Gezi Parkı

133
1 GEZİ PARKI OLAYLARININ HABER SÖYLEMLERİ ÜZERİNDEN ÇÖZÜMLENMESİ PROBLEM Taksim'in yayalaştırılması projesi çerçevesinde Gezi Parkı'nın Divan Oteli'ne bakan duvarı yıkıldı ve buradaki ağaçlar sökülmeye başlandı. Bunun üzerine çevreciler ağaçların sökülmesine tepki göstererek eylem yapmaya başladılar. Polisin eylemcilere karşı sert müdahalesi kamuoyunu ayağa kaldırdı ve hareketin niteliğini değiştirdi. Resmi makamlar, yani belediye başkanı ve vali, eylemlere anlayışla yaklaşmak ve olayları yatıştırıcı açıklamalar yapmak yerine, doğrudan şiddete başvurmayı veya gerilimin dozunu arttıracak açıklamalarda bulunmayı tercih ettiler. Görünürde kimsenin liderlik yapmadığı hareket polisin şiddeti ile sanal ortamda ve uluslararası arenada büyük yankılar uyandırdı. Çevreci hassasiyetler ile başlayan eylemin niteliği hükümetin politikalarına verilen bir tepkiye dönüştü. Hükümet tarafından verilen demeçlerin sertliği ve polisin uyguladığı şiddet, eylemin daha da büyümesine sebep oldu. Yapılan araştırmalar eylemcilerin çoğunluğunun genç, çağdaş bir hayat tarzını benimseyen, partilerden bağımsız ve sosyal medyayı yoğun olarak kullanan internet kuşağı olduğunu ortaya koydu. Gezi Parkı eylemleri sırasında hükümet ile eylemciler arasında yaşanan problemlerin siyasi, sosyal, ekonomik ve sosyal-psikolojik yansımaları ile Türkiye'deki ve uluslar arası medyadaki gazetelerin haber söylemlerine nasıl yansıdığı çalışmamızın problemini oluşturmaktadır. Medya unsurlarının yayın politikaları sermaye grupları ve iktidar ilişkisi çerçevesinde şekillenmektedir. Gezi Parkı olayları halkın her kesiminden bireylerin iktidarın politikalarına bir tepkisi olarak da yorumlanabilir. Bu eylemler yurdun dört bir yanına dağılmış, siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta birçok etkileri olmuş, dünyanın gözünü de Türkiye’ye çevirmiştir. Bu denli yankı uyandıran, insanların ölümlerine ve yaralanmalarına sebep olan geniş çaplı eylemlerin farklı görüşlerdeki gazetelerin haber söylemlerine nasıl yansıdığını bu çalışmamızda inceleyeceğiz. Her gazetenin kendi ideolojisi ve çıkarları olduğu varsayımından yola çıkarak haber söylemlerinin de buna göre şekilleneceği tezi öne sürülebilir. Gezi Parkı olaylarının haber söylemlerinde nasıl yer bulduğu, doğru mu yoksa yanlış mı verildiği yahut bilgilerin çarpıtılarak mı verildiği incelenecektir. Gazetelerin bu konu hakkında

Transcript of Gezi Parkı

Page 1: Gezi Parkı

1

GEZİ PARKI OLAYLARININ HABER SÖYLEMLERİ ÜZERİNDEN

ÇÖZÜMLENMESİ

PROBLEM

Taksim'in yayalaştırılması projesi çerçevesinde Gezi Parkı'nın Divan Oteli'ne bakan

duvarı yıkıldı ve buradaki ağaçlar sökülmeye başlandı. Bunun üzerine çevreciler

ağaçların sökülmesine tepki göstererek eylem yapmaya başladılar. Polisin

eylemcilere karşı sert müdahalesi kamuoyunu ayağa kaldırdı ve hareketin niteliğini

değiştirdi.

Resmi makamlar, yani belediye başkanı ve vali, eylemlere anlayışla yaklaşmak ve

olayları yatıştırıcı açıklamalar yapmak yerine, doğrudan şiddete başvurmayı veya

gerilimin dozunu arttıracak açıklamalarda bulunmayı tercih ettiler.

Görünürde kimsenin liderlik yapmadığı hareket polisin şiddeti ile sanal ortamda ve

uluslararası arenada büyük yankılar uyandırdı. Çevreci hassasiyetler ile başlayan

eylemin niteliği hükümetin politikalarına verilen bir tepkiye dönüştü.

Hükümet tarafından verilen demeçlerin sertliği ve polisin uyguladığı şiddet, eylemin

daha da büyümesine sebep oldu. Yapılan araştırmalar eylemcilerin çoğunluğunun

genç, çağdaş bir hayat tarzını benimseyen, partilerden bağımsız ve sosyal medyayı

yoğun olarak kullanan internet kuşağı olduğunu ortaya koydu.

Gezi Parkı eylemleri sırasında hükümet ile eylemciler arasında yaşanan problemlerin

siyasi, sosyal, ekonomik ve sosyal-psikolojik yansımaları ile Türkiye'deki ve uluslar

arası medyadaki gazetelerin haber söylemlerine nasıl yansıdığı çalışmamızın

problemini oluşturmaktadır.

Medya unsurlarının yayın politikaları sermaye grupları ve iktidar ilişkisi çerçevesinde

şekillenmektedir. Gezi Parkı olayları halkın her kesiminden bireylerin iktidarın

politikalarına bir tepkisi olarak da yorumlanabilir.

Bu eylemler yurdun dört bir yanına dağılmış, siyasi, sosyal ve ekonomik hayatta

birçok etkileri olmuş, dünyanın gözünü de Türkiye’ye çevirmiştir. Bu denli yankı

uyandıran, insanların ölümlerine ve yaralanmalarına sebep olan geniş çaplı

eylemlerin farklı görüşlerdeki gazetelerin haber söylemlerine nasıl yansıdığını bu

çalışmamızda inceleyeceğiz.

Her gazetenin kendi ideolojisi ve çıkarları olduğu varsayımından yola çıkarak haber

söylemlerinin de buna göre şekilleneceği tezi öne sürülebilir. Gezi Parkı olaylarının

haber söylemlerinde nasıl yer bulduğu, doğru mu yoksa yanlış mı verildiği yahut

bilgilerin çarpıtılarak mı verildiği incelenecektir. Gazetelerin bu konu hakkında

Page 2: Gezi Parkı

2

takındıkları tavır tarafsızlıktan yana mı yoksa kendi çıkar ve ideolojilerinden yana mı

sorusu çalışmada esas alınacaktır.

AMAÇ

Çalışmamızın amacını Gezi Parkı olaylarının gazetelerin manşetlerindeki haber söylemlerine nasıl yansıdığını çözümlemek oluşturmaktadır. Gazeteler bu eylemi tarafsız bir şekilde olduğu gibi mi yoksa kendi ideoloji ve çıkarlarına göre mi haber diline yansıtıyorlar, okuyucular haberi okuduklarında doğru bilgiye ulaşabiliyorlar mı yoksa gazetenin eylemler hakkındaki ideolojisini mi öğrenmiş oluyorlar bu soruların cevabını bulmak çalışmamızın da amacını oluşturmaktadır.

ÖNEM

Gazeteler, halka ülkelerindeki ve dünyadaki gelişmeleri aktarmakla yükümlüdür. Devlet karşısında halkın gözü kulağı durumundaki gazetelerin halkı doğru bir şekilde bilgilendirme misyonu vardır. Aynı zamanda iktidarı elinde bulunduran kesimin faaliyetlerini halkın bilme hakkı vardır ve gazeteciler bunları araştırarak halkın daha iyi anlayabilmesi için tutarlı bir şekilde yorumlamaları gerekir.

Gezi Parkı olaylarının hem ulusal hem de uluslararası arenada geniş yankıları olmuştur. Olayların başlangıcında halk kendi ülkesindeki medyadan yeterli bilgiye ulaşamadığı için uluslararası medyayı takip etmeye başlamıştır.

Gazeteciler bu anlamda üzerlerine düşen halkı bilgilendirme vazifesini hakkıyla yerine getirebilmişler midir? Eylemlerin gazetelere yansıması nasıldır? Okuyucular gazeteleri okuduklarında doğru, tarafsız bilgiye mi ulaşıyorlar yoksa gazetelerin kendi çıkar ve ideolojilerinin yansımasına mı muhatap oluyorlar? Bu soruların cevapları çalışmamızın önemini ortaya koymaktadır.

VARSAYIMLAR

Bireyler kendi siyasal ideolojilerine göre gazete okumaktadırlar. Kendi görüşlerine yakın olanları almakta ve diğerlerini süzgecin dışına itmektedirler. Ancak kendilerine hitap eden gazetelerde okudukları haberler ve yorumlar ne kadar tutarlı bilgiler içermektedir? Gazetecilikte tarafsız olmak mümkün değildir ancak doğru bilgi vermek hayati önem taşımaktadır.

Çalışmamıza başlarken Gezi Parkı olaylarının başlangıçta gazetelerde gerektiği ölçüde yer bulmadığı, önemsizleştirildiği, bu olayların etkilerinin halk nezdinde azaltılmaya çalışıldığı ancak eylemlerin hızla yayılması Türkiye'nin ve dünyanın gündemine oturması sonucunda gazetelerin de buna binaen olaylara daha fazla yer vermeye başladıkları varsayılmaktadır. Ayrıca gazetelerin olayları kendi çıkarlarına ve ideolojilerine göre haber söylemlerine yansıttıkları düşünülmektedir.

Page 3: Gezi Parkı

3

SINIRLILIKLAR

Bu araştırmanın yönteminden kaynaklanan sınırlılıklar vardır. Türkiye'de yayım yapan ve üç farklı bakış açısına sahip gazeteler; sağ-muhafazakâr görüşten Zaman gazetesi, sol görüşten Cumhuriyet gazetesi ve genel bir kitleye hitap eden Hürriyet gazetesinin haberleri bu çalışmanın sınırlayıcı öğeleridir. Bunun yanı sıra dünya medyasının haberlere yer veriş biçimi de sınırlayıcı öğelere dahil edilecektir. Ayrıca Gezi Parkı ile ilgili ilgili yazılan kitaplardan yapılan literatür taraması diğer sınırlılıkları oluşturmaktadır.

YÖNTEM

Araştırmanın yöntemini 28 Mayıs 2013-31 Haziran 2013 aylarında Gezi Parkı eylemleri ile ilgili çıkan Zaman, Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerindeki ve uluslar arası medyadaki haberlerin analizi oluşturmaktadır. Ayrıca Gezi Parkı ile ilgili yazılan kitaplardaki yazarların görüşlerine yer verilerek haber söylemleri aralarında ilişkilendirme yapılacaktır.

GİRİŞ

1. BÖLÜM

OLAYLAR NASIL GELİŞTİ?

27 Mayıs 2013 Pazartesi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin iş makineleri tarafından Taksim Gezi Parkı'nın bir duvarı yıkıldı ve 5 ağaç söküldü. Bunun üzerine Taksim Platformu ve aktivistler harekete geçti.

28 Mayıs 2013 Salı

Gezi Parkı'nı korumak için gelen eylemci gençler sabaha kadar nöbet tuttu. Saat 13.00 sıralarında polis gruba biber gazlı müdahalede bulundu. Grup, parktan çıkarılarak ağaçlar sökülmeye başlandı.

Kırmızılı Kadın Ceyda Sungur'un direnişi objektiflere yansıdı.

BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder iş makinelerinin önüne geçerek yıkımı durdurmaya çalıştı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin Gezi Parkı'na gelerek eylemcilere destek verdi.

Page 4: Gezi Parkı

4

29 Mayıs 2013 Çarşamba

Gezi Parkı'nda nöbet tutmak için çadırlar kuruldu.

AK Parti'den ilk açıklama Hüseyin Çelik'ten geldi. Çelik: "Ben partimin sözcüsü olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile bu işin uygulayıcıları ile görüştüm detaylı olarak. Eğer medyanın yansıttığı gibi ise önce ben buna karşı çıkarım. Gider orada yatarım, eğer gerçekten orada ağaç katliamı yapılıyorsa, ağaç sökülüp AVM yapılıyorsa.."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'dan da ilk açıklama geldi.

"Taksim Gezi Parkı şöyle olmuş, böyle olmuş, orada gelip gösteri yapacaklar şudur budur vesaire. Ne yaparsanız yapın. Biz karar verdik, verdiğimiz gibi bunu işleyeceğiz."

Taksim Dayanışma üyeleri Erdoğan'a yanıt verdi. Grup adına açıklama yapan Mücella Yapıcı, Gezi Parkı'nın Başbakan emriyle AVM ve rezidans yapılmak üzere ellerinden alınarak toplumsal hafızadan silinmeye zorlandığını be lirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: "Taksim Gezi Parkı bozulmamalı. Halka açık omalı, AVM yapılmamalı. Yapan insanın da İstanbul tarihine ihanet ettiğine inanıyorum. Eyleme her gün bir CHP'li milletvekilinin destek vereceğinin sözünü veriyorum."

Sosyal Medya bir numaralı haberleşme aracı oldu.

30 Mayıs 2013 Perşembe

Gezi Parkı'nda çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu gruba polis sabaha karşı saat 05.00 sıralarında biber gazıyla müdahaleye başladı.

Polisin eylemcileri dağıtmasının ardından iş makineleriyle parkta çalışma başlatıldı.

Yıkım bir kez daha BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in iş makinelerinin önüne geçmesiyle son buldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran biber gazının ithalinin ve kullanımının yasaklanması için TBMM'ye yasa teklifi verdi.

Halk müdahaleye karşı Gezi Parkı'nda toplanmaya devam etti.

Sanatçı Mehmet Ali Alabora twitter hesabından, “Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş! Sen hâlâ anlamadın mı? Hadi gel” şeklinde twit atınca, hükümet yandaşları tarafından ağır dille eleştirildi.

Page 5: Gezi Parkı

5

31 Mayıs 2013 Cuma

Polis sabah 05.00 sıralarında ikinci şafak baskınını yaptı. İnsanların üzerine TOMA'lardan tazyikli su sıkıldı, onlarca gaz bombası atıldı.

Bütün gün Taksim'e akan yurttaşlara polis tarafından aralıklarla müdahale edildi. Buna karşın halk Gezi Parkı ve Taksim'den çekilmedi. Polisin sıktığı gazdan etkilenen çok sayıda yurttaş, çevredeki oteller ile metro istasyonuna sığındı.

Gaz yiyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu anjiyo oldu, BDP’li Önder omzundan yaralandı. Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 10 gazeteci hastaneye kaldırıldı.

Lobna Allani adlı bir vatandaş biber gazı kapsülüyle yaralandı ve büyük hasar gördü.

Gezi Parkı eylemleri yurt geneline yayılmaya başladı.

Sosyal Medya'dan yapılan çağrıya uyan binlerce kişi Ankara Kuğulu Park'a akın etti.

Gezi Parkı'na yapılması planlanan alışveriş merkezine yönelik iş dünyasından tepki geldi. Ümit Boyner toplumsal tepkinin yüksek olduğu bir yere girmeyeceklerini söyledi.

Gezi Parkı'na ünlü sanatçılar Halit Ergenç ile Bergüzar Korel destek verdi. Sanatçılar ön saflarda yer almaya başladı.

İstanbul 6. İdare Mahkemesi Taksim Gezi Parkı'na yapılması planlanan Topçu Kışlası projesinin yürütmesini durdurdu.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu açıklama yaptı: "Ağaç sevgisi üzerinden prim yapmak isteyen, istismar etmek isteyen grupların çabaları devam etmektedir. Biz o grupları tanıyoruz, hedeflerini biliyoruz."

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ise sökülenlerin ağaç değil çalı olduğunu söyledi.

Avrupa Konseyi, Gezi Parkı direnişçilerine yapılan sert müdahalelere sert tepki gösterdi. Konsey, İnsan Hakları Sözleşmesi gereği belirlenen sınırlar içindeki ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesine önem verdiklerini güvenlik birimlerince orantısız güç kullanılmasına karşı olduklarını belirtti.

Halk TV ve Ulusal Kanal diğer medya kanalları aksine eylemleri canlı yayınladığı için halkın gözde kanalları haline geldi.

Dış basında Taksim Gezi Parkı olayları “Türk Baharı” olarak yer buldu.

Uluslararası Af Örgütü Gezi Parkı'ndaki gösterilerde şiddet kullanımını kınadı.

Page 6: Gezi Parkı

6

Dünya medyasının ilk haber olarak verdiği, Norveç televizyonunun canlı yayın yaptığı olaylara Türk medyası sesiz kaldı. Gelişmeleri internet üzerinden takip eden yurttaşlar yemek ya da belgesel programı yayınlayan kanallara tepki gösterdi.

1 Haziran 2013 Cumartesi

Taksim ve çevresindeki eylemlere halk büyük destek verdi.

Evlerden gece yarısı pencerelere çıkan yurttaşlar tencere-tavalara vurarak hükümeti ve polis şiddetini protesto etti.

Yüz binlerce genç, yaşlı, kadın, çocuk demeden tek ses, tek nefes Taksim direnişine katıldı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Taksim'de birkaç günden bu yana devam eden ve maalesef kaygı verici bir noktaya gelen olayların yatışması için hepimize daha fazla olgunluk göstermek düşmektedir" dedi.

Gül, "Güvenlik güçlerimiz görevlerini yerine getirirken her zamankinden daha fazla ihtimam göstermeli, müdahalelerinde ölçülü olmaya dikkat edilmeli, üzücü görüntülerin ortaya çıkmasına izin verilmemelidir." ifadelerini kullandı.

Gül düşüncelerini hükümete de ilettiğini açıklamasının ardından polis Taksim'den çekilmeye başladı.

CHP Kadıköy'de düzenlediği mitingi iptal ederek Gezi Parkı'na hareket etti.

İçişleri Bakanlığı aşırı güç kullanan polisler hakkında işlem yapacağını duyurdu.

Gezi Parkı'nda o kadar farklı gruplar bir aradaydı ki Sebahat Tuncel, "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" sloganları arasında yürüdü.

TV Kanallarının Taksim ve Gezi Parkı yerine penguenleri konu alan belgesel göstermesi sosyal medyanın ve mizah ustalarının kaleminde sembole dönüştü.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Taksim Gezi Parkı'nda ağaçların kesilerek yerine AVM yapılmak istenmesine karşı gerçekleştirilen gösterilerde polisin aşırı şiddetini, "Keşke çevreye duyarlılık insanların hayatına ve sağlığına zarar verebilecek bir noktaya gelmeseydi." sözleriyle değerlendirdi. Arınç, mahkemenin Topçu Kışlası projesini iptal etmesini "isabetli bir karar" olarak değerlendirdi.

Ankara'daki gösterilerde polis kurşunuyla vurulduğu bildirilen 26 yaşındaki Ethem Sarısülük ağır yaralandı.

ABD'li dünyaca ünlü aktivist ve dilbilimci Noam Chomsky, "Gezi Parkı Nöbeti"ne destek verdiğini duyurdu.

Page 7: Gezi Parkı

7

Türkiye'deki onlarca haber kanalı olayları duyurmayınca, vatandaşlar gözlerini yabancı kanallara çevirdi.

2 Haziran 2013 Pazar

Geceyi Gezi Parkı'nda geçiren eylemciler sabah saatlerinde parktaki ve çevresindeki çöpleri topladı.

İstanbullular öğleden sonra yeniden Gezi Parkı'nda buluşmaya başladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Biz birkaç tane çapulcunun o meydana toplanıp, insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine, pabuç bırakmayız" dedi.

Erdoğan, AKM'yi yıkarak opera binası ve cami yapacaklarını belirterek , "Ben bunun iznini şimdi gidip de CHP'nin genel başkanından alacak değilim ve bu birkaç tane çapulcudan da alacak değilim" dedi.

Erdoğan konuşmasında, "Twitter'ın baş belası" olduğunu sözlerine ekledi.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Taksim Gezi Parkı ile ilgili 28 Mayıs'tan bugüne

kadar 67 ilde 235 eylem ve etkinliğin yapıldığını, bunlarla ilgili 1730 kişinin gözaltına

alındığını belirterek, "Gözaltına alınan kişilerin büyük çoğunluğu ifadeleri alınıp

kimlikleri tespit edilerek serbest bırakılan kişilerdir" dedi.

1 Mayıs Mahallesi'nde yapılan yürüyüşe katılan Mehmet Ayvalıtaş (19) saat 22.00

sıralarında bir sürücünün otomobilini göstericilerin üzerine sürmesi sonucu

yaşamını yitirdi.

Eskişehir'de Gezi Parkı eylemlerine destek veren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi

Ali İsmail Korkmaz kimliği belirsiz kişilerce acımasızca dövüldü. Korkmaz ağır

yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.

Sanatçılardan ortak açıklama geldi:

"Biz bu ülkenin sanatçıları ve yazarları olarak başta NTV, CNN Türk, Habertürk,

Kanal D, Atv, Star, Show TV ve TRT olmak üzere tüm ana televizyon kanallarının

ve başta Star, Sabah ve Habertürk olmak üzere bazı gazetelerin, tarafsız haber

ilkelerini hiçe sayan sansürcü ve yanlı tutumlarını kınıyoruz."

3 Haziran 2013 Pazartesi

Polis saldırılarında yaralananlar, Beşiktaş'taki Bezmi Alem Valide Sultan Camisi’ne

sığındı.

Page 8: Gezi Parkı

8

Başlarına gaz bombası isabet eden iki kişi gözlerini kaybetti.

Başbakan Erdoğan, eylemlere tepki gösterirken "10 ay sonra sandık var ve milletim

burada gerekli cevabı verecek" dedi.

Gül, Erdoğan'ın açıklamasından bir saat sonra, "Bu çerçeve içerisinde demokrasiler

dediğimizde, demokrasilerle, tabii ki seçimlerle halkın iradesi ile her şey ortaya çıkar.

Ama demokrasi demek sadece seçim demek değildir." ifadesini kullandı.

Fas, Cezayir ve Tunus'a gerçekleştireceği ziyaret öncesinde Atatürk Havalimanı'nda

basın toplantısı düzenleyen Başbakan Erdoğan, Gezi Parkı'nın yıkılmaması için

eylem yapanları CHP'nin yönlendirdiğini söyleyerek, "Şu anda evlerinde bizim zorla

tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50 'si var. Ve biz onlara diyoruz ki 'Aman sabırlı

olun. Sakın bu oyunlara gelmeyin.'" dedi.

Borsa İstanbul, hükümet karşıtı protestoların etkisiyle Şubat sonundan bu yana en

düşük seviyeyi buldu.

Amerika'da yaşayan Fethullah Gülen, Taksim Gezi Parkı'nda yapılmak istenen ağaç

katliamına direnenlere yönelik 'sert' açıklamalarda bulunan Başbakan Tayyip

Erdoğan'a 'şefkat' uyarısında bulundu.

ABD hükümetinden Gezi protestolarıyla ilgili gelen açıklamada tüm taraflara

"durumu yatıştırma" çağrısında bulunuldu. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry,

"polisin aşırı güç kullandığına ilişkin haberlerden dolayı kaygılı olduklarını" söyledi.

4 Haziran 2013 Salı

Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara destek vermek amacıyla Hatay'da düzenlenen

protestolarda Abdullah Cömert (22) adlı genç yaşamını yitirdi. Cömert'in kafasına

aldığı darbe sonucu beyin kanamasından öldüğü belirlendi.

İstanbul'un çeşitli semtlerinde gözaltına alınan 106 kişi Emniyet'ten, 74 kişi ise

savcılık tarafından serbest bırakıldı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Bülent Arınç, "İlk eylemcilerden özür

diliyorum: İlk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet

gösterisi yanlış ve haksız olmuştur. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu

rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların

özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olduğunu

düşünüyorum." dedi.

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yaşar Kemal, "Bu baskı yeter artık. Tolerans

ve saygı gerekir. Şimdi hükümet bu kalabalığa kulak versin." dedi.

Page 9: Gezi Parkı

9

Yurt genelinde polis şiddeti nedeniyle özellikle İstanbul, İzmir ve Muğla'ya

rezervasyon iptalleri başladı.

Doğuş Yayın Grubu CEO'su Cem Aydın özür diledi. Aydın çalışanlarına yaptığı

açıklamada, "Mesleki sorumluluğumuz açısından bize düşen, olanı olduğu gibi

vermektir. Dengesizlikler içinde denge arayışı tüm medyayı olduğu gibi bizi de

etkiledi. İzleyicilerimiz ihanete uğramış gibi hissetti, onları haksız bulmak mümkün

değil" dedi. Garanti Bankası'nın Levent'teki genel merkezi önünde de protesto

yapıldı.

5 Haziran 2013 Çarşamba

İzmir'de Twitter üzerinden Gezi Parkı direnişine çağrı mesajları atan 34 genç, halkı

suça teşvik ettiği gerekçesiyle, gece yarısı evlerine yapılan baskın sonucu gözaltına

alındı.

Taksim Platformu temsilcileri ile Başbakan Vekili Bülent Arınç'ın somut tek önerisi

'Gezi için referandum' olurken Taksim Platformu'nun yanıtı, "Bilimsel gerçekler

referandum yoluyla değiştirilemez" oldu.

Dünyaca tanınan Brezilyalı yazar Paulo Coelho, "Kendimizden utanalım:

Türkiye'deki biber gazı Brezilya malı” dedi.

BDP, Gezi Parkı eylemine katılanlara "hukuka aykırı" müdahalelerde bulundukları

gerekçesiyle İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu ile İl Emniyet Müdürü Hüseyin

Çapkın'ın da aralarında bulunduğu sorumlu kişi ve kurumlara suç duyurusunda

bulundu.

Antikapitalist Müslümanlar Miraç Kandili nedeniyle Gezi Parkı'nda Kur’an okuttu

ve Hatay'da öldürülen Abdullah Cömert için dua edip tüm direnişçilere lokma

dağıttı. "Herkesin Kandili mübarek olsun" sloganıyla alana giren Çarşı grubu da

helva kavurdu.

İşadamı Cem Boyner Gezi Parkı eylemlerinde görüntülendi. Boyner Holding

Yönetim Kurulu Başkanı Boyner'in elinde taşıdığı pankartta, "Ne sağcıyım ne solcu

çapulcuyum çapulcu" yazıyordu.

Adana'da Gezi Parkı eylemlerine destek için düzenlenen gösteriye müdahale

sırasında komiser Mustafa Sarı, Atatürk Caddesi ile Kenan Evren Bulvarı'nı

birleştirmek için açılan altgeçit çalışmalarının olduğu yerde göstericileri kovaladığı

sırada yaklaşık 5 metre yüksekliğindeki yoldan geçit için açılan zemine düştü.

Komiser ağır yaralandı.

Page 10: Gezi Parkı

10

6 Haziran 2013 Perşembe

Komiser Mustafa Sarı tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

AB ve Başmüzakereci Egemen Bağış halkı gösterilere katılmaları için destekleyen

“11 terörist grup” belirlediklerini söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunus'ta yaptığı açıklamada Taksim Meydanı'nın

yeniden düzenlenmesi planlarından vazgeçmeyeceğini söyledi.

Borsada sert iniş yaşandı, faiz 6.94'e fırladı.

Fethullah Gülen, "Bir yerde haksızlığı bastırmak için elli türlü haksızlık yapıyoruz,

elli türlü zulme giriyoruz." dedi.

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu, Avrupa Komisyonu'nun da

katılımıyla Gezi Direnişi'ni ele aldı. Tartışmalarda eylemcilere destek verilirken,

AKP hükümetine reformlar için daha fazla baskı yapılması görüşleri ağırlık kazandı.

Türk girişimciler olaylarla akıllara kazınan 'Çapulcu', 'Biber gazına hayır', 'Gezi

Parkı' gibi birçok markanın tescili için Türk Patent Enstitüsü'ne başvuruda bulundu.

7 Haziran 2013 Perşembe

Afrika gezisinden dönen Erdoğan'ın yatıştırıcı açıklamalar yapması bekleniyordu.

Ancak eylemcilere 'vandal' diyen Erdoğan, "Bir bankanın genel müdürü çıkıp da bu

vandalizmi organize edenlerin yanında olduğunu söylüyorsa bunlar karşısında bizi

bulacaklardır." dedi.

Gezi Parkı eylemlerine destek veren Antikapitalist Müslümanlar İhsan Eliaçık

önderliğinde cuma namazı kıldı. Bu sırada, sol görüşlü gençlerin provokasyonlara

karşı koruma amaçlı bir çember oluşturması da dikkat çekti.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan'ın selamını Gezi

eylemcilerine iletti.

8 Haziran 2013 Cumartesi

AKP'nin İstanbul'da gerçekleştirilen MKYK toplantısından miting yapma kararı

çıktı. Seçmenlerin katılımı ile 15 Haziran Cumartesi Ankara Sincan, 16 Haziran

Pazar ise İstanbul Kazlıçeşme'de kitlesel miting yapma kararı alındı.

9 Haziran 2013 Pazar

Page 11: Gezi Parkı

11

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Mersin'de konuştu. Gezi Parkı direnişine

katılanlar için 'anarşist, terörist' nitelemesinde bulunarak , "Bu meydanları

anarşistlere, teröristlere mi bırakacaktık? Neyin mücadelesini veriyorlar?" ifadesini

kullandı.

Erdoğan, "Atatürk Kültür Merkezi'nin çatısına çıkıyorlar. 'Yıktırmayız'. Ona senin

gücün yetmez, yıkacağız" ifadelerini kullandı. Başbakan, faiz lobisi hakkında da

"Faiz lobisi yıllarca benim milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra

sömüremeyeceksin. Bu lobiyi ayakta tutan bankalara söylüyorum. Siz ki bize karşı

böyle bir mücadeleyi başlattınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz." dedi.

Erdoğan defalarca yalanlanmasına karşın eylemcilerin sığındığı camiye bira şişeleri

ile girildiğini söyleyerek, "Benim başörtülü kızlarıma, bacılarıma saldırdılar.

Dolmabahçe camisine bira şişeleriyle ve ayakkabılarıyla girdiler" dedi. Bezmialem

Valide Sultan Cami müezzini Fuat Yıldırım, iddialarla ilgili yaptığı açıklamada

"Burada içki içilmedi. Eylemciler buraya sığındıktan sonra içki içeni görselerdi zaten

kendileri atarlardı." dedi.

10 Haziran 2013 Pazartesi

Yeni Şafak Gazetesi tarafından hedef gösterilen sanatçı Mehmet Ali Alabora,

"Anlaşılıyor ki Gezi Parkı'nın korunmasıyla başlayan süreci bir komplo teorisiyle

açıklamaya çalışmak için bir oyuna çekilmeye çalışılıyorum. Can güvenliğim yok,

Avukatım aracılığıyla koruma talebinde bulundum" dedi.

Kızılay Meydanı'ndaki Gezi Parkı olaylarında ağır yaralanan Ethem Sarısülük'ün bir

çevik kuvvet polisi tarafından silahla başından vurulmasına ilişkin görüntüler çıktı.

11 Haziran 2013 Salı

Saat 08.00 sıralarında polis, AKM ile anıttaki bayrak, flama ve afişleri indirerek bu

alanlara yerleşti. Polis, Taksim'deki eyleme gün boyunca müdahale etti.

Direnişçilerin yok sayılmaları nedeniyle tepki gösterdiği ana akım medya aynı

saatlerde canlı yayındaydı.

Direnişin koordinasyonunu yürüten Taksim Dayanışması, somut adım atılana kadar

"Hiç bir yere gitmiyoruz" dedi.

Taksim Platformu'yla görüşeceğinin açıklanmasından sonra alana müdahale emri

veren Başbakan Erdoğan, çevrecilerin çevre katliamı yaptığını söyledi. CHP'nin

olayların üzerine çöreklendiğini savunan Erdoğan yalanlanan bayrak yakma ve

türbanlılara saldırı olaylarını tekrarladı. Aşırı şiddet nedeniyle eleştirilen polise

Page 12: Gezi Parkı

12

teşekkür eden başbakan, sertlik eleştirilerine de "Erdoğan değişmez" sözleriyle yanıt

verdi.

Birçok ülke, vatandaşlarını Türkiye'ye tatile gitmemeleri konusunda uyardı.

Türkiye'de turizm sektöründe faaliyet gösteren birlikler, dernekler Ege ve

Akdeniz'deki rezervasyonların iptal edilmemesi için konsolosluklara yazı

göndermeye başladı.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Ankara'daki Gezi eylemleri sırasında polisin açtığı ateş sonucu başından vurulduğu

belirtilen Ethem Sarısülük'ün beyin ölümü resmi olarak açıklandı.

İzmir Kordon'da deniz kenarında oturan gençleri coplayıp bir genç kızın saçını

çeken üç çevik kuvvet polisi açığa alındı.

Olayları canlı yayınlarla duyuran CNN International muhabirinin şu sözleri basın

tarihine geçti: "Şu anda birçok Türk bizi izliyor, çünkü kendi medyalarına

güvenmiyorlar."

Başbakan Erdoğan, eylemlerle ilgili "dış mihrak" olarak İsrail'i işaret etti.

Başbakan’ın, "İçişleri bakanıma talimat verdim 24 saat içinde bu iş bitecek" dediği

öğrenildi.

Gezi Parkı eylemlerine katılan sanatçılar, akademisyenler, öğrenci, mimar ve sosyal

medya uzmanından oluşan bir heyetle bir araya gelen Başbakan Erdoğan heyetle

beş saat görüştü.

Görüşmenin ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik konu ile ilgili

bir referandum yapılabileceğini söyledi ancak heyetin bu durumdan haberi yoktu.

Başbakan Erdoğan, AKP, MKYK'yi topladı. Erdoğan, "Türkiye'ye ve hükümete

yönelik bu tür bazı girişimler olacağını üç ay önceden duymuştuk. Sürpriz olmadı."

diye konuştu.

Washington yönetiminin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki olaylarla ilgili bir

açıklama yaptı. Psaki, "İfade hakkını kullanan bireyleri her türlü cezalandırma

teşebbüsünden rahatsızız" dedi.

ABD'li ünlü gazeteci Christiane Amanpour, CNN International televizyonundaki

programına telefonla bağlanarak polis şiddetini savunan Başbakan Danışmanı

İbrahim Kalın'ı "Show is over" "Şov bitti" sözleriyle yayından çıkardı.

13 Haziran 2013 Perşembe

Page 13: Gezi Parkı

13

Referandum önerisini Danıştay Başkanı Hüseyin Karakullukcu değerlendirdi.

Karakullukcu, hükümetin bir referandum değil kamuoyu yoklaması yapabileceğini

belirterek referandumda çıkacak sonucun yargı kararının önüne geçemeyeceğini

söyledi.

Akşam saat 23.00'te Başbakanlık Resmi Konutu'nda Başbakan ile Taksim

Dayanışması'nın görüşeceği duyuruldu. Görüşmeye Eyüp Muhcu, Cem Tüzün,

Sunay Akın, Yavuz Bingöl, Ceyda Düvenci, Halit Ergenç, Sertap Erener, Mahsun

Kırmızıgül, Nebil Özgentürk ve Ali Sunal katıldı.

Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moddy's'in yatırımcılara yönelik servisi tarafından

yapılan açıklamada iki haftadır devam eden protestoların yoğunlaşarak sürmesi

halinde bunun İstanbul'un iddialı kentsel kalkınma planını negatif şekilde

etkileyeceği vurgulandı.

14 Haziran 2013 Cuma

Gece başlayan ve 4 saat süren görüşmeler gergin geçti. Görüşme sonucunda AKP

Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, yargı süreci sonlanana kadar Gezi ile ilgili

hiç bir tasarrufta bulunulmayacağını söyledi. Sanatçılar adına konuşan Halit Ergenç

görüşmede kaygı ve çözüm önerilerini dile getirdiklerini söyledi.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, gece 00.00'da eylemcilerle buluştu. Yaklaşık

150 kişilik grupla sabaha kadar sohbet etti.

Eylemler sırasında polisin kullandığı biber gazından 8 köpek, 63 kedi, bin 28 kuşun

öldüğü belirlendi.

Başbakan, İl başkanları toplantısında "Mesaj alınmıştır. Temenni ederim ki artık bu

iş burada biter" diye konuştu.

20 Haziran 2013 Cumartesi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, twitter hesabından "artık herkes evine dönmeli"

mesajı attı. Başbakan Erdoğan Gezi Parkı eylemlerine karşı "büyük oyunu

bozmaya, haydi tarih yazmaya" sloganıyla düzenlediği Milli İradeye Saygı mitinginde

partililere seslendi. Erdoğan, "Yarın Gezi Parkı'nın boşalttılar boşalttılar. Yoksa

güvenlik güçlerimiz boşaltacak" diye konuştu.

Saat 20.55 sıralarında Taksim Meydanı'nda müdahale başladı. Polis Gezi Parkı'na

girerek çadırları parçaladı. Pankartları söktü. Polis tarafından parkın boşaltılmasının

ardından iş makineleri çadırları, stantları kaldırdı. Direnişçilerin tüm eşyaları çöp

arabalarına yüklendi.

Page 14: Gezi Parkı

14

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik müdahalenin ardından "Sabrın da

belli bir sınırı vardır, kusura bakmayın bu devlet, halkının güvenliğini sağlamak

zorunda" diye konuştu.

16 Haziran 2013 Pazar

Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'nde sabah fırına giderken polisin attığı

gaz bombası kapsülüyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hayatını kaybetti.

Ankara Kurtuluş'taki eylemlerde kafasına gaz bombası atılan Dila Dursun

uyutuluyor.

İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, toplumsal müdahale

araçlarından sıkılan suyun kimyasal içeriğinin şiddetli reaksiyona sebep olduğunu

belirtti.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, TOMA'dan sıkılan suyun içinde kimyasal

madde olmadığını, sadece ilaçlı su olduğunu söyledi.

Erdoğan, "Talimatı verdim. Gezi temizlendi" dedi.

17 Haziran 2013 Pazartesi

Kızılay'da başlayan çatışmalar Kennedy Caddesi'nde sabah saat 04.00'e kadar sürdü.

İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sosyal paylaşım

siteleri ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bir çalışma yürüttüğünü açıkladı.

Başbakan Erdoğan, polisin orantısız güç kullanmasına yönelik tepki kararı alan

Avrupa Parlamentosu'na, "Bunlar şaşırmış ya! Böyle bir AP Parlamentosu'nu ben

tanımıyorum, omurgalı olmaya mecbursunuz" diye konuştu.

Sanatçı Erdem Gündüz, saat 18.00 sıralarında Taksim Meydanı'nda AKM'ye asılı

Atatürk posteri ve Türk bayrakları karşısında Duran Adam eylemine başladı.

18 Haziran 2013 Salı

Erdem Gündüz, eylemini saat 02.00'da sonlandırdı. Erdem Gündüz'e eylem

boyunca yüzlerce yurttaş destek verdi. Sosyal Medya'da çığ gibi büyüyen Duran

Adam eylemi Türkiye'yi durdurdu.

Saat 04.00'e kadar süren operasyonla Kuğulu Park'ta uyuyan insanlara müdahale

edildi.

Page 15: Gezi Parkı

15

Duran Adam'ın pasif direnişi tüm dünyaya yayıldı. Duran Adam Erdem Gündüz,

"İçimdeki acıyı duyurmak için durdum" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Polisimizi her yönüyle daha da güçlendireceğiz,

müdahale gücünü artıracağız" diye konuştu.

19 Haziran 2013 Çarşamba

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Duran Adam eylemleri için "Bu bir şiddet

eylemi değil, göze hoş gelen bir eylem türü. Bunu kınayacak halimiz yok. 8 saat nasıl

ayakta durabiliyor, 8 dakika ile sınırlayalım" dedi.

Taksim'deki duran adamlara ilginç bir misilleme yapıldı. Bir grup polisin

eylemcilerin karşısındaki ağacın altında kitap okuduğu sırada üzerlerinde “Duran

Adama Karşı Duran Adam” eylemi başlattı.

20 Haziran 2013 Perşembe

Gezi Parkı eylemlerinde gözaltına alınanlara zorla Başbakan Erdoğan'ın Kazlıçeşme

Mitingi'nin izlettirilmesi tartışmaya yol açtı.

İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Bundan sonra bir durağın yeri bile

değişse halka sorulacak" dedi.

21 Haziran 2013 Cuma

Türk Tabipler Birliği (TTB) Gezi Parkı'nda başlayıp ülke geneline yayılan

gösterilerde bugüne kadar 4 kişinin öldüğünü, 4 kişinin hayati tehlikesinin devam

ettiğini, 11 kişinin de gözünü kaybettiğini açıkladı. TTB, hastane kayıtlarına göre 60'ı

ağır 7 bin 832 yaralının hastanelere başvurduğunu belirtti.

22 Haziran 2013 Cumartesi

Ankara'da 22 kişi, İstanbul'da 33 kişi, İzmir'de 9 kişi tutuklandı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek Gezi Parkı protestolarıyla

gündeme gelen tiyatro sanatçısı Mehmet Ali Alabora'ya "Bu kadar insanı ortaya

dökmeseydin, tahrik etmeseydin, bu kadar insan ölmeyecekti. Hukuk senin peşine

düşmeli ve senin bu tahriklerine ceza vermeli" dedi.

23 Haziran 2013 Pazar

Page 16: Gezi Parkı

16

İçişleri Bakanlığı 31 Mayıs'tan itibaren derlediği verileri rapor haline getirerek

yayımladı. Buna göre yapılan eylemlere 79 ilde 2 buçuk milyon kişi katıldı. Bakanlık

raporunda 79 ildeki sokak eylemlerinde toplam 4 bin 900 kişinin gözaltına alındığı

ve 4 bin göstericinin yaralandığı bilgisi de yer aldı.

Gezi eylemleriyle ilgili yaptığı haberler sebebiyle BBC'nin Türkiye'deki muhabiri

Selin Girit'i twitter'dan hedef alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih

Gökçek, Girit'e "ajan ve vatan haini" suçlamasını yöneltti.

Erzurum'da AKP'lilere seslenen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sokaktaki

eylemcilerin Türkiye düşmanları adına taşeronluk yapmaktan vazgeçmelerini

istiyorum" dedi.

24 Haziran 2013 Pazartesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Polis Akademisi Mezuniyet Töreni'nde yaptığı

konuşmada polisin Gezi Parkı eylemlerinde "demokrasi testinden geçtiğini"

savunarak, "Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilemeyecek tavırlar

karşısında kahramanlık destanı yazmıştır" dedi.

Ankara'daki Gezi Parkı protestosunda Ethem Sarısülük'ü başından vurduğu için

tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilen polis Ahmet Şahbaz serbest bırakıldı.

Eylemlerde silah kullanılmasının önünü açabilecek bir karara imza atan mahkeme,

polisin eylemini "meşru müdafaa" olarak değerlendirdi.

AKP hükümetinin Gezi Direnişi'nin dış basında ele alınmasına yönelik sert tepkileri

sürerken İngiliz yayın kurumu BBC, kurumun Türkiye'deki muhabiri Selin Girit'in

twitter'da aktardığı bir mesajın ardından yine twitter üzerinden Ankara Büyükşehir

Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından "İngiliz ajanı" olarak nitelenmesine yanıt

verdi. Yanıt veren BBC Küresel Haber Dairesi Başkanı Peter Horrock, "BBC,

Türkiye'de yetkililerce sürdürülmekte olan ve BBC'nin güvenilirliğine darbe

vurmayı, muhabirlerini de sindirmeyi amaçlayan kampanya nedeniyle büyük kaygı

duymaktadır" dedi.

ABD Başkanı Barack Obama ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir saat süren bir

telefon görüşmesi yaptı. Görüşmede Gezi Parkı gündeme geldi. Görüşmeyle ilgili

Beyaz Saray tarafından yapılan açıklamada, "İki lider, şiddete başvurulmamasının,

ifade ve toplanma özgürlüğü haklarının ve özgür bir basının önemini ele aldı"

ifadesi kullanıldı.

25 Haziran 2013 Salı

Page 17: Gezi Parkı

17

Erdoğan, Gezi Parkı eylemlerinde simge haline gelen "çapulcular" söylemini

Meclis'teki grup toplantısında bir adım daha ileriye götürdü. Erdoğan, "Sen hangi

iktidarla konuşuyorsun ya! AKP iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Ayaklar ne zaman

baş olmaya başladı?" dedi. Erdoğan eylemcilere kapılarını açan Divan Oteli'nden

"Dünyaya polisin otele saldırdığını takdim ediyorlar. Durup dururken polis o otele

saldırmadı. Polisle çatışanlar oraya kaçtı. Onlar da ev sahipliği yaptı. Bu bir yataklık

etme suçudur." dedi.

OLAYLARIN SİYASİ BOYUTU

Gezi Parkı olaylarında AK Parti eylemleri reddederek muhalif bir tavır sergilerken

CHP eylemlere destek vererek birebir eylemlere katıldı. MHP ve BDP ise eylemler

karşısında net bir tavır takınmadı.

AK PARTİ'NİN EYLEMLERLE İLGİLİ SÖYLEMLERİ

Gezi Parkı olaylarında iktidar partisi olan AK Parti'nin söylemleri herkesi yakından

ilgilendiriyordu. Bu söylemler olayların gelişimini önemli ölçüde etkiliyordu. AK

Parti, Gezi Parkı eylemlerini hiç bir şekilde desteklememiş, söylemleriyle ise

olayların daha da alevlenmesine neden olmuştur. Burada Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan'ın söylemleri ön plandadır. Partinin diğer isimleri genel anlamda

Başbakan'ı destekler biçimde konuşsa da zaman zaman muhalif sesler de

duyulmuştur.

Gezi Parkı eylemlerinin ilk günlerinde AK Parti'nin açıklamaları Gezi Parkı'nda

uygulanması planlanan projenin 'tarihi eserlere saygıdan' kaynaklandığına, projenin

bölgeyi yaşanabilir kılacağına, 'yayalaştırmanın ve yeşilliğin artırılacağına' yönelik

olmuştur. Sonraki günlerde ise gösterilere katılanların bir bö lümünü suçlamaya ve

ötekileştirmeye yönelik açıklamalar, polis müdahalesinin meşruluğu ve ölçülülüğü,

küresel bir komployla karşı karşıya olunduğuna ilişkin açıklamalar ağırlık

kazanmıştır. (1)

Toplumsal sorunların yaşandığı dönemlerde çatışma çözme ve uzlaştırma

pratiklerini öncelikli hale getirmektedir. (2) Ancak Başbakan Recep Tayyip

Erdoğan'dan gelen ilk açıklamalar halkı yatıştırmak yerine onların daha çok tepki

vermesine sebep olacak nitelikteydi. Erdoğan, "Taksim Gezi Parkı şöyle olmuş,

böyle olmuş, orada gelip gösteri yapacaklar şudur budur vesaire. Ne yaparsanız

yapın. Biz karar verdik, verdiğimiz gibi bunu işleyeceğiz." dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Başbakan’ın aksine, Gezi Parkı eylemlerinde uzlaştırıcı ve yatıştırıcı bir söylem kullandı. Yaptığı ilk açıklamada Gül, "Taksim'de

Page 18: Gezi Parkı

18

birkaç günden bu yana devam eden ve maalesef kaygı verici bir noktaya gelen olayların yatışması için hepimize düşen daha fazla olgunluktur" dedi.

Gül, "Güvenlik güçlerimiz. görevlerini yerine getirirken her zamankinden daha fazla ihtimam göstermeli, müdahalelerinde ölçülü olmaya dikkat etmeli, üzücü görüntülerin ortaya çıkmasına izin verilmemelidir." dedi. Gül’ün düşüncelerini hükümete de ilettiğini açıklamasının ardından polis Taksim'den çekilmeye başladı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamaları zaman zaman eylemcilere destek verir nitelikte olsa da genel anlamda Başbakan'ın söylemlerine paralel bir yol izledi.

Arınç, Taksim Gezi Parkı'nda ağaçların kesilerek yerine AVM yapılmak istenmesine karşı gerçekleştirilen gösterilerde polisin aşırı şiddetini, "Keşke çevreye duyarlılık insanların hayatına ve sağlığına zarar verebilecek bir noktaya gelmeseydi." sözleriyle değerlendirdi. Arınç, mahkemenin Topçu Kışlası projesini iptal etmesini "isabetli bir karar" olarak değerlendirdi.

AK Parti’nin içinden olup da partinin genel görüşüyle farklı doğrultuda açıklamalarda bulunan bazı isimler ise şöyle oldu:

Kültür Bakanı Ertuğrul Günay, ağırlıklı olarak sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalarına ilişkin olarak düzenlediği basın toplantısında "yönetimin suhulet, nezaket ve yumuşaklık, kolaylık, şefkat ve adalet isteyeceğini" vurguladı, "husumet, şiddet ve nefretle yönetim" olmayacağını ifade etti. (3)

AKP İzmir Milletvekili Erdal Kalkan da Twitter üzerinden yaptığı, "Kimse şah değil, padişah değil, önce insan", "Hiç kimse vazgeçilmez değildir, kutsallar dışında herkes ve her hareket eleştirilebilir, önce insan" açıklamalarıyla parti içinde eleştirel açıklamalarda bulunan isimlerden biri oldu. (4)

Eylemler süresince Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söylemleri ise gündemi belirledi. Başbakan yaptığı açıklamalarda eylemcilere çeşitli sıfatlar taktı. Bunlardan biri şöyle oldu: "Biz birkaç tane çapulcunun o meydana toplanıp, insanımızı, halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine, pabuç bırakmayız"

Çapulcu, nitelemesi eylemlerin ilerleyen süreçlerinde eylemciler tarafından özellikle sosyal medyada bir mizah unsuru olarak kullanılmış ve bu kavramı herkes kendi çerçevesine göre yeniden tanımladı ve sahiplendi.

Başbakan göstericileri ötekileştirici, suçlayıcı söylemlerine devam etti, eylemcilerin isteklerini, taleplerini göz ardı eder bir tavır takındı.

Erdoğan, AKM'yi yıkarak opera binası ve cami yapacaklarını belirterek, "Ben bunun iznini şimdi gidip de CHP'nin genel başkanından alacak değilim ve bu birkaç tane çapulcudan da alacak değilim" dedi.

Page 19: Gezi Parkı

19

Sosyal Medya'nın Gezi Parkı eylemlerinde önemli bir rol üstlenmesi Başbakan'ı rahatsız etti, Erdoğan, "Twitter'ın baş belası" olduğunu sözlerine ekledi.

Başbakan Erdoğan konuşmalarının hemen hepsinde Gezi Parkı Olayları kapsamındaki gösterilerin hukuksuz gösteriler olduğunu vurgulamış ve tepkilerin sandıkta ifade edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Erdoğan eylemlere tepki gösterirken "10 ay sonra sandık var ve milletim burada gerekli cevabı verecek" dedi.

Gül, Erdoğan'ın açıklamasından bir saat sonra, "Bu çerçeve içerisinde demokrasiler dediğimizde, demokrasilerle, tabii ki seçimlerle halkın iradesi ile her şey ortaya çıkar. Ama demokrasi demek sadece seçim demek değildir." diyerek Erdoğan ile aynı fikirde olmadığını gösterdi.

İktidar partisi temsilcilerinin Gezi Parkı eylemlerinin hukuksuzluğuna yaptığı güçlü vurgu üst düzey kamu yetkililerince de paylaşıldı.(5)

Örneğin; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu:

"Taksim'de toplanmak hukuki değil. Hukukun müsaade etmediği bir yerde toplanmanıza müsaade edemem. Edersem, hukukun dışında davranmış olurum."(6)

İçişleri Bakanı Muammer Güler de Gezi Parkı eylemlerinin hukuka aykırı olup olmadığı hususunda şu açıklamalarda bulundu: (7)

"Polis, kanunsuz toplantıları önlemekle ilgili her türlü yetkiyi kullanır. O zaman polisin varlığı niye? Polis gerektiğinde kuvvet, gerektiğinde tazyikli su, biber gazı kullanır, kanunda sayılan belli aparatları, vasıtaları var... İstanbul'da toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılacak o kadar çok alan var ki.."

Başbakan Erdoğan, kendisine yönelik eleştirilere cevaben yaptığı bazı beyanlarında "76 milyonun efendisi değil hizmetkarı" olduklarını vurgularken Gezi Parkı eylemlerine katılanlara: "Önce sen haddini bileceksin. Bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol. Ayaklar ne zaman baş olmaya başladı. Böyle şey olur mu?" şeklinde seslendi. (8)

Gezi Parkı Olayları kapsamında AKP kanadı eylemlere katılan kişileri genellikle iki gruba ayırarak anlattı. Buna göre birinci grup "makul vatandaşlar", "iyi niyetli doğayı seven vatandaşlar", "çevreye duyarlı masum gençler"; ikinci grup ise "marjinal gruplar", "çapulcular", "teröristler", "illegal örgütler" şeklinde tanımlandı. (9)

Partililerin söylemlerinde masum vatandaşların illegal örgütler tarafından kışkırtıldığı ileri sürüldü ve bu söylem hemen hemen her partilinin açıklamalarında yer aldı.

Örneğin:

Page 20: Gezi Parkı

20

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile görüşen Bülent Arınç, "İlk eylemcilerden özür diliyorum: İlk olayda, çevre duyarlılığıyla hareket edenlere karşı yapılan aşırı şiddet gösterisi yanlış ve haksız olmuştur. O yurttaşlarımdan özür diliyorum. Bunu rahatlıkla söyleyebilirim ama sokaklarda tahribat yapanlar, sokaklarda insanların özgürlüklerine engel olmaya çalışanlara bir özür borcumuz olmadığını düşünüyorum." dedi.

Başbakan Erdoğan ise Gezi Parkı'ndaki eylemcilere yönelik olarak "çevreye duyarlılığı olan vatandaşlar" ile "aşırı uçların" birbirinden ayrılmasına vurgu yapan bir söylem ortaya koydu. (10)

Gezi Parkı Olaylarında en çok tartışılan konulardan biri de eylemcilerin sığındığı camiye bira şişeleri ile girdikleri iddiasıydı. Bu konu ile ilgili Başbakan, "Benim başörtülü kızlarıma, bacılarıma saldırdılar. Dolmabahçe camisine bira şişeleriyle ve ayakkabılarıyla girdiler" dedi. Bezmialem Valide Sultan Cami müezzini Fuat Yıldırım, iddialarla ilgili yaptığı açıklamada "Burada içki içilmedi. Eylemciler buraya sığındıktan sonra içki içen görselerdi zaten kendileri atarlardı." dedi.

Olayların yaşanmaya başladığı ilk günlerde "polisin müdahalesinin aşırıya kaçmış olabileceğine" dair, Başbakan dâhil olmak üzere, iktidar partisi temsilcileri tarafından çeşitli açıklamalar yapıldı.

Olayların başlangıcında yapılan konuşmalarla ilerleyen süreçteki konuşmalar farklılık gösterdi. Başbakan ilk günlerde, "Burada güvenlik güçlerimizin özellikle biber gazı kullanımındaki yanlışlıklar, şu anda bakanlık tarafından zaten incelenmektedir. Burada bir yanlış var eyvallah." dedi.

Ancak ilerleyen günlerde Başbakan bu söylemini değiştirerek, "Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz.", “İçişleri Bakanıma, '24 saat içinde AKM'yi temizleyeceksiniz' dedim. 'Meydanı temizleyeceksiniz ve Anıtı temizleyeceksiniz, arkasından da Gezi Parkı'nı temizleyeceksiniz' dedim.Polise talimatı ben verdim." gibi ifadeler kullandı.

Aşırı şiddet nedeniyle eleştirilen polise teşekkür eden Başbakan, sertlik eleştirilerine de "Erdoğan değişmez" sözleriyle yanıt verdi. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, müdahalenin ardından "Sabrın da belli bir sınırı vardır, kusura bakmayın bu devlet, halkının güvenliğini sağlamak zorunda" diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Polisimizi her yönüyle daha da güçlendireceğiz, müdahale gücünü artıracağız" ifadelerini de kullandı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Polis Akademisi Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada polisin Gezi Parkı eylemlerinde, "demokrasi testinden geçtiğini" savunarak, "Polisimiz bir başka ülkede yaşansa asla tahammül edilemeyecek tavırlar karşısında kahramanlık destanı yazmıştır" dedi.

CHP'NİN EYLEMLERLE İLGİLİ SÖYLEMLERİ

Page 21: Gezi Parkı

21

Gezi Parkı Olayları süresince CHP tarafından Başbakan'ın kendisi gibi düşünmeyen tüm yurttaşları ötekileştirici üslubu eleştirildi. CHP, eylemleri aktif bir şekilde destekledi ancak eylem kanadında teşkilat olarak pasif durmayı tercih etti. İktidar ise CHP'yi eylemlerin arkasındaki güç olmakla itham etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı'na gelerek birebir destekte bulundu ve her gün bir milletvekilin eyleme destekte bulunacağı sözünü verdi.

Kılıçdaroğlu, Gezi Parkı Olayları'nı analiz ederken olayların "baskılanan bir toplumun patlaması" olduğu yorumunu yaptı, "sadece parka sahip çıkmanın ötesinde bir olay" olduğunu da ifade etti. (11)

MHP'NİN EYLEMLERLE İLGİLİ SÖYLEMLERİ

MHP, Gezi Parkı Olaylarında net bir tavır sergileyemedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "MHP'nin hiç bir ferdinin bu tür eylemler içinde yer almadığını" vurguladı. Bahçeli, "Gezi Parkı'na sahip çıkan vatandaşlarla bölücü militanların aynı kefeye konulamayacağını" ifade etti. (12)

Kurumsal bazda olmasa da MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural başta olmak üzere, partinin yöneticileri ve "ağzı laf yapan" mensupları tarafından sık sık eylemlere destek çıkan mesajların verilmesinden de geri durulmuyordu. (13)

BDP'NİN EYLEMLERLE İLGİLİ SÖYLEMLERİ

BDP, Gezi Parkı Olayları'nın ilk günlerinde bu gelişmelere daha mesafeli bir tutum sergilemiş olsa da, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, Gezi Parkı'na güvenlik güçleri tarafından yapılan müdahalenin ilk günlerinden itibaren etkin bir siyasi figür oldu.

BDP'nin net olmayan tavrı eleştirilince gözler Abdullah Öcalan'a çevrildi. Öcalan, "Direnişi anlamlı buluyor ve selamlıyorum. Elbette ki bu duruş yeni bir siyasi kırılma yaratmıştır. Ancak hiç kimse ulusalcı, milliyetçi, darbeci, çevrelere de kendini kullandırmamalı. Bu hareketin onların denetimine girmesine Türkiyeli demokrat, devrimci, yurtsever ve ilerici çevreler izin vermemelidir" mesajını vererek eylemlere destek oldu.

OLAYLARIN YARGI BOYUTU

Taksim Gezi Parkı Koruma ve Güzelleştirme Derneği, İstanbul 6. İdare Mahkemesi'ne başvurarak, "Topçu Kışlası" yapılması kararının iptalini ve yürütmenin durdurulmasını talep etti.

Page 22: Gezi Parkı

22

31 Mayıs 2013’te mahkeme derneğin verdiği dilekçeye dayanarak aynı gün "oluşan yeni durum"un değerlendirildiğini belirterek, yürütmenin durdurulması hakkında yeni bir karar alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması isteminin kabulüne oy çokluğuyla karar verdi.

2 Temmuz 2013’te Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yürütmeyi durdurma kararına karşı verdiği itiraz dilekçesini değerlendiren mahkeme heyeti, yürütmeyi durdurma kararını yerinde görerek, itirazı oy çokluğuyla reddetti.

22 Temmuz 2013’te İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararı, Bölge İdare Mahkemesi tarafından oybirliğiyle kaldırıldı.

Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi'nin Önünü Açan Nazım İmar Planlarının İptaline İlişkin Dava

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, TMMB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi ve TMMOB Peyzaj Mimarları Odası İstanbul Şubesi, İstanbul 1. İdare Mahkemesi'ne açtıkları davada, Taksim Meydanı Yayalaştırma Projesi ile Gezi Parkı'na Topçu Kışlası yapılmasının önünü açan, değişikliklerin iptalini istedi.

7 Mayıs 2013 tarihinde ise bilirkişi, sunduğu raporda imar planı değişikliklerinin, özellikle Gezi Parkı'nın içinde bulunduğu bir alanın planlamasını sonradan yapmak üzere ayırarak belirsiz bıraktığı ve sonuç olarak şehircilik, planlama ve koruma ilkelerine uygun olmadığı yönünde rapor sundu.

6 Haziran’da mahkeme, bilirkişi raporunu kararına esas alarak, imar planı değişikliğini, şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olmaması nedeniyle oybirliği ile iptal etti.

OLAYLARIN EKONOMİK BOYUTU

Gezi Parkı Olayları, Türkiye'nin ekonomik hayatını olumsuz yönde etkiledi. Eylemlerin başladığı ilk günlerde İstanbul Borsası büyük bir düşüş sergiledi.

Borsa İstanbul (BIST), hükümet karşıtı protestoların etkisiyle şubat sonundan bu yana en düşük seviyeye geriledi. Kayıplar ikinci seansta yüzde 9'u aştı.

Öte yandan uzun zaman ve uğraşların sonucunda elde edilen olumlu unsurlarda ülkedeki gergin ortamdan nasibini aldı. Türkiye'ye 18 yıl aradan sonra 'yatırım yapılabilir ülke' notunu veren ilk kredi derecelendirme kuruluşu olan Fitch , Gezi Parkı Olayları ile ilgili olarak açıklama yaptı. Fitch, 'Kitlelerin sesinin duyulması kriteri BBB notunun çok altına indi' uyarısını yaptı.

Yurt genelindeki polis şiddeti nedeniyle özellikle İstanbul, İzmir ve Muğla'ya rezervasyon iptalleri başladı. Hükümetin geri adım atmak yerine göstericilere şiddet

Page 23: Gezi Parkı

23

dozunu artırdığı Gezi Parkı eylemleri sonrasında Taksim'de oteller büyük oranda boşaldı.

Birçok ülke vatandaşlarını Türkiye'ye tatile gitmeleri yönünde uyardı. Türkiye'de turizm sektöründe faaliyet gösteren birlikler, dernekler Ege ve Akdeniz'deki rezervasyonların iptal edilmemesi için konsolosluklara yazı göndermeye başladı.

Kredi Derecelendirme Kuruluşu Moody's'in yatırımcılara yönelik servisi tarafından Gezi Parkı ile ilgili bir açıklama geldi. Açıklamada iki haftadır devam eden protestoların yoğunlaşarak sürmesi halinde bunun İstanbul'un iddialı kentsel kalkınma planını negatif şekilde etkileyeceği vurgulandı. Kredi perspektifinden bakıldığında, bu protestoların İstanbul'un büyük yatırım ihtiyaçlarını, varlık satışı kabiliyetini negatif şekilde etkileyeceği, kredi notu için negatif olduğu belirtildi.

Gezi Parkı'na yapılacak alışveriş merkezine yönelik yoğun tepki iş dünyasına da yansıdı. Eski TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner toplumsal tepkinin bu kadar yüksek olduğu bir yere giremeyeceklerini söyledi. Herry markasının sahibi Selami Sarı ise kan dökülen bir yerde mağaza açmayacaklarını dile getirdi.

OLAYLARIN ULUSLARARASI BOYUTU

Gezi Parkı Olayları Türkiye sınırlarını aştı. Uluslararası arenada büyük yankı buldu. Dünyanın birçok önde gelen kuruluşu Gezi Olayları ile ilgili çağrıda bulundu. Öte yandan dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları da kendi bulundukları ülkelerde bir araya gelerek protesto gösterileri düzenlediler. Dünyanın en çok dikkat çektiği husus ise polisin uyguladığı orantısız güç, basının özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar ve iktidarın olaylarla ilgili takındığı tavırdı.

Avrupa Konseyi, Gezi Parkı direnişçilerine yapılan sert müdahalelere sert tepki gösterdi. Konsey, prensip olarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nce belirlenen sınırlar içerisinde ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesine önem verdiğini ve güvenlik birimlerince orantısız güç kullanılmasına karşı olduğunu belirtti.

Dış basının ana gündem maddelerinden biri haline gelen Gezi Parkı için CNN'de yayınlanan bir haberde "Arap Baharı gibi belki bu da Türkiye Baharı olur" dendi.

Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey Gezi Parkı'na destek verdi. ABD'li dünyaca ünlü aktivist ve dil bilimci Noam Chomsky, Gezi Parkı'na destek verdiğini belirterek "Son günlerde gelen haberler Türk tarihinin, geçmişte kaldığı zannedilen en utanç verici anlarını hatırlatıyor." dedi.

CNN ve BBC olmak üzere birçok yabancı TV olayları canlı yayınladı. Öte yandan ünlü Hollywood yıldızı Bruce Willis attığı tweet'te, "Türkiye'de basın çalışmıyor. İnsanlar sokaklarda ölüyor. Türkiye acı çekiyor! Tweet atın lütfen.." dedi.

Boston, Milano, Sydney ve Buenos Aires'te eylemcilere destek gösterileri yapıldı.

Page 24: Gezi Parkı

24

Amerikan New York Times gazetesi Gezi ile ilgili haberinde, "Erdoğan'ın 10 yıllık liderliğinin ve otoriter taktikleri benimsediğini söyledikleri hükümetinin geniş bir reddi haline geldi." yorumu yapıldı.

İsrail'in başkenti Tel Aviv'de ve Mısır’ın başkenti Kahire'de destek eylemleri yapıldı.

ABD'den yapılan açıklamalarda tüm taraflara "durumu yatıştırma" çağrısında bulunuldu. Dışişleri Bakanı John Kerry, "polisin aşırı güç kullandığı haberlerine ilişkin kaygılı olduklarını" söyledi. Kerry, ABD'nin barışçıl gösteriler de dahil ifade özgürlüğünü desteklediği vurgusu yaptı.

CNN'de Christiane Amanpour'un programına AKP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu konuk olurken soluk almadan konuşması ünlü gazetecinin tepkisine neden oldu. Saatlerce yayın yapan Amanpour, Çavuşoğluna bunun bir röportaj olduğunu, soru sormasına izin vermesi gerektiğini söyleyerek röportajı yarıda kesti.

BM İnsan Hakları Konseyi'nden Gezi protestolarında güvenlik güçlerinin eylemcilere yönelik tutumuna ilişkin bağımsız, kapsamlı bir soruşturma yapılması ve suçluların adalet önüne çıkarılması çağrısında bulundu.

Washington yönetiminin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Jen Psaki tarafından olaylarla ilgili bir açıklama yapıldı. Psaki, "İfade hakkını kullanan bireyleri her türlü cezalandırma teşebüsünden rahatsızız" dedi.

ABD'li ünlü gazeteci Christiane Amanpour, CNN Internetional televizyonundaki programına telefonla bağlanarak polis şiddetini savunan Başbakan Danışmanı İbrahim Kalın'ı "Show is over" "Şov bitti" sözleriyle yayından çıkardı.

OLAYLARIN SANATSAL BOYUTU

Gezi Parkı Olayları sanat dünyasında da geniş yankılar uyandırdı. Sanatçıların kimileri Gezi'ye açık destek verirken kimileri de günü kurtaran açıklamalar yaparak hayranlarını şaşırttı.

Yeni Şafak Gazetesi tarafından Gezi'ye destek verdiği için hedef gösterilen sanatçı

Mehmet Ali Alabora, "Anlaşılıyor ki Gezi Parkı'nın korunmasıyla başlayan süreci bir

komplo teorisiyle açıklamaya çalışmak için bir oyuna çekilmeye çalışılıyorum. Can

güvenliğim yok, Avukatım aracılığıyla koruma talebinde bulundum" dedi.

Yeni Şafak'ın yanı sıra Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Mehmet

Ali Alabora hakkında, "Bu kadar insanı ortaya dökmeseydin, tahrik etmeseydin, bu kadar insan ölmeyecekti. Hukuk senin peşine düşmeli ve senin bu tahriklerine ceza vermeli" diyerek sanatçıyı hedef gösterdi.

Page 25: Gezi Parkı

25

Mehmet Ali Alabora'nın yanı sıra eyleme destek verenler Fatih Akın, Zeki

Demirkubuz, Nazan Öncel, Şebnem Sönmez, Azra Akın, Okan Bayülgen, Tarkan,

Çağan Irmak, Mehmet Turgut, Kenan Doğulu, Nazan Öncel, Erdal Beşikçioğlu,

Halit Ergenç, Kıvanç Tatlıtuğ, Mehmet Günsür, Candan Erçetin, Şahan Gökbakar,

Kenan İmirzalıoğlu, Tuba Büyüküstün, Şebnem Ferah, Bergüzar Korel, Levent

Özdilek, Melek Baykal gibi isimler oldu…

Uluslararası üne sahip yönetmen Zeki Demirkubuz, "Bundan sonra çapulcuyum"

diyerek eyleme açık destek verdi. Yine dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, konserinde

tencere tava çalarak eylemcilere destek oldu.

Son günlerde popüler dizilerde rol alan ünlü oyuncu çift Halit Ergenç ile Bergüzar

Korel eylemlere katıldılar. Twitter’da çok takipçisi olmasına rağmen bugüne kadar

twit atmayan Cem Yılmaz'ın ilk twiti Gezi'ye destek mesajıydı.

Akil Adamlar heyetinde yer alan Hülya Koçyiğit ile Kadir İnanır "orta yollu"

açıklamalarda bulundular.

Nazan Öncel, Duman ve Kardeş Türküler de Gezi Parkı için şarkı yazdı.

Türk edebiyatının önemli isimlerinden Yaşar Kemal, "Bu baskı yeter artık. Tolerans ve saygı gerekir. Şimdi hükümet bu kalabalığa kulak versin." dedi.

Sanatçılar Gezi Parkı Olaylarına olumlu ya da olumsuz mesaj vererek gelişmelere kayıtsız kalamadılar. Yaptıkları ortak açıklama ise şu şekildeydi:

"Biz bu ülkenin sanatçıları ve yazarları olarak başta NTV, CNN Türk, Habertürk, Kanal D, atv, Star, Show TV ve TRT olmak üzere tüm ana televizyon kanallarının ve başta Star, Sabah ve Habertürk olmak üzere bazı gazetelerin, tarafsız haber ilkelerini hiçe sayan sansürcü ve yanlı tutumlarını kınıyoruz."

OLAYLARIN MEDYA FAKTÖRÜ

Gezi Parkı Olaylarına takındığı tavırla televizyon kanalları damgasını vurdu. Twitter ve Facebook eylemcilerin bir numaralı haberleşme kaynağı oldu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Twitter'ı baş belası ilan etti. Sosyal Medya üzerinden Gezi Parkı Olayları mizahi bir dille yansıtıldı.

Dünya medyasının ilk haber olarak verdiği, Norveç televizyonunun canlı yayın yaptığı olaylara Türk medyası sesiz kaldı. Gelişmeleri internet üzerinden takip eden yurttaşlar yemek ya da belgesel programı yayınlayan kanallara tepki gösterdi.

Page 26: Gezi Parkı

26

TV kanallarının Taksim ve Gezi Parkı yerine penguenleri konu alan belgesel göstermesi sosyal medyanın ve mizah ustalarının kaleminde sembole dönüştü.

Türkiye'deki onlarca haber kanalına olayları duyurmayınca, yurttaşlar gözlerini yabancı kanallara çevirdi. Olayları canlı yayınlarla duyuran CNN International muhabirinin şu sözleri basın tarihine geçti: "Şu anda birçok Türk bizi izliyor, çünkü kendi medyalarına güvenmiyorlar."

Gezi Parkı Olaylarına yeterince yer vermeyen medya kurumlarının araçları saldırıya uğradı. Eylemciler araçların üzerine "Sahibinden satılık medya", "Ucuz satılık TV kanalı, ilk elden" şeklinde yazılar yazdı. Halk TV ile Ulusal Kanal'ın olayları ilk gününden beri canlı yayınlaması eylemciler tarafından desteklendi.

Eylemciler haber kanalları haber yapmak için gelmeyince kanalın ayağına gitti Habertürk ile NTV protesto edildi. NTV, öğlen bülteninde kanalın önündeki protestoyu yayınladı. Protesto edilen diğer yayın organları ise Sabah gazetesi ile ATV oldu.

Doğuş Yayın Grubu CEO'su Cem Aydın özür diledi. Aydın NTV çalışanlarına yaptığı açıklamada, "Mesleki sorumluluğumuz açısından bize düşen, olanı olduğu gibi vermektir. Dengesizlikler içinde denge arayışı tüm medyayı olduğu gibi bizi de etkiledi. İzleyicilerimiz kendini ihanete uğramış gibi hissetti, onları haksız bulmak mümkün değil" dedi.

Twitter üzerinden verdikleri mesajlarla halkı direnişe çağırdıkları gerekçesiyle bir çok kişi gözaltına alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Gezi Parkı eylemlerine ilişkin sosyal paylaşım siteleri ile ilgili Emniyet Genel Müdürlüğü'nün bir çalışma yürüttüğünü açıkladı.

Seslerini duyurmak için çeşitli yollar deneyen eylemciler internetten yayın yapan "Çapul TV"yi kurdular.

RTÜK, Gezi Parkı Olaylarında halkı şiddete teşvik ettikleri gerekçesiyle Ulusal TV, Halk TV, Cem TV ve EM TV'ye para cezası kesti. Bunun üzerine RTÜK'ün internet sitesi Redhack tarafından hacklendi.

İngiliz yayın kuruluşu BBC Küresel Haber Dairesi Başkanı Peter Horrocks, NTV ile ortaklığını askıya aldığını açıkladı.

BBC'nin Türkiye'deki muhabiri Selin Girit'i twitter'dan hedef alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Girit'e "ajan ve vatan haini" suçlamasını yöneltti.

Bunun üzerine İngiliz yayın kurumu BBC, kurumun Türkiye'deki muhabiri Selin Girit'in twitter'da aktardığı bir mesajın ardından yine twitter üzerinden Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek tarafından "İngiliz ajanı" olarak

Page 27: Gezi Parkı

27

nitelenmesine yanıt veren BBC Küresel Haber Dairesi Başkanı Peter Horrock, "BBC, Türkiye'de yetkililerce sürdürülmekte olan ve BBC'nin güvenilirliğine darbe vurmayı, muhabirlerini de sindirmeyi amaçlayan kampanya nedeniyle büyük kaygı duymaktadır" dedi.

OLAYLAR SIRASINDA MEYDANA GELEN ÖLÜMLER VE YARALANMALAR

Gezi Parkı Olayları'nda en çok tartışılan ve tepki gösterilen unsurlardan biri polisin uyguladığı orantısız güçtü. Polisin kullandığı biber gazı ve tazyikli su binlerce insanın yaralanmasına sebep oldu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran biber gazının ithalini ve kullanımını yasaklanması için TBMM'ye yasa teklifi verdi. Gaz yiyen CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu anjiyo oldu, BDP’li Sırrı Süreyya Önder omzundan yaralandı. Ahmet Şık'ın da aralarında bulunduğu 10 gazeteci hastaneye kaldırıldı.

Lobna Allani, Biber gazı kapsülüyle yaralandı..

Uluslararası Af Örgütü Gezi Parkı'ndaki gösterilerde şiddet kullanımını kınadı. Evlerden gece yarısı pencerelere çıkan yurttaşlar tencere-tavalara vurarak hükümeti ve polis şiddetini protesto etti.

İçişleri Bakanlığı aşırı güç kullanan polisler hakkında işlem yapacağını duyurdu. Bunun üzerine Ankara'daki polislerin kasklarındaki sicil numaralarını kapattıkları görüldü.

Ankara'daki gösterilerde polis kurşunuyla vurulduğu bildirilen 26 yaşındaki Ethem Sarısülük hayatını kaybetti.

1 Mayıs Mahallesi'nde yapılan yürüyüşe katılan Mehmet Ayvalıtaş (19) saat 22.00 sıralarında bir sürücünü otomobilini göstericilerin üzerine sürmesi sonucu yaşamını yitirdi.

Eskişehir'de Gezi Parkı eylemlerine destek veren 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz kimliği belirsiz kişilerce acımasızca dövüldü. Korkmaz hayatını kaybetti.

Başlarına gaz bombası isabet eden iki kişi plastik mermiyle gözlerini kaybetti. Taksim Gezi Parkı'ndaki olaylara destek vermek amacıyla Hatay'da düzenlenen protestolarda Abdullah Cömert (22) adlı genç yaşamını yitirdi. Cömert'in kafasına aldığı darbe sonucu beyin kanamasından öldüğü belirlendi.

Adana'da Gezi Parkı eylemlerine destek için düzenlenen gösteriye müdahale sırasında komiser Mustafa Sarı, Atatürk Caddesi ile Kenan Evren Bulvarı'nı birleştirmek için açılan altgeçit çalışmalarının olduğu yerde göstericileri kovaladığı

Page 28: Gezi Parkı

28

sırada yaklaşık 5 metre yüksekliğindeki yoldan geçit için açılan zemine düştü. Komiser Mustafa Sarı tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.

Eylemler sırasında polisin kullandığı biber gazından 8 köpek, 63 kedi, bin 28 kuş öldüğü belirlendi.

Okmeydanı Mahmut Şevket Paşa Mahallesi'nde sabah fırına giderken polisin attığı gaz bombası kapsülüyle 14 yaşındaki Berkin Elvan hayatını yitirdi.

Ankara Kurtuluş'taki eylemlerde kafasına gaz bombası atılan Dila Dursun ağır yaralandı.

İstanbul Tabipler Odası Genel Sekreteri Ali Çerkezoğlu, toplumsal müdahale araçlarından sıkılan suyun kimyasal içeriğinin şiddetli reaksiyona sebep olduğunu belirtti.

İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, TOMA'dan sıkılan suyun içinde kimyasal madde olmadığını, sadece ilaçlı su olduğunu söyledi.

Türk Tabipler Birliği Gezi Parkı'nda başlayıp ülke geneline yayılan gösterilerde 60'ı ağır 7 bin 832 yaralının hastanelere başvurduğunu belirtti.

İçişleri Bakanlığı 31 Mayıs'tan itibaren derlediği verileri rapor haline getirerek yayımladı. Buna göre yapılan eylemlere 79 ilde 2 buçuk milyon kişi katıldı. Bakanlık raporunda yapılan eylemlere 79 ildeki sokak eylemlerinde toplam 4 bin 900 kişi gözaltına alındı. 4 bin gösterici yaralandı.

2. BÖLÜM

GAZETELERİN MANŞETLERİNDE GEZİ PARKI OLAYLARININ

İŞLENİŞİ

*Gazeteler alfabetik sıraya göre değerlendirmeye alınmıştır.

CUMHURİYET GAZETESİ

29 Mayıs Çarşamba 2013

Page 29: Gezi Parkı

29

Cumhuriyet gazetesinin eylemlerin ilk başlangıcı olan 28 Mayıs gecesinin ertesi günü 29 Mayıs 2013'te gazetenin birinci sayfasının ortasından yer verdiğini görüyoruz. Gazete gelişmeleri olduğu gibi aktarmış ancak haberin söyleminde dikkati çeken unsurlardan biri 'yurttaş' kelimesidir. Bu kelimeyi daha çok solcular kullanır. Cumhuriyet gazetesi de sol kökenli olduğundan burada haberin söylemine az da olsa kendi ideolojisini yerleştirdiğini söylemek mümkündür.

30 Mayıs Perşembe 2013

Cumhuriyet gazetesi Gezi Parkı Olaylarını ilk sayfadan görmemiştir.

31 Mayıs Cuma 2013

Page 30: Gezi Parkı

30

Cumhuriyet'in Gezi Parkı Olayları'nın üçüncü gününde olayları sürmanşetten verdiğini görüyoruz. Burada yine dikkatleri çeken 'yurttaş' kelimesidir. Ayrıca halkı savunan bir söylem takınıldığını da söylemek mümkün…

1 Haziran Cumartesi 2013

Page 31: Gezi Parkı

31

Cumhuriyet Gazetesi, Gezi Olayları'nda eylemcileri destekler nitelikte bir haber söylemi kullanıyor. Polis müdahalesindeki şiddetin aşırılığını eleştiren gazete, eylemlerin sürmesini teşvik niteliğinde bir söylemi tercih ediyor. Gazetenin söyleminin tarafsız olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ayrıca haber söyleminde sıfatların da kullanıldığı görüyoruz. Müdahalenin 'çok sert' diyerek nitelendirilmesi ve alt bölümdeki 'Yok böyle zorbalık' başlığı kullanılan sıfatlara örnek olabilir.

2 Haziran Pazar 2013

Page 32: Gezi Parkı

32

'Halkın Zaferi' başlığı ile çıkan gazete eylemleri destekleyen söyleminin yanı sıra polisin sert müdahalesine eleştiride bulunuyor. Başbakan'ın eylemcilere 'ricada bulunmasını' alışılmadık bir söylem olduğunu vurgulayarak polisin geri çekilmesini halkın bir zaferi olarak manşetine taşıyor.

Page 33: Gezi Parkı

33

3 Haziran Pazartesi 2013

'Halkla çatışıyor' başlığıyla çıkan gazete bu sayfasında Başbakan'ın önceki gün eylemcilere rica ettiğini ancak bugün Atatürk Kültür Merkezi'ni yıkacağını ve yerine cami ile opera yapacağını söylemesini eleştiren bir üslup kullanıyor. Erdoğan'ın söylemleri üzerinden 'Halkla çatışıyor' başlığı hükümete getirilen bir eleştiridir. Ayrıca Cumhuriyet yine polisin müdahalesinin sertliğini eleştiriyor.

Cumhuriyet'in haber söyleminde dikkatleri çeken bir başka unsur ise Cumhuriyet Halk Partisi'nin açıklamalarına sıkça yer vermesidir.

4 Haziran Salı 2013

Page 34: Gezi Parkı

34

'Tek o anlamadı' başlığı ile çıkan gazete bu başlıkta Başbakan'a sesleniyor. Başbakan'ın 'Yüzde elliyi zor tutuyorum' demesinin bir tehdit olduğunu iddia ediyor. Ayrıca Erdoğan'ın sözlerini 'tehlikeli sözler' olarak nitelendiriyor. Haber metninde olayların değerlendirmesini yapan Prof. Ayşe Saktanber'in konuşmasından seçilen 'Çok yanlış ve feci ifadeler' ve 'Demokrasi sadece seçim değil' ifadeleri yine hükümetin politikalarını eleştirir nitelikte.

5 Haziran Çarşamba 2013

Page 35: Gezi Parkı

35

'Gençler ders veriyor' başlığı ile çıkan gazetenin başlığın üst kısmında yer alan 'Özgürlük ve demokrasi uğruna korkuyu yıkarak yeni bir siyasi iklim yarattılar' ifadesi yayın politikasıyla eylemcileri desteklediğini gösteriyor. Ayrıca manşetteki haber metninde olayları direk vermekten ziyade yorumun hakim olduğunu görüyoruz.

Sayfanın sağ kısmında yer alan demeçlerde de eylemleri destekleyen söylemler söz konusu. Ayrıca Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından yine eylemi haklı çıkaracak kısım alınmış. Başbakan'ın AKP'li kesimlere yapacağı mitingeden 'gösteri' diye bahsedilirken AKP'lilerede 'AKP'nin kurmayları' deniliyor. Bu ifadelerde taraflılığın ve aşağılamanın olduğunu görüyoruz.

Page 36: Gezi Parkı

36

Gazetede CHP ile ilgili haberlere özellikle yer veriliyor. Nitekim manşetin alt kısmında yer alan 'CHP'lilere sopayla saldırılıyor' haberi bunun bir örneği. Gazete polisin müdahalesinin sertliğini eleştiriyor.

6 Haziran Perşembe 2013

"Diren Twitter" başlığı ile çıkan gazetenin manşetinde haber metninde karşılaştığımız öncül unsur gazetenin eylemcilerin taleplerine yer vermesi. Cumhuriyet'in eylemleri desteklediğini söylemiştik. Hükümet kanadının sözleri haber metninde görürken nefret ve öfke söylemini kullanıyor. Trafsızlık gereği her iki tarafın açıklamalarına yer vermektense eylemcilerin açıklamalarının daha çok yer aldığını görüyoruz. Zira gazetenin bu manşetinde eylemcilerin istekleri sıralanarak hükümet kanadının açıklamalarına eşit ölçüde yer verilmemiştir. Ayrıca haber

Page 37: Gezi Parkı

37

metnine yorumların eklendiğini 'Gençlerden korktular' başlığı ile yapılan girişte görmek mümkündür.

7 Haziran Cuma 2013

"Öfkesiyle döndü" başlığı ile çıkan gazetenin haber metninde Erdoğan'ın açıklamalarını eleştirir nitelikte bir haber söylemine yer verilmiştir. Bu açıklamaya karşılık olarak eylemlere daha sıcak bakan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün açıklamaları ile Erdoğan'ın açıklamaları arasında bir denge kurulduğunu söylemek mümkündür.

Page 38: Gezi Parkı

38

8 Haziran Cumartesi 2013

Gazete bu sayfasında sıfatlara yer vermiş. Haber metninde sıfatların bulunmaması gerekir ancak haber 'kışkırtıcı dil', 'buyurgan tavır' gibi söylemlere eklentiler yapıldığını görüyoruz. Ayrıca eylemleri destekleyen Avrupa'da kurumlarının açıklamalarına yer verilmiştir.

9 Haziran Pazar 2013

Page 39: Gezi Parkı

39

Gazete bu sayfasında yine sıfatlara yer vermiş ve bu sıfatların eylemcileri över nitelikte olduğunu söylemek mümkündür. 'Muhteşem görüntü' gibi. Eylemlerin yayıldığını bildiren haberde olayların aktarılmasında herhangi bir yoruma sıfatlar haricinde yer verilmediğini söylemek mümkündür. Ancak polisin müdahalesini eleştiren ifadeler vardır.

10 Haziran Pazartesi 2013

Page 40: Gezi Parkı

40

Gazete bu sayfasında Başbakan'ın açıklamalarını yine eleştiriyor ve eylemcilere 'yurttaş' diyerek hitap ediyor ve eylemcileri savunur nitelikteki açıklamalarını

Page 41: Gezi Parkı

41

sürdüyor. Dünya'dan gelen tepkilere sıkça yer veren gazete eylemin niteliğini araştıran haberlerede yer vermiş.

11 Haziran Salı 2013

Page 42: Gezi Parkı

42

Gazete bu sayfasında eylemcilerin barış yanlısı olduğunu anlatan açıklamalara yer vermiş ve Başbakan'ın açıklamalarını kışkırtıcı olduğunu aynı zamanda eylemcileri

Page 43: Gezi Parkı

43

anlamakatan uzak olduğunu belirten söylemlere yer verildiğini görüyoruz. Haber dilinin ollayı olduğu gibi aktarmaktan ziyade yorum şekline dönüştüğünü görüyoruz.

12 Haziran Çarşamba

Page 44: Gezi Parkı

44

Page 45: Gezi Parkı

45

"Vahşete döndü" başlığı ile çıkan gazete polisin eylemcilere müdahalesini eleştiren bir söylem tercih ediyor. Müdahale sırasında yaralanan eylemcileri savunan gazete AK Parti'yi eleştirerek, eylemlere provokatörleri soktuğunu iddia ediyor.

13 Haziran Perşembe 2013

Page 46: Gezi Parkı

46

Page 47: Gezi Parkı

47

"Referandum oyunu" başlığı ile çıkan gazete Başbakan'ın açıklamalarına yer vererek hem 'Gezi Parkı halka sorulabilir' demesine hem de buna rağmen 'Bu işi bitirin' diyerek İçişleri Bakanı'na talimat vermesini eleştiriyor. Ayrıca eylemleri destekleyen kesimlerin açıklamalarına yer veriyor.

Page 48: Gezi Parkı

48

14 Haziran Cuma 2013

Page 49: Gezi Parkı

49

"Orantısız Öfke" başlığı bir sıfat tamlaması. Cumhuriyet kendi görüşlerini haberlerinde sıkça yansıtmış. Tarafsızlıktan söz etmek mümkün değil. hükümetin yaptığı her şey eleştiriliyor. Özellikle polisin müdahalesinin yine burada da eleştirildiğini görüyoruz.

***

Cumhuriyet Gazetesi'nin Gezi Parkı Eylemleri'ne bakış açısını genel anlamda ele aldığımızda gazetenin eylemleri destekler nitelikte bir tavır tercih ettiğini görüyoruz.

Gazetenin hükümetin tutumunu ve açıklamalarını sert bir şekilde eleştirirken sıkça yorumlara ve sıfatlara yer verdiğini görüyoruz. Eylemlerin içeriğini anlatan ve eylemcileri destekleyen kişi ve kurumların açıklamalarına sıkça yer vererek eylemlerin makul ve haklı olduğunu belirten söylemlere yer verilmiştir.

Polisin müdahalesine karşı çıkan ve zarar gören eylemcilerin haklarını aramaya yönelik bir tavır takındığını da görüyoruz.

Bu süreç boyunca Cumhuriyet'in tarafsız olmadığını haberlere kendi ideolojisini yansıttığını söylemek mümkündür. Olaylar boyunca yalnızca bu gazeteyi okuyan bir okuyucu aslında tek taraflı bir bakış açısı olduğundan yeterince sağlıklı bilgi edinemediğini söylemek mümkündür.

Cumhuriyet Gazetesi'nin Gezi Parkı eylemelerini incelediğimiz bir ay boyunca gazetenin ilk sayfasının tamamını ayırdığını görüyoruz. Aşağıda sunulan örneklerde de yukarıdakilerle neredeyse aynı olduğu için Cumhuriyet'e ait açıklamaları burada bitiriyoruz.

15 Haziran Cumartesi 2013

Page 50: Gezi Parkı

50

16 Haziran Pazar 2013

Page 51: Gezi Parkı

51

17 Haziran Pazartesi 2013

Page 52: Gezi Parkı

52

18 Haziran Salı 2013

Page 53: Gezi Parkı

53

19 Haziran Çarşamba 2013

Page 54: Gezi Parkı

54

20 Haziran Perşembe 2013

Page 55: Gezi Parkı

55

21 Haziran Cuma 2013

Page 56: Gezi Parkı

56

22 Haziran Cumartesi 2013

Page 57: Gezi Parkı

57

23 Haziran Pazar 2013

Page 58: Gezi Parkı

58

24 Haziran Pazartesi 2013

Page 59: Gezi Parkı

59

25 Haziran Salı 2013

Page 60: Gezi Parkı

60

26 Haziran Çarşamba 2013

Page 61: Gezi Parkı

61

27 Haziran Perşembe 2013

Page 62: Gezi Parkı

62

28 Haziran Cuma 2013

Page 63: Gezi Parkı

63

29 Haziran Cumartesi 2013

Page 64: Gezi Parkı

64

30 Haziran Pazar 2013

Page 65: Gezi Parkı

65

HÜRRİYET GAZETESİ

Page 66: Gezi Parkı

66

29 Mayıs Çarşamba 2013

Hürriyet Gazetesi, Gezi Parkı Olayları'nın başlangıcını ilk sayfanın küçük bir köşesinden vermiş. Haber metnine baktığımızda olaylara yorum katmadan olduğu gibi aktardığını görüyoruz.

30 Mayıs Perşembe 2013

Page 67: Gezi Parkı

67

Gazete eylemle ilgili haberi yine küçük bir köşeden işlemeye devam ediyor. Burada yalnızca hükümet kanadının açıklamasına yer verildiğini görüyoruz.

31 Mayıs Cuma 2013

Page 68: Gezi Parkı

68

"Gezi Parkı'nda yakma timi" başlığı ile çıkan gazete olayları olduğu gibi aktarıyor. Ancak burada polisin yaptığı açıklamanın yalan olduğunu iddia etmekle birlikte iddianın doğru olduğunu kanıtlayacak nitelikte fotoğrafta sunuluyor.

1 Haziran Cumartesi 2013

Page 69: Gezi Parkı

69

"24 saat gaz" başlığı ile çıkan gazete ilk sayfasını Gezi Olayları iç.in ayırmış burada hem hükümet kanadının hem muhalefet kanadının hem de eylemcilerle ilgili haberlerin dengeli bir dağılımının olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca haber söyleminde olayların olduğu gibi aktarıldığını herhangi bir yoruma yer verilmediğini söyleyebiliriz.

2 Haziran Pazar 2013

Page 70: Gezi Parkı

70

Sayfasının tamamını Gezi'ye ayıran gazete eylemlerin yurt geneline dağıldığını gösteren fotoğraflar kullanmış. Burada dikkat çeken ise ilk kez sıfata yer

Page 71: Gezi Parkı

71

verilmesidir. Haber söyleminde sıfatın kullanılmaması gerekir. Ancak gazete burada 'sert müdahale' ifadesini kullanmıştır. Yinede haber metninde yoruma yer verilmediğini söylemek gerekir.

Hürriyet'in bir denge kurduğunu söylemek gerek. Şimdiye değin taraf tutmadan yapılan bir yayın söz konusu. Hem eylemlere hem de diğer kesimlerin açıklamalarına yer veriliyor.

3 Haziran Pazartesi 2013

Page 72: Gezi Parkı

72

Sayfasının tamamını eylem haberine ayıran gazete Gezi Olayları'nın farklı boyutlarına ve başka illerdeki yansımalarına yer veriyor. Hürriyet'in haber dilinde

Page 73: Gezi Parkı

73

yoruma rastlamak pek mümkün değil. Açıklamalar yapıldıkça her kesime yer verildiği söylenebilir. Ancak her ne kadar yorumdan kaçınılsa da hükümet kanadının açıklamalarına daha çok yer verdiğini söylebiliriz.

4 Haziran Salı 2013

Page 74: Gezi Parkı

74

Page 75: Gezi Parkı

75

Hürriyet'in haberleri veriş şeklinde ılımlı bir yaklaşım olduğunu söyleyebiliriz. Haber söyleminde ne eylemcileri eleştiren ne de eylemlere karşıt açıklamalarda bulunan kişi ya da kurumları eleştiren bir tavır tercih edildiğini görüyoruz.

5 Haziran Çarşamba 2013

Page 76: Gezi Parkı

76

Hürriyet her ne kadar dengeli bir tutum sergilese de haberi veriş şeklinden aslında eylemcilere sempati uyandıran bir dilin kullanıldığını hükümet kanadının

Page 77: Gezi Parkı

77

söylemlerinde öne çıkarılan kısımların da yine ılımlı olan söylemler olduğunu bildirmek mümkündür.

6 Haziran Perşembe 2013

Page 78: Gezi Parkı

78

Page 79: Gezi Parkı

79

Hürriyet sayfalarında Gezi'de ki sempati uyandıran fotoğraflara yer veriyor. Çeşitli kesimlerin Gezi ile ilgili açıklamalarına yer veriliyor bu açıklamaların içeriğinde ise eylemleri destekler nitelikte söylem olduğunu söyleyebiliriz.

7 Haziran Cuma 2013

Page 80: Gezi Parkı

80

Hürriyet hükümet kanadının açıklamalarına sıkça yer verirken muhalefetin daha az yer aldığını görüyoruz. Eylemcilerle ilgili renkli fotoğrafları yayımlayan gazete

Page 81: Gezi Parkı

81

olayların siyasi boyutundan ziyade yaşamla ilgili kısımları öne plana çıkarıyor. Olayların işleniş biçiminin bazen daha magazine kaçtığını söylemek mümkündür.

8 Haziran Cumartesi 2013

Page 82: Gezi Parkı

82

Page 83: Gezi Parkı

83

Olaylar boyunca sıkça ılımlı açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e Hürriyet'in sık sık yer verdiğini söyleyebiliriz. Gazete yine eylemciler arasındaki dayanışmayı anlatan fotoğraflara yer vermiştir.

9 Haziran Pazar 2013

Page 84: Gezi Parkı

84

Hürriyet Gezi Parkı Olaylarını olduğu gibi verirken herhangi bir ideoloji belirtisi görülmüyor. Farklı kesimlerden eylemcilere yer veriliyor. Aynı zamanda yine her kesime yer verildiğini söyleyebiliriz burada hükümet kanadının açıklamalarının ağırlık bastığını da belirtmek gerekir.

Page 85: Gezi Parkı

85

***

Hürriyet'in Gezi Parkı Olayları'nı genel anlamda dengeli ve elden geldikçe tarafsız olmaya çalışarak işlediğini görüyoruz. Haber söylemlerinde sıfatlara pek fazla yer vermezken yorum neredeyse hiç yapılamamıştır.

Gezi Parkı'na destek veren bir çok kesimin açıklamalarına yer veren gazete seçtiği başlıklarda herhangi bir marjinallik söz konusu değil.

Hükümetin açıklamalarına sık sık yer veren gazete bu açıklamalara yorumda bulunmamış. Muhalefetin açıklamalarına az da olsa yer verildiği gözlenmektedir.

Hürriyet, Gezi ile ilgili daha çok eylemcilerin sempatik hallerini fotoğraflarla sayfalarına taşımış. Olayların siyasetten ziyade yaşamsal öğesinin ağır bastığını söyleyebiliriz. Magazinsel öğelerin biraz daha büyütüldüğünü söyleyebiliriz.

Hürriyet olaylar sırasında yalnızca polisin müdahalesini eleştiriyor. Eylemciler ile hükümet kanadı arasında dengeli bir tutum sergiliyor.İncelediğimiz bir ayın son günlerinde eylemlere daha az yer verildiğini görüyoruz.

Gezi Parkı Olayları sırasında yalnızca Hürriyet Gazetesi'ni takip eden bir okuyucu gündemden haberdar olmakla birlikte magazinsel öğeler ve bol fotoğrafla muhtemelen biraz eğlenerek bilgi edinmiş olduğunu tahmin ediyoruz.

Gazetenin bundan sonraki sayfaları aşağıdadır.

10 Haziran Pazartesi 2013

Page 86: Gezi Parkı

86

11 Haziran Salı 2013

Page 87: Gezi Parkı

87

12 Haziran Çarşamba 2013

Page 88: Gezi Parkı

88

Page 89: Gezi Parkı

89

13 Haziran Perşembe 2013

Page 90: Gezi Parkı

90

Page 91: Gezi Parkı

91

14 Haziran Cuma 2013

Page 92: Gezi Parkı

92

15 Haziran Cumartesi 2013

Page 93: Gezi Parkı

93

16 Haziran Pazar 2013

17 Haziran Pazartesi 2013

Page 94: Gezi Parkı

94

Page 95: Gezi Parkı

95

18 Haziran Salı 2013

19 Haziran Çarşamba 2013

Page 96: Gezi Parkı

96

20 Haziran Perşembe 2013

Page 97: Gezi Parkı

97

21 Haziran Cuma 2013

Page 98: Gezi Parkı

98

22 Haziran Cumartesi 2013

Page 99: Gezi Parkı

99

23 Haziran Pazar 2013

24 Haziran Pazartesi 2013

Page 100: Gezi Parkı

100

25 Haziran Salı 2013

Page 101: Gezi Parkı

101

26 Haziran Çarşamba 2013

Page 102: Gezi Parkı

102

27 Haziran Perşembe 2013

Page 103: Gezi Parkı

103

28 Haziran Cuma 2013

29 Haziran Cumartesi 2013

30 Haziran Pazar 2013

Page 104: Gezi Parkı

104

ZAMAN GAZETESİ

29 Mayıs Çarşamba 2013

Page 105: Gezi Parkı

105

Zaman Gazetesi, Gezi Parkı Olayları'nın başlangıcını duyururken haber metninde olayları olduğu gibi aktardığını söyleyebiliriz. Metinde herhangi bir yorum bulunmamaktadır.

30 Mayıs Perşembe 2013

Page 106: Gezi Parkı

106

Gazete eylemlerle ilgili kullandığı haber söyleminde sıfat ya da yoruma yer vermemiştir.

31 Mayıs Cuma 2013

Zaman, Gezi Parkı Olayları'nda eylemcilere yapılan müdahaleye oldukça küçük bir yer vermiştir. Gazetelerin olaylarla ilgili bakış açısını yalnızca söylemlerden değil aynı zamanda haberleri hangi büyüklükte verdiğiyle de anlayabiliriz.

1 Haziran Cumartesi 2013

Page 107: Gezi Parkı

107

"Gerilim Taksim'i aştı" başlığı ile çıkan gazetenin polisin sert müdahalesi ifadesine yer verirken eylemcilerinde taş ve sopalarla karşılık verdiğini belirterek her iki tarafı da eleştirir nitelikte bir söylem kullandığını söyleyebiliriz. Ayrıca metinde verilen demeçlerde yine buna benzer bir tutumun sergilendiğini söyleyebiliriz.

2 Haziran Pazar 2013

Page 108: Gezi Parkı

108

Zaman Gazetesi'nin haber söyleminde daha çok uzlaştırıcı bir tavır takındığını söyleyebiliriz. Ve bu görüşü destekleyecek nitelikte demeçlere yer verdiğini görüyoruz. Hükümet kanadının görüşlerinin ağırlıklı olarak yer aldığını söyeleyebiliriz.Aynı zamanda eylemcilerle ilgili meydana gelen olumsuz her durumu sayfalarına taşıyarak eylemlerin haksızlığı noktasında vurgu yapmaktadır.

3 Haziran Pazartesi 2013

Page 109: Gezi Parkı

109

"Çevre duyarlılığı yakıp yıkmaya dönüştü" başlığı çıkan gazetenin buradan sonra haber metnine kendi görüşlerini yansıtmaya başladığını görüyoruz. Eylemlere destek vermeyen gazete eylemlerin yanlışlığını belirten demeçlere yer vererek haklı olunan noktaları bir nevi çürütme yolunu seçmiştir. Gazetenin ilk sayfasında kullanılan fotoğrafta da yine eylemcileri olumsuzlayan bir tema sergilenmiştir. Ayrıca hükümet kanadının görüşlerine yer verildiğini, muhalefete yer verilmediğini görüyoruz.

Page 110: Gezi Parkı

110

4 Haziran Salı 2013

Cumhurbaşkanı'nın yaptığı uzlaştırıcı açıklamalara sık sık yer veren gazete muhalefetin demeçlerinde de yine olaylarla ilgili uzlaştırıcı kısımları ön plana çıkarılmıştır.

Gazetenin haber dilinde yoruma ve sıfat çok sık rastlanmamakta verilmek istenen mesaj demeçler üzerinden işlenmektedir. Gazete eylemlere destek vermemekle birlikte eylemlerin haklılık payına değinmeden hükümet yetkililerin söylemleri

Page 111: Gezi Parkı

111

üzerinden olayları işlemektedir. Ayrıca muhalefet partilerine ve muhalif bir tutum takınan sivil toplum kuruluşlarına yer vermemektedir.

5 Haziran Çarşamba 2013

Gazetenin olaylara genel anlamda takındığı tavır uzlaşmacıdır. Bunu neredeyde her başlıkta görmek mümkün ancak bu çizgi bazen eylemcilerin aleyhine değişmektedir. Hükümet yetkilileri özellikle yumuşak açıklama yaptığında bu söylem direk başlığa taşınmakta. Gazetenin haber metinlerin aslında olayları olduğu gibi anlatıyormuş izlenimi uyandırdığını ancak eylemcilerin beklentilerinin ve eylemin çıkma sebebinin hak eksenli işlenmediğini görüyoruz.

Page 112: Gezi Parkı

112

6 Haziran Perşembe 2013

Page 113: Gezi Parkı

113

"Provakatörlere suç üstü" başlığı ile çıkan gazetenin aslında eylemler boyunca ilk kez sert bir başlıkla çıktığını görüyoruz. Ayrıca haberin spotunda gazetenin eylemcileri tıpkı hükümet gibi ikiye ayırdığını görüyoruz. Bu başlık ve spot aslında yine gazetenin eylemlere destek vermediğini ve hükümetin açıklamları ile paralel seyreden bir yayın politikası güttüklerini söylemek mümkün.

7 Haziran Cuma 2013

Page 114: Gezi Parkı

114

Başbakan'ın açıklamasının başlığa taşıyan gazetenin aslında bu başlıkta ve spotta yine eylemcileri ikiye ayırdıklarını görüyoruz. Demokratik talepleri olan ve

Page 115: Gezi Parkı

115

provakatörlük yapan eylemciler diye ayrılan söylemi diğer haberler destekler niteliktedir. Olayların meydana gelmesinde sorumlu tutulan dış mihraklar ile ilgilide haberler yapılmaktadır. Ancak bu haberlerin doğruluğuda tartışmalıdır.

8 Haziran Cumartesi 2013

Page 116: Gezi Parkı

116

9 Haziran Pazar 2013

Page 117: Gezi Parkı

117

***

Gezi Parkı Olayları'nı Zaman Gazetesi'nin manşetleri üzerinden inceledik. Gazetenin haber söylemlerinde sıfatlara ve yorumlara sık olmasa da yer verildiğini görüyoruz. Yayın politikası daha ziyade açıklamalar üzerinden kendini belli ediyor.

Gazete büyük oranda hükümet yetkililerinin açıklamalarını manşetine taşıyor. Hükümetin görüşlerini destekler nitelikte başka kişi ya da kurumların açıklamalarına yer veriliyor.

Muhalefetin açıklamalarına verilen yer neredeyse hiç yok ayrıca muhalefet partilerine verilen yer küçük olduğu kadar da açıklamaların içeriği bakımından daha olumlu ve yapıcı olanlar tercih ediliyor.

Hükümet olaylarda eylemcileri demokratik talepleri olanlar ile provokatörlük yapanlar olmak üzere ikiye ayırmıştı. Gazetede bu doğrultuda hareket ederek eylemlerin olumsuz kısımlarını sayfalarına taşıyor. Burada dikkati çeken eylemcilerin düşüncelerine, açıklamalarına yer verilmemesidir.

Gazetelerin işlevi halkın çıkarını gözeterek devleti ve halkın çıkarlarının söz konusu olduğu durumları denetlemek bu konular hakkında bilgilendirme yapmaktır.Zaman

Page 118: Gezi Parkı

118

gazetesinin yayın politikası eylemler hakkında bilgi vermekten ziyade hükümetin açıklamalarına yer vererek adeta hükümetin sözcülüğünü yapmıştır.Ayrıca eylemlerin neden çıktığı konusunda ayrıntılı bir bilgilendirme yer almamaktadır. Gazetenin muhalefet partisine ve muhalif kuruluşlara yer vermemesi de tek yönlü bir bilgi akışına sebep olmaktadır.

Gazete genel anlamda eylemciler ile hükümet arasında uzlaşmacı bir tavır takınsa da bu çizginin sık sık eylemciler aleyhine değiştiğini görüyoruz.Ayrıca eylemlerin getirdiği olumsuzluklar ile ilgili haberlere sıkça yer verildiğini görüyoruz.

Gezi Parkı Olayları sırasında yalnızca Zaman Gazetesi'ni okuyan bir okuyucunun eylemler hakkında ayrıntılı ve gerçek bilgiye ulaşamayacağı ve yalnızca hükümetin olaylara bakış açısı hakkında bilgi edineceğini söylemek mümkündür.

Gazete incelediğimiz süreç içerisinde son on günde eylemleri manşetine taşımamıştır. Diğer manşetlerde aşağıdaki gibidir.

10 Haziran Pazartesi 2013

Page 119: Gezi Parkı

119

11 Haziran Salı 2013

Page 120: Gezi Parkı

120

Page 121: Gezi Parkı

121

12 Haziran Çarşamba 2013

13 Haziran Perşembe 2013

Page 122: Gezi Parkı

122

14 Haziran Cuma 2013

Page 123: Gezi Parkı

123

Page 124: Gezi Parkı

124

15 Haziran Cumartesi 2013

16 Haziran Pazar 2013

Page 125: Gezi Parkı

125

17 Haziran Pazartesi 2013

Page 126: Gezi Parkı

126

18 Haziran Salı 2013

Page 127: Gezi Parkı

127

19 Haziran Çarşamba 2013

20 Haziran Perşembe 2013

Page 128: Gezi Parkı

128

21 Haziran Cuma 2013

Page 129: Gezi Parkı

129

Bu tarihten itibaren Gezi Olayları gazetenin ilk sayfasında yer almamıştır.

SONUÇ ve YORUM

Bu çalışmada Türkiye'de ve dünyada geniş yankılar uyandıran Gezi Parkı

Olayları'nın üç farklı bakış açısına sahip gazetenin haber söylemlerine nasıl yansıdığı

ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Toplumu doğru bilgilendirmekle görevli medyanın

yaptığı yayınlar neticesinde okuyucuların kapsamlı ve doğru bilgiye ulaşamadığı

aksine gazetelerin ideolojileri doğrultusunda sınırlı bilgilere ulaştığı saptanmıştır.

Medya, eylemlerin küçük ve önemsiz olduğunu varsayarak haberleri yayınlamadı

yahut küçük bir şekilde eylemlere yer verdi. İncelediğimiz gazeteler üzerinden örnek

verecek olursak Cumhuriyet Gazetesi olayları ilk gününden itibaren manşetine

taşımıştır. Ayrıca incelediğimiz bir ay boyunca her gün manşetlerinde eylemlere yer

vermiştir. Hürriyet Gazetesi de eylemlerin en başından beri olayları manşetlerine

taşımıştır. Ancak incelediğimiz bir ayın sonlarına doğru manşette eylemlerle ilgili

yapılan haberlerin azaldığını gözlemlemekteyiz. Son olarak Zaman Gazetesi de

eylemlere ilk gününden itibaren manşetten yer verse de incelenen bir ay içerisinde

son on gün eylemlerin manşette yeterince yer bulamadığı saptanmıştır.

Gezi olaylarının başlamasının sebebi iktidar partisinin Taksim ile ilgili projeleriydi.

AKP, Taksim'deki trafiği yer altına almak, cami yapmak, Atatürk Kültür Merkezi'ni

yıkmak ya da restore etmek ve Topçu Kışlası yaparak bunu bir AVM olarak

kullanmak istiyordu. Ancak bunların gerçekleştirilmesi için Gezi Parkı'ndaki

ağaçların sökülmesi gerekiyordu. Çevreci bir grubun ağaçların kesilmesini önlemek

maksadıyla eylem yapması ve bu küçük masum eylemin sert bir müdahale ile karşılık

bulması olayların büyümesine sebep oldu.

Polisin sert müdahalesi kamuoyunun tepkisin çekti ve eylemlerin niteliğini

değiştirdi. Şiddetin artmasına tepki olarak insanlar eylemlere destek vermeye başladı.

Resmi makamların üslubu eylemlerin alevlenmesine ve hükümetin politikalarına

verilen bir reaksiyona dönüştü. Hareket başlangıcından beri lidersiz ve örgütsüzdü.

Neredeyse her kesimden insanlar bir araya gelmişti. Örneğin; Cuma namazını kılan

Müslümanları polisin müdahale riskine karşı Komünistler korudu. Kürtler halay

çekti, Türkler alkışladı. Müslümanlar oruç açtı, Ateistler ise onlara iftariyelikler

hazırladı...

Gezi Parkı Olayları'nda eylemciler tarafından tepki gösterilen bir kesim de

medyaydı. Eylemlerin başlangıcında bir kısım medya grubu eylemlere yer

vermediler. Özellikle televizyonların canlı yayında eylemleri vermek yerine penguen

belgeseli ya da yemek programları yayınlaması sosyal medyada geniş yankı

Page 130: Gezi Parkı

130

uyandırdı. Eylemcilerin bir araya gelmesi ve iletişim kurmasında Twittter ve

Facebook önemli rol oynadı. İnsanların özellikle bu mecraları tercih etme sebepleri

konvansiyonel medyada yeterince kendi düşüncelerine yer verilmemesiydi. Bu

nedenle bireyler tepkilerini sosyal medyadan duyurdu. Burada gazetelerin ve

gazetecilerin misyonuna dikkat çekmek istiyorum.

Gazeteler, halka ülkelerindeki ve dünyadaki gelişmeleri aktarmakla yükümlüdür. Devlet karşısında halkın gözü kulağı durumundaki gazetelerin halkı doğru bir şekilde bilgilendirme görevi vardır. Aynı zamanda iktidarı elinde bulunduran kesimin faaliyetlerini halkın bilme hakkı vardır ve gazetecilerin bunları araştırarak halkın daha iyi anlayabilmesi için tutarlı bir şekilde yorumlamaları gerekir.

Gezi Parkı Olayları'nın hem ulusal hem de uluslararası arenada geniş yankıları oldu. Olayların başlangıcında halk kendi ülkesindeki medyadan yeterli bilgiye ulaşamadığı için sosyal medyayı ve uluslararası medyayı takip etmeye başladı.

Gazeteciler bu anlamda üzerlerine düşen halkı bilgilendirme vazifesini yeterince yerine getiremediler. Eylemlerin gazetelere yansıması kendi ideolojileri ve çıkarları doğrultusunda oldu. Okuyucular gazeteleri okuduklarında tek taraflı bir bilgiye ulaşmışlardır. Bu çalışmada incelenen gazeteler yanlış bilgi vermekten ziyade olayların sadece tek bir yönünü vermeyi tercih etmişlerdir. Bunun sebebi gazete sahiplerinin ideolojileri ve çıkarları doğrultusunda yayın yapılmasıdır.

İncelediğimiz gazetelerde:

Cumhuriyet Gazetesi'nin Gezi Parkı Eylemleri'ne bakış açısını genel anlamda ele aldığımızda gazetenin eylemleri destekler nitelikte bir tavır tercih ettiğini gördük. Gazete hükümetin tutumunu ve açıklamalarını sert bir şekilde eleştirirken sıkça yorumlara ve sıfatlara yer vermiştir. Eylemlerin içeriğini anlatan ve eylemcileri destekleyen kişi ve kurumların açıklamalarına yoğunlukla yer vererek ey lemlerin makul ve haklı olduğunu belirten söylemlere yer ayırmıştır.

Cumhuriyet Gazetesi polisin müdahalesine karşı çıkan ve zarar gören eylemcilerin haklarını aramaya yönelik bir tavır takınmıştır. Bu süreç boyunca Cumhuriyet'in tarafsız olmadığını haberlere kendi ideolojisini yansıttığını söylemek mümkündür. Olaylar boyunca yalnızca bu gazeteyi okuyan bir okuyucunun aslında tek taraflı bir bakış açısı olduğundan yeterince sağlıklı bilgi edinemediğini söylemek mümkündür.

Hürriyet Gazetesi’nin Gezi Parkı Olayları'nı genel anlamda dengeli ve elden geldikçe tarafsız olmaya çalışarak işlediğini gördük. Haber söylemlerinde sıfatlara pek fazla yer vermezken yorum neredeyse hiç yapılmamıştır. Gezi Parkı'na destek veren birçok kesimin açıklamalarına yer veren gazete seçtiği başlıklarda herhangi bir marjinallik söz konusu değil.

Page 131: Gezi Parkı

131

Hükümetin açıklamalarına sık sık yer veren gazete bu açıklamalara yorum getirmemiştir. Muhalefetin açıklamalarına az da olsa yer verildiği gözlenmektedir. Hürriyet’in, Gezi ile ilgili daha çok eylemcilerin sempatik hallerini fotoğraflarla sayfalarına taşıdığını gözlemledik. Gazetede olayların siyasetten ziyade yaşamsal öğesinin ağır bastığını söyleyebiliriz. Bu bakımdan magazinsel öğelerin biraz daha büyütüldüğünü söyleyebiliriz.

Hürriyet olaylar sırasında yalnızca polisin müdahalesini eleştirmiştir. Eylemciler ile hükümet kanadı arasında dengeli bir tutum sergilemiştir. Öte yandan incelediğimiz bir ayın son günlerinde eylemlere daha az yer verildiği görülmektedir.

Gezi Parkı Olayları sırasında yalnızca Hürriyet Gazetesi'ni takip eden bir okuyucunun gündemden haberdar olmakla birlikte magazinsel öğeler ve bol fotoğrafla birlikte tatmin edici bir bilgi edinmiş olduğu tahmin edilmektedir.

Gezi Parkı Olayları'nı Zaman Gazetesi'nin manşetleri üzerinden incelediğimizde gazetenin haber söylemlerinde sıfatlara ve yorumlara sık olmasa da yer verildiği görülmektedir. Yayın politikası daha ziyade resmi açıklamalar üzerinden kendini belli etmektedir. Gazete büyük oranda hükümet yetkililerinin açıklamalarını manşetine taşımaktadır. Hükümetin görüşlerini destekler nitelikte başka kişi ya da kurumların açıklamalarına da yer verilmektedir.

Muhalefetin açıklamalarına neredeyse hiç yer verilmemiştir. Ayrıca muhalefet partilerinin içeriği bakımından daha olumlu ve yapıcı olanlarına yer verilmesi tercih edilmiştir. Hükümet olaylarda eylemcileri demokratik talepleri olanlar ile provokatörlük yapanlar olmak üzere ikiye ayırmıştı. Gazete de bu doğrultuda hareket ederek eylemlerin olumsuz kısımlarını sayfalarına taşımaktadır. Burada dikkati çeken eylemcilerin düşüncelerine, açıklamalarına neredeyse hiç yer verilmemesidir.

Gazetelerin işlevi halkın çıkarını gözeterek devleti denetlemek ve halkın çıkarlarının söz konusu olduğu durumları ortaya koyup bu konular hakkında bilg ilendirme yapmaktır. Zaman gazetesi eylemler hakkında bilgi vermekten ziyade hükümetin açıklamalarına yer vererek adeta hükümetin sözcülüğünü yapmıştır. Ayrıca eylemlerin neden çıktığı konusunda ayrıntılı bir bilgilendirme yer almamaktadır. Gazetenin muhalefet partisine ve muhalif kuruluşlara yer vermemesi de tek yönlü bir bilgi akışına sebep olmaktadır.

Gazete genel anlamda eylemciler ile hükümet arasında uzlaşmacı bir tavır takınsa da bu çizginin sık sık eylemciler aleyhine değiştiğini gördük. Ayrıca eylemlerin getirdiği olumsuzluklar ile ilgili haberlere sıkça yer verildiğini görmekteyiz. Gezi Parkı Olayları sırasında yalnızca Zaman Gazetesi'ni okuyan bir okuyucunun eylemler hakkında ayrıntılı ve gerçek bilgiye ulaşamayacağı ve yalnızca hükümetin olaylara bakış açısı hakkında bilgi edineceğini söylemek mümkündür.

Page 132: Gezi Parkı

132

Sonuç olarak gazetelerin yayın politikaları gazeteciliğin misyonu ile pek fazla örtüşmemektedir. Eylemler süresince bu üç gazeteden herhangi biri takip edildiğinde doğru ve kapsamlı bilgiye tam anlamıyla ulaşmak mümkün değildir.

Gazetelerin üçü de kendi ideolojilerine yahut çıkarlarına göre yayın yaparak yalnızca tek yönlü bir bilgi akışı sağlamışlardır. Eylemlerin ortaya çıkma sebepleri ile ilgili yeterli bilgi yayınlanmamış ve özellikle muhalefet partilerinin ve muhalif tavır takınan kişi ve kurumların görüşlerine yeterince yer verilmemiştir.

Medyada kendine ait bir şeyler bulamayan okuyucular da sosyal medyaya yönelerek kendi düşüncelerini burada ifade etme ve kapsamlı bilgiye ulaşma şansı elde etmişlerdir.

KAYNAKÇA

Kitaplar

Page 133: Gezi Parkı

133

Kongar Emre, Küçükkaya Aykut ( Temmuz 2013) "Türkiye'yi Sarsan Otuz Gün, Gezi Direnişi, Artık Hiç Bir şey Eskisi Gibi Olmayacak" İstanbul, Cumhuriyet Yayınları, 99-189

Ayata Gökçiçek, Çağlı Pınar, Elveriş İdil, Eryılmaz Sevinç, Gül İdil Işıl, Karan Ulaş, Muratoğlu Cansu, Taboğlu Ezgi, Tokuzlu Lami Bertan, Yeşiladalı Burcu (Kasım 2013) "Gezi Parkı Olayları, İnsan Hakları Hukuku ve Siyasi Söylem Işığında Bir İnceleme), İstanbul Üniversitesi Yayınları, 136-182

Ertürk Ali Ekber (Ağustos 2013) " Güneşin Evlatları, Bir Direniş Efsanesi", Tanyeri Kitap, 39-117

Gazeteler

"Gazete Manşetleri"

www.iha.com.tr (Erişim Tarihi: Mart 2014)