GERÇEKLER 2

188

description

Bu kitabın hazırlanmasındaki amaçlardan biri, şimdiye kadar insanlığın maruz kaldığı zulmün kökeninin Darwinizm'in öğretileri olduğunu bir kere daha ortaya koymaktır. Faşizmin ve komünizmin Darwinizm'le olan bağlantısı, ırkçılığın Darwinizm kökenli olduğu, komünist yönetimlerin politikalarının Darwinizm'in iddiaları doğrultusunda belirleniyor olması gibi gerçekler tarihi ve sosyal olaylar ışığında incelenmektedir.

Transcript of GERÇEKLER 2

Page 1: GERÇEKLER 2
Page 2: GERÇEKLER 2
Page 3: GERÇEKLER 2
Page 4: GERÇEKLER 2

OKUYUCUYA

● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ay-

r›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini olufltur-

mas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r

pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur.

Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli

bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zo-

runludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu

nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görül-

müfltür.

● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm

kitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar

Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri

ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmaya-

cak flekilde aç›klanmaktad›r.

● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yedi-

den yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve

yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam ola-

rak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi,

bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu

inkar edememektedirler.

● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i

gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade et-

mek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili ken-

di tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r.

● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na

ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n

tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini an-

latmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da

okunmas›n›n teflvik edilmesidir.

● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise

önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz

özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›fla-

ra sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararla-

nabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r.

● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli

kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat

etmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›m-

lara rastlayamazs›n›z.

Page 5: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER

.II.

HARUN YAHYA

Haziran 2001

Page 6: GERÇEKLER 2

YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA

Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar, 1956 y›l›nda Ankara'da do¤du.

‹lk, orta ve lise ö¤renimini Ankara'da tamamlad›. Daha sonra ‹stanbul Mimar Si-

nan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve ‹stanbul Üniversitesi Felsefe Bö-

lümü'nde ö¤renim gördü. 1980'li y›llardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konu-

larda pek çok eser haz›rlad›. Bunlar›n yan›s›ra, yazar›n evrimcilerin sahtekarl›kla-

r›n›, iddialar›n›n geçersizli¤ini ve Darwinizm'in kanl› ideolojilerle olan karanl›k

ba¤lant›lar›n› ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktad›r.

Yazar›n müstear ismi, inkarc› düflünceye karfl› mücadele eden iki Peygambe-

rin hat›ralar›na hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden

oluflturulmufltur. Yazar taraf›ndan kitaplar›n kapa¤›nda Resulullah'›n mührünün

kullan›lm›fl olmas›n›n sembolik anlam› ise, kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Bu mühür,

Kuran-› Kerim'in Allah'›n son kitab› ve son sözü, Peygamberimizin de hatem-ül

enbiya olmas›n› remzetmektedir. Yazar da, yay›nlad›¤› tüm çal›flmalar›nda, Ku-

ran'› ve Resulullah'›n sünnetini kendine rehber edinmifltir. Bu suretle, inkarc› dü-

flünce sistemlerinin tüm temel iddialar›n› tek tek çürütmeyi ve dine karfl› yönelti-

len itirazlar› tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok bü-

yük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'›n mührü, bu son sözü söyleme ni-

yetinin bir duas› olarak kullan›lm›flt›r.

Yazar›n tüm çal›flmalar›ndaki ortak hedef, Kuran'›n tebli¤ini tüm dünyaya

ulaflt›rmak, böylelikle insanlar› Allah'›n varl›¤›, birli¤i ve ahiret gibi temel imani

konular üzerinde düflünmeye sevk etmek ve inkarc› sistemlerin çürük temellerini

ve sapk›n uygulamalar›n› gözler önüne sermektir.

Nitekim Harun Yahya'n›n eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, ‹ngiltere'den

Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, ‹spanya'dan Brezilya'ya kadar dün-

yan›n pek çok ülkesinde be¤eniyle okunmaktad›r. ‹ngilizce, Frans›zca, Almanca,

‹talyanca, ‹spanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boflnakça,

Uygurca, Endonezyaca gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt d›fl›nda genifl bir

okuyucu kitlesi taraf›ndan takip edilmektedir.

Dünyan›n dört bir yan›nda ola¤anüstü takdir toplayan bu eserler pek çok in-

san›n iman etmesine, pek ço¤unun da iman›n›n derinleflmesine vesile olmaktad›r.

Kitaplar› okuyan, inceleyen her kifli, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlafl›l›r

ve samimi üslübun, ak›lc› ve ilmi yaklafl›m›n fark›na varmaktad›r. Bu eserler sü-

ratli etki, kesin netice, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri tafl›maktad›r.

Page 7: GERÇEKLER 2

Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düflünen insanlar›n, art›k materya-

list felsefeyi, ateizmi ve di¤er sapk›n görüfl ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak

savunabilmeleri mümkün de¤ildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal

bir inatla savunmaktad›rlar, çünkü fikri dayanaklar› çürütülmektedir. Ça¤›m›zda-

ki tüm inkarc› ak›mlar, Harun Yahya külliyat›nda fikren ma¤lup olmufllard›r.

Kuflkusuz bu özellikler, Kuran'›n hikmet ve anlat›m çarp›c›l›¤›ndan kaynak-

lanmaktad›r. Yazar›n kendisi bu eserlerden dolay› bir övünme içinde de¤ildir, yal-

n›zca Allah'›n hidayetine vesile olmaya niyet etmifltir. Ayr›ca yazar›n bu kitaplar-

dan elde etti¤i hiçbir maddi kazanc› da yoktur. Ne yazar ne de kitaplar›n›n yay›n-

lanmas›na, tan›t›m ve da¤›t›m›na vesile olanlar, bundan maddi bir kazanç elde et-

memekte, sadece Allah'›n r›zas›n› kazanmak için hizmet etmektedirler.

Bu gerçekler göz önünde bulunduruldu¤unda, insanlar›n görmediklerini

görmelerini sa¤layan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmas›n› teflvik et-

menin de, çok önemli bir hizmet oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.

Bu de¤erli eserleri tan›tmak yerine, insanlar›n zihinlerini buland›ran, fikri

karmafla meydana getiren, kuflku ve tereddütleri da¤›tmada, iman› kurtarmada

güçlü ve keskin bir etkisi olmad›¤› genel tecrübe ile sabit olan kitaplar› yaymak

ise, emek ve zaman kayb›na neden olacakt›r. ‹man› kurtarma amac›ndan ziyade,

yazar›n edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeye-

ce¤i aç›kt›r. Bu konuda kuflkusu olanlar varsa, Harun Yahya'n›n eserlerinin tek

amac›n›n dinsizli¤i çürütmek ve Kuran ahlak›n› yaymak oldu¤unu, bu hizmetteki

etki, baflar› ve samimiyetin aç›kça görüldü¤ünü okuyucular›n genel kanaatinden

anlayabilirler.

Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaflalar›n, Müslümanlar›n

çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizli¤in fikri hakimiyetidir. Bunlardan kur-

tulman›n yolu ise, dinsizli¤in fikren ma¤lup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya

konmas› ve Kuran ahlak›n›n, insanlar›n kavray›p yaflayabilecekleri flekilde anlat›l-

mas›d›r. Dünyan›n günden güne daha fazla içine çekilmek istendi¤i zulüm, fesat

ve kargafla ortam› dikkate al›nd›¤›nda bu hizmetin elden geldi¤ince h›zl› ve etkili

bir biçimde yap›lmas› gerekti¤i aç›kt›r. Aksi halde çok geç kal›nabilir.

Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmifl olan Harun Yahya külliyat›, Allah'›n

izniyle, 21. yüzy›lda dünya insanlar›n› Kuran'da tarif edilen huzur ve bar›fla, do¤-

ruluk ve adalete, güzellik ve mutlulu¤a tafl›maya bir vesile olacakt›r.

Page 8: GERÇEKLER 2

Birinci Bask›: Haziran 2001

KÜLTÜR YAYINCILIK

Tel: (0 212) 511 44 03

Bask›: fian Ofset

Tafloca¤› Caddesi, Ery›lmaz ‹fl Merkezi No: 15/B

Ça¤layan - ‹stanbul Tel: (0 212) 233 05 88

Bu kitapta kullan›lan ayetler, Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤›,

"Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.

w w w . h a r u n y a h y a . o r g - w w w . h a r u n y a h y a . c o m - w w w . h a r u n y a h y a . n e t

Page 9: GERÇEKLER 2

Girifl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 10

I. Bölüm: Evrim Yan›lg›s›Bütün Dünya Evrim Teorisinin Çöküflüne fiahit Oluyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13Fosil Kay›tlar› Evrim Teorisini Reddediyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14Big Bang Yarat›l›fl›n Bir Delili Olmaya Devam Ediyor. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 16Kambriyen Devrinde Ortaya Ç›kan Dikenli Canl›lar,Evrim Teorisini Geçersiz K›l›yor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 17Evrimciler, Kayalara Rastgele Çarpan Dalgalar›nSaraylar ‹nfla Edeceklerine ‹nanacak Kadar Büyülenmifllerdir . . . . . . . . . . . . . . . . . 18Bir Yerde Bir Tasar›m Varsa, Onu Meydana Getiren Bir Ak›l da Vard›r. . . . . . . . . . 20Türk Milleti Darwinizm'in Tuza¤›n› Bozmufltur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 22Darwinistler'in "Demagoji" ve "Çarp›tmalarla" DoluPropagandalar›na Art›k Kimse Kanm›yor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23Evrimciler, Rüzgarlar›n Bir Tafl Kütlesini, Tesadüfen Bir SanatEserine Dönüfltürebilece¤ine ‹nanacak Kadar Kavray›fltan Yoksundurlar. . . . . . . . 24Bir Evrimci Sahte Delil Olufltururken.... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 26Evrimciler, Tek Bir Üzüm Tanesi Bile Meydana Getiremezler! . . . . . . . . . . . . . . . . . 28Her Canl›, Evrimcilerin ‹çine Düfltükleri Ç›kmaz› Ortaya Koyuyor . . . . . . . . . . . . 29Darwinistler, fiuursuz Atomlar›n Cans›z Dünyay›Tesadüfen Canland›rd›¤›n› ‹ddia Ederler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 30Darwinist Büyünün Etkisi Alt›nda Kalanlar,Normal Bir fiuurla Düflünemezler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 32Darwinistler'in Mant›k Çöküntüleri, ‹nsanl›¤a ‹bret Olmal›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . 34

II. Bölüm: Darwinizm'in Karanl›k YüzüKomünizm Y›k›ld› Diyenler, Dikkat! Komünizm Nadasta!. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 37Komünistler ve Faflistler Y›llard›r‹nsanlar› Bir Felaketten Di¤erine Sürüklüyorlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 38Faflizm ve Komünizmin Ortak Hezeyan›: Darwinist Çat›flma . . . . . . . . . . . . . . . . . 40Darwinizm'e Dayanan Diyalektik Kavram›Toplumlar› Kaosa Sürüklemifltir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 42Komünist Lenin, ‹nsanlar›n da HayvanlarlaAyn› fiekilde E¤itilmeleri Gerekti¤ine ‹nan›yordu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 44Komünistler Terörü ve Zulmü Tek Yönetim fiekli Olarak Kabul Ederler . . . . . . . . 46Komünizm Donuk, Kasvetli, Sevgisiz,Sanattan ve Estetikten Uzak Bir Toplum Modeli Hedefler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48Darwinist-Komünist Devlet, fiiddet Yoluyla Vatandafl›n› Ezer . . . . . . . . . . . . . . . . . 50Komünizmin Kanl› Bilançosu: 100 Milyon Ölü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 52Rusya'n›n Çeçen Zulmü Neden Bitmiyor Biliyor Musunuz? . . . . . . . . . . . . . . . . . . 53Darwinist-Komünist Devletlerin Ölüm Makinalar›,

‹Ç‹NDEK‹LER

Page 10: GERÇEKLER 2

Milyonlarca ‹nsan› Katletti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 54Komünist Vahflet Tüm H›z›yla Devam Ediyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 56"Darwinizm Zaten Bitti" Diyenler Büyük Bir Yan›lg› ‹çindeler. . . . . . . . . . . . . . . . . 57Tarihteki Darwin Tutkunlar›‹nsanl›¤a Zulümden Baflka Hiçbir fiey Getirmediler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 58Komünist Çin Yönetimi Mao'nun Katliamlar›n› Devam Ettiriyor . . . . . . . . . . . . . . 60Maocu K›z›l Çin'de Uygur Kad›nlar› Kürtaja Zorlan›yor,Bebekler Do¤ar Do¤maz Öldürülüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 61Mao Hayranlar›, Komünist Maocu Çin'inDo¤u Türkistanl› Soydafllar›m›za Uygulad›¤› Zulmü Görmüyorlar m›?. . . . . . . . . 62Komünist Mao, Kanl› Devrimini Darwinizm'e Dayand›rm›flt› . . . . . . . . . . . . . . . . . 64Maoculu¤un Propagandas›n› Yapanlar, Neden Do¤u Türkistanl›Masum Halka Yap›lanlar› Görmezlikten Geliyorlar?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66Mao'nun Ülkesi Çin = Cinayetler, ‹damlar, Katilamlar… . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 67Maocu Çin'de Komünizm En Vahfli Haliyle Yaflamaya Devam Ediyor . . . . . . . . . . 68Komünist Çin'de, Mao Döneminde Yaflanan Zulüm Hala Bitmedi . . . . . . . . . . . . . 69Darwinist-Faflistler, Katilleri Kahraman ‹lan Eder . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70Darwinist Faflist Mussolini'ye Göre Bar›fl Zararl›yd› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 71Faflizm Sinsice fiekil De¤ifltiriyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 72Darwin'in Teflvik Etti¤i Irkç›l›k, Avrupa'da Hala Hüküm Sürüyor! . . . . . . . . . . . . . 74Günümüz Bat› Dünyas› Darwinist Hitler'in ‹zinde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 76"Hitler'in Çocuklar›" ‹çlerindeki Kin ve Nefreti Göstermek ‹çinHer Yolu Kullan›yorlar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 78Türk Düflmanl›¤›n›n Kökenleri 19. Yüzy›lda Aranmal›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 80Türk Milleti'ni Parçalamak ‹steyenlerin Hezeyanlar›Darwinizm Kaynakl›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 82Günümüzün ‹ki Önemli Tehlikesi, Darwinizm'i Do¤ru Zannetmekveya Bir Tehlike Olarak Görmemektir. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 84Marx ve Engels'in Cehaleti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 86Komünist Akl› Felaket Getirir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 88Komünist Kore'de Koskoca Bir NesilAçl›ktan ve Bak›ms›zl›ktan Yok Oluyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 90Darwinizm'in Savunulmas› ‹nananlar ‹çin Önemli Bir Tehlikedir . . . . . . . . . . . . . . 91Darwinizm = Materyalizm = Marxizm = Anarflizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 92Süslü Kelimelerle Anlafl›lmaz ve Derin Gösterilmeye Çal›fl›lanMarksist-Leninist Felsefenin ‹ddialar› Son Derece Basit ve S›radand›r . . . . . . . . . . 94Korku ve Tehdit Üzerine Kurulu Komünist Devlet,Kendi Askerlerine Dahi ‹flkence Uyguluyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 95Diyalektik Materyalizmin Sinsi Takti¤i: Bir Ad›m ‹leri, ‹ki Ad›m Geri . . . . . . . . . . 96Terörü ve fiiddet Olaylar›n› Durdurman›n Yolu,Darwinist E¤itime Son Vermekten Geçer . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98Darwinist E¤itim Bela Getirir. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 100Darwinist Bilim Adamlar›n›n Irkç› Uygulamalar›n›nHedefi Masum Afrika Halk›. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 101

Page 11: GERÇEKLER 2

Okul S›ralar›nda Gençleri Darwinist Yalanlarla E¤itenler,Oluflturduklar› Tehlikenin Fark›nda De¤iller . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 102Güçsüzler Yok Edilmelidir Diyen Darwinizm,Dünyadaki Zulmün En Büyük Sorumlusudur . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 104Karfl›t Fikirleri Kavga, Zulüm ve Korku YoluylaSusturmak ‹steyenler Tarih Boyunca Yenilgiye U¤ram›fllard›r . . . . . . . . . . . . . . . . . 106Türk Milleti Balkanlar'dan Ortado¤u'ya, Adriyatik'ten Çin'eNizam Getirmifl Olan Yegane Gücün fierefli Mirasç›s›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 108

III. Bölüm: Çözüm Kuran Ahlak›Dünya Art›k Kavgalar›n, Adaletsizliklerin,Çat›flmalar›n Sona Ermesini ‹stiyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 111Bir Yanda Açl›k Bir Yanda ‹sraf . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 112Y›llarca Darwinist-Materyalist Felsefe ile YönetilenRus Milletinin Sonu Tüm Dünyaya ‹bret Olmal›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 114Açl›k ve Sefaleti Ortadan Kald›rmak ‹çin Çözüm: Kuran Ahlak› . . . . . . . . . . . . . . . 115Çeliflkiler Bar›fl ve Hoflgörü ile Giderilir, Kavga ve Bo¤uflma ile De¤il . . . . . . . . . . 116Yeryüzündeki Zulmü Durdurmak ‹çin... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 117Zulme Karfl› Duyars›z Olmak, Zulmedenlere Ortak Olmakt›r . . . . . . . . . . . . . . . . . 118fieytan›n Bir Silah›: Romantizm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 119Cihan Hakimiyeti Türk'ün F›trat›nda Vard›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 120Harun Yahya'n›n Dünya Dillerine Çevrilen EserleriMüslümanlar ‹çin Büyük Bir fievk Kayna¤› Oluyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 12221. Yüzy›l, Allah'a Yöneliflin Müjdesini Vermektedir. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 125

IV. Bölüm: Canl›lardaki ‹man DelilleriKoalan›n Üstün T›p Bilgisi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 127Her Organ› Kusursuzca ‹nfla Eden Hücreler Birer Yarat›l›fl Mucizesidir . . . . . . . . . 128Hücrelerinizin Sizi DüzgünBir ‹nsan Haline Getirmelerini Sa¤layan Allah't›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 130Parmaklar›n›z› ‹nfla Eden Hücreler, Allah'›n Emrine ‹taat Ederler . . . . . . . . . . . . . . 132Vücudunuzdaki Kemiklerin Adeta Bir Sanat Eseri Gibi,‹nce ‹nce Yontuldu¤unu Hiç Düflünmüfl müydünüz? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 133Sinir Hücrelerini Koruyan Mikroskobik K›l›flar. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 134Allah'›n Varl›¤›n›n Delilleri Her Yerde . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 135Proteinlerin Hayret Verici Sindirimi Yarat›l›fl Delillerinden Biridir . . . . . . . . . . . . . 1361 Gram DNA Molekülü = 1 Trilyon CD Dolusu Bilgi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 137Böbrek Hücrelerinin Sahip Oldu¤u Bilgi ve fiuur Nereden Geliyor? . . . . . . . . . . . . 138‹nsan Vücudundaki Güvenlik Görevlileri: Mikroorganizmalar . . . . . . . . . . . . . . . . 140Elektrik Sinyalleriyle Aç›l›p Kapanan Hücre Kap›lar› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 141Bilim, Yarat›l›fl›n Delillerini Keflfetmeye Devam Ederken,Tesadüf Teorisini Bir Kez Daha Yerle Bir Etti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 142Suyu Zehirli Bir Maddeye Dönüfltüren Atom . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 143

Page 12: GERÇEKLER 2

Yeryüzündeki Suyun Neden Hiç Tükenmedi¤ini Biliyor musunuz? . . . . . . . . . . . . 144Su Bitkisi Vallisnerya Uzay Teknolojisi ile Boy Ölçüflüyor . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 145Deniz Salyangozunun Ola¤anüstü Zehir Üretme Tekni¤i. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 146Papa¤an Bal›klar›n› Ölümden Koruyan Uyku Tulumu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 148Do¤adaki Her Canl› Allah'›n Kusursuz Yarat›fl›n›n Delilidir . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14970 Gram Yak›tla Kesintisiz 4000 km. Uçufl . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 150Allah Her Canl›ya ‹lhamla Yol Gösterir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 152Kar›ncalardaki Mucizevi Asit Fabrikas› . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 153Kelebeklerden, Is›nan Bilgisayar Çiplerine Çözüm . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 154Sinek Kula¤›ndaki Tasar›m ‹flitme Aletinde Devrim Yapacak. . . . . . . . . . . . . . . . . . 155

V. Bölüm: Maddenin Ard›ndaki S›rBeynin ‹çindeki Muhteflem S›r . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 157Mal H›rs›na Kap›lan ‹nsanlar›n En Büyük Korkular›... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 158Dünyan›n En Zengin ‹nsan›, Asl›nda Dünyan›n En Fazla MülküneDe¤il, Sadece Bu Mülkün Beyninde Oluflan Görüntüsüne Sahiptir . . . . . . . . . . . . . 159Beyinde Bir Görüntü Olan Fabrika, Yat ve Arsalar›n,Kendilerini Bofla Üzen Sahipleri . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 160‹nsanl›k Art›k Büyük Gerçe¤i Anl›yor. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 162Ev Mi Sizin ‹çinizde, Yoksa Siz Mi Evin ‹çindesiniz? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 164Bir Stadyum Dolusu ‹nsan›n Her Biri Ayr› Bir Maç› ‹zler . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 165Beyninizdeki Derin Sessizli¤in ‹çindeYüksek Sesli Bir Konseri Dinleyen Kimdir? . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 166Gökyüzüne At›lan Havai Fiflekleri Asl›nda Beyninizin ‹çinde ‹zlersiniz . . . . . . . . . 168Karanl›k Beynimizin ‹çinde Renkli Bir Dünyay› Seyrediyor Olmam›z,Ruhun Varl›¤›n›n Delilidir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 170Materyalistlerin Gizledi¤i Ola¤anüstü Gerçek, 21. Yüzy›lda Ortaya Ç›kt› . . . . . . . 172Ekfli Olan Limon De¤il, Beynimizde Alg›lad›¤›m›z Kopyas›d›r . . . . . . . . . . . . . . . . 173Beyindeki Kopya Hayat›n Anlamazl›ktan Gelinmesi Mümkün De¤ildir . . . . . . . . 174‹nsan Ancak Beynindeki Yemekleri Yiyebilir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 175fiimdiye Kadar Hiç Kimse Bir Gülün Asl›n› Görmedi,Hep Kopyas›n› Seyretti . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 176Dünya Tarihindeki Her Olay fiu Anda Gerçekleflmektedir! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 177Gemi ile Yolculuk Yapt›¤›n› Zanneden ‹nsan,Beynindeki Yolculu¤u Seyreder . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 178Çok Büyük Bir Gerçe¤i Görmezlikten Gelmeyin . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 180Beynimizin D›fl›ndaki Dünyada Hiç Ses Yoktur. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 181Beyninizdeki Derin Sessizlikte, Bir Konferans› Dinleyen Ruhunuzdur . . . . . . . . . . 182Araba Kullanan Kifli, Yolu Beynindeki Monitörden Takip Eder . . . . . . . . . . . . . . . . 183Yoksa Siz Maddenin Asl›n› Gördü¤ünüzü mü San›yorsunuz?. . . . . . . . . . . . . . . . . 184D›flar›da Maddenin Oldu¤unu ‹ddia EdenlerinEllerindeki Tek Delil Hayalleridir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 185Hayat›n›z Boyunca Beyninizin ‹çindeki Kitaplar› OkuyarakYeni fieyler ö¤rendi¤inizi Biliyor musunuz?. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 186

Page 13: GERÇEKLER 2

Komünist mirasa sahip Rus hükümetinin, Çeçenistan'daki Müslü-

manlara yapt›¤› eziyetler, Mao'nun izinden gitmekte kararl› olan Çin hü-

kümetinin bebek katliamlar›, Avrupa ülkelerinde Darwinist e¤itim alan

gençlerin okullar›ndan birer suç makinesi olarak ç›kmalar›, dünya top-

lumlar›n› kaosa sürükleyen olaylar...

Bu kitab›n kaleme al›nma amaçlar›ndan biri, gazetelerde gördü¤ü-

nüz ya da haberlerde izledi¤iniz bu gibi toplumsal olaylar›n temel nede-

nini a盤a ç›karmak ve bunlara çözüm getirmektir. Kitapta verilen örnek-

lerle tüm dünyada yaflanan Darwinizm kaynakl› komünist-faflist zulüm

delillendirilmektedir.

Kitab›n haz›rlanmas›ndaki amaçlardan bir di¤eri de, flimdiye kadar

insanl›¤›n maruz kald›¤› zulmün kökeninin Darwinizm'in ö¤retileri oldu-

¤unu bir kere daha ortaya koymakt›r. Faflizmin ve komünizmin Darwi-

nizm'le olan ba¤lant›s›, ›rkç›l›¤›n Darwinizm kökenli oldu¤u, komünist

yönetimlerin politikalar›n›n Darwinizm'in iddialar› do¤rultusunda belir-

leniyor olmas› gibi gerçekler tarihi ve sosyal olaylar ›fl›¤›nda incelenmek-

tedir.

Darwinizm'in bilimsel yönden hiçbir geçerlili¤inin olmad›¤› son dö-

nemdeki geliflmeler ›fl›¤›nda delillendirilmekte, ayr›ca bu köhne teorinin

neden ayakta tutulmaya çal›fl›ld›¤› gerçe¤i de gözler önüne serilmektedir.

Canl›lardaki iman delillerinin yer ald›¤› bölümde verilen çarp›c› örnekler

ise yarat›l›fl gerçe¤ini ortaya koymakta, evrendeki herfleyi yaratan›n üs-

tün güç sahibi Rabbimiz oldu¤unu bize hat›rlatmaktad›r.

Son bölümde detaylar› verilen "büyük gerçek" ise, söz konusu ide-

olojileri besleyen di¤er bir kaynak olan materyalizmin iddialar›n› temel-

den çürütmekte ve dünyan›n maddeci felsefelerinin iddia etti¤inden ta-

mamen farkl› bir yer oldu¤unu ortaya koymaktad›r.

Kitab› okuduktan sonra materyalizmin ve Darwinizm'in savunulma-

s›n›n ne kadar büyük bir tehlike oldu¤unu anlayacak, zulme karfl› duyar-

l› olmaman›n insanl›k aç›s›ndan önemini fark edeceksiniz.

Girifl 11

G‹R‹fi

Page 14: GERÇEKLER 2
Page 15: GERÇEKLER 2

Evrim Yan›lg›s› 13

Bilim dünyas›n›n genetikten, paleontolojiden, elektron mikrosko-bundan, DNA'dan habersiz oldu¤u 1800'lerde ortaya at›lm›fl olan Dar-win'in evrim teorisi, modern bilimin geliflimi ve ça¤dafl teknolojinin bi-limsel araflt›rmalara uyarlanmas›yla ortaya ç›kan yeni bilimsel bulgularcayalanlanm›flt›r. Bugün art›k bir avuç inatç› evrim taraftar› bilim adam› d›-fl›nda gerçekleri görmeyen ve evrim inanc›n›n y›k›l›fl›na flahit olmayankimse kalmam›flt›r.B‹YOK‹MYA alan›nda, tek bir protein molekülünün bile tesadüfen olufl-ma ihtimalinin matematiksel olarak "s›f›r" oldu¤unu ortaya konmufltur. GENET‹K B‹L‹M‹, DNA'y› keflfetmifl ve her canl›n›n her hücresinin çe-kirde¤inde, o canl› ile ilgili son derece detayl› bilgilerin, flifrelenmifl olarakkay›tl› oldu¤unu bulmufltur.PALEONTOLOJ‹, canl›lar›n Prekambriyen Dönemi'nde aniden ortayaç›kt›¤›n› ve canl› türleri aras›nda evrim teorisinin öngördü¤ü ara-geçiflformlar›n›n bulunmad›¤›n› göstermifltir. K‹MYA, Le Châtelier Kanunu ile evrim teorisinin ilkel dünyada meyda-na gelen organik maddeler iddias›n›naksine, amino asitlerin sulu ortamlar-da birleflemeyeceklerini kan›tlam›flt›r. JEOLOJ‹, dünyan›n hiçbir dönemin-de evrimcilerin canl›l›¤›n oluflumuiçin iddia etti¤i atmosfer flartlar›n›nvar olmad›¤›n› tespit etmifltir. F‹Z‹K B‹L‹M‹, ilk dünya flartlar›ndaultraviyole ›fl›nlar›n›n, "fotodissosi-yasyon" yoluyla meydana geldi¤i id-dia edilen molekülleri parçalayaca¤›-n› ispatlam›fl ve evrimin, ilk aminoasitlerin atmosferdeki gazlardan olufl-tu¤u iddias›n› geçersiz k›lm›flt›r.

BÜTÜN DÜNYA EVR‹M TEOR‹S‹N‹N

ÇÖKÜfiÜNE fiAH‹T OLUYOR

Page 16: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Evrimciler 150 y›ld›r dünyan›n her yerinde görüfllerini destekleyecekfosiller aramaktad›rlar. Ancak bugüne kadar canl›lar›n uzun zaman için-de tesadüfen birbirlerinden türediklerini ve sürekli de¤ifltiklerini gösterentek bir fosil dahi bulamam›fllard›r. Aksine bulunan her fosil, canl›lar›n ani-den ortaya ç›kt›klar› yani yarat›ld›klar› ve türlerin de¤iflmedi¤i gerçe¤inipekifltirmifltir.

400 milyon y›ll›k köpekbal›¤› fosili (New Scientist, 20 Ocak 1984),400 milyon y›ll›k deniz y›ld›z› fosili (Giovanni Pinna, Histoire de la VieFossiles), 320 milyon y›ll›k hamam böce¤i fosili (National Geographic,Ocak 1981), 230 milyon y›ll›k akrep fosili (Nature, Mart 1985), 1 milyar100 milyon y›ll›k solucan fosili (Ekim 1998), bu canl›lar›n milyonlarca y›l-dan beri hiç de¤iflmedi¤ini ve bugünkü flekilleriyle ortaya ç›kt›klar›n›aç›kça ispatlayan fosillerdir.

Charles Darwin de bu gerçe¤i farketmifl, teorisinin en büyük açma-z›n›n bu husus oldu¤unu kabul etmifltir:

"E¤er gerçekten türler öbür türlerden yavafl geliflmelerle türemiflse,neden say›s›z ara geçifl formuna rastlam›yoruz? Say›s›z ara geçifl for-mu olmal›, fakat niçin yeryüzünün say›lamayacak kadar çok katma-n›nda gömülü olarak bulam›yoruz? Niçin her jeolojik yap› ve her ta-baka böyle ba¤lant›larla dolu de¤il? Jeoloji iyi derecelendirilmifl birsüreç ortaya ç›karmamaktad›r ve belki de bu benim teorime karfl› ile-ri sürülecek en büyük itiraz olacakt›r." (Charles Darwin, The Origin ofSpecies by Means of Natural Selection, sf.134, Senate Press, 1995)

Bilimsel bulgular, canl›lar›n de¤iflmedi¤ini ve aniden ortaya ç›kt›kla-r›n› gösterirken, ateflli evrimci paleontologlar›n akla ve bilime yüz çevire-rek hala evrim propagandas› yapmalar› son derece flafl›rt›c›d›r. Bu, evrim-cilerin bilimsellikle ilgisi olmayan bir saplant› içinde oldu¤unun aç›k gös-tergesidir.

14

FOS‹L KAYITLARI EVR‹M TEOR‹S‹N‹

REDDED‹YOR

Page 17: GERÇEKLER 2

Nature dergisi, BBC ve CNN gibidünyaca ünlü bas›n kurulufllar›ndageçti¤imiz günlerde yay›nlanan birhabere göre, Çin'de 150 milyon y›l-l›k semender fosillerine rastland›. (2)Semenderleri bulan Amerikan Do¤aTarihi Müzesi araflt›rmac›lar› Shubinve Ke-Qin Gao, bu fosillerin, günü-müz semenderleri (2) ile ayn› özel-liklere sahip olduklar›n› ve de¤iflikli-¤e u¤ramad›klar›n› flöyle belirttiler: "‹ster evinizin yak›n›ndaki ormandabir kayan›n alt›ndaki bir semendere,ister Çin'de 150 milyon y›ll›k bir se-mendere bak›n, her ikisinin de ayn›oldu¤unu göreceksiniz. Asl›nda bü-yük ölçüde benzerler. Bilek kemikle-ri, kafataslar›n›n flekli, küçük detay-lar›n hepsi ayn›". (http://www.cnn.com/2001/TECH/science/03/28/salamander.reut/index.html)Milyonlarca y›ld›r hiçbir de¤iflimgöstermeden günümüze gelen bucanl›lar evrim teorisinin geçersizli¤i-ni ortaya koyan delillerden sadecebirkaç›d›r.

HHaammaamm bbööccee¤¤ii((33)) vvee 332200 mmiill--yyoonn yy››llll››kk ffoossiillii(4) (NationalGeographic,Ocak 1981)

440000 mmiillyyoonn yy››ll--ll››kk kkööppeekkbbaall››¤¤››ffoossiillii ((yyaannddaa)) (New Scientist,20 Ocak 1984)

3

4

1

2

Page 18: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

1920'li y›llardan itibaren evrenin yap›s› hakk›nda elde edilen bilgiler,evrenin belirli bir zaman önce bir "Büyük Patlama" (Big Bang) ile yoktanvar hale geldi¤ini ispatlam›flt›r. Yani evren sonsuz de¤ildir, Allah taraf›n-dan yoktan yarat›lm›flt›r. Bu geliflmelerle birlikte günümüze kadar evre-nin yoktan yarat›l›fl›n› ispatlayan daha pek çok bulgu elde edilmifltir.

Bu bulgulara yeni bir halka daha eklendi. Geçti¤imiz günlerde bas›n-da, Kuzey Kutbunda araflt›rmalar yapan 35 bilim adam›n›n evrenin olu-flumuyla ilgili çok önemli bir sonuca vard›klar› haber verildi. KendilerineBoomerang grubu ad›n› veren ‹ngiliz, Kanadal›, ‹talyan ve ABD'li uzman-lar, evrenin 14 milyar y›l önce bir insan yumru¤u kadar küçük bir gaz bu-lutu oldu¤unu aç›klad›lar. Yap›lan bu aç›klamalara göre gazlar›n süreklihareketi yüzünden zil sesini and›ran bir ses dalgas› meydana geliyordu.Ses dalgalar› patlamalara neden oldu. Evren genifllemeye bafllad›kça buses dalgalar› yay›lmaya devam etti. Ekibin bafl›ndaki California Ünivesi-tesi'nden John Ruhr'un yapt›¤› aç›klamaya göre ilk kez tespit edilen buses dalgalar›, Büyük Patlama'n›n (Big Bang) ateflleyicisiydi.

Evreni araflt›ran tüm bilim adamlar› hep tek bir gerçekle karfl› karfl›-ya kald›lar: Evren Allah taraf›ndan yokluktan yarat›lm›fl ve ilk varoluflan›ndan itibaren kusursuzca düzenlenmifltir. Nitekim 21. yüzy›l bunungibi, evrenin daha birçok s›rr›n›n ortaya ç›kt›¤› bir yüzy›l olmaya devamedecektir.

16

B‹G BANG YARATILIfiIN B‹R DEL‹L‹ OLMAYA

DEVAM ED‹YOR

Page 19: GERÇEKLER 2

Bugün bilinen hayvan filumlar›n›n (vücut planlar›na göre hayvanla-r›n s›n›fland›r›lmas›) tamam›na yak›n›, yafl› 500-550 milyon y›l olarak he-saplanan Kambriyen devirde ortaya ç›km›flt›r.

Kambriyen devrinde bulunan fosillerden biri Hallucigenia isimli bircanl›ya aittir. Bu ve bunun gibi birçok Kambriyen canl›s›n›n fosilinde sal-d›r›lara karfl› korunma sa¤layan dikenler ya da sert kabuklar yer al›r.Hallucigenia ve di¤er Kambriyen canl›lar› hakk›nda evrimcilerin kesinlik-le aç›klayamad›klar› sorular vard›r:

1. Hiçbir avc› canl›n›n olmad›¤› bu devirde, bu hayvanlar nas›l olupda, muhtemel bir avc› olabilece¤ini düflünerek savunma sistemleri ile bir-likte oluflmufllard›r?

Evrimciler, savunma mekanizmalar›n›n, zaman içinde, canl› korun-maya ihtiyaç duydukça, do¤al seleksiyon ile olufltu¤unu iddia ederler.Ancak bu dikenler, canl›n›n henüz bir ihtiyaç duymas›na vakit kalmadan,ilk ortaya ç›k›fl› ile birlikte var olmufllard›r.

2. Bu kadar çok kompleks canl›n›n, hiçbir ataya sahip olmadan, ani-den fosil kay›tlar›nda belirmesi evrimcileri kesinlikle yalanlar. Bu, canl›la-r›n ilkelden komplekse evrimleflmediklerini, Allah'›n "Ol" emriyle yarat›l-d›klar›n› gösteren aç›k bir delildir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 17

KAMBR‹YEN DEVR‹NDE ORTAYA ÇIKAN D‹KENL‹

CANLILAR, EVR‹M TEOR‹S‹N‹ GEÇERS‹Z KILIYOR

Page 20: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Büyük bir mant›k çöküntüsü içindeki evrimcilerin iddias›na göre; bi-linçsiz, kör, ak›ls›z, bilgisi ve iradesi olmayan atomlar, tesadüfler sonu-cunda biraraya gelmifllerdir. Ve tesadüfler birbirini izlemifl, bu fluursuzatomlar, milyarlarca y›l sonra kendi kendilerini elektron mikroskobu ileinceleyen atom mühendislerini, biyoloji profesörlerini, beyin cerrahlar›n›,avukatlar›, üniversite ö¤rencilerini, genetik mühendislerini oluflturmufl-lard›r. Ve bu fluursuz atomlar bu süreç içinde de son derece bilinçli veplanl› çal›flm›fllard›r. Sanki ileride ne meydana getireceklerini biliyorlar-m›fl gibi, tespit ettikleri hatalar› elemifller, yerine do¤rular› gelene kadarsab›rla milyonlarca y›l birbirlerinden ayr›lmadan, her türlü koflula daya-

18

EVR‹MC‹LER, KAYALARA RASTGELE ÇARPAN

DALGALARIN SARAYLAR ‹NfiA EDECEKLER‹NE

‹NANACAK KADAR BÜYÜLENM‹fiLERD‹R

Page 21: GERÇEKLER 2

narak beklemifllerdir. Üstelik bu arada deneme yan›lmalar yapm›fllar,adeta bir kimya, fizik veya biyoloji profesörü gibi son derece zekice yön-temler izlemifllerdir. Örne¤in, göz oluflmadan önce, sanki gözün oluflaca-¤›n› biliyorlarm›fl gibi, kafatas›nda simetrik ve gözün yap›s›na en uygunbüyüklük ve derinlikte göz çukurlar›n› açmay› ihmal etmemifllerdir. Ev-rimcilere göre fluursuz atomlar ve tesadüfen geliflen do¤a olaylar› o kadarak›ll›, o kadar uyumlu, o kadar planl› ve disiplinlidir ki, tüm insanlar›nakl›n›n biraraya gelip yapamayacaklar›n› onlar yavafl yavafl yapm›fllard›r.Oysa fluuru, akl› ve iradesi olmayan atomlar›n, tesadüfler sonucunda ak›l,fluur ve irade sahibi insanlar› kendi kendilerine oluflturamayacaklar› çokaç›kt›r.

Evrimcilerin bu iddialar›, bir kayal›¤a çarpan dalgalar›n tesadüfenmimari flaheserler, saraylar oluflturmalar›na inanmaya benzer. Evrimciler,dalgalar›n tesadüfen saraylar, konaklar infla edeceklerine inanacak kadar,evrim teorisinin hipnozu alt›ndad›rlar.

Evrim Yan›lg›s› 19

Page 22: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Arkeologlar, kaz›lar s›ras›nda yerin alt›n-dan süs eflyalar›, çanak ve çömlekler, hattaçok az flekillendirilmifl bir tahta dahibulduklar›nda, hemen burada eski birmedeniyetin, ak›l, beceri ve bilinçsahibi insanlar›n yaflad›klar›n› an-larlar.

Ancak nedense baz› paleon-tologlar, yerin alt›nda çanak veçömleklerle karfl›laflt›r›lamayacakkadar kompleks tasar›m ve özel-liklere sahip 100 mercekli gözleriolan trilobitleri, salyangozlar›, de-nizy›ld›zlar›n› bulduklar›nda, bun-lar›n burada tesadüfen ve kendili¤in-den olufltu¤unu öne sürebilmektedirler.

20

B‹R YERDE B‹R TASARIM VARSA,

ONU MEYDANA GET‹REN B‹R AKIL DA VARDIR

Page 23: GERÇEKLER 2

Bu, evrim teorisinin en büyük çeliflkilerinden biri-dir. Günümüzden 550 milyon y›l önce Kambriyen Dev-ri olarak adland›r›lan dönemde, ilk canl›lardan olan tri-lobitler, salyangozlar, denizy›ld›zlar› gibi yumuflakça-lar dünyada aniden belirdiler. Cans›z dünyay› bir andacanland›ran, nefes alan, gören, kusursuz sistemlerlebeslenen, birbirindenfarkl› taktiklerleavlanan canl›lar›dünyaya yerlefl-tiren güç ney-di? Bu gücünsahibi sonsuz il-im ve ak›l sahibiolan Rabbimiz'dir.

Evrim Yan›lg›s› 21

Page 24: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Afla¤›da en soldaki resimde gördü¤ünüz gibi, bir parça demiri, plas-ti¤i, bak›r› bir çölün ortas›na b›rak›p gitseniz. Belli aral›klarla da burayagelip baksan›z. Bunlar›n bir bisiklete, son model bir otomobile ya da birt›ra dönüfltü¤ünü görmeniz mümkün olur muydu?

Do¤rusu ak›lc› olan demirin paslanmas›, plasti¤in deforme olmas›,bak›r›n da oksitlenmesi de¤il midir?

Buna Darwinistler'in verdi¤i cevap ise sizin verdi¤iniz cevab›n tamtersidir. Yani Darwinistler da¤›n›k, düzensiz, cans›z maddelerin zamaniçinde tesadüflerin yard›m›yla düzenli, canl› ve kompleks varl›klara dö-nüflebileceklerini iddia ederler. Evrimcilerin bu iddias› flu anlama gelmek-tedir: 1 numaral› resimdeki malzemeler zaman içinde tesadüfen bir bisik-let, sonra yine fluursuz rastlant›larla bir otomobil, daha sonra tamamenbafl›bofl süreçlerle kamyonet ve en sonunda da bir t›r haline gelebilir.

Türk Milleti keskin zekas›yla ve üstün feraseti ile birçok dünya mil-letinin düfltü¤ü tuza¤a düflmemifl, Darwinizm'in bu gibi safsatalar›na al-danmam›flt›r. Darwinizm'in ne kadar mant›ks›z ve bilim d›fl› bir görüfl ol-du¤unu anlam›fl yegane millettir. Büyük Türk Milleti bu tuza¤› bozupdünyay› Darwinizm safsatas›ndan kurtaracak manevi güce sahiptir.

22

TÜRK M‹LLET‹ DARWIN‹ZM'‹N TUZA⁄INI

BOZMUfiTUR

3 4

1 2

EVR‹MC‹LER‹N KÖR TESADÜFLER‹ BUNLARI YAPAMAZ

Page 25: GERÇEKLER 2

Son günlerde Genom Projesinin gündemegelmesini çarp›tarak kullanan birtak›m evrimciçevreler, Darwinizm propagandas›na bafllad›lar.‹nsan›n maymunla olan genetik benzerli¤ini,insan›n maymundan evrimleflti¤ine delil olarakgöstermeye çal›flan söz konusu çevreleryanl›fl bilgilerle halk› yan›ltmaya çal›fl-maktad›rlar. Oysa bahsedilen bu ben-zerlik hayalidir ve evrime delil olamaz, çünkü;

1. Maymunun genetik yap›s› henüz incelenmemifltir ve dola-y›s›yla insan genomu ile karfl›laflt›r›lmas› söz konusu de¤ildir.

2. E¤er maymun ile insan›n genetik yap›s›n›n % 99 benzer oldu¤ukan›tlansa bile bu, insan›n maymunla ortak bir atadan evrimleflti¤ine de-lil olamaz. Çünkü, ‹NSANIN GEN SAYISI ‹LE MISIRIN GEN SAYISI TI-PATIP AYNIDIR. E¤er evrimcilerin iddialar› do¤ru olsayd›, m›s›r, insan›nmaymundan daha yak›n bir akrabas› olurdu.

‹nsan bedeninin di¤er canl›larla moleküler benzerlikleri olmas› sonderece do¤ald›r. Çünkü tüm canl›lar ayn› moleküllerden oluflmakta, ayn›suyu ve atmosferi kullanmakta, ayn› moleküllerden oluflan besinleri tü-ketmektedir. Elbette ki metabolizmalar› ve dolay›s›yla genetik yap›lar›birbirine benzeyecektir. Ancak bu, onlar›n ortak bir atadan evrimlefltikle-rinin veya "do¤an›n tesadüfen bu parçalar› biraraya getirerek farkl› canl›-lar oluflturdu¤unun" bir delili de¤ildir.

Asl›nda canl›lardaki bu "ortak malzeme", evrimin de¤il "ortak tasa-r›m›n", yani canl›lar›n hepsinin ayn› plan üzerine tek bir Yarat›c› tara-f›ndan yarat›lm›fl olduklar›n›n delillerinden biridir.

Evrim teorisi, bugüne kadar demagoji ve çarp›tmalarla ayakta kald›.Ancak bugün do¤ru ve ispatl› bilgiler her insana çok k›sa zamanda ulafla-bilmektedir. Ve bu sayede insanlar tarafl› ve bir amaca yönelik propagan-dalarla, çarp›tma ve demagojilerle aldat›lamamaktad›r. Bu Darwinizm'insonunu getiren geliflmelerdendir.

Evrim Yan›lg›s› 23

DARWIN‹STLER'‹N "DEMAGOJ‹" VE "ÇARPITMALARLA"

DOLU PROPAGANDALARINA

ARTIK K‹MSE KANMIYOR

Page 26: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Evrimciler, günümüzden 5 milyar y›l önce baz› atomlar›n tesadüfenbiraraya gelerek kusursuz bir plan yapt›klar›na inan›rlar. Evrimcilerin buhayali senaryolar›na göre, cans›z ve fluursuz atomlar bu buluflmalar›ndabir canl› hücresi meydana getirmeye karar vermifllerdir. Ve demifllerdir ki:

"Biz rastgele birbirimizin çevresinde dolaflal›m. Bu arada rüzgar, f›r-t›na, flimflekler, ultraviyole ›fl›nlar›, depremler bizi rastgele birbirimi-ze ba¤lar. Biz de bu flekilde ileride canl› için gerekli olacak proteinle-ri üreten fabrikalar›, canl›y› oluflturmak için gereken tüm bilgilerinbirarada tutuldu¤u bilgi bankas›n›, proteinlerin sakland›¤› depoyu,canl›n›n yaflamas› için gereken enerjiyi sa¤layacak olan enerji santra-lini, gereksiz maddeleri yok edecek olan sindirim enzimlerini üreti-riz. Ayr›ca protein üretimi için gereken tafl›ma, kopyalama araçlar›n›,hücrenin girifl ç›k›fl›n› kontrol eden hücre kap›lar›n›, hücrenin içinde-ki tüm malzeme ve yap›lar›n birbirinden ayr›lmalar›n› engelleyenhücre zar›n› ve daha canl› hücresinin ifle yaramas› için gereken nevarsa hepsini eksiksizce infla edip flekillendiririz. Böylece tesadüfenbir fabrikadan daha kusursuz özelliklere sahip bir hücre meydanagetiririz. Hatta sonra da bunlar› yüz trilyonlarca üretip kendimizi in-celeyecek atom profesörlerini olufltururuz."

‹flte evrimcilerin tesadüfen varolufl iddialar›n›n özü budur. Onlar›nbu iddialar›, Taksim Meydan›'nda duran bir tafl kütlesinin rüzgarlar›n et-kisiyle zaman içinde kusursuz bir sanat eserine dönüfltü¤üne, rüzgarlar›nbir heykeltrafl gibi sanat eseri meydana getirdiklerine inanmaktan çok da-ha mant›k d›fl› ve ak›ls›zcad›r.

Tesadüfler ve bilinçsiz do¤a olaylar› sanat eserleri, kusursuz tasar›-ma sahip yap›lar meydana getiremezler. Bunlar için akla, bilince ve bilgi-ye ihtiyaç vard›r. Darwinizm bu nedenle, 20. yüzy›lda canl›larda bulunanson derece kompleks yap›lar›n ve tasar›m›n keflfedilmesi ile çökmüfltür.

24

EVR‹MC‹LER, RÜZGARLARIN B‹R TAfi KÜTLES‹N‹,

TESADÜFEN B‹R SANAT ESER‹NE

DÖNÜfiTÜREB‹LECE⁄‹NE ‹NANACAK KADAR

KAVRAYIfiTAN YOKSUNDURLAR

Page 27: GERÇEKLER 2

3

4

1

2

Page 28: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Evrimciler bilimin yalanlad›¤› teorilerini insanlar aras›nda yayg›n-laflt›rmak için bofl durmaz, sürekli sahte deliller üretirler.

Yandaki resimler, evrimcilerin içine düfltükleri büyük hezimeti tümaç›kl›¤›yla gözler önüne sermektedir. Çünkü ellerinde teorilerini savuna-bilecekleri hiçbir delil olmad›¤› için, evrimciler bizzat kendi elleriyle sah-te delil üretmektedirler. Önce metal parças›ndan hayali bir iskelet olufltur-makta, daha sonra bunun üzerine hamurdan hayali bir vücut koymakta,var oldu¤una inand›klar› hayali tüylerle bütün vücudu kaplamakta, dahasonra da silikonla renk vermektedirler. Evrimci bilim adamlar›n›n hayal-gücüyle do¤ru orant›l› olarak geliflen bu bilim dal›na ilginç bir de isimvermifllerdir: Rekonstrüksiyon, yani "yeniden infla!"

Ancak evrimciler bu sahte delilleri üretirken ne bilimsel bir veridenfaydalan›rlar, ne bir delilden, ne de bir deneyden... Ellerindeki tek kay-naklar› s›n›rs›z hayalgüçleridir.

Örne¤in bu rekonstrüksiyonu yaparken;1. Ellerinde bir difl parças› ya da bir çene parças›ndan baflka bir delil

yoktur.2. Bu kemik parças›ndan yola ç›karak bir iskelet, vücut flekli, yüz, yü-

ze vahfli bir ifade, efller ve çocuklar, daha sonra da sosyal bir hayat tablo-su ortaya ç›kar›rlar.

3. Topra¤›n alt›nda k›sa sürede eriyen kas, ya¤, k›k›rdak gibi yumu-flak dokular› tamamen hayali olarak canland›r›rlar.

Bu gerçe¤i dünyaca ünlü bilim adamlar› da itiraf etmektedirler. Har-vard Üniversitesi'nden Earnst A. Hooten'›n flu sözleri "yeniden infla" sah-tekarl›¤›n› aç›kça gözler önüne sermektedir:

Yumuflak k›s›mlar›n tekrar inflas› çok riskli bir giriflimdir. Dudaklar,gözler, kulaklar ve burun gibi organlar›n altlar›ndaki kemikle hiçbirba¤lant›lar› yoktur. Örne¤in bir Neandertal kafatas›n› ayn› yorumlabir maymuna veya bir filozofa benzetebilirsiniz. Eski insanlar›n ka-l›nt›lar›na dayanarak yap›lan canland›rmalar hemen hiçbir bilimselde¤ere sahip de¤illerdir ve toplumu yönlendirmek amac›yla kullan›-

26

B‹R EVR‹MC‹ SAHTE DEL‹L OLUfiTURURKEN...

Page 29: GERÇEKLER 2

l›rlar... Bu sebeple rekonstrüksiyonlara fazla güvenilmemelidir. (Ear-nst A. Hooten, Up From The Ape, New York: McMillan, 1931, s. 332.)

Hooten'›n söyledi¤i gibi, ne evrime ne de evrimcilerin sahte delille-rine güvenmek mümkün de¤ildir. Çünkü bugüne kadar ne bilimsel çal›fl-malar ne de arkeolojik araflt›rmalar bir sonuç vermemifl, evrimcilerin bek-ledikleri deliller bir türlü bulunamam›flt›r. Bu yüzden evrimciler bu sahtedelillerle, çaresizce teorilerinin yaflam süresini uzatmaya çal›flmaktad›rlar.Ancak bu, evrim teorisinin son nefesleridir.

Evrim Yan›lg›s› 27

Evrimcilerin hayal güçleri ile ortaya ç›kan hayali yar› maymun - yar› insan rekonstrük-siyonlar›n nas›l oluflturuldu¤unu anlatan bir dergi yaz›s›.

Page 30: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Tesadüfleri, cans›z maddeleri ve fluursuz atomlar› yaratma gücünesahip varl›klar zannetmek çok büyük bir yan›lg›d›r. Ancak Darwi-nistler cans›z maddeleri ak›l ve irade sahibi, karar alabilen ve bukararlar› uygulayabilen varl›klar olarak dü-flünür, tesadüflerin herfleyi yaratabile-ce¤ine inan›rlar. Gülü, portaka-l›, elmay›, çile¤i,muzu, karpuzu,maydanozu, k›-sacas› var olanherfleyi canl›cans›z tüm var-l›klar› tesadüflerinoluflturabilece¤i-ne inan›rlar.

Madem evrimci-ler herfleyin tesadüfleolufltu¤una inan›yorlar,o zaman tad›yla, koku-suyla, sulu yap›s›yla, flek-liyle, bir daldaki kusursuz güzelli¤iyle TEK B‹R ÜZÜM TANES‹N‹ mey-dana getirsinler! Dünyan›n en ünlü bilim adamlar›n› -hatta geçmiflte ya-flam›fl tüm bilim adamlar›n›- biraraya toplas›nlar, dünyan›n en geliflmifl veen yeni teknoloji ile donat›lm›fl laboratuvarlar›n› kullans›nlar, ileri tekno-lojinin olabilecek tüm imkanlar›n› bunun için seferber etsinler ve bu ifliçin y›llarca çaba sarf etsinler… Ne yaparlarsa yaps›nlar, de¤il tek birüzüm tanesini, üzümü oluflturan tek bir hücreyi dahi oluflturmalar› müm-kün de¤ildir. ‹flte bu gerçek evrimcilerin görmezden geldikleri en önemlinoktalardan biridir. Herfleyi yoktan yaratan Alemlerin Rabbi olanAllah't›r.

28

EVR‹MC‹LER, TEK B‹R ÜZÜM TANES‹ B‹LE

MEYDANA GET‹REMEZLER!

Page 31: GERÇEKLER 2

Darwinizm savunucular›, her canl›n›n hayatta kalmak ve kendi ihti-yaçlar›n› karfl›lamak için savaflmak zorunda oldu¤una, yoksa "elenerekyok olaca¤›na" inan›rlar. Buna karfl›l›k, canl›lar›n niçin fedakarl›k yapt›k-lar› ve baflkalar›na fayda sa¤lad›klar› konusunu asla aç›klayamazlar.

Örne¤in iflçi ar›lar do¤umlar›ndan sonraki ilk 3 gün boyunca "kovantemizleyicisi" olarak görev yaparlar.

3. günden sonra bir hafta boyunca kafalar›nda bir çift "dad›" bezi ge-liflir ve genç larvalar için besin salg›lamaya bafllarlar.

10. günden itibaren kar›nlar›nda "mum üreten" bezler geliflir ve pe-tek yap›m onar›m ifline bafllarlar, onlar art›k birer "inflaat iflçisi"dirler.

20. günde mum bezleri fonksiyonlar›n› yitirir ve yerlerine i¤ne bez-leri geliflir. Ar›lar bundan sonra zehir üretmeye bafllar çünkü yeni görev-leri "kovan bekçili¤i"dir.

Yaflamlar›n›n son günlerini ise "çiçek özü toplay›c›s›" olarak geçirirler.Aç›kça görülmektedir ki, bu say›lan özelliklerin hiçbiri ar›n›n kendi

ç›kar›na yönelik de¤ildir. Her biri bir özveri, yard›mlaflma, fedakarl›k ör-ne¤idir. Hayatlar› boyunca türlü fedakarl›klarda bulunabilmeleri için vü-cutlar›nda gerçekleflen de¤iflimler ise, kendi iradeleri veistemleri d›fl›nda meydana gelir. Üstelik bu ola¤anüs-tü ifllemlerin tamam›n› yeryüzünde var olan ilk ar›-dan bu yana yaflam›fl tüm ar›lar ayn› kusursuz-lukla yerine getirmifltir.

fiüphe yok ki, onlar› var edensonsuz kudret sahibi Allah, ar›la-ra her gün yapacaklar› ifllerivahyetmekte; bize de bu mu-cizeleri göstererek Kendi sa-nat›n›n büyüklü¤ünü ve in-celi¤ini takdir etme imkan›tan›maktad›r.

Evrim Yan›lg›s› 29

HER CANLI, EVR‹MC‹LER‹N ‹Ç‹NE DÜfiTÜKLER‹

ÇIKMAZI ORTAYA KOYUYOR

Page 32: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinistler, her türlü elveriflsiz koflulun bulun-du¤u bir ortamda, amonyak, karbon, azot, fosfor gibicans›z ve fluursuz atomlar›n tesadüfler sonucu birara-ya geldiklerini ve sonra ortak bir karar ald›klar›n› id-dia ederler. Onlara göre atomlar ald›klar› bu karar› ek-siksizce uygulam›fllar ve bu cans›z dünyan›n üzerindetesadüfen a¤açlar›, çimenleri, kar›ncalar›, papa¤anlar›, sal-yangozlar›, elmalar›, dutlar›, hurmalar›, ku¤ular›, atmacala-r›, yunuslar›, mercanlar›, yosunlar›, ar›lar›, atlar›, tavflanlar›,›hlamur a¤açlar›n›, gülleri, yaseminleri, papatyalar›, uçakmühendislerini, beyin cerrahlar›n›, genetik mühendislerini,kendilerini oluflturan atomlar› inceleyen atom profesörlerinimeydana getirmifllerdir.

Darwinistler, bu ak›lalmaz iddialar›n› a¤›r ve a¤dal› birüslupla, bolca Latince kelimeler kullanarak anlat›rlar. Bu fle-kilde, iddialar›ndaki mant›k çöküntüsünü gizlemeye çal›fl›r-lar. Onlar›n durumundan habersiz olanlar da, bu t›ls›ml› üs-luptan etkilenip, "bunlar ne kadar bilgili, üstün insanlar" di-yerek, her dediklerini kay›ts›z flarts›z kabul ederler.

Oysa Darwinizm'e inanmak, mant›¤›n, düflünme yete-ne¤inin, akl›n ve kavray›fl›n tamamen felç olmas› demektir.Normal bir insan "tafllar tesadüfen dizilip, bir gökdelenitüm tesisat› ile birlikte infla etti" diyebilir mi? Elbette diye-mez. Darwinistler ise, bundan daha da inan›lmaz olan biriddiada bulunmakta; fluursuz atomlar›n dizilip canland›kla-r›n› ve canl› varl›klar› oluflturduklar›n› söylemektedirler..

Türk Milleti, akl› ve basireti ile Darwinizm'in safsatala-r›na hiçbir zaman inanmad›. Bu felsefenin ak›ls›zl›¤›n› tümdünyaya aç›klayarak, dünya insanlar›n› da bu gaflet uyku-sundan uyand›rma misyonunu üstlendi.

30

DARWIN‹STLER, fiUURSUZ ATOMLARIN

CANSIZ DÜNYAYI TESADÜFEN

CANLANDIRDI⁄INI ‹DD‹A EDERLER

Page 33: GERÇEKLER 2
Page 34: GERÇEKLER 2

Evrimciler, do¤ada bulunan 200'ün üzerindeki amino asit çeflidin-den, proteinleri oluflturacak 20 tanesinin, belli say›larda ve belli bir dizi-limle biraraya gelmelerini ve proteinleri oluflturmalar›n› KÖR TESA-DÜF'lere ba¤larlar. Oysa bu, mümkün de¤ildir. Örne¤in, 400 amino asitlibir proteini oluflturan amino asitlerin istenilen s›rada dizilme ihtimalleri10520'de bir ihtimaldir. Bu, 1 say›s›n›n yan›na 520 tane s›f›r kondu¤undaoluflacak olan say›da bir ihtimal demektir.(1 milyar say›s›n›n yan›nda sadece 9 s›f›r ol-du¤unu düflünürsek, bu say›n›n büyüklü¤ühakk›nda bir fikir edinebiliriz). Böyle bir te-sadüfün gerçekleflmesi aç›kça görüldü¤ü gi-bi imkans›zd›r. Üstelik burada bahsedilenorta büyüklükte tek bir proteindir. ‹nsan vü-cudunda binlerce protein türü vard›r ve ba-z›lar› binlerce amino asitten oluflur.

Proteinlerin tesadüfen meydana gele-meyece¤i gerçe¤i, en koyu evrimciler tara-f›ndan bile itiraf edilmektedir.

Evrimci jeolog William Stokes ise bugerçe¤i flöyle itiraf eder:

"E¤er milyarlarca y›l boyunca, milyar-larca gezegenin yüzeyi gerekli aminoasitleri içeren sulu bir konsantre taba-kayla dolu olsayd› bile yine (protein)oluflamazd›." (W. R. Bird, The Origin ofSpecies Revisited, Nashville, Thomas Nel-son Co., 1991, s. 305)

Proteinlerin tesadüfen oluflamayacak-lar›, ak›l, bilinç ve güç sahibi bir Yarat›c› ta-raf›ndan var edildikleri kesin bir gerçektir.

DARWIN‹ST BÜYÜNÜN ETK‹S‹ ALTINDA

KALANLAR, NORMAL B‹R fiUURLA DÜfiÜNEMEZLER

GERÇEKLER II32

Page 35: GERÇEKLER 2

Ancak as›l önemli olan, evrimcilerin bu gerçe¤i görememeleridir. Ev-rimciler proteinlerin tesadüfen olufltu¤unu iddia etmekle, masaya dökü-len mürekkebin tesadüfen bir sayfa dolusu anlaml› bir makale ortaya ç›-kard›¤›n› kabul etmekten daha da saçma bir iddiaya inanmaktad›rlar. Bu,abart›l› bir ak›ls›zl›k ve mant›ks›zl›k örne¤idir. Bunu söyleyen bir insanakimse güvenemez veya böyle muhakeme yetene¤i olmayan bir insanahiçbir sorumluluk verilemez.

Türk Milleti Darwinist safsatalar› ilim ve ak›l yolu ile susturmufltur.Bundan böyle Darwinizm'in insanl›¤› büyülemesine ve ak›llar› devre d›fl›b›rakmas›na izin vermeyecektir.

Evrim Yan›lg›s› 33

Page 36: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinistler, canl›l›¤›n yap›tafl› olan proteinlerin, baz› atomlar›n te-sadüfen birleflmeleri ile meydana geldiklerini iddia ederler. Darwinizm'inne kadar inan›lmas› imkans›z, ak›l ve mant›k d›fl› bir iddia oldu¤unu an-lamak için, proteinler hakk›nda verilecek k›sa bir bilgi yeterli olacakt›r.

Bilim adamlar› 500 amino asitten oluflan bir proteinin (binlerce ami-no asitten oluflan proteinler de mevcuttur) tesadüfen oluflma ihtimalinihesaplam›fllar ve flöyle bir sonuca varm›fllard›r:

1. Amino asitlerin ifle yarar proteini oluflturabilmek için uygun dizil-me ihtimali:

10650de 1 ihtimal2. Amino asitlerin sol-elli olma ihtimali (amino asitler do¤ada hem

34

10950 =100.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000

DARWIN‹STLER'‹N MANTIK ÇÖKÜNTÜLER‹,

‹NSANLI⁄A ‹BRET OLMALIDIR

Page 37: GERÇEKLER 2

sa¤-elli hem sol-elli olarak bulunurlar. Ancak canl› yap›s›ndaki proteinlersadece sol-elli amino asitlerden oluflurlar.)

10150de 1 ihtimal3. Amino asitlerin aralar›nda "peptid ba¤›" ile ba¤lanmalar› ihtimali:10150de 1 ihtimal

Toplam ‹htimal: 10950de 1 ihtimal

10950, 1 rakam›n›n yan›na 950 s›f›r›n gelmesiyle oluflacak astronomikbir say›d›r. (Bu da imkans›z bir ihtimal demektir.) Bu say›n›n büyüklü¤ü-nü anlayabilmek için flu örnekler üzerinde düflünebilirsiniz:b 1 milyar say›s›n› yazmak için 1 rakam›n›n yan›na sadece 9 s›f›r eklenir.Söz konusu say› içinse 950 s›f›r gerekmektedir.b 1 milyar say›s› için 1 rakam›n›n yan›na 9 s›f›r yaz›l›r. Ancak, ortaya 1milyar boncuk att›¤›n›zda, bu say›n›n yaz›ld›¤›ndan çok daha fazla birmiktar› ifade etti¤i görülecektir. 10950 say›s›, 950 s›f›rla yaz›l›r, ancak bukadar miktarda boncuk tarif edilemeyecek kadar çoktur. b Evrendeki tüm atomlar›n çevresinde dönen elektronlar›n say›s› bile sa-dece 1075tir.

Bu kadar büyük bir say› ile ifade edilen ihtimalin içinden tek bir ih-timalin gerçekleflmesinin ve proteinlerin tesadüfen oluflmas›n›n kesinlik-le imkans›z oldu¤u aç›kça görülmektedir. (Nitekim matematikte 1050 ihti-malin ötesi olanaks›z olarak kabul edilmektedir.)

Ancak, evrimciler gerçekleflmesi kesinlikle imkans›z olan ihtimalle-re, büyük bir ba¤nazl›kla, inatla ve tutuculukla inan›rlar. Koyu Darwinist-ler'in ba¤nazl›klar›ndan vazgeçmeleri olas› görülmemektedir. Ancak,Darwinizm'in mant›ks›zl›klar› gözler önüne serildi¤inde, bu insanlar top-lum içindeki güvenilirliklerini kaybedecekler ve yapt›klar› sahtekarl›klarortaya ç›kacakt›r.

Bu nedenle ak›l, basiret ve sa¤duyu sahibi Türk Milleti'nin misyonuson derece önemlidir. Milletimiz, dünyaya Darwinizm'in mant›k hezime-tini ilan edecek ve insanl›¤› bu ba¤nazl›ktan kurtaracakt›r.

Evrim Yan›lg›s› 35

Page 38: GERÇEKLER 2
Page 39: GERÇEKLER 2

Komünizmin y›k›ld›¤›n› zannedenler büyük bir yan›lg› içindeler.Çünkü, komünistler Lenin'in "Bir ‹leri ‹ki Geri" takti¤ini uyguluyorlar.

Marksist Leninist felsefe toplumlar›n tarihi geliflmelerini üç aflamadas›n›fland›r›r: Feodalizm, kapitalizm ve son olarak da komünizm.

Bugün Rusya'daki komünistler, Çarl›k döneminden sonra komüniz-me geçiflte acele davran›ld›¤›n›, bu yüzden komünizmin tutmad›¤›n› dü-flünüyorlar. Bunun içinse, Marksist Leninist düflüncenin öngördü¤ü ara-daki kapitalist safhan›n yaflanmas› gerekti¤ini savunuyorlar.

‹flte bu yüzden bugün Rusya'da komünistler ac›mas›z bir kapitaliz-mi teflvik ederek uyguluyorlar.

Komünistlerin amac›, kapitalizmi en vahfli flekliyle uygulamak; böy-lece ekonomik güçlükler alt›nda halk› ezip, mafya ile sindirip, ahlaki de-jenerasyonu t›rmand›r›p en sonunda komünizmi tek çare gibi göstermek-tir. Bu nedenle bugün Rusya'da küçük k›zlar sat›l›yor, insanlar so¤uktan,açl›ktan ölüyorlar, uyuflturucu ba¤›ml›lar›n›n, AIDS'lilerin say›s› her ge-çen gün daha da art›yor, mafyan›n hakimiyeti giderek güçleniyor, halk sü-rekli korku ve dehflet yafl›yor.

SSCB'nin ise sadece ismi de¤iflti, askeri gücü, yönetim kadrosu vezihniyeti ile asl›nda tam bir komünist devlet. Bugün hala Türki devletle-rin üzerindeki askeri bask›s›n› devam ettiriyor. Tüm de¤ifliklikler göster-melik ve sinsice.

Ancak Türk Milleti komünizmin taktiklerine kanmayacak kadar ak›l,basiret ve feraset sahibidir.Y›llar önce komünizminönünü kesti¤i gibi, bugünde komünizmin temeli olanDarwinist felsefe ile ciddibir fikri mücadele vermekteve her iki ideolojiyi tarihinkaranl›klar›na gömmektekararl› davranmaktad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 37

KOMÜN‹ZM YIKILDI D‹YENLER, D‹KKAT!

KOMÜN‹ZM NADASTA!

Page 40: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünistler, halkta faflizme karfl› hoflnutsuzluk ve tepki meydanagetirmek için önce faflizmi destekler ve geliflmesini izlerler. Böylece bir sü-re sonra, halk faflizmin a¤›r bask› ve zulmünden kurtulmak için ç›rp›nma-ya bafllad›¤›nda, karfl›s›na tek alternatif olarak komünizmi gösterirler.

Faflistler de ayn› komünistler gibi, önce komünizmi destekler ve ge-lifltirirler. Bu kez halk komünizmin zulmü ve ac›mas›zl›¤› alt›nda korku,maddi ve manevi s›k›nt› yaflarken, bu sefer faflizmi kurtuluflun tek yoluolarak gösterirler.

38

KOMÜN‹STLER VE FAfi‹STLER YILLARDIR

‹NSANLARI B‹R FELAKETTEN D‹⁄ER‹NE

SÜRÜKLÜYORLAR

Page 41: GERÇEKLER 2

On y›llard›r birçok ülkede halk bu korkunç k›s›r döngünün içinde,bir felaketten di¤erine sürüklenmektedir.

Bu, Darwinizm'in insanl›¤a getirdi¤i belan›n bir özetidir. Faflizm vekomünizm Darwinizm'den kaynaklanan iki ayr› zulüm sistemidir. Ve in-sanl›¤a baflka hiçbir seçenek yok gibi gösterilmektedir.

Ancak, Darwinizm'in bilimsel çöküflü ile, insanl›k art›k "ölümlerdenölüm", "felaketlerden felaket" be¤enmek zorunda kalmayacakt›r. Türk

Milleti'nin öncülü¤ünde, Darwinist felsefe yerine hakim olanKuran ahlak› ile insanlar karanl›klardan ayd›nl›¤a ç›kacak-

lard›r. 21. yüzy›lda meydana gelen birçok geliflme bu gü-zel haberi müjdelemektedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 39

Page 42: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünizmin kurucusu Marx tarihin geliflmesinin tek yolunun çat›fl-ma oldu¤unu iddia etmekteydi. Toplumlar›n, düflüncelerin, fikirlerin deancak çat›flmayla, savaflla, ihtilalle ilerleyebileceklerini düflünüyordu."E¤er çeliflme ve çat›flma olmasayd›, var olan herfley, nas›lsa öyle kal›r-d›" diyordu.

Marx'›n bu düflünceleri, zaman içinde çok say›da taraftar kazand›.En zalim katliamlara imza atan komünist lider Lenin bunu, "Geliflme z›t-lar›n mücadelesidir." (Lenin, Seçme Eserler, cilt 11, s. 81) sözleriyle ifadeediyordu. Bu mücadelenin de kan dökerek yap›lmas› gerekti¤ini savunu-yordu.

Komünist liderler gibi faflist liderler de fliddet, ihtilal ve savafl›n, iler-lemenin tek yolu oldu¤una inan›yorlard›. Hitler'in en önemli fikri daya-na¤›, ›rkç› Alman tarihçi Heinrich von Treitschke, "Uluslar ancak Dar-win'in yaflam kavgas›na benzer fliddetli bir rekabetle geliflebilirler…"(Burns, Ça¤dafl Siyasal Düflünceler 1850-1950, s.446) diyordu. fiiddetin tarih-te itici güç oldu¤una ve savafl›n devrim getirece¤ine inanan bir baflka fa-flist lider ise, Mussolini'ydi. ‹mparatorlu¤unun zay›flamas›n›, "evrimin enönemli itici gücü olan savafltan kaçmaya çal›flmas›na" ba¤l›yordu.

Bu iki ideolojinin temel dayanaklar› ise, Darwin'in do¤ada var oldu-¤unu ileri sürdü¤ü "yaflam mücadelesi" kavram›yd›. Marx'›n diyalektikmateryalizminin temeli olan çat›flma iddias› da, faflizmin savafl›n itici güçoldu¤u ile ilgili iddias› da Darwin'in evrim teorisinin, sosyal bilimlereuyarlanmas›dan baflka bir fley de¤ildi.

Oysa sürekli çat›flman›n olmas› gerekti¤ini savunmak, insanl›¤› ta-mamen ortadan kald›rmaya do¤ru at›lan bir ad›m, sonu gelmez bir "kandökme kuyusu"dur. Bu ideolojilere uyan herkes kaç›n›lmaz olarak sürek-li birbiriyle çat›fl›r, birbirine zulmeder, ilerleme ad› alt›nda birbirinin kan›-n› döker. Allah'›n insanlara emretti¤i sevgi, sayg›, fedakarl›k, paylaflmagibi insani duygular, bar›fl ve huzur ortam› tamamen ortadan kalkar. Ni-tekim geçti¤imiz 20. yüzy›l bu ideolojiler yüzünden yaflanan ac› ve bela-lar dönemi olmufltur.

40

FAfi‹ZM VE KOMÜN‹ZM‹N ORTAK HEZEYANI:

DARWIN‹ST ÇATIfiMA

Page 43: GERÇEKLER 2

Bu ideolojilerin hezeyanlar›na asla kanmayan, her zaman Kuran ah-lak›na ba¤l›, flefkatli, adaletli yap›s› ile dünyaya örnek olan Türk Milleti,dünya bar›fl ve huzurunun yegane teminat›d›r. Milletimiz üzerine düflentarihi sorumlulu¤u yerine getirmektedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 41

Page 44: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünist ideolojiyi felsefi temellere dayand›ran Karl Marx, görüflle-rini aç›klamak için "diyalektik" kavram›ndan yararlanm›flt›r. "Diyalektik",Marx'›n üniversite hocas› olan ünlü idealist felsefeci Friedrich Hegel'ingelifltirdi¤i bir kavramd›r. Hegel, herfleyin karfl›l›kl› bir çat›flma içinde ol-du¤unu, bu çat›flman›n "tez-antitez-sentez" formülüne göre geliflti¤ini id-dia etmifltir. Örne¤in, Hegel'e göre, bir fikir (yani tez) toplumda ra¤betbuldu¤unda, zaman içinde bunun karfl›t› olan karfl›t-fikir (yani antitez)geliflecektir, tez ve antitezin karfl›l›kl› etkilefliminden yeni bir fikir yani"sentez" do¤acakt›r ve bu süreç bu flekilde (tez-antitez-sentez s›ras›yla)devam edecektir.

Tez ve antitezin sürekli çat›flmas›n› öngören diyalektik kavram›n›ntemelinde, hayat›n bir mücadele ve savafl yeri oldu¤unu ve bu mücadele-

42

DARWIN‹ZM'E DAYANAN D‹YALEKT‹K KAVRAMI

TOPLUMLARI KAOSA SÜRÜKLEM‹fiT‹R

Page 45: GERÇEKLER 2

de güçlü olanlar›n güçsüzleri yok ederek hayatta kalabilece¤ini iddiaeden Darwinizm vard›r.

Darwinizm'in katalizör etkisi yaparak h›zland›rd›¤› ve güçlendirdi¤idiyalektik formül, 20. yüzy›lda insanl›¤› karanl›¤a sürükleyen, toplumlararas›nda kin ve nefreti kamç›layan zulümlerin ard› ard›na yaflanmas›naneden olan bir fler kayna¤› olmufltur. Bu formül uyar›nca, komünizm yada faflizm savafllarla, kavgalarla, fliddetle birbirlerinin alternatifi olaraktoplumlarda yerleflik k›l›nmaya çal›fl›lm›flt›r. Hitler, Mussolini, Stalin,Mao gibi eli kanl› diktatörlerin "diyalektik uygulamalar›" ise hep ayn› so-nucu do¤urmufltur: Anarfli, terör, kargafla, zulüm, sefalet, açl›k, iflkence,gözyafl›, kan...

Ne var ki, art›k günümüzde Darwinizm ve diyalektik felsefe h›zl› birçöküflün içindedir. Büyük Türk Milleti, bu oyunu bozmufl ve Darwi-nizm'in önünü kesmifltir. Darwinizmi temel alan bütün bat›l ideolojiler vefelsefeler de hak karfl›s›nda yenilmeye mahkumdur.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 43

De ki: "O, herfleyin Rabbi iken, ben Allah'tan

baflka bir Rab mi arayay›m? Hiçbir nefis,

kendisinden baflkas›n›n aleyhine (günah)

kazanmaz. Günahkar olan bir baflkas›n›n

günah yükünü tafl›maz. Sonunda dönüflünüz

Rabbinizedir. O, size hakk›nda anlaflmazl›¤a

düfltü¤ünüz fleyleri haber verecektir."

(Enam Suresi, 174)

Page 46: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinist-komünist düflünceye göre insan ile hayvan aras›nda tekfark insan›n biraz daha "evcillefltirilmifl" olmas›d›r. Bu evcillefltirme olay›-na h›z verilmesi görevi ise komünizmin bir gere¤i olarak gösterilmifltir.Lenin'in en büyük yard›mc›s› ve komünist ideolojinin teorisyeni Trotsky,Darwinist kökenli "insan› terbiye etme" düflüncelerini fliddetle savunuyorve flöyle diyordu:

... ‹nsan nedir? Henüz bitmifl bir canl› de¤ildir. Hala beceriksiz biryarat›kt›r. Bir hayvan olarak insan planl› bir flekilde de¤il, spontanebir flekilde evrimleflmifltir... ‹nsan›n yeni ve de¤iflmifl bir versiyonu-nu üretmek -bu komünizmin bir sonraki görevidir-... ‹nsan kendisi-ni ham materyal olarak görmeli, ya da yar› üretilmifl bir madde ola-rak. (Orlando Figes, A People's Tragedy, A History Of The Russian Revo-lution, Penguin Books Ltd, 1997, USA, s. 734)

‹flte insana bu flekilde bakan Darwinist-komünist ideolojinin en bü-yük icraat›, insanlara olabildi¤ince hayvan muamelesi yapmak, vahflihayvanlar gibi zincirlere vurmak, ac› ve korku yoluyla kendince "terbiyeetmek" ve gerekti¤inde bo¤azlamak olmufltur. Bu çarp›k ideolojinin enaç›k örneklerini Lenin'in Rus halk› üzerine yapt›¤› uygulamalarda görü-rüz.

Lenin, hayvanlar üzerinde gerçeklefltirdi¤i flartl› refleks deneyleriyleünlenen Rus bilim adam› Pavlov'la özel olarak görüflmüfl ve Pavlov'unyöntemlerini Rus toplumu üzerinde uygulamak için giriflimde bulun-mufltur. Tarihçi Orlando Figes, "Bir Halk›n Trajedisi: Rus Devriminin Tarihi"adl› kitab›nda, Lenin'in Rus halk›n› bir havyan terbiyecisi gibi e¤itmeamac›n› flöyle anlat›r:

... Lenin büyük fizyolojist I. P. Pavlov'un laboratuvar›na onun flartl›refleks çal›flmalar› vas›tas›yla, insan beyninin bolfleviklerin insandavran›fl›n› kontrol etmede yard›mc› olup olamayaca¤›n› ö¤renmekiçin gizli bir ziyarette bulundu. "Rus kitlelerinin komünizm çizgisini

44

KOMÜN‹ST LEN‹N, ‹NSANLARIN DA

HAYVANLARLA AYNI fiEK‹LDE

E⁄‹T‹LMELER‹ GEREKT‹⁄‹NE ‹NANIYORDU

Page 47: GERÇEKLER 2

düflünmelerini ve buna göre davranmalar›n› istiyorum" diye aç›kla-d› Lenin... Pavlov hayretler içinde kalm›flt›. Lenin ondan köpekleriçin yapt›¤› fleyi insanlar için yapmas›n› istiyordu. "Rus kitlelerini birstandart haline getirmek istedi¤inizi mi söylüyorsunuz? Hepsininayn› flekilde davranmas›n› sa¤lamak m› istiyorsunuz?" diye sordu..."Aynen" diye cevap verdi Lenin. "‹nsanlar do¤ru olmal›. ‹nsanlar biznas›l istersek o flekle getirilmelidir..." (Orlando Figes, A People's Tra-gedy, A History Of The Russian Revolution, Penguin Books Ltd, 1997,USA, s. 733)

‹nsanlar› bir hayvan gibi gören ve milyonlarca insan›n ölümüne ne-den olan Darwinizm kökenli komünist ideolojinin Sovyetler Birli¤i'nin y›-k›lmas›yla öldü¤ünü sanmak büyük bir gaflet olur. Komünizm hala ayak-tad›r, ama farkl› isimler alt›nda gizli gizli taraftar toplamaya çal›flmakta-d›r. Türk halk› komünist ideolojinin bu oyunlar›n› geçmifl y›llarda fark et-mifl ve milli bilinciyle bu oyunu bozmufltur. Bugün de komünizmi ayn›son beklemektedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 45

Page 48: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinist-materyalistler, Rusya'daki maddi ve manevi y›k›m›n so-nucunda komünizmi tek çare olarak gösterme niyetindeler. Ancak dünya,komünistlerin insanl›¤a getirdi¤i fliddetli bela ve ac›lar› unutmad›. Budinsiz, vicdans›z, insanl›k d›fl› ideoloji bir daha geri gelemeyecek. Komü-nist liderlerin ifadeleri tarihe vahfletin ve zulmün en fliddetli örne¤i ola-rak geçmifltir.

• Bir iflçi toplant›s›nda söz alan Lenin, "terörün" devrimci s›n›f›n ada-leti oldu¤unu flöyle ifade ediyor:

"E¤er kitleler kendili¤inden aya¤a kalkmazsa hiçbir fley baflarama-y›z. Spekülatörlere karfl› terör uygulamad›¤›m›z – hemen orac›ktakafalar›na bir kurflun s›kmad›¤›m›z- sürece hiçbir yere varamay›z."(V.‹. Lenin, Polnoye sobraniye soçineniy, Moskova, 1958-1966, cilt 35,s.311)

• 1918'de, ‹çiflleri Halk Komi-serli¤i taraf›ndan bütün Sovyetlereyollanan duyuru:

"Bu uyuflukluk ve duygusall›¤a son

46

KOMÜN‹STLER TERÖRÜ VE ZULMÜ TEK

YÖNET‹M fiEKL‹ OLARAK KABUL EDERLER

Komünizm Rusya'ya ac› ve beladanbaflka bir fley getirmedi. Milyonlarcainsan öldürüldü, sakat b›rak›ld›, ev-siz kald›, yurtlar›ndan sürüldü.

Page 49: GERÇEKLER 2

vermenin zaman›d›r. Subaylar ve burjuvalar aras›ndan çok say›darehine al›nmal›d›r. En ufak bir direniflte kitlesel idamlara giriflilmeli-dir... Kitlesel terör uygulanmas›nda hiçbir zay›fl›k ve çekingenli¤egöz yumulmamal›d›r." (‹zvestiya, 4 Eylül 1918)

• 14 fiubat 1922'de bir müfettifl flöyle anlat›yor:

"Tutuklanan köylüler sistematik biçimde sa¤l›ks›z hangarlara kapa-t›l›yor, k›rbaçla dövülüyor ve ölümle tehdit ediliyor. Teslim etmelerigereken kotan›n tamam›n› dolduramayanlar, elleri kollar› ba¤lan›p,ç›plak bir flekilde köyün ana caddesi boyunca koflmaya zorlan›yor vesonra da so¤uk bir hangara t›k›l›yor. Çok say›da kad›n bay›lana ka-dar dövüldükten sonra ç›plak olarak karda aç›lan çukurlara konulu-yor...." (Nicholas Werth, Komünizmin Kara Kitab›, s. 159-160)

Ac›mas›zl›klar›na, vahflet ve katliamlar›na Darwinizm'i dayanak ola-rak gösteren komünistler, 20. yüzy›lda tarihin en büyük insanl›k suçunuifllediler. Ancak 21. yüzy›lda Darwi-nizm'in geçersizli¤ini bilen insanl›k, ko-münizme geçit vermeyecektir.

Türk Milleti 80 y›l önce de bu gerçe-¤in fark›ndayd›, bugün de fark›nda.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 47

Bunlar komünist Rusya'daki zul-mü belgeleyen resimlerden yal-n›zca birkaç›d›r. Halk›n› hayvan-lardan farks›z gören komünistyönetim, kendisine inanan in-sanlara açl›k, sefalet ve eziyet-ten baflka hiçbir fley vermemifl-tir. Rusya'daki halk›n içler ac›s›durumunda günümüzde de hiç-bir de¤ifliklik olmam›flt›r.

Page 50: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünist ideolojinin temel dayana¤› olan Darwinist-materyalist fel-sefe insan› sadece maddeden ibaret bir varl›k olarak görür. Bu çarp›k dü-flünceye göre insan sevgiden, merhametten, flefkatten, fedakarl›ktan vedi¤er insani duygulardan uzak, geliflmifl bir makinedir. Sahip oldu¤u bü-tün düflünce ve duygular ise bu makinan›n içindeki kimyasal reaksiyon-lar›n bir sonucudur. Bu materyalist anlay›fl›n bir sonucu olarak komünistülkelerde sanat ve estetik kavramlar› tamamen ortadan kalkm›flt›r. Komü-nistler, on milyonlarca insan› ac›mas›zca katlettikleri gibi, insanl›¤›n sa-nat, estetik, bilim, düflünce gibi vas›flar›n› da bir anlamda öldürmüfllerdir.

Komünist Rusya'da, yönetim sanat›n gereksiz oldu¤unu düflünüyor,sanatç›lara neler çizmeleri ve yaz-malar› gerekti¤ini kendileri bildiri-yorlard›. Komünist yönetim boyun-ca Sovyet sanatç›lar›n›n hemen hep-si orak veya çekiç tutan Sovyet köy-

48

KOMÜN‹ZM DONUK, KASVETL‹, SEVG‹S‹Z,

SANATTAN VE ESTET‹KTEN UZAK

B‹R TOPLUM MODEL‹ HEDEFLER

Page 51: GERÇEKLER 2

lü ve iflçilerini, kendilerini saran zincirleri parçalayarak aya¤a kalkan öf-keli proletarya figürlerini, k›z›l bayraklar›n gölgesinde ve Lenin'in önder-li¤inde koflturan silahl› askerleri çizdiler. Komünist yönetimin onay›ndangeçen bu resimler, heykeller, posterler ve mimari tasar›mlar estetiktenuzak, so¤uk, donuk ve kaba hatlarla doluydu. Encyclopedia Britanni-ca'daki tan›mla, komünist sanata tam bir "anti-estetizm" hakimdi.

Rus yazarlar, yönetimin emretti¤i flekilde komünist militanlar›n mü-cadelesini ve halk›n ne kadar mutlu oldu¤unu anlatt›lar. Gerçekte ise ko-münist devrim halka mutluluk de¤il açl›k, bask› ve ölüm getirmiflti. AmaStalin ne yaz›lmas›n› istiyorsa, o yaz›l›yordu. Bugün hala komünist ülke-lerde insani duygulardan uzak bu hayata bak›fl aç›s›n›n derin izlerini ha-yat›n her alan›nda görmek mümkündür.

Oysa sanat ve estetik duygular› Allah'›n insanlara verdi¤i çok büyükbir nimettir. ‹nsan için, Allah'›n eflsiz yarat›fl delilleri olan do¤adaki hari-kalara, güzelliklere, nimetlere karfl› duydu¤u güçlü sevgiyi ifade edebile-ce¤i bir yoldur. Sanata ilham veren duygular›n bafl›nda ise insanlar›nAllah sevgisinden ald›klar› manevi flevk ve heyecan gelir. Dinin ortadankald›r›ld›¤› bir toplumda insanla-r›n bu flevki ve heyecan› yitirme-leri, manevi buhranlara kap›larakamaçs›zlaflmalar› kaç›n›lmazd›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 49

Page 52: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinist-komünist devlet, insanlar› hayvan sürüsü olarak gördü¤üiçin milletini sevmez, ona de¤er vermez ve güvenmez. Bu nedenle sürek-li bir korku, bask› ve sindirme politikas› izler. Komünist liderler Lenin veTroçki'nin sözleri, komünizmin nas›l bir ölüm ve iflkence makinas› oldu-¤unu anlamak için yeterlidir:

Lenin: "Proleterya egemenli¤indeki devlet, burjuvaziyi ezmek içinkullan›lan bir makinedir. Diktatörlük do¤rudan fliddete dayanan ve hiç-bir yasayla k›s›tlanmam›fl iktidard›r. Proleteryan›n devrimci diktatörlü¤ü,proleteryan›n burjuva s›n›f›na uygulad›¤› fliddet sayesinde ayakta duranbir iktidard›r, hiçbir yasayla da k›s›tlanamaz." (Lenin, Proleterya Devrimi veDönek Kautsky, s.53)

50

DARWIN‹ST-KOMÜN‹ST DEVLET,

fi‹DDET YOLUYLA VATANDAfiINI EZER

Page 53: GERÇEKLER 2

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 51

Troçki: "... Ülkede iktidar›n kimde olaca¤› sorunu, yani burjuvazininyaflat›l›p yaflat›lmayaca¤› sorunu, anayasa maddelerine de¤il, fliddetinher biçimine baflvurarak çözülecektir... K›z›l terör, ölmeye mahkum ve bu-na katlanamayan bir s›n›fa karfl› kullan›lan bir silaht›r." (L. Troçki, Defensedu Terorisme, s. 57, 82)

Darwinist-komünist devletin, milletini sevmemesi ve onlar› düflmanolarak görmesi, 20. yüzy›lda on milyonlarca insan›n kendi devleti taraf›n-dan öldürülmesine veya zulme u¤ramas›na neden oldu. ‹nsanl›k geçmifl-ten gereken dersleri almal›, ayn› hatalar› tekrarlamamal›d›r. Bugün komü-nizme yol verenlerin, yar›n zulüm kendi kap›lar›na geldi¤inde, sevdikle-rine, yak›nlar›na ac› çektirdi¤inde piflman olmalar› fayda getirmeyebilir.

As›rlard›r Kuran ahlak› ile yetiflen merhametli, flefkatli ve vicdanl›Türk Milleti ise bu tehlikenin bilincindedir ve Darwinist-komünist dü-flünceye asla izin vermeyecektir.

O, ifl bafl›na geçti mi yeryüzünde

bozgunculuk ç›karmaya, ekini ve nesli helak

etmeye çaba harcar. Allah ise, bozgunculu¤u

sevmez. Ona: "Allah'tan kork" denildi¤inde,

büyüklük gururu onu günaha sürükler,

kuflat›r. Böylesine cehennem yeter;

ne kötü bir yatakt›r o.

(Bakara Suresi, 205-206)

Page 54: GERÇEKLER 2

Komünist ideologlar, ideolojilerinin propagandas›n› yaparken 20.yüzy›l boyunca insanlar›n yaflad›¤› büyük zulmü gizler, yap›lan katliam-lar› görmezden gelir ve herfleyi toz pembe göstermeye çal›fl›rlar. Onlaragöre komünizm eflitlik, adalet demektir. Oysa birbiri ard›na ortaya ç›kantarihi belgeler onlar› yalanlamakta, komünist vahfletin kanl› yüzünü göz-ler önüne sermektedir.

Ünlü Frans›z L'Histoire der-gisinin Ekim 2000 tarihli "LesCrimes Du Communisme" (Ko-münizmin Cinayetleri) isimliözel say›s›nda Rusya'da, Çin'de,Kamboçya'da yaflanan büyük zu-lüm detayl› bir flekilde incelen-mekte, pek çok tarihçinin komü-nizmin cinayetleri konusundakifikirleri ortaya konmaktad›r. Ko-münist cinayetlerde yaklafl›k 100milyon kiflinin öldü¤ünün vur-guland›¤› dergide, bu say›n›nçok daha fazla oldu¤una da ifla-ret edilmektedir. Ayn› dergideverilen katliam kronolojisi ise bubüyük zulümle ilgili hiçbir flüp-heye yer b›rakmamaktad›r:

1921-1922 SSCB'de kas›tl› açl›k politikas› nedeniyle 5 milyon ölü1932-1933 SSCB'de kas›tl› açl›k politikas› nedeniyle 6 milyon ölü1937-1938 Yap›lan katliamlarda 690.000 ölü1940 Katyn katliam›nda 4.500 ölü1946-1947 SSCB'de açl›ktan 500.000 ölü1958-1962 Çin'de Büyük At›l›m Projesi nedeniyle 30-50 milyon ölü1966-1971 Çin'de Kültür Devrimi s›ras›nda 2-3 milyon ölü1975 Kamboçya'daki katliamlarda 1-2 milyon ölü

GERÇEKLER II52

KOMÜN‹ZM‹N KANLI B‹LANÇOSU: 100 M‹LYON ÖLÜ

Page 55: GERÇEKLER 2

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 53

Rusya'n›n Müslüman Çeçen halk›na uygulad›¤› zulüm hala devamediyor. Anneler, babalar, efller, kardefller, kaybolan yak›nlar›n›, Ruslar›nmeydana getirdikleri toplu mezarlarda ar›yorlar.

Son zamanlarda Grozni'deki Rus askeri bölgesinin yak›n›nda onlar-ca ceset bulundu. Bunun, savafl›n bafllamas›ndan bu yana bulunan en bü-yük toplu mezar oldu¤u bildiriliyor. Elleri ve ayaklar› ba¤l› olan cesetler,

ya silahla vurularak ya da b›çak dar-beleriyle öldürülmüfller. Taisa Ima-kayeva isimli bir kad›n erkek karde-flinin 6 Mart 2000'de nas›l kayboldu-¤unu flöyle anlat›yor:

" Köyümüz bombaland›ktan sonra25 kifli yürüyerek köyü terk ediyor-duk. Rus askerleri kad›nlar› ve ço-cuklar›, erkeklerden ay›rd›lar ve or-du kamyonlar› ile kontrol noktas›na

götürdüler. Sonra ayn› kamyon erkekleri toplamaya gitti. Ancak on-lar› bir daha hiç görmedik. 42 yafl›ndaki kardeflimin saras› var ve kal-bi zay›f. Ayr›ca sakat. Yan›nda da ayaklar› felçli olan bir adam vard›."

38 yafl›ndaki Adam Chimayev'in ailesi ise onu, her yolu deneyerekaram›fllar. Ve sonunda Grozni'deki toplu mezarda, kalbine üç kurflun s›-k›lm›fl olarak cesetlerin aras›nda bulmufllar. Bu arada kaybolma olaylar›hala devam ediyor. Nisan ay›nda Alleroi köyünden 3'ü çocuk 4 Çeçen ço-ban, hayvanlar›n› köyden biraz uzakta bir yere otlamaya götürmüfller. Er-tesi gün Rus ordusunun kamp kurdu¤u yerin yak›n›nda, kafalar›na kur-flun s›k›lm›fl olarak cesetleri bulunmufl.

Rusya'n›n gerçek yüzü görülmedi¤i, komünizmin Rusya'n›n hakimi-yetinde pusuda bekledi¤i anlafl›lmad›¤› ve gereken önlemler al›nmad›¤›sürece, bu zulüm artarak devam edecektir. Buna dur demenin tek yolu,Rusya'n›n gerçek ve gizli ideolojisini bilimsel ve felsefi alanda y›kmakt›r.Bu ise Darwinizm'i ve materyalizmi ilmi bir hamle ile çökertmekle olur.

RUSYA'NIN ÇEÇEN ZULMÜ NEDEN B‹TM‹YOR

B‹L‹YOR MUSUNUZ?

Page 56: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwin, Marx ve Engels'in "insanl›k tarihi savafl ve çat›flma ile geli-flir" ve "güçlü olan hayatta kal›r" iddialar›n›n peflinden giden 20. yüzy›l›nkomünist liderleri kendi milletlerini birbirine k›rd›rd›lar. Ayn› vatan›n ev-latlar› birbirine düflman oldu, babalar, o¤ullar, kardefller, komflular, arka-dafllar birbirini katletti. Dünyan›n dört bir yan›nda on y›llar boyunca eflibenzeri görülmemifl iflkenceler, katliamlar birbirini izledi.

Stalin'in K›z›l Ordusu, Mao'nun K›z›l Muhaf›zlar›, Pol Pot'un K›z›lKhmerleri, Ho Chi Minh'in Vietminh'i gibi ÖLÜM MAK‹NALARI, diya-lektik materyalizmin ve Darwinizm'in ÇATIfiMA-KAVGA-HAYATTAKALMA MÜCADELES‹ ilkelerini uygulamak için kuruldular.

‹nsanlar› diri diri yakan, daha canl›yken etlerini parçalayan, insanla-r› açl›¤a, türlü iflkenceye maruz b›rakan, ölüm tarlalar›, ölüm çukurlar›açan, profesörleri, sanatç›lar›, yazarlar› hayvan k›l›¤›na sokarak caddeler-de dolaflt›r›p, sonra en a¤›r iflkencelerle öldüren, ailelere çocuklar›n› takasettirerek onlara birbirlerinin çocuklar›n› yedirten, insanlar› açl›¤a, sefale-te mahkum b›rakan bu ÖLÜM MAK‹NALARIna, öldürdükleri veya ifl-kence yapt›klar› insanlar›n birer hayvan olduklar› telkin ediliyordu.

Örne¤in Pol Pot ve K›z›l Khmerler yönetimindeki hayat flöyleydi:

"Demokratik Kamboçya'da cezaevi, mahkeme, üniversite, lise, para,posta, kitap, spor, e¤lence yoktu... Yirmi dört saatlik ifl gününde,ölüm bir an bile eksik de¤ildi. Günlük yaflam flu flekilde bölünüyor-du: On iki saat bedensel çal›flma, yemek için iki saat dinlenme ve e¤i-tim için üç saat, yedi saat uyku. Devasa bir toplama kamp›nda bulu-nuyorduk. Art›k adalet de mevcut de¤ildi. Yaflam›m›z›n tüm eylem-lerini kararlaflt›ran Angkar'd› (K›z›l Khmerlerin yeralt› örgütü)... K›-z›l Khmerler bireyi bir öküzle k›yasl›yorlard›: 'fiu saban› çeken ökü-zü görüyorsunuz. Yemesi buyrulursa yer. Yeterli otun bulunmad›¤›bir tarlaya götürülse yine de otlar. Yer de¤ifltiremez. Gözlem alt›nda-d›r. Ona saban› çekmesi söylenince, saban çeker. Asla kar›s›n› ve ço-cuklar›n› düflünmez." (Pin Yathay, L'Utopie meurtriére:un rescapé du gé-

54

DARWIN‹ST-KOMÜN‹ST DEVLETLER‹N ÖLÜM

MAK‹NALARI, M‹LYONLARCA ‹NSANI KATLETT‹

Page 57: GERÇEKLER 2

nocide cambodgien témoigne, Brüksel, complexe, 1989, s. 305)

‹flte insanlar› hayvan gibi gören Darwinist komünistlerin insanl›kiçin uygun gördükleri hayat flekli budur. Komünizm hangi ülkede hakimolduysa, o ülke halk›n› bu flekilde insanl›k d›fl› ortamlarda yaflatm›flt›r.

Dünyan›n Darwinist komünist beladan kurtulmas› için, ciddi bir fik-ri mücadele flartt›r. Türk Milleti bu mücadelenin öneminin fark›ndad›r vebu nedenle komünizmi hiçbir zaman yaflatmam›flt›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 55

Page 58: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinizm'in insanlar›n geliflmifl hayvanlar oldu¤una dair iddialar›,komünizmin ac›mas›z liderlerine büyük bir destek vermifl, onlar›n suç ifl-lemelerine bir "k›l›f" oluflturmufltur. Stalin'in Darwinist-materyalist devle-ti, insanlar›n hayatlar›n› ve insani de¤erleri kesinlikle hiçe saym›fl, mil-yonlarca insan› vahflice katletmifltir. Ukrayna kamplar›ndan birinin flefiMartin Latsis, raporlar›ndan birinde Stalin'in kurdu¤u ölüm kamplar›n›flöyle itiraf etmifltir:

"Maykop yak›nlar›ndaki bir kampta toplanan rehineler -kad›nlar,çocuklar ve yafll›lar - çamur içinde ve ekim so¤u¤unda korkunç flart-larda yafl›yor… Sinekler gibi ölüyorlar… Kad›nlar ölmemek için her-fleyi yapmaya haz›r. Kamp› korumakla görevli askerler bu kad›nlar›nticaretini yapmak için bu durumdan yararlan›yorlar." (RTHIDNI(Rusya Ça¤dafl Tarih Belgelerinin Korunmas› ve ‹ncelenmesiMerkezi), 17/S4/75/59)

Günümüzde Darwinist-komünist Rus zulmü ay-nen devam etmektedir. Rus hükümetinin gerek Çeçenhalk›na gerekse kendi halk›na karfl› devam ettirdi¤i in-sanl›k d›fl› uygulamalar buna en aç›k örnektir. Geçti¤i-miz aylarda 118 vatandafl›n› derin sularda ölüme terkeden Darwinist-komünist düflünce, benzer vahfli uygu-lamalar›yla s›k s›k gündeme gelmektedir.

Komünist düflünce ve bu düflünceyi besleyenDarwinizm fikren ortadan kalkmad›¤› sürece komü-nist zulüm h›z›n› kesmeden devam edecektir.

56

KOMÜN‹ST VAHfiET TÜM HIZIYLA DEVAM ED‹YOR

Page 59: GERÇEKLER 2

Bugün kimi Müslümanlar Darwinizm'in insanl›¤a getirdi¤i belalar-dan habersiz flekilde yafl›yorlar. Bu tehlikenin y›llar önce son buldu¤unuzannediyorlar. Oysa günümüzde dinsizli¤in en güçlü dinlerinden biriDarwinizm'dir. Apaç›k olan yarat›l›fl gerçe¤ine karfl› ç›kan herkesin sar›l-d›¤› ip Darwin'in evrim teorisidir.

Dünya halklar› evrim teorisine inanmasa da, onun iddialar›n› pek ta-n›masa da devlet idareleri bu teoriye dört elle sar›lm›fl durumdalar. Özel-likle Çin, Rusya gibi birçok ülkede bu teori mecburi bir inanç olarak gö-rülüyor ve resmi devlet deste¤i ve himayesi ile gençlere telkin ediliyor.

Örne¤in Çeçenistan'da Müslümanlar›n maruz kald›klar› zulmün te-melinde de, Rus Devleti'nin Darwinist hezeyanlar› var. T›pk› önderi Sta-lin gibi Putin de, insanlar› evrim sürecinde geri kalm›fl, hayvandan fark›

olmayan yarat›klar olarak görüyor. Ve evrim teorisinden ald›¤› desteklegözünü k›rpmadan, vicdan azab› yaflamadan onlar› öldürtebili-

yor, aç ve çaresiz b›rakabiliyor, onlara rahatl›kla zulmedebiliyor.‹flte bu yüzden ak›l ve vicdan sahibi her insan›n tüm dün-

yay› kaplam›fl, belki yar›n kendi kap›s›na da dayanabilecekolan bu büyük tehlikenin fark›na varmas› ve hemen tedbir al-mas› gerekmektedir. Bu beladan kurtulman›n tek yolu, Dar-

winizm'in iddialar›n› ve bundan kaynaklanan diyalektik ma-teryalizmin hezeyanlar›n› fikren çökertmektir. Türk Milleti bubüyük tehlikenin fluuruna varm›flt›r. Bu ak›mlara geçit vermeye-

ce¤ini, yapt›¤› kültür ata¤› ile tüm dünyaya göstermektedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 57

"DARWIN‹ZM ZATEN B‹TT‹" D‹YENLER

BÜYÜK B‹R YANILGI ‹Ç‹NDELER

Page 60: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünist ideoloji ile yö-netilen ülkelerin insanlar›, da-ima ezilmifl, zulüm görmüfller-dir. Bunun as›l sorumlusu iseDarwinizm'dir; çünkü Mark-sist düflünce, Darwinizm kay-nakl›d›r. Hatta Marksist felse-fenin kurucusu olan Karl Marx"Das Kapital" adl› yap›t›n›hayran oldu¤u Darwin'e ithafetmifltir. Dünyaca ünlü Mark-sist-evrimci bilim adam› Step-

hen Jay Gould da "Ever Since Darwin" adl› kitab›nda flunlar› yazm›flt›r:

"... Marx ile Darwin yaz›fl›rlard› ve Marx, Darwin'e büyük sayg› gös-terirdi... Asl›nda Darwin ... bir devrimciydi" (Stephen Jay Gould, Dar-win ve Sonras›, s. 9)

Rusya'daki Ekim Devri-mi'nin liderlerinden biri olanTrotsky ise "Evrim ve devrimayn› sürecin iki ayr› taraf›d›r"sözleriyle Darwinizm-komü-nizm iliflkisini aç›kça ortayakoymufltur.

Evrim ile özdefllefltirilenkomünist devrim, fliddet, zu-lüm, ac›, felaket getiren bir sü-reçtir. Devrimin ilkeleri evrimteorisinin ilkelerine göre belir-lenmekte, Darwinizm'in güçlüolanla zay›f olan aras›ndaki

58

TAR‹HTEK‹ DARWIN TUTKUNLARI ‹NSANLI⁄A

ZULÜMDEN BAfiKA H‹ÇB‹R fiEY GET‹RMED‹LER

Page 61: GERÇEKLER 2

yaflam mücadelesi iddias› toplumlara uygulanmaktad›r. "Devrim"in tan›-m›n› Çin'in kanl› komünist lideri Mao Tse-Tung flu çarp›c› sözlerle aç›klar:

"Bir devrim, bir ziyaret partisi ya da bir makale yazmak ya da bir re-sim çizmek ya da nak›fl ifllemek de¤ildir; o kadar kibar ve zarif, ace-le etmeden ve nazik, o kadar ›l›ml›, kontrollü ve yüksek ruhlu olma-mal›d›r. Devrim, bir isyan ve ayaklanma, bir s›n›f›n di¤erini devirdi-¤i bir fliddet hareketidir. (Mao Tse-Tung, K›z›l Kitap, 2. Bölüm: S›n›flarve S›n›f Mücadelesi)

Ateflli Marksistler'in tüm bu sözleri, geçmiflte Rusya, Çin gibi ülke-lerde yaflanm›fl olan ve bugün Çeçenlere, Do¤u Türkistan'daki Müslü-manlara yap›lan ac›mas›z zulmün arkas›nda yatan ideolojinin Darwinizmoldu¤unu aç›kça ortaya koymaktad›r. Bu zulmün sona ermesi, dünyadabar›fl ve huzurun hakim olmas› için Darwinist iddialar›n geçersizli¤ininortaya konmas› gerekmektedir.

Bu fikri mücadelenin öncülü¤ünü de tarih boyunca her türlü sapk›nideolojiye karfl› mücadele veren Türk Milleti yapmaktad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 59

Page 62: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünist liderlerin en büyük yalanlar› "Komünizmin yafland›¤› ül-kelerde bar›fl›n, adaletin ve huzurun yaflanaca¤›na" dair hayali vaatleri-dir. Oysa komünizm tarih boyunca hiçbir ülkeye bar›fl ve huzur getirme-mifltir. Aksine komünizmle birlikte katliamlar, cinayetler, bombalamalar,sald›r›lar bizzat devlet eliyle yap›l›r hale gelmifl, masum insanlara zulümadeta bir devlet politikas› olmufltur. Bunun en aç›k örneklerinden biri Ko-münist Çin yönetiminin Do¤u Türkistan'daki Türklere yar›m as›rd›r yap-t›¤› büyük zulümdür.

1949 y›l›ndan beri yaklafl›k 35 milyon Türk, ac›mas›z komünist liderMao ve onun takipçileri taraf›ndan katledilmifl, sa¤ kalanlar diri diri top-ra¤a gömülmüfl, insanl›k d›fl› iflkencelere maruz kalm›fl, dinlerini yaflama-lar›na izin verilmemifltir. Ancak bu büyük zulüm Mao'nun ölümüyle so-na ermemifl, günümüze kadar devam etmifltir. fiu anda da sebepsiz tutuk-lamalar, iflkenceler, faili meçhuller, halk üzerinde devam eden nükleer de-nemeler, zoraki kürtajlar yeni yönetimin Mao'dan hiç de afla¤› kal›r yan›olmad›¤›n› göstermifltir.

60

KOMÜN‹ST Ç‹N YÖNET‹M‹ MAO'NUN

KATL‹AMLARINI DEVAM ETT‹R‹YOR

Page 63: GERÇEKLER 2

Maocu K›z›l Çin Uygur Türklerine bir çocuktan fazla çocuk sahibi ol-ma hakk›n› tan›mamaktad›r. ‹lgili birimler taraf›ndan, ikinci çocu¤a hami-le olan kad›nlar›n tespiti halinde, hamilelik safhas› 9. ay›nda bile olsa budurumdaki kad›nlar, polis taraf›ndan evlerinden al›narak, sa¤l›ks›z ve tek-nik donan›mdan yoksun sözde sa¤l›k merkezlerinde kürtaj edilmektedir-ler. Bunun neticesinde de birçok Uygur kad›n› hayat›n› kaybetmektedir.

Kürtaj bahanesiyle yap›lan soyk›r›ma bir örnek flöyledir: A¤ustos1997 tarihinde, Do¤u Türkistanl› bir kad›n kürtaj olmaya zorlanm›fl, ayr›-ca kocas› da a¤›r para cezas›na çarpt›r›lm›flt›r. Zorla evinden al›nan kad›nbir f›rsat›n› bularak sa¤l›k merkezinden kaçm›fl ve bir mezarl›kta kendibafl›na bebe¤ini dünyaya getirmifltir. Daha sonra birinin yard›m›yla me-zarl›ktan al›narak evine götürülen kad›n bir ihbar üzerine yeniden yaka-lanm›fl ve götürüldü¤ü polis merkezinde bebe¤i s›cak suya bat›r›lmak su-

retiyle katledilmifltir. Bu örnek Do¤u Türkistan'da

katledilen binlerce anne ve bebektensadece bir tanesidir.

Tüm dünya ile ba¤lant›s› kesi-len ve komünist Maocular›n zulmüalt›nda yaflayan Müslüman Türklerçaresizlik içinde yard›m beklemekte-dirler. Onlar›n tek kurtuluflu ve ha-misi üstün vicdan› ile Türk Mille-ti'dir. Türk Milleti, öncelikle yapt›¤›kültür ata¤› ile, Mao hayran› komü-nistlere gereken cevab› vermekte veonlar›n ideolojilerini dayand›rd›klar›Darwinist felsefeyi yerlebir etmekte-dir. Bundan sonraki aflama ise Türk‹slam ahlak›n›n hakimiyetidir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 61

MAOCU KIZIL Ç‹N'DE UYGUR KADINLARI

KÜRTAJA ZORLANIYOR, BEBEKLER DO⁄AR

DO⁄MAZ ÖLDÜRÜLÜYOR

Page 64: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Mao, 1949 y›l›ndan sonra 35 milyon Uygur Türkü'nü katlettirdi. Sa¤kalanlar ise diri diri topra¤a gömüldüler, öldüresiye dövülerek ç›plak hal-de karlarda yat›r›ld›lar, iki baca¤› iki ayr› öküze ba¤lanarak ortalar›ndanikiye bölündüler. Dinlerini yaflamalar›na izin verilmedi.

Bugün Komünist Mao'nun K›z›l Çin'i ayn› zulme devam etmektedir.Hiçbir insan haklar› kurumunun girmesine izin verilmeyen, haberleflme-sinin tamamen komünist Maocu Çin devletinin kontrolü alt›nda olan Do-¤u Türkistan'da soydafllar›m›z büyük bir zulüm alt›nda yaflamaktad›rlar. F ‹ki y›l içinde (1995-1997) Çinliler taraf›ndan sebepsiz yere tutuklananUygur Türklerinin say›s› 560 binden fazlad›r. F 1995 ile 1997 y›llar› aras›nda Do¤u Türkistan'›n genelinde K›z›l Çin'iniflkencesi sonucunda öldürülen ve kaybolanlar›n say›s› 5000'den fazlad›r.F Milli ve dini de¤erlerini korumak için ölüm kal›m savafl› veren Do¤uTürkistanl› soydafllar›m›za dünyan›n hiçbir yerinde rastlanmayacak ifl-kenceler uygulanmaktad›r. Önce ayaklar›n›n alt› çivilenen masum insan-lar, daha sonra saatlerce buz üstünde tutulmakta, elleri ve ayaklar› do-nunca da kesilmektedir. F 1964'den bu yana Çin'in, Do¤u Türkistan'da bulunan nükleer merke-zinde yapt›¤› 44 nükleer deneme sonucunda 210 bin insan hayat›n› kay-betmifltir, binlercesi ise sakat kalm›fl, kanser gibi hastal›klara yakalanm›fl,binlerce çocuk sakat do¤mufltur.

Komünist Çin bugün soydafllar›m›z› Türk ve Müslüman olduklar›için soyk›r›ma u¤rat›rken, baz› Maocular'›n halen Mao hayranl›klar›n› di-le getirebilmeleri çok vahim bir durumdur. Zay›f b›rak›lm›fl, dünya ile ir-tibat› kesilmifl, çaresizlik içinde yard›m bekleyen bu insanlara yard›m eli-ni uzatacaklar›na, onlara zulmedenlerin önderlerini övecek kadar ileri gi-denler, Türk Milleti'nin güçlü vicdan›nda yarg›lanmaktad›r.

Türk Milleti Maocular'a, Marksist Leninistler'e cesaret veren Darwi-nizm kökenli Diyalektik Materyalizm gibi felsefelerin önünü keserek, in-sanl›¤a büyük bir hizmette bulunmaktad›r.

62

MAO HAYRANLARI, KOMÜN‹ST MAOCU Ç‹N'‹N

DO⁄U TÜRK‹STANLI SOYDAfiLARIMIZA

UYGULADI⁄I ZULMÜ GÖRMÜYORLAR MI?

Page 65: GERÇEKLER 2

Tarihin en zalim diktatörlerinden biri olan Mao,35 milyon Uygur Türkü'nü katlettirdi. Sa¤ kalanhalk diri diri topra¤a gömüldü, öldüresiye dö-vüldü, iflkencelere maruz b›rak›ld›. Bu zulüm hiçazalmadan ayn› flekilde devam etmektedir. Ko-münist Çin hükümeti hala Uygur Türkleri'ninükleer denemelerle, ak›l almayacak iflkenceler-le katletmeye devam ediyor.

Page 66: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Çin'de kanl› ve ac›mas›z bir devrim yapan Mao, Darwinizm'in Çindevrimi için önemini ise flöyle aç›klam›flt›:

"Çin sosyalizminin temeli, Darwin'e ve evrim teorisine dayan-maktad›r" (K. Mehnert, Kampf um Mao's Erbe, Deutsche Verlags-Ans-talt, 1977)

Darwinist Mao'nun "K›z›l Muhaf›zlar" ad›n› verdi¤i militanlar, ülke-yi tam bir terör ortam›na sürükledi. Mao'nun direktifleriyle 6 ila 10 mil-yon aras›nda kifli do¤rudan öldürüldü, on milyonlarca karfl› devrimciömürlerinin önemli bir bölümünü cezaevlerinde geçirdi ve 20 milyonuburalarda öldü. Mao'nun, insanlar› hayvan gibi gören ve dolay›s›yla ha-yatlar›na önem vermeyen Darwinist projelerinin feci bir sonucu olarak 20ile 40 milyon aras›nda insan ise açl›ktan öldü.

K›z›l muhaf›zlar›n yapt›klar› zulüm, Le Livre Noir du Communisme(Komünizmin Kara Kitab›) isimli kitapta, flöyle bir örnekle anlat›lmaktad›r:

"Hepsi ölüme mahkum edilen devrim karfl›tlar›, bütün halk›n davetedildi¤i aç›k duruflmalarda, K›z›l muhaf›zlar taraf›ndan parçalan›-yorlard›. Halk ise bu esnada "öldür öldür!" diye ba¤›r›yordu. K›z›lMuhaf›zlar bazen parçalar› k›zart›p yiyor ya da hala canl› olan mah-kumun gözleri önünde ailesine yediriyordu; herkes "eski mülk sahi-bi"nin karaci¤erinin ve kalbinin yendi¤i ziyafetlere ve konuflmac›n›nyeni kesilmifl kafalardan yap›lm›fl bir kaz›k dizisi önünde konufltu¤utoplant›lara davetliydi. Çin'de yamyaml›¤a varacak kadar fliddetle-nen nefret ve vahflet hakimdi."

Bugün Mao yaflam›yor. Ancak buna ra¤men Çin devleti DarwinistMao'nun ilkelerinden ve zalimli¤inden vazgeçmifl de¤il. Do¤u Türkistanhalk›na uygulanan zulüm bunun sadece bir örne¤i. As›l tehlike ise, Maogibi 20. yüzy›l›n en ac›mas›z ve zalim diktatörlerinden birini, de¤erli birentellektüel gibi göstermeye çal›flan günümüz komünistleridir.

Bu sinsi tehlikeye karfl› kullan›lacak en etkili yöntem Darwinizm'in,komünizmin ve Mao'nun gerçek yüzünü insanlara ilmi ve tarihi delilleriile anlatmakt›r. Türk Milleti, ne Darwinistler'e, ne Marksistler'e, ne de Ma-ocular'a f›rsat vermeyecek kadar fluurlu ve ak›ll› bir millettir.

64

KOMÜN‹ST MAO, KANLI DEVR‹M‹N‹

DARWIN‹ZM'E DAYANDIRMIfiTI

Page 67: GERÇEKLER 2

Kültür Devrimi s›ras›nda suçsuz yere idam edilen bir Çinli

Page 68: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Mao, 20. yüzy›la kanl› bir devrimin eli kanl› lideri olarak geçti. An-cak onun tüm insanl›¤a yapt›¤› en büyük kötülük, arkas›nda say›lar› mil-yonlar› aflan bir taraftar kitlesi b›rakmas› oldu. Mao'nun kanl› mirasç›lar›hergün yeni bir zulümle gazetelerde yer al›yorlar. Bir gün savunmas›z in-sanlar› idam ediyor, ertesi gün bebekleri öldürüyor, baflka bir gün insan-lar üzerinde nükleer denemeler yap›yorlar…

Maocu vahfletinen büyük hedefi iseDo¤u Türkistan'da ya-flayan Uygur Türkleri.Hem Müslüman ol-duklar›, hem de etnikbir az›nl›k olufltur-duklar› için Pekin reji-minin hedefi halinegelen Uygur Türkleri,Mao'nun iktidara gel-di¤i 1949 y›l›ndan iti-baren kesintisiz birsoyk›r›mla karfl› karfl›-yalar.

Müslüman Uygurlar›n bir taneden fazla çocuk sahibi olmalar›n›n ya-sakland›¤› Do¤u Türkistan'da, bu yasa¤a uymayanlar›n çocuklar› "nüfusplanlamas›" ad› alt›nda daha anne rahminde iken kürtajla katlediliyor ve-ya do¤duktan sonra bo¤ularak öldürülüyorlar. Gazetede yer alan bir ha-ber ise bu vahfletin insanl›k d›fl› bir yönünü daha ortaya koyuyor. Bunagöre her bölgede çal›flan doktorlara imha edecekleri cenin miktar› için birkota oluflturuluyor ve doktorlar bu kotay› aflabilmek için adeta birbirleriile yar›fl›yorlar. Ayr›ca Müslüman annelerin erken do¤um yapmalar› içinüzerlerine ç›k›l›p kar›nlar› eziliyor…

66

MAOCULU⁄UN PROPAGANDASINI YAPANLAR,

NEDEN DO⁄U TÜRK‹STANLI MASUM HALKA

YAPILANLARI GÖRMEZL‹KTEN GEL‹YORLAR?

Page 69: GERÇEKLER 2

Mao, insanl›k tarihinin en büyük katillerinden, Çin'de gerçeklefltirdi-¤i devrimi ise insanl›k tarihinin en kanl› dönemlerinden biridir. Mao, ar-d›nda 50 milyona yak›n ölü, on milyonlarca iflkence ma¤duru insan b›rak-m›flt›r. Ne var ki onun 1976 y›l›ndaki ölümü de Çin halk› için hiçbir fleyde¤ifltirmemifl, karanl›k ideolojisi ile e¤itilen yeni katiller masum insanla-r›n katletmeye devam etmifllerdir.

Darwinizm'e olan ba¤l›l›klar›yla, insani de¤erlerden ve dinin güzel-liklerinden uzak, sevgisiz, insaniyetsiz ve fliddetten zevk alan insanlarolan Maocular bugün hala ayn› vahfleti yaflatmaktad›rlar. Her gün topluidamlar›n gerçekleflti¤i Çin'le ilgili geçti¤imiz hafta gazetelerde ç›kan birhaber, Maoculu¤un kanl› yüzünü tüm ç›plakl›¤›yla ortaya koymufltur.

Bir aileye 1'den çok çocuk hakk› tan›nmayan Çin'de, insanlar dünya-ya gelen bebeklerini sokaklara terk etmektedirler. Afla¤›daki resimde gö-rülen yeni do¤mufl bebek de ailesi taraf›ndan ifllek bir yol üzerinde terkedilmifl ve yüzlerce insan›n umursamaz bak›fllar› aras›nda ç›rp›narak canvermifltir. Bu resimler hala Maoculu¤un savunuculu¤unu yapan ya dakomünizmin öldü¤ünü iddia edenlere bir cevap niteli¤indedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 67

MAO'NUN ÜLKES‹ Ç‹N = C‹NAYETLER, ‹DAMLAR,

KATL‹AMLAR…

Page 70: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Mao'nun döneminde Çin'de, insanlar ortada somut bir neden olma-dan K›z›l Muhaf›zlar taraf›ndan evlerinden, sokak ortas›ndan al›narakhapsediliyor, iflkenceye u¤ruyor veya öldürülüyorlard›. Mao bugün yafla-m›yor, ancak ilkeleri Çin devleti taraf›ndan sadakatle korunuyor.

Çin'in en büyük gazetelerinden biri olan Halk›n Günlü¤ü'nde geçti¤i-miz günlerde ç›kan bir haber, Çin toplumuna yap›lan zulmün ve adalet-sizli¤in bugün de ayn› h›zla devam etti¤ini ortaya koymaktad›r. Bu haber-de, Devlet Baflkan› Jiang Zemin taraf›ndan 7 Nisan'da Fujian eyaletindebafllat›lan, daha sonra ülke geneline yay›lan kampanya çerçevesinde 10bin kiflinin gözalt›na al›nd›¤›, 500 kiflinin ise idam edildi¤i ifade edilmifl-tir. Genellikle kafaya kurflun s›k›larak idam etme yöntemi kullan›lanÇin'de, bir y›lda idam edilenlerin say›s›n›n, dünyan›n di¤er ülkelerindebir y›lda idam edilenlerin toplam›na eflit oldu¤u belirtiliyor.

Bu haberdenden aç›kça anlafl›ld›¤› gibi Çin hala bir "Mao ç›lg›nl›¤›"ile yaflamaktad›r. Bu durum komünizmin insanl›k için ne kadar büyük birtehlike oldu¤unu bize bir kez daha göstermektedir. ‹flte bu sinsi tehlike-nin ve insan› hayvan gibi gören tüm kanl› ideolojilerin dayanak noktas›Darwinizm'dir. Bu nedenle Darwinizm'in gerçek yüzünün ilmi ve tarihidelilleri ile anlat›lmas›, komünizmin sinsi yüzüyle nas›l gizlenerek pusu-da bekledi¤inin insanlara fark ettirilmesi çok önemlidir.

68

MAOCU Ç‹N'DE KOMÜN‹ZM EN VAHfi‹ HAL‹YLE

YAfiAMAYA DEVAM ED‹YOR

Page 71: GERÇEKLER 2

1949 y›l›nda Mao'nun komünist gerillalar›n›n iktidar› ele geçirmele-riyle birlikte Çin'de büyük bir zulüm bafllam›flt›. Mao'nun Büyük At›l›mpolitikas›n› takip eden 1958-1961 y›llar› aras›ndaki suni k›tl›k s›ras›ndatam 40 milyon Çinli hayat›n› kaybetti. Do¤rudan Mao'nun direktifleriyle6 ila 10 milyon kifli katledildi. 20 milyon kifli ömürlerinin büyük bir bölü-münü cezaevlerinde geçirdi. Kültür devrimi s›ras›nda da milyonlarca in-san vahflice öldürüldü, insanl›k d›fl› iflkencelere maruz kald›. Mao 1976 y›-l›nda öldü ve arkas›nda 50 milyonu aflk›n ölü, on milyonlarca iflkence gör-müfl insan ve karanl›k bir ideoloji b›rakt›. Ancak Çin'de zulüm bitmedi.

Çok yak›n bir zamanda Çin'de "toplu bir idam gösterisi" gerçekleflti-rildi. ‹lk önce adeta bir geçit törenindeymifl gibi polis eflli¤inde, elleri birarac›n demirlerine kelepçeli olarak halka teflhir edilen 113 kifli, ibret olsundiye saatlerce halk›n içinde dolaflt›r›ld›. Daha sonra da büyük bir stad-yumda, halk›n gözleri önünde idam edildi. Ancak bu Çin'deki ne ilk nede son idam gösterisiydi. Uluslararas› Af Örgütü'ne göre, 1999'da Çin'de1263 kifli idam edildi ve bu say›n›n sadece idamlar›n bilinen k›sm› oldu-¤u da ifade edildi.

‹flte bu gerçekler komünizm öldü diyenlere bir cevap niteli¤i tafl›-maktad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 69

KOMÜN‹ST Ç‹N'DE, MAO DÖNEM‹NDE YAfiANAN

ZULÜM HALA B‹TMED‹

Page 72: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Faflistler, afl›r› duygusall›k ve coflku ile kitleleri kendilerine ba¤laya-rak, yönlendirirler. Bunun için türlü taktikler kullan›rlar. Amerikal› arafl-t›rmac›lar Baigent, Leigh ve Lincoln Nazilerin ünlü Nürnberg mitingle-rindeki romantik beyin y›kama yöntemlerini flöyle tarif ederler:

"Kötü flöhrete sahip Nürnberg mitinglerin-de... herfley -üniformalar›n ve bayraklar›nrenkleri, konuflmac›lar›n yeri, program›ngece yar›s›na denk getirilmesi, spot ›fl›kla-r›n›n kullan›m›, zamanlama- çok dikkatliflekilde hesaplan›rd›. Bu mitinglerde çeki-len filmler, insanlar›n adeta kendi kendile-rini sarhofl ettiklerini, kendilerini bir türtransa soktuklar›n›, "Sieg Heil" fleklindekiNazi slogan›n› sürekli tekrarlayarak Hit-ler'e adeta taparcas›na Nazi selam› verdik-lerini göstermektedir. Kitlelerin yüzündebombofl bir zihnin getirdi¤i mutlulukokunmaktad›r... " (The Messianic Legacy,Corgi Books, s. 194)

‹flte Hitler, insanlara birbirlerini ›rklar›ndan dolay› öldürmeyi, sava-fl›, ac›mas›zl›¤› bu "romantik milliyetçi" yöntemlerle meflru gösteriyordu.Romantik milliyetçili¤in kökeni ise Darwinizm'di. Ünlü araflt›rmac› Dani-el Gasman, Darwinizm'in, bu akl› kapatan, insanlar› coflturarak cinayet ifl-lemeye kadar teflvik eden romantik ak›m üzerindeki etkisini flöyle aç›klar:

"Denebilir ki, Darwinizm, Almanya'da Alman romantizminin bir iz-düflümü olmufltur... Darwinizm'in Almanya'da ald›¤› flekil, bir türsahte bilimsel do¤a dini, ›rkç›l›kla kar›fl›k bir do¤aya tap›nma misti-sizmidir."

Türk Milleti ak›lc›l›ktan tamamen yoksun bu tür safsatalara hiçbirzaman izin vermemifl, derhal önünü kesmifltir. Bugün de faflizmin Darwi-nizm'den kaynaklanan bu karanl›k yüzünü tüm dünyan›n gözleri önünesermektedir.

70

DARWIN‹ST-FAfi‹STLER, KAT‹LLER‹

KAHRAMAN ‹LAN EDERLER

Page 73: GERÇEKLER 2

Mussolini: "Faflizm devaml› sulhun zararl› oldu¤una inanm›flt›r. ‹n-san kudretini en yüksek mertebesine ç›karan savaflt›r" der. Di¤er bir ifa-desinde ise; "Faflizm, bütün dünyan›n birbirleriyle kucaklaflmas›n› redde-der. Medeni milletler toplulu¤u içinde yaflamakla beraber, her birine mey-dan okuyarak bakar" ifadelerini kullanm›flt›r.

Yukar›daki sözlerinden de anlafl›ld›¤› gibi Mussolini bir evrimci ola-rak, Darwin'in "Hayat bir savaflt›r, yaflam mücadelesinde güçlü olanlarkazan›r, zay›f olanlar kaybeder" prensiplerine inanm›flt›r. Bu fikirleri do¤-rultusunda ‹talyan halk›n› savafla zorlam›fl; Arnavutluk, Habeflistan veYugoslavya'n›n Fiume liman› baflta olmak üzere pek çok yeri iflgal etmifl-tir. Bu ülkelerin halklar›n› öldürmüfl, onlara zulmetmifl; hatta Habeflistanhalk›n›n üzerinde zehirli gaz kullanarak insanlar›n ac› çekerek ölmelerinesebep olmufltur.

Mussolini'nin kendisi gibi bir Darwinist faflist olan Hitler ile birliktesebep olduklar› savafl›n faturas› son derece a¤›rd›r. ‹kinci Dünya Savafl›,insanl›k tarihinin en y›k›c›, en ölümcül savafl› olarak tarihe geçmifltir.

Ancak yaflanan ac›lar insanlara çok büyük bir tecrübe kazand›rm›fl-t›r. Tarihin tekerrürünü önlemek için ilk yap›lmas› gereken fleyin Darwi-nizm'le ve Darwinist liderlerle mücadele etmek oldu¤u anlafl›lm›flt›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 71

DARW‹N‹ST FAfi‹ST MUSSOL‹N‹'YE GÖRE

BARIfi ZARARLIYDI

Page 74: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Charles Darwin evrim teorisiyle insan ›rklar›n›n k›yas›ya bir yaflammücadelesi sürdürdüklerini iddia etmiflti. Dahas›, bu mücadelenin evrim-sel geliflme için gerekli oldu¤unu, yani baz› insan ›rklar›n›n yok edilmesi-nin insanl›¤›n geliflmesini sa¤lad›¤›n› savunmufltu.

Evrim teorisinin insan toplumlar›na uygulanmas›yla ortaya ç›kan"Sosyal Darwinizm" 1850'lerden bu yana geliflen bütün ›rkç› düflüncelereilham verdi. 20. yüzy›lda dünyay› kana bulayan Hitler, Mussolini, Francove di¤er faflist liderlerin yapt›klar› katliamlar ve zulümler, Darwin'in ev-rim teorisinin "güçlüler yaflar, zay›flar ölür" prensibinden kaynaklan›yor-du.

Faflizm savunucular› milyonlarca masum insan› katlederken, bu kor-kunç cinayetleri "›rk›n saflaflt›r›lmas›" ve "afla¤› ›rklar›n temizlenmesi" ad›alt›nda sözde "bilimsel" bir temele dayand›rm›fllard›.

Günümüzde, Darwinizm'in ›rkç› yorumu olan faflizm bu kez "nas-yonalizm" ad› alt›nda sinsice flekil de¤ifltirerek insanl›¤› tehdit etmektedir.Bu sinsi tehlikeye karfl› her zaman dikkatli ve temkinli olmak flartt›r.

Faflizmin çarklar›na kap›lan insanlar›n ço¤u bu tehlikenin fark›ndaolmayabilir. Ancak ›rklar aras›nda eflitsizli¤i, üstün ›rklar›n hegemonyas›-n› savunan faflizm, insanc›ll›ktan, medeniyetten, sevgi ve hoflgörüden, sa-nat ve estetikten, güzel ahlaktan yoksun bir toplum meydana getirir. "Ya-flam bir mücadeledir; güçlü olan zay›f› yokeder ve böylelikle hayatta ka-l›r" anlay›fl›n› toplumlara sinsice empoze eder. 21. yüzy›lda nasyonalizmmaskesinin arkas›ndan çirkin yüzünü gösteren faflist ideoloji ve insanl›¤›150 y›ld›r zulüm ve kaosa sürükleyen Darwinizm, baz› çevrelerce ›srarlaayakta tutulmaya çal›fl›lmaktad›r. Bugün tüm bu belalara karfl› en etkilimücadele yöntemi, sorunu kökünden çözmek ve Darwinist düflünceyifikren ma¤lup etmektir.

Vicdan ve iman sahibi, milli ve manevi de¤erlerine ba¤l› olan TürkMilleti, bu konunun önemini ve aciliyetini kavram›fl, insanl›¤› Darwinizmtehlikesine karfl› uyarmay› kendisine ulvi bir görev kabul etmifltir.

72

FAfi‹ZM S‹NS‹CE fiEK‹L DE⁄‹fiT‹R‹YOR

Page 75: GERÇEKLER 2
Page 76: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwin, ›rkç›l›¤›n babas›d›r. ‹nsan›n Kökeni isimli kitab›nda ›rkç› gö-rüfllerini flöyle aç›klam›flt›r:

"Belki de yüzy›llar kadar sürmeyecek yak›n bir gelecekte, medeni in-san ›rklar›, vahfli ›rklar› tamamen yeryüzünden silecekler ve onlar›n

74

DARWIN'‹N TEfiV‹K ETT‹⁄‹ IRKÇILIK,

AVRUPA'DA HALA HÜKÜM SÜRÜYOR!

Page 77: GERÇEKLER 2

yerine geçecekler. Öte yandan insans› maymunlar da… kuflkusuz eli-mine edilecekler. Böylece insan ile en yak›n akrabalar› aras›ndakiboflluk daha da geniflleyecek. Bu sayede ortada flu anki Avrupal› ›rk-lardan bile daha medeni olan ›rklar ve flu anki zencilerden, Avustral-ya yerlilerinden ve gorillerden bile daha geride olan babun türümaymunlar kalacakt›r."

Darwin'den sözde bilimsel bir destek alan ›rkç›l›k bugün hala Avru-pa'da ve Amerika'da büyük bir oranda sürdürülmektedir. Son zamanlar-da gazetelerde ›rkç›l›kla ilgili ç›kan haberlerden sadece birkaç› bu büyüktehlikenin önemini göstermektedir:

"‹ngiltere hükümeti; Tamiller, Rumlar, Somalililer, Arnavutlar, Af-ganlar, Çinliler ve Rumenler'e s›n›r kap›lar›nda "farkl› muamele" yapmakarar› ald›." (4 May›s 2001)

"250 çocuk köle tafl›yan hayalet geminin Ekvator Ginesi'nin baflkentiMalabo'da oldu¤u belirlendi. Kaptan›n yakalanmamak için çocuklar› de-nize atmas›ndan korkuluyor... Siyah kölelerin denize at›lmas›, tarihte deçok yayg›n uygulanan bir yöntem. Yasad›fl› köle ticareti yap›lan gemile-rin yakalanma riski belirince köleleri bir zincire ba¤layarak denize att›k-lar› biliniyor." (17 Nisan Sal›)

"Moskova'da Kafkas kökenlilerin sat›fl yapt›¤› bir pazara, ›rkç› daz-laklar›n sald›r›s›nda 10 pazarc› yaraland›. Kremlin saray›ndaki bir baflkasald›r›da ise bir Çeçen genç b›çaklanarak öldürüldü." (22 Nisan 2001)

"ABD'nin en yoksul eyaleti Mississippi'de düzenlenen referandum-da beyazlar, ›rk ayr›l›¤›n›n simgesi konfederasyon bayra¤›ndan vazgeç-medi." (19 Nisan 2001)

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 75

fiüphesiz, Allah kat›nda sizin en üstün olan›n›z,

takvaca en ileride olan›n›zd›r.

(Hucurat Suresi, 13)

Page 78: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Hitler, Mussolini, Franco gibi faflist liderlerin tarihin derinliklerinegömülmeleri, onlar›n savunduklar› Darwinist fikirlerin de yok oldu¤uanlam›na gelmemektedir. Bugün onlar›n düflüncelerini kendilerine örnekalan pek çok faflist örgüt Avrupa ülkelerinde faaliyettedir. Özellikle de80'li y›llardan beri, dünyan›n birçok ülkesinde evrim teorisinin körükledi-¤i ›rkç› ve neo-faflist hareketler yeni bir uyan›fl içindeler. Almanya'da, Bel-çika'da, Avusturya'da, ‹ngiltere'de, ‹sveç'de, ‹talya'da, ‹spanya'da veAmerika'da hergün yeni bir sald›r›, yeni bir kundaklama, yeni bir bomba-lama ya da taciz olay› meydana geliyor. Yurt d›fl›ndaki Türk halk› ölümkorkusu içinde hayatlar›n› devam ettirmeye çal›fl›yor, okula ya da ifle gi-demiyor, geceleri soka¤a ç›kam›yor, kendi dillerini konuflam›yorlar.

76

GÜNÜMÜZ BATI DÜNYASI

DARWIN‹ST HITLER'‹N ‹Z‹NDE

Page 79: GERÇEKLER 2

‹simleri holigan, dazlak, neo-nazi de olsa bu Darwinist-faflist grupla-r›n tek bir yerden kumanda edildikleri gerek d›fl görünüfllerinden, gerekkulland›klar› sembollerden, gerekse söylemlerinden anlafl›l›yor. HepsiHitler gibi konufluyor, Nazi subay› gibi giyiniyor, dergilerinde ve flark›la-r›nda fliddeti ve ›rkç›l›¤› övüyorlar. Amaçlar› ise ayn›: Darwin'in Türkler-le ilgili hezeyanlar›na inand›klar› için geliflmesini tamamlayamam›fl ilkelhayvanlar olarak gördükleri Türkleri y›ld›rmak, korkutmak, kaç›rmak,uzaklara sürmek, süremedikleri takdirde ise yok etmek. Böylece sözdetüm etnik, dinsel ve kültürel kirlenmelerden ar›nd›r›lm›fl, 500 milyon ki-flilik beyaz ›rktan oluflan ar›nm›fl bir toplum oluflturmak.

Ancak Türk halk› faflizmin bu h›zl› yükseliflinin fark›ndad›r ve geç-miflte oldu¤u gibi bugün de faflizme geçit vermeyecektir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 77

Page 80: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Hitler, Alman ›rk› d›fl›ndaki tüm ›rklar›n yok edilmesi gerekti¤ineinan›yor ve onlar› birer hayvan gibi görüyordu. "Kuzey Avrupa Almanla-r›n› insanl›k tarihinden ç›kar›n, geriye maymun dans›ndan baflka bir fleykalmaz" fleklindeki sözlerini de bizzat kendisi hayata geçirmifl ve tarihinen büyük katliamlar›ndan birine imza atm›flt›. Bu sözleri söylerken de enbüyük deste¤i, Charles Darwin'in evrim teorisinden al›yordu. Darwin isebüyük milletimiz hakk›nda flu hezeyanlarda bulunmufltu:

"Do¤al seleksiyona dayal› kavgan›n, medeniyetin ilerleyifline sizinzannetti¤inizden daha fazla yarar sa¤lad›¤›n› ve sa¤lamakta oldu¤u-nu ispatlayabilirim. Düflünün ki, birkaç yüzy›l önce Avrupa, TÜRK-LER taraf›ndan iflgal edildi¤inde, Avrupa milletleri ne kadar büyükrisk alt›nda kalm›flt›, ama art›k bugün Avrupa'n›n TÜRKLER taraf›n-dan iflgali bize ne kadar gülünç geliyor. Avrupa ›rklar› olarak bilinenmedeni ›rklar, yaflam mücadelesinde TÜRK BARBARLI⁄INA karfl›

galip gelmifllerdir. Dünyan›n çok da

78

"H‹TLER'‹N ÇOCUKLARI" ‹ÇLER‹NDEK‹ K‹N VE

NEFRET‹ GÖSTERMEK ‹Ç‹N HER YOLU

KULLANIYORLAR

Page 81: GERÇEKLER 2

uzak olmayan bir gelece¤ine bakt›¤›mda, BU TÜR AfiA⁄I IRKLA-RIN ço¤unun medenileflmifl YÜKSEK IRKLAR TARAFINDAN EL‹-M‹NE ED‹LECE⁄‹N‹ (YOK ED‹LECE⁄‹N‹) GÖRÜYORUM." (Fran-cis Darwin, The Life and Letters of Charles Darwin, Vol. I, 1888. NewYork:D. Appleton and Company, s.285-286)

Belki Hitler ve onun gibi düflünenler tarihin kanl› sayfalar› içindehakettikleri yeri ald›lar. Ama "Hitler'in çocuklar›" faflizmin, türlü isimleralt›nda hala faaliyette oldu¤unu bizlere kan›tl›yorlar. Neo-faflistlerin in-ternet sayfalar›nda, dergilerinde ve flark› sözlerinde bu kin ve nefreti gör-mek mümkün. Örne¤in "Halk›n Öfkesi" isimli neo-nazi grup bir flark›s›n-da "Biz Almanya'y› temizleyen gücüz" diyor. Bir di¤er flark›s›nda iseTürkleri kastederek "Onlar› hapse at›n veya bir yerlere kapat›n. Çöl bileolabilir, yeter ki kapat›n onlar›." diyerek kinlerini dile getiriyorlar. Endsi-eg isimli müzik grubu ise içlerindeki Türklere karfl› olan nefretlerini, "On-lar› çiviyle çakmal›, Onlar› öldürmeli, Onlar› zindana atal›m, Toplanmakamplar›na t›kal›m" cümleleriyle ifade ediyor.

Bilinmelidir ki, flerefli Türk Milleti'ne karfl› düflmanca tav›rlar içindeolan ›rkç› hareketler, 21. yüzy›lda kendilerine hayat sahas› bulamayacak-lard›r. Çünkü Türk Milleti dünyada tekrar harekete geçen faflist hareket-lerin temel dayana¤›n›n Darwinizm oldu¤unu fark etmifl ve bu çarp›kideolojinin önünü kesmek için tüm önlemleri alm›flt›r. 21. yüzy›lda dünya

milletleri Darwinizm ile birliktefaflizmin de ortadan kalk›-

fl›na flahit olacaklard›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 79

Page 82: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Türk düflmanl›¤›, Osmanl›'n›n duraklama devirlerinde "Türkler Avru-pa'dan silinip at›lmal›d›r" diyen Avrupal› devlet adamlar› ile bafllam›fl, ar-d›ndan Osmanl›'n›n parçalanmas›n› hedefleyen politikan›n temel düflün-celerinden birini oluflturmufltur. Kendilerini sözde "ileri ve medeni millet-ler" olarak nitelendiren kimi Avrupal›lar, Türk Milleti'ni olabilecek en uzakco¤rafyaya kadar sürülmesi gereken, güya "geri ve ilkel" bir unsur olarakgörmüfllerdir. Bu görüfllerinin sözde bilimsel temelini de Türkleri "ilkel vegeri bir ›rk" olarak gören Charles Darwin'in evrim teorisinden alm›fllard›r.

19. yüzy›lda ve 20. yüzy›l›n ilk çeyre¤inde Avrupa bafl-kentlerinde büyük yank› uyand›ran Türk düflmanl›¤› fikrinin

eskide kald›¤›n› düflünmek büyükbir yan›lg›d›r. Son günlerde yüksek

sesle dile getirilen "TürkleriAvrupa'dan uzaklaflt›rma"mesajlar› Türk düflmanl›¤›-

n›n hala hayatta oldu¤unu gös-termektedir.

80

TÜRK DÜfiMANLI⁄ININ KÖKENLER‹

19. YÜZYILDA ARANMALIDIR

Page 83: GERÇEKLER 2

O dönemlerde "...Fanatik cahil insanlar,barbar millet… Türkler daima Türk kalacak-lar, hiçbir zaman Avrupal›laflamayacak-lar…" diyen dönemin ‹ngiltere Baflbaka-n› Lord Salisbury'nin yerini, bugün çe-flitli suni vesilelerle Türkleri Avru-pa'dan uzaklaflt›rmak isteyen Avrupadevletleri alm›fllard›r. (Erol Ulubelen,‹ngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, Ey-lül 1982, s. 77)

"‹stanbul Türkler'den tama-men al›nmal›, bir veba tohumu, sa-vafllar›n yarat›c›s›, komflular› içinbir hakaret olan Türkler Avru-

pa'dan silinmelidir…" diyen Ameri-kal› senatör Lodge'un yerini ise, günümüzde ne-

cip Türk Milleti'ni soyk›r›m yapmakla suçlayan Amerikan sena-törler alm›flt›r. (‹ngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, s. 210)

Ancak Türk Milleti oynanan bu oyunlar›n fark›ndad›r, tuzaklar›n›birlik ve beraberlikiçinde bozacakt›r. fieref-li tarihi Türk Milleti'ninüstün ahlak ve karakte-rinin bir delilidir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü81

Page 84: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Bugün Avrupa'n›n Türklere karfl› tutumunun, as›ls›z Ermeni soyk›r›-m› iddialar›n›n, ‹talya ve Fransa'n›n Türkiye aleyhinde yürüttü¤ü faali-yetlerinin, Avrupa Birli¤i'nin Türkiye'yi kabul etmemekteki kararl›l›¤›n›n

82

TÜRK M‹LLET‹'N‹ PARÇALAMAK ‹STEYENLER‹N

HEZEYANLARI DARWIN‹ZM KAYNAKLIDIR

Page 85: GERÇEKLER 2

ve neo-Nazilerin Türk düflmanl›klar›n›n alt›nda Darwin'in Türk Düflman-l›¤› fikri yatmaktad›r. Bu, etkisini Sevr'den önce de göstermifl bir düflman-l›¤›n günümüze yans›malar›d›r.

19. yüzy›lda ‹ngiliz Baflbakan› William Ewart Gladstone, sömürgeci‹ngiliz ‹mparatorlu¤u için Türkleri tehlike olarak görüyordu. Türk Mille-ti aleyhine çirkin bir propaganda bafllatm›fl ve flöyle demiflti:

"Türkler insanl›¤›n insan olmayan numuneleridir. Medeniyetimizinbekas› için onlar› Asya steplerine geri sürmeli veya Anadolu'da yoketmeliyiz."

‹ngilizler, Türkleri yok etmek için kendilerine "bilimsel" (!) bir daya-nak bulmakta da gecikmediler. Irkç› ‹ngiliz Charles Darwin onlara tam daistedikleri aç›klamay› yapt›:

"Do¤al seleksiyona dayal› kavgan›n, medeniyetin ilerleyifline sizinzannetti¤inizden daha fazla yarar sa¤lad›¤›n› ve sa¤lamakta oldu¤u-nu ispatlayabilirim. Düflünün ki, birkaç yüzy›l önce Avrupa, TÜRK-LER taraf›ndan iflgal edildi¤inde, Avrupa milletleri ne kadar büyükrisk alt›nda kalm›flt›, ama art›k bugün Avrupa'n›n TÜRKLER taraf›n-dan iflgali bize ne kadar gülünç geliyor. Avrupa ›rklar› olarak bilinenmedeni ›rklar, yaflam mücadelesinde TÜRK BARBARLI⁄INA karfl›galip gelmifllerdir. Dünyan›n çok da uzak olmayan bir gelece¤inebakt›¤›mda, BU TÜR AfiA⁄I IRKLARIN ço¤unun medenileflmiflYÜKSEK IRKLAR TARAFINDAN EL‹M‹NE ED‹LECE⁄‹N‹(YOK ED‹LECE⁄‹N‹) GÖRÜYORUM." (Francis Darwin, The Lifeand Letters of Charles Darwin, s.285-286)

Darwin'in bu sözlerinden yola ç›kan Avrupal› baz› devletler, Türki-ye'yi ç›karlar› için bir tehlike olarak görmekte ve ülkemizin parçalanma-s›n› beklemektedirler. Sevr Anlaflmas› döneminde oldu¤u gibi bugün de,topraklar›n› parçalayarak da¤›tma peflindedirler.

Ancak, Türk Milleti bu gibi emellerin gerçekleflmesine izin vermeye-cektir. Yönetmek, huzur ve güven getirmek Türk Milleti'nin f›trat›ndad›r.Türk Milleti bölünemeyece¤i gibi, tüm Asya Türklerini, Ortado¤u'yu veMüslümanlar› bir çat› alt›nda toplayarak, kökü mazide olan bir gelece¤ihaz›rlamaktad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 83

Page 86: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinizm, hayat›n kökenine aç›klama getirme iddias›nda olan her-hangi bir teori de¤ildir. Darwinizm'in iddialar›, insanlar› bir Yarat›c› ol-mad›¤›na, geliflmenin ve hayatta kalman›n ancak çat›flma ve mücadele ileolaca¤›na inand›rmak için 150 y›ld›r bilinçli ve planl› olarak insanlara tel-kin edilmektedir. 20. yüzy›lda Hitler, Mussolini, Stalin, Lenin, Mao gibi enkanl› diktatörler, rejimlerinin ideolojilerini Darwinizm'e dayand›rm›fllar-d›r. Dini ise ideolojilerinin ve Darwinizm'in önündeki en büyük engel ola-rak görmüfllerdir.

‹nsanl›¤›n bu tür belalardan, ac›mas›z diktatörlerden ve Darwi-nizm'den destek alarak katliamlar yapan, terör ortam› oluflturan gruplar-dan kurtulabilmesi için Darwinizm'in kesin olarak bilim ve felsefe alan›n-da çökertilmesi flartt›r.

84

GÜNÜMÜZÜN ‹K‹ ÖNEML‹ TEHL‹KES‹,

DARWIN‹ZM'‹ DO⁄RU ZANNETMEK VEYA

B‹R TEHL‹KE OLARAK GÖRMEMEKT‹R

Page 87: GERÇEKLER 2

Bugün Darwinizm'in kesin ve h›zl› çöküflünü engelleyen iki önemlitehlike bulunmaktad›r.

1. Darwinizm'in hipnozuna kap›larak Kuran'da da evrimin anlat›l-d›¤›n› öne süren dindarlar: Oysa Kuran'da evrimden bahsedilme-mektedir. Kuran'da canl›lar›n mükemmelli¤i ve oluflum evreleri an-lat›l›r. Allah tüm canl›lar› "OL" emriyle var etti¤ini bildirir.

2. "Darwinizm tehlikesi art›k yoktur, y›llar önce bu tehlike ortadankald›r›lm›flt›r" diyenler: Bu da büyük bir yan›lg›d›r, çünkü bugünbirçok ülkede halk Darwinizm'e inanmasa bile idareciler Darwi-nizm'i savunmakta ve okullar›nda bu as›ls›z teorinin e¤itimini ver-mektedirler. Hatta Çin ve Rusya gibi birçok ülkede Darwinizm mec-buri bir inanç gibi devlet taraf›ndan insanlara ö¤retilmektedir.

Dolay›s›yla Darwinizm tehlikesini görmezden gelmek veya bu teori-yi bir acz içinde kabullenmek, Kuran'a uygun göstermeye çal›flmak, vic-dana ve akla uygun de¤ildir. Bugün Çeçenistan'da, Do¤u Türkistan'da,Kosova'da ve daha pek çok yerde insanlar Darwinizm'in destek verdi¤iideolojilerin takipçileri taraf›ndan zulme u¤ramaktad›rlar.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 85

Page 88: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Marx ve Engels, canl›lar›n diyalekti¤i iddialar›na, Darwin'in evrimteorisinin bilimsel bir destek sa¤lad›¤›n› zannediyorlard›. Oysa büyük biryan›lg› içindeydiler. Bu yan›lg›lar›n›n en önemli nedenlerinden biri ise,yaflad›klar› dönemde bilimsel seviyenin oldukça geri olmas› idi.

• O dönemde kullan›lan mikroskoplarda hücre basit bir leke gibi gö-rülüyordu. Oysa bugün, hücrenin dev bir uzay gemisinden çok dahakompleks bir yap›ya sahip oldu¤unun tespit edilebildi¤i elektron mikros-koplar› kullan›lmaktad›r.

• O dönemin laboratuvarlar› birkaç deney tüpünden ve basit birkaçaletten olufluyordu. Günümüzde ise, son derece ifllevsel bilgisayarlar veen ileri teknolojiye sahip cihazlarla donat›lm›fl laboratuvarlar bilim adam-lar›n›n hizmetinde.

O dönemin geri kalm›fll›¤› içinde hücrenin ne oldu¤undan bile habe-ri olmayan Engels, Do¤an›n Diyalekti¤i isimli kitab›nda evrim teorisinin is-

86

MARX VE ENGELS'‹N CEHALET‹

Page 89: GERÇEKLER 2

patlanm›fl bir gerçek oldu¤unu söylemekte bir sak›nca görmemifl ve flöy-le demiflti:

"... Bütün çok hücreli organizmalar –gerek bitkiler, gerek insan dahilhayvanlar - her durumda hücrenin bölünmesi yasas›na göre bir hüc-reden gelifliyorsa, bu organizmalar›n sonsuz çeflitlili¤inin kayna¤›nedir? Bu soru, ilk kez Darwin taraf›ndan kapsaml› flekilde ortayakonan ve kan›tlanan evrim teorisi ile yan›tland›." (Friedrich Engels,Do¤an›n Diyalekti¤i, s. 251-252)

Marx ve Engels evrim teorisinin ispatland›¤›n› zannedecek kadar bi-limsel gerçeklerden uzakt›lar.

Oysa günümüzde en koyu evrimciler dahi evrim teorisinin ispatlan-mad›¤›n› itiraf etmektedirler:

Dr. Robert Milikan (Nobel ödüllü, ünlü bir evrimci):

fiu çok ac›kl›: Biz bilim adamlar› flu ana kadar hiçbir bilim adam›n›nkan›tlayamad›¤› evrimi kan›tlamaya çal›fl›yoruz.

Herribert Nillson (evrimci bilim adam›):

Evrimi bir deney ile ispat etme giriflimlerim 40 seneden fazla sürdüve baflar›s›zl›kla sonuçland›.

Günümüzün Darwinist-Marksistler'i, 19. yüzy›l›n son de-

rece ilkel koflullar›nda,cahilce üretilmifl fikirle-ri, 21. yüzy›lda büyükbir ba¤nazl›kla savun-maya devam etmekte-dirler. Bu ba¤nazl›¤a

göz yumulmamal›,genç nesillere 21.

yüzy›l›n bilim-sel gerçeklerianlat›lmal›d›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 87

Page 90: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Geçti¤imiz yüzy›lda komünist ideoloji yüzünden on milyonlarca in-san katledilmifltir. Komünizm, bununla da kalmay›p insanl›¤›n sanat, es-tetik, bilim, düflünce gibi vas›flar›n› öldürmek için de her türlü yolu dene-mifltir. Komünist ideolojinin insanl›¤a indirdi¤i darbeyi görmek için, ko-münist bilim anlay›fl›n› incelemek ye-terlidir. "Lysenko olay›" bu konudakien bariz örneklerdendir.

Lysenko, evrim teorisinin iddi-alar›na körü körüne ba¤lanm›fl koyubir Darwinist'ti. Sovyetler Birli¤i'nde1930'lu y›llarda yaflanan tar›msal krizs›ras›nda çok daha büyük, güçlü veverimli bir tah›l üretimi sa¤layaca¤›n›vaat etmiflti. Ne var ki Stalin dönemin-deki Sovyet bilimine damgas›n› vuranLysenko'nun "tar›m politikas›", tonlar-ca tohumun zayi olmas›na, insanlar›nbofluna emek harcamas›na yol açm›fl-t›r. Lysenko'nun hiçbir bilimsel kan›tadayanmayan, hatta akla ve mant›¤ada fliddetle ayk›r› olan çok say›dakiDarwinist düflünce ve uygulamalar›n-dan birkaç› flöyledir:

-Uygun çevre koflullar›nda yetifl-tirilen bu¤day bitkilerinin çavdar to-humlar› vermeye bafllayaca¤›n› önesürmüfl ve bu akla uyularak yap›lantar›msal giriflimler büyük ziyanla so-nuçlanm›flt›r.

-Ekilecek tohumlar›n, e¤er uzunsüre so¤uk suda bekletilirlerse so¤ukhava flartlar›na uygun bir yap› kaza-

88

KOMÜN‹ST AKLI FELAKET GET‹R‹R

Page 91: GERÇEKLER 2

nacaklar›n› ileri sürmüfltür. Lysenko'nun bu iddias› do¤rultusunda, Rus-ya'da tonlarca tohum so¤uk suda bekletildikten sonra Sibirya steplerineekilmifltir. Elbette tohumlar›n hepsi zayi olmufltur.

Lysenko olay›, materyalizme ve evrim teorisine olan körü körüneba¤l›l›¤›n bilime ve topluma ne kadar büyük zararlar verdi¤ini gösterentarihi bir belgedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 89

Page 92: GERÇEKLER 2

Komünizm ile yönetilen ülkelerin hali tüm insanl›¤a ders olmal›d›r.Bugün komünist Kuzey Kore'de çocuklar açl›ktan ölüyorlar. Sa¤l›k siste-mi tamamen çökmüfl durumda; ilaç bulunam›yor, ameliyatlar dahi anes-tezi kullan›lmadan yap›l›yor. Beslenme yetersizli¤inden dolay› bir nesilya sakat ya a¤›r hasta ya da zihinsel özürlü olarak hayata bafll›yor. Ülke-de elektrik ve su yok, bu nedenle de halk fliddetli salg›n hastal›klarla mü-cadele ediyor. Fabrikalar çal›flmad›¤› için ilaç ve di¤er zaruri ihtiyaçlarüretilemiyor. Halk denizden yosun toplay›p bunlar› kurutarak çocuklar›-n› beslemeye çal›fl›yor. New York Times gazetesinin haberine göre ayda10.000'den fazla çocuk hayat›n› kaybediyor. Bu y›l bafl›nda ise yaklafl›k 2milyon Kuzey Koreli'nin açl›ktan öldü¤ü belirtiliyor. Ancak komünist Ku-zey Kore yönetimi gazetecilerin ülkeye girmelerini yasaklad›¤› gibi d›fla-r›ya bilgi de vermiyor.

Bugün Kuzey Kore'nin halk›na uygulad›klar›, geçmiflte Lenin'in, Sta-lin'in, Mao'nun uygulamalar›yla ayn›d›r. Halklar›n› birer hayvan gibi gö-ren, onlara de¤er vermeyen Darwinist-komünist yönetimler daha önce deRusya'da, Ukrayna'da, Çin'de on milyonlarca insan› açl›ktan, sefaletten vehastal›klardan öldürmüfltü.

Darwinizm ve komünizm bir tehlike de¤il diyenler, bir daha düflün-sünler:

KUZEY KORE'DEK‹ ÇOCUKLARI K‹M, NASIL KURTARACAK?Asil Türk Milleti, Darwinizm ve komünizm ile fikri mücadelesi ve

manevi de¤erlere verdi¤i önem ile, dünyay› karanl›klardan ayd›nl›¤a ç›-karacakt›r.

KOMÜN‹ST KORE'DE KOSKOCA B‹R NES‹L

AÇLIKTAN VE BAKIMSIZLIKTAN YOK OLUYOR

GERÇEKLER II90

Page 93: GERÇEKLER 2

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 91

‹man eden baz› kimseler, Darwinizm'in hipnozunun etkisine kap›l-makta ve bu gerçek d›fl› teorinin Kuran ile çeliflmedi¤ini söylemektedirler.Oysa Darwinizm yalan› hem Kuran ile çeliflir, hem de Darwinizm yalan›-n› savunmak zulme, inkara, savafla kap› açmakt›r.

Kuran'da, Darwinizm'in iddia etti¤i evrimi destekleyen hiçbir ayetbulunmamaktad›r. ‹nsan›n oluflumunu anlatan ayetler, yarat›l›fl›n evrele-ridir ve Darwin'in insan›n hayvandan evrimleflti¤i iddias›n› kesinlikledesteklememektedir.

Darwinizm'i bilimsel bir gerçek zannetmek, "bilime karfl› biz ne di-yebiliriz" diyerek Darwinizm'i kabul etmek de büyük bir yan›lg›d›r. Çün-kü Darwinizm bilimsel bir teori de¤ildir ve çok az bir araflt›rma ve ince-leme dahi bu teorinin tüm bilimsel açmazlar›n›, mant›ks›zl›klar›n›, ak›l-s›zl›klar›n› ortaya koymaya yeterlidir.

Bu nedenle, acizlik ve çaresizlik içinde, insanl›¤a zulüm ve ac› geti-ren bu teori kabul edilmemelidir. Aksine vicdan sahibi inananlar›n bu te-

oriye karfl› fikri alanda etkin, samimi veflevkli bir mücadele içinde olmalar›

gerekir. Vicdanl› ve ak›l sahibiinsanlar bu konuda ittifak et-tikleri takdirde, bu nesil dün-yadan dinsizli¤e ait tüm ide-olojilerin h›zla silindi¤ini veyerine Kuran'daki güzel ahlak›-

n hakim oldu¤unu görecektir. Bat›l olan› kabul et-

mek do¤ru de¤ildir. Do¤-ru olan, bat›l›n üzerinehak olan› f›rlatmakt›r. O

zaman Allah'›n ayetinde bil-dirdi¤i gibi "bat›l›n beyni

darmada¤›n" olacakt›r.

DARWIN‹ZM'‹N SAVUNULMASI ‹NANANLAR ‹Ç‹N

ÖNEML‹ B‹R TEHL‹KED‹R

Page 94: GERÇEKLER 2

Karl Marx: "Darwin'in yap›t› büyük bir yap›tt›r. Tarihteki s›n›f müca-delesinin do¤a bilimleri aç›s›ndan temelini oluflturuyor."

Stalin: "Genç nesillerin zihnini yarat›l›fl düflüncesinden ar›nd›rmakiçin onlara tek bir fleyi ö¤retmeliyiz: Darwin'in ö¤retilerini"

Lenin: "Marx'›n teorisinin tümü, evrim teorisinin, en tutarl›, en tam,en düflünülmüfl ve özlü biçimiyle ça¤dafl kapitalizme uygulanmas›d›r.Marx'›n aç›klamalar›n›n büyük de¤eri, burada da, materyalist diyalekti¤i,evrim teorisini, tutarl› biçimde uygulamak ve komünizmi, kapitalizmdenitibaren geliflen bir fley olarak düflünmektir."

Mao: "Çin sosyalizminin temeli Darwin'e ve evrim teorisine dayan-d›r›lm›flt›r."

Engels: "Tabiat metafizik olarak de¤il, diyalektik olarak iflle-mektedir. Bununla ilgili olarak herkesten önceCharles Darwin'in ad› an›l-mal›d›r."

Trotsky: "Dar-win'in buluflu, tümorganik madde ala-n›nda diyalekti¤in

DARWIN‹ZM = MATERYAL‹ZM = MARKS‹ZM =

ANARfi‹ZM

GERÇEKLER II92

Page 95: GERÇEKLER 2

(diyalektik materyalizmin) en büyük zaferi oldu."20. yüzy›l›n kanl› liderlerinin övgüyle bahsettikleri Darwinizm, ma-

teryalizmi, komünizmi, bölücü terörü, anarflizmi do¤uran sapk›n birinanç sistemidir. Tüm insanlar›n bafl›bofl ve sorumsuz olduklar›n› ve dün-yada var olan tüm canl›lar›n yaflamak için savaflmak zorunda olduklar›-n›, di¤er canl›lar gibi insanlar›n ve tarihin de geliflmek için çat›flmas› ge-rekti¤ini savunan bu tesadüf felsefesi, 150 y›ldan beri bütün dünyay› kangölüne çevirmifltir.

Darwinist propagandan›n ve onun destekledi¤i diyalektik materya-lizmin etkisinin kalkmas› ve gençlerin bu safsatalardan uzak bir biçimdee¤itilmesi ile, birçok tehlikeli ideolojinin de hayat damarlar› kesilmifl ola-cak ve dünya bu belalardan temizlenecektir.

Kuflkusuz bu konuda en önemli görev, yüzy›llard›r ‹slam'›nbayraktarl›¤›n› yapm›fl, ak›l ve basiret sahibi Türk Milleti'nedüflmektedir. Milletimiz, Kuran ahlak›n›n güzelliklerini an-

latarak, tüm bu ideolojilerin çirkinlik-lerini dünyaya

duyurmak-tad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 93

Page 96: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Komünistlerin fikirlerini anlat›rken baflvurduklar› yöntemlerden bi-ri, t›pk› Darwinistler gibi süslü kelimeler kullanmakt›r. Herkesin asl›ndaçok iyi bildi¤i bir kelimeyi halk›n aflina olmad›¤› bir baflka kelime ile ifa-de ederek, Marksist-Leninist felsefeyi anlafl›lmaz, eriflilmez ve karmafl›kgöstermek isterler.

Bugün Marksist Leninist görüflü savunan dergi ve gazetelerde özel-likle anlafl›lmaz ve karmafl›k hale getirilmifl bu üslubu görmek mümkün-dür.

Örne¤in "Diyalektik Materyalizm" kavram›n›, asl›nda maddecili¤itarif etmek için kullan›rlar. Diyalektik pek kullan›lmayan bir kelime oldu-¤u için halk bu kelimenin çok fley ifade etti¤ini zanneder.

Oysa 19. yüzy›lda Marx ve Engels'in Darwinizm'in de etkisinde ka-larak ortaya att›klar› iddialar son derece s›radan, hiçbir derinli¤i olmayan,basit varsay›mlard›r. Ancak, süslü anlat›mlarla doldurulmufl ciltlerce ki-tap ve bir de Marx'›n ve Engels'in a¤›r filozof edas›yla verilmifl pozlar›halk›n karfl›s›na ç›kart›l›nca, onlar da bu kitaplar›n çok yüksek seviyelieserler olduklar›n› zannetmektedirler. Halbuki Marx'›n da Engels'in de

sahip olduklar› bilgiler bugün bir lise ö¤rencisinin sahip ol-du¤u bilgilerden çok daha azd›r. Ancak, bu filozoflar

özel telkin metodlar›yla insanlar›ngözünde büyütülmeye çal›fl›lmak-tad›r.

Bu tür içi bofl ve tehlikelifelsefelerle en etkin mücadele

yöntemi, do¤ru ve hak olan› ya-l›n, sade ve samimi bir üslupla

tüm insanlara anlatarak teh-likeyi aç›k ve anlafl›l›r hale

getirmektir.

94

SÜSLÜ KEL‹MELERLE ANLAfiILMAZ VE

DER‹N GÖSTER‹LMEYE ÇALIfiILAN

MARKS‹ST-LEN‹N‹ST FELSEFEN‹N ‹DD‹ALARI

SON DERECE BAS‹T VE SIRADANDIR

Page 97: GERÇEKLER 2

Darwinist fikirler üzerine bina edilmifl olan komünist devlet, insan-lar› hayvan sürüsü olarak görür ve milletine hem de¤er vermez, hem degüvenmez. Bu nedenle korku, bask› ve dehflet ortamlar› oluflturarak, on-lar üzerinde denetimsa¤lamaya çal›fl›r. Herke-si potansiyel flüpheli,suçlu veya hain olarakgörür. Lenin'in flu sözleri,Darwinist-komünist dev-letin halk›na bak›fl aç›s›n›göstermesi aç›s›ndanönemlidir:

"Diktatörlük do¤ru-dan fliddete daya-nan ve hiçbir yasay-la k›s›tlanmam›fl ik-tidard›r." (Lenin, Proleterya Devrimi ve Dönek Kautsky, s. 53)

Bu sapk›n fikirlerin mirasç›s› Rus Devleti, milletine zulmetmeye de-vam etmektedir. Dünya bas›n›na yans›yan baz› haberler flöyledir:

Rusya'da her y›l 500 asker subaylar› taraf›ndan sebepsiz yere öldürü-lüyor. Ve bu cinayetler intihar olarak rapor ediliyor. Genç yafltaki Rusaskerler, ailelerine kendilerini bu zulümden kurtarmalar› için yalva-ran gizli mektuplar yolluyorlar. Ancak aileler bir süre sonra o¤ullar›-n›n iflkence veya dayakla öldürülmüfl cesetlerini buluyorlar.

Komünist ideolojiyi savunanlar, bunlar› bir daha düflünmelidirler:Kendi evlatlar› iflkence ile öldürülüyor olsayd›, komünizme arka ç›karlarm›yd›?

Bir felakete veya tehlikeye ciddi önlemler almak için, o tehlike ileyüzyüze gelmek flart de¤ildir. Dünya üzerinde o tehlike alt›nda yaflayankimseler olmas›, vicdan sahibi insanlar› harekete geçirmelidir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 95

KORKU VE TEHD‹T ÜZER‹NE

KURULU KOMÜN‹ST DEVLET, KEND‹

ASKERLER‹NE DAH‹ ‹fiKENCE UYGULUYOR

Page 98: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Günümüzde Darwinizm'den güç alan komünizmin art›k bir tehlikeolmad›¤›n›, y›llar önce çöktü¤ünü zannedenler büyük bir yan›lg› içinde-dirler. Çünkü komünizm y›k›lmam›fl, diyalektik materyalizmin en önem-li ilkesine uygun olarak iki ad›m geri atm›flt›r.

Lenin'in üzerine kitap yazd›¤› bu "Bir Ad›m ileri, ‹ki Ad›m Geri" il-kesine göre komünistler hedeflerine ulaflmak için gerekti¤inde birkaçad›m geri atarak sanki hedeflerinden uzaklaflm›fl gibi görünürler. Komü-nist Çin'deki okul çocuklar›na, bu nedenle üç ad›m ileri, iki ad›m geri esa-

s›na dayanan "diyalektik yürüme yolu" ö¤retilir. Bu gerçe¤i ortaya koyan en somut örneklerden biri ko-

münistlerin aile kurumu hakk›ndaki dü-flünceleridir. Diyalektik Materyalizmin

kurucusu Karl Marx'a göre evlilik ku-rumu kald›r›lmal›d›r. Komünist Mani-

festo'da Marx; "proleter-ler aras›nda ailekurumunun he-men hiç görülme-di¤i ve fuhuflunçok yayg›n oldu-¤unu" söyler, vebundan flu sonucavar›r:

"...burjuva ai-lesinin ortadan

kalkmas› gerekmektedir." Komünistler bu hedeflerine

ulaflmak için, diyalektik mater-yalizmin ilkelerine uyarlar. Ailekurumunu kald›rmak için güçlübir devlete ihtiyaçlar› vard›r.

96

D‹YALEKT‹K MATERYAL‹ZM‹N S‹NS‹ TAKT‹⁄‹:

B‹R ADIM ‹LER‹, ‹K‹ ADIM GER‹

Page 99: GERÇEKLER 2

Ancak güçlü bir devlet için önce aile kurumunun güçlü olmas› gerekir. Bunedenle önce geri ad›m atarak, aileyi güçlendirirler. Bu sayede komünistdevlet güçlenir ve bir aflama sonra aile kurumunu tamamen ortadan kal-d›r›r. (Komünistler Nas›l Yalan Söyler, Dr. Fred C. Schwarz, s. 215-216)

Bu örnekten anlafl›ld›¤› gibi, komünistlerin "komünizm y›k›ld›","Rusya'da aile ba¤lar› daha da güçlendi" gibi sloganlar› insanlar› aldatma-mal›d›r. Bu, diyalektik materyalizmin çok bilinen bir takti¤idir. Komü-nizm, bir bukalemun gibi renk de¤ifltirmifl, tekrar ad›m atmak için uygunzeminin haz›rlanmas›n› beklemektedir.

Bu nedenle komünizmin ana felsefesi olan diyalektik materyalizmve onun sözde bilimsel dayana¤› olan Darwinizm ile fikri alanda ciddi birmücadele flartt›r. Aksi takdirde, komünistler ileri atacaklar› kanl› ve zalimad›mlar için pusuda beklemektedirler.

Liselerde, üniversitelerde bu ideoloji giderek yay›lma göstermekte-dir. Türkiye'de tarihin en büyük komünist bölücü tehlikesi yaflanmakta-d›r. Ama uyan›k ve zeki yap›s›yla Türk Milleti bu tehlikeyi fark etmifltirve bu zulüm ideolojisine geçit vermemektedir.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 97

‹nsanlardan öylesi vard›r ki, dünya hayat›na

iliflkin sözleri senin hofluna gider ve kalbindekine

ra¤men Allah'› flahid getirir; oysa o az›l› bir

düflmand›r. O, ifl bafl›na geçti mi (ya da s›rt›n›

çevirip gitti mi) yeryüzünde bozgunculuk

ç›karmaya, ekini ve nesli helak etmeye çaba

harcar. Allah ise, bozgunculu¤u sevmez.

(Bakara Suresi, 205)

Page 100: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Günümüzde tüm dünya ülkeleri milli gelirlerinin büyük bir bölü-münü savunmaya ay›rmaktad›rlar. Çünkü al›nan polisiye tedbirler, mah-kemeler, cezaevleri fliddetin ve terörün önünü kesmekte yeterli olmamak-ta, suç olaylar›n›n say›s› gün geçtikçe daha da artmaktad›r.

Bunun tek nedeni bu ülkelerin gençlerini Darwinist ve materyalistideolojiyle yetifltirmeleridir. Okulun ön kap›s›ndan iyi bir e¤itim almakiçin giren bir genç, arka kap›s›ndan "komünist" ya da "faflist" olarak ç›k-maktad›r. ‹nsan›n geliflmifl bir hayvan türü, hayat›n ise ac›mas›z bir mü-cadele meydan› oldu¤unu, sadece güçlü olanlar›n hayatta kalaca¤›n›, za-y›f olanlar›n elenece¤ini, ayakta kalabilmek için her türlü ahlaks›zl›¤›yapman›n meflru oldu¤unu ö¤renen bir gençten baflka birfley beklemekde mümkün de¤ildir. Çünkü bu e¤itim gençlere güzel ahlak›n yerine flid-deti ve sald›rganl›¤›, flefkatin yerine öfkeyi ve kini, paylaflman›n yerinebencilli¤i ve ç›karc›l›¤› ö¤retmektedir.

98

TERÖRÜ VE fi‹DDET OLAYLARINI

DURDURMANIN YOLU, DARWIN‹ST E⁄‹T‹ME

SON VERMEKTEN GEÇER

Gerçek flu ki, onlar hileli-düzenler kurdular.

Oysa onlar›n düzenleri, da¤lar› yerlerinden

oynatacak da olsa, Allah kat›nda onlara

haz›rlanm›fl düzen (kötü bir karfl›l›k) vard›r...

Gerçekten Allah azizdir, intikam sahibidir

(‹brahim Suresi, 46-47)

Page 101: GERÇEKLER 2

‹flte bu nedenle de fliddetin ve terörün önünü kesmek için at›lmas›gereken ilk ad›m, Darwinizm'in ve materyalizmin safsatalar›n›n gençleresanki birer gerçekmifl gibi ö¤retilmesini engellemektir.

Unutulmamal›d›r ki, gençleri bu flekilde e¤ittikten sonra, "Niye terö-rist oldun?" demek büyük bir samimiyetsizliktir. E¤er gençlere vatan vemillet sevgisi afl›layan, güzel ahlak› ö¤reten e¤itim kurumlar› kurulup,Darwinist-materyalist e¤itime geçit verilmezse bu büyük sorun da kendi-li¤inden ortadan kalkacakt›r.

Darwinizm'in gençleri nas›l bir batakl›¤a sürükleyebilece¤inin far-k›nda olan Türk Milleti gereken önlemleri alm›fl, bu yönde büyük bir kül-tür seferberli¤i bafllatm›flt›r. Bu yolla Darwin'in bilimd›fl› safsatalar›n›gözler önüne sermektedir. Milletimiz bu kültür ata¤› ile 21. yüzy›lda lay›koldu¤u noktaya varacakt›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 99

Page 102: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinist e¤itim uygulayan Bat›l› toplumlarda bireylerin büyük bö-lümü manevi ve milli de¤erlerinden uzak kalm›fl ve materyalist safsatala-r›n çark›na kendilerini kapt›rm›fl durumdad›r. Böyle toplumlarda vefan›n,sadakatin, flefkatin, fedakarl›¤›n hiçbir önemi yoktur. Gençler, kendilerineverilen e¤itim sonucu, bu dünyada tesadüfler neticesinde var olduklar›n›,bir gün ölüp yok olacaklar›n› zannederler. Dolay›s›yla dünyada çok az za-manlar› oldu¤una inan›r ve bütün bencil tutkular›n› tatmin etmeye çal›-fl›rlar. Bu materyalist anlay›fl zamanla bireylerin insani özelliklerini yitir-melerine sebep olur.

‹flte Darwinist e¤itimin temeli budur; "HAYVAN BENZER‹ ‹NSANTOPLULUKLARI MEYDANA GET‹RMEK, HAYVAN SÜRÜLER‹NEDARWIN‹ZM'‹N GEL‹fiM‹fi HAYVANLAR OLARAK TANIMLADI⁄I‹NSAN SÜRÜLER‹ KATMAK"...

Böyle toplumsal bir felaketeu¤ramamak için, 7'den 70'e herkeseDarwinizm'in bilimsel geçersizli¤i-nin anlat›lmas› flartt›r. Bireylerinevatan ve millet sevgisi afl›layan,manevi de¤erlerini korumay› ö¤re-ten, e¤itim sistemini bu anlay›fl çer-çevesinde flekillendiren milletler,gelece¤e güvenle bakabilir.

Müslüman Türk Milleti, bugerçe¤i görmüfl ve vicdanl›, milli vemanevi de¤erlerine sahip ç›kan birgençlik yetifltirmifltir. Bu üstünözellikleri, ona 21. yüzy›lda, Darwi-nizm tehlikesine karfl› tüm insanl›¤›uyarma ve koruma misyonunuyüklemifltir. Yüce milletimizin butarihi misyonu lay›k›yla yerine ge-tirmekte oldu¤una flüphe yoktur.

100

DARWIN‹ST E⁄‹T‹M BELA GET‹R‹R

Page 103: GERÇEKLER 2

Charles Darwin'in insan›n evrimleflmifl bir hayvan türü oldu¤u yö-nündeki iddias› sosyal yaflam üzerinde çok derin izler b›rakt›. Çünkü budüflünceye göre farkl› ›rklar, hastalar, zay›flar, fakirler, özürlüler evrimlefl-me sürecini tamamlamam›fl afla¤› bir tür olarak görülüyordu. Bu bak›flaç›s›na sahip olan evrimci bilim adamlar› yüzy›llar boyunca afla¤› ›rk ola-rak nitelendirdikleri yerli kabileleri vahflice katlettiler, üzerlerinde deney-ler yapt›lar ve bir hayvan gibi sergilediler.

Günümüz evrimci bilim adamlar› da atalar›n›n izinden gidiyorlar vemasum insanlar› sözde bilimsel amaçl› çal›flmalar›nda kobay olarak kul-lan›yorlar. May›s 2001 tarihli ünlü Frans›z La Recherche dergisi, "T›p Ko-baylar›n› Buldu mu?" bafll›¤›yla yay›nlad›¤› genifl haberde bilim adamla-r›n›n bu ›rkç› yaklafl›mlar›na yer veriyor. Özellikle de son y›llarda AIDSgibi tehlikeli hastal›klarla ilgili araflt›rmalar›n, -oluflabilecek tehlikelerden

haberdar olmayan- Afrikal› ma-sum insanlar üzerinde gerçeklefl-tirildi¤ine dikkat çekiliyor. Ya dabaz› hastalar›n "hastal›¤›n gelifli-minin izlenmesi amac›yla" özel-likle tedavi edilmeyip, insanlar›nölüme terk edildikleri vurgulan›-yor.

Ancak Türk Milleti'nin dekatk›lar›yla Darwinist bilimadamlar›n›n bu ›rkç› yaklafl›mla-r› tüm gerçekli¤iyle gözler önüneserilmifltir ve serilmeye de de-vam edecektir. Milletimiz, Dar-winizm'e karfl› bafllatt›¤› kültürata¤›nda tüm dünyaya örnek ol-maktad›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 101

DARWIN‹ST B‹L‹M ADAMLARININ

IRKÇI UYGULAMALARININ HEDEF‹

MASUM AFR‹KA HALKI

Page 104: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Terör belas›n›n körükleyicisi, gençlere hayvanlardan evrimlefltikleri-ni, dolay›s›yla hayvanlar gibi her türlü ahlaks›zl›¤› ve suçu iflleyebilecek-lerini telkin eden Darwinist-materyalist e¤itimdir. E¤er dünyan›n dört biryan›ndaki e¤itim kurumlar›nda bu e¤itim verilmeye devam edilirse, te-rörden kurtulmak da mümkün olmayacakt›r.

Okul s›ralar›nda Darwinist-materyalist kitaplar okuyarak, sadecemaddeye de¤er veren, tüm ahlaki de¤erleri reddeden ve hiç kimseye kar-fl› sorumlu olmad›klar›na inanan gençlerin önünde terör belas›na saplan-maktan baflka bir seçenek yoktur.

Bu, bir çiftlikte y›llarca u¤rafl›p zehirli y›lanlar yetifltirip, daha sonrabu y›lanlar› serbest b›rak›p, y›lanlar insanlar› sokmaya bafllad›¤›nda da"niye bu y›lanlar insanlar› sokuyor?" demeye ve onlar› tek tek toplamakiçin u¤raflmaya benzer. Önemli olan o zehirli y›lanlar› bafltan yetifltirme-mektir.

Dünya ülkeleri terörle mücadele konusunda büyük bir yan›lg›ya ka-p›lmakta ve sadece "iyi takip, iyi tespit, iyi yakalama, iyi yarg›lama"y›esas almaktad›rlar. Oysa tarihi deneyimler, "takip, yakalama ve yarg›la-ma" ile terör bata¤›n›n kurutulamad›¤›n› bizlere göstermifltir. Önemli olaninsanlar› teröre iten nedenlerin bulunmas› ve bunlar›n iyi bir e¤itimle or-tadan kald›r›lmas›d›r.

Tarih boyunca bu tür safsatalara karfl› her zaman uyan›k olan TürkMilleti, bu tehlikenin de fark›ndad›r. Komünist fraksiyonlara asla geçitvermemektedir. Dünya gençli¤ini de bu büyük beladan kurtaracak olanyine Türk Milleti olacakt›r.

102

OKUL SIRALARINDA GENÇLER‹

DARWIN‹ST YALANLARLA E⁄‹TENLER,

OLUfiTURDUKLARI TEHL‹KEN‹N

FARKINDA DE⁄‹LLER

Ey iman edenler, hepiniz topluca "bar›fl ve

güvenli¤e" girin ve fleytan›n ad›mlar›n› izlemeyin...

(Bakara Suresi, 208)

Page 105: GERÇEKLER 2

34

5

1 2

Page 106: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Vicdan sahibi insanlar, kendileri güvenlik içerisinde, s›cak ve huzur-lu bir evde otururken, bir baflka ülkede milyonlarca insan›n ac›mas›zcakatledildi¤ini unutmazlar.

Örne¤in Keflmir'de y›llard›r Müslümanlar zulüm görüyorlar. Bugü-ne kadar on binlerce Keflmirli Müslüman öldürüldü, kad›nlara tecavüzedildi. Uluslararas› örgütlerin raporlar›na göre binlerce kifli sakat kald›,evler kundakland›, dini e¤itim veren okullar kapat›ld› ve binlerce insanhapislerde... ‹nsanlar hala ma¤ara benzeri yerlerde, çok zor flartlar alt›ndahayatlar›n› devam ettirmeye çal›fl›yorlar. Keflmir'deki mülteci kamplar›n›ziyaret eden bir gazetecinin, kamptaki hayat› tasvir etti¤i flu cümleleri buaç›dan çok önemlidir:

"Hayat standartlar› normalin çok çok alt›nda. Küçük küçük toprakevlere insanlar adeta t›k›flm›fl. Evler genellikle iki odal›. Odalardabirkaç tane kullan›lamayacak çanak çömlek. Bir veya iki tane yatak...Yataklara yatak demek için bin flahit gerekli... Kimi zaman içerisindetutuflturulmufl üç befl dal parças›n›n bulundu¤u toprak ocakta kay-nayan bir kazan. Etrafta yafl yiyecek ad›na hiçbirfley yok! Ama utan-d›¤›m için hiçbir kazan›n kapa¤›n› açma cesareti bulamad›m. Hangi

104

GÜÇSÜZLER YOK ED‹LMEL‹D‹R D‹YEN

DARWIN‹ZM, DÜNYADAK‹ ZULMÜN

EN BÜYÜK SORUMLUSUDUR

Size ne oluyor ki, Allah yolunda ve: "Rabbimiz, bizi

halk› zalim olan bu ülkeden ç›kar, bize kat›ndan bir

veli (koruyucu sahib) gönder, bize kat›ndan bir yard›m

eden yolla" diyen erkekler, kad›nlar ve çocuklardan

zay›f b›rak›lm›fllar ad›na savaflm›yorsunuz?

(Nisa Suresi, 75)

Page 107: GERÇEKLER 2

çad›ra girdiysek ortada ne yiyecek ad›na, ne yatacak ad›na hiçbir fleygörmedik! Çad›rlar›n birinde yerde küçük eski bir bez seriliydi. Bel-li ki yatak olarak kullan›l›yordu. "Bu çad›rda kaç kifli kal›yor?" diyesordu¤umda ald›¤›m cevap "11 kifli" idi..."

‹nsanlar›n bu zulümden kurtulmalar› ve insan gibi yaflayabilmeleriiçin onlara zulmedenlerin felsefesi ortadan kald›r›lmal›d›r. Zulmün felse-fesi Darwinizm'dir. Dünyadaki muhtaç insanlar için birfleyler yapmak veonlar›n kurtulufluna vesile olmak isti-yorsan›z, Darwinizm'in bilimsel çökü-flünü anlatan eserleri okuyun ve herkeseanlat›n. fierefli Türk Milleti'nin bu zul-mün önüne geçebilecek tarihi bir mira-s›n sahibi oldu¤unu sak›n unutmay›n.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 105

KKEEfifiMM‹‹RR''DDEEKK‹‹ ZZUULLÜÜMMKeflmir'deki binlercemasum ve muhtaç in-san y›llard›r zulümgörüyor. Bu resimler-deki tablolar, vicdansahibi her insan› ha-rekete geçirmeli, zul-mün felsefesi olanDarwinizm'e karfl› yü-rütülen çal›flmalardesteklenmelidir. Bu,tüm inananlar›n üze-rine düflen bir sorum-luluktur.

Page 108: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Darwinizm'den ilham alan diyalektik materyalizme göre tarih z›t fi-kirlerin çat›flmas› ve k›yas›ya mücadelesidir. Bu inançlar› gere¤i 20. yüz-y›lda faflistlerle komünistleri birbirine k›rd›rm›fllar, ayn› vatan›n evlatlar›-n› birbirlerine düflman etmifller ve dünyay› kan gölüne çevirmifllerdir. Bu-nun sonucunda da kendi ideolojilerinin galip gelece¤ini sanm›fllard›r. An-cak, bu mücadeleden komünizm galip ç›kamam›fl, diyalektik materyaliz-min tarihin diyalekti¤i iddias› da çökmüfltür.

Tarihte, karfl› karfl›ya gelen iyiler ve kötüler hep olmufltur. ‹yilerinkötülerle mücadelesi de fikir alan›nda gerçekleflmifltir. Bu mücadeledengalip ç›kan ise daima iyilerdir. Çünkü Allah'›n Kuran'da gösterdi¤i müca-dele yöntemleri insanlara bar›fl, huzur ve dostluk getirmeye, çeliflki vedüflmanl›klar› ortadan kald›rmaya yöneliktir.

Örne¤in, Allah Hz. Musa'ya Firavun'u do¤ru yola ça¤›rmas›n› bildir-mifltir. Hz. Musa ve Firavun iki z›t fikrin savunucular›d›r. Ancak, Allah buiki z›t taraf› karfl›laflt›r›rken, Hz. Musa'ya ve kardefli Hz. Harun'a flöyledemifltir:

"‹kiniz Firavun'a gidin, çünkü o, azm›fl bulunuyor. Ona yumuflaksöz söyleyin, umulur ki ö¤üt al›p-düflünür veya içi titrer-korkar."(Taha Suresi, 43-44)

Allah'›n emrine uyan Hz. Musa kardefliyle birlikte Firavun'un karfl›-s›na ç›km›fl ve ona Allah'›n emirlerini, do¤ru yolu ve iyili¤i türlü yöntem-ler deneyerek, sab›rla anlatm›flt›r. Onun bu fikri mücadelesinin sonundaise gerçekleri göremeyen ve iyilere zulmetmeye yeltenen Firavun, deniz-de bo¤ularak ölmüfl, Hz. Musa ve yan›ndakiler kurtulmufllard›r.

Bu örnek insanl›k tarihinin bir özetidir. Tarihte hiç kimse birbiriyleçat›fl›p, yumruklafl›p, kan dökerek üstün gelmemifltir. Üstün gelenler, da-ima bar›fl ve huzura ça¤›ran, mücadelesini fikir alan›nda yaparak insanla-r› düflünmeye sevkeden inananlard›r.

106

KARfiIT F‹K‹RLER‹ KAVGA, ZULÜM VE KORKU

YOLUYLA SUSTURMAK ‹STEYENLER TAR‹H

BOYUNCA YEN‹LG‹YE U⁄RAMIfiLARDIR

Page 109: GERÇEKLER 2

Firavun bask›c› ve zalim bir yönetime sahipti ve bununla da kendincegurur duyuyordu. Üstte M›s›r Firavununu muhaliflerinin kafas›n›

parçalarken tasvir eden bir kabartma yer al›yor.

Page 110: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Bugün Balkanlar, Türki Cumhuriyetler ve Ortado¤u'daki Müslü-manlar bar›fl, huzur, refah ve güvene muhtaçt›rlar. Bunun sa¤lanmas› içinen ak›lc› çözüm yak›n geçmiflte bu bölgelerde istikrar› sa¤lam›fl olan Türkordusunun yeniden hakimiyetidir.

Dünyan›n en ak›lc›, vicdanl›, disiplinli, adaletli ve güvenilir ordusuolan Türk ordusunun nizam› ile bu bölgeler müreffeh ve bar›fl içinde birhayata kavuflabilirler.

Türk ordusunun ak›lc› nizam› ile, bölge ülkelerinin tüm sorunlar› çö-

108

TÜRK M‹LLET‹ BALKANLAR'DAN ORTADO⁄U'YA,

ADR‹YAT‹K'TEN Ç‹N'E N‹ZAM GET‹RM‹fi OLAN

YEGANE GÜCÜN fiEREFL‹ M‹RASÇISIDIR

Page 111: GERÇEKLER 2

zülür. Bölgeyi tehdit eden d›fl tehlike kalmaz. Dolay›s›yla savunmaya veaskeri harcamalara ayr›lan bütçe çok düflece¤i için halk›n refah seviyesiartar. Bu sayede bilim, sanayi ve kültür daha da geliflir. ‹thalat ve ihracat-ta, gümrük kap›lar›nda, ulafl›mda yaflanan zorluklar kalkar. Bu genifl böl-genin sahip oldu¤u maden, tar›m ve di¤er do¤al zenginlikler en verimliflekilde de¤erlendirilir.

Bölgede sa¤lanan istikrar ve bar›fl ise tüm dünyay› olumlu yönde et-kileyecektir.

SONUÇ OLARAK DÜNYA, MÜSLÜMAN TÜRK ORDUSUNUNV‹CDANINA, ADALET‹NE, HOfiGÖRÜ VE N‹ZAMINA MUHTAÇTIR.

Türkiye 21. yüzy›lda tarihsel miras›n› en hay›rl› flekilde kullanacak,tüm dünyada bar›fl ve huzurun teminat› olacakt›r.

Darwinizm'in Karanl›k Yüzü 109

Page 112: GERÇEKLER 2
Page 113: GERÇEKLER 2

Dünyada bar›fl ve huzurun en büyük teminat› Türk Milleti ve kahra-man Türk ordusudur.

Geçmiflte oldu¤u gibi günümüzde de Türk Milleti Ortado¤u'da, Bal-kanlar'da ve Orta Asya'da önemli bir denge unsuru olacak, tüm bu millet-leri bar›fl ve güvenlik flemsiyesi alt›nda toplayacakt›r.

Bu flemsiyenin alt›nda Ermeniler de, Yahudiler de, Filistinliler de ra-hat ve güven içinde yaflayabilirler.

Türki Cumhuriyetler zaten uzun zamand›r bunun özlemi içinde-dirler. Ortado¤u'da ve Balkanlar'da ise insanlar bar›fl› temin edecek birkurtar›c› beklemektedirler.

Art›k her gün gazetelere bak›p, bu insanlar için üzülmenin, hay›flan-man›n zaman› geçti.

Zaman, çözüm zaman›d›r. Türk Milleti, vicdan›, akl› ve yüksek ahlak› ile, insanlar›n zulümden,

kargafladan, savafllardan kurtulmalar›na vesile olacak, onlar› karanl›klar-dan ayd›nl›¤a ç›karacak yegane millettir.

Çözüm Kuran Ahlak› 111

DÜNYA ARTIK KAVGALARIN, ADALETS‹ZL‹KLER‹N,

ÇATIfiMALARIN SONA ERMES‹N‹ ‹ST‹YOR

Page 114: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Dünyadaki mevcut besin kaynaklar› her insan›n günlük ihtiyac›n›karfl›layabilecek düzeydedir. Ama buna ra¤men dünyada halen 800 mil-yondan fazla insan açl›k çekmektedir.

Bugün dünyan›n kimi ülkelerinde, kiflisel ç›karlar u¤runa ve sadeceürün fiyat›n› art›rmak amac›yla kamyonlar dolusu sebze ve meyve çöpeat›l›p israf edilmektedir. Dünya üzerinde, israf edilen bu ürünlere muhtaçolan ve açl›k s›n›r›nda yaflayan insanlar›n varl›¤› ise hiç hesaba kat›lma-maktad›r.

Oysa, Allah israf› haram k›lm›flt›r. Buna karfl›, mevcut kaynaklar›nak›lc› ve verimli biçimde kullan›lmas›n›, iyi planlama yap›lmas›n› ve ve-rilen nimetlerin hakk›n› vermeyi ö¤ütlemifltir.

...Ürün verdi¤inde ürününden yiyin ve hasad günü hakk›n› verin;israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. (En'am Suresi, 141)

‹nsanl›¤›n yaflad›¤› bu sorunlar, imanl›, vicdanl›, flefkatli, merhamet-li ve fedakar bireyler taraf›ndan çözülecektir.

112

B‹R YANDA AÇLIK, B‹R YANDA ‹SRAFA

Ç ‹

NSA

NL

AR

Page 115: GERÇEKLER 2

Çözüm Kuran Ahlak› 113

ÇÖ

PE

AT

ILA

N S

EB

ZE

LE

R

Page 116: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Rusya'da bugün belan›n, derdin, s›k›nt› ve zorlu¤un her türlüsü ya-flan›yor. Halk aç ve iflsiz, insanlar verem, AIDS gibi salg›n hastal›klardanölüyorlar, gençler uyuflturucu bata¤›n›n içine saplanm›fl durumda, ahlakidejenerasyon sürekli t›rman›yor.

Rusya'da yaflananlar, Darwinist-materyalist-komünist ideolojilerinkoskoca bir ülke halk›n› ne hale getirdi¤inin ibret tablosudur. On y›llard›rmanevi de¤erlerdenyoksun, Allah'›n varl›-¤›n› inkar eden, insan-lar› hayvan gibi, haya-t› ise hayvanlar›n ha-yatta kalma mücade-lesi gibi gören felsefe-lerle yetifltirilen Rusmilleti, büyük bir çö-küflün efli¤inde.

Bu çöküflü isePutin gibi komünist-ten dönme faflistlerinengelleyemeyece¤i or-tada.

Çözüm: Darwinist-materyalist felsefenin reddi ve Kuran ahlak›n›nkabulüdür.

‹nsanlar› Allah'›n yaratt›¤› ruh sahibi varl›klar olarak tan›tan, insan-lar aras›nda fedakarl›¤›, merhameti, flefkati, dayan›flmay› esas kabul edenKuran ahlak›, sadece Rus halk›n›n de¤il, tüm dünyan›n kurtuluflu ve re-fah› için tek çözümdür.

Türk Milleti, akl› ve vicdan› ile tarih boyunca yan›bafl›ndaki Darwi-nist-komünist tehlikeden korunmay› bilmifltir. Tüm dünyay› bu tehlikeyekarfl› uyaran da yine Türk Milleti'dir.

114

YILLARCA DARWIN‹ST-MATERYAL‹ST FELSEFE

‹LE YÖNET‹LEN RUS M‹LLET‹N‹N SONU TÜM

DÜNYAYA ‹BRET OLMALIDIR

Page 117: GERÇEKLER 2

Geçti¤imiz haftalarda yap›lan bir araflt›rma dünya üzerinde yoksul-lu¤un gün geçtikçe artt›¤›n› göstermifltir. BM raporlar› 900 milyonu As-ya'da olmak üzere 1.2 milyar kiflinin açl›k s›n›r›nda yaflad›¤›n› ortaya koy-maktad›r. Ancak bunun nedeni dünyadaki besin kaynaklar›n›n yetersizolmas› de¤ildir. Çünkü yeryüzündeki besin kaynaklar› tüm dünya nüfu-sunun ihtiyaçlar›n› rahatl›kla karfl›layabilecek miktardad›r.

Açl›k çeken insanlar›n temel ihtiyaçlar›n› karfl›lamak y›lda yaklafl›k40 milyar dolara mal olmaktad›r. Bu ise, dünyan›n en zengin 225 insan›-n›n toplam mal varl›¤›n›n yaln›zca % 4'üdür. Dünya üzerindeki zengin ki-flilerin vicdanl›, merhametli, flefkatli, adaletli davranmalar› durumunda,dünyada açl›k diye bir sorun kalmayacakt›r. Ancak bugün dinden uzakolan servet sahipleri, "Ve onlar›n mallar›nda belirli bir hak vard›r. Yok-sul ve yoksun olan(lar)için" (Mearic Suresi, 24-25) ayetinde haber verilensorumluluklar›n›n bilincinde de¤ildirler. Bu nedenle de açl›k, yoksullukgibi pek çok konu insanlara çözümsüz olarak sunulmaktad›r.

Oysa çözüm çok kolayd›r. Dinin getirdi¤i güzel ahlak›n dünya gene-linde yaflanmas›, tüm bu sorunlar›n tek köklü çözümüdür. Merhameti,flefkati, vicdan› ve adaleti ile tüm dünyaya nizam getirmifl olan Türk Mil-leti, Türk ‹slam ahlak›n› dünyaya hakim k›larak, dünyadaki tüm kötülük-leri güzelliklere çevirmeye taliptir.

AÇLIK VE SEFALET‹ ORTADAN KALDIRMAK

‹Ç‹N ÇÖZÜM: KURAN AHLAKI

Çözüm Kuran Ahlak› 115

Page 118: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Diyalektik materyalizm, insanlar aras›nda sürekli bir çeliflki oldu¤u-nu ve bu nedenle daimi bir kavga ve savafl ortam› olmas› gerekti¤ini id-dia eden bir zulüm felsefesidir. Sözde bilimsel temeli Darwin'in evrimteorisidir. Bu felsefeyi savunan komünistler, k›yamete kadar sürdürmeyeniyetli olduklar› ac›, zulüm, kan dökme, bo¤uflma ve katliam ortamlar›oluflturmufllard›r.

Diyalektik materyalizm yüzünden, 20. yüzy›lda komünizmi ve fafliz-mi benimseyenler birer kan dökme makinas›na dönüflmüfl ve her iki tarafbirbirinin kan› ile beslenmifltir.

Oysa çeliflkiler, vahflet ve katliam yap›lmas›n› gerektirmez. Her çelifl-ki, Kuran'da bildirildi¤i gibi ak›l ve vicdan sahibi insanlar taraf›ndan ba-r›fl, huzur ve hoflgörü ortam›nda çözülür. Bunun için hayvanlar gibi ka-p›flmak, sald›rmak, parçalamak, k›r›p dökmek gerekmez. Diyalektik ma-teryalizmin aldatmacas›na inanan milletlerin evlatlar›, birbirleri ile y›llar-ca savaflm›fllar ve milletçe güçten düflmüfllerdir. Böylece Allah'›n Ku-

116

ÇEL‹fiK‹LER BARIfi VE HOfiGÖRÜ ‹LE G‹DER‹L‹R,

KAVGA VE BO⁄UfiMA ‹LE DE⁄‹L

Page 119: GERÇEKLER 2

ran'da bildirdi¤i bir gerçek tecelli etmifltir:

Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekiflip birbirinize düflmeyin,çözülüp y›lg›nlafl›rs›n›z, gücünüz gider. Sabredin. fiüphesiz Allah,sabredenlerle beraberdir. (Enfal Suresi, 46)

Kuran ahlak›na uymak, insanlara ve milletlere güç veren tek kaynak-t›r. Darwinizm'den güç alan diyalektik materyalizm gibi aldatmacalaraasla kanmayan Türk Milleti, güzel ahlak› ile tarih boyunca kardeflli¤in vedayan›flman›n en güzel örneklerini göstermifltir.

Çözüm Kuran Ahlak› 117

YERYÜZÜNDEK‹ ZULMÜ DURDURMAK ‹Ç‹N...

Dünyan›n dört bir yan›nda sürüp giden savafllarda masum insanla-r›n, küçücük çocuklar›n öldürülmesi vicdan›n›z› rahats›z ediyorsa, s›rfbelli bir ›rka mensup olduklar› için pek çok insan›n haks›z yere katledil-mesi hamiyetinize dokunuyorsa, bilmelisiniz ki sadece sessizce elefltir-mekle bu zulmün sonu gelmez. Kötülüklerin son bulmas›n› ve yeryüzüneiyili¤in hakim olmas›n› gerçekten istiyorsan›z, son derece cesur davranma-n›z, zulmün yerini iyili¤in almas› için çaba göstermeniz gerekmektedir.

"Peki ne yapmam gerekiyor?" diyorsan›z, yapaca¤›n›z tek fleyAllah'›n emretti¤i güzel ahlak› uygulamak, hiç kimseden çekinmeden gü-zel ahlakta kararl› davranarak insanlar› do¤ru yola davet etmektir.

"‹nsanlar ne derler?" diye düflünenler Allah yolunda gere¤i gibi cesa-ret gösteremezler. ‹man eden bir insan yaln›zca Allah'tan korkmal›, yal-n›zca O'nun r›zas›n› aramal›d›r. Allah'›n s›n›rlar›n› korumak, O'nun in-sanlar için seçip be¤endi¤i ahlak› uygulamak ve uygulatmak konusundason derece azimli olmal›d›r. ‹flte Allah bu kiflilerden raz› olur, bu kiflilericenneti ile müjdeler.

Kuran'da haberleri verilen peygamberler ve salih kimseler, cesaretkonusunda müminlere örnektirler. Onlar, Allah yolunda büyük bir gayretgöstermifl, Allah'tan baflkas›ndan hiçbir flekilde korkmam›fl, O'nun emret-ti¤i güzel ahlak› sab›r ve flevkle insanlara anlatm›fllard›r.

Müslümanlara düflen de bu üstün ahlak› örnek almak ve ayn› flevk-le dini yaflamak ve yaflatmakt›r. Bu konuda kararl›l›k gösteren insanlar›nsay›s› artt›kça, dünyadaki zulüm de yok olmaya mahkumdur.

Page 120: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

"Bir Y›lbafl› gecesi; El Halil kentinde soka¤a ç›kma yasa¤›na uyma-d›¤› belirtilen bir Filistinli ‹srail askerleri taraf›ndan durdurulup, si-lahs›z ve karfl› eylemde bulunmad›¤› halde ayaklar›ndan vuruluyor.Filistinli gencin aya¤› parçalanm›fl halde "Beni Neden Vurdunuz" di-ye yerde k›vran›rken ‹srail askerleri hiçbir fley olmam›fl gibi yollar›-na devam ediyorlar." (03.01.2001 Milliyet Gazetesi)

Bu, gazetelerde her gün yer alan pek çok zulüm haberinden yaln›z-ca biridir. ‹nsanlar bu gibi haberleri s›radan olaylar olarak görür ve konu-nun kendilerini o kadar da ilgilendirmedi¤ini düflünürler. Oysa zulmekarfl› duyars›z olmak ve sessiz kalmak, zulme ortak olmak, ona yol aç-makt›r.

Gazetelerde ve televizyonlarda bu gibi haberlerle karfl›laflmak iste-miyorsan›z siz de birfleyleryapabilirsiniz. "Ben ne yapa-bilirim ki" diye düflünme-yin. Unutmay›n ki tüm buvahfletin, zulmün kayna¤›dinsizliktir. Dünyada hakimolan zulmü durdurmak içintek çözüm ise flefkat ve mer-hameti, adalet ve hoflgörüyüemreden Kuran ahlak›d›r.Tarih boyunca Kuranahlak›n›n güzellikleriniyaflam›fl olan Türk Mil-leti, zalimlere engel ol-maya kararl›d›r.

Unutmay›n, zul-mün bir gün sizin kap›-n›za da gelmesindengüvende de¤ilsiniz!

118

ZULME KARfiI DUYARSIZ OLMAK,

ZULMEDENLERE ORTAK OLMAKTIR

Page 121: GERÇEKLER 2

Bugüne kadar romantizmi insanlara has güzel bir özellik olarak dü-flünmüfl, romantizme özenmifl, hatta insanlar› duygular› do¤rultusundahareket etmeleri için teflvik etmifl olabilirsiniz. Oysa gerçekte romantizmgerek insanlar, gerekse toplumlar için büyük bir tehdit, büyük bir belad›r.Çünkü romantizm, insan›n ak›lc› düflünmesini ve dini yaflamas›n› engel-lemek isteyen fleytan›n bir silah›d›r.

Romantizm belas› hayat›n her an›na yay›lm›flt›r: Kimi zaman bir fa-flistin öfkeyle s›k›lm›fl yumru¤u, kimi zaman bir komünistin fliddet ve kinile söyledi¤i bir marfl, kimi zaman da sevdi¤i k›za aflk›na karfl›l›k vermez-se intihar edece¤ini söyleyen bir gencin sözleri bu büyük belaya iflareteder. Ancak romantizmin as›l tehlikeli yönü, insanlar›n çok büyük bir bö-lümünün bunu bir tehlike de¤il, bir güzellik olarak görmeleridir.

‹nsanl›¤› bu tehlikeden kurtarman›n tek yolu ise, onlara Kuran'dakiüstün ahlak› ve Allah'a tevekkülü ö¤retmektir.

Çözüm Kuran Ahlak› 119

fiEYTANIN B‹R S‹LAHI: ROMANT‹ZM

Page 122: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Bat›l› ülkelerde birer birer gündeme getirilen sözde Ermeni Soyk›r›-m› iddialar›, Türkleri dünya üzerinden silmek isteyen Darwinci zihniye-tin bir devam›d›r ve gerçeklerle ba¤daflmamaktad›r. Oysa Bat›l› devletlerde Türklerin adaletli, vicdanl›, yüksek karaktere sahip, merhametli vehoflgörülü ahlak›n› çok iyi bilmektedirler.

Necip Türk Milleti 6 asr› aflk›n süren flanl› tarihiyle bu üstün ahlak›-n› tüm dünyaya kan›tlam›flt›r. Soyk›r›m iddialar›na verilebilecek en güzel

120

C‹HAN HAK‹M‹YET‹, TÜRK'ÜN FITRATINDA

VARDIR

Page 123: GERÇEKLER 2

yan›t iflte bu tarihtir. Çünkü bu kadar uzun süre her dilden, dinden ve ›rk-tan insan› dostça, kardeflçe, bar›fl ve hoflgörü içinde huzurlu bir flekildeyönetmeyi baflarm›fl yegane millet Türklerdir. Bu gerçe¤i bizzat yabanc›-lar›n a¤z›ndan dinlemek de mümkündür:

‹sveç kral› XII. Charles'›n Türkiye'ye s›¤›nmak zorunda kald›¤›nda-ki izlenimleri flöyledir:

"fiefkatin, cömertli¤in, asaletin, nezaketin esiriyim. Türkler beni ifltebu elmas ba¤a sard›lar. Bu kadar flefkatli, bu kadar nazik bir milletinaras›nda hür bir esir olarak yaflamak, bilsen ne kadar tatl›!...."

18. yy'da Osmanl› topraklar›nda yaflayan Comte de Bonneval:

"Çünkü Türkleri seviyorum. Onlar (sanki) cennetten bir köfle olan bueflsiz memlekete yak›flan eflsiz insanlar. Yarat›l›fllar›nda gökyüzünemahsus bir yücelik, gönül al›fllar›nda ise bir tevazu var. Bu büyükruhlu milletin aras›nda vatan›m› unutmaktan korkuyorum. Vatanaziz ve pek aziz. Lakin Türkler de aziz ve çok aziz."

Frans›z flair Lamartin:

"Türkler bir ›rk ve bir millet olmak haysiyetiyle yeryüzünün en fleref-li insanlar›d›r. Karakterleri pek asil ve yücedir... Asaletleri al›nlar›n-da ve amellerinde yaz›l›d›r... Bütün hareketleri asilanedir ve vecd ileyaflayan duygulu bir millettir. Onlar›n yurdu efendiler diyar›d›r,kahramanlar, flehitler ülkesidir. Bence insaniyete fleref veren böylebir milletin düflman› olmak insanl›¤›n düflman› olmaktan farks›zd›r.Böyle bir lekeden Allah beni korusun."

Daha bunlar gibi pek çok hükümdar, devlet adam›, tarihçi ve siyaset-çi benzer ifadelerle Türkler hakk›ndaki görüfllerini dile getirmifllerdir. Bunedenle Türk Milleti'ne yak›flt›r›lan as›ls›z iddialar sonuçsuz bir çaban›nürünüdür. Türkler gerek Balkanlar'daki, gerek Orta Asya'daki, gerekseOrtado¤u'daki devletlerle kuvvetli tarihsel ba¤larla birbirine ba¤l›d›r.Bölgede modern, ak›lc›, milliyetçi ve güçlü bir yönetime ihtiyaç oldu¤uaç›kt›r. Bu görevde ehliyet sahibi olan yegane millet ise Türk Milleti'dir.Bu flekilde kurulacak güçlü bir birlikteli¤in NATO'dan da, AB'den de da-ha güçlü olaca¤› aç›kt›r. Böyle bir sistemde Ermenilerin de, Yahudilerinde, Filistinlilerin de rahat edece¤i tarihle sabit bir gerçektir.

Çözüm Kuran Ahlak› 121

Page 124: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II122

Michael Ellison, AmerikaBu mektubumu yazmam›n sebebi, Harun Yahya'n›n çal›flmalar›n›n

‹ngilizce'ye çevrilerek, burada, Amerika'da sat›lmalar›ndan duydu¤ummemnuniyeti ifade etmektir. Ben içimde, sürekli olarak beni Yaratan'a veetraf›mdaki dünyaya dair düflünceler tafl›yan bir Müslüman›m. Oldukçagencim ve Harun Yahya abimin yaz›lar› gerçekten, baflka bir entelektüelseviyeye ulaflmama yard›mc› oldu. Kendisine Allah taraf›ndan ilim vekavray›fl verilmifl oldu¤undan hiçbir flüphem yok. Ve Allah'›n izniyle builmi çal›flmalar› vas›tas›yla dünyan›n her taraf›nda insanlar› dine ça¤›r-maktad›r.

Asim Qureshi, Londra, ‹ngiltereMükemmel kitaplar! Evrim Aldatmacas›, Düflünen ‹nsanlar ‹çin,

Dünya Hayat›n›n Gerçe¤i ve Kavimlerin Helak› kitaplar›n›z› okudum veözellikle ilk üçünden çok keyif ald›m. Benim favori yazar›ms›n›z. OxfordÜniversitesinde fizik okudum fakat kitab›n›z› okuyuncaya kadar, Dar-win'in evrim teorisi ve ‹slamla ilgili daima bir problem tafl›m›flt›m. Bu ko-nu üzerinde daha önce hiç kitap okumam›flt›m ancak reddetmeyi düflün-me zahmetine girmek için bile teorinin çok fazla delili oldu¤unu sanm›fl-t›m. Web sitenizde bu kadar çok say›da yay›nlanm›fl kitab›n›z oldu¤unugörünce çok flafl›rd›m... Böylesine harika kitaplar yazmaya devam etme-niz için dua ediyorum ve bunun için Allah sizi mükafatland›rs›n.

Moussa Chahine, Sidney, AvustralyaBu büyük ‹slam dinini tebli¤ etmek için yapt›¤›n›z hizmetlerden ötü-

rü Allah sizi dünyada ve ahirette baflar› ile mükafatland›rs›n. Harun Yah-

HARUN YAHYA'NIN DÜNYA D‹LLER‹NE ÇEVR‹LEN

ESERLER‹ MÜSLÜMANLAR ‹Ç‹N BÜYÜK B‹R fiEVK

KAYNA⁄I OLUYOR

Harun Yahya'n›n eserlerini okuduktan sonra samimi

duygular›n› büyük bir içtenlikle yaz›ya döken okuyucular›n

gönderdikleri mesajlardan baz› örnekler flöyle;

Page 125: GERÇEKLER 2

Çözüm Kuran Ahlak› 123

ya'n›n tüm çal›flmalar›n›n en yak›n zamanda ‹ngilizce olarak temin edile-bilmesi için Allah'a dua ediyorum. Çünkü onun broflürlerinin metodolo-jisi okuyucular› kendine çekmekte ve bat› toplumlar›nda yaflayan insan-lar için son derece faydal›.

Inayat Bunglawala, ‹ngiltereAllah'›n muhteflem yaratmas› konusundaki fevkalade kitap seriniz

için size teflekkür etmek istiyorum. Kitaplar›n›z›n flu anda ‹ngilizce olarakbefl tanesi bende mevcut. Kitaplar›n›z›n kalitesinden ve sizin dünyayailiflkin materyalist-Darwinist izahlara karfl› meydan okumadaki yüreklitavr›n›zdan çok fazla etkilendim... Cesur çaban›zdan ötürü Allah siziödüllendirsin...

Moez Massoud, DanimarkaBu mesaj› Say›n Harun Beyin okumas› için flu anda Allah'a dua edi-

yorum. Elhamdülillah kitab›n›z flevklendirmenin de çok çok ötesinde. Buherfleye kadir olan Allah'›n apaç›k rahmetinin bir iflareti...

Sizi Allah için seviyorum.Sohail Yousuf, Karaçi, PakistanPakistan Karaçi'de bir bilimsel derginin editörüyüm. Sizin ‹slam'a ve

bilime yapm›fl oldu¤unuz çok büyük hizmetinizi duydum ve size bütünkalbimle sayg› duyuyorum. Lütfen yak›nda Pakistan'a gelece¤inizi söyle-yin çünkü sizi görmek istiyorum. Lütfen bir de bana kitaplar›n›z›n tama-m›n› nereden temin edebilece¤imi söyleyin. Sa¤l›kl›, uzun bir ömür sür-meniz için Allah'a dua ediyorum.

Waheed Dabbaagh, Manchester, ‹ngiltereAllah ilminizi ve hikmetinizi artt›rs›n. Gerçe¤i arayan, yolunu flafl›r-

m›fl bir ruhun açl›¤›n› gideren çal›flmalar›n›zdan ola¤anüstü etkilendim.Sizinle tan›flmak ve do¤rudan sizin yol göstericili¤inizde, çal›flmak ve ö¤-renmek için size efllik etmek istiyorum. Allah'›n hoflnutlu¤u d›fl›nda bafl-ka hiçbir amac›m yoktur. Bilginiz benim ruhumu ayd›nlatmakta. SizinAllah'›n en büyük dostlar›ndan biri oldu¤unuza inan›yorum.

Syed Irfan Ahmed, Hamdard-e- Sehat Karachi Dergisi Yard›mc› Editörü,Pakistan

"Kavimlerin Helak›" kitab›n›z› okudum. Kitap ümmet için bir ders

Page 126: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

vermektedir. Bu kitap farkedilir bir çaba içeriyor. Bu çaba elbette bir çö-züm yolu ortaya koyuyor. Herfleye Kadir olan Allah'›n size daha da fazla-s›n› yapman›z için daha fazla cesaret vermesi için dua ediyorum... Ve e¤erizin verirseniz ben bu kitab› Urducaya çevirebilirim. Bu benim için çokbüyük bir zevk olur.

Mushfiqur Rahman, Kuzey Virginia, AmerikaKitaplar›n›zdan birini ("Evrim Aldatmacas›") okudu¤umdan beri, si-

zin kim oldu¤unuzu, ‹slama katk›da bulunmak üzere, rasyonel bilimselargümanlar kullanarak, böylesine mükemmel bir ifli yapan kiflinin kimolabilece¤ini merak ediyordum. Daha sonra burada Amerika'da bulabil-di¤im tüm kitaplar›n›z› toplad›m. Allah yapt›klar›n›z için sizi korusun veAllah r›zas› için daha fazlas›n› yapabilmeniz için size sebat versin... Benyeni Müslüman olanlar› ve Müslüman-olmayan ancak ilgi duyan kiflileridestekleyen bir grubun koordinatörüyüm. ...Yapt›¤›n›z büyük ifllerdendolay› size bir kez daha teflekkür etmek istiyoruz. Allah çok çok daha faz-las›n› yapman›z› nasib etsin. Buradaki arkadafllar›m ad›na size selamlar›-m›z› ve Ramazan tebriklerimizi sunuyorum.

124

Sizden; hayra ça¤›ran, iyili¤i (marufu) emreden

ve kötülükten (münkerden) sak›nd›ran

bir topluluk bulunsun. Kurtulufla

erenler iflte bunlard›r.

(Al-i ‹mran Suresi, 104)

Page 127: GERÇEKLER 2

Ve insanlar›n Allah'›n dinine dalga dalga gir-diklerini gördü¤ünde, hemen Rabbini hamdile tesbih et ve O'ndan ma¤firet dile. ÇünküO, tevbeleri çok kabul edendir. (Nasr Suresi,2-3)

19. yüzy›lda Charles Darwin'in evrim teorisiy-le birlikte materyalist ve dinsiz ideolojiler, 20. yüz-y›lda insanlar aras›nda h›zla yay›ld›lar. Bunun so-nucunda zay›f› ezen, her türlü manevi de¤eri red-deden, dinden uzak nesiller ortaya ç›kt›. ‹flte bu ne-denle de 20. yüzy›l bu nesillerden destek gören fa-flizm ve komünizm gibi ideolojilerin zulümlerine,toplu katliamlar›na ve ›rkç› sald›r›lar›na sahne oldu,belalar›n ve s›k›nt›lar›n ça¤› olarak an›ld›.

21. yüzy›lda materyalist felsefenin, hangi isim-le an›l›rsa an›ls›n, insanl›¤a beladan baflka bir fleygetirmedi¤i anlafl›ld› ve insanlar yaflad›klar›ndanders alarak, dine sar›ld›lar. 20. yüzy›l›n son dönem-lerinde bafllayan bu dine ve maneviyata geri dönüfl,h›zl› bir ak›mla tüm dünyay› sar›yor. Allah'a ina-nan, dua eden, yarat›l›fl delillerini gören, aile, dev-let, millet, ahlak gibi kavramlara hak ettikleri ger-çek de¤eri veren toplumlar oluflmaya bafllad›.

Televizyonlarda, gazetelerde gördü¤ünüz po-litik liderler, bilim adamlar›, sporcular, yazarlar, sa-natç›lar Allah'a inançlar›n› samimi ifadelerle dilegetiriyorlar.

21. yüzy›l Allah'›n izniyle inanc›n, bar›fl›n, hu-zurun hakim olaca¤› bir dönem olacakt›r. BuAllah'›n tüm insanlara bir vaadi ve müjdesidir.

Çözüm Kuran Ahlak› 125

21. YÜZYIL, ALLAH'A YÖNEL‹fi‹N

MÜJDES‹N‹ VERMEKTED‹R

Page 128: GERÇEKLER 2
Page 129: GERÇEKLER 2

Avustralya'da okaliptüs a¤ac›n›n 600'den fazla türü vard›r ve hera¤ac›n yapraklar›n›n bar›nd›rd›¤› kimyasal maddeler birbirinden farkl›-d›r. Koalalar, üstün bir seçicilik örne¤i göstererek bu 600 a¤açtan sadece35'ini tercih ederler ve yaflamlar›n› bu a¤açlar›n yapraklar›n› yiyerek sür-dürürler.

Bir okaliptüs a¤ac›nda iki farkl› tipte yaprak mevcuttur ve koala vü-cut s›cakl›¤›na göre bu iki tür yapraktan birini yer. Vücut s›cakl›¤› düflük-se, yani üflüyorsa "phellandren" ya¤› içeren yapra¤› yiyerek vücut ›s›s›n›yükseltir. Vücut s›cakl›¤› yüksekse, ozaman da "cineol" içeren yapraklar›çi¤neyerek vücudunu serinletir. Bu-nun d›fl›nda koala, okaliptüs yaprak-lar›nda bulunan baflka ya¤lar› kulla-narak kan bas›nc›n› düflürebilir vekaslar›n›n dinlenmesini sa¤layabilir.

Acaba koala vücut ›s›s›n› düzen-lerken hangi tür yapraklardan yemesigerekti¤ini nereden bilmektedir? Da-has›, ihtiyaç duydu¤u yapra¤›n, 600okaliptüs a¤ac› türünden hangisindeoldu¤unu nas›l tespit etmektedir?

Elbette, koalan›n böyle bir seçi-mi kendi akl› ve iradesi ile yapabil-mesi mümkün de-¤ildir. Ona bu seçi-mi yapmay› ö¤re-ten; herfleye gücüyeten, bütün canl›la-r› yönlendirerek, on-lara yapmalar› gere-kenleri ilham edenAllah't›r.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 127

KOALANIN ÜSTÜN TIP B‹LG‹S‹

Page 130: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

‹nsan vücudunun her organ› ve her parças› çok orant›l› bir flekle sa-hiptir. Bu organlara flekil veren, onlar› adeta bir heykeltrafl gibi ustaca ça-l›flarak biçimlendirenler ise, gözle görülmeyecek kadar küçük hücrelerdir.

Hücreler, infla ifllemine daha ana rahmindeyken bafllar. ‹lk önce birhücre y›¤›n› oluflur. Sonra bu hücre y›¤›n› kendi içinde grup grup ayr›l-maya bafllar. Daha sonra ayn› organ› oluflturacak olan hücreler birarayagelerek yap›fl›rlar. Bu yo¤un faaliyetin ard›ndan, baz› hücre gruplar› ke-mikleri, baz›lar› akci¤eri, baz›lar› deriyi, baz›lar› kan damarlar›n›, baz›la-r› kafatas›n› oluflturacakt›r.

Bu arada hepsi en uygun yerde ve en uygun zamanda ifline bafllar.Örne¤in kafatas›n› oluflturan hücrelerin bulundu¤u yer tam olmas› gere-ken yerdir. Omurili¤i oluflturanlar da kafatas›na göre bulunmalar› gere-

128

HER ORGANI KUSURSUZCA ‹NfiA EDEN

HÜCRELER B‹RER YARATILIfi MUC‹ZES‹D‹R

3 4

1 2

Page 131: GERÇEKLER 2

ken en uygun yeri seçip öyle infla ifllemine bafllar. Akci¤eri yapacak olanhücreler ise daha içerilere do¤ru ilerler. Ve nerede durup ifllerine bafllama-lar› gerekti¤ini çok iyi bilirler. Hiçbir zaman beynin bulunmas› gerekenyerde akci¤erleri infla etmezler. Veya gö¤üs kafesini ve akci¤erleri birbir-leriyle orant›l› büyüklükte yaparlar. Hatta akci¤erin gö¤üs kafesine s›k›fl-mamas› için geniflleme pay› dahi b›rak›rlar. Ya da kafatas›n›n ebatlar›n›öyle iyi ayarlarlar ki, kafatas› beyne hiçbir zaman bask› yapmaz.

Hücreler, zamanlama konusunda da çok titiz ve ileri görüfllü davra-n›rlar. Örne¤in kan damarlar› oluflmadan kan› yapmazlar. Kafatas›n› vekafatas›ndaki göz çukurunu yapmadan gözleri infla etmezler.

Üstelik organlar›n flekillerini, milyonlarca y›ld›r milyarlarca insandahiçbir de¤ifliklik olmadan ayn› flekilde yaparlar. Örne¤in akci¤erin fleklihep olmas› gerekti¤i gibidir. Beynin k›vr›mlar›n›, fleklini, kafatas›n›n içines›¤acak büyüklükte olmas›n›, bombelerini en güzel ve titiz flekilde, sankiusta bir heykeltrafl›n elinden ç›km›fl gibi yaparlar. Hiçbir taflma, d›flar›dakalan fazla bir parça veya pürüz b›rakmadan her dokuyu olmas› gerekti-¤i gibi infla ederler.

fiuursuz, ak›ls›z, bilinçsiz, eli, beyni, gözü olmayan hücrelerin kendiiradeleriyle ve tesadüfler sonucunda böyle kusursuz bir eser meydana ge-tirmeleri kesinlikle imkans›zd›r. Darwinistler'in hiçbir aç›klama getireme-dikleri bu gerçek, samimi düflünen her insan için büyük bir yarat›l›fl mu-cizesidir.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 129

Resimlerde s›ras›yla damarlar›n aflama aflama nas›l olufltu¤u gösterilmektedir.

5

Page 132: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II130

Ellerinizin, gözlerinizin, burnunuzun düzgün bir flekil almalar›n›sa¤layan hücrelerinizdir. Siz daha anne karn›ndayken ifle bafllayan hücre-leriniz, bir estetik uzma-n›ndan daha iyi çal›flaraksizi flekillendirirler.

Hücreleriniz hiçbirfazlal›k, hiçbir tafl›rma ol-madan her organ›n›z› san-ki ellerinde bir kal›p var-m›fl gibi kusursuz bir dü-zenle yaparlar. Örne¤inparmaklar›n›z›n kaç taneolaca¤›n›, uzunluklar›n› veflekillerini tam gerekti¤i gi-bi hesaplarlar. Bu, çok fla-fl›rt›c› ve heyecan verici birgeliflimdir.

Hücrelerin, organlar›-n›z› üretirken elde ettikleribaflar› vücudun her mili-metrekaresi için geçerlidir.Örne¤in sadece göze ait 40farkl› parça vard›r. Gözünfonksiyonlar›n› yerine geti-rebilmesi için tüm parça-larda orant›l› bir büyüme-nin olmas›, aralar›ndakiba¤lant›n›n sa¤lam olmas›,hepsinin kendi yerinde bu-lunmas› gerekir. Aksi tak-dirde göz göremez.

HÜCRELER‹N‹Z‹N S‹Z‹ DÜZGÜN B‹R ‹NSAN

HAL‹NE GET‹RMELER‹N‹ SA⁄LAYAN ALLAH'TIR

1

2

Page 133: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 131

Embriyo 4 haftal›k oldu-¤unda bafl›n›n her iki taraf›n-da birer oyuk oluflur. 6. hafta-da bu oyu¤u oluflturan hüc-reler muhteflem bir plan için-de hareket etmeye bafllarlar.Baz› hücreler korneay›, baz›hücreler göz bebe¤ini, baz›hücreler de merce¤i yaparlar.Her hücre infla etti¤i bölü-mün bitifl s›n›r›na geldi¤indedurur. Her biri ayr› bir parça-y› oluflturur, sonra mükem-mel bir flekilde birleflirler.Gözbebe¤i yerine baflka birtabaka oluflmaz, herfley yerliyerindedir. Bu ifllemler aylarboyunca devam eder ve orta-ya son derece estetik ve ifllev-sel gözler ç›kar.

Embriyoyu oluflturan hücrelerin her birinin vücudun genel plan›n-dan da haberi vard›r. Adeta bir anlaflma yapm›flças›na, birbirlerindenfarkl› özelliklere sahip yap›lar meydana getirirler.

Peki hücreler nereye gideceklerini ve ne oluflturacaklar›n› neredenbilirler? Birlikte hareket ettikleri di¤er hücrelerle nas›l bu kadar uyumluolabilmektedirler?

Hücrelere flifrelenmifl olan bu muhteflem plan› yaratan Allah't›r.Hücrelere neler yapmalar› gerekti¤ini ilham ederek bu plan›n kusursuzcaifllemesini sa¤layan da Allah't›r. Bir ayette flöyle buyrulmaktad›r:

De ki: "Siz, Allah'›n d›fl›nda tapt›¤›n›z ortaklar›n›z› gördünüzmü? Bana haber verin; yerden neyi yaratm›fllard›r? Ya da onlar›ngöklerde bir ortakl›¤› m› var? Yoksa biz onlara bir kitap vermiflizde onlar bundan (dolay›) apaç›k bir belge üzerinde midirler?...(Fat›r Suresi, 40)

3

Page 134: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II132

Anne rahmindeki embriyonun geliflimi mucizelerle doludur. Bu ge-liflimi an an izleme imkan›m›z olsayd›, ayn› anda hem inflaat mühendisli-¤i hem de inflaat iflçili¤i yapan hücrelerin ak›ll›, bilinçli ve son derece or-ganize davran›fllar›n› görerek hayrete düflerdik.

Vücudumuzun her parças›n› tek tek infla eden hücreler, alt›nc› hafta-dan sonra ellerimizi de infla etmeye bafllarlar. El ilk olarak olufltu¤undaparmaklar yoktur, tek parçadan ibaret bir yelpaze gibidir. Ancak, bu afla-mada mucizevi bir olay gerçekleflir ve eli oluflturan hücrelerden baz›lar›teker teker intihar etmeye bafllar. Di¤er hücreler ölü hücreleri yerler ve bubölgelerde boflluklar oluflur. Bu boflluklar parmaklar aras› boflluklard›r.Böylece parmaklar flekillenir.

Dikkat edin. Parmaklar› oluflturacak hücreler hiçbir zaman intiharetmezler. ‹ntihar edenler parmak aras› için yer açmas› gereken hücreler-dir. Ve bu karar› ayn› anda ve tam zaman›nda al›rlar. fiuur, ak›l ve bilgi-den yoksun bu varl›klara intihar emrini veren, parmaklar› kusursuz birtasar›mla, insan için en uygun flekilde infla eden kimdir? Elbette, her var-l›¤› kusursuzca var eden, yerin, gö¤ün ve ikisinin aras›ndakilerin Yarat›-c›s› olan Rabbimiz'dir.

PARMAKLARINIZI ‹NfiA EDEN HÜCRELER,

ALLAH'IN EMR‹NE ‹TAAT EDERLER

Page 135: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 133

Vücudunuzdaki 306 kemi¤in büyük bir bölümü flekil ola-rak birbirinden farkl›d›r. Onlar›n bu farkl›laflmalar› ilk orta-ya ç›kt›klar› anda, henüz anne karn›ndayken bafllar. Tek biryumurta hücresinin döllenmesiyle bölünmeye bafllayan zi-got, oldukça büyük bir h›zla ço¤al›r. Bir süre sonra bu ço-¤alan hücreler, sanki vücudun hangi bölümünün hücresiolmalar› gerekti¤i kendilerine ö¤retilmifl gibi, farkl›laflma-

ya bafllarlar. Kimi hücreler kemikleri, kimi hücreler karaci¤eri, kimi böbrekle-

ri, kimi de gözleri oluflturur. Ancak karaci¤eri, kemi¤i veya gözlerioluflturacak olan hücrelerin sadece biraraya toplanmas› yeterli de¤il-dir. Bunlar›n kendi aralar›nda da farkl›laflmalar› gerekir. Örne¤in ke-mik hücreleri, oluflturacaklar› kemi¤in vücudun hangi bölgesinde

olaca¤›n› bilerek ona uygun flekil almal›d›rlar. Ayaklardaki kemik hücreleri adeta profesyonel bir heykeltrafl

gibi çal›flarak kavisli, parmaklar için girinti ve ç›k›nt›lar› olan, bi-lek için eklem yeri haz›r olan kusursuz ayak kemikleri olufltu-rurlar. Kafatas›n› oluflturan kemik hücreleri de beynin ölçüleri-ni bilircesine, tam ona uygun, girintisi ve ç›k›nt›s› olmayan,beyni kusursuz flekilde saracak, yuvarlak bir kemik tabakas›meydana getirirler. Ne daha küçük yap›p beyni s›k›flt›r›rlar, nedaha büyük yap›p insan›n kafas›n› tafl›mas›n› zorlaflt›r›rlar.

Kendilerine ne flekil vermeleri gerekti¤ini, ne hücresi ol-malar› gerekti¤ini çok iyi bilerek, kemiklere kusursuz bir biçim

veren hücrelerin bu fluuru nereden kaynaklanmaktad›r? Onlara bu ince plan› ilham eden Allah't›r. Allah'›n eflsiz ilmi-

ne bir ayette flöyle dikkat çekilmektedir:

"...Kemiklere de bir bak nas›l biraraya getiriyoruz, sonra da onlaraet giydiriyoruz..." (Bakara Suresi, 259)

VÜCUDUNUZDAK‹ KEM‹KLER‹N ADETA B‹R

SANAT ESER‹ G‹B‹, ‹NCE ‹NCE YONTULDU⁄UNU

H‹Ç DÜfiÜNMÜfi MÜYDÜNÜZ?

Page 136: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II134

‹nsan›n hem beynindeki hem de omurili¤indeki sinir liflerinin etraf›,koruyucu bir madde ile sar›l›d›r. "Miyelin" olarak adland›r›lan bu maddesinir liflerini bir k›l›f gibi korur. Miyelin, bir elektrik kablosunun etraf›n›saran plasti¤e benzetilebilir. Nas›l ki plastik, elektrik iletiminde oluflabile-cek k›sa devreleri önlemeye yar›yorsa, miyelin de sinir hücrelerinde ger-çekleflen elektrik iletiminde bir yal›tkan görevi yapar.

Miyelin k›l›f, ayn› zamanda sinir hücrelerininuzant›lar› olan aksonlar›n uyar› iletimini de kat kat

art›r›r. Sinir liflerindeki iletim h›z›, miyelinsizliflerde 0.25 m/sn iken, çok kal›n miyelinle kap-l› olan liflerde 100 m/sn kadard›r. Bu h›z,1 sani-

ye içinde uyar›lar›n bir futbol sahas›n›n uzunlu-¤u kadar mesafeyi gidip gelmesiyle eflde¤er bir

h›zd›r.Mikroskobik miyelin k›l›flar›n›n h›z art›rma

özelli¤i bizim için hayati önem tafl›r. Bu k›l›f zarargördü¤ünde beyinden ç›kan ya da beyne giden elekt-rik ak›mlar›nda yavafllama olur. Bunun sonucundada elektrik ak›mlar› ilgili yerlere gerekti¤i anda ulafla-maz ya da yanl›fl yerlere do¤ru yönlenir. Bu ise vücu-dun çeflitli yerlerinin hissizleflmesi hatta ilerleyen saf-halarda yürüyememe gibi çok daha ciddi problemle-rin ortaya ç›kmas›na neden olmaktad›r.

Ya¤a benzeyen bir maddenin insan›n sinir siste-mi için bu kadar hayati önem tafl›mas› elbette ki te-sadüflerle aç›klanmas› mümkün olmayan bir du-

rumdur. Yaln›zca miyelin k›l›f›n›n eksikli¤i dahi insan›nbedeninin ifllevlerini yerine getirememesi için yeterli bir nedendir. Miye-linin sahip oldu¤u özellikler, bulundu¤u yer ve sinir hücreleri üzerindekietkisi gibi detaylar›n tümü özel olarak tasarlanm›flt›r. Miyelindeki bu ku-sursuz tasar›m Allah'a aittir.

S‹N‹R HÜCRELER‹N‹ KORUYAN M‹KROSKOB‹K

KILIFLAR

miyelink›l›f

Page 137: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 135

Fagositoz, bakterilerin, mikroplar›n, mantarlar›n, ölü hücrelerin, vü-cutta kullan›lamaz hale gelen dokular›n hücreler taraf›ndan sindirimi de-mektir. Bunu gerçeklefltiren fagosit hücrelerinin yok edecekleri hedeflerintespitinde son derece seçici olmalar› gerekir. Aksi takdirde vücudun nor-mal yap›lar› ve hücreleri de sindirilerek imha edilir. Sa¤l›kl› hücrelerin fa-gosit hücreleri taraf›ndan yok edilmesi demek, vücutta tam anlam›yla biranarflinin ç›kmas› demektir. Fakat böyle bir karmafla hiçbir zaman yaflan-maz. Çünkü bunun için gereken tedbir al›nm›flt›r.

Fagositozun olupolmamas› özellikle üçseçici ifllemle belirlenir:

-‹lk olarak vücut-taki yap›lar›n pek ço-¤u, ölü dokular›n veyabanc› maddelerinaksine fagositoza di-rençli olan pürüzsüzyüzeylere sahiptir.

-‹kincisi vücuthücrelerinin ço¤u fago-sitleri iten koruyucuprotein k›l›flar›na sa-hiptir. Di¤er yandanölü dokular›n ve yabanc› maddelerin ço¤unda genellikle koruyucu k›l›fyoktur, bu da onlar› fagositoz için uygun hale getirir.

-Üçüncü olarak, vücutta yabanc› maddeleri fark eden özel bir sistemvard›r.

E¤er tüm bunlar olmasayd› vücudumuzda kendi kendini yiyen birmekanizma faaliyet halinde olacak ve bu eninde sonunda canl›n›n yok ol-mas› gibi bir sonucu da beraberinde getirecekti.

Böylesine ince bir düzenin oldu¤u yerde fluursuz bir tesadüften bah-setmek, evrim gibi çürük bir iddiay› öne sürmek elbette ki anlams›zd›r.

ALLAH'IN VARLI⁄ININ DEL‹LLER‹ HER YERDE

Page 138: GERÇEKLER 2

Besinlerle ald›¤›m›z proteinlerin sindirimi midede bafllar. Midedeproteinleri bekleyen bir enzim vard›r. Pepsin ad› verilen bu enzim ette bu-lunan kollajen denen lifleri parçalar ve böylece hücresel proteinleri sindi-rilebilir hale getirir.

Proteinlerin büyük ölçüde sindirimi ise pankreastan salg›lanan en-zimlerle gerçekleflir. Pankreastan salg›lanan tripsin ve baz› baflka enzim-ler parçalanm›fl proteinleri daha da ufak parçalara ay›r›rlar.

Son olarak protein sindirimi ince ba¤›rsaklarda bulunan hücrelerdegerçekleflir. Bu hücrelerin d›fl yüzünde bulunan enzimler parçalanm›flproteinleri daha küçük zincirlere parçalar. Parçalanan küçük amino asitgruplar› ise hücre içine al›narak burada bulunan di¤er enzimlerle tek tekparçalan›r ve bu parçalanma sonucu ortaya ç›kan amino asitler bu hücre-lerden kan dolafl›m›na verilir.

Bu anlat›lanlar›n iflaret etti¤i bir gerçek vard›r. Vücudumuza daha

PROTE‹NLER‹N HAYRET VER‹C‹ S‹ND‹R‹M‹

YARATILIfi DEL‹LLER‹NDEN B‹R‹D‹R

mide

gastirit bezi

pepsin enzimininüretildi¤i anahücreler

GERÇEKLER II136

Page 139: GERÇEKLER 2

proteinler girmeden, protein denen baz› moleküllerin var oldu¤u ve be-sinler yoluyla vücuda girece¤i önceden bilinmektedir. Hatta proteinlerinmoleküler yap›s› en ince ayr›nt›s›na kadar tespit edilmifltir, bunlar› parça-layacak enzimler mükemmel yap›lar› ile tasarlanm›fllard›r, ilgili hücrelersindirim sistemimizi oluflturan organlarda uygun yerlere yerlefltirilmifl-lerdir, bu hücrelerin vazifeleri genetik flifrelerle kodlanm›flt›r.

Tüm bu ayr›nt›lar ilk insandan beri eksiksiz ve kusursuz olarak mev-cuttur. Bugün modern bilimin ›fl›¤›nda ortaya ç›kan bütün detaylar kusur-suz bir yarat›l›fl›n delilleridir. fiüphesiz, gözleri olup da görmeyen, kulak-lar› olup da iflitmeyen, kalpleri olup da hissetmeyenler, bu yarat›l›fl delil-leri karfl›s›nda yine cahillik etmekte ve inkarlar›nda diretmektedirler.

1 GRAM DNA MOLEKÜLÜ =1 TR‹LYON CD

DOLUSU B‹LG‹

Gelece¤in bilgisayarlar›n› tasarlayan mühendisler insan genomunu"eriflilmesi imkans›z" bir tasar›m olarak nitelendiriyorlar. Bunun nedeninianlamak için küçük bir karfl›laflt›rma yapal›m.

‹nsan vücudundaki yaklafl›k 100 trilyon hücrenin her birinin çekirde-¤inde yer alan DNA, o kimseye ait tüm özellikleri içeren bilgiyi depola-m›flt›r. DNA ak›l almaz derecede üstün bir tasar›ma ve bilgi depolama ka-pasitesine sahiptir. Öyle ki 1 gram DNA molekülü, 1 trilyon CD'ye eflit bil-gi bar›nd›r›r. (Discover, Cilt. 21, No. 4, Nisan 2000) Bir tek CD'ye yüzlercekitap dolusu bilginin s›¤d›¤› düflünülecek olursa 1 trilyon CD'lik bilgiyibar›nd›ran DNA'n›n kapasitesi daha iyi anlafl›labilir.

DNA'daki bilgi depolama sistemi, bilgisayar mühendislerinin henüztaklit etmeyi bile hayal edemedikleri kadar mükemmel bir yap›ya sahiptir.

DNA molekülü, istisnas›z her insanda ve her hayvanda ilk yarat›l-d›klar› andan itibaren vard›r. Bu hat›rland›¤›nda, ne kadar üstün bir yara-t›l›flla yarat›ld›¤›m›z aç›kça ortaya ç›kmaktad›r.

Böyle küçük bir yerde, belli bir kod sistemiyle dizilmifl atomlarda,canl›lar›n yap›s›na dair tüm bilgilerin sakl› olmas›, herfleyin Yarat›c›s› olanAllah'›n eflsiz gücünü ve sonsuz akl›n› göstermektedir.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 137

Page 140: GERÇEKLER 2

Sodyum, vücut dokular›nda ve kanda bulunur. Böbrek hücrelerininbaz›lar› kandaki sodyum miktar›n› alg›layabilecek özelliklere sahiplerdir.E¤er sodyum miktar›nda bir düflüfl olursa, bu hücreler durumu derhalböbreklerde bulunan sodyum emici hücrelere haber verirler. Vücuttan at›-lacak olan s›v›n›n içine, böbreklerdeki süzülme s›ras›nda bir miktar sod-yum kar›flm›flt›r. Söz konusu hücreler böbrek s›v›s›n›n içindeki bu sod-yum moleküllerini yakalar ve onlar› vücuda geri kazand›r›rlar. Böbrekler-deki alg›lay›c› hücrelerin üzerine bu ifl için özel pompalar yerlefltirilmifl-tir. Acil durumlarda bu pompalar devreye girer ve sodyum molekülleriyakalanarak vücuda geri kazand›r›l›r.

E¤er böbreklerdeki bu geri emilim mekanizmas› olmasayd› afl›r› be-sin ve s›v› kayb›ndan dolay› ölüm kaç›n›lmaz olurdu.

GERÇEKLER II138

BÖBREK HÜCRELER‹N‹N SAH‹P OLDU⁄U B‹LG‹

VE fiUUR NEREDEN GEL‹YOR?

böbreklerde, gelen kan›niçindeki sodyum gibi mad-delerin süzüldü¤ü yer

Page 141: GERÇEKLER 2

Burada verilen bilginin, üzerinde düflünülmesi gereken önemli nok-talar› vard›r. Herfleyden önce, vücudumuzda yaflam›m›z için gerekli olanmaddelerin eksikli¤ini veya fazlal›¤›n› alg›lamak üzere özel olarak tasar-lanm›fl hücreler bulunmaktad›r. Bu hücrelerin tesadüfen oluflmad›klar›,özel olarak yarat›larak böbreklere yerlefltirildikleri son derece aç›kt›r. Ay-r›ca bu hücreler, vücut içinde bulunan maddeleri birbirinden ay›rt etmeyetene¤ine de sahiptirler. Örne¤in sodyumu, potasyumdan, amino asit-lerden, kalsiyumdan, proteinlerden, üreden ay›rabilmekte, seçip kana ge-ri gönderebilmektedirler. Bu maddeleri ayr› ayr› bir insan›n önüne koysa-n›z, bunlar› birbirinden ay›ramayacakt›r. Küçücük bir hücreye, ço¤u insa-n›n dahi sahip olmad›¤›, böylesine muazzam bir bilgiyi ve fluuru veren el-bette tesadüfler de¤ildir.

Verilen örneklerde de görüldü¤ü gibi böbreklerdeki bu sistemin te-sadüfen olufltu¤unu iddia etmek, Darwinistler'in mant›k çöküntüsünüaç›kça ortaya koymaktad›r. Bu sistem, Allah'›n sonsuz ilminin, akl›n›n vegücünün göstergelerinden yaln›zca biridir.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 139

Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi

O'na 'gönülden boyun e¤mifl' bulunuyorlar.

Yaratmay› bafllatan, sonra onu iade edecek

olan O'dur; bu O'na göre pek kolayd›r.

Göklerde ve yerde en yüce misal

O'nundur. O, güçlü ve üstün oland›r,

hüküm ve hikmet sahibidir.

(Rum Suresi, 26-27)

Page 142: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Her insan›n ba¤›rsaklar›nda 400 farkl› bakteri türü bulunur. ‹yi huy-lu olan bu bakteriler vücuda yarar getirmek üzere görevlendirilmifllerdir.Vücudumuz için besinleri sindirmekten, vitaminleri yararl› hale getirme-ye hatta gerekti¤inde vitamin üretmeye kadar pek çok önemli sorumlu-luklar› vard›r.

Araflt›rmac›lar, ba¤›rsaklar›m›zdaki bakterilerin, hastal›k yapan bak-terilere karfl› bizi koruduklar›n› keflfetmifllerdir.

Ancak bu ilginç durum sadece bakteriler için geçerli de¤ildir. Bakte-rilerin yan›s›ra yine bize hiçbir zararlar› bulunmayan mikroorganizmatopluluklar› da vücudumuzda yaflamaktad›r. Bu mikroorganizmalar dasavunma sistemimizi d›flar›dan gelen mikroplara karfl› desteklerler.

Bu deste¤in son derece flafl›rt›c› bir nedeni vard›r. Herhangi bir mikrobun vücuda girmesi demek bu canl›lar›n yaflama

alanlar›n›n da iflgal alt›na girmesi demektir. ‹flte bu nedenle mikroorga-nizmalar ve bakteriler vücudumuza d›flar›dan gelen düflmanlara karfl› sa-vunma sistemimizle birlikte büyük bir savafl verirler. Bunlar adeta vücu-dun ücretli güvenlik görevlileri gibi hareket ederek bulunduklar› bölgeyikorurlar.

Kesinlikle fluura ya da akla sahip olmayan organizmalar›n böyle birsorumluluk üstlenmifl olmalar› elbette ki düflündürücüdür. Bu canl›larkendilerinden tamamen farkl› yap›daki baflka bir canl›ya yani insana na-s›l yarar getireceklerini bilmektedir-ler. Üstelik vücudumuzun düflman›n›ve dostunu ay›rt edebilmektedirler.

fiuursuz hücrelerin bütün bunla-r› kendi ak›llar› ile baflarmalar› im-kans›zd›r. Bütün bunlar çok aç›k birflekilde yarat›l›fl› kan›tlar. Allah insanbedenini buna benzer vesileler ile ko-rumakta ve bize eflsiz yaratma sanat›-n› göstermektedir.

140

‹NSAN VÜCUDUNDAK‹ GÜVENL‹K GÖREVL‹LER‹:

M‹KROORGAN‹ZMALAR

Page 143: GERÇEKLER 2

Sinir hücreleri di¤er hücrelerden farkl› olarak elektrik sinyalleri ileçal›flan hücrelerdir. Bu hücrelerin zarlar›nda elektrik sinyalleri ile aç›l›pkapanan kap›lar bulunur. Protein yap›s› ihtiva eden bu kap›lar sadece po-tasyum, kalsiyum, sodyum gibi belirli iyonlar›n hücre içine girmesine izinverirler ve bu konuda çok titiz ve seçicidirler. E¤er bu seçicilik olmasayd›,hücreye zararl› olabilecek maddeler, iyon veya moleküller bu kap›lardangeçerek hücrenin ölümüne sebep olabilirlerdi.

Hücre kap›lar›ndaki bu seçicilik, kap›y› oluflturan proteindeki baz›özel uzant›lar›n sadece belli iyonlar ile iflbirli¤i yapmas›ndan kaynaklan›r.Böylece baz› iyonlar bu kap›dan daha kolay geçerken di¤erleri için bu he-men hemen imkans›z hale gelmektedir. Kap› proteinlerinin çok özel yap›-lar› hücrenin genetik flifresinde kodlanm›flt›r ve ilk insandan beri tüm in-sanlarda hiç de¤iflmeden ayn› mükemmellikte bulunmaktad›r.

* Peki sinir hücrelerindeki kap›larda bu ola¤anüstü seçim yetene¤inas›l ve neden oluflmufltur?

* Bu kap›lar hücre için hangi iyonlar›n faydal› olaca¤›n› nereden bil-mektedirler?

* Dahas› kap›lardaki bu elektrik sinyalleriyle iflleyen mekanizma na-s›l ve kim taraf›ndan oluflturulmufltur?

Hücreyi yaratan Ak›l, sinir hücresi zar›na bu mükemmel kontrol me-kanizmas›n› yerlefltirerek hücrenin yaflam›n› sürdürebilmesi için en uy-

gun flartlar› da olufl-turmufltur. Hücre za-r›ndaki bu kusursuztasar›m elbette ki ev-rimcilerin iddia etti¤igibi kör tesadüflerinde¤il, sonsuz ak›l sa-hibi, alemlerin Rabbiolan Allah'›n eseridir.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 141

ELEKTR‹K S‹NYALLER‹YLE AÇILIP KAPANAN

HÜCRE KAPILARI

Resimde, bir sinir hücresinin elekt-rik sinyalleri ile gerekti¤i zamanaç›l›p kapanan kap›lar› görülüyor.

Page 144: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

‹nsan Genomu Projesi, canl›l›¤›n ne kadar kusursuz bir tasar›ma vetesadüfen oluflamayacak kadar kompleks bir yap›ya sahip oldu¤unu birkez daha gösterdi. Bu proje dahilinde insan DNA's›ndaki muazzam bilgiokunmaya çal›fl›l›yor.

‹nsan vücudunda 100 trilyon hücre vard›r ve her hücrenin çekirde-¤inde insana ait bilgilerin sakland›¤› DNA molekülü bulunur. Yani DNA,canl›ya ait bir bilgi bankas›d›r. Bu banka ise hayret verici büyüklükte birbilgi kapasitesine sahiptir. Bu kapasiteyi "500'er sayfal›k 900 ciltlik ansik-lopediyi dolduracak kadar muhteflem bir bilgi" olarak ifade edebiliriz.Daha da muhteflem olan ise bu bilginin ola¤anüstü bir paketleme sistemiile milimetrenin yüzbinde biri kadar bir yere s›¤d›r›lm›fl olmas›d›r. Üste-lik bu ola¤anüstü bilgi yaflam›fl ve yaflamakta olan milyarlarca insan›n tri-lyonlarca hücresinin her birinde mevcuttur.

Onlarca y›ld›r dünya çap›nda ak›l, bilinç ve bilgi sahibi yüzlerce bi-lim adam›, en son teknoloji ile donat›lm›fl laboratuvarlarda bu bilgiyi oku-yabilmek için geceli gündüzlü çal›flt›lar. Ve buna ra¤men daha ancak bubilgiyi oluflturan harflerin bir k›sm›n› yanyana dizmeyi baflarabildiler.

Ama bu ola¤anüstü duruma ra¤men, evrimciler hala DNA'da yeralan bu muazzam bilginin, tafl›n, topra¤›n, gazlar›n tesadüfen birarayagelerek, olufltu¤unu iddia etmektedirler. Kuflkusuz evrimcilerin bu iddi-alar›n›n, 900 ciltlik ansiklopedideki bilgilerin, yere at›lan milyarlarca har-fin tesadüfler sonucunda yanyana dizilmeleri ile olufltu¤unu iddia etmek-ten bir fark› yoktur.

DNA'daki her bilginin Allah'›n sonsuz ilmi ve kudreti ile yarat›ld›¤›ve flifrelenerek hücrenin çekirde¤ine yerlefltirildi¤i ise aç›kt›r. Evrimciler,insan genleriyle ilgili yeni çal›flmalar›n ortaya koydu¤u mucizevi yap›y›görmezlikten gelmek için ne kadar u¤raflsalar da, art›k bu yenilginin geridönüflü yoktur.

142

B‹L‹M, YARATILIfiIN DEL‹LLER‹N‹ KEfiFETMEYE

DEVAM EDERKEN, TESADÜF TEOR‹S‹N‹ B‹R KEZ

DAHA YERLE B‹R ETT‹

Page 145: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 143

Hayat›m›zda büyük bir önemi olan su, iki hidrojen ve bir oksijen ato-munun birleflmesinden meydana gelir. Ama bu iki atomu su molekülünüoluflturacak flekilde birlefltirmek oldukça zordur. Suyu meydana getirenflartlar biraz bile de¤iflti¤inde ortaya çok önemli sonuçlar ç›kmaktad›r.

Örne¤in suyu oluflturan atomlar belirli s›cakl›k ve enerji seviyelerin-de bir baflka oksijen atomuyla daha birleflirler. Bu birleflme sonucundaH2O formülü H2O2 haline gelir. Bu görünürde küçük bir de¤iflikliktir, ger-çekte ise suyun özelliklerini tamamen de¤ifltirir ve ortaya hidrojen perok-sit denen zehirli maddenin ç›kmas›na neden olur.

Görüldü¤ü gibi tek bir atom, canl›lar için hayati önemi olan suyu,canl›lar için son derece zararl›, ölümcül etkileri olan bir zehire dönüfltüre-bilmektedir.

Tek bir atomun, bir molekülün niteliklerini tamamen de¤ifltirebile-cek, onu faydal› iken zararl› hale getirebilecek özelliklere sahip olmas›,atomlarda ve moleküllerdeki özel tasar›m›n bir göstergesidir. Tesadüflerzinciri ile böyle ince ve hassas bir denge oluflmaz. Allah herfleyi belli birdüzen içinde yaratan, en güzel flekliyle var edendir.

SUYU ZEH‹RL‹ B‹R MADDEYE DÖNÜfiTÜREN

ATOM

Page 146: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II144

Su, bir oksijen atomunun iki hidrojen atomuyla birleflmesi sonucuortaya ç›kar. Hidrojen atomlar› oksijen atomunun iki yan›na 105 derecelikbir aç› oluflturacak flekilde ba¤lan›rlar. Hidrojen ba¤› ad› verilen bu ba¤›oluflturmak için gereken enerji öyle fazlad›r ki, yar›m litrelik suyu olufl-turmak için serbest kalan enerji bir ampulü tam bir gün boyunca sürekliyakabilir.

Bu noktada hemen flu sorunun sorulmas› gerekir: Hidrojen atomlar›oksijen atomunun iki yan›na yerleflmeyi, üstelik bu yerleflmeyi belli biraç› do¤rultusunda yapmay› nereden bilmektedirler? Bu formülü nas›l venereden ö¤renmifllerdir? Herhangi bir kimya bilgisine sahip olamayacakatomlar nas›l aç› hesaplayabilmektedirler? Elbette ki, tüm evrenin sahibiolan ve herfleyi kusursuzca var eden Allah atomlar› da yaratan, bütünözelliklerini onlara verendir.

Bir baflka soru ise, yeryüzündeki suyun nas›l olup da hiç tükenmedi-¤idir. Yeryüzündeki suyun tamam› dünyan›n ilk evrelerindeki müthifl ›s›sayesinde meydana gelmifltir. Yani e¤er dünyan›n bafllang›c›nda gerekenyo¤unlukta ›s› oluflmufl olmasayd›, bugünkü su olmayacakt›. ‹flte bu mü-kemmel denge, üstün güç ve ak›l sahibi Allah'›n canl›l›¤›n devam› için ge-rekli olan tüm ihtiyaçlar› bilip, herfleyi buna göre yaratt›¤›n›n de-lillerinden biridir.

YERYÜZÜNDEK‹ SUYUN NEDEN H‹Ç

TÜKENMED‹⁄‹N‹ B‹L‹YOR MUSUNUZ?

sumolekülü

H2O == ++ ++

Oksijen Hidrojen Hidrojen

Page 147: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 145

Bir su bitkisi olan vallisneryan›n çiçekleri, bitkinin su içinde kalanbölümlerinde oluflur.

Suyun içindeyken, bitkinin taç yapraklar› portakal kabu¤u gibi çiçe-¤in etraf›n› sarar. Bu sayede suyun içeri girerek polenleri bozmas› önlen-mifl olur. Çiçekler yüzeye ç›kt›¤›nda kapal› olan taç yapraklar› aç›larak suyüzeyine yay›l›r. Polenleri tafl›yan erkek organlar taç yapraklar›n üzerin-de yükselerek adeta bir yelken ifllevi görürler.

Difli bitkinin çiçekleri ise, farkl› bir yerde uzun bir sap›n ucunda vesu yüzeyinde yer al›rlar. Difli çiçe¤in yapraklar›, su yüzeyinde ve suda ha-fif bir çöküntü yaratacak biçimde aç›lm›flt›r. Bu çöküntü erkek çiçe¤inkendisine yaklaflmas›n› sa¤layan bir çekim oluflturur. Erkek çiçek difli çi-çe¤in yan›ndan geçerken bu çekime kap›l›r. Böylece çiçekler birleflir, po-lenler difli çiçe¤in üreme organ›na ulafl›r ve döllenme gerçekleflir.

Yeryüzünde yarat›lan ilk vallisneryadan beri, çiçekteki bu üreme sis-temi eksiksiz ve mükemmel bir flekilde çal›flmaktad›r. Evrimcilerin iddiaetti¤i gibi üreme sisteminin kademeli olarak geliflmesi imkans›zd›r. Çün-kü bu sistemin eksik çal›flmas› durumunda erkek çiçek difli çiçe¤i dölleye-meyecek, bu bitki yeryüzünden yok olup gidecekti. Vallisnerya bitkisin-deki bu kusursuz tasar›m Allah'›n sonsuz akl›n›n ve örneksiz yaratmagücünün bir göstergesidir. Bütün bu harikalar, düflünen ve akleden bir in-san için büyük bir delildir. Allah, bu örneklerle biz insanlara yarat›fltakisanat›n› tan›tmakta ve sonsuz kudretini göstermektedir.

SU B‹TK‹S‹ VALL‹SNERYA UZAY TEKNOLOJ‹S‹ ‹LE

BOY ÖLÇÜfiÜYOR

çiçek

difli bitki

erkek bitki

erkek organ

Uzay meki¤inin, uzay istasyonu ile kenetlenmesi, vallisneryan›n erkek çiçeklerinin difli-leriyle buluflmas› ile k›yaslanabilir. Hatta vallisneryan›n sisteminin daha üstün oldu¤u-nu söylemek mümkündür. Uzay meki¤inin kenetlenece¤i noktaya kadar kontrol edil-mesi gerekti¤i halde, erkek vallisneryan›n sadece diflisinin yan›na yak›nlaflmas› birlefl-me için yetmektedir.

Page 148: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Nudibranch, ola¤anüstü renklerle süslenmifl, kabu¤u olmayan, sonderece yumuflak bir salyangoz türüdür. Bu deniz salyangozu kuvvetli birzehir tafl›yan "›s›rgan hücreleri" sayesinde düflmanlar›ndan kolayl›kla ko-runur.

Salyangoz bu ›s›rgan hücreleri, kendi vücudunda üretmez. Ancak,hyroid isimli zehirli bir canl›y› tehlike an›nda devreye sokmak üzere vü-cudunda saklar. Hyroidlerle beslenen deniz salyangozu, onlar› sindirimsisteminde ö¤ütmek yerine koruyucu bir tabakayla kaplar ve depolar. Ko-ruyucu tabakayla kapland›¤›nda zehiri salyangoz için etkisiz hale gelenhyroidler, bundan böyle ›s›rgan hücreleri olarak düflmanlara karfl› koru-ma sa¤layacaklard›r.

Kuflkusuz bir deniz salyangozunun, hyroidlerin zehirli oldu¤unubilmesi ‹MKANSIZDIR. Deniz salyangozunun bu zehiri etkisiz hale getir-mek için hyroidi bir tabakayla kaplamay› akletmesi ‹MKANSIZDIR. Ko-ruyucu tabakayla kaplanan hyroidi bir savunma silah› olarak kullanabile-ce¤ini düflünmesi ‹MKANSIZDIR. Deniz salyangozunun tüm bunlar› de-neyerek ö¤renmesi de ‹MKANSIZDIR.

‹flte bu noktada tüm evrende apaç›k olarak görülen gerçek bir kezdaha karfl›m›za ç›kar. Deniz salyangozlar›na yapmas› gerekenleri ilhameden, vücutlar›nda hyroidlerin zehirini etkisiz hale getirecek bir sistemyaratan, sonsuz ak›l ve ilim sahibi olan Allah't›r.

146

DEN‹Z SALYANGOZUNUN OLA⁄ANÜSTÜ ZEH‹R

ÜRETME TEKN‹⁄‹

O, Hayy (diri) oland›r. O'ndan baflka ilah yoktur;

öyleyse dini yaln›zca kendisine halis k›lanlar

olarak O'na dua edin. Alemlerin

Rabbine hamdolsun.

(Mü'min Suresi, 65)

Page 149: GERÇEKLER 2
Page 150: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II148

Papa¤an bal›klar›, geceleri solungaç boflluklar›n›n üst kenarlar›nda-ki salg› bezinden jelatin benzeri bir madde salg›lar. Bu madde bir süresonra bal›¤›n tüm vücudunu saran fleffaf bir uyku tulumu halini al›r. Uy-ku tulumu, papa¤an bal›¤›n› koku yoluyla bularak avlayan müren bal›k-lar›na karfl› eflsiz bir kalkan vazifesi görür ve hayvan› yem olmaktan ko-rur. Koku izolasyonu sebebiyle müren, papa¤an bal›¤›n›n yan›ndan ge-çerken av›na çarpsa bile, onu fark edemez.

Papa¤an bal›klar› geceleri kulland›klar› bu koruyucu k›l›f› nas›l eldeetmifllerdir? Düflmanlar› olan müren bal›klar›n›n kuvvetli koku alma du-yusunu aflabilecek, geceyi rahatl›kla geçirmelerini sa¤layacak böylesineönemli bir maddeyi nas›l keflfetmifllerdir?

Kuflkusuz kimyasal bir maddeyi kendi vücudunda üretip kendisinibu maddeyle kaplamay› bir bal›¤›n akletmesi, planlamas› ve uygulamas›mümkün de¤ildir.

Böyle usta bir kamuflaj yönteminin bilinçli bir tasar›m ürünü oldu¤uçok aç›kt›r; papa¤an bal›¤›n› korunma sistemi ile yaratan göklerde, yerdeve ikisinin aras›nda bulunan herfleyin yarat›c›s› olan Allah't›r.

PAPA⁄AN BALIKLARINI ÖLÜMDEN KORUYAN

UYKU TULUMU

Page 151: GERÇEKLER 2

Golyan bal›¤› sürüsü sald›r›ya u¤rad›¤›nda bal›klar sald›rgan›n etra-f›nda ç›lg›nca hareket etmeye bafllar ve baz›lar› sald›rgana "karfl› sald›r›"düzenler. Tüm golyan sürüsünün tek bir birey gibi hareket etmesine se-bep olan faktör, yaral› bal›¤›n kan›nda var olan ve yaralanma sonucu or-taya ç›kan bir salg›d›r.

Hiç flüphesiz bu hayvan bir akla ve fluura sahip de¤ildir. O halde;• Kendi cinslerine sald›r›y› haber veren kimyasal maddeyi nas›l

oluflturmufltur?• Bu kimyasal maddeyi üretecek mekanizmay› nas›l tasarlam›fl ve

kendi vücuduna nas›l yerlefltirebilmifltir?• Sald›r› an›nda, baflka bir golyan bal›¤›n›n salg›lad›¤› kimyasal

maddeyi, kendi bünyesinde nas›l tehlike sinyali olarak alg›layabilmekte-dir? Bu alg› mekanizmas›n› kendi vücudunda nas›l oluflturmufltur?

Kuflkusuz bu sorulara, evrimciler gibi "tesadüf eseri" cevab›n› ver-mek akla ve mant›¤a ayk›r›d›r. Dünya üzerinde yarat›lan ilk golyan bal›-¤›ndan beri, milyonlarca y›ld›r bütün golyan bal›klar› bu kusursuz siste-me sahip olarak var olmufllard›r.

Canl›lardaki kompleks sistemler, alemlerin Rabbi olan Allah taraf›n-dan yarat›lm›flt›r. Allah bu gibi mucizevi örneklerle insanlara kendi ilmi-ni ve kudretini göstermektedir.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 149

DO⁄ADAK‹ HER CANLI ALLAH'IN KUSURSUZ

YARATIfiININ DEL‹L‹D‹R

Page 152: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

200 gr. a¤›rl›¤›ndaki alt›n ya¤mur kuflu, her y›l Alaska'dan Hawaii'yekadar 4000 km'lik bir yolu, 88 saat (3,5 gün) boyunca hiç durmadan kanatç›rparak kateder. Bilim adamlar› kuflun böyle bir yolculuk için yak›t ola-rak kullanaca¤› 82 gr. ya¤›n›n olmas› gerekti¤ini hesaplam›fllard›r. Oysa,alt›n ya¤mur kuflunun sadece 70 gram ya¤› vard›r. Buna ra¤men hiçbir al-t›n ya¤mur kuflu yak›t› bitti¤i için denize düflmez. Peki bu canl›lardaki bukusursuz iflleyiflin s›rr› nedir?

Alt›n ya¤mur kufllar› V fleklinde dizilerek sürü halinde uçarlar. Bu,hava direncini azaltarak kufllara % 23'lük bir ener-

ji tasarrufu sa¤lar. Bu durumda, yere in-diklerinde fazladan 6-7 gram daha ya¤-

lar› kalm›fl olur. Bu artan ya¤, rüz-garlar›n ters yönden esmesi duru-munda kullan›lacak yedek yak›t-t›r.

Alt›n ya¤mur kuflu, uçufl me-safesini ve yak›t olarak kullanaca¤›

ya¤ miktar›n› nas›l hesaplayabil-mektedir?

Bu hesaplardaki kusursuzluk veflaflmazl›k, yön bulmadaki beceri, toplu uçufl

yapabilme kabiliyeti, hiç flüphesiz kufllar›n kendi iradeleriyle gerçeklefl-tirdikleri baflar›lar olamaz. Bunlar›n hepsi, her canl›y› ihtiyac› oldu¤u sis-temlerle donatan Allah'›n ilham›yla gerçekleflir. Nitekim Kuran'da "dizidizi uçan kufllar"a dikkat çekilmekte ve bu canl›lar›n Allah'›n kudretiyleuçabildikleri haber verilmektedir:

"Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat aç›p kapayarak uçan kufllar› gör-müyorlar m›? Onlar› Rahman (olan Allah')tan baflkas› (bofllukta)tutmuyor. fiüphesiz O, herfleyi hakk›yla görendir." (Mülk Suresi,19)

150

70 GRAM YAKITLA KES‹NT‹S‹Z 4000 KM. UÇUfi

Page 153: GERÇEKLER 2

Canl›lardaki ‹man Delilleri 151

Alt›n ya¤mur kuflu 70 gr. ya¤ yakarak 4000km. uçabilirken, bir Boeing 737-100 uça¤›n›nayn› mesafeyi uçabilmesi için 16 tondan fazlayak›ta ihtiyac› vard›r.Ancak bu uça¤›n yak›t kapasitesi 14.2 ton ol-du¤u için yak›t ikmali yapmadan böyle bir uçu-flu gerçeklefltiremez.

Page 154: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Tunus'un Akdeniz k›y›s›ndaki Mahore's yak›nlar›nda yaflayan siyahçöl kar›ncas› kusursuz bir yön bulma yetene¤ine sahiptir.

Kar›nca, sabah güneflinin yükselmesiyle 70 dereceye kadar yükselençöl kumunun s›ca¤›nda, yuvas›ndan besin aramak için ç›kar. Çöl kar›nca-s› yuvas›ndan bafllayarak 200 metre uza¤a kadar varabilen bir alanda s›ks›k durarak ve oldu¤u yerde dönerek dolambaçl› bir yol izler. Ama bu zik-zaklar›n bütün karmafl›kl›¤›na ra¤men, yiyece¤ini buldu¤unda, hemenyuvas›na do¤ru düz bir çizgi izleyerek geri döner. Kar›ncan›n bu yolculu-¤u, boyu ile k›yasland›¤›nda, bir insan›n çölde 35-40 km dolaflt›ktan son-ra bafllad›¤› noktaya do¤rudan dönmesine denktir.

Ne bir pusulas› ne de haritas› olmayan kar›ncan›n gözlerine yerleflti-rilmifl olan yön tayin sistemi son derece üstündür ve insanlar›n sahip ol-mad›¤› bir özellikte yarat›lm›flt›r: Çöl kar›ncas› ›fl›¤› polarize edebilir. Ya-ni insan›n göremedi¤i baz› ›fl›nlar› da görebilen kar›nca, bunlardan istifa-de ederek yön tayini yapabilir. Böylece her an yuvas›n›n ne tarafta oldu-¤unu tahmin edebilen bu hayvan, geri dönerken hiçbir zorluk çekmez.

Bir kar›ncan›n teknolojik çal›flmalar neti-cesinde keflfedilmifl olan "›fl›¤›n polarizasyonözelli¤i"ni bilmesi ve bundan bir pusula gibifaydalanmas› mümkün müdür? fiüphesiz buyetenek ve bilgi, üstün ilim sahibi, tüm canl›-lar›n yarat›c›s› olan Allah'›n eseridir ve çöl ka-r›ncas› Allah'›n ilham›yla her seferinde do¤ruyönü tespit edebilmektedir.

152

ALLAH HER CANLIYA ‹LHAMLA YOL GÖSTER‹R

Page 155: GERÇEKLER 2

Kar›ncalar›n vücutlar›nda formik asit (H2CO2) isimli kimyasal mad-deyi üreten bezler vard›r. Antibiyotik etkisine sahip bu maddeyi düzenliolarak vücutlar›na süren kar›ncalar, hem yuvalar›nda hem de kendi üzer-lerinde bakteri ve mantar oluflumunu engellerler.

Kufllar ise kar›ncalar gibi kimyasal maddeler salg›layamazlar. Ancaks›k s›k kar›nca tepelerine giderek buralara sürünen kufllar, kar›ncalar›ntüylerinin aras›nda dolaflmalar›na izin verirler. Bu sayede bütün vücutla-r› formik aside bulanan kufllar tüm parazitlerinden kurtulmufl olurlar.

Kar›ncan›n formik asidin formülünü bilmesi ve onu üretecek bir be-zi gelifltirmesi imkans›zd›r. Kufllar›n kar›ncalarla bu flekilde profesyonelbir iflbirli¤i içinde parazitlerini temizlemeyi akletmeleri, bunun için kar›n-

ca yuvalar›na gitmeye karar vermeleride imkans›zd›r.

Gerek kufllara gerek kar›ncalaraformik asitten faydalanmay› ilhameden, alemlerin Rabbi olan Allah't›r. Otüm canl›lar›n ihtiyac›n› bilen ve eksik-siz karfl›layand›r.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 153

KARINCALARDAK‹ MUC‹ZEV‹ AS‹T FABR‹KASI

Page 156: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Kelebek kanatlar›ndaki mükemmel tasar›m bir mucizeyi de berabe-rinde tafl›yor. ABD'de Tufts Üniversitesi'nde yap›lan bir araflt›rma kelebe-¤in kanatlar›nda özel bir so¤utma sistemi oldu¤unu ortaya ç›kard›. Kele-bekler so¤ukkanl› canl›lar olduklar› için vücut ›s›lar› devaml› olarak dü-zenlenmek zorundad›r. Bu, çok büyük bir problemdir. Çünkü böcek uçar-ken kanatlarda yüksek derecede ›s› oluflur. Çözüm ise, kan›n kanatlarda-ki çok ince film yap›lar›n içinden geçirilmesi ile sa¤lan›r. Kelebe¤in vücu-dunda oluflan fazla ›s›, kanatlardaki ince damarlarda kan›n dolaflmas›ylabirlikte d›flar› at›l›r.

Kelebeklerdeki bu özel so¤utma sistemi bilgisayar çiplerindeki sis-tem ile karfl›laflt›r›lm›fl ve çok üstün bir performansa sahip oldu¤u görül-müfltür.

Bilgisayar çipi teknolojisi gelifltikçe ortaya ç›kan ›s› problemi de bü-yümektedir. Daha h›zl› çipler, daha fazla ›s› anlam›na gelmekte-

dir. Bu ›s›n›n giderilmesi problemi çip üreticilerinin günde-mini oluflturmaktad›r. Bu konudayürütülen çal›flmalar sonucunda ke-lebek kanatlar›ndaki teknolojinin 2y›l içinde üretime girmesi planlan-maktad›r.

Bilim adamlar›do¤adaki canl›lar›

örnek alarak tasar›mlaryapmaktad›rlar. K›sacas› canl›-

lardaki benzersiz sistemler,teknolojinin geliflmesin-

de ve yeni çözümlerbulmas›nda yol

gösterici olmak-tad›r.

154

KELEBEKLERDEN, ISINAN B‹LG‹SAYAR

Ç‹PLER‹NE ÇÖZÜM

Page 157: GERÇEKLER 2

"Ormia Ochracea" isimli sinek, yumurtalar›n› c›rc›r böce¤inin üzeri-ne b›rak›r ve yumurtalardan ç›kan larvalar c›rc›r böce¤i ile beslenirler.Orman›n içinde bir c›rc›r böce¤inin yerini bulmak ise, oldukça zordur.Ama Ormia sine¤i, bu ifl için özel tasarlanm›fl hassas kulaklar› sayesinde,böce¤in yerini kolay bir flekilde bulabilir.

‹nsan beyninde de sesin yerini tespit için ayn› yöntem kullan›l›r. Bu-nun için, sesin önce yak›ndaki kula¤a, daha sonra uzakta kalan kula¤aulaflmas› yeterlidir. Sesin iki ayr› kula¤a kaç milisaniye farkla ulaflt›¤›n›hesaplayan beyin, böylece sesin geldi¤i yönü saptar. ‹nsanda bu hesapla-ma 10 milisaniyede sonuçlan-maktad›r. Oysa Ormia sine¤i, ay-n› hesab› toplu-i¤ne bafl› büyük-lü¤ündeki beyniyle üstelik in-sandan 5000 kat daha h›zl› bir fle-kilde gerçeklefltirebilmektedir.

Do¤adaki tasar›mlar insaniçin her zaman tükenmez bir il-ham kayna¤› olmufltur. Modern teknolojik ürünlerin büyük bölümü do-¤adaki tasar›mlar›n taklididir. Milyonlarca y›ld›r kusursuz bir flekilde ifl-leyen sistemleri taklit etmek flüphesiz tasar›mc›lar›n iflini oldukça kolay-laflt›r›r. Sine¤in kula¤›ndaki bu mükemmel tasar›m da, günümüzde "OR-M‹AFON" ad› alt›nda, iflitme aleti ve dinleme cihazlar›n›n yap›m›nda tak-lit edilmeye çal›fl›lmaktad›r.

Canl›lardaki ‹man Delilleri 155

S‹NEK KULA⁄INDAK‹ TASARIM ‹fi‹TME ALET‹NDE

DEVR‹M YAPACAK

Göklerde ve yerde bulunanlar O'nundur; hepsi

O'na 'gönülden boyun e¤mifl' bulunuyorlar.

(Rum Suresi, 26)

Page 158: GERÇEKLER 2
Page 159: GERÇEKLER 2

Beyin kabu¤undaki birkaç santimetreküplük bir bölge, göz sinirleri-mizden gelen uyar›lar›n üzerinde topland›¤› bir televizyon ekran› gibidir.Ve biz, daha do¤rusu idrak›m›z, kapkaranl›k kafatas›n›n içinde, simsiyahbeyin kabu¤unun üzerine düflen renkleri, çeflitli ›fl›k armonilerini, renga-renk bir kelebe¤i televizyon ekran›ndan izler gibi izleriz. Tüm dünyam›-z›, bu beynimizdeki ekrandan görürüz.

Kimbilir, gördüklerimizin as›llar› d›flar›da nas›ld›r? Örne¤in beyni-mizdeki ekranda seyretti¤imiz, k›rm›z›l›, sar›l›, mavili kelebe¤in asl›, aca-ba yine ayn› renklere mi sahiptir? Yoksa, bizim beynimizdeki görüntüsümü sadece böyledir? Bu sorular›n cevab›n› hiçbir zaman bilemeyiz. Bey-nin içinde bu görüntüleri izleyen ruhumuz hiçbir zaman beynimizin d›fl›-na ç›k›p, bu görüntülerin as›llar›n› göremez. Dolay›s›yla gördüklerininas›llar› ile ayn› olup olmad›¤›n› asla bilemez.

Bu o kadar büyük bir mucizedir ki, insanlar›n birço¤u kavrayama-makta, bilenlerin ço¤u ise anlamazl›ktan gelmektedir. Allah insanlarado¤duklar› andan itibaren beyinlerinin içinde bir ekran izlettirmekte, herinsan›n ruhunu hayat› boyunca kafatas› gibi küçücük, dar ve s›k›fl›k biryerde yaflatmaktad›r. Ancak, izlettirilen görüntü o kadar muhteflem, o ka-dar detayl› ve o kadar asl›n›n benzeridir ki, insanlar gerçekte nerede ol-duklar›n› dahi fark edememektedirler. Onlar, beyinlerindeki kopya gö-rüntüleri izlerken ve kafataslar›n›n içinde yaflarlarken, tekneyle denizeaç›ld›klar›n›, uçakla gö¤e ç›kt›klar›n›, kilometrelerce yol katettiklerinizannetmektedirler. Hatta bu gerçek kendilerine defalarca anlat›ld›¤› hal-de, gerçekte kafataslar›n›n içinde yaflad›klar›na bir türlü kanaatgetirememektedirler. ‹flte bu, bir insan›n dünyada karfl›la-flabilece¤i en büyük mucizelerden biridir. Bu mucizeyiderinlemesinedüflünmenin, si-ze yepyeni ufuklaraçt›¤›n› göreceksiniz.

Maddenin Ard›ndaki S›r 157

BEYN‹N ‹Ç‹NDEK‹ MUHTEfiEM SIR

Page 160: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Çevrenizdeki mal h›rs›na kap›lm›fl insanlar›n en çok nelere de¤erverdiklerini bir düflünün: iyi bir ev, lüks eflyalar, gösteriflli mücevherler,son model bir araba, bankalarda yüksek miktarda para, yat... ‹flte bu ne-denle de bu insanlar›n en çok korktuklar› fley sahip olduklar› tüm bumaddeleri beyinlerindeki bir ekrandan izledikleri ve as›llar›yla asla karfl›-laflamayacaklar› gerçe¤idir.

Oysa bu, 21. yüzy›lda her insan›n anlayabilece¤i flekilde aç›klanm›fl,çok büyük bir bilimsel hakikattir. ‹nsanlar beyinlerinde oluflan bir kopyadünya içinde yaflarlar. D›flar›daki dünya ile muhatap olmalar› mümkünde¤ildir. Çünkü sesi, ›fl›¤› ve kokuyu hiçbir flekilde geçirmeyen kafatasla-r›n›n içine girebilen sadece bu maddelerden gelen elektriksel bilgilerdir.

Resimdeki gibi para verip, arkada görülen muhteflem villay› sat›nalan insan›n içinde bulundu¤u durum da böyledir. Kendini bir villa sat›nal›yor ve para say›yor zannederken, asl›nda beyninde oluflan bir görüntü-yü sat›n almakta, karfl›s›ndaki kifliye de paran›n kendisini de¤il, görüntü-sünü vermektedir. Paray› alan kifli de gerçekte bir görüntü almaktad›r. Ya-

ni ortada sadece bir görüntü al›flve-rifli vard›r.

158

MAL HIRSINA KAPILAN ‹NSANLARIN EN BÜYÜK

KORKULARI...

Page 161: GERÇEKLER 2

Size ait oldu¤unu sand›¤›n›z eflyalar›n gerçeklerine asl›nda hiçbir za-man sahip olamayaca¤›n›z› hiç düflünmüfl müydünüz? Bu, lise biyoloji vefizyoloji kitaplar›nda dahi okutulan, herkesin bildi¤i bilimsel bir gerçektir.

Bir araban›z oldu¤unu düflünelim. ‹çine binerek direksiyonunu tut-tu¤unuz, gaz pedal›na basarak istedi¤iniz gibi h›z yapt›¤›n›z bu arabay›,asl›nda beyninizin içindeki bir ekranda izlersiniz. Önünüzdeki direksi-yondan, h›z göstergelerinden, dikiz aynalar›ndan ve arabaya ait tüm par-çalardan ç›kan ›fl›nlar gözünüzde elektrik sinyallerine çevrilir ve sinirlerarac›l›¤›yla beynin görme merkezine ulaflt›r›l›r. Böylece beyninizde, asl›-n›n ayn›s› olan bir araba görüntüsü meydana gelir. Ancak dikkat edin! S‹ZASLININ AYNISI OLAN, AMA ASLI OLMAYAN B‹R GÖRÜNTÜ GÖ-RÜRSÜNÜZ.

‹steseniz de hayat›n›z boyunca bu araban›n gerçe¤ini göremezsiniz.Çünkü siz ne yaparsan›z yap›n, araban›n görüntüsü hep beyninizin için-deki görme merkezinde oluflacakt›r. Ne kadar isteseniz de görme merke-zinde oluflan görüntünün d›fl›nda tek bir nokta dahi görme gücüne sahip

de¤ilsiniz. Bu nedenle asl›nda sahipoldu¤unuz, bu araban›n kendisi de-¤il, bir kopyas›d›r.

Ayn› flekilde gardrobunuzdakielbiseleriniz, içinde yaflad›¤›n›z evi-

niz, mobilyalar›n›z ve size ait oldu¤unu düflündü-¤ünüz tüm servetinizin sadece beyninizde

oluflan kopyalar›na sahip olabilirsiniz.Dolay›s›yla dünyan›n en zengin in-san›, asl›nda dünyan›n en büyük

mülküne de¤il, sadece bu mül-kün beyninde meydana gelenkopyas›na sahiptir.

Maddenin Ard›ndaki S›r 159

DÜNYANIN EN ZENG‹N ‹NSANI, ASLINDA

DÜNYANIN EN FAZLA MÜLKÜNE DE⁄‹L,

SADECE BU MÜLKÜN BEYN‹NDE OLUfiAN

GÖRÜNTÜSÜNE SAH‹PT‹R

Page 162: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Birçok insan›n hayatta en çok de¤er verdi¤i fley evleri, fabrikalar›,yatlar›, arsalar›, mücevherleri, bankadaki hesaplar›, antikalar›, k›sacamaddi varl›¤›d›r. Tüm hayatlar›n› bunlar› elde etmek için geçirir, gece-gündüz demeden çal›fl›rlar. En büyük korkular› ise bir gün y›llar›n› vere-rek elde ettikleri bu mallar›n› kaybetmektir. Ancak bu insanlar sahip ol-duklar› mal ve mülkün gerçek mahiyeti hakk›nda hiç düflünmeyerek, çokbüyük bir yan›lg›ya düflmüfllerdir.

Çünkü "EV‹M, FABR‹KAM, YATIM, MÜ-CEVHER‹M!" diye sahiplendikleri ve endi-

fle içinde muhafaza ettikleri bu mallar›-n›n as›llar›yla asla karfl›laflamazlar.

Asla gerçek evlerinin içinde otu-ramaz, asla gerçek yatlar›yla ge-zemez, asla gerçek mücevherleri-

ni takamazlar. Onlar sadece bu efl-yalardan beyinlerine ulaflan elektrik

sinyallerini, beyinlerindeki ekrandanizlerler. Bu izledikleri de gerçek mal ve

mülklerinin birebir benzeyen kopyalar›ndan bafl-ka birfley de¤ildir.

‹flte bu büyük gerçek insanlar›n tümh›rslar›n›, endiflelerini bir anda anlam-s›zlaflt›rmakta, beyinlerindeki ekranda

izledikleriyle övünenler, gösterifl yapanlargerçekler karfl›s›nda çok küçük düflmektedirler. Ancak tüm ömürlerini,bu dünyada kazanç sa¤lamak için çal›flarak tüketenler, ahireti unutup,yaln›zca dünya hayat›na yönelenler ölüm gerçe¤iyle karfl›laflt›klar›ndaçok geç olacakt›r. Rabbimiz bu gerçe¤i "Keflke o ölüm kesip bitirseydi,mal›m bana hiçbir yarar sa¤layamad›, güç ve kudretim yok olup gitti"(Hakka Suresi, 27-29) ayetiyle bizlere bildirir.

160

BEY‹NDE B‹R GÖRÜNTÜ OLAN FABR‹KA, YAT VE

ARSALARIN, KEND‹LER‹N‹ BOfiA ÜZEN SAH‹PLER‹

Page 163: GERÇEKLER 2
Page 164: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Bo¤azda oturup, deniz manzaras›n› seyretti¤inizde, bu çok zevk al-d›¤›n›z görüntü, gerçekte beyninizde oluflur. Yani siz, d›flar›daki gerçekdenizi görmez, beyninizde oluflan kopyas›n› seyredersiniz. Göz sinirleribir elektrik kablosu gibi, d›flar›dan gözünüze gelen ›fl›¤›, elektrik sinyaliolarak beyninizdeki görme merkezine tafl›r. Deniz manzaras› ise, küçücükbir nokta olan bu görme merkezinizde oluflur. Oysa görme merkezinizdetek bir ›fl›k, tek bir renk veya k›p›rt› bile yoktur, çünkü kafatas›n›z ›fl›¤› içe-ri geçirmez. Buna ra¤men bu küçücük ve kapkaranl›k bölgede, son dere-ce detayl›, alabildi¤ine renkli, hiçbir elektronik cihaz›n üretti¤i ile k›yas-lanmayacak kadar net ve üç boyutlu bir d›fl dünya seyredersiniz.

Denizin ve gökyüzünün mavi rengi, bulutlar›n beyaz görünümü,uzaktaki binalar›n ahflap rengi, elektrik sinyallerinin sizin beyninizdemeydana getirdi¤i renklerdir. Siz, denizin, bulutlar›n, gökyüzünün, bina-lar›n gerçek renklerini hiçbir zaman ö¤renemezsiniz. Çünkü hiçbir zamanbunlar›n as›l görüntüleri ile muhatap olmazs›n›z. Ancak beyninizin için-deki öylesine kusursuz bir görüntüdür ki, neredeyse gerçe¤i ile ayn›d›r.Bu yüzden siz do¤du¤unuz andan itibaren gördüklerinizin, d›flar›dakigerçek görüntüler oldu¤unu zannederek yan›l›rs›n›z. Oysa gerçek, sizinsürekli olarak beyninizde oluflan görüntüyü seyrediyor olman›zd›r.

Bu durumda, denizin gerçek renginin mavi oldu¤undan emin olabi-lir misiniz? Veya her insan›n t›pk› sizin gibi bulutlar› beyaz, binalar› ah-flap rengi gördü¤ü kesin midir? ‹flte bunu asla bilemezsiniz ve hiçbir za-man da ö¤renemezsiniz. Çünkü hiçbir zaman beyninizdeki mekandan ç›-k›p, d›fl dünyadaki gerçek gökyüzünü, denizi, binalar›, bulutlar› göre-mezsiniz.

Bu, hayat›n›zdaki en önemli gerçeklerdendir ve yüzy›llard›r büyükbir itina ile insanlardan gizlenmek istenmifltir. 20. ve 21. yüzy›lda meyda-na gelen bilimsel geliflmeler, bu gerçe¤in çok aç›k olarak anlafl›lmas›na veinsanl›¤a kolayl›kla duyurulmas›na vesile olmufltur. Bu hakikati görmez-den gelmeyin ve mutlaka üzerinde düflünün.

162

‹NSANLIK ARTIK BÜYÜK GERÇE⁄‹ ANLIYOR

Page 165: GERÇEKLER 2
Page 166: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Evinin bir odas›nda oturup, televizyon izleyen ya da yemek yiyip,ailesiyle sohbet eden bir insan, kendisi fark›nda olmasa da, asl›nda çokbüyük bir mucize ile içiçedir. Bu büyük mucize, bir evin içinde oturan herkiflinin gördü¤ü dört duvardan ibaret olan görüntünün, asl›nda o kiflininbeyninin içinde oldu¤u gerçe¤idir.

Peki o halde ev mi sizin içinizdedir, yoksa siz mi evin içindesiniz?‹nsanlar›n büyük bir ço¤unlu¤u bu büyük gerçe¤i bilmez; kendileri-

ni bir evin içinde oturuyor, o evin içinde televizyon izliyor ve sohbet edi-yor zanneder. Bu gerçe¤i anlayan kifliler ise korktuklar› için bu büyükmucizeyi anlamazl›ktan gelirler. Oysa anlamazl›ktan geldikleri bu büyükgerçek, inkar edilmesi mümkün olmayan, bilimin de ortaya koydu¤u ke-sin bir konudur. Evi oluflturan dört duvardan, duvardaki tablodan, tele-vizyondan, yerdeki hal›dan, renkli döflemeli koltuklardan ve tavandakiavizeden göze ulaflan uyar›lar göz hücreleri taraf›ndan elektrik ak›m›naçevrilirler. Bu ak›mlar daha sonra beynin görme merkezine iletilir ve in-san, içinde oturdu¤unu sand›¤› ev görüntüsünü gerçekte beyninin arka-s›ndaki küçücük bir bölgede izler.

Burada insan›n akl›na çok önemli bir soru daha gelmelidir: Ifl›¤›niçeri giremedi¤i simsiyah kafatas›n›n içindeki bu renkli ve canl› görüntü-leri, göze, göz merce¤ine, retinaya, irise ihtiyac› olmadan gören kimdir?

Sorunun cevab›, "insan›n ruhu"dur. ‹nsan›n kendisini bir odan›n içinde zannetmesinin nedeni ise beynin-

de izledi¤i görüntülerin çok net ve gerçe¤iyle ay›rt edilemeyecek kadarayn› olmas›d›r. Bu da bafll›bafl›na bir mucizedir.

164

EV M‹ S‹Z‹N ‹Ç‹N‹ZDE, YOKSA S‹Z M‹ EV‹N

‹Ç‹NDES‹N‹Z?

Page 167: GERÇEKLER 2

Bir futbol maç› izlemek için stadyumdan içeri giren kifli, içeride bu-lunan binlerce kifli ile ayn› maç› izleyece¤ini zannederken, gerçekte çokbüyük bir yan›lg›ya düflmektedir.

Çünkü stadyumdaki her kiflinin beyninde ayr› bir saha, ayr› futbol-cular, ayr› izleyiciler, k›saca ayr› bir görüntü oluflur. Ancak herkes tek birstadyumun, tek bir maç›n oldu¤unu ve binlerce kiflinin ayn› maç› izledi-¤ini zanneder. Hatta evlerindeki televizyonlardan bu maç› izleyen kiflile-rin de ekrandaki ayn› maç› izledi¤ini zannederler.

Oysa her bir kiflinin beyninde gerçe¤inden ay›rt edilmeyecek derece-de ayn› olan, izleyici say›s› kadar kopya yarat›l›r. Ne stadyumda oturan-lar d›flar›daki görüntüyü, ne de evlerindeki televizyonun karfl›s›nda otu-ranlar ekrandaki gerçek görüntüyü göremezler. Çünkü hiçbir insan›nbeyninin içindeki ekrandan ç›k›p, d›flar›daki görüntünün asl›yla muhatapolmas› mümkün de¤ildir. Bu insanlar›n tek görebildikleri fley beyinlerineulaflan bilgilerin beyinlerindeki ekrandan yorumlanmas›d›r. Gören ruh-tur. Hem ruhu, hem asl›na birebir benzeyen görüntüleri, üstelik her bir in-san için ayr› ayr› yaratan ise göklerin ve yerlerin Rabbi olan Allah't›r.

Maddenin Ard›ndaki S›r 165

B‹R STADYUM DOLUSU ‹NSANIN HER B‹R‹ AYRI

B‹R MAÇI ‹ZLER

Page 168: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

D›fl kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vas›tas›yla toplay›p ortakula¤a iletir, orta kulak ald›¤› ses titreflimlerini güçlendirerek iç kula¤aaktar›r; iç kulak da bu titreflimleri sinirler arac›l›¤› ile beyne gönderir.Duyma ifllemi beyindeki duyma merkezinde gerçekleflir. Peki beyinde se-si duyan kimdir?

Duyma merkezi sese tamamen kapal›d›r. Yani d›flar›dan ne kadarçok ses gelirse gelsin, d›flar›s› ne kadar gürültülü olursa olsun beynin içidaima sessizdir. Beyne ulaflan ses de¤il, sinir uyar›lar›d›r. Fakat bu derinsesssizli¤in içinde en be¤endi¤iniz müzikleri, bir stadyuma yerlefltirilmifldevasa kolonlardan yay›lan en ünlü gruplar›n konserlerini dinlersiniz.

Hiç düflündünüz mü, sessiz beynin içinde, KULA⁄A ‹HT‹YAÇDUYMADAN TÜM B‹R STADYUMU DOLDURACAK KADAR YÜK-SEK OLAN SES‹ D‹NLEYEN K‹MD‹R?

fiuursuz et, kemik ve sinirlerden bir fluur, anlay›fl ve takdir edebilmeyetene¤i beklenemez. Ruhunuza "duyma ve görme yetene¤ini" veren, si-zi kusursuz flekilde yaratan Allah't›r. Bu, üzerinde düflünülmesi gerekenÇOK ÖNEML‹ ve MUHTEfiEM bir gerçektir.

Üstelik bu fluur hiçbir zaman bir konserin asl›n› dinleyemez. Hiçbirzaman ünlü bir flark›c›n›n sesinin asl›n› iflitemez. Onun iflittikleri, as›llar›nbirer kopyas›d›r. Ancak bu, o kadar gerçekçi, ASLIYLA TAMAMEN BEN-ZER VE ÜSTÜN KAL‹TEL‹ B‹R KOPYADIR ki, insan bunu hiçbir zamanay›rt edemez. Hayat› boyunca hep as›llar›n› iflitti¤ini zanneder. ‹nsanlar›nbüyük bir ço¤unlu¤unun fark edemeyece¤i kadar gerçekçi yarat›lan busesler, Allah'›n yarat›fl›n›n bir baflka mucizesidir.

166

BEYN‹N‹ZDEK‹ DER‹N SESS‹ZL‹⁄‹N ‹Ç‹NDE

YÜKSEK SESL‹ B‹R KONSER‹ D‹NLEYEN K‹MD‹R?

Page 169: GERÇEKLER 2
Page 170: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Havai fiflek gösterisi izleyen insanlar›n ço¤u, havai fifleklerin asl›n›gördüklerini san›rlar. Oysa, hiçbir zaman as›llar›n› göremezler, gördükle-ri kafataslar›n›n içinde oluflan havai fiflek gösterisidir. Çünkü, havai fiflek-lerin patlamas› ile oluflan ›fl›klar insan›n gözüne ulafl›r ve göz hücreleri ta-raf›ndan elektrik ak›m›na çevrilirler. Bu elektrik ak›mlar› görme merkezi-ne iletilir ve biz havai fiflek görüntüsünü kafatas›m›z›n arkas›ndaki buyerde seyrederiz. Bu noktada bir kaç ola¤anüstü soru akla gelir:

1. Kafatas›m›z›n içinde, elektrik uyar›lar›n› havai fiflek gösterisi ola-rak izleyen kimdir?

168

GÖKYÜZÜNE ATILAN HAVA‹ F‹fiEKLER‹ ASLINDA

BEYN‹N‹Z‹N ‹Ç‹NDE ‹ZLERS‹N‹Z

Page 171: GERÇEKLER 2

2. Kafatas›m›z›n içi kapkaranl›k, ›p›ss›zd›r. Öyle ise bu zifiri karanl›-¤›n içinde, rengarenk, ›fl›l ›fl›l havai fiflek gösterisini göze ihtiyac› olma-dan izleyen kimdir?

Karanl›k kafatas›m›z›n içinde, rengarenk, ›fl›l ›fl›l, parlak, derinli¤iolan ve son derece net görüntüleri gören, gördüklerinden zevk alan, he-yecan duyan ve bu nedenle kendisini yaratan Allah'a flükreden, insan›nruhudur.

‹nsan›n beyninde izledi¤i görüntüler o kadar net ve gerçe¤i ile ayn›-d›r ki, insanlar›n büyük bir ço¤unlu¤u gördüklerinin gerçek gösteri oldu-¤unu zannederler ve bu mucizeyi fark edemezler. BU DA APAYRI B‹RMUC‹ZED‹R; ÇÜNKÜ ALLAH fiU ANDA M‹LYARLARCA ‹NSAN RU-HU ‹Ç‹N M‹LYARLARCA GÖRÜNTÜYÜ AYNI ANDA YARATMAKTA,VE ONLAR ASILLARINI GÖRDÜKLER‹N‹ ZANNEDEREK ALDAN-MAKTADIRLAR.

Bu büyük mucizenin üzerinden bir kere okuyup geçmeyin. Üzerin-de derin derin düflünün. Bu önemli gerçek size Allah'›n yarat›fl›ndaki mu-cizeleri görmeniz için önemli bir kap› açacakt›r.

Maddenin Ard›ndaki S›r 169

Page 172: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

‹nsan gözü üstün teknolojiye sahip televizyonlardan çok daha ku-sursuz çal›fl›r. Televizyonu oluflturan, özel sistemlere sahip modern labo-ratuvarlarda üretilmifl, birbirinden farkl› özellikte yüzlerce parçad›r. Gö-zü oluflturan ise hücrelerdir ve temel maddeleri protein ve ya¤lard›r. Amaherfleye ra¤men üstün teknolojiye sahip televizyonun oluflturdu¤u gö-rüntü, gözün oluflturdu¤u görüntü ilek›yasland›¤›nda çok eksik ve yetersizkalmaktad›r.

Bu nedenle tasar›m uzmanlar› vemühendisler y›llardan beri gözün sa¤-lad›¤› netlikte bir görüntü kalitesini te-levizyonlarda elde etmek için u¤rafl-maktad›rlar. Ne var ki dev fabrikalar-da ve geliflmifl laboratuvarlarda yürü-tülen araflt›rmalarla elde edilen netlik,gözdeki netli¤i yakalayamamaktad›r.

Örne¤in televizyondaki görüntüiki boyutlu ve sadece belli renk aral›k-lar›ndad›r. Gözü oluflturan hücrelersebize 3 boyutlu, net, rengarenk, GER-ÇE⁄‹NE AYIRT ED‹LEMEYECEK DE-RECEDE BENZER bir görüntü sunar-lar.

Gözdeki kusursuz tasar›m›n ya-n›s›ra üzerinde durulmas› gereken çokbüyük bir konu daha vard›r. Gözdekihücrelerin görevi kendilerine gelenuyar›lar› elektrik sinyaline dönüfltüre-rek beyne göndermektir. Beyinde isebu elektrik sinyalleri ›fl›kl›, renkli ve

170

KARANLIK BEYN‹M‹Z‹N ‹Ç‹NDE RENKL‹ B‹R

DÜNYAYI SEYRED‹YOR OLMAMIZ,

RUHUN VARLI⁄ININ DEL‹L‹D‹R

Page 173: GERÇEKLER 2

derinli¤i olan bir görüntü olarak seyredilir. Ancak unutmamak gerekir kibeynin içi kapkaranl›kt›r çünkü beyin ›fl›¤› içeri geçirmez. Yani beyniniçinde asl›nda bir görüntü de oluflmaz. D›fl dünya ile ilgili herfley beyni-mizin içindeki zifiri karanl›¤a ulaflan elektrik uyar›lar›ndan ibarettir.

Bu karanl›¤›n içinde GÖZE ‹HT‹YAÇ DUYMADAN d›fl dünyay› gö-ren, elektrik uyar›lar›n› d›flar›daki masa, a¤aç, gökyüzü, ev, canl› ve can-s›z varl›klar olarak gören bir fluur vard›r. Bu fluur Allah'›n insanlara ver-di¤i ruhtur.

Maddenin Ard›ndaki S›r 171

Televizyon, özel üretilmifl yüzlerceparçadan oluflur, göz ise protein ve

ya¤lardan. Buna ra¤men televizyonda olu-flan bu manzaran›n görüntüsü iki boyutlu ve

k›s›tl› renklerde meydana gelir.

Bu, gerçe¤ine, ay›rt edilemeyecekderecede benzeyen görüntü kapka-ranl›k beyninizin içine ulaflan elekt-rik sinyallerinden ibarettir.

Page 174: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Al›flverifl yapmak için marketten içeri giren bir insan –kendisi fark›n-da olmasa bile- gerçekte çok büyük zorluklarla karfl› karfl›yad›r. 4 Çünkü beynindeki ekrandan izledi¤i bir görüntü içinde h›zla ilerleme-si gerekecektir.4 Bu arada beynindeki ekrandan izledi¤i insanlar yan›ndan h›zla geçer-ken, onlara çarpmamas› gerekecektir.4 Ayn› zamanda beynindeki ekranda gördü¤ü raflardan, as›llar› ile aslakarfl›laflamayaca¤› yiyeceklerden seçmesi gerekecektir.

Bunun nedeni insan›n d›fl dünyaya ait olan her türlü ayr›nt›y› sadeceve sadece beynindeki bir ekrandan seyretmesi, bu ekrandan d›flar› asla ç›-kamamas›d›r. Her insan hayat› boyunca sadece beynine ulaflan kopya gö-rüntüleri görür, asla bu görüntülerin gerçeklerine ulaflamaz.

Peki insan›n bütün hayat›n› beyninin içindeki bir ekrandan izlerkenyürümesinin, koflmas›n›n, al›flverifl yapmas›n›n ne kadar zor oldu¤unuhiç düflündünüz mü?

Ancak Allah üstün bir ilme sahip yarat›fl› ile insana buzorlu¤u hiç hissettirmemektedir. Hatta insanlar›n bü-yük bir ço¤unlu¤u, dünyay› beyinlerindeki bir ek-randa izlediklerinin dahi fark›nda de¤ildirler.

Belki bu mucizevi durum üzerinde flu ana kadar

172

MATERYAL‹STLER‹N G‹ZLED‹⁄‹ OLA⁄ANÜSTÜ

GERÇEK, 21. YÜZYILDA ORTAYA ÇIKTI

Page 175: GERÇEKLER 2

hiç düflünmemifl olabilirsiniz. Çünkü materyalist bilim adamlar› bu ger-çe¤i bugüne kadar tüm insanlardan gizlediler. Ancak 21. yüzy›lda as›rlar-d›r gizlenen bu mucizevi gerçek, bilim taraf›ndan ortaya ç›kar›ld›.

Maddenin Ard›ndaki S›r 173

EKfi‹ OLAN L‹MON DE⁄‹L,

BEYN‹M‹ZDE ALGILADI⁄IMIZ KOPYASIDIR

Limon yedi¤imizde ekfli tad› hissederiz. Ancak bu tad› hisseden dili-miz de¤il beynimizdir. Beynimiz, dilimizden bafllayarak kendisine ulaflanuyar›lar› ekfli bir tad olarak alg›lar.

Ancak beynimiz hiçbir zaman bu hissettiklerinin asl›yla muhatapde¤ildir. Çünkü ald›¤›m›z tadlar, kokular, gördü¤ümüz görüntüler sade-ce beynimize ulaflan elektrik ak›mlar›ndan ibarettir. Beynimize limonunkendisi de¤il, sadece asl›n›n bir kopyas› ulafl›r.

Bu durumda, limonun asl›yla hiçbir zaman muhatap olam›yorsak,nas›l bu ekfli tad› hissederiz?

Dilimize bir elektrodla gerekli fliddette elektrik ak›m› versek yine li-mon yedi¤imizi zannederiz. Oysa ortada ne limon ne de tad vard›r. Bu ek-fli tad› hissetmemizin sebebi limonla muhatap olmam›z de¤il, beynimizinkendisine ulaflan elektrik ak›m›n› yorumlay›fl›d›r.

‹nsanlar›n büyük bir ço¤unlu¤u nesnelerin asl›n› görüp hissetti¤ineinan›r ve buna göre yaflad›¤›n› düflünür. Fakat, gerçekte bu d›fl dünyan›nasl›yla muhatap de¤ildir. Bu durumda flunlar› düflünelim:

Beynimizde kopyas›n› gördü¤ümüz nesne-lerin d›flar›da asl› var diyoruz ama ya d›flar›daas›llar› yoksa? Çünkü, hiçbir zaman bunu de-neme ve görme imkan›m›z yok. O zaman d›-flar›da as›llar›n›n oldu¤u ihtimaliflüpheli de¤il mi? En az›ndan heriki ihtimal de % 50-% 50. Öyle isenesnelerin as›llar›n›n oldu¤un-dan nas›l emin olabiliriz?

‹flte bu, insanl›k tarihininen büyük s›rlar›ndan biridir.

Page 176: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Yemek için elinize ald›¤›n›zbir fleftalinin önce yuvarlak

fleklini görür ve parlak rengi-ni fark edersiniz. Daha sonra

tüylü dokusunu, fleftaliye haskeskin ve hofl kokusunu hisseder,

bundan zevk al›rs›n›z. Bir fleftali dilimini tatt›-¤›n›zda ise tad›n›, yumuflakl›¤›n›, kokusunuhissedersiniz. Ancak gerçekte elinizdeki fleftaliasl›n›n bir kopyas›ndan baflka birfley de¤ildir.Sizin fleftalinin asl›n› görmeniz, koklaman›z ve-ya tad›n› alman›z ise mümkün de¤ildir. Bu, in-sanlar›n anlamazl›ktan geldi¤i ola¤anüstü birmucizedir.

fieftaliyi yedi¤imiz zaman ald›¤›n›z tat, dilüzerindeki tat alg›lay›c›lar›n›n beyne ulaflt›rd›k-lar› elektrik sinyallerinin hissedilmesidir. Budurumda dikkat edilmesi gereken fley, dilin hiç-bir zaman gerçek alg›lay›c› olmad›¤›d›r. Siz flef-talinin asl›ndan gelen tad› a¤z›n›zda hissetti¤i-nizi düflünürsünüz. Ama asl›nda bu tamamen

bir yan›lg›d›r. fieftalinin lezzeti ve görüntüsüne dair tüm bilgiler beynintat alma merkezinde oluflmaktad›r. Beyne ise fleftalinin flekeri veya lezze-ti de¤il, sadece elektrik sinyallerinden oluflan bilgiler iletilmektedir. Be-yinde tad› alg›layabilecek bir dil yoktur. Dili, dili oluflturan kas›, al›c›lar›olmaks›z›n meyvenin lezzetini hisseden ve bundan zevk alan insan›n RU-HU'dur.

Ruhun alg›lad›¤› bütün hisler gerçe¤i ile ay›rt edilemeyecek derece-de kusursuzdur. Bu yüzden insanlar bu gerçe¤i bir türlü fark edemezler.

‹nsanlar›n bu apaç›k gerçe¤i hiç düflünmeden yaflamalar› ve bu ger-çe¤i kavrayamamalar› da ayr› bir mucizedir.

174

BEY‹NDEK‹ KOPYA HAYATIN ANLAMAZLIKTAN

GEL‹NMES‹ MÜMKÜN DE⁄‹LD‹R

Page 177: GERÇEKLER 2

Çok çeflitli yemeklerin bulundu¤u bir ziyafet sofras›nda oturan birkifli, sofrada gördü¤ü yemekleri yedi¤ini zanneder. ‹flte bu insan, her in-san›n düfltü¤ü çok büyük bir yan›lg›ya kap›lm›flt›r. Çünkü bu kifli gerçek-te d›flar›daki yemek sofras›ndaki as›l yemekleri de¤il, beyninde görüntü-sü oluflan sofradaki yemeklerin kopyalar›n› yer. Tad› alan beynidir, dili yada dama¤› de¤il. K›rm›z› elmalar›n, yeflil sebzelerin rengini gören beyni-dir, gözü de¤il. Yine birbirinden lezzetli yiyeceklerin kokusunu duyanbeynidir, burnu de¤il... Herfley kafatas›n›n içindeki küçücük bir bölgedegerçekleflir. Bu kifli-nin gerçek yemekmasas›nda oturma-s›, gerçek yemekle-re dokunmas›, ger-çek yemeklerin ko-kusunu almas› vegerçek yemekleriyemesi mümkünde¤ildir. O sadeceas›l yemeklerinkopyalar›yla mu-hatap olur.

Bu kiflinin buönemli hataya düflmesinin nedeni ise d›flar›daki yemek sofras› ile beynin-de kopyas› oluflturulan yemek sofras›n›n, birbirinin birebir ayn›s› olmas›-d›r. Bu nedenle de gerçe¤i ile kopyas›n› birbirinden ay›rt edemez. Gördü-¤ü herfleyin asl›na ulaflabildi¤ini düflünür, ama bu s›rada beyninin için-den d›flar› asla ç›kamaz.

‹flte bu, insan›n derin düflünerek ulaflabilece¤i ola¤anüstü bir gerçek-tir. Bu mucize, asl›nda lise biyoloji kitaplar›nda bile anlat›lmakta, ama in-sanlar önyarg›lar› nedeniyle bu gerçe¤i kavrayamamakta veya anlamaz-l›ktan gelmektedir.

Maddenin Ard›ndaki S›r 175

‹NSAN ANCAK BEYN‹NDEK‹ YEMEKLER‹

Y‹YEB‹L‹R

Page 178: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Biz etraf›m›za bakt›¤›m›zda herfleyi beynimizin içinde görürüz. Göz-lerimiz ve göz sinirlerimiz, ayn› televizyona görüntüyü tafl›yan kablolargibi, bir nesneye ait sinyalleri beynimize tafl›rlar. Bu sinyaller ise, beyni-mizde, bir televizyon ekran›nda oldu¤u gibi, renkli, üç boyutlu, ayd›nl›k

bir görüntüye dönüflürler. Ve biz, hiçbirzaman nesnelerin asl›n› göremeyiz.

Örne¤in gördü¤ümüz, k›pk›rm›z› birgülün beynimizde oluflan kopyas›-

d›r. Gülün asl›n›n rengi nas›l hiçbir za-man bilemeyiz. Veya "yan›m›zdakiarkadafl›m›z da gülü bizim gördü¤ü-

müz renkte mi görüyor?", "onun k›rm›-z› dedi¤i bizim k›rm›z› dedi¤imiz

renkle ayn› m›d›r?", hiçbir zamanbunu test edemeyiz. Çünkü ayn›bahçedeki, ayn› güle bakan 100

insan›n her birinin beyninde ayr›ayr› 100 gül görüntüsü oluflur. Vehiçbiri, hiçbir zaman gülün asl›n›

görmez, beyninde oluflan kopyas›n›görür.

Bu aç›k gerçe¤e ra¤men in-sanlar hep nesnelerin gerçekle-

rine dokunduklar›n›, as›llar›n›koklad›klar›n› zannederler. ‹nsan-

lar›n gördükleri kopyalar› hayatlar›boyunca maddenin asl› sanmalar› iseAllah'›n yaratt›¤› ayr› bir mucizedir. Bu

önemli gerçe¤in fark›na vararak Allah'›nyaratt›¤› mucizeleri görmeye bafllamakhayata bak›fl aç›n›z› de¤ifltirecektir.

176

fi‹MD‹YE KADAR H‹Ç K‹MSE B‹R GÜLÜN ASLINI

GÖRMED‹, HEP KOPYASINI SEYRETT‹

Page 179: GERÇEKLER 2

Allah kat›nda her olay tek bir anda meydana gelir. Allah için geçmifl,flu an ve gelecek sadece tek bir anda olmufl ve bitmifltir. Geçmifl ve gele-cek, Allah'›n insanlar için yaratt›¤› kavramlard›r.

Bunu anlamak için flöyle bir örnek verelim: Bir flehrin kuflbak›fl› res-mini düflünün. Bu resimde iflaretlenen adam›n, flehrin di¤er ucuna gide-bilmesi için bir mesafe katetmesi ve belli bir zaman geçmesi gerekmekte-dir. Ancak o s›rada bu resme kuflbak›fl› bakan bir insan, flehrin tüm uçla-r›na ayn› anda hakimdir. Ayn› bu örnekte oldu¤u gibi bizim aç›m›zdanbelli olaylar›n gerçekleflmesi için zamana ihtiyaç varken, tüm mekanlar›ve zaman› yaratan Allah'›n olaylar›n bafl›n› ve sonunu görebilmek için za-mana ihtiyac› yoktur.

Allah kat›nda her olay olup bitmifltir. Örne¤in, Allah kat›nda, Hz.Musa flu anda K›z›ldeniz'i geçmektedir, Hz. Muhammed flu anda arkada-fl›yla birlikte ma¤araya s›¤›nmaktad›r, Hz. Nuh flu anda gemisini infla et-mekte, flu anda gemisiyle birlikte yola koyulmaktad›r, Hz. ‹brahim flu an-da atefle at›lmakta, Hz. ‹sa flu anda gö¤e yükseltilmektedir, Hz. Meryemise flu anda Cebrail ile konuflmaktad›r...

Allah kat›ndaki zamans›zl›k içinde her kare, her an ayn› anda vard›rve sonsuza kadar var olacakt›r. Allah'›n yaratt›¤› hiçbir görüntü, hiçbirolay, hiçbir varl›k yok olmaz. Bu, bir video kasetteki görüntülerin, izlene-rek geçilse bile var olmaya devam etmesi gibidir. Ancak insan›n bu görün-tüleri geri veya ileri alma imkan› yoktur. Yaln›zca Allah, tüm bu kareleritek bir anda görür ve bilir. Sak›n Allah'›n yarat›fl›ndaki muhteflem s›rlar›ve mucizeleri düflünerek, gerçeklerle yüzleflmekten kaçmay›n.

Maddenin Ard›ndaki S›r 177

DÜNYA TAR‹H‹NDEK‹ HER OLAY fiU ANDA

GERÇEKLEfiMEKTED‹R!

Hz. Musa'n›n K›z›l-deniz'i geçiflininresmedildi¤i günü-müzdeki bu an ile,olaylar›n yafland›¤›an Allah kat›ndabirdir.

Page 180: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Gemi ile k›talar aras› yolculuk yapt›¤›n›, kilometrelerce mesafe katet-ti¤ini zanneden biri asl›nda bir ad›m bile yol katetmemifltir. Çünkü bir ge-mide yolculuk yapt›¤›n› zannederken, gerçekte beyninin içinde gerçekle-flen yolculu¤u izlemifltir. Gördü¤ü manzaralar, farkl› ülkelerin k›y›lar›, li-manlar, geminin denizi yararak yol al›fl›, yunuslar, gökyüzündeki bulut-lar›n sürüklenifli hep beyninin içinde oluflan görüntülerdir.

Gemi bir limandan ayr›l›rken, liman›n giderek küçülen ve en sonun-da yok olan görüntüsü, geminin hareket ederek yol ald›¤› hissini verir.

178

GEM‹ ‹LE YOLCULUK YAPTI⁄INI ZANNEDEN

‹NSAN, BEYN‹NDEK‹ YOLCULU⁄U SEYREDER

Page 181: GERÇEKLER 2

Oysa, o anda insan,beyninde giderek küçü-len liman görüntüsünüseyretmektedir. Gemide, liman da, gökyüzüde insan›n beynindekiküçücük görme merke-zinde oluflan görüntü-lerdir. Görüntülerin bo-yutlar›n›n de¤iflmesi ileinsan uzakl›k ve yak›n-l›k hislerini alg›lar, gö-rüntüsünde derinlik ol-du¤u hissine kap›l›r. Asl›nda uzakta olan hiçbir fley yoktur; herfley tek birsat›hta, tek bir noktan›n üzerindedir.

Dünya hayat›na h›rsla ba¤lananlar bu önemli gerçe¤i anlamazl›ktangelmekte, insanlar›n anlamalar›n› da engellemeye çal›flmaktad›rlar. Çün-kü, gördü¤ü herfleyin beyninde oluflan bir kopya oldu¤unu kabul edenbir insan, yapt›¤› seyahatlerle di¤er insanlara sükse yapamayacak, gördü-¤ü yerlerle övünemeyecektir.

Maddenin Ard›ndaki S›r 179

De ki: "Sizin flirk kofltuklar›n›zdan hakka

ulaflt›rabilecek var m›?" De ki: "Hakka

ulaflt›racak Allah't›r. Öyleyse, hakka ulaflt›ran m›

uyulmaya daha hak sahibidir, yoksa do¤ru yola

ulaflt›r›lmad›kça kendisi hidayete ulaflmayan

m›? Ne oluyor size? Nas›l hükmediyorsunuz?"

(Yunus Suresi, 35)

Page 182: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Elinizde tuttu¤unuz ka¤›d›n inceli¤ini, tafl›d›¤›n›z pofletin a¤›rl›¤›n›ya da sabunun kayganl›¤›n› hisseden gerçekte eliniz de¤ildir. Eliniz iledokundu¤u cisimler aras›ndaki baz› etkileflimler hücreler taraf›ndan sinirak›m›na dönüfltürülür. Elinizdeki sinirlerin beyninize nakletti¤i bu ak›m-lar, beyinde dokunma hissine dönüflür. Dolay›s›yla bir arkadafl›n›zlatokalaflt›¤›n›zda, bu el s›k›flma hissi beyninize gelen sinyallerin yorumu-dur.

Pek çok kimse -bu bilgiye sahip olsa da- maddenin asl›na dokundu-¤unu zanneder. Halbuki bu, hiçbir zaman mümkün de¤ildir. ‹nsan bir ar-kadafl›yla tokalaflt›¤›n› beyninde hisseder. Arkadafl›n›n elinin asl›na hiçbirzaman dokunamaz. Dokundu¤u ve hissetti¤i onun elinin beynindeki birkopyas›d›r.

Öyleyse madem dokundu¤umuz veya gördü¤ümüz cismin asl›naulaflam›yoruz, bu kopyan›n orijinali ile ayn› olup olmad›¤›ndan nas›lemin olabiliriz? Buna hiçbir zaman emin olamay›z, çünkü hayat›m›z bo-yunca kafatas›m›z›n içinde yaflar›z. Gördüklerimiz, dokunduklar›m›z,

180

ÇOK BÜYÜK B‹R GERÇE⁄‹ GÖRMEZL‹KTEN

GELMEY‹N

Elinizde tuttu¤unuzherhangi bir nesneyihisseden eliniz de¤il-dir. Elinizdeki hücrelerbaz› etkileflimleri sinirak›m›na dönüfltürür vebu elektrik ak›mlar›beyninizde dokunmahissini oluflturur.

Page 183: GERÇEKLER 2

duyduklar›m›z, tatt›klar›m›z hep beynimizdedir. Ancak bu kopyalarAllah'›n yaratt›¤› bir harika olarak, orijinalinin o kadar ayn›s›d›r ki, insan-lar›n ço¤u bu gerçe¤i fark edemezler. Hatta, bu gördüklerinin bir hayal ol-du¤unu bu kiflilere anlatmak, gerçeklerini göremedikleri konusunda on-lar› ikna etmek için uzun aç›klamalar yapmak gerekmektedir.

Maddenin Ard›ndaki S›r 181

BEYN‹M‹Z‹N DIfiINDAK‹ DÜNYADA H‹Ç SES

YOKTUR

Ço¤u insan, d›fl dünyada birtak›m sesler oldu¤unu ve bizim de busesleri kula¤›m›zla duydu¤umuzu düflünür.

Örne¤in müzik setini sonuna kadar açan bir insan, müzik setindençok yüksek bir ses ç›kt›¤›n› ve bu sesi iflitti¤ini san›r.

Oysa gerçekte d›flar›da, yani insan›n beyninin d›fl›nda hiç ses yoktur.Dünya tümüyle sessizdir.

Beynimizin d›fl›ndaki dünyada sadece titreflimler vard›r.Bu titreflimler ise yaln›zca kulaklar›m›z ve beynimiz taraf›ndan sese

dönüfltürülür. Yani, iflitecek bir kulak ve beyin olmad›¤› sürece, ses deyoktur.

Üstelik kafatas›n›n içi de tamamen sessizdir. D›flar›da bir sesin varoldu¤unu kabul etsek bile bu ses beyne ulaflamaz.

Beyne ulaflan, sesin elektriksel bir kopyas›d›r. Fakat insan, bu derin sessizli¤in içinde, duyma merkezine ulaflan

elektrik mesajlar›n› güçlü kolonlardan ç›kan yüksek sesli bir flark› olarakdinler.

Peki sessiz beynin içinde, bir kula¤a, kulak hücrelerine, kulak kepçe-sine ihtiyaç olmadan, flark›lar› dinleyen, dinlediklerinden zevk alan kim-dir?

Bu, ‹NSANIN RUHUDUR. Öyle ise, dinleyen bir insan ruhu olmad›¤› sürece, ne müzik setinin,

ne çal›flan bir motorun, ne de çalan bir zilin sesi yoktur. Allah'›n yarat›fl›n-daki bu ola¤anüstü mucize üzerinde mutlaka düflünün.

Page 184: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Büyük bir salonda can kula¤›yla bir konuflmay› dinleyen kiflilerin tü-mü konuflmac›n›n a¤z›ndan ç›kan her sesi duyduklar›n› zannederler. Ko-nuflmac› da ayn› eminlikte düflüncelerini anlat›r ve dinleyicilerin kendisi-ni duyduklar›n› zanneder. Oysa gerçek çok farkl›d›r ve o anda salondakihiç kimsenin fark›nda olmad›¤›, ola¤anüstü bir mucize gerçekleflmekte-dir.

Konuflmay› yapan kifli, beynindeki dinleyicilere bir fleyler anlatmak-ta, ayn› flekilde dinleyiciler de anlat›lanlar› beyinlerinde dinlemektedirler.O anda salonun içinde olduklar›ndan son derece emin olan onlarca kifli,bütün bunlar› asl›nda beyinlerinde yaflamaktad›r.

Bu mucizeyi kavrayabilmek için kulak hakk›nda do¤ru bilgilere sa-hip olmak gerekir. Çünkü pek çok insan sesi duyan›n kulaklar› oldu¤unudüflünür. Oysa kulak sadece kendine gelen uyar›lar› elektrik ak›mlar›na

182

BEYN‹N‹ZDEK‹ DER‹N SESS‹ZL‹KTE, B‹R

KONFERANSI D‹NLEYEN RUHUNUZDUR

Page 185: GERÇEKLER 2

çevirir, sonra bunlar› beyne iletir. Bu ak›mlar beyindeki iflitme merkezin-de ses olarak iflitilir.

Burada dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta daha vard›r.Beyne ulaflan, seslerin as›llar› de¤il, onlara ait elektrik ak›mlar›d›r; kafata-s›n›n içinde korunan beyin sese tamamen kapal›d›r. Buna ra¤men salon-daki dinleyicilerin her birinin beyninde, bir kula¤a ihtiyaç olmadan elekt-rik ak›mlar›n› konuflmac›n›n sesi olarak duyan bir varl›k vard›r.

Bu varl›k herfleyi o kadar gerçekçi yaflar ki, hiç kimse duydu¤u sesinasl› ile muhatap olmad›¤›n› fark edemez. Bu varl›k, Allah'›n benzersiz birilimle yaratt›¤› RUH'tur. Beynin içindeki derin sessizli¤e ra¤men ruh, her-fleyi kusursuz bir netlikte ve gerçe¤inin ayn›s› olarak duyar.

Maddenin Ard›ndaki S›r 183

ARABA KULLANAN K‹fi‹, YOLU BEYN‹NDEK‹

MON‹TÖRDEN TAK‹P EDER

Sa¤anak ya¤murlu bir havada araba kullanan kifli; s›k› s›k› tuttu¤udireksiyonu da, zorlukla seçebildi¤i yolu da, yolu görmesini sa¤layan si-lecekleri de ayn› yerde, yani beyninde görür.

Ya¤an ya¤murdan, asfalt yoldan, araban›n cam›ndan, k›sacas› bu ki-flinin çevresindeki cisimlerden ulaflan uyar›lar, beyinde ya¤mur, araba,yol olarak seyredilir. Beyindeki monitörde d›fl dünyay› seyreden bir var-l›k vard›r. Bu varl›k Allah'›n büyük bir mucize olarak yaratt›¤› ruhtur.

Beynindeki monitörden ya¤›fl görüntüsünü seyreden kiflinin hiçbiryere çarpmadan araba kullanmas›n›n ne kadar zor oldu¤unu hiç düflün-müfl müydünüz? Bu sorunun cevab›n› mutlaka düflünün.

Page 186: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Evinizin cam›ndan bakt›¤›n›zda gördü¤ünüz görüntü bir sene bo-yunca sürekli de¤iflir. K›fl›n karlar içinde bir manzara, bahar ay›nda ya¤-murlu, yaz geldi¤indeyse güneflli ve yemyeflil bir görüntü ile karfl›lafl›rs›-n›z. Peki flimdiye kadar bu görüntüleri nerede gördü¤ünüzü hiç düflün-dünüz mü? Ifl›l ›fl›l güneflin, kar›n veya ya¤murun sadece beyninizde olu-flan kopyalar›n› izliyor oldu¤unuzu akl›n›za getirdiniz mi?

Dünya üzerindeki insanlar›n büyük bir bölümü bu görüntüleri be-yinlerinin içindeki karanl›k bir mekanda gördüklerini ve bunlar›n as›lla-r›n› hiçbir zaman göremeyeceklerini düflünmezler. Oysa bu, 21. yüzy›ldatüm bilim dünyas›n›n kabul etti¤i, lise biyoloji kitaplar›nda dahi yer alanbilimsel bir gerçektir.

184

YOKSA S‹Z MADDEN‹N ASLINI

GÖRDÜ⁄ÜNÜZÜ MÜ SANIYORSUNUZ?

Page 187: GERÇEKLER 2

Bir da¤›n zirvesinde oturup, çevresini saran eflsiz manzaray› seyre-den bir da¤c›, bu ola¤anüstü güzelli¤i beyninin içinde gördü¤ünden ha-bersizdir. Oysa bu uçsuz bucaks›z görüntü, da¤c›n›n beyninin içindekibirkaç mercimek tanesi büyüklü¤ündeki görme merkezinde oluflur. Gör-dü¤ü fley ise, manzaradan gelen ›fl›nlar›n, beyninde yorumlanmas›ndanbaflka bir fley de¤ildir. Yani gerçekte o manzaray› de¤il, manzaran›n elekt-rik sinyallerinden oluflmufl, birebir benzeyen kopyas›n› görmektedir. Bubenzerlik dolay›s›yla da¤c›, manzaran›n d›flar›daki asl›yla karfl› karfl›yaoldu¤unu düflünür. D›flar›da maddenin var oldu¤una inan›r. Buna inan-makta özgürdür. Ancak flunu da kesinlikle akl›ndan ç›karmamal›d›r ki,dünya yarat›ld›¤›ndan beri hiçbir insan maddenin asl›n› görememifltir veo da hiç kimsenin görmedi¤i birfleye "var" demektedir. Elindeki tek deliliise beyninde oluflan bir hayaldir.

Maddenin Ard›ndaki S›r 185

DIfiARIDA MADDEN‹N OLDU⁄UNU ‹DD‹A EDEN-

LER‹N ELLER‹NDEK‹ TEK DEL‹L HAYALLER‹D‹R

Dünya yarat›ld›¤›ndan beri penceresini aç›p da d›flar›daki manzara-n›n asl›n› gören kimse olmam›flt›r. Gördü¤ünü zanneden insan da, asl›n-da beyninde oluflan hayal d›fl›nda birfley görmemifl, flimdiye kadar hiçkimsenin görmedi¤i hayali bir varl›¤a inanm›flt›r. Çünkü insanlar›n mad-de dedikleri fley, gerçekte gördükleri hayale takt›klar› bir isimden baflkabirfley de¤ildir. Herfleyin d›flar›da bulunan asl›n› gördüklerini iddia eder-ken sunduklar› tek delil ise yine hayaldir.

Page 188: GERÇEKLER 2

GERÇEKLER II

Küçüklü¤ünüzden beri okudu¤unuz hikaye kitaplar›n›n, ders kitap-lar›n›n, ansiklopedilerin, romanlar›n, k›sacas› tüm kitaplar›n asl›nda bey-ninizde oluflan kopya kitaplar oldu¤unu ve hiçbir zaman beyninizin d›fl›-na ç›k›p da bir kitab›n asl›n› okuyamayaca¤›n›z› biliyor musunuz?

Kitab› okurken sayfan›n üstüne koydu¤unuz eliniz, kitab›n›z, otur-du¤unuz masa beyninizin görme merkezinde, her biri ayn› yerde olacakflekilde meydana gelmektedir. Ancak kitaptan gelen elektrik uyar›lar› so-nucunda beyinde oluflan görüntü o kadar net ve gerçekçidir ki, siz bu ger-çe¤in fark›na varmazs›n›z. Kitab›n asl›n› gördü¤ünüzü zanneder, ellerini-zin kitab›n asl›n› tuttu¤unu düflünürsünüz. Ancak unuttu¤unuz fley, bey-nin küçücük görme merkezinde oluflanbu kitab› okuyup, anlayan ve birçokbilgiyi ö¤renenin bir baflka varl›k oldu-¤udur.

Birçok insan, göze gerek olmadansat›rlar› takip eden bu varl›¤›n, Al-lah'›n insanlara verdi¤i ruh oldu¤ununfark›nda de¤ildir. Fark›nda olanlar›nço¤u ise bu ola¤anüstü gerçekten kaç-maya çal›flmaktad›rlar.

Bu kesin gerçe¤in ve ruhun varl›-¤› üzerinde düflünenler, gerçeklerdenkaçmayanlar her zaman kazançl› ola-caklard›r. Allah'›n sonsuz yaratma gü-cünü anlamaya bafllayanlar için tümdünya yepyeni bir anlam kazanacakt›r.

186

HAYATINIZ BOYUNCA BEYN‹N‹Z‹N ‹Ç‹NDEK‹

K‹TAPLARI OKUYARAK YEN‹ fiEYLER

Ö⁄REND‹⁄‹N‹Z‹ B‹L‹YOR MUSUNUZ?