Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
-
Upload
seniolanyenilgi -
Category
Documents
-
view
229 -
download
0
Transcript of Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 1/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
Haksöz Dergisi - Sayı: 175 - Ekim 05
Tasavvuf ve Sapmalar
Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
Hallâc-ı Mansur1, kimilerine göre sâdık yani iyi bir mümin, kimilerine göre de z ındık birisidir. Buçalışmada, onun hayatını, felsefesini ve sihirle ilişkisini öze tle ortaya koymaya çalışacağız.
A. Hallâc Hakkında Genel Bilgiler
Ataları Zerdüşt olan Hallâc-ı Mansur 858 yılında İran'ın Fars eyaletindeki Beyza'nın kuzeydoğusunda
doğdu. Karmatîlerin2 lideri Cennâbî ile ilişkileri vardı. Bağdat'ta Cüneydi Bağdadi'nin sohbetlerine birsüre katılsa da sorularını samimi bulmayan Cüneydi Bağdadi, rahatsızlık duyup onu sohbetindenuzaklaştırdı. (Uludağ, XV, 377)
Her seviyeden insanı celp edecek ve kendisine hayran bırakacak şeyler sergiliyordu. Bu yüzdenSünni Müslümanlara göre o Sünni, Şiilere göre de Şii idi. (İbnu Teymiyye, 39) Hallâc'ın kendisine
mahsus bir kısmı şeytani ve nefsanî ve bir kısmı da şöyle ya da böyle şeriata uygun düşebilecekibadet ve riyaze tleri ve tasavvufi halleri vardı ama Allah'tan korkan ermiş bir kişi değildi. (İbnuTeymiyye, 26)
Onaylanması mümkün olmayan sözleri vardı. Sözgelimi, "Ben de şu Kur'an gibi bir eser yazabilir veonun gibi söz söyleyebilirim." diyordu. (İbnu Teymiyye, 38) İbadetleri ortadan kaldıracak sözlerisöylüyordu: "Âşık, hevanın kemaline ulaşır, zikrin etkisine kapılıp zikrolunanı yitirdiği ve kendisineheva egemen olduğunda ariflerin namazının küfür olduğu gerçeğine tanık olur." (İbnu Teymiyye,1986: II, 297) Âriflerin tanrılaşabileceğini düşünüyordu. (Goldziher, 243)
Hulûliye inancına sahip (Mevlana Celaleddin Rumi'nin şeyhi Şems-i Tebrizî3 gibi) birisi olduğu veAllah'ın kendisine hulûl ettiği iddiasında bulunduğu gerekçesiyle 922 yılında mahkeme edildi. Ancakasılmasına gerekçe olarak gösterilen onun hacca da ir görüşüydü. Hallâc, "Hacca gidemeyen birkimse bulunduğu yerde bir ev yapsa, o evi Kâbe'yi tavaf eder gibi tavaf edip otuz yetime de belirttiğiölçüde sadakada bulunsa hac ibadetini yerine getirmiş olur." diyordu. (İbnu Teymiyye, 32) Bu
görüşünü4 fetva kabul eden ve bir süredir Hallâc'ı asma nedeni arayan vezir Hâmid b. el-Abbasonun bu görüşünden yola çıkarak, önce ellerini ve ayaklarını kestirmiş sonra da bedenini yaktırıp
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 2/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
küllerini Dicle nehrine savurma emri vermiş ve öldürülmesinin5 ardından da Hallâc'ın başı mızrağatakılarak Bağdat'ta gezdirilmişti. (İbnu'l-Esîr, VIII, 109-110)
Takipçilerinin Hallâc hakkında söylediklerinin aksine, öldüğü zaman kendisinden hiçbir keramet sadırolmadı. Yere akan kanının yerde Allah yazdığını veya öldürülünce Dicle suyunun kesildiğini
söyleyenler varsa da yalan söylüyorlardı. (İbnu Teymiyye, 35) Kaldı ki, kan necistir6 ve onunlaAllah'ın adını yazmak caiz değildir. (İbnu Teymiyye, 36) Hallâc, öldürülmeden önce tövbe ettiyse de
öldürülmesine karar verenler onun tövbesini kabul etmediler.7
B. Hallâc Sihri Kullandı mı?
Hallâc, Hindistan'a giderek orada çeşitli sihir oyunları öğrendi ve sihir hakkında bir kitap yazdı. Şöyleki: Bazı arkadaşlarını önceden meyve ve helva sakladığı çölde bir yere gönderir ve onlara "Bu çölortas ında ne istiyorsanız s ize getireyim." derdi. İçlerinden biri meyve veya bir tatlı isteyince,"Bekleyin!" der ve oraya gider, önceden hazırlanan ve saklanan helva ve meyveyi getirirdi. Tabii
orada bulunanlar bu durumu onun bir kerameti8 olarak görürlerdi. (İbnu Teymiyye, 39) Kimisi onun
Allah'ın bir veli kulu olduğuna inanırken kimisi de cezbeli, etrafındakileri kandırıcı, yalancı bir sihirbazve kâhin olduğunu, cinlerin ona başka diyarlardan meyve getirip verdiklerini söylemekteydi. (İbnu'l-Esîr, VIII, 108)
Hallâc, kış meyvesini yazın, yaz meyvesini de kışın bulup onlara getirtmiş, elini havaya kaldırıpindirdiğinde avucunun para dolu o lduğu görülmüştü. Bu paralar üzerinde "De ki Allah birdir."ibaresinin yazılı olduğu söylenirdi. Kendisi de bu paralara "kudret dirhemleri" adını veriyordu. Ayrıcahalka evlerinde yiyip içtiklerini, yaptıklarını anlatıyor ve içlerinden geçeni onlara söylüyordu. Onun buhallerinden dolayı birçok kimse ona aldanıp etrafında toplanmış ve üzerinde duracağımız hulûl
akidesine meyletmişlerdir. (İbnu'l-Esîr, VIII, 107)
C. Hallâc ve Hulûl İnancı
Hallâc'ın hulûl akidesi onun Nur-u Muhammedi anlayışıyla doğrudan ilişkilidir. Onun bu kavramı nas ılalgıladığına geçmeden önce hulûlun ne anlama geldiği ve farklı kültür ve dinlerde nasıl anlaşıldığınadeğinelim ardından da onun yaklaşımlarını ortaya koyalım:
1. Hulûl Nedir?
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 3/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
Hulûl, konup yerleşmek (Firuzâbâdî, 887) bir şeyi çözmek, bir yere intikal etmek anlamlarındamastardır ve isim şeklinde de kullanılır. Terim olarak da bir şeyin mevcudiyetinin diğerinin varlığıylaaynı olması anlamına gelir. (Demirci, XVIII, 340)
İslâm öncesi dinlerde hulûl inancı, ilk o larak animistik dinlerde ortaya çıkmış olmakla birlikte gerçekönemine özellikle Hinduizm ve Hıristiyanlık'ta kavuşmuştur. Bununla birlikte eski Mısır'dan Greklerekadar birçok kültürde görünmektedir. (Demirci, XVIII, 340) Sözge limi eski Mısır'da firavun genellikletanrı Horus'un bedenleşmiş hali olarak görülürdü. Greklerde de Zeus ve Artemis gibi tanrılar sık sıkhayvan bedeninde dünyaya gelirlerdi. Budizm'in Mahayana mezhebinde Buda adını alan ezelî veebedî kudret yeryüzünde Siddhartha Gotama'da bedenlenmiştir.
Hulûl inancının bir doktrin olarak ciddi manada önem kazandığı dinlerin başında tanrı Vişnu vediğerlerinin hayvan ve insan bedenine girerek indiğine inanılan Hinduizm gelmektedir. Bu kavramınönem kazandığı ikinci din Hıristiyanlıktır. Bu kavram için Hıristiyanlık dünyasında ulûhiyetin
bedenleşmesi anlamında enkarnasyon (incarnation)9 kelimesi kullanılır. Hıristiyanlığa göre Tanrı,insanlığı kurtarmak amacıyla İsa'nın kişiliğinde bedene bürünmüştür. Bir iman esası olarak kabul
gören bu anlayışın ilk izlerine Flipelilere Mektup'ta (2/6-11) rastlanır. Koloselilere Mektup (1/14-15)enkarnasyon fikrini İsa'nın "pre-existent (beşerî varlığından önceki) varlığı ile birleştirir. Yuhanna ise(1/1-5) İsa'nın pre-existent varlığını vurgulayarak (1/14) bu var oluş biçimini enkarnasyon inancı ileilişkilendirir. Matta (1/20-21) ve Luka'da (1/30-36) enkarnasyon fikri yoksa da Meryem'in bakireolarak İsa'yı doğurması inancı devreye sokularak İsa'daki ilahlığın varlığına vurgu yapılmakistenmiştir. (Demirci, XVIII, 341)
Liberal yorumlara göre Hıristiyanlıktaki enkarnasyon inancı, Grek geleneklerinden bölgedeki paganinançlara kadar uzanılan geniş bir kültürün etkisi altında gelişmiştir. Grekçe konuşan Yahudi-
Hıristiyan çevrelerde Yahudilikteki şahıslaştırılmış hikmet (hokma) anlayışının Grek felsefesindekilogos ile birleştirilmesi ilk önce İsa'nın pre-existent bir varlık olarak kabulüne yol açmıştır. Böylece birbakıma Yahudilikteki "ezelî Tevrat" anlayışı yerine Hıristiyanlıkta İsa konmuştur. Bu fikir muhtemelendaha sonraları Gentile Hıristiyanları arasında Tanrı'nın İsa suretinde bedenleştiği fikrine yol açmıştır.(Demirci, XVIII, 341)
Bu görüşün İslâm âleminde ilk ortaya atılışı ise halife el-Memun10 dönemine rastlar. İslâm âlemindeHıristiyanlarla uyum içinde olan bazı aşırı sapık gruplar da bu görüşü savunurlar. Allah'ın Hz. Ali'ye ve
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 4/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
onun soyundan imamlara hulûl ettiğini iddia eden Rafızîler ve Allah'ın evliya ve velilik mertebesineerdiğine inandıkları kimselere yani Hallâc, Yunus ve el-Hâkim vb. gibi kendi aralarından bazılarınahulûl ettiğine inanan bazı tasavvuf grupları bunlardandır. (İbnu Teymiyye, 1986: II, 190) Hulûliye,inancı günümüzde Nusayriler arasında hayatiyetini sürdürmektedir.
2. Hallâc'ın Hulûl Anlayışı
Hallâc'ın Nuru Muhammed inancı ilk yaratılışla dolayısıyla Hz. Âdem ile ilişkilidir. Onun, "Hak (yani
Allah) ezele/kendine baktı ve kendinden bütün sıfat ve isimlerini taşıyan yoktan bir suret çıkardı. Oda sonsuza kadar Allah'ın kendi suretini verdiği Âdem'dir.11 Âdem'i bu tarzda yaratınca yüceltti,onurlandırdı ve kendine seçti. Böylece Hakk'ın onun suretinde onda ve onunla ortaya çıkmasından
dolayı O oldu." şeklindeki sözleri onun Yeni Eflatunculuktan12 etkilendiği izlenimi vermektedir.(Sarmış, II, 44)
O, Peygamber (s)'in iki sureti olduğunu ilkinin onun ezelî, kadim nur olanı, ikincisinin de beşer birpeygamber olarak gönderilen olduğunu söyler. Bu teori daha sonra mutasavvıflar tarafındangeliştirilmiş ve tasavvufun önemli bir esası durumuna getirilmiştir. Hallâc yaratma ve dinlerle ilgilidüşüncelerini de bu nazariye bağlamında açıklamıştır. Bütün varlıklar ondan zuhur ettiğinden o aynızamanda varlığın kaynağıdır. O olmasaydı, hiçbir şey olmazdı. (Uludağ, XV, 378-379)
Yine, "Bütün varlıklardan ve âlemlerden önce o (Hz. Peygamber) vardı, hâlâ da vardır. Delil demedlul (delilin gerektirdiği şey) de odur. Hakka bağlı ve ondan ayrı değildir. Akledilenin dışında dadeğildir. Bütün ilimler onun denizinden bir damladır. Bütün zamanlar onun zamanından bir saattir. O,haktır ve hakikat onunladır. Vuslatta evveldir. Nübüvette ahirdir. Hakikat içinde ve marifet dışındadır.Hak onu halkına teslim etmedi çünkü kendisi O'dur ve ben O'yum, o da O'dur." (Sarmış, II, 45)
şeklindeki sözleri onun Kur'an-ı Kerim'in asla onaylamayacağı bir peygamber itikadına sahipolduğunu göstermektedir.
Görüldüğü gibi Hallâc'ın Nur-u Muhammed anlayışı Kur'an'dan delillendirilemeyecek bir anlayıştır vebaşka kültürlerden etkilenme sonucu ortaya konmuş bir felsefedir.
Hallâc, Allah'ın hulûl ettiği kimselerin içine kendisini de yerleştirir: "Eğer Allah'ı tanımıyorsanız eserini
tanıyınız. İşte o eser benim. Ben Hakkım.13 Çünkü ebediyen Hak ile Hakkım." Yine başka bir şiirindeşöyle der: "Ben sevgilimin kendisiyim. O da bendir. Biz bir bedene hulûl etmiş iki ruhuz." (Uludağ,
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 5/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
XV, 379) Hallâc ve onu izleyen hulûlcüler, Hıristiyanların küfründen daha büyük bir inkârdır. ÇünküHıristiyanlar tanrının hulûlünü sadece Hz. İsa ile s ınırlamışlardır. (Sarmış, 46) Bu bakış açısıyla kul veRab birbirine karışmakta ve tevhit ilkesinden uzaklaşılmış olmaktadır.
Sonuç
Hallâc, Kur'an-ı Kerim'e uygunluktan uzak bir felsefeyi dillendirmiş ve bağlılarını sahih bir dinanlayışından uzaklaştırmış tarihi bir kişiliktir. Fikirlerini daha cazip kılabilmek için insanların gözünü
boyayacak sihre dair bilgiler edinmiş ve kendisinde olağanüstü bir karizma olduğu vehmini yaymayaçalışmıştır. Kendisinden küfür sözleri sadır olmuştur ancak ölmeden önce gerçekten nasuh bir tövbeedip etmediğini Allah bilir.
Dipnotlar:
1- Hallâc, oğlu Hamd'ın anlattığına göre insanların gönüllerindeki sırları pamuk gibi atıp alt üst ettiğinden bu
adı almıştır. Diğer rivayete göre ise, yaptığı pamuk işi ile ilgilidir bkz.: Uludağ, XV, 377.
2- İbnu'l-Esîr, Karmatîlerin kimler olduğuna dair lehte ve aleyhte rivayetler zikreder. Bunlardan birisi şöyledir.
"Karmatîlerin kendilerine has bir mezhebi vardır ve liderlerini şöyle tasvir ederler: 'O, Mesih'in
davetçilerindendir, İsa'dır. A llah'ın kelimesidir, Mehdidir. O, Ahmet b. Muhammed b. Hanefiyye'dir. O,
Cibril'dir.' O, Mesîh İsa'nın kendisine göründüğünü ve şöyle dediğini söylerdi: Sen, davetçi, en büyük delil ve
mucizesin. Sen Salih'in devesi, yeryüzündeki Dabbe ve Yahya b. Zekeriyya'sın. Sen Ruhu'l-Kudüs'sün." Bkz.:
İbnu'l-Esîr, VII, 374.
3- Hulûl akidesi, Şems-i Tebrizi'de de vardır. Bir gün Mevlana Şems'in hanımı Kimya Hatun'u Şems ile birlikte
muhabbet içinde gördüğünde oradan bir süre uzaklaşır. Sona Şems onu yanına çağırdığında Mevlana, "Kimya
Hatun az önce buradaydı, nereye gitti?" diye sorunca Şems, "Yüce Allah beni o kadar sever ki istediğim
şekilde yanıma gelir. Az önce de Kimya Hatun şeklinde geldi." demişti. Yani Şems'e göre Allah, Kimya Hatun'a
hulûl etmişti. Bkz.: Eflâkî, II, 57.
4- Onun bu sözü söylemiş olamayacağını düşünenler, cezanın dinî değil siyasi olduğunu ifade ederler ve delil
olarak da benzer sözler sarf eden Bâyezid Bistâmî'nin cezalandırılmamasını getirirler. Bkz.: Uludağ, XV, 378.
5- İbnu Teymiyye'ye Hallâc hakkındaki ölüm kararını isabetli bulur. Çünkü Hallâc ona göre bir deccal idi.
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 6/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
Bkz.: İbnu Teymiyye, 54-55.
6- Caiz olup olmaması göz ardı edilerek ve bir eleştiriye de tâbi tutulmadan, onun kanla abdest alıp, "Aşk
namazı için abdest ancak kanla a lınır." dediği de rivayet edilir. Bkz.: Uludağ, XV, 379.
7- Hallâc asılmadan önce şöyle demişti: "Kanım size helal değildir. Dinim İslâm ve mezhebim sünnet yoludur.
Beni öldürmeniz sizin için yerinde bir davranış değildir. Ben İslâm ve Ehl-i Sünnet mezhebine dair kitaplar
yazdım. Benim kanımı akıtmanızda Allah benim vekilim olsun!" İbnu'l-Esîr, VIII, 110.
8- İbnu Teymiyye, kendisi hakkında da söylenen bir kerameti şöyle anlatır: "Bazı arkadaşlar başlarına gelenfelaketlerden dolayı benden yardım dileğinde bulunmuşlardı. Bunlardan biri Ermenilerden, diğeri de
Moğollardan korkuyormuş. Gıyabımda benden medet dilemişler ve uçarak onlara gitmiş ve onları
korktuklarından kurtarmışım. Bunu bana anlattıklarında böyle bir olay yaşamadığımı, herhangi bir problemi
de halletmediğimi söyledim. Bu ancak Allah'a ortak koşmalarından dolayı şeytanın benim suretimde
kendilerine görünmesi olayıydı." İbnu Teymiyye, 46-47.
9- Incarnation Hıristiyan doktrininde Tanrı'nın ete kemiğe bürünüp insan bedenine girdiği ve İsa Mesih
formunda insan olduğu bir anlayıştır. Bu sayede Tanrı'nın Oğlu "teslis"in ikinci unsuru olmuştur. Mesih
gerçekten Tanrı ve insandır. Doktrin, İsa'nın ilahi ve beşeri tabiatının birbirinden bağımsız olamayacağını
vurgular.
10- Ebu'l-Abbas el-Memun 813-833 arasında Abbasi halifesi idi. 833 yılında Adana'nın Tarsus ilçesinde
ölmüştür. Kur'an'ın mahluk olup olmadığı tartışmaları onun döneminde olmuştur. Bkz.: İbnu'l-Esîr, VI, 365-
372.
11- Buna delil olarak, "Allah Âdem'i kendi suretinde yarattı." şeklindeki hadis gösterilir. Bu hadis, Allah'ın
hiçbir şeye benzemediğini (Şura, 42: 11) söyleyen ayetten ziyade "Ve Allah dedi: Sûretimizde, benzeyişimize
göre insan yapalım. Ve Allah insanı kendi suretinde yarattı, onu Allah'ın suretinde yarattı." şeklindeki Tevrat(Tekvin, I: 26-27) ayetleriyle daha uyumludur.
12- Bu akım, etik ağırlıklı ve mutlak olanı temsil eden idea kavramı üzerine kurulu Eflatunculuğu 3. yüzyılda
Plotinos'un canlandırmasıyla ortaya ç ıkmış, 6. yüzyılın. 2. yarısına değin Hıristiyanlığa karşı bir öğreti olarak
gelişmiştir. Bkz.: "Platonculuk", Ana Britannica, c. XV.
13- Hallâc'ın, "Ben Hakkım." sözü iyi niyetli bir okumayla "bâtıl olanın zıddı" şeklinde yorumlansa da bu yorum
bile makul değildir. Zira mutlak anlamda hiç kimse kendisini hak olarak vasıflandıramaz. Belki güzel olan
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 7/8
pdfcrowd comopen in browser PRO version Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
"Hakk'ın yanında" olmaktır. Zaten pratikte de Hallâc haşa bırakınız Hak olmayı hakkın yanında olmayı bile
becerememiştir. O, İblis'in Adem'e secde etmemesini bir de tevhid, aşk ve fütüvvet açısından yorumlamıştır.
Ona göre İblis Allah'tan başkasına secde edilmemesi gerektiğini, ilahi takdirin böyle olduğunu biliyor, secde
emrini bir imtihan ve zahiri bir husus olarak görüyordu. "İblis Allah'a derin bir aşkla bağlı olduğundan O'ndan
başkasının önünde eğilmemiş, secde şerefini yalnız O'na tahsis etmiştir." şeklindeki sözleri de bunun kanıtıdır.
Bkz.: Uludağ, XV, 379.
Kaynakça
Ana Britannica; 32 cilt, Ana Yay., İstanbul, 1994.
Demirci, Kürşat; "Hulûl", İslam Ansiklopedisi , TDV Yay., İstanbul, 1998.
Eflâkî, Ahmet; Ârifler in Menkıbeleri, (çev.: Tahsin Yazıcı), 2 cilt, MEB Yay., İstanbul, 1989.
Firuzâbâdî, Muhammed b. Yakub; el-Kamusu'l-Muhît , Daru'l-Fikr, Beyrut, 1995.
Goldziher, İgnaz; İslâm Tefsir Ekolleri , (çev.: Mustafa İslamoğlu), Denge Yay., İstanbul, 1997.İbnu'l-Esîr, Ebu'l-Hasan İzzuddin; el-Kâmil Fi't-Tarih, (çev.: Ahmet Ağırakça ve diğerleri), 12 cilt, Bahar Yay.,
İstanbul, 1985.
İbnu Teymiyye, Takıyuddin el-Harranî Ebu'l-Abbas; İbnu Teymiye Külliyatı, (çev.: Sait Şimşek ve diğerleri),
Tevhid Yay., İstanbul, 1986.
_______, Hüseyin b. Mansur el-Hallâc, (çev.: Mikail Bayram), Konya, ts.
Kitab-ı Mukaddes.
Sarmış, İbrahim; Hz. Peygamberi Doğru Anlamak, 2 cilt, Konya, 2005.
Uludağ, Süleyman; "Hallâc-ı Mansûr", İslam Ansiklopedisi , TDV Yay., İstanbul, 1997.
Yavuz, Yusuf Şevki; "İslâm Düşüncesinde Hulûl", İslam Ansiklopedisi , TDV Yay., İstanbul, 1998.
Murat Kayacan
http://www.haksozhaber.net/okul_v2/ sitesinden 27.08.2012 tarihinde yazdırılmıştır.
7/31/2019 Hallâc-ı Mansûr ve Hulûl Felsefesi
http://slidepdf.com/reader/full/hallac-i-mansur-ve-hulul-felsefesi 8/8
df di b PRO i Are you a developer? Try out the HTML to PDF API
Kapat Yazdır