ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý....

73

Transcript of ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý....

Page 1: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve
Page 2: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve
Page 3: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VEARAÞTIRMA ENSTÝTÜSÜ MÜDÜRLÜÐÜ

ANKARA

THE JOURNAL OF ETLÝK VETERINARYMICROBIOLOGY

ANKARA - TURKEY

YIL : 2006 • CÝLT : 17 • SAYI : 1-2

ETLÝK VETERÝNERMÝKROBÝYOLOJÝ

DERGÝSÝ

Page 4: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ISSN - 1016 - 3573

BaskýAB Ofset Ltd. Þti.

Tel: 0.312 341 78 78 • Fax: 0.312 342 39 [email protected]

This Journal was previosly issued under the title“ Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Enstitüsü Dergisi”

Adres : Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü06020 Etlik - ANKARA / TÜRKÝYE

Page 5: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Enstitü AAdýna SSahibi

Dr. Nahit YazýcýoðluEnstitü Müdürü

Yazý ÝÝnceleme KKurulu*

Prof. Dr. Nejat AYDINProf. Dr. Yýlmaz AYDINProf. Dr. Zafer KARAERProf. Dr. Aykut ÖZKUL

* Ýsimler soyada göre alfabetik dizilmiþtir ve bu sayýda görev alanlar yazýlmýþtýr.

Yazýþma AAdresi

Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü06020 Etlik - Ankara / TÜRKÝYETel: 0 (312) 326 00 90 ( 10 hat)

Faks : 0 (312) 321 17 55Web Sayfasý : www.etlikvet.gov.tr

Yayýn KKurulu

Dr. Nahit YAZICIOÐLUDr. Rauf AKKAYAUzm. Yýldýz AYAZDr. Vildan ÖZDEMÝRDr. Uður KÜÇÜKAYAN

Dr. Arife ERTÜRKDr. Bengi DÜNDARDr. Erhan AKÇAYM.Sc. M.Kadri YAVUZDr. Yavuz ULUSOY

ETLÝK VETERÝNERMÝKROBÝYOLOJÝ DERGÝSÝ

The Journal of Etlik Veterinary MicrobiologyAnkara- TURKEY

Page 6: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve
Page 7: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

CHLAMYDOPHILA ABORTUS'A (CHLAMYDIA PSITTACI SEROTYPE 1) KARÞI OLUÞANANTÝKORLARIN MÝKROKOMPLEMENT FÝKZASYON (mCFT) VE ENZYME-LINKEDIMMUNOSORBENT ASSAY (ELISA) ÝLE ARAÞTIRILMASI "Investigation of antibodies against Chlamydophila abortus (Chlamydia psittaci serotip tip 1) Using Microcomplement

Fixation Test (mCFT) and Enzyme-Linked Immunosorbent Assay (ELISA)"

Hasan ÇAYA• Özkan ASLANTAÞ• A. Selma ÝYÝSAN•Mehmet MÝRÝOÐLU• Þ. Taþkýn TUNCA . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

TÜRKÝYE'DE ÜRETÝLEN PPR AÞISININ BAÐIÞIKLIK SÜRESÝNÝN TESPÝTÝ"Detection the duration of immunity by PPR vaccine produced in Turkey"

Nigar TATAR• Özden KABAKLI . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 13

LÝYOFÝLÝZE ATTENUE KOYUN - KEÇÝ VEBASI AÞISI RAF ÖMRÜNÜN BELÝRLENMESÝ"Determination of shelf- life of Peste des petits ruminants vaccine"

Özden KABAKLI•Ýbrahim HANCI •Süreyya YÖNDEM . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23

SIÐIRLARDA SOLUNUM SÝSTEMÝ ENFEKSÝYONLARININ VÝRAL ETÝYOLOJÝSÝ(2002 - 2005)“Viral Ethiology of Respiratory Diseases of Cattle (2002-2005)”

Dr. Arife ERTÜRK•Dr. Þirin G. ÇÝZMECÝ•Dr. M. Fatih BARUT . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 29

SIÐIRLARDA THEÝLERÝA TÜRLERÝNÝN REVERSE LINE BLOTTING VE ÝNDÝREK

FLORESAN ANTÝKOR TESTÝ ÝLE KARÞILAÞTIRMALI TANISI ÜZERÝNE ARAÞTIRMALAR“Comparative Studies on Detection of Bovine Theileria Species by Reverse Line Blotting and Indirect Fluorescent

Antibody Test”

Ahmet DENÝZ•Zafer KARAER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 43

AKKARAMAN IRKI KOYUNDA AKCÝÐER VE MEDÝASTÝNAL LENF DÜÐÜMÜ

TÜBERKÜLOZU“Lung and Mediastinal Lymph Node Tuberculosis in an Akkaraman Sheep”

Ertan ORUÇ•Burhan TOPRAK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 55

ZOONOZ PROTOZOONLAR

Ýbrahim BALKAYA . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 59

ÝÇÝNDEKÝLER

Page 8: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve
Page 9: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖZETBu çalýþmada, Mersin, Adana, Gaziantep, Adýyaman, Kahramanmaraþ, Þanlýurfa, Hatay, Kilis ve

Osmaniye illerinden 2003 ve 2004 kuzulama sezonunda toplanan 550 yavru atmýþ koyun kan serumuChlamydophila abortus'a karþý oluþan antikorlar yönünden indirekt enzyme-linked immunosorbentassay (ELISA) ve mikrokomplement fikzasyon (mCFT) ile incelendi. Abort yapmýþ koyun kan serum-larýna ilave olarak, 50 abort yapmamýþ koyundan alýnan kan serumu negatif kontrol olarak kullanýldý.Ýncelenen serum örneklerinin 107'sinde (% 19.5) ELISA, 161'inde (% 29.3) mCFT ile pozitiflik sap-tandý. Saðlýklý koyunlarda ELISA ile pozitiflik saptanamazken, mCFT ile 8 (% 16.0) serum örneði poz-itif bulundu. Seropozitiflik oranlarý Kahramanmaraþ'da % 30, Hatay'da % 27, Mersin'de % 23.5,Kilis'te % 20, Gaziantep % 16.8, Þanlýurfa'da % 16.7, Osmaniye'de % 9.5, Adýyaman'da % 5.0 veAdana'da % 2.5 olarak belirlendi.

Anahtar sözcükler: Chlamydophila abortus, abort, koyun, ELISA, mCFT

SUMMARYIn this study, five hundred and fifty serum samples collected from aborted sheep sera from the nine

cities (Mersin, Adana, Gaziantep, Adýyaman, Kahramanmaraþ, Þanlýurfa, Hatay, Kilis, and Osmaniye)in 2003-2004 lambing season were tested for antibodies against Chlamydophila abortus by indirectenzyme-linked immunosorbent assay (ELISA), and microcomplement fixation test (mCFT). In addi-tion to aborted sheep sera, 50 sheep sera from a flock having no abort history were used as control. Onehundred and seven (19.5 %) and 161 (29.3 %) of the 550 serum samples tested were detected to be pos-itive with ELISA and mCFT, respectively. Although no seropositivity was detected by ELISA, 8 (16%) sheep sera were positive by mCFT in healthy sheep. The seropositivity rates were 30 % inKahramanmaraþ, 27 % in Hatay, 23.5 % in Mersin, 20 % in Kilis, 16.8 % in Gaziantep, 16.7 % inÞanlýurfa, 9.5 % in Osmaniye, % 5.0 in Adýyaman, and 2.5 % in Adana.

Key words: Chlamydophila abortus, abort, sheep, ELISA, mCFT.

7

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

CHLAMYDOPHILA ABORTUS'A (CHLAMYDIA PSITTACI SEROTYPE 1)KARÞI OLUÞAN ANTÝKORLARIN MÝKROKOMPLEMENT FÝKZASYON(mCFT) VE ENZYME-LINKED IMMUNOSORBENT ASSAY (ELISA) ÝLEARAÞTIRILMASI

"Investigation of antibodies against Chlamydophila abortus (Chlamydia psittaciserotip tip 1) Using Microcomplement Fixation Test (mCFT) and Enzyme-LinkedImmunosorbent Assay (ELISA)"

Hasan ÇAYA** • Özkan ASLANTAÞ*** • A. Selma ÝYÝSAN****

Mehmet MÝRÝOÐLU** • Þ. Taþkýn TUNCA**

* Tarýmsal Araþtýrmalar Genel Müdürlüðü tarafýndan desteklenmiþtir (Proje No: TAGEM/HS/03/06/02/68). ** Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü, ADANA (Ýl Tarým Müdürlüðü,ORDU)*** Mustafa Kemal Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Mikrobiyoloji Anabilim Dalý, HATAY **** Pendik Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü, ÝSTANBUL

Page 10: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

GÝRÝÞÜlkemiz koyun yetiþtiriciliðini olumsuz yönde

etkileyen problemlerden birisi yavru atmalardýr.Türkiye'nin farklý bölgelerinde yapýlan çalýþmalar,koyunlardaki yavru atma vakalarýnýn % 50'sinininfeksiyöz karakterde olduðunu göstermektedir.Ýnfeksiyöz karakterdeki yavru atmalarýn baþta bru-cellosis olmak üzere campylobacteriosis, chlamy-diosis ve salmonellosis kaynaklý olduðu saptan-mýþtýr (4, 10, 11, 12).

Chlamydophila abortus (Chlamydia psittaciiserotype 1) Gram negatif intraselluler bir bak-teridir. Chlamydiaceae familyasý, 16S ve 23SrRNA gen dizi analizleri sonucunda iki genus vedokuz tür olarak yeniden klasifiye edilmiþtir.Buna göre, Chlamydia genusu C. trachomatis, C.suis ve C. muridarium türlerini, Chlamydophilagenusu ise C. psittaci, C. felis, C. abortus, C. cavi-ae, C. pecorum ve C. pneumoniae türlerini kap-samaktadýr (2).

C. abortus, koyunlarda gebeliðin son haftasýn-da abortus ve yaþama gücü zayýf düþük canlý aðýr-lýða sahip kuzu doðumlarýna neden olmaktadýr(19). Etken, yoðun koyun yetiþtiriciliði yapýlanülkelerde koyun abortuslarýnýn baþlýca nedeniolarak kabul edilmektedir (1, 13, 15). Nitekim,Ýngiltere'de C. abortus'tan ileri gelen koyun abor-tuslarýnýn her yýl yaklaþýk 10-20 milyon poundekonomik kayýba neden olduðu hesaplanmýþtýr(10). C. abortus, koyun yetiþtiriciliðinde nedenolduðu ekonomik kayýplarýn yanýnda (1, 19), abortyapmýþ koyun ve keçiler ile yakýn temas sonucuinsanlarda da abortuslara neden olmaktadýr (17).Etkenin, Türkiye'de ilk defa 1954 yýlýndaEskiþehir'in Beylikahýr ve civar köylerinde atýkyapan koyunlardan izole edildiði bildirilmiþtir (8).Türütoðlu (23), yavru atma olaylarýnýn görüldüðü80 odaðýn 13'ünde (% 16.3) etkeni izole etmiþtir.Türkiye'de farklý yýllarda ve bölgelerde yapýlansero-survey'lerde ise infeksiyonun seroprevalan-sýnýn % 0-19.05 arasýnda deðiþtiði saptanmýþtýr(4, 5, 10, 12, 18, 20, 23).

C. abortus infeksiyonunun teþhisi, direkt veindirekt yöntemlerle yapýlmaktadýr (2). Etken izo-lasyonu hücre kültürü ve deneyimli personelgerektirmesi, zor ve zaman alýcý olmasý nedeniylegüçtür. Bu nedenle, infeksiyonun teþhisindeserolojik testlerden yaygýn olarak yararlanýlmak-tadýr. Ýnfeksiyonun teþhisinde en yaygýn olarakkullanýlan serolojik test komplement fikzasyontestidir (CFT). Ancak, bu testin standardizasy-onunun güç olmasý, diðer chlamydial etkenlerleözellikle de C. pecorum ve Acinetobacter spp. gibiGram negatif mikroorganizmalarla kros-reaksiyongörülmesi CFT'nin sensitivite ve spesifitesinidüþürmektedir (8, 19). Bu problemlerin aþýlmasýamacýyla indirekt fluoresan antikor testi (IFAT) veimmunoblotting gibi testler geliþtirilmiþtir. Butestlerin, sensitivite ve spesifitesinin yüksekolmasýna raðmen, çok sayýda serum örneðininiþlenmesinin zorunlu olduðu durumlarda, zamanalýcý ve masraflý olan yöntemlerdir. Bu amacayönelik olarak, solubilize C. abortus antijen-lerinin (3, 8), major outer membran protein anti-jenlerinden (MOMP) hazýrlanan sentetik peptid-lerin (9), MOMP'lerine karþý hazýrlanan monok-lonal antikorlarýn (21) ve polimorfikMOMP'lerinden elde edilen rekombinant proteinantijenlerin (14) kullanýldýðý ELISA tekniklerigeliþtirilmiþtir.

Türkiye'nin güney illerinde C. abortus infek-siyonunun varlýðý ve prevalansý üzerine bir çalýþ-ma bulunmamaktadýr. Bu çalýþmada, AdanaVeteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü'nünçalýþma alanýna giren dokuz ilde (Adýyaman,Mersin, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraþ,Þanlýurfa, Hatay, Kilis ve Osmaniye) 2002-2003ve 2003-2004 yýllarýnda iki kuzulama dönemindeabort yapmýþ koyunlardan alýnan kan serumlarýn-da mCFT ve ELISA ile C. abortus infeksiyonununseroprevalansýnýn saptanmasý ve bu iki testinkarþýlaþtýrýlmasý amaçlandý.

Enzyme-Linked Immunosorbent Assay Ýle Araþtýrýlmasý • ÇAYA, ASLANTAÞ, ÝYÝSAN, MÝRÝOÐLU, TUNCA

8

Page 11: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

MATERYAL VE METOTMateryalKan ÖrnekleriAdýyaman, Mersin, Adana, Gaziantep,

Kahramanmaraþ, Þanlýurfa, Hatay, Kilis veOsmaniye illerinden 2002-2003 ile 2003- 2004yýllarýnda iki kuzulama mevsiminde atýk görülenkoyun sürülerinden alýnan 550 ve ÇukurovaÜniversitesi Döner Sermaye KoyunculukÝþletmesi'nden alýnan abort yapmamýþ 50 koyunkan serumu çalýþmanýn materyalini oluþturdu.Steril vakumlu tüplere alýnan kan örnekleri 3000rpm/5 dk santrifüje edildikten sonra, serumlarýayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý.

Serolojik TestlerC. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-

masýnda mCFT ve ticari indirekt ELISA test kiti(Institut Pourquier, Chlamydia abortus ELISA Kit,Montpellier-FRANCE) kullanýldý.

MetotELISAPlaklarýn çift sayýlý antijen ile kaplý sütunlarý ile

antijen kaplanmamýþ tek sayýlý sütunlarýndaki hergöze 190 µl buffer solusyonu konulduktan sonra,A1 ve A2 çukurlarýna 10 µl negatif referensserum, B1 ve B2 çukurlarýna ise pozitif referensserumdan 10 µl, diðer çukurlara da test edilecekserum örneklerinden 10 µl miktarýnda konularakELISA shaker'da çalkalandý ve alüminyum folyoile örtülerek 37 ºC 'de 1 saat inkube edildi. Busüre sonunda, 3 kez yýkama solusyonu ile yýka-narak, 1/100 oranýnda dilüe edilen anti-sheep kon-jugattan her çukura 100 µl konuldu ve 37 ºC 'de 30dakika inkube edildi. Ýnkubasyon süresi sonundaplate'ler 3 kez yýkama solusyonu ile yýkanarak hergöze 100 µl substrat (3,3',5,5' Tetrametil-benzidin,TMB) ilave edilerek, oda ýsýsýnda karanlýk odada20 dakika bekletildi. Bu sürenin sonunda, plate'inher gözüne 100 µl stop solusyonu (H2SO4) konu-larak reaksiyon durduruldu ve ELISA Okuyucu'da

(SEAC SIRJO S) 450 nm dalga boyunda okundu.mCFTmCFT, Türütoðlu ve ark. (24)’nýn bildirdikleri

yönteme göre Pendik Veteriner Kontrol veAraþtýrma Enstitüsü, Seroloji Laboratuvarý'ndayapýldý. Antijen hazýrlamak için C. abortus S26/3suþu kullanýldý. Çalýþmada kullanýlacak þüphelikan serumlarý 1:8 oranýnda sulandýrýlýp 56 ºC'de 1saat inaktive edildi. U tabanlý mikropleytin A veH sýralarý boþ býrakýlarak, B'den G'ye kadar bütünçukurlara 25 µl veronal buffer konuldu. Ýnaktiveedilen serum örneðinden A, B ve H sýralarýna 25µl serum konuldu ve serumlar B'den G'ye kadardilüe edildi. H kuyucuðu hariç tüm gözlere 25 µlantijen ilave edildi. Titresine göre sulandýrýlankomplementten her göze 25 µl ilave edildiktensonra pleytler þeffaf bir bantla kapatýlarak 4 ºC'debir gece inkübasyona býrakýldý. Sürenin sonundahemolitik sistemden (hemolizin+amboseptör) 50µl ilave edilerek karýþtýrýldý ve 37 ºC'de 30 dakikabenmaride tutulduktan sonra deðerlendirildi.Testte 1:32 ve üstü titreler pozitif olarak kabuledildi.

Ýstatistiksel AnalizELISA ve mCFT'inin birbiriyle uyumu Kappa

(κ) testi ile analiz edildi (7).

BULGULARÇalýþmada incelenen 550 adet yavru atmýþ

koyun kan serumunun 107'si (% 19.5) ELISA, 161'i(% 29.3) de mCFT ile pozitif bulundu (Tablo 1-2).Saðlýklý koyunlardan alýnan kan serumlarýndaELISA ile pozitiflik saptanamaz iken mCFT ileincelenen serumlarýn 8'i (% 16.0) pozitif, 10'u (%20.0) þüpheli ve 3'ü de (% 6.0) antikomplementerbulundu. ELISA sonuçlarýna göre en yüksekseropozitiflik oraný Kahramanmaraþ, Hatay veMersin illerinde, en düþük seropozitiflik oraný iseAdana ve Adýyaman illerinde tespit edildi (Tablo 2)

Ýstatistiksel Analiz: Yapýlan istatistiksel9

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 12: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

analiz sonucunda, mCFT ve ELISA arasýnda orta düzeyde uyum (Kappa: 0.577) bulundu.

TARTIÞMA VE SONUÇBu çalýþmada, incelenen atýk yapmýþ koyun serum örneklerinin % 19.5'si ELISA ve % 29.3'ü ise

mCFT ile C. abortus infeksiyonu yönünden pozitif bulundu. ELISA ile yerleþim yerlerine göre % 2.5-% 30.0, mCFT ile % 17.5-% 47.5 arasýnda deðiþen seropozitiflik oranlarý tespit edildi. Abort yapmamýþkoyun serumlarýnda ELISA ile seropoztiflik saptanamazken mCFT ile % 16.0 oranýnda seropozitiflik

Enzyme-Linked Immunosorbent Assay Ýle Araþtýrýlmasý • ÇAYA, ASLANTAÞ, ÝYÝSAN, MÝRÝOÐLU, TUNCA

10

TABLO 1. Yerleþim yerlerine göre ELISA sonuçlarý

Yerleþim Yeri

Mersin 98

95

80

78

70

48

40

21

20

550

23 (23.5)

16 (16.8)

24 (30.0)

13 (16.7)

14 (20.0)

13 (27.1)

1 (2.5)

2 (9.5)

1 (5)

107 (19.5) 433 (80.5)

75 (76.5)

79 (83.2)

56 (70.0)

65 (83.3)

56 (80.0)

35 (72.9)

39 (97.5)

19 (90.5)

19 (95.0)

Gaziantep

Kahramanmaraþ

Þanlýurfa

Kilis

Hatay

Adana

Adýyaman

Osmaniye

TOPLAM

Ýncelenen SerumSayýsý

ELÝSA

Pozitif (%) Negatif (%)

TABLO 3. Atýk yapan koyun kan serumlarýnda mCFT titrelerinin daðýlýmý

Pozitif SerumTitreler

1:32

n % n % n % n % n % n %

161 28.2 91 15.7 33 6.3 17 2.8 7 1.2 13 2.2

1:64 1:128 1:256 1:512

mCFT ile yerleþim yerlerine göre saptanan seropozitiflik oranlarý Tablo 2'de ve pozitif serumlarýntitrelere göre daðýlýmý Tablo 3'te sunuldu.

TABLO 2. Yerleþim yerlerine göre mCFT sonuçlarý

Yerleþim Yeri

Mersin 98

95

80

78

70

48

40

20

21

550

37 (37.8)

16 (16.8)

38 (47.5)

16 (20.5)

22 (31.4)

11 (22.9)

7 (17.5)

8 (25.0)

9 (42.0)

161 (29.3)

15 (15.3)

19 (20.0)

25 (31.3)

28 (35.9)

11 (15.7)

16 (33.3)

2 (5.0)

4 (20.)

--

120 (21.8)

1 (1.02)

1 (1.1)

4 (5.0)

--

--

1 (2.1)

--

--

2 (9.5)

12 (2.2)

Gaziantep

Kahramanmaraþ

Þanlýurfa

Kilis

Hatay

Adana

Osmaniye

TOPLAM

Ýncelenen SerumSayýsý

CFT

Pozitif (%) Þüpheli (%) Anti-Komplemeter(%)

Adýyaman

Page 13: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

saptandý. Türkiye'de koyunlarda C. abortus infek-siyonunun varlýðýný saptamaya yönelik çalýþmalar-da CFT ile, % 0-19.05 arasýnda deðiþen sero-prevalans oranlarý bildirilmiþtir (4, 5, 10, 11, 12,18, 20, 24). Türütoðlu ve ark. (24), 11 ile ait abortyapmýþ 725 koyun kan serumunda % 10, Muz veark. (19), Elazýð ve çevresinde abort yapmýþ 275koyun serumunda % 9.5 abort yapmamýþ 275koyun kan serumunda % 3.3 seropozitiflikbildirmiþlerdir. Karaman ve Küçükayan (11),1993-1997 yýllarý arasýnda Ankara ve çevre iller-den gelen abort yapmýþ koyunlara ait 4890 kanserumunun % 1.8'inde, Kýran ve ark. (13), 1995-1996 yýllarýnda Konya bölgesinde abort yapmýþkoyunlara ait 1119 kan serumunun % 1.7'sinde,Kenar ve ark. (12), ayný bölgede 1988-1989 yýllarýarasýnda 1063 atýk yapmýþ koyun kan serumunun% 17.3'ünde seropozitiflik tespit etmiþlerdir. Ardave ark.(4) ise, 1983-1984 yýllarý arasýnda OrtaAnadolu Bölgesi'nde abort yapmýþ koyunlardanalýnan kan serumlarýnda seropozitiflik saptaya-mamýþlardýr. Baz (5), Kars yöresinde abort yapmýþ275 koyuna ait serum örneðini anti-C. abortusantikorlarý yönünden CFT ve ELISA ile incelemiþve ELISA ile % 17.95, CFT ile % 19.05 oranýndaseropozitiflik saptamýþtýr. Türkiye'de ilk defaÝstanbul bölgesinde Öztürk ve ark. (20) tarafýndanyapýlan prevalans çalýþmasýnda ise % 2.8 oranýndaprevalans tespit edilmiþtir. Bu araþtýrmada, her ikiserolojik test ile saptanan seropozitiflik oranlarý,yerleþim yerlerine göre deðiþmekle birlikte,yukarýda bildirilen seroprevalans oranlarýndanyüksek bulunmuþtur. Bu durum, yüksek sero-prevalans oranýna sahip illerde, koyun abortus-larýnýn etiyolojisinde C. abortus'un öneminigöstermektedir.

C. abortus infeksiyonunun serolojik tanýsýndayaygýn olarak CFT kullanýlmaktadýr (2). Ancak,CFT'inin sensitivite ve spesifitesinin, C. abor-tus'un Chlamydiaceae familyasýnda yer alan tür-lerle ve bazý Gram negatif bakterilerle ortak olanantijenik determinantlar taþýmasý nedeniyle düþükolduðu bildirilmiþtir (6, 14, 16). Abort yapmamýþkoyunlarda ELISA ile seropozitiflik saptana-mazken, CFT ile saptanmasý, etkene aitMOMP'lerinin kullanýldýðý ELISA tekniðinin non-spesifik reaksiyonlarý elimine etmede daha etkin

olduðunu göstermektedir. Bu çalýþmada, koyun serumlarý anti-C. abortus

antikorlarý yönünden mCFT ve ELISA ile incelen-di ve karþýlaþtýrýldý. Ýki test arasýnda orta derecedeuyum (Kapa: 0.577) bulundu. Bu durum, infektekoyunlarýn serolojik teþhisinde CFT ile ELISA'nýnbirlikte kullanýlmasýnýn yanlýþ seropozitifliklerielimine etmede faydalý olacaðýný göstermektdir.

Sonuç olarak, bölgede C. abortus'un nedenolduðu koyun enzootik abortusunun yaygýnolduðu görülmektedir. Bu nedenle, infeksiyonunprevalans ve insidensinin saptanarak kontrol veeradikasyon çalýþmalarýna baþlanýlmasýnýn gerek-tiði sonucuna varýlmýþtýr. Ayrýca, infeksiyonunserolojik tanýsýnda kros-reaksiyonlardan kay-naklanabilecek yanlýþ pozitifliklerin asgari düzeyeindirilmesi için etkene spesifik antijenlerle hazýr-lanan sensitivitesi ve spesifitesi yüksek ELISAtekniklerinin kullanýlmasý faydalý olacaktýr.

• KAYNAKLAR •

1.Aitken ID, Clarkson K, Linklater K. (1990).Enzootic abortion of ewes. Vet Rec. 126, 136-138.

2.Anonim (2005). Enzootic Abortion of Ewes(Ovine chlamydiosis). Eriþim:http://www.oie.int/eng/normes/mmanual/A_00073.htm. Eriþim tarihi: 08 Eylül 2005.

3.Anderson IE, Herring AJ, Jones GE, LowJC, Greig A. (1995). Development and evaluationof an indirect ELISA to detect antibodies to abor-tion strains of Chlamydia psittaci in sheep sera.Vet Microbiol. 43, 1-12.

4.Arda M, Bisping W, Aydýn N, Ýstanbullu-oðlu E, Akay Ö, Ýzgür M, Karaer Z, Diker KS,Kýrpal G. (1987). Aetilogiche undersu drangenuberden Abort bei Schafenunter besondererBerucksicksichtigung des Nachweises vonBrucellon, Campylobacter, Salmonellen,Listerien, Leptospirien, und Chlamydien. Berlin-Munch Tierurztle Woschr. 100, 405-408.

5.Baz E. (2000). Kars yöresinde atýk yapankoyunlarýn kan serumlarýnda Chlamydiapsittaci'ye karþý oluþan antikorlarýn komplementfikzasyon (CF) ve enzymelinked immunosorbentassay (ELISA) testleri ile saptanmasý. DoktoraTezi, KÜ Saðlýk Bilimleri Enstitüsü, Kars.

11

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 14: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

6.Buendía AJ, Cuello F, Del Rio L, GallegoMC, Caro MR, Salinas J. (2001). Field evalua-tion of a new commercially available ELISA basedon a recombinant antigen for diagnosingChlamydophila abortus (Chlamydia psittaciserotype 1) infection. Vet Microbiol. 78, 229-239.

7.Dirican A (2001). Evaluation of the diagnos-tic test's performance and their comparisons.Cerrahpasa J Med. 32, 25-30.

8.Don A, Jones GE, Ruiu A, Ladu M,Machell J, Stancanelli A. (1997). Serologicaldiagnosis of chlamydial abortion in sheep andgoats: comparison of the complement fixation testand enzyme-linked immunosorbent assay employ-ing solubilised proteins as antigen. Vet Microbiol.59, 27-36.

9.Hakioðlu F. (1958). Koyunlarýn virusi abortusu.Türk Vet. Hek. Dern. Derg. 143-144 10-18, 77-84.

10.Kaltenboeck B, Heard D, DeGraves FJ,Schmeer N. (1997). Use of synthetic antigensimproves detection by enzyme-linked immunosor-bent assay of antibodies against abortigenicChlamydia psittaci in ruminants. J Clin Microbiol.35, 2293-2298.

11.Karaman Z, Küçükayan U. (2000). 1993-1997 yýllarýnda içinde enstitümüze gönderilen atýkyapan koyun kan serumlarý ve materyallerininserolojik ve mikrobiyolojik yoklama sonuçlarý.Etlik Vet Mikrobiyol Derg. 11, 23-30.

12.Kenar B, Erganiþ O, Kaya O, Güler L.(1990). Konya bölgesinde koyunlarda atýklarasebep olan Brucella, Campylobacter, Salmonellave Chlamydia'larýn bakteriyolojik ve serolojikincelenmesi. Veterinarium. 1, 17-19.

13.Kýran MM, Baysal T, Gözün H, Güler L,Gündüz K, Kuyucuoðlu Ö, Küçükayan U.(1997). Konya yöresindeki koyun abortuslarýüzerinde patolojik, bakteriyolojik ve serolojikçalýþmalar. Etlik Vet Mikrob Derg. 9, 109-128.

14.Leonard C, Caldow GL, Gunn GJ. (1993).An estimate of the prevalence of enzootic abortionof ewes in Scotland. Vet Rec. 133, 180-183.

15.Longbottom D, Psarrou E, LivingstoneM, Vretou E. (2001). Diagnosis of enzootic abor-tion using an indirect ELISA (rOMP91B iELISA)based on a recombinant protein fragment of thepolymorphic outer membrane protein POPP91B

of Chlamydophila abortus. FEMS Microbiol Lett.195, 157-161.

16.Mainar-Jaime RC, de la Cruz C,Vázquez-Boland JA (1998). Epidemiologic studyof chlamydial infection in sheep farms in Madrid,Spain. Small Rum Res. 28, 131-138.

17.Markey, B.K., McNulty, M.S. and Todd,D. (1993). Comparison of serological tests for thediagnosis of Chlamydia psittaci infection ofsheep. Vet. Microbiol. 36, 233-52.

18.Meijer A, Brandenburg A, de Vries J,Beentjes J, Roholl P, Dercksen D. (2004).Chlamydophila abortus infection in a pregnantwoman associated with indirect contact withinfected goats. Eur J Clin Microbiol Infect Dis. 23,487-490.

19.Muz A, Arslan N, Öngör H, Kalender H,Karahan M, Çetinkaya B, Ertaþ HB (2002).Elazýð ve çevresindeki koyun ve keçilerde chlamy-diosis'in varlýðýnýn saptanmasý. Vet HekMikrobiyol Derg. 2, 19-23.

20.Rodolakis A, Salinas J, Papp JR. (1993):Recent advances on ovine chlamydial abortion.Vet Res. Review. 29, 275-288.

21.Öztürk M, Nadas ÜG, Türütoðlu H. (1998):Ýstanbul bölgesindeki koyunlarda Chlamydia psittaciinfeksiyonunun prevalansýnýn saptanmasý. PendikVet Mikrobiyol Derg. 29, 73-81.

22.Salti-Montesanto V, Tsoli E, PapavassilouP, Psarrou E, Markey BK, Jones GE, Vretou E.(1997): Diagnosis of ovine enzootic abortion,using a competitive ELISA based on monoclonalantibodies against variable segments 1 and 2 ofthe major outer membrane protein of Chlamydiapsittaci serotype 1. Am J Vet Res. 58, 228-235.

23.Türütoðlu H. (1995): Koyunlarda abortusasebep olan Chlamydia psittaci'nin izolasyonu üer-ine çalýþmalar. Doktora Tezi, SÜ Saðlýk BilimleriEnstitüsü, Konya.

24.Türütoðlu H, Ýyisan S, Duru A, Altýnel C.(1995): Koyunlarda Chlamydia psittaci infeksiy-onunun mikrokomplement fikzasyon testi ile saptan-masý. Pendik Vet Mikrobiyol Derg. 26, 67-78.

Enzyme-Linked Immunosorbent Assay Ýle Araþtýrýlmasý • ÇAYA, ASLANTAÞ, ÝYÝSAN, MÝRÝOÐLU, TUNCA

12

Page 15: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖZETBu çalýþma, Türkiye' de ilk defa üretimi gerçek-

leþtirilen PPR aþýsý ile yapýlan aþýlamadan sonrakoyun ve keçilerde baðýþýklýðýn süresi hakkýndayeterli verilerin saðlanmasý amacýyla gerçekleþti-rildi. Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve AraþtýrmaEnstitüsü' nde (EMVKAE) üretilen attenüe PPRaþýsýnýn ilk dört serisi (PPR 0277-1, PPR 0277-2,PPR 0277-3, PPR 0277-4) ile koyun ve keçi sürü-lerinde dört farklý grupta deneysel ve saha çalýþ-masý yapýldý. Aþýlanan hayvanlarda baðýþýklýkseviyesi Virus Nötralizasyon Test (VNT) ve PPRC-ELISA ile gözlendi.

Birinci deneysel çalýþma grubunda; denemeahýrlarýndaki aþýlý 22 koyun ve keçide (11 adetkoyun ve 11 adet keçi) ilk üç seri PPR aþýsý ile(PPR 0277-1, PPR 0277-2, PPR 0277-3) aþýlamasonrasý baðýþýklýk tespiti için çalýþýldý. Aþý sonrasýseroprevalans her iki türde de %100 bulundu. 2.yýlýn sonunda aþýlý hayvanlarýn hepsinde koruyucudüzeyde ( ›1: 10) antikor titresi tespit edildi.

Ýkinci saha deneysel çalýþma grubunda;Burdur'da aþýlama öncesi PPRV antikorlarý yönün-den seronegatif olan sürüde, 46 adet koyun ve 47adet keçi ile çalýþýldý. Aþýlamadan bir yýl sonra heriki türde de aþýlý hayvanlar %100 seropozitifbulundu. I. ve II. grupta oluþabilecek bir PPRenfeksiyonun tespiti amacýyla býrakýlan aþýsýzkontrol gruplar ise çalýþma süresince seronegatifolarak saptandý.

Ýlk 3 seri PPR aþýsýnýn kullanýldýðý Antalya,Manisa ve Mardin de 972 adet koyun ve keçinin

örneklendiði saha çalýþmasý yapýldý. Aþýlamadanbir yýl sonra aþýlý olduðu bildirilen toplam 742hayvanýn % 78' i PPR seropozitif bulundu. Farklý3 seri ile aþýlanan sürülerdeki seropozitiflik oranýise sýrasýyla; PPR 0277-1 serisinde %70, PPR0277-2 serisinde %75, PPR 0277-3 serisinde % 95olarak tespit edildi. Sahada bulaþmadan þüphelihayvanlara da aþý uygulandýðý ve bu sürülerde kibaðýþýklýk oranýnýn sirayete maruz hayvanlardandaha düþük olduðu tespit edildi.

Deneme ahýrlarýnda ki aþýlý gebe keçilerdendoðan 16 oðlakta maternal baðýþýklýk süresi 4-7 ayarasýnda tespit edilmekle birlikte, 16 oðlaktan 13adetinde maternal baðýþýklýk süresi 4-5 ay olaraktespit edildi. Ýlk doðduklarý günlerdeki yüksekseviyedeki antikor titreleri ikinci ayýn sonundadaha düþük seviyelere indi. Aþýsýz kontrol analar-dan doðan oðlaklar ise çalýþma süresindeseronegatif bulundu.

Bu çalýþmada PPR aþýlama sonrasý baðýþýklýksüresinin her iki türde de 2 yýldan daha uzunolduðu tespit edildi. Maternal baðýþýklýk süresininise 4-5 ay sürdüðü, bu nedenle kuzu ve oðlaklardailk aþýlamanýn 4-5 ay sonra yapýlmasýnýn uygunolduðu ve sürü dinamiði ve sahada bulaþmadanþüpheli hayvanlarýn da aþýlanmýþ olabileceði gözönünde bulundurularak yýllýk tekrar yapýlmasýnýnsürü baðýþýklýðý açýsýndan gerekli olduðu sonucu-na varýldý.

Anahtar Kelimeler: PPRV, vaccine, immunity

13

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

TÜRKÝYE'DE ÜRETÝLEN PPR AÞISININ BAÐIÞIKLIK SÜRESÝNÝNTESPÝTÝ*

"Detection the duration of immunity by PPR vaccine produced in Turkey"

Nigar TATAR** • Özden KABAKLI**

Kabul tarihi: 02.05.2005

* TAGEM/HS/03/A14/P01/83 Projesinden özetlenmiþtir.** Etlik Merkez Vet. ve Kont. Araþt. Enst. ANKARA

Page 16: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

SUMMARYThis study was conducted to obtain enough

data on immunity period of PPR vaccine whichwas produced in Turkey for the first time in sheepand goats. Experimental and field studies wereconducted in four different groups of sheep andgoat herds with the first four series (PPR 0277-1,PPR 0277-2, PPR 0277-3, PPR 0277-4) of homol-ogous attenuated PPR vaccine produced in EtlikCentral Veterinary Control and Research Institute.Immunity levels of vaccinated animals weredetermined by Virus Neutralisation Test and byPPR C-ELISA.

In the first experimental study group; immuni-ty levels of 22 sheep and goats (11 sheep and 11goats) were studied which were vaccinated withthe first three series (PPR 0277-1, PPR 0277-2,PPR 0277-3) of PPR vaccine at the experimentalanimal unit of the Institute. Postvaccination sero-prevalance was found as 100% in both species.Protective antibody titers (›1: 10) were determinedin all vaccinated animals at the end of the secondyear.

In the second experimental field study group;46 sheep and 47 goats were experimented whichwere seronegative against PPRV antibodies inBurdur. The animals vaccinated belonging to bothspecies were found as 100% seropositive one yearpostvaccinaton. Unvaccinated control groups leftfor the detection of PPR infection within the firstand second groups were found as seronegativethroughout the study.

A field study was conducted by sampling of972 sheep and goats which were vaccinated withthe first 3 series of PPR vaccine in Antalya,Manisa and Mardin provinces. Seventy eight per-cent of 742 animals which were reported as vacci-nated were found as PPR seropositive one yearpostvaccination. The seropositivity rate in herdsvaccinated with 3 different vaccine series (PPR0277-1, PPR 0277-2 and PPR 0277-3) were deter-mined as 70%, 75% and 95%, respectively. It was

determined that animals which were suspected ofbeing infected were also vaccinated and withinthese herds immunity levels were lower comparedto those of

Although maternal immunity period of 16 kidsborn from vacinated goats in experimental animalunits were found between 4-7 months, the mater-nal immunity period of 13 of these 16 goats werefound between 4-5 months. High antibody titresdetected in the first few days following birth weredecreased at the end of the second month. The kidswhich were born from unvaccinated control goatswere found as seronegative throughout the study.

In this study, the immunity period followingPPR vaccine was found as longer than two yearsin both species.

Keywords: PPRV, vaccine, immunity

GÝRÝÞKoyun keçi vebasý ( Peste des Petits Ruminants

= PPR) koyun ve keçilerde yüksek ateþ, sindirimsistemi mukozasýnda hemoraji, erozyonlar, gastroenteritis, ishal ve bronko pnöymoni ile karakter-ize, mortalite ve morbidite oranlarý yüksek salgýnviral bir hastalýktýr. (19,40,45,48).

Günümüzde PPR, subtropikal Afrika Ülkeleri,Arap Yarýmadasý (1,32,45), Orta Doðu Ülkeleri,Pakistan, Hindistan, Afganistan, Bangladeþ, Nepalve Türkiye' de (5,8,27,34,41) görülmekte olup,ekonomik önemini korumakta ve hastalýðýngörülmediði ülkeler için potansiyel bir tehlikeoluþturmaktadýr. Hastalýðýn ülkemizdeki varlýðý veyaygýnlýðý çeþitli araþtýrmacýlar tarafýndanbildirilmiþtir (4,35,42,43)

Peste des Petits Ruminants virusu ( PPRV)Paramyxoviridae familyasýnýn, morbillivirusgrubu içinde yer alýr ve sýðýr vebasý virusu ile anti-jenik yakýnlýk bulunmaktadýr (14,24,33). Serolojikolarak tek tiptir ve deðiþik virülens özellikgösteren suþlarýnýn olabileceði bildirilmektedir(41).

Türkiye’de Üretilen PPR Aþýsýnýn Baðýþýklýk Süresinin Tespiti • TATAR, KABAKLI

14

Page 17: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

PPRV' un doðal konakçýlarý koyun ve keçi-lerdir. Her iki tür arasýnda duyarlýlýk açýsýndanönemli farklýlýklar mevcuttur (1,5,26,38). Sýðýr vedomuzlar ise gerek doðal, gerekse deneysel PPRVenfeksiyonlarýnda son konakçýdýrlar. Bu türlerdeimmunolojik cevap þekillenmesine raðmen klinikenfeksiyon ve virus saçýlýmý görülmez (18,46).Anderson (6) tarafýndan yabani hayatta PPRV'unekolojisi ile ilgili bilgilerin yeterli olmadýðýbildirilmiþse de, Abu Elzein ve ark'. nýn (2) SuudiArabistanda yaptýklarý bir çalýþmada ceylanlarýnPPR' nin epidemiyolojisinde önemli olabileceðibildirilmiþtir. PPR'de klinik seyir hastalýðýnekzotik veya endemik olmasýna, hayvanýn türüne,yaþýna ve alýnan virus miktarýna baðlý olarak per-akut, akut ve subakut seyre kadar deðiþen fark-lýlýklar gösterir (19,26,40).

Hastalýkla mücadelede, proflaktik tedbirleriyaný sýra, aþý uygulamalarý etkili yol olarak öne-rilmektedir (20). Bu nedenle uzun yýllar sýðýrvebasý ile antijenik yakýnlýðýndan dolayý Plowrightve Ferris (37) tarafýndan geliþtirilen attenüe RPdoku kültürü aþýsý ve immunserum uygulamalarýkullanýlmýþtýr (3,19,26,44). Mariner ve ark. (28)tarafýndan geliþtirilen ýsýya dayanýklý Vero adapteRP aþýsý, heterolog aþý olarak keçilerde PPRV'nakarþý kullanýlmýþ ve yeterli immun cevabýn þekil-lendiði bildirilmiþtir (29). Sýðýr vebasý rekombi-nant aþýlarla yapýlan çalýþmalarda ise farklýsonuçlar alýndýðý bildirilmektedir (39,49).

PPR karþý homolog aþý üretimi amacýylaPPRV'un Nijerya 75/1 patojen suþunun attenüasy-on çalýþmalarý sonucunda PPRV Nijerya 75/1 suþuaþý tohum suþ haline getirilmiþ ve Vero hücrekültüründe aþý üretimine geçilmiþ olup, OIEtarafýndan önerilen tek aþý suþu olarak kullanýl-maktadýr (8,23). Cauacy-Hymann ve ark. (17)tarafýndan attenüe PPR aþýsý, heterolog aþý olaraksýðýrlara uygulandýðý ve sýðýrlarý RP enfeksiyon-larýna karþý koruduðu bildirilmektedir. PPR karþýgeliþtirilen farklý aþýlarla ilgili çalýþmalarbildirilmektedir (11,15,17,21,25,30,31,47).

Hastalýk ve aþýlamalardan sonra oluþan baðýþýk-lýktan nötralizan antikorlar sorumludur. PPRhastalýðýndan iyileþen hayvanlarýn en az 3-4 yýlgibi bir süre yani bir koyun veya keçinin besi süre-si göz önüne alýndýðýnda ömür boyu baðýþýkkaldýðý söylenebilir. Aktif olarak baðýþýklýk kazan-mýþ analardan doðan yavrular antikorlarýkolostrum yolu ile alýrlar. Anadaki antikor seviye-si ve aldýðý kolostrum miktarýna baðlý olarakmaternal antikorlarýn süresi 3-6 ay arasýndadeðiþir (9,10,16,22,39).

Yetiþkin hayvanlarda tekrar aþýlama (repel,booster) süresi bir yýl olarak bildirilmekle beraber,baðýþýklýk süresinin bir yýldan (4 yýl) daha uzunsürdüðü tahmin edilmektedir (8). Bu konuda aynýaþý suþu ile üretilen aþýlara ait farklý ülkelerdeyapýlan baðýþýklýk denemeleri mevcuttur(13,16,17,22). PPR aþýsý ile aþýlamayý takibenoluþan baðýþýklýðýn süresini tespit etmeye yönelikçalýþma sayýsý oldukça azdýr. Bu amaçla yapýlançalýþmalardan biri Diallo ve ark. (22) tarafýndanFildiþi Sahilleri ve Moritanya' da gerçekleþtirilençalýþmadýr. Bu çalýþmada bildirildiði üzere1000'erli gruplar halindeki koyun ve keçi sürü-lerinde PPR aþýsý ile aþýlanmayý takiben 2 yýl sonraPPR antikorlarýnýn var olduðu ve bu sürenin dahauzun olabileceði bildirilmiþtir.

Son yýllarda ülkemizde de koyun, keçi yetiþtiri-ciliðini tehdit eden ve ihbarý mecburi hastalýklarlistesinde yer alan koyun ve keçi vebasý hastalýðýile mücadelede profilaktik uygulamalarýn yaný sýraaþý uygulamalarý hastalýkla mücadele yöntem-lerinin baþýnda yer almýþtýr. Bu amaçla yaygýnolarak OIE tarafýndan önerilen PPRV attenüeNijerya 75/1 suþu ile üretilen PPR aþýsý kullanýl-maktadýr. Ülkemizde hastalýðýn kontrol veeradikasyonu amacýyla daha önce ithal edilmekzorunda kalýnan bu aþý, CIRAD-EMVT laboratu-varýndan temin edilen attenüe Nijerya 75/1 suþuile ülkemizde ilk defa üretimi gerçekleþtirilmiþtir.

15

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 18: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Bu çalýþma, attenüe Nijerya 75/1 suþu ile üre-timi gerçekleþtirilen PPR aþýsý ile farklý þart, dozyaþ, tür ve coðrafik bölgelerde yapýlan aþýlamalar-dan sonra, koyun ve keçilerdeki baðýþýklýk süresiile aþýlý analardan doðan genç hayvanlarda mater-nal baðýþýklýk süresinin tespit edilmesi amacýylayapýlmýþtýr.

MATERYAL ve METOTAþý: CIRAD EMVT Fransa'dan temin edilen

atenüe PPRV 75/1 LK6 BK2 VERO75 aþý suþu ileEMVKAE'nde üretilen ilk dört seri olanPPR0277-1, PPR0277-2, PPR 0277-3, PPR 0277-4 seri nolu attenüe PPR aþýlarý kullanýldý.

Deneme Hayvanlarý: Araþtýrmada, dört farklýgrupta toplam 1116 hayvan kullanýldý. Grup vehayvan sayýlarý tablo 1'de özetlendi.

I. Grup: Baðýþýklýk süresinin yaný sýra yüksek

doz uygulamalarda zararsýzlýk, düþük doz uygula-malarda aþý etkinliðinin tespiti için bu grup oluþtu-ruldu. Deneme süresinde hayvanlar EMVKAEdeneme ünitesinde tutuldu. Bir yaþ civarýnda 12koyun ve 12 keçi PPR0277-1, PPR0277-2 ve PPR0277-3 seri nolu attenüe PPR aþýlarý ile 100 ve 0,1doz aþý ile aþýlandý. 4 adet koyun ve 4 adet keçiaþýsýz kontrol olarak býrakýldý. Aþýlamadan 3 haftasonra ve 2 aylýk periodlarda 24 aya kadar kanserum örnekleri alýndý.

II. Grup: Saha þartlarýnda yapýlan aþýlamalarabaðýþýklýk seviyesinin tespiti için kontrollü sahaçalýþmasý için bu grup oluþturuldu. Bunun için

Burdur ilinde PPR ve sýðýr vebasý antikorlarýyönünden seronegatif olduðu tespit edilen biryaþýndan büyük yetiþkin ve 4-8 aylýk genç koyunve keçi sürüleri ile çalýþýldý. PPR0277-4A seri noluattenüe PPR aþýsý ile kullaným yönergesindebildirildiði þekilde 61 hayvan aþýlandý, 32 hayvanaþýsýz kontrol olarak býrakýldý. Aþýlamalardan üçhafta ve 12 ay sonra kan serum örnekleri alýndý.

III. Grup: Üç farklý coðrafik bölgeyi temsiledecek þekilde seçilen ve Ýl müdürlükleri tarafýn-dan ilk üç seri PPR aþýsýnýn kullanýldýðý bildirilenMardin, Manisa, Antalya da aþýlamadan bir yýlsonra, aþýlý, tekrar aþýlama yapýlan ve aþýsýzolduðu bildirilen koyun ve keçi sürülerindentesadüfî örnekleme metodu ile toplam 972 hay-vandan kan serum örneði alýndý. Örnek seçimindegüven sýnýrý %97, tahmini prevalans %50, örneksayýsý 97, hata payý %5 olarak belirlendi.

IV. Grup: Maternal baðýþýklýðýn tespitiamacýyla I. grupta yer alan aþýlý ve aþýsýz kontrolanalardan doðan 19 oðlak kullanýldý. Kontrollükoyun grubu içinde diþi olmadýðýndan kuzularda-ki maternal antikorlar test edilemedi.

Virus Nötralizasyon Testi (VNT): VNT içinOIE manuelde (8) bildirilen metot uygulandý.Deneysel çalýþma gruplarýnda (grup I, II ve IVgrup) PPRV antikor titrelerinin tespiti amacýylaVNT kullanýldý.

PPR ve RP C-ELISA: Biological Supplies Ltd.UK ait ticari kitler kullanýldý. Test, kit protokolündebildirildiði þekilde uygulandý ve deðerlendirildi.

Türkiye’de Üretilen PPR Aþýsýnýn Baðýþýklýk Süresinin Tespiti • TATAR, KABAKLI

16

Tablo 1: Deneme gruplarý ve hayvan sayýsý

Grup Hayvanlarýn DenemeSüresinde Bulunduðu Yer

Aþýlama ÖncesiPPRV Antikoru

ToplamHayvan

AþýlananHayvan

AþýsýzKontrol

I EMVKAE Seronegatif 32 24 8

II Burdur Seronegatif 93 61 32

III Antalya, Manisa, Mardin Test Edilmedi 972 742 170

IV EMVKAE Maternal Baðýþýklýk 19

TOPLAM HAYVAN SAYISI 1116 827 200

Page 19: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

I. ve II. grupta aþýlama öncesi kan serum önek-leri PPR ve sýðýr vebasý viruslarýnýn antijenik yakýn-lýðý nedeniyle PPR ve RP C-ELISA test edildi. I, IIve IV gruptan belirlenen periyotlarda kaolinli tüplerkullanýlarak alýnan kan serum örnekleri steril olarakayrýlarak test edilinceye kadar -20º C de muhafazaedildi. Serumlar test edilmeden önce 56º C de subanyosunda 30 dakika inaktive edildi. Serumörneklerinin test edilmesinde deðerlendirilmesindeVNT (8) uygulandý.

III grup için belirlenen yerleþim birimlerindekikoyun keçi sürülerinden, kan serum örneklerikaolinli tüpler kullanýlarak EMVKAE Müdürlüðüve ilgili Ýl Müdürlükleri tarafýndan alýndý. Serumörnekleri bilgi formundaki bilgilere göreetiketlenerek ependorf tüplerde test edilinceyekadar -20º C de muhafaza edildi. Kan serumörneklerinin test edilmesinde PPR C- ELISA veRP C-ELISA kullanýldý (7). ELISA sonuçlarý EDIprogramýnda deðerlendirildi, serum bilgi formlarýve test sonuçlarýnýn kayýt altýna alýnmasýnda veistatistikî analizinde Excel programý ve x2 testikullanýldý.

BULGULARI. Grup: Aþý uygulanan ve kontrol olarak

býrakýlan hayvanlarýn aþýlamadan sonra alýnan kanserum örnekleri PPR antikorlarý yönünden VNTsonuçlarýna göre 24. ayýn sonunda aþýsýz kontrolhayvanlar seronegatif, 100 doz ve 0,1 doz aþýuygulanan 11 adet keçi ve 11 adet koyunda isekoruyucu düzeyde PPRV antikoru tespit edildi.Keçilerdeki antikor titreleri koyunlardan dahayüksek bulundu. 452 nolu keçi ve 458 nolu koyun

6. ayda seropozitif bulundu ancak ölüm nedeniyledaha sonra test edilemedi.

II. Grup: Bu gruptaki aþýlý ve aþýsýz kontrololarak býrakýlan hayvanlardan bazýlarýnýn kulakküpeleri düþtüðü için denemeden çýkarýldý.Yetiþkin ve genç gruplarda PPR aþýlý grubun hep-sinde aþýlama sonrasý 21. günde ve 12. ayda VNTsonuçlarýna göre koruyucu düzeyde PPRV antiko-ru tespit edildi. Aþýsýz kontrol olarak býrakýlanhayvanlarýn hepsi PPR antikorlarý yönündenseronegatif bulundu.

Her iki grupta da keçilerdeki antikor titresiortalamasýnýn (> 1:1280), koyunlardaki antikortitresine (< 1:320) göre daha yüksek ve daha uzunsüreli olduðu tespit edildi.

III.Grup: Antalya, Manisa ve Mardin'de PPR0277-1, PPR 0277-2, PPR 0277-3 seri nolu aþýlarile aþýlanmýþ olan 742 adet koyun ve keçiden aþýla-madan 12 ay sonra alýnan kan serum örneði PPRC-ELISA ile test edildi. 12 ayýn sonunda 742 aþýlýhayvanýn toplam seroprevalansý % 78 bulundu.Farklý 3 seri ile aþýlanan sürülerdeki seropozitiflikoraný ise sýrasýyla; PPR 0277-1 serisinde %70,PPR 0277-2 serisinde %75, PPR 0277-3 serisinde% 95 olarak tespit edildi. Rapel yapýlan gruplardaseropozitiflik %95 olarak tespit edildi. Sahadabulaþmadan þüpheli hayvanlara da aþý uygulandýðýve bu sürülerde ki baðýþýklýk oranýnýn sirayetemaruz hayvanlardan daha düþük olduðu tespitedildi. Antalya ve Manisa ilinde aþýsýz kontrolgrubu olarak seçilen hayvanlarda %100seronegatif bulunurken, Mardin ilinde % 25seronegatif bulundu. Her üç gruptaki bulgulartablo 2'de özetlendi.IV.Grup: Aþýlý analardan

17

Tablo 2: I,II ve III. grupta aþýlamadan 12 ve 24 ay sonra baðýþýklýk oranlarý

GrupAþýlama ÖncesiPPRV Antikoru

Aþý Sonrasý 12. AyPPRV AB (> 1:10)

%

AþýlananHayvan

AþýsýzKontrolHayvanSayýsý

I Seronegatif 10024 8

II Seronegatif 10061

742

32

170III Test Edilmedi 78

Aþý Sonrasý 24. AyPPRV AB (> 1:10)

%

Aþýsýz KontrolPPRV AB (> 1:10)

%

100

Test Edilmedi

Test Edilmedi

0

0

25

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 20: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

doðan 16 adet oðlakta maternal baðýþýklýk süresi4-7 ay olarak tespit edildi. Bu 16 oðlaktan 13adedinde maternal baðýþýklýk süresi 4-5 olaraktespit edildi. Baþlangýç antikor titreleri SN deðeriortalamasý 1/1280 olarak tespit edildi, bu yüksektitre 2. aya kadar devam etti ve 3. aydan sonraantikor titrelerinde hýzlý bir düþüþ görüldü. Aynýdönemde aþýsýz analardan doðan 3 oðlak kontrolgrubu olarak býrakýldý ve hepsi seronegatif olaraktespit edildi.

TARTIÞMABu çalýþmada, deneysel uzun süreli baðýþýklýk

tespiti için MEVKAE üretilen 3 seri PPR aþýsý ileaþýlanan, EMVKAE deneme ahýrlarýndaki 22 adetkoyun ve keçide ikinci yýlýn sonunda, deneyselsaha baðýþýklýk grubu olarak Burdur ilindekiaþýlanan 50 adet koyun ve keçide ise bir yýlýnsonunda yapýlan VNT sonucuna göre koruyucudüzeyde (>1:10) antikor titresi tespit edildi.Keçilerdeki antikor titresi ortalamasýnýn(>1:1280), koyunlardaki antikor titresine(< 1:320)göre daha yüksek ve daha uzun süreli olduðutespit edildi. Her iki grupta aþýlý hayvanlarabaðýþýklýk oraný %100 olarak saptandý. Sahadakiuzun süreli baðýþýklýk tespiti için deðiþik bölgeleritemsil eden Antalya, Manisa ve Mardin' de, 3 seriaþý ile aþýlanmýþ olan koyun ve keçi sürülerindenaþýlamadan 1 yýl sonra alýnan kan serum örnek-lerinde 742 aþýlý hayvanda %78 oranýnda seropoz-itiflik tespit edildi. Bu sürülerde virusa maruz hay-vanlarýn yaný sýra hastalýktan þüpheli sürülere deaþý uygulandýðý bildirildi.

Awa ve ark. (10) Kuzey Kamerun' da yaptýklarýbir çalýþmada , koyun ve keçi sürülerinde homologPPR aþýsý ile aþýlamayý takiben 12 ay sonra her ikitürde de koruyucu düzeyde (>1:10) antikor varlýðýve her iki türde de % 100 seropozitiflik tespitettiklerini bildirmiþlerdir..Bidjeh ve ark. (16) gebekoyun ve keçi sürüsünde yaptýklarý çalýþmadahomolog PPR aþýsý ile aþýlamayý takiben %78.4seropozitiflik bulduklarýný bildirmiþlerdir. Baba ve

ark. (13) Nijerya' da yaptýklarý diðer bir çalýþmadaise homolog PPR aþýsý ile aþýlanan koyun ve keçil-erde aþý sonrasý dokuzuncu ayda SNT ile yapýlankontrollerde keçilerdeki antikor titresinin(›1:1280) koyunlara (GMT: @ 70) göre dahayüksek titrede olduðu ve daha uzun süre yüksektitrede kaldýðýný bildirmiþlerdir. Diallo ve ark. (22)tarafýndan Ivary Cost ve Moritanya' da gerçek-leþtirilen bir çalýþmada 1000'erli gruplar halindekikoyun ve keçi sürülerinde PPR aþýsý ile aþýlamayýtakiben 2 yýl sonra PPR antikorlarýnýn var olduðuve bu sürenin daha da uzun olabileceðinibildirmiþlerdir.

Enfeksiyon sonucu geliþen aktif baðýþýklýðýn,enfeksiyondan 4 yýl sonra da tespit edildiði (8)ancak bu sürenin ömür boyu devam edebileceðinibildiren araþtýrmacýlar (36) vardýr.

Koyun ve keçi sürü dinamiðine baðlý olarak heryýl sürüye katýlan kuzu ve oðlaklar sürünün % 30kadarýný oluþturarak sürüde enfeksiyona açýk birgrup meydana getirmektedir. Bu nedenlehastalýðýn endemik seyrettiði yerlerde yetiþkin-lerde de aþýlamalarda tekrar süresi 1 yýl olaraktavsiye edilmektedir (12,20).

Bu çalýþma sonucunda da sahadaki uzun sürebaðýþýklýk gruplarýnda ilk aþýlamalarda %78seropozitiflik tespit edilirken, tekrar aþýlanan gru-plarda bu oran %95 olarak tespit edildi. Aynýzamanda deneme ahýrlarýndaki 0,1 doz aþý ileaþýlanan hayvanlar ve kontrollü saha grubunda kiaþýlý hayvanlarda 1 ve 2 yýlýn sonunda seropozi-tiflik oraný %100 iken, saha grubunda bu oranýn%78 olmasý aþýlama þartlarýnda aksaklýklar ola-bileceðini düþündürmektedir. Bu nedenle yetiþkinhayvanlarda baðýþýklýk süresinin her iki türde deiki yýldan daha uzun sürdüðü tespit edilmesineraðmen, sürü dinamiði ve sahada bulaþmadanþüpheli hayvanlarýn, maternal antikor taþýyan gençhayvanlarýnda aþýlanmýþ olabileceði göz önündebulundurularak yýllýk tekrar aþýlma yapýlmasýnýnsürü baðýþýklýðý açýsýndan gerekli olduðu sonucu-na varýldý.

Türkiye’de Üretilen PPR Aþýsýnýn Baðýþýklýk Süresinin Tespiti • TATAR, KABAKLI

18

Page 21: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Deneme ahýrlarýndaki PPR aþýlý gebe keçiler-den doðan 16 oðlakta maternal baðýþýklýk süresi 4-7 ay olarak belirlendi. Bu 16 oðlaktan 13 adetindematernal baðýþýklýk süresi ortalamasý 4-5 ay olarakbelirlendi. Ýlk doðduklarý günlerdeki yüksekseviyedeki antikor titreleri (>1:1280) 2 aydanuzun sürmedi. Üçüncü aydan itibaren antikortitreleri daha düþük seviyelere inmiþtir.

Diallo ve ark. (22) yaptýklarý çalýþmada mater-nal antikorlarýn süresinin 3-6 ay arasýndaolduðunu bildirmiþlerdir. Bidjeh ve ark. (16) ileAta ve ark.(9) yaptýðý 2 ayrý çalýþmada da mater-nal antikorlarýn 3-5 ay süresince oðlak ve kuzularýPPR enfeksiyonlarýna karþý koruduðunubildirmiþlerdir.

Ba ve ark (12) Mali'de PPR ile ilgili yaptýklarýçalýþmada maternal antikorlarýn süresinin 4-5 aydevam ettiðini, aþýlamanýn 4-5 ay sonra yapýlmasýgerektiðini bildirmiþlerdir. Awa ve ark.( 10) KuzeyKamerun' da yaptýklarý bir çalýþmada maternalantikorlarýn 6 aya kadar tespit edilebildiðini,ancak kuzularda 3,5, oðlaklarda 4-5 aydan sonrakoruyucu antikor seviyesinin düþtüðünübildirmiþlerdir. Ayný çalýþmada kuzu ve oðlaklarýn4-5 ay sonra aþýlanmalarýný önermiþlerdir. Baba veark.(13) Nijerya'da bir koyun ve keçi sürüsündeyaptýklarý çalýþmada maternal antikorlarda titrenin2. aydan itibaren düþtüðünü bildirmiþlerdir.

Bu çalýþmada maternal baðýþýklýk süresi 4-7 ayolarak belirlendi. Bu nedenle baðýþýk analardandoðan kuzu ve oðlaklarda ilk aþýlamanýn 4-5.aydan sonra yapýlmasýnýn uygun olacaðý kanýsýnavarýldý.

• LÝTERATÜR LÝSTESÝ •

1. ABU ELZEIN,E.M.E., HASSANIEN, M.M.,AL- AFALEQ, A.I., ABD ELHADI, M.A.,HOUSAWI, F.M.T.: Isolation of peste des petitsruminants from goats in Saudi Arabia. Vet. Record.127:309-310. (1990)2. ABU ELZEIN, E.M.E., HOUSAWI, F.M.T.,

BASHAREEK,Y., GAMEEL,A.A., AL-AFALEQ, A.I., ANDERSON, E.: Severe PPRinfection in Gazelles kept semi-free range condi-tions. Jour. Vet. Med. 51(2): 68. (2004)3. ADU,F.D., JOANNIS, T.E. : Serum-virussimultaneous method of immunisation againstpeste des petits ruminants. Trop. Anim. HealthProd. 16(2):119-220. (1984)4. ALÇIÐIR, G., VURAL, S. A., TOPLU, N. :Türkiye'de kuzularda peste des petits ruminantsvirus enfeksiyonunun patomorfolojik ve immuno-histolojik ilk tanýmý. Ankara Üniv. Vet. Fak. Der.43:181-189.(1996)5. AMJAD,H., ISLAM, Q., FORSYTH, M.,BARRET, T., ROSSITER, P.B.: Peste des petitsruminants in goats in Pakistan. Vet. Record. 139:118-119. (1996)6. ANDERSON, E.C.: Morbillivirus infections inwildlife ( in relations to their population biology )and disease control in domestic animals. Vet.Microbiol. 44: 319-332. (1995)7. ANDERSON, J., Mc CAY, J.A., BUTCHER,R.N.: The use of monoclonal antibodies in com-petitive ELISA for the detection of antibodies torinderpest and peste des petits ruminants viruses.In : The seromonitoring of Rinderpest ThroughoutAfrica Phase One IAEA-TECDOC-623 p.: 43-53.(1991)8. ANONÝM. : Peste des petits ruminants. In; OIEManual of Standarts Diagnostic Tests andVaccines. 5th Ed. Chapter 2.1.5. (2004)9. ATA, F.A., al SUMRY, H.S., KÝNG, G.J.,ISMAILI, S.I., ATA, A.A.: Duration immunity topeste des petits ruminants. Vet. Rec. Jun 3;124(22): 590-591. (1989) 10. AWA, D.N., NGAGNOU, A., TEFIANG, E.,YAYA, D., NJOYA,A. : Post vaccination andcolostral peste des petits ruminants antibodydynamics in research flocks of Kirdi goats andFoulbe sheep of North Cameroon. Prev. Vet. Med.Nov. 15; 55(4): 265-271. (2002)11. AWA, D.N., NJOYA, A., NGO TAMA, A.C. :Economics of prophylaxis against peste des petits

19

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 22: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ruminants and gastrointestinal helminthiosis insmall ruminants in North Cameroon. Trop. Anim.Health and Prod. 32(6): 391-403. (2000)12. BA, S.B., UDO, H.M.J., ZWART,D.: Impactof veterinary treatments on goat mortality and off-take in a semi- arid area of Mali. Small Ruminant.Research. 19: 1-8.(1996)13. BABA, S.S., TEFIANG, D.E.C., AWA, D.N.,EL YUGUDA, A.D. : Profile of acquired andmaternal immune responses in small ruminantsfollowing vaccination with homologous peste despetits ruminants (PPR) vaccine (capripestovax).Proceedings of the 10th international conferenceof the association of institutions for TropicalVeterinary Medicine. Copenhagen. Denmark.Poster 0-6. (2001)14. BARRETT, T., ROMERO, C.H., BARON,M.D., YAMANOUCHI, K., DIALLO,A.,BOSTOCK, C.S., BLACK, D. : The molecularbiology of rinderpest and peste des petits rumi-nants. Ann. Med. Vet. 137: 77-85.(1993)15. BERHE, G., MINET, C., LE GOFF, C.,BARRETT, T., NGANGNOU, A., GRILLET,C., LIBEAU, G., FLEMING, M., BLACK,D.N., DIALLO, A: Development of a dualrecombinant vaccine to protect small ruminantsvirus and capripoxvirus infections. J. Virol.Jan;77(2):1571-1577. (2003)16. BIDJEH, K., DIGUIMBAYE, C., HEN-DRIKX, P., DEDET, V., TCHARI, D.,NAISSINGAR, S.: Maternal immunity in younggoats or sheep whose dams were vaccinated withanti - peste des petits ruminants vaccine.Agricultures. 8(3): 219. (1999)17. CAUACY- HYMANN, E., BIDJEH, K.,ANGBA, A., DOMONECH, J., DÝALLO,A.:Protection of goats against rinderpest by vaccina-tion with attenuated peste des petits ruminants.Res. Vet.Sci., 59: 106-109. (1995)18. DARDIRI, A.H., De BOER, C.H., HAMDY,F.M. : Response of American goats and cattle topeste des petits ruminants. Proc. 19th Ann. Met.Am. Assoc. Vet. Lab. Diag. 377-344. (1976)

19. DIALLO, A.: Rinderpest and peste des petitsruminants; constant threats to animal farming inmany developing countries. Impact Sci. Society.150: 179-192. (1988)20. DIALLO,A.: Peste des petitis ruminants .www.indiaveterinarycommunity.com. /featuredar-ticle. (2003a)21. DIALLO,A.: Control of peste des petits rumi-nants: classical and new generation vaccines. Dev.Biol.( Basel). 114: 113-119. (2003b)22. DIALLO, A., COLAS, F., COUASSY, E.,GUERRE, L., THIRY, E., LIBEAU, G.,DOMANECH, J., ANGBA, A., PASTORET,P.P., LEFEVRE, P.C. : Peste des petits rumi-nants: Homologous vaccine trial, biochemicalanalysis of the virus, development of diagnostictests. In: Resistance or Tolarance of Animal toDisease and Veterinary Epidemiology andDiagnostic Methods. Edd. G.Uilenberg and R.Hamers. Published by CIRAD- EMVT. 107-111.(1992)23. DIALLO, A., TAYLOR, W.P., LEFEVRE,P.C., PROVOST, A.: Attenuation d' une souch devirus de la peste des petits ruminants: candidantpour un vaccin homoloque vivant. Revue. Elev.Mad. Vet. Pays.Trop. 42 (3): 311-319. (1989)24. GIBBS, E.P.J., TAYLOR, W.P., LAWMAN,M.J.P., BRYANT, J. : Classification of peste despetits ruminants virus as the fourth member ofgenus morbillivirus . Intervirology. 11: 268-274.(1979)25. JONES, L., GIAVEDONI, L., SALIKI, J.T.,BROWN, C., MEBUS, C., YILMA, T.:Protection of goats against peste des petits rumi-nants with a vaccinia virus double recombinantexpressing the F and H genes of rinderpest virus.Vaccine, 11(9) : 961-964. (1993)26. LEFEVRE, P.J., DIALLO, A.: Peste despetits ruminants. Rev. Sci. Tech. Off. Int. Epiz.9(4): 951-965. (1990)27. LIBEAU, G.,: Antigen capture ELISA fordifferential diagnosis of rinderpest and peste despetits ruminants. Report on the Third Meeting of

Türkiye’de Üretilen PPR Aþýsýnýn Baðýþýklýk Süresinin Tespiti • TATAR, KABAKLI

20

Page 23: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

TC Regional Coordination Project RAW/5/004.Amman, Jordan, june 22-26, 1997.(1997)28. MARINER, J.C., HOUSE, J.A., MEBUS,C.A., SOLLOD, A., STEM,C. : Production of athermostable vero- cell adapted rinderpest vac-cine. J. Tiss. Cult. Meth. 13: 253-256. (1991)29. MARINER, J.C., HOUSE, J.A., MEBUS,C.A., VAN DEN ENDE, M.C.: The use of ther-mostable vero - cell adapted rinderpest vaccine asa heterogous vaccine against peste des petits rumi-nants. Res. Vet. Sci. 54: 212-216.(1993)30. MARTRENCHAR, A., ZOYEM. N., DIAL-LO, A. : Experimental study of a mixed vaccineagainst peste des petits ruminants and capripoxinfection in goats in northern Cameroon. SmallRuminants Research, 26: 39-44. (1997)31. MARTRENCHAR, A., ZOYEM. N.,NJOYA, A., NGO TAMA A.C., BOUCHEL, D.,DIALLO, A.: A field study of an homologousvaccine against peste des petits ruminants innorthern Cameroon. Small Ruminants Research.31(3). (1999)32. MOUSTAFA, T.: Rinderpest and peste despetits ruminants- like disease in Al - Ain region ofthe United Arab Emirates. Rev. Sci. Tech. Off. Int.Epiz. 12(3): 857-863. (1993)33. MURPHY, F.A., FAUQUET, C.M., BISH-OP, D.H.L., GHABRIAL, S.A., JARVIS, A.W.,MAETELLI, G.P., MAYO, M.A., SUMMERS,M.D.: Paramyxoviridae. In: Virus TaxonomyClassification and Nomenclature . SpringerVerlag, Wien, Newyork, p. 268-274. (1995)34. NANDA,Y.P., CHATTERJCE, A., PURO-HIT, A.K., DIALLO,A., INUI, K., SHARMA,R.N., LIBEAU, G., THEVASAGAYAM, J.,BRÜNING, A., KITCHING, R.P., ANDER-SON, J., BARRETT,T., TAYLOR, W.P. : Theisolation of peste des petits ruminants virus fromNorthern India. Vet. Mikrobiol. 51: 207-216.(1996)35. ÖZKUL,A.,AKÇA,Y., ALKAN,F., BAR-RETT,T., KARAOÐLU,T., DAÐALP,S.B.,

ANDERSON,J., YEÞÝLBAÐ,K.,ÇOKÇALIÞKAN,C., GENCAY,A., BURGU,Ý.:Prevalance, Distribution, and Host range of pestedes petits ruminants virus, Turkey. Emerg. Inf.Disease Jour. 8(7). (2002)36. PLOWRIGHT, W.: The duration of immuni-ty in cattle following inoculation of rinderpest cellculture vaccine. J Hyg (London). Jun;92(3): 285-296. (1984)37. PLOWRIGHT, W., FERRIS,R. D. : Studieswith rinderpet virus in tissue culture . The use ofattenuated culture virus as a vaccine for cattle.Res. Vet. Sci. 3: 172-182. (1962)38. ROEDER, P.L., ABRAHAM, G.,KENFE,G., BARRETT, T. : Peste des petitsruminants in Ethiopian goats. Trop. Anim. Hlth.Prod. 16: 69-73. (1994)39. ROMERO,C.H.,BARRETT,T., KITCHING,R.P., BOSTOCK,C., BLACK, D.N.: Protection ofgoats against peste des petits ruminants withrecombinant capripoxviruses expressing the fus-sion and haemaggutinin protein genes of rinder-pest virus. Vaccine 13(1):36-40. (1995)40. SCOTT,G.R. : Peste des petits ruminants(Goat plaque). In: Virus infections of Ruminants.Edd: Z.Dinter, B., Morein, Elseveir SciencePublisher, Amsterdam, Oxford, Newyork, Tokyo,chapter, 32-33p.: 341-361. (1990)41. SHAILA, M.S., SHAMAKI, D.,FORSYTH, M., DIALLO, A., GOATLEY,L.KITCHING, P., BARRETT, T.: Geographic dis-tribution and epidemiology of peste des petitsruminants. Virus Res. 43: 149-153. (1996)42. TATAR, N., ALKAN, F. : Koyun ve keçilerdeküçük ruminantlarýn vebasý ( peste des petits rumi-nants) ve sýðýr vebasý enfeksiyonlarýnýn serolojikve virolojik olarak araþtýrýlmasý. Etlik Vet. Mikr.Derg. 10(2): 35-60.(1999)43. TATAR, N., ERTÜRK, E., KABAKLI, Ö.,AKKOCA, N., ÝNÇOÐLU, Þ., ÜLKER, U.,DAKMAN, A. : Türkiye' de küçük ruminantlarýnvebasýnýn ( peste des petits ruminants) serolojikolarak prevalansýnýn belirlenmesi. Etlik Vet. Mikr.

21

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 24: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Derg. 13(1) : 15-31. (2002)44. TAYLOR, W.P. : Protection of goats againstpeste des petits ruminants with attenuated rinder-pest virus. Res. Vet. Sci. 27: 321-324. (1979)45. TAYLOR, W.P. : The distribution and epi-demiology of peste des petits ruminants. In:Impact of diseases on Livestock Production in theTropics. Edd: H.P. Reimann, M.J. Burridge,Elsevier, p:157-166. (1984)46. TAYLOR, W.P., ABAGUNDE, A. : The iso-lation of peste des petits ruminants virus fromNigerian sheep and goats. Res. Vet. Sci. 26:94-96.(1979)47. VALLY,K.J.M., AHBA, K., SHAILA, M.S.,LAKSHMI SITA, G. : Development of trans-

genic plants of edible vaccine for peste des petitsruminants, an animal disease. In Vitro Cell. Dev.Biol.38: 1171. (2002)48. WOSU,L.O.: Current status of peste des petitsruminants (PPR) disease in small ruminants- areview article. Stud. Res. Vet. Med. 2: 83-90.(1994)49. YILMA, T., GIAVEDONI, L., SALIKI, J.,BROWN, C., MEBUS,C., JONES, C. :Protection of goats against peste des petits rumi-nants by a vaccinia virus double recombinantexpressing the F and H genes of rinderpest virus.Procc.96th Ann. Meet. US Anim. Hlth. Assoc.Kentucky, October 31-November 6-(1992).

Türkiye’de Üretilen PPR Aþýsýnýn Baðýþýklýk Süresinin Tespiti • TATAR, KABAKLI

22

Page 25: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖZETBu çalýþma Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve

Araþtýrma Enstitüsü tarafýndan üretilen liyofilizeattenue PPR (koyun- keçi vebasý) aþýsýnýn -20ºCve +4 (+2/+8) ºC dereceler arasýndaki raf ömrününsaptanmasý amacýyla yapýldý. Araþtýrmada EtlikMerkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsütarafýndan üretilen PPR 0277-4, PPR 0277-4A,PPR 0377-5 seri nolu aþýlarýn raf ömürleri 24 aysüreyle kontrol edildi.

Aþýlarýn titreleri liyofilizasyon tarihlerinde PPR0277-4 ve PPR 0277-4A seri nolu aþýlarda 10-6.4 -10-6.3 DKID50/ml olarak bulunur iken +4 (+2/+8) ºCderecede depolanan aþýlarda 24. ayda titrenin 10-6.1

DKID50/ml'e düþtüðü, PPR 0377-5 seri noluaþýlarda 10-6.8 DKID50/ml olarak bulunur iken 24.ayda titrenin 10-6.5 DKID50/ml’e düþtüðü saptandýfakat bu düþüþ istatistiki açýdan önemli bulun-madý. Aþýlarýn -20ºC de bekletilmesiyle titrelerindedeðiþiklik olmadýðý belirlendi. Bu çalýþma ileliyofilize attenue PPR (koyun-keçi vebasý)aþýsýnýn -20ºC ve +4 (+2/+8)ºC dereceler arasýn-daki raf ömrünün 2 yýla (24 aya) çýkarýlmasýnýnuygun olacaðý sonucuna varýlmýþtýr.

Anahtar Sözcükler: PPR, aþý, raf ömrü

SUMMARYThe aim of this study was to determine the self-

life of lyophilized attenue PPR vaccine (Sheepand Goat Plague) produced by Etlik CentralVeterinary Control and Research Institute at

between -20 ºC and +4 (+2/+8) ºC . At the studyPPR 0277-4, PPR 0277-4A and PPR 0377-5 seri-al numbered vaccines had been controlled for 24months.

Whereas the titres of PPR 0277-4 and PPR0277-4A serial numbered vaccines were deter-mined as 10-6.4 - 10-6.3 TCID50/ml at the lyophilizedtime, it was noticed that the titres were decreased to10-6.1 TCID50/ml after 24 months storage period at+4 (+2/+8) C. While the titre of PPR 0377-5 serialnumbered vaccines showed 10-6.8 TCID50/ml at thelyophilized time, it was decreased to 10-6.5

TCID50/ml after 24 months but it was found nosignificant statistically.

It was noticed that there was no changes at thetitres of the vaccines with storing them at -20 ºC .According to the result of this study it will be con-venient to extend the shelf-life of the PPR vaccineup to 24 months at -20 ºC ve +4 (+2/+8) ºC

Key words: PPR, vaccine, shelf-life

GÝRÝÞKoyun keçi vebasý (Peste des Petits Ruminants

= PPR) koyun ve keçilerde yüksek ateþ, sindirimsistemi mukozasýnda hemoraji, erozyonlar, gastroenteritis , ishal ve bronko pnöymoni ile karakte-rize, mortalite ve morbidite oranlarý yüksek salgýnviral bir hastalýktýr. (5,15,16,18).

PPR'a karþý homolog aþý üretimi amacýylaPPRV'un Nijerya 75/1 patojen suþunun attenuas-yon çalýþmalarý sonucunda PPRV Nijerya 75/1

23

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

LÝYOFÝLÝZE ATTENUE KOYUN - KEÇÝ VEBASI AÞISI RAF ÖMRÜNÜNBELÝRLENMESÝ

"Determination of shelf- life of Peste des petits ruminants vaccine"

Özden KABAKLI* • Ýbrahim HANCI * • Süreyya YÖNDEM*

* Etlik Merkez Vet. ve Kont. Araþt. Enst. ANKARA

Page 26: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

suþu aþý tohum suþ haline getirilmiþ ve Vero hücrekültüründe aþý üretimine geçilmiþ olup OIEtarafýndan önerilen tek aþý suþu olarak kullanýl-maktadýr (1,7). Cauacy-Hymann ve ark. (4)tarafýndan attenue PPR aþýsý heterolog aþý olaraksýðýrlara uygulandýðý ve sýðýrlarý RP enfeksiyon-larýna karþý koruduðu , PPR karþý geliþtirilen fark-lý aþýlarla ilgili çalýþmalarýnda olduðu bildirilmek-tedir (3,4,6,9,10,14,17).

PPR aþýsýnýn raf ömrü konusunda yapýlan çalýþ-malar sonucu; -20ºC ve +4 (+2/+8) ºC derecelerarasýnda uygun vakum, nem (< % 3.5 ) oranýndaolan ve ýþýktan uzak bir ortamda muhafaza edilen%5 sukroz ve % 2.5 laktalbumin hidrolizat ilehazýrlanan stabilizatör kullanýlan liyofilize PPRaþýsýnýn stabilitesinin en az 2 yýl olduðubildirilmektedir (1). Plowright ve ark. (11,12) ben-zer bir stabilizatör ile hazýrlanan liyofilize sýðýrvebasý aþýsý ile yaptýklarý stabilite çalýþmalarýsonucu raf ömrünün -20ºC ve +4 ( +2/+8 )ºC dere-celer arasýnda 2 yýldan fazla olduðunu bildirmiþ-lerdir. Günümüzde de PPR liyofilize aþýsý içindeðiþik stabilizatörlerle yapýlan stabilite çalýþ-malarý vardýr(13).

Araþtýrmada Etlik Merkez Veteriner KontrolAraþtýrma Enstitüsü Viral Aþý Üretim laboratu-arýnda üretilen 3 seri attenue koyun keçi vebasýaþýsýnýn raf ömrünün tespit edilmesi hedeflen-miþtir. Bu amaçla aþý üretim serilerinin depolamaþartlarýna uygun soðutucu ve dondurucu ortamlar-da deðiþik süreler bekletilmesini takiben gerekinfektivite deðerlerinin tespiti, gerekse duyarlý tür-lerde ve deneme hayvanlarýnda baðýþýklýk etkinlikve zarasýzlýk testleri yapýldý.

MATERYAL ve METOTMateryal:Stabilite çalýþmasý yapýlan PPR Aþý serileri:

CIRAD EMVT Fransa' dan temin edilen AtenuePPRV 75/1 LK6 BK2 VERO75 aþý suþu ile EtlikMerkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma

Enstitüsünde üretilen PPR 0277-4, PPR 0277-4A,PPR 0377-5 seri nolu attenüe PPR aþýlarý kul-lanýldý.

Hücre: Vero hücre hattýPPR ve RP C-ELISA kit: Testlerde ticari olarak

satýlan Biological Supllies Ltd. UK ait kitler kul-lanýldý.

Deneme hayvaný:Deneme hayvaný olarak kobay, fare, sýðýr

vebasý ve PPR antikorlarý yönünden seronegatifkoyun ve keçi kullanýldý.

Solusyonlar: Tripsin solusyonu( Sigma T-0646), EDTA

solusyonu% 0.25 ( Sigma), FCS fötal dana serumu( Biochrom S-0115) kullanýldý.

Vasatlar:Hücre üretme vasatý, % 10 FCS' lu Eagle -

MEM ( Sigma , M- 0268)kullanýldý.Virus üretme vasatý; % 1 FCS' lu Eagle - MEM

( Sigma , M- 0268)kullanýldý.Pozitif ve negatif kontrol serumlar:Keçilerde hazýrlanan pozitif ve negatif serum-

lar CIRAD EMVT Fransa' dan temin edildi.Besi yerleri:Bakteriyel ve fungal kontaminasyonlarýn sap-

tanmasý amacýyla Triptic soy broth (Sigma,T-8907), Thýoglycollate Medium (Sigma, T-9032),Saboroud %2 dextrose broth (Merck), PPLO brothve agar ve %7 defibrine koyun kanlý agardanyararlanýldý.

Metot:PPR aþý serilerinin -20ºC ve +4/+8 ºC derecel-

erde muhafaza edilmesi: PPR 0277-4, PPR 0277-4A, PPR 0377-5 seri

nolu attenüe PPR aþýlarýndan 100' er adet olmaküzere toplam 300 adet aþý þiþesi çalýþma amacýyla24 ay 50' þer adet -20ºC ve 50' þer adet +4 ( +2/+8) ºCderecelerde muhafaza edildi. Aþýlar liyofilizasyonöncesi, sonrasý ve -20ºC ve +4 ( +2/+8)ºC derece-ler arasýndaki depfreeze ve buzdolaplarýnda 24 aysüresince , 3 aylýk periotlar halinde 4 ' er adet PPR

Liyofilize Attenue Koyun - Keçi Vebasý Aþýsý Raf Ömrünün Belirlenmesi • KABAKLI, HANCI, YÖNDEM

24

Page 27: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

liyofilize aþýsýnýn mikrotitrasyon (1) yöntemi ileenfektivite deðerleri tespit edildi sonuçlarSpaerman Kaerber yöntemine göre deðerlendiril-di. Liyofilizasyon sonrasý her 3 seri aþýnýn final aþýkontrol testleri yapýldý (1). Deneme sonunda ( 24ay sonunda) final aþý kontrol testleri tekrarlandý.Sonuçlarýn istatistik olarak deðerlendirilmesinderegression analiz ve p>0,5 deðerinde t-test uygu-landý (2).

Vero hücre kültürlerinde PPR aþýlarýnýnenfektivite deðerlerinin saptanmasý:

PPR 0277-4, PPR 0277-4A, PPR 0377-5 serinolu attenüe PPR aþýlarýnýn DKID50 titredeðerinin saptanmasý için mikro virus titrasyontesti uygulandý (1). Sonuçlar Spermen - Kaerbermetoduna göre deðerlendirildi.

Deneme hayvanlarýnda baðýþýklýk etkinlikve Zarasýzlýk testleri:

Baðýþýklýk ve etkinlik testleri için kullanýlankoyunlar ve keçiler kurum deneme hayvanlarýünitesinden temin edildi. Denemeye alýnan tümhayvanlar aþýlanmadan önce PPR ve Sýðýr vebasýantikorlarý yönünden test edildi, hepsi seronegatifbulundu. Çalýþmada PPR 0277-4, PPR 0277-4A,PPR 0377-5 seri nolu attenüe PPR aþýlarýnýn liy-ofilizasyon sonrasý, -20ºC ve +4 ( +2/+8) ºC dere-celer arasýndaki depfreeze ve buzdolaplarýnda 24ay süresince bekletildikten sonra alýnan örneklerkullanýldý. Her seriden 4 adet koyun ve 4 adet keçiolmak üzere toplam 24 hayvana aþý uygulandý. 4adet koyun ve 4 adet keçi aþýsýz kontrol olarakbýrakýldý (1).

Zararsýzlýk testleri için kobay ve fare inoku-lasyonlarý yapýldý(1)

BULGULARDeneme hayvanlarýnda baðýþýklýk etkinlik ve

Zarasýzlýk testleri Her 3 seri aþýnýn liyofilizasyon sonrasý, -20ºC

ve +4 ( +2/+8) ºC dereceler arasýndaki depfreezeve buzdolaplarýnda 24 ay süresince bekletildiktensonra alýnan örnekleri ile yapýlan kobay ve fareinokulasyonlarý sonucu 3 hafta sonunda zararsýzbulundu.

Baðýþýklýk ve etkinlik testleri için kullanýlankoyunlar ve keçilerden aþýlamalardan 3 haftasonra serum örnekleri alýndý.

Aþýlama sonrasý 21 gün boyunca tüm denemehayvanlarý klinik gözlem altýnda tutuldu, koyun vekeçilerde ayrýca günlük beden ýsýlarý kaydedildi veherhangi bir klinik semptom tespit edilmedi.Kontrol ve aþýlý hayvanlardan alýnan kan serumörneklerinde PPRV antikorlarý yönünden VNTyapýldý. 1/10 dilüsyonda CPE negatif örneklerseropozitif olarak deðerlendirildi. Her 3 seri aþýnýnliyofilizasyon sonrasý, -20ºC ve +4 ( +2/+8) ºCdereceler arasýndaki depfreeze ve buzdolaplarýn-da 24 ay süresince bekletildikten sonra alýnanörnekleri ile 0,1 doz ve 100 doz aþý ile aþýlanankoyun ve keçilerin tamamýnda koruyucu düzeydePPR antikor oluþtuðu, aþýlý hayvanlarla birliktetutulan aþýsýz kontrol hayvanlarýnda denemesonunda seronegatif olduðu tespit edildi.

Vero hücre kültürlerinde PPR aþýlarýnýnenfektivite deðerlerinin saptanmasý:

PPR 0277-4, PPR 0277-4A, PPR 0377-5 serinolu attenüe PPR aþýlarý liyofilizasyon öncesi,liyofilizasyon sonrasý ve 24 ay stabilite çalýþmasýsonrasý enfektivite deðerleri belirlenerek Tablo 1'de gösterilmiþtir.

25

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Tablo 1. PPR aþý serilerinin log 10 tabanýna göre enfektivite deðerleri .

PPR AþýSeri No

PPR 0277-4

PPR 0277-4A

PPR 0277-5

7

6.9

7.5

6.4

6.3

6.8

6.4

6.3

6.8

6.1

6.1

6.5

Liyofilizasyon ÖncesiLog. 10 DKID50/ml.

Liyofilizasyon SonrasýLog. 10 DKID50/ml. -20 C 24 Ay -4 C 24 Ay

Page 28: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

24 ay süreyle -20ºC ve +4 (+2/+8) ºC derecel-er arasýndaki depfreeze ve buzdolaplarýnda tutul-dular. Muhafaza süresinin 3. ayýndan itibaren her3 ayda bir her seriden 4 adet aþýnýn titreleri sap-tandý. Liyofilizasyon tarihlerinde PPR 0277-4 vePPR 0277-4A seri nolu aþýlarda 10-6.4-10-6.3

DKID50/ml olarak bulunur iken +4 (+2/+8) ºC dedepolanan aþýlarda 24. ayda titrenin 10-6.1

DKID50/ml'e düþtüðü, PPR 0377-5 seri noluaþýlarda 10-6.8 DKID50/ml olarak bulunur iken 24.

ayda titrenin 10-6.5 DKID50/ml'e düþtüðü saptandý.-20ºC depolanan aþýlarda belirgin bir düþüþünolmadýðý tespit edildi. Regression analiz deðerlerinegatif çýkan +4 (+2/+8) ºC de depolanan aþýlarda24 ay sonundaki titredeki düþüþün 0,5 log 10deðerinden az olduðu ve yapýlan t test sonucu(p>0,5 ) istatistiki açýdan önemli olmadýðý belir-lendi . Sonuçlar Tablo 2.'de ve Grafik 1.A-F 'degösterilmiþtir.

Grafik 1. A-F. Farklý üretim serili PPR aþýlarýna ilgili +4 ºC ve - 20ºC' lerdeki enfektivite deðerlerininzamana baðlý deðiþimi.

Liyofilize Attenue Koyun - Keçi Vebasý Aþýsý Raf Ömrünün Belirlenmesi • KABAKLI, HANCI, YÖNDEM

26

PPR 0277-5

PPR 0277-4A

PPR 0277-4+4 (2/8) 24

24

24

24

24

24

-0,009 6,28

-20

+4 (2/8)

-20

+4 (2/8)

-20

+0,0007 6,34

-0,0081 6,27

+0,00126 6,28

-0,01264 6,73

+0,0001 6,74

PPR AþýSeri No

Depo IsýsýC

Depo Süresi(ay)

RegressionDeðeri

OrtalamaTitre*

Tablo 2. PPR aþý serilerinin (-20 ve +4 ºC) 24 ay stabilite sonuçlarý

*log 10 DKID 50/ml

Page 29: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

TARTIÞMAKoyun ve keçi vebasý salgýn viral bir hastalýk olupUluslararasý Salgýn Hastalýklar Ofisi ( OIE) A lis-tesinde yer almaktadýr. Yüksek morbidite ve mor-talite oraný ve salgýn özelliði ile koyun ve keçiyetiþtiriciliði için ekonomik önem arz eder . Sonyýllarda ülkemizde de koyun, keçi yetiþtiriciliðinitehdit eden ve ihbarý mecburi hastalýklar listesindeyer alan koyun ve keçi vebasý hastalýðý ilemücadelede profilaktik uygulamalarýn yaný sýraaþý uygulamalarý hastalýkla mücadele yöntem-lerinin baþýnda yer alýr. Bu amaçla yaygýn olarakOIE tarafýndan önerilen PPRV attenue Nijerya75/1 suþu ile üretilen PPR aþýsý kullanýlmaktadýr.Ülkemizde hastalýðýn kontrol ve eradikasyonuamacýyla daha önce ithal edilmek zorunda kalýnanbu aþý , CIRAD-EMVT laboratuvarýndan teminedilen attenue Nijerya 75/1 suþu ile ülkemizde ilkdefa üretimi gerçekleþtirilmiþtir. Ülkemizdeüretilen PPR aþýsýnýn stabilite süresinin belirlen-mesi amacýyla yapýlan bu çalýþmada; aþý olarakkullanýlabilmesi için enfektivite deðerinin finalüründe en az log 10-4.5 DKID50/ml ve log 10-2.5

DKID50/doz olmasý gereken PPR aþýlarýnýn,titreleri liyofilizasyon tarihlerinde PPR 0277-4 vePPR 0277-4A seri nolu aþýlarda 10-6.4-10-6.3

DKID50/ml olarak bulunur iken +4 (+2/+8) ºC dedepolanan aþýlarda 24. ayda titrenin 10-6.1

DKID50/ml'e düþtüðü, PPR 0377-5 seri noluaþýlarda 10-6.8 DKID50/ml olarak bulunur iken 24.ayda titrenin 10-6.5 DKID50/ml'e düþtüðü saptandý.20ºC depolanan aþýlarda belirgin bir düþüþünolmadýðý tespit edildi. +4 ( +2/+8) ºC dedepolanan aþýlarda 24 ay sonundaki titredekidüþüþün 0,5 log 10 deðerinden az olduðu ve

yapýlan test sonucu (p>0,5 ) istatistiki açýdanönemli olmadýðý belirlendi .Vakumlarýnýn % 100ve nem oranlarýnýn %3 olduðu liyofilize PPRaþýlarýnýn ýþýktan uzakta -20ºC ve +4/+8 ºC dere-celer arasýndaki depfreeze ve buzdolaplarýndamuhafaza süresinin 24 ay ( 2 yýl) olduðu tespitedilmiþtir. -20ºC ve +4/+8 ºC dereceler arasýndauygun vakum, nem (> % 3.5 ) oranýnda olan veýþýktan uzak bir ortamda muhafaza edilen, liyofil-ize PPR aþýsýnýn stabilitesinin en az 2 yýl olduðubildirilmektedir (1). Plowright ve ark. (11,12) ben-zer stabilizatör ile hazýrlanan liyofilize sýðýr vebasýaþýsý ile yaptýklarý stabilite çalýþmalarý sonucu rafömrünün -20ºC ve +4/+8 ºC dereceler arasýnda 2yýldan fazla olduðunu bildirmiþlerdir. Gülyaz (8)Bakýrköy koyun-keçi çiçek aþýsýnýn raf ömrününbelirlenmesi için yaptýðý çalýþmada aþýnýn rafömrünü 18 ay olarak belirlemiþtir. Günümüzde dePPR liyofilize aþýsý için deðiþik cryoprotectantlarlayapýlan stabilite çalýþmalarý sonucu (13) aþýnýn rafömrünün en az 2 yýl olacaðý bildirilmiþtir. Çalýþ-mamýz sonucu elde edilen bulgular literatür bilgi-leri ile paralellik göstermektedir.

SONUÇOIE Manuel (1) ve CIRAD EMVT tarafýndanbelirlenen protokole göre Etlik Merkez VeterinerKontrol ve Araþtýrma Enstitüsünde üretilmekteolan attenüe liyofilize PPR aþýsýnýn gerçek zamanüzerinden yapýlan stabilite çalýþmalarý sonucuelde edilen bulgular literatür bilgileri ile paralellikgöstermekte olduðundan , aþýnýn raf ömrü -20ºCve +4 ( +2/+8) ºC dereceler arasýnda 2 yýl olarakbelirlenmiþtir.

27

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 30: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

• KAYNAKLAR •

1. ANONÝM. : Peste des petits ruminants. In; OIEManual of Standarts Diagnostic Tests andVaccines. 5th Ed. Chapter 2.1.5. (2004)2. BAILEY,N.T.J.; Statical Methods in biology.Second Edition. A division of Hodder&Stoughton,London,1981.3. BERHE, G., MINET, C., LE GOFF, C.,BARRETT, T., NGANGNOU, A., GRILLET,C., LIBEAU, G., FLEMING, M., BLACK,D.N., DIALLO, A: Development of a dualrecombinant vaccine to protect small ruminantsvirus and capripoxvirus infections. J. Virol.Jan;77(2):1571-1577. (2003)4. CAUACY- HYMANN, E., BIDJEH, K.,ANGBA, A., DOMONECH, J., DIALLO,A.:Protection of goats against rinderpest by vaccina-tion with attenuated peste des petits ruminants.Res. Vet.Sci., 59: 106-109. (1995)5. DIALLO, A.: Rinderpest and peste des petitsruminants; constant threats to animal farming inmany developing countries. Impact Sci. Society.150: 179-192. (1988)6. DIALLO,A.: Control of peste des petits rumi-nants: classical and new generation vaccines. Dev.Biol.( Basel). 114: 113-119. (2003b)7. DIALLO, A., TAYLOR, W.P., LEFEVRE,P.C., PROVOST, A.: Attenuation d' une souch devirus de la peste des petits ruminants: candidantpour un vaccin homoloque vivant. Revue. Elev.Mad. Vet. Pays.Trop. 42 (3): 311-319. (1989)8. GÜLYAZ ,V.: Bakýrköy koyun-keçi çiçekaþýnýn raf ömrünün saptanmasý. Pendik VeterinerMikrob. Der. 34(1-2): 11-17.(2003).9. JONES, L., GIAVEDONI, L., SALIKI, J.T.,BROWN, C., MEBUS, C., YILMA, T.:Protection of goats against peste des petits rumi-nants with a vaccinia virus double recombinantexpressing the F and H genes of rinderpest virus.Vaccine, 11(9) : 961-964. (1993)10. MARTRENCHAR, A., ZOYEM. N., DIAL-LO, A. : Experimental study of a mixed vaccineagainst peste des petits ruminants and capripox

infection in goats in northern Cameroon. SmallRuminants Research, 26: 39-44. (1997)11. MARTRENCHAR, A., ZOYEM. N.,NJOYA, A., NGO TAMA A.C., BOUCHEL, D.,DIALLO, A.: A field study of an homologousvaccine against peste des petits ruminants innorthern Cameroon. Small Ruminants Research.31(3). (1999) 12. PLOWRIGHT W.,HERNIMAN K.A.J,RAMPTON C.S., TAYLOR W.P.: Studies onRinderpest Culture Vaccine. III. Stability of TheLyophilised Product. Res. Vet. Sci. 11: 71-81,1970.13. PLOWRIGHT W., HERNIMAN K.A.J,RAMPTON C.S. : Studies on RinderpestCulture Vaccine. IV.The Stability ofReconstituted Product. Res. Vet. Sci. 12 : 40-46,1971. 14. SARKAR, J., SREENIVASA, BP.,:Comparative efficacy of various chemical stabiliz-ers on the thermostability of a live - attenuatedpeste des petits ruminants( PPR) vaccine. Vaccine1;21 (32): 4728-35, 200315. SCOTT,G.R. : Peste des petits ruminants(Goat plaque). In: Virus infections of Ruminants.Edd: Z.Dinter, B., Morein, Elseveir SciencePublisher, Amsterdam, Oxford, Newyork, Tokyo,chapter, 32-33p.: 341-361. (1990)16. TAYLOR, W.P. : The distribution and epi-demiology of peste des petits ruminants. In:Impact of diseases on Livestock Production in theTropics. Edd: H.P. Reimann, M.J. Burridge,Elsevier, p:157-166. (1984)17. VALLY,K.J.M., AHBA, K., SHAILA, M.S.,LAKSHMI SITA, G. : Development of trans-genic plants of edible vaccine for peste des petitsruminants, an animal disease. In Vitro Cell. Dev.Biol. 38: 1171. (2002)18. WOSU,L.O.: Current status of peste des petitsruminants (PPR) disease in small ruminantsa review article. Stud. Res. Vet. Med. 2: 83-90.(1994)

Liyofilize Attenue Koyun - Keçi Vebasý Aþýsý Raf Ömrünün Belirlenmesi • KABAKLI, HANCI, YÖNDEM

28

Page 31: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖZETSýðýr yetiþtiriciliðinde viral solunum sistemi

enfeksiyonlarý çok önemli bir yer tutmaktadýr.Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve AraþtýrmaEnstitüsü Virolojik Teþhis laboratuarýnda viral sol-unum sistemi hastalýklarýnýn teþhisleri yapýlmaktaolup bu çalýþmada 2002 - 2005 yýlarýnda Türkiyegenelinden laboratuarýmýza gönderilen örneklerinviral solunum sistemi hastalýklarý (IBR-IPV,BVD-MD, PI-3) yönünden test sonuçlarý deðer-lendirildi. Teþhis çalýþmalarýnda antikor ve antijenELISA kullanýldý. Genel olarak 4 yýllýk sonuçlardeðerlendirildiðinde IBR antikorlarý yönünden13223 serum test edildi ve 3374 adeti (%26) pozi-tif, IBR Antijeni yönünden 187 örnek (sývap,defibrine kan ve akciðer) test edildi, 26 adeti(%13,9) pozitif, BVD Antikorlarý yönünden testedilen 10000 adet serumun, 5000 adeti (%50) po-zitif, BVD Antijeni yönünden test edilen 2072örneðin (defibrine kan, dalak, akciðer), 75 adeti(%3,61) pozitif, PI-3 antikorlarý yönünden testedilen 507 serumun ise, 395 adeti (%77,9) pozitifolarak saptandý.

Bu çalýþmada 2002-2005 yýllarý kayýtlarý deðer-lendirilerek, viruslarýn neden olduðu solunum sis-temi enfeksiyonlarýndan IBR, BVD, ve PI-3 virus-larýnýn viral etiyolojilerinin ortaya konmasý vemücadele yöntemlerine ýþýk tutulmasý amaçlan-mýþtýr.

Anahtar kelimeler: IBR-IPV, BVD-MD, PI-3,antijen ELISA, antikor ELISA,2002-2005,*

SUMMARYViral respiratory infections are the most impor-

tant disease group in cattle production. In thisstudy, sera samples that have been sent to diagnos-tic virology laboratory (Etlik Central VeterinaryControl and Research Institute Viral DiagnosisLaboratory) were evaluated for main viral respira-tory diseases agents (IBR-IPV, BVD-MD, PI-3)from 2002 to 2005. The samples are diagnosizedby ELISA for presence of mentioned virus spesif-ic antibodies and BHV-1 and BVDV antigens. Atotal of 13223 samples were evaluated during 4-year period and 3374 (26%) were found antibodypositive BHV-1 virus and out of 187 samples(swap, blood serum, and lungs) tested for presenceof mentioned antigens, 26 (13.9%) of these werefound positive. Of 10000 samples tested for BVDantibodies, 5000 (50%) were found positive, and75 (3.6%) of virus detection materials were foundpositive. In addition, PI-3 virus antibody preva-lence was found as 77.9% in relevant samples.

In this study, we evaluated results obtainedfrom samples that were submitted into our labfrom 2002 to 2005 for rouitine screening of viralrespiratory diseases (IBR, BVD, PI-3), and makesuggestions for preventive measures in Turkey.

Key words: IBR-IPV, BVD-MD, PI-3, Antigen,ELISA, Antibody ELISA

GÝRÝÞSýðýr yetiþtiriciliðinde tüm sýðýr hastalýklarýnýn

%40-80'ini oluþturan viral solunum sistemi enfek-

29

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

SIÐIRLARDA SOLUNUM SÝSTEMÝ ENFEKSÝYONLARININVÝRAL ETÝYOLOJÝSÝ (2002 - 2005)

“Viral Ethiology of Respiratory Diseases of Cattle (2002-2005)”

Dr. Arife ERTÜRK* • Dr. Þirin G. ÇÝZMECÝ* • Dr. M. Fatih BARUT*

* Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü

Page 32: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

siyonlarý çok önemli bir yer tutmaktadýr (40).Ülkemizde hayvan hareketlerinin kontrolünün sis-temli yapýlamamasý ve hayvan kayýt sistemlerininolmamasýndan dolayý hastalýk etkenleri yurtgenelinde yayýlma göstermektedir.

Sýðýrlarda viral solunum sistemi enfeksiyonlarýçoðunlukla öldürücü olmamakla birlikte önemliekonomik kayýplara sebep olmaktadýr. Viruslarsýðýrlarda görülen solunum sistemi hastalýklarýnýnönemli bir baþlatýcý etkeni olarak rol oynamak-tadýrlar. Özellikle dýþ etkilere karþý açýk hale gelensolunum sistemi mukozasýna sekonder bakterieletkenlerin yerleþmesi ile hastalýklar aðýrlaþmaktave ölüme kadar varan tablolar ortaya çýkmaktadýr.

Infectius Bovine Rhinotracheitis (IBR) BovineViral Diarrhoea (BVD) ve Parainfluenza VirusType 3 (PI-3) viruslarý sýðýrlarýn solunum yollarýn-da akut enfeksiyonlara sebep olur. Özellikle gençhayvanlarda ve besicilik iþletmelerinde sýðýr sol-unum sistemi hastalýklarýna baðlý olarak büyükekonomik kayýplar oluþur.

Infectious Bovine Rhinotracheitis, InfectiousPustular Vulvovaginitis (IBR), Variocelloviruscinsi içinde Herpesviridae ailesi altýnda alphaher-pesvirus alt ailesi içinde bulunan Bovine HerpesVirus-1'den (BHV-1) kaynaklanan, evcil ve yabanisýðýrlarýn bir hastalýðýdýr. Avusturya, Danimarka,Finlandiya, Ýsviçre ve Ýsveç dýþýnda dünyanýn tümülkelerinde yaygýn olarak görülmektedir.

BHV-1, 33 adedinin yapýsal, 15 adedininyapýsal olmadýðý bilinen 70 adet proteini kodlayan,çift iplikçikli DNA içerir. Viral zar da bulunan gly-coproteinler patogenez ve immunitede önemli roloynar. BHV-1, beþ alttipe sahiptir; bunlardan

" BHV 1.1: Solunum sistemi infeksiyonu" BHV 1.2: Solunum ve genital sistem infeksiyonu" BHV 1.3 (BHV-5): Sinir sistemi infeksiyonu" BHV 2a ve BHV 2b nispeten zayýf infeksiy-

onu meydana getirir (57).Hastalýk, 2-4 günlük inkubasyon periyodunu

takip eden mukoprulent nasal discharge, ve con-junctivitis gibi üst solunum yollarý belirtileri ile

karakterizedir. Bunun yanýnda genel hastalýk belir-tilerinden ateþ, depresyon, iþtahsýzlýk, atýk, sütveriminde düþme de görülür (39). Virus genitalyollarý da infekte ederek ve vulvo vaginitis ve bal-anopostitis'e sebep olabilir. Bu durumda vaginamukozasý veya prepitium'da nekrotik lezyonlarizlenir. Ýnfekte semen ile yapýlan suni tohumlama,endometritise sebebiyet verebilir (47). Ölüm son-rasý muayenede rhinitis, laryngitis ve tracheitisgörülür. BHV-1 Buzaðýlarda iç organlarda görülennekrotik lezyonlar ve yaygýn gastroenteritis ileseyreden sistemik infeksiyonlara sebep olur.Bununla birlikte bir çok infeksiyon subklinikseyreder (69). BHV1 her yaþ grubunda etkiliolmakla birlikte 6 aydan büyük hayvanlarda dahaetkilidir. Ýkincil bir enfeksiyonla enfekte komplikeolmayan durumlarda BHV1 5-10 gün içindeiyileþir. Pasteurella spp. gibi etkenler klinik belir-tileri ciddileþtirebilir.

Virus nazal yolla vücuda girer ve üst solunumyollarýna ait müköz membranlarda ve tonsillerdeçoðalýr. Takip eden dönemde konjuktivalarayayýlýr, sinirler yolu ile trigeminal gangliyonaulaþýr ve burada muhtemelen ömür boyu latentolarak kalýr. Gangliya hücrelerine ait Stres vebakým besleme bozuklarý gibi durumlarda gan-gliyalarda bulunan virusa ait DNA hastalýðýnyeniden aktive olmasýný saðlar. Viremi genellikledüþük düzeyde gerçekleþir. Virus genital mukoza-da da çoðalýr ve benzer þekilde sacral gangliya'lar-da latent olarak kalabilir..

BHV-1 nadir olarak menengoencephalitis'esebep olur. Sýðýrlarda Herpes virus kaynaklýmenengoencephalitis'ler genellikle BHV5 ileiliþkilendirilmektedir (66).

Virus izolasyonu için deðiþik hücre kültür-lerinden yararlanýlýr. Sýðýr kökenli sekunderakciðer, böbrek hücrelerinden ve MDBK hücrehattýndan faydalanýlabilir.

Virus 2-4 gün içinde CPE meydana getirir.Monospesifik monoklonal antikorlar yardýmý ileyapýlan antijen testleri ve VNT teþhiste kullanýlýr.

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

30

Page 33: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

DNA restrüksiyon analizleri yardýmý ile alttiplendirme yapýlabilir. PCR, özellikle infektespermalarýn teþhisinde kullanýlabilir.

Serolojik testlerden ELISA geniþ bir kullanýmalaný bulmuþtur (35,46,41,10,45,59).

Hastalýktan korunmak için attenue ve ölü aþýlarmevcuttur. Aþýlar, sýðýrlarda hastalýktan kay-naklanan klinik belirtileri ortadan kaldýrabilecekve virus yayýlýmýný engelleyebilecek yapýdaolmalý, hastalýða, atýða veya hiçbir lokal veyagenel reaksiyona sebebiyet vermemeli, genetikolarak stabil olmalýdýr.

Genetik mutant aþýlar 1995'den beri kullanýl-makta ve aþýlý hayvanlar ile hastalarý ayýrt ede-bilmektedir. Ülkemizde de 2002 yýlýndan itibarenmarker aþý kullanýlmaya baþlanmýþtýr.

Türkiyede çeþitli zamanlarda yapýlan seroepi-demiyolojik taramalarda IBR/IPV virusuna karþýnötralizan antikorlarýn varlýðý tespit edilmiþtir(16,17,26,37,38). Sýðýrlarda IBR virusuna karþýnötralizan antikorlarýn varlýðý ilk defa 1971 yýlýn-da saptanmýþtýr (26).

Bovine virus diarrhoea-mucosal disease (BVD-MD), tüm dünyada yaygýn olarak görülen, sýðýr-larda çoðunlukla sporadik olarak meydana gelensindirim sisteminde eroziv lezyonlar, ishal veyapersiste enfeksiyonlar, yetiþtirme problemleri,abort, mumifikasyon, kongenital defektler, zayýf,ölü ve persiste viremik yavru doðumlarý ile karak-terize viral bir hastalýktýr (6,45,48,49,52,54). BVDhastalýðý tüm dünyada yaygýn olup, büyükekonomik kayýplara neden olmaktadýr. Türkiye'dehastalýk ilk kez 1964'de Öncül ve arkadaþlarý (61)tarafýndan klinik bulgulara dayanýlarak tanýmlan-mýþtýr. Enfeksiyonun varlýðý ise 1971'de Erhan vearkadaþlarýnýn (26) yaptýðý serolojik bir çalýþmadaortaya konmuþtur ve deðiþik iþletmelerde %40 ve%70 oranýnda antikor bulunduðunu bildirmiþ-lerdir. Finci (33) 9 ile ait toplam 2360 serumörneðinin %9,6'sýnda, Burgu ve ark. (18) 1982-1984 yýllarý arasýnda Batý ve Orta Anadolu'da 541koyun serumundan 232'sinde, Alkan (2) abort ve

anomalili buzaðý doðumunun görüldüðü annelerve bunlarýn yavrularýna ait yerlerden saðlanan 639serumun %31,7'sinde, Doðu ve GüneydoðuAnadolu bölgesine ait sýðýr kan serumlarýnýn %18-100'ünde ve Özkul (62) ise gebe ineklerdetransplasental BVD enfeksiyonlarý ile ilgili çalýþ-masýnda 50 adet gebe ineðin %80'inde BVDantikorlarý tespit etmiþlerdir.

BVDV, Flaviviridae ailesinde, CSF ve ovineBDV ile yakýn antijenik iliþkili bir Pestivirusdur(24). Genetik analizle ayrýlabilen ileri subdivizy-onlar (alt bölümler) ile Tip 1 ve tip 2 olmak üzereBVDV'nin antijenik olarak farklý 2 genotipi vardýr(70). Ýki genotip birbirinden ve diðerPestiviruslardan, direkt E2 ve ERSN'ye majorglikoproteinlerine karþý monoklonal antikorlarkullanýlarak veya genetik analizlerle ayrýlabilir(63,64). Multipleks PCR, direkt kan örneklerindenvirus tiplendirmesine imkan saðlamaktadýr.Kuzey Amerika'da tip 1 kadar tip 2 raporedilmiþse de, tip 1 genelde daha yaygýn olarakbulunur. BVDV'nin 2 genotipi de, hücrekültüründe görülebilir deðiþiklik oluþturup, oluþ-turmamasýyla nonsiopatojenik ve patojenik form-larda (biyotipler) görülebilir. Genellikle nonpato-jenik biyotipler sýðýr populasyonlarýnda sirküleolur. Her biyotip klinik semptomlarýn çeþitli-liðinde-akut, kongenital ve kronik enfeksiyonlar-farklý bir role sahiptir (9,11). Tip 2 viruslarý genel-likle nonsitopatojeniktir ve aðýr akut enfeksiyonsalgýnlarýyla iliþkilendirilmiþtir (21). Klinik olarakfark edilmeyen enfeksiyonlar iki genotipte deyaygýn olarak görünür.

Akut infeksiyon sonucunda kýsa süreli ishalveya pneumoni oluþabilir, genellikle bu form grupsalgýnlarý olarak görülür. Hastalýðýn akut formun-da mortalite yüksektir, sýklýkla hemorajiksendromla baðlantýlýdýr (ancak her zaman hemora-jik sendrom görülmez). Genç buzaðýlardaki enfek-siyonlarýn çoðu hafiftir ve klinik olarak farkedilmez. Virus çoðunlukla sýðýrlar arasýndatemasla bulaþýr. Vertikal bulaþma hastalýðýn epi-

31

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 34: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

demiyolojisi ve patogenezinde önemli rol oynar.Hastalýðýn akut klinik formunun yaný sýra, sub-

klinik, kronik ve persiste enfeksiyonlar ile karak-terize formlarý da görülmektedir. Yetiþtirme prob-lemleri, abort, mumifikasyon, kongenital defek-tler, zayýf veya ölü doðumlar ve immunsupresyonetkisi hastalýðý ekonomik yönden önemli kýlmak-tadýr. Morbidite ve mortalite geniþ sýnýrlar içindedeðiþmektedir. En fazla etkilenen yaþ grubu ise 3-18 aylýk genç hayvanlardýr. Hastalýðýn dünyadakiserum antikor prevelansý %50-90 arasýnda ve per-siste enfekte taþýyýcý oraný da % 0,05-%2 arasýndadeðiþmektedir (62).

BVD, Domuz kolerasý veya vebasý (HC) veovine border disease (BD) olarak bilinen pes-tiviruslar çiftlik endüstrisi için büyük ekonomikönemi olan hastalýklardýr (49).

Hastalýðýn kontrol ve eradikasyon çalýþmalarýn-da nonsitopatojen biotipi ile þekillenen persisteenfeksiyonlarýn ve bu enfeksiyonlarýn sitopatojenbiotipi ile aktivasyonu sonucu oluþan MDhastalýðýnýn ortaya çýkarýlmasý zorunludur (34).

Mucosal disease sadece, gebeliðin 60-120.günleri arasýnda intrauterin enfeksiyonu takibenenfekte olan virus taþýyýcýsý hayvanlarda oluþur.Bu taþýyýcýlar persiste enfekte ve viremik olupspesifik olarak immuntoleranttýrlar, vücut sekretve ekskretlerinde bulunan virusu sürekli saçarlar(2).

Ýmmunkompotent virus negatif hayvanlardapostnatal pestivirus enfeksiyonunun yalnýz baþýnaMD oluþturabildiðine dair kanýt yoktur.Ýmmunkompotent hayvanlarda, hafif geçicihastalýk tablosu olan BVD' ye neden olur fakat bugenellikle subkliniktir ve normal immun yanýtlasonuçlanýr (60).

Taþýyýcý olan fakat klinik olarak normal diþilerçiftleþirlerse yani virusun transplasental geçiþiþekillenirse fötus enfeksiyonu ile sonuçlanýr. Fötalenfeksiyonun þekli fötusun yaþýna baðlý olup fötalrezorbsiyon, abort, fötusun mumyalaþmasý, doð-masal þekil bozukluklarý, persiste enfekte

immuntolerant viremik hayvanlarýn veyanormalden küçük buzaðý doðumuna neden ola-bilir. Persiste enfekte sýðýrlar saðlýklý görünümdeolmalarýna karþýn sürekli viremiktirler. Antikortaþýmazlar veya düþük düzeyde antikora sahiptir-ler. Bu hayvanlar gebe kalma çaðýna ulaþýrlarsapersiste enfekte buzaðýlar doðurabilirler veböylece sürü içinde persiste enfekte aileler oluþur.Hastalýðýn endemik olarak görüldüðü bu sürülerde% 1-2 oranýnda görülen bu tür hayvanlar, süreklienfeksiyon kaynaðý olmalarý açýsýndan hastalýðýnyayýlmasýnda büyük rol oynar (42,43).

Ýmmunolojik olarak yeterli immunkompotenthayvanlardaki primer bir enfeksiyonun teþhisi kanserum örneklerinde antikor veya antikor titresindedört katlý bir artýþýn saptanmasý ile gösterilebilir.Bu amaç 6 aylýktan büyük özellikle 1 yaþýnüzerindeki hayvanlardan kan serum örneklerininakut faz süresince ve üç hafta sonra alýnmasýgerekir. Eðer sürüde seropozitif immunkompotenthayvanlar varsa, muhtemelen ayný sürüde bir veyadaha fazla immunkompotent bu hayvanlara, virussaçabilen taþýyýcý immuntolerant hayvan vardýr.Bu gibi hayvanlarýn ortaya çýkarýlmasý enfeksiy-onun kontrol ve eradikasyonu için gereklidir(2,60).

BVDV ile akut enfeksiyonun en iyi konfir-masyonu, gruptaki birkaç hayvandan birbirinitakip eden çift örnek (defibrine kan veya kan seru-mu örneði) kullanarak serokonversiyonun (sero-conversion) gösterilmesi ile yapýlýr. Çift testörneði (akut ve iyileþme döneminde alýnan örnek-ler) arasýnda minimum 14 gün olmalý ve numunel-er yan yana ayný anda test edilmelidir. Antikortespiti için ELISA ve VNT en çok kullanýlantestlerdir.

BVD için standart bir aþý yoktur ancak birçokticari aþý pazarda yerini almýþtýr. Modifiye canlývirus aþýsý transplasental enfeksiyon riski sebe-biyle gebe sýðýrlara ve süt emen buzaðýlara uygu-lanmamalýdýr. Ayrýca persiste enfekte hayvanlardaaþýnýn mukazal hastalýðý ortaya çýkarma riski

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

32

Page 35: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

vardýr. Ölü virus aþýlarý kullanýldýðýnda genellikledestek aþýlamasý aþý uygulamasý (booster vaccina-tion) gerekmektedir. Ýdeal bir aþý gebe sýðýrlarýtransplasental enfeksiyondan korumalýdýr.

Hücre kültürlerinde kullanýlan fötal buzaðýserumlarýnda yüksek oranda kontaminant olarakbulunmasý sebebiyle BVDV, diðer hastalýklar içinimal edilen biyolojik ürünlerde önemli bir konta-minantdýr.

Parainfluenza-3 (PI-3) virusu, sýðýrlarýn sol-unum sisteminde akut enfeksiyonlara neden olan(13) paramyxoviruslar grubunun paramyxovirusalt grubuna dahil tek iplikçikli RNA içeren birvirustur. Serolojik olarak tek tip olan virüsün ref-erens susu SF-4 (Shipping fever) dir (13). Virüspolimorf yapýdadýr, büyüklüðü 120-300 nmarasýnda varyasyon göstermektedir (13,22). Virüshelikal simetrili bir nükleokapside sahip olup,üzerinde çýkýntýlar bulunan, hemaglutinin venöroaminidaz kapsayan bir zar ile çevrilidir(13,22,30). Hastalýða koyun, manda ve atlarýn daduyarlý olduðu bildirilmiþtir (1,28). PI-3 enfeksiy-onu insanlarda da tespit edilmiþ olup, 2 yaþýnakadar olan çocuklarda yetiþkinlere oranla daha sýkgörüldüðü bildirilmiþtir (1,13,22). Deneme hay-vanlarýndan hamsterlerin de PI-3 enfeksiyonunaduyarlý olduðu bildirilmiþtir (68).

Hastalýða Almanya, Amerika, Ýsveç, Fransa,Japonya, Avustralya, Çekoslovakya, Bulgaristanve Ýrlanda'da rastlanýldýðý bildirilmiþtir (28,65).

Türkiye'de de hastalýðýn varlýðý bildirilmiþtir(5,28)

Hastalýðýn çoðunlukla adenovirus, reovirus,rhinovirus, VD-MD ve enterovirus gibi virüsenfeksiyonlarý veya Pasteurella multocida vestreptokok gibi bakteriyel enfeksiyonlarla komp-like olabildiði, etkenin diðer viruslarla veya bak-terilerle birlikte bulunmasý halinde ise aðýr sol-unum yolu hastalýklarýnýn meydana geldiðibildirilmiþtir (8,13,22).

Enfeksiyonun akut seyrettiði hayvanlarda virüsgöz ve burun akýntýsý ve salya ile enfeksiyondan

sonraki 8. güne kadar saçýlýr. Bunun dýþýnda etkenindirekt olarak insanlar, taþýmada kullanýlan ara-balar, enfekte yem ve ahýr malzemeleri ile denakledilebilir. Sürüye yeni katýlmýþ subklinikenfekte hayvanlar da bulaþmada önemli rol oynar(13)

Virüs duyarlý hayvanlar tarafýndan ya virüskapsayan burun akýntýsý ile direkt temas suretiyleya da virüs bulunduran havanýn inhalasyonu ilealýnýr. Bunun yanýnda oral yolla enfeksiyon enfek-te yem ve sularýn alýnmasý ile de mümkündür.Inkübasyon süresi yaklaþýk 2-3 gündür. Virüsburun boþluðuna geldikten sonra buradan lenfatikdokulara özellikle tonsillere ve respiratorikmukozalara geçer ve buralarda primer virüs çoðal-masý olur. Böylece yüzeysel epitel hücrelerindeçok fazla miktarda virüs üretilerek bunlar burunakýntýsý ile dýþarý çýkarýlmaya baþlar. Sekonderbakteriyel enfeksiyonlar hastalýk tablosunu kom-plike duruma sokar. Yalnýzca PI-3 enfeksiy-onunun neden olduðu enfeksiyonlar ise 1-2 haftaiçinde tamamen iyileþir (12).

Hastalýðýn klinik tablosunun ortaya çýkmasýnaeksojen ve endojen stres faktörleri ile virüs vebakteri enfeksiyonlarýnýn (özellikle P.multocida veP. haemolytica mikoplazma ve chlamydialar)neden olduðu bildirilmiþtir (13). Bunlarýn etk-isiyle klinik tablonun agýrlaþtýðý ve þiddetli birbronkopnömoninin oluþtuðu bildirilmiþtir(12,13).

Virüs izolasyonunda, burun akýntýsýndan veyanazal sývap numuneleri ile ölen hayvanlarýnakciðerlerinden yararlanýlýr.

Serum numunelerinde humoral antikor tespitiiçin çoðunlukla ELISA'dan faydalanýlýr. Anaya aitantikorlarýn kolostrum ile yavruya nakledildiði ve4-8 ay süren kolostral korunmanýn anadanyavruya geçen antikor miktarýna baðlý olduðubelirtilmiþtir (14,67).

Hastalýktan korunma ve mücadele için aþýla-manýn yanýsýra sekonder bakteriyel enfeksiyonlarakarþý antibiyotik tedavisi tavsiye edilmektedir(5,8,13,73) .

33

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 36: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Bu çalýþmada 2002-2005 yýllarý kayýtlarýdeðerlendirilerek, viruslarýn neden olduðu sol-unum sistemi enfeksiyonlarýndan IBR, BVD, vePI-3 viruslarýnýn viral etiyolojilerinin ortaya kon-masý ve mücadele yöntemlerine ýþýk tutulmasýamaçlanmýþtýr.

MATERYAL VE METOT2002-2005 yýllarý arasýnda laboratuarýmýza

viral solunum sistemi hastalýklarý yönünden teþhisamacýyla gönderilen kan serum örnekleri (aþýsýzhayvanlar), defibrine kan örnekleri, svap ve organörnekleri teþhis materyali olarak kullanýlmýþtýr.Örnekler test kit protokollerinde bildirildiði þek-ilde hazýrlanmýþtýr ve muhafazaya alýnmýþtýr.

Çalýþmada antikorlarýn tespiti amacýyla antikorELISA Kiti ve antijenlerin tespiti amacýyla daAntijen ELISA kitleri kullanýlmýþtýr. Testler, kitprotokollerinde bildirilen þekilde uygulanmýþ vedeðerlendirilmiþtir(10,20,31,32,35,41,45,46,56,57,59,71).

Örneklerin gönderilmesinde kullanýlan "marazi

madde gönderme protokolü" bilgileri doðrul-tusunda yapýlacak testler seçilmiþtir. SonuçlarExcel programýna kaydedilmiþ ve deðer-lendirilmelerinde bu program kullanýlmýþtýr.

BULGULAR2002-2005 yýllarýna ait veriler deðer-

lendirildiðinde, IBR antikorlarý yönünden testedilen 13223 serumun 3374 adeti (%26) pozitif,IBR Antijeni yönünden test edilen 187 örneðin(svap, defibrine kan ve akciðer) 26 adeti (%13,9)pozitif, BVD Antikorlarý yönünden test edilen10000 adet serumun 5000 adeti (%50) pozitif,BVD Antijeni yönünden test edilen 2072 örneðin(defibrine kan, dalak, akciðer) 75 adeti (%3,61)pozitif, PI-3 antikorlarý yönünden test edilen 507serumun, 395 adeti (%77,9) pozitif bulunmuþtur.

Test sonuçlarý tablo 1 ve þekil 1, 2 ,3'de göste-rilmiþtir.

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

34

Tablo 1. Yýllara Göre Antikor ve Antijen Test Sonuçlarý

2002 IBR Ab BVD Ab PI-3 Ab IBR Ag BVD AgPozitif 1220 930 294 0 5

Negatif 1109 910 70 0 199

Toplam 2329 1840 364 0 204

2003 IBR Ab BVD Ab PI-3 Ab IBR Ag BVD AgPozitif 965 742 11 0 24

Negatif 1988 1428 13 0 240

Toplam 2953 2170 24 0 264

2004 IBR Ab BVD Ab PI-3 Ab IBR Ag BVD AgPozitif 785 1874 48 0 31

Negatif 3932 1945 7 19 1157

Toplam 4717 3819 55 19 1188

2005 IBR Ab BVD Ab PI-3 Ab IBR Ag BVD AgPozitif 404 1449 42 26 15

Negatif 28220 722 22 142 401

Toplam 3224 2171 64 168 416

Page 37: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Þekil 2. 2002-2005 BVD Ag Sonuçlarý

Þekil 1. 2002-2005 Toplu Antikor Sonuçlarý

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

35

Þekil 3. 2004-2005 IBR Ag Sonuçlarý

Page 38: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

TARTIÞMA VE SONUÇIBR dünyanýn bir çok ülkesinde ve Türkiye'dedeðiþik araþtýrmacýlar tarafýndan bildirilmiþtir.(17,26,73). Süt sýðýrlarýnda yaklaþýk % 8 olanmorbidite oranlarýnýn, intensif sistemde yetiþtir-ilen besi sýðýrlarýnda %20-30 olduðu bu oranlarýnaþýsýz hayvanlarda %100 e ulaþabileceði de belir-tilmiþtir (8,30)Türkiye'de IBR virusuna karþý oluþan antikorlarilk defa 1971 yýlýnda saptanmýþ (26), daha sonrakiyýllarda yapýlan seroepidemiyolojik taramalardaIBR antikorlarýnýn varlýðý birçok araþtýrýcý tarafýn-dan bildirilmiþtir (26,14,16,38,72,17). Bu çalýþmaile saptanan %26 lýk enfeksiyon oraný serolojikolarak yapýlan çalýþmalarda (4,14,16,37,38,72)saptanan deðerlerle parelellik göstermektedir.Bunun yaný sýra bu çalýþmada, 2002 yýlýndanbaþlayarak seropozitiflik oranlarýnda düþmegörülmüþtür. Koruma ve Kontrol GenelMüdürlüðünün Hayvan Hastalýklarý ve Zararlýlarýile Mücadele programý gereði 2002 yýlýndan sonraIBR Marker aþýnýn kullanýmýnýn teþvik edilmesihastalýðýn seroprevelansýnýn düþmesinin birnedeni olarak düþünülebilir. Yine bu hastalýk ileilgili olarak, damýzlýk hayvanlarýn periyodik kon-trollerinin (6 aylýk sürelerle) yapýlmasý ve 6 aydanbüyük damýzlýklarýn seropozitif çýkmasý durumun-da bunlarýn damýzlýkta kullanýlmamasý hastalýðýnseoprevelansýnýn düþmesinde rol oynayan baþkabir etken olarak düþünülebilir.Geliþen teknolojiye baðlý olarak hastalýklarýn hýzlýteþhisi ve dolayýsýyla kontrol ve mücadelenin hýzlýbir þekilde yapýlmasý hastalýklarýn yayýlmasýnýnengellenmesi ve kontrolü bakýmýndan önem taþý-maktadýr. Bu amaçla etkenin direk tespitine yöne-lik olarak kullanýlan IBR antijen testi laboratu-arýmýzda kullanýlmaktadýr. Nasal svap ve akciðer

örneði kullanýlarak yapýlan IBR antijen ELISAsonuçlarýnda %13,9 pozitiflik bulunmuþtur. IBRantijen ELISA ile ilgili yapýlan literatür tara-malarýnda ülkemizde bir çalýþmaya rastlan-mamýþtýr bu nedenle karþýlaþtýrma yapýlamamak-tadýr. Ancak antijen pozitif bu hayvanlarýn diðerhayvanlara hastalýðý bulaþtýrmada ki rolleridüþünüldüðünde, teþhisin hýzlý bir þekilde yapýlýy-or olmasý bu testi deðerli kýlmaktadýr. IBR antijenpozitif hayvanlarýn iþletme veya sürülerden derhalayrýlmasý hastalýðýn yayýlmadan kontrol altýnaalýnmasý için gereklidir. Solunum sistemi hastalýklarý, yetiþtirme problem-leri nedeniyle ekonomik yönden öneme sahip olanBVD hastalýðý ile ilgili ülkemizde yapýlan çalýþ-malarda hastalýðýn seroprevelansý ortaya konul-muþtur. (2,18,25,32,58). Hastalýðýn dünyadakiserum antikor prevelansý %50-90 arasýndadeðiþmektedir. (6,49,62). Yapýlan bu çalýþmada %50 bulunan pozitiflik BVD'nin Türkiye genelindeyaygýn olduðunu ve hastalýðýn mevcut sýðýr popu-lasyonlarýnda endemik hale dönüþtüðü kanaatiniortaya koymaktadýr. BVD Antijen pozitifliðin %3,61 olarak tespit edilmesi hastalýðýn persisteolmasý açýsýndan büyük önem taþýmaktadýr.Yapýlan literatür taramalarýnda persiste enfektetaþýyýcý oranýnýn %0.05-%2 arasýnda deðiþtiði vebu oranlarýn hastalýðýn yayýlmasýnda ve nesillereaktarýlmasýnda önemli olduðu belirtilmektedir.(3,6,49,62,29). Bu yüzdeler göz önüne alýndýðýndabu çalýþmada bulunan BVD persiste hayvanlarýnyüzdesi virus saçýlýmý bakýmýndan yüksek bir oranolarak deðerlendirilmektedir. Ancak ayný hayvan-lardan tekrar örnekleme yapýlamadýðýndan akutveya persiste ayýrýmý yapýlamamýþ, antijen poziti-fliðin önemli olduðu düþünülmüþtür.Sýðýrlarda PI-3 virusun neden olduðu akut sol-

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

36

Page 39: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

unum yolu enfeksiyonlarý pek çok ülkedegörülmektedir. (28,65). Türkiye de de hastalýðýnvarlýðý bazý araþtýrýcýlar tarafýndan bildirilmiþtir.(5,15,27,28) Bu çalýþmada da pozitiflik % 77,9olarak saptanmýþtýr. PI-3 virusu sýðýrlarda tek baþý-na ender olarak hastalýk oluþturur. Virusun diðerviruslarla veya bakterilerle birlikte bulunmasýhalinde aðýr solunum yolu hastalýklarý meydanagelir. Bu çalýþmada IBR ve BVD'nin seropozitifolduðu serum örneklerinde PI-3' yönünden depozitiflikler saptanmýþtýr. Sýðýrlarda viral solunumsistemi enfeksiyonlarýna neden olan bu üç hastalýkile ilgili birebir karþýlaþtýrma farklý serumsayýlarýndan dolayý yapýlamamýþtýr. Bu çalýþmadan elde edilen veriler, EMVKAEViroloji laboratuarýna gönderilen materyallerdenBVD, IBR ve PI-3 enfeksiyonlarýnýn sero-prevalanslarýný ve persiste enfeksiyon oranlarýylaetiyolojisini ortaya koymuþtur. Bu verileredayanýlarak, hastalýklarýn kontrolü ve mücadelesiile ilgili alýnacak önlemler tespit edilmiþtir. BVDenfeksiyonlarýný kontrol edebilmek için, persisteenfekte doðumlara ve çeþitli reprodüktif kayýplaraneden olan fötal enfeksiyonlar ile akut enfeksiy-onlar önlenmelidir. Amaçlanan bu hedeflere, aþýla-ma, persiste enfekte hayvanlarýn sürüden çýkarýl-masý yoluyla ulaþýlabilir. IBR/IPV/IBP enfeksiy-onlarýnýn hýzla yayýlýþý, bütün dünyada yaygýnoluþu ve derin dondurulmuþ spermalar vasýtasý iletaþýnabilirliði yönünden, hastalýkla mücadele vekontrol zor olmaktadýr. Hastalýkla mücadelede enönemli faktör hastalýðýn sürüye giriþinin engellen-mesidir. Bu nedenle sürüye alýnacak yeni hayvan-larýn enfeksiyondan ari olduðunun teyit edilmesiveya enfeksiyondan ari sürülerden temin edilmesizorunludur. Hastalýk kontrolünde baþarýlý olmakiçin, sürülerde hijyenik tedbirlerin alýnmasý,

bakým þartlarýnýn iyileþtirilmesi, eradikasyon veizolasyon tedbirlerine baþvurulmasý ve aþýlamaönemlidir. IBR,BVD ve PI-3 ile mücadeledeönemli bir yöntem de belirli aralýklarla sürülerde-ki hayvanlarý serolojik kontrole tabi tutmak,seropozitif olanlarý elemine etmektir bu þekildehastalýktan ari sürülerin devamlýlýðý saðlanabilir.Canlý aþýya baðlý antikor taþýyan hayvanlar virussaçýlmasýnda rol oynayabilecekleri için birçokülke hayvan alýmlarýnda seronegatif olanlarý tercihetmektedir. Diðer bir yöntemde tohumlama istasy-onlarýndaki boðalarýn kontrol altýna alýnmasý,seropozitif olanlarýn kesinlikle elemine edilmesi,boða alýmlarýnda kesinlikle seronegatif olanlarýnseçilmesi, suni tohumlama için ithal edilenspermalarýn virolojik kontrolünün yapýlmasýnýngerekliliðidir. Damýzlýk hayvanlara aþý uygulan-masý tavsiye edilmemektedir. Hastalýkla mücadeleamacýyla hastalýðýn bulaþma riskinin yüksekolduðu sürülerde IBR için marker aþýlar uygulan-abilir. Þüpheli bir enfeksiyon durumunda, markeraþý uygulanan sürülerde, spesifik izotiplendirmeteknikleri kullanýlarak saha virusuna karþý veya aþýsonrasý oluþan immun cevap saptanýr ve markeraþýlar sayesinde enfekte veya aþýlý hayvanlarkolaylýkla ayýrt edilebilir. Bu veriler ve deðerlendirmeler sonucunda,yetiþtiricilerin bu üç enfeksiyon konusunda bil-gilendirilmelerinde ve hastalýklarýn kontrollerineyönelik çalýþmalarýn yerine getirilmesinde faydagörülmektedir.

• LÝTERATÜR LÝSTESÝ •

1. AFSHAR, A. (1969): The occurrence of anti-bodies to parainfluenza-3 virüs in sera of farmanimals and man in Iran. Br.Vet.J., 125, 529-533.

37

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 40: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

2. ALKAN F (1989). Arthrogripothyphoso vehidrencephaly'li buzaðý doðumlarýnda BovineViral Diarrhea-Mucosal Disease (BVD-MD)'ininsidensi üzerine araþtýrmalar. A.Ü. SaðlýkBilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara, 3. ALKAN F, OZKUL A, BÝLGE-DAGALP S,YESÝLBAG K, OGUZOGLU TC, AKCA Y,BURGU I. (2000). Virological and serologicalstudies on the role of PI-3 virus, BRSV, BVDVand BHV-1 on respiratory infections of cattle. I.The detection of etiological agents by directimmunofluorescence technique. Dtsch TierarztlWochenschr, 107:193-195.4. ANON (1990): Infectious bovine rhinotra-cheitis. OIE Manual of RecommendedDiagnostic Techniques and Requirements forBiological Products for List A and B diseases .5. AYTUG, N., TAVUKÇUOÐLU, F. veÇÖVEN, F. (1992): Bursa yöresindeki enzootikbuzaðýlarýnda Parainfluenza-3 virüsünün insiden-si ve aþýlamanýn klinik pnömonilerin önlenmesin-deki etkinliði üzerine bir araþtýrma. PendikHayv.Hast.Merk. Araþt.Enst.Derg., 23 (1) 51-57.6. BAKER JC (1987). Bovine viral diarrheavirus: A review. JAVMA 190, 1449-1458.7. BÝTGEL A. (1996). Trakya BölgesindekiSýðýrlarýn Solunum Sistemi EnfeksiyonlarýnýnInfectios Bovine Rhinotracheitis (IBR),Respýratory Syncytýal Virüs (RSV) veParainfluenza-3 (PI-3) Yönünden Ýmmunoflore-san Testi Ýle Ýncelenmesi. Uzmanlýk Tezi. T.CTarým ve Köy Ýþleri Bakanlýðý. Ýstanbul. 8. BLOOD, D.C. and RADOSTITS, O.M.(1989): Diseases caused by viruses andChlamydia II. Viral diseases characterized by res-piratory signs. in Veterinary Medicine, Seventh

edition, 878-910. Bailliere-Tindall, Oxford.9. BOLIN S.R. (1995). The pathogenesis of mucos-al disease. Vet. Clin. North. Am., 11, 489-500.10. BOMMELI, W. and KIHM, U. (1982).ELÝSA-the nucleus of the IBR/IPV control pro-gramme inSwitzerland.CurrentTopicsinVeterinaryMedicineand Animal Science 22,242-251.11. BROWNLIE J. (1985). Clinical aspects ofthe bovine virus diarrhoea/mucosal disease com-plex in cattle. In Practice, 7, 195-202.12. BRYSON, D.G. (1992): Danalardaki viral vebakteriyel pnömoniler arasýndaki iliþki. PfizerVet. Bült., (4) 20-22.13. BURGU, Ý. (1992): Özel Viroloji DersNotlarý (Roto). A. Ü.14. BURGU, Ý. ve AKÇA, Y. (1982): Gelemendevlet üretme çiftliði sýðýrlarýnda bazý viralenfeksiyonlara karþý serolojik araþtýrmalar.A.Ü.Vet.Fak.Derg., 29 (3-4) 506-512.15. BURGU, Ý., ÖZTÜRK, F., AKÇA, Y. veTOKER, A. (1984): Karacabey harasý sýðýrlarýn-da PI-3 virüsünün neden olduðu viral pnömoniolayý. A.Ü.Vet.Fak.Derg., 31 (2) 180-185.16. BURGU, Ý. ve AKÇA, Y. (1986): Türkiye'desuni tohumlamada kullanýlan bazý damýzlýkboðalarda IBR/IPV enfeksiyonu. A.Ü.Vet.Fak.Derg., 33 (1) 113-121.17. BURGU, Ý. ve AKÇA, Y. (1987): First isola-tion of IBR virüs in Turkey. Tropical AnimalHealth and Production 19 (1) 56.18. BURGU Ý, ÖZTÜRK F, AKÇAY Y,TOKER A, FREY HR, LÝES B (1990).Türkiye'de koyunlarda Bovin Viral Diarrhoea(BVD) enfeksiyonlarýnýn varlýðý ve önemi.A.Ü.Vet.Fak.Derg. 37(1):121-127.

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

38

Page 41: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

19. BURGU, Ý, ALKAN, F, ÖZKUL, A.,YESÝLBAÐ, K., KARAOÐLU, T., GÜNGÖR,B. (2003). Türkiye'de süt sýðýrcýlýðý iþlet-

melerinde bovine viral diarrhea virus (BVDV)

enfeksiyonunun epidemiyolojisi ve kontrolü. A.Ü

Vet. Fak. Dergisi 50, 127-133.

20. BUXTON, A., FRASER, G. (1977). Animal

Micro-biology,vol.2.RickettsiasandViruses.Blak-

well, Oxford, pp 532 and 660.

21. CARMAN S., VAN DREUMEL T., RID-PATH J., HAZLETT M., ALVES D., DUBOVIE., TREMBLAY R., BOLIN S., GODKIN A.& ANDERSON N. (1998). Severe acute bovine

viral diarrhea in Ontario, 1993(1995. J. Vet.

Diagn. Invest., 10, 27-35.

22.CHANOCK, R.M. and McINTOSH, K.(1990): Parainfluenza viruses. in Fields Virology,

second edition, 963-988, Ed. FIELDS, B.N. and

KNIPE, D.M., Raven Press, New York.

23. DENNIS, M.J. (1986): The effect of temper-

ature and humidity on some animal diseases- A

review. Br.Vet.J., (142) 472-485.

24. DONIS R.O. (1995). Molecular biology of

bovine viral diarrhea virus and its interactions

with the host. Vet. Clin. North. Am., 11, 393-423.

25. ENTRICAN G, DAND A, NETTLETON PF(1995). A double monoclonal antibody ELISA

fordetecting pestivirus antigen in the blood of

viraemic cattle and sheep. Vet. Microb., 43: 65-74.

26. ERHAN M, ONAR B, CSANTOS L, HOP-KINS IG (1971). Koyun, sýðýr ve atlarýn bazý

virusi ve Bedsonya hastalýklarý üzerinde serolojik

çalýþmalar. Pendik Vet.Kont.Araþ.Enst. Derg.

,4(2) 51-58.

27. ERHAN, M. ve MARTIN, W.B. (1969):Türkiye koyunlarýnda Parainfluenza-3 virüs

enfeksiyonu hakkýnda ilk rapor. Pendik

Vet.Kont.Araþt.Enst.Derg., 2, 90-101

28 ERHAN, M., ONAR, B. ve TANZER, F.(1973): Parainfluenza 3 virüsünün koyun ve

sýðýrlardan izolasyonu ve bu virusa karþý ayný

hayvanlarýn kan serumlarýnda hemagglutinasyon

inhibisyon testiyle antikor aranmasý. Pendik

Vet.Kont.Arþt.Enst.Derg., 6 (2), 67-76.

29. ERTÜRK, A., TATAR, N., KABAKLI, Ö.,ÝNÇOÐLU(KOCABAÞ), Þ., AKIN, A.Ý. (2002).BVD-MD yönünden seronegatif sýðýrlarda, per-

siste BVD enfekeksiyonlarýnýn ELISA ile

araþtýrýlmasý. Etlik Mrk. Vet. Kont ve Arþt. Enst.

Dergisi 1, 32-44.

30. FENNER, F., BACHMANN, P.A., GIBBS,E.P.J., MURPHY, F.A., STUDDERT, M.S. andWHITE, D.O. (1987): Veterinary Virology. First

edition, Academic Press, London.

31. FENTON A, ENTRICAN G, HERRINGJA, NETTLETON PF (1990). An ELISA for

detecting pestivirus antigen in the blood of sheep

persistently infected with border disease virüs, J

Virol Methods, 27: 253-260.

32. FENTON A, NETTELETON PF, ENTRI-CAN G, HERRING JA, MALLOY C, GREIGA., LOW JC (1991). Identification of cattle

infected with bovine virus diarrhoea virus using a

monoclonal antibody capture ELISA. Arch.

Virol. [Suppl. 3], 169-174.

33. FÝNCÝ E (1972). Türkiye'de mucosal disease

(virus diyare) üzerinde araþtýrmalar. A.Ü. Saðlýk

Bilimleri Enstitüsü, Doktora Tezi, Ankara.

34. FOX FH (1996). Historic Clinical

Perspective. Inter symp bovine viral diarrhea

virus a 50 year review at the Collage of Vet Med

Cornell Un.39

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 42: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

35. GIBBS, E.P.J. and RIVEYEMAMU, MM.(1977). Bovine herpesviruses, Part 1. Vet. Bul.

47, pp. 317-343.

36. GILBERT S.A., BURTON K.M., PRINSS.E. & DEREGT D. (1999). Typing of bovine

viral diarrhea viruses directly from blood of per-

sistently infected cattle by multiplex PCR. J.

Clin. Microbiol., 37, 2020-2023.

37. GÜRTÜRK, S., FÝNCÝ, E. ve BURGU, Ý.(1974): Yurdumuz sýðýrlarýnda enfeksiyöz rhino-

tracheitis (IBR) üzerinde araþtýrmalar, I.

Türkiye'de sýðýrlarda IBR virusuna karþý antikor

daðýlýmý üzerinde serolojik çalýþmalar.

A.Ü.Vet.Fak.Derg., 21 (1-2) 34-44.

38. GÜRTÜRK, S., FINCÝ, E., ve BURGU, Ý.(1975) : Yurdumuz sýðýrlarýnda enfeksiyöz rhino-

tracheitis (IBR) üzerinde araþtýrmalar, II: Spontan

bir hastalýk belirtisi göstermeyen sýðýrlarda IBR

virusuna karþý antikor titresi. A.Ü.Vet.Fak.Derg.,

22, 104-111.

39. HAGE J.J., SCHUKKEN Y.H., DIJK-STRA T., BARKEMA H.W., VAN VALKEN-GOED P.H. & WENTINK G.H. (1998). Milk

production and reproduction during a subclinical

bovine herpesvirus 1 infection on a dairy farm.

Prev. Vet. Med., 34, 97-106.

40. HESSE, R.A. ve TOTH. T.E. (1983):Effects of bovine parainfluenza-3 virüs on phago-

cytosis and phagosome-lysosome fusion of cul-

tured bovine alveolar macrophages.

Am.J.Vet.Res., 44 (10) 1901-1907.

41. HOMAN, E.-J. and EASTERDAY, B.C.(1980). Isolation of bovine herpesvirus-1 from

trigeminalganglia of clinically healthy cattle. Am.

J. Vet.Res.41,1212-1213.

42. HORZINEK MC (1990). Bovine Virus

Diarroea Virus: An Introduction.

Rev.sci.tech.Off.int.Epiz., 9(1): 13-23.

43. HOWARD CJ, BROWNLIE J, CLARKEMC (1987). Comparision by the neutralization

assays of pairs of noncytopathogenic and

cytopathogenic strains of bovine virus diarrhoea

virus isolated from cases of mucosal disease. Vet.

Microbiol. 13, 361-369.

44. HYERA JMK, DAHLE J, LIESS B,MOENNIG V, FREY HR (1985). Production of

potent antisera raised in pigs by anamnestic

response and use for direct imunofluorescent and

immunoperoxidase techniques. Pestivirus

Infections of Ruminants, Commision of the 5.

European Communites, EUR, 10238, 87 -101.

45. JUNTTI N, LARSSON B, FOSSUM C(1987). The use of monoclonal antibodies in

enzyme-linked immunosorbent assay for detec-

tion of antibodies to bovine viral diarrhoea virus.

J.Vet.Med. B 34, 356-363.

46. KAHRS, R.F. (1981). Infectious bovine rhino-

tracheitis. Jn Viral Diseases of Cattle. The lowaState

University Press, Ames lowa, pp. 135-156.

47. KENDRICK J.W. & MCENTREE K.(1987). The effect of artificial insemination with

semen contaminated with IBR-IPV virus. Cornell

Vet., 57, 3-11.

48. LIESS B (1990). Bovine viral Diarrhea virus.

In: Virus Infections of Ruminants. Edd. Dinter,Z.,

Morein, B. Elsevier Science Publisher.

Amsterdam, Oxford, New York, Tokyo.

Chapter23, 247-266, 1990.

49. LIESS B, MOENNIG V (1990). Ruminant

Pestivirus infection in pigs. I

Rev.sci.tech.Off.int.Epiz., 9(1). 151-161.

40

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

Page 43: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

50. MacVEAN, D.W., FRANZEN, D.K.,KEEFE, T.J. andBENNETT, B.W. (1986):Airborne partide concentration and meteorologicconditions associated with pneumonia incidencein feedlot cattle. Am. J. Vet.Res., 47 (12) 2676-2682.51. MARL GELFERT CC (1991).Epidemiologisch Untersuchungen uber dieVerbreitung des BVD virus bei Rindern in derTurkei. Hannover.52. McCLURKIN, A W, LITTLEDIKE E T,CUTLIP R C, FRANK C, CORIA M F,BOLIN S R (1984). Production of cattleimmunotolerant to b viral diarrhea virus.Can.J.Comp.Med.,48: 156-161. 53. METZLER A.E., MATILE H.,GASSMANN U., ENGELS M. & WYLER R.(1985). European isolates of bovine herpesvirus1: a comparison of restriction endonuclease sites,polypeptides, and reactivity with monoclonalantibodies. Arch. Virol., 85, 57-69, 54. MEYLING A (1984). Detection of BVDvirus in viremic cattle by an indi immunoperoxi-dase technique. Recent Advences in VirusDiagnosis. CEC seminar, Belfast, Sept. 22-23,1983, 37-46.55. MOENNIG V(1990). Pestivirues: AReview. Vet. Microbiol. 23: 35-54.56. MOHANTY, S. B. (1978) Bovine respiratoryviru-ses. Adv. Vet. Sci. Comp. Med. 22,83-109.57. NETTLETON PF ve ENTRICAN G.(1995). Ruminant pestiviruses: a review. Brit.Vet. J. 151:615-642.58. NETTLETON PF, HERRING JA., SIN-CLAIR JA, QUIRIE L (1985). The epidemiolo-gy of Bovine Viral Dairrhoea Virus. Proc. Sos.Vet. Epid., pp. 42-53.

59. NISKANEN, R., ALENIUS, S., LARSSON,B., and JUNTTI, N. (1989) Evaluation of anenzyme-linked immunosorbentassayforthe detec-tion of antibodies to bovine virüs diarrhoea virüsin milk.J. Vet. Med. B 36,113-118.60. OHMAN H P, BABÝUK L A (1986). Viralinfections in domestic animals as models forstudies of viral immunology and pathogenesis.J.Gen.Virol. 66: 1-25.61. ÖNCÜL S, MERÝÇ I, KORKUT F (1964).First incidence of mucosal disease in Turkeyobserved among cattle at the Lalahan AnimalBreeding Research Institute: Clinical Aspects. J.Anim. Breed. Res. Inst. (Lalahan) 4: 186-199.62. ÖZKUL A (1992). Gebe ineklerde ve fötus-larýnda bovine virus diarrhea -mucosal disease(BVD-MD), A.Ü. Saðlýk Bilimleri Enstitüsü,Doktora Tezi, Ankara.63. PELLERIN C., Vandenhurk J., Lecomte J.& Tijssen P. (1994). Identification of a newgroup of bovine viral diarrhea virus strains asso-ciated with severe outbreaks and high mortalities.Virology, 203, 260-268.64. RIDPATH J.F. Bolin S.R. & Dubovi E.J.(1994). Segregation of bovine viral diarrhea virusinto genotypes. Virology, 205, 66-74.65. SINGH, K.V. and EL CICY, I.F. (1967):Studies with bovine parainfluenza-3 virüs in U.A.R.(Egypt). Can.J.Comp.Vet.Sci., 31 (3) 70-79.66. STUDDERT M.J. (1994). Bovine her-pesvirus. In: Encyclopedia of Virology, WebsterR.G. & Granoff A., eds. Academic Press,London, UK, 155-158.67. THOMAS, L.H. and SWANN, R.G. (1973):Influence of colostrum on the incidence of calfpneumonia. Vet.Rec, 91 (4) 454-455.

41

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 44: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

68. VAN DER MAATEN, M.J. (1969):Immunofluorescent studies of bovine parain-fluenza-3 virüs I. Celi cultures and experimental-ly infected hamsters. Can.J.Comp.Med., 33 (1)134-140.69. VAN OIRSCHOT J.T., STRAVER P.J.,VAN LIESHOUT J.A.H., QUAK J., WEST-ENBRINK F. & VAN EXSEL A.C.A. (1993).A subclinical infection of bulls with bovine her-pesvirus type 1 at an artificial insemination cen-tre. Vet. Rec., 132, 32-35. 70. VILCEK S., PATON D.J., DURKOVIC B.,STROJNY L., IBATA G., MOUSSA A.,LOITSCH A., ROSSMANITH W., VEGA S.,SCICLUNA M.T. & PALFI V. (2001). Bovineviral diarrhoea virus genotype 1 can be separatedinto at least eleven genetic groups. Arch. Virol.,146, 99-115.

71. WOODS,G.T. (1968) The natural history ofbovi-nemyxovirusparainfluenza-3.J.A.V.M.A.152,771-777.72.YILMAZ, F. (1994): Elazýð ve çevresindekisýðýrlarda infeksiyöz bovine rhinotracheitis-infek-siyöz pustular vulvovaginitis'in (IBR/IPV) serolo-jik araþtýrýlmasý. F.Ü. Saðlýk Bil.Derg., 8(2) 70-75.73.YILMAZ, S., YONGUÇ, A.D. ve ÝLGAZ,B. (1989): Attenüe canlý IBR/IPV-PI-3 aþýsý iledeneysel çalýþmalar. Etlik Vet.Mikrobiol.Derg., 6(4) 13-23.

Sýðýrlarda Solunum Sistemi Enfeksiyonlarýnýn Viral Etiyolojisi • ERTÜRK, ÇÝZMECÝ, BARUT

42

Not: Literatürler metin içinde soyada göre belirtilmiþtir. Literatür listesinde 3,30,48,49,64 ve 65 numaralý literatürler sefven tekrarlanmýþtýr.

Page 45: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖZETBu çalýþma, 2001-2002 tarihleri arasýnda

Ankara bölgesinde RLB (Reverse Line Blotting),IFA (Indirek Floresan Antikor testi) testleri vemikroskobik baký ile sýðýrlarda Theileria türlerinintanýsýný yapmak, taný yöntemlerinin karþýlaþtýrmalýgeçerliliðini tespit etmek, ayrýca eþzamanlý, yanibir örnekte ayný soya baðlý birden fazla türün sap-tanabildiði RLB testinin rutin olarak laboratuvar-larda ve özellikle epidemiyolojik çalýþmalardakullanýlabilirliðini ortaya koymak amacýylayapýlmýþtýr. Bu amaçla, Ankara iline baðlý 9 ilçeyeait köylerde meraya çýkan hayvanlardan, rastgeleseçilen 250 sýðýrdan IFAT ve RLB testlerinde kul-lanýlmak üzere kan alýnmýþtýr. Sonuç olarak,mikroskobik bakýda %29,6; IFA testinde (T.annu-lata) %28,8; RLB yönteminde ise % 47,6 oranýn-da pozitiflik tespit edilmiþtir. Kullanýlan yöntem-ler duyarlýlýk ve özgüllük bakýmýndan karþýlaþ-týrýldýðýnda RLB'ye göre, mikroskobik bakýnýn%59,8; IFAT (T.annulata)'ýn ise %64,6 oranýndaduyarlý olduðu görülmüþtür. Bu çalýþma ileTürkiye'de ilk defa sýðýrlarda Theileria buffelitespit edilmiþtir.

Anahtar Sözcükler: Ankara, Theileria annula-ta, Theileria buffeli, IFAT, RLB, Sýðýr.

Summary: This study was carried out to diag-nose Theileria species in cattle by using RLB, IFAand microscopic examination; to compare thediagnosis methods; in addition to detect the valueof the usage of RLB, that can detect more speciesbelong to the same family, routinly in laboratoryand particularly in epidemiological studies inAnkara region between 2001-2002. For this pur-pose, the blood samples were randomly collectedfrom 250 cattle from the villages of 9 towns ofAnkara province. At the end of the examination ofthe samples, according to the tests, 29,6% positiv-ity was detected by microscopic examination,28,8% by IFA and 47,6% by RLB. When the testsused were compared according to RLB regardingto their sensitivity and specifity, the sensitivity ofmicroscopic examination was detected to be59,8% and IFA 64,6%. The differences among thethree tests were statistically found to be significantand it is concluded that RLB was more sensitiveand specific compared to the other two tests. Bythis study, Theileria buffeli was firstly detected incattle in Turkey.

Key Words: Ankara, Theileria annulata,Theileria buffeli, IFAT, RLB, Cattle.

43

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

SIÐIRLARDA THEÝLERÝA TÜRLERÝNÝN REVERSE LINE BLOTTING VEÝNDÝREK FLORESAN ANTÝKOR TESTÝ ÝLE KARÞILAÞTIRMALI TANISI

ÜZERÝNE ARAÞTIRMALAR*

“Comparative Studies on Detection of Bovine Theileria Species by Reverse LineBlotting and Indirect Fluorescent Antibody Test”

Ahmet DENÝZ** • Zafer KARAER***

* Ayný isimli doktora tezinden özetlenmiþtir. Ankara Üniversitesi Bilimsel Araþtýrma Projeleri Müdürlüðü tarafýndan 2001-08-10-035 proje numarasý ile desteklenmiþtir.

** Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü. 06020 Etlik / ANKARA*** Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalý, 06110 Dýþkapý/ANKARA

Page 46: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

GÝRÝÞTheileriosis, hayvanlarda Theileria türlerinin

sebep olduðu, Ixodidae ailesine baðlý vektörkeneler ile nakledilen protozoer bir hastalýktýr.Tropikal ülkelerde ve Türkiye'nin de içinde bulun-duðu subtropikal (iklim kuþaðýndaki) ülkelerdeyaygýn olarak görülen bu hastalýk özellikle sýðýryetiþtiriciliðini tehdit etmektedir (11,15,21,24,25,26,29,35,40,41). Sýðýrlarda theileria etken-lerinden Theileria annulata (Tropikal theilerio-sis'e sebep olur) ve T.parva (Doðu sahil hummasý-na sebep olur) diðer türlere göre daha patojenolup, hastalýðýn seyrinde aðýr ve þiddetli kliniktablo ortaya çýkar. Diðer sýðýr theileriosis etken-lerinden T.buffeli az patojen, T.mutans, T.velifera,T.taurotragi apatojen olarak bilinir, genelliklehastalýk seyri semptomsuz subklinik olup bazenþiddetli olmayan klinik belirtiler görülmektedir(43).

Theileriosis'in teþhisi, direkt olarak etkeninbelirlenmesi veya parazite karþý oluþan özgünantikorlarýn tespit edilmesi ile yapýlmaktadýr(14,30,41). Theileria etkenlerinin belirlenmesi, yaetkenin bizzat perifer kan ve lenf yumrusu biyop-si frotilerindeki geliþme þekillerinin mikroskobikbakýsý, ya da moleküler biyolojik yöntemler ilenükleotid tespiti þeklinde yapýlmaktadýr(14,41,42,46). Kanda görülen Protozoer veRiketsial hastalýklarda, akut enfeksiyonlarý atlatanhayvanlar taþýyýcý hale gelirler (42). Bu taþýyýcýhayvanlar vektör keneler için enfeksiyon kaynaðýoluþturmakta ve enfekte olmayan hayvanlardanklinik olarak ayrýlamamaktadýr. Etkenler genellik-le kanda az sayýda bulunmakta ve kan frotisiincelemelerinde görülememektedir (14). Diðertaraftan hastalýk tanýsýnda kullanýlan serolojikyöntemlerde genellikle indirekt yöntemler olduðuiçin, direkt etken deðil etkene ait antikorlarýn sap-tanmasý esasýna göre deðerlendirilmektedir. Heriki durumda da subklinik seyirli olgularda, bilhas-sa keneler için enfeksiyon kaynaðýný teþkil eden

taþýyýcý hayvanlarýn tespiti mümkün deðildir.Hastalýk ile ilgili deðerlendirmelerde bu dezavan-tajlar, teþhiste daha özgül ve duyarlý metotlarýngerekliliðini ortaya koymuþ ve moleküler biyolo-jik teþhis yöntemlerinin geliþtirilmesine nedenolmuþtur (14, 36). Moleküler biyolojik yöntemolarak ilk geliþtirilen DNA prob yöntemini, PZRve RLB yöntemleri takip etmiþtir (46). Son yýllar-da moleküler biyolojideki geliþmelerle birlikte,hastalýk etkenlerinin DNA'sýný ortaya koymayayönelik yöntemler (DNA Hybridisation,PCR=Polymerase Chain Reaction, PolimerazZincir Reaksiyonu) de ortaya çýkmýþ ve kullanýl-maya baþlanmýþtýr. Parazit DNA'sýnýn ortaya kon-masý ilkesine dayanan Polimeraz ZincirReaksiyonu (PZR) testi, çeþitli Theileria veBabesia türlerinin duyarlý ve özgül biçimdeteþhisini olanaklý kýlmaktadýr (5,8,9,10,12,13,23,36,37). PZR testi ile ilgili çalýþmalarýn yaygýn-laþan kullanýmýnýn yaný sýra, hayvanlarda bulun-abilecek bütün kan parazitlerini bir defada ortayakoyabilecek kombine bir testin arayýþlarý devametmiþtir. Birden fazla türün PZR ile ayný andateþhis edilebilmesini saðlayan ilk çalýþmalar(Multiplex PZR) Figueroa ve ark. (14) tarafýndanradyoaktif olmayan digoxigenin ile iþaretli problarkullanýlarak Babesia bovis, B.bigemina veAnaplasma marginale'ye yönelik olarak yapýlmýþ-týr. Ancak gerçek anlamda ilk geliþme RLB(Reverse Line Blotting) tekniðinin ortaya çýkmasýile saðlanmýþtýr. Bu test PZR ürünlerinin bir mem-branda ayrý sýralara baðlanmýþ özgün problara hib-ridizasyonu esasýna dayanmaktadýr. Teknik, birçok etkenin ayný anda birçok prob ile karþýlaþtýrýl-masýna olanak saðladýðýndan, oldukça pratik vekullanýþlýdýr (17).

Reverse Line Blotting tekniðini, Randall veark. (32) ilk defa insanlarda orak hücresi anemisiile β Talasemi hastalýklarýnýn teþhisinde kullan-mýþlardýr. Daha sonra Reverse Line Blottingtekniði ayný kenede bulunabilen 4 Borrelia

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

44

Page 47: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

türünün ayrýlmasý için kullanýlmýþtýr (33).Kamerbeek ve ark. (19) ayný metodu kullanarakMycobacterium tuberculosis'in teþhisini ve tiplen-dirilmesini yapmýþlardýr. Gubbels ve ark. (17) 18SssrRNA genindeki V4 deðiþken bölgesini çoðaltanprimerler kullanarak elde etikleri PZR ürünlerini,RLB tekniðinde kullanmýþlar ve sýðýrlardakiTheileria annulata, T.parva, T.mutans, T.taurotra-gi, T.velifera, T.buffeli, Babesia bovis, B.bigeminave B.divergens'in ayný anda spesifik olarak teþhisedilebileceðini göstermiþlerdir. Günümüzde RLBkullanýmý gittikçe artmakta ve hayvanlarda bulu-nan bütün kene ile bulaþan hastalýklarýn teþhisindekullanýlan standart bir test haline geldiðibildirilmektedir (4,16,22,37,38,39).

Bu çalýþma, Ankara bölgesinde sýðýrlardagörülen Theileria türlerinin RLB (Reverse LineBlotting), IFA (Indirek Floresan Antikor testi) test-leri ve mikroskobik baký ile tanýsýný yapmak, tanýyöntemlerinin karþýlaþtýrmalý geçerliliðini tespitetmek, ayrýca RLB testinin rutin olarak laboratu-varlarda ve özellikle epidemiyolojik çalýþmalardakullanýlabilirliðini ortaya koymak amacýylayapýlmýþtýr.

Gereç ve YöntemÇalýþmanýn materyalini Ankara bölgesinde

deðiþik yerleþim merkezlerinden seçilen saðlýklýve hasta sýðýrlardan toplanan kan oluþturmuþtur.Materyal toplamak amacýyla Temmuz-2001 ileTemmuz-2002 tarihleri arasýnda Ankara Ýl'inebaðlý Merkez, Polatlý, Beypazarý, Elmadað,Gölbaþý, Haymana, Kýzýlcahamam, Çubuk ve BalaÝlçe'lerinin farklý köylerine gidilerek 250 sýðýrklinik olarak muayene edilmiþ, 7 hasta ve 243saðlýklý sýðýrlarýn her birinden EDTA'lý ve serumtüplerine kan alýnmýþtýr. Ayrýca her sýðýrýn kuyrukucundan yayma froti yapýlmýþtýr. Steril serum tüp-lerine alýnan sýðýr kanlarý 2500 devirde 10 dakikasantrifüj edilerek çýkan serumlar 1,5 ml'lik mikrotüplere konmuþ, IFA testinde kullanýlýncaya kadar-20°C'de saklanmýþtýr. DNA ekstraksiyonu için

toplanan EDTA'lý kanlar soðutmalý kaplarda labo-ratuvar'a getirilerek PZR ve RLB testlerinde kul-lanýlmak üzere ya hemen DNA ekstraksiyonuyapýlmýþ ya da daha sonra DNA ekstraksiyonuyapýlmak üzere +4°C'de saklanmýþtýr. Perifer kan-dan yapýlan yayma frotiler ise tekniðine uygunþekilde boyanarak mikroskopta incelemeye hazýrhale getirilmiþtir.

DNA Ekstraksiyonu: DNA ekstraksyonu genelolarak d' Oliveira ve ark. (8) ile Gubbels ve ark.(17)'nýn bildirdiði þekilde yapýlmýþtýr.Ekstraksiyon için 1,5 ml mikro tüplere 200μl kanüzerine 500μl lysis buffer (%0.22 NaCl, 1 mMEDTA, %0.015 Saponin) ilave edilmiþ ve bukarýþým vorteksle iyice karýþtýrýlarak eritrositlerinparçalanmasý saðlanmýþtýr.Daha sonra tüpler 3300rpm'de 5 dak santrifüj edilmiþtir. Santrifüj sonrasýüstteki sývý atýlmýþ dipteki çöküntü üzerine 500 μllysis buffer ilave edilerek ayný iþlem 3 defa dahatekrarlanmýþtýr. Son yýkama iþleminden sonra eldeedilen çökelti üzerine 100 μl PZR buffer (10mMTris-HCl pH 8.0, 50 mM KCl, %0.5 Tween20, 100 μg/ml Proteinase K) ilave edilerek vortek-slenmiþtir. Proteinase K, stok halde hazýr bulun-durulan PZR buffera, kullanýlmadan hemen önce100 ?g/ml oranýnda ilave edilmiþtir. PZR bufferlakarýþtýrýlan çöküntü, Proteinase K aktivitesinigösterebilmesi için 55°C'deki su banyosunda 12saat tutulmuþtur. Bunu takiben örnekler 90°C'de10 dk. tutulmuþ ve sonra da 13000 rpm'de 2 dak.santrifüj edilerek üste kalan sývý PZR reaksiy-onunda kullanýlmak üzere +4°C'de saklanmýþtýr.

Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR):Polimeraz Zincir Reaksiyonu için BiometraTGradient (Whatmann, Biometra) PZR makinesikullanýlmýþtýr. Reaksiyonda primer olarakTheileria ve Babesia soylarýndaki parazitlerin 18Sssu rRNA (Small subunit ribosomal RNA) genininV4 deðiþken bölgesinden büyüklüðü 460 ile 520bp (base pairs=baz çifti) arasýnda deðiþen birparçayý amplifiye eden genel primerler (RLB-F25' GAC ACA GGG AGG TAG TGA CAA G'3 veRLB-R2 5'-biotin- CTA AGA ATT TCA CCT

45

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 48: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

CTG ACA GT'3) kullanýlmýþtýr (16,17)(Çizelge1). Reaksiyon karýþýmý (1X PCR buffer(Sigma ve Fermentas), 1,5 mM MgCl2 (Sigma veFermentas), 200 μM herbir (dATP, dCTP, dGTP),100 mM (dTTP, dUTP) deoxynucleotiden (Sigmave Fermentas), 50 pmol herbir primerden, 1,25 UTaq DNA polymerase (Sigma ve Fermentas), 1,25U Uracil DNA glycosylase (Fermentas), 5 μlDNA örneði) 50 μl final konsantrasyonda hazýr-lanmýþtýr. Karýþým herbiri 200 μl'lik ýsýya dayanýk-lý özel PZR reaksiyon tüplerine (Tref Lab) 45 μlreaksiyon karýþýmý 5 μl DNA olmak üzere porsiy-onlanmýþtýr. Reaksiyon için tüpler otomatik PZRmakinesine yerleþtirilmiþ ve iki sikluslu touchdown PZR programý uygulanmýþtýr. PZR reaksiy-onu, 37 °C'de 3 dakika UDG inkübasyonu ve 94°C'de 10 dakika UDG denaturasyonu, 94 °C'de 20sn, 67 °C'de 30 sn, 72 °C'de 30 sn olmak üzere 40siklus üzerinden yapýlmýþtýr. Son siklusu takiben65 °C'de bekleme yapýlmýþtýr. Elde edilen ürünlerRLB'de kullanýlmak üzere +4°C'de saklanmýþtýr.Testin bilinen Theileria türlerinin DNA'larýnýamplifiye ettiðini göstermek amacýyla pozitifkontrol olarak T.annulata (Ankara, Hisar veAKSA izolatlarý), T.buffeli (ILRI, Kenya), T.parva(ILRI, Kenya), T.mutans (ILRI, Kenya) ve negatifkontrol olarak da sýðýr DNA'sý kullanýlmýþtýr.

Reverse Line Blotting (RLB): Bu aþamadakullanýlan problarýn tamamý negatif yüklüBiodyne C membrana (Pall Biosupport group,Ann Arbor, MI) kovalent olarak baðlanabilmeleriamacýyla, 5'-terminallerinde amino grubu (N-ter-minal N-(trifluoracetamidohexyl-cyanoethyl,N,N-diisopropyl phosphoramidite [TFA])-C6 aminolinker) ihtiva edecek þekilde Genset (Fransa),Isogen (Hollanda) ve MWG (Almanya) firmalarý-na sentezlettirilmiþtir (Çizelge 2).

Membran Georges ve ark. (16) ile Gubbels veark.(17)'nýn bildirdiði þekilde hazýrlanmýþtýr.Problar 500 mM NaHCO3 (pH 8.4) içinde 100-800 pmol/150 μl konsatrasyonlarda sulandýrýl-mýþtýr. Kullanýlacak olan membran oda ýsýsýnda 10dakika, 10 ml %16 EDAC (1-ethyl-3-(3-dimethy-

lamino-propyl)carbodiimide) (Sigma) ile aktiveedilmiþ ve sonra su ile yýkanmýþtýr. Membranyýkama iþleminden sonra MN45 miniblottera(Immunetics, Cambridge, Mass) yerleþtirilmiþtir.Membran üzerindeki kalýntý sývýlar iyice aspireedildikten sonra, ilk ve son kanala 2X SSPE ile%2 oranýnda sulandýrýlmýþ çini mürekkebi, diðerkanallara ise her probtan 150 μl dökülmüþ, odaýsýsýnda 1-2 dakika inkübe edilmiþtir. Ýnkübasyonsonunda kanallardaki sývýlar ayný þekilde aspireedilerek boþaltýlmýþtýr. Miniblotterdan çýkarýlanmembran 100 mM NaOH içinde 10 dakika inkübeedilerek inaktive edilmiþtir. Ýnaktivasyon sonundamembran 2X SSPE/0.1 SDS karýþýmýnda 60 °C'de5 dakika yýkanarak kullanýma hazýr hale getir-ilmiþtir.

RLB Hibridizasyonu: Hibridizasyon Georgesve ark. (16) ile Gubbels ve ark. (17)'na göreyapýlmýþtýr. Önceden elde edilen PZR ürünlerininher birinden 30 μl alýnarak, 2X SSPE/0.1 SDSkarýþýmý ile 150 μl'ye tamamlanmýþ ve 100 °C'de10 dakika denatüre edilmiþtir. Membran öncedendökülen prob sýralarý ile miniblotterýn kanallarý90° açý yapacak þekilde miniblottera yerleþtir-ilmiþtir. Membrandaki fazla sývý aspire edilerekuzaklaþtýrýlmýþtýr.

Denatüre edilen ve sulandýrýlan PZR ürünleriminiblotterýn kanallarýna dökülmüþ 42°C'de 1 saatboyunca inkübe edilerek, problarla hibridizasyon-larý saðlanmýþtýr. Bu aþamada miniblotterýn çalka-lanmamasýna dikkat edilmiþtir. Hibridizasyonsüresinin sonunda kanallardaki sývý aspireedilmiþtir. Miniblotterdan çýkarýlan membran, 2XSSPE/0.15 SDS solüsyonu ile 2 defa 52°C'de 10dakika yavaþça çalkalanarak yýkanmýþtýr. Bu iþle-mi takiben membran, 42 °C'de 30 dakika 10 mlHorseradish Peroksidaz ile iþaretlenmiþ strepta-vidin solüsyonunda hafif çalkalanarak (2XSSPE/%0.5 SDS ile 1:4000 oranýndasulandýrýlmýþ) inkübe edilmiþtir. Ýnkübasyonu tak-iben membran 2X SSPE/0.5 SDS ile 2 defa42°C'de 10 dakika yýkanmýþtýr. Son olarak, 2XSSPE ile 2 defa oda ýsýsýnda 5 dakika yýkanmýþtýr.

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

46

Page 49: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Membran 10 ml ECL sývýsýnda 1 dakika inkübeedilmiþtir. Ýnkübasyonu takiben sert bir zeminealýnan membranýn üzeri asetatla örtülerek, havakabarcýklarý uzaklaþtýrýldýktan sonra karanlýkortamda üzerine ECL hyperfilm konulmuþtur.Sinyal yoðunluðuna göre film 30 sn ile 1 saatarasýnda tutulmuþtur. Daha sonra filmler banyo

edilerek geliþtirilmiþtir. Deðerlendirmede filmlerüzerinde prob ve PZR ürünlerinin döküldüðüsýralarýnýn kesiþtiði yerlerde meydana gelen siyahlekeler pozitif olarak kabul edilmiþtir. ÝstendiðindeECL filmindeki görüntü UVP dokümantasyon sis-temi ile fotoðraf haline getirilmiþtir (Þekil 1).

Ýndirek Floresan Antikor Testi (IFAT):Indirek floresan antikor (IFA) testi için gerekliT.annulata piroplasm ve þizont antijenleri AnkaraÜniversitesi Veteriner Fakültesi Protozooloji veEntomoloji Bilim Dalýndan temin edilmiþtir.T.annulata piroplasm antijeni için 1:20, þizontantijeni için ise 1:40 temel titre olarak kabuledilmiþtir (7).

Kan Frotilerinin Tespiti, Boyanmasý veMuayenesi: Her bir hayvandan yapýlan incefrotiler laboratuvarda metil alkolde 5 dakika tespit

edildikten sonra %5'lik Giemsa boya solusyonu(PBS ile %5 oranýnda sulandýrýlmýþ Giemsa boy-asý, pH 7.2) ile oda ýsýnda 30-45 dakika boyan-mýþtýr. Daha sonra preparatlar mikroskoptaimmersiyon yaðý damlatýlarak mikroskobun100'lük objektifi altýnda incelenmiþ ve herpreparatta 200 mikroskop sahasý içinde bulunanpiroplazmalý eritrositler sayýlmýþ, bulunan sayý200 sahadaki enfekte eritrosit sayýsý (n/200) olarakkaydedilmiþtir.

Ýstatistiksel Deðerlendirmeler: Testlerin47

RLBF2

RLBF2

Gubbels ve ark., 1999Gubbels ve ark., 1999Biotinle iþaretli 5’TCT TCG ATC CCC TAA CTT TC’3

Þekil 1. PZR ürünlerinin RLB testine tabi tutulmasýndan sonra membranýn görüntüsü. Sýralar 1-43 Sahadan eldeedilen örneklerin PZR ürünleri (30 negatif kontrol). Sütunlar: Özgün problar 1- Catch all, 2- T.annulata, 3- T.buf-feli/orientalis, 4- T.mutans, 5- T.velifera, 6- T.taurotragi, 7- NaHCO3 buffer. (Orijinal)

Primerin Adý Diziliþi Kaynak

Çizelge 1 PZR'da Kullanýlan Primerler

5’GAC ACA GGG AGG TAG TGA CAA G’3

Theileria Babesia Türleri ( CatchAll)T. annulata

T. buffeli/orientalisT. mutans

T. taurotragiT. velifera

Gubbels ve ark., 1999

Özgün Olduðu Tür Diziliþ (5’-3’) Kaynak

Çizelge 2 Biodyne C membrana tutturulan aminolinkerli problarýn 5'-3' diziliþleri *

TAATGGTTAATAGGARCRGTTG

CCTCTGGGGTCTGTGCA

GGCTTATTTCGGWTTGATTTT

CTTGCGTCTCCGAATGTT

TCTTGGCACGTGGCTTTT

CCTATTCTCCTTTACGAGT

Gubbels ve ark., 2001

Gubbels ve ark., 1999

Gubbels ve ark., 1999

Gubbels ve ark., 1999

Gubbels ve ark., 1999

* T: thymine; A: adenine; C: cytosine; G: guanine; W: A veya T; R: A veya G.

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 50: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

sonuçlarý arasýndaki farklýlýklarýn istatistikselolarak önemliliði x2 (ki kare), uyumluluklarý iseKappa testi ile incelenmiþtir. Bu istatistiksel testleriçin SPSS 10.0 programý kullanýlmýþtýr.

BulgularBu çalýþma ile çalýþma merkezlerindeki 243

saðlýklý sýðýrýn mikroskobik baký, IFA ve RLB iletheileriosis pozitiflikleri saptanmýþ ve Çizelge 3'degösterilmiþtir.

Bu çizelgeden de anlaþýlacaðý gibi (Çizelge 3)sýðýrlarda theileriosis prevalans deðerlerininmikroskobik bakýda %27,57, IFA'da %28,80RLB'de %46,09 olduðu tespit edilmiþtir. Çalýþmamerkezlerine göre, mikroskobik bakýda, prevalansdeðeri -0- olan Kýzýlcahamam hariç diðer çalýþmamerkezlerinde pozitiflik oranýnýn %4,54-%66,66arasýnda, IFAT ile seroprevalansý -0- olan Merkezilçe ve Kýzýlcahamam hariç diðerlerinde sero-prevalans oranýnýn %9,09-%100 arasýnda, RLB ileçalýþma merkezlerinin tamamýnda pozitiflik sap-tanmýþ olup prevalans deðerlerinin %19,56-%66,66 arasýnda deðiþtiði tespit edilmiþtir.Testlerden herhangi biri ile pozitif bulunan hayvan

sayýsý göz önüne alýndýðýnda, Ankara bölgesindesýðýrlarda Theileria türleri prevalansýnýn %50,8(127/250) olduðu tespit edilmiþtir.

Çalýþmada uygulanan taný yöntemlerinin ista-tistiksel olarak deðerlendirilmesi, RLB ilemikroskobik baký, RLB (T.annulata, T.annula-ta+T.buffeli) ile IFAT (T.annulata) ve mikrosko-bik baký ile IFAT (T.annulata) karþýlaþtýrýlarakyapýlmýþtýr. Mikroskobik bakýda Theileria tür-lerinin ayrýmý yanlýþlýklara sebep olabileceðinden

sadece soy düzeyinde (Theileria sp.) deðer-lendirilmiþtir (Çizelge 4). RLB pozitif 112 örnek-ten, mikroskobik bakýda 67'sinin pozitif, 45'ninnegatif olduðu anlaþýlmaktadýr. Ayný çizelgedemikroskobik baký pozitif RLB negatif örnekbulunmadýðý görülmektedir. Testler kendi aralarýn-da karþýlaþtýrýldýðýnda RLB ile mikroskobik bakýuyumluluðunun %61,6, mikroskobik bakýduyarlýlýðýnýn %59,8, özgüllüðünün %100 olduðugörülmüþtür.

RLB'de saptanan T.annulata ve T.annulata +T.buffeli pozitiflikleri, IFA testinde saptananT.annulata seropozitifleri (T.buffeli antijeniolmadýðý için) ile karþýlaþtýrýlmýþtýr.

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

48

Çizelge 3. Mikroskobik baký, IFA ve RLB sonuçlarýnýn çalýþma merkezlerine göre daðýlýmý

HayvanSayýsý

Mikroskobik Baký

Pozitif246 2,34 0 0 9 19,56

1431 45,16 17 54,83 18 58,06

46 66,66 6 100 4 66,66

1945 42,22 24 53,33 28 62,22

244 4,54 6 13,63 17 38,63

922 40,90 2 9,09 9 40,90

010 0 0 0 6 60

1739 43,58 15 38,46 21 53,84

67243 27,57 70 28,80 112 46,09

%

IFAT

Pozitif %

RLB

Pozitif %Çalýþma Merkezleri

Merkez Ýlçe

Bala

Beypazarý

Çubuk

Elmadað

Haymana

Kýzýlcahamam

Polatlý

Toplam

Çizelge 4. RLB ve Mikroskobik baký sonuçlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý

Mikroskobik Baký

- + TOPLAM

176 (%72,4) 67 (%27,6) 243 (%100)

RLB- 131

(%100)0

131(%100)

45(%40,2)

67(%59,8)

112(%100)

+

TOPLAM

Page 51: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Bu çizelgeye göre (Çizelge 5) RLB pozitif 96örnekten, IFAT ile 62'sinin seropozitif, 34'ününseronegatif olduðu anlaþýlmaktadýr. Ayný çizelgedeRLB de negatif bulunan 8 örneðin IFA testi ileseropozitif olduðu görülmektedir. Testler kendiaralarýnda karþýlaþtýrýldýðýnda RLB ile IFAT 62(%64,6) örnekte uyumlu sonuç vermiþtir. RLB ile

IFA testi uyumluluðunun %62,1, RLB testine göreIFAT'ýn duyarlýlýðýnýn % 64,6, özgüllüðünün%94,6 olduðu görülmüþtür.

Mikroskobik baký ile IFAT (T.annulata)sonuçlarýnýn karþýlaþtýrmasý Çizelge 6'daverilmiþtir.

Buna göre (Çizelge 3.4) mikroskobik bakýdapozitif bulunan 67 örneðin IFA testi ile 48'ininseropozitif, 19'unun seronegatif olduðu tespitedilmiþtir. Mikroskobik bakýda negatif bulunan 22örneðin IFA testi ile seropozitif olduðu saptan-mýþtýr. Testler kendi aralarýnda karþýlaþtýrýldýðýndamikroskobik baký ile IFAT 48 (%71,6) örnekteuyumlu sonuç vermiþtir. Mikroskobik baký ile IFAtestinin uyumluluðunun %58,3; mikroskobikbakýya göre IFA testinin duyarlýlýðý %71,6, özgül-

lüðünün %87,5 olduðu görülmüþtür.Yukarýda deðerlendirilen her üç taný yöntemi

sonuçlarý arasýndaki farklýlýk, istatistiksel olarakönemli bulunmuþ (p<0.001), ayrýca RLB'nin diðeriki yönteme göre Theileria türlerinin saptanmasýn-da daha duyarlý olduðu anlaþýlmýþtýr.

Çalýþma merkezlerindeki sýðýrlarda Theileriaannulata ve T.buffeli'nin tespiti RLB ile gerçek-leþtirilmiþ ve türlerin daðýlýmý Çizelge 7'de göste-rilmiþtir.

49

Çizelge 7. RLB ile Theileria türlerinin çalýþma merkezlerine daðýlýmý

9/48 2 7 0

18/31 17 0 1

4/9 2 0 2

28/45 25 0 3

17/44 13 2 2

9/22 6 1 2

6/10 2 2 2

21/39 13 4 4

112/243 80 16 16

Çalýþma Merkezleri RLB Pozitif T.annulata T. buffeliT.annulata

+T.buffeli

Merkez Ýlçe

Bala

Beypazarý

Çubuk

Elmadað

Haymana

Kýzýlcahamam

Polatlý

Toplam

Çizelge 5. RLB (T.annulata, T.annulata+T.buffeli) ile IFAT (T.annulata) sonuçlarýnýn karþýlaþtýrmasý

IFAT

- + TOPLAM

173 (%71,2) 70 (%28,8) 243 (%100)

RLB- 139

(%94,6)8

(%5,4)147

(%100)

34(%40,2)

62(%64,6)

96(%100)

+

TOPLAM

Çizelge 6. Mikroskobik baký ile IFAT (T.annulata) sonuçlarýnýn karþýlaþtýrmasý

IFAT

- + TOPLAM

173 (%71,2) 70 (%28,8) 243 (%100)

MB- 154

(%87,5)22

(%12,5)176

(%100)

19(%28,4)

48(%71,6)

67(%100)

+

TOPLAM* MB:Mikroskobik baký

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 52: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Bu çizelgeden anlaþýlacaðý gibi (Çizelge 7) 112theileriosis olgusundan 80 (%32,92)'inde T.annu-lata, 16 (%6,58)'sýnda T.buffeli, geri kalan 16(%6,58)'sýnda ise T.annulata+T.buffeli bir aradabulunmuþ; çalýþma merkezlerinin tamamýndaT.annulata ve T.buffeli saptanmýþ, sadece T.annu-lata bütün çalýþma merkezlerinde, sadece T.buffeli

Bala, Beypazarý ve Çubuk hariç diðer merke-zlerde, iki türe birlikte Merkez ilçe hariç diðerçalýþma merkezlerinde rastlanmýþtýr.

Çalýþma dönemi içinde rastlanan klinik seyirli7 theileriosis olgusunda RLB ile T.annulata veT.buffeli türlerinin daðýlýmý Çizelge 8'de göste-rilmiþtir.

Bu çizelgeye göre (Çizelge 8) 7 hasta sýðýrdan5'inin T.annulata ile, 2'sinin T.annulata+T.buffelitürleri ile enfekte olduðu, sadece T.buffeli ileenfeksiyon saptanamadýðý görülmektedir.

Tartýþma ve SonuçSýðýrlarda theileriosis, kenelerle nakledilen,

Türkiye'nin de içinde bulunduðu tropik ve sub-tropik ülkelerde hayvancýlýðý tehdit eden veekonomik kayýplara yol açan önemli bir hastalýk-týr (26,35,44). Sýðýrlarda Theileria etkenlerindenTheileria annulata (Tropikal theileriosis), ülkem-izde her bölgede görülmekte ve her yýl büyükekonomik kayýplara neden olmaktadýr. Bununyanýnda serolojik ve mikroskobik teþhiste yanýl-gýlara sebep olan T.buffeli az patojen tür olarakkabul edilmektedir (44).

Hastalýðý atlatan hayvanlar portör halinegelmekte ve vektör kenelerin enfeksiyon kay-naðýný oluþturmakta, enfekte olmayan hayvanlar-dan klinik olarak ayrýlamamaktadýr. Bu portörhayvanlarda mikroskobik baký ile etkenlerin piro-plasmik formlarýný görmek ve çeþitli Theileria tür-leri arasýnda ayrým yapmak zor ve yanýlgýlara

sebep olmaktadýr (6,14). Özellikle saha þartlarýndabirden fazla türün oluþturduðu enfeksiyonlarda budurum önemli bir sorun olarak karþýmýza çýkmak-tadýr (8). Diðer taraftan hastalýk tanýsýnda dolaþým-daki antikorlarý ortaya koymak amacýyla IFAT,ELISA gibi serolojik yöntemler kullanýlmaktadýr(18,31). Ancak Theileria türleri arasýnda çaprazreaksiyonlarýn görülmesi, bu testlerin yeterinceduyarlý olmasýný engellemektedir (2,28). Bununyanýnda, uzun süreli portörlük durumlarýndakanda piroplasmik formlar bulunmasýna raðmen,antikorlar her zaman tespit edilememektedir (31).

Yukarýda belirtildiði gibi, Theileria türlerininteþhisinde gerek mikroskobik gerekse serolojikyöntemlerde karþýlaþýlan olumsuzluklar teþhistedaha duyarlý metotlarýn gerekliliðini ortaya koy-muþ ve moleküler biyolojideki geliþmelere paralelolarak, geliþtirilen PZR tekniði veteriner parazi-tolojide de yer bulmuþ ve theileria türlerininteþhisi ile ilgili çalýþmalarda kullanýlmaya baþlan-mýþtýr (3,8,9,10,20,37). Ancak tür spesifik PZRyöntemlerinin kullanýlmasý, her hastalýk etkeniiçin ayrý testlerin yapýlmasý gerektiðinden hemzaman hem de ekonomik kayýplara neden olmak-

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

50

Çizelge 8. Hasta hayvanlarda RLB'ye göre theileria türlerinin daðýlýmý

2 2 0 0

3 1 0 2

2 2 0 0

7 5 0 2

ÇalýþmaMerkezleri

Hasta HayvanSayýsý

T.annulata T. buffeli

RLB

T.annulata + T.buffeli

Merkez Ýlçe

Beypazarý

Gölbaþý

TOPLAM

Page 53: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

tadýr. Bu nedenle bir defada birden fazla hastalýketkeninin teþhisine olanak saðlayan ve aynýzamanda PZR'a göre daha duyarlý olan bu çalýþ-mada da uygulanan RLB yöntemi geliþtirilmiþtir(16,17).

Bu çalýþma ile ayný zamanda RLB, mikrosko-bik baký ve IFAT'ýn duyarlýlýk ve özgüllükbakýmýndan karþýlaþtýrmalarý da yapýlmýþtýr.RLB'ye göre mikroskobik bakýnýn duyarlýlýðý%59,8; IFAT'ýn duyarlýlýðý %64,6 olarak saptan-mýþ ve RLB'nin diðer iki yönteme göre Theileriatürlerinin saptanmasýnda daha duyarlý ve özgülolduðu anlaþýlmýþtýr.

Diðer taraftan bu çalýþmada kullanýlan teþhisyöntemlerinden mikroskobik baký ve RLB'de sap-tanan pozitiflikler karþýlaþtýrýldýðýnda, RLB'depozitif olan 45 örneðin, mikroskobik bakýdanegatif olmasý RLB'nin daha duyarlý olduðununbir kanýtýdýr. Ayný zamanda d'Oliveira ve ark. (8)ve Martin-Sanchez ve ark. (23)'nýn yaptýðý çalýþ-malarla paralellik göstermektedir. Bunun yanýndaRLB (T.annulata, T.annulata+T.buffeli) ve IFAT(T.annulata)'da saptanan pozitiflikler karþýlaþ-týrýldýðýnda, IFAT'da pozitif olan 8 örneðin RLB'denegatif olmasý, Papadopoulos ve ark. (28)'nýn dabelirttiði gibi IFA testinin baþka bir tür ile çaprazreaksiyon verme olasýlýðýna veya kanda etkenbulunmadýðý halde antikorlarýn varlýðýný devamettirmesine (17) baðlanabilir. Bunun aksineRLB'de pozitif olan 34 örneðin, IFAT'da negatifolmasý, kanda etkenlerin olduðu halde antikorlarýnbulunmadýðýný göstermektedir ki bu durumun daPipano (31), d'Oliveira ve ark. (8) ve Martin-Sanchez ve ark. (23)'nýn bildirdiði gibi, Theileriaenfeksiyonlarýndan sonra uzun süreli portörlükdurumlarýnda kanda piroplasmik formlarýn bulun-masýna raðmen, antikorlarýn zamanla azalmasýnabaðlý olduðu düþünülmektedir.

Orta Anadolu bölgesinde yapýlan çalýþmalardamikroskobik bakýda prevalansýn %17,87-%94,32

arasýnda olduðu bildirilmiþtir (15,27). Bu çalýþma-da ise Ankara çevresinde mikroskobik bakýdasýðýrlarda theileriosis'in prevalansý %29,6 olaraktespit edilmiþtir. Ankara çevresinde IFA testi ileyapýlan serolojik çalýþmalarda T.annulata'nýnseroprevalansý %19-31,7 (34)- %44,9 (45) oran-larýnda bulunmuþtur. Bu çalýþmada ise IFA testinegöre Ankara çevresinde T.annulata'nýn sero-prevalansý %28,80 olarak tespit edilmiþtir. Bugünekadar Türkiye'de Theileria türlerinin teþhisikonusunda moleküler biyolojik metotlarla yapýlançalýþmalar çok az sayýdadýr. PZR ile T.annu-lata'nýn teþhisi ilk olarak Aktaþ ve ark. (1) tarafýn-dan yapýlmýþ ve %30,9 oranýnda pozitiflik tespitetmiþlerdir. Vatansever ve Nalbantoðlu (45) nest-ed-PZR ile Ankara bölgesinde T.annulata'nýnprevalansýný %61,2 olarak bildirmiþlerdir. Buçalýþmada ise Ankara bölgesinde RLB ileTheileria türlerinin prevalansý %47,6 (%34T.annulata, %6,4 T.buffeli, %7,2 T.annulata +T.buffeli) olarak tespit edilmiþtir.

Bu çalýþmada Türkiye'de sýðýrlarda Theileriatürlerinin teþhisinde ilk defa PZR testini hibridiza-syonla birleþtiren RLB testi kullanýlmýþtýr.Mikroskobik baký ve IFA testi ile yapýlankarþýlaþtýrmalarda RLB'nin daha duyarlý ve özgülolduðu ortaya konmuþtur. RLB ile ayný anda çoksayýda örnekte birden fazla Theileria türününteþhisi ve bunlarýn miks enfeksiyonlar meydanagetirebileceði tespit edilmiþtir. Bu metot ile direktetken teþhis edildiðinden, hastalýðýn yayýlmasýndavektör keneler için kaynak oluþturan portör hay-vanlarýn tespit edilmesi açýsýndan da faydalý ola-bileceði sonucuna varýlmýþtýr. Testin saðladýðýpratik yararlar yanýnda, Ankara bölgesinde sýðýr-larda Theileria türlerinin yayýlýþý ile ilgili güncelveriler elde edilmiþ ve Türkiye'de ilk defa sýðýrlar-da Theileria buffeli'nin varlýðý ortaya konmuþtur.

51

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 54: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

• KAYNAKLAR •

1. AKTAS, M., DUMANLI, N., CETINKAYA,B., CAKMAK, A. (2002). Field evaluation ofPCR in detecting Theileria annulata infection incattle in eastern Turkey, Vet.Rec., 150: 548-549.2. BURRIDGE, M. J., BROWN, C.G., KIM-BER, C. D.(1974). Theileria annulata: crossre-actions between cell culture schizont antigen andantigens of East African species in the indirectfluorescent antibody test. Exp. Parasitol., 35:374-380.3. BISHOP, R., SOHANPAL, B., KARIUKI,D. P., YOUNG, A.S., NENE, V., BAYLIS, H.,ALLSOPP, B.A., SPOONER, P.R., DOLAN,T.T., MORZARIA, S.P. (1992). Detection of acarrier state in Theileria parva-infected cattle bythe polymerase chain reaction. Parasitol., 104:215-232.4. BEKKER, C., de VOS, S., TAOUFIK, A.,SPARAGANO, O., JONGEJAN, F. (2002).Simultaneous detection of Anaplasma andErlichia species in ruminants and detection ofErlichia ruminantum in Amblyomma variegatumticks by reverse line blot hybridisation. Vet.Microbiol., 89: 223-238.5. CALDER, J.A.M., REDDY, G.R.,CHIEVES, L., COUTNEY, C.H., LÝTTLE, R.,LIVENGOOD, J.R., NORVAL, R.A.I., SMITH,C., DAME, J.B. (1996). Monitoring Babesiabovis infection in cattle by using PCR-based tests.J. Clin.Microbiol., 34(11): 2748-2755.6. CECI, L., JONGEJAN, F., CARELLI, G.,TASSI, P., SPARAGANO, O. (1999).Identification of Theileria buffeli/orientalis andBabesia bigemina in Apulian cattle using molec-ular techniques and study of changes in bloodparameters. Parassitologia., 41(Suppl. 1): 31-32.7. ÇAKMAK, A. (1987). Untersuchungen zurýnzidenz von Hamoparasiten in einer Rinderherdein der Provinz Ankara. Hannover, Tierarztl.Hocsch., Diss., 133p.

8. d'OLIVEIRA, C., VAN DER WEIDE, M.,HABELA, M.A., JACQUIET, P., JONGEJAN,F. (1995). Detection of Theileria annulata inblood samples of carrier cattle by PCR. J.Clin.Microbiol., 33: 2665-2669.9. d'OLIVEIRA, C., VAN DER WEIDE.,JACQUIET, P., JONGEJAN, F. (1997).Detection of Theileria annulata by the PCR inticks (Acari:Ixodidae) collected from cattle inMauritania. Exp. Appl. Acarol., 21: 279-291.10. de KOK, J. B., D'OLIVEIRA, C., JONGE-JAN, F. (1993). Detection of the protozoan para-site Theileria annulata in Hyalomma ticks by thepolymerase chain reaction, Exp.Appl.Acarol.,17:839-846.11. DOLAN, T.T. (1989). Theileriasis: a compre-hensive review. Rev. Sci. Tech. Off. Int. Epiz., 8,1:11-36.12. FAHRIMAL, Y., GOFF, W.L., JASMER,D.P.(1992). Detection of Babesia bovis carriercattle by using polymerase chain reaction ampli-fication of parasite DNA. J.Clin. Microbiol.,30(6): 1374-1379.13. FIGUEROA, J. V., CHIEVES, L. P.,JOHNSON, G. S., BUENING, G. M. (1993).Multiplex polymerase chain reaction based assayfor the detection of Babesia bigemina, Babesiabovis and Anaplasma marginale DNA in bovineblood, Vet.Parasitol., 50: 69-81.14. FIGUEROA, J. V., BUENING, G. M.(1995). Nucleic acid probes as a diagnosticmethod for tick-borne hemoparasites of veteri-nary importance. Vet.Parasitol., 75: 75-92.15. GÖKSU, K. (1959). Ankara ve civarý sýðýr-larýnda theileriosis üzerinde sistematik araþtýr-malar. Tez, Ankara Üniv. Vet. Fak. Yay. No:115/60, Yeni Matbaa, Ankara, 73s.16. GEORGES, K., LORIA, G. R., RIILI, S.,GRECO, A., CARACAPPA, S., JONGEJAN,F., SPARAGANO, O. (2001). Detection ofhaemoparasites in cattle by reverse line blothybridisation with a note on the distribution of

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

52

Page 55: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ticks in Sicily. Vet. Parasitol., 99: 273-286.17. GUBBELS, M. J., deVOS, S., VAN DERWEIDE, M., VISERAS, J., SCHOULS, L.M.,de VRIES, E., JONGEJAN, F. (1999).Simultaneous detection of bovine Theileria andBabesia species using reverse line blottinghybridization. J.Clin. Microbiol., 37: 1782-1789.18. KACHANI, M., FLACH, E.,WILLIAMSON, S., MCDONALD, F.,SHIELS, B., SPOONER, R.L., AND OUHEL-LI, H. (1994). The use of ELISA in theileriosisstudies in Morocco. European Union thirdCoordination Meeting on Tropical Theileriosis,Antalya, Turkey, p: 49-51.19. KAMERBEEK, J., SCHOULS, L., KOLK,A., VAN AGTERVELD, M., VAN SOOLIN-GEN, D., KUIJPER, S., BUNSCHOTEN, A.,MOLHUIZEN, H., SHAW, R., GOYAL, M.,VAN EMBDEN, J. (1997). Simultaneous detec-tion and strain differentiation of Mycobacteriumtuberculosis for diagnosis and epidemiology.J.Clin. Microbiol., 35 (4): 907-914.20. KIRVAR, E., ILHAN, T., KATZER, F.,HOOSHMAND-RAD, P., ZWEYGARTH, E.,GERSTENBERG, C., PHIPPS, P., BROWN,C. G. (2000). Detection of Theileria annulata incattle and vector ticks by PCR using the Tams1gene sequences, Parasitology, 120:245-254.21. LEVINE, N. D. (1985). VeterinaryProtozoology. Iowa State University Press, Ames,p: 313-328.22. LUNEMANN, J. D., ZARMAS, S.,PRIEM, S., FRANZ, J., ZSCHENDERLEIN,R., ABERER, E., KLEIN, R., SCHOULS, L.,BURMESTER, G. R., KRAUSE. A.(2001).Rapid typing of Borrelia burdgoferi sensu latospecies in speciments from patients with differentmanifestations of Lyme borreliosis. J. Clin.Microbiol., 39: 1130-1133.

23. MARTÝN-SÁNCHEZ, J., VISERAS, J.,ADROHER, F. J., GARCÝA-FERNANDEZ, P.

(1999). Nested polymerase chain reaction fordetection of Theileria annulata and comparisonwith conventional diagnostic techniques: its usein epidemiology studies. Parasitol. Res., 85: 243-245.24. MÝMÝOÐLU, M., ULUTAÞ, M., GÜLER,S. (1971). Yurdumuz sýðýrlarýnda theileriosisetkenleri ve diðer kan parazitleri. Ajans - TürkMatbaacýlýk Sanayii, Ankara, 89s.25. NEITZ, W.O. (1957). Theileriosis, gonderio-sis and cytauxoonoses. Ondestepoort J. Vet. Res.,27 (3): 319-346.26. NORVAL, R.A.I., PERRY, B.D. ANDYOUNG, A.S (1992) The Epidemiology ofTheileriosis in Africa. Academic Press, London.,p: 481.27. ÖZCAN, C. (1961). Ankara civarýnda evcilhayvanlarda piroplasmose vak'alarý ve tedavileriüzerinde araþtýrmalar. Doç. Tez. Ankara Üniv.Vet.Fak. Yay., 143, 83.28. PAPADOPOULOS, B., PERIE, N.M.,UILENBERG, G. (1996a). Piroplasms ofdomestic animals in the Macedonia region ofGreece 1. Serological cross-reactions.Vet.Parasitol., 63: 41-56.29. PIPANO, E. (1965). Piroplasmosis- Areview. Refuah Vet., 22, 181-175.30. PIPANO, E. AND CAHANA, M. (1969).Fluorescent antibody test for the serodiagnosis ofTheileria annulata. J. Parasitol., 55: 765.31. PIPANO, E. (1974). Immunological aspectsof Theileria annulata infection. Bull. Off. Int.Epiz., 31, 1-2:139-159.32. RANDALL, K., SAIKI, B.S., CHU-ANCHAN, P.D., COREY, H., LEVENSON, P.D.,TINA, C., WARREN, B.A., CORINNE, D.,BOEHM, M.S., HAIG, H., KAZAZIAN,Jr.M.D., HENRY, A., ERLICH, P.D. (1988).Diagnosis of sickle cell anemia and β-Thalassemia with enzimatically amplified DNAand nonradioactive allele-spesific oligonucleotideprobs. N.Engl. J. Med,. 309 (9): 537-541.

53

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 56: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

33. RIJPKEMA, S. G., MOLKENBOER, M.J., SCHOUL, L. M., JONGEJAN, F.,SCHELLEKENS, J. F. (1995). Simultaneousdetection and genotyping of three genomicgroups of Borrelia burdgoferi sensu lato in DutchIxodes ricinus ticks by characterization of theamplified intergenic spacer region between 5Sand 23S rRNAgenes. J. Clin. Microbiol., 33:3091-3095.34. SAYIN, F., DÝNÇER, Þ., KARAER, Z.,ÇAKMAK, A., ÝNCÝ, A., YUKARI, B.A.,EREN, H. AND BROWN, C.G.D. (1992).Epidemiological study on tropical theileriosisaround Ankara. In: Veteriner Hekimliði Öðreni-minin 150. Yýlý, Ankara, Türkiye, p: 263-278.35. SAYIN, F., DÝNÇER, Þ., ÇAKMAK, A.,ÝNCÝ, A., YUKARI, B.A., VATANSEVER, Z.,NALBANTOÐLU, S., DENÝZ, A. (1997). Tick-borne diseases in Turkey. Trop. Anim. Hlth.Prod., 29: 53S.36. SPARAGANO, O. (1999). Molecular diag-nosis of Theileria and Babesia species.J.Vet.Parasitol., 13(2): 83-92.37. SPARAGANO, O., ALLSHOP, M.T.,MANK, R.A., RIJPKEMA, S.G., FIGUEROA,J.V., JONGEJAN, F. (1999). Molecular detec-tion of pathogen DNA in ticks (Acari: Ixodidae)Exp. Appl. Acarol., 23: 929-960.38. SPARAGANO, O., LORIA, G. R.,GUBBELS, M. J., DE VOS, A. P., CARACAP-PA, S., JONGEJAN, F. (2000). Integratedmolecular diagnosis of Theileria and Babesiaspcies of cattle in Ýtaly. Ann. N. Y. Acad.Sci.,916: 533-539.39. SPARAGONA, O., CARELLI, G., CECI,L., SHKAP,V., MOLAD, T., VITALE, F.,LORIA, G. R., REALE, S., CARACAPPA, S.,BOUATTOUR, A., ALMERIA, S., CASTEL-LA, J., CORCHERO, E., HABELA, M.(2002). Pan-Mediterranean comparison for the

molecular detection of Theileria annulata. Ann.N. Y. Acad. Sci., 969: 73-77.40. TÜZER, E. (1981). Ýstanbul ili ve çevresindesýðýrlarda görülen Babesia, Theileria veAnaplasma türleri ve bunlardan oluþan enfeksiy-onlarýn yayýlýþý üzerinde araþtýrma. Ýst.Üniv. Vet.Fak. Derg., 8 (1):97-110.41. UILENBERG, G. (1981a). Theilerialspecies of domestic livestock. In: Irvin, A.D.,Cunningham, M.P., Young, A.S. Advances in theControl of Theileriosis.Proceeding of anInternational Conference Held at ILRAD,Nairobi, 9-13 February 1981. Martinus Nijhoff,The Hague, p: 4-37.42. UILENBERG, G. (1981b). Theilerial infec-tion other than East Coast Fever. In:Diseases ofCattle in the Tropics. Eds. M.Ristic and I. McIntyre, Martinus Nijhoff Publishers, The Haguep:411-427.43. UILENBERG, G. (1994). Significance oftick-borne haemoparasitic diseases to animalhealth in the tropics. p. 7-28. In G. Uilenberg, A.Permin, J. W. Hansen (Eds), Use of applicablebiotechnological methods for diagnosinghaemoparasites. Food and AgricultureOrganization of the United Nations, Rome, Italy.44. UILENBERG, G. (1995). International col-laborative research: significance of tick-bornehemoparasitic diseases to world animal health.Vet. Parasitol., 57: 19-41.45. VATANSEVER, Z., NALBANTOÐLU, S.(2002). Sahada Theileria annulata ile enfektesýðýrlarýn Nested PZR (Polimeraz ZincirReaksiyonu), IFA (Ýndirekt Floresan Antikor)testi ve kan frotisi bakýsý ile saptanmasý.Turk.J.Vet.Anim.Sci., 26: 1465-1469.46. ZARLENGA, D.S., HIGGINS, J. (2001).PCR as a diagnostic and quantitative technique inveterinary parasitology. Vet. Parasitol., 101: 215-230.

Sýðýrlarda Theileria Türlerinin Reserve Line Blotting ve Ýndirek Floresan Antikor Testi • DENÝZ, KARAER

54

Page 57: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

ÖzetÇalýþmada 4 yaþlý Akkaraman ýrký bir koyunda,

koyunlarda seyrek gözlenen tüberküloz olayýtanýmlanmýþtýr. Lezyonlarýn akciðer ve mediasti-nal lenf düðümü ile sýnýrlý olduðu gözlenmiþ, dahatipik kazefiye granulomlar mediastinal lenfdüðümünde tespit edilmiþtir. Mikroskobik olaraktipik tüberküllere ilave olarak çok çekirdekli devhücrelerin azlýðý dikkat çekmiþtir. Ziehl-Neelsenboyamalarda ise aside dirençli bakteriler nekrotikalanlar ve çevresinde az sayýda görülmüþtür.

Anahtar kelimeler: Akciðer, mediastinal lenfdüðümü, tüberküloz, patoloji

SummaryIn this report, a case of lung and mediastinal

lymph node tuberculosis, rare in sheep, is describedin a 4-year-old Akkaraman sheep. Although tuber-culose lesions were seen in both lung and mediasti-nal lymp node, more typical granulomas weredetected in lymph node. Except the classicalhistopathological findings, characteristic multinuc-leated giant cells were not prominent.

Key words: Lung, mediastinal lymph node,tuberculosis, pathology

GiriþKoyun ve keçilerde seyrek görülen tüberküloz

daha çok Mycobacterium tuberculosis veMycobacterium avium tarafýndan oluþturulmaktaolup keçi ve koyunlarda enfeksiyonun asýl yolu-nun respiratorik olduðu düþünülmektedir (2, 6).

Bu raporda Isparta'da bir mezbahada gözlenen4 yaþlý Akkaraman ýrký koyunda akciðer ve medi-astinal lenf düðümü tüberkülozu tanýmlanmýþtýr.

Materyal ve MetotMezbaha Veteriner Hekiminin bildirdiðine

göre; antemortem muayenede koyunun zayýfolmasý ve sürekli öksürmesi, kesim sonrasýmuayenesinde ise göðüs boþluðu, akciðer vemediastinal lenf düðümünde multifokal granulom-larýn görülmesi üzerine bahsedilen organlarla bir-likte diðer iç organlar tüberküloz þüphesiyleKonya Veteriner Kontrol ve AraþtýrmaEnstitüsü'ne getirilmiþtir.

Histopatolojik incelemeler için akciðer ve lenfdüðümünden alýnan doku örnekleri % 10'luk for-malin solusyonunda tesbit edilerek rutin iþlemler-den geçirildikten sonra hazýrlanan parafin bloklar-dan alýnan 5-6 mikronluk kesitler rutin incelemeiçin Hematoksilen-Eozin (H-E), aside dirençlibakteriler için Ziehl-Neelsen (Z-N) (Bio-Opticca;Katalog no: 04-110802) ve mantar þüphesi için iseGrocott (Bio-Opticca; Katalog no: 04-043823)boya kitleriyle protokolüne uygun boyandý.

BulgularMakroskobik incelemelerde; akciðer büyümüþ

ve volümünöz olup, sol kraniyal ve kaudalloblarýn çoðu kesimlerinde kazeöz-purulent içerik(resim 1a) ve kesit yüzünde fibrino-purulent vekazöz deðiþiklikler dikkati çekti (resim 1b). Kesityüzünde sýzan irin ise sarýmtýrak-gri renkte olupkývamý kremadan peynirleþmeye kadar deðiþmek-teydi. Mediastinal lenf düðümü de büyümüþ ve

55

AKKARAMAN IRKI KOYUNDA AKCÝÐER VE MEDÝASTÝNAL LENFDÜÐÜMÜ TÜBERKÜLOZU

“Lung and Mediastinal Lymph Node Tuberculosis in an Akkaraman Sheep”

Akkaraman koyunda tüberküloz

Ertan ORUÇ* • Burhan TOPRAK**

* Konya Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü Müdürlüðü, 42080, Meram, KONYA** Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü Müdürlüðü, 06020, Etlik, ANKARA

Page 58: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

8X6X5 boyutlarýna ulaþmýþtý. Oldukça sertkývamlý lenf düðümünde nodüler þiþkinlikler olupödematöz görünümde idi. Kesit yüzünde ise çoksayýda düzenli yerleþmiþ, kazeifikasyona uðramýþve ortalarý mineralize granulomlarýn en dýþtaoldukça organize fibröz kapsulasyonla çevre-lendiði dikkati çekti. (resim 2) .

Histopatolojik incelemelerde akciðerde yaygýnkoagulasyon ve kazeifikasyonla yer yer orta ke-simlerde sýnýrlý distrofik kalsifikasyona uðramýþalanlar gözlendi. Nekrotik bölgeler lenfosit, plaz-ma hücresi, histiyosit ve epiteloid hücreler ile endýþta zaman zaman fibröz proliferasyonla çevre-lenmiþti. Tipik çok çekirdekli dev hücrelerine rast-lanmazken tüm akciðer kesitlerinde sadece birkaçadet düzensiz dev hücreleri dikkati çekti.Akciðerin diðer kýsýmlarýnda ise fibrinli ya da irin-li bronkopnömoni tablosu hakimdi.

Daha tipik granulomlara lenf düðümünde rast-landý. Ortalarý distrofik kalsifikasyona uðramýþkazeifiye alanlar lenfo-histiyositik ve plazmahücreleri ile birlikte en dýþta oldukça iyi organizeolmuþ fibröz proliferasyonla çevrelenmiþti (resim3a). Spesifik dev hücreleri lenf düðümlerinde deoldukça az gözlendi.

Ziehl-Neelsen boyamalarda aside dirençlibasillere hem akciðer hemde lenf düðümündenekrotik alanlar ve çevresinde rastlanýrken, mantarþüphesi için yapýlan Grocott boyamalarda mantaryapýlarý gözlenmedi.

Tartýþma ve SonuçKoyun ve keçilerde insan tipi hariç olmak

üzere tüberküloz basiline karþý bilinen bir dirençolmamakla birlikte yine de seyrek rastlanmaktadýr(2, 6). Bu türlerde tüberkülozun seyrekgörülmesinin sebebi de tam olarak bilinmemekte-dir. Koyunlarda tüberküloz olgularý dünyada daoldukça sýnýrlý rapor edilmiþtir. Alaku ve Moruppa(1) 1981-1990 yýllarý arasýnda Maidiguri mezba-hasýndaki gözlemlerinde koyun ve keçitüberkülozuna oldukça seyrek rastladýklarýnýbildirmiþlerdir. Yine yapýlan literatür taramasýndaülkemizde koyun pnömonileri ile ilgili yapýlançalýþmalarda da tüberküloz vakasý

bildirilmemiþtir. Kýran ve ark. (5) 1083 koyundan83'ünde, Hazýroðlu ve ark. (4) 13588 koyunun500'ünde pnömoni tesbit etmiþken tüberkülozolayýndan bahsetmemiþlerdir.

Bu vakada gözlemlenen akciðer ve mediastinallenf düðümü tüberkülozu koyun tüberkülozunundaha çok respiratorik kökenli olduðunu bildirenaraþtýrýcýlarý (1, 2) desteklemektedir. NitekimAlaku ve Moruppa (1) koyun tüberkülozunun %66 oranýnda akciðerle iliþkili olduðunu raporetmiþlerdir.

Çalýþmada tesbit edilen makroskobik vemikroskobik bulgular genelde önceki verilere (1,2, 3, 6, 7) uymakla birlikte bazý farklýlýklar dikkatiçekmiþtir. Bunlar tüberküloz granulomlarýnýn lenfdüðümünde oldukça iyi kapsüllenmesi ancakbunun tersine akciðerde daha zayýf olmasý, yinemikroskobik incelemelerde çok çekirdekli devhücrelerine hem akciðerde hem de lenf düðümükesitlerinde oldukça nadir rastlanmasýdýr.

Sonuç olarak; çalýþmada koyunlarda seyrekgözlenen tüberküloz olayý 4 yaþlý Akkaraman ýrkýbir koyunda tespit edilmiþ olup lezyonlarýnakciðer ve mediastinal lenf düðümü ile sýnýrlýolduðu gözlenmiþtir. Tipik kazefiye granulomlaramediastinal lenf düðümünde rastlanýlýrken, granu-lomlarda çok çekirdekli dev hücrelerin azlýðýdikkat çekmiþtir. Ziehl-Neelsen boyamalarda iseaside dirençli bakteriler nekrotik alanlar veçevresinde az sayýda kendini göstermiþtir.

• KAYNAKLAR •

1. ALAKU S O, MORUPPA S M. (1993).Tuberculosis condemnations in livestock slaugh-tered for meat in northeastern Nigeria. PreventiveVeterinary Medicine, 15, 67-72.

2. DUNGWORTH D L. (1985 ). TheRespiratory system. JUBB, KVF, KENNEDY, PCve PALMER, N. Eds. Pathology of DomesticAnimals. Third ed., Vol. 2, pp. 493-502. AcademicPress, San Diego.

3. GUTTÝEREZ M, MARIN J F G. (1999).Cryptoccoccus neoformans and Mycobacteriumbovis causing granulomatous pneumonia in a goat.

Akkaraman Irký Koyunda Akciðer ve Mediastinal Lenf Düðümü Tüberkülozu •ORUÇ, TOPRAK

56

Page 59: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Vet. Pathol. 36, 445-448. 4. HAZIROGLU R, DÝKER K S, GULBA-

HAR M Y, AKAN M, GUVENC T. (1994).Studies of the pathology and microbiolgy of pneu-monic lung of lambs. Dtsch Tierarztl Wochenschr,101, 441-443.

5. KIRAN M M, BERKÝN Þ, KAYA O,DÝNÇER Z. (1993). Konya bölgesi koyun pnö-monilerinde patolojik ve etiyolojik araþtýrmalar.S.Ü.Vet.Fak.Derg. 9, 3-9.

6. RADOSTITS O M, BLOOD D C, GAY CC. (1994). Diseases caused by bacteria, Diseasescaused by Mycobacterium spp. VeterinaryMedicine, 8th edition., pp. 830-850. BailliereTindall.

7. THOEN C O, CHIODINI R. (1993).Mycobacterium. GYLES, C.L. and THOEN, C.O.Eds. Pathogenesis of Bacterial Infection inAnimals. Second edition. Pp. 44-56, Iowa StateUniversity press, Ames.

57

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 60: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

58

Page 61: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Zoonoz terimi ilk kez Wirchrow tarafýndanhayvanlardan insanlara geçen hastalýklarý belirt-mek için kullanýlmýþtýr. Bu tanýmlama daha sonraFAO/WHO ortak uzmanlar grubunca "Doðalolarak hayvanlardan insanlara, insanlardan dahayvanlara geçen hastalýklar" olarak deðiþti-rilmiþtir (9).

Zoonozlarýn hayvanlardan insanlara geçiþleri,parazitlerin çok çeþitli olan geliþme özelliklerinebaðlýdýr. Buna göre zoonozlar, bulaþýk gýda mad-deleri ve sularla, arakonakçý ödevini gören bazýarthropodlarýn tesadüfen yutulmalarýyla, bazýparazitlerin larvalarýnýn aktif hareketleriyle,hastalýðý meydana getirecek olan arthropod larvave yumurtalarýyla derinin enfekte edilmesi sonu-cunda konakçý organizmaya girebilmektedir (8).

BALANTIDIOSISÝnsanda parazit olarak yaþayabilen bu proto-

zoon, kalýn baðýrsak mukozasýnda ve mukozaaltýndaki dokularda çoðalarak balantidium dizan-terisine (Balantidiosis) neden olur. Ýnsan balanti-diumu maymunlara, domuzlara, kedilere, kobay-lara ve sýçanlara bulaþtýrýlabilir. Fakat bu hayvan-larýn balantidiumlarý insanlara bulaþtýrýlamaz (12).

Geliþme: Ýnsan baðýrsaðýnda yaþayabilen enbüyük protozoon olarak tanýnan Balantidium co-li'nin trofozoit ve kist þekilleri vardýr. Gýda vesuyla alýnan kistlerle enfeksiyon meydana gelir.Bu protozoon kalýn baðýrsakta enine ikiyebölünerek çoðalýr. Kist oluþacaðý zaman trofo-zoitler yuvarlaklaþýr ve etrafýna bir zar oluþturur.Sulu dýþkýyla trofozoit þeklinde dýþarý atýlan B.coli, dýþarýda da kist þekline dönüþebilir. Dirençliolan þekil kistlerdir. Nemli dýþkýda birkaç haftacanlý kalabilirler. Dýþkýyla dýþarý atýlan kistlerinyutulmasýyla kalýn baðýrsakta trofozoit çýkar vekalýn baðýrsak mukozasýna geçer (12).

Epidemiyoloji: Dünyada seyrek olarak insan-larda görülmektedir. Yurdumuzda da görülmüþtür.Balantidium coli, domuzlarda çok sýk görülen vegeniþ yayýlýþ gösteren bir protozoondur. Bulaþmadýþkýyla yayýlan olgun kistlerin besin ve içmesuyuyla ya da doðrudan ellere bulaþarak aðýzdanalýnmasýyla olmaktadýr. Korunmada, gýda hijyeni,domuz dýþkýsýndan kaçýnmak, özellikle balantidi-um taþýyan saðlam portörlerin tedavi edilmesiönerilir (12).

LEISHMANIOSISLeishmania türleri memelilerin zorunlu hücre

içi parazitidirler ve enfekte Phlebotomus’lar(Tatarcýk) tarafýndan kan emme sýrasýndabulaþtýrýlmaktadýr.

1. Visceral Leishmaniosis (Ýç Organ Leish-maniosisi): Leishmania donovani, L. infantum veL. chagasi

2. Cutaneus Leishmaniosis (Deri Leishmanio-sisi):

a- Þark Çýbaný: Leishmania tropica, L. major,L. aethiopica, L. mexicana

b- Orman Çýbaný: Leishmania brasiliensisguyanensis, L. braziliensis panamensis

c- Uta: Leishmania peruviana3. Muco-cutaneus Leishmaniosis (Espundia):

Leishmania braziliensis braziliensis (12).Visceral Leishmaniosis (Kala-Azar): Leishmania ilk kez 1900 yýlýnda Leishman

tarafýndan Hindistan'da dizanteriye yakalanarakÝngiltere'ye gönderilen bir hastanýn dalak yay-masýnda görülmüþtür (12).

Epidemiyoloji: Kala-Azar'da en önemli re-zervuar köpeklerdir. Bazý bölgelerde tilki, çakal,yabani kemiriciler de rezervuar olabilir. Kala-Azar'da vektör çeþitli tatarcýk türleridir. Doðu

59

ZOONOZ PROTOZOONLAR

Ýbrahim BALKAYA*

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

* Etlik Merkez Veteriner Kontrol ve Araþtýrma Enstitüsü, ANKARA

Page 62: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Akdeniz bölgesinde Phlebotomus major, P. perni-ciosus, P. perfilievi, P. papatasii ve P. sergentimuhtemelen en önemli türlerdir. Ýnfekte insanýveya hayvaný sokan tatarcýkta 8-10 gün sonraenfeksiyon geliþir. Tatarcýkta üreyen promastigotþekilleri farinkste bir týkaç oluþturur. Tatarcýk kanemme esnasýnda bu týkacý gevþetir ve bir kýsýmpromastigot yeni konaða geçer. Tatarcýðýn deriüzerinde ezilmesi ile de derideki çiziklerden pro-mastigotlar girebilir. Etkenler omurgalý konaktaamastigot, omurgasýz konakta promastigot þek-linde bulunurlar (7).

Leishmania infantum: Reticulo endotelyal sis-teme yerleþip sýklýkla çocuklarda, nadiren eriþkin-lerde Akdeniz çevresi ülkelerinde Kala-Azar adýverilen enfeksiyona neden olur. Kesin konakinsandýr. Köpek ve kemiricilerde de enfeksiyonoluþturabilir. Arakonaklarý phlebotomuslardýr (12).

Leishmania donovani: Hindistan'da eriþkin-lerde görülen Kala-Azar etkenidir. Kesin konakinsan, arakonak Phlebotomus argentipes'dir (12).

Leishmania chagasi: Güney Amerika'daeriþkinlerin ve çocuklarýn visceral leishmaniosisetkenidir. Kesin konak, insan ve köpekgillerdir.Arakonak, phlebotomus’lardýr (12).

Geliþme: Kan emerken diþi phlebotomustarafýndan alýnan amastigotlar orta baðýrsakta pro-mastigot þekline dönüþür. Özel bir kemotaksislegöç ederek oesophagus ve pharynxe tutunurlar.Oesophagustan ayrýlarak aðýz parçalarýna geçerler.Kan emmek için tatarcýk insan derisini sokuncatükrüðü ile promastigotlarý deriden içeriye verir.Burada kýsa süre içerisinde makrofajlar tarafýndanfagosite edilen promastigotlar, amastigot þeklinedönüþürler. Amastigot forma dönüþtükten sonrabölünmeye ve çoðalmaya devam eden parazitsonunda hücreyi parçalar. Serbest kalan amasti-gotlar yeniden makrofajlarý enfekte ederek dalak,karaciðer, kemik iliði gibi organlara daðýlarakçeþitli patolojilere neden olurlar (12).

Kuluçka süresi 10-14 günden 2 yýla kadar

deðiþebilir. Ortalama 2-4 aydýr. Ülkemizde 2-6 yaþarasý çocuklarda, nadiren eriþkinlerde de görülür.Akut, subakut veya kronik seyredebilir (12).

Visceral Leishmaniosis'te Taný: Kandan hazýrlanan ince yayma preparasyon-

larýn Giemsa ile boyanýp incelenmesiyle nadirengörülebilir. Kemik iliði punksiyon materyalininGiemsa, May-Grunwald, Wright boyalarýyla bo-yanmasý ile amastigotlarýn görülmesiyle, dalak,karaciðer ve lenf punksiyonu ile alýnan materyalinince yayma preparasyonunun Giemsa veRomanowski yöntemlerinden biriyle boyanarakamastigotlarýn görülmesiyle ve deney hayvanlarý-na punksiyon materyallerinin inokule edilmesisonucunda bunlarýn iç organlarýnda amastigotlarýngörülmesiyle teþhis konur. Yine serolojik yöntem-lerden Komplement Fikzasyon, Ýmmunoelektro-forez, IHA, IFAT, ELISA kullanýlabilir (12).

Tedavi: Leishmaniasisin saðýltýmýnda dünyadaen yaygýn olarak kullanýlan ilaç grubu antimonbileþikleridir. Leishmaniasis saðýltýmýnda ayrýcapentamidine, amphotericine B, oral antifungalajanlar, allopurinol ve aminosidin de kullanýlmak-tadýr (14). Korunmada hastalarýn tedavisi, re-zervuar hayvanlarla ve phlebotomuslarla savaþönerilmektedir (12).

Cutaneus Leishmaniosis (Deri Leishmani-osisi): Deri leishmaniosu Þark çýbaný etkeni olanL. tropica, L. major ve L. aethiopica'nýn nedenolduðu papülle baþlayýp, pullanma ve kabuklanmaile seyreden, aylarca sürdükten sonra, yerindeçiçek aþýsýna benzer iz býrakarak iyileþen, genel-likle vücudun örtülü olmayan kýsýmlarýndagörülen bir enfeksiyondur. Enfeksiyon phleboto-mus'larýn insaný sokmasý sonucu bulaþýr (12).

L. tropica - L. major: Þark çýbaný, Diyarbakýr,Antep, Baðdat, Halep çýbaný adý verilen deri leish-maniosisinin etkenidir. Kesin konak insan, köpekve kemiricilerdir. Ara konaklarý phleboto-mus'lardýr. Yurdumuzda P.papatasi ve P.sergentivektördür. Geliþmesi L.infantum'a benzer (12).

Zoonoz Protozoonlar •BALKAYA

60

Page 63: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Epidemiyoloji: Þark çýbaný Türkistan, OrtaAsya, Çin, Hindistan, Orta Doðu, Akdeniz Bölgesive Batý Afrika'da bulunur. Türkiye'de GüneydoðuAnadolu baþta olmak üzere diðer bölgelerde detek tük rastlanabilir. Kuru tip leishmaniosis etkeniL. tropica olup kentlerde oturanlarda, yaþ tip derileishmaniosis etkeni ise L. major olup kýrsal alan-da oturanlarda görülür (12).

L. aethiopica: Orta Afrika özellikle Kenya'dayaygýn deri leishmaniosis etkenidir. Kesin konakinsan, ara konak Phlebotomus martini'dir (12).

L. mexicana: Meksika'da deri leishmaniosisetkenidir. Guatemala'da çok görülür. Kesin konakinsan ve kemirgenlerdir. Ara konak phlebotomus-lardýr (12).

L. brasiliensis panamensis-L. brasiliensisguyanensis: Costa Rica, Panama ve Guyana'da"pian bois" adý verilen deri leishmaniosis etken-leridirler. Kesin konak insan ve sýçanlar, arakonakphlebotomus’lardýr (12).

L. peruviana: And daðlarý, Ekvador ve Peru'da"Uta" adý verilen kuru tip þark çýbanýna benzerderi leishmaniosis etkenidir. Kesin konak insan,ara konak phlebotomus’lardýr (12).

Tedavi: 5 Deðerli Antimon Bileþikleri,Aromatik Diamidine Bileþikleri, Atabrine,Berberin Sulfaphate, 5 Nitroimidazole Türevleri(Metronidazole, Ornidazole) kullanýlýr. Korunma-da, hastalarýn tedavisi, ara konaklarla ve rezervuarhayvanlarla mücadele önerilir (12).

Muco-cutaneus Leishmaniosis (AmerikanLeishmaniosisi): Deri ve mukozalarýn birleþtiðiyerde ülserler yapan L.tropica gibi papül, ülser vekabuklanma ile seyreden, phlebotomuslarlabulaþan, Güney Amerika'da Espundia adý verilenhastalýðýn etkeni L.brasiliensis brasiliensis'dir.Kesin konak insan, nadiren köpek ve kemirici-lerdir. Ara konak Phlebotomus intermedius'dur.Tedavi-korunma diðer leishmaniosis olgularýndaolduðu gibidir (12).

AMOEBIASISEntamoeba histolytica: Ýnsanda kalýn baðýrsakta

yerleþir. Kalýn baðýrsaðýn çeperine girerek para-zitlenmesi sonucu ortaya çýkan ve kanlý mukusluishal ile özetlenen akut veya kronik amipli dizanterietkenidir. Histolytica doku eriten anlamýndadýr.Karaciðere, akciðere, ürogenital organlara, beyinekan yoluyla taþýnýp apseler oluþturmaktadýr. Ýnsan-da trofozoid (doku þekli ve barsak boþluðu þekli),prekist, kist, metakist ve metakistik trofozoid(amöbula) þekillerine rastlanýlmaktadýr. Baþlýcakonaðý insan olmakla beraber sýçanlarda, köpeklerdeve bazý maymunlarda da bulunmuþtur (12).

Geliþme: Ýnsan vücuduna giren kistlerdenbaðýrsakta amipler meydana gelir. Bunlar büyü-yerek barsak boþluðu þekline geçerler. Ýkiyebölünerek çoðalýrlar. Önce çekirdek sonra sitop-lazma bölünür. Prekist ve sonra kist meydanagelir. Kistlerin içinde de nukleus bölünerek 2 vedaha sonra 4 nukleuslu kistler oluþur ve bunlardýþký ile dýþarýya atýlýrlar. Besinlerle, sularla, par-maklarla tekrar insan vücuduna girdikten sonradöngü tekrarlanýr. Bilinmeyen bazý nedenlerlebarsak boþluðu þekli dokularý istila eder, barsakepitelini geçerek eritrositleri fagosite edipbeslenirler. Ýkiye bölünerek çoðalýrlar, tekrarbarsak boþluðu þekline dönerler. Bu þekilden deprekist ve kist meydana gelebilir (12).

Enfekte insan dýþkýsý ile kirlenmiþ besinler veiçme sularý, dýþkýnýn gübre olarak kullanýldýðý yer-lerde yetiþtirilen sebze ve meyveler, kirli ellerledeðilen besinler, sinek ve böceklerin kistleri aðýzve ayaklarý ile taþýyarak bulaþtýrdýklarý besinlerinsan için her zaman bulaþma kaynaðýdýr (12).

Direnç: Entamoeba histolytica'nýn trofozoitþekli uygun olmayan þartlara dayanýksýz olup çokçabuk ölürler. Kuru ortamda birkaç dakikada,dýþkýda 37 °C 'de 2.5 saatte ölürler. Canlý haldesindirim yolundan alýnan trofozoitler midedekiasit ortamda ve sindirim faaliyeti sonucu canlýlýk-larýný kaybederler. Kistler daha dayanýklýdýr.

61

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 64: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Nemli ortamda 8-15 gün, oda ýsýsýndaki dýþkýda 10gün kadar, kuru ortamda 24-48 saat canlý kala-bilmektedirler. Entamoeba histolytica'ya karþýinsanýn oldukça güçlü bir direnci vardýr. Ancakkalýn baðýrsaðýn yangýlarý, eksik beslenme, fazlayorgunluk, diðer enfeksiyon hastalýklarýEntamoeba histolytica'ya karþý direnci kýrmak-tadýr. Amöbiyaz'da reenfeksiyona karþý kuvvetlibir baðýþýklýk geliþmez, kolonlarda yeniden enfek-siyon oluþabilir. Buna karþýlýk karaciðeramöbiyazýnýn tedavisinden sonra burada tekrarenfeksiyon çok nadirdir. Entamoeba histolyticaenfeksiyonlarýnda humoral ve hücresel yanýt oluþ-tuðu bilinmektedir (12).

Epidemiyoloji: Amöbiyaz daha ziyade tropikalve subtropikal bölgelerin hastalýðý olarak bilinir.Bunun asýl nedeni bu bölgelerde hijyen kurallarýnadaha az dikkat edilmesidir. Birçok vakanýn dahaakut seyretmesinin nedeni ýsý ve nem etkisi ile insanvücut direncinin azalmasýdýr. Belirti vermedendýþkýsýnda kist çýkaranlarýn oraný Avrupa ve KuzeyAmerika'da % 10, Asya ve Afrika'da % 20,Türkiye'de % 0.3-17 oranýnda deðiþmektedir. Enönemli kaynak sessiz enfeksiyonlu insanlardýr.Bunlar þekilli dýþkýlarýyla 4 nukleuslu kistleri etrafasaçarlar. Trofozoitler dayanýksýz olduklarýndan,bulaþýmýn sadece kistlerle olduðu kabul edilir (12).

Hastalýk dünyada özellikle tropikal ve sub-tropikal bölgelerde % 50-80 gibi yüksek oranlardabulunabilmektedir. Ülkemizde Entamoeba his-tolytica insidansýnýn % 0.4-8.4 gibi oranlardabulunduðu saptanmýþtýr (3). Dünyada parazitlerinsebep olduðu hastalýklara baðlý ölüm sebepleriarasýnda ilk sýrada yer alan Entamoeba histolyti-ca'nýn neden olduðu amoebiasisin mortalitesi vemorbiditesi ülkelerin geliþmiþ olup olmadýðýna vekiþinin direncine göre deðiþiklik göstermekle bir-likte, her yýl ortalama 50.000-100.000 kiþininölümüne yol açmaktadýr (4). Dünyada yaklaþýkolarak 500 milyon civarýnda insaný etkileyenamoebiosisin özellikle geliþmekte olan ülkelerde

yaygýn olduðu bilinmektedir (17).Patogenez: Entamoeba histolytica'nýn hastalýk

oluþturmasýnda insan vücut direncinin olduðukadar amibin virulensi, sayýsý ve trofozoidleritarafýndan salýnan enzimler, enterotoksinler, sito-toksinler ve amibin dokuya temasý sonucuhücrenin erimesi önemlidir. Entamoeba histolyticabarsak epitelini eriten tripsine sahiptir. Barsakepiteline yapýþan amipler burada saldýklarý hücreeritici enzimlerle dokuyu eritip daha derinlere gi-rerler. Submukozaya geçerler, buradan yanlarayayýlýrlar. Böylece mukozada aðzý dar, tabanýgeniþ krater tarzýnda ülser oluþtururlar. Amiplerülserin cidarýnda bulunurlar. Amipler yalnýzbaþlarýna apse yapabilirler. Bunlar venöz yollaveya periton boþluðundan doðrudan geçerekkaraciðere, kalbe, akciðerlere ve diðer organlarageçebilirler (12).

Semptomlar: A) Semptomsuz veya silik semptomlarla seyre-

den barsak amöbiyazý:Saðlam portörler: En sýk rastlanan þekildir.

Hiçbir belirti göstermedikleri halde dýþkýlarýndaamip kistleri bulunur.

Gizli amöbiyaz: Karýnda þiþkinlik, gaz þikayet-leri, geçici ishaller, tenesmus, hafif karýn aðrýlarý,yorgunluk görülür. Dýþký bakýsýnda amiplergörülür. Tedaviye çok iyi cevap vererek parazit-lerin tamamen kaybolduðu gözlenir.

B) Belirgin Amipli Dizanteri ÞeklindeSeyreden Barsak Amöbiyazý:

Belirgin klinik dönemde anormal dýþkýlama,tenesmus, semptomatik fonksiyonel karýn aðrýlarýgibi üçlü belirti ile amipli dizanteri tablosu gös-terir. Dýþkýlama günde ortalama 10-15 kezdir.Tipik olgularda dýþký mukoprulant, balgamsý,üzerinde çizgiler halinde kan bulunur. Çoðu tipikþeffaf kanlý mukus þeklinde çýkar.

Karaciðer Amöbiyazý: Belirgin patolojik amipapsesi oluþur. Erkeklerde kadýnlardan çok dahafazla görülür (8/1). Karaciðer büyümüþ

Zoonoz Protozoonlar •BALKAYA

62

Page 65: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

(hepatomegali), aðrý, çok deðiþken yüksek ateþkaraciðer amöbiyazýnýn üçlü belirtisidir. Çoðun-lukla karaciðer amöbiyazý sað lopta yerleþir. Amiphepatiti tamamen tedavi olur.

Akciðer amöbiyazý: Karaciðer absesinindiyafragmayý geçmesi veya bir karaciðer absesininpleuraya, bronþa açýlmasýyla oluþur (12).

Taný: Nativ, lugol yöntemi, çinko sülfatyüzdürme yöntemi ile dýþkýnýn incelenmesi,Lawles, demirli hematoksilen, trichrom boyamayöntemleri ile boyayarak amiplerin görülmesi ilekesin tanýya gidilir. Dýþkýnýn incelenmesi sonu-cunda bir kez baký ile amipler görülmezse birkaçgün üst üste dýþký incelemesi yapýlmalýdýr. Deneyhayvanlarýndan yavru kediler-köpekler, sýçanlar,hamsterler ve kobaylara inokulasyonla amipleringörülmesi ile tanýya gidilebilir. CF, IFA, IHA,Ýmmunoelektroforez, ELISA gibi serolojik yön-temlerin kullanýlmasýyla amiplere karþý oluþanantikorlar vasýtasýyla da tanýya gidilir (12,16).

Ýntestinal amoebiasisin tanýsýnda en az 3 farklýzamanda alýnan þüpheli dýþký örneklerinin vakitgeçirmeden yapýlan mikroskobik bakýsýnda E. his-tolytica'nýn kist ve trofozoitlerinin görülmesigerekmektedir (2). E.histolytica'yý saptamak içinWHO tarafýndan serolojik yöntemlerin gerçek-leþtirilmesinde antikor aramanýn önemi vurgulan-mýþ ve direkt dýþký bakýsýnýn yanýnda serolojikinceleme yapýlmasýnýn amoebiasis tanýsýndagerekli olduðu sonucuna varýlmýþtýr (16).

Tedavi:1- Dokudaki amiplere etkili ilaçlar: Trofozo-

itler üzerine etkili, kistlere etkisizdirler. Emetin,Dehidroemetin, Chloroquine verilir.

2- Lümendeki amiplere etkili ilaçlar: Halojenlihidroksiquinolinler (Yatren, Iodoquinol,Clioquinol) antibiyotikler ve diloksamid fruatolup, lümendeki tüm amiplere ve kistlere etkilidir.

3- Doku ve lümendeki amiplere etkili ilaçlar:Nitroimidazol grubu (Metronidazol, Tinidazol,Ornidazol ) hem doku hemde lümendeki amiplereetkilidir (12).

Amoebiazis tedavisinde yer alan ilaçlardan biriside metronidazoldür. Özellikle akut intestinal amoe-biazis ve karaciðer amoebiazisinde etkilidir (1,5).

Korunmada hastalarýn ve portörlerin tedavisi,hijyen kurallarýna uyma, tuvalet kullanma alýþkan-lýðýnýn edinilmesi, sosyo-ekonomik durumun yük-seltilmesi, sinek ve diðer böceklerle savaþ, çiðyenen sebze ve meyvelerin iyi temizlenmesi önemtaþýr (12).

Naegleria fowleri: Aerob olan amip kanalizas-yon sularýnda, göllerde, yüzme havuzlarýnda, rutu-betli toprakta yaþar. 22 °C'nin üzerinde sýcaðý sever,termal sularda bulunur. Patojen N. fowleri yüksekderecedeki ýsýda (45 °C'nin üzerinde) geliþebilmek-tedir. Subtropikal iklimlerdeki sularýn % 25'inde N.fowleri izole edildiði bildirilmiþtir (12).

Ýnsan daima göl, yüzme havuzu, durgun subirikintisi gibi tatlý suda banyo yaparken enfekteolur. Amipler banyo sýrasýnda burun mukozasýnagirerler. Ýlerleyerek subarachnoidal bölgeye yer-leþirler. Sonuç daima ölümcüldür. Aseptik menin-goensephalit veya menenjit tablosu ile karakte-rizedir. 5-10 günde þuur bulanýklýðý, koma ileölüm görülür. Teþhis, fare beynine inokulasyonla48 saatte ölümle histopatolojik beyin kesitlerindeamiplerin görülmesi ile konur. Tedavide hiçbiramöbisit ilaç etki etmez. Sadece hastalýðýn erkendöneminde Amphotericine-B ve Ancotil yararlýolabilir. Korunma için sularýn klorlanmasý yeterlideðildir. Koruyucu maskeler kullanýlmalýdýr (12).

TRYPANOSOMIASISTrypanosoma gambiense: Gambia uyku

hastalýðý etkenidir. Lenf bezlerinde, dalaðýnretiküler dokusunda, kanda, ilerlemiþ dönemdebeyinde yaþayan kamçýlý protozoondur. Orta veBatý Afrika'da uyku hastalýðý yapar. Kesin konakinsandýr. Ýkinci derecede domuzlardýr. Ara konakglossina’lardýr (G.palpalis, G. tachinoides) (12).

T. rhodesiense: Doðu ve Orta Afrika uykuhastalýðýný yapan kamçýlý protozoondur. Konaklarý

63

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 66: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

insanlar, ceylanlar, av hayvanlarý ve sýðýrlardýr.Ara konaklarý Glossina morsitans, G.palpalis,G.siwynnertoni'dir. Korunmada hastalar tedaviedilmelidir. Glossina’larla ve av hayvanlarý ilemücadele edilmelidir. Endemik bölgeye gidenlereSuramine ve Pentamidine ile kemoprofilaksiuygulanmalýdýr (12).

Geliþmesi: Glossina’lar tarafýndan kanemerken alýnan trypomastigotlar glossina’larýn(çeçe sineði) orta baðýrsaðýnda 15-20 gün veyadaha uzun süre çoðalýr, sonra sineðin proventrikülve tükrük bezlerine göç ederek kýsa epimastigotþekilleri oluþur. Bunlar tükrük bezlerinde, insankanýndakine benzeyen, fakat daha küçük olaninfeksiyöz metasiklik tripomastigot þekline geçer-ler. Glossina’lar kan emerken deriden bunlarýverirler. Çeçeler 3 ay kadar bulaþýcý kalýrlar (12).

Bulaþým glossina’lar dýþýnda, plasenta yoluyla,cinsel iliþkiyle, sütle, salya ile ve kan transfüz-yonuyla da olur. Hastalýk bugün eskisi kadaryaygýn deðilsede endemik olduðu bazý bölgelerdehala yerli halkýn % 5-10'u enfektedir (12).

Trypanosoma cruzi: Orta ve Güney Amerika'darastlanan chagas hastalýðý (Amerikan try-panosomiosu) etkenidir. Buralarda 16-18 milyonkiþinin enfekte olduðu, 10 milyon kiþinin de riskaltýnda olduðu tahmin edilmektedir. Hastalýk özel-likle kýrsal alanda sosyo-ekonomik durumu kötüolan, çatýsý saman-kerpiç evlerde oturanlardagörülür. Kesin konak insan, domuz, köpek, sincap,maymun, yarasalar gibi memelilerdir. Ara ko-naklarý Reduvidae ailesinden türlerdir(Panstrongylus megistus, Triatoma infestans,Rhodnius prolixus). Bunlar çoðunlukla dudakkenarý gibi deri ve mukozanýn birleþtiði yerdensoktuklarý için öpen böcekler adý verilmiþtir (12).

Geliþme: Redüvidae türleri böcekler gecelerihastalarýn kanýný emerken T.cruzi'nin tripomastigotþekillerini alýrlar. Bunlar vektörün sindirim kanalýn-da (orta barsakta) epimastigot þekline dönerek sü-ratle çoðalýrlar ve arka baðýrsaða giderler.

Burada metasiklik enfeksiyöz tripomastigot þekli-ni alýr ve dýþký ile dýþarýya atýlýrlar. Bu hayatdöngüsü vektörlerde 20 gün kadardýr. Böcekler 2yýl süren ömürleri boyunca infeksiyöz kalýrlar.Memeli konaðý sokarken çok defa deriylemukozanýn birleþtiði kýsma dýþkýlarýný da býrakýr-lar. Ýnfeksiyöz þekiller kaþýnma ile meydana gelençizikten konaða girerler. RES hücreleri bunlarýfagosite edip, iç organlara (karaciðer, dalak, lenf,kalp kasý) kan vasýtasýyla taþýrlar. Parazit buradaamastigot þekle dönüþür ve çoðalýr. Hücrelerinparçalanmasý ile kana geçer ve tripomastigot þek-lini alýrlar (12).

Hastalýk vektör dýþýnda plasenta ile, annedençocuða sütle, kan transfüzyonlarý ve cinsel temaslabulaþabilir (12).

Korunmada hastalar tedavi edilmeli, rezervuarrolü oynayan yabani hayvanlarla ve ara konaklar-la savaþýlmalýdýr (12).

TOXOPLASMOSISToxoplasma gondii insanda ilk defa 1923 yýlýn-

da Prag'da oftalmolog olan Janku tarafýndan kon-jenital hidrosefalisi ve mikroftalmisi olan birbebeðin retinasýnda parazitik kistlerin bulun-masýyla tanýmlanmýþtýr. 1948'de Sabin-Feldman,kendi adlarýný taþýyan boya yöntemi ile bu parazitekarþý insanlarda antikor bulunduðunu sap-tamýþlardýr. Türkiye'de ilk insan olgusu 1953 yýlýn-da Unat, Alyanak ve Þahin tarafýndan saptanmýþtýr(12).

Zorunlu bir hücre içi paraziti olan T. gondii'nin3 enfektif evresi vardýr.

1) Trofozoid (Takizoid): Vejetatif form, hýzlýçoðalan form

2) Bradzoid (Kistozoid): Doku kisti içindeyavaþ çoðalan form

3) Ookist, yalnýzca kedi dýþkýsýnda bulunan form.Ýnsan vücudunda parazitin proliferatif þekilleri

yani trofozoitler (takizoidler) ve bradzoidlerbulunmaktadýr. Merezoidler, gametler ve ookistleryalnýzca kedi barsaðýnda bulunurlar (12).

Zoonoz Protozoonlar •BALKAYA

64

Page 67: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Trofozoidler (Takizoidler, Vejetatif Form ): Buinvaziv form akut enfeksiyon esnasýndagörülmektedir. Ýnsanýn nasal, vaginal, göz sal-gýlarýndan, süt, tükrük, idrar, semen ve dýþkýsýndantrofozoidlerin izole edilebildiði, bulaþmadainsanýn tüm bu çýkartýlarýnýn rol aldýðý vurgulan-mýþtýr. Trofozoidlerin tükürükte 5, sütte 6,gözyaþýnda 4, idrarda 7 gün canlýlýklarýnýsürdürdükleri ve klasik verilerden 10 trofozoidinnormal mukozadan girmesinin enfeksiyon oluþu-mu için yeterli olduðu bildirilmiþtir. Parazitin opti-mal olarak 37-39 °C'de üreyebildiði, doku içindeher 46 saatte bir tekrarlanan endodiyogeni ileçoðaldýðý, bu bölünmelerin trofozoit sayýsý 64128olduðunda konak hücreyi patlatarak sonlandýðýgösterilmiþtir (12).

Kistler ve Doku Kistleri (Bradzoit): Doku kist-leri yuvarlak veya yuvarlaðýmsý olup (10-200 μm.)çapýnda olabilmektedir. Büyüklükleri deðiþik olanbu kistler içinde birkaç adet veya bazen 10.000adet bradzoit bulunabilmektedir. Bradzoitler þekilve yapý olarak takizoitlere benzerler, onlar gibiendodyogeni ile ancak daha yavaþ çoðalýrlar.Doku kistlerinin hayvanlarda enfeksiyonun 8.günü gibi erken bir dönemde oluþabildiði vebüyük bir olasýlýkla konaðýn ömrü boyunca canlýkaldýðý, her organda yerleþebildikleri, ancakgenellikle beyin, iskelet ve kalp kasýný tercih ettik-leri bildirilmektedir (12).

Kist duvarý peptik ve triptik etki ile parça-landýðýnda serbest kalan parazitlerin midede veduodenumda canlýlýklarýný yitirmedikleri bildiril-mektedir. Ancak 61°C'nin üstünde 4 dakikadaöldüðü, 4 °C'de ise 2 ay kadar canlýlýðýný koruduðubildirilmektedir (12).

Ookistler: Kesin konak olan kedilerin, kedi-gillerin dýþkýsýyla çýkartýlan ookistler oval, 11-14μm x 9-11 μm büyüklüðünde olup, iki tabakalý birduvarla çevrilidir. Doðada sporlanan oocystlerenfeksiyon oluþtururlar. Sporulasyon süresi ortamýnýsý ve oksijenine göre deðiþmektedir. 24 °C'de

23 gün, 15°C'de 8 gün, 11°C'de 14-21 günsürdüðü, 4 °C'nin altýnda ve 37 °C'nin üstünde isesporulasyonun oluþmadýðý gösterilmiþtir. Oosistlerýsýsý uygun ve nemli toprakta 1 yýl ve daha uzunsüre canlý kalabilmektedir (12).

Geliþme: Takizoit ve bradzoitler son konakolan kedi de dahil, T. gondii ile enfekte olabilenbütün canlýlarda bulunurlar. Parazitin seksüelçoðalmasý ise yalnýzca kedigillerde (Felidaeailesinde) meydana gelmektedir. En önemli kesinkonak kedidir. Kedi T. gondii'nin herhangi birþekli ile sindirim yolundan enfekte olduðundaparazit ince baðýrsak epitel hücrelerine girer.Burada þizogoni (aseksüel çoðalma) sonucu orta-lama 10-16 merezoit, sporogoni (seksüel çoðalma)sonucu ookistler meydana gelir. Bu olayda öncegametositogenezis ile makrogametosit vemikrogametosit oluþur, bunlar olgunlaþarakmakrogamet ve mikrogamet haline geçerler.Mikrogametin makrogameti döllemesi ile zigotoluþur, zigot olgunlaþmamýþ ookistlere dönüþüpince baðýrsak boþluðuna, buradan dýþký ile dýþarýatýlýrlar. Ookistlerde doðada önce iki sporoblastoluþur, sonra bunlar 4'er sporozoitli sporokistleredönüþürler (12).

Kedi ookistleri sindirim yolundan aldýðýndayaklaþýk 3 hafta, takizoit bulunan fareleriyediðinde 10 gün, kist (bradzoit) bulunan fareleriyediðinde 3-5 gün sonra dýþkýsý ile sporlanmamýþoosist atmaya baþlar ve 1-2 hafta sürer.Sporlanmýþ oocystler, enfekte hayvandaki taki-zoitler ve kistlerdeki bradzoitler, kedi için olduðugibi diðer konaklar ve insan içinde enfeksiyözdür(12).

Epidemiyoloji: Toxoplasma gondii insan dahilhemen bütün memelileri ve bütün kuþlarý enfekteedebilen, tüm dünyada yayýlýþ gösteren birzoonozdur. Sýcak ve nemli yerlerde, soðuk ve kuruyerlere oranla daha yüksek olarak bulunduðubildirilmektedir. Toxoplasmoz, insan ve hayvan-lara genel olarak enfeksiyonlu hastalardan bazen

65

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 68: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

de hamileliðinde enfekte olan anneden fetusabulaþmaktadýr. Ýnsanlar tarafýndan yenen etlerdekidoku kistlerinin prevalansý oldukça yüksektir.Dünyanýn farklý bölgelerinde kedilerin yaklaþýk%1'inin ookist çýkardýklarý bildirilmektedir.Kaprofaj omurgasýzlar ise (hamam böceði, solu-can, yýlan, sümüklü böcek) ookistler için taþýyýcýkonaklar olarak görev yapmaktadýrlar.Toxoplasmoz insanlara oral ve konjenital olarakiki önemli yolla bulaþmaktadýr. Doku kistleriiçeren etlerin, ookistlerle kontamine olmuþ sebzeve diðer yiyeceklerin aðýz yoluyla alýnmasý, toxo-plasmanýn insanlara bulaþýmýnýn temelini oluþtur-maktadýr (12).

Toxoplasmoz'un Bulaþým Þekilleri veVasýtalarý:

1) Bradzoit þekliyle bulaþým: Enfekte hayvanetlerinin çið veya az piþmiþ tüketilmesi sonucugörülür. Bu sýk rastlanan bulaþým þeklidir (12).

2) Takizoit (vejetatif) þekliyle bulaþým: Akuttoxoplasmoz'un parazitemi döneminde salya,sümük, süt, göz yaþý, vaginal salgý, semen, dýþkýve idrar gibi tüm vücut salgýlarý ile olur. Kan trans-füzyonu ile konjenital toxoplasmoz olgularýnda daanneden fetusa bulaþma bu þekilde plasentaaracýlýðý ile olmaktadýr (12).

3) Dýþ ortamda bulunan oosistlerle bulaþým:Toprakla oynayan, el yýkama alýþkanlýðý olmayan,toprak yeme alýþkanlýðý olan çocuklar, bahçývan-lar, enfekte sebze ve meyveleri çið olarak yiyenkiþiler sporlu oosistlerle enfekte olurlar (12).

Taný: Toxoplasma izolasyonu, PCR testi, SabinFeldman Dye testi, IFAT, Aglütinasyon testi, IHA,KFT, ELISA kullanýlabilir (12).

Tedavi: Toxoplasmoz tedavisinde yararlanýlankemoterapotikler, Pyrimethamine, Trimet-hoprime-Sulfametaxazole, Sulfadiazin, Spira-mycin ve Clindamycin'dir (12).

Korunma: Çið veya az piþmiþ et ve mamül-lerinin yenmesi önlenmelidir (66 °C'de piþirmek,-20 °C'de dondurmakla etlerdeki kistlerin öleceði

bildirilmiþtir). Çið et veya sebzelerin ellenmesin-den sonra eller iyice yýkanmalýdýr. Çið yumurtayemekten ve çið süt içmekten sakýnmalýdýr. Çiðyenen marul gibi yiyecekler iyice yýkanmalýdýr.Sahipsiz sokak kedileri ortadan kaldýrýlmalýdýr.Kedi dýþkýsý ile su ve sebzelerin kirlenmesi önlen-melidir. Kedi dýþkýsý ile kasaplýk hayvanlarýn yem-lerinin kirlenmesi önlenmelidir. Bulaþýmda sinekve hamam böceði gibi arthropodlarýn da roloynayabileceði düþünülerek bunlarla mücadeleedilmelidir. Profilaktif tedavi olarakpyrimethamine kullanýlabilir. Tüm hamile kadýn-larda en az 10 -12. gebelik haftasýnda serolojiktestler uygulanmalýdýr (12).

SARCOCYSTOSISSarcocystis türleri zorunlu iki konaklýdýr.

Bunlarýn eþeyli çoðalmasý etçillerde geçer ve sonkonaklarýdýr. Ara konak sýðýr, koyun, domuz, at,geyik gibi otçul hayvanlardýr. Ýnsan sarcocystistürleri için kesin ve ara konak rolü oynar (12).

S.bovihominis-S.suihominis: Sýðýrlarda görülenS.bovihominis ve domuzlarda görülen S.suihomi-nis'in kesin konaðýnýn insan olduðu, insan baðýr-saklarýnda Isospora hominis'e benzer oosistlerininbulunduðu saptanmýþtýr. Her oosist içinde 2 sporo-sist ve her sporosistte 4 sporozoit bulunur. Kesinkonak insan, ara konak sýðýr (S.bovihominis) vedomuz (S.suihominis)dur (12).

Geliþme: Toxoplasma gondii'nin geliþmesinebenzer. Ýnsan kesin konaktýr. Eþeyli çoðalma incebaðýrsak mukoza epitelinde olur. Dýþký ile dýþ orta-ma atýlan sporokistler evcil otçul hayvanlartarafýndan besinlerle alýnýr. Kalp ve iskelet kasýgibi çizgili kaslarda eþeysiz çoðalarak binlercemerezoit içeren sarcocystis þeklini alýr. Az piþmiþsýðýr ve domuz etinin yenmesi ile insan enfekteolur. Domuz paraziti çok daha patojendir. Enfekteet yenmesinden 6-8 saat sonra akut enterit belirti-leri oluþur (12).

Dünyada az sayýda vaka bildirilmiþtir. Asya'da,

Zoonoz Protozoonlar •BALKAYA

66

Page 69: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Afrika'da, Fransa'da bu parazite rastlanmýþtýr.Teþhis dýþkýda oosistlerin görülmesi ile konur.Chloroquine ve mecaprine çok aktif bir þekildehastalýðý kolayca tedavi eder. Sýðýr ve domuzetinin iyice piþirilerek yenmesi önerilir (12).

S.lindemanni: Ýnsanda nadiren kalp, gýrtlak, dil,karýn ve göðüs kaslarý gibi çizgili kaslarda meischertüpleri denen oluþumlarý yapan bir protozoondur.Kesin konak köpek gibi etçil hayvanlar, ara konakotçul hayvanlar ve nadiren insandýr (12).

CRYPTOSPORIDIOSISCryptosporidium’lar özellikle barsak mikrovil-

luslarýnýn aralarýna (intra celular extra stoplasmik)yerleþerek burada þizogoni, gametogoni ve sporo-goni evrelerini geçirir. Besinlerle oosistlerin alýn-masýndan birkaç gün sonra merezoit içeren þizont-lar ortaya çýkar. Tip I merontlarýnda (þizontlar) 6-8 merezoit oluþur. Bunlar hücreleri parçalayýpserbest kaldýktan sonra diðer hücreleri enfekteederler. Bir kýsmýnda 4 merezoitli Tip II meront-larý oluþur. Bu merezoitlerden de mikrogamet vemakrogametler geliþir. Mikrogametin makroga-meti döllemesi ile zigot oluþur. Zigot daha sonraoosiste dönüþür. Ýçerisinde 4 sporozoit bulunanoosistler dýþký ile veya solunum yoluyla dýþarýatýlýrlar. Ookistlerin % 80'i kalýn cidarlýdýr, % 20'siince cidarlýdýr (otoenfeksiyonda rol oynar) (12).

Dünyada yaygýndýr. Yapýlan çalýþmalarprevalansýn çocuklarda eriþkinlere oranla belirginolarak yüksek olduðunu ortaya çýkarmýþtýr. Dýþký,balgam ve safra örneklerinde Cryptosporidi-um'larýn oosistlerini görerek taný konur. Serolojikolarak IFAT'ýn 14. günde olumlu sonuç verdiðigözlenmiþtir (12). En etkili ilaçlar monensin vehalofunginone'dur (10).

SITMAKonu ülkemiz açýsýndan ele alýndýðýnda, özel-

likle Çukurova ve Güneydoðu Anadolu endemiksýtma bölgesi olarak dikkati çekmektedir (6).

Sýtma enfekte diþi Anopheles sivrisineklerinsokmasý veya enfekte kan inokülasyonu ile ( trans-füzyon sýtmasý, konjenital sýtma) bulaþýr (12).

Ýnsan bazý maymunlarýnkiler hariç diðer hay-vanlarýn paraziti olan Plasmodium türlerine karþýdoðuþtan dirençlidir. Fakat insan Plasmodium tür-lerine karþý doðal direnç yoktur. Sýtmada genetikfaktörler de önem taþýr. Sýtmanýn A kan grubunda0 grubuna nazaran daha fazla görüldüðü saptan-mýþtýr. Plasmodium türleri birbirine karþý baðýþýk-lýk vermemektedirler. Sýtmaya karþý oluþan dirençtamamýyle kiþiseldir. Bir Plasmodium türü ileenfekte olan bir kiþi ayrýca baþka bir türü ile deenfekte olabilmektedir (12).

Klinik Görünüm: Üþüme, titreme, yüksekateþ, bol terleme ile karakterize sýtma nöbeti akutsýtmanýn en önemli belirtisidir. Belirtilerin, para-zitlerin kanda saptandýðý dönemden birkaç günönce baþlamasý nedeni ile birkaç gün kanda para-zit aranmalýdýr (12). Üç gün sýtmasý etkeni P.vivax,dört gün sýtmasý etkeni P.malariae, tropika sýtmasýetkeni ise P.falciparum'dur (13).

Teþhis: Alýnan kanla yapýlan frotinin Giemsaile boyanmasý sonucu mikroskopta etkenleringörülmesi sonucu teþhis konur. Serolojik olaraktaIFA ve ELISA testleri kullanýlabilir (12).

Tedavi: Chloroquine, Primaquine, Proguanil,Pyrimethamine, Trimethoprim, Sülfonamidler,Sulfonlar, Quinine, Quinidine, Mefloquine,Acridinler ve antibiyotikler kullanýlýr (12).

Korunma: Kanlarýnda parazit taþýyan insan-larýn tedavisi þarttýr. Anopheles’lerle mücadeleedilmeli, sivrisineklerin üreme yerleri ortadankaldýrýlmalýdýr (12).

BABESIOSISÝnsanda büyük çoðunluðu rodent paraziti olan

B.microti, sýðýrlarýn paraziti olan B.bovis veB.divergens'in yapmýþ olduðu babesiose olgularýbildirilmiþtir. Vektör Ixodidae türleridir. Ara ko-naklar sýðýr, koyun, keçi, domuz, köpek, kedi,

67

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

Page 70: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

birçok yabani memeliler, kemiriciler ve nadirolarak insandýr (11,12).

PNEUMOCYSTOSISBeslenme bozukluðu olan çocuklarda, pre-

matürelerde, kongenital agamaglobulinemi,hipogamaglobulinemi hallerinde, kanser ve lenfo-ma, organ transplantasyonlarý nedeniyle immuno-supresif ilaç kullananlarda, AIDS'li hastalarda fýr-sat düþkünü bir parazit olarak intersitisiyal pneu-moniye neden olan bir parazittir (12).

Bulaþým solunum yolu ile olmaktadýr. Kuluçkadönemi genellikle 3-8 haftadýr. Özellikle polipne,öksürük, siyanoz gibi solunum fonksiyon belirti-leri görülür. Antibiyotik tedavisine cevap vermez.Hastalýðýn sonu karanlýktýr. Ölüm % 20-50 arasýn-dadýr. 2 ay içinde asfeksi ile ölüm görülür.Tedavide pentamidine kullanýlýr. Bactrim, sülfa-doxine ve pyrimethamin iyi sonuçlar verir (12).

• KAYNAKLAR •

1- AKBABA, M., DENLÝ, Y.G., ÝNANDI, T.(1994). Çocuklarda Ýntestinal AmibiazisteMetronidazol Suspansiyon Tedavisinin Etkin-liðinin Araþtýrýlmasý. Türkiye Parazitoloji Dergisi18 (2), S. 104-106.2- AK, M. (1993). Amoebiosis. ÖZCEL MA. edsGAP ve Parazit Hastalýklarý. Ege Üni. Matb.Ýzmir, 71-88.3- AK M, KIRAÐI D. (1993). Amoebiosis. GAPve Parazit Hastalýklarý (Ed. Prof. Dr. M. AliÖzcel), Türkiye Parazitoloji Derneði YayýnýNo:11, Ýzmir, S. 71-88.4- AKSOY, Ü., ERTUÐ, S., AK, M. (1999).Amobiosisin Tanýsýnda Serolojik ve MolekülerBiyolojik Yöntemler. Türkiye Parazitoloji Dergisi23 (3): 301-308. 5- BARNHART RE. (1988). Physicians desk ref-erence, 42 ed. Medical Economics Co. Oradell NJpp. 1989-1991.6- CANDA, M.Þ. (1991). Sýtmanýn Ekopatolojisive Ülkemiz Açýsýndan Önemi. T. Parazitol. Derg.

XV (1), S. 1-12.7- ÇETÝN, E.T., ANG, Ö., TÖRECÝ, K. (1979).Týbbi Parazitoloji. Ýst. Üniv. Týp Fak. Fakülte No:117. Ýstanbul. 8- DEMÝRSOY, A. (1992). Yaþamýn TemelKurallarý, Entemoloji, Meteksan, Ankara, S. 941.9- DOÐANAY A, BIYIKLIOÐLU G. (1994).Zoonoz Özelliði Gösteren Trematodlar. Etlik Vet.Mikrobiyoloji Dergisi. Cilt 7 Sayý 5 Sayfa 163-185. 10- FINDIK, D. (1994). Cryptosporidium. T.Parazitol. Derg. 18 (2), S. 107-112.11- GÜN, H., TANYÜKSEL, M., YUKARI,B.A., ÇAKMAK. A. (1996). Türkiye'deBabesiosis'in Ýlk Ýnsan Serodiagnozu. T. Parazitol.Derg. 20 (1): 1-7. 12- KUMAN, H.A., ALTINTAÞ, N. (1996).Protozoon Hastalýklarý. Ege Üniv. Basýmevi.Bornova-Ýzmir. 13- MERDÝVENCÝ, A. (1974). MedicalProtozooloji. Ý.Ü. Cerrahpaþa Týp Fak. YayýnlarýNo:27. Ýstanbul. 14- OK. Ü.Z. (1997). Sýtma ve Doku ProtozoonEnfeksiyonlarý Saðaltýmýnda Yenilikler. 10. UlusalParazitoloji Kongresi. 8-12 Eylül, Ankara.15- ÖZBEL, Y., ÖZENSOY, S., TURGAY, N.,BALCIOÐLU, Ý.C., ALKAN, M.Z., ÖZCEL,M.A. (1997). Ülkemizde Leishmaniasis ÜzerindeYapýlan Çalýþmalar ve Sonuçlarý. 10. UlusalParazitoloji Kongresi. 8-12 Eylül, Ankara.16- RUIZ - PALACIOUS, CASTENON G,BOJALIL R, TERCERO E, RAUSSER S, HER-BERT L, ARABIAN N, MARTINEZ-PALAMO. (1992). Low risk of invaziv amoebiosisin cyst carriers. Arc Med. Res 123 (2): 289-91.17- TANYÜKSEL M, ERGÜVEN S,TANRIÖVER B, BAYLAN O, GÜN H. (1995).Amoebiosis tanýsýnda kullanýlan mikroskobininserolojik yöntemlerle karþýlaþtýrýlmasý. T.Parazitol. Derg. 19 (4): 476-82.

Zoonoz Protozoonlar •BALKAYA

68

Page 71: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

• Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi'nde Veteriner Hekimliði alanýnda yapýlan tamamý ya da birkýsmý daha önce baþka bir yerde yayýnlanmamýþ olan bilimsel araþtýrmalar, bildiri, güncel derleme,gözlem ve çeviriler yayýnlanýr. Derleme þeklindeki yazýlar, orijinal olmasý, en son ye-nilikleri içermesive klasik bilgilerin tekrarý olmamasý durumunda kabul edilir.

• Türkçe olarak hazýrlanacak metinler kolay okunabilir yazý karakterinde, düz metin olarak, çiftaralýklý ve kenarlarda yeterince boþluk býrakýlarak, 12 pt kullanýlarak, A4 formundaki beyaz ka-ðýdayazýlmalýdýr. Orijinal yazýlar, þekiller dâhil 15, vak'a takdimleri 6 sahifeyi geçmemelidir.

• Yazýlar, orijinali yanýsýra 1 adet kopya ile birlikte gönderilmelidir. Bu kopyada yazar adý ve ya-zara ait bilgiler bulunmamalýdýr.

• IBM uyumlu bilgisayar sistemine sahip yazarlarýn, yazýlarýný tercihan Microsoft Word programýkullanarak diskette göndermeleri gereklidir.

• Renkli fotoðraf ve grafiklerin basýlabilmesi için renk ayrýmý yapýlmýþ filmlerin yazarlar tarafýn-dantemin edilmesi ve yazý ile birlikte gönderilmesi gerekmektedir.

• Orijinal çalýþmalar ve gözlemler aþaðýdaki sýraya göre düzenlenerek yazýlmalýdýr.• Baþlýk:Makale baþlýðý (Türkçe ve yabancý bir dil ile kýsa ve konu hakkýnda bilgi verici olmalýdýr.) Çalýþ-

maya iliþkin açýklama dipnot iþareti ile gösterilmeli ve yazar adlarýndan önce yazýlmalýdýr.• Yazar(lar)ýn ad(lar)ý ve soyad(lar)ý (Yazar adlarýnda ve alttaki açýklamalarda ünvan kullanýlma-

malýdýr).Yazarlarýn açýk iþ adresleri (Yazarlarýn adresleri, adýn sonuna konacak bir yýldýz iþareti ile 1. Sahi-

fenin altýna not þeklinde yazýlmalýdýr.)Birden çok yazarý olan bir yazýda, yazarlar ayný kurumda çalýþýyorlarsa, adlarý sýralandýktan sonra

kurumun adý yalnýz bir defa yazýlýr. Ayrý yerlerde çalýþan yazarlar söz konusu ise, yazar adlarýnýn üzer-ine konulacak açýklama iþaretleri ile bu ayrým belirtilir. Eðer yazar bu araþtýrmanýn yapýldýðý yerdenayrýlmýþ, kurum deðiþtirmiþse, çalýþma için en uzun süre geçirilen kurum yazýlýr. Ancak, o yazarýn enson bulunduðu kurumun ismi de parantez içinde yazýlmalýdýr.

• Kýsa Baþlýk: Yazýnýn iç sayfalarýnýn üstünde kullanýlacak olan, makaleyi en iyi ve kýsa þekildeifade eden baþlýktýr. Bu baþlýðýn yazarlar tarafýndan seçilmesi daha uygun olur.

• Özet:Her makalenin mutlaka Türkçe ve yabancý bir dilde özeti olmalýdýr. Uluslararasý ortamda ilgi çeke-

bilmesi için, yabancý dilde yapýlan özetin uzun olmasýna dikkat edilmelidir. Özet, konuya hakim olmalýve makalenin önemli noktalarýný (ne yapýldýðýný, nasýl yapýldýðýný ve amacýný) vurgulamalý-dýr. Hermakalede Türkçe özet altýnda Türkçe, yabancý dilde özet altýnda o yabancý dilde anahtar ke-lime ver-ilmelidir. Anahtar kelimeler (key words) 5, özet ise 200 kelimeyi geçmemelidir.

• Giriþ:Giriþ olanaklar ölçüsünde kýsa tutulmalý ve konu ile ilgili bilgileri içermelidir.• Materyal ve Metot:

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2

ETLÝK VETERÝNER MÝKROBÝYOLOJÝ DERGÝSÝ YAZIM KURALLARI

Page 72: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

Denemenin baþka araþtýrýcýlar tarafýndan tekrarlanabilmesine olanak saðlamak için, kullanýlan me-totlar (istatistiki analiz metotlarý dâhil) açýkça tarif edilmeli ancak, yayýnlanmýþ olanlar varsa, kap-samlýaçýklamalara girmeden kaynak gösterilmelidir.

• Bulgular:Veriler kýsa ve mantýklý bir þekilde sunulmalýdýr (Bu bölümde literatür bilgileri sunulmaz).Bu bölümde yer alan tablo ve þekillere, metinle anlatýmdan daha anlaþýlýr bir biçimde sunuluyorsa

yer verilmeli, tablo ve þekil baþlýklarý Türkçe ve yabancý dilde gösterilmelidir.Çalýþmada kullanýlan tablo ve þekillerin boyu 16-20 cm den büyük, geniþliði 8 cm den küçük ol-

mamalýdýr. Tablo, þekil ve grafikler ayrý bir sayfaya yapýlmalý, yazýnýn içine gerekmiyorsa konul-mamalýdýr. Yazý içinde tablo, þekil veya grafik2in gelmesi istenen yere örneðin; "Tablo 1, (Þekil 1,Grafik 1) buraya gelmeli" yazýsý, altýna ve üstüne çizgi konularak yerleþtirilmelidir. Tablonun açýk-lamasýný içeren yazý tablonun üstüne yazýlmalýdýr. Metin içinde tablo, þekil veya grafikten mutlaka sözedilmelidir.

• Tartýþma ve Sonuç:Alýnan sonuçlarýn daha önceki verilerle karþýlaþtýrýldýðý ve yorumlandýðý bölümdür. Bu bölümde bul-

gularýn ve giriþ bölümünde verilen literatür özetlerinin tekrarýndan kaçýnýlmalýdýr. Ayrýca, yapý-lançalýþmanýn literatüre olan katkýsý da kýsaca açýklanmalýdýr.

• Kaynaklar:Kaynak listesi alfabetik sýraya göre düzenlenir. Kaynak yazýmý ve sýralamasý aþaðýdaki gibi yapýl-

malýdýr. Metin içerisinde her kaynaða ait numara, ilgili olan cümlenin sonunda parantez içinde be-lir-tilmelidir.

• Yazar(lar)ýn soyad(lar) ile ad(lar)ýnýn ilk harfi (Kalýn yazýlmalý),• Yayýnýn tarihi,• Makalenin adý (Ýtalik yazý karakteri ile yazýlmalý),• Dergi adlarýnýn kýsaltýlmasýnda "Periodical Title Abbreviations: By Abbreviation" sonbaskýsý esas alýnmalýdýr,• Cilt ve sahife numaralarý yer almalýdýr.1. Süreli Yayýn:Dubey JP, Lindsay DS, Anderson ML, Davis SW, Shen SK, (1992). Induced transplacental transmis-

sion of N.caninum in cattle. J Am Vet Med Ass. 201 (5), 709-713.2. Yazarlý Kitap:Fleiss Jl, (1981). Statistical methods for rates and proportions. Second edition. New York: John

Willey and Sons, p.103.3. Editörlü Kitap:Balows A, Hausler WJ, Herramann Kl, eds., (1990). Manual of Clinical Microbiology. Fifth edition.

Washington DC: IRL Press, p.37.4. Editörlü Kitapta Bölüm:Bahk J, Marth EH, (1990). Listeriosis and Listeria monocytogenes. Cliver DD. eds. Foodborne

Disease. Academic press Inc, San Diego.p.248-256.

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi Yazým Kurallarý

Page 73: ETLÝK MERKEZ VETERÝNER KONTROL VE · ayrýlarak kullanýlýncaya kadar -20 ºC 'de saklandý. Serolojik Testler C. abortus'a karþý oluþan antikorlarýn saptan-masýnda mCFT ve

5. Kongre Bildirileri:Çetindað M, (1994). Pronoprymna ventricosa, a new digenic trematoda from the Alosa fallax in

Turkey. Eighth International Congress of Parasitology (ICOPA VIII), October, 10-14, Ýzmir-Turkey.6. Tezler:Aksoy E, (1997). Sýðýr Vebasý hastalýðýnýn histolojik ve Ýmmunoperoksidaz yöntemle tanýsý üzerine

çalýþmalar. Doktora Tezi, AÜ Saðlýk Bilimleri Enstitüsü, Ankara.• Dergiye gönderilen yazýlar geliþ tarihine göre yayýnlanýr.• Gönderilen yazýlarýn basým düzeltmeleri orijinal metne göre yapýldýðýndan, yazýlarýn her türlü

sorumluluðu yazarlara aittir.• Düzeltilmesi için geri gönderilen yazýlarýn en geç 15 gün içerisinde tekrar yayýn kuruluna ulaþtý-

rýlmasý gereklidir. • Yayýnlanmayan yazýlar iade edilmez.• Ayrý basým ücretleri yazarlar tarafýndan ödenir.

Dergi Yayýn Kurulu

Etlik Veteriner Mikrobiyoloji Dergisi • Yýl : 2006 Cilt : 17 Sayý : 1-2