Felsefenin Öyküsü

download Felsefenin Öyküsü

of 110

description

Felsefenin Öyküsü

Transcript of Felsefenin Öyküsü

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    1/110

    uzun uzun tanimina gerek yok; felsefe tabii ki insanin kendine yakisanigiymesidir. bununla beraber merak duymasidir, bu kadar basit. bu merakesnasinda iki soru merkezi oneme sahiptir. bunlardan ilki "var olan herneysedogasi nedir"dir ve ontoloji dali tarafindan incelenir. ikincisi ise "eger bilebilirseknasil bilebiliriz"dir epistemolojinin alanina girer. diger butun sorular ve felsefi

    akimlar bunlara indirgenebilir.

    butun felsefi sorunlarin incelenmesi esnasinda zorunlu olan ortak kosul, aklin onecikartilmasidir. felsefenin din ve sanattan farki budur ve bu fark ozellikle batidakifelsefe anlayisinda, genel olarak, daha belirgindir. daha cok ortak noktasi oldugubilimden ayrildigi nokta ise, bilimin deney ve gozlemle sonuca ulasilabileceksorulara cevap aramasidir. elbette aradaki cizgi epey bulaniktir ve kim kimdendogmustur, en son kim koymustur gibi sorularin onemi yoktur. aklimizi kullanarakevrene iliskin sorular sormaya basladigimiz anda felsefe baslar ve bunu da ilkbecerenler ege denizi cevresinde yasayan insanlar olmuslar.

    bu surecin devami icin, ozellikle bati felsefesi tarihiyle ilgileniyorsaniz, ustumevazife olmayaraktan bildigim kadariyla sozlukte bu konudaki ilk tematik calismayagirmis bulunuyorum.felsefenin oykusu1/9antik yunan !ilk filozoflar, sokrates, platon, aristo, kynikler, septikler, epikuros,stoacilar##################1/$ilk filozoflar

    ilk filozoflarin amaci, gelecek kusaklara bir bilgi birikimi birakmak degil, onlaranasil ozgurce dusuneceklerini ogretebilmekti. ogrencilerinin akilci ve esnek

    dusunebilmelerini saglamak oncelikli amacti.

    ilk bilinen filozof thales m.o. %.yyda bati turkiyede dogdu. mo &$& yilinda birgunes tutulmasini dogru tahmin etti ve lydia kralinin gecmesi icin kizilirmakinyatagini degistirerek muhendislik alaninin da onculerinden oldu. bu sekildeunlenmesiyle izleyicileri artmis ve milet okulu resmen kurulmus oldu.

    thales en cok maddi dunyanin ozu hakkinda kafa yormus ve sonunda herseyinsudan yapildigina kanaat getirmistir. ona gore hayvanlarin vucudu da, kitalar dazamaninda sudan olusmus ve simdi de su tarafindan tutulmaktaydi.

    thalesin anaksimandros adli ogrencisi ise bu gorusu reddetti. eger yeryuzunu sututuyorsa suyu da baska birsey tutmaliydi. buna cevap olarak okuzun boynuzudemeyecek kadar akilliydi. daha fazla bilgi edinmek icin bilinen dunyaninharitasini yapti ki bu bir ilktir ve dunyayi boslukta asili duran bir silindir olarakdusundu. '%(( yil once, dunyanin duz olmadigini farketmisti) bununla dakalmayip evrim teorisini, pek bilmeden de olsa, en kaba haliyle ortaya atan ilkinsandir.

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    2/110

    ne yazik ki bu epey radikal bir dusunce oldugundan, ogrencisi anaksimenestarafindan hemen reddedildi. eger anaksimenes biraz daha adamakilli biriolsaydi, dunyanin duz oldugu inanci bir iki yuzyil icinde son bulabilirdi. hocasinakiyasla daha yanlis teoriler ortaya atmis olmasina ragmen, kusaklar boyu cokdaha etkili bir filozof olarak kalmasi felsefenin geri de gidebildigine guzel bir

    ornektir.

    bu miletlilerden daha unlu bir filozof olan herakleitos ayni yuzyilda efeste dogdu.en onemli mirasi hersey akar ve ayni irmaga iki kere girilmez sozleridir. ona goreevrenin ozu degisimdir ve bundan kacilamaz. bir denge, bir duraganlik sozkonusu olamaz. bu gecicilik ogretisinin, olumsuzluk ideali pesinde kosan,mukemmel ve duragan bir temele inanan insanlar uzerinde epey bozguncuetkileri olmustur.

    bu siralarda, herakleitostan da unlu olacak bir filozof sisamda dunyaya gelir.felsefe terimini icat eden bu matematik dehasinin adi pisagordur. leibniz,

    descartes ve russell gibi matematikci filozoflarin ilkidir. butun evrenin matematiklemodellenebilecegine ve sayilarin herseyin temeli olusturduklarina olan inanciyuzunden, pisagorun adi gizemciligin tarihinde de sikca gecer. gercekten debabilde ve misirda epey zaman gecirmistir ve italyaya donene kadar tam olarakne yaptigi bilinmemektedir. matematigin temel olusu gorusu, platonun idealarogretisinin temelini olusturur.

    yine ayni yuzyilin bir diger renkli simasi ksenophanes ise, cok tanricilikla veinsanin tanrilari tasviriyle, siirlerinde epey dalga gecmistir* "trakyalilar mavi gozluve sarisindir der, halbuki ineklerin atlarin ellerdi olsa da cizebilselerdi.. o zamanatlar at gibi cizeceklerdi tanrilarini, inekler inek gibi"

    ksenophanes, bu genis bakis acisindan yola cikarak, dusuncelerimizin kesinligiolamayacagi, hep bir tahmin ogesi bulunduracaklarini belirtir. dolayisiyla onunsiirlerinin cevirilerini de, '(.yy da bu gorusleri benimseyen karl popperun yapmasisurpriz degildir. aralarinda '&(( sene olan bu iki insana gore, bilgilerimiz aslindasanidan ibarettirler ve her an yerlerini gercege daha yakin birseye birakabilirler;tumevarim kesin bir bilgi saglayamaz.

    ksenophanesin ogrencisi olan parmenides, sokratesla bagi olan ilk filozoftur.ondan ' kusak once, buyuk hocasi konumundadir. parmenides, kisaca, herseyinbir, bozulmaz, baslangicsiz ve hatta zamansiz oldugunu dusundu, hicbir seyyoktan varedilemez veya yokedilemezdi. bu yuzden, herakleitosun aksine, odegisimin evrenin dogasinda degil, sadece gorunurde olduguna inandi, temeldekikurallar hep ayniydi. zaman bile degisim icin kanit degildi cunku simdi kavramisadece kisiye ozeldi+.bu gorusler inanilmaz bir bicimde einsteini bile etkiledi.

    parmenidesin bu goruslerine cok cilgin bir kisilik olan empedokles karsi cikti. o,duyularimizin bize gosterdigi degisimden yanaydi. ama parmenides tarafindan dakismen ikna edilmisti. sonucta herseyin degismez olan dort element hava, su,

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    3/110

    toprak, ates- tarafindan olustugunu fakat bunlarin etkilesiminin epey dinamikoldugunu ileri surdu. empedokles buraya kadar bahsedilen filozoflarin aksinesadece maddenin dogasiyla degil, siyasetle de epey ilgilendi ve demokrasiyisiddetle savundu. bilindigi kadariyla epey deliydi ve etna yanardagina atlayarakevet resmen icine intihar etti.

    parmenidesin ogrencilerinden biri olan eleali zenon da stoaciligi kuran zenondanfarkli olarak- paradokslariyla taninan bir zattir. en unlusu akhilleus ve kaplumbagaparadoksudur. !edit* ikisi yarisirlar ama kaplumbaga onde baslar. daha hizli olanasil, aradaki yolun once yarisini kateder fakat bu esnada kaplumbaga birazilerlemistir. asil kalan yolun da yarisini katettiginde kaplumbaga yine azicikilerlemistir. bu boylece surer, asil asla yetisemez. teknik olarak bu bir paradoksdegildir cunku cevabi vardir. matematiksel acidan, sonlu bir zaman dilimi icinde,asilin yetismesine imkan yoktur. fakat sonsuz zamanda, asimptotik sekildekaplumbagaya yetisebilir. oysa ki bir paradoksun asla cevabi olamaz. "bu cumleyanlistir" veya "su anda yalan soyluyorum"daki gibi

    zenonun katkisi sudur* kusursuz bir mantikla adim adim ilerlesek bile yanlissonuclara varmak olanaklidir. oyleyse cevremizde olan bitenle ilgili her turlu akilyurutme cabasi bizi yaniltabilir. mantigimiza guvenemezsek nasil gercektenogrenebiliriz

    bu esnada atomcular ortaya cikti ve madde nedir sorusuna epey dogru bir cevapverdiler. !atom kelimesinin yunanca parcalanamayan anlamina geldigi gerceginisaymazsak en unluleri demokritosa gore atomlar yaratilmamistir ve yokedilemez. evrendeki degisim bu atomlarin hareketlerine gore, bir nevideterministik bicimde olusur. atom fiziginin gercekleri, kabaca bu gorusle,

    parmenidesin fikirlerinin arasina duser.

    atomcularla sokrates arasindaki kisa zamanda, sofistler ortaya cikti. bunlarinmeslegi ogretmenlikti ve en cok da para karsiligi hitabet dersi vererekgeciniyorlardi. epey pragmatist bir ogretileri oldugundan muhafazakarlartarafindan cok elestirildiler, genclerin ahlakini bozduklari ileri suruldu. busofistlerin en unlusu protagoras, felsefenin odagini evrenin dogasindan yavasyavas insan dogasina cevirmeye basladi ve sokratesa "al da at" dercesine pasiniverdi...0%&2'% '.1'.'(( ''*(( 3 '2.1'.'(( 14*4immanuel tolstoyevski5551/9antik yunan#################'/$sokrates

    atinali ilk buyuk filozof, mo 2(te, atinanin altin caginda yasadi. ahlak felsefesininkurucusudur. onun ilgilendigi seyler, gunluk hayata direk etkisi olacak insanmerkezli kavramlardi; adalet, durustluk, ahlak nedir gibi sorulardi

    bu kadar unlu olmasinin nedeni, bu sorularin cevaplari dahil hicbir sey bilmedigini

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    4/110

    biliyor olmasiydi; tek amaci insanlari elestirisel dusunmeye ve tabulari yikmayasevketmekti. bunu da surekli soru sorarak, diyalog halinde yapiyordu. karsidakiniceliskiye dusurup, onu uykusundan uyandirmak istiyordu. bu yuzden diyalektikyontemin babasi sayilir.

    hic bir eser birakmamis olmasinin nedeni de budur. onun zaten belli bir ogretisiyoktu. yapmaya calistigi seyi de ancak diyaloglarla yapabilirdi, yazilmis herhangibir seyin bu bakis acisini aktaramayacagini, ozunden cok sey kaybettireceginidusunuyordu. neyse ki olumunden sonra platon tarafindan yazilmis diyaloglarsayesinde dusuncelerinden haberdariz.

    ancak sokrates burada bahsedildigi halinden de akilliydi. empoze edebilecegihicbir ogretisi olmadigini soyleyerek, karsidakinin egosunu baskidan kurtariyor vesonra da sorulari araciligiyla donup dolasip kendi inanclarinin altini kurnazcaciziyordu. bunlardan biri dogruluktan ayrilmayan, ruhu temiz kalan birine gercekbir zarar verilemeyecegidir. kisinin dogru olmasi bu yuzden oncelikli olarak bir

    otoriteye degil, kendine karsi odevidir. malin mulkun kaybolmasi, erdemlerinikaybetmeye kiyasla cok daha onemsizdir. bu yuzden adaletsizlige katlanmak,adaletsizlige neden olmaktan daha az zararlidir; acinacak olan adaletsizligiyapandir.

    bununla baglantili olan ikinci onemli inanci, butun kotulugun cehalettendogduguydu. yoksa hicbir insan, bilerek bir yanlis yapamazdi. bundan cikansonuc, en onemli erdemin bilgili olmak olmasidir. bilginin oldugu yerde kotuluk vemutsuzluk olamaz, zira insan dogasi buna musait degildir. yani sokrates bir insandogasina inaniyordu fakat bu doganin dogru duzgun calisabilmesi icin bilgiyeihtiyacimiz oldugunu savunuyordu.

    sokratesi en kahraman filozof yapan asil olay, platonun ve sanirimksenophanesin anlatimlariyla muthis bir trajedi haline gelen idamidir. giderekartan unu karsisinda rahatsizlanan birtakim genc subaylar, sokratesi genclerinahlakini bozdugu gerekcesiyle suclamislardir. sokrates dusunceleri ugrunaolmekten cekinmemekle kalmamis, kacabilecekken bilerek olmeyi secmistir.!sokratesin savunmasina gore mahkemeden ozur dilemesi istendiginde, ozurubirak, yaptigi hizmetler icin hergun bedava yemek talep etmistir

    sinirsiz bir akilciligin ve bilginin oneminin yaninda, sokratesin bize biraktigi birmiras da, daha sonralari isanin dile getirdigi su gercektir* "kendin pahasinaolduktan sonra tum dunyayi kazansan eline ne gecer"0%&2' '.1'.'(( ''*(' 3 '&.1'.'(( 14*&'immanuel tolstoyevski5551/9antik yunan##################4/$platon

    sokrates hakkinda bildiklerimizin temel kaynagi ve onun en unlu ogrencisidir.sadece bilim adamligi, filozoflugu ve tarihciligi ile degil, sanat eseri niteligindeki

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    5/110

    diyaloglariyla da meshurdur.

    hayatinda karsilastigi en bilge ve durust adam olan sokratesin basina gelenler,platonda epey derin izler birakmis; basrolunde hep sokrates olan bu diyaloglariboylece hocasinin yontemine sadik kalarak- hocasinin olumsuzlugunu ve

    hakliligini ispatlamak icin yazmistir. ilginc olan ise, onceleri hocasinin goruslerinesadik kalan platon, ilerleyen diyaloglarda onun agzindan kendi ozgun felsefesinidile getirmistir. aradaki fark epey barizdir. ilk diyaloglarda bilginin merkezi onemive ahlak felsefesi vurgulanirken, sonralari odak noktasi dogal dunyaya vebilimlere kayar.

    en bilinen ogretisi idealardir. sokratesin sorguladigi ideal adalet ve guzellik gibikavramlar, zaman ve mekandan bagimsizdilar. platon bu gorusu tum varliklara vekavramlara uyguladi. cevremizdeki hersey, her dusunce, kalici ve evrensel idealbicimlerin carpik kopyasiydilar. fizikteki gelismelerin, matematigin dogayi nekadar guzel acikladigini ortaya cikarmasiyla, bu gorusune iyice sarildi. bu

    baglamda pisagordan da epey etkilendi ve idealar ogretisinin bir ozeti olarak,gorunur evrenin bu karmakarisik duzeni altinda, matematigin kusursuz duzenininyattigina inandi. bu duzen gozlenemez, ancak akilla ulasilabilir.

    elbette burada bircok soru akla gelebilir. eger aklimiz da bu carpik duzenin birparcasiysa, temeldeki kusursuz duzeni nasil idrak edebilir eger gorduklerimizidealarin bozuk yansimalariysa, nasil oluyor da bu matematiksel duzene bu kadarkusursuz riayet edebiliyorlar matematik gercekten dogada varolan bir duzen miyoksa sadece icat mi adriana lima idea degil de nedir

    platonun bu ogretisi, duyularla algilanan kusurlu ve gecici dunyayla, akilla

    ulasilabilen ideal bir dunyayi ayirt etmekle sonuclandi ve bu ayrim da sonralari,platon okulunun goruslerinin hakim oldugu helenistik dunyada yeserenhiristiyanligin cok isine yaradi. yunanca yazilan yeni ahitin doktrinleriniguclendirmek icin platon o kadar cok kullanildi ki, bir ara ondan isadan onceki birhiristiyan olarak sozedildi. elbette ki platon entellektuel olarak apayri diyarlardageziniyordu ve ogretileri de hiristiyan dogmalarindan bagimsizdi.

    ilk universiteyi kuran platon bilimlere ve kesinlige o kadar onem veriyordu ki,duyularin aldatilmasini esas alan her seye, hatta sanata bile karsiydi. ideal birtoplumun anlatildigi eseri devlette + sanata izin yoktur. onun icin hayatin amaci,seylerin yuzeyi altinda bulunan kusursuz gerceklige ulasmakti tipki buddha gibive sanat buna bir engeldi. aslinda sanat, aldatici suretlerin daha da aldaticisuretleri oldugundan iki kat tehlikeliydi.

    zannimca burada platon ufaktan celiskiye duser; zira mistik yonleri bulunanpisagor ogretisinin etkisindeki platon, gerceklige ulasmayi illa kati bir bilimsellikledegil, akilci bir gizemcilikle de olasi gorur. oysa ki sanatci da dehasinin icindekaybolarak, tam da bu gizemci yoldan, idealara ulasabilir. hatta, aldatici suretlerinsuretlerini yapmakla ugrasacagina, gozlemlerine degil de icindeki dehaya, o a

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    6/110

    priori guzellik anlayisina kulak vererek idealarin suretlerine cok daha yakinolabilir. schopenhauerin ozellikle muzigi ovmesindeki nedenlerden biri budur. tabiibu deha dedigimiz sey de, uc bes noronun alisilmadik etkilesimleriyse, o zaman"tanrinin mozartin araciligiyla konusmasi" gibi romantik soylemlerin hicbirgecerliligi kalmaz.

    platonun devleti bir miktar daha bahsedilmeyi hakeder. ona gore insancatismakta olan uc ogeden meydana gelir* tutku, anlik ve irade. ideal toplumunyapisi da bu goruse son derece paraleldir* duzenin korunmasi icin bir poliskuvveti irade-, felsefi bilincli bir yonetici sinif anlik- tarafindan yonetilen halkitutku- duzen icinde tutacaktir. devletin, yuzyillar sonra gelen diger utopyalarinasil sekillendirdigi ve komunist devletlerin duzeniyle olan benzerligi epeycarpicidir.

    platonculuktan cikan bir yan dal da yeni platonculuktur. yeni derken, ms '(tedogmus ve misirli olmasina ragmen yunanca yazdigi icin, thalesle baslayan

    cizginin son buyuk filozofu olarak kabul edilen plotinos tarafindan kurulmustur. buakim, dogal bilimlere merakli platonun degil, gizemci platonun ustune insa edilmisve aklin yerine tamamen sezgiyi on plana cikararak, hocasina bir nevi ihanetetmistir. bu haliyle hiristiyanlik amaci gutmemesine ragmen, en buyuk ikihiristiyan filozofu aziz augustinus ile a6uinolu tommasoyu etkilemistir.

    platonun yazilari bu yeni platonculugun ve onun ardindan hiristiyan felsefesininiyice yukselmesine kadar gecen yedi yuzyillik surec boyunca, avrupa felsefesineegemen olmustur. direkt olarak etkiledigi sayisiz insan arasinda, plotinostan dadaha onemli birisi vardi. bu belki de tum zamanlarin en buyuk dehasi,aristotelesti.

    0%&2&$ '.1'.'(( ''*(& 3 '&.1'.'(( 14*&'immanuel tolstoyevski5551/9antik yunan##################/$aristoteles

    mo 4$te dogan aristo, platonun ogrencisi, buyuk iskenderin hocasidir. 12yasinda girdigi platonun akademiasinda '( yil kaldiktan sonra kendi lykeionokulunu kurdu. bu okulun yeri 9%da arkeolojik kazilar sirasinda bulunmus;hatirlayalim, butun bunlar atinada olup bitiyor.

    platona hicbir zaman saygida kusur etmemis, lakin inceden ayar da vermistir*"platon benim icin azizdir ama hakikat daha azizdir"

    onun icin hakikat, deneyimleyebildigimiz bu dunyadan baska yerde degildi. ideaogretisine inanmadi, inansa bile bunun onemi yoktu. deneyimleme olanagimizolmayan sey, bizim icin yok demektir. aristo kesinlikle bu dunyanin adamiydi vebu konuda da ustune kimse olmadi.

    mantik, fizik, siyaset bilimi, iktisat, psikoloji, metafizik, meteoroloji, retorik ve etik

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    7/110

    kelimelerini o buldu ve hepsinin ilk sistematik incelemelerini tek basina yapti.butun bu bilgi birikimi romanin yikilmasiyla arap dunyasinin himayesine gecti veortacagin sonuna kadar orada korundu.

    aristonun ilk onemli yeniligi, ontoloji alanindadir. bir varligi o varlik yapan, yanlizca

    onu olusturan maddeler degildir der. ornek olarak sokratesi verir. bedeniniolusturan malzeme hergun degismektedir fakat o hep sokratestir. dolayisiyla birsey "biciminden" dolayi o seydir. bu salt materyalizme buyuk bir darbeydi ve onudirek olarak bicimin ne oldugu sorusuna goturdu. onun icin "bicim" kavrami dortfarkli "neden"e ayrilir. ornegin bir heykelin oncelikle mermere ihtiyaci vardir, bumaddi nedendir. yontulmasi lazimdir, bu hareket ettiren nedendir. gelisiguzelyontulmakla olmaz, birseyin seklini almasi lazim ki bu formel nedendir. ve buheykelin varolusunun genel nedeni heykeltrasin amacinin gerceklesmesidir ki buda ereksel nedendir. bazi varliklar icin bu nedenlerden bazilari ayni olabilir.

    bu fikrin onemi, platonun aksine, nesnenin ozunu bedeninden ayirmayisidir. bunu

    da oyle bir sekilde yapar ki, dusunceler materyalist olmamakla birlikte, budunyadan baska bir yerde bir aciklama, bir gerceklik aranmaz. hersey bildigimizdunyadan ibarettir ama materyalizmin aksine, bir nesnenin ozu, yapildigi maddedegil, islevidir* "gozun ruhu olsa, goruyor olurdu"

    bakiniz daha m.o. 4(( yilina gelmeden, gercegi baska diyarlarda arayanlarla budunyadan ibaret gorenler arasinda kamplasmalar baslamis. cok sonralari aynimucadele, akilcilarla deneyciler arasinda da yasanacak ve kant tarafindanuzlastirilmaya calisilacak. bir baska ilginc nokta da aristonun, platon gibi sonderece etkin ve unlu bir dusunurun yillar boyu en yakin ogrencisi olmasinaragmen, onun tam zitti bir bilgikurami felsefesi gelistirebilmis olmasidir. bu kadar

    ozgur bir akli, sadece aristonun dehasina degil, platonun sokratestan miras aldigiogretim anlayisina da borcluyuz. o, goruslerini tekrar eden bir papagan yerine,kendi kendine dusunebilen, ozgun bir ogrenci yetistirmistir.

    ahlak felsefesine gelince, her insanin amaci mutlu bir hayattir ve bunun icin dedengeli olmak sarttir. ornegin cesur bir insan, cilginla odlek bir insaninarasindadir. altin orta esastir. bu felsefenin dikkat ceken noktasi, son derecepratik olmasidir. elbette bu dunyanin adami olan aristodan da daha ruhani birahlakcilik beklenemez; en ideal ahlak, insani parcasi oldugu dogayla ve birbiriyleen uyumlu bicimde yasatacak olandir. bu duzenin saglanmasi da politik sistemingorevidir ve bu noktada etikten, politikasina harikulade bir gecis yapar. ona gore,bireyin gorevi toplumla butunlesmektir !"insan dogasi geregi siyasi birhayvandir"; devletin amaci ise bireyin mutlulugunu ve gelisimini olanakli kilmaktir.

    ne yazik ki gunumuze, toplam urunlerinin ancak beste birini olusturan veplatonun eserleri aksine cok daha pratik sekilde yazilmis bazi ders notlarindanbaska birsey kalmamistir. en unlu ogrencisi elbette buyuk iskenderdir.makendonya kralinin ricasi uzerine saraya ozel ogretmen sifatiyla davet edilen vemuthis bir saygi goren aristo, zamanla bu genc prense soz gecirmekte epey

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    8/110

    zorluk ceker. sabirsiz iskender, onceleri cok baglandigi aristodan yavas yavasuzaklassa da elbette bu seckin egitiminin dunya tarihine buyuk yararlari dokunur.zira iskender felsefenin yeserdigi yunan site devletlerinin bagimsizligina sonverse de, ordularina her turlu sanatci, bilimadami, tarihci ve zanaatkarlari dahilederek, bu sitelerin otesindeki fetihlerini askeri yagmadan oteye, bir kultur

    ihracina donusturmustur. boylece simdiye kadar bahsedilen dusunce ve bilgibirikimi atina ve kiyi kentlerinden cikip, bilinen dunyanin geri kalanina yayilarakhelenistik cagi baslatir. bu yeni dunyanin merkezi, o gune kadar ki en buyukkutuphaneye sahip misirdaki iskenderiye kentidir. !bu kutuphanenin dahasonralari muslumanlar tarafindan, "buradaki bilgiler kuranda varsa gereksizler,yoksa da zaten yanlislardir" diyerek yakilmasi, bircok dahinin yuzlerce yillikbirikimlerini yarim saatte yoketmistir; zira oradaki cogu kitabin bilinen hicbirkopyasi yoktu

    helenistik cag yunan site devletlerinin yikilisindan, m.o. 1yyda romaimparatorlugunun dogusuna kadar 4(( yil surdu. bu surec icinde yunan kulturu o

    kadar yayilmisti ki, bir asir sonra hiristiyanlik dogdugunda, filistin bir romasomurgesi olmasina ragmen daha once de bahsedildigi gibi yeni ahit yunancayazilmistir. lakin uzun suren bu kulturel birligin altinda, iskenderin olumununhemen ardindan baslayan ciddi siyasi bolunmeler mevcuttu. bu bolunmusdunyada, hepsinin de baslica kaygisi bireyin boyle istikrarsiz ve guvensiz birortamda nasil yasamasi gerektigi olan, dort yeni felsefe okulu kuruldu...

    '((9 editi* turcopolis soyle birsey dedi, zamanim olmadigindan aynenkopyaliyorum* yanl78 anlamay7n iskenderiyeyi fetheden arap ordular7n7navukatl77n7 yapmak gibi bir amac7m yok ama k:t:phanenin veya kitaplar7n7nonlarca yak7ld77na dair iddia oktan geerliliini kaybetmi8tir ve hakim g

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    9/110

    kelimenin bizim icin ifade ettikleri "erkeginizin toplarini sevincten cinlattirmanin1(1 yolu"ndan ibaret

    onunla ilgili en unlu hikaye iskenderle karsilasmasidir. diogenes hakkinda bircoksey duyan ve meraklanan iskender onu ficisinda ziyarete gelir ve butun dunyanin

    hakimi olan kendisinden bir istegi olup olmadigini sorar. diogenes ise istifinibozmadan, mecazi anlamini kast ederek, "evet, golge etme" diyerek dunyevidegerleri ne kadar kucumsedigini belirtir. boyle bir tarihi ayar uzerine iskender de"eger iskender olmasaydim, diogenes olurdum" diyerek sahneden cekilir.

    diogenesnin her turlu rituele ve sisteme karsi cikmasi, bunun bilgi birikimini vegelecek kusaklara aktarimini guclestirecegi saviyla reddedilebilir. bir "kopek" gibiyasayarak, her ne kadar bilge de olsa, aristonun temsil ettigi bu dunyayi anlamaakimina tamamen karsidir. zannimca bir milyon diogenes de gelse bu dunyaya,bir aristonun katkisini yapamaz insanogluna. eger bu yasam tarzi, bilime degil deerdeme onem veriyor diye savunulursa, burada aklimiza sokratesin erdemi

    bilgiyle ozdeslestirmesi gelmelidir. arka arkaya gelen uc dort aristonun edinecegibakis acisi ve ahlak felsefesi, butun gununu ficisinda geciren diogenesinkindenelbet ustun olacaktir. spektrumun diger ucunda ise, daha sonra dabahsedecegimiz, insanin kaderini tamamen dogaya hakim olmak ve onu cozmekolarak goren francis bacon yer almaktadir.0%&2$( '.1'.'(( ''*($ 3 '&.1'.'(( 14*&immanuel tolstoyevski5551/9antik yunan###################%/$helenistik cag...septikler

    septiklik, yani bildiklerimizin kesinliginden emin olamama, hatirlayacaginiz gibi

    ksenophanes tarafindan da dile getirilmis olsa da, bu gorusu basli basina birfelsefe olarak benimseyen ilk kisi pyrrhondur. iskenderin ordusundaki bir askerolarak ta hindistana kadar gitmis ve bu sayede cesitliligin sonu olmadigina kanaatgetirmis. bu onda aristoda oldugunun tam tersine, muthis bir meraksizliga nedenolmus, zira ona gore bilgilerimiz sadece bu mekanda, bu zamanda gecerlidir.buradan hareketle hayatin amacinin, kendini akintiya birakmak olduguna, mevcutadetleri sorgulamanin anlamsizligina kanaat getirmis.

    acikca goruluyor ki pyrrhon, platon, aristo ve pisagor gibi matematiginevrenselligini en azindan su ana kadar dogrulandigi haliye evrenselligini kabuletmemis. ona ve daha sonra gelen timona gore her ispat, kanitlanmamisoncullere dayanir ve bu da bizi supheye goturmeye yeter. mantik, matematik vebilim bu tespitten muaf degillerdir. bu septikler bir yandan da, umutsuzluk icinde,gunun adetlerine boyun egmeyi salik vererek, nietzschenin en cok siddetle karsiciktigi seyleri hayatin amaci olarak bellemisler.

    bu gorusler sadece platonun matematik hakkindaki fikirleriyle celismiyor, aynizamanda onun icin kusursuz bir temeli teskil eden idealariyla da celisiyordu. nede olsa septiklerin ortak noktasi kesinlik saglayacak hicbir temele

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    10/110

    ulasilamayacagi gorusuydu. isi ilginc yani ise, ayni septiklerin, iki yuzyildan fazlabir sure platonun akademisinin yonetimini ellerinde bulundurmus olmalaridir.

    phrryos ve genel olarak septiklik hakkindaki en guvenilir bilgileri, ondan &(( senesonra, 4. yyin baslarinda yasamis olan sekstos empeirikostan ediniyoruz. bu

    guzel isimli zat, ozgun bir dusunur olmamakla birlikte, baskalarinin fikirlerini oyleetkili ortaya koymus ki, yazilari epey yaygara koparmis ve daha sonralarihiristiyanlar tarafindan, bu dusuncenin yayilmasi yuzunden bircok septikten dahafazla suclanmistir.

    gercekten de septiklik, gundelik yasamda epey sorunlara yolacan bir gorustur.boyle bir bosvermislik, bir adamsendecilik havasi yaymistir. gundelik hayatindevamliligi icin, en azindan, septiklikle mutlakcilik arasinda bir orta yoltutturulmasi sarttir.

    1/9antik yunan

    ###################2/$helenistik cag...epikuroscular

    m.o. 4(ta dogmus epikuros tarafindan kurulmustur. son derece sogukkanli vepragmatik bir felsefedir. oncelikle demokritosun atomculugu benimsenmis veinsan, bu atomlarin biraraya getirdigi, gecici bir nesne olarak gorulmus. bu kisasure icinde olumden korkmak cok anlamsizdir cunku bu atomlar dagilana kadarolum yoktur, olum oldugunda da biz yokuz. bu sayede olumden korkmamayiogretmeyi hedefler epikuros* "olum bizim icin hictir"

    olumsuzlugun olmadigi bu felsefede, dunyevi zevk ve mutluluk esas amactir. bu

    dusunceyi paylasan ufak topluluklar olusturarak, vur patlasin cal oynasin tarzi biryasami isaret eder epikuros ve o donem icin sasirtici olarak, bu topluluklarakadinlarin ve kolelerin girisini de serbest kilar. resmen, caktirmadan humanizmibulmustur. bu benzerlik sayesindedir ki, onceleri hiristiyan degerlerini tamamenreddettigi gerekcesiyle yasaklanmasina ve lanetlenmesine karsin, modernhumanizmin dogumuna yaklastikca degeri yeniden kesfedilmis ve hayatadonmustur.0%&2&&( '.1'.'(( ''*'4 3 '&.1'.'(( 14*&%immanuel tolstoyevski5551/9antik yunan###################$/$helenistik cag...stoacilar

    kurucusu kibrisli zenondur !daha once bahsi gecen eleali zenondan farkli olarakplaton gibi onun da devlet adinda bir eseri vardir fakat gunumuze sadece bueserden yapilmis birkac alinti kalmistir.

    daha once gordugumuz butun akimlardan farkli olarak, stoacilikla birlikte batifelsefesinde yunan monopolisi bitmis, bu dusunceler romaya yayilmistir. bircokkrali etkisi altina alan ve iyi orgutlenen bir felsefe olarak &(( yil boyunca etkili

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    11/110

    olmustur.

    stoaciligin ozunde, akildan daha ustun birseyin olmadigi gorusu yatar. insan,dogadan ustun ve ayri bir varlik degildir, onun bir parcasidir ama akli sayesindedogayi ve evreni tumuyle kavrayabilir. tanri denen, bizde ve dogada bulunan bu

    zekadir, o bu dunyanin aklidir.

    dogaya bu bakisi sayesinde ahiret inancini bastan reddetmistir stoacilar; olumdogaya donustur. daha da derinlere inildikce anlasilir ki, kelimenin tam anlamiylavakur insanin felsefesidir. cunku doga ve evren akilci ilkelerle yonetildiginden,herseyin bir nedeni vardir, dolayisiyla olaylarin sonuclari bizim icin zararlioldugunda bunu trajedi olarak yorumlamak yerine, dinginlikle kabul etmeliyiz.ancak aklin yolundan sapan cahiller, anlamadiklari bu neden sonuc iliskisinitrajedi, sans veya zafer olarak yorumlarlar. aklimiza karsi cikan duygularimizonemsenmemelidirler, akil herseyden ustundur ve duygulari terbiye edebilir.zaten bu noktada da dogayla butunlesilir.

    stoacilikta intihar bir tabu degildi. eger bu hayatta, vakur sekildekabullenemeyecegimiz kadar buyuk acilar cekiyorsak ve bunun gorunurde bircozum yolu yoksa, intihar en akilci secimdir. taninmis stoacilarin buyuk cogunlugustoaciligin ogretilerine buyuk bir samimiyetle uymus ve intihar ederek olmuslerdir."her stoaci bir stoaciydi, fakat hiristiyanlikta hiristiyan nerede"

    stoacilik denince zenondan da once akla gelen iki isim seneca ve marcusaureliustur. bunlar bu felsefeye ekleme yapmamissalar da, gunumuze ulasanguzel yazilariyla stoaciligi en guzel sekilde betimlerler. isanin cagdasi olanseneca, roma imparatoru neronun hocasidir ve deneme yazarliginin kurucusu

    sayilir. marcus aurelius ise '.yyda romanin en parlak donemlerinden birindeimparator olmustur ve meditations adli eseriyle bilinir. platonun, sokrates haksizyere olduruldukten sonra sarfettigi "ya filozoflar kral olmalidir ya da krallar filozof"dileginin nadir orneklerindendir ve tum yumusak huyluluguna ragmencevresindeki herkes tarafindan muthis saygi gormustur. !yumusak huylu olup daerkanini duzenli tutabilen istisnai krallara ornek olarak, machiavellinin prensindebahsi gecmistir ne yazik ki zamaninin buyuk kismi, romanin bu parlakdoneminde basina gelen bir suru felaketle basa cikmakla ve kuzey sinirlarindasavasmakla gecmistir.

    bu iki guzide yazar, bati felsefesinin birikimlerinin antik yunandan romaimparatorluguna gecisinde buyuk rol oynadilar. ayni zamanda, zorluklarasizlanmadan katlanmayi salik vermesiyle, yeni dogmakta olan baska bir felsefetam olarak felsefe denemezse de akiminin ahlak anlayisi uzerinde epey etkilioldular. bu yeni akimin adi hiristiyanlikti...0%&2&%' '.1'.'(( ''*' 3 '&.1'.'(( 14*&%immanuel tolstoyevski555'/9hiristiyanlik felsefesi !aziz augustinus, ortacag felsefesi, a6uinolu tommaso##########################1/4aziz augustinus

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    12/110

    m.s. 4&te kuzey afrikada dogan augustinus, akdeniz cevresinde pek cokseyahate cikmis, pek cok degisik dusunsel evrelerden gecmistir. ciceroylabaslayan arayisi, evreni iyi ve kotunun savas alani olarak goren manicilikledevam etti ve daha sonra, zamaninin dunyasinda epey yaygin olan platon

    okuluna hakim septiklere yoneldi. ilginctir ki, platonun felsefesini daha oncegordugumuz, yeni platonculugun kurucusu plotinostan ogrendi ve bu birikimlerinien son duragi olan hiristiyanliga tasidi.

    augustinus bu entellektuel gelisiminin hikayesini, tarihin ilk adamakilliotobiyografisi olan itiraflarda anlatir. bu eserdeki bircok ilginc itirafinin arasinda,gencliginde cinsellige olan duskunlugunu, ondan kurtulabilmek icin ikigonullu birsekilde yalvardigini anlatmasi da bulunur* "tanrim beni iffetli kil, ama henuz degil"

    septiklerle hasir nesir oldugundan olsa gerek, bu eserinde, fanatik supheciliginacik noktasini yakalamistir* "herseyi birak, herhangi birseyden bile suphe

    edebilmek icin onun var olmasi gerekir; en basta ben bu suphecilige karsi birkanitim." bu gorus epey tanidik gelebilir, ne de olsa descartes bize 14 yuzyil dahayakindir.

    augustinusun en buyuk icraati, platoncu felsefeyi, bir felsefe olmayanhiristiyanlikla birlestirmesi olmustur. aslina bakilirsa, bizim islamiyetin aksine, isaoldugunde arkasinda biraktigi topluluk ne cok kalabalik, ne de cok gucluydu. tarihboyunca hiristiyanlik, isadan daha cok aziz augustinusun eseri olagelmistir. bunuanlamak icin platoncu ogeleri gormek yeterlidir.ornegin, asil gercekligin duyularla algilanamadigi, onlarin zaman ve mekan disioldugu, her ne kadar bedenimiz bu gecici ve bozulacak olan dunyanin bir

    parcasiysa da icimizde o zamansiz gerceklige ait, olumsuz bir parcanin olduguogretileri isa tarafindan dile getirilmemistir. bunun gibi bugunku hiristiyanligin entemel bircok ogesi, isadan (( yil sonra ortaya cikmis, platonculugun etkisindekiaugustinusun eseridir.

    yine bir baska ornek takdiri ilahi ogretisidir. kimse kurtulusunu sadece kendineborclu degildir, tanrinin merhameti zorunludur. ayni sekilde cehenemme gidenlerde bu merhametin gosterilmedigi, tanri tarafindan lanetlenmis ruhlardir. simdi budandik gibi gorunen gorusun etkilerinin muazzamligini anlamak icin onceepikurosa geri donelim. bu zat felsefesinden tanrilari tamamen cikarmistir. bunuyaparken guvende olmak icin onlarin varligini reddetmemis, sadece bizlealakalari olmadigini soylemistir. bunu altinda daha derin bir dusunce yatiyordu*"dunyada bircok kotuluk var ve eger tanri varsa, ya gucsuzlugunden bukotuluklerle mucadele edemiyor ya da kotulugunden onlara goz yumuyor. egerhem iyi hem de gucluyse bu kotuluk nereden geliyor" cok sonralari voltairei vehumeu etkileyen bu saptamalari yuzunden augustinusun isi epey zordu. egerherkes kendi kaderini ciziyorsa tanrinin gucsuz oldugu asikardi. iste zannimcabuna karsin augustinus takdiri ilahiyi one surmus. kotu niyetli suclamasina karsida, tanrinin gunahkarlari keyfine gore cehenneme yollamadigini, bunun

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    13/110

    sorumlusunun insanlarin secimleri oldugunu, tanrinin ise bu adaletmekanizmasini yuruttugunu, hatta o adalet mekanizmasinin ta kendisi oldugunuone surmus. kilise hukukunun bir parcasi haline gelen bu gorusleri, ne yazik kiileride engizisyon tarafindan carpitilarak, gunahkarlarin bu hayatta da iskenceedilmesini ve yakilmasini halki cikarmak icin kullanildi.

    genel olarak, augustinusa gore platonun felsefesi, hiristiyanligin dogmalarininhadi otoritesi diyelim alaninin disinda kalan bircok seyde epey yararliydi amayine de din en temel hakikatti ve felsefe hep ikinci siradaydi.

    bakin artik bu noktada felsefesinin nasil gelistigini gorebiliriz. once maniciliksayesinde hayati, iyilik kotuluk catismasi olarak goruyor. sonra platonculuklaberaber, bu iyiligi idealarla, kotulugu maddeyle iliskilendiriyor. hiristiyan ogretisinitanimasiyla idealar, ruhani dunyaya, kotu madde de bu hayatimiza donusuyor.bunlarin yaninda anlamamiz gereken nokta, augustinusun romanin cokusdoneminde, barbar istilalari sirasinda yasamis oldugudur. etrafinda surekli savas

    ve yikim gormus birinin, etkilendigi felsefeler de gozonune alindiginda, budunyayi gunahla iliskilendirmis olmasi pek de sasirtici degil. zaten itiraflardisindaki diger saheseri tanrinin kralliginda da, bireyin bir yanda bu gunahkardunyanin bir uyesiyken, ayni anda degismez ve bozulmaz bir kralligin da parcasioldugu anlatilir.

    bu iki eseriyle bin yildan fazla bir sure, kismen carpitilmis bir sekilde de olsa, etkiliolmus augustinus, cokmekte olan antik latin dunyasinin en buyuk filozofuydu veolumu, hem siyasi hem de entellektuel olarak yeni bir cagin baslangicina denkduser...ortacagin.0%&2&2 '.1'.'(( ''*'2 3 '%.1'.'(( ((*1&immanuel tolstoyevski555

    '/9hiristiyanlik felsefesi##########################'/4ortacag felsefesi

    romanin cokusu ve barbarlarin istilasi az kalsin epey pahaliya maloluyordu.yokolma tehlikesiyle yuzlesen antik yunan, helenistik ve roma kulturlerininbirikimleri, kismen de olsa, bu cokusle pek alakasi olmayan ve altin caginiyasayan islamin siginaginda korunabilmislerdir.

    bu noktada islam imparatorlugunu bir butunluk olarak dusunmek yaniltici olur.$.yy da fransa sinirlarindan cine kadar uzanan bir cografyadan bahsediyoruz vebu yayilma ve bolluk doneminde sanatlar gibi bilimler de serbestcegelisebilmisler. avrupadan alinan kultur mirasina verilecek en bariz ornekaristotelesin eserleridir. neredeyse %(( yil boyunca bu fikirler islam dunyasindayesermis ve 1'.yyda avrupaya sag salim geri donmusler.

    bu karanlik cag sirasinda aristonun avrupada kalan tek eseri mantikla ilgilifikirleriydi ki bunu da boethius adli bir devlet adamina borcluyuz. bu eserlerinlatince cevirilerini yapan boethius, bir komplo sonucu olume mahkum edildi ve

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    14/110

    cezasini bekledigi sirada da meshur felsefenin tesellisini yazdi. ortacag boyuncaepey etkili olan bu kitap, stoaciligin ve yeni platonculugun hayatta kalmalarinayardimci oldu.

    ortacagda diger medeniyetlerin cok gerisine dusen avrupada, barbarlasmaya

    direnen az sayidaki yerden biri irlandaydi. romayi yikan germen kabileleriingiltereyi de istila etmislerse de irlandaya ulasamadilar. bu yuzdendir ki, boethiusile 11. yyda yasamis anselmus arasindaki &% yuzyillik donemde batidan cikantek onemli filozof irlandali ioannes scotus erigenadir.

    bu zat, dogru akil yurutmeyle yanlis sonuclara varilamayacagindan, vahiy ile akilarasinda bir catisma olamayacagini ileri surdu. bunun onemi, vahiynin zorunluolmaktan cikmasi, yerinin akil tarafindan eksiksiz doldurulabilmesidir. !tabiiyukaridaki cumleyi okurken aklimiza akhilleus ve kaplumbaga paradoksuyla unluzenon gelmeli erigema bu savini kanitlamak icin butun hiristiyan "hakikatlerine"akilci yoldan ulasmaya calisti ve bunu yaparken de %(( yil once kurulmus yeni

    platonculugun etkisinde kaldi. vardigi ilginc sonuclardan birine gore, tanribilinebilir birsey olmadigindan kendi dogasini anlamak tanri icin olanaksizdir.dandikmis gibi gorunen bu goruse kanttan bahsederken tekrar deginecegiz.

    lakin 11. yyda yasayan aziz anselmusun fikri olan, tanrinin varlikbilimselkanitlamasi, erigenanin bu fikrine karsidir. bu kanitlama hem cok basit hem dekafa karistiricidir* olabilecek en mukemmel varligi dusunun. bu varlik aynizamanda var olmalidir zira eger varolus nitelginden yoksunsa olabilecek enmukemmel varlik degildir. bu kadar. sacma sapan da gozukse, zenonparadokslarindaki gibi, yanlisin nereden oldugu cok da acik degildir. aynimantikla, olabilecek en mukemmel varlik hem vardir hem de, erigenanin

    dediginin aksine, kendinin farkindadir, yoksa daha az mukemmel olurdu. buparadoksal kanitlama, birazdan gorecegimiz a6uinolu tommaso tarafindanelestirilmistir.

    !tanrinin varligiyla ilgili diger iki yaygin kanitlamanin ilki "evrenbilimsel"kanitlamadir. evren varsa onu birsey yaratmis olmalidir, yoktan varolamaz. bumantik, sonsuz bir geriye donusu gerektirdiginden zayiftir. yani o zaman tanriyikim yaratti yok eger o yaratilmadiysa ama yine de varsa, ayni sey neden evrenicin de gecerli olmasin, tanriya ne gerek var "erekbilimsel" kanitlama iseevrendeki duzene bakarak herseyin bir plani ve amaci oldugu savidir; modernbilimin dogusuyla cokmustur. zira evrende duzenden cok kaos olmakla beraber,amaci varmis gibi gorunen sistemlerin dogusu, icinde en ufak bir zeka kirintisibulunmayan emergence teorileriyle rahatca aciklanabilir hatta kanitlanabilir. dahafazla bilgi icin bkz* emergence-, bilgi degil ornek arzuluyorum diyenler icin bkz*richard da=kins/>immanuel tolstoyevski-. gunumuzde filozoflar arasinda varilmisolan fikir birligi, tanrinin varliginin kanitlanamayacagi yonundedir. bu, tanri yokdemek degildir, sadece varligi akil yoluyla kanitlanamaz

    anselmusla birlikte baslayan entellektuel dirilis, arap dunyasiyla yapilan

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    15/110

    savaslarin ve ticaretin sonucu aristo felsefesinin de geri gelmesiyle, iyice hizlanirve 14yyin en onemli sahsiyeti a6uinolu tommasoyu ortaya cikarir.0%&&(949 '&.1'.'(( 1*(' 3 '%.1'.'(( ((*1&immanuel tolstoyevski555'/9hiristiyanlik felsefesi##########################

    4/4a6uinolu tommaso

    hatirlayacagimiz gibi, aziz augustinus ve ardillari sayesinde, hiristiyanlik platoncuve yeni platoncu ogelerle birlestirilmisti. 14.yyda islam dunyasindan geri gelenaristo felsefesi bu tabloya nasil uydurulacakti iste a6uinolunun ya da sozluktekihaliyle st thomas a6uinasin icraati, hiristiyanligi hem platonu hem de aristoyututarli bir bicimde kapsayacak kadar genisletmesidir.

    baslangic noktasi akilla imani ayirmak oldu. bu dunyayi akilcilikla anlayabilirizama zamanin ve mekanin baslangici gibi sorulari cevaplayamayiz. olsa olsa birhiristiyan olarak, yani dinin bakis acisindan bu sorularin cevabi vardir.

    aristoya dayanarak, bu dunyaya dair tum bilgilerimizin duyularimizla beslenenakildan kaynaklandigini iddia etti. duyularla deneyimlenmemis hicbirseykavramlastirilamaz, dusunulemez. tabula rasa deyimini ilk o kullanir.dogdugumuzda aklimiz, uzeri bombos temiz bir levhadir, a priori bilgi yoktur.

    a6uinolu, varlik ve ozu kesin bir sekilde ayirmistir. bir unicornun ozunuetimleyebilirsiniz ama boyle birsey gercekte yoktur. anselmusun varlikbilimselsavini da bu yonden elestirir. olabilecek en mukemmel varlik betimi, tanrininozudur, onun varligi apayri bir konudur.

    buradan hareketle felsefe tarihinin en derin ayrimlarindan birine gelinir, yani ozunmu varligin mi once oldugu sorusuna. a6uinoluya gore eger tanri dunyayiyaratmissa, dunyanin ozu, varligindan once gelmistir. bu gorus destegini platonunidea ogretisinden alir. platoncu bu gorusun karsiti ise aristonun yaklasimidir.a6uinolu aristonun kendi isine yarayan kismini almistir yani* bizler, oz ile ilgiliherhangi bir kurami olustururken, zaten ancak varolan nesnelerle ilgili bilgilerimizikullanabiliriz ve deneyimlemedigimiz birseyin ozunden bahsetmeye de gerekyoktur. a6uinolunun bu sentezinde aristo ve platon tahmin edilecegi kadarcelismiyor ve her ne kadar ampiristlerin atalari duns scotus ve ockhamli =illiamtarafindan elestirilmisse de, bu felsefe kilisenin resmi felsefesi olarak 12.yy akadar etkin kaldi, yani modern bilimin dogumuna kadar...0%&&%2( '%.1'.'(( ('*&%immanuel tolstoyevski5554/9modern bilim !modern bilimin dogusu, machiavelli, bacon, hobbes##########################1/modern bilimin dogusu

    ortacagin sonundaki bilimden bahsedilince akla ilk gelen astronomidir. o zamanakadar kullanilan sistemin kurucusu, ms '. yyda iskenderiyede yasamisptolemaiosdur. ptoleme evreninde dunya uzayda asili duran bir kureydi ve

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    16/110

    evrenin merkezindeydi. yildizlar bu sabit kure etrafinda donmekteydi. bu sistemdaha sonraki yillarda matematik acisindan cok sorunlu bulunsa da coktankilisenin resmi ogretisi haline geldiginden karsi cikilamadi. ne de olsa dunyamerkezli bir evren, yaratilisciliga ve insanmerkezci doktrinlere epey uygundu.sonucta unlu kitabi almagestte belirtilen bu evren modeli 1(( yili askin bir sure

    etkin kaldi.

    bu dogmaya ilk onemli darbe, 1% yyda kopernikten geldi. gunes merkezli birevren modelinin bircok matematik guclugu cozecegini anlayan bu matematikegitimi gormus kilise adami, korkusundan dusuncelerini ancak, vefat ettigi seneolan 1&4te yayinladi. ilginctir ki bu kitabi papaya ithaf edilmisti.

    anlasilmasina kadar epey bir sure gectikten sonra nihayet kiyamet koptu.kopernikin teorisi sadece kilise ogretilerine karsi gelmekle kalmiyor, kitabimukaddesle de dupeduz celisiyordu* "sen ki yeri hareketsiz ve sabit kildin"bu, zamanin butun otoritelerinin gucunun sarsilmasi demekti; astronominin tarih

    sahnesindeki essiz rolunun nedeni budur.

    galeyana gelen sadece katolik klisesi degildi tabii. protestan luther, tarihin enabes gaflarindan birini yaparak soyle buyurmus* "bu aptal, butun gokbilimi tersinecevirmeye calisiyor. hareketsiz olmasi buyurulan yerdir, gunes degil"

    kopernikin "aptalligi", elinde yeterli alet edevat olmadan yaptigi olcumlersonucunda yorungeleri daire seklinde hesaplamasiydi. !teleskopu ilk kimin nezaman buldugu kesin bilinmemekle beraber, 1%($ yilinda, yani kopernikten %( yilsonra uc rakip patent icin basvurmus. ne=ton ilk teleskopu degil, aynali teleskopuicat etmistir, hem de 1%%$de

    teleskopun bulunmasindan once yapilmis en iyi tahminlerin sahibi danimarkalibrahe, kopernikin olumunden sadece 4 yil sonra dogmustu ve bitiremedigicalismalarinin hepsini yetenekli bir alman gokbilimciye birakti. johannes kepleradindaki bu dahi, gezegenlerin hareketlerinin eliptik oldugunu ve hizlarininyorunge boyunca degistigini gosterdi.

    artik gozardi edilemeyecek duzeye gelen astronomi bulgulari ve otoritearasindaki bir asir gecikmis kapisma, galileo galilei zamaninda patlak verdi.teleskopu icadi kesin olmasa da onu etkili kullanan ilk kisidir ve kepler ilekopernikin mirasini ozetleyip, gelistirip kilisenin agzina tikmistir. !ilgili basligialtinda gorulecegi gibi, ozellikle mekanik fizik alaninda, galileonun cok sayidabaska onemli bulusu vardir ve kendisi dinamik alaninin oncusudur. iki farkliagirliktaki cismin ayni anda yere dusmesi gerektigini dahiyane bir dusuncedeneyiyle kanitlamistir. buna gore farzedelim agir bir gulle yere hizla duserken,hafif gulle daha gec kalacak. simdi bu iki gulleyi birbirine bir iple baglariz. artik tekbir cismimiz var ve ikisinden de agir dolayisiyla daha da hizli dusmesi gerekir.oysa baska bir acidan bakarsak, agir gulle daha hizli duseceginden, aralarindakiip gerilir ve daha yavas dusen hafif gulle tarafindan sistem yavaslatilir. yani bu

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    17/110

    yeni cisim, agir gulleyle hafif gullenin hizlarinin arasinda bir hizla dusecektir. bu ikigorusun tutarsizligi, ancak tum cisimlerin ayni hizla dusmesiyle cozulur. istegalileo parmagini oynatmadan bunu akil edebilmis, tadindan yinmez bir insandir

    galileonun oldugu yil+ dogan isaac ne=ton, aristodan beri dunyaya gelmis en

    buyuk bilimadamiydi. takriben '4' yaslari arasinda, kalkulusu buldu, yercekimikavramini bulmakla kalmadi, yasasini da tanimladi ve isigin yapisini dogruluklaanaliz etti. kendi buldugu bu teknikler yardimiyla, galileonun bulgularinimukemmellestirdi !einsteinin rolativite teorilerine kadar bunlar en kesin dogrularolarak kaldi

    butun bu inanilmaz cabalari sonucu, tarihin en onemli kitaplarindan biri olanprincipiayi yayinladi. bu kitap evrenin ve dunyanin mekanik ve sasmaz bicimdekiisleyisini izah ediyordu ve matematik kesinligi temele koydugunu gordugumuzpisagorla '((( senelik bir kopru kuruyordu. ne=ton mekanigi evreni anlamakacisindan 4(( sene boyunca bir temel olusturdu; doga felsefesini baslatti, ahlakin

    ve tanrinin fazlalik oldugu determinizm gorusunu dogurdu.

    dolayisiyla ortacagin dogmatik otoritesinin yikilisini her ne kadar galileo simgelesede asil oldurucu darbeyi, sadece gokyuzunu degil, tum herseyi aciklayan ve ogune gore eksiksiz olan bir mekanik sistemle cikagelen ne=ton vurmustur. lakinne=ton mekaniginin ve bilimselligin rakibi sadece kilisenin dogmalari degil,a6uinolu tommaso kilisenin sayesinde yuzyillardir kullanmakta olduguuyarlanmis- aristocu dunya gorusuydu de. bu nedenle degisim zaman aldi ve buesnada batida cok degerli aydinlar yetismeye devam etti...0%&&%(&9 '%.1'.'(( 1*(4 3 '2.1'.'(( 11*&4immanuel tolstoyevski5554/9modern bilim

    ########################'/machiavelli

    burada zamanda biraz geriye gidiyoruz cunku kronolojik sirasini bozmayakiyamadigim bilimsel gelismeler yasanirken, ayni dunya gorusu kendini baskaalanlarda da gostermekteydi.

    yayginlasan bu bilimselligi siyaset alanina ilk uygulayan sahis, cogu kisinin haksizyere kotuledigi 1%9 dogumlu bu floransalidir. kendisi ne ahlaksizdir, neopportunist ne de ikiyuzlu. unlu eseri hukumdarda yaptigi tek sey insan dogasininve siyasetin gercekliklerini ortaya koymaktir. dunyanin durumu bellidir ve sadeceiktidarda kalmak icin degil, cogunlugun hayatini tehlikeye atacak bir kaosortamindan sakinmak icin de yonetimin bazi ahlak kurallarini cignemesigerekebilir. verilmis bir sozu bozmamak bir savasa yolacacaksa, sozunun eriolarak anilmanin neresi daha ahlaklidir ki zaten.

    aslinda bu pragmatist hatta faydaci bile diyebiliriz- tutumlarini hakli gosterirkende opportunizmden ziyade hep daha fazla aciya veya olume neden olmama fikrivurgulanir. acimasiz hukumdarlari overken verdigi orneklerde, kurnazliklar

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    18/110

    sonucu sagi solu fethedenlerden degil, cesaret ve akilcilik sonucu duzensaglayabilmis insanlardan bahseder.

    bir kral yalakasi da degildir machiavelli, zira gercek bir halk destegine sahipoldugu surece cumhuriyetin en iyi yonetim bicimi oldugunu acikca savunur.

    peki makyavellinin bu calismada isi nedir, neden ondan bahsediyoruz bilimselbakis acisini benimseyenlerle, bu gorusun getirdigi yeniliklerden, otoritesinikaybetmemek icin korkan ve ahlak normlarini kendine kalkan yapanlarinmucadelesini simgeler makyavelli. hala devam eden bir mucadeledir bu. cikiptarihsel gerceklerden bahsederseniz turk dusmani olursunuz, ekonomikgerceklerden bahsederseniz bati yalakasi olursunuz, ulkemizin gerceklerindenbahsederseniz elbette vatan haini olursunuz. akilci bir bakis acisi, otoritesahiplerinin en cok korktugu seydir cunku onun getirdigi dinamizmde, herseyelestiriye ve degisime tabidir; iktidardakiler de onlarin dogmalari da.

    bakiniz efendim, makyavelliye de ilk camuru papalik atar ve jesuitlerinbastirmasiyla kitabi yasaklanir. bu sansur onun popularitesini arttirinca, jesuitlerbu sefer yalan yanlis alintilar yaparak makyavellinin imajini lekelemeye calistilar.daha sonralari 1%.yyda hem katolikler hem de protestanlar birbirlerini, ici bos birmakyavelist kavramiyla sucladilar.

    dahasi onu savunanlar da kamplasarak bu karmasayi arttirdilar. mussolinininonun yazilarina giris bolumleri bahsederek "katki" yapmis olmasi, bu felsefenindiktatorler tarafindan nasil capritildigini belgeler. halbuki ayni makyavellinincumhuriyetci yonune atfen, rousseau, unlu toplum sozlesmesinde soyle der*"krallara ders veriyor gibi yapip, halklara en onemli ogretiyi sunmustur." yani

    halklarin nasil yonetildiklerini anlamalarini, bilinclenmelerini istemistir.

    onun gercek amaclari ve gorusleri ne olursa olsun, sadece gercekleri bize isaretetmis ve akilciliktan sapmamis biri oldugu icin, cok daha onemlisi propagandaninne kadar ikiyuzlu ve tehlikeli oldugunu anlamak icin makyavelliden haberdarolmak cok onemlidir.

    onun hakkinda soylenmis en guzel sozlerden biri bir ingiliz lordlar kamarasibaskanina aitti* "insanlarin yapmalari gerekenleri degil, yaptiklarini yazanmachiavelliye ve baskalarina minnettariz." bu kisi francis bacondi...0%&&%(%9 '%.1'.'(( 1*(% 3 1(.(1.'((& (4*14immanuel tolstoyevski5554/9modern bilim########################4/francis bacon

    1&%1 dogumlu bu zatin hayati ingiliz sarayinda gecti. siyaset, edebiyat, hukuk,bilim ve felsefede uzmandi. adalet bakanligi yapmis olmasina karsin, asil ununufelsefi yazilarina borcludur. !bu kadar mesguliyeti bulunan, hayati boyuncataninmis ve surekli gozonunde olan baconun, shakespeare oyunlarinin yazari

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    19/110

    oldugu iddiasi elbette asparagastir.

    baconun yeni atlantisini veya sozlukteki adiyla the ne= atlantisi okuyanlar, onunbilimi herseyi onune koydugunu farkedecektir. ahlak anlayisi ikinci plandadir,zaten bilimle ilerlemis bir toplum, ideal duzenini ve ahlaki normlarini otomatikman

    bulacaktir. !bu biraz desteksiz bir varsayimdir, ilgili fikirlerimi the ne= atlantisbasliginda kisaca belirtmistim. ahlaktan soz acilmisken, kendisi %(inda rusvettensuclu bulunup, tum gorevlerinden azledildi ve hayatinin sonuna kadar sadecefelsefi yazilariyla ilgilendi diger utopyacilarla en buyuk farki bilimi bu kadar onplana cikarmasiydi. bu yuzden, olumunden sonra kurulan kraliyet bilimlerakademisi+, onu fahri onderleri olarak secti.

    baconun ilerleme anlayisi son derece sistematik bir bilimsel ilerlemeydi. mumkunoldugunca gozlem yapip kanit toplamaya calismali ama bunu yaparken onlarikisisel egilimlerimize gore yorumlamaktan kacinmaliyiz. bunun da tek yolu, yanlisyorumlanamayacak kadar veri toplamak ve koordineli bir sekilde, topluca

    calismakti. kisaca bacon, bilimsel arastirmalari optimize etmek istiyor, bukonularda verimsizlige ve gerilemeye dayanamiyordu. ayrica sonuclari yanlisyorumlama hususuna deginerek, bilimadamlarini ustunkoru bir tumevariminguvenilmezligine karsi uyardi, saglikli bir tumevarim metodu sundu. artik yavasyavas felsefeden ayrilmaya baslamis olan bilim, bundan sonra baconungosterdigi ve bizim simdi asina oldugumuz yontemleri kullandi. o, bilimsel bilgiyinasil edinebilecegimizi gosterdi ve onu metafizikten ayirdi. dolayisiyla artikmateryalizmin cagi gelmisti, hobbesun cagi...

    !hobbes ile ilgili entrynin biraz daha kapsamli olmasina karar verdigimden, bu isyarina kalmistir

    0%&&%(9& '%.1'.'(( 1*11 3 (1.(9.'(($ '4*'&immanuel tolstoyevski5554/9modern bilim########################/thomas hobbes

    modern bilim bolumundeki en ilginc basliktir kanimca. baconun, descartesin,galileonun arkadasi olan hobbes, bol bol seyahat etmis bir entellektueldi veyasadigi 12.yy da hala dinin baskisi tam ortadan kalkmamisken, bastan asagimateryalist bir felsefe one surdu. ilk modern materyalist olarak, varolan herseyinmaddeden ibaret oldugunu savundu. epey de pratik akilliydi; basina bir isgelmemesi icin, tanri var midir sorusuna, "onunla ilgili bir kavram olusturabilmekinsan yetenekleri dahilinde degildir" diyerek kacamak karsiliklar verirdi.

    caginin aydinlariyla hasir nesir olusu sonunda, butun evrene bir makine gozuylebakmaya basladi. simdi burada duralim ve hobbes efendi icin saygi durusundabulunalim. cunku insan aklini da makineye benzetir ve bunu yaparken ozgurirade, ruh, amac, idea gibi seylere takili kalmak yerine, beynin mekaniginikasteder. tipki diger organlar gibi, o da bir makineydi. aklin soyut birsey degil,tamamen maddeden kaynaklandigi gorusu birakin 4&( sene oncesini, bugun bile

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    20/110

    pek cok dar gorusluye imkansiz gibi gelse de bu konuda artik cok daha fazlakanit vardir.

    kisisel gorusum, bilincin, tamamiyla noronlarin karmasikligindan ve kendilerinirefere eden bir sistem kurmalarindan kaynaklandigidir. !edit* bu goruse gore

    yeterince karmasik bir bilgisayar agi da, karinca kolonisi de, sehirler de, kedilerde bilinclidir ama karmasikliga bagli olarak hepsinin seviyeleri farklidir. bkz*godel escher bach- bkz* richard da=kins-. lakin, bunda yanilsak bile, en azindankesin olarak emin oldugumuz sey, aklin yuzde yuz soyut birsey olmadigidir vehobbes efendi bu gorusun oncusudur.

    hobbesun bu mekanikci gorusunun temelinde nedensellik vardi ve nedenselligintemelinde de galileodan gordugu devinim, daha dogrusu hareket vardi. bu gorusbiraz gariptir zira hobbes icin de "hareketle kafayi bozmus" denirmis. galileodan okadar etkilenmisti ki butun evrendeki maddeler arasi etkilesimi, yani nedenselligi,"itme" biciminde gordu.

    bu gorusu psikolojiye de tasidi. butun gudulenmeleri bir itme olarak gordu. enguclusu ise ona gore olum korkusuydu. bu korku o kadar kuvvetlidir ki, hobbesagore toplumlarin kurulmasinin ana nedenidir. bu nokta hobbesu anlamak icinfevkalade onemlidir ve saheseri olan leviathanin ana temalarindandir. hicbirduzenin olmadigi, "doga durumu" denilen anarsi ortaminda insan surekli bir korkuduyar ve bu onun psikolojik durumunu belirleyen en temel olgu haline gelir. budoga durumunu o kadar canli tasfir etmistir ki, okuyan etkisinden kurtulamaz* "veen kotusu, mutemadiyen duyulan korku ve siddet yoluyla oldurulme tehlikesidir"

    iste insan bu korkuyu yasamamak icin organize olur ve toplumsal hayat baslar.

    hobbesa gore bu duzenin devami kendiliginden bariscil olmaz; insanindogasinda cikarcilik ve ikiyuzluluk bulunur dolayisiyla bu toplum duzeni cezayoluyla, devlet otoritesiyle surdurulmelidir. bu gorusu de cok onemli ve derindir.zira bu seriyi bastan beri takip eden akil hastasi suserler animsayacaklar,sokrates insanin dogasi geregi iyi olduguna, kotulugun bilgisizliktenkaynaklandigina inaniyordu. hobbes icin ise, olum ve vahset korkusu o kadargucludur ki, insan bu "doga durumuna" geri donmemeyi garantilemek icin,toplumsal duzende yerini iyice garantiye almaya bakar. yani eger bir cezakorkusu olmazsa, bu "olum korkusu" itkisi galip gelecek ve insani iyice cikarciligaitecektir. bu vesileyle "kilicsiz ahit bos sozden ibarettir" der ve duzeni korumaklagorevli merkezi bir otorite tam guc verir. !bu itkinin yarattigi sistemin makro acidanincelenmesini de biraz once machiavellide gormustuk. bilimsel bakis acili bu ikiinsan, ayni gercekligin farkli boyutlarini gozler onune seriyor

    hobbesun onceki mutlakiyetcilerden farki, bu otoritenin gerekliligini yukaridakisekliyle rasyonalize etmesidir. bu acidan devlet gucunu tanridan veya kilisedendegil, halkin kendisinden alir. halk, bilincaltindan gelen !hatta daha da temeldir,freudun deyimiyle bilincdisi diyebiliriz bir etkiyle, olum ve sefalet korkusundankorunmak icin, kendi ozgurlugunden feda etmistir. hobbesun temel gorusu,

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    21/110

    insanin kaosa dusmektense, tiranlik da olsa bir duzeni yegleyecegidir.

    bu gorusler o kadar carpici ki, insan bunlarla evrimsel biyoloji arasindakibenzerligi farketmeden gecemiyor. bu noktada '1. yyin gana asilli yahuditavsansever filozoflari arasinda onemli bir yere sahip olan i. tolstoyevskiye kulak

    verelim*

    "olum korkusunun bu kadar baskin olmasi, evrimin dogal bir sonucudur.molekuler duzeydeki yapilarin, stabil olanlarinin "hayatta kalmasiyla"baslayan evrim, zamanla kimyasal duzeyden biyolojik duzeye gecmis ve richardda=kins efendinin the selfish genein de ortaya kondugu gibi, genleri koruyanmekanizmalarin ustunluk savasi haline gelmis. yani vucudumuz, zihnimiz dahilher seyimiz, genlerimizi korumak icin mucadele eden makinelerdir. bu genler de,atalari ilk stabil molekul yapilari olan, daha karmasik molekul yapilarininplanlarindan baska birsey degildir. tipki hobbesun evreni gordugu gibi, "hayat"bile hakikaten karmasik bir makinedir.

    biraz da schopenhauercu bir gorusle, evrim rastgele ve acgozludur, kor bir"iradedir" !edit*filozofun kullandigi irade teriminin manasi farklidir. hayatin ozundebir guc vardir fakat bu zeki, bilincli bir tanri degil, tek amaci varolmak olan birguctur. bizlerse bu gucun oyuncaklariyiz, tutkularimizin kolesiyiz. bu tutkularin dabir amaci yoktur, "irade" kendi kendini tuketen amacsiz bir guctur. 1&( yillik bufikir, burada anlatilan evrim teorisine ve evrenin yapisina uyarlanabilir ve hayranolunur

    dolayisiyla hayatimizin bir amaci yok; ona bir amac atfeden aklimiz ise bumucadele de bize avantaj sagladigi icin sonraki nesillere aktarilan bir

    mutasyondan ibarettir. ve olum kendi molekul yapilarimizin ve tasidigimizplanlaringenlerin- yokolusu olacagindan, bilincimiz buna izin veremez. cunkuzaten buna izin veremeyecek bir dogasi oldugu icin doganin yuzmilyonlarca yilliktestlerini gecerek gunumuze ulasmis. yokolusumuzu engellemek, vucudumuzunoldugu kadar, onun bir parcasi olan bilincimizin de ilk onceligidir. dolayisiyla olumkorkusunun psikolojimiz ve davranislarimiz ustundeki etkisi en kuvvetli etkiolacaktir, mantigimizdan daha baskindir."

    belki artik hobbesun gorusleri daha mantikli gorunuyordur. bilincin ve mantigin,olum korkusu karsisinda etkisiz kalmasini epey kasarak da olsa- kendiligindengelisen tam komunist utopyalari elestirmekte kullanabiliriz. zira bu utopyalaragore, birey topluma zarar geldiginde kendine de zarar gelecegini anlar, buyuzden acgozluluk etmez, toplumun ideal bir bireyi olmaya calisir. oysa ki bumantik ikinci dereceden onemlidir; daha temel olan genlerimiz ise bize tersinisoylemektedir. iste bu yuzden hobbesun, ceza korkusunun ve guclu bir otoriteninvarliginin zorunlu oldugu dusuncesi onemlidir. halkin egitimle bilinclenmesi, bugudulerini yenmesi cok zor olacaktir, ote yandan ceza korkusu yani daha baskinbir olum korkusu-, toplum duzeni acisindan zararli bu guduleri dengeler.

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    22/110

    !bu gudutoplum karsitligi edebiyatta da epey islenmistir, ilginc bir ornek annakareninadir. annanin tutkulu iliskisi onun dogasini, evliligi de toplum duzeninitemsil eder ve anna arada kalmis, mutsuz, feci sonu+ belli, schopenhauerun"irade"sinin bir oyuncagidir

    bu noktada liberalizme de dokunmakta fayda var. bazi liberaller, insanin rasyonelbir varlik oldugu ve kendisi icin en iyi secimleri yapacagini, herkes de ayni sekildedavranacagindan sistemin bir sure sonra bir dengeye gelecegini ve bu dengehalinin de olabilecek en optimum hal olacagini savunurlar. hobbesun yikicigorusleri bu savi da elestirmekte kullanilabilir.

    evet, hobbes derken nerelere geldik. iyi de ettik zira hobbes, bu calismanin daasil amaci olan, fikirlerin evrimlesmesi ve iliskisi acisindan epey onemli goruldugugibi. onun zamaninda elbette evrim dusuncesinden eser yoktu ama aynizamanda yasadigi cag cok duzensizdi ve bu kaos korkusu onda cocuklugundanberi yer etmisti. leviathani bile fransada surgunde yazmisti. dolayisiyla galileonun

    mekaniginin onun uzerindeki etkisi, bu kaos korkusuyla birlesmis ve cok sonralariortaya cikacak bir evrim gorusuyle uzlasan, sadece zamanina gore degil simdiicin bile devrimci fikirler ortaya atmistir.0%&&%( '%.1'.'(( 1&*'( 3 '4.1'.'((2 ''*&'immanuel tolstoyevski555/9akilcilar !descartes, spinoza, leibniz########################1/4rene descartes

    tipki cagdasi hobbes gibi, gorece daha kapsamli bir entryi ve elestiriyi- hakedendescartes, 1&9%da fransada dogdu ve jesuitler cizvitler- tarafindan egitildi. bukoyu hiristiyan tarikatinin elinde felsefe, matematik ve fizyoloji egitimi gormus

    olmasi ilginctir.

    belki de hayatinin donum noktasi, bir asker olarak tum avrupayi dolasip, insandogasindaki celiskileri ve cesitliligi gormesi oldu. bakiniz efendim, seyahatinbunyemiz uzerindeki yararli etkilerini daha once de gormustuk, septiklerinsupheciler- onderi phyrronu hatirlayin. tipki kendinden 1$&( yil onceki bu filozofgibi, descartes da bu cesitlilikle tanisinca kesin bilgiyi sorgulamaya baslamistir.

    filozof yanini ele almadan once descartesin bir matematik dahisi oldugunubelirtelim. analitik geometri dalini bulmustur; hatta kartezyen sozcugu onunadindan turetilmis bir sifattir. tipki pisagor ve ne=ton icin oldugu gibi, onun icin dematematik kesinlik demekti ve ona bu ozelligini veren sey eger hayatin digeralanlarina uygulanabilirse septikler kolayca curutulecekti. bu noktada oncematematigin gucunu aldigi temeli aciklar ve bu bilgilere nasil ulastigimizi anlatir.!"analiz", "sentez" hikayesini kendi basligindan ogrenebilirsiniz. kisaca, ise suphegoturmez olgulardan baslamaliyiz karenin kenarlari esittir- sonra bu olgulardantumdengelimsel akil yurutmeyle adim adim kesin sonuclar cikaririz her kareninbutun acilari 9( derecedir- akilcilikla paralel dogan bu yontem, bati biliminintemeli haline geldi

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    23/110

    ama dedigim gibi asil ilginc olan, bu yontemi matematiksel olmayan bilgilereuygulayip, onlarin da kesinligine ulasmak istemesidir. bu cabasinda ilk farkettigigozlemlerin bizi yaniltigiydi. sonra, gercekten ayirdedemedigi ruyalarindanbahseder. herseyin ruya olmadigini nasil bilebiliriz diye sorarak, daha o

    zamandan matri?in yazar kadrosundaki yerini saglamlastirmistir. !aslinda goreceyuzeysel kalan matri? buraya yakismiyor. daha guzel bir ornek stanislav leminsolaris romanidir. bu saheser de tupteki beyin ve other minds problemlerine cokguzel deginilir

    descartes tam cikmazdayken, unlu daemoncin- fikrini ortaya atar* tek amaci bizialdatmak olan bir cinin tum yanilsamalarimizin kaynagi oldugunu farzedelim. bukadar guclu ve kotu bir cinin bile bizi hakkinda aldatamayacagi birsey var midirevet vardir der, bunu dusunebildigim gercegi) cogito ergo sum buradan cikmistirama dikkatli okuyucular bunun hic de orjinal bir fikir olmadigini hemen gorecekler.zira aziz augustinus, 1%(( sene once cikip "suphe ediyorsam varimdir, o nedenle

    mutlak septikcilik sacmadir" diyebilmisti.

    descartes kendi dogamiz hakkinda tumuyle yanlis fikirlerimiz olabilecegini amabu doganin en azindan var oldugundan emin olabilecegimizi dusunuyordu. istematematik ve mantik disinda emin olabilecegi gerceklerden birini bulmustu. simdiamacimiz kesin bilgilerimizi sistematik bicimde genisletmekti ve sirada tanri vardi*ben kusurlu, epey defolu bir varligim ama icimde sonsuz, kusursuz, muk kemmelbir varlik kavrami mevcut. birseyin sahip oldugu olanaklardan daha yuce birseyyaratmasi imkansiz olduguna gore, bu mukemmel varlik kavrami bilincime, birsanatcinin eserine imza atmasi gibi, bu varlik tarafindan verilmeliydi.

    simdi akilcilik akiminin merkezi noktasina geldik, dikkat. descartes bu sekildetanrinin varligini, ama daha onemlisi onun bilincimdeki "imzasini" kanitladiktan)-sonra, deamonu duyulariyla, tanriyi da akliyla ozdeslestirir. yani duyular hepaldaticidir ama matematigi ve tanriyi kavrayabilen aklimla bana dogru gelenherseyin bilgisinden emin olabilirim. daha da acmak gerekirse, aklim birseydeneminse yanilmaz cunku tanrinin mukemmeligini barindiriyor; oyle olmasaydizaten bizim icin mukemmel tanri kavrami olmazdi.bu noktayi hatirlayin, sinirlenipkarsi cikacagim birazdan-

    descartes bu nedenle bir dualistti daha dogrusu buna kartezyen ikilik denir-, yaniinsanin akildan ve maddeden olustugunu dusunuyordu. gorusleri o kadar etkilioldu ki, '(yya kadar bu dualizmi kabul etmeyen tek bellibasli filozoflar spinoza veschopenhauerdir. ayrica unutmayalim ki, o bir sistem veya bilgi kulliyati yerinebilgiye nasil ulasilacagini gosteren bir yontem birakti. ilk filozoflar varligindogasini, sokrates da nasil yasanmasi gerektigini merak etmisken, descartes nebilebilirim sorusunu, tamamen bastan baslayarak ve aziz augustinusu atlayarak-sordu ve verdigi cevaptan dualizme ve akilciliga vardi.

    evet descartesin goruslerini boylece acikladik, simdiyse bunlari insafsizca

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    24/110

    elestirelim* oncelikle bir bismillah cekip yine geriye donmenizi isteyecegim.descartesin hic de gerek olmayan dualizmiyle, bir onceki bolumde gordugumuzhobbesdan nasil da geriye dogru bir adim atilmistir. daha dogrusu cagdasi olanve daha uzun yasayan hobbesun felsefesi, descartesa bir saldiridir ve bumucadele, cok onceleri bahsettigim gibi, platonla aristonun dunya gorusleri

    arasindaki mucadeleinin neredeyse '((( sene sonraki reenkarnasyonudur.dualizmin yanlisligi olmasa da- gereksizligine iliskin kanitlardan vedusuncelerden hobbesda bahsetmistim. descartes, noroloji ve yapay zekabilimlerinden yoksun oldugundan hosgorulebilir ama onu dualizme asil iten tanrikanitlamasina acimadan saldirmaliyiz ve ozellikle iki acidan epey desteksizoldugunu anlamaliyiz*

    ilk aklima gelen sey, bu tip bir varlikbilimsel kanitlamanin zeki varliklarin mevcutoldugu bir duzen gerektirdigidir. yani eger bu dunyada insanlar olmasaydi,mukemmel ve sonsuz bir varlik kavrami da olmayacagindan tanrinin varliginidescartesa gore zorunlu kilabilecek hicbirsey olmazdi. sorunu daha acik

    gorebilmek icin yarin tum insanligin yokoldugunu dusunun. yuksek zihinlerinkaybiyla, tanrinin ontolojik kaniti da kaybolur ama elbette bir tanri varsa ovarolusunu surdurecektir. simdi bu descartesi yanlislamaz ama soyle dusundururbizi* "ulanbu opsiyoneldi-, ben tanrinin varligini, onun bana bahsettigi ve ustunde"imzasi" bulunan aklim sayesinde dusunebiliyorum. ben yokolunca onu kimsedusunemeyecek. demek ki bir maymunun aklinda tanrinin imzasi yok. onunkafasi, tanrinin mukemmelligin kavramayaz. halbuki iki turun beyinleri arasindakitek fark birkac milyar noron baglantisindan ibaret. eger tanrinin imzasi buysa,ortada dualizm falan kalmaz, materyalistler hakli cikar"

    ve asil oldurucu darbeyi evrim teorisiyle vururuz* "birakin maymunu, &1( milyon

    yil once de insan vardi ve beyni simdikinin yarisi kadardi. derin kavramlari birak,en ufak soyutlamalari ancak yapabildigi beyninin tam olarak neresindeydi acabatanrinin mukemmelliginin isareti fizyolojik degisimlerle olustuysa bu isaret, bizebu ilhami veren ilahi zeka kirintisi, o zaman yine hobbes ve yandaslari haklicikmaz mi"

    descartesin ikinci buyuk yanilgisi ise cok daha temeldi; o insanin zihninde herbakimdan kusursuz, sonsuz ve kendinden yuce bir kavram oldugunu iddia etmistien basta. zannimca daha burada yanilmistir. sonsuzluk diye bir kavram oldugudogru ama hangimizin zihni sonsuzluk kavramini gercekten kavrayabilir ki aynisekilde hiclik kavramini da anlayamayiz. bunlarin da cok temel bir nedeni var vesanirim kanttan bahsederken daha rahat anlayacagiz-, bu da beynimizin zamanmekan veya nedensellik ilkelerinden bagimsiz dusunemeyecegidir. yani nasilgozumuz yapisi itibariyle kizilotesini goremiyorsa, beynimiz de ancak bellikaliplarda dusunebilir ve sonsuzluk, zamansizlik bunun disindadir. o nedenle"tanrinin mukemmeligini kavrayabiliyorsak, onun mukemmelligi icimizde olmasilazim, dolayisiyla tanri vardir" demek ve buna dayanarak "o yuzden gercekbilgiye tanrinin kusursuzlugunu ve matematigi iceren aklimizla ulasabiliriz" demekdogru degildir. bu baglamda akilciligin temelleri curuktur ve dualizme bir kanit

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    25/110

    teskil edemez.dididi dinnnnn))-

    hala bitmedi) ucuncu elestirim ise benim fikrim degil, spinoza tarafindanirdelenmis epey bilindik bir sav. eger madde ve akil apayri seylerse, akil nasiluzaydaki mekandaki- maddeyi hareket ettirebiliyor descartes bu elestiriye

    hayati boyunca doyurucu bir cevap verememis. bir de tabii epey bilinen otherminds problemi var. yani descartesin varligini kanitlamasi sadece kendi icingecerlidir, baskalarinin varligi kanitlanamaz.

    !benim gibi bir zibidinin, bir matematik ve mantik dehasi olan descartesinfelsefesinin mantiksizligini aciklamaya calismasi da epey ironik. ama dahaziyade, yanilmadigim takdirde, su cok dogru tespiti de kanitliyor* bilimsel gelismekumulatiftir ve bu gelismenin yasandigi birkac yuzyil, dehadan daha onemlidir.richard da=kinsin dedigi gibi, hicbirimiz belki aristonun dehasinin kirintisina sahipdegiliz ama aradan gecen zaman sayesinde ondan cok daha fazla seyi dahadogru sekilde biliyoruz

    '1.yydan geriye baktigimizda, descartesin akilciligi, hobbesun daha saglamgozuken materyalizmi tarafindan yikilamamis, 1$. yya kadar ayakta kalmistir.ilginc olan bir nokta, bu sure icinde yayilan akilciligin descartestan sonra gelenunlu simasi, onu felsefesine baslangic noktasi yapmasina ragmen bambaskasonuclara varmistir. bu unlu sima, dogu felsefesindeki mistik panteistlerin batidakikarsiliklari olan akilci panteistlerin sahi spinozadir...

    /9akilcilar####################'/4spinoza

    1%4' de yahudi bir aileye dogan spinoza, ayrik gorusleri yuzunden ' yasindayahudi cemaatinden cikarildi. yanliz kaldi ve o donemde yeni ortaya cikan,mikroskop ve teleskoplarla ilgilenmeye basladi, camlarini temizledi. bu siradayazmaya basladi ve bu yazilari sonucu epey etkileyici bir sekilde, donemin enunlu universitelerinden olan heidelberg universitesinden profesorluk teklifi aldi.ama karizmaya bakin ki bunu, kendi felsefesini ozgurce yapabilmek icin reddetti.en taninmis kitabi etikada felsefenin tum temel sorunlari tartisilir.

    spinoza descartesin ardilidir ve onun akil yurutme yontemini benimsemistir. lakinakil ve maddenin ayriligina inanmadi cunku maddesel olmayan aklin maddeyinasil etkileyebildigini sorguladi. ona gore boyle bir ikilige luzum yoktu, sorunhangisi vardi. herseyin madde oldugunu savunan hobbesa gonul veremeyecekkadar dindardi. aslinda dindarliktan ziyade ozgur irade ve ahlak anlayisina sikisikiya bagliydi. bunlarin olmamasini kabul edemiyordu. eger hersey maddeyse vemaddenin etkilesimi descartes ve ne=tonun belirttigi gibi matematik kurallarasasmaz bicimde bagliysa determinizm- ahlak diye birsey olamazdi. komsununtavugunu calmam matematiksel olarak formule edilmis ve kacinilmazsa, nasilsuclanabilirdim tanriya ne gerek vardi ne=ton buna tanrinin evreni yarattigini

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    26/110

    ve sonra isleyisine biraktigini soyleyerek cevap vermisti.

    spinoza bunlari kabullenemedi. halihazirda descartesin tanri kanitlamasini kabuletmisti. bundan yola cikarak dedi ki, "kardesim madem tanri mukemmel vesonsuz, o zaman tanrinin disinda baska birsey olamaz, yani hersey hakikaten de

    birdir ama madde degil tanridir." herseyin bir ve tanri oldugu gorusune panteizmdenir. bu gorus yeni degildi, doguda epey eskiden ortaya cikmisti ama dahamistik bir sekilde. spinoza ise descartesin ardili olarak, bu goruse akilci yoldanulasti ve batiya tanitan filozof oldu.

    !bu arada panteizm, bildigim kadariyla matematiksel olarak hem tutarli olup hemde kanitlanamaz, cunku kurt godelin incompleteness teorisine gore evren gibi birsistem kendi kendinin tam tanimi olamaz. bir analoji kurarsak, sizin bir seyitanimlayabilmeniz icin ondan daha fazla kavrama veya boyuta ihtiyaciniz vardir;mesela konusutugunuz dilin tamamini yine o dili kullanarak tanimlayamazsiniz.bu zor kavramin panteizme uygulanisindan tam emin degilim ama herseyin tanri

    olmasi fikrinin tutarli olmasi, ancak tanrinin kendini bilmemesi ve kendi kendinitaniyamamasiyla mumkun. zira bu uc boyutlu bir cismi, onun iki boyutlu bir kagituzerindeki golgesine bakarak tahmin etmeye benziyor. panteizmdeki tanrininkendini anlayabilmesi icin onun bir "boyut" fazlasi olmasi gerekirdi ama bu birparadokstur.

    spinozanin panteizme ulasirken kullandigi yontem kulaga cok basit gelebilri amao hepimizi cebinden cikarabilecek bir adamdi. ozgur irade hakkindakidusunceleriyle bunu kanitlar. ona gore secimlerimizi ozgurce yaptigimiz biryanilgidan ibarettir) bir dindar icin oldukca radikal- kendimizi tamamen ozgurzannedecegimize, aklimizi kullanarak eylemlerimizin gercek nedenlerini

    anlamamiz gerekir. eylemlerimizin altinda yatan gudulenmeleri, sartlandirmalari,psikolojiyi farketmeliyiz. evet, bu bizi ozgurlestirmeyecek, biz yine bu nedenlerinkolesi olacagiz. fakat akil yoluyla bu isin dogasini cozdugumuz vakit, anlayis veicgoru kazanacagiz. bu icgoru sayesinde hayatin dogasini, evrenin yapisinikavrayacagiz ve bu anlamda ozgurlesecegiz)

    gercekten aglamak istiyorum sayin seyirciler. bu ogretiyi alin ve budizmlekarsilastirin. adam resmen nirvanayi tarif ediyor. budizmde de tatminsizliklerle veacilarla dolu bu dunyada sistemin kor bir dislisi olacagimiza, durumumuzundogasini farkedip, aydinlanarak ozgurlesecegimizden bahsedilir. hatta burada birkez daha aglamaliyim, zira bunlar ileride gorecegimiz schopenhauer felsefesininkosetaslaridir. bu arada dogu felsefesiyle ilgili metinler, schopenhauerin felsefesisistemini yayinlamasindan epey bir sure sonra, onun bir arkadasi+ tarafindan ilkdefa almancaya cevrilerek batiya gelmistir. yani spinozadan iki yuzyil sonra. oyuzden onu kopyacilikla suclamak yersiz olur.

    cok onem verdigi bu ozgurluk kavramini baska boyutlarda da dile getirdi spinoza.ozellikle ifade ozgurlugu konusunda epey atesliydi ve devletin bu konuda birkisitlamaya gitmesinin, kendi varligini tehlikeye atacagini savunuyordu. ifade

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    27/110

    ozgurlugu kavramina bu kadar onem vererek, liberal dusunceye ve onun birkusak sonra gelecek onderi lockea yon verdi. bu arada locke, bildigim kadariylaloki degil lak diye okunuyor-

    spinoza hayrete mucip bir sahsiyet cunku mistiklere atfedilen panteist dunya

    gorusunun yani sira matematige epey tutkundu ve saheseri etika, tipki oklidingeometri kitabi elemanlardaki elements- gibi bir matematik kitabi duzeniyleyazilmis. her kanitlamanin sonuna, ispatlanacak anlamina gelen 6ed 6uod eratdemonstratum- yazilmis. matematikle ugrasanlarin ilgisini cekecek bir detay. asililginc olan ise, bu kadar matematik hayrani bir filozofun eserlerinin degerininancak bir asir sonra, romantikler sayesinde anlasilmis olmasidir.

    tabii herkesten once onlarin spinozayi hatirlamalarinin sebebi, ahlakciliga, ifadeozgurlugune, panteizminden oturu esitlige ve hosgoruye verdmis oldugu onemyuzundendir. matematik zekasi o kadar on plana cikartilmamistir. ne var kiakilciligin kendisinden hemen sonraki mirascisi oyle bir dahiydi ki, cogu kisi yani

    ben- onu filozoftan ziyade bir matematikci olarak tanimistir, cunku tarihteki enyeteneklilerinden biriydi. karizmatik ismiyle bu sahis, gottfried =ilhelm leibnizdi...0%&%'&(2 '2.1'.'(( 1'*2 3 '$.1'.'(( 1*'9immanuel tolstoyevski555/9akilcilar####################4/4leibniz

    1%% dogumlu bu adam resmen dahiydi. calculusu ne=tondan bagimsiz sekildebulup, daha once yayinladi ve o yuzden bugun hala onun notasyonu kullanilir.kinetik enerji kavramini gelistirdi, matematik mantigi da ilk o buldu fakat bununedense yayimlamadi-. daha '1inde profesorluk teklifi aldi ama tipki spinoza gibi

    karizmatik bicimde bunu reddetti ve yuksek mevkilerde, kaliteli bir yasamsurdurdu.

    leibnizin felsefeye yaptigi en onemli katki, tum gercekligi ikiye ayirmasidir* akilcive olgusal gercekler. eger size venezuellali bir guzellik kralicesi oldugumusoylersem ki oyleyim- bunu ispat etmek icin gozlem yapmaniz, olgulariincelemeniz gerekir. oysa "(.9% boyunda, sisman, sivilceli, ustelik cinli bir guzellikkralicesiyim ve dunya barisi falan istemiyorum" dersem gozlem yapmaya gerekkalmadan, aklinizla gercege ulasabilirsiniz. bu ikinci onermeye analitik onerme,ilkine ise sentetik onerme demistir. dogal olarak leibnizden sonra, mantik vematematik analitik onermeyle, dis dunya hakkindaki deneysel bilgilerimizsesentetik onermeyle ozdeslestirildi.

    burasi biraz dikkat istiyor* analitik onermenin aksine, dogru bir sentetikonermenin reddedilmesi kendiyle celismez, sadece baska bir sentetik oneriortaya cikarir. uzulmeyin, hemen aciklama geliyor. bir karenin dort kenari esittironermesi analitiktir, aklimizla bunu dusunuruz. ama bunun bir alternatifi olamaz,karenin kenarlarinin esit olmadigi bir dunya olasi degildir. eger olasi olsaydi, ilkonermemizde bir yanlislik var demektir. sentetik onermelerde ise durum farklidir.

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    28/110

    icinde yasadigimiz bu dunya gibi, bir gun herkesin fenerbahceli oldugu bir dunyada olasilik disi degildir. ikisinin de sifirdan fazla olasiliklari olmasi, herhangi birindemantiksal tutarsizliga yolacmaz. ancak tabii ki hem herkes fenerbahceli olup hemde bugunku gibi bjk carsinin varolmasi imkansizdir, boyle bir dunya olasiligi yok.dolayisiyla ilk sentetik onermenin dogrulugu, bizi ikincisinin reddine zorlar, ayni

    andan gerceklesemezler cunku ama tekrar edeyim, her ikisi de muhtemeldir.

    buradan aldigi feyzle leibniz iyice cosmus ve mumkun olan tum sentetikonermelerin alternatiflerinin dahil- oldugu bir "havuz" hayal etmis. simdi buradancesitli olasiliklari secerek kendimize bir dunya kurabiliriz. ama bazi olasiliklarbirlikte alindiklarinda uyumsuz bir dunya yaratirlar. ornegin herkesin fenerbahceliolmasi ihtimalini secip, butun fenerbahcelilerin domuz olma ihtimalini de aynianda secersek, acayip bir dunyada buluruz kendimizi. dolayisiyla bu "havuzdaki"olasiliklarin ancak belli bir bolumu, yani ancak bazi kombinasyonlar,uyumludurlar. iste burada leibniz hic beklenmedik bir sekilde tanri kavraminadalar ve der ki* "varolmasi sartiyla, tanri kusursuz bir varlik oldugundan, bizler icin

    en olasi yani toplamda en uyumlu- kombinasyonu secmistir. en olasi dunyabudur"

    leibnize gore bu fikir taa epikurosun sordugu sorulara da yanit veriyordu*mumkun olan en olasi dunyada, yani bizim dunyamizda ozgur irade vardir.dolayisiyla kotuluk de mevcuttur. ama mevcut dunya, ozgur iradenin bulunmadigibir dunyadan daha iyi oldugu icin, kusursuz ve iyi bir varlik olan tanri, buncakotulugun oldugu bir dunya yaratmistir. kisacasi mevcut sartlarin en iyisi budur.

    simdi bunlari okuyunca ilk aklima gelen, epikurosun bundan tatminolamayacagidir. herseye gucu yeten kusursuz bir tanri icin mevcut sartlar diye bir

    kavram olmamalidir. leibnize gore ozgur iradenin oldugu ve kotulugun olmadigibir dunya birbiriyle cakisan iki olasi sentetik onermedir ve birinden biri olmalidir.oyleyse tanri niye ozgur iradeli olani secmistir leibniz neye dayanarak bunundaha iyi oldugunu soyluyor aksine, rahat rahat yasayan ama ozgurce kararveremeyen bir akrebin hayati neden ozgur iradeli ama surekli aci ceken ve korkuduyan bir maymunun hayatindan daha iyi olsun; tanri bu kadar merhametsiz mihadi bunlari gec, madem herseye gucu yetiyor omnipotent- neden birbiriylecakisan bahsettigimiz iki sentetik onermenin de birarada bulunabilecegi bir dunyayaratamadi; bir baska deyisle neden kurallari bukemedi hatta ve hatta, bukurallari tanri oldugu icin basta kendisi koymussa, neden bu sekilde koydu; ileridebunca aciya yolacacagini goremedi mi

    tanrinin her ayrintisina kadar bizim icin sectigi bu dunya gorusu, yani bu"uyum"un onceden saptandigi, yukaridaki elestirilere cevap veremez. ne=tonunne dedigini hatirlayin* "tanri evreni yaratti ve hemen sonrasinda fizik kurallarisorumlulugu devraldi" cagdasi ne=tonun bu gorusunden sanki 1(( senegeridedir leibnizinki. !edit* tanrinin herseyi tasarlayip bizim onumuze hazir corbagibi koydugu inancina intelligent design denir, dincilerin pek sevdigi birargumandir ama ozellikle gunumuzun yapay zeka gelismeleri isiginda, dunyanin

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    29/110

    en kolay curutulebilecek savlarindandir ayni zamanda, kanimca ozgur iradekonusunda o kadar onyargili ve sartlandirilmis ki, onculu spinozadan geriyekocaman bir adim atmis. yine de leibnizin gercekleri iki gruba ayirmasi gunumuzekadar etkisini surdurmus onemli bir gorustur.

    akilcilik cephesinde butun bunlar olup biterken, biraz otede, ingilterede dogankarsit bir akim leibnizle ayni siralarda guclenmekteydi. deneycilik denilen buakimin, gercek anlamda kurucusu olmamasina ragmen onderi john lockedir....0%&%4($' '2.1'.'(( 1*'& 3 (1.(9.'(($ '4*'2immanuel tolstoyevski555&/9deneyciler !locke, berkeley, hume, burke#####################1/john locke

    1%4' de yuksek mevkili bir babanin cocugu olarak dogan bu ingiliz zat, tipalaninda uzmanlastiktan sonra, zamaninin bircok dusunuru gibi, avrupanin enozgur ulkesi hollandaya kacmisti. buraya gelmeden once fransada da uzun bir

    sure kalmis, descartes ve diger unlu dusunurlerle temas kurdu. locke iki alandaonde gelir; siyaset felsefesi ve bilgi kurami.

    bilgi kurami acisindan ilgilendigi sorun bilinebilir seylerin siniriydi. bu soruyucagdasi sayilabilecek descartes da sormustu. onlardan once, bilinebilir seylerinsinirinin olmadigi, daha ziyade varolanla ayni oldugu dusunuluyordu. ortacaginskolastik filozoflari bunun disindadir- ne de olsa bilim ilerliyordu ve yeterincezaman verilirse herseyin bilgisine ulasmak mumkundu. ama locke, kuramsalolarak ilerlemeye, bilgi birikimine bir sinir koydu ve bunu dinsel nedenlerden oturuyapmayan ilk kisiydi. saheseri olan insan anligi uzerine denemesi, insan anligininsinirlari uzerine yapilmis ilk onemli calismaydi ve hume, kant, schopenhauer,

    russell ve popperin surdurecegi bir cizgiyi baslatmis oldu.

    lockenin bilgi kuraminin temeli epey basit* ona gore bizimle gerceklik arasindakitek bag duyularimizdir; dunya hakkindaki tum bilgilerimizi duyular sayesindeediniriz. deneyci terimi bu goruse hitabendir- simdi onemli nokta su. bazilariduyularimizdan bagimsiz olarak, sadece aklimizla da bazi seylerikavrayabilecegimizi iddia ediyor. ama zaten aklin bu dusunceler esnasindakullandigi herseyi, her turlu temeli de duyularimiz sayesinde kucuklukten beriedinmisizdir. eger duyularimiz tamamen kapali olarak yetisseydik, beynimiz hicbirdusunce uretemez olurdu diyor locke. bos bir levha olarak dogar, bos bir levhaolarak kalirdi, yani bir tabula rasa

    cikarin kagitlari yazili sinav) kim bu dusunceyi cok onceleri dile getirmisti tabii kicevap vereceginize, bu sahsin a6uinolu tommaso oldugunu soyledigim bucumleyi okuyorsunuz. bu yuzden deneyciligi locke kurmustur denmez amaa6uinolunun aksine, hiristiyanlik ogretisi uzerine yogunlasmadan bu kuramiformule etmistir ve onderi olarak kabul edilir.

    evet varolan seyler hakkindaki kavramlarimizin sonul olarak ultimately-

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    30/110

    duyulardan turetilmis olmasi; duyularla beslenmemis hicbir seyinkavramlastirilamayacak olmasi, deneyciligin ozudur. bu descartesin tam zittidir;hatirlayacagimiz gibi o, tek emin oldugumuz gercekligin zihnimizin icindekileroldugunu, tanrinin bahsettigi bu zihni kullanarak duyularimizi sinayabilecegimizisavunuyordu. simdi locke cikiyor, "neyi neyle siniyorsun kardesim, tabula rasa

    iste" diyor.

    lockenin, simdi bize descartesinkilere kiyasla epey normal gelen bu dusunceleri,zamani icin epey devrimciydi. cunku tabula rasa demek, kimsenin dogustan birustunlugu olmamasi, tum farkliliklarin deneyimlerden olusmasi demekti. yani farkiyaratan egitimdi. bu esitlikcilik dusuncesi sonraki yillarda cok etkili oldu elbette kikalitim yoluyla gecen ozelliklerden insanlarin haber olsa da, bu yeni gorusunyarattigi heyecan baskin cikti ve mutlak esitligin oldugu anlayisi genetik biliminincikisina kadar olmedi-

    lockea gore nesneleri incelerken bilimin alanina giren yonleri, gozlemciden

    bagimsizdir. yani bir nesnenin agirligi, hizi, boyutlari gozlemciye gore degismez, oyuzden bunlar birincil niteliklerdir. zevkler ve renkler benzeri seyler isegozlemciye baglidir ve ikincil niteliklerdir. iste lockea gore bilgimiz, nesneleringozlemleyebilecegimiz bu niteliklerinden olusur, onlarin ozlerinden degil. simdi bune demek ornegin bir kalemin agirligini olceriz, rengini algilariz, nitelikleriniogrenebiliriz ve kafamizda bu deneyimlerden kaynaklanan descartestaki gibi apriori bir matematiksel temelden degil- bir kalem kavrami olustururuz. ama bukalemin kendisi degildir.

    ayni sey kendimiz icin de gecerlidir. kendimizin ne oldugunu dusundugumuzzaman, aklimiza cesitli deneyimler gelir. adimiz, soyadimiz, ailemiz,

    dusuncelerimizi olusturan hersey, psikolojimizi sekillendiren her tecrube... bendeyince kastettigim bunlardir; bilincimin sinirlari bu deneyimlerdir ve kendimiancak bunlar sayesinde tanimlarim. ama dikkat edin bunlar benim varligiminozunu tanimlamiyor. kendi hakkimda sahip oldugum tum kavramlar, lockeinbilemeyecegimizi iddia ettigi "ozumuz" ile deneyimlerimiz arasindakietkilesimlerdir. ben sandigim sey, bu etkilesimlerin nitelikleridir) ama kalem nasilsadece niteliklerinden ibaret degilse, biz de niteliklerimizden ibaret degiliz velockea gore bir metafizik ozumuz vardir.

    demek ki bilginin oznesi de nesnesi de "kendinde olan seyler" !kantin ding ansich terimi olarak bilinemezdi; bilgi dedigimiz bu iki seyden ziyade onlarinarasindaki etkilesimden ibarettir. yani kalemi ve kendimi bilemem ama gozumlekalem yanyana gelince, ondan yansiyan isiklari algilayarak onun kirmizi oldugunubilebilirim. tabii kirmizi dedigim sey, dalgaboyu 2$( ile %'' nanometre arasindadegisen elektromanyetik dalgadir. bahsedilen kaleminkinin 21.'4& nanometreoldugunu olcerek, bu bilgiyi birincil nitelikler kategorisine sokabilirim. ama bu yinede nesnenin ozunden ayri bir niteliktir.

    eveet, platonun idea ogretisine en basta burun kiviranlar ve "aristo platonu dover"

  • 7/17/2019 Felsefenin yks

    31/110

    diyenler, benzer gorusleri bu sekilde dile getiren lockei o kadar kolayyadsiyamazlar.

    bu fikirleri anlamak acisindan akilcilari anlamak onemlidir. descartes, bilimselbilgiye, kesin dogru olan oncullerden baslayan ve tumdengelimsel sekilde

    ilerleyen bir mantikla edindigimizi anlatiyordu. bu gorus, en azindan pratik alanda,bilimsel calismalarin nasil ilerlemesi gerektigini gosterdiginden, yani bir yontembiraktigindan hala onemlidir. ama locke@a gore teorik olarak dogru degildir.yukarda anlatilan deneycilik bakis acisina gore, duyular merkezi oneme sahipolduklarindan, bilgilerimizin de descartesin yontemini izlesek dahi matematikselbir kesinlige ulasmasinin imkani yoktur. bu nokta cok onemli ve '(yy filozofu karlpopperi derinden etkilemistir. zira en bilimsel gozlemler bile yanilabilir veakilcilarin iddiasinin aksine, bu olasi yanlisliklari suzgecinden gecirebilecegimizkusursuz, tanrinin imzasini tasiyan bir a priori mantigimiz yoktur. bu yuzden nekadar dikkatli yapilirsa yapilsinlar, gozlemlerden dogan genellemeler her zamanyanilabilir.

    buna ornek olarak karl popper ne=ton mekanigini verir. birtakim gozlemlerle vematematikle kurulmus bu sistem, sayisiz testten alninin akiyla cikti. o kadarmukemmeldi ki yanildigi hic gorulmedi ve kesin dogru bir genelleme gozuylebakildi. oysa ki '(.yyda bunlarin kusursuz olmadigi, dogruluk derecesi cokyuksek olmakla beraber, einsteinin sistemi kadar doyurucu olmadigikanitlanmistir. bu baglamda lockein savi epey degerlidir. o, bilimin bileinanclarinda sagduyulu olmasi gerektigini soyledi. bir dusunceyi kanitlaradayandiriyorsak, bu kanitlarin degisebilecegini cunku o kanitlari olusturangozlemlerin yanlis oldugu sonradan anlasilabilir- anlamali ve tukurdugunuyalamamak ugruna, dusuncelerimizde bagnazlik yapmamaliydik. aferin.

    bu noktada onun siyaset felsefesine geciyoruz ve pur dikkat dinliyoruz cunku buliberalizmin ozudur. lockein bilgi kuramindaki sagduyu cagrisinin, onun siyasetfelsefesindeki karsiligi "hosgoru" cagrisidir. devleti yonetenlerin veya guc sahibiolanlarin kendi inanclarini dayatmalari ne kadar bilimsel olursa olsun yanlistir.!bu noktada aklima francis baconun, the ne= atlantisi geliyor tekrar. o utopyadabilimin ustune birsey yoktu ve bu sagduyudan da eser yoktu. en yuksek otoriteyibilim saymakla, onun yanilmayacagini, daha dogrusu ilerleyip degismeyeceginikabul etmek arasindaki fark, bilimi hizmetkari yapan bir diktatorluk dogurur. b