Gezi bağları

76
ba ğ ları gezi mücadelenin birinci yılına ithafen...

description

benzer türküden hareketle karışık teknik

Transcript of Gezi bağları

Page 1: Gezi bağları

b a ğ l a r ıg e z i

mücadelenin birinci yılına ithafen...

Page 2: Gezi bağları
Page 3: Gezi bağları

ÖLÜYORUM DEVRİMCİ MÜCADELEYİ BENSİZ SÜRDÜRÜNTezer Özlü, Çocukluğun Soğuk Geceleri

Page 4: Gezi bağları
Page 5: Gezi bağları

Bu kitap otopoietik bir şekilde _kendi_ hazır edilmiştir.

Sevinç Çalhanoğlu Mayıs.2014.

Page 6: Gezi bağları
Page 7: Gezi bağları

y ü k l e n i y o r ...

Page 8: Gezi bağları

Fark ettim ki yazı bir kKARArlılık meselesi.,,,,,günlerdir,,,,,

kağıdı elimden düşürmüş telefonu elime almışım. her günün ortasında bugün eve gidince bunları bunları bunları yazacağım dediğim günlerde eve dönemez olduğumdan, mzdanyarın çok belirsiz olduğundan, mzdansoluk soluğa yaşadığımdan, mzdanher şeyin yan etkisindenyaşananların h a rRer KET liliği arasında cümlelerin çok geç KURuluyor olmasından, şaşkınlığımdan, mzdansöylenen yalanların hoyratlığından bir türlü yazamadım.

anladım ki yazı bir kARArlılık meselesi. Bir eminlik. anladım ki ayağın yere sağlam basarsa oturuyorsun yazıya. tutARSIZ ve çelİŞKİLi yazmaktan korkuyorsun bir kere. Bir keREreçünkü öyle tuTARtSIZLIKlar yaşıyorsun ki kağıt kalem şahidin olmasın istiyorsun. Kimbilir.

şu an buna son vermeyi deneyeceğim. korkmuyorum./daha önce denedim. olmadıoluyor/ama yaşadıklarımızı bir başka yere aktarırken bir de ona şekil verirkenne çok şey aradakarada kayboluyor...

21.06.13

1

Page 9: Gezi bağları
Page 10: Gezi bağları
Page 11: Gezi bağları

: gerçeklik, herhangi bir sanatsal kurgudan daha da akıldışı olabilir.Donald Kuspit

Page 12: Gezi bağları
Page 13: Gezi bağları

eylemlerde biber gazından başka müdahale seçenekleri var mı yok mu bunun üzerinde çalışıyoruz, böyle bir müdahale seçeneği arıyoruz, Vali Mutlu.

meydanda meyve suyu paketini şişirip patlatan çocuğa anne müdahalesi: oğlum zaten diken üstündeyiz, bi rahat dur!

tophane’de sopalı saldırı olduğu söyleniyor.

cihangir kapılarını aç!!

“durmak suretiyle polise şiddet ve hareket kullanmadan direnmek suçu’’

Page 14: Gezi bağları
Page 15: Gezi bağları

07.07günlerdir sokaklarda kutu kutu penseelmamı yeese oynuyoruzgayrımeşru bu oyunlarla isimlerimizi öğreniyoruz....(arkadaşım ethemarkadaşım abdullaharkadaşım aliarkadaşım mehmet)

8

Page 16: Gezi bağları

aranızda tek İstanbul dışında insan olarak şunu söyleyebilirim ki; direniş sadece İs-tanbul’da ve Ankara’da var. İzmir’de olaylar çok farklı. Burada iğrenç bir Kemalizm var. Topluluk çok şuursuz. Saat öğlen 2de çıkmaya başlayan insanlar Mustafa Ke-mal’in askerleriyiz diye bağırıp küfürlü sloganlar atmaktan başka birşey yapmıyorlar. Taraftar tipli provokatif tiplerin Orospu Çocuğu Tayyip, İbne Tayyip diye bağırmaları-na LGBT’lilerin bile eşlik ettiğini kendi gözlerimle gördüm ve gidip uyardım nasıl olu-yor da cinsiyetçi ibne tayyip diye bağırabiliyorsunuz siz de diye. Öyle gelyana geldik dediler. İnanılmaz bir şuursuzluk hakim. İnsanlar kordonda rakı balık yaparken insan-ları alkışladıkları için kendilerini direnişçi sanıyorlar. 2 kez bağırdıktan sonra çimlerde inanılmaz içki içip çöpleri savuruyorlar etrafa. Saat 11 oldu mu da defolup gidiyorlar. Geriye kalan bir grup direnişçiler de örgütlenemediği için polis ve çok açık bir şekilde akpli olduğu belli olan gruplar tarafından resmen öldürülmeye çalışılıyor. Burdaki dire-niş değil, Kemalizm şovu ve Akp’nin seçimle alamadığı izmirliden ölüme kastedecek kadar ağır intikam alma derdi.

Page 17: Gezi bağları

çeşit çeşit statükoculuk ve muhafazakarlık var gerçekten. bunu hep teoride konuşurduk da, bir durum olduğunda bu kesimlerin bu kadar ket vurucu olabileceğini ben bilmezdim. dün bakırköydeki foruma giderken yolda gençtürklerin standına rastladım, bunlar mustafa kemalin askerleriyiz diyenler işte. yine dört yanı bu yazan bayraklarla donatmışlar, içlerindeki kadına gittim ve siz kadınsınız neden bu kadar maskülen bir sloganı kabul ediyorsunuzla başlayan uzun bir konuşma geçti aramızda. söyledikleri şöyle şeyler, biz askeri sizin düşündüğünüz anlamla kullanıyoruz da mücadeleci, devrimci bla bla anlamında kullanıyoruz filan, sonra bir noktada şunu dedi, biz sizlere(marjinal bireyseller) hitap etmiyoruz zaten, sokaktan geçen askerlikle sorunu olmayanlara hitap ediyoruz.peh

Page 18: Gezi bağları
Page 19: Gezi bağları

her sokak evladiyelikdelil yok yaşamak teyitlisansürü konuşmak sansür içinde sansürelankarası,izmiri,antakyası,sivası,tuncelisiher birinin ölçüsü var, uyağı cinas....hemşehirlilik yaşını üstelik20’ye düşürdük. anlaşıyoruz.çek gövdeni paylaşölüm var dağıtın.

...bu toprakları biz bir başkasının sanmıştık.bizimmiş kabullü tepelerbizimmiş aşkısı.!ortasından da olsa kazmaya gözüm yankıdır.vinçleri çekmişler, ağaçları dikmişler diyorlar

çoğunluk yalan.

çoğunluk kızım sana söylüyorum gelinim sen ağlakapatıp kapatıp açıyorlar rahmini.mizi.

09.07

gözlerimi açtığımda sokaklar ıslanıyordusuyun bol olduğu yerlerde kurulmuştu ilk topluluklarşimdi her sokak, yeni bir bentle kuruluyor.suyun etrafında bir oluyor sukünet bir şahıs başka kipi kopuyor

elalem ne der fenafillahuzaktan şu havzaya birbakıma ölüm var diyeçoğaldıkça çoğalıyoruz

su vardiye kaptan kaba mesai boşaltıyoruz.

(avcılık ve toplayıcılık birdir)

gözdağı suyu bukötü günler içine saklıyoruz

12

Page 20: Gezi bağları
Page 21: Gezi bağları

-tahsilini pek bilmediğimiz adamlaraman okumanın da ne hayrını gördüyseler birlikteönünde bekledipeşinden ürüksürükbu ufuk açıcı cümlelerkendilerini zor tuttular evlerinin ışıklarında

(+bir enerji korunumu örneği olarak-)

nesilden nesile uygun olmayan koşullar altında yetiştirilmişelli satırlılar.

14

Page 22: Gezi bağları
Page 23: Gezi bağları
Page 24: Gezi bağları
Page 25: Gezi bağları

bakanlıktan yeni yasa:korkakça sevişmeyinçocuklarınız korkak olur sonra.

hakkını 3ver

18

Page 26: Gezi bağları
Page 27: Gezi bağları
Page 28: Gezi bağları

anonim meşrulaşma(ayranımız yok içmeye taht-ı revanla gidiyoruz gezimeye korosu)

hangi soru gerçekliğinde cevap bulacak -seni örten beni açıyor-kelimelerimi içten seçiyorumsen yüzümü görmüyorsunağaçlar kesiyorne olur biri boşlu k la r ı dol dursun

yapılan açıklamalardaki uçurumlarda gülmekten kır////////////ılıyorumkimin eli kimin cebinde artık dikiş sökemiyorum

ağaçlarımı kesmen gerek, bırakın , biliyorum.sıkıştığım evrenin dönmeyeceğinden korkuyorumsahiden dünya mı dönüyordu güneşin etrafındayoksa birileri ?? ısrar ediyorum, (akrabandan canım yanıyor)ah bağladı gözlerimi açamıyorum.canı yanan insanları görüyorum hepimiz karnavaleskhepimiz anadolunun kapılarının türklere açıldığı resimli kitaplardan fırlamıştıkneler okumuşuz ah gözlerim.

kendi kuşağımızın çıkmaz olduğunu düzayak sayıklatmışsınız, ebekörebe.

inanmazsın amabenim bir masam

21

Page 29: Gezi bağları

bir partim, bir çatım, ‘bir ben yokum’yokmasa da masaymış ha deyip kaldırdın zaten masayı dabira içiyoruz diye akşam 10'dan sonra canseverle.böyle tecahül-i arif görülmedi böyle allaha yaranmakbir i boş lu kları dol dursun,>>>> sihirli boşluklarherkesin atladığı bir yüklemle resmiyete kavuşacak önümüzdeki yıllarda.‘o benim algım bize yol gösterecek’<<<<ne girdaplar dönüyor ağız çektikçe büyüyorküçülüyorsun.senin çeviredurduklarındaki alengirayağımı sürterek geldiğim gezide koşuya geçtibir kez kaydırınca denizde taşı nasıl da seçiyorsun değil mi her kayık taşı

öyle değil mi

en son dokuz rakamına basa basa prensesi kurtardığımız yerden kaç seviye atladıkbu sidik yarışında sakındığımız her sesi yeni bir müfredata sığdırdık.

derin saatler kazdık Vinteuil’in peşinde, boşuna değilmiş.talcid ki gözlerimi açabiliyorum.ama sen hala aynı yerdesin

ama sen hala aynı yerdesin

22

Page 30: Gezi bağları

Ben dün abbasağa parkındaydım; bilmem biliyor musunuz orada herkes saat 21.00 de to-planiyor ve halk meclisi kuruluyor. Gerçekten büyük bir kalabalik oldu. Dün ikinci gün-müş. Buraya istekli olanlar cikiyor ve 2 dakika boyunca megafonla anlatiyor derdini onerini istegini. Bu diger bulusma yerlerinde var mi bilmiyorum varsa cok guzel. Ben dun bercinin onerilerini ve kendi onerilerime ses olmak istedim fakat sira bana gelmedi. Bu sekilde de parklarda organize olmak daha kolay geldi bana sonrasinda bunu internete tasimak

Page 31: Gezi bağları
Page 32: Gezi bağları

gecikmiş Ankara metrosuyla gelen ...

25

Page 33: Gezi bağları

11.07seni düşlüyorum belinden isabetsevgilim biraz fevri öpüşelimyardım alalım hep birlikte öpüşelim939 kişi öpüşelimkimsenin dudakları gitmeye yakın raporlar ihaleli dilimiz, anonsu duyunca üç kez (25.05)üçüncü kez dikiliyor boğazerkek olursa selim kız olursa sultan-ı yegahçok umutlu hareket edelimgel senle şöyle şöyyle ahlak kurallarına uygun hareket edelimk ı y a s ı y abütün kameralar önünde çok ama çok münasebetsiz umutsuz bekleyelim.ve sen beni buraları nasıl sevdiğini öp939 kişi pro:teston öpüşelim.

26

Page 34: Gezi bağları

AKP’lilerin yogun olduklari semtlerde sokaklara afis asma, toplu tasima araclarina gazete ve brosur birakma, okuma, hem anonim, hem de kaliciliklari acisindan akillica. Meydanda pedal cevirerek turlamak, sokakta duran adamin varyasyonlarini yapip ilginc olmaya kasmak ise bence olaylarin farkinda olmayan insanlar icin aktivizmi freakshow’a cevirmekten hallice fikirler. Amacimiz eger siradan vatandasa olaylari duyurmaya calismaksa biraz daha sinsice fikirleri yaymanin daha etkili olacagini dusunuyorum. Yokpolisin ve vatandasin tepkisine yol acip sol ve sosyal medyanin ‘aman da gene polis siddeti!! iste boyle bi ulke!’ yazilari yazmalarina sebep olmaksa bence gayet etkili. Cevirin pedalinizi, sokakta duran adam gibi guresen adam olsun, afterpartymizi de minimuzikholde tamamlariz.Kusura bakmayin tonumun sert olmasi-ni istemezdim, sonucta hepimizin istediginin ayni olduguna, 5 km icerisinde kalan biz-bize hapis bir hayatin sinirlarini zorlamak olduguna inanmak istiyorum.hepimizin sunu hatirlamasi ve bazen cevresindekilere hatirlatmasi gerekiyor. Direnisin ilk adimi zaten tamamlandi, ikinci adim daha zorlayici ve uzun donemli olacak, basariya ulasmasi icin gezide kankalarimizla cimlerde oturup yoga yapip, iki gaz yiyip, evimizde gun icinde olanlari facebooka ve twittera yazmaktan fazlasi gerekecek.

Hepinizi tek tek opuyorum.

Page 35: Gezi bağları

18 06 2013

http://www.youtube.com/watch?v=-NtWytsAtKU

18 06 2013Video açılmıyor ama duran adam dimi?

ŞU AN TASİMDE ŞÖYLE BİR ŞEY VAR

Page 36: Gezi bağları
Page 37: Gezi bağları
Page 38: Gezi bağları
Page 39: Gezi bağları

rosas’a karşı kranfiller(sevgili günlük)

İlk kez bu kadar öndeyim. Üçüncü ön sıra. Anne Teresa de Keersmaeker'in Rosas danst Rosas'ını görmeye geldim. Fulya Sanat Merkezi.

Aslında dans festivali kapsamında İstanbul'da sergileyecekleri bu performans, önce ertelendi sonra da iptal edilecekti. Olan oldu. Mayıs'ın son günleriydi yaz tam anlamıyla gelmemiş. Ama herkes sokaklarda. İptal olan fazlaca şey var ortalıkta. Ama herkes sokaklarda. Kimse sessiz değil...

Şans bu: İ-dans, Keersmaeker'in performansının gezi eylemleri sebebiyle ücretsiz gösterileceğini yeni tarih ve saatiyle bildirdi. Meydanlar duranadamındı. Yoksa isterdim Rosas'ı gezi soldayken izlemek. Mail attım. Haftalardır klimasız koltuksuz, nerede oturup nereden kalktığım belli olmadığından, yerimi ayırdım. Acele ettim. Aynı cumartesi karanfil eylemi yapılacaktı. Birinden biri. Harekete dahil olmak değil de, hareketi oturarak izlemeye karar verdim. Çok uzun süre olmuştu. Hep ayaktaydım.

Metro yine çalışmıyor. Gezi'nin kenarlarından Divan Oteli’ni de geçerek, Harbiye'yi yürüyorum. Divan Oteli'nin hemen önünde toma duruyor, irkiliyorum. Bir haftaöncesine kadar direnişçilerin dinlendiği masalarda polisler muhtemel -muhayyel- yakınlarıyla tele-fonda konuşaduruyorlar. Her şey yolunda, belki de böyle diyorlar. Dört yol ağzında başka bir polis aracı var ve sayısını bilemediğim ama ilk bakışta neşesini kestiğim bir sürü polis. Sahiden.

Fulya'ya vardığımda gösteriye on dakika vardı. Sıraya girmek, mail adresi vermek, koltuk numarasını bulmak, çanta bir kenara, koltuğa sırtını vermek derken uzun süredir beklediğim, içinde güzel şeyler olacağını bildiğim o karanlık an geldi. Telefonlarımızı kapatalım anonsu. Ama bu sefer kimse kapatamıyor. Meydandaki gösteri buradakiyle aynı anda başlıyor. Bir an için unutuyorum. Fark ediyorum ki unuttuğumu sanıyorum. Kırmızı karanfiller alınmış, polise verilecek. Dağıtan, kıran, yakan insanların üzerine attılar şu direniş mevzusunu. (Gerçi karanfil verilmesini de pek masum bulmayacaklardı ya sonra)

32

Page 40: Gezi bağları

Başladı. Boş sahnede dört kadın dansçı var. Kimi zaman müzik öne geliyor. Birbirinin tekrarı olan hareketleri bir dansçı diğerinin ardından yapıyor. Bir noktada kendi içlerinde bir uyum yakalıyorlar. Belli. Sadece dört kişinin uyumu bile azıcık uzaktan mucizevi bir şeye dönüşüyor. Açık olmak gerekirse, sahnede olan bitene dair o anki derin hislerim Keersmaeker’in kareografisi üzerine yazılan alengirli cümlelerden çok uzakta kalıyor. Gezinin parçalı bütün ilişkisi beni sahneden alıkoyuyor zaman zaman. İnsanların cep telefonları titriyor. Duyuyorum. Çıkçıkçık yapan yok dilinin tersiyle. Herkes merak ediyor.

İkinci kısım. Sandalyeler var bu sefer. Dansçılar daha da hızlanıyor. Salonu terk eden insanlar var. Bazen seyircilerin tarafı sahne-den daha aydınlık oluyor. Twitter ışığı. İstiklalde tomalar. Aklımdan izleyici olmanın koşulları geçiyor. Ayıp geliyor telefona bakmak. Sahnenin bizden tarafını olağanüstü hal alanı ilan ediyorum. İzliyormuş gibi yapıyorum. Gözümde bütün polis saldırıları canlanıyor. Karanfile su cezası veriliyor. Sopalı adamlar tek tük sokak aralarında. Aman Galatasaraya gitmeyinler, plastik mermi atılıyormuş. Yerimde duramıyorum.

Üçüncü kısım. Yanımda oturan M.D. bir çırpıda salonu terk ediyor. Salonu terk etmek demesem. Başka bir şey bu. Sandım ki, iki saat çabuk geçer, aklım dağılır, dans izlemek bana iyi gelir. Bunca zaman sonra. ROSAS. Çantamda, günlerdir çıkartmadığım talcide batırılmış bez maskem. Deniz gözlüğümün lastiği kopmuş, bağlarım. İyi ki de yanıma almışım. Çıksam mı ben de? Mathias, dur, diyor. -Sen kal. Ben sana yazarım.

Dördüncü kısım. Sürüyor. Bu sefer daha hızlılar. Müzik artıyor. Gözümün önünde dans eden dört kadın ve içimdeki twitter.Gösterinin son kısmına geliyoruz. Ne izlediğimi hatırlamıyorum. İzlerken kavga ediyordum. Çok yoruluyordum.

Bitti. Herkes çok sinirleniyor. Kimse danstan bahsetmiyor. Taksim’ e çıkmanın yolları: Taşlı. Mecidiyeköy-Şişli iptal. Her yer gaz. Karanfile karşı gaz var oluyor. Taksi çeviriyoruz. Bindiğimiz takside radyo açık. Olan bitenden bahseden tek kanal bulamıyoruz. Şaşırmıyoruz. Taksici konuşmak istemiyor. Penguen modası tarihi bir sorumluluk gibi. Belli. İçimdeki twitter hesabı diyalektik ilerliyor. Herkes sokağa dönüyor.

33

Page 41: Gezi bağları
Page 42: Gezi bağları

ya geçen gün baya kafam durmuştu, okuduklarımı anlamıyordum falan. biraz ara verdim. taksim’deki şölen olayı yavaş yavaş canımı sıkmaya başladı.dün gece dersim’de antakya’da olay olurken halay çekme kafası biraz canımı sıktı. direnmenin de tadı kaçacak diye endişeliyim.sen gidiyor musun sürekli?

Page 43: Gezi bağları
Page 44: Gezi bağları

kızlar bu tarafı

okuyacaktır.

kızlı erkekli aynı

çıldırıyorum

olacak şey değil

aynı merdivenden bir sonraki merdivene inerken

tutunuyorlarutanmıyorlarkadın erkek olmaklaerkek daha erkekzihinden utanmıyorlar

bir de hainliktenkışkırtıcı

37

Page 45: Gezi bağları

erkekler bu tarafı

kızlı erkekli aynı

okuyacaktır.

çıldırıyorum

olacak şey değil

aynı merdivenden bir sonraki merdivene inerken

tutunuyorlarutanmıyorlarkadın erkek olmaklaerkek daha erkekzihinden utanmıyorlar

bir de hainliktenmuaf 38

Page 46: Gezi bağları

AKROŞ/ ömerasımaksoy türkçe atasözleri kitabı’ndan RTE derlemesi.

rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar .eğri otur doğru söyle.cahile söz anlatmak deveye hendek atlatmaktan zordur.eşek bile düştüğü yere bir daha düşmez.para ile imanın kimde olduğu belli olmaz .taşıma suyu ile değirmen dönmez.ağaçtan maşa, aptaldan paşa olmaz.yüzü güzel olanın huyu da güzeldir.islam`ın şartı beş, altıncısı insaf demişler.padişahın bile arkasından kılıç sallarlar.eceli gelen köpek cami duvarına işer.rüşvet kapıdan girince iman bacadan çıkar.danışan dağı aşmış, danışmayanın yolu şaşmış.otu çek köküne bak.gafile kelam nafile kelam.arsızın yüzüne tükürmüşler yağmur yağıyor demiş.ne oldum dememeli ne olacağım demeli.

39

Page 47: Gezi bağları

vapurların içi köpük içinde

trenin biri artık varmıyor

20 .06

Page 48: Gezi bağları

TIRNAK İÇİNDE XYEL İÇİNDE(mimos)

ağlamamak için gü(lün)ç saatler

3.perde: şahıslar güçlükle ayakta.

/tanrı-tanrımıyoruz/yayında mıyız? allahaşkına demeçler)

4.perde: gezi kapanıyor.

sahneye gaz maskesi gözlüğünden bakan herkes yüz leş (yor.

ulus video lar surveillance arası

5.perde: koca bir yalanın içindeyiz.(mağdurya)

sıklıkla son perde: şahıslar gülmekle ayakta.41

Page 49: Gezi bağları

blackberry as a political object

eller serbest ses ağgeçidibilinmeyen

uzaktan kumanda hedefi

yeni cihaz adıyeni bir cihaz daha ekleyinbulunabilirevet

42

Page 50: Gezi bağları

nasıl(olsa) paper yazamıyorum

işte uzak da kalamıyorum, facebook ve twitter manyağı oldum, üç dakikada bir yenilemezsem kaşınıyorum. ay tamam bu gecede bitmezse artık uğraşmayacağım,

Page 51: Gezi bağları

ama bu haliyle de ödev gönderilmez ki gezi parkı öncesi taksim alt geçit inşaati gibi çünkü şimdi. gezi parkıyla ilgili her an her şey değiştiği için söylediğim her şey eski kalıyor sanki. tam bir borges öyküsü.

Page 52: Gezi bağları

BİR CUMARTESİ İDİ ARKADAŞLARLA HİÇ İÇMEDİK

e-ertelee-biriktire-yasama e-yalan e-gerçeklik paslandım bir şeyler oldu pis şeyleriçten içe baudrillard'ın kulaklarını çınlattım.

ama -üstelik-bir -üstelik-sosyolog -üstelik-olan sen -üstelik-en güzel teorilere -üstelik-sahipsin

vücudumdaki benleremeydanlardaki ağaç gövdelerinesu getirmez çeşmelerede sahipsin.

her şeyin sahibisin ya resul cihanda sulh.okutulmuş vaktini üfleyerek rezilrüsva et kendini.

bu tırnak işaretleri tuttu frutti.

45

Page 53: Gezi bağları

‘’Benim sabrım buraya geldi.Türkiye Taksim Meydanı’ndan ibaret değildir.Dedim ki bu gezi parkını temizleyeceksiniz.bu ülkeyi demokrasiyi hukuku raydan çıkarmak isteyenlere rağmenTürkiye sadece Kuğulu Park değildir.bunların meşrebi bu. Cibiliyeti bu.Türkiye sadece Alsancak değildir.hukuk dairesi içinde gereken hesabı mutlaka soracağızTürkiye Kasımpaşa’dır.yavrularımızı size anarşist olsunlar diye teslim etmedikTürkiye Fatih’tir.sabah dörde beşe kadar tencere tava çalanlar bu milletin çocuklarını düşündü mü?Türkiye Üsküdar’dır.asla hukuku zorlamayız.miting alanı nerdeyse biz orada söyleyeceklerimizi söylerizBenim sabrım buraya geldi.üzüldüm. önce saygı duydum sonra saygımı kaybettim.çünkü dürüst davranmadı.Türkiye sadece Kuğulu Park değildir.oradaki 600 ağacın 500’ünü yine orada kullanacağızTürkiye sadece Alsancak değildir.gerçek çevreciler şu anda iş başındaTürkiye Kasımpaşa’dır.Cnn bunu da gizle.Türkiye Fatih’tir.siz yalanlarınızla başbaşa kaldınız.’’

46

Page 54: Gezi bağları
Page 55: Gezi bağları

(...) ‘Ancak Erdoğan, otoriterliği ve sosyal mühendisliği benimseyen ilk Türk lideri değil. Bunu hatırlamak önemli, zira Erdoğan karşıt-larının birçoğu da nostaljik bir geçmişe dönüyor – bunu en iyi gösteren şey Türk bayraklarının ve cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün resimlerinin çokluğu. Erdoğan’ın hamlelerine laik cumhuriyetin temellerine geri dönerek karşılık verilebileceğini iddia etmeden önce, Türkiye’nin 1950’ye kadar bir demokrasi olmadığını, 1923’ten 1946’ya kadar diktatör yetkilerine sahip iki rakipsiz lider, Atatürk ve İsmet İnönü tarafından yönetildiğini ve ülkenin demokrasisinin 1960, 1971 ve 1980’de üç kere askeri darbeler ya da müdahalelerle “kesintiye uğratıldığını”, 1997’deki bir askeri müdahale girişiminin de başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlamalıyız. Dahası, Türk “laikliği” sıklıkla inançlarını açıkça sergileyenleri ötekileştirdi ve baskı altına aldı; başörtüsü giyen kadınların üniversitelere girmeleri yasaklandı ve dini azınlıklara çok az koruma verildi. Türkiye’nin geçmişi demokratik anlamda çok az ilham veriyor. İronik olan şu ki, Atatürk dönemi laikliğine dair nostaljiyle AKP’nin Osmanlı imparatorluğu geçmişini yüceltmesi arasında fazla bir fark yok. Her ikisi de hayal edilmiş bir asr-ı saadetin yeniden icat edilmesine dayanıyor – ilki laik bir vurgu taşırken ikincisi İslami kimliğe vurgu yapıyor. Ve her ikisi de otoriter rejimleri el üstünde tutuyor, bu da demokratik bir bugün ve yarın için siyasi modeller olarak güvenilirliklerini çok azaltıyor.Şu anki protesto hareketi dünle ilgili değil; bugün ve yarınla ilgili. Yeni bir nesil kamusal bir yeşil alan olan Gezi Parkı’nı onu şiddet dolu ve tacizkar bir şekilde neo-liberalizm ve neo-Osmanlıcılık tanrılarına kurban etmeyi ve yerine bir Osmanlı kışlasının kopyasını, bir AVM ve apartmanlar dikmeyi planlayan hükümete karşı savunmak istediği için başladı....Tam protestocular zafer kazanmış ve hükümeti meşruiyetlerini kabul etmeye zorlamış gibi görünürken, Cumartesi akşamı bir başka şiddet içeren polis saldırısı başladı. Bu yetmezmiş gibi, Erdoğan artık kendi destekçilerini kışkırtıp harekete geçirerek tehlikeli bir yıldır-ma ve kızıştırma oyunu oynuyor. AKP içindeki ılımlılar Erdoğan’ın liderliğine sorgusuz sualsiz boyun eğmeyi bırakıp fikirlerini açıkça söylemezlerse durumun daha da kötüye gitmesi işten bile değil.Görünüşe göre Türkiye hükümetin çekingen uzlaşma girişimlerini bir kenara bıraktığı ve politikalarına karşı çıkan herkese karşı topy-ekün savaşa girmeye karar verdiği bir noktaya geldi. Demokratik süreçle yönetilebilecek bir kriz, tırmanarak korkutucu derecede kut-uplaşma ve şiddet içerir hale geldi.AKP liderlerinin gerçek laik demokrasinin Müslümanlar da dâhil bütün yurttaşların hakları ve özgürlüklerini garanti altına almanın tek geçerli yolu olduğunu anlamaları gerekiyor. Erdoğan karşıtları da gerçek laikliğin eski Kemalist halinin aksine demokrasi ilkelerinin toplu-mun bütün fertleri için geçerli olmasını gerektirdiğini kavramalılar. Ne yazık ki Gezi Parkı’ndan yükselen yeni eşitlikçi söylemlerin modası geçmiş bir siyasi mücadelenin yaygarası içinde gümbürtüye gitme tehlikesi var. ‘

Page 56: Gezi bağları
Page 57: Gezi bağları

burda hep sabit bir yeri gösteriyorhttp://www.livestream.com/revoltistanbul

sevinç 15 06 2013 CNN AÇ CANLI YAYIN.

fulden soL Haber Portalı @solhaberportali22sTakviye polisler giriyor, çadirlari dağittilar, basını zorla çıkarmaya çalışıyorlar! #1MilyonYarınTaksime

GökçeGökçe @isimlazimdi1mbasın ve gönüllü doktorlar da gezi parkına giremiyor @yetersusun @harikabiriyim @edihvet Retweeted by Ayağa Kalk Taksim

taksim geziparkitaksim geziparki @TaksimGParki2mTaksim metrosunu kapadilar RT @edihvet @LeventUzumcu #direngeziseninleyiz Retweeted by Ayağa Kalk Taksim

Kent HareketleriKent Hareketleri @KentHareketleri36sYaziklar olsun!! 1 saat once gezi parkı. pic.twitter.com/yRlPAZJHTR http://fb.me/PtutiHiX

Page 58: Gezi bağları

2 Temmuz 2013, İstanbul yakınlarında;

51

Page 59: Gezi bağları

20 yıl önce Madımak’ta Behçet Aysan’ın dizeleri

'İpince ipekten gecehışırdasa yırtılır gibiçalıyor sessizliğin kampanasıdışarda, afiş asıyor çocuklaruzaktan silah sesleri geliyorkal diyor, bir kadın sesi -gitme kal,ve patlamaya hazırlanıyorleylaklar...kalbim de.'

52

Page 60: Gezi bağları
Page 61: Gezi bağları

Saha

Bir yaşıma daha girdimdaha da girerim bu liderlik tepesindekörükörüne burdaysanferah bir töre ve yaş iken eğildi gece görüşüahlaksız bir sabaha uyan dedileruyandım.

ayrıktarihve ıhlamur yapraklarısüresizbu toprağın özsuyuhadi içaskıda gökyüzü hükümsüzseyyar şemsiye çiğhadi iyi ıslan.

bir yaşıma daha girdim daha da girerimbu efkarın neşesindenmadde 26ii kent sakinlien azından vadeli yeşil can yakmazpanoptik kıstırıyorsun, tapınak çevresinde arkamız yüzsüzlük zıvanadan çıkıyoruzsoylu bir kapı önünde yanımız boş arazi sana sorasım gelir -bana bir şey olmazya sürünesimya ölesim

54

Page 62: Gezi bağları

çift kişilikli bu yokuşya çoşasımtaşra beş kent bir gelir

muhattabımızdan vurulduk kısmet değilmiş arsızlıkusulca bağlandık ağlara usulca koptukbu zarfın yatarı ne kadar diye saraylara gittiksaraylardan kızlar adalet erkeklerhesaptan düş.ler.

körkütük aşıktan düşen ölürmüşöl deseler ölmem artıkçocuğum ben bakmaben senle sonsuza dek çocuğumbesliyorsun ruhumukutlayalım,bak bu topraklar senin değil benim değil şerefe,kayıp özgün çalışmanın kopyası bu topraklar ;gevşek santral termik süsü, çekincesiz kırıştıralım ter madeni altın bilezik, takıp takıştıralımsulu boyadığım resimlerdetüten dağlar çıplak, soyuşalım.sen dil kirliliğigeldiğin yol cayır cayır hadi geç, tutuşturalım.

perişanlığımız geçici bu nöbette,geçersiz vücuda geliyor hükmün. bulaşıcı bu ölümsüzlük.

bir yaşıma daha girdim çevirebilirsenbir yaşıma daha üstüme layık.

55

Page 63: Gezi bağları
Page 64: Gezi bağları
Page 65: Gezi bağları
Page 66: Gezi bağları

Kesme

boyundan büyük işlerden dolayı bu mesajın boyutu kesildisenin yolladığın mesajın hesabı faturana düştüğünde günlerden cumagözlerinden okuyordum oysa ne olup bittiğini( )ırzınaçok küfürlü bir ağzın varyemeden yanında yatılmıyorbakabaka kararıyorum.

barikatlarda kurduğun kapana düşüyor skoro barikattan diğerine gidene kadarkırmızı kartallahcezanıgörürsün.

kendine hiç yakapaça söz verdin mi diye soruyorum yan çadırdaki velinimeteböyle özgürlük olmaz olsunaltımdaki halı uçmasın dabir yere kapak olsun,egoma bundan sonra dikkat edeceğim,yere düştüğünde üç kez öpüp başıma dikerim belki.

59

Page 67: Gezi bağları

sözcükler yer değiştirdiğinde kurtulurmuşaynı nehirde üç kez yıkanan kedinin canıçok canlıdediler.kurtuldum.

kendine yakapaça verdiğin sözler hiç yerinde durur mudurmazbaşka sözlere evrildim.özgürlük diye başıma sardıkları put kenarıellendikçe kokusu yayılan bir masa çiçeğiymiş meğerfesleğen.

anlamıştım aslında benama sizi denedim,dene dedilergözünü kırpmadan.

o barikattan diğerine gidene kadarkırmızı kartallahcezanıverirsin.

ben böyle mücadele görmedim.

60

Page 68: Gezi bağları
Page 69: Gezi bağları

Benzer adlı türkü kapsamında gezi bağları

medyayı bırakıp geldikten sonra burası sosyal medyanburası disiplinler arası evrensel

kurutulmuş bu tarihi çevherapolitik ama molotof kokteylli elikulağında bir örgütlenme biçimimazeret sanıp da yoklarla konuşmanın deliliğiburada içimiz zaruret miksburası katıksız vesvese size ne’ci.burası çok epik ama en epik hareketli bir epikdüşünen bir epikbir tür deja-vu

içimizden biri 1111111 katili oynuyorbiz de durmadan ölüyor gibi yapıyoruz.

62

Page 70: Gezi bağları

Giorgio Agamben, Gelmekte Olan Ortaklık

Giorgio Agamben, Gelmekte Olan Ortaklık

*1989’da Çin’in Tienanmen Meydanı’nda gerçekleştirilen kitlesel gösteriler ve ölümlere atıfla

Page 71: Gezi bağları
Page 72: Gezi bağları
Page 73: Gezi bağları
Page 74: Gezi bağları
Page 75: Gezi bağları

Bir Başka Tepe’ den Bilge Karasu;

‘Buraya gelmem kolay olmadı, ama biliyorum ki bundan sonrası çok daha güç olacak. Çıkışın, tırmanışın güçlüğünden değil, doğrudan doğruya çıkışın kendisinden ötürü. Sabahı akşamı yok bu çıkışın, saatlere bölünmez bir devim olacak bu.’

68

Page 76: Gezi bağları