Harita ve Grafik Analizleri - Ankara...
Transcript of Harita ve Grafik Analizleri - Ankara...
Harita ve Grafik Analizleri
Dr. Onur ÇALIŞKAN
20016-2017
2
HARİTA VE GRAFİK ANALİZLERİ ............................................................................................................... 3
1. GİRİŞ ............................................................................................................................................................. 3 2. HARİTA VE HARİTACILIĞIN TARİHÇESİ .......................................................................................... 4 3. HARİTANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ ............................................................................................. 14
3.1. Kuşbakışı Görünüm ............................................................................................................................. 14 3.2. Harita Başlığı ....................................................................................................................................... 15 3.3. Çizim Alanı .......................................................................................................................................... 15 3.4. Projeksiyonlar ...................................................................................................................................... 15 3.4.1. Projeksiyon Türleri ........................................................................................................................... 16 3.5. Coğrafi Koordinatlar ........................................................................................................................... 19 3.5. Harita İşaretleri (Lejant) ..................................................................................................................... 20 3.6. Ölçek .................................................................................................................................................... 22
4. HARİTA TÜRLERİ ......................................................................................................................................... 24 4.1. Ölçeklerine göre haritalar ................................................................................................................... 24 4.2. Konularına Göre Haritalar ................................................................................................................. 25 4.3. Kullanım Alanlarına Göre Haritalar .................................................................................................. 25
5. EŞ YÜKSELTİ EĞRİLERİ İLE YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GÖSTERİLMESİ .................................................... 31 5.1. Tepe ...................................................................................................................................................... 31 5.2. Vadi ...................................................................................................................................................... 31 5.3. Boyun ................................................................................................................................................... 31 5.4. Sırt ........................................................................................................................................................ 32 5.5. Yamaç ................................................................................................................................................... 32 5.6. Delta ..................................................................................................................................................... 32 5.7. Birikinti konisi ve yelpazesi ................................................................................................................. 33 5.8. Plato ..................................................................................................................................................... 33
6. HARİTALAR ÜZERİNDE GERÇEKLEŞTİRİLEN HESAPLAMALAR ................................................................. 34 6.1. Harita Ölçeği Hesaplama .................................................................................................................... 34 6.2. Gerçek Uzunluk Hesaplama ................................................................................................................ 35 6.3. Harita Uzunluğunun Hesaplanması ................................................................................................... 36 6.4. Harita Alanı Hesaplama ...................................................................................................................... 36 6.5. Yüzölçümü Hesaplama ........................................................................................................................ 36 6.6. Eşyükselti aralığı (Eküdistans) Hesaplama ........................................................................................ 39 6.7. Eğim hesaplama................................................................................................................................... 40 6.7. Profil Çıkarma ..................................................................................................................................... 43
3
HARİTA VE GRAFİK ANALİZLERİ
1. GİRİŞ
Zamanın akışının bir yerlerinde bilginin aktarımı, çoğaltılması ve paylaşılması için özel
yöntem ve teknikler ortaya çıkmış, yaratılmıştır. Doğal güçler ve süreçler karşısında ‘nesne’
durumunda olan insanoğlu, giderek söz sahibi olmaya, yaşadığı ortamdan etkilendiği kadar
ekilemeye de başlamıştır. Doğa karşında insanoğlunun var oluş ve duruş probleminin bir
yerinde doğanın kendisinin nasıl algıladığı, anlaşıldığı, yorumlandığı ve aktarıldığı
yatmaktadır. Çok yakın zamanların ‘yabanıl doğa ve onun karanlık güçleri ile mücadele’
kavramı, yerini ‘süründürülebilir kalkınma’ nosyonuna bırakmakta, ‘doğaya boyun eğdirme’
eylem ve söylemlerinin yerini ‘doğayla barışık yaşama’ anlayışı almaktadır. Dolayısıyla
insanoğlunun anlayışındaki değişimler, bilimden sanata, sağlıktan eğitime hayatın her
alanındaki değişimlere de ön ayak olmuştur. İnsanlık yaşadığı mekânın anlaşılması için pek
çok araç kullanmıştır. Bunların en eskilerinden biri haritadır. Harita tarihöncesi çağlardan
günümüzü hayati önemi olan, nesilden nesile aktarılan, insanlığın gelişiminde önemli paya
sahip olan bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Haritacılığın başlangıcından bugüne kadar geçirdiği değişimler, etkilediği ve etkilendiği
olgu ve bilimler, kullanılmış ve terk edilmiş ya da hali hazırda kullanıla gelen teknik ve
yöntemler nelerdir. Haritaların yapılış ve kullanılış amaçlarındaki gerek tarihsel gerekse de
bölgesel farklılıklar nelerdir. Harita ve haritacılıkta ortaya çıkan bu değişimlerin nedenlerini
anlamak, bir yerde insanın yaşadığı ve bu sebeple anlamaya çalıştığı doğayı algılama boyutu
ve şeklindeki değişimleri de gözler önüne sermektedir.
Eğitimin her aşamasındaki, bunun yanı sıra yaşam boyu öğrenmede de, harita ve grafikler
en çok kullanılan ve verimli kullanıldıklarında oldukça etkili olan araçlar olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bu noktada harita ve grafiklerin etkili bir şekilde öğretilmesi için gereken
donanım ve becerilerin nasıl elde edilebileceği önemli bir problem olarak karşımıza
çıkmaktadır. Bahsi geçen becerilerin kazınılması için gerekli materyal ve çalışma
yöntemlerinin uygulanması ve geliştirilmesi oldukça önemlidir.
4
2. HARİTA VE HARİTACILIĞIN TARİHÇESİ
azının bulunmadığı tarihöncesi çağlarda yeryüzünde avcı-toplayıcı olarak var olan
insanların yaşam mücadelesi için coğrafi bilgileri oldukça önemlidir. Genellikle
mağara ve geçici konaklama yerlerinde yaşadığı bilinen bu insanların harita olduğu
varsayılabilecek çeşitli çizimler kullandığı düşünülmektedir. Bu çizimlerin genel amacının
yaşamak için gerekli sulak alanların, hayvanların göç yollarının belirlenmesi olduğu
düşünülmektedir. Gerçekten de arkeolojik çalışmaların yapıldığı pek çok mağarada
hayvanların temsil edildiği birçok çizim bulunmaktadır (Şekil 1). Gerçekleştirilen son
antropolojik çalışmalar sonucunda bu çizimlerin
somut olguları değil daha çok dinsel olguları
işaret ettiği, bir
takım ruhani ritüeli temsil ettikleri
düşünülmektedir. Bu çizimler harita olarak
kullanılmak yerine ilkel bir inanç sisteminin
parçası olarak algılanmaktadır.
Şekil 1. Günümüzden 30.000 yıl önce çizildiği hesaplanan mağara resmi. Chauvet Mağarası/Fransa.
Günümüzde dahi tarihöncesi çağlardaki yaşam tarzını sürdüren kimi topluluklar
bulunmaktadır. Bu topluluklarda yazının olmamasına rağmen mağara duvarlarına ya da kaya
blokları üzerine çeşitli çizimler yaptıkları görülmektedir (Şekil 2). İnguutlar, Eskimolar ve
Bushmanlar bu toplulukların en çok
bilinenleri ararsındadır. Genellikle ekonomik
faaliyet olarak avcılık ve toplayıcılık yapan
bahsi geçen toplumlarda, çok kısa bir zaman
dilimine kadar dış dünyadan izole, oldukça
arkaik bir hayat tarzı hâkimdir. Bu
topluluklardan Bushmanlar kaya duvarlarına
Şekil 2. Bushman kaya çizimi Antbear/Güney Afrika.
yaptıkları çizimleri harita olarak değil, dini birer simge olarak kullandıkları
gözlemlenmektedir. Bu çizimleri avın bereketli geçmesi, kötü
ruhlardan korunmak ya da yaşam alanlarının yabani
avcılardan korunması amaçlı efsunlar olarak kullanmaktadır.
Tüm bunların yanı sıra bahsi geçen bu topluluklar harita
Şekil 3. Fok kemiğine bıçakla kazılarak yapılmış bir Eskimo haritasının illüstrasyonu.
5
diyebileceğimiz kimi bazı araçlar kullanmaktadır. Özellikle Eskimoların fok bağırsakları ya
da kemiklerinden yaptıkları ve yaşam alanı çevresinde bulunan av sahalarındaki kıyı şeridini
ve koyları gösteren haritalar ilginçtir (Şekil 3). Bushmanlar ise av esnasında uzun mesafeler
kat etmekte, gruplar halinde yayan avlanan bu insanların, taş ve çubukları kullanarak toprak
üzerine geçici haritalar kullandıkları görülmüştür. Dolayısıyla ilk haritaların avcılık-
toplayıcılık amaçlı kullanılan bu haritalara benzediğini söylemek yanlış olmayacaktır. İlk
haritaların kullanımında tamamıyla insanların yiyecek ihtiyaçlarını gidermek (ekonomik)
temellerin bulunduğunu söylemek mümkündür.
Dünya üzerinde bilinen en eski harita benzeri çizim Çatalhöyük'te bulunan ve yerleşmenin
planı olduğu sanılan duvar çizimidir (Şekil 4). Çatalhöyük'te bulunan bu çizim yerleşmenin
planını ve burada inşa edilen 80 evin
konumunu vermektedir. Bu çizim
kazılar sonucu ortaya çıkarılan antik
yerleşmeyle örtüşmektedir. Çizimin
üzerinde bulunan şeklin, ikiz konileri
bulunan bir volkanik yapı olduğu
düşünülmektedir. Bu volkanik yapının
Hasan Dağı olduğu iddia edilmektedir. Bu haritanın kullanım amacı konusunda kesin bir bilgi
bulunmamaktadır. Bu çizimin daha çok günümüz tapu kadastro haritaları gibi kullanıldığı
düşünülmektedir.
Yazının bulunmasının ardından insanların tüm diğer bilimsel çalışmaları ile birlikte coğrafi
bilgilerini de yazıya döktüğü görülmektedir. Tarihteki en eski harita kil tablet üzerine çivi
yazısıyla oluşturulmuş Akadlardan kalma (MÖ 2200) Ga-sur Haritasıdır. Günümüzde Kerkük
yakınlarında bulunan Nuzi köyünde bulunmuştur. Fırat olması muhtemel bir akarsuyu,
doğusu ve batısında bulunan dağları resmetmektedir. Daire içine alınan semboller yönleri
göstermektedir. Akarsu üç kola ayrılarak bir delta
oluşturmaktadır (Şekil 5). Haritanın çizim amaçlarından
birinin Ga-sur kentinin coğrafi konumunun belirlenmesi
olduğu düşünülmektedir. Yer bulduru haritasında bulunması
gereken, başlıca yer şekilleri, coğrafi yönler ve yerleşmenin
bunlara olan uzaklığı tam olarak verilmeye çalışılmıştır.
Şekil 5. MÖ 2200 yılından kalma bir kil tablet üzerinde bulunan Ga-sur Kenti Haritasının illüstrasyonu.
Şekil 4. Çatalhöyük'te (Konya) bir evin duvarında bulunan ve kasabanın evlerini gösteren çizimin illüstrasyonu. MÖ 6200.
6
Mezopotamya uygarlığında gelişen gözlem ve becerilere bağlı olarak haritacılığında
geliştiği görülmektedir. Bağdat yakınlarında ele geçen başka bir kil tablette Nippur adı verilen
bir yerleşmenin haritası betimlenmiştir. Oldukça tahrip olmuş bu haritanın şehrin savunması
amacıyla çizildiği iddia edilmektedir. Bu harita üzerinde yerleşmenin yanından geçen bir
akarsu ve buradan şehrin kuzeyinden ve merkezinden geçen iki
kanal çizilmiştir. Kentin surları ve bu surlar üzerinde bulunan 7
adet kapı gösterilmektedir. Kentin etrafındaki topografik
şekillere betimlenmişse bile tabletteki tahribattan dolayı fark
edilememektedir. (Şekil 6).
MÖ 700–600 yıllarına ait çivi yazılı bir kil tablet üzerinde
bulunan ve “Dünya”yı betimleyen bir harita’da, Babil Şehri
dünyanın merkezinde çizilmiştir. Disk şeklindeki dünyanın
etrafı acı su (okyanus) çevirmektedir. Dünyanın tamamını
resmeden ilk harita olma özelliği gösteren bu harita da okyanusun gerisinde 7 adet ada olduğu
belirtilmektedir (Şekil 7).Haritanın bitişiğindeki çivi yazılı metinlerde bilinen ve haritada
betimlenen dünya hakkında bilgiler verilmektedir. Ayrıca bu metinlerde okyanusun
gerisindeki adalara giden “kahramanların” anlatımlarına
bağlı kalarak bu yerler hakkında çeşitli bilgiler
verilmektedir. Bu haritanın çiziminde gerçek bir takım
tanıklıkların kullanıldığı gösteren pek çok gerçek
bulunmaktadır. Örneğin beşinci adada kimsenin hiçbir şey
görmediği, güneşin bulunmadığı bir karanlık diyar olduğu
anlatılmaktadır. Burası kuzey kutup dairesi yakınlarda bir
yer olmalıdır. Daha güneyde bulunan 7. ada güneşin
doğduğu ve her zaman ışıkla parlayan bir yerdir. 6. Ada da
tasvir edilen inek bu bölgenin Hindistan dolaylarında bir yer olabileceğini akla getirmektedir.
Tüm bu bilgiler ışığında Tüm Dünyayı aktaran ilk harita olma özelliğini fazlasıyla hak
etmektedir.
Mezopotamya Uygarlığında olduğu gibi Mısır Uygarlığında da çeşitli amaçlarla papirüs
üzerine haritalar çizilmiştir. Bunlara güzel bir örnek “Torino Papirüsü” olarak bilinen
haritadır (Şekil 8). 1874 yılında bulunan bu papirüs, adını bulunduğu Torino Egzio
Şekil 7. Nippur Haritası illüstrasyonu. MÖ 1500.
Şekil 6. Babil Haritasının illüstrasyonu.
7
Müzesinden almaktadır. Harita büyük bir olasılıkla MÖ 1150 yılında hazırlanmış olup, Nil
Deltasının güneyini içine alan bir alanı
gösterilmektedir. Haritanın her iki yanında bulunan
dağ sıraları buranın günümüzdeki Rift Vadisi olduğu
izlenimi vermektedir. Haritanın hazırlanması
esnasında ciddi ve dikkatli arazi ölçümleri yapıldığı
anlaşılmaktadır. Haritanın hazırlanmasından önce de
özellikle vergilendirme amaçlı arazi ölçümleri
yapıldığı bilinmektedir. Tarım alanlarının taksim
edilmesi, sınırların belirlenmesi ve bu alanlar
üzerinden vergi alınması amaçlı pek çok plan ve harita çizildiği düşünülmektedir. Haritada
ilgi çeken bir diğer özellik sınırların, topografyanın yanı sıra madencilik faaliyetlerinde
kullanılmak üzere jeolojik yapının da gösterilmesidir. Mısır Uygarlığında çizilen haritaların
maden yataklarını göstermesi, vergilendirme için toprak taksimatlarını içermesi haritanın
günümüzdeki kullanımlarına denk bir takım işlevler gördüğünü ortaya çıkarmaktadır.
Yunan uygarlığında felsefe ve bilim alanında ortaya çıkan gelişmeler yanında coğrafya
biliminde de önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Bu ilerlemeler çizilen haritalara da yansımıştır
(Şekil 9). Dünyayı anlamak ve açıklamak için filozoflar ve kaşifler çeşitli akıl yürütmelerde
bulunmuş ya da deneyler yapmışlardır. Dünyanın küre şeklinde olduğu ispatlanmış, çevresini
hesaplamak için çeşitli ölçümler yapılmıştır. Kürenin eksenindeki eğiklik fark edilmiş ve
eksen eğikliği de hesaplanmıştır. Dünyadaki matematik iklim kuşakları belirlenmiştir.
Anaksimandros dünyayı silindirik prizma olarak
düşünmüş ve bir dünya haritası çizmiştir. Anaksimenes ise
dünyayı denizlerle çevrilmiş bir dikdörtgen olarak tasvir
etmiştir. Hekatos dünyayı düz bir disk olarak betimlemiş
ve çevresinin okyanuslarla çevrili olduğunu iddia etmiştir.
Yunanlıların komşu diğer uygarlıklarla geliştirdikleri
ilişkiler sonucunda dünyayı doğuda Çin, batıda ise
Kanarya Adalarına kadar bildikleri ortaya çıkmaktadır.
Kuzeyde İskandinavya, güneyde Kızıldeniz’i
yerleştirmişlerdir. Dünyanın küre şeklinde olduğunu ilk
olarak Pisagor’un MÖ 600 ortaya attığı genel bir kabul
Şekil 8. Torino Papirüsünün illüstrasyonu.
Şekil 9. Eski Yunan'da çeşitli bilim insanları tarafından çizilmiş Dünya haritaları. Soldan sağa (Homeros, Hekatos, Eratostenes, Batlamyus).
8
görür. Pisagor gerek astronomik gözlemlere dayanarak gerekse de kürenin geometrik olarak
bir mükemmel bir şekil olmasından dolayı bu teoriye sıkı sıkı sarılmıştır. Aristo yaptığı çeşitli
gözlemler, deniz (üzerindeki gemi, ay tutulması, çeşitli yıldızların kuzey yarımkürede
görülmemesi…) küresel dünyayı bilimsel bir gerçeklik haline getirmiştir. Coğrafi bilgilerin ve
haritacılığın gelişmesinde yunanlı gemicilerin katkısı büyüktür.
Yunan uygarlığında en önemli coğrafyacılarından biri Amasyalı Strabon’dur. Haritalarında
mümkün olduğu kadar detay vermeye çalışmış, haritalarında insan-çevre ilişkisini, tarih ve
gelenekleri, farklı fiziki özellikleri
yansıtmaya çalışmıştır (Şekil 10). Yapılacak
en doğru haritaların “model bir küre”
üzerinde yapılabileceğinin bilincine
varmıştır. Bu model kürenin çapının en az 3
metre olması gerekmektedir. Haritanın
düzlem üzerine yapılması gerektiğin de ise
önemli yer adlarının belirtilmesi için en az
6m2 olması gerektiğini vurgulamıştır. Bu
haritada meridyenler ve paralel belirtilmeli, bunların yanı sıra matematiksel iklim kuşakları da
belirtilmelidir.
Haritacılık konusunda Eski Yunanda bilimselliğin zirvesi Batlamyus’tur. Ne yazık ki
hazırladığı hiçbir harita günümüze erişememiştir. Kürenin düzlem üzerine aktarılabilmesi için
matematiksel bir takım hesaplamaların yapılması gerektiğini ortaya koymuştur. Günümüzde
projeksiyon yöntemi olarak bilinen bu tekniğin mucidi ve ilk kullanıcı Batlamyustur. Daireyi
360 dereceye, her bir dereceyi ise 60 dakikaya, dakikayı ise 60 saniyeye bölmüştür. Bu
ayrımlar MS 160’dan beri kullanılmaktadır. Yaptığı ölçüm ve haritalar 14. yüzyıla kadar
kullanılmıştır. Ayrıca bilinen dünyayı 26 bölüme ayırmış ve her bir bölüm için ayrı bir
haritanın bulunduğu bir kitap yazmıştır (Geographike Hyphegenis). Batlamyus’a göre
dünyanın çapını 28.980 km’dir. Batlamyus’un bu ölçümleri kendinden sonraki tüm
coğrafyacılar tarafından uzunca bir süre mutlak doğru olarak kabul edilmiştir. Bu ölçüme
güvenen Kristof Kolomb beklediğinden çok daha uzun bir yolculuk yapmıştır.
Batlamyus’tan sonra haritacılık sürekli bir düşüş içine girmiştir. Romalılar coğrafya
bilimine, harita için yapılacak ölçümlere oldukça ilgisiz kalmışlardır. Bunun yerine askeri ve
pratik uygulamaları olan haritalar yarattılar. İyon uygarlığından kalma disk haritaların kendi
Şekil 10. Strabon'un Dünya Haritası.
9
amaçları için daha uygun bulmuşlardır. Roma İmparatorluğu dışında kalan alanları önemsiz
gösteren bu haritalar, imparatorluk tarafından yapılan ve kullanılan yolları göstermek dışında,
bilimsel bir amaç taşımamaktaydılar.
Şekil 11. Batlamyus'un Dünya Haritası. Bu haritada Asya ve Avrupa 180° fazla bir enlem derecesine sahip olduğunu (hâlbuki 130° derecedir) göstermektedir. Konik projeksiyonla çizilmiştir.
Romalılar zamanında çizilen haritaları iki grupta incelemek mümkün olmaktadır. Birincisi yer
kursu anlamına gelen Orbis Terranum, diğeri ise sadece İmparatorluk yollarını gösteren
30cm X 6,5 metre olan Pötinger Tablosudur. Romalıların bilimsel gerçeklik göz ardı
edilerek çizdiği haritalar, özellikle pratik amaçlar göz önünde bulundurularak hazırlanmıştır.
Şekil 12. Roma döneminde çizilmiş ve en çok kullanılan iki harita. Solda Orbis Terranum, sağda ise Pötinger Tablosu. Bir papaz tarafından 4. yüzyıldan kalma orijinallerinden 7. yüzyıldan kopyalanan bu haritalarda ayrıntılı yer isimleri ve aralarındaki mesafeler kaydedilmişti.
10
Ortaçağa gelindiğinde diğer tüm bilim dallarında olduğu gibi coğrafya ve haritacılıkta büyük
bir karanlığın içine girmiştir. Haritaların özellikle Avrupa’da haritacılığın amaç ve işlevinden
uzaklaşıldığı, yapılan çizimlerin sadece dini anlamlar barındıran
sembollerden başka bir şey olmadığı görülmektedir. Bu
dönemde yaygın olarak yapılan TO haritaların, Romalıların
Orbis Terranum’undan taklit edilerek doğu eksenli olduğu
görülür (Şekil 13). Bu haritalarda dünya okyanuslarla çevrili düz
bir disk olarak gösterilmektedir. Dünyanın merkezi Kudüs’tür
ve cennet doğudadır. O zamanki bilinen dünyanın sınırlarını
çevreleyen okyanusların oluşturduğu alan bir “O” harfini,
Akdeniz’e kavuşan Don ve Nil nehirleri ise “T” harfini
şekillendirirlerdi. Bu haritalara TO haritası denilmesinin nedeni budur.
Ortaçağda coğrafi bilimlerin ana merkezi Yunan Uygarlığından bayrağı devralan Doğu
Uygarlıkları (Çin, İslam Alemi) olmuştur. Bu topraklar üzerinde dikkati çeken pek çok
coğrafyacı ve haritacı ortaya çıkmıştır. Batlamyus’un haritaları ve haritacılığını benimseyen
pek çok Arap, Türk ve İranlı coğrafyacı birçok değerli ve bilimsel harita yaratmışlardır. Dini
amaç ve sembollere takılıp kalan Avrupalı coğrafyacıların aksine, üzerinde koordinat
sistemleri olan ve alan ölçmelerine dayanan bu haritalar Coğrafi Keşiflerin gerçekleşmesinde
çok önemli roller üstlenmişlerdir. Tüm bunların yanı sıra başlı başına birer hazine değerinde
olan bu haritalar, dünya haritacılığı için çok büyük bir değer olan Batlamyus’un haritacılık
tekniği ve coğrafi mirasını günümüze taşınmasında en büyük paya sahip olan haritalar olarak
karşımıza çıkmaktadır.
Ortaçağın sonralarına doğru özellikle deniz ulaşımının önem kazanmasına bağlı olarak
kılavuz kitaplar ve bu kitaplara ek olarak hazırlanan Portalan (gemi kılavuzu) Haritaları
oluşturulmaya ve haritacılık eski ‘bilimsel’ kimliğine kavuşmaya başlamıştır. Özellikle İpek
Yolu boyunca ticari ilişkiler geliştiren Avrupalı tüccarlar, doğu uygarlıklarından harita yapımı
konusunda da etkilenmişlerdir. İlk önce sadece Akdeniz Limanlarını gösteren bu haritalar,
keşiflerle artan bilgiler doğrultusunda haritaların gösterdiği alanlarda genişlemiştir. Portalan
haritaları esasında dünyayı açıklamak ya da yorumlamak yerine gayet pratik amaçlar güden
grafiklerdir. Limanların uzaklığı, hâkim rüzgâr yönlerini gösteren rüzgârgülleri bulunmakta,
liman gerisinde bulunan ülkelerin öne çıkan özellikleri gösterilmekteydi. Bu dönemde
haritacıların genellikle denizcilerin (kaptanların) dâhil olduğu bir topluluktan oluşması
şaşırtıcı değildir. Denizcilik babadan oğula geçtiği için haritacılıkta aile mirası olarak babadan
Şekil 13. TO haritası.
11
oğula geçmekteydi.
Portalan haritalarının en güzel örneklerinden günümüze kadar gelebilmiş iki tanesi Piri
Reis’in çizdiği haritalardır. İlkinin yapım yılı 1513, ikincisinin ise 1528’dir.Her ikisi de
ceylan derisi üzerine renkli olarak çizilmiş olan haritalardan ilki Avrupa ve Afrika'nın batı
kıyılarını ve Güney Amerika'nın doğu kıyılarını gösterilmektedir. 1513 yılında Mısır’da
bizzat Yavuz Sultan Selim’e sunulmuştur. Hakkında
pek çok spekülasyonun ileri atılmıştır. Piri Reis
“Kitabül Bahriye” isimli kitabında haritanın
hazırlanması ve kaynakları konusunda ayrıntılı bilgiler
vermiştir. Haritada Antartika kıtası ve üzerindeki
sıradağların çizilmiş olması ve Sahra Çölü üzerinde
Würm döneminde olduğu ispatlanmış göllerin
resmedilmiş olması pek çok farklı teorinin ortaya
atılmasına neden olmuştur (Şekil 14). İkincisinde ise
Orta Amerika'nın yeni keşfedilmiş kıyılarını,
Florida'yı, Kanada'nın kuzeydoğu köşesini, ve
Grönland'ı gösterir. Bu harita Kanuni Sultan
Süleyman’a verilmiştir.
Yeniçağ’da ortaya çıkan Reform Hareketleri ve
Rönesans ile birlikte coğrafi bilimler ve tabi ki haritacılıkta yüzyıllarca süren uykusundan
uyanmıştır. Yeniçağ haritacıların gerçekleştirdiği en büyük devrim Batlamyus’u “yeniden
keşfetmektir”. Orijinali Grekçe olan Batlamyus’un “Geographia”sı Latinceye çevrilmiş, bu
eserden yararlanarak hazırlanmış Arapça metinlerde Batı dillerine kazandırılmıştır. Bu
kaynaklardan elde edilen verilerden yararlanarak yeni haritalar hazırlanmıştır.
Gerçekleştirilen coğrafi keşifler, harita baskı tekniğindeki gelişmeler bu dönemde coğrafi
bilimler ve haritacılık konusundaki gelişmelerin temelini oluşturmaktadır. Bu dönemde
haritacılıktaki gelişmelerin doruğu, Gerard Merkatordur (1512 – 1594). Coğrafi haritacılıkta
Batlamyus’tan sonra en çok bilinen bilim insanlarından biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Model küre ve alet imalatçısı olarak eğitim alan Merkator, yerkürenin tamamını gösteren
haritalar yapmadan önce farklı arazilerin (Filistin, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa)
Şekil 14. 1513 yılı yapımı Piri Reis Haritası.
12
haritalarını hazırlamıştır. MS 200 yılından beri haritacılıkta kullanılan bilgi ve tekniklerin
artık geçerli olmadığını fark ederek, yeni yöntemler ve ölçümler kullanarak haritalarını çizer.
Merkator haritacılığı Batlamyus’un bıraktığı yerden alarak daha ileriye taşıyan
coğrafyacılardan biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Haritalarını hazırlarken geniş sahalara
geziler düzenlemekte, hâlihazırda bulunan bilgi ve verileri derlemekteydi. Bununla
yetinmeyen Merkator haritasını çizeceği alan için daha önceden hazırlanmış çalışmalara ve
haritalara eleştirel bir gözle bakıyor ve haritaları tüm bu çalışmaların sonucunda kendine has
tekniğiyle çiziyordu (Şekil 15). Öyle ki harita çiziminde kullandığı yöntem günümüzde dahi
kullanmaktadır. Farklı haritaların Atlas başlığı altında bir araya toplayan da Merkator
Şekil 15. Merkator'un konik projeksiyonla çizdiği dünya haritası. olmuştur. Bu dönemde çeşitli ülkelerden birçok haritacı ayrıntılı haritalar yaratmışlardır.
13
Özellikle kolonicilik faaliyetlerinin yoğunlaşmasına bağlı olarak coğrafi bilimler ve yanı
sıra haritacılık çalışmaları merkezi yeniden Avrupalı bilim insanlarının eline geçmiştir.
Kolonizasyon faaliyetlerinin hızla arttığı dönemlerle birlikte Avrupalı haritacılar ele geçirilen
her toprak parçasının ayrıntılı çizimlerini yapmışlardır. Haritalar ekonomik, sosyal ve siyasi
bir takım ihtiyaç ve faaliyetlere hizmet etmesi, bu alanlarda işlev görmesiyle beraber,
sömürgecilikle ortaya çıkan savaşlar yüzünden, askeri amaçlar için de haritalar hazırlanmış ve
kullanılmıştır. 18. Yüzyıl ortalarından itibaren dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan ordular
kendi ihtiyaçları ve hedeflerine bağlı olarak kendi harita servislerini, bölümlerini kurmuştur.
Savaş koşullarına göze alınarak çizilen özel haritalar için farklı arazi ölçümleri ve haritacılık
teknikleri kullanılmaya başlanmıştır.
19. Yüzyıldan itibaren Dünya’da bilinmeyen ve tabiî ki haritası çizilmeyen yer yok
denecek kadar azdır. Haritalar bilim ve teknolojilerde gelişmelere bağlı olarak çeşitlenmeye
ve daha fazla detayla süslenmeye başlamıştır. Gösterilmek istenen özelliklere bağlı olarak
coğrafyanın pek çok farklı alanına özgü haritalar ortaya çıkmıştır. Biocoğrafya, iklim,
meteoroloji, jeoloji, osenoğrafya, yerleşme, nüfus konularında ayrıntılı haritalar çizilmiş,
bunların okullarda yaygın kullanılması gündeme gelmiştir.
Yirminci yüzyıldan itibaren artık her ülkenin Kendi ulusal haritacılık kurumları oluşmuş.
Tüm dünyanın 1/25.000 ölçekli (oldukça detaylı) haritaları yapılmaya başlanmıştır. Özellikle
hava fotoğrafları ve uydu görüntülerinin haritacılıkta kullanılması ile artık harita üzerinde
gösterilen detayların artması ve uzun saatler alan çizim aşamasının iyice kısalmasına neden
olmuştur. Bu noktadan itibaren temel haritalardan yararlanarak arazi hakkında çeşitli
analizlerin, ölçümlerin yapılması olanakları doğmuştur.
Son yıllarda oldukça gelişme kaydeden Coğrafi Bilgi Sistemleri, temelde haritaların
kullanılmasıyla pek çok farklı alan ve amaçla yeni haritaların, analiz sonuçlarının
üretilebilmesini gündeme getirmiştir. Özellikle bu konuda işlev görmek için tasarlanan birçok
bilgisayar yazılımı bulunmaktadır.
14
3. HARİTANIN TANIMI VE BİLEŞENLERİ
eryüzünde yaşayan insanlar halı üzerinde dolaşan karıncalara benzeten P.E. James
“İnsan yakınındaki sahanın doku tarzını bilebilir, fakat genel patern (doku) onun
görüş sahasının ötesindedir. Yeryüzünün bu geniş paternini (şebekesini) bir bakışta
görebilmek için coğrafyacı harita kullanılır” demiştir. Haritacılık yerkürenin çeşitli
bölümlerindeki paternlere ait ölçümleri ve malzemeyi toplayarak onları analiz etmek ve
sonrada bunların patern unsurlarının rahatça görülebileceği bir ölçeğe indirerek grafik yolla
göstermektir.
İnsanlar yeryüzü ve uzayla ilgili karışık problemleri daha etraflı bir şekilde anlamak için
başka unsurlar yanı sıra haritan da yararlanmak zorundadır. Harita sayesinde insanlar görüş
alanlarının dışına çıktıkları gibi, daha geniş bölgelerin belli başlı özellikleri hakkında da fikir
sahibi olurlar.
Tüm bunların ışığında; yeryüzünün tamamının ya da bir bölümünün, kuşbakışı
görünümünün belli bir ölçeğe göre küçültülerek bir düzlem üzerine aktarımlaş haline,
harita denmektedir.
Herhangi bir çizimin harita olarak dikkate alınması için belli başlı bir takım özellikleri
olmak zorundadır. Bu özellikler harita bileşenleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Harita
bileşenleri Şöyle sıralanabilir:
• Kuşbakışı görünüm
• Harita başlığı
• Projeksiyon
• Koordinatlar
• İşaretler
• Ölçek
3.1. Kuşbakışı Görünüm
Bir çizimin harita sayılabilmesi için en basit özelliklerinden biri görünümün kuşbakışı olması
gerekliliğidir. Kuşbakışı görünüm nesnelerin tam üzerinden 90 derecelik bir bakışla elde
edilen görünümün adıdır (Şekil 16).
15
Haritaların kuşbakışı ile
çizilmesinin temel nedeni, haritaya
konu olan arazi üzerindeki bütün
ayrıntıların tamamıyla
gösterilmesidir. 90 derecelik açıyla
yani tam tepeden bakılmadan bütün
ayrıntıların görülmesi ve gösterilmesi
mümkün değildir. Kuşbakışı
görünümde perspektif yoktur,
dolayısıyla yerşekillerin boyutlarında,
şekillerinde ve birbirlerine göre
uzaklıklarında değişmeler bulunmamaktadır. Kuşbakışı görünüm sayesinde yerşekillerinin
birbirini gölgelemesi, birinin diğeri ardında kalması da engellenmiş olmaktadır.
3.2. Harita Başlığı
Haritaları tamamlayan özelliklerinden biri de harita başlığıdır. Haritanın çizimi esnasında
nereyi ve buranın ne gibi özelliklerini veya ayrıntısının olduğunu ortaya koyan bir başlığını
bulunmalıdır. Bu başlık kısa bir ifadeyle haritanın tamamını anlatan bir özellik taşımalıdır.
Yeryüzünü üzerinde nereyi ve hangi ayrıntıları içerdiğini ortaya koyan harita başlığı gerek
haritacı gerekse de kullanıcı için kolaylık sağlamalıdır.
3.3. Projeksiyonlar
Haritacıların karşılaştığı temel bir sorun haritaların bir düzlem olmasına rağmen, dünyanın
düz olmamasıdır. Dünya düz veya disk şeklinde olmadığı gibi, tam bir küre şeklinde de
değildir. Kutuplardan basık, ekvatordan şişkin olan bu şekil elipsoiddir. Dünyanın
Ekvatordaki çapı 12756,27 km iken kutuplardaki çapı 12713,5 km2dir. Yapılan bu
ölçümlerde yeryüzü üzerindeki farklı yerşekilleri hesaba katılmamaktadır. Oysaki bu
özelliklerin yanı sıra Dünyanın kendine has bir şekli bulunmaktadır. Ekvatordan şişkin ve
kutuplardan baskın olmasıyla beraber üzerindeki kabartma (rölyef) ya da topografya da her
yerde aynı değildir. Dünyanın bu şekline Geoid denilmektedir (Şekil 17).
Şekil 16. Nemrut Kalderası.
16
Şekil 17. Dünyanın şekli.
Yeryüzünün tamamı ya da bir bölümünün belirli bir ölçek oranında küçültülmüş tam bir
gösterimi ortaya çıkarmak için kullanılacak en ideal yöntem model bir küre yapmaktır. Doğru
yapıldığında bu model küreler yeryüzüne ait uzaklık ve yönleri doğru olarak vermektedir.
Bunların yanı sıra model kürelerin bir takım dezavantajları bulunmaktadır. Kürelerin
ebatlarına bağlı olarak gösterdikleri ayrıntı sınırlıdır. Taşınmaları zordur, üzerlerinde ölçüm
yapmak oldukça zordur. Maliyetleri yüksektir.
Düz bir yüzey taşıma, saklama, koruma, baskıyla çoğaltma ve üzerinde ölçüm yapma
konularında kürelerden çok daha fazla kullanışlı ve avantajlıdır. Bunların yanında dünyanın
bir düzlem üzerine sıfır hata yani tüm özellikleriyle doğru olacak şekilde aksettirilmesi olası
değildir. Haritacılığın bu sorunu aşma yöntemi olarak kullandığı çözümler ortaya
projeksiyonları çıkarmaktadır.
Projeksiyonun kelime karşılığı ışığı yansıtma olarak anlaşılabilir. Buradan Dünyanın
şeklinin bir düzleme yansıtıldığı fikri akla gelmelidir. Geoid şeklinde olan dünyanın bir
düzlem üzerime mükemmel olarak ya da bir diğer söyleyişle tamamıyla aynı olarak
aktarılması imkânsızdır. Bu yüzden coğrafyacılar ve haritacılar projeksiyonları belirledikleri
özelliklerin düzleme doğru olarak aktarılması için kullanırlar.
3.3.1. Projeksiyon Türleri
3.3.1.1. Yansıtıldıkları şekle göre projeksiyonlar
Projeksiyonlar ışığın yansıtıldığı şekle göre üçe ayrılmaktadırlar; konik, silindirik ve düzlem
(azimuthal) projeksiyonlar. Bu üç şekilde açıldıkları zaman bir düzlem oluşturan şekillerdir,
17
projeksiyonlar tercih edilirken bu özellikleri dikkate alınmıştır. Geoidin düzleme
aktarılmasına sağlamaktadırlar (Şekil 18).
Şekil 18. Şekle göre projeksiyon türleri.
3.3.1.1.1. Konik Projeksiyonlar
Konik projeksiyonlardan ışığın uzaydan bir yerden dünyaya yansıtıldığı düşünülmektedir.
Dünyanın tamamını gösterebilmektedir. Meridyenler düz, paraleller eğri çizgilerdir. En doğru
şekilde standart paralel
çevresini gösterir. Yön,
alan ve şekil bozulmaları
bu meridyenden
uzaklaşıldıkça artar
(Şekil 19).
Şekil 19. Konik projeksiyon. Haritanın çok kısıtlı bölümlerindeki yön ve alanlar doğru şekilde korunmaktadır. Doğu-
batı uzanışları, kuzey güney uzanışlarından daha uzun olan yerlerde kullanılmaktadırlar.
Standart paralellerin tersinde bozulmalar sonsuzdur. En çok kullanılan konik projeksiyonlar,
Albers, Lamber Konik, Polikonik, Merkator Konik projeksiyonlar.
3.3.1.1.2. Düzlem (Azimuthal) Projeksiyonlar
Işık uzaydan bir yerlerden ya da dünyanın merkezinden geliyormuş olarak varsayılır.
Meridyenler düz veya eğri, paraleller eğri çizgiler olarak gösterilmektedir. Dünyanın sadece
yarısını gösterirler. Paralelleri boyunca uzunluk koruyabilmektedirler. En sık olarak
okyanusların gösteriminde kullanmaktadırlar (Şekil 20). En çok kullanılan düzlem
projeksiyon, Lambert Azimutal projeksiyondur.
18
3.3.1.1.3. Silindirik Projeksiyonlar
Bu projeksiyon sisteminde dünyanın tamamını göstermektedir. Işık dünyanın merkezinde
dairesel bir ışık huzmesi geldiği varsayılmaktadır. Paraleller ve meridyenler düz çizgilerdir ve
dolayısıyla birbirlerini 90 derecelik açıyla kesmektedirler (Şekil 21). En doğru verileri
standart paralel yukarıdaki
çizimde ekvator çevresi için
vermektedir. En Çok
kullanılan silindirik
projeksiyonlar, Peters,
Merkator Silindirik,
Transversal Merkator projeksiyonlar.
3.3.1.1.4. Karışık Projeksiyonlar
Bu projeksiyon türlerinde ışık huzmesinin bir yerden değil faklı yerlerden geldiği hayal
edilmektedir. Dolayısıyla sabit ve basit bir koordinat sistemi oluşturulmaktadır. Dünya
haritası çizimlerinde kullanılmaktadırlar. En çok kullanılan karışık projeksiyonlar, Robinson,
Goode, Sinusidial, Werner, Clarke projeksiyonlar
3.3.1.2. Koruma Özelliklerine Göre Projeksiyonlar
Projeksiyonların yapılış amacı yeryüzünün düzleme aktarılması esnasında olabildiğince doğru
bir şekilde aktarılmasıdır. Projeksiyonlar bu beş unsurun hepsini birden koruyamazlar. Ama
birden fazla koruma özelliği olan projeksiyonlar olabilir. Projeksiyonların koruma
özelliklerine göre:
• Alan Koruyan (eşdeğer)
• Uzunluk Koruyan
Şekil 20. Düzlem projeksiyon.
Şekil 21. Silindirik projeksiyon.
19
• Şekil Koruyan (konformal)
• Açı Koruyan
• Yön koruyan projeksiyonlardır.
3.3.1.2.1. Alan Koruyan Projeksiyonlar
Alan koruyan projeksiyonlarda temel mantık paraleller arasındaki uzunlukların her yerde aynı
olacak şekilde ayarlanmasıdır. A ile B noktası ile ‘A’ ve ‘B’ arasındaki alan her zaman eşit
olacaktır ne yazık ki şekilleri bozulacaktır (Şekil 22). Alan
koruyan projeksiyonlar genellikle kadastro, planlama, askeri
ve ekonomik haritaların yapımında kullanılmaktadır.
3.3.1.2.2. Uzunluk Koruyan Projeksiyonlar
Uzunluk koruyan haritalarda şekil ve açı bozulmasına rağmen
uzunluk her zaman doğru olarak gösterilir. Dolayısıyla
uzunluk koruyan bir yol
haritasının ayrıca yönü de
koruması beklenmemektedir (Şekil 23).
Özellikle su ve hava yolu haritaları gerek uzaklık koruma
gerekse de dünya üzerindeki en kısa yolları gösterme
özelliklerine sahiptirler.
3.3.1.2.3. Şekil Koruyan Projeksiyonlar
Merkator projeksiyonu ile yapılan haritalar hava yollarının en
çok kullandıkları haritalardır. Hem şekil hem de dünya
üzerindeki en kısa yolları göstermektedir.
3.4. Coğrafi Koordinatlar
Coğrafi koordinatlar yeryüzünde herhangi bir yerin konumunu 2 veya 3’lü eksen üzerinde
gösteren ölçümlerdir. Coğrafi koordinatlarının temelini Ekvator çizgisi ve başlangıç
meridyeni oluşturmaktadır. Ekvator çizgisine paralel çizildiği varsayılan 90 Kuzey Yarım
Kürede, 90 da Güney Yarım Kürede olmak üzere 180 çizgiye Paralel, başlangıç meridyeni
çizgisine paralel çizildiği varsayılan 180 Doğu Yarım Kürede, 180 de Batı Yarım Kürede
olmak üzere 360 çizgiye Meridyen denilmektedir.
Şekil 23. Lambert Azimutal projeksiyonla çizilmiş Dünya Haritası.
Şekil 22. Azimutal Eküdistans Projeksiyon.
20
Tablo 1. Meridyen ve Paralelerin temel özellikleri.
Paraller Meridyenler
Paraleller enine çizgilerdir. Meridyenler boyuna çizgilerdir
Dünyanın her yerinde paraleldirler Kutuplarda birleşirler.
1° her zaman 111 km’dir. 1° 0° paralellinde 111,3 km
45° paralellinde 78,5 km
90° paralellinde 0 kmdir.
Elipsoid şekilden dolayı ekvatorda
110,6 kutuplarda 111,7 olarak
değişmektedirler.
Coğrafi koordinat sistemleri de enlem ve boylam değerleri kullanılarak oluşturulmaktadır.
Enlem, yeryüzündeki bir noktanın ekvatora uzaklığının açı cinsinden değeridir. Boylam,
yeryüzündeki bir noktanın başlangıç meridyenine uzaklığının açı cinsinden değeridir. Yer
ölçümleri ve enlem-boylam hesaplamaları koordinat sistemlerin temel verileri olarak
algılanabilir (Şekil 24).
Özellikle haritanın ölçeği büyüdükçe enlem ve boylam
değerleri konum belirlemek için yeterli olmamaktadır.
Burada devreye coğrafi koordinat sistemleri girmektedir.
Yeryüzünün daha fazla ayrıntısının konu alan büyük
ölçekli (1:200.000 ve daha büyük ölçekli olan
haritalarda)haritalarda koordinat sistemleri zorunlu hale
gelmektedir. Bu tip koordinat
sistemleri ayrıntın artmasına bağlı olarak koordinat değerlerinin daha fazla ayrıntı verecek
şekilde ayarlanması olarak özetlenebilir.
3.5. Harita İşaretleri (Lejant)
Çizilen ilk haritalarda belli başlı işaretlemelerin çizim alanı içine yapıldığı görülmektedir
(Şekil 25). Haritaların gösterdikleri ayrıntı niteliği ve niceliği arttıkça çizim alanı üzerinde
işaretlenemeyecek hale gelmiştir. Bu noktada devreye harita işaretleri (lejant) girmektedir.
Şekil 24. Paralel ve meridyenler, enlem ve boylam.
21
Şekil 25. Kristof Kolomb’un keşiflerini gösteren bu haritada bitki örtüsü, yerleşmeler çizim alanı üzerine işaretlenmiştir.
Harita işaretleri bir noktayı, bir çizgiyi ya da bir alan olarak hazırlanabilir. Akarsular,
yollar gibi nesneler çizgilerle, yerleşmeler noktalarla, bir coğrafi özelliğin dağılışın sınırlarını
gösteren işaret ise poligon (alanla) gösterilebilmektedir. Geldiğimiz bu noktada çizim
alanındaki gösterimlerle işaretlerin (lejantın) haritanın anlaşılabilir olması için son derece
önemli olduğunu vurgulamamız gerekir.
Bir takım haritalarda gösterimler ve dolayısıyla işaretler hususunda ulusal ya da uluslar
arası standartlar olabilir, örneğin 1/25.000’lik topografya haritalarındaki tüm gösterimler ve
işaretler standarttır, değişmez. Örneğin, yeşil renk orman örtüsünü gösterir.
Jeoloji haritalarındaki gösterimler uluslar arası standartlardadır. Buradaki renkler
formasyonların yaşlarını göstermektedir.
Bu anlatılanlara ek olarak haritanın çizim alanını, buradaki gösterimleri ve bu
gösterimlerden yola çıkarak harita lejantını tayin edecek kişi haritacının kendisidir. Çoğu
haritada ulusal ya da uluslar arası bir standart olamayabilir. Gerek haritanın göze hoş gelmesi
22
(sanatsal ifadesi) gerekse de kolay anlaşılabilmesi açısından seçilecek gösterim türleri ve
kullanılan işaretler oldukça önemlidir.
Harita işaretleri arasında vazgeçilmez olan, diğer bir deyişle çizilen her haritada bulunması
gereken kuzey okudur. Bu işaretin dekoratif özellikleri haritacının tercihine göre
değişebilmektedir.
3.6. Ölçek
Bir çizimin harita olabilmesi için en önemli bileşenlerinden biri ölçektir. Ölçeği bulunmayan
çizimler genellikle kroki ya da taslak olarak adlandırılır. Haritalar yeryüzünün tamamının ya
da belli bir bölümünün çeşitli işaretlerle düzenlenmiş bir grafiği olarak nitelenmektedir, bu
grafiğin bir küçül(t)me oranı olması gerekir. Bu küçülteme oranına ölçek denilmektedir.
Ölçek bir diğer deyişle, harita üzerindeki belli iki nokta arasındaki uzunluğun, arazi
üzerinde aynı iki nokta arasındaki gerçek uzunluğa oranıdır.
Ölçek = Harita uzunluğu / Gerçek uzunluk
3.6.1. Ölçek Çeşitleri
3.6.1.1. Kesir Ölçek
Harita uzunluğunun pay, gerçek uzunluğun ise payda olarak gösterildiği bir kesirli sayıdır.
Böylece harita üzerindeki uzunluk ile arazi üzerindeki (gerçek) uzunluk en basit şekli ile
orantılanmış olacaktır.
Ölçek payı her zaman “1” sayısıdır. Paydayı oluşturan sayı haritanın ayrıntı gösterme
oranına göre değişkenlik gösterir. Bu sistem sayesinde bir parçanın kaç eşit parçada
küçültüldüğü ifade etmektedir. Kesir ölçekte dikkat edilmesi gereken unsurlardan biri pay ve
paydanın birimlerin aynı olmasıdır.
3.6.1.2. Çizgi Ölçek
Harita üzerindeki uzunluğun arazi üzerinde ne kadar olduğunun bir çizim üzerine
işaretlenmesinden oluşur. Sıfırın solunda kalan bölüm daha küçük uzunlukların hesaplanması
için kullanılır (Şekil 26).
Şekil 26. Çizgi ölçek.
23
Çizgi ölçek, haritanın boyutların değiştirilmesi sonucunda ortaya çıkabilecek uzunluk
değişimlerinin hesaplanması için oldukça basit ve kullanışlı bir araçtır. Harita büyütülse ya da
küçültülse dahi, kendisi de bir çizim olan “çizgi ölçek” de değişecektir.
24
4. Harita Türleri
aritaları birbirinden ayırt eden belli başlı üç kıstas bulunmaktadır. Bunlardan ilki
haritaların ölçeğidir. Ölçek haritanın gösterdiği ayrıntının niceliği ve niteliğini ortaya
koyması yanı sıra haritanın kullanım amacı hakkında da bir bilgi vermektedir.
4.1. Ölçeklerine göre haritalar
4.1.1. Büyük ölçekli haritalar
Bu tip haritalara; yol inşaatları, dolgular, yarmalar,tünel inşaatları, köy tanzim planları, şehir
imar planları,kadastro haritaları. Birinci sınıf topografya haritaları, turizm haritaları, büyük
ölçekli jeoloji haritaları örnek verilebilir.
Tablo 2. Büyük ölçekli haritalarda kullanılan ölçekler.
Büyük ölçekli haritalar
1/1.000 1/50.000
1/2.000 1/80.000
1/5.000 1/100.000
1/10.000 1/125.000
1/25.000 1/200.000
4.1.2. Orta Ölçekli Haritalar
Bu tip haritalara; ikinci sınıf topografya haritaları, hava uçuş haritaları, orta ölçekli jeoloji
haritaları, birtakım coğrafi haritalar örnek olarak gösterilebilir.
Tablo 3. Orta ölçekli haritalarda kullanılan ölçekler.
Orta ölçekli haritalar
1/250.000
1/400.000
1/500.000
1/800.000
4.1.3. Küçük Ölçekli Haritalar
Bu tip haritalara; coğrafya haritaları, genel jeolojik haritalar, atlas haritaları, duvar haritaları
örnek verilebilir. 1/ 800.000 daha küçük ölçekli haritalardır.
25
4.2. Konularına Göre Haritalar
Haritaların birbirinden farklılaşmasına neden olan bir diğer ayrım haritaların konusunu
oluşturan olguların genel ya da özel olması durumudur.
4.2.1. Genel Haritalar
Yeryüzünün tamamı ya da belli bir bölümünün genel özelliklerine bağlı olarak çizilmiş
haritalardır. Örneğin, topografya haritaları, idari bölünüş haritaları, hipsometrik haritalar.
4.2.2. Özel haritalar
Yeryüzündeki belirli bir özelliği konu alan haritalardır. Örneğin jeoloji, hidrografya, toprak
varlığı, bitki örtüsü, jeomorfoloji, nüfus dağılışı haritaları.
4.3. Kullanım Alanlarına Göre Haritalar
Her harita belli bir amaç, belli bir kullanım alanı dikkate alınarak yapılmaktadır. Bu
kullanıma göre haritaları tematik haritalar ve topografya haritaları olmak üzere ikiye ayırmak
mümkündür.
4.3.1. Tematik Haritalar
Tematik haritalar bir topografik altlık üzerinde o bölge ile mekansal referanslı olan her
konuda bilgi aktaran kartografik ürünlerdir. Mekansal referanslı konu olarak sayısız örnekten
bir kaçı burada sayılabilir. Jeoloji, ulaşım, taşımacılık, hava sıcaklığı, hava basıncı, tarım,
madencilik, ekonomi, üretimler, denizcilik, hava ve toprak kirliliği, turizm v.b.
Tematik haritalar yeryüzünün tamamını ya da haritacının belirlediği bir alan üzerinde
(harita bileşenlerinin tamamını içermek koşuluyla) doğal ya da beşeri özelliklerin gösterimi
için kullanılır.
4.3.2. Topografya Haritaları
Yeryüzünün doğal ve kültürel özelliklerini gösteren ayrıntılı ve güvenilir bir grafiğidir. Arazi
kabartısını (rölyef) belirli yöntemler kullanılarak bir düzlem üzerine aktarılmasıdır.
Topografya haritalarında yeryüzünün genel bir görüntüsü verilmektedir. Akarsular, göller
binalar, genellikle orman örtüsü, rölyef (kabartı) ve haritada gösterilen nesnelerin isimleri
bulunur. Topografya haritasındaki gösterimlerin farklılaşmasına bağlı olarak birkaç çeşidi
bulunmaktadır.
26
4.3.2.1. Tarama Yöntemi ile Çizilen Topografya Haritaları
Yeryüzündeki kabartmanın gösteriminin en eski yöntemidir. 18. Yy J. G. Lehmann tarafından
rölyefi ayırmak için kullanılmıştır. Eğim boyunca taramalar gerçekleştirilir, eğimin dikliğine
göre taramanın kalınlığı değişmektedir.
Yamaçların eğim derecesine bağlı olarak taramanın alınlığı değişmekte ama birim alana
çizilecek tarama sayısı sabit kalmaktadır.
Kalınlık değiştikçe taramalar arasındaki
boşluk azalmaktadır, böylece eğimi fazla
olan alanlar karanlık, az eğimli alanlar daha
aydınlık olarak belirmektedir (Şekil 27).
Tarama yönteminde hazırlanmış
topografya haritalarında işaretler bölümünde
taramanın gösterdiği eğim dereceleri
gösterilmelidir. Tarama yöntemi dağlık
sahalarda oldukça güzel grafikler ortaya
çıkarırken, düz alanlarda görece daha
gösterişsiz grafikler hazırlanmaktadır. Düz ya da az eğimli yerlerde tarama yapılamamaktadır.
4.3.2.2. Gölgelendirme Yöntemi İle Çizilen Topografya Haritaları
Arazi üzerine belli bir yönden ışığın geldiği varsayılarak hazırlanan haritalardır. Böylelikle
yüksek alanların gerisinde kalan kısım gölgeli olarak işaretlendirilerek, rölyefin gözler önüne
serilmesi gerçekleştirilir.
Gölgeleme yöntemini tek başına
kullanmak oldukça güçtür. Yükseltinin
bir hayli fazla olduğu alanlarda
gölgelenen alanın da fazla olması bu
kısımlara yerleştirilecek işaretleme ve
yazıları zora sokmaktadır. Günümüzde
gölgelendirme haritaların daha iyi ve
anlaşılır bir tarzda gösterilmesi için
kullanılmaktadır (Şekil 28).
Şekil 27. Tarama yöntemi ile hazırlanmış bir topografya çizimi. İki zirvesi bulunan bir dağ, iki tepe arasında bir boyun görülmektedir.
Şekil 28. Gölgelendirme ve izohipslerin kullanıyla çizilmiş topografya haritası.
27
4.3.2.3. Renklendirme Yöntemi ile Çizilen Topografya Haritaları
Yeryüzü dokusunun farklı yükselti basamaklarına farklı renk tonları verilerek gösteriminden
ibarettir. Ulusal ya da uluslar arası bir standardı bulunmamakla birlikte mavi, yeşil, sarı,
kahverengi tonları ve beyaz renk kullanılır. Siyah beyaz haritalarda ise gri tonları
kullanılmakta, işaretler bölümünde kullanılan tonların hangi yükseltiye karşılık geldiği
belirtilmektedir (Şekil 29).
Renklendirme yöntemi ile çizilen topografya haritaları görsel açıdan zengin olmalarına
karşın, üzerinde gerçekleştirilecek çeşitli ölçümler ve diğer çalışmalar açısından bir takım
kısıtlılıklar barındırmaktadır. Bu yüzden küçük ve orta ölçekli topografya haritalarında
kullanılmaları daha sağlıklı sonuçlar verecektir.
4.3.2.4. Kabartma Yöntemi ile Çizilen Topografya Haritaları
Yeryüzü kabartısının bir benzeri belli oranlar dâhilinde küçültülerek bir üç boyutlu model
Şekil 29. Afrika kıtasının rölyefini gösterir harita.
28
üzerinde gösterilmektedir. Bu tip haritalar kabartının anlaşılması için en kullanışlı haritalardır.
Rölyefin birebir aynısı olma özelliği taşımaktadırlar. Maliyetinin oldukça yüksek olması,
1/250.000’den büyük ölçeklerde taşınmasının ve saklanmasının bir hayli zor olması bu tip
haritaların kullanımı sınırlandıran etkenlerden sadece bir kaçıdır.
Özellikle bilişim teknolojilerinde yaşanan son gelişmeler nedeniyle bu tip haritaların yerini
düzlem üzerinde üç boyut gösterme özelliği olan haritalar almaktadır. Coğrafi bilgi sistemleri
yazılımları bu efekti sağlamaktadırlar. Bu tip üç boyutlu haritalar, kabartma haritalar kadar
olmasa da topografyanın gösteriminde oldukça etkili bir şekilde kullanılabilmektedir (Şekil
30).
Şekil 30. Bir birikinti konisinin üç boyut efekti ile hazırlanmış grafiği.
4.3.2.5. Eşyükselti Eğrileri (İzohips) Yöntemi ile Çizilen Topografya Haritaları
Deniz seviyesine bağlı olarak eş yükseltiye sahip noktaların birleştirilmesiyle oluşan eğrilerin
çizilmesiyle yapılan topografya haritalarıdır. Topografya haritalarında en çok kullanılan
yöntemdir. Bu yöntem ile rölyef üzerinde aynı yükseltiye sahip olan noktalar değerleriyle
29
birlikte belirtilmiş olur. Farklı yükseltilerdeki noktaları birleştiren eğrilerin dağılımının sık
veya seyrek olması rölyefin özelliklerini harita üzerinde açıkça gösterilmesini sağlar. Eş
yükselti eğrileri belli bir seviyeden başlayarak, belirli aralıklarla çizilir. Eş yükselti eğrileriyle
çizilen topografya haritalarında “0” metre eğrisi deniz kıyılarını çevrelemektedir (Şekil 31).
Eşyükselti Eğrilerinin Temel Özellikleri
1. İç içe kapalı eğrilerdir, birbirlerini kesmezler.
2. Yeryüzü şekillerinin biçimlerini ve yükseltilerini gösterirler.
3. En geniş izohips eğrisi en alçak yeri, en dar izohips eğrisi en yüksek yeri gösterir.
4. Bir eğrinin geçtiği her noktada yükselti aynıdır.
5. Ardışık iki eğri arasındaki yükselti farkı haritanı tamamında birbirine eşittir. İzohipsler
eşit yükselti aralıklarıyla çizilir. Buna Ekidistans ya da Eküdistans denir.
6. Sıfır metre eğrisi kıyı çizgisini gösterir.
7. Çukur alanlar dışında her izohips kendisinden daha yüksek izohipsi çevreler.
8. Birbirini çevrelemeyen komşu iki izohips eğrisinin yükseltisi aynıdır.
9. İzohips eğrilerinin sık geçtikleri yerde eğim fazla, seyrek geçtikleri yerde ise eğim azdır.
10. İzohips eğrileri akarsu vadilerinde yükseltinin arttığı yöne doğru ‘V’ şeklini alırlar.
11. Akarsuların ya da kuru dere yatakları vadilerinin her iki yanındaki izohipslerin
yükseltileri aynıdır.
12. Çukur yerler genellikle ok (→) işareti ile gösterilir ya da izohips içi taranır.
Eşyükselti eğrileri kullanılarak çizilen topografya haritalarının kolay okuna bilmesi için
eğrileri üç farklı kategoride değerlendirmek mümkündür. Bunlar:
Şekil 31. Eşyükselti eğrileri kullanılarak çizilmiş topografya.
30
• Ana eğri
• Eğri
• Ara eğridir (Şekil 32).
Eş yükselti eğrileri kullanılarak çizilen topografya haritalarında sıfır metreden başlayarak
her beşinci (50 ya da 100 metrede bir) daha koyu, kalın çizilen ve üzerine yükselti değeri
yazılan izohipse “ana izohips” (ana eğri) denilebilir. Böylesi bir gösterimin temel sebebi
yükselti hesaplama da kolaylık sağlamasıdır.
Bunun dışında eğer haritacı gerek duyarsa eş
yükselti aralığının (eküdistansın) yarısı kadar olan
yükseltileri de kesik çizgilerle gösterir. Bu gösterim yer
şekillerinin daha belirginleştirilmesine hizmet
etmektedir. Kesik çizgilerle gösterilen bu izohipse ara
izohips ya da ara eğri denilebilir.
Bu ikisi dışında kalan tüm eşyükselti eğrileri ise eğri
olarak adlandırılabilir.
Şekil 32. İzohips türleri.
31
5. Eş Yükselti Eğrileri İle Yeryüzü Şekillerinin Gösterilmesi
5.1. Tepe
İç içe kapalı eğrilerin zirve noktasına kadar sürekli bir eğim güderek yükseldikleri
gözlemlenmektedir (Şekil 33). Genellikle harita
üzerinde tepenin zirvesi bir nokta ile gösterilir ve
yükselti değeri yazılır.
5.2. Vadi Eş yükselti eğrileri vadilerde V şeklini alırlar. V’nin kök bölümü yükseltinin arttığı yönü
gösterir (Şekil 34). “V” vadi (genç vadi) denilen vadilerin topografya haritasında
bulunmasında her hangi bir sorun yaşanmaz
genellikle “U” vadi (tabanlı vadi) fark edilmesi
zordur.
5.3. Boyun
Su bölüm çizgisinin iki tepe arasında kalan en alçak yeridir (Şekil 35). Bel, belen, geçit, aşıt
olarak da bilinmektedir. Topografya haritası
üzerinde iki zirve arasında eş yükseltiye sahip iki
komşu izohipsin ortasından geçer.
Şekil 33. İzohipslerle bir tepenin gösterilmesi.
Şekil 34. İzohipslerle vadinin gösterilmesi.
Şekil 35. Boyunun izohipslerle gösterimi. A-B noktaları iki tepe ve C noktası bir boyundur.
32
5.4. Sırt
İki yamacın birleştiği yüksek kesimleridir. Su bölüm çizgisini oluşturlar. Vadiler gibi harita
üzerinde “V” şeklini oluşturlar, “V”nin ağzı yükseltinin arttığı yöne doğrudur (Şekil 36).
5.5. Yamaç
İki düz alan arasındaki eğimli arazidir. Bu alanlarda eşyükselti eğrilerinin sıklaşmasıyla
kendilerini göstermektedirler (Şekil 37).
Şekil 37. X ve Y iki farklı yamaçtır. X daha dik Y ise görece daha az eğimlidir.
5.6. Delta
Akarsuyun ağzından denize doğru çıkıntı yapan yeryüzü şekilleridir. İsmini yunanca Δ
harfinden almaktadır. Yapısal bir takım şekillerle
karıştırılmamalıdır. Bu delta şeklinin arkasında bir
akarsu aranmalıdır (Şekil 38).
Şekil 36. İzohipslerle sırtın gösterimi. A-B noktaları arasında kalan alan bir sırttır.
Şekil 38. Bir deltanın izohipsler kullanılarak gösterimi.
33
5.7. Birikinti konisi ve yelpazesi
Akarsuların eğimli bir araziden daha az eğimli (görece düz) bir alana ulaştığı ya da yan kolun
ana akarsuya ulaştığı alanlarda oluşan yelpaze şekilli birikimlerdir. Eğim aşağı “V” şeklinde
giden izohipslerin delta şeklinde açılması olarak topografya haritasına yansır (Şekil 39).
Şekil 39. Birikinti konisinin izohipsler kullanılarak gösterimi.
5.8. Plato
Akarsu vadileri tarafından çevrelenen görece düz alanlar olarak karşımıza çıkan platolar,
izohipslerle çizilmiş topografya haritalarında görece düz ve çevresindeki vadilerin ortasında
bir kabartı olarak gösterilmektedir (Şekil 40).
Şekil 40. Platonun, eşyükselti eğrilerikullanılarak gösterimi.
34
6. Haritalar Üzerinde Gerçekleştirilen Hesaplamalar
aritaların kullanım amaçlarına uygun olarak üzerlerinde pek çok hesaplama ve
analizi yapılabilmektedir. İster makro ölçekte olsun sterse de mikro ölçekte olsun
yeryüzünün insan faaliyetleri açısından sağlıklı bir şekilde kullanımı açısından
harita üzerinde gerçekleştirilecek uzamsal analizlerin gerekliliği tartışılmazdır. En
basitinden harita üzerinden gideceğimiz yeri ve yönü bulma ya da yaşadığımız yerin dünya ve
Türkiye’de nerede olduğunu, bu alanının neden bir yaşam alanı olarak karşımıza çıktığını
sorgulamak amacıyla harita üzerinde bir takım analizler ve hesaplamalara ihtiyaç
duymaktayız.
Harita üzerinde bir takım çıkarımlar yapabilmek için temel bazı ölçümleri gerçekleştirmek
gerekmektedir. Burada haritalar üzerinde gerçekleştirilecek temel bir takım hesaplamalar
üzerinde durulacaktır.
6.1. Harita Ölçeği Hesaplama
Yukarıda harita ölçeği konusunda ayrıntılı bilgiler ve örnekler verildiğinden dolayı burada bir
kez daha yinelemeye gerek duyulmamaktadır (bak. S.21). Tüm haritalar belli bir oranda
küçültülerek çizilmiştir ve bu oran harita uzunluğunun gerçek uzunluğa bölünmesi yoluyla
bulunabilmektedir.
Ölçek = Harita Uzunluğu / Gerçek Uzunluk
Dolayısıyla gerçek uzunluğu bir mesafenin haritada ne kadar bir uzunlukla gösterildiği
ölçülerek elimizdeki haritanın ölçeğini hesaplamak zor olmayacaktır. Bu anlatılanları bir
örnekle açıklayacak olursak;
Örnek: Bir Türkiye Fiziki Haritasında Sinop Burnu ve İğne Ada Burnu arası 30 cm ile
gösterilmektedir. Bu mesafenin gerçek uzunluğu (kuş uçuşu) 300 km olduğuna göre bu
haritanın ölçeği kaçtır?
Harita Ölçeği = HU/GU
= 30 / 30.000.000
= 1/ 1.000.0000
35
6.2. Gerçek Uzunluk Hesaplama
Çoğu zaman insanlar çok kullandıkları yolların ne kadar uzunlukta oldukları bilmektedirler.
Bunun yanı sıra bilimsel bir takım araştırmalar, analizler ya da en basitinden rekreasyon
(dinlenme), gezip görme amaçlı gerçekleştirilen seyahatlerde gideceğimiz yerin uzaklığı gibi
birtakım hesaplamalar haritalar üzerinde yapılabilmektedir.
Gerçek uzunluk = Harita uzunluğu X Ölçek paydası
Bu noktada haritalarda doğrular şeklinde ölçülmesinde sakınca olmayan kuş uçuşu
mesafelerde her hangi bir zorluk yaşanmamaktadır. Bu noktada bir cetvel kullanımı ile harita
uzunluğu ölçülmekte, ölçek paydası ile çarpılması sonucu gerçek uzunluk bulanabilmektedir.
Örnek: 1/25.000 ölçekli bir jeomorfoloji haritasında, 7,75 cm ile gösterilen bir buzul
vadisinin uzunluğu ne kadardır?
Gerçek uzunluk = HU X Ölçek paydası
= 7,75 X 25.000
= 193.750 cm
= 1,9375 km
Bu tip ölçümlerde asıl sorun yaratan konular eğri
oluşturan mesafelerdir. Burada kullanılabilecek
birkaç yöntem bulunmaktadır. Bunlardan ilki bir ip
ya da tel kullanılarak bu eğrinin üzerinden geçerek
harita uzunluğunun hesaplanmasıdır. İkinci ise bir
Curvimetre (kürvimetre) kullanmaktır. Bu alet
haritalar üzerinde eğriler şeklindeki mesafelerin
ölçümü için kullanılmaktadır (Şekil 41). Bir
eğrinin harita uzunluğu ölçmekteki bir diğer yöntem bunu daha küçük doğru parçalarına
bölerek bu parçaların uzunluğunu toplanması olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu parçaların bir
pergel aracılığıyla ölçülmesi sonucu uzunlukları bulunacaktır. Eğrilerin ölçülmesi esnasında
dikkat edilmesi gereken nokta hem gidiş hem de geliş için ayrı ölçümler yapılması ve bu
sayede doğruluğunun kontrol edilmesi gerekmektedir.
Şekil 41. Curvimetre.
36
6.3. Harita Uzunluğunun Hesaplanması
Gerçek uzunluğunun bilindiği ve harita ölçeğinin bilindiği alanlarda harita uzunluğunun
ayrıca başka bir araç kullanılarak hesaplanmasına gerek yoktur. Özellikle harita çizimleri
esnasında çizim alanımızın ayarlanması gibi bir takım düzenlemeleri yapmamızda kolaylık
sağlamaktadır.
Harita uzunluğu = Gerçek uzunluk / Ölçek paydası
Örnek: Gerçek uzunluğu 125 km olan bir akarsuyun 1/800.000 ölçekli bir hidrografya
haritasında ne kadarlık bir eğri ile gösterilmesi gerekmektedir?
Harita uzunluğu = Gerçek uzunluk / Ölçek paydası
= 12.500.000 / 800.000
= 15,625 cm
6.4. Harita Alanı Hesaplama
Gerçek yüzölçümü bilinen her hangi şeklin ya da alanın harita üzerinde ne kadar bir alan
kapladığını hesaplamak içim:
Harita alanı = Gerçek yüz ölçüm / (Ölçek paydası)2
formülü kullanılır. Bu hesaplamada dikkat edilmesi gereken alanın yüzölçümü ile ölçek
paydasının aynı birim olmasıdır.
Örnek: Gerçekte 100 km2 yüzölçümü olan kızılçam ormanları 1/500.000 ölçekli bir bitki
örtüsü haritasında kaç cm2 olarak gösterilir?
Harita alanı = Gerçek yüz ölçüm / (Ölçek paydası)2
= 10.000.000 / 500.0002
= 4 cm2
Unutulmaması gereken bir konuda bu alanın mutlaka geometrik bir şekilde olmayacağıdır.
Yeryüzünde kusursuz geometrik şekli olan yerşekli sayısı yok denecek kadar azdır. Örneğin
orman yangınlarından etkilenen bir alanının harita üzerinde gösterilmesi gerektiğinde
sınırlarında çok iyi bir şekilde bilinmesi gerekmektedir.
6.5. Yüzölçümü Hesaplama
37
Haritada kapladığı alan bilinen bir yerin gerçekteki yüzölçümünü hesaplamak için
kullanılacak formül:
Gerçek alan = Harita alanı X (Ölçek paydası)2
olarak karşımıza çıkmaktadır.
Örnek: 1/25.000 ölçekli bir topografya haritasında, 4 cm2 olarak gösterilen bir gölün gerçek
alanı ne kadardır?
Gerçek alan = Harita alanı X (Ölçek paydası)2
= 4 X 25.0002
= 2.500.000.000 cm2
= 25.000 km2
Yüzölçümü hesaplamasında asıl zor olan nokta haritadaki alanın ölçülmesidir. Daha öncede
belirttiğimiz gibi gerek yeryüzü şekilleri gerekse de diğer bir takım coğrafi (beşeri ve
ekonomik coğrafya) unsurlar kusursuz geometrik şekilleri olarak karşımıza çıkmamaktadır.
Örneğin herhangi bir idari bölünüş haritasında çizilmiş bir ilçenin şekli tam bir kare ya da
daire gibi geometrik şekillerden oluşmayacaktır. Burada hatırlanması gereken idari sınırların
yerşekilleri kullanılarak çizildiğidir. Su bölüm çizgileri, akarsu vadileri gibi yerşekillerine
bağlı olarak sınırlandırılan alanların haritada kapladığı sahayı ölçebilmek için çeşitli
tekniklere ihtiyaç bulunmaktadır.
6.5.1. Kare Yöntemi ile Yüzölçümü Hesaplama
Bu yöntemde harita alanı hesaplanmak istenen alan karelere bölünür ve kapladığı kare sayısı
toplanarak hesaplanır (Şekil 42). Bu yöntemde şeffaf milimetrik kağıtlar kullanılması en
uygun yöntemedir.
38
Şekil 42. İznik gölünün kare yöntemiyle ölçülen harita alanı. Bu ölçümle yapılan hesaplama sonrasında İznik Gölünün yüzölçümü 308 km2 bulunmuştur. 6.5.2. Şerit Yöntemi ile Yüzölçümü Hesaplama
Ölçülmek istenen alan birbirine paralel şeritler kullanılarak bölünür (Şekil 43). Oluşturulan
dikdörtgenlerin hesaplama yapmakta kolaylık sağlaması gerekliliği göz önünde
bulundurulmalıdır. Örneğin 1/100.000 ölçekli bir harita da şeritlerin eninin 1 cm olması her
bir şeridin eninin 1 km.lik bir gerçek uzunluğa denk geldiğini göstermekte bu da oldukça
kolay bir hesaplamaya olanak sağlamaktadır. Şeritlerin uzunlukları ölçülerek alanları bulunur.
Toplamları harita alanını verecektir.
6.5.3. Geometri Yöntemi ile Yüzölçümü Hesaplama
Bu yöntemde ölçülmek istenen alan kenarlarda mümkün olduğu kadar az yer bırakılarak
geometrik şekillere bölünür. Bu şekillerin hesaplanması ile alanın yüzölçümü hesaplanır
(Şekil 44).
Şekil 43. İznik Gölünün şerit yöntemiyle ölçülen harita alanı. Bu ölçümle yapılan hesaplama sonrasında İznik Gölünün yüzölçümü 302 km2 olarak bulunmuştur.
39
Şekil 44. İznik Gölünün yüzölçümü 301 km2 olarak hesaplanmıştır. 6.6. Eşyükselti aralığı (Eküdistans) Hesaplama
Eşyükselti aralığı genellikle topografya haritalarının işaretler bölümünde gösterilmektedir.
Bunun yanı sıra kimi topografya haritalarında eküdistans için standartlar bulunmaktadır
(Tablo 4). Bunların dışında eğer harita üzerinde eküdistansa dair her hangi bir bilgi yok ise
hesaplamanın iki yolu bulunmaktadır.
Tablo 4. Farklı ölçekli topografya haritalarında kullanılan eküdistans.
Ölçek Eküdistans Ölçek Eküdistans
1: 1000 0,5-1m 1:50.000 20-25 m
1:5000 2,5-5 m 1:100.000 25-50 m
1:10.000 5-20 m 1:200.000 30-50 m
1:25.000 10-20 m 1:800.000 100-250 m
Birinci yükseltisi harita üzerinde gösterilen iki eşyükselti eğrisi (ana eğri) bulunur.
Birbirlerine olan yükselti farkları hesaplanır. Bunlar arasında kalan izohips sayısı toplanarak 1
çıkartılır ve yükselti farkına bölünür.
40
İkinci olarak yine yükseltisi harita üzerinde gösterilen iki eşyükselti eğrisi (ana eğri)
bulunur. Yükselti farkı hesap edilir. Bu iki izohips arasında kalan boşluklar (yükselti
basamakları) toplanır ve yükselti farkına bölünür.
Şekil 45
Örnek 1: Aşağıda verilen haritada okla gösterilen ana eğrilerden yüksektekinin değeri 2.200
metre, daha alçakta olanın yükselti değeri ise 2.150 metredir. Öyleyse bu iki eğri arasında
2.200 – 2.150 = 50 metre yükselti farkı vardır. Her iki eğri arasında kalan yükselti
basamaklarını saydığımızda (eğriler arasındaki boşlukları) 5 olduğunu görürüz. Dolayısıyla
50 / 5 = 10 metre olduğunu göre bu haritanın eküdistansı 10 metredir.
6.7. Eğim hesaplama
Genellikle yeryüzü şekilleri üzerine ulaşımla ilgili ve/veya ekonomik faaliyetler
gerçekleştirilmeden önce bu faaliyete konu olan sahanın eğim haritaları çıkarılmak
Şekil 45
41
zorundadır. Gerek yer tercihlerinde gerekse de fayda-maliyet analizlerinde bu tip haritalara
ihtiyaç duyulmaktadır. Bu haritaların çiziminde kullanılan formül ise:
E = ( h/l ) X 100
burada E eğim, h iki nokta arasındaki yükseklik farkı, l ise iki nokta arasındaki kuş uçuşu
uzaklıktır (Şekil 46).
Şekil 45.
h’nin ölçülmesi için topografya haritasındaki eşyükselti eğrilerinin yükselti değerleri ya da
harita üzerinde belirtilmiş yükselti değerleri kullanır. l’nin hesaplanması ise aynı topografya
haritasında gösterilen uzaklığın ölçülmesi ile gerçekleşir.
Eğimin yüzde cinsinden verilmesi kuş uçuşu 100 metre gidildiğinde yükseltinin kaç metre
artacağını ya da azalacağını göstermektedir.
Eğer eğim açı cinsinden hesaplanmak isteniyorsa iki nokta arasındaki yükseklik farkının
(h), iki nokta arasında kuş uçuşu uzaklığa bölünmesi ve ortaya çıkan
rakamın bir trigometrik cetvel ararcılığıyla
tanjantının bulunması gerekmektedir.
Üçgende bir açının karşı dik kenarının, komşu
dik kenara oranı açının tanjantına eşittir (Şekil
46).
tan α = h / l
Şekil 46.
42
Örnek: Aşağıda verilen 1/25.000 ölçekli topografya haritasında (Şekil 47) Yüksekeşme Tepe
ve Avaraslar Deresi arasındaki eğim ne kadardır?
h = 2192 – 1870 l = 4 cm
= 322 m = 4 X 25.000
= 100.000 cm
= 1000 m
E = (322/1000) X 100 E = h / l
Şekil 47.
43
= % 32,2 = tan 0,322
= 18°
6.7. Profil Çıkarma
Eşyükselti eğrileri ile çizilen topografya haritalarında yerşekillerine dair bir takım yorum ve
analizlerin yapılabilmesi için uygun sahaların profilinin elde edilmesi gerekmektedir.
Çıkarılacak profiller sayesinde topografyanın ana karakteri ortaya konmaya çalışılacaktır.
Profil kelime anlamı olarak yandan görünüş karşılığına gelmektedir. Coğrafi anlamda
profilden bahsettiğimizde dikey bir düzlemin topografya yüzeyi ile kesiştiği noktalardan
geçen bir hat olarak algılanabilir.
Topografya haritalarından elde edilen profiller yeryüzü şekilleri konusunda ayrıntılı bilgi
sahibi olmamızı sağlamaktadır. Çıkarılan profil eğer yumuşak hatlara sahip olmasının yanında
çok fazla girinti çıkıntı yapmıyor ise, bu alanın daha engebesiz, daha düz bir alan olduğunu
anlarız. Bunun tersi durumlarda ise oldukça engebeli ve fazlaca süreç yaşanmış bir alanın
topografya haritasına sahip olduğumuzun bilincine varırız. Bu açıklamadan da anlaşılacağı
gibi profil topografya şekillerinin yandan bakıldığındaki görünüşünü bize vermekte ve arazi
hakkında temel bir izlenim yaratmaktadır. Profil çıkarırken izlenecek yollar şunlardır (Şekil
48):
1. Profil çıkarmanın ilk işlemi bu iş için en uygun hat ya da hatların tercih edilmesidir.
Tercih edilen bu hat harita üzerine çizilir.
2. Harita üzerindeki hat uzunluğunda bir kâğıt şerit oluşturulur. Üzerinde işaretleme
yapmaya uygun bir genişliğinin olmasına dikkat edilir. Şerit halindeki kâğıt haritadaki
hattın üzerine konur ve soldan başlayarak izohipslerin kâğıdı kestiği noktalar
çentiklerle işaretlenerek, izohipslerin yükselti değerleri yazılır.
3. Milimetrik kâğıda haritada seçmiş olduğumuz hat uzunluğunda bir çizgi çizilir. Bu
profilimizin ufuk düzlemi oluşturacak şekilde yatay çizilmelidir. Topografyanın en
yüksek ve alçak yeri ve ayrıca yükselti basamakları dikkate alınarak bir yükseklik
ölçeği belirlenir. Buna göre bir dikey çizgi çizilir.
44
4. Kâğıt şerit yatay çizginin üzerine konulur. Her bir izohipsin karşılık geldiği çentik
yüksekliğine bağlı olarak noktalar koymak yoluyla milimetrik kâğıda aktarılır.
Milimetrik kâğıt üzerinde farklı yükselti değerlerine karşılık gelen noktalar oluşacaktır.
5. Ortaya çıkan noktaları hafif eğimli olarak birleştirilir. Kırık hatlardan ve keskin
çizgilerden kaçınılır. Bir profil elde edilmiş olunur.
6. Eğer profil hattı üzerinde vadi, tepe ya da mevki isimleri var ise bunlar profil üzerine
yazılır. Profilin iki ucuna yönleri yazılır.
Şekil 48.
45
8.Grafikler
Grafik kelimesi Yunanca tasvir etmek, çizerek anlatmak anlamına gelen “Graphien”
kelimesinden gelmektedir. Ülkemizde kullanımı daha çok istatistikî bilgilerin yorumlanması
amaçlı hazırlanan çeşitli çizimleri içermektedir. Özellikle günümüzde olguların
değerlendirmesi, her türlü sosyal, ekonomik ve bilimsel faaliyetin gerçekleştirilmesi esnasında
ortaya pek çok değişken ve bu değişkenlerle ilgili pek çok veri çıkmaktadır. Bunların
derlenmesi ve düzenlenmesi için istatistik bilimine ihtiyaç duyulmaktadır. Verilerin
toplanması, derlenmesi, düzenlenmesi ve bilimsel bir takım yöntemler kullanılarak anlamlı bir
sonuca ulaştırılması işi istatistiğin çözmeye çalıştığı problemlerin özünü oluşturmaktadır.
Tüm bu elde edilen verilerin sonuçlarının ortaya konması iki şekilde olabilir. Bunlardan
biri tablolar diğeri de grafikler yardımı ile sonuçların ilgililere aktarılmasıdır. Tablolarla
aktarım sadece kelimelere dayalıdır ve hacmi fazla olan verilerin sonuçların aktarılmasında
kullanımı daha çok tercih edilmektedir. Bunun yanı sıra sonuçların daha çok görselliğe dayalı
ve dolayısıyla daha etkin aktarımında grafikler iyi bir tercih olacaktır. “Bir resim bin kelimeye
bedeldir” sözü grafikle gösterim konusunda oldukça geçerlidir.
8.1. Grafik Özellikleri
Grafiklerin gerek hazırlanması esnasında gerekse de hazır bir grafiğin okunması (analiz
edilmesi) sırasında dikkat edilmesi gereken bir takım unsurlar bulunmaktadır.
8.1.1. Eksenler
Grafikler 2 ya da 3m boyutlu olarak hazırlanabilir. 2 boyutlu grafiklerde 2 eksen
bulunmaktadır. Genellikle bunlara “x” ve “y” ekseni denilmektedir (Şekil 49). x eksenine
genellikle serbest değişkenleri (ör; zaman birimleri), y eksenine ise bağlı değişkenleri
yerleştirmek gerekmektedir (boy, kilo, sıcaklık, yağış).
Şekil 49. X ve y eksenlerinin yapısı
46
8.1.2. Grafik ölçeği
Grafiğin anlaşılır olması ve kolay okunabilmesi açısından seçilecek ölçek oldukça önemlidir.
Verilerin özelliğine bağlı olarak en uygun ölçeğin seçilmesine dikkat edilmelidir (Şekil 50).
Ankara Mİ Ortalama Sıcalığı
-5
0
5
10
15
20
25
30
35
Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık
Aylar
C d
erece
Ankara Mİ Ortalama Sıcalığı
-40
0
40
Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık
Aylar
C d
erece
Şekil 50. iki farklı düşey çlçekle çizilmiş Ankara ortalama sıcaklık grafiği.
X ve y eksenlerinde hangi noktaların işaretlenmesi gerektiği bu ölçek tarafından
belirlenecektir. Ölçeğin oluşmasında çeşitli istatistiki değişkenlerden (ortalamalar, satandart
sapma) yararlanabilinir.
8.1.3. Verilerin grafiklere aktarılması
Seçilen grafik türüne bağlı olarak verilerin gösterimi de farklılaşmaktadır. İki eksenli bir
grafikte bağlı değişkenlerin y eksenine bağımsız değişkenler x eksenine aktarılmalıdır.
Ör: Aşağıdaki tabloda Ankara İli Meteoroloji İstasyonunun 1930-2002 yılları arasında
ölçülen aylara göre ortalama sıcaklık değerleri verilmektedir.
Tablo 5 Ay Sıcalık Co
Ocak 0
Şubat 1,5
Mart 5,6
Nisan 11,1
Mayıs 15,8
Haziran 19,8
Temmuz 23,2
Ağustos 23
Eylül 18,5
Ekim 12,8
Kasım 7
Aralık 2,4
Bu verilerden zamanı gösteren birimler (aylar) x eksenine, sıcaklık değerleri de y eksenine
aktarılmalıdır (Şekil 51).
47
Eğer bunun tersine bağımlı değişkenler x, bağımsızlar y eksenine aktarılacak olursa ortaya
anlamsız bir tablo çıkacaktır (Şekil 52).
0
2
4
6
8
10
12
14
0 1,5 5,6 11,1 15,8 19,8 23,2 23 18,5 12,8 7 2,4
Seri 1
Şekil 52. X ve y ekseninin yanlış kullanımı.
Bunun dışında daire ve pasta grafik gibi bir bütünün içinde belli verilerin ne kadarlık paya
sahip olduğunu gösteren grafikler de verilerin gösterilmesinde farklı bir yöntem
kullanılmaktadır.
Ankara Mİ Uzun Yıllık Ortalama Sıcaklık (1930-2002)
0
5
10
15
20
25
Aylar
C
Ortalama Sıcaklık
Ortalama Sıcaklık 0 1,5 5,6 11,1 15,8 19,8 23,2 23 18,5 12,8 7 2,4
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13
Şekil 51. Ankara Meteoroloji İstasyonunun çok yıllık ortalama sıcaklık
48
Bu durumda ilk önce bütünün matematiksel değeri hesaplanmalı ve tek tek diğer verilerin bu
bütün içindeki payı (genellikle yüzde cinsinden) hesaplanmalıdır. Daha sonra bu yüzdelik
değerlerin açı cinsinden neye karşılık geldikleri bulunmalıdır. Bir iletki kullanılarak daire
içine bu açılar işaretlenmelidir.
Ör: 2003 yılı ÖSS sınavına 1.517.000 aday katılmış, bunların sonuçları ise aşağıdaki tabloda
verilmiştir.
Tablo 6. 2003 ÖSS'de adayların durumu. Yerleşemeyen 910200 Açık Öğretim 288230 Önlisans 151700 Lisans 166870
Buna göre adayların yüzde cinsinden durumu aşağıdaki tabloya aktarılabilir.
Tablo 7. 2003 ÖSS'de adayların durumu. Yerleşemeyen 60 Açık Öğretim 19 Önlisans 10 Lisans 11
Dolayısıyla bu yüzdelik dilimleri açı cinsinden yazacak olursak aşıdaki tabloya ulaşırız.
Tablo 8. 2003 ÖSS'de adayların durumu.
Yerleşemeyen 216
Açık Öğretim 68,4
Önlisans 36
Lisans 39,6
Bir daire çizerek elde ettiğimiz açı cinsinden değerleri bunun üzerine işaretleyebiliriz.
Merkeze çizgiler çizerek ayırdığımız dilimleri farklı tarayarak ya da boyayarak daire
grafiğimizi ortaya çıkarırız (Şekil 53).
49
Yerleşemeyen60%
Açık Öğretim19%
Önlisans10%
Lisans11%
Şekil 53. 2003 ÖSS'de adayların elde ettiği sonuçlar.
8.2. Grafik Türleri
Burada özellikle gerek bilimsel çalışmalarda gerekse de günlük hayatımızda sıkça
karşılaştığımız bir takım grafiklerin belli başlı özellikleri ve hazırlanış şekilleri ortaya
konacaktır.
8.2.1. Basit Grafikler
Sadece bir tür değişkenin gösterildiği grafiklere basit grafik denilmektedir.
8.2.1.1. Çizgi Grafik
Çizgi grafik genellikle belli bir bağımsız değişkenin içerisinde (zaman) bağımlı değişkenlerin
ne tür bir eğilimlerinin olduğunu göstermek için kullanılmaktadır. Bir x bir de y eksenine
sahiptir. Sadece verilerin zaman içinde ne tür (olumlu-olumsuz) değişimler gösterdiğini ortaya
koymaktadır. Genellikle sıcaklık, döviz kurları, borsa işlemleri gibi oldukça değişken verilerin
gösteriminde oldukça basit ama kullanışlı bir grafiktir (Şekil 54).
50
Şekil 54. Türkiye'de enflasyon.
8.2.1.2. Sütun Grafik
Süreğen olmayan, belli bir neden sonuç ilişkisine dayanmayan ya da bu ilişki bariz bir şekilde
açıklanamayan, niteliksel verilerin gösteriminde kullanılmaktadır. Yağış, insanların boş
zamanlarını geçirme alışkanlıkları, boyları, kiloları gibi verilerin gösteriminde özellikle
oldukça kullanışlıdır (Şekil 55).
Haritanın işevi
0
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
Yol bulma Yer bulma Topografya analizi Sosyo-ekonomik coğrafya
Haritanın işevi
Şekil 55. SBÖ II. sınıf öğrencilerine göre haritanın işlevleri (2007).
51
8.2.1.3. Daire-Pasta Grafik
Bir bütünü oluşturan parçaların ne karlık payı olduğunu izah etmek için kullanılan bir grafik
türüdür. Seçim sonuçları, sektörlerin üretimdeki payı gibi verilerin gösterilmesi sıkça
başvurulan bir grafik türüdür (Şekil 56).
Bu dersi isteyerek mi seçtiniz?
7; 39%
11; 61%
Evet Hayır
Şekil 56. SBÖ öğrencilerinin Harita ve Grafik Analizleri dersini seçme şekilleri (2007).
8.2.2. Bileşik Grafikler
Birden fazla verinin bir arada gösterildiği grafik türleri olarak karşımıza çıkmaktadır (Şekil
57). X ve y eksenlerinde iki farklı ölçek kullanımı bu tip grafiklerin anahtar noktalarından
biridir. Ölçekler iki farklı aralıkla belirlenmeli ve grafik ona göre hazırlanmalıdır.
52
İzmir Mİ Çok Yıllık Ortalama Yağış ve Sıcaklık
0
20
40
60
80
100
120
140
160
180
ocak şubat mart nisan mayıs haziran temmuz ağustos eylül ekim kasım aralık
Aylar
mm
0
5
10
15
20
25
30
C
Ortalama yağış Ortalama sıcaklık
Şekil 57. İzmir Meteoroloji İstasyonunu çok yıllık ortalama sıcaklık ve yağışının bileşik grafiği.