Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

4
Temmuz 2014

description

Her ay yayınladığımız bu bültende, Edirne'de yapmış olduğumuz çalışmaların ayrıntılarını ve gündeme ilişkin açıklamalarımızı okuyabilirsiniz.

Transcript of Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

Page 1: Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

Temmuz 2014

Page 2: Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

2 EdirneEdirne BülteniBülteni Temmuz 2014

Kim kime destek veriyorTarım kesimi dünyanın en pahalı mazotunu tüketerek ayakta kalma mücadelesi verdiğini söyleyen Saadet Partisi Edirne İl Tarım ve Hayvancılık komisyonu Başkanı Mansur İriş tarım vehayvancılığın ayakta kalması için acil tedbirler alınması gerekir, dedi.Mansur İriş, Çiftçinin dünyanın en pahalı mazotunu kullandığını, zaten pahalı olan gübre fiyatının tam kullanım zamanında şaha kalktığını ifade etti. Topraklarının en az yarısını borç karşılığı ipotek eden çiftçiden ürün satışında alınanstopaj vergisininve diğer kesintilerin kaldırılması gerekir, aksi halde üretici bu vergi yükünün altında helak olacak, dedi.

İriş açıklamasında şunları söyledi; gelişmiş ülkelerin aynı zamanda tarım ve hayvancılık alanında da gelişmiş olduğunu görüyoruz. Girdileri desteklenen çiftçi ürünü ucuza mal ediyor. Örneğin Avrupa ülkelerinde et fiyatı bizdekinin yarısı. Bu nasıl oluyor? Üreticinin girdi fiyatları düşük. Proje ve kredi destekleri yapılıyor. Faizsiz kredi veriliyor. Yüz lira kredi alan üretici 70-80 lira ödüyor. Özel ve yabancı bankaların pençesine düşmüş çiftçimize bu inanılmaz gibi geliyor. Ülkemizde ise 1.5 liraya mal olan mazota ÖTV, KDV ekleyip 4.5 liraya çiftçiye satıyorsunuz. Sonra da çiftçiye mazot desteği veriyoruz, diye konuşuyorlar. Kim kime destek oluyor. Dengeleri bozuyorsunuz, üreticiyi işini yapamaz, yarınlara güvenle bakamaz hale getiriyorsunuz. Çiftçi, hayvancı borcunu ödeyemiyor. Çiftçi üretimden çok borcunu çevirmeyi düşünüyor. Tarla tapularının yarıdan fazlası bankalarda ipotek edilmiş durumdadır. Bunun sonu felakettir.

Müslüman ve RamazanMüslüman; doğumundan ölümüne kadar, yaratan ve yaşatan Yüce Rabbimiz' in emirlerine ve yasaklarına kayıtsız şartsız teslim olmuş insan demektir. Yüce Allah'ın emir ve yasakları yani güzel dinimiz İslam ise, dünya ve ahiret mutluluğunun tek yoludur. İnsanlar, Allah Teâlâ'nın dediklerini yani İslam'ı (Kur'ân-ı ve Sünnet'i) dinleyip uydukları zaman huzur ve mutluluk içinde olurlar. Onun için Rabbimiz, Kitabımız Kur'ân-ı ve Peygamberimiz (s.a.s.)'i göndermiştir. Ramazan, gücünü, şerefini ve güzelliğini Kur'ân'dan almaktadır (Bakara, 2/185). Ramazan ayı her şeyiyle bir mekteptir. Mübarek Ramazan ayında oruç tutmak, Allah'a teslimiyetin bir ifadesidir. Oruç, ruhun ve kalbin doyurulması, geliştirilmesi, gıdalandırılmasıdır. “Dikkat ediniz, kalpler ancak zikirle huzura kavuşur.” (Rad,28)Allah-u Teâlâ (c.c.)'ya iman eden ve O'nun dini uğrunda koşturmaya çalışan müminler; oruç ibadeti ile sağlam bir bedene, kuvvetli bir iradeye sahip olurlar. İslam'ın ideal ve kâmil insan modelini kazanmada oruç mühim bir yer tutar.“Kulluğumuz, rükûmuz, secdemiz, namazımız, orucumuz ve cihadımız, sadece Rabbimiz'edir.” (Hac 77)

DUA VE YAKARIŞRabbimiz! İmanımızı güçlendir. İmanımızı hayatımızda ve ölümümüzde yoldaş eyle. Bizler eksik, kusurlu ve çok günahkârız. Bize bir daha günahlara dönmeyecek tevbeler nasib eyle. Bizi affeyle, arındır ve ölümden önce uyandır, Allah'ım! Tüm Müslümanlara ve mazlumlara imdât eyle! İnsanlığa hidayet ver, Yâ Rabbi! Bizleri özellikle de gençlerimizi koru! İslam ahlakıyla ahlaklandır, bizleri Allah'ım!Mübarek Ramazan'ı hakkımızda hayırlı kıl. Oruçlarımızı, tevbelerimizi, zikirlerimizi, dualarımızı, sahurlarımızı, iftarlarımızı, ikram ve hayırlarımızı, gece ibadetlerimizi, vesile eyle, Allah'ım! (Amin…)

Bir kimseye, orucun farz olması için kendisinde şu üç şartın bulunması gerekir:1-Müslüman olmak2-Akıllı olmak3-Erginlik çağına gelmiş bulunmakBu şartları taşımayanlara oruç tutmak farz değildir. Ancak erginlik çağına gelmeyen çocukları, bünyelerine zarar vermeyecek şekilde oruç tutmaya alıştırmak uygun olur.

Orucu Kimler Tutar?

Karamollaoğlu, “Bölgedeki kaos herkesi endişelendiriyor” diyerek hükümetin ciddi bir gaflet içinde olduğuna dikkatleri çekti. Karamollaoğlu, “Hükümet ciddi bir gaflet neticesinde bunu göremedi. Sadece Irak'taki durum için değil, aynen Suriye'de yanlışlıklar yapıldı. Başlangıçta Esad'a karşı çarpışmış olmaları, 'aynı hasıma karşı çarpıştığımız

için birbirimize zarar vermeyiz' gibi bir hava vardı. IŞİD'in nasıl bir örgüt olduğunu anlamamış olmalarını anlamak mümkün değil” diye eleştirdi.Gücü Olan İslam Ülkeleri Ortadan KaldırılıyorKaramollaoğlu, yaşananların Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) bir sonucu olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Büyük Ortadoğu Projesi diye isimlendiren proje dış müdahaleler karşısında zayıf kalan gücü olmayan küçük devletler kurulması projesiydi. Irak sonrasında Suriye'de bölünecek. Mısır'da da durum pek iç açıcı değil. Mısır'da bir alt yapı yok gibi ama belli olmaz. Libya bölünüyor. Direnci olan, gücü olan İslam ülkeleri ortadan kaldırılıyor. İktidar şimdiden namlunun ucunda Türkiye olduğunu görmeli. Politikalarımızı da bu istikamette oluşturmaz tedbirlerimizi almazsak yarın böyle bir şey ile karşı karşıya kaldığımızda acze düşeriz.

Ahlâk ve maneviyattan mahrum yetiştirilen nesil ne yazık ki uyuşturucu bataklığında yok oluyor…Hemen her gün onlarca genç 'uyuşturucu salgınından' hayatını kaybederken Milli Gazete, kanayan yaraya dikkat çekiyor.Türkiye'de 2 milyona yakın uyuşturucu bağımlısı bulunuyor. Bunların çoğunluğunu 15 ile 30 yaş arasında. Uyuşturucu

kullanım yaşı her geçen gün biraz daha düşerken, yetkililer uyuşturucu ile mücadele konusunda pasif kalıyor. Gençlerin, millî ve manevi değerlerden yoksun yetiştirilmesi onları uyuşturucu bataklığına sürüklüyor. Özellikle son yıllarda gençler arasında büyük bir hızla yayılan sentetik uyuşturucu Bonzai ocaklar söndürmeye devam ediyor. Dünyanın en tehlikeli uyuşturucu türlerinden biri olan Bonzai, son bir haftada yaşanan olaylarla yeniden ülke gündemine oturdu. Kayseri, Aydın, Bursa, Edirne, Trabzon gibi illerde yaşanan Bonzai vakıalarında zehirlenenler ve ölenler olması, Bonzai tehlikesini bir kez daha gözler önüne serdi.

Gençlik Uyuşturucu Komasında

Hükümet Büyük Gaflet İçindeSaadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temel Karamollaoğlu, hükümeti uyardı.

Page 3: Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

Toplumun aile, ruh ve beden sağlığını korumakla görevli olan devlet, kumara savaş açacağı yerde bu illetin yaygınlaşmasına ön ayak oluyor. 2004 yılından itibaren şans oyunları ve iddia adı altında yeni bir kumar türüyle tanışan insanımız aradan geçen sürede adeta kumara müptela hale getirildi. Daha önce bir iki tane olan kumar oyunları, kumar lobisi tarafından çeşitlendirilerek, cazip hale getirildi, adım başı her yer bayii adı altında kumarhaneye çevrildi. Bugün artık ülkemizde kumarın envai çeşidi boy gösteriyor. Devlet vatandaşını kumardan korumak yerine yaptığı özelleştirmelerle yeni oyunların piyasaya sürülmesini teşvik ederek, bataklığa yeni insanların düşmesine zemin hazırlıyor.Alkol ve Madde Bağımlılığı Derneği Genel Başkanı Mustafa Güney, “Kumar, alkol ve uyuşturucu üçlü bir sacayağıdır. Hiçbiri birbirinden bağımsız değildir. Kumar oynayan insanların alkol ve uyuşturucu kullandığını, tespit ettik. Şans oyunları adı altına yürütülen bu kumar faaliyetleri, ocakları söndürüyor. Kumarda kazanan da kaybetmiştir, çünkü haramdır. Kumarın her çeşidi aynı zamanda bir bağımlılığa dönüşen bir hastalıktır. Çok sayıda vatandaşımız bu illetten kurtulmak için tedavi görürken, bu oyunları çeşitlendirerek teşvik etmek, bu millete yapılacak en büyük kötülüktür” dedi.

Tohumda yine ithalatçıların dediği oldu!

eçtiğimiz hafta sonu GAnkara'da

tohumculuk sektörünün seçimleri vardı. Bilindiği üzere tohumculuk sektörü, 2006 yılında çıkartılan 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu gereğince oluşturulan meslek örgütleri tarafından yönetiliyor. Bu örgütlerin başında da seçimleri yapılan Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) geliyor.TSÜAB'daki seçimler sektörün yarınlarını yakından ilgilendiriyor. Malumunuz `tohum' gıdanın en hassas konusunu oluşturuyor. Tohumda söz sahibi iseniz gıdanız da güven altında demektir. Bundan dolayıtohumculuk sektörünün seçimleri de farklı açılardan önem taşıyor. Öncelikle tohumculuk sektöründe milli bir politika uygulanıyor mu ve sektörün sahibinin kim olduğunu bu seçimlerden çok rahat anlayabilirsiniz. Ülkemizde `tohum' konusu genellikle İsrail tohumları ile gündeme geldiği için kimse TSÜAB ile ilgilenmez. Buranın kimler tarafından yönetildiği ve politikalarının ne olduğu hiç sorgulanmaz. Gelelim hafta sonu yapılan seçimlere… TSÜAB'ın mevcut başkanı Yıldıray Gençer ve listesi seçimleri kazandı. Gençer, iki yıl daha tohumculuk sektörüne yön verecek ve yönlendirecek. Yani reisliğini yapacak. Pekâlâ, Yıldıray Gençer kim, sektördeki ağırlığı nedir? Yıldıray Gençer, Hollandalı küresel tohum firması BejoZaden'in Türkiye Distribütörlüğünü yapıyor. BejoZaden'nin kışlık sebze tohumlarını Türkiye'de satıyor. Yani ithalatçı ve yerli üretimi bulunmuyor. Oysa sektörde 600'e yakın tohum firmasının olması ile övünülüyor. Ancak ne gariptir ki sektör temsilciliğinin reisliğine bir ithalatçı seçiliyor… Sektörün yönetiminde özellikle hibrit sebze tohumlarında yatırım ve ıslah çalışması yapan, kendi çeşitlerini üretmeye çalışan, bunun için elini taşın altına koyan yerli firmaları nedense göremiyoruz… Gerçekten düşündürücü… İşte Türkiye bundan dolayı kendi yerli otomobilini yapamıyor… Kendi uçağını üretemiyor… Kendi tankımız diye övündüğümüz ALTAY'ın motorunu Almanya'dan alıyoruz… Kendi helikopterimizin de sadece torna-tesviye kısmınıyapıyoruz…Tohum ihracatımızın da yüzde 81'ini yabancılar yapıyor…

Temmuz 2014

Sadettin İNAN

Kumar ocaklarsöndürüyor Saadet Partisi Keşan ilçe

Başkanı Ayhan Özkan Keşan'da yaşanan otopark sıkıntısının yaz aylarında daha da arttığını söyledi.Gerek Keşanlılar gerekse şehir dışından gelen misafirlerimiz araçlarını park etmek için yer bulamıyor. Belediye olarak otopark sorunu sizi rahatsız etmiyor mu? Bu sorunun çözümü için nasıl bir hazırlık içindesiniz? diye soran Ayhan Özkan belediyelerin yapılan her inşaattan ciddi miktarda otopark harcı aldığını söyledi.Otoparak için kesilen bu harçların mutlaka park ihtiyacı için kullanılmasını emreden kanunu hatırlatan Özkan, kanunda yer alan ''Otopark hesabında toplanan meblağ otopark tesisi dışında başka bir amaçla kullanılamaz.'' hükmünün yok sayıldığını söyledi. Kanunu koyan herhalde Keşan'daki gibi sorumsuz belediyeler olur diye ''Otopark hesabında toplanan meblağın, amacında kullanılıp kullanılmadığı hususu İçişleri Bakanlığı'nca denetlenir'' diyerek merkezi idareye de görev yüklemiş. Biz Saadet Partisi olarak yetkilileri görevlerini yapmaya davet ediyoruz. İnsanları canından bezdiren bu otopark sorununu bir an önce çözün,dedi.

Türkiye'nin Nisan ayında cari işlemler açığı 4 milyar 788 milyon dolar, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Nisan ayı ödemeler dengesi verilerini açıkladı. Buna göre Nisan ayında cari işlemler açığı 4 milyar 788 milyon dolar olarak gerçekleşti. Yıllıklandırılmışbazda cari açık ise 56 milyar 790 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti.

Cari açık4.7 milyar $

Lalapaşa ilçe Başkanımız Sedat Koşar doludan zarar görenlerin yaralarının tam olarak ve zamanında sarılması gerekir, dedi. Dolunun Lalapaşa'ya bağlı Demirköy, Dombay, Çatma, Hanlıyenice ,Uzunbayır, Tuğlalık köyleri başta olmak üzere ekili arazilerde büyük hasara yol açtığını söyleyen Sedat Koşar zarara uğrayanlara geçmiş olsun dileğinde bulundu. İnşallah bir daha böyle bir afet görmeyiz temennisinde bulunan İlçe başkanımız, yetkilileri yaraların bir an evvel sarılması için göreve davet etti.

Süloğlu ilçe başkanımız Nadir Konak hazırlanan borçlara af kanununa çiftçi borçlarının da eklenmesi gerekir, dedi.Borçlarımızın faizlerinin silinmesini ve takside bağlanmasını istiyoruz diyen Konak, tarım ve hayvancılıkla uğraşan kesimin en mağdur ve en borçlu kesim olduğunu söyledi

DOLU LALAPAŞA'DABÜYÜK ZARARASEBEP OLDU

ÇİFTÇİ BORÇLARI DAAF KAPSAMINA ALINSIN

Otopark Sorunu Bir An Önce Çözülmeli

Page 4: Edirne Saadet Bülteni - Temmuz 2014

Ramazan'ı camisiz karşılayan Müslüman çocuklardan Yunan halkına tebliğ Yunanistan'da yaşayan Müslüman çocuklar, cami ve Müslüman mezarlığı bulunmayan başkent Atina'daki eksiklikleri anlatmak amacıyla bir video hazırlıyor. Ramazan ayı boyunca Yunan halkına dağıtılacak video ile çocukların Yunanistan'da yaşarken dini görevlerini yerine getirmekten nasıl mahrum edildikleri anlatılacak. Yunanistan Müslümanlar Derneği Yönetim Kurulu üyelerinden AnnaStamou, yaklaşan Ramazan ayı öncesi hazırladıkları projeler konusunda bilgi verdi. Atina'nın Avrupa'da camisi olmayan tek başkent olduğunu anımsatan Stamou, bu yıl da Ramazan ayını camisiz karşılamaktan üzgün olduklarını belirtti. Yunanistan Müslümanlar Derneği olarak Ramazan ayı için çeşitli projeler hazırladıklarını kaydeden Stamou, “Yunan halkını, İslam hakkında bilinçlendirecek etkinlikler yapmayı hedefliyoruz. Ama öncelikle Atina'da yaşayan Müslüman çocuklara daha iyi yarınlar sunacak projeler için uğraşıyoruz” diye konuştu.

Gençlerimizin milli ve manevi değerlere bağlı, temiz bir çevrede, ruhsal ve bedensel yönden sağlıklı olarak yetişip gelişmesine katkıda bulunarak üstün vasıflı bir gençlik yetiştirme gayretinde olan Anadolu Gençlik Derneği Edirne Şubesi, okulların kapanmasıyla birlikte Yaz Etkinlikleri 2014 programını başlattı.Konuyla ilgili açıklama yapan AGD Edirne Şube Başkanı Abdülhamit İriş şunları söyledi:İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır düsturuyla hareket eden Anadolu Gençlik Derneği'nin projesi insan, muhatap

kitlesi gençlik, sevdası Türkiye'dir. Gençliğe sahip olanın geleceğe sahip olacağını idrak ederek çalışmalarımızı sürdürüyoruz.Bu münasebetle her sene olduğu gibi bu sene de çocuklarımıza yönelik Yaz-Et programı düzenledik. Dernek binasında düzenlediğimiz Yaz Etkinliklerine katılan çocuklara, eğitimcilerimiz tarafından Kur'an-ı Kerim ve temel dini bilgilerin yanında, ahlaki ve manevi eğitimler de veriliyor. Ayrıca her gün çeşitli sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler düzenliyoruz. Böylece çocuklarımız hem öğreniyor hem eğleniyor.

Günde 6 bin adım atanlarda diz kireçlenmesi (artroz) riskinin azaldığı belirlendi. ABD'deki Boston Üniversitesi'nden bilim adamları, diz

kireçlenmesine eğilimli 1788 kişinin yürüyüş alışkanlıklarını 2 sene boyunca değerlendirdi. Bilim adamları günde 6 bin adım atanlarda kireçlenme riskinin azaldığını, 7 bin adım atanların ise bu eklem hastalığından korunma şansının daha da arttığını gördü.Araştırmaya imza atanlardan Dr. Daniel White, Dünya Sağlık Örgütü her gün 10 bin adım atılması önerisinde bulunsa da sonuçların 6 bin adımın da sağlık için yeterli olabileceğini gösterdiğini vurguladı.

Hem ÖğreniyorlarHem Eğleniyorlar

İslam'ı anlatacaklar

Temmuz 2014

Bayramların başlıca özelliği komşuların, dost ve akrabaların ziyaretlerle bir araya gelmeleridir. Gençler yaşlıların ellerini öperek onların hayır dualarını alırlar. El öpen çocuklara para ve hediye vermek de gelenektendir. Bayramlar, toplumun tüm katmanlarında ayrı bir sevinçle kutlanır. Arefe günlerinde mezarlıklar ziyaret edilir, Yasin'ler okunur, ölüm hatıra gelir, ölümle hayatın, sevinçle hüzün iç içe olduğunu bir kez daha tecrübe ederiz. Cuma, Müslümanların haftalık bayramı, Ramazan ve Kurban Bayramı yıllık bayramlardır. Bayram sabahında erken kalkmak, banyo yapmak; güsletmek, misvak kullanmak; ağzı temizlemek, tatlı bir şey yemek, güzel koku sürünmek, en güzel elbiseleri giymek, Rabbimiz!e çokça şükretmek, ailemize, çocuklarımıza ve bütün insanlara karşı güler yüzlü, tatlı sözlü olmak, sabah camiye giderken tekbir getirmek, sadaka vermek, camiye çocuğumuzu götürmek, hediyeleşmek, bayram gecelerini ibadetle geçirmek müminlerin yapması güzel olan işlerdir. Topluca kılınan bayram namazları ise Müslümanlar arasındaki birlik ve beraberliğin en güzel sembolüdür.

Ramazan bayramı,sevinç ve mutluluk günleri

Bayram, “sevinç günü” demektir. Bayramlar

Müslümanları birbirine yaklaştıran, dargınlıkları

ortadan kaldıran, kardeşlik duygularını

kuvvetlendiren önemli günlerdir. Bayramlar,

Allah'ın mü'min kullarına birer ziyâfet günleridir.

Kireçlenmeye karşıher gün 6 bin adım