Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF...

14
Hazretleri 1 . 1 Cf'10

Transcript of Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF...

Page 1: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

Akşemseddin Hazretleri Vakfı

YayınNo: 1

. 1 Cf'10

Page 2: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

T ASA VVUF ŞİİRiNDE AKŞEMSEDDİN'İN YERİ

Doç. Dr. Cemal KURNAZ*

Akşemseddin (1389-90/1459), mfmevl hayatımızın mimarlarından illim ve mutasavvıf bir şahsiyet. Risaletü'n-Nfıriyye, Defü Matfıinü's­Sfıfiyye, Risfıle-i Zikru'llah, Risfıle-i Şerh-i Akvfıl-i Hacı Bayram Veli, Telhlsü Defü Matfıinü's-Sfıfiyye, Makamat-ı Evliya gibi eserleri biliniyor1

• Onun bazı şiir mecmualarında tek tük şiirlerine rastlandığı gibi2, bazı antolojilerde de birkaç şiiri yer almıştı3 • Ancak, ilk defa toplu şiirleri (38 adet) Prof. Dr.Kemal Eraslan tarafından ilim alemine tanıtılıp4 yayınlanmıştıf. Böylece Onun şairlik yönü de büyük ölçüde ortaya çıkmış oldu.

Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında şiir yazmak bir gelenek halin­dedir. Esasen bunun bütün klasik şark için geçerli olduğunu söylemek doğru olur. Şiir, hem nesirle anlatılamayan yoğun duyguların terennü­müne uygun bir ifade şekli, hem de bazı görüşlerin başkalarına tfılim ve telkininde etkili ve denenmiş bir vasıtadır. Hacı Bayram'ın halifesi,

(*) Qazi Üni,versitesi Gazi Eğitim Fak. Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi.

1- Ali İhsan Yurd, Fatih Sultan Mehmed Han'ın Hocası Şeyh Akşemseddin Hayatı ve Eserleri, İsl 1972.

2- Mesela bkz. Milli Ktb. No. A/3513, A{2605, FB-487, 3863. 3- Mesela, Vasfi Mahir Kocatürk, Teklee Şiiri Antolojisi, Ank. 1968, s. 104-105. 4- Aslında bu şiirlerin yer aldığı mecmua ilk defa Müjgiin Cumhur tarafından

tanıtılmıştır. Daha sonra Kemal Eraslan bazı şiirleri yayınlayarak tamamını neşredeceğini haber vermiştir ("Akşemseddin'in Din1-Tasavvufi Şiirleri", Türk Dili, Sayı394 (Ekim 1984), s. 411-417).

5- K. Eraslan, "Akşemseddin'in Din1-Tasavvufi Şiirleri", Türk Dili Araştırmaları Yıllığı Belielen 1984, Ank. 1987, s. 11-85. (Örnek olarak verilen beyitlerdeki şiir numaralan bu neşre aittir. Bu neşirde yer alan iki şiir (XXXV, XXXVTII) Türk Şairleri (C. I, s. 396, 398)'nde Akbıyık Ahmed Şemseddin'e ait gösterilmektedir).

59

Page 3: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

TASA VVUF ŞttRlNDE AKŞEMSEDDlN'lN YERİ

şeyh Akşemseddin de böyle bir atmosferde şiire ilgi duymuş olmalıdır. Defü Matftin risalesinin mehazları arasında bazı dini, tasavvufı eserler yanında meşhur şairlerin eserleri de zikredilmektedir. Bunlar arasında Ebi Hafs b. Amr b. Aliyyü's-Sad'i'nin kasideleri, Şeyh Feridüdin-i At­tar'ın Mantıku't-Tayr, Esrarnfu:ne, Musibetname'si, Mevlana CeHHed­din'in Divan ve Mesnevi'si, Seyyid Nimetu'llah'ın Divan'ı, Aşık Paşa'­nın Garibname'si ve Sultan Veled'in şiirlerini sayabiliriz6• Ayrıca,

1 şeyhi Hacı Bayram Veli'nin de şiir yazdığı bilinmektedir7•

Akşemseddin'in menfıkıbnamesinde yer alan birkaç anekdot onun şiire olan meylini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Bunlardan birisi, kendisi gibi Hacı Bayram müntesiblerinden olan Germiyanlı Şeyhi ile ilgilidir:

"Rivayet olunur ki, Akşemseddin bir nice sfıfiler ile halvette otu­rurken nagah:

- Aferin Germiyan Türkü, dedi ve yine sükfıt eyledi. Halvetten çıktıktan sonra, Şeyh hoş-hfıtır olduğu zamanda, halvette olanlardan biri, Şeyh'in "Aferin Germiyan Türkü" dediğinden sual eyledi. Şeyh cevap verip:

-Alem-i sülfıkta meratib-i anasırdan meratib-i eflfıke urfıc ettim. Dördüncü asumana çıktığım anda melaikeye emr olunmuş, bu beyti okurlar:

Ey kemfıl-i kudretün nefhinde fılem bir nefes

V ey Celfıl-i İzzetün bahrinde dünya keff ü has

-Bu beyti ne okursız? dedim. Eyittiler:

- Germiyan ilinde Şeyhi derler bir şair vardır, bu beyti ol söyledi. Allah u ı:eaıa'ya hoş geldi, bize buyurdu,bu beyti tesbih eyledük. "8

6- Yurd, a.g.e., s. XXIX-XXX, LXXXV. 7- Kocatürk,a.g.e., s. 89-92 8- Yurd, a.g.e., s. 43-44. Tuhfetü'l-Müdihidi'n ve Riyazü'ş-Şuarii'da kısmen frklı

şekilde kaydedilen bu hadiseye ayru zamanda Şeyhi'nin tasavvuf çevrelerinde kazandığı şöhrete bir delil olmak üzere Faruk Kadri Timurtaş tarafından işaret edilmişti (ŞeyhiHayatı ve Eserleri, İst. 1968, s. 65).

60

Page 4: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDDlN SEMPOZYUMU BlLDlRlLERl

Akşemseddin'in halifelerinden İbrahim Tennuri (öl. 1482) de şiirleri ve özellikle Gülzfır-ı Ma'nevi isimli mesnevisiyle tanınmak­tadır9. Akşemseddin'in menakıbnamesinde bu mesnevinin yazılışı şöyle anlatılır:

" ... Mevlana Seferşah ( ... )ahir diyar-ı Rfım'a geldi. Akşemseddin hazretlerine irade getirdi. İmanı ile ilme'l-yakin, ayne'l-yak'in, belki hakka'I-yakin oldu. Şeyh gayette pir olmuştu. Ana eyitti:

- Kayseriyye'çle halifemiz Şeyh İbrahim seni irşfıd eylesin, dedi ve şu makU/e bir kitap te'lif ey/esin, dedi.

Pes, Mevlana Seferşah Şeyh'in emrine imtisal edip Kayserriye'ye giderken Ankara'ya uğradı. Şeyh'e hediye bir kaftan diktirdi, bir yüzü sof ve bir yüzü kutni. İki yüzü dahi yüz idi. Akşemseddin'in Şeyh İb­rahim te'lif eylesin, deyü buyurduğu kitap dahi hakiki ve mecazf iki vechile işaret olmuştu. Mevlana Seferşah eyitti gönlünden:

- Eğer Şeyh İbrahim mürşid-i kamil ise ve sahib-i velayet ise, Şeyh'in buyurduğu gibi kitabı bu kaftan işaretinden ma'lfım olur, dedi.

Kayseriyye'ye vardı. Meğer Şeyh İbrahim'e bu hal ma'lfım olmuş­tu. Mevlana Seferşah varınca Şeyh'in buyurduğu ol kitabın birkaç cüz'ün te'lif eylemişti. Seferşah varıcak ol cüz'leri verdi. Şeyh'in kera­metini göricek Seferşah sıdk ile mürid oldu. Şeyh İbrahim ol kitaba Gülu2r deyü ad verdi. Mevlana Seferşah'ı Akşemseddin'in irşad için gönderdiğine ol kitabın evvelinde işaret etmiştir. Ve buyurur ki:

"Dimiş ol aziz yürü ana var

Sana ilm-i ledünni kıla tekrar."10

Akşemseddin'in oğullanndan Hamdullah Harndi (1449-1503) de Divan'ı ve Hamse'si (Yusuf u Zeliha, Leyla vü Mecnfın, Tuhfetü'l-Uş­şak, Kıyfıfetname, Mevlid mesnevilerinden meydana gelmektedir) ile

9- Bkz. Ali Rıza Akbulut- Ramazan Yıldız, Gülılir-ı Manevi ve lbralıim Tennurf, İst. 1978.

10- Yurd, a.g.e., s. 72-74.

61

Page 5: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

T ASA VVUF Ş URlNDE AKŞEMSEDDlN'lN YERİ

tanınan bir şairdir11 • Yine menakıbnfımede belirtildiğine göre, "Hamdi Çelebi anası karnında iken Akşemseddin mübarek elini üzerine koyup, benim kamil oğlum, ffizıl oğlum, şair oğlum" diye okşar imiş12•

Menakıbname'de yer alan bu anekdotlar Akşemseddin'in şiire ve şairliğe karşı nasıl muhabbet beslediğini çok açık şekilde göstermek­tedir. Onun bu tavır ve temayülünü böylece tesbit ettikten sonra, şiir­lerini değerlendirebilmek için önce tasavvuf şiirinin gelişimini ana

; çizgileriyle ortaya koymak gerekmektedir.

Türkler İslamiyeti kabul ettikten sonra 9.-10. yy. lardan itibaren ıasavvuf akımının da kuvvetli etkisi altına girdiler. Bunun sonucu olarak Ahmed Yesev! ile ilk önemli örneklerini veren bir tasavvuf şiiri .doğdu. Bu şiir, başlangıçta Hakim Senaı ve Feridüddin Attar yolunda açık ve kısmen remizsiz, zühd! bir tasavvuf anlayışını yansıuyordu. Daha sonraları, 13.-14. yy. larda İran edebiyatının yetiştirdiği Niza­rnl-i Gencev!, Haco, Şah Nimetullah, Ncemeddin-i Razı, Selman-ı Savec'i, Mahmud-ı Şebüster'i, Kemal-i Hocend'i, Hafız-ı Şiraz'i gibi büyük mutasavvıf şairlerin tesiriyle, mecaz! aşk ile hakiki aşk arasında kuvvetli bağlar kuran, müşterek mazmunların kullanıldığı bir şiir çiz­gisinde gelişimini sürdürdü. Seyyid Neslm'i, Kadı Burhaneddin ve Şeyhi gibi şairler buna örnek verilebilir. Bu şahsiyetler önce şair, daha sonra muıasavvıftırlar. Tasavvuf düşüncesi şiirlerinin dokusunda bir estetik unsur durumundadır.

Bir kısım şairler ise kHisik edebiyatın mecazlarına pek iltifat etmeyerek, olabildiğince yalın bir anlatımla zühd'i tasavvuf çizgisini sürdürmüşlerdir. Bunlarda mutasavvıf tavır şairliklerinin önündedir. Şiir, tasavvufun talim ve telkini için bir vasıta durumundadır. Bu du­rum, bazan şuurlu bir tercihin sonucu olsa bile, çok defa şairlik ye­teneği ile ilgilidir. Biz Akşemseddin'in şiirlerini hakim karakteri iti-

ı ı- Bkz. M. Fuat Köprülü, "Hamdi" maddesi, lA, C. 5/ı. ız- Yurd, a.g.e., s. 137.

62

Page 6: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDDİN SEMPOZYUMU BlLDlRlLERl

bariyle bu katagoride değerlendiriyoruz. Şiiri, tasavvuf düşüncesinin talim ve telkininde bir vasıta olarak kullanmıştır. Bununla birlikte, zaman zaman klasik edebiyatın mecazlarına da yer vermiş, vahdet neşvesini terennüm ettiği bazı şiirlerinde ruhunun sesini duyurabil­miştir.

Şimdi de Onun şiirlerini biraz yakından görelim: Şemsi mahlasını kullandığı şiirlerinin tamamı aruz vezniyle yazılmıştır.13 • Ancak bun­lar çok çeşitlilik göstermez. Elimizdeki 38 şiir aruzun remel, recez ve hezec bahirlerine inhisar eder. En çok rağbet ettiği iki vezin remelin ffiilatün failatün ffiilatün ffiilün (17 şiir) ve recezin müsterilün müs­tefilün müstefilün müstefilün (10 şiir) vezinleridir. Bu devrin diğer şairlerinde olduğu gibi, dört tefilenin tekranndan oluşan simetrik ve­zinler ile musammat gazel yazma eğilimi Akşemseddin'de de görülür. Bunlar, hece vezniyle yazılmış zannedilerek, mısralarını ortadan bölüp dörtlükler şeklinde yazılmamalıdırl4.

Akşemseddin!in şiirlerinde hem söyleyiş, hem de kafi ye yönünden çok tekrara düştüğü görülür. Kim bilir belki de bazı fikirlerin tekra­rında fayda görmüştür. Fakat, oniki şiirin kafiye kelimelerinin hemen hemen aynı oluşu dikkat çekicidir: derman - kurban - hayran - mey­dan- mihman- seyran- Sübhan- sultan- can-canan- cevlan­iman ... (bkz. IV, V, VIII, XV, XXI, XXIIII, XXV, XXVI, XXX, XXXII, XXXVIII).

Akşemseddin'in şiirlerinin kısaca şu fikirleri işlediği söylenebilir: Bu dünya ffinidir. Tek varlık vücfıd-ı mutlak olan Allah'tır. O halde kişi O'ndan gayri herşeyi terk edip, vahdete, fenfifillaha erişmelidir.

13- Şair mahlasını bazan Şems, Şemseddin şeklinde kullanır. Kocatürk'ün antolojisinde yer alan şürler hece vezniyle ve Akşemseddin mahliisı ile kayıtlıdır (bkz. 3. no).

14- Eraslan'ın yayınladığı şürlerden XXXIII, XXXIV, XXXV, XXXVI ve XXXVII numaralı olanlar yer yer vezin bozuk olmakla birlikte kanaatimizce aruz vezniyle yazılmışlardır.

63

Page 7: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

T ASA VVUF ŞllRlNDE AKŞEMSEDDlN'lN YERİ

Bu da ancak aşk derdi ile mümkün olurl5.

Bazar-ı ışka gelmişem can virüben derd almışarn

İrüp gınaya fakrıla sud u ziyandan geçmişem

XXVI,2

Gel isteyen ışkdan nişan derd aşıkun derınanıdur

Kfifir dimen aşıklara ışkı anun Imanıdur

XXXII, 1

Bilmeyen bilmez bu derdi bi-derd olan ne bilsün

Eyyub otaçı neylesin derdi anun derınanıdur

XXXII, 3

Gönlünde aşk derdi olan kişi onu masİvadan temizlemelidir (II, I 7; III,2; VI, 5; VII, 3).

Bu alem Allalı'ın cemalinin aksettiği bir ayna gibidir. O, gizli bir hazine iken bilinmeyi dilemiş ve güzelliğini temaşa edebilmek için alemi yaratmıştır. Tasavvuf ehline göre, alem onun sürekli tecellisi ile vücut bulmaktadır. Aslında varlığı bir vehimden ibarettir. Bir an te­celli etmemeyi istese her şey o anda yok olacaktır. Akşemseddin de bu düşünceyi sık sık tekrar eder:

Çünki alem aksidür ol hub-cem1Hün ey cem ll

II, 4

Çünki mir'at oldı alem Hak cemiilin görrneğe

II, 2

15- Akşemseddin'in şiirlerinde geçen derd, bela, derman, ilm-i ub, tabib, otaçı gibi kelimelerin çokluğu, Onun aynı zamanda ub tahsil etmesiyle de alakah olabilir. Tabibe dahı şerh iune çü bildüm ki yine vaslı Bu sadrun şerbasın Şemsi diker ancak bu yarayı

XXXIV,7 llgili diğer örnekleri çin bkz. XV, 1-2; XVI, 2-3; XIX, l, 4, 6; XXI, 6; XXII, 4; XXJII,l; XXV,l; XXX, 2.

64

Page 8: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDDlN SEMPOZYUMU BlLDlRlLERl

Cümle alemdür mezfıhir sen ko cümle mazharı

II, 6

Her neye kim bakilllarsa dost cem~Hin gördil er II, 3

Külli şey'i gördiler kim cümle mecla-yı sıfat Pes sıfatda gördiler mevsufı hem-çün afitlib

I, 4 Alem içre mest oluhan her neye kim b~kdılar Gördiler kim kendüye Hak kendü idermiş hi tab

I, 33

Alemin flini olduğunu bilen aşk yolcusu kendi varlığını mutlak varlıkta ifna ederek vahdete erişir. Tasavvuf ehlinin "ölmeden önce ölmek" diye düsturlaştırdığı haldir bu. Nefs ü hevayı, dünyayı, Ondan gayrı her şeyi, masivayı terk ... Onun için Akşemseddin şöyle diyor:

Sen vücudın fanl kılınayınca bulmazsın beka Vaslın ister isen anun canı ko canana gel

XXI, 7 Bu durumda aradaki kesret perdesi kalkacak vahdet vaki

olacaktır:

Kendülerin varlığın çünkim itdiler fena Zfıhir oldı dost cemali zıra rer ol dı niklib

I, 2 Cümle varlığı fenrui'llahda ifna itdiler Pes beklibi'llahda buldılar kemal ile savab

I, 7 Yukarıda da söylediğimiz gibi, Akşemseddin'in en güzel şiirleri

vahdet neşvesini terennüm ettiği şiirlerdirl6:

16- Bu konunun işlendiği diğer bazı örnekleri çin bkz. I, 5, 8, 9; Il, 5, 8, 11-14; III, 9; IX, 2; XXI, 8; XXIV, 3; XXV,!; XXVI, I; XXXVIII, 9.

65

Page 9: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

T ASA VVUF Ş URlNDE AKŞEMSEDDlN'lN YERİ

Bu gün seyr ilmişemdür la-mekanı

Nişansuz görmişem ol öı-nişanı

Cemali perdesin gördüm götürdi

Ayan oldı gidüp şekk ü gümanı

Çü benlik gitdi benden mahva vardum

Neye kim bakdumısa gördüm anı

O vahdet burcına çün çıkdı gördi

Cemali Şems bu zerreyi ayan!

XVII, 1-2, 8-9

Sorma ki dostı kandadur kanda dilersen andadur

Sende gözetki sendedür senden ol hem cüda değül

XIX, S

Hak aşığı aşkının bezm-i elestkadar eski olduğunu söyler:

Sem'-i cana irmedin zevk-i himb-ı kfıf u nun

Bağlamışdum yoluna ney gibi ışkıla kemer

XIII, 3

Bu beyitteki "yoluna kemer bağlamak" deyiminin "ney" ile birlik­te kullanılması dikkat çekicidir. Ney, tasavvufi bir sembol oluşu ya­

nında, boğumlarının kemer ile benzerlik içinde düşünülmesi sebebiyle şiiri zenginleştiren bir öneme de sahiptir.

Aşık bazan klasik edebiyatın ölçüleri içinde ele alınır: Bağrı kanlı, gözü yaşlı (VII, 2; X, 6).

66

Page 10: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDDlN SEMPOZYUMU BlLDlRlLERl

Aşık söz konusu olunca birlikte gönül de ayn bir önem kazanır. O, Allah'ın evi gibidir. Bu yüzden mfunur olmalıdır. Zira bir şairin dediği gibi "Bir kez kırıldı mı bağlansa da düğümlü kalır ... " Onun için gönül kırmak hoş karşılanmaz:

Gönlini ma'mfır idendür zinde-dil

Mürde-diller düşmeni Mevla'yımış

Sırça gibi sınsa gönül bitmez ol

Gönüli fıkil niçün sıyayımış

IX, 5-6

Gönlünü masivfıdan temizleyen aşıkların makamı Arş'dan bile yüce olup "la-mekan"a erişirler (XXIII, 6; XXV, 3-4; XXXIII, 3). Ebedi diri olarak bekabillaha kavuşurlar. Yunus'un dediği gibi "Ölürse tenler ölür canlar ölesi değil...". Akşemseddin de aynı şeyi söylüyor:

Diriyüz daim ölmezüz çürüyüp toprak olmazuz

XXXIII,4

Akşemseddin'in şiirlerinde yer yer klasik edebiyatın mecazlarına da rastlandığını söylemiştik. Bunlardan ilk dikkati çeken şarap, mey­hane ve sfıkidir. Bu kelimelerle kastedilen sırayla ilah! aşk, dergah ve mürşittir.

Dost elinden içmişemdür cam-ı ışk-ı ahmeri

Şöyle mestem la-yezill anmazam ab-ı kevseri

XXVII, 1

Ciğer kanın içen aşık şarab-ı faniyi nitsün

Şarab-ı baki var iken dem urmaz cam-ı sahbfıdan

XXVIII, 2

67

Page 11: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

TASA VVUF Ş URlNDE AKŞEMSEDDlN'lN YERİ

Çün sfılcl-i bezm-i ezel sundı bize peymaneyi

Ol mestlik ile la ebed terk ilmezüz meyhaneyi

XXIX,2

Girelden mekteb-i ışka unutdum dersi fetvfıyı

Düşüp meyhane-i derde yanıldum zühd ü takvayı

XXXIV, 1

Bu son beyit Onun Hacı Bayram Veli'ye intisabı ile ilgili olma­lıdır. O, önce zahiri ilimleri hakkıyla tahsil ettikten sona aşk yoluna girmiş ve her şeyi bu yolla daha iyi kavramıştır.

Yukarıda zikrettiğimiz unsurlar rindlik ve melamet halini de beraberinde getirmektedir:

Işk şarabın n fiş idüp oldum harfibati bu gün

Aşık olan kişinün alem de ad u sanı yok

xv, s Kfıy-i harabatilerün rüsvfılık olur hasılı

Zira halk içinde Hak üryfın ider divaneyi

XXIX, 3

Bu melfımet haline bir çok mutasavvıf şairde rastlanır. Halkın tahkir ve ayıplamasını temin suretiyle nefsi terbiye etmeyi amaçlayan bazı tasavvuf ehli melamet kisvesine bürünmeyi tercih etmişlerdir. Şair Nesim'i'nin;

Ben melfımet hırkasını kendüm geydüm eynüme Ar u namus şişesini taşa çaldum kime ne

dediği gibi, Akşemseddin de çeşitli beyillerinde bu duyguyu dile ge­tirir:

Ş aha ışkun bir girişme itdi cana şöyle kim Ar u namusıla nam ı cümle talan e yledüm

IV, 8

68

Page 12: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDD1N SEMPOZYUMU BlLDİRİLERl

Bu acebdür dünya kavmi nlk:-nfunun kanı-dir

Bilimezler taşa çal du m nfunfisum şişesini

VI, 7

Akl elinden taşa çaldum şişe-i nfunfisı çün

Lauball olmışam dirler bana rüsva-yı ışk

XIV,2

Ko bu nfunfis ile nengi müdarn it nefs ile cengi

Durma vur başına sengi buna nfunfis u ar olmaz

XXXIII, 6

Ben ol melfunet gönleğin geydüm harahat ehliyem

Bil bu saadet talibün irmedi binde birine

XXXVII, 3

Klasik edebiyatta aşıkın karşıtı olarak zahid tipi takdim edilir. Zahidi Akşemseddiiı de bu şekilde ele alır. O, akıl ile aşıkların sırrını kavrayamadığı için onları ayıplamaktadır. Bu yüzden karga (gurab) ve köpeğe (kilab) benzetilir (I, 10-13).

Aşk sırrı akılla anlaşılmaz. Bir türküdeki "Kargayı kondurman güle 1 Ne bilir dalın kıymetin" sözünde olduğu gibi, kargaya benzeyen zahidin de aşk gülzarını anlaması mümkün değildir:

Bilimezsin sen bunların sırların aklıla

Zira gülzar kıymetin bülbül bil ür bilmez gurab

I, ll

V ahdete erişen aşık zahidin sataşmalarına aldırmaz. Akşemseddin dervişlerine de bu yolda öğüt verir. Zira, "it ürür, kervan yürür":

Vuslat u vahdet kesreti ayn.,...ı Hudayi hamfiş ol

Sen vahdete irdün yakin samt it yürü ürsün kilab

XXXV, 12

69

Page 13: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

TASA VVUF ŞllRlNDE AKŞEMSEDDİN'İN YERl

Bu beyit, o devirde aynı zamanda tasavvuf ehlinin muanzlarının bulunduğunu da gösteriyor. O mensupianna susmayı tavsiye ediyor. Çünkü, zahidlerin boş sözleri onlara bir fayda vermez:

Fayide kılmaz aşıka zahidlerün efsanesi

Var sen ey zahid ffiriğ ol hiç söyleme efsancyi

XXIX, 2

Aşk yolunda riyakarlığa yer yoktur. Yunus'un "Bana seni gerek :seni" mısraında veciz şekilde ifadesini bulduğu gibi aşıkın maksfidu "ma'şfik"tur:

Zerk ü saıfisi bu ışk yolında sığmaz zahida

Aşıkun maksfidı ma'şfik küfri yok imanı yok

XV, 7

Akşemseddin'in kullandığı klasik mecazlardan biri de "dilber"dir:

Men Ş~mseddin'em doğmışam her dilberün vechinde kim

Hakk'ı ayan görenlerün aynında "illa HO" direm

XXIV, 7

Ancak bu beyİtte asıl anlamında, güzeller için kullanılmıştır. Bir şairin:

Kendi hüsnün hfiblar şeklinde peyda eyledün

Çeşm-i aşıkdan dönüp sonra temaşfi e yledün

dediği gibi, Akşemseddin de güzelierin yüzünde Allah'ın tecellisini görmektedir. Şl! tek beyİtte ise "dilber" mutlak sevgili yerindedir:

Dilher yolında varını terk eyleyenler ey aziz

Şeksüz m urada irdiler anun içün merdanedür

XI, 3

Şem' ve pervane de klasik edebiyatta olduğu gibi sevgili ve aşığı sembolize eder. Aşık pervane gibi aşk ateşinde fani varlığını yok ede­rek ebedi hayata ulaşır:

70

Page 14: Hazretleri - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D190474/2010/2010_KURNAZC.pdf · T ASA VVUF ŞİİRiNDE ... Doç. Dr. Cemal KURNAZ* Akşemseddin ... Bilindiği gibi tasavvuf ehli arasında

AKŞEMSEDDİN SEMPOZYUMU BlLDlRlLERl

Diri yürürken öle gör terk it fenayı bill ol

Ol şem'a müştak ola gör pervane girüp yanadur

XI,6

Aşıksan ma'şfik içün şöyle sen merdane gel

Şem'-i ışkı göricek pervane gibi yana gel

XXI, 1

Gfıy ve çevgan da klasik edebiyatın mazmunlarındandır. Çevgan tasavvufi olarak ilahi cazibeyi ifade eder:

Başumı top eyledüm çevgan-ı ışlciı çalınağa

Nik-namı neylerem nfış eyledüm deryasını

VII,4

Kudret eli çevgan çalar çalar ben üm başum talar

XXVI, 10

Klasik edebiyatta "zerre"nin varlığı güneşe bağlı düşünülür. Bu münasebetle genellikle bir arada zikredilir. Akşemseddin de bazı mah­las beyitlerinde Şems ile zerreyi birlikte kullanmaya özen göstererek "hüsn-i tahallus" yapmıştır (bkz. XVII, 9; XXVII, 5; XXXIII, 7).

Sonuç olarak, Akşemseddin'in şimdilik elimizde bulunan 38 şiirine dayanarak şunu söyleyebiliriz: O şiiri tasavvuf düşüncesinin ya­yılmasında bir vasıta olarak kullanan, zaman zaman da vahdet neşve­sini mükemmel bir lirizm içinde ifade etmesini bilen bir şeyh şair olarak 15. yy. da yerini'almıştır. Şiirlerinde görülen vezin ve ifade ak­saklıkları ile kafiye sıkıntısını da büyük ölçüde devrinin bir icabı

olarak görmek lazımdır.

71