha-nende hallet” derseniz, busistemin geleceği nokta bu-dur. O modelden bu defa birbaşka uç modele geçtik vedenildi ki, kesinlikle dönersermayeye katkıda buluna-mayacak, döner sermayeyleilgili hiçbir işlem yapama-yacak. Her zaman söylediğimgibi, iyi düzenlenen, doktor-larımıza insanca yaşayabi-lecek koşullar getirebilen birtam gün uygulamasının so-nuna kadar arkasındayım.Bugünkü hükümetimiz eğersağlığa pay ayırmayı düşü-nüyorsa, Sağlık Bakanlığı he-kimini, Bakan meslektaşla-rını korumayı ve gözetmeyidüşünüyorsa hekimlerin ta-lep ettiği ücreti de verebilir,

    hükümet bu olanaklara sa-hiptir. Bunların da öyle te-laffuz edildiği gibi çok yüksekücretler olmadığını hepimizbiliyoruz. Türk Tabipleri Bir-liği veya meslek odalarımızınbelirlediği rakamların gayetgerçekçi rakamlar olduğuinancındayım.

    Ancak, getirilen son düzen-lemelere ilişkin hekimler ara-sında dahi net bir tavır birliğiyok galiba?

    Bu getirilen sistemin birgün, uygulamalardan mutluarkadaşlarımıza da dokuna-cağını ve onları da rahatsızedeceğini sizin aracılığınızladuyurmak isterim. Bu sis-temden kimsenin mutlu ol-ması mümkün değil. Sözleş-meli statüye geçildiği vakitartık iş güvenceniz de olma-yacağından dolayı, bir sabah“bugüne kadar vermiş oldu-ğunuz hizmetlerinizden do-layı teşekkürler” yazısıylakarşılaşmayacağınızı kimsegaranti edemez çünkü.

    AÜ Tıp Fakültesi Genel Cerrahi ABD Başkanı Prof. Dr. Semih Baskan:

    “Kimsenin bu sistemdenmutlu olması mümkün değil”“Aramızda şöyle bir espri geçiyor artık; herhalde yakın bir gelecekte muayenehanesi olan arkadaşlarımız BakanlarKurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkartılacak, yabancı statüye girecekler. Bu defa yabancıstatüden sözleşmeli olarak üniversitelerde tekrar çalışmaya alınacaklar. Başka türlü helikopterle hastayı dışarıyayollamayı izah edemiyorum çünkü!”

    Tam Gün Yasası sonucu burada çalışmakta olan insanların işine sonverildi ve aslında olmaması gereken bir eksiklik çıktı ortaya.

    Hekim Postası

  • güncel

    Sağlık Bakanlığı’nın sağlıkta dönüşüm adı altındayürüttüğü faaliyetlerin ileride sonucunun ne olacağınıısrarla anlamak istemeyenlere, yapılanı bundandaha basit ve net bir şekilde anlatmak mümkün müdür?Eğer Atatürk’ün cumhuriyet dönemindeki reformist sağlıkpolitikaları yerine Recep Bey’in bugünkü performans poli-tikaları uygulanmış olsaydı Dr. Dursun Buğra gibi nicedeğerler ve isimsiz kahramanlar yetişebilecek miydi? Budeğerleri üniversitede tutmayı başaramayan sağlık politikasınabaşarılı denebilir mi? Bu değerlerin bir bir üniversitelerdenayrılmak zorunda bırakılmasıyla önümüzdeki 10 yıllarınDursun Buğra’ları nasıl yetişecektir, bu değerleri kim yetiş-tirecektir? Hekim yetiştiren bu kurumlar ve bu kurumlardakisaygın üniversite hocalarını total içerisinde azınlık olarakgösterip ‘’ayrılsalar ne olur ki’’ demek ne derecede doğrudur?Sağlıkta insan yetiştirecek kadroların kıyımına sesiz kalarak,sağlıkta kalitenin hiç konuşulmadığı dönüşü olmayan çoktehlikeli bir sürece girildiğinin farkında mısınız?

    Üniversitelerin tıp fakültelerinin ürettiği değerleri bukadar hor görmek hangi vicdana sığar? Kendi üniversitesiylekavgalı, kendi hekimine düşman, sağlıkta temel hedefi rantaindirgemiş, halkının sağlığını performans olarak gören birsağlık bakanı olabilir mi? Kendi hekimini halkının gözüönünde değersizleştirecek propaganda faaliyetlerinde bu-lunmak için kanal kanal dolaşmak, kendi hekimi iş başındadarp edilirken, bıçaklanırken, canına kast edilirken ağzınıaçıp bir tek kelime etmemek, uzman hekimler ayda 10-15bin lira para alıyor yine doymuyorlar diye gerçek dışı genel-lemeler yaparak hekimleri halkın gözünde paragöz kan emi-ciler olarak göstermek hangi kitapta yazar?

    Bir ülke düşünün ki her şey kapitalist serbest piyasa ku-ralları ile işlemektedir. Bunun sonucu olarak telekomüni-kasyonunuzu ve limanlarınızı bile tereddüt etmeksizin sat-maktasınız. Şimdi sağlığı da satmak istiyorsunuz. Ama bunu‘’sosyal devlet politikası masallarını’’ anlatarak yapmak zo-runda olduğunuzu biliyorsunuz. Çünkü Dünya Bankası’nın,yani kapitalist sermayelerin politikalarını harfiyen uygula-dığınızı gizlemeye çalışıyorsunuz.

    Bir gecede çıkardığınız kararnameler ile vizyonsuz politi-kalarınızı dayatmacı bir şekilde kabul ettirmeye çalışmak-tasınız. Ve bunların hepsini de halkın yararına yaptığınızısıkılmadan söyleyebilmektesiniz. Sağlık Bakanlığı’nın dâhi-yane(!) sağlıkta dönüşüm projesinden önce bel fıtığı olan birhasta istediği herhangi bir üniversite hastanesinde, güvenduyduğu ve seçmek istediği herhangi bir öğretim üyesine900 TL katkı payı ödeyerek ameliyat olabilmekteydi. Bugünise hastanın hekim seçme hakkı elinden alınmıştır. Artıkhalkımız hekim seçme şansı bulabildiği özel hastanelerdeaynı ameliyatı 5.000 TL ödeyerek olabilmektedir. Bununneresi halkın yararınadır? Bunun neresi sosyal devlet poli-tikasıdır?

    Herkes kendisi için en iyi sağlık hizmetini ister. Bu insanındoğasında vardır. En iyi hastanede, konusunda en iyi hekimeve mümkünse en iyi otelcilik hizmetiyle tedavi olmayıarzular. Tıpkı, Başbakan’ın yakın dönemde ihtiyaç duyduğugibi. Burada şaşılacak bir durum yoktur. Asıl şaşılacak olanBaşbakan Recep Bey ile sokaktaki herhangi bir Recep Bey’incanının tatlılığı açısından bir fark olmadığını bilen bir SağlıkBakanı Recep Bey olmamasıdır. Öyle ya, sormazlar mı o za-man Sağlık Bakanı Recep Bey’e: Başbakan Recep Bey’incanı can da, sokaktaki Recep Bey’in canı patlıcan mı diye?..

    Dr. Hasan Çağlar Uğ[email protected]

    Sen var Recep,altın yumurtlayantavuğu kesmek!..

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 26Kasım 2011 tarihinde T.C. Marmara Üni-versitesi Sağlık Bakanlığı Pendik EğitimAraştırma Hastanesi’nde bir rahatsızlığınedeniyle ameliyata alındı. BaşbakanErdoğan’ın ameliyatı, daha önce İstanbulTıp Fakültesi Genel Cerrahi AnabilimDalı’nda öğretim üyeliği yapmış ve tamgün dayatması nedeniyle buradaki gör-evinden ayrılmak zorunda kalmış olanProf. Dr. Dursun Buğra tarafından ger-çekleştirildi. Kamu görevi bulunmayanBuğra, halen Özel Amerikan Hastane-si’nde görev yapıyor.

    Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 25 Kasım2011’de Tam Gün Yasasına ilişkin bazımeslek örgütlerinin tepkisini değerlen-dirirken, “Milli iradeyi kimsenin, her-hangi bir meslek örgütünün ayağınınaltına paspas gibi seremem” demişti.TTB Başkanı Eriş Bilaloğlu da, Bakan’ınaçıklamasına karşılık, “Kusura bakmayın;hekimliği, sağlık hakkını, hekimleri pas-pas yapmanıza izin veremeyiz, verme-yeceğiz” yanıtını verdi.

    Bu açıklamaların hemen ardındanTam Gün Yasası, Başbakan Erdoğan’ınameliyatı nedeniyle delindi.

    Tam gün nedeni ilekamudan ayrılmakzorunda kalmıştı

    Konuyla ilgili TTB tarafından yapılanyazılı açıklamada, Erdoğan’ın her has-tanın hakkı olan hekim seçme özgür-lüğünü de kullanarak Marmara Üni-versitesi’ni tercih ettiği ancak hasta-nenin kadrosunda olmayan bir cerrahikadro ile sağlık sorununu çözme yolunuseçtiği ifade edildi.

    Söz konusu cerrahi işlemi gerçek-leştiren hekimin 26 Ağustos 2011 ta-rihindeki KHK çerçevesinde yapılankısıtlayıcı işlemler nedeniyle uzunyıllar çalıştığı üniversiteden ayrılmakdurumunda kaldığına vurgu yapılanaçıklamada, “Yürürlükteki hukuksalmevzuat ile diğer bireyler için yasak-lanmış olan ve Sağlık Bakanı’nın ‘milliiradeyi temsil ederek’ hassasiyet gös-terdiği bu uygulama Sayın Başbakaniçin yürürlükten kaldırılmış gözük-mektedir. Sayın Sağlık Bakanı’nın sağlıkhakkı çerçevesinde bu durumu ve uy-guladığı politikaların yarattığı sayısızeşitsizliği ‘milli irade adına’ değerlen-dirmesi beklentimizdir.” denildi.

    Başbakan Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011tarihindeki Hopa mitingi sırasında mey-dana gelen olaylarda emekli öğretmenMetin Lokumcu’nun ölümünü Ankara’daprotesto ettikleri için gözaltına alınaraktutuklanan 22 kişinin “terör örgütü üyesioldukları” iddiasıyla yargılandığı davayaAnkara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndebaşlandı.

    Davanın görüldüğü 9 Aralık 2011 ta-rihinde Ankara Adliyesi önünde toplanansiyasi partiler, sendikalar, meslek ör-gütleri, öğrenci dernekleri üye ve yöne-ticileri ile insan hakları sa-vunucuları basın açıklamasıile tutuklamaları protestoetti.

    Binlerce kişi o gün, da-vanın iddianamesinde ‘suçdelilleri’ olarak gösterilenşemsiye, kitap ve puşilerleadliye önünü miting alanınaçevirdi ve delil listesindeyer alan ve yıllardır her ey-lemde atılan sloganları attı.

    Hopa davasının iddiana-

    mesinde Ankara Tabip Odası’nın üzerinde“Ankara Tabip Odası Hekime YönelikŞiddete Hayır” yazısı bulunan şemsiyelerde davanın ‘suç delilleri’ arasında yeralmıştı. Ankara Tabip Odası üye ve yö-neticileri ise ‘suç delili’ şemsiyeler ileAnkara Adliyesi önündeydi.

    İddianamede tutuklulardan birinin“uzun olan saçını küt olarak kesmesi”de ‘suç delili’ olarak nitelendirilmişti.Davayı protesto etmek için o gün birçokkişinin saçlarını kestiği görüldü.

    Duruşmaya 22’si tutuklu 28 sanık ileavukatları katıldı. 22 tutuklu sanığıntamamının tahliyesine karar verilen du-ruşma ileri bir tarihe ertelendi.

    Mahkeme önü“suç delilleri” ile sarıldıHekim Postası

    Hekim Postası

    Sağlık Bakanı’nın “Milli iradeyi paspas ettirmem” diyereksavunduğu düzenlemeyi Başbakan çiğnedi

    Milli irade

    paspas oldu

    Başbakan TamGün Yasası’nı deldi

  • güncel

    Ankara Tabip Odası (ATO) ve TürkTabipleri Birliği Tıp Öğrencileri Kolu(TÖK) tarafından düzenlenen 1. Ulusalİntörn Kurultayı, 24 Kasım 2011 ta-rihinde Hacettepe Üniversitesi KültürMerkezi’nde gerçekleştirildi. Türki-ye’nin çeşitli illerinden çok sayıdaintörnün katıldığı kurultayda intörnsorunları ve çözüm önerileri tartışıldı.

    Kurultay’da ATO İntörn HaklarıBildirgesi hakkında bilgi veren ATOYönetim Kurulu Üyesi Selçuk Dağ-delen, intörnlerin haklarının yasalbir düzenleme ile güvence altına alın-ması gerekliliği üzerinde durdu. Dağ-delen, konuyla ilgili yasa taslak metnihazırlayacaklarını ve TBMM’de mil-letvekillerine sunacaklarını bildirdi.Kurultayın ardından ise bir sonuçbildirgesi hazırlandı.

    Sonuç bildirgesinde, intörnlüğüntıp fakültesi eğitiminin en aktif veönemli, aynı zamanda son sınıf öğ-rencilerinin pratik anlamda sağlıkhizmetine katıldıkları bir dönem ol-duğu ifade edilerek “intörnler, sağlıkhizmetinde artı değer üretmekte, nö-bet tutmakta, hasta sorumluluğu üst-lenmekte ve üniversite hastanelerininhizmet sunumunda çok önemli birhalkayı oluşturmaktadır.” denildi. Bunedenle intörnlerin sadece öğrenciolarak değerlendirilemeyeceğine vur-gu yapılan sonuç bildirgesinde taleplerşu şekilde sıralandı:

    Harç uygulanmasınason verilmeli

    “Tüm üniversite harçlarına olanitirazımız saklı kalmak koşuluyla,zaten Türkiye’deki en yüksek harçlarıödemek zorunda kalan intörnlerdenharç alınması uygulamasına son ve-rilmelidir. Acilen intörn hak ve so-rumlulukları yasal olarak tanımlan-malı, kısmen eğitim alan kısmen dehizmet sunumuna ortak olan intörnleriçin bir ara statü tanımlanmalıdır.

    İntörnlerin bir yandan da haleneğitim sürecinde olduğu noktasındanhareketle tüm tıp fakültelerinin uy-gulamasından sorumlu tutulacağı veöğretim üyelerinin gözetiminde birtıp pratiği eğitimi programı ortayakonmalıdır.

    İntörnlerbir gelire kavuşmalı

    İntörnler beslenme, barınma vedaha birçok en temel ihtiyaçları ko-

    nusunda ciddi sıkıntılar yaşamaktadır.İntörnlerin ücretlendirilmemiş eme-ğinin yarattığı ciddi sosyal sorunlarınve haksızlığın giderilmesi için asgariücret üzerinden bir gelire kavuşmasızorunluluk haline gelmiştir.

    Halen üniversite hastanelerindekihemşire ve yardımcı sağlık personelieksiği, intörnler üzerinden telafi edil-mektedir. Mevcut durum hem tıpeğitiminin bu en önemli aşamasının

    verimsiz geçmesine yol açmaktahem de intörnlüğü amacından sap-tırmaktadır. İntörnlerin

    hizmet sunumundaki görev ve so-rumlulukları net bir şekilde tanım-lanmalı ve bu konudaki boşluğun do-ğurduğu keyfilik giderilmelidir.

    Nöbet sürelerine yasalsınırlama getirilmeli

    İntörnlerin fiziksel ve ruhsal sağ-lığını zorlayan çalışma saatleri venöbet sürelerine yasal sınırlama ge-

    tirilmeli, haftada 56 saati geçmemelive nöbet sonrası izin hakkı tanınma-lıdır.

    İntörnler, çalıştıkları üniversitehastanesi tarafından zorunlu meslekisigorta kapsamına alınmalıdır.

    TUS dershanelerikapatılmalı

    TUS dershaneleri üniversitelerdekitemel tıp eğitiminin içeriğinin boşal-masına yol açmaktadır ve toplumunsağlığını birinci önceliği sayacak he-kimler yetiştirilmesini tehdit ederhale gelmiştir. Bilimsel denetimdentamamen yoksun ve tıp eğitimininvazgeçilmezi olan bilimsel yöntem-lerin çok uzağında faaliyet göster-mekte olan bu kurumlar, kendilerineöğrenci çekmek için uyguladıklarıyöntemlerle de açıkça suç işlemek-tedir. TUS dershaneleri Türkiye tıb-bının ve hastalarının sağlığı açısındanderhal kapatılmalıdır.

    Ulusal İntörn Kurultayı’nın ilki Ankara’da yapıldı

    1. Ulusal İntörn Kurultayı’nda, tıp fakültesi son sınıf öğrencilerinin, üniversite hastanelerinin hizmet sunumunda çok önemli birhalkayı oluşturduğuna vurgu yapılarak, acilen intörn hak ve sorumluluklarının yasal olarak tanımlanması ve kısmen eğitim alankısmen de hizmet sunumuna ortak olan intörnlerin bir gelire kavuşturulması talep edildi.

    Hekim Postası

    Atandıkları üniversitelere hiç git-meden ya da ayda bir kez giderekprofesörlük ünvanı alan doçentlerinsayısı 73’e ulaştı. Hatırlanacağı üzereATO ve SES tarafından 29 Mart 2011tarihinde yapılan “Jet Profesörler”konulu basın açıklamasında, bu yön-temle profesör yapılan 50 kişininisimleri kamuoyu ile paylaşılmıştı.

    ATO ve SES tarafından 1 Aralık2011 tarihinde yapılan açıklamadaise bu sayının 73’e ulaştığı bildirildi.Açıklamada Ankara, İstanbul ve İz-

    mir’de Sağlık Bakanlığı’na bağlı eğitimve araştırma hastanelerinde doçentünvanıyla klinik şefliği yapan ve ge-rekli “temasları” olduğu düşünülenbirçok hekimin emek vermeden pro-fesör olduğuna dikkat çekildi. Yeniaçılan üniversitelerin tıp fakültele-rindeki profesör kadrolarının Ankarave İstanbul’daki hekimler tarafındankullanıldığının ifade edildiği açıkla-mada, söz konusu hekimlerin bu kent-lerdeki vatandaşlara ya da üniversi-telere hiç hizmet vermeden profesörunvanı elde ettiği bilgisi verildi.

    Erzincan, Sakarya, Rize Üniversi-tesi tıp fakültelerinde akademik unvan

    alanların Sağlık Bakanlığı’nın bu il-lerdeki üniversiteyle ortak kullanımprotokolü yaptığı hastanelerde görevyapmadığına işaret edilen açıklamada,bu kişilerin İstanbul ve Ankara’dakiönceki görevlerini, hatta Sağlık Ba-kanlığı’ndaki Genel Müdürlük, Hıf-zıssıhha Merkezi Başkanlığı, büyükhastanelerde başhekimlik faaliyetle-rini sürdürdüğü vurgulandı.

    Noter tasdikli atamada 32’de 32ATO ve SES’in kamuoyuna duyur-

    duğu Yıldırım Beyazıt Üniversite-si’nde yaşanan noter tasdikli atamaskandalı ise tamamlandı. Hatırlana-

    cağı üzere bu üniversiteye 26 Ocak2011’de bir akademik kadro ilanı ya-pılmış, konulan ek koşullarla belliisimlere işaret edilmişti. ATO ve SESbaşvurular tamamlanmadan bu kad-rolara atanacak 32 ismi noter tasdikiile belgelemiş. 31 isim ise söz konusukadrolara atanmıştı. Son atama ilebirlikte daha önce 32’de 31 olarakduyurulan isabet oranı 32’de 32 oldu!“Jet Profesörler” güncellenmiş liste-sine

    "Jet Profesörler” güncellenmiş lis-tesine ATO’nun internet sayfasındayer alan basın açıklamaları bölümün-den de ulaşabilirsiniz.

    İtinayla

    ‘Profesör’

    Yapılır!

    ‘Jet profesör’sayısı 73’e ulaştı

    Hekim Postası

    İntörnler haklarının yasaylagüvence altına alınması istiyor

  • ADI SOYADI BRANŞI PROFESÖR ÜNVANINI ALDIĞI ÜNİVERSİTE GÖREVLENDİRİLDİĞİ HASTANE İLAVE GÖREV

    Prof. Dr. Mehmet Turgut Çocuk Hastalıkları Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adana Numune E.A.HProf. Dr. Mustafa Demirci Mikrobiyoloji Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi İzmir Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Murat Alper Patoloji Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Mustafa Ertek Enfeksiyon Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H. Refik Saydam Hıfzıssıha Merk.BŞK.Prof. Dr. Nurullah Zengin Tıbbi Onkoloji Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H. (Bekleniyor) BaşhekimProf. Dr. Ümit Tunçel KBB Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Onkoloji E.A.HProf. Dr. Vedat Şahin Ortopedi Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Metin Sabancı Baltalimanı Kemik Hast. Hst.Prof. Dr. Sedat Altın Göğüs Hastalıkları Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Yedikule Göğüs Hast. ve G. Cerrahisi E.A.H. BaşhekimProf. Dr. Yaşar Nazlıgül Gastroenteroloji Erzincan Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Keçiören E.A.HProf. Dr. Ümit Topaloğlu Genel Cerrahi Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Haydarpaşa Numune E.A.H.Prof. Dr. Mustafa Öncel Genel Cerrahi Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu Kartal Dr. L. Kırdar E.A.H. Prof. Dr. Mahir Özmen Genel Cerrahi Hacettepe Üniversitesi Kastamonu Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H. Prof. Dr. Ahmet Yaser Müslümanoğlu Üroloji İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Bağcılar E.A.H. Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu Çocuk Cerrahı İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi Şişli Etfal E.A.H. İstanbul İl Sağlık MüdProf. Dr. Burhan Dadaş KBB İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Şişli Etfal E.A.H. Prof. Dr. Suat Turgut KBB İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Şişli Etfal E.A.H. BaşhekimProf. Dr. Yüksel Altuntaş Endokrinoloji İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İstanbul Şişli Etfal E.A.H. Prof. Dr. Ali Coşkun Genel Cerrahi İstanbul Üniversitesi Florance N. Hemşirelik Y.O. Ankara Keçiören E.A.H. Başhekim (Ankara Etlik İhtisas E.A.H)Prof. Dr. Çetin Dinçel Üroloji İstanbul Üniversitesi Florance N. Hemşirelik Y.O. İzmir Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Ahmet Kutluhan KBB Hast. Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Mehmet Bilge Kardiyoloji Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Mehmet Deniz Aylı Nefroloji Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Etlik İhtisas E.A.H. Prof. Dr. Mehmet Fatih Avşar Genel Cerrahi Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H. Prof. Dr. Hürrem Bodur Enfeksiyon Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.HProf. Dr. Ali Özdek KBB Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Selçuk Çomoğlu Nöroloji Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Ali Atan Üroloji Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H.Prof. Dr. Ali Ünsal Üroloji Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Keçiören E.A.H.Prof. Dr. Sinan Aydoğdu Kardiyoloji Karabük Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Prof. Dr. Adil Eryılmaz KBB Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. Ankara Numune E.A.H.Prof. Dr. Mahmut Gümüş Tıbbi Onkoloji Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. Lütfi Kırdar E.A.H.Prof. Dr. Mehmet Cem Turan Kadın Doğum Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. Kartal Dr.Lütfi Kırdar E.A.H.Prof. Dr. Mehmet Rafet Yiğitbaşı Genel Cerrahi Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. Göztepe E.A.H.Prof. Dr. Mücahit Görgeç Ortopedi Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. İstanbul Haydarpaşa Numune E.A.H.Prof. Dr. Orhan Gedikli KBB Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. İstanbul Vakıf Gureba E.A.H.Prof. Dr. Sefa Saygılı Psikiyatri Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. İstanbul Vakıf Gureba E.A.H. Kızılay Genel Merkez Yön. Kur.Ü.Prof. Dr. Hacı Mehmet Sökmen Gastroenteroloji Kırklareli Üniversitesi Sağlık Y.O. İstanbul Ümraniye E.A.H.Prof. Dr. Şaban Şimşek Göz Hastalıkları Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Nusret Erdoğan Patoloji Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Y.O. Taksim İlkyardım E.A.H.Prof. Dr. Hüseyin Katılmış KBB Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Tıp Fakültesi İzmir Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Mevlana Derya Balbay Üroloji Mustafa Kemal Üniversitesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. M. Zafer Berkman Beyin ve Sinir Cer. Namık Kemal Üniversitesi Haydarpaşa Numune E.A.H. Prof. Dr. Osman Güler Genel Cerrahi Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sağlık Meslek Y.O. Ankara E.A.H. BaşhekimProf. Dr. A.Filiz Avşar K. Hast. ve Doğum Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Ahmet Metin Dermatoloji Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Ali Çayköylü Psikiyatri Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Bekir Çakır Endokrin Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Ekrem Algül Endokrin Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Trabzon Numune E.A.H. BaşhekimProf. Dr. Engin Bozkurt Kardiyoloji Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Erhan Reis Genel Cerrahi Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Trabzon Numune E.A.H. Prof. Dr. Erol Şener Kalp Damar Cer. Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Faik Özveren Beyin Cerrahisi Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Prof. Dr. Hakan Kulaçoğlu Genel Cerrahi Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Münir Demirci KBB Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara E.A.H. Prof. Dr. Ömer Anlar Nöroloji Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Erdal Birol Bostancı G.Cer. (Gast.Cerrahisi) Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Prof. Dr. İlknur Bostancı Çocuk Hastalıkları Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr. Sami Ulus Çocuk E.A.H Prof. Dr. İrfan Şencan Enfeksiyon Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H. S.B.Tedavi Hiz Genel MdProf. Dr. Metin Doğan Ortopedi Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Atatürk E.A.H. Rektör (Yıldırım Beyazıt Üni.)Prof. Dr. Murat Bozkurt Ortopedi Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Etlik İhtisas E.A.H. Başhekim (Ankara Atatürk E.A.H.)Prof. Dr. Musa Akoğlu G.Cer. (Gast.Cerrahisi) Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Prof. Dr. Erol Göka Psikiyatri Selçuk ÜniversitesiMeram Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H Prof. Dr. Selami Akkuş Fiziksel Tıp Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Fizik Tedavi ve Reh. Mrk. Dekan(Yıldırım Beyazıt Ünv. Tıp Fak.)Prof. Dr. Ali Gürbüz Kalp Damar Cer. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İzmir Atatürk E.A.H.Prof. Dr. Vedide Tavlı Çocuk Hastalıkları Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İzmir Behçet Uz Çocuk Sağ. E.A.H. Prof. Dr. Fatma Tülin Kayhan KBB Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Sadi Konuk E.A.H.Prof. Dr. Selami Albayrak Üroloji Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kartal Lütfi Kırdal E.A.H. Prof. Dr. Turhan Caşkurlu Üroloji Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Haydarpaşa Numune E.A.H BaşhekimProf. Dr. Ali Teoman Tellioğlu Plastik Cerrahi Yıldırım Beyazıt Üniv.Tıp Fak. Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Hakan Korkmaz KBB Yıldırım Beyazıt Üniv.Tıp Fak. Dışkapı Yıldırım Beyazıt E.A.H.Prof. Dr. Nurettin Karaoğlanoğlu Göğüs Cerrahi Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Göğüs Hast. ve Göğüs Cer. E.A.H. BaşhekimProf. Dr. İhsan Karaman Üroloji Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Haydarpaşa Numune E.A:H. Prof. Dr. A. Deniz Belen Nöroşirürji Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Numune E.A.H

    Jet profesörlerin güncellenmiş listesi

    Ankara Tabip Odası ve Ankara Ba-rosu tarafından 1 Aralık 2011 tari-hinde Ankara Barosu Eğitim Merke-zi’nde “663 Sayılı KHK ve SağlıktaDönüşüm Süreci” konulu bir panelgerçekleştirildi. Panele konuşmacıolarak Çankaya Üniversitesi Hukuk

    Fakültesi’nden Prof. Dr. Yahya KazımZabunoğlu, CHP Mersin MilletvekiliProf. Dr. Aytuğ Atıcı ve Ankara TabipOdası Başkanı Dr. Bayazıt İlhan ka-tıldı.

    Prof. Dr. Yahya Kazım Zabunoğluyaptığı konuşmada KHK’lerin hukukiçerçevesi hakkında bilgi verirken,Prof. Dr. Aytuğ Atıcı 650 Sayılı KHKile gündeme getirilen Tam Gün uy-

    gulaması ile ilgili değerlendirmelerdebulundu.

    Ankara Tabip Odası Başkanı Dr.Bayazıt İlhan ise konuşmasında, 663Sayılı KHK’nin sağlığın yeniden ya-pılandırılması ve bu şekilde bir yan-dan da özelleştirilip ticaretleştirilmesianlamına geldiği üzerinde durdu.KHK ile TTB yasasındaki “tabipliğinkamu ve kişi yararına uygulanıp ge-

    liştirilmesini sağlamak” sözcüklerininçıkartılmasını eleştiren İlhan, “Ta-biplik, kişi ve toplum yararına yapıl-mayacaksa, kimin yararına yapıla-cak?” diye sordu.

    İlhan, hükümetin kamu yararınabir hekimlik anlayışını açıkça red-dettiğini, son çıkan KHK hükümlerininde bunun bir göstergesi olduğunuifade etti.

    Hukukçular ve hekimler, “sağlıkta dönüşümün” neye hizmet ettiğini tartıştıHekim Postası

  • güncel

    Tıp eğitimine sahip çıkmakve sağlıkta yıkıma yol açanKanun Hükmünde Kararna-meleri (KHK) protesto etmekamacıyla yurt çapında devameden protestoların biri deAnkara’da gerçekleştirildi.Ankara’daki tüm tıp fakül-telerinden öğretim üyeleri,uzman, pratisyen ve asistanhekimler, tıp öğrencileri vesağlık çalışanları 25 Kasım2011 tarihinde biraraya ge-lerek Hacettepe ÜniversitesiTıp Fakültesi önünde bir ba-sın açıklaması yaptı. Gerçek-leştirilen konuşmalarda,“Hastalarımızın sağlık hak-kını, mesleki bağımsızlığı-mızı, özlük haklarımızı, ni-telikli tıp eğitimini, Türki-ye’nin sağlığını savunuyoruz”denildi. Basın açıklamasınaCHP Erzincan Milletvekili

    Muharrem Işık da destekverdi.

    Sağlıkta Dönüşüm Prog-ramı ile Türkiye’de sağlıkhizmetinin niteliğinin giderekdüştüğüne ve halkın sağlığı-nın tehlikede olduğuna dikkatçekilen konuşmalarda, he-kimlere yönelik ciddi bir sal-dırı olduğu vurgulandı ve“Biz hekimler de buna durdemeye devam edeceğiz. Bubir meşru müdafaadır” de-nildi.

    Eylemler yalnızüniversiteleri değilsağlık alanının herkesimini kapsıyor

    Yaşanan sürecin ve sağ-lıkta ticarileşmenin hem mes-leki bağımsızlık hem de tıpeğitimi adına geri dönülemezsonuçları olacağının vurgu-landığı açıklamalarda, ger-çekleştirilen eylemlerin de

    sadece üniversiteler ya datıp fakültelerini değil sağlıkalanında çalışan herkesi kap-sadığı belirtildi. Ankara TabipOdası (ATO) Başkanı Dr. Ba-yazıt İlhan yaptığı konuşma-da, üniversite hastaneleriKamu Hastane Birlikleri’nindışında bırakılsa da, bugüntoplanan öğretim üyelerininbunu da protesto ettiğininaltını çizdi.

    “Gerçekakademisyenler,hekimler, sağlıkçalışanları var bugünburada”

    Sağlık alanında yaşanansorunların parlamenter ze-minde de tartışılmasını bek-lediklerini dile getiren İlhan,bir gecede çıkarılan KHK’lerleTürkiye sağlık ortamınınMeclis’ten bile kaçırılarakşekillendirilmesine itiraz et-

    tiklerini söyledi. AnayasaMahkemesi ve Danıştay ka-rarlarına aykırı bir şekilde,Meclis’ten kaçırılarakKHK’ler çıkarılmasına işareteden İlhan, “Bu durumda he-kimlerin direnmesi meşru-dur. Öğretim üyelerinin di-renmesi meşrudur. Sağlık ça-lışanlarının direnmesi meş-rudur. Gerçekten, bu bir meş-ru müdafaadır” dedi.

    Konuşmasında Sağlık Ba-kanı’na seslenen ATO Baş-kanı, tıp alanından hocalariçin her fırsatta “bunlar pa-ragöz” denilerek vatandaş-ların kışkırtıldığının altınıçizdi ve “Bakıyorum bugünburada gerçek öğretim üye-leri, gerçek asistanlar, gerçekhekimler, gerçek sağlık çalı-şanları var. Örneğin burada,Erzincan’dan kadro alıp An-kara’da Hıfzısıhha Başkanlığıyapan yok, Sakarya’dan pro-

    fesör kadrosu alıp Ankara’daTedavi Hizmetleri Genel Mü-dürlüğü yapan yok, burada,bir üniversiteden yardımcıdoçentlik alıp İl Sağlık Mü-dürlüğüne devam edenleryok. Burada gerçek akade-misyenler var ve bir şeylerinyanlış gittiğini söylüyorlar.”dedi. Herkesi görevini titiz-likle yapmaya çağıran İlhan,YÖK Başkanı’na da, “Bir saatders vermeyen, hiçbir aka-demisyenlik tecrübesi olma-yan bir kişiyi Ankara’da yenikurulan bir üniversiteye nasılrektör yaptınız? Bu kadardeneyimli profesör varken,böyle bir şeyin altına nasılimza atabildiniz?” sorularınıyöneltti.

    Kar etmek için değileğitim ve araştırmaiçin üniversite

    Sağlıkta Dönüşüm Projesi

    Ankara’daki tüm tıp fakültelerininkatılımıyla akademisyenler, uzmanve pratisyen hekimler, tıpöğrencileri ve sağlık çalışanları,Türkiye sağlık ortamında yaşanangelişmeleri protesto etmek için biraraya geldi ve “Bu bir meşrumüdafaadır” dedi. ATO Başkanı Bayazıt İlhan, tıpfakülteleri kadrolarında yapılanusulsüzlüklere dikkat çekerekSağlık Bakanı ve YÖK Başkanı’nabunca usulsüz uygulamanın altınanasıl imza attıklarını sordu. İlhan,“Bugün burada gerçekakademisyenler var ve bir şeylerinyanlış gittiğini söylüyorlar” dedi.

    Hekim Postası

    Ankara’da hekimlerden “meşr

  • güncel

    Sağlıkta yıkım tüm hızıylasürüyor. Öğretim üyeleri,uzman ve asistan hekimler,tıp öğrencileri ile sağlık ça-lışanları, 2 Kasım 2011 ta-rihli 663 sayılı Kanun Hük-münde Kararname’ye karşıseslerini yükseltmeye devamediyor.

    İstanbulÜniversitesi’nebağlı hastanelerdegrev

    İstanbul Üniversitesi’nebağlı hastanelerde çalışanhekimler ve sağlık çalışan-ları 22 Kasım 2011 tarihindeÇapa ve Cerrahpaşa’daKHK’leri protesto etmek vetıp eğitimine sahip çıkmakamacıyla grev yaptı. Has-tanelerde aciller dışında hiz-met sunulmadı. CerrahpaşaTıp Fakültesi Hastanesiönünde toplanan hekimlerve sağlık çalışanları ellerinde‘Sağlık haktır satılamaz’ ya-zılı pankart ve dövizler ileİstanbul Üniversitesi Tıp Fa-kültesi Hastanesi’ne yürüdüve buradaki grubun katılımıile basın açıklaması yaptı.

    İstanbul Üniversitesi öğ-retim üyeleri adına basınaçıklamasını okuyan Prof.Dr. Raşit Tükel, performanssistemiyle hasta-hekim iliş-kisini puan kaygısı içindeticarileştiren, tüm hastane-leri kar amaçlı işletmeleredönüştüren, sağlık çalışan-larını güvencesiz, sözleşmeliçalışma sistemine geçirecekolan, öğretim üyelerinin has-ta bakmaları ve uygulamalıeğitim yapmalarını, tıp öğ-rencileri ve asistan hekim-lerin eğitim almalarını en-gelleyen tüm düzenlemeleriniptal edilmesini talep ettik-lerini belirtti.

    "Akdeniz, Ege veDokuz Eylül'de'Sağlıkta Yıkıma SonVerin' eylemi"

    Akdeniz Üniversitesi TıpFakültesi Öğretim ÜyeleriGirişimi tarafından 22 Kasım2011 tarihinde yapılan ey-

    lemde ise “Tıp Eğitimindeve Sağlıkta Yıkıma Son Ve-rin” talebinde bulunuldu.Akdeniz Üniversitesi Tıp Fa-kültesi önünde yapılan basınaçıklamasında sık sık “ÇokSes Tek Yürek Bu Bilek Bü-külmeyecek”, “Parasız Eği-tim Parasız Sağlık”, “Hasta-neler Halkındır Satılamaz”,“AKP Sağlığa Zararlıdır” slo-ganları atıldı.

    Dokuz Eylül Üniversitesi(DEÜ) Tıp Fakültesi ÖğretimÜyeleri İnisiyatif Grubu, 21Kasım 2011 tarihinde DEÜ

    Tıp Fakültesi Hastanesi bah-çesinde düzenledikleri basınaçıklaması ile sağlıkta dö-nüşüm programı uygulama-larında gelinen noktaya tep-ki gösterdi.

    Ege Tıp Platformu tara-fından 5 Aralık 2011 tari-hinde yapılan basın açıkla-masında, akademi, sağlıkçalışanları ve hastaların sı-kıntılarına işaret edilerek,663 Sayılı Kanun HükmündeKararnamenin geri çekilmesitalebi dile getirildi.

    adı altında yürütülen çalış-maların tıp eğitimine vere-ceği zararlar konusundakiendişelerini paylaşmak üzeretıp fakülteleri öğretim üyeleriadına açıklama yapan Dr.Okan Akhan ise konuşma-sında, performans sistemininhekimi, verdiği tıbbi hizmetinkalitesiyle değil sadece bak-tığı hasta sayısı ile değer-lendirdiğini ve tıp eğitiminide pek çok açıdan yaraladı-ğını belirtti. Aynı çark içindeezilen hocaların da eğitimeve araştırmaya ayıracak vak-tinin çok kısıtlandığını söy-leyen Akhan şöyle konuştu:“Üniversitelerin asli göreviaraştırma yapmak ve eğitimvermektir. Birinci basamakbir hizmetin ihmal edildiğibir ülkede üçüncü basamaküniversite hastanelerinde,eğitimi öncelemeyen yön-temlerin çok ciddi zararlarvereceğini söylemek istiyo-

    ruz. Biz hekimler tarih bo-yunca çok gerekçeyle suç-landık, ama biz hocalar ta-rihte ilk kez kar etmemeklesuçlanıyoruz. Biz, kar etmekiçin üniversitelerde bulun-muyoruz. Eğitim ve araştır-ma için buradayız. Perfor-mans sistemi etik problem-lerin yanı sıra eğitime ciddizararlar veriyor.”

    Asistan hekimler adına birkonuşma yapan Dr. MehmetÇolak ise birçok anabilim da-lında eğitim verecek öğretimüyesinin kalmadığını ve per-formans baskısı nedeniyleeğitimin aksayıp çalışma ko-şullarının ağırlaştığını dilegetirdi. Hastanelerin şirket-leştirilip sözleşmeli yöneti-ciler atandığını vurgulayanÇolak, “Bizler iyi hekimlikmücadelemizi sürdüreceğiz.Her gün sesimize yeni seslereklenecek ve haykırmaya de-vam edeceğiz” dedi.

    ru müdafaa”

    Tıp Fakülteleriayakta!Hekim Postası

  • Eğitim ve araştırma has-tanelerinde görev yapan kli-nik şef ve şef yardımcıları,“Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Ku-ruluşlarının Teşkilat ve Gö-revleri Hakkında KHK” ile gö-revlerinden alındı.

    KHK’nin geçici 6. madde-sinde yer alan “Bu maddeninyayımı tarihinde görevde bu-lunan klinik şefi ve şef yar-dımcılarının görevleri bumaddenin yayımı tarihindesona erer. Bunlar eğitim gö-revlisi kadrolarına kazanılmışhak aylık dereceleriyle atan-mış sayılır” düzenlemesi so-nucunda statülerini kaybedenşef ve şef yardımcıları, tabipodaları aracılığı ile hukukiyollardan haklarını aramayaçalışıyor.

    Ankara’da konu ile ilgiligörüşlerini aldığımız klinikşefleri, tıpta uzmanlık eğiti-mine zarar verecek bu uygu-lamanın eğitim ve araştırmahastanelerinin işleyişindekaos yaratacağı görüşünde.

    Her şeyden önce şefler debu tür düzenlemelerinTBMM’de görüşülmeden,meslek örgütlerinin görüşüalınmadan ‘rızasız’ bir da-yatma yöntemi ile yapılma-sına tepki gösteriyorlar. Dü-

    zenlemelerin nasıl yürürlü-lüğe konacağının belirsiz ol-masından da rahatsızlık du-yan şefler, ünvanlarının el-lerinden alınmasına da tep-kili.

    “Ben bu ünvanı hakederek aldım”

    Bir klinik şefi görüşlerinişu şekilde ifade ediyor: “Es-kiden bir klinik vardı ve kli-niği idare eden kişi, klinikşefi vardı. Onun bir ya da ikiyardımcı şef muavini, uz-manları, baş asistanı yaniüniter yapıda bir kliniği olur-du. Burada bir hiyerarşik yapıvardı. Bu hiyerarşik yapı için-de çalışırdınız. Asistanlarınızda bu hiyerarşik yapı içeri-

    sinde eğitim alırdı. Şimdi, bizi‘eğitim görevlileri’ olarak ta-nımlıyorlar. Hasta bakımı na-sıl olacak, viziteler nasıl ya-pılacak, bu hiyerarşik düzenolmayınca ne olacak? Bunubilmiyoruz ve bu büyük birrahatsızlık yaratıyor. Ayrıca,ben kendi adıma bu noktayaherhangi bir şekilde gelme-dim. Böyle bir ünvanı çalışa-rak, sınava girerek, sınav ka-zanarak hak ettim. Benim busınav karşılığında elde ettiğimbirtakım haklarım ve en azın-dan hiyerarşik yapının üs-tünde olmak gibi bir avanta-jım olmuşt