EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

141
EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ Hazırlayan: Servet ÜNKAZAN Danışman: Yrd.Doç. Dr. Mustafa ÖZER Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Sanat Tarihi Anabilim Dalı için öngördüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak hazırlanmıştır. Edirne Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ocak 2006

Transcript of EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

Page 1: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ

ASKERİ MİMARİ

Hazırlayan: Servet ÜNKAZAN

Danışman: Yrd.Doç. Dr. Mustafa ÖZER

Lisansüstü Eğitim, Öğretim ve Sınav Yönetmeliğinin Sanat Tarihi Anabilim Dalı için

öngördüğü YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak hazırlanmıştır.

Edirne

Trakya Üniversitesi

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ocak 2006

Page 2: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ
Page 3: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü’ne Bu çalışma, jürimiz tarafından Sanat Tarihi Anabilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak Oybirliği/Oyçokluğu ile kabul edilmiştir. Prof. Dr. Engin BEKSAÇ Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÖZER Yrd. Doç. Dr. İbrahim SEZGİN

Page 4: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

I

ÖNSÖZ

Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen askeri mimarlık eserleri: Savunma yapıları

(kale, sur, kule, siper ve tabya), kışla yapıları, askeri okul, askeri hastane, karargah

binaları ile karakol ve silahhaneler gibi yapılardan oluşur. Savunma yapıları hakkında

yeterince araştırma yapılmasına karşın karakol, kışla ve karargah binaları Sanat

Tarihi bakış açısıyla yeterince incelenmemiştir. Şimdiye kadar Edirne’deki Osmanlı

Dönemi’ne ait kışla ve karargah binalarının tamamı hakkında inceleme ve araştırma

yapılmamıştır.

19 ve 20.yüzyıllarda batı etkisinde Osmanlı mimarisinin önemli bir bölümünü

askeri maksatlı yapılar oluşturur. II. Ordu merkezini oluşturan Edirne’de, Osmanlı

Dönemi’nde yoğun imar faaliyetleri görülür.

Edirne’deki tarihi askeri binaların bir çoğu günümüzde de askeri amaçlarla

kullanılmaktadır. Askeri güvenlik gerekçesiyle araştırmacıların özel izinle inceleme

yapması gerekmektedir. Bu nedenle askeri binalarla ilgili incelemeler oldukça

yetersizdir.

Yapılan araştırma konusunun seçilmesinde ve tezin her aşamasında yakın

desteğini esirgemeyen bu çalışma ile bana Sanat Tarihi araştırma metodunu öğreten,

yol gösteren Yrd.Doç.Dr.Mustafa Özer’e, askeri hastanelerle ilgili yardımlarını

esirgemeyen Nilüfer Gökçe’ye, özellikle süsleme konusunda bilgi eksikliğimi

tamamlayan sayın Neriman Köylüoğlu’na, çizimleri yapan mimar Selim Sel ve

mühendis Fatih Uslu’ya kalpten teşekkürler. Araştırma yaptığım dönemde beni

gönülden destekleyen sıralı birlik komutanlarıma minnettarım.

Yıllardır dağınık bir öğrencinin kahrını çeken eşim/velime kalpten teşekkür

ederim.

OCAK 2006 Servet ÜNKAZAN

Page 5: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

II

ÖZET

Edirne ve çevresindeki Osmanlı Dönemi askeri yapıları hakkında günümüze

kadar kapsamlı bir araştırma yapılmamıştır. Yapılan araştırmalarda ise tabyalar

haricindeki yapılar sanat tarihi disiplini içerisinde incelenmemiştir. Bu boşluğu

doldurmak amacıyla bu çalışmada; Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından (1826),

Balkan Harbi’ne (1912) kadar olan sürede Edirne il sınırları içerisinde kurulan üç

kışla, iki askeri hastane, bir askeri okul, iki karargah binası ile bu yapılara ait iki

çeşme, iki hamam ve iki depo binası, plan, yapı malzemesi ve üslup özellikleri

değerlendirilerek detaylı olarak incelenmiştir. 19. ve 20. yy. da batı etkisinde gelişen

Osmanlı mimarisinin farklı işlev ve yapı elemanlarıyla oluşan askeri mimari, neo-

klasik, eklektik(karma) ve ulusal mimarinin özellikleri taşır.

Metne dönüştürülen araştırma altı ana bölüm ile resim ve şekillerden

oluşmaktadır.

Giriş bölümünde, incelenen askeri yapıların yerleri, dönem ve üslup özellikleri

ile yapılan incelemenin metodu anlatılmıştır.

2.Bölümde, M.Ö.400 yılından 1923 yılına kadar geçen sürede, konunun

bütünlüğünü pekiştirmek amacıyla Edirne tarihçesi’nden kısaca bahsedilmiştir.

3.Bölümde, Türk Mimarisinde askeri yapılar tanımlanarak, ilk örneklerinden

Cumhuriyet dönemine kadar olan gelişim süreci belirlenmeye çalışılmış, Edirne’deki

Osmanlı Dönemi askeri yapılarından kısaca bahsedilmiştir.

Çalışmanın esas bölümünü oluşturan 4.bölüm, “Katalog” başlığıyla

verilmiştir. Bu bölümde, Edirne ve çevresindeki askeri maksatlı binalar ile bu

binaların bulunduğu kışlalardaki çeşme, hamam gibi eserler incelenmiştir. Katalog

bölümünde incelenen eserlerden günümüzde askeri birlikler tarafından

kullanılmayanlar (General Fahri Özdilek Kışlası ve General Adil Alpay Kışlası)

resimlerle belgelenirken, Karaağaç Kışlası, General Kemal Tanca Kışlası, Tümen

Page 6: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

III

Karargahı halen kullanıldığından emniyet gerekçesi ile fotoğrafları çekilmemiş, çizim

yapılmamıştır. Cezaevi olarak kullanılan Mahmudiye Kışlası(Piyade Kışlası) binaları

ile Demirtaş Askeri Hastanesi’nin bir, iki ve üçüncü kat rölöveleri alınamamıştır.

Karşılaştırma ve değerlendirme bölümünde; eserler, plan, malzeme-teknik,

yapı elemanları, cephe düzeni, süslemeleri ile ele alınmıştır. Eserler, önce kendi

içerisinde, daha sonra Edirne dışındaki askeri yapılarla karşılaştırılarak

değerlendirilmiştir.

Sonuç bölümünde binaların tarihlendirilmesi, binalarda yapılan değişiklikler ve

günümüze kadar olan kullanım süreci belirlenerek yapılması gerekenler belirtilmiştir.

Son bölüm,çalışmada yararlanılan kaynakların gösterildiği. “Kaynakça”dır.

Yapıların çizim ve fotoğrafları ile şehir haritası ek’lerde yer almaktadır.

.

Page 7: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

IV

ABSTRACT

There is no detailed research about military buildings in and around Ottoman

Edirne In the previous works, monuments except trenches were not researched in

artial base. In order to full this empty space, this work is about to four garrisons, two

military hospital, one military school, and one headquarters building which all are

regarded with reference to planned construction materials and style between the time

resolution of Janissary dated 1826 and Balkan War dated 1912. Ottoman military

architecture which was developed from different constructive forces of 19th and 20th

centuries’ western based Ottoman architecture, has neo-classical, eclectic, and

national racteristics.

There are six main parts, pictures and illustrations where necessary.

In the introduction, the place, time period, and the methodology of the research are

mentioned.

In the second part, Ottoman Edirne history briefly explained between 400 B.C.

and 1923 in order to make the work’s integrity.

In the third part, military buildings in Turkish architecture mentioned and the

developing of it is given from the first example to republican period. Also, Ottoman

military buildings were mentioned briefly.

The fourth part in which main theme is given, investigated the military buildings

and bathsand like buildings in these buildings which are in and around Edirne. In this

part you can find themes like history, restorations buildings faced with. All

monuments are illustrated with pictures and moreover except Mahmudiye Garrison

and Timutaş Military Hospital base 1, 2, and 3 statistical survey , all buildings’ hand-

made illustrations are given.

In the part called, evaluation and correspondence, monuments regarded with

reference to their plans, materials-tecnique, construction forces, frontal side,

ornoments In addition, monuments are corresponded with first in themselves and

than the military buildings around Edirne.

Page 8: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

V

In the final part, chronology, places and changes made and usage of the buildings

up to now are determined and things that should be done are explained. After that,

reduction of the works is done and with reference to the scientific thesis

requriements the mentioned work constructed.

The last part is the indexes of the work. The illustrations and photographs of

monuments and the city map were added properly.

Page 9: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

VI

İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ…………………………………………………………………… I

ÖZET …………………………………………………………………….. II

ABSTRACT………………………………………………………………. IV

KISALTMALAR…………………………………………………………. IX

ŞEKİLLER LİSTESİ………………………………………………………..X

FOTOGRAF LİSTESİ……………………………………………………..XI

1. GİRİŞ ………………………………………………………………… 1-9

2. EDİRNE TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ………………………. 10-14

3.TÜRK MİMARİSİNDE ASKERİ YAPILAR VE EDİRNE…….. 15-25

3.1. Türk Mimarisinde Askeri Yapılar…………………………. 16-21

3.2. Edirne’deki Askeri Yapılar…………………………………. 21-25

4. KATALOG…………………………………………………….. 26-106

4.1.KIŞLALAR………………………………………….……… 27-65

4.1.1.Mahmudiye Kışlası (Edirne Kapalı Cezaevi). 28-40

4.1.1.1. L Planlı Bina ……………………………………. 28-36

4.1.1.2. Mahmudiye Kışlası Hamamı................................. 37-39

4.1.2. Süvari Kışlası (General Fahri Özdilek Kışlası,)………. 40-55

4.1.2.1. U Planlı Bina,(Orta Bina)…………………….... 41-45

Page 10: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

VII

4.1.2.2. Güney Blok…………………………………....... 46-48

4.1.2.3. Kuzey Blok……………………………………... 49-51

4.1.2.4. Süvari kışlası deposu………………………….. 52-53

4.1.2.5. Namazgahlı meydan Çeşmesi(II.Mehmet)……… 54-55

4.1.3. General Celalettin Alkoç Kışlası (Karaağaç Kışlası )…... 56-64

4.1.3.1.Kuzey Blok……………………………………… 57-60

4.1.3.2.Batı Blok………………………………………… 61-63

4.1.3.3.Doğu Blok………………………………………… 64

4.2. ASKERİ OKUL……………………………………………… 65-75

4.2.1.1.Harbiye Binası………………………………….. 66-70

4.2.1.2.Ek Hizmet Binası……………………………….. 71-74

4.2.1.3.Harbiye Çeşmesi(Hastane)…………………………. 75

4.3.ASKERİ HASTANELER…..……………………………..….. 76-87

4.3.1. Demirtaş Askeri Hastanesi(Timurtaş,Karaağaç)…. 77-83

4.3.2. Demirtaş Askeri Hastanesi Hamamı……………… 84-85

4.3.3. Merkez Askeri Hastanesi…………………………. 86-87

4.4.KARARGAH BİNALARI…………………………………… 88-103

4.4.1. Daire-i Müşir (Tümen Karargahı)……………….. 89-94

. 4.4.2. Redif Dairesi………………………………..……. 95-101

4.4.3. Depo binası…………………………………….. 102-103

5. KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME…………………… 104-115

5.1. Plan……………………………………………………………107

5.2.Malzeme ve Teknik……………………………………………108

5.3.Cephe Düzeni………………………………………………..…109

Page 11: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

VIII

5.4.Yapı Elemanları……………………………………..................110

5.4.1. Kapılar, Pencereler …………………………………. 110

5.4.2. Söve…………………………………………….......... 110

5.4.3.Silme, Korniş ve Plasterler…………………………… 111

5.4.4. Kemer,Sütun ve Ayaklar…………………………...….111

5.4.5.Örtü Sistemi ……………………………………... 112

5.4.6.Ocak, Niş ve Panolar……………………………….. 113

5.5.Süsleme……………………………………………………… 114

5.5.1.Bitkisel Süsleme ……………………………….…...... 114

5.5.2.Geometrik Süsleme………………………………..….. 115

6. SONUÇ…………………………………………………………… 116-120

KAYNAKÇA……………………………………………………….. 121-125

ŞEKİLLER

FOTOGRAFLAR

EDİRNE ŞEHİR HARİTASI

Page 12: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

IX

KISALTMALAR

Bkz :Bakınız

B.O.A : Başbakanlık Osmanlı Arşivi

C. :Cilt

Fot. :Fotoğraf

K.K.K : Kara Kuvvetleri Komutanlığı

Mknz :Mekanize

M.S.B :Milli Savunma Bakanlığı

P : Piyade

s :Sayfa

Şek :Şekil

Tug :Tugay

T.C :Türkiye Cumhuriyeti

T.M.O :Toprak Mahsulleri Ofisi

T.T.K :Türk Tarih Kurumu

vb :Ve başkaları

y.y : Yüzyıl

Page 13: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

X

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şek.1 Süvari kışlası (General Fahri Özdilek kışlası) vaziyet planı

Şek.2 Süvari Kışlası Binaları batı cephe çizimi

Şek.3 Süvari Kışlası Güney Blok rölövesi

Şek.4 Süvari Kışlası U planlı Bina Zemin Kat rölövesi

Şek.5 Süvari Kışlası U planlı Bina I. Kat rölövesi

Şek.6 Demirtaş Askeri Hastanesi kuzey cephe

Şek.7 Demirtaş Askeri Hastanesi güney cephe

Şek.8 Demirtaş Askeri Hastanesi zemin kat rölövesi

Şek.9 Sanayi Kışlası (General Adil Alpay Kışlası) vaziyet planı

Şek.10 Redif Dairesi doğu cephe çizim

Şek.11 Redif Dairesi batı cephe çizimi

Şek.12 Redif Dairesi kuzey cephe çizimi

Şek.13 Redif Dairesi I.kat rölövesi

Şek.14 Redif Dairesi II.kat rölövesi

Page 14: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

XI

FOTOĞRAF LİSTESİ

Fot-1 Mahmudiye Kışlası güney cepheden panoromik görünüm

Fot-2 Mahmudiye Kışlası kuzey cephe genel görünüm

Fot-3 Mahmudiye Kışlası’na ait eski bir fotoğraf (Abdülhamit albümü:43 numara ile

irae olunan Piyade Kışla-i Hümayunın manzarasıdır)

Fot-4 Mahmudiye Kışlası Hamam Batıdan genel görünüm

Fot-5 Mahmudiye Kışlası Hamam Sıcaklık kubbe

Fot-6 Süvari Kışlası eski bir fotoğraf,( Abdülhamit albümü :41 numara ile irae

olunan

Piyade Kışla-i Hümayunın manzarasıdır.)

Fot-7 Süvari Kışlası U planlı, orta blok batı cephe

Fot-8 Süvari Kışlası U planlı, orta blok batı cephe detay

Fot-9 Süvari Kışlası Güney Blok batı cephe

Fot-10 Süvari Kışlası Güney Blok güney cephe

Fot-11 Süvari Kışlası Güney Blok tek katlı bölüm güney cephe

Fot-12 Süvari Kışlası Güney Blok doğu cephe

Fot-13 Süvari Kışlası Depo Binası

Fot-14 Süvari Kışlası II.Mehmet Çeşmesi Güney cephe

Fot-15 Süvari Kışlası II.Mehmet Çeşmesi Kuzey cephe

Fot-16 Harbiye Binası eski bir fotoğraf (Harita 34 numara ile irae olunan Mekteb-i

İdadi-i mülk-i Şahanenin manzarasıdır)

Fot-17 Kemal Tanca Kışlası Harbiye Çeşmesi

Fot-18 Kemal Tanca Kışlası Harbiye Çeşmesi Kitabesi

Fot-19 Demirtaş Asker Hastanesi güney cephe

Fot-20 Demirtaş Asker Hastanesi doğu cephe

Fot-21 Demirtaş Asker Hastanesi kuzey cephe

Fot-22 Merkez Asker Hastanesi duvar kalıntısı

Fot-23 Daire-i Müşir eski bir fotoğraf

Fot-24 Sanayi Kışlası giriş açıklığı

Fot-25 Sanayi Kışlası hava fotoğrafı

Fot-26 Redif Dairesi güney cephe

Fot-27 Redif Dairesi doğu cephe

Page 15: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

XII

Fot-28 Redif Dairesi batı cephe giriş

Fot-29 Redif Dairesi eski bir fotoğraf (Engin Özendes albümünden)

Fot-30 Redif Dairesi Sanayi Kışlası depo binası doğu cephe

Page 16: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

1

1.GİRİŞ

Page 17: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

2

1.GİRİŞ

Orta Asya’dan sürekli batıya ilerleyen Türkler, batıdaki askeri gelişmeleri örnek

alarak ordularında düzeni sağlamak amacıyla, kışla, askeri okul, askeri hastane, depo,

karargah ve hizmet binalarının yapımına ağırlık vermişlerdir. Bugünkü anlamda kışla

denilen düzenli ve teşkilatlı binaların inşasına, Yeniçeri askeri teşkilatının kaldırılması

ve düzenli orduların kurulmasıyla başlanmıştır1. Osmanlı ordu teşkilatında askeri

yapılar, kışla yapıları ( koğuş, ahır, depo, cami, hamam, çeşme vb.), karargah, okul,

hastane fabrika vb. yapılardan oluşmaktaydı. 19.yüzyılda İstanbul merkezli kışla imar

faaliyetlerinden, Osmanlı Devleti’nin önemli kentlerinden biri olan Edirne’de fazlasıyla

etkilenmiştir.

İncelediğimiz döneme ait(19-20yy) askeri yapılar, belirli akım ve üslupların etkisinde

inşa edilmiştir. 18.yüzyılın sonlarından itibaren, sanatsal üsluplar, yerini sanatsal

akımlara bırakmıştır. Barok ve rokoko üsluplarının aşırı süslemelerine bir tepki olarak

ortaya çıkan neo-klasizm, 18.yüzyılın ikinci yarısı ve 19.yüzyılın ilk 25 yılında etkin

olmuştur. Bu akımın, mimarideki ilk temsilcileri ise Fransa ve Almanya’dır2.

18. y.y.’da Avrupa sanatının etkisinde kalan Osmanlı Mimarisi’ne 19.yüzyıldan

itibaren neo-klasik üslup hakim olmuştur. Yüzyılın sonlarında batı eksenine bir tepki

olarak batı seçmeciliğinden uzaklaşan mimarimiz, Türk neo-klasik sentezini

oluşturmuştur. Batı mimarisinde neo-klasik olarak değerlendirilen ve özellikle

cephelerde etkin olan bu anlayış sürerken, yeni ihtiyaçların doğurduğu değişik

fonksiyonlu, yeni yapı tipleri üretilmiştir. Bu dönemde Osmanlı Devleti’ndeki

gelişmeler dikkat çekicidir3.

Neo-klasik akımın özellikleri, klasik üslupla paralellik gösterir. Simetrik düzenin

önem kazandığı yapılarda, planlı geometrik düzenlemeler görülür. Yapı ekseninde,

plan ikiye bölünerek, yapının her iki kısmı aynı şekilde düzenlenmiştir. Kare ve

1 Zuhal Çetiner Doğdu, (2002): Kışla Mimarisi, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:12, Ankara , s.178 2 Engin Beksaç, (1993): Avrupa Sanatına Giriş, Engin Yayıncılık, İstanbul, s.78 3 Fırat Nurcan İnci, (1999): “XX. Yüzyıl Başlarında Görülen Osmanlı Mimarisi”, Osmanlı Ansiklopedisi,

Cilt; 10, Ankara, s. 290

Page 18: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

3

dikdörtgen planlar bu dönemde de uygulanmıştır. İç ve dış mekanlar arasında ilişiler

kurularak, streometrik yapı biçimlendirilmesi ortaya çıkarılmıştır. Yapılar mekan,

fonksiyon ve dış biçim bakımından planlanmıştır. Cephelerde dikey ve yatay hatlar

sütun, silme ve plasterlerle oluşturulmuştur4.

Dekoratif öğelere nadiren rastlanan yapılarda süsleme sade ve azdır. Cephelerde

hareket, mimari plastik öğelerle sağlanmıştır. Bunlar, kat kornişi, silme, plaster, kapı

ve pencere söveleridir. Esas girişin bulunduğu cepheler çoğunlukla sütunlu ve dışarı

taşırılarak inşa edilmiştir.

Askeri binaların biçimlenmesinde etkili olan neo-klasik akımın, resmi devlet

yapılarında görülen üslup özelliklerinden biri de, cephelerinde antik taklidi sütuna

dayanan üçgen biçiminde bir alınlığın (fronton) bulunmasıdır. 19.yüzyılın sonlarında

inşa edilen binaların batı etkisinde belirli bir üsluba bağlı kalmayan eklektik(karma)

üslup özelliklerini yansıttığı da görülür 5.

Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından (1826), Balkan Harbi’ne (1912) kadar olan

sürede Edirne il sınırları içerisinde kışla yapıları, askeri hastane, askeri okul ve

karargah binaları ile bu binalara ait depo, cami, hamam ve çeşmeler inşa edilmiştir.

Edirne’de inşa edilen savunma amaçlı yapıları (tabya, sur, kale vs.) geniş kapsamlı ve

ayrıca incelenmesi gereken bir konu olduğundan inceleme dışında bırakılmıştır6. Bu

incelemede söz konusu yapılardan günümüze ulaşanları tüm yönleriyle incelenmeye

çalışılmıştır. Şimdiye kadar Edirne’deki askeri binalar, Sanat Tarihi biliminin esas ve

kurallarına göre ele alınmamıştır. Bu yapılar, 19 yy.da Osmanlı coğrafyasında özellikle

İstanbul da gelişen batı etkili mimarinin ve ulusal mimarlık akımının önemli temsilcileri

arasında olması nedeniyle de ayrıca önem arz etmektedir.

4 Özsezgin ve Büyükişleyen, (1993): Sanat Eserlerini İnceleme, Eskişehir:s.16 5 Semavi Eyice, (1981): “XVIII:Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa Neo-Klasik Üslubu”,

Sanat Tarihi Yıllığı(1979-1980), İstanbul, s.173. 6 Edirne Tabyaları ile ilgili bkz. Yavuz Güner,(2004):Edirne Askeri Tabyalarının Mimarisi,Mimar

Sinan Ünversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsi, Sanat Tarihi Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi)İstanbul

Page 19: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

4

Kütüphane, arşiv ve arazi araştırmaları sonucunda, Edirne ve çevresinde, 19 ve 20.

yüzyıllardan günümüze ulaşan üç kışla, iki askeri hastane, bir askeri okul, iki karargah

binası ile bu binaların bulunduğu kışlaların hizmeti için yapılan, iki çeşme iki hamam

ve iki depo incelenmiştir.

İncelenen yapılar içerisinde en eski tarihli olan Piyade Kışlası (Mahmudiye,Yanık

Kışla) Edirne, Sarayakpınar yolu üzerindedir. Günümüzde kapalı cezaevi olarak

kullanılan kışlanın kuzeyinde, Merkez Askeri Hastanesi kalıntıları, doğusunda Tunca

nehri bulunur. Kışlada birbiriyle bağlantılı iki bloktan oluşan L düzenli bina ile hamam

görülür. Tarihi vesikalarda bahsi geçen caminin kalıntılarına rastlanılmamıştır.

Bu kışlanın güney doğusundaki, Süvari Kışlası ve Ahırları oldukça büyük bir alan

üzerinde, tel örgü ile sınırlandırılmıştır. Süvari Kışlasının, güneyinde Saraçhane

Köprüsü, doğusunda Yeni Saray ve Tunca nehri bulunur. 2005 yılında Trakya

Üniversitesi’ne teslim edilinceye kadar General Fahri Özdilek Kışlası olarak kullanılan

alanda, Osmanlı Dönemi’ne ait yapılardan karargah ve ahır olarak kullanılan üç bina

ile namazgahlı meydan çeşmesi(II.Mehmet çeşmesi) bulunur. Süvari Kışlası, Edirne,

Sarayakpınar yolu tarafından bölündüğünden kışlaya ait depo binası yolun batısında

kalmıştır.

Edirne’nin Karaağaç Mahallesi’nde, Karaağaç Kışlası olarak da bilinen General

Celalettin Alkoç Kışlası’nda, Osmanlı Devleti’nin son dönemine ait birbirinden

bağımsız üç blok bulunur. Bu binalar, Ulusal mimarlık akımının özelliklerini yansıtır.

Göçmen Misafirhanesi olarak da bilinen Demirtaş Askeri Hastanesi kışlanın güney

batısındadır. Hastanenin ikinci ve üçüncü katı tahrip olduğu için bu katlarda detaylı

inceleme yapılamamıştır. Edirne’nin ilk askeri hastanesi olarak inşa edilen Merkez

Askeri Hastanesi, Edirne Kapalı Cezaevi’nin kuzey batısındadır. Hastane yapısından

günümüze hastanenin bir duvar parçası kalmıştır.

Selimiye Cami’nin kuzeyinde, General Kemal Tanca Kışlası olarak kullanılan

alanda, kapalı bir avlu etrafında kare planlı bir bina ile kışlanın güney batı duvarına

bitişik bir çeşme bulunur. Kare planlı ve iç avlulu bina, Osmanlı Dönemi’nde farklı

tarihlerde yapılan iki binanın belirlenemeyen bir tarihte birleştirilmesi sonucu

Page 20: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

5

oluşturulmuştur. İki bina, Harbiye Mektebi ve Ek Hizmet Binası’dır.

Edirne ve Trakya’daki II.Ordu birliklerinin karargahı olarak kullanılan Müşirlik

Binası (Tümen Karargahı) 1897 yılında inşa edilmiştir. Şehir merkezinde, Selimiye

Cami’nin güneybatısında yer alan binanın, batısında Üç Şerefeli Cami, güneyinde ise

Bedesten bulunur. Bu binanın Edirne’de incelenen diğer askeri binalardan en büyük

farkı, cephelerindeki süslemelerinin zenginliği ve tarihi dokusunun hiç bozulmadan

günümüze kadar ulaşmış olmasıdır.

Baba Demirtaş Mahallesi, Sanayi Caddesi’nde yer alan ve Sanayi Kışlası olarak da

bilinen General Adil Alpay Kışlası, kısa bir süre önce Trakya Üniversitesi Sağlık

Meslek Yüksek Okulu’na teslim edilmiştir. Burada Osmanlı Dönemi’ne ait üç katlı ve

tek katlı iki bina mevcuttur. Bazı kaynaklarda askeri hastane olarak da belirtilen üç

katlı bina, 1906 yılında inşa edilen Redif Dairesi’dir. Tek katlı bina ise Redif Dairesi’ne

ait depodur.

Bu yapılar dışında Edirne’de belirli dönemlerde askeri amaçlar için kullanılan fakat

değişik işlevler için inşa edilen, saray, han vb. yapılarda tespit edilmiştir. Ancak bu

yapılar araştırma konusu dışında tutulmuştur.

Bu araştırma ile, 14.yüzyıldan itibaren Osmanlı Ordusu’nun önemli merkezlerinden

olan Edirne’deki 19 ve 20 yüzyıllarda askeri amaçlar için inşa edilmiş olan askeri

yapıların mimari niteliği aydınlatılmaya ve Türk mimarisindeki yeri belirlenmeye

çalışılmıştır.

“Edirne ve Çevresinde Osmanlı Dönemi Askeri Mimari” başlıklı tez konumun

belirlenmesinde, mesleki ilginin yanı sıra içinde bulunduğum mesleki ortamın etkisi

büyüktür. Daha önce üzerinde herhangi bir bilimsel araştırma yapılmayan Edirne’deki

askeri yapıların mimari özelliklerini araştırma konusu olarak seçmemin ardından

konuyla ilgili ön bilgi edinmek amacıyla, kütüphanelerdeki kaynak ve yayınlar

taranmıştır. “ Yaşayan Tarihi Ve Kültürel Askeri Yapılar,” 54. Mknz. Piyade Tugay

Komutan’lığının derlediği “Tarihi kışla ve binalar” adlı kitapçık, “Türkler

Ansiklopedisi”, ”Osmanlılar Ansiklopedisi”, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye

Page 21: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

6

Ansiklopedisi”, “Mimarlık Sözlüğü”, “Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü’nden”

konuyla ilgili ön bilgi edinilmiştir7.

Ancak, konuyla ilgili birkaç kitap ve makale dışında ayrıntılı bir bilgiye

ulaşılamamıştır. Bu konuda bilgisi olabileceği düşüncesiyle Edirne’li yerel tarihçiler ve

araştırmacılarla görüşülmüştür.

Yapılan kaynak taramasında, Edirne’deki askeri binalarla ilgili kapsamlı bir

çalışmanın yapılmadığı tespit edilmiştir. Konuyla ilgili ulaşılan kaynaklardaki bilgiler,

kısa ve genel olduğundan konuyu aydınlatmaktan uzaktır.

İncelenen kaynak ve yayınlardan Yıldırım ve Tekkollu’nun hazırladığı “Yaşayan

Tarihi ve Kültürel Askeri Yapılar”8 adlı kitapta, Türkiye’deki mevcut tarihi kışla ve

askeri binaların hemen tümü arşiv ve kataloglama anlayışı içerisinde derlenmiştir. Söz

konusu kitapta, araştırma konumuz olan Edirne’deki kışlalar genel hatlarıyla

tanıtılmıştır. Bahsi geçen kitapta, incelediğimiz bazı binaların yapım amacı, inşa

tarihi gibi konularda yanlış bilgiler verilmektedir. Günümüzde askeri birliklerce

kullanılan kışlaların, karargahlarında tutulan “Kışla Tarihçe Defterlerinde”9 inceleme

yaptığımız binaların, Cumhuriyet Dönemindeki kullanım amaçları ve yapılan onarımlar

hakkında bilgi edinilmiştir. Tosyavizade Rıfat Osman’ın “Edirne Rehnüması”10adlı

eseri, kışla ve askeri binaların tarihlendirilmesinde yararlandığımız eserlerden

bazılarıdır.

Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Edirne’deki askeri teşkilat ve imar faaliyetleri ile

ilgili belgeler taranmıştır. Bulunan çok sayıda belgeden, günümüze ulaşan yapılarla

ilgili olanlarından yararlanılmıştır. Belgelerin birçoğu teşkilat içi idari görevleri ve

onarımları içermektedir. 7 Adı geçen eserler için kaynakça bölümüne bakınız. 8 Yıldırım ve Tekkollu, (2001): Yaşayan Tarihi Ve Kültürel Askeri Yapılar, M.S.B. İnşaat Emlak Daire

Başkanlığı yayınları, T.T.K. basımevi, Ankara. 9 Kışla Tarihçe Defteri: Kışlanın kısa tarihçesi, kışla tesislerinin kroki ve planı, yapılan onarım gibi

konuların yer aldığı defterdir. Defter birliklerde belirli personel tarafından güncel olarak tutulur. 10 Tosyavizade Rıfat Osman, (1994): Edirne Rehnüması (Edirne Şehir Klavuzu), Çev: Ratip Kazancıgil,

Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları, İstanbul.

Page 22: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

7

Ankara, İstanbul ve Edirne’deki kütüphanelerde yaptığımız araştırmalarda, tez

konumuz ile ilgili kısa bilgiler veren yayınlar tespit edilmiştir. Söz konusu bu yayınlar,

araştırmanın ilgili yerlerinde belirtilmiştir.

Edirne deki askeri kışla ve binaların eski durumlarını gösteren fotoğrafların bir

bölümü, İstanbul Üniversitesi Eski Eserler Kütüphanesi’ndeki Abdülhamid Albümü ve

Edirne Albümü’nden temin edilmiştir11.

Yaklaşık altı ay süren saha çalışmaları sırasında söz konusu askeri yapıların plan ve

cephe rölöveleri alınmış, fotoğraflarla ayrıntılı bir şekilde belgelenmiş ve gerekli notlar

alınmıştır. Kullanılmayan binaların fotoğraflarının çekimi, plan ve detay çizimleri için

birlik komutanından izin alınmıştır. Bir çoğu halen kullanılan kışlaların stratejik

konumu ve emniyeti gerekçesiyle, fotoğraflarının çekilmesi, plan ve rölövelerinin

çıkarılması için araştırmacıların kışlaya giriş ve çıkışı ile ilgili hususlar, bir takım

kurallara bağlanarak kısıtlamalar getirilmiştir. Günümüzde askeri birlikler tarafından

kullanılan yapılara ait çizim ve fotoğraflar çalışma içersine konulmamıştır.

Kaynak taramasının ardından araştırma konusu olan binaların rölövelerinin alınması,

fotoğraflarla belgelenmesi kapsamında altı ay boyunca saha çalışması yapılmıştır. Bu

çalışmalar sırasında, Süvari Kışlası(General Fahri Özdilek), Sanayi Kışlası(General Adil

Alpay Kışlası), Demirtaş Askeri Hastanesi, çizim (plan ve cephe rölövesi) ve

fotoğraflarla belgelenmiştir. Harbiye Kışlası, (General Celalettin Alkoç Kışlası)

Karaağaç Kışlası, Daire-i Müşir binası (Tümen karargahı) yapılarının, plan ve detay

çizimleri askeri emniyet gerekçesiyle yapılamamıştır. Ancak, Mahmudiye Kışlası,

kapalı cezaevi olarak kullanıldığından binanın avludan ve dışarıdan fotoğrafları

alınmıştır. Demirtaş Askeri Hastanesi’ndeki çalışmalar sırasında bina harap olduğundan,

ikinci ve üçüncü katların rölöveleri alınamamış ve bu katlara ait iç mekan incelemesi

yapılamamıştır. Merkez Askeri Hastanesi’nden ölçüsü alınabilecek bir kalıntı

bulunamadığından inceleme yapılamamıştır. Saha araştırmaları sonucunda kışlaların

plan ve cephe rölöveleri çizilmiştir12.

11 Engin Özendes, (1999):Osmanlı’nın İkinci Başkenti Edirne,Yem Yapı-Endüstri Merkezi

Yayınları, İstanbul 12 Kışla Tarihçe Defterindeki plan krokileri yeterli olmadığından, incelenen eserlerin rölöveleri

Page 23: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

8

Konuyla ilgili belge ve bilgilerin toplanmasının ardından, araştırmanın son safhası

olan metnin yazılması aşamasına geçilmiştir. Nitelikli ve belli bir seviyeye ulaşmış

orijinal metin oluşturabilmek için araştırma konumuzu ilgilendiren bilgileri, ilgisiz

bilgilerden ayırmak için not alma tekniği kullanılarak bilgi fişleri oluşturulmuştur. Daha

önceden konunun ana hat planı çıkarılarak bilgi fişleri söz konusu plan çerçevesinde

yazılmış ve araştırma metni bilgisayara kaydedilmiştir.

Metne dönüştürülen araştırma, altı ana bölüm ile resim ve şekillerden oluşmaktadır.

“Giriş” bölümünde, konunun niteliği, sınırları, amacı önemi ve incelenen askeri

yapıların yerleri, dönem ve üslup özellikleri ile yapılan incelemenin metodu

anlatılmıştır.

2.Bölümde, M.Ö.400 yılından, 1923 yılına kadar geçen sürede, Edirne’nin

tarihçesinden kısaca bahsedilmiştir.

3.Bölümde, Türk mimarisinde askeri yapı türleri, işlevleri ve mimarimizdeki gelişim

süreci belirlenmeye çalışılmıştır. Edirne’de askeri amaçlı yapılar tespit edilmiş,

günümüze ulaşanlardan kısaca bahsedilmiştir.

Çalışmanın esas bölümünü,“Katalog” başlığıyla verilmiştir. Bu bölümde, Edirne ve

çevresindeki askeri maksatlı binalar ile bu binaların bulunduğu kışlalardaki çeşme,

hamam, depo gibi eserler incelenmiştir. İnceleme, binaların yapım amacı, tarihçesi,

üslup özellikleri, yapı elemanları, yapılan onarımlar ile günümüze kadar kullanım süreci

gibi konuları içermektedir. Katalogda yer alan eserlerden, günümüzde askeri birlikler

tarafından kullanılmayanları resimlerle belgelenmiştir. Mahmudiye Kışlası Binaları ile

Demirtaş Askeri Hastanesi’nin bir iki ve üçüncü kat rölöveleri hariç askeri birlikler

tarafından kullanılmayan diğer yapılara ait çizimler eklerde verilmiştir.

“Karşılaştırma ve Değerlendirme” bölümünde binalar, plan, malzeme ve teknik,

yapı elemanları, cephe düzeni, süslemeleri ile ele alınarak, önce kendi içerisinde, daha

sonra diğer bölgelerdeki askeri yapılarla karşılaştırılarak değerlendirilmiştir.

alınmıştır.

Page 24: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

9

“Sonuç” bölümünde binaların inşa tarihi ve yapım amacı, yerleri, binalarda yapılan

değişiklikler ve günümüze kadar olan kullanım süreci belirlenerek yapılması gerekenler

belirtilmiştir.

Metnin redaksiyonu yapılarak, bilimsel tez ölçütlerinde, söz konusu araştırma metni

oluşturulmuştur.

Son bölüm, çalışmada yararlanılan kaynakların gösterildiği “Kaynakça”dır. Yapıların

çizim ve fotoğrafları ile şehir haritası eklerde yer almaktadır.

Page 25: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

10

2. EDİRNE TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ

Page 26: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

11

2. EDİRNE TARİHİNE GENEL BİR BAKIŞ

Balkan Yarımadası’nın Trakya yöresinde, Tunca ve Arda Nehirlerinin, Meriç

Irmağı’yla birleştiği kesimde, yerleşim ve savunmaya elverişli bir zemin üzerinde

kurulmuş olan Edirne, yüzyıllar boyunca bir çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır13.

İlk olarak M.Ö.400 yılında Orta Asya’dan Trakya bölgesine göç eden Traklar

tarafından iskan edilen bölge, M.Ö 513 yılında Pers’lerin, M.Ö.400’de Makedonya

Krallığı’nın ve M.Ö.168’de ise Romalıların idaresine girmiştir. Roma İmparatoru

Traianus yerleşim bakımından yetersiz olan bölgede Roma kent kültürüne uygun

şehirler kurmuştur. M.S.124 yılında bölgeyi ziyaret eden imparator Hadrianus,

Orestias’ı (Edirne) çok beğenmiş ve buraya Hadrianapolis adını vermiştir. M.S.2.yy.’ın

ikinci yarısında Hadrianapolis, askeri açıdan büyük önem kazanmış; ziraat ve ticaret

alanlarında ise altın devrini yaşayarak sürekli gelişmiştir 14.

M.S.395 yılındaki Kavimler Göçü sonucunda ikiye ayrılan Roma İmparatorluğu’nun

Trakya bölgesi Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyetine geçmiştir. Bu dönemde

Balkanlar’dan gelen Hun, Avar ve Bulgar saldırıları sonucunda Edirne birkaç kez

yakılıp yıkılmıştır15. Bir dönem Peçenek ve Haçlıların Edirne’ye saldırmalarına karşın

Bizanslılar kenti ellerinde tutmayı başarmışlardır.

M.S.1361 yılında Osmanlı idaresine geçen Edirne16, hızla gelişmeye başlamıştır.

Osmanlı hakimiyeti öncesinde, üç kilise ile beş veya on mahallenin oluşturduğu “ Kale

İçi” ve Gazi Mihal Köprüsü’nün diğer ucundaki “Aina” adlı yerleşim biriminden oluşan

Edirne, Osmanlıların hakimiyetiyle birlikte hızla gelişmiş ve kale dışında da yeni

13 Besim Darkot, (1993): “ Edirne, Coğrafi Giriş ” , Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü Armağan Kitabı,

T.T.K Yayınları, Ankara: s.4 14 Arif Müfid Mansel, (1993 ): “ İlkçağda Edirne ”, Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü Armağan Kitabı,

T.T.K Yayınları, Ankara: s.23 15 Semavi Eyice, (1993): “Bizans Devrinde Edirne Ve Bu Devire Ait Eserler, Edirne’nin 600. Fetih

Yıldönümü Armağan Kitabı, T.T.K Yayınları, Ankara: s.42-43 16 Edirne’nin Osmanlı Devleti’ne tam olarak katılış tarihi ile ilgili tartışmalar için bkz. Halil İnalcık,

(1993): “Edirne’nin Fethi (1361)”, Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü Armağan Kitabı, T.T.K

Yayınları, Ankara: s.137-161

Page 27: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

12

yerleşim birimleri oluşmaya başlamıştır. Klasik dönem olarak adlandırdığımız bu

dönemde, kentdeki Müslümanlar kale dışındaki geniş varoşlara yerleşerek buralarda

mahalleler oluşturmuş, kent merkezi konumundaki dar ve sıkışık mahalleler ise kentin

gayrimüslim zenginlerini dış mahallelere itmiştir. Şehrin kale içi dışında yeni yerleşim

alanları olarak Debbağhane ve Kirişhane Semtleri, İstanbul Yolu Bölgesi, Muradiye,

Tekkekapı, Menzil Ahırı, Gazimihal, Yıldırım, Yeni İmaret ve Hıdırlık Semtleri zaman

içinde oluşturulmuştur17. Kentdeki nüfus artışları Osmanlı merkez yöneticilerinin

kentte önemli imar faaliyetlerine ağırlık vermelerine neden olmuştur. Bu zaman

diliminde, kentin ana fiziki yapısını oluşturacak ve kente ekonomik canlılık

kazandıracak birçok han, hamam, cami, imaret, kervansaray ve mektep yapılıp kentin

sosyo-ekonomik hayatına kazandırılmıştır18. Edirne’de günümüze kadar gelen ilk eser,

Çelebi Sultan Mehmet tarafından M.S.1414 yılında yaptırılan Eski cami’dir. Daha

sonra II.Murat tarafından M.1434 yılında yaptırılan Muradiye Cami, M.S.1447 de Üç

şerefeli Cami, M.S.1488 de II.Beyazit tarafından yaptırılan külliye ile II.Sultan Selim’in

1569,1574 tarihleri arasında Mimar Sinan’a yaptırdığı Selimiye Cami bu dönemin baş

eserleridir.

İstanbul’un fethinden sonra başkent olma özelliğini kaybetmesine rağmen Edirne,

Balkan seferlerinin ana üssü, padişahların dinlenme yeri ve yabancı devlet adamlarıyla

elçilerinin ağırlandığı önemli bir şehir olma konumunu 17.yüzyılın ikinci yarısına kadar

korumuştur19.

1745’te çıkan yangında 60 mahalle tamamen yanmış, 1751 yılındaki depremde ise

birçok bina yıkılmıştır20.

18.yüzyılın sonlarında III.Selim tarafından Nizam-ı Cedit adlı yeni bir ordu

kurulmuş, aynı dönemde Sırp isyanları nedeniyle ordu tekrar dağıtılmıştır. III.Selim 17 Feridun M. Emecen, (1998): “Tarih Koridorlarında Bir Sınır Şehri: Edirne ”, Edirne Serhat’daki

Payitaht, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul: s.55-56 18 Edirne’nin Osmanlı Dönemi’ndeki kentsel gelişimiyle ilgili geniş bilgi için bkz. Osman Nuri Peremeci,

(1939): Edirne Tarihi, Resimli Ay Matbaası, İstanbul. 19 Gökbilgin, 1993: 121 20 Emecen, 1998: 58

Page 28: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

13

döneminde önemini kaybeden Edirne II.Mahmut ile birlikte tekrar canlanmaya

başlamıştır.

II.Mahmut tarafından 1826 yılında Yeniçeri Ocağının kaldırılmış, yerine kurulan

Asakir-i Mansure-i Muammediye ordusunun kuruluş ve hazırlık aşamasındaki

zayıflığından yararlanan İngiliz, Rus ve Fransız’lar saldırıya geçti. 1828-1829 Türk-

Rus savaşı başlamış oldu. Bir yıl süren savaş 1829 da Edirne anlaşmasıyla son

bulmuştur. Edirne halkı yurdun iç kısımlarına göç ederek, 350.000 lik nüfus, 100.000

düşmüştür21.

Abdülmecit “Tanzimat Fermanı” adlı bildiriyi yayınlayarak, yurt gezisine çıkmış,

gezi neticesinde Meriç Nehri yatağı, Edirne Gümrük Örgütü ve Enez Limanıyla ilgili

yazılı emirler vermiştir. Meriç nehri üzerindeki ahşap köprüyü kesme taştan tekrar inşa

ettirmiştir. Abdülmecit 1855’de İstanbul, Edirne, Varna ve Kırım arasına telgraf telleri

çektirerek posta teşkilatını kurmuştur.

Abdülaziz döneminde ise Edirne-İstanbul demiryolu yapılarak, 1874 yılında hizmete

açılmıştır 22.

II.Abdülhamit dönemi, ilk meclisin toplanması ve ardından 93 harbi olarak tarihe

geçen istila ve ardından bütün Trakya’da taun hastalığı nedeniyle birçok kayıp

verilmiştir. Yüzyılın son çeyreğine doğru, 1878-79 da Ruslar Edirne’ye girerek Türklere

ait bütün köy ve kasabaları yakmışlardır. İşgal sırasında Edirne’nin sadece Kıyık,

Kirişhane, Yeni İmaret ve Yıldırım semtlerinde iki binden fazla ev yıkılmış, camiler,

tekkeler ve hükümet binaları tahrip edilmiştir23.

1908-09 yılları iç karışıklıklar ve meşrutiyetin ilanı gibi hareketlerle devam eder.

1912/13 yıllarındaki, Balkan Harbi’nde yaklaşık dört ay Bulgar hakimiyetinde kalan

21 İlhan Özalp, (1999) ,Kısa Edirne ili Tarihi, Edirne Ticaret Borsası Yayınları,Edirne. 22 İlhan Özalp, 1999:43 23 Peremeci, 1939:33

Page 29: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

14

Edirne, son olarak 1920 yılında Yunan işgaline uğramıştır. Mudanya Ateşkes

Antlaşması sonucu 1922 de tekrar alınan kentin, Karaağaç mahallesi, 1923 yılında

Lozan anlaşmasıyla Türkiye Cumhuriyeti sınırlarına dahil edilen son toprak parçası

olmuştur.

Bütün bu işgaller ve halkın mücadelesi, Edirne’yi Türkiye Cumhuriyeti’nin bir serhat

şehri haline getirmiştir.

Page 30: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

15

3.TÜRK MİMARİSİNDE ASKERİ YAPILAR VE EDİRNE

Page 31: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

16

3.TÜRK MİMARİSİNDE ASKERİ YAPILAR VE EDİRNE

3.1. Türk Mimarisi’nde Askeri Yapılar;

Askeri mimari: Savunma yapıları (kale, sur, kule, siper ve tabya), kışla yapıları

(koğuş, ahır, dinlenme yerleri, depo, fırın, mutfak, hamam ve çeşmeler),

askeri okul, askeri hastane, karargah binaları, karakol ve silahhaneler gibi yapılardan

oluşur.

Kale ve surlar: Türk Mimarisi’nde askeri yapıların ilk örneklerine M.Ö. son bin

yılda rastlanmaktadır. Proto-Türklerin ve proto-Peçeneklerin ordu-kent anlayışı

içerisinde yerleştikleri bilinmektedir. Ordu-Kentler hendek, sur ve kulelerle çevriliydi.

İç içe iki kaleden oluşan yerleşimin iç kalesinde, hükümdar kalırdı. Dış kalenin iç

duvarları boyundaki hücrelerde ise yaya ve atlı askerler yaşarlardı. Bu yapılar, Türk

Mimarisi’nde ilk askeri yapılar olarak değerlendirilebilir. Daha sonraki dönemlerde,

Uygur ve Göktürklere ait benzeri yerleşimlerin olduğu da tespit edilmiştir24.

Mezopotamya da izlerine rastladığımız çadırlar, mimariyi önemli ölçüde etkilemiştir.

Fakat, askeri mimarinin başlangıcını, çadırlar oluşturmaz. Çadır ile aynı döneme ait

kerpiç yapılara bu dönemde rastlamak mümkündür. Kubbe ve saçak firizleri, çadırın

mimariye etkilerindendir. Osmanlı Dönemi’nde daha çok askeri amaçla kullanılan

çadırlar, Padişah, devlet erkanı ve kapıkulu askerleri tarafından kullanılırdı25. Türkler

Anadolu’ya geldiklerinde hazır buldukları kaleleri onarmak suretiyle kullandılar.

Beylikler döneminde ise kale ve sur yapımına nadir rastlanmaktadır.

Osmanlı Dönemi’nde kale, şehirlerin etrafına, yol kavşağı, geçit yeri, köprü

başlarına arazinin tabi özelliklerinden yararlanılarak inşa edilirdi. Anadolu’da Türkler

tarafından yapılan ilk kale Bursa fethi sırasında Osman Gazi tarafından yaptırılan

Balabancık Hisarı ve Kaplıca kapısıdır.(1314) Daha sonra Yıldırım Beyazıt’ın İstanbul

24 Emel Esin,(1993):“ Muyanlık”, Uygur “Buyan” yapısından hakanlık Muyanlığına (Ribat) ve

Selçuklu Han ile Medresesinde gelişme. Malazgirt Armağanı, Ankara, Türk Tarih Kurumu

Basımevi, 2.baskı, s.49-75 25 Arseven, 1952:358

Page 32: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

17

Boğazı’nın en dar yerinde yaptırdığı (1394-95) kale yer alır26.

Tabya: Barutun top teknolojisinde kullanımıyla şehrin savunulmasında kullanılan

surlar anlamını kaybetti. Şehir savunması 19. yüzyıldan itibaren merkezden uzak hakim

arazilere inşa edilen mevzi ve tabyalarla sağlandı. İçinde hendeklerin siperlerin ve

cephaneliklerinde bulunduğu bu yapı türünün ilk örneklerine 1740 larda rastlanır.

Osmanlı Dönemi’nde tabyalara ait ilk örnekler, Çanakkale Boğazı’nda Baron de Tott

nezaretinde 1770 de yapılmıştır. Osmanlı’nın doğu sınırında İran ve Rus tehliesine karşı

Kars, Ardahan ve Erzurum’da, Balkanlar ve Trakya da ise, Şumnu, Ruscuk, Edirne gibi

yerleşim yerlerinde inşa edildi. 1877/78 Osmanlı-Rus harbi Osmanlı Devleti’nde tabya

yapımının en yoğun olduğu dönemdir27.

Kışla:“Kışla, askerlerin oturmasına mahsus binalardır. Aslı kışın oturulacak yer manasına gelen kışlaktır. İçi bölük olan büyük binalara da mecaz olarak kışla ve kışla gibi ev denir 28.” İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği ise kışla: “Askerin barındırıldığı ve hizmet gördüğü tek bir bina veya toplu halde bulunan muhtelif binalar ile bunların müştemilatından olan diğer binalar ve arazilerdir29.” Türklere ait kışla ve devlet dairelerinin ilk kalıntıları, Afganistan’ın güneyindeki,

Leşker-i Bazar’da, yapılan kazılarda ortaya çıkarılmıştır30. Selçuklu ve Beylikler

dönemi hareketli ordular nedeniyle kışlalara rastlanmaz .

Osmanlı Devleti kuruluş yıllarında, düzenli bir orduya sahip değildi. Ordunun

omurgasını oluşturan yaya ve müsellem denilen askeri birliklerin, barışta kendi çiftlik

işleriyle uğraştıkları bilinmektedir31. Henüz yerleşik düzene geçmemiş Osmanlı

askerleri ordugahta toplanırlardı. Ordugaha törensel hava içerisinde getirilen çadırlar,

26 Ali Boran, (1999): “Kale Mimarisi”, Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt; 10, Ankara, s. 347 27 Nusret Çam,(1999):“Osmanlı Tabyaları”, Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt; 10, Ankara, s .34 3 28 Celal Esad Arseven, (1954): Sanat Ansiklopedisi, cilt II, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, s.1071 29 Genel Kurmay Başkanlığı, (1986): İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği, Bayrak Yayımcılık, İstanbul. s.87 30 Metin Sözen, (1993): Türk Mimarisinin Tarihsel Gelişim, İstanbul Üniversitesi yayınları, İstanbul, s.16 31 54.Mknz.P.Tug,, (1995): Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Osmanlı Devri, III. Cilt, 7. kısım, Genelkurmay

Basımevi, Ankara, s.225

Page 33: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

18

yine aynı törensel havada ve hiyerarşik düzende kurulur, bir süre burada

konaklanılırdı32. 16.y.y. ortalarında hazineyi ve sancağı korumak için Kapıkulu Ocakları

kurularak yaya ve müsellem birlikleri geri plana alınmışlardı. Bu dönemde Osmanlı

Ordusu, Kapıkulu ve Eyalet Birlikleri’nden oluşmaktaydı. Barış zamanında kapıkulu

birlikleri Edirne, İstanbul gibi şehirler ve çevresindeki acemi ocaklarında eğitilir, sefer

zamanı geldiğinde ise eyalet birlikleri, geri hizmet birlikleri, göreve çağrılan yabancı

yardımcı birlikler belirli bir yerde kapıkulu birlikleri’yle birleşip savaş alanına

giderlerdi33. Yerleşik düzende kurulan Kapıkulu Ocakları’nın askerleri için “oda” adıyla

ilk kışlalar kurulmaya başlanmıştır. Yeniçeri, Kapıkulu ve Bostancı Kışlaları olmak

üzere üç farklı şekilde imar edilmiş olan bu kışlalar, sadece askeri eğitime yönelik

olmayıp, askerin dinlenmesi, eğitimi ve ibadeti gibi birçok yaşamsal işlevi düşünülerek

yapılmıştır34. Bu kışlaların bir çoğu, cami, çeşme, mektep, hamam ve diğer askeri

yapıları kapsadığından “Askeri Külliye” olarak da tanımlanabilir35.

III. Selim’in padişahlık dönemi batılılaşma tarihinde önemli reform girişimlerinin

başlatıldığı bir dönem olup, bu zamanın en somut uygulamaları askeri alanda

yapılmıştır. Nizam-ı Cedit askerleri için yapılan kışlalar, büyük boyutlu ve etkileyici

yapılar olup, genellikle kentlerin dışına yada sınırına inşaa edilmiştir36. Selimiye

Kışlası bu dönemin anıtsal kışlalarına örnek teşkil etmektedir. Avrupa ordu kuruluşları

mimarisini model alan kışla binalarına batıdan gelen barok, rokoko, ampir ve neo-

klasik üsluplar hakim olmuştur37.

Günümüzdeki anlamıyla kışlayı oluşturan, düzenli, teşkilatlı ve birçok askerin

sürekli barınmalarını sağlayan binaların yapımına, Yeniçeri Ocağı’nın 17 Haziran

1826’da kaldırılması ve düzenli ordunun kurulmasıyla başlanmıştır. Bu dönemde inşaa

edilen yapılarla Türk mimarisinde yeni bir plan tipi doğmuştur. Plan tipi incelendiğinde

32 Zuhal Çetiner Doğdu, (2002): Kışla Mimarisi, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:12, Ankara , s.179 33 Genel Kurmay Başkanlığı, (1987): Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Osmanlı Devri Birinci Kosova

Meydan Muhaberesi (15 Haziran 1389) III.Cilt 1. Kısım eki, Genelkurmay Basımevi, Ankara , s. 20-22 34 Doğdu, 2002:178 35 İnci, 1999:285 36 Afife Batur, (1985) :“Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı” Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye

Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, İstanbul s.1045 37 İnci, 1999:280

Page 34: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

19

uzun koridorların bir tarafına dizilmiş, dış bahçeye bakan odalar görülür. Koridor iç

avluya bakar ve genelde simetrik pencerelerle aydınlatılır. Simetrinin dış cephede

bozulmaması için taşıyıcı duvarlar, pencere simetrisini bozmayacak şekilde

tasarlanmıştır. Bu dönemdeki kışlalar plan açısından farklı olduğu gibi, miktarının

fazlalığı ve yurt düzeyine yayılmasıyla da önemli bir özellik taşır. Bu amaçla kışla

içinde koğuşlar, cami, fırın, hamam, atlar için ahırların bulunduğu yapı kompleksleri,

padişahın geldiğinde konaklaması için hünkar kasırları yapılmıştır38. 19.yüzyılda

Avrupa’da oluşan ulusçuluk düşüncesi, geçmişe duyulan hayranlığın tekrar

canlanmasına neden olmuştur. Bu dönemde Avrupa mimarisini etkileyen neo-klasik

üslup Türk Sanatı’na yerleşmeye başlayarak dini olmayan yapılarda ve devlet

kuruluşlarında kendini göstermiş ve adeta 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun

devlet sanatı haline gelmiştir39. 19.yüzyıl sonlarında ise, Batı tesirli Türk sanatında

belirli bir üsluba bağlı olmayan eklektik (karma) bir safhanın hakim olduğu görülür40.

Neo-klasik anlayışı, Osmanlı mimarisinde kendisini göstermiş ve II.Mahmut döneminde

kurulan Asakir-i Mansure-i Muhammediy-e ordusu için yapılan kışlalara damgasını

vurmuştur41. II. Mahmut’un 1826’da Yeniçeri Ocağını kaldırması klasik Osmanlı kent

yönetim sisteminde değişiklikle yol açmıştır. Bu dönemde yapı işleri yeniden

düzenlenmiştir. Klasik Osmanlı düzeninde Hassa Mimar Ocağı ve Hassa Baş Mimarı,

kentteki yapı işlerinin teknik yönlerinden sorumluydu. Sultan yapılarının mali denetimi

ise Şehremini’ne bırakılmıştı. II.Mahmut 1831’de Şehreminlik ve Mimarbaşlık

görevlerini Ebniye-i Hassa Müdürlüğü adlı merkezi bir organda toplamıştır. Müdürlük

1849’da kurulan Nafi-a Nezaretine bağlanmıştır42. Yenilikler konusunda büyük çaba

gösteren Sultan Mahmut, askeri alanda yaptığı yeniliklere paralel olarak kışla sayısını

da arttırmıştır43.

19.yüzyıl sonu 20.yüzyıl başına ait askeri mimarlık kitapları ile bu dönemde

hazırlanan teknik şartnamelerde, kışlalar için öngörülen konum ve planlar düzenleniştir. 38 Doğdu, 2002:180 39 Eyice, 1981:175 40 Eyice, 1981:164 41 İnci, 1999: 288 42 İlhan Tekeli (1999): “19.Yüzyılda İstanbul Metropol Alanının Dönüşümü” Modernleşme Sürecinde

Osmanlı Kentleri Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, s. 20-21 43 İnci, 1999: 284

Page 35: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

20

Kışlalar: piyade, süvari ve topçu kışlaları olarak üçe ayrılmıştır. Konum olarak, havası

güzel temiz su kaynağına yakın, yüksek yerlerde, yerleşim alanlarından uzakta seçilmesi

öngörülmüştür. Plan tipi olarak da üçe ayrılmıştır. Kışla plan tipleri: Bir doğru çizgi

şeklindeki kışlalar, “U”şeklindeki kışlalar ve dikdörtgen şeklindeki kışlalar olarak

gruplandırılmıştır44.

Askeri Hastaneler: Türklerde geçmişi çok eskilere dayanan sağlık hizmetleri,

19.yüzyıla kadar Osmanlı ordu teşkilatında bir binaya bağlı kalınmaksızın kışla

içerisinde ücretli sivil hekimler tarafından yürütülürdü. 19. yüzyıldan itibaren ordu

kendi sağlık personelini yetiştirmeye ve hastanelerini kurmaya başlamıştır. 1798 de

Levend ve Üsküdar kışlalarında açılan Levend ve Toptaşı Hastaneleri ilk örneklerdir.

İstanbul dışında Rumeli ve Anadolu da askeri hastaneler görülür. Bunlar Mevki ve

Merkez Askeri Hastaneleridir. Bu tarihlerde askeri hastaneler çoğunlukla mevcut

binaların onarılarak değiştirilmesi sonucu yapılırdı. Özgün hastane yapıları II. Mahmut,

Abdülmecit ve Sultan II.Abdülhamit tarafından Avrupadaki hastane yapılarıyla aynı

planlar kullanılarak kargir olarak yapılmıştır. Önceleri disiplini sağlamak maksadıyla

kapalı avlu içinde tek bina olarak inşa edilen yapılar, zaman içerisinde hijyen koşulları

düşünülerek ayrı bloklar halinde yapılmıştır. Ayrı bloklar halindeki bu binaların bazıları

daha sonra içeriden irtibatlandırılmıştır45. Özetle, 19.yüzyıl sonuna kadar hastane

yapılarında orta avlulu kışla şeması kullanılmıştır46.

Karakollar: Türklerin, İslamiyeti kabulünden sonraki dönemlerde, Karahanlılar,

Gazneliler, Büyük Selçuklular ve Anadolu Selçukluları döneminde alınan bölgelerdeki

kalelerin ve savunma yapılarının onarımı dışında imar ve inşa faaliyeti ile özgün

gelişmeler görülmez. Bu dönem çoğunlukla dini yapılara ağırlık verilmiştir. Ancak,

kervansaray yapıları, askeri ileri karakol olarak kullanılmak üzere yeni bir form

oluşturmuştur. Bu düzenlemelere, “Ribat” adı verilmektedir. Bu döneme ait değişik

yapı türleri, yapılan kazı çalışmalarıyla zamanla ortaya çıkmaktadır. Osmanlı

Devleti’nde II.Mahmud döneminde belirli bir program dahilinde karakol binaları inşa

44 Aynur Çiftçi (2004): 19.Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Askeri Mimari ve İstanbul’da inşa Edilen

Askeri Yapılar, Yıldız Teknik Üniversitesi ,(Yayınlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, s.75 45 Özbay,1981:5 46 Afife Batur, (1985):1059

Page 36: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

21

edilmeye başlanmıştır. Bu karakollar mahalli ve askeri olarak ikiye ayrılırlar. Mahalli

olanlarda halkın güvenliği için görev yapılırken, askeri olanlarda Asakir-i Mansure

askerlerinin görev aldığı karakollardır. Karakol yapıları daha çok küçük ve ahşap

malzameden yapılmışlardı. Süvari karakolları ise kare ve dikdörtgen planlı kagir

yapılardı. Şehir merkezlerinde yer alan yapılardan günümüze nadir örnekler

ulaşmıştır47.

Askeri okullar: 1826 tarihine kadar askeri eğitim ve öğretim veren kurum ve

yapılara rastlanmaz. 1826’dan sonra Abdülmecit, Abdülaziz ve II.Abdülhamid

tarafından, rüştiye, harbiye, mühendishane ve tıbbiye gibi askeri eğitim kurumları

yaptırılmıştır. 1869 Maarif nizamnamesinde beş yüz evli kasabalarda rüştiye, bin evli

kasabalarda idadi ve il merkezlerinde sultani kurulması öngörülmüştür. İstanbul

merkezli harbiye daha sonra altı il merkezinde açılmıştır. Okul yapılarında ortak mimari

özellikleri saptamak mümkün değildir. Yapılar genellikle dikdörtgen ve “U” planlı, neo-

klasik cephe düzenindedir48.

3.2.Edirne’deki Askeri Yapılar;

Edirne’de askeri amaçlı yapıların en eskileri, Edirne Surlarıdır. Roma İmparatoru

Hadrianus(117-138) döneminde savunma amaçlı inşa edilmiştir. Osmanlı Dönemi’nde

bir süre silah ve mühimmat deposu gibi amaçlarla kullanılan yapıların günümüzde bazı

kalıntılarını görmek mümkündür49. Surların genel görünüşü, şehri çevreleyen

dikdörtgen biçiminde bir kale, kalenin dört köşesinde dört yuvarlak burç ve her burcun

arasında on iki ufak kule ile yedi adet kapıdan oluşmaktaydı. Fakat bu yapılardan

günümüze dört köşe kulesinden biri, Makedonya kulesi gelebilmiştir. Birçoğu yıkılan

surlara ait yapı malzemesi 19.yüzyıl resmi yapılarında kullanılmıştır50.

47 Abdülkadir Özcan,(1997):“Karakol Binaları”, İslam Ansiklopedisi, Cilt.23, Diyanet Vakfı Yayınevi,

İstanbul, s.431 48 Afife Batur, (1985):1057 49 Mehmet E. Sarıcalıoğlu,(1997): II.Mahmut Döneminde Edirne’nin Sosyo-Ekonomik Durumu, İstanbul

Üniversitesi,Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul, s.20 50 Eyice, 1993: 65

Page 37: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

22

Bu yapı malzemelerinden azami derecede faydalanılarak yapılan kışlalar:

Mahmudiye Kışlası (Piyade, Edirne Kapalı Cezaevi), Süvari kışlası (General Fahri

Özdilek kışlası, Tunca Kışlası), Karaağaç Kışlası (General Celalettin Alkoç Kışlası),

Askeri Hastaneler: Demirtaş Askeri Hastanesi (Timurtaş Asker Hastanesi), Merkez

Askeri Hastanesi, Askeri Okul: Mektebi İdadi, Harbiye (General Kemal Tanca Kışlası)

Karargahlar: Daire-i Müşir (Tümen Karargahı), Redif Dairesi (General Adil Alpay

Kışlası)

Birçoğu günümüzde de sağlam olan savunma mevzileri, tabya ve bu tabyalara ait

pavyonlar, II.Mahmut döneminde, Edirne’nin Rus atlılarına karşı, 1828/29 yıllarında

yapılmıştır51.

1829 yılında yapılan toprak tabyaların, 1877-78 yılında tabyalar kagir ve meşe

ağaçlarıyla güçlendirilmiştir. İnşasına II.Abdülhamit döneminde de devam edilen 24

adet tabya, Edirne şehir merkezinin etrafını ortalama 5-6 kilometrelik bir yarıçap ile

çevrelemektedir. Bunlar: Küçük Taş Ocağı, Büyük Taş Ocağı, Ayvazbaba, Bağlarönü,

Cevizlik, Kestanelik, Yıldız, Topyolu, Kavgaz, Hıdırlık, Abdurrahman Ağa, Aynalı,

Başhöyük, Kemerler, Karagöz, Bosna, Demirtaş, İstasyon, Orta ve Arda tabyalarıdır52.

Edirne ve çevresinde Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen ait karakol yapılarından

günümüze ulaşan olmamıştır.

Edirne’de kışla ilk olarak I.Murat döneminde yapılmaya başlanmıştır. Edirne başkent

olduktan sonra Sultan Selim Cami civarındaki, Kavak Meydanı’nda Yeniçeri odalarının

olduğu bilinmektedir. İstanbul başkent olduktan sonra Edirne’nin güvenliği için

Muradiye Mevlevihanesi yakınlarında olduğu belirtilen 40 yeniçeri odası53 ile bir acemi

oğlan ocağından54 günümüze ulaşan olmamıştır. 51 Oral Onur, ( 2001):Edirne Türk Tarih Vesikalarından Kitabeler, Yenilik Basımevi, İstanbul, s.201 52 Yavuz Güner,(2004):Edirne Askeri Tabyalarının Mimarisi,Mimar Sinan Ünversitesi,Sosyal Bilimler

Enstitüsi, Sanat Tarihi Ana Bilim Dalı,(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi)İstanbul,s.4 53 Genel Kurmay Başkanlığı (1996): Türk Kara Kuvvetleri Tarihi, Kara Kuvvetleri Basımevi, Ankara,

s.210 54 Mehmet Esat Sarıcaoğlu,(1997):II.Mahmut Döneminde Edirne’nin Sosyo-Ekonomik Durumu,

(Yayımlanmamış doktora tezi), İstanbul,s.26

Page 38: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

23

Savaş zamanında iki, üç bin askerin kalacağı kışlalar, II.Mahmut zamanında(1827)55

Süleyman Paşa Mezrası56 denilen yerde yaptırılmıştır. İnşaa edilen bu askeri kışlalar

1876-1888 yılları arasında yandığından ikinci kere inşaa edilmiştir. Söz konusu kışla,

geçirdiği yangınlardan dolayı, Yanık Kışla adı ile anılmaktaydı. Kışlanın adı daha sonra

Mahmudiye Kışlası olarak değiştirilmiştir57.

“Edirne Rehnüması” adlı eserde, süvari kışlaları ve ahırların değişik zamanlarda

Sultan II.Abdülhamit tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Süvari Kışlası ve

Ahırları’ndan günümüze kadar ulaşan binalar, bir dönem Tekel tütün ambarları olarak

da kullanılmıştır. Söz konusu binalar Cumhuriyet döneminde General Fahri Özdilek

Kışlası (Tunca Kışlası) olarak kullanılmış ve Nisan 2005 tarihinde Trakya

Üniversite’sine devredilmiştir.

Karaağaç Kışlası olarak bilinen General Celalettin Alkoç Kışlası’ndaki, Osmanlı

Dönemi’ne ait binaların inşa tarihini tam olarak tespit etmek mümkün olmamıştır. Bina

üzerinde sonradan yerleştirilmiş mermer bir levha üzerindeki yazıda, binaların Mahmut

Şevket Paşa tarafından 1911-12 yıllarında yapıldığı belirtilmektedir. Binaların Ulusal

mimari döneminin özelliklerini taşıması bu tarihlendirmeyi desteklemektedir.

Edirne’de askeri lise ilk olarak 1846 yılında Tekfur Sarayı arsası üzerine inşa

edilmiştir. Daha sonra Edirne Askeri Lisesi, 1871 yılında yapımı tamamlanan

günümüzde Harbiye Kışlası olarakda bilinen General Kemal Tanca Kışlası’na

taşınmıştır. Bu bina Padişah Sultan Abdülaziz devrinde ve Hurşit Paşa’nın Edirne

Valiliği sırasında Acemi Oğlanlar Kışlası olarak kullanılan arsa üzerine inşaa edilmiştir.

Binanın zamanla ihtiyaçları karşılayamaması nedeniyle, 1896-97 tarihlerinde binanın

Muradiye Caddesi’ne bakan cephesine ek bina yaptırılmış ve bugünkü halini almıştır58.

Edirne’de kurulan diğer askeri okul, II.Abdülhamit tarafından II.Murad ın yaptırdığı

Araplar Hanı arsası üzerine yaptırılan Askeri Rüşdiye’dir. Okulun şu anda mevcut

55 Ayten Altıntaş, ( 1995): “Edirne’de İlk Askeri Hastanenin 1841-1842 Yılları Arasındaki Durumu

Hakkında” I. Edirne Sarayı Sempozyumu Bildirileri 25-27 Kasım 1995, Edirne, s.70. 56 Edirne Kapalı Cezaevi, olarak kullanılan bölge, Edirne –Sarayakpınar yolu 3.km de yer alır. 57 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74 58 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne, s. 12

Page 39: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

24

orduevinin bulunduğu yerde olduğu değerlendirilmektedir59.

Kışlalar dışında askeri hastaneler konusunda da zengin bir geçmişi olan Edirne de

yapılan çalışmalarda bulunan kalıntılardan hareketle ilk askeri hastanenin II. Mahmut

döneminde kurulduğu düşünülmektedir. Haziran 1826 tarihinden sonra kurulan Asakir-i

Mansure Muhammediye için 2-3 bin kişilik bir kışla yaptırılmış ve bu kışla için gerekli

olan askeri hastane de, kışlaya yakın Eski Bostancı Kışlası’nın tamir edilmesiyle,

hizmete sokulmuştur60.

IV.Mehmet döneminde eski sarayın bahçesine, Edirne Sarayı’ndan tedavi ve

dinlenme amacıyla gönderilen hastalar için yapılmış olan odalardan kalan yapılar

önemli değişikliklere uğrayarak askeri hastaneye dönüştürülmüştür61. Yapılan arşiv

incelemesinde, bu yapının Asakir-i Redif-i Şahane Hastanesi olduğu tespit edilmiştir.

Bu hastaneden günümüze hiçbir kalıntı ulaşmamıştır.

1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında, Sultan Abdülhamit’in emriyle, Piyade

Kışlası’nın(Mahmudiye Kışlası) yakınında, 1887 yılında yapımına başlanan Edirne

Merkez Asker Hastanesi, 1889 yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır62. Hastanenin

ortasında bir avlu mevcut olup, bina eski hastaneler modelinde yapılmıştır63. Bu

hastanenin, güney cephesine ait duvar kalıntısı dışında aslına ait hiçbir şey yoktur.

Aynı tarihlerde Edirne demiryolu yakınlarında ve hat bitişiğinde bir ana bina ve iki

kanatlı binadan oluşan hastane yapılmıştır. Bu hastane Karaağaç Asker Hastanesi

denilen, Demirtaş Asker Hastanesi’dir.(Timurtaş) Yapı elemanları sağlam fakat

kullanılamaz durumda olan bina onarım ve restorasyon beklemektedir. 1889 yılında

II.Abdülhamid tarafından yaptırılan hastane binası, sırasıyla Astsubay Okulu, İlkokul,

Köy Enstitüsü ve Göçmen Misafirhanesi olarak kullanılmıştır. 59 Badi ,Ahmet (2000):Riyaz-ı Belde-i Edirne(Edirne Şehir Tarihi),Çev:Ratip Kazancıgil,İstanbul:Edirne

Valiliği yayınları,Cilt.I,s.127 60 Altıntaş, 2001: 73. 61 Tosyavizade Rıfat Osman , 1994:75. 62 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74 . 63 Gökçe ve Karlıkaya,(2001): “Edirne Merkez Asker Hastanesi”, Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Dergisi, Cilt: 18 Sayı: 2,s.143.

Page 40: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

25

Trakya ve Balkanlardaki birçok askeri birliğin karargahı olarak kullanılan Müşirlik

Binası(Tümen Karargahı) 1897 tarihinde halkın da yardımıyla, şehir merkezinde

yapılmıştır. 1899-1913 yıllarında karargah olarak kullanılan bina 1913 yılında kısa bir

dönem Mısır Hilal-i Ahmer’ine hizmet vermiştir. 1913 yılından günümüze değin bir çok

farklı işlevde kullanılan binanın; komutanlık karargahı, askerlik şubesi gibi askeri

kullanımları dışında, vali konağı gibi kamu alanıyla ilgili kullanımlarına da

rastlanmıştır. Dönemin karargah binası olarak kullanılan diğer bir yapısı ise Baba

Demirtaş Mahallesi Sanayi Caddesinde, Sanayi Kışlası olarak da bilinen, günümüzde

de Trakya Üniversitesi Sağlık meslek Yüksek Okulu’dur. Buradaki binaların geçmişi,

hastalar için yapılan odalara dayanır. Edirne Sarayına tedavi ve dinlenme amacıyla

gönderilen hastalar için yapılan odalar, 1877-78 yılında askeri hastaneye

dönüştürülmüştür64. Kayıtlarda geçen Askeri Hastane’den günümüze sadece girişteki

kemerli açıklık ve kitabesi dışında hiçbir şey kalmamıştır. Bu alan üzerine 1906-1907

yılında karargah hizmeti yürütülen redif dairesi ve depo binası yapılmıştır. Bu binalar

Trakya Üniversitesi’ne devredildiği tarihe kadar General Adil Alpay Kışlası olarak

kullanılmaktaydı.

64 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:75

Page 41: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

26

4. KATALOG

Page 42: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

27

4.1.KIŞLALAR

Page 43: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

28

4.1.1. MAHMUDİYE KIŞLASI (PİYADE KIŞLASI, KAPALI CEZAEVİ)

Page 44: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

29

Katalog No : I

Eser Adı :L Planlı Bina

Şekil No :-

Fotoğraf No :1-5

İnşa Tarihi :1827-1893

Yapan : -

Yaptıran : II.Mahmut

Onarımlar : 1876,1884,1892,1936

Adres : Edirne Sarayakpınar yolu üzeri, Kapalı Cezaevi, Edirne.

Şehir Haritasında Yer No : 1

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Yeni İmaret semtindeki kışla, kareye yakın planlı büyükçe bir avlu içerisinde yaklaşık

2 metre yüksekliğinde kaba yonu taş örgülü bir duvar ile çevrilidir. Kışlaya orijinalde

Nurettin Paşa tarafından yaptırılan, güneydeki iki kuleli açıklıktan girilmekteydi65.

Ancak bu kapı, günümüzde kullanılmamaktadır. Cumhuriyet Dönemi’nde cezaevine

dönüştürülen kışlanın doğu cephesine, günümüzde de kullanılan giriş kapısı açılmıştır.

Ahmet Badi “Edirne Şehir Tarihi”66 adlı eserinde, kışlanın büyüklüğünden

bahsederken, dört köşesinde Edirne Saat Kulesi gibi dört yüksek kule olduğunu ve bu

kulelerin bayraklarla süslendiğini, kışlanın dört kapısının olduğunu belirtmektedir67.

Kışlayı çevreleyen avlu duvarı içerisinde iki ayrı bloğun birleşimiyle oluşan“L”

planlı ana bina ile bunun hemen güneydoğusunda, kışla ile çağdaş olduğu

değerlendirilen bir hamam kalıntısı bulunmaktadır. Ana binanın (L planlı), doğu-batı

doğrultusunda uzanan kuzey kanadı halen cezaevi olarak kullanılmaktadır. L planlı

yapının kuzey-güney yönünde uzanan batı kanadının bir bölümü ile hamam günümüzde

kullanılmamaktadır .

Binanın batı kanadı detaylı incelenirken, kuzey kanadının iç mekanının kapalı

65 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74 66 Ahmet Badi, 2000:245 67 Ahmet Badi, 2000:247

Page 45: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

30

cezaevi olarak kullanılması nedeniyle, ayrıntılı inceleme yapılamamıştır. (Fot.1)

Tosyavizade Rıfat Osman “ Edirne Rehnüması”68 adlı eserinde, kışlanın Süleyman

Paşa Mezrası denilen yerde yaptırıldığını belirtilmektedir. Günümüzde Kapalı Cezaevi

olarak kullanılan kışla, Edirne-Sarayakpınar yolunun 3.kilometresinde yer almaktadır.

Geniş bir alan üzerinde kurulan kışlanın kuzeyinde Tunca nehri, doğusunda II. Mehmet

Çeşmesi yer almaktadır. “L” Planlı binanın iç kısmında, koridorlarla bağlı dikdörtgen

planlı mekanlar mevcuttur. Bu üniteler, “L” planlı binanın kuzey bloğunda iki, batı

bloğunda bir adettir.

İki katlı yapıda, düzgün kesme ve kaba yonu taş ile tuğla kullanılmıştır.(Fot.2)

Binanın bazı bölümleri beşik çatı, bazı bölümleri ise kırma çatı formunda, kiremit ile

kaplıdır. Çatıda, belirli aralıklarla kalkan duvarları kullanılmıştır.

Binanın doğu cephesi, kuzeye doğru üç kademeli olarak genişlemektedir. Cephedeki

kademelenme çatıda da devam etmektedir. Dökülen sıvalardan tamamının düzgün

kesme taşla inşa edildiği anlaşılan cephe, orijinalde tamamen sıvalıydı. Ancak bu

sıvalardan bazıları zaman içerisinde dökülmüştür.

Birinci ve ikinci katın birleştiği seviyede, bir kaval silme cephe boyunca devam

etmektedir. Ayrıca, saçak seviyesinde bir sıra korniş tüm cepheyi dolanmaktadır. Doğu

cephenin kuzeyinde yer alan ve dışarıya doğru en fazla kademelenme yapan birinci

kısmında, altlı ve üstlü olmak üzere üçerden altı pencere yer almaktadır. Düşey

dikdörtgen formlu ve yüzeyden hafifçe çökertilmiş olan pencereler, yuvarlak kemerli ve

taş sövelidir. Bu pencereler cephede yan yana, bitişik olarak yapılmışlardır. Pencerelerin

her iki yanında yer alan plasterler, pencere kemerinin üzengi taşı seviyesine kadar

yükselmekte ve burada birer konsolla sonlanmaktadır. Pencerelerin yuvarlak kemerleri

üzerinde, iki sıra halinde ve kemerle aynı formda profilli silmeler vardır. Cephenin

ikinci ve üçüncü kademeli yüzeyinin zemin ve birinci katında, yedişerden toplam 14

pencere açıklığı bulunmaktadır. Pencereler düşey dikdörtgen formlu, basık kemerli ve

taş sövelidir. Binanın cezaevi olarak kullanılması nedeniyle, bu kanattaki bütün pencere

açıklıkları yarı seviyeye kadar örülerek, kalan yarısı ise demir parmaklıklarla

68 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74.

Page 46: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

31

kapatılmıştır.

Binanın kuzey cephesi, Merkez Askeri Hastanesi’ne bakmaktadır. Kuzey cephenin

doğu kanadı batıya, batı kanadı da doğuya doğru belli bir noktaya kadar kademeli bir

şekilde daralmakta ve daha sonra düz olarak devam etmektedir. Cephedeki

kademelenme çatıda da görülür. Bu kademelenme, doğu cephenin kuzey kesimindeki

kademelenme ile aynı düzendedir. Yapım malzemesi olarak, diğer cephelerde olduğu

gibi, düzgün kesme taş kullanılmış ve cephe tamamen sıvanmıştır. Kat arasında bir sıra

kaval silme, saçak seviyesinde ise korniş tüm cepheyi boydan boya dolanmaktadır.

Kuzey cephenin doğu ve batı ucundaki birinci kademeli yüzeyde, kuzey bölümündeki

pencerelerle aynı karakterde altlı ve üstlü üçer adet olmak üzere toplam 12 pencere

açıklığı bulunmaktadır. Cephenin düz olarak devam eden orta bölümünde, altlı ve üstlü

olmak üzere 62’şerden toplam 124 pencere vardır. Doğu cephedeki bazı pencerelerle

form bakımından benzerlik gösteren bu pencereler, basık kemerli ve taş sövelidir.

Cephedeki bütün pencereler, doğu cephedekiler gibi, örülerek veya demir parmaklıkla

belli bir seviyeye kadar kapatılmışlardır. Binanın bu cephesinin orta bölümü orijinal

haliyle günümüze gelememiştir69. Belirleyemediğimiz bir tarihte cephenin bu bölümü

yıkılarak yenilenmiş veya orijinalde tamamen boş iken yeni bir bina yapılarak cephe

birleştirilmiş olmalıdır. Ancak, pencere düzeni ve yapım malzemesi dikkate alındığında,

cephenin doğu cephe ile çağdaş olabileceği akla gelmektedir. Bu bölümünün, cephenin

doğu ve batı kanatlarıyla olan dilatasyonu, burasının diğer kısımlardan farklı zamanda

yapılmış olduğunu göstermektedir. Belki de, bilemediğimiz bir zamanda bu bölüm

yıkıldı veya hiç yoktu, diğer cephelerle bütünlük sağlanması amacıyla, aynı karakterde

bir duvar örgüsü yapılmıştır. Cephede, pencere dışındaki bütün yüzey sıvalıdır.

Edirne, Sarayakpınar yoluna bakan batı cephenin kuzey ucunda, doğu cephedekine

benzer bir kademelenme söz konusudur. Bütünüyle doğu cephe ile aynı düzende olan bu

cephe, profilli kat silmesi ve kornişlerle yatay düzlemde bölünmüştür. Kademeli

bölümün birinci yüzeyinde, kuzey cephenin batı ucundaki pencerelerle aynı karakterde

altlı ve üstlü üçer adet olmak üzere toplam altı pencere açıklığı bulunmaktadır.

69 Edirne Kapalı Cezaevi, Jandarma tarihçe klasöründe; “ 1913 yılında Balkan Harbinden sonra,

kuzeydeki orta kapı üst kattaki büyük kütüphane Kabül Kalesi ve Kumandanlık Dairesi yaptırılmıştır”

ifadeleri bu bölümde yapılan onarımları açıklar niteliktedir.

Page 47: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

32

Cephenin kademeli kısmının ikinci yüzeyi ile düz olarak devam eden bölümünde, altlı

ve üstlü olmak üzere 49’ardan toplam 98 pencere vardır. Tamamı birbirinin aynı olan,

taş söveli ve basık kemerli bu pencereler, kuzey cephedeki bazı pencerelerle form

bakımından benzerlik göstermektedir. Cephedeki bütün pencereler, doğu cephedekiler

gibi örülerek veya demir parmaklıkla belli bir seviyeye kadar kapatılmışlardır. Batı

cephenin güneye doğru devam eden yüzeyindeki sıvaların tamamı dökülmüştür.

Buradan, cephenin kaba yonu ve moloz taş ile tuğlanın alternatif olarak örülmesiyle,

almaşık teknikte inşa edildiği anlaşılmaktadır.

“ L” planlı ana binanın batı kanadına doğu cepheden bitişik ve koridorlarla birbirine

bağlı dikdörtgen planlı ve cephenin yarısından fazlasını kapatan bir mekan

bulunmaktadır. Yapım malzemesi olarak taş ve tuğla, almaşık teknikte kullanılmıştır.

Kışlanın kuzey kanadı tarafında duvarla birleşmeyen bu mekan, batı kanadın 2/3’ü

oranında uzanmaktadır. Kışlanın diğer birimlerinde olduğu gibi, buraya da güvenlik

nedeniyle girilerek ölçü ve fotoğraf alınamadığı için, mekanın dış cepheleri hariç diğer

kısımlarının niteliği hakkında bilgi elde edilememiştir. Dikdörtgen planlı ve iki katlı

olan bu mekan, yatay düzlemde kat silmesi ve saçak kornişleriyle bölünmüştür.

Mekanın avluya, doğuya bakan cephesinin zemin katı ortasında, basık kemerli ve taş

söveli bir kapı vardır. Kapının her iki yanında da basık kemerli ve taş söveli üçer

pencere yer alır. Mekanın birinci katının bu cephesinde de aynı formda yedi pencere

mevcuttur. Bu mekanın kuzey ve güney cephelerinde, altlı ve üstlü olmak üzere, basık

kemerli ve taş söveli, üçerden altı pencere yer alır. Binanın bütün pencereleri yarıya

kadar örülerek veya demir parmaklıkla kapatılmıştır.

Binanın batı kanadının doğu yüzünde, cepheye bitişik mekan dışında kalan yüzeyde,

profilli kat silmesi ve kat kornişi görülmektedir. Cephede, altlı ve üstlü olmak üzere,

diğer cephedekilerle (kademeli bölümler hariç) aynı karakterde 54 pencere

bulunmaktadır. Cephede inşa malzemesi olarak kaba yonu taş ve tuğladan oluşan

almaşık duvar örgüsü kullanılmıştır.

“L” planlı ana binanın kuzey kanadına güney cepheden bitişik ve koridorlarla

birbirine bağlı dikdörtgen planlı iki mekan bulunmaktadır. Bu mekanlar cephenin

yarısından fazlasını kapatmaktadır. Mekanlardan biri cephenin doğusunda, diğeri de

Page 48: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

33

doğu ucuna yakındır. Her ikisi de aynı özelliklere sahip olduğu anlaşılan mekanlara da

yine güvenlik nedeniyle girilememiştir. Üzerleri kırma çatılı ve kiremit kaplı bu

mekanlarda yapı malzemesi olarak taş ve tuğla, almaşık teknikte kullanılmıştır. Binanın

kuzey kanadının güney yüzünde, cepheye bitişik mekanlar dışında kalan yüzeyde,

profilli kat silmesi ve kat kornişi görülmektedir. Cephede, altlı ve üstlü olmak üzere

diğer cephedekilerle (kademeli bölümler hariç) aynı karakterde 219 pencere ile 10 kapı

bulunmaktadır. Cephede inşa malzemesi olarak düzgün kesme taş duvar örgüsü

kullanılmıştır.

Batı bloğun bir bölümü kullanılmamaktadır. Bu bloğun batı cephesinde zemin kat

pencerelerinden biri bozularak kapı haline getirilmiştir. Buradan binaya girildiğinde,

güney-kuzey doğrultusunda uzanan bir koridora açılan yirmi iki oda mevcuttur.

Koridorun batısında dikdörtgen planlı 14 oda, doğusunda birinci kata çıkılan

merdivenler ile bunun her iki yanında sekiz adet dikdörtgen planlı oda yer alır. Zemin

ve birinci katlardan, doğu cepheye dışardan bitişik dikdörtgen planlı mekana, batı-

doğu yönünde uzanan bir koridorla ulaşılır. Koridor, kuzey ve güney cephelerde

bulunan sekiz adet basık kemeli pencere ile aydınlanmaktadır. Bu koridor bağlandığı

ek mekanı doğu batı istikametinde ikiye bölmektedir. Koridorun doğu ucunda orijinalde

var olduğu anlaşılan kapı örülerek kapatılmıştır. Koridora güney ve batıdan açılan

dikdörtgen planlı ikişer odanın üst örtüsü düz tavan şeklindedir. Güney, kuzey yönünde

uzanan koridorun ortasındaki, iki kollu bir merdivenle birinci kata çıkılır. Birinci kattaki

oda düzenlemesi zemin kat ile aynıdır. Binanın iç yapısı, cezaevi fonksiyonuna uygun

hale getirilmek amacıyla tamamen değiştirilerek olup, duvarları hücre anlayışı içerisinde

kalınlaştırılmıştır. Bu düzenlemeye bağlı olarak, bu kattaki odaları bölen duvarlar

pencerelere rastlamıştır.

Binanın çatısında, sonradan kurulan ısıtma sisteminin bir parçası olarak tuğla ile

yapılmış kare kesitli bacalar yer alır.

Kışlanın ne zaman, kim tarafından yaptırıldığı ve yapılan onarımlara ilişkin üç adet

kitabenin varlığı bilinmektedir. Ancak, bu kitabelerden hiç birisi kışla binaları üzerinde

bulunmamaktadır. Yaptığımız araştırmalara rağmen kitabelere ulaşılamamıştır. Bu

nedenle biz de kitabeleri, mevcut yayınlardan alarak incelemeyi ve değerlendirmeyi

Page 49: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

34

uygun bulduk. Oral Onur’un kışla kapısı üzerinde var olduğunu bildirildiği fakat

yerinde olmayan inşa kitabesinin okunuşu70:

“ H.1243/M.1827 Şah –ı alem Han Mahmud ve gaza endişe kim Mahzar-ı tayyid baridir o bî-şekk ve kemâ-kân Yaver-i lütf-i hakla aleme verdi nizam Koymadı mülkinde ehl-i fidneden nâm ve nişan Nâm name-i nebî-üs seyf’iye nispetle o şah Asâkir-i Mansûre teşkil etti mülkünde heman Niyyet alâ-i din ile o cend nusreti Daima teksire hasr-ı himmet edün ân-be-ân Hıttasında yazdı emrile nice taburlar Yaptı fermanile bu kışla gibi nice mekân Asker anma her biri herbiri rüstem devrandır. Kışla ama her biri kasr-ı hûr nakden nişan Devlet ve dine müceddet oldu zılâle

Saye-i adlinde kesbetti cihan emn ü aman Eylesün zatı ile ecdadı i’zâmı iftihar Haşderek iftihar eylese dehre sezadır bu zaman Saye-i ihsanını Allah kılsın ber-bekâr Ber-bekâr oldukça hayrına kubab asûman Hayr ile bu kışlanın emr-i hümayûnu ile Hizmet inşadı oldukça çün itmama resân Vali-i Çirmen kulu Muhlis dedi tarihini Kışla inşa eyledi cendine Darâ-i cihan”

İnşa kitabesine göre şimdiki Piyade Kışlası, Sultan II.Mahmut tarafından H.1243/M.

1827 tarihinde yaptırılmıştır.

Oral Onur tarafından yayınlanan ilk onarım kitabesinin okunuşu71:

“Bu kışla yadigârıdır cenab-ı han Mahmudun Bina etmiş idi ecnâdına ol mazhar-ı gufran Tesadüf eyleyüb nâr fezayı nâ-gehâniye Cıdar ve sakfı olmuştu dil-aşık gibi virane Bi-hamdi lillah kim necl-i necil ve varis tahtı Şehinşah cıhan Abdülaziz han azimüşşan Bu bünyan cesimi koymayıp hali harabide Buyurdu heyet-i asliyede tamirini ferman Edüp mülkü gibi mâ’mur kıldı askerin mesrûr Ola feth ve zaferde pür-Sürür ol saye-i yezden

70 Onur,2001:205 71 Onur,2001:205

Page 50: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

35

Musahhar eyleyüp fermanına hak rub’-i meskûni Ola tahtında baki ta ki deveran eyleye deveran Mücevher gülün ile izzet kulu kaydetti tarihin Bu kışlak oldu han Abdülaziz ahtında âbâdan1273”

H1273/M.1856 yıllarında, yanan kışlanın, Abdülaziz döneminde Erzincani Hacı

Ahmed’in valiliği sırasındaki onarım kitabesidir.

Oral Onur tarafından yayınlanan ikinci onarım kitabesinin okunuşu 72:

“Şehinşeh-i muazzam hazret-i Abdülhamid hân kim Eder fersuda bünyan-ı cihanı nev-be-nev âbâd O ruh cism-i âlem nurdu çeşm-i benî Âdem Hudâvend mufafham Padişah ve padişah ecdâd Bu Kışlâk hümâyûnîde tecdiden bina kılındı Ki onaltı Tabur asker içinde edile ik’at Bu resim ve bu metanette bu tarz ve bu rasînedde Bu hüsün ve bu cesamedde bina görmüş mü bir üstad O rütbe askerî hakkında şamildir ki eşfâkı Nazargâh Hümâyûnunda hep manende-i evlâd Memâliki saye-i şahanesinde sû-be-sû mâ’mur Berâyâ zıll adlinde refah hal ile dil-şâd Münâcât ellerin aç der ki kadd-i hecâte Ubudiyyetle İzzet kıl duasın akdem-i evrâd Meayn ve dest-gîr olsun hüdâ her azim ve rizzminde Edüp eyyam ömrü ve şevket ve iclâlini müzdâd

Revadır hane-i cevher ile naks ola tarihi Bu dil-cû kışlaya kıldı şehinşah cihan-ı bünyad. 1310”

Günümüze ulaşmayan ancak yayınlarda yer alan kitabelere göre, Piyade Kışlası,

Sultan II.Mahmut tarafından Süleyman Paşa mezrası denilen yerde H.1243/M.1827

tarihinde yaptırılmıştır. Kışla binası M.1856,1876,1888 tarihlerinde yandığından, Yanık

Kışla olarak da tanınmaktaydı. Fakat kışlanın adı, 1915 yılında Muşir İbrahim

Paşazade Nurettin Paşa tarafından Mahmudiye Kışlası olarak değiştirilmiştir.73

Kışlanın güney tarafındaki batı kanadı, H.1293/M.1878’de yapılan koğuşlardan

geriye kalan kısmıdır. Kışlanın kuzey kanadı, M.1884 tarihinde yıktırılmış ve

72 Onur,2001:205 73 Ratip Kazancıgil, (1999): Edirne Şehir Tarihi Kronolojisi(1300-1994), Edirne Valiliği Yayınları.

Edirne, s.147

Page 51: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

36

H.1307/M.1889’da yeniden inşasına başlanmış, H.1310/M.1892 tarihinde tamamlanarak

Eğitimler Yurdu olarak açılmıştır74.

I.Dünya Savaşı sırasında, bir süre Astsubay Okulu olarak da kullanılan kışla75. 1933

yılında esaslı bir onarım görmüştür76. 1936 yılında Toprak Mahsülleri Ofisine

devredilen kışla 1945 yılından itibaren Kapalı Cezaevi olarak kullanılmaya

başlanmıştır77.

Günümüzde Mahmudiye Kışlası’nın(Piyade Kışlası,Yanık Kışla) “L”planlı ana

binasının batı kanadının bir bölümü terk edilmiş olup, kullanılmamaktadır. Yapının

kuzey kanadı ise halen kapalı cezaevi olarak kullanılmaktadır.

74 Tosyavizade Rıfat Osman , 1994:74 75 54.Mknz.P.Tug, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne,s.39 76 Kazancıgil, 1999: 147 77 Edirne Kapalı Cezaevi, Jandarma Tarihçe Klasörü

Page 52: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

37

Katalog No :II

Eser Adı :Mahmudiye Kışlası Hamamı

Çizim No : -

Fotoğraf No :4 -5

İnşa Tarihi :19.yy

Yapan :-

Yaptıran : II.Mahmut

Onarımlar :-

Adres : Edirne Sarayakpınar yolu üzeri, Kapalı Cezaevi, Edirne.

Şehir Haritasında Yer No :2

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Edirne Kapalı Cezaevi’nin güney batısında yer alır. Kışla binaları ile aynı döneme

ait olduğu değerlendirilen hamam, soyunmalık, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden

oluşmaktadır78. Tek hamam olarak inşa edilen yapı, Semavi Eyice’nin hamam

yapılarıyla ilgili olarak yapmış olduğu tipolojiye göre, sıcaklığı dört eyvanlı ve

köşelerde halvet hücreleri olan hamam79 grubuna girmektedir. Kuzey güney yönünde

bir eksen üzerinde yer alan yapının, batı cephesi Sarayakpınar yoluna, kuzey cephesi

“L” planlı kışla binasına bakmaktadır. Oldukça bakımsız ve harap durumdaki hamamın

ılıklık ve soyunmalığına ait üst örtüleri yıkılmıştır. Hamamın, sıcaklık bölümüne ait

kubbesi ise yer yer bozulmuştur.

Hamamda inşa malzemesi olarak, kaba yonu, moloz, kesme taş ve tuğla

kullanılmıştır. Tuğla, kubbe ve kemerlerde kullanılırken, duvar örgüsünde moloz ve

yonu taş görülür.

Hamamın güneyinde yer alan kare planlı soyunmalığın kubbesi yıkılmıştır.

Kubbeye geçiş pandantiflerle sağlanmıştır. Bu bölümün doğu ve batısında basık

kemerli, düşey dikdörtgen formlu dörder adet açıklık yer alır. Güney cephe ortasında

pencerelerle aynı formda daha büyük bir kapı açıklığı ile kapının her iki yanında iki

78 Ali Sami, Ülgen, (1977):“Hamam”, İslam Ansiklopedisi, M.E.B.Yayınları, 5.Cilt, İstanbul. s.176 79 Semavi, Eyice, (1997): “ Hamam”, İslam Ansiklopedisi, Cilt.15, Diyanet Vakfı Yayınevi, İstanbul,

s.417

Page 53: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

38

pencere açıklığı yer alır. Soyunmalık dışında batı cephe ortasında külhan bölümüne

açılan bir kapı mevcuttur.(Fot.4) Hamamın diğer cephe ve yüzeyleri sağırdır.

Güney cephenin ortasındaki açıklıktan soyunmalık bölümüne girilir. Kare planlı

bölümün içerisinde, soyunmalığa ait hiçbir yapı elemanlarına rastlanmaz. Odanın

kuzeyindeki sivri kemerli küçük bir kapıdan ılıklık bölümüne geçilir.

Ilıklık bölümü dikdörtgen planlıdır. Klasik Osmanlı hamamlarında görülen üç

bölümlü ılıklığın esas bölümünün üzeri tromplarla geçilen bir kubbeyle örtülüdür.

Kubbe yer yer bozulmuştur. Ilıklık bölümünü soyunmalık ve sıcaklık bölümüne

bağlayan açıklıkların batısında, iki sütunla taşınan kemerli açıklığın üzeri aynalı tonozla

örtülüdür. Bu bölümde iki adet temizlik hücresi yer alır. Buradan helaların olduğu

bölüme geçilir. Ilıklık bölümünün kuzeyindeki sivri kemerli açıklıktan sıcaklık

bölümüne girilir.

Sıcaklığın ortasında, kare planlı, köşeleri yumuşatılmış göbek taşı yer almaktadır.

Sıcaklık bölümünün üst örtüsü kubbedir. Kubbeye geçiş pandandiflerle sağlanır. Orta

mekanın kuzey, güney, doğu ve batı yönlerinde aynalı tonoz örtülü birer eyvan bulunur.

Eyvanların duvarlarında düşey dikdörtgen formlu, sivri kemerli açıklıklar

bulunur.(Fot.5)

Sıcaklığa açılan eyvanların arasında kare planlı birer halvet hücresi bulunmaktadır.

Üzeri tromplarla geçilen birer kubbe ile örtülü halvet hücreleri sivri kemerli kapılarla

göbek taşının bulunduğu mekana açılmaktadır.

Külhan bölümü yapının batısında yer alır. Buradan sıcaklık bölümüne geçiş küçük

bir açıklıkla sağlanır. Su deposu ise yapının kuzeyinde yer alır. Deponun diğer ünitelerle

irtibatı yoktur. Külhan ve su deposunun üst örtüsü beşik tonozdur.

Ilıklık bölümünün duvar yüzeyleri niteliği tam olarak belirlenemeyen ve oldukça

silik durumda kalem işi süslemeler görülür. Sıcaklık bölümünün, güney batısındaki

halvet hücresinin giriş açıklığı üzerinde ay yıldız kabartma motifi görülür. Bunun

dışında hamamda herhangi bir dekoratif öğeye rastlanmaz. Uzun süredir kullanılmayan

Page 54: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

39

hamamda, doğa koşullarının yanı sıra bilinçli yapılan tahribatlar dikkat çekicidir.

İnşa kitabesi bulunmayan yapının varlığını, Mahmudiye Kışlası’ndan bahseden

kaynaklardan öğreniyoruz. B.O.A Meclisi Vala İradeleri kayıtlarında hamama ait

onarımdan şu ifadelerle bahsedilmektedir.

“Maliye Nezareti Celilesinin 3 recep 1277 (1861) tarihiyle Meclisi Valaye havale buyrulan bir kıta takirine nazaran Edirne Kışlayı Hümayununda olan hamamın bütünü harab olmaması için bu taraftan vuku bulan eşar üzerine Mahallince ve münakaşası bil icra mesarıfı tamiriyesi yirmi iki bin dört yüz kuruş da kalmasına üzerinde takarrur etmiş olmaktadır..” 80

B.O.A.Sadaret Mektubi Kalemi kayıtlarında hamamın üst örtüsünün onarımına ait

keşif bedellerini içeren kayıtlarda mevcuttur81.

Mahmudiye Kışlası ile aynı tarihte yapıldığı ifade edilen hamam, Semavi Eyice’nin

hamam tipolojisine göre klasik dönem özelliklerini taşımaktadır. Hamam günümüzde

harap durumdadır.

80 B.O.A. Meclisi Vala İradeleri No.442-19662 sayılı belge 81 B.O.A. Sadaret Mektubi Kalemi No.418-41 sayılı belge

Page 55: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

40

4.1.2.SÜVARİ KIŞLASI

(GENERAL FAHRİ ÖZDİLEK KIŞLASI,TUNCA KIŞLASI)

Page 56: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

41

Katalog No :I

Eser Adı :U planlı Bina (Orta bina)

Şekil No :1-4

Fotoğraf No :6-8

İnşa Tarihi :19-20.yy.

Yapan : -

Yaptıran :II.Abdülhamit

Onarımlar :1999-2002

Adres :Yeni Saray alanının kuzeyinde, Sarayakpınar yolu

üzeri Edirne.

Şehir Haritasında Yer No :3

İnceleme Tarih :Mart 2005

Yeni İmaret semtinde, sınırları tel örgü ile belirlenmiş kışla 157 pafta, 763/64/65/

766.ada, 106 numaralı parselde 51361, 76 m2 lik alan üzerinde yer alır. Süvari

Kışlasının batısında Mahmudiye Kışlası(Kapalı Cezaevi) doğusunda Tunca nehri,

Balkan Şehitliği ve Fatih Köprüsü, güneyinde ise Saraçhane Köprüsü yer alır.(Şek-1)

H. 1319 / M. 1901 tarihli Edirne Salnamesi’nde kışlanın yeri:

“Piyade Kışlaları civarında ve oradaki çemberi içeren Sırık Meydanı adlı yerde R.1232 tarihinde yaptırılmış olan ambarlar, R.1270 tarihinde yaptırılmış olan depo, topçu ve süvari kışlaları, baytarhane bulunmaktadır82.”

Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde değişik tarihlerde yapılmış muhtelif binalar ile

II.Mehmet Çeşmesi’ninde içinde bulunduğu alan kısa bir süre öncesine kadar General

Fahri Özdilek Kışlası olarak kullanılmaktaydı.(Fot.6) Bu binaların oluşturduğu Süvari

Kışlası’nın bulunduğu alana, General Fahri Özdilek Kışlası olarak kullanıldığı

dönemdeki, güney nizamiyesinden girildiğinde kışlanın içerisinde devam eden bir yol

bulunmaktadır. Giriş de bir nizamiye binası, yolun doğusunda üç ayrı blok halinde inşa

edilmiş binalar, bu binaların kuzeyinde iki ayrı bina ile yolun batısında garaj ve bu

garajlara ait küçük barakalar yer alır. Yolun doğusundaki binalardan, ortada ve büyük

olanı “U” planlıdır. Yapı, düz bir alan üzerinde doğu batı yönünde uzanmaktadır. Doğu

82 Edirne Vilayeti Salnamesi, H1319/M.1901, Edirne, s.923-925. Salnamenin bu kısımlarının günümüz

Türkçe’sine aktarılmasındaki yardımlarından dolayı Nilüfer Gökçe’ye teşekkür ederim.

Page 57: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

42

batı eksenindeki yapı kesildiğinde, her iki taraf, birbirinin simetriğidir. (Fot. 7) Her iki

kanadın ortasında, doğu ucu açık ve yapı boyunca uzanan bir koridor vardır. Bu haliyle

yapı “U”şeklinde bir plan göstermektedir. Ancak,“U”nun kuzey ve güney kolları

oldukça uzundur.

Yapının esas girişinin de bulunduğu batı cephesi ve “U” nun batı kanadı, gerek

düzeni ve gerekse kat durumu bakımından diğerlerinden ayrılır. Burada iki katlı bir

kuruluş söz konusu iken, U nun uzun kollarında tek katlı bir yapılanma vardır. İki katlı

bölümü kırma çatı ile örtülü iken tek katlı bölümü beşik çatı ile örtülü ve kiremit

kaplıdır.

Yapı malzemesi olarak temelde yontma taş, duvar örgüsünde ise düzgün kesme taş

ve tuğla kullanılmıştır. Binanın iç ve dış yüzeyleri tamamen sıvalıdır.

İki katlı ünitenin batı cephesinin orta bölümü, kat kornişi ile yatay, kapının her iki

yanındaki plasterlerle de düşey olarak bölümlendirilmiştir. İki katlı ünitenin köşelerinde

düzgün kesme taş, cepheden dışarıya taşırılarak kullanılmıştır. Bu bölüm üçgen

alınlıkla sonlanmaktadır.(Fot.8) Binanın batı cephe ortasında yer alan kapı, düz lentolu

ve taş sövelidir. Kapının kenarında plasterler yer alır. Kapının her iki yanında yer alan

pencereler basık kemerli ve taş sövelidir. Pencerelerin söveleri zemine kadar

uzatılmıştır. Binanın batı cephesinin birinci kat pencerelerinden ortadaki büyük,

yanlardaki ise daha küçük formlardadır. Ortadaki pencere yuvarlak kalkık kemerli olup

sövesi profilli silmeyle oluşturulmuştur.Yanlardaki küçük pencerelerde, ortadaki ile

aynı düzendedir. Pencerelerin hemen üzerinde cephe boyunca uzanan ince bir kaval

silme yer alır.

Cephenin bu bölümü, birinci kat kornişiyle saçak arasında yer alan üçgen bir

alınlıkla sonlanır. Bu üçgen alınlık, kapının iki kenarında ve cephenin köşelerinde

bulunan plasterler üzerine oturur. Üçgen alınlık, üç yönden taş malzemeyle kademeli

olarak kuşatılmıştır.(Şek.2)

“U” planlı binanın, güney kanadının (orta mekanın güneyinde yer alan blok) batı

cephesi, kapının her iki yanındaki plasterlerle düşey, kapı üzerindeki korniş ile yatay

Page 58: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

43

olarak bölümlendirmiştir. Kapı üzerindeki kademeli korniş, saçak seviyesinde de

görülür. Kapının kenarında yer alan plasterler, zemin kat seviyesinde silmelerle

kademelendirilerek, öne taşırılmıştır. Kornişin kenar köşelerinde sütun başlığını andıran

kademeli uygulamalar yer alır. İki katlı ünitenin köşelerinde düzgün kesme taş,

cepheden dışarıya taşırılarak kullanılmıştır. Kapı, düz lentolu ve taş sövelidir. Kapının

her iki yanında yer alan pencereler basık kemerli ve taş sövelidir. Birinci kattaki

pencerelerin altında dikdörtgen nişlere yer verilmiştir. Söveler, ikinci kattaki pencereleri

de çevreleyecek şekilde yekparedir. Kapı üzerinde düz lentolu, taş söveli büyük bir

pencere ile bu pencerenin her iki yanında aynı formda iki pencere yer alır. Binanın

söveleri ve kornişleri kireç taşındandır. İki katlı birimin üzeri kırma çatı ile örtülü olup

dıştan kiremit kaplıdır.

Güney kanadın iki katlı bölümünün güney cephesinde orjinalde altlı ve üstlü olmak

üzere sekiz pencere bulunuyordu. Ancak zaman içerisinde yapılan değişiklik ve

tahribatlarla bu pencerelerden beş tanesi örülerek kapatılmıştır. Tamamı basık kemerli

ve taş söveli olan pencerelerden dördü zemin kat, dördü de birinci kat seviyesinde

bulunmaktadır.

“U” planlı binanın kuzey kanadının(orta mekanın kuzeyinde yer alan blok) batı

cephesi, güney bloğun batı cephesi ile aynı düzendedir.

Kuzey kanadın iki katlı bölümünün kuzey cephesinde, altlı üstlü olmak üzere toplam

sekiz pencere bulunmaktadır. Bu pencerelerden dört tanesi günümüzde kapatılmıştır.

Pencerelerin tamamı basık kemerli ve taş sövelidir. Söveler iki pencereyi kapsayacak

şekilde yekparedir.

“U” nun tek katlı güney kanadının güney cephesinde, toplam otuz iki adet pencere

ile bir kapı açıklığı yer alır. Zaman içerisinde pencerelerden ikisi kapıya dönüştürülerek

kapı sayısı üçe çıkarılmış, pencere sayısı otuza düşürülmüştür. Bu cephedeki

pencereler, diğer cephedekilerle aynı formdadır. Güney cephe ortasındaki esas kapı,

pencerelerle aynı formda fakat daha büyüktür. Kapının bulunduğu bölüm, çatı

seviyesinde kalkan duvarı ile belirginleştirilmiştir.

Page 59: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

44

Yapının doğu cephesinde ise, ortada bir kapı ve kapının her iki yanında birer adet

pencere açıklığına yer verilmiştir. Kapı ve pencereler, güney ve kuzey cephedekilerle

aynı formdadır. Bu birimin üst örtüsü beşik çatılı olup marsilya kiremidi ile kaplıdır.

“U” nun kollarından, güney kanadın iç avluya bakan kuzey cephesinde, orjinalde 32

pencere olduğu, yerinde yapılan incelemeler ve izlerden anlaşılmaktadır. Günümüzde

mevcut olan pencere sayısı 27 adettir. Zaman içerisinde beş pencere örülerek

kapatılmıştır. Kapalı olanlar, batıdan doğuya doğru 8, 9, 10, 14 ve 25. pencerelerdir.

Bu pencerelerin bulunduğu yerlere belirleyemediğimiz tarihlerde ek binalar ilave

edilmiştir. Bu cephenin ortasında yer alan kapı açıklığı ise pencereye dönüştürülmüştür.

“U” nun tek katlı kuzey kanadının kuzey(dış) cephesi, güney kanadın güney cephesi

ile, güney kanadın, güney(iç) cephesi de kuzey cephe ile aynı düzendedir. Ancak bu

kanadın kuzey(dış) cephesinde bir takım değişiklikler söz konusudur. Kuzey kanadın

kuzey cephesinde yapılan değişiklikler şunlardır. Duvara iki kapı açılmış ve dört adet

pencere kapı haline dönüştürülmüştür. Kapıya dönüştürülen pencereler, batıdan doğuya

gidildiğinde sırasıyla, beşinci, 10. 25. ve 27. penceredir. Yapının orijinal kapısı batıdan

doğuya doğru gidildiğinde 14. pencere ile 15. pencere arasında yer alır. Kapı açıklığı

oldukça büyük olup, yuvarlak kemerlidir. Kapının bulunduğu bölüm çatı seviyesinde

kalkan duvarı ile belirginleştirilmiştir.

“U” nun kuzey kanadının güney (iç) cephesinde yapılan değişikler ise, üç pencere ve

bir kapı sonradan kapatılmıştır. Bu pencereler batıdan doğuya doğru 18. 19. ve 25.

pencerelerdir.

“U” nun her iki kanadının doğu cephesinde ise, ortada büyük bir giriş kapısı, kapının

her iki yanında da birer adet pencere açıklığı vardır. Kapı ve pencereler form

bakımından “U” nun kollarının tek kanatlı cephelerindekilerle benzerlik göstermektedir.

“U” planlı binanın iki yan kolu(kanat) nun arasında kalan iki katlı üçgen alınlıklı

üniteye batı cephesi ortasındaki kapıdan girilmektedir. Kapıdan hole girildiğinde, holün

kuzeyinde iki oda, güneyinde ise üç oda yer alır. Holün güneyinde kapıya yakın olan

ilk oda, batıdan bir pencere ile dışarıya bir kapıyla hole açılır. İki ve üçüncü odalar

Page 60: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

45

dikdörtgen planlı ve penceresizdir. Holün kuzeyindeki ilk oda bir pencere ile batıdan

dışarıya açılır. Hemen yanındaki oda ile içerden birleştirilen odanın iki kapısı hole

açılır. İkinci oda penceresizdir. Odaların üstü düz tavan örtülüdür. Holün batı ucundaki

iki kollu merdivenle birinci kata çıkılır. Merdivenin güneyinde bir oda, doğudan bir

pencere ile dışarıya merdivenin karşısındaki oda ise iki pencere ile batıdan dışarıya

merdivenin kuzeyindeki oda ise bir pencere ile batıdan dışarıya açılır. Odaların üst

örtüsü düz tavan şeklindedir.(Şek.4)

“U” nun güney kolu (kanat) nun batı cephesindeki kapıdan girildiğinde, dar ve uzun

bir hole ulaşılır. Holün güneyinde yer alan birinci ve ikinci oda, birer pencere ile batıdan

dışarıya açılır. Güneyde yer alan iki pencere ise örülerek kapatılmıştır. kapalıdır. Holün

kuzeyindeki oda güneydeki odanın tekrarı niteliğindedir. Kuzeydeki odanın

devamında yer alan üç kollu merdiven ile üst kata çıkılır.

Birinci katta holün güneyinde ve kuzeyinde iki oda ile, holün karşısındaki tek oda

iki pencereyle dışa açılır. Bu odanın sağında ve solunda birer oda yer alır. Odalar birer

kapıyla hole açılır.

İki katlı bölümün devamında yer alan tek katlı blok da, toplam sekiz adet oda vardır.

Batıdan doğuya doğru birinci ve beşinci odanın güney ve kuzey cephelerinde karşılıklı

dörder pencere vardır. İki katlı bölüme bitişik ilk oda, bir kapı ile batıdan iki katlı

mekana açılır. İkinci ve dördüncü odalar kuzeyden ve güneyden üçer pencere ile,

üçüncü oda kuzeyden ve güneyden beşer pencere ile dışarıya açılır. Altıncı ve yedinci

oda kuzeyden ve güneyden karşılıklı beşer pencere dışarıya, sekizinci oda karşılıklı

dörder pencere kuzey ve güneyde iki pencere doğu yer alır. Bu odanın kapısı da

doğudadır. Odaların üst örtüsü, profil demir örgülü strafor yapı malzemesi ile kaplıdır.

(Şek.4) Günümüzde bina boş ve kullanılmamaktadır.

Page 61: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

46

Katalog No : II

Eser Adı : Güney Blok

Şekil No :5

Fotoğraf No : 9-12

İnşa Tarihi :19-20.yy.

Yapan : -

Yaptıran : II.Abdülhamit

Onarımlar : 1999-2002

Adres :Yeni Saray Alanının kuzeyinde, Sarayakpınar yolu

üzerinde Edirne.

Şehir Haritasında Yer No :3

İnceleme Tarih :Mart 2005

Kışla içerisinde doğu batı yönünde uzanan birbirine paralel üç bloktan, Saraçhane

köprüsüne en yakın olanıdır. Düz bir alan üzerindeki yapı dikdörtgen planlıdır. Yapının

esas girişi batı cephede yer alır. Batıda, esas girişin bulunduğu ünite iki katlıdır. İki katlı

bölümü batıdan doğuya uzanan tek katlı bölüm takip eder. İki katlı bölüm kırma çatı ile

örtülü iken tek katlı bölüm beşik çatı ile örtülü, kiremit kaplıdır. (Fot.9)

Yapı malzemesi olarak, temelde yontma taş ,duvar örgüsünde düzgün kesme taş, kat

kornişi,silme ve sövelerde kireç taşı kullanılmıştır. Binanın içi ve dışı beton sıvalıdır.

İki katlı ünitenin güney cephesinde altlı üstlü dörder pencere yer alır.Pencereler

düşey dikdörtgen formlu, basık kemerli, taş sövelidir. Söveler her iki kattaki pencereleri

çevreleyecek şekilde dikdörtgen formda düzenlenmiştir. Güney cephe ile aynı formda

düzenlenen, kuzey cephedeki, sekiz pencereden dördü bilinmeyen bir tarihte

kapatılmıştır.(Fot.10)

Binanın batı cephesi, kapının her iki yanından saçak seviyesine kadar uzanan

plasterlerle düşey, kapı üzerindeki ve saçaktaki kademeli kornişlerle yatay olarak

bölünmüştür. Kapının kenarında yer alan plasterler, zemin kat seviyesinde silmelerle

kademelendirilerek, dışarı taşırılmıştır. Kornişin kenar köşelerinde sütun başlığını

Page 62: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

47

andıran kademeli uygulamalar yer alır. Cephenin köşelerinde, düzgün kesme taş,

cepheden dışarıya taşırılarak kullanılmıştır.

Cephenin ortasında yer alan kapı; düz lentolu, taş sövelidir. Kapının her iki yanında

yer alan pencereler basık kemerli taş sövelidir. Söveler, ikinci kattaki pencereleri de

çevrelemektedir.

İki katlı birimin üzeri kırma çatı formunda, kiremit ile kaplıdır. Yapının General

Fahri Özdilek Kışlası Topçu Taburu olarak kullanıldığı döneminde, iki katlı ünite

karargah, tek katlı bölüm; gazino, er koğuşu, yemek salonu vb. birimleri olarak hizmet

vermekteydi. Bu birimlerin kapı ve pencereleri , güney, kuzey ve doğu cephededir.

Güney cephede basık kemerli, taş söveli, toplam 32 pencere yer alır. (Fot.11)

Cephenin batı ucunda, baştan ikinci pencere sonradan ilave edilmiştir. Batıdan doğuya

doğru 11. ve 21. pencere bozularak kapıya dönüştürülmüştür. Batıdan doğuya doğru 30

ve 31. pencereler arasındaki, duvarda bir kapı açılmıştır. Güney cephe ortasındaki esas

kapı pencerelerle aynı formdadır. Kapının bulunduğu bölüm çatı seviyesinde kalkan

duvarı ile belirginleştirilmiştir.

Yapının tek katlı bölümünün kuzey cephesindeki altı pencere kapatılmıştır. Toplam

26 pencere olması gereken cepheye, güney cephede olduğu gibi bir pencere daha ilave

edilmiştir. Bu cephenin ortasındaki esas giriş kapısı kapatılmıştır. Kapatılan kapı,

güney cephedeki kapı ile aynı eksendedir. Pencere ve kapının, kapalı olmasının genel

sebebi bu kısımlara yapılan eklemelerdir. Kuzey cephe, güney cephe ile tam simetrik

olup, bütün ölçülerin ve mimari elemanların düzenleniş biçimleri aynıdır.(Fot.12)

Doğu cephenin ortasındaki kapının, yanlarında birer adet pencere açıklığına yer

verilmiştir. Pencereler ve kapı güney ve kuzey cephede yer alan pencere ve kapı

formlarının bir tekrarıdır. Tek katlı bölümün üst örtüsü beşik çatılı, kiremit kaplıdır.

Batı cephedeki kapıdan girildiğinde; batıdan doğuya uzanan koridorun güneyinden

dört, kuzeyinden üç, doğusundan bir oda, düz lentolu birer kapıyla koridora açılır.

Değişik büyüklükteki odalardan giriş kapısına yakın olan güneydeki ilk oda, güneyden

Page 63: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

48

ve batıdan iki pencere ile aydınlatılır. Güneydeki diğer odalar güneyden birer pencere

ile aydınlatılır. Koridorun kuzeyinde kapıya yakın olan ilk oda kuzeyden ve batıdan iki

pencere ile aydınlatılır. Kuzeydeki diğer odalar kuzeyden birer pencere ile aydınlatılır.

Doğudaki oda, tek katlı ünite içerisindedir. Oda dört pencere ile kuzeyden,dört pencere

ile güneyden aydınlatılır. Odaların üst örtüsü düz tavanlıdır. Koridorun ortasından önce

kuzeye sonra güneye uzanan merdivenle birinci kata çıkılır. Birinci katta hole açılan üç

odanın kapıları dikey dikdörtgen formlu, düz lentoludur. Birinci katın güneyindeki iki

oda ikişer pencere ile güneyden, kuzey cephedeki tek oda iki pencere ile kuzeyden

aydınlatılır. İki katlı ünitenin tek katlı bölümle koridorun doğusundaki oda dışında

içeriden irtibatı yoktur.

Tek katlı bölümde, er koğuşu olarak kullanılan sekiz büyük oda yer alır. Batıdan

doğuya doğru sıralanan odaların kapıları güney cepheye açılır. Odalar kuzey ve güney

cephelerdeki pencerelerle aydınlatılır. Bir ve beşinci odalar karşılıklı sekiz, iki ve

üçüncü odalar karşılıklı on, dördüncü oda karşılıklı altı, altıncı ve yedinci odalar

karşılıklı on, sekizinci oda kuzeyden ve güneyden karşılıklı sekiz ve doğudan iki

pencere ile aydınlatılır.Binanın pencereleri içe doğru genişleyerek açılır. Sekizinci

odanın kapısı doğu cepheye açılır. (Şek.5)

Süslemenin, mimari dekoratif öğelerle sağlandığı yapıya simetri hakimdir. Trakya

Üniversitesine ait bina günümüzde kullanılmamaktadır.

Page 64: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

49

Katalog No : III

Eser Adı : Kuzey Blok

Şekil No : -

Fotoğraf No : -

İnşa Tarihi : 19-20.yy.

Yapan :-

Yaptıran : II.Abdülhamit

Onarımlar : 1999-2002

Adres :Yeni Saray Alanının kuzeyi, Edirne.

Şehir Haritasında Yer No :3

İnceleme Tarih :Mart 2005

Kışla içerisinde doğu-batı yönünde uzanan birbirine paralel üç bloktan kuzeyde yer

alan, yapının dış cephe ve iç mekan düzenlemesi güney blokla aynıdır. Ancak, bina

üzerinde yapılan inceleme ve açıklıklar üzerindeki izlerden anlaşılan fakat tarihi

belirlenemeyen değişiklikler yapıldığı tespit edilmiştir. Bunlar; iki katlı bloğun güney

cephesindeki sekiz pencerenin üçü, kuzey cephedeki sekiz pencerenin ikisi

kapatılmıştır.

Yapının tek katlı bölümünün kuzey ve güney cepheleri I.binanın(Güney Blok) güney

ve kuzey cephe düzenlemelerinin bir tekrarıdır. Tek katlı bölümün kuzey ve güney

cephelerinde olması gereken 32 pencere ve kapı açıklıklarında yapılan değişiklikler

şunlardır: Güney cephede 13., 14., 15., 16., 17., 18 ve 19. pencereler kapatılmıştır. Bu

pencerenin önüne bir takım ilaveler yapılmıştır. 20. ve 21. pencereler arasında kalan

duvara bir kapı açılmıştır. 27.pencere diğer pencerelerden biraz daha içeriye çekilmiştir

İncelenen binaların üzerlerinde kitabesi bulunamadığından, binaların tarihlendirmesi

farklı kaynaklarda, çelişkili olarak verilmektedir.

Yaşayan Tarihi ve Kültürel Askeri Yapılar 83adlı eserde, bu binanın da dahil olduğu

binalar grubunun ambar olarak inşaa edildiği, 1854 yılında eskilere ilave olarak yeni

depolar, topçu ve süvari kışlaları, baytar ve hayvan tavları yaptırıldığı, binaların, bir 83 Yıldırım ve Tekkollu, 2001: 152

Page 65: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

50

süre Tekel İdaresine verilerek tütün deposu olarak kullanıldığı belirtilirken, Kışla

Tarihçe Defteri’nde84, bu kışladaki ilk binaların 1816 yılında ambar olarak inşaa

edildiği, 1854 yılında eskilere ilave olarak yeni depolar, topçu ve süvari kışlaları, baytar

hane, hayvan tavlaları yaptırıldığı ve binaların tütün depoları olarak kullanıldığı

belirtilmektedir.

Tosyavizade Rıfat Osman’ın, Edirne Salnamesi85’nden yaptığı çeviride:

‘Topçu kışlası(Kırmızı kışla), R.1232/M.1816 tarihinde yapılmıştır. Kırmızı kışlaya yakın Süvari Kışlaları ve ahırları R.1298/M.1880 tarihlerinden sonra değişik zamanlarda Sultan II.Abdülhamid tarafından yaptırılmıştır.’

Bina ile ilgili tarihlendirmedeki çelişkinin, 1816 tarihli Salnamelerden yapılan

çevirinin yanlış yorumlanması sonucu oluştuğu söylenebilir. Orijinal metinde topçu

kışlasının, süvari kışlasına uzak olduğu belirtilmektedir.1854 tarihi, kışladaki ilk yapılar

için bir tarih olabilir.

Ahmet Badi, 1889 yılında süvari kışlasının yandığını, yapılması için padişahtan emir

çıktığını ve süratle yapıldığını belirtmektedir86.

Başbakanlık Osmanlı Arşivi, 1093-85697 numaralı belgede bahsi geçen Tavuk

Ormanı incelenen kışlanın bulunduğu alanın yanındadır.

“Edirne şehri civarında kain askeri nizamiye kışlası kurbunda bu kere sayei memurun vayei hazreti padişahide süvari kışlaları da inşa olunarak askeri şahane ikame edilmiş ise de bu kışlalar şehre epeyce uzak bir mesafede olduğu ve Tavuk Ormanı gibi ağaçlık ve hali mahaller bulunduğu cihette..87”

İncelenen yapıların üslup özellikleri ve cephe düzeni, 1880 tarihini veya 1889 da

yeniden yapılan binaların tarihini daha akılcı kılmaktadır.

84 54.Mknz.P.Tug, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne,s. 15 85 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74. 86 Ahmet Badi, 2000:258. 87 B.O.A. Muheberatı Umumiye İdaresi No.1093-85697 sayılı belge. Çeviri için Musa ÖNCEL’e teşekkürler.

Page 66: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

51

Binaların esas girişlerinin bulunduğu batı cepheleri dokusunu korurken, diğer

cephelerde büyük deformasyon görülür.

Binaların bakım ve onarımına ait kayıtlar; 1999 yılından itibaren tutulmaya başlanan

Kışla Tarihçe Defterlerindeki kayıtlardan tespit edilmiştir. 1999 yılında dış cephe ve çatı

onarımı yapılmış, kapı ve pencereler pvc doğrama ile değiştirilmiştir. 2001 yılında dış

cephe boyası ve onarımı yapılmıştır. At tablası olarak kullanıldığı dönemden kalan

zemindeki akıntı çukurları 1999 yılında düzeltilmiş, çatısı aktarılarak onarılmış, koğuşa

kalorifer tesisatı çekilmiş, koğuşlar bölgesinde bulunan helalar yıkılarak yerlerine el yüz

yıkama yerleri yapılmış ve pisuvarlı hale getirilerek kullanıma açılmıştır. Tavanlar

kartonpiyer olarak düzenlenmiştir 88.

1880 tarihinde inşa edildiği değerlendirilen binalar 1942 yılında Mareşal Fevzi

Çakmak zamanında yenilenmiş 7 haziran 1965’te 362nci Topçu Taburu iskan edilmiş

1971’de Topçu Taburu taşınmıştır89. 2005 tarihine kadar bu birlikler tarafından

kullanılan binalar, Nisan 2005 tarihinde Trakya Üniversitesi’ne devredilen bina,

günümüzde boş ve kullanılmamaktadır.

88 54.Mknz.P.Tug,(2002),General Fahri Özdilek Kışlası, Kışla Tarihçe Defteri, Edirne,s.17 89 54.Mknz.P.Tug, (2001):Tarihi Kışla ve binalar, Edirne, s.21

Page 67: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

52

Katalog No :IV

Eser Adı : Süvari Kışlası Depo Binası.

Şekil No : -

Fotoğraf No :13

İnşa Tarihi :1854

Yapan : -

Yaptıran :Abdülmecid

Onarımlar : -

Adres :Edirne-Sarayakpınar yolu, Saraçhane köprüsü yanı Edirne

Şehir Haritasında Yer No :3

İnceleme Tarih :Mart 2005

Edirne Sarayakpınar yolu, saraçhane köprüsünün kuzeyinde yer alan kışlaya

girildiğinde; kuzeyde yer alan depo binası, yerden bir metre yükseltilmiş zemin üzerine

tek katlı ve dikdörtgen planlıdır. Kırma çatılı bina, modern kiremit ile kaplıdır. Köşeleri

kesme taş örgüyle vurgulanan binanın duvar örgüsü taş ve tuğla olup içi ve dışı

sıvalıdır. Saçak seviyesindeki kademeli korniş tüm binayı dolaşır.

Doğu cephede yer alan 12 pencere, diğer depo yapılarında olduğu gibi saçağa yakın

zeminden yüksek ve küçüktür. Düşey dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli pencereler

sövelidir.(Fot.13) Batı cephenin ortasında düz lentolu bir kapı açıklığı yer alır. Binanın

güney cephesine sonradan bir bölüm eklenerek içeriden irtibatlandırılmıştır. Batı

cephedeki ana giriş kapısından binaya girilir. Bina içinde oda ve bölünmüş mekanlar

yoktur.

Süsleme, bina köşelerindeki belirgin taş örgü, pencere kemerlerindeki üçgen kilit

taşlarıyla sağlanmıştır. Bina gösterişten uzak simetrik bir formdadır.

Sırık meydanı denilen yerde H:1270-M:1854 yılında yaptırılmış ve eski ceride nazırı

Hacı Ahmet Rüşdü efendinin söylemiş olduğu tarih bir mermere yazılarak konulmuştur.

Page 68: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

53

Ahmet Badi efendinin eserinden alınan kitabenin metni şu şekildedir.90

Şah gazi dader-i devran han Abdülmecid

Kasr-ı din-ü ve devleti tezyin-ü ihya eyledi Bahusus aramiş asker içün mevkilere Hoş heva ali mahaller tarh-u peyda eyledi İşte pay-i taht-ı sanisinde ferman edip Yaptı işbu depboyu bir cay-i rana eyledi Yümile nebl-i zafer salinde gazi padişah Asker-i şahanesiyçün depboy inşa eyledi

Kitabeye göre bina depo maksatlı kullanılmak üzere 1854 tarihinde inşa edilmiştir.

Bina bir süre 54. Mekanize Piyade Tugayı tarafından erzak deposu olarak

kullanıldıktan sonra, günümüzde Trakya Üniversitesi ne teslim edilmiştir.

90 Ahmet Badi, 2000:256

Page 69: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

54

Katalog No :V

Eser Adı :Namazgahlı Meydan Çeşmesi (II.Mehmet Çeşmesi)

Çizim No : -

Fotoğraf No :14-15

İnşa Tarihi :16.yy sonları

Yapan :-

Yaptıran :I.Ahmed

Onarımlar :-

Adres :General Fahri Özdilek(Tunca) Kışlası Edirne

Şehir Haritasında Yer No :3

General Fahri Özdilek(Tunca) Kışlası içerisinde bulunan çeşmenin, kuzeyinde

Edirne Kapalı Cezaevi, doğusunda Süvari Kışlası vardır. Çeşme Kışlaya güneydeki

nizamiye kapısından girildiğinde yolun batısında yer alır.

Farklı dönemlerde inşa edildiği bilinen çeşmenin namazgah kısmı, I.Ahmet

döneminde, namazgahın kıble yönündeki çeşmesi ise II.Mehmet döneminde

yapılmıştır91.

Namazgahlı meydan çeşmeleri gurubuna giren eser, kare planlı, hazneli ve düz tavan

örtülüdür. Namazgahlı meydan çeşmelerinin günümüze ulaşan en iyi örneklerindendir.

Düzgün kesme taş ile inşa edilen çeşme üç cephelidir. Çeşmenin eni 4.33m, boyu 6.13m

dir. Her üç cephede yer alan nişlerin eni 0.91m, boyu 2.00m, derinliği 0.32m dir.

Çeşmeye ait teknenin eni 0.55m, derinliği 0.55m dir.(Fot.14)

Namazgahlı çeşmenin mihrabı kuzey cephededir.(Fot.15) Çeşmenin doğu, batı ve

güney cephelerinde, düşey dikdörtgen formlu ve sivri kemerli nişler yer alır. Niş

kemerleri kırmızı ve beyaz iki renkli mermerle alternatif olarak örülmüştür. Kemerlerin

kilit taşlarında gül bezekler yer alır. Nişler üzerinde, renkli mermerle oluşturulmuş

yatay dikdörtgen panolar vardır. Panoların eni 1.16m, boyu 2.50m dir. Çeşmenin üç

cephesi de üstten üç sıra mukarnaslı firizle sonlanmaktadır.

91 Köylüoğlu ve Tunca, (2002): Namazgahlı Meydan Çeşmesi,Yöre Dergisi, Anka Basımevi.Edirne, s.41

Page 70: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

55

Çeşmenin köşeleri, kemerlerin tepe noktası seviyesine kadar pahlanmış ve oluşan

yüzeye selsebiller yerleştirilmiştir. Sebillerin eni 0.47m, boyu mukarnasdan tabana

kadar3.36m dir.

Dört selsebilin de taş kadehleri kırılmıştır. Güney cephenin solundaki köşede yer

alan selsebillerin ayna taşının içi, dilimli kemerli olup bir palmet motifiyle rumi

karışımı bezemeyle bağlıdır. Ayna taşı üzerindeki alınlık, istiridye kabuğu şeklinde

işlenmiştir. Ayna taşının en üstü palmet motifli, diğer ayna taşında ise lale ve karanfil

motifleri bulunmaktadır.92

Günümüzde suyu akmayan çeşmenin muslukları 2003 yılında yenilenmiştir. Yapı

elemanları sağlam olan çeşmenin suyu akmamaktadır.

92 Köylüoğlu ve Tunca, 2002:42

Page 71: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

56

4.1.3.KARAAĞAÇ KIŞLASI

Page 72: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

57

Katalog No : I

Eser Adı : Kuzey Blok

Şekil No : -

Fotoğraf No : -

İnşaa Tarihi : 1911-1913

Yapan : -

Yaptıran : Mahmut Şevket Paşa

Onarımlar :1999

Adres : Karaağaç Mahallesi EDİRNE

Şehir Haritasında Yer No :4

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Çalır Yolu mevki Karaağaç mahallesindeki kışla, dikdörtgene yakın oldukça büyük

bir alan üzerinde 88 pafta, 848 ada.,19/20 parsel numaralarında yer alır. Kışlanın güney

batısında tarım siloları, güneyinde Demirtaş Mescidi ve Demirtaş Tabya, doğusunda

Demirtaş Çiftliği yer alır. Tel örgüyle çevrili kışlanın güneyi toprak sedde ile kapalıdır.

Kışla içerisinde, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait yapılar, kendi içlerinde farklı

şekillerde düzenlenmiştir. Osmanlı Dönemi’ne ait kışla binaları, kışlanın güney

doğusunda, bir avlu etrafında, kuzey, güney ve batıda birbirinden ayrı olarak

yerleştirilmiştir. Bu yapılar doğu, batı ve kuzey blok başlığı altında incelenmiştir.

Birbirleriyle irtibatı olmayan yapıların arasında onar metrelik boşluk bırakılmıştır. Kışla

içerisinde, Osmanlı Dönemi’ne ait bir diğer yapı ise, Timurtaş Askeri Hastanesidir. Bu

bina katoloğun askeri hastaneler bölümünde incelenmiştir. Cumhuriyet dönemine ait

yapılar, Kuzey-güney yönünde birbirine paralel olarak düzenlenmiştir.

Kışlanın, batısında ve güneyinde iki,doğusunda bir giriş açıklığı vardır. Batı sınırın

güneyindeki açıklık, bir no’lu , kuzeyindeki ise, iki no’lu nizamiye kapısıdır.

Karaağaç kışlasına, iki no’lu Nizamiye kapısından girildiğinde, kışlanın doğusunda

500 metrelik yolun bitimindeki, yapılardan kuzeyde yer alan bina bodrum kat üzerine

iki katlıdır. Doğu-batı istikametinde dikdörtgen planlıdır. Yapı malzeme olarak düzgün

kesme taş, kireç taşı ve tuğla kullanılmıştır.

Page 73: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

58

Yapının güney cephesi ortasında yer alan esas girişin de bulunduğu bölüm cepheden

dışarı ve yukarı taşırılarak inşa edilmiştir. Taşıntılı bölümün köşelerindeki, düzgün

kesme taş kaplama, yapının diğer köşelerinde de kullanılmıştır. Düzgün kesme taştan,

eteklik ve katlar arasındaki silme, cepheyi yatay olarak böler. Yapının ortasında, düz

atkı kemerli, kilit taşı, yukarı doğru genişleyen dikdörtgen planlıdır. Kapının her iki

yanındaki pencereler, düşey dikdörtgen formlu, düz atkı kemerli, taş sövelidir. Kapı ve

pencereler denizliklidir. Söveler, dikdörtgen kesme taşların biri içeride diğeri dışarıda,

dendan şeklinde düzenlenmiştir. Dışarı taşıntılı bölümün her iki yanındaki cephe

düzenlemesi aynıdır.Ortadaki taşıntılı bölümün her iki yanı ortasında yer alan tali giriş

kapısının, ortadaki taşıntılı bölüme yakın kısmında iki, diğer kısmında üç pencere

açıklığına yer verilmiştir. Pencere ve kapı formları, taşıntılı bölümdekilerle aynıdır.

Birinci kat, zemin kat ile aynı simetride düzenlemiştir. Ancak, kapıların üzerine birer

pencere yerleştirilmiştir. Bu düzenleme ile cephede altlı üstlü toplam 27 pencere yer

alır.

Kapı açıklığı bulunmayan kuzey cephe, güney cephe ile aynı düzendedir. Güney

cephedeki kapıların hizasındaki bölümler, merdiven boşlukları olarak dışarı taşırılmıştır.

Taşıntılı bölümlere aydınlatma amacıyla pencereler ilave edilmiştir. Güney cephe

ortasındaki girişe paralel, kuzey cephenin, katları ortasında bir pencere yer alır. Kat

silmesi bu pencerenin orta bölümünde ikiye bölünür. Bu pencerenin her iki yanında,

altlı üstlü ikişerden dört pencere yer alır. Kat ortasındaki pencerenin doğusundaki, altlı

üstlü iki pencerenin üst köşeleri açılarak aynı formda iki küçük pencere ilave edilmiştir.

Bu pencerelerle birlikte, kuzey cephede altlı üstlü toplam 31 pencere yer alır. Güney

cephedeki pencerelerle aynı formdadır.

Binanın, doğu ve batı cephesi birbirinin aynıdır. Düzgün kesme taştan, eteklik ve kat

silmesi bu cephede de görülür. Cephenin köşelerindeki kaplama kesme taştan kademeli

örgü, saçak seviyesinde testere dişi şeklinde düzenlenmiştir.

Güney cephenin ortasında öne taşıntılı bölümdeki esas giriş kapısına, beş basamaklı

merdivenle ulaşılır. Düz atkı kemerli giriş kapısından hole ulaşılır. Holün her iki

tarafında karşılıklı ikişerden dört adet oda yer alır. Odaların kapıları hole açılır. Odalar

birer pencere ile dış cephelere açılır. Odaların içeriden diğer odalara irtibatı yoktur.

Page 74: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

59

Odaların üst örtüsü düz tavandır.

Ana girişin her iki yanında yer alan tali girişin bulunduğu mekanların düzenlemesi,

ana giriş kapısının her iki yanında, cephe düzenlemesi, birbirleriyle aynıdır. Esas giriş

kapısının batısındaki tali girişe, tek kollu merdivenle ulaşılır. Buradaki, düz atkı

kemerli kapıdan hole ulaşılır. Holün hemen karşısında üst kata çıkmayı sağlayan iki

kollu merdiven yer alır. Bu merdiven önce kuzeye sonra güneye yönelerek ikinci kata

ulaşılır. Holün sağındaki er koğuşu, güney ve kuzey cepheden basık kemerli iki pencere

ile dışa, bir kapı ile hole açılır. Holün solundaki oda ise, basık kemerli üç pencere ile

güneybatı ve kuzeydoğu cepheden dışa, bir kapı ile hole açılır.

Ana girişin doğusundaki tali girişin bulunduğu mekana, yine tek kollu merdivenle

ulaşılır. Düz atkı kemerli giriş kapısından hole girilir. Bu holün sağında yer alan mekan,

düz atkı kemerli üç pencere ile güneybatı ve kuzeydoğu cepheden dışa, bir kapı ile hole

açılır. Holün sağındaki er koğuşu, güneybatı ve kuzeydoğu cepheden düz atkı kemerli

iki pencere ile dışa, bir kapı ile hole açılır. Birinci kat düzenlemesi ise zemin kat

düzenlemesinin bir tekrarı şeklinde ele alınmıştır. Bütün odaların, üst örtüsü düz tavan

şeklindedir.

Belirlenemeyen bir tarihte, yan tali girişlerin karşısına gelen yerlere birer hela ilave

edilmiştir. Bu helalar yapıdan tamamen bağımsız olup incelenmemiştir.

Yapıda süsleme oldukça sade ve azdır. Dekoratif öğeye rastlanmayan binanın,

cephesinde hareket, kat silmesi, kapı ve pencere söveleri ile binanın köşelerinde, doğu

ve batı cephedeki kesme taş kaplamalarla sağlanmıştır.

Kitabesi bulunmayan yapının, giriş kapısı üzerinde kare mermer levha üzerinde;

“1911-1912 yılında Mahmut Şevket Paşa tarafından yaptırılmıştır.” ifadesi yazılıdır.

“Tarihi Kışla ve Binalar”93 adlı broşürde; binaların,1911 yılında Mahmut Şevket

Paşa tarafından yaptırıldığı, 1992 yılındaki yeniden yapılanma sonucunda, 54ncü Mknz.

P. Tug. K.lığına bağlı birlikler konuşlandırıldığı, 1996 tarihinde “Karaağaç Kışlası” 93 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne, s. 42

Page 75: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

60

olarak bilinen ismi “General Celalettin Alkoç Kışlası” haline dönüştürüldüğü

belirtilmektedir. Kışlaya ait tarih kayıtları oldukça sınırlıdır. Balkan harbi anılarında bir

komutanın, Yanık kışladaki, Sarayiçi’ndeki esir subayların Karaağaç Süvari

pavyonlarına getirildiği 30-40 kişilik koğuşlarda 100 kişinin kaldığı belirtilmektedir94.

Yapı günümüze gelinceye kadar, Osmanlı devletinin son dönemlerinden ve Türkiye

Cumhuriyeti’nin ilk yıllarından itibaren askeri birliklerce kullanılmış, yapının bir çok

yeri de onarım görmüştür. Yapıda yer alan pencerelerin alt ve yer yer bazı yerleri

orijinal özelliğinden uzak olup tadilat geçirmiştir.Güneydoğu cephenin sağ köşesinde

yer alan bir pencere kapıya dönüştürülmüş ve kuzeydoğu cepheye tuvaletler ilave

edilmiştir 95.

Bina, günümüzde askeri birlikler tarafından kullanılmaktadır.

94 Raif Necdet Ketselli , (1999): Osmanlı imparotorluğunun Batışı.Arma yayınları, İstanbul, s.87 95 54.Mknz.P.Tug,, (2002): General Celalettin Alkoç Kışlası, Kışla Tarihçe Defteri. Edirne, s.13

Page 76: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

61

Katalog No : II

Eser Adı :Batı Blok

Çizim No : -

Fotoğraf No : -

İnşaa Tarihi : 1911-1913

Yapan : -

Yaptıran : Mahmut Şevket Paşa

Onarımlar :1999

Adres : Karaağaç Mahallesi EDİRNE

Şehir Haritasında Yer No :4

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Karaağaç Kışlasının doğusunda yer alan bina, güney-kuzey istikametinde,

dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, kireç taşı ve

tuğla kullanılmıştır.

Binanın esas girişinin, bulunduğu bölüm, yanlara ve yukarı taşırılarak inşa edilmiştir.

Düzgün kesme taştan, eteklik ve kat silmeleriyle, cephe yatay düzlemde ikiye

bölünmüştür. Cephenin köşelerinde düzgün kesme taş, saçak seviyesindeki üçgen

alınlıkta testere dişi şeklinde kademelendirilmiştir. Cephenin ortasında, düz atkı

kemerli, yukarı doğru genişleyen dikdörtgen planlı kilit taşlı sövelidir. Söveleri

oluşturan kesme taşlar, kademelendirilmiştir. Kapının her iki yanında, kapı ile aynı

formda birer pencere yer alır. Birinci katta, zemin kattakilerle aynı formda, üç pencere

mevcuttur.

Avluya bakan doğu cephe, eteklik ve kat silmeleriyle ikiye bölünür. Binanın

köşeleri kesme taş ile kaplıdır. Binanın diğer bölümleri sıvalıdır. Zemin katta iki kapı,

13 pencere mevcuttur. Kapı ve pencereler, güney cephedeki açıklıklarla aynı formdadır.

Ancak, doğu cephenin dışarı taşıntı yapan bölümündeki pencerelerden biri, merdiven

boşluğunu aydınlatmak için diğerlerine göre daha küçük ele alınmıştır. Aynı cephenin

kuzey ucundaki pencere, belirlenemeyen bir tarihte, kapı haline getirilmiştir. Birinci

katta, zemin kat kapılarının üzerindeki yerlerde pencereler yer alır.Bu pencerelerle

birlikte, birinci katta 15, cephenin tamamında, 28 pencere yer alır.

Page 77: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

62

Batı cephe, düzgün kesme taştan, eteklik ve kat silmesiyle bölünmüştür. Doğu

cephedeki, kapıların karşısına gelen bölümler, cepheden dışa taşırılarak inşa

edilmiştir.Silmeler taşıntılı kısımları bölmez. Taşıntılı bölüm ile cephenin diğer köşeleri,

kaplana kesme taş örgülüdür. Bunun dışındaki tüm mimari elemanlar doğu cephenin bir

tekrarıdır.

Kuzey cephe, düzgün kesme taştan, eteklik ve kat silmesiyle bölünmüştür. Cephenin

köşelerinde, düzgün kesme taş, saçak seviyesindeki üçgen alınlıkla, testere dişi şeklinde

kademelendirilmiştir. Cephede, altlı üstlü birerden toplam iki pencere yer alır. Bu

pencereler, diğer cephelerdeki açıklıklarla aynı formdadır.

.

Binanın, güney cephesindeki esas girişine dört basamaklı merdivenle ulaşılır.

Buradaki kapıdan girildiğinde, bir hol ve hole doğu batı yönünden açılan karşılıklı

odalar yer alır.

Holün batısında dikdörtgen planlı bir oda yer alır. Bu oda güneyden bir, batıdan iki

olmak üzere toplam üç pencere ile aydınlatılır. Holün doğusundaki kare planlı oda,

güneyden ve doğudan bir pencere ile dışarı açılır. Bu odanın hemen yanında küçük bir

oda ile tuvalet olarak kullanılan mekanın birer penceresi, doğudan dışarı açılır. Holün

doğusunun, bilinmeyen bir tarihte değiştirildiği değerlendirilmektedir. Tek kollu

merdivenle üst kata çıkıldığında merdiven başında kuzeyde bir oda, bu kattaki holün her

iki yanında birer oda olmak üzere birinci katta toplam üç oda yer alır.Odalar ikişer

pencere ile dışarı birer kapı ile hole açılır. Karargah olarak kullanılan bu bölümün diğer

bölümlerle irtibatı yoktur. Odaların üst örtüsü düz tavandır.

Doğu cephede yer alan tali giriş kapılarından, güneyde dışa taşıntılı bölüme yakın

olanından binaya girildiğinde; hole ulaşılır. Holün karşısında üst kata çıkmayı sağlayan

iki kollu merdiven yer alır. Holün güneyindeki dikdörtgen planlı oda, ikişer pencere ile

batı ve doğudan dışa, bir kapı ile hole açılır. Holün kuzeyindeki dikdörtgen planlı oda

ikişer pencere ile batı ve doğudan dışarı açılır.

Doğu cephede yer alan ikinci giriş kapısına, tek kollu merdivenle ulaşılır. Düz atkı

kemerli giriş kapısından hole geçilir. Holün karşısında üst kata çıkmayı sağlayan iki

Page 78: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

63

kollu merdiven yer alır holün güneyindeki dikdörtgen planlı oda ikişer pencere ile batı

ve doğudan dışarı, bir kapı ile hole açılır. Holün kuzeyindeki dikdörtgen planlı oda

ikişer pencere ile batı ve doğudan dışa açılır. Odaların üstü düz tavandır.

Doğu cephenin kuzey ucunda, pencereden bozma bir kapı ile ulaşılan küçük bir

mekan yer alır, tek kollu merdivenle üst kata doğu cepheden üçüncü çıkış sağlanmıştır.

Birinci kat düzenlemesi ise, zemin kat düzenlemesinin bir tekrarıdır. Bütün odaların,

üst örtüsü düz tavan şeklindedir.

Daha sonraki tadilatlarla yan giriş kısımlarının karşısı, merdivenlerin arka tarafına

gelen yere birer adet tuvalet binası ilave edilmiştir.

Dekoratif süsleme unsuruna rastlanmayan yapının,cephelerinde hareket, silmeler,

kapı ve pencere söveleri ile köşelerde yer alan kaplama kesme taşlarla sağlanmıştır

Yapı günümüze gelinceye kadar, askeri maksatlar için kullanılmıştır.Oldukça uzun

dikdörtgen planlı binanın bir kısmı karargah, diğer bölümleri askerlerin koğuş ve

gazinoları olarak kullanılmıştır. Yapıda, tarihini belirleyemediğimiz birçok değişiklik ve

onarım tespit edilmiştir. Bunlar; kapı ve pencere açıklıkları ile taban döşemeleridir. .

Bina günümüzde askeri birlikler tarafından kullanılmaktadır 96.

96 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne, s.41

Page 79: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

64

Katalog No : III

Eser Adı : Karaağaç Kışlası Doğu Blok

Şekil No : -

Fotoğraf No : -

İnşaa Tarihi : 1911-1913

Yapan : -

Yaptıran : Mahmut Şevket Paşa

Onarımlar :1999

Adres : Karaağaç Mahallesi EDİRNE

Şehir Haritasında Yer No : 4

İnceleme Tarihi :Mart 2005

Karaağaç kışlasının doğusunda yer alan üç binadan doğuda olanıdır.Yapı, güney-

kuzey istikametinde, dikdörtgen planlı ve iki katlıdır. Yapının ana girişi güney cephede

yer alır. Ana cephenin de bulunduğu bölüm, yanlara ve yukarıya taşırılarak inşa

edilmiştir. Beşik çatı örtülü, yapı kiremit kaplıdır.

Yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, kireç taşı ve tuğla kullanılmıştır.

Binanın tali giriş kapılarının bulunduğu cephe, batıda yer alır. Binanın cephe ve iç

mekan düzenlemesi, batı blokla aynıdır.Diğer iki blokla çağdaştır.

Her üç bloğun esas giriş kapıları güneye, tali giriş kapıları iç avluya açılmaktadır.

Page 80: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

65

4.2. ASKERİ OKUL

Page 81: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

66

Katalog No :I

Eser Adı :Harbiye Binası

Şekil No :-

Fotoğraf No :16

İnşaa Tarihi :1871 /72

Yapan :-

Yaptıran :Vali Hurşit Paşa

Onarımlar :-

Adres :Meydan Mahallesi, Mimar Sinan Caddesi. Edirne

Şehir Haritasında Yer No :5

İnceleme Tarihi :Mart 2005

Selimiye Camisinin kuzeyinde, Paşa Köylü Sokak ile Mimar Sinan Caddesinin

kesiştiği Taya Hatun mevkiinde, 123 pafta, 693 ada, 1 numaralı parselde bulunan kışla,

23.957.50m2lik alan üzerindedir. güney-kuzey yönünde eğimli ve kareye yakın bir alan

üzerinde inşa edilmiştir. Kışlanın bulunduğu avlu iki üç metre yüksekliğinde ve taş

tuğla ile almaşık teknikte örülmüş duvar çevrelemektedir. Kışla binaları, avlunun

ortasına yakın bir yerde, tek ve büyük bir kitle halinde bir iç avlu etrafında kareye yakın

dikdörtgen planlı bir bina ile kışlanın güney sınırında bulunan dikdörtgen planlı diğer

binadan97 oluşmaktadır. İç avlu etrafındaki kareye yakın dikdörtgen planlı bina, güney

kuzey yönünde uzanmaktadır. Bu bina, iç avlunun kuzey ve batı kanatlarını kapsayan

“L” planlı “Harbiye Binası” ile avlunun doğu kanadını kaplayan dikdörtgen planlı “Ek

Hizmet Binası”nın belirleyemediğimiz tarihte kuzey ve güney köşelerden

birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu binanın doğusunda ve paralelinde, Ek hizmet

binası olarak yapılan dikdörtgen planlı bir binanın, Cumhuriyet döneminde, bilinmeyen

tarihlerde, kuzey ve güney köşelerinden birleştirilmesi sonucu oluşturulmuştur.

Edirne’de Askeri Lise ilk olarak 1846 yılında Tekfur Sarayı arsası üzerine inşaa

edilmiştir. Daha sonra Edirne Askeri Lisesi 1871 yılında yapımı tamamlanan bugünkü

Harbiye Kışlası olarak bilinen binaya taşınmıştır 98.

97 Kışlanın güney sınırındaki dikdörtgen planlı binanın Cumhuriyet döneminde inşa edilmiş olması ve

herhangi bir mimari özelliği olmaması nedeniyle inceleme dışında tutulmuştur. 98 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne, s. 5

Page 82: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

67

Kışlanın “L” planlı Harbiye Binası iki katlıdır. Yapı malzemesi olarak kireç taşı,

mermer, kesme taş, yontma taş ve tuğla kullanılmıştır.

Harbiye Binası’nın kuzey cephesi, kat silmesi ve saçak kornişiyle yatay olarak ikiye

bölünmüştür. Pencere dışında kalan boşluklar, bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla ile

almaşık teknikte örülmüştür. Cephenin zemin katında 11 birinci katında ise sekiz

pencere açıklığı yer alır. Pencereler düşey dikdörtgen formlu ve hafif sivri kemerlidir.

Binanın güney cephesindeki altlı ve üstlü yedişerden 14 pencere, kuzey cephedekilerle

aynı formdadır. Zemin kat seviyesindeki pencerelerden üçüncüsü belirlenemeyen bir

tarihte örülerek kapatılmıştır.

Binanın doğu cephesi, batı cephe ile simetrik olarak düzenlenmiştir. Cephenin

ortasındaki, basık kemerli giriş kapısının bulunduğu bölüm cepheden dışarıya

taşırılmıştır. Kat arasındaki silme ve saçak seviyesindeki korniş tüm cepheyi dolaşır.

Taşıntılı giriş bölümünün zemin kat seviyesinde, taş söveli ve yuvarlak kemerli dört,

birinci kat seviyesinde, ortadaki büyük, yanlardaki daha küçük ebatlarda, hafif sivri

kemerli yedi pencere açıklığı yer almaktadır. Giriş bölümünün (kuzey ve güney)

cephelerinde ön cephenin zemin kat pencereleriyle aynı tarzda altlı üstlü, birer adet

pencere açıklığı mevcuttur. Giriş bölümünden kuzeye kadar devam eden uzantısında

zemin katında 13, birinci katında 10 pencere, güney uzantısında altlı üstlü sekizerden 16

pencere mevcuttur .Cephede bir sıra kesme taş ve iki sıra tuğla almaşık duvar örgüsü

kullanılmıştır. Sıvasız duvarlar dekoratif bir görünüm oluşturur.

“L” planlı Harbiye Binasının, kısa kolu (kanadı) tek katlı inşa edilmiştir. Güney

cephede beş pencere, kuzey cephede 11 pencere yer alır. Her iki cephede de bir sıra

kesme taş ve iki sıra tuğla almaşık duvar örgüsü kullanılmıştır. Binanın kuzey

köşesinden, doğuya yönelen uzantısının cephenin zemin kat üzerindeki bölümünün

sonradan ilave edildiği tespit edilmiştir. Binaya ait eski bir resim bu tespiti

doğrulamaktadır. Bu bölüm bilinmeyen bir tarihte, zemin kata benzer şekilde üç

pencereli olarak inşa edilmiştir.

Binanın esas girişinin de bulunduğu batı cephenin ortasındaki kapı açıklığı yuvarlak

kemerli ve kesme taş sövelidir. Kapının her iki yanında, altlı üstlü ikişerden toplam dört

Page 83: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

68

pencereyle hareketlendirilen iki çıkma yer alır. Cephenin kuzey ve güney uçlarında,

ortadaki kapı çıkmalarıyla aynı hizada, köşe çıkmaları vardır. Esas giriş kapısının

bulunduğu bölümde, kapının her iki yanında hafif sivri kemerli iki, kapının üzerinde

üst kat seviyesinde yuvarlak kemerli, bir pencere ve bunun her iki yanında alttakilerle

aynı ölçülerde yuvarlak kemerli iki pencere bulunmaktadır. Kapının yanında, cepheden

çıkıntı yapan bölümde altlı üstlü ikişerden toplam dört pencere yer alır. Bu çıkmaların

giriş kapısına ve köşe çıkmalarına bakan, güney ve kuzey cephelerinde, altlı üstlü birer

pencere açıklığı vardır. Pencereler düşey dikdörtgen formlu ve hafif sivri kemerlidir.

Batı cephenin kuzey ve güney uçlarında yer alan köşe çıkmalarının her birinde altlı

ve üstlü olmak üzere beşerden on pencere bulunmaktadır. Güney uçtaki çıkmanın batı

cephesinde yer alan beş pencereden ikisi örülerek kapatılmış ikisinin ise pencere

alınlığı masiftir. Kuzey ve güney çıkmalarının giriş kapısına bakan kuzey ve güney

cephelerinde, altlı ve üstlü olmak üzere birer pencere vardır. Cephenin diğer

bölümlerinde altlı ve üstlü olmak üzere on sekizerden toplam 36 pencere açıklığı

bulunmaktadır. Bunlardan ikisi örülerek kapatılmıştır. Harbiye Binasının batı

cephesinde zemin katında toplam 57 adet pencere vardır. Bir sıra düzgün kesme taş ile

iki sıra tuğla almaşık teknikte örülen cephenin yüzeyi sıvasızdır.

Batı cephede yer alan ana girişten hole ulaşılır.Mermerle kaplı ve düz tavan örtülü

holde, dört adet mermer sütun yer alır. Bu mermer sütunlar üst kat ağırlığını

taşımaktadır. Holün kuzey ve güneyinde karşılıklı ikişer oda bulunur. Girişten sonraki

ilk odalar ikişer pencere ile batıdan dışarıya, birer kapı ile hole açılırlar. Binanın inşa

kitabesi buradaki duvar üzerinde yer alır. Hole açılan diğer iki oda, ilk odalarla aynı

ölçülerde olup pencereleri yoktur. Holün ve odaların üzeri düz tavandır. Holün

karşısında çift kollu merdivenle üst kata ulaşılır. Merdiven boşluğu altında kalan kapı

örülerek kapatılmıştır. Giriş holünü güney-kuzey ekseninde uzanan ve cephe boyunca

devam eden bir koridor keser. Koridor kuzeyden doğuya yönelerek devam eder.

Koridorun batısındaki altı odanın, üçü holün güneyinde, üçü kuzeyindedir. Odalar batı

cephedeki pencerelerle aydınlatılır. Birer kapı ile koridora açılır. Koridorun güney ve

kuzey ucunda odalar mevcuttur. Güneyde yer alan kare planlı oda beş pencere ile

batıdan aydınlatılır. Odanın güneyindeki pencereler kapatılmıştır. Kuzeydeki oda

dikdörtgen planlıdır. Oda beş pencere ile batıdan, 11 pencere ile kuzeyden aydınlatılır.

Page 84: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

69

Koridorun her iki ucundaki odaların iç duvarları kaldırılarak planları değiştirilmiştir.

Binanın çökmemesi için odalar dört adet örme kare sütunla desteklenmiştir. Odaların

üst örtüsü düz tavandır. Koridorun kuzey ve güney uçlarındaki, iki kollu merdiven ile

üst kata çıkılır. Merdiven boşluğu ikişer pencere ile aydınlatılır. Birinci kattaki hol ve

holün güneyi tabanı mermer kaplamadır. Kat düzenlemesi, zemin kat ile aynı olan

odalarının, üst örtüsü düz tavandır.

Bina süsleme bakımından oldukça zayıf olup sade bir görünüme sahiptir. Cephedeki

hareketlilik; duvar örgüsü, pencere, kapı, silme, korniş ve mimari elemanlarla

sağlanmıştır. Giriş kapısının her iki yanında yer alan çıkmaların birinci kat seviyesinde

kalker bazlı malzemeden yapılmış ay yıldız motifine yer verilmiştir. Binanın giriş

holünde bulunan altı sıralık Osmanlıca kitabenin okunuşu.

“Abdülaziz hanın hemîşe himmeti Cehl-i cihandan ref’i içün mektepleri ümranedir Oldu memalik pür şeref mağbut-u âsâr-ı salef Tahsil-i ilme her taraf asrında bir dershanedir Sâdi bu resme sebt ider tarihini gelin hüner Alâ yapıldı mekteb-i idad-i şahanedir.1287”

Kitabesinin Türkçe açıklaması:

“Sultan Abdülaziz Han’ın her zamanki çalışması; cihanda bilgisizliği kaldırmak için okulları imar etmesidir. İmrenilen eski anıtlarla memleket şeref doldu, zamanında ilim öğrenmeye her taraf dershanedir. Sadi’nin hünerli kalemi bu şekilde tarihini kaydeder. Hükümdarlara layık olan bu lise yapılmıştır.1287 (1871)”99 şeklindedir.

Kitabeden anlaşıldığına göre yapı H.1287/M.1871 yılında Sultan Abdülaziz

tarafından Edirne Askeri Lisesi olarak inşa edilmiştir.(Fot.16)

Edirne Askeri Lisesi, 1905 yılında Harp Okulu haline getirilmiştir. İşgal yıllarında,

işgal kuvvetleri tarafından hastane olarak kullanılmış ve bu esnada bir kısmı yanmıştır.

1922 yılında Edirne’nin kurtuluşunu müteakip bina bir müddet boş kalmış, daha sonra

Edirne Kız Öğretmen Okulu bu binaya yerleştirilmiştir. 1932 yılında Kız Öğretmen

99 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne,s. 10

Page 85: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

70

Okulu şimdiki binasına intikal edince burası Gazi Yatılı İlkokulu’na devredilmiş,

okulun kapanması üzerine bina Askerlik Şubesi emrine verilmiş daha sonra ise bir süre

boş kalmıştır.1949 yılında bina Edirne’de teşkil edilen Jandarma Er Okulu’na tahsis

edilmiş. Bu okul 1961 yılında Aydın’a intikal edince yine bir süre boş kalmış, 1962

yılında tekrar askeri birlikler yerleşmiştir.1965 yılında, binada iskan edilen askerler

tarafından restorasyonuna başlanmış, restorasyon çalışması 18 ayda tamamlanmıştır 100.

Harbiye kışlası olarak da bilinen kışlanın ismi, 1996 tarihinde, “General Kemal Tanca

Kışlası” haline dönüştürülmüştür101. Kışla günümüzde askeri birliklerce

kullanılmaktadır.

100 54.Mknz.P.Tug,, (2002): General Fahri Özdilek Kışlası, Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.s18 101 54.Mknz.P.Tug,, (2002): General Fahri Özdilek Kışlası, Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.s18

Page 86: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

71

Katalog No : II

Eser Adı : Ek Hizmet Binası

Şekil No : -

Fotoğraf No : -

İnşaa Tarihi : 1896/97

Yapan : -

Yaptıran : -

Onarımlar :-

Adres : Meydan Mahallesi, Mimar Sinan Caddesi. Edirne

Şehir Haritasında Yer No :5

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Harbiye Kışlası Ek Hizmet binası, Harbiye binasının doğusunda ve paralelinde,

kuzey-güney yönünde eğimli bir arazi üzerinde inşa edilmiştir. Kuzey-güney yönünde

uzanan dikdörtgen planlı bina, zemin ile birlikte üç katlıdır. Harbiye Binasından sonra

inşa edilen bu bina, güney ve kuzey uçlarından Harbiye Binası ile birleştirilerek ortada

bir iç avlu oluşturulmuştur. Beşik çatı örtüsü kiremit ile kaplıdır.

Yapı malzemesi olarak taş, tuğla ile mermer almaşık teknikte kullanılmıştır.

Binanın orta kısımda yer alan geniş bölümü doğu batı cephelerden dışarı taşırılmıştır.

Doğu cephenin ortasındaki taşıntılı bölüm, sütunlarla düzenlenmiştir. Esas giriş

kapısının olduğu bu bölüme, yukarıya doğru daralan tek kollu merdivenle ulaşılır.

Binanın iç avluya bakan batı cephesi, ortasındaki dışarı taşırılmış giriş bölümünün

batı cephesi kat silmeleri ile yatay olarak ayrılmıştır. Her iki kattaki pencerelerin

üzerindeki kaval silme, cepheyi yatay olarak bölmüştür. Saçak seviyesindeki kat

kornişi kademelidir. Bu giriş bölümü çatıda kalkan duvarlarıyla vurgulanmıştır.

Cephenin diğer bölümlerinde pencere altından geçen düz silmeler görülmez.

Günümüzde kullanılmayan giriş kapısı, düşey dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli, taş

sövelidir. Kapı söveleri altında zincir halkasını andıran taş uygulamasına yer verilmiştir.

Girişin her iki yanındaki iki pencere, sonradan yapılan tadilatlarla ortadan ikiye

bölünerek, ikiz kemerli pencere şekline dönüştürülmüştür. Pencereler, yuvarlak kemerli,

Page 87: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

72

taş sövelidir. Girişin üzerinde, birinci katta, basık kemerli ve taş söveli beş pencere yer

alır. Batı cephenin ortasında, yer alan, dışarı taşıntılı bölümün, kuzeye ve güneye bakan

yan cephelerinde, altlı üstlü, birerden, toplam iki pencere mevcuttur. Ek hizmet

Binasının batı cephesinin kuzey ve güney uçlarındaki bölümlerde yer alan pencere

açıklıkları örülerek kapatılmıştır. Mevcut izlerden bu pencerenin de cephenin diğer

pencereleriyle aynı özelliklerde olduğu anlaşılmaktadır. Batı cephenin ortasındaki,

dışarı taşıntılı giriş bölümün dışındaki yerde (kuzeyinde) altlı üstlü, beşerden toplam 10

pencere mevcuttur. Taşıntılı bölümün güneyi, kuzeyi ile aynı düzendedir. Ancak, güney

cephenin zemin kat pencerelerinden üçü yarıya kadar örülerek kapatılmıştır.Yapı doğu-

batı istikametinde eğimli olduğunda, bodrum kat pencereleri batı cephede yoktur.

Kesme taştan almaşık duvar örgüsü sıvalıdır.

Binanın doğu cephesi, üç kademeli olarak düzenlenmiştir. Cephenin orta bölümünün,

en dışındaki birinci kademeli yüzey; tek kollu, merdivenlerle çıkılan, birinci katta dor

nizamında dört sütunlu bölümdür. Yuvarlak sütunlar, kare planlı, kenarları pahlanmış,

yüksek kaide üzerindedir. Kare kaidenin hemen üzerinde, sütunun başlangıç noktasında

ve üst bitiş noktasında birer adet sütun bileziğine yer verilmiştir.Binanın esas giriş

kapısı ile kapının her iki yanındaki pencerenin bulunduğu yüzey sütunlu bölümden

içerdedir. Kapı, yuvarlak kemerli, taş sövelidir. Kapının söveleri üzengi taşı seviyesinde

plasterler üzerindedir. Plasterlerin altında zincir halkasını hatırlatan kare bir ayak yer

alır. Kapının her iki yanında yuvarlak kemerli, taş söveli, iki pencere yer alır. Birinci kat

ile ikinci kat, kademeli kornişle yatay olarak bölünür. İkinci katta, sütunların hizasında,

saçak seviyesine kadar devam eden plasterler cepheyi düşey olarak bölerken,

pencerelerin altındaki kademeli silme, üstünde kaval silme cepheyi yatay olarak böler.

Taşıntılı bölümün en dışında yer alan yüzeyin ortasında, düşey dikdörtgen formlu

yuvarlak kemerli, büyük bir pencere ile her iki yanında aynı formda daha küçük iki

pencere yer alır. Saçak seviyesinde kademeli kornişle, üçgen alınlığa geçilir. Alınlık

içerisinde Osmanlı arması yer alır. Kesme taştan düzgün duvar örgülü cephe, sıvasızdır.

Birinci kademeli bölümün kuzey ve güneyindeki her iki bölüm birbirinin aynıdır. İkinci

kademeli bölüm, sütunlu bölümün kuzeyi, zemin kat ile birinci kat arasından düz silme,

bir ve ikinci katlar kademeli korniş ile, ikinci kat pencereleri üzerinden kaval silme ile

yatay olarak bölünmüştür. Cephenin köşeleri, kaplama kesme taş sıvasız, diğer yüzeyler

sıvalıdır. Zemin, birinci ve ikinci katta, ikişerden altı pencere yer alır. Zemin kattaki

Page 88: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

73

pencerelerden biri belirlenemeyen bir tarihte, kapı haline getirilmiştir. Pencereler düşey

dikdörtgen formlu, basık kemerli, taş sövelidir. Cephenin köşe çıkmasına bakan kuzey

yönünde, birinci ve ikinci katta altlı üstlü, birerden iki pencere yer alır. İkinci kademeli,

yüzey ile doğu cephenin kuzeyinde yer alan çıkıntılı bölümü arasında yer alan yüzeyin,

cephe düzenlemesi ile pencerelere formları, ikinci kademeli yüzeydekilerle aynıdır.

Zemin, birinci ve ikinci katta, altlı üstlü, yedişerden 21 pencere yer alır. Zemin kat

pencerelerinden biri, belirlenemeyen bir tarihte bozularak kapı haline getirilmiştir.

Kesme taş ,duvar örgülü cephe sıvalıdır.

Doğu cephenin, kuzey ucundaki çıkıntılı bölümünün cephe düzenlemesi ve

pencereleri, diğer pencerelerle aynıdır. Her katta altlı üstlü, beşer pencereden toplam

15 pencere yer alır. Kuzey çıkmanın kapıya bakan güney yönünde altlı üstlü birerden

toplam iki pencere bulunur. Kuzeydeki çıkıntılı bölümün bodrum kat seviyesindeki iki

pencere kapatılmıştır. Binanın orta bölümünün güneyi, kuzeyi ile aynıdır.

Binanın güney cephesi, birinci ve ikinci katında, altlı üstlü, beşerden, toplam 10

pencere yer alır. Kuzey cephe, güney cephenin tekrarıdır. Her iki cephedeki pencere

formları , diğer cephelerdeki pencerelerle aynıdır.

Binaya doğu cephedeki sütunlu bölümden girildiğinde, hole ulaşılır. Holün

kuzeyinde ve güneyinde üç oda yer alır. Kapıya yakın olan dikdörtgen planlı odalar,

ikişer pencere ile doğudan aydınlatılır. Odaların kapısı hole açılır. Holün yanındaki

diğer odaların pencereleri yoktur. Ortadaki oda dikdörtgen planlı, yanındaki kare

planlıdır. Üçüncü odalar bir kapı ile hole, iki kapı ile koridora açılır. Holü güney- kuzey

ekseninde bir koridor böler. Koridorun ortasında, holün batısında üst kata çıkışı

sağlayan iki adet 1/2 dönel (çıkış hattı eğri) merdiven mevcuttur102. Odalar koridorun

doğusuna yerleştirilmiştir. Koridor batı cephedeki 10 pencere ile aydınlatılır. Koridorun

doğusunda ve holün kuzeyindeki ilk oda dört pencere ile , ikinci oda ise üç pencere ile

doğudan aydınlatılır. Odaların kapıları koridora açılır. Koridorun doğusunda ve holün

güneyindeki ilk odalar iki pencere ile, ikinci oda beş pencere ile doğudan, aydınlatılır.

İlk oda iki kapı ile, ikinci oda ise bir kapı ile koridora açılır.

102 Abdullah Sarı, (2000): Düşey sirkülasyon Elemanları Merdivenler. Yem Yayıncılık. İstanbul. s.12

Page 89: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

74

Koridorun kuzey ve güney uçlarındaki odalar, doğu cephede dışarı taşırılarak

oluşturulmuştur. Dikdörtgen planlı odaların iç mekanı duvarlarla bölünerek büyük

değişiklikler yapılmıştır. Kuzeydeki oda, beşer pencere ile doğudan ve kuzeyden

aydınlatılır. Güneydeki oda, beşer pencere ile güneyden ve doğudan aydınlatılır. Birinci

kat planı, zemin kat planı ile aynıdır. Bütün odaların üst örtüsü, düz tavan şeklindedir.

Yapıda, süsleme sade ve azdır. Yapının doğu cephesindeki giriş kapısının kilit taşı

volüt işlemelidir. Giriş bölümünde yer alan üçgen alınlık ve bu alınlığın içerisinde yer

alan Osmanlı arması Edirne’deki askeri yapılar içerisinde tek örnektir. Cepheye hareket

verir.

Kitabesi üzerinde olmayan binanın inşa tarihi, yazılı kaynaklarda hemen hemen aynı

verilmektedir. Tosyavizade Rıfat Osman’ın “Edirne Rehnüması” adlı eserinde, bina:

“M.1878/79 Rus istilasında Rus askerler tarafından işgal edildiğinde askeri hastane

olarak kullanılmış, bu sırada bir kısmı yanmıştır. Zamanla teşkilatının değişmesinden

dolayı genişletilmesi gerektiğinden Muradiye caddesi tarafındaki kısmı 1896/97

tarihinde yapılıp eklenmiştir 103.” İfadeleriyle anlatılırken, Oral Onur’un Edirne Türk

Tarihi vesikalarından Kitabeler adlı eserinde, 1870 yılında inşa edilen binanın 1877 Rus

işgalinde Hastane olarak kullanıldığı ve bir kısmının bu tarihlerde yanması

nedeniyle,1894 tarihinde bu bölümün yeniden iki katlı olarak yapıldığı belirtilmektedir.

Harbiye Binası ve Ek Hizmet binası, Cumhuriyet döneminde belirlenemeyen

tarihlerde, kuzey ve güney uçlarından, doğu batı yönünde, eklentilerle bir avlu etrafında

kare planı oluşturulmuş ve günümüzdeki halini almıştır. Bina günümüzde askeri

birlikler tarafından kullanılmaktadır.

103 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74.

Page 90: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

75

Katalog No :III

Eser Adı :Harbiye Çeşmesi (Hastane)

Şekil No :-

Fotoğraf No :17-18

İnşa Tarihi :-

Yapan / Yaptıran :- :-

Onarımlar :2002

Adres :Meydan Mahallesi, Hatice Hatun Sokak. Edirne

Şehir Haritasında Yer No :5

İnceleme Tarihi :Haziran 2005

General Kemal Tanca (Harbiye Kışlası) nın güney batı köşesinde kışla duvarı ile

bitişik çeşme, Hatice Hatun Sokak ile Paşa Köylü Sokak kesiştiği yerdedir. Çeşmenin

ayna taşının olduğu cephesi kışla dışına bakar. Kare planlı çeşmenin kesme taştan

haznesinin üstü düz tavanlıdır. Tavanın üstünde dört sütünce yer alır.

Esas cephesi güney batıda yer alır. Cephenin eni 3.68 m, boyu 3.30 m’dir. Bu

cephede yer alan niş hafif sivri kemerli, düşey dikdörtgen formludur. Nişin eni 1.85,

boyu 2.30 m dir. Niş açıklığı boyunca yer alan teknenin, derinliği 0.50 m, genişliği, 43.5

m’dir.(Fot.17)

Niş içerisindeki aynataşı mermerdir. Lüleler ve kitabenin yerleştirildiği zengin

dekoratif ayna taşının eni, 0.72 m, boyu, 1.73 m’dir. Dikdörtgen ayna taşı üzerinde kare

kesme taş içinde altı kollu kabartma yıldız yer alır.

Ayna taşının her iki yanında plasterler yer alır. İki bölüme ayrılan ayna taşının, alt ve

üstündeki bölümlerde madalyonların çevresi sitilize S ve C kıvrımlarından oluşan

kemerin ortasında, rokay ve barok bir kartuş yer alır. Kemerin köşesinde nebati motifler

oyulmuştur. Ayna taşı üzerinde: “Ve ceelna minel mai külli seyhin hay” 104 ayeti

yazılıdır.(Fot.18)

Günümüzde suyu akmayan çeşmenin yapı elemanları sağlamdır.

104 Köylüoğlu ve Tunca, 2002: 112

Page 91: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

76

4.3. ASKERİ HASTANELER

Page 92: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

77

Katalog No :I

Eser Adı :Demirtaş Askeri Hastanesi

Şekil No :6-8

Fotoğraf No :19-21

İnşaa Tarihi :H. 1308 / M. 1890

Yapan :-

Yaptıran :Abdülhamid

Onarımlar :-

Adres :Karaağaç Mahallesi, Korgeneral Celalettin Alkoç Kışlası,

Edirne

Şehir Haritasında Yer No :5

İnceleme Tarihi :Mart 2005

1826 yılından itibaren kurulmaya başlanan ordu hastaneleri, merkez ve mevki olmak

üzere gruplandırılırdı. Karaağaç Askeri hastanesi Mevki Hastaneleri gurubuna girer105.

Karaağaç mahallesi Çalır Yolu mevki General Celalettin Alkoç Kışlası’nın güney

batısındaki kışla, 88 pafta, 848 ada, 19 numaralı parselde yer alır. Yapının batısında,

Trakya Üniversitesi Rektörlüğü, güneyinde T.M.O Siloları, Demirtaş Tabya, doğusunda

Timurtaş Cami bulunur. Yapı elemanları sağlam olan bina kullanılmaz durumdadır.

1889 yılında Mahmudiye kışlasının yanında yapılan, Merkez Asker Hastanesi ile

aynı tarihlerde Edirne demiryolu yakınlarında ve hat bitişiğinde bir ana bina ve kanatlı

iki binadan oluştuğu belirtilen Demirtaş Asker Hastanesi106, bazı kayıtlarda Timurtaş

Asker Hastanesi 107olarak da belirtilmektedir.

Celalettin Alkoç Kışlası’nın güney batısındaki, bir numaralı nizamiye kapısından

girildiğinde, yolun kuzeyinde yer alan hastane binası, “U”planlıdır. “U”nun açık ağzı

kuzeye bakar. Bu “U” planın diğerlerine göre daha uzun olan güney kanadı ortasında

yer alan giriş kitlesi dört katlı, diğer bölümleri üç katlıdır. “U”nun doğu ve batı

105 Özbay,1981:4 106 Tosyavizade Rıfat Osman , 1994:74 107 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:146

Page 93: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

78

kanatları tek katlıdır. “U”nun doğu kanadının içinde hastaneye ait bir hamam

bulunmaktadır.

İnşa malzemesi olarak düzgün kesme, kaba yonu ve moloz taş ile tuğlanın

kullanıldığı hastane, beşik çatılı ve kiremit kaplıdır. “U” nun güney kanadı ortasındaki

giriş ise topuz çatılı kiremit kaplıdır. “U” nun oluşturduğu İç avluda hastane yapısından

ayrı tek katlı muhtelif binalar yer alır. Bu yaılar Cumhuriyet dönemine aittir.

Ratip Kazancıgil “Edirne Kronolojisi” adlı eserinde binayı; “bir cephe ve iki yandan oluşur, ön yüzü 100, yanlar 40’ar metredir.” şeklinde tanımlar108. (Fot.19)

“U”nun güneyden kuzeye uzanan, tek katlı doğu ve batı kanatlarının cephe

düzenlemeleri birbirinin aynıdır. Doğu kanadın batı cephesi, iç avluya bakar. Bu

kanadın, güney blokla birleşim yerindeki iki katlı ünitede altlı üstlü birerden toplam iki

pencere yer alır. İki katlı bu bölümden kuzeye doğru devam eden ve tek katlı olan

kanadın batı cephesi armudi silme ile yatay olarak ikiye bölünür. Silme ile saçak

arasında, niş içerisinde dikdörtgen planlı panolar yer alır. Sıvaları yer yer dökülen

cephe, taş ve tuğlayla almaşık teknikte örülmüştür. Cephedeki 13 pencere, düşey

dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli ve taş sövelidir. Pencerelerin tamamı

belirlenemeyen bir tarihte taş, tuğla ve briketle örülerek kapatılmıştır.

Doğu kanadın kuzey cephesinde, batı cephedekilerle aynı formda olan üç pencerede

örülerek kapatılmıştır. “U”nun doğu kanadının doğu cephesi düzen bakımından batı

cephe ile aynıdır. Ancak, buradaki pencere sayısı 21 dir. Pencerelerden dördü masiftir.

Pencerelerden biri bilinmeyen bir tarihte kapıya dönüştürülmüştür. Doğu kanadın

ortasındaki hamam bölümü hariç diğer yerler kırma çatılı ve kiremit kaplıdır. Hamamın

üzeri ise değişik çaplardaki kubbelerle örtülüdür. Hamamın yer aldığı bu bölümün saçak

seviyesinde iki adet çörten yer alır.

“U” planlı binanın tek katlı batı kanadının doğu ve batı cepheleri, doğu kanadın

cepheleriyle aynı düzendedir. Batı kanadın iç avluya bakan doğu cephesindeki 18

pencere ile batıya bakan cephesinde 19 pencere yer alır. Batı kanadının kuzey cephesi

108 Kazancıgil, 1999:120

Page 94: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

79

doğu kanadının kuzey cephesiyle aynıdır. Bu cephe sonradan ilave edilen bir bina ile

kapatılmıştır.

“U”nun güney kanadı ortasında yer alan ve hastaneye ana girişin sağlandığı bölüm,

dışarı ve yukarı taşırılarak dört katlı inşa edilmiştir.(Fot.20) Topuz çatılı ve kiremit kaplı

olan bu bölümün iç avluya bakan kuzey cephesi silmelerle yatay olarak dörde

bölünmüştür. Taşıntılı orta bölümün her iki köşesindeki plasterler, zeminden saçağa

kadar devam eder. Cephe ortasındaki kapı açıklığı kareye yakın düşey dikdörtgen

formlu, düz lentolu ve taş sövelidir. Kapının önünde, sekiye yer verilmiştir. Giriş

bölümünün bu cephesi kapının ortasından saçağa kadar düşey olarak ortadan ikiye

bölündüğünde her iki bölüm aynı özelliklere sahiptir. Bu cephe anlatılırken öncelikle

kapının doğusundaki taşıntılı yüzey daha sonra diğer yüzey anlatılmıştır. Kapının

doğusunda zemin kat seviyesinde üç pencere yer alır. Pencereler, düşey dikdörtgen

formlu yuvarlak kemerli sövelidir. Üç pencereden ortadaki pencere yanlardaki

pencerelere oranla daha küçüktür. Esas giriş bölümünün birinci kat ortasındaki

pencere, düşey dikdörtgen formlu, basık kemerli ve taş sövelidir. Söve, pencere

formundan bağımsız, dikdörtgen planlı, üstü tablalıdır. Oldukça büyük ve uzun olan

pencere, kat arasındaki silmeleri bölerek zemin kata geçer. Bu pencere, iç mekandaki

merdiven boşluğunun aydınlatılmasını sağlar. Bu pencerenin doğusunda bulunan üç

pencereden ortadaki, yanlardaki pencerelere oranla daha küçüktür. Pencereler, düşey

dikdörtgen formlu, basık kemerli ve taş sövelidir. Söveler, ortadaki pencere ile aynı

düzendedir. İkinci kat seviyesi ortasında yer alan pencere, düşey dikdörtgen formlu,

basık kemerli, taş sövelidir. Oluklu silmelerle oluşturulan sövenin, kilit taşı yukarı

doğru genişlemektedir. Dikdörtgen planlı, üzeri tablalıdır. Bu pencerenin doğusundaki

üç pencere, aynı formda fakat daha küçükdür. Cepheden yukarı taşırılan üçüncü kat

seviyesindeki pencere, kareye yakın, dikdörtgen planlı, basık kemerli ve taş sövelidir.

Sövenin köşeleri, kare formlu taşlarla dışarıya taşırılmıştır. Pencerenin doğusunda aynı

formda bir pencere daha yer alır. Binanın üçüncü katı, çatı katı olduğundan, bu kattaki

pencereler, binanın diğer pencerelerine göre oldukça küçüktür.

Kuzey cephenin taşıntılı orta bölümünün, kuzey ve güneyi birbirinin aynıdır. Öne ve

yukarı taşıntılı giriş bölümü, doğusundaki zemin ve birinci kat düzenlemesi aynı,

üçüncü katı ise ikinci kat düzenlemesi ile aynı düzendedir. Zemin ve birinci katlarda,

Page 95: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

80

altlı üstlü dokuzardan toplam 18 pencere, ikinci katta ise 14 pencere yer alır. Pencereler

taşıntılı bölümdekilerle aynı formdadır.

Güney kanadının güney cephesi ortasında yer alan giriş bölümü cepheden öne ve

yukarıya taşırılmıştır.(Şek.6-7) Cephenin doğu ve batı uçlarındaki kısımları hafif öne

taşırılarak köşe çıkmaları oluşturulmuştur. Cephe taşıntılı orta bölümde kaval

silmelerle dörde, diğer yüzeylerde üçe bölünmüştür. Cephedeki taşıntılı bölümlerin

kenarları zeminden saçağa kadar kesme taş örgülü ve sıvasızdır. Güney kanadın güney

cephesi, kuzey cephesiyle hemen hemen aynı düzenlenmiştir. Ancak, zemin kat

ortasındaki giriş kapısı daha büyüktür. Dışarı ve yukarı taşıntılı giriş bölümünün

üçüncü kat ortasındaki pencere, ikiz pencere formunda düzenlenmiştir. Bu pencerenin

her iki yanında aynı formda ikişerden dört pencere yer alır. Cephenin doğu ve batı

uçlarındaki çıkmaların her katında, üçerden dokuz pencere vardır. Cephedeki pencere ve

kapı açıklıkları aynı formdadır. Cephenin zemin katında 28, birinci katta 29, ikinci

katta 29 ve üçüncü katta beş pencere yer alır. Yukarı taşıntılı bölümün doğu ve batı

cephesi ortalarındaki dairesel pencerelerin kemerleri at nalı formundadır.

Güney cephedeki yuvarlak kemerli esas giriş kapısından binaya girildiğinde, bir hol

ve bu holü doğu batı yönünde zemin kat boyunca kesen bir koridor yer alır. Odalar

koridorun güneyinde toplanmıştır. Kapıları koridora açılan odaların pencereleri dışarı

açılır. Koridor kuzey cephedeki pencerelerle aydınlatılır.

Esas giriş bölümünde yer alan holün, karşısında üç kollu bir merdiven ve bu

merdivenin her iki yanında da aynı büyüklükte iki oda yer alır. Merdiven boşluğunun

altında iç avluya açılan dikdörtgen formlu kapı yer alır. Holün doğusu ile batısı aynı

düzendedir. Holün doğusunda farklı ebatlarda altı oda yer. Holün doğu ve batısındaki

odalar dikdörtgen planlıdır. Kapıları hole açılan odalar, iki pencereyle kuzeyden

koridora, iki pencereyle de güneyden dışarıya açılır. Üçüncü ve dördüncü odalar kare

planlıdır. Odalar, birer kapı ve birer pencere ile koridora açılır. Odaların güneydeki

ikişer pencere ile aydınlatılır.(Şek.8)

“U” nun batı kanadı tek katlıdır. İç avluya güney ve doğu kanatlardaki gibi birer

koridorla açılan bu kanadın değişik ölçülerdeki odaları kare ve dikdörtgen planlıdır. Bu

Page 96: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

81

kanadın koridoru, güney kanadın koridoruna yuvarlak kemerli bir açıklıkla bağlanır.

Koridorun güney ucunda iki kollu merdiven ile üst kata çıkılır. Koridor ve odaların, üst

örtüsü ahşap malzemeden düz tavandır.

“U” nun doğu kanadı da tek katlıdır. Doğu kanat da, hastaneye ait hamam, fırın gibi

hizmetler için inşa edilmiş mekanlar bulunur. Bu kanadın güney ucundan dışarıya

çıkma yapan ilk mekan dikdörtgen planlıdır. Odanın bir kapı ve penceresi koridora, bir

penceresi de doğudan dışarı açılır. Bu mekana kuzeyden bitişik ikinci oda kare planlıdır.

Odanın iki penceresi doğudan dışarıya, iki penceresi ile kapısı koridora açılır. Oda

sonradan duvarla bölünerek ikiye ayrılmıştır. Odanın kiler olarak değerlendirildiğini

düşünüyoruz. Kuzeye doğru üçüncü odanın iki penceresi dışarıya, diğer penceresi ile

kapısı koridora açılır. Oda da fırın olarak kullanılan büyük bir ocak yer alır. Dördüncü

odanın iki penceresi dışarı, diğer iki pencere ve kapısı koridora açılır.

Beşinci oda hamama aittir bu bölüm kataloğun hamamla ilgili kısmında ayrıntılı

olarak incelenmiştir.

Hamamdan sonra kuzeye doğru uzanan bölüm bilinmeyen bir tarihte kapatmıştır.

Doğu kanadın koridorundan üç kapı ile avluya çıkılabilir. Fakat bu kapılar,

belirlenemeyen tarihlerde örülerek kapatılmıştır.

“U” planlı binanın batı kanadında ki odaların kapıları koridora açılır. Kuzeye doğru

dikdörtgen planlı birinci odanın tek penceresi batıdan dışarı açılır. Kare planlı ikinci

odanın, iki penceresi, üçüncü, dördüncü ve beşinci odaların dörder penceresi batıdan

dışarı açılır. Beşinci oda içeriden ikiye bölünerek küçük bir mekan haline getirilmiştir.

Odanın ortasında bir baca kalıntısı yer alır. Altıncı oda iki pencere ile dışarı açılırken,

yedinci oda iki pencere ile batıdan iki pencere ile kuzeyden aydınlatılır. Batı bloğu

bölen koridorun kuzey güney ucunda bir pencere yer alır. Batı kanadın, iç avluya bakan

bölümünde üç adet kapı, 15 adet pencere yer alır. Kapı ve pencereler belirlenemeyen

bir tarihte briket, taş ve tuğla gibi malzemelerle örülerek kapatılmıştır.

Üst kata, giriş kapısının karşısındaki iki kollu merdivenlerle ve koridorun

uçlarındaki merdivenlerle çıkılır. Birinci katın ahşap tabanı yer yer olmadığından bu

Page 97: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

82

katta detaylı inceleme yapılamamıştır. Yapılan incelemede, birinci katın zemin katla,

aynı düzende olduğu tespit edilmiştir. İkinci ve üçüncü katta(çatı katı), düşey

sirkülasyon elemanı tespit edilememiştir. Ancak aynı uygulamanın küçük ebatlarda ele

alınmış olması muhtemeldir. Ahmet Badi’nin Edirne Şehri Tarihi109adlı eserinde,

“dört koğuş, müdür ve doktorlara ait 20 oda, bir gusülhane, bir eczane, bir hamam, bir mutfak, bir depo ve karakol erleri için küçük bir koğuş olduğunu belirtmektedir.”

Yapılan incelemede binada zaman içinde çok büyük değişiklikler olduğu tespit

edilmiştir. Dört adet hasta koğuşu eczane ve depoların zemin katta, poliklinik, baştabip

ve doktorlara ait odaların üst katlarda olduğu değerlendirilmektedir. Doğuda yer alan

tek katlı blok da hizmet üniteleri yer alır.(fırın,mutfak,kiler,hamam vb) Batı blok ise

hastane personeli ve görevli erlere ait ünitelerden oluştuğu değerlendirilmektedir

(Fot.21)

Binada süsleme sade ve azdır. Güney kanadın güney cephesinde, esas giriş kapısının

üzerindeki büyük pencerenin kilit taşında, karanfil yer alır. Tek katlı blokların saçak

seviyesinde dikdörtgen panolar bulunmaktadır.

Ahmet Badi “Edirne Şehir Tarihi” 110 adlı eserinde, Timurtaş Asker Hastanesi’nin

yapılışıyla ilgili H.1308 / M.1890 tarihli inşa kitabesinin esas giriş kapısı üzerinde

olduğunu belirtilmiştir. Binanın üzerinde yapının inşa ve onarımına ilişkin herhangi bir

kitabe bulunmamaktadır. Kitabenin sadece okunuşunu yayınlayan Ahmet Badi, yapının

inşası ve onarımıyla ilgili başka bilgi vermemektedir. Konuyla ilgili bilgi veren diğer

yayınlarda ise askeri hastanenin inşa ve onarımına ilişkin herhangi bir bilgi

bulunmamaktadır. Bu nedenle Ahmet Badi’nin yayınlamış olduğu inşa kitabesini aynen

alarak kullanıyoruz.

Altı satırdan oluşan Osmanlıca kitabenin okunuşu şu şekildedir.

109 Ahmet Badi, 2000:259 110 Ahmet Badi, 2000:245

Page 98: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

83

“ Serîr-ârâ-i şevket hazret Abdülhamid Hânın Bütün âsâr-ı hikmet zîbi yegdiğerden eşreftir Bu dar-üs-sıhhat-ı çeş cihan-efruzuna yaptı Hucüm derde karşu bir acep husûn mükelleftir Güher tarihini takdir eder ehl-i hüküm Muhtar Tecelligâh sıhhat bu tedavigâh elfattır.1305”

Kitabeden, yapının Abdülhamit tarafından H.1305/M.1890 yılında yaptırıldığı

anlaşılmaktadır.

Askeri hastane olarak yapılan bina bir yıl sonra 1891 küçük zabit mektebi olarak

kullanılmaya başlanmıştır. 1912’de tekrar askeri hastane olarak kullanılan bina, 1938’de

Köy Enstitüsü, 1939’da Eğitim Kursu ve daha sonra Göçmen Misafirhanesi olarak

hizmet vermiştir111. Bina 1981 yılında Maliye Bakanlığı tarafından askeri amaçlı

kullanılmak üzere Milli Savunma Bakanlığına devredilmiştir112.

Belirlenemeyen tarihlerde binanın zemin katı pencere ve kapıları biriket, taş ve

tuğla ile kapatılarak doğal koşullardan korunmuştur. Restorasyon ve onarım ihtiyacı

olan bina günümüzde kullanılmamaktadır.

111 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:146 112 T.C Maliye Bakanlığının Milli Savunma Bakanlığına , 1981 gün ve Mile:3121-5947-80 sayılı yazısı

Page 99: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

84

Katalog No :II

Eser Adı :Demirtaş Askeri Hastanesi Hamamı

Şekil No :-

Fotoğraf No :-

İnşaa Tarihi :H. 1308 / M. 1890

Yapan :-

Yaptıran :Sultan II.Abdülhamid

Onarımlar :-

Adres :Karaağaç Mahallesi, Korgeneral Celalettin Alkoç Kışlası,

Edirne

Şehir Haritasında Yer No :5

İnceleme Tarihi :Mart 2005

Demirtaş Askeri Hastanesi’nin doğu kanadı içerisinde yer alır. Tek hamam

olarak inşa edilen yapı, soyunmalık, sıcaklık ve halvet hücrelerinden oluşmaktadır.

Kuzey güney yönünde bir eksen üzerinde yer alan yapının, doğu cephesinde yer alan

pencereler sağırdır. Batı cephesi doğrudan koridora açılır. Oldukça bakımsız ve harap

durumdaki hamamın ılıklık ve soyunmalığına ait kubbeli üst örtüleri sağlamdır.

Hastane yapısı içerisinde üst örtüsü en sağlam olan bölüm hamamdır.

Hamamda kullanılan inşa malzemesi, taş ve tuğladır. Tuğla, kubbe ve kemerlerde

kullanılırken, duvar örgüsünde moloz ve kaba yonu taş görülür.

“U” planlı hastane yapısının doğu kanadında yer alan hamamın soyunmalığı kare

planlıdır. Üst örtü ahşap malzemeden düz tavanlıdır. Doğu cephede iki adet küçük

penceresi olan odaya, hastanenin batı kanadında yer alan koridordan girilir.

Soyunmalığa ait hiçbir yapı elemanına rastlanmaz. Soyunmalığın kuzeyinde yer alan

ılıklığa basık kemerli bir açıklıktan geçilir. Ilıklık kare planlı ve kubbelidir. Kubbeye

geçiş tromplarla sağlanır. Ilıklığın batısında küçük kare planlı temizlik hücresi yer alır.

Ilıklığın kuzeyinde yer alan sıcaklık ve halvet hücresi ılklık ile aynı aynıdır. Ilıklık ile

sıcaklık arasındaki açıklık günümüzde kapalıdır. Sıcaklığa koridordan gerilebilmektedir

.

Sıcaklık bölümüne ait bazı yapı elemanlarının izleri mevcuttur. (Kurna ve zeminden

Page 100: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

85

yükseltilmiş oturma taşlar gibi) Külhan, su deposu ve tuvaletler tespit edilememiştir.

Hamam günümüzde harap durumdadır.

Page 101: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

86

Katalog No :III

Eser Adı : Merkez Asker Hastanesi

Şekil No :-

Fotoğraf No : 22

İnşaa Tarihi : H. 1307 / M. 1889

Yapan :-

Yaptıran : Müşir Veysel Paşa

Onarımlar :-

Adres : Edirne, Sarayakpınar yolu, kapalı cezaevi yanı, Edirne

Şehir Haritasında Yer No :6

İnceleme Tarihi : Mart 2005

Günümüzde bir duvarının kalıntılarına rastladığımız yapı, Edirne Sarayakpınar yolu

üçüncü kilometresindedir. Yapı kalıntılarının güney doğusunda Edirne Kapalı Cezaevi,

kuzeyinde Tunca nehri yer alır.

Tosyavizade Rıfat Osman “Edirne Rehnüması” 113 adlı eserinde, askeri hastanenin

Tepe bağları mevkiinde ve tulle tarzında yapıldığını belirtir. Bina ile ilğili ayrıntılı

bilgiler, Ahmed Badi’nin “Edirne Şehri Tarihi”114 adlı eserinde şu ifadelerle

anlatılmaktadır:

“Bu hastane, piyade kışlasının batı yönünde ve dikdörtgen şeklinde olup hazarda sekiz yüz, seferde bin iki yüz hasta eri alabilecek büyüklükdedir. (H:1305-M:1887) tarihinde yapımına başlayıp (H:1307-M:1889) tarihinde tamamlanmıştır. Yirmi dört koğuş, bir mutfak, büyücek bir hamam, bir çamaşırhane, bir depboy, muntazam bir eczane, geniş bir poliklinik, müdür,baştabip, eczacı, yazı işleri ile subay ve görevliler ve hizmetliler ile muntazam odalar vardır ki, toplam yetmiş oda ile yirmi dört koğuştan oluşmaktadır.”

Bu bina bir süre Jandarma Okulu olarak da kullanılmıştır. Halen bir duvarı dışında

tamamen yıkılıp kaybolmuştur115 .(Fot.22)

113 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:75. 114 Ahmet Badi, 2000: 259. 115 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar, Edirne,s. 27

Page 102: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

87

Ahmed Badi’den116 alınan inşa kitabesi :

“Hükm- endişe Hamit han-ı kerim Zıll-ı Feyyaz-ı hekim mescut Nabızgîr-i ilel tab’ı emü raz Hikmet- efruz-ı devahane-i cûd Hastahane yaparak askerine Saye-i hikmeti oldu memdûd Her gelen hasta bulur feyz-i hayat Bundadır sırrı mesiha meşhûd Dedi tarihini Muhtar kulu Afiyethane-i câvid-i cûnûd”

116 Ahmet Badi, 2000: 259.

Page 103: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

88

4.4.KARARGAH BİNALARI

Page 104: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

89

Katalog No :I

Eser Adı :Daire-i Müşir(Tümen Karargahı)

Şekil No :-

Fotoğraf No :23

İnşa Tarihi :1897/99

Yapan :-

Yaptıran :Vali vekili Mareşal (Müşir) Arif Paşa

Onarımlar :-

Adres :Talat Paşa Asfaltı. Edirne

Şehir Haritasında Numarası :7

İnceleme Tarihi :Mart 2005

Talat Paşa Asfaltı, 6 pafta, 249ada 18 numaralı parseldedir. Kuzey güney yönünde

eğimli arazi üzerinde etrafı duvar ve demir parmaklıklar ile çevrili bir alan üzerindedir.

Tümen Binası olarak kullanılan yapı, ilk olarak Müşirlik Dairesi(Daire-i Müşir) olarak

inşa edilmiştir. Bodrum üzerine iki katlı inşa edilen binanın güneyinde, Talat Paşa

Asfaltı, doğusunda Belediye Binası, güney doğusunda Eski Cami ve Bedesten, kuzey

batısında Üç Şerefeli Cami, kuzeyinde Saatli Medrese yer alır.

Günümüzde Tümen Binası olarak kullanılan yapının Edirne’deki çağdaş yapılardan

en önemli farkı, süsleme bakımından oldukça zengin olmasıdır. (Fot.23)

Doğu batı yönünde dikdörtgen planlı olarak inşa edilen binanın, bütün cephelerinin

ortasında dışarıya taşıntılı bir düzenleme söz konusudur. Bu taşıntılı düzenlemelerde

doğu cephedeki hariç diğerlerinin ortasında giriş kapısı bulunmaktadır. Bu girişlerden

güney ve kuzey cephelerde sütunlar yer alır.

Yapı malzemesi, taş ve tuğla ile birlikte mermerdir. Ahşap malzeme kat araları ile

döşeme ve tavanda kullanılmıştır. Kırma çatılı bina marsilya kiremidi ile kaplıdır.

Binanın doğu cephesindeki taşıntılı bölüm, cephenin 4/3 ünü kaplamaktadır.

Cephe, kat silmeleri ve saçak kornişiyle yatay, plasterler ile düşey olarak

bölümlendirilmiştir.

Page 105: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

90

Yarıya kadar toprak seviyesinin altında olan bodrum katta, diğer katlardaki

pencerelerden daha küçük ebatlarda 13 pencere yer alır. Pencereler, yatay dikdörtgen

formlu ve basık kemerlidir. Kemerlerin kilit taşları, yukarı doğru genişleyen dikdörtgen

kesitlidir. Pencerelerden bir tanesi belirleyemediğimiz bir tarihte örülerek kapatılmıştır.

Zemin kat seviyesinde 13 pencere, düşey dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli ve taş

sövelidir. Söveler, pencerelerin altında, konsol ayaklıklarıyla desteklenmiştir.

pencerelerin altında dikdörtgen yüzeysel nişler, pencerelerin üstünde ise iç içe geçmiş

dairesel kabartma motifler yer alır. Birinci kattaki 13 pencere, yatay dikdörtgen formlu,

düz lentolu ve taş sövelidir. Pencerelerin altında ve üstünde dikdörtgen nişler yer alır.

Zemin kat pencereleri üzerindeki dairesel motifler bu katta da bulunur.

Batı cephe, doğu cephenin tekrarı şeklinde düzenlenmiştir. Ancak, bu cephenin

zemin katı ortasında düşey dikdörtgen formlu, düz lentolu kapı yer alır.

Kuzey cephe ortasında yer alan giriş bölümü cepheden dışarı ve yukarı taşırılarak

inşa edilmiştir. Taşıntılı bölümün zemin katına iki basamaklı merdiven ile çıkılır. Zemin

kattaki sütunların üzerinde birinci kat balkonu yer almaktadır. Zemin kattaki dört adet

mermer sütun dor nizamındadır. Sütunlarla taşınan balkonun kenarları kademeli

silmeler vurgulanarak, dairesel kabartmalarla bezenmiştir. Silme ve kornişlerin

cephedeki uygulanışı, doğu cephedekilerle aynıdır.

Kuzey cephedeki sütunlu bölümün ortasındaki kapı ve kapının her iki yanındaki

pencereler, düşey dikdörtgen formlu düz lentolu, yuvarlak kemerli ve taş sövelidir.

Kapı ve pencerelerin, kilit taşında, stilize, fiyonkla bağlanmış kenger yapraklı motifler

yer alır. Taşıntılı bölümün doğu ve batıya bakan yan cephelerinde, aynı formda, iki

pencere yer alır. Taşıntılı bölümün doğusunda ve batısında 10 ardan toplam 20 pencere

vardır. Pencereler doğu cephedeki pencerelerle aynı formdadır. Ancak, taşıntılı

bölümlere yakın pencereler, ikiz pencere formundadır. Zemin kattaki, sütunlu bölüm

üzerinde yer alan balkon korkulukları demirdendir. Balkonun köşeliklerinde, kare

planlı kenarları pahlanmış sütunceler yer alır. Balkon kapısı, yuvarlak kemerli, taş

sövelidir. Söveler üzengi taşı seviyesinde sütun başlığını andıran plaster üzerindedir.

Kapının her iki yanındaki pencereler kapıyla aynı formda düzenlenmiştir. Taşıntılı

bölümün köşelerinde kaplama olarak kullanılan kesme taşlarda, düşey dikdörtgen

Page 106: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

91

panolar yer alır. Bu kata ait silme ile saçak kornişi arasında, pencere hizalarında, stilize

iç içe dairesel kabartmaları bulunur. Saçak kornişlerinden sonra kitabenin yer aldığı

işlevsiz üniteye geçilir. Burada üç mermer pano bulunur. Panoların üzeri basık kemerli

ve nişlidir. Ay yıldız kabartması bulunan panoların üzerimde dört adet gülle mevcuttur.

Balkon bölümün doğu ve batıya bakan cephelerinde, balkon pencereleriyle aynı formda

iki pencere yer alır.

Balkonun, doğu ve batısındaki yüzeyde, 10 ardan toplam 20 pencere yer alır.

Pencereler, doğu cephedekilerle aynı formdadır. Taşıntılı bölümlere yakın pencereleri,

ikiz pencere formunda, üzeri kornişlidir. Kesme taşın köşelerde kullanıldığı cephe

düzgün tuğla duvar örgülüdür.

Yapının esas girişinin de bulunduğu güney cepheye üç yönlü ve dörder basamaklı

mermer merdivenlerle çıkılır. Bu cephede öne taşıntılı ünite, kuzey cephedeki sütunlu

ünitenin tekrarı şeklinde düzenlenmiştir.

Güney cephedeki düz lentolu, yuvarlak kemerli ve taş söveli kapıdan girildiğinde

binayı güney kuzey yönünde ikiye bölen büyük hole ulaşılır. Holde 10 adet mermer

sütun bulunur. Holün doğu ve batısında kalan mekanlar birbirinin tekrarı niteliğindedir.

Bina doğu batı yönünde ortadan kesildiğinde, binanın doğusu ile batısı aynı formda

düzenlenmiştir. Binanın kuzey ve güney kanadı boyunca devam eden odalar, içeride

koridora açılmaktadır. Her iki koridor arasında kalan merdiven boşluğu ile diğer odalar

birbirlerine bağlantılıdır. Holün doğu duvarında yuvarlak kemerli üç adet niş vardır.

Holün kuzeyindeki dört basamaklı merdivenle binanın ortasındaki merdiven boşluğuna

çıkılır. Merdiven boşluğundan binanın batı ve dusundaki çift kollu merdivenlerle üst

kata çıkılır. Bu uygulamalar Avrupa barok sanatının son dönem yapılarında ve Selçuklu

medreselerindeki plan şemasını anımsatır.

Holdeki merdiven boşluğunun kuzeyinden ve güneyinden, doğu batı yönünde

uzanan iki koridor binayı üçe böler. Holden daha yüksekte olan koridorlara, doğu batı

yönünde üç basamaklı merdivenlerle çıkılır. Binayı bölen koridorlar binanın doğu ve

batı ucunda birleşir. Giriş holünün doğu ve batısında sıralanmış dörderden sekiz oda

vardır. Güneydeki koridora güneyden sekiz, kuzeyden iki oda açılır.

Page 107: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

92

Holün doğusundaki ilk oda, iki pencere ile dışarıya bir kapı ile koridora açılır.

Odanın doğusundaki taşıyıcı duvarda pencere ile pencerelerle aynı formda iki niş yer

alır. İkinci oda, üç pencere ile dışarı bir kapı ile koridora açılır. Odanın içinde batıdaki

taşıyıcı duvarda bir, kuzeydeki taşıyıcı duvarda bir, koridora bakan cephede iki niş yer

alır. Üçüncü odanın kapısı koridora iki penceresi dışarı açılır. Odanın kuzey duvarının

koridora bakan cephesinde bir niş yer alır. Dördüncü oda köşe çıkması içinde

olduğundan, diğer odalara göre biraz daha büyüktür. Kapısı koridora açılan odanın üç

penceresi güneye, üç penceresi doğudan dışarıya açılır. Holün batısındaki odalar

doğusundaki odalarla aynı düzendedir.

Güneydeki koridorun kuzeyinde yer alan odalar, iki küçük pencere ile havalandırma

boşluğuna, bir kapı ile koridora açılır.

Güneydeki koridorun doğu ucuna açılan odalardan güney cepheye en yakın olanı,

bir pencere ile doğuya bir pencere ile güneye açılır. Odanın kuzey duvarında bir adet

niş yer alır. Bu odaya kuzeyden bitişik ikinci oda üç pencere ile doğuya açılır. Odanın

kuzey ve güney taşıyıcı duvarlarında iki adet niş yer alır.

Güneydeki koridorun batı ucundaki odalar, doğudaki odalarla aynıdır. Koridor ve

odaların üst örtüsü volta döşeme taban üzerine ahşap kaplamalı düz tavandır.

Kuzeydeki koridorun, kuzey ve güneyinde yer alan odaların düzeni güneydekilerle

aynıdır. Kuzeydeki koridora, kuzeyden sekiz güneyden iki oda açılır. Kuzeydeki

odaların pencereleri dışarı açılırken, güneydeki odaların pencereleri havalandırma

boşluğuna açılır. Kuzey koridordaki odalar güney koridordaki odalarla aynı düzendedir.

Binanın doğu ve batı uçlarına sonradan ahşap malzemeden asma dönel merdiven

yerleştirilmiştir.

Holün doğu ve batısındaki, çift kollu, yamuk basamaklı, kısmen dönel merdivenlerle

kare planlı asma balkona ulaşılır117.

Zemin kat ile birinci kat düzenlemesi arasındaki tek fark, zemin katın kuzey ve güney

girişlerindeki holün bulunduğu bölümdür. Bu mekanlar oda olarak düzenlenmiştir.

117 Sarı, 2000:12.

Page 108: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

93

Güney cephede holün üzerine gelen odanın tavanındaki zengin süsleme, barok

tarzındadır. Diğer bölümler zemin kat ile aynıdır. Merdiven boşluğu çatıdaki camlı

açıklıkla aydınlatılır.

Dekoratif süslemelerin oldukça zengin olduğu yapının dış cephesinde, taş

malzemeden süslemeler, geometrik ve bitkisel desenlidir. Sütunlu bölümde yer alan

pencerelerin, kilit taşlarında, kenger yaprakları, pencere üzerlerindeki stilize iç içe

dairesel motifler, kitabe panosunda ay yıldız motifleri yer alır.

Ahşap süsleme, merdiven korkuluklarında, koridor tavanlarında kaset, panolar, bazı

odaların tavanındaki ahşap oyma şeklinde görülür. Komutan odasının tavanı ortasındaki

tezyini kabartma, bitkisel motiflidir. Tavanın köşelerinde, kalkan üzerinde miğfer,

arkasında çapraz iki kılıç ve kılıçların üzerinde ay yıldız motifi yerleştirilmiştir.

Tavanın dört kenar ortasında da duvar resimleri mevcuttur. Resimlerin yer aldığı

madalyonun çevresinde S ve C kıvrımları, bereket boynuzlarıyla birlikte yer alır.

Dört madalyon içerisinde, Selimiye Cami, Beyazıt Külliyesi, Meriç Köprüsü ve yağlı

boya peyzaj kompozisyonu resmedilmiştir.

Bina üzerinde bulunamayan kitabenin Osmanlıca metni Oral Onur’un “Edirne

Kitabeleri” 118adlı eserinden alınarak incelenmiştir.

“Zıynet efzâi makam-ı muallây-ı hilafet-i İslamiye ve erike pirây-ı saltanat seniyye Osmaniyyi el sultan ibn-i sultan el sultan el gazi (Abdülhamid Han sani) hazretleri tarafı eşreflerinden işbu daire-i askeriye müessesat-ı celile mülûkânelerine ilâveten 1317 sene-i hicrisi muharreminde tesisi inşa edilmiştir.”

Kitabenin Türkçe metni; Yüksek Hilâfet makamının süsünü arttıran ve şerefli

Osmanlı saltanat tahtına onur veren, Sultan oğlu Sultan Gazi İkinci Abdülhamit

Hazretleri tarafından, İşbu Daireyi Askeriye, Padişahımızın bir çok askeri

müesseselerine ilâve olarak, Hicri 1317 senesi Muharreminde (1899) tesis ve inşâ

edilmiştir.

118 Onur, 2001: 210.

Page 109: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

94

Daire-i müşir ( Tümen Karargahı), 1899’dan 1908 yılına kadar, Ordu Karargahı,

1913 yılına kadar, Müstahkem Mevkii Karargahı, 1913 de kısa bir süre, Mısır Hilal-i

Ahmeri olarak kullanılmıştır. 1915/20 yıllarında, Kolordu Karargah, 1920/22 yıllarında,

Edirne’nin Yunan işgali sırasında işgal kuvvetleri karargahı, 25.11.1922/1922

tarihlerinde boş kalan bina, 1924/34 yıllarında, Edirne Askerlik Şubesi, 1934/38

yıllarında, Trakya Umum Müfettişliği, bir kısmında Askerlik Şubesi, 1938/44 yıllarında,

Trakya Sınır Tugay. K.lığı,.1950/54 tarihinde bir süre boş kalan bina, Vilayet Konağı

olarak kullanılmıştır. Günümüze kadar farklı askeri birliklerce kullanılmıştır119.

Bina, günümüzde Tümen Karargahı olarak kullanılmaktadır.

119 54. Mknz.P.Tug,, (2001): Tarihi Kışla Ve Binalar ,Edirne, s.17

Page 110: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

95

Katalog No :II

Eser Adı :Redif Dairesi

Şekil No :9-14

Fotoğraf No :24-29

İnşa Tarihi :1905/1906

Yapan : -

Yaptıran : Ferik Memduh Paşa120

Onarımlar : 1940 , 1963, 1999, 2000.

Adres : Baba Demirtaş Mahallesi, Sanayi Caddesi. EDİRNE

Şehir Haritasında Numarası :8

İnceleme Tarihi :Mart 2005

Sanayi Cami caddesi ile Sanayi Kışla caddesinin kesişimin deki alan, Kiremitçi

mevki 101 pafta, 281 ada, 1 parselde yer alır.(Sek.9) Bir süre öncesine kadar kışla

olarak kullanılmıştır. Kışlada dokuz bina, geniş bir avlu çevresinde belli bir yerleşim

planına bağlı kalınmadan dağılmıştır. Binaların düzensiz dağılımı, yapıların farklı

tarihlerde inşa edildiğini göstermektedir. Kışlayı çevreleyen kaba yonu taş duvar,

kuzeyde üç, dört metre diğer yerlerde yaklaşık iki metre yüksekliğindedir. Kışlayı

çevreleyen duvarın, güneyinden yuvarlak kemerli, dikdörtgen alınlıklı açıklıktan

girilir121. Kemerli açıklık üzerindeki kitabenin Türkçe metni, “Hastane-i Askeri 1877”

(Fot.24)

Kışlanın bulunduğu arazi, eski sarayın bahçesine ait bir koruluk iken IV.Mehmet

döneminde buraya bir köşk yapılmıştır. 1819’da eklenen binalarla “Yeni Tophane”

adını alan kışlada, 1877/78’de önemli değişiklikler yapılarak askeri hastane haline

getirilmiş, 1906 yılında Redif Dairesi ve diğer binalar eklenerek kışla haline

120 Tosyavizade Rıfat Osman , 1994:75 121 Giriş Açıklığı, Tümgeneral Adil Alpay kışlası (Sanayi Kışlası) güneyindeki giriş açıklığı kışlanın

askeri hastane olarak inşa edildiği tarihten günümüze ulaşan tek eserdir. Kesme taştan dikdörtgen

planlı blok üzerinde yuvarlak kemerlidir. Kemerin ortasında güçle motifi yer alır.

Page 111: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

96

getirilmiştir122 ”. Kışla yapılarından askeri hastane, köşk ve tophane binaları günümüze

ulaşmamıştır. Bu alanda, Redif Dairesi ve depo binası dışında, Cumhuriyet dönemi

yapıları bulunur. Kışla binalarının 1902-1914 yıllarında Sanayi Mektebi olarak

kullanılması nedeniyle kışlaya, “Sanayi Kışlası”da denilmektedir.

Güneydeki açıklıktan kışlaya girildiğinde, kışlanın doğusunda yer alan dikdörtgen

planlı bina zemin kat üzerine iki katlı inşa edilmiştir. Bina günümüzde, Trakya

Üniversitesi’nce meslek yüksek okulu olarak kullanılmaktadır.

Kışlanın batı sınırındaki binanın Redif Dairesine ait depo olduğu

değerlendirilmektedir. Binalar sıvalı haki dış cephe boyasıyla boyalıdır. Redif Dairesi

ve depo binası dışındaki yapılarda belirli bir plan şeması ile dönemin özelliklerini

yansıtan üslup özellikleri görülmemektedir. (Fot.25)

Redif Dairesi, zemin kat üzerine iki katlı inşa edilmiştir. Yapı beşik çatılı kiremit ile

kaplıdır.

Binanın esas girişinin bulunduğu batı cephesi, orta bölümü cepheden öne ve yukarı

taşırılarak inşa edilmiştir. Duvar örgüsünde taş ve tuğla, zemin döşemesinde ve

merdivenlerde yer yer mermer, çatıda ve giriş kapısında ahşap malzeme kullanılmıştır.

Binanın içi ve dışı sıvalıdır.

Güney cephe,(Fot.26) silme ve kornişlerle yatay olarak bölünmüştür. Saçak

kornişinin hemen altından geçen silmeler, ikinci kat pencerelerinin üzerindeki silmelerle

birleşerek üçgen alınlık oluşturmuştur. Cephenin ortasındaki pencerelerin her iki

yanından geçen plasterler, zeminden saçak seviyesine kadar cepheyi düşey olarak üçe

böler. Zemin kat seviyesindeki üç pencere, düşey dikdörtgen formlu, basık kemerlidir.

Pencerelerin kilit taşı, yukarı doğru genişleyen dikdörtgen formludur. Ortadaki pencere

bilinmeyen bir tarihte kapıya dönüştürülmüştür. Sıvalı cephede taş ve tuğla

kullanılmıştır. Zemin ile birinci kat kademeli silmelerle ayrılır. Birinci katta zemindeki

pencerelerle aynı hizada fakat onlardan daha büyük ebatlarda üç pencere yer alır.

122 Tosyavizade Rıfat Osman , 1994:75

Page 112: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

97

Güney cephenin birinci kat ortasındaki pencere yuvarlak kemerlidir. Bu pencerenin her

iki yanındaki pencereler düşey dikdörtgen formlu, düz atkı kemerli ve taş sövelidir.

Birinci kat ile ikinci kat arasında kademeli silmeler yer alır. İkinci kattaki pencereler,

birinci kattaki pencerelerle aynı formdadır. İkinci kat pencere tabanı boyunca devam

eden kaval silme, pencere üst hizasından diğer bir kaval silme ile birlikte yapıyı dolaşır.

İkinci kat silme ile bitirilerek çatı katına geçilir. Çatı katı seviyesinde,cephenin

ortasında düşey dikdörtgen formlu düz atkı kemerli bir pencere yer alır.

Doğu cephe korniş ve silmelerle yatay, plasterlerle düşey olarak bölümlendirilmiştir.

Kornişler zemin, bir ve ikinci kat araları ile saçakta uygulanmıştır. Kaval silmeler

ikinci kat pencerelerinin altından ve üstünden cepheyi dolaşır.Bir ve ikinci katlar,

plasterlerle düşey olarak bölümlendirilmiştir.(Şek.10-11) Cephenin orta bölümü hafif

dışa taşıntılıdır. Taşıntılı bölümün zemin katında birbiriyle bitişik üç pencere yer alır.

Pencereler düşey dikdörtgen formlu, basık kemerlidir. Kemerlerin kilit taşları, yukarı ve

öne doğru taşıntılı, dikdörtgen formludur. Taşıntılı bölümün kuzey ve güneyinde yer

alan yüzeyde, aynı formda üçerden toplam altı pencere yer alır.

Birinci katta taşıntılı bölümün ortasında merdiven boşluğunu aydınlatan üç pencere

yer alır. Ortadaki pencere düşey dikdörtgen formlu, yuvarlak kemerli, taş sövelidir. Her

iki yanındaki pencereler aynı formda, basık kemerlidir. Birinci katın taşıntılı bölümü

dışında yer alan altı pencere, zemin kat pencereleri ile aynı hizasındadır.

Birinci kat pencereleri ile aynı düzende yerleştirilen ikinci kat pencerelerinden

ortadaki, diğer pencerelere oranla daha büyüktür. Doğu cephenin zemin, bir ve ikinci

katlarında toplam 27 pencere açıklığı yer alır.(Fot.27)

Kuzey cephe, güney cephenin tekrarı şeklinde düzenlenmiştir.(Şek.12)

Batı cephenin orta bölümünü, Öne ve yukarıya taşırılarak inşa edilmiştir. Binanın

esas girişi kapısı bu bölümde yer almaktadır. Cephe düzenlemesi diğer cephelerle

aynıdır. Batı cephenin zemin katındaki sekiz pencere açıklığı, binanın diğer

cephelerindeki zemin kat pencereleriyle aynıdır. Batı cephenin birini katı ortasında

sütunlu bölüm yer alır. Sütunların yer aldığı merdiven sahanlığında bursa kemerli, taş

Page 113: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

98

söveli giriş kapısı bulunur.(Fot.28) Sütunlar, kesme blok taşların üst üste dizilmesiyle

kare planlı kaide üzerine bindirmeli olarak inşa edilmiştir. Sütunların kenarları

pahlanarak oluklu silmeler oluşturulmuştur. Birinci katta, düşey dikdörtgen formlu, düz

atkı kemerli, söveli sekiz pencere vardır. İkinci katta, kapı hizasındaki odanın penceresi

sepet kulpu kemerli ve sövelidir. Bu pencerenin her iki yanında alt kattaki sütunları

takip eden plasterler yer alır. Bu katın diğer pencereleri düz atkı kemerli, yukarı doğru

genişleyen dikdörtgen kilit taşlı ve sövelidir. İkinci katın bitiminde saçak kademeli

kornişlerle oluşturulmuştur. Batı cephede öne taşırılan kitle ikinci kat seviyesinden bir,

bir buçuk metre yukarı taşırılmıştır. Binanın, tarihi bilinmeyen eski bir fotoğrafında bu

yükseltinin ortasındaki pano üzerinde Osmanlı arması görülmektedir.(Fot.29) Bu arma

bugün bina üzerinde bulunmamaktadır. Panonun her iki yanında plasterler yer alır.

Plasterler kıvrımlı saçak ile son bulur.

Binanın birinci katında yer alan merdiven sahanlığının bulunduğu dikdörtgen planlı

kitlenin ortasında sepet kulplu kemerli bir kapı vardır. Bu bölümün kuzey ve

güneyinden yükselen merdivenlerle yapının ana girişinin bulunduğu birinci kat

seviyesindeki sütunlu bölüme ulaşılır123.(Şek.13-14)

Zemin katın ortasındaki bursa kemerli kapıdan girildiğinde kapının her iki yanında

birer pencere batıya, birer pencere ise kuzey ve güney yönlere açılır. Bu giriş bölümüne

irtibatlı holü, kuzey güney istikametinde uzanan koridor böler. Koridor, güney ve kuzey

ucunda yer alan iki pencere ile aydınlatılır. Koridorun güneyindeki pencere günümüzde

kapıya dönüştürülmüştür. Zemin katta yer alan odalar koridorun doğu ve batısında yer

alır. Holün hemen karşısındaki oda dört pencere ile aydınlatılır.

Giriş holünün, kuzey ve güneyinde üç adet oda yer alır. Holün karşısındaki odanın

kuzey ve güneyinde aynı ebatlarda üç oda daha yer alır. Zemin kattaki odaların kapıları

düşey dikdörtgen formlu düz lentoludur. Bina köşelerindeki odalar ikişer, diğer odalar

birer pencere ile dışarı açılır. Odaların üst örtüsü düz tavanlıdır.

Binanın esas giriş kapısının bulunduğu birinci kata güneyden ve kuzeyden tek kollu

merdivenlerle çıkılır. 123 Doğan Hasol , (2002): Mimarlık Sözlüğü , Yem Yayınları, İstanbul, s.432

Page 114: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

99

Yuvarlak kemerli, taş söveli kapının kilit taşı volüt işlemelidir. Çift kanatlı ahşap

kapıdaki güneş şuası kabartma profilli silmelerle çevrelenmiştir. Kapıdan birinci kat

holüne ulaşılır. Hol kapının her iki yanındaki pencereler ile aydınlatılır. Holü kuzey

güney istikametinde yapıyı boydan boya kat eden koridor keser. Koridor kuzey ve

güney uçlardaki pencerelerle aydınlatılır. Koridorun doğusunda altı, batısında altı olmak

üzere birinci katta toplam 12 oda yer alır. Kuzey uçtaki oda, kuzey ve batı cephedeki

pencerelerle aydınlatılır. Bu odayı güneyindeki oda ile ayrılan duvarın bir bölümü

açılarak, iki oda birleştirilmiştir. Koridorun güney ucundaki oda, güney ve batıdaki

pencerelerle aydınlatılır. Güney uçtaki odayı kuzeydeki oda ile ayıran duvarın bir

bölümü açılarak iki oda birleştirilmiştir. Koridorun batısındaki diğer odalar, batıdan

birer pencere ile aydınlatılır. Koridorun doğusundaki altı oda, batısındaki odalarla aynı

düzende yerleştirilmiştir. Bütün odaların, üst örtüsü düz tavan şeklindedir.

Birinci kattaki holün karşısında, ikinci kata çıkışı sağlayan üç kollu merdiven yer

alır. Merdiven önce doğuya, sonra merdiven sahanlığından itibaren ikiye ayrılarak iki

koldan batı istikametinde üst kata çıkar. Merdiven boşluğu üç pencere ile aydınlatılır.

İkinci kat oda düzenlemesi, birinci kat ile aynıdır. Ancak, öne ve yukarı taşıntılı

bölümdeki oda, batıdan sepet kulplu kemerli pencere ile aydınlatılarak kuzeydeki oda

ile içeriden birleştirilmesidir. Komutan odasının bitişiğindeki odanın koridora açılan

kapısı kapatılmıştır. Birinci katta koridorun güney ve kuzey ucundaki odalardaki iç

duvar bölünmemiştir.

Çatı katına geçiş için, düşey sirkülasyon elemanı mevcut değildir. Çatıya, merdiven

boşluğunun hemen kuzeyindeki ilk odanın tavanında yer alan bir açıklık ile

ulaşılmaktadır.

Tosyavizade Rıfat Osman “Edirne Rehnüması” 124 adlı eserinde, Redif Dairesi’nin

iki katlı, 25 odalı olduğunu belirtmektir. Tosyavizade Rıfat Osman binayı anlatırken,

zemin katı değerlendirmemiştir.

Kışla Tarihçe Defterinde125, binanın 1940 yılında büyük onarım gördüğü, 1963

124 Tosyavizade Rıfat Osman, 1994:74. 125 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tümgeneral Adil Alpay Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne: s.21

Page 115: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

100

yılında binanın dış cephesinin onarıldığı, 1999 yılında odalara kartonpiyer yapıldığı,

2000 yılında zemin kattaki giriş kapısı değiştirilerek pencerelerin pvc olarak

yenilendiği, 2001 yılında binaya kalorifer tesisatı çekildiği belirtilmektedir.

Yapının inşaa tarihi ile ilgili bilgi veren kitabesi yoktur. Tosyavizade Rıfat Osman’ın

“Edirne Rehnuması” adlı eserinde Redif Dairesi’nin yapım tarihi 1902, Ratip

Kazancıgil’in “Edirne Kronolojisi126”, adlı eserinde, 1905/1906 tarihi verilmektedir.

“Yaşayan Tarihi ve Kültürel Askeri Yapıtlar127” adlı çalışmada ise yapının inşa tarihi,

1878 olarak belirtilmektedir.

13 Nisan 1322 tarihli Edirne gazetesi 1906 tarihini doğrulamaktadır.

“Arif Paşa zamanında, Edirne’nin ihtiyacı olan Redif Dairesinin yapılması için Edirne’nin ileri gelenlerinden toplanan para ile geçen Pazar günü, komuta heyeti, devlet ileri gelenleri, Sanayi kışlası ileri gelenleri ile bir tabur askerin hazır bulunduğu açılış töreni yapılmıştır.”128

Binanın planı, cephe düzeni ve süslemeleri 19. yy. başlarına işaret etmekte

olduğundan, Edirne Salnameleri’nin esas alınarak hazırlanan “Edirne Kronolojisi129”

adlı eserin belirttiği 1905/1906 tarihi binanın yapım tarihi olarak kabul edilebilir.

Binada süsleme sade ve azdır. Esas giriş kapısındaki kemerin kilit taşında yer alan

volüt işleme ile ahşap kapı kanatlarındaki, panolar içerindeki, güneş şuası yapıdaki tek

dekoratif öğedir.

Bina, 1914 yılına kadar sanayi mektebi olarak kullanılmış, 1914-1930’da askeri

hastane, 1930-1940 yılları arasında 12. Piyade Tümen Karargahı, 1940 yılından 2005

yılına kadar hudut birlikleri tarafından kullanılmıştır 130. Nisan 2005 tarihinde Trakya

126 Kazancıgil, 1999:114. 127 Yıldırım ve Tekkollu, 2001: 148. 128 Edirne Gazetesi, 2 rebülleval 1324 no:1315 13 Nisan 1322 . Çeviri için Nilüfer Gökçeye teşekkürler. 129 Kazancıgil, 1999:114. 130 54.Mknz.P.Tug,, (2001): Tümgeneral Adil Alpay Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne, s.13

Page 116: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

101

Üniversitesine teslim edilen bina, günümüzde meslek yüksek okulu olarak

kullanılmaktadır.

Page 117: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

102

Katalog No :III

Eser Adı :Depo Binası

Şekil No : -

Fotoğraf No : 30

İnşa Tarihi : 19-20.yy.

Yapan / Yaptıran :- : -

Onarımlar : -

Adres : Baba Demirtaş Mahallesi, Sanayi Caddesi. EDİRNE

Şehir Haritasında Yer No :8

İnceleme Tarih :Mart 2005

Trakya Üniversitesi Sağlık Meslek Yüksek Okulu’nun alanda, Redif Dairesi’nin

batısında yer alan depo binası dikdörtgen planlı, bodrum üzerinde tek katlıdır. Kırma

çatılı bina kiremit ile kaplıdır. Binaya, doğu cephedeki sekiz basamaklı merdivenle

çıkılır. Ana girişin bulunduğu altı sütunceli bölüm cepheden öne taşırılmıştır. Köşeleri

kesme taş vurgulanan binanın duvar örgüsü, taş ve tuğladır. Zemin ile birinci kat

arasındaki kademeli korniş tüm binayı dolaşır.

Bodrum, zemin kattaki 23 pencere, kare planlı, düz lentoludur. Pencereler yarıya

kadar taş sövelidir. Cephenin zemin kat seviyesinde iki, güney kuzey ve batısında birer

kapı yer alır. Kornişle ayrılan birinci katta düz atkı kemerli, yukarı doğru genişleyen

dikdörtgen kilit taşlı,söveli 26 pencere yer alır. Doğudaki ana giriş kapısı, düz atkı

kemerli, yarıya kadar taş sövelidir.

Binaya bu kapıdan girildiğinde, kuzey güney, doğu batı istikametinde birbirini bölen

iki koridor yer alır. Koridorlara açılan karşılıklı sekiz oda vardır. Bodrum kattada aynı

düzen görülür. Odaların üst örtüsü düz tavandır.

Süslemenin olmadığı bina, gösterişten uzak, simetrik formdadır.(Fot.30) Binanın

yapım tarihi ve yapım amacına dair herhangi bir belge veya kitabeye rastlanılmamıştır.

Neo-klasik üslüp özellikleri taşıyan yapı 19.yüzyıl sonlarında inşa edilmiş olmalıdır.

Binanın gösterişten uzak, zemin kat üzerine tek katlı olması, zemin kat üzerindeki kapı

sayısının çok olması ve odaların büyüklüğü, Redif Dairesi’nin yanında olması yapının

Page 118: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

103

Redif Dairesi’nin bir parçası ve çağdaşı olması ihtimalini güçlendirmektedir.

Bina Nisan 2005 tarihine kadar askeri birliklerce kullanıldıkdan sonra, Trakya

Üniversitesi’ne teslim edilmiştir.

Page 119: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

104

5. KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME

Page 120: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

105

5. KARŞILAŞTIRMA VE DEĞERLENDİRME

19.yüzyılın sonları ile 20.yüzyılın başlarında, Osmanlı mimarisinde yeni arayışlar ve

denemeler görülür. 19.yy da yeni yapı formlarının arandığı bu dönemde, Yeni-Klasik

anlamına gelen, Neo-Klasik, Barok ve Rokoko’ya bir tepki olarak 18.yy’ın ikinci

yarısında tüm Avrupa’yı etkisi altına alan sanat anlayışı ve üslubudur. Antikiteye

öykünen bir tasarım ve tutum görülür. Yeni-klasizm’in en başarılı ürünleri mimarlık

alanındadır131. Yeni klasik yapılar som, sağlam,doğrusal, ciddi görünüşlüdür. Sütunlar,

plasterler bu dönemde yeniden görülür132. Bu dönemde etkin olan Eklektizm, bazı

kaynaklarda bir davranış bazı kaynaklarda da üslup olarak geçer. Karma(eklektik)

üslup, farklı çağ ve üsluplardan seçilip devşirilerek yeni bir ürün oluşturulması

olusudur133. 19.yy sonlarından 20.yy başlarına kadar geçen sürede Türk mimarlar,

klasik Türk mimarlığına ait yapıları dirilterek neo-klasik Türk üslubunu oluşturmaya

çalışmışlardır. Dinsel yapılardan alınan sivri kemerler, kubbe, kemer sütun gibi yapı

elemanları sivil ve resmi yapılara uygulanmıştır.Milliyetçilik akımlarının etkili olduğu

bu döneme, birinci ve ikinci ulusal mimarlık dönemi de denilir134.

Söz konusu sürecin başlangıcı, imparatorluk sınırları içerisinde başlayan reform

hareketlerinin ortaya çıkardığı yeni kurumların mekan ihtiyaçları ile belirir. Özellikle

askeri reformlara bağlı kalarak ortaya çıkan bu yapılar, toplu yaşamaya uygun, çok

katlı, geniş ve dayanıklı olarak tasarlanmışlardır. Düzen ve kontrol kolaylığının önemli

olduğu bu yapılarda, estetik ikinci plandadır. Giriş bölümlerinin anıtsal ve vurgulu

olduğu askeri nitelikli binalarda simetri hakimdir. Cephelerde hareket, binaların ana

girişinin de bulunduğu orta bölümlerin öne ve yukarı taşırılarak inşa edilmesiyle

sağlanmıştır. Kapı ve pencere açıklıkları, katlar içerisinde bütünlük gösterirken, aynı

binanın her katıda farklı formlarda açıklıkların yer aldığı uygulamalar görülür.

Cepheler silme ve kornişlerle yatay, sütun ve plasterlerle de düşey olarak

bölümlendirilmiştir.

131 Sözen ve Tanyeli,1992:254 132 Hasol, 2002:493 133 Sözen ve Tanyeli,1992:74 134 Hasol, 2002:475

Page 121: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

106

Kaynak ve yayınlardan tespit edebildiğimiz kadarıyla 19. ve 20.yy larda Edirne

bölgesinde dört kışla, bir okul, iki hastane ve bir karargah binası inşa edilmiştir. Bu

kışlalara ait yapılar: Mahmudiye Kışlası’nda (Edirne Kapalı Cezaevi) bir bina, bir

hamam, Süvari Kışlasında(Tunca Kışlası) üç bina, bir çeşme, General Adil Alpay

Kışlası’nda, (Trakya Üniversitesi Meslek Yüksekokulu) iki bina, General Celalettin

Alkoç Kışlası’nda (Karaağaç Kışlası) üç bina, bir hastane, General Kemal Tanca

Kışlası’nda(Harbiye Kışlası) iki okul binası, bir çeşme, şehir merkezinde, Daire-Müşir

(Tümen Karargahı) olmak üzere toplam 13 bina, 2 çeşme, bir hamam tespit edilerek

incelenmiştir.

Askeri yapılardan karargah binası olarak yapılan, Daire-i Müşir binasının cephe

düzeni, oldukça zengin olmasına karşın, Edirne’de aynı döneme ait diğer kışla

binalarının cepheleri, sade ve hareketsizdir.

Edirne’deki askeri yapıların ortak özellikleri, giriş bölümlerinin, cepheden dışarı

taşırılarak kademelendirilmiştir. Cephedeki çok sayıdaki pencere cepheye hareketlilik

katar. Cepheler, silme, korniş ve plasterlerle bölümlendirilmiştir. Yapıların iç mekan üst

örtüsü düz tavan, dıştan ise, beşik, kırma ve topuz çatı formunda kiremit kaplıdır.

İncelenen hamamlarda üst örtüsü değişik ebatlarda kubbe ile örtülüdür.

Dekoratif olarak sade bir görünüm arz eden yapılarda hareket, cephelerdeki taş

oyma süsleme kapı ve pencerelerin kilit taşları ile nadiren duvarlarda, ay yıldız motifi

şeklinde görülür. Müşirlik Dairesi, Harbiye Binası, Redif Dairesi, Timurtaş Askeri

Hastanesi, taş oyma dekoratif öğelerin yer aldığı yapılardır. Bitkisel motifler, Müşirlik

Dairesi ile Timurtaş Askeri Hastanesi’nde görülür. Mahmudiye Kışlası, Süvari Kışlası,

Karaağaç Kışlası binalarında, süsleme, mimari plastik öğelerle( silme, korniş, söve vb.)

sağlanmıştır.

5.1. Plan

Kışla binalarının birçoğu, dikdörtgen planlı, bazıları ise dikdörtgen planlı yapıların

bir araya gelerek oluşturduğu “L”ve“U” şeklindedir. Tümen Karargahı olarak kullanılan

Müşirlik Dairesi, General Adil Alpay Kışlası Redif Dairesi ve Depo, General Kemal

Page 122: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

107

Tanca Kışlası Ek Hizmet Binası, General Celalettin Alkoç Kışlası Binaları ile General

Fahri Özdilek Kışlası’ndaki iki bina dikdörtgen planlıdır. Mahmudiye Kışlası (Piyade-

Yanık), General Kemal Tanca Kışlası Harbiye binası “L” planlıdır. General Fahri

Özdilek Kışlası’ndaki bir bina “U” planlıdır. Hastane Binaları, “U” planlıdır. Okul,

hastane, karargah, koğuş, binaları çok katlı iken, hizmet, depo ve ahır binaları tek

katlıdır. General Adil Alpay Kışlası Depo Binası, General Fahri Özdilek Kışlası’ndaki

binaların ahır olarak kullanılan bölümleri bunlara örnektir. Binaların giriş bölümleri,

iklim şartları değerlendirilerek genellikle güneyde tasarlanmıştır. İncelediğimiz

yapıların tamamının esas giriş kapıları, diğer kapılara oranla daha büyüktür. Kışlaların

vaziyet planlarında “toplu görüş” alanları oluşturulmuştur. Bu alanlar, güneşten azami

oranda yararlanmak amacıyla, arazinin eğimi dikkate alınarak belirlenmiştir. Kışlalar,

askerlerin eğitimi nedeniyle geniş alanlar üzerinde yerleşim yerleri dışında inşa

edilirken, karargahlar merkezde kurulmuştur.

Düz bir alan üzerindeki, Mahmudiye ve Karaağaç Kışlaları’nın, toplu görüş alanı

güneyde, Süvari Kışlası ve Redif Dairesi’nin batıdadır.

Binaların iç mekanlarındaki koridor, binada boydan boya uzanır. Tümen Karargahı

(Daire-i Müşir) binasında odalar, koridora karşılıklı açılır. Harbiye ve Timurtaş Askeri

Hastanesi binalarında odalar koridorun bir cephesinde toplanmıştır. Koğuş ve ahırlarda

koridor bulunmaz. Binaların hemen her odasına, bir pencere planlanmış olup, güneşten

azami derecede faydalanılmıştır. Cephelerdeki pencere simetrisi, merdiven

boşluklarının yer aldığı yüzeylerde bozulmuştur.

Hamam, incelediğimiz döneme ait askeri amaçla kullanılan iki adet hamam

mevcuttur. Bunlardan biri Timurtaş Askeri Hastanesi içerisindedir. Sıcaklık ve ılıklık

bölümünden oluşan hamamın plan şeması içinde bulunduğu hastane yapısına göre

şekillenmiştir. Diğer hamam yapısı, Mahmudiye Kışlası sınırları içerisinde, sıcaklığı

dört eyvanlı ve köşelerde halvet hücreleri olan hamam grubuna girmektedir. Sıcaklığı

dört eyvanlı ve köşelerde halvet hücreleri olan hamam tipine Edirne’de Saray Hamamı

erkekler kısmı, Tahtakale Hamamı(1434) ve Beylerbeyi Hamamında(1428) rastlarız.

Edirne dışında, Konya da ilk örneği Sahip Ata Hamamı, Bursa’da Orhan Bey Hamamı

başlıca örneklerdir.

Page 123: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

108

Çeşme, kışla sınırları içerisinde olduğundan dolayı incelemeye dahil edilen iki

çeşmeden, General Kemal Tanca Kışlası’nın güney batı duvarına bitişik olan çeşme,

hazneli meydan çeşmeleri gurubuna girer. Süvari kışlası (General Fahri Özdilek Kışlası)

içerisinde yer alan çeşme ise namazgahlı meydan çeşmesidir.

5.2. Malzeme ve Teknik

Edirne’deki askeri binalarda, yapım malzemesi olarak düzgün kesme, kaba yonu ve

moloz taş ile tuğla birlikte kullanılmıştır. Timurtaş Askeri Hastanesi’nde ve Tümen

Karargah (Daire-i Müşir) binasının taban ve tavan döşemelerinde ahşap, Tümen

Karargah (Daire-i Müşir) yer yer mermer malzeme kullanılmıştır. Müşirlik Binası’nın

giriş merdivenlerinde, sütunlar ile taban döşemesi olarak kullanılırken, Harbiye

Binaları’nda ise giriş holünde sütun ve döşemelerde görülür. Kaba yonu ve moloz taş ile

tuğladan almaşık duvar örgüsü, Mahmudiye Kışlası, Timurtaş Asker hastanesi, Süvari

Kışlası binalarında görülür. Harbiye Binası’nda bir sıra kesme taş ile iki sıra tuğla

almaşık teknikte kullanılmıştır. Taş-tuğla sıralı duvar örgüsü, Bizans ve erken Osmanlı

Mimarisinde sıkça görülen bir uygulamadır135.

Daire-i Müşir Binası’nın temelinde kesme taş, duvarında tuğla duvar örgüsü

kullanılmıştır. Timurtaş Ahşap malzemeye yapıların duvar ve taşıyıcı elemanlarında

rastlanmaz. Genellikle kapı ve pencere kanatları, taban ve tavan döşemeleri ile çatı

iskeletinde kullanılmıştır.

Binaların günümüze kadar devamlı kullanılması nedeniyle, zamana mukavemeti

yeterli olmayan malzeme, pvc yapı malzemesiyle değiştirilmiştir. Ancak Daire-i Müşir

binasına ait kapı ve pencerelerin tamamı ile Redif Dairesinin esas giriş kapısı kanatları

orijinaldir. Müşirlik binası’nın, taban ve tavanındaki ahşap döşeme sağlam iken,

Timurtaş Askeri hastanesinin ahşap döşemeleri kullanılamaz durumdadır. Diğer kışla

binalarının da kat aralarında ahşap döşeme ve taşıyıcı eleman olarak ahşap kullanıldığı,

bu malzemenin zaman içerisinde blok betonla değiştirildiği değerlendirilmektedir. Çatı

konstrüksiyonunun tamamı ahşaptır. Binaların tamamının çatı örtüsü Marsilya kiremidi

135 Gönül Öney, (1989): Beylikler Devri Sanatı, XIV-XV.Yüzyıl, Türk Tarih Kurumu yayınları, İstanbul,

s.31

Page 124: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

109

ile kaplıdır. Döneme ait yapılardaki, alaturka kiremitlerin, belirlenemeyen tarihlerde

değiştirildiği değerlendirilmektedir.

5.3.Cephe Düzeni

Cepheler oldukça simetriktir. Kat araları, silme ve kornişlerle bölümlendirilmiştir.

Özellikle esas girişin bulunduğu cephenin bazı bölümleri öne ve yukarı taşırılarak

kademelendirilmiştir. Kademelenme bazı binalarda sütunla desteklenmiştir. Daire-i

Müşir, Harbiye Hizmet binası, Redif Dairesi, binaları, giriş bölümlerinin sütunlarla

vurgulandığı yapılardandır. Bu döneme ait sütunlu giriş bölümü bulunan yapılar

arasında, Bursa Yıldırım Kışlası’nda Okul Karargah Binası (1892)136, İstanbul’da,

Kasım Paşa Deniz Asker Hastanesi Fizik Tedavi Binası (1908)137, General Kemal Tanca

Kışlası Harbiye Binası, Süvari Kışlası Binaları, General Celalettin Alkoç

Kışlası(Karaağaç) Binaları esas girişlerinin bulunduğu orta bölümleri öne ve yukarı

taşırılmıştır.

İlk örneklerine Roma zafer tak larında rastlanan ve özellikle batı etkisinde gelişen

Osmanlı Mimarisi’nde yoğun olarak görülen üçgen alınlık, Süvari Kışlası “U” planlı

bina, Harbiye Ek Hizmet Binası’nın esas girişlerinin bulunduğu cephelerde görülür.

Edirne dışındaki askeri yapılarda da görülen uygulamaya en güzel örnek İstanbul,

Selimiye Kışlası Komutanlık Binası’nın(1827)138esas girişinin bulunduğu cephedir.

.Üçgen alınlıklar, korniş veya silme ile çevrilidir. Osmanlı Mimarisinin geç dönem

örneklerinde görülen üçgen alınlık, eklektizm (karma) akımla birlikte, Avrupa

kentleriyle eş zamanlı olarak görülür139. Sanayi Kışlası Redif Dairesi ve Daire-i Müşir

Binası alınlığında Barok üslubun etkileri görülür. Edirne’deki askeri yapılar içerisinde,

Osmanlı Arması bulunan ve günümüze ulaşan tek bina, Harbiye Hizmet binasıdır.

Binaların cephelerinde bol açıklık kullanılmıştır. Her oda en az bir pencere ile

aydınlatılırken kapı sayısı oldukça azdır. Binaların bodrum katlarındaki bazı pencereler

136 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:53 137 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:285 138 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:371 139 Sözen ve Tanyeli, 1992: 259

Page 125: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

110

kapatılırken bazıları, kapıya dönüştürülmüştür.Timurtaş Askeri Hastanesi’nin zemin kat

pencereleri belirlenemeyen tarihte, biriket taş ve tuğla ile örülerek kapatılmıştır.

Binaların kapı ve pencereleri genellikle düşey dikdörtgen formlu ve taş sövelidir. Esas

giriş açıklıkları, özenle yapılmış, kilit taşı ile vurgulanmıştır.

5.4. Yapı Elemanlar

5.4.1. Kapı ve Pencereler

Yapılarda esas girişin bulunduğu cephelerdeki kapı ve pencereler genellikle aynı

düzende, tali kapılar kitle olarak esas giriş bölümlerine göre küçük ve sadedir. Esas

kapıların bulunduğu bölümler, cepheden içeride veya cepheden dışarı taşırılarak

oluşturulmuş bölümler içerisindedir. Kademelenme olmayan cephelerde, kapı ve

pencereler, söve ve plasterlerle belirginleştirilmiştir. Binada simetrik ve düzenli olarak

dağılan kapı ve pencereler bulundukları katta, aynı formdadır. Binaların, giriş

katlarında, yer alan, esas kapı ile bu kapının her iki yanındaki, pencereler, katın diğer

pencerelerinden, farklı formdadır. Karaağaç Kışlası binalarında, kapı ve pencereler aynı

formdadır. Kapı ve pencereler düşey dikdörtgen formlu, düz lentolu ve kesme taş

sövelidir. Söveler, üst üste yerleştirilen taşlar, kademelendirilerek oluşturulmuştur.

5.4.2.Söve

Kapı ve pencerelerin hemen hepsinde görülen söveler, çevreledikleri açıklıklarla aynı

formdadır. Timurtaş Askeri Hastanesi’nin birinci katındaki, düşey dikdörtgen formlu,

basık kemerli, pencereler, dikdörtgen formlu, üzeri tablalı, sövelerle çevrilidir.

Adil Alpay Kışlası, Redif Dairesi, Süvari Kışlası Binaları ve Timurtaş Asker

Hastanesi’nin sövelerinde, kireç taşı kullanılırken, Kemal Tanca Kışlası Harbiye

binasında, kalker bazlı malzeme kullanılmıştır. Karaağaç Kışlası binalarının söveleri,

kesme taşların cephede dendan şeklinde düzenlemeleriyle oluşturulmuştur. Bu

uygulamaya, Kırklareli’ndeki, Mahmut Şevket Paşa Kışlası binaları ile Kars’taki

14.Mknz.Tug. binalarında(19.yy)140rastlanır. Harbiye Binası haricindeki, bütün

140 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:467

Page 126: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

111

binaların kapı ve pencere söveleri, duvardan dört-beş santim dışarı taşırılmıştır. Tuğla

duvar örgüsünün dışa taşırılmasıyla oluşmuştur. Harbiye binası ile Karaağaç kışlası

binalarının söveleri sıvasızdır. Daire-i Müşir binasının, balkon açıklıkları, Harbiye

Hizmet binasının giriş kapısı ve her iki yanındaki pencere ile Mahmudiye Kışlasındaki,

L planlı binanın, köşelerinde yer alan pencere açıklıklarının, söve dikmesi, sütun başlığı

formunda plasterden oluşur.

5.4.3.Silme, Korniş ve Plasterler

Edirne’deki askeri yapıların, tamamının esas girişin bulunduğu cephesinde, silme ve

kat kornişi yer alır. Tek katlı yapıların diğer cephelerinde, saçak kornişleri yer alır.

Silmeler, kaval, düz, armudi, içbükey ve profillidir. Kat aralarında , genellikle kademeli

korniş veya düz silmeler uygulanırken, kaval silmeler pencere altlarından veya

üzerinden geçirilmiştir. Korniş ve silmelerin hemen hemen tamamı cepheyi boydan

boya dolaşan, denizlik silme grubuna girer. Cephenin bazı kapı ve pencere

açıklıklarının üzerindeki kornişlere, Süvari kışlası ve Daire-i Müşir binasında rastlanır.

Eteklik silme, Karaağaç kışla binaları ile Daire-i Müşir binasında görülür. Silme ve

kornişler, söve veya duvar örgüsünde kullanılan yapı malzemeleriyle aynıdır. Kalker

bazlı malzeme ile kireç taşı yoğunluklu kullanılan malzemedir. Silmelerin uygulandığı

bir diğer yer ise kapı, pencere kemerlerinin üzeridir. Daire-i Müşir binasının, balkon

açıklıkları, Harbiye Hizmet binasının giriş kapısı ve her iki yanındaki pencere ile

Mahmudiye Kışlası, “L” planlı binanın, köşelerindeki pencere açıklıklarıdır.

Cephelerdeki plaster uygulamaları, giriş kapılarının her iki yanında balkon

pencerelerinin yanlarında görülür. Profilli silmelerin yer aldığı, pencere kemerlerinin

üzengi taşı seviyesinde plasterlerin bitiminde sütun başlığına benzer uygulamalar

görülür. Karaağaç Kışla binaları ile Redif Dairesinin, cephelerinde, yayvan ve düşey

plasterler yer alır.

5.4.4. Kemer, Sütun ve Ayaklar

Kemer, kemerlerin kilit taşı, söveden taşırılarak, yukarı doğru genişleyen,

dikdörtgen formda yapılmıştır. Adil Alpay Kışlası, Kemal Tanca Kışlası Harbiye

Page 127: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

112

Hizmet binası, Mahmudiye Kışlası “L” planlı binalarda, yuvarlak ve basık kemerli,

açıklıklar birlikte kullanılmıştır. Yuvarlak ve sivri kemerli pencereler, Harbiye

Binasında, kullanılmıştır. Düz lentolu ve yuvarlak kemerli pencereler, Daire-i Müşir ve

Süvari Kışlası binalarında birlikte kullanılmıştır. Timurtaş Asker Hastanesinde ise,

yuvarlak ve basık kemerli pencerelerle birlikte diğer binalarda olmayan dairesel formlu

göz pencerelerin kullanıldığı yapıdır. Redif Dairesi’nde, basık ve yuvarlak kemerli

pencerelerle birlikte sepet kulpu kemerli pencere kullanılmıştır. Pencereler değişik

formda, sövelerle çevrilmiştir. Askeri depo binalarında, kemer söveleri, pencerelerin

yarısı hizasındadır. İstanbul İç Tedarik Bölge Başkanlığındaki bütün depo binalarında

(19.yy)141 bu uygulama görülür.

Sütun, dış cephelerde, taşıyıcı özelliklerden çok, tamamen dekoratif amaçlarla

kullanılmıştır. Dış cephedeki sütunlar,binaların ana girişlerini vurgulamak için öne ve

yukarı taşıntılı inşaa edilen ünitelerde, kullanılmıştır. Dairesel veya kare planlı sütunlar,

kare planlı taş kaideler üzerinde yükselmektedirler. Genellikle binanın esas girişinin

bulunduğu cephesinde, yer alan sütunlu bölümler, Daire-i Müşir Binası’nın kuzey ve

güney cephesinde dört mermer sütun, dor düzenindedir. Kenarları pahlanmış yüksek

kaide üzerindeki parçalı sütun gövdesi, konik ve yivlidir. Sütun başlığı, yumurta firizi

şeklindedir. Bina içerisindeki sütunlar taşıyıcı özellikte olup, dışarıdakilerle aynı

formdadır. Müşirlik binasının holünde 10 sütun yer alır. General Kemal Tanca

Kışlası’ndaki, Harbiye Hizmet binasının, doğu cephesinde, konik ve silindirik gövdeli

dört adet taş sütun, kare planlı yüksek kaide üzerindedir. Aynı kışladaki, Harbiye

Binası’nın, zemin kat holündeki iki adet silindirik sütun taşıyıcı özelliktedir. Adil Alpay

(Sanayi Kışlası) daki, Redif Dairesi’nin, batıdaki, esas girişin önünde, dört adet kare

planlı sütun yer alır. Yüksek kare kaide üzerindeki sütunların, kenarı pahlanarak,

yivlendirilmiştir.

5.4.5.Örtü Sistemi

Kışla binaları, Binaların iç mekan örtüleri düz tavandır. Tavanlar, Timurtaş Askeri

hastanesi ile Daire-i Müşir binasında ahşap malzemedendir. Diğer yapılarda tavanlar,

restorasyonlarla betonarme ye dönüştürülmüştür. Binalar dıştan çatı formları

141 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:297.

Page 128: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

113

uygulanmıştır. Bunlar, Tümen Karargahı (Daire-i Müşir) binasının tamamı, Harbiye ve

Ek Hizmet Binaları’nın bir bölümü kırma çatı, diğer bölümleri beşik çatı, Timurtaş

Askeri Hastanesi ile Süvari Kışlası Binalarının bazı bölümleri topuz çatı, bazı

bölümlerinin üst örtüsü kırma çatı formundadır. Çatılar, günümüzde Marsilya kiremidi

ile kaplıdır. Eski resimlerden, binaların çatı örtüsünün, alaturka veya düz kiremitle kaplı

olduğu anlaşılmaktadır.

Dikdörtgen planlı, tek katlı binalarda, Karaağaç Kışlası, Süvari Kışlası binalarında

beşik çatı örtüsü kullanılırken, binaların öne ve yukarı taşıntılı orta bölümleri ile köşe

çıkmalarında kırma ve topuz çatı formu uygulanmıştır.

Hamamlar, Kubbe, Timurtaş Askeri Hastanesi hamamı ile Mahmudiye Kışlası

hamamlarında uygulanmıştır. Mahmudiye kışlası( Kapalı Cezaevi) sınırları içerisinde

bulunan hamam’ın soyunmalığına ait üst örtüsü tamamıyla yok olmuştur. Ilıklık

bölümü klasik dönem hamamlarında olduğu gibi üç bölümde ele alınmıştır. Eksen

yönünde kemerli bir bölmeyle onun hemen yanındaki helalara geçilir. Soğukluğun esas

bölümü ve helalar kubbe, geçiş bölümü aynalı tonoz örtülüdür. Sıcaklık kubbeli ve geçiş

pandandiftir. Eyvanlar aynalı tonoz, Halvet hücreleri trompla geçilen kubbelidir.

5.4.6. Ocak, Niş ve Panolar

Ocak, İncelediğimiz yapıların hemen hemen hepsi günümüze gelinceye kadar

kullanıldığından binaların iç mekanları ısı ve su tesisatları modernize edilmiştir. Bu

nedenle incelenen yapılar içerisinde, Timurtaş Askeri hastanesi’nin fırınına ait ocak

kalıntısı dışında hiçbir kalıntı yoktur.

Niş, kışla binalarının dış cephelerinde kare ve dikdörtgen planlı nişler görülür.

Bunlar; Süvari Kışlası binalarının, esas girişinin de bulunduğu cephelerinde pencere

altlarında, Daire-i Müşir binasının birinci kat pencerelerinin altında, ikinci kat

pencerelerinin alt ve üstünde, Timurtaş Askeri hastanesi’nin tek katlı kanatlarında,

düşey dikdörtgen kesitli yüzeysel nişler yer alır. Pencerelerin alt ve üstündeki, nişler

pencere ile aynı genişliktedir. İç mekanlarda yuvarlak ve sivri kemerli nişler yer alır.

Bunlar, Daire-i Müşir binası taşıyıcı duvarlarının koridora bakan cephelerinde görülür.

Page 129: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

114

General Kemal Tanca Kışlası, Harbiye Binasının doğusu sonradan yapılan ilavelerle

kapatılmıştır. Cephedeki pencereler, bina içinde, niş şeklini almıştır. Askeri hastane’nin

duvarlarındaki nişlerden bazılarının içinde, kenarları iç bükey panolar yer alır. Daire-i

Müşir binasının, sütunlu bölümünün en üst seviyesindeki pano, mermerdir. İstanbul

Seferberlik Tetkik Kurulu binası (19.yy)142 , giriş bölümü panoları benzerdir.

5.5.Süsleme

İncelenen, Edirne’deki kışla yapıları çok zengin süslemeye sahip değildir. Süsleme,

mimari dekoratif öğelerle (silme,korniş,söve,kemer,sütun ve plaster vb.) sağlanırken,

kapı ve pencere kilit taşlarında bitkisel ve geometrik motifler görülür. Ahşap ve

kalemişi bezemeler binaların iç mekanında görülür. Silme, korniş, söve gibi, mimari

dekoratif öğelerden, yapı elemanları olarak bahsedildiğinden, bu bölümde

tekrarlanmamıştır. Harbiye Binasının duvar örgüsünde taş ve tuğla dekoratif amaçla

kullanılmıştır.

5.5.1.Bitkisel Süsleme

Daire-i Müşir binasının, bazı kapı ve pencere, sövelerinin kilit taşında, kenger

yaprakları, Timurtaş Asker Hastanesi’nin bir penceresinde, karanfil motifi, taş oymadır.

General Adil Alpay Kışlası giriş açıklığı üzerinde, yer alan gülbezek’ler, zamanla yok

olmaya başlamıştır.

Daire-i Müşir binasının, tavanlarındaki, panolarda ve bazı odaların tavanındaki

oymalarda, bitkisel motifler görülür. Birinci kattaki komutan odasının tavanı ortasındaki

oyma, dört bölümden oluşur. Ortada iç içe geçmiş, kenger yapraklı bölümü elips

şeklinde kürecikler çevreler. İkinci bölümde kenger yaprakları arasında içinde üzüm ve

benzeri meyvelerden oluşan saksılar yer alır. İkinci bölüm helezoni bir kordonla biter.

Üçüncü bölüm, yaprak, kenger ve çiçeklerden oluşan demetler panolar halinde

birbirinden ayrılmıştır. Sekiz adet motifin arasında pirinç malzeme ile yapılmış yıldızlar

yer alır.

142 Yıldırım ve Tekkollu, 2001:272

Page 130: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

115

Çakaloğlu Han’ın asma kat tavanında S kıvrımı ile diğer bitkisel motifler benzerlik

gösterir ( 1805/06 )143.

5.5.2.Geometrik Süsleme

General Adil Alpay Kışlası Redif Dairesi ve General Kemal Tanca Kışlası Harbiye

Hizmet Binası’nın giriş kapısındaki kilit taşı volüt işlemelidir. Harbiye Binası ile Daire-

i Müşir binasının esas cephelerinde, ay yıldız motifleri yer alır. Daire-i Müşir binasının

bazı pencerelerinin üzerinde sitilize iç içe geçmiş daireler geometrik süsleme öğeleri

olarak değerlendirilebilir. Harbiye Hizmet binasının üçgen alınlığı ortasında Osmanlı

Arması yer alır.

General Adil Alpay Kışlası, Redif Dairesi ile Daire-i Müşir Binaları’na ait kapı

kanatlarında, profilli silme içerisinde güneş şuası yer alır.

143 İnce, 1999:280

Page 131: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

116

6. SONUÇ

Page 132: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

117

6. SONUÇ

Edirne ve çevresinde ki askeri binaları konu alan bu çalışma kapsamında, Edirne’de

16 eser tespit edilmiştir. Bunlar; Mahmudiye Kışlası’nda (Edirne Kapalı Cezaevi) bir

bina, bir hamam, Süvari Kışlasında(Tunca Kışlası) üç bina, bir çeşme, General Adil

Alpay Kışlası’nda, (Trakya Üniversitesi Meslek Yüksekokulu) iki bina, General

Celalettin Alkoç Kışlası’nda (Karaağaç Kışlası) üç bina, bir hastane, General Kemal

Tanca Kışlası’nda(Harbiye Kışlası) iki okul binası, bir çeşme, şehir merkezinde, Daire-

Müşir (Tümen Karargahı) olmak üzere toplam 13 bina, 2 çeşme, bir hamam tespit

edilerek incelenmiştir.

Yapılan bu incelemede binaların inşa amacı ve günümüzdeki durumu ortaya

konulmuştur. Binaların, neo-klasik, karma(eklektik) ve ulusal mimarinin üslup

özelliklerini taşıdığı tespit edilmiştir.

Mahmudiye Kışlası (Edirne Kapalı Cezaevi) “L” planlı olan bina, inşa tarihinden

kısa süre sonra çeşitli tarihlerde yangınlar görmüş ve farklı kaynaklarda kışla, yanık

kışla olarak kayıtlara girmiştir. 1876 tarihinde büyük onarımlar gördüğü, bir bölümünün

de tekrar yapıldığını bildiğimiz binanın, Kapalı Cezaevi olarak kullanılması nedeniyle

binanın tamamı içerisine girerek inceleme yapma imkanı olmamıştır. Günümüzde

kullanılmayan ve cephelerde tarihi dokusunu koruyan batı yanındaki bu bölümünde

(Sarayakpınar Yolu kenarındaki blok) inceleme yapılabilmiştir. Bu inceleme sonucunda

binanın iç dokusunun tamamıyla değiştirildiği, duvarların kalınlaştırıldığı, kapı ve

pencerelerin cezaevi koşullarına göre demir olarak tadil edildiği tespit edilmiştir. Bina

çatı örtüsü tamamıyla yenilenmiştir. Batı kanadı, kapsamlı bir restorasyon ve onarım

beklemektedir.

General Fahri Özdilek Kışlası (Tunca Kışlası) olarak da kullanılan, Süvari Kışlası

Nisan 2005 de Trakya Üniversite’sine teslim edilmiştir. Kitabeleri olmayan yapılar

tarihlendirilmeye çalışılmıştır. Yapıların, süvari karargahı ve ahır binaları olduğu, fakat

bilinmeyen tarihlerde yapılan değişikliklerle, ahır binalarının askerlerin kalması için

uygun hale getirildiği bilinmektedir. Abdülhamit Albümü’nden alınan eski bir resim söz

konusu binalara benzemesine rağmen, günümüzde tek katlı görülen binalar resimde iki

Page 133: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

118

katlı olarak görülmektedir. Bu binalar Abdülhamit Albümü’nden alınan resimdeki

binalarsa, aynı formdaki benzeri binanın bugün yok olduğu söylenebilir. Günümüze

ulaşan binaların ise pencere ve kapılarının bir çoğu kapatılmış, yeni kapı ve pencereler

ilave edilmiştir. Çatı örtüsü günümüz koşullarına uygun Marsilya kiremidiyle

kapatılmıştır.

Tümgeneral Adil Alpay Kışlası (Sanayi Kışlası) na, kışlanın güneyindeki kemerli

açıklıktan girilmektedir.Bu açıklık üzerindeki Osmanlıca kitabe de, Hastane-i Askeri

ifadesi, nedeniyle kışla içerisindeki yapıların Askeri Hastane binasına ait olduğu

sanılmaktadır. Oysa gerçek de bu binalardan biri Redif Dairesi, diğeri Askeri Depo’dur.

Redif Dairesinin zemin katı güney cephesi ortasındaki pencerenin kapı haline

getirildiği, birinci ve ikinci kattaki bazı oda duvarlarının kaldırıldığı, bazı odalara ise

duvar eklendiği tespit edilmiştir. Askeri depo binasında, tarihi belirlenemeyen birçok

değişiklik yapılmıştır. Kapı ve pencere formlarındaki form ile köşelerdeki çıkma taş

örgü dışında tarihi doku değiştirilmiştir.

General Kemal Tanca Kışlasındaki bir avlu etrafındaki kare planlı binanın, orijinalde

iki binanın değişik tarihlerle eklentilerle birleştirilerek oluşturulduğu tespit edilmiştir.

Harbiye Mektebi’ne ait eski bir resimde, Harbiye Mektebi’ne ait esas binanın “L” planlı

ve “L” nin kısa kenarının bir bölümünün tek katlı olduğu görülür. Bu bina; Padişah

Sultan Abdülaziz devrinde ve Hurşit Paşa’nın Edirne Valiliği sırasında Acemi Oğlanlar

Kışlası olarak kullanılan arsa üzerine inşaa edilmiştir. Binanın zamanla ihtiyaçları

karşılayamaması nedeniyle, 1896-97 tarihlerinde binanın Mimar Sinan Caddesi’ne

bakan cephesine ek bina yaptırılmış, Cumhuriyet döneminde yeni eklentilerle bu iki

bina birleştirilerek bugünkü halini almıştır. Böylece kapalı bir iç avlu çevresinde

günümüze ulaşan kareye yakın dikdörtgen planlı yapı oluşmuştur. Harbiye binası

zemin katı doğu ve batı ucundaki odaların taşıyıcı duvarları kaldırılarak sütunlar

yerleştirilmiş. Harbiye binası ile ek bina kuzey ve güney cephelerden birleştirilmiştir.

Bina üzerinde restorasyon yapılmasına rağmen bu restorasyonun nerelerde ve ne şekilde

yapıldığı belirtilmemiştir. Yaptığımız araştırma sonucunda bu restorasyonun boyutları,

nerede başlayıp nerede bittiği ve hangi malzemelerin kullanıldığı tarafımızdan

belirlenmiştir.

General Celalettin Alkoç Kışlası’nda (Karaağaç Kışlası) Osmanlı Dönemi’ne ait üç

Page 134: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

119

bina ve Cumhuriyet Dönemi’nde yapılmış muhtelif binalar bulunmaktadır. Kışla

binalarının yapı tarzı ve üslup özellikleri ulusal mimari dönemi özelliklerini

yansıtmaktadır. Binaların giriş kapıları yanında yer alan mermer levhalar üzerinde,

binaları yaptıran Mahmut Şevket Paşa’nın ismi ve inşa tarihi, 1911/1912 görülür.

Kışlada bu binaların kapı ve pencere formlarının benzerlerine nadiren başka binalarda

da rastlanır. Aynı kışla içerisinde bu binaların pencere formunu taşıyan yapı

kalıntılarına rastlanılmıştır. Bu kalıntılar genellikle tek katlı binalarda görülmektedir.

Bu binaların esas binalara ilaven depo ve ahır gibi binalar olduğu, cumhuriyet

döneminde çok büyük değişiklikler gördüğü değerlendirilmektedir.

Edirne’de varlığını bilmediğimiz dört asker hastanesinin tarihlendirilmesi yapılmış,

bunlardan yapı elemanları sağlam fakat kullanılamaz durumda olan Demirtaş Askeri

Hastanesi’nin yapım amacı, kullanımı ve bugünkü durumu ortaya konularak ayrıntılı

olarak incelenmiştir.

Demirtaş Asker Hastanesi 19.yüzyıl asker hastanelerinin genel özelliklerini taşıyan

Neo-klasik, eklektik (karma) üslupta yapılmış bir binadır. Yapıda günümüze kadar

büyük değişiklik olmamakla birlikte son dönemde kullanılmadığı için bakımı da

yapılmamıştır. Binanın zemin katı seviyesindeki pencereleri briketle örülerek binanın

yağmur, kar gibi doğal etkenlerden korunması sağlanmıştır.

Edirne’de tarihi dokusunu muhafaza eden tek askeri hastane binası olan Demirtaş

Asker Hastanesi günümüzde kullanılamayacak durumdadır. Bina zengin mimari üslup

ve dekorasyonu ile bir döneme ışık tutması açısından da son derece önemlidir. Bunun

dışındaki asker hastanelerinden Merkez Askeri Hastanesinden geriye bir duvar ve

hamamına ait kalıntılar dışında bir şey kalmamıştır. Metruk durumdaki Demirtaş Asker

Hastanesi’nin biran önce restore edilerek kültür merkezi haline getirilmesinin, Merkez

Askeri Hastanesi’nin içinde bulunduğu şehir çöplüğünün başka bir yere nakledilmesinin

uygun olacağı kanaatindeyim.

Daire-i Müşir (Tümen Karargah Binası) diğer binalara oranla daha gösterişli, zengin

süslemeleri olan, süsleme ve hareketin tüm cephelerde görüldüğü özgün bir eserdir.

Page 135: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

120

Bugün Tümen Karargahı olarak kullanılan Daire-i Müşir Binası’nın tarihi dokusu hiç

bozulmamıştır.

Bu dönemde yapılan askeri yapıların, girişinin de bulunduğu esas cephelerinin

sütunlu olması, bazılarında orta ve yan bölümünün cepheden dışarı ve yukarı taşırarak

inşaa edilmesi, pencere ve kapı sövelerinin belirgin olması, cephelerinde yer alan

süslemelerin sade olması, bu süslemelerin sadece silmelerle belirtilmesi neo-klasik

üslubu işaret etmektedir. Bazı yapılarda üçgen alınlıklar, bazılarında ise şemsenin

bulunduğu bölümün yumuşak ve yuvarlak hatlarla belirtilmesi, bir yapı içerisinde kapı

ve pencere formlarında Osmanlı mimarisinde görülen bütün kemer düzenlemelerinin

cephelerindeki süslemenin çok zengin oluşu karma üslubu işaret etmektedir. Bütün bu

uygulamalar 19. yy.’nin mimari uygulamalarıyla örtüşmektedir.

19. yy.’dan sonra yapılan birçok resmi bina harap haldeyken, askeri birliklerin

konuşlu olduğu bu yapılar, günümüzde aynı cephe düzeniyle ayakta durmaktadır.

Binaların içinde yapılan değişikliklere sık rastlanılmaktadır. Bu değişiklikler, birliklerin

kuruluş ve teşkilatlarındaki değişikliklerle doğru orantılı olan, ilave ve çıkarılan

duvarlardır. Yapılan değişikliklerde binanın taşıyıcı elemanlarına dokunulmamıştır.

İncelediğimiz askeri binalardan sadece Harbiye Binası’nda inşa kitabesi vardır.

Diğer binaların hiçbirinde kitabeye rastlanılmamıştır. Bina üzerinde bulunamayan

kitabeler, “Ahmet Badi” ve “Oral Onur” un eserlerinden alınarak incelenmiştir. Bu

kitabelerin Edirne Müzesi ve özel koleksiyonerlerde olduğu değerlendirilmektedir.

Mevcut kitabelerin bulunarak, esas yerlerine iade edilmesi uygun olacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullandığı bu binalar çok büyük değişiklik görmeden,

aslını muhafaza etmiş olup, çağdaşı olan diğer kamu kurum ve kuruluşlarına ait bir çok

bina aslını muhafaza edememiştir. Bugüne kadar olduğu gibi, bugünden sonra da

binaların tarihi dokusu bozulmadan korunmalıdır.

Page 136: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

121

KAYNAKÇA

Altıntaş,A.(2001) “Edirne’de İlk Askeri Kışla Ve Hastanesi (Bostancı Kışlasındaki

Hastane)”, I.Edirne Tıp Tarihi Günleri Bildirileri (3-4 Ekim 2001)

Altıntaş,A.(1995) “Edirne’de İlk Askeri Hastanenin 1841-1842 Yılları Arasındaki

Durumu Hakkında” I. Edirne Sarayı Sempozyumu Bildirileri 25-27 Kasım 1995, Edirne

Arseven,Esad C.(1954) Sanat Ansiklopedisi,Ankara: Milli Eğitim Basımevi,Cilt II.

Ahmet Badi, (2000) Riyaz-ı Belde-i Edirne(Edirne Şehir Tarihi),Çev:Ratip

Kazancıgil,İstanbul:Edirne Valiliği yayınları,Cilt-1,

Batur ,A.( 1985) “Batılılaşma Döneminde Osmanlı Mimarlığı” Tanzimat’tan

Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İstanbul: İletişim Yayınları.

Beksaç,E. (1995) Avrupa Sanatına Giriş,İstanbul : Enin Yayıncılık,2.Basım.

Büyükişleyen ,Ö.(1993) Sanat Eserlerini İnceleme,Eskişehir.

Çiftçi, A.(2004) 19.Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Askeri Mimari ve İstanbul’da inşa Edilen Askeri Yapılar, Yıldız Teknik Üniversitesi ,Yayınlanmamış Doktora Tezi, İstanbul

Darkot, B.(1993)“ Edirne, Coğrafi Giriş ” , Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü

Armağan Kitabı ,Ankara: T.T.K Yayınları.

Dogdu ,Ç. Z. (2002) Doğdu, Kışla Mimarisi, Türkler Ansiklopedisi, Cilt:12,Ankara.

Hasol,D.(2002) Mimarlık Sözlüğü ,İstanbul:Yem Yayınları, 8.Baskı.

Edirne Gazetesi,2 rebülleval 1324 no:1315 13 Nisan 1322, Çeviri: Nilüfer Gökçe.

Page 137: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

122

Edirne Gazetesi, 24 Ağustos1322 no.1324, Çeviri: Nilüfer Gökçe.

Edirne Salnamesi,H1319/M.1901 .s.923-925. Çeviri: Nilüfer Gökçe.

Edirne İl Jandarma Alay Komutanlığı,(2004):Edirne Kapalı Cezaevi,Jandarma tarihçe

klasörü.

Emecen, F. M. (1998)“Tarih Koridorlarında Bir Sınır Şehri: Edirne ”, Edirne

Serhat’daki Payitaht, İstanbul:Yapı Kredi Yayınları.

Esin,E.(1993) “ Muyanlık”,Uygur “Buyan” yapısından hakanlık Muyanlığına

(Ribat) ve Selçuklu Han ile Medresesinde gelişme. Malazgirt Armağanı, Ankara: Türk

Tarih Kurumu Basımevi, 2.baskı.

Eyice , S.(1981):XVIII:Yüzyılda Türk Sanatı ve Türk Mimarisinde Avrupa Neo-Klasik

Üslubu, Sanat Tarihi Yıllığı(1979-1980),İstanbul.

Eyice,S.(1997) Hamam,İslam Ansiklopedisi,İstanbul :Diyanet Vakfı Yayınevi,Cilt 15.

Eyice,S. (1993)“Bizans Devrinde Edirne Ve Bu Devire Ait Eserler, Edirne’nin 600.

Fetih Yıldönümü Armağan Kitabı,Ankara: T.T.K Yayınları.

Eyice, S.(1981) “XVIII. Yüzyılda Türk Sanatı Ve Türk Mimarisinde Avrupa Neo-

klasik Üslubu” Sanat Tarihi Yıllığı 1979-1980, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi

Sanat Tarihi Enstitüsü, İstanbul.

Fırat, N. İ. (1999) “XX. Yüzyıl Başlarında Görülen Osmanlı Mimarisi” Osmanlı

Ansiklopedisi, Cilt;10, Ankara.

Genel Kurmay Başkanlığı,(2000): İç Hizmet Kanun Ve Yönetmeliği, Ankara

Genel Kurmay Başkanlığı,(1995): Türk Silahlı Kuvvetler Tarihi Osmanlı Devri,

Ankara Genelkurmay Basımevi, III. Cilt, 7. kısım,

Page 138: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

123

Genel Kurmay Başkanlığı,(1987): Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, Osmanlı Devri

Birinci Kosova Meydan Muhaberesi (15 Haziran 1389), Ankara:Genelkurmay

Basımevi, III.Cilt 1. Kısım eki

Genel Kurmay Başkanlığı,(1986):İç Hizmet Kanun ve Yönetmeliği, İstanbul:Bayrak

Yayımcılık.

Gökçe,N. ve Karlıkaya,E. (2001) “Edirne Merkez Asker Hastanesi”, Trakya

Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, Cilt: 18 Sayı: 2.

Güner ,Y. (2004) Edirne Askeri Tabyalarının Mimarisi ,Mimar Sinan Ünversitesi(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),İstanbul İnalcık,H.(1993)“ Edirne’nin Fethi (1361) ”, Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü

Armağan Kitabı, Ankara: T.T.K Yayınları.

İnce, K. (1999) “III.Selim – IV. Mustafa ve II. Mahmud Dönemi (1789-1839) Osmanlı

Mimarisi hakkında”, Osmanlı Ansiklopedisi, Cilt:10, Ankara.

Kazancıgil,R. (1999) Edirne Şehir Tarihi Kronolojisi(1300-1994),Edirne: Edirne

Valiliği Yayınları.

K.K.K, (1996): Türk Kara Kuvvetleri Tarihi, Ankara: Kara Kuvvetleri Basımevi.

Ketselli,N. R.(1999) Osmanlı imparotorluğunun Batışı,İstanbul :Arma Yayınları.

Köylüoğlu,N ve Tunca,A.(2002) Namazgahlı Meydan Çeşmesi,Yöre Dergisi, Edirne: Anka Basımevi.

Mansel, M.A. (1993 )“ İlkçağda Edirne ”, Edirne’nin 600. Fetih Yıldönümü Armağan

Kitabı ,Ankara : T.T.K Yayınları.

Onur ,O.(1972) Edirne Türk Tarih Vesikalarından Kitabeler,İstanbul:Yenilik Basımevi.

Page 139: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

124

Öney,G. (1989) Beylikler Devri Sanatı,XIV-XV.Yüzyıl,İstanbul:Türk Tarih Kurumu

yayınları.

Özbay, K. (1981) Türk Asker Hekimliği Tarihi ve Asker Hastaneleri, C.III, İstanbul.

Özalp,İ.(1999) Kısa Edirne ili Tarihi, Edirne Ticaret Borsası.Edirne

Öz,T. (1993): Edirne Yeni Sarayında Kazı ve Araştırmalar, Edirne’nin 600. Fetih

Yıldönümü Armağan Kitabı, İstanbul:T.T.K Yayınları.

Özcan ,A.(1997):“Karakol Binaları”, İslam Ansiklopedisi, Cilt.23, Diyanet Vakfı

Yayınevi, İstanbul,

Peremeci, N.O.(1939) Edirne Tarihi, İstanbul :Resimli Ay Matbaası.

Sarı,A.(2000) Düşey sirkülasyon Elemanları Merdivenler. İstanbul :Yem Yayıncılık.

Sarıcalıoğlu, M.E.(1997) II.Mahmut Döneminde Edirne’nin Sosyo-Ekonomik

Durumu,İstanbul Üniversitesi,Yayınlanmamış Doktora Tezi,İstanbul.

Sözen,M.(1993) Türk Mimarisinin Tarihsel Gelişim,İstanbul:İstanbul Üniversitesi

Yayını.

Sözen,M. ve Tanyeli,U.(1992) Sanat Kavram ve Terimleri Sözlüğü,İstanbul: Remzi

Kitabevi.

Tekeli,İ. (1999): “19.Yüzyılda İstanbul Metropol Alanının Dönüşümü” Modernleşme

Sürecinde Osmanlı Kentleri, İstanbul :Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Tosyavizade Rıfat Osman.(1994): Edirne Rehnüması (Edirne Şehir

Klavuzu),İstanbul: Türk Kütüphaneciler Derneği Edirne Şubesi Yayınları.

Ülgen,S.A.(1977) “Hamam”,İslamAnsiklopedisi, İstanbul: M.E.B.Yayınları, 5.Cilt.

Page 140: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

125

Yıldırım,N. ve Tekkollu L. (2001): Yaşayan Tarihi Ve Kültürel Askeri Yapılar,Ankara

TürkTarih Kurumu Yayınları.

54.Mknz.P.Tug, (2002):Kışla Tarihçe Defteri,Edirne.

54.Mknz.P.Tug, (2001): General Fahri Özdilek Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.

54.Mknz.P.Tug, (2001): General Celalettin Alkoç Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.

54.Mknz.P.Tug, (2001): General Kemal Tanca Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.

54.Mknz.P.Tug, (2001): Tümgeneral Adil Alpay Kışlası Kışla Tarihçe Defteri, Edirne.

Page 141: EDİRNE VE ÇEVRESİNDE OSMANLI DÖNEMİ ASKERİ MİMARİ

126