bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale...

185
İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ 2011 YILI CEZAEVİ RAPORU İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ 2011 YILI CEZAEVİ RAPORU 1

Transcript of bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale...

Page 1: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİ

DOĞU ve GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

1

Page 2: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

İÇİNDEKİLER

Genel Değerlendirme -----------------------------------------------------------------------: 3

29.02.2012 Tarihi İtibarıyla Tüm Ceza İnfaz Kurumlarında Bulunan Hükümlü, Hükmen Tutuklu Ve Tutuklu Mevcudunun Suç Grubuna Göre Dağılım Cetveli ---: 5

2011 Yılı Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri İstatistiği ----------------------------: 6

2011 Yılı Cezaevlerinde Yaşanan Hak İhlalleri Ayrıntılı Veriler --------------------: 7

Cezaevlerinde Ölen ve Yaralananlar------------------------------------: 7

Cezaevlerinde İşkence ----------------------------------------------------: 10

Sevk Uygulamaları --------------------------------------------------------: 18

Sağlık Hakkı İhlali --------------------------------------------------------: 34

Aile Görüşü Engellenenler -----------------------------------------------: 69

Avukat Görüşü Engellenenler -------------------------------------------: 71

Tecrit ve İzolasyon --------------------------------------------------------: 72

Haberleşme v.b Hakları Engellenenler ---------------------------------: 79

Disiplin Cezası Verilenler ------------------------------------------------: 87

Cezaevlerinde Anadil Yasağı --------------------------------------------: 92

Cezaevlerinden Diğer Başvurular ve İhlaller --------------------------: 94

İHD Bafra, Giresun, Trabzon, Kalkandere ve Erzurum Cezaevleri Hak ihlalleriAraştırma & İnceleme Heyet Raporu -----------------------------------------------------: 97

Giriş --------------------------------------------------------------------------: 98

Yapılan Görüşmeler -------------------------------------------------------: 99

Heyetin Rize-Kalkandere Cezaevi’nde Yaşadıkları ------------------: 102

Sonuç ------------------------------------------------------------------------: 103

Heyetin Önerileri-----------------------------------------------------------: 104

Heyetin Rize-Kalkandere Cezaevi Hakkındaki Kanaati -------------: 105

2011 Yılı Hasta Mahpuslar Listesi -------------------------------------------------------: 106

Liste-1 -----------------------------------------------------------------------: 106

Liste-2 -----------------------------------------------------------------------: 116

Liste-3 -----------------------------------------------------------------------: 120

2

Page 3: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

GENEL DEĞERLENDİRME

Bu raporu ülkemizin kanayan yarası haline gelen cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dikkat çekmek, bu konuda kamuoyu duyarlılığı yaratmak ve yetkilileri yaşanan ihlallere konusunda bilgilendirerek görevlerini yerine getirmeyi sağlamak amacıyla hazırladık. Raporumuzda, 2011 yılı içerisinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerini konu aldık. Çeşitli başlıklar altında topladığımız bu ihlalleri, öncelikle derneğimize yapılan başvurular, gazete, ajans, televizyon ve internet haber portallarından elde ettiğimiz veriler ışığında hazırladık. Raporda ihlallere ilişkin ayrıntılı veriler bulacağınız gibi, bu verilerden oluşan bilanço rakamlarına da yer vererek, bir istatistiki veri oluşturduk. Yıl içerisinde yaşanan ihlallerin yanı sıra cezaevlerinin durumu konusunda bizlere bir fikir verebilecek olan Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerine ilişkin açıkladığı son sayısal veriler de raporda yer alan bilgiler arasında. Ayrıca Derneğimiz tarafından oluşturulan bir heyetle cezaevlerinde yapılan bazı incelemeler ve tespitler ile 2011 yılında tespit ettiğimiz hasta mahpusların listesi de raporun içerisinde yer almaktadır.

Bilindiği üzere cezaevleri ülkemizde hak ihlallerinin yaşandığı en önemli mekanlar arasında yer almaktadır. Birçok kez yaptığımız açıklamalarla dikkat çektiğimiz, kimi zaman ise özel heyetler oluşturarak gezdiğimiz cezaevlerinde ne tür hukuk dışı uygulamalar ve hak ihlalleri yaşandığı aslında kamuoyunun da bilgisi dahilindedir. Bunu sadece bizler ve duyarlı kamuoyu bilmiyor, ayrıca yetkililer de biliyor. Nitekim derneğimize yapılan başvurular veya yaptığımız incelemeler sonucu tespit ettiğimiz hak ihlallerini her fırsatta devletin ilgili birimlerine bildirmekteyiz. Ancak başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devlet kurumları adeta bu sorunlar karşısında kulaklarını tıkayarak, yaşanan ihlallere göz yummaktadırlar. Son örneğini Pozantı’da gördük ve yakından tanıklık ettik. Pozantı’da yaşanan insanlık dışı uygulamalar, derneğimiz vasıtasıyla iki yıl boyunca sürekli olarak Adalet Bakanlığı’na bildirilmesine rağmen, yaşanan sorunların giderilmesine ilişkin en ufak bir girişim yapılmamıştır. Bu durum da başta Adalet Bakanlığı olmak üzere devletin ilgili kurumlarının işlenen bu suçlara ve hak ihlallerine birinci dereceden ortak olduğunu göstermektedir.

Bu gerçeği cezaevlerindeki ağır hasta mahpuslar ve cezaevlerinde yaşanan ölümlerle ilgili yetkililerin takındığı tavırdan daha net görebilmekteyiz. İHD olarak, yıllardır hiç bıkmadan her platformda dile getirdiğimiz cezaevlerindeki ağır hasta mahpusların durumu ne yazık ki 2011 yılında da değişmemiştir. Yapılan tüm başvurulara rağmen ne Adalet Bakanlığı, ne de af yetkisine sahip Cumhurbaşkanı feryatlarımızı dikkate almadı. Bunun sonucunda da 2011 yılında peşi sıra ölüm haberlerini duyar hale geldik. Antalya’da cezaevinde yatan Gülay Çetin, Midyat Cezaevi’nde Şehmus Yalçın, Adana Kürkçüler Cezaevi’nde Latif Bodur ve son olarak Erzurum Cezaevi’nde Mehmet Aras, hastalıklarına ve cezaevi koşullarına daha fazla dayanamayarak yaşama veda ettiler. Hazırladığımız raporda yer alan verilere göre, devletin ihmali ve hastalıkları nedeniyle bölge cezaevlerinde 13 kişi yaşamını yitirdi. Eğer böyle devam ederse ve bu gidişata müdahale edilmezse bu ölümler içinde bulunduğumuz yılda da devam edecektir. Çünkü İnsan Hakları Derneği olarak yaptığımız araştırmalar sonucu cezaevlerinde halen 256 ağır hasta bulunmaktadır. Bunlardan 106’sı ise ölümcül hastalıkları nedeniyle ölüm sınırındadır. Verdiğimiz bu rakamların dışında cezaevlerinde binlerce mahpus tedavi olanaklarından yeterince yararlanamamaktadır. Bu rakamları bir kez daha kamuoyunun ve yetkililerin dikkatine sunuyoruz. Cezaevlerinde ölümcül veya yakın bakım gerektiren hasta tutuklu ve hükümlülerin derhal salıverilmeleri gerekmektedir. Aksi durumda ulusal ve uluslararası yasal

3

Page 4: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

düzenlemeler çerçevesinde bu sürecin gereklerini yerine getirmeyen kurumlar, insanlık suçu işlemiş sayılacaklardır.

Açıkladığımız bilanço rakamlarından da anlaşılacağı üzere ağır hasta mahpuslar ve ölümler dışında da cezaevlerinde büyük sorunlar ve hak ihlalleri yaşanmaktadır. Bu durumu bizzat cezaevlerinde yerinde tespit etmemizin yanında, derneğimize cezaevlerinden yapılan başvurulardaki artış da, yaşanan ihlallerin açık göstergesidir. Nitekim 2011 yılında cezaevlerindeki işkence vakaları başta olmak üzere, uygulanan sevk ve sürgünler, tecrit ve izolasyon, disiplin cezaları, haberleşme hakkının engellenmesi ve çeşitli hak gaspları, artık cezaevlerinin gerçek anlamda gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Son 3 yıl içerisinde siyasi operasyonlar sonucu binlerce kişinin tutuklanmasından kaynaklı cezaevlerindeki doluluk oranı, bu yapılardaki yaşamı adeta işkenceye çevirmiştir. Adalet Bakanlığı’nın cezaevlerindeki bu sorunlara karşı kayıtsızlığı ise, artık kabul edilemeyecek bir boyut kazanmıştır. Pozantı Cezaevi’nde işkence ve cinsel istismara maruz kalan çocuklar ve aynı durumda bulunan diğer TMK mağduru çocuklar, başka cezaevlerine sevk edileceklerine bir an önce serbest bırakılmalıdır. “Taş attı” diye, “gösterilere” katıldı diye tutuklanan çocukların hak ettiği cezaevine atılıp işkenceye maruz bırakılmak değildir. Onların yeri, ailelerinin yanıdır, okullarıdır, oyun oynadıkları arkadaşlarının yanıdır. Bu nedenle cezaevlerinde siyasi nedenlerle bulunan tüm çocukların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.

Ülkemizdeki cezaevlerinin sorunları ve mahpusların maruz kaldığı hak ihlallerinden söz ederken, değinilmesi gereken en önemli konuların başında İmralı Cezaevi’nde yaşanan tecrit uygulamasıdır. Uzun yıllar bu cezaevinde tek başına kalan ve kaldığı 13 yıl boyunca sürekli olarak çeşitli hak ihlalleriyle karşı karşıya bırakılan Abdullah Öcalan, 2011 yılında başlayan ve halen devam eden eşi benzeri görülmemiş ağırlaştırılmış bir tecrit uygulamasına maruz bırakılmıştır. Kamuoyunun tüm tepkisine rağmen bu tecrit uygulaması gün geçtikçe daha da derinleştirilmeye çalışılıyor. Bu durum başta insanın temel hakları olmak üzere, uluslararası sözleşmelere ve temel hukuka aykırı bir durumdur. Kürt sorunun çözümü konusunda en önemli aktörlerden biri olan Sayın Öcalan’a yönelik bu tecrit politikası, Kürt sorununu içinden daha da çıkılmaz bir hale getirmektedir. Bugün Kürt kamuoyunun büyük bir bölümü, uygulanan bu tecrit ve izolasyon nedeniyle büyük bir kaygı içerisindedir. Bu kaygılarını dile getiren birçok çevre, gerek dışarıda olsun, gerekse cezaevlerinde olsun açlık grevleri gerçekleştirerek, bu hukuksuzlukları protesto etmektedir. Öcalan’a uygulanan bu tecrit politikasına bir an önce son verilmesi gerektiğini belirtiyor, içinde bulunduğumuz yılın barış ve huzur içinde geçirilmesi için Öcalan’ın üzerine düşen rolü oynamasına engel olunmaması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz.

2011 yılı Cezaevleri Raporu’nda da görüldüğü üzere cezaevlerindeki durum içler acısı bir tabloyu bizlere göstermektedir. Bu tablonun değişmesi ve daha yaşanılır bir hal alması demokratik ülkelerin vazgeçilmez şartlarındandır. Bu nedenle cezaevlerinde insan haklarının korunması ve yaşama geçirilmesi için tüm kesimleri sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz. Ayrıca cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin tüm kamuoyunu da duyarlı olmaya ve yaşanan hukuksuzluklar karşısında sessiz kalmamaya çağırıyoruz.

4

Page 5: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

29.02.2012 Tarihi İtibarıyla Tüm Ceza İnfaz Kurumlarında BulunanHükümlü, Hükmen Tutuklu Ve Tutuklu Mevcudunun Suç Grubuna Göre Dağılım Cetveli

SUÇ GURUBU TUTUKLU HÜKMEN TUTUKLU HÜKÜMLÜ TOPLAMADLİ 30.485 17.702 70.058 118.245SİYASİ 4.506 472 3.796 8.774ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ MENSUBU 1.262 396 515 2.173SUÇ GURUBU BİLİNMEYEN 394 39 992 1.425GENEL TOPLAM 36.647 18.609 75.361 130.617 29.02.2012 TARİHİ İTİBARIYLA TÜM CEZA İNFAZ KURUMLARINDA BULUNAN HÜKÜMLÜ, HÜKMEN TUTUKLU VE TUTUKLU MEVCUDUNUN CEZA İNFAZ KURUMU STATÜLERİNE GÖRE DAĞILIM 

CEZA İNFAZ KURUMU STATÜSÜ TUTUKLU HÜKMEN TUTUKLU HÜKÜMLÜTOPLAME K Ç E K Ç E K Ç

KAPALI CEZA İNFAZ KURUMLARI 32.981 1.763 1.517 17.766 646 153 57.033 1.965 79 113.903AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARI - - - - - - 15.785 369 - 16.154ÇOCUK CEZA İNFAZ KURUMLARI - - 386 - - 44 - - 130 560GENEL TOPLAM 32.981 1.763 1.903 17.766 646 197 72.818 2.334 209 130.617E : Erkek, K : Kadın, Ç : Çoçuk 

1) 29.02.2012 tarihi itibariyla ceza infaz kurumlarında 123.565 Erkek, 4.743 Kadın, 2.309 Çocuk bulunmaktadır. 31/01/2012 TARİHİ İTİBARIYLA 131.3172) 1-31 Ocak 2012 dönemi içinde mevcut 700 kişi azalmıştır. 31/12/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 128.6043) 28.02.2011 tarihi itibariyle ceza infaz kurumlarında mevcut 123.329'dur. 30/11/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 127.8314) Şubat 2011-2012 dönemi içinde mevcut 7.288 kişi artmıştır. 31/10/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 127.0745) Tüm ceza infaz kurumlarında kapasite eksiği 8.234'tür. Açık ceza infaz kurumlarında kapasite eksiği 943, 30/09/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 126.657Kapalı ceza infaz kurumlarında kapasite fazlası 9.177'dir. 31/08/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 124.5896) Ocak ayına göre tutuklu sayısında 221 azalma, hükmen tutuklu sayısında 69 artma, 31/07/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 124.577hükümlü sayısında 548 azalma olduğu görülmektedir. 31/06/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 125.2357) İstatistiki bilgi UYAP veri tabanından 29.02.2012 tarihi itibarıyla Kurum Mevcutları Raporundan derlenmiştir. 31/05/2011 TARİHİ İTİBARIYLA 125.0318) 451 adet misafir tutuklu, hükmen tutuklu ve hükümlü toplam mevcut olan 130.617 kişiye dahildir.

5

Page 6: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

2011 YILI CEZAEVLERİNDE YAŞANAN HAK İHLALİ İSTATİSTİĞİ

CEZAEVLERİNDE ÖLEN ve YARALANANLAR 13 ölü 4 yaralı

Cezaevlerinde İşkence 147

Sevk Uygulamaları 599

Sağlık Hakkı İhlali 133

Aile Görüşü Engellenenler 37

Avukat Görüşü Engellenenler 1

Tecrit ve İzolasyon 70

Haberleşme v.b. Hakları Engellenenler 96

Disiplin Cezası Verilenler 319

Cezaevlerinde Anadille Konuşma Yasağı 8

Cezaevlerinde Diğer İhlaller ve Başvurular 11

TOPLAM 1438

6

Page 7: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

2011 YILICEZAEVLERİNDE YAŞANAN HAK İHLALİ AYRINTILI VERİLER

CEZAEVLERİNDE ÖLEN ve YARALANANLAR*Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Murat Aktaş isimli tutuklunun, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıldönümü olan 15 Şubat'ı protesto etmek amacıyla bedenini ateşe verdiği bildirildi. Cezaevi yetkilileri tarafından Midyat Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Aktaş'ın yapılan tedavinin ardından yeniden cezaevine götürüldüğü ve durumunun iyi olduğu belirtildi.  (16.02.2011/DİHA)

*Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde PKK davasından tutuklu bulunan Ferit Orak’ın kendisini yaktığı iddia edildi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Yoğun Bakım Ünitesi'nde tedavi altına alınan Orak'ın durumunun ciddiyetini koruduğu bildirildi. Olayın duyulması üzerine hastaneye giden Tuhad-Der yetkileri, askeri yetkililerin Orak ile görüşmelerine izin vermediklerini belirterek, Orak'ın bugün öğle saatlerinde bulunduğu koğuşta kendisini yaktığının iddia edildiğini aktardı. Alınan bilgiye göre, Orak'ın vücudunun yüzde 35 oranında yandığı kaydedildi. (28.03.2011/DİHA)

*BİNGÖL'deki M Tipi Kapalı Cezaevi'nde tek kişilik bir odada kalan hükümlü T.A., henüz belirlenemeyen bir nedenle kendini yaktı. Adli suçtan hükümlü olan T.A., hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. T.A., önceki gece kaldığı odada henüz belirlenemeyen bir nedenle yatağını tutuşturdu. Olayı gören görevliler, yangına müdahale ederek vücudunun çeşitli yerlerinden yanan T.A.'yı Bingöl Devlet Hastanesi'ne kaldırdı. Tedavi altına alınan T.A.'nın hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtildi (05.05.2011/Diyarbakır Söz)

*Elazığ E Tipi Cezaevinde tutuklu bulunan A.K.’nin (26) kaldığı koğuşta 11 Mayıs 2011’de bileklerini kestikten sonra ayakkabı bağıyla kendisini astığı iddia edildi. (12.05.2011/Vatan / Haber Ayrıntı)

*Şırnak'ın Silopi İlçesi'nden bulunan kapalı cezaevinde saat 17.40'ta silah sesleri gelmeye başladı. Ardından cezaevi etrafı askerler tarafından kuşatılırken, 1 tutuklunun başına aldığı kurşunla ağır yaralandığı ve bir askerin de kolundan yaralandığı bildirildi. Yaralılar cezaevine gelen ambulanslarla Silopi Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. (21.05.2011/DİHA)*Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde önceki gün Silopi Kapalı Cezaevi'nde uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde tedavi altına alınan evli ve 4 çocuk babası PKK'li hükümlü Bedri Ürün'ün hayati tehlikesi devam ediyor. Konuya ilişkin bilgi aldığımız Ürün'ün ağabeyi Kadir Ürün, kardeşinin dün öğleden sonra ikinci bir ameliyat geçirdiğini belirtti. Kadir Ürün, ayrıca cezaevinde meydana gelen olay ile ilgili yetkililerin hala kendilerine bir açıklama yapmadığını ve hastaneyi hiçbir yetkilinin ziyaret etmediğini kaydetti. (23.05.2011/DİHA)

*22 Aralık 2008 tarihinde Ağrı'da katıldığı bir mitingte slogan attığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve "Örgüt üyesi olduğu" iddiasıyla tutuklanan Ağrı'lı Rahmi Özen'in cenazesi cezasının infazına 7 ay kala Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi'nde kendisini yaktığı iddiasıyla ailesine teslim edildi. Muş Cezaevi'nden Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edilen ve 12 gün önce bedenini ateşe verdiği iddia edilen Rahmi Özen'in cenazesi, Ağrı'dan gelen ailesi tarafından Ankara'daki Keçiören Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak, Van'a oradan da Ağrı'ya götürülecek. Aileye cenaze teslim edildikten sonra verilen ölüm raporunda, ölüm nedeninin

7

Page 8: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

belirtilmemesi dikkat çekerken, yapılan otopsi sonucunda alınan tutanakları görmek ve alternatif bir otopsi raporu için İHD gerekli başvurularda bulunacak. (03.08.2011/DİHA)

*Mardin'in Midyat ilçesinde bulunan M Tipi Kapalı Cezaevi'nde dün akşam saatlerinde rahatsızlanan Şeyhmus Yalçın adlı tutuklu yaşamını yitirdi. 18 yıldır cezaevinde olan ve PKK davasından müebbet hapis cezası alan Yalçın'ın cenazesinin otopsi yapılması için Mardin Devlet Hastanesi'ne getirildi. Burada yapılan otopsi sonucunda Yalçın'ın beyin kanaması geçirdiği iddia edildi. Yalçın'ın cenazesinin hastaneden alınmasından sonra Nusaybin'in Koçer (Kurike) Köyü'nde defnedileceği bildirildi. (07.08.2011/DİHA / Evrensel / Taraf)

*Ankara Etimesgut’ta 4 yıl önce Askerlik yaparken, saçkıran olacağı endişesiyle miğfer giymek istemediği için hakkında askeri mahkemede dava açılan Mehmet Sait Platin, askerliğini tamamladıktan sonra bu davadan 75 gün hapis cezası aldı. Cezanın infazı için Batman M Tipi Cezaevi’nde yatan Mehmet Sait Platin’in, salıverilmesine 5 gün kala, koğuşta nevresimle kendini asarak yaşamına son verdiği ailesine bildirildi. Dün cenazesi ailesine teslim edilen Mehmet Sait Platin, aynı gün Batman Asri Mezarlığı’nda toprağa verildi. Aile yasa boğulurken, baba 51 yaşındaki Ramazan Platin, oğlunun intihar etmiş olabileceğine ihtimal vermediğini söyledi. (05.09.2011/DHA)

*Cezaevi aracında çıkan yangında 5 tutuklu feci şekilde yanarak can verdi. Tutukluların Van'dan İstanbul'a nakledildikleri belirtildi. Alınan bilgilere göre olay, Kayseri'nin Pınarbaşı İlçesi ile Sivas'a bağlı Gürün İlçe yolu arasında, sabahın erken saatlerinde meydana geldi. Van'dan İstanbul'a tutuklu ve hükümlü sevkiyatı yapan cezaevi aracının motor kısmında yangın çıktığı iddia edildi. Çıkan yangında tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu bölümün kapısının açılmadığı ve içeride bulunan Medeni Demir, Akif Kırınlı, İsmet Evim, Sinan Aşka ve Abdulseddar Ölmez adlı tutuklu ya da hükümlüler feci şekilde yanarak can verdi. Cezaevi aracında bulunan askerlerin ise sağlık durumlarının iyi olduğu açıklandı. (16.09.2011/DİHA / DHA)

*Kars'ın Sarıkamış ilçesine bağlı Alisofu köyünde eşini döverek öldüren bir kişi, tutuklu bulunduğu cezaevinde intihar etti. 9 Eylül 2011 günü Sarıkamış ilçesi Alisofu köyünde ikamet eden M.Ç. (74) ile eşi H.Ç. (65) arasında bilinmeyen bir nedenden dolayı tartışma çıkmış ve tartışmanın büyümesi üzerine H.Ç. kafasına aldığı tekme ve yumruk darbeleri sonucunda hayatını kaybetmişti. M.Ç. ise olayın ardından Sarıkamış İlçe Jandarma Komutanlığı'na giderek teslim olmuştu. Çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak Selim Cezaevi'ne konulan M.Ç. tutuklu bulunduğu cezaevinde kendini asarak intihar etti. (19.09.2011/KentHaber)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde Irak nüfusuna kayıtlı Azat Cevher isimli tutuklunun intihar ettiği ileri sürüldü. Cevher'in neden intihar ettiğine yönelik herhangi bir bilgi alınmazken, Cevher'in cenazesinin Mardin Devlet Hastanesi morgunda tutulduğu belirtildi. (18.10.2011/DİHA)

*Cezaevlerinde elverişsiz yaşam koşulları nedeniyle her geçen birçok tutuklu ve hükümlü ölümcül hastalıklara yakalanırken, sorunların çözümü konusunda yapılan başvuru ve çağrılar karşısında kör, sağır ve dilsiz olan yetkililer ile vicdanı sızlamayan toplum bir hükümlüyü daha ölüme gönderdi. DİHA'nın daha önce durumuna dikkat çeken ve doktor raporları ile ailesinin girişimlerine yer verdiği haberlerle gündeme getirdiği PKK davasından hükümlü Latif Badur yaşamını yitirdi. (08.11.2011/DİHA)

8

Page 9: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Edinilen bilgiye göre, Erzurum H tipi Cezaevinde tutuklu bulunan Zahir Ersoy, henüz belirlenemeyen nedenle çarşafla kendini asarak intihar etti. Mardin nüfusuna kayıtlı olan Ersoy'un cesedi, Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. (25.12.2011/İHA)

9

Page 10: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

CEZAEVLERİNDE İŞKENCE*29.01.2011 tarihinde şubemize başvuran Adem Bayrak, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Atalay Bayrak, Rize Kalkandere Cezaevine nakil edildiğinden beri sürekli baskı tehdit ve şiddet görüyor. Adalet Bakanlığına ve bazı kurumlara bu sorunların giderilmesi için resmi girişimlerde bulundum. Bunları yaptıktan sonra cezaevindeki baskılar ve şiddet daha da arttı. Yapılan baskıların sebebi onlardan neden şikâyetçi olduğu öne sürülüyor. Ayrıca gardiyanların dışında tanınmayan şahıslar devreye sokuluyor. Biz ailesi olarak yaşamına yönelik risklerin olabileceği endişesini taşıyoruz. Oğlumun Rize cezaevinde kalması cezasını orda tamamlaması çok büyük bir problem olacaktır. Biz sorunların giderilmesi için resmi girişimlerde bulundukça, devamında farklı baskılar devreye giriyor. Bu nedenle oğlumun Güneydoğuda bir cezaevine nakil etmesini talep ediyoruz. Bu konuda kurumunuzdan destek bekliyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*Van F Tipi Cezaevi'nde kapalı görüşte aileleriyle Kürtçe konuşan 3 PKK'li tutukluya "A Takımı" denilen ekip tarafından müdahale edilirken, Kürtçe konuşan tutuklulara spor ve hücre cezaları verildi. Van F Tipi Cezaevinde PKK davasında tutuklu bulunan Hamdi Kılınç, İskan Aksaç ve Aydın Akış, geçen hafta yaşanan olay hakkında aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Kapalı görüşte Kürtçe konuştukları için cezaevinde gardiyanlar tarafından müdahale edildiğini belirten tutuklular, "Biz ailelerimizle Kürtçe olarak konuştuğumuzda ilk olarak bir gardiyan gelip bizi uyardı. Biz de konuşmaya devam edince cezaevinde özel olarak yapılandırılan müdahale takımı geldi. Gelip direk görüşmemizi kesmek istedi. Biz engel olunca saldırı yapıldı ve darp edildik" dedi. Tutuklular, yapılan saldırıdan sonra kendilerine hücre ve spora çıkmama cezaları verildiğini dile getirdi. (03.02.2011/DİHA)

*Van F Tipi Cezaevi'nde hükümlü bulunan Tuncer Buldu ve 2 koğuş arkadaşının 15 gardiyanın saldırısına maruz kaldığını iddia eden Tuncer Buldu'nun annesi Aynur Buldu, İHD Van Şubesi'ne başvurdu. Geçen Cumartesi günü oğlu Tuncer Buldu ile yaptığı telefon görüşmesinde oğlunun iki arkadaşı ile birlikte 15 gardiyanın saldırısına uğradığını kendisine aktardığını ifade eden anne Buldu, "Cumartesi evi aradı, benimle konuştu. Geçtiğimiz hafta içinde bir akşam vakti 15 gardiyanın arama bahanesiyle koğuşlarına girdiğini ve koğuşu dağıtıp yataklara ayakkabılarla bastığını söyledi" dedi. Oğlu Tuncer Buldu'nun kendisine "Bizi kameraların görüş mesafesinden çıkararak ite kaka götürdüler. Ben ile bir arkadaşımı havalandırmada, diğer arkadaşı ise tuvalete sokup dövdüler" dediğini söyleyen anne Buldu, İHD'den hukuki yardım talebinde buldu. İHD yetkilileri ise iddialara ilişkin cezaevine avukat göndererek olayı araştıracaklarını belirtti. (22.03.2011/DİHA)

*29.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Güvercin Taruk, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Turhan Taruk, 7 yıldır Çorum cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Har hafta Pazartesi günleri eve telefon açardı. Bu hafta yani, 28.03.2011 tarihinde telefon açmadı. Akşama kadar bekledik açmayınca merak edip endişelendik. Daha sonra ismini vermeyen bir şahıs evimizi arayarak oğlum Turhan’ın durumunun çok kötü olduğunu söyledi. İşkence edip hücreye atmışlar ve kimseyle görüştürmüyorlar dedi. Oğlumun sağlığından endişe duymaktayız. Bu konuda bize yardımcı olmanızı istiyoruz. ” (İHD Diyarbakır)

*20.04.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Bayram, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Hamdullah Bayram, yaklaşık 7–8 yıldır hükümlü olarak çeşitli cezaevlerinde kalmıştır. Şuan net olarak tarihini hatırlamamakla beraber tahminen 1 yıldır Sinop Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Oğlum dün yani 19.04.2011 tarihinde beni arayarak “koğuşumuzda sorun vardı, beni başgardiyan Mustafa Özer döverek başka koğuşa aldı. Beni o kadar çok dövdü ki halen sol kulağımda işitme kaybı var. Ayrıca bu esnada beni

10

Page 11: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

tehdit etmeye başladı. Ben burada suç duyurusunda bulunamıyorum. Ancak burada hayati tehlike içerisindeyim.” Dedi. Ben bu telefon görüşmesinden sonra çok huzursuz oldum. Oğlumun hayati tehlike içerisinde olması beni fazlası ile endişelendiriyor. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”( İHD Diyarbakır)

*16.06.2011 tarihinde şubemize Nezahat Kuzu aracılığıyla Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevinden mektupla başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Kaç kez oluyor size mektup yazıyorum ama faşizan iktidar AKP politikalarından dolayı her seferinde gerekçeler göstererek idari kurulu tarafından el konuluyor. Bulunduğum Kandıra 2 Nolu F Tipi cezaevinde keyfi uygulamaların haddi hesabı olmayan uygulamalarla karşı karşıya ve yaşamaktayım. Yaklaşık 4 ay önce dış kantine bakan ilgili gardiyan benden habersiz ve bilgim olmadan adli bir hükümlünün kolisini hesabımdan yolluyorlar. Ne tesadüf ki o sırada da iç hukuk yolları tükenmiş ve evraklarımı AHİM’e göndermesi için avukatıma yolladım. Bu AHİM’e gitmemeye dönük bir engellemeydi. Bunun üzerine bende ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundum. İlgili Cumhuriyet Savcısı sözlü olarak dilekçemi işleme koymayarak yolsuzluk denilen girişime göz yumması üzerine bende dilekçeyi infaz hâkimliğine yolladım. 04.02.2011 tarihinde saat 9.30 civarında cezaevi müdürüyle görüşme talebi olmaksızın odamdan zorla alınarak cezaevi idaresi tarafından tutuklu ve hükümlülerin görüştüğü odaya götürüldüm. Sorgusuz ve sualsiz hakaret, tehdit ve şantaj yapmaya başladılar. Dilekçemi geri çekmeyeceğimi söylediğimde işkence timi olarak bilinen kişiler beni kameraların olduğu yerde işkence uyguladılar. Bu konu için Adalet bakanını göreve çağırıyorum, bu görüntüleri bir heyet denetlesin istiyorum. Yukarıda belirttiğim bu husus cezaevi 2. müdürü olan Servet isimli kişi tarafından yapıldı. Benim 4 Nisan da doktorla randevum olmasına rağmen bana doktorun izne ayrıldığını söylediler. Yapılan işkenceler yetmezmiş gibi bana 1 kapalı görüşten men için disiplin soruşturması açıldı. Bulunduğum bu cezaevinde keyfi uygulamalar ve işkencelere tabii tutuluyorum. Yaklaşık 1 ay önce İHD’ye faks ve mektup gönderdim. Uyduruk uygulamalar gerekçe göstererek mektup ve fakslarıma el koydular. Faşist AKP’nin politikalarını kamufle etmeye çalışıyorlar. En son 15 gün önce Günlük Gazetesinde bulunan Hüseyin Akyol’a yazdığım bir mektup aynı sebeplerden dolayı el konuldu. Bu idarenin mektuplara el koyması temel nedeni “kirli çamaşırlarını gizlemeye” dönüktür. Bu faşizan uygulamaların altında imzası olan kurum 1. müdürü Mehmet Kara Kaya, Sosyolog Özlem Altın, Psikolog Deniz Enül, bu kişilerin talimatları doğrultusunda işkenceler uygulanmıştır. Hükümetin sözde Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans dediği gerçek dışı olduğunu Başbakan Erdoğan buradaki kameralara baksın ve görsün. İşkencenin nasıl sistemli olduğunu göreceklerdir. Bu durumu sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istedim.”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*Aileleri aracılığıyla açıklamada bulunan Van F Tipi Cezaevi'nde bulunan tutuklu ve hükümlüler, Çukurca saldırısından sonra üzerlerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Aileler, tutukluların verdiği bilgileri şöyle kaydetti: "Çukurca'da yaşanan saldırıdan sonra üzerimizdeki baskılar artmaya başladı. Özelikle baskılar Hakkari ve ilçelerinden gelenlerin üzerinde uygulanıyor. En son Metin Gezer, Yusuf Akın ve Osman Balar'ın bulunduğu koğuşa gardiyanlar hiçbir gerekçe göstermeden baskın yapmış. Baskında hakarete maruz kalan tutuklular sonra tek kişilik hücrelere atılmış. Gene özelikle gardiyanlar Hakkari'den gelenlere küfür ve hakaretlerde bulunuyor." açıklamada, baskıların her geçen gün giderek arttığına da dikkat çekilerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuldu. (22.08.2011/DİHA)

*26.09.2011 tarihinde Kandıra 2 Nolu F tipi cezaevinden şubemize başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Yaklaşık bir hafta önce ailemin aracılığı ile size ulaştım.

11

Page 12: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Mektubun içeriğiyle ilgili yaşadığım sorunların her geçen gün katmerli bir şekilde arttırılarak, her gün tehtid ve şantajlarla karşı karşıyayım. Size yazdığım mektubun içeriğinin aynısını 22.06.2011 tarihinde adalet bakanlığına yazarak bu sorunlarda yer alan tüm yetkililerin cezalandırılana kadar ve durumlar düzelene kadar ölüm orucuna başladım. Yaşanacak tüm olumsuz durumlarda başta cezaevi savcısı, cezaevi 1. Müdürü Mehmet KARAKAY, Servet adındaki cezaevi 2. Müdürü ve adalet bakanlığı sorumludur.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*27.09.2011, tarihinde şubemize başvuran Hasan Aslan, şu beyanlarda bulundu, “Benim ağabeyim Hüseyin Aslan, Malatya E Tipi Kapalı Cezaevinde bulunmaktadır. İdare tarafında ikinci müdür olan Seçkin bir takım itirafçı kullanarak kardeşime saldırıyor. İkinci müdür tarafından ölümle tehdit ediliyor. Biz ailece abimin hayatından endişe duymaktayız. İnsan Hakları Derneğinden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Erzurum H Tipi Cezaevinde bulunan siyasi tutuklu kadınlar aileleri aracılığıyla yaptıkları açıklamada “son zamanlarda üzerlerindeki baskıların ciddi bir şekilde arttığını, görüşe gelen ailelerinin üstlerinin iki kez aranıp, çırılçıplak soyulduklarını, içeride sözlü ve fiziki tacize uğradıklarını, havalandırma saatleri gibi çeşitli hakların uygulanmasında keyfi olarak davranıldığını, bazen günde iki kez koğuşlara baskın yapılarak aramadan geçirildiklerini,hastane sevkleri sırasında sözlü ve fiziki tacize uğradıklarını, en demokratik tepkilerinde bile hücre cezaları verildiğini” söylediler. (04.10.2011/ http://www.evrensel.net)

*Samsun Bafra T Tipi Cezaevi'nde siyasi tutukluların işkence gördüğü iddia edildi. Bafra T Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Mahsum Oruç'un eşi Muhteber Oruç, eşinin bugün telefonla aradığını ve sesinin çok kötü geldiğini belirterek, eşinin, sayım sırasında tutuklulara kaba şiddet uygulandığını söylediğini belirtti. Şiddete maruz kalan tutukluların hastaneden rapor aldığını ifade eden Oruç, "Göğsünden, kolundan ve kasık bölgesinden yaralandığını söyledi. Bir arkadaşlarının da göz kapağının yırtıldığını belirtti. Koğuşta 15 kişilermiş hepsi de dayak yemiş. Gardiyanlar ve hapishane müdürleri hepsi birlikte bunları dövmüşler. Gardiyanların sayısı da çokmuş bunlarda bir şey yapamamışlar. Bir yıldır görüşlerine gidemiyoruz görüş yasakları da var" şeklinde konuştu. (15.10.2011/DİHA)

*Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 4 mahpus, Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildi. Gümüşhane’ye gönderilen Ahmet İmecik ve 3 arkadaşının siyasilerin koğuşuna geçme talebinin cezaevi yönetimi tarafından reddedildiği, bu nedenle 4 tutuklunun açlık grevi başlattığı belirtildi. Aynı cezaevinde açlık grevine başlayan Kasım Sözen isimli siyasi hükümlünün ağabeyi Müslüm Sözen de, "Kardeşim baskı ve işkence gördüğünü bildirdi. İnsan hakları savunucularının duyarlı olmasını istiyoruz" çağrısında bulundu. (09.10.2011/DİHA)

*10.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Galip Güneş, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Mehmet Güneş, 28.09.2009 tarihinde gözaltına alındı. Daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İki yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı cezaevinde kalmaktaydı. 12.10.2011 tarihinde Samsun/Bafra cezaevine sürgün edildi. Kardeşim telefonda yaşadığı işkenceleri anlattı. Gece geç saatlerde kaldırıp hakaret ve küfürlere maruz bırakıldıklarını, ellerini arkadan bağlayarak kendilerine işkence ettiklerini anlattı. Yemeklerimizi köpeklerin önüne bırakıp bize yedirmeye çalışıyorlar. Kardeşimin can güvenliğinden endişeliyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

12

Page 13: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Boncuk, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Ahmet Boncuk, Dicle Üniversitesi Kimya bölümünde okuyordu. Patlayıcı madde bulundurmaktan yargılandı ve 10 yıl 5 ay ceza aldı. Yaklaşık 2 yıldır Diyarbakır D Tipi cezaevinde bulunuyordu. 09.10.2011 tarihinde Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Bafra Cezaevine nakledildi. Bafra cezaevine gittikleri günden beri fiziki ve psikolojik olarak yoğun işkencelere maruz kaldıklarını öğrendik. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Ayrıca gardiyanların saldırısında 5 arkadaşının çok ciddi bir şekilde yara aldıklarını söyledi. Yemek verilmemiş, küfür ve hakaretlerde bulunmuşlar. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. Baskı ve işkenceler halen devam etmektedir. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Fatma Cinaklı, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Edip Cinaklı, Diyarbakır D Tipi Kapalı cezaevinde hükümlü olarak kalmaktaydı. 6 yıl 3ay ceza aldı. 4 ay önce Samsun/Bafra cezaevine sevk edildi. Cumartesi günü yaptığı telefon görüşmesinde kendisi ve diğer koğuş arkadaşlarının gardiyanlar tarafından saldırıya maruz kaldıklarını belirtmiş. Saldırı sonucunda eşim ve arkadaşı Mahsum Oruç, kaşında patlama olmuş ve vücutlarında darp izleri oluşmuş. Raporu olduğunu da öğrendik. Eşimin hayatında endişeliyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Selahattin Çetin, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Murat Çetin, siyasi suçtan dolayı 8 yıl 9 ay hüküm giydi ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunuyordu. 05.10.2011 tarihinde görüşe gideceğimiz zaman Samsun/Bafra cezaevine sevk edileceklerini söyledi. Ancak 15.10.2011 tarihinde Cumartesi günü saat 16.00-16.30 sıralarında telefon ederek bize haber verdi. Onlara sevk sırasında çok ağır hakaretler yapıldığını, çırıl çıplak soyulup saatlerce ayakta beklediklerini, elbiselerinin tümü verilmediğini söyledi. Sevk edilen diğer arkadaşlarının da aynı şekilde işkencelere tabii tutulduğunu anlattı. Hükümlü ve tutuklu da olsa insan guru ile alay edilmesi suç olarak, işkenceyi de bir insanlık suçu olarak bildirmek ve suçluların hakkında gerekli soruşturmanın yapılması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Sadiye Aydın, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Tahsin Aydın, siyasi suçtan dolayı 10 yıldır yargılanıyordu. 10 yıllık zaman aşımına çok az bir süre kala 6 yıl 3 ay hüküm verildi. Eşim Diyarbakır cezaevinde hükümlüyken 3 ay önce Samsun/Bafra cezaevine gönderildi. 15.10. 2011 tarihinde sürgün edildikleri Samsun/Bafra cezaevinde bulunan 50’ye yakın gardiyanların saldırılarına maruz kaldıklarını ve birçok arkadaşlarının da ciddi bir şekilde yara aldıklarına anlattı. Arkadaşlarının doktordan darp raporu aldıklarını ve ilgili kişilerden şikâyetçi olduklarını söyledi. İnsan tutuklu ve hükümlü de olsa insan onuruyla alay edilemeyeceğini ve işkenceye tabii tutulamayacağını düşünüyorum. Bu darp ve saldırı olaylarını gerçekleştiren kişilerin bulunup cezalandırılması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Gıyasettin Akkan, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Şahin Akkan, işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı 13 yıl 6 ay ceza aldı. Yaklaşık 7 aydır cezaevindedir. Diyarbakır D Tipi Cezaevinden Samsun İli Bafra cezaevine nakledildi. 15.10.2011tarihinde oğlum eve telefon açtı. Telefon görüşmemizde Bafra’daki gardiyanların kendisini darp ettiklerini, elbiselerinin kendisine verilmediğini, orada maddi ve manevi baskıya maruz bırakıldığını acilen yardım edilmesini istediğini belirtti. Ben oğlumun durumundan endişe ediyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

13

Page 14: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*18.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Evrim Akkurt, şu beyanlarda bulundu: “Arkadaşım olan Hasan Basri Bozdemir, yaklaşık olarak 2 yıldır cezaevinde bulunmaktadır. 10 gün önce Samsun/Bafra cezaevinde sevk edildi. Cumartesi ailesini arayarak burada kötü muamelelere maruz kaldıklarını anlatmış. Götürülen tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığını söyledi. Ailesi burada olmadığından arkadaşımın durumundan endişe ediyorum. Onun hakkında bildi edinmek istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Fikriye Tanrıkulu, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Mehmet Tanrıkulu, yaklaşık 1 ay önce Bafra cezaevine nakledildi. Cezaevinde ciddi sıkıntılar yaşadığını öğrendik. Oğlum evli olup 2 çocuğu bulunmaktadır. 24.10.2011 tarihinde oğlumu görmek için Samsun/Bafra cezaevine gittik. Ben aile tablosunu götürmediğim için beni içeri almadılar. Yalnız gelinimin içeri girmesine izin verdiler. Ama onun görüşmeleri de kısa sürdü. Eşi kendisiyle görüştüğünde, kendisine orada büyük mağduriyet yaşadıklarını, hakaret ve işkenceye maruz kaldıklarını, hiçbir hakkını kullanamadıklarını belirtmiş. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Fiziki işkence uygulatmışlar. Gönderdiğimiz kıyafetlerin çoğunu vermemişler. Ayrıca benim eşim çok yaşlı, ben ise çok ağır hastayım. Çok ciddi sağlık sorunları yaşamaktayım. Bu nedenlerden dolayı Bafra’ya gidemiyorum. Nakil için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Süleyman Çetin, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Cengiz Çetin, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Bafra Cezaevine nakledildi. Bafra cezaevine gittikleri günden beri fiziki ve psikolojik olarak yoğun işkencelere maruz kaldıklarını öğrendik. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Yemek verilmemiş, küfür ve hakaretlerde bulunmuşlar. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. Hobi saatlerinde diğer koğuşlarla birlikte çıkmalarına izin vermiyorlar. Sadece 1 ayakkabı ve sınırlı sayıda giysi bulundurabiliyorlar. Haftada sadece 2 defa sıcak su veriliyor ve sular sık sık kesiliyor. Taleplerine ve dilekçelerine çok geç cevap veriyorlar. Eski hükümlüleri, cezaevindeki örgütlülük ve ilişkileri engellemek için sürgüne gönderiyorlar. İstedikleri birçok kitaplar verilmiyor. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*27.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Faruk Pekdoğan, şu beyanlarda bulundu: “24.10.2011 tarihinde Rize ili Kalkandere L Tipi Cezaevinde bulunan kardeşim Fuat’ın açık görüşüne gittim ve kendisiyle görüştüm. Kardeşim Fuat cezaevinde kötü muamele gördüklerini, kendilerine hakaret edildiğini, aşağılayıcı sözler sarf edildiğini, görüş için çıkarılıp geri getirildiklerinde ayakkabılarını çıkararak sirkelenmelerini istediklerini, sayım sırasında hazır ol konumunda bekletildiklerini, soğuk havalarda ısınmak amacıyla giydikleri şapka, külah gibi aksesuarların zorla çıkartıldığını anlattı. Koğuşa gardiyan girdiği zaman ellerindeki sigaraları atıp esas duruşa girmeleri gerektiğini bize söyledi. Ve bu talepleri yerine getirmedikleri takdirde yeri ve zamanı gelince zorla yaptıracaklarından bahisle tehdit ettiklerini anlattı. Tutuklu ve hükümlü de olsalar insan onuruyla oynanmayacağını düşünüyorum. Cezaevi sorumluları ve gardiyanları hakkında soruşturma açılmasını istiyorum. Bu konuda İnsan Hakları Derneği’nden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

14

Page 15: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*28.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Halis Yakut, şu beyanlarda bulundu: “Diyarbakır Cezaevinden sevkli çıkan kardeşim Ercan Yakut, Bafra T Tipi Cezaevine nakledilmiştir. Bafra Cezaevi girişi sırasında tutukluların üstleri soyularak çıplak arama, elbise vs ihtiyaçlarını karşılamama, gazete kitap vermeme, havalandırmaya çıkarmama, telefon görüşmelerini engelleme, sürekli marş dinletme aile ile görüşmeleri kısıtlama gibi haklardan mahkûm ediliyorlar. Bu konuda hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Ahmet Özsubaşı, şu beyanlarda bulundu: Oğlum olan Muhyettin Özsubaşı, Diyarbakır D Tipi cezaevinden 4 ay önce Rize Kalkandere cezaevine sürgün edildi. Ben oğlumun açık görüşüne 31.11.2011 tarihinde gittim. Orada kendilerine asker gibi davranmalarını istiyorlar. İnfaz kurumu memurları kendilerine sürekli emir veriyor, cezalandırmaya çalışıyorlar. Gardiyanlara karşı sürekli saygılı ve kendilerini gördüklerinde ayağa kalkmalarını istiyorlar. Yemekleri az olduğu için kantinden almak zorunda olduklarını ayrıca gönderilen kitaplarında verilmediğini söyledi. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Yunus Humartaş, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Ahmet Humartaş, 2008 yılında örgüt üyeliğinden dolayı 6 yıl ceza aldı. 3 yıl Diyarbakır cezaevinde kaldı. En son sürgünlerde kardeşimi de Rize Kalkandere cezaevine gönderdiler. Görüşüne giden annem ve kız kardeşim orada yoğun baskıların yaşandığı ve kötü muamelede bulunduklarını söyledi. Tutukluların gardiyan ve askerlerin karşısında elleri ceplerinde kabul edilmiyor, tespih çekmelerinde dahi izin verilmiyor bütün bunlar yetmiyormuş gibi psikolojik baskıda uygulanıyor. Sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Hayriye Özel, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Mehmet Özel, Rize Cezaevine sürgün edildi. Görüşüne gittiğimde bana cezaevinde yaşanan baskıları anlattı. Orada kendilerine asker gibi davranmalarını istiyorlar. İnfaz kurumu memurları kendilerine sürekli emir veriyor, cezalandırmaya çalışıyorlar. Elleri ceplerinde kabul edilmiyor, tespih çekmelerine de dahi izin verilmiyor bütün bunlar yetmiyormuş gibi psikolojik baskıda uygulanıyor. Gardiyanlara karşı sürekli saygılı ve kendilerini gördüklerinde ayağa kalkmalarını istiyorlar. Cezaevi yönetimi ve ceza infaz kurumu memurları son derece kötü davranıyorlar ve sürekli provokatif davranışlarda bulunuyorlar. Ayrıca yemekleri 15 kişilik getirilmesi gerekirken 6 kişilik getiriyorlar. Bu baskıların son bulması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Remezan Naşa, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Bilal Naşa, Diyarbakır D Tipi cezaevinden 4 ay önce Rize Kalkandere cezaevine sürgün edildi. 01.11.2011 tarihinde oğlumun görüşüne gittim. Büyük bir baskı uygulandığını söyledi. Tutukluların gardiyan ve askerlerin karşısında elleri ceplerinde kabul edilmiyor, tespih çekmelerinde dahi izin verilmiyor bütün bunlar yetmiyormuş gibi psikolojik baskıda uygulanıyor. Sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Bekir Nadiroğlu, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Ömer Nadiroğlu, Diyarbakır D Tipi Cezaevinden Rize Kalkandere cezaevine sevk edildi. Dün yaptığımız görüşmede birçok sorun yaşadıklarını ve baskıların arttığını belirtti. İlk gittiklerinde tamamen soyunmalarını istemişler bunlarda kabul etmeyip tepki göstermişler. Diğer koğuştaki arkadaşlarıyla görüşemiyor, ortak faaliyetler yürütemiyorlar. Askeri disiplin uygulanır gibi sürekli aramalarda tek sıraya soktuklarını, gardiyanları

15

Page 16: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

görünce hazır oldu durmalarını istiyorlar. Uygulamalara karşı çıkınca da baskıların arttığını her an disiplin cezaları alabileceklerini belirttiler. Siyasi tutuklu ve hükümlülerin üzerinde büyük bir psikolojik baskı uygulandığını belirtti. Bütün bu yapılan uygulamaların haksız olduğunu belirtmek isterim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*06.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Ahmet Nadiroğlu, şu beyanlarda bulundu: “Amcam olan Ömer Nadiroğlu, 6 yıl ceza aldı. Diyarbakır D Tipi kapalı cezaevinden Rize/Kalkandere cezaevine sevk edildi. Amcamla telefonla görüştüğümde orada yoğun bir işkenceye tabii tutulduğunu söyledi. 27 Kasım’da cezaevinde türkü söyleyip halay çektikleri için gardiyanların ve adli tutukluların saldırılarına maruz kaldıklarını anlattı. Onlara askeri sistem dayatılıyor. Yemek ve telefon görüşmelerinde tek sıra halinde bekletiliyorlar. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Fince Denli, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Abdullah Altun 1992 yılında yakalandı ve 36 yıl cezaya mahkûm edildi. Oğlum çeşitli cezaevlerinde hükümlü olarak kaldı. Ancak 1yıl önce birçok hastalığı nedeniyle tedavi olmak üzere Diyarbakır’a getirilerek E Tipi cezaevine konuldu. Oğlumun birçok hastalığı bulunmaktadır. Ona özel yatak alıp gönderdim. 02.11.2011 tarihinde oğlum nedenini bilmediğimiz bir şekilde Amasya cezaevine nakledildi. İlk sevk edildiğinde girişte kendisine hakaret edildiği ve soyunması istenildiği kabul etmeyince de işkenceye maruz kaldığını, kaburgalarının kırıldığını beyan etti. Ben oğluma yapılan işkence ve kötü muameleden sorumlu olan kişilerin tespit edilip cezalandırılmaları için gerekli işlemlerin yapılmasını talep ediyorum. Ayrıca çok hasta olduğum için oğlumu ziyaret etmeye gidemiyorum. Bu nedenle oğlumun tekrar Diyarbakır’daki cezaevine naklinin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Mikail Özkan, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğullarım olan Neytullah ve Azad Özkan, Kahramanmaraş/Elbistan E Tipi Kapalı cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadırlar. Oğullarım ayrı cezaevlerinde bulunuyorlardı. Aynı cezaevine nakillerini istediler. Elbistan cezaevine nakil oldular. Aldığım duyumlara göre oğullarım cezaevi idaresi tarafında yoğun baskı ve işkencelere tabii tutuluyorlar. Haftalık telefon görüşmeleri dahi gardiyanlar tarafından kısıtlanıyor. Çocuklarımın hayatından endişe ediyorum. Ben çocuklarım için kaygılanıyorum ve maruz kaldıkları kötü muamele ve işkenceye son verilmesini, bu durumdan sorumlu olanlar hakkında gerekli yasal ve idari işlemlerin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.11.2011 tarihinde şubemize Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Salih Erbekler, şu beyanlarda bulundu: “Bizler, Bafra cezaevinde bulunan 100’e yakın PKK’li olarak uzun süreden beri cezaevi yönetiminden kaynaklı, keyfi ve baskıcı tutum ve davranışlarına maruz kalmaktayız. En son sayım esnasında müdürlerin yönetiminde arkadaşlarımıza saldırılmış ve bu saldırı sonucunda 2 arkadaşımız çeşitli yerlerinden darbe almak suretiyle yaralanmışlardır. Birçok arkadaşımızın haberi bile olmadan yaka paça çıkartılıp sürgün edilmişlerdir. Ayrıca cezaevi müzik dinleme sisteminden yüksek sesle koğuşlarımıza ırkçı ve milliyetçi duyguları kabartan, provakatif marşlar ve müzikler dinletilmektedir. Bir diğer konu da spor dâhil birçok hobi faaliyetlerimizi kısıtlamaktadırlar. Bu konuyla ilgili sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün gönderilen Ğemgin Durak isimli tutuklunun cezaevi girişinde şiddete

16

Page 17: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

maruz kaldığı ileri sürüldü. 6 yıldır cezaevinde bulunan Durak'ın 20 saatlik yolculuğun ardından Rize'ye ulaştığı ve burada çırılçıplak soyularak üst aramasından geçirilmeye zorlanınca şiddete uğradığı kaydedildi. Durak'ın ağabeyi Samet Durak, olaydan kardeşi ile telefonla konuşurken haberdar olduklarını belirterek, tepki gösterdi. Kardeşinin özel eşyalarına da el konulduğunu savunan Durak, "Eğer kardeşimin başına bir şey gelirse bundan cezaevi yönetimi ve Başbakan Erdoğan sorumludur" diyerek baskılara son verilmesini istedi. (15.11.2011/DİHA)

*16.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Osman Üzül, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Haşim Üzül, 1997 yılında cezaevine girdi. Çıktıktan sonra 1999 yılında PKK örgütüne katıldı. Eve geri dönüş esnasında yakalandı ve çıkarıldığı mahkemece müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Daha önce Muş E Tipi cezaevinde kalıyordu. Daha sonra Rize cezaevine sürgün edildi. Geçen hafta telefonla görüşürken aniden kesildi. Tekrar aradığında gardiyanların müdahale ettiğini dile getirdi. Söylediğini göre telefonla görüşürken eli cebindedir diye telefonu kesmişler. Ağabeyim yaklaşık olarak 2 aydır sorun yaşadıklarını ve gardiyanların kendilerine kötü davrandıklarını, hakaret ettiklerini, yürürken tek sıra halinde yürümeleri gerektiğini belirtti. Annem sağlığı iyi olmadığından ve birçok hastalığı olduğundan dolayı görüşüne gidemiyor. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Abdulbaki Yavaş, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Hâkim Yavaş, 1999 yılında İstanbul’da yardım ve yataklıktan dolayı 36 yıl hüküm giydi. Dilekçe vererek Mardin’e getirdik. Hasta olduğundan dolayı doktor raporu eşliğinde Diyarbakır Cezaevine gönderildi. Diyarbakır cezaevinde tedavi amaçlı 2 yıl bulundu. 02.112011 tarihinde haberimiz olmadan Amasya Cezaevine sevk edildi. Amasya cezaevine nakli sırasında haksızlık yapıldığını, işkence yapıldığı, aç-susuz bırakıldığını anlattı. Oğluma yol boyunca yapılan bu aşağılanma, aç-susuz bırakılma ve işkence eden kişilerden şikâyetçiyim. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*21.11.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır E Tipi Cezaevinden başvuran H.Ö., şu beyanlarda bulundu: “Bana yaklaşık olarak 3-4 hafta önce sabah saat 08.30’da mahkemem olduğu için haber verdiler. Ama hasta olduğum için dilekçe yazıp idareye verdim. Sonra revirden rapor almam gerektiğini söylediler. Revir doktoru olan Özkan Yumuşak, koğuş kapısına geldi ve bana hastalığımın ne olduğunu sordu. Ben de adet olduğumu ve kanamam olduğu için çok sancım olduğunu belirttim. Kapıda bulunan sağlık personellerinden bir erkek bir bayan olmak üzere iki kişi duruyorlardı. Kameraların karşısında benden petimi çıkarıp bakmak istediklerini söylediler. Ben de bunu kabul etmedim. Aramızda tartışma yaşandı. Doktor hiçbir şekilde müdahalede bulunmadı ve çekip gitti. Bana yapılan bu tavır kişilik haklarıma bir saldırı olduğundan ilgililerden şikâyetçiyim.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*24.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Ayhan Nazlıer, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim olan Ramazan Nazlıer, 12 Aralık 2011 tarihinden Osmaniye T Tipi cezaevine sevk edildi. İlk sevk sırasında tamamen soyulmak istenmiş bunu kabul etmeyince görevliler tarafından darp edildi. Ağabeyim kendisine yapılan bu uygulamalar için bir heyetin gönderilmesini ve kamuoyuna duyurulmasını talep ediyorum. Ayrıca bir avukatın kendisiyle görüşmesini istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

17

Page 18: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

SEVK UYGULAMALARI*Diyarbakır’da geçen hafta görülen KCK duruşmasında tutuklu bulunan insan hakları savunucuları, seçilmiş belediye başkanları ve siyasetçilerin serbest bırakılması için Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan PKK’li tutuklular protesto gösterisi düzenledi. Zılgıt çeken ve slogan atarak protestolarını yapan 23 tutsak hakkında cezaevi savcısı soruşturma başlattı. Dün aileleriyle telefonla görüşen tutuklular, savcılığın başlattığı soruşturma kapsamında ilk sürgünlerin başladığını belirttiler. Tutuklular, Ayatullah Ay adlı PKK’li tutsağın da Adana Cezaevi’ne sürgüne gönderildiği bilgisini verdiler. (18.01.2011/ANF)

*10.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Kevser Günbey şu beyanlarda bulundu: “Eşim Seyfettin Günbey, 17 yıl önce aldığı bir ceza nedeni ile cezaevine girdi. Eşim daha önce Trabzon, Giresun’da kaldı. Şimdi ise Ankara F Tipi Kapalı Cezaevinde kalmaktadır. Eşim cezaevine girdiğinden beri onun yüzünü tek bir kez görmüş değilim. Cezaevi kayıtlarından da anlaşılacağı üzere eşimin ziyaretine maddi imkânsızlıklardan dolayı hiç gidemedim. Ayrıca kadın başıma buradan onca yolu gidip eşimi ziyarete gidemiyorum. Siz devlet yetkililerinden duyarlı davranmasını ve eşimin yaşadığım yer olan Diyarbakır cezaevine veya yakın yer olan Mardin, Batman veya Bingöl cezaevlerinden birine naklinin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*03.01.2011 tarihinde şubemize başvuran E.Ö şu beyanlarda bulundu: “25.03.2009 tarihinde oğlum Nevzat Ö. Diyarbakır’da gözaltına alındı ve tutuklandı. 2 yıldır davası devam ediyordu. 6,5 yıl ceza aldı. Oğlumu kimlik tespiti için Adana’ya götürdüler. Arkadaşını tekrar Diyarbakır’a getirmişler. Ama oğlum hala Adana’da bulunmaktadır. Oğlumun Diyarbakır’a getirilmesini istiyorum. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*09.02.2011 tarihinde şubemize başvuran Aydın Sülün, şu beyanlarda bulundu: “Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Aydın Sülün şubemize mektupla başvurmuştur. Mektubunda şunları belirtmektedir. “Merhaba Nihat Bey, Ben adli suçtan hükümlü bir mahkumum. Son üç yılda hiçbir gerekçe gösterilmeden üç kez sürgün edildim. Bugüne kadar disiplin cezası almamış, iyi halli bir mahkumum. Düşüncelerimi, inançlarımı yasal özgürlük çerçevesinde yazıya döker, gazete, mektup arkadaşlarıma ve parti yöneticilerine gönderirim. Hakkımı hukuki yollardan ararım. Bunlar suç değil, bu yüzden hiçbir işleme de tabi tutulmadım. Lakin hak arayışım hukuka, düşünceye saygısı olamayan birilerinin çok zoruna gitmiş olmalı ki, hiçbir gerekçe olmadan habire sürgün ediliyorum. Konu hakkında derneğinizden biriyle görüşmek istiyorum. Özellikle bir avukat gönderirseniz minnettar kalırım. Cevabınızı bekliyorum.” (İHD BİNGÖL)

*10.02.2011 tarihinde şubemize başvuran Ali Yurtsever, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Cafer Yurtsever beş yıldır hükümlü olarak Tekirdağ Kapalı Cezaevinde kalmaktadır. Sağlık yüzünden sorun yaşamakta olup, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi olup, Metris Kapalı Cezaevine gönderilmiş. Bizim de aile olarak ekonomik durumumuzun elverişli olmamasından dolayı Tekirdağ veya İstanbul’a gidip ilgilenemiyoruz. Oğlumuzla ilgilenmek için başta Bingöl, Muş, Diyarbakır olmak üzere daha yakın bir infaz kurumuna naklinin yapılmasını istiyoruz. Bu konuda şubenizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD BİNGÖL)

*09.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Zeynep Nazlıer, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Ramazan Nazlıer, şu anda Erzurum Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Erzurum ilinin ikamet ettiğim Diyarbakır iline mesafe olarak uzak olması nedeni ile oğlumu

18

Page 19: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

görmeye gitmem mümkün olamamaktadır. Ben 67 yaşındayım. Ve yaşımdan kaynaklı birçok sağlık sorunlarım var. Maddi olanaklarım da çok kısıtlıdır. Tüm bu sorunlar ve Erzurum ilinin mesafe olarak uzak olması nedeni ile oğlumu ziyarete gidememekteyim. Oğlum yaklaşık olarak 18 yıldır cezaevindedir. 15 yıldır da Erzurum cezaevinde kalmaktadır. Uzun süreler oğlumu göremedim. Belirtmiş olduğum hususlar çerçevesinde oğlumun, ikamet ettiğimiz Diyarbakır ili veya Diyarbakır’a yakın olan Batman, Midyat, Mardin, Bingöl veya Muş illerinden birine naklinin sağlanmasını talep etmekteyim. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Mardin'de Midyat M Tipi Cezaevi'nde PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişinin yıl dönümünü protesto etmek amacı ile yaklaşık 25 gün önce bedenini ateşe veren 17 yaşındaki PKK'li tutuklu Murat Aktaş'ın aynı koğuşta bulunan 2 kişi ile birlikte Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildiği öğrenildi. Yaşanan olayın ardından cezaevi idaresi tarafından açılan soruşturma kapsamında Aktaş'ın sürgün edildiği öne sürülürken, aynı koğuşta bulunan diğer 6 PKK'linin de cezaevinde bulunan diğer tutuklu ve hükümlülerle görüştürülmediği ve sürgün edileceği gelen bilgiler arasında. (15.03.2011/DİHA)

*Mardin'de Midyat M Tipi Cezaevi'nde, PKK'li Murat Aktaş'ın 15 Şubat nedeniyle bedeni ateşe vermesi ardından birçok tutuklunun başka cezaevlerine sürgün edildiği ileri sürüldü. Aktaş ile aynı koğuşta kalan 2 kişinin Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderilmesi ardından 19 kişi daha değişik cezaevlerine sürgün edildiği belirtildi. Sincan F Tipi Cezaevi'ne sürgün edilen PKK'li tutuklulardan Aziz Yalçın'ın babası Selim Yalçın, İHD Diyarbakır Şubesi'ne başvurarak hukuki yardım talebinde bulundu. Yalçın, sürgün nedenini öğrenemediklerini belirterek, cezaevinde keyfi uygulamaların başladığını söyledi. Yalçın, sürgün edilen yaklaşık 19 kişinin, bedenini ateşe veren Murat Aktaş'a kendisini yakmaması yönünde müdahalede bulunanların olmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti. İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici ise, Mardin'e giderek Midyat Cezaevi yöneticileri ile görüşeceklerini aktardı. (17.03.2011/DİHA)*17.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Selim Yalçın, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlumu, yaklaşık 1 haftadır Midyat cezaevinden Ankara Sincan cezaevine sürgün gönderildi. Ben oğlumu dün 16.03.2011 tarihinde gördüm. Durumu iyi değildi. Sincan cezaevine sürgün gönderilenler 4 kişidir. Elbiselerini almışlar, eşyalarına el koymuşlar. Onları siyasi arkadaşlarının yanlarına vermemişler. Farklı düşüncedeki kişilerin yanına vermişler. Benim oğlumun Sincan F-1kısmına vermişler. Onların durumu iyi değildir. Bu konuda bana yardımcı olmanızı diliyorum. Daha önce oğlumu Elbistan cezaevinden Midyat cezaevine getirmek için yol ücretini yatırmıştım. Ve kıt imkânlarıma rağmen parayı yatırıp, getirdim. Ama yine sürgüne gönderdiler. Eşim ve benim sağlık durumlarımız iyi değildir. Tekrar getirilmesi için de bana yardımcı olmanızı istiyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*17.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Hasan İpek, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Muharrem İpek, 7 yıl önce işlemiş olduğu bir suçtan dolayı 27 yıl ceza aldı. 7 yıldır cezaevinde kalmaktadır. 2 yıl Antalya cezaevinde kaldıktan sonra nakil istediği için Bingöl cezaevine getirildi. 1 yıl Bingöl cezaevinde kaldıktan sonra Siirt cezaevine nakledildi. 2 yıl Siirt cezaevinde kaldıktan sonra duruşma gerekçesiyle Antalya’ya tekrar götürüldü. Daha sonra geri getirilmedi. Benim eşim Zekiye İpek kalp hastasıdır. Ben de ameliyat geçirdim. Birkaç defa bu nedenle rahatsızım. Maddi durumumuzda uygun olmadığı için oğlumu ziyarete gidemiyorum. 2 yıldır oğlumu göremiyorum. Bu nedenle ben de eşim de büyük üzüntü yaşıyoruz. Oğlumun Batman, Mardin, Siverek cezaevlerinden birine ya ada yakın bir yere nakledilmesini istiyorum. Bu konuda Adalet Bakanlığına gerekli yazışmaların yapılmasını istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

19

Page 20: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Ağrı M Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan Suat Oğul, Sait Tayfur, Nedim Koçkar, Metin Birdal, Adem Akkuş, Remzi Gegez, Hasan Bozman, Sinan Tanrıverdi, Doğan Şenses, Ergin Aktaş, İlyas Tanrıverdi ve ismi öğrenilemeyen bir kişi soruşturma dosyalarının Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğu gerekçesiyle dün Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildi. (31.03.2011/DİHA)

14.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Gülbahar Sayak, şu beyanlarda bulundu: “Torunum Özgür Sayak, Ağustos 2010’da Erzurum Ak Parti il binasına yapılan saldırıyı yapmış gerekçesiyle Erzurum’da ikamet edip, öğrencidir. Kendisinin bu olayla ilgisi yoktur. Erzurum, sonra Oltu ilçesi, Byaburt ve Rize’deki cezaevlerine gönderildi. Şu an Rize Kapalı Cezaevindedir. Bir ay önce gittiğimde Oltu cezaevindeydi. Cezaevindeki durumu oldukça kötüydü. 15 gün önce annesi Oltu’ya görüşme için gittiğinde oğlunun Rize’ye nakledildiğini duymuş. Daha sonra İstanbul’da çalışan şahsa babası İstanbul’dan gelerek Rize’ye gitti. Rize’de oğluyla görüşmüş. Oğlunun açlık grevinden dolayı yorgun ve bitkin olduğunu gözlemlemiş. Kısacası torunum Özgür Sayak’ın cezaevi nakli sık sık olmakta ve bu durum başta torunum olmak üzere hepimizi olumsuz etkilemektedir. Bu durum başlı başına ayrı bir cezadır. Tek kişilik koğuşta kalmakta, kendisine görevliler tarafından sözlü hakaret edilmektedir. Torunumun kaldığı cezaevi sık sık değiştirilmesinden dolayı endişe duyuyoruz; onu ajanlaştırmaya yönelik idarenin bir tutum içerisinde olabileceğinden kuşku duyuyor ve bu bizleri kaygılandırıyor.” (İHD BİNGÖL)

*16.05.2011 tarihinde şubeye başvuruda bulunan Ali Tekin şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Abdulkerim Tekin 1992 yılında gözaltına alınıp tutuklandı. 36 yıl hapis cezası aldı. İzmir, Malatya, Bartın, Kocaeli ve şimdide Kırıklar/Hacılar F tipi kapalı cezaevinde kalmaktadır. Yerin uzak oluşu ve maddi sıkıntılardan kaynaklı yanına gidemiyoruz. Sevkinin yakın bir cezaevine yapılabilmesi için şubenin hukuki destek sunmasını talep ediyoruz.” (İHD Siirt)

*Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ndeki siyasi tutukluların yaptığı açıklamada, AKP hükümetinin Kürt halkına karşı başlattığı fiziki ve siyasi soykırımın her alanda olanca yoğunluğu ile devam ettiği kaydedildi. Açıklamada, "Önderliğimiz ve hareketimizin uzattığı barış eline AKP hükümetinin cevabı, bir yandan ateşkes konumunda olan gerillaya karşı nokta operasyonları yaparken, şehirler de ise halkımızın en ufak demokratik hareketini polis ordusuyla vahşice karşılık vermektedir" denildi. Sokakların işkence haneye çevrildiği ifade edilen açıklamada, Kürt halkının seçimlerde ortaya koyacağı iradenin gücünü anladıkça hükümetin daha da saldırganlaştığı aktarıldı. Yapılanları seçim sonrası Kürt halkının zaferini gölgeleme amacını taşıdığı vurgulanan açıklamada, "Meşrutiyeti sorgulatmak için 'kaos planını' adım adıma uygulamaya koymuş durumda. İktidarını kalıcılaştırmak için gözü kan bürümüş bu hükümeti Kürdistan'da artık hiçbir meşrutiyetinin kalmadığı herkesçe bilinmektedir" diye belirtildi.AKP hükümetinin Türkiye devleti tarihinin en intikamcı iktidarı olarak değerlendirilen açıklamada, "Türkiye'deki tüm dinamikleri 'hizaya çekmişken' ona karşı direnen tek dinamik Kürt özgürlük hareketi ve Kürtler olmaktadır. Halkımızın her alandaki direnişi AKP'yi sınır tanımaz düzeyde azgınlaştırmıştır. KCK tutuklamalarıyla kamuoyunca bilinen siyasi operasyonun nasıl bir hukuksuzluk olduğu artık aşikardır. İki yılı aşkın süredir haksız yere tutuklu bulunan arkadaşlarımızın mahkemelerde anadilleri ile savunma yapmaları engellenmiştir. Arkadaşlarımızın onurluca direnişi karşısında her türlü hukuksuzluğa başvurulmuştur. Nitekim son duruşmaya sadece altı arkadaşımız çıkarılmış; onların direnişini kıramadıklarından dolayı dosya kapsamında yargılanan 150'ye yakın arkadaşımızı mahkemeye bile çıkarmadan duruşmayı Ağustos ayına ertelemişlerdir" denildi.Kürt

20

Page 21: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

siyasetçilerinin başından beri "rehine" olarak tutulduğu ve yargılandığı vurgulanan açıklamada, mahkemenin Kürt siyasetçilerinin yargılandığı davaya ilişkin aldığı tutum ve uygulamalar ise akla gelmeyecek bir uygulama olarak değerlendirildi. Açıklama'da şunlar ifade ediliyor: "AKP iktidarının kıramadığı özgür iradeye karşı pervazsızlığı devam ediyor. AKP iktidarının kinci intikamcı uygulamalarının son adımı KCK davasından tutuklu bulunan 23 siyasetçiyi bulundukları Amed Cezaevi'nden sürgün etmek oldu. Aslında cezaevlerindeki direnişi kırmak için son süreçte, bulunduğumuz Amed zindanından 100'e yakın arkadaşımız çeşitli cezaevlerine sürgün etmiştir. Ailelerinden uzak yerlere sürgün ederek bir yandan direnişi cezalandırmak isterken diğer yandan Kürt siyasetçilerinin ortak iradesini kendince parçalamak istemektedir. Ancak bugün meydanlarda milyonlar olarak 'An Azadî, An Azadî' diyen halkımızın özgürlük yürüyüşünün yanında olmaya devam edeceğiz. Sürgünler ile bize geri adım attıracağını düşünen zihniyet, direnişimizin gücünü halen anlayamamıştır. Direnişimizin zaferi yakındır."Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden Bingöl Cezaevi'ne sürgün edilen 23 kişinin isimleri ise şöyle: Ercan Sezgin, Hasan Üner, Hasan İraz, Nasan İnatçı, Seyithan Şen, İhsan Seviktek, Adnan Bayram, Veysi Akay, Zeynel Mat, Ramazan Debe, Ercan Akyol, Mehmet Tari, Abdurrahim Tanrıverdi, Tamer Tanrıkulu, Kerem Duruk, Mehmet Akın, Ahmet Ertaş, Cebrail Kurt, Mikail Karakuş, Mahmut Okkan, Tuncay Korkmaz, Allattin Aktaş ve Celal Yoldaş. (24.05.2011/DİHA)

*21.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Ramazan Yıldırım, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Mehmet Yıldırım, 19 aydır siyasi tutuklu olarak cezaevindedir. 16 yıl ceza aldı. 15 Mayıs 2011 tarihinde cezaevinde kendini yaktı. Dicle Üniversitesi Hastanesine kaldırıldı. Orada tedavi ediliyordu. Hastanede kendisini gördüm. Ancak askerler konuşmamıza izin vermediler. Dünkü açık görüşümüzde oğlumun arkadaşları onu Malatya’ya götürdüğünü söylemişler. Oğlum Malatya’ya tedavi edilmek için mi, yoksa cezaevine mi nakledilmiş onu bilmiyorum. Bana herhangi bilgi verilmedi. Oğlumun durumu çok ciddi biz ailesi olarak bu konuda kaygılıyız. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*27.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Fatma Görmüş, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Aziz Görmüş, yaklaşık 4 yıldır cezaevinde olup 2 yıldır da Kırklareli’ndedir. Cezaevine maddi olanaksızlar ve sağlık nedenleri ile gidemiyorum. Oğlumun Diyarbakır ve çevre illere naklinin yapılması için yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*Urfa'da jandarma tacizine uğrayan 3 kız kardeşten ikisi gözaltına alındı. İddialara göre olay şöyle gelişti. Urfa'nın Yenişehir Mahallesi'nde ikamet eden Gülten E. bir süre önce "Örgüt adına suç işlediği" iddiasıyla tutuklandı. Urfa E Tipi Cezaevi'ne götürülen annelerini 6 ay önce ziyarete giden Rozerin (14), Ruken(18) ve Dilan (20) E. görevli jandarma tarafından arama noktasında ince aramadan geçirildi ve tacize uğradı. Tacize itiraz eden kız kardeşlerle jandarmalar arasında arbede yaşandı. Ardından anne Gülten E. Adana Karataş Cezaevi'ne sürgün edildi üç kız kardeşe ise 3 ay görüş yasağı getirildi. Taciz ve darp eden jandarma ise "Görevliye mukavemet ettikleri" iddiasıyla üç kız kardeş hakkında suç duyurusunda bulundu. Sabah saatlerinde "İfadeniz var" denilerek çağırıldıkları Yenişehir Polis Merkezi'nde giden kız kardeşlerden Ruken e Dilan E. haklarında şikayet olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. İki kız kardeşin bu gün akşam saatlerinde adliyeye sevk edilmesi bekleniyor. Konuya ilişkin bilgi veren ağabey Reşat E. annelerinin haksız yere cezaevine atıldığı ve kız kardeşlerinin taciz edildiğini belirterek, "Görüşe giden kız kardeşlerimi taciz ettiler. Tacize tepki gösteren 14 yaşındaki kız kardeşim Rozerin ve diğer kardeşlerim 20 yaşındaki Ruken ile 18 yaşındaki Dilan hakkında dava açtılar. O günkü olaydan sonra annemi Adana Karataş Cezaevi'ne sürgün ettiler. Kardeşlerime de 3 ay görüş cezası verildi. Yetinmediler dava

21

Page 22: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

açtılar. Şimdide kardeşlerimi gözaltına aldılar. Potansiyel suçlu olarak görülüyoruz. Ailemiz dağıtıldı. Yeter artık bizden ne istiyorlar" diye tepki gösterdi. (01.06.2011/DİHA)

*Tatvan'da 19 Ocak'ta gözaltına alınan ve tutuklanan DİHA Bitlis muhabiri Sinan Aygül, kaldığı Van E Tipi Cezaevi'nden başka cezaevine nakledildi. Aygül, yer darlığı gerekçe gösterilerek Muş E Tipi Cezaevi'ne gönderildi. (25.06.2011/DİHA)

*24.06.2011 tarihinde şubemize başvuran Bozan Bozkurt, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Necdet Bozkurt, şuan Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevinde 4 yıldır hükümlü olarak bulunmaktadır. Benim bu oğlumun dışında Yüksel-Faysal Bozkurt’ta Diyarbakır D Tipi Cezaevinde hükümlüdür. Ben Dicle’de ikamet etmekteyim. Ben kısa bir zaman önce anjiyo ve ameliyat oldum ayrıca belimdeki rahatsızlıktan dolayı Fizik tedavi görüyorum. Maddi durumum olmadığından dolayı oğlumun görüşüne gidemiyorum. Oğlumun Diyarbakır ya da yakın çevrelerine sevkini istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*02.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Ömer Öztekin, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Hamdullah Öztekin, yaklaşık olarak 6 yıldır Tunceli Kapalı Cezaevinde kalmaktadır. Yaklaşık 1 aydan beri kalın bağırsakların ağır iltihaplanması ve midesinde kanamanın olması nedeniyle rahatsızlığı başlamıştır. Rahatsızlığı hayatını tehlikeye atacak boyuta geldiğinden dolayı Elazığ Araştırma Hastanesinde tedavi görmektedir. Aynı zamanda maddi durumumuzun elvermemesi anne ve babamın şeker hastası olması, babamın tansiyon rahatsızlığı ve yaşlı olmaları nedeniyle cezaevinde bulunan kardeşimin görüşüne gidememektedirler. Kardeşimin rahatsızlığının başlaması ve daha fazla destek, moral verebilmemiz için kaldığı Tunceli Kapalı Cezaevinden Diyarbakır, Batman veya Mardin cezaevlerinden birine nakil giderleri karşılanmak üzere naklinin yapılmasını istiyorum. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*13.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Sabiye Çaçan, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Mustafa Çaçan, işlediği bir suçtan dolayı 20 yıl mahkûmiyet cezası aldı. Aldığı cezadan dolayı yaklaşık 5 yıldır cezaevindedir. Şuan da Buca cezaevindedir. Eşim 98, bende 70 yaşındayım. Yaşlılık ve sağlık sorunlarından dolayı oğlumu 5 yıldır bir kez olsun ziyaretine gidemedim. Maddi olarak çok zor durumdayız. Eşim tekerlekli sandalyeye bağlı ve son kez oğlunu görmek istiyor. Bu nedenden dolayı oğlumu Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa illerinden birine naklini yapmanızı istiyorum bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*14.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Emine Özkan, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan M. Emin Özkan, 15 yıldır hükümlü olarak cezaevinde bulunmaktadır. Eşimin birçok rahatsızlığı vardır. Burada sürekli olarak tedavi görmektedir. Eşimin Samsun’daki cezaevine nakil olması için karar çıkmıştır. Ben eşimin nakil olmaması için Adalet Bakanlığına dilekçe göndermek istiyorum. Eşim hem rahatsız olduğu için hem de ben yaşlıyım ve Samsun’a gidebilecek imkânlarına sahip değilim. Sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*18.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Hacı Yardımcı, şu beyanlarda bulundu: “Kızım Remziye Yardımcı, yaklaşık 5 yıldır tutukludur. Yaklaşık olarak 9 aydan beri Uşak E Tipi Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Uşak ilinin, ikamet ettiğim Diyarbakır iline mesafe olarak uzak olması nedeni ile kızımı görmeye gitmem mümkün olamamaktadır. Maddi olarak çok kısıtlı koşullarda yaşamaktayız ve ailemin geçimini sağlamak konusunda büyük

22

Page 23: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

zorluklar yaşamaktayım. Yine sağlık koşullarım da uzun yolculuk yapmama elverişli değildir. Ayrıca kızım 7 aydır tek kişilik hücrededir. Kızımın uzun süre yalnız kalması psikolojisini bozmuştur. Bu durum bizi de fazlası ile üzmektedir. Belirtmiş olduğum hususlar çerçevesinde kızımın, ikamet ettiğimiz Diyarbakır ili veya Diyarbakır’a yakın illerden Mardin, Batman, Muş birine naklinin sağlanmasını talep etmekteyim.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde kalan mahkûmların sevklerinin batı illerine çıkarıldığını söyleyen aileler, bunun kendilerini cezalandırmak olduğunu ifade ederek, sevklerin durdurulmasını istediler. Bir grup mahkûm ailesi Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nde kalan eşlerinin sevklerinin Sivas ve Giresun gibi uzak illere çıkarıldığını belirterek yetkililerden sevklerin durdurulmasını istediler. Şu an itibariyle 17 kişinin sevkinin çıkarıldığını ancak toplamda 100 kişiye yakın mahkûmun sevkinin çıkarıldığını kaydeden aileler, "Diyarbakır'a zor gidiyorduk. Maddi durumumuz zaten yok. Yaşlı ve hasta olan anne ve babalarımız var. Hangi imkânla ve nasıl görüşlerine gideceğiz. Bakanlık acilen bu haksızlığı durdursun. Bununla aileleri cezalandırıyorlar." şeklinde konuştular. Batman'a yol ve uzaklık itibariyle çok ters olan illere sevklerin çıkarıldığını ifade eden aileler "Yılda bir defa bile gitme imkânımız yok. Daha önce sevkleri buralara çıkan aileler bin bir zahmetle gidiyorlar. Bu illere Batman'dan gidip gelmek 3 günümüzü alacak. Belki görüşme yapma imkanımızda olmadan geri döneceğiz." şeklinde konuştular. (19.07.2011/Batman Gazetesi)

*19.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Ferhat Değiş, şu beyanlarda bulundu: “Babam, Nimet Değiş, şuan da Adıyaman E Tipi Kapalı Cezaevinde 9 yıla yakın bir süredir hükümlü olarak kalmaktadır. Kemik erimesi başlangıcı ve nefes darlığı çeken babamı ikamet ettiğimiz Diyarbakır ilinin Adıyaman iline uzak olması nedeni ile ziyaret edemiyoruz. Ayrıca annem de babam gibi yaşlı olup onunda sağlık sorunları vardır. Babam müebbet hapis cezası almış ve şuan infazını yapmaktadır. Müebbet hapis cezası gibi bir ceza karşısında en azından bizlere yakın bir yerde infazını gerçekleştirmesi hem bizler için hem de babam için daha sağlıklı olacaktır. Babamın nakil konusu için daha önce başvuruda bulunmuştuk. Ancak olumsuz yanıt aldık. Bizlerin hem ekonomik durumumuzun olmayışı hem de mesafenin fazla olması nedeni ile babamın, Diyarbakır iline ya da Midyat, Batman, Bingöl, Cezaevlerinden birine naklinin yapılmasını istiyoruz. Bu konuda İHD den hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*20.07.2011 tarihinde Şubemize başvuran Hüseyin İskanoğlu şu beyanlarda bulundu; “Kardeşim Hasan İskanoğlu Mardin Kapalı Cezaevinde hükümlü bulunduğu sırada bilmediğimiz bir nedenden dolayı Trabzon Cezaevine nakil edileceğini öğrenmiş bulunmaktayız. Kardeşim hasta olup sürekli tedaviye muhtaçtır. Kardeşimin Mardin E Tipi Kapalı cezaevinde kalması konusunda derneğinizden hukuki yardım talep ediyorum. (İHD Mardin Şubesi)

*21.07.2011 tarihinde şubemize Muş E Tipi Cezaevinden başvuran Sinan Aygül, şu beyanlarda bulundu: “Ben Muş E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunuyorum. İstanbul Üniversitesi öğrencisiyim. Aynı zamanda DİHA Bitlis temsilcisiyim. Tutuklu bulunduğum kurum yönetiminin keyfi uygulamaları yüzünden 17 Temmuz’da girmem gereken DGS Sınavına giremedim. Sınav yerim Van F Tipi Kapalı Cezaeviydi. Fakat isteğim dışında Muş’a sevk edildim. Sınav tarihinden 5 gün önce kurum idaresi; sınava Diyarbakır D Tipi Cezaevinde gireceğimi ve 750 liralık ring masrafının da tarafımdan ödenmesi gerektiğini söyledi. Zamanın az olduğunu istenen ücreti denkleştiremeyeceğimi söyleyince olumsuz yanıt aldım ve ring ücretini karşılayamayacağım için sınava giremedim. Van F Tipi Cezaevindeydim. Bundan dolayı sınava gireceğim yer “Van Merkez” seçilmişti. İsteğim

23

Page 24: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

dışında Muş’a sevk edildim ve isteğim dışında sınav yerim değişti. Duyarsız yaklaşım ve keyfi uygulama sonucu eğitim hakkım engellendi. Benim için hayati değere sahip olan bir sınava giremedim. Bu anlamda büyük bir mağduriyet yaşadım. Durumum bir insan hakkı ihlali olduğu kanaatindeyim. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*22.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Erdem Kızıldemir, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Tahir Kızıldemir, işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı 1992 yılında 36 yıl ceza aldı ve cezaevine girdi. Yaklaşık 22 yıldır değişik cezaevlerinde kaldı. Şuan da Kırıkkale cezaevinde kalmaktadır. Ben 80 yaşında yaşlı ve hasta bir kadınım. Yaşadığım Diyarbakır silinden Kırıkkale iline oğlumu ziyarete gitmem mümkün değildir. Oğlumun en son 2 yıl önce ramazan bayramında görüşüne gidebildim. Yaşlılığımın yanına sağlık ve maddi imkânsızlıklarda eklenince sanırım oğlumu ölünceye kadar bir daha göremeyeceğim. Sizden oğlumun naklinin Diyarbakır, Bingöl, Siirt veya Midyat cezaevlerinden birine yapılmasını istiyorum. Gerekli olan yol giderlerini de karşılamaya hazırız. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nden de 18 tutuklunun Rize ve Trabzon'a sevk edildiği öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, dün sabaha karşı gardiyanlar, siyasi tutukluların kaldığı koğuşlara baskın düzenledi. Baskının ardından 18 tutuklu sürgün edildi. Uzun süredir yer darlığı yaşanan cezaevlerinde şimdiye kadar herhangi toplu bir sevkin yapılmaması ve bir anda bölgedeki cezaevlerinden tutukluların topluca Karadeniz bölgesine sürgün edilmesi dikkat çekti. Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nden Eyüp Yaşar, Cahit Tamur, Mustafa Ürek, Ahmet Koç, Orhan Yüzal, Yahya Güneş, Abdulkadir Yurcu, Ferhat Ruhiye (İranlı), Mehmet Koç, Murat Eser, Tuncer Ali Atan, Hasan İskanoğlu, Tayfun Tamur Trabzon E Tipi Cezaevi'ne, Faysal Tunç, Edip Erdem, Abdülkerim Avşar, Öncü Peker ve Rıza Kazıcı ise daha önce işkence, süngerli oda ve "A Takımı" denen işkenceci gardiyan grubu ile birçok kez gündeme gelen Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildi. Tutsakların Karadeniz'e sürgün edilmesi ise aileleri mağdur ediyor."Sürgün terörü" yaşayan tutuklular, kendilerine yapılan bu uygulamaya tepki gösterdi. Aileleri aracılığıyla açıklama siyasi tutukluları sindirme yapan PKK'li tutuklular, devletin politikasının pir parçası olarak uyguladığı sürgünleri Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde hayata geçirdiğini kaydederek, şunları kaydetti: "Cezaevi müdürleri ve başgardiyanların da parçası oldukları sürgünler 22 Temmuz 2011 tarihinde devreye konuldu. 18 devrimci PKK'li tutuklu ailelerine haber verilmeden apar topar Karadeniz bölgesindeki Trabzon ve Rize Kalkandere cezaevlerine sürgün edildi. Biz devrimci tutsakları yıldırmayı amaçlayan bu sürgünleri kınıyor, mevcut politikaların asla ve asla sonuç vermeyeceğini belirtiyor, aksine mücadele azmimizi ve kararlılığımızı daha da artıracağını belirtiyoruz."Öte yandan Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan kimi siyasi tutukluların da sürgün edildikleri, ancak kaç kişi ve nereye sevk edildikleri konusunda bir bilgiye ulaşılamadı. Midyat M Tipi Cezaevi'nde kalan kardeşi İlhan Dayan'ın da sürgün edildiğini, ancak nereye götürüldüğü konusunda kendilerine bilgi verilmediğini ifade eden Halim Dayan, ağabeyinin yaşamından endişe duyduklarını söyledi. Kardeşinin yanı sıra birçok arkadaşının da 2 gün önce sürgün edildiği haberini aldıklarını kaydeden Dayan, cezaevi idaresi ya da herhangi resmi bir merciden kardeşinin nereye götürüldüğüne dair kendisine herhangi bir bilginin verilmediği ifade etti. Dayan, ciddi kaygıları olduğunu söyleyerek duyarlılık çağrısı yaptı. (23.07.2011/DİHA)

*25.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Semire Işık, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Alican Işık, uzun yıllardır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Oğlum ile yaptığım telefon görüşmesinde kendisinin başka bir cezaevine sevkinin çıkarıldığını

24

Page 25: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

ve kısa süre sonra sevk edileceğini belirtti. Oğlumun kronik prostatif rahatsızlığı olup, uzun süredir tedavi görmektedir. Geçen hafta tekrar hastaneye gitti ve bir ay sonrasına kontrol için randevu verildi. Ayrıca hastalığı nedeni ile oğlumun soğuk yerlerde de kalmaması gerekmektedir. Oğlumun tedavisinin yapılabilmesi, hastalığının ilerlememesi için Diyarbakır ilinde kalması gerekmektedir. Yine benim de gözlerim tam olarak görmemekte ve başkasının yardımı olmadan hiçbir yere gidememekteyim. Diyarbakır ilinde ikamet etmem nedeni ile oğlumun ziyaretlerine rahatça gidebilmekteyim. Ancak başka bir ile sevki durumunda oğlumu görmem mümkün olamayacaktır. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Son günlerde adı sürgünlerle anılan Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde hak ihlali haberlerini yenileri ekleniyor. Cezaevinde gardiyanlardan oluşan özel bir ekibin oluştuğuna dikkat çeken tutuklu ve hükümlüler, kimi gardiyanların ise kendilerini doktor yerine koyduklarını ve hasta tutsaklara iğne dahi yaptıklarını iddia etti. Tutuklular, hastalanan tutuklu ve hükümlülerin revire götürüldüğünde revirde görevli olan infaz koruma memurunun çoğu zaman kendini doktor yerine koyup, ilaç verdiğini iddia ederek, kimi hastalara ise iğne dahi vurulduğu belirtti. Tutuklular, bu uygulamayı yapan gardiyanın S. A. adında biri olduğunu belirterek, hastaların kimi kez S.A adındaki gardiyan tarafından azarlandığını da ifade etti. Tutuklular, cezaevinin 1. ve 2. müdürlerini de "AKP'nin yeni özel savaş adamları" diye tanımlayarak, N.A. ve A.E. adındaki gardiyanların da bir "kontra ekibi gibi" hareket ettikleri iddia edildi. Tutuklular her iki gardiyanın kendilerini sürekli sürgün etmekle tehdit ettiklerini aktararak, bundan dolayı 18 arkadaşlarının sürgün edildiğini bildirdi. (01.08.2011/DİHA)

*Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 550 tutuklu ve hükümlü yaptıkları yazılı açıklamada, son günlerde artan cezaevi sürgünlere dikkat çekti. Açıklamada, Diyarbakır Cezaevi'nde yaşatılan uygulamaların 12 Eylül "faşist" uygulamalarından farksız olmadığına vurgu yapıldı. AKP hükümetinin 2010'lu yılların cilasıyla örtülmeye çalıştığını 90'lı yıllardaki gibi mahkemelerin hukuk değerlerini ayaklar altına alarak ağır cezalar verdiğini diğer yandan tutuklanan PKK'li tutsakların özellikle Karadeniz Bölgesi'nde bulunan cezaevlerine sürgün edildiği bildirilen açıklamada, şunlarlar kaydedildi: "Bulunduğumuz Amed zindanında son süreçte sürgün politikası uygulanmaktadır. Amed zindanında birinci müdür olan Abdurrahman Çoban 1990'lı yıllarda Amed zindanında uygulanan baskı ve işkence sürecinde 2. Müdür olarak görev yapmıştır. Yıllar sonra birinci müdür olarak geldiği Amed zindanında hükümetin biz tutsaklar üzerinde uygulamaya koyduğu yeni saldırı konseptinin gönüllü aktif bir uygulayıcısı olmuştur."Son günlerde 150'ye yakın tutuklunun Giresun, Bafra, Rize, Erzurum ve Kandıra F Tipi cezaevlerine sürgün edilmesinde bizzat Çoban'ın aktif rol oynadığı belirtilen açıklamada, "Özelde ilk defa Kandıra F Tipi'ne tamamıyla özenle hazırlanmış bir listeyle yapılan sürgün manidardır. Elbette bu sürgünler bizi yıldıramayacaktır. Direnmeye devam edeceğiz. Halkımızın 'An azadî, an azadî" diyerek sürdürdüğü mücadelenin onurlu birer neferleri olmaya devam edeceğiz. Siyasi kimliğimizden, canımız pahasına asla taviz vermeyeceğiz." (28.08.2011/DİHA)

*04.08.2011 tarihinde şubemize başvuran Taybet Kalkan, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Nesimi Kalkan, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Eşim yaklaşık olarak 18 yıldır cezaevinde kalmakta ve kendisi 5 yıldır çölyak hastası olup bakıma muhtaç bir durumdadır. Eşimin Erzurum ilindeki cezaevine nakli konusunda karar verilmiş ve en kısa zamanda nakil olacağı belirtilmiştir. Ben Şırnak ilinin Cizre ilçesinde ikamet etmekteyim. Maddi imkânlarım da Erzurum iline gidip gelmek için uygun değildir. Ben eşim hakkında verilen nakil kararının durdurulmasını veya ikamet adresime yakın bir ile naklinin sağlanmasını talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

25

Page 26: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 13 PKK'li hükümlü önceki gece koğuşlarında bulunan yataklarını yakarak, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi protesto etti. Bu sabaha karşı gardiyanlar tarafından tutukluların koğuşları basılarak eylem gerçekleştiren 13 tutuklu ile birlikte toplam 75 tutuklu apar topar Mardin, Antep, Adıyaman, Samsun ve Amasya'da bulunan cezaevlerine sürgün edildiği belirtildi. Diyarbakır Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuk Dayanışma Dernekleri Federasyonu'na (TUHAD-FED) başvuran aileler yakınlarının hayatlarından endişe duyarken, avukatların cezaevi yönetiminden sürgün listesi alma talebi ise cezaevi yönetimi tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden reddedildiği belirtildi. (07.09.2011/DİHA)

*21.09.2011 tarihinde şubemize başvuran Fuat Demirtaş, şu beyanlarda bulundu: Kardeşim Nihat Demirtaş 1992 veya 1993 yılında tutuklandı. Müebbet hapis cezası verildi. Sırasıyla Diyarbakır E tipi cezaevi, Yozgat, Elbistan, Midyat ve son olarak da bize çok uzak olan Rize cezaevine kardeşimin istemi dışında 2 ay önce gönderildi. Rize’nin çok uzak olması nedeni ile görüşmelerimiz zorlaştı. Özellikle annem rahatsızlıklarından dolayı kardeşimi ziyaret edememektedir. Kardeşimin en kısa zamanda yakın bir cezaevine nakledilmesi için gerekli hukuki desteği talep ediyoruz. Kardeşimin nakli için gerekli masrafları karşılayabiliriz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*04.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Sabri Narman, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Abdulbaki Narman, yaklaşık 1 yıl 4 aydır tutuklu bulunmaktadır. İlk dönem Kocaeli Cezaevindeydi. Yaklaşık 4 ay önce Diyarbakır iline sevk edildi. Kardeşimin kesinleşmiş cezası 23.01.2013 tarihinde sona eriyor. Ancak Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden bir dosyası mevcuttur. Bugün Kardeşimin Rize Cezaevi’ne sevk edildiğini öğrendim. Diyarbakır’da dosyası devam ettiğinden Rize’den getirilip götürülmesi mümkün değil. Bu nedenle kardeşimin Diyarbakır Cezaevi’nde kalması için hukuki destek talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Erzurum H Tipi Cezaevi'ne nakil edilen 24 tutuklu ve hükümlünün ailesi, İHD Van Şubesi'ne başvurdu. İHD, Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUYAD-DER) ile tutuklu yakınları, sevke ilişkin İHD toplantı salonunda basın toplantısı düzenledi. 1 Ekim'de derneğe başvuran Miyeser Ersayan'ın eşi Sadrettin Ersayan'ın ve Aladdin Kalçık'ın ise oğlu Sedat Kalçık'ın nereye nakledildiği hakkında bilgilendirilme dahi yapılmadığını belirten İHD Şube Başkanı Ömer Işık, başvuru üzerine cezaevinden aldıkları bilgiye göre, 24 tutuklu ve hükümlünün Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevine gönderildiğini öğrendiklerini dile getirdi. Uygulamanın yasal olmadığını belirten Işık, özelikle ailelerin ciddi bir şekilde mağdur edildiğini söyledi. (04.10.2011/DİHA)

*“KCK” adı altında Kürt siyasetçilere yönelik tutuklama furyasının arttığı bir dönemde Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nden sürgün haberi geldi. Hak ihlalleriyle sık sık adından söz ettiren cezaevinde 14 PKK’li tutsak Amasya Cezaevi’ne sürgün edildi. Sürgün edilen PKK’li tutsakların, Devran Balkaş, Mehmet Oral, A. Selam Erin, Şehmus Ata, Ramazan Ütsek, Zeynettin Oktay, Agit Eren, Bahattin Alpoğlu, M. Emin Turan, Ali Kaya, M. Emin Yıldırım, Şeref İnaç, Ayhan Bayar, Şehmus Amale oldukları öğrenildi. Öte yandan önümüzdeki günlerde de A. Kadir Irmak, Ramazan Özdemir ve Mahsum Çelik’in Erzrum H Tipi Cezaevi’ne, İbrahim Oğur, Şükrü Özalp, Vahap İlhan, Suat Sansur ile Feyzi Aslan’ın ise Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edileceği bildirildi. (08.10.2011/ANF / DİHA)

26

Page 27: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 4 mahpus, Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edildi. Gümüşhane’ye gönderilen Ahmet İmecik ve 3 arkadaşının siyasilerin koğuşuna geçme talebinin cezaevi yönetimi tarafından reddedildiği, bu nedenle 4 tutuklunun açlık grevi başlattığı belirtildi. Aynı cezaevinde açlık grevine başlayan Kasım Sözen isimli siyasi hükümlünün ağabeyi Müslüm Sözen de, "Kardeşim baskı ve işkence gördüğünü bildirdi. İnsan hakları savunucularının duyarlı olmasını istiyoruz" çağrısında bulundu. (09.10.2011/DİHA)

*Batman M Tipi Cezaevi'nde sürgünler devam ediyor. Bugün 23 kişinin cezaevinden Giresun ve Rize cezaevlerine nakledileceği belirtildi. Çocukları ve yakınları ile görüşen aileler, cezaevi önünde sürgünlere tepki gösterdi. Cezaevinde bulunan babası Hacı Aksoy'u ziyaret eden ve kısa bir açıklama yapan Hüseyin Aksu, tutuklu ve hükümlülerin sürekli baskı altında tutulduğunu ifade ederek, gittikçe baskı dozajının arttığını kaydetti. Tutukluların kendilerine bugün 23 arkadaşlarının Giresun ve Rize cezaevlerine nakledileceği bilgisi verdiğini kaydeden Aksu, önümüzdeki salı günü de yaklaşık 50 tutuklunun daha sürgün edileceğini belirtti. Tutukluların Karadeniz'de bulunan cezaevlerine nakledilmesinin özel bir politika olduğunu söyleyen Aksu, tutuklulara rehin muamelesi yapıldığını dile getirdi. (13.10.2011/DİHA)*Batman M Tipi Kapalı Cezaevi'nden Giresun ve Rize cezaevlerine sürgün gidecek 5'i adli 23 tutukludan 18 siyasi tutuklunun isimleri öğrenildi. Rize Kalkandere L Tipi Cezaevi'ne sürgün edilecek tutukluların isimleri şöyle: Necmettin Beyaz, Ahmet Süren, Beşir Çakır, Ramazan Taş, İbrahim Karaman, Kamuran Aytaş, Yusuf Şen, Ramazan Tanrıverdi, Lokman Demir, Maruf Erdem, Mehmet Taş. Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün gidecek olan tutukluların ise isimleri şöyle: Yılmaz Çelik, Mehdi Ay, İbrahim Aslan, Mehmet Tatlı, Mustafa Çakmaz, Halil Şimşek, Haci Aksu. Söz konusu 18 kişinin birkaç gün içinde sürgün edileceği öğrenilirken, yaklaşık 50 tutuklunun daha önümüzdeki günlerde sürgün edileceği kaydedildi. (17.10.2011/DİHA)

*12.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Cemal Öklav, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Murat Öklav, işlediği iddia edilen bir suçtan dolayı yargılandığı mahkemece suçlu bulunup yaklaşık 16 yıl cezaya çarptırıldı. Şuan da Erzurum kapalı cezaevindedir. Ben inşaatlarda çalışmaktayım. Eşim kalp hastasıdır. Ayrıca okutmakta olduğumuz 5 çocuğumuz bulunmaktadır. Oğlumun yaklaşık olarak 3 yıldır Erzurum cezaevine sürgünü olacak ama görüşüne maddi sıkıntılardan dolayı gidemiyoruz. En son Ramazan bayramında gidebildik. Oğlum Diyarbakır, Mardin, Midyat veya Batman ilinde bulunan cezaevinden birine naklinin talebini istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Galip Güneş, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Mehmet Güneş, 28.09.2009 tarihinde gözaltına alındı. Daha sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İki yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı cezaevinde kalmaktaydı. 12.10.2011 tarihinde Samsun/Bafra cezaevine sürgün edildi. Kardeşim telefonda yaşadığı işkenceleri anlattı. Gece geç saatlerde kaldırıp hakaret ve küfürlere maruz bırakıldıklarını, ellerini arkadan bağlayarak kendilerine işkence ettiklerini anlattı. Yemeklerimizi köpeklerin önüne bırakıp bize yedirmeye çalışıyorlar. Kardeşimin can güvenliğinden endişeliyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Boncuk, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Ahmet Boncuk, Dicle Üniversitesi Kimya bölümünde okuyordu. Patlayıcı madde bulundurmaktan yargılandı ve 10 yıl 5 ay ceza aldı. Yaklaşık 2 yıldır Diyarbakır D Tipi

27

Page 28: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

cezaevinde bulunuyordu. 09.10.2011 tarihinde Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Bafra Cezaevine nakledildi. Bafra cezaevine gittikleri günden beri fiziki ve psikolojik olarak yoğun işkencelere maruz kaldıklarını öğrendik. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Ayrıca gardiyanların saldırısında 5 arkadaşının çok ciddi bir şekilde yara aldıklarını söyledi. Yemek verilmemiş, küfür ve hakaretlerde bulunmuşlar. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. Baskı ve işkenceler halen devam etmektedir. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Fatma Cinaklı, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Edip Cinaklı, Diyarbakır D Tipi Kapalı cezaevinde hükümlü olarak kalmaktaydı. 6 yıl 3ay ceza aldı. 4 ay önce Samsun/Bafra cezaevine sevk edildi. Cumartesi günü yaptığı telefon görüşmesinde kendisi ve diğer koğuş arkadaşlarının gardiyanlar tarafından saldırıya maruz kaldıklarını belirtmiş. Saldırı sonucunda eşim ve arkadaşı Mahsum Oruç, kaşında patlama olmuş ve vücutlarında darp izleri oluşmuş. Raporu olduğunu da öğrendik. Eşimin hayatında endişeliyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Selahattin Çetin, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Murat Çetin, siyasi suçtan dolayı 8 yıl 9 ay hüküm giydi ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde bulunuyordu. 05.10.2011 tarihinde görüşe gideceğimiz zaman Samsun/Bafra cezaevine sevk edileceklerini söyledi. Ancak 15.10.2011 tarihinde Cumartesi günü saat 16.00-16.30 sıralarında telefon ederek bize haber verdi. Onlara sevk sırasında çok ağır hakaretler yapıldığını, çırıl çıplak soyulup saatlerce ayakta beklediklerini, elbiselerinin tümü verilmediğini söyledi. Sevk edilen diğer arkadaşlarının da aynı şekilde işkencelere tabii tutulduğunu anlattı. Hükümlü ve tutuklu da olsa insan guru ile alay edilmesi suç olarak, işkenceyi de bir insanlık suçu olarak bildirmek ve suçluların hakkında gerekli soruşturmanın yapılması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Sadiye Aydın, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Tahsin Aydın, siyasi suçtan dolayı 10 yıldır yargılanıyordu. 10 yıllık zaman aşımına çok az bir süre kala 6 yıl 3 ay hüküm verildi. Eşim Diyarbakır cezaevinde hükümlüyken 3 ay önce Samsun/Bafra cezaevine gönderildi. 15.10. 2011 tarihinde sürgün edildikleri Samsun/Bafra cezaevinde bulunan 50’ye yakın gardiyanların saldırılarına maruz kaldıklarını ve birçok arkadaşlarının da ciddi bir şekilde yara aldıklarına anlattı. Arkadaşlarının doktordan darp raporu aldıklarını ve ilgili kişilerden şikâyetçi olduklarını söyledi. İnsan tutuklu ve hükümlü de olsa insan onuruyla alay edilemeyeceğini ve işkenceye tabii tutulamayacağını düşünüyorum. Bu darp ve saldırı olaylarını gerçekleştiren kişilerin bulunup cezalandırılması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Muhabbet Kaya, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan Mehmet Ramazan Kaya, işlemiş olduğu iddia edilen bir suçtan dolayı yargılandığı mahkemece 6 yıl 3 ay ceza aldı. Yaklaşık 2 yıldır cezaevinde kalmaktadır. 15.10.2011 tarihinde Diyarbakır D Tipi Cezaevinden Samsun/Bafra cezaevine sevk edildi. Maddi imkanlarım el vermediği için eşimi ziyaret etmem imkansızdır. Ben emekli maaşımla 4 çocuğa bakıyorum. Çocuklarımdan biri spastik özürlüdür. Yatalaktır. Onun bakımıyla ben ilgileniyorum. Bu nedenlerden dolayı eşimin Diyarbakır, Mardin, Midyat veya Batman’da bulunan cezaevinden birine naklinin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*18.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Evrim Akkurt, şu beyanlarda bulundu: “Arkadaşım olan Hasan Basri Bozdemir, yaklaşık olarak 2 yıldır cezaevinde bulunmaktadır.

28

Page 29: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

10 gün önce Samsun/Bafra cezaevinde sevk edildi. Cumartesi ailesini arayarak burada kötü muamelelere maruz kaldıklarını anlatmış. Götürülen tutuklu ve hükümlülere işkence yapıldığını söyledi. Ailesi burada olmadığından arkadaşımın durumundan endişe ediyorum. Onun hakkında bildi edinmek istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Süleyman Çetin, şu beyanlarda bulundu: “ Kardeşim Cengiz Çetin, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Bafra Cezaevine nakledildi. Bafra cezaevine gittikleri günden beri fiziki ve psikolojik olarak yoğun işkencelere maruz kaldıklarını öğrendik. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Yemek verilmemiş, küfür ve hakaretlerde bulunmuşlar. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. Hobi saatlerinde diğer koğuşlarla birlikte çıkmalarına izin vermiyorlar. Sadece 1 ayakkabı ve sınırlı sayıda giysi bulundurabiliyorlar. Haftada sadece 2 defa sıcak su veriliyor ve sular sık sık kesiliyor. Taleplerine ve dilekçelerine çok geç cevap veriyorlar. Eski hükümlüleri, cezaevindeki örgütlülük ve ilişkileri engellemek için sürgüne gönderiyorlar. İstedikleri birçok kitaplar verilmiyor. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Fikriye Tanrıkulu, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Mehmet Tanrıkulu, yaklaşık 1 ay önce Bafra cezaevine nakledildi. Cezaevinde ciddi sıkıntılar yaşadığını öğrendik. Oğlum evli olup 2 çocuğu bulunmaktadır. 24.10.2011 tarihinde oğlumu görmek için Samsun/Bafra cezaevine gittik. Ben aile tablosunu götürmediğim için beni içeri almadılar. Yalnız gelinimin içeri girmesine izin verdiler. Ama onun görüşmeleri de kısa sürdü. Eşi kendisiyle görüştüğünde, kendisine orada büyük mağduriyet yaşadıklarını, hakaret ve işkenceye maruz kaldıklarını, hiçbir hakkını kullanamadıklarını belirtmiş. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Fiziki işkence uygulatmışlar. Gönderdiğimiz kıyafetlerin çoğunu vermemişler. Ayrıca benim eşim çok yaşlı, ben ise çok ağır hastayım. Çok ciddi sağlık sorunları yaşamaktayım. Bu nedenlerden dolayı Bafra’ya gidemiyorum. Nakil için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Bölgedeki cezaevlerinden Karadeniz illerine yönelik sürgünler devam ediyor. Batman'da 18 tutuklunun sürgün haberinin ardından Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde de 20 tutuklu Karadeniz'deki çeşitli cezaevlerine sürgün edildi. Edinilen bilgilere göre, Hamdullah Sevik, Şükrü Abide, Kamuran Taş, Eşref Hüsnü, Cemal Özgür, Mehmet Kanıt, Hasan Ortak, Hüsen Müste, Mustafa Seydo, Abzullah Kaçmaz isimli tutuklular Tokat Cezaevi'ne; Yasin Dere, Ömer Çeken, Tekin Çakmak, Osman Demir, Seyithan Ay, Metin Gümüş, Selahattin Demir, Ahmet Işık, Salih Öztürk ve Serbest Süleyman isimli tutuklular ise Samsun Bafra Cezaevi'ne sürgün edildi. (18.10.2011/DİHA)

*Van'da daha önce Adli Tıp Kurumu raporuyla tahliye olan ve geçtiğimiz yıl "örgüte yardım ve yataklık" suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan felçli tutuklu Mehmet Emin Akdağ tahliye edilmeyi beklenirken, tutuklu bulunduğu Van F Tipi Cezaevi'nden, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Tekerlekli sandalye ile yaşam mücadelesi veren ve tahliyesi için dönemin BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan tarafından durumu Meclis gündemine taşınan Akdağ, bir tarafı felçli olduğu için bütün ihtiyaçları arkadaşları tarafından karşılanıyor. (19.10.2011/DİHA)

29

Page 30: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*25.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Behçet Ok, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Gökhan Ok, örgüt üyeliği suçundan ötürü yaklaşık 3,5 yıldır cezaevindedir. Yakalandığında Diyarbakır D Tipi Ceza evine konuldu. Ancak yaklaşık 10 -15 gün önce Bafra’ya sevk edildi. Benim diğer oğlum Tuncay Ok da yaklaşık 10 gün önce tutuklanıp D Tipi Cezaevine konuldu. Ben emekliyim ve ekonomik durumumuz oldukça kısıtlı. Eşim Şükran Ok Ostim hastasıdır ve buna dair raporu bulunmaktadır. Bizim oğlumuz Gökhan Ok’u Bafra’da ziyaret etmemiz hem maddi imkânsızlıktan hem de eşimin sağlık problemlerinden dolayı mümkün değildir. Zaten diğer oğlum Tuncay’da Diyarbakır D Tipi Ceza evinde tutuklu bulunmaktadır. Oğlum Gökhan’ın da Diyarbakır D Tipi Cezaevine getirilmesini istiyoruz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.10.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Boncuk, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Ahmet Boncuk, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Bafra Cezaevine nakledildi. Bafra cezaevine gittikleri günden beri fiziki ve psikolojik olarak yoğun işkencelere maruz kaldıklarını öğrendik. İlk nakil sırasında onları çıplak ve elleri kelepçeli bekletmişler. Yemek verilmemiş, küfür ve hakaretlerde bulunmuşlar. Sabaha kadar yüksek sesle istiklal marşı dinletip uyumalarına izin vermiyorlarmış. Baskı ve işkenceler halen devam etmektedir. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Mehmet Tanrıkulu, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 22 aydır cezaevinde bulunmaktayım. Dosyam şuan da Yargıtay da olduğu için almış olduğum ceza kesinleşmedi. Ben 8 Ekim 2011 tarihinde Samsun/Bafra cezaevine sevk edildim. Buraya sevk edildiğimiz günden beri kötü muamele yapılıyor. Geldiğimiz ilk gün kıyafetlerimiz soyulmak istendi. Soyulan kıyafetlerimizin hepsi makineden geçirildi. Bize diğer arkadaşlarımızla birlikte bir araya gelmemize izin vermiyorlar. Ailelerimiz uzaklardan geldiği halde görüşmemize sadece 20 dakika izin veriyorlar. Bazı aileler en son görüşe geldiklerini gerekçe gösterilerek sadece 5 dakika görüşebiliyorlar. Annem aile tablosu getirmedi diye görüşüne izin vermediler. Burada arkadaşımız olan Musa Sertkan’ın hücrede olduğu duyumunu aldık. Ama burada hücre yoktur. Biz bu arkadaşımızın durumunu merak ediyoruz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Ahmet Boncuk, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 21 aydır cezaevinde tutuklu olarak kalmaktayım. 10 yıl 5 ay ceza aldım. Ancak dosyam şuan Yargıtay da olduğu için henüz cezam kesinleşmedi. Ben daha önce Diyarbakır D Tipi cezaevinde kalıyordum. Ancak 8 Ekim 2011 tarihinde 30 kişi Samsun/Bafra T Tipi cezaevine sevk edildik. İlk sevk edildiğimiz gün elbiselerimizi soymak isteyince bizde karşı çıktık. Karşı çıkınca da darp etmeye başladılar. Birçok arkadaşımız yara aldı. Sabah-akşam sayıma gelince 10 gardiyan birden içeri giriyorlar. Kötü muamelede bulundukları için arkadaşımız olan Mahsum Oruç ailesine bunu anlattı. Ailesi de basına yansıtınca gardiyanlar apar topar İzmir Kırıklar F tipini sürgün ettiler. Diğer bir arkadaşımızı da ailesinin haberi olmadan onu da sürgüne gönderdiler. 6 metrelik alanda 16 kişi havalandırmaya çıkarılıyoruz. Cezaevi yönetimi şikâyetlerimizi dikkatte almıyorlar. Adalet bakanlığı için yazdığımız dileklerin gönderilip gönderilmediğini bilmiyoruz. Sevk edildiğimiz zaman kitaplarımız verilmedi. Bizi tahrik edici şarkılar dinliyorlar. Diğer koğuşlarda bulunan arkadaşlarımızla bir araya gelmemize izin verilmiyor. Cezaevi yönetimi bize F Tipi cezaevlerinin uygulamalarını yaptırıyorlar. Arkadaşlarımız darp edildiklerinde cezaevi müdürü de bulunduğu halde gardiyanlara hiçbir tepki göstermedi. Bize masa verilmiyor, yemeklerimizi yerde yiyoruz. Bunu için dilekçe ile adalet bakanlığından

30

Page 31: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

talep ettik. Bize masa karşılığında para talep ediyorlar. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Cengiz Çetin, şu beyanlarda bulundu: “Ben daha önce katıldığım bir etkinlikten dolayı 13,5 yıl ceza aldım. Yaklaşık 1 aydır Bafra T Tipi cezaevine sevk edildim. Buraya geldiğimizden beridir bize yönelik onur kırıcı davranışlar sergilenmektedir. Buraya 30 kişilik bir arkadaş grubuyla geldik. İlk sevk edildiğimiz gün elbiselerimizi soymak isteyince bizde karşı çıktık. Karşı çıkınca da darp etmeye başladılar. Sosyal faaliyetlerimizi yapmaya izin vermiyorlar. Bizi tahrik edici şarkılar dinliyorlar. Diğer koğuşlarda bulunan arkadaşlarımızla bir araya gelmemize izin verilmiyor. Revire çıkmamız için talep ediyoruz keyfi muamelede bulunuyorlar. Bize masa verilmiyor, yemeklerimizi yerde yiyoruz. Bunu için dilekçe ile adalet bakanlığından talep ettik. Bize masa karşılığında para talep ediyorlar. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize Bafra T Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Gökhan Ok, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık 3 yıldır cezaevinde bulunmaktayım. Ben daha önce Diyarbakır D Tipi cezaevinde kalıyordum. Ancak 8 Ekim 2011 tarihinde 30 kişiyle birlikte Samsun/Bafra T Tipi cezaevine sevk edildik. İlk sevk edildiğimiz gün elbiselerimizi soymak isteyince bizde karşı çıktık. Karşı çıkınca da darp etmeye başladılar. Sosyal faaliyetlerimizi yapmaya izin vermiyorlar. Bizi tahrik edici şarkılar dinliyorlar. Bize karşı kışkırtıcı tavırlar sergileniyor. Bunlarla ilgili dilekçeler yazdık. Ama cevap bulamadık. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Besra Boztaş, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Veysi Boztaş, 02.11.2011 tarihinde Diyarbakır D Tipi cezaevinden Amasya cezaevine sürgün edildi. 04.11.2011 tarihinde telefonla yaptığımız görüşmede ilk nakil sırasında kendilerinin soyunmalarını, bunu yapmadıkları içinde dayak yediklerini anlattı. Can güvenliklerinin olmadığı saldırı sırasında vucütlarında yara ve darp oluştuğu ve durumlarının çok kötü olduğunu anlattı. Kardeşim buradaki cezaevindeyken tedavi görüyordu ve belinde felçlik vardı. Bütün bu nedenlerden dolayı kardeşimle görüşmenizi ve bu konuda hukuki yardımda bulunmanızı istiyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Abdulhalık Nergiz, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Çayan Nergiz, 02.11.2011 tarihinde Diyarbakır D Tipi cezaevinden Amasya cezaevine sürgün edildi. Oğlum 2 yıl 3 aydır Diyarbakır D Tipi cezaevinde bulunuyordu. Oğlum 04.11.2011 tarihinde telefonla yaptığımız görüşmede ilk nakil sırasında kendilerinin soyunmalarını, bunu yapmadıkları içinde dayak yediklerini anlattı. Can güvenliklerinin olmadığı saldırı sırasında vucütlarında yara ve darp oluştuğu ve durumlarının çok kötü olduğunu anlattı. Bütün bu nedenlerden dolayı oğlumla görüşmenizi ve bu konuda hukuki yardımda bulunmanızı istiyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.11.2011 tarihinde şubemize Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinden başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Ben 25.09.2011 tarihinde Tekirdağ 2 nolu F Tipinden 1 nolu F Tipi cezaevine sevk edildim. Ancak sevk edildiğin sırada özel eşyalarımı bana vermediler. Geri alabilmem için para vermem gerekiyor. Bu keyfi muamele onunla da sınırlı kalmadı. Zaruri eşya olup kantinden alınmayan battaniyelerimi dahi vermediler. Oysa adalet bakanlığını yazılı açıklamasında “ tutuklu kişilerin sevk sırasında eşyalarını almaları gerekiyor” diye yazısı bulunmaktadır. Ama buna rağmen eşyalarımız verilmedi. Ben diğer kitaplarda yer alan ve bilimsel olarak bulunan ve hiçbir suç teşkil etmeyen notlarımı almama

31

Page 32: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

bile izin verilmedi. Cezaevinin yazılı materyalara olan yaklaşımı orta çağ zihniyetini yansıtmaktadır. Her bireyin kendisini eğitme ve yetiştirme hakkı vardır. Bu hakta yasalarca kurulmaktadır. Ancak idare nezdinde tüm el yazmalarını örgütsel içerikli ele almakta ve bizleri cezalandırma aracına dönüştürmek istenmektedir. Bu keyfi uygulamalar yüzünden kitap okumamıza ve not almamıza dahi izin verilmemektedir. Bütün bu nedenlerden dolayı sizden destek talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*11.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Musa Erbay, şu beyanlarda bulundu: “yakınım olan Abdullah Altun, Siirt cezaevinde hükümlü olarak kalmakta idi. Bazı sağlık sorunlarından dolayı Diyarbakır D Tipi cezaevine sevki yapıldı. Siirt devlet hastanesinde eklemlerle ilgili bir rahatsızlığı olduğuna ilişkin bir teşhis konuldu. Bu nedenle Dicle Üniversitesi Hastanesine tedavi amaçlı gönderildi. Ancak yaklaşık 1 hafta önce Amasya cezaevine sevk edildi. Ama sağlık durumu el vermediği için sevki yapılmadı. Abdullah’ın durumu sevk için uygun değildir. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Abdulbaki Yavaş, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Hâkim Yavaş, 1999 yılında İstanbul’da yardım ve yataklıktan dolayı 36 yıl hüküm giydi. Dilekçe vererek Mardin’e getirdik. Hasta olduğundan dolayı doktor raporu eşliğinde Diyarbakır Cezaevine gönderildi. Diyarbakır cezaevinde tedavi amaçlı 2 yıl bulundu. 02.112011 tarihinde haberimiz olmadan Amasya Cezaevine sevk edildi. Amasya cezaevine nakli sırasında haksızlık yapıldığını, işkence yapıldığı, aç-susuz bırakıldığını anlattı. Oğluma yol boyunca yapılan bu aşağılanma, aç-susuz bırakılma ve işkence eden kişilerden şikâyetçiyim. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*KCK davasından bir yılı aşkın süredir tutuklu olan Urfa Milletvekili Ayhan, devam eden davalarına kelepçe takılıp götürüldüğünü belirterek, "Bu onur kırıcı uygulamanın durdurulması" için Meclis Başkanlığı ve Adalet Bakanlığı'na faks gönderdi. Ayhan, Meclis Başkanı Cemil Çiçek ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e gönderdiği faksta, uygulanan onur kırıcı tutuma ilişkin şunları aktardı: "Urfa Cezaevi'nde tutuklu bulunmaktayım. Milletvekili seçildiğim halde halen hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunduğum cezaevinde de çeşitli hukuk dışı ve onur kırıcı uygulamalara maruz kalmaktayım. Devam eden davalarımla ilgili duruşmalara gidiş gelişlerde ellerime kelepçe takılması gibi onur kırıcı uygulamalar görmekteyim. Bu durumla ilgili Cezaevi Savcılığı ve Komutanlığı'na ellerimin kelepçelenmesinin hukuksuzluğunu belirttiğim halde uygulama devam etmektedir."Ayhan, "Bu ve benzeri onur kırıcı uygulamaların kaldırılması için ilgili yerlerle görüşüp, gerekli girişimlerde bulunacağınıza inanıyorum" dediği faks konusunda BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ı da bilgilendirip, mektup gönderdi. Kaplan, Ayhan'ın kendisine gönderdiği mektubu, Adalet Bakanlığı'nın 2012 bütçe görüşmeleri sırasında Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e vermişti. (21.11.2011/DİHA)

*24.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Ayhan Nazlıer, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim olan Ramazan Nazlıer, 12 Aralık 2011 tarihinden Osmaniye T Tipi cezaevine sevk edildi. İlk sevk sırasında tamamen soyulmak istenmiş bunu kabul etmeyince görevliler tarafından darp edildi. Ağabeyim kendisine yapılan bu uygulamalar için bir heyetin gönderilmesini ve kamuoyuna duyurulmasını talep ediyorum. Ayrıca bir avukatın kendisiyle görüşmesini istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

32

Page 33: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Muş E Tipi Cezaevi'nde 19 Aralık'ta PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit ve devam eden operasyonları kınamak amacıyla bedenini ateşe veren ve yaralanan Memduh Değer, 8 arkadaşıyla birlikte farklı cezaevlerine sürgün edildi. Değer ile aynı koğuşta bulunan Aydın Elçi, Hekim Yıldız Tokat Cezaevi'ne, Mesut Çelebi, Kenan Gür Rize Cezaevi'ne, Kinyas Ataman, Şemsettin Özer Samsun Cezaevi'ne; Ahmet Karagöz ise Giresun Cezaevi'ne sürgün edildi. Konuyla ilgili olarak aileleri aracılığıyla açıklama yapan tutuklular, Memduh Değer'in eyleminden sonra arkadaşlarının sürgüne gönderildiğini belirterek, sürgüne gönderilen Memduh Değer'in halen tedavisinin dahi yapılmadığına dikkat çekti. Açıklamada sürgünün cezalandırma olduğuna da dikkat çekilerek, baskılara asla boyun eğmeyecekleri mesajı verildi. (28.12.2011/DİHA)

*29.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Serdest Arcagök, şu beyanlarda bulundu: “Benim kuzenim olan Beşir Arcagök, Eylül ayında gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Tutuklanma gerekçesi ise polis aracına saldırı düzenlemesiymiş. Kuzenim yaralı olduğu için Diyarbakır Devlet hastanesinde tedavi altına alındı. Çenesi kırıldığından kendisini Ankara iline sevk ettiler. Kuzenim ayağında kurşun olduğu ve kalın bağırsağının dışarı çıktığı için 2 defa ameliyat oldu. Ancak kuzenimin Diyarbakır’a sevki yapıldığı halde henüz getirilmedi. Kuzenim şuanda Sincan F Tipi cezaevinde kalmaktadır. Kuzenimin tedavisinin yapılması için biran önce Diyarbakır cezaevine sevk edilmesi gerekiyor. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*29.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Vahibe Lala, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Veysi Lala, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Oğlum cezaevinde hastalandı ve doktorlar tarafında böbrek üstünde ve boğazında kitle olduğu teşhisi konuldu. Oğlumun biran önce tedavi olması ve parça alınması gerektiği belirtildi. Oğlum Diyarbakır Dicle Üniversitesinde tedavi ediliyordu. Ancak daha sonra mahkûm koğuşu yok denilerek Adana iline sevk edildi. Oğlumla yaptığım görüşme sonucunda tedavisinin Adana’da da yapılmadığını yolda kelepçeli bir şekilde götürüldüğünü yemek verilmediğini ve ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirtti. Bu nedenle Adana’ya gitmek istemediğini Diyarbakır’da tedavi olmak istemediğini söyledi. Ben oğlumun tedavi işlemlerini aksatan cezaevi yönetimi ve personellerinden ayrıca kendisini Adana İline götürürken ihtiyaçlarını karşılamayan ve kendisini aç bırakarak kötü muamelede bulunan görevlilerden şikâyetçiyim. Gerekli yasal işlemlerin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

33

Page 34: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

SAĞLIK HAKKI İHLALİ*Hakkari'nin Yüksekova İlçesi'nde 10 Aralık gecesi gözaltına alınmak istenirken, askerler tarafından kafasından vurulduğu öne sürülen ve önceki gün tutuklanan DYG Meclis Sözcüsü Sedat Karadağ, hakkında tutuklama kararı verilmesinden sonra, tedavi gördüğü YYÜ Araştırma ve Eğitim Hastanesi'nde servisten alınarak tutuklu ve hükümlülerin kaldığı koğuşa atıldı. Karadağ'ın hijyenik olmayan ve demir kapıyla kapalı olan hücreye konulmasından sonra Karadağ'ın avukatı Fahri Timur, müvekkilinin hayati tehlikesinin sürdüğü ve tek başına hareket bile edemediğine dikkat çekerek, tutukluluk halinin kaldırılması için itirazda bulundu. Karadağ'ın ailesi ise, çocuklarının bakıma muhtaç olduğuna dikkat çekerek, ailesinin refakatçi olması yönünde izin verilmesi talebinde bulundu. Ancak savcılık sadece baba Sait Karadağ'a belirli saatlerde zaruri ihtiyaçların karşılanması için izin verdi. Oğlunun halen kendinde olmadığını, konuşmakta dahi sıkıntı çektiğini belirten baba Karadağ, yapılan uygulamanın hukuksuzluk olduğunu söyledi. Doktor raporlarına rağmen oğlunun hastane içindeki hücreye atıldığını da belirten baba Karadağ, yetkililerden yaşanan hukuksuzluğun son bulması için destek talebinde bulundu. Karadağ'ın tutuklanmasından sonra tedavi gördüğü hastane sağlık koşullarıyla ilgili üç ayrı rapor hazırladı. Hastanenin Beyin Cerrahi Servisi, "Hasta iyileşme aşamasında olup bakıma muhtaç hastadır. Hayatını tek başına desteksiz olarak idame ettirecek konumda değildir" raporu verirken, Göz Hastalıklara Polikliniği ise, "Hastanın en yakın yer olan Ankara Gazi Üniversitesi'ne sevki uygundur. Hastanın ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olmadığından dolayı uçakla refakatli olarak sevki uygundur" raporu verdi. Aynı servis tarafından verilen ikinci raporda ise, Karadağ'ın hayati tehlikesinin sürdüğüne dikkat çekilerek, başka bir yere sevk edilmesi talebinde bulunuldu. (01.01.2011/DİHA)

*03.01.2011 tarihinde şubemize Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Ercan Ateş şu beyanlarda bulundu: “60 yaşındaki Mehmet Aras arkadaşımız kanser hastası olduğu için durumu gün geçtikçe kötüleşiyor. Arkadaşımız cezaevi koşullarında tedavisi mümkün olmayan ölümün kıyısında bir hasta; yaşamını yitirmeden serbest bırakılması gerekiyor. Kanser hastası arkadaşımız 2 ay hastanede kemoterapi ve ışın tedavisi gördükten sonra cezaevine geri getirildi. Kısa bir süre önce Adli Tıp’a götürülüp getirildi. Bu uzun yol onu bitap düşürdü. Bir süredir bir şey yiyip içemiyor. Arkadaşımız 95 kilodan 58 kiloya düşmüş durumdadır. Hastaneye yatırılıp yarım kalan tedavisi devam edilmesi gerekirken, kan değeri düşük olduğu için yatırılmadan odasına geri getirildi. Oysaki bu arkadaşımız hastanede sürekli doktorların kontrolü altında bulunması gerekirdi. Cezaevi müdürlüğü, Başsavcılık, Mehmet Aras’ın serbest bırakılması için prosedür başlattığı söylenir. Bu prosedürün ne kadar uzun sürdüğünü geçen yıl yaşamını yitiren kanser hastası İsmet Ablak arkadaşımızdan acı da olsa biliyoruz. Benzer bir acıyı daha yaşamak istemiyoruz. Arkadaşımızın biran önce bırakılmasını istiyor. Mehmet Aras’ın daha iyi şartlarda tedavi edilmesi için salıverilmesi gerekiyor. Adalet ve sağlık Bakanlığının, Cumhurbaşkanlığının sorumluluklarını yerine getirmesi, kamuoyunun bu konuda duyarlı kılınması için desteğinizi talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*Erzurum Oltu Cezaevi'nde PKK davasında tutuklu bulunan Sedat Avcı'nın annesi Makbule Avcı, oğlunun uzun zamandır dış ağrısı çekmesine rağmen tedavisi yapılmadığını belirtti. Oğlunun dış ağrısından dolayı kulaklarından iltihap oluştuğu ve duymaktan sıkıntı çektiğini de belirten anne Avcı, VAN TUYAD-DER'e başvuruda bulundu. Avcı, yetkililerden hukuksal destek talebinde bulundu. (10.01.2011/DİHA)

*Cezaevlerinde sağlık sorunları ağırlaşarak devam eden yüzlerce siyasi tutukludan biri olan gırtlak kanseri 56 yaşındaki Fahrettin Yürümez, 3.5 aydır tedavi dahi edilmeden Van F Tipi Cezaevi'nde tutuluyor. Cezaevinde ölüme gün sayan hasta tutuklu Yürümez, 2004 yılında

34

Page 35: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

gırtlak kanseri nedeniyle ameliyat olduğunu ve ses tellerinin kesildiğini kaydederek, boğazındaki soluk cihazı sayesinde nefes alıp verebildiğini belirtti. 2005 yılında "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla gözaltına alınıp 6 ay cezaevinde kaldığını; ardından dosyasının Yargıtay'a gönderildiğini söyledi. Yürümez, Yargıtay'dan gelen karar üzerine 3.5 ay önce tutuklanarak cezaevine konulduğunu ifade ederek, "Sağlık sorunlarım giderek ağırlaşıyor. Bu sorunlarla bana verilen 6 yıl 3 ay hapis cezasın bitirmem imkansız. Diğer hasta arkadaşlarım gibi maalesef ben de bu hastalığımla zindan koşullarına mahkum edilmiş durumdayım" ifadesinde bulundu.Her hafta cezaevindeki babasını görmeye giden Mesut Yürümez ise, babasının sağlık sorunlarının ilgisizlikten dolayı ağırlaştığını söyleyerek, "Babam nefes almakta dahi zorlanıyor. 6 yıldır bizler ona bakıyorduk. Hijyenik bir yerde olması gerekiyor. Sürekli boğazında akıntı oluyor ve kendisi bunu temizleyemediği için tıkanıyor. Hep biz temizliyorduk. Şimdi cezaevine cımbız ve ayna sokulmadığı için kendisi de yapamıyor" diyerek, her gittiklerinde babasını biraz daha kötü gördüklerini kaydetti.Babasının cezaevinde revire dahi götürülmediğini belirten Yürümez, defalarca cezaevi yetkililerine bildirmelerine rağmen kimsenin gereken hassasiyeti göstermediğini ifade etti. Babasının hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu savunan Yürümez, "Biz 12 kardeşiz. Babam bizlere bakmak için ilçede taksicilik yapıyordu. Asılsız bir ihbar sonucu alındı ve hasta haliyle cezaevinde tutuluyor" dedi. Duyarlı kesimlere seslenen Yürümez, "Babamın tedavi edilmesi gerekiyor. Cezaevi koşulları onu gün geçtikçe bitiriyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz" şeklinde konuştu. (15.01.2011/DİHA)

*Cezaevlerinde yaşanan hak gasplarına ve kötü muameleye Mardin'in Midyat İlçesi M Tipi Cezaevi'nde bir yenisi daha eklendi. Cezaevinde PKK davasından hükümlü olarak tutulan Cebrail Vural, göz rahatsızlığı nedeni ile götürüldüğü Midyat Devlet Hastanesi Acil Servisi'nde Cezaevi Karakol komutanı tarafından muayene edildi. Yaşandıklarına ilişkin mektup yazan Vural, 11 Eylül 2010 tarihinde gözlerindeki rahatsızlıktan dolayı Hastane'nin Acil Servisi'ne götürüldüğünü, doktoru beklerken sivil giyimli bir şahsın gelip rahatsızlığını sorduğunu belirtiyor. Soran şahsı doktor sanıp şikayetlerini anlattığını yazan Vural, "Daha sonra pratisyen doktor gelip 'gözlerin çapaklanıyor mu?' diye sordu. Ben de evet dedikten sonra ilaç yazıp, beni ring aracına gönderdi" diyor.Vural, bu arada ring aracında bekleyen Yusuf Güven isimli ve aynı rahatsızlıktan hastaneye geldiğini yazdığı arkadaşının, kendisine ilk rahatsızlığını soran kişinin cezaevinin dış güvenliğinden sorumlu Astsubay Başçavuş Mehmet Tınaz olduğunu söylediğini aktardı. Daha sonra Yusuf Güven'in göz polikliniğine götürülüp, muayene edildiğini kaydeden Vural, "Beni hiç bir muayeneden geçirmediler. Mehmet Tınaz adlı astsubay sivil giyimli idi ve ben doktor sandım. Muayeneden geçirilmediğim için bana yazılan reçeteyi almadım. Reçetede pratisyen doktorun imzası vardı. Ancak oda beni muayene etmedi" diye kaydetti. Yaşanan bu olay üzerine Mehmet Tınaz hakkında suç duyurusunda bulunduğunu belirten Vural, Midyat Cumhuriyet Savcısı'nın ifadesini aldığını, ancak sanki Tınaz hakkında değil de acil servis doktoru hakkında şikayetçi olduğunun kayıtlara geçirildiğini kaydetti. Savcılığın daha sonrada şikayeti hakkında takipsizlik kararı verdiğini aktaran Vural, "Astsubay ona iftira ettiğim iddiası ile suç duyurusunda bulunmuş. Astsubay Tınaz'ın şikayeti üzerine hakkımda tazminat davası açıldı ve şu an yargılanıyorum" diye aktarıyor.Çıkarıldığı duruşmalarda acil servis doktorunun da kendisi hakkında şikayetçi olduğuna dair iddianame düzenlendiğini belirten Vural, "Doktor çıktığı ilk duruşmada şikayetinin olmadığını, hastanede yaşananlar ile ilgili olarak da benim söylediğim şeylerin doğru olduğunu beyan etti. Doktor acil serviste ekipman olmadığını bu nedenle de gözlerime sadece uzaktan bakıp gönderdiğini ifade etti" diye kaydetti. Götürüldüğü duruşmalarda da hasta olmasına rağmen saatlerce pis hücrelerde tutulup, üzerinde psikolojik baskı oluşturulmak istendiğini kaydeden Vural, duruşmalarda yaşananlarla ilgili olarak da şunları aktardı:

35

Page 36: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

"Kendimi Türkçe tam olarak ifade edemediğim için duruşmalarda yeterli Kürtçe bilmeyen bir tercüman aracılığıyla ifadelerim alınıyor. Duruşmalara avukatsız katılıyorum. Karakol komutanının şikayetinin değerlendirmeye alınıp, hak mağduru olan benim şikayetimin takipsizlikle sonuçlanması tam bir hukuksuzluktur." (18.01.2011/DİHA)

*Karaciğer yetmezliğinden dolayı İzmir 9 Eylül Üniversitesi Hastanesi'nde 8 yıldır tedavi gören Ümit Aslan, trafik kazası sonucu yaşamını yitiren 14 yaşındaki Emre Ünal'ın ailesinin çocuklarının organlarını bağışlaması sonucu tekrardan yaşama tutunmaya başlamıştı. Aslan, yapılan organ bağışı sonrası aylık tedaviye gidip gelmesi koşuluyla bulunduğu hastaneden 2010 yılının Mayıs ayında taburcu edildi. Tekrardan yaşama tutunma sevinciyle memleketi Diyarbakır'a geri dönen Aslan, burada 'Örgüt propagandası' yaptığı gerekçesiyle Eylül ayında tutuklanarak, Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne konuldu. Tutuklu bulunduğu cezaevinde tedaviye götürülüp getirilmeyen Aslan, adeta ölüme terk edilmiş durumda. Ağabeyinin yaşadığı duruma ilişkin konuşan Çile Aslan, ağabeyinin hastalığından dolayı tedavi olmak için İzmir'e gitmesi gerektiğini belirterek, cezaevi koşullarının hasta birisi için uygun olmadığını, bundan kaynaklı olarak da ağabeyini kaybetmekten çok korktuğunu söyledi.Ağabey'i Ümit'in cezaevinde tutularak ölüme terk edildiğini belirten Aslan, 8 yıl aradan sonra yaşadıkları sevincin kısa sürdüğünü söyledi. Ağabeyinin neden tutuklandığına anlam veremediğini ifade eden Aslan, "Ağabeyim zaten 8 yıldır karaciğer yetmezliğinden dolayı hep hastane de tedavi görüyordu. Son olarak yapılan organ bağışı sonucu tekrardan yaşama tutunmaya başladı. Mayıs ayında Diyarbakır'a geldi, zaten hastalığı nedeniyle dışarıya fazla çıkamıyordu. Evden dışarı çıkamayan birisini neden tutukladılar, anlamış değilim. Uzun bir aradan sonra tekrardan 'Ümit iyileşti' diye ailece çok sevinmiştik, ama çok kısa sürdü. Şimdi doktor kontrolünde olması gerektiği yerde cezaevinde tutulduğu için her gün ölüm haberini alacağız' diye çok korkuyoruz" dedi. Ağabeyi Ümit'in durumunun gün geçtikçe kötüye gittiğini ifade eden Aslan, ağabeyinin serbest bırakılmasını istedi. Görüşe her gittiklerinde ağabeyinin sağlık durumunun biraz daha kötüye gittiğini gördüklerini belirten Aslan, şunları söyledi: "Ağabeyim yaklaşık 4 aydır tutuklu olduğu için İzmir'e tedaviye gidemiyor. Her ay tedaviye gitmesi gerektiği doktor raporunda olmasına rağmen bunlar neden dikkate alınmıyor bilmiyoruz. Cezaevi normal koşullarda insanın hasta olmasına neden oluyor, düşünün bir de ağır hasta olan biri nasıl kalabilir. Yetkililer acaba bunları görmüyor mu yoksa görmezlikten mi geliyor? Anlamış değilim. Ben buradan yetkililere sesleniyorum ağabeyim göz göre cezaevinde ölüyor. 14 yaşındaki bir çocuğun verdiği canı siz almayın." (25.01.2011/DİHA)

*20.01.2011 tarihinde şubemize başvuran Leyla Şahinli, şu beyanlarda bulundu:“Bingöl Cezaevi’ndeki Babam Ali Şahinli Kalp hastasıdır. Ekim ayında Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’nde anjiyo yapıldı. Anjiyo sonrası tetkikler yapılmadı. Şuan sorun yaşıyor. Babamın gırtlak bölgesinde bir kitle mevcut. Bu durumdan kaygılanıyoruz. Araştırma Hastanesinde bu kitlenin sorun olabileceğini söylememize fırsat verilmeden geri götürülünce bu konuda tetkikler ya da muayenesi bile yapılmadı. Babamın sağlığından endişeleniyoruz. Tetkik tedavisinin düzenli yapılmasını talep ediyoruz. Bu konuda kurumunuzdan destek talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde 2,5 yıldır tutuklu bulunan Abdulhakim Bulut, yaşadıkları sorunlara ilişkin gönderdiği mektupta, soğuk aldığı için rahatsızlanarak revire gittiğini ve kendisine verilen ilaçların vücudunda yanma, kızarma, şişme, kaşıntı gibi rahatsızlıklar meydana getirdiği için tekrar revire çıkarıldığını kaydetti. Revirde doktor olmadığı için gardiyanın kendisine alerji iğnesi yaptığını söyleyen Bulut, "Koğuşa geldim ve biraz sonra daha da kötü bir hal aldım. Bu sefer saydığım hastalıklar vücudumun her tarafına yayıldı. Yine aynı akşam saat 02.00'de yine revire çıktım. Bu sefer acilden bir doktor geldi, o da bir

36

Page 37: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

iğne yapıp hastaneye sevkimi yazıp pazartesi acil çıkmamı söyledi. Ve o halimle pazartesi gününe kadar bekledim" dedi. Cezaevi müdürüne durumunu izah eden bir dilekçe yazdığını ama birinci müdürün kendisini muhatap almayarak tekrar revire gönderdiğini söyleyen Bulut, "Bu seferki gelen doktor kendisinden önce gelen doktorun sevkimi yazdığı ve ancak birkaç ay sonra beni hastaneye götürebileceklerini söyledi. Acil olduğum halde beni göndermediler" dedi.Mahkemeye götürülürken takılan kelepçeden kaynaklı bileğinde şişme ve kızarma meydana geldiğini kaydeden Bulut, bu durumunu doktorlara defalarca söylemesine rağmen hastaneye gönderilmediğini ya da kelepçe takmamaya yönelik herhangi bir raporun verilmediğini dile getirdi. Hastaneye sevk edilme durumunda en erken 6 ay sonrasında gidebildiklerini, yaklaşık 300-400 hastanın sevk durumunu beklediğini ifade eden Bulut, "Hele benim gibi siyasi tutuklu olanların işi bin kat daha zor oluyor. Ve ne yazık ki bizlerde çaresiz böylece bekliyoruz. Hasta olarak revire çıktığında yine burada herhangi bir muayene odası bulunmamaktadır. Doktorlar hastalara göz kararıyla ilaç yazıp veriyorlar" dedi. (02.02.2011/DİHA)

*07.02.2011 tarihinde şubemize başvuran Hasan Aslan, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim Hüseyin Aslan, 21.12.2010 tarihinde gözaltına alındı ve tutuklandı. Ağabeyime 10.03.2008’de Çorlu Askeri Hastanesi baştabipliğinde askerlik yapamaz diye rapor verdi. O tarihte askerlikten ayrıldı. Hastane teşhis olarak “anti sosyal kişilik bozukluğu” ifadesini kullanmıştır. Ayrıca Diyarbakır devlet hastanesinden 30.07.2002 tarihinde de aldığı raporda da benzer teşhis konulmuştur. Ağabeyimin raporlarda da belirtilen rahatsızlıklarından dolayı cezaevinde yaşaması çok zordur. Ağabeyimin farklı bir yerde tutulması için gereğinin yapılmasını istiyorum. Bu raporlar göz önünde bulundurularak ağabeyimin tutuksuz yargılanmasını istiyorum. Aksi takdirde cezaevinde sağlığının iyice bozulacağından endişe ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Van F Tipi Cezaevi'nde 14 yıldır tutuklu bulunan Mustafa Akkuş, Van TUHAD-DER'e gönderdiği mektupta, hastalığından dolayı dayanılmaz acılar çekmesine rağmen hastaneye sevkinin yapılmadığını belirtti. Akkuş, mektubunda, "Ben uzun bir süredir midemden rahatsızım. Dolayısı ile rahatsızlığım artarak devam ediyor. Son 2 yıldır artık dayanılacak gibi değil, en önemlisi de tedavi imkanı yok. Ve verilmiyor. Bir yıl önce ağzımda yaralar oluşmaya başladı. Cezaevi revirine defalarca çıktım. İlaçla tedavi etmeye çalıştılar. Ancak iyileşmeyi bir tarafa bırakın ağzımdaki yaralar giderek yayılmaya devam etti" diye belirtti. Yaşadığı sağlık sıkıntılarını cezaevi doktoruna defalarca anlattığını aktaran Akkuş, mektubunda, "Hastaneye sevk için talepte bulundum. Ancak cezaevine gelen doktor, 'Yok bir şey olmaz. İlaçlarını değiştiririz' dedi. Bir yıldır ilaçlarla idare ediyorum. Dolayısı ile teşhisi yapılmamış bir hastalığı rastgele ilaçlarla tedavi ediyor" diye ifade etti. Mektubunda, ağzında çıkan yaralar nedeni ile gıda alamadığını, giderek zayıfladığını, ağrılar yüzünden geceleri uyuyamadığını belirten Akkuş, "Ağzımdaki yarların sebep olduğu ağrı, kulaklarıma, beynime ve yüzüme vuruyor. Bu da beni oldukça zorluyor" dedi. Mektubunda en son 18 Ocak tarihinde cezaevi revirine çıktığını ve hastaneye sevk istediğini belirten Akkuş, doktorun ve cezaevinde A Takımı diye tabir edilen personelin kendisine, "Bir şey olmaz. Bu daha ciddi bir durum değil. Hastaneye göndersek de bir şey çıkmaz" dediğini aktardı. Akkuş, mektubunda, "Bu tutum ve yaklaşımlardan şunu anlıyorum: Hastalığım geçiştirilerek iyice ilerlesin ve tedavisi mümkün olmayan bir aşamaya getirmek istiyorlar" diye kaydetti. Mektubunda, kendisi ile aynı sorunu yaşayan Mustafa Özer'in de tedavi edilmediğini belirten Akkuş, tedavileri için halka, sivil toplum örgütlerine, demokrasi güçlerine, insan hakları kuruluşlarına duyarlılık çağrısında bulundu. (08.02.2011/DİHA)

37

Page 38: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*15.02.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Cezaevinden başvuran Hasan Arslan, şu beyanlarda bulundu: “Benim kimlik yaşım 1938 doğumlu olmama rağmen gerçek yaşım 1936 Şırnak İdil nüfusuna kayıtlıyım. 03.03.1992 tarihinde yakalandım. 125. maddeden hüküm giydim. Müebbet cezası aldım. 19 yıldır cezaevindeyim. İlerleyen yaşımdan dolayı ciddi sağlık problemlerim var ve tedavi olamıyorum. Tespit edilen kronik astım, mide rahatsızlığı, katarakt bu hastalığımdan dolayı bu ay bir gözümü ameliyat ettim. Diğer gözümden de ameliyat olmam gerekiyor. Ben başında da söylediğim yaşımın tespitinin yaptırılarak 75 yaşını geçtiğimi ve ciddi sağlık sorunlarımızdan dolayı cezaevinden tahliye edilebilmem için sizlerden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Diyarbakır'ın Kulp İlçesi'nde 1993 yılında yaşanan bir çatışmada diz kapağından aldığı kurşunlar nedeniyle yaralı olarak yakalanan PKK'li Ramazan Demir' 18 yıldır tutuklu bulunduğu Malatya E Tipi Cezaevi'nde tedavi edilmediği ailesi tarafından belirtildi. Tedavi edilmediği için sakat kalan oğlu Demir'in, 18 yıldır cezaevinde acılar içinde yaşadığını ve artık yaşadığı acılara dayanamadığını belirten anne Seniha Demir, "Benim üzülmemem için oğlum hiçbir zaman bacağındaki ağrıdığını söylemezdi. Ama son aylarda bacağının acısına dayanamadığı için çok ağrıları olduğunu söylüyor. Defalarca tedavi görmek istediği halde, tedavi edilmiyor. Oğlumun tedavi görmesini istiyorum" diye, yetkililere seslendi. Oğlunun tedavi için defalarca cezaevi revirine ve hastanelere götürüldüğü, fakat doktorlar tarafından bilinçli bir şekilde tedavi edilmediğini iddia eden anne Demir, "18 yıl önce yaralı olarak tutuklanan oğlum bilinçli bir şekilde tedavi edilmedi ve bu yüzden sakat kaldı. Tedavi edilmediği için bacağında bulunan kemik parçaları dışarı çıkmış ve iltihaplanmış, el insaf. Tedavisine engel olmayın" dedi. Oğlunun cezaevinde 18 yıl boyunca büyük acılar çektiğini belirten anne Demir, oğlunun ölüme terk edildiğini belirterek, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacağını söyledi. (17.02.2011/DİHA)

*23.02.2011 tarihinde şubemize başvuran Halil Kara, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Mehmet Şerif Kara, 7 yıl önce birini yaraladığı için 2,5 yıl cezaevinde kaldı. Ondan sonra herhangi bir suç işleyip işlemediğini bilmiyorum. Oğlum cezaevine girmeden önce görmeyle ilgili problemler yaşıyordu. Ancak ameliyat olduktan sonra daha iyi görmeye başladı. Cezaevinden çıktıktan sonra görme problemleri daha çok arttı. Şimdi iki gözünden de %88 oranında görme özrü vardır. Yaklaşık bir hafta önce Şehitlik Polis Karakolundan arayarak oğlumun karakola gitmesini istediler. Ancak oğlum görme problemi yaşadığı için gitmedi. Daha sonra polisler oğlumu aldılar. Oğlum şimdi Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde kalıyor. Ne gerekçeyle alındığını ve cezaevine konulduğunu bilmiyorum. Oğlumun beyanlarına göre mahkemeye çıkarılmadan cezaevine konulmuş. Oğlum görme engelli olduğu için cezaevinde kalamaz. Tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Adli Tıp Kurumu'nun "sürekli tedavi altında tutulması gerekir" dediği kanser hastası Mehmet Aras, hastanede tedavisi yapılmadan "yapılacak bir şey yok denilerek" cezaevine gönderildi. Boğazındaki ur nedeniyle beslenemeyen Mehmet Aras'ın "sürekli tedavi altında tutulması" gerektiği yönünde Adli Tıp Kurumu'nun verdiği rapora rağmen tedavisi yapılmadan cezaevine gönderildi. Erzurum H Tipi Cezaevi'nde kalan Mehmet Aras'ın durumunun kötüleşmesi nedeni ile bir ay önce Adli Tıp Kurumu'na "sürekli tedavi altında tutulması" gerektiği yönünde görüş bildirmesine rağmen bir ay önce Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altına alınan Mehmet Aras, hastanede "kendisine yapılacak bir şey yok" denilerek Erzurum H Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Aras'ın ölüme terk edildiğini ifade eden avukatı Şaziye Aras, Adli Tıp Kurumu'na gidilen ilk raporlar doğrultusunda Mehmet Aras'ın tedavi altında tutulması yönünde rapor gönderdiğini belirtti. Hastanede yapılacak

38

Page 39: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

tedavisinin ardından Aras'ın duruma ilişkin hastanenin ikinci raporları gönderilmesi yönünde karar vereceğini belirten Adli Tıp Kurumu'nun rapor gönderilmediğini ifade eden Önder, yaklaşık bir aydır Aras'ın hastanede tutulduğunu ancak hastanede tedavisinin yapılmadığını söyledi. Hastanede kaldığı süre içinde boğazında çıkan urun yayıldığını ve Aras'ın ancak serum ile beslendiğini aktaran Önder, tedavisi yapılmadan ve Adli Tıp'ın Aras'ın durumu hakkında hastane raporlarını beklemesine rağmen Adli Tıpa hiç bir rapor gönderilmediğini söyledi. Olayın sorumlusu olarak Erzurum Cumhuriyet Savcılığı'nı gören Önder tüm çabalarına rağmen raporların Adli Tıp'a gönderilmediğini söyledi.Önder, hastanenin "Yapılacak bir şey yok" diyerek Aras'ı cezaevine göndermesinin akla mantığa sığmadığını belirtti. Aras'ın sağlığı cezaevi koşullarını kaldıracak durumda olmadığını aktaran Önder, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazacağını belirtti. Önder, "Mehmet Aras'ın hastane de tedavi görmesi için adli tıp raporu bulunmaktadır. Ancak Erzurum Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisini yapmayıp tekrardan cezaevine gönderdi. Müvekkillimin başına bir şey gelmesi durumunda bunun sorumlusu savcılık ve hastane yetkilileridir" dedi. (28.02.2011/DİHA)

*29.02.2011 tarihinde şubemize Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nden başvuran Abdulhalik Orak, şu beyanlarda bulundu: “Ben şu an Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalmaktayım. Daha önce Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nde kalıyordum. Sağlık sorunlarım her ne kadar eskiye dayansa da, cezaevi süreciyle birlikte sağlık sorunlarım katmerleşmiştir. Aldığım ceza 35 yıldır. Yaklaşık 4 yıldır cezaevindeyim. Diyarbakır cezaevinde bulunduğum süreçte koşulların beraberinde getirdiği avantajlar oluyordu. Ancak Oltu T Tipi Kapalı Cezaevine geldiğimden beri (1,5 yıl) sağlık sorunlarım tekrar baş göstermiştir. Burada doğru düzgün tedavi koşulları yok. Sürekli ilaçlarla geçiştirme, erteleme yaklaşımı var. Her seferinde derdimizi hastalıklarımızı anlattığımızda bize bir sürü ilaç yazıyorlar. Verilen ilaçların da sadece geçici bir faydası oluyor. Doktor raporu ile sabitlenmiş hastalıklarım olduğu gibi, doktorlar tarafından daha teşhisi konulmamış hastalıklarım da vardır. Soğuk ve dumanlı ortamlarda bulunmama durumu var. Doktorlar tarafından tanı konulmamış hastalıklarım; nefes darlığı (uykuda çok zorlanıyorum), astım rahatsızlığı, akciğer rahatsızlığı, ülserden dolayı midemde oluşan yaralar, iltihaplaşma var. Dilime ve boğazıma sirayet etmiş durumda. Burnumda fazla et var. Şiddetli baş ağrısı ve burun akıntısı. Bağırsak rahatsızlığımla birlikte sürekli bir kabızlık sorunum var. Vücudumda da sürekli bir titreme oluyor. Sol tarafımda ağrı var. Elimve ayağımda kaşındı oluyor. Son dönemde sürekli mide krizleri geçiriyorum. Bu belirttiklerim sürekli bende olan hastalıklardır. Çok zorlanıyorum. Ne kadar derdimi doktorlara anlatsam da tedavi göremiyorum. Son dönemde bana bazı ilaçların isimlerini getirdiler. İlaçları kullanmam gerektiği söylendi. Fakat bugüne kadar ismi geçen ilaçların hiçbirini kullanmamışım. Yani ilaçlarımdan farklı ilaçlar yazmışlar bana. Son derece yaşanana bir ihmal ve istismar durumu var. Bu ilaçların isimleri muaf ilaçlar bölümü olarak raporumda yer alıyor. Bu ilaçların bana 2010 yılının başlarında yazıldığı ancak yeni getirildiğini belirtmek isterim. Ben şu an raporumu da size gönderiyorum. İnanmanızı isterim, raporumda geçen hastalıkların on katı hastalığı barındırıyorum. Mide krizlerim sürekli hal almış durumda. Her defasında ölümün soğuk yüzüne dokunup yaşama tekrar dönüyorum. Sitemin biz siyasi tutuklulara karşı nasıl bir yaklaşım içinde olduğunu ilgili kamuoyu çok iyi bilmektedir. Bize dayatılan aleni bir şekilde ‘ölün’ dür. Ne hiçbir zaman gerçekçi bir rapor veriyorlar, ne de insani bir muameleye tabi tutuyorlar. Hastalıklarım olabildiğince ciddi ve tehlikelidir. Her kriz artık ölümün kapısını biraz daha aralamam oluyor. Böyle devam ederse çok uzun direnebileceğimi tahmin etmiyorum. Sizin de yapabileceğiniz fazla bir şey olabileceğini tahmin etmiyorum. İlgilenmeniz bizin yeterlidir. Her şeye rağmen yaşam pozitif bakan umutlu olan biriyim. Özgürlüğün adında saklı coşkusuyla hepinizi selamlıyorum.” (İHD Diyarbakır)

39

Page 40: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*03.03.2011 tarihinde Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nden şubemize başvuran Herdem Kızılkaya, şu beyanlarda bulundu: “1-Sohbet hakkımızı hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Gerekçe olarak odada 10 kişiden fazla olmamız gösteriliyor. Biz karşı çıkınca güvenlik gerekçesi ile bu hakkımızı kullandırmayacaklarını belirttiler. 2–8 kişi kapasiteli odada 20 kişi kalıyoruz. Adli suçluların kaldığı 24 kişi kapasiteli bir oda var. 14 kişi kalıyor. Bu odayı istedik, değişimi ancak verilmedi. Bu oda dışında kullanılmayan odalar var. Bunları da bizim için ayarlamadılar. Bu konuda ki taleplerimize bu cezaevinin adli suçlulara göre dizayn edildiğini söylediler. Birinci müdür ile görüştüğümüzde bu cezaevinde siyasileri istemediğini ancak bizim gönderme yetkimiz olmadığını, .istersem size oda açarım. Ancak açmayacağım, buradan gitmenizi istiyorum dedi.3-Sohbet ve hobi hakkımız ile ilgili müdür ile görüşlüğümüz de genelgeye rağmen sohbet hakkımızı kullandırtmayacağını, bu konu da yetki bende benim dışımda kimse size bu konuda yardım edemez. Nereye şikâyet ederseniz edin siz haksız çıkarsınız dedi.4–8 Mart için müdürle konuşmaya gittik. Bütün cezaevlerinde bu güne özel etkinlikler yapıldığını önceki cezaevlerinde yetkililerle beraber kutladığımızı söyledik. Ancak müdür 8 Mart’ın kendisi için hiçbir anlamı olmadığını bir araya getirmeyeceğini söyledi. Bütün hukuki yolları deneyeceğimizi söylediğimizde savcılığın kendi ifadesini aldığını ve kendi lehine karar çıktığını söyledi.5-Daha öncede Adalet Bakanlığına yaptığımız başvuru sonucunda gelen cevaplarda bakanlık cezaevine müfettiş gönderdiğini, idare ile müfettişlerin görüştüğünü ve ciddi sorunların tespit edilmediğini belirtmişler. Gelen müfettişler bizlerle görüşmedi cevapta kendi sorunlarınızı diyalog yolu ile halletmemiz gerektiğini belirtmiş.6-Yaşadığımız sağlık sorunlarında da çok acil bir durum olmadığında hastaneye sevk edilmiyoruz. Ölüm döşeğine düşmeden neredeyse hastaneye sevk edilmiyoruz.Şimdiye kadar sorunları boş yere basına yansıtmak istemiyorduk. Ancak arkadaşlarımız ile isyan noktasına geldik. Yerin dar olması, spor şansı olmadığından yaşam alanımız yok. Bu sorunlar ile ilgili cezaevi idaresi ile diyalog kuramıyoruz. Yaşadığımız tüm sorunlarda ve şikâyetlerimizde sorunların çözümünde en büyük engel birinci müdür Celalettin Gonca’dır. Savcı da karar verirken müfettişte sadece müdür ile görüşüyor. Müdür bizimle görüştüğünde özellikle biz siyasi tutuklulara karşı ayrı bir nefret bir öfke içeren tavırlarda bulunuyor. Özellikle birinci, müdür bizi isyana teşvik etmeye çalışır niteliktedir. Tüm başvurularımız bakanlık ve savcılıkça sürekli ret edildiğinden daha rahat hareket etmekte son görüşmemizde Celalettin Gonca’ya siz kendinizi Esat Oktay’ın yerine koyuyorsunuz. Her şey de kendinizi yetkili görüyorsunuz dedim. İHD den hukuki destek talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*05.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Gülsüm Var, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Mehmet Demir, 19 yıldır cezaevinde kalıyor. Cezaevinin sağlıksız yaşam koşullarından sağlığı bozuldu. Hasta yatıyor. İleri derecede bel fıtığı var. Zaman zaman doktor muayenesi yapılsa da gerekli tedavi yapılmadı. Dün yani, 04.03.2011 tarihinde D.Ü Tıp Fakültesine sevki yapılmış. Ama hastanede boş yatak yok denilip tekrar hapishaneye gönderilmiş. Kardeşimin sağlığından endişe ediyorum. Gerekli tedavinin yapılmasını istiyorum. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*10.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Şirin Abi, şu beyanlarda bulundu: “Eşim Ferzende Abi, 13 yıl cezaevinde kaldı. Tahliye oldu. KCK operasyonunda 2010 yılın başında tekrar tutuklandı. Eşim 2 defa mide kanaması geçirmiş. Şu an cezaevinde rahatsızlığı ciddiyetini korumaktadır. Sağlık sorunundan dolayı kendisini acilen kalmış olduğu Muş Cezaevinden Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi’ne kaldırmışlar. Sağlığından endişe etmekteyim. Bir an önce tahliye edilmesini istiyorum. Çünkü tedavisinin

40

Page 41: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

daha rahat yapılmasını istiyorum. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*17.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Ürüç, şu beyanlarda bulundu: “Benim babam Selim Ürüç, yaklaşık 3 yıl önce korucu olduğu dönemde devletin kendisine verdiği silahtan dolayı, silah bulundurmaktan dolayı ceza aldı. Ve şuan Cizre K Tipi Kapalı Cezaevindedir. Babam çok rahatsızdır. Babam şuan 78 yaşında ve bel fıtığı dâhil birçok rahatsızlığı kendisinde baş göstermiştir. Hastalığı nedeni ile dün ambulansla Dicle Üniversitesine getirdiler. Oradan da Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. Rahatsızlığı nedeni ile cezaevinde kendisine bakacak durumda değildir. Babamın cezaevinden çıkarılması konusunda bize yardımcı olmanızı talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve hastaneye kaldırılan kanser hastası Mehmet Aras, Adli Tıp Kurumu'ndan cezaevinde kalamayacağına dair raporu gelmesine rağmen hala tahliye edilmedi. Aylardır hastane, savcılık ve Adli Tıp Kurumu arasındaki prosedürden dolayı tahliye edilmeyen Aras'ın avukatı Şaziye Önder, müvekkilinin durumunun çok kötü olduğunu, vücudunun işlevlerini tamamen yitirdiğini belirterek, söz konusu raporun Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı'nın elinde keyfi olarak tutulduğunu dile getirdi. Önder, Başsavcının raporu Cumhurbaşkanlığı'na göndermek zorunda olduğunu, ancak keyfi davrandığı için Aras'ın tahliye edilemediğini vurgulayan Önder, "Müvekkilim Mehmet Aras aylardır prosedürden dolayı serbest bırakılmıyor. Pazartesi günü ameliyata alınacaktır. Bugün raporları geldi. Defalarca savcı ile görüşmek istedim ama her seferinde sudan bahaneler ile görüştürmediler. Müvekkilim her geçen gün ölüme daha çok yaklaşıyor. Tüm kesimlerin bu konuya duyarlı olması gerekiyor. Müvekkilim derhal serbest bırakılmalıdır" dedi. (17.03.2011/DİHA)

*Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'nden Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırılan MEYA-DER Van Şubesi eski Başkanı Ferzende Abi'nin hastaneden Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne gönderildiği öğrenildi. Abi'nin sağlık durumunda bir iyileşme olmadığı halde cezaevine götürüldüğü belirtildi. (18.03.2011/DİHA)

*18.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Musa Sanmaz, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Serkan Sanmaz, 12 Mart 2011 Cumartesi Ofis semtinde çarşıda amcası oğlu Azad Sanmaz’la gezerken sivil polisler tarafından gözaltına alınarak Emniyet Müdürlüğüne götürüyorlar. Çevik Kuvvette Kürt Siyasetçilerin yargılandığı tarihlerde yapılan yürüyüş, miting ve çıkan kargo sayının çekildiği film izletilerek, çekimdeki bir kişinin kendisi olup olmadığı kendisine soruluyor. Oğlum da çekilen görüntüler de kendisine gösterilen kişinin kendisi olmadığını, yürüyüş, miting ve gösterilerle bir ilgisinin olmadığını söylüyor. Oğlumun bu ifadesinden sonra 12 Mart 2011 Cumartesi akşamı saat 7-8 gibi bıraktılar. 14 Mart 2011 Pazartesi günü oğlum Ofiste gezerken gene sivil polisler tarafından gözaltına alındı. 15 Mart Salı günü mahkemeye çıkarılarak tutuklandı. Oğlumun herhangi bir suçu yok. Görüntülerde gösterilen kişi oğlum değil. Oğlum hasta Hepatit B Aktif hastalığına sahiptir. Hastalığı gereği kapalı yerde bulunmaması gerekir. Düzenli ilaçlarını kullanması gerekir. Perhizine dikkat etmesi gerekir. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*23.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Aziz Bayın, şu beyanlarda bulundu: “Ben 15.03.2011 Yeni hal Semtinde çalışırken görevli memurlar tarafından savcılığın kararıyla Elazığ Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine Klinik-1’e götürüldüm. Orada mahkûmlar koğuşunda 1 hafta kaldım. Ben oraya gittiğim gün polisler oradaki görevli doktorlara “bir terörist daha aldık” dediler. Onlarda gerek doktor gerekse de oradaki personeller bana

41

Page 42: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

hakaret ettiler. 30–36 yaşlarında zayıf sarı saçlı bir doktora yönlendirdiler. Bu doktor oradaki personellere bu PKK’lıdır diyerek beni aşağılıyorlardı. Oradaki personeller de bana tuvalet ve banyo temizliği yaptırıyorlardı. Ben o personellerden şikâyetçiyim. Burada bulunan hemşire bana başka ilaçlar vermeye çalışıyorlardı. O sırada doktor bana ilaç vermişti. Başka ilaç kullanma dediği halde hemşireler bana ilaç vermeye çalıştılar. Bu bana yapılanlara daha fazla dayanamayıp koğuşta kavga çıkardım. Bunun üzerine beni heyete sevk ettiler. Beni daha sonra taburcu ettiler. Bu kişilerden şikâyetçiyim. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*23.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Latif Bodur, şu beyanlarda bulundu: “Ben 18 yıldır cezaevindeyim. 13 yıldır da Midyat cezaevindeyim. Siyasi suçtan hüküm giydim. Müebbet hapis cezam onaylanmıştır. 4 yıldır karaciğerimin yarısı bozulmuştur. Karaciğer kanseri teşhisi konulmuştur. Rahatsızlandığım zaman beni hastaneye götürüp hemen geri getiriyorlar. Zaten yolda daha çok rahatsızlanıyorum. Bir yıl önce Diyarbakır’da uzman bir doktor bana diyet yazdı. Yaklaşık 10 gündür diyetine uyulmuyor. Artık yemek yiyemiyorum. Çok zayıfladım. 6 ayda 13 kilo kaybettim. Akşamları yürüyemiyorum. Nefes almakta zorlanıyorum. Uykuda rahatsızlanıp uyanıyorum. Vücudumda çok şiddetli ağrılar oluyor. Hastalığım sebebi ile psikolojim de bozuldu. Hastalığımın tedavi edilmesi amacı ile ağır gelen ve beni ölüme götüren cezaevi koşullarından biran önce kurtulmak istiyorum. Ayrıca vücudumda sürekli titreme oluyor. Bu konuda sizden hukuki yardım talebinde bulunuyorum.” (İHD Diyarbakır)

*23.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Hezni Haykır, şu beyanlarda bulundu: “Ben 3 yıldır cezaevindeyim. 1 yıl 4 aydır Midyat cezaevindeyim. Siyasi sebeplerle hüküm giydim. 6 yıl ve hatırlamadığım 4 ay olması gerekir. Ceza aldım. Kalp rahatsızlığım ve nefes darlığım vardır. Ayrıca bilmediğim yerden sürekli sesler duymaktayım. Psikolojim çok bozuldu. 1 yıl ve 4 şu anda cezam kaldı. Her tarafımdan insan sesleri geliyor. Sürekli seni ve aileni öldürürüm şeklinde sesler gelmektedir. Bazen gece uykumdan bu sesler yüzünden uyanıyorum. Psikolojim çok bozuldu. Şu an da 70 yaşındayım ve bu sebeplerle tedavi edilmem gerekmektedir. Tedavim içinde cezaevinden çıkmak istiyorum. Duyduğum seslerin sahibini görmüyorum. Bazen iki kişinin sesini duyuyorum. Namaz kıldığımda bana sürekli küfür ediyorlar. ” (İHD Diyarbakır)

*Doğubayazıt Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYD-DER), Ağrı M Tipi Kapalı Cezaevi'ndeki tutukluların yaşadığı sorunlara ilişkin hazırladığı raporu açıkladı. Avukatları aracılığı ile tutuklu ve hükümlülerle yapılan görüşmeler sonucunda hazırlanan raporda, cezaevlerinde yaşanan hukuksuzluk ile tutuklu ve hükümlülerin yaşadığı sağlık sorunlarına dikkat çekildi. 15 Şubat'ta 2011'de Diyadin'de eylemelere katıldığı gerekçesi ile tutuklanan Ömer Polat'ın hastalığına dikkat çekilen raporda, Polat'ın kalp rahatsızlığı bulunduğu, ilaçlarının gecikmeli verildiği için durumunun endişe verici olduğuna yer verildi. Raporda, bir cismin patlaması sonucu iki elini kaybeden Ergin Aktaş'ın yaşadığı sağlık sorunları da yer ayrıldı. Aktaş'ın haftada bir kere kontrollerinin yapılması için hastaneye sevkinin yapılması gerekirken, sevkinin yapılmadığına dikkat çekilen raporda, Aktaş'ın kulak zarlarının patlayıcıdan dolayı zarar gördüğü ve cezaevi doktoru tarafından hastaneye sevkinin yapılmasına rağmen "personel bulunmadığı" gerekçesiyle hastaneye götürülmediği vurgulandı. (27.03.2011/DİHA)

*30.03.2011 tarihinde şubemize başvuran Fevziye Kolakan, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Ahmet Kolakan, 17 yıldır cezaevindedir. Oğlum çeşitli cezaevlerinde kaldı. Yaklaşık 3–4 yıldır Diyarbakır D Tipi Kapalı cezaevindedir. Oğlumun kalp rahatsızlığı

42

Page 43: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

bulunmaktadır. Ayrıca oğlumun mide rahatsızlığı da vardır. Durumu çok kötüye gidiyor. Ben oğlumun tedavi görmesini istiyorum bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*02.04.2011 tarihinde şubemize başvuran Berkin Demir şu beyanlarda bulundu: “Eşim Mehmet Demir, yaklaşık 19 yıldır hükümlü olarak cezaevinde bulunmaktadır. Eşim cezaevinde ciddi sağlık sorunları yaşamaktadır. Bel fıtığı, boyun fıtığı, mide ülseri gibi rahatsızlıklarının yanında gözlerindeki bozukluklar nedeniyle de iki kez ameliyat olmuştur. Ayaklarının altında daha önce görmüş olduğu işkenceden dolayı nasırlar oluşmuş ve bu nedenle de ameliyat olmuştur. Eşim ameliyat gerekçesiyle Batman Cezaevinden Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesine getirildi. Ancak hastanede yer olmadığı gerekçesiyle ameliyatı ertelenerek Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi. Eşim bütün bu sağlık sorunları nedeniyle cezaevinde yaşaması gün geçtikçe zorlaşmaktadır. Bu nedenle eşimin biran önce tedavisinin sağlanması, şayet cezaevi koşullarında sağlanamıyorsa tahliye edilmesini talep ediyorum. ”( İHD Diyarbakır)

*Yaşanan hak ihlalleri haberleri ile sık sık gündeme gelen Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi, bu sefer "psikolojik sorun" tespiti ile gündeme geldi. Cezaevinde kalan kardeşi Cihan Öner'i ziyarette giden Vecdin Öner, kardeşinin kendisine cezaevindeki tutukluların tedavisine yönelik aktardıklarını anlattı. Öner, kardeşinin kendisine, mide, baş ağrısı, kalp ve diğer rahatsızlıklarından dolayı revire çıkan bütün kadın tutuklulara cezaevi doktorunun, "psikolojik sorunların var" diyerek, anti-deprasan ilaç "tedavisi" uyguladığını anlattığını kaydetti. Vecdi Öner, kardeşinin iki defa göz ve yüzündeki tahrişlerden dolayı revire çıktığını kendisine aktardığını ve cezaevi doktorunun kendisine reçeteyle ilaç yazmasına rağmen, idarenin bu ilaçları almadığını söylediğini belirtti. İlaçları dışardan kendilerinin aldığını ifade eden Öner, doktorun reçetede yazdıkları ilaçları alıp, cezaevine gönderdiklerini; ancak cezaevi yönetiminin "reçetede yok" diyerek ilaçları kabul etmediğini ifade etti. Öner, aynı ilaçlarını İHD Bitlis Şube Başkanı Hasan Ceylan aracılığıyla götürüldüğünde de cezaevinin ilaçları almadığı söyledi.Hasan Ceylan da, tutuklu Öner'e ilaçların alınmasının ardından Öner'in ailesini telefonla aradığı esnada ilaç istediğini ve ailesinin de ilaçları alıp İHD Bitlis Şubesi aracılığıyla verilmesi için talepte bulunduğunu söyledi. Ceylan, ilaçları cezaevine kendisinin bizzat götürdüğünü ama cezaevi idaresinin kendilerine, "Reçeteye yazılmamış olan ilaçları alamayız " diyerek, ilaçları almadığını söyledi. Cihan Öner'in ayağına saplanan şarapnel parçası ile geçen sene tutuklandığını ve 42 gün boyunca tedavi edilmediğini de hatırlatan Ceylan, Öner'in ayağında çıkarılan şarapnel parçasında kimyasal maddeler olabileceği, ileride farklı hastalıklara yol açabilecekleri endişesiyle laboratuarda incelenip sonuçları hakkında kendilerin bilgilendirilmesini talep ettiklerini; fakat kimsenin kendilerine konu hakkında herhangi bir bilgi vermediğini söyledi. Cezaevinde buna benzer birçok sorunun yaşandığının altını çizen Ceylan, ailelerin tutuklular için götürdükleri elbiselerin de idare tarafından "eskidir", "yıkanmış", "rengi değişiktir" denilerek cezaevine alınmadığını söyledi. Tutukluların her ihtiyaçlarının cezaevi kantini üzerinden temin edilmeye çalışılarak, kantinin adeta bir ticarethane gibi kullanıldığını söyleyen Ceylan, konu hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacaklarını belirtti. (07.04.2011/DİHA) 

*Midyat M Tipi Kapalı Cezaevi'nde 18 yıldır tutuklu bulunan PKK'li Ramazan Özalp'ın beyin felci geçirdiği kaydedildi. Özalp'ın ağabeyi Sedik Özalp, Özalp'ın 2 gün önce cezaevinde beyin felci geçirdiğini ve İdil Devlet Hastanesi'ne kaldırıldığını, ancak kısa bir tedavini ardından tekrar cezaevine götürüldüğünü belirtti. Özalp, "Doktorlar bana kardeşimin beyin felci geçirdiğini söyledi. Hiçbir tedavi yapılmadı ve hastanede tutulmadı. Yetkililerden yardım bekliyorum. Cumhurbaşkanından, Başbakandan ve insan hakları savunucularından

43

Page 44: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

rica ediyorum, kardeşim beyin felci geçirmiş ve cezaevinde tutuluyor. Hayati tehlikesi devam ediyor. Derhal bir çaresine baksınlar. Kardeşimin acil tedaviye ihtiyacı var" dedi (09.04.2011/DİHA) 

*15.04.2011 tarihinde şubemize başvuran Aysel Çerçel Yalçin, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Yılmaz Çerçel, 1993 yılında yargılandığı bir suçtan dolayı 30 yıl ceza aldı. Kardeşim cezaevindeyken ciddi sağlık sorunları yaşamaya başladı. Kendisine şizofren hastalığı tanısı konuldu. Dışarıda tedavi görmesi uygundur şeklinde rapor verildi. Bu rapor üzerine 2004 yılında tahliye oldu. Dışarıda tedavisini sağladık. Ancak 2006 yılında yeni infaz yasası çıkınca kardeşim tekrar cezaevine alındı. Cezaevine alındığında hastalığı devam ettiği için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine yatırıldı. Yaklaşık 4 yıldır bu hastanede tutuklu olarak kalmaktadır. Daha önce hastanede servise çıkarılabiliyordu. Ancak şuan da adli suçluların yanında ve hiç dışarı çıkamıyor. Kardeşimin sağlık durumu gittikçe kötüye gitmekte olup bu koşullarda tedavisinin sağlanması imkânsızdır. Bu nedenle kardeşimin sağlık sorunlarıyla birebir ilgilenmeniz ve tedavisinin sağlanabilmesi için ivedi olarak tahliye edilmesini talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*Cezaevlerinde tedavi edilmeyi bekleyen fakat devletin bürokratik uygulamalarına maruz kalan hasta tutuklulardan biri de Dersim doğumlu 77 yaşındaki Ali Çelik. Malatya'da ikamet eden Çelik, 2007 yılında düzenlenen operasyonda "örgüt üyesi" olduğu iddiasıyla gözaltına alındı. Malatya Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlatılan yargılamada Çelik, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Çelik'e daha sonra devam eden yargılamada, "Örgüt üyeliği"nden 6 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 2 ay önce tedavi için gittiği Malatya Turgut Özal Hastanesi'nde 6 yıl 3 ay hapis cezası aldığını öğrendi. Hastanede kendisine prostat kanseri teşhisi konmasına rağmen Çelik, polisler tarafından yaka paça Malatya F Tipi Cezaevi'ne konuldu. Çelik'e doktorlar tarafından yüzde 92 oranında vücut fonksiyonlarının kaybı olduğu yönünde rapor verilmesine rağmen tedavisi için uygun şartlar sağlanmıyor. Hastane koşullarında ışın tedavisi görmesi gereken 77 yaşındaki Çelik, için endişelenen oğlu Haydar Çelik, babasının hastane koşullarında ışın tedavisi görebileceği başka bir cezaevine nakledilmesi için Malatya Cumhuriyet Savcılığı'na başvuruda bulunduklarını ifade ederek, Malatya Savcılığı'nın emri ile babasının kontrollerinin daha sağlıklı olması için Kayseri'deki F Tipi Cezaevi'ne nakledilmesine karar verdiğini söyledi. Oğul Çelik, bir süre orada kalan babasının tedavi olmayı beklerken, hiçbir tedavi görmeden tekrardan Malatya F Tipi Cezaevi'ne gönderildiğini söyledi. Babasının son günlerini sağlıklı koşullarda ve evinde geçirebilmesini talep eden Haydar Çelik, bu talebini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e iletebilmek için Malatya'dan Ankara'ya gitti. Çelik, ne Cumhurbaşkanı ile görüşebildi ne de Cumhurbaşkanı'nın özel kalem sekreterine bıraktığı dilekçesine yanıt alabildi. Cumhurbaşkanı'nın korumalarına "Acilen görüşmemiz gerek hastamız var" diye talepte bulanan Çelik, korumaların kendisini darp ederek, gözaltına aldığını ifade etti. Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğünü belirten Çelik, babasının sağlık durumdan endişe duyduklarını ifade etti. Çelik, Malatya İHD Şubesi'ne hukuki destek almak için başvuru yaptıklarını ifade etti. Çelik, babasının bir an önce ışın tedavisi altına alınması ve tedaviden sonra da sağlıklı koşullarda bakılması gerektiğini ifade ederek yetkililere, "Babam için bir şeyler yapın. Babam 77 yaşında ve son günlerini hapishane koşullarında geçiriyor. Doktorlar sağlık durumundan umutlu değiller. Dilekçelerimize yanıt verin. Ve bir an önce serbest bırakın" diye çağrıda bulundu. (28.04.2011/DİHA)

*05.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Kadri Dağhan, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Ferhat Dağhan, işlediği bir suçtan dolayı yapılan yargılama sonucunda 7,5 yıl hapis cezası aldı ve cezaevine girdi. Oğlum şu anda Ümraniye Teknik Tip Kapalı Cezaevinde

44

Page 45: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

kalmaktadır. Yaklaşık 4 yıldır cezaevinde bulunan oğlumun 3 ay 4 gün yatacağı cezası kalmıştır. Oğlum Ferhat Dağhan, kolon kanseri teşhisi ile tedavi görmektedir. İstanbul’da olduğu için ziyaretlerine de gidememekteyiz. Gidemediğimiz için de moral men çökmekte ve hastalığı da ilerlemektedir. Oğlum ayrıca cezaevinde bulunan diğer mahpuslar ile de sorunlar yaşamaktadır. Gerek sağlık sorunlarından gerekse de koğuşta bulunan diğer mahpusların tehdidinden dolayı onu ziyarete giden bir akrabamıza ‘annem ve babam gelsin onlarla vedalaşacağını’ demiş. Kendisinin can güvenliğinden endişe etmekteyim. Oğlumun yaşadığı sağlık sorunları cezaevinde bulunan diğer mahpuslar ile yaşadığı sorunlar ve de cezasının 3 ay gibi kısa bir sürenin kalmış olması da göz önüne alınıp oğlum açık bir cezaevine gönderilmesini istiyorum. Aksi takdir de oğlumun naklinin Diyarbakır veya ilçelerinde bulunan bir cezaevine veya Mardin, Batman veya Siirt ilinde bulunan cezaevlerinden birine naklinin yapılmasını istiyorum.” (İHD Diyarbakır) *05.05.2011 tarihinde şubemize M Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Latif Badur, şu beyanlarda bulundu: “Ben 1994 yılında PKK davasından tutuklandım. 16 yıldır cezaevindeyim ve müebbet hapis cezası aldım. Ben bir süre önce akciğer siroz hastası olduğum yönünde doktorların teşhisi olmuş bu yönde raporlarım bulunmaktadır. Ölümcül bir hastalık olduğu bilinen bir durumdur. Cezaevi koşullarında tedavi olmam imkânsızdır. Ailemin ilgilenecek maddi imkân ve olanakları bulunmuyor. Avukatım da yoktur. Hastalığım çok ciddi ve tedavisi de çok zor görünüyor. Cezaevi ortamında gerekli tedavimin olması buradaki şartlarda imkânsızdır. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Dersim'in Nazimiye İlçesine bağlı Doluca Köyü'nde Ali Çelik adlı köylü PKK'lilere yemek verdiği iddiası ile 2006 yılında gözaltına alındı. Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan 77 yaşındaki kanser hastası Çelik hakkında, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde "Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" iddiası ile dava açıldı. Davayı hiç önemsemeyen Çelik hakkında mahkeme 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi. Aldığı cezadan bihaber amansız kanser hastalığı ile mücadele eden Çelik'in cezası Şubat ayında Yargıtay'ca onandı. Nisan ayında Malatya Turgut Özal Hastanesi'nde kemoterapi tedavisi gören Çelik apar topar cezaevine götürüldü. Gözaltına almaya gelen polislere hastane yetkilileri ve yakınları izin vermeyince polis 3 gün boyunca Çelik'in başında nöbet tuttu. Daha sonra gözaltına alınan 77 yaşındaki Çelik, ailesine bile haber verilmeden apar topar Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.77 yaşındaki kanser hastası olan babasının kendilerinden gizli bir şekilde cezaevine gönderilmesine tepki gösteren oğlu Haydar Çelik, babasının tedavisinin yapılmadığı takdirde birkaç ay içerisinde ölebileceğini böyle bir durumda da ömür boyu unutamayacakları bir acıya sahip olacaklarını söyledi. Babası hakkında dava açıldığını bile bilmediklerini ifade eden Çelik, bundan dolayı babasının avukatının bile bulunmadığını dile getirdi. Babasının bir yıl önce yakalandığı kanser hastalığının tedavisi için Malatya Turgut Özal Hastanesi'nde kemoterapi gördüğünü anlatan Çelik, "Tedavi gördüğü sırada polisler gelip babam için cezası kesinleşmiş tutuklama kararı olduğunu söylediler. Biz ve hastane yetkilileri babamın alınmasına müsaade etmedik. Ancak polisler onu bir odaya aldılar ve 3 gün başında nöbet tuttular. Daha sonra bizden habersiz bir şekilde hastaneden çıkartıp Malatya E Tipi Kapalı Cezaevine götürdüler. Şu an babam tedavi olması gerekirken cezaevinde bulunuyor. Gece gündüz biz çocukları olarak onun yaşamından endişe duyuyoruz. Ona bir şey olursa vicdanen bu acıyı ömür boyu yaşayacağız" diyerek sitem etti. Çelik babasının 11 Nisan'da tutuklandığını ihtiyaçlarını giderecek durumda olmadığını ve cezaevindeki tutuklu arkadaşlarının yardımıyla ayakta kalabildiğini belirtti. Babasının yüzde 93 hasta raporunun olduğunu ifade eden oğlu Çelik, babasının yasalara göre serbest bırakılması gerektiğini belirterek, "Babamın raporlarını aldık Ankara'ya gittik. Yüzde 93 rapor ile birlikte bir dilekçe

45

Page 46: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Cumhurbaşkanı Özel Kalemi'ne teslim ettik. Ancak bu süre zarfında hiçbir sonuç elde etmiş değiliz" dedi. Babasının hiç bir ihtiyacını karşılayamaz durumda olduğu için cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlü olan arkadaşlarının kendisine baktığını gözleri dolarak anlatan Çelik, "Bu hafta görüşüne gittik. Ancak ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda olmasından dolayı bizi görünce ağlamaya başladı. Eğer babam cezaevinde ölürse onu cezaevine gönderen ve yasaları bile uygulamayan yetkililer sorumlu olacaktır" diye konuştu. (08.05.2011/DİHA)

*13.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Vedat Aslan, şu beyanlarda bulundu: “Benim ağabeyim Ümit Aslan, 7 aydır Diyarbakır D Tipi cezaevinde tutukludur. Benim ağabeyim 5. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması devam etmektedir. Benim ağabeyim daha önce karaciğer naklini gerçekleştirdi. Ancak durumu iyi değil. Ek’te sunmuş olduğum raporlardan da daha net anlaşılacaktır. Ben bu konuda derneğinizden hukuki destek bekliyorum.” (İHD Diyarbakır

*13.05.2011 tarihinde şubemize Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Selçuk Yıldızhan, şu beyanlarda bulundu: “Ben 15.09.2010 tarihinde İstanbul’da tutuklandım. Halen tutuklu bulunmaktayım. Hakkımda “PKK’ye üye olma, patlayıcı madde bulundurmak, nakletmek” iddialarıyla dava açılmış durumdadır. Hiçbir somut delile dayanmayan soyut iddialar çerçevesinde suçlanıyorum ve yargılanıyorum. Zaten TMK yasası adı altında yürütmeye konulan maddeler ile polisler artık yoldan geçen herkesi her an gözaltına alabilirler ve yıllarca cezaevinde tutabilirler. Bende bunlardan sadece biriyim. Beşiktaş 1. ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorum. 05.04.2011 tarihinde ilk mahkemeye çıkacağım. (Dosya no: 2010/332) ve benim avukatım var. Benim bir diğer sorunum sağlık sorunuyla ilgilidir. Ben %71 görme engelliyim. Bu durumum bakanlık tarafından onaylanmış, rapor edilmiştir. Söz konusu raporlarım ailemin yanındadır. Görme sıkıntısı yaşadığım için kitap vb. kaynakları okuyamıyorum. Bundan dolayı psikolojik rahatsızlıklarım oluşmaya başladı. Bulunduğum cezaevi idaresi benim dışımda beni “kendilerini bağımsız olarak ifadelendiren” iki kişinin yanında zorla tutuyorlar. Tüm taleplerime rağmen beni istediğim arkadaşlarımın yanına vermiyorlar. Hem hukuksuzluk yapıyorlar hem de benim yaşamımı tehlikeye atıyorlar. Devletin var olan anti-demokratik yasaların mağduru olarak içeri tıkılmanın yanında bir de idarenin keyfi uygulamaları eklenince yaşadığım sıkıntı ve hastalık katlanıyor. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*15.05.2011 tarihinde şubemize Ankara/Sincan 1 Nolu L Tipi Cezaevinden başvuran Mehmet Koçak, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 13 aydır bu cezaevinde tutukluyum. Ama daha ne sebepten dolayı burada bulunduğumu bilmemekteyim. Mahkemede söz hakkı bile tanınmıyor. Ben kalp hastasıyım ve ameliyat oldum. Yaklaşık 7–8 ay sonra tekrar ameliyat olmam gerekiyor. Tüm gerekli belgelerimi mahkemeye sundum. Sizden istediğim şey bir avukat aracılığıyla bana yardımcı olmanızı istiyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*16.05.2011 tarihinde şubemize Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinden başvuran Selman Dinç, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 3 yıldır cezaevinde bulunmaktayım. Bulunduğum 3 yıl içerisinde tecrit koşulları ve beraberindeki keyfi uygulamalar, hak gaspları vs. neticesinde cezaevi öncesi taşımadığım birçok hastalığa yakalandım. Bunlardan bir tanesi de kronikleşmiş solunum yolu enfeksiyonlarıdır. Bizim burada yaşadığımız şeyler insanlık onuru ile yaşama hakkıyla hiç bağdaşmıyor. Cezaevlerin yaşamın kıyısında bulunan arkadaşlarımız hala mevcuttur. Her an onlardan gelebilecek olan ölüm haberi ile yaşamak çok yıpratıcı bir durumdur. Sürekli ileri demokrasiden söz ediliyor. Ama uygulamalar en ilkel

46

Page 47: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

olanları aratır niteliktedir. Bu belgelerin işe yaraması arzusundayım. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki İbrahim Talat Güler 4 ay önce tutuklanarak cezaevine konuldu. Cezaevinde iki ay kalan Güler, 1 Mayıs'ta bulunduğu Başkale M Tipi Cezaevi'nde kalp krizi geçirdikten sonra Van Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada ameliyata alınan Güler, ameliyattan sonra 4 gün kendinde olmasına rağmen daha sonra bitkisel hayata girdi. Buradan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Güler, bitkisel hayatta olmasına rağmen 48 gündür yoğun bakımda ailesinin görüşmesine dahi izin verilmiyor. Güler'in tahliye edilmesine yönelik yapılan başvurular da sonuçsuz kaldı. Doktorların artık kendine gelmesinin zor olduğunu belirttiği Güler'in ailesi ile görüşmesi dahi izin verilmiyor. Sadece savcılıktan özel izin ile oğlu Fatih Güler'in görüşüne izin verilirken, eşi ve diğer çocuklarının kendisini görmesine müsaade edilmiyor. Eşi ve çocukları 48 gündür hastane önünde beklerken, son olarak 15 Nisan'da Güler ailesi doktorların raporlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başvuruda bulunarak, en azından görüş iznine izin verilmesini talep etti. Yapılan başvuruya rağmen aileye halen bir cevap verilmezken, 48 gündür hastane önünde bir aracın içinde yatıp kalkan aile fertlerinin tek istekleri ise son günlerini yaşayan babalarını özgürce görmek. (19.05.2011/DİHA)

*Midyat M Tipi Cezaevi'nde bulunan PKK'li ve PAJK'lı tutuklular, cezaevinde yaşanan sağlık sorunlarına ilişkin aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Cezaevinde birçok surunun yanında ciddi sağlık problemlerinin bulunduğu kaydedilen açıklamada, cezaevinde sürekli olarak 500-600 kişi bulunmasına rağmen doktorun haftada sadece 2 yarım gün geldiği ifade edildi. Doktorların bazen de bu plana uymadığına dikkat çekilen açıklamada, revire çıkmanın zaman zaman bir ayı bulduğu, doğru dürüst muayene yapılmadığı ve yazılan reçetelerin de zamanında karşılanmadığı vurgulandı.Hastaneye sevk gerektiren durumlarda ise sevklerin ayları bulduğu, bu duyarsızlıklardan dolayı en son Ramazan Özalp'ın ölümden döndüğü belirtilen açıklamada, Özalp birkaç defa kriz geçirmesine rağmen yeterli ilgi gösterilmediği, gereken muayene ve tedavilerin yapılmadığı ifade edildi.Açıklamamın devamında şunlar belirtildi: "Bilinci kapalı ve felç belirtileri açık olmasına rağmen hiçbir şey yapılmamış, sadece serum takılarak cezaevine geri gönderilmiştir. Ağzından kan ve köpük gelmesi üzerine arkadaşların yoğun tepkisi üzerine tekrardan hastaneye kaldırılmıştır. Oradan acilen Mardin'e götürülmüş, yapılan muayenede beyinde ur olduğu tespit edilerek acilen ameliyata alınmıştır. Böylesine ağır bir ameliyat geçirmesine, eli ve ayağı felç olmasına rağmen 'kaçabilir' gerekçesiyle son derece sağlıksız, rutubetli, kirli mahkûm adasına alınmıştır. Daha sonra kimi doktorların itirazı üzerine ayrı bir odaya taşınmıştır. Nekahet süreci tamamlanmadan Urfa'ya fiziki tedavisi için gönderilmiştir. Zira bir kolu ve bir ayağı (bacağı) felçli durumdadır. Ancak 'Urfa'da yer yok' gerekçesi ile gereken tedavisi yapılmadan yine Midyat Cezaevi'ne geri gönderilmiştir. Beyin ameliyatı geçirmiş, yatalak durumunda, kolu ve bacağı felçli cezaevine geri gönderilmesi yetmezmiş gibi cezaevi girişinde de ahlaka, vicdana, hiçbir insani değerle bağdaşmayacak bir yaklaşım gösterilmiştir. Arkadaşımız karga tulumba bir battaniyenin içine konularak getirilip kaldığımız odaya bırakılmıştır. AKP'nin insana, Kürt insanına, biz tutsaklara reva gördüğü yaklaşımın cezaevindeki tezahürü bu olmaktadır." İHD, TTB ve ilgili kurumları göreve çağıran tutuklular, kurum ve kuruluşların, Midyat Cezaevi'ndeki sağlık sorunlarının tespiti ve aşılması için gereken duyarlılığı göstermesini istedi. (29.05.2011/DİHA)

47

Page 48: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Sık sık hak ihlalleri, kötü muamele ve sağlık sorunlarıyla gündeme gelen cezaevlerinde hasta tutuklu ve hükümlülerin sorunları devam ediyor. Ölüm döşeğinde olan ve kaderine terk edilen hasta tutuklulardan biri de PKK davasında hüküm giyen ve 5 yıldır Van F Tipi Cezaevi'nde bulunan İbrahim Özgen. "Yüksek tansiyon", "Kronik böbrek yetmezliği" ve "Kalp damar tıkanıklığı" hastalıkları ileri dereceye varmasına rağmen tahliye edilmeyen Özgen'in durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Tutuklandığında hasta olan ve cezaevinde hastalığı ilerleyen Özgen, 2009 yılında bulunduğu Bitlis Cezaevi Müdürlüğü'ne tedavisinin yapılması talebiyle başvuruda bulundu. Birkaç kez yapılan başvuru ve hastalığın ilerlemesi üzerine cezaevi yönetimi tarafından yeterli imkanlar olmadığı için Özgen, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne gönderildi. Özgen buradan da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ne sevk edildi. Burada Nefroloji Kliniği'nde Özgen'in sadece giriş çıkışı ve ön muayenesi yapıldı, ancak herhangi bir tedavi yapılmadı. Üniversite Hastanesi'nde iç hastalıkları uzmanı doktor tarafından yapılan muayenenin ardından İbrahim Özgen'in kronik böbrek yetmezliği rahatsızlığının "5. evre" yani son evresine geldiği ve derhal yatırılarak Renal Replasman, (Kronik böbrek yetmezliği) tedavisinin yapılması gerektiği vurgulanarak, kan basıncının agresif seyrettiğine dikkat çekildi. Buna rağmen Özgen, hastaneye yatırılmayarak tekrar Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevine geri gönderildi.İbrahim Özgen'in durumu geri getirildiği cezaevinde tekrar kötüleşince, 14 Temmuz 2009 tarihinde 2009/3013 sayılı yazıyla tekrar Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Nefroloji Kliniği'ne sevk edildi. Klinikte yine uzman doktor tarafından yapılan muayenenin ardından Özgen'in, önceki raporda agresif seyrettiğine dikkat çekilen kan basıncı değerinin normalin üstünde 150-160 / 90-100 mm Hg olduğu, hastaya ve cezaevi tabipliğine bildirildi. Hipertansiyon rahatsızlığı olan Özgen'e hipertansiyon teşhisi konulmadı. Raporda kan basıncı değerlerine ek olarak, "Daha önce önerildiği şekilde yatırılarak renal replasman tedavisine başlanması için gereğinin yapılması önerilir" şeklinde not düşüldü. Ancak cezaevi yönetimi hastanenin bu önerisini de dikkate almayarak hastanede yatırılarak tedavi edilmesi gereken Özgen'i tekrar cezaevine geri götürdü. Tedavi için sevk edildiği Hacettepe'ye sadece iki defa gidebilen ve tedavisi yapılmadan geri getirilen Özgen, 6 ay sonra tekrar Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi.Tedavi için 6 ay dolaşan, ancak tedavisi gerçekleştirilmeyen Özgen'in sağlık durumu kötüye gidince son olarak geldiği Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Hastanesi'nde kendisine verilen raporda "Şartların daha uygun olduğu perhiz/diyet yapabileceği bir cezaevine nakledilmesi gerekiyor" denildi. Bunun üzerine imkanların biraz dahi iyi olduğu cezaevlerine sevk edilmesi için ailesinin yaşadığı Mersin'deki cezaevleri ile Van'ın yarı açık olan Gürpınar, Erciş, Gevaş, Bitlis Ahlat cezaevlerinden birine sevk edilmesi talebinde bulunuldu. Ancak Özgen, sevk talebi kabul edilmeyerek, 14 Aralık 2010 tarihinde E tiplerine göre şartları daha ağır olan Van Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi'ne gönderildi. Geldiği Van F Tipi Cezaevi'nde imkanların daha kısıtlı olmasından dolayı durumu gün geçtikçe ağırlaşan Özgen, gerekli bütün yerlere başvuru yapmasına rağmen şu ana kadar hiçbir sonuç alamadı. Hastalığı her gün giderek ilerleyen Özgen, tedavisinin yapılması ve koşulların düzeltilmesi için Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Cezaevleri Genel Müdürlüğü'ne başvuruda bulundu. Sadece Cumhurbaşkanlığından dilekçenin Adalet Bakanlığı'na gönderildiği belirtilirken, diğer kurumlardan ise cevap dahi alamadı. Özgen, Van F Tipi Cezaevi'ne geldikten sonra tedavisinin daha iyi sürmesi ve diyet yapması için ilçe cezaevlerine gönderilmesi için tekrar başvuru yaptı. Ancak yapılan başvuru da 4 Ocak'ta reddedildi. Son olarak 5 Ocak'ta Cezaevi savcısıyla görüştüğünü, ancak bir sonuç alamadığını kaydeden Özgen, İHD Van ve Mersin şubelerine yardım başvurusunda bulundu. (30.05.2011/DİHA)

48

Page 49: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*31.05.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Ümit Aslan, şu beyanlarda bulundu: “Ekim 2010 tarihinden beri Diyarbakır D Tipi cezaevinde tutuklu olarak bulunmaktayım. Haziran 2010 tarihinde 9 Eylül Üniversitesi Hastanesinde karaciğer nakli yapıldı. Her ay kontrol olmam gerekiyor. Aylık kan tahlilim yapılıp iğne yapılması gerekiyor. Yeni ameliyat olduğum için cezaevi ortamında enfeksiyon kapmak karşı karşıyayım. Enfeksiyon kaptığım takdirde karaciğerimi kaybedebilirim. Bu yüzden cezaevinde kalmam uygun değildir. Bu konuda İHD den hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*1993 yılında PKK davasından müebbet hapis cezası alan Mutlak Tozun birçok sağlık sorunu olmasına rağmen, tedavi edilmiyor. Erzurum Oltu T Tipi Cezaevi'nde bulanan Tozun, 18 yıldır tutuklu bulunduğu cezaevlerinin hiçbirisinde tedavi edilmedi. 18 yıl içinde birçok cezaevinde yatan Tozun, dolaştığı cezaevlerinde birçok defa ağır işkencelere maruz kaldığı, bu işkencelerin kendisinde yarattığı Epilepsi hastalığı, ciğerde su toplama gibi hastalıkların gelişmesine neden olduğu kaydedildi. Ağır sağlık sorunları yaşadığı belirtilen Tozun, 2010 Eylül ayında annesi Hanım Tozun aracılığıyla, kamuoyuna sesini duyurmuştu. Anne Tozun'un, "Oğlum ölüyor, yardım edin" feryadında bulunmasının üzerinden 9 ay geçmesine rağmen, Tozun'un tedavisinin yapılmadığı ve durumunun daha da kötüye gittiği kaydedildi. Mutlak Tozun'un tutuklanmadan önce ve tutuklandıktan sonra yapılan birçok sağlık kontrolünde çeşitli ağır sağlık problemleri yaşadığı doktorlarca saptanmasına rağmen, cezaevi yetkililerince tedavisi için gerekli adımlar atılmıyor. Tozun'un askere gittikten sonra sağlık problemleri olmasından kaynaklı "askerliğe elverişli değildir" raporu ile terhis edildiği öğrenilirken, cezaevinde yattığı sürede hastane tarafından işkence gördüğü için verilen Epilepsi raporu da bulunuyor. Ayrıca Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kendisine verdiği raporda da, Tozun'da karaciğer büyümesinin olduğu belirtiliyor. Son olarak diş rahatsızlığı yaşayan Tozun'a yine Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından, kullandığı Epilepsi ilaçlarına bağlı olarak ileri derecede diş eti problemi yaşadığı ve dişlerde iltihaplanma oluştuğuna dair rapor verilmişti. Aynı raporun dâhiliye kısmında ise 'Göğüs kısmında önceden yapılan endoskopide yara olduğu belirtilmiştir' şeklinde ifadeler yer alıyor. Hükümlü olan Tozun'un ziyaretine giden ağabeyi Mehmet Tozun, kardeşine bakınca yüreklerinin sızladığını ve günden güne eridiğini ifade ederek insan hakları savunucularından yardım talep etti.Geçtiğimiz ay cezaevinden kendilerine telefon geldiği ve Çarşamba günü açık görüş olacağı yönünde bilgilendirildiklerini de dile getiren ağabey Mehmet Tozun, ailece araç tutarak Patnos'tan Oltu'ya gittiklerinde cezaevi yönetiminin kendilerine "Görüş günü dündü" dediği ve ancak savcılık izniyle 10 dakikalık kapalı görüş yapabildiklerini dile getirdi. Cezaevi hakkında suç duyurusunda bulunduklarını da söyleyen Tozun, suç duyurularına kardeşinin bir günlük hücre cezası olduğu için görüştürülmediği şeklinde sonuçlandırıldığını söyledi. (02.06.2011/DİHA)

* Van'ın Erciş İlçesi'nde 15 Şubat'ta yapılan ev baskınlarında gözaltına alınarak tutuklanan İshak Yılmaz'ın tedavi edilmediği için sağlık sorunları giderek artıyor. 2002 yılında geçirdiği kaza sonucu omurga, boyun ve kollarında kırıkların oluşması sonucu vücuduna platinler takılan Yılmaz, götürüldüğü cezaevinde tedavisi yapılmamasından dolayı sağlık durumu kötüye gidiyor. Epikriz raporu bulunan ve şu ana kadar 5 kez cezaevi yönetimine başvuru yapılmasına rağmen kardeşinin tedavisinin yapılmadığını belirten Yılmaz'ın ağabeyi İbrahim Yılmaz, kardeşinin artık konuşamaz durumda olduğunu kaydetti. Yılmaz, "Önceki gün kardeşimi ziyarete gittiğimde kardeşimin ayakta durmaya ve konuşmaya takati yoktu. Hastalığı giderek artıyor. Sağlıklı tedavisi yapılması lazım. Şu ana kadar tedavinin sürmesi

49

Page 50: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

için cezaevinde 5 kez başvuru yapılmış ama bir sonuç alınmamıştır" dedi. Adalet Bakanlığı'na seslenen Yılmaz, yaşanan insanlık dışı uygulamanın son bulmasını istedi. (02.06.2011/DİHA)

*PKK davasından hüküm giyen ve 5 yıldır Van F Tipi Cezaevi'nde bulunan İbrahim Özgen, "Yüksek tansiyon", "Kronik böbrek yetmezliği" ve "Kalp damar tıkanıklığı" hastalıkları ileri dereceye varmasına rağmen tahliye edilmiyor. Özgen'in durumu her geçen gün ağırlaşırken, koğuşunda bulunan ve tahliye olan arkadaşı İlhami Caniş, Özgen'in artık ayakta duramaz durumda olduğunu belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Acil önlemlerin alınmasını isteyen Caniş, Özgen'in artık havalandırmaya bile çıkamadığını belirterek, şöyle dedi: "İbrahim her gün gözümüzün önünde eriyordu. Son zamanlarda artık havalandırmaya bile çıkamıyordu. Biz kollarına girerek, dolaştırıyorduk. Böbrekleri tamamen iflas etmiş, acılardan dolayı hiç yatamıyordu."Özgen'in sürekli dışarıyla irtibata geçmek istediğini de belirten Caniş, yol yöntem bilmediği için içeride tamamen ölüme terk edildiğini kaydetti. Konuyla ilgili olarak İHD'ye bilgilendirme yaptığını söyleyen Caniş, başta insan hakları kuruluşları olmak üzere duyarlı bütün kesimleri Özgen'in durumuyla ilgili duyarlı olmaya çağırdı. (14.06.2011/DİHA)

*16.06.2011 tarihinde şubemize Nezahat Kuzu aracılığıyla Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevinden mektupla başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Kaç kez oluyor size mektup yazıyorum ama faşizan iktidar AKP politikalarından dolayı her seferinde gerekçeler göstererek idari kurulu tarafından el konuluyor. Bulunduğum Kandıra 2 Nolu F Tipi cezaevinde keyfi uygulamaların haddi hesabı olmayan uygulamalarla karşı karşıya ve yaşamaktayım. Yaklaşık 4 ay önce dış kantine bakan ilgili gardiyan benden habersiz ve bilgim olmadan adli bir hükümlünün kolisini hesabımdan yolluyorlar. Ne tesadüf ki o sırada da iç hukuk yolları tükenmiş ve evraklarımı AHİM’e göndermesi için avukatıma yolladım. Bu AHİM’e gitmemeye dönük bir engellemeydi. Bunun üzerine bende ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundum. İlgili Cumhuriyet Savcısı sözlü olarak dilekçemi işleme koymayarak yolsuzluk denilen girişime göz yumması üzerine bende dilekçeyi infaz hâkimliğine yolladım. 04.02.2011 tarihinde saat 9.30 civarında cezaevi müdürüyle görüşme talebi olmaksızın odamdan zorla alınarak cezaevi idaresi tarafından tutuklu ve hükümlülerin görüştüğü odaya götürüldüm. Sorgusuz ve sualsiz hakaret, tehdit ve şantaj yapmaya başladılar. Dilekçemi geri çekmeyeceğimi söylediğimde işkence timi olarak bilinen kişiler beni kameraların olduğu yerde işkence uyguladılar. Bu konu için Adalet bakanını göreve çağırıyorum, bu görüntüleri bir heyet denetlesin istiyorum. Yukarıda belirttiğim bu husus cezaevi 2. müdürü olan Servet isimli kişi tarafından yapıldı. Benim 4 Nisan da doktorla randevum olmasına rağmen bana doktorun izne ayrıldığını söylediler. Yapılan işkenceler yetmezmiş gibi bana 1 kapalı görüşten men için disiplin soruşturması açıldı. Bulunduğum bu cezaevinde keyfi uygulamalar ve işkencelere tabii tutuluyorum. Yaklaşık 1 ay önce İHD’ye faks ve mektup gönderdim. Uyduruk uygulamalar gerekçe göstererek mektup ve fakslarıma el koydular. Faşist AKP’nin politikalarını kamufle etmeye çalışıyorlar. En son 15 gün önce Günlük Gazetesinde bulunan Hüseyin Akyol’a yazdığım bir mektup aynı sebeplerden dolayı el konuldu. Bu idarenin mektuplara el koyması temel nedeni “kirli çamaşırlarını gizlemeye” dönüktür. Bu faşizan uygulamaların altında imzası olan kurum 1. müdürü Mehmet Kara Kaya, Sosyolog Özlem Altın, Psikolog Deniz Enül, bu kişilerin talimatları doğrultusunda işkenceler uygulanmıştır. Hükümetin sözde Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans dediği gerçek dışı olduğunu Başbakan Erdoğan buradaki kameralara baksın ve görsün. İşkencenin nasıl sistemli olduğunu göreceklerdir. Bu durumu sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istedim.”(İHD Diyarbakır Şubesi)

50

Page 51: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Van F Tipi Cezaevi'nden hükümlü olarak tutulan kapatılan DTP'nin Yüksekova eski ilçe yöneticisi Ahmet Gürdal (58), bir böbreğini kaybetmekle yüz yüze. Kronik böbrek yetmezliği hastalığı nedeniyle iki defa böbrek ameliyatı geçiren Gürdal, kaldığı cezaevinde tedavisinin yapılmaması nedeniyle bir böbreğini kaybetme riski ile karşı karşıya. Gürdal, ailesine gönderdiği mektupta, daha önce iki defa ameliyat geçirdiğini kaydetti. Ameliyat sonrası 21 gün hastanede kaldığını aktaran Gürdal, ameliyat sırasında yanında refakatçi bırakılmadığını, ailesinden de bir refakatçiye izin verilmediğini belirtti. Ameliyattan kaynaklı olarak sık sık tuvaletle gitme ihtiyacı hissettiğini, ancak 21 günlük tedavi sırasında tuvaletin anahtarının askerlerde olduğunu ve bu isteğinin her defasında nöbetçi asker tarafından "Anahtar çavuşta çavuş da uykuda" denilerek, reddedildiğini kaydetti. Gürdal, mektubunda, "Ben iki defa ameliyat oldum. Bu da zindanda olan bir bireyin ameliyat olması ölüme gitmesi demektir" diye belirtti. Gürdal mektubunda, ikinci ameliyatından sonra ameliyat dikişlerinin alınmadığını, ameliyat yerinin mikrop kaparak apse yaptığını, kontrollerinin yapılmadığını ve böbreğinin kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu bildirdi. (29.06.2011/DİHA)

*PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine 19 Ekim 2009 tarihinde Kandil ve Mahmur Kampı'ndan Türkiye'ye giriş yaptıktan sonra haklarında dava açılan ve bir kısmı tutuklu yargılanan Demokratik Çözüm ve Barış Grubu üyeleri bulundukları cezaevlerinde sağlık sorunlarıyla baş başa bırakılıyor. Mahmur Grubu'ndan Caziye Kabul, Sisin Yaman ile Nurettin Turgut tutuklu bulundukları cezaevinde sağlık durumları her geçen gün kötüye gidiyor. Midyat E Tipi Kapalı Cezaevi'nde "örgüt üyesi olmak"tan yatan grup üyelerinin tedavi dahi edilmediği bildiriliyor. Avukatlarından edinilen bilgilere göre, 60 yaşındaki Caziye Kabul şeker hastası ve düzenli beslenmesi gerekiyor. Ancak Kabul ne düzenli beslenebiliyor ne de ilaçlarını alabiliyor. Mahmur Grubu'nun bir diğer üyesi Sisin Yaman da aynı hastalıkla mücadele ediyor. Yaman tedavi edilmediği gibi ilaçları da verilmiyor. Hem Kabul'ün hem de Yaman'ın hastalığının ilerlediği belirtiliyor. Aynı cezaevinde tutulan Mahmur Demokratik Çözüm ve Barış Grubu üyesi Nurettin Turgut'un da, sağlık sorunlarının ciddi bir boyuta ulaştığı ifade ediliyor. Avukatlarının anlatımına göre, İlçe Devlet Hastanesi'ne götürülen Turgut'un hastalığına bir türlü bir teşhis konulamıyor. Hastanede kelepçeyle tedavi edilen Turgut, titreme, terleme ve halsizlik sorunları yaşıyor. (01.07.2011/DİHA)

*02.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Ömer Öztekin, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim Hamdullah Öztekin, yaklaşık olarak 6 yıldır Tunceli Kapalı Cezaevinde kalmaktadır. Yaklaşık 1 aydan beri kalın bağırsakların ağır iltihaplanması ve midesinde kanamanın olması nedeniyle rahatsızlığı başlamıştır. Rahatsızlığı hayatını tehlikeye atacak boyuta geldiğinden dolayı Elazığ Araştırma Hastanesinde tedavi görmektedir. Aynı zamanda maddi durumumuzun elvermemesi anne ve babamın şeker hastası olması, babamın tansiyon rahatsızlığı ve yaşlı olmaları nedeniyle cezaevinde bulunan kardeşimin görüşüne gidememektedirler. Kardeşimin rahatsızlığının başlaması ve daha fazla destek, moral verebilmemiz için kaldığı Tunceli Kapalı Cezaevinden Diyarbakır, Batman veya Mardin cezaevlerinden birine nakil giderleri karşılanmak üzere naklinin yapılmasını istiyorum. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*14.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Emine Özkan, şu beyanlarda bulundu: “Eşim olan M. Emin Özkan, 15 yıldır hükümlü olarak cezaevinde bulunmaktadır. Eşimin birçok rahatsızlığı vardır. Burada sürekli olarak tedavi görmektedir. Eşimin Samsun’daki cezaevine nakil olması için karar çıkmıştır. Ben eşimin nakil olmaması için Adalet Bakanlığına dilekçe göndermek istiyorum. Eşim hem rahatsız olduğu için hem de ben yaşlıyım ve Samsun’a

51

Page 52: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

gidebilecek imkânlarına sahip değilim. Sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*15.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Adife Altındağ, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Aziz Altındağ, 1992 yılında Diyarbakır koşu yolunda polisler tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alındığı 1992 yılından bu yana Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde kaldı. Oğlum 36 yıl ceza aldı. Oğlumun neden ceza aldığını dahi bilmiyoruz. Oğlum gözaltına alındığı zaman kendisine çok işkence yapılmış. Gözaltında yapılan darbeler sonucu sağlık sorunları yaşamaktadır. Oğlum beni dahi tanımamakta ve konuşamamaktadır. Sanırım beyin sarsıntısı geçirmiş. Oğlum şuan Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde tek kişilik koğuşta tutulmaktadır. Oğlumun ruhsal sağlığı çok kötü durumdadır. Oğlumun sağlık sorunları konusunda bana yardımcı olmanızı istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*19.07.2011 tarihinde şubemize Kandıra F Tipi Cezaevinden başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “13.07.2011 tarihli mektubunuz gecikmeli olarak bana ulaştı. Size bir önceki mektubumda diş problemimin olduğundan söz etmiştim. Rahatsızlığım halen devam etmektedir. 25 gün süresiz açlık grevinden sonra cezaevi savcısı ve 1. müdürü ile birlikte gelen heyet dişlerimin yapılması konusunda söz vermesine rağmen tedavim yapılmadı. Gerekçesi ise Adalet Bakanlığının ödenek yollamamasından kaynaklı dediler. Bu da benim rahatsızlığımın her gün daha da artmaktadır. Adalet bakanlığından aldığım bilgilere göre gerçeği yansıtmıyor. Aldığım iletişim cezalarından dolayı size cevap veremiyorum. Bu konuda da sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Şırnak'ın Silopi İlçesi'nde 22 Mayıs günü Silopi Kapalı Cezaevi'nde uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan ve kaldırıldığı Diyarbakır Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yoğun Bakım Servisi'nde tedavi altına alınan ve ardından çeşitli illere tedavi amaçlı sevk edilen 4 çocuk babası PKK'li hükümlü Bedri Ürün'ün sağlık durumuna ilişkin mektup yazan koğuş arkadaşları Ürün'ün sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu kaydetti. Konuya ilişkin Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nden mektup yazan Erhan Kaya, Bedri Ürün'ün ilk tedavisinin ardından Antep'e sevk edildiğini oradan ise Maraş'a gönderildiği kaydetti. Maraş'ta gerekli tedavinin yapılmaması üzerine Ürün'ün yeniden Antep'e yollandığını kaydeden Kaya, Ürün'ün 2 hafta Antep'te revirde kaldığını aktardı. Kaya, Ürün'ün durumunun ciddiyetini koruması üzerine "tam teşekküllü hastane var" diye Erzurum'a getirildiğini kaydetti. Kaya, Bedri Ürün'ün şu an kendi yanlarında olduğunu ve felçli-yatalak bir durumda tedavisini sürdürmeye çalıştığının altını çizerek, "Ürün'ün bir an önce tedavi olması gerekiyor. Uygun şartlarda tedavi görmezse durumu daha kritik bir hal alacak. Cezasının bitmesine 4-5 aylık bir süre var. Cezası kaldırılmalı ya da ertelenmelidir" diye kaydetti. Öte yandan Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi gören 60 yaşındaki kanser hastası Mehmet Aras'ın durumu da gün geçtikçe ağırlaşıyor. Konuya ilişkin Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nden mektup yazan tutuklu Yılmaz Acar, Aras için hazırlanan Adli Tıp raporlarının Cumhurbaşkanlığı'na gönderildiğini; ancak onların yeniden Adli Tıp Kurumu'na yolladığını kaydetti. Acar, mektupta ayrıca Aras için bütün kurumları duyarlı olmaya çağırdı. (22.07.2011/DİHA)

*1993 yılında PKK davasından cezaevine giren ve 5 yıldır çölyak hastalığı teşhisi konulan hükümlü Nesimi Kalkan'ın durumu her geçen gün daha da ciddi bir hal alıyor. Buna rağmen cezaevindeki son sürgünler çerçevesinde Kalkan'ın da şu an bulunduğu Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden Erzurum'a sürgüne gönderileceği bildirildi. Bu duruma tepki gösteren Kalkan'ın ailesi ekonomik sıkıntı içinde, kendi imkânlarıyla Kalkan'ın cezaevinde yaşamasına

52

Page 53: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

yardımcı olduklarını, ama Kalkan'ın Erzurum'a sürgüne gönderilmesini kaldıramayacaklarını kaydetti. Kalkan'ın kızı Beritan Kalkan, babasının 18 yıldır cezaevinde olduğunu vurgulayarak, "Babam 5 yıl önce çölyak hastalığına yakalandı. Durumu hala da çok kötüdür. Bulunduğu cezaevinde koşullar elverişli olmadığı için sağlık durumu gittikçe kötüye gidiyor" dedi. Babasının şimdi de Diyarbakır'dan Erzurum'a gönderileceğini ve bu durum karşısında kaygılı olduklarının altını çizen Kalkan, "Maddi durumumuz kötüdür. Evde ben ve annem tek kalmışız. Erzurum'a sürekli gidip gelemeyiz. Bu durumda başta Başbakan ve Adalet Bakanı olmak üzere bütün yetkililere sesleniyorum. Babamı çok uzak yerlere göndermesinler. Bizler Diyarbakır'a zor gidip geliyoruz. Şimdi Erzurum'a nasıl gideceğiz" diyerek kararın düzeltilmesini istedi. Babasının buğdaydan yapılan hiçbir gıdayı tüketemediğinin altını çizen Kalkan, babasının yiyeceklerinin kıt imkanlarına rağmen özel olarak dışarıdan temin ettiklerini ve cezaevine gönderdikleri yiyeceklerin çoğu zaman yetkililer tarafındın babasına verilmediğini söyleyen Kalkan, yaz aylarında cezaevinde babasının durumunun daha da kötüye gittiğini kaydederek, "Bizler babamın bu durumu hakkında yetkililere ısrarla dilekçeler yazmamıza rağmen yetkililer hiçbir girişimde bulunmadılar. Doktora götürülmüyor babam. Doğru bir tedavi uygulansa belki babam iyileşir ama kimse bunu yapmıyor. Buna engel olanlarda bilinçli bunu yapıyor" şeklinde konuştu. (23.07.2011/DİHA

*25.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Semire Işık, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Alican Işık, uzun yıllardır Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Oğlum ile yaptığım telefon görüşmesinde kendisinin başka bir cezaevine sevkinin çıkarıldığını ve kısa süre sonra sevk edileceğini belirtti. Oğlumun kronik prostatif rahatsızlığı olup, uzun süredir tedavi görmektedir. Geçen hafta tekrar hastaneye gitti ve bir ay sonrasına kontrol için randevu verildi. Ayrıca hastalığı nedeni ile oğlumun soğuk yerlerde de kalmaması gerekmektedir. Oğlumun tedavisinin yapılabilmesi, hastalığının ilerlememesi için Diyarbakır ilinde kalması gerekmektedir. Yine benim de gözlerim tam olarak görmemekte ve başkasının yardımı olmadan hiçbir yere gidememekteyim. Diyarbakır ilinde ikamet etmem nedeni ile oğlumun ziyaretlerine rahatça gidebilmekteyim. Ancak başka bir ile sevki durumunda oğlumu görmem mümkün olamayacaktır. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Van F Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan hasta tutuklu M. Emin Akdağ, sağlık durumuna ilişkin mektup yazdı. Akdağ mektubunda, 1997 yılında Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunduğu sırada ağır işkenceler gördüğünü ve iki kez felç geçirmesine rağmen 1997 ile 2003 yılları arasında tedavisinin yapılmadığını belirterek, sağlık durumunun ağırlaşması üzerine Adli Tıp Kurumu'na sevk edildiğini kaydetti. Akdağ, Adli Tıp Kurumu'na sevk edildikten sonra tedaviye başladığını ve dışarıya çıkmasıyla birlikte tedavisinin sonuç vermeye başladığını vurgulayarak, "Ancak haksız bir tutuklama sonucu Van F Tipi Kapalı Cezaevi'ne yollandım. Burada sağlık durumum ağırlaştı iki yıldır hiçbir tedavi yapılmadı. Geçen yıl Eylül ayında yeniden Erzurum'a gönderildim ve ancak aradan 1 ay geçmeden oradan da beni geri gönderdiler. Burada bana ilişkin doğru dürüst bir tedavi bile uygulamıyorlar" dedi. Akdağ, yaşananların 12 Eylül dönemini hatırlattığını belirterek, "Asker, sistem ve cezaevi üçlemesinin çarkındayız" ifadelerini kullandı. Tekerlekli sandalye ile yaşadığını ve sağ tarafında güç kaybının olduğunu belirten Akdağ, arkadaşlarının yardımıyla koğuşundan alt katlara inebildiğini kaydetti. (24.07.2011/DİHA)

*Van F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve yerel mahkeme tarafından 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan Mehmet Emin Akdağ'ın sağ tarafı felçli. Akdağ'ın durumunun her gün daha kötüye gittiği belirtildi. Akdağ'ın cezaevinde tekerlekli sandalyeyle görüşlere çıktığı ve arkadaşlarının yardımıyla ancak ihtiyaçlarını giderebildiği kaydedildi. Akdağ sağlık açısında

53

Page 54: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

bu durumda iken, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı Nuri Düzgün, . Akdağ'ın Yargıtay'daki dosyası için görüş bildirdi. Savcı Düzgün, "Eksik inceleme ile hüküm kurulduğunda, hükmün bozulması istemine yönelik tarafların yerinde görülmeyen itirazların reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması talep olunur" dedi. Akdağ'ın avukatı Hesin Dursun, tahliye bekledikleri bir dönemde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı'nın cezanın onaylanmasına yönelik aldığı kararın insan vicdanını ciddi derecede rahatsız ettiğini belirterek, dünyada en kutsal hak olan insan hakkının hiçe sayıldığını dile getirdi. Mehmet Emin Akdağ'ın tekerlekli sandalye üzerinde felçli bir şekilde yaşam mücadelesi verdiğini de hatırlatan Dursun, "Beklentimiz, Yargıtay Ceza Dairesi'nin savcının verdiği mütalaayı dikkate almadan verilen cezayı bozmasıdır. Çünkü burada bir insanın yaşam hakkı söz konusudur. Hem Türkiye yasalarında hem de Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmelerde bu hak net olarak dile getirilmiştir" diye konuştu. Mehmet Emin Akdağ, 1997 yılında cezaevinde gördüğü işkence sonucu vücudunun sağ tarafı yüzde 80 felç oldu. Ankara Numune Hastanesi'nden "cezaevinde yatamaz" raporu alan Akdağ, 2003 yılında İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun verdiği raporla, CMK'nın 399. maddesi uygulanarak serbest bırakıldı. Ancak bir süre dışarıda kalan Akdağ, 26 Eylül 2009 tarihinde "örgüte yardım" ettiği iddiasıyla tekrar gözaltına alınarak tutuklandı. 3 Aralık tarihinde Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında Akdağ'a "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Sağlık durumu giderek ağırlaşan Akdağ'ın durumu, BDP eski Van Milletvekili Fatma Kurtulan tarafından Meclis gündemine de taşınmıştı. (29.07.2011/DİHA)

*Son günlerde adı sürgünlerle anılan Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde hak ihlali haberlerini yenileri ekleniyor. Cezaevinde gardiyanlardan oluşan özel bir ekibin oluştuğuna dikkat çeken tutuklu ve hükümlüler, kimi gardiyanların ise kendilerini doktor yerine koyduklarını ve hasta tutsaklara iğne dahi yaptıklarını iddia etti. Tutuklular, hastalanan tutuklu ve hükümlülerin revire götürüldüğünde revirde görevli olan infaz koruma memurunun çoğu zaman kendini doktor yerine koyup, ilaç verdiğini iddia ederek, kimi hastalara ise iğne dahi vurulduğu belirtti. Tutuklular, bu uygulamayı yapan gardiyanın S. A. adında biri olduğunu belirterek, hastaların kimi kez S.A adındaki gardiyan tarafından azarlandığını da ifade etti. Tutuklular, cezaevinin 1. ve 2. müdürlerini de "AKP'nin yeni özel savaş adamları" diye tanımlayarak, N.A. ve A.E. adındaki gardiyanların da bir "kontra ekibi gibi" hareket ettikleri iddia edildi. Tutuklular her iki gardiyanın kendilerini sürekli sürgün etmekle tehdit ettiklerini aktararak, bundan dolayı 18 arkadaşlarının sürgün edildiğini bildirdi. (01.08.2011/DİHA)

*05.08.2011 tarihinde şubemize Midyat Cezaevinde başvuran Hüsamettin Sevik, şu beyanlarda bulundu: “Ben 1998’den beri cezaevindeyim. Örgüt üyeliğinden dolayı müebbet hapis cezası aldım. Sağlık sorunlarımız var. Bir diş için 3–4 ay beklemektedirler. Doktor haftada 2 gün geliyor. Sevk edilmemiz ayları buluyor. En son arkadaşımız Ramazan Özalp, sek edilmediği için felçlik geçirdi. Yer problemimiz var, düzenleme yapılmıyor. Birçok arkadaşımız değişik yerlere sürgün edildi. Yaşadığımız bu sıkıntılar konusunda sizlerden destek bekliyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.08.2011 tarihinde şubemize Batman E Tipi Cezaevinde başvuran Orhan Can, şu beyanlarda bulundu: “18 yıldır cezaevindeyim. Örgüt üyeliğinden dolayı müebbet hapis cezası aldım. Daha önce birçok yere sürgün edildi. Sosyal faaliyetim hiç yok. Haftanın 2 günü spor yapamıyoruz. Sağlıklı bir ortamımız yok. Koşullarımız el vermiyor. Kültürel faaliyetler hiç yok. Buradaki müdürün yaklaşımı nedeniyle kültürel faaliyetlerimiz durmuştur. Doktor haftanın 2 günü geliyor. Gelen doktorlar uzman değiller, ilgili değiller. Hastanede yer sorunu olduğundan 10–15 gün doktora çıkmayı bekliyoruz. Birçok arkadaşın tedavi olması gerekiyor.

54

Page 55: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Batman hastanesinde yeterli yer yok. Durumu çok ağırdır. Sayımız çok fazladır. 15 kişilik odada 30–35 kişi kalıyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.08.2011 tarihinde şubemize Batman E Tipi Cezaevinden başvuran Ayten Gülsüm, şu beyanlarda bulundu: “Ben 13 yıldır cezaevinde bulunmaktayım. Buradaki koşullar çok kötüdür. Hava çok sıcak olduğu halde pervane yetersiz geliyor. Oruç ayında öğle yemeklerimiz verilmiyor. Ağırlıklı olarak kuru gıdalar veriliyor. Söz konusu sorunlar tüm, başvurularımıza rağmen halen devam etmektedir. Sağlık problemlerimiz var. Doktorlar yeterli değildir. Gece acil bir durum yaşandığında problem yaşıyoruz. Ayrıca Elfo Ürper adında bir hükümlü bulunmaktadır. Çok yaşlı ve de çok hastadır. Bu konuda sizden yardım talep ediyoruz. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.08.2011 tarihinde şubemize Mardin E Tipi Cezaevinden başvuran Devran Balkaş, şu beyanlarda bulundu: “Ben 21.01.20088’den nu yana örgüt üyeliğinden dolayı 10 yıl ceza aldım. Cezaevinde çeşitli sorunlar yaşamaktayız. En temel sorunumuz sağlık sorunudur. Bir sevk için 8–9 ay bekliyoruz. Genelde de sevk etmiyorlar. Bizim üyelikten ceza alan arkadaşlarımızdan Murşit Aslan, belden aşağısı felçli, bir diğer arkadaşımız olan Ramazan Çetedir’de çenesinin yarısı yok, diğer arkadaşımız İsmet Çardak’ta iç hastalıktan dolayı ciddi bir sağlık sorunu var ve hiçbiri tam anlamıyla tedavi olamamaktadır. Bulunduğumuz koğuşlar 15 kişilik olmasına rağmen 35–40 kişi bulunmaktayız. Çok olduğumuz için yatak problemi yaşamaktayız. Günde üç öğün yemek ve yarım saatlik su veriliyor. Bu da bize yetmiyor. Hasta olan arkadaşlarımızın perhiz yemekleri ayrı çıkarılmıyor. Sağlıksız bir şekilde verilmektedir. Son zamanlarda birçok arkadaşımız Karadeniz bölgesine sürgün edildi. Önümüzdeki dönemde yine birçok arkadaşımızın sürgün edileceği bilgisi elimize ulaştı. Spor faaliyetlerimiz haftada 10 saat olmasına rağmen 1 ile 1,5 saat çıkarmaktadırlar. Bize gelen mektuplar 2,5 ay gecikmeli olarak verilmektedir. Görüşlere gelen ailelere rencide edici bir şekilde davranılmaktadır. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*05.08.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Taylan Cintay, şu beyanlarda bulundu: “Ben Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlüyüm. Benim sağlık problemlerim var ve ameliyat olmam gerekiyor. Doktorların beyanlarına göre ameliyat sonrası tedavim 2 ve ya 3 gün süreceğini belirtti. Ancak Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesinde bulunan mahpuslara ayrılan bölümün tadilatta olmasını gerekçe göstererek ameliyatın Urfa ilinde yapılmasını istiyorlar. Gerek Diyarbakır Tıp Fakültesinin tam teşekküllü olması ve buradaki doktorlar tarafından tedavi ediliyor olmam gerekse de yaz sıcaklarında ring aracıyla Urfa iline götürüleceğimden dolayı tedavimin ve yapılacak olan ameliyatımın Diyarbakır’da olmasını istiyorum. Bu konuda sizden yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*06.08.2011 tarihinde Siirt E Tipi Kapalı cezaevinde tutuklu bulunan Mehmet Cağlı derneğe mektupla yaptığı başvuruda şu beyanlarda bulundu: “Siirt cezaevinde tutuklu olup, elimden ağır yaralıyım. Ameliyat edilmese kangren olacak elimde siyahlıklar başlamış durumda. Beni bir sefer Diyarbakır’a götürdüler yer olmadığı gerekçesiyle geri getirildim. İki sefer de beni Van götürdüler ameliyat için hastane gün verdiği halde beni götürmediler. Her seferinde seni götüreceğiz deyip beni oyalıyorlar. Çok yakın bir zamanda ameliyat olmasam parmaklarım kangren olacaktır.” (İHD Siirt Şubesi)

*Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'nde çocuklara yönelik taciz ve tecavüz iddiaları devam ediyor. Adli çocuk koğuşunda kalan bir çocuğun cezaevi pedagoguna ve savcıya defalarca tecavüze

55

Page 56: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

uğradığını aktardığı ve bunun üzerine soruşturma başlatıldığı öğrenildi. Adli çocuk koğuşunda kalan bir çocuğun, cezaevinde görevli pedagog doktoruna anlatmasıyla olayın ortaya çıktığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz hafta çocuk adli koğuşunda kalan bir çocuk cezaevi pedagoguna çıkarak adli koğuştan çıkmak istediğini belirtti. Pedagogun niye çıkmak istediği yönündeki sorularına karşılık çocuğun olayı anlattığı ve koğuşta kendisine tecavüz edildiğini aktardığı belirtildi. Ardından Cezaevi Savcısı'na çıkarılan çocuk burada da başından geçenleri anlattı. Çocuğun, koğuşta kendisine defalarca tecavüz edildiğini, koğuşun bütün temizliğinin kendisine yaptırıldığını ve bütün çocukların elbiselerinin de kendisine yıkatıldığı bilgisini aktardığı öğrenildi. Çocuğun tecavüze uğradığını aktarmasının ardından Siirt Cezaevi Savcısı'nın soruşturma başlattığı belirtildi. Soruşturma dosyasına ise gizlilik kararı konulduğu kaydedildi. (08.08.2011/DİHA)

*09.08.2011 tarihinde şubemize Şanlıurfa E Tipi Cezaevinde başvuran Azize Yağız, şu beyanlarda bulundu: “Ben 11 aydır, örgüt üyeliğinden dolayı tutukluyum. Keyfi bir şekilde tutulmaktayım. Kışın kaloriferler yakılmıyor, sıcak su verilmiyor, yemekler hep aynı veriliyor. Kitap, dergi ve gazete yasal olmasına rağmen tarafımıza verilmiyor. İki aydır mektup iletişim cezam olduğunu, gerekçesi ise; açlık grevine girmemiz gösteriliyor. Aynur Özak Şahin, adında tutuklu bir arkadaşımız var. Eşi de cezaevindedir. 4 yaşında bir çocuğu var. Ancak tüm taleplerimize rağmen içeri alınmıyor. 6 yaşında küçüklerin annelerinin yanında kalabilir. Çocuk en azında haftada bir kez annesinin yanında kalabilir. Arkadaşlarımızdan biri saçlarını kesmek istedi, ancak idarenin ceza vermesi tehdidi ile izin verilmedi. Doktor hafta da bir kez cezaevine geliyor. Yalnız sevkler olduğu zaman 2 sonra geliyor. Revire ancak çok ağır ve acil durumlarda sevk ediliyoruz. Hastaneye sevklerimiz 1 ya da 2 ay sonra gerçekleşiyor. 8 kişilik odalarda 23 kişi kaldık. Aramızda çok ağır hastalar yoktur. Birçok arkadaşımız sürgün edildi. Mahkemeye ring aracı olmadığını öne sürere götürülmüyoruz. İletişim cezamız olduğunda ailelerimizle de görüşemiyoruz. Ayrıca açık görüş cezamız da var. Su belirli saatlerde veriliyor. Bu da bizde içecek ve yıkanma sıkıntısı yaratıyor. Çocuk tutuklular cezaevi uygulamaları protesto etmek için açlık grevi başlatmıştı. Askerler tarafından havalandırmalarda taş atılmış ve sözlü tacizlerde bulunulmuştur. Cezaevinde kıyafetlerimize de karışıyorlar. Her kıyafetten 3’er tane verilmiştir. Bu da bizde sıkıntı yaratmıştı. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*12.08.2011 tarihinde Şubemize başvuruda bulunan Nurşen Turan şu beyanlarda bulundu; “Ağabeyim olan İzzet Turan’ın 11-12 yıldır Mardin E Tipi Kapalı Ceza evinde bulunmaktadır. Mardin e gelmeden önce Diyarbakır’da tutuklu iken İHD şubesince avukatları ilgilendi. Sizden talebim ağabeyimin Mardin Cezaevinde tutuklu bulunduğu sürece Avukat temini ile hasta olduğu için doktorlar tarafından verilecek ilaçların temini ile bu ilaçların kendisine ulaştırılması yönünde Derneğinizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Mardin)

*16.08.2011 tarihinde şubemize Mardin M Tipi Cezaevinden başvuran Ramazan Özelçi, şu beyanlarda bulundu: “Tüm cezaevlerinde olduğu gibi bulunduğumuz cezaevinde de çeşitli sıkıntı ve sorunlarımız bulunmaktadır. Ancak öncelikle sağlık sorunları gerçekten çok ciddi bir düzeye ulaşmış bulunmaktadır. Daha öncede bu konuda sizlere yazmıştık. Ancak gerekli duyarlılık gösterilmedi. Şuan cezaevinde 500–550 civarında tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Haftada yalnızca 2,5 saatliğine doktor gelmektedir. Bu kadar insanı 2,5 saatte muayene etmek mümkün değildir. Zamanında muayene yapılmayan hastalarda çok ağır hastalıklara yakalanabiliyorlar. Bu durumlardan kaynaklı bir arkadaşımız felç olmuş durumdadır. Yine bir arkadaşımız zatüre olmuş, birkaç arkadaşımız da ameliyat olmak durumunda kalmıştır. Birçok hastalığı olan arkadaşlarımızın ilaç tedavileri yapılmıyor.

56

Page 57: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Burada herhangi bir ölüm yaşanmamışsa da kendimize çok dikkat etmemizden kaynaklanıyor. Bu durumda bile idare ile sorunlar yaşanmaktadır. Sizden ricam bu sıkıntıları tespit etmeniz ve bu konuda bize yardımcı olmanızı istiyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.08.2011 tarihinde şubemize Bingöl M tipi kapalı cezaevinden gönderdikleri mektupla başvuruda bulunan Tamer Tanrıkulu ve Nevzat Demir mektuplarında şu beyanlarda bulundu: “Yüksek şeker hastası olan Mahmut Karataş adındaki arkadaşımız bir süre önce tedavi amacıyla Elazığ Cezaevine sevk edildi. Ancak Elazığ'daki hastane "hasta tedaviyi kabul etmedi" diyerek geri göndermiş bulunuyor. Arkadaşımız uç sınırda seyreden şeker hastalığı nedeniyle her iki gözünü de yitirdi; şu anda ŞUUR KAYBI yaşamaktadır, yirmi dört saat yatağa bağımlı ve hiçbir ihtiyacını temin edecek vücut refleksine sahip değildir. Çevresindeki hiç kimseyi tanımıyor ve nerede dahi olduğunu bilmiyor. Bu durumda olan bir insan nasıl olur da TEDAVİ KABUL ETMEDİĞİNE DAİR irade beyanında bulunabilir? Hastanın hiçbir konuşması bir diğerini tutmuyor, bilincini yitirmiş durumdadır; nasıl olur da doktor onun sözlerine dayanarak tedaviyi kesebilir. Hasta şu anda ölüme terkedilmiş bulunuyor, gözümüzün önünde adım adım ölüme gidiyor. Tam teşekkülü bir hastaneye sevkinin yapılması için cezaevi idaresinin girişimleri de yetersiz kalmaktadır. Bu kadar ağır bir hasta ve yaşlı bir insan tedavi edilmeden buraya geri gönderildi. Cezaevinin düzenli bir doktor olanağı bile yok; hatta haftada sadece iki gün doktor geliyor. Üstelik sağlık görevlileri dahi yoktur. Tedavisini yarım bırakıp Bingöl'e geri gönderen hakim hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Sizlerinde konunun takipçisi olmanızı, tedavisinin yapılması için girişimlerde bulunmanızı istiyoruz. Doktorlar hastanın uzun yaşayamayacağını söylemişler. Bu nedenle konuyu ivedilikle ele alıp gerekli girişimlerde bulunmanızı bekliyoruz.”(İHD Bingöl Şubesi)

*Silopi Kapalı Cezaevi'nde 22 Mayıs günü uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan ve ardından çeşitli tedaviler gördükten sonra Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ne ardından ise tedavisi için Sincan F Tipi Cezaevi'ne sevk edilen siyasi tutuklu Bedri Ürün, tedavi edilmediği belirtildi. 25 Temmuz'dan bu yana tedavi göreceği Kastamonu Devlet Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'ne gönderilmeyi bekleyen Ürün, bakanlıktan onay bekliyor. Vücudunun yüzde 65'ni kullanamayan Ürün'ün, kaldığı sağlık ünitesinde durumunun ciddiyetini koruduğu belirtilirken, bakanlıktan gelecek onay ile Kastamonu'ya tedaviye gönderileceği belirtildi. (17.08.2011/DİHA)

*1993 yılında PKK davasından cezaevine giren ve 5 yıldır çölyak hastalığı teşhisi konulan tutuklu Nesimi Kalkan'ın durumu her geçen gün daha da ciddi bir hal alıyor. Buna rağmen Kalkan iki hafta önce Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden Erzurum'a sürgüne gönderilmişti. Erzurum'a gittiğinden beri ailesiyle geçen gün konuşma fırsatı bulan ve durumunun çok kötü olduğunu, cezaevi yönetiminin ilaçlarını vermediğini, bunun için daha fazla dayanma gücünün kalmadığını bildirmişti. Kalkan'ın kızı Beritan Kalkan, bundan iki hafta önce babasının Diyarbakır E Tipi Cezaevi'nden Erzurum'a sürgüne gönderildiğini belirterek, "Babamın sağlık durumu iyi olmamasına rağmen bu yapıldı. Dilekçeler yazdık başsavcıyla konuştuk, İHD'ye dilekçe yazmamıza rağmen babam Erzurum'a götürüldü" diye konuştu.Babasının durumuna derhal müdahale edilmesi ve gerekli koşullarının sağlanması için yetkililere seslenen Kalkan, "Ya babamın tedavisine yardımcı olsunlar ya da babamı daha yakın bir cezaevine getirsinler. Rapor karşılığında ilaçlar alıp gönderiyoruz ilaçlarını da bir haftadır vermiyorlar. Babamın durumu gittikçe kötüye gidiyor. Yetkililerin bu duruma müdahale etmesi gerekiyor. Bu nereye kadar böyle devam edecek" diyerek tepki gösterdi.(22.08.2011/DİHA)

57

Page 58: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*05.08.2011 tarihinde şubemize Mardin E Tipi Cezaevinde başvuran Fuat Bor, şu beyanlarda bulundu: “Ben 17 yıldır hükümlü olarak cezaevinde bulunmaktayım. Örgüt üyeliğinden dolayı müebbet hapis cezası aldım. Cezaevi ile ilgili problemlerimizi rapor olarak ekte sunmaktayım. ”Mardin E tipi cezaevinde bulunan PKK’li tutsaklar olarak hem genel koşulları hem de bizzat birebir içinde tutulduğumuz koşulları şu şekilde sıralayabiliriz;

Mardin E Tipi cezaevinin normal kapasitesi 300 kişi iken şu an 92’ nin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır ve bu sayı bakanlığın resmi sitesinde 550 civarında gösterilerek gerçekler çarpıtılmaya çalışılmaktadır.Sayımızın fazla olmasına paralel olarak havalandırmalarımız küçük gelmekte, bazı odalarımızın tek katlı olmasından kaynaklı olarak banyo,tuvalet, yemekhane ve yatakhane iç içedir.

Odalarda kapasitelerinin üç katını aşan sayıda tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Örneğin üç kişinin kalacağı yerde 7, 4 kişilik yerde 10, 12 kişilik yerde 40 kişi tutulmaktadır. Odalarda her şey bu nedenle üst üste istif edilmiş haldedir.16 kişi ranzalarda yatmakta iken geri kalan 24 kişi yatakhane, yemekhane bölümlerinde yere serilen yataklarda, banklarda, masalarda, merdiven altlarında uyumaktadır.

Mardin cezaevindeki en ciddi sorunlardan biri su sorunudur. Günde 3 defa 30 dakika olarak su veriliyor. Sayı fazla olduğundan verilen bu su yetmemektedir. İçme, temizlik, banyo, çamaşır vb. ihitiyaçlarımızı su sorunundan dolayı karşılayamamaktayız.

Yemekler kalitesiz olduğu gibi çeşit olarak hep sabit kalmaktadır. Hijyenik olmayan yemeklerde birçok kez böcek, tahta, ip, taş, çivi vb. şeyler çıkmaktadır. Bu durumdan dolayı sık sık gıda zehirlenmesi vakalarıyla karşılaşmaktayız.

Barınma, beslenme, temizlik koşullarıyla bağlantılı bir durumda yaşadığımız sağlık sorunlarıdır. İçinde bulunmuş olduğumuz bu olumsuz durumlar bir çok arkadaşımızın hastalanmasına sebebiyet verilmiştir.Hastalanıldığında da apayrı başka uygulamalarla karşı karşıya kalmaktayız. Özellikle revire çıkmak belli günlerle sınırlıdır. Revirde birçok ilaç doktor tarafından, adalet bakanlığının ilaç ücretini ödemediği gerekçesi ile yazılmıyor. Yazılan ilaçlar genellikle ucuz ve tedavide etkili olmayan ilaçlardır. Bazen de hastalığımızla alakası olmayan ilaçlar benzer ilaç adı altında bizlere verilmektedir. Kadrolu doktor olmadığından dolayı, haftanın belli günleri gelen 3 doktorla sınırlı olarak muayene olabilmekteyiz. Ancak bu doktorlar da pratisyen doktor olduklarından dolayı doğru muayene ve teşhis tam olarak yapılamamaktadır.Hastaneye sevklerde 3 ile 7 ay arası bir süre boyunca sıra beklemekteyiz. Mesai saatleri dışında nöbetçi bir doktor olmadığından dolayı olası acil durumlarda müdahale etme imkanı bulunmamaktadır.Diş problemi de tutuklu ve hükümlülerin bitmeyen bir sorunudur. Kurumda kalıcı diş doktoru bulunmamaktadır. Yoğun ısrar ve girişimlerimiz sonucunda haftada 2 gün gelen bir diş doktoru bulunmakta ancak sadece diş çekimi, reçete yazımı ve kısmen dolgu yapılabilmektedir. Diğer işlemler için hastaneye sevk yapılmakta ancak onun içinde yine 3 ile 7 ay arası beklemekteyiz.Şu an bulunduğumuz cezaevinde durumu ağır olan, cezaevinde tutulmaması gereken arkadaşlarımız mevcuttur. İsimlerini ve yaşadıkları hastalıkları şöyle belirtebiliriz; Murşit ASLAN; Belden aşağısı tamamen felçlidir. Daha önce cumhurbaşkanlığı

özel affıyla cezaevinden çıkmıştır. Adli tıp raporları mevcuttur. Mevcut durumda tahliye edilmesi şarttır. Ancak keyfi yaklaşımlarla prosedür geciktirilmektedir.

Hüsamettin ÖDENÇ; Lösemi hastasıdır. Yeni tutuklanmış olup daha mahkemeye bile çıkarılmamıştır.

Mesut ASLAN; Kemik kanseridir. 4 kez ameliyat oldu.

58

Page 59: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

İsmet ÇARDAK; Uzun süre cezaevinde bulunmasından dolayı birçok hastalıkla boğuşuyor; miyopati, bel-boyun fıtığı, göz tansiyonu, varis…

Ramazan ÇETEDİR; Uzun yıllardır cezaevinde olmanın da getirdiği hastalıklarla beraber, omuiliği darbelidir, felç tehlikesi yaşamaktadır. Çene kemiği yok, sağ kulak zarı yok, çene kemiği olmadığından dolayı dişleri yok ve yapılmıyor, sağ-sol ayak parmakları he bire kesiliyor, kendisi hepatit B taşıyıcısıdır.

İzzet TURAN; Ankilozan Spondilit, bel fıtığı, kemik erimesi, mide ülseri, böbrek rahatsızlığı, böbrekte taş, iltihap, kronik bronşit…

Görüşlerde de sıkıntılar yaşanmakta, ya süreler kısa tutulmakta ya da görüşmeye gelen yakınlarımızı sıkıntılar çıkarılmakta özellikle de kadın personellerin aramalardaki özel yaklaşımı birçok defa sorunlara sebebiyet vermektedir.

Aramalarda, mahkemeye gidiş gelişlerde askerden kaynaklı keyfi uygulamalarla karşı karşıya kalmaktayız. Mahkeme binalarının altında(hücrelerde) saatlerce elleri kelepçeli tutuluyoruz.

Ortak alan, sohbet vb. alanlar sınırlı olup genelgelerde belirtilen zamanın çok altında tutuluyor. Sohbet haftada 1,5 saatin altında tutulmaktadır. Sportif faaliyetler çok kısıtlı olduğundan yeterli olmuyor. 300 kişiden ancak 60 kişi haftada bir çıkabiliyor.

Kantinde satılan eşyalar hem pahalı hem kalitesiz hem deçeşit olarak oldukça az. Kendimizi geliştirme alanı olan kurslar hiç yapılmıyor. Kütüphaneden faydalanabilme imkanı sağlanmamaktadır Sigara sorunu: daha önce dış kantinden alabildiğimiz tütün , yasaklnmıl durumda

şuan. Bu da bize büyük bir sıkıntı yaşatmaktadır. Yeni gelen tutuklu ve hükümlüler için gerekli olan temel ihtiyaçları( yatak, yastık,

battaniye vb.) verilmemektedir.” Belirtilmesi gereken önemli bir hususta disiplin cezalarıdır. Gerçekleştirilen en

ufak demokratik reflekste bile büyük disiplin cezaları verilmektedir Önemli bir konu da cezaevleri arası sevk konusudur. Sevk talepleri bakanlıkça ret

edilirken aynı bakanlık başka cezaevinden talep edilen onlarca kişiyi sürgün-zorunlu sevk olarak gönderebilmektedir.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Ağrı'nın Doğubayazıt İlçesi'nde geçen yıl yapılan bir yürüyüşte yaşanan bir patlama sonucu iki kolunu kaybeden DYG üyesi Ergin Aktaş, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. "Örgüt üyesi olmak" ve "Patlayıcı madde bulundurmak" iddialarıyla tutuklanan Ataş hakkındaki iddianame ise halen tamamlanmadı. Aktaş ise, çok zor şartlar altında yaşam mücadelesini sürdürüyor. Aktaş'ın babası Tahir Aktaş, iki ellini kaybeden oğlunun tedavisi için gerekli yerlere başvurduğunu, ancak hiç bir sonuç alınmadığını ifade ederek, oğlunun kendi ihtiyaçlarını karşılayamadığını söyledi. Oğlunun tedavisi için, tek geçim kaynağı olan kamyonlarını dahi satacağını ifade eden baba Aktaş, "Şu an tek isteğim oğluma hiç olmasa protez eller takılarak kendi ihtiyaçlarını karşılamasının sağlanmasıdır" dedi. Aktaş, konuya ilişkin kamuoyuna da duyarlılık çağrısında bulundu. Aktaş'ın sağlık sorunlarıyla ilgili olarak cezaevinden mektup gönderen arkadaşları da, Aktaş'ın ihtiyaçlarını karşılayamadığına dikkat çekerek, duyarlılık çağrısında bulundu. Arkadaşlarının yardımı ile ihtiyaçlarını karşılayan Aktaş'ın tuvalet ve banyo gibi ihtiyaçlarını da çok zor şartlarda giderdiği belirtilen mektupta, yaşanan patlamadan sonra Aktaş'ın tedavisi yapılmadan cezaevine konulduğuna dikkat çekildi. Aktaş'ın avukatı Murat Rohat Özbay da, müvekkilinin sağlık durumunun çok ciddi olduğunu ifade ederek, tedavisinin yapılması gerektiğini kaydetti. Tedavisinin cezaevi şartlarında mümkün olmayacağını vurgulayan Özbay, Aktaş'ın tahliye edilmesi için gerekli girişimlerde bulunacaklarını söyledi. (03.09.2011/DİHA)

59

Page 60: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Hasta tutuklulara ilişkin Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı sessizliğini korurken, Muş E Tipi Cezaevi'nden gönderilen mektup hasta tutukluların durumunu gözler önüne seriyor. Mektupta, ağır hasta olan 9 tutuklu hakkında çarpıcı bilgilere yer veriliyor. Görgin Oktar, Hulki Güneş, Fesih Coşkun, Kasım Demir, İhsan Altın, Sabahattin Aytek, Bahattin Bor, Savaş Kahraman ve Mecit Hemo'nun ölüme terk edildiği kaydediliyor. Hasta tutukluların arkadaşlarının gönderdiği mektupta, çok ağır hastalıkları olan 9 tutuklunun durumuna dikkat çekiliyor. Hasta tutukluların durumunun her geçen daha da kötüye gittiği belirtilen mektupta, "Bu saatten sonra başta AKP hükümeti olmak üzere Adli Tıp Kurumu sorumlu olacaktır" denildi. Cezaevindeki doluluk oranının iki katına çıktığı vurgulanan mektupta, devletin tutukluları "insan olarak görmediği" kaydedildi. Doktorların beslenme tavsiyelerine uyulmadığı ve hastayı daha da yatağa düşürdüğü ifade edilen mektupta, tutuklular şu çağrıda bulundu: "Tüm duyarlı ve demokrat çevrelerin yaşanan, yaşatılan bu trajediye karşı seslerini yükseltmelerini bekliyoruz." Mektupta, ağır hasta olan 9 tutuklu hakkında şu bilgiler verildi: -1973 Muş'un Varto İlçesi doğumlu Görgin Oktar, kendisine verilen 36 yıllık ceza nedeniyle 1995'den bu yana çeşitli cezaevlerinde kaldı. Şu anda Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'nde olan Oktar, 7 yıldır halk arasından "ciğer sönmesi" olarak bilinen Spontan Pnömotoraks hastalığıyla mücadele ediyor. Akciğerinin 3'te 2'si alınan Oktar, yedi ameliyat geçirdi. Doktorların bir daha ameliyat olması halinde kendisi için ölüm riski oluşturacağını belirtmesine rağmen Adli Tıp Kurumu, Oktar için "cezaevinde kalabilir" raporu verdi. Acil durumlar karşısında ne cezaevi reviri ne de Muş Devlet Hastanesi yeterli teknik kapasiteye sahip değil. Ağırlaşma anları çok basit ilaçlarla veya oksijen vermek gibi yüzeysel bir müdahaleyle geçiştiriliyor.-1995'den bu yana cezaevinde bulunan Hulki Güneş, 1998'de özellikle omurgaları tutan, ağrılı, ilerleyici, kronik bir romatizmal hastalık olan Ankilozan Spondilit hastalığına yakalandı. Hastalık, omurgayı etkilemekle beraber, diğer eklemleri, kiriş ve tendon denilen kasların kemiklere yapıştığı bölüm olan yerleri de etkiliyor. Hastalık Güneş'in diğer organlarını da etkileyerek yavaş yavaş işlevsiz hale getiriyor. Güneş, günlük ihtiyaçlarını arkadaşlarının yardımıyla yerine getirirken, hastalık sürekli ilerlediği için 6 ayda bir tedaviden geçirilmesi gerekiyor. Cezaevi koşullarında iyileşmesi mümkün olmayan Güneş'in kardeşi Küçük Güneş, defalarca Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı'na dilekçeler gönderdiklerini ancak onların tedaviyi geciktirerek hastalığın ilerlemesine neden olduklarını söyledi. -Aldığı müebbet hapis cezasıyla 1992'den bu yana çeşitli cezaevlerinde kalan ve şu anda Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Fesih Coşkun da kalp damar sorunu yaşıyor. Kalp krizi riski ile karşı karşıya olan Coşkun, bu durum cezaevi koşullarıyla birleşince de ölüm tehlikesiyle birlikte yaşıyor. Coşkun, çok kısa bir süre önce Van İhtisas Hastanesi'nde anjilo ameliyatı geçirdi. Ayrıca hemoroit sorunu yaşayan ve yaşı ilerlediği için hareket etmekte de güçlük çeken Coşkun, günlük ihtiyaçlarını karşılamakta büyük güçlükler yaşıyor. Eşini cezaevindeyken kaybeden Coşkun'un oğlu İnan Coşkun, babasının artık bir an önce serbest bırakılmasını istiyor.-Yine uzun yıllardır cezaevinde bulunan Kasım Demir, dünyadaki en yaygın bulaşıcı hastalıklardan Hepatit B hastası. Hepatit B, Demir'in siroz hastalığına yakalanmasına neden oldu. Demir, aynı zamanda yüksek tansiyon hastası ve bağırsaklarından da rahatsız. Muş Devlet Hastanesi'nde kan değer ölçülerini yaptıramayan Demir, bu nedenle Van Yüzüncü Yıl Eğitim Araştırma Hastanesi'ne götürülüyor. Demir sadece kan verme işlemi için ring aracında 4 saatlik yolu gidip geliyor. Ölümcül bir hastalıkla yüz yüze bırakılan Demir'in tam teşekküllü bir hastanede tedavi edilmesi gerekiyor. Cezaevi koşullarına daha fazla dayanacak gücü kalmayan Demir, Adli Tıp Kurumu'na da götürülmüyor. Adeta ölüme terk edilen Demir'in hastalığı, koşullar ve yetersiz beslenme nedeniyle hızla ilerliyor.

60

Page 61: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

-Vücudunun yüzde 70'i felçli olan İhsan Altın, daha önce Adli Tıp Kurumu'nun "cezaevi koşullarında kalamaz" raporunun ardından tahliye edildi. Ancak Altın, infazını bitirmek üzere tekrar cezaevine konuldu. Hiçbir ihtiyacını karşılayamayan ve yatalak vaziyette olan Altın'ın verilen rapora rağmen cezaevinden çıkması için 7 yıl daha bekleyecek. Altın, arkadaşlarının yardımıyla hayatta kalıyor. Altın'ın tekrar cezaevine konulmasının vicdan ve ahlakla bağdaşır bir tarafı olmadığı ve kararın siyasi olduğu belirtiliyor. Altın'ın arkadaşları, Adli Tıp Kurumu raporunun tekrar işleme alınarak Altın'ın serbest bırakılmasını talep ediyor. -Bel fıtığı rahatsızlığı yaşayan Sabahattin Aytek de, belli bir süredir hastaneye gidip gelmesine rağmen herhangi bir iyileşme belirtisi göstermedi. Aytek'e sağlıklı bir tanı konulmadığı gibi tedavi imkanları da sunulmuyor. Sakatlık tehlikesiyle karşı karşıya kalan Aytek'in bir bacağı işlevsiz hale geldi. Aytek'in rahatsızlığının doğru teşhisinin yapılması yönündeki talep ve girişimlerine "Bir şeyin yok geçer" yanıtı verilirken, Aytek'in diğer bacağını da kaybetmeden tedavi edilmesi gerekiyor. -Cezaevindeki diğer hasta tutuklulardan biri de 66 yaşında "örgüt propagandası" gerekçesiyle tutuklanan Bahattin Bor. İlerlemiş yaşı nedeniyle yüksek tansiyon, mide rahatsızlıklarının yanında fiziksel güçsüzlük sorunu yaşıyor. Bor, şu an yatalak durumda. Cezaevi koşullarını kaldırmayan ve bu duruma daha fazla güç getiremeyecek olan Bor'un arkadaşları, olumsuz bir durum karşısında AKP hükümetini sorumlu tutacaklarını belirtiyor. -Tehlikeli bir hastalıkla karşı karşıya olan bir diğer tutuklu da Savaş Kahraman. Yüksek tansiyon hastası olan Kahraman'ın hastalığına karşı cezaevi reviri yetersiz kalıyor. Revirde ani rahatsızlanmalara yol açan hastalıklara karşı müdahale geliştirilemiyor. Hastalığı nedeniyle her an ölümle karşı karşıya gelen Kahraman, bir de mide rahatsızlığı yaşıyor. Cezaevinin diyet uygulamasının bulunmaması nedeniyle ortaya çıkan dengesiz ve uygunsuz besin tüketimi de yüksek tansiyonu tetikliyor. -Mektupta ismi geçen diğer tutuklu da kronik bronşit ve astım hastası olan Mecit Hemo. Revir ve hastanenin ilgisiz, duyarsız ve sorumsuz yaklaşımlarından dolayı hastalığı gün geçtikçe ilerleyen Hemo'nun hastane kontrolleri de çok yüzeysel geçiyor. Hastanede çektirdiği filmler kaybedildiği gibi kendisine "ciddi bir şeyin yok" denildi. Cezaevi reviri doktorunun, Hemo'ya "Seni iki kere sevk ettim artık sevk yazamıyorum, istiyorsan beni mahkemeye ver" dediği kaydedildi. (24.09.2011/DİHA)

*26.09.2011 şubemize başvuruda bulunan Hüseyin Barsak, şu beyanlarda bulundu: “Mağdur Mehmet Karataş, şu anda benim odamda kalıyor, ben de tutukluyum. Mağdur yüksek şeker hastasıdır. Yüksek şeker hastalığından dolayı iki gözünü kaybetmiştir. Bilinç kaybı var ayrıca hiper tansiyonu ve böbrek rahatsızlığı vardır. Yaklaşık 20 gündür yanımızdadır. Doktorlar ilgilenmemektedir. Bakıma muhtaçtır, tüm ihtiyaçlarını biz karşılıyoruz. Şu an ayrıca yatalaktır, iki kişinin yardımı ile ancak ayağa kalkabilmektedir. Bildiğim kadarıyla hükümlüdür. Bilinç kaybı olduğundan dolayı şu ana kadar hiç konuşmadık. Çocuklarının ismini dahi hatırlamamaktadır. Bu halde ring aracıyla Bingöl’den Diyarbakır’a getirilmiştir, bu durumunda ayrıca sağlığını bozduğunu düşünüyorum. Kendisi hiçbir şey yiyemiyor. 20 gündür yoğurt ve mama ile beslemeye çalışıyoruz. Doktorlar da ilgilenmemektedir .Kendisi için gerekli hukuki yardımın yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*03.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Mahmut Pektaş, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 20 yıldır cezaevinde hükümlüydüm. Ben bu süreç içerisinde orta kulaktan dolayı bir rahatsızlık geçirdim. Ayrıca çeşitli zamanlarda diğer sağlık problemleri de yaşadım. Ancak şu an bende kalıcı bir sağlık sorunu bulunmaktadır. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

61

Page 62: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*"Yer darlığı" gerekçesiyle Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilen Çölyak hastası Nesimi Kalkan'a "Çölyak hastasıdır. Mutlak olarak düzenli biçimde Glutensiz gıdalarla beslenmesi zorunludur" şeklindeki heyet raporlarına rağmen, "Bakanlık karşılamıyor" gerekçesi ile gıdalar verilmiyor. Düzensiz beslenme nedeniyle 3 kilo verdiğini; baygınlık, tansiyon, denge ve hafıza sorunları ile karşı karşıya kaldığın bildiren Kalkan, lenf kanseri ile karşı karşıya.Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden aldığı "Mahkum Çölyak hastasıdır. Glutensiz gıda ile beslenilmesi zorunludur" şeklindeki heyet raporu ile Erzurum H Tipi Cezaevi idaresi gözlem kurulu tarafından oy birliği ile alınan "Cezaevi kurumumuz mevcut şartları ve koşulları itibariyle sadece Glutensiz gıda ile beslenmesi gerekli olan ve ailesinin desteğine yardımına muhtaç olan çölyak hastası mahkuma bakabilecek durumu yoktur. Ve hastalığı lenf kanserine dönüşme riskini taşımaktadır. Ailesinin bakım desteği için ailesine yakın bir yere nakil talebi oy birliğiyle kabul edilir" kararına rağmen Adalet Bakanlığı'nın "İstenilen yerlerin kapasiteleri doludur" diyerek raporları görmezden geldiğini belirten Kalkan, "Bakanlık bu cevabıyla şu an beni aç bırakarak ölüme terk etmektedir. Bakanlık bu uygulamasıyla beni fiili olarak iradem dışında zorla açlık grevine sokmuştur. 'Umut fakirin ekmeğidir' deniliyor. Oysa gerçek şu ki günümüzde umut edinemeyen ve umutsuz bırakılanlar yine fakirlerdir. Umut, güçlü maneviyatla yaratılır" diye kaydetti. (12.10.2011/DİHA)

*Mardin'in Nusaybin İlçesi'nde 6 ay önce "KCK" adı altında yapılan operasyonda gözaltına alınıp tutuklanan ve Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne konulan "Kemik tümörü" hastası 17 yaşındaki Mesut Aslan, tedavisinin yapılmadığını bildirdi. Yakınlarına gönderdiği mektupta sağlık durumuna ilişkin bilgi veren Aslan, ölüme terk edildiğini kaydetti. Cezaevine girmeden önce İstanbul Baltalimanı Metin Sabancı Kemik Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kendisine Kemik tümörü teşhisinin konulduğunu belirten Aslan, "Cezaevine girmeden önce 4 defa ameliyat olduğumdan kaynaklı tekrar tekrar, kemik tümörü gelişiyor. Onkoloji bölümünde tedavi edilmem gerekiyor. Ayda 1 kontrole gitmem gerekiyor. Zaten burada bu şartlarda hastaneye gitmek başlı başına olay ve ben en son 3 ay önce doktora gidebildim. O da düşüp bayıldıktan sonra arkadaşlarımın gardiyanlara tepki vermesi sonucu götürüldüm" diye aktardı. Hastalığının tedavi edilmediği takdirde kangrene dönüşeceğini aktaran Aslan, "Bu şekilde muayene ediliyorum ve ortopedi bölümüne götürülüyorum. Hastalığımın verdiği ağrılar gün geçtikçe daha da artıyor. Verdiği acının yanı sıra ciddi derecede beni bitkin düşürüyor. Bu ağrılarımı ağrı kesiciyle geçiştirebiliyorum. Tedavi edilmediğim takdirde hastalığım kangrene dönüşecek" diye belirtti. (18.10.2011/DİHA)

* İHD Erzurum Temsilciliği, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulan hasta tutuklu ve hükümlülere ilişkin yaptığı incelemenin ardından hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. İHD Temsilcisi Medeni Aygül, hazırladığı raporda, tutuklu ve hükümlü 19 hasta tutuklunun cezaevinde tutulduğuna dikkat çekerek, hasta 19 tutuklunun derhal serbest bırakılmasını istedi. Raporda, adları bulunan tutuklu ve hükümlülerin acilen tedaviye ve bakıma ihtiyaçları olduğunu belirtilerek, derhal müdahale edilmezse, daha önce18 Temmuz 2009 yılında Erzurum Cezaevi'nde yaşamını yitiren İsmet Ablak vakalarının yaşanabileceğini dikkat çekildi. Uzun süreli cezaevi koşullarının insanlarda farklı hastalıkları kronik hale getirdiğini, bu nedenle cezaevi koşullarının gözden geçirilmesi gerektiği ifade edilen raporda, cezaevlerinin daha sağlıklı yaşanabilir yerler haline dönüştürülmesi ve kötü örneklerin yaşanmaması için önlemler öncesinden alınması gerektiği kaydedildi. İnsanlara verilen cezaların dışında bir de sağlık anlamında da verilmiş ikinci bir ceza olduğuna işaret eden raporda, "Birçok hükümlünün ve tutuklunun Cumhurbaşkanlığı'na yapmış oldukları başvurular sonuçsuz kaldı. Gerekli hassasiyet gösterilmelidir. Bu anlamda Tüm insani kurum ve kuruluşlar hassasiyet

62

Page 63: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

göstermelidir. Çağrımız Cumhurbaşkanlığı, Adalet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Türk Tabipler Birliği (TTB), Türkiye Büyük Millet Meclisi ve İnsan Hakları Komisyonu'nadır. Bu kurumlar tarafından oluşturulacak ortak bir heyetin cezaevlerinde yaşanan sağlık sorunlarını yerinde incelemeye davet ediyoruz" denildi. - Mehmet Aras: Yemek borusu kanseri, kronik kalp hastasıdır. Sağlık Kurulu Raporu ve Adli Tıp Kurumu Raporu Cumhurbaşkanlığı'nca serbest bırakılabilmesine elveriyor.- Lokman Akbaba: 36 yaşında, Müebbet hapis Cezası almış. Motornöran ALS hastasıdır. Hastalığının tedavisi hala bulunmamasının yanı sıra, hareket etme, nefes alma ve yutkunmayı sağlayan kasları denetleyen sinir hücrelerinin işlevlerini yitirmesiyle oluşan bir hastalıktır. Yaşam süreleri 4 ila 6 yıl arasında olduğu belirtilmektedir. Ancak tıbbi Destek yaşam süresini 10 ile 20 yıl arasında değiştirebilmektedir. Sol bacağında incelmenin yanı sıra, sol kolu hızla inceliyor. Sol bacakta 3-4 cm kısalma ayakta ise küçülme yaşamasının yanı sıra sol kaslarda zorlanma ve uyku sorunu yaşamaktadır.- Kemal Özçelik: Müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevindedir. Kalp, şeker hastalığı kronik hastalıkları bulunmasının yanı sıra kalp ameliyatı olması gerekiyor. Şeker oranı bazen 500'leri bulurken, diyet uygulanması gerekiyor.- Ekber Oruç: Müebbet hapis cezası verilmiştir. 42 yaşında ve 20 yıldır cezaevindedir. Kas hastalığı bulunmakta ve felç olma riski vardır. Annesi aynı hastalıktan yaşamını yitirmiş ve beyninde 17. mm'lik thornwoldt kisti bulunmuştur. İskemik gliotik lezyon da tespit edildiği ve Cumhurbaşkanlığı'na başvuruda bulunmuş.- Abubekir Yulu: 45 yaşında müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevindedir. Yanlış iğne yapılması sonucu sağ bacağında kısmi felç geçirmiş ve ayağından ciddi problemi bulunmaktadır. Görme yetisi düşmekte ve böbrek, mide hastalıkları mevcuttur. Son yapılan kontrollere göre böbreğinde Kronik prostatif (İltihap) var.- Fikret Güzelaydın: 50 yaşında müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevindedir. Sinüzit, Migren, Mide Ülseri, Damar ezikliği Hipertansiyon ve Karaciğerinde büyüme var. Ağustos ayında Anjiyo olmuştur.- Filit Tiltay: 64 yaşında müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır Cezaevinde Kronik hastalıkları mevcuttur. Yaşının da etkisi ile bu hastalıkları ağırlaşmakta ve sürekli acil olarak hastane ve revire götürülmektedir. Kalp kapağında daralma ve tansiyon sorunu yaşamaktadır. Cumhurbaşkanlığı makamına başvurulmasına rağmen hala bir cevap alınamamıştır.- İbrahim Er: Müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevindedir. Kalçasında şarapnel parçası kalmış. Cezaevine girerken ameliyat olmasına rağmen, ayak bileğine platin takılmıştır. Öte yandan ayak parmaklarını hissetmiyor ve bacağında incelme var. Felç olma riski taşımaktadır.- Resul Akkol: Müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevinde çeşitli hastalıkları olmakla birlikte idrar yollarında ağır iltihaplanma var.- Fersat Mendali: Müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. Irak vatandaşı, 18 yıldır cezaevinde yatıyor. Mide rahatsızlığı ve ödem hastalığı vardır.- Ramazan Nazlıer: Müebbet hapis cezası verilmiştir. 18 yıldır cezaevinde Kronik prostatif, dalak ve gastrit hastalıkları mevcuttur.- Engin Aktaş: Tutuklu. Bir ay önce bir patlama sonucu iki eli bileklerinden kesilmiş. Cezaevinde kendisine bakamayacak durumda. Protez ihtiyacı var.-Ayhan Parkan: Tutuklu diyabet hastası, diyet sorunu yaşıyor.- Dağıstan Öztürk: Müebbet hapis cezasına çarptırılmıştır. 18 yıldır cezaevinde gözlerinde iltihaplanma var. Sağlam olan tek gözü de bozulmaktadır.- Murat Bulut: Müebbet hapis cezası verilmiştir. Ağır göz rahatsızlığının yanında sağ gözü görme yitisini kaybetmiş ve sol gözünde de görme kaybı yaşıyor.- Murat Aslan, Emin Aladağ, Hamza Bulut ve Haydar Tikiz bunlarında çeşitli hastalıkları mevcuttur.(18.10.2011/DİHA)

63

Page 64: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Van'da daha önce Adli Tıp Kurumu raporuyla tahliye olan ve geçtiğimiz yıl "örgüte yardım ve yataklık" suçlamasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırılan felçli tutuklu Mehmet Emin Akdağ tahliye edilmeyi beklenirken, tutuklu bulunduğu Van F Tipi Cezaevi'nden, Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Tekerlekli sandalye ile yaşam mücadelesi veren ve tahliyesi için dönemin BDP Van Milletvekili Fatma Kurtulan tarafından durumu Meclis gündemine taşınan Akdağ, bir tarafı felçli olduğu için bütün ihtiyaçları arkadaşları tarafından karşılanıyor. Mehmet Emin Akdağ, 1994 yılında Van'da gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra, gördüğü işkence sonucu vücudunun sağ tarafı yüzde 80 felç oldu. Daha sonra Ankara Numune Hastanesi ve Adli Tıp Kurumu'ndan, "Cezaevinde yatamaz" raporu verildi. Bunun üzerine 2003 yılında İstanbul Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'nun verdiği raporla, CMK'nin 399. maddesi uygulanarak serbest bırakıldı. Ancak bir süre dışarıda kalan Akdağ, 26 Eylül 2009 tarihinde "Örgüte yardım" ettiği iddiasıyla tekrar gözaltına alınarak tutuklandı. 3 Aralık'ta, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında Akdağ'a "Örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" iddiasıyla 8 yıl 9 ay hapis cezası daha verildi. (19.10.2011/DİHA)

*20.10.2011 tarihinde şubemize Tekirdağ F Tipi Cezaevinden başvuran Selçuk Yıldızhan, şu beyanlarda bulundu: “Ben görme engelli bir vatandaşım. Yapmadığım bir suçtan dolayı 05.04.2011-18.08.2011 tarihleri arasında İstanbul/Beşiktaş Adliyesi 10. Ağır Ceza mahkemesinde mahkemeye çıktım. Somut bir delil bulunmamasına rağmen halen tutuklu olarak bulunmaktayım. Görme yeteneğimi gittikçe kaybediyorum. Birkaç kez hastaneye gittim ama hiçbir ilerlemenin olmadığını söylediler. Ben kitap okuyamıyorum, televizyonu bile 15 cm uzaklıkta izleyebiliyorum. Bu cezaevinde gözlerimi kaybedersem ve hiçbir delil olmamasına rağmen beni burada tutan kişilerden şikâyetçi olacağımı belirtmek istiyorum. Kaç kez ameliyat olmama rağmen gelişme olmamıştır. Edirne devlet hastanesinde bulunan doktorların bana söylediği tek şey ameliyatın riskli olduğu, ameliyatın kendisi yapamayacağını kendi doktorumun sorumlu olduğunu söyledi. Ayrıca suçu yapan ve itiraf ettiği halde benim suçlu olmadığımı söylemesine rağmen hukuksuz bir şekilde tutuklu bulunmaktayım. Bu süre zarfında ben çok mağdur olmaktayım. Bu devletin yaptığı tek şey suçsuz bir insandan suçlu yaratmaya dönük bir hukuksuzluktur. Bu nedenlerden dolayı raporlarımı gönderdim. Bu konuda sizden bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*21.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Şeyhmus Başkan, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Şehdavut Başkan, zihinsel engellidir. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi yapılarak hastalığına dair tam teşekküllü bir rapor verilmiştir. Genel seçimler sonrası evimize baskın yapıldı ve zihinsel engelli oğlum polisler tarafından gözaltına alındı. 3 gün sonunda mahkemeye sevk edildi. Hâkim tutuklanmasına karar verdi ve cezaevine götürüldü. Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan rapor gözetilmeden karar verildi. Oğlum halen Diyarbakır D Tipi Cezaevindedir. Psikolojisi bozuluyor. Ve ben oğlumun sağlığından endişe etmekteyim. Daha önce alınan rapora itibar edilmiyor ve Elazığ Ruh ve Sinir Hastanesi’nden yeniden rapor alınması yönünde bir karar verildi. Endişeliyim. Derneğinizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*28.10.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Cezaevinden başvuran Taylan Çintay, şu beyanlarda bulundu: “Ben bugüne kadar mesane hastalığından dolayı 4 defa ameliyat oldum. Son olarak 2011 yılının Temmuz ayında yine tümör olması sebebiyle ameliyat olmam gerekiyordu. Ancak Dicle Üniversitesi hastanesinde “mahkum koğuşu” yok denilerek ameliyat edilmedim. Gerekçe olarak da fakülte binasının yanında inşaat yapıldığıdır. Bu bir

64

Page 65: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

gerekçe değildir. Çünkü mahkum koğuşu kapatılmaması gerekiyor. Bu olayı tam da sürgünlerin başladığı zamana denk getirilmesi düşündürücüdür. Mahkum koğuşu yok denilerek Şanlıurfa cezaevine tedavi amaçlı Eylül ayında götürüldüm. Burada doktor yok diye tedavi edilmedim. Bu sefer ise 17.10.2011 tarihinde tedavi amaçlı Dicle Üniversitesine tekrar gönderildim. Hastalığımın teşhisi üzerinden yaklaşık olarak 4 ay geçti. Hasta halimle her yere dolaştırılıyorum. Durumumda hiçbir düzelme kaydetmediğim gibi gittikçe daha da kötüleşiyorum. Tedavi ve ameliyat olabilmem için ve sağlıklı bir şekilde yolculuk yapabilmem ve ring araçlarının dışında yolculuk etmem gerekiyor. Bu konuda sizden duyarlılık ve destek bekliyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*04.11.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Cezaevinden başvuran Ersan Nazlıer, şu beyanlarda bulundu: “Bulunduğumuz Diyarbakır ilinde üniversite ve araştırma hastanelerinin olmasından dolayı bölge cezaevlerinden birçok hasta tutsak buraya getirilmektedir. Cezaevinden hastaneye sevkler yapılıp gidilmesine rağmen mahkûm koğuşlarının olmaması, tadilatta olması, yeni yer yapılıyor gerekçeleriyle tedavi edilmeden geri getirileşmektedir. Yine hastaneye giden birçok arkadaşımız saatlerce aynı gerekçelerle ring araçlarında bekletilmektedirler. Bu durum insanların hasta olsalar dahi hastaneye gitmeme eğilimi geliştirmekte tedavilerinin gecikmesine neden olmaktadır. Bulunduğumuz bu cezaevi kurumunun sorumluluğunu aşana böylesi bir konuda insani ve hukuki yardım talebimizi iletmek istiyorum. Bu kadar yoğun hastanın olduğu bir alanda neden inşaat bitirilmemektedir. Bu konuda sizden destek bekliyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*04.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Emin Aslan, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Murşit Aslan, 1991 yılında Mardin/Derik ilçesinde çıkan bir çatışmada yalandı ve belden aşağısı felç oldu. Yaralı halde yaklaşık 1 ay sorguda kaldı. Daha sonra Ankara’da tedavi gördükten sonra Diyarbakır cezaevine konuldu. Yargılanması sonucu DGM tarafından müebbet cezaya çarptırıldı. Şartlı olarak 2000 yılında tahliye edildi. Dönemin cumhurbaşkanı tarafından tamamen affedildi. 07.09.2010 tarihinde gözaltına alınan bazı şahısların ifadeleri üzerine evden alınde ve Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 7,5 yıl ve 6,5 yıl ceza verildi. Kendisi şuan Mardin E Tipi cezaevinde kalmaktadır. Sağlık raporunda da geçtiği gibi “cezaevinde kalma koşulu yoktur” bakıma muhtaçtır. Mevcut hali 20 yılı aşkın bir süre olduğu için bu durumun sonradan düzelmesi beklenmektedir. Bu koşullarda cezaevinde kalması imkansız olduğundan dolayı sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*Cezaevlerinde elverişsiz yaşam koşulları nedeniyle her geçen birçok tutuklu ve hükümlü ölümcül hastalıklara yakalanırken, sorunların çözümü konusunda yapılan başvuru ve çağrılar karşısında kör, sağır ve dilsiz olan yetkililer ile vicdanı sızlamayan toplum bir hükümlüyü daha ölüme gönderdi. DİHA'nın daha önce durumuna dikkat çeken ve doktor raporları ile ailesinin girişimlerine yer verdiği haberlerle gündeme getirdiği PKK davasından hükümlü Latif Badur yaşamını yitirdi. (08.11.2011/DİHA)

*Cezaevinde yakalandığı kanser, siroz ve tüberküloz hastalıklarına rağmen tahliye edilmeyen ve önceki gün yaşamını yitiren Latif Bodur, dün memleketi Mardin'in Midyat İlçesi'nde toprağa verilirken, cezaevlerindeki hasta tutukluların sorunları yapılan birçok başvuruya rağmen bir türlü çözülmüyor. Durumu ağır olan hasta tutuklulardan biri de Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve durumu her gün daha da ağırlaşan kanser hastası Mehmet Aras. Aras'ın tahliye edilmesi için avukatı tarafında iki hafta önce Cumhurbaşkanlığı'na gönderilen raporlara henüz bir yanıt verilmedi. Daha önce Cumhurbaşkanlığına tahliye edilmesi için gönderilen raporların eksik olduğu gerekçesi ile geri gönderilmesinin ardından, Aras'ın

65

Page 66: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

avukatı tarafından eksik olan tüm raporlar tamamlanarak, iki hafta önce Cumhurbaşkanlığı'na yeniden gönderildi. Sağlığı her geçen gün daha da kötüleşen Aras'ın tahliye edilmemesi durumunda çok daha kötü sonuçların doğacağını belirten Aras'ın Avukatı Şaziye Önder, müvekkilinin bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Müvekkili normal yollarla yemek yiyemediği için üçüncü defa boğazına stend takıldığını aktaran Önder, cezaevlerindeki ölümlerin son bulması gerektiği söyledi. (09.11.2011/DİHA)

*1993 yılında PKK davasından tutuklanan ve 5 yıldır çölyak hastalığı teşhisi konulan hükümlü Nesimi Kalkan'ın durumu her geçen gün daha da ağırlaşıyor. Buna rağmen cezaevindeki son sürgünler çerçevesinde Kalkan, 2 ay önce Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden Erzurum'a gönderilmişti. Kalkan'ın mide ve bağırsak kanaması geçirerek, hastaneye kaldırıldığı öğrenildi. Kalkan'ın kızı Beritan Kalkan, babasının durumunun her geçen gün biraz daha kötüye gittiğini söyledi. Babasının hala 14 yıl hapis cezasının bulunduğunu aktaran Kalkan, "Bu gün bizi aradı ve mide ve bağırsak kanaması geçirdiği için hastaneye kaldırılmış. Babam çok kötü durumda. Bu hasta haliyle cezaevinde kalması çok tehlikeli bir durum. Yetkililerin bu duruma derhal müdahale etmesi ve babam için gerekli koşulların sağlanmasını istiyoruz" dedi. (10.11.2011/DİHA)

*10.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Nezir Akkul, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Harun Akkul, 01.11.2011 tarihinde Bingöl’de üniversiteye kayıt yaptırmak için giderken yolda gözaltına alındı. Daha sonra serbest bırakıldı. Aradan kısa bir süre geçmeden evimize polisler tarafından baskın düzenlendi. Bize yaklaşık 1 yıldır Harun’u takip ettiklerini söylediler. Kardeşim 72 saat gözaltında kaldı. Kardeşimin üzerinde bilmediğimiz kişi tarafından ifade verilmiş. Polisin deyimiyle ifade veren kişi itirafçıymış. Kardeşim çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Kardeşim böbrek hastası olup şuan Diyarbakır D Tipi kapalı cezaevinde bulunmaktadır. Biz bu itirafçının polisler tarafından yönlendirildiğine şüphe ediyoruz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*14.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Cuma Gürmüş, şu beyanlarda bulundu: “ben 2005 yılında tutuklandım ve PKK üyeliğinden dolayı 2011 yılına kadar cezaevinde kaldım. Türkiye’de birçok cezaevine sürgün edildim. Ayrıca Suriye’de de 3-3,5 ay cezaevinde kaldım. Cezaevinde yaşadığım işkencelerden kaynaklı olarak birçok hastalık yaşadım. Midemde de rahatsızlıklar oluştu. Herhangi bir sağlık güvencem yok. Tedavi için sizden yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*14.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Mustafa Kaya, şu beyanlarda bulundu: “Ben 2005 yılında cezaevine girdim ve 2011 yılında cezaevinden çıktım. PKK Örgüt üyliğinden dolayı ceza almıştım. Türkiye’nin birçok yerinde cezaevinde kaldım. Cezaevi koşullarından dolayı solunum yolları enfeksiyonu ve başkaca rahatsızlıklar yaşamaktayım. Ayrıca gördüğüm işkencelerden dolayı da sırt bölgesinde kalıcı rahatsızlıklarım oluştu. Tedavi olmak istiyorum. Ancak herhangi bir sağlık güvencem yok. Bu konuda sziden yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*15.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Remezan Biçer, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Recep Biçer, 24.06.2010 tarihinde Galeri alış-veriş merkezinde yapılan bir gasp nedeniyle gözaltına alındı. Mahkemeye çıkarıldıktan sonra tutuklandı. Oğlumun akli dengesi yerinde değildir. Elazığ Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesinde rapor aldığımız halde mahkeme tutuklanması yönünde karar verdi. Oğlum 16 yaşında sağlığı yerinde olmayan biridir. Oğlumun cezaevinden çıkarılması için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

66

Page 67: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan BDP Silopi İlçe Başkanı Bahattin Alkış'ın kalp-damar rahatsızlığı bulunduğu ve "damar daralması" teşhisi konulmasına rağmen tedavisinin yapılmadığı belirtildi. Alkış, cezaevinde yaşadıkları sorunları ve üzerindeki baskıları ailesi aracılığıyla gönderdiği mektupla anlattı. Cezaevinde bulunduğu süre içerisinde sağlık problemleri yaşadığını ve tedavi edilmediğini belirten Alkış, 5 Kasım tarihinde kalp-damar rahatsızlığından dolayı acil olarak revire götürüldüğünü ifade ederek, hemen Diyarbakır Eğitim Araştırma Hastanesi Kardiyoloji bölümüne kaldırıldığını ve doktorların "Damar Daralması" teşhisinde bulunduğunu söyledi. Acil olarak anjiyo olması gerektiği belirtilmesine rağmen hastanede mahkum koğuşu bulunmadığı gerekçesiyle Urfa'ya sevk edilen Alkış, ancak 26 gün sonra sevkinin gerçekleştiğini kaydetti. Urfa'da da mahkum koğuşu dolu olduğu gerekçesiyle bu kez de Antep'e sevki yapılan Alkış, burada da tedavisi yapılmadan tekrar Diyarbakır D Tipi Cezaevi'ne getirildiğini ifade etti. (16.01.2011/DİHA)

*21.11.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır E Tipi Cezaevinden başvuran Olcay Kanlıbaş, şu beyanlarda bulundu: “Ben yaklaşık olarak 3 ay önce çok ciddi bir şekilde öksürdüğüm için doktorun yanına gidip muayene olmak istedim. Doktora kendi şikâyetlerimi anlattım. Çok öksürdüğümü, ailemde çok kişinin kanser olduğunu, ayrıca hemşire olduğumdan dolayı korktuğumu dile getirdim. Ancak doktor muayene etmediği gibi yüzüme dönüp bakmadı. Ben doktora hemşire olduğumu böyle vakaların ciddi tetkikten geçirilmesi gerektiğini söyleyince bana bağırarak “siz bana işimi öğretip ne yapmam gerektiğini söyleyemezsin” dedi. Ben de bunun üzerine ilaç reçetesini almadan çıktım. Arkamdan söylendi ama ne söyledi anlayamadım. Daha sonra doktor hakkımda tutanak tutmuş. Ben bu tutanak nedeniyle kınama cezası aldım. Ben rahatsızlığımın ciddi olabileceği endişesindeyim. Ancak buradaki muayene yetersizliğinden ve doktorların umursamazlığından dolayı doktor ve cezaevi yönetiminden şikâyetçiyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*21.11.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır E Tipi Cezaevinden başvuran Hacire Özdemir, şu beyanlarda bulundu: “Bana yaklaşık olarak 3-4 hafta önce sabah saat 08.30’da mahkemem olduğu için haber verdiler. Ama hasta olduğum için dilekçe yazıp idareye verdim. Sonra revirden rapor almam gerektiğini söylediler. Revir doktoru olan Özkan Yumuşak, koğuş kapısına geldi ve bana hastalığımın ne olduğunu sordu. Ben de adet olduğumu ve kanamam olduğu için çok sancım olduğunu belirttim. Kapıda bulunan sağlık personellerinden bir erkek bir bayan olmak üzere iki kişi duruyorlardı. Kameraların karşısında benden petimi çıkarıp bakmak istediklerini söylediler. Ben de bunu kabul etmedim. Aramızda tartışma yaşandı. Doktor hiçbir şekilde müdahalede bulunmadı ve çekip gitti. Bana yapılan bu tavır kişilik haklarıma bir saldırı olduğundan ilgililerden şikâyetçiyim. ”(İHD

*07.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Hasan Tekmir, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Mehmet Tekmir, 3 yıldır Bingöl cezaevinde bulunmaktadır. Cezası mahkeme tarafından onaylandı. Oğlumun sağlık durumu iyi değildir. Şuuru kapalıdır. Kimseyle konuşamıyor, yürüyemiyor şuan da devlet hastanesinde tedavi görüyor. Özürlü olduğuna dair raporu bulunmaktadır. Tüm bu nedenlerden dolayı oğlumun cezasının Cumhurbaşkanı affı kapsamında değerlendirilerek ertelenmesi için gerekli girişimlerin yapılmasını talep ederim.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*16.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Veysi Lala, şu beyanlarda bulundu: “Ben işsizdim ve iş arıyordum. İş ararken asker arkadaşımı gördüm. Bana İstanbul’a gidersen

67

Page 68: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

orada amcam var sana iş konusunda yardımcı olur dedi. Benim çocuğumda hasta olduğu için İstanbul’da tedavi görmesi gerekiyor. Arkadaşımın amcası olduğunu sandığım kişi ile tanıştım. Önce telefonla görüştükten sonra yanına gittik. Bana bir koli de verdi. İçinde ne olduğunu sorduğumda bana “çörek ve gıda var” dedi. Pirinçlik köyü yakınlarında arama oldu ve aramada bana verilen kolinin içinde esrar çıktı ve beni orada gözaltına aldılar. 30.03.2010 tarihinden beri cezaevindeyim. Mahkemeye çıkarıldım ve bana 6 yıl 4 ay ceza verdiler. Haksız yere cezaevinde bulunmaktayım. Cezaevinde çok kötü sağlık sorunları yaşamaktayım. 8 aydır Dicle Üniversitesi araştırma hastanesinde bekletildim ama hiçbir sonuç alamadım. Bana doktorlar ilaç yazdılar. Ama cezaevi yönetimi ilaçları alamayız dediler. Ancak dışarıdan ailen gönderebilir dediler. Hastalığım ilerlediği için beni Adana Balcalı hastanesine sevk ettiler. Oradan da hiçbir sonuç çıkmadı. Tedavi olmak ve sağlığıma kavuşmak istiyorum. Bu konuda sizden destek bekliyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*29.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Vahibe Lala, şu beyanlarda bulundu: “Benim oğlum Veysi Lala, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Oğlum cezaevinde hastalandı ve doktorlar tarafında böbrek üstünde ve boğazında kitle olduğu teşhisi konuldu. Oğlumun biran önce tedavi olması ve parça alınması gerektiği belirtildi. Oğlum Diyarbakır Dicle Üniversitesinde tedavi ediliyordu. Ancak daha sonra mahkûm koğuşu yok denilerek Adana iline sevk edildi. Oğlumla yaptığım görüşme sonucunda tedavisinin Adana’da da yapılmadığını yolda kelepçeli bir şekilde götürüldüğünü yemek verilmediğini ve ihtiyaçlarının karşılanmadığını belirtti. Bu nedenle Adana’ya gitmek istemediğini Diyarbakır’da tedavi olmak istemediğini söyledi. Ben oğlumun tedavi işlemlerini aksatan cezaevi yönetimi ve personellerinden ayrıca kendisini Adana İline götürürken ihtiyaçlarını karşılamayan ve kendisini aç bırakarak kötü muamelede bulunan görevlilerden şikâyetçiyim. Gerekli yasal işlemlerin yapılmasını talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*21.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Ağa Aldemir, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Hasan Aldemir, Ankara/Sincan 1 Nolu F Tipi cezaevinde bulunmaktadır. Kardeşim kalp hastası olup aynı zamanda açık kalp ameliyatı geçirmiştir. Kardeşim cezaevinde kalp krizi geçirmiş, hastaneye kaldırmamışlar. Rahatsızlandığı zaman gardiyanlar sorumlu komutana bildirdikleri halde komutan “boş verin hastalanmanın zamanı değil” deyip hakaretlerde bulunmuş ve tehdit etmiş. Kardeşime bir şey olursa sorumluları cezaevi yönetimidir. Bunlardan davacı ve şikâyetçiyim. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Muş E Tipi Cezaevi'nde 19 Aralık'ta PKK Lideri Abdullah Öcalan'a uygulanan tecrit ve devam eden operasyonları kınamak amacıyla bedenini ateşe veren ve yaralanan Memduh Değer, 8 arkadaşıyla birlikte farklı cezaevlerine sürgün edildi. Değer ile aynı koğuşta bulunan Aydın Elçi, Hekim Yıldız Tokat Cezaevi'ne, Mesut Çelebi, Kenan Gür Rize Cezaevi'ne, Kinyas Ataman, Şemsettin Özer Samsun Cezaevi'ne; Ahmet Karagöz ise Giresun Cezaevi'ne sürgün edildi. Konuyla ilgili olarak aileleri aracılığıyla açıklama yapan tutuklular, Memduh Değer'in eyleminden sonra arkadaşlarının sürgüne gönderildiğini belirterek, sürgüne gönderilen Memduh Değer'in halen tedavisinin dahi yapılmadığına dikkat çekti. (28.12.2011/DİHA)

AİLE GÖRÜŞÜ ENGELLENENLER*Muş'tan Van F Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan iki oğlunu görmeye gelen Besra Erol, çocuklarının kendisine verilmesi için bıraktığı elbiseleri almaya çalışırken, gardiyanın

68

Page 69: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

hakaretine maruz kaldığını kaydetti. Erol, "Elbise torbasını almaya çalışırken birden torbayı elimden aldı ve bana 'pislikler bırakın' diye bağırdı. Bana hakaret edemezsiniz diye karşı çıktıysam da bağırmaları ve hakaretleri bir türlü kesilmedi" dedi. Daha önce de cezaevine gönderdiği elbise ve ayakkabıların çocuklarına verilmeden tekrar geri gönderildiğini söyleyen Erol, yapılanların keyfi uygulamalar olduğunu ifade etti. Besra Erol, İHD Van Şubesi'ne başvurdu. Cengiz ve İlyas Erol kardeşler ise, kardeşleri Cahit Erol ile türlü bahanelerle görüştürülmediklerini söyleyip İHD'ye başvurdu. (04.01.2011/DİHA)

*31.01.2011 tarihinde şubemize başvuran Mehmet Cantos, şu beyanlarda bulundu: “Arkadaşım Bahtiyar Ali Diyarbakır D Tipi cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Belirli kişilerle görüşme hakkında benim adım da verilmiş. Yasal olan bu haktan yararlanmak istiyorum. Bu konuda İHD’den bana yardım etmesini istiyorum.” (İHD Diyarbakır)

*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki İbrahim Talat Güler 4 ay önce tutuklanarak cezaevine konuldu. Cezaevinde iki ay kalan Güler, 1 Mayıs'ta bulunduğu Başkale M Tipi Cezaevi'nde kalp krizi geçirdikten sonra Van Yüksek İhtisas Hastanesi'ne kaldırıldı. Burada ameliyata alınan Güler, ameliyattan sonra 4 gün kendinde olmasına rağmen daha sonra bitkisel hayata girdi. Buradan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi'ne sevk edilen Güler, bitkisel hayatta olmasına rağmen 48 gündür yoğun bakımda ailesinin görüşmesine dahi izin verilmiyor. Güler'in tahliye edilmesine yönelik yapılan başvurular da sonuçsuz kaldı. Doktorların artık kendine gelmesinin zor olduğunu belirttiği Güler'in ailesi ile görüşmesi dahi izin verilmiyor. Sadece savcılıktan özel izin ile oğlu Fatih Güler'in görüşüne izin verilirken, eşi ve diğer çocuklarının kendisini görmesine müsaade edilmiyor. Eşi ve çocukları 48 gündür hastane önünde beklerken, son olarak 15 Nisan'da Güler ailesi doktorların raporlarıyla birlikte Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e başvuruda bulunarak, en azından görüş iznine izin verilmesini talep etti. Yapılan başvuruya rağmen aileye halen bir cevap verilmezken, 48 gündür hastane önünde bir aracın içinde yatıp kalkan aile fertlerinin tek istekleri ise son günlerini yaşayan babalarını özgürce görmek. (19.05.2011/DİHA)

*23.06.2011 tarihinde şubemize başvuran Menduha Oğurlu, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Şeyhmus Oğurlu, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde 8 yıldır hükümlü olarak yatmaktadır. Bir aydan beridir oğlumla görüşemiyorum ve görüşmeyi yasaklamışlar. Nedenini bilmiyorum. Cezaevindeki arkadaşları ailelerine haber vermiş, ailelerde bana haber verdi. Oğlumun 1 haftadır hücreye konduğunu, yemek verilmediğini, işkence yapıldığını söylediler. Cezaevine gidiyorum oğlumu göstermiyorlar. Bana her türlü görüşün yasak olduğunu söylediler. Jandarmalar beni kovdu ve hakaretler yaptılar. Hacı diye bir gardiyana sordum “senin oğlun hücrede sesini çıkarma” dedi. Oğlumun hayatından endişe ediyorum. Oğlumdan sağlıklı bir haber alamıyorum. Oğlumla görüşmek istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ” (İHD Diyarbakır)

*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun tutuklu Şırnak Bağımsız Milletvekili Faysal Sarıyıldız'a tutuklu bulunduğu Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi idaresi tarafından, geçen ay "askeri ve siyasi operasyonların" durdurulması için cezaevinde yapılan açlık grevine katıldığı gerekçesiyle 4 ay açık görüş cezası verildi. Ailesi tarafından verilen bilgiye göre, cezaevi yönetiminin açlık grevine giren tüm siyasi tutuklulara 4 ay boyunca açık görüş cezası verdiği ve Sarıyıldız'ın milletvekili olmasına rağmen cezaevi idaresi tarafından Sarıyıldız’ın da 4 ay boyunca açık görüş hakkının elinden alındığı bildirildi. (25.06.2011/DİHA)

69

Page 70: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Van'da 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumu öncesi yapılan baskında 14 kişiyle birlikte gözaltına alınarak tutuklanan Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Halk Derneği Başkanı Ayhan Çevik'e, disiplin cezası verildiği kaydedildi. Muş E Tipi Cezaevi'nde kaldığı dönemde yaptığı açlık grevinden dolayı hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Çevik'e 2 ay açık görüş cezası verildi. Açık görüş nedeniyle Van F Tipi Cezaevi'ne giden Çevik'in ailesi, alınan karar gerekçe gösterilerek içeriye alınmadı. (21.07.2011/DİHA)

*Urfa E Tipi Cezaevi'nde bulunan PAJK'lı tutuklular gönderdikleri mektupta, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarına dikkat çekti. Cezaevinde her türlü baskı, gözdağı ve sindirmeye dönük uygulamalarla karşı karşıya bulunduklarını belirten PAJK'lılar, "Tutuklu ve hükümlü haklarımız, cezaevi idaresinin keyfi tutumuna bırakılmış ve bu fazlasıyla keyfiyet sahibi olan cezaevi idaresinin 'ne kadar ceza verirsem o kadar çok terbiye ederim' mantığıyla hak ihlalleri yaşanmaktadır" diye kaydetti. Sayım düzenine geçmedikleri gerekçesiyle ceza alan PAJK'lılar, "Öncelikle sayım düzenine geçmeyi kabul etmediğimiz için hakkımızda iki ayrı tutanak tutuldu ve iki ayrı ceza, infaz hakimliğinde onaylatıldı. Kürt halkının demokratik ve meşru hak taleplerini desteklemek amaçlı girdiğimiz dönüşümlü açlık grevi ile ilgili de birden fazla tutulan soruşturma tutanağıyla 3 ayrı iletişim cezası verildi ve bunlar onaylandı" denildi. Verilen cezalardan dolayı aileleriyle görüştürülmediklerini ifade eden PJAK'lılar, "Verilen bu cezalardan kaynaklı 3 aydır ailelerimizle açık görüş yapamıyoruz. Ayrıca Eylül'e kadar ailelerimizle yaptığımız telefaks hakkımız, mektup yollama-alma hakkımız elimizden alınmıştır. Yıl boyunca da açık görüş cezası devam edecektir" diye bildirdi. Annesi ve babası cezaevinde olan Agır'ın anne ve baba özlemini gidermesi amacıyla cezaevi idaresine başvuran PAJK'lılar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Bu cezalarla sadece bizler değil ailelerimiz ve sevdiklerimiz de cezalandırılmaktadır. 9 aydır annesinden koparılan 4 yaşındaki Agır verilen bu cezaların en büyük mağdurudur. Hem annesi hem de babasının cezaevinde oluşu üstünde onu tüm iletişim haklarından mahrum bırakan bu zihniyetin amacı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Tabi Agır'ın cezaevinde olan annesi Aynur Özak Şahin'in yanında kalma gibi bir hakkı da var. Cezaevi bu konuda bir sıkıntı çıkarmayacağının irade beyanında bizlere yaptı. Bir çocuğa özlemlerini gidermesinin adresi olarak kendisinin cezaevine girmesini önerdi! Onun da bir çocuk olarak, oyun alanlarından, arkadaşlarından, evinden kısaca özgürlük mekanından kopararak, yarı olarak büyüyeceği bir yer olan cezaevine girmesini önerdi! Ama en büyük cevabı veren cezaevine girmeyi reddederek, özlemlerini özgürlük mekanında büyütmeyi seçen Agır oldu." (29.07.2011/DİHA)

*Bitlis E Tipi Cezaevi'nde askeri ve siyasi operasyonları protesto etmek amacıyla girdikleri açlık grevi nedeniyle açık görüş cezası verilen tutukluların yakınları, söz konusu cezadan haberdar olduklarını ancak cezaevi idaresinin bazı aileleri telefonla arayarak açık görüşün yapılacağını aktardığını iddia etti. Cezaevine dün açık görüş için gittiklerini belirten tutuklu yakınlarından Rojda Öztürk, cezaevi idaresini “Kapalı görüş var mı, yok mu” diye aradığında tutuklu bulunan kardeşinin açık görüş cezaevi yasağı olmasına rağmen yetkililerin açık görüş olduğunu kendilerine söylediğini ifade etti. Tutuklu bulunan yakınlarının açlık grevinden dolayı 2’şer ve 4’er ay açık görüş cezası verildiğinden haberdar olduklarını belirten Öztürk, cezaevini sadece kapalı görüş günleri için aradıklarını, kendilerine “Açık görüş var” denildiği için 30’a yakın ailenin farklı illerden gelip yakınlarıyla görüşmeden geri döndüklerin söyledi. Açık görüş için cezaevi kapısına gelip çocuğuyla görüşmeden dönen anne Vesfiye Kiye de, cezaevi idaresinin kendilerini arayarak çocuğunun açık görüşü olduğunu söylediklerini bunun üzerine Van'dan kalkıp Bitlis'e geldiklerini söyledi. Kiye, cezaevine geldiklerinde yetkililerin kendilerine açık görüşün olmadığını söylediğini ve açık görüş için tüm itirazlarına rağmen izin verilmediğini belirtti. Tutuklu yakınları, 30’a yakın ailenin çocuklarıyla

70

Page 71: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

görüştürülmemesi üzerine görüş izni olan ailelerin de görüşe gitmeyerek destek verdiği belirtti. (05.09.2011/DİHA)

AVUKAT GÖRÜŞÜ ENGELLENENLER*Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan ve durumu ağırlaştığı için Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde kaldırılan kanseri hastası hükümlü Mehmet Aras'ın tahliye edilmesi için Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül nezdinde yapılan girişimler sonuç vermezken, İHD yöneticileri, Aras'ın son durumunu öğrenmek için bir heyetle Erzurum'a gitti. İHD MYK Üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Serdar Çelebi, Diyarbakır Şube Yöneticisi Av. Keziban Yılmaz ile İHD Iğdır Temsilcisi Av. Şaziye Önder, Aras'ı hastanede ziyaret etmek istedi. Ancak hastanede güvenliği sağlayan askerler tarafından geri çevrilen heyet, izin almak için Cezaevi Savcısı Ümit Efeoğlu ile görüştü. Aras ile görüşmek için izin talep eden İHD'liler, Savcı Ümit Efeoğlu'nun sert tutumuyla karşılaştı. Mahkumun avukat görüşünün dolduğunu ileri süren Efeoğlu, görüşmeye izin vermeyeceğini söyledi. Savcının tutumuna tepki gösteren İHD'liler ise, bu yaklaşımın keyfi bir yaklaşım olduğunu belirterek, savcı ile bir süre tartıştı. Heyet daha sonra ise, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı'na giderek, savcı Efeoğlu hakkında şikayette bulundu. (26.03.2011/DİHA)

TECRİT VE İZOLASYON*05.01.2011 tarihinde Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nden şubemize mektupla başvuran Nuri Akbulut şu beyanlarda bulundu: “Bilindiği gibi ben, arkadaşlarım Sıdık Biçer ve Mesil Demiralp ani bir sevkle Midyat M Tipi cezaevinden 17.10.2010 tarihinde Alanya L Tipi

71

Page 72: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

cezaevine getirildik. Ailem Nusaybin’de ikamet etmektedir. Aileden binlerce kilometre uzaklaştık. Diğer arkadaşlarımda öyledir. Aile görüş hakkımızı fiili olarak ortadan kalmış durumdadır. Bu sevkin hangi amaçla yapıldığını anlaşılmamaktadır. Ailelerimiz mağduriyet içindedirler. Bayan arkadaşlarımız olan Mesil Demiralp tek başıma kalmaktadır. Bu ceza evinde kadın tutuklu olarak tek başımadır. 46 gündür ben ve Sıdık Biçer arkadaş çok ağır bir tecrit durumunu yaşıyoruz. Yan yana gelemiyoruz, temas kuramıyoruz. Dar bir oda da günün 23 saati kapımız kapalı tutuluyor. Günde bir saat havalandırmaya yalnız başına çıkartılıyoruz. Bunun yanında askeri sayım gibi daha birçok kural ve kaide askeri cezaevini andıran uygulamalar yaşanmaktadır. 16 yıldır cezaevindeyim. Şu an mahpusluğum bir zumla dönüşmüş durumdadır. Hukukta öç almak, intikamcı yaklaşmak olmamalıdır. Midyat cezaevinden buraya sevk durumu, şu an yaşadığım şartlar bizden öç almak ve intikamcı yaklaşmak anlamına gelir. Buda insani ve hukuki değildir. Bundan dolayı ben ve Sıdık Biçer arkadaş 06.12.2010 tarihinden itibaren sürekli belli olmayan açlık grevine girmiş bulunuyoruz. Sizden duyarlılık bekliyor ve gereken duyarlılığı göstereceğine inanıyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*04.01.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır E Tipi Cezaevinden başvuran Herdem Kızılkaya şu beyanlarda bulundu: “Uzun bir dönemden beri cezaevlerinde genelgeyle yürürlüğe ve uygulamaya konulan sohbet ve ortak alanlar tüm cezaevlerinde hükümlü ve tutuklular için uygulanmaktadır. Ancak genelgenin tanımış olduğu bu haklardan, defalarca talepte bulunmamıza rağmen yararlanamamaktayız. Bu talebimiz cezaevi idaresince her defasında “güvenlik” gerekçesiyle reddedilmiştir. Bizce “güvenlik” geniş ve keyfi uygulamalara açık bir kavramdır. Genelgede haftada 10 saat sohbet ve ortak alanda bir araya gelinebilir denmesine rağmen bizler sohbet ve ortak alanları kullanamamaktayız. Bu hakkımız keyfi bir şekilde engellenmektedir. Kurumda bir araya gelinebilecek alanlar (hobi odası, spor salonu) mevcuttur. Buna rağmen bizler sadece hafta da bir kez, bir saat ve bir oda olarak spor salonundan yararlandırılmaktayız. Oysa genelgede bu tür etkinlikler için hafta da 10 saat uygun görülmüştür. Bizler sohbet ve ortak alan etkinliklerinden yararlanarak arkadaşlarımızla bir araya gelmek istiyoruz. Daha öncesinde cezaevinde sohbet ve ortak alanlar kullanılırken, bir anda kullanıma kapatılmasında bir anlamda söz konusu değildir. Tamamı ile keyfi uygulamalardır. Bizler iki ayrı odalarda kaldığımız arkadaşlarımızla genelgede belirtilen çerçevede bir araya gelerek ortak alan ve sohbet hakkımızı kullanmak istiyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*29.01.2011 tarihinde şubemize başvuran Adem Bayrak, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Atalay Bayrak, Rize Kalkandere Cezaevine nakil edildiğinden beri sürekli baskı tehdit ve şiddet görüyor. Adalet Bakanlığına ve bazı kurumlara bu sorunların giderilmesi için resmi girişimlerde bulundum. Bunları yaptıktan sonra cezaevindeki baskılar ve şiddet daha da arttı. Yapılan baskıların sebebi onlardan neden şikâyetçi olduğu öne sürülüyor. Ayrıca gardiyanların dışında tanınmayan şahıslar devreye sokuluyor. Biz ailesi olarak yaşamına yönelik risklerin olabileceği endişesini taşıyoruz. Oğlumun Rize cezaevinde kalması cezasını orda tamamlaması çok büyük bir problem olacaktır. Biz sorunların giderilmesi için resmi girişimlerde bulundukça, devamında farklı baskılar devreye giriyor. Bu nedenle oğlumun Güneydoğuda bir cezaevine nakil etmesini talep ediyoruz. Bu konuda kurumunuzdan destek bekliyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*03.03.2011 tarihinde Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nden şubemize başvuran Herdem Kızılkaya, şu beyanlarda bulundu: “1-Sohbet hakkımızı hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Gerekçe olarak odada 10 kişiden fazla olmamız gösteriliyor. Biz karşı çıkınca güvenlik gerekçesi ile bu hakkımızı kullandırmayacaklarını belirttiler.

72

Page 73: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

2–8 kişi kapasiteli odada 20 kişi kalıyoruz. Adli suçluların kaldığı 24 kişi kapasiteli bir oda var. 14 kişi kalıyor. Bu odayı istedik, değişimi ancak verilmedi. Bu oda dışında kullanılmayan odalar var. Bunları da bizim için ayarlamadılar. Bu konuda ki taleplerimize bu cezaevinin adli suçlulara göre dizayn edildiğini söylediler. Birinci müdür ile görüştüğümüzde bu cezaevinde siyasileri istemediğini ancak bizim gönderme yetkimiz olmadığını, .istersem size oda açarım. Ancak açmayacağım, buradan gitmenizi istiyorum dedi.3-Sohbet ve hobi hakkımız ile ilgili müdür ile görüşlüğümüz de genelgeye rağmen sohbet hakkımızı kullandırtmayacağını, bu konu da yetki bende benim dışımda kimse size bu konuda yardım edemez. Nereye şikâyet ederseniz edin siz haksız çıkarsınız dedi.4–8 Mart için müdürle konuşmaya gittik. Bütün cezaevlerinde bu güne özel etkinlikler yapıldığını önceki cezaevlerinde yetkililerle beraber kutladığımızı söyledik. Ancak müdür 8 Mart’ın kendisi için hiçbir anlamı olmadığını bir araya getirmeyeceğini söyledi. Bütün hukuki yolları deneyeceğimizi söylediğimizde savcılığın kendi ifadesini aldığını ve kendi lehine karar çıktığını söyledi.5-Daha öncede Adalet Bakanlığına yaptığımız başvuru sonucunda gelen cevaplarda bakanlık cezaevine müfettiş gönderdiğini, idare ile müfettişlerin görüştüğünü ve ciddi sorunların tespit edilmediğini belirtmişler. Gelen müfettişler bizlerle görüşmedi cevapta kendi sorunlarınızı diyalog yolu ile halletmemiz gerektiğini belirtmiş.6-Yaşadığımız sağlık sorunlarında da çok acil bir durum olmadığında hastaneye sevk edilmiyoruz. Ölüm döşeğine düşmeden neredeyse hastaneye sevk edilmiyoruz.Şimdiye kadar sorunları boş yere basına yansıtmak istemiyorduk. Ancak arkadaşlarımız ile isyan noktasına geldik. Yerin dar olması, spor şansı olmadığından yaşam alanımız yok. Bu sorunlar ile ilgili cezaevi idaresi ile diyalog kuramıyoruz. Yaşadığımız tüm sorunlarda ve şikâyetlerimizde sorunların çözümünde en büyük engel birinci müdür Celalettin Gonca’dır. Savcı da karar verirken müfettişte sadece müdür ile görüşüyor. Müdür bizimle görüştüğünde özellikle biz siyasi tutuklulara karşı ayrı bir nefret bir öfke içeren tavırlarda bulunuyor. Özellikle birinci, müdür bizi isyana teşvik etmeye çalışır niteliktedir. Tüm başvurularımız bakanlık ve savcılıkça sürekli ret edildiğinden daha rahat hareket etmekte son görüşmemizde Celalettin Gonca’ya siz kendinizi Esat Oktay’ın yerine koyuyorsunuz. Her şey de kendinizi yetkili görüyorsunuz dedim. İHD den hukuki destek talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*03.05.2011 tarihinde şubeye başvuruda bulunan Eyüp Aydın şu beyanlarda bulundu. “Ağabeyim Bilal Aydın Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı cezaevinde kalmaktadır. Haftalık telefon görüşmesi için evi aradı, telefonda Serhan Eskin ile Azad Eskin kardeşlerin 2 aydır hücrede tutulduklarını Serhan’ın kalp hastası olduğu tedavisinin yapılmadığı, maddi sıkıntı yaşadıklarından dolayı da sıkıntı yaşadıklarını ve baskıların olduğunu söyledi.” (İHD Siirt)

*Türkiye'deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere yönelik geliştirilen baskı, hak ihlali ve keyfi uygulamalar kamuoyundaki yerini koruyor. Çeşitli zamanlarda Yüksekova, Ağrı, Doğubayazıt ve Diyadin'de "KCK" adı altında yapılan operasyonlarda tutuklanan ve AĞrı M Tipi Cezaevi'ne götürülen biri hükümlü 12 tutuklunun havalandırması olmayan 20 metrekarelik bir odada tutulduğu belirtildi. Ağrı M Tipi Cezaevi'nden Adem Varol, Fırat Tanrıverdi, Ömer Polatlı, Edip Akkoyun, Erman İlboğa, Gürkan Akşit, Levent Önder, Cüneyt Bilgi, Orhan Yerlikaya, İsmet Halat, Engin Göktaş ile Mehmet Selim Gürdal adına ajansımıza gönderilen ortak mektupta 20 metrekarelik odada 12 kişinin kaldığı belirtilerek, koşullardan dolayı kalp hastası olan bir tutuklunun hayati tehlikesinin olduğu kaydedildi. Ayrıca mektupta kendileri hakkında bilgi almak için cezaevini arayan ailelere yetkililer tarafından "Bilgi vermek yasak" cevabı verildiği ileri sürüldü. "20 metrekarelik ve havalandırması olmayan bir tecrit odasında bulunmaktayız" denilen mektupta tutuklular şunları kaydetti: "Sohbet, kitap,

73

Page 74: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

gazete ve spor gibi olanaklardan mahrumuz. Hava almamanın yanı sıra yanı başımızda bulunan yemekhanenin kokusu ve odanın içinde bulunan banyo ile lavabo kokusu bizi ciddi anlamda rahatsız etmektedir." Kalp hastası olan bir arkadaşlarının havasızlıktan ötürü iki kez bayıldığı ifade edilen mektupta, arkadaşlarının ayrıca ilacını düzenli bir şekilde alamadığının altı çizildi. 2006 yılı Eylül ayında gözaltına alınan ve 15 yıl ceza alan M. Selim Gürdal isimli arkadaşlarının da Van F Tipi Cezaevi'nden bulundukları cezaevine nakledildiği belirtilen mektupta, "Gece saat 03.00 sıralarında cezaevine getirilen arkadaşımız nizamiye kapısında cezaevi müdürü ile orada bulunan rütbeli komutanlar tarafından 'taraflımısın, tarasız mısın' diye sorulmuş. 'Ben siyasi bir hükümlüyüm' diyen arkadaşımıza siyasi koğuş olmasına rağmen, burada siyasi koğuş yok denilerek adli tutukluların bulunduğu koğuşa götürülmek istenmiş. Bunu kabul etmeyen arkadaşımız tek kişilik hücreye alınmayı istemiş. Sonra siyasi tutukluların olduğu koğuşa getirilmiş. Arkadaşımız sağlık koşullarından başka bir cezaevine naklini istemiş ancak bu sefer de sevk karşılığında 500 TL para istenmiş" denildi. (08.05.2011/DİHA)

*13.05.2011 tarihinde şubemize Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevinden başvuran Selçuk Yıldızhan, şu beyanlarda bulundu: “Ben 15.09.2010 tarihinde İstanbul’da tutuklandım. Halen tutuklu bulunmaktayım. Hakkımda “PKK’ye üye olma, patlayıcı madde bulundurmak, nakletmek” iddialarıyla dava açılmış durumdadır. Hiçbir somut delile dayanmayan soyut iddialar çerçevesinde suçlanıyorum ve yargılanıyorum. Zaten TMK yasası adı altında yürütmeye konulan maddeler ile polisler artık yoldan geçen herkesi her an gözaltına alabilirler ve yıllarca cezaevinde tutabilirler. Bende bunlardan sadece biriyim. Beşiktaş 1. ağır ceza mahkemesinde yargılanıyorum. 05.04.2011 tarihinde ilk mahkemeye çıkacağım. (Dosya no: 2010/332) ve benim avukatım var. Benim bir diğer sorunum sağlık sorunuyla ilgilidir. Ben %71 görme engelliyim. Bu durumum bakanlık tarafından onaylanmış, rapor edilmiştir. Söz konusu raporlarım ailemin yanındadır. Görme sıkıntısı yaşadığım için kitap vb. kaynakları okuyamıyorum. Bundan dolayı psikolojik rahatsızlıklarım oluşmaya başladı. Bulunduğum cezaevi idaresi benim dışımda beni “kendilerini bağımsız olarak ifadelendiren” iki kişinin yanında zorla tutuyorlar. Tüm taleplerime rağmen beni istediğim arkadaşlarımın yanına vermiyorlar. Hem hukuksuzluk yapıyorlar hem de benim yaşamımı tehlikeye atıyorlar. Devletin var olan anti-demokratik yasaların mağduru olarak içeri tıkılmanın yanında bir de idarenin keyfi uygulamaları eklenince yaşadığım sıkıntı ve hastalık katlanıyor. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*17.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Mizgin Aksu, şu beyanlarda bulundu: “Ben 17 Nisan 2011 tarihinde tutuklanarak Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevine getirildim. Şuan da bağımsızların koğuşuna götürüldüm. Ancak ben rızam dışında bu koğuşta kalıyorum. İtiraz etmeme ve koğuşumun değiştirilmesine ilişkin birçok dilekçe verdim. Ancak yaşımın küçük olmasını gerekçe gösterilerek beni B–2 (siyasi tutukluların bulunduğu koğuş) koğuşuna vermek istemiyorlar. Ben koğuşumun değiştirilmesi için sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*Bölgede son 3 aydır bir furya halinde bini aşkın kişinin tutuklanmasının ardından tutuklulara balık istifi muamelesi yapılıyor. Son olarak Malatya E Tipi Cezaevi'nde yaşadıkları hak ihlallerini duyurmak için yakınları aracılığı ile bir açıklama yapan tutuklu ve hükümlüler, 10 kişilik hücrelerde 25 kişi kalmaya zorlandıklarını ve bir yatakta 3 kişi yatmak zorunda kaldıklarını söyledi. Herşeyin yasak olduğu cezaevinde yasal yayın olan Azadiya Welat gazetesi ve Bejan Matur'un "Dağın Ardına Bakmak" adlı kitabı toplatma kararı olmamasına rağmen tutuklulara verilmediğini ifade eden tutuklular, günlük gazetelerin ise düzenli

74

Page 75: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

verilmesi gerekirken haftada sadece iki gün verildiğini belirtti. "Bu cezaevinde neredeyse nefes almak bile yasak hale geliyor" diyen tutuklular, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan siyasi hükümlü Ömer Hayri Konar'ın tek kişilik koğuşta tutulması gerekirken cezaevinde tek kişilik koğuş bulunamadığı gerekçesiyle yaklaşık 10 gündür havalandırma sorunu olan hücrede tutulduğunu belirtti. Açıklamada, Konar'ın Adalet Bakanlığı'na nakil için başvuru yapılmasına rağmen başvurusunun reddedildiği belirtildi. (27.05.2011/DİHA)

*23.06.2011 tarihinde şubemize başvuran Menduha Oğurlu, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Şeyhmus Oğurlu, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevinde 8 yıldır hükümlü olarak yatmaktadır. Bir aydan beridir oğlumla görüşemiyorum ve görüşmeyi yasaklamışlar. Nedenini bilmiyorum. Cezaevindeki arkadaşları ailelerine haber vermiş, ailelerde bana haber verdi. Oğlumun 1 haftadır hücreye konduğunu, yemek verilmediğini, işkence yapıldığını söylediler. Cezaevine gidiyorum oğlumu göstermiyorlar. Bana her türlü görüşün yasak olduğunu söylediler. Jandarmalar beni kovdu ve hakaretler yaptılar. Hacı diye bir gardiyana sordum “senin oğlun hücrede sesini çıkarma” dedi. Oğlumun hayatından endişe ediyorum. Oğlumdan sağlıklı bir haber alamıyorum. Oğlumla görüşmek istiyorum. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır)

*18.07.2011 tarihinde şubemize başvuran Hacı Yardımcı, şu beyanlarda bulundu: “Kızım Remziye Yardımcı, yaklaşık 5 yıldır tutukludur. Yaklaşık olarak 9 aydan beri Uşak E Tipi Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Uşak ilinin, ikamet ettiğim Diyarbakır iline mesafe olarak uzak olması nedeni ile kızımı görmeye gitmem mümkün olamamaktadır. Maddi olarak çok kısıtlı koşullarda yaşamaktayız ve ailemin geçimini sağlamak konusunda büyük zorluklar yaşamaktayım. Yine sağlık koşullarım da uzun yolculuk yapmama elverişli değildir. Ayrıca kızım 7 aydır tek kişilik hücrededir. Kızımın uzun süre yalnız kalması psikolojisini bozmuştur. Bu durum bizi de fazlası ile üzmektedir. Belirtmiş olduğum hususlar çerçevesinde kızımın, ikamet ettiğimiz Diyarbakır ili veya Diyarbakır’a yakın illerden Mardin, Batman, Muş birine naklinin sağlanmasını talep etmekteyim.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi’ne, Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nden bir mektup gönderildi. İsmini açıklayamadığımız 3 kişi tarafından kaleme alınan mektupta, cezaevinde küçük çocuklara ‘cinsel taciz’ uygulandığı iddia edildi. Mektupta, genel seçimlerden sonra ‘taş attıkları’ gerekçesiyle Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’ne 8 çocuğun getirildiği belirtilerek, “Yaklaşık 20-30 gün önce bulunduğumuz cezaevine 8 çocuk getirildi. Bu çocukları önce ‘çatı katı’ dediğimiz havalandırması, yemekhanesi olmayan tek gözlü küçücük bir odaya aldılar. Biz bunun doğru olmadığını cezaevi idaresine iletip, daha düzgün koşullarda bir yere alınmalarını istedik. Bunun üzerine çocuklar çatı katından alınıp, hücrelerin altındaki basık-alçak tavanlı bir odaya aldılar” denildi. Küçük yaştaki çocukların tutulması için uygun olmayan cezaevinde her türlü kötü muamelenin yaşandığına dikkat çekilen mektupta şu çarpıcı ifadelere yer verildi: “Yaşça o 8 çocuktan büyük olan ve sokaktan alınarak getirilen başka bir çocukta onların yanına yerleştirildi. Edindiğimiz bilgiye göre çocuklar bu kişinin haksızlıklarına, hakaretlerine ve cinsel tacizine maruz kalıyorlar. Bu durumu idareye defalarca bildirmemize rağmen, konu geçiştiriliyor. Bizimle aynı davadan dolayı cezaevinde bulunan bu çocukların bizimle birlikte spor, sohbet ve görüşmelere çıkabilmesi için koşulların yaratılmasını istedik. Taleplerimiz görmezden geliniyor. İdare bize, ‘onların anası, babası, kardeşi değilsiniz’ şeklinde yanıtlar vererek, bizi ‘sürgünle’ tehdit ediyor. Bu çocukların biri hariç diğerleri çok küçük, eğer bir önlem alınmazsa bunların hayatları kararacak” İHD Genel Merkez Yöneticisi Necla Şengül, mektupta kendilerine bildirilenlere ilişkin ‘acilen bir girişimde bulunacaklarını kaydederek, “Bu 8 çocuğun daha sağlıklı bir ortama

75

Page 76: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

yerleştirilmesi için muhatap mercilere başvurularımızı en kısa sürede yapacağız. İnsan hakları açısından zaten 18 yaş altı çocukların büyüklerin tutulduğu cezaevinde tutulmaları uygun değildir. İdarenin derhal bu durumu araştırması ve tedbir alması gerekmektedir. İHD Siirt Şubemiz, konunun en yakın takipçisi olacaktır” dedi. Geçtiğimiz yıl, Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'nde tecavüz zanlısı İlhami Çolak'ın cezaevinde adli suçtan tutuklu bulunan 6 çocuğa tecavüz ettiği iddia edilmişti. (27.07.2011/ANF)

*23.06.2011 tarihinde Siirt E Tipi Kapalı cezaevinde bulunan Yılmaz Taruk mektupla şubemize başvuruda bulunarak, maruz kaldığı baskı ve yaklaşımlardan dolayı açlık grevine girdiğini, görüşmek istediğini talep etmiştir. Kendisiyle görüşmeler yapıldı, psikolojik sorunlar da yaşadığı tespit edildi. (İHD Siirt Şubesi)

*09.08.2011 tarihinde şubemize Şanlıurfa E Tipi Cezaevinde başvuran Azize Yağız, şu beyanlarda bulundu: “Ben 11 aydır, örgüt üyeliğinden dolayı tutukluyum. Keyfi bir şekilde tutulmaktayım. Kışın kaloriferler yakılmıyor, sıcak su verilmiyor, yemekler hep aynı veriliyor. Kitap, dergi ve gazete yasal olmasına rağmen tarafımıza verilmiyor. İki aydır mektup iletişim cezam olduğunu, gerekçesi ise; açlık grevine girmemiz gösteriliyor. Aynur Özak Şahin, adında tutuklu bir arkadaşımız var. Eşi de cezaevindedir. 4 yaşında bir çocuğu var. Ancak tüm taleplerimize rağmen içeri alınmıyor. 6 yaşında küçüklerin annelerinin yanında kalabilir. Çocuk en azında haftada bir kez annesinin yanında kalabilir. Arkadaşlarımızdan biri saçlarını kesmek istedi, ancak idarenin ceza vermesi tehdidi ile izin verilmedi. Doktor hafta da bir kez cezaevine geliyor. Yalnız sevkler olduğu zaman 2 sonra geliyor. Revire ancak çok ağır ve acil durumlarda sevk ediliyoruz. Hastaneye sevklerimiz 1 ya da 2 ay sonra gerçekleşiyor. 8 kişilik odalarda 23 kişi kaldık. Aramızda çok ağır hastalar yoktur. Birçok arkadaşımız sürgün edildi. Mahkemeye ring aracı olmadığını öne sürere götürülmüyoruz. İletişim cezamız olduğunda ailelerimizle de görüşemiyoruz. Ayrıca açık görüş cezamız da var. Su belirli saatlerde veriliyor. Bu da bizde içecek ve yıkanma sıkıntısı yaratıyor. Çocuk tutuklular cezaevi uygulamaları protesto etmek için açlık grevi başlatmıştı. Askerler tarafından havalandırmalarda taş atılmış ve sözlü tacizlerde bulunulmuştur. Cezaevinde kıyafetlerimize de karışıyorlar. Her kıyafetten 3’er tane verilmiştir. Bu da bizde sıkıntı yaratmıştı.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Tahliyelerine az kaldığı ve başka cezaevlerinde yer olmadığı gerekçeleri ile Diyarbakır'ın Lice İlçesi Yarı Açık Cezaevi'ne nakledildiklerini söyleyen 20'yi aşkın PKK'li tutuklu, yarı açık cezaevi olması itibarı ile daha insani ve olumlu koşullarda yaşayacaklarını beklerken, hiçbir cezaevinde karşılaşmadıkları yönelimler ile karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Ailelerinin aracılığıyla DİHA'ya mektup gönderen 18 PKK'li, cezaevlerine yönelik yeni bir konseptin dayatıldığını, bu konsept kapsamında savcı, asker ve cezaevi idaresi tarafından faşizan yönelimlere maruz kaldıklarını bildirdi. 12 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri'nde Lice halkının tercihini kimliğinden ve özgürlüğünden yana kullanmasından sonra özelikle savcının durumu kabullenemediğini ve kendilerine yönelik baskıların dozajının artırıldığına dikkat çeken PKK'li tutuklular, gönderdikleri mektupta baskılara ilişkin şunları belirtti: "Savcı gittiği güne kadar bizimle uğraştı. Yeni gelen savcı görüşme talebimize cevap vermedi. Adeta yüksek güvenlikli cezaevlerindeki koşullar dayatılıyor. Verilen sözlerin hiçbiri tutulmuyor. Haklarımız gasp edildiği gibi, Bakanlık genelgesinde bize verilen haklarımız da 'imkanlarımız yok' denilerek verilmiyor. Hasta arkadaşlarımızın tedavileri yapılmıyor, hastaneye sevk edilen arkadaşlarımız 3 ya da 4 ay gecikme ile hastaneye götürülüyor. Karavana çıkmadığı gibi, ailelerimizin getirdiği yiyecekler de keyfi olarak verilmiyor." Cezaevi idaresi ile açık görüşlerin süresi konusunda anlaşmalarına rağmen, açık görüş esnasında araçlar ile cezaevinin önüne asker yığarak provokasyon yaratılmaya çalışıldığını belirten tutsaklar, "Diyarbakır

76

Page 77: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Cezaevinde uygulanan vahşet burada da hayata geçirilmek isteniyor. Arkadaşlarımız mahkeme ve hastanelere asker işkencesi ile götürülüyor. İtiraz ettiğimizde 'istemiyorsanız gitmeyin' diyorlar. V.Z. adlı gardiyan, 'Siz PKK'lileri bana bırakın ben bunları adam ederim, onların dilinden ben anlarım' diyerek, provokasyona çekmek istiyor. Ayrıca bu gardiyanın hakaretleri ve tehditleri yetmezmiş gibi düzmece tutanakları ile arkadaşlarımıza davalar açılmaktadır. Benzer bir tutanakla Ahmet Yavuz adlı arkadaşımıza hücre cezası verildi" diye kaydetti. Tutsaklar ayrıca kendilerine uygulanan baskıların bir benzerinin de ailelerine dayatıldığını, görüşe gelen ailelerin kışın yağmur altında yazın da güneş altında saatlerce tutulduğunu aktardı. (13.08.2011/DİHA)

*Bitlis E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan 10 çocuk, devam eden askeri ve siyasi operasyonları kınamak amacıyla önceki gün açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Aileleri aracılığıyla açıklama yapan çocuklar, son zamanlarda Kürt halkı üzerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, baskılara karşı kamuoyu oluşturmak amacıyla açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Açlık grevinin başlamasından sonra 2 arkadaşlarının tek kişilik hücrelere atıldığını da dile getiren çocuklar, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. (12.08.2011/DİHA)

*Osmaniye T Tipi Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerine ilişkin İHD Mersin, Adana, Tarsus, Antep, İskenderun ve Hatay şubeleri tarafından cezaevi önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya BDP Antep İl Örgütü üyeleri ve tutuklu yakınlarının yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı. Ortak açıklamayı yapan İHD Mersin Şube Başkanı Ali Tanrıverdi, AKP Hükümeti'nin Kürt halkının seçilmiş yasal temsilcilerinden sonra yasal partilere, kültür merkezlerine, yerel yönetimlerde faaliyet sürdüren herkesi cezaevinde koyduğunu belirterek, yapılan baskıların bir an önce durdurulması gerektiğini söyledi. Kürt devrimci, demokrat gençlere karşı tecrit, işkence, ceza ve keyfi uygulamaların her geçen gün arttığını söyleyen Tanrıverdi, "Hapishane içerisindeki en küçük bir hak mücadelesi tecrit, görüş ve iletişim yasağı, doktora çıkarmama darp ve işkenceyle karşılanıyor. Görüşçülere çıkarılan zorluklar, sevklerde yapılan işkence ve kötü muameleler, çıplak arama dayatmaları çocuk hapishanelerinde yaşanan taciz ve tecavüz vakaları mahpus yakınlarını ve biz insan hakları savunucularını endişeleşmektedir" dedi.Osmaniye T Tipi Cezaevi'nde 12 Eylül dönemini aratmayan baskı ve zulmün yaşandığını belirten Tanrıverdi, bu cezaevinin Diyarbakır, Mamak, Metris zindanlarına dönüştürülmeye çalışıldığını söyledi. Görüşe giden kadın tutukluların insanlık dışı taciz boyutuna varan uygulamalara maruz kaldığını söyleyen Tanrıverdi, "Kadınların saçlarının tek tek aranarak darmadağın edildiği, ince korse ve çorabın tamamıyla yasaklandığı, sutyen demirlerinin kesilerek ve paramparça edilerek çıkarıldığı anlaşılmaktadır" diye konuştu. Tutuklu yakını Ramazan Gümüş ise, 2 aydan fazla bir süredir cezaevinden haber alamadığını belirterek, tutukluların tüm insanlık dışı uygulamalarla karşı karşıya olduklarını söyledi.Süheyla Taş adlı tutuklu yakını ise, oğlu Raşit Taş'ın yaşamından endişe duyduğunu ifade ederek, tutukluların çok zor şartlarda kaldığını, yetkililerin acilen bu duruma müdahale etmesi gerektiğini söyledi. (23.09.2011/DİHA)

*Aileleri aracılığıyla açıklamada bulunan Erzurum H Tipi Cezaevi'nde bulunan siyasi tutuklu kadınlar, üzerlerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Özelikle son zamanlarda sözlü ve fiziki tacizlerin arttığına dikkat çeken kadınlar, 12 Eylül'de yaşanmayan uygulamaların yaşandığına dikkat çekti. Kadınlar açıklamasında, "son zamanlarda üzerimizdeki baskılar ciddi bir şekilde arttı. Görüşe gelen ailelerimizin üstleri iki kez aranıyor ve çırılçıplak soyulmaktadır. İçerde ise bizler sözlü ve fiziki tacize uğruyoruz. Artık her şey keyfi olarak yapılıyor. Havalandırma saatleri keyfi olarak süresi kısaltılıyor. Bazen günde iki kez koğuşlara baskın yapılarak aramadan geçiriliyor. Hastane sevkleri

77

Page 78: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

sırasında sözlü ve fiziki tacize uğruyoruz. En demokratik tepkiye bile hücre cezaları veriliyor" denildi. Baskılara karşı görüşe çıkmama gibi demokratik tepkilere dile getirdiklerini belirten açıklamada, baskılara karşı başta İnsan Hakları Kuruluşları olmak üzere duyarlılık çağrısı yapıldı. (04.10.2011/DİHA)

*Bafra A3 Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Doğan Yalçın adlı tutuklu, yaşadıkları sorunlara ilişkin İHD ve MAZLUMDER Batman şubelerine mektup gönderdi. Yaklaşık 16 yıldır PKK davasından tutuklu bulunan Yalçın, söz konusu süre zarfında birçok cezaevinde kaldığını ve en son götürüldüğü Bafra A3 Kapalı Cezaevi'nde bir yıldır tek kişilik bir hücrede tutulduğunu kaydetti. Durumuna ilişkin daha önce Adalet Bakanlığı, Cumhuriyet Başsavcılığı ve Ceza İnfaz Hâkimliği'ne de şikayet dilekçeleri yazdığını ancak, dilekçelerine cevap verilmediğini ifade eden Yalçın, insan hakları örgütlerinden durumuna ilişkin duyarlılık çağrısında bulundu. Yalçın mektubunda şunları dile getirdi: "Bir yıldır tek başıma hücrede tutuluyorum. Güya ellerinde beni alabilecekleri başka boş bir yer yok olmasındanmış. Bu idareyi hiçbir zaman haklı çıkaramaz. Çünkü idarenin böyle bir şey yapmasına ne yetkisi ne de görevi söz konusudur. Baştan sona kadar idare bu konuda yanlış yapmıştır. Prosedüre aykırı davranmıştır. Yasalarda 'yer olmadığı zaman mahkûmlar hücrelerde tutulacaktır' diye ilave bir madde yoktur. Buna rağmen yinede idare 'burada başka boş yer yoktur' gibi gerekçelerle mahkûmları hücrelerde tutuyor." Mektubu fazla uzatmanın anlamı da olmadığını kaydeden Yalçın, yetkililere ve kurumlara söz konusu durumlar konusunda duyarlılık çağrısında bulundu. (12.10.20117DİHA)

* Erzurum H Tipi Cezaevi'nde kalan siyasi tutuklular adına yazılı açıklama yapan Erhan Kaya ve Cemal Vatandaş, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin giderek arttığına dikkat çekerek, tecride son verilmesi için Başbakanlığa ve Adalet Bakanlığına dilekçe ile başvurduklarını duyurdu. Yapılan başvurulardan sonra tutuklulara "ziyaret, sohbet, mektup iletmeme yasağı" gibi cezaların verildiği belirtilen açıklamada, "Öcalan üzerindeki tecrit halen devam etmektedir. Bizler bu uygulamaya karşı yetkilileri uyarmak amacıyla dilekçe verdik. Ancak çözüm yerine cezalar verilmeye başlandı. Bizler bu cezalara asla boğun eğmeyeceğiz. Bunun için uyarı amaçlı olarak 28 Kasım'daki görüşlere çıkmama kararı aldık. Uygulama devam etmesi durumunda demokratik tepkilerimize devam edeceğiz" denildi. Açıklamada son günlerde farklı cezaevlerinde yaşanan sürgünlerle birlikte 3 kişilik koğuşlarda artık 9 kişinin kaldığına da vurgu yapılan açıklamada, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yapıldı. (24.11.2011/DİHA)

HABERLEŞME v.b. HAKLARI ENGELLENENLER*03.03.2011 tarihinde Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi’nden şubemize başvuran Herdem Kızılkaya, şu beyanlarda bulundu: “1-Sohbet hakkımızı hiçbir şekilde kullanamıyoruz. Gerekçe olarak odada 10 kişiden fazla olmamız gösteriliyor. Biz karşı çıkınca güvenlik gerekçesi ile bu hakkımızı kullandırmayacaklarını belirttiler.

78

Page 79: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

2–8 kişi kapasiteli odada 20 kişi kalıyoruz. Adli suçluların kaldığı 24 kişi kapasiteli bir oda var. 14 kişi kalıyor. Bu odayı istedik, değişimi ancak verilmedi. Bu oda dışında kullanılmayan odalar var. Bunları da bizim için ayarlamadılar. Bu konuda ki taleplerimize bu cezaevinin adli suçlulara göre dizayn edildiğini söylediler. Birinci müdür ile görüştüğümüzde bu cezaevinde siyasileri istemediğini ancak bizim gönderme yetkimiz olmadığını, .istersem size oda açarım. Ancak açmayacağım, buradan gitmenizi istiyorum dedi.3-Sohbet ve hobi hakkımız ile ilgili müdür ile görüşlüğümüz de genelgeye rağmen sohbet hakkımızı kullandırtmayacağını, bu konu da yetki bende benim dışımda kimse size bu konuda yardım edemez. Nereye şikâyet ederseniz edin siz haksız çıkarsınız dedi.4–8 Mart için müdürle konuşmaya gittik. Bütün cezaevlerinde bu güne özel etkinlikler yapıldığını önceki cezaevlerinde yetkililerle beraber kutladığımızı söyledik. Ancak müdür 8 Mart’ın kendisi için hiçbir anlamı olmadığını bir araya getirmeyeceğini söyledi. Bütün hukuki yolları deneyeceğimizi söylediğimizde savcılığın kendi ifadesini aldığını ve kendi lehine karar çıktığını söyledi.5-Daha öncede Adalet Bakanlığına yaptığımız başvuru sonucunda gelen cevaplarda bakanlık cezaevine müfettiş gönderdiğini, idare ile müfettişlerin görüştüğünü ve ciddi sorunların tespit edilmediğini belirtmişler. Gelen müfettişler bizlerle görüşmedi cevapta kendi sorunlarınızı diyalog yolu ile halletmemiz gerektiğini belirtmiş.6-Yaşadığımız sağlık sorunlarında da çok acil bir durum olmadığında hastaneye sevk edilmiyoruz. Ölüm döşeğine düşmeden neredeyse hastaneye sevk edilmiyoruz.Şimdiye kadar sorunları boş yere basına yansıtmak istemiyorduk. Ancak arkadaşlarımız ile isyan noktasına geldik. Yerin dar olması, spor şansı olmadığından yaşam alanımız yok. Bu sorunlar ile ilgili cezaevi idaresi ile diyalog kuramıyoruz. Yaşadığımız tüm sorunlarda ve şikâyetlerimizde sorunların çözümünde en büyük engel birinci müdür Celalettin Gonca’dır. Savcı da karar verirken müfettişte sadece müdür ile görüşüyor. Müdür bizimle görüştüğünde özellikle biz siyasi tutuklulara karşı ayrı bir nefret bir öfke içeren tavırlarda bulunuyor. Özellikle birinci, müdür bizi isyana teşvik etmeye çalışır niteliktedir. Tüm başvurularımız bakanlık ve savcılıkça sürekli ret edildiğinden daha rahat hareket etmekte son görüşmemizde Celalettin Gonca’ya siz kendinizi Esat Oktay’ın yerine koyuyorsunuz. Her şey de kendinizi yetkili görüyorsunuz dedim. İHD den hukuki destek talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*Van TUYAD-DER Başkanı İbrahim Ete, Bitlis E Tipi Cezaevi'ne açık görüşe gittiği için birçok ailenin kendisine para vererek, çocuklarına yatırmalarını istediğini belirtti. Ete'nin iddiasına göre, cezaevi yönetimi "kasa limiti dolu" gerekçesi ile paraların hesaplara yatırılmasını kabul etmedi. Bunun üzerine Ete, cezaevinde bulunan Cihan Asi, Pelin Yılmaz, Kamile Atabay ve Nazlı Saygın'ın ailelerin verdiği paraları yatıramadı. Böyle bir uygulamayla ilk kez karşı karşıya kaldığını belirten Ete, yapılanın yasal olmadığını söyleyerek, konuyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'na suç duyurusunda bulunacağını dile getirdi. Açık görüşlerde ayda bir cezaevine gittiğini belirten Ete, "Gitmeden önce 6 tutuklunun ailesi bana çocuklarına para yatırmaları için para verdi. Ben de tutukluların hesaplarına para yatırmak istedim. Ancak 2 kişiye para yatırdıktan sonra parayı alan gardiyan bana 'Kasa limitimiz doldu. Bundan sonra para alamayız. Eğer istersen parayı bırak yarın yatırırız. Gelecek ziyarette de dekontlarını sana veririz' dedi. Ben de uygulamayı kabul etmedim. Hatta bazı aileler daha vardı. Onlar da yatıramadan geri döndü. Ayda bir açık görüşlere gittiğimiz için özelikle para yatırmak istediğim Cihan Asi, Pelin Yılmaz, Kamile Atabay ve Nazlı Saygın'ın da bulunduğu birçok tutuklu parasız kaldı. Bu büyük bir hukuksuzluktur. İlk kez böyle bir uygulamayla karşı karşıya kaldık" diye konuştu. (11.03.2011/DİHA)

* Dicle Haber Ajansı (DİHA) tarafından hazırlanan, "Ölü mü denir şimdi onlara?" isimli kitap, Van F Tipi Cezaevi'ne alınmadı. Cezaevinde tutuklu bulanan muhabirimiz Sinan

79

Page 80: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Aygün'e gönderilen kitap, cezaevi yönetimi tarafından içeriğindeki haberler ve fotoğraflarda "Örgüt propagandası" yapıldığı iddiasıyla alınmadı. İçeriye alınmayan kitap Aygün'ün ailesine geri iade edildi. Hakkında herhangi bir mahkeme kararı bulunmayan kitapta, faili meçhul cinayetlerin yoğun olarak yaşandığı Batman, Diyarbakır, Van, Urfa, Hakkari, Şırnak, Dersim başta olmak üzere 12 kentten, 51 kadınla yapılmış söyleşiler yer alıyor. (24.03.2011/DİHA)

*06.04.2011 tarihinde şubemize Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinde başvuran Özgür Yıldırım, şu beyanlarda bulundu: “Yasakçı zihniyetin mimarı olan devlet ve onun ideolojik aygıtı olan ahlaktan yoksun hukuk sisteminin, özgür düşünceye karşı düşmanca tutumu bir kez daha ortaya çıktı. Kürt halkının efsane Çınarı Apê Musa, ahlakî-politik toplum inşasında ışık tutacak birçok eseriyle bilinmektedir. Topluma tutulan bu ışığı söndürmek isteyen bu ışık düşmanları 90’lık Çınar’a tahammül etmeyerek, ışığını karartmak istediler. Adına da “faili meçhul cinayet” dediler. Perde arkasında olanlar ise halkımızın vicdanını kanatan dille şahadetine atıfta bulunmaktadırlar. Oysa 1962 yılında yazdığı “KIMIL” ve 1992 yılında yazdığı “HATIRALARIM” adlı eserlerine tahammül etmediler. Yasaklar zincirine yeni halkalar eklediler. Güneşin çocuklarına hatıra olarak bırakılan bu eserlerinin yasaklanmasının altında imzası olanların Apê Musa’nın adını ağızlarına anmalarına tahammülümüz yoktur. Amed’e gelip oy avcılığı yapmak için Apê Musa’dan bahsedeceksin, Ankara’ya gidip Apê Musa’nın kitaplarını toplatacaksın. Kürt halkı artık bunlara kanmayacak. Bu, Ortadoğu’nun kadim halkı olan Kürt halkına büyük bir hakarettir ve inkârın sürdürülmesidir. Apê Musa’nın “KIMIL” ve “HATIRALARIM” adlı eserleri, 1962 tarihinden bu yana “toplatma kararları” var diye; biz Amed cezaevinde bulunan tutsaklara verilmemektedir. Aradan yarım asır geçti ama yasakçı zihniyet hala sürmektedir. Bu yasakçı zihniyete karşı basını ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. Biz, Amed cezaevinde bulunan Özgürlük Tutsakları olarak bu yasakçı zihniyeti nefretle kınıyor, bir an önce bu durumun düzeltilmesini bekliyoruz.” (İHD Diyarbakır)

*26.04.2011 tarihinde şubemize başvuran İhsan Arslan, şu beyanlarda bulundu: “Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Amcam Mehmet Reşit Arslan’ın cezaevinde yaşadığı sıkıntıları belirten mektubunda şunlara yer vermiştir: Kendim siyasi nedenlerle PKK davasından 18 yıldır cezaevinde tutulan bir hükümlüyüm. Bunun son 8 yılı aşkın F Tipi cezaevlerinde geçirmiş bulunuyorum. Halen Kırıkkale F Tipi Cezaevi’ndeyim buraya 2008 Şubatında saldırıya uğradığım Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden bir nevi sürgün olarak getirilmiştim. Saptanmış olan kronik hepatit B hastalığım nedeniyle 1997 yılından beri belli aralıklarla uygun hastanelerde gerekli sağlık kontrollerimi olmaya çalışıyorum. Aynı zamanda sağlıkçı olmam duyarlılığıyla bu kontrollerimi aksatmamaya çalışıyorum. En son Ekim 2010’da burada fakülte hastanesinde yapılan kontrollerde bir doçentin önerisiyle biyopsi gerekebilir diye Ankara’ya sevkim yazıldı. Bu sevk çerçevesinde 17 Şubat 2011’de Ankara 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne götürüldüm. Aynı zamanda Kırıkkale Üniversitesi KMYO Bilgisayar Programcılığı bölümü uzaktan eğitim 2. Sınıf öğrencisi oluşum nedeniyle kalmamın uzun sürmesi olasılığına karşılık öğrenimimi gerçekleşmede kullandığım bilgisayar ve kimi ders materyallerimi de beraberimde götürdüm. Gider gitmez bu durumu da oradaki yetkilerle paylaştım. Özetle, Kırıkkale’de olduğu gibi devam zorunluluğu olan öğrenimim için dersler ve bu derslerin uygulaması için gerekli programların yüklü olduğu bilgisayarımdan burada sağlanacak internet olanağı ile birlikte uygun bir yerde hafta içi tatiller dışında her gün gün boyu yararlandırılmam gerektiğini belirttim. Önceleri ‘bilgisayarın olmaz, ancak seni idarenin olanaklarından yararlandırırız’ dediler. İlk günlerde hiç yararlandırmadıkları gibi, daha sonra ‘haftada sadece bir kez bir saat olarak yararlandırırız’ dediler. Ki bunu da hiçbir zaman yerine getirmediler. Başlayacak

80

Page 81: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

olan vizelerimle birlikte öğrenimimi bu şekilde sürdürmemin pek olanaklı olmadığını görerek, önce müdürlerle görüşmeye çalıştım. Önceki görüştüklerim öğretmen ve kütüphane memurlarıydı. Bu mümkün olmayınca Bakanlık İnfaz Hakimliği ve savcılığa dilekçelerle başvurdum. Bu sıralarda 23 Şubat günü Numune Hastanesi’ne götürüldüm. O gün cezaevinde olmadığım halde hakkımda saat 11.00 ve 14.00 odada slogan attığım, kapıya vurduğum şeklinde tutanak tutulup hakkımda soruşturma açıldığını 25 Şubat günü tebliğ edilen bir yazıyla öğrendim. Konuyla ilgisi olmadığını bildiğim oda arkadaşım da olduğu halde, sadece benim hedef alınmış olmam da düşündürücüydü. Bir ilgim olmadığını belirtip, daha sonra müdürle görüşme yönünde birçok dilekçem olmasına rağmen, kimseyle görüşemediğim gibi, herhangi bir ifade-savunmam dahi alınmadan ileriki günlerde Disiplin Kurulu’nun verdiği 45 günlük iletişim cezası yazısı iletildi. Bunun üzerine gerekli yerlere suç duyurusunda bulundum. Hem aksatılan öğrenimim, hem bu konuda. Tabi orada tutulduğum süre boyunca kimi istisnalar dışında dilekçelerimin çoğuna cevap alamadığım gibi, akıbetlerini de öğrenemedim. Yine F Tipi kantinlerinden temin ettiğim eşyalarım yanıma verilmediği için yararlandırılmadım. Daha fazla kalmamak için kimi hastane sevklerimi de iptal ederek, dönmek için uğraştıysam da ancak 5 Nisan’da dönebildim.” (İHD Diyarbakır)

*İran'da idam edileceği belirtilen Kürt siyasetçi Şêrko Maarifi'nin idam kararının durdurulması için Erzurum H Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nde bulunan siyasi tutsaklar tarafından İran Başkonsolosluğu'na gönderilmek üzere hazırlanan faksa cezaevi idaresi el koydu. Konuya ilişkin İHD Diyarbakır Şubesi'ne mektup ile başvurarak hukuki yardım talebinde bulunan siyasi tutsaklar, cezaevinde bulunan ve müebbet alan 3 hükümlü tarafından hazırlanan fakslara cezaevi idaresinin komik bir gerekçe ile el koyduğunu belirterek, "Güya İran Cumhuriyeti devletinin iç işleyişlerine karışıyormuşuz" diye kaydetti.Tutsaklar, mektupta ayrıca daha önce de yaşamını yitiren bir arkadaşlarının ailesi için hazırladıkları ve gönderilmesini istedikleri başsağlığı faksına da cezaevi idaresinin keyfi bir tutum ile el koyduğunu belirtti. Cezaevi idaresinin uygulamalarına itirazda bulunduklarını, fakat iç hukukun tamamen tükendiğine dikkat çekilen mektupta, tutsaklar konuyu AİHM'e taşıyacakları kaydetti. (02.05.2011/DİHA)

*Başbakan Erdoğan, bölge gezilerinde faili meçhul cinayetlerden bahsederken her fırsatta Kürt bilge Musa Anter'i anadursun, Apê Musa'nın kitapları Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'ne alınmıyor. Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ahmet Doğu'nun ailesi, çocuklarının istemi üzerine Kürt Bilge Musa Anter'in "Kımıl" ve "Hatıralarım" adlı kitaplarını cezaevine götürdü. Ancak kitaplar "toplatma kararı olduğu" gerekçesiyle cezaevi idaresi tarafından içeri alınmadı. Konuya ilişkin cezaevinde bulunan tutuklular adına İHD Diyarbakır Şubesi'ne başvuran Özgür Yıldırım, yasakçı zihniyetin mimarı olan devlet ve hukuk sisteminin özgür düşünceye karşı düşmanca tutumunun bir kez daha ortaya çıktığını söyledi. Apê Musa'nın kitaplarının cezaevine alınmadığını belirten Yıldırım, başvurusunda şunlara yer verdi: "Kürt halkının efsane çınarı Apê Musa, ahlaki, politik toplum inşasında ışık tutacak birçok eseriyle bilinmektedir. Topluma tutulan bu ışığı söndürmek isteyen bu ışık düşmanları, doksanlık çınara tahammül etmeyerek ışığını karartmak istediler. Adına da 'faili meçhul cinayet' dediler. Perde arkasında olanlar ise, halkımızın vicdanını kanatan dille şahadetine atıfta bulunmaktadırlar."Musa Anter'in 1962 yılında yazdığı 'Kımıl' ve 1992 yılında yazdığı 'Hatıralarım' adlı eserlerine tahammül edilemediğini vurgulayan Yıldırım, "Güneşin çocuklarına hatıra olarak bırakılan bu eserlerin yasaklanmasının ardında imzası olanların, Apê Musa'nın adını ağızlarına almalarına tahammülümüz yoktur. Amed'e gelip oy avcılığı yapmak için Apê Musa'dan bahsedeceksin, Ankara'ya gidip Apê Musa'nın kitaplarını toplatacaksın. Kürt halkı artık bunlara kanmayacak. Bu Ortadoğu'nun kadim halkı olan Kürt halkına büyük bir hakarettir ve inkarın

81

Page 82: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

sürdürülmesidir" diye kaydetti. Aradan yarım asır geçmesine rağmen yasakçı zihniyetin halen sürdüğünü belirten Yıldırım, başvurusunu şu sözlerle sonlandırdı: "Bu yasakçı zihniyete karşı basın ve kamuoyunu duyarlı olmaya çağırıyoruz. Biz Amed Cezaevi'nde bulunan özgürlük tutsakları olarak bu yasakçı zihniyeti nefretle kınıyor, bir an önce bu durumun düzeltilmesini bekliyoruz." (05.05.2011/DİHA)

*Adıyaman Açık Ceza İnfaz Kurumu'nda bulunan hükümlü ve tutuklular yaşadıkları sorunlara ilişkin ajansımıza mektup gönderdi. Hükümlü ve tutuklular, kendilerinin cezaevinde bulunan el işi atölyelerinde çalıştıklarını ve dışardan aldıkları sipariş ile malzemeler üreterek, cezaevinde kendi ihtiyaçlarını karşıladıklarını kaydetti. Son 1 hafta içerisinde cezaevi yönetiminin yaptıkları el işlerine ilişkin baskılarının arttığını belirten tutuklu ve hükümlüler, yönetimin sarı, kırmızı ve yeşil iplere el koyarak, bunlardan herhangi bir malzeme üretmelerini engellediğini belirtti. Cezaevi müdürünün kendilerine, "Bu renkler yan yana hiçbir üründe olmayacak" dediğini kaydeden tutuklu ve hükümlüler, kendilerine dışardan gelen siparişlerin bu renkten olduğunu ancak yönetimin politik yaklaşarak kendilerini bastırmaya ve kimliklerini yok saymaya çalıştığını kaydetti. Tutuklu ve hükümlüler, cezaevi yönetimine el işlerini yapmak zorunda olduklarını; çünkü ekonomik olarak gelire ihtiyaçlarının olduğunu söylemelerine rağmen, müdürün kendilerine "Aç kalsanız dahi bu renkler olmayacak" diyerek malzemelerine el konduğunu kaydetti. (24.05.2011/DİHA)

*Bölgede son 3 aydır bir furya halinde bini aşkın kişinin tutuklanmasının ardından tutuklulara balık istifi muamelesi yapılıyor. Son olarak Malatya E Tipi Cezaevi'nde yaşadıkları hak ihlallerini duyurmak için yakınları aracılığı ile bir açıklama yapan tutuklu ve hükümlüler, 10 kişilik hücrelerde 25 kişi kalmaya zorlandıklarını ve bir yatakta 3 kişi yatmak zorunda kaldıklarını söyledi. Herşeyin yasak olduğu cezaevinde yasal yayın olan Azadiya Welat gazetesi ve Bejan Matur'un "Dağın Ardına Bakmak" adlı kitabı toplatma kararı olmamasına rağmen tutuklulara verilmediğini ifade eden tutuklular, günlük gazetelerin ise düzenli verilmesi gerekirken haftada sadece iki gün verildiğini belirtti. "Bu cezaevinde neredeyse nefes almak bile yasak hale geliyor" diyen tutuklular, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan siyasi hükümlü Ömer Hayri Konar'ın tek kişilik koğuşta tutulması gerekirken cezaevinde tek kişilik koğuş bulunamadığı gerekçesiyle yaklaşık 10 gündür havalandırma sorunu olan hücrede tutulduğunu belirtti. Açıklamada, Konar'ın Adalet Bakanlığı'na nakil için başvuru yapılmasına rağmen başvurusunun reddedildiği belirtildi. (27.05.2011/DİHA)

*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun "KCK davası" kapsamında tutuklu bulunan Urfa adayı İbrahim Ayhan'a, Urfa E Tipi Cezaevi yönetimi düşündürücü bir ceza verdi. "Sayım düzenine geçmediği" iddiasıyla cezaevi idaresi tarafından hakkında soruşturma başlatılan Ayhan'a Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay iletişim haklarından men cezası verildi. Alınan karar doğrultusunda, Ayhan'ın seçmenlerine selam göndermesi, ailesi ile görüşmesi, telefon açması, mektup yazması yasaklandı. (27.05.2011/DİHA)

*21.07.2011 tarihinde şubemize Muş E Tipi Cezaevinden başvuran Sinan Aygül, şu beyanlarda bulundu: “Ben Muş E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunuyorum. İstanbul Üniversitesi öğrencisiyim. Aynı zamanda DİHA Bitlis temsilcisiyim. Tutuklu bulunduğum kurum yönetiminin keyfi uygulamaları yüzünden 17 Temmuz’da girmem gereken DGS Sınavına giremedim. Sınav yerim Van F Tipi Kapalı Cezaeviydi. Fakat isteğim dışında Muş’a sevk edildim. Sınav tarihinden 5 gün önce kurum idaresi; sınava Diyarbakır D Tipi Cezaevinde gireceğimi ve 750 liralık ring masrafının da tarafımdan ödenmesi gerektiğini söyledi. Zamanın az olduğunu istenen ücreti denkleştiremeyeceğimi söyleyince olumsuz yanıt aldım ve ring ücretini karşılayamayacağım için sınava giremedim. Van F Tipi

82

Page 83: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Cezaevindeydim. Bundan dolayı sınava gireceğim yer “Van Merkez” seçilmişti. İsteğim dışında Muş’a sevk edildim ve isteğim dışında sınav yerim değişti. Duyarsız yaklaşım ve keyfi uygulama sonucu eğitim hakkım engellendi. Benim için hayati değere sahip olan bir sınava giremedim. Bu anlamda büyük bir mağduriyet yaşadım. Durumum bir insan hakkı ihlali olduğu kanaatindeyim. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*Gün, Amed, Can ve TV 21 kanallarının, Kürtçe ağırlıklı yayınlarla ‘bölücülük’ yaptıkları iddiasıyla Diyarbakır E ve D Tipi Kapalı Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin izlememesi için engellendiği belirtildi. İsminin açıklanmasını istemeyen bir tutuklu yakını, konuyla ilgili ANF’ye bilgi verdi. Söz konusu yerel kanallara SMS göndererek, cezaevinde bulunan yakınlarına Kürtçe ve Türkçe klip isteğinde bulunduklarını belirten tutuklu yakını, Gün, Amed, Can ve TV 21 kanallarının cezaevinde engellendiğini söyledi. Tutuklu yakını şunları anlattı: “Biz, yerel kanallar aracılığı ile Kürtçe veya Türkçe klipleri cezaevinde bulunan yakınlarımızın bir nebze de olsa içeride bizim onların yanında olduğumuzu his etmeleri ve özlem duygularını bastırmak için SMS aracılığı ile Kürtçe yayın yapan yerel kanallara mesaj atıyoruz. Fakat geçen gün görüşe gittim. Kardeşime, ‘bir kanalda senin için istek istedim’ dedim. O da bana, ‘Abla burada yerel TV kanallarını izleyemiyoruz. Cezaevi yetkilileri bize Söz TV’nin uyduda olan kanalından başka kanal izletmiyorlar. Yetkililer bize ‘diğer kanallar bölücü yayın yapıyor ve siz de burada dışarıda olup bitenden haberiniz olursa isyan çıkarırsınız’ diyerek, bu nedenle bu kanalları yasakladıklarını söylüyorlar’ dedi.” Tutuklu yakını uygulamaya tepki gösterirken, konuyla ilgili bilgi almak istediğimiz cezaevi yetkilileri ise bilgi veremeyeceklerini söylediler. (27.07.2011/ANF)

*Urfa E Tipi Cezaevi'nde bulunan PAJK'lı tutuklular gönderdikleri mektupta, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarına dikkat çekti. Cezaevinde her türlü baskı, gözdağı ve sindirmeye dönük uygulamalarla karşı karşıya bulunduklarını belirten PAJK'lılar, "Tutuklu ve hükümlü haklarımız, cezaevi idaresinin keyfi tutumuna bırakılmış ve bu fazlasıyla keyfiyet sahibi olan cezaevi idaresinin 'ne kadar ceza verirsem o kadar çok terbiye ederim' mantığıyla hak ihlalleri yaşanmaktadır" diye kaydetti. Sayım düzenine geçmedikleri gerekçesiyle ceza alan PAJK'lılar, "Öncelikle sayım düzenine geçmeyi kabul etmediğimiz için hakkımızda iki ayrı tutanak tutuldu ve iki ayrı ceza, infaz hakimliğinde onaylatıldı. Kürt halkının demokratik ve meşru hak taleplerini desteklemek amaçlı girdiğimiz dönüşümlü açlık grevi ile ilgili de birden fazla tutulan soruşturma tutanağıyla 3 ayrı iletişim cezası verildi ve bunlar onaylandı" denildi. Verilen cezalardan dolayı aileleriyle görüştürülmediklerini ifade eden PJAK'lılar, "Verilen bu cezalardan kaynaklı 3 aydır ailelerimizle açık görüş yapamıyoruz. Ayrıca Eylül'e kadar ailelerimizle yaptığımız telefaks hakkımız, mektup yollama-alma hakkımız elimizden alınmıştır. Yıl boyunca da açık görüş cezası devam edecektir" diye bildirdi. Annesi ve babası cezaevinde olan Agır'ın anne ve baba özlemini gidermesi amacıyla cezaevi idaresine başvuran PAJK'lılar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Bu cezalarla sadece bizler değil ailelerimiz ve sevdiklerimiz de cezalandırılmaktadır. 9 aydır annesinden koparılan 4 yaşındaki Agır verilen bu cezaların en büyük mağdurudur. Hem annesi hem de babasının cezaevinde oluşu üstünde onu tüm iletişim haklarından mahrum bırakan bu zihniyetin amacı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Tabi Agır'ın cezaevinde olan annesi Aynur Özak Şahin'in yanında kalma gibi bir hakkı da var. Cezaevi bu konuda bir sıkıntı çıkarmayacağının irade beyanında bizlere yaptı. Bir çocuğa özlemlerini gidermesinin adresi olarak kendisinin cezaevine girmesini önerdi! Onun da bir çocuk olarak, oyun alanlarından, arkadaşlarından, evinden kısaca özgürlük mekanından kopararak, yarı olarak büyüyeceği bir yer olan cezaevine girmesini önerdi! Ama en büyük cevabı veren cezaevine girmeyi reddederek, özlemlerini özgürlük mekanında büyütmeyi seçen Agır oldu." (29.07.2011/DİHA)

83

Page 84: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*İHD Erzurum Temsilciliği, Erzurum E Tipi Cezaevi'ndeki tutuklu ve hükümlü kadınlar üzerinde baskıların artarak devam ettiğine vurgu yaptı. Temsilcilik adına yazılı açıklama yapan Medeni Aygül, cezaevinden gelen mektuplar ve avukatlar aracılığıyla yapılan görüşmelerin sonuçlarını aktardı. Aygül açıklamasında, kadınlara Özgür Gündem ve Azadiya Welat gazetelerinin 4 günde bir verildiğine, içerden yazılan veya dışardan gelen mektupların okunarak siyasi değerlendirmeler içerdiği takdirde iade ya da verilmediğine ve havalandırma saatlerinin bir saat erken bitirildiğine dikkat çekti. Kadın tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşta yapılan aramalar sonucunda radyolarına el konulduğunu ifade eden Aygül, avukatların cezaevi savcısıyla görüşme taleplerinin ise savcıya iletilmeden reddedildiğini belirtti. (06.08.2011/DİHA)

*Diyarbakır D Tipi Cezaevi'nden 34 arkadaşı ile birlikte Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi'ne sürgün edilen Salih Erbekler, aradan geçen süreye rağmen eşyalarının kendilerine ulaştırılmadığını belirtti. Ajansımıza gönderdiği faksta, bir aydan fazla süredir eşyalarının ulaştırılmadığını kaydeden Erbekler, "Arabada yer yok. Birkaç gün sonra Giresun'a gidecek olan arkadaşlarınızla eşyalarınızı göndeririz, eğer arkadaşlarınızla göndermesek de kargo ile göndereceğiz, dediler. Fakat aradan bir aydan fazla bir zaman geçmesine rağmen hala eşyalarımız gelmiş değil. Birçoğumuzun giyecek elbisesi bile yok. Battaniyelerimiz orada kaldı" diyerek mağdur edildiklerini kaydetti. (22.08.2011/DİHA)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan Cengiz Doğan'ın 30 Mayıs tarihinde Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Enis Berberoğlu'na göndermek istediği mektubu Cezaevi Mektup Okuma Komisyonu tarafından "sakıncalı" bulunarak incelenmek üzere disiplin kuruluna gönderildi. Burada yapılan incelemenin ardından sonra kurul, mektubun sakıncalı olduğunu ileri sürerek gönderilmemesine karar verdi. Mektubunun akıbeti hakkında kendisine herhangi bir bilgi verilmeyen ve bir daha mektubu iade edilmeyen Doğan, Mardin İnfaz Hakimliği'ne itirazda bulundu. Ancak hakimlik cezaevi idaresini ilginç gerekçelerle haklı buldu. Ayrıca İnfaz Hakimliği Hakkari'nin Peyanis Köyü'nde mayın patlaması sonucu yaşamını yitiren 9 sivil için de "terörist" dedi. Mektubun girişinde siyasal süreç değerlendirmesi yapıldığı ve ikinci paragrafında "Türkiye ve Kürdistan"dan söz edildiğini, 6 yerde PKK Lideri Abdullah Öcalan için "Sayın Öcalan" şeklinde söz edildiğini belirten hâkimlik, bunların da mektuba el konulması için haklı gerekçeler olduğuna hükmetti. Mektupta Doğan'ın 16 Eylül 2010 tarihinde Hakkari'nin Geçitli (Peyanis) Köyü'nde mayın patlaması sonucu 9 sivil yurttaşın yaşamını yitirdiği olaya dikkat çekmek için "Hakkari'de 9 sivil vatandaş devlet tarafından katlediliyor..." cümlesi için "Ülkenin güvenlik güçleri tarafından girilen çatışmalar sonucu öldürülen terör örgütü mensupları hakkında övgüyle bahsedilmesi" ibaresine yer veren İnfaz Hakimliği, sivil yurttaşların "terörist" olduğuna hükmetti. Mektubun devamında yer alan "sivil halk ve gerillalar katledilmekte..." cümleleriyle de PKK'nin propagandasının yapıldığına hükmeden İnfaz Hakimliği, Doğan'ın itirazını reddederek, cezaevi idaresini haklı buldu. (24.08.2011/DİHA)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Nedret Demir, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Hamit Demir, Diyarbakır D Tipi Cezaevinden Rize Kalkandere cezaevine sevk edildi. 31.10.2011 tarihinde cezaevinde yaptığım açık görüşte çok yoğun şikâyetlerde bulundu. Görüşme 40 dakika sürdü. Diğer koğuşlarda bulunan arkadaşlarıyla görüşmelerine izin vermediklerini ve ortak etkinliklerini tamamen engellediklerini bildirdi.6 kişilik yemekleri 10 kişiye verdiklerini söyledi biz üzülmeyelim diye birçok şikâyeti de söylemedi. Ancak oğlumun durumu beni endişelendiriyor. Söylenenlere göre gardiyan ve askerlerden çok yoğun

84

Page 85: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

baskıların yaşandığı ve uygulandığını öğrendim. Yeni gidenlere 3 ay hobi faaliyetlerini çıkarmamışlar. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Fuat Demirtaş, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Nihat Demirtaş, Midyat cezaevinden 2 ay önce Rize cezaevine sevk edildi. Dün cezaevinden yaptığım görüşmede büyük baskı altında olduklarını gördüm. Gardiyan ve askerler tarafında psikolojik baskı uygulandığını kendilerini provoke etmeye çalıştıklarını belirtti. Görüşme 1 saat olması gerekirken 40-50 dakika dolmadan bitirildi. Biz görüşe giderken çok zorlanıyor ve rencide ediliyoruz. Bu konuda sizden destek bekliyoruz. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*"KCK" davasından tutuklu bulunan Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak'ın annesi Haci Büşra Budak vefat etti. Budak'ın cenaze törenine katılmak için yaptığı başvuru reddedildi. Bayramın ikinci günü fenalaşması üzerine Mardin Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Cizre Belediye Başkanı Aydın Budak'ın annesi Haci Büşra Budak, bugün yaşamını yitirdi. "KCK" davasından Diyarbakır Cezaevi'nde tutuklu bulunan Cizre Belediye Başkanı Budak'ın avukatları aracılığı ile cenazeye katılmak için Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuru reddedildi. Budak'ın üç ay önce de babası vefat etmiş ve cenaze törenine katılmasına yine izin verilmemişti. (11.11.2011/DİHA)

*16.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Osman Üzül, şu beyanlarda bulundu: “Ağabeyim olan Haşim Üzül, 4 aydır Rize cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Geçen hafta telefonla görüşürken aniden kesildi. Tekrar aradığında gardiyanların müdahale ettiğini dile getirdi. Söylediğini göre telefonla görüşürken eli cebindedir diye telefonu kesmişler. Ağabeyim yaklaşık olarak 2 aydır sorun yaşadıklarını ve gardiyanların kendilerine kötü davrandıklarını, hakaret ettiklerini, yürürken tek sıra halinde yürümeleri gerektiğini belirtti. Annem sağlığı iyi olmadığından ve birçok hastalığı olduğundan dolayı görüşüne gidemiyor. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyorum. ”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*Siirt E tipi kapalı cezaevinde bulunan tutuklu-hükümlü ailelerinin şubemize yaptıkları başvuru ile şu beyanlarda bulunmuşlardır. “ Bilindiği gibi cezaevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin 1. Ve 2. Derece kişilerle görüş hakkının yanında 3. Kişinin de savcılıkta alabileceği izin üzerine görüş hakkı bulunmaktadır. Bizler sayısızca kez yaşanan bazı olumsuzluklardan kaynaklı izin istememize rağmen izin verilmemektedir. Ancak bizlerin ve yakınlarımızın tanımadığı kişiler rahatlıkla savcılıkta izin alıp görüş yaptıkları bilgilerini almaktayız. Bunlar arasında özellikle polislerin yer alması iddiası bizleri düşündürmektedir. Savcılık izni görüşün var denilerek koğuşlardan görüş yerine getirilen tutuklular karşılarında tanımadıkları kişileri gördüklerinde şaşırmış bir halde geri dönmektedirler. Bu durumdan kaynaklı çocuklarımızda bizlerde ne olacak, amaç ne vs. sorularla kafamız karışmakta ve kaygılanmaktayız.” NOT: Adalet bakanlığına, Ceza ve Tevkif evleri genel müdürlüğüne, Cumhuriyet savcılığına, TBMM İnsan Hakları inceleme ve araştırma komisyonu başkanlığına başvurular yapıldı. (07.11.2011/ İHD Siirt Şubesi)

*11.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Beritan Kalkan, şu beyanlarda bulundu: “Babam olan Nesimi Kalkan, 36 yıl mahkûmiyet cezası aldı. 19 yıldır cezaevinde bulunmaktadır. Yaklaşık 5 yıldır çölyak hastalığına yakalanmıştır. Genelde Perşembe günü bizim telefon görüşme günümüzdür. Aramayınca merak ettik. Cezaevi idaresini aradık ama onlarda bir bilgi vermediler. Israrlarımız sonucu cezaevi idaresi babamın mide ve bağırsak kanaması geçirdiğini ve Erzurum araştırma hastanesine kaldırıldığını söyledi. Biz ailesi

85

Page 86: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

olarak sağlığından dolayı kaygılanıyoruz. Bu nedenlerden dolayı sizden hukuki yardım talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*26.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Suphiye Güneş, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Mehmet Güneş, Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevinden Samsun/Bafra cezaevine sevk edildi. Oğlum şuan da Bafra cezaevinde hükümlü olarak bulunmaktadır. Ben 56 yaşındayım ve sağlık sorunları yaşamaktayım. Bu nedenden dolayı uzun yolculuklar yapamıyorum. Ayrıca maddi olanaklarım da yoktur. Ben sağlık sorunlarından ve maddi imkânsızlıktan dolayı oğlumun görüşüne gidemiyorum. Oğlumun Diyarbakır, Mardin veya Batman ilinde bulunan cezaevinden birine sevkini talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*28.11.2011 tarihinde derneğimize başvuruda bulunan Fatma Koç, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum halen Trabzon E Tipi kapalı Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Yaşlıyım, şeker ve tansiyon hastalığım nedeniyle oğlumun ziyaretine gidemiyorum, bu nedenle oğlumun yakın bir yere (Elazığ, Malatya veya Bingöl) sevkinin yapılması için insan hakları derneğinden yardım talebinde bulunuyorum.” (İHD Elazığ Şubesi)

*29.11.2011 Tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi Tatvan İlçe Başkanı Mazlum AKGÜN Bitlis E Tipi Kapalı Ceza Evindeki tutuklularla yaptığı görüşmede tutuklu ve hükümlülerin bulunduğu koğuşlara Ceza Evinde görevli olan Askerler tarafından taş atıldığı aileleri tarafından gönderilen malzemelerin farklı bahanelerle tutuklu ve hükümlülere teslim edilmediği bu konuyu Ceza Evi yetkilileri ile görüşen hükümlü ve tutuklulara farkı tutum sergilendiği için derneğimize yardım talebinde bulunulmuştur. (İHD Bitlis Temsilciliği)

*Urfa E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan kadınlar, cezaevinde yaşadıkları sıkıntıları aileleri aracılığıyla gönderdikleri mektupla kamuoyuna duyurdu. Cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin arttığını kaydeden kadın tutuklular, bulundukları koğuşun havalandırmasında taş ve mermi çekirdekleri bulduklarını ve bu durumun kendilerini endişelendirdiğini ifade etti. Bu durumdan kaynaklı Cezaevi Savcılığı'na suç duyurusunda bulunduklarını vurgulayan kadın tutuklular, "Bize verilen yanıtta, kendilerini ilgilendiren bir sorun olmadığını belirttiler" dedi.Mektupta, kadınların bulunduğu koğuşlarda daha önce sadece gardiyanlar tarafından arama yapıldığı ifade edilerek, "Son bir aydır koğuşlarımız asker, çevik kuvvet, gardiyanlar ile cezaevi müdürünün katılımıyla aranıyor. Bu aramalarda tüm eşyalar birbirine karıştırılıyor" denildi. Cezaevine gönderilen kitapların kendilerine ulaştırılmadığını anlatan kadınlar, "Kitaplarda Kürt kelimesinin geçmesinden kaynaklı bize verilmiyor. Kitaplar yasaklı yayınlar değildir. Tamamı son dönemlerde Kürtlere karşı yapılan tahammülsüzlükten başka bir şey değildir" dedi. Azadiye Welat Gazetesi ile Hevîya Jine dergisinin içeriye alınmadığını kaydeden kadın tutuklular, mektuplarında şunları dile getirdi: "12 Eylül zihniyeti burada hala kendisini sürdürmektedir. Bizlerden ayakta sayım isteniliyor. Bizler bu uygulamayı kabul etmediğimiz için sayısız soruşturma açılıyor. Açılan soruşturmalar kapsamında yaklaşık 1 yıldır açık görüş yapamıyoruz. Görüş yasağıyla birlikte iletişim cezaları da veriliyor. Ailelerimizin bizlere gönderdiği kırtasiye malzemeleri verilmiyor. Burada cezaevi kantininde almamız söyleniyor. Ama dışarı da bir kalem 1 TL ise burada 3 TL'ye satılıyor." (16.12.2011/DİHA)

DİSİPLİN CEZASI VERİLENLER

86

Page 87: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Van F Tipi Cezaevi'nde kapalı görüşte aileleriyle Kürtçe konuşan 3 PKK'li tutukluya "A Takımı" denilen ekip tarafından müdahale edilirken, Kürtçe konuşan tutuklulara spor ve hücre cezaları verildi. Van F Tipi Cezaevinde PKK davasında tutuklu bulunan Hamdi Kılınç, İskan Aksaç ve Aydın Akış, geçen hafta yaşanan olay hakkında aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Kapalı görüşte Kürtçe konuştukları için cezaevinde gardiyanlar tarafından müdahale edildiğini belirten tutuklular, "Biz ailelerimizle Kürtçe olarak konuştuğumuzda ilk olarak bir gardiyan gelip bizi uyardı. Biz de konuşmaya devam edince cezaevinde özel olarak yapılandırılan müdahale takımı geldi. Gelip direk görüşmemizi kesmek istedi. Biz engel olunca saldırı yapıldı ve darp edildik" dedi. Tutuklular, yapılan saldırıdan sonra kendilerine hücre ve spora çıkmama cezaları verildiğini dile getirdi. (03.02.2011/DİHA)

*Yaklaşık iki yıldır Urfa Cezaevi'nde süren hak gasplarına her gün bir yenisi ekleniyor. Daha önce sayım vermedikleri iddiası ile kadın koğuşundaki tüm tutsaklara açılan 2 soruşturmada "sosyal haklardan men" cezası veren cezaevi yönetimi, son olarak aralarında BDP İl Eşbaşkanı İbrahim Ayhan'ın da bulunduğu 15 kişiye PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getiriliş yıldönümünde bir günlük açlık grevine girdikleri gerekçesiyle bir aylık "sosyal haklardan ve iletişimden men" ile "görüşe çıkmama" cezası verdi. (14.03.2011/DİHA)

*YSK'nın bağımsız adayları veto etmesinin ardından bölgede başlayan olaylar ve polisin orantısız şiddetini protesto etmek için geçtiğimiz günlerde açlık grevi yaptıklarını duyuran Batman M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan 150’yi aşkın siyasi tutuklu ve hükümlüye 3 ay açık görüşe çıkmama cezası verildiği öğrenildi. Ayrıca, cezaevindeki birçok tutuklunun ise istemi dışında başka cezaevlerine gönderileceği öğrenildi. Yakınları aracılığı ile bir açıklama yapan tutuklular kamuoyunu duyarlı olmaya çağırarak şunları belirtti: "Özellikle YSK vetosu ardından cezaevinde de baskılar iyice arttı. Protesto amacıyla başlattığımız açlık grevi nedeniyle 3 ay açık görüşe çıkmama cezası verildi. Akabinde bölgede yaşanan olaylar nedeniyle tutuklanan birçok arkadaşımız var. Bu Batman M Tipi Kapalı Cezaevi'nde başlayacak yeni sürgünlere bu tutuklamalar adeta yeni bir bahane oldu. Gün geçtikçe baskılar artırıyor. İnsan hakları kuruluşlarını, demokratik kamuoyunu, vicdan sahibi herkesi yaşanan bu insanlık dışı uygulamalara karşı duyarlı olmaya çağırıyoruz." (27.04.2011/DİHA) 

*Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi'nde aralarında Yüksekova Eski Belediye Başkanı Ruken Yetişkin'in de bulunduğu 35 tutuklu kadına 2 ay açık görüş yasağı verildiği öğrenildi. Son dönemlerde geliştirilen askeri ve siyasi operasyonları protesto etmek amacıyla açlık grevine girdikleri için kadın tutuklulara ceza verildiği bildirildi. (08.05.2011/DİHA)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nden kalan kadın tutuklular, yaşadıkları hak ihlallerine ilişkin aileleri aracılığı ile bir açıklama yaptı. Askeri operasyonlara karşı iki günlük açlık grevi başlattıklarını belirten kadın tutuklular, cezaevi idaresi tarafından açlık grevi sona ermeden 5 ay disiplin cezası verildiğini belirtti. Kapasitesi dar olan cezaevine son dönemlerde yoğun gelişlerle birlikte 15 kişilik odalarda 58 kişinin kaldığını belirten tutuklular, nefes almakta dahi zorluk çektiklerini kaydetti. Koridor ve tuvalet kapılarına kadar yatak serildiğini ve her yatağa 3 kişinin düştüğünü belirten tutuklular ayrıca gardiyanlar tarafından psikolojik baskıya maruz bırakıldıklarını belirtti. Açıklamada başta insan hakları örgütleri olmak üzere kamuoyu cezaevlerindeki hak ihalelerine karşı duyarlı olmaya çağırıldı. (18.05.2011/DİHA)

*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun "KCK davası" kapsamında tutuklu bulunan Urfa adayı İbrahim Ayhan'a, Urfa E Tipi Cezaevi yönetimi düşündürücü bir ceza verdi. "Sayım düzenine geçmediği" iddiasıyla cezaevi idaresi tarafından hakkında soruşturma başlatılan Ayhan'a Urfa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 3 ay iletişim haklarından men cezası

87

Page 88: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

verildi. Alınan karar doğrultusunda, Ayhan'ın seçmenlerine selam göndermesi, ailesi ile görüşmesi, telefon açması, mektup yazması yasaklandı. (27.05.2011/DİHA)

*PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın avukatlarından "KCK davası" tutuklusu Ebru Günay'a, duruşmaya katılmayacağını bildiren dilekçesi gerekçe gösterilerek iki ay kapalı görüş yasağı verildi. Avukat Erhan Ürküt, Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi yönetiminin verdiği disiplin cezasının hukuk dışı olduğunu söyledi. (08.06.2011/DİHA)

*16.06.2011 tarihinde şubemize Nezahat Kuzu aracılığıyla Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevinden mektupla başvuran Hanefi Kuzu, şu beyanlarda bulundu: “Kaç kez oluyor size mektup yazıyorum ama faşizan iktidar AKP politikalarından dolayı her seferinde gerekçeler göstererek idari kurulu tarafından el konuluyor. Bulunduğum Kandıra 2 Nolu F Tipi cezaevinde keyfi uygulamaların haddi hesabı olmayan uygulamalarla karşı karşıya ve yaşamaktayım. Yaklaşık 4 ay önce dış kantine bakan ilgili gardiyan benden habersiz ve bilgim olmadan adli bir hükümlünün kolisini hesabımdan yolluyorlar. Ne tesadüf ki o sırada da iç hukuk yolları tükenmiş ve evraklarımı AHİM’e göndermesi için avukatıma yolladım. Bu AHİM’e gitmemeye dönük bir engellemeydi. Bunun üzerine bende ilgililer hakkında suç duyurusunda bulundum. İlgili Cumhuriyet Savcısı sözlü olarak dilekçemi işleme koymayarak yolsuzluk denilen girişime göz yumması üzerine bende dilekçeyi infaz hâkimliğine yolladım. 04.02.2011 tarihinde saat 9.30 civarında cezaevi müdürüyle görüşme talebi olmaksızın odamdan zorla alınarak cezaevi idaresi tarafından tutuklu ve hükümlülerin görüştüğü odaya götürüldüm. Sorgusuz ve sualsiz hakaret, tehdit ve şantaj yapmaya başladılar. Dilekçemi geri çekmeyeceğimi söylediğimde işkence timi olarak bilinen kişiler beni kameraların olduğu yerde işkence uyguladılar. Bu konu için Adalet bakanını göreve çağırıyorum, bu görüntüleri bir heyet denetlesin istiyorum. Yukarıda belirttiğim bu husus cezaevi 2. müdürü olan Servet isimli kişi tarafından yapıldı. Benim 4 Nisan da doktorla randevum olmasına rağmen bana doktorun izne ayrıldığını söylediler. Yapılan işkenceler yetmezmiş gibi bana 1 kapalı görüşten men için disiplin soruşturması açıldı. Bulunduğum bu cezaevinde keyfi uygulamalar ve işkencelere tabii tutuluyorum. Yaklaşık 1 ay önce İHD’ye faks ve mektup gönderdim. Uyduruk uygulamalar gerekçe göstererek mektup ve fakslarıma el koydular. Faşist AKP’nin politikalarını kamufle etmeye çalışıyorlar. En son 15 gün önce Günlük Gazetesinde bulunan Hüseyin Akyol’a yazdığım bir mektup aynı sebeplerden dolayı el konuldu. Bu idarenin mektuplara el koyması temel nedeni “kirli çamaşırlarını gizlemeye” dönüktür. Bu faşizan uygulamaların altında imzası olan kurum 1. müdürü Mehmet Kara Kaya, Sosyolog Özlem Altın, Psikolog Deniz Enül, bu kişilerin talimatları doğrultusunda işkenceler uygulanmıştır. Hükümetin sözde Türkiye’de işkenceye sıfır tolerans dediği gerçek dışı olduğunu Başbakan Erdoğan buradaki kameralara baksın ve görsün. İşkencenin nasıl sistemli olduğunu göreceklerdir. Bu durumu sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istedim.”(İHD Diyarbakır Şubesi)

*Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun tutuklu Şırnak Bağımsız Milletvekili Faysal Sarıyıldız'a tutuklu bulunduğu Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi idaresi tarafından, geçen ay "askeri ve siyasi operasyonların" durdurulması için cezaevinde yapılan açlık grevine katıldığı gerekçesiyle 4 ay açık görüş cezası verildi. Ailesi tarafından verilen bilgiye göre, cezaevi yönetiminin açlık grevine giren tüm siyasi tutuklulara 4 ay boyunca açık görüş cezası verdiği ve Sarıyıldız'ın milletvekili olmasına rağmen cezaevi idaresi tarafından Sarıyıldız’ın da 4 ay boyunca açık görüş hakkının elinden alındığı bildirildi. (25.06.2011/DİHA)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde aralarında BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın da bulunduğu onlarca PKK'li tutuklu ve hükümlü 4 ay açık görüş cezasına çarptırıldığı öğrenildi.

88

Page 89: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Tutuklu ve hükümlülerin yaptığı açlık grevleriyle ilgili başlatılan soruşturmada jet ceza çıktı. Aileleri aracılığıyla ajansımıza mektup gönderen tutuklu ve hükümlüler, 3 ay etkinliklerden men cezası aldıklarını söylediler. "Bu da otomatik olarak açık görüş cezasını beraberinde getiriyor. İnfaz Hakimliği'ne ifade vermeye gidiyoruz. Taleplerimiz anadilde savunma yapmak olunca, mahkeme ilk elde hemen talebimizi ret ediyor" denilen mektupta, hasta tutukluların durumuna da dikkat çekildi. Yine başta Erzurum H Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan ve sağlık sorunları ağırlaşan Mehmet Aras başta olmak üzere tüm hasta tutukluların tahliyelerinin talep edildiği dilekçelerin Cumhurbaşkanlığı'na gönderildiği bildirilen mektupta, cezaevlerinde yaşanan sorunlar şöyle sıralandı: "Bir süredir keyfi bir şekilde bizlere gelen kimi kart postallar, fotoğraflar, tarafımıza verilmiyor. Diş sorunu olan arkadaşlarımızın hiçbiri iki aydır hastaneye götürülmüyor. Tüm başvurularımıza rağmen bu sorun çözülmüş değil. Hastane ve cezaevi idaresi arasındaki kimi sorunlar gerekçe gösterilerek tedaviler engelleniyor."Öte yandan soruşturmanın bir benzeri de Antep H Tipi Kapalı Cezaevi'nde yapıldı. Konuya ilişkin görüştüğümüz Antep H Tipi Cezaevi 2. Müdürü Hikmet Yücel, tutukluların tedavilerinin yapıldığını iddia ederek, "Söylenen iddialar yalandır, uydurmadır. Yasak yayınları içeri almıyoruz. Bazı kartpostallar ve fotoğrafları da yasak olduğu için içeri almıyoruz" dedi. (03.07.2011/DİHA)

*Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'nde aralarında BDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız'ın da bulunduğu yüzlerce PKK'li tutuklu ve hükümlü, 4 ay açık görüş cezasına çarptırılmasının ardından askeri ve siyasi operasyonları protesto ettikleri gerekçesiyle 2 ay daha açık görüş cezası verilerek, açık görüş cezaları toplam 6 aya çıkarıldı. Aynı zamanda tutuklu ve hükümlülere sportif haklardan 1 ay men edilme cezası verildi. Ceza alan tutuklu ve hükümlülerin Mardin Asliye Ceza Mahkemesi'nde ifadeleri alındı. Ancak Sarıyıldız, ifade vermeyeceğini çünkü Anayasa'nın 83. maddesine göre milletvekili seçilen birinin sorgulanamayacağını bunun için ifade vermeyeceğini bildirdiği öğrenildi. Sarıyıldız'ın ring aracına bindirilmek istendiği, ancak kaldığı odadan çıkmadığı belirtilirken, diğer tutukluların ise uzun süre ring aracında bekletildiği kaydedildi. Sarıyıldız'ın ifade vermemesi üzerine cezaevi yönetimi durumu Mardin Asliye Ceza Mahkemesi'ne bildirdi. Sarıyıldız'ın ifadesinin alınmasının şu an durdurulduğu ancak bu konudaki görüşmelerin ise hâlâ sürdüğü belirtildi. Avukatı aracılığıyla açıklama yapan Sarıyıldız, Türkiye'de hükümetin tutuklu milletvekillerine yaklaşımının bütün kurumlara yansıdığını kaydederken, yargının da hükümetin bu tavrından etkilendiğini belirtti. Sarıyıldız, yargının hükümetin politikaları paralelinde davrandığına dikkat çekerek, demokratik tepkilerden dolayı bu tür uygulamalara maruz kalmasını da kınadı. Sarıyıldız, ifadesinin zorla alınması durumunda bu konu hakkında daha sonra açıklama yapacağını bildirdi. (15.07.2011/DİHA)

*Van'da 12 Eylül 2010'da yapılan Anayasa referandumu öncesi yapılan baskında 14 kişiyle birlikte gözaltına alınarak tutuklanan Seyit Fehim Arvasi Mahallesi Özgür Halk Derneği Başkanı Ayhan Çevik'e, disiplin cezası verildiği kaydedildi. Muş E Tipi Cezaevi'nde kaldığı dönemde yaptığı açlık grevinden dolayı hakkında başlatılan soruşturma kapsamında Çevik'e 2 ay açık görüş cezası verildi. Açık görüş nedeniyle Van F Tipi Cezaevi'ne giden Çevik'in ailesi, alınan karar gerekçe gösterilerek içeriye alınmadı. (21.07.2011/DİHA)

*Artan askeri ve siyasi operasyonları protesto etmek amacıyla, cezaevlerinde bulunan siyasi tutuklu ve hükümlülerin başlattıkları açlık grevleri hakkında açılan soruşturmalar sonucunda cezalar verilmeye devam ediyor. Siyasi davalardan kadın tutukluların kaldığı Diyarbakır E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutuklular hakkında açılan soruşturma sonucunda 6 tutukluya disiplin cezası verildi. Önceki gün ifadeleri alınmak istenen ve aralarında

89

Page 90: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

milletvekili seçildiği halde tahliye edilmeyen Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu'nun Şırnak Milletvekili Selma Irmak'ın da bulunduğu 6 kadın tutukluya görüş yasağı getirildi. Sorgu hakimliği tarafından ifadeleri alınmak istenen Irmak ve 5 tutuklunun, Kürtçe ifade talepleri kabul edilmedi ve ifadeleri alınmadan soruşturma sonlandırıldı. Soruşturma sonucunda 6 tutukluya bir ay görüş yasağı cezası verildi. İfadeler alınmadan Sorgu Hakimliği tarafından verilen disiplin cezasına Avukat Erhan Ürküt aracılığı ile 2. Ağır Ceza Mahkemesi'ne itirazda bulunan milletvekili Selma Irmak ile Fadile Bayram, Gülcihan Şimşek, Roza Erdede, Zahide Besi ve Pelgüzar Kaygısız'ın itirazları ise, "Diyarbakır İnfaz Hakimliğinin ret kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından itirazların CMK 271 ve 4675 sayılı yasanın 6. Maddesi gereğince" iddiasıyla reddedildi. (22.07.2011/DİHA)

*Urfa E Tipi Cezaevi'nde bulunan PAJK'lı tutuklular gönderdikleri mektupta, cezaevinde yaşanan hak ihlalleri ve cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarına dikkat çekti. Cezaevinde her türlü baskı, gözdağı ve sindirmeye dönük uygulamalarla karşı karşıya bulunduklarını belirten PAJK'lılar, "Tutuklu ve hükümlü haklarımız, cezaevi idaresinin keyfi tutumuna bırakılmış ve bu fazlasıyla keyfiyet sahibi olan cezaevi idaresinin 'ne kadar ceza verirsem o kadar çok terbiye ederim' mantığıyla hak ihlalleri yaşanmaktadır" diye kaydetti. Sayım düzenine geçmedikleri gerekçesiyle ceza alan PAJK'lılar, "Öncelikle sayım düzenine geçmeyi kabul etmediğimiz için hakkımızda iki ayrı tutanak tutuldu ve iki ayrı ceza, infaz hakimliğinde onaylatıldı. Kürt halkının demokratik ve meşru hak taleplerini desteklemek amaçlı girdiğimiz dönüşümlü açlık grevi ile ilgili de birden fazla tutulan soruşturma tutanağıyla 3 ayrı iletişim cezası verildi ve bunlar onaylandı" denildi. Verilen cezalardan dolayı aileleriyle görüştürülmediklerini ifade eden PJAK'lılar, "Verilen bu cezalardan kaynaklı 3 aydır ailelerimizle açık görüş yapamıyoruz. Ayrıca Eylül'e kadar ailelerimizle yaptığımız telefaks hakkımız, mektup yollama-alma hakkımız elimizden alınmıştır. Yıl boyunca da açık görüş cezası devam edecektir" diye bildirdi. Annesi ve babası cezaevinde olan Agır'ın anne ve baba özlemini gidermesi amacıyla cezaevi idaresine başvuran PAJK'lılar, açıklamalarına şöyle devam etti: "Bu cezalarla sadece bizler değil ailelerimiz ve sevdiklerimiz de cezalandırılmaktadır. 9 aydır annesinden koparılan 4 yaşındaki Agır verilen bu cezaların en büyük mağdurudur. Hem annesi hem de babasının cezaevinde oluşu üstünde onu tüm iletişim haklarından mahrum bırakan bu zihniyetin amacı açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Tabi Agır'ın cezaevinde olan annesi Aynur Özak Şahin'in yanında kalma gibi bir hakkı da var. Cezaevi bu konuda bir sıkıntı çıkarmayacağının irade beyanında bizlere yaptı. Bir çocuğa özlemlerini gidermesinin adresi olarak kendisinin cezaevine girmesini önerdi! Onun da bir çocuk olarak, oyun alanlarından, arkadaşlarından, evinden kısaca özgürlük mekanından kopararak, yarı olarak büyüyeceği bir yer olan cezaevine girmesini önerdi! Ama en büyük cevabı veren cezaevine girmeyi reddederek, özlemlerini özgürlük mekanında büyütmeyi seçen Agır oldu." (29.07.2011/DİHA)

*Bitlis E Tipi Cezaevi'nde tutuklu bulunan 10 çocuk, devam eden askeri ve siyasi operasyonları kınamak amacıyla önceki gün açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Aileleri aracılığıyla açıklama yapan çocuklar, son zamanlarda Kürt halkı üzerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, baskılara karşı kamuoyu oluşturmak amacıyla açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Açlık grevinin başlamasından sonra 2 arkadaşlarının tek kişilik hücrelere atıldığını da dile getiren çocuklar, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. (12.08.2011/DİHA)

*Aileleri aracılığıyla açıklamada bulunan Van F Tipi Cezaevi'nde bulunan tutuklu ve hükümlüler, Çukurca saldırısından sonra üzerlerindeki baskıların arttığına dikkat çekerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulundu. Aileler, tutukluların verdiği bilgileri şöyle kaydetti:

90

Page 91: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

"Çukurca'da yaşanan saldırıdan sonra üzerimizdeki baskılar artmaya başladı. Özelikle baskılar Hakkari ve ilçelerinden gelenlerin üzerinde uygulanıyor. En son Metin Gezer, Yusuf Akın ve Osman Balar'ın bulunduğu koğuşa gardiyanlar hiçbir gerekçe göstermeden baskın yapmış. Baskında hakarete maruz kalan tutuklular sonra tek kişilik hücrelere atılmış. Gene özelikle gardiyanlar Hakkari'den gelenlere küfür ve hakaretlerde bulunuyor." açıklamada, baskıların her geçen gün giderek arttığına da dikkat çekilerek, kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulunuldu. (22.08.2011/DİHA)

*Adıyaman E Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan siyasi tutuklular, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki cezaevi koşullarını protesto etmek amacıyla süresiz dönüşümlü açlık grevi başlattı. Aileleri aracılığıyla açıklama yapan tutuklular, İmralı'daki tecrit koşullarına dikkat çekmek için 3'er günlük süresiz dönüşümlü açlık grevi başlattıklarını duyurdu. Öte yandan 7 Nisan'da girdikleri açlık grevi nedeniyle haklarında disiplin soruşturması başlatılan 38 tutuklunun, infaz hakimliğinde Kürtçe ifade verme taleplerinin reddedildiği öğrenildi. (01.12.2011/DİHA)

CEZAEVLERİNDE ANADİL YASAĞI*Van F Tipi Cezaevi'nde kapalı görüşte aileleriyle Kürtçe konuşan 3 PKK'li tutukluya "A Takımı" denilen ekip tarafından müdahale edilirken, Kürtçe konuşan tutuklulara spor ve hücre

91

Page 92: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

cezaları verildi. Van F Tipi Cezaevinde PKK davasında tutuklu bulunan Hamdi Kılınç, İskan Aksaç ve Aydın Akış, geçen hafta yaşanan olay hakkında aileleri aracılığıyla açıklama yaptı. Kapalı görüşte Kürtçe konuştukları için cezaevinde gardiyanlar tarafından müdahale edildiğini belirten tutuklular, "Biz ailelerimizle Kürtçe olarak konuştuğumuzda ilk olarak bir gardiyan gelip bizi uyardı. Biz de konuşmaya devam edince cezaevinde özel olarak yapılandırılan müdahale takımı geldi. Gelip direk görüşmemizi kesmek istedi. Biz engel olunca saldırı yapıldı ve darp edildik" dedi. Tutuklular, yapılan saldırıdan sonra kendilerine hücre ve spora çıkmama cezaları verildiğini dile getirdi. (03.02.2011/DİHA)

*Komeleya Jinên Dengbêj Derneği'nin, Kürtçe, Türkçe, Arapça ve İngilizce Van M Tipi Kapalı Cezaevi'nde konser vermek için Van Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı başvuru, "Devlet dairelerinde Kürtçe konuşmak yasaktır" gerekçesiyle reddedildi. Konuya ilişkin dernek binasında açıklama yapan Dengbêj Elif Çiftçi, Kürtçe'nin cezaevlerinde serbest edildiği düşüncesiyle Van M Tipi Kapalı Cezaevi'ne dört dilde konser vermek için başvurduklarını ancak başvurularının Cumhuriyet Başsavcılığı'nca reddedildiğini belirtti. Konser talebi ile gittikleri cezaevi yetkililerinden olumu yanıt aldıklarını söyleyen Çiftçi, tüm hazırlıklarını yaptıklarını ancak konsere iki gün kala konserin iptal edildiğinin kendilerine aktarıldığını ifade etti. Konserin iptal edilmesinden dolay Van Cumhuriyet Başsavcılığı'yla görüşme yaptıklarını belirten Çiftçi, yaptıkları görüşmede savcının kendilerine konserin iptal etme gerekçesini "Devlet dairelerinde Kürtçe konuşmak yasak" şeklinde açıkladığını söyledi. "Kürtçe yasak" gerekçesi ile konserin iptal edilmesini anlamadığına dikkat çeken Çiftçi, "Başbakan neden durmadan cezaevlerinde Kürtçe'nın serbest edildiğini söylüyor? Devlet Tiyatroları nasıl oluyor da Kürtçe oyun oynanabiliyor? Devletin resmi kanalı TRT'ye bağlı TRT Şeş niye var? Neden sıklıkla Şivan Perwer'in Türkiye'de konser verileceği söyleniyor? Bunlar varken konserimize izin verilmesinin engellenmesi açılım politikalarıyla kim nasıl izah edebilir?" diye sordu. (26.02.2011/DİHA)

*PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan tecridi attıkları sloganlar ile protesto eden Bingöl M Tipi Kapalı Cezaevi'nde bulunan PKK'li tutuklular hakkında soruşturma açıldığı öğrenildi. Tutukluların yakınları tarafından verilen bilgilere göre, geçen hafta meydana gelen protesto gösterisinin ardından cezaevi idaresi soruşturma açtı. Soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulmak istenen PKK'li tutuklu ve hükümlüler, ifadelerini Kürtçe’nin Kurmancî ve Zazakî lehçeleri ile yapmak istedi. Tutsakların bu kararına karşı cezaevi idaresinin ikinci bir soruşturma açtığı bildirildi. (28.02.2011/DİHA)

*02.05.2011 tarihinde Siirt E Tipi Kapalı cezaevinde bulunan Erdoğan Uçar, Mehmet Cengiz ile Cahit Ayaz mektupla şubeye başvuruda bulunarak şu beyanlarda bulundular. “Dilimiz cezaevinde halen yasaklı olduğunu ifade etmek istiyoruz. Kürtçe yazdığımız mektuplar ile gelen mektuplarımız tercüman yok gerekçesiyle el konuluyor. İnfaz hâkimliğinde yaptığımız itirazlara karşılık hakimlik tarafından alınan ifadelerimiz tıkır tıkır çeviren idare personeli mektuplarımız söz konusu olduğunda ortalıkta görünmemektedir. Özcesi Kürtçe’nin cezaevinde halen yasaklı olduğunu söylüyoruz.” (İHD Siirt)*Geçmişte Kürtçe çıkan dergi ve gazetelerin "Bilinmeyen dil", "Tercüman yok", "Sakıncalı" gibi sudan gerekçelerle birçok cezaevinde keyfi olarak engellenmesine yeni bir örnek de Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi'nde eklendi. Cezaevinde mahkumlara gönderilen Kürtçe mektupların "tercüman yok" gerekçesiyle verilmediği ortaya çıktı. Tutuklu ve hükümlülerin de yazdığı mektuplar yine aynı gerekçeyle gönderilmeyerek, kendilerine iade ediliyor. Siirt cezaevindeki bu uygulamanın boyutları ise PKK'li tutsaklar adına Cahit Ayaz, Mehmet Cengiz, Erdoğan Uçar'ın yazdığı mektup ile ortaya çıktı. PKK tutsakların İHD MYK Üyesi Necla Şengül'e gönderdikleri mektupta, Kürt sorununun demokratik çözümü çerçevesinde Kürtçenin

92

Page 93: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

üzerindeki baskıların kaldırılması, kamusal alanda kullanılıp kullanılmaması yönünde tartışmaların yaşandığı, TRT 6'nın 24 saat Kürtçe yayın yaptığı ve aynı isimde bir radyonun da yayında olduğu bir dönemde cezaevinde anadilleriyle iletişim kuramadıklarını belirtti. Başbakan'ın miting meydanlarında uluslararası arenada göğsünü gere gere cezaevlerinde artık Kürtçenin yasak olmadığını dillendirdiğinin hatırlatıldığı mektupta, "Bizleri, tutsakları kirli politikalarına alet etmekte bile hiç bir tereddüt yaşamamakta kamuoyunu alenen yanıltmakta, deyim yerindeyse kandırmaktadır. Başbakan dedi diye hiçbir sorun sıkıntı ortadan kalkmamaktadır" denildi.Bölgede AKP hükümetinin seçim yatırımı olarak cezaevlerinde dil serbestliğini kullanmakta olduğuna dikkat çekilen mektupta, bu vesileyle AKP'nin oy toplama arayışında olduğu, bunun için hiçbir ahlaki ilkeyi esas almadığı belirtildi. Mektupta, olmayan bir serbestliğin propagandasını yapmanın siyasi ahlakın olmadığının kanıtı olduğu dile getirildi. Kürtçenin halen cezaevinde yasaklı olduğunun altı çizilen mektupta, yasağın 12 Eylül literatüründe "ret" bugün ise "tercüman yok" şeklinde tezahür edildiği belirtildi. Kürtçe yazılan mektuplara tercüman olmadığı gerekçesiyle el konulduğu belirtilen mektupta, "Gelen mektuplarımıza el konuluyor. Siirt gibi bir ilde binlerce Kürt devlet memuru varken, binlerce asker varken, yüzlerce Kürt polis, bir ordu devleti ve işbirlikçi korucu, yüzlerce gardiyan (ki kurumda çalışan gardiyanların yüzde doksanı Kürt ve Kürtçe biliyor) varken hatta kurum müdürlerinden bazıları Kürt iken tercüman bulunmadığından dolayı mektupların gönderilmemesi gelenlere el konulması inandırıcı olmamakta, ortada keyfi bir yaklaşımın bulunduğuna kanaat getirmekteyiz. Tüm bunlarla beraber Siirt'te üniversitede maddi sıkıntılar yaşayan ve bu işi yapabilecek yüzlerce genç varken, bu uygulamanın adına 'tercüman sorunu' demek ve buna inanılmasını beklemek saflık olur" ifadeleri yer aldı. Tutsakların yazdığı mektupta infaz hakimliğinde yaptıkları itirazlara karşılık hakim tarafından alınan ifadelerini serbest çeviren personelinin bulunduğunu ancak, mektupların tercümesine geldiğinde kimsenin ortalıkta gözükmediği kaydediliyor. Mektupta şunlar belirtildi: "Eğer ailelerimize yazdığımız mektuplardan bile mahrum bırakılıyorsak, annemizle arkadaşlarımızla kendi dilimizle özlemlerimizle hayallerimiz bile engelleniyorsa demek ki, koca bir safsatadır. Kürtçe Cumhuriyet tarihi boyunca özgürleşmedi, özgürleştiği ya da yasakların kaldırıldığının doğru olmadığını karşılaştığımız engellemelerden biliyoruz. Yasaklar bugün 12 Eylül literatürüyle değil de AKP'nin kurnaz ve sinsi literatürüyle sürüyor. Biz tüm bunlara rağmen hiç bir zaman anadilimiz üzerindeki baskı ve yasakları kabul etmeyeceğiz." İHD MYK Üyesi Necla Şengül ise, anadil konusunda kısıtlamaların yoğun şekilde yaşandığını belirterek, cezaevlerinde idarenin keyfi yasaklamaları ile farklı uygulamalarla tutsaklar üzerine baskı aracı olarak kullanıldığını söyledi. Avrupa Cezaevi Kuralları'nın "Etnik ya da dilsel azınlıklar" başlık kuralında devletlere, konuyla ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması yükümlülüğü getirdiğine işaret Şengül, "Özellikle Kürtçe konuşmanın önündeki engellerle birlikte yazılan Kürtçe mektuplar ve Türkçe bilmeyen ailelerin ziyaretlerinin de engellendiği görülmektedir. Oysaki mahpusların, aile ve yakınlarıyla anadilde bağlantı kurabilmenin yanı sıra onlarla görüşmeleri de güvence altına alınmış durumdadır. bu uygulamaların acilen sonlandırılması mahpusların kendi anadiliyle kendini ifade etme hakkı tanınmalıdır" diye konuştu. (12.05.2011/DİHA)

CEZAEVLERİNDEN DİĞER BAŞVURULAR ve İHLALLER*27.04.2011 tarihinde şubemize başvuran Nurcan Yılmaz, şu beyanlarda bulundu: “Eşim Abdulbaki Yılmaz, yaklaşık 1 yıldır İzmir Foça Açık Cezaevinde hükümlü olarak kalmaktadır. Maddi sıkıntılar yüzünden onu görmeye gidemiyorum. Yine sağlık koşullarımdan

93

Page 94: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

dolayı yolculuk yapamıyorum. Eşim 4 ayda bir bizi görmeye geliyor. Eşimin halen 4 yılı daha var. Bu nedenle yakın bir yere getirilmesini istiyorum. Diyarbakır’a yakın olan Urfa, Van, Adıyaman, Erciş ve Geveş’e getirilmesini istiyorum. Bu konuda bize yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*06.05.2011 tarihinde şubemize başvuran X.X. kişi şu beyanlarda bulundu: “Yaklaşık 20 gün önce Dicle Üniversitesi öğrencilerinden Serap Tekiner (1990) ve Tuba Çelebi gözaltına alınarak tutuklandılar. Yine Dicle Üniversitesi öğrencilerinden Ender Emin ve Muğdat Demir’de gözaltına alındı. Bu konuda sizden yardım talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi) *21.05.2011 tarihinde şubemize başvuran Kemal Akyol, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum Mustafa Kemal Akyol, 4 Şubat 2008 yılında cezaevine konuldu. Oğlum turistlere sürekli rehberlik ederdi. Babam öldüğü zaman cenazesi camideyken oğlu o gece cenazenin yanında kaldığı için korktuğundan dolayı düşüp bayılmış. Özellikle ilkbahar aylarında bu olay daha sık görülüyor. Yine turistlere rehberlik etti esnada turistlerin alaylı bir şekilde kendisine gülmesini kabul etmeyip elindeki bıçağıyla onlara saldırdı. Onlarda para ve cep telefonu alıp kaçmış. Ama yaptığından pişman olduğu için eşyaları orada bulunan birine onlara vermek için teslim etmiş. Ama bir miktar para eksik bir şekilde verilmiş. 6 ay sonra oğlum bu olay üzerine tutuklandı. Cezaevinde hiç kimse onu koğuşuna kabul etmiyor. Sürekli Elazığ’a tedavi için gönderiliyor. Oğlumun deli olduğunu düşünüyorlar. Oğlum ya kendisine ya da birine zarar vereceğinden korkuyoruz. Bizler ailesi olarak kaygı ve endişe içindeyiz. Bu konuda sizden hukuki yardım talep ediyoruz. ” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*450 kişi kapasiteli Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde hükümlü ve tutuklu sayısının artması üzerine spor salonu ile atölye bölümleri de koğuşa çevrildi. Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’ne kapasitesinin üzerinde hükümlü ve tutuklu sayısının bırakılması, binadaki atölyeler ile spor salonunun koğuşa dönüşmesine neden oldu. Son yıllarda çok sayıda kişinin tutuklanması, bölgedeki cezaevlerinin dolup taşmasına neden oldu. 450 kişilik Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nde mahkum sayısı 650’ye çıktı. Tutuklu sayısının sürekli artması üzerine binadaki bazı atölyeler ile spor salonu da tutuklu koğuşlarına çevrildi. Son aylarda tutuklulara yönelik sosyal aktiviteler de yer yetersizliğinden aksıya alındı. Batman M Tipi Kapalı Cezaevi’nin kapasitesinin üzerinde hükümlünün bulundurduğunu belirten bazı mahkum yakınları, “Cezaevinde bazı hükümlü ve tutuklular neredeyse nöbetleşe uyku uyuyorlar. Koğuşların tamamı dolu. Daha önce zamanlarını atölyelerde değerlendiren tutuklular şimdi de bu imkana sahip değil. Görüşmede bulunduğumuzda genelde yer sıkıntısından yakınılıyor” diye konuştular. (03.07.2011/Batman Çağdaş)

*07.09.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Zeynep Yurtsever, şu beyanlarda bulundu: “Erzurum E Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu olan yeğenimi ziyarete giderken çok hoş olmayan şeylerle karşılaştım. Arama noktasında çok kötü muameleyle karşılaştım, kendimi aşağılanmış hissettim. Bu muamele sadece kadın arama noktasında oluyor. Bu durumun insani bir durum olmadığını düşünüyorum. Bir kadın olarak bu duruma daha uygun bir arama uygulanmasını istiyorum.” (İHD Bingöl Şubesi) *19.09.2011 tarihinde şubemize telefonla başvuran Xazal Peker, şu beyanlarda bulundu:“Ağabeyim Öncü Peker, üniversite öğrencisi iken tutuklandı ve yargılanma sonrasında ceza verildi. Şu an Rize Kalkandere cezaevinde hükümlüdür. Daha önce avukatı vardı. Annemin vasiliği için kendisiyle görüştük ancak halen vasi atanmış değil. O, cezaevinde iken üniversite

94

Page 95: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

kayıt yenileme, vb işlemleri için annemizin vasi atanması konusunda gerekli yardımlarınızı dilerim.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*10.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Murtaza Karademir, şu beyanlarda bulundu: “Ben 2008 yılında cezaevine girdim. Yaklaşık 4,5 yıl ceza aldım ve hüküm giydim. Cezamı bitirdim. 03.10.2011 tarihinde tahliye oldum. Cezaevinde kaldığım süre içerisinde birçok rahatsızlık geçirdim. Tedavi olabilmek için sizden destek istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*11.10.2011 tarihinde şubemize başvuruda bulunan Mehmet Sunal, şu beyanlarda bulundu: “Ben Mardin Dilmenler Seyahat Otobüs firmasında çalışmaktayım. İşimin gereği telefonlara bakmak ve yolcularla ilgilenmektir. Tutuklanmamın sebebi ise Cizre şubemizin çok gürültüden dolayı otobüs şoförünün cevap vermeyip kendisinin benim aramamın istenilmesidir. Kaptandan aldığım bilgiye göre Cizre otobüsünde yapılan arama ve yolcuların gözaltına alındığını bilgisine ulaştım. Bende Cizre şubesini arayıp olayın böyle geliştiğini söyledim ve telefonu kapattım. 06.06.2011 tarihinde evimize polislerce yapılan baskında gözaltına alındım. Beni karakola götürüp ifaden var deyip gittik. Bu olaydan kaynaklı olarak 4 aydır cezaevindeyim. Daha sonra mahkemeye çıkarıldım. Hakim davayı 30 gün ertelenmesine karar verdi. Ben kiracı ve 5 çocuk babasıyım. Eşim ve çocuklarım komşuların yardımıyla ayakta durabiliyorlar. Bana yapılan bu suçlamaları kabul etmiyorum. Doğruların açığa çıkmasını istiyorum. Bu konuda bana yardımcı olmanızı istiyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*01.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Remziye Kahraman, şu beyanlarda bulundu: “Kardeşim olan Yılmaz Kahraman, şuanda İskenderun M Tipi Kapalı cezaevinde tutuklu olarak kalmaktadır. Kardeşim daha önce Adana F Tipi Kürkçüler cezaevindeydi. Adana’da ikamet etmekteyiz. Maddi durumumuz olmadığı için kardeşimin ziyaretine gidemiyoruz. Ayrıca kardeşim sağlık surumu iyi değildir. Daha kötü olmasından endişe ediyoruz. Kardeşimin tekrardan Adana F Tipi Kürkçüler cezaevine nakil işlemlerinin yapılmasını talep ediyoruz.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*23.11.2011 tarihinde şubemize başvuran Hanife Akpolat, şu beyanlarda bulundu: “Oğlum olan Mehmet Akpolat, işlemiş olduğu iddia edilen bir suçtan dolayı yargılandığı mahkemece ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yaklaşık 17 yıldır cezaevinde kalan oğlum Türkiye’nin değişik cezaevlerinde kaldı. Cezaevinde kaldığı süre zarfında birçok hastalığa yakalandı. Oğlum şuanda Muş E tipi cezaevinde kalmaktadır. Ben ve eşim sağlık durumumuz iyi değildir. Seyahat edemiyoruz. Sağlık durumumuzdan kaynaklı ve maddi durumumuz el vermediği için oğlumun görüşüne gidemiyoruz. Son dönemlerde tutuklu ve hükümlülerin başka cezaevlerine nakilleri yapılmaktadır. Ben söylediğim nedenlerden dolayı oğlumun Diyarbakır D Tipi cezaevine naklinin yapılmasını bu mümkün değilse de en azından şuan kaldığı Muş E Tipi cezaevinde kalmasını sizden talep ediyorum.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

*11.12.2011 tarihinde şubemize başvuran Tuhad-Fed (Firaz Emirxan adına), şu beyanlarda bulundu: “Ali Emirxan İran uyruklu olup, Türkiye’de bir cezaevinde bulunmaktadır. İran, Türkiye’den iadesini istiyor. Aileye göre iade edilirse İran’da idam edileceği, bu nedenle iade edilmemesi konusunda yardım talep ediliyor.” (İHD Diyarbakır Şubesi)

95

Page 96: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

96

Page 97: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

İHD

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

SAMSUN-BAFRA, GİRESUN, TRABZON, RİZE-KALKANDERE VE ERZURUM CEZAEVLERİ

CEZAEVLERİNDE YAŞANAN HAK İHLALLERİ ARAŞTIRMA & İNCELEME

RAPORU

18 KASIM 2011

97

Page 98: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

GİRİŞ:Çeşitli tarihlerde, Samsun-Bafra, Giresun, Trabzon, Rize-Kalkandere ve Erzurum cezaevlerinde bulunan mahpuslar ve onların aileleri, cezaevlerinde yaşandığını iddia ettikleri hak ihlalleriyle ilgili İHD genel merkezimize ve Diyarbakır şubemize başvuruda bulunarak, yardım talep etmişlerdir.

Başvurular daha çok;Sağlık sorunları, sevkler, sevk sırasında ve gidilen cezaevinde yapılan kötü muamele, haberleşme haklarına getirilen kısıtlamalar, disiplin cezaları, cezaevlerindeki kapasite fazlalığından kaynaklıyaşanan ihlaller, radyolarının “zararlı yayınlar” içeriyor gerekçesiyle ellerinden alınması, spor ve hobi haklarının engellenmesi, zaman zaman adli mahpuslarla siyasi mahpusların karşı karşıya geliyor olması, özellikle çatışma ortamının hala devam ettiği ülkemizde ölümlerin yaşandığı dönemlerde havalandırmalara yabancı cisimlerin atılarak hakaret ve tehdit edildikleri ve ve bu durumun görevliler tarafından destek görmesi, bazı cezaevlerinde adli mahpuslarla siyasi mahpusların havalandırma alanlarının yakın olması, aile görüşlerinde bahsedilen mahpuslarla aynı yerde görüşe çıkartıldıkları, yine sorun yaşanılan mahpuslarla hastane vb. sevklerin aynı güne denk getirildiği ve aynı araçla götürüldükleri ve bu durumun ciddi sorunlara neden olduğu, sıcak su kullanımının yeterli olmaması, demirbaş sayılan malzemelerin bile ücret karşılığında verildiği, cezaevi girişlerinde çırılçıplak kaldırıldıklarını (arama gerekçesiyle) bu onur kırıcı ve zaman zaman tacize varan arama şeklini kabul etmeyen mahpusların darp edildiğini ve disiplin cezasına çarptırıldıkları, ile ilgilidir. İHD anılan cezaevlerindeki bu ve benzeri iddialarla ilgili araştırma ve durum tespiti yapabilmek amacıyla Genel Başkan Yardımcısı Sevim Salihoğlu, MYK üyesi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Serdar Çelebi ve Diyarbakır Şube Yöneticisi Pınar Dalkuş’tan oluşan heyet anılan cezaevlerine giderek incelemelerde bulunmuştur.

Heyet, 1 Kasım 2011 tarihinde Samsun Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi, 2 Kasım 2011 tarihinde Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi ve Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi, 3 Kasım 2011 tarihinde Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi, 4 Kasım 2011 tarihinde Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi ve E Tipi Kapalı Cezaevi’ne giderek anılan cezaevlerinin müdürleri ve savcılarıyla görüşmeler yapmıştır. Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi Müdürü kendisinin devlet memuru olduğunu, (beyanat veremeyeceğini) ifade ederek randevu talebimizi reddetmiştir. Rize-Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi’ne mahpuslarla görüşmeye giden avukat arkadaşlarımıza uygulanan kötü muamele nedeniyle cezaevi müdürü ile yapılacak olan görüşme heyet tarafından cezaevinde bulunan bazı görevlilerin provakatif davranışlarına yeniden maruz kalınacağı düşüncesiyle iptal edilmiştir. Heyetimizde bulunan Diyarbakır şubemiz yöneticilerinden Serdar Çelebi ve Pınar Dalkuş Avukat olduklarından cezaevinden İHD’ye başvuran bazı mahpuslarla görüşme yapmıştır.

98

Page 99: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

YAPILAN GÖRÜŞMELER:

Mahpuslarla yapılan görüşmeler:Samsun-Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi:*Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden 15-16 Haziran 2011 tarihinde Bafra T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sevk edildiklerini arama adı altında elbiselerinin çıkarıldığını, karşı çıkanların darp edildikleri,*Cezaevi görevlileri sayım için koğuşlara geldiklerinde herkesin kalkıp tek sıra haline gelmesini istediklerini, kabul etmeyince de darp ve hakaretlere maruz kaldıklarını, 19 veya 20 Ekimde normalde birkaç kişi ile yapılan sayım için yaklaşık 40 kişinin koğuşa gelip mahpusları tek sıra haline getirmek istediklerini, bu durumun onur kırıcı olduğu için kabul edilmeyeceğini söylediklerini, Tahsin AYDIN, Mahsum Oruç, Edip CİNAKLI ve Savaş Koçyiğit’in bu kişilerce darp edildiğini, yaptıkları şikayet ile ilgili sonucun henüz gelmediğini ancak, kendileri hakkında soruşturma başlatıldığı,*Cezaevinde bazı akşamlar dinlenmeye çekildikleri vakitte çok yüksek sesle koğuşlara “Onuncu Yıl Marşı” ve “Ölürüm Türkiyem” marşının dinletildiği,*Koğuş havalandırmasının çok küçük olduğunu, 15 kişi kaldıkları koğuşta havalandırmaya ancak beşer beşer çıkabildikleri,*Revire çıkma taleplerine çok geç cevap verildiğini, çoğu zaman iyileştikten sonra revire götürüldüklerini, genel itibarıyla da ilaç verilmediği,*Ziyaret sürelerine riayet edilmediğini, bazen çok kısa bir süre görüştürüldüklerini, aileleri görüş odasına alındıktan sonra süreyi başlattıklarını, kendilerinin görüş yerine gidinceye kadar geçen süreyi görüş süresinden saydıklarını, bu nedenle bazen uzaktan gelen aileleriyle ancak 15 dakika görüşebildikleri,İfade edilmiştir.

Giresun E Tipi Kapalı Cezaevi:*Kürtçe müzik dinlemek istediklerini ve bunun ancak uzun dalga çeken radyolarda mümkün olduğunu, ancak bu radyolar aracılığıyla örgüt talimatı aldıkları gerekçesiyle bu radyoların alındığı, itirazlara rağmen verilmediğini, *Giresun cezaevinde 18 siyasi mahpusun olduğu, 15’inin aynı koğuşta kaldıkları, ancak, havalandırma pencerelerinin adli tutukluların koridoruna baktığını, çatışmaların yoğunlaştığı asker ölümlerinin gerçekleştiği dönemlerde adli mahpusların bu pencerelerden çeşitli cisimler atarak hakaret ve tehditlerde bulunduklarını, Cezaevi yönetimine bildirmelerine rağmen herhangi bir önlemin alınmadığını, *Cezaevi imkânlarının uygun olmadığı gerekçe gösterilerek spor ve hobi imkânlarının engellendiğini,*Haftada sadece iki gün birer saat sıcak su verildiğini, koğuşta 15 kişi oldukları için bir saatlik süre hem banyo yapmalarına hem de temizlik, çamaşır gibi işleri için yeterli olmadığını,*Demirbaş sayılan mutfak dolabı, tabak, nevresim gibi bazı malzemelerin eksik olduğu, talep ettiklerinde ücret karşılığında verilebileceğinin ifade edildiğini, ayrıca cezaevi yönetimi tarafından kendilerine verilen küçük makaslar güvenlik gerekçesiyle geri alındığını,*Ailelerinin açık görüş için geldiklerinde adliler ve siyasilerin aynı anda ve aynı yerde görüşe çıkarıldıklarını bu durumun da kendilerini onlarla karşı karşıya getirebileceği endişesi taşıdıkları,*Hasta mahpusların doktora götürüldükten sonra tedavi esnasında kelepçelerinin çıkarılmadığı, bu durum tedavi olması gereken mahpuslar tarafından kabul edilmeyince de tedavileri yapılmadan geri getirildikleri,

99

Page 100: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Doktorların hasta olan mahpusları muayene etmeden, yüzüne bakmadan dokunmadan rahatsızlığını psikolojik olduğunu söyleyip geri gönderebildiğini,*Mahpusların çoğunda mide rahatsızlığı, bel fıtığı gibi rahatsızlıkların mevcut olduğunu ancak ciddi anlamda tedavilerinin yapılmadığı.İfade edilmiştir.

Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi:*Burhan Urtekin isimli arkadaşlarının çölyak hastası olduğunu, tedavisinin yapılmadığı gibi doktorlar tarafından kendisine tahliye talebinde bulunmasın diye rapor verilmediği, verildiyse de kendilerinin bilmediğini, raporun geciktiriliyor olabileceğini,*Abdullah Kebude isimli mahpusun hastaneye götürülürken adli tutsaklarla aynı ring aracında götürüldüğü ve saldırıya uğradığı,

İfade edilmiştir.

Rize Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi:*Cezaevine ilk getirildiklerinde girişte başka bir cezaevinden sevk edilmelerine rağmen soyunmalarının istendiği, bu taleplere uymayanlara disiplin cezaları verildiği,*Üst aramalarının tacize varan biçimde olabildiği, aramalar esnasında ayakkabılarının çıkarıldığı, ayakkabılarını ters çevirip yere vurmalarının istendiği, gardiyan eşliğinde koğuştan çıktıkları ve döndüklerinde, gardiyan yanımızdan hiç ayrılmamasına rağmen yine üstlerinin arandığı,*Siyasi mahpusların kaldığı iki koğuşun arasındaki koğuşa adli mahpusların yerleştirildiği, bu durumun adli mahpusların kendilerini taciz ve rahatsız etmesine neden olduğunu, bu durumun ifade edilmesinin ise, gardiyanlar tarafından tehdit amacıyla kullanıldığını,*Sıcak su saatleri ile sayım saatleri yakın olduğu için banyodan sonra hasta olma korkusuyla bere takan mahpusların sayım esnasında tepkiyle karşılaştıkları, berelerini çıkarmaları ve kılık kıyafetlerine dikkat etmelerinin istendiği,*Telefonla konuşurken hareketlerine dikkat etmelerinin istendiği, ailesiyle konuşurken eli cebinde diye bir arkadaşlarının birkaç gardiyan tarafından tehdit edildiği, çoğu zaman aileleriyle yaptıkları telefon konuşmaları esnasında kasıtlı gürültü yapıldığı, itiraz ettiklerinde de telefon bağlantılarının kesildiği,*Sorunlarını yetkililerle paylaşmalarına rağmen çözüm bulunmadığını, sürekli olarak oyalandıklarını,*Berber sorunlarının olduğunu, bir aydır bu sorununuz çözülecek denmesine rağmen çözülmediğini,*Haftada sadece iki gün sıcak su verildiğini, bu sürenin bir saatlik süre hem banyo yapmalarına hem de temizlik, çamaşır gibi işleri için yeterli olmadığını,*Hasan Kaçar adında ciddi bir deri rahatsızlığı olan hasta bir arkadaşlarının olduğunu, ancak tedavisinin yapılmadığını, ayrıca hasta olan birçok arkadaşlarının ciddi anlamda tedavi edilmediklerini, ilaç verilmediğini, ilaç talebinde bulunduklarında ücret karşılığında verilebileceğinin belirtildiği,*Davut Aslan adında şeker hastası bir arkadaşlarının olduğunu, diyet yemekler yemesi gereken bu arkadaşlarına haşlanmış patates dışında diyet yemeği verilmediğini, çoğu zaman diğer mahpuslara verilen yemeğin aynısının verildiği,*Cezaevine ilk gelenlerin iki ay boyunca spor, hobi, sohbet gibi hiçbir etkinliğe çıkarılmadığı, haftada 10 saat hobi faaliyetleri olması gerekirken sadece 2 saat faydalandırıldıklarını, ayrıca açık görüş ve bayram tatillerinde hobi ve sohbet imkânının verilmediği,*Mektupları Kürtçe olunca geciktirildiğini ya da yollanmadan geri getirildiği,

100

Page 101: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

*Dilekçeleri maddi ve ihtiyaçtan kaynaklı gerekçelerle yarım A4 kâğıdına yazıldığında kabul edilmediği ve geri verildiği,İfade edilmiştir.

Erzurum H ve E Tipi Kapalı Cezaevleri:*Yaşadıkları hak ihlalleriyle ilgili yapmış oldukları başvuruların dikkate alınarak savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını,*Sayım sırasında her seferinde kapsamlı aramaların yapıldığı, eşyalarının dağıtıldığı bu uygulamaya itiraz eden mahpusların hücre cezası aldığı, *Koğuşlarının adli mahpusların koğuşuyla bitişik olduğunu, asker ölümlerinin gerçekleştiği günlerde kendilerine yabancı cisimlerin atıldığını veya hakaretlere maruz kaldıklarını,*Spor faaliyetlerine sadece ayda bir çıkarıldıklarını, itiraz edip çıkmak istemeyince de disiplin cezaları aldıklarını,*Hastanelerde kelepçeleri çıkarılmadığı için tedavi olmak istemeyen arkadaşlarının tedavilerinin yapılmadan geri getirildiğini,*Ailelerinin görüşten önce kapsamlı bir şekilde arandığını, ailelerden bir kısmının bütün kıyafetlerinin hatta iç çamaşırlarının bile çıkarılmak istenmiş olduğunu, bu durumun şikâyet konusu olduğunu ve savcılık tarafından soruşturma başlatıldığını,*Hak ihlallerine karşı yapılan itiraz ve talepler karşılığında disiplin cezalarına maruz kaldıklarını,*Başka cezaevlerinden kendilerine gönderilen kitap fotokopileri ve mektuplara el konulduğunu,*Ulusal bayram, ramazan bayramı ve açık görüş tatili birleştirilip tek bir açık görüş hakkı tanındığını,*Sorunların birçoğunun aşıldığını ancak hasta mahpuslarla ilgili sıkıntıların hala yaşandığını, Nesimi Kalkan, Mehmet Aras veAlican Işık’ın ağır hasta olduklarını,*Başka ciddi rahatsızlığı olan mahpuslara da doktor tarafından alay edildiği, rapor verilmesi talebinde bulunanlara “ tahliye talebinde mi bulunacaksın “ denilerek dalga geçildiği ve rapor verilmediği, ameliyat olması gerekenlere doktorun “ babam da ameliyat oldu iyileşmedi, boş ver sen de ameliyat olma” denilerek geri gönderildiği,İfade edilmiştir.

İNSAN HAKLARI HEYETİNİN ZİYARET ETTİĞİ CEZAEVLERİNDE Kİ MÜDÜR VE CUMHURİYET SAVCILARIYLA YAPILAN GÖRÜŞMELER:Heyetimiz, Samsun-Bafra Cezaevi Müdürü, Giresun Cezaevi Müdürü ve Cezaevi Savcısı ile Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı ve Cezaevi Savcısı ile görüşmeler yapmıştır. Bafra Başsavcılığı heyetin Bafra’da olduğu gün Adalet Bakanlığından yetkililerinin ilçeyi ziyareti nedeniyle görüşmeyi ertelemiş ancak heyet diğer illerdeki randevular nedeniyle Bafra da kalamamıştır. Rize-Kalkandere cezaevinde bulunan mahpuslarla görüşmeye giden Av. Serdar Çelebi ve Av. Pınar Dalkuş’a yapılan kaba ve kötü muamele (Anılan cezaevinde avukatlarımıza yapılan kaba ve kötü muamele ayrı bir başlık altındadır) nedeniyle ve heyet tekrar cezaevine gidildiğinde aynı muameleyle karşılaşacağı düşüncesiyle cezaevi müdürüyle görüşmesini iptal etmiş ve Sevim Salihoğlu cezaevi müdürüyle telefonla görüşerek kaygılarını iletilmiştir. Rize Cumhuriyet Savcılığından istenen randevu talebine yanıt gelmediğinden heyet savcılıkla görüşme yapmamıştır. Erzurum Cezaevi Müdürü şimdiye kadar insan hakları heyetlerinin hiç karşılaşmadığı bir gerekçeyle (Devlet memuru olduğunu, beyanat veremeyeceğini belirterek) randevu talebimizi geri çevirmiş, heyet Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı ve Cezaevi savcısıyla görüşme gerçekleştirmiştir.

101

Page 102: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Heyet, yetkililerle yapmış olduğu görüşmelerde, Cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin haklarının ihlal iddialarına dair yapılan başvuruları anlatılmış ve ırkı, rengi, cinsi, dili, dini, siyasi görüşü ne olursa olsun hükümlü, tutuklu ve gözetim altında bulunanların da bütün insanlar gibi insan onuruna yaraşır koşul ve haklara sahip olması gereğinin altı çizilmiştir. Tüm görüştüğümüz yetkililerin de heyetle benzer görüşler taşıdığı, cezaevlerinde bulunan mahpusların hakları konusunda hassas davranıldığı kendileri tarafından da ifade edilmiştir.

HEYETİN RİZE-KALKANDERE CEZEVİNDE YAŞADIKLARI:Av. Serdar çelebi ve av. Pınar Dalkuş’un Rize-Kalkandere Cezaevi Girişinde Yaşadıkları Olaylar:Avukat Serdar Çelebi yaşadıkları olayı şöyle ifade etmiştir: “3 Kasım 2011 tarihinde bazı mahpuslar ile görüşmek üzere Rize L Tipi Kapalı Cezaevine meslektaşım Av. Pınar DALKUŞ ile birlikte gittik. Kayıt işlemlerinin yapıldığı kapıda kayıt işlemlerimizi yapıp X Ray cihazının bulunduğu kapıdan geçmek üzere gittik. Ben X Ray cihazı herhangi bir sinyal vermediği için geçtim ancak Pınar Hanım geçtiğinde da X Ray cihazı sinyal verince Pınar Hanım üzerinin elle aranmasını istedi. Kapıda bulunan gözlüklü personel “avukat hanım ayakkabınızı da çıkarın” dedi ve devamında da “bilmiyorsan öğren” diye rencide edici ve saygı kuralına aykırı bir şekilde Pınar hanımı dışarıya çıkardı. Biz kapıdan geçtiğimizde herhangi bir ziyaretçi yoktu. Orada bulunan ceza infaz koruma memurları açık görüşün olduğunu biraz beklememiz gerektiğini söylediler. Orada bulunan sandalyelere oturduk. Yaklaşık 5 dakika sonra çok sayıda ziyaretçi cezaevine girmek üzere geldiler. Onlar içeri girdi. Kapıda bulunan personele “neden bizi bekletiyorsunuz” diye sorduğumda “sen geçen senede gelmiştin değil mi? ” diye sorunca bende evet gelmiştim dedim, “o zaman orda bekleyin biz sizi çağıracağız” dedi. Bunun saygı ve nezaket kuralına uygun düşmediğini, görevlerinin yasaları uygulamak olduğunu, onlardan yasada olmayan bir şeyi istemediklerini söyledim. Ancak yine emrivaki bir şekilde “geçin orada oturun biz sizi çağıracağız” deyip bizi keyfi bir şekilde orada tutmaya devam ettiler. Kamera kayıtlarından da anlaşılacağı üzere 45 dakikadan daha fazla bir süre keyfi bir şekilde orada tutulduk. Keyfi bir şekilde bekletildiğimizi anlayınca içeri girmeye çalıştık. Ben göz kontrolü yaptıktan sonra içeri girdim. Tüm çabasına rağmen Av. Pınar DALKUŞ içeri giremedi. Daha sonra anladık ki X Ray cihazının bulunduğu kapıda görevli personel ön kapıyı arayarak Av. Pınar DALKUŞ ve benim giriş kaydımız iptal ettirmiş. Ben içeri girmiştim ancak Pınar hanımın giriş kaydı iptal edildiği için giremedi. Bu sırada uzun boylu bir kişi gelip kendisinin 2. Müdür olduğunu söyledi ve hiçbir şey sormadan “Avukat Bey X Ray cihazı ötmeden kapıdan geçmeniz lazım” dedi. Bunun üzerine tartışmanın bundan kaynaklanmadığını keyfi bir şekilde burada bekletildiğimizi anlattım. Bunun nedenini sorduğumuzda avukatları içeri alın deyip Pınar hanımı içeri başkasının gözünü okutması sureti ile içeri aldılar. Av. Pınar DALKUŞ orda bulunan bir personelin gözünü cihaza okutması ile ancak geçebildi. İçeriye girdikten sonra da bizimle kimse ilgilenmedi. Biz 10 dakika kadar kimse bizimle ilgilenmediği için ne tarafa gideceğimizi avukat görüş odasının ne tarafta olduğunu kimse göstermediği için koridorda bekledik. Mahpusların bulunduğu tarafta demir parmaklıklı kapının arkasında bulunan bir infaz koruma memuruna, neden bizimle kimsenin ilgilenmediğini sormamız üzerine girişteki memurların bizimle ilgilenmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine yine kimse gelmeyince biz görüş yapmaktan vazgeçip dışarıya çıkmak istedik. Ancak bu şekilde itirazlarımız üzerine memurlar ve kendisinin 1. Müdür olduğunu söyleyen bir kişi gelerek bizim görüş yapabileceğimizi söyledi. Biz neden bize bu şekilde ayrımcı bir tutum sergilendiğini 45 dakikadan fazla bir süredir beklediğimizi ve personel tutumunun yanlış ve saygısızca olduğunu belirttik. Mahpusların görüş odalarına getirildiği belirtilince görüşü gerçekleştirdik. Görüş sona erince kimliklerimizi almak istedik

102

Page 103: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

ancak kaydımızın bilinçli bir şekilde iptal edildiğini ve tekrar kayıt işleminin yapılması gerektiği göz kaydı yapılacağı belirtilince tekrar kayıt yaptık ve oradan ayrıldık.”

SONUÇTürkiye’de mahpuslara dönük kanunlara göre CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUN (md:1-45 İKİNCİ BÖLÜM) Temel ilkeler İnfazda temel ilke MADDE 2.- (1) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kurallar hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefî inanç, millî veya sosyal köken ve siyasî veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanır. (2) Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazında zalimane, insanlık dışı, aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışlarda bulunulamaz. Uluslararası sözleşmelerde ise, BM Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi’nin 10. maddesinde açık bir şekilde düzenlenmiştir: “Özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişiler insani muamele ve insanın doğuştan kazandığı insan onuruna saygılı davranış görme hakkına sahiptir.” Yine BM Mahpusların Islahı için Temel Prensiplerin 1. maddesi; “Bütün mahpuslara doğuştan sahip oldukları insanlık onurunun ve değerin gerektirdiği saygıyla muamele yapılır.” demektedir. İşkence ve kötü muamelenin diğer biçimleri ise, uluslararası hukukta ve iç hukukumuzda mutlak bir şekilde yasaklanmıştır.Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Madde-3; “Hiç kimse, işkence ya da insanlık dışı yahut aşağılayıcı muameleye ya da cezaya tabi tutulmayacaktır.” İşkenceye ve Diğer Zalimane, Gayriinsanî veya Küçültücü Muamele veya Cezaya Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi 2. maddesi; “ Sözleşmeye Taraf Devlet, yetkisi altındaki ülkelerde işkence olaylarını önlemek için etkili kanuni, idari, adli veya başka tedbirleri alacaktır.” hükmünü taşır.Bütün bu düzenlemelere rağmen işkence ve kötü muamele ne yazık ki halen devam etmekte; özellikle cezaevlerinde zaman zaman kural tanımaz boyutlara taşınmaktadır. Cezaevlerinin dışarı ile bağlantısının kopuk olması, çoğu zaman işlenen suçtan çok geç haberdar olunmasına neden olmaktadır. Bu durum ise kötü muamelenin tespitini ve delillerin sağlıklı bir şekilde toplanabilmesini neredeyse olanaksız kılmaktadır. Yine, mağdurun, kötü muameleye maruz kaldığı mekânda tutulmaya devam edilmesi ve failleri ile sürekli karşı karşıya olması da hak arama iradesini olumsuz anlamda etkileyebilmektedir. Mahpuslara uygulanan kötü ve kaba muamele ve kısıtlama araçlarının hukuka aykırı bir şekilde kullanılmasının bizzat işkence olarak değerlendirilebileceği gözden kaçırılmamalıdır

103

Page 104: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

HEYETİN ÖNERİLERİLERİHeyet, 4 gün süren bu çalışması sonucunda tespitlerini ve karşılaştıkları sıkıntıları değerlendirilmiş olup, cezaevlerindeki uygulamalar ile ilgili aşağıdaki önerilerinin dikkate alınması gerektiği ve İnsan Hakları Derneği’nin bundan sonraki çalışmalarının da bu çerçevede devam edeceğini bir kez daha ifade etmektedir. -Cezaevleri fiziki yapısı, maddi koşulları ve uygulanan muameleler bir bütün olarak insan onuruna yakışır nitelikte olmalıdır. -Cezaevlerindeki yaşam koşullarının, cezaevi dışındaki yaşam koşulları ile mümkün olduğunca uyumlu olmasına özen gösterilmelidir. Tecridin insan üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılabilmesi için mevzuatta belirtilen programların dışında da mahpusların bir araya gelmeleri sağlanmalı, faaliyetler konusunda kendilerine farklı seçenekler sunulmalıdır. Mahpusların, cezaevinden çıktıktan sonra toplumla uyumlu bir yaşam sürdürebilmesi için mesleki hüner ve yeteneklerini geliştirmesine yönelik uygun ortamlar oluşturulmalıdır. -Mahpusların muayeneleri mahremiyete uygun şekilde, yalnız yâda en azından kimsenin duyamayacağı bir ortamda yapılmalıdır. Bu ortamın sağlanamadığı durumlarda, muayene sırasında bulunan kişilerin kimlik bilgileri rapora mutlaka yazılmalıdır. Cezaevi hekimi ve tıbbi personelinin istanbul Protokolü eğitimi almaları sağlanmalıdır. Cezaevinde sağlanan tıbbi bakım hizmeti, cezaevi dışındaki olanaklarla eşit hale getirilmelidir. Mahpusların yeterli düzeyde sağlıklı yaşam koşullarına ve tıbbi bakıma erişimi sağlanmalı; sağlık hizmetleri ve mahpusların hekimle görüşme talepleri gereksiz gecikme olmaksızın karşılanmalıdır. -Disiplin suç ve cezalarında, insan haklarına aykırı yasal düzenlemeler kaldırılmalı ve pratikten kaynaklanan hukuka aykırılıklar giderilmelidir. Başvuru ve şikâyetlerin herhangi bir kısıtlama olmaksızın ve derhal gerekli mercilere ulaştırılması sağlanmalıdır. Adli ve idari mekanizmalar, yapılan başvuru ve şikâyetlerle ilgili etkin soruşturma yürütmelidirler. -Avukatlarla görüşmenin ve yazışmaların mahremiyeti sağlanmalıdır. Resmi kurumlar ve avukatlarla yapılan yazışmaların denetime tabi tutulması engellenmelidir. -Aile ve dış dünya ile temas hakkı engellenmemeli, mahpusun yararı gözetilerek dışarı ile ilişkilerinin güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Bu itibarla ailelerin mahpusları ziyaret edebilmesi için ailelerin ikamet ettikleri yere yakın bir cezaevinde tutulmaları gerekmektedir. -Mahpusların anadilde görüşme ve yazışma hakları yasal güvence altına alınmalı, mevzuat ve uygulamadan kaynaklanan engellemeler kaldırılmalıdır.-Mekân ve üst aramaları sırasında, aramaya maruz kalan kişilere onur kırıcı muamelede bulunulmamasına özen gösterilmelidir. Arama prosedürü insan onuruna aykırı olmamalıdır. -Yemekler, yeterli ölçüde besin değerine sahip ve makul çeşitlilikte olmalıdır. Sağlık sorunu olan mahpuslara hekim kontrolünde özel diyet yemeği verilmelidir. -Kantinde satılan ürünler yeterli çeşitlilikte ve cezaevi dışındaki fiyatlarla, hatta daha da düşük düzeyde olmalıdır. -Cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanmalıdır. -İşkence ve Diğer Zalimane, insanlık dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü‟ne uygun şekilde, “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması sağlanmalıdır.

104

Page 105: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

HEYETİN RİZE-KALKANDERE CEZAEVİ HAKKINDA KANAATİ:Heyetimiz, hak ihlali olduğu iddia edilen cezaevlerinde yapmış olduğu araştırma ve inceleme neticesinde, geçmişe nazaran bazı iyileşmelerin olduğu, ancak görevli personelden kaynaklı lokal bazı uygulamaların halen devam ettiğini düşünmektedir. Görüştüğümüz tüm cezaevindeki yetkililere hem heyetimize gösterdikleri insani muamele ve hem de mahpusların haklarındaki iyileştirme uğraşılarından dolayı teşekkür ederiz.Ancak, özellikle Rize- Kalkandere cezaevinde heyette bulunan avukatlarımıza uygulanan muamele, anılan cezaevinde yaşananların ve yaşanabileceklerin kaygısını taşımamıza neden olmuştur. 4 Ağustos 2010 tarihinde de aynı cezaevine yapılan ziyarette benzer kötü muamele ile karşılaşan heyet, 12 Temmuz 2010 tarihinde hazırlamış olduğu raporda kaygılarını belirmişti. Ancak Rize-Kalkandere L Tipi Kapalı Cezaevi’nde değişen pek bir şeyin olmadığı bir kez daha görülmüştür. Dışarıdan gelerek insan hakları alanındaki gelişmelere yardımcı olmayı hedefleyen gönüllü aktivistlere uygulanan kaba muamele, cezaevlerinde bulunan adli ve siyasi mahpuslara yapılan uygulamaların aynasıdır. Bu nedenle kaygılıyız.Ayrıca Rize-Kalkandere cezaevinde görev yapan ve üç infaz koruma memurunun 12 Temmuz’da yayınladığımız Rize-Kalkandere Cezaevi raporunda belirtmiş olduğumuz, mahpuslara yönelik kaba ve gayri insani muameleleri konusundaki kaygılarımızda ne kadar haklı olduğumuz anılan kişilerin ve onlarla birlikte hareket eden bir görevlinin Adalet Bakanlığı müfettişlerinin cezaevinde yaptıkları incelemeler sonucu, mahpuslara şiddet uyguladıkları ve işkence yaptıkları, çocuk mahpusları taciz ettikleri iddiasıyla tutuklanarak cezaevine konulmalarıyla ortaya çıkmıştır. Tutukluluk halleri sona eren bu görevlilerin görevlerine iade edildikleri ve hala aynı cezaevinde görev yapıyor olmaları, mahpuslar üzerinde olumsuz etkilenmeye neden olmaktadır.

İnsan Hakları Derneği Rize-Kalkandere cezaevi ile ilgili çalışmalarını süreklileştirecektir. Konu ile ilgili Adalet Bakanlığı’na ve ulusal ve uluslararası kuruluşların da dikkatini çekmek amacıyla bilgi verilecektir. Uluslararası kuruluşlardan ve İnsan Hakları Kuruluşlarından bu cezaevinde inceleme talebimizi yeniliyoruz.

105

Page 106: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

2011 HASTA MAHPUSLAR LİSTESİ

LİSTE-11. Grup yaşamı tehdit eden çok ciddi sağlık sorunları bulunan ve cezaevinde kalması mümkün

olamayan hastalar(Tespitlerimize ve bize ulaşan sağlık bilgilerine göre)

1. A.SAMET ÇELİK(Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi Ankara)

MDS Kan kanseri. 2007 yılında kemik iliğine bağlı bir çeşit kanser olan Myelodisplastik Sendrom (MDS) hastalığı tanısı konuldu. Rahatsızlığı nedeniyle sürekli kan ve kan ürünleri nakline ihtiyaç duyulmaktadır. 2007 yılından beri sürekli kan ve kan ürünleri nakli nedeniyle, vücutta sürekli demir biriktirdiğinden bir zaman sonra kimi organları işlevsiz bırakabileceği belirtiliyor.

2. NİZAMETTİN AKAR(Muş E Tipi Kapalı Cezaevi Ankara Sincan Cezaevinde de olabilir)

Gırtlak Kanseri. Bu nedenle Muş Devlet Hastanesinden Van'a, oradan da Ankara Numune Hastanesine sevk edilmiştir. Hastalığı Ölümcüldür. Mevcut koşulları cezaevinde kalarak tedavi olmasına imkân vermemektedir.

3.

İSMET AYAZ(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

10 yıldır "Çölyak" hastası. Bunun yanında çok ciddi birçok rahatsızlığı da bulunmaktadır. Kendi ihtiyaçlarını karşılayamıyor,Son olarak gırtlak kanseri teşhisi konuldu.

4. İZZET TURAN(Mardin D Tipi Kapalı Cezaevi)

Ankilozon spondilit, mide ülseri, kemik erimesi, böbrek yetmezliği, bel fıtığı var.

5. TAYLAN ÇİNTAY(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

Mesane Kanseri

6. HEDİYE AKSOY (Hüküm özlü)(Bakırköy Kadın ve Çocuk Cezaevi)

Şarapnel parçaları nedeniyle iki gözünü kaybettiği için, göremiyor. Böbrek sorunu var. Merdivenlerden inip çıkamıyor. Görmemesinden kaynaklı cezaevi koşullarında yaşamını sürdüremiyor. Mahpus arkadaşlarının yardımıyla ihtiyaçlarını karşılayabiliyor. Son sağlığıyla ilgili gelen bilgide göğsünde kist olduğu ailesinin kanserden şüphelendiği, ağrılarının olduğu, tedavisinin düzenli yapılmamakta olduğu belirtilmektedir.

7. İSA YAĞBASAN(Şanlıurfa E Tipi Kaplı Cezaevi)

Kanser hastası

8. DENİZ YILDIZ(Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi) (Adana Karataş Cezaevi)

Kanser Hastası. Kemoterapi tedavisi görüyor.

9. GÖRGÜN OKTAR(Muş E Tipi Kapalı Cezaevi)

Akciğer Sönme. Ciğerlerinden beş kez ameliyat olmuş, ciğerinin yarısı alınmış. Durumu ağırdır. Cezaevi koşullarında tedavi edilmesi imkânsız hale gelmiştir.

10. MEHMET EMİN ÖZKAN 74 yaşında. Kronik kalp, yüksek tansiyon ve

106

Page 107: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi) zehirli guatr hastalığı bulunuyor. Cezaevinde yeterli derecede tedavisi yapılmıyor. Ağustos 2009'da Imetre 85 santimetre boyundaki Özkan'ın 50 kilogramın altına düştüğü bildirildi.

11. HALİL GÜNEŞ(Diyarbakır D Tipi Cezaevi )

Kemik Kanseri, PET-BT osteosarkom (kemik kanseri) rapor sonucu sol yedinci kostada (kaburga) genişleme ve SCREROTİK değişiklikler gözlenmiştir.

12. İMAM ÇELİKDEMİR(Kırıkkale Hacılar F Tipi Kapalı Cezaevi)

Hafızasını yitirmiş. Arkadaşlarının yardımları ile cezaevinde hayatını idame edebiliyor. Yardım almadan tuvalete bile gidemiyor. Kendisine yemek verilmediği takdirde haftalarca yemek yemeyi unutabiliyor. İki yaşındaki bir çocuktan hiçbir farkı yok. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi altına alınmasına rağmen hiçbir iyileşme olmamıştır.

13. EROL ZAVAR(Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi Ankara)

Mesane kanseri. Otuza yakın tıbbi müdahale ya da ameliyat geçirdi. Tecrit koşulları hastalığını ölümcül düzeye taşıdığı gibi hastalıklara da neden oldu. Cezaevinde bulunduğu sırada başlayan migren ve safra kesesi ağrıları, daha önce geçirdiği tüberküloz, gözaltı sırasında gördüğü işkenceler ile dizlerinde oluşan menüsküs bunların en başta gelenleridir. Mart 2007'de safra kesesi alındı. Halen kanama ve ağrılarının devam etmesi nedeniyle tetkikleri yapılmaktadır.

14. HAYATİ KAYTAN(Denizli Cezaevi)

Donmadan kaynaklı sol ayak parmakları kökten, sağ ayak parmakları ilk eklemden kesilmiş durumdadır. Soltopuk ve sağ serçe parmak (kemik alınmış) sürekli yara halde bulunmakta, iyileşmemektedir. Beyninde ur nedeniyle ameliyat edildi durumu kötü.

15. ŞEVKET ÖZNUR (Sakarya L Tipi Kapalı Cezaevi)

Hipertansiyona bağlı felç, diabet, kronik kalp yetmezliği, dördüncü evre kronik böbrek yetmezliği, her iki ayak damarlarında %90'a varan tıkanıklık. Bir gözünü kaybetmiş tedavi edilmezse diğerini de kaybetmek üzere. Sürekli sakatlık raporu var.

16. İNAYET METE(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

Kısa bir süre önce kalp ameliyatı geçirmiş, sık sık kriz geçiriyor, ayrıca siroz hastası, damar tıkanıklığı, bel fıtığı mevcut ve dönem dönem vücudunun her tarafından derin yaralar açılıyor.

17. SEYRAN GÖRDÜK(Alanya Cezaevi)

Tiroit Kanseri

18. NESİMİ KALKAN(Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi)

Yakalandığı "Çölyak" hastalığı nedeniyle hiçbir ihtiyacını tek başına karşılayamıyor.

19. HÜLKİ GÜNEŞ 'Ankilozan spandilit'

107

Page 108: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

(Muş E Tipi Kapalı Cezaevi)20. MESUT DENİZ

(Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi Ankara)

İleri derece şizofren; yaşamının en temel gereklerini dahi yerine getiremeyecek durumda. Ağırlaştırılmış müebbete mahkûm olan ve tek kişilik hücrede bulunan Deniz, yemek yemiyor, yataktan çıkmıyor, temizliğine dikkat edemiyor.

21. VEYSİ ÖZER(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

KANSER hastası. Kemoterapi yapılmasında engeller var.

22. LOKMAN AKBABA(Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi)

Sol bacakta göçsüzlük, incelme “ Dejeneratif omurga hastalığı, “ motor nöron hastalığı veya pes posa sendromu teşhisi”, “hastada klinik MR ve EMG bulgularıyla motor nöron hastalığı” vardır

23. M. SIDDİK CENGİZ(Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi)

Kalp kapakçığında var olan bir sızmadan dolayı sürekli kriz geçiriyor. 2002 yılında Kalp ameliyatı geçirmiş. Her iki kalp kapakçığı değiştirilmiş. Ancak ameliyattan sonra sürekli olarak kriz geçirmeye başlamış, bir kapakta sızma yapıldığı ortaya çıkmış, o sızmadan dolayı sürekli kriz geçiriyor.

24. OZAN EREN (Tutuklu)Adana Kürkçüler F tipi Cezaevi)

Psikotik bozukluk

25. HASAN ALKIŞ(Kırıkkale F Tipi Kapalı Cezaevi)

Hipertansiyon, Ülser, Behcet Hastalığı gibi ağır hastalıkları mevcut. Adi Tıp tarafından “cezaevinde kalması uygun değildir” denmesine rağmen tahliye edilmemiş.

26. SEYİTHAN BOZDAĞ(Nevşehir Cezaevi)

Beyin tümörü var.

27. MEHMET TAPAR(Maltepe Kapalı Cezaeviİstanbul)

Tüberküloz hastası, Hastalığı ileri derecede. Tedavisi yapılmamaktadır.

28. EMRAH KAÇAR(Ankara 1 nolu cezaevi) (yada Silivri 5 Nolu Cezaevi)

Hodgkin Lenfoma

29. SEDAT ERKMEN (Batman Cezaevi)

%65 özürlü, epilepsi hastası

30. MEHMET TEMİZ(Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi)

Omuzlarından aşağısı felçli, tamteşekküllü beş hastaneden cezaevinde kalmasının uygun olmadığına dair raporu var. Buna rağmen hala cezaevinde tutuluyor.

31. AVNİ UÇAR(Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi)

Böbrek Kanseri, Sağ böbreği alınmıştır

32. M. ŞİRİN BOZÇALI(Bolu F Tipi Cezaevi)

Hebatit B ve Chastası. Ölümcül ve Bulaşıcıdır.

33. MUSA GÜNDOĞDU(Bolu F Tipi Cezaevi)

Böbrek Yetmezliği.

34. ABDURRAHMAN YILDIRIM(Hükümlü)(Bolu F Tipi Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDETUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR. GEREKEN TEDAVİSİ

108

Page 109: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

YAPILMAMAKTADIR.)Başında şarapnel parçası var; en ufak bir sarsıntıda merkezî sinir sistemine ilişkin belirtilerin ortaya çıktığı ifade edilmektedir. İhtiyaçlarını arkadaşları karşılıyor.

35. RESUL GÜLER(Maltepe Cezaevi)

Kolon Kanseri

36. UMUT CONTAR(Malatya Cezaevi)

Böbreklerinde Kist var.

37. AYDIN ÇUBUKÇU(Midyat Cezaevi (yeni bilgi) Kırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi)

İleri derecede siroz, tek gözünü kaybetmiş.

38. ZELİHA BULUT(Sincan Kadın Kapalı Cezaevi)

Şizofren. (SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR

39. BEHÇET YILMAZ (Tekirdağ 1 Nolu F tipi Cezaevi)

Ağır astım hastası, tekli hücrede tek başına kaldığında ve gece kriz geldiğinde ilacını bile kullanmayacak kadar etkisiz hale geliyor.

40. EMRAH ALİŞAN(Adana adlî)

Belden aşağısı felç. Adlî Tıp Kurumu, belden aşağısı tutmayan ve yatağa mahkûm olan hükümlü Emrah Alişan'ın, cezaevi ortamında yaşayabileceği yönünde karar verdi. Raporda şu ifade kullanıldı: "Cezaevinde revir ortamında bakımı sağlanarak infazına devam edebilir".

41. YILMAZ ÇELİKAL (Alanya Kapalı Cezaevi)

"Psikotik bozukluk" tanısıyla 9 yıl Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde kaldıktan sonra, raporları gözlem dairesi ve kurul kararı ile bozuldu ve şuan kalmakta olduğu cezaevine nakledildi.

42. İSMAİL YAVUZ GÜLVERİK(Silivri Kapalı Cezaevi)

Hastane raporlarına göre tüberküloz hastalığı, hastanın her iki ciğerini de kaplamış durumda. Durumu Ciddi.

43. KAMİL TURANOĞLU (Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

2003 yılında kurşun yaralanması nedeniyle sol ayağı dizden bir karış aşağı kesilmiş ve protez kullanıyor.

44. M. SIDDIK CENGİZ(Siirt E Tipi Cezaevi)

Kalp kapakçığında var olan bir sızmadan dolayı sürekli kriz geçiriyor.

45. MEHMET EMİN AKDAĞ (Tutuklu)(Van F Tipi Cezaevi)

1997 yılında cezaevinde gördüğü işkence ve kötü muamele sonucu vücudunun sağ tarafı felç. Ankara Numune Hastanesinden "cezaevinde yatamaz" raporu alan Akdağ, 2003 yılında İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun vermiş olduğu rapor ile serbest bırakıldı. 26 Eylül 2009 tarihinde "örgüte yardım" ettiği iddiasıyla tekrar gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda kendisine 8 yıl 9 ay ceza verilmiştir. Akdağ'ın cezaevinde tekerlekli sandalyeyle görüşlere geldiği ve arkadaşlarının yardımıyla ancak ihtiyaçlarını giderebildiği, durumunun her gün biraz daha kötüye gittiği konusunda bilgi alınmıştır.

109

Page 110: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

46. MENSUR AYDIN(Bolu F Tipi Cezaevi)

Ciddi kalp hastası.

47. NACİ AKYOL(Sivas E Tipi Cezaevi)

Akciğer kanseri.

48. NESİM ÖZKAN(Bolu F Tipi Cezaevi)

Kalp ve sara hastası.

49. CENGİZ SİNAN HALİS ÇELİKTekirdağ 1 Nolu F Tipi

Omurgada ve başında şarapnel parçaları var. Epilepsi hastası. Sırtındaki parçalar yüzünden oturmada kalmada ve temel ihtiyacını karşılamada zorluk. Başındaki parçalar yüzünden kısa anlık bilinç kaybı el ve bacaklarda his ve kuvvet kaybı mevcut.

50. MEMDUH KILIÇ (Hükümlü)(İzmir Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Siroz hastası olmasına rağmen tahliye edilmiyor.

51. HASAN BASRİ AYDINTAHLİYE(İstanbul Paşa kapısı Cezaevi)

Alzheimer Hastası, Kendisine bakamayacak durumda.

52. ADNAN UYSAL (Hükümlü)(Ankara-Sincan L Tipi Kapalı Cezaevi)

Karaciğer ve Akciğer Kanseri -Kemoterapi tedavisi görmektedir. Uysal için Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen rapora göre "Hastanın hastalığı süreklidir. Tedavisinin 4-6 ay sürmesi beklenmektedir. Şifa şansı mevcut değildir. Hastanın cezasının cezaevinde infazı halinde hayati tehlikesi mevcuttur." 3 defa Adli Tıp'a götürülmüştür. Ancak adli tıp kurumu raporu onaylamamıştır.

53. FAHRETTİN YÜRÜMEZ (Hükümlü)(VAN F Tipi Cezaevi)

56 yaşında, Gırtlak Kanseri-2004 yıllında geçirdiği ameliyatla ses telleri kesilmiş, boğazındaki soluk cihazı sayesinde nefes alıp vermektedir. Sağlık durumu giderek ağırlaşmaktadır. 6 yıl 3 ay hapis cezası almıştır. Hükümlü.

54. CEMİL İVRİNDİ (Hükümlü)(Mersin M Tipi Kapalı Cezaevi)

Kalp Hastası. 17 yıldır cezaevinde bulunmaktadır. "2002 yılında Aort yetmezliği tanısıyla Dicle Üniversitesi Araştırma Hastanesi'nde açık kalp ameliyatı geçirmiş ve yapay kapak takılmış.

55. MÜRŞİT ASLAN (Hükümlü)(Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi)

Yüzde 90 bedensel engelli. İhtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Kendi başına yataktan bile doğrulamadığını, yeme, giyinme, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını dahi ancak başkasının yardımıyla giderebildiğini aktarmıştır. Sürekli sakatlık niteliğindedir. Göğüs kısmından itibaren aşağısı tutmamaktadır.

56. ABULLAH DEMİRAL(Hükümlü)(Kırıklar f Tipi Kaplı Cezaevi)

KARACİĞER SİROZ

57. MEHMET YEŞİLTEPE (Hükümlü)

Hidrosefali beynin içinde ve çevresinde aşırı sıvı toplanması sonucu oluşan rahatsızlık ve kilo

110

Page 111: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

(Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Kaplı Cezaevi)

kaybı

58. LOKMAN AKBABA(Erzurum H Tipi Cezaevi )

Motor Nöron Als Kas Erimesi; " Sol ve bacakta göçsüzlük, incelme " Dejeneratif omurga hastalığı, " motor nöron hastalığı veya pes posa sendromu" teşhisi mevcuttur.

59. SELÇUK YILDIZHAN(Tekirdağ 1 Nolu Kapalı Cezaevi)

Yüzde 71 Engelli Ve Epilepsi.

60. İDRİS ÇALIŞKAN (Hükümlü)(Bolu Cezaevi)

Kardeşinin başvurusuna göre; Belinden Boğazına kadar yüzde 80-90 yanmış. K Sol burnu kökten kapalı nefes alamıyor, damarları tıkanmış, ciddi mide rahatsızlığı var. Ciğerleri çok hasta ve bronşit olmuş. Hem hastalıkları hem de burnunun kapanması nedeniyle her akşam 2-3 arkadaşı başında bekliyor; O da sabaha kadar uyuyamıyor aşırı terliyor. Ameliyat olması gerekiyor.

61. NESİMİ ÖZKAN(Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Gırtlak Kanseri, Sara Hastası, Damar tıkanıklığı nedeniyle ameliyat geçirmiş. Yaptığı başvuruda gırtlak kanseri teşhisi konulmasına rağmen gerekli tedavinin yapılmadığını, son iki ayda da boğazındaki şisme nedeniyle konuşamadığını, sadece bir kez kontrole götürüldüğünü, doktor yatarak tedavi görmesini istemişse de cezaevi yönetiminin bunu engellediğini belirtmektedir.

62. RESUL KOCATÜRK(Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

İleri derecede Bronşial astım rahatsızlığı bulunmaktadır. Tedavisi yapılmamaktadır.

63. ÖZGÜR ÇELİK(Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernike korskof-gizli şeker-ciğerde yağlanma-ileri derece astigmat

64. ABDULLAH KALAY(Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernike korsakof-kulaklarda %25 duymama-mide bağırsak sorunu

65. KEMAL ÖZELMALI (Hükümlü)(Adana Kürkçüler Cezaevi)

Wernicke Korsakoff Durumu ağır. Arasıra netleşen beynindeki bazı görüntüler kısa bir süre sonra boşlukta yitip gidiyor. Bunların yarattığı psikolojik gerilimler sürekli baş ağrısı, kalp çırpıntısı, solunum sorunu, gözlerin gittikçe bozulması, sindirim sistemi bozukluğu, uyuşma, yürüme zorluğu (duvara tutunarak),hastalıktan kaynaklı diğer sorunlar yaşıyor. İstanbul Adli Tıp'ın 'cezaevinde yatamaz' raporuna rağmen tahliye edilmiyor.

66. HATİCE POLAT(Gebze M Tipi cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası. Konuşma ve yürümede zorlanıyor. Belli aralıklarla gözleri tümüyle görmüyor, kılcal damarlarından kan akıyor, yürümede ve konuşmakta zorlanıyor, vücutta uyuşmalar oluyor.

67. MUSTAFA GÖK(Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı

Wernicke-Korsakoff hastası. Uzun süre tedavi gördükten sonra tekrar cezaevine gönderildi.

111

Page 112: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Cezaevi)68. BEKİR ŞİMŞEK (Hükümlü)

(Metris Kapalı Cezaevi)Wernicke-Korsakoff hastası.Cezaevinde tutulamayacağına fakat hastanede infazının tamamlanacağına dair rapor verilmiştir. Bacağında mermi var.

69. BÜLENT ÖZDEMİR (Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası; bacağında mermi var.

70. CENGİZ KAHRAMAN (Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası. Yemeğini ve ilaçlarını almakta zorlanmaktadır.

71. CENGİZ KARAKAŞ (Trabzon E Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası ve ölüm orucuna bağlı fizikî sorunlar.

72. DOĞAN KARATAŞTAN(Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası.

73. İNAN GÖK(Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası.

74. YUSUF KENAN DİNÇER(Sivas E Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası.

75. ASLAN KARSLI(Silifke M Tipi Kapalı Cezaevi)

İleri Korsakof hastası, 5 kez "tahliye " raporu verilmiş, ancak halen salınmıyor.

76. ALİ TEKE (Hükümlü) (Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernicke Korsakoff ve ölüm orucuna bağlı hafıza kaybı.

77. SAMİ ÖZBİL (Hükümlü)(Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernike Korsakoff hastası, cezaevi koşullarında kalması sağlığı açısından tehlike oluşturabilir. Raporu var, Terminal ileumda izlenen değişiklikler kronik inflamatuar bağırsak hastalığını (crohn) düşündürmektedir

78. MEHMET ALİ ÇELEBİ(Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Wernice Korsakof-İleri derecede şizofren. Rapor verilmiyor tahliye edilmiyor. 20 yaşından sonrasını hatırlamıyor; alması gereken ilaçlar verilmediğinden ileri derecede şizofren. Tahliye edilmişti, ancak yeniden tutuklandı. Müebbet hapse mahkûm.

79. İNAN ÇOBAN(Kırıklar 1 Nolu Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff Uzamışlık Sendromu. (elimizde cmuk 399/2 faydalanabilir, şuanda muayene bulguları ile cezasının infazının devam edilmesi hayatı için tehlike teşkil edebilir, sürekli hastalık hali teşkil eder raporu var.

80. TALAT ŞANLI(Sivas E Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası.

81. RAUF ERDEM (Hükümlü)(Trabzon E Tipi Kapalı Cezaevi)

1991 de Cezaevine girdi 12 yıl tutuklu kaldıktan sonra ( 1996 ve 2000 ölüm oruçlarına) katıldığı 2003 te Wernike Korsakoff hastalığı nedeniyle serbest bırakıldığı, 2009 yargıtayda cezasının onaylanmasıyla 17 Aralık 2009 da yeniden cezaevine girdi. Müebbet hapis cezası aldığı, ölüm orucundan kalan rahatsızlıkları, beyincik eti uzaması,2defa tüberküloz geçirdiği, dizlerinde urlar olduğu, kaburgalarında ki sorun nedeniyle iç organlarına basınç yaptığı, ciddi psikolojik sorunlarının olduğu bildirilmektedir.

112

Page 113: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

82. SALMANI OZCAN (Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası ve ölüm orucuna bağlı fizikî sorunlar.

83. AHMET AKYOLKürkçüler f tipi

Milyonda bir görülen Adison hastalığı vücudu 40 kiloya düşmüş. Kalp sorunundan raporu var

84. OZGUR KARABAŞ (Tutuklu)Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA ENGELDİR.) Histiyositozis x hastalığı var.

85. CESİM KAHRAMANBolu Cezaevi

1991 yılından beri cezaevinde. Hepatit B ve ağır astım hastası. Yıllardır aynı sorunlar, hastalıklarla uğraşmasına rağmen, tedavi bir sonuç vermiyor. Sevki gerçekleştirilmiyor.

86. FATMA TOKMAKBakırköy kadın cezaevi

Kalp yetmezliği,

87. VEYSEL AKKURTKırıklar 1 nolu f tipi cezaevi

Epilepsi hastası, çok sık aralıklarla kriz geçiriyor, mahkeme salonunda kriz geçirdi.

88. MAHMUT BADURKırıklar 2 Nolu f Tipi Cezaevi

İki defadır kalp krizi geçirmekte, kalp damarlarından ameliyat oldu, böbreğinden taş alındı.

89. MEHMET KARTALKırıklar 2 Nolu f tipi cezaevi

Aktif kronik hepatit-b, migren, reflü ve gastrit.

90. SEYITHAN KUTLUKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

50 yaşında karaciğeri iki yerinde delinmiş. Ağır hasta.

91. SEKVAN BECERİKLİKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

Bedeninin yarısı felç. İhtiyaçlarını tek başına karşılayamıyor. Haftada bir hatırlayamadığı bayılmalar yaşıyor. Ayda bir nöbet geçiriyor. Sağ parietalde 5 cm'lik çöküklük var. Posttravmatik epilepsi hastasıdır. Orta derecede nörolojik episit hastasıdır.

92. ŞEVKET OZNUR (Hükümlü)(Ümraniye T Tipi Kapalı Cezaevi)

(ÇOK AĞIR HASTA)Hipertansiyona bağlı felç, diyabet, kronik kalp yetmezliği, dördüncü evre kronik böbrek yetmezliği, her iki ayak damarlarında %90'a varan tıkanıklık. Bir gözünü kaybetmiş tedavi edilmezse diğerini de kaybetmek üzere. Sürekli sakatlık raporu var.Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulunun 26.04.2010 ile 10.06.2010 tarihli raporlarında T.C. Anayasasının 104/b maddesinde sözü geçen sürekli hastalık kapsamında değerlendirildiği bildirilmesine rağmen hala tutuluyor.????

93. MURŞIT ASLAN (Hükümlü)(Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR.)Yüzde 90 bedensel engelli. İhtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Kendi başına yataktan bile doğrulamadığını, yeme, giyinme, tuvalet gibi temel ihtiyaçlarını dahi ancak başkasının yardımıyla giderebildiğini aktarmıştır. Sürekli sakatlık niteliğindedir. Göğüs kısmından itibaren aşağısı tutmamaktadır. Tekerleklik

113

Page 114: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Sandalye kullanmaktadır. Başbakanlık Özürlüler İdaresi Başkanlığı tarafından kendisine Özürlü Kartı verilmiştir.

94. MEHMET EMİN AKDAĞ(Tutuklu)(Van F Tipi Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR.)1997 yılında cezaevinde gördüğü işkence ve kötü muamele sonucu vücudunun sağ tarafı felç. Ankara Numune Hastanesinden "cezaevinde yatamaz" raporu alan Akdağ, 2003 yılında İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun vermiş olduğu rapor ile serbest bırakıldı. 26 Eylül 2009 tarihinde "örgüte yardım" ettiği iddiasıyla tekrar gözaltına alınarak tutuklanmıştır. Yapılan yargılama sonucunda kendisine 8 yıl 9 ay ceza verilmiştir. Akdağ'ın cezaevinde tekerlekli sandalye kullanmakta ve arkadaşlarının yardımıyla ancak ihtiyaçlarını giderebilmektedir.

95. MENSUR AYDIN (Hükümlü)(Bolu F Tipi Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR.)Ciddi kalp hastası. Hipertansiyon ve Panikatak hastası.Cezasının infaz süresi 1 yılın altına düşmüş. Cezasının kaldırılmasına karar verilebilir)

96. HÜSEYİN ASLAN (Tutuklu)(Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi)

(SAĞLIK DURUMU CEZAEVİNDE TUTULMASINA UYGUN DEĞİLDİR.)Panik Bozukluğu. Sağlık Kurulu Raporuna göre %60 sakattır. Kapalı alanlarda kalması sakıncalıdır.

97. OZAN EREN(Tutuklu)Adana Kürkçüler F tipi Cezaevi)

Pisikotik hastalığı mevcuttur. (AĞIRHASTA)

98. MUSA GÜNDOĞDU (Hükümlü)(Bolu F Tipi Cezaevi)

Cezaevinde ameliyat olmuş ve bir böbreği alınmış. Ayrıca Coroner yetmezliği nedeniyle açık kalp ameliyatı olmuş.

99. YILMAZ ÇALIKIRAN (Alanya L Kapalı Cezaevi)

(AĞIR HASTA)"Psikotik bozukluk" tanısıyla 9 yıl Manisa Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi'nde kaldıktan sonra, raporları gözlem dairesi ve kurul kararı ile bozuldu ve şuan kalmakta olduğu cezaevine nakledildi.

100. ADNAN UYSAL (Hükümlü)(Ankara-Sincan L Tipi Kapalı Cezaevi)

(ÇOK AĞIR HASTA)Karaciğer ve Akciğer Kanseri- Kemoterapi tedavisi görmektedir. Uysal için Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde düzenlenen rapora göre "Hastanın hastalığı süreklidir. Tedavisinin 4-6 ay sürmesi beklenmektedir. Şifa şansı mevcut değildir. Hastanın cezasının cezaevinde infazı halinde hayati tehlikesi mevcuttur." 3 defa Adli Tıp'a

114

Page 115: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

götürülmüştür. Ancak adli tıp kurumu raporu onaylamamıştır.

101. FAHRETTİN YÜRÜMEZ (Hükümlü)(VAN F Tipi Cezaevi)

(ÇOK AĞIR HASTA)56 yaşında, Gırtlak Kanseri-2004 yıllında geçirdiği ameliyatla ses telleri kesilmiş, boğazındaki soluk cihazı sayesinde nefes alıp vermektedir. Sağlık durumu giderek ağırlaşmaktadır. 6 yıl 3 ay hapis cezası almıştır. Hükümlü.

102. TALAT ŞANLI(Kırıkkale F Tipi Kaplı Cezaevi Sivas E Tipi Cezaevi)

Wernicke-Korsakoff hastası.

103. İSMET DEMİR (Gaziantep E Tipi Kapalı Cezaevi)

(AĞIR HASTA)Boğazda kitle.

104. SABAHATTİN AYDEMİR (Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi)

Akciğer ameliyatı geçirmiş, Tansiyon, mide hastalığı var. Kalın bağırsak ameliyatı olmuş ve dalağı alınmıştır. Tedavi edilmediğini beyan etmiştir.

105. A.VAHAP NARİN Kronik sinüzit ve bronşit, farenjit, hemoroid, el ve vücut titremesi, eklem romatizması, bel fıtığı, göz bozukluğu ve kulak çınlaması var, nefes darlığı yaşıyor.

106. FAYSAL ENCÜ (Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi)

Çölyak Hastası, 6 yıldır cezaevinde. 2 sefer ameliyat olmuş 1 sefer daha ameliyat olacak.

115

Page 116: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

LİSTE 22. Grup ciddi sağlık sorunları nedeniyle büyük sağlık merkezlerinde kapsamlı ve sürekli tedavileri gerektiği halde uygun şekilde tedavi edilmeyen hastalar(Tespitlerimize ve bize ulaşan sağlık bilgilerine göre)

1. İBRAHİM ÖZGEL(Bitlis E Tipi Kapalı Cezaevi)

Kalp, Şeker, Yüksek Tansiyon ve Böbrek Hastası. Raporlara göre tam teşeküllü bir hastanede sürekli olarak tedavi altında tutulması gerekirken tedavisi yapılmamaktadır. 2,5 yıl cezası kalmış

2. AFYON KORKMAZ (Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi)

Bacağındaki protez 10 yıldır değişmemesinden kaynaklı ayak kemiğinde uzamalar oluyor ve protezi kullanamaz halde yaşıyor.

3. ZİYA ERGEZER (Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi)

Kronik diyabet, tansiyon, bronşit, aşırı kilo kaybı, kalpte sıkışma, sürekli uyku hali.

4. YAŞAR İNCE (Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi Ankara)

Hepatit B, kalp rahatsızlığı, (Kalpte mitral yetmezliği var.) bel fıtığı, böbreklerde taş, karaciğerde enfeksiyon yaşamaktadır.

5. KEMAL ERTÜRK (Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi Ankara)

Şeker ve hipertansiyon, mide ve bağırsak sorunları nedeniyle halsizlik-ateşlenme, baş ve kas ağrıları, uykusuzluk, gözlerde bulanıklık yaşamakta, ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu olduğu için tek kişilik hücrede ve sınırlı havalandırma saati uygulamasına maruz kalarak bu sorunlar daha da ağırlaşmaktadır.

6. CENGİZ EKER (Erzurum H Tipi Kapalı Cezaevi)

3 KALP DAMARI TIKALI tedavi edilmiyor

7. HÜSEYĠN BALAR (Tekirdağ F Tipi Kapalı Cezaevi)

Verem ve ağırlaşmış zatürree

8. SİBEL KURT (Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi)

Kalp hastası. Sağlık durumu giderek kötüleşiyor. Ölüm tehlikesi olduğu, hastanede tedavi edilmesi gerekmekte, hastaneye sevki yapılmıyor.

9. ERKAN NASIROĞLU (Trabzon Cezaevi)

Kısmi felç ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Psikolojik sorunları var.

10. A. HAKİM EŞİYOK (Rize Cezaevi)

1994 yılından beri kafasından aldığı bir darp sonucu 1.8 mm demir parçasıyla yaşamakta olduğunu ve bu demir parçasının ameliyat ile alınabilecek durumdayken cezaevi idaresinin Eşiyok'un tedavi edilmesini engellediğini; sürekli ilaç tedavisi alması gereken Eşiyok'un, aynı zamanda mide ülseri rahatsızlığı da var.

11. HALİL YILDIZ(Antalya L Tipi Cezaevi)

82 yaşında. Yaşından kaynaklı sağlık sorunları var ve arkadaşlarının yardımı olmadan yaşamını sürdüremiyor.

12. UFUK KESKİN(Bolu Cezaevi )

Diyabet Tip 1, psikolojik hastalıklar da yaşıyor.

116

Page 117: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

13. FAYSAL YACAN (Tutuklu)(Kırıklar 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Ülser, Gastrit, Hemoroit, Bel Fıtığı, Boyun Fıtığı, Bulaşıcı mantar, Göğüs Rahatsızlığı, Kalp Sıkışıklığı, Yüksek Tansiyon, Aşırı Kilo Kaybı, Prostat, Şeker rahatsızlıkları bulunmaktadır. Tedavisi tam yapılamamaktadır. Rahatsızlıkları bedenini ciddi bakımda zorladığından 50 kilonun altına düşmüştür.

14. MEHMET KUTLİ(Elbistan E Tipi Kaplı Cezaevi)

Behçet Hastalığı

15. YASİN DEMİR(Sincan 2 Nolu FR Tipi Kapalı Cezaevi)

Hepatit B Hepatit D 8 yıldır Hastalığı Nedeniyle Tek Kalıyor.

16. HASAN TAHSİN AKGÜN(Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Cezaevi)

Ağır tecrit koşullarının yol açtığı psikolojik sorunları nedeniyle, yaşamını kendi başına sürdürecek durumda değil.

17. HÜSEYİN BAHAR(Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Cezaevi)

Tüberküloz ve zatürree hastası

18. ZİYA ERGEZER(Tekirdağ 2 Nolu Kapalı Cezaevi)

Kronik diyabet, tansiyon, bronşit, aşırı kilo kaybı, kalpte sıkışma ve sürekli uyku hali.

19. M.ŞAKİR KARADAŞ(Tekirdağ Cezaevi)

Göz tansiyonu. Gözdeki yaradan dolayı gözünü kaybetme tehlikesi var.

20. SELAHATTİN COŞKUN(Tekirdağ Cezaevi)

Verem hastası(hücrede tutuluyor)

21. ERHAN OZEL(Tekirdağ Cezaevi)

Kalp hastası(daha önce 3'lü by-pass geçirmiş,1 defa da Aort ameliyatı) Stent takılı.6 ayda bir kontrol gerekiyor. Diyet yemeği uygulanmıyor

22. AZAT ESKİN(Tekirdağ Cezaevi)

Kalp damarı tıkalı

23. SELMAN DİNÇ(Tekirdağ Cezaevi)

Tek böbreği var. Böbrek iltihaplı-göbek deliğinde zaman zaman kanama oluyor

24. MAŞALLAH AYSAL(Tekirdağ Cezaevi)

Alerjik astım ve bronşit hastası ve gözlerde katarakt

25. MAHMUT BALİ(Tekirdağ Cezaevi)

Açık kalp ameliyatı geçirmiş.

26. SEYFETTİN AKİN(Tekirdağ Cezaevi

Verem hastası(3 kişilik odada tutuluyor)

27. BEŞİR BARAN(Tekirdağ Cezaevi)

55 yaşında Kalp hastası, kriz geçirme riski yüksek

28. NEDİM BALKU(Tekirdağ Cezaevi)

Astım hastası

29. CESİM YILDIRIM(Tekirdağ Cezaevi)

Panikatak

30. KEMAL OZÇELİK(Erzurum Cezaevi)

Kalp ve şeker hastası. Açık kalp ameliyatı olması gerekiyor.

31. MURAT BULUT(Erzurum Cezaevi)

Sağ göz görme duyusunu yitirmiş. Aynı sorunlar sol göz içinde başlamış

117

Page 118: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

32. FİLİT TİLTAY(Erzurum Cezaevi)

66 yaşında kalp kapakçığında daralma. Hipertansiyon, sırt, bel ve sağ bacakta sorunları var.

33. EMİN ARIĞ(Erzurum Cezaevi)

Sol kol kısmi felç-tüm vücuda yayılma riski var

34. BÜLENT OZDEMIR(Kocaeli 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Ağır Romatizma rahatsızlığı var. Tedavi edilmiyor.

35. SELÇUK YILDIZHAN(4 Nolu Cezaevi)

Koğuşunda tek başına kalan Selçuk Yıldızhan %71 engelli raporu olan, tek gözü görmeyen ve epilepsi hastası olan bir kişidir. Selçuk Yıldızhan'ın yanında arkadaşları olmadan ve tek başına kalabilmesi mümkün değildir.

36. TAMER KAPUCU(Maltepe L Tipi Kapalı Cezaevi)

Prostat Kanseri tanısı ile tedavisi devam etmektedir.

37. MEHMET AKBAŞ(Kandıra Cezaevi)

İleri derecede Böbrek Hastası. Tedavisi yapılmamaktadır.

38. ABRULKERIM SUNE(Kandıra Cezaevi)

Tutuklanmadan önce geçirdiği trafik kazası sebebiyle beyin hasar görmüş. Tedavisi yapılmamaktadır.

39. RAFET SELVITOPU(Maltepe 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevi)

Ağır Psikolojik ve Sinirsel Rahatsızlıkları bulunmaktadır.

40. SABAHATTİN AYDEMİR(Eskişehir H Tipi Kapalı Cezaevi)

Akciğer ve kalın barsaklarından ameliyat olmuş. Hipertansiyon hastası ve mide şikayetleri mevcut.

41. HABIP ÇIFÇI(Kırıkkale F tipi Cezaevi)

Verem Hastası

42. İBRAHİM OZGEN(Bitlis E Tipi Cezaevi)

Kalp Yetmezliği

43. MEHMET TURKEZI(Pozantı Çocuk Cezaevi)

Epilepsi hastası

44. ŞAHIN ÇOBAN(Pozantı Çocuk Cezaevi)

Hepatit B hastası

45. HASAN ASLAN(Mersin E tipi Cezaevi )

Epilepsi hastası

46. GÜLIZAR AKIN(Adıyaman E tipi Cezaevi)

Beyinde tümör, dizanteri, mide ülseri yumurtalıklarda kist.

47. IDRIS NAS(Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi)

Kalp Hastası

48. FERDAN ILDANMidyat cezaevi

Yaklaşık 14 yıldır cezaevinde bulunmaktadır. Hepatit B hastası olup düzenli kontrol ve özel beslenmeye ihtiyaç duymaktadır

49. EBEDİN ABITrabzon Cezaevi

Kalp ve şeker hastası

50. KENAN KARAASLANBolu f tipi

1995 yılından beri cezaevinde. Bel ve boyun fıtığı, kronik migren, mide ve bağırsak sorunları, göz ağrısı,

118

Page 119: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

romatizma, kulak çınlaması ve beyninde şarapnel parçası var.

51. KASIM DEMİRMuş cezaevi

16 yıldır cezaevinde, müebbet hapis cezası aldı. Kalp rahatsızlığı, yüksek tansiyon, Hepatit B, eklem romatizması rahatsızlıkları var. 53 yaşında olması nedeniyle cezaevi koşullarında kalması sağlığı ve ileriki yaşamı açısından riskler taşıyor. Kısa bir süre önce Muş E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevk edildi.

52. M. DENİZ GÜZELBolu Cezaevi

1994 yılından beri cezaevinde. Müebbet hapis cezası almış. Hepatit B ve kronik sinüzit hastalıkları var. İlaç tedavileri sonuçsuz devam ediyor.

53. YILMAZ SONCAKBolu Cezaevi

1993 yılından beri cezaevinde. Eklem romatizması, sinüzit, kronik farenjit, hemoroid, kallestrol ve gizli şeker, astım, ülser, reflü, hastalıkları var. Nefes alıp vermede ciddi sorunlar yaşıyor. Sevki çıkarılmıyor.

54. İBRAHİM ERErzurum h tipi cezaevi

Kalçasında şarapnel parçası, ayağında platin takılı. Kan dolaşımı yeterince olmadığı için parmakları hissetmiyor. Bacağı incelmiş, parmaklar ve topukta çürümeler mevcut.

55. SIRAÇ TOĞLUKKırıklar 2 nolu f tipi cezaevi

Açık kalp ameliyatı olmuş, tiroit ve guatr ameliyatı olmuş, yüksek tansiyon sorunu var.

56. A.AZIZ YILMAZKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

Mide ülseri ve migern

57. FETHULLAH DEMIRTAŞKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

Boyun fıtığı, mide ülseri, çene eklemlerinde erime var, sıvı gıda ile besleniyor. Raporu var.

58. SEYITHAN KORTKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

Hepatit- b, kanda pıhtılaşma var.

59. A. KADİR GÜRBÜZKırıklar 2 nolu f tipi cezaevi

52 yaşında. Mide ülseri, sinüzit, romatizmal hastalıklar, prostat, böbrek rahatsızlığı.

60. A HAMIT BABAT Sincan 2 Nolu F Tipi

Göz, migren ve kalp sorunları yaşamaktadır

61. FESİH NARDAN Tekirdağ 2 F Tipi

Kurşun yaraları ve bilekten dize kadar plantin olmasından kaynaklı sağlık sorunları yaşıyor.

62. KAMİL TURANOĞLU(Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

2003 yılında kurşun yaralanması nedeniyle sol ayağı dizden bir karış aşağı kesilmiş ve protez kullanıyor.

63. MEHMET KUTLİ (Elbistan E Tipi Kaplı Cezaevi)

Behçet Hastalığı

64. TEVFIK KALKAN Hacılar F Tipi Kapalı Cezaevi-Kırıkkale)

12 yıldır Hepatit B hastası, Temmuz 2010 tarihinde yapmış olduğu tetkiklerde kan değerlerinde artış olduğu, BBV DNA PCR tahlili sonucu da pozitif çıkmış, rahatsızlığı riskli bir üst aşamaya geçmiş bulunmaktadır.

65. AHMET ÇAKAL İleri derecede varis, boyun fıtığı, gastrit, göz ve uyku bozukluğu, kaşıntı, vücudunda yağ kistleri oluşmuş

119

Page 120: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

66. ZEYNEL KARABULUT (Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Ölüm orucu kaynaklı ayak damarlarında tıkanma nedeniyle çift koltuk değneği kullanarak günlük ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.

LİSTE 3Grup da çeşitli sağlık sorunları nedeni ile tedavileri gerekirken, tedavileri yapılamayan, uygun sağlık merkezlerine sevk edilmeyen veya önerilen tedavinin devamı için uygun koşullar sağlanmayan hastalar(Tespitlerimize ve bize ulaşan sağlık bilgilerine göre)

1. MEHMET AKKUŞVan f tipi

Mide sorunları yaşıyor ve ağzındaki yaralar devamlı boğaz bölgesine yayılıyor, yemek yiyememesinden dolayı devamlı kilo kaybı yaşıyor.

2. ERSİN VURAL(Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi)

Oryantasyon bozukluğu, paranoya. Mutlak tecrit koşullarında tutuluyor ancak aynı cezaevindeki tutuklular ve hükümlüler, Vural'ın "beni öldürecekler!" diye bağırdığını sık sık duyduklarını belirtiyor.

3. REMZİ MUTLU(Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi)

ŞİZOAFFREKTİF BOZUKLUĞU

4. SUZAN ZENGİN (Tutuklu)(Bakırköy Kadın ve Çocuk Hapishanesi)

Kadın hastalıkları nedeniyle rahminin alındığı ( tutuklanmadan önce)Yüksek tansiyon, kemik erimesi ve yüzünde kulağına yakın bölgede kist oluştuğu plastik cerrahi bölümünden tedavisinin yapılması için randevu alınmasına rağmen düzenli tedaviye götürülmüyor.

5. HAZNE HAYKIRMardin-Midyat M Tipi Cezaevi)

70 yaşında kalp hastası ve psikolojik durumu kötü. yemek almıyor ve geceleri uyumuyor, travma geçiriyor.

6. HASAN TAHSİN AKGÖK(Tekirdağ F Tipi Cezaevi)

Ağır tecrit koşullarının yol açtığı psikolojik sorunlar nedeniyle yaşamını kendi başına sürdürebilecek durumda değildir.

7. HÜSEYİN ÖZARSLAN(Sincan 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Karaciğerinde Hepatit B kaynaklı ciddi sorunları var.

8. SEDAT KARTAL(Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi)

Romatoid Artrit.( Eklem ağrıları eklemlerde şişlik tutukluk ve fonksiyon kaybı.)

9. Hüseyin SÜRGEÇ (Hükümlü)(Muş E Tipi Kaplı tipi Cezaevi)

12 yıl önce cezaevine girmeden önce bacağından yaralanmış. Bacağında kaslarada ve bağlarda ciddi rahatsızlıklar ve ağrılar mevcut. Üniversite hastanelerinde tedavisi gerekirken sevki ve tedavisi yapılmamaktadır.

10. ABDURRAHMANASLAN(Siirt E Tipi Kapalı

Penis ve tesislere darbeler almış, burnu kırık durumu kötü.

120

Page 121: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Cezaevi)11. CEVDET DERSE

(Adıyaman Kaplı Cezaevi)

Vücutta Metal Parçaları mevcut.

12. OCAL DOĞAN(Tekirdağ 1 F Nolu Kapalı Cezaevi)

Psikolojik rahatsızlıkları var. Tedavi görüyor. Durumu acil tepkileri anormal derecede bozuk. Ölmek istiyor. Duymak ve ışık istemiyor. Beslenememekten kaynaklı 41. kg düşmüş. Sürekli kusuyor

13. CEMİL ERDEM(Tekirdağ 1 Nolu Kapalı Cezaevi)

Diyabet tip.2 ve hipertansiyon hastası.

14. DENİZ TEPELİ (Tutuklu)(Sincan Kadın Cezaevi)

2010 Haziranında Sincan cezaevinden sürgün sevkle Kırşehir cezaevine gönderildikten sonra, sağlık sorunları yaşadığı Kırşehir hapishanesinden götürüldüğü hastanede, yumurtalıkta 2.2mm lik kist olduğu ve kanamasının olduğu tespit edilmiş, Kırşehir'de patoloji ve biyopsi olmadığından tedavisinin Anakarada yapılmasının uygun olacağından yeniden Sincan cezaevine sevk edilmiştir. Kanaması devam etmektedir, ailesi kanserden şüphelenmektedir. Sincan'dan hastaneye sevkinden sonra askerin muayene odasından çıkmadığı için muayene olmadan cezaevine geri getirildiği, Cezaevi revir doktorunun da kanaması devam ettiği halde bir şeyin yok diyerek hastaneye sevkini yapmadığı iddia edilmektedir.

15. AYGUL KAPÇAK(Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi)

Vücudunda şarapnel parçaları ve ciddi jinekolojik sorunları var.

16. BAHATTİN KAYA(Mardin E Tipi Kaplı Cezaevi)

Böbrek Hastası

17. AYDIN YALVAÇ(Tekirdağ Cezaevi)

Sedef Hastası. Tüm vücuduna yayılmış. Eklem yerlerinde derin çatlaklar oluşuyor

18. FERHAT TAĞAY(Tekirdağ Cezaevi)

Böbreklerde kısmi kumlama oluşmuş ve üst solunum iltihabı

19. M.EMİN ADANMIŞ(Tekirdağ Cezaevi)

Ülser ve Hemoroit. Sağ ayağı dizden aşağısı felç.

20. DENİZ KURTAY(Tekirdağ Cezaevi)

Deri kaşıntısı ve deride dökülme

21. NURİCAN AKKALE(Tekirdağ Cezaevi)

Sinüzit

22. ALI BARAN ÇİMEN(Tekirdağ Cezaevi)

Kulak zarları delik. Pangrastik hastalığı

23. TURAN GUNANA(Tekirdağ Cezaevi)

Bel fıtığı. Solunum yollarında rahatsızlık

24. SÜLEYMAN KILIÇ(Tekirdağ Cezaevi)

Ülser

25. ERCAN BİLEN Bel fıtığı ameliyatı geçirmiş

121

Page 122: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

(Tekirdağ Cezaevi)26. 110. ADEM

YÜKSEKDAĞ(Tekirdağ Cezaevi)

Tüm vücutta kıl dönmesi oluşuyor

27. RESUL ÇETİN(Tekirdağ Cezaevi)

Kolon iltihabı-bel fıtığı-sol bacakta ağrı ve uyuşma

28. CENGİZ ÇELİK(Tekirdağ Cezaevi)

Epilepsi hastalığı-Sırt omurgasında ve kafatasında şarapnel parçası var-

29. MEHMET SÜMER(Tekirdağ Cezaevi)

Göz Ağrısı

30. HAYRETTİN BEŞTAŞ(Tekirdağ Cezaevi)

60 yaşında. Kronik tansiyon mide ve göğüs ağrıları bulunmaktadır.

31. CEMAL AYDIN(Tekirdağ Cezaevi)

Gastrit, reflü, mide enfeksiyonu, bulantı, kusma, iştahsızlık ve göğüs ağrısı,

32. TURGUT YALÇIN(Tekirdağ Cezaevi)

Sinüzit hastalığı

33. BERAT ANLI(Tekirdağ Cezaevi)

Bademcik şişmesi ve mide yanması. Verilen ilaçlar saç kıran yapıyor

34. HÜSEYİN GÜNDEM(Tekirdağ Cezaevi)

60 yaşında. Dişleri yok. Hastalığına teşhis konulamıyor

35. KUDBETTİN OKTAY(Tekirdağ Cezaevi)

Kronik kas hastalığı, kronik saman nezlesi-ellerinde morarma ve kaşıntı-ayaklarında yanma var.

36. A.KADİR UÇAR(Tekirdağ Cezaevi)

Akdeniz anemisi ve iltihaplanması. Ağızda yara oluşumu. Nefes darlığı

37. RAMAZAN AKAN(Tekirdağ Cezaevi)

Sol göğüs kafesinde çökme, aort damar genişliği. Teşhis konulamayan baş ağrısı

38. YUSUF ALKAN(Tekirdağ Cezaevi)

5 yıldır bel-kalça-sırt kemik ve eklem ağrıları, oturamıyor

39. SERHAN ESKİN(Tekirdağ Cezaevi)

Sinüzit hastalığı

40. ÇETİN BALCI(Tekirdağ Cezaevi)

Bacak eklem kireçlenmesi

41. SELAMİ LAÇİN(Tekirdağ Cezaevi)

Kalp sıkışması. Gözlerde kayma

42. CEMAL OZVARIŞ(Tekirdağ Cezaevi)

Şiddetli baş ağrısı-Kronik tansiyon

43. ŞAHAP DOĞAN(Tekirdağ Cezaevi)

Kronik farenjit - larenjit. Mide ülseri-Ağır eklem romatizması

44. MEHMETPOLAT(Tekirdağ Cezaevi)

Anemi hastası

45. M.EMIN ÇIÇEN(Tekirdağ Cezaevi)

Farenjit ve mide sorunu

46. CAHİTKIRMIZIZAMBAK(Tekirdağ Cezaevi)

Sindirim sisteminde sorun. Yemek yiyememe

47. BARIŞ KARAHAN(Tekirdağ Cezaevi)

Sindirim sistemi rahatsızlığı

48. HÜSEYİN POLAT(Tekirdağ Cezaevi)

Vücutta yara oluşumu

122

Page 123: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

49. BİLAL AYDIN(Tekirdağ Cezaevi)

Sedef hastası- diş diş eti kanaması

50. 143. ZIYA KIRAÇ(Tekirdağ Cezaevi)

Kemik erimesi

51. TEKİN ÇİMEN(Tekirdağ Cezaevi)

Gözlerde sorun

52. ERDAL ŞAHİN(Tekirdağ Cezaevi)

Burun yanması-baş ağrısı-diş ağrısı

53. BARIŞ KARAHAN(Tekirdağ Cezaevi)

Sindirim sistemi rahatsızlığı

54. A.İHSAN BAYAR(Tekirdağ Cezaevi)

Mide

55. Ali EKBER ORUÇ(Erzurum Cezaevi)

Kas hastalığı, istemsiz kas hareketleri kısmi felç, hareketlerini kontrol edemiyor. İhtiyaçlarını karşılayamıyor.

56. FİKRET GÜZELAYDIN(Erzurum Cezaevi)

52 yaşında Mide ülseri-migren-sinüzit, kolda damar ezikliği, kafa arkasında yumru tarzında şişlik, düzensiz tansiyon.

57. SADIK KAN(Kocaeli 1 No'lu F tipi Cezaevi)

Burnundan Rahatsız, ameliyat olması gerekiyor.

58. CİHAN GÜNEŞ(Kocaeli 1 No'lu F Tipi Cezaevi)

Mide Rahatsızlığı var. Tedavi edilmiyor, Hastaneye sevki yapılmıyor.

59. BAYRAM YALÇINKAYA(Kocaeli 1 No'lu F Tipi Cezaevi)

Mide Rahatsızlığı var. Tedavi edilmiyor, Hastaneye sevki yapılmıyor.

60. YAKUP DEMİR(Osmaniye T Tipi Cezaevi)

Psikolojik Sorunları Var

61. AZAD BOZKURT(Pozantı Çocuk Cezaevi)

Engelli

62. MURATYÜKSELMersin E Tipi Cezaevi)

Psikolojik sorunları raporla tespit edilmiş.

63. DOĞAN TEKER Kürkçüler F Tipi

Vücudunda şişlikler var.

64. RASİM AŞANAdana Kürkçüler F Tipi

Psikolojik sorunları var.

65. MEHMET KUTLU (Hükümlü)Adana Kürkçüler F Tipi Cezaevi)

Sedef hastalığı

66. KAZE ÖZLÜKarataş Cezaevi

60 yaşındadır.

67. İSMAİL TÜZÜNElbistan Cezaevi

Vücutta 13 şarapnel parçası var. Bundan kaynaklı sorun yaşıyor.

68. İSMET DEMİR Boğazda kitle.69. AYDIN AYDEMİR 1994 yılından beri cezaevinde. Gastrain testinal sistem

123

Page 124: bianet.orgbianet.org/files/doc_files/000/000/526/original/İHD_2011... · Web view*Van'ın Başkale İlçesi'nde hakkında uyuşturucu suçunda tutuklama kararı bulunan 70 yaşındaki

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ DOĞU ve GÜNEYDOĞU BÖLGESİ2011 YILI CEZAEVİ RAPORU

Bolu Cezaevi bozuklukları var. Mide ülserinden kaynaklı iki yıldır ilaç tedavisi görüyor. Ülserin ileri boyutlara geçtiği gözlemleniyor.

70. RIDVAN ÇELİKBolu Cezaevi

1999 yılından beri cezaevinde. Üst solunum yolu rahatsızlığı var. Ayrıca burnu kırık ve nefes sorunları yaşıyor. Mide ülseri var. Bağırsak hantallığı ve hemoroid var. Burun ameliyatı için gitti Ankara Numune Hastanesi'ne tedavi edilmeden cezaevine gönderildi

71. ALİ ÖZTÜRKErzurum H Tipi Cezaevi

Akciğer ameliyatı olması gerekiyor.

72. HAMZA BULUTErzurum h tipi cezaevi

Akciğer ve solunum hastalıkları ve mide sorunları var.

73. ZANA MAZAKKırıkkale F Tipi Cezaevi

Mesanede kist bulunmaktadır.

74. YUSUF EROLKırıklar 1 Nolu F Tipi

Fıtık ve karaciğer büyüme görülmektedir.

75. ŞİRİN TEKMENURAYErmenek Cezaevi

Kemik erimesi, bronşit.

76. KEMAL MARHANKırıklar 1 Nolu F Tipi

60 yaşında Kan düşüklüğü ve yüksek tansiyon

77. SELAHATTİN ELMAKırıklar 2 Nolu F Tipi Cezaevi

Beyin damarlarında genişleme, bel ve boyun fıtığı, kronikleşmiş eklem romatizmaları.

78. İLHAN ÇOMAK Bolu F Tipi

Anemiye bağlı üşüme halsizlik mide ülseri, fıtık ve sindirim sorunu

79. UMUTCONGER (Malatya Cezaevi)

Böbreklerinde Kist var.

80. A.RAHİM YILMAZ Eklem romatizmaları ve sinüzit hastalığı81. ORHAN ÇİÇEK Üst bağırsak ile midede küçük yaralar oluşmuş.82. FIRAT YAĞMAKAN Hemoroid rahatsızlığı, kasık fıtığı, kalça kemiğinde

teşhisi konulmamış ağrılı bir hastalık83. AHMET ÖZGEN Midesinde ülser var, sürekli baş dönmeleri ve tansiyona

bağlı rahatsızlıkla84. İZZETTİN SEYHAN Mide ve iç bağırsak sorunları, böbrek rahatsızlıkları ve

sinüzit, ağızda yaralar oluşuyor ve aylarca iyileşmiyor. İdrar yollarında sorunlar yaşıyor. Boğaz farenjit var ve kansızlık yaşıyor.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ DİYARBAKIR ŞUBESİARŞİV ve DÖKÜMANTASYON BİRİMİ

124