Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

20
1 Hayatımızda Kitap (6-7) Uzaktan Eğitim ve Bilgiye Erişim (4-5) Gülmek (18-19) Her Sabahın Adı ‘müzik’ (8-9) T.C. Merkez Bankası Kütüphanesi’nden Staj Deneyimi (14-15) Duygular Zeki Olabilir Mi? (10-11) Çekim Yasası (12-13) Amsterdam Rüyası (16-17) Sayı 8 Mart - Nisan / 2012

description

Yeni bir yaşa, yeni bir döneme başlamanın heyecanıyla birlikte Genç ÜNAK Bülteni Mart-Nisan Sayısı yayında… Bu sayımız yine dopdolu ve yine çok farklı. Sizleri yine bambaşka konularla bilgilendirmeye, eğlendirmeye, yeni ülkelere yolculuğa çıkmaya ve yepyeni konuklarla tanıştırmaya devam ediyoruz. Keyifle okumanız dileğiyle…

Transcript of Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

Page 1: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1PB

Hayatımızda Kitap (6-7)

Uzaktan Eğitim ve Bilgiye Erişim (4-5)

Gülmek (18-19)

Her Sabahın Adı ‘müzik’ (8-9)

T.C. Merkez Bankası Kütüphanesi’nden Staj Deneyimi (14-15)

Duygular Zeki Olabilir Mi? (10-11) Çekim Yasası (12-13)

Amsterdam Rüyası (16-17)

Sayı 8 Mart - Nisan / 2012

Page 2: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

2

Genç ÜNAK Yönetim Kurulu

Başkan

F. Meriç DİRİK

Başkan Yardımcısı

Zarife YILDIRIM

İletişim Sorumlusu

Yağmur Ege Zeybekoğlu

Halkla İlişkiler ve

Tanıtım Sorumlusu

Sefa Mustafa DHYİ

Editör ve Bülten

Sorumlusu

Melisa GELBAL

Serdinç KAYA

Nurşah ARSLAN

Web Sorumlusu

Hüseyin Fırat AKIN

E D İ T Ö R D E NSerdinç [email protected]

Tarih boyunca toplumların sosyal yaşamlarını etkileyen her büyük buluş, kısa bir süre sonra eğitimin yaygınlaş-tırılması ve etkililiğinin arttırılması amacıyla kullanılma-ya başlanmıştır. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle hız kazanan bu süreç ve yaşanan gelişmeler; zamandan ve mekandan bağımsız olarak bir araya gelebilen, öğren-me sürecini kendi koşullarına göre düzenleyebilen grup-ları ve “Uzaktan Eğitim” kavramını eğitimin merkezine yerleştirmiştir. Bu sürecin aşamaları ve detayları bülte-nimize konuk olan Orçun Madran’ın kalemiyle sizlerle.

Hayatımızda kitabın yerinin nedenli önemli olduğunun belki de çoğumuz farkında değiliz. “Gerçek anlamda” kitap okuyanlarımız beşte bir civarındayken, “okur gibi yapan”larımızın sayısı bir hayli yüksek. Özellikle ço-cukların gelişme dönemlerinde kitapla tanışmaları çok önemli; ancak bu konuya ne kadar önem verdiğimiz tartışma konusu. Kitap okuma alışkanlığımız ve bunun önemini vurgulayan bir yazıyı Zarife sizlerle buluşturu-yoruz.

Sabah kalktığımızda, okullumuza ya da işimize gider-ken, akşam yatarken bize eşlik eden arkadaşımızdan bahsediyoruz: Müzik. Bazen günün atmosferi bize o ka-dar ağır gelir ki hemen bir müzik açar kendimizi rahatlat-maya çalışırız. Bunun için radyo dinler ya da MP3’lerimiz arasında gezintiye çıkarız. Peki, kendimize en uygun şarkıyı radyolarda nasıl buluruz? Bu konuda Melisa’nın size güzel bir önerisi var: Last.fm. Last.fm’deki “audiosc-robbler” eklentisi bilgisayarınızdaki, tabletinizdeki kısa-

Page 3: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

32

cası çevrimiçi olarak müzik dinlediğiniz platformunuzdaki müzikleri tarayarak sizlere şarkı ve sanatçı öneren süper bir eklenti paketidir. Bunu kendinize nasıl kazandıracağınız konusunda-ki yazımızı dikkatlice okumanız tavsiye ederim. Ruhumuzun gıda takviyesini unutmayalım…

Zekâ konusunda sadece IQ söz sahibi değildir. Bununda yanında EQ denilen (Emotional Quotient) duygusal katsayının da önemi bilinmektedir. EQ, işe alım süreçlerinden kariyer yönetimine, performans yönetimine, eğitim ve gelişim yönetimine kadar pek çok insan kay-nakları fonksiyonunun belirleyici özelliği olarak kullanılmaktadır. İlerleyen sayfalarımızda bu konuyla ilgili detaylı bilgileri Meriç bizlerle paylaşıyor.

Enerji, negatif ve pozitif enerji, olumlu düşünce, iyiliği çağırmak… Bunlara bir ek de “çekim yasası”. “Hayatta nasıl düşünürsen onu hayatına çekeceğin” ya da “istemesini bil, olsun” şeklinde özetlenebilecek evren yasasıdır. “Sağlık, haz, para, kariyer, sevgi, huzur, mutluluk, doyumlu ilişki...” Nurşah ve Umut’un yazısını okurken kendinizden çok şey bulacaksınız.

Staj yapacak arkadaşlarımız için Yağmur’un bir staj yeri önerisi var: “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kütüphanesi ”. Stajlarını böyle bir yerde yapmak isteyen ya da devlet kurum-larında çalışmak isteyen arkadaşlarımıza bu yazıyı kaçırmamalarını tavsiye ediyoruz.

BOBCATSSS için Amsterdam’a giden Sibel AKIN oradaki deneyimlerini bizlerle paylaşıyor. Kazanımlarını ve oradaki bilgilerini, “Amsterdam Rüyası”nı anlatıyor. Bu tür mesleki etkinlikle-re katılmak isteyen arkadaşlarımız var ise bu yazıyı dikkatlice okumaları kendileri için faydalı olacaktır.

Mutsuzluğa karşı en iyi ilaçtır gülmek. Canımızın sıkkın olduğu zamanlarda, her şeye olum-suz baktığımızda bir gülüşün içimizi ısıttığı ve bizi bu dertlerde bir nebze de olsa uzaklaştıran şeydir gülmek. Hatta bazı sözlere göre ömrü bile uzattığı kabul edilir. Gülmenin bize kazan-dırdıkları, yaşamımıza etkileri, çevremizle uyumumuz hakkında her şey; “gülmek” ile ilgili güzel bir yazıyı “mavi gözlerin ülkesi”nden yazıyor Sefa. Neşeniz bol olsun…

Page 4: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

4

Uzaktan Eğitim ve Bilgiye Erişim

Giriş

Eğitim, yeni teknolojilerin hızla hayata geçirildiği bir disiplindir. Her yeni teknoloji sü-ratle eğitim ve öğretim süreçleriyle bütünleştirilmeye çalışılır. Tarih boyunca toplumla-rın sosyal yaşamlarını etkileyen her büyük buluş kısa süre sonra eğitimin yaygınlaş-tırılması ve etkililiğinin arttırılması amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Bu teknolojik yeniliklerden ilk akla gelenler matbaa, radyo, televizyon, bilgisayar, cep telefonu ve İnternet’tir. Özellikle İnternet’in küresel ölçüde yaratmış olduğu büyük değişimin en çok hissedildiği alanlardan biri de eğitimdir. Kişisel bilgisayarlar ile okullarımıza, ofislerimi-ze ve evlerimize giren İnternet, son yıllarda dizüstü bilgisayarlar ve cep telefonları ile hayatımızın her anını, her an paylaşabileceğimiz bir yapıya dönüşmüştür.

Uzaktan Eğitim

Uzun yıllardır farklı iletişim teknolojilerinden (mektup, kitap, radyo, televizyon vb.) fay-dalanan uzaktan eğitim platformları, bilişim teknolojilerindeki altyapının gelişmesiyle birlikte İnternet’in sağlamış olduğu imkanlardan da en üst düzeyde yararlanmaya baş-lamışlardır. Yüz yüze eğitimin uzaktan eğitime göre en önemli artısı olarak görülen öğ-reten ve öğrenen arasındaki etkileşim, sanal sınıflar ve benzeri teknolojiler ile uzaktan eğitim modeli içinde kendine önemli bir yer bulmaya başlamıştır. Tüm bu gelişmeler zamandan ve mekandan bağımsız olarak bir araya gelebilen, öğrenme sürecini kendi koşullarına göre düzenleyebilen ve yürüten grupları eğitimin merkezine yerleştirmiştir.

Bilgiye Erişim

Bilgi Yönetimi’nin hangi alanında çalışırsak çalışalım öncelikle karşılacağımız kav-ramlardan biri “Bilgiye Erişim”’dir. Özellikle eğitim alanında belirli bir tecrübeye sahip olan hemen herkes öğrenmenin bilgiye erişimle doğrudan ilişkili olduğunu keşfeder. Bu keşif, öğrenenlerin genelde bilgiye erişememesi ve öğrenmenin gerçekleşememesin-den sonra olur ve deyim yerinde ise “iş işten geçmiştir”. Bu açıdan değerlendirildiğinde bilgi yönetimi ve bilgiye erişim genel olarak eğitim alanında ve özellikle de uzaktan eğitimde öğretim sisteminin tasarımında odaklanılması gereken en önemli noktalardır. Genelde bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde kuracak bilim insanlarının sayısı yok denecek ka-dar azdır ve disiplinler arası çalışmalara ülkemizde pek de kıymet verilmez. Bu tabii ki öğretim sistemlerinin tasarımında bilgiye erişimi göz ardı etmemiz anlamına gelemez.

Page 5: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

54

Orçun MADRAN

Uzaktan Eğitimde Bilgiye Erişim

Uzaktan eğitim, öğretim süreci boyunca öğrenenlerin son derece rahat bir ortamda çalışmalarına imkan vermektedir. Bu rahat ortam tahmin edileceği üzere ders ve çalış-ma saatlerinde esneklik ve buna ek olarak kimsenin öğreneni ders çalışmaya zorlama-masından ileri gelmektedir (en azından değerlendirme aşamasına kadar). Koşulların genelde öğrenen lehine gibi görüldüğü uzaktan eğitim modelinde öğrenenin kendini yalnız hissetmesi ise sistemin en büyük dezavantajları arasında gösterilebilir. İşte bu olumsuz durumu katma değere dönüştürebilecek sihirli değnek “Bilgiye Erişim”’dir. Öğ-renenin ihtiyacı olan bilgiye erişiminde sağlanan başarı, uzaktan eğitimin genel başa-rısı üzerinde çok önemli bir yüzdeye sahiptir.

Sonuç

Uzaktan eğitim, gelişmekte olan ülkelerdeki eğitim ve öğretim sorunlarının çözümün-de önemli bir oyuncu olabilir. Bunun mümkün hale gelmesi yüz yüze eğitimin tercih nedenlerini uzaktan eğitimde hayata geçirerek sağlanabilir. Teknolojik altyapıdaki ge-lişmeler önemli tercih nedenlerinden biri olan etkileşimin sağlanmasında yeterli olabilir, öğrenmenin sağlanabilmesi için ise bilgiye erişim ile ilgili çalışmaların süratle yapılması ve sistem içinde etkin bir şekilde kullanılmaya başlanması gerekir.

Page 6: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

6

Hayatımızda Kitap

Kitap okumak, hiç kuşkusuz, bir bireyin kişisel gelişimini sağlayan önemli yardımcılardan biri-dir. Bir toplumda kişisel gelişimini tamamlamış, özgüveni, özsaygısı olan ne kadar çok birey varsa o toplumun gelişmişliğinden de o kadar çok söz edilebilir. İnsanoğlu okudukça daha ger-çekçi düşünme, düşündükçe de daha çok şey öğrenme ihtiyacı duyar. Böylelikle bilgi birikimi elde eder, kelime haznesini geliştirir ve kendine olan öz güveni artar. Toplum içinde herhangi bir konuda rahatlıkla söz sahibi olup kendini ve dü-şüncelerini ifade edebilir. Tüm bunların dışında kitap okumak, kişinin hayattan zevk almasını, iyi vakit geçirmesini, eğlenmesini, vaktini güzel değerlendirmesini de sağlar. Kitap okuyan insa-nın duyguları ve hayal dünyası gelişir. Hayata farklı noktalardan bakmaya olaylara farklı bakış açılarıyla yaklaşmaya başlar.

Boş zamanlarını hiçbir şey yapmadan, sade-ce televizyon karşısında geçiren bireylerin kitap okuyan bireylere göre toplumda daha pasif ko-numda oldukları, sosyalleşemedikleri, kendile-rini istedikleri gibi ifade edemedikleri gözlenebi-lir. Ancak zamanını kitaplarla değerlendiren bir bireyin daha aktif, daha sosyal bir insan olduğu-

nu, çevresinde gelişen olaylara seyirci kalma-dığını ve bilgi ve kültür birikimi açısından daha zengin olduğundan söz edilebilir.

Kitap okuma eyleminin insanoğlu için önemi her yaş döneminde aynıdır. Yetişkin bir insan da tıpkı bir çocuk gibi kitabı, yeni şeyler öğren-mek, kendini geliştirmek, bir konudaki merakını gidermek için okur. Kitaplar konusunda, insa-noğlunun hayat evreleri boyunca, farklılık gös-teren unsurlar kitabın şekli, boyutu, rengi, kapa-ğı, konusu ve içeriğidir. Yani kitaplar bireylerin gelişimi için önemlidir.

Çocuklukta, özellikle de okul öncesi dönemde, kişinin ömrü boyunca taşıyacağı belirli kişisel özelliklerinin oluşmaya başladığı bilinmekte-dir. Aile, çocuğun ilk eğitimini aldığı kurumdur. Çocuk öğrenmeye çevresiyle sürekli etkileşim halinde olmasıyla başlar. Bu yüzdendir ki ço-cuk çevresiyle ne kadar olumlu bir etkileşim ve iletişim içinde olursa o kadar hızlı öğrenir. Do-layısıyla çocuğun eğitiminde kitapların önem-li bir rolü olduğu tartışılamaz bir gerçektir. Bir çocuğun model olarak ilk gözlemlediği kişiler ebeveynleridir. Bir evde anne-babanın düzenli bir şekilde kitap okuyor olması çocuğun da ki-tap okuma alışkanlığı edinmesini sağlayacak-tır. Ayrıca yetişkin bir birey okuma alışkanlığı-nı, çocukluk döneminde tanıştığı iyi bir çocuk kitabıyla kazanır. Daha çocukluk dönemlerinde gerçekleşen bu tanışma ne kadar olumlu olursa ileri yaşlardaki kitap okuma alışkanlığı da bü-yük ölçüde bu tanışmadan etkilenecektir.

Çocuğun kitapla ilk tanıştığı dönem 0-6 yaş arası dönemdir. Yani çocuğun henüz okuma-

Page 7: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

76

Zarife YILDIRIM

yazma bilmediği dönemdir. Özellikle bu dönem-deki kitaplar çocuğun hayal gücünün gelişme-sini, gerçekleri öğrenme isteğinin artmasını, eğlenmesini, yorum gücünü artırmasını ve duy-gu gelişimini sağlar. Çocuk kitapla ilk tanıştı-ğında onu oynadığı herhangi bir nesne olarak algılar ve üzerindeki renkli, garip şekillere bak-maktan, sayfalarını çevirmekten büyük zevk duyar. Zamanla konuşma yeteneğinin geliş-mesiyle ve birtakım şeylerin de öğrenilmesiyle birlikte artık kitapların üzerindeki garip şekiller anlam kazanmaya başlar. Resimli, renkli, sev-gi-dostluk temasının işlendiği bu kitaplara ço-cuk şekilleri, karakterleri kendi hayal gücüyle birtakım şeylere benzeterek etrafındakilere yo-rumlar ve bunu defalarca sıkılmadan yapar. Bu şekilde hem kendi yorumlaması hem de başka-sının okuması yoluyla çocuk kitabı, çocuğun dil gelişimini sağlar.

Görüldüğü üzere bir toplumda okuma alışkan-lığını ciddi anlamda kazanmış, okuma eylemi-ni sadece hobi olarak yapmak yerine, kendini ve içinde bulunduğu toplumu geliştirmek için okumayı kendine bir görev edinmiş bireyler, bu

alışkanlıklarını çocukluk döneminde kazanırlar. Unutmayalım ki bilgiye ulaşmanın birçok yolu vardır. Örneğin; kişi kendini geliştirmek istediği bir konuda seminerlere, konferanslara, toplan-tılara katılabilir. Ama bilgiyi edinmenin en kalıcı ve en sağlıklı yolu okumaktır. İnsanı düşünme-ye, bir şeyleri yorumlamaya iten en önemli un-sur kitaptır.

“Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Kül-tür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğin-den anlam çıkarmak, ders almak, düşünmek, zekâyı eğitmektir.” (Mustafa Kemal ATATÜRK) Bu yüzden, Atatürk’ün de dediği gibi kültürü-müzü, tarihimizi, kendimizi daha iyi tanımak ve tanıtabilmek, özgüvenimizi artırmak, gelişmiş toplumlar düzeyine ulaşabilmek, aynı zamanda da ruhumuzu besleyebilmek için kitapları, oku-ma eylemini hayatımızdan çıkarmayalım. Kitap dolu bir hayat geçirmeniz dileğiyle.

Page 8: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

8

Her Sabahın Adı ‘müzik’

Sabaha kalktığınızda, gününüzün iyi geçmesi-ne yardımcı olacak, belki de gününüzün sınırla-rını belirleyecek müzikle başlamayı tercih eden-lerden misiniz siz de? Ben tam olarak sabah uyandığımda arıyorum bu döngüyü, sonra yüz yıkanır ve güne güzel bir “selam” verilir. Müzik,

tam olarak hayatımızın merkezindedir. İyi hissettirir, bazen coşturur, üzer, bazen bizi yolculuğa çıkarır. Müzik, insanın yalnızlığını giderdiği bir araç belki de.

Hayatın tam ortasında bulunan müziğin birçok çeşidi var, o çeşitleri güzelce taşıyan birçok da değerli sanatçı var. Bu “birçok” adı altında bulunan sanatçı ve müzik çeşitlerini arşivlemek de büyük bir sabır isteyen iştir. Açıkçası benim müzik arşivim çok değerlidir. Her gün yeni birini keş-fetmek, merakla bu sefer dinlediğimin müziğin bana neleri anımsatacağını bulmak çok eğlenceli.

Düşününce, hayatımıza her gün yeni bir müziğin girmesi nasıl güzel bir şey değil mi? İşte tam bu an da size asıl bahsetmek istediğim şeye değineceğim. Bu yazımda size bir müzik sitesini ve aynı zamanda bir müzik programından bahsedeceğim. Sitemiz “Last.fm”.

Last.fm, 2002 yılında Londra’da kurulan bir internet radyosudur. Daha sonra Audioscrobbler ile 2005 yılında birleşerek bir müzik önerme sitesi haline geldi. Çevrimiçi bir sisteme sahiptir. İnsan-ları müzikle, sanatçıları dinleyicilerle buluşturan bir müzik devrimidir. Bu sistem, kullanıcıların en çok dinledikleri şarkılar ve şarkıcılardan yola çıkarak, her kullanıcının müzik zevkine uygun detaylı bir profil oluşturur ve bu şarkıları geliştirilebilir bir kullanıcı profili sayfasında yayımlar. Her katılım-cının kendi kullanıcı sayfasında, kullandığı müzik dinleme programınca uygun bir Audioscrobbler eklentisi ile sisteme gönderilen şarkı bilgileri bulunur. Bu müziktabanı; müzik severler sayesinde aylık olarak 500 milyon parçayı barındırmaktadır. Buna ek olarak Last.fm, kullanıcılarının müzik zevkleri doğrultusunda şarkı, sanatçı ve etkinlikler hakkında en iyi şekilde öneriler sağlayan bir sisteme sahiptir. Ayrıca 100,000’nin üzerinde bağımsız müzisyen ve 20,000 etiket de siteyi doğ-rudan müzikle beslemektedir.

Audioscrobbler eklentisini bilgisayarınıza indirdiğiniz anda, program bilgisayarınızdaki müzikleri, Last.fm profilinizdeki arşivinize aktararak hafızasına alır. (Buna site içerisinde “skroplama” den-mektedir.) Siz bilgisayarınızda müzik dinlemeye başladıkça da, dinlemiş olduğunuz sanatçılara ve dinlemiş olduğunuz müzik tarzlarına göre size önerilerde bulunur. Aynı zamanda, sizin profi-linizde dinlemiş olduğunuz müzikleri barındıran kendinize özgü bir radyo oluşturma imkânı verir. Aynı şekilde bunu sizin sevdiğiniz bir sanatçı için de yapar. Siz o sanatçının radyosunu dinledi-ğinizde, farklı müzikler keşfetmenizi sağlar. Ama ne yazık ki, Last.fm radyo dinleme uygulaması belirli bir sınırdan (30 şarkı kadar) sonra ücret karşılığı sunulmaktadır. Radyoya aylık 3 Euro ödeyerek abone olunabilmektedir.

Page 9: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

98

Melisa GELBAL

Kendiniz müzikle uğraşıyorsunuz ve kendi yapmış olduğunuz parçalarınız var. Bunları insan-larla paylaşarak, daha fazla bir kesime hitap etmek istiyorsunuz ve daha çok kişinin tanımasını istiyorsunuz. Bunun için bağımsız bir müzisyen olarak, kendinize ait bir sanatçı kimliğiyle sayfa oluşturup, ücretsiz olarak oluşturduğunuz sayfaya parçalarınızı yükleyerek, diğer kullanıcılarla paylaşarak parçalarınızı onlara sunabiliyorsunuz.

Last.fm’in bir diğer güzel yanı ise, etkinlik bildirimleridir. Dünyanın neresinde olursanız olun, etkinlik kısmından ülke ve tarih seçimleri yaparak, o an bulunduğunuz yerde, en yakın tarihte ve nerelerde konserler olduğunu bize sunar. Böylelikle ülkenizdeki müzik etkinliklerini buradan takip etme şansını yakalayabilirsiniz. Ayrıca size sanatçı önerdiği gibi, sizin müzik zevkinize göre müzik etkinliği de önermektedir.

Son olarak ise, seçtiğiniz bir tarihte en çok dinlenen sanatçıları ve en çok dinlenen parçaları size listelemektedir.

2010 Mart ayının 17’sinden beri Last.fm kullanıcı olarak; her gün yeni bir sanatçı ve her gün yeni bir parça keşfetmek çok güzel bir şey ve böyle bir şeye aracı olduğu için Last.fm’e büyük bir teşekkür sunuyorum. Çünkü şu an sahip olduğum, benim için gerçekten çok değerli, müzik arşivi-min içinde yer alan çoğu sanatçıyı bu site sayesinde keşfettim ve keşfediyorum.

Müziğin her daim kulağımızda olması ve günlerimizi kurtarması dileğiyle.

Page 10: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

10

Duygular Zeki Olabilir Mi ?

Duygularınızın zeki olabileceğini düşündünüz mü hiç? Yaptığınız bir işte başarınızı etkileye-ceğini, verdiğiniz kararlarda belirleyici olacağı-nı, kariyer hedefinizde etkin rol oynayacağını…

Yıllarca bireylerin işlevselliğinin ve başarısı-nın IQ (Intelligence Quotient), zekâ katsayısı ile doğru orantılı olduğu varsayılmıştır. IQ’nun daha çok zekâ katsayısını verdiği ve zekâ fonksiyonlarını değerlendirdiği düşünülmüştür. Bu düşünce geçtiğimiz yüzyıl boyunca da zekânın önemini ortaya koymuş, zeka katsayıları ve teknik becerileri ön plana çıkartmış-tır. Ancak günümüzde sosyal ilişkilerin, iletişimin ve ilişki yönetiminin ön planda olmadığı bir iş yaşamı düşünülememektedir. Dolayısıyla artık duygusal zekânın (EQ) da başarıda önemli bir rolü olduğu bilinmektedir. Zekâ katsayısının mesleki ve kişisel başarılar üzerin-deki etkisinin en fazla %20 düzeyinde olduğu, artık iş yaşamında başarının anahtarının, duygusal zekâyı kullanabilmekten ve duyguları yönetebilmekten geçtiği varsayılmaktadır.

EQ (Emotional Quotient), duygusal katsayı olarak adlandırılmaktadır. Kişinin hem kendi duygularının hem de karşısındaki kişilerin duygularının farkında olması, onları anlaması, tanımlaması, duygularını yönetmesi ve onlardan yararlanması olarak açıklanmaktadır. Duygusal katsayı; kişisel farkındalık, empati, duygu yönetimi ve ilişki yönetimi gibi sosyal becerileri de kapsamaktadır. Kişilerarası iletişimimizi birebir etkileyen duygusal zekâ, aynı zamanda sahip olduğumuz potansiyeli açığa çıkartmamızda da etkin bir rol oynamaktadır.

1990’lı yıllarda ortaya atılan ve günümüzde hala yoğun ilgi gören duygusal katsayı hak-kında doğru bilinen yanlışlardan en önemlisi, duygusal katsayısı yüksek olan kişilerin duygusal kişiler olduğu görüşüdür. Buna bağlı olarak kadınların daha duygusal olduğu, dolayısıyla duygusal katsayılarının da yüksek olduğu düşünülmektedir. Oysa duygusal zekânın temelinde, karşımızdaki insanın duygularını hesaba katmak ve duygulara yön vermenin yanı sıra, kişinin kendini tanıması bulunmaktadır. Kendisini tanıyan, duygu ve düşüncelerinin farkında olan, güçlü ve geliştirilmesi gereken yönlerini bilen kişi, düşün-ce ve davranışlarını yönetebilmekte ve kişilerarası olumlu, yapıcı ilişkiler kurabilmekte-dir. Bu noktada günümüz “yöneticilerinin” duygusal katsayısının yüksek olması, en kritik özelliklerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Pek çok işletmede insana verilen öne-min artmasıyla başlayan insan kaynakları yönetiminin gelişim sürecinde ve yeni yönetim anlayışlarındaki değişimlerde, duyguların iş yaşamındaki yeri ve önemi her geçen gün daha net ortaya konmaktadır. Duygusal katsayı; işe alım süreçlerinden kariyer yönetimi-ne, performans yönetimine, eğitim ve gelişim yönetimine kadar pek çok insan kaynakları

Page 11: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1110

F. Meriç DİRİK

fonksiyonunun belirleyici özelliği olarak kullanılmaktadır.

İş yaşamında ve özel yaşantıda başarının anahtarı, duygusal zekâyı kullanmaktan geç-mektedir. Duygusal zekâsı yüksek olan kişilerde;

• Empati kurabilmek,

• Kendini yönlendirebilmek,

• Öz disiplin sahibi olmak,

• Motivasyonu yüksek, çalışmaya istekli olmak,

• Uzlaşmacı olmak,

• İnsanlarla olumlu ilişkiler içinde olmak,

• Negatif duygularla mücadele edebilmek,

• İyimser olmak,

• Değişime istek duymak,

• Hoşgörülü ve alçakgönüllü olmak,

• Stresle başa çıkma çabası göstermek,

• Beden dilini kontrol etmek,

• Kararlı olmak,

• Kendini tanıma ve farkındalık,

• Takım ruhunu oluşturma gayreti gibi temel özellikler görülmektedir.

Kişisel yetkinliklerin ve farklı bireysel özelliklerin giderek değer kazandığı günümüzde, yalnızca analitik zekânın değil, duygusal zekânın da farkındalık yaratması gerekmektedir. Günümüzde insan beyni üzerine akıl yürüten bilim adamlarının ve psikologların çalışma-ları, duygunun yerine aklı koymak üzerine değil, ikisi arasındaki dengeyi bulmak üzerine-dir. İş yaşamı ile özel yaşamın dengesini kurabilmek; sahip olunan analitik ve duygusal becerileri anlamak ve özümsemekten geçmektedir.

Kaynak: Goleman, D. (2001). Duygusal Zeka. Banu Seçkin Yüksel (Çev.). İstanbul: Varlık

Page 12: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

12

Çekim Yasası

Çekim yasası, enerji yasasıdır. Dikkatimizi neye yöneltirsek, enerjimizi neye yo-ğunlaştırırsak onu kendimize çekeceğimizi ifade eder. Odaklandığımız şey ister pozitif, ister negatif bir düşünce olsun o ileride bir gün gerçekleşir.

Evrenden iyi olanı isterken pozitif düşünmemiz gerekir. Pozitif düşünceyi de kendimize olumlamalar yaparak çekeriz. Yapılacak en önemli şey herkesin size yapmanızı söylediği şeyleri dinlemeyi bırakmaktır. Kendi yapmak istediğimiz şey-lere odaklanmamız gerekir.

Hayatınızdaki herkesle daha iyi bir ilişkiye sahip olmak için kendinizle daha iyi bir ilişki kurmaya başlayın. Kendinize, iyi bir dostunuza davranacağınız gibi dav-ranın. Yaptığınız bütün saçmalıklara rağmen kendinizi sevin. Bu şekilde davranır-sanız evrene gönderdiğiniz enerji size olumlu sonuçlar getirir.

Evrenin yasasında kural aynıdır; benzer benzeri çeker. Mutlu olmanın yolu ne-şeli insanlarla vakit geçirip, sizi karamsarlığa düşürmeyen insanlarla arkadaşlık etmekten geçer.

Herkes şanslı olmak ister. İnsanlar şanslı doğmazlar ama şanslarını kendileri yaratırlar. Buda insanların kendi inanç sistemleriyle ilgilidir. Kendinizi şanssız ola-rak tanımlıyorsanız, hayatınız boyunca karşınıza şanssız olduğunuzu kanıtlayan olaylar çıkacaktır.

Aşkı arıyor ve bulamıyorsanız, bu hayatınızdaki bir alanda affetmediğiniz bir şey olduğundandır. Geçmişinize bakın, bütün ilişkilerinizi gözden geçirin ve kendinize sorun. Affetmediğim ne var? “Kendimi, ebeveynlerimi, arkadaşlarımı, akrabala-rımı… Kimi ne zaman affetmedim?” diye sorun. Affettiğiniz zaman çekim yasası hayatınıza yeni bir aşk ve ilişki getirmeyi engelleyen enerjiyi uzaklaştıracaktır. Bunu nasıl yapacaksınız? Kendinize,”Neyi affetmedim?” diye sorun. Aklınıza biri gelecek. Bu kendinizde olabilirsiniz! İkinci yapacağınız şey “Onları affedebi-lir miyim?”,“Kendimi affedebilir miyim?” diye sormak. Evet de, hayır da deseniz ilerleyip o insanın neden o şekilde davrandığını sorgulayın. O sırada “Benim o

Page 13: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1312

Nurşah ARSLAN & Umut DEMİR

şekilde davranmama ne sebep oldu? ” diye sorun. Artık davranışın altında yatan psikolojiyi anlamaya başlayabilirsiniz. Kendinizde dâhil hepimizin elimizden gele-nin en iyisini yaptığınızı fark edersiniz. Affettiğinizde zihninizde de, bedeninizde de, ruhunuzda da fiziksel olarak bloke olan enerjiyi evrene gönderirsiniz. Enerji evrene gönderildiğinde evren size yeni bir aşk, yeni ilişkiler yeni mutluluklar vere-cektir. Her şey affetmekle başlar.

Sonuç olarak evrenden seçtiğimiz hedeflere tamamen odaklanmalıyız. Zihni-mizde hedefin gerçekleştiğini canlandırmalıyız. Her zaman hedefinizin olacağına inanmalı ve hedefimizden ne olursa olsun vazgeçmemeliyiz. Çünkü evren neye odaklanırsak bize onu getirir.

Evrenden isteyin ve gerçekleşene kadar ondan vazgeçmeyin. Hedefleriniz ger-çekleştiğinde bu yasayı uygulamaya dikkat eden bir evren hizmetinizde.

Kaynak: Gill, M. (2010). The Meta Secret. Aslı Tümerkan (Çev.). İstanbul: Epsilon

Page 14: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

14

T.C. Merkez Bankası Kütüphanesi’nden Staj Deneyimi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Kütüphane ve Haber-leşme Bölümü’nde staj yapıl-maktadır. TCMB Kütüphanesi, Araştırma ve Para Politikaları Bölümü, İletişim Birimine bağlı olarak çalışmaktadır. Kütüpha-ne Müdürlüğü de dolayısıyla bu birimlere bağlıdır. Kütüphane Müdürü bu sebeple bölümümüz mezunu bir yönetici değil. Kü-tüphane içerisinde en sorumlu yönetici Kütüphane Müdür Yardımcısıdır. Onun dışında 5 Kütüphanecilik Bölümü mezunu, 4 bölüm dışı olmak üzere toplam 9 görevli bulunmaktadır.

Kurum Kütüphanesi olan TCMB Kütüphanesi, ekonomi hakkında çok geniş ve özel bir koleksiyona sahip kurum kütüphanesidir. Basılı ve elektronik kaynakları ekonomi konusu üzerinde yoğunlaşmaktadır. Bunun dışında özellikle dil sınavla-rına çalışılabilinmesi için kaynak kitaplar, romanlar, aktüel dergiler de bulunmak-tadır.

Banka mensuplarına kitaplar 1 ay, dergiler ise 1 hafta süreyle ödünç verilebi-lir. Referans kitapları ödünç verilemez. Bankadan herhangi bir sebeple ayrılacak olan mensupların, kısa süreli ayrılık dahi olsa, kütüphaneden ilişik kesmesi zo-runludur. Banka dışından kullanıcılar ekonomi alanında araştırma yapıyorlarsa kütüphaneden faydalanabilirler fakat ödünç alamazlar. Ancak anlaşmalı olan üni-versite kütüphanesinden “Kütüphaneler Arası Ödünç Verme Formu”nu doldura-

Page 15: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1514

Yağmur Ege ZEYBEKOĞLU

rak belli sürelerle ödünç alabilirler. Bunlar dışında kütüphane bir web sayfasına sahiptir. Katalog taraması web sayfası üzerinden yapılabilir fakat veri tabanlarına dışardan erişim yoktur. Kütüphane otomasyon sistemi olarak Bliss kullanılmak-tadır.

Kurum Kütüphanesi küçük fakat ekonomi hakkında çok geniş kaynaklara sahip bir kütüphanedir. Kataloglama, sağlama ve danışma birimi olan kütüphanede her birimde uzman ve uzman yardımcıları staj süresince eğitim vermekteler.

Kütüphane; kataloglama biriminde otomasyon sistemleri ne kadar gelişirse geliş-sin bir katalogcu olmadan otomasyon sisteminin tek başına bir şey ifade etmediği gerçeğinin öğrenildiği ve uygulamanın yapıldığı bir staj deneyimi yaşatmaktadır.

Sağlama birimi bizim mesleğin dışında muhasebe bilgisi de gerektiren farklı bir birimdir. Sağlama biriminde sadece teorik olarak bilgi almak mümkün, çünkü se-nelerce o görevi yürüten uzmanlar bile bir çok kez kontrol ettikten sonra sağlama işlemini yapıyorlar. En ufak bir rakam, virgül hatası büyük hatalara sebep olabilir, kütüphaneyi ve birimi zor durumda bırakabilir.

Danışma birimi; insanlarla sürekli iletişim halinde bulunan, güler yüzle her türlü sorunla baş etmeniz gereken, dışardan en basit görünen ama bence en zor olan birimdi. Kullanıcıları tanımak, ihtiyaçlarını saptamak, onlara yardımcı olmak ger-çekten keyifli ama zor bir deneyim.

TCMB Kütüphanesi staj yapmak için oldukça verimli bir kurum. Bu süreç içeri-sinde çok şey öğrenebilir, bilgi edinebilirsiniz.

Page 16: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

16

Amsterdam Rüyası

Hayat; bitmek tükenmek bilmeyen sürprizler-le dolu, upuzun ama aslında çok kısa bir çizgi. Onu doludizgin yapan tek şey yaşanan heye-canlar. İşte benim hayatıma anlam katan o bü-yük heyecanlardan biri, uyanmak istemediğim o güzel rüyalardan biri Amsterdam.

Ne zaman, nasıl oldu hiç anlam veremedim dersem abartmış olmam inanın. Her şey o ka-dar hızlı gelişti ki, başta hiç önem vermediğim BOBCATSSS nasıl oldu da bir dönüm nokta-sı haline geldi benim için bilemiyorum. Hâlbuki başvuru süresini kaçırmıştım. Ama iki gün uza-tılan başvuru süresi bana gel çağrısını yapan bir haberciydi sanki. Son dakika golü atmak bu olsa gerek. Süreç biraz sancılı gelişti. Pa-saport, vize, sunum hazırlıkları derken kendimi Amsterdam seferi yapan uçağın içinde buldum. Güzel bir maceranın içinde kendimi bu rüyanın içinde hisseden bir figürandım işte. Figürandım, çünkü havaalanından şehrin merkezine gidene kadar o karmaşık tren hatları beni sudan çıkmış balığa çevirmişti. Amsterdam kazan, ben kep-çe kalacağım oteli bulmak için bir süre oradan oraya savruldum. Azmin elinden ne kurtulmuş ki; oteli bulduğum anda ilk işim uyumak oldu. Şimdi düşünüyorum da uykuda geçen bir saate bile yazıkmış. Amsterdam’ın her karışını geze-bilmek isterdim ama naçiz bedenimin yorgunlu-ğa yenik düşmüştü.

Ertesi gün o heyecanlı masal başlamıştı. Pek çok ülkeden gelen katılımcılara tanıtım için ya-pılan hazırlıklar ve eğlenceli müzikler sahnede yerini aldı. İlk günün misafircilik oyunu oldukça güzeldi, botla kanal gezisi, güzel bir akşam ye-meği ve gecenin ışıltılı sokaklarında keşif yürü-yüşleri yaptığımız dopdolu bir gün oldu.

Ertesi gün konferans başladı. Farklı salonlar-da, farklı sunumlar yapıldı. Gelecek yıl Royal School of Library and Information Science ve Hacettepe Üniversitesi’nin ortaklaşa hazırlaya-cağı BOBCATSSS 2013’e ev sahipliğini Hacet-tepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölü-mü yapacağı için üniversitemizi tanıtmak üzere bir stant açıp, büyük bir gururla broşürleri da-ğıttık. Günü sonlandırdığımızda ise Amsterdam sokaklarını keşfe çıktık. Bol bol gezip, hediyeler aldık.

Page 17: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1716

Sibel AKIN

Gündüz kendini bir başka gösteren o buğulu şehir, gece olduğunda tüm ışıltısını yayıyordu sanki. Özellikle mimarisine bayıldığım tüm bi-naları onlarca kez fotoğraf makinemin flaşı ile aydınlatmadan geçemiyordum. Tabi bu kadar gezi insanın midesini kemiriyordu. Kendimizi bulduğumuz ilk dürümcüye atmıştık. Evet, yan-lış değil dürümcü. Orada o kadar çok Türk var ki kafanızı çevirdiğiniz her yerde bir Türk görme-niz mümkün. İki gün bile olsa adeta yılların gur-betçisi misali dürümlerimizi hasretle yedikten sonra, geceye son noktayı otelimize koyduk. Tabi içimdeki sunum heyecanının verdiği izin kadar uyuyabildim o gece. Ertesi gün o büyük gündü. Devleşmem gereken o gün… Sabahın erken saatlerinde kalbim ağzımda çarpıyordu. Bir animasyon filmi hazırlamıştım. Her şey so-runsuz ilerledi. Filmim beğenildi ve sunumumu başarılı bir şekilde gerçekleştirdim. Benim için önemli olan ve beni gururlandıran tek şey hoca-larımın gözlerinde gördüğüm parıltıydı. Onların alkışları beni ilk günün figüranlığından kurtarıp başrol oyuncusu yaptı. Hayatımın en anlamlı günlerinden birini yaşadım. Öğrencilik yılların-da yaşanması gereken en gurur verici dene-yimlerden biriydi bu benim için.

O gün BOBCATSSS 2012’nin son günüydü. Kapanışta bayrak töreni oldu ve bayrağı devra-lıp alkışların odağı olduk. Önümüzdeki seneyi iple çekiyorum. Bu yıl mezun oluyorum kim bilir hangi şehirde olacağım seneye. BOBCATSSS 2013 için Hacettepe Üniversitesi’ne mutlaka geleceğim. O heyecanı yaşamak fersah fersah ötelerden gelmeye bile değer.

Benim kısa ama bir o kadar da güzel olan Amsterdam rüyam işte böyleydi. Bana bu güzel macerayı yaşamamda destek olan okuluma, Prof. Dr. Yaşar Tonta’ya, beni yüreklendiren ho-calarım Sayın Güleda Düzyol ve Zehra Yanar Taşkın’a teşekkür etmek isterim.

Özellikle şunu ifade etmeliyim ki; bölümümü-zü ilgilendiren bu gibi faaliyetlerde öğrencilerin arkasında bir derneğin olması ve öğrencilere ihtiyaçları doğrultusunda sahip çıkılması ger-çekten çok önemli. Bu önemi kendine vazife edinen derneğimiz ÜNAK ve Genç ÜNAK beni Amsterdam’daki BOBCATSSS maceramda yal-nız bırakmadı. ÜNAK Yönetim Kurulu’na tüm katkılarından dolayı çok teşekkür ederim.

Page 18: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

18

“Gülmek”

Günlük hayatımızda çoğu kez moralimizi bozacak şeylerle karşılaşıyoruz ve kendimi-zi yıpratmaya alışkınız. Bir de bunun tam tersi bardağın dolu tarafı var. O da “gülmek”. Günün, haftanın ve geçen her dakikanın tadına varabilmek bizim elimizde. Yapmamız gereken tek şey gülmek. Şimdi birkaç farklı yaklaşımla gülmeye bakalım. Sabah kalktı-nız ve canınız sıkkın. Sevdikleriniz, sizi sevenler, isteyeceğiniz herşey yanınızda fakat küçücük bir tebessümü bile onlara çok görüyorsunuz. Sebep? Hiç, sadece gereksiz ufak tefek, kale alınmayacak şeyleri büyütüyorsunuz. Bilgisayara bir şey oldu, makyaj malzemelerim bitmek üzere ya da en sevdiğim t-shirt lekeli vb. Günlük hayatın yoğun temposuna ayak uyduralım derken bizim için çok daha değerli olanları es geçiyoruz. Gelişen teknolojinin artı taraflarını kullanıp sosyaliteyi artırmak yerine asosyal olmaya başlıyoruz. Asosyalliğin bizden aldığı hislerimizi farketmeden yavaş yavaş kaybediyo-ruz. Her geçen gün kendimizi kendimizden soyutluyoruz ve sonunda fark ediyoruz ki zaman usulca akıp gitmiş ve bize kalan tek şey soğuk bir oda ve “tek kişilik bir şehir”.

Mavi gözler diyarından (Vilnius) herkese merhaba!

Page 19: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

1918

Mavi gözler diyarından (Vilnius) herkese merhaba!

Sefa Mustafa DHYİ

Gelin teknolojinin getirdiği monotonluktan kurtulalım. Gerçekte isteyip de yapmadı-ğınız her geçen gün ertelediklerinizi düşünün. Bir gün kalkıyorsunuz farklı bir yerde, farklı bir odada, farklı bir histesiniz. Vazgeçilmezlerinizden gerçektende vazgeçmişsi-niz. Farkediyorsunuz ki hiçbir şey vazgeçilmez değilmiş, sadece alışkanlıklarınızmış. Teknolojinin bizden alıp götürdüğü gülmenin verdiği mutluluğu es geçmeyelim. İnanın ki gülerek başladığınız gün sıradan günlerden daha güzel geçecektir. Bunun için sa-dece kendinize biraz daha zaman ayırmanız yeterli. Bırakın günün 3 dakikası sizin için geçsin.

Birde şöyle hayal edelim:

“Güneş açmış pencereden esen serin, tatlı rüzgar size doğru ahenkle süzülüyor.”

Yapmanız gerekenler listesi yok. Sadece ve sadece içinizden geçip de yapacakları-nızı düşünün. Serin rüzgârla yüzünüzde tebessüm oluştu ve kalkıp pencereye doğru ilerlediniz, dışarıya baktınız. Hazırlandıktan sonra kahvaltınızı yeşilliklerin arasında sessiz, sakin bir ortamda yaptınız. Evet aklınızı kurcalayan, endişeleneceğiniz hiçbir şey yok, rahatsınız.

Bu durumun aynısı olmasa da benzerini kendi evinizde yapmanıza engel de yok. Ge-reksiz yoğunlukları omzunuzdan atın ve yeni bir güne gülerek “merhaba” deyin.

Yeni bir gün... Yeni bir gülüş...

Page 20: Genç ÜNAK Bülten Mart - Nisan Sayısı (Sayı 8)

20

facebook.com/gencunak twitter.com/gencunak flickr.com/gencunak

ÜNAKwww.unak.org.tr

Genç ÜNAKwww.gencunak.org