EN SEVGİLİYE

Rabbül aleminin biz kullarına vermiş olduğu sayısız nimetlerin en büyüğü şüphesizki Habibi Kibriya, Serveri Kainat Hz. Muhammed Mustafa S.A.V.dir.

Mübarek şöyle buyuruyor insan başına bir bela geldiğinde düşünsün onun için en büyük bela ve musibet benim yokluğumdur.

Allah Peygamber Efendimizi A.S.V. VEÇH’inin nurundan yarattı

ve her şeyi de Bütün Peygamberlerde dahil olmak üzere onun nurundan yarattı ve bizleride onun ümmetinden kıldı

başka bir Peygamberin ümmetide olabilirdik buna itiraz edebilecek bir gücümüz mü var, hayır öyle bir gücümüz yok,

10 tane Ululazm Peygamber bizi S.A.V.in ümmetinden yap diye Allaha dua ettiler yalvardılar ama bu şerefi Rabbim bize bahşetti. Biz bunun şükrünü ifadan yana aciziz.

O Peygamber’ki dünyayı şereflendirdiği anda dahi Ümmeti Ümmeti diyordu, bütün ömrüde ümmetine hizmet ile geçti,

Son anında Azrail A.S. kapısına geldi vazifesini icra etmek üzere içeri giremedi ve Cebrail A.S.’ın izin almasını istedi

Cebrail A.S. peygamberimizin huzuruna girdi ve Azrail A.S. için izin istedi

Peygamber Efendimiz işlerini tamamladıktan sonra izin verdi ve Azrail A.S. Vazifesini icra etmeye başladı

bir ara Efendimizin canı yandı ve sordu sen ümmetimin ruhunu kabzederken hep böyle canını yakarmısın diye Azrail A.S. ya Resulullah en az acıyı sana vermeye gayret ediyorum dedi

bunun üzerine Fahr_i Kâinat efendimiz o zaman bütün ümmetimin acısını al hepsini bana ver ümmetim acı çekmesin dedi o Peygamberki bizim için bu kadar merhametli bu kadar şefkatlidir.

Yarın kıyamet gününün dehşetinde bütün Peygamberler de dahil olmak üzere her kes NEFSİ NEFSİ derken O Muhbiri Sadık S.A.V. secdeye kapanacak ve ÜMMETİ ÜMMETİ diye yalvaracak ve ümmetini almadan da secdeden başını kaldırmayacaktır.

Nebiler Serveri (s.a.s), Mi’raca “kâb-ı kavseyn” ruhuyla yönelmişti. O, sebepler üstü yaşadığı o noktada, namazla müşerref oldu ve onu hayatı boyunca da en kâmil mânâda eda etti.

O noktada başka bir şey değil de beş vakit namazın hediye olarak verilmesi dikkate şayandır.

Zira namaz tamamen Allah Rasulü’nün misyonu ile alâkalıdır. Evet, O’nun (s.a.s) misyonu; beşerin ulaşamadığı noktalara ulaşmak, kurbetin hazzını tadıp geriye gelmek; sonra da duyup tattığı hakikatleri başkalarına anlatmak ve o zümrüt tepelere onları da götürmektir.

Öyleyse, mi’racın esas armağanı namazdır ve bu aynı zamanda her mü’minin mi’racı olarak, onları da mi’raca götürecek nurdan bir helezondur.

Bundan dolayı Allah Rasulü (s.a.s)’ne bir milyon cennet bahşedilmiş olsaydı belki de başkalarının ayağının altına uzatılacak böyle nurdan bir helezonun verilmesi kadar onu sevindirmeyecekti.

Allah bizleri idrak etmekte olduğumuz KUTLU DOĞUM HAFTASI münasebetiyle Habibinin şefaatine mazhar kılsın bizleri Sevgilisine çok sevdirsin ve bizleri o mübareğin yüzünü ak eden onu hoşnut kılıp, sevindiren ümmetinden etsin inşallah.

Peygamberler dünyalarını değiştirdiklerinde miras bırakmazlar onların varisleri dinini yaşıyan ve yaşatan RABBANİ Alimlerdir.

Bizleri Rabbim o Rabbani Alimlerle buluşturup Habibinin yolunda ona mutabaat ederek yürümeyi içinde bulunduğumuz kutlu doğum haftası hürmetine nasip etsin inşallah.

KAİNAT SERVERİNİN TEŞRİF BUYURDUKLARI KUTLU DOĞUM HAFTASI MÜBAREK OLSUN

M.EDGÜNLÜ