Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

434

Transcript of Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Page 1: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore
Page 2: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt Do'urden'in Maceraları

Cilt1

Miras

R. A. Salvatore

Page 3: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

BÖLÜM 1

2003 9EYLÜL 03:40

Haydut Dinin, Drowların şehri Menzoberranzan'ın karanlıkbulvarları arasında dikkatle ilerliyordu. Yaklaşık yirmi yıldırailesiz ve kanundışı biri olarak yaşayan deneyimli savaşçı,şehrin tehlikelerini çok iyi biliyordu. Tabii o tehlikelerdensakınmayı da.

İki mil uzunluğundaki dev mağaranın batı duvarındabulunan terkedilmiş, geniş bir oyuğun yanından geçerkendurup da bakmadan edemedi. Dikit şeklindeki iki sütunudestekleyen demir çitler paramparça olmuştu. Ve iki tanekırılmış kapı vardı; biri zeminde yatıyor, diğeri ise duvarın onmetre yukarısındaki bir balkonda, kırılıp yanmış olanmenteşelerinden asılmış bir halde, çirkin bir şekilde açıkduruyordu. Dinin, kimbilir kaç kez yerden yükselerek obalkona çıkmış ve kendi evinin, yani Do'Urden Evininasilzadeleri için ayrılmış özel odalara girmişti?

Page 4: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Do'Urden Evi. Drow şehrinde bu ismi söylemek dahiyasaktı. Bir zamanlar Dinin'in ailesi, Menzoberranzan'dakialtmış küsur Drow ailesi arasında ilk sekizinci sıradaydı;annesi yöneticiler konseyine dahildi ve kendisi de meşhurDrow akademisindeki Savaşçılar Okulu olan Melee-Magthere'de bir hocaydı.

Şimdi bu yerin önünde durmakta olan Dinin'e, mekanın ogörkem dolu günleri sanki binlerce yıl geride kalmış gibigeliyordu. Artık ailesi yoktu, evi harabe halindeydi ve kendiside hayatta kalabilmek için kötü şöhretli haydutlar çetesiBregan D'aerthe'ye katılmak zorunda kalmıştı.

"Bir zamanlar," dedi haydut Drow sessizce. Evsiz birDrowun tehlikeye ne kadar açık olabileceğini hatırlayanDinin, ince omuzlarını parlak, ince ve neredeyse yarı saydamolan büyülü bir kapının önüne gelip durdu. Elini kapınınyüzeyine koydu ve öteki taraftaki ısı algılayan gözlerin birkapı vurma işareti olarak anlayacağı şekilde vücut ısısıylakapı yüzeyinin rengini değiştirdi.

"Nihayet," diye bir ses geldi birkaç saniye sonra. BuJarlaxle'ın sesiydi. "İçeri buyur Dinin, benim Khal'abbirim.Beni çok beklettin."

Dinin, sağı solu belli olmayan paralı askerin sözlerini vekelime vurgularını şöyle bir düşünüp tartmak için bir anduraksadı. Jarlaxle ona Khal'abbil, yani 'güvenilir dostum,'diye hitap etmişti. Jarlaxle bu lakabı ona, Do'Urden Evininyok edildiği saldırıdan (ki kendisi bu saldırıda önemli bir roloynamıştı) sonra takmıştı. Ayrıca paralı askerin ses tonundaherhangi bir iğneleme yoktu. Hiçbir sorun yokmuş gibi

Page 5: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

görünüyordu. 'Peki o zaman Jarlaxle beni, Menzober-ranzan'ın On Yedinci Ailesi Vandree Evinde yaptığım kritikcasusluk görevinden niye geri çağırdı?' diye merak etti Dinin.Vandree Evinin baş muhafızının güvenini kazanmasıneredeyse bir yılını almıştı. Ve bu güvenin, Dinin'in hiçbiraçıklaması olmadan ev sınırlarını terk etmesiyle birlikte fecibir tehlike altına gireceğine şüphe yoktu.

Haydut savaşçı, bunu anlamanın bir tek yolu olduğusonucuna vardı. Nefesini tuttu ve yarı saydam kapıdan içerigirdi. Sanki sudan oluşan kalın bir duvarın içindengeçiyormuş gibi hissetti, fakat ıslanmıyordu. İki varoluşdüzlemi arasında dalgalanan boyut kapısı içinde birkaç uzunadım attıktan sonra sadece bir parmak kalınlığında gibigörünen büyülü eşikten kendisini zorlayarak geçti veJarlaxle'nin küçük odasına girdi.

Oda huzur verici kızıl bir ışıltıyla aydınlanmıştı. Bundandolayı Dinin'in gözleri enfrarujlu renk tayfından normal ışıktayfına dönüştü. Bu değişim sona erdiğinde gözlerinikırpıştırdı ve Jarlaxle'a bakınca her zaman olduğu gibi bir kezdaha göz kırpıştırdı.

Paralı asker lideri, taştan bir masanın arkasında, egzotikminderlerle dolu ve belli bir açıya kadar ileri gerisallanabilmesi için fırdöndülü bir ayağı olan bir sandalyedeoturuyordu. Her zaman olduğu gibi yerine rahatça kurulmuşoturan Jarlaxle, sandalyeyi geriye doğru yatırmış ve ellerinimuntazam bir şekilde tıraşlanmış olan kafasının (ki bu birDrow için oldukça olağandışı birşeydi!) arkasındakopçalamıştı.

Page 6: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Jarlaxle sadece şaka olsun diye ayaklarından birisinimasaya salladı ve kendisini gizleyen piwqf'i pelerinini sıkıcaetrafına sardı. Büyük mağaranın merkezine, Narbondeladındaki dev sütuna şöyle bir baktı ve saatin geç olduğunuanladı. Her gün doğumunda, Men-zoberranzan'ınBaşbüyücüsü Narbondel'in yanına gider ve bu dev sütuna,önce yavaş yavaş yukarı çıkacak ve sonra aşağı inecek büyülübir ısı yüklerdi. Enfrarujlu renk tayfını algılayan hassas Drowgözleri için sütundaki ısının seviyesi devasa ve parlak bir saatgörevi görüyordu.

Şimdi Narbondel neredeyse soğumuştu; yani bir başka gündaha sonuna yaklaşıyordu.

Dinin'in şehrin yarısından fazla bir mesafe katetmesigerekiyordu. Gideceği yer Menzoberranzan'ın kuzeybatıduvarından uzanan, Pençe Yarığı adındaki dev bir uçurumuniçinde bulunan gizli bir mağaraydı. Bregan D'aerthe'nin lideriJarlaxle orada, birçok gizlenme yerinden birisinde onubekliyordu.

Drow savaşçı, şehrin merkezine doğru ilerleyipNarbondel'in hemen yanından geçti ve bir düzine ayrı aileevini oluşturan yüze yakın içi oyuk dikitin arasından yürüdü.Evlerin muhteşem oyma eser ve heykelleri, sayısız renktekiperi ateşleriyle panldıyordu. Ev surlarının üstündeki görevyerlerinde ya da çok sayıdaki çapraz sarkıtları birbirilerinebağlayan köprülerde volta atan Drow askerleri yürümeyibırakıp ona baktılar. Dinin onlardan uzaklaşana kadarellerinde arbalet yayları ve zehirli ciritleri hazır bir şekilde buyalnız yabancıyı izlediler.

Page 7: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bu Menzoberranzan'ın hayat biçimiydi; her zaman tetikte,her zaman şüpheci.

Dinin, Pençe Yarığının kenarına gelip, etrafına dikkatlebaktıktan sonra aşağı zıpladı ve yarığın içine yavaşça inmekiçin doğuştan gelen levitasyon gücünü kullandı. Otuzmetreden daha fazla bir mesafe indikten sonra tekrar etrafınabakındı ve bir kez daha kendisine doğrultulmuş arbaletyaylarını gördü. Ama bu silahlar, birer paralı asker olanmuhafızların Dinin'in kendilerinden biri olduğunu anlaranlamaz indirildi.

Jarlaxle seni bekliyor, diye işaret etti muhafızlardan birisi,kara elflerin detaylı el alfabesini kullanarak.

Dinin cevap verme zahmetine girmedi. Sıradan askerlerehiçbir açıklama borcu yoktu. Muhafızı sertçe iterek yanındangeçti ve kısa bir tünel boyunca ilerledi. Bu tünel, biraz sonraodalar ve koridorlardan oluşan bir labirente açıldı. Birkaçdönemeç sonra kara elf odaya adım attı.

Yüksek konçlu kara çizmesi taş masaya çarpınca 'güm' diyebir ses çıkarttı. Jarlaxle sonra öbür ayağını da yine aynısertlikle masaya koydu, fakat bu seferki çizmeden bir tıpırtıbile çıkmadı.

Dinin, paralı askerin yakut kırmızısı göz bandını bugün sağtarafına takmış olduğuna dikkat etti.

Masanın yanında küçük, titrek ve insansı bir yaratıkduruyordu. Bu yaratık yuvarlak alnının üzerinden yukarı

Page 8: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

doğru uzanan küçük ve beyaz boynuzcukları da hesabakatılırsa, bir seksenlik Dinin'in taş çatlasa yarı boyundaydı.

"Oblodra Evinin koboldlarından birisi," diye açıkladıJarlaxle kayıtsızca. "Görünüşe bakılırsa sefil şey içerigirmenin bir yolunu bulmuş, ama dışarı çıkmanın pek dekolay olmadığını anlamış."

Bu düşünce Dinin'e gayet doğru geldi. Menzoberranzan'ınÜçüncü Ailesi olan Oblodra Evi, Pençe Yarığının ucundabulunan dar bir oyuğa hakimdi. Ve söylentilere göre, binlercekoboldu sırf zevk için işkence etmek ya da bir savaşdurumunda yem piyade olarak kullanmak üzere bünyesindebarındırıyordu.

Jarlaxle, küçük yaratığa gırtlaktan konuştuğu basit birdilde, "gitmek istiyor musun?" diye sordu.

Kobold hevesle ve aptalca başını salladı.

Jarlaxle yarı saydam kapıyı işaret etti ve yaratık kapıyadoğru koşturdu. Fakat büyülü eşiği aşacak gücü yoktu.Böylece kapıdan geri sekti ve Dinin'in ayaklarının dibinedüştü. Kobold daha ayağa kalkmaya bile başlamadan önceparalı asker liderine doğru döndü ve ahmakça, teessüfedercesine dudak büktü.

Jarlaxle'nin elleri birkaç kez, Dinin'in sayamayacağı kadarhızlı bir şekilde ileri geri oynadı. Drow savaşçı, refleksifolarak gerginleşti. Fakat kıpırdamaması gerektiğini,Jarlaxle'nin her zaman mükemmel nişan aldığını biliyordu.

Page 9: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kafasını eğip kobolda baktığında yaratığın ölü vücudunabeş tane hançer saplanmış olduğunu gördü. Hançerler pulluyaratığın küçük göğsünde mükemmel bir yıldızoluşturmuşlardı.

Jarlaxle, Dinin'in kafası karışık bakışına cevaben omuzsilk-ti. "Yaratığın Oblodra Evine geri kaçmasına izinveremezdim," diye açıkladı, "bizim mağaranın onlarınkininçok yakınında bir yerde olduğunu öğrenmişti."

Dinin de Jarlaxle ile birlikte kahkaha attı. Hançerleri alıpona geri vermek için eğildi, fakat Jarlaxle buna hiç gerekolmadığını ona hatırlattı.

"Kendi kendilerine bana geri dönecekler," diye açıkladıparalı asker, bluzunun kolunu sıyırıp bileğine sarılı olanbüyülü hançer kınını göstererek. "Otursana," dedi arkadaşına,masanın yanında duran ve pek de ahım şahım olmayan birtabureyi işaret ederek. "Konuşacak çok şeyimiz var."

"Beni neden geri çağırdın?" diye açıkça sordu Dinin,masanın yanına geçip yerine oturduğunda. "Vandree Evininiçine tamamen sızmıştım."

"Ah, Khal'abbil,'" diye yanıtladı Jarlaxle. "Konuyu çabucaksadede getiriyorsun. Senin en takdir ettiğim niteliğin de buzaten."

"Uln'hyrr," diye kızdı Dinin, Drow dilindeki 'yalancı'kelimesini kullanarak.

Page 10: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

İki yoldaş yine güldüler, fakat Jarlaxle'ın kahkahası uzunsürmedi. Ayaklarını yere indirdi, öne doğru eğildi ve kralhazinesi olabilecek nitelikteki mücevherlerle dolu ellerini -Dinin bu parlak nesnelerin kaç tanesinin büyülü olduğunu sıksık merak ederdi- taş masanın üzerinde kavuşturdu. Yüzüaniden ciddileşmişti.

"Vandree saldırısı başlamak üzere mi?" diye sordu Dinin,bilmeceyi çözdüğünü düşünerek.

"Vandree'yi unut gitsin," diye yanıtladı Jarlaxle. "Onlarınmeseleleri şu anda bizim için o kadar da önemli değil."

Dinin dirseğini masaya yasladı ve sivri çenesini avucununiçine koydu. 'Önemli değilmiş!' diye düşündü. Ayağa fırlamakve muammalı konuşan Jarlaxle'ı boğazlamak istiyordu. Ziratam bir senesini harcamıştı...

Dinin, Vandree Evi hakkındaki düşüncelerini bir kenarabıraktı. Jarlaxle'ın her zaman için sakin olan yüzüne dikkatle,bir ipucu arayışı içinde baktı ve ne olduğunu anladı.

"Kız kardeşim," dedi Dinin. Jarlaxle ise daha Dinin'insözleri ağzından çıkmadan önce başıyla onaylamayabaşlamıştı bile. "Ne yaptı?"

Jarlaxle doğruldu, küçük odanın yan tarafına baktı vekeskin bir ıslık çaldı. Bunun üzerine duvar taşlarının birparçası kıpırdandı ve ardındaki bir oyuğu gözler önüne serdi.Dinin'in hayatta kalan tek kardeşi olan Vierna Do'Urdenodaya girdi. Evlerinin yıkım gününden beri onu görmemiş

Page 11: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

olan Dinin'in hatırladığından çok daha görkemli ve güzelgörünüyordu.

Vierna'nın ne giydiğini farkeden Dinin'in gözleri faltaşı gibiaçıldı; Vierna cüppesini giymişti! Bu Lloth'un yüce rahibekıyafetiydi; üstüne üstlük Do'Urden Evinin örümcek ve silahmotifleriyle süslü olan cüppesiydi bu! Dinin, Vierna'nın onusakladığını bilmiyordu, cüppeyi on yıldan uzun süredirgörmemişti.

"Risk alıyors..." diye uyarmaya başladı. Ama Vierna'nınçılgın yüz ifadesi, daha sözünü bitiremeden Dinin'indurmasını sağladı. Kadının kızıl gözleri sanki koyu tenli,çıkık elmacık kemiklerinin gölgeleri arkasında yanan alevlergibiydi.

"Tekrar Lloth'un takdirini kazandım," diye bildirdi Vierna.

Dinin, Jarlaxle'a baktı. O ise sadece omuz silkti ve sessizcegöz bandını sol gözünün üstüne kaydırdı.

"Örümcek Kraliçe bana yol gösterdi," diye devam ettiVierna. Normalde melodik olan sesi, bariz bir heyecanlaçatlıyordu.

Dinin bu dişi Drowun deliliğin eşiğinde olduğunu düşündü.Vierna her zaman, hatta Do'Urden Evinin yıkımından sonrabile sakin ve müsamahalı biri olmuştu. Fakat şu son birkaçyılda hareketleri gitgide daha da dengesizleşmişti. Ayrıcazamanının çoğunu yalnız başına oturup merhametsiztanrıçasına umutsuzca dua ederek geçirir olmuştu.

Page 12: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bir sürelik sessizlikten sonra, pek de etkilenmemiş olanJarlaxle, "Lloth'un sana gösterdiği şu yolu bize de söyleyecekmisin?" diye sordu.

"Drizzt." Vierna bu ismi, yani kafir erkek kardeşinin ismini,ince dudaklarına aniden dolan bir zehirmiş gibi tükürdü.

Dinin akıllıca davranıp elini çenesinin altından kaldırdı vevereceği sert cevabı yutabilmek için ağzını kapattı. Her nekadar ahmakça bir güven içinde olursa olsun, Vierna enindesonunda yüce bir rahibeydi ve onu hiddetlendirmek Akıllıcaolmazdı.

"Drizzt mi?" diye sakince sordu Jarlaxle. "Erkek kardeşinizmi?"

"Benim kardeşim falan değil!" diye haykırdı Vierna, sankiJarlaxle'a vurup onu yere devirmeye niyetliymiş gibi masanınyanına doğru koşturarak. Dinin, paralı askerin hafif hareketinigözden kaçırmadı; adamın hançer fırlatan kolunu hazır birduruma getiren ufak bir hareketti bu.

"Do'Urden Evine ihanet etti!" diyen Vierna öfkedenköpürü-yordu. "Bütün Drowlara ihanet etti!" Sert bakışıaniden şeytani ve gayet inandırıcı bir gülümsemeye dönüştü."Drizzt kurban edildiğinde tekrar Lloth'un takdirinikazanacağım ve tekrar..." Vierna aniden sustu. Planlarının gerikalanını kendisine saklamak istediği besbelliydi.

"Tıpkı Matron Malice gibi konuşuyorsun," demeye cüretetti Dinin. ''O da karde— hainin peşine düşmüştü."

Page 13: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Matron Malice'i hatırlıyor musun?" diye alay etti Jarlaxle,bu ismin çağrıştırdığı şeyleri aşırı derecede heyecanlı olanVierna üzerinde bir sakinleştirici olarak kullanarak. Vierna'nınannesi ve Do'Urden Evinin Matronu olan Malice, hain Drizzt'iyeniden yakalama ve öldürme konusunda gösterdiğibaşarısızlık sebebiyle nihai olarak ortadan kaldırılmıştı.

Vierna sakinleşti. Sonra birkaç dakika boyunca sürenyapmacık bir kahkaha krizine tutuldu.

Rahibeye hiç aldırış etmeden, "Seni neden çağırdığımıanlıyor musun?" diye sordu Jarlaxle, Dinin'e.

"Bir sorun çıkarmadan önce onu öldürmemi miistiyorsun?" diye sordu Dinin, tıpkı Jarlaxle kadar sakin birşekilde.

Vierna aniden gülmeyi kesti: çılgın bakışları küstahkardeşine odaklandı. "Wishya!" diye haykırdı ve büyülü birenerji ışını Dinin'i yerinden fırlatıp taş duvara çarpmasınısağladı.

"Diz çok!" diye emir verdi Vierna; ve Dinin kendinegeldiğinde diz çöktü. Bu sırada boş boş Jarlaxle'a bakıyordu.

Paralı asker de şaşkınlığını gizleyemiyordu. Bu son emirpek basit bir büyüydü. Dinin gibi deneyimli bir savaşçınınüzerinde etkili olacak kadar güçlü de değildi yani.

Dimdik ve heybetli duran Vierna, "Lloth'un takdirinikazandım," diyerek ikisi için de açıklama yaptı. "Eğer banakarşı gelirseniz, siz kazanamamışsınız demektir. Lloth'un size

Page 14: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

karşı yapacağım büyülere ve lanetlere bahşettiği güce karşıhiçbir savunmanız olamaz."

"Son olarak Drizzt'in yüzeye çıktığını duymuştuk," dediJarlaxle, Vierna'ya, kadının gitgide yükselen hiddetiniyatıştırmak için. "Gelen bütün raporlara göre hâlâ yüzeydebulunuyor."

Vierna garip bir şekilde sırıtarak başıyla onayladı. İnci gibiparlak dişleri kapkara derisiyle belirgin bir tezatoluşturuyordu. "Hâlâ yüzeyde," diye hemfikir oldu, ama Llothona ulaşmanın yolunu— zafere ulaşmanın yolunu banagösterdi."

Jarlaxle ile Dinin bir kez daha şaşırmış bir şekildebakıştılar. Bütün bu yaşananlara göre, Vierna'nın iddiaları -veVierna'nın kendisi- onlara çılgınca geliyordu.

Ama iradesine ve akıl sağlığına rağmen Dinin hâlâdizlerinin üzerinde duruyordu.

Anayurdumu terkedeli yaklaşık otuz sene geçti. Bu, birDrow elfi için kısa bir süre, ama bana bir ömür boyu gibigeliyor. Menzoberranzan adındaki karanlık mağaradan dışarıadımımı attığımda tek istediğim ya da tek istediğimi sandığımşey, gerçek bir yuva, palalarımı sıcak bir sobanın üzerine asıpgüvenilir arkadaşlarımla hikayeler paylaşabileceğim birdostluk mekanıydı.

Bunların hepsine şimdi Bruenor 'un yanında, onungençliğinin mağara salonlarında kavuştum. Burada refahiçindeyiz. Huzur doluyuz. Silahlarımı sadece Mithril Salonu

Page 15: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ile Gümüşay arasındaki beş günlük yolculuklarım sırasındabelime takıyorum.

Yanılmış mıyım?

Menzoberranzan'in berbat dünyasını terketme kararımkonusunda ne şüphe, ne de pişmanlık duyuyorum. Ama şimdi(sonsuz bir) dinginlik ve huzur içindeyken, o kritikzamanlardaki isteklerimin sebebinin deneyimsizliğinkaçınılmaz arzuları olduğuna inanmaya başladım. Ölesiyeistediğim o sakin yaşamın ne demek olduğunu hiçbilmiyordum ki.

Hayatımın şimdi Karanlıkaltı 'nda yaşadığım bütünzamanlardan daha iyi, hem de bin kat daha iyi olduğunureddedemem. Fakat yine de şimdi, yaklaşan savaşınendişesini duyduğum, o ilham veren korkuyu hissettiğim,yalnızca bir düşman yakındayken ya da karşılaşılmasıgereken bir rakip mevcutken içimde hasıl olan o ürpertiyitattığım en son zamanı hatırlayamıyorum.

Ah doğru, bir hadiseyi hatırlıyorum -daha bir yıl önceWulfgar ve Guenhwyvar ile birlikte Mithril Salonununtemizlenmesi sırasında aşağıdaki tünellerde çalışmıştık- amao his, yani korkunun getirdiği o ürperti çoktan hatıramdansilinip gitti bile.

Biz hareketi seven yaratıklar mıyız? Gerçekte bize hayatveren şey macera ve mücadele olduğu halde, çoğunluklakabul gören o huzur isteme klişelerini tekrarlayıp duruyormuyuz yoksa?

Page 16: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

En azından kendime itiraf etmeliyim ki, cevabı bilmiyorum.

Fakat çürütebileceğim bir nokta, bu sorulara cevapbulmama kesin olarak yardımcı olacak ve beni şanslı bir kişikonumuna getirecek bir gerçek var. Şimdi Bruenor ilehalkının, Wulfgar ve Cattibrie’ın ve tabii biricik Guenhwyvar'in vanındayken kaderimin kendi ellerimde olduğunu açıkçasöyleyebilirim.

Altmış yıllık hayatımda hiç olmadığım kadar güvendeyim.Gelecek için beliren sürekli huzur ve güvenlik ihtimalleridaha evvel hiç bu kadar kuvvetli olmamıştı. Ve yine de ölümlüolduğumu hissediyorum. Hayatımda ilk defa, gelecek günlerebakmaktan çok geçmiş günlere bakıyorum. Bunu açıklamanınbaşka bir yolu yok. Yaşlandığımı hissediyor, dostlarımlapaylaşmayı çok istediğim o hikayelerin yakındabayatlayacağını ve yerine hiçbir şeyin geçemeyeceğinibiliyorum.

Ama verilecek kararın benim ellerimde olduğunu kendimebir kez daha hatırlatıyorum.

—Drizzt Do'Urden

-II-

Drizzt Do'Urden, Dünyanın Omurgası Dağlarının engebeligüney çıkıntıları arasındaki bir patikada yavaşça yürürkengökyüzü aydınlanmaktaydı. Güneyde, çok uzakta,Hepkırlar'ın ötesindeki bir şehrin -muhtemelen Nesme'nin-

Page 17: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

şafakla birlikte tek tek sönen ışıklarına baktı. Drizzt, dağpatikasında bir köşeyi daha döndüğünde oldukça aşağıdaduran küçük Konaktaşı kasabasını gördü. Wulfgar'ın çokuzaklardaki Buzyeli Vadisinden gelmiş olan halkı, yanibarbarlar sabah işlerine daha yeni başlıyorlardı. Bahsi geçeniş ise yıkıntıları toplayıp bir düzene sokmaktı.

Drizzt bu mesafeden minicik görünen suretlerin etraftakoştu-ruşunu izledi ve pek kısa bir süre önce Wulfgar ilegururlu halkının, büyük dağların öteki tarafında kuzeybatıyadoğru bin mil ötedeki donmuş tundrada dolaştığı zamanlanhatırladı.

Ticaret sezonu olan ilkbahar hızla yaklaşıyordu ve MithrilSalonu cüceleri için tüccar olarak çalışan sert görünümlüKonaktaşı halkı, kısa süre içinde daha önce yaşadıklarıgündelik hayatta hiç akıl edemeyecekleri kadar zenginlik verefah elde edecekti. Wulfgar'ın çağrısıyla gelip kadimsalonlarda cücelerin yanında yiğitçe savaşmışlardı ve kısasüre sonra emeklerinin karşılığını alacaklardı. BuzyeliVadisinin sonsuz ve amansız rüzgarlarını geride bıraktıklarıgibi, göçebe hayat tarzlarını da terketmişlerdi.

"Hepimiz ne kadar da çok yol katettik," diye belirtti Drizzt,sabah göğünün ayaz boşluğuna doğru. Ve güneydekimuhteşem şehir

Gümüşay'dan, yani kabul edileceğine asla inanmaya dahicesaret edemediği şehirden yeni döndüğünü hatırlayan Drowrancer sözlerindeki çifte anlamı farkedip güldü. Gerçekten deDrizzt, daha iki yıl önce Mithril Salonu arayışında Bruenor'a

Page 18: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yoldaşlık ederken Gümüşay'ın şaşalı kapılarından geriçevrilmişti.

"Bir haftada tek başına yüz mil yol katettin," diyebeklenmedik bir cevap geldi.

Drizzt içgüdüsel olarak kara ellerini palalarına attı, amazihni reflekslerine hakim oldu ve Drow savaşçı, bariz bir cüceaksanı kullanan bu melodik sesi tanıyınca rahatladı. Birkaçsaniye sonra, Bruenor Battlehammer'ın evlatlık kızı Cattibrie,kayalıklı bir çıkıntının etrafından dolaşıp beliriverdi. Gür,kestane rengi saçları dağ rüzgarlarıyla raksediyor, derin mavigözleri ise sabah ışığında ıslanmış mücevherler gibiışıldıyordu.

Drizzt, genç kızın adımlarındaki neşeyi şu son yıllardasıkça yüzleştiği şiddetli savaşların dahi yok edemediğicanlılığı gördüğünde gülümsemesini gizleyemedi. Ve Drizztkendisini herkesten daha iyi tanıyan genç kadını gördüğündeiçini saran sıcaklığı da reddedemezdi. On yıldan da fazla birsüre önce, daha o şimdiki yaşının yarısı kadarken rüzgarlainleyen kayalıklı bir vadide ilk karşılaşmalarından bu yanaCattibrie, Drizzt'i anlıyor, onu derisinin rengiyle değilkalbiyle değerlendiriyor ve kabul ediyordu.

Kısa süre sonra Cattibrie'ın kocası olacak Wulfgar'ın daçıkıntının arkasından dolaşıp geleceğini düşünen kara elfbiraz daha bekledi.

Barbar ortaya çıkmayınca Drizzt, "Yanında bir refakatçiolmadan epey uzaklara gelmişsin," diye belirtti.

Page 19: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie, kollarını göğsünde kavuşturdu ve vücudununağırlığını tek bir ayağının üzerine vererek diğerini sabırsızcayere vurdu. "Ve sen de dostumdan çok babam gibi konuşmayabaşladın," diye yanıtladı. "Drizzt Do'Urden'in yanında dahiçbir refakatçi göremiyorum."

"İyi dedin," diye kabul etti Drow rancer. Sesi saygılıydı vebiraz olsun alaycı değildi. Genç kadının Drizzt'i azarlaması,ona Cattibrie'ın kendi başının çaresine bakabileceğinihatırlattı. Kızın belinde cüce yapımı kısa bir kılıç ve kürklüpelerinin altında kaliteli bir zırh vardı— en az Bruenor'unDrizzt'e hediye ettiği zincir zırh yelek kadar da kaliteliydihani! Anariel'in büyülü yayı Kalp Avcısı Taulmaril,Cattibrie'ın omuzunda rahatça asılı duruyordu. Drizzt oyaydan daha kudretli bir silah görmemişti. Ve taşıdığı güçlüsilahların da ötesinde Cattibrie, dağ kayaları kadar sert olancücelerin arasında ve bizzat Bruenor'un gözetimi altındayetişmişti.

"Sık sık güneşin doğuşunu izler misin?" diye sorduCattibrie, Drizzt'in doğuya doğru dönmüş olduğunufarkederek.

Drizzt üzerine oturabilecekleri düz bir kaya buldu veCattibrie'ı yanma davet etti. "Yüzeydeki ilk günlerimden berişafak vaktini izlerim," diye açıkladı, orman yeşili kalınpelerinini omuzlarının üzerine doğru savurarak. "Fakat ozamanlar gözlerimi feci yakıyordu. Sanırım neredengeldiğimi bana hatırlatmak için. Fakat şimdi, şükür olsun kibu aydınlığa tahammül edebiliyorum."

Page 20: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ve bu da iyi birşey," diye yanıtladı Cattibrie. Drowunmuhteşem gözlerini kendi yoğun bakışlarıyla yakaladı ve onukendisine, Buzyeli Vadisindeki rüzgarlı bayırda birçok yılönce görmüş olduğu o masum gülümsemeye bakmayazorladı.

Karşı cinsten olan ilk arkadaşının gülümsemesine.

"Şurası kesin ki sen güneş ışığına aitsin Drizzt Do'Urden,"diye devam etti Cattibrie, "kanaatimce herhangi bir ırktanherhangi birinin olduğu kadar hem de."

Drizzt dönüp şafağa baktı ve cevap vermedi. Cattibrie dases-sizleşti ve uzun bir süre beraberce oturup uyanışa geçendünyayı izlediler.

"Seninle bulmaya geldim," dedi Cattibrie aniden. Drizztnedenini anlayamayarak merakla ona baktı.

"Yani, .şimdi demek istiyorum," diye açıkladı genç kadın."Konaktaşı'na geleceğin ve sonra birkaç gün içinde MithrilSalonuna gireceğin konusunda haberler aldık. O günbugündür buraya gelip duruyorum."

Drizzt'in yüz ifadesi değişmedi. ''Benimle özel olarak mıkonuşmak istiyorsun?" diye sordu, kızı bir cevap vermeyeteşvik etmek için.

Kafasını doğu ufkuna doğru çevirirken Cattibrie'ın temkinlibir şekilde başıyla onaylaması, Drizzt'in bir şeylerin yanlışolduğunu anlamasını sağladı.

Page 21: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Eğer düğünü kaçımsan seni asla affetmem," dedi Cattibrieyavaşça. Drizzt, kızın sözünü bitirdiğinde alt dudağınıısırdığını ve soğuk algınlığı gibi göstermeye çalışarakburnunu çektiğini farketti.

Drizzt bir kolunu güzel kızın güçlü omuzuna doladı. "Biran dur da düşün, Hepkırlar'ın bütün trolleri benim ve törensalonunun arasında duruyor olsa dahi düğünekatılmayacağıma inanır mısın?"

Cattibrie ona doğru döndü -gözlerinin içine baktı- vegülümsedi. Cevabı biliyordu. Drizzt'e kollarını dolayıp onasıkı sıkı sarıldı. Sonra sıçrayarak ayağa kalktı ve onu daçekerek ayağa kaldırdı.

Drizzt de en az onun kadar rahatlamaya ya da en azındanrahatladığına kıza inandırmaya çalıştı. Cattibrie, Wulfgar ileolan düğününe, yani en yakın iki dostunun düğününe Drizzt'ingeleceğini ta başından beri biliyordu. 'Peki öyleysegözyaşlarının ve soğuk algınlığından kaynaklanmayan oburun çekişin sebebi ne?' diye merak etti zeki Drow. Cattibrieneden dışarıya çıkıp Mithril Salonunun kapısından sadecebirkaç saat ötede onu bulma ihtiyacı hissetmişti ki?

Sebebini kıza sormadı, ama bu onu oldukçaendişelendirmişti. Her ne zaman Cattibrie'ın derin mavigözleri yaşlarla parlasa, Drizzt Do'Urden oldukçaendişelenirdi.

* * *

Page 22: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Menzoberranzan'ın dışındaki dolambaçlı tünellerdedolaşırken Jarlaxle'ın kara çizmeleri taş zeminde yüksek sesletakırdıyor-du. Büyük şehirden dışarıya, Karanlıkaltı'nın vahşidiyarlarına yalnız başına çıkan birçok Drow sessiz olmayabüyük dikkat gösterirdi. Ama paralı asker bu tünellerde neylekarşılaşabileceğini, yani bu civardaki her yaratığı biliyordu.

Bilgi, Jarlaxle'ın kalesiydi. Onun kurduğu vemükemmelleş-tirdiği haydutlar topluluğu Bregan D'aerthe'ninkeşif şebekesi diğer Drow evlerinin hepsinden daha köklüydü.Jarlaxle, şehrin içinde ve civarında yaşanan ve yakındayaşanacak olan herşeyden haberdardı. Asırlar boyunca evsizbir haydut olarak hayatta kalmayı başarmıştı. O kadar uzunbir süredir Menzoberranzan'ın entrikalarının içindeydi ki,şehirdeki hiç kimse -elbetteki İlk Matron Ana Baenre hariçtutulabilir- onun kökeninin ne olduğunu bilmiyordu.

Parlak pelerini üzerindeydi, zarafet dolu adımlarıylabirlikte pelerinin büyülü renkleri yukarı aşağı dalgalanıyordu.Uçamayan devasa Karanlıkaltı kuşu diatryma tüyleriyle doluolan geniş siper-likli şapkası, sıfır tıraşlı kafasını süslüyordu.Bir kalçasında hop-layan ince uzun ve diğerinde asılı durankısa kılıçlar gözle görülen tek silahlarıydı. Ama paralı askeritanıyanlar onun bunlardan çok daha fazlasını elbiselerininiçine gizlediğini ve eğer ihtiyaç duyarsa kolayca hazıredeceğini bilirlerdi.

Merakı tarafından harekete geçirilen Jarlaxle adımlarınıhızlandırdı. Adımlarının ne kadar da uzun olduğunu farkettiğianda, deli Vierna'nın ayarladığı bu sıradışı buluşmaya kastengeç kalmak istediğini kendisine hatırlattı ve kendisiniyavaşlamaya zorladı.

Page 23: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Deli Vierna.

Jarlaxle bunu uzun bir süre düşünüp taşındı. Hattayürümeyi kesip sırtını bir tünel duvarına yasladı ve yücerahibenin şu son birkaç haftada ortaya attığı iddiaları tekrargözden geçirdi. İlk başlarda başarıya ulaşmaya hiç şansıolmayan, kolu kanadı kırılmış bir asilzadenin çaresiz vegeçici umudu olarak görünen şey şimdi hızla sağlam bir planhalini alıyordu. Jarlaxle'ın Vierna'ya katılmasının sebebi uzunsüredir kayıp olan Drizzt'i öldürebileceklerine, hatta yerinitespit edebileceklerine dair duyduğu hakiki bir inançtan çok,bu hadiseyle eğlenmesi ve sonucunu merak etmesiydi.

Ama görünüşe bakılırsa birşeyler Vierna'ya yolgösteriyordu -Jarlaxle, bu yol göstericinin ya Lloth ya daÖrümcek Kraliçe'nin kudretli tebaasından birisi olduğunainanmak zorundaydı. Vierna'nın rahibe güçleri büsbütün geridönmüştü. Ayrıca amacı için oldukça değerli bilgiler edinmişve mükemmel bir casus bile bulmuştu. Drizzt Do'Urden'in şuanda nerede olduğunu kesin bir şekilde biliyorlardı veJarlaxle, bu hain Drowu öldürmenin o kadar da zorolmayacağına inanmaya başlamıştı.

Tünelin içinde son bir dönemeci daha dönüp alçak tavanlı,geniş bir daireye gelirken paralı askerin çizmelerinden çıkansesler onun gelişini haber verdi. Vierna ile Dinin oradaydı. VeJarlaxle'a garip gelen birşey, devamlı düşünüp taşınanzihninin bir kenarına not ettiği başka bir ayrıntı daha vardı;burada, yani şehir dışındaki tehlikeli bir bölgede, Viernakendisini kardeşinin hissettiğinden daha rahat hissediyorgibiydi. Dinin devriye birliklerine öncülük ederek butünellerde birçok yıl geçirmişti, ama koruma altındaki

Page 24: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

asilzade bir rahibe olan Vierna şehrin dışına pek nadirçıkmıştı.

Buna rağmen eğer Lloth'un takdisini kazandığınainanıyorsa, rahibenin hiçbir şeyden korkusu olmazdı.

"Hediyemizi insana teslim ettin mi?" diye hızla, acilensordu Vierna. Jarlaxle'a göre, Vierna'nın hayatındaki herşeyacil olup çıkmıştı.

Selam vermeden ya da geciktiğine dair herhangi bir yorumyapmadan aniden sorulan soru paralı askerin bir anlığınaafallamasına neden oldu. Jarlaxle, Dinin'e dönüp baktı, o isesadece çaresiz bir omuz silkiş-le cevap verdi. Vierna'nıngözlerinde aç ateşler yanarken, Dinin'in gözlerinde yenilgiyeboyun eğmiş bir bakış vardı.

"İnsan küpeyi aldı," diye yanıtladı Jarlaxle.

Vierna, kıymetli küpeyi içinde taşımak için tasarlanmışolan disk şeklindeki düz bir nesneyi havaya doğru kaldırdı."Bu şey soğuk," diye açıkladı, diskin metalik yüzeyini eliyleovalarken, "bu da demek oluyor ki casusumuz çoktanMenzoberranzan'dan uzaklaşmış."

"Değerli bir hediyeyle uzaklaştı," diye belirtti Jarlaxle,sesindeki iğneleyici bir tonla. "Bu gerekliydi ve amacımızaulaşmada bize yardım edecek," diye kızdı Vierna.

"Tabii eğer bu insan senin inandığın kadar değerli bir casusise," diye ekledi Jarlaxle açık açık.

Page 25: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ondan şüphe mi ediyorsun?" diye haykıran Vierna'nın sesitüneller boyunca yankılanarak ve Dinin'in daha fazlagerilmesine neden oldu. Paralı asker ise bunu açık bir tehditolarak algıladı.

"Beni ona Lloth götürdü," diye dudak bükerek devam ettiVierna. "Ailemin şerefini geri kazanmanın yolunu da gösterenLloth'du. Ondan şüphe mi—

"Tanrıçamız sözkonusu olduğunda hiçbir şeyden şüpheetmem," diye çabucak sözünü kesti Jarlaxle. "Sana yolgösterecek olan küpe, talimat verdiğin gibi teslim edildi veinsan da yola çıktı." Paralı asker geniş siperlikli şapkasınıçıkarttı ve saygıyla eğilip reverans yaptı.

Sakinleşen Vierna tatmin olmuş gibi görünüyordu. Kırmızıgözleri hevesle parladı ve yüzünde kurnaz bir gülümsemebelirdi. "Peki, ya goblinler?" diye sordu, sesi beklenti içindekalınlaşarak.

"Kısa süre içinde açgözlü cücelerle irtibata geçecekler,"diye yanıtladı Jarlaxle, "tabii hiç şüphe yok ki bu onlarınaleyhine olacak. Gözcülerim goblin saflarının etrafındayerlerini aldı. Eğer kardeşin bu kaçınılmaz savaşta ortayaçıkacak olursa bundan haberdar olacağız." Paralı asker,Vierna'nın bariz bir şekilde memnun olduğunu gördüğündegülümsemesini gizledi. Yüce rahibe sadece, bahtsız goblinkabilesini kullanarak kardeşinin bulunduğu yerinonaylanmasını istiyordu, ama Jarlaxle'ın aklında çok dahafazla şey vardı. Goblinler ile cüceler arasında en az Drowlarile yüzeydeki kuzenleri arasında olduğu kadar derin ve

Page 26: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

karşılıklı bir nefret vardı ve iki grup arasında yaşanacak hertürlü karşılaşma bir savaşla son bulurdu.

Jarlaxle'ın cücelerin savunmalarını tam olarak ölçüptartması için bundan iyi bir fırsat olabilir miydi?

Ve cücelerin zayıflıklarını öğrenmesi için?

Vierna'nın arzulan tek birşeye odaklanmışken, yani istediğitek şey hain kardeşinin öldürülmesi iken, Jarlaxle işe dahabüyük bir açıdan bakıyor, yüzeye yakın bir yere, belki deyüzeye yapılacak olan bu keşif gezisinin nasıl daha kârlı birhale gelebileceğini düşünüp taşınıyordu.

Vierna ellerini ovuşturdu ve hızla kardeşine doğru döndü.Dinin'in kız kardeşinin neşeli ifadesini taklit etmeyeçalışırken başarısız olması neredeyse Jarlaxle'ın kahkahaatmasına sebep olacaktı.

Vierna, hevessiz kardeşinin bariz hatasını farketmeyecekkadar saplantılıydı. "Goblin yemler seçeneklerini anlıyormu?" diye sordu paralı askere. Fakat daha Jarlaxle bir yanıtveremeden kendi sorusunu cevapladı. "Tabii ki hiçbirseçenekleri yok!"

Jarlaxle aniden, rahibenin şişip büyümüş olan hevesbaloncuğunu patlatma ihtiyacı hissetti. "Ya goblinler Drizzt'iöldürürse?" diye sordu, masum bir ses tonuyla.

Vierna'nın yüzü garip bir şekilde çarpıldı ve rahibe, cevapvermek için yaptığı ilk girişimde başarısızca kekeledi."Hayır!" diye karar verdi en sonunda. "O tesiste binden fazla,

Page 27: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

belki de o sayının iki üç katı kadar cücenin yaşadığınıbiliyoruz. Goblin kabilesi mahvolacak."

"Ama cüceler ve müttefikleri de zayiat verecektir," diyemantık yürüttü Jarlaxle.

"Drizzt değil," diye beklenmedik bir şekilde yanıtladıDinin. Sert sesinde hiçbir taviz tınısı yoktu ve iki yol arkadaşıda onun söylediğine itiraz edemedi. "Hiçbir goblin Drizzt'iöldüremeyecek. Zira hiçbir goblin silahı onun vücuduna dahiyaklaşamaz."

Vierna'nın takdir dolu gülümsemesi, Dinin'in iddiasınınardında yatan dehşetten hiç haberdar olmadığını açıkçagösteriyordu. Bu üçü arasındaki savaşta Drizzt ile yüzleşmişolan tek kişi Dinin idi.

"Şehre geri dönüş tünelleri güvende mi?" diye sorduVierna, Jarlaxle'a. Paralı asker başıyla onayladıktan sonraçene çalmaya hiç vakti olmayan rahibe hızla odadan ayrıldı.

"Bu işin bitmesini istiyorsun." diye belirtti paralı asker.Dinin ile ikisi odada yalnız kaldıktan sonra.

"Kardeşimle karşılaşmadın," diye yanıtladı Dinin açık açık.Sadece Drizzt'in adının anılması bile onu savunmayaçekilmek zorunda bırakıyormuşçasına, Dinin'in eli Drowyapımı müthiş kılıcına doğru seğirdi. "En azından savaşta."

"Korkuyor musun, Khal'abbil?" Bir sorudan çok biriğnelemeye benzeyen bu cümle, dosdoğru Dinin'in şerefineyapılmış bir hakaretti.

Page 28: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yine de savaşçı bunu reddetmek için hiçbir girişimdebulunmadı.

"Kız kardeşinden de korkmalısın," diye açıkladı Jarlaxle vesöylediği her sözde ciddiydi. Dinin tiksinmiş bir yüz ifadesitakındı.

"Ya Örümcek Kraliçe ya da Lloth'un tebaasından birisionunla konuştu," diye ekledi Jarlaxle, afallamış yoldaşıylakonuştuğu kadar kendisiyle de konuşarak. İlk bakıştaVierna'nın bu takıntısı çaresizce ve tehlikeli birşeymiş gibigörünmüştü. Ama Jarlaxle, kaos ile dolu Menzoberranzan'dao kadar uzun bir süredir yaşıyordu ki, Matron Baenre dahilbütün güçlü şahısların buna benzer hayaller kurduğunubiliyordu.

Yöneticiler Konseyi üyeleri de dahil olmak üzereMenzoberranzan'daki her kudretli şahıs bulunduğu güçmevkiini çaresiz gibi görünen hareketler sonucunda eldeetmiş, ihtişam dolu yerlerini kaosun dikenli tellerle doluağları arasından sıyrılarak kazanmışlardı.

Acaba, o tehlikeli ağı geçme sırası şimdi Vierna'da mıydı?

Surbrin Nehri çok aşağıdaki bir vadiyi yararak akarken,Drizzt o günün öğleden sonrasında Mithril Salonunun doğukapısından içeri girdi. Cattibrie onun 'sürpriz' dönüşünübeklemek için içeri Drizzt'den daha erken girmişti. Cücemuhafızlar, Drow rancer sanki kendi sakallı ırklarındanbirisiymiş gibi karşılayıp içeri buyur ettiler. Drizzt, onlarınsıcak karşılamaları sebebiyle içinde dolan sıcaklığı inkaredemezdi. Fakat Bruenor'un halkının onu Buzyeli Vadisindeki

Page 29: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

günlerden beri bir dost olarak kabul ettiği düşünülürse bubeklenmedik birşey değildi.

Drizzt, Mithril Salonunun dolambaçlı koridorlarındayolunu bulmak için refakatçiye ihtiyaç duymuyor ve herhangibirinin eşlik etmesini de istemiyordu. Tesisin yukarıbölümünde her yürüyüşünde içine dolan hisler ve aklına gelenhatıralarla başbaşa kalmayı tercih ediyordu. GarumnGeçidindeki yeni köprünün üzerinden geçti. Bu köprü,yüzlerce metrelik derin yarık boyunca kavis çizerek uzananharika bir taş yapıydı. Drizzt bu mekanda Bruenor'u sonsuzadek kaybetmiş, daha doğrusu kaybettiğini sanmıştı. Ziracücenin, alevler içindeki ejderhanın sırtında yarığın karanlıkderinliklerine doğru döne döne düştüğünü görmüştü.

Bu hatırası dönüp dolaşıp bir sonuca bağlandığındagülümsemesini engelleyemedi; kudretli BruenorBattlehammer'ı öldürmek için bir ejderhadan fazlasıgerekliydi!

Drizzt uzun yarığın öteki ucuna yaklaştığında inşasınahenüz on gün evvel başlanmış olan yeni muhafız kulelerininneredeyse tamamlanmak üzere olduğuna ve çalışkan cücelerinişlerini tam bir bağlılıkla yaptığına dikkat etti. Yine de işibaşından aşkın olan cüce ustalarının her birisi kafalarınıkaldırıp Drizzt'e baktılar ve ona selam verdiler.

Drizzt, devasa mağaradan dışarı açılan köprününgüneyindeki ana koridorlara doğru ilerlerken çok daha fazlaçekiç sesi duydu. O dairenin hemen ötesindeki küçük bir arayoldan geçti ve kendi başına hemen hemen başka bir odasayılabilecek büyüklükteki yüksek tavanlı bir koridora çıktı.

Page 30: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bu koridorda Mithril Salonunun en iyi oymacı ustaları işbaşındaydı. Bruenor'un kral olan atalarının, yani kendisindenönceki yedi hükümdarın heykellerinin yanına, taş duvarüzerinde kendisine ayrılmış olan yere BruenorBattlehammer'ın heykelini yontmakla meşguldüler.

"İyi iş, değil mi, Drow?" diye bir ses geldi. Drizzt arkasınıdönünce, kısa tıraşlı sakalı geniş göğsünün üst kısmına zar zoryetişen, bodur ve toparlak bir cüceyle karşılaştı.

"Hoşbulduk, Cobble," diye cüceyi selamladı Drizzt.Bruenor bu cüceyi kısa bir süre önce Salonların Kutsal Rahibiolarak tayin etmişti. Bu da oldukça değerli bir mevkiydi.

"Uygun mu?" diye sordu Cobble, Mithril Salonunun ogünkü kralının altı metrelik heykelini işaret ederek.

"Bruenor'a uyması için otuz metre boyunda olmalı," diyeyanıtladı Drizzt ve iyi kalpli Cobble kahkahayı bastı. Drizzttekrar dolambaçlı koridorlara doğru ilerlemeye başladığındacücenin kahkahasının gümbürtüsü epey bir süre yankılanarakonu takip etti.

Drizzt kısa süre sonra üst katın salonlar bölümüne, yanimuhteşem Yeraltıkent'in üzerindeki diğer şehre geldi.Cattibrie ile Wulfgar bu bölgede yaşıyor ve bahar ticaretsezonuna hazırlanmakta olan Bruenor da çoğu zaman buradabulunuyordu. Klanın diğer ikibin beşyüz cücesinin çoğunluğuaşağılardaki madenlerde ve Yer-altıkent'de bulunuyordu, bubölgede olanlar ise muhafız birliğinin kumandanları ve üstdüzey askerlerdi. Bruenor'un yurdunda içtenlikle karşılanan

Page 31: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt bile haber vermeden ve refakatçisi olmadan kralınhuzuruna çıkamazdı.

Mücevherli kemerinin içine sıkıştırılmış uzun kahverengibir sakala sahip, huysuz mizaçlı, geniş omuzlu, kaya gibi sertbir cüce. Bruenor'un üst kattaki makam odasına gidenkoridorda Drizzt'e eşlik etti. İsmi General Dagna olan bucüce, kuzey diyarındaki en güçlü cüce tahkimatı olan AdbarKalesinin hükümdarı Kral Harbromm'un özel yardımcılığınıyapmıştı. Ancak sert cüce, Bruenor'un kadim yurdunu gerialmasına yardım etmek için Adbar Kalesinden gelenbirliklerin başına geçmişti. Savaş kazanıldıktan sonra Adbarlıcücelerin çoğu geri dönmüştü. Fakat Mithril Salonunundüşmandan temizlenmesden sonra Dagna, yanındaki ikibincüceyle birlikte salonlarda kalmış, Battlehammer Klanınasadakat yemini etmiş ve cüce, böylece tahkimatınınzenginliklerini koruması için Bruenor'a elle tutulur bir ordusağlamıştı.

Dagna, Bruenor'un yanında onun baş danışmanı ve ordukumandanı olarak kalmıştı. Drizzt'e hiç sevgi beslemiyordu,fakat Drowu cüce kralının yanına daha düşük rütbeli birrefakatçinin götürmesine izin verip de ona hakaret edecekkadar aptal değildi.

İkisi makam odasına yaklaşırken, Drizzt açık kapınınötesinden Bruenor'un, "Size geleceğini söylemiştim," diyehomurdandı-ğını duydu. "Elf, sizin düğününüz gibi birhadiseyi asla kaçırmaz!"

"Beni beklediklerini görüyorum," diye belirtti Drizzt,Dagna'ya.

Page 32: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Konaktaşı halkından senin bu civarda olduğunu duyduk,"diye yanıtladı sert general, konuşurken dönüp Drizzt'ebakmadan. "Bugün yarın geleceğini tahmin ettik."

Drizzt, diğerlerinin de dediği gibi 'cüceler arasında farklıbir cüce' olan generalin, Drowdan ya da -Wulfgar ile Cattibrieda dahil-cüce olmayan hiç kimseden pek hoşlanmadığınıbiliyordu. Fakat kara elf gülümsedi, çünkü böyle önyargılaraalışkındı ve Dagna'nın Bruenor için değerli bir müttefikolduğunu biliyordu.

"Selamlar," dedi Drizzt üç dostuna. Bruenor tahtındaoturuyor, Wulfgar ile Cattibrie da iki yanında duruyordu.

"Demek geldin," dedi Cattibrie boş boş ve kayıtsızdavranmaya çalışarak. Drizzt aralarındaki sırrı düşünüp sırıttı;görünüşe göre Cattibrie, doğu kapısının hemen dışında onunlabuluşmuş olduğunu kimseye söylememişti.

"Bunu planlamaınıştık," diye ekledi, şişkin, damarlı kas veomzuna dökülen uzun sarı saçlarla kuzey diyarı göklerininkristal mavisi renginde gözlere sahip dev gibi bir adam olanWulfgar. "Umarım masada senin için bir sandalye vardır."

Drizzt gülümsedi ve özür dilercesine reverans yaptı.Onların sitemlerini hakettiğini biliyordu. Son zamanlarda peksık ortadan kayboluyordu— hem de haftalar boyunca.

"Pöh!" diye homurdandı kızıl sakallı Bruenor. "Sizegeleceğini söyledim. Ve bu sefer yanımızda kalmak üzeregeldi!"

Page 33: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt kafasını olumsuz anlamda salladı. Kısa bir süresonra tekrar yola çıkacağını ve kendisine... birşeylerarayacağını biliyordu.

Bruenor'un, "Kiralık katili mi arıyorsun, elf?" diyesorduğunu duydu.

'Asla,' diye düşündü Drizzt. Cüce, Drizzt'in en nefret ettiğidüşmanı olan Artemis Entreri'den bahsediyordu. Entreri,Drow rancer kadar iyi kılıç kullanan ve Drizzt'i mağlupetmeye kararlı -saplantılı!- biriydi. Entreri ile Drizzt, çokgüneydeki Calimport şehrinde dövüşmüşlerdi ve hadiseleronları birbirilerinden ayırmadan evvel Drizzt, şansının dayardımıyla üstünlüğü ele geçirmişti. Drizzt bu bitmemişsavaşı duygusal olarak bir sonuca bağlamış ve kendisiniEntreri gibi bir saplantıya düşmekten kurtarmıştı.

Drizzt o kiralık katilde kendisini, eğer Menzoberranzan'dakalsaydı dönüşmüş olabileceği kişiliği görmüştü. Odüşünceye dayanamıyor, sadece onu yok etmek istiyordu.Cattibrie, biricik ve hayret verici Cattibrie, Drizzt'e hemEntreri hem de kendisi hakkındaki gerçeği göstermişti. EğerEntreri'yi bir daha görmezse, Drizzt gerçekten de çok dahamutlu bir kişi olurdu.

"O adamla bir daha karşılaşmayı hiç istemiyorum,'' diyeyanıtladı Drizzt. Duygularım belli etmeden öylece duranCattibrie'a baktı. Kız onu anladığını ve takdir ettiğinigöstermek için Drizzt'e göz kırptı.

"Şu engin dünyada görülecek bir sürü şey var, sevgili cüce.Gölgeler içindeyken göremeyeceğim bir sürü şey. Çeliğin

Page 34: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çınlamasından çok daha hoş olan bir sürü ses ve ölümünkokusuna tercih edilecek bir sürü esans."

"Bir ziyafet daha hazırlayalım bakalım," diye söylendiBruenor, taş tahtından ayağa sıçrayarak. "Şu elfin aklındabaşka bir düğün daha olsa gerek!"

Drizzt buna cevap vermedi.

Odaya başka bir cüce daha hızla girdi sonra Dagna'yı daalarak odayı terketti. Birkaç saniye sonra hayretler içindekalan general geri döndü.

"Ne oldu?" diye homurdandı Bruenor.

"Başka bir misafir daha." diye açıkladı Dagna. Ve daha okonuşurken şişkin göbekli bir buçukluk odaya dalıverdi.

"Regis!" diye haykırdı şaşırıp kalan Cattibrie. O veWulfgar dostlarını karşılamak için ona doğru koştular. Beş yolarkadaşı hiç umulmadık bir şekilde yeniden hep birlikteydi.

"Gümbürgöbek!" diye haykırdı Bruenor, her zaman için açolan buçukluğa taktığı alışılmış lakabı kullanarak. "DokuzCehennemin hangi dibinden—

'Gerçekten de hangi dibinden,' diye düşündü Drizzt. MithrilSalonunun dışındaki patikalarda onu nasıl olup dagöremediğini merak ediyordu. Dostları Regis'i bin mildendaha uzak bir mesafedeki Calimport'da bırakmıştı, üstelikbuçukluğu kurtarırken kafasını uçurdukları lonca başkanınınyerine geçmiş bir halde.

Page 35: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bu hadiseyi kaçıracağımı mı düşünüyordunuz?" diyepufladı Regis, Bruenor'un ondan şüphe edişi karşısındahakarete uğramış gibi davranarak. "Yani en yakın ikidostumun düğününü?"

Cattibrie ona sarıldı, buçukluk da bundan oldukça hoşnutgörünüyordu.

Bruenor ilgiyle Drizzt'e baktı ve Drowun bu sürprizkarşısında hiçbir cevabı olmadığını farkedince kafasınısalladı. "Nereden öğrendin?" diye buçukluğa sordu cüce.

"Şöhretini hafife alıyorsun. Kral Bruenor," diye yanıtladıRegis, göbeğinin ince kemerinin üzerinden aşağı sarkmasınısağlayan kibar bir reverans yaparak.

Drizzt, bu reveransın ondan şıngırtılar gelmesini desağladığına dikkat etti. Regis eğildiğinde yüzlerce mücevherve bir düzine şişkin kese şıngırdamıştı. Regis her zaman güzelşeylerden hoşlanırdı, fakat Drizzt onun bu denli gösterişli birşekilde süslendiğine hiç şahit olmamıştı. Mücevher düğmelibir ceket giymişti ve üzerinde hipnotize edici büyülü yakutsüs de dahil olmak üzere bir sürü mücevherat vardı. Drowbunca mücevheri bir arada hiç görmemişti.

"Uzun süre kalacak mısın?" diye sordu Cattibrie.

"Acelem yok," diye yanıtladı Regis. "Bir oda rica edebilirmiyim?" diye Bruenor'a sordu, "eşyalarımı yerleştirmek veuzun yolun yorgunluğunu atmak için?"

Page 36: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"İcabına bakarız," diye onu temin etti Cattibrie. Bu sıradaBruenor ile Drizzt bir kez daha bakıştılar. İkisi de aynı şeyidüşünüyordu: sırttan bıçaklayan, fırsat düşkünü kimselerledolu bir hırsızlar loncasının başındaki kişinin kudretmakamını uzun bir süre terketmesi alışılmadık birşeydi.

"Peki ya hizmetkarların?" diye sordu Bruenor. Bu bir yemsorusuydu.

"Ah," diye kekeledi Regis, bir cevap uydurmaya çalışarak."Ben... yalnız başıma geldim. Güneyliler kuzey baharınınayaz havasına dayanamıyor, bilirsiniz."

"Pekala gidin öyleyse," diye emretti Bruenor. "İşkembenibayram ettirecek bir ziyafet hazırlama sırası bende.'"

Diğer üçü odadan çıktığında Drizzt cüce kralın yanınaoturdu.

"Calimport'da benim adımı pek az kişi duymuştur, elf,"'dedi Bruenor, Drizzt'e diğerleri odayı terkedince. "AyrıcaUzunsemer'in güneyinde düğünü kim duymuş olabilir ki?"

Deneyimli Bruenor'un kurnaz yüz ifadesi, Drizzt ile tamıtamına aynı fikirde olduğunu gösteriyordu. ''Hem ufaklık,hazinelerinin belli bir bölümünü yanında getirmiş, değil mi?"diye sordu cüce kral.

"Birşeyden kaçıyor," diye yanıtladı Drizzt.

"Başını yine belaya soktu— ' diye homurdandı Bruenor,"yoksa ben de sakallı bir gnomum!"

Page 37: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

* * *

"Günde beş öğün," diye mırıldandı Bruenor, Drizzt'e. Drowile buçukluğun Mithril Salonuna gelişinden beri bir haftageçmişti. "Ve bir buçukluğun kaldırabileceğinden çok dahabüyük porsiyonlar halinde!"

Regis'in iştahı konusunda her zaman hayretlere düşenDrizzt'in cüce krala verilecek bir cevabı yoktu. İkisi birliktesalonun öbür tarafında duran ve açgözlülükle ağzına lokmalartıkmakta olan Regis'i izliyordu.

"Yeni tüneller açmamız iyi olacak," diye homurdandıBruenor. "Bu herifi besleyebilmek için epey bir mithriltedarik etmemiz lazım."

Sanki Bruenor'un yeni tünellerin keşfedilmesindenbahsetmesi bir işaretmiş gibi yemek salonuna General Dagnagiriverdi. Görünüşe göre yemek yemeye pek de meraklıolmayan kahverengi sakallı huysuz cüce, bir hizmetkarıkenara iterek geçti ve salonun öbür ucundan dosdoğru Drizztile Bruenor'un yanma yürüdü.

"Bu kısa bir gezinti olmuş," diye belirtti Bruenor, Drizzt'ediğer cüceyi gördüklerinde. Dagna, Yeraltıkent'in çokkuzeyindeki derin madenlere keşfe giden öncü grubunaliderlik etmek üzere daha o sabah dışarı çıkmıştı.

"Sorun mu, hazine mi?" diye sordu Drizzt lafın gelişi. Herzaman için ikisini de bekleyen -ve gizlice umut eden- Bruenorise sadece omuz silkti.

Page 38: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Kralım," diye selamladı Dagna, Bruenor'un önüne gelipdurarak ve kara elfe hiç bakmayarak. Hızla eğilip reveransyaparken yüzündeki kaya gibi sert ifade, Drizzt'inşüphelerinden hangisinin doğru olduğuna dair hiçbir ipucuvermiyordu.

"Mithril mi?" diye sordu Bruenor umutla.

Dagna bu açık soru karşısında şaşırmış gibiydi. "Evet,"dedi en sonunda. "Kapalı kapının ötesindeki tünel başlı başınayeni ve gördüğümüz kadarıyla cevher bakımından zengin birmaden serisine açılıyor. Cevher kokusu alan burnunuzunefsanesi yayılmaya devam edecek kralım." Bir kez daha eğilipreverans yaptı, bu sefer ilkinden de fazla eğildi.

"Biliyordum," diye Drizzt'e fısıldadı Bruenor. "Dahasakalım bile çıkmamışken o bölgeye bir kez gitmiştim. Birettin öldürmüştüm..."

"Ama bir sorun var," diye araya girdi Dagna, yüzü hâlâifadesiz bir şekilde.

Bruenor, bezdirici cücenin bir açıklama yapması için birazbekledi, sonra biraz daha bekledi. En sonunda Dagna'nın buolaya dramatik bir hava katmak için duraksamış olduğunu veeğer kendisine devam etmesi için bir söz söylemezse inatçıgeneralin günün geri kalan kısmında sessiz kalacağını anlayanBruenor. "Sorun mu?" diye sordu.

"Goblinler," dedi Dagna uğursuzca.

Bruenor homurdandı. "Sorun var dediğini sanmıştım,"

Page 39: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Oldukça büyük bir kabile," diye devam etti Dagna. "Belkide yüzlercedir."

Bruenor kafasını kaldırıp Drizzt'e baktı ve Drowun lavantarenkli gözlerindeki kıvılcımları görünce bu haberlerinkendisini pek sıkmadığı gibi onu da pek etkilemediğinianladı.

"Yüzlerce goblin. elf," dedi Bruenor kurnazca. "Bu konudane düşünüyorsun?"

Drizzt cevap vermedi, sadece sırıtmaya devam etti vebıraktı herşeyi gözlerindeki kıvılcımlar anlatsın. MithrilSalonunun geri alınışından beri zaman hep olaysız geçerolmuştu; cüce tünellerinde çınlayan tek metal sesimadencilerin kazma ve küreklerinden, ustaların kızaklarındangeliyordu. Ayrıca Mithril Salonu ile Gümüşay arasındakiyollar hünerli Drizzt için pek nadiren tehlikeli ya da macerayaaçık oluyordu. Bu haberlerin Drowun ilgisini çekmesininbelirli bir sebebi daha vardı. Drizzt, iyi ırkları korumayakendisini adamış olan bir rancerdi ve cılız kollu, pis kokulugoblinlerden dünyadaki diğer bütün kötü ırklardan nefretettiğinden daha fazla nefret ediyordu.

Bruenor, geniş salondaki diğer bütün masalar boş olduğuhalde, Drow ile diğer cüceyi Regis'in masasına doğrugötürdü. "Akşam yemeği bitti," diye pufladı kızıl sakallı kral,buçukluğun önündeki tabakları eliyle süpürüp şangırtıyla yeredevrilmelerini sağlayarak.

"Git Wulfgar'ı getir," diye hırladı Bruenor, buçukluğunşüphe dolu ifadesine cevaben. "Elliye kadar sayana dek

Page 40: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yanıma geri dönmüş ol. Eğer geç kalırsan porsiyonlarınıyarıya indiririm!"

Regis çabucak kapıdan çıkıp gitti.

Bruenor başıyla onaylayınca, Dagna cebinden bir kömürparçası çıkarttı ve masanın üzerine yeni bulunan bölgeninkaba bir haritasını çiziktirdi. Goblinlerin izine nerederastladıklarını ve yapılan diğer incelemelere dayanarak goblinininin merkezinin neresi olabileceğini gösterdi. İki cüceninözellikle ilgisini çeken şey tünellerin üzerinde çalışılmış,düzgün zeminlere ve köşeli duvarlara sahip olmasıydı.

"Aptal goblinlere baskın yapmak için elverişli," diyeDrizzt'e açıklama yapan Bruenor kurnazca göz kırptı.

"Goblinlerin orada olduğunu biliyordun," diye suçladı onuDrizzt, Bruenor'un potansiyel madenlerin haberinden çokpotansiyel düşmanların haberi karşısında heyecanlandığını vepek şaşırmadığını farkederek.

"Goblinlerin olabileceğini tahmin ettim," diye itiraf ettiBruenor. "Onları orada bir kez görmüştüm, ama ejderingelişinden sonra babam ve askerleri, o zararlı böcekleritemizlemeye zaman bulamadı. Yine de bu uzun, çok uzun birzaman önceydi, elf. -cüce bu sözünü daha iyi vurgulamak içinuzun kızıl sakalını okşadı- Ve onların hâlâ oradaolduklarından emin değildim."

"Tehdit mi ediliyoruz?" diye gür ve bariton bir ses geldi. İkimetreden uzun boylu barbar masaya doğru yürüdü veDagna'nın haritasına bakabilmek için aşağı doğru eğildi.

Page 41: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Sadece goblinler." diye yanıtladı Bruenor.

"Savaşa çağrı!" diye kükredi Wulfgar, Bruenor'un kendisiiçin yapmış olduğu kudretli savaş çekici Aegis-fang'iavucunun içine vurarak.

"Oyuna çağrı," diye düzeltti Bruenor ve Drizzt ile birbirile-rine bakıp başlarıyla onaylayarak gülüştüler.

"Gördüğüm kadarıyla ikiniz öldürmeye pek hevesligörünüyorsunuz," diye söze karıştı Regis'in yanında duranCattibrie.

"Sadede gel," diye kızdı Bruenor.

"Kendi deliklerinde oturan, kimseyi rahatsız etmeyenbirkaç goblin buldunuz ve katliam yapmayı planlıyorsunuz,"diye sözüne devam etti Cattibrie. babasının alaycı tavrınacevaben.

"Kadın!" diye haykırdı Wulfgar.

Drizzt'in neşeli gülümsemesi bir anda yok oluverdi ve kulegibi uzun barbarın küçümseyici tavrına bakarken yerinihayretler içindeki bir yüz ifadesine bıraktı.

"Bunun için memnun ol," diye nazikçe cevap verdiCattibrie. Hiç tereddüt etmemiş ve Bruenor ile yaşadığı dahaönemli olan tartışmadan kopmamıştı. "Goblinlerin savaşistediğini nereden biliyorsun?" diye sordu krala. "Ya da buumurunuzda mı?"

Page 42: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"O tünellerde mithril var," diye yanıtladı Bruenor, sanki bucümlenin bütün münakaşayı sona erdirmesi gerekliymiş gibi.

"Peki onlar goblinlerin mithrili sayılmaz mı?" diye sorduCattibrie masumca. "Hem de hakkıyla?"

"Pek uzun bir süre için değil," diye söze karıştı Dagna,fakat Bruenor'un ekleyebileceği akıllıca bir yorum yoktu.Kızının epey suçlayıcı ve şaşırtıcı olan soru zinciri karşısındaafallamıştı.

"Savaş sizin için daha önemli, hepiniz için," diye devametti Cattibrie, bilgiç mavi gözleriyle karşısındaki dört kişiyede sırayla baktı, "bulunabilecek bütün hazinelerden dahaönemli. Heyecan için açlık duyuyorsunuz. Eğer o tünellerdeğersiz taşlardan ibaret olsaydı bile goblinlerin peşinedüşerdiniz!"

"Ben düşmezdim," diye öttü Regis. ama ona kimse aldırışetmedi.

"Onlar goblin," dedi Drizzt, kıza. "Babanın canını alan şeyde bir goblin saldırısı değil miydi?"

"Evet," diye kabul etti Cattibrie. "Ve eğer o kabileyi birelime geçirirsem, yaptıkları feci şey için onları ceset yığınınadönüştüreceğimden emin olun. Ama bin milden uzun birmesafe ötede olan o goblinler bu kabilenin akrabası mı?"

"Goblin goblindir!" diye hırladı Bruenor.

Page 43: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ah?" diye yanıtladı Cattibrie, kollarını kavuşturarak. "Pekiya Drow Drow mudur?"

"Bu ne biçim konuşma?" diye sordu Wulfgar, kısa süresonra eşi olarak kadına dik dik bakarken.

"Eğer tünellerinde dolaşan bir kara elf bulsaydın," dediCattibrie, Bruenor'a, barbarın hışımla yanına koşmuşolmasına rağmen Wulfgar'ı tamamen duymazdan gelerek,"planlarını çizip onu öldürür muydun?"

Bruenor, Drizzt'e doğru rahatsızlık dolu bir bakış attı, amaCattibrie'ın çıkarımlarının tartışmayı hangi noktaya doğrugötürdüğünü -ve inatçı kralı köşeye kıstırdığını- anlayanDrizzt yine gülümsemekteydi.

"Tut ki onu öldürdün ve tut ki o Drizzt Do'Urden idi. Peki ozaman yanında senin kibir dolu böbürlenmelerini sabırladinleyecek başka birisini bulabilecek miydin?" diye sözünübitirdi genç kadın.

"En azından seni temiz bir şekilde öldürürdüm," diyeDrizzt'e fısıldadı, kabadayılık baloncuğu az önce patlamışolan Bruenor.

Drizzt'in kahkahası dosdoğru göbeğinden yükseldi. "Barışgörüşmesi," dedi en sonunda. "Genç ve bilge dostumuzungayet iyi söylediği sözlere dayanarak bu goblinlere niyetleriniaçıklama şansını tanımalıyız." Durdu ve Cattibrie'a baktı.Lavanta renkli gözleri hâlâ panldıyordu, zira goblinlerden nebeklemesi gerektiğini biliyordu. "Tabii onları kesip biçmedenönce."

Page 44: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Temiz bir şekilde," diye ekledi Bruenor.

"O bu konuda hiçbir şey bilmiyor!" diye sızlandı Wulfgar,tartışmaya bütün gerginliği bir anda geri getirerek.

Drizzt onu soğuk ve sert bir bakışla susturdu. Kara elfinşimdiye kadar barbara hiç atmadığı kadar tehditkar bir bakıştıbu. Cattibrie, yüzünde acı dolu bir ifadeyle önce birine, sonradiğerine baktı. Sonra Regis'in omuzuna hafifçe vurdu ve ikisiodayı terketti.

"Bir avuç goblinle mi konuşacağız yani?" diye sorduDagna, duyduklarına inanamayarak.

"Öf, kapa çeneni be." diye cevap verdi Bruenor, ellerini'güm' diye masaya indirip haritayı bir kez daha gözdengeçirerek. Wulfgar ile Drizzt'in birbirilerine dik dik bakmayıkesmediğini anlaması için birkaç saniye geçmesi gerekti.Bruenor, Drizzt'in bakışının altında yatan hayreti farketti.Ama barbara bakınca, onun ifadesinin altında hiçbir gizliduygu, bu hadisenin kolayca unutulacağına dair hiçbir ipucugöremedi.

Drizzt, Cattibrie'ın odasının bulunduğu koridorda taşduvara yaslanmış duruyordu. Genç kadınla konuşmak, goblinkabilesi hakkındaki toplantıda neden o kadar endişeli ve katıolduğunu öğrenmek için gelmişti. Cattibrie, beş yolarkadaşının yüzleştiği zor durumlara her zaman farklı birbakış açısı getirirdi. Ama bu sefer Drizzt'e, kızı yönlendirenbaşka birşey varmış, konuşmasına hararet katan şeygoblinlerden farklı bir unsurmuş gibi geliyordu.

Page 45: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kapının dışında duvara yaslanmış duran kara elf, kısa süreiçinde nedenini anlamaya başladı.

"Sen geliniyorsun!" diyordu Wulfgar yüksek sesle. ''Seninönleme girişimlerine rağmen bir savaş çıkacak. Onlar goblin.Cücelerle barış görüşmesi falan yapmayacaklar!"

"Eğer bir savaş çıkarsa, benim orada olmamı istemenizlazım," diye karşılık verdi Cattibrie.

"Sen gelmiyorsun."

Drizzt, Wulfgar'ın ses tonundaki kesin hüküm karşısındakafasını salladı. Wulfgar'ın daha önce bu şekilde hiçkonuşmamış olduğunu düşündündü. Fakat genç ve sertbarbarla ilk tanışmalarını hatırladığında fikrini değiştirdi. Ozaman da inatçıydı, gururluydu ve neredeyse şimdi olduğukadar ahmakça konuşuyordu.

Wulfgar odasına geri dönerken Drizzt'i kendisini beklerkenbuldu. Drow duvara rahatça yaslanmıştı, bilekleri büyülüpalalarının kabzalarının üstünde duruyordu ve orman yeşilipelerinini omuzlarının gerisine atmıştı.

"Bruenor beni mi çağırdı?" diye sordu Wulfgar, Drizzt'inneden onun odasında olduğunu anlayamadığı için kafasıkarışmıştı.

Drizzt kapıyı iterek kapattı. "Buraya Bruenor içingelmedim," diye açıkladı net bir şekilde.

Page 46: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Wulfgar onun ne demek istediğini anlamayıp omuz silkti."Hoş-geldin öyleyse," dedi, verdiği selamda gergin bir tınıyla."Salonlardan dışarı pek sık çıkar oldun. Bruenor da onunyanında olmanı istiyor—“

"Buraya Cattibrie için geldim," diye sözünü kesti Drizzt.

Barbar buz mavisi gözlerini çabucak kıstı ve güçlü çenesinihavaya doğru kaldırarak omuzlarını dikleştirdi. "Seninlebuluştuğunu biliyorum," dedi, "sen gelmeden önce dağyolunda buluştu."

Wulfgar'ın ses tonundaki saldırgan tavrı farkedinceDrizzt'in yüzünde şaşkın bir ifade belirdi. Cattibrie'ın onunlabuluşmasına Wulfgar neden bu kadar kafa yoruyordu ki? Buiri dostunun sorunu neydi böyle?

"Regis bana söyledi," diye açıkladı Wulfgar, görünüşe göreDrizzt'in aklı karışık ifadesini yanlış anlayarak. Barbarıngözlerinde kibirli bir bakış belirdi, sanki bu gizli bilgininkendisine bir çeşit üstünlük sağladığına inanıyormuş gibiydi.

Drizzt kafasını salladı ve yüzüne düşmüş olan gür beyazsaçlarını narin parmaklarıyla geriye doğru taradı. "Buraya dağyolunda yapılmış herhangi bir buluşma için gelmedim," dedi,"ya da Cattibrie'ın bana söylediği herhangi birşey için."Bileklerini tekrar rahatça silahlarını kabzasına koyan Drizzt,geniş oda boyunca yürüdü ve barbarın tam karşısındaki büyükyatağın arkasında durdu.

"Fakat Cattibrie bana her ne söylediyse," diye eklemedenedemedi, "bu seni hiç ilgilendirmez."

Page 47: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Wulfgar gözünü bile kırpmadı, ama Drizzt barbarın yatağınüstünden sıçrayıp üzerine saldırmamak için kendisini zortuttuğunu görebiliyordu. Wulfgar'ı çok iyi tanıdığını düşünenDrizzt, gördüğü şeye inanamıyordu.

"Buna nasıl cüret edersin?" diye hırladı Wulfgar, dişlerinisıkarak. "O benim—"

"Cüret etmek mi?" diye yapıştırdı cevabı Drizzt. "Cattibriehakkında sanki o senin bir malınmış gibi konuşuyorsun. Onabiz goblinlerin yanına giderken geride kalacağını söyledin,daha doğrusu emrettin."

"Haddini aşıyorsun," diye uyardı Wulfgar.

"Sarhoş bir ork gibi burnundan soluyorsun," diye cevapverdi Drizzt ve bu benzetmenin garip bir şekilde uygunolduğunu düşündü.

Wulfgar, kendisini hazırlamak için koca göğsünü şişiripderin bir nefes aldı. Tek bir adımda yatağın önünden duvara,muhteşem savaş çekicinin asılı durduğu kancaların yanınageldi.

"Bir zamanlar hocamdın," dedi NVulfgar sakince.

"Her zaman dostundum," diye yanıtladı Drizzt.

Wulfgar ona hiddetli bir bakış fırlattı. "Benimle bir babanınoğluyla konuştuğu gibi konuşuyorsun. Dikkat et, DrizztDo'Urden, artık hoca değilsin."

Page 48: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt şaşkınlıktan neredeyse yere devrilecekti, özellikle dehâlâ kendisine tehditkar bir şekilde bakan Wulfgar, kudretlisavaş çekici Aegis-fang'i duvardan çekip alınca epey afalladı.

"Şimdi hoca sen misin?" diye sordu kara elf.

Wulfgar yavaşça başıyla onayladı ve Drizzt'in ellerindeaniden iki pala belirince şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı.Büyücü Malchor Harpel'in Drizzt'e vermiş olduğu büyülükılıç Parıltı, hafif ve mavi bir alevle ışıldıyordu.

"Tanışmamızı hatırlıyor musun?'' diye sordu kara elf.Akıllıca davranıp yatağın ayak ucundan dolaştı, çünküaralarında yatak varken Wulfgar'ın daha büyük bir mesafeyeuzanabilmesi ona açık bir avantaj sağlardı. "Kelvin Yığınındayaptığımız o dersleri, tundraya ve halkının kamp ateşlerinebakışımızı hatırlıyor musun?"

Wulfgar yavaşça döndü ve tehlikeli Drowa yüzü dönükdurdu. Silahını kavrarken güçlü barbarın yumruklankansızlıktan bembeyaz olmuştu.

"Verbeegleri hatırlıyor musun?" diye sordu Drizzt, buhatırayla birlikte yüzünde bir gülümseme belirerek. "Sen veben koca bir dev inine karşı beraber savaşıp, beraberkazanmıştık.

"Ve ejder Buz Ölüm'ü?" diye devam etti Drizzt, mağlupettikleri ejderin ininden almış olduğu diğer palasını kaldırıpgöstererek.

Page 49: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Hatırlıyorum," diye yanıtladı Wulfgar sessiz ve sakin birşekilde. Genç adamı kendisine getirdiğini düşünen Drizztpalalarını kınlarına geri sokmaya başladı.

"Geçmiş günlerden bahsediyorsun!" diye aniden kükredibarbar, o kadar iri bir adamdan beklenmeyecek bir hız veçeviklikte ileri doğru koşarak. Drizzt'in yüzüne doğru biryumruk savurdu ve şaşkına dönmüş Drizzt aşağı doğrueğildiğinde barbarın darbesi Drowun omuzuna isabet etti.

Rancer bu darbeyle birlikte yana doğru yuvarlandı veodanın öbür köşesinde ayağa kalktı, palaları tekrar ellerindebelirmişti.

"Başka bir ders vermenin zamanı," diye söz verdi, lavantarenkli gözleri barbarın daha önce pek çok kez görmüş olduğuiçsel bir ateşle parlayarak.

Gözü hiç korkmayan Wulfgar saldırıya devam etti. ÖnceAegis-fang ile bir takım savaş hileleri sergiledi, sonra çekicinyönünü değiştirerek yukarıdan aşağıya doğru Drowunkafatasını paramparça edebilecek güçte bir darbe savurdu.

"Savaş yüzü görmeyeli bu kadar uzun bir süre mi geçtiyani?" diye sordu Drizzt, bu hadisenin garip bir oyun, belkide genç barbarlarının erkekliğe adım atmasının bir adetiolduğunu düşünerek. Palalarını kafasının üzerinde çaprazyaptı ve aşağı doğru inen çekici kolayca durdurdu. Darbeninkatıksız gücü karşısında bacakları bükülecek gibi oldu.

Wulfgar ikinci bir darbe için yeniden gerildi.

Page 50: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

''Her zaman saldırıyı düşünüyorsun," diye azarladı Drizzt,palalarının düz kısımlarını dışarı doğru tek tek savurupWulfgar'ın yanaklarına küçük darbeler indirirken.

Barbar bir adım geriledi ve yanaklarındaki ince kançizgisini elinin tersiyle sildi. Hâlâ gözünü bile kırpmamıştı.

"Özür dilerim," dedi Drizzt kanı görünce. "Kesmekistememiştim—

Wulfgar hışımla üzerine saldırdı. Vahşice çekicini sallıyorve savaş tanrısı Tempus'a sesleniyordu.

Drizzt yana doğru adım atarak ilk darbeden kaçtı -bu darbeonun yanındaki taş duvardan oldukça büyük bir parçayıkopardı- ve savaş çekicine doğru adım atıp silahı durdurmakiçin kolunu etrafına kenetledi.

Wulfgar bir elini açıp silahı serbest bıraktı ve Drizzt'ituniğinin ön kısmından kavrayıp kolayca yerden kaldırdı.Kolunu dosdoğru ileri ittirip Drowu duvara çarparkenbarbarın çıplak kolundaki kaslar şişip kabardı.

Drizzt iri adamın gücüne inanamıyordu! Sanki dosdoğruduvarın içinden geçip bir sonraki odaya çıkacak gibihissediyordu— en azından bir sonraki odanın var olduğunuumuyordu! Bir bacağıyla tekme savurdu. Tekmenin yüzünenişanlandığını düşünen Wulfgar eğilip geri çekildi, fakatDrizzt bacağını barbarın şişkin koluna, dirseğinin etrafınadoladı. Bacağını bir manivela gibi kullanan Drizzt, Wulfgar'ınbileğinin dış kısmına yumruk indirdi, kolu büktü ve kendisiniduvara sıkışmaktan kurtardı. Yere düşerken palasının

Page 51: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kabzasıyla yumruk attı, sert bir şekilde Wulfgar'ın burnunaisabet ettirdi ve barbarın savaş çekicini bıraktı.

Wulfgar'dan gelen hırıltı gaddarcaydı. Darbe indirmek içinçekicini kaldırdı, ama Drizzt o zamana kadar yere düşmüştübile. Drow sırt üstü yuvarlandı, ayaklarını duvara sabitledi vekendisini ittirerek Wulfgar'ın iki yana açılmış bacaklarıarasından kayarak geçti. Drizzt'in ayağı yeniden yükseldi vebarbarın bacak arasına acı verici bir tekme indirdi. SonraDrizzt, Wulfgar'ın arkasına geçince, iki ayağını da kaldırıpbarbarın dizlerinin arkasına tekme attı.

Wulfgar'ın bacakları büküldü ve dizlerinden birisi duvaraçarptı.

Drizzt kazandığı devinimi tekrar yuvarlanmak içinkullandı. Ayağa kalktı ve havaya sıçradı, dengesini yitirmişWulfgar'ın saçlarını kavradı ve sertçe asılarak adamı kesilmişbir ağaç gibi yere devirdi.

Ayağa kalkmaya çabalayan Wulfgar inledi ve debelendi,ama Drizzt'in palaları kabzalar önde olmak suretiyle dalışageçti ve iri adamın çenesine 'güm' diye iniverdi.

Wulfgar kahkaha attı ve yavaşça ayağa kalktı. Drizzt geriçekildi.

"Sen hoca değilsin," dedi Wulfgar yeniden, ama yaralanmışağzının yanından süzülen kanla dolu tükürükler onun buiddiasını epey zayıflatıyordu.

Page 52: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bunun sebebi ne?" diye bilmek istedi Drizzt. "Hemenşimdi anlat!"

Aegis-fang döne döne uçarak üzerine doğru geldi.

Drizzt yere doğru dalışa geçti ve ölümcül darbeden kılpayıyla kurtuldu. Çekicin duvara çarpma sesini duyunca vetaşın üzerinde hiç şüphesiz temiz bir delik açtığını anlayıncairkildi.

Daha hücum eden barbar ona yaklaşamadan önce, Drowhayret verici bir şekilde yeniden ayağa kalktı. Drizzt hantalhareket eden adamın uzanabileceği mesafeden eğilerek kaçtı,hızla döndü ve Wulfgar'ı kıçından tekmeledi. Wulfgarkükreyerek hışımla döndü ve Drizzt'in kılıcının düz kısmıylayüzüne bir kesik daha yedi. Bu sefer kan çizgisi o kadar daince değildi.

Bir cüce kadar inatçı olan Wulfgar bir yumruk dahasavurdu.

"Öfken seni yeniyor," diye belirtti Drizzt, darbeden kolaycakaçarken. Savaş sanatı konusunda -ki bu gerçekten birsanattı!- bu kadar eğitimli olan Wulfgar'ın kontrolünükaybettiğine inanamıyor-du.

Wulfgar yine hırladı ve bir yumruk daha savurdu, fakat busefer anında geri çekilmek zorunda kaldı. Çünkü Drizztdarbeyi karşılamak için Parıltı'yi, daha doğrusu Parıltı'nın enkeskin yerini devreye sokmuştu. Wulfgar yumruğunu çok geçgeri çekti ve kanlı elini öbür eliyle kavradı.

Page 53: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Çekicinin sana geri döneceğini biliyorum," dedi Drizzt.Wulfgar şaşırmış görünüyordu, sanki kendi silahınınbüyüsünü unutmuş gibiydi. "Onu yakalayabilmek için elindeparmaklarının kalmasını ister misin?"

Ve o anda Aegis-fang barbarın ellerine geri döndü.

Bu saçma hadise yüzünden afallayan ve bu işten bıkmışolan Drizzt, palalarını kınlarına geri soktu. Barbardan taşçatlasa bir metre ötede, yani onun erişebileceği bir mesafededuruyordu. Ellerini iki yana açmıştı ve savunmasızdı.

Dövüşün bir yerinde, belki de bunun bir oyun olmadığınıanladığında gözlerindeki alevler sönüp gitmişti.

Wulfgar uzun bir süre kıpırtısız durdu ve gözlerini kapattı.Drizzt'e sanki bir iç savaş veriyormuş gibi geldi.

Barbar gülümseyerek gözlerini açtı ve savaş çekicinin kafakısmını yere doğru indirdi.

"Dostum," dedi Drizzt'e. "Hocam. Geri dönmen çok iyioldu." Wulfgar'ın eli Drizzt'in omuzuna doğru uzandı.

Eli aniden yumruk oldu ve Drizzt'in yüzüne doğrusavruldu.

Drizzt hızla döndü, kendi kolunu Wulfgar'ınkine doladı veonun devinimiyle savrularak barbarın paldır küldürtökezlemesine sebep oldu. Fakat Wulfgar diğer elinizamanında kaldırıp Drowu yakaladı ve Drizzt'i de beraberinde

Page 54: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sürükledi. İkisi de doğrulup yan-yana duvara sırtlarınıdayadılar ve içten bir kahkaha attılar.

Drizzt'e yemek salonundaki toplantıdan beri ilk defa, eskidövüş arkadaşı bir kez daha yanındaymış gibi geldi.

Drizzt kısa süre sonra ayrıldı, tabii Cattibrie'danbahsetmedi -odada az önce ne yaşandığını tam olarakçözümlemeden bu konuyu açmayacaktı. Drizzt en azındanbarbarın genç kadın konusunda kafasının karışık olduğunuanlamıştı. Wulfgar, erkek egemen bir kabileden, kadınlarınyalnızca efendileri, yani erkekler tarafından konuşmalarısöylenince konuştukları bir toplumdan geliyordu. ŞimdiCattibrie ile evlenecekken, Wulfgar gençlik derslerinisilkeleyip atmakta güçlük çekiyor gibiydi.

Bu düşünce Drizzt'i epey rahatsız ediyordu. Cüce ülkesinindışındaki dağ yolundayken Cattibrie'da gördüğü üzüntününsebebini şimdi anlıyordu.

Wulfgar'ın gitgide yükselen aptallığını da anlıyordu. Eğerinatçı barbar, Cattibrie'ın içindeki ateşleri söndürmeyeçalışırsa, ilk olarak kıza aşık olmasını sağlayan, onda sevdiği-Drizzt'in de sevdiği- herşeyi genç kadından çalmış olacaktı.

Drizzt bu fikri derhal aklından uzaklaştırdı; Cattibrie'ınbilgiç mavi gözlerine on senedir bakıyor, inatçı babasına dahiboyun eğdirişine tanık oluyordu.

Ne Wulfgar, ne Drizzt, ne de tanrılar Cattibrie'ıngözlerindeki alevleri söndüremezdi.

Page 55: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dört dostuna ve ikibinden fazla cüce askere komutanlıkeden Sekizinci Mithril Salonu Kralı, barış görüşmesinegitmekten çok savaşa girmek için donanmıştı. Bruenorezilmiş ve bir boynuzu çok uzun süre evvel kırılıp kaybolmuşolan tek boynuzlu miğferini takmış, gümüşümsü metal katlarıtıknaz göğsünün üzerinde dikey çizgiler çizen ve meşaleışığında parlayan kaliteli mithril zırhını giymişti. Somaltından olan kalkanının üzerinde Battlehammer Klanınınköpüklü bira kupası flaması vardı. Bine yakın savaş kurbanınıtemsil eden çentikle (ki o sayının büyük bir kısmı goblinler-den oluşuyordu) dolu olan baltası kemerindeki bir ilmikte,kolayca ulaşabileceği bir yerde hazır bekliyordu.

Koca göğsünün üzerinde bir kurt kafası duran doğal kürküiçindeki Wulfgar, cücenin ardından geliyor ve savaş çekiciAegis-fang, dirseğinin kıvrımına dayanmış bir şekilde önündeduruyordu. TaulmariPi sırtına asmış olan Cattibrie onunyanında yürüyordu. Ama ikisi pek az konuşuyordu vearalarındaki gerginlik barizdi.

Drizzt cüce kralın sağ tarafındaydı, Regis ise ona yetişmekiçin hızla yürüyordu. Attığı her adımda kasları gerilen zarif veheybetli panter ise, dar ve engebeli koridor ne zamangenişlese gölgeler içine dalıp çıkıyordu. Beş dostun ardındangelen cücelerin çoğu meşale taşıyor ve titrek ateşlerduvarlarda canavarımsı gölgeler yaratıyordu. Bu da yolarkadaşlarının tetikte kalmasını sağlıyordu— Drizzt ileGuenhwyvar yanlarındayken pusuya düşeceklerinden değildihani. Kara elfin kara panter dostu öncülük etmekte oldukçahünerliydi.

Page 56: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Ve bu grubu kimse pusuya düşüremezdi. Bütün birlikkocaman, sağlam miğferler, zırhlar ve kaliteli silahlarla savaşiçin donanmıştı. Cücelerin her biri, uzaktan atış yapmak içinya çekiç ya da balta taşıyordu ve eğer düşman yakınlarınagelirse meydana çıkaracakları daha acımasız bir silahları davardı.

Birliğin tam ortasında sıraya girmiş olan dört cüce, tıknazomuzlarında kocaman bir kalası sırtlanmışlardı. Onlarınyanındakiler ise merkez kısımları kesilip alınmış, büyük,kalın ve daire şeklinde taş dilimleri taşıyordu. Tugayın bukısmında çoğu kimse ağır halatlar, çentikli uzun sopalar,zincirler ve bükülgen metal levhalar taşıyordu. Bunlar,Bruenor'un cüce olmayan dostlarının meraklı bakışlarınacevaben 'goblin oyuncağı' olarak açıkladığı aletinparçalarıydı. Ağır parçalara bakan Drizzt, goblinlerin buzımbırtıdan ne kadar eğlence çıkaracağını tahminedebiliyordu.

Sağ tarafa doğru giden geniş bir koridorun bulunduğu birkavşakta, dev kemiklerinden oluşan bir yığın ve yığınınüzerinde buçukluğun tamamen içine girebileceği kadar iri ikikafatası buldular.

"Ettin," diye açıkladı Bruenor, zira henüz sakalsız birçocukken bu canavarı öldüren de kendisiydi.

Bir sonraki kavşakta General Dagna ve öncü kuvvetlerle,yani savaş deneyimli üçyüz cüceyle buluştular.

"Görüşme ayarlandı," diye açıkladı Dagna. "Goblinlerüçyüz metre aşağıdaki geniş bir mağaradalar."

Page 57: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Yandan kuşatacak mısın?" diye sordu Bruenor.

"Evet, ama goblinler de öyle yapacak," diye açıkladıkumandan. "Taş çatlasa dörtyüz baş yaratık var. Cobble ileüçyüz adamını uzun bir yoldan gidip, mağaranın arkatarafından dolaşarak herhangi bir kaçışı önlemeleri içinyolladım."

Bruenor başıyla onayladı. Bekleyebilecekleri en kötü şeyaşağı yukarı eşit sayılardı ve Bruenor cücelerinden her birinibeş goblin pisliğine bedel tutuyordu.

"Ben yüz kişiyle dosdoğru mağaraya gidiyorum," diyeanlattı cüce kral. "Bir diğer yüz kişi sağ taraftan oyuncaklaberaber gidecek ve sol taraf da sana ait." Sana ihtiyacımolursa beni yan yolda bırakma sakın!"

Dagna'nın gülüşünde üstün bir özgüven vardı, ama sonrayüz ifadesi aniden ciddileşti. "Konuşmayı siz miyapacaksınız?" diye sordu Bruenor'a. "Goblinlere hiçgüvenmiyorum."

"Ah, bana oynayacak bir oyunları vardır, yoksa ben desakallı bir gnomum,'' diye yanıtladı Bruenor, "ama bu goblintakımı yüzlerce yıldır cüce yüzü görmemiş, tabii tahminimdeyanılmıyorsam. Ve bizi yapmamaları gerektiği kadar hafifealacaklardır."

İkisi sertçe el sıkıştılar ve Dagna hızla ayrıldı. Üçyüzaskerin ağır çizmeleri toplanan bir fırtınanın gümbürtüsü gibikoridorlar arasında yankılanıyordu.

Page 58: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Gizlilik hiçbir zaman cücelerin güçlü bir özelliğiolmamıştır," diye belirtti Drizzt şakayla.

Regis, ayrılan kalabalığın açıklarla dolu olan savaşoluşumuna epey bir süre baktıktan sonra kafasını çeviripkalası, taş diskleri ve diğer nesneleri taşıyan grubu inceledi.

"Eğer buna cesaretin yoksa..." diye başladı Bruenor,buçukluğun ilgisini korku olarak değerlendirerek.

"Buradayım, değil mi?" diye sertçe, daha doğrusu kabacacevap verdi Regis ve sesindeki alışılmadık tını dostlarının onaşaşkınlıkla bakmasını sağladı. Ama sonra Regis'e mahsus birhareket sergileyerek şişko göbeğinin altındaki kemeriniyukarı çekiştirdi, omuzlarını dikleştirdi ve kafasını çevirdi.

Diğerleri Regis'in bu davranışına gülmeyi başardılar, amaDrizzt ona ilgiyle bakmaya devam etti. Regis gerçekten de'buradaydı'. Ama neden gelmiş olduğunu Drow bilmiyordu.Regis'in savaştan hoşlanmadığını söylemek, yemeklerikaçırmayı sevmediğini söylemek kadar gereksizdi.

Birkaç dakika sonra krallarının ardındaki yüz asker genişbir kavisli geçitten geçtiler, goblin kalabalığının durduğubüyük bölgenin zemininden birkaç metre yukarıdaki bir taştabakasını aştılar ve görüşme için kararlaştırılmış olanmağaraya girdiler. Drizzt, bu yükseltil! kısımda hiçbir dikitsütunun olmayışını ilgiyle farketti, aynı durum ötedeki büyükalan için de geçerliydi. Pek de yüksek olmayan tavandanaşağıya bir sürü sarkıt uzanıyordu; peki o zaman nedensarkıtlardan damlalar alışılageldiği gibi taştan dikitleroluşturmamıştı?

Page 59: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt ile Guenhwyvar bir kenara doğru ilerleyip meşaleateşlerinin aydınlatma alanının dışına çıktılar, zaten istisnaigörüş kabiliyeti sayesinde Drowun hiçbir ışığa ihtiyacı yoktu.Aşağıya doğru uzanan sarkıtlar arasındaki gölgelere karışaniki yoldaş, sanki görünmez olmuş gibiydi.

Drizzt'in pek uzağında olmayan Regis de öyle.

"Daha işe başlamadan önce üstünlük sağladık bile," diyefısıldadı Bruenor, Wulfgar ile Cattibrie'a. "Goblinlerin dahibundan daha akıllı olacağını sanıyor insan!" Bu düşüncecücenin duraksamasını sağladı ve yükseltili bölümünkenarlarına baktı. Mağaranın bu bölümüne uysun diye bu taştabakasının üzerinde çalışılmış -alet edevatla çalışılmış-olduğunu farketti. Drizzt'in gözden kaybolduğu alana doğrubakan Bruenor'un koyu gözleri şüpheyle kısıldı.

"Düşünüyorum da, barış görüşmesi için daha yüksekseviyede olmamız iyi birşey," dedi Bruenor, oldukça yüksekbir sesle.

Drizzt anladı.

"Bütün tabaka bir tuzak gibi görünüyor," diye belirttiDrowun hemen ardından gelen Regis.

Drizzt neredeyse yerinden sıçrayacaktı. Buçukluğun nasılolup da ona bu kadar yaklaştığına şaşırıp kaldı vehareketlerini sessizleştirmek için Regis'in yanında ne çeşit birbüyülü nesne taşıdığını merak etti. Buçukluğun bakışlarınıtakip eden Drizzt, platformun en yakındaki köşesine baktı ve

Page 60: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

taşın altından yarı yarıya yükselmiş olan bir sütun, kısa süreönce üst kısmı kesilmiş olan ince bir dikit gördü.

"Sıkı bir darbe burayı çökertebilir," diye akıl yürüttü Regis.

"Burada kal," diye talimat verdi Drizzt, kurnaz buçukluğuntahminiyle hemfikir olarak. Galiba goblinler savaş alanınıhazırlamaya biraz zaman ayırmıştı. Drizzt cüceleringörebileceği bir alana çıktı, Bruenor'a etrafı kolaçanedeceğine dair bazı işaretler yaptıktan sonra gözden kayboldu.Guenhwyvar da kenar kısmından pek uzak durmadan onaparalel bir şekilde ilerledi.

Ondan sonra Bruenor tarafından ihtiyatla geride tutulancüceler mağaraya girdi ve yarım daire şeklindeki platformunarka kısmında baştanbaşa sıra oluşturdu.

İki yanında Wulfgar ile Cattibrie olan Bruenor, goblingüruhuna bakmak için birkaç adım öne çıktı. Cüceyi izleyenbir sürü parlak kırmızı göze bakılırsa, mağaranın karanlıkbölümünde yüzün epey üzerinde -belki de ikiyüz tane- piskokulu yaratık vardı.

"Konuşmaya geldik," diye sesledi Bruenor, gırtlaktankonuşulan goblin dilinde, "anlaştığımız gibi."

"Konuşmak," diye cevap geldi bir goblinden, şaşırtıcı birşekilde Ortak Lisanda. "Cücelerin Gar-yak ve binlerceaskerine söyliycek nesi varmış?"

"Binlerce mi?" diye belirtti Wulfgar.

Page 61: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Goblinler parmaklarının ötesindeki sayıları sayamaz,"diye hatırlattı Cattibrie.

"Hazır olun,'' diye ikisine birden fısıldadı Bruenor. "Bukalabalık savaş istiyor, kokusunu alabiliyorum."

Wulfgar, Cattibrie'a oldukça üstünlük taslayan bir bakışattı. Fakat delikanlı kabadayılığı derhal yok oldu, ziraCattibrie ona hiç aldırış etmiyordu.

Drizzt bir gölgeden diğerine süzüldü, kayaların etrafındandolaştı ve en sonunda yükseltili platformun kenarından aşağıbaktı. Regis ile tahmin ettikleri gibi birkaç kısaltılmış dikitsütunla ön kısmından desteklenmiş olan bu bölüm doğal biryer şekli değildi, aksine oraya yerleştirilmiş olan el yapımı birkatmandı. Ve bekledikleri gibi, goblinler platformun önkısmını devirip cüceleri aşağı düşürmeyi planlıyordu. Önkısımdaki destek sütunlarının arasına devasa demir takozlarsıkıştırılmıştı ve onları devirmek için sadece bir çekiç darbesibekliyorlardı.

Fakat taş tabakanın altında tuzağı çalıştırmak içingizlenmiş bekleyen şey bir goblin değil, başka bir çift başlıdev, yani bir ettin idi. Yüzüstü yatmış olmasına rağmenneredeyse Drizzt kadar uzundu; Drowun tahminine göre eğerdoğrulursa en az dört metre boyunda olurdu. Drowun göğüskısmı kadar kalın olan kolları çıplaktı. İki elinde de kocaman,çivili sopalar tutuyor ve iki kafası birbirine bakıyordu.Görünüşe göre muhabbet etmekteydiler.

Drizzt goblinlerin barış görüşmesi yapmaya niyetli olupolmadıklarını ve yalnızca cüceler saldırırsa taş tabakayı

Page 62: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düşürmeyi planlayıp planlamadıklarını bilemiyordu. Amatehlikeli devin ortaya çıkışından sonra işi şansa bırakmayaniyetli değildi. En uzaktaki sütunun gölgesinden yararlanarakkatmanın kenarından aşağı yuvarlandı, arka taraftakikaranlığın içinde kayboldu ve beklemekte olan devin yanınageldi.

Kedinin yeşil gözleri yüzükoyun yatan devin ötekitarafından kendisine baktığında. Drizzt Guenhwyvar'ın dasessizce yerini almış olduğunu anladı.

Goblin safları arasında bir meşale yandı ve birbuçuk metreboyundaki sarı derili yaratıklardan üç tanesi yavaşça öneçıktı.

"Pekala," diye homurdandı bu görüşmeden çoktan sıkılmışolan Bruenor. "Siz köpeklerden hanginiz Gar-yak?"

"Gar-yak geride diğerleriyle birlikte,'' diye cevap verdigrubun en uzun boylu olanı, kambur omuzunun üzerindengeriye, ana güruha doğru bakarak.

"Sorun çıkacağına dair kesin bir işaret," diye mırıldandıCattibrie, büyük yayını dikkat çekmeden omuzundanindirerek. "Lider güvenli bir şekilde geri kaldığında goblinlersavaşmaya niyetli demektir."

"Gidin Gar-yak'ımza söyleyin, sizi öldürmek zorundadeğiliz," dedi Bruenor sertçe "Adım Bruenor Battlehammer—“

Page 63: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Battlehammer mı?" diye sordu goblin, görünüşe göre buismi tanıyarak. "Sen kral cüce misin?"

Bruenor dudaklarını kıpırdatmadan dostlarına mırıldandı,"Hazır olun." Cattibrie'in eli yayın kirişini kavradı.

Bruenor başıyla onayladı.

"Kral!" diye öttü goblin, kafasını çevirip canavar güruhunabakarak ve Bmenor'u heyecanla işaret ederek. Hazır bekleyencüceler ani saldırı işaretini aptal goblinlerden önce anladı vemağaradan yükselen bir sonraki ses cücelerin savaş çığlığıoldu.

Drizzt de harekete geçme işaretini ahmak eltinden önceanladı. Yaratık sopalarını geriye doğru savurdu. Derken,üçyüz kiloluk panter kol bileklerinden birisine yapışınca veacımasız keskinlikteki pala diğer taraftan koltukaltınasaplanınca acı ve şaşkınlık içinde ciyakladı.

Canavarın koca kafaları tuhaf ve eşzamanlı bir hareketle ikiayrı yöne doğru döndü ve birisi Drizzt'e, diğeri Guenhwyvar'abaktı.

Daha ettin neler döndüğünü anlayamadan Drizzt'in ikincipalası, canavarın faltaşı gibi açılan gözlerine bir kesik attı.Dev, acı veren elfı yakalamak için debelenip doğrulmayaçalıştı, ama çevik Drizzt yaratığın kolunun altından sıyrılarakcanavarın savunmasız kafalarına sert ve hızlı bir şekildesaldırmaya başladı.

Page 64: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Diğer tarafta Guenhwyvar, dişlerini deve batırmak vepençelerini yere kenetlemek suretiyle canavarın kolunu sabittutuyordu.

"Drizzt onu hakladı!" diye akıl yürüttü Bruenor, ayaklarınınaltındaki zemin sarsıldığı zaman. Akıllıca olmasa bile basitolan tuzağın başarısızlığa uğraması üzerine goblinlergerçekten de elde ettikleri avantajı yitirmişlerdi. Aptalyaratıkları yine de ciyaklayıp bağırarak hücum ettiler. Çoğuhedefe ulaşamayan ilkel mızraklar fırlattılar.

Cücelerin cevabı daha etkiliydi. Başı çeken Cattibrie oldu.Kalp Avcısını çabucak doğrulttu ve ölümcül uçuşu sırasındaardında şimşekten bir kuyruk bırakıyormuş gibi görünenbüyülü, gümüş gövdeli bir ok fırlattı. Bir goblinde temiz,üzerinden dumanlar tüten bir delik açtı, aynı şekilde çokgeride duran bir goblini daha deşip geçti ve üçüncü biryaratığın da göğsüne saplanıp kaldı. Üçü de yere devrildi.

Kükreyerek hücuma geçen yüz cüce, saldıran goblingüruhunun üzerine balta ve savaş çekiçleri savurdu.

Cattibrie bir kez daha ve bir kez daha ok attı. Sadece üçatışla sekiz goblin öldürmüştü. Şimdi Wulfgar'a üstün birtavırla bakma sırası ondaydı. Gururu kırılan Wulfgar derhalbaşını başka tarafa çevirdi.

Zemin çılgınlar gibi sarsıldı; Bruenor, yaralı canavarınaşağıdan gelen feryatlarını duydu.

"Aşağıya!" diye emretti cüce kralı, aniden kopan savaşgürültüsünün arasından.

Page 65: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Çılgına dönmüş cücelerin yüreklendirilmeye pek ihtiyacıyoktu, zira en öndeki goblinler o zamana kadar platformayaklaşmışlardı. Canlı cücelerden oluşan mermiler aşağı doğrufırladı, goblin safları arasında patladılar ve daha düşmeleribitmeden önce yum-ruklarıyla, tekmeleriyle ve silahlarıyladarbeler savurmaya başladılar.

Ettin, Drizzt'e vurmak için sopasını döndürmeye çalışırkenkazara bir destek sütununa çarptı ve sütunu çatlatıp ikiyeböldü. Platform aşağı düşüp ahmak yaratığı yere mıhladı.

Drizzt güvenli bir şekilde devin bel seviyesinin alt kısmınaçömeldi. Goblinlerin -ve tabii ettinin- planlarını nasıl da bukadar kötü bir şekilde tasarlamış olduklarına inanamadı."Buradan nasıl çıkmayı düşünüyordun?" diye sordu, ancakdoğal olarak ettin onu anlayamıyordu.

Drizzt neredeyse yaratığa acıyarak kafasını salladı, sonrapalalarıyla canavarın yüzünde ve boğazında çalışmayabaşladı. Bir saniye sonra Guenhwyvar diğer kafaya saldırdı vepençeleriyle derin yarıklar açtı.

Rancer ile kedi dostu, işlerini bitirdiler ve aşağı düşenplatformun altından sadece birkaç saniye içinde dışarı çıktılar.Özel yeteneklerini başka yerlerde daha iyi kullanabileceğinibilen Drizzt, vahşi meydan arbedesinden kaçındı ve mağaraduvarının kenarından ilerledi.

Bu ana mağaraya bir düzine koridor açıldığını vegoblinlerin neredeyse hepsinden birden dışarı çıkarakkoşturmakta olduğunu görebiliyordu. Fakat daha endişe vericiolanı ise, goblinlerin beklenmedik müttefikleriydi. Zira

Page 66: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt, dikitlerin arkasında duran ve savaşa katılabileceklerianı kollayan birkaç devasa ettinin daha olduğunu şaşırarakfarketti.

Drizzt'i farkeden ilk kişi, hâlâ platformun üzerinde duranve goblin güruhuna oklar yağdıran Cattibrie oldu. Drow,mağaranın sol tarafındaki bir dikit tepeciğin yarısınıtırmanmıştı ve Cattibrie ile Wulfgar'a işaret ediyordu.

Savaş kalabalığının arasından bir goblin sıyrıldı ve gençkadına doğru hücum etti, ama Wulfgar kızın Önüne geçti vekoca çekicini yaratığa savurup onun platform kenarındanbirkaç metre öteye uçmasını sağladı. Barbar elindengeldiğince hızlı bir şekilde döndü ve savunmasınıhazırlamaya çalıştı, zira başka bir goblin kenardan tırmanmışve mızrağını doğrultmuş bir şekilde yaklaşmaktaydı.

Mızrağı neredeyse hedefi bulacaktı, ama yaratığın kafasıgümüş kuyruklu bir okun güçlü bir şekilde çarpmasıylaparamparça oldu.

Diğer tarafta Guenhwyvar, dişlerini deve batırmak vepençelerini yere kenetlemek suretiyle canavarın kolunu sabittutuyordu.

"Drizzt onu hakladı!" diye akıl yürüttü Bruenor, ayaklarınınaltındaki zemin sarsıldığı zaman. Akıllıca olmasa bile basitolan tuzağın başarısızlığa uğraması üzerine goblinlergerçekten de elde ettikleri avantajı yitirmişlerdi. Aptalyaratıkları yine de ciyaklayıp bağırarak hücum ettiler. Çoğuhedefe ulaşamayan ilkel mızraklar fırlattılar.

Page 67: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cücelerin cevabı daha etkiliydi. Başı çeken Cattibrie oldu.Kalp Avcısını çabucak doğrulttu ve ölümcül uçuşu sırasındaardında şimşekten bir kuyruk bırakıyormuş gibi görünenbüyülü, gümüş gövdeli bir ok fırlattı. Bir goblinde temiz,üzerinden dumanlar tüten bir delik açtı, aynı şekilde çokgeride duran bir goblini daha deşip geçti ve üçüncü biryaratığın da göğsüne saplanıp kaldı. Üçü de yere devrildi.

Kükreyerek hücuma geçen yüz cüce, saldıran goblingüruhunun üzerine balta ve savaş çekiçleri savurdu.

Cattibrie bir kez daha ve bir kez daha ok attı. Sadece üçatışla sekiz goblin öldürmüştü. Şimdi Wulfgar'a üstün birtavırla bakma sırası ondaydı. Gururu kırılan Wulfgar derhalbaşını başka tarafa çevirdi.

Zemin çılgınlar gibi sarsıldı; Bruenor, yaralı canavarınaşağıdan gelen feryatlarını duydu.

"Aşağıya!" diye emretti cüce kralı, aniden kopan savaşgürültüsünün arasından.

Çılgına dönmüş cücelerin yüreklendirilmeye pek ihtiyacıyoktu, zira en öndeki goblinler o zamana kadar platformayaklaşmışlardı. Canlı cücelerden oluşan mermiler aşağı doğrufırladı, goblin safları arasında patladılar ve daha düşmeleribitmeden önce yum-ruklarıyla, tekmeleriyle ve silahlarıyladarbeler savurmaya başladılar.

* * *

Page 68: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Ettin, Drizzt'e vurmak için sopasını döndürmeye çalışırkenkazara bir destek sütununa çarptı ve sütunu çatlatıp ikiyeböldü. Platform aşağı düşüp ahmak yaratığı yere mıhladı.

Drizzt güvenli bir şekilde devin bel seviyesinin alt kısmınaçömeldi. Goblinlerin -ve tabii ettinin- planlarını nasıl da bukadar kötü bir şekilde tasarlamış olduklarına inanamadı."Buradan nasıl çıkmayı düşünüyordun?" diye sordu, ancakdoğal olarak ettin onu anlayamıyordu.

Drizzt neredeyse yaratığa acıyarak kafasını salladı, sonrapalalarıyla canavarın yüzünde ve boğazında çalışmayabaşladı. Bir saniye sonra Guenhwyvar diğer kafaya saldırdı vepençeleriyle derin yarıklar açtı.

Rancer ile kedi dostu, işlerini bitirdiler ve aşağı düşenplatformun altından sadece birkaç saniye içinde dışarı çıktılar.Özel yeteneklerini başka yerlerde daha iyi kullanabileceğinibilen Drizzt, vahşi meydan arbedesinden kaçındı ve mağaraduvarının kenarından ilerledi.

Bu ana mağaraya bir düzine koridor açıldığını vegoblinlerin neredeyse hepsinden birden dışarı çıkarakkoşturmakta olduğunu görebiliyordu. Fakat daha endişe vericiolanı ise, goblinlerin beklenmedik müttefikleriydi. ZiraDrizzt, dikitlerin arkasında duran ve savaşa katılabileceklerianı kollayan birkaç devasa ettinin daha olduğunu şaşırarakfarketti.

Drizzt'i farkeden ilk kişi, hâlâ platformun üzerinde duranve goblin güruhuna oklar yağdıran Cattibrie oldu. Drow,

Page 69: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

mağaranın sol tarafındaki bir dikit tepeciğin yarısınıtırmanmıştı ve Cattibrie ile Wulfgar'a işaret ediyordu.

Savaş kalabalığının arasından bir goblin sıyrıldı ve gençkadına doğru hücum etti, ama Wulfgar kızın önüne geçti vekoca çekicini yaratığa savurup onun platform kenarındanbirkaç metre öteye uçmasını sağladı. Barbar elindengeldiğince hızlı bir şekilde döndü ve savunmasınıhazırlamaya çalıştı, zira başka bir goblin kenardan tırmanmışve mızrağını doğrultmuş bir şekilde yaklaşmaktaydı.

Mızrağı neredeyse hedefi bulacaktı, ama yaratığın kafasıgümüş kuyruklu bir okun güçlü bir şekilde çarpmasıylaparamparça oldu.

"Drizzt'in bize ihtiyacı var," diye açıkladı Cattibrie vebarbarı yana yatan platformun sol tarafına doğru götürdü.Wulfgar ise platformun kenarından koşarken, tırmanıp yolunaçıkan bütün gob-linleri havaya savurdu.

Ana arbededen uzaklaştıkları vakit Drizzt, Cattibrie'aolduğu yerde kalmasını ve Wulfgar'a da ihtiyatla yaklaşmasınıişaret etti.

"Birkaç dev buldu da," diye onlara açıkladı, aşağıdagizlenmiş olan Regis, "o tümseklerin gerisinde."

Drizzt dikitten aşağı atlayıp etrafından dolaştı, sonra gerisingeriye döndü. İki sopasıyla Drowu paramparça etmek içinhazır bekleyen yakın takipteki bir ettinin etrafında savunmayayönelik yan taklalar attı.

Page 70: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın oku, pis hayvan kürkünü yakarak deşipgöğsüne saplandığında dev irkildi.

İkinci bir ok dengesini bozdu, sonra Wulfgar'ın "Tempus!"haykırışıyla birlikte fırlattığı çekici yaratığı yere devirdi.

Hâlâ tepeciğin yan tarafında olan Guenhwyvar, saklandığıyerden hantalca çıkan ikinci ettinin üzerine sıçradı. Kaslıpençeleri vahşice yarıklar açtı ve Drizzt yeterince yaklaşıp dapalalarını devreye sokmadan önce devin iki kafasındakigözler de kör olmuştu.

Bir sonraki dev, tümseğin diğer tarafından dolaştı, amaCattibrie bunun için hazırlıklıydı. Ok üzerine ok yağdırarakyaratığın geri ye doğru tökezlemesini sağladı ve en sonundaonu öldürüp yere serdi.

Büyülü savaş çekici tekrar ellerine geri dönen Wulfgar ileridoğru hücum etti. Barbar ona yetiştiğinde Drizzt devin işlYıibitirmişti. Kara elf ona katıldı ve saldıran bir diğer canavarakarşı yanyana dikildiler.

"Eskiden olduğu gibi," diye belirtti Drizzt.

Cattibrie'ın bir sonraki oku ikisinin arasından hızla geçip enyakındaki devin göbeğine saplanınca ikisi de bir anlığına köroldu.

"Bunu sana birşey ima etmek için yaptığını biliyorsun,"diye belirtti Drizzt ve bir cevap duymak için beklemedenWulfgar'ın hemen önünden kendisini yuvarladı.

Page 71: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt'in oyalama taktiğini anlayan barbar, Aegis-fang'iyuvarlanan Drowun üzerinden savurdu. Drizzt'e vurmak içinöne doğru eğilmiş olan ettin, savaş çekicini kafasının tamyanına yedi. Diğer kafa hâlâ hayattaydı, ama bütün vücudunkontrolünü sağlaması yarım saniyesini alsa dahi bir anlığınaafallamış ve yönünü şaşırmıştı.

Drizzt Do'Urden ile karşı karşıyayken yarım saniye dahiçok uzun sayılırdı. Çevik Drow sıçradı, hantal bir darbedenkolayca kaçtı ve palalarını çapraz bir şekilde aşağı savurupdevin boğazında paralel şekilde iki kesik açtı.

Ettin iki sopasını da yere atıp ölümcül yarasını kavradı.

Ve bir ok onu yere serdi.

Tepeciğin ardında iki ettin daha kalmıştı, ama onlar -dörtkafa birden- bu yoldaşları savaşırken yeterince seyretmişlerdi.Bu nedenle yaratıklar bir yan tünelden dışarı kaçtılar.

Dagna'nın gümbür gümbür gelen birliğinin tam önüne.

Yaralı bir ettin tökezleyerek ana mağaraya geriledi. Cücelertarafından fırlatılan bir düzine çekiç, attığı her hantal adımdadevin sırtında patlıyordu. Drizzt, Wulfgar ve hatta yayıylaCattibrie bile yaratığa karşı harekete geçemeden önce yantünelden içeri birçok sayıda cüce hücum etti ve yaratığınüzerine atıldı. Cüceler devi alaşağı ettiler ve savaş çılgınlığıiçinde kesip biçtiler.

Drizzt Wulfgar'a baktı ve omuz silkti.

Page 72: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Korkma dostum," diye gülümseyerek yanıtladı barbar."Daha haklayacak bir sürü düşman var!" Savaş tanrısına birkez daha haykıran Wulfgar arkasını döndü ve ana arbedeyedoğru koşturdu. Koşarken, birbirine karışmış goblinler vecücelerden oluşan dalgalı bir denizin içinde Bruenor'un tekboynuzlu miğferini seçmeye çalışıyordu.

Fakat Drizzt onu takip etmedi. Zira o, teke tek dövüşüçılgın bir meydarfsavaşına tercih ederdi. Guenhwyvar"ıyanına çağıran Drow duvar boyunca ilerledi ve en sonundaana mağaradan dışarı çıktı.

Sadece birkaç adımdan ve güvenilir panter dostundan gelenbir hırıltıdan sonra, Drizzt Regis'in pek uzakta olmadığınıanladı.

* * *

Savaş kısa süre içinde bir bozguna dönüşmeye başladı veBruenor'un kendi cücelerinin yetenekleri hakkındakitahminleri doğru çıktı. Zırhlı cücelerle çarpışan goblinler ilkelkılıçlarının ve sefil sopalarının, düşmanlarının sert silahlarıylaboy ölçüşemeye-ceğini anladı. Bruenor'un halkı da daha iyieğitimliydi. Sıkı savaş formasyonlarını ve kontrollerinikoruyorlardı ki bütün bu karmaşa ve ölüm çığlıkları arasındabunu başarmak zor bir işti.

Goblinler kaçıştılar ve çoğu kendilerini hevesle bekleyenDagna ile birliğini karşılarında buldu.

Cattibrie'in yapacağı atışları, bu karmaşanın arasındadikkatle seçmesi gerekiyordu. Özellikle de cılız bir goblin

Page 73: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

göğsünün onun oklarını durdurmaya yetip yetmeyeceğindenemin olamadığı için. Genç kadın, çoğunlukla saflardanayrılan, ana kalabalıkla Dagna'nın birliği arasındaki açıkalanda koşanlara yoğunlaştı.

Bütün o barış görüşmesi muhabbetlerine ve Bruenor ilediğerlerine yönelttiği suçlamalara rağmen genç kadın, KalpAvcısı Taul-maril'i her kaldırışında vücudunu saran kıpırtıyı,adrenalin patlamasını reddedemezdi.

Wulfgar'ın gözleri de savaşıp hayatta kalmaya duyduğuheyecanı parlayarak dile getiriyordu. Savaş seven bir halkarasında yetişen barbar, savaş arzusunu genç yaşında tatmıştı.Aslında bu arzu, sadece Bruenor ile Drizzt ona düşman dediğikimselerin değerini ve kabilesinin savaşlarının diğerlerineyaşattığı hüznü öğrettiğinde yatışan bir öfkeden ibaretti.

Fakat bu sefer şeytani goblinlere karşı yaptığı savaştahiçbir suç yoktu ve Wulfgar'ın ölü ettinlerin olduğu yerdenana arbedeye doğru hücumu, yürekten söylediği TempusŞarkısıyla süslendi. Wulfgar çekicini fırlatmayı göze alacakkadar net bir hedef bulamadı, ama cesareti de kırılmadı.Özellikle de birkaç goblinden oluşan bir grup savaşkalabalığından ayrılıp ona doğru kaçmaya başladığında.

En öndeki üçü barbarın orada olduğunu pek farketmedi.Wulfgar'ın Aegis-fang ile yana doğru savurduğu ilk darbeonları kenara doğru devirip iki goblini öldürdü. Geridekigoblinler şaşkınlık içinde tökezleseler de koşmaya devamettiler. Bir kayanın etrafından akan nehir gibi Wulfgar'ınetrafından dolaştılar.

Page 74: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Aegis-fang'in bir sonraki ağır darbesi altında bir goblinkafası paramparça oldu; Wulfgar bir kılıç darbesiniengellemek için çekici diğer eliyle tutup kaldırdı. Sonra da soldirseğiyle saldırgan adayının çenesini parçalayarak yaratığınhavada uçmasını sağladı.

Wulfgar yan tarafında bir acı hissetti ve saplanan kılıç çokdaha derine batmadan önce geri çekilmeyi başardı. Serbestolan eli geriye doğru savruldu, saldırganın kafasını mengenegibi kavradı ve çırpınmakta olan yaratığı yerden yukarıkaldırdı. Yaratığın kılıcı hâlâ elindeydi ve Wulfgar tehlikeyeaçık olduğunu farketti. Elinde olan tek savunma yöntemikatıksız bir şiddetti. Havaya yükselmiş olan goblini öyle birşiddetle ileri geri salladı ki yaratık bir darbe savurabilecekkadar kendisine gelemedi.

Wulfgar kendisine saldıran birçok düşmanı kontrol altındatutmak için hızla döndü ve tek elle savurduğu çekice güçkazandırmak için vücut devinimini kullandı. Yaklaşan birgoblin geri çekilmeye çalıştı ve kolunu açması bir şekildekendisini savunmak için kaldırdı. Ama savaş çekici sıska koluparçaladı ve yaratığın kafasına öyle bir güçle indi ki goblinyere sırt üstü devrildi. Ancak yüzü taşa gömüldü.

Havada asılı duran inatçı ve ahmak goblin, Wulfgar'ıngeniş pazılarını çentti. Barbar, yaratığı sertçe yere indirdi,bastırıp büktü ve boyun kemiğinin kırılırken çıkarttığıçatırtıyı duyup tatmin oldu. Üzerine saldırmakta olan birgoblini gözünün ucuyla gördü ve ölü yaratığı dostununüzerine savurarak ikisinin yere devrilmesini sağladı.

Page 75: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Tempus!" diye kükredi barbar. Savaş çekicini iki eliylekavradı ve etraftaki en kalabalık gruba doğru hücum ederekAegis-fang'i ileri geri savurdu. O vahşi saldırıdan kaçamayan,ölümcül menzilinden kurtulamayan her goblin vücudunun birbölümü tam manasıyla paramparça edildi.

Wulfgar aniden döndü ve arkasında olduğunu bildiği grubasaldırdı. Goblinler gerçekten de ona yaklaşmaya başlamıştı,ama gözü dönmüş bir bakışla yüzü buruşmuş olan kudretlisavaşçı onlara doğru yöneldiğinde goblinlerin hepsi arkalarınıdönüp kaçıştılar. Wulfgar savaş çekicini savurup bir tanesinialaşağı ettikten sonra tekrar arkasını döndü ve diğer grubadoğru koşturdu.

Bu grup da kaçıştı. Görünüşe göre çılgın insanın silahsızolması umurlarında değildi.

Wulfgar içlerinden birini dirseğinden yakalayıp çevirdi vekendisiyle yüzyüze getirdi. Diğer elini goblinin yüzünekenetleyip geriye, yere doğru büktü. Aegis-fang tekrar elindebeliriverdi ve barbarın şiddetti iki katına çıktı.

* * *

Bol çentikli baltasını en son kurbanının göğsünden çekipçıkartabilmek için Bruenor'un bir çizmesini yaratığa dayamasıgerekmişti. Balta serbest kaldığında beraberinde bir kanfışkırması oldu ve cüceyi sırılsıklam etti. Bruenor buna aldırışetmedi. Goblinlerin şeytani yaratıklar olduğu ve Bruenor'unbu vahşi saldırısının dünyanın iyiliğine olduğu kesindi.

Page 76: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Umursamazca gülümseyen cüce kral hızla koştu ve ensonunda o sıkış tepiş yerde kendisine başka bir hedef dahabuldu. İlk darbeyi goblin savurdu, Bruenor'un kalitelikalkanına çarpan sopası iki parçaya kırıldı. Aptal goblinkırılmış silahına gözlerine inanama-yarak baktı, sonra dabaltanın gözlerinin tam ortasına daldığını görecek birzamanlamayla kafasını cüceye doğru kaldırdı.

Şimşek gibi bir ışık hemen cücenin yanından geçti ve onukorkutarak son kurbanının zevkini ondan çaldı. Fakat cüce,bunun Cattibrie'ın işi olduğunu anladı ve kurbanın bir metreötede, titremekte olan gümüş ok tarafından taş duvaraçivilenmiş bir şekilde durduğunu gördü.

"Lanet iyi bir yay," diye mırıldandı cüce. Kafasını çeviripkızına doğru baktığında platforma tırmanan bir goblin gördü.

"Hayır yapamayacaksın!" diye haykırdı cüce. Platformadoğru koşturup yuvarlanarak üzerine çıktı. Dövüşe tutuşmayahazır bir şekilde yaratığın hemen yanında ayağa kalktı. Tam osırada başka bir şimşeğimsi ışık sebebiyle irkildi.

Goblin hâlâ ayaktaydı ve oraya saplanmış bir ok bulmayıumuyormuş gibi göğsüne bakıyordu. Fakat iki ciğerininarasına açılmış bir delik buldu.

Goblin, kan akışını durdurmak için saçma bir girişimdebulunarak deliğe parmağını soktu ve ölüp yere yığıldı.

Bruenor ellerini kalçalarına koydu ve kızına sert sert baktı."Bak kızım," diye azarladı. "Bütün eğlencemimahvediyorsun!"

Page 77: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie'ın parmaklan kirişi germeye başladı ama anındagevşedi.

Bruenor, kızın garip hareketinin sebebini düşündü. Birgoblin sopası başının arka kısmına 'güm' diye indiğindesebebini anladı.

"Bunu sana bıraktım," dedi Cattibrie, omuz silkerek.Bruenor'un dik dik bakan koyu gözleriyle kıyaslanırsa gayetcılız bir hareketti tabii.

Bruenor kızı dinlemiyordu. Kalkanını yukarı doğru savurupbir sonraki saldırıyı önledi ve baltasını önden savurarak hızlasaldırdı. Goblin göbeğini içeri çekti ve parmak uçlarınayükselerek geri çekildi.

"Yeterince çekilemedin," dedi cüce, kibarlık edip goblindilinde konuşarak. Ve goblinin bağırsakları dışarı doğrudöküldüğünde cücenin sözlerinin doğru olduğu anlaşıldı.

Dehşete düşen yaratık gözlerine inanamayarakbağırsaklarına baktı.

"Ben bakmıyorken bana vurmamalıydın ama," cümlesiBruenor Battlehammer'ın yaratığa sunduğu tek özürdü. Vecücenin bir sonraki darbesi goblinin boyuna doğru yönelerekyaratığın başını omuzlarından ayırdı.

Platform düşmanlardan temizlendiğinde, Bruenor daCattibrie da savaş kalabalığının ortasına bakmak içinarkalarını döndü. Cattibrie yayını gerdi, ama daha fazla okatma ihtiyacı duymadı. Goblinlerin çoğu kaçışıyordu, fakat

Page 78: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dagna'nın askerleri mağaranın öbür tarafında dizilmişolduğundan gidecek yerleri yoktu.

Bruenor aşağı atladı ve kendi birliğini düzenli bir takip içinbir araya getirdi. Cüce birlikleri, sanki kocaman ve hızlakapanan bir ağız gibi goblin güruhunu yuttu.

Drizzt sessiz ve sakin olan bir yan geçit boyunca süzüldü,vahşi savaşın gürültü patırtısı çok geride kalmıştı. Drowendişeli değildi, zira gölgesinin, yani Guenhwyvar'ın pekyakınlarda bir yerlerde sessizce ilerlediğini biliyordu. Drizzt'idaha çok tedirgin eden şey ise, hâlâ inatla onu yakından takipeden Regis'di. Şansına buçukluk da en az Drow kadarsessizce hareket ediyor, en az onun kadar gölgeler içindekalıyor ve Drizzt'e ayakbağı olmuyordu.

Drizzt'in buçukluğu hemen oracıkta sorgulamasınıengelleyen tek şey sessiz olmalarının gerekmesiydi. Zira eğerbir goblin grubuyla karşılaşırlarsa, Drizzt savaş konusundabecerikli olmayan Regis'in nasıl olup da tehlikedenuzaklaşabileceğini bilmiyordu.

Kara panter biraz ileride duraksadı ve kafasını çeviripDrizzt'e baktı. Karanlıktan daha karanlık olan kedi, ardındanbir geçide girdi ve yan tarafa doğru ilerleyip başka birmağaraya çıktı. Drizzt geçidin ötesinden gelen ve kolaycatanınan goblin hırıltıları duydu.

Drizzt kafasını çevirip Regis'e baktı ve buçukluğunenfrarujlu görüş yeteneğini açık eden kırmızı gözlerini gördü.Buçukluklar da karanlıkta görebiliyordu, ama Drowlar ya dagoblinler kadar iyi değil. Drizzt bir elini kaldırdı ve Regis'e

Page 79: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

koridorda beklemesini işaret etti. Sonra geçit girişine doğrusüzüldü.

En az altı ya da yedi kelle olan goblinler küçük mağaranınmerkezinde bir araya sokulmuşlardı ve doğal yapıdaki, dişiandıran çok sayıdaki sütunun etrafında geziniyorlardı.

Sağ taraftaki duvar hizasında, Drizzt hafif bir kıpırtı sezdive bunun Guenhwyvar olduğunu anladı. Kedi, ilk hareketionun yapmasını sabırla bekliyordu.

Drizzt kendisine panterin ne kadar da müthiş bir savaşyoldaşı olduğunu hatırlattı. Guenhwyvar, her zaman savaşınakışını tayin etme işini Drizzt'e bırakır ve kendisini dahiledebileceği en iyi yöntemi bulurdu.

Drow rancer en yakındaki dikite doğru ilerledi, sürünerekbir diğerinin yanına geçti ve bir diğerinin arkasındanyuvarlanarak avına gitgide yaklaştı. Şimdi dokuz goblin tespitetmişti. Yaratıklar görünüşe göre şimdi ne yapacaklarınıtartışıyorlardı.

Etrafa muhafız dikmemişlerdi, tehlikenin yakınlardaolduğundan bihaberdiler.

Bir tanesi hızla döndü ve sırtını bir dikit sütuna dayayarakdiğerlerinden sadece birbuçuk metre ayrıldı. Göbeğine birpala battı ve daha bir ses çıkaramadan akciğerlerine erişti.

Geriye sekiz tane kalmıştı.

Page 80: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt cesedi sessizce yere bıraktı ve sırtını taşa dayayarakyerini aldı.

Bir saniye sonra, goblinlerden bir tanesi Drowu az önceölmüş olan dostu zannederek ona seslendi. Drizzthomurdanarak cevap verdi. Omuzunu sıvazlamak için dikitinarkasından bir el uzandığında Drow gülümsemeden edemedi.

Goblin ona hafifçe vurdu, sonra daha yavaş bir şekilde birkez daha dokundu. Sonra yaratık, görünüşe göre Drizzt'indaha uzun boylu olduğunu farkederek el yordamıyla Drowunkalın pelerinini yoklamaya başladı.

Goblin, çirkin yüzünde şaşkın bir ifadeyle kafasını uzatıpsütunun arkasından ona baktı.

Sonra geriye yedi tane kaldı ve Drizzt goblinlerin tamortasına sıçradı. Şimşek gibi parlayan palaları göz açıpkapayıncaya kadar en yakındaki iki goblini hakladı.

Geri kalan beş goblin feryat edip kaçışmaya başladı. Busırada bazıları dikitlere tosladı, diğerleri ise birbirilerinetakılıp yere yuvarlandı.

Bir goblin Drizzt'e doğru yaklaştı. Anlaşılması imkansızbazı laflar sarfederken ağzı hızla açılıp kapanıyordu ve elleridostluk işareti gibi iki yana açılmıştı. Görünüşe bakılırsa kötüyaratık, bu kara eltin potansiyel bir müttefik olmadığını tam oanda anlamıştı, zira çılgınlar gibi geri çekilmeye başladı.

Drizzt'in palaları aşağı doğru çapraz bir şekilde indi veyaratığın göğsüne sıcak kandan oluşan bir 'x' çizdi.

Page 81: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Guenhwyvar Drowun yanından hızla geçti ve mağaranınöteki tarafına doğru kaçmakta olan bir gobline saldırdı.Panterin koca pençesini tek bir savuruşuyla birlikte goblinsayısı üçe indi.

Nihayet, silahlarını çekmiş olan iki goblin, Drowaeşgüdümlü bir şekilde saldırmayı başarabilecek kadarkendilerini topladı. Bir tanesi sopasını yay şeklinde savurdu,ama Drizzt daha silah kendisine yaklaşmadan önce onusavuşturdu.

Saldırıyı savuşturmak için kullandığı palasını önce sola,ardından sağa ve iki kez daha sağa sola savurduktan sonraafallamış olan yaratıkta altı tane ölümcül yara açtı. Goblingeriye doğru yere yığılırken aptallaşmış bir ifadeylebakakaldı.

Bu sırada Drizzt'in öteki palası, diğer goblinin çaresizcesavurduğu çok sayıda darbeyi kolayca engelliyordu.

Drow yüzünü tamamen öteki yaratığa çevirdiğinde, goblinsonunun gelmiş olduğunu anladı. Kısa kılıcını Drizzt'e fırlattı-ki yine pek etkili olamadı- ve en yakındaki taş sütununarkasına sıvıştı.

Afallayan yaratıkların sonuncusu sütunu arkasından geçipDrowun dikkatini dağıttı ve diğerini kaçmasını garanti altınaaldı. Drizzt goblinin şansına küfretti. Hiçbirinin kaçmasınıistemiyordu. Ama bu ikisi ya akıllıca davranarak ya daşansları yaver giderek, ayrı yönlere doğru kaçıyorlardı. FakatDrow bir saniye sonra yankılanan bir çatırtı duydu ve kısa

Page 82: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kılıcını fırlatmış olan goblin, sütunun arkasından kafasıyarılmış bir şekilde tökezleyerek geri çıktı.

Küçük gürzünü tutan Regis, sütunun arkasından ona baktıve omuz silkti.

Drizzt hayretler içinde öylece buçukluğa bakakaldı. Sonra,daha şimdiden mağaranın sütundan dişleri arasındankoşturarak en uçtaki koridora doğru kaçmakta olan diğergoblini takip etmek için hızla döndü.

Daha hızlı ve çevik olan Drow hızla arayı kapattı.Guenhwyvar'ı gördü. Panterin ağzı taze kurbanlarının sıcakkanıyla parlıyordu ve kedi paralel bir yol çizerek gitgidegoblin ile arasındaki mesafeyi kapatıyordu. Drizzt, yaratığınkaçmak için hiç şansı kalmadığından o anda emin oldu.

Goblin, koridorun girişinde irkilerek duruverdi. Drizzt deGuenhwyvar da yan taraflara doğru süzülüp sütunlarınarkasına gizlendi. Bu sırada goblinin vücudunda parlayan vekıvılcımlar saçan patlamalar meydana geldi. Yaratık çılgınlargibi feryat etti ve ileri geri debelendi; elbiseleri ve derisiyanıp kavrulmuştu.

Devam eden patlamalar, goblinin öldükten çok sonra bileayakta kalmasını sağladı. En sonunda patlamalar durdu veyaratık yere yığıldı. Vücudundaki birkaç düzine kavrulmuşyaradan duman hareleri yükseliyordu.

Mağaraya ne gibi bir canavarın geldiğini bilmeyen Drizztile Guenhwyvar, kıpırtısız bir şekilde ve derin bir sessizlikiçinde durdular.

Page 83: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Mağara aniden büyülü bir ışıkla aydınlandı.

Gözlerini odaklamak için savaş veren Drizzt, palalarınısıkıca kavradı.

''Hepsi öldü mü?" diyen tanıdık bir cüce sesi duydu.Gözlerini kırpıştırarak açtığında Cobble'ın odaya girdiğinigördü. Cücenin bir eli iri kemer kesesinin içindeydi, diğeri isebir kalkan tutuyordu.

Onun ardından gelen birkaç askerden birisi şöylemırıldandı, "Harbiden iyi büyüymüş, rahip."

Cobble paramparça olmuş cesedi incelemek için ilerledi,sonra başıyla onayladı. Drizzt sütunun arkasından ışığa çıktı.

Şaşıran rahip elini hızla savurdu ve Drowa doğru beş ontane küçük nesne -galiba çakıl taşı- fırlattı. Guenhwyvarhırladı ve Drizzt yana doğru dalışa geçti. Çakıl taşları Drowundurduğu yerdeki kayaya çarptı ve bir başka küçük patlamalarserisi yaşandı.

"Drizzt?" diye haykırdı Cobble, yaptığı hatayı anlayarak."Drizzt!" Zeminde açılan bir sürü kavrulmuş yere bakmaktaolan Drowa doğru koşturdu.

"İyi misin, sevgili Drizzt?" diye haykırdı Cobble.

"Harbiden iyi büyümüş, rahip," diye cevap verdi Drizzt,elinden gelen en iyi cüce taklidi sesiyle. Yüzünde kocaman vetakdir dolu bir gülümseme vardı.

Page 84: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drowun sırtına dostça ama sertçe vuran Cobble, neredeyseonu yere devirecekti. "Bu büyüyü ben de seviyorum," dedi,Drizzt'e patlayıcı çakıllarla dolu kesesini göstererek. "Birazister misin?"

"Ben isterim," diye yanıtladı Regis. tünel girişine Drizzt'insaklandığı yerden daha yakın olan bir sütunun arkasındançıkıp gelerek.

Drizzt, buçukluğun hüneri karşısında hayretler içindelavanta renkli gözlerini kırpıştırdı.

Yüz kişiden daha fazla sayıda bir başka goblin birliği,savaş başladıktan sonra kanat tarafından saldırmak için anamağaranın sağındaki koridorlarda yerlerini almıştı. Tuzağınbaşarısızlığa uğraması, Bruenor'un hücumu (ki bu saldırıdehşet verici, gümüş kuyruklu oklarla desteklenmişti,) ettinbirliğinin sefil yenilgisi ve Dag-na'nın cüce askerlerinin gelişiüzerine goblinler arkalarını dönüp kaçacak kadar akıllıcadavranabilmişlerdi.

"Cüceler,'' diye haykırdı, önden koşan goblinlerden birisi.Diğerleri kısa süre içinde onun sözünü tekrarlamaya başladı.Yaratıklar sakallı ırktan küçük bir grupla, muhtemelen biröncü grubuyla karşı karşıya olduklarını düşünmeyebaşladıklarında bu seslerin tınısı dehşetten açlığa dönüştü.

Ne olursa olsun, cücelerin görünüşe göre durup dasavaşmaya niyetleri yoktu ve goblinler takibe devamediyordu.

Page 85: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Birkaç kavşak ve dönemeç geçtikten sonra kaçmakta olancüceler ve takip eden goblinler geniş, düzgünce işlenmiş vemeşaleyle aydınlatılmış bir tünele geldiler. Birkaç yüzyıl önceMithril Salonu cüceleri tarafından oyulup açılmış bir tüneldibu.

O uzun zaman önceki günlerden beridir cüceler buraya ilkdefa yeniden gelmişti ve bekliyorlardı.

Güçlü cüce elleri kocaman diskleri bir kütüğün üzerineindirdi. En sonunda bütün parçalar, bir cüce kadar uzun,neredeyse tünel kadar geniş ve bir tonun epey üzerinde olansilindirik bir tekerlek halini alana dek bu işlem arka arkayadevam etti. Büyük aletin ana vücudunu oluşturmak için birkaçtane iyi yerleştirilmiş büyük çivi- üzerine keksin ve acımasızdikenler kakılmış olan- metal bir levha ve cüceler kaldırıpitebilsin diye tekerleğin yanından aletin arka kısmına doğruuzanan iki çentikli saplar gerekiyordu.

Aletin ön kısmında, hücuma geçen cücelerin gerçekboyutlarıyla resmedilmiş olduğu bir bez vardı ve bu da geriçekilmek için çok geç olana dek goblinlerin kaçmasınısağlayacak son bir rötuştu,

"İşte geliyorlar," diye rapor verdi öndeki habercilerdenbirisi, ana savaş grubunun yanına geri dönerek. "Birkaçdakika içinde köşeyi dönecekler.''

"Yemciler hazır mı?" diye sordu, oyuncak taburununkumandasındaki cüce.

Page 86: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Diğer cüce başıyla onayladı ve taşıyıcılar itme saplarınıtutup ellerini sıkıca çentiklere sabitlediler. Aletin önüne çılgınkoşuya hazır olan dört asker çıktı. Bu sırada yüz kişilik cücetaburunun geri kalan kısmı taşıyıcıların arkasında yerlerinialdı.

"Saklanma oyukları otuz metre aşağıda," diye en öndekiaskerlere hatırlattı komutan cüce. "Aman onları kaçırmayınsakın! Bu şeyi bir yuvarlamaya başladık mıydı, onudurdurmamız pek mümkün değil!"

Kaçan cücelerin sahte korku çığlıkları uzun koridorun ötekiucundan yükseldi, onun peşindense takipteki goblinlerinhaykırışları duyuldu.

Komutan cüce kafasını salladı; goblinlere yem atmak çokkolaydı. Sadece onların daha üstün olduklarına inanmalarınısağlamak yeterliydi, o zaman hemen saldırırlardı.

Öndeki askerler hafifçe ilerlemeye başladı, onlarınardındaki taşıyıcılar rahat bir tempo tutturdu ve bütün orduyavaşça yuvarlanan tekerleğin gümbürtüsü eşliğinde yürüyüşegeçti.

Bir başka haykırış silsilesi daha duyuldu ve bu seslerarasında cücelerin hiç kaçırmayacağı bir 'Şimdi!' işareti vardı.

Öndeki askerler kükreyip hızla koşmaya başladı. Devasaoyuncak hemen arkalarından geliyordu. Piston gibi işleyencüce bacakları, acımasız tekerleğin hızla yuvarlanmayabaşlamasını sağladı. Cüceler, bu gümbürtünün üzerineyükselen bir şekilde şarkılarını söylemeye başladılar.

Page 87: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Tünel çok dar,

Tünel çok alçak,

En iyisi koş goblin,

Çünkü geliyor oyuncak!

Cüce hücumu, goblin çığlıklarına altyapı oluşturangümbürtüler halindeki bir çığ gibiydi. Yemciler yaklaşandostlarına işaret verdikten sonra saklanma oyuklarınınyanında durdular ve arkalarını dönüp goblin takipçilerineküfürler yağdırdılar.

Büyük aletten güvenle kurtulmanın tek yolu olan küçüksığınak oyuklarının yanından, goblin güruhu gelmeden tambir saniye önce oyuncakla birlikte geçeceklerini bilenkomutan cüce acımasızca gülümsedi.

Tam da cücelerin planladığı gibi olacaktı.

Sıradan bir cüce birliğiyle karşılaştıklarını düşünen ve geridönmeleri imkansız olan goblinler savaş çığlıkları atarak uzunsıralar halinde hücumu sürdürdü.

Öndeki cüce askerler yemcilere katıldılar, hep beraber yantaraftaki oyuklara atladılar ve tam o sırada oyuncakgümbürdeyerek yanlarından geçti. Aletin önündeki korkunçtente, ön taraftaki gob-linlerin yavaşlayıp hayrete düşmesinesebep oldu.

Page 88: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Savaş çığlıklarının yerini dehşet içindeki ulumalar aldı vegoblin safları boyunca yankılandı. En yakındaki goblin,hoplaya zıplaya gelen cüce resmine cesurca saldırdı, resimlitenteyi aşağı düşürdü ve başlarına gelecek olan felaketi böcekgibi ezilmeden bir saniye önce gözler önüne serdi.

Amansız cüceler savaş oyuncaklarına 'Ezergeçer' adınıtakmışlardı ve ezerek ilerleyen tekerleğin arka kısmındabeliren goblin kanı birikintileri, bu ismin oldukça uygunolduğunu gösteriyordu.

"Şarkı söyleyin, cücelerim!" diye emir verdi komutan.Cüceler de gümbürtü dolu sesleri goblin ulumalarının üstündeyankılanarak şarkılarını büyük kreşendolar halinde söylemeyebaşladılar.

Her tümsek bir goblin kafası,

Yerdeki göller goblin kanı

Koşun, iyi cüceler, oyuncağı itin

Küçük goblinleri ezin geçin!

Acımasız alet zıplaya hoplaya ilerliyor, taşıyıcılar goblinyığınlarına takılarak tökezliyordu. Ama eğer bir cüce düşecekolursa onun yerini almaya hazır olan ve bacakları piston gibihızla çalışan bir düzine cüce mevcuttu.

Aletin gerisinde kalan ordu etrafa yayılmaya başladı;cüceler hâlâ kıvranmakta olan yaralı goblinlerin işini bitirmekiçin duruyordu. Fakat birliğin çoğu zıplayıp hoplayan alete

Page 89: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yakın kalmıştı. Zira büyük tekerlek tünelin daha aşağısındailerledikçe yan koridorların önünden geçiyordu. Bu iş içinönceden görevlendirilen cüce taburları oyuncağın hemenardından bu yan tünellere dalıyor ve hâlâ civarda olan hergoblini katlediyorlardı.

''Keskin viraj!" diye haykırdı komutan cüce ve aletsürtünerek geçerken taş tekerleğin çelikle kaplı yan tarafındankıvılcımlar fışkırdı. Cüceler bu bölgenin gümbürdeyencanavarı durduracağını hesaplamışlardı.

Fakat durduramadı ve köşeyi dönünce tünelin sonu görünürgibi oldu. Bir düzine goblin geçit vermeyen kayalarıtırmıklayarak bir kaçış yolu bulmaya çalışıyordu.

"Bırakın gitsin!" diye haykırdı komutan. Çılgınlar gibikoşturan cüceler aleti bıraktılar ve oyuncak hoplaya zıplayagitmeye devam ederken birbirilerinin üzerine yığıldılar.

Ezergeçer, bütün taş yatağını sarsan çok büyük birpatlamayla birlikte duvara çarptı. Neşeyle tezahürat yapancücelerin duvarla alet arasında kalan bahtsız yaratıklara neolduğunu tahmin etmeleri pek zor olmadı.

"Ah, iyi işti be!" dedi askerlerine komutan cüce, köşebaşından kafasını uzatarak, ezilip suyu çıkarılmışgoblinlerden oluşan uzun sıraya bakarak. Cüce askerler hâlâsavaşıyordu. Ama şimdi sayıları düşmanlarından ezici birşekilde fazlaydılar, zira goblin birliğinin yansından fazlasıpüre olmuştu.

Page 90: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"İyi işti!" diye içtenlikle tekrarladı komutan. Vegoblinlerden nefret ederi bir cücenin mantığına görekesinlikle öyleydi.

Ana mağarada, Bruenor ile Dagna sırılsıklam bir halde,muzaffer bir tavırla kucaklaştılar, yani vahşi cücelerindeyimiyle, ·düşmanlarının kanını paylaştılar'. Pek az cüceöldürülmüştü ve birçoğu yaralı yatıyordu, ama iki lider debozgunun bu kadar mükemmel olacağını tahmin etmemişti.

"Bu konuda ne düşünüyorsun, kızım?" diye sordu BruenorCattibrie'a, uzun yayını rahatça omuzuna atmış olan kız onunyanına geldiğinde.

"Yapmamız gerekeni" yaptık," diye yanıtladı kadın. "Vegob-linler de tahmin edildiği gibi, hain bir güruhmuş. Amasözlerimi geri almayacağım. Önce konuşmaya çalışmakladoğu olanı yaptık."

Dagna yere tükürdü, ama daha akıllı olan Bruenor başınısallayıp kızıyla hemfikir oldu.

Wulfgar'ın zaferle, 'Tempus!'" diye bağırdığını duydular veonları gören barbar, kudretli savaş çekicini havaya kaldırmışbir şekilde sıçraya hoplaya onlara doğru ilerlemeye başladı.

"Hâlâ sizin bu işten oldukça fazla zevk aldığınızıdüşünüyorum," diye belirtti Cattibrie, Bruenor'a. Görünüşegöre Wulfgar ile konuşmak istemediğinden dolayı yaralılarayardım etmek için uzaklaştı.

Page 91: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Pöh!" diye kızın arkasından homurdandı Bruenor. "Senkendi yayını bülbül gibi şakıtırken iyiydi!"

Cattibrie, kestane rengi buklelerini yüzünden geri taradı vekafasını çevirip bakmadı. Bruenor'un onu gülümserkengörmesini istemiyordu.

Ezergeçer taburu yarım saat sonra ana mağaraya girdi vesağ kanadın goblinlerden temizlendiğini rapor etti. Onlardansadece birkaç dakika sonra Drizzt, Regis ve Guenhwyvargeldi. Drow, Bruenor'a Cobble'ın birliklerinin sol ve arkataraftaki koridorları temizlemekte olduğunu söyledi.

"Sen kendine birkaç tane bulabildin mi bari?" diye sorducüce. "Yani ettinlerden sonra demek istiyorum?"

Drizzt başını evet anlamında salladı. "Buldum," diyeyanıtladı, "Guenhwyvar da buldu... ve Regis de." Hem cücehem de Drizzt merakla buçukluğa doğru döndüler. O iseelinde kanlı gür-züyle rahat bir şekilde öylece duruyordu.Üzerindeki bakışları farke-den Regis, sanki utanmışçasınasilahı arkasında sakladı.

"Senin geleceğini bile tahmin etmiyordum, Gümbürgöbek,"dedi Bruenor ona. "Hepimiz savaşıp dövüşürken seninyukarıda kalıp daha fazla yemek tıkınacağını sanıyordum."

Regis omuz silkti. "Dünyadaki en güvenli yerin DrizztDo'Urden'in yanı olduğunu düşündüm," diye açıkladı.

Bruenor bu mantığa karşı tartışacak değildi. "Birkaç haftaiçinde kazıya başlarız," diye anlattı rancer dostuna. "Tabii

Page 92: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

birkaç madenci grubu gelip de mekanın güvende olduğunurapor ettikten sonra."

Drizzt o anda onu pek dinlemiyor, yaralılar arasındadolaşan Cattibrie ile Wulfgar'ın birbirilerinden uzak duruyorolduğu gerçeğiyle daha çok ilgileniyordu.

"Sorun oğlan," dedi Bruenor, Drowun ilgisini farkederek.

"Bir kadının savaşa katılmaması gerektiğini düşünüyor,"diye yanıtladı Drizzt.

"Pöh!" diye homurdandı kızıl sakallı cüce. "Kız elimizdekien iyi savaşçılardan biri. Ayrıca beş düzine cüce kadın savaşageldi, hatta iki tanesi de öldürüldü."

Cüce krala bakan Drizzt'in yüzü hayretler içinde buruştu.Beyaz saçlarını çaresiz bir şekilde silkeledi ve Cattibrie'akatılmak için yürümeye başladı. Ama birkaç adım attıktansonra durdu ve tekrar kafasını sallayarak geri baktı.

"Beş düzine," diye tekrarladı Bruenor, Drowun şüpheliifadesine cevaben. "Cüce kadını diyorum."

"Dostum," diye cevap verdi Drizzt, tekrar yürümeyebaşlayarak. "Aradaki farkı asla ayırdedemedim."

Cobble'ın birliği, iki saat sonra diğer goblinlerle birleşti vearka kısmın düşmandan temizlendiğini rapor etti. Bruenor ilekumandanlarının görebildiği kadarıyla bozgun başarıylatamamlanmış, tek bir düşman bile hayatta kalmamıştı.

Page 93: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cüce birliklerinden hiç kimse kritik savaş noktalarındakisarkıtlar arasında havada süzülen, cüce hamlelerini ve savaştekniklerini ilgiyle izleyen narin ve karanlık suretleri -Jarlaxle'ın casus kara elflerini- farketmemişti.

Goblin tehlikesi son bulmuştu. Ama bu, BruenorBattlehammer'ın sorunlarının en küçüğüydü.

BÖLÜM 2

Dinin, Vierna'nın her hareketini izliyor, kız kardeşininÖrümcek Kraliçe'ye övgü için kusursuz bir şekilde yaptığıibadetleri seyrediyordu. İki Drow, Jarlaxle'ınMenzoberranzan'ın düşük seviyeli evlerinden birindeVierna'nın kullanması için tahsis ettiği küçük bir duasalonundaydı. Dinin, karanlık tanrıça Lloth'a gönüllü birşekilde sadık kalmış ve bugün Vierna'nın dualarına katılmakiçin ona eşlik etmişti. Fakat aslında erkek Drow, bütünbunların anlamsız bir yalan olduğunu ve kız kardeşinineskiden bulunduğu mevkiyi saçma bir şekilde taklit ettiğinidüşünüyordu.

"Bu kadar kuşkucu olmamalısın," diye belirtti Vierna,duasına devam ederek ve omuzunun üzerinden Dinin'e bakma

Page 94: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

zahmetine bile girmeyerek.

Fakat Dinin'in usanmış bir şekilde iç geçirdiğini duyanrahibe, kıstığı kırmızı gözlerinde hiddet dolu bir bakışla hızlaona doğru döndü.

"Bunların sebebi ne?" diye bilmek istedi Dinin, kadının ga-zabıyla cesurca yüzleşerek. Vierna, Dinin'in inatla inandığıüzere Lloth'un takdirini kaybetmiş olsa bile ondan daha iriydive bir takım rahibe büyülerine sahipti. Dinin dişlerini sıktı,ifadesini sertleştirdi ve geri çekilmedi. Dinin, Vierna'nıngitgide artan takıntısının bir kez daha etrafındakiler! yıkımagötüreceğinden korkuyordu.

Vierna cevap olarak rahibe cüppesinin cebinden garip birkırbaç çıkardı. Kırbacın sapı pek değerli olmayan karaadamanttan olsa bile, beş kayışı da kıvrılıp bükülen canlıyılanlardan oluşuyordu. Dinin'in gözleri genişledi; bu silahınönemini biliyordu.

"Lloth, yüce rahibelerinden başka hiç kimsenin bunlarıtaşımasına izin vermez," diye hatırlattı Vierna ona, yılankafalarını sevgiyle okşayarak.

"Ama biz Lloth'un gözünden düştük..." diye itiraz etmeyebaşladı Dinin. Fakat bu itiraz Vierna'nın gösterisinin yanındapek cılız kalmıştı.

Vierna, yılan kafalarından birini öpmek için eğilirkenDinin'e baktı ve kedi gibi mırıldanarak şeytanca güldü.

Page 95: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"O zaman neden Drizzt'in peşine düşüyoruz?" diye sorduDinin. "Lloth'un takdirini geri kazanmışsın. Hain kardeşimiziaramakla neden herşeyi riske atıyorsun ki?"

"Takdiri işte böyle kazandım!" diye haykırdı Vierna ona.Ona bir adım yaklaştı ve Dinin akıllıca davranarak geriledi.En yaşlı ve en acımasız ablası olan Briza'nın ona o yılan başlı,korkunç kırbaçlarla sık sık işkence ettiği Do'Urden Evindekigençlik günlerini hatırladı.

Fakat Vierna çabucak sakinleşti ve kafasını çeviripkaranlık; hem canlı, hem de heykel örümceklerle kaplı olansunağına baktı. "Ailemiz Matron Malice'in zayıflığı yüzündenyıkıldı," diye açıkladı. "Malice, Lloth'un ona verdiği enönemli görevde başarısız oldu."

"Drizzt'i öldürme görevinde," dedi Dinin.

"Evet," dedi Vierna öylece, omuzunun üzerinden kardeşinebakarak. "Drizzt'i, o sefil ve hain Drizzt'i öldürme görevinde.Onun kalbini Lloth'a armağan edeceğime, ailemizin hatasınıdüzelteceğime söz verdim. Böylece biz -sen ve ben-tanrıçamızın takdirini yeniden kazanacağız."

"Neye yarayacak ki?" diye sormadan edemedi Dinin, içindebulunduğu önemsiz dua salonuna bariz bir aşağılamaylabakarak. "Artık evimiz yok. Do'Urden ismi şehrin hiçbiryerinde telaffuz edilemiyor. Lloth'un takdirini geri kazansakbile bu işten kârımız ne olacak? Sen yüce bir rahibeolacaksın, bundan çok memnun olurum, ama yöneteceğin birevin olmayacak."

Page 96: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Hayır olacak!" diye kızdı Vierna, gözlerinde şimşeklerçakarak. "Ben yok edilmiş bir evin hayatta kalan birasilzadesiyim, tıpkı senin gibi kardeşim. İkimizin de İthamHakkı var."

Dinin'in gözleri faltaşı gibi açıldı. Vierna kağıt üzerindehaklıydı; İtham Hakkı, yok edilen evlerin hayatta kalanasilzade çocuklarına tanınan bir ayrıcalıktı. Çocuklarsaldırganların ismini söyler ve bu da suçlu kimselere Drowadaleti uygulanmasını sağlardı. Fakat Menzoberranzan'ın hiçbitmeyen arka oda entrikaları içinde adalet denilen şeyitinayla çarpıtılabilirdi.

"İtham mı?" diye kekeledi Dinin, aniden kuruyan ağzındanbu sözleri zar zor çıkartarak. ''Ailemizi yok eden evin kimolduğunu unuttun mu yoksa?"

"Bu, işi daha da tatlı kılıyor ya," diye mırıldandı inatçı kızkardeşi.

"Baenre!" diye haykırdı Dinin. "Baenre Evi, yaniMenzoberranzan'ın İlk Evi! Baenre'nin aleyhinekonuşamazsın. Hiçbir ev, yalnız başına ya da yanındamüttefikleriyle onlara karşı hareket edemez. Ayrıca Akademide Matron Baenre'nin kontrolü altında. Adalet ordusunu nasıltoplayacaksın o zaman?

"Ya Bregan D'aerthe ne olacak?" diye hatırlattı Dinin ona."Yani evimizin yok edilmesine yardım edip de bizi bünyesinealan paralı asker örgütü.'' Dinin kendi sözlerini düşünerek biranda duru-verdi. Drow toplumundaki çelişkiler o acımasızironi karşısında her zaman hayrete düşerdi.

Page 97: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Sen bir erkeksin ve Lloth'un güzelliğini anlayamazsın,"diye yanıtladı Vierna. "Tanrıçamız bu kaos ile beslenir. Birçokacımasız ironi olduğu için bu durumu daha da tatlı görüyor."

"Bu şehir, Baenre Evine savaş açmayacak," dedi Dinin açıksözlülükle.

"İş oraya kadar asla gitmeyecek!" diye cevabı yapıştırdıVierna ve o çılgın parıltı tekrar kızıl gözlerinde beliriverdi."Matron Baenre yaşlandı, kardeşim. Zamanı çoktan geçti.Örümcek Kraliçe'nin isteği üzerine Drizzt öldüğünde banaBaenre Evinde bir resmi görüşme bahşedilecek. İşte oradaben... yani biz ithamımızı gerçekleştireceğiz."

"Sonra da Baenre'nin goblin kölelerine yem olacağız," diyeyanıtladı Dinin somurtarak.

"Ev tekrar Örümcek Kraliçe'nin takdirini kazanabilsin diyeMatron Baenre'nin kendi kızları onu zorla tahttan indirecek,"diye devam etti Vierna heyecanla, şüpheci kardeşiniduymazdan gelerek. "Ve sonunda beni başa geçirecekler."

Dinin. Vierna'nın mantık dışı iddialarını çürütecek sözbulamıyordu.

"Düşün bunu, kardeşim," diye devam etti Vierna. '"BenMenzoberranzan'ın ilk Evine hükmederken benim yanımdadurduğunu gözünde canlandır!"

"Lloth, bunu sana vadetti mi?"

Page 98: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Triel aracılığıyla," diye yanıtladı Vierna. "Yani MatronBaenre'nin en büyük kızı, ayrıca Akademinin de MatronHanımı."

Dinin neler döndüğünü anlamaya başlıyordu. EğerVierna'dan çok daha güçlü olan Triel, herkesçe kabul edildiğiüzere yaşlı olan annesini tahttan indirmeye niyetliyse, BaenreEvinin tahtında kesinlikle kendisi hak iddia edecek ya da enazından bir sürü değerli kız kardeşlerinden birine izinverecekti. Sandalyenin ucuna oturup kollarını kavuşturan vekafasını yavaşça ileri geri sallayan Dinin"in şüpheleri şimdibarizdi.

"Maiyetimde imansızlara yer yok," diye uyardı Vierna.

"Maiyet mi?" diye yanıtladı Dinin.

"Bregan D'aerthe sadece bir araç, tanrıçayı memnunedebileyim diye bana tahsis edildi," diye açıkladı Vierna, hiçtereddüt etmeden.

"Sen delisin," dedi Dinin, bu düşüncesini kendisinesaklaması gerektiğini akıl edemeden önce. Fakat şükür kiVierna onun üzerine yürümedi.

"Hain Drizzt, Lloth'a kurban edildiğinde bu kafircesözlerinden pişman olacaksın," diye söz verdi rahibe.

"Kardeşimize yaklaşamayacaksın bile," diye sertçeyanıtladı Dinin. Drizzt ile olan en son ve feci karşılaşmasıhâlâ hafızasında acı bir şekilde canlıydı. "Ve ben de seninle

Page 99: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yüzeye çıkmayacağım— o iblis için gelmem. O çok güçlüVierna, senin hayal edebileceğinden de çok kudretli."

"Sessizlik!" Bu söz büyülü bir ağırlık taşıyordu ve Dininsöylemeyi planladığı bir sonraki itirazlarının boğazınadüğümlendiğini farketti.

"Daha mı güçlü?" diye alay etti Vierna biraz sonra. "Sengüç hakkında ne biliyorsun ki, sefil erkek?" Yüzünde çarpıkbir gülümseme, Dinin'in oturduğu yerde kıvranmasınısağlayan bir ifade belirdi. "Gel benimle, şüpheci Dinin," diyebuyurdu Vierna. Küçük dua odasının yan tarafındaki birkapıya doğru yöneldi, ama Dinin onu takip etmedi.

"Gel!" diye emretti Vierna ve Dinin bacaklarının hareketetmekte olduğunu anladı, kendisini düşük seviyeli evin dikittepeciğini terkederken buldu. Daha sonra da deli kızkardeşinin her adımını sadakatle takip ederekMenzoberranzan'ı geride bıraktı.

İki Do'Urden görüntüden kaybolur kaybolmaz, Jarlaxlegözetleme aynasının önündeki perdeyi indirdi ve küçük duaodasının görüntüsü kayboldu. Dinin ile kısa süre içindekonuşması, başına gelebilecekler konusunda o inatçıdövüşçüyü uyarması gerektiğini hatırlattı. Jarlaxle, Dinin'densamimi bir şekilde hoşlanıyordu ve o Drowun felakete doğrusürüklenmekte olduğunu biliyordu.

"Onu iyi yemlemişsin," diye belirtti paralı asker, yanındaduran rahibeye. Sol gözüyle -yani bugün üzerini kapatmadığıgözüyle-ona kurnazca göz kırptı.

Page 100: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Jarlaxle'dan daha kısa boylu ama inkar edilemeyecekderecede heybetli bir havaya sahip olan dişi Drow, bariz biraşağılamayla paralı askere hırladı.

"Sevgili, Triel," dedi Jarlaxle cilveli bir şekilde.

"Dilini tut," diye uyardı Triel Baenre, "yoksa onu kesip alırve eline veririm."

Jarlaxle omuz silkti ve akıllılık edip konuyu şu andakimeselelerine geri getirdi. "Vierna senin iddiana inanıyor,"diye belirtti.

"Vierna çaresiz bir halde," diye yanıtladı Triel Baenre.

"Onu ailenize alacağınıza dair basit bir söz verseydinizdahi Drizzt'in peşine düşerdi zaten," diye mantık yürüttüparalı asker, "ama onu Matron Baenre'nin tahtına çıkartmahayalleriyle kandırmak..."

"Ödül ne kadar büyük olursa, Vierna'nın motivasyonu da okadar artar," diye yanıtladı Triel sakince. "Drizzt Do'Urden'inLloth'a kurban edilmesi annem için çok önemli. Bırakalımaptal Do'Urden rahibesi ne hayal edecekse etsin."

"Kabul," dedi Jarlaxle, başıyla onaylayarak. "Baenre Evi,muhafız birliğini hazırladı mı?"

"Otuz asker Bregan D'aerthe'nin savaşçıları arasınakarışacak," diye yanıtladı Triel. "Onlar sadece erkek." diyeekledi alay edercesine, "ve harcanabilirler." Baenre Evinin ilk

Page 101: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kızı, kurnaz paralı askere bakarken merakla başını yana doğrueğdi.

"Seçilmiş askerlerinle Vierna'ya bizzat eşlik edecek misin?"diye sordu Triel. "İki grup arasındaki işbirliğini sağlamak içinyani?"

Jarlaxle ince ellerini çırparak, "Ben bu işin bir parçasıyım,"diye yanıtladı sertçe.

"Bu da beni hoşnutsuz ediyor," diye hırladı Baenre kızı.Tek bir kelime söyledi ve bir ışık parlamasıyla birliktegörünürden kayboldu.

"Annen beni seviyor, Triel," dedi Jarlaxle boşluğa doğru,sanki Akademinin Matron Hanımı hâlâ yanında duruyormuşgibi. "Bunu kaçıramam," diye devam etti paralı asker, yükseksesle düşünerek. Jarlaxle'a göre, Drizzt'i arama işi sadece iyibirşey olabilirdi. Birkaç asker kaybedebilirdi, ama yerlerineyenisini koyardı. Eğer Drizzt hakikaten kurban edilirse Llothbundan memnun olurdu, Matron Baenre de memnun olurduve Jarlaxle da emeklerinin karşılığını almanın bir yolunubulurdu. Daha basit bir şekilde söylenecek olursa, hain birkaçak olan Drizzt Do'Urden'in başına büyük bir ödülkonmuştu.

Jarlaxle bütün bu işlerin güzelliğiyle neşelenerek şeytancagüldü. Eğer Drizzt bir şekilde onları atlatmayı başarırsa,Vierna'nın sonu gelecekti ve paralı asker hiçbir şeydenetkilenmeden yaşamına devam edecekti.

Page 102: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drow usulleri konusunda bilge olan ve şu anda önündebulunan durumda kendisini güvenceye alan Jarlaxle'ınfarkettiği başka bir olasılık daha vardı. Ve eğer uzak bir şanslada olsa bu olasılık gerçekleşirse, Vierna ile olan iyi ilişkisisayesinde basitçe yüksek bir kazanç elde edebilecekti. Triel'inve annesinin, Vierna'ya yüksek bir ödül sunmasının sebebiLloth'un onlara verdiği talimattı. 'Peki ya Vierna buantlaşmayı yerine getirirse ne olacak?' diye merak etti paralıasker. Gizlice işler çevirmekte usta olan Lloth, acaba BaenreEvi için ne gibi sürprizler hazırlamıştı?

Vierna Do'Urden, Triel'in boş vaatlerine inanmakla deligibi görünüyordu. Ama Jarlaxle biliyordu ki, Matron Baenrede dahil olmak üzere Menzoberranzan'ın en güçlü Drowları,hayatlarında bir kez en az onun kadar deli gibi görünürdü.

* * *

Vierna o günün ilerleyen saatlerinde Jarlaxle'ın özelodasına açılan yarı saydam kapıdan geçti. Yüzündeki çılgınifade yaklaşmakta olan hadiselere karşı duyduğu heyecanıaçık ediyordu.

Jarlaxle dış koridordan gelen kargaşa seslerini duydu,ancak' Vierna sadece bilgiç bilgiç gülmeye devam etti. Paralıasker, rahat koltuğuna geri yaslandı, parmaklarını hafifçebirbirine vurdu ve Do'Urden rahibesinin bu sefer kendisine negibi bir sürpriz yapacağını tahmin etmeye çalıştı.

"Grubumuzun kadrosunu tamamlamak için bir askere dahaihtiyacımız olacak," diye emretti Vierna.

Page 103: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bu ayarlanabilir," diye yanıtladı Jarlaxle, neler döndüğünüanlamaya başlayarak. "Ama neden ki? Dinin bize eşliketmeyecek mi?"

Vierna'nın gözleri parladı. "Edecek," dedi, "ama kardeşimintakipteki rolü değişti."

Jarlaxle hiç tepki vermedi, sadece oturmaya veparmaklarını birbirine vurmaya devam etti.

"Dinin, Lloth'un çizdiği kadere inanmıyordu," diye açıkladıVierna, kayıtsız bir şekilde Jarlaxle'ın masasının uç kısmınaoturarak. "Bu kritik görevde bana eşlik etmek istemiyordu.Bunu bizden Örümcek Kraliçe istedi!" Aniden hiddetlenerekmasanın üstünden aşağı indi ve yarı saydam kapıya doğruilerledi.

Vierna'nın gösterisi devam ederken, Jarlaxle hançerfırlattığı elindeki parmakları esnetmekten başka hiçbirharekette bulunmadı. Rahibe odanın etrafında dolanmaya,Lloth'a dua etmeye, tanrıçanın önünde diz çökmeyenlere vekardeşlerine -Drizzt ile Dinin'e- lanetler yağdırmaya başladı.

Vierna sonra aniden sakinleşti ve şeytanca gülümsedi."Lloth sadakat ister," dedi suçlayıcı bir şekilde.

"Elbette," diye yanıtladı sarsılmaz paralı asker.

"Adaleti sağlamak bir rahibenin görevidir."

"Elbette,"

Page 104: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna'nın gözlerinde şimşekler çaktı— Jarlaxle sessizcegerginleşti, bu dengesiz dişinin bilinmedik bir sebepten dolayıüzerine saldıracağından endişeleniyordu. Vierna ise yenidenkapıya doğru yürüdü ve yüksek sesle kardeşine seslendi.

Jarlaxle, kapının gerisinde belli belirsiz bir siluetdurduğunu farketti ve Dinin öbür taraftan içeri girmeyebaşladığında yarı saydam kapının eğilip büküldüğünü gördü.

Odaya büyük bir örümcek ayağı girdi, sonra bir tanesi dahave bir tanesi daha. Sonra da dönüşüm geçirmiş gövde kısmıgeldi. Dinin'in çıplak ve davul gibi şişmiş olan vücudununbelden aşağısı devasa bir kara örümceğe dönüşmüştü. Birzamanlar güzel olan yüzü şimdi ölü gibi, şişmiş ve ifadesizdi,gözlerinde hiçbir parıltı yoktu.

Paralı asker doğru dürüst nefes alabilmek için mücadeleverdi. Büyük şapkasını çıkarttı ve terleyen kel kafasını eliylesildi.

Şekli bozuk yaratık odaya tamamen girdi ve uysal birşekilde Vierna'nın yanında durdu. Rahibe ise paralı askerinbariz rahatsızlığına gülüyordu.

"Bu görev çok kritik," diye açıkladı Vierna. "Llothuyuşmazlıkları hoş görmeyecek."

Eğer Lloth'un Vierna ile ilgilendiği konusunda Jarlaxle'ınherhangi bir şüphesi vardıysa bile şu anda hepsi uçupgidivermişti.

Page 105: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna, baş belası Dinin'e Drow toplumundaki en büyükcezayı, sadece Lloth'un takdirini kazanmış bir yüce rahibeninverebileceği cezayı uygulamıştı. Dinin'in zarif Drowvücudunu bu grotesk ve dönüşüm geçirmiş örümcek şeklinesokmuş, yapacağı her türlü kaprisi yerine getirmesi içinDinin'in özgür mizacını kırıp ona iğrenç bir görüntü vermişti.

Onu bir drider* yapmıştı.

'*' Drider: Drow ve spider (örümcek) kelimelerinin birleşimindenoluşturulan bir isim. Yarı örümcek yarı Drow (okunuşu "dray'dır). (Ç.N.)

Drow dilinde sevgi sözcüğünün karşılığı yok.Düşünebildiğim en yakın kelime ssinssrigg, ama bu da cinselşehvet ya da bencil açgözlülük kavramlarına daha yakın olanbir sözcük. Sevgi kavramı tabii ki bazı dro\vlann kalbinde var.Ama gerçek sevginin, yani çoğunlukla kişisel fedakarlıkgerektiren ve bencil olmayan bir sevginin, o denli acı vetehlikeli çekişmelerin yaşandığı bir dünyada yeri yoktur.

Drow kültüründeki tek fedakarlık Lloth 'a verilenhediyelerdir ve pek de karşılık beklemeden yapılan birşeydeğildir. Zira kurbanı sunan kişi, karşılığında daha büyük birçıkar bekler ve bunun için dua eder.

Yine de Karanlıkaltı'nı terkettiğimde sevgi kavramınayabancı değildim. Zaknafein 'i seviyordum. Belwar ile Claker'ı da seviyordum. Beni Menzoberranzan 'dan nihai olarakayrılmaya iten şey, kesinlikle sevebilme becerisi ve sevmeihtiyacıydı.

Page 106: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Şu koca dünyada daha karmaşık ve daha aldatıcı birkavram var mıdır acaba? Her bir ırka mensup bir sürü kimsesevgi denilen şeyi pek anlamıyor gibi görünüyor. Zira onunbasit güzelliğini, önyargılı düşünceler ve gerçekçi olmayanbeklentilerle karalıyorlar. Ne gariptir ki ben, içinde sevgiyeşermeyen Menzoberranzan 'in karanlığından kaçtığımda,bütün hayatları boyunca sevgiyle beraber ya da en azındansevgi olasılığıyla yaşamış' bir sürü kimseden daha fazlatutunuyordum bu kavrama.

Kaçak bir Drowun çarçur etmeyeceği şeylerdi bunlar.

Şu geçen birkaç haftada Gümüşay'a yaptığım yolculuklar,dostlarımın bana bazı iyi niyetli şakalar yapmasını sağladı."Şu elfın aklında başka bir düğün daha olsa gerek!" diyereksık sık takılıyor Bruenor, Gümüşay'ın Hanımı Alustriel ilearamdaki ilişkiyi kastederek. Bu şakaları sıcak birsamimiyetin ve umudun ürünü olarak kabul ediyorum vedüşüncelerinde yanıldıklarını onlara açıklayarak dostlarımınumutlarını söndürmüyorum.

Page 107: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Alustriel'i ve bana yaptığı iyilikleri takdir ediyorum.Hataları çoğunlukla affetmeyen bir dünyada yaşayan birhükümdar olarak, şehrinin harika sokaklarında serbestçedolaşması için bir kara elfe izin verme riskini göze aldığı içinonu takdir ediyorum. Alustriel'in beni kabul edişi, arzularımısınırlı beklentilerden değil gerçek dileklerden oluşturmamısağladı.

Ama onu seviyor muyum?

Onun beni sevdiğinden fazla değil.

Fakat kabul etmeliyim ki Alustriel'i sevebileceğim, eğeraramızda bir kıvılcım olsaydı onun da beni sevebileceği ve ozaman derimin renginin ya da halkımın kötü şöhretininGümüşay'in soylu hanımını engellemeyeceği düşüncesiniseviyorum.

Ama şimdi, sevgi kavramının hayatımın en belirgin özelliğiolduğunu biliyorum. Bruenor, Wulfgar ve Regis ilearamızdaki dostluk ilişkisinin, şu Drowun hayatında bilipbileceği en önemli sevgi bağı olduğunu anlıyorum.

Ayrıca, Cattibrie ile aramdaki sevgi bağı da hâlâ çokkuvvetli.

Daha önce de söylemiş olduğum gibi; dürüst sevgi, fedakarbir kavramdır. Ve bu ilkbaharda benim kendi fedakarlığımçetin bir sınava tabi tutuldu.

Page 108: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Şimdi Wulfgar ve Cattibrie'in geleceği için, birlikteaşmaları gereken engeller konusunda endişeliyim. Wulfgaronu seviyor, bundan şüphe etmiyorum, ama sevgisinisaygısızlık sınırlarında dolaşan bir sahiplenme tavrıylalekeliyor.

Cattibrie 'in kişiliğini anlamak, onun muhteşem mavigözlerindeki ateşleri besleyen şeyi görmek zorunda. AslındaWulfgar'ın aşık olduğu şey de onun kişiliği, fakat yine dekocasının emri altındaki bir kadının yapması gerekenlerhakkındaki düşünceleri sebebiyle o kişiliği ezip duracak.

Barbar dostum tundrada dolaşarak yaşadığı gençlikgünlerinden beri çok şey görüp geçirdi. Fakat Bruenor 'unkızının ateşten kalbini, yani Cattibrie’ın sevgisini elindetutabilmek için çok daha fazla şey görüp geçirmesi gerekecek.

Tekrar soruyorum; şu koca dünyada daha karmaşık vedaha aldatıcı bir kavram var mıdır?

—Drizzt Do'Urden

BÖLÜM 3

Page 109: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Nesme'den gelen grubu kabul etmeyeceğim!" diye hırladıBruenor, Konaktaşı'ndan gelen barbar elçiye.

"Ama, cüce kral..." diye çaresice kekeledi, kızıl saçlı iriadam.

"Hayır!" Bruenor'un sert ses tonu adamı susturdu.

Görüşme salonunda Bruenor'un yanında duran Drizzt."Nes-meli okçular Mithril Salonunun geri alınmasında roloynamıştı," diye çabucak cüce krala hatırlattı.

Bruenor. taştan tahtında aniden doğruldu. "Ülkelerinden ilkgeçtiğimiz zaman o Nesmeli köpeklerin sana nasıldavrandıklarını unuttun mu?" diye sordu Drowa.

Drizzt kafasını olumsuz anlamda salladı, hatta bu düşünceyüzünde bir gülümsenin belirmesini bile sağladı. "Asla," diyeyanıtladı, ama sakin ses tonu ve yüz ifadesi olayı unutmamışolmasına rağmen görünüşe göre affetmiş olduğunu açıkediyordu.

Oldukça huzurlu ve halinden memnun olan kara derilidostuna bakan huysuz cücenin hiddeti kısa sürede yatıştı."Öyleyse, onların düğüne gelmesine izin vermeli miyimsence?"

"Artık bir kralsın," diye yanıtladı Drizzt, sanki bu basitcümle herşeyi açıklarmışçasına ellerini iki yana açarak. FakatBruenor'un yüz ifadesi, bu sözlerin pek fazla açıklayıcıolmadığını net bir şekilde yansıtıyordu. Böylece en az onunkadar inatçı olan kara elf çabucak detaya indi. "Halkına karşı

Page 110: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

olan sorumlulukların diplomaside yatıyor," diye açıkladıDrizzt. "Nesme değerli bir ticaret ortağı ve önemli birmüttefik olacak. Ayrıca, çoğunlukla tehlike altında olan birşehrin askerlerinin bir kara elf görünce verdikleri tepkiyiaffedebiliriz."

"Pöh. sen çok yufka yüreklisin, elf," diye homurdandıBrue-nor, "ve beni de kendine benzetiyorsun!" Bariz birşekilde Wulfgar'a benzeyen iri barbara baktı ve başıylaonayladı. "Öyleyse Nesme'ye kapımızın açık olduğunu iletin,ama içlerinden kaç kişi katılacak bilmem gerekli!"

Barbar, Drizzt'e takdir dolu bir bakış attıktan sonra eğilipreverans yaptı ve ayrıldı. Fakat onun ayrılışı Bruenor'unhomurdanmasını dindirmedi.

"Yapılacak yüzlerce iş var, elf," diye şikayet etti cüce.

"Kızının düğününü bu topraklarda görülüp görülecek enbüyük düğün yapmak için uğraşıyorsun," diye belirtti Drizzt.

"Uğraşıyorum," diye kabul etti Bruenor. "O bunuhakediyor, benim Cattibrie'ım. Bunca yıldır ona elimdengeleni verdim, ama..." Bruenor ellerini iki yana açtı ve tıknazvücudunu işaret etti. Cattibrie ile onun aynı ırktan bileolmadıklarının belirgin bir işaretçisiydi bu.

Drizzt bir elini dostunun güçlü omuzuna koydu. "Hiçbirinsan ona daha fazlasını veremezdi," diye temin ettiBruenor'u.

Page 111: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cüce burnunu çekti; Drizzt ise kahkahasını saklamakla iyietti.

"Ama lanet olasıca yüzlerce şey var!" diye kükrediBruenor. Duygusallık krizi tahmin edildiği gibi kısa ömürlüolmuştu. "Kral kızının kusursuz bir düğünü olmalıdır,diyorum ama bu lanet işi yoluna koyabilmek için pek deyardım göremiyorum!"

Drizzt, Bruenor'un dolup taşan hiddetinin kaynağınıbiliyordu. Cüce, daha önce lonca başkanlığı yapmış olan vegörgü kuralları konusunda inkar edilemeyecek derecedemaharetli olan Regis'in bu büyük kutlama töreninde kendisineyardım edeceğini ummuştu. Regis salonlara vardıktan sonra,Bruenor sorunlarının bittiği, 'Güm-bürgöbek'in halledilmesigereken her işi halledeceği' konusunda Drizzt'i temin etmişti.

Aslında Regis birçok sorumluluğu üstlenmiş, amaBruenor'un beklediği ya da istediği kadar iyi işlerçıkartamamıştı. Drizzt bunun sebebinin Regis'in anidenbeceriksizleşmesi mi, yoksa cücenin titiz tutumu muolduğunu kestiremiyordu.

Tam o sırada bir cüce hızla içeri girdi ve Bruenor'a büyükyemek salonunun taslaklarının bulunduğu yirmi ayrıparşömen rulosu uzattı. Birincisinin hemen arkasından birdiğer cüce girdi, eli kolu ziyafet için hazırlanabilecek yemekmenüleriyle doluydu.

Bruenor sadece iç çekti ve çaresizce Drizzt'e baktı.

Page 112: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bu işi halledeceksin," diye temin etti onu Drow. "VeCattibrie da bunun şimdiye kadar yapılmış en büyük kutlamaolduğunu düşünecek." Drizzt sözlerine devam etmeyeniyetlendi, ama söylediği son cümle onun duraksamasınısağladı. Bruenor, Drowun alnının endişeli bir ifadeyleburuştuğunu gözden kaçırmadı.

"Kız için endişeleniyorsun," diye belirtti gözlemci cüce.

"Daha çok Wulfgar için," diye itiraf etti Drizzt.

Bruenor kıkırdadı. "Oğlanın duvarlarını onarmak için üçusta görevlendirdim," dedi. "Birşeyler oğlanı feci haldekızdırmış."

Drizzt sadece başıyla onayladı. O olayda Wulfgar'ınhedefinin kendisi olduğunu ve eğer barbar kazansaydı onugözü dönmüş bir şekilde öldüreceğini kimseye söylememişti.

"Çocuk sadece biraz gergin," dedi Bruenor.

Drow yine başıyla onayladı, fakat bu fikre katıldığıkonusunda pek emin değildi. Wulfgar gerçekten de gergindiama davranışları bu mazeretin ötesine taşmıştı. Yine deDrizzt'in yapabileceği daha iyi bir açıklama yoktu, ayrıcaodadaki olaydan beridir Wulfgar bir kez daha Drizzt'earkadaşça yaklaşmış ve eskiden olduğu kişi gibi görünmüştü.

"Düğün günü bir geçsin heyecanı yatışır," diye devam ettiBruenor. Drizzt'e, cücenin kendi söylediği söze herkesten çokkendisini inandırmaya çalışıyormuş gibi geldi. Drizzt bununsebebinin de, Bruenor'un kalbinde ve ruhunda kızı olan yetim

Page 113: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

insan Cattibrie olduğunu anlıyordu. O kız, Bruenor'un kayagibi sert kalbindeki tek yumuşak nokta, kralın zırhmdakitehlikeye açık tek çatlak idi.

Wulfgar'ın dengesiz ve despot davranışları, bilge cüceningözünden kaçmamış gibi görünüyordu. Ama Wulfgar'ın tavrıBruenor'u bariz bir şekilde rahatsız etse bile, Drizzt cüceninbu konuda herhangi birşey yapacağına inanmıyordu -tabiiCattibrie ondan yardım etmesini istemediği sürece.

Ayrıca Drizzt, babası kadar gururlu ve inatçı olanCattibrie'ın -ne Bruenor'dan ne de kendisinden- yardımistemeyeceğini biliyordu.

"Nerelerde saklanıyordun bakalım, seni küçük düzenbaz?"diye Bruenor'un kükrediğini duydu Drizzt. Ve cücenin keskinsesi Drizzt'in dalıp gitmiş düşüncelerini bozarak onu ürküttü.Kafasını çevirip baktığında Regis'in salona girmekteolduğunu gördü. Buçukluk tam anlamıyla hayretler içindegörünüyordu.

"Günün ilk yemeğini yedim!" diye haykırdı Regis.Çocuksu yüzünde ekşimiş bir ifadeyle elini guruldamaktaolan karnının üzerine koyarak.

"Yemek yiyecek hiç zaman yok!" diye kızdı Bruenor."Yapılacak—"

"Yüzlerce iş var," diye bitirdi Regis, cücenin kaba aksanınıtaklit ederek ve Bruenor'un geri çekilmesi için yalvarır gibitombul elini havaya kaldırarak.

Page 114: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor ayağını yere sertçe vurdu ve muhtemel yemekmenü-leri yığınına doğru hışımla ilerledi. "Madem ki yemekdüşünmeye bu kadar çok düşkünsün..." diye başladı Bruenor.Bu sırada parşömenleri yerden alıp kaldırdı ve onları Regis'inüzerine atarak buçukluğu menü yağmuruna tuttu. "Ziyafetebol miktarda elf ve insan katılacak," diye açıkladı, Regisparşömen yığınını düzenlemek için debelenirken. "Hassasmidelerinin kaldırabileceği yemekler seç!"

Regis yalvarırcasına Drizzt'e baktı. Ama Drow cevapolarak sadece omuz silktiğinde, buçukluk parşömenleriyerden aldı ve hızla uzaklaştı.

"Bu herifin düğün hazırlığı yapma işinde daha iyi olacağınısanmıştım," diye belirtti Bruenor, ayrılan buçukluğunduyabileceği kadar yüksek bir sesle.

"Ve goblinlerle dövüşmede o kadar iyi olmayacağını," diyeyanıtladı Drizzt, buçukluğun savaşta gösterdiği dikkate değerçabaları hatırlayarak.

Bruenor gür, kızıl sakalını okşadı ve Regis'in az önce geçipgittiği boş kapıya doğru baktı. "Yollarda bizimle birlikte fazlazaman geçirdi," diye karar verdi cüce.

"Çok fazla zaman," diye ekledi Drizzt yavaşça, Bruenor'unduymayacağı kadar sessiz bir şekilde. Zira Drow bariz birşekilde anlıyordu ki, Bruenor, Drizzt'in aksine buçukluğun buşaşırtıcı değişimini iyi birşey olarak görüyordu.

Kısa bir süre sonra Bruenor'un bir işini halletmeye gidenDrizzt, Cobble'ın dua salonunun girişine doğru ilerlerken

Page 115: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yaklaşan düğün için yapılan hazırlıklar sebebiyle kafası allakbullak olan tek kişinin Bruenor olmadığını anladı.

"'Bruenor'un krallığındaki bütün mithrilleri versen deolmaz!" diye kesin bir sesle haykırıyordu Cattibrie.

"Biraz makul ol," diye azarladı onu Cobble. "Baban sendenfazla şey istemiyor."

Drizzt dua odasına girdiğinde Cattibrie'ı bir kürsününüzerine çıkmış, ellerini kararlı bir şekilde ince kalçalarınakoymuş bir halde buldu. Cobble ise kızın hemen önünde,aşağıdaydı ve elinde mücevherlerle süslü bir önlük tutuyordu.

Cattibrie, Drizzt'e bakıp kısa ve sert bir şekilde kafasınısalladı. "Benim bir demirci önlüğü giymemi istiyorlar!" diyehaykırdı. "Düğün günümde lanet bir demirci önlüğügiymemi!"

Drizzt, şimdi gülümsemenin sırası olmadığını ihtiyatlafarket-ti. Cobble'ın yanına doğru ciddiyetle yürüdü ve önlüğüaldı.

"Battlehammer geleneğidir," diye pufladı rahip.

"Her cüce bu önlüğü giymekten gurur duyar," diyehemfikir oldu Drizzt. "Fakat size Cattibrie'in bir cüceolmadığını hatırlatmam gerekli mi acaba?"

"Bu itaat ve hizmetin bir sembolüymüş," diye kendisinitutamadan konuştu kestane rengi saçlı kız. "Dişi cücelerin

Page 116: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bütün gün demirhanelerde çalışması gerekir. Ben hayatımdahiç demirci çekici kullanmadım, ayrıca..."

Drizzt elini kaldırarak ve dokunaklı bir bakış atarak onusakinleştirdi.

"O Bruenor'un kızı," diye belirtti Coblle. "Babasınımemnun etmek gibi bir görevi var."

"Gerçekten de," diye bir kez daha hemfikir oldu mükemmeldiplomat Drizzt, "ama onun bir cüceyle evlenmeyeceğini dehatırla. Cattibrie hiç demirhanede çalışmadı—"

"Bu sembolik birşey," diye itiraz etti Cobble.

"—ve Wulfgar ise demirci çekicini sadece Bruenor'ahizmet ettiği yıllarda, yani başka seçeneği olmadığızamanlarda kullanmıştı," diye lafını bitirdi Drizzt hiç tavizvermeden.

Cobble önce Cattibrie'a sonra önlüğe baktı ve iç geçirdi."Bir uzlaşma yolu bulacağız." diye kabul etti.

Drizzt, Cattibrie'a göz kırptı. Çabalarının, genç kızın kötüruh halini hiç aydınlatamadığını gören Drow şaşırdı.

"Beni Bruenor yolladı," dedi Drow rancer, Cobble'a."Tören için kutsal içeceği tartmakla ilgili birşeylerdenbahsetti."

"Tatmak," diye düzeltti Cobble ve bir o yana bir bu yanabakarak koşturmaya başladı. "Evet, evet, bal likörü," dedi

Page 117: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bariz bir telaşla. "Bruenor bal likörü meselesinin bugünhalledilmesini istiyor." Kafasını kaldırıp Drizzt'e baktı. "Okoyu içkinin Gümüş-ay'dan gelen hassas mideli grup için çoksert olacağını düşünüyoruz da."

Cobble, geniş dua salonunun içinde oraya burayakoşturarak duvarlarda sıralanmış olan kurnaların içindekikovaları topladı. Cattibrie, Drizzt'e doğru duyduklarınainanamamış bir halde omuz silkti ve sadece ağzını oynatarak,"kutsal içecek mi?" diye sordu.

Çoğu inancın rahipleri kutsal sularını egzotik yağlarlahazırlardı. Drizzt sert Bruenor'un yanında bunca yılgeçirdikten sonra, cüce rahiplerin kutsal su için şerbetçiotukullanmasına hiç şaşır-mamıştı.

"Bruenor bol miktarda getirmeni söyledi," dedi Drizzt,Cobble'a. Fakat bu talimat pek de gerekli değildi, ziraheyecanlı rahip daha şimdiden küçük bir el arabasınışişeciklerle doldurmuştu bile.

"Bugünlük anlaştık," diye belirtti Cattibrie, Cobble'a. Cüce,değerli yükünü hoplata sıçrata hızla kapıya doğru ilerlemeyebaşladı. "Ama bu konuda son sözü söylediğini düşünmesakın!" diye yeniden hırladı Cattibrie. Ama son hızkoşturmakta olan Cobble çoktan gitmiş ve onu duymamıştı.

Drizzt ile Cattibrie bir süre küçük kürsünün üzerinde yanyana, sessizce oturdular. "Önlük çok mu berbat?" diyesorabilecek kadar cesaretini topladı Drow.

Page 118: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie başını salladı. "Benim beğenmediğim şey önlükdeğil, önlüğün anlamı," diye açıkladı. "Düğünüme iki haftavar. Son maceramı, son savaşımı yaşadığımı düşünüyorum.Tabii kendi kocama karşı vermeye zorunlu olduğum savaşlarhariç."

Bu açık sözlü itiraf Drizzt'i derinden etkiledi ve korkularınıkendisine saklamasının verdiği yükü oldukça rahatlattı.

"Faerun'daki tüm goblinler bunu duyduklarınasevinecektir," dedi, işi espriye vurup genç kadının kötü ruhhaline biraz neşe katmaya çalışarak. Cattibrie hafifçegülümsemeyi başardı, ama mavi gözlerinde derin bir acıvardı.

"Herkes kadar iyi savaştın," diye ekledi Drizzt.

"Savaşamayacağımı mı düşünmüştün?" diye kızdı onaCattibrie, aniden savunmaya çekilerek. Ses tonu en azDrizzt'in büyülü palaları kadar keskindi.

"Her zaman bu kadar hiddetli misindir?" diye karşılık verdiDrizzt. Drowun itham dolu sözleri Cattibrie'ı çabucakyatıştırdı.

"Sanırım sadece korkuyorum,'' diye yanıtladı sessizce.

Dostunun gitgide büyüyen ikilemini anlayan ve onu takdireden Drizzt başıyla onayladı. "Bruenor'un yanına geridönmeliyim," diye açıkladı, kürsüden ayağa kalkarak.Konuyu burada kapayacaktı, ama Cattibrie'ın onayalvarırcasına baktığını gözardı edemezdi. Kız derhal kafasını

Page 119: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çevirdi ve gür, kestane rengi saçlarının arasından dosdoğruileri baktı. Kızda gördüğü bu hüzün Drizzt'i daha da derindenetkiledi.

"Nasıl hissetmen gerektiğini sana söylemek benim haddimedüşmez," dedi Drizzt dosdoğru bir şekilde. Genç kız yine dedönüp ona bakmadı. "Şimdi benim omuzlarımdaki yük, bizCalimport'tay-ken, yani ben yolumu kaybetmişken senintaşıdığın yüke eşit. Şimdi ben sana diyorum ki; önündeki yolkısa süre içinde birçok ayrı yöne doğru dönecek, ama oseçimi yapmak sadece sana kalmış. Umarım hepimizin iyiliğiiçin, ama en çok kendi iyiliğin için seçeceğin yolu iyidüşünüp tartarsın." Eğildi, Cattibrie'ın saçlarını yana doğrutaradı ve yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Dua salonundan ayrılırken arkasını dönüp kıza bakmadı.

* * *

Drow, Bruenor'un taht salonuna girdiğinde Cobble'ın elarabasının yarısı boşalmıştı bile. Bruenor, Cobble, Dagna,Wulfgar, Regis ve diğer birkaç cüce, hangi "kutsal su"kovasının en kaliteli ve en hafif tada sahip olduğu üzerineyüksek sesle tartışıyorlardı. Bu tartışmalar, kaçınılmaz birşekilde daha fazla tadım yapmalarını sağlıyor, daha fazlatadım yapmaları ise daha fazla tartışmaya sebep oluyordu.

"İşte bu!" diye böğürdü Bruenor, bir kovayı kafasınadiktikten sonra kızıl sakalı köpükle dolmuş bir halde.

"O goblinler için iyidir," diye kükredi Wulfgar. sarhoş birsesle. Fakat Bruenor kovayı barbarın kafasına geçirdiğinde ve

Page 120: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

elinin tersiyle vurup çınlattığında barbarın kahkahası anidenkesiliverdi.

"Yanılmış olabilirim," diye itiraf etti, aniden yere çökenWulfgar, sesi metal kovanın altından yankılanarak.

"Bana ne düşündüğünü söyle Drow," diye böğürdüBruenor, Drizzt'i farkettiğinde. Ona doğru kenarından içkilerdamlayan iki tane kova uzattı.

Drizzt elini kaldırarak bu daveti reddetti. "Dağ suları, koyubal liköründen daha çok hoşuma gider," diye açıkladı.

Bruenor kovaları ona doğru fırlattı, ama Drow kolaycakenara kaçtı. Koyu, altın renkli sıvı yavaşça taş zeminedöküldü. Kaliteli bal likörünün harcanması üzerine diğercücelerden gelen itiraz haykırışları Drizzt'i hayretler içindebıraktı. Ama Bruenor'un, karşılık vermeye cesaretedemeyecek bir durumda diğerleri tarafından azarlandığınımuhtemelen ilk görüşü olduğu için daha da fazla şaşırmıştı.

"Kralım," diye kapı tarafından bir ses geldi ve tartışmayıson-landırdı. Baştan aşağı savaş takımlarıyla donanmış olanoldukça şişko bir muhafız cüce taht salonuna girdi.Yüzündeki ciddi bakış, tadım işlemi dairesindeki neşelihavayı dağıtıverdi.

"Yedi tane cüce, yeni bölümlerden geri dönmedi," diyeaçıkladı muhafız.

"İşi ağırdan alıyorlar o kadar," diye yanıtladı Bruenor.

Page 121: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Akşam yemeklerini kaçırdılar," dedi muhafız.

"Bir sorun var," dedi Dagna ile Cobble birbirlerine, anidenciddileşerek.

"Pöh!" diye homurdandı Bruenor, şişko elini dengesizcesavurarak. "O tünellerde hiç goblin kalmadı. Aşağıdakigruplar artık sadece mithril peşinde koşuyor. Sizesöylüyorum, bir maden damarı bulmuşlardır. Bu da bir cüceyiherşeyden alıkoyar, akşam yemeğinden bile."

Cobble, Dagna -ve Drizzt'in farkettiği üzere Regis bile-onunla hemfikir olarak kafalarını salladılar. FakatKaranlıkaltı'nın -ki Mithril Salonunun en derin tünellerininondan aşağı kalır yanı yoktu- muhtemel tehlikelerini bilenihtiyatlı Drow bundan pek emin değildi.

"Ne düşünüyorsun?" diye Drizzt'e sordu Bruenor, Drowunbariz endişesini görerek.

Drizzt vereceği cevabı bir süre düşünüp tarttı."Muhtemelen haklı olduğunu düşünüyorum."

"Muhtemelen mi?" diye pufladı Bruenor. "Ah, pekala. Seniasla ikna edemem zaten. Git öyleyse. Eğer istediğin buysatabii. Kedini de alıp git ve benim geciken cücelerimi bul."

Drizzt'in yarım ağızla gülümsemesi, Bruenor'un niyetininde başından beri bu olduğunu bildiğini açıkça gösteriyordu.

"Ben Beornegar oğlu Wulfgar! Ben gideceğim!" diye ilanetti Wulfgar, ama kafası hâlâ kovanın içindeyken sesi oldukça

Page 122: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

gülünç çıktı. Bruenor onu susturmak için elinin tersiyle birkez daha vurdu.

"Ve elf," diye seslendi kral, Drizzt'in tekrar ona doğrudönmesini sağlayarak. Bruenor etrafındaki herkese kurnazcagülüm-sedikten sonra bakışlarını Regis'e doğru çevirdi."Gümbürgöbek'i de yanına al," dedi cüce kral. "Burada işimeyaradığı yok."

Regis'in büyük ve yuvarlak gözleri daha da büyüdü.Tombul ve yumuşak parmaklarını kıvırcık kahverengisaçlarına daldırdı, sonra da kulağından sallanan bir küpeylerahatsızlık içinde oynamaya başladı. "Ben mi?" diye sorduürkekçe. "Aşağıya geri mi döneceğim?"

"Bir kez gitmiştin," diye sebep sundu Bruenor. Buaçıklamayı Regis'den çok etrafındaki cücelere cevabenyapıyordu. "Eğer doğru hatırlıyorsam kendine birkaç goblinbile bulmuştun."

"Yapılacak çok işim—"

"Sen de gidiyorsun, Gümbürgöbek," diye hırladı Bruenor,tahtında öne doğru eğilirken dengesini kaybederek düşmetehlikesi atlatarak. "Kaçıp da bizim yanımıza geldiğindenberidir -ve birşey-den kaçtığını bildiğimizi de bil!- bir kerecikolsun dediğimi mazeret sunmadan ve laf yetiştirmeden yerinegetir!"

Bruenor'un sert sesindeki ciddiyet odadaki herkesi, hattaRegis'i bile şaşırttı. Buçukluk başka bir söz söylemedi, sadeceayağa kalktı ve itaatkar bir şekilde Drizzt'in yanına yürüdü.

Page 123: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Odama uğrayabilir miyiz?" diye Drowa sessizce sorduRegis. "En azından gürzümü ve çantamı almak isterim."

Drizzt, birbuçuk metre boyundaki arkadaşının çökmüşomuzuna bir kolunu attı ve onu döndürdü. "Korkma," dedisessizce. Ve bu sözünü daha iyi vurgulamak içinGuenhwyvar'ın oniks heykelciğini buçukluğun ellerinebıraktı.

Regis yanında iyi bir yoldaşı olduğunu biliyordu.

Bütün duvarları yanan gaz lambaları kaplamış, yollarmuntazaman işaretlenmiş ve düzleştirilmiş olsa bile, MithrilSalonu yeraltı sisteminin yeni tüneller bölgesine gidenmillerce yolu aşmaları Drizzt ile Regis'in üç saatini aldı.Geniş mağaranın iki yanından uzanan devasa basamaklarıandıran yükseltilerde birçok cüce evinin bulunduğu, katlarhalindeki muhteşem Yeraltıkent'i geçtiler. Buradaki binalarçalışkan ırkın faaliyetleriyle dolu olan merkezi çalışmasahasına bakıyordu. Burası bütün cüce madenleriningöbeğiydi; Bruenor'un halkının çoğu burada yaşıyor veçalışıyordu. Devasa ocaklar her gün, günün her saatigürleyerek yanıyor, cüce çekiçleri sürekli bir şarkı halindeçınlıyordu. Madenler açılalı sadece birkaç ay geçmiş olmasınarağmen, ticaret sezonunun başlamasını beklemek üzereduvarlara dizili duran el arabaları daha şimdiden binlerceürünle doluydu— iyi işlenmiş silahlardan şık kadehlere kadarherşey mevcuttu.

Drizzt ile Regis, en üst katmanın doğu ucundan içerigirdiler, mağarayı yüksek bir köprüyle aştılar ve şehrin en altkatına varabilmek için birçok merdiven indikten sonra batıya,

Page 124: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Mithril Salonunun en derin madenlerine doğru ilerlediler.Duvarlarda kısık kısık yanan gaz lambaları sıralanmıştı, fakatşimdi sayıları daha az ve aralarındaki mesafe daha uzundu.Yol arkadaşları sık sık tünel duvarından değerli gümüş mithrilalmakta olan cüce işçi takımlarına rastlıyordu.

Daha sonra hiçbir gaz lambasının ve cücenin bulunmadığıdış tünellere geldiler. Drizzt bir meşale yakmayı düşünerekçantasını sırtından indirdi, ama buçukluğun gözlerinin,enfrarujlu görüş yeteneğinin işaretçisi olan kırmızı rengiyleparlamakta olduğunu farket-ti.

"Meşale ışığını tercih ederim," diye belirtti Regis, Drowmeşaleyi yakmadan çantasını sırtına geri takmayadavrandığında.

"Onları sonraya saklamalıyız," diye yanıtladı Drizzt. "Yenibölgelerde ne kadar kalacağımızı bilmiyoruz."

Regis omuz silkti. Drizzt, cüce tesisinin güvenli sınırlarınıgeçmemiş olmalarına rağmen buçukluğun daha şimdidenküçük ama yadsınamaz bir şekilde etkili gürzünü elindetutmakta olduğunu görünce hayret etti.

Kısa bir mola verdikten sonra yeniden yola koyuldular veiki üç mil daha yol katettiler. Tahmin edildiği gibi, Regis kısasüre sonra ağrıyan ayakları hakkında şikayetler etmeyebaşladı ve sadece yukarıdan bir yerden gelen bazı cüce sesleriduyduklarında sustu.

Tünelin içinde birkaç dönemeç ilerledikten sonra, bubölümün en son muhafız odasına açılan dar bir merdivenin

Page 125: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

önüne çıktılar. İçeride zar oyunu oynayan, her zar atışıylabirlikte homurdanan ve yeni bölgeler ile sınır oluşturankocaman, demir destekli kapıyla pek ilgilenmeyen dört cücevardı.

"Selamlar," dedi Drizzt, oyunu bölerek.

"Aşağıda birkaç cüce dostumuz var," diye yanıtladıkahverengi sakallı şişko bir cüce, Drizzt'i farkeder etmez."Onları bulmanız için sizi Kral Bruenor mu gönderdi?"

"Ne şanslıyız ama," diye belirtti Regis.

Drizzt başıyla onayladı. "Kayıp cücelere mithrilinzamanında getirilmesi gerektiğini hatırlatacağız," dedi, bugörüşmeyi iyimser bir havada tutmaya çalışarak ve yenibölgede bazı sorunlar olduğu hakkındaki düşüncelerinicücelere söyleyip onları telaşlandırmak istemeyerek.

İki cüce silahlarını aldı, bu sırada diğer ikisi ise kapıyıkilitleyen büyük demir sürgüyü kaldırmaya gitti.

"Pekala, madenlere geri döndüğünüzde kapıya önce iki,sonra üç kez vurun," diye açıkladı kahverengi sakallı cüce."Eğer sinyal doğru olmazsa kapıyı açmayız!"

"Önce iki, sonra üç," diye kabul etti Drizzt.

Demir sürgü kalktı ve kapı büyük bir emilme sesiyle içeridoğru açıldı. Onun ardında boş bir tünelin karanlığındanbaşka bir şey yoktu.

Page 126: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Korkma minik dostum," dedi Drizzt, buçukluğungözlerindeki ani parıltıyı görerek. Daha birkaç hafta öncegoblin savaşı için burada bulunmuşlardı, ama o tehdidiortadan kaldırmış olmalarına rağmen bu sessiz tünel hiç dedaha az korkunç görünmüyordu.

"Acele edin," dedi onlara kahverengi sakallı cüce. Kapıyıaçık tutma konusunda bariz bir şekilde hoşnutsuzdu.

Drizzt bir meşale yaktı ve karanlığa doğru başı çekti. Regisise onun hemen ardından geliyordu. Yol arkadaşları dışarıçıkar çıkmaz cüceler kapıyı kapattılar ve Regis ile Drizztdemir sürgünün geri koyulduğunda çıkarttığı sesi işitti.

Drizzt meşaleyi Regis'e verdi ve palalarını çekti. Parıltıdonuk mavi bir ışıkla parıldıyordu. "İşimizi elimizdengeldiğince hızlı bitirmeliyiz," diye mantık yürüttü Drow."Guenhwyvar'ı çağır da bize yolu kedi göstersin."

Regis gürzünü ve meşaleyi yere bırakarak oniks heykelciğiel yordamıyla aradı. Heykelciği yere koydu ve diğereşyalarını aldı, sonra tünel içinde birkaç adım ilerlemiş olanDrizzt'e baktı.

"Panteri sen çağırabilirsin," dedi Drizzt. Arkasını dönüpbaktığında buçukluğun kendisini beklediğini gördüğündeoldukça şaşırmıştı. Ki bu, Regis'in büyük kediyle olan ilişkisigöz önünde bulundurulursa garip bir görüntüydü.Guenhwyvar, heykelciği kullanan kişi onu çağırdığı zamangelen büyülü bir varlıktı ve Astral Düzlemin bir sakiniydi.Bruenor her zaman kedinin yanındayken biraz çekingenolmuştu (cüceler kaliteli silahların tılsımları haricinde

Page 127: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

büyüden genellikle pek hoşlanmazdı zaten), ama Regis ileGuenhwyvar yakın dosttu. Hatta Guenhwyvar bir keresindeRegis'i çökmekte olan bir kulenin içinden alıp astral biryolculuğa çıkartarak buçukluğun hayatını kurtarmıştı.

Fakat şimdi Regis heykelciği yere bırakmış, gürzüylemeşaleyi almıştı ve görünüşe göre ne yapması gerektiğindenemin değildi.

Drizzt gittiği birkaç adımlık yolu geri dönüp küçükdostunun yanına geldi. "Sorun nedir?" diye sordu.

"Ben... bence Guenhwyvar'ı sen çağırmalısın," diyeyanıtladı buçukluk. "Ne de olsa o senin panterin veGuenhwyvar'ın en iyi tanıdığı ses de seninki."

"Guenhwyvar senin çağrına da kulak verir," diye temin ettionu Drizzt, buçukluğun omuzuna hafifçe vurarak. Fakat bukonuyu daha fazla üsteleyip gecikmek istemeyen Drowyavaşça panterin adını söyledi. Birkaç saniye sonra,heykelciğin etrafında loş ışıkta daha da koyu görünen gri birduman bulutu belirdi ve en sonunda bir panter şeklini aldı.Duman hafifçe değişim geçirdi ve daha katı bir hâl aldı. Sonraduman kayboldu ve yerinde Guenhwyvar'ın kaslı kedi suretikaldı. Panterin kulakları çabucak geriye doğru yatı verdi -Regis ihtiyatla bir adım geriledi- sonra Drizzt, Guenhwyvar'ıgerdanından tutup şakacı bir şekilde salladı.

"Birkaç cüce kayıp," diye açıkladı Drizzt, kediye. Regiskedinin her sözü anladığını biliyordu. "Kokularını buldostum. Beni onlara götür."

Page 128: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Guenhwyvar uzun bir süre etrafı inceledikten sonra dönüpbiraz Regis'e baktı ve hafifçe hırladı.

"Haydi git," diye emretti Drizzt. Kedinin güçlü kaslarıgerildi ve meşale ışığının ötesindeki karanlığın içinde rahatça,mükemmel bir sessizlikle ilerlemesini sağladı.

Drizzt ile Regis onu yavaş bir tempoyla takip ettiler. Drow,panterin onlardan fazla uzaklaşmayacağına emindi, Regis iseattığı her adımda gerginlikle bir o yana bir bu yanabakmıyordu. Kısa bir süre sonra Bruenor'un hayatındaki ilkavı olan dev etlinin kemiklerinin durduğu dönemece geldilerve ana goblin kalabalığının bozguna uğratıldığı alçak tavanlımağaraya girdiklerinde Guenhwyvar onlara katıldı.

Dört bir yandaki kan lekeleri ve tam ortada çürümekte olangoblin cesedi yığını hariç son savaştan geriye pek ipucukalmamıştı. Bu yığınların etrafına üç metrelik solucanımsıyaratıklar doluşmuş-tu, şişmiş cesetlerle ziyafet çekerkenuzun dokungaçlarıyla yollarını tayin ediyorlardı.

"Yakınımda dur," diye uyardı Drizzt. Regis'in bunukendisine bir kez daha söylenmesine ihtiyacı yoktu zaten."Bunlar leşçi sürüngenler," diye açıkladı Drow rancer,"Karanlıkaltı'nın akbabaları. Yemekleri bu kadar hazır birşekilde önlerinde dururken muhtemelen bizi kendi halimizebırakacaklardır. Ama onlar tehlikeli düşmanlar. Do-kungaçlarını sana batırırlarsa kol ve bacaklarındaki gücütüketebilirler."

"Sence cüceler onlara çok mu yaklaştı?" diye sordu Regis,yığının üzerinde goblin olmayan bir ceset görebilmek için loş

Page 129: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ışıkta gözlerini kısıp bakarken.

Drizzt kafasını olumsuz anlamda salladı. "Cüceler busürüngenleri iyi bilir," diye açıkladı. "Goblin cesetlerinin piskokusundan kurtulmak için bu hayvanlara izin verirler. Yeditane deneyimli cücenin sürüngenler tarafından alaşağıedilebileceğine pek inanmıyorum/'

Drizzt eğimli platformdan aşağı doğru inmeye başladı, amabuçukluk onun pelerinine yapışıp Drowu durdurdu. "Buranınaltında ölü bir ettin var," diye açıkladı Regis. "Yani bolca et."

Pratik zekalı buçukluğa bakan Drizzt başını hayretle yanadoğru yatırdı ve Bruenor'un bu küçük kimseyi göndermektebelki de akıllıca davranmış olduğunu düşündü. Yükseltilitaşın kenarından dolaştılar ve öteki taraftan aşağı indiler.Tahmin edildiği gibi kocaman ettin vücudunun üzerindebirkaç leşçi sürüngen vardı; Drizzt'in seçtiği ilk yol onlarıtehlikeli bir şekilde hayvanlara yakın bir yere düşürecekti.

Birkaç saniye içinde yeniden boş tünellere çıktılar,Guenhwyvar ise başı çekmek üzere sessizce karanlığın içinesüzüldü.

Meşale ışığı kısa süre içinde azalmaya başladı; Drizztbaşka bir meşaleye uzandığında Regis kafasını salladı ve ışıkkaynaklarını sonraya saklamaları gerektiğini ona hatırlattı.

Sessizce karanlığın içinde yollarına devam ettiler, geçipgittiklerine dair tek işaret Parıltı'nın hafif ışıltısıydı. Drowatıpkı eski zamanlardaki gibi geliyordu, Karanlıkaltı'nı kedi

Page 130: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dostuyla dolaşıyordu ve her köşe başında bir tehlikeningizlenmiş olabileceğini bildiği için sezileri keskinleşmişti.

"Disk sıcak mı?" diye sordu Jarlaxle, Vierna inceparmaklarıyla metalik yüzeye dokunurken yüzündeki hazdolu ifadeyi görerek. Yolculuk için kendisine binek olarakseçtiği driderın üzerinde oturuyordu. Dinin'in şişmiş yüzüifadesizdi ve gözünü bile kırpmıyordu.

"Kardeşim pek uzakta değil," diye yanıtladı rahibe, gözlerikonsantrasyon içinde kapanarak.

Paralı asker duvara yaslandı ve ezilmiş goblin cesetleriyledolu olan uzun tünele baktı. Etrafındaki karanlık siluetler,yani onun sessiz katiller birliği de çıt çıkartmadan yollarındailerliyordu.

"Drizzt'in burada olduğundan emin miyiz ki?" diyesormaya cüret etti paralı asker. Fakat Vierna'nın dengesizheyecanını bozmak istemiyordu— özellikle de rahibe,gazabının belirgin bir işareti olan o şeyin üzerinde otururken.

"O burada," diye yanıtladı Vierna sakince.

"Peki biz bulmadan önce dostumuzun onuöldürmeyeceğinden emin misin?" diye sordu paralı asker.

"Bu müttefike güvenebiliriz," diye yanıtladı Viernasakince, ses tonuyla stresli paralı askeri rahatlatarak. "Lloth,bana teminat verdi."

Page 131: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

'İşte bu her türlü tartışmayı sonlandırır,' dedi Jarlaxle kendikendine. Fakat bir insana bel bağladığında kendisini pekgüvende hissetmezdi, özellikle de Vierna'nın tanıştırdığı oşeytani insan söz konusuyken. Tünele doğru döndü veihtiyatla ilerleyen paralı asker grubunun siluetlerine baktı.

Jarlaxle asıl güvendiği şey askerleriydi, baştan aşağı Drowolan asker birliği, kara elflerin dünyasındaki en iyi birliksayılırdı. Eğer Drizzt Do'Urden gerçekten de bu tünellerdedolaşıyorsa, Bregan D'aerthe'nin yetenekli savaşçıları onuyakalayacaktı.

"Baenre birliğini göndereyim mi?" diye Vierna'ya sorduparalı asker.

Vierna bu soruyu bir süre düşünüp tarttıktan sonra kafasınısalladı. Bu kararsız hareketi iddia ettiğinin aksine kardeşininyeri hakkında tam olarak emin olmadığını Jarlaxle'a gösterdi."Onları bir süre daha yakınlarda tut," diye talimat verdi."Kardeşimi bulduktan sonra biz ayrılırken izlerimizi yoketmeye yarayacaklar."

Jarlaxle buna seve seve razı oldu. Drizzt gerçekten deVierna'nın inandığı gibi yakınlarda olsa bile, yanında kaç tanedostunun bulunduğunu bilmiyorlardı. Ama etraflarında ellitane Drow savaşçı varken, paralı asker pek de endişelideğildi.

Fakat, yalnızca erkeklerden oluşsalar bile, kendiaskerlerinin yem olarak kullanıldığı haberini Triel Baenre'ninnasıl karşılayacağını düşünmeden edemedi.

Page 132: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bu tünellerin sonu yok," diye inledi Regis, goblinlercegenişletilmiş olan doğal koridorlarda kayda değer birşeyyaşamaksızın iki saat daha dönüp dolaştıktan sonra. Drizztakşam yemeği için mola verdi— hatta bir meşale bile yaktı.İki dost, kendilerine yan gözle bakan sarkıtlar ve canavarımsıtaş tepecikleriyle çevrelenmiş, zemini düz kayadan oluşanküçük, doğal bir mağarada oturdular.

Drizzt. buçukluğun bilmeden ama zekice ettiği sözlerin nekadar da doğru olduğunu anladı. Yeraltında birkaç milderindeydiler; odacıklar gelişigüzel uzanmaya devam ediyor,büyüklü küçüklü mağaralara bağlanıyor ve düzinelerce yangeçide açılıyordu. Regis daha önce de cüce madenlerindebulunmuştu. Ama daha aşağıdaki diyara, Drow elflerininyaşadığı ve Drizzt Do'Urden'in doğmuş olduğu korkunçKaranlıkaltı'na hiç girmemişti.

Boğucu hava ve kafasının üzerinde binlerce tonluk kayaolduğunun kaçınılmaz farkındalığı, kara elfin geçmiş hayatını,Men-zoberranzan'da yaşadığı zamanları ya da Toril'in yeraltıdünyasının sonsuz gibi görünen tünellerinde Guenhwyvar ilebirlikte yürüdüğü günleri hatırlamasını sağladı.

"Biz de cüceler gibi kaybolacağız," diye homurdandıRegis, bir bisküviyi katır kutur yerken. Küçük ısırıklar alıyorve kıymetli bisküvi kırıntılarının tadım çıkartabilmek içinyüzlerce kez çiğniyordu.

Drizzt'in gülümsemesi onu pek rahatlatmıyor gibiydi. Amarancer, kendisinin ve özellikle de Guenhwyvar'ın tam olaraknerede olduklarını bildiğinden, yani ana goblin savaşımağarasını merkeze alarak sistematik bir tur attıklarından

Page 133: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

emindi. Drow, Regis'in arkasındaki bir yeri işaret etti veoturduğu taşın üzerinde buçukluğun yarı yarıya dönmesinisağladı.

"Eğer o tünelden geri gider ve sağa dönen ilk virajdansaparsak, birkaç dakika içinde Bruenor'un goblinleri mağlupettiği o geniş mağaraya çıkarız," diye açıkladı Drizzt. "Cobbleile karşılaştığımızda şu anda bulunduğumuz noktadan pekuzakta değildik."

"Daha uzak gibi görünüyor, hepsi bu," diye mırıldandıRegis sessizce.

Drizzt bu konuyu üstelemedi. Her ne kadar somurtkan birhavada olsa bile Regis'in kendisiyle birlikte olmasındanmemnundu. Drizzt, aslında Regis Mithril Salonuna gerigeldiğinden beridir geçen haftalarda buçukluğun yüzünü pekgörmemişti. Aslında kimse görmemişti, tabii genel yemeksalonlarının aşçı personeli dışında.

"Neden geri döndün?" diye sordu aniden Drizzt, Regis'inneredeyse bir bisküvi parçasıyla boğulmasına sebep olarak.Buçukluk kulaklarına inanamaz bir halde ona baktı.

"Geri döndüğüne sevindik," diye devam etti Drizzt, epeydobra olan sorusunun ardında yatan sebeplere açıklıkgetirerek. "Ve kesinlikle hepimiz uzun bir süre bizimlekalmanı umuyoruz. Ama neden, dostum?"

"Düğün..." diye kekeledi Regis.

Page 134: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"İyi mazeret, ama asıl sebep değil," diye yanıtladı Drizztbilgiç bir gülümsemeyle. "Seni son gördüğümüzde bir loncabaşkanıydın ve bütün Calimport seni bekliyordu."

Regis kafasını çevirdi, parmaklarını kıvırcık saçlarınınarasına soktu, birkaç yüzüğüyle oyandı ve en sonundakulağından sallanan küpesini çekiştirdi.

"Benim bildiğim Regis'in hep arzuladığı hayat oydu," diyebelirtti Drizzt.

"O zaman belki de Regis'i asla gerçekten anlayamamışsın-dır," diye yanıtladı buçukluk.

"Belki de," diye kabul etti Drizzt, "ama bu işte daha fazlasıvar. Bir dövüşten sakınmak için çok uzak mesafeler aşacağınıbilecek kadar iyi tanıyorum seni. Yine de, goblin savaşısırasında benim yanımda kaldın."

"Drizzt Do'Urden'in yanından daha güvenli bir yer var mı?"

"Üst tesisler, yemek salonu," diye hiç tereddüt etmedenyanıtladı Drow. Drizzt'in gülümsemesi dostluk doluydu;Regis her ne yalan söylüyorsa bile Drowun lavanta renkligözlerindeki parıltı buçukluğa karşı hiçbir kin içermiyordu."Her ne sebepten geldiysen bile, emin ol ki burada olmandanmemnunuz," dedi Drizzt samimiyetle. "Muhtemelen en çokda Bruenor. Ama eğer bir sorun varsa, tehlike içindeysenbunu açıkça söylemeni tavsiye ederim; söyle ki ona karşı hepberaber savaşalım. Biz senin dostlarınız ve şartlar her neolursa olsun seni suçlamadan hep yanında olacağız.

Page 135: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Deneyimlerime dayanarak söylüyorum, eğer düşmanıbilirsem o şartlar hep daha iyi olur."

"Loncayı kaybettim," diye itiraf etti Regis, "siz Calim-port'dan ayrıldıktan sadece iki hafta sonra hem de."

Bu haberler Drowu hiç şaşırtmadı.

"Artemis Entreri," dedi Regis sertçe, çocuksu yüzünükaldırıp dosdoğru Drizzt'e bakarak ve Drowun her hareketiniinceleyerek.

"Loncayı Entreri mi ele geçirdi?" diye sordu Drizzt.

Regis başıyla onayladı. "Bunu yapmakta pek sıkıntıçekmedi. O-nun şebekesi benim en güvendiğim ortaklanmakadar sızmayı başardı."

"Kiralık katilden bu kadarını zaten beklemeliydin," diyeyanıtladı Drizzt ve Regis'in gözlerinin şaşkınlık içindegenişlemesini sağlayacak bir şekilde hafifçe güldü.

"Bunu komik mi buluyorsun?"

"Loncanın Entreri'nin ellerinde olması daha iyi," diyeyanıtladı Drizzt, buçukluğu daha da fazla şaşırtarak. "O, sefilCalim-port'un ikiyüzlü adetlerine daha uygun bir kimse."

"Ben sanmıştım ki..." diye başladı Regis. "Yani, sen şimdigidip de onu..."

Page 136: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Entreri'yi öldürmek mi?" diye sordu Drizzt hafifçekıkırdayarak. Regis'in hevesle başını sallaması üzerine,"kiralık katille olan savaşım sona erdi," diye ekledi.

"Entreri pek öyle düşünmüyor," dedi Regis sertçe.

Drizzt omuz silkti— ve onun bu umursamaz tavrınınbuçukluğu epey rahatsız ettiğini farketti. "Entreri güneydiyarında kaldığı sürece beni hiç ilgilendirmiyor." Drizzt,Regis'in Entreri'nin güneyde kalmayacağını tahmin ettiğinibiliyordu. 'Belki de goblin savaşı sırasında buçukluğun üstkatlarda kalmamasının sebebi de budur,' diye düşündü Drizzt.Belki de Regis, Entreri'nin Mithril Salonuna sızmasındankorkuyordu. Eğer kiralık katil hem Drizzt'i hem de Regis'iaynı anda bulursa, kesinlikle ilk olarak Drizzt'in peşinetakılırdı.

"Onu incittin, biliyorsun," diye devam etti Regis, "yanidövüşürken demek istiyorum. Böyle birşeyi affedecek tiptebiri değil o."

Drizzt'in bakışları aniden ciddileşti; Regis Drowun lavantarenkli gözlerindeki alevlerle arasına daha fazla mesafekoymak için geriye doğru çekildi. "Seni kuzeye kadar takipettiğine mi inanıyorsun?" diye açıkça sordu Drizzt.

Regis başını kesin bir ifadeyle sağa sola salladı."Öldürülmüş gibi görünmemi sağlayacak bazı düzenlemeleryaptım," diye açıkladı. "Ayrıca Entreri. Mithril Salonununyerini biliyor. Beni buraya kadar takip etmeden de senibulabilir.

Page 137: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ama gelemeyecek," diye devam etti Regis."Duyduklarıma bakılırsa, kollarından birisinikullanamıyormuş ve bir gözünü yitirmiş. Artık dövüşkonusunda sana denk olamaz."

"Onun dövüş yeteneğini gölgeleyen şey kalpsizliğiydi,"diye belirtti Drizzt, Regis'den çok kendi kendine konuşarak.Umursamaz tavrına rağmen Drizzt ölümcül kiralık katillearasındaki geçmişe dayanan o uzun rekabeti öyle kolaycareddedemezdi. Entreri birçok yönden onun zıddıydı,duygusuz ve ahlaksızdı. Ama dövüş kabiliyeti konusundaDrizzt'e denkti— yani hemen hemen. Entreri'nin felsefesinegöre gerçek bir savaşçı kalpsiz, katıksız ve verimli bir katilolmalıydı. Drizzt'in inançları ise tam aksi istikametteydi.Kiralık katile çok benzeşen ideallerle dolu savaşçılarınarasında büyümüş olan Drow için, doğruluk ve dürüstlüğebağlılık bir savaşçının becerisini geliştirirdi. Drizzt'in babasıZaknafein'in Menzoberranzan'da bir eşi yoktu. Çünkü onunkılıçları adalet için çınlıyor ve o savaşlarının ahlaki açıdanhaklı olduğuna samimiyetle inanıyordu.

"Onun senden sonsuza dek nefret edeceğinden hiç şüphenolmasın," diye belirtti Regis sertçe, Drizzt'in dalıp gitmişdüşüncelerini bölerek.

Drizzt, buçukluğun gözlerindeki parıltıyı farketti ve bunuRegis'in Entreri'ye duyduğu derin nefrete yordu. 'YoksaRegis, Calimport'a geri dönüp de Entreri ile olan savaşısonlandırmamı mı istiyor ya da bekliyor?" diye merak ettiDrow. 'Yoksa Regis, kiralık katil lideri tahttan indirip loncayıona geri vermemi mi bekliyor?'

Page 138: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Benden nefret ediyor, çünkü benim yaşam tarzımonunkinin boş bir yalan olduğunu gözler önüne seriyor," diyebelirtti Drizzt sertçe, oldukça soğuk bir şekilde. Drow,Artemis Entreri ile savaşmak için, daha doğrusu herhangi birsebepten dolayı Calimport'a geri dönmeyecekti. Eğer dönersekiralık katilin ahlaki seviyesine inmiş olurdu. Bu da ahlaksızhalkına sırtını dönmüş olan Drowun, dünyadaki herşeydendaha fazla çekindiği birşeydi.

Görünüşe göre Drizzt'in gerçek hislerini farkeden Regisbaşını çevirdi. Yüz ifadesinde bariz bir hayalkırıklığı vardı;Drow, Regis'in değerli loncasını gerçekten de Drizzt'inpalalarıyla geri kazanmayı umduğuna inandı. Ve Drizzt,buçukluğun Entreri'nin kuzeye gelmeyeceğine dair söylediğisözler konusunda da pek umutlu değildi. Eğer kiralık katil yada en azından onun ajanları etrafta olmasaydı, Regis nedengoblin savaşı sırasında Drizzt'in dibinden ayrılmamıştı?

"Gel," dedi Drow. gitgide yükselen hiddeti onu kontrolaltına almaya başlamadan önce. "Gece için mola vermedenevvel katet-memiz gereken millerce yol var. Guenhwyvar'ıkısa süre sonra Astral Düzleme geri göndermeliyiz ve panteryanımızdayken cüceleri bulma şansımız daha yüksek."

Regis geri kalan yemeğini küçük çantasına tıkıştırdı,meşaleyi söndürdü ve Drowun arkasından ilerlemeye başladı.Drizzt sık sık dönüp ona baktı ve buçukluğun kırmızınoktacıklar halindeki gözlerindeki hiddetli parıltıyıgördüğünde biraz şaşkınlık biraz da ha-yalkırıklığı hissetti.

Barbarın şişkin kollarından aşağı boncuk boncuk terlersüzülüyordu; şöminenin titrek ışığının oluşturduğu gölgeler

Page 139: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

pazılarında ve kalın ön kollarında kusursuz çizgiler bırakıyorve kocaman, damarlı kaslarını daha belirgin kılıyordu.

Fakat Wulfgar hayret verici bir rahatlıkla, sanki küçükçivileri çakmak için yapılmış bir alet kullanırcasına, onkiloluk demirci çekicini ardarda metal parçasına indiriyordu.Çınlayan her darbeyle birlikte erimiş metal parçaları havayauçuşuyor, duvarlara, zemine ve üzerine giydiği kalın deriönlüğe sıçrıyordu. Zira barbar dikkatsizce davranıp metali çokısıtmıştı. Wulfgar'ın kocaman omuzlarına kanpompalanıyordu, ama o ne gözünü kırpıyor, ne deyoruluyordu. Kalbini sarmış olan kötü duyguları dışarı vurmazorunluluğundan dolayı işine devam ediyordu.

Teselliyi yorgunlukta bulacaktı.

Wulfgar yıllardır, yani Buzyeli Vadisinde Bruenor onuhizmetkarlığından azat edeli beri demirhanede çalışmamıştı.O yer ve o hayat şimdi milyonlarca mil uzakta kalmış gibigörünüyordu.

Wulfgar'ın şu anda demire ihtiyacı vardı. İçgüdüsel birşekilde, hiçbir şey düşünmeden demiri dövüp durmaya,dinlenmesine izin vermeyen o duygu karmaşasına baskınçıkabilmek için kendisini fiziksel olarak zorlayıp yormayaihtiyacı vardı. İndirdiği ritmik darbeler düşüncelerinidosdoğru tek bir noktaya götürüyordu; düşüncelerini bölenher darbenin arasında kendisine sadece tek birşeyeyoğunlaşmak için izin veriyordu.

Bugün birçok meseleyi çözümlemek istiyordu, özellikle dekısa süre sonra eşi olacak kadına onun aşık olmasını sağlayan

Page 140: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

özellikleri kendisine hatırlatmak için. Ama verdiği her arada,aynı görüntü gözlerinin önüne geliyordu: Drizzt'in kafasınatehlikeli bir şekilde yaklaşan Aegis-fang'in görüntüsü.

En yakın dostunu öldürmeye çalışmıştı.

Demirci çekicini aniden yenilenen bir kuvvetle metalinüzerine ardarda indirmeye başladı ve küçük özel odasındakıvılcımların havaya uçuşmasını sağladı.

Dokuz Cehennem adına ona ne oluyordu böyle?

Kıvılcımlar yine çılgınlar gibi uçuştu.

Drizzt Do'Urden onu kimbilir kaç kez kurtarmıştı? Karaderili dostu olmadan hayatı ne kadar da boş olurdu!

Çekiç metale vururken Wulfgar hırladı.

Ama Drow geri döndüğü gün Mithril Salonunun dışpatikalarında Cattibrie'ı -onun Cattibrie'ını- öpmüştü!

Wulfgar nefes almakta zorluk çekiyordu, ama kolu vahşiceçalışıyor ve bütün hiddetini demirci çekiciyle metaleyansıtıyordu. Gözleri de çekici tutan eli kadar sıkı sıkıyakapanmıştı ve kasları gerginlikten şişmişti.

"Onu fırlatınca köşeleri dönmesi için mi yaptın?" diye bircücenin sorduğunu duydu.

Wulfgar'ın gözleri hızla açıldı ve barbar arkasınıdöndüğünde hafifçe açık olan kapısının önünden geçip giden

Page 141: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bir cüce gördü. Cüce taş koridorda ilerleyip uzaklaşırkenkahkahası yankılandı. Barbar kafasını eğip çalıştığı parçayabaktığında cücenin neşesinin sebebini anladı. Zira şekilvermekte olduğu mızrak, gereğinden fazla ısınan metaleindirilen aşırı sert darbeler sebebiyle şimdi tam ortasındanbükülmüştü.

Wulfgar mahvolan mızrağı bir kenara attı ve çekici yerebıraktı.

"Bunu bana niye yaptın?" diye yüksek sesle sordu, fakatDrizzt tabii ki de onu duyamayacak kadar uzaktaydı.Zihninde, Drizzt ile biricik Cattibrie'ının birbirilerine sarılmışöpüşürkenki görüntüleri çakılıydı. İkisini öpüşürkengörmemiş olmasına rağmen, acılar içindeki Wulfgar'ınkolayca hazmedemediği bir düşünceydi bu.

Terleyen kaşlarını eliyle silerek alnında kurumdan bir çizgibıraktı ve taş masanın kenarında duran bir sandalyeye yığıldı.İşlerin bu kadar karmaşık bir hâl alacağını ummamıştı,Cattibrie'ın bu kadar ahlaksızca davranacağını beklememişti.Daha o küçük bir kız çocuğundan farksızken biricik aşkını ilkkez gördüğü zamanı hatırladı. Buzyeli Vadisindeki cücetünellerinde hoplaya sıçraya yürüyüşünü— sanki o vahşiyörenin her zaman için varolan tehlikeleri ve Wulfgar'ınhalkına karşı yapılan o savaşın anıları omuzlarından dökülürve tıpkı parlak kestane rengi saçları gibi narin omuzlarındahoplarmışçasına yürüyüşünü hatırladı.

Cattibrie'ın onun kalbini aynı kaygısız yürüyüşle çaldığınıanlaması Wulfgar'ın uzun zamanını almamıştı. Onun gibi birkadını daha önce hiç tanımamıştı; onun erkek egemen

Page 142: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kabilesinde kadınlar ismen olmasa da fiilen köleydi veerkeklerin sık sık mantıksız olan isteklerini yerine getirirlerdi.Barbar kadınları erkeklerini sorgulamaya cüret edemezdi.Wulfgar, goblinlerle yapılacak barış görüşmesine gidenbirliğe onun katılmamasını ısrar ettiği zaman Cattibrie'ınyaptığı gibi erkeklerini kesinlikle küçük düşürmezlerdi.

Wulfgar şimdi kendi kusurlarını kabul edebilecek kadarbilgeydi ve o hadisede Cattibrie ile konuşma tarzı sebebiylekendisini ahmak gibi hissediyordu. Yine de barbar hâlâkoruyup sakınabileceği bir kadına -bir eşe- hakettiği erkeklikmevkiini ona verecek bir kadına ihtiyaç duyuyordu.

Herşey çok karmaşık bir hâl almıştı ve sonra işleri daha daberbat edecek şekilde Cattibrie, onun Cattibrie'ı DrizztDo'Urden ile öpüşmüştü!

Wulfgar oturduğu yerden sıçrayarak kalktı ve çekici gerialmak için koşturdu. Bütün öfkesini, şişkin kaslarıylametalden çıkartarak demirhanede daha birçok saatgeçireceğini biliyordu. Çünkü Cattibrie'ın aksine metal onabo>un eğiyor, ağır çekicinin reddedilemez gücüne razıoluyordu.

Wulfgar çekici bütün gücüyle aşağı indirdi ve yeni ısınmışmetal çubuk bu darbeyle birlikte sarsıldı. Pong! Wulfgar'ınçıkık elmacık kemiklerine kıvılcımlar sıçradı bir tanesigözünün kenarını hafifçe yaktı.

Kanı hızla dolaşırken, kaslarındaki damarlar şişmişken,Wulfgar hiç acı hissetmedi.

Page 143: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

* * *

"Meşaleyi yak," diye fısıldadı Drow.

"Işık düşmanlarımızı harekete geçirir," diye tartıştı Regis,aynı sessiz tonlamayla.

Koridorun ilerisinden gelen ve alçak sesle yankılanan birhırlama sesi duydular.

"Meşale," diye talimat verdi Drizzt, Regis'e küçük bir kavkutusu uzatırken. "Işıkla birlikte burada bekle. Guenhwyvarve ben etrafı turlayacağız."

"Ne yani, şimdi ben yem miyim?" diye sordu buçukluk.

Tehlike işaretleri için dikkatini dışarı çevirmiş olan Drizztbu soruyu duymadı. Palalarından birisini çekti. Onu eleverebilecek ışığıyla birlikte Parıltı, kınının içinde hazırbekliyordu. Sessizce ileri doğru süzüldü ve karanlığın içindekayboldu.

Hâlâ homurdanmakta olan Regis çakmaktaşını çeliğe vurduve kısa süre içinde meşaleyi yaktı. Drizzt ortalıklarda yoktu.

Bir hırıltı sesi, Regis'in elinde gürzüyle hızla dönmesinesebep oldu. Ama bu, her zaman için tetikte olan Guenhwyvaridi. Kedi bir yan geçidi kontrol ediyordu. Drizzt'i takip edenpanter, buçukluğun yanından geçip gitti ve Regis hayvanayetişmeyi hiç ummadığı halde çabucak onun arkasından yolakoyuldu.

Page 144: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Birkaç saniye içinde yeniden yalnız kaldı. Meşalesi pürüzlüduvarlarda uzun ve uğursuz gölgeler oluşturuyordu. Regissırtını duvara dayadı ve ölüm kadar sessiz bir şekilde, milimmilim ilerledi.

Bir yan geçidin karanlık ağzı sadece birkaç metre ilerideduruyordu. Buçukluk meşalesini ve gürzünü önünde tutarakilerlemeye devam etti. O köşe başında da öbür taraftanyaklaşarak üzerine doğru yavaşça gelen birşey olduğunuhissetti.

Regis meşaleyi dikkatle yere bıraktı, gürzünü göğsüneyaklaştırdı ve ağırlığını dengelemek için ayağını hafifçe yanadoğru açtı.

Koşarak körlemesine köşeyi döndü ve gürzüyle bir darbesavurdu. Mavi renkli birşey onun darbesini engelledi vemetalin metale vurma sesi duyuldu. Regis silahını hemen geriçekti ve yine, bu sefer alçaktan savurdu.

Savuşturulan silahı yeniden belirgin bir şekilde çınladı.

Gürz tekrar geri çekildi ve marifetli bir şekilde aynı yöndeileri savruldu. Fakat buçukluk yetenekli rakibinikandıramamıştı ve darbeyi savuşturan kılıç hâlâ yerindeduruyordu.

"Regis!"

Gürz ileri savrulmaya hazır bir şekilde buçukluğunkafasının üzerine kalktı ama bu sesi aniden tamyan-Regjssilahı kolunun seviyesine indirdi.

Page 145: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Orada ışıkla birlikte kalmanı söylemiştim," diye azarladıonu Drizzt, gölgelerin içinden ışığa doğru çıkarak. "Seniöldürmediğim için şanslısın."

"Ya da ben seni öldürmediğim için," diye yanıtladı Regis,bir an bile duraksamadan. Buçukluğun sakin ve soğuk sestonu Drizzt'in yüzünün şaşkınlıkla buruşmasını sağladı."Herhangi birşey buldun mu?" diye sordu buçukluk.

Drizzt başını sağa sola salladı. "Çok yakındayız," diyeyanıtladı sessizce. "Guenhwyvar da, ben de bundan eminiz."

Regis ilerledi ve meşaleyi yerden aldı sonra gürzünükolayca erişebileceği bir şekilde kemerine tıkıştırdı.

Aniden koridorun çok ilerisinden Guenhwyvar'ın hırıltısıyankılandı ve ikisinin de koşmaya başlamasını sağladı. "Benigeride bırakma!" diye talep etti Regis. Drizzt'in pelerinine sıkısıkıya yapıştı ve bırakmadı. Ona yetişmeye çalışırken tüylüayaklan hoplayıp sıçrıyor hatta Drowun çekiş gücüyle yerdekayıyordu.

Guenhwyvar'ın sarı-yeşil, cam gibi gözleri meşale ışığınınhemen ötesinden, ara geçidin keskince dönüş yaptığı biryerden ona doğru yansıyınca Drizzt yavaşladı.

"Sanırım cüceleri bulduk," diye mırıldandı Regis tatsızca.Drizzt'e meşaleyi verdi ve pelerini bırakarak köşe başınadoğru Drowu takip etti.

Drizzt köşenin ucundan kafasını uzatıp baktı -RegisDrowun yüzünü buruşturduğunu gördü- sonra meşaleyi öne

Page 146: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çıkarttı ve önlerinde duran feci sahneyi aydınlattı.

Gerçekten de kayıp cüceleri bulmuşlardı. Kesilip biçilerekkatledilmiş bir haldeydiler. Bazıları yerde yatıyor, bazıları isekısa taş koridorun duvarına düzensiz aralıklarla yığılmış birhalde duruyordu.

* * *

"Eğer önlüğü giymek istemiyorsan giyme sen de!" dediBruenor sinirli sinirli. En başından beri istemiş olduğu tavizien sonunda alan Cattibrie başıyla onayladı.

"Ama, kralım..." diye itiraz etti Cobble. Özel odadaBruenor ile Cattibrie'ın yanında bir tek o vardı. Rahip deBruenor da kutsal sudan dolayı feci baş ağrılarıçekmekteydiler.

"Pöh!" diye homurdandı Bruenor, iyi niyetli rahibisusturmak için. "Sen benim kızımı benim kadar iyitanımıyorsun. Eğer giymeyeceğini söylüyorsa, DünyanınOmurgasındaki bütün devler bir araya gelse dahi onun fikrinideğiştiremez."

Odanın dışından, "asıl sana, pöh!'' diye beklenmedik bir sesgeldi. Sesin ardından ise gürültülü bir şekilde kapı çalındı."İçerde olduunu biliyom Bruenor Battlehammer, yanikendisine Mithril Salonu kralı diyen kişi! Şimdi kapıyı aç dakendinden daa iyi olan biriyle yüzleş bakalım!"

"Bu sesi tanıyor muyuz?" diye sordu Cobble, Bruenor ileikisi kafaları karışık bir halde birbirilerine bakarken.

Page 147: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Aç şunu diyom!" diye başka bir haykırış daha geldi veonun ardından kapıya keskin bir darbe indi. Üzerinde büyüksivri bir demir olan özel yapım bir metal kolçak kapıya çarpıpyardığında, kapının ahşabı kıymıklara ayrıldı.

"Of, kumtaşı," diye daha kısık bir ses duyuldu.

Bruenor ve Cobble gördüklerine inanamayarak birbirilerinebaktılar. "Hayır," dediler aynı anda, kafalarını ileri gerisallayarak.

"Nedir o?" diye sordu Cattibrie, sabırsızlanmayabaşlayarak.

"Bu olamaz," diye yanıtladı Cobble. Ve genç kadın, rahibinsöylediği sözlerin doğru çıkmasını bütün kalbiyle dilediğinifarketti.

Kapının öbür tarafındaki kimse en sonunda sivri demiriniçekip çıkarmayı başardığında bir homurdanma duyuldu.

"Nedir o?" diye babasına sordu Cattibrie, ellerini belinekoyarak.

Kapı 'güm' diye açıldı. Kapının eşiğinde Cattibrie'ınşimdiye kadar gördüğü en garip görünüşlü cüce duruyordu.İki elinde de parmak kısımları açık olan sivri çivili kolçaklarvardı. Dirseklerinden, dizlerinden ve ağır çizmelerinin uçkısımlarından da buna benzer sivri demirler uzanıyordu. Kısave tıknaz vücuduna tam oturan, ensesinden kalçasına veomuzundan ön koluna kadar yarım santimlik boşluklarlasıralanmış paralel, yatay metal çıkıntıları olan bir zırh

Page 148: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

giyiyordu. Gri miğferinin yüz kısmı açıktı, gür kara sakalınınaltında kaybolan kalın deri kayışları vardı ve tam tepesindeparlak bir sivri demir duruyordu. Bu sivri demir, bir buçukmetrelik cücenin neredeyse yarı boyundaydı.

"Bu," diye yanıtladı Bruenor, ses tortunda bariz birküçümsemeyle, "bir savaş öncüsü."

"Sadece 'bi savaş öncüsü' değil," diye söze daldı, garipgörünüşlü ve kara sakallı cüce. "Esas savaş öncüsü! En vahşisavaş öncüsü!" Cattibrie'in yanına doğru yürüdü ve elini kızadoğru uzatarak kocaman gülümsedi. Zırhı yaptığı herhareketle birlikte, genç kadının tüylerini ürpertecek birşekilde gıcırdayıp tıngırdıyordu.

"Thibbledorf Pwent hizmetinizdedir, hanımım!" diyerekkendisini ihtişamla takdim etti cüce. "Mithril Salonunun ilksavaşçısı. Sen Adbar'da ismini çok duyduğum şu Cattibrieolmalısın. Dediklerine göre Bruenor'un insan kızı. Ama sakalıayak parmaana kadar inmeyen bir Battlehammer kadınıgördüüm için hâlâ biraz şaşkınım."

Cücenin kokusu Cattibrie'ın burnunun direğini kırdı. 'Ozırhı bu yüzyıl içinde hiç çıkartmış mıdır acaba?' diyedüşünmeden edemedi. "Sakal bırakmaya çalışacağım," diyede söz verdi.

"Bıraksan iyi olur! Bıraksan iyi olur!" diye öttüThibbledorf ve hoplaya sıçraya, zırhından çıkan ses ileCattibrie'ın kemiklerinin iliklerini gıcırdatarak Bruenor'unyanma geldi.

Page 149: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Kralım!" diye böğürdü Thibbledorf. Eğilip reverans yaptı— bunu yaparken neredeyse Burenor'un uzun ve sivriburnunu miğfe-rindeki keskin demirle ikiye bölecekti.

"Dokuz Cehennem adına burada ne işin var senin?" diyesordu Bruenor.

"Her nasılsa hayatta," diye ekledi Cobble, sonra Bruenor'ungözlerine inanamayan bakışına çaresizce omuz silkerek cevapverdi.

"Ejder Karanlıkparıltısı aşağı salonları ele geçirdiğindeöldüğünü sanıyordum," diye devam etti Bruenor.

"Onun nefesi ölüm demekti!" diye haykırdı Thibbledorf.

'Bak şu konuşana,' diye düşündü Cattibrie, ama sessizliğinikorudu.

Pwent kükreyerek devam etti. Tiyatro yapar gibi kollarınısalladı ve kendisini yere atıp yuvarlandı. Sanki uzakgeçmişten bir sahneyi hatırlıyormuş gibi gözleri dalgınlıklaboşluğa odaklandı. "Şeytani nefes. Üzerime çöküpkemiklerimdeki gücü emen derin bi karanlık.

"Ama yine de dışarı çıkıp kurtulmayı başardım!" diyebirden haykırdı Thibbledorf, aniden Cattibrie'a doğru dönüptombul parmaklarından birisini ona doğru uzatarak. "Aşsatünellerdeki gizli bi kapıdan çıktım. O ejderha bile Pwent'idurduramaz!"

Page 150: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Kasvetparıltısı'nın tebaası bizi Bekçi Vadisine sürmedenönce salonları iki gün daha elimizde tuttuk," diye söze karıştıBruenor. "Babamın ve Mithril Salonunun o zamanki kralıolan büyükbabamın yanında savaşmak için geri döndüğünedair hiçbir haber duymadık."

"Gücümü toplayıp dağ geçitlerinden dolanmam ve batıkapısına gelmem bi haftamı aldı," diye açıkladı Pwent. "Ozaman da salonlar elden çıkmıştı.

"Bi süre sonra," diye devam etti Pwent, inanılmaz derecedegür olan sakalını kolçaklarından birinin çivileriyle ikiyeayırarak, "Sen dahil bi grup genç cücenin batıya gittiiniduydum. Bazıları sizin Mirabar madenlerinde çalışçağınızısöylüyodu. Ama ben oraya vardıımda, sizden tek bi haber bilealamadım."

"İkiyüz yıl!" diye hırladı Bruenor, Pwent'in yüzüne doğru,cücenin sanki sonsuzmuş gibi görünen gülümsemesini ondançalarak. "Bizi bulmak için ikiyüz yılın vardı, ama seninhayatta olduğuna dair tek bir haber bile duymadık."

"Doğuya geri döndüm," diye rahatça açıkladı Pwent. "Sun-dabar'da ve Adbar Kalesinde Kral Harbromm için çounluklaparalı askerlik yaparak yaşıyodum, iyi de yaşıyodum hani.Sizin geri döndüünüzü. bir Battlehammer'ın salonları gerialdıını üç hafta önce oraya vardıımda duydum! —gördüüngibi bir süre güneye yolculuk etmiştim.

"Ve işte hurdayım kralım," dedi, tek dizinin üzerineçökerek. "Düşmanlarını bana göster." Cattibrie'a gösteriş

Page 151: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yaparcasına göz kırptı ve kirli, tombul parmaklarından birinimiğferinin sivri demirinin tepesine değdirdi.

"En vahşi mi?" diye sordu Bruenor, oldukça alaycı birşekilde.

"Her zaman öyleydim," diye yanıtladı Thibbledorf.

"Sana bir refakatçi çağıracağım," dedi Bruenor, "böylecebanyo yapıp yemek yiyebilirsin."

"Yemeği aliim," diye yanıtladı Pwent. "Banyo ve refakatçisana kalsın. Bu eski salonlarda yolumu senin kadar iyibulurum, Bruenor Battlehammer. Hatta daha da iyi. Zira bizdışarı atıldıımız zaman sen daha çenesinde tüy bitmemiş bicüceciktin." Bruenor'un çenesini çimdiklemek için uzattığı eliçabucak savuşturuldu. Savaş öncüsü, bir atmaca çığlığı gibiduyulan kahkahasıyla ve arduvaz taşına sürtünen pençelergibi ses çıkartan zırhıyla birlikte paldır küldür uzaklaştı.

"Ne şirin tip," diye belirtti Cattibrie.

"Pwent, hayatta," diye düşüncelere daldı dobble. Cattibriebunun iyi haber mi, yoksa kötü haber mi olduğunukestiremiyordu.

"Bana ondan hiç söz etmemiştin," dedi Cattibrie, Bruenor'a.

"İnan bana kızım," diye yanıtladı Bruenor. "Ondan sözetmeye bile değmez."

Page 152: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Barbar, bitap düşmüş bir halde yatağına devrildi vekendisini ihtiyaç duyduğu uykuya bıraktı. Daha gözlerini bilekapamadan önce o görüntünün geri dönmekte olduğunuhissetti. Cattibrie'in Drizzt Do'Urden'e sarılışını bir kez dahagörmek istemediği için hızla doğruldu.

Görüntü yine de aklına geldi.

Aşağı doğru döne döne inen ve onu davet eden binlercekıvılcım, milyonlarca ateş yansıması gördü.

Wulfgar meydan okurcasına hırladı ve ayağa kalkmayaçalıştı. Bu girişiminin başarısızlıkla sonuçlandığını, hâlâyatağında yattığını ve parlak kıvılcımların yadsınamaznitelikteki yolunu takip etmekte olduğunu anlaması birkaçsaniyesini aldı.

"Goblinler mi?" diye sordu Regis. Drizzt cücecesetlerinden birinin üzerine doğru eğildi ve daha yaralarıyakından incelemeden önce kafasını olumsuz anlamda salladı.Drow rancer, goblinlerin cüceleri bu durumda, yani bütün odeğerli zırhlar ve eşyalar üzer-lerindeyken geridebırakmayacaklarını biliyordu. Ayrıca goblinler kendiölülerinin vücutlarını savaş alanından toplamazdı, fakat bukoridordaki cesetler yalnızca cücelere aitti. Goblin birliği nekadar geniş ve baskın avantajları ne kadar büyük olursa olsun,Drizzt onların bu çetin grubu tek bir kayıp bile vermedenöldürebileceklerini sanmıyordu.

En yakındaki cücenin vücudundaki yaralar Drowuniçgüdülerini doğrular gibiydi. İnce ve keskin olan bu yaralar,çentikli ve ilkel goblin silahları tarafından açılmamıştı. Bu

Page 153: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

cücenin boğazını ustura keskinliğinde, kaliteli ve muhtemelentılsımlı bir silah kesmişti. Drizzt kanlan sildikten sonra bileyaranın çizgisi zar zor görülüyordu, yine de feci şekildeölümcüldü.

"Onları ne öldürdü?" diye sordu Regis, sabırsızlanmayabaşlayarak. Vücudunun dengesini bir ayağından diğerinevermeye ve meşaleyi bir elinden diğerine alıp durmayabaşladı.

Drizzt'in zihni, bariz sonucu kabul etmeyi reddediyordu.Drizzt Do' Urden, Menzoberranzan'daki yıllarında Drowırkının yanında yaşarken kimbilir buna benzer kaç tane yaragörmüştü? Diyarlar'daki başka hiçbir ırk, tabii yüzey elfleridışında, bu derece keskin silahlar kullanmazdı.

"Onları ne öldürdü?" diye tekrar sordu Regis, sesindefarkedilir bir titremeyle.

Drizzt beyaz saçlarını salladı. "Bilmiyorum," diye yanıtladıdürüstçe. Bir sonraki cesedin yanına ilerledi, bu seferki yarıoturur bir şekilde duvara yaslanmıştı. Bolca kan olmasınarağmen Drowun bulabildiği tek yara bahtsız cüceninboğazının sağ tarafında çaprazlamasına açılmış tek ve net birkesikti. Bir kağıt kesiği kadar ince ama oldukça derin biryaraydı.

"Duergarlar olabilir," dedi Drizzt, Regis'e şeytani gri cüceırkını kastederek. Bu düşünce kulağa mantıklı geliyordu. Ziraduer-garlar, Bruenor'un ordusu onları dışarı atmadan önce,yani sadece birkaç ay evvelline kadar ejderhaKasvetparıltısı'na hizmetkarlık ederek bu tünellerde ikamet

Page 154: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

etmişlerdi. Yine de, Drizzt bu çıkarımının gerçeklerden çokumuda dayalı olduğunu biliyordu. Açgözlü duergarlar olsa bukurbanları soyup soğana çevirirdi. Ayrıca duer-garlar tıpkıdağ cüceleri gibi ağır silahlar kullanmayı severdi, meselasavaş baltası gibi. Bu cüceyi öyle bir silah öldürmemişti.

"Buna inanmıyorsun," dedi Drowun arkasında duran Regis.Drizzt buçukluğa dönüp bakmadı; yere çömelmiş bir şekildediğer bahtsız cüceye doğru ilerledi.

Regis'in sesi kısıldı, ama Drizzt buçukluğun son dediğisözü hayatında şimdiye kadar hiçbir şeyi duymadığı kadaraçıkça duydu.

"Entreri'nin yaptığını düşünüyorsun."

Drizzt bunu düşünmüyordu. Ne kadar hünerli olursa olsun,hiçbir yalnız savaşçının bu kadar tam ve kesin bir işçıkartabileceğini sanmıyordu. Kafasını çevirdi ve yukarıdatuttuğu meşale ışığının altında umursamaz bir şekilde duranve kendisinde herhangi bir tepki belirtisi görmeye çalışanRegis'e baktı. Drizzt, buçukluğun bu düşüncesini gerçekten degarip buluyordu. Bunun için yapabileceği tek açıklama,Regis'in Entreri'den onu ta Calimport'dan buraya kadar takipettiği konusunda feci şekilde korkuyor olduğuydu.

Drizzt kafasını salladı ve cesetleri incelemeye devam etti.Üçüncü cücenin vücudunda muhtemel katilleri tek bir ırkaindirgeyen bir delil buldu.

Cesedin yan tarafında, pelerinin alt kısmında küçük bir dartoku saplı duruyordu. Drizzt bu oku çekip çıkartamadan önce

Page 155: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kendisini toplayabilmek için derin bir nefes almak zorundakaldı. Çünkü bu dart okunu tanımıştı ve bu sert cücelerin nasılda kolayca öldürüldüğünü açıklıyordu. Elle tutulan arbalettabancası için yapılmış olan dart oku hiç şüphesiz uykuiksiriyle kaplanmıştı ve bu da kara elflerin en gözde silahıydı.

Drizzt ayağa kalktı ve palaları zarif ellerinde belirdi."Burayı terketmeliyiz," diye sertçe fısıldadı.

"Sorun nedir?" diye sordu Regis.

Keskin kulakları koridorun sonundaki karanlık bölümeyoğunlaşmış olan Drizzt cevap vermedi.

Buçukluğun gerisinden bir yerden Guenhwyvar hafifçehırladı.

Drizzt bir ayağını geriye doğru attı ve yavaşça geriledi.Nasıl oluyorsa herhangi bir ani hareketin bir saldırıyıtetikleyeceğini anlamıştı. Mithril Salonunda kara elfler!Drizzt'in düşünebileceği bütün dehşetler arasında -kiFaerun'da bu dehşetler sayısızdı- hiçbiri Drow denilenfelaketle boy ölçüşemezdi.

"Ne tarafa?" diye fısıldadı Regis.

Parıltı'nın mavi ışığı bir anda canlandı.

"Git!" diye haykırdı Drizzt, palanın uyarısını anlayarak.Hızla dönüp Regis'i bir saniyeliğine gördü ardından da birkaranlık küresinin içinde kayboluverdi. Kürenin büyüsü

Page 156: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

buçukluğun meşalesinin ışığını göz açıp kapayıncaya kadaryok etmişti.

Drizzt koridorun kenarına doğru yuvarlandı ve duvaradayalı bir cüce cesedinin arkasına kıvrıldı. Gözlerini kapadıve onları enf-rarujlu görüş sistemine geçirmeye zorladı.Cücenin vücudunun önce bir kez, sonra bir kez daha hafifçetitrediğini hissetti. Drizzt cüce cesedinin dart oklarıylavurulduğunu anladı.

Arkasında, büyülü küreden dışarı kara bir suret çıktı;karanlık bölgeden geri gelen Regis sayesinde koridor birazaydınlandı. Meşale ışığı aman vermez karanlık küresininetrafından koridora biraz ışık saçmıştı.

Fakat buçukluktan ses seda çıkmadı. Bu da Drizzt'i şaşırttıve Regis'in vurulmuş olduğundan korkmasına sebep oldu.

Guenhwyvar yanından geçti ve önce sola sonra sağa doğrusıçradı. Zehirli bir dart oku taş zemine, panterin hızla hareketeden patilerinden birkaç santim öteye çarpıp sekti. Diğer birok Guenhwyvar'a saplandı ama kedi hiç yavaşlamadı.

Drizzt, metrelerce mesafe ötede iki ince suretin ısıylabeliren dış hatlarını gördü. Sanki o acımasız silahlarıyla nişanalıyorlarmış gibi ikisinin de tek kolu ileri doğru uzanmıştı.Drizzt doğuştan gelen büyü yeteneğine başvurdu ve koridorunGuenhwyvar'ın ötesinde kalan kısmına bir karanlık küresiyerleştirerek onu gizledi. Sonra

Regis'in bir yolunu bulup kaçmış olmasını umarak o daayağa kalkıp koşmaya, kediyi takip etmeye başladı.

Page 157: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Hiç yavaşlamadan, emin adımlarla kendi karanlık küresininolduğu bölgeye ilerledi. Koridorun yapısını mükemmel birşekilde hatırlıyordu, böylece bir başka cüce cesedininüzerinden becerikli bir şekilde aştı. Drizzt dışarı çıktığında soltarafında duran bir yan geçidin karanlık girişini farketti.Guenhwyvar bu koridorun yanından hızla geçip gitmişti veşimdi iki Drow suretinin üzerine saldırmaktaydı. Ama karaelflerin taktikleri konusunda eğitimli olan Drizzt, yan geçidintemiz olmayacağını biliyordu.

Sanki bir sürü sert ayaklı bacağın yürümesi gibi bir tıpırtıduydu. Sonra sekiz bacaklı, yarı Drow yarı örümcek bircanavar, ayakları hem yere hem de duvara aynı rahatlıktabasarak köşeyi döndüğünde Drizzt afallayıp korkarak geriçekildi. Bir zamanlar zarif Drow eli olan ellerindeki ikizbaltalar meşum bir şekilde havada sallanıyordu.

Koca dünyada, Drizzt Do'Urden da dahil olmak üzere,bütün Drowlara bir drider kadar tiksindirici gelen başkabirşey olamazdı.

Guenhwyvar'ın birkaç arbalet yayı sesi eşliğinde duyulankük-remesi, Drizzt'i driderm ilk saldırısını savuşturmayayetecek kadar kendine getirdi. Canavar ön bacaklarını havayakaldırıp -Drizzt'in dengesini kazanmasını engellemek için-tekme atarak dosdoğru saldırdı ve iki baltasını da Drizzt'inkafasına doğru savurdu.

Drizzt savrulan baltalardan kurtulabilecek birzamanlamayla bacakların erişebileceği mesafeden uzağaçekildi. Ama geri çekilmeye devam etmek yerine bir kolunuörümcek bacaklarından birisine dolayıp etrafında döndü ve

Page 158: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

tekrar canavara doğru saldırdı. Parıltı hızla savrularak ikincibacağı kesip kenara savurdu ve Drizzt'in canavarın dizleriarasından tam altına geçmesine yetecek kadar açık bir alanbıraktı.

Drider şaha kalkıp tısladı ve iki baltasını da Drizzt'in sırtınadoğru indirdi.

Fakat Drizzt'in diğer palası, saldırıya açık sırtının üzerindeyatay bir şekilde yerini çoktan almıştı. Bir baltayı zararsız birşekilde savuşturdu ve diğerini ise silahın kafasıyla sapınınbirleştiği yerden yakaladı. Drizzt ayağını yere sabitledi vedoğrulurken iki palasının ucu da yukarı bakar şekilde yantarafa doğru döndü. Saldırıyı savuşturan palasıylagerçekleştirdiği harekete devam etti ve sıkışan baltayıbükerek driderm elinden çekip kurtardı. Parıltı'yi dosdoğruyukarı ittirdi, yaratığın iskeletimsi doğal zırhında bir yarıkbuldu ve -kılıcını örümcek derisine iyice batırdı. Drizzt'inkoluna sıcak sıvılar fışkırdı; drider ıstırap içinde feryat etti veşiddetle seğirdi.

Drizzt'e dört bir yandan bacaklar çarpıyordu. Parıltı'yielinden kaçıracak gibi oldu ve elinde tutmayı başarabilmekiçin kılıcı canavarın vücudundan çekip alması gerekti. Drizztörümcek bacaklarından oluşan hapishane parmaklıklarınınarasından baktı ve yan koridordan çıkıp ona doğru kollarınıuzatan kara suretler gördü. Onların Drow elfleri olduğunubiliyordu.

İlk Drow ateş ettiğinde Drizzt çılgınlar gibi döndü. Şansınakalın pelerini araya girdi ve dart okunu zararsız bir şekildeağır katlarından biriyle yakaladı. Fakat çaresiz hareketini

Page 159: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sonlandırdığında, Drizzt driderın altından yarı yarıya çıktığınıve yaratığın elinde kalan baltasıyla ona vurabilecek kadarvücudunu döndürmüş olduğunu farketti. Daha da kötüsü,ikinci Drow arbalet tabancasıyla net bir şekilde ona nişanalmıştı.

Balta oldukça garip bir şekilde aşağı indi -Drizzt düzkısmının önde olduğunu farketti- ve Drizzt'i savuşturmayapmaya zorladı. Ateş edilen bir arbalet tabancasınınçıkardığı klik sesini duymayı bekledi. Ama Drizzt bununyerine, saldıran Drowun üzerine üçyüz kiloluk kara bir panteratladığında bastırılmış bir şekilde çıkan bir inilti duydu.

Drizzt baltayı önce birinci, sonra ikinci kılıcıyla savuşturduve canavarın altından çıkmaya yetecek kadar zaman kazandı.Ayağa kalktıktan sonra içgüdüsel bir şekilde hızla döndü veen yakındaki Drow düşmanının savurduğu kılıcı tamzamanında engelledi.

"Silahlarını bırakırsan senin için daha kolay olur!" diyehaykırdı ellerinde iki tane kaliteli kılıç tutan Drow. Bu sözleri,Drizzt'in on yıldan fazla süredir duymamış olduğu ve zihninigüzel, çarpık, korkunç Menzoberranzan'ın görüntüleriyledolduran bir dilde söylemişti. Babası Zaknafein, kimbilir kaçkere elinde silahlarıyla kaçınılmaz kılıç dövüşünü bekleyerekkarşısında böyle durmuştu?

Drizzt'in dudakları arasından bilinçsiz olarak bir hırıltıçıktı; rakibini birkaç saniye içinde şaşkına çevirip dengesinikaybetmesini sağlayan şiddetli saldırı kombinasyonlarısergiledi. Bir palası alçaktan ve yandan, diğeri ise yukarıdan

Page 160: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dosdoğru ileri savruldu. Sonra ilk pala yine hamle yaptı veomuz seviyesine doğru indi.

Düşman Drowun gözleri sanki feci sonunu aniden anlamışgibi genişledi.

Guenhwyvar ikisinin de yanından hızla geçerek driderabodoslama girişti. İkisi birlikte tırmıklayan pençeler vesavrulan örümcek bacaklarından oluşan kara bir top halindeyuvarlandılar.

Drizzt, çok ileriden ve yan geçitten daha fazla Drowungelmekte olduğunu biliyordu. Fakat Drizzt'in hiddetiyumuşamadı. Parıltı ve diğer pala şiddetle savruldu ve diğerDrowun karşı saldırıya geçmesini engelledi.

Drowun boynunda açık bir yer gördü fakat öldürmeyekıyamadı. Şu anda yüzleştiği bir goblin değil, bir Drowdu.Kendi ırkın-dandı, belki de Zaknafein gibi biriydi. Drizzt,kara elf şehrini terke-derken ettiği yemini hatırladı. Drowunboynundaki açık yeri görmezden gelerek kılıcını alçaktansavurdu ve düşmanının kılıçlarından birisine vurdu. Parıltı buhareketi çabucak takip etti ve aynı kılıca çarptı, sonraDrizzt'in ilk palası diğer yöne doğru hızla dönerek kılıca karşıistikametten çarptı ve silahın düşmanının elinden uçupgitmesini sağladı. Düşman Drow geri tökezledikten sonra gerikalan kılıcıyla yeterince hızlı bir şekilde karşı atak yapıpDrizzt'i püskürtmeyi ve düşürdüğü kılıcı geri almayı umarakalçaktan saldırdı.

Parıltı, gözleri kör eden bir hareketle diğer kılıcı dadüşmanın elinden uçurdu. Darbesinin yapacağı etkiden hiç

Page 161: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

şüphe duymayan Drizzt, daha Parıltı diğer kılıca çarpmadanönce ileri doğru hareket etmeye başlamıştı bile.

Drowa istediği her yerden vurabilirdi. Bu seçeneklere birdüzine kritik bölge de dahildi. Ama Drizzt Do'Urden,Menzober-ranzan'dan ayrıldığı zaman ettiği yemini, şehriterketmesini haklı çıkararak kendisine verdiği, halkındanbirisinin canını bir daha almayacağına dair verdiği sözü yinehatırladı.

Palası aşağı doğru indi ve rakibinin diz kapağının üstünesaplandı. Düşman Drow inleyerek yere düştü ve yarılmışbacağını tutarak taş zeminde yuvarlandı.

Guenhwyvar ayakta duran driderın altındaydı. Kedinin karakürklü derisinin bir kısmı yarılıp sarkmıştı ve panterin böğürkısmındaki kaslar görünür olmuştu.

"Git Guenhwyvar!" diye haykırdı Drizzt, duvarın yanındankoşup çılgınlar gibi zıplayarak ve o tarafta kalan driderbacaklarını kılıçlarıyla keserek. Palalarından birisi driderın birbacağını neredeyse kopartacak bir şiddetle kestiğindecanavarın yeniden feryat ettiğini duydu ve yuvarlanıp öbürtarafa geçerek kurtuldu.

Guenhwyvar başka bir balta darbesi daha yedi ama birtepki vermedi. Ne Drizzt'i takip etti ne de saldırıyı sürdürdü.

"Guenhwyvar!" diye haykırdı Drizzt. Panter kafasınıyavaşça ona doğru döndürüp Drowa baktı. Guenhwyvarüzerine saplanmaya devam eden arbalet oklarıylasarsıldığında Drizzt panterin neden geciktiğini anladı.

Page 162: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt'in içgüdüleri ona daha fazla azap çekmesin diyepanteri göndermesini söylüyordu— ama heykelcik ondadeğildi!

"Guenhwyvar!" diye haykırdı yine, driderın arkasındanyaklaşan bir sürü kara silueti görerek. Tam anlamıyla ikiyebölünmüş olan Drizzt, geri dönmeye ve acı sona kadarpanterin yanında savaşmaya karar verdi.

Sekiz bacaklı yaratık, baltasını çaresizce sarsılan panterinboynuna vurmak için yukarı kaldırdığında zafer dolu birtıslama koyverdi. Balta aşağı indi ama yalnızca bir dumanbulutuna vurabildi ve driderın tıslaması hüsran çığlığınadönüştü.

Drizzt, Regis'in arka taraftan, "haydi gel!" dediğini duydu.Rancer olan biteni o zaman anladı ve rahatladı.

Ama drider ona doğru döndü ve tünelin bu kısmı tekrarmeşale ışığıyla aydınlandığı için Drizzt yaratığın rahatsızlıkverecek şekilde tanıdık simasını ilk defa doğru dürüstgörebildi.

Fakat durup da bunu düşünecek vakti yoktu. Yaptığıhareketi pelerinini savurabilmek için abartarak hızla döndü(ki pelerin sırtına doğru uçan başka bir oku daha yakaladı) veaceleyle uzaklaştı.

Koridor derhal karardı, sonra biraz aydınlanıp tekrarkarardı. Bunun sebebi elinde meşale tutan Regis'in ardarda ikikaranlık küresine girip çıkmasıydı. Drizzt kendi karanlıkküresinin içine girer girmez yana doğru dalışa geçti ve bir dart

Page 163: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

okunun pek yakında zemine çarpıp sektiğini duydu. Deparatarak diğer kürenin hemen ötesinde Regis'e yetişti. Ve ikisi,cüce cesetlerinin yanından hızla ilerleyerek koridorunköşesini döndüler. Sonra da, Drizzt başı çekerken koşmayadevam ettiler.

Regis ve Drizzt, küçük bir yan mağaraya çekildiler.Mağaranın tavanı bu yörede inatla yaygın olan sarkıtlardannispeten yoksun, giriş kısmı da alçak ve korunaklıydı.

"Meşaleyi söndüreyim mi?" diye sordu buçukluk. Girişinö-nünde yere sinmiş bir şekilde duran ve ilerideki anatünelden herhangi bir hareket sesi geliyor mu diye dinleyenDrizzt'in arkasındaydı.

Drizzt bir anlığına düşündükten sonra kafasını sağa solasalladı. Bunun hiçbir şey fark ettirmeyeceğini, Drowlarla birkez daha karşılaşmadan Regis ile kendisinin bu tünellerdenkaçmaya hiç şansları olmadığını biliyordu. Savaş alanınıterkettikten kısa süre sonra Drizzt kendilerine paralel birşekilde yan koridorlardan yaklaşan başka düşmanlarınolduğunu farketmişti. Kara elflerin avlanma tekniklerini, birtuzağın herhangi bir büyük eksikle birlikte kurulmayacağınıanlayacak kadar iyi biliyordu.

"Sanırım ışık altında halkımın dövüştüğünden daha iyidövüşüyorum," diye akıl yürüttü Drizzt.

"En azından Entreri değildi." dedi Regis hafifçe ve Drizztonun kiralık katilden bahsetmesinin hakikaten de garip birşeyolduğunu düşündü. 'Keşke Artemis Entreri olsaydı!' diye

Page 164: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düşündü Drow. En azından o zaman Regis ile o, bir sürüDrow savaşçısı tarafından kuşatılmış olmazlardı!

"Guenhwyvar'ı göndermekle iyi ettin," diye belirtti Drizzt.

"Panter ölebilir miydi?" diye sordu Regis.

Drizzt cevabı gerçekten de bilmiyordu, ama Guenhwyvar'ınölümcül bir tehlikeye girmiş olduğunu da sanmıyordu.Panterin toprak düzleminden gelen bir elemental tarafındantaşa saplandığını ve büyüyle yaratılmış olan saf bir asitgölüne düştüğünü görmüştü. İki seferde de panter onunyanına geri dönmüş ve yaralarının hepsi en sonundaiyileşmişti.

"Eğer Drowlara ve dridera saldırıya devam etme fırsatıtanın-saydı." diye ekledi, "Guenhwyvar'ın yaralarınıiyileştirmesi için Astral Düzlemde daha fazla zamangeçirmesi gerekebilirdi. Fakat panterin kendi dünyasınındışında öldürülebileceğini sanmıyorum, tabii heykelciksağlam kaldığı sürece." Drizzt yakışıklı yüzünde samimi birminnettarlıkla Regis'e dönüp baktı. "Yine de Guenh-vvyvar'ıyollamakla iyi ettin, zira panter düşmanlarımızın elinde acıçekiyordu."

"Guenhwyvar'ın ölmeyeceğine çok sevindim," diye belirttiRegis, Drizzt kafasını çevirip tünel girişine baktığında. ''Okadar değerli bir büyülü nesneyi kaybetmek iyi olmazdı."

Calimport'dan döneli beri Regis'in Drizzt'e söylediği hiçbirşey kulağa bu kadar da ters gelmemişti. 'Hayır, bunun daötesinde,' diye karar verdi yere çömelmiş duran Drizzt.

Page 165: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Buçukluk yol arkadaşının yaptığı bu duygusuz yorum onuafallatmıştı. Guenhwyvar ile Regis birçok yıldır arkadaştı,birbirileriyle dostlardı. Regis, Guenhwyvar'dan hiçbir zaman'büyülü nesne' diye söz etmezdi.

Aniden kara elf herşeyi anlamaya başladı; ölü cücelerin ya-nmdayken ve Drizzt ayrıldıktan sonra Calimport'da olanlarhakkında konuşurken buçukluğun yaptığı bütün o ArtemisEntreri muhabbetleri şimdi anlaşılıyordu. Şimdi Regis'inkiralık katil hakkında söylediği bütün sözlerden sonraDrowun cevaplarını hevesle incelemesinin sebebi deanlaşılıyordu.

Ve Drizzt, Wulfgar ile aralarında geçen şiddetli dövüşünsebebini de anlıyordu— Barbar, Drizzt ile Cattibrie'ın MithrilSalonunun dışında buluştuğunu kendisine anlatanın Regisolduğunu söylememiş miydi?

"Wulfgar'a başka neler söyledin?" diye sordu Drizzt, enufak bir tepki vermeden ve arkasını dönüp bakmadan."Boynunda asılı duran o yakut süsle onu başka hangiyalanlara inandırdın?"

Küçük gürz yüksek bir ses çıkartarak yere düştü veyuvarlanarak Drizzt'in hemen bir iki metre ötesinde durdu.Sonra başka bir nesne daha yere bırakıldı. Drizzt'in güneyimparatorluklarına yolculuk ettiğinde takmış olduğu veDrowun dış görünüşünü değiştirip onun bir yüzey elfı gibigörünmesini sağlayan bir maskeydi bu.

* * *

Page 166: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Wulfgar kaba saba cüceye merakla baktı. Bu sıradışı savaşöncüsüne nasıl davranması gerektiğinden pek emin değildi.Bruenor, Pwent'i barbarla sadece bir dakika evvel tanıştırmıştıve Wulfgar, Bruenor'un bu kara sakallı, pis kokulu cücedenpek de çok hoşlanmadığı gibi bir izlenime kapılmıştı. Ondansonra cüce kral, taht salonu boyunca hızla ilerleyip Cobble ileCattibrie'ın arasında duran tahtına oturmuş ve Wulfgar'ınuygunsuz bir şekilde kapının önünde bırakıvermişti.

Fakat Thibbledorf Pwent oldukça rahat gibi görünüyordu.

"Demek sen bir savaşçısın?" diye kibarca sordu Wulfgar,cüceyle ortak bir nokta yakalamayı umarak.

Pwent'in aniden patlayan kahkahası onunla adeta dalgageçiyordu. "Savaşçı mı?" diye böğürdü terbiyesiz cüce. "Yanişerefiyle döğüşen birini mi kastediyon?"

Pwent'in konuyu nereye getirdiği hakkında hiçbir fikriolmayan Wulfgar omuz silkti.

"Peki sen bi savaşçı mısın, koca oolan?" diye sordu Pwent.

Wulfgar iri göğsünü kabarttı. "Ben Beronegar oğluWulfgar..." diye başladı rahatsızlıkla.

"Tahmin etmiştim zaten," diye seslendi Pwent, odanın diğertarafında duranlara doğru. "Diyelim ki sen biriyle döğüşüyon,rakibin de tökezleyip silahını düşürüyo. Sen dövüşü nasıl olsakazan-caanı bildiin için geri çekilir ve rakibinin silahınıyerden almasına izin verirsin,'' diye mantık yürüttü Pwent,

Page 167: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Wulfgar omuz silkti. Cevap barizdi.

"Farkettiğin üzere Pwent birazdan oğlana hakaret edecek,"diye cüce kralın kulağına fısıldadı Cobble, Bruenor'untahtının koluna dayanarak.

"Öyleyse oğlan üzerine bire on koyuyorum," diye önerdiBruenor sessizce. "Pwent iyi ve sert dövüşür, ama onunla başaçıkabilecek kadar güçlü değil."

"Ben bu bahse girmem," diye yanıtladı Cobble, "ama eğerWulfgar o herife el kaldıracak olursa bir taraflarına birşeylerbatacağı kesindir."

"İyi," diye beklenmedik bir şekilde söze karıştı Cattibrie.Bruenor da Cobble da kafalarını çevirip genç kadınaduyduklarına inanamayarak baktılar. "Wulfgar'ın bir tarafınabirşeyler batmasına ihtiyacı var," diye açıkladı, alışılmadık birduygusuzlukla.

"Pekala, ne olduun annaşıldı işte!" diye barbarın yüzünedoğru kükredi Pwent, bir yandan konuşurken bir yandan dabarbarın üzerine yürüyerek. "Eer herhangi biriyle ya daseninle döğüşüyor olsam ve sen silahını düşürsen ben seniniilip de onu almana izin veririm."

Wulfgar başıyla onaylayarak hemfikir oldu. Ama Pwentaniden pis parmaklarını tam barbarın burnunun dibindeşaklatınca Wulfgar geri sıçradı. "Sonra da sivri demirimi kalınkafanın tam ortasına geçiriveririm!" diye bitirdi savaş öncüsü."Ben lanet olasıca aptal bi savaşçı diilim, seni kokuşmuşahmak seni! Ben bi savaş öncüsüyüm, gerçek savaş

Page 168: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

öncüsüyüm. Ve şunu sakın unutma ki Pwent kazanmak içinoynar!" Parmaklarını tekrar Wulfgar'a doğru şıklattıktan sonraafallamış barbarın yanından hışımla geçti ve Bruenor'unönüne gelip durdu.

"Sinir bozucu dostların var, ama buna hiç şaşırmadım,"diye Bruenor'a doğru kükredi Pwent. Cattibrie'a bakıp kırıkdişli gülümsemesini gösterdi. "Fakat eer çenesine biraz sakaleklemenin bir yolunu bulursan kızın gayet güzel biri olabilir."

"Bunu bir iltifat olarak kabul et," diye Cattibrie'a sessizceönerdi Cobble. Kız ise omuz silkti ve oldukça eğlenerekgülümsedi.

"Battlehammerların kalbinde, cüce ırkından olmayanlariçin hep zayıf bi nokta olmuştur zaten," diye devam ettiPwent, yanlarına yaklaşmakta olan uzun boylu adamıkastederek. "Ve biz de tutup onnan kral yapıyoruz. Bu kısmıhiç anlayamamışımdır."

Kendisini kontrol edebilmek için tahtının kollarını sıkıcakavrayan Bruenor'un yumruklan bembeyaz kesildi. Cattibriebir elini cücenin elinin üzerine koydu ve Bruenor kızınhoşgörü dolu gözlerine baktığında bütün hiddeti çabucakdağılıverdi.

"Sözü açılmışken." diye devam etti Pwent, "yanında biDrow elfi barındırdım gibi bazı çirkin dedikodular ortalıktadolaşmakta. Bu dooru mu?"

Bruenor'un ilk tepkisi hiddet doluydu— cüce, sık sıkhırpalanan Drow dostu konusunda her zaman savunmacı

Page 169: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

davranırdı.

Fakat önce Cattibrie konuştu. Ama sözleri Pwent'den çokbabasına yöneltilmişti, B/ruenor'a Drizzt'in postunun kalınolduğunu ve kendi başının çaresine bakabileceğini hatırlattı."Drow ile kısa süre sonra tanışacaksın," dedi savaş öncüsüne."Kesinlikle o senin tanımına uyan bir savaşçı, tabii eğer uyanbiri olabilirse."

Pwent savunmaya çekilip güldü, fakat Cattibrie konuşmayadevam ettiğinde kahkahası kesildi.

"Eğer bir dövüş başlatmak için ona saldırırsan ve ama osivri miğferini düşürürsen, o senin için yerden alır ve kafanageri takar," diye anlattı. "Tabii ki sonra yine başından çıkartırve pantolonunun arka tarafına tıkıştınp kıçına da tekmeyibasar ki 'pwent' neymiş anlayasın."

Savaş öncüsünün dudakları sanki sert bir düğümlebirbirlerine bağlanmış gibiydi. Birçok gündür ilk defaWulfgar da Cattibrie'ın söylediği sözleri onayhyormuş gibigörünüyordu. Ayrıca Pwent hiçbir cevap veremeden öylecekalakaldığında barbar, Bruenor ve Cobble da kıza minnettarbir şekilde kafalarını sallıyorlardı.

"Drizzt ne zaman dönecek?" diye sordu barbar, Pwent osinir bozucu ağzını tekrar açamadan önce konuyudeğiştirerek.

"'Tüneller uzundur," diye yanıtladı Bruenor.

Page 170: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Düğün törenine yetişecektir herhalde?" diye sorduWulfgar. Cattibrie'a, sanki barbarın sesinde bir kararsızlıkvarmış, hangi cevabı duymayı tercih edeceğinden eminolamıyormuş gibi geldi.

"Yetişeceğinden emin ol," diye söze karıştı genç kadınkesin bir sesle. "Zira Drizzt tünellerden geri dönene dekdüğün falan olmayacağını kafana koy." Bruenor'a baktı vedaha cüce ağzını açamadan, Cattibrie onun edeceği bütünitirazları tam anlamıyla bastırdı. "Ve Kuzey Diyarının bütünkralları ve kraliçeleri bir ay bekletilse bile umurumda değil!"

Wulfgar patlamanın eşiğinde gibiydi. Fakat yükselenhiddetini fevri Cattibrie'dan başka yöne çevirmeyi bilecekkadar da akıllıydı. "Ben de onunla gitmeliydim!" diyeBurneor'a hırladı. "Neden Regis'i yolladın? Eğer karşılarınadüşman çıkacak olursa buçukluk ne işe yarayabilir ki?"

Genç adamın sesindeki sert tonlama Bruenor'u hazırlıksızyakalamıştı.

"O haklı," diye babasının kulağına doğru eğilip kızdıCattibrie. Bunun sebebi Wulfgar ile herhangi bir konudahemfikir olmak istemesi değil, tıpkı Wulfgar'ın yaptığı gibi,sinirini çıkarabileceği başka bir yer bulmasıydı.

Bruenor tahtında geri yaslandı. Koyu gözleri bir ona birdiğerine bakıyordu. "Birkaç cüce kayıp, hepsi bu," dedi.

"Bu doğru olsa bile, Regis Drowu yavaşlatmaktan başka neyapacak ki?" diye mantık yürüttü Cattibrie.

Page 171: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ona ayak uydurmanın bir yolunu bulacağını söylemişti!"diye itiraz etti Bruenor.

"Kim söylemişti?" diye bilmek istedi Cattibrie.

"Gümbürgöbek!" diye haykırdı babası, kafası allak bullakbir halde.

"Gitmek bile istememişti ki!" diye çıkıştı Wulfgar.

"Bal gibi de istedi!" diye kükredi Bruenor. Oturduğuyerden kalktı ve tahta yaslanmış olan Wulfgar'ın göğsünedirsek atarak barbarın iki adım geri tökezlemesine sebep oldu."Onu Drowla birlikte yollamamı bana söyleyenGümbürgöbek'in kendisiydi, size söylüyorum!"

"Kayıp cücelerin haberini aldığında Regis burada seninyanındaydı," diye belirtti Cattibrie. "Regis'in sana onugöndermen için herhangi birşey söylediğindenbahsetmemiştin."

"Bana ondan önce söylemişti," diye yanıtladı Bruenor."Bana söyledi ki..." Cüce bu işteki mantıksızlığı anidenanlayarak durdu. Nasıl oluyorsa, aklının gerisinde bir yerdeRegis'in kendisine kayıp cüceleri aramak için Drizzt ilegitmesi gerektiğini söylediğini hatırlıyordu. Ama Bruenor bukararı cücelerin kayıp olduğunu öğrenir öğrenmez verdiğinegöre bu nasıl olabilirdi?

"Yine kutsal suyu mu tattınız, kralım?" diye saygıyla amasertçe sordu Cobble.

Page 172: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor elini uzattı ve hafızasını tararken hepsine sessizolmalarını işaret etti. Regis'in sözlerini kesin olarakhatırlıyordu ve hayal görmediğini biliyordu, ama bu konudaaklına hiçbir görüntü, buçukluğu koyup da çelişkiyiçözebileceği hiçbir sahne gelmiyordu.

Sonra Bruenor'un aklına bir görüntü geldi. Dönüp duranparlak mücevher yüzeyleri, helezonlar halinde hareket ediyorve onu muhteşem yakutun derinliklerine çekiyordu.

"Gümbürgöbek bana cücelerin kaybolacağını söyledi," dediBruenor yavaşça ve net bir şekilde. Bu sahneyi bilinçaltındansu üstüne çıkartırken gözlerini kapamıştı. "Bana cüceleribulmak için onu ve Drizzt'i yollamam gerektiğini, sadeceikisinin o cüceleri sağ salim salonlara getirebileceğinisöyledi."

"Regis bunu bilemezdi ki," diye belirtti Cobble, Bruenor'unsözlerinden bariz bir şekilde şüphe duyarak.

"Ve eğer bilseydi bile, minik adam onları bulmaya gitmekistemezdi," diye ekledi Wulfgar, eşit derecede kuşkuyla."Hayal mi gördün—"

"Hayal falan değil!" diye hırladı Bruenor. "Bana söyledi... oelindeki yakutu kullanarak." Bruenor hatırlamaya çalışırken,yani zihinsel engeli aşıp geçmek için cücelerin büyüye karşıolan dayanıklılığını kullanırken yüzü buruştu.

"Regis böyle birşey yapmaz—" diye tekrar konuşmayabaşladı Wulfgar, ama bu sefer barbarın sözünü babasınıniddiasındaki gerçeklik payını bilen Cattibrie kesti.

Page 173: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Tabii o gerçekten Regis ise," diye önerdi. Ve kendisözlerinin içerdiği feci manalar ağzının bir karış açıkkalmasını sağladı. Üçü Drizzt'in yanında birçok badireatlatmışlardı; hepsi de Drowun birçok şeytani ve kudretlidüşman edindiğini biliyordu. Özellikle bir tanesi vardı ki, budenli detaylı bir numara hazırlayabilecek kadar hilebazdı.

Wulfgar da eşit derecede şok olmuş, afallamış gibiydi.Ama Bruenor çabucak harekete geçti. Tahtından aşağıhopladı, Wulfgar ile Pwent'in arasından neredeyse ikisini deyere devirerek hışımla geçti. Cattibrie hemen peşinden gitti,Wulfgar da onları takip etmek için döndü.

"Bu üçü ne gibi bi goblin saçmalıından bahsediyor böyle?"diye Cobble'a sordu Pwent, rahip de paldır küldür ilerlemeyebaşladığında.

"Kavga dövüş," diye yanıtladı Cobble, Pwent'in istediğiaçıklamayı nasıl özetleyebileceğin! iyi bilerek.

Thibbledorf Pwent bir dizinin üzerine çöktü ve elini zaferleyumruk yapıp iri yarı omuzunu havaya doğru kaldırdı."Heeeeeyt!" diye neşeyle haykırdı. "Geri dönüp de biBattlehammer'a hizmet etmek ne hoş bi şeymiş!"

* * *

"Sen de onlarla birlikte misin, yoksa bütün bunlar feci birrastlantı mı?" diye net bir şekilde sordu Drizzt, arkasını dönüpde çektiği ıstırabı Artemis Entreri'ye göstermeyi hâlâreddederek.

Page 174: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Rastlantılara inanmam," diye geldi tahmin edilebilircevap.

En sonunda Drizzt arkasını döndü ve karşısında bir elindekaliteli kılıcını, diğerinde ise mücevherli hançerini tutanölümcül rakibi katil Artemis Entreri'yi gördü. Hâlâ yanmaktaolan meşale ayağının dibinde duruyordu. Buçukluktan insanayapılan büyülü dönüşüm sona ermişti, buna elbiseler dedahildi. Bu hakikat Drizzt'in kafasını karıştırmıştı. Zira Drizztmaskeyi kullandığında sadece derisinin ve saçının renginideğiştirmişti. Bu sebeple şu anda Drowun yüzündeki şaşkınlıkbarizdi.

"Öylece bir kenara atmadan önce büyülü nesnelerindeğerlerini daha iyi öğrenmelisin," dedi kiralık katil ona,şaşkın bakışını anlayarak.

Görünüşe göre Entreri'nin sözlerinde doğruluk payı vardı,a-ma Drizzt büyülü maskeyi Calimport'da bıraktığına hiçyanmamıştı. Maskenin koruyucu kamuflajı altındayken, karaelf diğer ırkların arasında özgürce, eziyet görmedendolaşabiliyordu. Ama Drizzt Do'Urden o maskeyi taktığındabir yalanın içinde dolaşıyordu.

"Beni goblin savaşında ya da Mithril Salonunadöndüğünden beri yüz ayrı yerde öldürebilirdin," diye mantıkyürüttü Drizzt. "Neden ayrıntılı oyunlar hazırladın ki?"

"Böylece zaferim daha tatlı olacak."

"Silahlarımı çekmemi ve Calimport lağımlarındabaşlattığımız dövüşe devam etmemi istiyorsun."

Page 175: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Savaşımız ondan çok önce başladı Drizzt Do'Urden,"' diyeazarladı kiralık katil. Kılıcını öylesine Drizzt'e doğru ittirdi.Fakat kılıç onun yanağını hafifçe çenterken Drizzt ne geriçekildi ne de palalarına doğru bir harekette bulundu.

"Sen ve ben," diye devam etti Entreri, Drizzt'in etrafındatur atmaya başlayarak, "ilk karşılaştığımız günden beriölümcül iki düşmanız. İkimiz de diğerimizin dövüş düsturunayapılan bir hakaretiz. Ben senin prensiplerinle alay ediyorumve sen de benim disiplinime hakaret ediyorsun."

"Disiplin ve boşluk aynı şey değildir," diye yanıtladıDrizzt. "Sen sadece silah kullanmayı bilen bir kabuktanibaretsin. İçinde hiçbir şey yok."

"İyi," diye hafifçe mırıldandı Entreri, Drizzt'in kalçasınakılıcıyla hafifçe vurarak. "Hiddetini hissediyorum Drow, herne kadar onu saklamaya çılgınlar gibi uğraşsan da. Silahınıçek ve hiddetini sal. Sözlerine bana öğretemediğin şeyibecerinle öğret."

"Hâlâ anlamıyorsun," diye sakince yanıtladı Drizzt. Kafasıyana doğru yattı ve yüzünde bilgiç ama samimi birgülümseme belirdi. "Sana birşey öğretmeye uğraşmanı^Artemis Entreri için zamanımı harcamaya değmez."

Entreri'nin gözleri ani bir hiddetle parladı ve sanki Drizzt'evurup onu öldürecekmiş gibi ileri doğru atıldı.

Drizzt bir tepki vermedi.

Page 176: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Silahlarını çek ve alınyazımızı sürdürelim," diye hırladıEntreri, geri çekilip kılıcını Drowun gözlerinin hizasınaindirerek.

"Kendi kılıcının üzerine düş ve hakedeceğin tek ölümlekarşılaş," diye yanıtladı Drizzt.

"Kedin benim elimde!" diye kızdı Entreri. "Benimle dövüş-melisin yoksa Guenhwyvar benim olur."

"Kısa süre içinde ikimizin de yakalanacağını -ya daöldürüleceğini- unutmuş gibisin," diye açıkladı Drizzt."Halkımın avlanma becerilerini küçümseme."

"Öyleyse buçukluk için savaş," diye hırladı Entreri.Drizzt'in yüz ifadesi kiralık katilin en sonunda doğru noktayadeğindiğini gösteriyordu. "Regis'i unuttun mu yoksa?" diyealay etti Entreri. "Onu öldürmedim, ama onu sakladığımyerde ölecek ve o yeri sadece ben biliyorum. Sadece benimağlup edersen sana söylerim. Dövüş benimle, DrizztDo'Urden, başka bir sebepten olmasa bile o sefil buçukluğunhayatını kurtarmak için dövüş!"

Entreri'nin kılıcı yine tembelce Drizzt'in yüzüne doğruilerledi, ama bu sefer yukarı doğru kalkan bir pala tarafındankenara doğru savuşturuldu.

Entreri kılıcını hemen geri savurdu ve Drizzt'insavunmasında neredeyse bir açıklık bulacak şekilde budarbeyi hançeriyle yakından takip etti.

Page 177: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bir kolunu ve bir gözünü kaybettiğini sanıyordum," dediDrow.

"Yalan söyledim," diye yanıtladı Entreri, bir adım geri atıpsilahlarını iki yana açarak. "Cezalandırılmalı mıyım?"

Drizzt cevabı palalarının vermesi için bıraktı. Hızla hücumetti ve arka arkaya darbeler savurdu. Sol ve sağ, sol ve sağ veüçüncü kez sağ palasını savurdu. Bu sırada sol palasıkafasının üzerine yükseldi ve gözle görülemeyen bir saplamahalinde ileri fırladı.

Kiralık katil, kılıcı ve hançeriyle bütün bu saldırılarısavuşturdu.

Dövüş bir dans halini aldı. Hareketler o kadar senkronize, okadar müthiş bir uyum içindeydi ki ikisi de herhangi biravantaj elde edemiyordu. Drizzt, kendisi ve özellikle de Regisiçin zamanın kısalmakta olduğunu bildiğinden dolayı yananmeşaleye doğru dalışa geçti, sertçe üzerine basıp meşaleyiyere sürdü ve ateşi dindirip ışığı kararttı.

Irkına has gece görüş yeteneğinin ona avantajsağlayacağını düşünmüştü, ama Entreri'ye baktığı zamankiralık katilin gözlerinin de enfrarujlu görüşün simgesi olankırmızı renkte parladığını gördü.

"Bana bu yeteneği maskenin verdiğini sanmıştın değil mi?"diye mantık yürüttü Entreri. "Gördüğün gibi, yanılmışsın. Bubana kara elf ortağımdan, benden pek farklı olmayan birparalı askerden hediye." Sözleri saldırıya başladığı andakesildi. Kılıcı yüksekten geldi ve Drizzt'in kıvrılıp kenara

Page 178: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

doğru eğilmesine sebep oldu. Parıltı yukarı doğru yükselipEntreri'nin hançerini bir çınlamayla kenara savuşturduğunda,Drizzt tatmin olarak sırıttı. Drizzt hafif bir dönüşle tekrarsaldırıyı ele geçirdi. Parıltı, Entreri'nin hançerinin öbürtarafından dolaştı ve kiralık katilin açıkta kalan göğsünedoğru hamle yaptı.

Entreri çoktan geriye doğru yuvarlanmaya başlamıştı vekılıç ona yaklaşamadı.

Parıltı'nın hafif ışığında, derilerinin rengi kaybolmuş vegri-leşmiş bir haldeyken ikisi birbirine benziyordu. Sanki aynıkandan gelen kardeşler gibiydiler. Entreri bu düşünceyi takdirediyordu, ama Drizzt bundan hoşlanmıyordu. Kaçak Drowiçin Artemis Entreri, kendi ruhunun karanlık bir aynasıydı.Eğer Menzoberranzan'da ahlaksız halkının yanında kalsaydıdönüşmüş olacağı şeydi.

Şimdi Drizzt'in öfkesi, göz kamaştırıcı saplamalaryapmasını ve kurnaz, şiddetli darbeler savurmasınısağlıyordu. Kıvrımlı kılıçları birbirileriyle uyumlu sıkıçizgiler dokuyor ve her yeni atakla Entreri'ye farklı açılardanvuruyordu.

Kılıç ve hançer de aynı derecede iyi iş çıkartıyor, darbeleriönleyip kurnaz cevaplar veriyor, sonra da kiralık katilinkolayca tahmin ettiği karşı saldırılara yine karşılık veriyordu.

Drizzt onunla sonsuza dek dövüşebilirdi, karşısında Entrerivarken asla yorulmazdı. Fakat tam o sırada baldırında birbatma ve yanma hissetti. Sonra bacağından vücuduna yayılanbir uyuşma geldi.

Page 179: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Birkaç saniye içinde reflekslerinin yavaşlamakta olduğunuhissetti. Gerçeği haykırmak, Entreri'nin zafer anını bozmakistedi. Zira Drizzt'i dürüst bir dövüşte yenmek isteyen kiralıkkatil, gizli müttefiklerin zehirli oklarıyla kazanılan birsavaştan memnun olmazdı.

Parıltı'nın uç kısmı yere doğru indi ve Drizzt tehlikeli birşekilde saldırıya açık olduğunu farketti.

Fakat yere ilk önce aynı şekilde zehirlenmiş olan Entreridüştü. Drizzt kara suretlerin alçak giriş kısmından içerisüzüldüğünü farketti ve kendisi de yere devrilmeden öncekiralık katilin kafasına bir darbe indirecek kadar zamanınınolup olmadığını merak etti.

Kılıçlarından önce birinin, sonra diğerinin gürültüyle taşzemine düştüğünü duydu, ama onları düşürdüğünün farkındadeğildi. Sonra o da yere devrildi. Gözleri kapanmıştı, bilincibu felaketin büyüklüğünü kavramaya, kendisi ve dostları içinbundan çıkacak sonuçları düşünmeye çalışıyordu.

Aklında dönen düşünceler, duyduğu son sözlerle yatışmadı.Bu sözler, çok eskiden tanıdığı bir ses tarafından Drowdilinde söylenmişti.

'"İyi uykular, benim kayıp kardeşim."

Hayatımda ne tehlikeli yollarda dolaştım; şu ayaklar neengebeli patikalarda yürüdü. Önce anayurdumda, sonraKaranhkaltı'nda, derken yüzeyde, Kuzey Diyarında vedostlarımın izlediği yollarda.

Page 180: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Hayretler içinde kalıyorum— şu koca dünyanın her birköşesi, başkalarına kendi yollarını çizmelerine izinveremeyecek kadar bencil kimselerle mi dolu? Yanlış olaraksaydıkları şeyler için kendilerini insanları takip edip intikamalmak zorunda hissedecek kadar nefretle dolu kimseler var,hatta o yanlışlar o kimselerin haddini aşan kötülüklerine karşıbir savunmadan başka birşey olmasa bile.

Artemis Entreri'yi Calimport'da bırakmıştım. Onu oradahem fiziki olarak, hem de intikam isteğimi hakkıyla tatminetmiş bir şekilde bırakmıştım. Yollarımız kesişmiş ve herikimizin de iyiliği için ayrılmıştı. Entreri'nin beni takip edipbulmak için incinmiş gururunu onarmaktan başka hiçbirçıkan, hiçbir kazancı yoktu.

Ne kadar da ahmak biri.

Vücudunu mükemmelliğe eriştirmiş, dövüş becerilerinişimdiye kadar gördüğüm herkesten daha fazla geliştirmeyibaşarmış. Ama beni takip etme ihtiyacını duyması onunzayıflığını açığa vuruyor. Vücudumuzun gizemlerinikeşfederken aynı zamanda ruhumuzdaki armoniyi de açığaçıkartmalıyız. Ama Artemis Entreri, bütün o fizikselözelliklere rağmen ruhunun söyleyebileceği şarkıları aslabilemeyecek. Her zaman için başkalarının armonilerinikıskançlık içinde dinleyecek ve üstünlüğünü tehdit edenherşeyi yok etme düşüncesiyle gözü dönmüş bir şekildeyaşayacak.

Benim halkıma çok benziyor, tabii~~envai çeşit ırktankarşılaştığım diğer kimselere de; güç mevkileri aslındadüşman olmayan düşmanlara savaş açabilme yeteneğine

Page 181: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dayanan barbar reislerine; hazinelerinin yalnızca küçük birkısmını paylaşarak etrafındaki kimselerin hayatlarını dahaiyiye götürebilecek, bunun karşılığında içlerini kemirenparanoyalarım ve askerî savunmalarını bir kenarabırakabilecekken akla hayale gelmeyecek kadar çok hazineistifleyen cüce krallarına; elf olmayan diğer bütün ırklarınsorunlarını görmezden gelen ve 'zayıf ırkların' onları birşekilde haketmiş olduğunu düşünen kibirli elflere...

Ben bunun gibi kimselerden kaçtım, bunun gibi kimselerigeride bıraktım ve gezdiğim her ülkede onlar hakkında sayısızhikaye duydum. Ve onlara karşı savaşmam gerektiğinibiliyorum. Kılıcımla ya da ardımda bir orduyla değil tabii,kalbimde doğru olarak bildiğim armoninin yoluna sadıkkalarak.

Tanrılara şükürler olsun ki yalnız değilim. Bruenor tahtınıgeri kazandığından beri komşu halklar onun MithrilSalonundan çıkan cüce hazinelerinin bu civarlarızenginleştireceğine dair verdiği sözlere karşı umut beslemeyebaşladılar. Cattibrie 'in prensiplerine olan bağlılığınınbenimkinden aşağı kalır yanı yok. Wıılfgar ise savaşçı halkınadostluk, uyum içinde yaşamanın daha iyi olduğunu gösterdi.

Onlar benim zırhım, dünyanın ve benim başımızageleceklere dair sıkı sıkıya tutunduğum umudum. Ve Entrerigibi kayıp düşmanların yollan yeniden benimkiyle kesiştiğizaman ise, hem kanıyla hem ruhuyla benim soyumdan olanZaknafein'i hatırlıyorum. Montolio'yu hatırlıyor ve gerçeğibilen başka kimselerin de olduğunu, ben ölsem bileideallerimin benimle birlikte yok olup gitmeyeceğinidüşünerek cesaret buluyorum. Tanıdığım dostlar, tanıştığım

Page 182: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

şerefli kimseler sayesinde artık kendimi nadir görülen birdavanın yalnız savaşçısı gibi hissetmiyorum. Ben öldüğümzaman, hayatta kalması önemli olan şeylerin yaşamayadevam edeceğini biliyorum.

Bu benim mirasım; tanrılara şükürler olsun ki yalnızdeğilim.

—Drizzt Do'Urden

BÖLÜM 4

Giysiler delicesine havada uçuşuyor, ıvır zıvırlar odanınöbür tarafındaki duvara çarpıyor, envai çeşit silah havayafırlayıp döne döne yere düşüyor, bazıları ise Bruenor'unsırtına çarpıp sekiyordu. Belden yukarısı şahsi sandığınıniçine gömülmüş olan cüce onların hiçbirini hissetmiyordu.Hatta bir anlığına doğrulduğunda bir fırlatma baltası onun tekboynuzlu miğferine çarpıp miğferi yere düşürdüğü zamanhomurdanmadı bile.

"Bunun içinde!" diye inatla hırladı cüce. Yapımıtamamlanmamış bir zincir zırh neredeyse odadaki diğer

Page 183: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kimseleri yere devirecek bir hızla omuzunun üzerinden uçtu."Moradin adına, o lanet şey bunun içinde olmalı!"

"Dokuz Cehennem'in hangi—" diye sormaya başladıThibb-ledorf Pwent, ama Bruenor'un coşku dolu haykırışıonun sözünü kesti.

"Biliyordum!" diye ilan etti kızıl sakallı cüce. Dönerekdoğruldu ve darmadağın olan sandıktan uzaklaştı. Elinde altınbir zincir ucunda duran küçük, kalp şeklindeki bir klipslikolye süsü tutuyordu.

Cattibrie bunu hemen tanıdı. Güney Diyarına gidendostlarını bulması için, Gümüşay Hanımı Alustriel'inBruenor'a vermiş olduğu hediyeydi bu. Bu klipsli süs içindeDrizzt'in küçük bir resmi vardı ve bu nesne Drowaodaklanmıştı. Kolyeyi taşıyan kimseye Drizzt Do'Urden'innerede olduğuna dair genel bir bilgi veriyordu.

"Bu bizi elfe götürecek," diye ilan etti Braener kolyeyiyukarı doğru kaldırarak.

"Ööleyse onu bana verin, kralım," dedi Pwent, "bırakın dasizin şu garip... dostunuzu ben bulum."

"Bunu ben de gayet iyi kullanabilirim," diye cevap olarakhırladı Bruenor, tek boynuzlu miğferini başına geri takıp bolçentikli baltasını ve altın kalkanını alırken.

"Sen Mithril Salonunun kralısın!" diye itiraz etti Pwent."Bilinmedik tünellerde tehlikeye atılamazsın."

Page 184: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor bir cevap verme şansı bulamadan Cattibrie lafıyapıştırdı.

"Kapa çeneni, savaş öncüsü," diye ısrar etti genç kadın."Benim babam, Drizzt'i başı beladayken yalnız bırakacağınabütün salonları goblinlere teslim etmeyi tercih eder!"

Cobble, kadının bu gözleminde doğru olduğunu belirtmekve bu konuyu üstelememesi konusunda onu sessizce uyarmakiçin Pwent'in omuzunu kavradı (ve bunu yaparken bol çentiklizırh yüzünden bir parmağını feci şekilde kesti.)

Bruenor zaten herhangi bir itiraz dinlemeyecekti. Koyugözlerinde alevler yanmakta olan kızıl sakallı cüce kral,Pwent ile Wulfgar'ı tekrar iki ayrı kenara savurdu ve hışımlaodadan dışarı çıktı.

* * *

Drizzt Do'Urden görüntüye yavaşça, gerçeküstü bir şekildeodaklandı ve tamamen uyandığında kendisine bakmak içinüzerine eğilmiş olan ablasını, Vierna'yı net bir şekilde tanıdı.

"Mor gözler," dedi rahibe Drow dilinde.

Tuzağa düşürülmüş olan kara elfin içini, bu sahneyiküçüklüğünde yüzlerce kez yaşamış olduğu gibi bir hiskapladı.

Vierna! Ölmüş olan Zaknafein dışında, yani ailesi arasındaDrizzt'in değer vermiş olduğu tek kişi, şimdi onun karşısındaduruyordu.

Page 185: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Zamanında Vierna, Drizzt'in eğitmen anası olmuş, onaDrow toplumunun karanlık adetlerini öğretip onu Do'UrdenEvinin bir prensi olarak yetiştirmekle görevlendirilmişti. Amaaralarından pek az şey hatırladığı o uzak geçmişteki anılarıyeniden canlanan Drizzt, ama diğerlerinden farklı birşeylerolduğunu, Örümcek Vierna, bir rahibesinin cüppesi altındagizli yatan bir şefkat olduğunu...

"Ne kadar oldu, benim kayıp kardeşim?" diye sordu Vierna,elf dilini kullanarak. "Neredeyse otuz yıl mı? Ve ne kadar halakara elfmisin. Oysa ki başladığın ve ait olduğun yere yine deuzak olduğu kadar yakındasın."

Drzzit'in bakışları çelik gibiydi, ama verebilecek bir cevabıözellikle de elleri arkasında bağlıyken ve küçük mağaradayoktu hele etrafta bir düzine Drow askeri varken. Entreri deoradaydı.

Kafasına batan tüylü bir şapka takmış ve üzerine zarifgöbeğini gözler önüne seren önü açık bir atlet giymiş olangarip görünüşlü bir kara elfle konuşuyordu. Büyülü maskekatilin kemerine asılıydı ve Drizzt, eğer Entreri'nin Mithril'edönmesine izin verilirse neden olabileceği zarar ziyandankorkuyordu.

"Menzoberranzan'a girdiğinde ne düşüneceksin?" diyesordu Vierna. Bu soru yine sadece alay maksatlı olsa bileDrizzt'in gözlerini yeniden rahibeye çevirmesini sağladı.

"Bütün mahkumlar ne düşünürse onu," diye yanıtladıDrizzt. "Ve iblis Malice'in önüne çıkartıldığımda-"

Page 186: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Matron Malice!" diye hırladı Vierna.

"Malice," diye tekrarladı Drizzt meydan okurcasına. Viernayüzüne sert bir tokat indirdi. Birkaç kara elf bu hadiseyebakıp onun yüzünden kafalarını çevirdikten sonra sessizcegülüştüler ve kendi işlerine geri döndüler.

Vierna da kahkahayı bastı uzunca ve çılgınlar gibi güldü.Kafasını arkaya doğru attı, dalgalı beyaz saçları geriye doğrusavruldu. Kafasını çevirip sessizce ona baktı, bu aşırı tepkiyidoğuracak ne olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.

"Matron Malice öldü, seni ahmak!" dedi Vierna aniden, biryılan gibi ileri atıp Drizzt'in suratından bir milim öteyegelerek baktı. Ne cevap vereceğini bilemedi. Az önceannesinin ölüm haberini almıştı ve bu bilginin onu nasıletkilemesi gerektiği hakkında en ufak bir fikri yoktu. Uzaktanuzağa bir hüzün hissetti ama. Bu hüznun sebebinin MaliceDo'Urden'i kaybı değil de hiçbir zaman gerçek bir anneyesahip olmamasından kaynaklandığını biliyordu. Bu haberihazmetmeye çalışarak arkasına yaslanan Drizzt bir sakinlik,biraz olsun hüzün getirmeyen bir kabullenme hissetti. Maliceonun fiziksel olarak ebeveyniydi, ama asla annesi olmamıştı.Ve Drizzt Do'Urden'e göre onun ölümü kötü birşey değildi.

"Sen bilmiyorsun bile, değil mi?" diye güldü Vierna. ''Nekadar da uzun bir süredir aramızda yoksun, kayıp kişi!"

Drizzt merakla başını yana eğdi. Bunun daha ötesinde,hatta bundan daha büyük bir haberin gelmekte olduğundanşüpheleniyordu.

Page 187: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Senin davranışların yüzünden Do'Urden Evi yok edildi vesen bunu bilmiyorsun bile!" diye isterik bir şekilde güldüVierna.

"Yok mu edildi?" diye sordu Drizzt. Şaşırmıştı, ama busefer de pek ilgilenmiyordu. Aslında, kaçak Drow kendi evihakkında Menzoberranzan'daki diğer evler konusundahissettiğinden farklı birşeyler hissetmiyordu. Aslında, Drizzthiçbir şey hissetmiyordu.

"Matron Malice seni bulmakla görevlendirilmişti," diyeaçıkladı Vierna. "O bunu yapamayınca, yani sen onun elindenkaçınca, Lloth'un takdirini de elinden kaçırdı."

"Aman ne yazık," diye söze karıştı Drizzt, iğnelemeyledolu bir ses tonuyla. Vierna ona yine ve daha sert bir şekildevurdu. Ama Drizzt sabır dolu disiplinine sıkıca tutundu vegözünü dahi kırpmadı.

Vierna hızla arkasını döndü, narin ama aldatıcı bir şekildegüçlü olan ellerini yumruk yaptı ve zorlukla nefes aldı.

"Yok edildi," dedi yine, aniden bariz bir şekilde acıduyarak, "Örümcek Kraliçe'nin iradesiyle alaşağı edildi.Hepsi senin yüzünden öldü," diye haykırdı, Drizzt'e doğruhızla dönüp suçlayıcı bir şekilde parmağını uzatarak."Ablaların Briza ile Maya ve annen. Bütün ev, DrizztDo'Urden, hepsi senin yüzünden öldü!"

Drizzt dışarıya hiçbir şey yansıtmadı. Bu, Vierna'nın onaverdiği inanılmaz haberler konusunda hiçbir şeyhissetmemesinin mükemmel bir yansımasıydı aslında. "Peki

Page 188: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ya kardeşimize ne oldu?" diye sordu. Dinin'in epey hakettiğiölümüne duyduğu samimi bir meraktan çok, şimdiki akıncıDrow birliği hakkında bilgi toplamak için.

"Neden ki. Drizzt," dedi Vierna, bariz bir şekilde şaşırmışgibi yaparak, "onunla karşılaştın ya. Neredeyse bacaklarındanbirisini kesip kopartıyordun."

Bu kez Drizzt'in şaşkınlığı gerçekti— ancak sadece Viernasözünü bitirene kadar sürdü.

"Sekiz bacağından birisini."

Drizzt yüzünü ifadesiz tutmayı yine başardı. Ama Dinin'inbir dridera dönüştürülmüş olduğu konusundaki afallatıcıhaber ona bir sürpriz olmuştu.

"Yine suçlu sensin!" diye hırladı Vierna ve onu birazinceledi. Drizzt hiçbir tepki vermedikçe, Vierna'nıngülümsemesi yavaş yavaş soldu.

"Zaknafein senin için öldü!" diye aniden haykırdı Vierna.Drizzt, rahibenin bunu sadece kendisinden bir tepki almakiçin söylemiş olduğunu bildiği halde bu sefer kendisinitutamadı.

"Hayır!" diye haykırdı hiddetle, ileri doğru hamle yapıpoturduğu yere kolayca geri itilerek.

Drizzt'in zayıf noktasını bulduğunu bilen Vierna şeytancagülümsedi.

Page 189: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Eğer Drizzt Do'Urden'in günahları olmasaydı, Zaknafeinhâlâ yaşıyor olurdu," diye damarına bastı. "Do'Urden Evi enbüyük görkemini yaşardı ve Matron Malice de yöneticikonseye dahil olurdu."

"Günahlar?" diye laf yapıştırdı Drizzt, kaybettiği babasınınacı dolu anılarıyla savaştıktan sonra konuşmaya cesaretbularak. "Görkemler?" diye sordu. "İkisini birbirinekarıştırıyorsun."

Vierna'nın eli yeniden vuracakmış gibi yükseldi, amaDrizzt ürküp geri çekilmeyince gerisin geriye aşağı indi.

"O sefil tanrıçanız adına, Drow dünyasının şeytanlığındanhaz duyuyorsunuz," diye devam etti boyun eğmez Drizzt."Zaknafein yanlış idealler peşinde koşmanız yüzünden öldü...hayır katledildi. Suçu kabul etmem için beni ikna edemezsin.Yoksa kurban töreni hançerini tutan Vierna mıydı?"

Rahibe patlamanın eşiğindeymiş gibiydi. Gözleri alev alevparlıyordu ve yüzü de Drizzt'in ısı algılayan gözlerine ateşleriçinde gibi görünüyordu.

"O senin de babandı," dedi Drizzt ona ve Vierna hiddetinikontrol etme çabasına rağmen yüzünü buruşturdu. Bugerçekten de doğruydu. Zaknafein, Malice ile iki, sadece ikitane çocuk yapmıştı.

"Ama bu senin umurunda değildir," diye mantık yürüttüDrizzt çabucak. "Ne de olsa Zaknafein sadece bir erkekti veerkekler Drow dünyasında önemli değildir.

Page 190: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ama yine de o senin babandı," diye eklemeden edemediDrizzt. "Ve o sana senin itiraf edeceğinden de fazlasını verdi."

"Sessizlik!" diye hırladı Vierna, sıktığı dişleri arasından.Hızla birkaç tokat daha attı. Drizzt suratından aşağı süzülenkanının sıcaklığını hissedebiliyordu.

Vierna'yı ve onun dönüşmüş olduğu canavarı düşünmekteolan Drizzt biraz sessiz kaldı. Şimdi daha çok Briza'ya,Drizzt'in en yaşlı ve en acımasız ablasına benziyordu.Örümcek Kraliçe'nin her zaman teşvik etmeye hazır olduğudeliliğin içine düşmüştü. Genç Drizzt'e gizliden gizliyemerhamet göstermiş olan Vierna nerelerdeydi? TıpkıZaknafein gibi, Drowların karanlık adetlerine uyan, amaLloth'un sunduklarını asla tamamen kabul etmemiş olanVierna nerelerdeydi?

Zaknafein'in kızı nerelerdeydi?

'Ölmüş ve gömülmüş,' diye karar verdi Drizzt, o hiddettenkıpkızıl olmuş yüze bakarken. 'Drowların karanlıkdünyasındaki herşeyi bozup mahveden o yalanların ve boşvaatlerin altında gömülüp gitmiş.'

"Seni günahından kurtaracağım," dedi Vierna. Tekrarsakinleşmişti ve zarif, güzel yüzündeki ısı yavaş yavaşazalmıştı.

''Senden çok daha kötüleri bunu denedi," diye yanıtladıDrizzt, kadının amacını yanlış anlayarak. Vierna'nınkahkahası, Drizzt'in yaptığı çıkarımda hatalı olduğunuanladığını gösteriyordu.

Page 191: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Seni Lloth'a vereceğim," diye açıkladı rahibe. "Ve bununkarşılığında hırslı Matron Malice'in bile umduğundan dahabüyük bir güç elde edeceğim. Sevinmelisin, kayıp kardeşim.Ve bil ki, sen Do'Urden Evine eskiden hiç görmediği derecedeprestij ve güç kazandıracaksın."

"Solup gidecek bir güç," diye sakince yanıtladı Drizzt veonun ses tonu Vierna'yı doğru sözlerden daha fazla kızdırdı."Evi başka bir tepeye çıkartacak bir güç. Tabii Lloth'untakdirini kazanan başka bir ev Do'Urden Evini bir kez dahaaşağı itsin diye."

Vierna'nın gülümsemesi genişledi.

"Bunu inkar edemiyorsun," diye ona doğru hırladı Drizzt.Ama bu söz düellosunda bocalayan, mantığı kulağına nekadar doğru gelse bile yetersiz hisseden de kendisiydi."Menzoberran-zan'da Örümcek Kraliçe'nin en son kaprisininötesinde bir süreklilik bir devamlılık yoktur."

"İyi, benim kayıp kardeşim," diye mırıldandı Vierna.

"Lloth lanet iblisin teki!"

Vierna başını salladı. "Kafirliğin artık bana zarar veremez,"diye açıkladı rahibe, ölümcül derecede sakin bir tonlamayla,''zira artık benim maiyetimden değilsin. Lloth'un kurbanedilmeye uygun olarak belirlediği evsiz bir hayduttan başkabirşey değilsin."

Sonra da, "Öyleyse Örümcek Kralice'ye hakaretleryağdırmayı sürdür," diye devam etti Vierna. "Lloth'a bu

Page 192: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kurbanın ne kadar da uygun olacağını göster! Ne kadar ironik,çünkü eğer pişman olsaydın ve ırkının gerçeklerine geridönseydin, o zaman beni mağlup etmiş olacaktın."

Bu beklenmedik buluşmanın derinliğini tam anlamıylakavrayana kadar sessizliğini koruması gerektiğini anlayanDrizzt dudağını ısırdı.

"Anlayamıyor musun?" diye sordu Vierna ona."Merhametli Lloth seni ve becerikli kılıcını affedecekti ve benkurbanımı veremeyecektim. Böylece tıpkı senin gibi birtoplum dışı, evsiz bir haydut olarak yaşayacaktım."

"Bunu bana söylemekten korkmuyor musun?" diye sorduona alaycı bir şekilde.

Vierna kaçak kardeşini, onun inandığından çok daha iyitanıyordu. "Pişman olmayacaksın, ahmak ve onurlu DrizztDo'Urden," diye yanıtladı. "Hayatını kurtarmak için bile olsaböyle bir yalan söylemeyecek, Örümcek Kralice'ye sadakatyemini etmeyeceksin. Bu kadar çok değer verdiğin o ideallerne kadar da gereksiz şeyler!"

Vierna onu bir kez daha tokatladı -Drizzt bunun için belirlibir sebep görememişti- ve hızla dönüp uzaklaştı. Kadınınsilueti, koruyucu rahibe cüppesi sayesinde bulanıklaştı. Bugörüntü Drizzt'e oldukça uygun geliyordu. Ablasının gerçeközellikleri, baştan çıkarıcı Örümcek Kraliçe'nin elbiselerialtında gizli olmalıydı.

Entreri ile muhabbet etmekte olan o garip görünüşlü Drow,yüksek konçlu çizmeleri zeminde yüksek bir sesle

Page 193: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

tıkırdayarak Drizzt'e doğru yaklaştı. Drizzt'e neredeyse acımadolu bir bakış attı ve omuz silkti.

"Ne yazık," diye belirtti, ışıldayan Parıltı'yı rengarenkpelerininin altından çekip çıkartırken.

"Ne yazık," dedi yine ve yürüyüp uzaklaştı. Fakat bu seferçizmeleri ufacık bir tıpırtı dahi çıkartmadı.

* * *

Kralları hiç beklenmedik bir şekilde, peşinde kızı, Wulfgar,Cobble ve tanımadıkları garip zırhlı bir cüceyle birlikte odayadalınca, muhafızlar hızla ve dimdik bir şekilde hazırolduruşuna geçtiler.

''Drowdan haber aldınız mı?" diye muhafızlara sorduBruenor. Cüce kral, konuştuğu sırada dosdoğru taş kapıyailerledi ve ağır demir sürgüye uzandı.

Muhafızların sessizliği Bruenor'a bilmek istediği herşeyiaçıklıyordu. "General Dagna'yı bul," diye talimat verdimuhafızlardan birine. "Ona bir savaş birliği toplamasını veyeni tünellere inmesini söyle!"

Cüce muhafız itaatkar bir şekilde harekete geçti ve sonsürat uzaklaştı.

Sürgü taş zemine 'güm' diye çarptığında Bruenor'un dörtyol arkadaşı onun yanına geldiler. Wulfgar ile Cobble'ınelinde yanan meşaleler vardı.

Page 194: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Drowun parolası, önce üç sonra iki," diye Bruenor'aaçıkladı odada kalan muhafız.

"Önce üç sonra iki," diye yanıtladı Bruenor ve karanlığıniçine yürüyüp kaybolarak diğerlerinin (özellikle de hâlâMithril Salonunun kralının buraya inmesinin iyi birşeyolmadığını düşünen Thibbledorf'un dahi) kendisine yetişmekiçin peşinden koşturmalarını sağladı.

Taş kapı kapandığında Cobble ve hatta sert Thibbledorfbile dönüp baktılar ve yüzlerini buruşturdular. Bu sırada,kayıp dostları için duydukları korkuyla kafalarını önlerineeğmiş olan diğer üçü, kapının sesini bile duymadı.

BÖLÜM 5

-12-

"Kan," diye sertçe mırıldandı Cattibrie, elinde birmeşaleyle, küçük bir mağaranın girişine yakın bir koridordakidamlacıkları incelemek için eğildiğinde.

Page 195: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Goblin savaşından kalmış olabilir," dedi Bruenor umutla,ama Cattibrie başını sağa sola salladı.

"Hâlâ yaş," diye yanıtladı. "Goblin savaşından kalan kanlarşimdiye kadar çoktan kurumuştur."

"O zaman belki de gördüğümüz o sürüngenlerdendir," diyemantık yürüttü Bruenor, "hani şu goblin cesetlerinididikleyenler."

Cattibrie hâlâ ikna olmamıştı. Meşaleyi kendisinden birazuzaklaştırıp yere doğru sinerek yan mağaranın kısa girişkoridoruna çıktı. Wulfgar paldır küldür arkasından geldi vekoridor genişler genişlemez kızı itip geçerek savunmacı birtavırla Cattibrie'ın önüne dikildi.

Barbarın bu hareketi Cattibrie'ın pek hoşuna gitmemişti.Belki de Wulfgar'ın açısından bakılırsa o sadece ihtiyatlıdavranmış, savaşa hazır olan vücudunu, elinde meşale tutanve yere bakmakta olan birinin önüne siper etmişti. AmaCattibrie o olasılığın doğruluğundan şüpheliydi. Wulfgar'ın bukadar acilen gelmesinin sebebinin kendisinin öncülük ediyorolması, barbarın onu korumaya ve onunla muhtemeltehlikelerin arasına girmeye ihtiyaç duyması olduğunuhissediyordu. Gururlu ve muktedir Cattibrie, bu davranışkarşısında gururu okşanmıştan çok hakarete uğramış gibiydi.

Ve kaygılıydı. Zira eğer Wulfgar onun güvenliği konusundabu kadar korku dolu olursa gayet kolayca bir taktik hatasıyapabilirdi. Yol arkadaşları, hepsi grup içinde kendine has biryer bulabildikleri için, hepsi bir diğerinin yeteneklerinidestekleyen bir rol üstlendiği için bir sürü tehlikeyi beraber

Page 196: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

atlatmayı başarmışlardı. Cattibrie bu uyumun bozulmasınınsonucunun ölümcül olabileceğini kesin bir şekilde anlıyordu.

Cattibrie, Wulfgar'ı iterek ve kendisini durdurmayaçalıştığında barbarın kolunu kenara savurarak geçti. Barbarona dik dik baktı ve kız da boyun eğmez bir bakışla çabucakcevap verdi.

"Orada ne buldunuz?" diye Bruenor'un sesi geldi ve azsonra patlayacak tartışmayı engelledi. Cattibrie arkasınıdönüp baktığında, babasının karanlık siluetinin alçak girişkısmında yere sinmiş olduğunu gördü. Yanlarında diğermeşale olan Cobble ve Pwent ise onun ardındakikoridordaydı.

"Boş," diye sertçe yanıtladı Wulfgar ve gitmek üzeredöndü.

Cattibrie yere eğilmiş bir şekilde etrafı kolaçan etmeyedevam etti. Bunu gerçek bir araştırma yapmak istediği kadar,barbarın yanılmış olduğunu kanıtlamak için de yapıyordu.

"Boş değil," diye düzeltti birkaç saniye sonra. Kızın kibirlises tonu Wulfgar'ın geri dönmesine ve Bruenor'un damağaraya girmesine sebep oldu.

İkisi Cattibrie'ın yanında durdular, kız ise yerdeki küçük birnesneye doğru eğilmişti: bu bir arbalet okuydu, amaBruenor'un savaşçılarının taşıdığı arbalet yayları, ya dadostların gördüğü herhangi bir silah için oldukça küçüktü.Bruenor tombul parmaklarıyla onu yerden kaldırdı, gözünedoğru yaklaştırdı ve yakından inceledi.

Page 197: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bu tünellerde piksiler mi var?" diye sordu, daha çokağaçlıklı alanlarda görülen minicik ama acımasız perilerikastederek.

"Bir çeşit—" diye başladı Wulfgar.

"Drow," diye söze karıştı Cattibrie. Wulfgar ve Bruenorona doğru döndü. Sözü kesildiği için VVultgar'ın gözlerihiddetle parladı, ama bu hiddet, Cattibrie'ın az önce ilan ettiğişeyin ağırlığını anlayana kadar sürdü.

"Elfin buna uyacak bir yayı mı vardı?" diye şaşırdıBruenor.

"Drizzt değil." diye düzeltti Cattibrie sertçe, "başka Drow."

Wulfgar ile Bruenor bariz bir şüpheyle yüzleriniburuşturdu, ama Cattibrie yaptığı tahminden emindi.Geçmişte, Buzyeli Vadisindeki Kelvin Yığınının boşeteklerinde, Drizzt ona anayurdunu, kara elf ırkının hatırısayılır başarılarını ve ilginç icatlarını birçok kez anlatmıştı.Bu icatlar arasında kara elflerin en çok sevdiği silah iseoklarının ucu genellikle zehirli olan ve el tabancası şeklindekiarbalet yaylarıydı.

Wulfgar ile Bruenor birbirilerine baktılar. İkisi de birdiğerinin Cattî-brie'ın ciddi iddialarını çürütecek mantıklı biraçıklama bulmasını umuyordu. Bruenor sadece omuz silkti,oku ceplerinden bir yere tıkıştırdı ve dışarıdaki koridoradoğru ilerledi. Wulfgar, yüzü endişeyle kıpkırmızı olmuş birhalde Cattibrie'a baktı.

Page 198: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

İkisi de konuşmadı— konuşmaları gerekmiyordu. Zirayağmacı kara elflerin dehşet dolu hikayelerini ikisi de gayetiyi biliyordu. Eğer Cattibrie'ın tahmini doğruysa, yani eğerDrow elfleri Mithril Salonuna geldiyse bunun sonuçlarıhakikaten de ağır olurdu.

Fakat Wulfgar'ın yüz ifadesinde Cattibrie'ın sinirini bozanbaşka birşey daha vardı: genç kadının hepsinin başını belayasokacağına inanmaya başladığı sahiplenme dolu bir korumagüdüsüydü bu. Koca adamı itip geçti, eğildi ve mağaradandışarı çıkarak Wulfgar'ı iç karmaşasıyla başbaşa bıraktı.

* * *

Kervan, yavaş ama düzgün bir şekilde tüneller arasındailerlerken geçit koridorları daha doğal bir hal almayabaşlamıştı. Zırhı hâlâ Drizzt'in üzerindeydi, ama silahlarıelinden alınmış ve elleri, bileklerini ne kadar bükmeyi basarsada azıcık dahi gevşemeyen büyülü bir iple arkasından sıkıcabağlanmıştı.

Sekiz bacağı taş zeminde tıkırdayan Dinin başı çekiyordu,Vierna ile Jarlaxle ise onun az gerisindeydi. Yirmi kişilikDrow grubunda birçok kara elf onların arkasında sıraoluşturmuştu ve buna Drizzt'i kollamakla görevli iki Drow dadahildi. Kanatlardan gelen ve sayıca daha büyük olan BaenreEvi askerleriyle bir defa karşılaşmışlardı. Jarlaxle alçak seslebazı emirler vermiş ve diğer Drow birliği gölgeler içindeadeta eriyip gitmişti.

İşte Drizzt, Mithril Salonuna yapılan bu akının ne derecedeönemli olduğunu o zaman anlamıştı. Onun saydığına göre,

Page 199: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Menzoberranzan'dan yukarıya kırk ila altmış arası Drowaskeri gelmişti. Bu da hakikaten çetin bir akıncı grubudemekti.

Ve bütün bunlar onun için yapılmıştı.

'Peki ya, Entreri?' diye merak etti Drizzt. 'Kiralık katil buişe kendisini nasıl uydurdu?' Kara elflerle çok iyi uyuşmuşabenziyordu. Onlara benzer bir beden yapısına ve mizaca sahipolan kiralık katil. Drow saflarıyla birlikte rahatça ve hiç gözebatmadan ilerliyordu.

'Çok iyi,' diye düşündü Drizzt.

Entreri, kafası sıfır numara tıraşlı paralı asker ve Vierna ilebiraz zaman geçirdikten sonra saftan safa atlayarak geriyedoğru gelmiş ve sonunda en nefret ettiği düşmanının yanınavarmıştı.

"Selamlar," dedi alayla, en sonunda Drizzt'in yanındayürümeye başladığında. İnsanın iki kara elf muhafıza attığıbir bakış, onların saygılı bir şekilde uzaklaşmalarını sağladı.

Drizzt, ipucu arayarak kiralık katili bir anlığına yakındaninceledikten sonra manalı bir şekilde kafasını çevirdi.

"Ne?" diye ısrar etti Entreri, inatçı Drowun omuzunukavrayıp onu kendisine doğru çevirerek. Drizzt, iki yanındangelen Drowların, özellikle de Vierna'nın kendisine endişeylebakmasını sağlayarak aniden durdu. Fakat üzerindeki ilgidenhiç hoşlanmayarak derhal tekrar yürümeye başladı. Yavaş

Page 200: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yavaş diğer kara elfler de rahatça onun etrafını sarmış birhalde ilerlemeye devam etti.

"Anlamıyorum," diye pek düşünmeden belirtti Drizzt Ent-reri'ye. "Maske ile Regis senin elindeydi ve beni neredebulabileceğini biliyordun. Öyleyse neden Vierna ve çetesiyleittifak yaptın?"

"Seçim yapma hakkının bende olduğunu sanıyorsun," diyeyanıtladı Entreri. "Beni ablan buldu— onu ben aramadım."

"Öyleyse sen de bir tutsaksın," diye mantık yürüttü Drizzt.

"Hiç de bile," diye yanıtladı Entreri tereddüt dahi etmedenve konuşurken kıkırdayarak. "İlk cümlende doğrusöylemiştin. Ben bir müttefikim."

"Benim halkım sözkonusu olduğunda bu ikisi aynı şeydemektir."

Entreri yine kıkırdadı, görünüşe göre Drizzt'in ona attığıyemi görmüştü. Drizzt, kiralık katilin kahkahasındaki içtenliksebebiyle yüzünü buruşturdu. Çünkü tam o anda düşmanlarıarasındaki bağın, yani çarpıtıp kendi çıkarınakullanabileceğini çaresiz bir şekilde umduğu bağın sağlamolduğunu farketti.

"Aslında ben Jarlaxle ile muhatabım," diye açıkladı kiralıkkatil, "senin dengesiz ablanla değil. Jarlaxle ile, yani faydacıve fırsatçı paralı askerle. Onu anlıyorum. Biz birbirimize çokbenziyoruz!"

Page 201: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Sana ihtiyaçları kalmadığında— ' diye meşum bir seslekonuşmaya başladı Drizzt.

"Ama bana ihtiyaçları var ve olmaya devam edecek!" diyesözünü kesti Entreri. "Fırsatçı Jarlaxle," diye tekrarladıyüksek sesle. Bununla birlikte, yüzey dünyasının OrtakLisanını görünüşe göre iyi bilen paralı askerden takdir dolubir onaylama geldi. "Jarlaxle beni öldürmekle ne kazançsağlayacak? Ben yüzey dünyası ile arasında değerli bir bağım,değil mi? Egzotik Calimport'da bir hırsızlar loncasınınbaşkanıyım. Bu da gelecekte fayda sağlayabilecek birmüttefik demektir. Hayatım boyunca Jarlaxle gibilerle KılıçSahilinde uzanan bir düzine şehrin lonca başkanlarıyla işyaptım."

''Drowlar sadece zevk için öldürmeleriyle tanınır," diyeitiraz etti Drizzt. Tutunduğu tek ve gevşek ipi çabucakbırakmaya gönüllü değildi.

"Kabul," diye yanıtladı Entreri, "ama öldürmedikleri zamankâr edeceklerse öldürmezler. Buna faydacılık denir. Bu ittifakısarsamayacaksın, lanetlenmiş Drizzt. Gördüğün gibi seninkaçınılmaz sonunu getirecek karşılıklı bir çıkar ilişkisi bu."

Drizzt bu bilgiyi hazmetmek, böyle hain bireyler her neamaçla bir araya gelirse gelsin mevcut ve muhtemel olan osarsılmaz kurtuluş ipini tekrar yakalayabilmek için uzun birsüre duraksadı.

"Karşılıklı çıkar değil," dedi sessizce, Entreri'nin kendisinemerakla baktığını farkederek.

Page 202: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Açıkla," diye emretti Entreri, uzun bir sessizlik anındansonra.

"Benim peşimden neden geldiğini biliyorum," diye konuştuDrizzt. "Sadece beni öldürtmek için değil, beni kendinöldürmek için. Ve sadece beni öldürmek için de değil, beniadil bir dövüşte mağlup etmek için. Şimdi bu tünellerde, benibasitçe kurban etmek isteyen Vierna'nın yanındayken buihtimal daha az muhtemel gibi görünüyor."

"Herşeyini kaybetmiş olsan bile boyun eğmiyorsun," diyebelirtti Entreri, sesindeki üstün tonlamayla o kurtuluş ipini birkez daha Drizzt'in elinden çekip alarak. "Seni dövüşte mağlupedeceğim— anlaşmamız böyle. Buradan pek uzak olmayanbir mağarada senin halkınla ben yollarımızı ayıracağız. Tabiiseninle aramızdaki rekabete bir son verdikten sonra,"

"Vierna beni öldürmene izin vermez," diye karşılık verdiDrizzt.

"Ama seni mağlup etmeme izin verir," diye yanıtladıEntreri. "O da bunu istiyor, senin tamamen aşağılandığınıgörmeyi arzuluyor. Aramızdaki meseleyi hallettikten sonraseni Lloth'a verecek... benim hayır duamla tabii.

"Şimdi gel bakalım, dostum," diye mırıldandı Entreri.Drizzt'den hiçbir cevap çıkmadığını, Drowun yüzününalışılmadık bir şekilde somurtkan olduğunu görünce.

"Ben senin dostun değilim," diye hırladı Drizzt.

Page 203: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Öyleyse, soydaşım," diye alay etti Entreri. Drizztkendisine hiddetle dik dik baktığında yüzünde eksiksiz bir hazifadesi belirdi.

"Asla."

"Biz dövüşüyoruz," diye açıkladı Entreri. "Savaş içinamaçlarımız ne kadar farklı olsa bile, ikimiz de bu işte çokiyiyiz ve kazanmak için dövüşüyoruz. Sana bendenkaçamayacağını, olduğun şeyden kaçamayacağını daha öncesöylemiştim."

Etrafı bir koridor dolusu düşmanla sanlıyken ve elleriarkasında bağlıyken Drizzt'in buna verecek bir cevabı yoktu.Entreri gerçekten de daha evvel bu iddialarda bulunmuş veDrizzt onları çürütmüştü. Hayatı konusundaki kararları veseçtiği yolla barışmıştı.

Ama yine de, şeytani katilin yüzündeki bariz hazzı görmekşerefli Drowu rahatsız ediyordu. Görünüşe göre hiç açarıolmayan böyle bir durumdayken dahi Drizzt Do'Urden her neyaparsa yapsın, Entreri'ye tatmin olma duygusunuyaşatmamaya kararlıydı.

Birçok yan geçidin, solucan delikleri gibi kıvrıla büküledört bir yöne uzanan ve çatallara ayrılan dönemeçlerinbulunduğu bir bölgeye geldiler. Entreri yollarını ayıracaklarımağaranın yakınlarda olduğunu söylemişti ve Drizztzamanının tükenmekte olduğunu biliyordu.

Yere doğru dalışa geçti, bacaklarını göğsüne çekti veyuvarlanıp tekrar ayağa kalkarken kollarını altından geçirerek

Page 204: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ön tarafına aldı. Arkasını dönüp baktığında, her zaman içintetikte olan Entreri'nin çoktan kılıcını ve hançerini çekmişolduğunu gördü, ama Drizzt yine de ileri atıldı. SilahsızkenDrowun herhangi bir şansı yoktu. Ama Entreri'nin onuöldürmeyeceğini düşünüyor, gözü dönmüş bir şekildearzuladığı o adil mücadeleyi, yani elde etmek için canla başlaçalıştığı o anı düşüncesizce mahvedeceğini sanmıyordu.

Tahmin ettiği gibi Entreri tereddüt etti ve Drizzt havayazıpladı, Entreri'nin yüzüne ve göğsüne iki ayağını kullanıptekme atarak adamın geriye doğru uçmasını sağladı ve birsaniye sonra onun tereddüt dolu savunma hattını aştı.

Drizzt hızla ayağa kalktı ve en yakındaki yan tünelinsadece tek bir Drow muhafız tarafından önü kesilmiş olangirişine doğru koşturdu. Drizzt yine korkusuzca hücum etti.Vierna'nın kurbanını mahvedecek herkese inanılmazişkenceler vaat ettiğini umuyordu— ki bu umudu kafasınıçevirip Vierna'ya baktığında doğrulanmış oldu, zira Viernafırlatma hançerlerine doğru elini atmış olan Jarlaxle'ıdurdurmuştu.

Girişin önündeki Drow savaşçı bir kedi kadar çevik birhareketle Drizzt'e doğru atıldı ve silahının kabzasını savurdu.Fakat daha hızlı olan Drizzt, ellerini dosdoğru havaya kaldırdıve bileklerini birbirine bağlayan iple diğer savaşçının elinikavrayıp kılıcını zararsız bir şekilde yukarı doğru fırlattı.Drizzt bütün vücuduyla öbür Drowa çarptı ve bunu yaparkenbir dizini kaldırıp düşmanın tam göbeğinin ortasına vurdu.Savaşçı iki büklüm oldu ve kaybedecek vakti olmayan Drizzt,onu arkadan hızla gelen bir sonraki asker ile Entreri'ninayağına takılması için kenara doğru savurarak geçti.

Page 205: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kısa bir mesafe sonra bir köşeyi dönüp bir başka yangeçide daldığında Drizzt takipçilerinden önde gitmeyi zar zorbaşarıyor-du— aslında düşmanları o kadar yakındı ki birsonraki dönemeci aldığında duvara bir dart okunun çarptığınıduydu.

Daha da kötüsü Drow rancer, tünelin yan taraflarındakiaçıklıklardan içeri doluşan başka suretlerin de olduğunufarketti. Koridorda onunla birlikte bulunan kara elflerin sayısıyediden fazla değildi, ama bu sayının iki katından fazlasınınVierna'ya eşlik ettiğini biliyordu. Kısa süre evvel geridebıraktıkları daha büyük birlikten bahsetmeye gerek bile yok.Drizzt, ayrılan o askerlerin dört bir yanda olduğunu biliyordu.Kanatlardan ilerleyip öncülük ediyor ve kendilerine emredilenyollarla, sessiz haberleşme dillerini kullanarak raporlarveriyorlardı.

Önce bir köşeyi döndü, sonra diğer bir virajı aldı ve ilkininzıt yönüne çıktı. Kısa bir duvarı hızla tırmandı ve daha evvelbulunduğu seviyeye doğru geri inen bir yokuş koridorgördüğünde ise şansına küfretti.

Bir diğer köşe başında bir ısı parıltısının çılgınlar gibiışıldamakta olduğunu gördü. Bunun bir işaret aynası, yanikara elflerin haberleşmek için kullandığı ve bir yanı büyüyleısıtılmış metal bir levha olduğunu anladı. Isınmış yüzey,enfrarujlu görüş kullanan canlılar için ışıkta parlayan bir aynagibi iş görürdü. Etrafındaki örümcek ağının daralmaktaolduğunu anlayan Drizzt, kaçma girişiminin başarısızlıklasonuçlanacağını bildiği halde bir yan geçide daldı.

Tam o sırada karşısında beliren drider şaha kalktı.

Page 206: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt hissettiği tiksinti katıksızdı. Ardında olduğunubildiği tehlikelere rağmen geri çekildi. Ağabeyini böyle birhalde görmesi feciydi! Dinin'in şişmiş üst kısmı, yerdetıpırdayan sekiz bacağıyla uyum içinde hareket ediyordu veyüzü ifadesiz bir ölüm maskesiydi.

Drizzt çalkalanan duygularını, çığlık atma ihtiyacınıyatıştırdı ve bu engeli aşınanın verimli bir yolunu aradı. Dininikiz baltalarının keskin olmayan yüzlerini çevirip çılgınlargibi savurdu ve sekiz bacağıyla birden yerde tepinip tekmeleratarak Drizzt'e hiçbir açık alan bırakmadı.

Drizzt'in hiçbir seçeneği yoktu; öbür tarafa doğru kaçmayaniyetlenerek hızla döndü. Vierna, Jarlaxle ve Entreri köşeyidönüp karşısına dikildiler.

Ortak Lisanda sessizce birşeyler konuştular. Entreriaralarındaki meseleyi hemen oracıkta halletmeleri hakkındabirşeyler söyledi, ama sonra görünüşe göre fikrini değiştirdi.

Drizzt'e onun yerine Vierna yaklaştı. Beş canlı yılankafasına sahip olan kırbacını meşum bir şekilde önündesallanıyordu.

"Eğer beni mağlup edersen özgürlüğünü geri kazanırsın,"diye Drow dilinde alay etti, Parıltı'yı Drizzt'in ayağının dibinefırlatarak. Drizzt silaha doğru hamle yaptı ve Vierna darbesavurdu. Ama Drizzt bu kadarını tahmin etti ve yerdekipalasına erişmesine ramak kala Parıltı'yı bırakıp geri çekildi.

Drider da ileri atıldı ve bir baltasıyla Drizzt'in omuzunavurarak onu Vierna'ya doğru yalpalattı. Rancerin şimdi başka

Page 207: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bir seçeneği yoktu, bu yüzden kılıcına doğru balıklama daldıve parmakları neredeyse palaya yetişti.

Yılan dişleri bileğine sapladı. Bir diğeri kolunu ısırdı vegeri kalan Uç tanesi de ya yüzüne ya da zayıf bir savunmadürtüsüyle kılıca uzandığı elinin üzerine kapanmış olan diğereline doğru dalışa geçti. Isırıkların verdiği acı felaketti, amaDrizzt'i mağlup eden şey acıdan çok sinsi zehirdi. Parıltı'yikavradığını düşündü, ama bundan emin olamadı. Zirauyuşmuş parmakları artık silahın metalini hissetmesiniengelliyordu.

Vierna'nın acımasız kırbacı yeniden savruldu, beş kafaDrizzt'in tenini hevesle dişledi ve iki büklüm olmuş vücudunudalga dalga uyuşturdu. Acımasız tanrıçanın acımasız rahibesi,yüzü katıksız ve şeytani bir hazla çarpılmış bir haldesavunmasız tutsağına bir düzine darbe indirdi.

Drizzt inatla bilincini korudu ve ona bariz bir aşağılamaylabaktı. Ama bu sadece Vierna'yı daha da körüklemeye yaradı.Eğer Jarlaxle ve özellikle de Entreri araya girip onusakinleştirmeseydi. rahibe onu hemen oracıkta döve döveöldürebilirdi.

Vücudu ıstırap dolu bir işkence görmüş ve hayatta kalmaumutları sönmüş olan Drizzt'e göre bu hadise pek de ölümcezasının ertelenmesi gibi değildi.

"Aaaarh!" diye feryat etti Bruenor. "Halkım!"

Katledilmiş yedi cücenin görüntüsüne Thibbledorf Pwent'inverdiği tepki daha da dramatikti. Savaş öncüsü, tünelin yan

Page 208: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

tarafına doğru debelendi ve alnını taş duvara vurmaya başladı.Cobble, kafasından çıkan sesin bir mil ötedenduyulabileceğini ona sessizce hatırlatmasaydı, savaş öncüsühiç şüphesiz kendisini haklayacaktı.

"Temiz ve hızlı bir şekilde öldürülmüşler," diye yorumyaptı Cattibrie, mantıklı olmaya ve bu yeni bulunanipucundan birşeyler elde etmeye çalışarak.

"Entreri," diye hırladı Bruenor.

"Tahminlerimize dayanacak olursak, yani eğer katilgerçekten de Regis'in vücuduna ve yüzüne bürünmüşse, bucüceler daha o tünellere gitmeden önce kaybolmuştu," diyemuhakeme etti Cattibrie. "Görünüşe bakılırsa kiralık katilberaberinde bazı yardımcılar getirmiş." Küçük arbalet okunungörüntüsü zihninde dönüp duruyordu ve şüphelerinde hatalıolmayı ümit ediyordu.

"O katil gırtlaklarına ellerimi attığımda ölü yardımcılarolacaklar!" diye söz verdi Bruenor. Sonra dizlerinin üzerineçöktü ve eskiden yakın bir dostu olan ölü cüceye doğru eğildi.

Cattibrie bu manzaraya tahammül edemedi. Babasındankafasını çevirdi ve elinde meşaleyle sessizce durmakta olanWulfgar'a baktı.

Wulfgar'ın ona doğru attığı kaşları çatık bakış kızı şaşkınaçevirdi.

Cattibrie barbarı birkaç saniye inceledi. "Pekala, nedüşünüyorsan söyle," diye bilmek istedi, o yumuşamayan

Page 209: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bakış yüzünden rahatsız olarak.

"Buraya gelmemeliydin," diye sakince yanıtladı barbar.

"Drizzt benim dostum değil mi?" diye sordu Cattibrie, karaelfin adının geçmesiyle birlikte Wulfgar'ın yüzünün nasıl dapatlama sınırında bir hiddetle buruştuğuna şaşırarak.

"Ah, o senin dostun, buna hiç şüphe yok," diye yanıtladıWulfgar, zehir dolu bir sesle. "Ama sen benim karımolacaksın. Bu tehlikeli yerde bulunmaman gerekiyor."

Cattibrie'in gözleri duyduklarına inanamayarak, katıksız birhiddetle kocaman açıldı ve meşale ışığının titreşimleri sankigözleri içsel bir ateşle yanıyormuş gibi yansıdı. "Bu kararıvermek sana düşmez!" diye yüksek sesle haykırdı— o kadaryüksek bir sesle haykırdı ki Cobble ile Bruenor endişeylebakıştılar, hatta cüce kral ölü dostunun yanından kalktı vekızına doğru ilerledi.

"Sen benim karım olacaksın!" diye hatırlattı Wulfgar ona,aynı derecede rahatsız edici yükseklikteki bir sesle.

Cattibrie ne geri çekildi ne de göz kırptı ve kararlı bakışıylaWulfgar'ın bir adım gerilemesini sağladı. Dirençli genç kadın,barbarın en sonunda ağzındaki baklayı çıkartmaya başladığınıbildiği için neredeyse öfkesine rağmen gülümseyecekti.

"Burada olmamalıydın," dedi Wulfgar yine, ilan ettiği buşeyle gücünü tazeleyerek.

Page 210: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"O zaman defol Konaktaşı'na git," diye laf soktu Cattibrie,Wulfgar'ın iri göğsünü bir parmağıyla dürterek. "Zira eğerDrizzt'i bulmaya yardım etmek için burada olmamamgerektiğini düşünüyorsan, sen de kendini rancerin bir dostusayamazsın!"

"Sen sanki sayabilirsin!" diye hırladı Wulfgar. Gözlerihiddetle parlıyordu, yüzü buruşmuştu ve tek elini sıkıcayumruk yapmıştı.

"Ne demek istiyorsun?" diye sordu Cattibrie, bütünbunlardan Wulfgar'ın rahatsız edici sözleri ve dengesizhareketlerinden dolayı hakikaten kafası karışarak.

Bruenor yeterince dinlemişti. İkisinin arasına girdi,Cattibrie'ı kibarca geri ittirdi ve kendisi için bir oğul gibi olanbarbarla yüzleşmek için döndü.

"Ne demek istiyorsun evlat?" diye sordu cüce, Wulfgar'ınsaçmalayan ağzının ortasına şöyle bir tane geçirmekten başkabirşey istemediği halde sakinliğini korumaya çalışarak.

Wulfgar Bruenor'a bakmadı, sadece tıknaz cüceninüzerinden uzandı ve Cattibrie'a doğru suçlayıcı bir şekildeparmağını salladı. "Drow ile sen kaç kez öpüştünüz?" diyeböğürdü.

Cattibrie neredeyse düşüp bayılacaktı. "Ne?" diye çığlıkattı. "Sen aklını kaybetmişsin. Ben hiç—"

"Lanet olsun sözlerine!" diye uludu Bruenor ve kocamanbaltasını meydana çıkarttı. Baltayı savurarak Wulfgar'ın bir

Page 211: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

adım geri atıp koridor duvarına 'güm' diye vurmasını sağladı.Sonra yana doğru bir kesik atıp barbarın kenarayuvarlanmasına sebep oldu. Wulfgar baltayı meşaleylesavuşturmaya çalıştı, ama Bruenor onu barbarın elindendüşürdü. Wulfgar, ölü cüceleri bulduklarında sırt çantasınınaltına asmış olduğu Aegis-fang'e uzanmaya çalıştı, amaBruenor yılmaz bir şekilde üzerine geldi. Cüce aslında hiçvurmuyor, ama onu kenara çekilip kaçmaya, taş zemindedebelenmeye zorluyordu.

"Bırakın onu sizin için öldüriim, kralım!" diye haykırdıPwent, Bruenor'un maksadını anlamadan hızla koşturupgelerek.

"Geri bas be!" diye savaş öncüsüne kükredi Bruenor.Cücenin sesindeki katıksız kudret karşısında, başta Pwentolmak üzere, koridordaki herkes hayretler içinde kaldı.

"Haftalardır senin o aptal davranışlarını görmezdengeliyorum," dedi Bruenor, Wulfgar'a, "ama şimdi seninleuğraşacak vaktim yok. Derdin neyse hemen burada ve şimdikonuş ya da çeneni kapa ve Drizzt'i bulup da bu pis kokulutünellerden ayrılana kadar kapalı tut!"

"Sakin kalmaya çalıştım," diye karşılık verdi Wulfgar.Aslında bu bir karşılıktan çok bir yalvarış gibiydi, zira barbarhâlâ yerdeydi ve Bruenor'un tehlikeli bir şekilde yakına düşendarbelerinden kaçmaktaydı. "Ama şerefime yapılan buhakareti görmezden gelemem!" Barbar sanki acizgöründüğünü farketmiş gibi sıçrayarak ayağa kalktı. "Drizztile Cattibrie, Drow Mithril Salonuna dönmeden öncebuluştu."

Page 212: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Sana bunu kim söyledi?" diye bilmek istedi Cattibrie.

"Regis!" diye haykırdı Wulfgar. "Ve bana sizinbuluşmanızın sözlerden öteye de gittiğini söyledi!"

"Yalan!" diye haykırdı Cattibrie.

Wulfgar da sert bir cevap vermek için ağzını açtı, amaBruenor'un kocaman gülümsemesini gördü ve cüce kralınalay dolu kahkahasını işitti. Cücenin baltasının kafası yeredüştü, Bruenor iki elini de kalçalarına koydu ve kafasınıyaşadıklarına inanamayarak sağa sola salladı.

Page 213: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Seni budala..." diye söylendi cüce. "Neden vücudunda kasolmayan herhangi bir yeri kullanıp az önce söylediğin şeyi birdüşünmüyorsun? Biz buradayız, çünkü Regis'in esasındaRegis olmadığını tahmin ediyoruz!"

Wulfgar'ın yüzü şaşkınlık içinde buruştu. Buçukluğun ciddisuçlamalarını gelişen olayların ışığında yeniden düşünmemişolduğunu fark etti.

"Eğer kendini buradan göründüğü kadar aptal gibihissediyorsan, hissetmen gerektiği gibi hissediyorsundemektir," diye belirtti Bruenor açıkça.

Aniden açığa çıkan bu gerçek, Wulfgar'a Bruenor'unbaltasının çarpacağı kadar sert bir darbe indirmişti. 'Şu sonbirkaç gün içinde Regis benimle kimbilir kaç kez yalnızkonuştu? Ve o buluşmaların konusu ne oldu?' diye dikkatledüşünüp tarttı. Wulfgar, kendi odasına Drowa karşı ne yapmışolduğunu muhtemelen ilk defa anlayabildi. Eğer savaşı Drowkazanmış olmasaydı Drizzt'i öldürmüş olabileceğini tamanlamıyla kavradı. "Buçukluk... yani Artemis Entreri, benikötü emellerine alet etmeye çalıştı," diye mantık yürüttüWulfgar. Girdap gibi dönen ve onu derinliklerine davet edenbir renk cümbüşü yansıması, bir mücevherin yüzlerinihatırlıyordu. "Yakut süsünü benim üzerimde kullandı— eminolamıyorum, ama sanırım hatırlıyorum... sanırım süsükullandı..."'

"Emin ol," dedi Bruenor. "Seni uzun zamandır tanıyorum,evlat, ve daha Önce bu denli aptalca davrandığını hiç

Page 214: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

görmemiştim. Kendim de öyle. Buçukluğu Drizzt ile beraberbilinmedik bir bölgeye yolladım!"

"Entreri benim Drizzt'i öldürmemi sağlamaya çalıştı," diyedevam etti Wulfgar, hadiseleri tam anlamıyla kavramayaçalışarak.

"Drizzt'in seni öldürmesini sağlamaya çalıştı, demekistiyorsun," diye düzeltti Bruenor. Kibirli barbara haddinibildirdiği için duyduğu hazzı ve minnettarlığı saklayamayanCattibrie homurtuyla karışık güldü.

Wulfgar Bruenor'un omuzunun üzerinden kıza dik bir bakışfırlattı.

"Drowla gerçekten de buluştun," diye belirtti.

"O beni ilgilendirir," diye yanıtladı genç kadın, Wultgar'ındevam eden kıskançlığına hiç taviz vermeyerek.

Tansiyon yeniden yükselmeye başladı— Cattibrie, Regishakkındaki hadisenin su yüzüne çıkardığı gerçeklerinWulfgar'ın hırçınlığını biraz azalttığı halde, korumacı adamınhâlâ onu orada istemediğini, karısı olacak kadının böyletehlikeli bir durumda olmasını istemediği görebiliyordu.İnatçı ve gururlu Cattibrie, hâlâ gururu okşanmıştan çokhakarete uğramış gibiydi.

Fakat öfkesini çıkarabilme şansını bulamadı, zira Cobblekoşturarak grubun yanına geldi ve hepsine sessiz olması içinyalvardı. Bruenor ve diğerleri, Pwent'in artık aralarındaolmadığını sadece o zaman farketti.

Page 215: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Gürültü," diye sessizce açıkladı rahip, "daha derintünellerden bir yerden geliyor. Orada, aşağıda her ne varsabizim aptalca ettiğimiz gürültüyü duymamış olması içinMoradin'e dua edelim!"

Cattibrie ölü cücelere baktı, Wulfgar'ın da bakmaktaolduğunu gördü. Ve barbarın da -tıpkı kendisinin yaptığı gibi-Drizzt'in ciddi bir tehlike içinde olduğunu kendisinehatırlatmakta olduğunu farketti. O zaman aralarında geçentartışma ona çok önemsiz geldi ve kız yaptığından utandı.

Bruenor kızdaki umutsuzluğu hissetti ve kızına yaklaşıpkollarını Cattibrie'ın omuzlarına doladı. "Konuşulmasıgerekliydi," diye önerdi rahatlatıcı bir tonlamayla. "Dövüşbaşlamadan önce tartışılıp çözülmesi gerekliydi."

Cattibrie başını sallayarak hemfikir oldu ve eğer olacaksadövüşün pek yakında başlamasını umut etti.

Ve bütün kalbiyle umut ettiği birşey daha vardı; o da birsonraki savaşın Drizzt Do'Urden'in ölümünün intikamınıalmak için yapılmam asıydı.

Tek bir meşale yanıyordu; Drizzt bunun anlaşmanın birparçası olduğunu anladı. Muhtemelen Entreri, yeni edindiğienfrarujlu görüş kabiliyetine, Drizzt'in hamlelerini hiçbir ışıkkaynağı olmadan savabilecek kadar alışmamıştı.

Gözleri normal ışık tayfına uyum sağladığında, Drizzt ortabüyüklükteki mağarayı inceledi. Kıvrılan, çıkıntılıyüzeyleriyle küçük sarkıtları olan duvarlar ve tavan, doğalşekiller olmasına rağmen mağarada iki tane ahşap kapı

Page 216: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bulunuyordu. Drizzt o kapıların yeni inşa edildiğineinanıyordu, muhtemelen Entreri ile yaptığı anlaşmanın birşartı olarak Vierna tarafından ayarlanmışlardı. Her iki kapınında iki yanında bir Drow askeri vardı ve ikisinin arasında birdiğeri duruyordu.

Şimdi odada, Vierna ile Jarlaxle da dahil olmak üzere onikikara elf vardı, ama drider ortalıklarda yoktu. Entreri, Viernaile konuşuyordu; Drizzt iki palasının bulunduğu kemerirahibenin kiralık katile verdiğini gördü.

Aynı zamanda odada garip bir oyuk vardı. Ana bölümünarka duvarından bel hizası bir yüksekliğinde bir yer aşağıdoğru girinti yapıyordu. Üstü bir battaniyeyle kapatılmıştı vekılıcıyla hançeri elinde hazır olan bir asker oyuğun önündeduruyordu

'Bir oluk mu?' diye merak etti Drizzt.

Entreri. kendisiyle kara elflerin yollarının ayrılacağı yerinburası olduğunu söylemişti. Ama Drizzt. işini hallettiktensonra kiralık katilin geldikleri yöne doğru, yani MithrilSalonunun civarına doğru geri gideceğinden şüpheliydi.Odada ilkinden başka sadece bir kapı olduğuna göre,muhtemelen o battaniyenin altında gerçekten deKaranlıkaltı'nın daha derinlerindeki geniş ve kıvrımlıtünellerine açılan bir oluk bulunuyordu.

Vierna, Drizzt'in duyamadığı birşeyler söyledi ve Entrerionun silahlarını da taşıyarak Drowa doğru yaklaştı. Bir Drowaskeri Drizzt'in arkasından yaklaştı ve iplerini çözdü. Drizztellerini yavaşça öne doğru getirdi. Omuzları o ters pozisyonda

Page 217: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

uzun süre durmaktan ve Vierna'nın vahşi saldırısından dolayıağrıyordu.

Entreri palaların durduğu kemeri Drizzt'in ayaklarınındibine fırlattı ve ihtiyatla bir adım geriledi. Drizzt ne yapmasıgerektiğinden emin olamayarak şaşkınlık içinde silahlarınabaktı.

"Yerden al," diye talimat verdi Entreri.

"Neden ki?"

Bu soru, kiralık katilin suratına atılan bir tokat gibiydi. Biranlığına yüzünde feci bir bakış belirdi, ardından Entreri'nintipik duygusuz ifadesi geri geldi.

"Gerçeği öğrenmemiz için," diye yanıtladı.

"Ben gerçeği biliyorum," diye sakince yanıtladı Drizzt."Sen ise o sefil yaşamının anlamsızlığını kendinden bilesaklamak için gerçeği çarpıtmak istiyorsun."

"Silahlarını al," diye hırladı kiralık katil, "yoksa senidurduğun yerde öldürürüm."

Drizzt bu tehdidin boş olduğunu biliyordu. Entreri onudürüst bir savaşta yenmeden öldürmezdi. Ayrıca Drizzt,Entreri onu öldürmek için saldırsa bile Vierna'nın arayagireceğini biliyordu. Drizzt, Vierna için çok değerliydi;Örümcek Kraliçe'ye verilen kurbanlar bir Drow rahibesitarafından sunulmadığı müddetçe kolay kolay kabuledilmezdi.

Page 218: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt en sonunda eğildi, silahlarını aldı ve kemerini belinetaktığında kendisini daha fazla güvende hissetti. Elindepalaları olsun olmasın bu odadaki düşman sayısınınaşılamayacak kadar fazla olduğunu biliyordu. Fakat fırsatlarınkısa süreli olduğunu ve en az umulduğu vakit ortaya çıktığınıbilecek kadar da deneyimliydi.

Entreri zarif kılıcını ve mücevherli hançerini çekti vehafifçe eğilip yere sindi. İnce dudakları hevesli birgülümseme halinde kıvrılmıştı.

Palaları hâlâ kınlarının içinde olan Drizzt, omuzlarınıdüşürmüş bir şekilde öylece durdu.

Kiralık katilin kılıcı savrulup Drizzt'in burnunun ucunuçentti ve kafasını yana doğru çevirmesini sağladı. Drowumursamaz bir şekilde elini kaldırdı, başparmağını ve işaretparmağını kullanarak kanın akışını durdurdu.

"Korkak," diye alay etti Entreri, açık bir hamlesergileyecek-miş gibi yapıp Drowun etrafında dönmeyedevam ederek.

Bu saçma hakaretten hiç rahatsız olmayan Drizzt, kiralıkkatili arkasına almamak için onunla beraber döndü.

"Haydi ama, Drizzt Do'Urden," diye araya girdi Jarlaxle,hem Drizzt hem de Entreri'nin kendisine bakmasınısağlayarak. "Sonunun geldiğini biliyorsun ama bu insanı, sanave dostlarına karşı bir sürü kötülük yapmış olan bu adamıöldürmekten zevk duymayacak mısın?"

Page 219: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Kaybedecek neyin var ki?" diye sordu Entreri. "Ben seniöldüremem, sadece mağlup edebilirim— ablanla yaptığımızanlaşma böyleydi. Ama sen beni öldürebilirsin. Viernakesinlikle araya girmeyecektir, hatta basit bir insanınölümüyle eğlenecektir."

Drizzt tepkisizliğini korudu. Kaybedecek hiçbir şeyiolmadığını söylüyorlardı. Ama görünüşe göre onlarınanlamadığı birşey vardı: Drizzt Do'Urden kaybedecek birşeyiolmadığı zaman değil, sadece kazanacağı birşeylerolduğunda, sadece durum gerektiğinde savaşırdı.

"Ne olur silahlarını çek," diye ekledi Jarlaxle. "Hatırısayılır bir şöhretin var ve seni kılıç oyunu yaparken izlemekisterim, gerçekten de Zaknafein'den iyi misin görmek içintabii."

Sakin görünmeye ve prensiplerine sıkı sıkıya tutunmayaçalışan Drizzt, Menzoberranzan'da şimdiye kadar kılıçsallamış en iyi silah ustası olan ölü babasının bahsi geçinceyüzünü buruşturmadan edemedi. Kendisine rağmen palalarınıçekti. Parıltı'nın mavi ışığı, Drizzt Do'Urden'in tam anlamıylagizleyemediği hiddetini içtenlikle yansıtıyordu.

Entreri aniden hamle yaptı ve Drizzt savaşçı içgüdüleriyletepki verdi. Palaları kılıca ve hançere çarpıp çınlayarak bütünsaldırıları savuşturdu. Sadece içgüdüleriyle hareket eden vedaha ne yaptığını anlayamadan saldırıya geçen Drizzt, tamdaireler çizmeye başladı. Kılıçları bir pervanenin uçları gibietrafında dönüyor, her dönüşte rakibini değişik yüksekliklereve değişik açılara doğru hareket etmeye zorluyordu.

Page 220: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bu alışılmadık saldırı serisi karşısında kafası karışanEntreri, en az karşıladığı darbe kadar hamle kaçırdı. Amahızlı ayakları onu silahların tehlikesinden uzaklaştırdı. "Herzaman sürprizlerle dolusun," diye sertçe itiraf etti ve odadasıralanmış kara elflerden Drizzt'e gelen takdir dolu bakışlarsebebiyle kıskançlıkla yüzünü buruşturdu.

Drizzt dönmeyi kesti ve tam kiralık katilin karşısındadurdu, kılıçları aşağıda ve hazırdı.

"Hoştu, ama avantaj sağlayamadın," diye haykırdı Entreri.Kılıcı aşağıdan, hançeri yukarıdan hamle yaparak hücum etti.Drizzt çapraz bir şekilde kıvrıldı, bir palasıyla kılıcı kenarasavurdu ve diğeriyle ise hançerin geçemeyip zararsız birşekilde yükselmesini sağlayan bir engel oluşturdu.

Entreri'nin hançer tutan eli tam bir daire çizmeye devametti— Drizzt, katilin hançerini parmaklarının arasında tersdöndürdüğünü gördü. Bu sırada katilin kılıcı, Drizzt'i meşguletmek için bir o yana bir bu yana doğru saplama ve kesmedarbeleri savuruyordu.

Kiralık katilin hançer tutan eli tahmin edildiği gibi havayakalktı, yana doğru indi ve Entreri hançeri fırlattı.

Parıltı, metalin üzerine çarpan bir çekiç gibi çınlayarakhançerin önüne geçti ve silahı odanın diğer yanına savurdu.

"Aferin!" diye tebrik etti Jarlaxle ve geri çekilen Entreri debaşıyla onaylayarak samimiyetle onu takdir etti. Şimdi geriyesadece kılıcı kalan kiralık katil, daha ihtiyatlı bir şekildeyaklaşıp ölçülü bir hamle yaptı.

Page 221: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt darbeyi karşılamadığında, sadece bir değil ikisavuşturma şansını da kaçırdığında ve kiralık katilin silahıpalaların savunma hattının ötesine geçtiğinde Entreri'ninşaşkınlığı katıksızdı. Kılıç tehlikeye açık olan hedefe hiçulaşmadan çabucak geri çekildi. Entreri başka bir düzsaplama hamlesi yapacakmış gibi gösterdi ama silahını geriyeve arkaya doğru savurdu.

Drizzt'i yenmişti, o basit numarayla birlikte Drowunomuzunu ya da boynunu deşebilirdi! Ama Drizzt'in bilmişgülümsemesini görünce durdu. Kılıcının keskin olmayanyüzünü çevirdi ve gerçek bir hasar vermeden Drowunomuzuna sertçe vurdu.

Drizzt iki seferinde de ona izin vermişti ve şimdiyeteneksizmiş gibi davranarak kiralık katilin kıymetlisavaşıyla dalga geçiyordu!

Entreri itiraz içinde haykırmak ve diğer kara elflereDrizzt'in kişisel oyununu açıklamak istedi. Ama kiralık katil,bu savaşın çok kişisel olduğuna, Drizzt ile aralarındahalletmeleri gerektiğine ve bunu Vierna ya da Jarlaxle'ınherhangi bir müdahalesi olmadan yapmaları gerektiğine kararverdi.

"Seni yakalamıştım," diye alay etti, sert Cüce Dilinde.Etrafındaki Drowların bu lisanı anlamadığını umuyordu—tabii ki Drizzt hariç.

''O zaman dövüşü bitirmeliydin," diyerek, Cüce Dilinimükemmel bir şekilde bilmesine rağmen yüzeyin OrtakLisanında sakince yanıtladı Drizzt. Entreri'ye bu olayı kişisel

Page 222: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bir seviyeye taşıma hazzını tattırmayacak, dövüşü aleni birhalde tutacak ve yaptığı hareketlerle açık açık dalgageçecekti.

"Daha iyi dövüşmeliydin," diye karşılık verdi Entreri,Ortak Lisana dönerek. "Kendin için olmasa bile o buçuklukdostun için. Eğer beni öldürürsen Regis serbest kalacak, amaeğer buradan canlı olarak ayrılırsam..." Bu tehdidin havadaasılı kalmasını sağladı, ama Drizzt ona açıktan açığa gülüncetehdit bir işe yaramadı.

"Regis, öldü," diye mantık yürüttü Drow rancer. "Ya daölecek, dövüşün sonucu ne olursa olsun."

"Hayır—" diye başladı Entreri.

"Evet," diye sözünü kesti Drizzt. "O sonsuz yalanlarınainanmayacak kadar iyi tanıyorum seni. Hiddetin seni çokfazla kör etmiş. Bütün olasılıkları tahmin etmedin."

Entreri, devam eden bu saçmalığın kara elflere sıkıcıgelmesini sağlayacak kadar küstahça bir harekettebulunmadan, rahat bir şekilde saldırdı.

"O öldü," diye hem belirtti hem de sordu Drizzt.

"Sence ne olmuştur?" diye kızdı Entreri, hırıltı dolutonlaması cevabın bariz olduğunu gösteriyordu.

Drizzt rakibinin taktiklerindeki değişikliği farketti. Ent-reri'nin şimdi kendisini hiddetlendirmeye çalıştığını, öfkeylesavaşması için uğraştığını anladı.

Page 223: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt kayıtsız kalmaya devam etti, Entreri'ninsavuşturmakta pek zorluk çekmediği birkaç tembel saldırıhamlesi yaptı— ve kiralık katil, eğer isteseydi bu saldırılarayokedici bir şekilde karşılık verebilirdi.

Vierna ile Jarlaxle fısıldaştılar. Bu saçmalıktan sıkılmayabaşlamış olabileceklerini düşünen Drizzt, hâlâ ölçülü veetkisiz hamlelerle ama daha güçlü bir şekilde bastırdı. Entreri,Drowun ne yaptığını anlamaya başladığını göstermek içinhafifçe ama net bir şekilde başını salladı. Bu oyun, yani bugüç algılanan etkileşim ve iletişim gitgide kişiselleşiyordu.Drizzt de tıpkı Entreri gibi, Vier-na'nın araya girmesiniistemiyordu.

"Zaferinin tadını çıkaracaksın," diye alışılmadık bir şekildesöz verdi Entreri. Bu, az sonra sergileyecekleri oyununönsözüydü.

"Hiçbir yararı olmayacak," diye yanıtladı Drizzt, kiralıkkatilin bariz bir şekilde beklediği cevabı vererek. Entreri budövüşü kazanmak istiyordu, hatta Drizzt umursamıyormuşgibi göründükçe daha da fazla kazanmak istiyordu. FakatDrizzt, Entreri'nin aptal olmadığını biliyordu. Drizzt ile katildövüş yeteneği açısından aynı seviyede olsa bile güdülerionları kesinlikle ayırıyordu. Entreri, sadece tek birşeyikanıtlamak için Drizzt ile bütün kalbiyle savaşırdı, ama Drizzt-özellikle kiralık katile- kanıtlayacak hiçbir şeyi olmadığınasamimiyetle inanıyordu.

Drizzt'in bu dövüş hakkındaki hisleri bir blöf değildi,Entreri'nin dizginleyip de döndürebileceği gibi de değildi.

Page 224: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt, Entreri'ye adil bir zafer kazandırmadığı için daha fazlatatmin olarak savaşı kaybedebilirdi.

Ve şu andaki hareketlerinden anlaşıldığı kadarıyla kiralıkkatil olayların bu gelişimi karşısında pek şaşırmamıştı.

''Son şansın," diye alay etti Entreri. "Burada yollarımızayrılıyor. Ben uzaktaki o kapıdan çıkıp gidiyorum ve Drowise karanlık dünyasına, aşağıya geri dönüyor."

Drizzt'in menekşe rengi gözleri bir anlığına kenara, yaniduvardaki oyuğa doğru kaydı. Bu hareketiyle, katilin 'aşağı'kelimesine yaptığı vurguyu kaçırmadığını, yani üzeribattaniyeyle kaplı olan oyuğu kastettiğini anladığınıEntreri'ye belirtti.

Entreri aniden yana doğru dalışa geçti ve düşürdüğühançerine yaklaşmak için azar azar ilerledi. Bu cüretkar birhareketti ve yine rakibine daha fazla şey ima ediyordu. ZiraDrizzt bariz bir şekilde isteksiz dövüştüğü için, kiralık katilindüşürdüğü hançere uzanmasına hiç gerek yoktu.

"Kedine yeni bir isim verebilir miyim?" diye sordu Entreri,belini kaldırıp iri bir kemer kesesini göstererek. Keseninşişmiş üst kısmından kara panter heykelciği bariz bir şekildebelli oluyordu.

Kiralık katil, dörtlü bir hamle serisiyle hızla ve sertçesaldırdı. Bu hamlelerin hepsi de, eğer devam etseydi Drizzt'evurabilecek nitelikteydi.

Page 225: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Haydi ama," dedi yüksek sesle Entreri. "Bundan daha iyidövüşebilirsin! Senin becerine, kolayca mağlup edileceğineinanmayacak kadar çok tanık oldum— hatta bu tünellerde!"

Drizzt ilk başta, Entreri'nin aralarındaki bu kişisel meseleyibu derecede bariz bir şekilde afişe etmesi karşısındaşaşırmıştı. Zaten Vierna ve diğerleri Drizzt'in istekli bir savaşsergilemediğini o zamana kadar anlamışlardı. Yine de bugarip bir yorum gibi görünüyordu— tabii Drizzt, kiralıkkatilin sözlerindeki gizli manaları, Entreri'nin ona attığı yemianlayana kadar. Katilin bahsettiği o sıra-dışı hadisede DrizztDo'Urden ile Artemis Entreri, sadece ortak bir düşmana karşıhayatta kalma isteğinden dolayı beraber, yanyana ve omuzomuza savaşmışlardı.

Yine öyle mi olmalıydı, burada ve şimdi? Entreri, Drizzt ileadil bir dövüş yapabilmek için Vierna ve çetesini altetmesineyardım edecek kadar çaresiz miydi? Eğer bu dövüş yaşanır veonlar galip gelirse, o zaman ikisi arasında yapılacak dövüşiçin Drizzt'in kazanabileceği, yani uğrunda kalbiylesavaşabileceği birşeyler doğardı. Eğer Artemis Entreri ilebirlikte kazanır ya da kaçabilirlerse, o zaman kiralık katilleyapacağı dövüş, Drizzt ile özgürlüğü arasında duran tek engelolacaktı.

"Tempus!" Bu haykırış iki rakibin de düşüncelerini böldüve önlerine çıkmış olan dikkat dağıtıcı olaya tepkivermelerine sebep oldu.

Muhteşem bir uyum içinde hareket ettiler. Drizzt palasınısavurdu ve Entreri de savunmasını gevşetip geri çekilerekkemerindeki keseyi kesmesi için Drowa sundu. Parıltı keseyi

Page 226: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

temiz bir şekilde yardı ve büyülü paner heykelciğinin yeredüşmesini sağladı.

Mağaraya girmiş oldukları kapı, havada uçarak gelenAegis-fang'in gücü altında paramparça oldu ve önünde duranDrowu yere serdi.

Drizzt'in ilk içgüdüsü ona kapıya doğru gitmesini vedostlarıyla irtibata geçmeye çalışmasını söyledi. Ama,koşturarak yerlerini almakta olan birçok kara elf tarafından buolasılığın önünün kesildiğini gördü. Diğer kapıdan da hiçümit yoktu, zira o da çıkan patırtı sebebiyle derhal açılmış vedrider Dinin, peşinde Drowlarla birlikte odaya dalmıştı.

Mağara büyülü bir ışıkla aydınlandı: dört bir köşedeniniltiler yükseldi. Kırılmış kapıdan içeri gümüş kuyruklu birok cızırdatarak uçtu ve kapının altından daha yeni kalkmışolan o bahtsız kara elfe saplandı. Drow öteki taraftaki duvaradoğru savruldu ve göğsündeki okla birlikte duvara saplanıpöylece kalakaldı.

"Guenhwyvar!"

Drizzt, yaptığı çağrının panter tarafından duyulupduyulmadığını görmek için durup bekleyemezdi, aslındahiçbir şey için durup bekleyemezdi. Önünde muhafızlıkyapmakta olan ve şaşkına uğramış bir şekilde silahlarınıçeken tek Drowun bulunduğu oyuğa doğru hızla koşturdu.

Vierna haykırdı, Drizzt uçuşan pelerinine bir hançerinsaplandığını ve belinden sadece bir milim ötede asılı kaldığını

Page 227: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

farketti. Dümdüz ileri doğru koştu ve yana doğru dalışageçmeyi planlıyor-muş gibi bir omuzunu eğdi.

Drow muhafız da onunla beraber yana doğru eğildi. AmaDrizzt çabucak doğruldu ve palaları yüksekte, boyunseviyesinde çapraz oluşturmuş bir şekilde rakibinin karşısınaçıktı.

Muhafız Drow, kılıcını ve kamasını şimşek hızındakisaldırıyı savuşturmaya yetecek kadar çabuk kaldıramadı ya davücudunun yönünü çevirip tehlikeden kurtulmayı başaramadı.

Drizzt'in keskin kılıçları Drowun boğazına bir çarpı çizdi.

Drizzt irkildi ve kanlı kılıçlarını vücuduna yaklaştırdı.Sonra da altının açık olmasını ve ötesinde keskin bir uçurumdeğil de bir oluk olmasını umut ederek battaniyenin üzerinedoğru balıklama dalışa geçti.

Thibbledorf Pwent, onları yan taraftan desteklemek için yolarkadaşlarından ayrılmış olduğu tünele paralel ve beş metreuzakta olan bir yan geçidi koşarak aştı. Savaş çekiciyleparamparça olan kapının sesini, Cattibrie'ın oklarınıncızırdayışını, birkaç ayrı yerden yükselen haykırışları, hattabir de hırıltı duydu ve eğlenceyi kaçırdığı için şansına sövdü.

Meşaleyi önünde tutan savaş öncüsü, dövüş bitmeden öncediğerlerinin yanına varmayı umarak bir sola dönüş virajınısertçe aldı. Karşısına çıkan garip surete bakarak duraksadı.Görünüşe bakılırsa, en az onun kendisini gördüğü içinşaşırdığı kadar kendisi de onu gördüğü için şaşırmıştı.

Page 228: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bak şimdi," diye sordu savaş öncüsü, "sen Bruenor'unevcil Drowu musun?"

Pwent, ince eltin elinin yukarı doğru kalkışını izledi vearba-let tabancasından çıkan 'klik' sesini duydu. Arbalet oku,Pwent'in sert zırhına çarptı ve bir sürü çatlak arasındankendisine geçecek bir yer bularak cücenin omuzuna batıp birdamla kan akıttı.

"Tahminimce diilsin!" diye neşeyle haykırdı Pwent,söylediği sözlerle birlikte vahşice hücum edip meşalesinikenara fırlatarak. Kafasını eğip miğfer sivrisini önüne aldı vecücenin şiddetli saldırısı karşısında görünüşe bakılırsa şaşırıpkalan kara elf, silahını çekip hazırlanmak için debelendi.

Etrafını pek göremeyen ama düşmanının kendisinisavunmasını kesinlikle beklemekte olan Pwent, hedefineyaklaştığında kafasını bir yandan öbür yana doğru savurdu vekılıcı savuşturdu. Hiç yavaşlamadan doğruldu ve kendisinirakibinin üzerine çalarak, afallamış kara elfe gözü dönmüş birşekilde girişti.

Beraberce duvara çaptılar. Drow hâlâ dengesini koruyorduve Pwent'i de üzerinde ve kendisinden uzakta tutuyordu. Bualışılmadık, sarılma taktikli savaş yöntemine karşı neyapacağını kestiremi-yordu.

Kara elf, kılıç tutan elini sallayıp kurtardı, Pwent ise sadecesağa sola sallanmaya başladı. Keskin tırtıklı zırhı Drowungöğsünü yarıp çizdi. Elf çılgınlar gibi debelendi, yaptığıçaresiz hareketler savaş öncüsünün sarsmaya yöneliksaldırısını güçlendirdi. Pwent bir kolunu kurtardı ve sert bir

Page 229: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yumruk attı. Kolçağındaki çiviler Drowun yumuşak ve karateninde delikler açtı. Cüce, düşmanına diz ve dirsek attı,Drowun burnunu ısırdı ve böbreklerine yumruk indirdi.

"Heeeeeyt!" Bu hırıltı dolu haykırış, kendisini şiddetle bir oyana bir bu yana savururken Pwent'in göbeğinden yükseldi veaçılıp kapanan dudakları arasından çıkıp titrek bir şekildeyankılandı. Düşmanından akan kanın sıcaklığını hissediyordu.Bu his ise onun, yani en vahşi savaş öncüsünün daha daşiddetli olmasını sağlıyordu.

"Heeeeeyt!"

Drow kıvrılarak yere düştü, hâlâ çılgınlar gibi rakibinisarsmakta olan Pwent ise üzerindeydi. Birkaç saniye sonradüşmanı kıv-ranmamaya başladı, ama Pwent elde ettiğiavantajı bırakmadı.

"Seni sinsi elf boku!" diye gürledi, kara elfm yüzüneardarda kafa atarak.

Keskin bir zırha ve sivri demirlere sahip olan savaş öncüsü,tam manasıyla bahtsız Drowu delik deşik etti.

Pwent en sonunda durdu ve sıçrayıp ayağa kalktı.Düşmanının gevşek vücudunu çekip oturma pozisyonunasoktu ve cesedin sırtını duvara dajayıp bıraktı. Savaş öncüsüsırtında bir acı hissetti ve Drowun kılıcıyla ona en az bir kerevurmuş olduğunu farketti. Fakat onu daha fazlaendişelendiren, arbalet okunun açtığı yaranın zehiriyle birliktekolundan vücudunda yayılan uyuşukluktu. Bir kez dahahiddeti dolup taşan Pwent, sivri miğferini öne eğdi ve güç

Page 230: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

almak için çiz-mesiyle duvarı birkaç kez eşeledi ve ileri doğruhücuma geçerek çoktan ölmüş olan düşmanının göğsünemiğferini bir mızrak gibi batırdı.

Bu sefer sıçrayarak geri çekildiğinde, ölü Drow yereyığıldı. Cesedin delik deşik göğüs kısmından sıcak kanlarakıyordu.

"Umarım Bruenor'un evcil Drowu diilsindir," diye belirttisavaş öncüsü, bu hadisenin bir hatadan ibaret olabileceğinianiden farkederek. "Ah her neyse, iş işten geçti artık!"

* * *

Büyü kullanarak yolda herhangi bir tuzak olup olmadığınabakmakta olan Cobble, omuzunun üzerinden başka bir okdaha 'vınn' diye geçip ışıktan kuyruğuyla birlikte ileridekiaydınlık mağarada kaybolunca içgüdüsel olarak irkildi. Cücerahip, kendisini işine geri dönmeye zorladı. Bruenor ilediğerleri hücuma geçebilsin diye işi çabucak halletmekistiyordu.

Bacağına bir arbalet oku saplandı. Ama rahip, okun böceksokması gibi acısına ya da zehirine aldırmıyordu. Zirauyuşturucu zehirin etkisini yavaşlatması için kendisine bazıbüyülü destekler yapmıştı. Kara elfler onu düzinelerce oklavurabilirdi; Cobble'ın düşüp uykuya dalması için saatlergeçmesi gerekiyordu.

Koridoru taramayı bitiren ve etrafta bir tuzak tespitedemeyen Cobble, sabırsızlanmış olan ve şimdiden onayaklaşmaya başlayan dostlarına seslendi. Fakat rahip geri

Page 231: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dönüp baktığında düşmanların bulunduğu mağaranın loşışığında zeminde garip birşeyler olduğunu farketti: bunlarmetalik yongalardı.

"Demir mi?'" diye fısıldadı. Eli büyülü çakıl taşıbombalarıyla dolu olan şişkin kesesine refleksi f olarakuzandı. Rahip korunmak için yere sindi ve boş olan eliniardından gelenleri uyarmak için kaldırdı.

Aniden patlak veren savaşın gürültü patırtısı arasından birsese odaklandığında, mırıldanan, yani büyü yapan bir dişiDrow sesi duydu.

Cücenin gözleri dehşetle genişledi. Arkasını döndü vedostlarına buradan uzaklaşmaları, kaçmaları için haykırdı. Oda koşmaya çalıştı. Çizmeleri düzgün taş zeminde kayarkenküçük bacakları hızla hareket etmeye başladı.

Drow büyücünün yükselen sesini duydu.

Yerdeki demir yongalar çabucak değişim geçirdi, bir yeredesteklenmemiş, yatık duran demirden bir duvar halini aldı vezavallı Cobble'ın üzerine yıkıldı.

Büyük bir rüzgar sesi çıktı ve taş zemine çarpan tonlarcademirden kocaman bir çarpma sesi yükseldi. Basınç yüzündenhavaya fışkıran kanlar, afallamış olan üç dostun yüzlerinesaçıldı. Devrilmiş demir duvar altında yüzlerce küçük patlamaoldu, yüzlerce minik kıvılcım boş yere parladı.

"Cobble," diye çaresice nefes verdi Cattibrie.

Page 232: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Uzakta kalmış olan mağaradaki büyülü ışık söndü. Mağarakapısının hemen önünde bir karanlık küresi belirdi ve geçityolunun sonunu kararttı. Birincinin hemen ardından ikinci veüçüncü karanlık küreleri belirdi ve devrilen demir duvarın uçkısmını kapladı.

"Hücum edin!" diye onlara haykırdı Thibbledorf Pwent.Koridora tekrar girmişti ve tereddüt içindeki dostlarınınyanından hızla koşarak geçti.

Savaş öncüsünün hemen önünde bir karanlık küresi belirdive onu durdurdu. Karanlığın öbür tarafından arbalet yaylanardarda 'klik' etti ve batıp can yakan küçük dart okları etrafasaçıldı.

"Geri!" diye haykırdı Bruenor. Cattibrie başka bir ok dahafırlattı; bir düzine ok yemiş olan Pwent tökezleyip yeredevrilir gibi oldu. Wulfgar onu miğferinin sivrisindenyakaladı ve kızıl sakallı cücenin peşinden ilerlemeye başladı.

"Drizzt," diye sessizce inledi Cattibrie. Bir dizinin üzerineçöktü ve dostunun mağaradan dışarı koşturup tehlike sahasınagirmemesini umarak ardarda iki ok attı.

Ucundan zehir sızan bir dart oku, kızın yayına çarptı vezarar vermeden sekip düştü.

Orada kalamazdı.

Bir ok daha attıktan sonra arkasını döndü ve babasıyladiğerlerinin peşinden koşturdu; kurtarmaya geldiği dostununaksi yönüne doğru.

Page 233: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt üçbuçuk metrelik bir düşüşün ardından oluğun meyilyapan kısmına sertçe çarptı, keskin bir dönemeci döndü vehızla kaymaya devam etti. Palalarını sıkı sıkıya tutuyordu; oanda en çok korktuğu şey, kılıçlarından birisinin elindenkayması ve o zıplaya hoplaya ilerlerken kendisini kesip ikiyebölmesiydi.

Tam bir tur attı ve çapraz bir dönüş sergilemeyi başararakayaklarını ön tarafına aldı. Ama sonra karşısına çıkan dikeybir uçurum yüzünden yanlışlıkla yeniden ters döndü veuçurumun dibine çarptığında bilincini yitirecek gibi oldu.

Tam kontrolü ele geçirdiğini düşünürken, yani kendisini birkez daha çevirmek üzereyken oluk kıvrıldı ve daha aşağıdakibir geçit tüneline açıldı. Drizzt bir top mermisi gibi dışarıfırladı. Fakat palalarını iki yana açmayı ve çarpıpyuvarlanırken onları vücudundan uzakta tutmayı düşünecekkadar aklı yerindeydi.

Yere sertçe vurdu, yuvarlandı ve o sırada belini sivri birkayaya çarptı.

Drizzt Do'Urden kıpırtısız bir şekilde yattı kaldı.

Bacaklarında hasıl olan -ve çabucak uyuşukluğa dönüşen-acıyı umursamadı; hoplaya sıçraya yaptığı inişten kalan birsürü çizik ve çürüğü kontrol etmedi. Hatta Entreri'yi biledüşünmedi. O ıstırap dolu anda sadık kara elfın aklındadostları için duyduğu korkuyu bile bastıran tek bir düşüncevardı.

Yeminini bozmuştu.

Page 234: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt gençliğinde, tanıdığı bir kara elf olan Masoj Hun'ett'iöldürdükten sonra Menzoberranzan'ı terkederken bir daha aslaDrow öldürmeyeceğine dair yemin etmişti. Ailesi onuKaranlıkaltı'nın vahşi tünellerinde aramaya çıktığında, hattaen büyük ablasıyla çatışmaya girdiğinde bile bu sözüne sadıkkalmıştı. Zaknafein ölümünün anısı tazeydi ve o şeytanBriza'yı öldürmek için duyduğu arzu, o zamana kadarhissettiği bütün arzulardan daha şiddetliydi. Acısından veacımasız Karanlıkaltı'nda on yıl hayatta kalma savaşındandolayı yarı delirmiş olan Drizzt, yine de yeminini tutmayıbaşarmıştı.

Ama şimdi. Oluğun başındaki o muhafızı öldürdüğü şüphegötürmezdi; palaları kara elfe net kesikler atmış ve boğazınamükemmel bir 'x' çizmişti.

Drizzt bunun bir tepki olduğunu, Vierna'nın çetesindenkurtulabilmek için yapmak zorunda kaldığı bir hareketolduğunu kendisine hatırlattı. Böyle bir şiddeti kendisihazırlamamış, ne de olsa bunu o istememişti. Vierna'nın adilolmayan mahkemesinden kaçmak ve güçlü düşmanlara çatmışolan dostlarına yardım etmek için yapmak zorunda kaldığıhiçbir hareket yüzünden mantık olarak suçlanamazdı.

Drizzt mantık olarak suçlanamazdı. Ama orada öyleceyatarken ve çürüklerle dolu bacaklarını yavaş yavaş yenidenhissetmeye başlarken, Drizzt'in vicdanı bu basit gerçektenkaçamıyordu.

Yeminini bozmuştu.

* * *

Page 235: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kıvrılıp bükülen koridorlardan oluşan labirentte Bruenorkör-lemesine başı çekiyordu. Wulfgar onun hemen ardındaydıve homurdanan Pwent'i taşıyordu (ve savaş öncüsünün keskinçentikli zırhından nasibini gayet iyi alıyordu). Cattibrie hızlaonun yanında ilerliyor ve peşlerindekiler her ne zamanyaklaşacak olsa duraksayıp arkaya bir iki ok atıyordu.

Koridorlar kısa süre içinde, grubun çıkarttığı gürültü patırtıdışında sessizleşti— ki korkuyla dolan yol arkadaşlarına göreetraf aşın sessizdi. Drizzt'in ne kadar sessizce hareketedebileceğini, yani gizliliğin kara elflerin sığındığı bir kaleolduğunu biliyorlardı.

Ama nereye gideceklerdi? Pek bilmedikleri bubölgedeyken nerede olduklarını bile zar zorkestirebiliyorlardı. Bildikleri sahalara geri dönebilmek üzeremantıklı tahminler yapabilmeleri için durmaları ve kafalarınıtoplamaları gerekiyordu.

Bruenor en sonunda, üç yola ayrılan ve her çatalın da kısabir mesafe sonra tekrar ayrıldığı küçük bir geçit koridorunageldi. Önceden saptanmış bir rota takip etmeyen kızıl sakallıcüce yine başı çekti. Önce sağa sonra sola döndü ve kısa süreiçinde goblinler tarafından işlenmiş olan ve alçak girişkısmının hemen içinde geniş bir taş dilim bulunan küçük birmağaraya geldiler. Hepsi içeri girer girmez, Wulfgar taşdilimi giriş kısmına dayadı ve bitkinlikle sırtını yasladı.

"Drowlar!" diye fısıldadı Cattibrie, olanlara inanamayarak."Mithril Salonuna nasıl geldiler?"

Page 236: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Nasıl değil, neden," diye düzeltti Bruenor sessizce. "Elfinhalkı benim tünellerime neden geldi?"

"Ve ne?" diye devam etti Bruenor tatsızca. Kızına, biricikCattibrie'ına ve Wulfgar'a, iyi bir adam olmasına yardımcıolduğu gururlu oğlana baktı. Cücenin sakallı yüzünde samimive ciddi bir ifade vardı. "Bu sefer başımızı ne gibi bir belayasoktuk?"

Cattibrie'in ona verebilecek hiçbir cevabı yoktu. Yolarkadaşları hep birlikte bir sürü canavarla savaşmış, inanılmazengeller aşmıştı. Ama bunlar kara elflerdi, yani kötü şöhretliDrowlar. Ölümcüldüler, şeytaniydiler ve görünüşe bakılırsaDrizzt onların pençelerindeydi, tabii hâlâ nefes alıyorsa.Kudretli dostlar Drizzt'i kurtarmak için hızlı ve güçlü birşekilde yola çıkmış, kara elflere ani bir saldın yapmışlardı.Fakat sayıca azlardı, kayıp dostları olabilecek o kişiyi sadecegöz ucuyla görebildikten sonra geri püskürtül-müşlerdi.

Cattibrie, destek görmek için Wulfgar'a doğru döndü veonun da tıpkı Bruenor gibi çaresiz bir ifadeyle kendisinebakmakta olduğunu gördü.

Genç kadın kafasını çevirdi. Savunmacı barbarı azarlamayane vakti, ne de eğilimi vardı. Wulfgar'ın kendi adınaendişelenmekten çok kız için endişelenmeye devam ettiğinibiliyordu— ona bunun için kızamazdı. Ama savaşçıCattibrie'in bildiği birşey daha vardı; eğer onu kollamayadevam ederse, Wulfgar önüne çıkan tehlikelereodaklanamayacaktı.

Page 237: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bu durumda Cattibrie, barbar için bir engel teşkil ediyordu.Dövüş yeteneğinin ya da hayatta kalma becerisinineksikliğinden dolayı değil, Wulfgar'ın kendi zayıflığından,kızı kendisine denk bir müttefik olarak göremeyişindendolayı.

Ve etrafları kara elflerle sarılmışken müttefiklere feciderecede ihtiyaçları vardı!

* * *

Doğuştan gelen büyülü yükselme gücünü kullanan takipçiDrow askeri kendisini hafifçe bırakarak oluğun ağzındançıkıp aşağı indi. Bakışları derhal koridorun sonunda duran vekalın bir pelerinin altında kıvrılıp yatmış olan bir sureteodaklandı.

Ağır bir sopa çıkarttı ve Drizzt'i yeniden yakaladığı içinkendisine verilmesi kesin olan ödüllerin sevinciyle haykırarakhızla koşturdu. Sopa aşağı indi ve Drizzt'in pelerinininatındaki sert taşa çaptığında umulmadık bir şekilde keskin birses çıkarttı.

Ölüm kadar sessiz olan Drizzt, oluk çıkışının üzerindesaklandığı yerden aşağı, rakibinin hemen arkasına indi.

Bu aldatmacayı anladığı anda kötü Drowun gözlerigenişledi ve oluğun tam karşısında bir taş durduğunu o zamanhatırladı.

Drizzt'in ilk içgüdüsü palalarının saplarıyla vurmaktı; kalbiondan yeminini tutmasını ve başka bir Drowun canını daha

Page 238: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

almamasını istiyordu. İyi yerleştirilmiş etkili bir darbeyledüşmanını yere devirebilir ve pasif hale getirebilirdi. Drizztondan sonra Drowu bağlar ve silahlarını alabilirdi.

Eğer Drizzt bu tünellerde yalnız başına olsaydı, eğer tekderdi Vierna ile Entreri'nin elinden kaçmak olsaydı,merhametli kalbinin haykırışlarını dinlerdi. Fakat, geridebıraktığı o düşmanlarla savaştıkları hiç şüphesiz olan üstkatmanlardaki dostlarını düşünmeden edemezdi. Bu askerinkendisine gediği zaman Bruenor, Wulfgar ya da Cattibrie'azarar verme riskini göze alamazdı.

Parıltf nın sivri kısmı ileri atıldı ve sonu gelmiş olanDrowun omurgasıyla kalbini deşerek göğsünün önündendışarı çıktı. Kılıcın mavi ışığında kırmızımsı bir ton vardı.

Palayı çekip çıkarttığında Drizzt Do'Urden'in ellerindedaha fazla kan vardı.

Tehlike içindeki dostlarını yine düşündü ve dişlerini sıktı.Bu kanların temizleneceği konusunda emin olmasa bilekararlıydı.

BÖLÜM 6

Page 239: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Prensiplerime dayanan en ciddi yeminimi, halkımdanbirinin canına kastetmeyeceğime dair ettiğim yeminibozduğumda nasıl da sarsılmıştım. Palalarımın yaptığı oacımasız şeyi anladığımda duyduğum acı, başarısızlık vekaybetme hissi çok keskindi.

Fakat bu suçluluk duygusu çabucak dindi— kendimiherhangi bir başarısızlık konusunda affetmemden dolayıdeğil, gerçek başarısızlığımın o yemini etmemde yattığınıanlamamdan dolayı. Anayurdumdan ayrılırken bu sözlerimasumlukla, deneyimsiz bir gencin saflığıyla söylemiştim,ama o yemini gerçekten de hissederek etmiştim. Fakat oyeminin gerçekçilikten uzak olduğunu öğrendim. Eğerhayatımın yönünü son derece değer verdiğim ideallerin birsavunucusu olarak tayin ediyorsam, düşmanlarını Drow elfiolup çıkınca tayin ettiğim o yönün gerektirdiği davranışlardandolayı kendimi suçlayamazdım.

Hakikaten de, yeminime bağlı kalabilmem benim kontrolümdışında gelişen durumlara dayanıyordu EğerMenzoberranzan 'ı ter-kettikten sonra hiçbir savaşta bir karaelfle karşı karşıya gelmeseydim yeminimi asla bozmamışolacaktım. Ama sonuçta bu beni olduğumdan daha şerefli biriyapmayacaktı. Şans koşulları, yüksek prensiplere denksayılamaz.

Fakat koşullar öyle gelişince, kara elfler en yakındostlarımı tehdit edince, yani kendilerine hiçbir kötülükyapmamış kimselere savaş açmayı düşününce, ben nasıl olurda vicdanımı dinlemeden palalarımı kınlarında tutmayıbaşarabilirdim? Bruenor'un, Wulfgar 'ın ve Cattibrie 'in ya dao durumdaki bütün masumların hayatlarıyla kıyaslandığında

Page 240: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

benim yeminimin değeri neydi ki? Eğer yaptığımyolculuklarda yüzey elflerine ya da küçük bir köye baskınyapan Drowlara rastlamış olsaydım hiç şüphe duymadanbiliyorum ki dövüşe katılır ve haksız saldırganlara karşıbütün gücümle savaşırdım.

Öyle bir hadise olsaydı da, yine başarısızlığın o keskinacısını hisseder ve şimdi yaptığım gibi kısa süre içinde bunuaşardım.

Bu yüzden yeminimi bozduğuma pişman değilim— fakather zaman olduğu gibi, öldürmek zorunda kalmak bana acıveriyor. Yemin ettiğime de pişman değilim. Zira yaptığım bugençlik hatası bana sonradan bir acı getirmedi. Fakat ilanettiğim o sözlere kayıtsız şartsız bağlı kalmış olsaydım, yanlışbir gurur meselesi yüzünden kılıçlarıma dokunmasaydım vebu davranışım masum birinin incin-mesiyle sonuçlansaydı,işte o zaman Drizzt Do 'Urden 'in hissedeceği acı daha keskinolur ve hiç dinmezdi.

Verdiğim söze dair anladığım birşey, hayat için seçtiğimyolda beni daha uzaklara götürdüğüne inandığım bir gerçekdaha var. Bir daha bir Drow elfi öldürmeyeceğimisöylemiştim. Geniş dünyanın, yüzeyin ve Karanlıkaltı'nınbirçok ırkı hakkında pek fazla bilgim olmadan ve o çoksayıdaki halkların varolduğunu bile bilmeden yaptığım biriddiaydı bu. Bir daha Drow öldürmeyeceğim demiştim, amayeraltı gnomları svirfnebli ne olacaktı? Ya da buçukluklar,elfler veya cüceler? Peki ya insanlar?

Wulfgar'ın barbar halkı On-Kasaba 'yi istila ettiğindeinsan öldürmek zoruna kalmıştım. O masum halkı korumak

Page 241: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

demek saldırgan insanlarla savaşmak, belki de onlarıöldürmek demekti. Yine de, bu hareket ne kadar nahoş olursaolsun en ciddi yeminimi hiç etkilememişti. Hem de insanırkının şöhretinin kara elflerinkinden bile fazla olmasınarağmen.

Öyleyse, yalnızca benimle aynı ırktan oldukları için birdaha Drow öldürmeyeceğimi söylemem şimdi bana yanlış vesadece ırkçılık gibi geliyor. Yalnızca derisinin rengibenimkiyle aynı diye bir canlının hayatının değerinidiğerinden üstün tutmak benim prensiplerimi küçük düşürür.Üzerinden uzun zaman geçen o yemindeki yanlış değerlerinbenim dünyamda, sayısız fiziksel ve kültürel farklarınbulunduğu bir dünyada yeri yok. Yolculuklarımı heyecanlıkılan, evrensel güzellik kavramına yeni renkler ve şekillerekleyen şey de bu farklılıkların ta kendisi zaten.

Şimdi, gözlerim açıkken, deneyimlerimle tartarak yeni biryemin ediyorum: Palalarımı savunma dışında çekmeyeceğim:prensiplerimi, hayatımı ya da kendisini koruyamayanlarısavunma dışında. Yalancı peygamberlerin davalarınayardımcı olmak için, kralların hazinelerini arttırmak için yada incinmiş gururumun intikamını almak içinsavaşmayacağım.

Ve inanç adına savaşıyor olsun olmasın, altın zengini birsürü paralı askere bu yemin gerçekçilikten uzak, uygulanmasıimkansız, hatta saçma bile gelebilir. Ama onlara karşıkollarımı göğsümde kavuşturuyorum ve kendimden emin birşekilde şöyle ilan ediyorum: ben çok daha zenginim!

—Drizzt Do'Urden

Page 242: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

-15-

Sessizlik! Vierna'nın zarif parmakları, Drowların el lisanınıkullanarak bu emri üstüste tekrarladı.

Kirişleri hazır hale getirilip kurulan iki el arbaleti 'klik' etti.Silahları taşıyan Drowlar ise kırık kapıya bakarak yere sindi.

Arkalarında, küçük mağaranın öteki tarafında bir ok büyülübir şekilde çözülüp kaybolduğunda ve kara elf kurbanınıbırakıp duvarın dibine yığılmasını sağladığında bir tıslamasesi duyuldu. Drider Dinin, yere yığılan Drowdanuzaklaşırken sert nasırlı bacakları taş zeminde tıkırdadı.

Sessizlik!

Jarlaxle parçalanan kapının kenarına doğru sokuldu veötesi görülmeyen karanlık kürelerinin arkasındaki sesleriduyabilmek için kulak kabarttı. Hafif bir tapırtı duydu vearbalet okçularına hazır olmalarını işaret ederkenhançerlerinden birini çekti.

Karanlığın içinden bir suret, yani gözcü olarak yolladığıDrow çıkıp mağaraya girince Jarlaxle adamlarını durdurdu.

"Gittiler," diye açıkladı gözcü, Vierna koşturarak paralıaskerin yanına geldiğinde. "Küçük bir gruptu ve sizinmükemmel duvarınızın altında biri ezildiği için daha daküçüldü." Hem Jarlaxle hem de gözcü saygıyla eğilip

Page 243: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna'ya reverans yaptılar. Vierna ise bu ani felakete rağmenşeytanca gülümsüyordu.

"Iftuu'ya ne oldu?" diye sordu Jarlaxle, sorun çıktığı sıradakoridoru gözlemekte olan muhafızı kastederek.

"Öldü," diye yanıtladı gözcü. "Deşilip biçilmiş."

Vierna hızla Entreri'ye doğru döndü. "Düşmanlarımızhakkında ne biliyorsun?" diye duymak istedi.

Kiralık katil, Drizzt'in kendi halkıyla yapılan ittifaklarhakkındaki uyarısını hatırlayarak Vierna'ya tehlikeli birşekilde baktı. "Kapıyı kıran o çekici savuran kişi, iri insanWulfgar idi," diye güven dolu bir sesle cevap verdi. Taşzemine yığılmış ve hızla soğumakta olan iki surete baktı. "Buikisinin ölümünden de Cattibrie'ı sorumlu tutabilirsiniz, o dainsan, ama dişi."

Vierna, Jarlaxle'ın gözcüsüne doğru döndü ve Entreri'ninsöylediklerini Drow diline tercüme etti. "Bu ikisinden biriduvarın altında mıydı?" diye gözcüye sordu rahibe.

"Sadece tek bir cüce," diye yanıtladı Drow.

Entreri, Drowların sakallı halk için kullandığı sözü tanıdı.··Bruenor mu?" diye sordu, acaba farkında olmadan MithrilSalonunun kralını mı katlettiklerini merak ederek.

"Bruenor?" diye tekrarladı Vierna, hiçbir şey anlamayarak.

Page 244: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Battlehammer Klanının başı," diye açıkladı Entreri. "Onasor," dedi Vierna'ya, gözcüyü işaret ederek. Sanki sakalsıvazlıyor-muş gibi yaparak temiz tıraşlı çenesini tuttu. "Kızılsakal?"

Vierna tercüme ettikten sonra katile doğru döndü ve başınısalladı. "Orada hiç ışık yoktu, gözcü bunu bilemez."

Entreri bu kadar ahmak olabildiği için kendisine sessizceküfretti. Şekillerin belirsizleştiği ve renklerin yansıyan ışığadeğil de ısı miktarına dayalı olduğu şu enfrarujlu görüşümeselesine alışamamıştı bir türlü.

"Onlar gittiler ve artık bizi ilgilendirmiyorlar," dedi Vierna,Entreri'ye.

"Maiyetindeki üç kişiyi öldürdükten sonra onlarınkaçmasına izin mi vereceksin?" diye itiraz etmeye başladıEntreri, bu mantığın onları nereye götüreceğini anlayarak—ve bu yoldan hoşlanıp hoşlanmadığından emin olmayarak.

"Dört kişi öldü," diye düzeltti Vierna, katilin üzeri açılmışoluğa ve Drizzt'in onun yanında yatmakta olan kurbanınabakmasını sağlayarak.

"Ak'hafta kardeşinin peşinden gitti," diye çabucak sözekarıştı Jarlaxle.

"O zaman beş kişi öldü," diye sertçe yanıtladı Vierna, "amakardeşim bizden aşağıda ve dostlarına katılmak için biziaşması gerekli."

Page 245: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kendi ana dilinde diğer Drowlarla konuşmaya başladı.Entreri bu dili kavrama konusunda pek usta olmasa bile,Vierna'nın oluktan aşağı Drizzt'i takip etmek için yola nasılçıkılacağını kararlaştırdığını anlayabiliyordu.

"Benim anlaşmam ne olacak?" diye araya girdi.

Vierna'nın cevabı az ve özdü. "İstediğin dövüşü elde ettin.Anlaştığımız gibi seni özgür bırakıyoruz."

Entreri bu cevap karşısında hoşnutmuş gibi davrandı;hiddetini dışarı yansıtmasının, yerde yatan ve hızla soğuyancesetlere katılmak demek olduğunu bilecek kadar akıllıydı.Ama kiralık katil kaybetmiş olduğunu bu kadar kolaykabullenecek değildi. Onların ilgisini çekebilecek vegörünüşe göre tamamlanmış olan anlaşmayı değiştirebilecekbirşeyler arayarak çılgınlar gibi etrafına bakındı.

Entreri bu noktaya kadar herşeyi mükemmel bir şekildeplanlamıştı, sadece o kargaşa sırasında Drizzt'in ardındanoluğa girmeyi başaramamıştı o kadar. Aşağıda yalnızkalsalardı, o ve baş rakibinin aralarındaki meseleyi sonsuzadek halletmelerine yetecek kadar zamanları olurdu. Amaşimdi Drizzt'i bir dövüş için yalnız yakalaması ihtimali çokuzak görünüyor ve her geçen saniye daha da uzaklaşı-yordu.

Kurnaz katil kendisini bundan çok daha zor durumlardankurtarmıştı— fakat bu sefer kara elflerle, yani entrikanınustalarıyla uğraşmakta olduğunu kendisine önemle hatırlattı.

"Şşşt!" diye tısladı Bruenor, Wulfgar ile Cattibrie'a. Fakatbütün gürültüyü çıkaran kişi, kütük gibi uyuyan ve sadece bir

Page 246: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

cücenin horlayabileceği gibi horlayan Thibbledorf Pwent idi."Sanırım birşey duydum!"

Wulfgar, savaş öncüsünün miğfer sivrisini duvara yasladıve bir elini Pwent'in çenesinin altına koyup cücenin ağzınıkapadı. Sonra da parmaklarıyla Pwent'in iri burnunu mandalgibi sıktı. Pwent'in yanakları garip bir şekilde birkaç kez şiştive bir yerlerden garip ve titrek bir ses geldi. Wulfgar ileCattibrie bakıştılar; hatta Wulfgar biraz yana doğru eğildi, businir bozucu cücenin acaba kulaklarından horlamış olupolamayacağını merak ediyordu da!

Bruenor gürültü karşısında irkildi. ama dönüp de dostlarınıazarlayamayacak kadar meşguldü. Koridorun ötesinden zarzor algılanan başka bir tıkırtı sesi geldi, ondan sonra ise buses daha yakından bir kez daha duyuldu. Bruenor kısa süreiçinde bulunacaklarını biliyordu; Wulfgar ile Cattibrie'ın budolambaçlı tünellerde yollarını bulabilmeleri için meşaleışığına ihtiyacı varken nasıl kaçabilirlerdi ki?

Başka bir ayak sürtme sesi geldi, bu seferki küçükmağaranın hemen dışındaydı.

"Pekala, ortaya çık bakalım, seni sivri kulaklı ork aşığı!"diye kükredi sinirleri gerilmiş ve korkmuş olan cüce kral.Bruenor, Wulfgar'ın girişin bir kısmını kapamak içinkullandığı taş dilimin yanındaki küçük açıklıktan dışarızıpladı. Cüce, kocaman baltasını kafasının üzerinde yukarıkaldırdı.

Beklediği gibi kara silueti gördü ve baltasıyla kesmeyeçalıştı. Ama kara siluet çok hızlı bir şekilde cücenin yanından

Page 247: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

geçti ve minicik bir ses bile çıkartmadan küçük mağaranıniçine daldı.

"Ne?" diye afalladı, baltası hâlâ kafasının üstündedurmakta olan cüce, kendisini hızla döndürüp yerekapaklanma tehlikesini kıl-payı atlatarak.

Cattibrie'ın taş dilimin ardından, "Guenhwyvar!" diyeseslendiğini duydu.

Bruenor paldır küldür mağaraya geri girdiğinde kudretlipanter ağzını açtı ve -Guenhwyvar kaçmadan önce heykelciğikavramış olan bahtsız bir Drowun kara derili eliyle birlikte-değerli heykelciği yere bıraktı.

Cattibrie yüzünü ekşiterek baktı ve şekli bozuk kesik eliheykelcikten uzak bir yere doğru tekmeledi.

"Kahrolası iyi kedi," diye kabul etti Bruenor. Sert cüce,yeni ve güçlü bir müttefik buldukları için gerçekten derahatlamıştı.

Guenhwyvar cevap olarak kükredi ve gür sesi tünelduvarlarında dört bir yöne doğru metrelerce yankılandı. Busesle birlikte Pwent bitkin gözlerini açtı. Sadece bir metreötesinde oturmakta olan üçyüz kiloluk panteri görünce savaşöncüsünün koyu gözleri tam anlamıyla faltaşı gibi açıldı!

Adrenalini yeniden yükselen vahşi savaş öncüsü, debelenipayağa kalkmaya çalışırken (ve farkında olmadan kendiçenesine diz atıp dizliğindeki çiviyle hafifçe kanatırken)onaltı ayrı söz sarfetti. Neredeyse başarmıştı ama

Page 248: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Guenhwyvar görünüşe göre onun niyetini anladı vepençelerini içine çekmiş olduğu patisiyle cücenin yüzünevurdu.

Duvara tekrar çarpıp sekerken Pwent'in miğferi temiz birnotayla çınladı ve tam o anda bir uyku daha çekse iyiolacağını düşündü. Ama bir savaş öncüsü olduğunu kendisinehatırlattı ve ona bakılırsa en vahşi savaşlardan biri başlamaküzereydi. Pelerinin altından iri bir matara çıkarttı ve büyük biryudum aldı. Sonra kafasındaki örümcek ağlarını silkelemekiçin başını sağa sola salladı, kalın dudakları ise gürültüyleşıpırdadı. Tekrar kendine gelmiş gibi görünen savaş öncüsü,hücuma geçmek üzere ayaklarını yere sabitledi.

Wulfgar onu miğferinin sivrisinden yakaladı ve yerdenkaldırdı. Pwent'in tıknaz bacakları çaresizce sallanıpduruyordu.

"N'ooluyo be?" diye itiraz içinde hırladı savaş öncüsü. AmaGuenhwyvar ona doğru dönüp kulaklarını yatırarak ve incigibi dişlerini göstererek hırladığında Thibbledorf Pwent"inbile kabadayılığı söndü ve yüzündeki kan çekildi.

"Panter bizim dostumuz," diye açıkladı Wulfgar.

"Bu— bu... kahrolası kedi de ne?" diye kekeledi Pwent.

"Kahrolası iyi kedi," diye düzeltti Bruenor. tartışmaya sonnoktayı koyarak. Ondan sonra cüce kral, Guenhwyvar'ınyanlarında olmasından memnuniyet duyarak koridoru kolaçanetme işine geri döndü. Guenhwyvar'ın onlara yapabileceği her

Page 249: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

türlü yardıma ve muhtemelen biraz daha fazlasına ihtiyaçlarduyacaklarını biliyordu.

* * *

Entreri duvara yaslanmış olan yaralı bir Drow farketti. İkikara elf onun yaralarıyla ilgileniyordu ve yarasına sardıklarıbandajlar çabucak sıcak kanla parlamaya başlıyordu. Bunun,Drizzt kediyi çağırdıktan hemen sonra panter heykelciğineuzanan kara elf olduğunu anladı ve Guenhwyvar, kiralıkkatilin aklına deneyebileceği yeni bir numara getirdi.

"Drizzt'in dostları peşinizden gelecektir, hatta oluktan aşağıbile inerler," diye sertçe belirtti Entreri, bir kez dahaVierna'nın sözünü keserek.

Rahibe, onun söyledikleriyle bariz bir şekildeendişelenerek katile doğru döndü— yanında duran paralıasker de öyle.

"Onları hafife almayın," diye devam etti Entreri. "Onlarıtanıyorum ve hepsi de dostlarına kara elflerin dünyasındakiherşeyden daha fazla sadıklar— tabii bir rahibenin ÖrümcekKraliçe'ye olan sadakati dışında," diye ekleyerek Vierna'yasaygısını dile getirdi, zira derisinin Drow ganimeti olarakyüzülmesini istemiyordu. "Şimdi kardeşinin peşinden gitmeyiplanlıyorsun, ama onu derhal yaka-lasan ve bütün hızınlaMenzoberranzan'a doğru yola çıksan bile, sadık dostları senitakip edecekler."

"Sayıları pek azdı," diye yanıtladı Vierna.

Page 250: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ama yanlarında bir orduyla geri gelecekler, özellikle de oduvarın altında kalan kimse Bruenor Battlehammer ise," diyekarşılık verdi Entreri.

Vierna, kiralık katilin iddialarını doğrulaması için Jarlaxle'abaktı. Dış dünya hakkında daha bilgili olan kara elf ise sadeceomuz silkti ve çaresiz bir şekilde kafasını salladı.

"Daha iyi donanmış ve daha iyi silahlanmış bir şekildegelecekler," diye devam etti Entreri. Çevirdiği yeni entrikaaklında kesin bir biçimde beliriyor ve konuşması güçkazanıyordu. "Muhtemelen yanlarında büyücülerle vekesinlikle bir sürü rahiple. Ayrıca o ölümcül yayla" -duvarınyanındaki cesede hafifçe baktı- "ve barbarın savaş çekiciyle."

"Birçok tünel var," diye mantığa vurdu Vierna. Görünüşebakılırsa bu düşünceyi bir kenara atıyordu. "Bizim izimizitakip edemezler." Bu fikir onu tatmin etmişçesine geri döndüve ilk planını tasarlamaya devam etmeye koyuldu.

"Panter yanlarında!" diye ona hırladı Entreri. "Kardeşininen yakın dostu olan panter. Guenhwyvar, Drizzt'in cesediniCehenneme dahi taşısanız peşinizden gelir."

Yine kaygılanan Vierna, Jarlaxle'a baktı. "Sen nediyorsun?" diye sordu.

Jarlaxle bir eliyle sivri çenesini sıvazladı. "Kardeşinşehirde yaşarken panter devriye grupları arasında iyibilinirdi," diye itiraf etti. "Akıncı grubumuz pek büyük değil— ve görünüşe göre şimdi beş kişi eksildi."

Page 251: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna sertçe Entreri'ye doğru döndü. "Sen bu kimseleri iyitanır gibi gözüküyorsun," diyerek biraz alaycı bir tavırla katiliteşvik etti. "ne yapmamızı salık veriyorsun?"

"Kaçan grubun peşine düşün." diye yanıtladı Entreri,parçalanan kapının arkasındaki karanlık koridoru işaretederek. "Cüce tesislerine geri dönüp destek toplamadan evvelonları yakalayın ve öldürün. Ben kardeşini senin içinbulacağım."

Vierna ona şüpheyle baktı, Entreri'nin kesinlikle hiçbeğenmediği bir bakıştı bu.

"Ama Drizzt ile bir dövüş daha yapmama izin verilecek,"diye ısrar etti, planına inanılır nitelikteki bir yem koyarak.

"Yeniden birleştiğimiz zaman," diye ekledi Vierna soğukça.

"Elbette." Kiralık katil yere kadar eğilip reverans yaptı veoluğa doğru ilerledi.

"Ve yalnız başına gitmeyeceksin," diye karar verdi Vierna.Jarlaxle'a şöyle bir baktı, paralı asker de adamlarından ikitanesine kiralık katili takip etmelerini işaret etti.

"Ben yalnız başıma çalışırım," diye ısrar etti Entreri.

"Sen yalnız başına ölürsün," diye düzeltti Vierna, "yanitünellerde, benim kardeşime karşı demek istiyorum," diyeekledi, daha yumuşak ve alaycı bir tonlamayla. Ama Entreri,Vierna'nın bu tehdidinin kardeşiyle hiçbir alakası olmadığınıbiliyordu.

Page 252: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Onunla tartışmaya devam etmekte bir mantık göremedi. Busebeple sadece omuz silkti ve kara elflere başı çekmeleriniişaret etti.

Aslında, önünde levitasyon gücüne sahip bir Drow varken,tehlikeli oluktan inmek kiralık katil için çok daha rahatolurdu.

Aşağı koridora ilk çıkan kişi başı çeken kara elf oldu.Entreri çevik bir şekilde yanına indi ve ikinci Drow ise katilinardından yavaşça aşağı süzüldü. İlk Drow şaşkınlık içindekafasını salladı ve yerde yüzükoyun yatan vücudu ayağıylahafifçe dürttü. Ama Drizzt'in sayısız numaraları konusundadaha bilgili olan Entreri, kara elfi kenara itti, yerde yatan vebir ceset gibi görünen surete doğru kılıcını savurdu. Kiralıkkatil ölü Drowu dikkatle çevirdi, bunun Drizzt olmadığını vekurnazca bir numara yapmadığını gözler önüne serdi. Tatminolarak kılıcını kınına soktu.

"Düşmanımız akıllı," diye açıkladı. Yüzey dilini anlayanyol arkadaşlarından birisi başıyla onayladıktan sonra diğerDrowa tercüme etti.

"Bu Ak'hafta," diye Entreri'ye açıkladı kara elf. "Vierna'nıntahmin ettiği gibi ölmüş." Kara elf, diğer yol arkadaşıylabirlikte kiralık katilin yanına doğru yürüdü.

Entreri, oluğun dibinde ölü bir asker bulduğuna pekşaşırma-mıştı. Düşmanlarının ne kadar ölümcül ve ne kadarbecerikli olabileceğini, Vierna'nın grubundaki herkesten dahaiyi anlıyordu. Entreri kendisine eşlik eden iki Drowun ustadövüşçüler olduğundan şüphe duymuyordu. Ama

Page 253: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düşmanlarının taktikleri hesaba katılacak olursadeneyimsizlerdi, Drizzt'i yakalamak için pek şansları yoktu.Entreri'ye göre eğer bu iki kara elf oluktan aşağı yalnızbaşlarına inselerdi, Drizzt onları çoktan kesip biçmiş olurdu.

Entreri bu düşünceyle birlikte içten içe gülümsedi. Sonrabu iki Drowun düşmanları bir yana müttefiklerini biletanımadıklarını farkedince gülümsemesi daha da büyüdü.

İz süren Drow yanından geçerken Entreri'nin kılıcı yanadoğru saplandı ve bahtsız elfm iki akciğerini de temiz birşekilde şişledi. Diğer Drow, Entreri'nin beklediğinden dahahızlı davranarak el arbaleti doğrultulmuş ve kurulmuş birhalde döndü.

Önce mücevherli hançer havaya fırladı, Drowun silah tutanelini çentti ve atışın zarar vermeden yana düşmesini sağladı.Gözü korkmayan kara elf hırladı ve bir çift keskin kılıç çekti.

Entreri, kara elflerin eşit boydaki silahlarla bu kadar iyi verahatça dövüşebilmesine hep hayret ederdi. İnce deri kemerinipantolonundan bir kamçı gibi çekti ve serbest olan elinedoladı. Rakibini kontrol altında tutmak için kemeri ve kılıcınıönünde salladı.

"Drizzt Do'Urden'ın tarafındasın!" diye suçladı Drow.

"Senin tarafında değilim," diye düzeltti Entreri. Drowşiddetle saldırdı. Kılıçları çapraz oldu, geriye doğru çekilip ikiyana açıldı ve tekrar çapraz bir şekilde katile yaklaşarakEntreri'yi kılıcıyla karşılık vermeye ve derhal geri çekilmeyezorladı. Bu saldırı marifet doluydu ve yanıltıcı derecede

Page 254: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hızlıydı. Ama Entreri, bu Drow ile Drizzt arasındaki temelfarkı, Drizzt'in -ve tabii Entreri'nin- diğer savaşçılardan dahaüstün olmasını sağlayan o ince hüner seviyesini çabucakayırdetti. Bu çifte çapraz saldırısı, Entreri'nin şimdiye kadargördüğü bütün hamleler kadar iyi bir şekilde yapılmıştı, amabu manevrayı sergilemek için harcadığı birkaç saniyede karaelfın savunması belirli bir denge sağlamamıştı. Diğer bir sürüdövüşçü gibi bu Drow da tek yönlü bir savaşçıydı. Saldırıdamükemmeldi, savunmada da mükemmeldi, ama aynı andaikisinde birden mükemmel değildi.

Aslında bu küçük bir sorundu; Drowun hızı görünürdekizayıflığını birçok savaşçının farkedemeyeceği bir şekildetelafi ediyordu. Ama Entreri birçok savaşçıya benzemiyordu.

Drow yine baskıyla hücum etti. Bir kılıcı dosdoğruEntreri'nin yüzüne hamle yaptı ve en son anda kenarasavuşturuldu. Diğeri onun hemen ardından, alçaktan geldi.Ama Entreri. kendi silahının yönünü tersine çevirdi vesaplama darbesi yapan kılıcın ucunu yere doğru eğdi.

Drow öfkeyle tekrar saldırdı. Kılıçları havada uçuştu vegörünür olan her açıklığa doğru dalışa geçti; tabii Entreri'ninkılıcı tarafından engellenmek ya da deri kemerle kanca gibisarılıp yana savrulmak üzere.

Ve kiralık katil bile bile hep geri çekildi. Zaman kolluyor,kesin bir şekilde öldürme fırsatını bekliyordu.

Kara elf ilk saldırısını tekrarladı; kılıçlar çapraz oldu, geriçekilip iki yana açıldı ve tekrar çapraz olarak Entreri'nin belkısmına doğru dalışa geçti.

Page 255: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kiralık katil ani ve dehşet verici bir hızla hareket ettiğindesavunması değişti.

Entreri'nin kemeri Drowun sağ elindeki, yani diğerininaltındaki kılıcın ucuna dolandı. Kiralık katil kemeri soladoğru geri çekti, kılıçları birbirine iyice yaklaştırdı ve ikisinide bir yana doğru eğdi.

Sonu gelmiş olan kara elf derhal geri çekildi ve iki kılıcı dakemerden kurtuldu. Fakat saldırısı sırasında savunmasını daaçık bırakmış olan Drowun doğrulup hazır olabilmek içinyarım saniyeye ihtiyacı vardı.

Entreri'nin kılıcının saplanması yarım saniye bile sürmedi.Kılıç Drowun açıkta kalan sol tarafına açlıkla saplandı vegöğüs kafesinin altında kalan yumuşak deride ilerlerken ucukıvrıldı.

Yaralı Drow karnı feci şekilde yarılmış bir halde yeredüştü. Entreri ise onu takip etmek yerine dengeli savaşduruşuna geri çekildi.

''Sen öldün,'' dedi doğruya doğru bir şekilde, Drow ayağakalkıp kılıçlarını yukarıda tutabilmeye uğraşırken.

Drow bu iddiayı çürütemiyor ve gözlerini kör edip içiniyakan bir ıstırap içindeyken, kiralık katilin yaklaşansaldırısını durdurmayı ümit dahi etmiyordu. Kılıçlarını yerebıraktı ve şöyle bildirdi, "Pes ediyorum."

"İyi dedin," diye tebrik etti Entreri. Ardından kılıcınıahmak kara elfın kalbine saplayıverdi.

Page 256: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Silahını, düşmanının piwafwisine silerek temizledi vekıymetli hançerini geri aldı. Sonra arkasını döndü ve oldukçasınırlı enfraruj görüşüyle ötesini pek seçemediği, iki ayrı yönedoğru dümdüz uzanan boş tünele baktı. "Şimdi, sevgiliDrizzt," dedi yüksek sesle, "herşey planladığım gibi olduişte." Entreri, bu denli tehlikeli bir durumdan bu kadarmükemmel bir şekilde sıyrılmayı başardığı için kendisinitebrik ederek gülümsedi.

"Calimport'un lağım tünellerini unutmadım, DrizztDo'Urden!" diye haykırdı, aniden hiddeti dolup taşarak."Affetmedim de!"

Drizzt ile güney şehrinde savaşırlarken kendisini zayıfbırakan şeyin hiddet olduğunu kendisine hatırlatan Entreriderhal sakinleşti.

"Metin ol, saygıdeğer dostum," dedi sessizce, "zira artıkoyunumuza başlayabiliriz, olması gerektiği gibi."

* * *

Attığı turu tamamlayan Drizzt, Entreri ayrıldıktan kısa birsüre sonra oluğun olduğu bölgeye geri geldi. Yerde yatan ikiyeni cesedi görünce neler yaşadığını çabucak anladı vebunların hiçbirinin bir tesadüf sonucu olmadığını da farketti.Drizzt yukarıdaki mağarada Entreri'ye yem atmış, oyunukatilin istediği şekilde oynamayı reddetmişti. Ama görünüşebakılırsa Entreri, Drizzt'in isteksiz olacağını tahmin etmiş vealternatif bir plan tasarlamış ya da o anda doğaçlama birşeylerüretmişti.

Page 257: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Şimdi aşağı tünellerde Drizzt, sadece Drizzt vardı. Teke tekkalmışlardı. Artık eğer iş dövüşmeye varırsa Drizzt,kazanmasının en azından özgürlüğü için bir şans doğuracağınıbildiği için bütün kalbiyle savaşacaktı.

Drizzt başını salladı ve fırsatçı düşmanını sessizce tebriketti.

Ama Drizzt'in öncelik verdiği şey Entreri'ninkiyle aynıdeğildi. Kara elfin temel kaygısı: çevreden dolaşıp tekraryukarı nın ve dostlarına yeniden katılıp tehlikeye karşı onlarayardımcı olmanın bir yolunu bulmaktı.

Fakat Drizzt Do'Urden, yolunun üstünde Entreri'yerastlayacak olursa oyunu bitirmeye niyetliydi.

-16-

"Hiç hoşnut değilim," diye belirtti Vierna. Altında zavallıCobble'ın ezilmiş cesedi bulunan büyülü demir duvarınyanında Jarlaxle ile birlikte duruyordu.

"O kadar kolay olacağını mı sanıyordun?" diye cevap verdiparalı asker. "Sadece elli kişilik bir taburla birlikte, tahkimatlıbir cüce tesisinin tünellerine girdik. Binlercesine karşılık ellikişi.

"Kardeşini yemden ele geçireceksin," diye ekledi Jarlaxle,Vierna'nın gereğinden fazla tedirgin olmasını istemeyerek."Adamlarım iyi eğitimlidir. Mithril Salonunun ana çıkışına

Page 258: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

açılan tek bir koridora, daha şimdiden üç düzine adamyolladım, yani Baenre kadrosunun tümünü. Drizzt'inmüttefiklerinden hiçbiri o yoldan içeri giremeyecek ve tuzağadüşen dostları kaçmayı başaramayacak."

"Cüceler bizim etrafta olduğumuz öğrenince, peşimizdenbir ordu gönderecekler," diye tatsızca mantık yürüttü Vierna.

"Eğer öğrenirlerse," diye düzeltti Jarlaxle. "MithrilSalonunun tünelleri uzundur. Düşmanlarımızın kayda değerbir birlik hazırlaması epey zaman alacaktır— belki de günlersürer. Cüceler organize olmadan önce Drizzt ile beraberMenzoberranzan'a giden yolu yarılamış oluruz."

Vierna, şimdi nasıl hareket etmesi gerektiğini düşünüptaşınarak uzun bir süre duraksadı. En alt seviyeden yukarıçıkmanın sadece iki yolu vardı: yandaki odada bulunan olukve belli bir mesafe kuzeyde olan dolambaçlı tüneller. Odayabaktı ve oluğa şöyle bir göz atmak için ilerledi. Drizzt'inpeşinden sadece üç kişi göndermekle acaba hata mı ettiğinimerak ediyordu. Emrindeki bütün birliği -yani bir düzineDrow ve bir driderı- takip için aşağı yollamayı düşündü.

"İnsan onu yakalayacaktır," dedi ona Jarlaxle, sanki kadınınzihnini okumuş gibi. ·'Artemis Entreri düşmanımızı bizdendaha iyi biliyor; yüzey dünyasının çeşitli yerlerinde Drizzt ilesavaşmış. Ayrıca küpeyi hâlâ takıyor, böylece onun izinisürebilirsin. Burada, yukarıda Drizzt'in dostlarının, yaniulaklarımın raporlarına göre sadece bir avuç dolusu insanınicabına bakmamız gerekiyor."

"Peki ya Drizzt, Entreri'yi atlatırsa?" diye sordu Vierna.

Page 259: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Yukarı çıkmanın sadece iki yolu var," diye ona yenidenhatırlattı Jarlaxle.

Kararını vermiş olan Vierna başıyla onayladı ve oluğunyanına gitti. Cafcaflı cüppesinin katları arasından küçük birbüyücü değneği çıkarttı ve gözlerini kapayıp hafif hafifmırıldanmaya başladı. Vierna, ucundan yapışkan ağlardökülen değnekle oluğun ağız kısmına yavaşça ve dikkatlekesin çizgiler çekti. Rahibe, ince ipliklerden oluşan örümcekağının dış hatlarını mükemmel bir şekilde çizdi ve oluğunağzını kapattı. Vierna yaptığı işe şöyle bir bakmak için biradım geri çekildi. Keselerinden birinden içinde büyülü tozbulunan bir paket çıkarttı ve ikinci bir büyüye başlayarak tozuörümcek ağının üzerine serpiştirdi. Ağ iplikleri çabucakkalmlaşarak kara ve gümüşümsü bir renkle parıldamayabaşladı. Sonra parıltı solup gitti ve büyü enerjisinin ısısısoğuyup oda sıcaklığına düşerek örümcek ağını hemen hemengörünmez kıldı.

"Artık yukarı çıkmanın sadece bir yolu kaldı," diye belirttiVierna, Jarlaxle'a. "Bu ağ ipliklerini hiçbir silah kesemez."

"Öyleyse kuzeye gidiyoruz," diye hemfikir oldu Jarlaxle."Aşağı tünelleri korusunlar diye birkaç ulak yolladım."

"Drizzt ile dostları bir araya gelmemeli," diye talimat verdiVierna.

"Eğer Drizzt dostlarını bir daha görebilirse, onlar çoktanölmüş olacak," diye büyük bir güvenle cevap verdi ukalaparalı asker.

Page 260: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Odaya gitmenin başka bir yolu olabilir," diye önerdiWulfgar. "Eğer her iki yandan onlara saldırabilirsek—"

"Drizzt mekanı terketti," diye sözünü kesti Bruenor, büyülükolye klipsine dokunup dostunun aşağılarda bir yerdeolduğunu hissederek ve zemine bakarak.

"Düşmanlarımızı öldürdüümüzde, dostun bizi bulcaktır,"diye mantık yürüttü Pwent.

Savaş öncüsünü hâlâ miğfer sivrisinden havada tutmaktaolan Wulfgar, onu şöyle bir silkeledi.

"Drowlarla savaşmaya hiç gönüllü değilim," diye yanıtladıBruenor ve hem Wulfgar'a hem de Cattibrie'a gözünün ucuylaendişeli bakışlar fırlattı, "bu şekilde değil. Eğer başarabilirsekonlardan uzak durmalı ve sadece zorunlu kaldığımızdasavaşmalıyız."

"Geri dönüp Dagna'yı alabiliriz," diye önerdi Wulfgar, "vetünelleri kara elflerden temizleyebiliriz."

Bruenor, onları cüce tesisine geri götürecek olan tünellerlabirentine baktı ve yolu düşünüp tarttı. O ve dostları, MithrilSalonuna giden dolambaçlı yolda muhtemelen bir saat harcarve hallice bir birlik toplamak için birkaç saat dahakaybederlerdi. Drizzt'in muhtemelen birkaç saati yoktu.

"Drizzt'in peşinden gideceğiz," diye kesin bir şekilde kararverdi Cattibrie. "Kolye klipsi bizi doğru yola sevkedecek veGuenhwyvar da bizi Drizzt'e götürecektir."

Page 261: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor, Pwent'in bir dövüş ihtimalini doğuracak herşeyiseve seve kabul edeceğini biliyordu. Ayrıca Guenhwyvar'ıntüyleri kabarmıştı; narin kasları gerginleşmiş olan pantertedirgindi. Wulfgar'a göz atan cüce, barbar Cattibrie'abakarken yüzünde hasıl olan o endişeli ve kendisini üstüngören ifade yüzünden neredeyse oğlanı başlayacaktı.

Guenhwyvar hiçbir uyarı sinyali vermeden olduğu yerdedonup kaldı ve hafif, sessiz bir hırıltı koyverdi. Cattibrie kısıkyanan meşaleyi derhal söndürdü ve iki cücenin kızıl kızılparlayan gözleriyle yönünü tayin ederek yere sindi.

Grup birbirine sokuldu. Bruenor. kedinin hissettiği şeyin neolduğunu görmek için dışarı çıkacağını ve diğerlerininmağaranın içinde kalmasını fısıldayarak söyledi.

"Drowlar," diye açıkladı, birkaç saniye sonra Guenhwyvarile birlikte geri döndüğünde, "sadece bir avuç dolusu Drowhızla kuzeye , doğru ilerliyor."

"Bir avuç dolusu ölü Drow," diye düzeltti Pwent. Zırhınınomuzundaki eklem yerleri gürültüyle gıcırdadığında diğerlerisavaş öncüsünün ellerini hevesle ovuşturduğunu anladılar.

''Dövüş falan yok!" diye cüret edebildiği kadar yüksek birsesle fısıldadı Bruenor ve hareket etmeyi kesmesi içinPwent'in kolunu kavradı. "Bu grubun Drizzt'i neredebulabileceğimiz hakkında bir fikri olduğunu düşünüyorum,zira onu aramaya çıkmışlar. Ama elimizde ışık olmadanonlara yetişmeye hiç şansımız yok.''

Page 262: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ve eğer meşale yakarsak, kısa süre içinde kendimizi birdövüşün içinde buluruz," diye mantık yürüttü Cattibrie.

"O zaman şu lanet meşaleyi yakın yahu!" dedi Pwentumutla.

"Kapa çeneni," diye yanıtladı Bruenor. "Yavaş ve sakincedışarı çıkıyoruz— ve meşaleyi sen taşıyacaksın, haydi şunuiki meşale yapalım. Dövüş olacağını sezdiğin anda onlarıyakmaya hazır ol," dedi Wulfgar'a. Sonra Guenhwyvar'a başıçekmesini işaret etti ve yürüyüş temposunu ağır tutmasınısöyledi.

Pwent, tünelden çıkar çıkmaz elindeki geniş matarayıCattibrie'ın eline tıkıştırdı. "Şundan bi yudum al," diye talimatverdi, "ve elden ele dolaştır."

Cattibrie, kör bir şekilde elini bu nesneye doğru uzattı veen sonunda bunun bir matara olduğuna karar verdi. İğrençkokulu sıvıyı ihtiyatla kokladıktan sonra matarayı gerivermeye davrandı.

"Bi Drow elfı kıçına zehirli bi dart oku sapladıı zaman, buiçecek hakkında daha iyi şeyler düşünceksin," diye açıkladıkaba savaş öncüsü, Cattibrie'in kalçasına hafifçe vurarak. "Buzımbırtı kanında dolaşırken sana hiçbi zehir işlemez!"

Drizzt'in başının belada olduğunu kendisine hatırlatan gençkadın, mataradan büyük bir yudum aldı ve öksürerek yanadoğru tökezledi. Bir anlığına kendisine bakan sekiz cüce vedört kedi gözü gördü, ama bu çifte görüntü kısa süredekayboldu ve kız da matarayı Bruenor'a uzattı.

Page 263: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor matarayı rahatça aldı, içmeyi bitirdiğinde içgeçirdi ve derin ama sessiz bir şekilde geğirdi. "Ayakparmaklarını ısındırıyor," diye Wulfgar'a açıkladı matarayıuzatırken.

Wulfgar da içip kendisine geldiğinde grup yola çıktı.Guenhwyvar'ın yumuşak patileri sessizce yolu belirtiyor vePwent'in zırhı her adımda gürültüyle gıcırdıyordu.

Kırk tane savaşa hazır cüce, çizmelerini rap rap yerevurarak ilerleyen General Dagna'yı Mithril Salonunun aşağımadenlerinden en son muhafız odasına doğru takip ediyordu.

"Dosdoğru goblin mağarasına gidiyoruz," diye erlerineaçıkladı general, "ve orada ayrılıyoruz." Dagna, kapımuhafızlarına talimat vermeye koyuldu. Çeşitli kapı vurmasinyalleri belirledi ve sonradan gelecek askerler için ilerlemeyönleri tayin etti. Bir düzineden az sayıdaki hiçbir cücegrubunun yeni bölgeye girmesine izin verilmemesini net birşekilde emretti.

Sonra sert general Dagna askerlerini hizaya soktu, cesurca,gururla başa geçti ve açılan kapıdan dışarı çıktı. Dagna,Bruenor'un başının dertte olduğunu pek sanmıyor, kralınmuhtemelen bir goblin direnişiyle ya da başka bir küçüksorunla karşılaşmış olduğunu tahmin ediyordu. Ama general,işini sağlama alan bir kumandandı, eşit güçteki düşmankarşısında bile fazla sayıyı tercih ederdi ve Bruenor'ungüvenliği sözkonusu olduğunda işi şansa bırakmazdı.

Sert çizmelerle atılan adımların sesleri, zırhların tangırtısıve hatta arada sırada bir homurtu halinde yükselen savaş

Page 264: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

şarkıları bu birliğe eşlik ediyor ve her üç cüceden biri elindebir meşale tutuyordu. Bu zorlu birliğin gizliliğe ihtiyacıolduğunu düşünmesi için Dag-na'nın hiçbir sebebi yoktu.Ayrıca eğer Bruenor ya da diğer müttefikler civardadolaşıyorsa bu gürültücü grubu bulabilsinler istiyordu.

Dagna'nın kara elflerden haberi yoktu.

Cücelerin hızlı yürüyüş temposu onları kısa sürede ilkkavşak noktasına, Bruenor'un uzun süre önce öldürdüğü ettincanavarının kemik yığınının bulunduğu yere getirdi. Dagna'kanat gözcülerine' seslendi ve ilerlemeye başladı. Dosdoğrugitmeyi ve goblin savaşının yaşandığı mağaraya girmeyeniyetliydi. Dagna, yan geçide bile ulaşmadan önce askerleriniyavaşlattı ve biraz sessiz olmalarını emretti.

General, geniş kavşak koridorunu geçmeye başladığındaetrafına ilgi ve endişeyle bakındı. Üç asırdan uzun bir süredirsavaşıyor olmakla mükemmel bir hale gelen savaşçıiçgüdüleri ona birşeylerin yanlış olduğunu söylüyordu;ensesindeki gür tüyler garip bir şekilde ürpermekteydi.

Sonra ışıklar donuverdi.

Cüce general, ilk önce meşaleleri birşeylerin söndürdüğünüdüşündü. Ama arkasında yükselen gürültü patırtıdan dolayı vegözlerini yeniden odaklayabildiğinde kullanabilmesi gerekenenfrarujlu görüş yeteneğinin tamamen faydasız olduğunufarkettiği için, ortalıkta daha kötü birşeylerin olduğunu anladı.

"Karanlık!" diye haykırdı bir cüce.

Page 265: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Büyücüler!" diye uludu bir diğeri.

Dagna, yol arkadaşlarının ite kaka etrafta dolaştığını,kulağının yanından ıslık çalarak birşeyin geçtiğini ve hemenardında duran alt kumandanlarından birisinin acıylahomurdandığını duydu. General içgüdüsel olarak geriyürümeye başladı ve birkaç adım attıktan sonra karanlıkküresinden dışarı çıkıp adamlarının oraya buraya koşturmaktaolduğunu gördü. Bir başka karanlık küresi, cüce birliğinineredeyse net bir şekilde iki bölüme ayırdı. Büyülü küreninhemen önünde olanlar, karanlığın içinde ve geride kalanlarasesleniyor ve organize olabilmeye çalışıyordu.

"Kama şeklini alın!" diye gürültü patırtının arasındanhaykı-rarak sesini duyurdu Dagna. En temel cüceformasyonunun oluşturulmasını emretmişti. "Bir karanlıkbüyüsünden başka birşey değil!" Generalin hemen yanındakibir cüce göğsünü tuttu, Dagna'nın daha önce hiç görmemişolduğu bir dart okunu çekip çıkarttı ve daha zeminedeğmeden horlamaya başlayarak yere yığıldı.

Dagna'nın inciğini birşey çentti, ama general bu şeyi boşverdi ve bütün grubu tek ve bütün bir dövüş ünitesi halinegetirebilmek için emirler yağdırmaya devam etti. Beş tanecüceyi sağ kanattan karanlık küresinin etrafından dolaşıpkavşak geçidin girişine gitmeleri için yolladı.

"Bana o lanet büyücüyü bulun!" diye onlara emretti. "VeDokuz Cehennemin hangi bir yaratığıyla dövüştüğümüzüöğrenin!"

Page 266: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dagna'nın uğradığı hüsran sadece öfkesini arttırıyordu vekısa süre içinde geri kalan cüce birliğini sıkı bir kamaformasyonuna sokup karanlık küresini deşerek geçmeye hazırbir hale getirdi.

Kanattan giden beş cüce apar topar yan geçide daldı.Yollarının üzerinde bir düşmanın gizlenmiş olmadığındanemin olduklarında hızla karanlık küresinin etrafındandolaştılar ve küreyle koridorun en sonundaki giriş kısmıarasında kalan dar geçide doğru koşturdular.

Gölgeler arasından iki tane karanlık suret çıktı. Suretler,cücelerin önünde tek dizlerinin üzerine çöktüler ve küçükarbalet yaylarını doğrulttular.

En öndeki cüce iki kere vuruldu ve tökezledi, ama yine desaldırı emrini vermeyi başardı. O ve dört yoldaşı kendilerinidüşmanlarının üzerine son sürat fırlattılar. Başka düşmanların,başka kara elflerin levi-tasyonla havada durduğunu ve şimdietraflarında yere inmekte olduğunu iş işten geçtikten sonrafarkettiler.

"Bu da ne..." diye boğuldu bir cüce, Drowun biri çevik birşekilde yanına konup da güçlü bir tılsıma sahip gürzüylecücenin kafasının yanını parçalarken.

"Hey, sen Drizzt değilsin!" diye belirtmeyi başardı bir cüce,bir Drow kılıcı boğazını deşmeden yarım saniye önce.

Grup lideri geri çekilme emri vermek istedi,amahaykırmava başladığında zemin adeta yükselip onuyutuverdi. Taş zemin uyuyan bir cüce için iyi bir yatak

Page 267: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sayılırdı, ancak savunmasız kalan asker bu uykudan hiçuyanmayacaktı.

Beş saniye içinde geriye sadece iki cüce kalmıştı."Drowlar! Drowlar!" diye haykırdılar, diğerlerini uyarmakiçin.

Bir tanesi, sırtında üç okla birlikte sertçe yere devrildi.Dizlerini üzerine doğrulmak için debelendi, ama iki kara elfüzerine çullanıp kılıçlarıyla kesip biçtiler.

Geriye kalan tek cüce, Dagna'nın yanına geri dönmek içinkoştururken karşısında sadece bir rakip gördü. Drow, incekılıcıyla ileri doğru bir saplama yaptı; cüce bu darbeyi kabuletti ve yana doğru savrulan şiddetli bir balta darbesiylekarşılık verdi. Drowun kolunu doğradı ve kaliteli zincirzırhını yırtıp koparttı.

Dehşete kapılmış olan cüce, yere devrilen Drowunyanından geçti ve karanlığın içine daldı, büyülü kürenin öbürtarafından hızla çıktı ve Dagna'nın yavaşça hareket eden kamaşeklindeki saflarının hemen önüne geldi.

Korku içindeki cüce, "Drowlar!" diye bir kez dahahaykırdı.

Üçüncü bir karanlık küresi oluştu ve diğer iki küreyibirbirine bağladı. El arbaleti dartlarından oluşan bir yaylımateşi başladı, onun ardındansa gözlerini kullanmadandövüşme konusunda becerikli olan kara elfler geldi.

Page 268: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dagna, kara elf büyüsüne karşı savaşmak için cücerahiplere ihtiyaç olacağını farketti. Ama geri çekilme emrinivermeye çalıştığında haykırmak yerine oldukça derin birşekilde esnedi.

Birşey. kafasının yanına sertçe vurdu ve cüce yeredüşmekte olduğunu hissetti.

Bu kargaşanın ortasında ve kınlamayan karanlığın içindekama formasyonu korunamadı. Ayrıca baskına uğrayancücelerin kendilerine yakın sayıda hünerli ve hazırlıklı karaelflere karşı pek az şansları vardı. Cüceler akıllıca davranıpsaflarını bozdular. Birçoğunun bilinci düşmüş bir dostunuyakalayacak ve geldikleri yöne doğru geri koşturacak kadaryerindeydi.

Bozgun devam ediyordu ama cüceler savaş konusundaacemi değildi ve aralarında hiç korkak yoktu. Tüneldekikaranlık bölgelerden çıkar çıkmaz içlerinden birkaç tanesitakımı yeniden organize etme işini üstlendi. Hızlakaçmalarına rağmen -geri dönüp meydan savaşı yapmayıdüşünemezlerdi zaten- mışıl mışıl uyumakta olan, Dagna'dadahil yaklaşık on cüce tarafından yavaşlatılıyorlardı. Dahayavaş giden cüce birliği hızlı Drowları atlatmayı ümit dahiedemezdi.

Yol kesici gönüllüler için bir çağrı yapıldı, gönüllü sayısıda hiç az değildi hani. Birkaç saniye içinde işler yolunakoyulduğunda cüceler tekrar koşturmaya başladılar ve geriçekilen gruba zaman kazandırmak için kalkanlarım birleştiripkoridorun ortasında duran altı cesur cüceyi geride bıraktılar.

Page 269: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Koşun, yoksa ölenler boşu boşuna ölmüş olacak!" diyehaykırdı yeni kumandanlardan birisi.

"Kayıp kralımız adına koşun!" diye bağırdı bir diğeri.

Kaçan grubun arka saflarında olanlar, sık sık tıknazomuzlarının üzerinden geriye, yol kesici dostlarına doğrubakıyordu— tabii bu, savunma hattının olduğu yere birkaranlık küresi çökene kadar sürdü.

Hem kaçanlardan hem de geride kalan yol kesicilerden,"koşmaya devam edin!" diye koro halinde bir ses yükseldi.

Kaçan cüceler, kara elflerle yol kesen cüceler çarpıştığındabaşlayan savaşın seslerini duydular. Çeliğin çeliğe çarpmasesini, sert darbeler ve hafif kesiklerle çıkan hırıltılarıduydular. Yaralanan bir Drowun feryadını da işittiler ve sertçegülümsediler.

Geri dönüp bakmadan, kafalarını önlerine eğip koşmayadevam ettiler. Her biri kayıp dostları anısına kadehkaldırmaya sessizce yemin ediyordu. Yol kesiciler safları kırıponlara katılamayacaktı; ölü vücutları yere devrilene kadarsavunma hattını koruyacak ve düşmanı geride tutacaklardı.Bunu kaçmakta olan kardeşlerine olan sadakatlerinden dolayıyapacaklardı. Bu, kutsal ve yiğitçe bir fedakarlıktı; cüce içincüce.

Cüceler koşmaya devam etti. İçlerinden birisi bir taşatakılıp tökezleyecek olursa, dört ayrı cüce duraksayıp onutekrar ayağa kaldırıyordu. Eğer uyuyan cüceleri taşımak

Page 270: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

içlerinden birisi için zor-laşırsa bir diğeri yükü sırtına almayagönüllü oluyordu.

Genç cücelerden birisi, ana grubun önünden depara kalkıpilerledi ve çekicini kapı muhafızları için kararlaştırılmış olansinyallerle taş duvarlara vurmaya başladı. Tünelin sonunavardığında koca kapı çoktan aralanmıştı ve uğradıklarıbozgun muhafızlar tarafından anlaşıldığı zaman kapılar ikiyana doğru genişçe açıldı.

Cüce birliği, muhafız odasına doluşup kendilerini üstüsteyere fırlattılar. Hatta bazıları içeri girmeden yere yığılanlarıiçeri almak üzere kapı eşiğinin hemen önünde bekledi. Sondakikaya kadar, yani tünelin sonunu bir karanlık küresikaplayana ve bir arbalet tabancası oku kapıdan geçip diğer biraskere saplanana kadar kapıyı açık tuttular.

Tünel kapısı kapanıp sürgülendi ve yapılan sayıma görekırk bir kişilik grup içinden yirmi yedisinin kaçmayı başardığıanlaşıldı. Bunların da üçte birinden fazlası deliksiz bir uykuiçindeydi.

"Lanet ordunun tümünü toplayalım!" diye önerdicücelerden birisi.

"Ve rahipleri," diye ekledi bir diğeri, söylediği sözü dahaiyi vurgulayabilmek için de Dagna'nın gevşek elini havayadoğru kaldırdı. "Zehiri durdurmak ve lanet ışıkları yanıktutabilmek için rahiplere ihtiyacımız var!"

Çalışkan cüceler kısa süre içinde bir iş bölümü yaptılar.Birliğin yarısı uykudakiler ve muhafızların yanında kaldı;

Page 271: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

diğer yarısı ise silah başı çağrısı yapmak üzere MithrilSalonunun dört bir yanına dağıldı.

DOST

Palaları kınlanndayken kendisini çok savunmasızhissediyor ve sık sık duraksayıp kendisine oldukça ahmakçadavrandığını söylüyordu. Fakat muhtemel sonuçlar -yanidostlarının hayatı- Drizzt'i kamçılıyordu, o da ihtiyatla vesessizce bir elini diğerinin üzerine atıyor, dolambaçlı vetehlikeli oluktan yukarı milim milim çıkıyordu. Yıllar önceKaranlıkaltı'nın bir sakiniyken Drizzt de levitasyon gücünesahipti ve oluktan aşağı çok daha kolayca inmeyibaşarabilirdi. Ama görünüşe bakılırsa derin bölgelerin büyülüoluşumlarına bağlı olan o yetenek, Toril'in yüzeyine çıktıktankısa bir süre sonra Drizzt'i terketmişti.

Ne kadar düştüğünü farketmemiş ve o düşüşün ardındanhayatta kalabildiği için tanrıçası Mielikki'ye sessizceşükretmişti. Emekleyerek otuz metreyi geride bıraktı veoluğun kolay ilerlenebilen meyilli yerini aştı. Geri kalankısım ise neredeyse dimdikti. Bütün hırsızlar kadar çevik olanDrow inatla tırmanmaya devam etti.

'Guenhwyvar'a ne oldu?' diye endişelendi Drizzt. Acabapanter, Drowun aceleyle yaptığı çağrıya kulak vermiş miydi?Yoksa Drowlardan biri, belki de fırsatçı Jarlaxle, heykelciğiyerden öylece alıp panteri kendisine mi maletmişti.

Page 272: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bir elinin üzerine diğerini atarak karış karış ilerleyenDrizzt, oluğun ağzına yaklaştı. Oluğun girişine battaniyeörtülmemişti ve yukarıdaki oda ürkütücü bir şekilde sessizdi.Drizzt, kara elf ırkının bulunduğu yerde sessizliğin pek birşeyifade etmediğini biliyordu.

Zamanında elli millik engebeli tünelleri ufacık bir ses dahiçıkartmadan aşan Drow keşif birliklerine öncülük etmişti.Haklı bir şekilde korkan Drizzt, küçük oluğun etrafındatoplanmış, silahlarını çekmiş ve esirlerinin ahmakça geridönmesini bekleyen bir düzine kara elf tasavvur etti.

Ama Drizzt'in yukarı çıkması gerekiyordu. Tehlikealtındaki dostlarının iyiliği için, Vierna ile diğerlerinin hâlâodada olduğu konusundaki korkularını yenmesi şarttı.

Eli santim santim yukarı yükselip, oluğun ağzına doğruuzanırken bir tehlike sezinledi. Hiçbir şey görmüyordu vesavaşçı içgüdülerinin sessiz haykırışları dışında elle tutulur,akla yatkın hiçbir uyarı işareti de yoktu.

Drizzt o haykırışları bir kenara atmaya çalıştı ancak elikaçınılmaz bir şekilde yavaşladı. İçgüdüleri -buna şans dadiyebilirdi-şimdiye kadar kimbilir kaç kez onu kurtarmıştı?

Hassas parmaklar ihtiyatla taşın üzerine doğru uzandı;Drizzt elini hızla kaldırma, oluğun kenarını tutup yukarıçıkma ve kendisini her ne tehlike bekliyorsa onunla yüzleşmeisteğine karşı direndi. Orta parmağının tam ucunda zorluklaalgılanabilen birşey hissetti ve durdu.

Elini geri çekemiyordu!

Page 273: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt ilk panik anı geçer geçmez örümcek ağı tuzağınıanladı ve kendisini sakinleştirdi. Menzoberranzan'da büyülüağların birçok amaç için kullanıldığına şahit olmuştu; hattaŞehrin İlk Evinin etrafı, kesilmesi imkansız olan ağiplikleriyle çevriliydi. Ve şimdi, büyülü ipliklere sadece tekbir parmağı azıcık değiyor olduğu halde, Drizzt yakalanmıştı.

Mükemmel bir sessizlik içinde mükemmel bir şekildekıpırtısız durdu. Neredeyse dimdik olan duvarlar arasındavücut ağırlığıyla tutunmak için kaslarının hareketleriniyoğunlaştırdı. Serbest olan elini yavaş yavaş pelerinine doğrugötürdü. İlk olarak palalarından birisine elini attı, sonraakıllıca davranıp fikrini değiştirdi ve aşağıdaki koridordaöldürdüğü kara elften aldığı küçük oklardan birine uzandı.

Drizzt, yukarıdaki odadan gelen Drow sesleriyle birliktedonup kaldı.

Konuştuklarını pek çıkartamıyordu ama kendisi hakkındakonuştuklarını anladı— ve dostları hakkında! Cattibrie ileWulfgar ve onların yanında her kim varsa görünüşe görekaçmayı başarmışlardı.

Ve panter de serbestçe dolaşıyordu; Drizzt, 'iblis kedi'hakkında birkaç söz ve korku dolu uyarılar duydu.

Şimdiye kadar hiç olmadığı kadar kararlı olan Drizzt,büyülü engeli kesip aşması, oluktan dışarı çıkması vedostlarının yardımına koşması gerektiğini düşünerek eliniParıltı'ya doğru geri attı. Yine de çaresizlik anı kısa sürdü.Drizzt, Vierna adamlarının büyük bir kısmı hâlâ yukarıdayken

Page 274: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bu oluğu kapattığına göre pek yakınlarda bu iki katmanıbirbirine bağlayan başka bir yol olması gerektiğini anlamıştı.

Drow sesleri uzaklaştı ve Drizzt durduğu tehlikelipozisyonu sağlamlaştırarak birkaç saniye daha geçirdi. Sonraküçük oku pelerininden aldı, üzerindeki sinsi uyku zehirinitemizleme çabasıyla okun ucunu taşa sürttü ve giysilerinesildi. Elini yapışmış olan parmağına doğru ihtiyatla kaldırdı,acıdan haykırmamak için dudağını ısırdı ve okun keskinucunu parmak derisine bastırarak deriyi yardı.

Drizzt bütün zehiri temizlemiş olduğunu ve uykuya dalıpoluktan aşağı, muhtemelen ölümüne doğruyuvarlanmayacağını sadece umut edebilirdi. Serbest eliylesıkıca tutunabileceği bir yer buldu, sarsıntı ve acı içinkendisini hazırladı. Kolunu sertçe çekti ve ağa yapışmış olankesik deriyi parmağından ayırdı.

Neredeyse acıdan bayılacak ve dengesini kaybedecekti,ama bir şekilde tutunmayı başardı. Parmağını ağzına götürdüve muhtemelen zehirlenmiş olan kanı emip tükürdü.

Beş dakika sonra aşağı koridora geri çıktı. Palalarıelindeydi. Gözleri baş düşmanı etrafta mı diye bakmak vehangi yöne gitmesi gerektiğini kestirmek için bir o yana birbu yana dönüyordu. Mithril Salonunun doğuda bir yerdeolduğunu biliyordu ancak kendisini esir alan kara elflerin onugenel olarak kuzeye doğru götürdüğünü far-ketmişti.Gerçekten de yukarı çıkan başka bir yol vardıysa.muhtemelen oluğun ötesinde ve kuzeydeydi.

Page 275: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Koridor boyunca sessizce ilerlerken -ışığının kendisini elevermesini istemediği için- Parıltı'yı kınına geri soktu amadiğer palasını önünde tuttu. Sadece birkaç yan geçit vardı veDrizzt bundan memnundu. Çünkü kendisine yol gösterecekhiçbir yeryüzü şekli olmayan şu noktada yapacağı her türlüyön seçiminin sadece tahminden ibaret olacağını farketmişti.

Sonra bir kavşağa geldi. Sağ tarafında görünüşe bakılırsabulunduğu yere paralel uzanan bir tünel boyunca ilerleyenhızlı ve çevik bir siluet farketti.

Drizzt, içgüdüsel olarak bunun Entreri olduğunu anladı.Ayrıca Entreri'nin bu katmandan yukarı çıkmanın diğeryolunu bildiği kesindi.

Drizzt yere sinip ölçülü adımlar atarak sağa doğru gitti.Şimdi kendisi takip eden kişi olmuştu, takip edilen değil.

Paralel tünelin başına gelince duraksadı, derin bir nefes aldıve kafasını uzatıp baktı. Hızla hareket eden o siluet çokilerideydi ve beklenmedik bir şekilde yeniden sağa döndü.

Drizzt bu rota değişikliğini şüpheyle düşünüp tarttı.Entreri'nin sola doğru gitmesi, yani Drizzt'in takip ettiğinisandığı yola yakın kalması gerekmiyor muydu?

Drizzt, kiralık katilin takip edildiğini anladığından vekendisini avantajlı olduğunu düşündüğü bir yere doğruçektiğinden şüpheleniyordu. Fakat Drizzt şüphelerine kulakvererek gecikmeyi göze alamazdı, özellikle de çetin bir rakibeçatmış olan dostlarının kaderi sallantıdayken. Hızla sağadoğru gitti ve hiçbir yol katedemediğini, Entreri'nin rotasının

Page 276: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ikisini de kesişen geçitlerden oluşan bir labirente çıkardığınıfarketti.

Kiralık katil artık görünürlerde olmadığı için Drizzt zemineyoğunlaştı. Üstün enfrarujlu görüş kabiliyeti sayesindeEntreri'nin ayak izlerinin zar zor olsa bile hâlâ belirginolduğunu görerek rahatladı. Kafası aşağı doğru eğikken,kiralık katilin kendisinden kaç saniye ileride ya da kaç saniyegeride olduğunu pek bilmezken tehlikeye açık olduğunufarketti. Zira Drizzt, Entreri'nin onu bu yere çekme sebebiningeri dönüp kendisine arkasından yaklaşmak olduğunubiliyordu.

Dar tüneller, yerlerini daha geniş doğal mağaralarabırakırken Drow, Entreri'nin yürüyüş temposuna zar zoryetişiyordu. Ayak izleri silikti ve hızla soğuyordu ancakDrizzt yine de takip etmeyi başardı.

İleriden gelen küçük bir haykırma sesi Drizzt'in durmasınısağladı. Drizzt, bunun Entreri'nin sesi olmadığını biliyordu.Fakat henüz bir bağlantıya geçebilecek kadar dostlarına yakınolmadığını da tahmin ediyordu.

Peki o zaman bu kimdi?

Drizzt gözleri yerine kulaklarını kullanıp küçük yankılararasından zar zor duyulabilen bir inleme sesini tespit etti. Ozaman, Drow savaşçısı eğitimi almış olduğuna ve dolambaçlıtünellerdeki yankı tınılarını ayırdetme üzerine yıllarcaçalıştığına memnun kaldı.

Page 277: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

İnilti daha da yükseldi; Drizzt bu sesin kaynağının köşeninhemen ardında, onun baktığı açıdan küçük ve oval bir mağaragibi görünen yerde bulunduğunu biliyordu.

Drow, bir palasını aşağıya indirip diğer elini Parıltı'nınkabzasına atarak hızla köşeyi döndü.

Regis!

Yara bere içindeki buçukluk, uzaktaki duvara dayanmış birşekilde oturuyordu. Elleri sıkıca bağlanmıştı, ağzında ince birtıkaç vardı ve yanakları kurumuş kanla kaplıydı. Drizzt'in ilkiçgüdüsü yaralı dostuna doğru koşmak oldu, ama bunun akıllıEntreri'nin sayısız hilelerinden biri olmasından çekinerekaniden durdu.

Regis onu farketti, ona çaresiz bir halde baktı.

Drizzt o ifadeyi daha evvel görmüştü ve buçukluğunyüzündeki bakışın, kılık değiştiren Entreri'nin maskeyi taksınya da takmasın hiçbir şekilde taklit edemeyeceği derecedesamimi olduğunu biliyordu. Bir saniye içinde buçukluğunyanına vardı, bağları kesti ve sıkı ağız tıkacını çıkarttı.

"Entreri..." diye nefes nefese konuşmaya başladı buçukluk.

"Biliyorum," dedi Drizzt sakince.

"Hayır," diye sertçe karşılık verdi Regis, Drowun kendisineilgi göstermesini isteyerek. "Entreri... biraz önce..."

Page 278: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Benden bir dakikadan az bir süre önce buradan geçti,"diye buçukluğun sözünü tamamladı Drizzt, Regis'in zar zoraldığı nefesini zorunlu kalmadıkça harcamasını istemeyerek.

Regis başıyla onayladı. Sanki kiralık katilin mağaraya gerigelmesini ve ikisini de öldürmesini bekliyormuş gibi,yuvarlak gözleri bir oraya bir buraya bakmıyordu.

Drizzt, o anda daha çok buçukluğun yaralarını incelemeklemeşguldü. Ayrı ayrı açılmış olan yaralar yüzeyselgörünüyordu fakat hepsi birleşince buçukluğu gerçekten defeci bir hale sokmuştu. Drizzt, yeni çözülmüş ellerinin kandolaşımını sağlaması için Regis'e birkaç saniye verdiktensonra buçukluğu ayağa kaldırmaya çalıştı.

Regis hemen kafasını salladı; büyük bir baş dönmesidalgasıyla birlikte dizleri boşaldı ve eğer Drizzt onuyakalaınasaydı yere düşüp taş zemine çarpacaktı.

"Beni bırak," dedi Regis, beklenmedik bir fedakarlıkgöstererek.

Boyun eğmez Drow teselli edercesine gülümsedi ve Regis'iyanına çekip ayağa kaldırdı.

"Birlikte gideceğiz," diye açıkladı kayıtsızca. "Senin benibırakmayacağın gibi, ben de seni bırakmam."

O zamana kadar, kiralık katilin ayak izleri takipedilemeyecek kadar soğumuştu. Bu nedenle Drizzt, yukarıkatmana açılan geçide dair bir ipucuna rastlamayı umutederek körlemesine ilerledi. Şimdi diğer kılıcı yerine Parıltı'yi

Page 279: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çekmişti; kılıcın ışığını, yerdeki küçük çıkıntılardansakınabilmek ve Regis'in daha rahat yürümesini sağlamak içinkullanıyordu. Drizzt onu çekerek götürürken Regis'inayağının yere adım atmaktan çok sürtünmesiyle vebuçukluğun inle-meleriyle birlikte hiçbir gizliliklerikalmamıştı.

"Onun beni... öldüreceğini... düşündüm," diye belirttiRegis, nefesini zar zor alıp bütün bir cümle sarfedebilecekkadar tutmayı başardığında.

"Entreri yalnızca kendi avantajına olduğunu düşündüğüzaman öldürür," diye yanıtladı Drizzt.

"Neden yanında... beni de getirdi?" diye içten bir şekildemerak etti Regis. "Ve neden... beni bulmanı sağladı?"

Drizzt minik dostuna merakla baktı.

"Seni bana getirdi," diye açıkladı Regis. "O..." Buçuklukbirdenbire yığıldı, ama Drizzt'in güçlü kolu onu ayaktatutmaya devam etti.

Drizzt, Entreri'nin kendisini neden Regis'e götürdüğünükesin bir şekilde anladı. Kiralık katil, Drizzt'in Regis'i deyanına alacağını biliyordu— Entreri'nin düşüncesine göreDrizzt ile arasındaki fark da tamamıyla buydu zaten. Entreri,bu merhamet duygusunun Drowun zayıflığı olduğunainanıyordu. Doğruyu söylemek gerekirse gizliliği bozulmuşolan Drizzt, şimdi bu kedi fare oyununu Entreri'ninkurallarına göre oynamak ve aynı zamanda kendisine yükolan dostuna da en az oyuna gösterdiği kadar ilgi göstermek

Page 280: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

zorundaydı. Şansı yaver gidip üst katmana çıkan yolu bulsabile, Entreri onu yakalamadan önce dostlarına ulaşmak içinepey zorlanacaktı.

Drizzt farketti ki, Entreri'nin Regis'i ona buldurmasınınsebebi Drowa fiziksel bir yük oluşturmaktan çok dürüst birdövüşü sağlama almaktı. Regis yakınlarda bir yerde biçare birşekilde yatarken, Drizzt aralarındaki kaçınılmaz dövüştebütün kalbiyle savaşacak, kaçmayı hiç düşünmeyecekti.

Regis, bir sonraki yarım saat içinde baygınlık geçiripdurdu. Drizzt ise hiç şikayet etmeden yükünün dengesinisağlamak için sık sık bir kolundan diğerine alarak onutaşımaya devam etti. Drow rancerin tünellerde yolunu bulmabecerisi yüksekti ve bu labirenti çözme işinde epey yol aldığıkonusunda kendinden emindi.

Geçmiş oldukları bir sürü koridordan biraz daha yüksek vegeniş olan uzun ve düz bir geçide çıktılar. Drizzt, Regis'ihafifçe bir duvara yasladı ve kayaların yapısını inceledi.Zeminde zar zor far-kedilen ve güneye doğru yükselen birmeyil tespit etti. Ama kuzeye giderken hafifçe aşağı doğruiniyor olmaları Drowu hiç rahatsız etmiyordu.

"Burası bu bölgenin ana koridoru," diye en sonunda kararverdi. Regis kafası karışmış bir şekilde ona baktı.

"Bir zamanlar buradan gürül gürül sular akıyordu," diyeaçıkladı Drizzt, "muhtemelen dağı yarıp geçiyor ve kuzeydekibir şelaleyle dışarı çıkıyordu."

"Aşağı doğru mu gidiyoruz?" diye sordu Regis.

Page 281: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt başıyla onayladı. ''Ama eğer buralarda MithrilSalonunun aşağı katmanlarına açılan bir geçit varsa, bu yolunüzerinde olması muhtemeldir."

"Tebrikler," diye bir cevap geldi, belli bir mesafe öteden.Drizzt ile Regis'in sadece beş on metre ilerisinde bulunan biryan geçitten dışarı incecik bir suret çıktı.

Drizzt'in eli içgüdüsel olarak pelerininin altına doğru gitti.Ama palalarına daha fazla güvenen Drow, kiralık katil onayaklaşırken elini derhal geri çekti.

"O kadar çok istediğin umudu sana verdim mi bari?" diyealay etti Entreri. Sessizce birşeyler mırıldandı— muhtemelensilahına bir emir vermişti, zira ince kılıcı mavi-yeşil tonlarıylaçılgınlar gibi parlamaya başladı ve düşmanına doğru yavaşçayürüyen kiralık katilin zarif suretini hafif bir şekildeaydınlattı.

"Pişmanlık duyacağın bir umut," diye yanıtladı Drizztsertçe.

Yüzünde geniş bir gülümsemeyle cevap verirkenEntreri'nin bembeyaz dişleri camgöbeği ışıkla parıldadı;"Görelim bakalım,"

-18-

"Yaptığı gürültü bütün Karanlıkaltı'nı başımızatoplayacak," diye Bruenor'a fısıldadı Cattibrie. Bahsettiği şey

Page 282: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

savaş öncüsünün hiç durmadan cıyaklayan zırhıydı. Budurumu farkeden Pwent, ileri çıkıp diğerlerinden epeyuzaklaşmıştı ve azar azar arayı açıyordu. Zira insan olanCattibrie ile Wulfgar, enfrarujlu ışık tayfını görme yeteneğinesahip olmadıkları için sürekli olarak bir elleriyle Bruenor'atutunmak ve oldukça ağır gitmek zorunda kalıyorlardı.Yalnızca arada bir başı çeken ve daha sık olarak Bruenor ilesavaş öncüsü arasında ulaklık görevi gören Guenhwyvar,küçük grubun iki başı arasındaki iletişimi sağlıyordu.

İleriden gelen başka bir gıcırtı sesi Bruenor'un yüzünüekşitmesine sebep oldu. Cattibrie'ın kabullenmiş bir şekilde içgeçirdiğini duydu ve o da kızla hemfikir oldu. DeneyimliBruenor, bu işin ne kadar nafile olduğunu kızından daha iyianlıyordu. Pwent'e gürültülü zırhını çıkarttırmayı düşündüancak bu fikri çabucak bir kenara itti. Dördü de çırılçıplakdolaşsaydı bile, kara elflerin hassas kulaklarının onların ayakseslerini marş trampetleri kadar net bir şekilde duyacağınıanlamıştı.

"Meşaleyi yak," diye Wulfgar'a talimat verdi.

"Bunu kesinlikle yapamazsın," diye karşı çıktı Cattibrie.

"Etrafımızdalar," diye yanıtladı Bruenor. "O köpeklerin varlığını hissedebiliyorum ve bizi ışık olmasa da gayet iyigörüyorl; zaten. Bir dövüşe daha girmeden buradan çıkmamızimkansız, bunu şimdi biliyorum. O zaman onlarla daha çokbizim lehimize olan şartlarda dövüşebiliriz."

Cattibrie kafasını çevirdi fakat zifiri karanlığın içindehiçbir şey göremiyordu. Ancak Bruenor'un gözlemlerindeki

Page 283: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

gerçeklik payını anladı, etraflarında karanlık ve sessizsiluetlerin dolaştığını ve bahtsız grubun çevresindeki halkayıdaraltmakta olduklarını hissetti. Bir saniye sonra Wulfgar'ınmeşalesi alevlerle parladığında Cattibrie gözlerini kırpıştırıpkısmak zorunda kaldı.

Katıksız karanlığın yerini titrek gölgeler aldı; Cattibrie butünelin hiç yontulmamış, terkettikleri tünellerden daha doğalve engebeli olduğunu görerek şaşırdı. Tavanda ve duvarlardataşla toprak birbirine karışmış olduğundan bu yerin sağlamlığıkonusunda genç kadının güveni azaldı. Kafasının üzerindeduran yüzlerce tonluk toprak ve kayanın tam olarak farkınavardı, taşlar arasındaki hafif bir kıpırtının kendisinin vedostlarının çabucak ezilmesini sağlayacağını anladı.

"Derdin nedir?" diye sordu Bruenor, kızın tedirginliğinigörerek. Wulfgar'a doğru döndü ve onun da aynı şekilderahatsız olduğunu anladı.

"Yontulmamış tüneller," diye belirtti cüce, ne olduğunuanlayarak. "Vahşi derinliklere alışkın değilsiniz." Boğumluellerinden birini biricik kızının koluna koydu ve kızın boncukboncuk soğuk terler döktüğünü farketti.

"Alışacaksınız," diye kibarca söz verdi cüce. "Drizzfinaşağıda yalnız başına olduğu ve yardımımıza ihtiyaçduyduğunu hatırlayın yeter. Zihninizi bu gerçeğeyoğunlaştırırsanız kafanızın üzerindeki taşlan çabucakunutursunuz."

Cattibrie azimli bir şekilde başıyla onayladı, derin bir nefesaldı ve alnındaki teri kararlılıkla sildi. Sonra Burenor, başı

Page 284: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çeken savaş öncüsünün yerini tespit edip edemeyeceğinigörmek için meşale ışığının ötesine çıkacağını söyleyerekilerleyip uzaklaştı.

"Drizzt'in bize ihtiyacı var," dedi Wulfgar, Cattibrie'a cücegider gitmez.

Adamın ses tonu karşısında şaşıran Cattibrie, barbara doğrudöndü. Wulfgar uzun süredir ilk defa onunla konuşurken nekorumacı bir tavır takınmış, ne de köpüren bir hiddetsergilemişti.

Wulfgar ilerleyip Cattibrie'ın yanına geldi ve yürümesi içinkolunu usulca kızın beline doladı. Cattibrie, barbarın yavaşadımlarına uyum sağladı. Bu sırada onun yakışıklı yüzünüinceliyor ve güçlü yüz hatlarında gördüğü bariz ıstırabınsebeplerini düşünüyordu.

"Şu iş hele bir bitsin de konuşacağımız çok şey var," dedisessizce.

Cattibrie durdu, ona şüpheyle baktı— ve bu bakış, sankibarbarı daha da fazla yaralamış gibiydi.

"Dileyeceğim bir sürü özür var," diye açıklamaya çalıştıWulfgar, "Drizzt'den, Bruenor'dan ama en çok da senden.Regis'in -Artemis Entreri'nin- beni öyle kandırmasına izinverdim!" Cattibrie'a yakından baktığında ve mavigözlerindeki sert kararlılığı gördüğünde Wulfgar'ınyükselmekte olan heyecanı uçup gitti.

Page 285: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Şu son birkaç hafta içinde olanlar kesinlikle kiralık katilve büyülü yakut süsü tarafından körüklendi," diye kabul ettigenç kadın, "ama korkarım ki bu sorunlar Entreri gelmedenönce de vardı. İlk olarak, bunu kendine itiraf etmelisin."

Wulfgar kafasını çevirdi, kızın sözlerini düşündü ve başıylaonaylayarak kabul etti. "Konuşacağız," diye söz verdi.

"Drowlarla işimiz bittikten sonra," dedi Cattibrie.

Barbar yine başıyla onayladı.

"Ve gruptaki yerini de aklından çıkartma," dedi Cattibrie."Grup içinde üzerine düşen bir görev var ve bu görev de benikollamak değil. Yerini koru."

"Ve sen de kendi yerini," diye hemfikir oldu Wulfgar.Barbarın gülümsemesi, Cattibrie'in içini sıcaklıkla doldurdu.Bu gülümseme barbarda bulunan o özel, çocuksu, masum veyargılamayan vasıfları, yani Wulfgar'a tutulmasını sağlayanvasıfları Cattibrie'a keskin bir şekilde yeniden hatırlattı.

Barbar yine başıyla onayladı ve hâlâ gülümseyerekyürümeye başladı. Cattibrie da onun yanındaydı— artıkarkasında değildi.

"Sana bütün bunları ben verdim," diye kışkırttı Entreri,rakibine doğru yavaşça yaklaşırken. Sanki devasa bir hazineyığınına düzenlenen bir gezi turuna rehberlik ediyormuş gibiparlayan kılıcı ve mücevherli hançeri iki yana doğru açaraketrafı gösterdi. "Benim çabalarım sayesinde bir kez daha

Page 286: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

umudun var, bu tünellerde gün ışığını yeniden görebileceğinebir parça olsun inanarak dolaşıyorsun."

Çenesi dimdik duran ve palaları elinde olan Drizzt cevapvermedi.

"Minnettar değil misin?"

Drizzt, Regis'in, "lütfen öldür onu,'" diye kırık dökükfısıldadığını duydu. Muhtemelen bu Drow rancerin şimdiyekadar duymuş olduğu en dokunaklı yalvarıştı. Yan tarafadoğru baktığında buçukluğun dizginleyemediği bir korkuylatitrediğini, dudaklarını ketnir-diğini ve hâlâ şiş olan ellerinibirbirine doladığını gördü. 'Regis, Entreri'nin ellerindekimbilir ne dehşetler yaşadı,' diye farketti Drizzt.

Kafasını çevirdi ve kendisine yaklaşan kiralık katile baktı;Parıltı hiddetle aydınlandı.

"Şimdi dövüşmeye hazırsın," diye belirtti Entreri, dudaklarıo alışılageldik şeytani gülümsemesiyle birlikte kıvrılarak."Peki ölmeye hazır mısın?"

Drizzt pelerinini omuzlarının gerisine attı ve cesurcailerledi, zira Regis'in yakınlarında bir yerde dövüşmekistemiyordu. Entreri, sadece Drizzt'e işkence etmek veDrowun hiddetini arttırmak için o ölümcül hançerinibuçukluğa saplayabilirdi.

Kiralık katilin hançer tutan eli sanki fırlatmaya niyetliymişgibi geri çekildi ve Drizzt içgüdüsel olarak yere sinerekkılıçlarını savunmacı bir şekilde yukarı kaldırdı. Fakat Entreri

Page 287: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hançeri bırakmadı ve yüzünde genişleyen gülümsemesifırlatmaya hiç niyeti olmadığını gösterdi.

İki adım daha atan Drizzt kılıçlarının erişebileceğimesafeye geldi. Palaları akıcı danslarını yapmaya başladı.

"Gergin misin?"diye alay etti kiralık katil, kendisine doğruuzanan Parıltı'ya kaliteli kılıcıyla manalı bir şekilde vurarak."Elbette gerginsin. Senin o hassas kalbinin sorunu, tutkunuzayıflatan şey de bu zaten, Drizzt Do'Urden.'"

Drizzt kurnazca kılıçlarını çaprazladı. Sonra alçak biraçıdan Entreri'nin kemerine doğru hamle yaparak kiralık katiligöbeğini içeri çekmeye ve palaların ilerleyişini durdurmakiçin hançerini aşağı indirmeye zorladı.

"Kaybedecek çok şeyin var," diye devam etti Entreri, buyakın hamle karşısında kaygısızmış gibi görünerek. "Eğerölürsen, buçukluğun da öleceğini biliyorsun. İlgini dağıtançok fazla şey var. dostum, savaşa odaklanmanı engelleyen birsürü ayrıntı var." Kiralık katil son sözünü söylerken hamleyaptı. Drizzt'in savunmasını yarıp hançeri sokabileceği birboşluk elde etmeye çalışırken bir paladan diğerine çarpankılıcı vahşice çınladı.

Drizzt'in savunmasında hiçbir boşluk yoktu. Drizzt, herzaman olduğu gibi hünerle yaptığı her manevrayla birlikteEntreri'yi başladığı yere döndürüyordu ve azar azar kılıçlarınısavunmadan saldırıya geçirdi. Kiralık katili savuşturdu ve onubir mola daha vermeye zorladı.

Page 288: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Mükemmel!" diye tebrik etti Entreri. "İşte şimdi tümkalbinle savaşıyorsun. Calimport'daki dövüşümüzden beribeklediğim an buydu işte."

Drizzt omuz silkti. "Lütfen seni hayalkırıklığına uğratmamısağlama," dedi ve şiddetle saldırdı. Yukarıdaki mağaradayaptığı gibi palalarını bir pervane ucuymuş gibi açılandırdı veonlarla birlikte döndü. Entreri'nin yine bu harekete karşıpratik bir savunma manevrası yoktu— tabii palaların kısalanmesafesinden uzakta durmaktan başka.

Drizzt dönmeyi bıraktı ve hafifçe kiralık katilin soluna,yani hançer tutan eline doğru eğildi. Drow ileri doğru dalışageçip yuvarlandı ve Entreri'nin o anda yaptığı hamledenkupayı kurtuldu. Sonra tekrar ayağa kalkıp derhal vücudunungidiş yönünü değiştirdi ve Entreri'nin etrafından dolaştı.Drizzt'in bu hareketi Entreri'yi topukları üzerinde dönmeye vekendisine doğru savrulan palaları kontrol altında tutmak içinkılıcını çılgınlar gibi sallamaya zorladı.

Entreri artık gülümsemiyordu.

Ne yapıp edip darbe almaktan sakınmayı başardı, ancakDrizzt saldırısını sürdürerek katili topukları üzerinde tuttu.

Bir el arbaletinin, mağaranın ilerisinden bir yerden gelenhafif 'klik' sesini duydular. İki ezeli düşman aynı anda gerisıçrayıp yerde yuvarlandılar ve arbalet oku hiçbir zararvermeden ortalarına düştü.

Beş tane karanlık suret kılıçlarını çekmiş bir şekilde onlaradoğru yaklaşıyordu.

Page 289: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Senin dostların," diye belirtti Drizzt sertçe. "Görünüşebakılırsa dövüşümüz bir kez daha ertelenecek."

Yaklaşmakta olan kara elflere bakarken Entreri'nin gözleriaçık bir nefretle kısıldı.

Drizzt, kiralık katilin sinirini bozulmasının sebebinibiliyordu. Vierna. Entreri'ye başka bir dövüş izni daha verirmiydi, özellikle de tünellerde Drizzt'i arayan kudretlidüşmanlar varken? Ve izin verecek olsa bile Entreri, dahaönceki dövüşte olduğu gibi bütün özgürlük umutlarısönmüşken Drizzt'i şimdiki gibi savaşmaya kış-kırtamayacağını anlamıştı.

Yine de kiralık katilin bir sonraki cümlesi Drow rancerioldukça şaşırttı.

"Duergarlara karşı savaştığımız zamanı hatırlıyor musun?"

Kara elf askerler yaklaşmayı sürdürerken Entreri yenidenDrizzt'e saldırdı. Drizzt hızlı, ama yeterince iyinişanlanmamış olan saldırıyı kolayca savuşturdu.

"Sol omuz," diye fısıldadı Entreri. Sözlerinin hemenardından kılıcı havaya yükseldi ve Drizzt'in omuzuna doğrudalışa geçti. Parıltı sağ taraftan darbeyi durdurmak için geldi,ancak hamleyi kaçırdı ve kiralık katilin kılıcı içeri dalıpDrowun pelerininde temiz delikler açtı.

Regis haykırdı; Drizzt bir palasını düşürdü ve yana doğruyalpalayarak acı çektiğini açık açık gösterdi. Entreri'nin kılıcıaşağı indi ve Drowun boğazından taş çatlasa beş milim ötede

Page 290: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

durdu. Parıltı ise bir savuşturma yapamayacak kadaraşağıdaydı.

"Pes et!" diye haykırdı kiralık katil. "Silahını bırak!" Parıltıtangırdayarak yere düştü ve Drizzt abartılı bir şekilde ikibüklüm durmaya devam etti, sanki her an yere yığılacakmışgibi görünüyordu. Onların arkasında duran Regis yüksek sesleinledi ve kaçmaya çalıştı, ama çürükler içindeki bitkin kol vebacakları onu destekleyemedi, hatta emekleyecek gücü bileona bahşetmedi.

Kara elfler, meşale ışığıyla aydınlatılmış alana ihtiyatlagirdiler. Birbirileriyle konuşuyor ve kiralık katilin çıkardığıiyi işi takdir edercesine başlarını sallıyorlardı.

"Onu Vierna'ya geri götüreceğiz," dedi içlerinden birisi,kırık dökük bir Ortak Lisanla.

Entreri başıyla onaylamaya başladı sonra aniden hızladöndü ve kılıcını konuşan Drowun göğsüne sapladı.

Parıltı'yi yerden alıp dövüşe aşağıdan başlayan ve aslındayaralı olmayan Drizzt, palalarını hızla yukarı kaldırdı vedönerek ayağa kalktı. Bir palası en yakındaki Drowungöbeğini kesip geçtikten sonra diğer kılıcı da birinciyi takipetti. Yaralanan kara elf geri çekilmeye çalıştı ama Drizzt çokhızlıydı. Arkadan takip eden kılıcının yönünü değiştirerekileri ve yukarı doğru bir saplama hamlesi yaptı. Kılıcın uçkısmı kara elfin kaburgalarının altına battı ve göğüsçukurunda bir delik açtı.

Page 291: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Entreri o zaman üçüncü Drow ile karşı karşıyaydı. Düşmankara elfin ikiz kılıçları kiralık katilin hançer ve kılıcını kontroledebilmek için çılgınlar gibi çalışıyordu. Kiralık katil busavaşın çabucak bitmesini istiyordu ve sergilediği hamleserileri tamamen saldırı üzerineydi, hızla öldürmek içintasarlanmışlardı. Ama uzun süredir Bregan D'aerthe'nin biraskeri olan bu Drow, savaş konusunda acemi değildi. Drow,yarım ve tam dönüşler yaptı, geriye doğru yuvarlandı vekılıçlarını gözle görülemeyecek bir hızla üstüste koyarak birsavunma duvarı oluşturdu.

Entreri hüsran içinde hırladı, ama rakibinin ufacık bir hatayapmasını umarak baskıyla saldırmayı sürdürdü.

Drizzt kendisini iki rakiple karşı karşıya buldu. Burakiplerden bir tanesi serbest olan elindeki küçük arbaletyayını havaya doğru kaldırırken acımasızca gülümsedi. FakatDrizzt daha hızlı davrandı. Palasını tam önünde hizayagetirdi, böylece Drow ateş ettiğinde küçük ok kılıca çarptı vezarar vermeden havaya yükseldi.

Drow, el arbaletini Drizzt'e fırlattı ve taşıdığı ince kılıcınyanında kullanacağı bir kama çıkartmaya yetecek birsüreliğine ranceri geri çekilmeye zorladı.

Drizzt yana doğru eğildiğinde diğer Drow görüntüitibarıyla beliren avantaja sıkı sıkı sarılarak uzun ve kısakılıçlarını şiddetli bir şekilde savurdu.

Drizzt bütün saldırıları inanılmaz bir şekilde savuştururkenmetalin metale çarpma sesi bir düzine, hatta iki düzine kezduyuldu. Sonra ikinci Drow da dövüşe katıldı ve oldukça

Page 292: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hünerli olan Drizzt bile kendisini feci bir baskı altında buldu.Parıltı, kısa kılıcı engellemek için hızla hareket etti vesaplama hamlesi yapan uzun kılıcın ucunu aşağı indirmek içinhareketine devam ederek daha da ilerledi. Sonra diğer yönedoğru savruldu ve kamayı zar zor savuşturdu.

Bu dövüş birkaç uzun ve çılgın saniye boyunca böyledevam etti. İki Bregan D'aerthe askeri uyum içinde çalışıyor,her biri kendi hareketini diğerine göre ölçüp tartıyor, ikisi deyol arkadaşı savunmasız kaldığında muntazaman savunmayıarttırıyordu.

Drizzt bu ikisini yenebileceğinden emin değildi ve bunubaşaracak olsa bile savaşın onun lehine dönmesi uzun zamanalacaktı. Omuzunun üzerinden baktığında Entreri'nin saldırırutinini bozduğunu ve hünerli rakibine karşı daha hafif birritim tutturduğunu gördü.

Kiralık katil Drizzt'i gördü ve görünüşe bakılırsa Drizzt'iniçinde bulunduğu zor durumu farketti. Başını hafifçesallayarak onayladı ve Drizzt, Entreri'nin mücevherlihançerini tutuşunda ufak bir değişim algıladı.

Drizzt aniden harekete geçerek ileri atıldı, kılıç ve kamakullanan Drowu geri püskürttü. Sonra diğer Drowa doğrudöndü, palalarını aşağıdan başlayıp yukarı doğru savurarakyükseltti ve Drowun uzun kılıcını yukarı kaldırmasını sağladı.

Hiçbir şey anlamayan düşman Drow, karşı saldırıyageçmeden önce kılıcını bir saniye -çok uzun olan bir saniye-daha havada tuttu.

Page 293: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Silah havada hızla uçarken Entreri'nin hançerininmücevherleri çok sayıda ışıkla parladı ve tehlikeye açıkDrowun havaya kaldırdığı kolunun altından kaburgalarınasaplandı. Drow hırıldandı ve yana doğru zıplayarak duvarasertçe çarptı, ama hem dengesini korumayı hem de kılıçlarınıönünde tutmayı başardı.

Drowun yoldaşı, Drizzt'in ne yapacağını anlayarak derhalyardıma geldi. Uzun kılıç aşağı savruldu, yukarı sıçradı veyüksekten bir darbe indirmek için hızla döndü.

Drizzt ilk darbeyi savuşturdu, ikinci darbeyi önledi vetahmin ettiği gibi yüksekten gelen üçüncü hamleden eğilerekkurtuldu. Drizzt yana doğru manevra yaptı, iki kılıcıyla birdenani ve kısa kesikler atarak tökezleyen yaralı Drowunsavunmasını yardı. Palalardan birisi Drowun tenine, hemenhançerin yanına battı; diğeri de çabucak onu takip ederekdaha derine saplandı ve işini bitirdi.

Drizzt kılıcını geri çıkartırken içgüdüsel olarak yatay birşekilde yukarı kaldırdı. Diğer Drowun aşağı doğru inen kafakesme darbesini durdururken palanın metal kısmı mükemmelbir notayla çınladı.

Entreri ile dövüşen Drow, kiralık katil hançeri fırlatırfırlatmaz saldırıya geçti. İkiz kılıçlar hızla çalışıp Entreri'ninkılıcını yukarı aşağı, sağa sola uzanmaya zorladı. Kiralıkkatili kendi istediği bir duruma getiren ve katilin sonunungeldiğini düşünen Drow, çifte saplama hamlesi yaptı. İki kılıcıbirbirine paralel bir şekilde katile doğru saplandı.

Page 294: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Entreri'nin kılıcı inanılmaz bir hızla önce birine, sonradiğerine vurup iki darbeyi de savuşturdu. Sağ tarafındakikılıca ters taraftan bir kez daha vurduğunda Drowun silahınıneredeyse elinden düşürmesini sağlayacaktı. Sonra üçüncü birdarbeyle düşmanının kılıcını yukarı kaldırdı.

Drizzt'in ikinci palası onu ölü Drowun göğsündençekmesiyle serbest kaldı, ama Drizzt kılıcı o anda yüzleştiğirakibine doğru döndürmedi. Palasının ucunu saplanmış duranhançerin kabzasının altına yerleştirdi ve Entreri'nin silahıyakalamaya hazır olduğunu görünce kılıcını savurarak çekiphançerin uçarak gitmesini sağladı.

Entreri, hançeri serbest olan eliyle yakaladı ve silahınyönünü değiştirerek rakibinin yüksekte duran kılıçlarınınaltında açıkta kalan kaburgalarına sapladı. Kiralık katilsıçrayarak geri çekildi; ölmekte olan Drow gözlerineinanamayarak ona bakıyordu.

'Ne acınası bir görüntü,' diye düşündü Entreri, düşmanınınartık gücü kalmamış olan kollarıyla silahlarını kaldırmayaçalışmasını izleyerek. Drow yere yığılıp ölürken, kiralık katilduygusuz bir şekilde omuz silkti.

Birebir kalmış olan Drow, kısa süre içinde Drizzt Do'Urdenile başa çıkamayacağını anladı. Hareketlerini savunmaağırlıklı tuttu ve daha çok Drizzt'in yan taraflarına doğruçalıştı. Sonra umutsuz bir fırsat farketti. Darbeler yağdıranpalaları kontrol altında tutmak için çılgınlar gibi kılıcınısallayan Drow, sanki fırlatmaya niyetliy-miş gibi kamasınıelinin içinde döndürdü.

Page 295: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt derhal savunma manevraları sergiledi. Bir palasımuhtemelen fırlatılacak olan kamanın önüne geçti, diğeri isebaskı yapmaya devam etti.

Ama düşman savaşçı yan tarafa doğru bakınca pek uzaktaolmayan ve savunmasız bir şekilde yerde yatan buçukluğugördü.

"Teslim ol, yoksa buçukluğu öldürürüm!" diye Drowlisanında haykırdı, kötü kara elf.

Drizzt'in lavanta renkli gözleri acımasızca parladı.

Bir pala Drowun bileğini kesti ve kamayı Drowun elindendüşürdü; Drizzt'in diğer palası kılıcı çabucak savuşturduktansonra aşağı savruldu ve düşmanının dizini kesti. Parıltı mavibir ışık huzmesi halinde geldi aşağı inen kılıcı kenara savurduve alçaktaki pala ise dosdoğru hamle yaparak Drowun belinesaplandı.

Sonu gelen kara elf yüzünü buruşturdu, geri çekilmeye, bir-şeyler söylemeye, teslim olduğuna dair birşeyler konuşmayave düşmanını durdurmaya çalışırken sarsıldı. Ama Regiskonusunda yaptığı tehdit Drizzt'in gözünü döndürmüştü.

Düşman Drowun izleyebildiği tek şey Drizzt'in alev alevparlayan gözleriydi. Ve bu Drowun daha önce gördüğü hiçbirşey, ne acımasız bir rahibenin yılan başlı kamçısı, ne de birmatron ananın hiddeti ona bu denli eksiksiz bir şekilde ölümvaat etmemişti.

Page 296: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kafasını eğdi, yüksek sesle haykırdı ve dehşete kapılarak,çaresiz bir şekilde ileri atıldı.

Palalar göğsüne ayrı ayrı saplandı. Parıltı, Drowun pazısınıtemiz bir şekilde yararak kılıç tutan kolunu çaresiz bir şekildegeride tuttu, Drizzt'in diğer kılıcı ise hızla çenesinin altınageldi ve ölüm anında o lavanta renkli gözlere bir kez dahabakması için yüzünü yukarı doğru kaldırdı.

Adrenalin patlamasıyla birlikte göğsü hızla inip kalkan,gözleri içsel bir ateşle cayır cayır yanan Drizzt, rakibinincesedini kenara savurdu ve Entreri ile olan işini halletmeyehevesli bir şekilde kafasını çevirip baktı.

Ama kiralık katil ortalıklarda yoktu.

-19-

Thibbledorf Pwent, dar tünelin sonunda durmuş, önündeuzanan geniş mağarayı enfrarujlu görüş yeteneğiyletaramakta, önündeki tehlikeli bölgenin yapısını daha iyianlayabilmek için değişen ısı derecelerini incelemekteydi.Tavandan aşağı dişler gibi uzanan bir sürü uzun ve dar sarkıtıgördü. Farkedilebilir derecede daha soğuk olan iki çizgi tespitetti ve bunların yüksek duvarlardaki çıkıntılar olduğunuanladı— bir tanesi dosdoğru karşısında, diğeri ise sağtarafındaki duvardaydı. Duvarların üzerinde birkaç yerde,zemin seviyesinde karanlık delikler uzanıyordu; Pwentsolunda, durduğu yerin hemen karşısında, çaprazında ve sağtaraftaki çıkıntının altında bulunan deliklerin muhtemelen

Page 297: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

uzun tüneller olduğunu çabucak anladı. Diğer birkaçının isedaha küçük yan daireler ya da oyuklar olduğu sonucuna vardı.

Savaş öncüsünün yanında duran Guenhwyvar'ın kulaklarıgeriye doğru yatmıştı ve sessiz hırıltısı zar zor duyuluyordu.'Panter de tehlikeyi seziyor,' diye farketti Pwent.Guenhwyvar'a kendisini takip etmesini işaret etti -bir anda,yanında bu denli alışılmadık bir yol arkadaşı olmasından okadar da huzursuz olmadığını anlamıştı-ve diğerlerini odayagirmeden önce durdurmak üzere kendisine yaklaşan meşaleışığına doğru koridor boyunca hızla geri koşturdu.

"İçeri giriş ve dışarı çıkış için en az üç ya da dört tane yolvar," diye yol arkadaşlarına ciddiyetle bildirdi savaş öncüsü,"ve mekan boyunca uzanan bi çok açık alan mevcut."Mağarayı detaylı bir şekilde betimlemeye devam etti ve barizbir şekilde saklanma yeri olan bir sürü oyuğa da önemledikkat çekti.

Pwent'in meşum korkularını paylaşan Bruenor başıylaonayladı ve diğerlerine baktı. Düşmanların yakında olduğunu,hatta etraflarını sarmış bir şekilde hızla onlara yaklaştığını oda hissediyordu. Cüce kral geldikleri yola geri baktı, bubölgenin etrafından dolaşabilecekleri başka bir yol düşündüğüapaçık ortadaydı.

"Baskın yapma planlarını onlara karşı kullanabiliriz," diyeönerdi Cattibrie, Bruenor'un umutlarının nafile olduğunubildiğinden dolayı. Yol arkadaşlarının kıymetli zamanı çokdaralmıştı ve geçmiş oldukları yan tünellerin pek azı Drizzt'ibulabilecekleri aşağı bölümlere ya da geniş tünellere açılmakonusunda gelecek vaat ediyordu.

Page 298: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor'un koyu renkli gözlerinde bir savaş arzusukıvılcımı parladı, ancak bir saniye sonra GuenhwyvarCattibrie'in ayaklarının dibine çöküp oturunca cüce kralkaşlarını çattı.

"Kedi uzun süredir burada," diye mantık yürüttü gençkadın. "Guenhwyvar'ın pek yakında dinlenmeye ihtiyacıolacak." Wulfgar ile iki cücenin yüz ifadeleri bu haberden pekhoşlanmadıklarını belli ediyordu.

'"Dümdüz ilerlemek için bir sebep daha," dedi Cattibriekararlılıkla. "Guen'in hâlâ biraz dövüşecek gücü var, bundanşüpheniz olmasın!"

Bruenor bu sözleri düşünüp tarttıktan sonra başıyla sertçeonayladı ve birçok çentiği olan baltasının sapını öteki elininavuç içine vurdu. "Bu düşmanlarla yakından dövüşmeliyiz,"diye hatırlattı dostlarına.

Pwent, acı iksirini ortaya çıkarttı. "Bi yudum daha alın,"diye önerdi Cattibrie ile Wulfgar'a. "Bu meretin kanınızdataze taze dolaştıından emin olmak gerek."

Cattibrie yüzünü buruşturdu ama matarayı alıp içti ve sonraWulfgar'a uzattı. O da aynı kızın yaptığı gibi kaşlarını çattı veküçük bir yudum aldı.

Bruenor ile Pwent, diğerlerinin ortasında yere çömeldi vePwent, çabucak mağaranın kaba bir haritasını çizdi. Detavlıbir plan yapmak için zamanlan yoktu, ama Bruenor hepsinebelli sorumluluklar verdi ve herkesin kendi dövüş stiline uyanbir görev tasnifi yaptı. Tabii ki cüce, Guenhwyvar'a özel

Page 299: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

talimatlar verecek değildi ve Pwent'i de bu toplantıya dahiletme zahmetine girmedi. Zira dövüş başladığı zaman savaşöncüsünün kendine has vahşi ve disiplinsiz yöntemiylekaptırıp gideceğini biliyordu. Cattibrie ile Wulfgar daPwent'in oynayacağı rolü farketmişlerdi. Fakat Drow elflerigibi hünerli ve kusursuz düşmanlara karşı biraz karmaşanınoldukça iyi birşey olabileceğini anladıklarından dolayı ikiside bundan pek şikayet etmedi.

Meşaleyi söndürmediler, hatta bir tane daha yaktılar vesavaşı kendi lehlerine çevirmeye hazır bir şekilde ihtiyatlailerlediler.

Meşale ışığı mağarayı aydınlattığında ok gibi fırlayan karabir siluet hızla yanlarından geçti ve karanlığın içine dalıpkayboldu. Guenhwyvar önce sağ tarafa gitti. Sonra mağaranınmerkezine, yani sola doğru manevra yaptı ve yeniden sağakırarak arka taraftaki duvara doğru koştu.

İleriden bir yerden ateşlenen arbalet sesleri duyuldu veonun ardından taş zemine çarpıp seken okların sesi geldi.Oklar kenara çekilip kaçan ve zıplayıp duran panterden biradım geriye düşüyordu.

Guenhwyvar son anda yine yön değiştirdi, yukarı zıplarkenyan döndü ve tekrar yere inmeden önce panterin patileri dikduvarda birkaç adım attı. Kedinin hedefi, yani sağ taraftaduran yüksek çıkıntı şimdi görünür olmuştu. Guenhwyvardepara kalktı ve korkusuzca çıkıntıya doğru koştu.

Son hızla koşmakta olan ve gidişata bakılırsa duvaraçarpmak üzere ilerleyen panterin kasları çıkıntının tam altına

Page 300: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

geldiğinde hafif bir değişiklik sergiledi ve Guenhwyvarneredeyse dimdik bir şekilde yön değiştirdi. Panter altı metreyüksekteki çıkıntıya doğru hızla ilerlerken sanki duvarınüzerine koşuyormuş gibi görünüyordu.

Çıkıntının üzerinde bulunan üç kara elf bu inanılmazmanevrayı kediden hiç beklemiyordu. İki tanesi arbaletyaylarıyla Guenhwyvar'ın üzerine ateş ettikten sonra tüneledoğru geri kaçtı; kedinin zıpladığı yerin tam karşısındabulunacak kadar bahtsız olan üçüncü Drow ise, panter üzerinebindiği zaman sadece kollarını havaya kaldırmayı başarabildi.

Meşaleler mağaranın içine fırlatıldı ve savaş meydanıaydınlatıldı. Bunun ardından, başı çeken Bruenor'un hücumubaşladı. Cücenin sağ kanadından Wulfgar, sol tarafından daThibbledorf Pwent odaya daldı. Cattibrie, onların arkasındansessizce mağaranın içine girdi, Guenhwyvar'ın izlediği yönütakip ederek yan tarafa doğru süzüldü. Yayı elinde hazırdı.

Görünmeyen kara elflerin arbalet yayları yeniden 'klik' ettive öndeki yol arkadaşlarının hepsi vuruldu. Wulfgar,bacağından içeri sızan zehiri farketti ama Pwent'in kuvvetliiksiri zehirin uyku veren etkisine karşı çıktığında bacağınınkarıncalanıp yandığını hissetti. Meşalelerden birisinin üzerinebir karanlık büyüsü çöktü ve ışığını söndürdü, ancak bununiçin hazır bekleyen Wulfgar, üçüncü bir meşale yaktı ve onuodanın bir kenarına savurdu.

Pwent sol taraftaki tünelde bir düşman Drow farketti vetahmin edilebileceği gibi attığı her adımla kükreyerek o tarafadoğru hücuma geçti.

Page 301: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor ile Wulfgar yavaşladılar ve odanın öbür tarafına,yani karşı taraftaki en geniş tünel girişlerine doğru yönlerinikorudular. Barbar oldukça ileride ve tünellerin tepesinde olanyükseltinin üzerinde bir Drowun gözlerinin parıltısınıyakaladı. Durdu, gerindi ve tanrısının ismini haykırarak savaşçekicini fırlattı. Aegis-fang alçaktan giderek çıkıntıtabakasının kenarına çarptı ve kayayı kırıp çökertti. Bir karaelf uzun çıkıntının üzerindeki başka bir noktaya sıçradı; diğeriise bacakları incindiği için tökezledi ve duvarın yarısıyıkıldıktan sonra kenara zar zor tutunabildi.

Wulfgar çekici fırlattığı yöne doğru gitmedi. Başka bir canyakıcı ok daha yedi ve ileri gitmek yerine yana, sağ taraftakiduvarın üzerindeki tünele doğru koşturdu. O tünelin içinde ikitane kara elf gizlenmiş bekliyordu.

Yakın dövüşe girmeye can atan Bruenor, barbarın hemenardından dönerek tünele daldı. Fakat daha dönüşünütamamlamadan önce kafasını çevirip baktığında karşıtünelden dışarı sekiz bacaklı bir canavarın çıktığını ve onunarkasından da başka karanlık siluetlerin geldiğini gördü.

Şimdi dostları ile birlikte kendilerini savaşa kaptırmışoldukları için olasılıkları hiç düşünmeden neşeyle dolan haşincüce tekrar yön değiştirdi ve geldiği tarafa doğru geri döndü.Sayıları ne kadar fazla olursa olsun düşmanlarıyla dosdoğruyüzleşmeye kararlıydı.

Cattibrie, ilk atışını kontrol edebilmek için bütün disiplininisonuna kadar kullandı. Ne Pwent'in takip ettiği düşmanlara,ne de Guenhwyvar'ın hücum ettiği çıkıntıdakilere iyi biraçıyla nişan alamamıştı. Ayrıca kırık çıkıntının kenarına

Page 302: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

tutunmuş bir şekilde çaresizce duran Drowu şişlemezahmetine girmenin de -henüz- gereksiz olduğunu düşündü.Bruenor ondan ilk atışının, yani düşmanları tarafındanfarkedilmeden önce yapacağı son atışının iyi bir işeyaramasını istemişti.

Savaşmaya hevesli olan genç kadın. Bruenor ile Wulfgar'ınayrılışlarını izledi ve aradığı fırsatı buldu. Arka duvarınüzerinde hızla koşan yol arkadaşlarının neredeyse tamortasında duran bir metrelik çapraz çıkıntının arkasına sinmişolan bir Drow elinde arbalet yayıyla ileri doğru uzandı. Karaelf ateş etti, sonra gümüş kuyruklu bir ok hızla yanındangeçip duvara çarptığında ve üzerinden dumanlar tüten birdelik açtığında şaşırarak geri çekildi.

Cattibrie bir saniye sonra ikinci okunu da fırlattı. Taşınarkasına tamamen gizlenmiş olan kara elfı artık göremiyordu,ancak dro-wun sığındığı siperin pek kalın olduğunusanmıyordu.

Ok çıkıntı diliminin kenarından, yani duvara çarptığıyerden içeri elli santim saplandı. Kaya kırılıp ikiyebölünürken keskin bir çatırtı duyuldu. Onun ardından ok ölenDrowun kafatasma gömüldüğünde bir inilti geldi.

Yüksek çıkıntıda yerde yatmakta olan kara elf debeleniptekmeler attı, küçük kalkanını üzerinde tuttu ve bir şekildediğer eliyle hançerini çekmeyi başardı. Kaliteli örgü zırhıGuenhwyvar'ın deşip duran pençelerini bir nebze önlüyor,gitgide artan yaralarını ciddi olsa bile ölümcül bir halegelmekten kurtarıyordu.

Page 303: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Hançerini panterin böğrüne saplamayı başardı ancak silahböyle bir düşmana karşı küçük kalıyor sadece kediyi daha dahiddetlendirmeye yarıyordu. Küçük kalkanı tutan koluomuzunu çıkartacak bir güçle kafasının üzerine doğru gerisavruldu. Kendisini savunmak için kalkanı geri getirmeyeçalıştı, ama kolu zihninin çılgınlar gibi yağdırdığı emirlerecevap vermiyordu. Diğer elini debelenerek kocaman kedipatisinin önüne koydu, ama bu da beyhude bir savunmaydı.

Guenhwyvar'ın pençeleri hemen alnının üzerinde kafaderisine bir kanca gibi battı. Drow düşmanını çabucaköldürebilmek için dua ederek hançerini yeniden sapladı.

Panterin pençeleri Drowun yüzünü baştan aşağı yarıverdi.

Dar çıkıntının sonundaki tünelden yine arbalet yaylan 'klik'etti. Hiç yaralanmamış olan panter kurbanının üzerindenkalktı ve diğerlerinin peşinden hızla koştu.

İki kara elf kediyle kendi aralarına karanlık küreleriyerleştirdi ve arkalarını dönüp tabanları yağladılar.

Eğer tekrar dönüp baksalardı dövüşe yenidenkatılabilirlerdi. Zira Guenhwyvar takibini devam ettiremedi.Hançer ve ok yaraları içine işleyen uyku zehiri ve budüzlemde kalabilme süresinin bitmiş olması sebebiyleGuenhwyvar'ın enerjisi tükenmişti. Kedi ayrılmak istemiyor,arkadaşlarının yanında savaşabilmek ve kayıp sahibiniarayabilmek için burada kalmayı diliyordu.

Fakat heykelciğin büyüsü bu isteklere cevap veremezdi.Karanlık alanda birkaç adım atan Guenhwyvar durdu,

Page 304: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sallantıdaki dengesini bile zar zor sağlayabiliyordu. Panterinvücudu çözülüp gri bir duman halini aldı. Düzlemler arasıtünel açıldı ve onu davet etti.

* * *

Mağaradan dışarı çıkmadan önce yine vuruldu. Ama minikok en vahşi savaş öncüsünün buruşmuş yüzüne birgülümseme getirmekten başka işe yaramadı. Hızla koşarkenönünü bir karanlık küresi kesti ama o kükreyerek küreniniçine daldı ve öteki tarafta kıvrımlı koridor duvarına bütüngücüyle çarptığında bile yüzündeki gülümseme kaybolmadı.

Vahşi Pwent'in ilerleyişini seyreden hayretler içindeki karaelf hızla dönüp ok gibi fırladı ve tünel boyunca koştuktansonra keskin bir virajı aldı. Pwent de hemen ardından geldi.Zırhı viyaklıyor ve kalın dudaklarından damlayan salyalargür, kara sakalından aşağı süzülüyordu.

"Ahmak!" diye haykırdı. Kendisine bir pusu kurulmasınıbekliyordu ve kaçan Drowun hemen ardından köşeyidönerken öne doğru eğildi.

Pwent'in miğfer sivrisi kara elfin kılıç darbesini önledi vedüşmanının ön kolunu şişledi. Savaş öncüsü yavaşlamakyerine havaya sıçradı, dosdoğru yere çakılırken düşmanınıngöğsüne kendi vücudunu bastırdı ve Drowu altında kalacakşekilde yere devirdi.

Kolçağındaki çiviler kara elfin kasıklarına ve yüzünesaplandı; cüce çılgınlar gibi düşmanını sarsmaya başladığındaPwent'in tırtıklı zırhı Drowun kaliteli örgü zırhını yukarı

Page 305: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sıyırdı. Savaş öncüsünün yaptığı her hareketle birlikteDrowun şişlenmiş olan koluna dalgalar halinde içini kavuranbir acı yayılıyordu.

Bruenor, kafasına aşırı derecede geniş siperlikli ve kuştüylü bir şapka takmış olan zarif bir Drow suretinin tünelgirişinde dolaştığını gördü. Sonra canavarımsı dridennarkasından meşale ışığında parlayarak havada uçuşan nesnelerfarketti ve Bruenor savunmacı bir şekilde kalkanını yukarıkaldırdı. Bir hançer metale çarpıp çınladı, sonra ikincisi veonun ardından üçüncüsü geldi. Dördüncü hançer alçaktanuçup cücenin inciğini sıyırdı; beşincisi ise Bruenor öne doğrueğildiği sırada kalkanın üzerinden geçti ve cücenin alnınınüzerini, tek boynuzlu miğferinin altında kalan yeri çentti.

Ama Bruenor'u, ne küçük yaralar ne de baltalarını sallayanve sekiz bacağı ile yerde tepinip tıkırdayan dridenn görüntüsüdurdurabilirdi. Cüce sertçe saldırdı, kalkanına bir darbe yedive driderın aşağı doğru inen ikinci baltasına şiddetle vurarakkarşılık verdi. Rakibinden çok daha küçük olan Bruenoralçaktan çalıştı. Baltasıyla driderın iskeletimsi bir kalkanlakaplı olan bacaklarına sert darbeler indirdi. Bu sırada cüce,çılgına dönmüş bir şekilde hareket ediyor ve şimdiye kadaryapılmış en iyi kalkanlardan biri olan kendi kalkanınıyukarıda tutarak Drow büyüsüyle tılsımlanmış, acımasızkeskinlikteki baltanın darbelerini ardarda savuşturuyordu.

Bruenor'un baltası iki bacağın arasında kalan yere daldı vedriderın etli butlu vücuduna saplanmaya başladı. Fakatcücenin gülümsemesi kısa ömürlü oldu. Zira driderın cevabı;daha cücenin baltası gerçek bir hasar veremeden önce şiddetlekalkana vurmak, onu Bruenor'un kolunun üzerine ters

Page 306: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çevirmek ve bir ayağını kaldırıp cücenin göbeğine sert birtekme indirmek oldu.

Bruenor nefesi kesilmiş, kolu sızlar bir halde geri çekildi.Driderın arkasındaki koridordan yine bir hançer atışı serisigeldi ve Bruenor'un dengesini bozdu. Kalkanını kaldırıp dason dört hançeri durdurmayı zar zor başarabildi. Kafasını eğipkat kat zırhının önüne saplanmış olan ilk hançere baktı.Hançerin uç kısmının arkasından kan süzüldüğünü gördü veölümü kılpayı atlatmış olduğunu anladı.

Bu oyalanmanın ona pahalıya patlayacağını da anladı. Zirao anda yakın dövüş için hazırlıklı değildi ve drider da tepesinebinmek üzereydi.

Wulfgar'ın uçan savaş çekici koridora doğru başı çekti.Kük-reyen barbarın yaptığı tek bir atış bile kendisine saplananarbalet oklarından kat kat büyük bir hasar verdi. Girişintepesinde asılı duran sarkıt dişlere nişan almıştı. Kudretliçekici ise işini mükemmel bir şekilde yaparak tavanda asılıduran kayaların birkaçını yerinden koparttı.

Kara elflerden birisi geriye doğru yıkıldı— Wulfgar düşenkayanın onu ezip ezmediğini kestiremedi. Diğeri ise hızla önedoğru atılıp kılıcıyla hançerini çekti ve silahsız barbarınhücumuyla yüzleşmek için mağaraya girdi.

Wulfgar, hızla savrulan kılıç ve hançerden kurtulmak içinkenara çekildi, yana doğru zıpladı ve ihtiyacı olan şu birkaçsaniye içinde tehlikeli ve hızlı rakibini meşgul edebilmek içinher yola baş vurarak tekmeleyip yumruk attı.

Page 307: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Aegis-fang'in büyüsünü bilmeyen Drow doğru zamanıkolladı ve bariz bir şekilde kudretli olan insana karşı aceleedip de işini şansa bırakmadı. Önce kılıç, sonra hançer vetekrar hançer hamlelerinden oluşan ölçülü bir saldırıkombinasyonu sergiledi ve savurduğu son darbe barbarınkalçasını acı vererek kesti.

Drow şeytanca gülümsedi.

Aegis-fang, Wulfgar'ın beklemekte olan ellerinde belirdi.

Savaş çekicinin sapını tek eliyle aşağıdan tutan Wulfgar,silahı akıcı ve dairesel bir hareketle yana doğru savurdu.Drow, bu silahın hızını dikkatle ölçüp tarttı— Wulfgar daDrowun yaptığı bu incelemeye dikkatle değer biçti.

Hançer savrulan çekicin hemen ardından hızla saplandı.Wulfgar'ın diğer eli çekicin kafasının hemen altına bir tokatatıp aniden silahın yönünü değiştirdi ve dro\vun saldırısınısavuşturdu.

Drow hızlıydı. Hançer tutan eli kenara savuşturulmuş olsabile kılıcını Wulfgar'ın omuzuna doğru dik bir açıyla indirdi.Ağır çekicin savruluş yönünü durdurup silahı tekrar önünekaldırırken Wulfgar'ın iri ön kolu baskıdan dolayı gerildi.Serbest eliyle Aegis-fang'in sapını ortasından yakaladı veçapraz bir şekilde yukarı kaldırdı. Savaş çekicinin sert kafasıkılıçla çarpıştı ve kılıcı zarar veremeden kenara savurdu.

Bu savuşturma hamlesi sonucunda Drowun bir eli alçaktave uzakta, diğeri ise yüksekte ve uzakta kalmıştı. AyrıcaWulfgar da rakibinin karşısında mükemmel bir dengede ve

Page 308: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Aegis-fang'i iki eliyle kavramış bir şekilde duruyordu. Karaelf iki yana savrulmuş olan hançer ve kılıcını geritoparlayamadan önce Wulfgar darbeyi indirdi. Çekiç Drowunomuzunun altını ezdi ve öteki tarafta kalan kalçasına doğruyoluna devam etti. Drow darbeden sonra sanki zihni buinanılmaz vuruşu çabucak algılayamamış gibi çekildi veistenç dışı bir hareketle geri sıçrayıp duvara çarptı.

Bir bacağı kırılan ve bir akciğeri ezilmiş olan Drow, kılıcınıcılız bir savunmayla yüzünün önüne doğru diklemesinekaldırdı. Silahın sapını aşağıdan iki elle tutan Wulfgar çekicigeriye doğru kaldırdı ve bütün gücüyle hedefe indirdi. Çekiçkılıcı kırarak Drowun yüzüne isabet etti. İç kaldıran birçatlama sesiyle birlikte duvarın aman vermez taşı ve Aegis-fang'in aman vermez metali arasında sıkışıp kalan Drowunkafatası paramparça oldu.

Gözleri kör eden gümüş kuyruklu bir ok, driderınsaldırısını durdurdu ve Bruenor Battlehammer'ın hayatınıkurtardı. Fakat ok dridera isabet etmek yerine yukarı yükseldive Wulfgar'ın çökerttiği çıkıntıya geri çıkmak üzere olanyaralı Drowu taş duvara çiviledi.

Bruenor'un bütün ihtiyaç duyduğu da düşmanınındikkatinin dağılması, yani hançerlere bakarken kaybettiğizamanı geri kazanmaktı. Yine şiddetle saldıran cüce, bolçentikli baltasıyla driderın en yakındaki bacağını kesti vekalkanını ise şimdi dengesiz bir şekilde savrulmakta olanbalta darbelerini engellemek için yukarı kaldırdı. Cüce,koridordaki düşmanlara karşı kendisine siper olması içindriderın şişkin vücudunu kullanmak üzere dosdoğru yaratığınaltına girdi. Düşmanı, çok sayıdaki bacaklarını cüceyi

Page 309: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

savuşturmak için yerleştiremeden önce, Bruenor onu bir boğagibi boynuzlayarak geri fırlattı.

Cattibrie'ın bir başka oku, cücenin yanından hızla geçti vetaş duvara çarpıp sektiğinde etrafa kıvılcımlar saçtı.

Bruenor'un yüzünde kocaman bir sırıtış belirdi. Kendisine

Cattibrie gibi becerikli bir dost ve müttefik bahşettikleriiçin tanrılara minnettardı.

* * *

İlk iki ok Vierna'yı küplere bindirdi; fakat koridor boyuncauçup gelen üçüncü ok neredeyse kafasında patlayacaktı.Jarlaxle, mağara girişinin yanında durduğu yerden ayrıldı vekoşturarak kadının yanına geldi.

"Zorlu çıktılar," diye itiraf etti paralı asker. "Mağaradaaskerlerim öldü."

Vierna ileri doğru koşturdu ve mutasyon geçirmişkardeşiyle dövüşmekte olan cüceye odaklandı. Bmenor'unkendisini driderın ağzından duyması için büyü kullandı ve"Drizzt Do'Urden nerede?" diyerek cevap istedi.

"Bana saldırıyorsun, bir de konuşmak mı istiyorsun?" diyeuludu cüce, sözünü bitirirken bir balta darbesi suretinde gelenbir ünlem koyarak. Dinin'in bacaklarından birisi kopup yeredüştü. Cüce boğa gibi saldırmaya devam etti ve dengesibozulan driderın birkaç adım daha gerilemesini sağladı.

Page 310: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna tam yapmaya niyetlendiği büyüye başlamıştı kiJarlaxle onu tuttuğu gibi yere doğru çekti. Kadının paralıaskere içgüdüsel olarak duyduğu hiddet, bir kuyruklu okundaha hızla gelmesiyle kayboldu. Bu seferki ok rahibenin azönce durduğu yerin tam arkasındaki duvarda teiniz bir delikaçmıştı da.

Vierna, Entreri'nin bu grup hakkında yaptığı uyanlarıhatırladı, ayrıca savaş Drowların aleyhine dönmeye devamederken o uyarılar konusundaki kanıt da gözlerininönündeydi. Hiddetten titriyordu ve mağlup olmanın onanelere ınalolacağını kara kara düşünürken anlaşılmaz birşekilde hırladı. Düşüncelerini kendi içine odakladı, karanlıktanrıçasına doğru giden inanç yolunu takip etti ve Lloth'ayardım yakarışında bulundu.

"Vierna!" diye seslendi Jarlaxle, uzak bir yerden.

Lloth onun mağlup olmasına izin veremezdi. Vierna'nınkurbanını ona sunabilmesi için bu beklenmedik sorunkarşısında tanrıçanın ona yardım etmesi gerekliydi.

"Vierna!" Rahibe, paralı askerin ve kendisini kaldırmakiçin Jarlaxle'a yardım eden ikinci bir Drowun ellerini üzerindehissetti.

"Wishya!" diye istençdışı bir şekilde haykırdı. Sonrasakinleşti, Lloth'un onun çağrısına kulak verdiğini biliyordu.

Jarlaxle ile diğer Drow, Vierna'nın büyü patlamasınıngücüyle birlikte geriye doğru uçup tünel duvarlarınaçarptıktan sonra ikisi de kadına kaygıyla baktılar.

Page 311: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna ona kendisini koridorun öteki tarafına, yanitehlikeden uzağa doğru takip etmesini söylediğinde paralıaskerin yüzünde bir rahatlama ifadesi belirdi.

"Burada başladığımız şeyi bitirmemize Lloth yardımedecek," diye açıkladı rahibe.

Cattibrie, işini sağlama almak için koridora bir ok dahafırlattıktan sonra kendisine daha belirgin bir hedef arayaraketrafına bakındı. Bruenor ile canavarımsı drider arasındakisavaşı izleyip tarttı. Ama aralarındaki vahşi arbedeyi hesabakatarak şişkin canavara yapacağı her türlü atışın oldukça riskliolacağını biliyordu.

Wulfgar, görünüşe göre kendi savaşını kontrol altınaalmıştı. Bir Drow ayaklarının dibinde ölü yatıyordu. Barbarise çöken koridor duvarının taş yığınları arasına bakmıyor,mağaraya geri girmeyen düşmanını arıyordu. Pwentortalıklarda yoktu.

Cattibrie kafasını kaldırıp, Bruenor ile driderın tepesindekikırık çıkıntıya ve duvara asılı kalmış olan Drowa baktı. Sonra,Guenhwyvar'ın ortalıktan kaybolduğu diğer çıkıntıya başınıçevirdi. Genç kadın, o çıkıntının altındaki küçük bir oyuktagarip birşeyler olduğunu gördü: tıpkı panterin bu dünyayagelişinde beliren dumana benzer bir sis bulutu vardı. Sisbulutu renk değiştirip turuncu oldu, sanki havada dönen alevtopları gibiydi.

Cattibrie, bir araya toplanan ezici, şeytani bir varlık hissettive yayını kaldırıp nişan aldı. Sırtındaki bütün tüylerürperiverdi; birşeyler onu izliyordu.

Page 312: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie. Kalp Avcısı'nı yere attı ve kılıcını kınından hızlaçekerek arkasını döndü. Dönüşünü ucu ucuna tamamladı vetavandan levitasyonla sessizce aşağı süzülüp gelen birDrowun kılıcını kenara savuşturdu.

Wulfgar da duman bulutunu farketti ve bu konuylailgilenmesi, bu yaratığın vücudu ortaya çıktığı andasaldırmaya hazır olması gerektiğini anladı. Fakat Cattibrie'ınaniden yükselen haykırışını duymazdan gelemedi. Kafasınıçevirip baktığında kızın zorlandığını ve kısa kılıcınıdüşmanını kontrol altında tutabilmek için çılgınlar gibisavururken neredeyse yere oturacak kadar eğilmiş olduğunugördü.

Genç kadın ve ona saldıran Drowun belli bir mesafeötesindeki gölgeler arasında başka bir karanlık siluet daha budünyaya doğru gelmeye başladı.

Paramparça olmuş düşmanının sıcak kanı ThiblledorfPwent'in sakalındaki salyalarla karışmıştı. Drow debelenmeyikesmişti ama öldürmekten haz duyan Pwent durmamıştı.

Bir arbalet oku kulağını deldi. Cüce kafasını kaldırdı vekük-redi. Saplanmış olan miğfer sivrisi ölü Drowun kolunutuhaf bir şekilde yukarı yükseltti. Karşısında başka birdüşman vardı ve kendisine yaklaşıyordu.

Savaş öncüsü ayağa fırladı. Kafasını sağa sola savurdu vekara derisi yırtılıp miğfer sivrisini serbest bırakana kadarDrowu ileri geri salladı.

Page 313: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yaklaşan kara elf, bu tüyler ürpertici sahneyihazmedebilmek için duraksadı. Tekrar ilerlemeyebaşladığında -ki aksi yöne doğru geri kaçıyordu- boyuneğmez Pwent kükreyerek hücuma geçti.

Drow, tıknaz cücenin çılgınlar gibi koşması, yani budüşman ile arayı kolayca açamayışı karşısında hayrete düştü.Zaten pek uzağa kaçmayacaktı. Bu tehlikeli yaratığı anasavaşın yaşandığı yerden uzakta tutmayı tercih ediyordu.

Kara elf on adım önden koşarken birkaç dolambaçlı koridoraştılar. Drow sıçrayıp yere konduğunda ve elinde kılıcı,yüzünde gülümsemesi ile hızla döndüğünde zarif adımlarıneredeyse hiç bozulmamış gibiydi.

Pwent hiç yavaşlamadı. Sadece miğfer sivrisini kılıcınönüne koymak için kafasını eğdi. Gözleri yere bakar bir haldehücum eden savaş öncüsü, Drowun kolayca sıçrayıp yanakaçtığını ve kendisi için kurulan tuzağı bir çukurunkenarından hızla aşağı uçarken, yani çok geç anladı.

Savaş öncüsü hoplayıp sıçrayarak, zırhının sivrileri taşasürtündükçe kıvılcımlar saçarak aşağı yuvarlandı. Belli birmesafe aşağıdaki bir dikit sütunun yuvarlak tepesine çarpıpbir kaburgasını çatlattı, dikitin üstünden sekti ve daha aşağıseviyedeki bir mağaranın zeminine sırt üstü yapıştı.

Düşmanının kurnazlığını takdir ederek ve tavanın -tonlarcasert kayanın- garip bir şekilde dönüp duruşunu hayretleizleyerek orada bir süre öylece yattı.

* * *

Page 314: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kılıç konusunda acemi olmayan Cattibrie, kılıcınıfevkalade bir şekilde savuruyor ve düşmanıyla eşit birkonuma gelebilmek için Drizzt Do'Urden'in kendisinegöstermiş olduğu bütün savunma hamlelerinigerçekleştiriyordu. Drowun ilk başta elde ettiği avantajınkaybolmakta olduğundan emindi, kısa süre içinde ayaklarıüzerinde doğrulup düşmanıyla eşit bir şekildekarşılaşabileceği konusunda kendisine güveniyordu.

Sonra bir anda, karşısında savaşacak düşman kalmamıştı.

Aegis-fang, rüzgarıyla Cattibrie'in gür saçlarınıhavalandırarak hızla kızın yanından geçti ve şaşkına dönenkara elfe bütün gücüyle çarpıp onu yere yığdı.

Cattibrie hızla döndü ve ilk başta duyduğu bütün minnetduygulan Wulfgar'ın korumacı tavrını farkedince yok oldu. Osırada barbarın yanındaki duman bulutu bir şekil almayabaşladı ve feci bir aşağı düzlem sakinin, Cattibrie'indövüştüğü kara elften bile daha tehlikeli bir düşmanın maddebedenine büründü.

Wulfgar kendisini tehlikeye atma pahasına onun yardımınakoşmuş ve kızın güvenliğini kendisininkinden önce tutmuştu.

Az önce içinde bulunduğu durumu kontrol altınaalabileceğinden emin olan Cattibrie'a, bu davranışfedakarlıktan çok ahmaklık gibi geliyordu.

Cattibrie yayına doğru uzandı— yayını almak zorundaydı.

Page 315: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Fakat daha ellerini silahına atamadan önce, yochloltamamen bu dünyaya giriş yaptı. Biçimsiz olan bu yaratık,yan yarıya erimiş bir balmumu yığınını andırıyordu. Yantaraflarından sekiz tane dokungaç uzanıyor ve tam ortasındaise üzerinde sıra sıra keskin dişler olan geniş bir ağızbulunuyordu.

Cattibrie, Wulfgar'a seslenemeden önce kendi arkasında birtehlike olduğunu sezdi. Elinde yayıyla hızla döndü ve kafasınıkaldırıp düşmanına, ona doğru hızla inmekte olan bir Drowkılıcına baktı.

Cattibrie daha önce davrandı. Ok, Drowun yere ulaşmasınabirkaç santim kala hedefe saplandı, kara elfi yarıp geçerektavana doğru uçtu ve aşağıya bir kıvılcım yağmuru döküldü.Drow yere geri indiğinde hâlâ ayakta duruyor ve kılıcınıtutuyordu. Yüz ifadesine bakılınca, az önce ne yaşandığındanpek emin olmadığı anlaşılıyordu.

Cattibrie, yayını bir sopa gibi tuttu ve rakibinin üzerineçullandı. Cattibrie, Drowun zihni ölmüş olduğu gerçeğinianlayıncaya kadar şiddetle saldırmaya devam etti.

Kafasını çevirip baktığında, yochlolun dokungaçlarındanönce biriyle, sonra bir diğeriyle Wulfgar'ı kavradığını gördü.Barbarın o inanılmaz kuvveti bile onu kendisini bekleyenbüyük ağızdan kurtaramayacaktı.

* * *

Bruenor boğa gibi toslamaya ve Dinin'i geriye doğrupüskürtmeye devam ederken, driderın kara göğüs kısmından

Page 316: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

başka birşey' göremiyordu. Havada uçuşan kılıçlarınsesinden, metalin metale vurma tangırtısından ya da hedefebaltasını saplayabildiğinde çıkan kabuk kırılma sesindenbaşka birşey duyamıyordu.

Fakat Cattibrie ile Wulfgar'ın, yani evlatlarının başınındertte olduğunu içgüdüsel olarak biliyordu.

Drider duvara çarptığında, Bruenor'un baltası en sonundageri çekilen yaratığa tam güçle saplandı. Bir örümcek ayağıdaha kopup yere düştü; Bruenor ayaklarını yere sabitledi vebütün gücüyle ittirerek kendisini bir metre geriye fırlattı.

İki bacağını kaybetmiş olan Dinin garip bir şekilde büzüştüve hemen saldırmadı. Düşmanının geri çekildiğine veölümünün ertelendiğine memnundu, ama haşin Bruenor tekrarsaldırdı. Cücenin saldırısının şiddeti yaralı dridera üstüngeldi. Bruenor'un kalkanı ilk baltayı önledi; onun ardındangelen darbeyi, yani normalde onu yere sermesi gereken birdarbeyi de miğferi engelledi.

Cücenin çok çentikli baltası dosdoğru savruldu, sertiskeletimsi zırha battı ve şişmiş driderın göbek kısmına tırtıklıbir kesik attı.

Driderin vücudundan sıcak sıvılar fışkırdı. Sıvılar driderınbacaklarından ve Bruenor'un piston gibi çalışan kollarındanaşağı süzüldü.

Bruenor gözü dönmüş bir şekilde devam etti. Baltasıyladriderın en öndeki bacaklarının arasında kalan oyuğa aralıksızolarak, tekrar tekrar vurdu. İskeletimsi zırh yol verip deriyi

Page 317: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

açıkta bıraktı; deri ise yarılıp daha fazla sıvının akmasınısağladı.

Bruenor'un baltası bir kez daha sertçe indi, ama silah tutankolunun omuzuna bir darbe yedi. Driderın durduğu yanlış açı,darbenin gücünün çoğunu çalıp götürdü ve balta daBruenor'un kaliteli mithril zırhım aşamadı. Ama Bruenorvücuduna yayılan sıcak bir acı spazmı hissetti.

Zihni ona, Cattibrie ile Wulfgar'ın kendisine ihtiyaçduyduğunu haykırıp duruyordu!

Yüzünü buruşturup acıya direnen Bruenor, yukarı doğruters bir şekilde baltasını savurdu ve silahın düz kısmı driderındirseğini parçaladı. Yaratık uludu, Bruenor ise baltasınıyeniden kaldırıp diğer yöne doğru savurarak driderınkoltukaltına sapladı ve yaratığın kolunu vücudundan ayırdı.

Cattibrie ile Wulfgar'ın ona ihtiyacı vardı!

Driderın uzun kolu, ikinci baltasını cücenin kalkanınetrafından dolaştırmasını sağladı ve silahın keskin yerinin dipkısmı Bruenor'un kolunun arkasına bir kesik attı. Bruenorkalkanını vücuduna yaklaştırdı ve canavara tekrar omuzatarak onu duvara yapıştırdı. Geri zıpladı, baltasını canavarınaçıkta kalan yan tarafına sertçe indirdi ve bir kez daha omuzattı.

Cüce geri sıçradı, balta ileri savruldu ve Bruenor'un tıknazbacakları tekrar gerilip onu ileri doğru fırlattı. Bu sefer,Bruenor driderın öteki baltasının da yere düştüğünü duydu vebir kez daha geri sıçradığında orada kalıp baltasıyla çılgınlar

Page 318: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

gibi kesip biçti. Derisini yarıp deşerek ve kaburgalarınıkırarak driderı alaşağı etti.

Bruenor arkasını döndü, Cattibrie'ın içinde bulunduğudurumu kontrol altında tuttuğunu gördü ve Wulfgar'a doğrubir adım attı.

Cüceye enerji dalgaları çarptı, ayaklarını yerden kesti vehavada dört metre uçup duvara çarpmasını sağladı.

Yerden sıçrayarak kalktı ve yön değiştirip koşmaya başladı.Uzaktaki tünelin girişinde doğru hücum ederken ağzındanhiddet dolu tek bir nota yükseldi. Bu sırada birkaç Drow onutünelin iç kısımlarından izlemekteydi.

'Wishya!" diye bir haykırış daha geldi ve Bruenor bir andakendisini geriye doğru uçarken buldu.

"Elinde kaç tane var?" diye kükredi sert cüce, yeni aldığıbu darbenin etkisini silkeleyip duvardan uzaklaşırken.

Bütün gözler başka yöne çevrildi.

Cücenin üzerine bir karanlık küresi düşüverdi. Bruenor daüzerinin karanlıkla örtüldüğü için gayet memnundu, zirayediği bu son darbe onun canını itiraf edeceğinden de fazlayakmıştı.

Vierna, Jarlaxle ve ikisinin korumasıyla tünelinderinliklerine doğru kaçarken dördüncü bir asker de onlarakatıldı.

Page 319: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Yan tünellerdeki cüce," diye açıkladı yeni gelen Drow."Çıldırmış, öfkeden kudurmuş. Onu bir çukura düşürdüm amabunun onu durduracağından şüpheliyim!"

Vierna cevap vermeye başladı, ama Jarlaxle onun sözünükesti ve bir yan geçidi işaret etti. Orada başka bir Drow, sessizel alfabesiyle onlara çılgınlar gibi işaret ediyordu.

İblis kedi! diye işaret ediyordu uzaktaki Drow. Başka birsiluet onun yanından hızla geçti ve birkaç saniye sonraardından bir Drow daha geldi. Jarlaxle askerlerininhareketlerini anladı, bu üç kişinin farklı savaşlardan kurtuluphayatta kaldığını biliyordu. Hem çıkıntıdaki hem de onunaltında bulunan yan geçitteki savaşların kaybedildiğinifarketti.

Gitmeliyiz, diye Vierna'ya işaret etti. Bu savaşa devamedebileceğimiz daha avantajlı bir bölge bulalım.

"Lloth, çağrılarıma cevap verdi!" diye ona hırladı Vierna."Tanrıçanın bir hizmetkarı geldi!"

"Gitmek için bir sebep daha," diye yüksek sesle yanıtladıJarlaxle. "Örümcek Kraliçe'ye güven, biz de kardeşinin peşinedüşelim."

Vierna bu sözleri bir süre düşündükten sonra, deneyimliparalı askeri rahatlatacak bir şekilde başıyla onayladı. Jarlaxleonu çok hızlı bir yürüyüş temposuyla götürdü. Bu sıradakendisi ve Vierna da dahil olmak üzere, hünerli BreganD'aerthe birliğinden nasıl olup da sadece yedi kişinin hayattakalabildiğini düşünüp duruyordu.

Page 320: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Wulfgar'ın kolları, savrulan dokungaçlara çılgınlar gibivuruyordu; elleri ise kendisini sarmalayan uzantılarakenetlenmiş, onların demir gibi sert kavrayışından kurtulmayaçalışıyordu. Daha fazla dokungaç onu tokat attı ve onukendileriyle ilgilenmeye zorladı.

Hızla sarsılarak silkelendi ve yana, kocaman ağza doğrudo-kungaçlar tarafından çekildi. Uzantıların attığı tokatlarınsadece kendisini oyalamak için olduğunu anladı. Sırtına vekaburgalarına ustura sertliğinde dişler battı, kaslarını yararakgeçti ve kemiğe dayandı.

Yumruğunu savurdu ve yapışkan yochlolun derisiniavuçladı, deriyi büktü ve büyük bir parça koparttı. Yaratıkbuna bir tepki vermedi, kemiği ısırmaya devam etti. Usturadişleri, kısıp kalmış göğüs kısmını ileri geri kemiriyordu.

Aegis-fang Wulfgar'ın eline geri döndü, ama yaratığa vura-mayacak kadar kötü bir açıya kadar bükülmüştü. Yine deçekici savurarak sert bir darbe indirdi, ama şeytani yaratığınlastiğe benzer derisi bu darbeyi içine emmiş gibiydi. Aegis-fang ağırlığı yüzünden canavarın teninin derinlerine kadarsaplandı.

Wulfgar, içini kavuran acıya rağmen vücudunu döndürdüve silahını yine savurdu. Cattibrie'in, ayağının dibinde ölü birhalde yatan ikinci Drowun önünde durduğunu gördü.Wulfgar'ın açıkta kalan kaburgalarının beyaz kemiklerinebakarken kızın yüzü dehşet dolu bir ifadeyle donup kalmıştı.

Yine de aşkının incinmemiş olduğunu görmek barbarınburuşturduğu yüzüne tatmin dolu bir ifade getirdi.

Page 321: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Hemen altından gümüş renkli bir ok geldi, Wulfgar'ı şaşırttıve yochlola saplandı. Barbar yakında kurtulacağını, sevgiliCattibrie'ının, yani küçümseme gafletinde bulunduğu kadınınbiraz sonra düşmanı öldüreceğini düşündü.

Bir dokungaç Cattibrie'ın ayak bileklerini kavradı ve onuçekerek yere devirdi. Kızın kafası sertçe taşa çarptı, kıymetliyayı elinden düştü ve yochlol onu kendisine doğru çekmeyebaşladığında Cattibrie pek direniş sergileyemedi.

"Hayır!"' diye kükredi Wulfgar ve jölemsi yaratığa beyhudeyere üst üste vurdu. Bruenor'a haykırdı ve çok uzaktaki birkaranlık küresinden dışarı sersemlemiş bir halde çıkan cüceyigözünün ucuyla gördü.

Yochlolun çenesi acımasızca, çatır çutur ederek kapandı;daha zayıf bir insan o ısırığın gücü altında şimdiye kadaryıkılıp ölmüş olurdu.

Ama Wulfgar yaratığın kendisini öldürmesine izinveremezdi. Cattibrie ile Bruenor'un başı beladayken bunuyapamazdı.

Savaş tanrısı Tempus adına yürekten bir şarkı söylemeyebaşladı. Şarkısını ciğerleri hızla kanla dolarak, yirmi yıldanfazla süredir güçlü bir şekilde atan kalbinden yükselen birsesle söyledi.

Şarkı söylerken, vücuduna yayılan acı dalgalarını unuttu;sanki orada onu destekleyen bir tanrının müritlerinden oluşanbir koro varmış gibi şarkısının mağara duvarlarındanyankılandığını duydu.

Page 322: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Şarkı söyledi ve Aegis-fang'i daha da sıkı kavradı.

Wulfgar saldırdı. Ama yaratığa değil, oyuğun alçaktavanına vuruyordu. Bir yandan şarkı söyleyen Wulfgartavana üst üste darbeler yağdırdı.

Ahmak bir yaratık olmayan yochlol acımasızca ısırdı, kocaağzını vahşice sağa sola savurdu. Ama Wulfgar acıduymaktan öteye geçmişti. Aegis-fang yukarı doğru savruldu;ve kaçınılmaz bir şekilde aşağı geri inerken beraberindebüyük bir taş parçası da indirdi.

Cattibrie kendine gelir gelmez barbarın ne yapmaktaolduğunu anladı. Yochlol artık onunla ilgilenmiyor, onuağzına doğru çekmiyordu ve kız sürünerek yayına yenidenulaşmayı başarmıştı.

"Hayır, oğlum!" diye Bruenor'un mağaranın ötekitarafından haykırdığını duydu.

Page 323: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie bir ok yerleştirdi ve dönüp baktı.

Aegis-fang tavana vurdu.

Tavan çökmeden bir saniye önce Cattibrie'in oku cızırdaya-rak yochlola saplandı, iri kayalar çökerek devrildi; aralarındakalan bütün boşluklar ise çabucak taş ve toprak yığınlarıylakaplanarak havaya toz bulutlan yükseltti. Mağara şiddetlesarsıldı, çöken tavanın sesi bütün tünellerde yankılandı.

Şimdi ne Cattibrie ne de Bruenor ayakta değildi, îkisi deyere sinmiş ve kollarını korunmacı bir şekilde kafalarınınüzerine koymuşlardı. İkisi de karanlığın ve toz bulutununarasından hiçbir şey göremiyordu; ikisi de hem canavarın,hem de Wulfgar'ın çöken tonlarca kayanın altında kalışınıgöremedi.

BÖLÜM 7

Ben öldüğüm zaman...

Page 324: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dostlarımı, babamı, akıl hocamı, 'ölüm' denilen en büyükmuammaya kaptırdım. Anayurdumu terkettiğim günden, yanio şeytan Malice 'in bana Zaknafein 'i Örümcek Kraliçe 'yekurban ettiğini söylediği günden beridir keder nedirbiliyorum. Keder çok garip bir duygu, zira odak noktasıdeğişken. Zaknafein için, Montolio için ya da Wulfgar için mikeder duyuyorum? Yoksa sonsuza dek katlanmak zorundaolduğum o kayıp için kendi adıma mı keder duyuyorum?

Bu belki de ölümlü yaşamda sorulan en temel sorudur veyine de cevabı hiç bulunamaz...

Tabii eğer cevap inançta yatıyor olmazsa.

Babamla yaptığımız kılıç oyunlarını, Montolio ile birliktedağ patikalarındaki yürüyüşlerimizi ve hepsinden daha yoğunolarak Wulfgar ile olan anıları, yani hayatımdaki şu sonbirkaç yılın bir özetiymiş gibi zihnimden hızla geçenhatıraları düşündüğümde hâlâ hüzün duyuyorum. KelvinYığınında, Buzyeli Vadisinin tundrasına genç Wulfgar ileberaber baktığımız ve onun göçebe halkının kanıp ateşlerinigördüğümüz günü hatırlıyorum, işte o, Wulfgar ile benimgerçek dost olduğumuz andı- ikimizin de hayatındaki bütünbelirsizliklere rağmen her zaman birlikte olacağımızıfarkettiği an.

Beyaz ejder Buz Ölüm'ü, dev soyu Biggrin'i ve eğeryanımda kahraman Wulfgar olmasaydı, o iki dövüşte de fecişekilde ölüp gitmiş olacağımı hatırlıyorum. Dostumla zaferipaylaştığımızı, aramızdaki güven ve sevgi bağını -sımsıkı,ama rahatsız etmeyecek bir şekilde- pekiştirdiğimizihatırlıyorum.

Page 325: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

O ölürken yanında değildim. Onun bana hiç şüphesi"vereceği desteği, ben orada olup ona veremedim.

Ona, "Elveda!" diyemedim

Ben öldüğümde, yalnız mı olacağım? Eğer canavarlarınsilahları ya da bir hastalığın pençeleri beni öldürmezse,Cattibrie'dan, Regis'den ve hatta Brıtenor'dan daha uzun süreyaşayacağım. Hayatımın bu evresinde şiddetle inanıyorum ki,yanımda başka her kim olursa olsun, eğer bu üçü olmazsagerçekten de yalnız başıma ölürüm.

Bu düşünceler o kadar da kötü değil. Wulfgar 'a binlercekez elveda demiştim. Benim için ne kadar önemli olduğunuona her hissettirişimde, sözlerim ve hareketlerimlearamızdaki sevgiyi her vurgulayışımda ona veda etmiştim.Veda, hayatı her gün yaşamakla edilir. Sevgi ve dostlukla,beden kalıcı olmasa bile hatıraların sonsuz olduğunugöstermekle edilir.

Wulfgar kendisine başka bir mekan ve başka bir hayatbuldu— buna inanmak zorundayım, yoksa varoluşun mantığıkalır mı?

Benim kederim esasında kendim için; kaç asır geçersegeçsin hayatımın sonuna kadar hissedeceğim o kaybetmeduygusu için. Ama o kaybetme duygusunun içinde birdinginlik, ilahi bir huzur var. Wulfgar 'ı tanımış olmak veşimdi kederimi körükleyen o hadiseleri onunla paylaşmışolmak; hiçbir zaman onun yanında yürümeyip, savaşmayıp şudünyaya onun kristal mavisi gözlerinden bakmamış olmaktançok daha iyi.

Page 326: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Ben öldüğümde... benim için matem tutacak, paylaştığımızneşeleri ve acıları, yani benim hatıramı yaşatacak dostlarımolsun isterim.

İşte ruhun ölümsüzlüğü, her zaman baki kalan mirasıbudur. Keder ateşinin yakıtıdır.

Ama aynı şekilde, inanç ateşinin de yakıtıdır.

-Drizzt Do'Urden

Geniş mağarada havada asılı duran toz bulutları titrek ışığıloşlaştırarak aşağı çökmeye devam etti; meşalelerden birisidüşen büyük bir kayanın altında kalmış, ışığı ise göz açıpkapayınca kadar sönmüştü. Tıpkı Wulfgar'ın gözlerindeki ışıkgibi.

Gümbürtü en sonunda durduğunda çöken tavanın büyükparçalan zemine yerleştiğinde, Cattibrie dönüp doğrularakoturmayı başardı ve moloz yığınlarıyla dolu olan oyuğa baktı.Gözlerindeki toz toprağı sildi, karşısındaki manzaranın acıgerçeğini tamamen idrak edene kadar gözlerini kırpıştırarakkaranlığa doğru baktı.

Canavarın görünürde kalan tek dokungacı temiz bir şekildekopmuştu ve hâlâ genç kadının ayak bileğine dolanmışduruyordu. Moloz yığının yanında duran arka kısmı iserefleksif bir şekilde seğiriyordu.

Page 327: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Onun ardında sadece yığın halindeki kayalar vardı. Bu fecidurumun büyüklüğü Cattibrie'a üstün geldi. Kadın bayılacakgibi olarak yan tarafa doğru sendeledi. Sadece içinde birhiddet ve reddediş patlaması yaşandığında gücünü bulabildi.Ayağını dokungaç-tan kurtararak elleri ve dizleri üzerindeileri doğru emekledi. Ayağa kalkmaya çalıştı ama zonklayanbaşı buna izin vermedi. Yine zayıflatıcı bir baş dönmesidalgası geldi ve onu kendisini bilinçsizliğe doğru bırakrrtasıiçin davet etti.

Wulfgar!

Cattibrie emeklemeye devam etti, seğiren dokungacı birkenara savurdu ve çıplak elleriyle taş yığınını kazıpkaldırmaya başladı. Derisini sıyırdı ve bir tırnağını acı vericibir şekilde yardı. Bu göçük yol arkadaşlarının MithrilSalonuna ilk geldiklerinde Drizzt'in altında kaldığı göçüğe nekadar da çok benziyordu. Ama o, tavanı çökerttiği gibi zeminide çökertmesi için yapılan ve Drizzt'i sağ salim bir şekilde altkata düşüren cüce tasarımı bir tuzaktı.

Cattibrie bunun tasarlanmış bir tuzak olmadığını kendisinehatırlattı; daha aşağıdaki mağaraya açılan bir oluk yoktu. Kızkayaların barbarın hayatta kalmasını sağlayacak bir açıylayıkılmış olması için dua ederek, Wulfgar'ı göçüğün altındançıkartmak için gözü dönmüş bir şekilde kazmaya devamederken dudaklarından hafif bir inilti yükseldi.

Sonra Bruenor kızın yanına geldi, baltası ile kalkanını yerefırlattı ve gözü dönmüş bir şekilde yığına saldırdı. Güçlü cücebirkaç büyük taşı kenara itmeyi başardı, ama oyuğun dış

Page 328: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kısmı kayalardan temizlendiğinde durdu ve yığına boş boşbakarak öylece kalakaldı.

Cattibrie eşelemeye devam etti, babasının kaşlarını çatmışolduğunu farketmemişti.

İki asırdan fazla bir süredir madencilik yapan Bruenorgerçeği anladı. Tavan tamamen çökmüştü.

Oğlan ölüp gitmişti.

Kalbinin reddettiği gerçeği zihni ona söylemeye başlarkenCattibrie ağlayıp burnunu çekerek kazmaya devam etti.

Bruenor, kızın beyhude yere debelenmesini durdurmak içinelini kızın koluna koydu ve kız kafasını kaldırıp onabaktığında, yüzündeki ifade sert cücenin kalbini paramparçaetti. Yüzü toz toprakla kaplanmıştı. Yanaklarında kurumuşkan vardı ve saçları da katı-laşan kanla kafasına yapışmıştı.Burenor sonra sadece Cattibrie'ın gözlerine, yaşlarlaparıldayan ahu gibi derin mavi gözlerine baktı.

Bruenor yavaşça kafasını salladı.

Cattibrie geriye doğru düşüp yere oturdu, kanayan ellerigevşek bir şekilde kucağına düştü. Gözlerini kırpmıyordu. Ove dostları, şimdiye kadar bu son noktaya kaç kezyaklaşmıştı? Kaç defa ölümün açgözlü pençelerinden sonanda kurtulmayı başarmışlardı?

Onlardan daha güçlü olan düşmanları burada ve şimdi,aniden ve hiç uyarmadan onlara. Wulfgar'a üstün gelmişti.

Page 329: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kendi kabilesinin lideri olan o güçlü savaşçı, Cattibrie'ınevleneceği adam göçüp gitmişti işte. Cattibrie, Bruenor, hattakudretli Drizzt Do'Urden bile ona yardım edememiş, yaşananhadiseyi değiştirecek hiçbir şey yapamamışlardı.

"Beni kurtardı," diye fısıldadı genç kadın.

Bruenor onu duymuyormuş gibiydi. Cüce sürekli olarakkocaman gözyaşlarıyla bir araya toplanıp yanaklarından aşağısüzülen tozu toprağı siliyordu. Wulfgar, Bruenor'un oğlugibiydi. Sert cüce bir savaşın ardından -daha o sadece birçocukken- Wulfgar'ı sözde bir köle olarak, ama esasındaçocuğa daha iyi şeyler öğretmek için himayesine almıştı.Bruenor, Wulfgar'ı güvenilir, dürüst karakterli bir adam olarakyetiştirmişti. Cücenin hayatındaki en mutlu (Mithril Salonunugeri aldığı günden bile daha mutlu) günü, Wulfgar ileCattibrie'ın evleneceklerini ilan ettikleri gün olmuştu.

Bruenor ağır bir taşı tekmeledi, darbesinin gücüyle taşkenara yuvarlandı.

Aegis-fang orada duruyordu.

Muhteşem savaş çekicinin, cüce tanrısı Dağ AltındakiSırların Bekçisi Dumathoin'in sembolleriyle süslü olan başkısmını görünce, cesur cücenin dizleri boşaldı. Bruenor yeredoğru uzanıp çekici moloz yığınından çıkartabilecek gücübulmadan önce kendisini zorlayarak derin nefesler aldı vedengesini korumaya çalıştı.

Bu çekiç Bruenor'un en büyük eseri, hatırı sayılırdemircilik kabiliyetinin ideal bir örneğiydi. Bu çekici

Page 330: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yaparken bütün sevgisini ve yeteneğini ortaya koymuştu, onuWulfgar için yapmıştı.

Silahı görünce, Cattibrie'ın zorlukla zaptettiği sakinliğitıpkı tavan gibi çöküverdi. Sessiz hıçkırıklarla omuzları inipkalkıyordu. Kız zangır zangır sarsılıyor ve toz duman dolu loşışıkta çok narin görünüyordu.

Bruenor, kızı izlerken güç buldu. Kendisine MithrilSalonunun Sekizinci Kralı olduğunu, tebaası ve kızı içinsorumluluklarının bulunduğunu hatırlattı. Kıymetli savaşçekicini sırt çantasının kayışına taktı, Cattibrie'ın omuzunakolunu doladı ve kızı ayağa kaldırdı.

"Oğlan için hiçbir şey yapamayız." diye fısıldadı Bruenor.Cattibrie cüceyi iterek ondan uzaklaştı ve moloz yığınına geridöndü. Hırlayarak kenara birkaç küçük taş attı. Beyhude yereuğraştığını, oyuğu tonlarca toprağın ve çoğu taşınamayacakkadar büyük olan taşların kaplamış olduğunu görebiliyordu.Ama Cattibrie kazmaya devam etti, barbardan öylecevazgeçemezdi. Başka hiçbir seçenek herhangi bir umutvadetmiyordu.

Bruenor'un elleri kibarca kızın kollarını kavradı.

Genç kadın hırlayarak cüceyi üzerinden silkeledi ve kazmaişine geri döndü.

"Hayır!" diye kükredi Bruenor ve kızı tekrar yakaladı. Busefer güç kullanarak onu yerden kaldırdı ve ittirerek molozyığınından uzaklaştırdı. Onu sertçe yere oturttu, genişomuzlarını genç kadın ile moloz yığını arasına koydu ve

Page 331: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie etrafından hangi şekilde dolaşmaya çalışırsa çalışsınBruenor önünü kesti.

"Hiçbir şey yapamazsın!" diye kızın yüzüne yüzüne birdüzine kez haykırdı.

"Denemek zorundayım!" diye en sonunda yalvardı kız,Bruenor'un kendisini bırakmayacağını bariz bir şekildeanladığı zaman.

Bruenor kafasını olumsuz anlamda salladı— Cattibrie'in oanda ona yumruk atmasını engelleyen tek şey, cüceningözlerindeki yaşlar ve bariz bir şekilde görünen ıstırabıydı.Kız o zaman sakin-leşti, inatçı cücenin elinden sıyrılmauğraşını kesti.

"Bitti," dedi Bruenor ona. "Oğlan... oğlum, yolunu kendisiçizdi. Bizim için, yani senin ve benim için kendisini feda etti.Duyduğun acının seni burada, tehlikede tutmasına izinvererek onun anısına saygısızlık etme."

Bruenor'un inkar edilemez nitelikteki sözleri karşısındaCattibrie'ın omuzları çöküverdi. Bruenor baltasını vekalkanını geri almaya gittiğinde genç kadın moloz yığınına,yani Wulfgar'ın höyük mezarına geri dönmedi.

Cüce onun yanına geldi ve sırtına kolunu doladı.

"Veda et," diye önerdi ve Cattibrie'ı da alıp gitmeden öncebir süre bekledi. İlk önce kızın okunu geri aldılar, sonra damağaradan dışarı çıkıp geldikleri giriş kısmına doğru gerigittiler.

Page 332: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cattibrie cücenin yanında yürürken durdu ve sanki hangivoldan gideceklerini merak edermiş gibi ona ve tünelemerakla baktı.

"Pwent ile kedi kendi yollarını bulmak zorunda kalacaklar,"diye kızın boş bakışlarına cevap verdi Bruenor, Cattibrie'ınşaşkınlığını yanlış anlayarak.

Cattibrie, Guenhwyvar için endişelenmiyordu. Büyülüheykelcik hâlâ elindeyken pantere kimsenin zararveremeyeceğini biliyordu ve kayıp savaş öncüsü için hiç mihiç endişelenmiyordu.

"Drizzt ne olacak?" diye sordu, kısa ve öz bir şekilde.

"Tahminimce elf hayatta," diye yanıtladı Bruenor emin birşekilde. "O Drowlardan birisi bana onun nerede olduğunusordu.

Drizzt hayatta ve onların elinden kaçtı. Ve bana kalırsa,Drizzt'in bu tünellerden kurtulma şansı bizimkindenyüksektir. Hatta kedi şimdi onunla bile olabilir."

"Ve bize ihtiyaç duyuyor da olabilir," diye tartıştı Cattibrie,Bruenor'un kendisini hafifçe tutan elinden kurtularak. Yayınıomu-zuna astı, yüzünde sert ve kararlı bir ifadeyle kollarınıgöğsünün üzerinde kavuşturdu.

"Eve gidiyoruz, kızım," diye sertçe emretti Bruenor."Drizzt'in nerede olduğunu bilemeyiz. Onun gerçekten dehayatta olduğunu sadece tahmin ve ümit ediyorum!"

Page 333: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"İşi şansa bırakamaya razı mısın yani?" diye basitçe sordu."Eğer bize ihtiyacı varsa herşeyi riske atmaya razı mısın? Birdostumuzu, eğer kiralık katil Regis'i öldürdüyse ikidostumu/u kaybettik. Drizzt'i bırakmayacağım, her ne tehlikeolursa olsun." Aklında başka bir hatıra daha canlandığındayüzünü buruşturdu. Cattibrie başka bir varoluş düzlemi olanTarterus'da kaybolduğu zaman, Drizzt Do'Urden onu dünyayageri götürmek için anlatılması imkansız dehşetlerleyüzleşmişti.

"Tarterus'u hatırlıyor musun?" dedi Bruenor'a. Bu düşünce,çaresizlik içindeki cücenin gözlerini kırpıştırıp başınıçevirmesini sağladı.

"Vazgeçmeyeceğim," dedi Cattibrie yine, "her ne tehlikeolursa olsun." Kara elflerin kaçmış olduğu öteki tarafta durantünel girişine baktı. "Hiçbir kahrolası kara elf ve onlarınşeytan dölü dostu yüzünden vazgeçmeyeceğim!"

Bruenor uzun bir süre sessiz kalıp Wulfgar'ı ve kızınınkararlı sözlerini düşündü. Drizzt etrafta olabilirdi, yaralanmışya da tekrar yakalanmış olabilirdi. Eğer aşağıdaki tünellerdekaybolan Bruenor ve yukarıda, onun yerinde duran Drizztolsaydı Drowun hangi yolu seçeceği konusunda cücenin hiçşüphesi yoktu.

Tekrar Cattibrie'a ve onun ardında duran moloz yığınınabaktı. Wulfgar'ı kaybetmişti. Cattibrie'ı da kaybetmeyi nasılgöze alabilirdi.

Bruenor Cattibrie'ı daha dikkatle inceledi ve kızıngözlerinde için için yanan kararlılığı gördü. "Aferin kızıma,"

Page 334: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dedi cüce sessizce.

Geriye kalan tek meşaleyi aldılar ve mağaranın ötekitarafındaki kapıdan çıkıp kayıp dostlarını aramak için dahaderin tünellere doğru ilerlediler.

Karanlıkaltı'nın ebedi zifirinde yetişmemiş olan birisikaranlığın yoğunluğundaki hafif değişimi, taze havanın içürperten esintisini hissedemezdi. Bu değişimler Drizzt'e, yüzeatılan bir tokat kadar bariz geliyordu. Drow, Regis'i desürükleyerek adımlarını hızlandırdı.

"Ne oldu?" diye sordu korkmuş olan buçukluk. SankiArtemis Entreri'nin en yakındaki gölgelerin arasından fırlayıpkendisini yutmasını bekliyormuş gibi tedirginlikle etrafınabakmıyordu.

Yukarı doğru meyleden geniş ama alçak bir yan geçittengeçtiler. Drizzt tereddüt içindeydi. Yön tayin etme duyusu onaaz önce doğru tüneli geçmiş olduğunu haykırıyordu. Fakat, osessiz yakarışları duymazdan geldi ve yoluna devam etti. Dışdünyaya açılan geçidin onun ve Regis'in temiz havayaçıkabilecekleri kadar geniş olmasını ümit ediyordu.

Geçit genişti. Tünelde bir virajı döndüler ve yüzlerinevuran ayaz rüzgarı hissettiler. İleride daha aydınlık bir geçitgördüler. Geçidin ötesinde kule gibi yükselen dağlargörülüyordu... ve yıldızlar!

Buçukluğun rahatlayarak verdiği derin nefes, Regis'itaşıyan Drizzt'in o andaki hislerini mükemmel bir şekildeyansıtıyordu. Tünelden dışarı çıktıklarında ikisi de önlerinde

Page 335: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

uzanan dağ manzarasının muhteşemliği, Karanlıkaltı'nınyıldızsız gecelerinden çok farklı olan yüzey dünyasının safgüzelliği karşısında adeta büyülendiler. Üzerilerinden esipgeçen rüzgar sanki canlı ve hayat dolu bir varlık gibiydi.

Üçyüz metrelik sarp dağ yamacının taban kısmına gidenyolun üçte ikisini aşmış, dar bir çıkıntıya gelmişlerdi. Sağtaraflarında dar bir patika yukarı çıkıyordu, sol taraftaki iseaşağı iniyordu. Ama inen patika sadece hafif bir açıylameyilliydi ve onları yamacın ne aşağısına indirme, ne deyukarısına çıkartma konusunda umut vadetmiyordu.

Drizzt önünde kule gibi yükselen duvarı ölçüp tarttı.Zemine inen birkaç yüz metrelik mesafeyi kendisinin kolaycaaşabileceğini, ya da pek sorun çekmeden zirveyetırmanabileceğim biliyordu. Ama Regis'i de beraberindegötürebileceğini sanmıyordu. Ayrıca tanımadığı yabancı birarazide Mithril Salonuna dönmesinin ne kadar süreceğinibilmeden dolaşma ihtimalinden de pek hoşlanmıyordu.

Dostları pek uzakta değildi ve tehlike altındaydı.

"Bekçi Vadisi orada," diye umutla belirtti Regis,kuzeybatıyı işaret ederek, "muhtemelen birkaç milden uzakdeğildir.''

Drizzt başıyla onayladı ama, "yeniden yeraltına inmeliyiz,"diye cevapladı.

Regis bu fikir karşısında pek memnun kalmamış gibigözükse bile, şu an içinde bulunduğu durumdayken bu

Page 336: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çıkıntıdan aşağı inemeyeceğini anladığından dolayı Drowlatartışmadı.

"Tebrikler," diye Entreri'nin sesi geldi köşe başından.Kiralık katilin karanlık suratı görünür oldu. Kemerinde duranhançerinin mücevherleri tıpkı ısı algılayan gözleri gibiparıldıyordu. "Buraya geleceğini biliyordum," diye Drizzt'eaçıkladı. "Temiz havayı farke-deceğini ve onun peşindengideceğini biliyordum."

"Beni mi yoksa kendini mi tebrik ediyorsun?" diye sorduDrow rancer.

"İkimizi de!" diye yanıtladı Entreri, içten bir kahkahaatarak. Onlara doğru yaklaşmaya devam ederkengülümsemesi ve bembeyaz dişleri gözden kayboldu. Yerinesoğuk, kaşları çatık bir bakış geldi. "Elli metre önce geçmişolduğunuz tünel gerçekten de sizi bir üst seviyeyeçıkartacaktı, ki muhtemelen dostlarınızı orada bulabilirdiniz— tabii ki ölü dostlarınızı."

Drizzt bu yemi yutmadı, hiddetine boyun eğip de ilerihücum etmedi.

"Ama oraya gidemiyorsunuz, değil mi?" diye alay ettiEntreri. "Sadece sen benimle arayı açabilir ve istediğimdövüşten sakınabilirsin. Ama ne yazık ki yol arkadaşın yaralı.Bunu düşün Drizzt Do'Urden. Buçukluğu geride bırak vekaçıp serbest kal!"

Drizzt bu saçma düşünceye cevap verme zahmetine bilegirmedi.

Page 337: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ben olsam onu bırakırdım," diye belirtti Entreri, soğukbakışlarını Regis'e doğru çevirerek. Buçukluk, garip birşekilde inledi ve Drizzt'in güçlü kolları arasına yığıldı.

Drizzt, Regis'in Entreri'nin acımasız ellerinde yaşadığıdehşetleri düşünmemeye çalıştı.

"Onu bırakmayacaksın," diye devam etti Entreri."Aramızdaki bu farkı, senin güç dediğin ama benim zayıflıkolduğunu bildiğim bu farkı uzun süre önce teşhis etmiştikzaten." Sadece on adım ötedeydi; ince kılıcı tıslayarakkınından çıktı ve onu mavi-yeşil bir parıltıyla aydınlattı. "Evetişimize dönelim," dedi. "Kaderimize dönelim. Senin içinhazırladığım savaş alanını beğendin mi? Bu çıkıntıyı aşmanıntek yolu senin arkanda kalan tünel. Böylece ben de. tıpkısenin gibi hiçbir yere kaçamam. Sonuna kadar savaşmamgerekli." Konuşurken uçuruma baktı. "Kaybeden için birölüm düşüşü," diye gülümseyerek açıkladı. "Ertelenmeyecekbir dövüş."

Drizzt içine dolan hisleri, göğsünde ve gözlerinin arkasındahasıl olan sıcaklığı inkar edemezdi. Kalbinin ve ruhununderinliklerinde bir yerde bu dövüşü arzuladığını, Entreri'ninyanlış yolda olduğunu ve onun varlığının değersizliğinikanıtlamak istediğini de inkar edemezdi. Yine de eğer DrizztDo'Urden'e mantıklı bir seçenek sunulsaydı bu dövüş aslagerçekleşmezdi. Egosunun, arzularının ölüm dövüşü içindoğru bir sebep olmadığını anlıyor ve bu gerçeği tamamenkabul ediyordu. Şimdi ardında çaresiz bir haldeki Regis ve üstkatmanda kara elflerle yüzleşen dostları varken bu meydanokumayı kabul etmeliydi.

Page 338: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Palalarının sert metalden kabzalarını ellerinde hissetti.Parıltı hiddetli bir mavi ışık saçarken, Drizzt gözlerininnormal ışık tayfına tamamen odaklanmasını sağladı.

Bir elinde kılıcını, diğerinde hançerini tutan Entreri durduve Drizzt'e yaklaşmasını işaret etti.

Bir günden az bir süre içinde Parıltı, kiralık katilin incekılıcıyla üçüncü ve Drizzt ile Entreri sözkonusu olduğu içinsonuncu kez yüzleşti.

Önce hafifçe başladılar. İkisi de üzerinde durdukları busıradı-şı arenada adımlarını dikkatle ölçüp tartıyordu. Çıkıntıbu noktadayken yaklaşık beş metre genişliğindeydi, amaDrizzt'in ve Entreri'nin arka tarafında hatırı sayılır derecededamlıyordu.

Entreri hamlesine kılıcını ters yöne savurarak başladı,hançer ise onun ardından ileri doğru saplandı.

İki tane sert savuşturma sesi duyuldu ve Drizzt bir palasımEntreri'nin kılıçlan arasında açık kalan bölgeye soktu; ki buaçık bölge göz açıp kapayıncaya kadar geri gelip Drizzt'insaldırısını savuşturan bir kılıç tarafından kapandı.

Daire çizdiler. Drizzt duvara doğru yaklaştı, kiralık katilseçekinmeden uçurumun kenarına doğru gitti. Entreri,saldırısına bu sefer beklenmedik bir şekilde hançeriyle başladıve alçaktan geldi.

Drizzt kısa mesafeli darbeden sıçrayarak kurtuldu ve yereinerken iki kılıcını da kiralık katilin eğilmiş olan kafasına

Page 339: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

doğru indirdi. Entreri'nin kılıcı sola ve sağa savruldu ve takipeden darbeleri engellemek için kafasının üzerinde yatay birşekilde hareket etti. Kiralık katil dengesini sağlayana kadarDrizzt'i kontrol altında tutabilmek için kılıcının açısını hafifçedeğiştirdi ve ileri doğru sapladı.

"Bu dövüş çabuk bitmeyecek," diye söz verdi Entreri,şeytanca gülümseyerek. Sanki kendi iddiasını çürütmekistermişçesine, şiddetle ileri doğru sıçrayarak kılıcını savurdu.

Drizzt'in elleri gözle takip edilemeyecek bir hızla hareketetti, palaları ise kurnaz açılarla savrulan silaha arka arkayavurdu. Kara elf yan tarafa doğru hareket etti ve sırtının duvarayaslanmasını engelledi.

Drizzt, kiralık katilin tahminiyle tamamen hemfikirdi—kim kazanırsa kazansın, bu dövüş çabuk bitmeyecekti. Birçokdakika, belki de bir saat boyunca dövüşebilirlerdi. 'Peki neiçin?' diye düşündü Drizzt. Ne kazanmayı bekleyebilirdi ki?Acaba Vierna ve çetesi yeniden ortaya çıkıp dövüşü erkendensonlandıracak mıydı?

O zaman kaçacak bir yerleri yokken ve kısa bir mesafeötede birkaç yüz metrelik bir uçurum varken Drizzt ile Regisne kadar da savunmasız olurdu!

Kiralık katil yine şiddetle saldırdı. Drizzt yine palalarıyladoğru ve mükemmel derecede dengeli savunma hamleleriyaptı. Entreri ona vurabilecek kadar yaklaşamadı bile.

Ardından Entreri, Drizzt'in önceki iki dövüşte yaptığıhareketleri taklit ederek dönmeye ve silahlarını bir pervanenin

Page 340: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

uçları gibi kullanmaya başladı. Böylece Drizzt'i çıkıntınındaha dar olan kısmına doğru geri püskürtebilecekti.

Drizzt, kiralık katilin yalnızca iki kere izledikten sonra bucüretkar ve zor manevrayı bu kadar eksiksiz bir şekildeöğrenebilmiş olmasına şaşırdı. Ama bu Drizzt'in icat ettiği birsavaş manevrasıy-dı. Bu yüzden Drow hamleyi nasılkarşılayacağını biliyordu.

O da palalarını yukarı ve aşağı doğru savurarak dönmeyebaşladı. Her dönüşle birlikte keskin silahlar arka arkayabirbirilerine çarptı ve arada sırada karanlık geceye kıvılcımlarsaçtı. Metallerden keskin çığlıklar yükseliyor, yeşil ve maviışıklar gözle takip edilemeyecek bir şekilde içice geçiyordu.Drizzt dosdoğru Entreri'nin yanından geçmeye başladı—kiralık katil aniden dönüş yönünü değiştirdi, ama Drizzt bunufarketti ve durdu. Böylece iki palası da yön değiştiren kılıç vehançerin darbelerini önledi.

Drizzt. Entreri'ye karşı saldırı düzenleyerek bir kez dahadönmeye başladı. Bu sefer Entreri tekrar aksi istikametedönmeden önce Drow bunu tahmin etti ve kiralık katildenevvel yön değiştirdi.

Araya girmeye cüret edemeden çaresizce onları izleyenRegis -ya da dövüşü seyretmekte olan gece yaratıkları- bumuhteşem dansı. Parıltı ile kiralık katilin ışıldayan kılıcınıniçice geçen renklerini, Drizzt'in gözlerindeki menekşe renklikıvılcımları ve Ent-reri'nin gözlerindeki kızıl parıltıyı sözlerletarif edemezdi. Silahların çınlaması bir senfoniye dönüşmüş,dansın arkasında çalan çok sesli bir müzik halini almıştı ve bu

Page 341: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

iki amansız düşman arasında garip bir uyum olduğunu gözlerönüne seriyordu.

İkisi de aynı anda birbirilerinden bir metre mesafe uzaktadurdu. Dönüp durmanın bir sonu olmayacağını ve ikisinin debundan bir avantaj sağlayamayacağını anlamışlardı. İkisi debir terazinin iki kefesine koyulmuş aynı ağırlıktakinesnelermiş gibi öylece duruyordu.

Bunu farkeden Entreri kahkaha attı, bu anın tadınıçıkartmak için güldü. Bu dövüş oyunu muhtemelen şafakvaktine kadar sürecek ve muhtemelen bir sonucavaramayacaktı.

Drizzt bunu hiç komik bulmuyordu. Dövüşün başındaiçinde duyduğu o gizli dövüş hevesi geçip gitmiş ve onusadece sorumluluğuyla baş başa bırakmıştı— Regis vetünellerdeki dostlarına karşı sorumluluğuyla.

Kiralık katil, kılıcıyla alçaktan şiddetle saldırdı. Entreriyavaş yavaş doğrulurken kılıcı da onunla beraber yükselerekve kurnazca düşünülmüş birçok farklı açıdan darbeleryağdırarak Drizzt'in savunmasını yokladı.

Entreri, rakibinin bir savuşturma ritmi tutturmasına izinverdi, sonra bu tempoyu sert bir hançer darbesiyle bozdu.Kiralık katil bir anlığına hançerinin hedefe saplanacağınıdüşünerek neşeyle inledi.

Parıltı'nın kabza kısmı temiz bir şekilde hançerin yolunukesti, onu yakaladı ve Drizzt'in böğür kısmından taş çatlasa

Page 342: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bir milim ötede öylece tuttu. Kiralık katil gerçeği anladığındayüzünü buruşturdu ve inatla hançeri ittirmeye çalıştı.

Drizzt'in yüz ifadesi hâlâ soğuktu; hançer yerinden kıpırda-yamadı.

Drowun bilekleriyle yaptığı bir bükme hareketiyle kılıç vehançer birbirinden ayrıldı. Entreri geri çekilip yakın temastankurtulmayı ve bir sonraki fırsatı kollayarak dövüşe devametmeyi düşünebilecek kadar akıllıydı.

"Seni neredeyse haklıyordum," diye alay etti Entreri.Drizzt, ne sözlerle, ne vücut hareketleriyle, ne de kara deriliyüzündeki yılmaz ifadeyle herhangi bir cevap vermediğindekiralık katil de hiddetini gizledi.

Bir pala ileri doğru hızla savruldu ve Entreri kılıcıyla onunyolunu kestiğinde rüzgarın arasından yüksek bir çınlama sesiduyuldu.

Bu ani ses Drizzt'in düşüncelerini böldü ve ona Vierna'nınpek yakınlarda olabileceğini hatırlattı. Dostlarını feci birtehlike içinde, yakalanmış ya da ölmüş olarak aklındacanlandırdı ve sebebini açıklayamayacağı bir şekildeWulfgar'a karşı vicdan azabı hissetti. Bakışlarını Entreri'ninbakışlarına kenetledi ve bütün bunların sebebinin onukandırıp tünellere sokan ve dostlarından ayıran düşmanın buadam olduğunu kendisine hatırlattı.

Ve şimdi Drizzt dostlarını koruyamıyordu.

Page 343: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bir pala çaprazlamasına savruldu; diğeri ise öteki taraftangeldi. Drizzt bu manevrayı iki kez daha tekrarladı. Herhareketle metalin metale vurmasıyla çıkan her çınlamaylabirlikte düşünceleri görevine yoğunlaşmasını ve duygusalolarak hazır hale gelmesini sağladı, savaşçı sezgilerini arttırdı.

Her darbe mükemmel bir şekilde hedeflenmişti, saldıransilahları önlemek için yapılan her manevra da mükemmeldi.Yine de gözlerini zihinsel bir savaş içinde birbirinekenetlemiş olan Entreri ile Drizzt, kendi ellerinin fizikîhareketlerini izlemiyordu. Drizzt'in yüksekten gelen kesmedarbesinin rüzgarı kiralık katilin saçlarını havalandırdığındaEntreri gözünü dahi kırpmadı, aynı şekilde katilin kılıcıDrizzt'in gözüne ramak kala savuşturulurken Drow da renkvermedi.

Drizzt vücut deviniminin arttığını, vuruş vesavuşturmalardan oluşan savaş temposunun hızlandığınıhissediyordu. En az onun kadar kendisini savaşa kaptırmışolan Entreri de Drizzt'e ayak uyduruyordu.

İkisinin vücut hareketleri, el ve silahların gözle görülemezhızına yetişmeye başladı. Entreri bir omuzunu eğdi ve kılıcınıdosdoğru ileri sapladı; Drizzt tam bir daire çizdi ve darbeyisırtı dönükken savuşturduktan sonra kılıcın erişebileceğimesafeden uzağa sıçradı.

Vierna tarafından yakalanan Bruenor ile Cattibrie'ıngörüntüleri rancera ıstırap veriyordu; Drizzt, Wulfgar'ıboğazında bir Drow kılıcıyla yaralanmış ya da ölmek üzereolarak aklında canlandırdı. Barbarı bir cenaze ateşinintepesinde yanarken tasavvur etti, Drizzt'in anlayamadığı bir

Page 344: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

sebepten dolayı zihninde canlanan ve kolayca aklından söküpatamayacağı bir görüntüydü bu. Drizzt bu görüntüleri kabuletti, bu zihinsel saldırıya bütün ilgisini odakladı ve hırsınıkörüklemesi için dostları adına duyduğu korkuya izin verdi.'İşte kiralık katil ile aramızdaki fark bu.' dedi kendisine. Dahadoğrusu bunu hareketlerinin kesin ve iyi düşünülmüş olmasıiçin zihninin açık kalması gerektiğini şiddetle savunaniçgüdülerine bir cevap olarak söylemişti.

Entreri oyunu hep öyle oynardı. Her zaman kontrolsahibiydi, önündeki düşmandan gayri hiçbir şey hissetmezdi.

Drizzt'in dudakları arasından hafif bir hırıltı kaçtı; lavantarenkli gözleri yıldız ışığıyla parıldadı. Kafasının içindeCattibrie acıyla haykırıyordu.

Entreri'ye gözü dönmüş bir şekilde hücum etti.

Kılıcı ve hançeriyie iki palayı kontrol altında tutabilmekiçin çılgınlar gibi uğraşan kiralık katil ona güldü. "Öfkeneboyun eğ," diye azarladı. "Disiplinini kaybet!"

Entreri anlamıyordu; Drizzt'in amacı da kesinlikle buyduzaten.

Parıltı hedefe doğru savruldu ve tahmin edilebileceği gibiEntreri'nin kılıcı tarafından savuşturuldu. Fakat bu sefer işlerkiralık katil için o kadar da kolay olmayacaktı. Drizzt geriçekildi ve tekrar saldırdı. Kılıcım kiralık katilin dengededuran silahına bilinçli bir şeklide üstüste vurdu. Diğer kılıcıöteki taraftan şiddetle içeri doğru savruldu; Entreri'nin hançeribu darbeyi savuşturdu.

Page 345: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt'in gözü dönmüş bir şekilde savurduğu darbelerkiralık katili topuklarının üzerinde tutuyordu. Bir düzine,daha doğrusu iki düzine darbe sanki çınlayan çelikten çıkantek ve uzun bir haykırış gibi geliyordu kulağa.

Entreri'nin yüz ifadesi kahkahasına ihanet edip sert bir hâlaldı. Drizzt'in bu kadar vahşi bir saldırı kombinasyonusergileyeceğini, bu denli cüretkar olacağını tahmin etmemişti.Eğer kiralık katil silahlarından birini sadece tek bir anlığınaserbest bırakmayı başarabilirse, Drow darbeye açık kalırdı.

Ama Entreri ne kılıcını ne de hançeri serbestbırakamıyordu. Drizzt'in içinde yanan alevler onu körüklüyor,hareketlerini inanılmaz derecede hızlı hale getiriyor vekonsantrasyonunun .mükemmel olmasını sağlıyordu. 'Benimhayatımın Dokuz Cehennemin dibine kadar yolu var,' diyekarar verdi Drow, zira bu savaşı onun kazanmasınadostlarının ihtiyacı vardı.

Saldırı hamleleri ardarda devam etti; Regis, metal silahlarınfeci feryat ve çığlıklarını duymamak için kulaklarını elleriylekapadı. Fakat buçukluk, hissettiği bütün dehşete rağmengözlerini bu iki kılıç ustasının dövüşünden bir türlüayıramıyordu. Dövüşün başından beri Regis, kimbilir kaçdefa içlerinden birisinin ya da ikisinin birden uçurumdanaşağı yuvarlanacağını sanmıştı! Kimbilir kaç defa kılıcın yada bir palanın hedefi bulduğunu düşünmüştü! Ama, her nasıloluyorsa, hâlâ dövüşüyorlardı. Her saldırı kılpayıyla hedefikaçırıyor, her savunma ise mümkün olan son anda yerinialıyordu.

Page 346: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Parıltı, kılıca vurdu; Drizzt'in öteki taraftan takip edenhamlesi savuşturulmadı, ama Entreri ayağını kaldırıp bir adımgerileyince pala kısa düştü.

Kiralık katilin hançer tutan kolu ileri doğru savruldu.Entreri, Drizzt'in hata yaptığını düşünerek hayvansal bir zaferçığlığı attı.

Parıltı, durduğu yüksek yerden aşağı Entreri'nin tahminettiğinden, mümkün olabileceğine inandığından çok dahahızlı bir şekilde geldi ve Drizzt'in açıkta kalan göbeğinehançeri saplayamadan yarım saniye önce kiralık katilinkolunu yardı. Pala geriye doğru savrulup kılıcı uzaklaştırdı.Savunmasız kaldığını farkeden Entreri rakibine yaklaşmakiçin ileri doğru zıpladı.

Ani saldırısı Entreri'nin hayatını kurtardı. Drizzt kılıcınınuç kısmını bir öldürme darbesi yapabilecek açıya getiremezdi,ama kabzasıyla yumruk atabilirdi ve öyle yaptı. Entreri'ninyüzüne sert bir darbe indirdi ve adamın geriye doğrusendelemesini sağladı.

Kara elf ileri atıldı, amansızca parlayan kılıçlarıylaEntreri'yi uçurum kenarına doğru püskürtü. Kiralık katil sağtarafa doğru gitmeyi denedi, ancak palalardan birisi onunkılıcına çarptı. Bu sırada diğer palanın yaptığı manevra daDrizzt'in rakibinin dosdoğru karşısında kalmasını sağladı.Kiralık katil sola doğru davrandı, ama hançer tutan yaralı kolutepki vermekte gecikeceği için Drowun elinden zamanındakurtulamayacağını biliyordu. Entreri durduğu yerde durdu vedarbeleri çılgınlar gibi savuşturdu. Gözü dönmüş olan

Page 347: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düşmanını geri püskürtebilmek için bir karşı saldırı fırsatıbulmaya çalışıyordu.

Çılgınlar gibi sergilediği vücut hareketlerini bir ritmeoturtturan Drizzt'in nefesi kısa ve kesik kesik çıkıyordu.Dostlarının ölmekte olduğunu -ve onları koruyamadığını!-kendisine tekrar tekrar hatırlatırken Drizzt'in gözleri alevleriçinde parlıyor ve düşmanına aman vermiyordu.

Öfkesine kendisini çok kaptırmıştı, hançer ona doğruuçarken bu hareketi zar zor farketti. En son anda yana doğrueğildi. Fakat elmacık kemiğinin üzerinde üç santimuzunluğunda bir kesik yarası açılmış, daha da önemlisiDrizzt'in saldırı ritmi dağılmıştı. Kolları harcadığı çabadandolayı ağrıyordu: vücut devinimi tükenmek üzereydi.

Kiralık katil hırlayarak saldırdı. Kılıcı saplama hamlesiyaptı, hatta Entreri hafif bir darbe bile indirmeyi başararakDrizzt'in etrafından dolaşıp onunla yer değiştirdi. Rancer,dengesini sağlayabildiği zaman, ayak parmakları dağduvarına doğru dönük olan kimse Entreri değil kendisiydi.Topukları ise çıkıntının kenarında havada duruyor ve dağrüzgarının esintisini hissediyordu.

"Ben daha iyiyim!" diye ilan etti Entreri ve yaptığısaldırıyla neredeyse bu iddiasını kanıtlayacaktı. Kılıcıylakesme darbesi savurarak Drizzt'in bir topuğunu uçurumkenarından kaldırmaya zorladı.

Drizzt ağırlığım öne doğru verebilmek için bir dizininüzerine çöktü. Sertçe esen rüzgarı hissetti, buçukluğun onunadını haykırdığını duydu.

Page 348: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Entreri geriye doğru sıçrayıp hançerini alabilirdi, ancakdüşmanını şimdi öldürebileceğini ve oyunu bitirmek içinbundan daha iyi bir fırsat yakalayamayacağını sezmişti. Kılıcıhiddetle aşağı doğru indi; Drizzt darbenin gücüyle iki büklümolmuş ve uçurum kenarına daha da yaklaşmış gibiydi.

Drizzt ruhunun derinliklerine erişti, ırkının doğuştan gelenbüyüsüne başvurdu... ve karanlık küresi oluşturdu.

Drizzt yuvarlanarak yana doğru dalışa geçti. Çıkıntının birmetre ilerisinde, Entreri'nin hemen yanında oluşturduğukaranlık küresinin ötesinde ayağa kalktı.

Entreri inanılmaz bir şekilde hâlâ önünde duruyor veacımasızca saldırıyordu.

"Senin numaralarını biliyorum, Drow," diye belirtti hünerlikatil.

Drizzt Do'Urden o anda pes etmek, sadece ağırlığını geriyedoğru vermek ve uçurumun kendisini almasını sağlamakistedi. Ama bu Drizzt'in çabucak kurtulduğu kısa bir zayıflıkanıydı, boyun eğmez ruhunu ateşleyen ve yorgun kollarınagüç veren bir andı.

Ama kana susamış Entreri'nin ruhu da aynı şekildeyükselmişti.

Drizzt'in ayağı aniden kaydı ve Drow uçurum kenarınatutunmak zorunda kalarak kılıcını bıraktı. Parıltı kayalaraçarpa seke uçurumdan aşağı düştü.

Page 349: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Entreri'nin kılıcı aşağı doğru indi ve Drizzt'in diğer elindekipala tarafından durduruldu. Kiralık katil haykırarak geriçekildi ve çabucak bir darbe daha indirdi.

Drizzt bu darbeyi durduramazdı, Entreri bunu biliyordu.Zafer anı en sonunda gelip çattığı için kiralık katilin gözlerikocaman açıldı. İki büklüm kalmış olan vücut açısı yanlıştı,Drizzt aynı anda hem kılıcını indirip hem de darbeyisavuşturamazdı.

Onu durduramazdı!

Drizzt onu durdurmaya çalışmadı. Yuvarlanabilmek içinsessizce bir ayağını bükmüştü ve çaprazlamasına ileri atıldı.Kılıç hızla aşağı doğru savrulup kılpayıyla hedefi kaçırdı.Drizzt yerde yatan vücudunu döndürdü, bir ayağıylaEntreri'nin ayak bileğini tekmeledi diğerini ise düşmanınbacağına doladı ve kiralık katilin dizinin arkasına vurdu.

Entreri, Drowun ayağının kaymasının ve palasınındüşürmesinin sadece bir numara olduğunu o zaman farketti.Artemis Entreri, ölüm darbesine duyduğu açlığının kendisinimağlup ettiğini o zaman anladı.

Hevesle savurduğu darbe yüzünden vücut ağırlığı önevermiş olduğu için uçurum kenarına doğrutökezledi.'Vücudundaki her kas sımsıkı gerildi; ince kılıcınıDrizzt'in ayağına sapladı ve bir şekilde Drowun kılıçsaplanmış çizmesine diğer elini atmayı başardı.

Düz çıkıntıda hâlâ yan yatmış bir şekilde duran Drizzt için,kiralık katilin vücut ağırlığı ve hızı çok fazlaydı. Drow

Page 350: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dosdoğru aşağı çekildi ve Entreri'nin üzerinden uçarakkayalara çarptı. Çıkıntılı uçurumdan aşağı yuvarlanırkenvücudunda oluşan bir sürü yara ve çürük nedeniyleayağındaki acıyı unuttu.

Drizzt diğer palasını sıkıca tuttu, kabzasını iki kayaarasında kalan bir oyuğa sapladı ve diğer eliyle tutunacak biryer buldu.

Drizzt sarsılarak durdu, Entreri ise eliyle tutunabileceği biryer bulması imkansız olan oyuğun yanında onun ayağına saplıolan kılıcıyla havada asılı kaldı. Drizzt bütün iç organlarının,kılıç saplanmış olan ayağından dışarı fırlayacağını düşündü.Aşağı baktığında Entreri'nin kollarından birisinin çılgınlargibi savrulmakta olduğunu gördü; diğeri ise çaresiz birşekilde kılıcın kabzasına tutunmuştu. Bu da tehlikeli vesallantıda olan bir can simidiydi.

Kılıç ayağını yararak birkaç santim kaydığında Drizztinledi ve yüzünü buruşturdu. Neredeyse acıdan bayılacaktı.

Entreri'nin, "Hayır!" diye itiraz ettiğini duydu. Kiralık katil,görünüşe bakılırsa hayatının nasıl da pamuk ipliğine bağlıolduğunu anlamıştı ve kıpırtısız durdu.

Drizzt kafasını eğdi ve hâlâ yerden üçyüz metre yüksektehavada asılı duran katile baktı.

"Böyle zafer kazanamazsın!" diye ona seslendi Entreri,çaresiz bir hiddet patlamasıyla. "Bu dövüşün amacını bozuyorve şerefini lekeliyor."

Page 351: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt kendisine Cattibrie'ı hatırlattı ve yine garip birşekilde Wulfgar'ı kaybetmiş olduğunu hissetti.

"Sen kazanmadın!" diye haykırdı Entreri.

Drizzt bıraktı lavanta renkli gözlerindeki alevler cevapversin. Ellerini sabitledi, dişlerini sıktı ve ayağını döndürdü.Drizzt, ayağından çıkmakta olan uzun kılıcın santim santimkayışını haz veren bir acıyla hissetti.

Entreri debelenip tekmeler savurdu. Serbest eliyle Drizzt'etutunmasına ramak kalmıştı ki kılıç serbest kaldı.

Kiralık katil, aşağı doğru yuvarlanarak geceninkaranlığında kayboldu. Çığlığı ise dağ rüzgarının iniltisitarafından adeta yenilip yutuldu.

-21-

Drizzt yavaşça vücudunu büktü, deşilmiş olan çizmesinebir elini atmayı ve ne yapıp edip kan akışını durdurmayıbaşardı. En azından yara temiz ve netti. Drizzt birkaç denemeyaptıktan sonra hâlâ ayağını kullanabildiğini, ne kadar acıverse bile ayakta durabileceğini farketti.

"Regis?" diye haykırdı uçurumun kenarına doğru.Buçukluğun kafasının kara sureti çıkıntının kenarındanuzandı.

Page 352: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Drizzt?" diye ürkekçe seslendi Regis. ''Ben... ben...sandım ki..."

"Ben iyiyim," diye onu temin etti Drow. "Entreri düştü."Drizzt o mesafeden Regis'in çocuksu suratını göremiyordu,ama bu haberin ıstırap çekmiş olan dostunu nasıl daneşelendirdiğini tahmin edebiliyordu. Entreri, Regis'in peşinibirçok yıl boyunca bırakmamış, onu iki kez yakalamıştı vebunlar buçukluk için pek de hoş deneyimler olmamıştı. Regis,Artemis Entreri'den bu dünyadaki herşeyden daha fazlakorkuyordu ve görünüşe bakılırsa şimdi o korkularını birkenara bırakabilirdi.

"Parıltfyı görüyorum!" diye heyecanla seslendi buçukluk,kolunun sureti uçurum kenarından uzanıp aşağıyı işaretederek. "Sağında, en dipte ışıldıyor."

Drizzt o yöne doğru baktı, ama kayalar önünde dosdoğrubir açıyla meyil yaptığı için uçurumun dip kısmınıgöremiyordu. Milim milim kenara yaklaştı ve Regis'insöylediği yerde büyülü palayı gördü. Kılıcın mavi ışığı, vadizeminindeki karanlık taşlar üzerinde fener gibi parlıyordu.Drizzt bir süreliğine bu işareti düşünüp taşındı. Pala, nedenelinde durmadığı-halde öyle parlıyordu ki? Her zaman kılıcınışığının kendisinin bir yansıması, içinde yanan alevlerinvurgulu bir dışavurumu olduğunu düşünmüştü.

Artemis Entreri'nin palayı almış olduğu fikriyle birlikteyüzünü buruşturdu. Drizzt kiralık katili, Parıltı'yı ironik biryem olarak elinde tutarken ve ona doğru sırıtırken tasavvuretti.

Page 353: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt bu karanlık düşünceyi çabucak aklından defetti.Entreri'nin tutunacak bir yer bulması imkansız olan girintilibir uçurumdan aşağı düştüğünü ve çakılırken dağ duvarındangitgide uzaklaştığını görmüştü. Kiralık katilin umabileceği tekşey on onbeş metre düştükten sonra hoplaya zıplaya yantarata yuvarlanmak olabilirdi. Ölmemiş bile olsa vadininzemin kısmında ayakta durmadığı kesindi.

Öyleyse Drizzt'in şimdi ne yapması gerekiyordu? DerhalRegis'in yanına geri dönüp arayışa çıkmayı ve dostlarınınbaşına neler geldiğini öğrenmeyi düşündü. Tehlike geçtiktensonra buraya Bekçi Vadisinden dolaşarak da gayet rahatgelebilirdi ve şansı yaver giderse kılıcı herhangi bir goblinveya dağ trolü bulmamış olabilirdi.

Fakat Vierna'nın çetesiyle bir kez daha savaşabileceğiihtimalini düşününce, Drizzt elinde Parıltı olursa kendisinidaha iyi hissedeceğini anladı. Aşağı tekrar baktı ve pala onuçağırdı. Bu çağrıyı zihninde hissetmişti; hayal migördüğünden yoksa Parıltı'nın onun henüz bilmediği bazıözelliklere mi sahip olduğundan emin değildi. Drizzt'inilgisini çeken başka birşey daha vardı. Bu gerçeği başkakimseye etmese bile kendisine itiraf etmesi gerekiyordu.Entreri'ye ne olduğu konusundaki merakı öyle kolaycagiderilemezdi. Eğer kiralık katilin cesedini dağ duvarınıntaban kısmında bulursa Drizzt kendisini çok daha rahathissederdi.

''Ben kılıcı almaya gidiyorum," diye yukarı. Regis'e doğruhaykırdı Drow. "Gecikmeyeceğim. Herhangi bir sorun çıkarsaseslen."

Page 354: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yukarıdan hafif bir sızlanma sesi geldiğini duydu, amaRegis sadece, "Acele et!" diye haykırdı ve onun kararına karşıçıkmadı.

Drizzt elinde kalan palasını kınına soktu. Elini sağlamyerlere atarak ve yaralı ayağına mümkün olduğunca az yükvererek girintili bölgeden aşağı dikkatle inmeye başladı.Yaklaşık beş metre indikten sonra epey meyilli olan amadimdik inmeyen ve gevşek taşlarla dolu bir alana geldi.Burada elini atabileceği bir yer yoktu, ama Drizzt'in eliniherhangi bir yere atmaya ihtiyacı da yoktu. Sırtını duvarasıkıca yasladı ve hafifçe aşağı doğru kaydı.

Üzerine gelen tehlikeyi gözünün ucuyla gördü; yarasakanatlarına sahipti, insan boyundaydı ve dağ koyağırüzgarlarıyla birlikte uçarken keskin açılarla pike yapıyordu.Tehlike ona doğru yaklaşırken Drizzt kendisini hazırladı vetanıdığı bir kılıcın yeşil-mavi parıltısını gördü.

Entreri'i.

Entreri uçarak Drowun yanından geçerken ve omuzunahafif bir darbe indirirken alaycı bir neşeyle güldü. Entreri'ninpelerini dönüşüm geçirmiş ve yarasa kanatlan şeklini almıştı!

Düzenbaz katilin uçurum kenarında dövüşmeyi seçmesininasıl sebebini Drizzt şimdi anlıyordu.

Kiralık katil ikinci kez süzülerek geçti. Bu sefer dahayakına geldi, Drizzt'e kılıcının yanıyla vurdu ve sırtınaçizmesiyle bir tekme attı.

Page 355: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt bu darbelerle birlikte yuvarlandı. Sonra ayağınınaltındaki gevşek taş yığınları sallanırken tehlikeli bir şekildeaşağı kaymaya başladı. Palasını çekti ve katilin bir sonrakipike darbesini savuşturmayı başardı.

"Senin benimki gibi bir pelerinin var mı?" diye alay ettiEntreri, belli bir mesafe ötede keskin bir dönüş yaparak.Sanki havada asılı duruyormuş gibiydi. ''Altında onuyakalayacak bir ağ olmayan küçük zavallı, Drow." Bir neşelikahkaha daha duyuldu ve kiralık katil süzülerek dalışa geçti.Bütün avantajların elinde olduğunu bildiğinden ve hevesininkendisini mağlup etmesine izin vermemek için hâlâ Drow ilearasındaki mesafeyi koruyordu.

Kiralık katilin hızlı uçuşunun devinimini taşıyan kılıçDrizzt'in palasına sertçe çarptı. Rancer, ince kılıcı kendivücudundan uzakta tutmayı başarmış olsa bile kiralık katil bupike saldırısından bir puan almış sayılırdı.

Drizzt bir kez daha kaydı. Yüzünü duvara doğru çevirdi vetaşa eliyle yapıştı. Bir kolunu vücudunun altına koydu veaşağı doğru kaymayı engellemek için vücut ağırlığındanyararlanarak parmaklarını gevşek çakıl taşları arasına gömdü.Hem durduğu tehlikeli yeri koruması, hem de kiralık katilinsaldırılarını savuşturması gereken Drizzt, o feci anda çaresizgibi görünüyordu...

Kiralık katil bir iki pike daha yaparsa Drizzt muhtemelenaşağı düşüp ölecekti.

"Benim sayısız numaralarımı bilmiyorsun!" diye zaferlehaykırdı kiralık katil, tekrar avının üzerine doğru dalışa

Page 356: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

geçerken.

Katil dalışa geçtiğinde, Drizzt onunla yüzleşmek için hızladöndü. Drow rancerin serbest olan elinde Entreri'nin görmeyihiç ummadığı birşey vardı ve Drizzt'in kolu dosdoğru ileriuzanmıştı.

"Sen de benimkileri bilmiyorsun!" diye lafı yapıştırdıDrizzt. Kiralık katilin aniden kaçamak bir hâl alan pikeleriniinceledi ve oluğun alt kısmında öldürdüğü Drowdan almışolduğu el arbaletini ateşledi.

Entreri elini boynunun yanına attı ve ona saplandıktansadece bir saniye sonra oku çekip çıkarttı. "Hayır!" diyeferyat etti, zehirin içini yakarak damarlarına karıştığınıhissederek. "Lanet olsun sana! Lanet olsun sana, DrizztDo'Urden!"

Uyurken havada uçma fikrinin pek akıllıca olmadığınıbildiğinden dolayı duvara doğru dalışa geçti. Ama büyük biratardamar sayesinde bütün vücuda pompalanan sinsi zehirgözlerini kararttı.

Drizzt'in yedi metre sağında duvara çarpıp sekti ve elindendüşer düşmez parlak kılıcının ışığı söndü.

Drizzt önce bir inilti sonra da birkaç lanet sözü duydu.Ama bu kez, bu sözler derinden gelen bir esnemeyle bölünüpgitmişti.

Pelerinin yarasa kanatları hâlâ çırpılıyor ve kiralık katilihavada tutuyordu. Fakat Entreri, bitap düşen zihnini

Page 357: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yoğunlaştınp da yolunu tayin edemiyordu. Katil, hızla uçuşageçerek dağ rüzgarla-rıyla birlikte sürüklenmeye başladı veardada iki kez koyak duvarına sertçe çarptı.

Drizzt kemik kırılma sesini duydu; Entreri'nin sol kolugevşeyip sarktı. Bacakları da gevşekleşmiş katilin bütün gücüzehir tarafından tüketilmişti.

"Lanet olsun sana," dedi yine. halsiz bir sesle. Bilincini biryitirip bir kazandığı barizdi. Derken pelerin, görünüşebakılırsa bir hava akımıyla doldu. Zira Entreri, vadiden aşağıdoğru hızla süzülmeye başladı ve ölüm gibi sessiz bir şekildekaranlık tarafından yutuluverdi.

Çevik Drizzt'in, bulunduğu o noktadan aşağı inmesi zorolmadı. Bu yolculuk birkaç dakika boyunca savunmasınıgevşetebileceği ve az önce yaşanan şeyin ne kadar da büyükbir hadise olduğunu düşünebileceği bir molaya dönüştü.Entreri ile arasındaki rekabet başlayalı o kadar da çok zamanolmamıştı, özellikle de bir Drow cifinin zaman algısına göre,ama Drizzt'in şimdiye kadar yaşadığı herşeyden daha şiddetlive daha ölümcül geçmişti. Kiralık katil, Drizzt'in tamanlamıyla bir antitezi, ruhunun karanlık bir aynası, geleceğiiçin duyduğu en büyük korkuların yansımasıydı.

Şimdi bitmişti işte. Drizzt o aynayı paramparça etmişti.'Herhangi birşey kanıtlayabildim mi?' diye merak etti.Muhtemelen ka-nıtlayamamıştı. ama en azından Drizzt, budünyayı oldukça tehl:ke-li ve kötü kalpli bir adamdankurtarmıştı.

Page 358: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Parıltı'yı kolayca buldu. Drow onu yerden kaldırınca palacanlı bir ışıkla parladı. Daha sonra kılıcın içsel ışığı yavaşçaazaldı ve gümüşümsü gövdesinden yıldız ışıklarınınyansımasını sağladı. Drizzt bu görüntüyü takdir etti ve palayıkınının içine saygıyla geri soktu. Entreri'nin kayıp kılıcını daaramayı düşündü ancak harcayacak zamanı olmadığını,Regis'in ve muhtemelen diğer dostlarının ona ihtiyacıolduğunu kendisine hatırlattı.

Birkaç dakika sonra buçukluğun yanına geri döndü, Regis'iyerden kaldırdı ve tünel girişine doğru başı çekti.

"Entreri?" diye ürkekçe sordu buçukluk, sanki kiralıkkatilin en sonunda öldüğüne kendisini kolaycainandıramıyormuş gibi.

"Dağ rüzgarlarıyla kayboldu," diye kesin bir şekildeyanıtladı Drizzt, ama ses tonunda biraz olsun kibir yoktu."Rüzgarlarla kaybolup gitti."

* * *

Drizzt, buçukluğa verdiği o üstü kapalı cevabın ne kadardoğru olduğunu asla bilemezdi. Vücudu uyuşan ve bilincinihızla yitirmekte olan Artemis Entreri, geniş vadinin yükselenhava akımlarıyla birlikte kıvrıla süzüle uçmaya devam etti.Zihnini odaklayamıyor, şekil değiştirmiş olan pelerinetelepatik emirler veremiyordu ve onun talimatları olmadığıiçin büyülü kanatlar kendi kendilerine çırpılmaya devamediyordu.

Page 359: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kulağının yanından hızla esip geçen rüzgarın hızınınarttığını hissetti. Uçtuğunun bile şöyle böyle farkında olarakhızla havada süzülmeye devam etti.

Entreri çılgınlar gibi kafasını salladı ve uyku zehirinininatçı pençelerinden kurtulmaya çalıştı. Aklının bir köşesindetamamen uyanması, kontrolü ele geçirmesi ve kendisiniyavaşlatması gerektiğini biliyordu.

Ama yanaklarından süzülerek esip geçen rüzgar ona çoktatlı geliyor; kulaklarındaki esinti sesi ona bir özgürlük,ölümlü dünyanın zincirlerinden kurtulmuş olma hissiveriyordu.

Gözleri kırpılarak açıldığında katil, sadece yıldızsız vemeşum bir karanlık gördü. Bunun vadinin sonu olduğunu, birdağ duvarı olduğunu anlayamadı.

Rüzgar sesi onu rüyaya dalması için teşvik ediyordu.Duvara bodoslama çarptı. Kafasının içinde ve vücudundaateşten patlamalar meydana geldi; büyük bir sarsıntıylaciğerlerindeki bütün hava dışarı çıktı.

Bu çarpışmayla birlikte büyülü pelerininin yırtıldığının,yani kanatların tılsımının bozduğunun farkında değildi. Şimdikulaklarında esen rüzgarın aşağı düşüş sesi olduğunun ya da oanda yerden altmış metre yüksekte durduğunun da farkındadeğildi.

Savaş birliğinin başını bir düzine zırhlı cüce çekiyordu.Birbirine kenetlenmiş olan kalkanları düşman silahlarına karşısert bir metal duvar oluşturmuştu. Bu kalkanlar özel

Page 360: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

menteşelere sahipti. Böylece koridor daraldığı zaman cücesafının dış kısmında duran askerler en öndeki sıranın arkasınageçebiliyordu.

General Dagna ve onun seçkin süvari birliği onlarınarkasından geliyordu. Bu birlikteki askerler yürümüyor, özelyaban domuzu binekleriyle ilerliyordu. Her savaşçının elindeağır bir arbalet yayı ve yaylara gerilmiş hazır bekleyen gümüşbeyazı renginde metalden uçlara sahip özel oklarbulunuyordu. Süvarilere daha kolay bir geçiş sağlamak içinher biri iki elinde de yanan meşaleler olan ışık taşıyıcıları,Dagna'nın yirmi kişilik askerlerinin kanca dişli binekleriarasında dolaşıyordu. Cüce ordusunun geri kalan kısmıarkadan geliyordu. Yüzlerindeki ifade sertti, goblinlerlesavaşmak üzere bu tünellerden aşağı indikleri zamankindenoldukça farklıydı.

Cüceler, etrafta kara elflerin dolaşıyor olması konusundagülüşüp şakalaşmıyordu. Bildikleri kadarıyla kralları feci birtehlike altındaydı.

Yan geçide geldiler. Karanlık kürelerinin süresi çokönceden bitmiş olduğu için bu geçit temizdi. Karşılarında,tünelin ilerisinde ettin kemikleri duruyordu. Nedense birönceki savaşın gürültü patırtısından hiç etkilenmemiş gibigörünüyorlardı.

"Rahipler."' diye fısıldadı Dagna. Onun bu sessiz çağrısıcüce safları boyunca arkaya doğru tekrarlandı. Dagna'nınseçkin birliğine en yakın olan saflar arasından yarım düzinecüce rahip çıkıp geldi. Üzerlerinde demirci önlüğündenoluşan papaz giysileri vardı ve mithril savaş çekici şeklindeki

Page 361: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kutsal sembollerini havaya kaldırmış sıkı sıkı tutuyorlardı. İkitanesi yana, iki tanesi öne ve geri kalan ikisi de yukarı doğrunişan aldı.

"Pekala," dedi Dagna, ön sıradaki kalkan taşıyıcı cücelere,"onlara vurmalarına değecek birşeyler verin bakalım."

Oniki cüce, geniş kavşak mağarada iki yana sıralandığındakalkanlardan oluşan duvar açıldı.

Hiçbir şey olmadı.

"Kahretsin," diye söylendi Dagna, hiçbir şey yaşanmadangeçen birkaç saniyeden sonra. Kara elflerin, onları pusuyadüşürmek için başka bir yere geri çekildiğini anlamıştı. Birdakika içinde savaş sıraları eski halini aldı ve ordu daha hızlıadımlarla yola çıktı. Tabii düşmanlarının arkadansaldırmayacağından emin olmak için küçük bir cüce birliğiyan geçitten aşağı doğru ilerledi.

Saflar arasında fısıltılar ve homurtular dolaşıyordu, bugecikmeyle birlikte savaşa hevesli cücelerin sinirleribozulmuştu.

Bir süre sonra zincire bağlı olan ve ordunun tam ortakısmında duran savaş köpeklerinden birisinin hırıltısı geldi.Bu onların duyabildiği tek uyarı sinyaliydi.

Yukarıdan arbalet yayları 'klik' etti ve birbirine geçmiş olankalkanlara çarpıp zararsız bir şekilde savuşturuldu. Amabazıları yüksek açılardan gelerek ikinci ve üçüncü saftakicücelere saplandı. Bir meşale taşıyıcısı yere yığıldı. Elinde

Page 362: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

tuttuğu meşaleler en yakındaki iki yaban domuzu süvarisi içinküçük bir sorun teşkil etti. Ama hem cüceler hem de binekleriiyi eğitimliydi ve bu hadise kargaşaya yol açmadı.

Rahipler mırıldanmaya başladılar ve büyülü heceleriezberlerinden okudular; Dagna ve süvarileri arbaletlerininucundaki okları yanan meşalelere tuttular; en ön sıra hep birağızdan ona kadar saydıktan sonra kalkanları üzerilerindekalacak şekilde sırt üstü yere yattılar.

Süvariler hücuma geçti. Zırhlı savaş domuzlan hırlıyor veucu magnezyumla kaplı olan arbalet okları şiddetli bir beyazışıkla parlıyordu. Hücuma geçen süvariler hızla meşaleışığının ötesindeki karanlığa daldılar. Ama rahip büyülerikaranlığı bozarak önlerindeki koridoru aydınlattı.

Dagna, hevesli ekibinin her elemanı gibi neşeyle haykırdı.Kara elflerin bu sefer itişip kakıştığını görmüşlerdi. Görünüşebakılırsa Drowlar, cücelerin ani ve şiddetli saldırısıyla gafilavlanmıştı. Drowlar, kısa bacaklı cücelerden daha hızlıkoşabileceklerinden emindi. Ve bunu yapabilirlerdi de. Amatıknaz, kanca dişli yaban domuzlarından hızlı koşamazlardı.

Dagna, kara elflerden birisinin döndüğünü ve sanki birşeyfır-latacakmış gibi elini uzattığını gördü. Görmüş geçirmişbilge general, bu yaratığın doğuştan gelen büyüsünükullanmakta olduğunu, gözünü yakan büyülü ışıklarısöndürmeye çalıştığını içgüdüsel bir şekilde anladı.

Ucu magnezyumla kaplı olan ok, Drowun göbeğini deşip içorganlarını aydınlattığında kara elfin ışığa bakış açısı tahminedileceği gibi çabucak değişiverdi.

Page 363: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Kumtaşı!" diye haykırdı Dagna'nın yanındaki bir süvari,yer yüzündeki en meşhur cüce küfrünü ederek. General, yolarkadaşının geriye yattığını ve silahının başım yukarı doğrukaldırdığım gördü. Süvari cüce aniden sarsıldı— bir çeşit oklavurulduğu barizdi. Ama bineğinin üzerinden düşüp de taşzeminde yuvarlanmadan önce kendi arbalet yayını ateşlemeyibaşardı.

Alevler içinde yanan ok hedefi kaçırdı. Fakat tavan kirişleriarasında duran Drowun sonunu da hazırladı, zira arkadanhızla gelen yaya cüce askerlere kara elfm yerini açık etmişti.

"Tavana!" diye haykırdı bir cüce ve iki düzine arbaletokçusu dizleri üzerine çöküp gözlerini yukarı dikti. Azsayıdaki sarkıtın arasında kıpırdayan birşeyler gördüler vehemen hemen hepsi aynı anda ateş etti.

Onlar silahlarını yeniden kurarken, yanlarından daha fazlacüce geçti. Savaş köpekleri ise tedirginlikle uluyordu.Dagna'nın birliği sıcak takip üzerindeydi, aydınlık bölgeninötesine geçmiş olmalarına da aldırış etmiyorlardı hani.Tüneller oldukça düzdü ve kaçan Drowlar arayı pekaçamamıştı.

Rahiplerden birisi diz çökmüş olan arbalet okçularınayardım etmek için duraksadı. Okçular ona atış yapacaklarıyeri işaret etti, rahip de o bölgeye bir ışık büyüsü yaptı.

Göğsü yirmi tane ağır arbalet okuyla deşilen ölü Drow,kıpırtısız bir şekilde havada asılı kaldı. Sanki ışık büyüsüateşleyici bir etki yapmışçasına Drowun levitasyon büyüsüsona erdi ve kara elf altı metre yüksekten yere çakıldı.

Page 364: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Cüceler onu izlemiyordu bile. Tavanda beliren ışık ölenDrowun gizlenmiş olan iki yoldaşını daha gözler önünesermişti. Bu kara elfler ışık büyüsüne karşı derhal karanlıkküresi oluşturdular. Ama bu onların işine pek yaramadı, zirahünerli arbalet okçuları onlara nişan almıştı ve artık hedefigörmeleri gerekmiyordu.

Arbalet yayları çılgınlar gibi 'klik' ederek tavandakisarkıtlardan seken bir ok yağmuru başlattığında iniltiler veıstırap dolu bir feryat yükseldi. İki Drow yere çakıldı. Birtanesi yere çarptıktan sonra kıvranmaya başladı, pek de ölmüşgibi değildi.

Vahşi cüceler, kara elfm üzerine çullandılar ve silahlarınındip kısımlarıyla onu linç ettiler.

Sıcak takipteki süvariler yılan gibi kıvrılan yan geçitlerledolu bir bölgeye çıktıklarında tünel sayısı arttı. Dagna, gitgidebüyüyen labirente ve artan karanlığa rağmen hedefininyönünü kolayca tespit etti. Aslında bu karanlık Dagna'nınişine yarıyordu. Zira peşinden koşturduğu Drow omuzundanvurulmuştu ve beyaz ışıkla parlayan magnezyum ona yolgösteriyordu.

Gitgide arayı kapattı ve Drowun onunla yüzleşmek içindöndüğünü gördü. Kara elfin omuzu ön taraftan bakılıncakıpkırmızı parlıyordu. Dagna, arbalet yayını bir kenara attı veağır gürzünü hızla çekti. Bu sırada yaban domuzunu sankiDrowun yaralı tarafına yakın bir geçiş yapacakmış gibi biraçıya getirdi.

Page 365: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yemi yutan Drow, vücudunu yana doğru döndürdü ve işeyarar durumdaki silah tutan tek kolunu vücudunun önünekaldırdı.

Dagna, en son anda başını eğip yaban domuzunun yönünüdeğiştirdi ve vahşi cücenin yeni yöntemini anlayan Drowungözleri faltaşı gibi açıldı. Kara elf zıplayıp kenara çekilmeyeçalıştı ancak darbeyi sertçe yedi. Domuzun kafası, Drowundizinin hemen yukarısına tosladı ve Dagna'nın demir miğferide göbeğine sertçe indi. Drow havada geriye doğru beşmetreye yakın bir mesafe boyunca uçtu ve tünel duvarı onuaniden durdurmasaydı daha da uçacak gibiydi.

Duvarın dibinde kıvrılıp kalmış ve bilincini yarı yarıyakaybetmiş olan Drow, Dagna'nın bineğiyle yaklaştığını vegürzünün havaya doğru kalktığını gördü.

Kafasında meydana gelen patlama en az omzundakimagnezyum kadar yoğun bir ışık saçtı. Sonra Drow içinsadece karanlık vardı.

Kan tazıları, cüce ordusunun büyük bir bölümünü anamağaranın sol tarafından aşağı, birbirine bağlanan daha doğalmağaraların olduğu bir bölgeye doğru götürdü. Aralarındarahipler de bulunan askerler dosdoğru içeri daldılar. Bu sıradasilah yerine alet taşımakta olan diğer cüceler ise onlarınarkasında ve yan geçitlerde çalışmaya başladılar.

Bir dört yol ağzına geldiklerinde iz süren kan tazıları sağ vesol tarafa ayrılmak istediler. Fakat kurnaz cüceler, köpekleridosdoğru gitmeye zorladılar. Tahmin edildiği gibi bir

Page 366: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düzineden fazla kara elf, onların ardından ana koridoradoluşup o baş belası oklarını fırlatmaya başladı.

Ordu hızla manevra yaptı. Rahipler alanı aydınlatmak içinbüyülerini kullandılar ve dörde bir oranıyla sayıca az olanDrowlar akıllılık edip kaçtılar. Önlerinde bir sürü tünelmevcutken geriye giden yolun kesilmiş olmasından korkmakiçin bir sebepleri yoktu. Cücelerin sayılarını iyi biliyorlardı veseçeneklerinin yalnızca yarısından azının engellenmişolacağından eminlerdi.

Fakat seçtikleri ilk koridorun sonunda yeni inşa edilmiş veöteki taraftan sürgülenmiş olan demir bir kapıya çattıklarındayaptıkları hatayı anladılar. Kara elfler kapının kenarındanöteki tarafı görebiliyordu; yani cüceler bu kapıyı garip şekillitünel ağzına mükemmel bir şekilde oturtacak zamanbulamamıştı— fakat kapıyı aşmanın hiçbir yolu yoktu.

Bir sonraki tünel daha fazla gelecek vadediyor gibiydi vekaçan Drowlar için o tünelin açık olması şarttı. Zira çılgınlargibi havlayan köpeklerle birlikte gelen cüce birliği, Drowlarınhemen arkasındaydı. Bir köşeyi dönen kara elfler başka birkapıyla karşılaştılar. Kapının arkasında çalışan, yani sonrötuşları koymakta olan cücelerin çekiç seslerini duydular.

Çaresiz kalan kara elfler kapının öbür tarafına karanlıkküreleri yerleştirip cücelerin işini yavaşlattılar. O karışıklıkta,kapıyla duvar arasında kalan en geniş çatlakları bulup cüceustalara körlemesine ateş açarak daha da büyük bir karmaşayayol açtılar. Drowlardan biri elini açık bir yerden sokup kapıyıkilitleyen sürgüyü buldu.

Page 367: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Çok geç kalmıştı. Köpekler köşeyi döndü ve cüce birliği,kara elflerin üzerine kapandı.

Savaş alanını bir karanlık küresi kapladı. Gücününeredeyse tüketmiş olan bir cüce rahip, bir karşı-büyü yaptı.Ancak başka bir Drow alanı tekrar kararttı. Cesur cücelerkörlemesine savaştılar ve katıksız hiddetleri sayesindeDrowların becerisiyle boy ölçüştüler.

Bir cüce göremediği düşmanının kılıcı kaburgalarına batıpakciğerini deştiğinde içinde alev alev yanan bir acı hissetti.Cüce yarasının ölümcül olduğunu biliyor, akciğerlerinin kanladolup nefes almasını engellediğini hissediyordu. Karanlıkalandan çıkıp iyileştirici büyülere sahip bir rahibin yanınagitmeyi umarak geri çekilebilirdi. Fakat o kritik anda cüce,düşmanının saldırıya açık olduğunu ve eğer kendisi savaştankaçarsa başka bir dostunun o kara elfin acımasız kılıcınıvücudunda bulabileceğini biliyordu. İleri doğru saldırdı vetabii ki Drowun kılıcı vücuduna daha da fazla saplandı. Fakatcüce de savaş çekicini savurdu ve düşmanına üstüste iki kerevurdu.

Ölen Drowun üzerine devrildi ve sakallı yüzünde acı birtatmin gülümsemesiyle birlikte ölüp gitti.

Yanyana hücum eden iki cüce hedefleri olan düşmanındalışa geçerek aralarından sıyrıldığını hissetti, ama zamanındadönmeyi başaramayıp demir kapıya sertçe tosladılar.Dikkatleri dağılan ama yan taraflarında bir hareket sezen ikicüce de aynı anda çekiçlerini savurdular ve birbirilerinevurdular.

Page 368: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

İkisi de üstüste yere yığıldı ve kara elfin tekrar üzerlerinegeldiğini hissetti— ama bu sefer kara elf bir cüce mızrağınınucuna saplanmış bir halde sertçe demir kapıya vurdu. YaralıDrow iki cücenin üzerine yığıldı. Cücelerin ise kendilerinesunulan fırsatı hızla değerlendirecek kadar bilinçleriyerindeydi ve güçleri vardı. Tekmeler atıp ısırarak, silahkabzalarıyla veya kolçaklarıyla darbeler savurarak bahtsızkara elfi birkaç saniye içinde paramparça ettiler.

O dar koridorda yirmiden fazla cüce, Drow silahlarıyla canvermişti. Ama yeni bölgelere inen yolu kapamış olan onbeşDrow, yani kara elf birliğinin yarısı temizlenmişti.

Birkaç Drow, peşlerindeki domuz süvarileriyle arayıaçmıştı. Arka taraftaki mağaraya, yani Drizzt ile Entreri'ninVierna ve çetesinin göz zevki için dövüşmüş olduğumağaraya geri dönebilecek kadar öndeydiler. Parçalanmışolan kapıyı ve birkaç ölü Drowu gördüklerinde, Vierna'nıngrubuna feci bir baskın yapılmış olduğunu anladılar. Amayine de içlerinden birisi oluğa atlamadan -daha doğrusu oluğaatlayıp da girişi kapayan büyülü ağa yapışmadan-önce pekyakında kurtulacaklarını düşünüyorlardı.

Ağa takılan Drow çaresizce debelendi, iki kolu da tamamenyapışmıştı. Onun yol arkadaşları sonu gelen dostlarınıkurtarmayı hiç düşünmeden odanın öbür kapısına baktılar.

Savaş domuzlarının homurtuları duyuldu; bir düzine cücesüvarisi, bineklerini mahmuzlayarak neşeyle mağaraya daldı.

General Dagna, odaya beş dakika sonra geldiğinde yerdeölü yatan beş kara el f, iki cüce ve üç tane domuz gördü.

Page 369: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Etrafta başka düşmanın kalmadığından emin olan general,bu alanın incelenmesini emretti. Cobble'ın büyülü demirduvar altında ezilip kalan ölü vücudunu bulduklarındakalpleri kederle doldu. Ama bu görüntü yine de bir parçaumut veriyordu. Zira Bruenor ile diğerlerinin tam bu noktadadüşmanlara sert bir darbe indirdiği kesindi ve görünüşebakılırsa, zavallı Cobble haricinde hepsi hayatta kalmayıbaşarmıştı.

"Neredesin, Bruenor?" diye sordu general, boş tünelleredoğru. "Neredesin?"

Yorgun ve yaralı olan ve destek için birbirilerine dayananCattibrie ile Bruenor, dolambaçlı tüneller arasından dahaderinlerdeki doğal koridorlara doğru ilerlerken, onlara güçveren tek şey keskin azimleri ve yenilgiyi şiddetlereddetmeleriydi. Bruenor serbest olan elinde meşaleyitutuyordu. Cattibrie'ın yayı da elinde hazır bekliyordu. Karaelflerle bir daha karşılaşırlarsa hayatta kalabileceklerini ikiside pek sanmıyordu. Ama kalplerinin derinlerinde ikisi dekaybedeceklerine inanmıyordu.

"O lanet kedi nerede?" diye sordu Bruenor. "Ve tabii ovahşi herif?"

Kesin bir cevabı olmayan Cattibrie kafasını sağa solasalladı.

Pwent'in nereye gittiğini kim bilebilirdi ki? Dövüşünyaşandığı mağaradan dışarı gözü dönmüş bir hiddetle çıkmıştıve şimdiye kadar Garumn Geçidine kadar koşmuş dahiolabilirdi. Fakat Guenhwyvar'ın durumu farklıydı. Cattibrie,

Page 370: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

bir elini kesesinin içine attı ve hassas parmaklarıyla detaylıpanter heykelciğine dokundu. Panterin artık etrafta olmadığınıhissediyor ve bu hisse güveniyordu. Zira eğer Guenhwyvarmadde düzlemden ayrılmamış olsaydı şimdiye kadar onlarlairtibata geçmiş olurdu.

Cattibrie duraksadı. Bruenor ise birkaç adım attıktan sonradurdu ve şaşkınlıkla döndü. Tek dizinin üzerine çökmüş olangenç kadın yayını yanına bırakmıştı, panter heykelciğini ikielinin içinde tutuyor ve dikkatle inceliyordu.

"Gitmiş mi?" diye sordu Bruenor.

Cattibrie omuz silkti ve heykelciği yere koyduktan sonrahafifçe Guenhwyvar'a seslendi. Uzun bir süre hiçbir şeyolmadı. Ama tam Cattibrie heykelciği alıp kesesine geriatacaktı ki, tanıdık gri bir duman bulutu oluştu ve bir şekilalmaya başladı.

Guenhwyvar gerçekten de feci görünüyordu! Panterinkasları sarkmış, yorgunluktan gevşemişti. Kara kürklüomuzlarından biri deşilip dışarı doğru dönmüştü. Yaranınaltındaki kaslar ve tendonlar görülebiliyordu.

"Ah, geri git!" diye haykırdı Cati-brie, bu manzarakarşısında dehşete kapılarak. Heykelciği yerden aldı vepanteri geri yolmaya hazırlandı.

Guenhwyvar çok hızlı harekete geçti. Kedinin durumunuhesaba katan Cattibrie ile Bruenor, onun bu kadar hızlıhareket etmesinin imkansız olduğunu düşünüyordu. Kedininbir patisi Cattibrie'a doğru yükseldi ve heykelciğin yere

Page 371: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

düşürmesini sağladı. Panter kulaklarını geri yatırdı ve hafifçehırladı.

"Bırak kedi kalsın," dedi Bruenor.

Cattibrie, duyduklarına inanamayarak cüceye baktı.

"Bizden daha kötü görünmüyor," diye açıkladı Bruenor.İlerledi ve elini hafifçe panterin kafasına koyarak onuyatıştırdı. Guenhwyvar'ın kulakları yeniden dikleşti ve kedihırlamayı bıraktı. "Ve bizim kadar da azimli."

Bruenor kafasını çevirip önce Cattibrie'a sonra da kızınardında duran koridora baktı. "Üçümüz öyleyse," dedi cüce,"bitkiniz ve geberip gitmeye hazırız— ama o leş kokuluDrowları da yanımızda götürmeden ölmeyeceğiz!"

Drizzt düşmana yaklaştığını hissetti ve diğer kılıcını, yaniParıltı'yı çekti. Palanın mavi ışığıyla parlamaması için kılıcasıkıca yoğunlaştı. Bereket ki pala ona mükemmel bir şekildeitaat etti. Drizzt o anda yanında duran buçukluğun pekfarkında değildi. Keskin duyuları etrafta düşman olduğunadair bir ipucu arayışıyla dört bir ayrı yöne yoğunlaşmıştı.Alçak bir giriş kısmından geçerek pek büyük olmayan vedaha çok bir koridorun geniş bölümü gibi görünen birmağaraya girdi. Mağarada biri yan tarafta zeminde, diğeri dedosdoğru karşıda ve yukarıda olmak üzere iki çıkış dahabulunuyordu.

Drizzt aniden Regis'i yere doğru itti ve geri çekilip duvarayaslandı. Gözleri ve silahları yan taraftaki kapıya doğrudönmüştü. Fakat yan kapıdan içeri giren bir Drow değil, bir

Page 372: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

cüceydi— muhtemelen iki yol arkadaşının da şimdiye kadargördüğü en garip görünüşlü cüce.

Pwent, koşarak üç adım atsa kara elfin yanına varabilirdi veyürekten kükremesi, baskın avantajını ele geçirdiğineinandığını açıkça gösteriyordu. Cüce, kafasını öne eğerekmiğfer sivrisini Drizzt'in göbek hizasına doğru indirdi vekenarda yatan minik kişinin uyarı niteliğinde cıyakladığınıduydu.

Drizzt ellerini yukarı kaldırdı ve güçlü, hassasparmaklarıyla duvardaki oyukları hissetti. İki palası da hâlâelindeydi ve sıkıca tutunabileceği pek fazla oyuk yoktu, amaçevik Drow oyuğa ihtiyaç duymuyordu. Kendisine güvenitam olan savaş öncüsü körlemesine hücum ettiğinde, Drizztbacaklarını yukarı kaldırıp miğfer sivrisinin önünden çekti.

Pwent kafa üstü duvara tosladı ve miğfer sivrisiyle taşınüzerinde üç santimlik bir oyuk açtı. Drizzt'in bacakları aşağısalındı ve savaş öncüsünün kafasının iki yanına dolandı.Drowun palaları da aşağı indi ve kabzaları Pwent'in açıktakalan ensesine sertçe vurdu.

Cüce inleyerek yüzüstü yere düşerken, miğfer sivrisiduvara sürtünüp çığlıklar atarak garip bir şekilde yana doğrubüküldü.

Drizzt sıçrayarak uzaklaştı ve parlamaya hevesli olanpalanın ortalığı mavi bir ışıkla aydınlatmasına izin verdi.

"Cüce," diye belirtti Regis, şaşkına dönmüş bir halde.

Page 373: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Pwent inleyip yüzüstü yuvarlandı; Drizzt cüceninboynunda, üzerinde Battlehammer Klanının köpüklü biraarması olan bir muska gördü.

Pwent kafasını sağa sola salladı ve aniden sıçrayıp ayağakalktı.

"Bi-sıfır öndesin!" diye kükredi ve Drizzt'e doğru hücumageçti.

"Biz düşman değiliz," diye açıklamaya çalıştı Drow rancer.Pwent yaklaşıp kolçak çivilerini kullanarak sağ solkombinasyonuyla yumruklar savurduğunda Regis yinehaykırdı.

Drizzt kısa düşen yumruklardan kolayca kaçtı vedüşmanının zırhında bulunan çok sayıdaki keskin çıkıntıyıfarketti.

Pwent yine saldırdı ve darbesine belirli bir menzilkazandırmak için yumruğunu vücuduyla takip etti. Drizzt budarbenin hedefe ulaşmaya hiç şansı olmayan bir savaş hilesiolduğunu biliyordu. Deneyimli Drow, Pwent'in savaş taktiğiniçoktan çözümlemişti ve cücenin bu sahte yumruğu, Drizzt'inüzerine atılabilmek için ona yaklaşmak amacıyla savurduğunubiliyordu. Bir pala ışık saçarak geldi ve yumruğu önledi.Drizzt, ikinci palasını kafasının üzerine kaldırıp ona dahafazla yaklaştı (ki bu Pwent'in tahmin ettiğinin tam tersiydi),sonra da yukarıdaki silahını geniş bir yay çizecek şekildeakıcı bir hareketle aşağı indirerek yana doğru çekildi. Palacücenin dizinin arka tarafına çarptı.

Page 374: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Pwent az sonra yapacağı hücumu bir anlığına unuttu vetehlikeye açık olan dizini içgüdüsel olarak kaldırdı. Drizztbaskıya devam etti ve cücenin dizini yukarı doğru kaldırmayadevam etmesini sağlayacak şekilde saldırdı. Pwent havayayükseldi ve sert bir şekilde sırt üstü yere çakıldı.

"Kes şunu!" diye haykırdı Regis, yerde yatan ve tekrarayağa kalkmaya çalışan inatçı cüceye. "Kes şunu. Biz senindüşmanların değiliz."

"Doğru söylüyor," diye ekledi Drizzt.

Tek dizinin üzerine doğrulmuş olan Pwent duraksadı veşaşkınlıkla önce Regis'e sonra Drizzt'e baktı. "Burayabuçukluu bulmaya geldik," dedi Drizzt'e. Kafasının allakbullak olduğu barizdi. "Onu bulmaya ve canlı canlı derisiniyüzmeye geldik ve sen bana ona güvenmemi mi söylüyon?"

"O başka bir buçukluk," diye belirtti Drizzt, kılıçlarınıkınlarına sokarak.

Düşmanının az önce ona sunduğu avantajı farkedencücenin yüzünde istençdışı bir gülümseme belirdi.

"Senin düşmanın değiliz," dedi Drizzt kesin bir sesle,lavanta renkli gözleri tehlikeli bir şekilde parlayarak, "amasenin ahmak oyununu oynayacak vaktim yok."

Pwent öne doğru eğildi. Kasları gerilmişti, ileri doğrusıçrayıp Drowu ikiye bölmeye hevesliydi.

Page 375: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drowun gözlerince yine şimşekler çaktı ve Pwent,rakibinin az önce düşüncelerini okumuş olduğunu anlayaraksakinleşti

"İstiyorsan saldır bakalım," diye uyardı Drizzt, "ama bil ki,bu sefer yere düştükten sonra bir daha asla ayağakalkamayacaksın."

Nadiren gözü korkan Thibbledorf Pwent, bu sert tehdidi verakibinin rahat tavrını düşünüp tarttı ve Cattibrie'ın ona buDrow hakkında söylediklerini hatırladı— tabii eğer bugerçekten de efsanevi Drizzt Do'Urden idiyse. "Sanırımdostuz," diye kabul etti gözü korkan cüce ve ayağa yavaşçakalktı.

Pwent kendisine yol gösterip başı çekerken, Drizztdostlarına ne olduğunu kısa süre içinde öğreneceğinden ve kızkardeşiyle bir kez daha yüzleşeceğinden emindi. Savaşöncüsü, ona Bruenor ve diğerleri hakkında fazla bilgiveremiyordu, tabii onlardan ayrıldığı zaman hepsinin zordurumda olduğunu söylemekten başka.

Bu haberler Drizzt'i daha da hızlandırdı. Cattibrie'inçaresizce esir düşüp Vierna tarafından işkence gördüğüdüşüncesi zihninde uçuşup duruyordu. İnatçı Bruenor'uVierna'nın yüzüne tükürürken aklında canlandırdı— ve tabiiVierna'yı da cevap olarak cücenin yüzünü yırtıp parçalarken.

Bu bölgede pek az mağara vardı, uzun ve dar tüneller dahayaygındı. Tünellerin bazıları tamamen doğaldı; diğerleri isegoblin-lerin desteğe ihtiyaç duyduğu yerlerde işlenmişti.Derken üçü tamamen tuğlalarla döşenmiş uzun, düz, hafifçe

Page 376: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yukarı meyleden ve birkaç yan geçide ayrılan bir tünelegeldiler. Drizzt, uzun ve karanlık koridorun sonunda durankara elf siluetlerini göremedi. Ama Parıltı aniden ışık saçtı veDrow da onun uyarısından şüphe duymadı.

Bir saniye sonra, bir arbalet tabancası oku karanlığıniçinden hızla fırlayıp Regis'in koluna battığında kılıcın uyarısıdoğrulanmış oldu. Buçukluk inledi; Drizzt onu geri çekti veaz önce önünden geçmiş oldukları bir yan tünelin girişindekigüvenli bir köşeye yatırdı. Drow koridora geri döndüğündePwent'in çılgınlar gibi şarkı söyleyerek hücuma geçmişolduğunu, üstüste zehirli oklar yediğini ama hiç aldırışetmeden ilerlemeye devam ettiğini gördü.

Drizzt onun peşinden koşturdu, Pwent'in bir başka yankoridorun karanlık girişinin önünden geçip gittiğini gördü vecücenin bir tuzağa balıklama dalmış olduğunu içgüdüselolarak anladı.

Bir saniye sonra bir arbalet tabancası oku cücenin yanındanhızla geçip Drizzt'e saplanınca, Drow rancer savaş öncüsünütakip etmeyi kesti. Kafasını eğip ön koluna acı verici birşekilde saplanmış olan oka baktı ve Pwent'in panzehir iksiriuyku zehirine karşı koyduğunda içinde bir yanma hasıl oldu.Drizzt olduğu yere yığılmayı, düşmanlarının zehirin onubayılttığını ve onu kolayca yakalayabileceklerini sanmasınısağlamayı düşündü.

Ama Pwent'i yalnız bırakamazdı ve bu karşılaşmayı dahafazla bekleyemeyecek kadar hiddetlenmişti. Düşman tehdidinisona erdirmenin zamanı gelmişti.

Page 377: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yan tüneldeki karanlık oluğa süzüldü ve kendisini tamamenele vermesin diye Parıltı'yı biraz geride tuttu. Yukarıdanhiddetli bir kükreme duyuldu, onun ardından bir cüce küfrüyağmuru başladı. Drizzt, Pwent'in kurbanlarını elindenkaçırdığını anladı.

Drizzt yan taraftan gelen hafif bir tıpırtı sesi duydu veorada her kim varsa onun savaş öncüsünün sesine geldiğinianladı. Derin bir nefes aldı, içinden üçe kadar saydı vevahşice ışık saçan Parıltı ile birlikte sıçrayıp köşeyi döndü. Enyakındaki Drow geri çekilip Drizzt'e bir arbalet oku dahafırlattı. Ok Drizzt'in kaliteli zırhının omuzundaki açık biryerden içeri dalıp tenine battı. Drizzt, Pwent'in panzehirininikinci bir oku kaldırabilecek kadar güçlü olduğunu ümit ettive savaş öncüsünün koridorda yaptığı hücumda birçok kezvurulduğu gerçeğiyle biraz rahatladı.

Drizzt hücuma geçerek arbalet okçusunu geri püskürttü,düşman Drow ise yakın dövüş silahını çekebilmek içindebelendi. Eğer elinde kılıç ve kama tutan ikinci bir Drowyardımına gelmeseydi Drizzt onu çabucak halledebilirdi.Drizzt, küçük ve kabaca daire çizen bir odaya gelmişti. Sağtarafında muhtemelen daha ileriden ana koridora açılan başkabir çıkış daha duruyordu. Fakat Drizzt, rakiplerinin ölçülüdarbelerini savuştururken odanın fiziksel özelliklerine, hattasavaşın ilk hamlelerine bile dikkat etmedi. Gözleridüşmanlarının ötesine, odanın arka tarafına kenetlenmişti.Zira Vierna ile paralı asker Jarlaxle orada duruyordu.

"Bana büyük acılar çektirdin, kayıp kardeşim," diye onahırladı Vierna, "ama şimdi yeniden elime düştüğüne göreödediğim bedel alacağım ödüle değecek."

Page 378: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Rahibenin her sözünü dinleyen, yani dikkati başka yerdeolan Drizzt, neredeyse bir kılıcın savunmasını aşmasına izinverecekti. Son anda kılıcı kenara savuşturdu ve palalarınıçapraz bir hamleyle aşağı doğru savurdu.

Fakat kara elf askerler birlikte iyi iş çıkartıyordu ve busaldırıyı önlediler. Önce biri, sonra diğeri karşı saldırı yaptı veDrizzt savunmaya çekilmek zorunda kaldı.

''Seni dövüşürken izlemeyi çok seviyorum," diye devametti Vierna. Şimdi yüzünde kendini beğenmiş bir gülümsemevardı. "Ancak seni öldürmeleri riskini göze alamam— şimdiolmaz." Rahibe birşeyler mırıldanmaya başladı ve Drizztkadının büyüsünün ona, muhtemelen zihnine yöneltilmişolacağını anladı. Dişlerini sıktı ve işkence gören Cattibriegörüntüsünü aklında canlandırıp zihnine katıksız bir hiddetduvarı örerek saldırıyı hızlandırdı.

Vierna zafer dolu bir haykırışla büyüsünü serbest bıraktı.Drizzt'in üzerine dalgalar halinde enerji yayıldı, zihnine vevücuduna durduğu yerde durup teslim olmasını emretti.

Drow rancerin ruhunun derinliklerinden birşeyler yükseldi;Ka-ranlıkaltı'nda geçirdiği günlerden beridir su yüzüneçıkmamış olan vahşi ve ilkel alt benliğiydi bu. Tekrar avcıolmuştu, duygulardan yoksun ve zihinsel zayıflıktan uzaktı.Büyüyü silkeleyip üzerinden attı. palalarıyla düşmanlarınınsilahlarına sert darbeler indirdi ve iki rakibini zorladı.

Vierna'nın gözleri şaşkınlıkla faltaşı gibi açıldı. Yanındaduran Jarlaxle ise açıkça sırıttı.

Page 379: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Lloth'un sana bahşettiği güçler beni etkileyemez," diyeilan etti Drizzt. "Ben Örümcek Kraliçe'yi reddediyorum!"

"Sen Örümcek Kraliçe'ye kurban edileceksin!" diye lafyetiştirdi Vierna. Drizzt'in sağ tarafındaki tünelden içeri birDrow askeri daha girdiğinde rahibe tekrar avantajı elegeçirmiş gibiydi. "Öldürün onu!" diye emretti rahibe."Kurban burada ve şimdi verilsin. Bu toplumdışı yaratığınkafirliğine artık müsamaha göstermeyeceğim!"

Drizzt muhteşem dövüşüyor, iki düşmanını da saldırıhamlesi yapmaktan çok savunma yapmaya zorluyordu. Fakatüçüncü asker de dövüşe katılırsa...

İş oraya asla varmadı. Sağ taraftaki tünelden vahşi birkükreme sesi geldi ve alışılageldik çılgın hücumunusergilerken kafasını öne eğmiş olan Thibbledorf Pwent odayadaldı. Şaşkına dönen Drow askerine yan taraftan girişti.Bükülmüş olan miğfer sivrisi bahtsız kara elfin ince kalçasınıdeşti ve karnına kadar saplandı.

Pwent koşmaya devam etti ve güçlü bacakları şişlenmişdrowun ayaklarına dolandı. İkisi de o sırada afallamış olanVierna'nın hemen önünde 'güm' diye yere yığıldı.

Pwent onu acımasızca sarsarken Drow çaresiz ve umutsuzbir şekilde debelendi.

Drizzt çabucak müttefikinin yanına gitmesi gerektiğinibiliyordu. Vierna ile karşı karşıyayken ve paralı asker onaserbestçe hançer fırlatabilecekken Pwent'in içinde bulunduğutehlikeyi çok iyi anlıyordu. Parıltı'yı şimşek gibi parlayan bir

Page 380: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hareketle aşağı doğru çaprazlamasına indirdi ve iki rakibininkılıcını da kenara savuşturdu. Sonra palanın hemenarkasından hücumu devam ettirdi ve kendisini arbaletlevurmuş olan, yani ikinci bir silah taşımayan Drowa diğerkılıcını savurdu.

Öteki Drowun kolu ileri atıldı ve kaması yoldaşınıöldürmesini engelleyecek şekilde palaya vurdu. Yine deDrizzt, rakibine acı verici bir darbe indirmiş, Drowunyanağında büyük bir yarık açmıştı.

Vierna'nın yılan başlı kamçısı ortaya çıktı. Yerde yüzüstüyatan savaş öncüsünün sırtına kamçıyı indirirken rahibeninyüzünde katıksız bir hiddet vardı. Canlı yılanlar, savaşöncüsünün kaliteli zırhında dolaştılar ve onun sert postunuısırabilecekleri boşluklar buldular.

Pwent miğfer sivrisini çekip kurtarmayı başardı, ölmeküzere olan kara elfin suratına kolçak çivisini sapladı, sonra dadikkatini yeni düşmanına ve onun acımasız silahına çevirdi.

Şrak!

Bir yılan başı omuzuna battı. İki tanesi boynunu ısırdı.Pwent arkasını dönerken kolunu savurdu, ama yılanlar eliniiki kere daha ısırdı ve kolu çabucak uyuştu. Kendi iksirininyılan zehirine karşı koyduğunu hissetti, ama duraksadı.Bayılmasına ramak kalmıştı.

Şrak!

Page 381: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Vierna ona tekrar vurdu, beş yılan kafası da cüceninyüzünde ve elinde ısırabilecekleri bir yer buldu. Pwent kadınabiraz daha baktı, küfür etmek için dudaklarını araladı ve yeredevrilip karaya çıkmış bir balık gibi çırpındı. Neredeysebütün vücudu uyuşmuştu, duyuları ve kasları düzgün birşekilde tepki veremiyordu.

Vierna, gözlerinde açık bir nefretle Drizzt'e doğru baktı."İşte şimdi o sefil dostlarının hepsi öldü, kayıp kardeşim!"diye hırladı. Söylediği şeyin doğru olduğuna canı gönüldeninanıyordu da. Rahibe, yılan başlı kamçısını yukarı kaldırarakbir adım yaklaştı.

Ama kardeşinin yüzünü aniden buruşturan katıksız vedizginlene-mez öfkeyi görünce duraksadı.

O sefil dostlarının hepsi öldü!

Bu sözler Drizzt'in kanını ateşe verdi, kalbini taşa çevirdi.

O sefil dostlarının hepsi öldü!

Drizzt Do'Urden, Cattibrie'ı, Wulfgar'ı ve Bruenor'u,kıymet verdiği herşeyi kaybetmişti. Hepsini kaçıp kurtulmayıbir türlü başaramadığı ırkı yüzünden kaybetmişti.

Düşmanlarının hareketlerini pek göremiyordu, fakatpalalarının her darbeyi mükemmel bir şekildesavuşturduğunu, düşmanlarına hiçbir açık yer bırakmadankesin bir şekilde hareket ettiklerini biliyordu.

O sefil dostlarının hepsi öldü!

Page 382: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yeniden avcı olmuştu, Karanlıkaltı'nın yaban topraklarındasavaşıp hayatta kalıyordu. Hatta avcının da ötesine geçmiş,savaşçı kavramının özü olmuştu. Mükemmel bir içgüdüylesavaşıyordu.

Sağ taraftan bir kılıç saplandı. Drizzt'in palası ona vurdu vesilahın uç kısmını yere doğru eğdi. Oldukça çevik olandüşman Drow bir tepki veremeden harekete geçen Drizzt,palasını kılıcın üzerinde tamamen döndürüp yukarı kaldırarakDrowu bir adım geri gitmeye zorladı.

Pala ileri doğru atıldı ve kılıç kullanan Drowun kolununarka tarafındaki kasları yardı. Drow acıyla haykırdı ama neyapıp edip kılıcını tutmayı başardı. Fakat bu pek işineyaramadı, zira pala hızla geri döndü, kaliteli örgü zırhı keskinbir sesle yardı ve Drowun göğsüne kandan bir çizgi çekti.

Drizzt, göz açıp kapama süresinde kılıcı elinde döndürdüve pala öteki tarafa doğru yukarı savruldu. Tekrar yönünüdeğiştirip dördüncü kez geri savurdu ve bu son darbede hedefikaçırmasının tek sebebi rakibinin kafasının çoktan kopmuşolmasıydı.

Bu sırada Drizzt'in diğer eli öteki rakibin bütün darbelerinisavuşturmuştu.

Vierna'nın nefesi kesildi, Drizzt ile tek başına karşı karşıyakalan askerin de öyle. Drizzt onu da kolayca haklayacaktı.Fakat ölü düşmanının arkasında kalan açık alandan Jarlaxle'ınkolunun ileri geri hareket ettiğini gördü.

Page 383: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt'in şimdi sergilediği kılıç dansı mükemmeldi vehiddet dolu bir çaresizlikten dolayı doğmuştu. İlk palası birmetal çtnlamasıyla bir-şeye çarptı. Parıltı öteki taraftan geldive ikinci hançeri de savuşturdu.

Birkaç saniye içinde olup bitmişti; beş tane hançer, onlarınkendisine doğru geldiğini dahi görmemiş olan bir kara el ftarafından savuşturulmuştu.

Jartaxle geriye çekildi ve kahkahalar atarak kendi etrafındadönmeye başladı. Bu şaşırtıcı gösteriye hayran kalmış vedövüşün hâlâ devam etmesi gerçeğiyle heyecanlanmıştı.

Fakat Drizzt'in bütün sorunları bitmemişti. Zira Lloth'akendisine yardım etmesi için haykıran Vierna, Drow askerinedestek olmak için ileri atıldı. Rahibenin yılan başlı kamçısıölü Drow askerinin tek kılıcından daha fazla sorungetirecekti.

Regis, yan geçidin girişinin önünden kara siluetlerinsessizce geçmekte olduğunu farkedince bacaklarını göğsünekıvırıp vücudunu küçük bir top haline getirdi. Siluetler geçipgidince buçukluk rahatladı. Giriş kısmına doğru sürünmeyeve bunların şeytan kara elfler olup olmadığına bakmak içinenfrarujlu görüş yeteneğini kullanmaya cesaret etti.

Kızıl kızıl parlayan gözleri buçukluğu ele verdi; ilk grubunarkasından altıncı bir asker gelmekteydi.

Regis cıyaklayarak geri çekildi. Minicik tombul eline birtaş aldı ve onu fırlatmaya hazırlandı. Bir Drow cifine karşıgerçekten de açması bir silahtı bu!

Page 384: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Kara elf, buçukluğu ve Regis'in içinde bulunduğu tünelidikkatle düşünüp tarttıktan sonra ihtiyatla içeri girdi. Regis'ingörünüşe bakılırsa çaresiz bir durumda olduğunu görünceDrowun yüzünde bir gülümseme belirdi.

"Demek yaralısın?" diye sordu Ortak Lisanda.

Bu ağır ve tanımadık aksanı anlaması Regis'in birkaçsaniyesini aldı. Drow yavaşça yaklaşırken, buçukluk taşıtehditkar bir şekilde kaldırdı. Bir elinde acımasız bir kılıç,diğerinde ise bir hançer tutan Drow, Regis'in yanına eğildi.

Drow kahkahayı bastı. "Beni çakıl taşınla öldürecekmisin?'' diye alay etti. Ellerini iki yana açtı ve Regis'egöğsünde boş bir alan sundu. "Vur bana öyleyse, minikbuçukluk. Hançerim boğazına sıkı bir çizgi çekmeden öncebeni biraz eğlendir."

Titremekte olan Regis, sanki Drowun teklifini kabuledecekmiş gibi taşı fırlatmak üzere geri çekti. Fakat ileridoğru fırlayan şey buçukluğun diğer eliydi. Bu elinde iseArtemis Entreri'nin yere düşürmüş olduğu hançeri vardı.

Kaliteli örgü zırhı yarıp geçerken ve afallamış kara elfînyumuşak derisine saplanırken, ölümcül hançerin mücevherlerisanki silah canlıymış ve öldürmeye açlık duyuyormuş gibiparladı.

Regis, hançerin nasıl da kolay bir şekilde saplandığınıfarke-dince şaşkınlıkla gözlerini kırpıştırdı. Sanki düşmanımetalden örgü zırh yerine ince bir parşömen giyiyor gibiydi.Hançerin içinden bir güç dalgası geçip Regis'in koluna

Page 385: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

yayılmaya başladığında, buçukluğun eli neredeyse silahınkabzasını bırakacaktı. Drow bir tepki vermeye çalıştı. Eğerdüşmanı iki silahından birisini savurursa Re-gis'in hiçbir şansıkalmazdı.

Ama Drow saldırmadı, sebebi her neyse bunu yapamadı.Gözleri şaşkınlıkla faltaşı gibi açılmıştı, vücudu spazmlargeçirip sarsıldı. Regis'e düşmanının hayat gücü çalınıyormuşgibi geldi. Kendi ağzı da bir karış açık olan Regis, şimdiyekadar gördüğü en feci dehşet ifadesine bakmaktaydı.

Buçukluğun kolundan vücuduna daha fazla yaşam enerjisiyayıldı, Drowun silahının yere düştüğünü gördü. Regis,babasının eskiden ona anlattığı hikayeleri hatırladı, geceyaratıklarına dair hikayeleri. O anda, kurbanının kanıylaziyafet çeken bir vampirin hissedeceği gibi hissettiğinidüşündü, içine sapkın bir sıcaklığın yayıldığını hissetti.

Yaraları iyileşiyordu!

Drow kurban ölerek yere yığıldı. Regis büyülü hançere boşboş baktı. O silahın acımasız ısırığını hissettiği zamanları tektek hatırlayan buçukluk üstüste, defalarca ürperdi.

* * *

İki Drow. onları Vierna ile Jarlaxle'ın yanına geri götürecekolan dolambaçlı tünellerde sessiz ama hızlı bir şekildeilerliyordu. O vahşi cüce ile arayı açmış olduklarındanemindiler ve Pwent'in yan tünellerden ilerleyip Vierna'yaonlardan evvel vardığını bilmiyorlardı.

Page 386: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Tünellere başka bir cücenin, yaşlarla dolu gözlerikarşılaştığı her düşmana ölüm vadeden kızıl sakallı bircücenin girdiğini de bilmiyorlardı.

Köşeyi dönen kara elfler, ana tünele paralel ilerleyen veyan odaya açılacak olan bir geçide girdiler. Sadece birkaçadım önlerinde olan ve korkusuzca, vahşice hücum edencücenin kısa ama geniş suretini gördüler.

İki Drow ile cüce, birbirilerine girip karmakarışık bir tophalini aldılar. Bruenor gözü dönmüş bir şekilde kalkanıylasaldırıp bol çentikli baltasını körlemesine sallıyordu.

"Oğlumu öldürdünüz!'' diye böğürdü cüce. İki rakibi deOrtak Lisanı anlayamasalar bile Bruenor'un hiddetiniyeterince iyi farket-mişlerdi. Drowlardan birisi ayağa kalkıpdengesini sağladı ve kılıcını süslü kalkanın üzerindensavurdu. Cücenin omuzuna kolundaki bütün gücü çalmasıgerekecek sertlikte bir darbe indirdi.

Bruenor darbe yediğinin farkına vardıysa bile bunuçaktırmadı.

"Oğlumu!" diye hırladı, diğer Drowun kılıcını güçlü birbalta hamlesiyle kenara savuşturarak. Drow ikinci kılıcıylasaldırdı ve cüceye baskı yaptı. Ama Bruenor bu darbeyi kabuletti, hatta hiç geri çekilmedi. Aklında tek birşey vardı;öldürmek.

Baltasını alçaktan savurdu. Drow baltanın üzerindensıçrayıp kurtuldu, ancak Bruenor savurmayı kesti ve yöndeğiştirdi. Drow, ayakları yere değer değmez yeniden

Page 387: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

zıplamaya çalıştı, ama Bruenor çok hızlı hareket ediyordu.Cüce baltayı Drowun ayak bileğinin üstüne doğru döndürdüve bütün gücüyle savurarak tam manasıyla Drowun ayağınıyerden kesti.

Diğer kara elf yere düşen yoldaşını korumak için cüceyeçullandı. Kılıcı ileri atılıp Bruenor'un yüzünü deşti ve birgözünü çıkartıp kör etti. Bruenor, içini kavuran acıyı yineduymazdan geldi ve bir boğa gibi hücum edip Drowa yaklaştı.

"Oğlumu!" diye yine haykırdı ve bütün gücüyle baltasınıaşağı savurdu. Baltanın keskin yeri kaçmaya çalışan yerdekiDrowun omurgasına saplandı.

Bruenor, tam zamanında kalkanını kaldırdı ve ayaktakiDrowun kılıcını engelledi. Dengesini yitiren ve geriye doğrutökezleyen cüce, baltasına sıkıca asıldı ve en sonunda silahıserbest bıraktı.

Yılan başları birbirilerinden bağımsız hareket ediyorgibiydi. Drizzt'e farklı açılardan saldırıyor, ısırıyor ve tekrarısırmak için geri çekiliyorlardı. Yanında Vierna'nın savaştığınıgörüp cesaret bulan erkek Drow da Drizzt'i zorluyordu.Rahibeye yaranmak için, acımasız Örümcek Kraliçe'nin şanıiçin onu öldürmeye uğraşan dro-wun kılıcı ve kaması çılgınlargibi savruluyordu.

Drizzt bu saldırılar karşısında kendisine hakimiyetinikorudu. Darbeleri savuşturmak ya da onlardan kaçıpkurtulmak ve düşmanlarını, özellikle de Vierna'yı kendisindenuzakta tutmak için palalarını ve ayaklarını uyum içindehareket ettiriyordu.

Page 388: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Fakat başının dertte olduğunu biliyordu; özellikle dekurnaz paralı asker Jarlaxle arka taraftan dolaşıp Vierna ileerkek asker arasında bir açık alan bulunca. Drizzt yinehançerlerin havada uçuşmasını bekledi ve Vierna'nınkamçısıyla ilgilenmesi gerekirken, bu sefer o hançerlerinısırığından nasıl kaçacağını gerçekten de bilmiyordu.

Paralı askerin ona doğru bir hançer fırlatmak yerine birbüyü değneği uzattığını görünce Drizzt'in korkuları iki katınaçıktı.

"Ne yazık, Drizzt Do'Urden," dedi paralı asker. "Seninyeteneklerine sahip bir savaşçı için bir sürü adamımı fedaederdim." Drow lisanında büyü sözleri söylemeye başladı.Drizzt yana doğru kaçmaya çalıştı ancak Vierna ile ötekiDrow baskı yapıp onu olduğu yerde tuttu.

Bir ışık parlaması oldu ve bir şimşek büyüsü eğilen Viernaile Drow askerinin önünde oluşmaya başladı. Ama paralıasker büyüyü harekete geçiren sözleri söylediğinde, Drizzt'inarkasından havada uçan kara bir siluet geldi ve Drow rancerinomuzuna basarak üzerinden sıçradı. Bu kara siluet Vierna ileerkek savaşçının arasında kalan boş yerden uçtu ve ötekitarafa geçti.

Guenhwyvar büyülü saldırıyı tamamen kendi üzerine yemişve daha şimşek patlaması başlamadan önce büyülü enerjiyikendi vücuduna hapsetmişti. Panter büyünün etkisiyle havadauçtu ve şaşkına dönen paralı askere çarpıp onu yere devirdi.

Ani ışık parlaması ve panterin birden ortaya çıkışıdeneyimli Drizzt'in dikkatini dağıtmadı. Büyük bir nefretle

Page 389: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

dolup taşan ve Drizzt'i öldürmeyi saplantı haline getirmiş olanVierna da dikkatini savaştan ayırmadı. Fakat diğer Drow aniışık patlamasıyla birlikte gözlerini kıstı ve kafasını birsaniyeliğine çevirip omuzunun üzerinden geri baktı.

O bir saniye geçtikten sonra, yani Drow kafasını tekrar geriçevirdiğinde Parıltı'nın ölümcül sivri ucunu zırhını yararkenve kalbine doğru ilerlerken buldu.

* * *

Işık parlaması yarım saniyeden fazla sürmemişti ve yanmağaranın giriş kısmının ötesine, ana koridora pek fazla ışıksaçma-mıştı. Ama Guenhwyvar'ı izlemek için koridorunköşesine sinmiş olan Cattibrie, yaklaşmakta olan kara elfgrubunun narin siluetlerini o yarım saniye içinde gördü.

Havaya bir ok attı ve okun gümüş renkli ışığını karaelflerin yerini net olarak görmek için kullandı. Yüzü acımasızbir ifadeyle buruştu.Yara bere içindeki genç kadın fırlattığıgümüş okun ardından ayağa kalktı ve yükselirken bir ok dahaatarak düşmanlarını avlamaya başladı.

Tek düşündüğü şey Wulfgar'ın intikamını almaktı. Korkuduymuyordu, el arbaletlerinden gelen tahmin edilebilir cevabıduyunca ürküp geri çekilmedi. İki arbalet oku kıza saplandı.

Bir gümüş ok daha fırladı, bu seferki bir kara elfınomuzuna girdi ve onu yere devirdi. Daha ikinci okun ışıktankuyruğu yok olmadan önce, Cattibrie üçüncü oku da yolladı.Bu seferki ise inşa edilmiş tünelin taş duvarına sürtünüpsekerken bir banshee gibi çığlık attı.

Page 390: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Genç kadın ilerlemeye devam etti. Kendisi oklar ışıktankuyruklarıyla geçtiğinde düşmanlarının suretlerini kısa birsüreliğine yakalayabilirken, kara elflerin onun attığı her adımıaçıkça görebildiğini biliyordu..

İçgüdüleri yukarı ateş etmesini söyledi ve fırlattığı ok, levi-tasyonla havada duran bir Drowun yüzünün tam ortasındapatlayıp başını uçurduğunda Cattibrie acımasızca gülümsedi.Darbenin şiddeti Drowun vücudunu ters çevirdi ve cesetkıpırtısız bir şekilde havada öylece asılı kaldı.

Cattibrie attığı bir sonraki okun ışığını göremedi ve karaelflerin onun üzerine bir karanlık küresi yerleştirdiğini ozaman anladı. 'Ne kadar ahmakça!' diye düşündü. Zira şimdikızın onları göremediği gibi. onlar da kızı göremiyordu.

Yürümeye devam etti, karanlık küresinden dışarı çıkarakyine ateş etti ve bir düşmanını daha öldürdü.

Yüzünün yanını bir arbalet tabancası oku sıyırdı veçenesini acı verecek şekilde çentti.

Çenesini dimdik tutan, dişlerini sıkan Cattibrie yürümeyedevam etti. Geri kalan iki Drow onun üzerine doğru hızlagelirken kırmızı renginde parlayan gözlerini gördü. İkisininde kılıçlarını çekmiş olduğunu biliyordu ve saldırıya geçti.Drowların gözlerini hedef olarak belleyip yayını kaldırdı.

Üzerine bir karanlık küresi çöktü.

Genç kadının içini bir dehşet sardı, ama o hisse karşı inatlasavaştı ve yüz ifadesi değişmedi. Bir Drow kılıcı kalbine

Page 391: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

saplanmadan önce sadece birkaç saniyesi olduğunu biliyordu.Düşmanlarının son durduğu yeri zihninde canlandırdı veyapacağı atış için açısını belirledi.

Yukarı bir ok daha attı. İleriden ve soldan gelen hafiftıpırtılar duydu, döndü ve ateş etti. Sonra içgüdülerindenbaşka hiçbir duyusunu kullanmadan üçüncü ve dördüncü kezateş etti. En azından kara elfleri yaralamayı ve onlarıyavaşlatmayı ümit ediyordu. Kendisini yüzüstü yere attı veyan tarafa doğru atış yaptı, oku karanlığı yararakuzaklaştığında ve görünüşe göre hedefi vuramadığındaCattibrie yüzünü ekşitti.

Hâlâ içgüdüleriyle hareket eden Cattibrie sırt üstüyuvarlandı, yukarıya ateş etti ve tok bir saplanma sesi duydu.Sonra ok havada duran Drowu tavana çivilediğinde keskin birçatırtı geldi. Yukarıdan taş parçaları döküldü ve Cattibriekollarını üzerine kapadı.

Uzun bir süre boyunca kıvrılmış bir şekilde durdu. Tavanınüzerine çökmesini ya da bir kara elfin hızla gelip onu kesipbiçmesini bekliyordu.

Drowun kılıcı cüceye iri baltanın kendisine vurabilecekkadar yaklaştığından daha çok yaklaşıyordu. Ama Bruenor ileyalnız başına yüzleşen Drow, savaşı kazanamayacağını, budüşmanı durduramayacağını biliyordu. Doğuştan gelenbüyüsüne başvurdu ve cücenin dış hatlarını mavi ışıklı,zararsız alevlerle kapladı— buna peri ateşi deniliyordu.Alevler cücenin suretini ayırdedilebilir derecede aydınlatmışve onu Drow için daha kolay bir hedef haline getirmişti.

Page 392: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor bana mısın demedi.

Drow şiddetli ve dosdoğru bir saplama hareketiyle saldırıpcüceyi topukları üzerine çekilmeye zorladı. Sonra hızla döndüve kendisi ile düşmanı arasına birkaç metrelik mesafe koyupcücenin üzerine karanlık küresi çökertmeyi düşünerekkaçmaya başladı.

Bruenor. Drowun uzun adımlarına yetişmeye uğraşmadıbile. Baltasını kendisine yaklaştırdı, iki eliyle sıkıca kavradıve kafasının üzerinde geriye kaldırdı.

"Oğlumu!" diye bütün hiddetiyle haykırdı ve bütün gücüylebaltayı fırlattı. Bu cüretkar bir hareketti, evladını kaybetmişve gözü dönmüş bir babanın yapacağı cinsten bir davranıştı.Bruenor'un baltası, Aegis-fang'in Wulfgar'a döndüğü gibionun ellerine dönmeyecekti. Eğer balta hedefe vuramazsa...

Drow kıvrımlı yan tünelin köşesini dönmeden bir saniyeönce balta ona çarptı, kalçasına ve sırtına saplanarak onudönemecin öteki köşesindeki duvara kadar fırlattı. Drowkendisini toplamaya çalıştı, düşürdüğü kılıcını arayarak venefes almaya uğraşarak birkaç saniye yerde debelendi.

Eli yerdeki silahını tam kavrayacakken bir cüce çizmesitarafından sertçe ezildi ve parmakları kırıldı.

Bruenor, saplanmış olan baltanın açısına ve silahın keskinyerinden fışkıran kanlara baktı. "Sen öldün," dedi soğukça vebaltasını iç kaldırıcı bir çatırtıyla Drowun vücudundan çekipaldı.

Page 393: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drow onun sözlerini uzaktan geliyormuş gibi duydu. Amazihni o zamana kadar çoktan kapanmıştı, bütün düşünceleritıpkı kanı gibi hızla akıp gidiyordu.

Yoldaşı ölmüş olsa bile Vierna pes etmedi. Savaşın anidenaleyhine dönmüş olması konusunda hiçbir endişe emaresigöstermedi. Ablasının bu görüntüsüne bakan Drizzt'in midesikalktı. Kadının yüzü Örümcek Kraliçe'nin sıkça teşvik ettiğibir nefretle çarpılmış; mantığın, bilincin ve vicdanın ötesindebir hiddetle buruşmuştu.

Fakat Drizzt. hissettiği karmaşık duyguların kılıç kullanmabecerisine etki etmesine izin vermedi. Vierna dostlarınınöldüğünü ilan ettikten sonra bunu yapmazdı zaten. Kendisinedoğru savrulan yılan başlarına sıkça vuruyor, ama herhangibirine ciddi bir şekilde hasar verecek kadar iyi bir darbeindiremiyordu.

Yılan dişleri koluna battı. Drizzt vücuduna yayılanuyuşukluk dalgasını hissetti ve öteki kılıcını savurarak yılanbaşını kamçıdan ayırdı. Fakat bu hareket diğer tarafını açıktabıraktı ve ikinci bir yılan başı omuzunu ısırdı. Üçüncü birkafa ise yan taraftan suratına doğu geliyordu.

Arkaya doğru savurduğu ters darbe en yakındaki engerekkafasını koparttı ve diğer yılanı da savuşturdu.

Vierna'nın kamçısında sadece üç yılan başı kalmıştı, ancakbu darbeler Drizzt'i sersemletmişti. Drizzt birkaç adımgeriledi ve girişin yan tarafındaki sert duvardan destek aldı.Omuzuna baktı ve kopmuş olan yılan başının dişlerini derine

Page 394: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

batırmış bir halde hâlâ orada durduğunu görünce dehşetekapıldı.

Drizzt, Taulmaril'den, yani Cattibrie'ın yayından gelengümüş ışıklan o zaman tanıdı. Guenhwyvar hayattaydı veetrafta dolanıyordu; Cattibrie da dışarı koridorda savaşıyordu.Drizzt, koridorun çok uzağında, mağaranın sağ tarafındakalan bir yerden Bruenor Battlehaıner'ın kolayca tanınansesiyle hiddet dolu kükreyişini duyuyordu.

"Oğlumu!"

"Onların öldüğünü söylemiştin,"' diye belirtti Drizzt,Vierna'ya.

"Onlar önemli değil!" diye haykırdı Vierna. Fakat en azDrizzt kadar hayrete düşmüş olduğu barizdi. "Önemli olan tekşey sensin. Sen ve ölümünün bana getireceği şan, şöhret!" Üçyılan başını önünde savurarak yaralı kardeşinin üzerineçullandı.

Drizzt içinde tekrar güç buldu. Dostlarının oradabulunması, onların da dövüşe karışmış olmaları ve onunkazanmasına ihtiyaç duyduklarını bilmesi Drizzt'i tekrarateşledi.

İleri atılmak ya da kılıç savurmak yerine Drizzt, yılanbaşlarının üzerine gelmesine izin verdi, iki ısırık daha yedi,ancak Parıltı bir engereğin kafasını tam ortadan ikiye böldüve yılanın yarılmış vücudunu kullanışsız hale getirdi.

Page 395: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt duvardan güç alıp ileri atıldı ve Vierna'yı şaşkınaçevirerek geri püskürttü. Ablasının savunmasını aşıp davücuduna bir darbe indirme fırsatını birkaç defa yakalamasınarağmen, sürekli olarak Vierna'nın kamçısının yılan başlarınasaldırarak kılıçlarını hızla ve sertçe savurdu.

Başka bir yılan kafası daha yere düştü.

Vierna, büyük bir kısmı yok edilmiş olan kamçısıylasaldırmaya devam etti. Ama geri kalan yılan başını ileri doğrusavuramadan önce bir pala kolunda derin bir yarık açtı.Kamçı yere düştü. Silah Vierna'nın elinden düşer düşmez, azönce kıvrılıp hareket eden yılan cansız bir kayışa dönüştü.

Vierna, Drizzt'e doğru tısladı— vahşi bir hayvan gibigörünüyordu. Boş elleri üstüste açılıp kapanırken havadanbaşka birşey yakalayamıyordu.

Drizzt hemen yaklaşmadı, yaklaşması da gerekmiyordu.Zira Parıltı'nın ölümcül ucu ablasının savunmasız göğsündensadece birkaç santim ötede duruyordu.

Vierna'nın elleri kemerine doğru seğirdi. Orada karmaşıkörümcek ağı ürünleriyle süslü olan ikiz gürzleri duruyordu.Drizzt o silahların kudretli olduğunu tahmin edebiliyordu veMenzoberran-zan'daki günlerinde Vierna'nın o silahlanhünerle kullanışına bizzat tanık olmuştu.

"Yapma," diye emretti, silahları kastederek.

"İkimiz de Zaknafein tarafından eğitildik," diye hatırlattıona Vierna ve babasının bahsinin geçmesi Drizzt'e acı verdi.

Page 396: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Dersini en iyi kimin öğrenmiş olduğunu anlamaktan mıkorkuyorsun yoksa?"

"İkimiz de Zaknafein'in evladıyız," diye karşılık verdiDrizzt. Parıltı'nın çılgınlar gibi ışıldayan ucunu kullanarakVierna'nın eline tokat attı ve kemerinden uzaklaştırdı. "Buçılgınlığa devam edip de onun anısına saygısızlık etme. Dahaiyi bir yol var, ablacığım, bilemediğin bir ışık."

Vierna gıdaklar gibi kahkaha atarak Drizzt ile dalga geçti.Yoksa Drizzt onu, yani Lloth'un bir rahibesini yolundandöndüre-bileceğine geçekten inanıyor muydu?

"Yapma!" diye daha sertçe emretti Drizzt, Vierna'nın eliyine gürzlerden birine doğru seğirdiğinde.

Rahibe elini gürze attı. Parıltı Vierna'nın göğsüne saplandı,kalbini yarıp geçti ve kanlı ucu sırtından dışarı çıktı.

Drizzt ondan sonra kadının yanına geldi. Dizleri boşalanVierna'nın kollarını sıkıca tuttu ve ona destek oldu.

Vierna yavaşça yere doğru yığılırken, ikisi de gözlerini hiçkırpmadan birbirilerine baktılar. Rahibenin hiddeti vesaplantısı uçup gitmiş yerine huzurlu bir bakış gelmişti. BirDrowun yüzünde nadiren görülebilecek bir ifadeydi bu.

"Üzgünüm," diye sessizce dudaklarını oynatabildi Drizzt.

Vierna kafasını sağa sola sallayıp bu özürü reddetti.

Page 397: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Zaknafein Do'Urden'in kızının derinlere gömülmüş olankısmı sanki yaşadığı sonu onaylıyor gibiydi.

Sonra Vierna'nın gözleri sonsuza dek kapandı.

BÖLÜM 8

"Tebrikler." Bu söz Drizzt'e beklenmedik bir tokat gibiçarptı ve Vierna ölmüş olsa bile savaşın henüz kazanılmamışolabileceğini ona hatırlattı. Yan tarafa sıçradı ve palalarınısavunma durumunda havaya kaldırdı.

Jarlaxle'a şöyle bir bakınca silahlarını indirdi. Paralı asker,mağaranın uzaktaki duvarına dayanmış oturuyordu ve birbacağı garip bir açıyla yana doğru bükülmüştü.

"Panter," diye açıkladı paralı asker, sanki bütün hayatınıyüzeyde geçirmiş kadar akıcı bir Ortak Lisan konuşarak."Öleceğimi sandım. Panter beni alaşağı etti." Jarlaxle omuzsilkti. "Belki de büyülü şimşeğim hayvanın canını yakmıştır."

Şimşeğin bahsinin geçmesi Drizzt'in akhna büyü değneğinigetirdi ve bu Drowun hâlâ çok tehlikeli olduğunu hatırlattı.

Page 398: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt yere sindi ve savunmacı bir şekilde yana doğrukıvrıldı.

Jarlaxle acıyla yüzünü buruşturdu ve savunmaya geçenranceri sakinleştirmek için boş elini havaya kaldırdı."Değneği ortadan kaldırdım," diye temin etti Drizzt'i. "Eğerseni çaresiz bir şekilde -yani şu anda senin beni yakaladığınainandığın bir şekilde-yakalasaydım da onu kullanmakistemezdim zaten."

"Beni öldürmeye niyetliydiniz," diye soğukça yanıtladıDrizzt.

Paralı asker yine omuz silkti ve yüzünde bir gülümsemebelirdi. "Eğer Vierna kazansaydı ve ben ona yardımetmeseydim, o beni öldürecekti," diye sakince açıkladı. '"Vesen ne kadar becerikli olsan bile onun kazanacağınısanmıştım."

Kulağa oldukça mantıklı geliyordu ve Drizzt, faydacılığınkara elfler arasında yaygın bir özellik olduğunu biliyordu."Yine de benim ölümüm için Lloth seni ödüllendirir," diyemantık yürüttü Drizzt.

"Ben Örümcek Kraliçe'ye kölelik etmem," diye yanıtladıJarlaxle. "Ben bir fırsatçıyım."

"Bu bir tehdit miydi?"

Paralı asker yüksek sesle kahkaha attı ve kırık bacağındakizonklama sebebiyle yine yüzünü buruşturdu.

Page 399: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Bruenor yan geçitten hışımla mağaraya girdi. Drizzt'e şöylebir baktıktan sonra Jarlaxle'a döndü. Hiddetini daha tamolarak çıkartamamıştı.

"Dur!" diye talimat verdi Drizzt, cüce savunmasız gibigörünen paralı askere doğru ilerlemeye başladığında.

Bruenor kayarak durdu ve Drizzt'e soğuk bir bakış fırlattı.Bu bakış sağ gözü fena şekilde oyulmuş olan ve alnındanbaşlayıp sol yanağına kadar feci bir kan çizgisi uzanancücenin delik deşik yüzü sayesinde daha da meşum bir hâlalmıştı. "Esire falan ihtiyacımız yok," diye hırladı Bruenor.

Drizzt, Bruenor'un sesindeki nefreti ve Wulfgar'ı dövüşsırasında görmemiş olduğu gerçeğini düşünüp tarttı."Diğerleri nerede?"

"Ben buradayım," diye yanıtladı Cati-brie, ana tüneldençıkıp Drizzt’in arkasından yaklaşarak.

Drizzt dönüp ona baktı. Kızın kir içindeki suratı ve sert yüzifadesi çoğu şeyi açıklıyordu. "Wulf— diye sormaya başladıDrizzt, ama Cattibrie, sanki bu ismin yüksek seslesöylenmesini kaldıramayacakmış gibi başını vakarla sağa solasalladı. Cattibrie, Drizzt'in yanına geldi ve Drow rancer, hâlâkızın çenesine saplı duran küçük arbalet okunu görünceyüzünü buruşturdu.

Cattibrie'in yüzünü hafifçe okşadı, açıkça görülen dartokunu tuttu ve çekerek çıkarttı. Baş dönmesi ve acı dalgalarıCattibrie'ın vücudunu sararken, Drizzt elini derhal kızınomuzuna koyarak ona destek oldu.

Page 400: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Umarım pantere zarar vermemişimdir," diye araya girdiJarlaxle, "hakikaten de muhteşem bir yaratıkmış!"

Drizzt, lavanta renkli gözlerinde şimşekler çakarak hızladöndü.

"Sana yem atıyor," diye belirtti Bruenor, parmaklarını kanlıbaltasının sapına doğru hevesle uzatarak, '"merhametdilemeden merhamet diliyor."

Drizzt bundan o kadar da emin değildi. Menzoberranzan'ındehşetlerini, bir Drowun hayatta kalabilmek için aşabileceğimesafeleri biliyordu. Öz babası Zaknafein, yani Drizzt'iniçtenlikle sevdiği tek Drow da bir katildi, sadece hayattakalabilmek için Matron Malice'e katil olarak hizmetveriyordu. Bu paralı askerin faydacılığı da Zaknafein'inki gibiolabilir miydi acaba?

Drizzt buna inanmak istiyordu. Vierna ayağının dibinde ölüyatıyorken, yani ailesi ve ırkıyla olan bütün bağlarıkopmuşken bu dünyada yalnız olmadığına inanmak istiyordu.

"Ya şu köpeği öldür ya da onu sürükleyerek yanımızdagötürelim,'' diye hırladı Bruenor. sabrı dolup taşarak.

"Senin seçimin ne olurdu, Drizzt Do'Urden?" diye sakincesordu Jarlaxle.

Drizzt, Jarlaxle'ı bir kez daha inceledi. Bu Drowun pek deZaknafein gibi olmadığına karar verdi. Zira, Drizzt'in yüzeyelfıni kesip biçtiği söylentilerini öğrendiğinde babasının onaduyduğu hiddeti çok iyi hatırlıyordu. Zaknafein ile Jarlaxle

Page 401: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

arasında yadsınamaz nitelikte bir fark vardı. Zaknafein sadeceölümü hallettiklerini düşündüğü kimseleri, sadece Lloth'a yada diğer şeytani güçlere hizmet edenleri öldürürdü. O olsaböyle bir avda Vierna'nın yanında yer almazdı.

Drizzt'in içine aniden dolup taşan hiddet neredeyse paralıaskere saldırmasına sebep olacaktı. Fakat Menzoberranzan'ınezici ağırlığını, yani tipik kara elf mizacında olmayanlarınsırtına binen şeytani yükü hatırlayıp bu dürtüye karşı savaştı.Zaknafein, kendisini Lloth'un şeytani usullerine birçok kezkaptıracak gibi olduğunu Drizzt'e itiraf etmişti veKaranlıkaltı'nda yalnız başına geçirdiği günlerde DrizztDo'Urden, dönüşmüş olabileceği ya da dönüşmüş olduğuşeyden sık sık korku duymuştu.

Nasıl olur da bu kara elfin hükmünü verebilirdi? Palalarıkınlarına geri giriverdi.

"Oğlumu öldürdü!"' diye kükredi Bruenor. Görünüşebakılırsa Drizzt'in niyetini anlamıştı.

Drizzt kararlı bir şekilde kafasını sağa sola salladı.

"Merhamet garip birşey, Drizzt Do'Urden," diye belirtti Jar-Iaxle. "Güç mü, yoksa zayıflık mı?"

"Güç." diye çabucak yanıtladı Drizzt.

"Ruhunu kurtarabilirim," diye yanıtladı Jarlaxle, "ya davücudunu mahvedebilirim." Geniş siperlikli şapkasıylaDrizzt'e selam verdi. Sonra aniden harekete geçti ve kolunupelerininin altından dışarı çıkarttı. Jarlaxle'ın önünde zemine

Page 402: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

küçük bir nesne çarpıp patladı ve mağarayı ışık geçirmez birdumanla doldurdu.

"Lanet olsun!" diye hırladı Cattibrie ve dumanlar arasındanuçup uzaktaki duvara bir gümbürtüyle saplanan gümüşkuyruklu bir ok fırlattı. Bruenor baltasını çılgınlar gibisavurarak hücum etti, ama karşısında darbe vurabileceğibirşey yoktu. Paralı asker gitmişti.

Bruenor dumanların arasından çıkıp geri geldiğinde Drizztile Cattibrie'ı yerde yatan Thibbledorf Pwenfin yanında buldu.

"Ölmüş mü?" diye sordu cüce kral.

Drizzt, savaş öncüsüne doğru eğildi ve Pwent'in, Vierna'nınyılan başlı kamçısından feci darbeler yemiş olduğunuhatırladı. "Hayır," diye cevapladı. "O kamçılar öldürmek içintasarlanmamış-tır, sadece geçici bir süre felç eder."

Drizzt'in keskin kulakları, Bruenor'un sessizce, "Ne yazık,"diye mırıldandığını kaçırmadı.

Savaş öncüsünü kedisine getirmeleri birkaç dakikalarınıaldı. Pwent sıçrayarak ayağa kalktı— ve çabucak geri yığıldı.Tekrar kalkabilmek için uğraştı ve Drizzt ona yaptığı değerliyardımlar için teşekkür etme gafletinde bulunana kadardebelenmeye devam etti.

Ana koridorda, beş ölü Drow buldular. Bir tanesi karanlıkküresinin oluşmuş olduğu yerde, hâlâ tavana saplanmış birhalde duruyordu. Cattibrie bu küçük birliğin nereden geldiğiniDrizzt'e açıklayınca Drowun içi ürperdi.

Page 403: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Regis," dedi nefes nefese ve buçukluğu bıraktığı yangeçide doğru koridor boyunca hızla koşturdu.

Regis orada oturuyordu. Dehşete kapılmış bir vaziyetteydi,bir Drow cesedinin altında yarı yarıya ezilmişti ve mücevherlihançeri sıkı sıkıya elinde tutuyordu.

"Haydi gel, dostum," dedi Drizzt ona, rahatlayarak. "Evedönme zamanı geldi."

* * *

Yara bere içindeki beş yol arkadaşı tüneller arasındayollarını bulurken birbirilerine dayanıp destek oluyorlardı.Drizzt berbat haldeki gruba göz gezdirdi, bir gözü kapanmışolan Bruenor'a ve hâlâ kaslarını kontrol etmekte güçlük çekenPwent'e baktı. Drizzt'in kendi ayağı da acı verici bir şekildezonkluyordu. Savaş adrenalini yavaş yavaş azaldıkça Drizztyarayı daha keskin bir şekilde hisseder olmuştu. Fakat Drowranceri dehşete düşüren şey fiziksel sorunlar değildi.Wulfgar'ı kaybetmiş olmanın şoku zamanında onun yoldaşıolanların kalbine ağır bir şekilde çökmüş gibiydi.

Cattibrie, yediği duygusal darbeyi reddedip tekrarhiddetlenebilecek ve bütün kalbiyle savaşabilecek miydi?Peki ya Bruenor— öyle feci yaralanmıştı ki, Drizzt onunMithril Salonuna canlı olarak dönebileceğinden bile emindeğildi— bir savaşı daha atlatabilecek miydi?

Drizzt bundan emin olamıyordu. Homurtular çıkartanbineklerinin üzerindeki cüce süvarilere öncülük eden General

Page 404: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Dagna, adamlarıyla birlikte ilerideki tünelin köşesinidöndüğünde Drizzt rahatlayarak nefes verdi.

Bruenor onları görünce vücudunun yere yığılmasına izinverdi. Cüceler ise yaralı krallarını ve Regis'i yerden kaldırıpsavaş domuzlarına sıkıca bağlamakta ve grubu bu nahoştünellerden götürmekte çabuk davrandılar. Pwent de birdomuzun semerine binmeyi kabul etti. Ama Drizzt ileCattibrie, dosdoğru Mithril Salonuna dönmediler.Domuzlarından inmiş olan üç cüce süvarinin -ki bunlaraGeneral Dagna da dahildi- refakatinde, Cattibrie, Drizzt'iWulfgar'ın öldüğü mağaraya götürdü.

Drizzt çökmüş olan oyuğa bakar bakmaz barbarın ölümükonusunda hiçbir şüphe olamayacağını anladı. Hiçbir şüphe,hiçbir kurtuluş yolu yoktu. Dostunu sonsuza dek kaybetmişti.

Cattibrie, savaşın detaylarını yeniden anlattı ve Wulfgar'ınyiğitçe ölümünü anlatmadan önce sesini kontrol edebilmekiçin uzun bir süre duraksamak zorunda kaldı.

En sonunda moloz yığınına baktı, sessizce "Elveda." dedive üç cüceyle birlikte mağaradan ayrıldı.

Drizzt uzun dakikalar boyunca çaresiz bir şekilde taşyığınına bakarak yalnız başına durdu. Kudretli Wulfgar'ın otaşların altında olduğuna inanası gelmiyordu bir türlü. Bu anona gerçek değilmiş gibi geliyor, aklına bir türlü yatmıyordu.

Ama gerçekti.

Page 405: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Ablasının düzenlediği akına, dolayısıyla da Wulfgar'ınölümüne kendisinin sebep olduğunu farkeden Drowun içinivicdan azabı kapladı. Fakat bu düşünceleri derhal defetti vebir daha aklına getirmeyi reddetti.

Şimdi güvenilir yol arkadaşına, sevgili dostuna veda etmezamanıydı. Wulfgar'ın yanında olmak istiyordu. Gençbarbarın yanında olup onu teselli etmek, ona yön göstermek,bir kez daha onunla bakışıp haylazca göz kırpmak ve birlikteölümün sunacağı her türlü gizemle cesurca yüzleşmekistiyordu.

"Elveda, dostum,'' diye fısıldadı, beyhude yere sesininçatlamasını engellemeye çalışarak. "Bu yolculuğa yalnızbaşına çıkıyorsun."

Mithril Salonuna geri dönüş, yara bere içindeki bitkindostlar için kutlu bir hadise olmadı. Aşağı tünellerde yaşanano felaket yüzünden kendilerini zafer kazanmış gibigörmüyorlardı. Drizzt, Bruenor, Cattibrie ve Regis'indördünün de Wulfgar'ın ölümüne bakış açısı farklıydı. Zirabarbarın her biriyle ilişkisi birbirinden farklı olmuştu—Bruenor için bir oğul, Cattibrie için evleneceği adam, Drizztiçin bir yoldaş ve Regis için bir koruyucuydu.

Bruenor'un fiziksel yaraları çok ciddiydi. Cüce kral birgözünü kaybetmişti ve hayatının geri kalan günlerindeyüzünde alnından çenesine kadar uzanan koyu kırmızımsı biryara taşıyacaktı. Fakat çektiği fiziksel acılar Bruenor'un enönemsiz sorunuydu.

Page 406: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Önlerindeki birkaç gün içinde sert cüce birçok defa başrahiple birlikte düğün için yapması gereken bazıdüzenlemeler olduğunu aniden hatırlayıp duracaktı. Bununlabirlikte Cobble'ın yanında olup ona yardım edemeyeceğini vebaharda Mithril Salonunda bir düğün olmayacağını dahatırlayacaktı...

Drizzt, cücenin yüzüne kazınıp kalan derin kederigörebiliyordu. Drow rancer, Bruenor" u tanıdığı gündenberidir onun ilk defa yaşlı ve yorgun göründüğünü düşündü.Cüceye bakmayı Drizzt'in içi kaldıramıyordu. fakat Cattibrieile her ne zaman karşılaşsa kalbi daha da beter bir şekildeparçalanıyordu.

Kız eskiden gençti, cıvıl cıvıl, hayat doluydu ve kendisiniölümsüz hissediyordu. Şimdi Cattibrie'ın dünyaya bakış açısıparamparça olmuştu.

Bitmek tükenmek bilmeyen uzun saatler geçerken dostlarçoğunlukla yalnız kalmayı tercih ettiler. Drizzt, Bruenor veCattibrie birbirilerini nadiren görüyor, Regis'i ise hiçbirigörmüyordu.

Ve hiçbiri buçukluğun Mithril Salonunun batı kapısındançıkıp Bekçi Vadisine gitmiş olduğunu bilmiyordu.

Regis, uzun ve dar vadinin en güney kısmındaki kayalıklıbir çıkıntıda yerden yirmi metre yukarıya milim milimtırmandı. Yırtık pırtık olmuş bir pelerin sayesinde kayalaraasılı kalmış olan gevşek bir insan suretinin önüne geldi.Buçukluk rüzgar onu sertçe iterken çıkıntılı kayaya sıkıcatutunarak yüzüstü yere yattı ve pelerine doğru eğildi. Altta

Page 407: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

duran adam Regis'i hayretlere düşürecek şekilde hafifçekıpırdandı.

"Canlı mısın?" diye fısıldadı Regis, bu durumu takdirederek. Kemikleri bariz bir şekilde kırılmış ve her tarafıdeşilmiş olan Ent-reri burada bir günden fazla bir süredir asılıduruyordu. "Hâlâ hayatta mısın?" Her zaman, özellikle deArtemis Entreri söz konusuyken ihtiyatlı olan Regis,mücevherli hançeri çıkarttı ve keskin ucunu pelerinin dikişyerine dayadı. Böylece elini hafifçe oynatarak bu tehlikelikatili aşağı düşürebilirdi.

Entreri kafasını yana doğru çevirmeyi başardı ve zayıf birşekilde inledi, fakat konuşup cümle kuracak gücü kendisindebulamadı.

"Sende bana ait olan birşey var," dedi Regis ona.

Kiralık katil biraz daha döndü ve neler olduğunugörebilmek için kendisini zorladı. Regis, adamın paramparçaolmuş yüzünün manzarası karşısında suratını buruşturdu veirkilerek hafifçe geri çekildi. Elmacık kemiği parçalanıp tozhalini almış ve yüzünün yan tarafının derisi tamamen yarılmışolan kiralık katilin Regis'e doğru çevirdiği gözüyle hiçbir şeygöremediği barizdi.

Ve Regis, kemikleri kınlan ve her bir yarasıyla feciıstıraplar çekmekte olan adamın hiçbir şey göremediğininfarkında bile olmadığından emindi.

"Yakut süs," dedi Regis, daha güçlü bir sesle, Entreri'ninboynundaki zincirde asılı duran hipnotize edici mücevheri

Page 408: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

görerek.

Entreri görünüşe bakılırsa buçukluğun sözlerini anlamıştı.Zira eli mücevhere doğru seğirdi, fakat devam edecek gücübulamadan gevşeyip geri düştü.

Regis kafasını salladı ve yürüyüş bastonunu yerden aldı.Hançeri hâlâ pelerinin dikiş yerine sıkı sıkıya dayalı tutanbuçukluk, aşağı doğru eğildi ve Entreri'y i dürttü.

Kiralık katil tepki vermedi.

Regis sopayı daha sert bir şekilde yine ittirdi ve kiralıkkatilin gerçekten de çaresiz durumda olduğundan emin olanakadar onu birkaç kez daha dürttü. Yüzünde kocaman birgülümseme beliren Regis, bastonunun ucunu kiralık katilinboynundaki zincirin altına koydu ve hafifçe kaldırıpdöndürerek yakut süsü serbest bıraktı.

"Nasılmış bakalım?" diye sordu Regis, kıymetli yakutunugeri alırken. Bastonunu bir kez daha ittirerek Entreri'ninensesini dürttü.

"Çaresiz olmak, başka birinin kaprislerine esir olmak nasılbir şeymiş? Şimdi içinde bulunduğun duruma kaç kişiyisoktun acaba?" Regis onu tekrar dürttü. "Yüz mü?"

Regis tekrar vurmaya davrandı, ama tam o sırada kiralıkkatilin kemerine asılı duran başka bir değerli nesne gördü. Bunesneyi almak yakut süsü almaktan çok daha zor olacaktı.Ama Regis ne de olsa bir hırsızdı ve iyi bir hırsız olmaklaovunurdu (tabii ki gizlice). İpek kumaştan ipini kaya

Page 409: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çıkıntısının ucuna doladı ve dengesini korumak için birayağıyla Entreri'nin sırtına basarak aşağı sarktı.

Maske ona aitti.

Hırsızlık yapmakta olan buçukluk, adet yerini bulsun diyeellerini kiralık katilin ceplerine daldırıverdi. Küçük bir parakesesi ve oldukça değerli bir mücevher buldu.

Entreri inledi ve dönmeye çalıştı. Bu hareketle korkuyakapılan buçukluk, göz açıp kapayıncaya kadar kayaçıkıntısının üzerine geri döndü ve hançeri yine pelerinin dikişyerine dayadı.

"Sana merhamet edebilirim," diye belirtti buçukluk,kafasını kaldırıp havada daireler çizmekte olan akbabalarabakarak. Bu leşçi kuşlar Entreri'yi gözlerine kestirmişti."Bruenor ile Drizzt'i seni esir almaları için burayagetirebilirim. Belki de bize değerli bilgiler verebilirsin."

İki parmağı eksik olan eline bakınca -ki o iki parmağıkiralık katil, buçukluğun şu anda elinde tuttuğu hançerlekesmişti- Regis'in aklına Entreri'nin ona yaptığı işkencelerinhatıraları bir sel gibi hücum etti. 'Ne kadar da güzel bir ironi,'diye düşündü Regis.

"Hayır." diye karar verdi. "Bugün kendimi pek demerhametli hissetmiyorum." Kafasını kaldırıp tekrar yukarıbaktı. "Seni burada akbabalara yem olman içinbırakmalıyım," dedi.

Entreri hiçbir tepki vermedi.

Page 410: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Regis kafasını salladı. Soğuk ve hissiz olabilirdi, ama okadar değil. Yani Artemis Entreri kadar değil. "Drizzt seniaşağı düşürdüğünde tılsımlı kanatlar canını kurtarmıştı," dedi,"ama artık kanat falan yok!"

Regis bileğini bükerek pelerinin dikiş yerini kesti ve işingeri kalan kısmını kiralık katilin vücut ağırlığına bıraktı.

Regis, çıkıntılı kayadan aşağı inmeye başladığında Entrerihâlâ orada asılı duruyordu ama pelerin yırtılmaya başlamıştı.

Artemis Entreri'nin yapacak numarası kalmamıştı.

Matron Baenre, minderli koltuğunda rahatça oturuyor, kırışburuş parmaklarıyla koltuğun sert taştan kenarlarınasabırsızlıkla vuruyordu. Bu özel toplantı odasında bulunandiğer tek mobilya onun oturduğuna benzer başka bir koltuktu.Baenre'nin karşısındaki koltukta oturan kişi ise sıradışı paralıaskerdi.

Jarlaxle, Matron Baenre'nin duymayı tamamen beklediğibir raporla birlikte Mithril Salonundan henüz dönmüştü.

"Drizzt Do'Urden hâlâ serbest," diye sessizce mırıldandı.Oldukça tuhaf bir şekilde Jarlaxle'a sanki bu gerçek, gizliceişler çeviren matron anayı pek rahatsız etmiyormuş gibigeliyordu. 'Bu sefer Baenre neyin peşinde acaba?' diye meraketti paralı asker.

"Ben Vierna'yı suçlu görüyorum," dedi Jarlaxle sakince."En genç kardeşinin marifetlerini hafife aldı." Paralı askerşeytanca kıkırdadı. "Ve bu hatanın bedelini hayatıyla ödedi."

Page 411: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Ben de seni suçlu görüyorum," diye çabucak lafı yapıştırdıMatron Baenre. "Sen nasıl ödeyeceksin?"

Jarlaxle gülümsemedi ve bu tehdide sert bir bakışla cevapverdi. Baenre'nin tıpkı bir hayvan gibi korkuyu sezebildiğinive hareketlerine çoğunlukla bu sezinin yön verdiğini bilecekkadar iyi tanıyordu onu.

Matron Baenre sert bakışa karşılık verdi, parmakları isehâlâ fıkırdıyordu.

"Cüceler bize karşı mümkün olabileceğine inandığımızdandaha hızlı bir şekilde organize oldu," diye devam etti paralıasker, birkaç rahatsızlık dolu sessizlik anından sonra."Savunmaları ve azimleri çok güçlü, görünüşe bakılırsaDrizzt Do'Urden'e olan sadakatleri de öyle. Benim planım" -kendisine vurgu yaptı-"mükemmel bir şekilde işliyordu.Drizzt Do'Urden'i pek sıkıntı çekmeden yakalamıştık. AmaVierna benim isteklerime karşı çıktı ve Mithril Salonundanyeterince uzaklaşmadan önce insan casusa anlaşmasınınşartını yerine getirmesi için izin verdi. Drizzt Do'Urden'indostlarının ona olan sadakatini anlayamadı."

"Drizzt Do'Urden'i geri getirmek için gönderilmiştin," dediMatron Baenre, oldukça sessiz bir şekilde. "Drizzt buradadeğil. Demek oluyor ki sen başarısız oldun."

Jarlaxle bir kez daha sessizleşti. Matron Baenre'ninyürüttüğü düz mantıkla tartışmanın hiçbir anlamı olmadığınıbiliyordu. Zira Baenre, yapacağı hiçbir hareket konusundaherhangi birinin onayına ihtiyaç duymaz ve herhangi bir onay

Page 412: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

da beklemezdi. Burası Menzoberranzan'dı ve Drowlarınşehrinde Matron Baenre'den üstün biri yoktu.

Yine de Jarlaxle, buruş kırış matron ananın onuöldüreceğinden korkmuyordu. Kadın ona çıkışmaya devametti ve azarlamayı bitirdikten sonra sesi yükselip bir çığlıkhalini aldı. Ama Jarlaxle, bütün bu hadise boyunca Baenre'ninkendi kendine eğleniyor olduğu gibi bir izlenime kapıldı. Nede olsa oyun hâlâ devam ediyordu; Drizzt Do'Urden hâlâserbestti ve yakalanmayı bekliyordu. Ayrıca MatronBaenre'nin bir iki düzine askerin -hem de hepsi erkek- veVierna Do'Urden'in ölümüne ödenmiş büyük bir bedel olarakbakmayacağını da biliyordu.

Matron Baenre o sırada Jarlaxle'ı öldürmeden evveluygulayabileceği işkence seçeneklerini sunmaya başlamıştı—onun en gözde işkencesi 'deri çalma' tekniği, yani çeşitliasitler ve özel tasarım tırtıklı bıçaklar kullanarak kurbanıntüm derisini bir santim derinliğinde yüzme metoduydu.

Jarlaxle bu fikir karşısında kahkahasını zaptedebilmek içinelinden gelenin en iyisini yaptı.

Matron Baenre aniden durdu. Jarlaxle ise, matron ananınonun kendisini ciddiye almadığını farkettiğinden korktu. ZiraJarlaxle bunun ölümcül bir hata olabileceğini biliyordu.Vierna ve ölen erkekler Baenre'nin umurunda değildi -hattagörünüşe bakılırsa Drizzt'in hâlâ serbest olmasındanmemnundu- ama matron ananın damarına basmak kesinlikleyavaş ve ıstırap dolu bir ölüm tatmak demekti.

Page 413: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Baenre'nin duraksaması sanki sonsuz gibiydi; hatta kafasınıçevirip başka yere bile bakmıştı. Jarlaxle'a doğru geridöndüğünde paralı asker rahat bir nefes aldı. Zira kadınsakinleşmişti ve sanki aklına az önce birşey gelmiş gibigülümsüyordu.

"Hiç hoşnut değilim," dedi. Bu bariz bir yalandı tabii."Ama başarısızlığını bu seferlik affedeceğim. Bana değerlibilgiler getirdin."

Jarlaxle onun kimden bahsettiğini biliyordu.

"Beni yalnız bırak," dedi, sanki hiç umursamıyormuş gibielini sallayarak.

Jarlaxle biraz daha kalmayı ve mükemmel bir şekildedolaplar çeviren matron ananın şimdi neler tasarladığına dairbirkaç ipucu yakalamayı dilerdi. Fakat böyle garip bir ruh haliiçindeyken Baenre'ye ters gitmemesi gerektiğini de iyibiliyordu. Jarlaxle'ın bir haydut olarak asırlar boyunca hayattakalmasının sebebi bir mekanı ne zaman terkedeceğinibilmesiydi.

Kendisini iterek ayağa kalktı, ağırlığını kırık bacağınayavaşça verdi, sonra yüzünü buruşturdu ve Baenre'ninkucağına düşecek gibi oldu. Kafasını sallayan Jarlaxlebastonunu aldı.

"Triel iyileştirme büyüsünü tamamlamadı da," dedi özürdilercesine. "Ona emretmiş olduğunuz üzere yaramlailgilendi, ama büyüye bütün enerjisini verdiğinisanmıyorum."

Page 414: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Bunu hakettiğinden eminim." Soğuk matron ananınvereceği tek cevap buydu işte. Jarlaxle'a bir kez daha elinisallayarak defolmasını işaret etti. Muhtemelen Baenre, kızınaonu acı çekecek bir halde bırakması talimatını vermişti vemuhtemelen onun odadan topallayarak çıkışını izlemektenbüyük bir haz duyuyordu.

Ayrılan paralı asker ardından kapıyı kapar kapamaz,Matron Baenre içten bir kahkaha attı. Baenre, DrizztDo'Urden'in yakalanması girişimi için onay vermişti. Ama bu,operasyonun başarılı olmasını dilediği anlamına gelmiyordu.Aslında kırış buruş matron ana, herşeyin tam da şu andaolduğu gibi olmasını umut etmişti.

"Sen bir ahmak değilsin Jarlaxle. Yaşamana izin vermeminsebebi de bu zaten," dedi bomboş olan odaya. "Bunun DrizztDo'Ur-den ile alakası olmadığını şimdiye kadar anlamışolman gerekirdi. O sadece küçük bir sorun, bataklıktaki birsinek ve benim düşüncelerime dahil olmaya layık değil.

"Ama o münasip bir mazeret," diye devam etti MatronBaenre, bir yüzüğe kakılmış ve boynuna bir zincirle asılmışolan kocaman bir cüce dişini parmaklan arasında döndürerek.Baenre elini uzatıp zincirin klipsini açtı ve nesneyi avucununiçinde tutarak kadim Cüce Dilinde hafifçe mırıldanmayabaşladı.

Diyarlardaki bütün cüceler adına

Ağır kalkanlar ve parlak miğferler adına

Sallanan çekiçlerin çınlayışını duy

Page 415: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Çık ortaya ödülüm, eziyet çeken Kral!

Cüce dişinin ucunda mavimsi bir duman haresi belirdi.Saniyeler geçtikçe duman haresi güç ve hacim kazandı. Kısasüre içinde Matron Baenre'nin avucunda küçük bir fırtınahortumu oluştu. Zihinsel emirle birlikte bu fırtına hortumukadından uzaklaştı, hız ve ışığı şiddetlendi ve dışarı doğruuzanırken hacmi de büyüdü. Birkaç saniye sonra diştentamamen ayrıldı ve şiddetli mavi bir ışıkla parlayarak odanıntam ortasında hızla dönmeye devam etti.

Fırtına hortumunun ortasında azar azar bir suret belirdi. Bu,yukarı kaldırdığı ellerini sıkıca birbirine kenetlemiş bir haldegirdabın ortasında kıpırtısız duran yaşlı, boz sakallı bircüceydi.

Girdap ve mavi ışık yok olarak yaşlı cücenin hayaletinigeride bıraktı. Somut bir görüntü değildi, sadece yarısaydamdı. Ama hayaletin ayırdedilebilir nitelikleri -meselaaralara kızıl serpiştirilmiş boz sakalı ve çelik grisi gözleri- netbir şekilde görülüyordu.

"Gandalug Battlehammer,'" dedi Matron Baenre derhal,ruhu tamamen kendi emri altında tutabilmek için cüceningerçek adının bağlayıcı nitelikteki gücünü kullanarak.Karşısında Mithril Salonunun İlk Kralı, yani BattlehammerKlanının atası duruyordu.

Yaşlı cüce en eski düşmanına bakarken gözlerini nefretlekısmıştı.

''Çok uzun zaman oldu," diye alay etti Baenre.

Page 416: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

''Senden uzakta olacağımı garanti edeceğimi bilsemsonsuza kadar ıstırap çekmeye razıyım, Drow cadısı!" diyecevapladı hayalet, hırıltılı bir sesle. "Hem de..."

Matron Baenre, elini şöyle bir sallayarak hiddetli ruhunsesini kesti. "Seni buraya şikayetlerini dinlemek içinçağırmadım," diye cevap verdi. "Sana oldukça ilginçbulacağın bazı bilgiler sunmak için çağırdım."

Ruh yana doğru döndü ve gür saçlı kafasını kasten Baen-re'den çevirip omuzunun üzerinden başka yere baktı.Gandalug umursamaz ve kayıtsız görünmeye çalışıyordu, amaçoğu cüce gibi yaşlı kral da gerçek hislerini saklamakonusunda pek başarılı değildi.

"Haydi ama, sevgili Gandalug," diye alay etti Baenre. "Bubekleyiş senin için kimbilir ne kadar da sıkıcı geçmiş olmalı!Sen zindanında otururken asırlar gelip geçti. Torunlarının nehalde olduğu kesinlikle ilgini çekiyordur."

Gandalug başını öbür omuzuna, yani Baenre'ye doğru geriçevirerek düşünceli bir tavır takındı. O kırış buruş yaşlıDrowdan nasıl da nefret ediyordu! Fakat kadının onuntorunlarından bahsetmesi yaşlı kralı endişelendirmişti, bukadarını inkar edemezdi. Saygıdeğer bir cüce için soy mirasıen önemli şey demekti, hatta mücevherler ve değerli taşlardanbile daha üstündü. Ve klanının atası olan Gandalug,Battlehammer Klanı ile müttefik olan her cüceyi kendiçocuklarından sayardı.

Endişesini saklayamadı.

Page 417: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Mithril Salonunu unutmamı mı ümit ediyordun?" diyealay edercesine sordu Baenre. "Sadece ikibin yıl geçti, yaşlıcüce."

"ikibin yıl," diye adeta tükürdü Gandalug, tiksinmiş birhalde. "Neden zıbarıp ölmüyorsun, yaşlı cadı?"

"Pek yakında," diye yanıtladı Baenre ve kendi sözlerindekigerçeklik payını düşünerek başıyla onayladı, "ama ikibin yılönce başladığım işi bitirmeden ölmem.

"O kader gününü hatırlıyor musun, yaşlı kral?" diyekonuşmaya devam etti Baenre. Kadının o günü yenidenyaşatmaya, eski yaraları açıp cüceyi katıksız bir umutsuzluğasokmaya niyetli olduğunu anlayan Gandalug yüzünüburuşturdu.

Salonlar yeniydi ve damarlar kalındı

Gümüş ışıkla duvarlar parlardı

Kral gençti, maceraya hazırdı

Ve halkı hep bir ağızdan türkü yakardı

Gandalug, mithril tahtından yönetirken salonu

Baltlehamer Klanı henüz yeni doğmuştu.

Baenre'nin sözlerindeki büyüye itaate zorlanan Gandalug,düşüncelerinin geçmişin dolambaçlı koridorlarına, MithrilSalonunun kurulduğu zamana, çocuklarının ve torunlarının

Page 418: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hayatı için geleceğe umutla baktığı günlere döndüğünüfarketti.

Yani Yvonnel Baenre ile tanışmadan kısa bir süre öncesine.

Gandalug, Battlehammer Klanının çalışkan cücelerinin,devasa mağaranın eğimli duvarlarını yontusunu ve sonundaMithril Salonunun Yeraltıkent halini alacak olan basamakkatmanları şekillendiricini izliyordu. Bu mağara Gandalug 'unüçüncü kuşak torunu ve klanın en büyük kahramanı olanBruenor^ 'un hayaliydi, ki bin tane cücenin buraya çalışmayageldiği resmi törende başı çeken kimse de o olmuştu.

"Bruenor 'a devretmekle iyi iş yaptın," diye belirtti, yaşlıkralın yanında duran kirli cüce. Gandalug 'un tahtı, Bruenor'un ağabeylerine değil de Bruenor 'a devretme kararındanbahsediyordu. Yaygın ırkların çoğunun aksine cüceler, soymiraslarını ve unvanlarını otomatik olarak en yaşlı çocuklaradevr'etmezlerdi. Bu konuda en uygun olanı seçmek gibifaydacı bir yaklaşım sergilerlerdi.

Gandalug başıyla onayladı ve kararından memnundu.Yaşlıydı, dört asrı epeyce aşmıştı ve yorgundu. Hayatındakien büyük amacı kendi klanını, Battlehammer Klanınıkurmaktı ve ikiyüz yıldan fazla bir süreyi krallığı için uygunbir bölge arayarak geçirmişti. Battlehammer Klanı, MithrilSalonunu kurup oraya yerleştikten kısa süre sonra Gandalug,gerçeği görmeye, görev zamanının bitmiş olduğunufarketmeye başladı. Tutkularını yerine getirmiş ve böylecetatmin olmuş olan Gandalug, oğullarının ve genç cücelerinonun önüne serip durduğu planlarla başa çıkacak enerjisininkalmadığını anladı. Mesela inşa edilecek olan devasa

Page 419: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Yeraltıkent 'in ya da tesisin doğu ucundaki geniş yarığınüzerinde boylu boyunca uzanacak bir köprünün; veya yüzeye,dağların güneyine kurulacak ve etraftaki krallıklarlaaralarındaki ticaret bağını sağlayacak olan bir şehrin planlarıgibi.

Tabii ki, bunların hepsi de Gandalug'a muhteşem fikirlergibi geliyordu, ama onların gerçekleştirilmesini sağlamakkonusunda içinde büyük bir tutku yoktu.

* Bahsi geçen Bruenor, şu andaki kral Bruenor'un adaşı ve isimbabasıdır (Ç N.)

Saçlarında ve favorilerinde hâlâ eski günlerin alevkızılından izler taşıyan boz sakallı yaşlı cüce, biricik yolarkadaşına takdir dolu bir bakış attı. Şu iki asır içindeGandalug kendisine Crommower Pwent kadar iyi başka biryol arkadaşı daha bulamazdı herhalde. Ve şimdi önünde sonbir yolculuk daha uzanırken tahtından kendi isteğiyle inenkral, onun kendisine eşlik etmesinden memnuniyetduyuyordu.

Asil Gandalug'un tam aksine, Crommower pisti. Hâlâkapkara olan bir sakalı vardı ve kocaman, sivri demirlimiğferi başına sıkıca otursun diye saçlarını kazıtmıştı. "Eermiiferim devamlı yana kayıp durursa, herşeye kafa üstüdalamam, diil mi yani? " demeye bayılırdı Crommower. Vedoğrusunu söylemek gerekirse, Cromm-ower Pwent herşeyekafa üstü dalmaya bayılırdı. O bir savaş öncüsüydü, dünyayakarşı tek bir bakış açısı olan bir cüceydi. Eğer herhangi birşeykralını tehdit eder ve tanrılarına hakarette bulunursa, Pwentonu öldürürdü. İşte bu kadar düz ve basitti. Kafasını öne eğer

Page 420: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ve düşmanını bir kebap gibi şişlerdi. Düşmanını kolçakçivileriyle, dirsek çivileriyle ve dizlik çivileriyle darmadumanederdi. Düşmanının bir kulağını ısırarak kopartır, pençeler,tekmeler, tükürürdü. Ama en önemlisi, savaşı kazanırdı.

Hayatı vahşi dünyada zorlu bir şekilde geçmiş olanGandalug, Crommower 'e klanındaki herkesten, hatta kıymetlive vefalı evlatlarından bile daha çok değer verirdi. Ama onunbu görüşü klan tarafından pek paylaşılmazdı. Ne kadar sertolurlarsa olsunlar bazı cüceler, Crommower 'in pis kokusunabile güçlükle tahammül edebilirdi. Ve tabii savaş öncüsününtırtıklı zırhının, sanki bir tebeşir tahtasını tırmıklar gibi içkaldırıcı bir şekilde cıyaklayan zırhına da.

Birinin yanında yürüyerek ve çoğunlukla çaresiz olandurumlarda beraber savaşarak geçirilen iki koca asır, böylegerçeklerin önemsizleşip kaybolmasını sağlıyordu.

"Gel bakalım, dostum," dedi yaşlı Gandalug. Çocuklarına,Mithril Salonunun yeni kralı olan Bruenor 'a ve bütün klanınaçoktan veda etmişti zaten. Şimdi yanında Crommover ilebirlikte tekrar yolculuk etme zamanıydı, birçok yıldır olduğugibi. "Mithril Salonunun sınırlarını genişletmek içinayrılıyorum, " diye ilan etmişti Gandalug, "klanım için dahabüyük servetler aramak için. " Ve cüceler bunun ardındantezahürat yapmıştı. Ama o gün birçok göz yaşarmıştı, zirabütün cüceler Gandalug 'un bir daha yuvaya geridönmeyeceğini anlamıştı.

"Sence bu yolculuktan bi iki kavga doğuş çıkartabilcekmiyiz? " diye sordu Crommower. Biricik kralının yanında

Page 421: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

hoplaya sıç-raya yürüyor ve zırhı da her adımıyla gürültülüçığlıklar atıyordu.

Boz sakallı yaşlı cüce ise sadece kahkaha attı.

İkisi Mithril Salonu tesisinin tam altında ve batısındakitünelleri araştırarak birçok gün geçirdi. Fakat yolda kıymetligümüş mithrilden pek az buldular— bunlar da kesinlikletesisin ana sahasındaki dev maden damarlarıyla boyölçüşecek gibi değildi hani. Yılmayan iki gezgin dahaaşağılara, cüce algılarına bile yabancı gelen mağaralara,binlerce tonluk kayanın katıksız basıncıyla oluşmuş kristaldizilerinin bulunduğu koridorlara, garip bitkilerin ürkünç vegüzel renklerle parladığı tünellere indiler.

Karanlıkaltı 'na indiler.

Lambalarının gazları tükeneli ve meşaleleri yanıp bileli çokolmuştu ki Pwent aradığı kavga dövüşü buluverdi.

Isı algılayan enfrarujlu görüşleriyle gördükleri renkcümbüşlerinin önce griye dönüşüp solması, sonra damürekkep karası bir karanlığa boğıılmasıyla başladı herşey.

"Kralım!" diye çılgınlar gibi seslendi Crommower. "Görmeyeterliğimi kaybettim!"

"Ben de öyle!" diyerek pis kokulu savaş öncüsünü teminetli Gandalug. Ve tahmin ettiği gibi, bir kükreme ve yerdetıpırdayan ayak sesleri duydu. Crommower kendisineşişleyecek bir düşman aramak için hızla hücuma geçmişti de.

Page 422: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Gandalug da savaş öncüsünün, çıkardığı gürültününpeşinden koştu. Bir büyücünün ya da bir rahibin üzerlerine birkaranlık küresi çökerttiğini bilecek kadar büyü görüpgeçirmişti ve boz sakallı yaşlı cüce, bunun muhtemelendosdoğru yapılacak olan saldırının yalnızca başlangıcıolduğunu da biliyordu.

Crommower'in homurtuları ve tangırtıları, Gandalug'ıınona oranla sadece birkaç yara bereyle karanlık alandan dışarıçıkmasını sağladı. Üzerine başka bir karanlık küresiçökmeden önce, düşmanına şöyle bir bakmayı başarabildi.

"Bunlar Drow, Crommover!" diye dehşet dolu bir seslehaykırdı Gandalug. Zira o zamanlarda bile acımasız karaelflerin şöhreti en sert yüzey sakinlerinin bile tüyleriniürpertirdi.

"Onnarı gördüm, " diye şaşırtıcı bir şekilde rahat olan bircevap geldi Crommower 'dan. "Bu cılız şeylerden elli tanehaklamamız, yere yatırıp kollarını başları üzerinekaldırmamız ve koldaşlıktan sonra onnarı pencere kepengiolarak kullanmamız gerek! "

Ortalıkta Drowların olması ve büyü kullanılması,Gandalug'a kendisi ile savaş öncüsünün oldukça feci birdurumda bulunduğunu söylüyordu. Ama yine de dostunungüven dolu tavrıyla kendisi de güven kazanarak kahkaha attı.

İkinci küreden dışarı hoplaya seke çıktılar ve üzerlerine birüçüncüsü çöküverdi. Bu seferki küre ile beraber elarbaletlerinden çıkan hafif 'klik' sesleri de geldi.

Page 423: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Şunu yapmayı keser misiniz?" diye şikayette bulunduCrommower, karşısındaki gizemli düşmanlara. "Eğer sizigöremiy-ceksem— Ahh! Sizi gidi sinsi pislikler! —sizigöremezsem nasıl şişe geçireceem ki?"

Bu karanlık küresinin öteki tarafına çıktıklarında uzun dikitsütunlar ve sarkıtlarla dolu olan daha geniş bir mağarayagelmişlerdi. Gandalug, Crommower 'in ensesinin yantarafından küçük bir dart oku çekip çıkarttığını gördü.

İkisi yerde kayarak fren yapıp durdular; üzerlerine başkakaranlık küresi düşmedi ve ortalıklarda hiç kara elf yoktu.Fakat iki deneyimli savaşçı da etraftaki dikit sütunlarındüşmanlara birçok saklanma imkanı sunduğunu anlamıştı.

"Zehirli miydi? " diye ciddi bir endişeyle sordu Gandalug.zira Drow dart oklarının feci şöhretini biliyordu.

Crommower, minik dart okuna ilgiyle baktı, sonra ucunududakları arasında götürdü ve şiddetle emdi. Çalı gibikaşlarını düşünceli düşünceli çattı ve sıvıyı tadarkendudaklarını şapırdattı.

"Evet, " diye bildirdi ve dart okunu omuzunun üzerindengeriye fırlattı.

"Düşmanlarımız pek uzakta değil, " dedi Gandalug, etrafınabakınarak.

"Pöh, muhtemelen sıvışıp gitmişlerdir, " diyerek kıs kısgüldü Crommover. "Bu da çok kötü bişii tabii. Miğferimpaslanıyo. Onu şööle bi yağlamak için bi parça cılız elf kanı

Page 424: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kullanabilirdim. Ah!" Savaş öncüsü aniden hırladı veomuzuna saplanmış olan ikinci bir dart okunu çıkarttı.Gandalug, dart okunun saplanış yönünü takip ettiğinde tuzağıanlayıverdi— Drow elfleri dikit sütunlar arasındasaklanmıyordu, levitasyonla yükselmiş bir halde sarkıtlararasına gizlenmişlerdi!

"Ayrılalım!" diye haykırdı savaş öncüsü. Gandalııg'u sıkıcatuttu ve onu kenara doğru ittirdi Normalde cüceler bir aradadurur ve sırt sırta savaşırdı, ama Gandalug bu isteğin sebebinianlıyor ve

Crommower 'in fikrine katılıyordu. Crommower 'in savaşçılgınlığıy-la gözü döndüğü zamanlarda birden fazla cüceninyanlışlıkla bir kolçak çivisi ya da diz sivrisi yemişliği vardı.

Kara elflerin birkaçı ellerinde silahlarıyla hızla aşağı indive Crommower Pwent, tipik bir savaş öncüsü şiddetiylekendini kaybetti. Etrafta hoplayıp sıçradı, elflere ve dikitsütunlara bindirdi, miğfer sivrisiyle bir Drowu göbeğindenşişledi ve ölen Drow miğfer sivrisine takılıp kalınca da küfrübastı. Öne doğru eğilmiş olan Crommower, sırtına birkaç tanekesik darbesi yedi, ama sadece hiddetle haykırıp güçlükaslarını gerdi ve doğruldu. Beraberinde ise şişlenmiş olanbahtsız Drowu da havaya kaldırdı.

Çılgınlar gibi dövüşen Crommower, düşman birliğininçoğunu meşgul ederken Gandalug ilk başlarda iyi işçıkarıyordu. İki dişi Drowla karşı karşıyaydı. Yaşlı cüce, buşeytani yaratıkların ne kadar da güzel olduğunu düşünmedenedemedi. Yüz hatları düzgün açılıydı, ama keskin değildi;saçları bakımlı bir cüce hanımın sakalından bile daha parlaktı

Page 425: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

ve gözleri de oldukça derindi. Fakat yaptığı bu gözlemlerGandalug'un Drowlann yüzünü yarıp yolma isteğinietkilemedi tabii. Savaş baltasını ileri geri savurarak hemkalkanları hem de silahları kenara savuşturdu ve iki dişiyi geripüskürttü.

Fakat derken sırtına göremediği bazı büyülü şeylerçarptığında, Gandalug bir kez daha, sonra bir kez daha acıylayüzünü buruşturdu. Büyülü enerji cücenin kaliteli levhazırhını aştı ve derisine nüfuz etti. Birkaç saniye sonra bozsakallı yaşlı cüce, Crommower'in "Lanet büyücü!" diyehiddetle tükürükler saçarak hırladığını duydu ve dostunun daaynı şekilde büyü saldırısına uğradığını anladı.

Crommower, miğferine şişlenmiş olan olu Drowunbacakları arasından ileri bakıp büyü kullanıcısının yerinitespit etti. "Büyücülerden nefret ediyom, " diye söylendi veuzakta duran Drowa doğru yolunu yararak açmaya başladı.

Büyücü, Crommower 'in anlamadığı bir lisanda birşeylersöyledi. Ama dövüşmekte olduğu altı kara elf de bir anda ikiyana açılıp büyücü ile cücenin arasındaki alanı boş bıraktığızaman, Crommower 'in neler döndüğünü anlaması gerekirdi.

Fakat savaş hiddetiyle ve kana susamışlıkla kendindengeçmiş olan Crommower, o anda mantıklı düşünecekdurumda değildi zaten. Büyücüye şöyle okkalı bir yumrukindirmeyi düşünerek ileri hücum etti. Bu sırada olu drovcücenin miğferine şişlenmiş bir şekilde hoplayıp zıplıyordu.Savaş öncüsü, büyücünün birşeyler söylemekte olduğunu veelinde metal bir büyü değneği tuttuğunu farketmedi.

Page 426: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Sonra, ani bir ışık patlamasıyla gözleri körleşenCrommower, bir şimşek büyüsünün enerjisiyle geriye doğruhavada uçarken buldu kendisini. Bir dikit sütuna sertçe çarptıve aşağı yavaşça kayarak kıç üstü yere oturdu.

"Büyücülerden nefret ediyom, " diye ikince kez söylendicüce. Ölü Drowu ittirerek kafasından fırlattı, ayağa sıçradı veüzerinden dumanlar tüter bir halde yeniden hücum etmeyebaşladı.

Kafasını öne eğip miğfer sivrisini hizaya getirdi vesütunlara çarpıp sekerken zırhı cıyaklayarak şiddetle ileridoğru depara kalktı. Savaş öncüsü bir orak gibi geçerken, azönce dövüşmekte olduğu diğer kara elfler iki taraftan üzerinekapanıp kaliteli kılıçlarıyla ve tılsımlı gürzleriyle darbelersavurdular. Cücenin açılan yaralarından gürül gürül kanlaraktı.

Crommower'in haykırışı hiç kesilmemişti ve hâlâ devamediyordu; yaraları hissediyorduysa bile bunu çaktırmıyordu.Dosdoğru Drow büyücüsüne odaklamış olduğu hiddeticücenin gözünü döndürmüştü.

Büyücü, askerlerinin bu deli yaratığı durduramayacağını ozaman anladı. Doğuştan gelen büyüsüne baş vurdu ve buçılgın cücelerin uçamadığını umarak levitasyonla yerdenyükselmeye başladı.

Gandalug, arkasında yaşanan kargaşayı duydu veCrommower 'in aldığı her bir büyülü darbeyle yüzünüburuşturdu. Ama boz sakallı yaşlı cüce, dostuna yardımedebilecek durumda değildi. Bu dişi Drowlar şaşırtıcı bir

Page 427: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

şekilde iyi savaşçılar çıkmıştı, mükemmel bir uyumlaçalışıyor ve bütün saldırılarını karşılıyor, hatta birkaç darbeindirmeyi bile başarıyorlardı. Bir tanesi acımasız derecedekeskin olan kılıcıyla kesikler atıyor, diğeri ise şiddetleparlayan gürzünü savurup duruyordu. Gandalug 'un birçokyeri kanıyordu, ama bu yaraların hiçbiri ciddi değildi.

Üçü danseder gibi bir dövüş ritmi tutturmuştu ki, gürzkullanan Drow geri çekildi ve büyü sözleri söylemeyebaşladı.

"Hayır, yapamayacaksın, " diye fısıldadı Gandalug ve kılıçtutan Drowun üzerine sertçe atılıp kadına sarıldı Narin Drow.sert cücenin katıksız gücüyle boy ölçüşecek gibi değildi.Gandalug da onu gerive doğru fırlattı ve yoldaşıyla çarpışıpbüyüyü bozmasını sağladı.

Boz sakallı yaşlı cüce, Mithril Salonunun İlk Kralı ileriatıldı, iki Drowu süslü kalkanıyla tartakladı ve kurmuş olduğuklanın köpüklü bira armasıyla onlara vurup durdu.

Koridorun aşağısında, Crommower yana doğru döndü, tammanasıyla bir dikit sütunun üzerine çıkıp koştu ve yukarıdoğru sıçradı. Miğfer sivrisi yükselmekte olan büyücünündizine saplandı, diz kapağını parçaladı ve bacağın öbürtarafından dışarı çıktı.

Büyücü ıstırap içinde haykırdı. Levitasyon gücü ikisini dehavada tutacak kadar güçlüydü ve o acı dolu anda yaralıDrow, büyüyü salıp bozmayı akıl edemedi. İkisi tuhaf birşekilde havada asılı durdu. Crommower, vücudunu bir o yanabir buyana savurarak bacağı paramparça etti, kolçak

Page 428: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

çivileriyle yukarı doğru yumruk attı ve çiviler Drowunkalçalarına gömüldüğünde gülümsedi.

Savaş öncüsünün kafasından aşağı sıcak bir kan yağmuruboşalıyor ve onun hiddetini körüklüyordu.

Ama diğer Drowlar Crommower 'in altındaydı ve cüce iseyerden o kadar da yüksekte değildi. Kılıçlar ayağını keserkenbacaklarını göğsüne çekmeye çalıştı. Sonra bir Drow uzun birmızrak çıkartıp savaş öncüsünün böbreğine sertçesapladığında Cromm-ower aniden sarsıldı ve bunun yapacağıson savaş olduğunu anladı.

Gürz taşıyan drov: tekrar geri çekilip bir köşe başınasaklandı ve Gandalug da kılıç tutan dişiye hızla saldırdı. Tıpkıaz önce yaptığı gibi tekrar kalkanıyla hücum edecek ve kadınıgeri alacakmış gibi gösterdi. Fakat kurnaz yaşlı cüceduraksadı, yere eğildi ve baltası yan taraftan savrularak dişiDrowun ayaklarını gövdesinden ayırdı. Gandalug derhaldüşmanının üzerine çullandı, kılıçtan gelen acı bir kesiğikabul etti ve dişi Drowun kafasını ikiye yaran bir darbeylekarşılık verdi.

Tam kafasını kaldırıp bakmıştı ki, hemen önünde büyülübir çekiç belirdi ve yüzüne 'küt' diye vurdu. Gandalug diliniağzının içinde gezdirdi ve genç dişiye -bu drov gerçekten degençti- gözlerine inanamaz bir halde bakarken bir dişinitükürdü.

"Şaka ediyor olmalısın, " diye belirtti boz sakallı yaşlıcüce. Dişi Drowun başka bir büyü yapmaya başlamışolduğunu, yani büyüyle oluşturulmuş bir el kullanarak

Page 429: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

cücenin dişini kendisine doğru çekmekte olduğunu zar zorfarketti.

Büyülü çekiç saldırıyı sürdürdü ve Gandalug ölü Drowunyanında ayağa kalkmaya başladığında kafasının yanına ikincidarbeyi yedi "Sen öldün, " diye acımasızca gülümseyerek sözverdi genç dişiye. Fakat yankılanarak bir çığlık yükseldiğindecücenin bütün neşesi kayboluverdi. Gandalug birçok vahşisavaş görmüştü; bir ölüm çığlığı duyduğunda onu tanırdı vebu çığlığın bir cüceden yükseldiğini de biliyordu.

Toparlanmaya çalışarak, Crommover ile onun buyolculuğun son maceraları olmasını tamamen beklediklerinikendisine hatırlatarak bir saniye harcadı. Bir kez dahaönündeki duruma odaklandığında genç dişi Drowun köşebaşında daha da geriye çekildiğini gördü ve hafifçe büyüsözleri mırıldandığını duydu. Gandalug diğer kara elflerinkısa süre içinde tepesine bineceğini biliyordu, ama iki dişiyoldaşlarım ölü bulacakları konusunda kararlıydı. İnatçı cücegenç dro-wun ona ne gibi bir büyü hazırladığına hiç aldırışetmeden ileri atıldı.

Cüce köşeyi döndüğünde dişi Drowu geçit koridorununtam ortasında savunmasız bir şekilde, ellerini iki yanaindirmiş bir halde dururken buldu. Boz sakallı yaşlı cücehücuma geçti—fakat etrafını saran ani bir hortum, bir rüzgargirdabı onu durdurdu ve olduğu yerde kalmasını-sağladı.

"Ne halt karıştırıyorsun? " diye kükredi Gandalug. Sinsibüyüye karşı çılgınlar gibi direndi, ama büyünün inatçıpençelerinden bir türlü kurtulamıyor, hatta namussuz dişiyedoğru ayağını bile kıpırdatamıyordu.

Page 430: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Derken Gandalug kalbinin derininde feci bir şey hisseti.Artık kasırganın vücuduna çarpışını hissetmiyordu, amarüzgar hortumu, sanki derisinin içinden geçmenin bir yolunubulmuş gibi devam ediyordu. Gandalug ruhuna bir şeylerinasıldığını, sanki iç organlarının deşilip dışarı çıkarıldığınıhissetti.

"Ne halt..?" diye tekrar sormaya başladı. Ama dudaklarınınkontrolünü, bütün vücudunun kontrolünü kaybedince sözlerianlaşılmaz bir şekilde kayboldu. Çaresiz bir şekilde Drowadoğru uçtu, uzatmış olduğu eline ve elindeki garip nesneyedoğru— 'O da ne öyle? ' diye merak etti. 'Elinde ne tutuyor? '

Bu onun dişiydi.

Sonra sadece bir boşluk vardı. Gandalug çok uzak biryerden kara elflerin konuşmasını duydu ve arkasını dönüpbaktığında son bir manzara daha gördü. Bir vücut -onunvücudu!- yerde ölü yatıyordu ve etrafı birkaç kara elftarafından sarılmıştı.

Onun vücudu...

Cücenin hayaleti, o namussuz genç dişi olan YvonnelBaen-re'nin ona bir kez daha zorla yaşattığı rüyadan, dahadoğrusu kabustan uyanırken sendeleyip sarsıldı. Baenre ohatıraların inatçı cüceye uygulayabileceği en feci işkenceolduğunu biliyordu ve bu yüzden sık sık bunu tekrarlardı.

Şimdi Gandalug ona katıksız bir nefretle bakıyordu. İkibinyıldan sonra işte yine karşı karışa duruyorlardı. Zavallı

Page 431: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Gandalug'un kaçmayı başaramadığı feci anılarla boş,bembeyaz bir hücre içinde geçen ikibin yıldan sonra.

"Mithril Salonunu terkettiğin zaman tahtını oğlunabırakmıştın," diye belirtti Baenre. Hikayeyi zaten biliyordu,işkence ettiği esirinden bu bilgiyi birçok asır önce söküpalmıştı. "Mithril Salonunun yeni kralının adı Bruenor— busenin oğlunun da adıydı, değil mi?"

Ruh dimdik durdu, bakışlarını sert ve kararlı bir şekildesabit tuttu.

Matron Baenre ona güldü. "Mithril Salonunun şekli şemalive savunma hatları senin hafızanda var," dedi, "şimdi de ozaman olduğundan pek farklı değildir, tabii eğer cücelerinadetlerini anlaya-bilmişsem. Ne kadar ironik değil mi? SenGandalug, yani Mithril Salonunu bulup Battlehammer Klanınıkuran kişi, hem salonun hem de klanın sonunun gelmesineyardımcı olacaksın."

Cüce kral hiddetle uludu ve boyutu büyümeye başladı.Devasa bir hâl alan eller Baenre'nin cılız, kırış buruş boğazınadoğru uzanmaya başladı. Matron ana ona tekrar güldü.Cücenin dişini havaya kaldırdı; onun emriyle rüzgar hortumugeri gelerek Gandalug'u yakaladı ve onu bembeyaz zindanınageri tıktı.

"Demek Drizzt Do'Urden kaçmayı başardı," diye kedi gibimırıldandı Matron Baenre. Hiç de mutsuz değildi. "O,şansımıza gelen bir mazeretten başka birşey değil!"

Page 432: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

Drizzt Do'Urden'in nasıl da onun ihtiyaç duyduğu ittifakıkurmasını sağlayacağını: rastlantı ve kaderin, yaklaşık ikibinyıldır arzuladığı fetih savaşının yöntemini ve fırsatını onanasıl da güzel bir şekilde sunduğunu düşünerek koltuğundarahatça oturan Baenre'nin yüzüne kocaman, şeytani birgülümseme yayıldı.

Drizzt Do'Urden özel odasına oturmuş olan biten şeyleridüşünüyordu. Wulfgar'ın hatıraları bütün düşüncelerineegemendi. Ama bunlar kasvetli görüntüler değildi, Wulfgar'ıngömülüp kalmış olduğu o mağara oyuğunun manzarası dadeğildi. Drizzt kule gibi uzun adamla paylaştığı sayısızmacerayı, her zaman heyecan verici, sık sık da pervasız olan omaceraları hatırlıyordu. Drizzt inancına güvenerek Wultgar'ıkalbinin bir köşesine, babası Zaknafein'in anılarını koymuşolduğu köşeye koydu. Wulfgar'ı kaybetmiş olmakla duyduğuüzüntüyü inkar edemezdi, inkar etmek de istemiyordu zaten.Ama dimdik duruşlu genç barbarla olan bir sürü iyi hatırası oacıyla başa çıkabiliyor, Drizzt Do'Urden'in sakin yüzüne acı-tatlı bir gülümseme getirebiliyordu.

Cattibrie'ın da zamanla aynı şekilde kabulleneceğinibiliyordu. O gençti, güçlüydü ve her ne kadar tehlikeli olursaolsun en az Drizzt ve Wulfgar kadar maceraya arzuduyuyordu. Cattibrie gözyaşlarıyla birlikte gülümsemeyiöğrenecekti.

Drizzt'in tek korkusu Bruenor içindi. Cüce kral pek gençdeğildi, geri kalan yıllarında yaşanacak olanlara, yanigeleceğe bakmaya o kadar da hazır değildi. Ancak Bruenor,uzun ve zorlu yaşamı boyunca birçok trajedi yaşamıştı. Ayrıcagenelleme yapılacak olursa ölümü doğal bir hadise olarak

Page 433: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

kabullenmek çilekeş cüceler için bir tarzdı. Drizzt, Bruenor'undevam edebilecek kadar güçlü olduğuna güvenmekzorundaydı.

Bu düşünceler Drizzt'in aklına Regis ve yaşanan diğerhadiseler gelene kadar zihninde dönüp durdu. Entreri, yanibirçok kişiye birçok acılar çektirmiş olan şeytani adam artıkyoktu. Faerun'un dört bir köşesinde bu haberle kaç kişinincümbüş yapacağını kim bilebilirdi?

Ve Do'Urden Evi, yani Drizzt'i ırkının karanlık dünyasınabağlayan unsur da artık yoktu. Drizzt acaba en sonundaMenzober-ranzan'ın pençelerinden kurtulabilmiş miydi?Drizzt, Bruenor, Cattibrie ve Mithril Salonundaki diğer herkesşimdi Drow tehdidi sona erdi diye rahata kavuşabilecekmiydi?

Drizzt bundan emin olmayı diliyordu. Wulfgar'ınöldürüldüğü savaşın hikayelerine bakılacak olursa bir yochlol,yani Lloth'un birinci elden bir hizmetkarı gelmişti. Eğer onuyakalamak için düzenlenen akın sadece Vierna'nın çaresizçırpınmalarından ibaret idiyse, aralarına o denli güçlü biryaratığı getiren şey neydi?

Bu düşünce Drizzt'in pek hoşuna gitmiyordu. Drowtehdidinin bitip bitmediğini ve en sonunda o şehri huzurakavuşabilecek şekilde geride bırakmayı başarıpbaşaramadığını merak ederek öylece odasında oturdu.

"Konaktaşı ulakları geldi," dedi Cattibrie, Bruenor'a kapıyıçalma nezaketinde dahi bulunmadan cücenin özel odasınadalıvere-rek.

Page 434: Drizzt Do'Urden'in Maceralar± - 1 - Miras - R. A. Salvatore

"Umurumda değil." diye huysuzca yanıtladı cüce kral.

Cattibrie onun yanına doğru yürüdü, geniş omuzunukavradı ve dönüp kendisine bakması için cüceyi zorladı.Aralarında geçen şey eğer hayatlarına devam etmez vegeleceğe bakmazlarsa, Wulfgar'ın ölümünü daha da amaçsızbir hale getirmiş olacaklarını anladıkları ve kederlerinipaylaştıkları bir andı.

Eğer hayat yaşanmayacaksa, ölüm bir kayıp sayılır mı?

Bruenor kızının ince beline kolunu doladı, onu kendisinedoğru çekti ve şimdiye kadar hiç sarılmadığı gibi kıza sıkıcasarıldı. Derin mavi gözlerinden yaşlar süzülen Cattibrie daona sıkı sıkıya sarıldı. Ama aynı şekilde hayat dolu genç kızınyüzünde bir gülümseme de belirdi. Bruenor'un omuzu kontroledemediği hıçkırıklarla yükselip alçalsa bile Cattibrie onun dayakında huzura kavuşacağından emindi.

Yaşadığı bütün olaylara rağmen Bruenor, hâlâ MithrilSalonunun Sekizinci Kralıydı ve tattığı bütün maceralara,neşelere ve hüzünlere rağmen Cattibrie daha yirmi yaşını yenidoldurmuştu.

Hâlâ yapılacak çok şey vardı.