DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi...

60
SOSYALİZMİN ONURLU BAYRAĞINI DÜNYANIN TÜRKİYE’SİNDE DALGALANDIRACAĞIZ! DÜNYA HALKLARININ BAŞ ŞMANI KATİL ABD'YE KARŞI DİRENECEK, KENDİ YARATTIĞI KAN VE ZULÜM İÇERİSİNDE BOĞACAĞIZ! B B URASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI! BURALAR AL İŞANLAR’ I ÇIKARMI Ş TOPRAKLAR! NE "SON İLER İ TEKNOLOJ İN İZ" NE DE DOLARLARINIZ BU GERÇE Ğİ DE ĞİŞT İREMEZ! www.yuruyus.com [email protected] Haftalık Dergi / Sayı: 412 13 Nisan 2014 Fiyatı: 1 TL (kdv dahil) DÜNYAYI B İ R KEZ DE DÜNYAYI B İ R KEZ DE TÜRK İ YE'DEN TÜRK İ YE'DEN SARSACA Ğ IZ! SARSACA Ğ IZ! KORKULARINI KORKULARINI BÜYÜTECE Ğİ Z! BÜYÜTECE Ğİ Z! SOSYALİZMİN ONURLU BAYRAĞINI DÜNYANIN TÜRKİYE’SİNDE DALGALANDIRACAĞIZ! DÜNYA HALKLARININ BAŞ ŞMANI KATİL ABD'YE KARŞI DİRENECEK, KENDİ YARATTIĞI KAN VE ZULÜM İÇERİSİNDE BOĞACAĞIZ! BURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI! BURALAR AL İŞANLAR’ I ÇIKARMI Ş TOPRAKLAR! NE "SON İLER İ TEKNOLOJ İN İZ" NE DE DOLARLARINIZ BU GERÇE Ğİ DE ĞİŞT İREMEZ!

Transcript of DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi...

Page 1: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

SOSYALİZMİN ONURLU BAYRAĞINI DÜNYANIN TÜRKİYE’SİNDE DALGALANDIRACAĞIZ!

DÜNYA HALKLARININ BAŞ DÜŞMANI KATİL ABD'YE KARŞI DİRENECEK, KENDİ YARATTIĞI

KAN VE ZULÜM İÇERİSİNDE BOĞACAĞIZ!

BBURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI!

BURALAR ALİŞANLAR’ I ÇIKARMIŞ TOPRAKLAR!NE "SON İLERİ TEKNOLOJİNİZ" NE DE DOLARLARINIZ

BU GERÇEĞİ DEĞİŞTİREMEZ!

www.yuruyus.com

[email protected]

Haftalık Dergi / Sayı: 41213 Nisan 2014

Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

DÜNYAYI BİR KEZ DEDÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ!SARSACAĞIZ!

KORKULARINIKORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!BÜYÜTECEĞİZ!

SOSYALİZMİN ONURLU BAYRAĞINI DÜNYANIN TÜRKİYE’SİNDE DALGALANDIRACAĞIZ!

DÜNYA HALKLARININ BAŞ DÜŞMANI KATİL ABD'YE KARŞI DİRENECEK, KENDİ YARATTIĞI

KAN VE ZULÜM İÇERİSİNDE BOĞACAĞIZ!

30 Mart - 17 Nisan30 Mart - 17 NisanŞehitlerimizi AnıyorŞehitlerimizi AnıyorUmudun 20. Yılını Umudun 20. Yılını

SelamlıyoruzSelamlıyoruz BURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI!

BURALAR ALİŞANLAR’ I ÇIKARMIŞ TOPRAKLAR!NE "SON İLERİ TEKNOLOJİNİZ" NE DE DOLARLARINIZ

BU GERÇEĞİ DEĞİŞTİREMEZ!

Page 2: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:Mustafa DoğruGenel Yayın Yönetmeni:Emel KeleşAdres: Katip Mustafa Çelebi Mah.

Billurcu Sok. No: 20 / 2 Beyoğlu/İSTANBULOfset Hazırlık: Ozan Yayıncılık

Adres: Gülbahar Mah. Cemal SahirSok. Kral Apt. 7/1 B Blok No: 17Daire: 6 Mecidiyeköy / İSTANBULTel: (0-212) 216 41 78

Faks: (0-212) 216 41 79

Yurtdışı Büro: Vakıf EFSANE Pieter de Hoochstr. 303021 CS Rotterdam/Nederland

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık-SanayiCad. Altay Sok. No: 10Çobançeşme / Yenibosna / İST.Tel: (0-212) 452 23 02

Dağıtım: Turkuvaz DağıtımPazarlama San. ve Tic. A.Ş.Tel: (0-216) 585 90 00

Avrupa: 4 EuroAlmanya: 4 EuroFransa: 4 Euroİsviçre:6 FrankHollanda: 4

Euroİngiltere: £ 3Belçika: 4 EuroAvusturya: 4Euro

www.yuruyus.com [email protected]ık Süreli Yerel Yayın

Siyasi Dergi Fiyatı: 1 TL

Tel: (0-212) 251 94 35

ANTALYA HALK CEPHESİBERKİN’ E ADALET İÇ İN

ADIM ADIM İSTANBUL’ A YÜRÜDÜ

ANTALYA HALK CEPHESİBERKİN’ E ADALET İÇ İN

ADIM ADIM İSTANBUL’ A YÜRÜDÜ

Page 3: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

İİ ç i n d e k i l e r43 Ülkemizde Gençlik:

Tutsak öğrenciler serbest

kalana kadar susmayacağız!

44 Liseliyiz Biz:Berkin için adalet istiyoruz!Ya adalet ya da hesap verirsiniz!

45 Devrimci İşçi Hareketi:Direnen işçilerimizin yanındayız!

46 TAYAD’lı Aileler: Hapishanelerde

kamera ve cam bölmedayatmasına son!

47 Özgür Tutsaklardan: Berkin’e

48 Yürüyüş’ümüz sürüyor!

50 Halk bahçelerimizi emekle,

özveriyle, umutla kurduk!

55 Avrupa’daki Biz:Avrupa’da yozlaşmaya karşımücadeleyi büyüteceğiz!

51 Avrupa’da Yürüyüş:Yüksek güvenlikli hapishaneleryasası Larissa Hapishanesiönünde protesto edildi!

56 Yitirdiklerimiz...

58 Halk Düşmanı AKP: AKP halkın

örgütlülüğünden korktukçayasaklara yeni yasaklar ekliyor!

59 Öğretmenimiz...

22 Çiftehavuzlar’da dalgalananorak-çekiçli bayrağımız tüm

dünya halklarının umududur!

24 Şehitlerimizin kanıylakızıllaşan sosyalizminbayrağını dünya semalarındaTürkiye’dendalgalandıracağız!

27 Röportaj: Bizi özgürlüğümüzekavuşturan halkıngücü ve mücadelesidir -2

30 Röportaj:Suçlu biz değiliz,

hırsız, katil AKP’dir! -2

33 Devrimci Okul:

Büyük düşünmek -2

35 TAYAD’lı Aileler:Hasta tutsakları katlederekdevrimci tutsakları teslim

alamazsınız!

37 Halk Düşmanı AKP’nin

Yolsuzlukları - 4

41 Milyonlarla umudun

korosunu oluşturacağız!

42 Gençlik Federasyonu’ndan:Çözüm sandıkta değil,devrimde

9 Umudu büyütenlere bin selam!

11 Kaderimizi ve kendi yolumuzu

çizdiğimiz yerdeyiz;

Kızıldere’de!

13 Röportaj: Mahirler halk için,

haksızlığa karşı mücadele edendevrimcilerdir!

15 Sen bize adalet oldun Berkin...

17 Halk düşmanları kimden

korkacağını iyi biliyor,Zarrab’ın adı bilinmezken,

o DHKP-C’yi biliyordu!

19 Star Gazetesi AKP’nin

tetikçiliğini yapmaktanvazgeçmelidir!

21 44 yıllık onurlu tarihimizi

şehitlerimize borçluyuz!

4 Sosyalizmin onurlu bayrağınıdünyanın Türkiye’sindedalgalandıracağız!Dünya halklarının baş düşmanıkatil ABD’ye karşı direnecek,kendi yarattığı kan ve zulümiçerisinde boğacağız!

Dünyayı Bir Kez deTürkiye’den Sarsacağız!

Berkin’in Katilleri CezalandırılanaKadar Susma Türkiye!

Adana’da Berkin İçin Adalet EylemiBerkin İçin, Halk İçin, Gelecek İçin

Adalet İsteyenlere ÇağrımızdırHer Cumartesi Saat: 13.00

Yer: İnönü ParkıAdana Halk Cephesi

Ankara’da Berkin Elvan İçin Adalet Nöbeti Berkin'in Katilleri Bulunana Değin Her CumaGüvenpark’ta 18.30 - 19.30 arasındaoturma eylemi yapılacaktır. Bu Cuma Adalet Nöbetimizinİkinci Haftasında Tüm Halkımızı Berkin'i SahiplenmeyeBekliyoruz. Ankara Halk Cephesi

Page 4: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Devrimci Halk Kurtuluş CephesiBasın Bürosu, Amerika’nın 3 dev-rimcinin başına para ödülü koymasıüzerine bir bülten yayınladı. 6 Nisan2014 tarih ve 428 No’lu bültende şöy-le deniyor:

***Biz Cepheliler, Anadolu İhtilalinin

Müjdesiyiz. "Tankınızı topunuzu, soyunuzu

sopunuzu atacağız yurdumuzdan..."KORK BİZDEN AMERİKA!Katil, işkenceci, işgalci, sömürü-

cü ABD emperyalizmi dünyayı kangölüne, hapishaneye çevirdiği yet-miyormuş gibi şimdi de devrimcile-rin başına ödül koyuyor.

Dünya halklarının baş düşmanı te-rörist Amerika, teröristliğine; ZerrinSarı, Musa Aşoğlu ve Seher Şen De-mir yoldaşlarımızın her biri için 3 mil-yon dolar olmak üzere 9 milyon do-lar para ödülü koyarak devam ediyor.

Para ödüllerinden medet umanbaş terörist ABD'nin bu yaptırımı; em-peryalizmin ve faşizmin bizden ne ka-dar korktuğunun, ciddiye aldığının fi-ziki, ideolojik, psikolojik hemen hertürlü yöntemle savaştığının ve yok et-mek istediğinin başka bir ifadesi oldu.

Dünden bugüne nasıl vurmak is-tedikleri tüm darbelere cevap ver-

diysek, bundan sonra da cevap ver-meye devam edeceğiz.

Emperyalizm, yüzyıl önce ölüm-cül hastalığa yakalanan, can çekişenkapitalizmdir. Çaresi yok!

Emperyalizm yenilecek ve halklarözgürleşecektir.

Çünkü emperyalist çağ, aynı za-manda devrimler çağıdır da. İşte bu yüzden ABD emperyaliz-

mi bugün bize, Cepheliler’e saldırı-yor, yok etmeye çalışıyor.

Bu Halk BizimBu Vatan Bizim

Vatanımızı seviyoruz, vatanımızınbağımsızlığı, halklarımızın özgürlüğüiçin, adalet için mücadele ediyoruz.

Biz Cepheliler vatanseveriz. Köklerimize ve tarihimize sahip

çıkmaktır vatan sevgisi.Vatanseverlik milliyetçilik değil-

dir. Vatan ve vatanseverlik kavramlarını

burjuvazi, gericiler ve milliyetçi faşistlerkullanıyor diye vazgeçmemeliyiz.

Tam tersine burjuvazinin, gerici-lerin ve faşistlerin sahte vatansever,devrimcilerin gerçek vatansever ol-duklarını biliyor halkımız.

Biz vatanseveriz. Biz enternas-yonalistiz.

Sınıflar mücadelesi açısından mil-lilik ve enternasyonalizm sorununu eniyi formüle eden hiç kuşku yok kiMarks'ın şu düşünceleridir: İşçi sınıfının mücadelesi şekil ba-

kımından ulusal, muhtevası bakı-mından enternasyonalisttir.

Burjuvazinin vatanı yoktur onunvatanı paradır, sömürüdür, kardır...

Vatanseverlik kuru bir toprak par-çasını sevmek değildir.

Vatanın bağımsızlığını, halkın öz-gürlüğünü savunmaktır vatanseverlik.

Vatansever olmanın ölçüsü, anti-emperyalist olmaktır.

NEDEN...Kürt sorununun çözümü demok-

rasiyi getirmez.AKP gider CHP gelirse ülkemize

demokrasi gelmez. Demokrasi bağımsızlığın sonu-

cudur. Bağımsızlık sadece ve sadece em-

peryalizmi yenmekle kazanılır. O nedenle en güçlü demokratlar

devrimcilerdir, çünkü emperyalizmekarşı gerçekten savaşanlar sadece vesadece devrimcilerdir.

Bağımsızlık, bir ülkenin ve halkın,siyasi, ekonomik, askeri, kültürel heralanda kendi kaderine hükmedebil-mesidir.

BURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI...BURASI ANADOLU TOPRAKLARI!

BURALAR ALİŞANLAR’I ÇIKARMIŞ TOPRAKLAR!NE “SON İLERİ TEKNOLOJİNİZ”

NE DE DOLARLARINIZ BU GERÇEĞİ DEĞİŞTİREMEZ!

SOSYALİZMİN ONURLU BAYRAĞINI DÜNYANINTÜRKİYE’SİNDE DALGALANDIRACAĞIZ!

DÜNYA HALKLARININ BAŞ DÜŞMANI KATİL ABD’YE KARŞIDİRENECEK, KENDİ YARATTIĞI

KAN VE ZULÜM İÇERİSİNDE BOĞACAĞIZ!

DÜNYAYI BİR KEZ DETÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ!

KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

4

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 5: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Bağımsızlık, günümüz dünyasın-da hem mümkündür, hem de zorun-ludur.

Halkın açlıktan, sefaletten kur-tulması için de, demokrasi için de ba-ğımsızlık ön koşuldur.

Halk ve vatan sevgisinin somuttakikarşılığı anti-emperyalist olmaktır.

Bağımsızlığımızı çalan, halkımı-zı köleleştiren emperyalizmdir.

Emperyalizme karşı mücadeleedilmeden halklarımız özgür, vata-nımız bağımsız olamaz.

BİR ÜLKE İÇİN BAĞIMSIZ-LIK; EKONOMİK, SİYASİ, İDEO-LOJİK OLARAK EMPERYALİZ-MİN ETKİSİNDEN VE DENETİ-MİNDEN KURTULMAKTIR.

DİĞER BİR TANIM İLE KENDİKARARLARINI KENDİSİNİN AL-MASIDIR.

EMPERYALİZME VE İŞBİR-LİKÇİ İKTİDARLARA KARŞI SA-VAŞ VERİLMEDEN BAĞIMSIZ-LIK KAZANILAMAZ.

BU NEDENLEDİR Kİ SAVA-ŞIMIZ ANTİ-EMPERYALİST, ANTİOLİGARŞİK HALK SAVAŞIDIR.

Amerika dünya halklarının kati-lidir.

Amerika halkları sömüren, zul-medendir.

Ekonomik, sosyal, siyasal, kültü-rel, ulusal tüm sorunlarımızın baş so-rumlusu emperyalizmdir, emperyaliz-min dünya düzenidir.

Ülkeleri işgal ediyorlar işgal et-tikleri ülkeleri yağmalıyor, iliklerinekadar sömürüyorlar...

Çatışmasız, katliamsız, savaşsız,işgalsiz, sömürüsüz bir tek günün bileyaşanmadığı dönemdir emperyalizm.

Ülkemiz emperyalizmin gizliişgalinin olduğu yeni sömürge birülkedir.

Bu nedenle, oligarşiye karşı sa-vaşımız aynı zamanda emperya-lizme karşı bir savaştır.

Emperyalistler ülkemizin yeraltı,yer üstü bütün kaynaklarını sömü-rüyor.

Ülkemizin her köşesine başkahalkları katledecek üsler kuruyor,füze kalkanları yerleştiriyor.

Fuhuş, uyuşturucu, yoz eğlence

kültürü ile halkımızı yozlaştırıyor. İşte bu nedenle emperyalizm düş-

manımızdır. İlericiliğin ölçüsü, anti-emperya-

list mücadele içinde yer almaktır. EMPERYALİZMİN BUGÜN EN

BÜYÜK TEMSİLCİSİ AMERİKA-DIR. EMPERYALİSTLER ÇIKAR-LARI İÇİN HİÇBİR KURAL, YASA,GELENEK, AHLAKİ ÖLÇÜ TANI-MAZ, HER YOLA BAŞVURUR...

Tıpkı üç yoldaşımızın başına ödülkoydukları gibi.

-İşgaller, askeri darbeler, katli-amlar, provokasyonlar, kontrgerillaoperasyonları,

-Ambargolar, ekonomik, siyasi, as-keri ablukalar, işkence, kaybetme, sui-kast ve sabotajlar, kimyasal silahkullanımı vb.

-Halklara karşı kullanılmak üzereterör uzmanları, işkence teknikleri, si-lah vb. ihracı olmak üzere akla hayalesığmayacak her yola ve yöntemebaşvurur.

Hangi hukukla, hangi delille, han-gi suçlama ile ödül koydular.. Ne hu-kuku bu?.. Guantanamo hukuku öylemi?.. O hukukun korkusu bize işle-mez. O hukuk dünya halklarının dev-rim mücadelesini engelleyemez. Kat-letmek en iyi bildiğiniz iştir. Belki buüç yoldaşımızı da katledebilir ya da tut-sak edebilirsiniz ama Cephe’nin dev-rim inancını yok edemezsiniz.

Amerika Katildir,İşkencecidir, İşgalcidir,Sömürücüdür��

Dünyayı kan gölüne ve hapisha-neye çeviren Amerika, devrimcilerinbaşına ödül koyuyor...

Devrimciler terörist değildir... Asılterörist Amerika'dır, emperyalizm-dir. Baş terörist, bugün "insan avı"naçıkmış olan emperyalizmin baş tem-silcisi Amerika'dır.

Terörizmin Asıl KaynağıEmperyalizmdirBu Nedenle EmperyalizmeKarşı Savaşmak Meşrudur

Dünyanın neresinde olursa olsun,dünya halklarına zulmeden, aç bıra-kan, katleden emperyalizme karşısavaşmak haklıdır, meşrudur. Bütünvatanseverlerin boynunun borcudur.

ASIL TERÖRİSTLER, "özgür-lük hamisi" ABD'den, demokrasinin"beşiği" Fransa'ya kadar tüm em-peryalistler ve onların desteklediği ül-kelerdeki sömürücü, zalim yönetici-lerdir.

SUÇLUDURLAR! İki milyar-dan fazla insanı sömürüyorlar.

SUÇLUDURLAR! Açlıktan, has-talıktan, iş kazalarından her yıl mil-yonlarca insanın ölmesinden sorum-ludurlar.

SUÇLUDURLAR! Halkların hertürlü bağımsızlık talebini, hak ve öz-gürlük istemini bombalarla, kurşun-larla bastırıyorlar.

SUÇLUDURLAR! Dünyayı ah-tapot gibi saran haber ajansları, ga-zeteleri, televizyon kanalları ile dün-yaya duyurdukları terör raporları, busuçluluğu gizleme telaşlarını göste-riyor.

Çıplak gerçek şudur: Bugün dün-ya nüfusunun iki katına yetecek top-rak ve yeraltı zenginliği var. Ama em-peryalistler sömürdüğü için halklaryoksul aç ve hastadır.

Terörizm...Başta Amerika OlmakÜzere EmperyalizminYüzyıldaki En BüyükYalanıdır

Dünyanın en büyük teröristiemperyalistler ve işbirlikçileridir.Emperyalizm halkları katlederkenişbirlikçilerini de kullanır. ÜLKE-MİZDE AKP’Yİ VE TÜM İŞ-BİRLİKÇİ PARTİLERİ KUL-

Halkların tek kurtuluşusosyalizmdedir. Ulusal,

sosyal kurtuluş mücadelesiveren her devrimci hareket

emperyalizmin baş düşman olarakgörmelidir. Emperyalizmi hedef

almayan, anti-emperyalisthereketler iktidar iddiasını

yitirmiştir. Öyle ya da böyle emper-yalizme tabii olmak zorundadır.

5

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

Page 6: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

LANDIKLARI GİBİ... Dünyada kul-landıkları katiller sürüsü işbirlikçilergibi.

BİZDEN ÇALDIKLARIYLAHALKLARI VURUYORLAR

Tüm bu işbirlikçilerin finansma-nını sağlayan, görünürde devletlerdir.Ancak esasta, halklara karşı kullanı-lan bu emperyalist, faşist terör ör-gütlerinin finansmanı tüm dünyaemekçilerinden haksız ve adaletsizolarak alınan vergilerle çalınan alın-terleri ile sömürülen emekleri ilesağlanmaktadır. Devletin gelirlerinioluşturan bu vergiler açık ya da örtülüödenekler yoluyla bu saldırı aygıtla-rına aktarılır.

Halkların Baş Düşmanı,Bir Numaralı TeröristABD EmperyalizmininKanlı Yüzü

Emperyalistler, bazen "özgürlük vedemokrasi" için bazen de "vatandaş-larının can güvenliği tehlikeye düştü-ğü" YALANI ile halkları boğazlı-yorlar...

Emperyalizmin ne "bağımsızlık",ne "özgürlük" yalanları, halklarınbaş düşmanı olduğu gerçeğini örte-mez.

Dünya halklarının baş düşmanı vebir numaralı terörist devlet ABD’dir.Bugün insanlığa karşı işlenen hersuçun kaynağı ve odağı haline gelmişbir terör devletidir. Bu konuda tartı-şılmaz bir yere sahiptir. Ve her günsuçlarına bir yenisini eklemektedir.Suçlarının özeti bile vahşeti gösteri-yor. En ünlü terör örgütleri CIA veDeniz Piyadeleri adlı askeri gücüdür.

EMPERYALİZMİN TARİHİ, İŞ-GALLER VE KATLİAMLAR TA-RİHİDİR!

HALKLARI KANA, ACIYA BO-ĞAN; KITALARI AÇ VE YOK-SUL BIRAKAN EMPERYALİZM-DİR!

ÜLKEMİZDEKİ YOKSULLU-ĞUN, İŞSİZLİĞİN, FAŞİST TERÖ-RÜN,

SOSYAL GÜVENCESİZLİĞİNSORUMLUSU DA EMPERYA-LİZMDİR!

İşsizliğin, açlığın, yoksulluğun,sosyal sigortasızlığın, iş güvencesiz-liğin, yozlaşmanın, cahilliğin so-rumlusu emperyalizmdir.

- 14 milyon insan açlık sınırında.- 13 milyon işsiz var, - 2 milyon insan uyuşturucu ba-

ğımlısı, - Yılda ortalama iki bin kişi in-

tihar ediyor. - 1 milyon korunmaya muhtaç ço-

cuk var, 200 bin çocuk sokaklarda ya-şıyor.

- Yeni doğan her bebek, emper-yalist tekellere 2000 dolar borçla do-ğar bu ülkede.

- Kimsesiz çocukların sayısı 570bin.

- Kadın nüfusun yüzde 70'ine ya-kını sosyal güvenlikten mahrum.

- Fuhuş her geçen gün daha dayaygınlaşıyor.

- Emperyalizm halkları açlıktan öl-dürürken, diğer yandan emperyalistülkelerde, ölen on milyonlarca insanlaalay edercesine fazla tüketmektendolayı obezleşiyor insanlar. Zayıfla-ma ve güzellik merkezleri, bakım üni-teleri pıtrak gibi çoğalıyor.İşte ülkemizdeki ve dünyadaki

bu azgın sömürünün, tüm anti-de-mokratik uygulamaların, faşist terö-rün, yoksulluk ve sefaletin sorumlu-su emperyalizmidir.

Ülkemiz emperyalizmin yeni-sö-mürgesidir. Türkiye halkları emper-yalistler ve işbirlikçi oligarşinin çif-te sömürüsü altında inim inim inle-mektedir. Emperyalistler işbirlikçileriaracılığıyla ellerini soğuktan sıcağasokmadan ürettiğimiz her şeyin yüz-de yetmişine el koymaktadır. İşbirlikçioligarşi kendi payını azaltmamakiçin 14 milyon insanımızı açlığamahkum etmektedir. İşte 14 milyoninsanımızın açlık sınırının altındayaşam mücadelesi vermesinin nede-ni bu çifte sömürüdür. İşte zulüm bunun içindir... Ülke-

mizdeki iktidarın faşist niteliği bun-dandır. Faşist terör olmadan 14 mil-yon insan açlığa mahkum edilemez.

Bu yüzden başımıza inen her cop-tan, üzerimize atılan her gaz bomba-sından, açlığımızdan yozlaştırılma-

mızdan, işsizliğimize kadar... karşı-lığını alamadığımız her damla alın-terimizde, satılan suyumuza, zehir-lenen toprağımıza kadar sorumlusubizzat EMPERYALİZM’dir.

Onun için SUÇLU emperyalizm-dir. Arkasında bizzat Amerika vardır.

Bu yüzdendir ki bağımsızlıkmücadelesi vermeden demokrasi veözgürlükler mücadelesi verilemez.

Bu yüzden anti-emperyalistolunmadan, vatansever olunamaz.

Bu yüzden Amerika'ya karşı mü-cadele; faşizme karşı mücadele, hak-lar ve özgürlükler mücadelesidir.

TÜRKİYE HALKLARININ ÇİF-TE SÖMÜRÜSÜYLE BİRLİKTEEMPERYALİZM İÇTİĞİMİZ SU-DAN, ALDIĞIMIZ NEFESE KA-DAR HER ŞEYİMİZİ ÇALAN ZE-HİRLEYENDİR.

AMERİKA’NIN BÜTÜN DÜN-YADAKİ 5311 (BEŞ BİN ÜÇ YÜZON BİR) ÜSSÜ, HALKLARIN KA-NINI DÖKEN SUÇ MERKEZLE-RİDİR.

Türkiye topraklarının 35 milyonmetrekarelik bölümü NATO veABD'nin denetimine girdi. Türk yet-kililerin, bakanlar da dahil, bu üsle-re, Amerikan komutanlarından izin al-maksızın girmesi yasaklandı.

NATO ÜSLERİ, ANADOLU’YASAPLANMIŞ KANLI HANÇER-LERDİR...

NE İŞİNİZ VAR ÜLKEMİZDE?..DEFOLUP GİDECEKSİNİZ.

BİR; BAŞ TERÖRİST KATİLABD KİMSEYİ TERÖRİST İLANEDEMEZ!

Dünya halklarına kan kusturancuntalar, kayıplar, katliamlar, işgal-lerin, açlığın, yoksulluğun, talan ve sö-mürünün öbür adı olan ABD, TEKKELİME EDECEK DURUMDADEĞİLDİR!

İKİ; BAŞ TERÖRİST KATİLABD, kendi varlığı için devrimcile-ri, Cepheliler’i yok etmek istiyor!

Bugün bu düzene son verecek,dünyada tekiz, biz Cephelileriz...

Anadolu ihtilalinin öncüleriyiz.Tek alternatif biz Marksist-Leninist-leriz... BİZ CEPHELİLERİZ.

Dünyadaki halklarının en onurlu

66

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 7: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

damarı olduğumuzun bilincindeyiz.Amerika'ya karşı tereddütsüz dünyahalklarının baş eğmez sesiyiz, halkınsavaşçılarıyız. İşte bu gerçek dün, bugün ve ya-

rın da emperyalizmin ve faşizmin bizesaldırmasına, katletmesine, kaybetme-sine, tutsak etmesine neden oldu.Bugün Amerika’nın saldırıları da bu-nun bir parçasıdır. Biz onların sonu-yuz! Amerika’nın bize yönelik tümsaldırıları bizim doğru yolda oldu-ğumuzun ispatıdır.

ÜÇ; BAŞ TERÖRİST, DÜNYAHALKLARININ BAŞ DÜŞMANIKATİL AMERİKA ; savaşçımız Ali-şan'ın eylemiyle birlikte korkudanuyuyamaz hale gelmiş, gelecektekiyok oluşlarını görüp bize tüm dünyadasavaş açmış, saldırılarını yoğunlaş-tırmıştır!

Türkiye'de, Yunanistan'da ve Av-rupa'nın çalışma yürüttüğümüz her ye-rinde işbirlikçileri aracılığıyla bize sal-dırdı, saldırıyor. Yunanistan, Alman-ya, Fransa gibi ülkelerde saldırılaröyle bir hale gelmiştir ki çok allayıppulladıkları o burjuva hukukunu bileuygulamamış, tamamen bizim varlı-ğımıza son vermek için siyasi karar-lar almışlardır.

Bu kararın nedenleri konusunda, AMERİKALI BİR YETKİLİNİN

SÖYLEDİKLERİ ŞUDUR:1- “DHKP-C BİRAZ TOPAR-

LANDI YİNE BİZİ HEDEF ALDI...GELİP YİNE BİZE ÇATTI... Bunaizin vermeyeceğiz.”

2- "TEKRAR ML BİR ÖRGÜ-TÜN YERYÜZÜNDE GÜÇ OL-MASINA ASLA İZİN VERMEYE-CEĞİZ."

3-"Dünyaya olumsuz örnek ola-caklar bundan sonra herkes kendi-ni bize karşı eylem yapabilecek güç-te hissedecek, bu çok ama çok teh-likeli bir yönelim... Buna asla izinvermeyeceğiz."

ÖDÜL KOYMANIN, SÜREKAVI BAŞLATMANIN ARDINDA-Kİ NEDENLER BU YETKİLİNİNSÖYLEMLERİDİR.

Eylemlerimizin siyasi ideolojikgücü ve Amerika’ya meydan oku-masıdır.

Emperyalizm kelimesi nerdeyse

solun dilinden bile silinmiştir. Emperyalizm çağında temel çe-

lişki ezilen dünya halkları ile emper-yalizm arasındaki çelişkidir. Bu çe-lişkiyi temel almayan, dostunu ve düş-manını bu çelişkiye göre belirlemeyenhiçbir hareket halkların kurtuluşunusağlayamaz. Bugün kendine "sol"umdiyen ML hareketlerin gündemin-den emperyalizm gerçeği çıkmıştır.

Halkların tek kurtuluşu sosya-lizmdedir. Ulusal, sosyal kurtuluşmücadelesi veren her devrimci hare-ket emperyalizmin baş düşman olarakgörmelidir. Emperyalizmi hedef al-mayan, anti-emperyalist hereketler ik-tidar iddiasını yitirmiştir. Öyle ya daböyle emperyalizme tabii olmak zo-rundadır.

DEVRİMCİ HAREKET, siyasiarenaya çıktığı günden itibaren,YANİ; THKP-C'DEN DHKP-C'YE,anti-emperyalist yanı güçlü bir HA-REKET OLARAK SÜRECE DAM-GASINI VURMUŞTUR.

TÜRKİYE'DE, 1968'den itibarengelişen mücadelede anti-emperyalistEYLEMLERİN ÖNEMLİ YERİVARDIR.

ANCAK 1990’lardan SONRA,YANİ SOVYETLERİN YIKILMA-SIYLA emperyalizmin demokrasigetireceği teorisi yapılmaya başlandı.

BU SAĞCILAŞMA, TÜRKİYESOLUNDA BÜYÜK BİR TAHRİ-BAT OLUŞTURDU.

Emperyalizm unutulmuştur. Ödülkoymanın nedeni budur.

Buna rağmen bizimle başa çıka-mayacağını, bizi bitiremeyeceğini,"Bin doğarız biz ölümlerden" so-yundan geldiğimizi bildiği ve gördüğüiçin yeni yol ve yöntemler düşünüyor,deniyor.

Tutarlı, kararlı, cüretli bir Mark-sist- Leninist örgüt oluşumuz onunkorkularının daha da büyümesinisağlıyor.

DÖRT; BAŞ TERÖRİST, DÜN-YA HALKLARININ BAŞ DÜŞ-MANI KATİL ABD’nin, bugün Cep-heliler üzerine para ödülleri koyma-sı; örgütümüzün büyüklüğünün, ideo-lojimizin sağlamlığının ve politika-larımızın hayat bulmasının adıdır!Kendi sonlarından duydukları kor-

kunun adıdır! Demek ki doğru yol-dayız!

BEŞ; BAŞ TERÖRİST, DÜNYAHALKLARININ BAŞ DÜŞMANIKATİL ABD’nin, bugün Cephelilerüzerine para ödülleri koyması; yenikatliamları bugünden meşrulaş-tırma çabasıdır!

Vietnam'dan, Küba'dan, Afganis-tan'dan, Irak'tan, Guantanamo’dan,Ebu Garip'ten tanıyoruz ABD'yi...Dünya halkları onları sadece kanla,soygunla, ahlaksızlıklarla, oburluk-larıyla tanıyor...

Yapacaklarını şimdiden meşru-laştırmaya çalışıyorlar... İzin verme-yeceğiz!

ALTI; BAŞ TERÖRİST, DÜNYAHALKLARININ BAŞ DÜŞMANIKATİL ABD, bugün Cepheliler üze-rine para ödülleri koyarak; Cepheliler’ihalktan tecrit etmeye, halkı korkut-maya, terörist ilan etmeye çalışıyor.Halk, dostunu ve düşmanını da biliyor.

Cephe halk hareketidir! Cephehalktır! Halkın içinde, halkın önün-dedir!

Bunu komplolarınızla, gözdağıoperasyonlarınızla başaramazsınız!

Halkımız, isterseniz on milyonla-rı verin kendi evlatlarını size satma-yacaktır ve ihbarcıların cezasını dayine halk verecektir!

YEDİ; BAŞ TERÖRİST, DÜN-YA HALKLARININ BAŞ DÜŞMA-NI KATİL ABD, bugün Cephelilerüzerine para ödülleri koyarak; Cep-heliler’in çalışma alanlarını daralt-maya, bize saldırmaya devam eder-seniz size bunu yaparız, katlederiz di-yor, gözdağı vermeye çalışıyor! BizCepheliler hepimiz birer Alişanız,tüm yoldaşlarımızın hakkında da paraödülleri koysanız bu gerçeği, sizin bey-ninizde patlamaya hazır, sabırsızlık-la bekleyen yoldaşlarımızı engelle-yemezsiniz!

SEKİZ; BAŞ TERÖRİST, DÜN-YA HALKLARININ BAŞ DÜŞ-MANI KATİL ABD, bugün Cephe-liler üzerine para ödülleri koyarak; obüyük teknolojilerinin, allayıp pul-ladıkları uydularının altının ne kadarboş olduğunun bir kez daha kanıtıdır!

Yok uydudan bile giydikleri göm-leklerin düğmelerini görürüz, her

77

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

Page 8: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

şeyi biliriz, görürüz, buluruz iddia-sında olan ABD'nin teknolojisinin birhalk hareketi için anlamsızlaşması-nın ifadesidir.

Çok güvendikleri teknolojilerin-den hayır göremeyen ABD halkı iş-birlikçileştirmeye, ihbarcılaştırmayaçalışıyor!

Başaramazsınız bu halk size bağ-rından yeni Alişanlar çıkartarak ce-vap veriyor, verecektir...

DOKUZ; BAŞ TERÖRİST,DÜNYA HALKLARININ BAŞDÜŞMANI KATİL ABD, bugünCephe’yi ayakta tutan Marksist-Le-ninist oluşu, ideolojik netliği, poli-tikalarının ülke ve dünya gerçekli-ğinde doğruluğunu kan- can pahası-na büyüten, besleyen halktır!

Cephe halk hareketidir!Ve halkıyla bütünleşmiş bir ör-

gütü yok edemezsiniz, bitiremezsi-niz!

Örgütlenmiş halktır Cephe!Ve biliyorsunuz ki örgütlenmiş bir

halk yenilmez!Bizi yenemezsiniz! Bizi yok ede-

mezsiniz!ON; BAŞ TERÖRİST, DÜN-

YA HALKLARININ BAŞ DÜŞ-MANI KATİL ABD, Anadolu top-rakları Teksas değil!

Sizin Western filmler çektiğinizHollywood stüdyolarına benzemez!

Burası ANADOLU TOPRAK-LARIDIR!

Unutmayın! Bu topraklar; Babaİshaklar'dan bugünlere ayaklanma-ların ve zulme direnişin kalesidir!

Buraları dar edeceğiz size!Hiçbir "son teknolojiniz" hiçbir

paranız bu gerçeği değiştiremez!BUGÜN FAŞİZME KARŞI DE-

MOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK MÜ-CADELESİ EMPERYALİZMEKARŞI BAĞIMSIZLIK MÜCA-DELESİNDEN GEÇİYOR...

BAĞIMSIZLIĞIN OLMADIĞIBİR ÜLKEDE DEMOKRASİDENVE ÖZGÜRLÜKLERDEN SÖZEDİLEMEZ...

Bugün, açlığımızın, işsizliğimizin,hayatın her alanında karşımızda olanbaskı ve zulmün sorumlusu emper-ya-lizmdir. Ama ondan emperyalizmden

hesap sormak istediğinizde karşınıza,onun işbirlikçileri çıkar; hükümet çı-kar, ordu çıkar; emperyalizmin hü-kümeti, emperyalizmin ordusuduronlar. Ve bu koşullarda, emperyaliz-me karşı savaş, aynı zamanda onun iş-birlikçilerine karşı savaştır. İşbirlik-çilerine karşı mücadele edilmeden,emperyalizme karşı çıkılamaz; çı-kıldığı iddiası tutarlı olmaz.

Halkımız, unutmayın; Başımıza taş düşse sorumlusu

Amerika'dır!Açlığımız, yoksulluğumuz... Bas-

kı ve zulüm... İşsizlik, yozlaşma... Bizim ve tüm dünya halklarının

baş düşmanıdır Amerika!Baş düşman Amerika'yı yurdu-

muzdan atmak için, tarihe gömmekiçin bize destek olun...

Dünya ve Türkiye halklarınınacısına, açlığına, yoksulluğa sonvermek bizim ellerimizdedir!

Amerikalılardan ve Amerikankurumlarından uzak durun!

Değil ihbarcılık gördüğünüz yer-de ABD ajanlarının yüzüne tükür-meyi şeref sayın!

Gördüğünüz, bildiğiniz tüm Ame-rikalıları bize bildirin!

Anti- emperyalist, anti-faşist mü-cadelede katil, hırsız, ahlaksız, oburAmerika'nın değil, bu halkın enonurlu damarı olan Cepheliler'in ya-nında yer alın!

Zafer direnen halkların olacaktır!

Dünya halklarının onurlu dama-rı olan biz Cepheliler, sizin sonunuz;dünya halklarının ise ekmek, adalet,özgürlük özlemi olmaya devam ede-ceğiz!

YAŞASIN EMPERYALİZMEKARŞI BAĞIMSIZLIK,

FAŞİZME KARŞIDEMOKRASİ,

KAPİTALİZME KARŞISOSYALİZM MÜCADELEMİZ!

YAŞASIN DEVRİMCİ HALKKURTULUŞ PARTİSİ-CEPHESİ!

DEVRİMCİ HALKKURTULUŞ CEPHESİ

Birgün çıkıp geldiler

anlamsız yüzlerini ve gülüşlerini

tüketim artıklarını üretim organlarını veeski külotlarını çikletlerini çukulatalarını

getirip bıraktılar

tiklerini mimiklerini çiğliklerini

genç kızların düşlerini

getirip bıraktılar

hergün hergün yeniden getirip bıraktılar

iplerini oltalarını konserve kutularını

süt tozlarını soyalarını salemlerini

kısırlık haplarını madalyalarınıtasmalarını bayraklarını, bayrak

yırtmalarını

sövmelerini anamıza bacımıza

çocuğumuza

en çok önem verdiğimiz şeylerimize

üretim organlarını ve tüketim artıklarınıkullanarak

tanrının ve İsa'nın ve bizimkilerin izniyle

atlarını seyislerini çombelerini

tıraşlarını ve dişlerini getirip bıraktılar

hergün hergün yeniden getirip bıraktılar

sonra güzel güzel anlaşmaları

sonra güzel güzel sözleşmeleri

sonra güzel güzel paylaşmaları

asılmışların ve asılacakların izniyle

ve durmadan durmadan

baltazar bayramlarını

sonra güzel güzel savaş uçaklarını

radarları rampaları

atom bombalarını

denizaltı denizüstü bir şeylerini

bilinçaltı bilinçüstü her şeylerini

piekslerini bitekslerini bit pazarlarını

eroinlerini kokainlerini getirip bıraktılar

hergün hergün yeniden getirip bıraktılar

ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

ve sonra çekilip gitmediler gemilerine

ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

ve artık o kadar çok şey getirdiler ki

bağımsızlığa yer kalmadı ülkemde

Hasan Hüseyin KORKMAZGİL

88

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 9: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

99

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

Umudun kuruluşu 44. yılında İstan-bul’un devrimci mahallelerinde ya-

pılan korsan eylemlerle selamlandı.

Silahımızın SonMermisine KadarSavaşacağız

6 Nisan’da Bağcılar Yenimahalleyürüyüş yolunda Cepheliler eylemyaptı. Cepheliler 30 Mart-17 NisanDevrim Şehitleri Haftasında Umudunadını selamladılar. Yenimahalle'de"20. Yılında Partiyi Selamlıyor, SavaşıBüyütüyoruz – DHKP-C " pankartınıaçarak yürüyüşe başlayan Cephelilermahalle halkına ajitasyonlarla umu-dun Cephe'de olduğunu haykırdılar.

Cepheliler "THKP-C'den DevrimciSol'a, Devrimci Sol'dan DHKP-C'yeSelam Olsun Umudu Feda İle Büyü-tenlere, Selam Olsun Umudu Alişan-lar’la Muharremler’le Büyütenlere.Herkese ve her şeye rağmen cüretle,inançla kararlılıkla kuşatmaları yarayara yürüyoruz. Devrimin sarp ve en-gebeli yolunda… Durmayacağız! Sus-mayacağız! Emperyalizm ve oligar-şiyle uzlaşmayacak silahlarımızı bı-rakmayacağız! Kurtuluşa Kadar Savaşşiarıyla silahımızın son mermisinekadar savaşacağız!" dediler. ArdındanYenimahalle yürüyüş yoluna çıkanCepheliler tekrar ajitasyonlarla ve slo-ganlarla halka seslendi. Cephelilerçöp konteynırlarını yola devirerekMolotof kokteylleriyle ateşe verdiler.Camlardan ve balkonlardan alkışlayanhalkı Cepheliler silahlarını ateşleyerekselamladılar. Cepheliler "20.YILINDAPARTİYİ SELAMLIYOR, SAVAŞIBÜYÜTÜYORUZ -DHKP/C" yazılıbomba süsü verilmiş pankartı astılar.

30 dakika eylem alanında kalan Cep-heliler eylemi iradi olarak bitirdiler.

Bütün Düzen ArtıklarınıMahallemizdenDefedeceğiz

9 Nisan günü İstanbul’un ÇayanMahallesi’nde Cepheliler mahalledetorbacılık yapıp gençleri zehirleyenve aynı zamanda bir dönem kumar-hane çalıştırmış olan “Drago Metin”adlı düzen artığını cezalandırdı.

Cepheliler konuyla ilgili yaptıklarıaçıklamada:

“Gülsuyu’nda çeteler tarafındankatledilen Hasan Ferit’ten aldığımızbayrakla mahallelerimizdeki tüm pis-lik yuvalarını ve bu pislikten kaza-nanları temizleyeceğimizi söylemiştik.Biz Cepheliyiz, söylediğini yapan,yaptığını savunan bir hareketiz. Öyleki son 2 ay içerisinde başta Çayanolmak üzere tüm mahallelerimizdebirçok uyuşturucu satıcısını cezalan-dırdık, birçok kumarhaneyi kapattık.Büyük bedelleri göze alarak bu pis-likleri temizlemekten vazgeçmedik.

Drago Metin de diğer torbacılardaolduğu gibi suçunun cezasız kalaca-ğını sanmış, ancak halkın adaletindenkaçamamıştır. 9 Nisan günü 16.00sularında köprü altında içki içerkenCepheliler tarafından yakalanmıştır.Mahallede sokak sokak, kahve kahvegezdirilen bu düzen artığı, tüm Ça-yan-Nurtepe halkına teşhir edilmiştir.Ayrıca yapılan üst aramasında çıkanbir miktar esrar da imha edilmiştir.

Buradan tüm torbacıları, devleti,polisi arkasına alıp devrimcilere kafatutmaya kalkan tüm pislikleri uyarı-

yoruz. Bu devlet kendi karargâhlarınıkoruyamıyor! Sizi hiç koruyamaz!Halkın adaletine teslim olun! Halkçocuklarını zehirlemeyin!” sözleriyleaçıklama bitirildi.

Berkin’in KatilleriniAçıkça Uyarıyoruz,Dünyayı BaşınızaYıkacağız

İstanbul'da Cephe savaşçıları 4Nisan sabahı Güzeltepe karakolunuuzun namlulu silahlarla vurdular.Yaklaşık üç sularında bir grup CepheSavaşçısı, Güzeltepe Karakolu’nukarakolun içindeki çevik kuvvet pol-islerini, polis araçlarını ve binayıuzun namlulu silahlarla yaylım ateşinetuttu... Karakol içindeki polislerinkarşılık vermesi üzerine kısa süreliçatışma yaşandı... Saldırı ve çatışmasırasında Cephe savaşçıları kayıpvermeden geri çekildi. Düşman iseşans eseri kayıp vermedi. Karakolunve çevik otobüslerinin camları ça-tışmadan kaynaklı hasar gördü.

Berkin’in Hesabını SoranaKadar Susmayacağız!

Sancaktepe: Berkin’in hesabınısormak için 4 Nisan’da yaptığı ey-lemle ilgili açıklama yapan Cephe:“Bu ülkede adalet yok. Adaleti biz,kendi ellerimizle sağlayacağız. 4 Ni-san gecesi saat 1 sularında AKP’ninkatil polislerinin karargâh olarak kul-landıkları Sancaktepe belediyesi sa-vaşçılarımız tarafından vuruldu. Be-lediye binası ve bina içinde bulunanpolis kontrol noktaları uzun namlulu

Umudun Adı Her Yerde…Umudu Büyütenlere Bin Selam!

Page 10: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!110

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

silahlarla dakikalarca tarandı. Bu sı-rada kontrol noktasında bekleyen birpolis kaçarak canını zor kurtardı.Bina içinde bekleyen onlarca polistenkarşılık veren olmadı. Savaşçılarımız,eylem bölgesine Cephe bayrağı vebomba düzeneği bırakarak kayıpsızgeri çekildiler. Her iki eylemimizdede; hem Güzeltepe hem de Sancak-tepe’de katil polislerin kayıp verme-mesi tamamen tesadüftür. Hiç birgüvenlik önlemi onları kurtaramaz.Bir dahakine bu kadar şanslı olma-

yacaklar!” sözlerine yer verirken slo-ganlarla kararlılıklarını bir kez dahavurgulamış oldu.

Berkin Elvan'ın hesabını sormakiçin CEPHE savaşçılarının GüzeltepeKarakolu ve Sancaktepe BelediyeBinası’na yönelik yaptığı saldırı ey-lemleri Sarıgazi'de Cepheliler tara-fından selamlandı.

8 Nisan günü Cepheliler, Demok-rasi Caddesi’ne çıkarak uzun namlulusilahlarla, molotoflarla ve ses bom-baları ile yolu trafiğe kesti. ''Umudun

Çocuğuna Bin Selam Olsun-Cephe''imzalı pankartla çıkarak caddeyi çöpkonteynerleriyle kapatan, barikatlarkuran Cepheliler Berkin'in hesabınısoran savaşçıları selamladılar. Ey-lemde CEPHE açıklaması okunduk-tan sonra silahlarla havaya ateş edildi.Halka Cephe savaşçılarının yaptığıGüzeltepe ve Sancaktepe eylemlerininBerkin Elvan'ın hesabını sormak içinyapıldığı ve sormaya devam ede-ceklerini anlatarak eylemi iradi birşekilde bitirerek çekildiler.

Dersim’de yozlaşmaya karşı Dersim Halk Komitesi’nin düzenlediği“Dersim’de Yozlaşmaya Karşı Hasan Ferit Gedik Futbol Turnuvası’nın ilkmaçları 5 ve 6 Nisan’da oynanan ilk maçlarla başladı.

İlk maç 5 Nisan günü Paxspor – Azadiya Welat maçıyla başladı. Bumaçın ardından oynanan Mameki – Botan Spor maçıyla cumartesi günü oy-nanan maçlar sona erdi.

Hasan Ferit Gedik Futbol Turnuvası 6 Nisan günü oynanan maçlarladevam etti. Pazar günü ilk maç Borane Dersim–Domane Dersim maçıyla

başladı. Bu maçın ardından oynanan FCGezi 62-Berkin Elvan maçıyla turnuvanınilk maçları tamamlanmış oldu. Cumartesive pazar günleri oynanan maçlarda AzadiyaWelat, Botan Spor, FC Gezi 62 ve DomaneDersim bir üst tura yükseldi. Hasan FeritGedik Futbol Turnuvası haftaya cumartesigünü oynanacak maçlarla devam edecek.

5 Nisan günü Dersim’in Hozat İlçesi’nde DersimHalk Komitesi tarafından Belediye Düğün Salonu’ndapanel ve konser gerçekleştirildi.

Panel ve konserden günler öncesinden Hozat’ta 20tane ozalit, 300 adet el ilanı, 60 adet A3 asılarak ve be-lediye anonsundan çağrı yapılarak panel ve konserinçalışması yapıldı.

Av. Behiç Aşçı, Malatya Eğitim-Sen Yönetim KuruluÜyesi Erdoğan Canpolat ve Dersim Halk Komitesiadına Onur Polat’ın konuşmacı olarak katıldığı panel,ilk olarak Güler Zere Halk Kütüphanesi adına Hozat’takiyozlaşmanın durumunu anlatan bir açıklamanın okun-masıyla başladı.

Panelin bitmesinin ardından Grup Yorum DersimKorosu’nun vereceği konsere geçildi. İlk olarak “Der-sim’de Doğan Güneş”le başlayan koro ardından “SıyrılıpGelen”i söyleyerek ardından “Şimdi söyleyeceğimiz

şarkıyı polisin attığı gaz bombası ile yaralanan ve 269gün ölüme direnen ve ölümsüzlüğe uğurladığımız Umu-dun çocuğu, Cephe’nin çocuğu Berkin Elvan için söy-leyeceğiz” diyerek Grup Yo-rum’un Berkin Elvan içinyazdığı şarkıyı söylediler.Koro “ÇayeBerbena,Reşo, Dağlara Gel”i söy-ledikten sonra GrupYorum’un yeni albü-mü olan “Halkın El-leri”nden UmudunTurnası ve Gerisi Ha-yat’ı seslendirdiktensonra konser sonaerdi. Panel ve konsere400 kişi katıldı.

Şehitlerimizin MezarındaOt Bitmeyecek

Babaeski Demokratik Kültür Der-neği üyeleri 6 Nisan’da Dev-Genç'inönder kadrolarından ve Babaeski De-mokratik Kültür Derneği'nin kurucu-larından Kemal Karaca, 37. yılındamezarı başında anıldı.

25 kişinin katıldığı anma da tümdevrim şehitleri için yapılan bir daki-kalık saygı duruşuyla başladı. 30 Mart-17 Nisan Devrim Şehitlerini Anmave Umudun kuruluşunu kutlama haf-tasıyla ilgili bir metin okundu. "BizeÖlüm Yok", "Hain Tuzaklarda" marş-ları seslendirildikten sonra ailesinegeçildi. Ailenin yanında oturulduktansonra anma sonlandırıldı.

Yozlaşmaya Karşı Hasan Ferit GedikFutbol Turnuvasında Buluşalım

Yozlaşmaya Karşı Gücümüz Birliğimizdir

Page 11: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Halk Cepheliler oradaydılar... “Bizburaya dönmeye değil, ölmeye geldik”şiarının yankılandığı yerde. Öldürül-dükleri anda doğduklarını ilan ettikleriyerde. Yani Kızıldere’de. Her Cephe-li’nin doğum yeri olan Kızıldere’de.

Halk Cepheliler 1 Nisan’da baştaİstanbul olmak üzere Türkiye’ninçeşitli illerinden yola çıktılar Kızıl-dere’ye doğru. Bu sefer yanlarındaAlişan, Muharrem, Hasan Ferit veelinde ekmeğiyle hep 15 yaşında kalanBerkin de vardı.

1 Nisan gecesi yola çıkan, yüreğiKızıldere atan Cepheliler’in bu geliş-lerini Tokat köylerinden duyanlar davardı ve Ormancık köyünden geçerkenotobüsleri durdurup katılanlarda olduonlara... Jandarma da duymuştu ge-lenleri, onlar da kendilerince karşılamamerasimi hazırlamışlardı. Belli ki ken-dileri de ’72 30 Mart’ını unutmamış-lardı. Nasıl unutsunlar ki kendi ka-ranlıklarına kafa tutan o Adalıları. Kı-zıldere’de o küçücük evde ON’ları

katledip “bitirdik, beyinlerini dağıttık”derken yeniden yeniden doğan Adalı-ları.... Jandarmalar, köye varmadanbiraz ilerisine barikat kurmuştu. Ge-lenlerin kimliklerini tek tek kontroldengeçirdi. Kimlik kontrolleri bittiktensonra otobüslere tekrar binildi ve Kı-zıldere köyüne doğru yol alınmayabaşlandı. Yolun iki yanı da yeşilliklerlebezeli ve o yemyeşil kırlara “KızıldereTürküsü” ile giriliyor.

Köyün girişinde kortejler oluşturuldu.Kortejlerin en önünde Tek Tip Birli-ği’nden dört kişi “Kızıldere Son DeğilSavaş Sürüyor” pankartını tuttu. Onlarında ardında “Kızıldere’den Alişan’a Ali-şan’dan Berkin’e CEPHE’nin Yolu İh-tilalin Yoludur” pankartı yer aldı. Buikinci pankart Kızıldere’den bugünleresavaşın bağını anlatıyor. Cepheliler anti-emperyalist, anti-oligarşik mücadeleyisürdürüyorlardı. Ve dövizler de bu tarihibağlantıyı vurguluyordu: “KızıldereSon Değil Savaş Sürüyor” , “Mahir’denDayı’ya Sürüyor Bu Kavga.”

Köyün içine doğru 260 yürek elle-rinde kızıl flamalarla, dövizlerle dillerindesloganlarla yürüdüler. Köyün sokaklarıCepheliler’in ayak sesleriyle inliyordu.O sokaklar artık basit birer sokak ol-maktan çıkmıştı. O sokaklar şimdi ihti-lalin yolu. Ve o yollardan geçilip de za-ferin garantisi olan o eve ulaşılacaktı.

Kızıldere köylüleri meraklı gözlerleizliyorlardı yürüyüşü. Bazıları izlemekleyetinmeyip yürüyüşe de katıldı. Evevarıldığında civar köylerden olan Or-mancık’tan teyzeler alkışlarla karşıladılarkitleyi. Teyzelerin gözlerinden Cephe-liler’e olan hasret okunurken bir o kadarda coşkulu oldukları göze çarpıyordu.Evin çatısı ve etrafı pankartlarla sarıldı.Kitle yerini aldıktan sonra anma programıbir dakikalık saygı duruşu ile başladı.Akabinde Halk Cephesi adına bir açık-lama yapıldı. Açıklamaya “Kaderimizive kendi yolumuzu çizdiğimiz yerdeyiz.Şimdi Mahirler’in kuşatıldığı yere Ali-şanlar’ımızın emperyalizmi beynindenvuran volkan olmuş yüreğiyle geldik.

KKaderimizi ve Kendi Yolumuzu ÇizdiğimizYerdeyiz: Kızıldere’de!

Bu Ülkenin Umudu Biziz! Halk Düşmanlarını Asla Affetmeyeceğiz!

Kaderimizi ve Kendi Yolumuzu ÇizdiğimizYerdeyiz: Kızıldere’de!

Bu Ülkenin Umudu Biziz! Halk Düşmanlarını Asla Affetmeyeceğiz!

11AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 12: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Muharremler’imizin halkın adalet çağ-rısına cevap veren namlu gibi dimdikduruşuyla geldik. Şimdi 15’indeki Ber-kin’imizin acısı ve öfkesi yüreğimizde,onun taşıdığı sapan ellerimizde” deni-lerek başlandı. Dünyada ve ülkemizdedüzene karşı savaşan örgütlenmelerinsilah bırakacakları, silahların miadınıdoldurduklarını ilan ettikleri bildirildive “Biten sadece kendileridir. Halklariçin silahlı mücadeleden başka kurtuluşyolu yoktur” denildi. Seçimlerin halkınyararına olmadığı, düzenin alternatifyaratamadığı belirtilerek “Alternatifdevrimdir, alternatif biziz. Milyonlarıbirleştiren bizim emeğimiz, Cephe’ninpolitikalarıdır. Şimdi Cephe’nin politi-kalarıyla milyonları örgütleyeceğiz. Mil-yonları savaştıracağız” denildi. Açıklamasonunda and içildi ve “halkımıza veşehitlerimize and olsun ki yolumuzdandönmeyeceğiz. Kızıldere, ihtilalimizkazanacak” ifadesi kullanıldı.

Bu açıklamadan sonra söz alan TA-YAD’lı Ahmet Kulaksız az zaman önce15’inde genç bir fidanı, Berkin’i toprağaverdiklerini anlattı. “Yüreklerimizdebüyük bir öfke var... ama ahlakımızaama değerlerimize ama şehitlerimizeyapılan saldırıları asla affetmeyeceğiz...Biz şehitlerimizi, değerlerimizi hayatı-mızı verecek kadar çok seviyoruz. Oanlamıyla değerlerimizle oynamasınlar.Buradan bir kez daha çağrı yapıyorum:Türkiye’de devrimcilik yapılacaksa, si-yasi mücadele sürdürülecekse HalkCephesi’nin değerleriyle oynanamaz,devrimci hareketin ahlakı sorgulanamaz”dedi.

Ahmet Kulaksız’ın konuşmasındansonra sıra Grup Yorum ve onlara eşlikeden Aşık Sinem Bacı’ya geldi. Onlarda bu anmaya türküleriyle katıldılar.Yorum adına yapılan açıklamada “On-larca yıl önce bu halkın çocuklarınıyok etmeye çalıştılar. Nasıl ki Mahirler’ikatletmeye çalıştılarsa Mahirler de birdireniş manifestosu yazdılar. Şimdi ço-cuklarımız onların adıyla büyüyor” de-nilerek Kızıldere Türküsü’nü bu türkü-nün yaratıcısı olan Aşık Sinem Bacı ilesöylediler. Bu türkünün ardından tümşehitler için “Bize Ölüm Yok” marşısöylendi. Anma programı burada sonaererken daha önceden köylülerin yar-dımıyla hazırlanan etli bulgur pilavı

dağıtıldı. Yemek yendikten sonra Kı-zıldere’nin meydanına inilerek buradahalay çekildi. Halay çekilirken köy-lülerin büyük bir kısmı izlerken halayakatılanlar da oldu. Sloganlarla bitenhalayın ardından Halk Cepheliler oto-büslere yöneldi. Anma esnasında Or-mancık köylüleri Cephelileri ısrarlakendi köylerine davet ettiler ve onlarda bu ısrarlı daveti geri çevirmedi.Grup Yorum’un ellerinde saz, gitarve köylülerin getirdiği davulla beraberbüyük bir halay kuruldu. Halaylaraköyün en gencinden en yaşlısına değinpek çok köylü katıldı. Halaylar büyükbir heyecan ve coşku ile çekildi. Ha-laylardan sonra otobüslere binen HalkCepheliler umudu daha da büyütüpbu büyük ülkeyi kurtarmak üzere il-lerine döndüler.

Kızıldere,Mahirlerin Yoludur,İhtilalin Yoludur!

Liseli Dev-Genç’liler Kızılderedirenişini unutmadılar. Kızıldere’ninyolunda ilerlemeye devam ediyorlar.Mahirler’den alınan bayrağı Ber-kinler’le yükseltiyor, düşmanın kor-kularını daha çok büyütüyorlar.

Liseli Dev-Genç’liler 28 Mart’taİstanbul Gazi Mahallesi'ndeki ŞairAbay Konanbay Lisesi’nde, 30 MartKızıldere şehitleri için anma yaptılar.Okul idaresinin anmayı engellemeçalışması Liseli Dev-Genç’lileri dur-duramadı. Anma için bir sınıfı işgaleden Liseli Dev-Genç’liler, önce baştaKızıldere şehitleri olmak üzere tümdevrim şehitleri için bir dakikalıksaygı duruşunda bulundular. Dahasonra bir liseli “Kızıldere’nin Mahir-ler’in yolu, ihtilalin yolu olduğunu,Hasan Feritler’le, Berkinler’e müca-delemizi büyüttüğümüzü” anlatan birmetin okudu ve Mahir Çayanlar’ı an-latan bir sinevizyon izlendi. Sinevizyonsloganlarla bitirildikten sonra hep bir-likte “Bize Ölüm Yok”, “71 Sıcağın-da”, “Kızıldere” türkü ve marşlarısöylendi. Şiirlerin okunduğu ve 45kişinin katıldığı anma “Mahir’denDayıya Sürüyor Bu Kavga” sloganlarıile sona erdi.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!112

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 13: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

30 Mart Kızıldere Manifestosu’nun yıldönü-münde Halk Cephesi olarak yine Kızıldere’deydik.Kızıldere yine Cepheliler’in marş ve slogan ses-leriyle yankılandı. Kızıldere’ye katılanlar ileyaptığımız röportajları yayınlıyoruz.

Zeynep Zengin,Tokat Ormancık Köyü’nden Yürüyüş: Mahirleri tanıyor musunuz?

Zeynep Zengin: Onları tanımıyordum, şimditanıyoruz yani. O zaman küçüktük, okula gidi-yorduk. Mahirler’i duyduğum zaman yani, onlarda bizim için ölmüş savaşmış yani, benim bilgimo kadar.

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i neden katletti-ler?

Zeynep Zengin: Niye öldürdüler?.. Yani bo-zuk düzene karşı oldukları için. Hala da sürüyoro düzen yani.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen bukatliam unutulmadı. Şimdi onun yoldaş-larının onları sahiplenmesi hakkında nedüşünüyorsunuz?

Zeynep Zengin: Ne düşüneceğiz yani deva-mını sürdüreceğiz, çok sevinçliyiz her zamanböyle görmek istiyoruz. Her zaman böyle mut-luluk duyarım.

Şafak Zengin, TokatOrmancık KöyüYürüyüş: Mahirler’i tanıyor musunuz?

Şafak Zengin: Mahirler’i tanıyorum, halkiçin, haksızlığa karşı mücadele eden devrimciler...

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i nedenkatlettiler?

Şafak Zengin: Yolsuzluğa, yoksulluğa karşısavaştıkları, halk için savaştıklarından dolayıkatlettiler onları.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen bukatliam unutulmadı. Şimdi onun yoldaşlarınınonları sahiplenmesini nasıl buluyorsunuz?

Şafak Zengin: Unutmak ihanettir. Yani bizeyakışmaz diye düşünüyorum.

Mehmet Rende- HatayYürüyüş: Neden Kızıldere’ye geldiniz? Bu

kaçıncı gelişiniz?

Mehmet Rende: Kızıldere’ye ilk defa geldim.Burada katledilen Mahir Çayan önderimizi an-maya geldim. Yoldaşlarını anmaya geldim.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen ON’larunutulmadı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Mehmet Rende: Evet unutulmadılar, amadüşman bunu böyle beklemiyordu. Yoldaşlarıonun mirasını devam ettirdi. Ve onun izindenyürümeye devam ettiler. Biz de “Mahir’denDayı’ya Sürüyor Bu Kavga” sloganımızla unut-mayacağız ve unutturmayacağız.

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i neden katletti-ler?

Mehmet Rende: Öncelikle onlar devrimcilerdive halklarını seviyorlardı, hapishanedeki yol-daşlarını kurtarmak içinde İngiliz askerlerini ka-çırdılar. Ordu tabi Amerika’nın jandarmalığınıyaptığı için buna izin vermedi ve Kızıldere’deMahir Çayanlar’ı katlettiler.

Malik Özhoca Ankara Yürüyüş: Neden Kızıldere’ye geldiniz? Bu

kaçıncı gelişiniz?Malik Özkoca: Bu dördüncü gelişim. Mahir

Çayanlar’ın 1970’lerde başlattığı mücadelenindaha da üst seviyeye ulaştığı evi görmek içingeldik. Onların yolunda olduğumuzu göstermekiçin geldik. Dosta düşmana gücümüzü göstermekiçin geldik.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen ON’larunutulmadı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Malik Özkoca: Onlar tam bağımsız Türkiyeiçin yola çıktılar. Yani onların ideolojisi sağlamolduğu için unutulmadılar. Sonuçta onların ar-kasında her zaman yüz binler vardı. Yani tambağımsız Türkiye şiarıyla yola çıktıkları içinkırk yıl geçti hala unutulmadı Mahirler ve yol-daşları.

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i neden katletti-ler?

Malik Özkoca: Çayanlar’dan korktular,çünkü onların güçlerini gördüler. Yani 6. Filo’dandiğer eylemlerden sonra Çayanlar’ın halkın ya-nında, halkın da Çayanlar’ın yanında olduğunugörünce; yani halkta “Yolumuz Çayanlar’ınYolu” şiarı oluşunca düzenlerinin değişeceğini,sistemlerinin gideceğini, bütün ekonomik güçlerinikaybedeceklerini anladıkları için Çayanlar’ı kat-letmek için uğraştılar, katlettiler.

Röportaj

Mahirler halk için haksızlığa karşımücadele eden devrimcilerdir!

113

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Zeynep Zengin

Şafak Zengin

Mehmet Rende

Malik Özkoca

Aşık Sinem Bacı

Nizam Aslan

Page 14: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Aşık Sinem BacıYürüyüş: Neden Kızıldere’ye geldiniz? Bu kaçıncı

gelişiniz?Aşık Sinem Bacı: Bu üçüncü, benim için çok an-

lamlı olan üçüncüyü tamamladım. Yürüyüş: Kızıldere Türküsü’nü nasıl besteledi-

niz?Aşık Sinem Bacı: Ben 12 Mart döneminde, Ma-

hir’in Maltepe’den kaçışı sürecinde Profilo fabrikasındaişçiydim. İşçi hareketinin içinde eylemlerin içindeydimve komünist olarak damgalanmışım. Bu olay yaşandığıgünün ertesi günü ustabaşı bir gazete fırlattı önüme.Gazeteye baktım ki o haberle karşılaştım, ben ‘oyanam’ dedim gazeteye kapandım. Eserimin doğuşuböyle oluştu.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen ON’larunutulmadı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Aşık Sinem Bacı: Değerli canlar, canını fedaeden insan unutulur mu? Pir Sultan unutulur mu?Yani pek çok insan hepimiz bir şey yapıyoruz amaonlar kadar, yani kelleyi verecek kadar, canını verecekkadar bu halkını sevmeleri yetmiyor mu hak katındakabul gördüğü için bunların hepsi gerçek. Pırıl pırılgençler çok idealleri vardı, hayalleri vardı, onlarhalkın uğruna kendilerini feda ettiler.

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i neden katlettiler?Aşık Sinem Bacı: Çünkü emperyalizmin, kapita-

lizmin dünya sermaye kurumu Türkiye’yi sömüre-meyecekti. Burası bütün kapitalist ülkeler için bili-yorsunuz, her anlamda sömürü alanıdır. Eğer onlarvar olsaydı ülke aydınlık bir ülke olacaktı. Bunu en-gellemek için katlettiler onları.

Nizam Aslan-HatayYürüyüş: Neden Kızıldere’ye geldiniz? Bu kaçıncı

gelişiniz?Nizam Aslan: Bu benim ilk gelişim. Bizim doğum

yerimiz Kızıldere’dir. Mahirler’den bugüne devrimcimücadele sürüyor. Ve Mahirler’den başlayan tarihimizisahiplenmek için geldim.

Yürüyüş: On yıllar geçmesine rağmen ON’larunutulmadı. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Nizam Aslan: Hani derler ya bir tohum toprağadüştüğü zaman binler verir. Mahir ve yoldaşları belkisayısal olarak azdılar, ama sonradan mücadele edecekinsanlara, Türkiye devrim tarihine kızıl bir sayfa bı-raktılar. Az önce de söylediğim gibi tohumu bıraktığınzaman filizlenir ve milyonlar verir yani.

Yürüyüş: Sizce Mahirler’i neden katlettiler?Nizam Aslan: Mahirler’i biliyorsunuz; güçleri,

hayalleri, umutları sömürüsüz, herkesin eşit ve adaletlibir şekilde yaşayabileceği bir Türkiye kurmaktı. Tabiki saltanatın sahipleri buna izin vermediler, onun içinMahir ve yoldaşlarını katlettiler. Ama diyoruz yaMahirler bir ölür bin doğar.

(28 Mart Cumhuriyet,Cezaevinden Mektup var)

Cehennem HapıMerhaba15.03.2014 tarıhli bir ga-

zetede yayımlanan 'Yeryüzün-deki Cehennem Hapı' başlıklıhabere göre İngiliz 'bilim adam-ları', tutsakların cezalarını dahauzun yaşayacaklarını düşün-dürebilecek hap geliştiriyormuş.Haberde Oxford Üniversitesitarafından yapılan çalışmalarınbaşarıyla sonuçlanması duru-munda mahkumların kendile-rine verilen bir hapla 8.5 saati1000 yıl gibi algılayacağı be-lirtiliyor. Doktor RebeccaRoache bazı mahkumların ger-çekten çok uzun süreli 'cezaçekmeleri' gerektiğini, fakat in-tihar ederek bu süreyi doldur-madan öldüklerini belirtiliyoraynı habere göre.

Emperyalistlerin denetimive kontrolü altında olan, fi-nansörlüğünü yaptıkları tecritüzerine gerçekleştirilen araş-tırmalar, uygulamalar on yıl-lardır devam ediyor. Geçmiştarihlerde Dr.Reich, Dr. Ludwiggibi tecrit üzerine araştırmalaryapan, egemenlerin Menge-le'leri şimdi de emperyalistlerinonayı ve desteği ile tecriti dahada katmerleştirmek için can-hıraş çalışmaktadırlar. Çünküemperyalistler, düzenleri içintehdit oluşturanları tecrit et-mekle yetinmeyip onları tecritsistemi içinde kimliksiz, kişi-liksiz, hasta ruhlar-beyinler;kendileri için zararsız nesnelerhaline getirmeyi amaçlıyor.Emperyalistlerin ve işbirlikçi-lerinin sömürü düzenleri içinbaş tehdit unsuru devrimcilerdirtabii ki. F tiplerine işkence vekatliam yaparak devrimcilerisokanlar, tecrit zulmü altındaezmeye çalışanlarda emperya-

listler ve işbirlikçileridir. Tür-kiye'yi AB standartlarına çı-kartmış oldular böylece(!).

Onlar için hiçbir tehdit uy-gulaması yeterli görülmüyorve her geçen gün daha farklıyol ve yöntemlerle saldırıyorlardevrimci tutsaklara. Çünkü dev-rimci tutsaklar onların bilim-lerini, yaratmak istedikleri ce-hennemi altüst etmişlerdir. Bun-dandır yeni yeni icatları, bun-dandır pervasızlıkları.

Tecrit uygulayıcıları şimdide 24 saat hücrelerin içini gö-recek şekilde monte edilen ka-meraları ve avukatla müvekkilingörüşmelerinin duyulup görü-lebileceği cam kabinleri ekle-diler tutsaklara saldırı araçlarıarasına... Hücrelerin içindekifaşizmin ve emperyalizmin göz-leri, tutsakları 24 saat izleyippsikolojik baskı altına ve gözhahpsine de almış olacak. An-cak özgür tutsaklar bu gözlerikör ederek bu saldırıları gö-ğüslemektedirler.

4 tarafı camla kaplı 'akvar-yum' kabinlerle avukat-müvek-kil arasındaki savunma mah-remiyeti, ilişkisi yok edilmekte,savunma hakkı gasp edilmek-tedir. Bu kabinler de onlarınyaratmak istedikleri cehennem-lerdeki şeffaf odaları olarakfaaliyete geçirilmektedir.

Ancak özgür tutsaklar, tecritcehenneminin günah çekenleri,günahkarları asla olmamış, hertürlü saldırıya direnişle karşılıkvermişlerdir. Çünkü en büyükcehennemin insanın kafasındakiengeller ve umutsuzluklar ol-duğunu bilerek bu halkın direnişgeleneğinden mayasını alarakhareket etmişlerdir.

Şafak Yayla

Tekirdağ 1 No'lu F Tipi

Hapishanesi

Basından

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!14

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 15: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Onu kafasından gaz fişeğiyle vu-ranlara karşı 269 gün direndi Ber-kin. O gün gün ölüme meydan okur-ken, direnişi halkın vicdanı ve bü-yüyen öfkesi oldu... Berkin’i ölüm-süzlüğe milyonlar uğurladı, bugünseyine halk ayakta, Berkin’in katillericezalandırılana kadar susmayacak!

İSTANBUL

Kartal:Halk Cepheliler Kartal‘daBerkin’in yüzünü tüm sokaklara iş-lediler. Kartal merkezde ve mahal-lelerde tüm sokaklara "Berkin’in He-sabı Sorulana Kadar Susma Türkiye!"ve "Berkin’in Hesabını Soracağız!"yazılamaları yapıldı.

Kuruçeşme: Kuruçeşme HalkKomitesi 6 Nisan’da Umudun Ço-cuğu Berkin Elvan için uçurtma şen-liği yaptı. Yapılan şenlikte çocukla-rımızın ve ailelerimizin katılımıyla30 adet uçurtma uçuruldu. 15.00‘dabaşlayan şenlik 17.00‘da sona erdi.

Ankara:Ankara Halk Cephesi 4Nisan'da Berkin Elvan için başlatmışoldukları "ADALET NÖBETİ"nin2.’sini gerçekleştirdi. Okunan basınmetninde: "Berkin'i katleden AKP,Berkin'in komada olduğu 9 ay bo-yunca tek bir soruşturma açmadı.Katillerini korudu, sakladı. Ama Ber-kin'in katledilmesine tanıklık edenOkmeydanı halkını, eli satırlı faşist-leriyle, gözaltılarla, ev baskınlarıylasindirmeye çalıştı.

Bizler, Berkin'in vurulduğu gün-den bu yana katilleri istiyoruz. VeBerkin'in şehit düştüğü 11 Mart günüde ilan ettik; bu hesabı mahşere bı-rakmayacağız. Bedeli ne olursa olsun,ne tür bir saldırıya uğrarsak, ne türbaskı görürsek yine de katillerin ce-zalandırılmasını istemekten, adaletistemekten vazgeçmeyeceğiz" ifade-lerine yer verdi. Ardından başlayanoturma eyleminde marşlarla, slogan-larla adalet isteği vurgulandı. Halkında katılımının olduğu oturma eylemi1 saat devam etti ve sonunda halay-

larla saat 19.30’da sona erdi. Ber-kin’in katilleri bulununcaya kadareylemliliğin devam edeceği halkaduyuruldu.

Adana: Halk Cephesi 5 Nisangünü saat 13.00’da İnönü ParkındaBerkin Elvan için adalet istemeyedevam etti. Eylemde okunan açıkla-mada: “9 aydır vurulduğu tarihtenitibaren Berkin’i vuran katil polislerhakkında hiçbir ciddi girişimde bu-lunulmamıştır. Sözde ifadeleri alınanpolisler ise ‘bilmiyorum, görmedim,orada değildim...’ masalını anlatmayadevam ediyorlar.

Ne savcılık ne de emniyet, katilpolislerin bulunması için çaba gös-termemektedir. Avukatların çabala-rıyla ifadesi alınan polisler ise aynınakaratı sürdürüyor. Polislerin ifadeyealınmaları ve göstermelik de olsaifadeye çağrılmaları bizim başarı-mızdır. Ve ısrarla kararlığımızı sür-dürüp Berkin’in katilleri yakalanıpyargılanana kadar vazgeçmeyeceğiz.Berkin’in sesi olmaya devam ede-ceğiz.” denildi. Kızıl flamaların açıl-dığı eylem atılan sloganlarla sonaerdirildi.

Mersin:Merkez Postanesi önündeHalk Cepheliler 8 Nisan günü Ber-kin’in katillerinin cezalandırılmasıistemiyle eylem yaptı. “Berkin’inKatilleri Cezalandırılıncaya KadarSusma Türkiye” pankartının açıldığıeylemde okunan açıklamada: “Ay-lardır yürüttüğümüz ‘Sabrımızı Sı-namayın Berkin’i Vuranları Açıkla-yın’ kampanyamızın sonucunda katilpolisler ifadeye çağrılmak zorundakaldı. Fakat hepsi birden ‘Alzheimer’olmuş gibi nerede görev yaptıklarınıbile hatırlamadıklarını söyledi. Halkhiçbir şeyi unutmaz. Bizler Berkin’inkatillerini biliyoruz. Sizler açıklayıpcezalandırmazsanız bizler hatırlat-masını çok iyi biliriz. Berkin Elvanbu halkın, umudun çocuğudur. Ber-kin’in katileri cezalandırılıncaya kadarsusmayacağız. Berkin’in hesabını

SEN BİZE ADALETOLDUN BERKİN...

Ankara

Mersin

Bursa

Antalya

15

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 16: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

soracağız” denildi.

Açıklamadan sonra “Berkin El-van Ölümsüzdür”, “Umudun Ço-cuğu Berkin Elvan”, “Bedel ÖdedikBedel Ödeteceğiz” sloganlarınınardından eylem bitirildi. Eyleme 5kişi katıldı.

Antalya:Antalya Halk Cephesi,5 Nisan Cumartesi günü her haftaolduğu gibi Berkin için adalet is-temeye devam ettiler. Eylemde he-sap soran sloganlar atıldıktan sonraBerkin Elvan İçin Adalet Yürüyüşüekibi adına Mehmet Ali Uğurlubir konuşma yaparak; “Aylarca bü-tün ülkede Berkin’i vuran polisincezalandırılması için eylemler yap-tık. Berkin için alanlara çıkarkenanne-babalar olarak kendi çocuk-larımızı düşündük. Berkin’i vuran-ları kahraman ilan eden bir Başba-kan vardı. Bu adaletsizliğe ve zulmekarşı tüm Anadolu’ya Berkin’i an-latmak için Antalya’dan İstanbul’ayürümeye karar verdik. Kucakla-mak için yola çıktığımız Ber-kin’imizin mezarına karanfillerkoyduk. Berkin’imize ve ailesine

bir söz verdik. Berkin’imizin ka-tilleri adalete hesap verene kadaryolumuz bitse de bu dava bitme-yecek. Bu Berkin’imize, tüm ço-cuklarımıza karşı boynumuzun bor-cudur” dedi. Eylem çevredeki in-sanların alkışı ve sloganlarla biti-rildi.

Bursa: Bursa Gemlik’te 4 Ni-san’da Halk Cephelilerin başlatmışoldukları Berkin Elvan için oturmaeylemine akşam saatlerinde faşistsaldırı gerçekleşti. Berkin’in ka-tillerinin ortaya çıkarılıp cezalan-dırılması için başlatılan oturma ey-lemine önce bir grup faşist tara-fından sözlü saldırı yapıldı. Polistarafından organize edildikleri alenibiçimde görülen faşistler eyleminsonlarına doğru Halk Cephelileretaşlı sopalı saldırı gerçekleştirdi.

Saldırıda yaralanan olmazkenHalk Cepheliler saldırıdan korun-mak için yakınlarda bulunan biralışveriş merkezine girdiler. Ar-dından sloganlarla dışarı çıkıp ey-lemi iradi olarak bitirdiler.

Susun SUSUNNEy karanlığınzebanileri, zulümdüzeninin bekçileriSUSUN ey Berkin'inkanına ekmeğinidoğrayanlar siz susunKirletmeyin Berkin'inçocuk düşleriniHaylaz gülüşlerini.Söz sırası insanlıkta,Söz sırası adaletin bekçisi,Halkın elindeki soğuk demirde!İnsanlığın kuracağı sömürüsüzdünyada,Sizlerin yeri giyotin, darağacı, derindipsiz kuyular olacak!

Biliyoruz ki HalkınAdaletinin vereceği

hüküm bu olacak,Biliyoruz ki

suçlarınızıncezası bu.

Düşmeyin sakınyanılgıya şüpheye,

Affedilir miyiz,bağışlanır mıyız diye,

Düşenler affetmedisizi

Biz biliyoruz,Sizde bilin ki,

Yıldızlara ulaşanlarınaffetmediğini,

Bizim affetmeye hakkımız yok.OKTAY - 3.04.2014

Berkin İçin Bir Okurumuzun Yazdığı Şiir

BERKİN'E...

Kuruçeşme

Kuruçeşme

Kartal

Kartal

Kartal

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!16

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 17: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

17 Aralık operasyonu öncesindeReza Zarrab'ın AKP ile olan göbekbağı ilişkisi bilinmiyordu. Reza Zar-rab, bunca pislik açığı çıkmadanönce sıradan bir altın kaçakçısı olarakgörünürken, AKP'nin kara parasınıaklayan, rüşvet çarkını döndüren kişiolduğu telefon dinlemeleriyle açığaçıktı.

Açığa çıkan bilgilerden birisi de,DHKP-C'nin 20 Eylül 2013 tari-hinde Ankara Emniyet Genel Mü-dürlüğü Ek Binası ve Ankara Po-lisevi'ne düzenlediği roketatarlı ey-lemin Zarrab'ın da ödünü kopart-mış olduğu...

Ankara'da işkencecilerin merke-zine yönelik eylem yapıldığı sırada,dönemin İçişleri Bakanı MuammerGüler'in kafasında tilkiler dolaşıyordu.DHKP-C'nin adaletinin yer yarılıpda yerin dibine de girseler kendilerinibulacağını çok iyi bilen halk düş-manları, kendi pisliklerini çok iyibiliyordu.

Reza Zarrab, eylem gecesi hemenMuammer Güler'i arayarak, DHKP-C'nin kendisine yönelik de eylemyapacağından korktuğunu söyleyerek,koruma istedi. Boğaza bakan yalısınınön kısmında korumalar olduğunusöyleyen Zarrab, denizden gelebi-lecek bir saldırıya karşı Güler'denkendisini korumasını istedi.

Güler, hemen baş danışmanınıarayarak, Zarrab'ın derhal korun-ması talimatını verdi. Baş danışman,İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü ara-yarak Muammer Güler'in talimatıolduğunu, Reza Zarrab'ın çok kork-tuğunu, korumalarının bulunduğunufakat yalısının deniz kısmında koru-malarının bulunmadığını bu nedenledeniz polisine ait botlardan birisininyalıya gönderilmesini söyledi.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü gelentalimat üzerine hemen deniz polisine

ait bir botuReza Zar-rab'ın Kan-l ı c a ' d a k iya l ı s ın ınaçıklarınagönderdi.2 3 . 3 0 ' d ay a l ı n ı nönüne gi-den denizbotu saba-ha kadar yalıyı korudu.

Reza Zarrab kimdir, biz bilmez-dik... Kara para aklamaktan, pe-zevenklik yapmaya kadarAKP'nin hizmetinde olduğunu bil-mezdik. Ama onlar kendilerini çokiyi biliyorlar. DHKP-C'den korkularıda bu yüzdendir. Çünkü halkın ada-letinin, halk düşmanlarını bulduğunupratikte defalarca kez görmüşlerdir.Çünkü halktan çaldıklarıyla, uçaklar,yatlar, katlar alanlar; tek bir taşıyerinden kaldırmadan milyon do-larlara sahip olanlar halkın adaletininer ya da geç kendilerini bulacağınıçok iyi bilirler.

Zarrab, genel bir kabul görebil-mek için Ebru Gündeş'le evlenmiş,çocuk yapmış, müzayedelere katıl-mış, tanınmış isimlerle birlikte vakitgeçirmiş, onlara para yedirmiş,kendi deyimleriyle "mamalamış"birisi.

Fuhuş, kumar, uyuşturucu vehayali ihracattan kazanılan paralarıAKP için aklayan, AKP'nin kasasıniteliğindeki Zarrab'ın DHKP-C kor-kusu "paronaya" değildir. Haklı birkorkudur... Güler de bu korkununhaklılığını biliyor ki, "Yok sana birşey olmaz" demiyor, diyemiyor...Onun yerine hemen Zarrab'ın ko-runması talimatını veriyor.

Neden?

Zarrab neden bu kadar önemli?

Güler ile Zarrab arasında 13 Ağus-tos 2013 tarihinde yapılan bir telefongörüşmesinde, Reza Zarrab'ın ölümtehditleri aldığını belirtmesi üzerineGüler'in, "Kılına zarar gelmez. Gecehangi saat olursa ara beni, vallahiyığarım oraya" dediği ortaya çık-mıştı.

Devletin tüm olanaklarını Zarrab

HHALK DÜŞMANLARI KİMDEN KORKACAĞINI İYİ BİLİYOR

ZARRAB'IN ADI BİLİNMEZKEN, O DHKP-C'Yİ BİLİYORDU

“Kelin Dermanı OlsaBaşına Sürer...”

Halk düşmanları kimden korkma-sı gerektiğini çok iyi biliyorlar.

DHKP-C savaşçılarının 20 Eylül2013’de Ankara Emniyet Genel Mü-dürlüğü’nü roketatarla vurduğu günAKP’nin kara para aklayıcısı RezaZarrab’ta İçişleri Bakanı MuammerGüler’i arayıp DHKP-C’nin Kanlı-ca’daki yalısına denizden yapabilece-ği bir saldırıya karşı güvenlik alması-nı istiyor. Muammer Güler emreamade... bütün olanaklarını ortayaseriyor...

Seriyor sermesine de... demezlermi? “Kelin dermanı olsa başına sü-rer...” Muammer Güler kendi kara-kolunu koruyamamış, partisini koru-yamamış, Adalet Bakanlığı’nı koru-yamamış, Amerikan Elçiliği’ni koru-yamamış, bakanlığını yaptığı Emni-yet Genel Müdülüğü’nü koruyama-mış.... DHKP-C Zarrab’ı hedef aldık-tan sonra Zarrab’ı nasıl koruyacak?

17

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 18: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

için seferber etmelerinin nedeni, soy-gun düzenlerinin devam etmesinisağlamaktır.

Çünkü Zarrab yalnız değildir...Halkı soymak için kurdukları düzendehepsi içiçedir. Kanlı, her yerindenpislik akan bu düzenin sürmesi ortakçıkarlarıdır. Birbirlerine ihtiyaçlarıvardır.

AKP'li bakanlar, milletvekilleri,bürokratlar Zarrab'tan 142 milyonTL rüşvet almışlardır. Bunun sadece20 milyon TL'si Muarrem Güler'incebine girmiştir. Haram para yiyenler,suç ortaklarını korumak için canlabaşla, tüm olanaklarını ortaya yığı-yorlar.

Polis koruması dışında, kara parataşıyan, rüşvet dağıtımında kullanılanZarrab'ın arabası trafikte durdu-rulmasın diye bizzat MuammerGüler tarafından 3 özel plaka tahsisediliyor. Ebru Gündeş'le evlenereksosyeteye de giren, kendisine "ma-gazin dünyasında" bir yer edinen

Zarrab, hakkında istemediği haberleryayınlanmasın diye AKP'lilerden yar-dım istiyor.

Sonuç olarak;

1- AKP Zarrab'ı koruyor, çünküZarrab'la suç ortağıdırlar.

2- Güler, tüm olanaklarını Zar-rab'ın önüne yığıyor çünkü, ZarrabAKP için kara para aklıyor.

Kara para nedir?

Yasadışı yollarla kazanılan paradır.

Yasadışı yolla kazanılan paradaalın teri yoktur. Haram yemek vardır.Emekçilik yoktur, hırsızlık vardır.

Yasadışı para nasıl kazanılır?

Fuhuş, uyuşturucu, kumar, hayaliihracat ve benzeri suçlar işlenerekkazanılır.

Bizzat devletin kendisi tüm bun-lardan para kazanır. Zarrab gibileriaracılığıyla, vakıflar üzerinden dekara parayı yeniden yasal kullanımasokarlar... Zaten, para kirli olduğuiçin bankalar da değil de evlerindeki

ayakkabı kutularında saklıyorlar.Çünkü paranın nasıl kazanıldığınınhesabını veremiyorlar.

Zarrab tek değildir. Daha onlarcaZarrab vardır.

Zarrab ya da başkası... bildiğimiz,halkımızı uyuşturarak, çocuklarınınrızkını kumar masalarında yemelerinesebep olarak, fuhuş yapmak zorundabırakarak, halkımızın emeğini çalarakzenginleşenlerin korkulu rüyasınınDHKP-C olmasından daha doğal birşey yoktur.

Girilemez denilen her yere halkıngücüyle girebilen DHKP-C'nin enkorunaklı yalılarında, yattıkları ya-takta kendilerini bulacağını düşün-melerinde abes bir durum yoktur.

3- DHKP-C Halkın UMUDU,ADALETİ, halk düşmanlarının KA-BUSU’dur... Halk düşmanlarının “te-rör”demagojileri bu gerçeğin üstünüörtmek içindir.

Ama korkunun ecele faydası yok-tur.

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi 5 Ni-san’da Avukatlar Günü olması dolayısıyla bir açıklamayaptı. Açıklamada: “Halka karşı dizginsiz bir baskınınuygulandığı bu dönemde avukatlar dün olduğu gibibugün de aydın sorumluluklarıyla mücadelenin içeri-sindeler. Avukatlar, nezarethanelerde, mahkemelerde vehapishanelerde direnenleri ve mücadele edenleri aslayalnız bırakmadılar. Sadece toplumsal muhale-fetin savunmanı değil aynı zamanda dabir parçası oldular.

Avukatların, adalet arayışının birunsuru olmalarını siyasal iktidarlardün olduğu gibi bugün de kabuledilemez bulmaktadırlar. Ancakşu çok açıktır ki, son 3 yıllıksüreçte avukatlar daha öncekidönemlerle kıyaslanmayacakderecede ağır saldırı ve baskılaramağruz kalmışlardır. Özel Gö-revli Savcıların emri ile KCKsoruşturması adı altında 22 Kasım2011 tarihinde 43 avukat gözaltınaalındı, 36 avukat tutuklandı.

18 Ocak 2013 sabaha karşı 04.00’daderneğimiz yönetici ve üyesi meslektaşla-

rımızın evleri ve ofisleri basıldı. 12 üye ve yöneticimizgözaltına alındı, 9 arkadaşımız tutuklanarak F tipi hüc-relere kondu. Böylece ÇHD toplumsal muhalefetin birparçası olduğu için, ortaya koyduğu pratik nedeniylesiyasal iktidarın hedefi oldu. Avukat arkadaşlarımızınmesleki faaliyetleri, avukatlık yapma tarzları, dava vemüvekkil tercihleri ile takip ettikleri dava dosyalarında

bulunan belgeler suç delili kabul edildi.Bugün KCK davası adı altında yürütülenyargılamadan ve ÇHD davasından tut-

sak edilen avukat arkadaşlarımızıntamamı özgürlüklerine kavuştu.

Tabiri caiz ise siyasal iktidar he-def menzili içine doğrudan avu-katları almıştır. İşte bugün avu-katlar gününü böyle bir süreciniçinde idrak ediyoruz.

Çağdaş Hukukçular Derneğiİstanbul Şubesi olarak hatırlatırızki, derneğimizin 40 yılı aşan

adalet mücadelesi içinde gözaltıve tutuklama saldırıları üzerimizden

hiç eksik olmamıştır. Mevcut baskıve saldırılar derneğimizi yolundan alı-

koyamayacaktır” sözleriyle bitirildi.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!18

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Gerçekleri Savunmaktan Halkın Yanında Olmaktan

Asla Vazgeçmeyeceğiz

Page 19: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

119

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

“Grup Yorum üyesi karakolu vu-ramadı...”

Grup Yorum'un Ekmek, Adaletve Özgürlük için bağımsızlık isteğinihaykırdığı konsere bir hafta kala,AKP'li Star Gazetesi’nde yer alanbir başlık bu...

İstanbul Kağıthane'de SadabatPolis Merkezi önünde polis tarafındanbir kişi gözaltına alındı. B.E. isimlikişinin gözaltına alınmasının ardındanAKP'nin yalan merkezi Grup Yorumaleyhine haber yapmaya başladı.Grup Yorum üyesi Dilan Balcı'nınfotoğraflarını yayınlayarak, yakalanan"teröristin" o olduğunu söylediler.Fotoğrafın altına isim olarak B.Eyazdılar.

Milyonların dinlediği, konserlerineyüz binlerce insanın geldiği, grupüyelerinin tek tek bilindiği bir or-tamda, B.E adı ile Dilan Balcı'nınfotoğrafını vermek, AKP tezgahla-rından geçen bir haberciliğin ürünü-dür. Amaç açıktır: "Bağımsız Türkiye

İstiyoruz" sloganına yüzbinlerin, mil-yonların sahip çıkmasından korku-yorlar. Konseri sabote etmek için dene yalan üretsek kardır diye düşü-nüyorlar. Konsere ve Grup Yorum'asaldırı için gerekçe üretmeye çalışı-yorlar. İktidarlarını korumak için Su-riye ile savaş çıkartmayı planlayanAKP iktidarının bu tezgahı da bilin-meyen bir sır değildir.

AKP Genel Merkezi Gençlik Kol-ları'nın Kasım 2013'te yayınladığı"Propaganda Aracı Olarak Müzik:'Grup Yorum' Örneği" başlıklı raporu,Grup Yorum'a yönelik saldırı hattakatliam hazırlıklarının delilidir. DilanBalcı'nın "bombayla yakalandığı"yalan haberinin yapılmasının arka-sında da bu katliam hazırlığı vardır.

Ne deniliyordu raporun sonuçkısmında?

"Bu itibarla, ünlü stratejist Clau-sewitz’in, Isaac Newton’ın ağırlıkmerkezi kavramsallaştırmasından ha-reketle ortaya attığı teori terörle mü-

cadele alanında değerlendirilmeyeaçık bir önermedir. Söz konusu teorideClausewitz, mücadele edilen grubunyaşam gücünü/enerjisini teşkil edennoktaya ağırlık merkezi kavramınıatfetmekte ve ağırlık merkezine vu-rulacak darbenin mücadele edilengrubu yok edeceğini öne sürmektedir.Bu teorik çerçeveden hareketle, pro-paganda unsurunun terör örgütleriaçısından ağırlık merkezini teşkil et-tiği gerçeği göz önüne alındığında,terörle mücadele alanında örgütlerinpropaganda araçlarını, metot ve kay-naklarını işlevsiz hale getirecek ham-lelerin bu süreçte başarı getirebileceğiolasılığı değerlendirilmelidir."

Bu açık bir katliam çağrısıdır.Halkın Grup Yorum'u sahiplenmesini,grup nezdine halkın umudunun yokedilmek istenmesinin çabasıdır busaldırılar...

Bir ülkenin türkülerini yapanlar,yasalarını yapanlardan daha güçlü-dür...

Grup Yorum Halktır, Yalan Haberlerle BunuDEĞİŞTİREMEZSİNİZ

Star Gazetesi AKP'nin Tetikçiliğini

Yapmaktan Vazgeçmelidir!

Page 20: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!220

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Halk Cepheliler 10 Kasım 2013 sabahında Hatay’da evleri basılarakişkenceyle gözaltına alınıp ardından tutuklanan devrimcileri sahiplenmekiçin her cumartesi günü yaptıkları eyleme bu haftada devam etti.Antakya Merkez Postanesi önünde oturma eylemi yapan Halk Cephelilerdevrimci tutsaklar serbest bırakına kadar sahiplenmekten vazgeçmeye-ceklerini ve her hafta yaptıkları eyleme Antakya halkını dayanışmayaçağırdıktan sonra eylem bitirildi.

Grup Yorum halktır, halkı yalan-larla bitiremezsiniz... Grup Yorum'unumudun türkülerini söylemesiniAKP'nin yalanları sağlayamaz. Nafileçabalarından vazgeçmelidirler...

AKP TetikçisiStar Gazetesi, YeniProvokasyonlar Peşinde!

Grup Yorum elemanı Ezgi DilanBalcı ile ilgili Star Gazetesi’ndeçıkan yalan ve provakatif haberleilgili 6 Nisan’da açıklama yaptı.Açıklamada:” Tam da 4. BağımsızTürkiye Konseri'nin arifesindeyken,yani tam da yüzbinlerle buluşmaküzereyken AKP'nin satılık medyasınınsatılık kalemlerinin bir alçaklığına,saldırısına daha uğradık. AKP'ninçanak yalayıcısı Star Gazetesi, gru-bumuzun elemanı Ezgi Dilan Bal-cı'nın fotoğrafının altına "Grup YorumÜyesi Karakolu Vuramadı" başlığıylaverdiği haberde, grubumuza ve ele-manımız Ezgi Dilan Balcı'ya yönelikalçakça, namussuzca yalanlarla sal-dırmıştır.

Haber bütünüyle yalandır. Yalanolduğu kadar, AKP faşizminin gru-bumuza yönelik planlı saldırısınınyani bir ayağıdır. Grubumuza yönelikprovokasyonlar yapacaklarının sin-yallerini parti içinde hazırladıkları

raporlardan da biliyoruz. Bunu unut-madık. Unutmayacağız.

Kültür merkezimizi bastılar, bizlerigözaltına aldılar, tutukladılar susma-dık! Konserlerimizi yasakladılar, al-bümlerimize daha bilgisayarlardaykenel koydular susmadık! Bizi sustur-manın yeni ayaklarını oluşturuyorlaro yüzden. Bizi hedef göstererek,belki de sokak ortasında katlettir-menin zeminini hazırlıyor AKP fa-şizmi. Bununla da susmayacağımızı,bizi hiçbir şekilde susturamayacak-larını bilmeliler. Bilmiyorlarsa öğ-renecekler!

Psikolojik savaş taktikleri konu-sunda adeta uzman olan AKP med-yasının satılık kalemşörlerini uyarı-yoruz! Sizin bu taktikleriniz işe ya-ramaz. İt ürür kervan yürür! Biz tür-külerimizi söylemeye devam ederiz,halkımız da bizi dinleyen milyonlarda yanımızda olur. Ya siz? Sizler buyalanlarınızla, alçakça, hayasızca sal-dırılarınızla hangi karanlık inlerdeyer bulacağınızı düşünün. Fareler veyarasalardan başka "dost" bulama-yacaksınız kendinize.

Grup Yorum'un B.E. diye bir ele-manı yoktur. İdil Kültür Merkezi'ndebu isimde bir çalışan da yoktur. Kezaİdil Halk Tiyatrosu'nun da... Burasıbir kültür merkezi ve yaklaşık 30

yıldır da faaliyette. Buradan on bin-lerce insan geldi geçti, hatta Yorumüyeleri de değişti 30 yıllık süre içe-risinde. İdil Kültür Merkezi'nde birdönem çalışmış, kurs görmüş, Yorumelemanı olmuş ama sonra hiçbir bağıkalmamış tüm insanların sonrasındayaptığı, yapacağı işlerden sorumlututulmamızın haklı, meşru ve yasalbir dayanağı var mıdır? OlmadığınıStar da bilir. Bilir ama tarihsel mis-yonunu yerine getirmek için insanive gazetecilik değerlerini ayaklar al-tına almaktan kaçınmaz.

Elinizden geleni ardınıza koyma-yın. Günden güne arttırın zulmünüzü.Saldırtın üç beş kuruşa satın aldığınızgazeteci müsveddelerini bizim üze-rimize. Yalanlar söyleyin dağlar boyu.Hiçbirinden korkmuyoruz. Yapın,yapacağınız ne varsa! Ama bilin kisusmayacağız! Bilin ki yine milyon-larla buluşacak, "Yaşasın BağımsızTürkiye!" diye haykıracağız 13 Ni-san'da Bakırköy'de! Bir şey dahabilin, yaptıklarınızın yanınıza karkalmasına, asla ama asla izin ver-meyeceğiz!”

Not: Star Gazetesi, küçük de olsa,yaptığı yalan haberin tekzibini ya-yınlamak zorunda kaldı. Tekzip, pis-liklerini temizlemeye yetmez. Halkahesap verecekler.

Grup YorumKoromuzla Sesimizi

ÇoğaltacağızAntalya Özgürlükler Derneği’nde Grup

Yorum Halk Korosu kuruldu. Koro çalış-maları, pazar günleri, saat 14.00’da, salıve perşembe günleri ise saat 16.00’da ya-pılmaktadır.

Antalya Özgürlükler Derneği’nde ayrıcapazar günlerinde saat 15.00’da devam et-mekte olan gitar kursu dışında bağlamakursu da başlayacaktır.

Bağlama kursu, pazartesi ve cuma gün-leri saat 18.00-20.00’da verilecektir.

Kurulan Grup Yorum Halk Korosu’nave ücretsiz verilen gitar ve bağlama kurs-larına “Türküler Susmaz Halaylar Sürer”diyen herkesi davet ediyoruz.

Hiçbir Tutsağımızı Yalnız Bırakmayacağız

Page 21: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

1) Abdulbari Yusufoğlu, 2) Abdullah Bozdağ, 3) Abdullah Gözalan, 4) Abdullah Meral, 5) Abdülkadir Adanur, 6) Abdülmecit Seçkin, 7) Abidin Yıldız, 8) Adalet Yer, 9) AdaletYıldırım, 10) Adem Tecim, 11) Adil Can, 12) Adnan Berber, 13) Ahmet Arıöz, 14) Ahmet Atasoy, 15) Ahmet Başçavuş, 16) Ahmet Çoban, 17) Ahmet Erekli, 18) Ahmet FazılErcüment Özdemir, 19) Ahmet Güder, 20) Ahmet İbili, 21) Ahmet Karlangaç, 22) Ahmet Köksal, 23) Ahmet Özdemir, 24) Ahmet Öztürk, 25) Ahmet Savran, 26) AhmetTurgut Yılmaz, 27) Alaattin Genç, 28) Ali Arap Ünver , 29) Ali Ateş, 30) Ali Aygül, 31) Ali Çelik, 32) Ali Demiralp, 33) Ali Duran Eroğlu, 34) Ali Efeoğlu, 35) Ali Ekber Tural,36) Ali Ertürk, 37) Ali Faik Özkan, 38) Ali Haydar Çakmak, 39) Ali Haydar Şahin, 40) Ali Hüseyin Avcı, 41) Ali İnan, 42) Ali Kaçar, 43) Ali Kalkan, 44) Ali Kılıç, 45) Ali Koç ,46) Ali Necip Bozalioğlu, 47) Ali Özbakır, 48) Ali Rıza Ağdoğan, 49) Ali Rıza Akaslan, 50) Ali Rıza Demir, 51) Ali Rıza Karagöz, 52) Ali Rıza Kurt, 53) Ali Saban, 54) AliŞahin, 55) Ali Tarık Koçoğlu, 56) Ali Topaloğlu, 57) Ali Yıldırım, 58) Ali Yıldız, 59) Ali Yılmaz, 60) Ali Yücel, 61) Alişan ( Ecevit) Şanlı, 62) Alp Aslan, 63) Alp Ata Akçayöz, 64)Altan Berdan Kerimgiller, 65) Apti Şeker, 66) Arif Öngel, 67) Arslan Arı , 68) Arslan Bilgin, 69) Arzu Güler , 70) Asaf Tunç, 71) Asuman Koç, 72) Aşur Korkmaz, 73) AvniTuran, 74) Ayçe İdil Erkmen, 75) Aydemir Şahin, 76) Aydın Bulmak, 77) Aydın Yalçınkaya, 78) Aydın Yıldırım, 79) Ayhan Efeoğlu, 80) Ayhan Pektaş, 81) Aykut Kaynar, 82)Aynur Ceylan, 83) Ayşe Baştimur, 84) Ayşe Gülen, 85) Ayşe Nil Ergen, 86) Ayşenur Şimşek, 87) Ayten Korkulu, 88) Ayten Yüksel Keleş, 89) Aziz Dönmez, 90) BahattinAnık, 91) Bahattin İşcan, 92) Bahri Mutlu, 93) Baki Erdoğan, 94) Barbaros Kadıoğlu, 95) Barış Atalay, 96) Barış Budak, 97) Barış Kaş, 98) Bedii Cengiz, 99) Behiye Canik,100) Bekir Baturu, 101) Berkan Abatay, 102) Berkin Elvan, 103) Berrin Bıçkılar, 104) Besat Ayyıldız, 105) Bilal Karakaya, 106) Birol Karasu, 107) Birsen Hoşver, 108)Birtan Altınbaş, 109) Buluthan Kangalgil, 110) Burhan Remzi Kafadenk, 111) Bülent Çoban, 112) Bülent Dil, 113) Bülent Durgaç, 114) Bülent Karataş, 115) Bülent Pak,116) Cafer Dereli, 117) Cahit Çifteci, 118) Cahit Şenyüz, 119) Canan Kulaksız, 120) Cavit Özkaya, 121) Celalettin Ali Güler, 122) Cem Güler, 123) Cemal Karapınar, 124)Cemal Örek, 125) Cemal Özdemir, 126) Cemal Uçan, 127) Cengiz Çalıkoparan, 128) Cengiz Kala, 129) Cengiz Soydaş, 130) Cihan Gürz, 131) Cihan Taçyıldız, 132)Cömert Özen, 133) Çağlar Coşkuner, 134) Çetin Gençdoğan, 135) Çiğdem Yıldır, 136) Demet Taner, 137) Derya Devrim Ağırman, 138) Devrim Aslan Güler, 139) DevrimMehmet Eroğlu, 140) Devrim Yaşar Aslan, 141) Dinçer Yılmaz, 142) Doğan Genç, 143) Doğan Tokmak, 144) Duran Akbaş, 145) Dursun Çakır, 146) Dursun Işık, 147)Dursun Karataş, 148) Düzgün Aksakal, 149) Düzgün Tekin, 150) Eda Yüksel, 151) Ekrem Akın Savaş, 152) Elif Karaman, 153) Elmas Yalçın, 154) Emine Tunçal, 155)Engin Çeber, 156) Enver Er, 157) Erbil Sarı, 158) Ercan Gündoğdu, 159) Ercan Özçeken, 160) Ercan Polat, 161) Ercüment Aksoy, 162) Erdal Dalgıç, 163) Erdinç Aslan,164) Erdoğan Güler, 165) Erdoğan Şakar, 166) Ergani Arslan, 167) Erhan Kökdemir, 168) Erhan Yılmaz, 169) Erkan Akçalı, 170) Erkan Dilsiz, 171) Erol Evcil, 172) ErolYalçın, 173) Ertan Saruhan, 174) Esat Atmaca, 175) Esma Polat, 176) Eylem Yıldız, 177) Eyüp Baş, 178) Eyüp Beyaz, 179) Eyüp Samur, 180) Eyüphan Polat, 181) F.Yılmaz Güven, 182) Fadime Bingöl, 183) Faruk Bayrakçı, 184) Faruk Kadıoğlu, 185) Fatma Bilgin, 186) Fatma Ersoy, 187) Fatma Hülya Tumgan, 188) Fatma Koyupınar,189) Fatma Özçelik, 190) Fatma Süzen, 191) Fatma Tokay Köse, 192) Fehime Öztürk, 193) Ferda Civelek, 194) Ferhan Peker, 195) Feride Harman, 196) Feride Karaca,197) Feridun Yücel Batu, 198) Ferit Eliuygun, 199) Fevzi Azırcı, 200) Fırat Tavuk, 201) Fidan Kalşen, 202) Figen Yalçınoğlu, 203) Fikret Kara, 204) Fikri Keleş, 205) FilizÜnal, 206) Fintöz Dikme, 207) Fuat Erdoğan, 208) Fuat Perk, 209) Gazi Arıcı, 210) Gökçe Şahin, 211) Gülay Kavak, 212) Gülender Çakmak, 213) Güler Ceylan, 214)Güler Zere, 215) Gülizar Şimşek, 216) Gülnaz Sarıoğlu, 217) Gülnihal Yılmaz, 218) Gülser Tuzcu, 219) Gülseren Beyaz, 220) Gülsüman Dönmez, 221) Gültekin Beyhan,222) Gültekin Koç, 223) Günay Öğrener, 224) Güner Şar, 225) Gürsel Akmaz, 226) Güven Keskin, 227) Hakan Kasa, 228) Hakkı Karahan, 229) Halil Ateş, 230) Halilİbrahim Bayraktar, 231) Halil İbrahim Ekicibil, 232) Halil Önder, 233) Hamdi Aygül, 234) Hamide Öztürk, 235) Hamit Kaya, 236) Hamiyet Yıldız, 237) Hanım Gül, 238)Hasan Aktaş, 239) Hasan Ateş, 240) Hasan Aydoğan, 241) Hasan Balıkçı, 242) Hasan Beyaz, 243) Hasan Çicek, 244) Hasan Eliuygun, 245) Hasan Erkuş, 246) HasanFerit Gedik, 247) Hasan Güngörmez, 248) Hasan Gürgen, 249) Hasan Hüseyin Boyraz, 250) Hasan Hüseyin Onat, 251) Hasan Karagöz, 252) Hasan Okut, 253) HasanSelim Gönen, 254) Hasan Telci, 255) Hasan Veli Aşıkçı, 256) Hatice Alankuş, 257) Hatice Özen, 258) Hatice Yıldız, 259) Haydar Akdemir, 260) Haydar Aydın, 261)Haydar Başbağ, 262) Haydar Boyraz, 263) Hayrettin Eren, 264) Hayri Koç, 265) Hıdır Demir, 266) Hikmet Kuru, 267) Hüdai Arıkan, 268) Hülya Ateş, 269) Hülya Şimşek,270) Hüsamettin Ciner, 271) Hüsamettin Yaman, 272) Hüseyin Aksoy, 273) Hüseyin Aslan, 274) Hüseyin Cevahir, 275) Hüseyin Coşkun, 276) Hüseyin Çukurluöz, 277)Hüseyin Deniz, 278) Hüseyin Kılıç (17 Nisan ), 279) Hüseyin Kılıç (Dersim), 280) Hüseyin Soyuuğur, 281) Hüseyin Taş, 282) Hüseyin Ulu, 283) Hüsniye Aydın, 284)Hüsnü İşeri, 285) İbiş Demir, 286) İbrahim Çuhadar, 287) İbrahim Doğan, 288) İbrahim Erdoğan, 289) İbrahim Erler, 290) İbrahim İlçi, 291) İbrahim Karakuş , 292) İbrahimYalçın, 293) İbrahim Yalçın Arkan, 294) İlginç Özkeskin, 295) İlhami Çavuşoğlu, 296) İlhan Yılhan, 297) İlker Babacan, 298) İmdat Bulut, 299) İmran Ayhan, 300) İpekYücel, 301) İrfan Ağdaş, 302) İrfan Barlık, 303) İrfan Ortakçı, 304) İrfan Yenilmez, 305) İskender Eroğlu, 306) İsmail Akarçeşme, 307) İsmail Bahçeci, 308) İsmailKandemir, 309) İsmail Karaman, 310) İsmet Erdoğan, 311) İsmet Güvenç, 312) İsmet Kavaklıoğlu, 313) Kadir Bülent Ülkü, 314) Kadir Doğan, 315) Kadir Güven, 316)Kadri Güldü, 317) Kahraman Altun, 318) Kalender Kayapınar, 319) Kamer Güneş, 320) KasımYılmaz, 321) Kayhan Tazeoğlu, 322) Kazım Gülbağ, 323) Kemal Altun,324) Kemal Askeri, 325) Kemal Aygül, 326) Kemal Camekan, 327) Kemal Karaca, 328) Kenan Aydemir, 329) Kenan Gürz, 330) Kevser Mırzak, 331) Kıymet Hanoğlu,332) Koray Doğan, 333) Kubilay Yeşilkaya, 334) Levent Doğan, 335) Lütfiye Kaçar, 336) M. Ali Baloğlu, 337) Mahir Çayan, 338) Mahmut Gökhan Öz, 339) MakbuleSürmeli, 340) Maksut Polat, 341) Mazlum Güder, 342) Mehdi Duran Alkan, 343) Mehmet Akif Dalcı, 344) Mehmet Akşer, 345) Mehmet Ali Aydın, 346) Mehmet AliKarasoy, 347) Mehmet Ali Mandal, 348) Mehmet Ali Öztürk, 349) Mehmet Başbağ, 350) Mehmet Büçkün, 351) Mehmet Çolak, 352) Mehmet Gündüz, 353) MehmetMaraş, 354) Mehmet Mart , 355) Mehmet Salgın, 356) Mehmet Soylu, 357) Mehmet Tayanç, 358) Mehmet Tepe, 359) Mehmet Topaloğlu, 360) Mehmet Yıldırım, 361)Melek Serin, 362) Meral Akpınar, 363) Meryem Altun, 364) Mete Nazım Dölek, 365) Mete Nezihi Altınay, 366) Metin Andaç, 367) Metin Keskin, 368) Metin Köse, 369)Metin Topal, 370) Metin Türker, 371) Mevlüt Çınar, 372) Mikail Güven, 373) Muammer Karan, 374) Muhammed Kaya, 375) Muharrem Çetinkaya, 376) MuharremKarademir, 377) Muharrem Karakuş, 378) Muharrem Karataş, 379) Muharrem Özdemir, 380) Murat Çoban, 381) Murat Çuhacı, 382) Murat Er, 383) Murat Gül, 384)Murat Kaymak, 385) Murat Özdemir, 386) Musa Öznur, 387) Mustafa Aktaş, 388) Mustafa Albayrak, 389) Mustafa Bektaş, 390) Mustafa Erol, 391) Mustafa Işık, 392)Mustafa İşeri, 393) Mustafa Kamacı, 394) Mustafa Kemal İnan, 395) Mustafa Kuran, 396) Mustafa Sefer, 397) Mustafa Selçuk, 398) Mustafa Yılmaz, 399) MüjdatÇelikyay, 400) Müjdat Yanat, 401) Mürsel Göleli, 402) Müslüm Aydın, 403) Nadir Ölmez, 404) Nail Çavuş, 405) Nazım Karaca, 406) Nazmi Türkcan, 407) Nebi Akyürek,408) Necdet Pişmişler, 409) Necla Çavumirza, 410) Necmettin Giritlioğlu, 411) Neslihan Uslu, 412) Nihat Kaya, 413) Nihat Şahin, 414) Nihat Yılmaz, 415) Nilüfer Alcan,416) Niyazi Aydın, 417) Niyazi Tekin, 418) Numan Kaygusuz, 419) Nuran Demir, 420) Nurettin Güler, 421) Nurettin Topal, 422) Nurhan Azak, 423) Nurhayat Beyhan, 424)Nuri Aslan, 425) Nurten Acar, 426) Nurten Demir, 427) Okan Yıldırım, 428) Olcay Uzun, 429) Orhan Korkut, 430) Orhan Oğur, 431) Orhan Özen, 432) Orhan VeliSaydemir, 433) Osman Korkmaz, 434) Osman Osmanağaoğlu, 435) Osman Sönmez, 436) Osman Sümbül, 437) Ömer Aydoğmuş, 438) Ömer Coşkunırmak, 439) ÖmerDemir, 440) Ömer Ermiş, 441) Ömer Faruk Bayraktar, 442) Önder Özdoğan, 443) Özer Elmas, 444) Özgür Kılıç, 445) Özlem Durakcan, 446) Özlem Ercan, 447) ÖzlemKılıç, 448) Özlem Türk, 449) Öztürk Acari, 450) Perihan Demirer, 451) Pınar Güngör, 452) Recai Dinçel, 453) Recep Güler, 454) Recep Sinan, 455) Refik Horoz, 456)Renan Eriş, 457) Reyhan Havva İpek, 458) Rıdvan Sancar, 459) Rıfat Özgüngör, 460) Rıza Boybaş, 461) Rıza Boyraz, 462) Rıza Güneşer, 463) Sabahat Karataş , 464)Sabit Ertürk, 465) Sabri Atılmış, 466) Sadettin Emir Çınaroğlu, 467) Sadık Mamati, 468) Sadrettin Uğurlu, 469) Saffet Alp, 470) Sait Erol, 471) Salih Bademci, 472) SalihÇınar, 473) Salih Kul, 474) Salih Sevinel, 475) Satı Taş, 476) Sebahattin Kurt, 477) Sebahattin Yavuz, 478) Sedat Karakurt, 479) Seher Şahin, 480) Selami Kurnaz, 481)Selçuk Akgün, 482) Selçuk Küçükçiftçi, 483) Selhan Top, 484) Selim Mehmet Yücel, 485) Selim Yeşilova, 486) Selma Çıtlak, 487) Selma Doğan, 488) Selma Kubat, 489)Selvi Uzun, 490) Semiran Polat, 491) Semra Başyiğit, 492) Senem Adalı, 493) Serap Şimşek, 494) Serdar Demirel, 495) Serdar Karabulut, 496) Sergül Hatice Albayrak,497) Serpil Yılmaz, 498) Servet Delice, 499) Sevcan Yavuz, 500) Sevgi Erdoğan, 501) Seyhan Ayyıldız, 502) Seyhan Doğan, 503) Sezgin Engin, 504) Sıddık Özçelik ,505) Sibel Açıkalın, 506) Sibel Yalçın, 507) Sinan Kazım Özüdoğru, 508) Sinan Kukul, 509) Solmaz Demir, 510) Solmaz Karabulut, 511) Soner Gül, 512) Soner Pektaş,513) Songül Erkuş, 514) Songül Koçyiğit, 515) Suat Alkan, 516) Sultan Cenik, 517) Sultan Çelik, 518) Sultan Yıldız, 519) Süleyman Örs, 520) Şaban Şen, 521) ŞadanÖngel, 522) Şefinur Tezgel, 523) Şenay Hanoğlu, 524) Şenay Sonar, 525) Şengül Akkurt, 526) Şengül Gülsoy, 527) Şengül Yıldıran, 528) Şenol Şener, 529) ŞerafettinŞirin, 530) Şirin Erol, 531) Şükran Kuru, 532) Şükrü Sarıtaş, 533) Şükrü Sülek, 534) Tahsin Elvan, 535) Talip Güldal, 536) Taşkın Usta, 537) Tayyar Turhan Sayar, 538)Tevfik Durdemir, 539) Tuncay Geyik, 540) Tuncay Karaman, 541) Turan Kılıç, 542) Turan Şahin , 543) Turgay Koç, 544) Turgut Akkaya, 545) Turgut İçpınar, 546) Turgutİpçioğlu, 547) Tülay Korkmaz, 548) Tülin Aydın Bakır, 549) Uğur Bülbül, 550) Uğur Korkmaz, 551) Uğur Sarıaslan, 552) Uğur Türkmen, 553) Uğur Yaşar Kılıç, 554) UlaşBardakçı, 555) Umut Gedik, 556) Ümit Doğan Gönül, 557) Ümit Günger, 558) Ümüş Şahingöz, 559) Vedat İnan, 560) Vedat Özdemir, 561) Vehpi Melek, 562) Veli Güneş,563) Veysel Beysüren, 564) Yalçın Çakmak, 565) Yalçın Levent, 566) Yasemin Cancı, 567) Yaşar Yılmaz, 568) Yavuz Yazlı, 569) Yazgülü Güder Öztürk, 570) YemlihaKaya, 571) Yener Türker, 572) Yunus Gündoğdu, 573) Yunus Güzel, 574) Yusuf Aracı, 575) Yusuf Bağ, 576) Yusuf Erişti, 577) Yusuf Kutlu , 578) Yusuf Tecim, 579) YusufTopallar, 580) Yücel Maral, 581) Yücel Şimşek, 582) Yüksel Babacan, 583) Yüksel Erol , 584) Yüksel Genç, 585) Yüksel Güneysel, 586) Yüksel Karan, 587) YükselKaşıkçı, 588) Yüksel Munzur, 589) Zehra Kulaksız, 590) Zehra Öncü, 591) Zekai Bölükbaşı, 592) Zeki Öztürk, 593) Zeliha Ertürk, 594) Zeliha Güdenoğlu, 595) ZeynelKızılkaya, 596) Zeynep Arıkan Gülbağ, 597) Zeynep Eda Berk, 598) Zeynep Esra Bolayır, 599) Zeynep Gültekin, 600) Zeynep Korkmaz,

444 YILLIK ONURLU TARİHİMİZİ ŞEHİTLERİMİZE BORÇLUYUZ

ONLARA DEVRİM SÖZÜMÜZ VAR

Page 22: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Ayağa kalkKalk İstanbulAt üzerindeki yorgunluğuDirenişin mevzisindenSabahat’ın sesi geliyor(arslanların sesi)

Sabahat’in gür sesiyle Seni çağırıyorlar İstanbulVe diyorlar ki yeterYeter artıkAyağa kalkKavgaya, savaşa gir İstanbul

***16-17 Nisan 1992’de İstanbul’da

benzeri az görülen bir katliam ve ben-zeri görülmemiş bir direniş destanı ya-şandı. 11 devrimci katledildi.

Çiftehavuzlar’da Sabahat Kara-taş’ı, Eda Yüksel’i, Taşkın Usta’yı;

Erenköy’de Ahmet Fazıl Ercü-ment Özdemir’i, Satı Taş’ı, HüseyinKılıç’ı;

Üstbostancı’da Sinan Kukul’u,Arif Öngel ve Şadan Öngel’i;

Sahrayıcedit’te Ayşe Nil Ergenve Ayşe Gülen’i katleden faşizm, dev-rimcilerin yarattığı destansı direniş kar-şısında çaresizdi. Katlederek, kan dö-kerek teslim alacaklarını sananlar 16-17Nisan 1992’de bir kez daha yanıldılar.

Bağımsızlık ve Sosyalizm İçin Şehit Düştüler!

16-17 Nisan şehitlerimiz, kavgadolu yaşamları, bir ömür boyu dev-rimcilikleri, önder kişilikleri ile örnekoldular. Uzun ve zorlu kavga yılların-da, devrimin birer neferi, örgütleyici-si ve önderi oldular.

Kimi, 1970’li yılların ilk yarısından,kimisi sonlarından başlayarak, kavga-nın her aşamasında yer alan devrimcihareketin kadroları, o yıllardan başla-

yarak, bağımsızlık ve sosyalizm mü-cadelesini tereddütsüz sürdürdüler.

Kızıldere’den sonra devrimci ha-reketin örgütsel olarak yeniden inşaedilmesinde, o yıllarda Parti-Cep-he’nin düşüncelerinin ideolojik olarakçarpıtılmasına, sağ ve sol yorumunakarşı sürdürülen ideolojik mücadeleniniçinde yer aldılar.

Devrimci hareketin önderinin yol-daşları olan, Sabahat Karataş, SinanKukul, Ahmet Fazıl Ercüment Öz-demir, o tarihin yaratılmasında, mü-cadelenin sürdürülmesinde bir ömürboyu süren kavgaları ile tarihin yazı-cısı oldular.

Emperyalist saldırganlık altında,milyarlarca yoksulun umudunun ka-rartıldığı, sosyalizmin bir kurtuluşolamayacağının dayatıldığı, ta-rihin en büyük tasfiyeciliğininyaşandığı koşullarda, devrimcihareketin önder kadroları, sa-vaşçıları, direnişleriyle ezilenhalklara, kurtuluş hareketlerinegüç verdiler.

16-17 Nisan 1992’de SabolarÇiftehavuzlar’da üslerinde ku-şatıldıklarında camdan sosya-lizmin orak çekiçli bayrağınıdalgalandırıp “Bayrağımız Ül-kenin Her Yerinde Dalgalanacak”diye haykırmışlardı.

Sabolar’ın Çiftehavuzlar’dadalgalandırdığı bayrağı asla yeredüşürmedik. Ülkenin dört biryanında dalgalandırdık.

Bugün de sosyalizmin bay-rağını dalgalandırma onuru bi-zimdir.

Emperyalizme karşı Mark-sist-Leninist devrim anlayışını sa-vunan ve silahlı mücadele verendünyadaki tek örgüt olma onu-runu taşıyoruz.

Onun için Amerika yoldaşlarımızınbaşına üçer milyon dolar ödül koyuyor.

“TEKRAR MARKSİST - LENİ-NİST BİR ÖRGÜTÜN YERYÜZÜN-DE GÜÇ OLMASINA ASLA İZİNVERMEYECEĞİZ” diyor... Ve “Bili-yoruz kolay olmayacak ama DHKP-C’yi bitireceğiz” diyor Amerika...

Bu sözleriilk kez duy-muyoruz. 20yıldır aynı şeyisöylüyor Ame-rika ve onunköpekleri.

Yoldaşları-mızı katlederekParti-Cephe’yibitireceklerini

117 Nisan’da Çiftehavuzlar’da Dalgalanan Orak-Çekiçli Bayrağımız

Tüm Dünya Halklarının Umududur!

30 Mart-17 Nisan Şehitlerimizi AnıyorUmudun Kuruluşunun20. Yılını Selamlıyoruz!

Eda Yüksel Taşkın Usta

Ahmet FazılErcüment Özdemir Satı Taş

Sabahat Karataş

Page 23: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

sanan katiller 17 Nisan 1992’deki Çif-tehavuzlar’a baksınlar; bizi asla bitire-meyeceklerini görecekler... Yolu yok, Sa-bolar’ın dalgalandırdığı orak çekiçlibayrağımız tüm dünya halklarına umutolmaya devam edecek...

OnlarSosyalizm İnancımız veDevrim İddiamızdır

16-17 Nisan şehitlerimizin destan-sı direnişleri, bağımsızlık ve sosyalizmkavgamıza güç vermeye devam etti.Belki de en anlamlısı şehitliklerinin 22.yılının yaşandığı şu günlerde onlarınbağımsızlık sloganlarının kulaktan ku-lağa yayılmasıdır.

Çiftehavuzlar’da 8.5 saat faşiz-min ölüm mangalarına, özel timlerine,panzerlerine, ağır silahlarına ve bom-balarına karşı direnen devrimcilerdenSabahat Karataş, 1953 Mardin-Nu-saybin doğumludur. Yoksul bir Kürt ai-lesinin kızıdır. Çocukluğu Nusaybin veDiyarbakır’da geçmiş, daha sonra İs-tanbul’da hem fabrikalarda çalışıp iş-çileri örgütlemiş, hem de öğrenci genç-lik içinde bir Dev-Genç’li olarak mü-cadele etmiştir.

1976’da Devrimci Kadınlar Derne-ği’nin (DKD) kurucuları arasında yeraldı. Bu yıllardan başlayarak 22 yıllıkdevrimciliği, zorlu koşullarda ve büyükfedakarlıklarla sürdürmüştür. 22 yılın 14yılı yeraltında geçmiştir. Onun devrimciyaşamında, tek başına da kalsa hareketive mücadeleyi sahiplenmek esastır.

1983 başlarında Devrimci Sol Mer-kez Komitesi’nde yer aldı. SabahatKarataş şehit düştüğünde, DevrimciSol Merkez Komitesi Üyesi, şehirSDB’leri ve bir kısım örgütlenmelerdensorumluydu.

Çatışma sırasında aynı üste kalanEda Yüksel, 1962 Artvin Borçka do-ğumludur. Bir memur ailesinin kızı olanEda Yüksel, lise ve üniversiteyi İs-tanbul’da bitirdi. Devrimci mücadeleylelise yıllarında tanıştı ve bir Dev-Genç’liolarak mücadele etti. Şehit düştüğün-de Devrimci Sol üyesiydi ve üssün ku-rumlaşmasında görevliydi.

Yoldaşları ile omuz omuza çatışanTaşkın Usta, 1962 Gümüşhane doğum-ludur. Düzenin sunduğu tüm imkanlarıelinin tersiyle iterek mücadeleye katıldı.

Şehit düştüğünde Devrimci Sol Üyesi veüssün kurumlaşmasında görevlidir.

Üstbostancı’da düşmanın kurşun-larına karşı silahları ve sloganları ile di-renen Sinan Kukul, Arif Öngel ve Şa-dan Öngel kahramanlıklarıyla bir des-tan yazdılar.

1956 Trabzon Beşikdüzü doğumluolan Sinan Kukul, Laz bir ailenin ço-cuğudur. 1974 yılında geldiği İstanbulTeknik Üniversitesi’nde öğreniminisürdürürken devrimci mücadele ile ta-nıştı ve Dev-Genç’li oldu.

Mücadelede sahiplenmesiyle, ini-siyatifiyle öne çıkan Sinan Kukul, şe-hit düştüğünde Devrimci Sol MerkezKomitesi Üyesi, Anadolu ve bir kısımalan örgütlenmelerinden sorumlu olanbir önder kadroydu.

Devrimci hareketin oluşumundaemeği geçen, en zor dönemlerde mü-cadeleyi sürdüren Sinan Kukul, tut-saklık yıllarındaki tavrı ve mahkeme-lerdeki tutumuyla da örnektir.

Üstbostancı’da şehit düşen ArifÖn gel, 1963 doğumludur. Yoksul bir ai-lenin çocuğu olarak yaşamını sürdürmüş,mücadele ile 1988-89 yılında tanışmış-tır. Dev rim ci Me mur Ha re ke ti’nin yö ne -ti ci le rin den dir. Şa dan Ön gel bir ev ka -dı nı ola rak mü ca de ley le ta nış mış tı ve iş -te şim di o da ta rih sel bir di re ni şte, eşi veyoldaşı ile birlikte yer alıyordu.

İs tan bul Eren köy’de şehit düşenAhmet Fa zıl Er cü ment Öz de mir1954 Adapazarı doğumludur. 1974’tenbe ri mü ca de le için de olan A. Fa zıl Öz -de mir genç lik, iş çi ve ma hal le ör güt -len me sin de so rum lu luk lar üst len di. 12Eylül’den önce Ege Böl ge si’nde so rum -lu lu klar yap tı. Cun ta yıl la rın da idam ce -za sı ve ri le rek re hin tu tul du. Mücade-lenin çeşitli alanlarında görev alırken,şehit düştüğünde Şe hir Si lah lı Dev rim -ci Bir lik ler Ge nel Ko mu ta nı’ydı.

Erenköy’deki üste şehit düşen Sa tıTaş 1963 Çorum doğumludur. Bir hem -şi re ola rak ye r al dı mü ca de le de. Me mur -la rın mü ca de le si nin ön cü le rin den bi ri ol -du. Son olarak, Devrimci Sol üyesi ve birüssün kurumlaşmasında görevliydi.

Erenköy’deki üste şehit düşen Hü -se yin Kı lıç, 1961 Dersim doğumludur.Dersimli bir Kürt ailenin oğluydu.Gül te pe, Ok mey da nı, Ka sım pa şa’dadev rim ci ça lış ma lar yü rüt tü. Devrim-

ci Sol üyesiydi ve şehit düştüğünde eşive yoldaşı Satı Taş gibi üssün kurum-laşmasında görevliydi.

Sahrayıcedit’te şehit düşen AyşeNil Ergen 1968 doğumludur. Mü hen -dis-mi mar oda la rın da çe şit li ça lış ma laryü rü tmesinin yanında, bir sa nat çıdır.1964 Rize doğumlu olan Ay şe Gü lendev rim ci mü ca de le nin kül tür-sa nat ala -nın da ça lış ma lar yü rü ten bir Devrim-ci Sol taraftarıydı.

Her yaştan, her milliyetten, işçi, me-mur, öğrenci, kadın-erkek, 11 devrimci,16-17 Nisan Destanı’nın yaratıcısı oldular.Çiftehavuzlar’ın penceresinden dalgala-nan bayrak, anti-emperyalist, anti-oli-garşik devrim mücadelemizin bayrağıdır;16-17 Nisan şehitlerinin her biri müca-delemizin bayraktarlarıdır.

SSinan Kukul Hüseyin Kılıç

Şadan Öngel Arif Öngel

Ayşe Nil Ergen Ayşe Gülen

Page 24: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

“Yürümek;

yürümeyenleri

arkanda boş sokaklar

gibi bırakarak,

havaları boydan boya

yarıp ikiye

bir mavzer gözü gibi

karanlığın gözüne bakarak

yürümek...”

(Nazım Hikmet)

Amerika diyor ki; “Dünyayaolumsuz örnek olacaklar bundansonra herkes kendini bize karşıeylem yapabilecek güçte hissedecek,bu çok ama çok tehlikeli bir yöne-lim... Buna asla izin vermeyeceğiz”

Üç yoldaşımızın başına üçer mil-yon dolar ödül koymuş...

Biz diyoruz ki; milyon dolarlarınhükmü yoktur bizde... Dolarlar sizinçürümüş düzeninize aittir...

İnançları için canını feda edenleribitiremezsiniz...

Siz gidin onu şehitlerimize anlatın.

Fatma Hülyalar’a, Ahmet İbili-ler’e, Yaseminler’e, Berrinler’e, İb-rahim Çuhadarlar’a, Alişanlar’a...600’ün üzerindeki şehitlerimize an-latın.

Ve Anadolu’nun dört bir yanındakök salmış şehitlerimizin yerindenboy veren Cepheliler’e anlatın.

Amerika diyor ki; “Tekrar Mark-sist-Leninist bir örgütün yeryüzündegüç olmasına asla izin vermeyeceğiz."

Biz diyoruz ki asla başaramaya-caksınız. Dünyayı bir kez de Türki-ye’den sarsacağız.

Dünya halklarının baş düşmanıAmerika tüm dünyada Cephe’ye sa-vaş açmış: “Ne pahasına olursa ol-

sun bitireceğiz” diyor.

Karşısında kimin olduğunu, kimekarşı savaştığını da biliyor Amerika;“7 yıl direniş mi olur, işimiz kolayolmayacak biliyoruz” diyor.

Diyoruz ki Amerika’ya; “Yanlışbiliyorsunuz: 7 yıl değil, Kızılde-re’den beri 44 yıldır direniyoruz,asla bitiremeyeceksiniz Cepheli-ler’i...”

Her sözümüzün karşılığı şehitle-rimizdir. Onlarla yürüyoruz...

Büyük Direnişimizin ölüm orucuşehitlerinden Fatma Hülya Tümgan’ın direnişi kırmaya yönelik zorlamüdahaleyi engellemek için ne denlikararlı olduğuna ve bu kararlılığıson anlarında bile nasıl sürdürdüğünedair bir yoldaşı şunları anlatır:

“...Hülya, günleri ilerlediktensonra tırnaklarını uzatmaya başla-mıştı. Serum bağladıkları taktirdekesip çıkarmak için düşünmüştü buyöntemi. Öyle de yapmış gerçekten,serumu tırnaklarıyla patlatmış. Herbağladıklarında söküp atmak içinelinden geleni yapmış. Hatta üstübaşı su içinde kaldığı için zatürreolmuş son günlerinde.” (Tecriti Ye-nenler Anlatıyor-Cilt 2 syf. 127/BoranYayınları)

Bu kararlılık, bir sonuçtur. Bukararlılığı yaratan, devrimci iradedir.Feda ruhudur. Ve bu kararlılık, sadeceo “an” ile sınırlı bir sonuç değildir.Hayat okulunun içinde irili ufaklısınavlardan geçerek yaratılmıştır.

Fatma Hülya Tümgan’ın tırnak-larını uzatması, dayatılan çaresizliğinreddi ve devrimci iradenin zaferidir.Bu zaferi yaratan, bu zaferi yaratmaisteğidir. Zafere bağlılık bu uğurdakikararlılıktır. Bu kararlılık var olduğusürece, hedefe ulaşmanın bir biçimi,

bir yolu bir adımı mutlaka bulunur.

Marks, “Tutku, insanın, amaçla-rına ulaşma çabası gösterme yete-neğidir” der. Ki hedefine, FatmaHülyalar’ın tutkusu ile bağlı olanları,hiçbir engel durduramaz. Yeri gelince,uzattığınız tırnaklarla zafere adımatarsınız.

Ölümü yenip zulmü püskürtmekiçin uzatılan o “tırnaklar” sadece ohastane hücrelerinde değil, oraya gelenekadar bir bütün olarak hayat okulununiçinde uzatılmıştır. Öyle olmasaydı, okoşullarda da uzatılamazdı.

O tırnakların kökleri hayatın içindeve tarihin derinliklerindedir. Sınıfkini halk düşmanlarına yönelik nefretibüyütür Fatma’nın tırnaklarının kök-leri, Kızıldere’ye kadar uzanır. De-ğilse, tırnağınızdan başka hiçbir si-lahımızın olmadığı koşullarda, o tır-naklarda uzatılamazdı.

Fatma Hülya, henüz direniş baş-lamadan önce yapılan bir etkinlikteÇerkes halkının efsanevi kahramanıTiley’i canlandırır. Bir yoldaşı ogünü şöyle anlatır:

“...Hülya ayağa kalkıyor ve solyumruğunu havaya kaldırıp TileyYemini’ni içmeye başlıyor: “Düş-manın üzerine kılıç gibi keskin, okgibi hızlı gideceğim. Ayaklarımınaltındaki sert toprak korkudan tit-reyebilir, fakat ben hayır. Dehşetkarşısındaki gök iki büklüm olabilirfakat ben hayır, imkansız denilenşeyler olabilir, yerle gök birleşebilir,fakat ben asla yolumdan dönmeye-ceğim” diyor.

Tiley Yemini bu... Tiley Çerkes-lerde vatanın, halkının, kendinin yük-sek onuru, özgürlük ve bağımsızlıkiçin bilinçli ve pürüzsüz bir gönüllü-lükle kendini ölüme adayanlara verilenad. Tileyler düşman saldırısı karşısında

ŞŞehitlerimizin Kanıyla K ızıl laşanSosyalizmin Bayrağ ını

Dünya Semalar ında Türkiye ʼden Dalgaland ıracağız

Page 25: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

halka cesaret verip önlerini açmakiçin feda ediyorlar kendilerini ve kah-ramanlık yeminiyle giriyorlar savaşa.İşte o gün Hülya bu yemini okumuştutiyatronun ortasında.” (age syf 120)

Fatma Hülya, “Tiley” olduğunda“...ben asla yolumdan dönmem”demişti, çıplak bedeninden gayrı si-lahının olmadığı koşullarda da Tileyolmayı başarmasını bildi. Ki bugünündünyasında devrim hedefine yürümek,Fatma Hülyalar’ın Tileyce ilerleyi-şiyle mümkündür ancak.

Bu yürüyüş içinde, yeri gelir uza-tılan tırnaklarda, yeri gelir bir dalkibrit çöpünde somutlanır devrimciirade.

Şehidimiz Kevser Mırzak, 19-22Aralık 2000 tarihinde gerçekleştirilenkatliam saldırısına karşı Özgür Tut-saklar’ın gerçekleştirdiği direniş gün-lerinde, Uşak Hapishanesi’ndeydi. Veorada, Yasemin Cancı ve Berrin Bıç-kılar’ın feda eylemine tanıklığını şusatırlarıyla anlatmıştır:

“...Ve bir kaç dakika ya sürdü yasürmedi hazırlıkları. Bir çelik eşyadolabını, eğer su sıkarlarsa diye ken-dilerine siper etmek için biraz öneçektiler. Kapının ardında ise ranza-lardan barikatımız vardı. Ne kadartutardı? Çok sağlam bir barikat de-ğildi, güçlendirmek için elimizdengeleni yapsak da çok da sağlam de-ğildi. Bizi iki gün önce zorla attıklarıbir hücredeydik. Feda için ne mekan,ne malzeme hazırlığı, özel hemenhemen hiçbir şeyimiz yoktu. Sadecegünlük gazetelerden oluşan bir topubellerine geçirdiler ve “Yaşasın FedaEylemimiz” sloganlarıyla tutuştur-dular bedenlerini. Berrin’inkini tu-tuşturmaya çalıştıkları kibrit çöpütutuşmadı sanırım, tek bir kibrit çöpüile yaktılar bellerine doldurdukları,yırtarak sıkıştırdıkları gazeteleri.Feda sloganından sonra Berrin, “Tutelimden Fidan... Tut elimden Murat...

Ahmet İbili!” diye 19 Aralık’ta ken-dilerini feda eden yoldaşlarımızınisimlerini sıraladı. “Geliyoruz” di-yordu Berrin. ‘Yetişiyoruz size’...”(age, cilt 2, syf 259-260)

Kevser Mırzak, anlatmaya devamediyor: “Bir kibrit çöpü ve birkaçgazete parçası... Belki inanılmazgelir, dakikalara sığan fedada eli-mizde yanıcı, yakıcı hiçbir şey yok-ken... Kordu zaten yürekleri...19Aralık’ın korluğunun üzerine birkibrit çöpü ve gazeteler... Kararlılık,inanç; hiç bilmediğimiz mekanda,benzin, tiner, kolonyaya da ihtiyaçduymaksızın başarıya ulaşan ikifeda... Yürekler yangın yeri olunca,önden gidenlere yetişme kararlılığıolunca; yetmedi düşmanın suları,hortumları, battaniyeleri söndür-meye... Ardlarında onlarca, yüzlerceyangın yürek bırakarak yetiştilerönde gidenlere. Ve işte şimdi önü-müzdeler. Önümüzde yol gösterenler.İnançla yürünecek bir yolun ay-dınlatıcısı, meşalesi, feneri onlar...

Belki inanılmaz ama insanın he-defe kilitlendiğinde başaracağınınkanıtlarından biridir Uşak’taki feda.Ulaştılar hedefe, ulaştılar hedefle-rine...” (age syf.362)

Yeri gelince uzatılan tırnaklar,yeri gelince de bir kibrit çöpü ileulaşılır hedefe. Eğer ulaşılmak iste-nirse elbette. Hedefe önce kafadaulaşılır, sonra tırnağımızla, dişimizle,dövüşe dövüşe ulaşılacaktır. Devrimciirade, hiçbir engel tanımaz. İrade,Dayı’nın vurguladığı gibi cüret veemekten oluşur. Devrimin irili ufaklıher hedefine ve kendisine ulaşma-mızın olmazsa olmazı işte budur:Cüret ve emek...

Hiçbir şeyimiz olmayabilir amaFatma Hülyalar’ın iradesini kuşan-mışsanız, gereken en temel şeye sa-hipsiniz demektir. Diğer her şey, dev-rimci irade üzerinde şekillenir. İşte o

zaman, bir kibrit çöpüyle aydınlatırkaranlığı boğulmaya çalışılan devrimhedefi ve gereken adımlar atılır.

Çıplak bedeninden başka bir şeyiyokken, devrim yürüyüşünün adım-larını uzattığı tırnaklarıyla atan FatmaHülyalar var oldukça, halk yenilmez.Emperyalizm ve işbirlikçileri halkıyenemez, yolundan döndüremez.Feda, devrim yürüyüşünü sürdürenhalkın, yenilmezliğidir.

“Yürümek;

dost omuzbaşlarını

omuzlarının yanında duyup

kelleni orta yere

yüreğini yumruklarının içine

koyup

yürümek...”

(N.Hikmet)

Yürüyor halkımız Anadolu İhti-lali’nin engebeli, dolambaçlı sarpyolunda. Türk Ahmet İbili, Kürt Fi-dan, Çerkez Murat, Laz Melek Birsen,Terekeme İmdat’ıyla “Bir canım varfeda olsun halkıma, vatanıma...” di-yerek. Zulüm ve sömürüden kurtuluşiçin vuruşa vuruşa, öle kala yürüyorAnadolu, Çuhadarca büyüyor her biradımda umudu. Yürüyor vazgeçilmezhedefine doğru...

Tileyler’den Köroğlu’na, Pir Sultan’dan Dadaloğlu’na halkın bağrında ya-ratılan “Ölmek var dönmek yok”kültürüyle yürüyor halk güçleri. Kidavasının haklılığına inanan halkımızbu uğurda yola çıktığında kararlılığıifade etmek için “Ölmek var, dönmekyok” deyimini yaratmıştır. “Neye malolursa olsun bu işe sonuna kadardevam edilecek, ucunda ölüm olsabile vazgeçmek yok” anlamında ka-rarlılık bildiren bir halk deyimidir bu.

Mahirler’in Kızıldere’de kendi-lerini kuşatan Amerikancılar’ın “tes-lim ol” çağrılarına verdiği “Biz bu-

Page 26: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

raya dönmeye değil, ölmeye geldik”cevabı da böyledir. Kökleri, halkıntarihinde olan devrimci kararlılık vedavaya bağlılıktır sözkonusu olan.Tarihimiz, Mahirler’in attığı bu temelüzerinde Dayı’nın önderliğinde hedefekilitlenmenin tarihi olarak kanla ya-zılmıştır.

Hedef devrimdir. Halkın iktidarı,vatanın bağımsızlığıdır. Ve hedef,bu hedefin önünde engel olan, halkısömüren, halka zulmeden zalimleriniktidarına son vermektir.

Cepheli’nin hedefi devrimdir. Buhedef, Cepheli’nin irili ufaklı, bütünişleri, ilişkileri, eylemi, yaşam ve şe-hitliğinde somutlanır. O’nun için herşey ama her şey devrim için, devrimuğrundadır. Cepheli’nin yolundandöndürülemezliği de, yenilmezliğide, ölümsüzlüğü de buradadır.

Başlangıçtan bugüne, Parti-Cephetarihi işte bu yenilmezliğin tarihi olarakyazılmaktadır. Amerikan cuntalarına,katliamlara, iç ve dış darbelere, opor-tünist-reformist kesimlerin çarpıtma-larına diri diri yakılmamıza tecrite vehalk düşmanlarının her türden alçak-lığına rağmen devrim yürüyüşümüzüsürdürüyoruz. Büyük Direnişimizinaydınlığında, feda ruhumuzda İhtilalinYolu’na canlarımızı döşemeye devamediyoruz. Çünkü devrime böyle yü-rünür ancak. Böyle savaşarak, böyleçarpışa çarpışa, böyle öle kala, düş-mana darbeler vurarak ve bedellerionur bilerek, büyük bir feda ruhuylahedefe kilitlenerek yürünür ancakbu yolda.

Emperyalist sisteme boyun eğme-nin halk için demokrasi yerine de-mokrasicilik oyununa katılmanın yeğ-lendiği, akıllı solculuk tasfiyeciliğinin,çürümenin moda haline getirildiğikoşullarda biz, devrim için, devrimuğruna adımlar atıyoruz. Çünkü, he-defimiz net ve biz, hedefimize BüyükDirenişimizin zaferi ve rehberliğiyle

kilitlenmiş durumdayız.

Devrimin engebeli dolambaçlı,sarp yolunda hedefe kilitlenecek vebu hedeften milim sapmamak, Mark-sizm-Leninizm’i özümsemekle müm-kündür. Sözkonusu olan neyi, niyeyapmamız gerektiğini özümsemektir.Bu özümseme neyi, nasıl yapmamızgerektiğini de netleştirir. Ki hedefekilitlenmek kafada netliktir. İdeolojiknetliktir bu. İdeolojik netlik, devrimciideolojiyi özümseyerek hayata iktidarperspektifiyle bakmayı bilmektir.

Hayata iktidar perspektifiyle ba-karsanız, halk düşmanlarına hayathakkı tanımazsınız. Reformistlerdeolmayan budur. Hayata iktidar pers-pektifiyle bakmadıkları için halk düş-manlarıyla “barış” içinde bir aradayaşamayı istiyorlar. Her türden re-formist, halk düşmanlarıyla “barış”içinde bir arada yaşayabilir ama halkyaşayamaz. Halk ile halk düşmanlarıarasında yaşanan çelişki, uzlaşmazdır.Bu çelişki ve uzlaşmazlık, sınıf kav-gasının da temelidir. Marksizm-Le-ninizm, bize dünya halklarına iştebu temel üzerinde neyi-nasıl yaparsakdüşmanlarımızı yenebileceğimizinkılavuzluğunu yapar.

Şehidimiz İbrahim Çuhadar, Par-ti’ye yazdığı “son” mektubunda şöylediyordu: “Halkımızı kurtuluşa gö-türecek tek güç Partimin ideolojisidir.Bu ideolojiye inanıyorum ve bununiçin savaşıyorum. Silahlı mücadeleyiyükselttikçe, halkımız gerçekten on-ları kurtuluşa götürecek olan Par-timize daha fazla gelecek ve güve-necek, emperyalizme ve oligarşiyekarşı saflarımız da savaşacaktır.”

Halkımızı kurtuluşa götürecek olantek güç olan devrimci ideolojiye sahipolmayanlar, kafada yenilmişlerdir.Halk düşmanlarının olmadığı bir hayatıhedef almayanlar için kaçınılmaz son,düzeniçileşmektir. İşte bu yüzden, ge-leceğe, reformistler değil, Cepheliler

yürüyor. Bu yürüyüş içinde, İbrahimÇuhadar yoldaşımıza eylemin önce-sinde “Ya şehit olacağım, ya şehit”deme gücü veren de Marksizm-Leni-nizme olan inancıdır.

Hedefe kilitlenmek, halkımızınöncüsü Parti-Cephemiz için “Kur-tuluşa Kadar Savaş”ı örgütlemekiken, Cephe’nin her bir insanı içinömür boyu devrimcilik yaparak herişi, ilişkisi, faaliyetiyle, yaşam biçi-miyle devrime yürümektir. Sürecinihtiyaçlarını kavrayıp içselleştirecekher işimizi tam ve sonuç alıcı biçimdeyapmaktır hedefe kilitlenmek.

Hedef devrimdir. Ve bu hedefimizsoyut ya da geleceğe dair değildir.Somutluğu her işimizi eylemimizitam ve hedefine ulaşan tarzda yap-mamızdadır. Burada büyük iş, küçükiş ayırımı yoktur. Esas olan her işimizieylemimizi yaparken bütün bunlarınneye hizmet ettiğinin bilincinde olaraksonuç almaktır.

30 Mart-17 Nisan Devrim Şehit-lerimizi saygıyla anıyor, Umudunkuruluşunun 20. yılını coşkuyla kut-luyoruz.

Tüm şehitlerimize and olsun ki,şehitlerimizin kanlarıyla kızıllaşansosyalizmin bayrağını dünya sema-larında Türkiye’den dalgalandırmayadevam edeceğiz. Devrime kadar bay-rağımız asla yere düşmeyecek...

Sabolar’ın “Bayrağımız ülkeninher yanında dalgalanacak” dediğisosyalizmin onurlu simgesi orak çe-kiçli bayrağımız Türkiye semaların-dan tüm dünyaya umut olacak.

14 yaşındaki Berkinler’den 60-70 yaşındaki torun-torba sahibi de-delerimize, ninelerimize kadar aynıCephe içinde savaşacağız.

Şehitlerimiz zaferin garantisidir.Onların açtığı yolda yürüyoruz dev-rime.

Onlarla aşıyoruz devrimin sarp,engebeli, dolambaçlı yollarını...

Page 27: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

18 Ocak günüsabaha karşı İs-tanbul’da demo-kratik kurumlarbasılmış ve 100’eyakın Halk Cep-heli kurulan kom-plo ile gözaltınaalınmıştı. Basılankurumlardan biride devrimcilerin

savunmasını yapan Halkın HukukBürosu’ydu. Operasyon kapsamında21 avukata dava açıldı, dokuzu tu-tuklandı. Tutuklananlardan dördü 25Aralık 2013 tarihinde tahliye olurkenhalen tutuklu olan 5 Halkın HukukBürosu avukatı da kompolun çök-mesiyle serbest bırakıldı.

Halkın Hukuk Bürosu avukatlarıile yaptığımız röportajı yayımlamayadevam ediyoruz.

Yürüyüş: 14 ay sonra tahliyeoldunuz... Kısaca nasıl tahliyeoldunuz hukuki olarakdeğerlendirir misiniz?..Hakkınızda verilen kararıanlatır mısınız?

Selçuk Kozağaçlı: Hukukçulararasında “tensiple tahliye” adı verilenbir salıverilme oldu. Kısaca şöyle biranlama geliyor: Savcı tarafından ha-zırlık soruşturması sırasında bir sorguyargıcına, yani sulh ceza hâkimineveya DGM (özel-bölge) üyesi özelyetkili hâkime, tutuklatılan sanığınsoruşturması tamamlanıp davası açıl-mış ve kâğıt üstünde mahkemesininönüne gitmiştir. Ancak yargıç bir yan-dan duruşma günü ve duruşma hazır-lığı için bir tutanak hazırlarken biryandan da tutukluluk durumuna birgöz atıyor. Eskiden “tensip” adı verilenbu tutanağı şimdi iki ayrı işlevi üze-rinden “iddianamenin kabulü” ve

“duruşmaya hazırlık tutanağı” adlarıveriliyor. Özelliği şu; yargıç henüzsanığı görmemiş, delilleri incelememiş,tanıkları dinlememiş olduğu halde tu-tuklanmayı gereksiz buluyor. Tensipletahliye aslında savcıya ve hazırlıktakisorgu yargıcına da bir eleştiri barındırır;“elinizde tutuklama gerektirecek ka-dar delil, kuvvetli şüphe yahut tu-tuklama gerekçesi yokmuş!” anlamınagelir. Yine normalde tutukluyken Ni-san’da bakılması gereken dosya du-ruşmasını da Kasım ayına atarak önün-deki “önemli” yani evleviyetle (çabukdavranarak) çözülmesi gereken birdava olarak görmediğini söylemişoldu.

Yürüyüş: F tiplerinde tecrituygulaması nasıl sürüyor?En son havalandırmalarakameralar takılmasıgündemde...Bazı hapishanelere takıldı...Tutsakların tavrı nedirbu konuda?

Selçuk Kozağaçlı: İzleme ve gö-zetleme F tipi hapishanenin kuruluşamaçlarından birisi. Tek bir hücreninelli metrekarelik havalandırmasında6 (altı) ila 8 (sekiz) adet geniş gözet-leme penceresi olduğunu düşünün.3-4’ü ilk kattan ve diğerleri ikincikattan tüm açılardan hücreyi ve ha-valandırmayı izliyor. Havalandırmakapısındaki camlı sürgüyü ve mazgalve kapı camını da saydığınızda zatenbakılabilecek her yerden sürekli siziizlemek imkânına sahipler. Ama nepersonelleri buna yetiyor, ne de masterplanını uygulayabilecek kadar güçlübir siyasal irade gösterebiliyorlar. Ha-pishane direnişleri, feda eylemleri,kitlesel mücadele bu iradelerini ta-mamen kırmış. Kolaycı bir ahlaksızlıkolarak havalandırmalara kamera yer-

leştirip, izlemedikleri zamanda bileizliyor etkisi yaratmak ve kayıt kor-kusuyla insanları yılgınlaştırmak is-tiyorlar. Hukuksal olarak, aynı MO-BESE kameraları, EDS kameralarıve diğer kamusal alan kolluk kame-ralarında olduğu gibi bunun da hiçbiryasal mevzuat dayanağı yok. Türki-ye’nin bu konuda taraf olduğu VenedikKomisyonu Kriterlerine tamamen ay-kırı bir izleme bu. Bu nedenle debunlara direnmek konusunda hukuksalolarak da haklıyız. Ama bunun çokda önemi yok. Aslolan meşruluk veböyle ahlak dışı bir saldırıyı asla kabuletmeme kararlılığındaydık. Biz ora-dayken ikinci kat koridorlarına kablolarve kablo muhafazaları çekilmeye baş-lamıştı. Çok kısa bir zaman içindehavalandırma pencereleri veya çatılaramakineleri koymaya başlarlar. Bunlar“kör hale” getirilecek ve o da müm-kün olmuyorsa muhakkak fizikselolarak ortadan kaldırılacak. Elbettebu durumun bir disiplin cezaları vefiziksel saldırı sağanağı ile karşılana-cağını öngörebiliyoruz. Ama bugünbu hukuksuz ve ahlaksız izlemeyerazı olursak, yarın neyle devam edi-leceğini görmek zor değil.

Yürüyüş: Avukatlarınmüvekkilleriyle görüşyerlerinin camdan yapılmasıgündemde...Burada amaç nedir?Uygulama ne şu anda?Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Selçuk Kozağaçlı: Ben tutsaklığı“avukat” olarak yapmadım. Özgürtutsağın kapatıldığı andan itibarentüm alışkanlıklarından, sıfatlarındanve kendisi hakkındaki fikirlerindenkurtulup hapishane alanına, yani ko-mün yaşamına ve hapishane müca-delesine yoğunlaşması gerekir. Hatta

Röportaj

Komplo Çöktü: 11 Çelik Kapı, Kozmik Oda... Hepsi Yalan...HHB Avukatları Anlatıyor:

Bizi Özgürlüğümüze Kavuşturan Halkın Gücü ve Mücadelesidir-2

Selçuk Kozağaçlı

27

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

Page 28: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

hapishanede bize bazen dosyalarınıve hukuksal durumlarını danışan ar-kadaşlarımızı hapishane komünümü-zün hukuk işleriyle ilgilenen ekibineyönlendiriyorduk. Ama elbette avukatgörüş odalarında yapılan tadilat çokilgimi çekti. Çok fazla avukat görüşüneçıkıyorduk, hem ÇHD’li avukat ar-kadaşlarımız hem de Türkiye’nin heryerinden avukat dostlarımız tarafındanhiç yalnız bırakılmadık. Yüzlerce mes-lektaşımızla avukat görüşü yaptım.Bu görüş odalarını adeta bir akvaryumaçeviren tadilatı kabul etmek kesinliklemümkün değil. Hapishanenin anamaltası, yani personel ve ziyaretçi dedâhil kapı altından yapılan bütün gir-işlerin bağlandığı koridorun üzerinde,tüm ziyaret yerlerine geçiş üzerindeavukat görüş mahalleri var. Buralaratakılan büyük camlar, avukat görüşünüadeta hapishanenin ortasına bir vitrinetaşımış. Gelen geçen durup size ba-kıyor, ne görsel açıdan ne de işitmeaçısından hiçbir güvenliğiniz kalma-mış. Önce idare ile müzakere ederekmerkezi olarak Adalet Bakanlığı ta-rafından yürütülen bir proje olduğunuöğrendik ve yine her hapishanedefarklı mimari tarzlar ve uygulamalaryapıldığını da duyduk. Sonra da önceprotesto ve sloganla, sonra da bucamlı odaya fiziksel müdahalede bu-lunarak direndik. Bu direniş sürüyor.Aklımızın ve kalbimizin yarısını ha-pishanede bıraktık. Hasta tutsaklarbaşta olmak üzere hapishane müca-delesinin ve özgür tutsakların unu-tulmasına asla izin vermeyeceğiz.

Yürüyüş: Geçmiş olsun. Kom-plo çöktü diyebilir miyiz?Şimdi AKP’nin tüm yalanlarıaçığa çıktı. Çöken sadecekomplolar da değil,asıl çöken AKP diyebilir miyiz?

Günay Dağ: Sağolun. Teşekkürederiz. Biraz sürpriz, biraz da bek-lediğimiz bir tahliye oldu. Tekrar dı-şarda olmak, dışarıdaki mücadeleyekaldığımız yerden devam edecek ol-manın heyecanı içindeyiz…

Evet, tabii ki rahatlıkla komplonunçöktüğünü söyleyebiliriz. Ama şunuda hemen ifade etmek gerekir ki,ortada bildiğimiz anlamda, klasik bir

komplo da yoktu esasında. Zira yö-nelttikleri suçlamaların tamamı yagünlük sıradan şeylerdi ya da avu-katlık faaliyetlerimizdi aslında. Yap-tıkları telefon dinlemeleri, tekniktakipler hatta hakkımızdaki gizlitanık beyanları dahi mesleki faali-yetlerimizle ilgiliydi. Yani ortadagizli saklı yapılmış aman aman şeyleryoktu. Aceleye getirilmiş bir komplodenemesi de diyebiliriz. Çünkü kom-plo kurmayı bile becerememişlerdi.14 ay boyunca bizi tutsak etmelerinesebep olan, daha doğrusu buna hukukigerekçe olarak gösterdikleri şeylerebaktığımızda bunların normal koşul-larda hiçbir suçlama konusu edile-meyecek şeyler olduğunu görüyoruz.“Mesela örgüt üyelerinin avukatlığınıyapmak”, “susma hakkını kullana-bileceklerini hatırlatmak” gibi şeylersuçlama haline getirilmişti. Ama tabiiki bu sürece meşruluk zemini sağlamakiçin ortaya attıkları bir takım yalanlarda vardı. Bu yalanlar da bizzat siyasaliktidar tarafından üretilen ya da sa-hiplenilen yalanlardı. Mesela büro-muzda 11 çelik kapı olduğu bizzatbaşbakan tarafından meclis kürsüsün-den defalarca dile getirilmişti. Bununyanında “kozmik oda”, “ajanlık”,“yanmış-yakılmış belgeler” gibi algıyönetimi malzemeleri de sürekli olarakservis edilmişti. Bunlarla da bizimmasum avukatlar olmadığımız, gizlikapaklı işler yaptığımız, aslında nekadar tehlikeli “terörist”ler olduğumuzalgısı yaratılmak istendi. Bunu birkomplo olarak kabul edersek eğer,evet, komplo çöktü diyebiliriz. Çünkühem bunların yalan olduğu açığa çıktıhem de bunlardan bekledikleri sonucuelde edemediler. Daha ilk andan ortayaçıkan, çok geniş halk kesimlerinindestek ve dayanışması, halkımızınbizi sahiplenmesi bunun hem göster-gesi hem de bunu sağlayan temel et-kendi diyebiliriz. Bizim tutsak edil-memizden kısa bir süre sonra açığaçıkmaya başlayan ve gittikçe yükselen,haziran ayında da ayaklanmaya dö-nüşen “faşizme öfke“ hali de bununen önemli sebeplerindendi. Nitekimbu sürecin sonunda faşizmin içinedüştüğü ağır yönetememe krizi, bukrizin oligarşi içi güçler arasında git-

tikçe şiddetlenenbir savaşa dönüş-mesi sonucundabiz de tahliyeedildik. Yani tah-liye edilmemizasıl olarak bizim,arkadaşlarımızınısrarlı, kararlı mü-cadelemizin vehalkın dayanışmasının, Haziran Ayak-lanması ile başlayan halkın öfkesininsonucuydu diyebiliriz. Bu anlamda,tutsaklığımızla başlayan sürecin bü-tününe baktığımızda hem bize ku-rulan komplonun hem de AKP’ninçöktüğünü söyleyebiliriz

Yürüyüş: Yıllardır tutsakmüvekkilleriniz içinhapishanelere gidiyordunuz...Sonra siz de tutsak düştünüz...Bize F tiplerini, ÖzgürTutsaklığı anlatır mısınız?

Günay Dağ: Evet, hapishanelerhiç de yabancısı olmadığımız yerlerdi.Yıllardır tutsak müvekkillerimizle yap-tığımız rutin görüşmeler, raporlamavb. amaçlarla yaptığımız ziyaretler vetakip ettiğimiz davalar, yaptığımız hu-kuki-bilimsel çalışmalar sebebiylegenel olarak hapishaneleri özelliklede F Tipi hapishaneleri ve tecrit ger-çekliğini biliyorduk. Özellikle de 2000-2007 yıları arasında süren ölüm orucudirenişi dolayısıyla tecrit olgusu hepgündemimizdeydi. Ayrıca ben, diğerarkadaşlardan farklı olarak, daha öncekısa süreli tutsaklık yaşadığım ve Ftipi hapishane deneyimine sahip ol-duğum için biraz daha yakından bilgisahibiydim. F tipi hapishanelerin “tec-rit” politikası üzerine inşa edilmişhücre tipi tecrit hapishaneleri olduğunusöyleyebiliriz. Bu hapishaneler 69tane tek kişilik ve 100 tane de 3kişilik hücrelerden oluşmaktadır.Yani toplam kapasitesi 369 kişidir.Bu hapishaneler tutsakların hem bir-birleriyle hem de dışarıyla ilişkilerininazami olarak sınırlandırıldığı izolasyonhapishaneleridir.

İçerde tutsakların birbirleriyle hertürlü fiziksel temasının ve paylaşımınınkesilmeye çalışıldığı; dışarıyla olantüm haberleşme olanaklarının mümkün

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!228

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Günay DAĞ

Page 29: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

olduğunca sınırlandırıldığı kısaca tut-sakların sosyal izolasyona/yalıtımatabi tutulduğu hapishanelerdir. Ancaktecrit politikası olarak ifade ettiğimizşey yalnızca F tipi hapishanelerin fi-ziksel koşullarıyla ve bu koşullarlabağlantılı sosyal izolasyonla sınırlı birolgu değildir. Bunlara ek olarak uy-gulanan keyfi dayatmalar, yaptırımlar,saldırılarla bütünleşen bir vazgeçirme,tretman/iyileştirme, ıslah etme/yolagetirme politikasıdır. Geride bıraktı-ğımız 14 aylık tutsaklık sürecinde ya-şadıklarımız ya da tanık olduklarımızlaF tipi hapishaneleri ve tecrit olgusunudaha yakından öğrenmiş olduk. Aynızamanda da Özgür Tutsaklığı da ya-kından görmüş, yaşamış olduk. Özgürtutsaklık geleneğinin üzerine şekil-lendiği moral değerlerin gücünün tec-ritin gücünün ve etkisinin çok çoküzerinde olduğunu, pek çok açıdantecritin yıkıldığını, bunun yalnızcamoral anlamda değil somut kazanım-larla da gerçekleştiğini gördük. Bun-lardan en önemlisi de sanırım sohbethakkıydı. Her türlü engelleme ve gaspetme girişimine rağmen böyle bir hak-kın kazanılmış olmasının tecrit du-varlarında açılmış büyük bir gedik ol-duğunu düşünüyorum.

Yürüyüş: F tiplerinde tecrituygulaması nasıl sürüyor?En son havalandırmalarakameralar takılmasıgündemde...Bazı hapishanelere takıldı...Tutsakların tavrı nedirbu konuda?

Günay Dağ: Az önce de ifade et-tiğim gibi tecrit uygulamasıfiziksel/sosyal izolasyonla birlikte uy-gulanan her türlü keyfi uygulama,dayatma ve fiziksel saldırıyla; disiplinsoruşturmaları ve cezalarla sürüyor.Son süreçte bu keyfi saldırılara biryenisi daha eklendi. O da kameralar...Son 1 yıl içinde birçok hapishanedehavalandırmalara kameralar takı-larak tutuklu ve hükümlülerin ya-takhane gibi özel alanları dahil tümyaşam alanları 24 saat süreyle iz-lenmek isteniyor. Bu saldırının ama-cının tecriti daha da yoğunlaştırmak,tecritin tutsaklar üzerindeki psikolojik

etkisini daha artırmak olduğu açıktır.Uygulamanın hiçbir hukuki dayanağıolmadığı gibi ahlaka da aykırı oldu-ğunu, keyfi olduğu kadar ahlaksızbir saldırı olduğunu da söyleyebiliriz.Bugüne kadar kameraların takılmışolduğu Tekirdağ, Sincan, Kırıklar,Kırıkkale, Edirne F tipi hapishane-lerinde devrimci tutsaklar bu keyfive ahlaksız saldırıyı hiçbir şekildekabul etmeyeceklerini ifade ettiler vekameraları kırarak direniş yolunuseçtiler. Bu direnişler, doğal olarak,hapishane idareleri tarafından hukukive fiziksel saldırılarla karşılandı.Birçok hapishanede fiziki saldırılar,işkencelerle birlikte disiplin soruştur-malarıyla birlikte tutsaklara aylaravaran hücre cezaları, yıllara varan zi-yaret ve mektup cezaları verilmiş,birçok tutsağa da ayrıca davalar açıl-mıştır. Bizim bulunduğumuz Kandıra1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nde deson 1 ay içerisinde kameralar takılmayabaşlandı ancak bizim bulunduğumuzhücrelere henüz kameralar takılmadantahliye edildik. Dolayısıyla kamerasaldırısı ve bu saldırı karşısındakifiziki direniş sürecinde yer alamadık.

Ancak kamera saldırısı karşısındatavrımızın ne olacağı konusunda uzunsüre önce tartışmalarımız olmuş vetüm hapishanelerde olduğu gibi ka-meralar takıldığı anda kırma yö-nünde bir karar almış, bunun yolve yöntemleri üzerinde konuşmuştuk.Ayrıca tahliye olmadan önce bununlailgili bir dizi hukuki girişimimiz deoldu. Adalet Bakanlığına başvuru yap-tık, suç duyuruları yaptık ancak so-nuçlarını alamadan tahliye edildik.Özgür tutsakların süreci devam etti-receğini, bu saldırıyı hiçbir koşuldakabul etmeyeceklerini biliyoruz.

Yürüyüş: Avukatlarınmüvekkilleriyle görüşyerlerinin camdan yapılmasıgündemde...Burada amaç nedir?Uygulanma ne şu anda?Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

Günay Dağ: F tipi hapishanelerdebir süredir gündemde olan saldırılardanbiri de avukat görüş kabinlerinin şeffaffanus haline getirilmesidir. Hapisha-

neler arasında uygulama açısındanbazı küçük farklılıklar olmakla birlikteuygulamayla temel olarak avukat-müvekkil görüşmelerinin herkesçegörülebilir ve duyurulabilir hale ge-tirilmesi söz konusu. Böylece kanunende güvenceye alınmış olan “avukatmüvekkil görüşmesinin mahremi-yeti” ortadan kaldırılmakta, savunmahakkı kullanılamaz hale getirilmektedir.Uygulamanın ayrıca kamera uygula-masında olduğu gibi tutsaklar üzerin-deki psikolojik baskıyı artırarak tecritikatılaştırma amacı taşıdığı da açıktır.Bu nedenle kabul edilmesi söz konusudeğildir. Nitekim özgür tutsaklar olarakbu saldırıyı kabul etmedik ve çeşitliyollarla, değişik düzeylerde direnişgösterdik. Önce uygulamayı sloganlarlaprotesto ettik, daha sonra avukat görüşüyapmama ve slogan atma ve son olarakda avukat görüş yerlerini çevreleyencamları kırma şeklinde eylemlerimizoldu. Bunun üzerine hakkımızda pekçok soruşturma ve davalar açıldı. Biztahliye olduk ama uygulama ve direnişhala sürüyor.

Yürüyüş: Sizin bütün bu süreçiçin söylemek istediklerinizvar mı?

Günay Dağ: Son olarak tutsaklıksürecine ilişkin şunu söyleyebilirim;bu 14 aylık süreç bizim için pek çokaçıdan öğretici, geliştirici oldu. Ha-pishaneler ve hapishane mücadelesikonusundaki, özgür tutsaklık geleneğikonusundaki bilgilerimizi, bizzat için-de yer alarak, daha da derinleştirmişolduk. Artık hapishaneler konusun-daki duyarlılığımızın bir kat dahaarttığını söyleyebilirim. Her ne kadarayrıca bu 14 aylık süreçte HaziranAyaklanması ve Berkin Elvan’ın ce-nazesinde milyonların sokağa çıkarakadalet talebini haykırması gibi pekçok siyasal ve toplumsal gelişmeyiiçerden takip etmenin hem bir üzüntüve yoksunluk duygusuna hem deonu kat be kat aşan bir öfkeye sebepolduğunu, bu öfkeyle dışarıya çıktı-ğımızı da söyleyebilirim. Artık kal-bimizin bir yarısı hapishanede olarakmücadelemizi dışarıda sürdüreceğiz.

BİTTİ

229

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 30: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

18 Ocak 2013 yılında komploile tutuklanan Halk Cepheliler ileyaptığımız röportajları yayınla-maya devam ediyoruz.

Şafak YAYLA,23 Yaşında,İstanbul ÜniversitesiHukuk Fakültesi Öğrencisi

Yürüyüş: 18 Ocak 2013tarihinde Türkiye genelindebirçok ev, yasal dernekler,kültür merkezleri ve hukukbüroları AKP’nin polisleritarafından basıldı. İşkencelerlegözaltına alınarak, komployla,“11 çelik kapı”, “kozmik oda”yalanlarıyla tutuklandınız. Biryıldan fazladır tutsaktınız.Yaşanan süreci düzenlenenkomployu ve yalanları kısacaözetler misiniz?

Şafak Yayla:Ben tutuklanma-dan önce, benimve birçok arka-daşın adları bur-juva gazetelerin-de canlı bombaolarak sunuldu,sayısız kontrahaber yapıldı. Busüreçte katledil-memizin meşruzemini yaratıl-maya çalışıldı;

bu nedenle biz o süreçte katledilme-diysek, bu kesinlikle katil AKP'ninpolislerinin ve yargısının duyarlılığısonucu değildir.

18 Ocak günü de gece yarısı it-faiye araçları ile derneklerimize bas-kın yapıldı. Bu baskın sırasında cam-lardan içeri biber gazları atıldı vecamlar kırılarak içeri girmeye çalış-tılar. Biz de o gece Gençlik Federas-yonu'nda bulunuyorduk ve gece yarısı

yapılan bu baskın karşısında kendi-mizi korumaya çalıştık. Dev-Genç’eve de Dev-Genç'lilere yakışır şekildekurumumuzu savunmaya çalıştık.Çünkü kendini her şeyden, herkestenve her türlü iradeden üstün görenbir anlayış ile derneğimiz gece yarısıbasılırken biz de onlara karşı tepkisizkalamazdık. Sloganlarımızla karşı-ladık işkencecileri. Bulunduğumuzodada 6 kişiydik, odaya biber gazısıkılarak etkisizleştirilmeye çalışıldık.Kapı kırıldıktan sonra, ellerinde uzunnamlulu silahlar olan Özel Harekatpolisleri saldırdı ilk olarak üzerimize.Bir yandan küfür ederek tekmeli-yorlar, bir yandan da silahlarının dip-çikleri ile vurarak bizi birbirimizdenayırmaya çalışıyorlardı.

Bizi birbirimizden kopardıktansonra arkadan kelepçeleyerek yerlerdesürüklediler ve Çevik Kuvvet oto-büsüne soktular. Çevik Kuvvet oto-büsü içindeki TEM polislerinin amiri,bize 'hepinizi aldık, avukatlarınızıda aldık' diyerek psikolojik olaraketkilemeye çalışıyordu.

Daha sonra, üç gün Vatan EmniyetMerkezi’nde tutulduktan sonra sav-cılık karşısına çıkarıldık. Bana 1 Ma-yıs'ta çekilmiş bir kişinin fotoğrafınıgöstererek 'sen misin bu' diye sordusavcı. Sanki 1 Mayıs'a katılmak suç-muş gibi, bunun yanında üzerimeifade veren gizli tanıklar olduğunubelirtti. Yani gözaltına alınma ge-rekçesi olarak gizli tanık ifadelerive yasal eylemler gösterildi. Yapılanbaskının ne kadar hukuksuz ve keyfiolduğunu da görmüş olduk. Mahkemekarşısında da savcılıkta verdiğim ifa-deyi tekrar ettim, ancak mahkemeçoktan kararını vermişti.

Baskının amacı, devrimci faali-yetlerimizi engellemek, devrimcileritutsak ederek cezalandırmak ve halkagözdağı vermekti. Avukatlarımız tut-sak edilerek aslında AKP her kesime,istediği şekilde saldırabileceğini, mu-halif her sesi engelleyebileceğini

göstermek istiyordu.

"11 çelik kapı" yalanları ile,"kozmik oda" yalanları ile yaptıklarıhukuksuzlukları ve saldırıları meş-rulaştırmak istediler. Tayyip Erdoğan,her zamanki gibi büyük bir pişkinlikle'tabi yapacağız, onlar terörist' dedi.Yani devrimci iseniz katlederiz de,işkence yapar, tutuklarız da. Bu ne-denle, kendi yasalarımızı da tanımayızdedi açıkça. Ayrıca "demir kapı" ya-lanları ile insanların akılları ile dedalga geçmiş oluyorlardı. Bugün, in-sanlar kendilerini bu düzen içindegüvende hissetmiyorlar ve bu nedenlekorunma amacı ile demir kapı dayaptırıyorlar. Ayrıca, Tayyip Erdoğan,polisleri işkence yaparken, kurumlarıbasarken karşıdakinin de bunu ka-bullenmesini, sessiz kalmasını istiyor.Ancak kurumlarımız bizim değerle-rimizdir ve katillerin ellerini kollarınısallayarak girecekleri yerler asla ol-mamıştır. Ayrıca çelik kapıdan bah-seden Erdoğan, kendi evlerinin çelikkapılarının, güvenlik tedbirlerinin,koruma ordularının hesabını verme-lidir.

Tüm bu yalanlar gerekçe göste-rilerek büyük bir komplo ile tutuk-landıktan sonra da hukuksuzluklarsür-git devam etti tabii ki. İddiana-menin hazırlanması 6 ay sürdü veilk duruşmaya 1 sene sonra çıkarıldık.İddianamemiz duruşma öncesi de-ğiştirilmiş olmasına rağmen bize her-hangi bir bilgi verilmedi.

21 Ocak 2014'de ilk duruşmamızgörüldü, duruşma boyunca hakimlerbize hiçbir soru sormadı, bunun ya-nında iddianamedeki iddiaların soyutve temelsiz yönlerini belirtmemizerağmen buna dair de bir şey söyle-mediler. Yani, karar önceden verilmiştive duruşma göstermelik bir niteliktaşıyordu.

Örneğin gizli tanıklardan biri birkonu ile ilgili 'böyle olduğunu düşü-nüyorum' diyor. Yani ihtimaller vetahminler üzerine kurulu ifadeler da-

AKP’NİN 18 OCAK KOMPLOSU ÇÖKTÜSuçlu Biz Değiliz, Hırsız, Katil AKP’DİR -2-

Şafak Yayla

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!330

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Röportaj

Page 31: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

yanak yapılarak açılan mahkemede'kuvvetle suç şüphesi' nin varlığı de-vam ettiğinden tahliye edilmedik,heyet açıklamasına göre.

AKP, bizlere yaptığı operasyonu,tam anlamıyla, eline-yüzüne bulaştırmışoldu. Tutuklattığı avukatlarımızın vebizlerin tahliye olması komplolarınınniteliğini de göstermektedir.

Yürüyüş: Eklemekistedikleriniz...Şafak Yayla: Gençlik Federasyonu'

nun tutsak öğrenciler ile ilgili yaptığıkampanya kapsamında gerçekleşeneylemler, TAYAD'lı ailelerimizin sa-hiplenişi bizleri bu süreçte daha dagüçlü kıldı ve büyük ailemiz içindekibu bağlılığı bir kez daha göstermişolduk. Bu nedenle tüm TAYAD'lı ai-lelerimize ve Dev-Genç'lilere teşekkürederiz tekrardan.

Güven USTA,Gençlik Federasyonu Çalışanı,24 Yaşında,Kocaeli ÜniversitesiKimya Mühendisliği Öğrencisi

Yürüyüş: 18 Ocak 2013tarihinde basılan kurumlardanbirisi de Gençlik Federasyonuidi. İşkencelerle gözaltınaalındınız. “11 çelik kapı","Kozmik oda" yalanlarıylatutuklandınız. Yaşanan sürecidüzenlenen komployu ve

yalanları an-latır mısınz?

Güven Usta:Yalanların ger-çekler karşısındabir hükmü olma-dığını biliyoruz.İşbirlikçi AKPiktidarının yöne-tememe kriziarttıkça daha çokyalan söylemeihtiyacı duyuyorve devrimcilere

sürekli saldırıyor. Tutuklandığımızsüreçte milyonları örgütleyeceğimiz

kampanyamız sürüyordu. Bu kam-panyamızın sonuç almasından korkanfaşizmin saldırmaktan başka bir çaresiyoktu. "11 çelik kapı", "kozmikoda" diyerek baskınlar yaptılar. Bur-juva medya günlerce kontra haberleryaptı. Yine tutsak kaldığımız süreboyunca aynı haberleri tekrar yaptılar.Ama bu komploları amacına ulaş-madı. Baskınlar sonrası örgütlenmeyedevam ettik. Emperyalizm ve işbir-likçisi AKP iktidarının karargahlarınıvurduk. 550 bin kişi ile BağımsızTürkiye Konseri düzenledik. Bu, bi-zim gücümüzü gösterdiği kadar, fa-şizmin yalanlarının halkımızda kar-şılık bulmadığının göstergesidir. Bi-zim halkla olan bağımızı koparmayaçalıştılar ama amaçlarına ulaşama-dılar. Bu süreçten daha da güçlenerekçıktık. Berkin'imizin cenazesi mil-yonları örgütleyeceğiz iddiamızıngerçekleşeceğinin kanıtıdır.

Bulut YAYLA ,27 yaşında

Yürüyüş: 18 Ocak komplosunuanlatır mısınız?

Bulut Yayla: Ben, 18 Ocak'taYunanistan'daydım, çünkü bir seneönce benzer bir polis komplosuylaaranır duruma düştüm. Polis beniyakalayamadığı için canlı bomba ol-duğum yalanını yaydı. Karakollarafotoğraflarımı astı. Görüldüğümüzyerde infaz etmek için uğraştı. Buyüzden yurtdışına çıkmak zorundakaldım.

Ben, 30 Mayıs günü Yunanis-tan'dan kaçırılıp Türkiye'ye getirildim.3 Haziran 2013'te tutuklandım.

Devrimcilere her sene benzer ope-rasyonlar oluyor. Sahte belgelerle,gizli tanıklarla hazırlanmış dosyalarlatutuklanıyoruz. 18 Ocak, benzer amadaha kapsamlı bir saldırıydı. Çünküdevrimcilerin avukatlarına da saldı-rıldı. 9 devrimci avukat tutuklandı.Yani “biz herkesi tutuklarız, sizinsavunmanızı yapan avukatlarınızıbile” mesajı verilmek istendi. Fakat,tüm baskınlarda olduğu gibi, çöktü.Çökmesi beraat edeceğimiz anlamınagelmiyor tabi. Çünkü Başbakan’ın

hakime talimat vererek karar aldırdığıbir ülkede yaşıyoruz. Devrimcilerindavalarında da onlarca yıllara varancezalar havalarda uçuşuyor.

Yürüyüş: Yunanistan'daCIA'nın da katıldığıoperasyonla Türkiye'yekaçırılıp tutuklandınız.Yaşadıklarınızı, süreci nasıldeğerlendiri-yorsunuz?

Bulut Yayla:30 Mayıs akşamıAtina'da saat21.30 sıraları ça-lıştığım yerdençıktım, eve doğrugiderken daha 50metre uzaklaş-mışken bir el ağ-zımı kapataraksaldırdı. Sonraüzerime çullan-dılar. Sayılarını net bilmiyorum. Bayaboğuştuk. Ben restoranttaki arkada-şıma bağırdım baya tabi duyurama-dım. "Help" diye bağırdım. Saldır-ganlarla baya boğuştuk, onlar o kadarzor olacağını tahmin etmiyorlardıgaliba. Çevreden arabalar durmayabaşladı. Beni kaçıranlar onlara devametmelerini işaret etti. Fakat yayayoktu çevrede. Bunun normal birkaçırma olmadığı belliydi. Beş dakikamücadale ettim ama en sonunda ara-baya bindirdiler. Biri ellerime biriayaklarıma bastırdı. Onlar bana Yu-nanca bir şeyler söylüyorlardı, hakaretediyorlardı muhtemelen.

Ben onlara Türkçe ve İngilizce,katil olduklarını söyledim. Bu aradacebimdeki telefonu almadıklarını dü-şünerek, belki telefona rastgele ba-sabilirsem bağırışma seslerini du-yanlar anlarlar dedim. Bir elim ba-cağımın altındaydı. Serçe parmağımlayokladım cebimi ve o an anladımki, boğuşma esnasında ne var ne yokalmışlar. Gözlüğüm de düştüğündenbiraz da tansiyon yükselmesindensanırım gözüm puslandı. Kendi ken-dime sakin olmalıyım dedim. Birazsonra daha net görmeye ve düşün-

Bulut Yayla

Güven Usta

331

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 32: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

meye başladım. Fakat kesinlikle ka-rakola gitmediğimiz belliydi. 20 da-kika merkezin dışına çıktık. Ben gör-müyorum çünkü arka koltukta üze-rime çullandılar. Fakat otoban se-sinden anlaşılıyor. Araba durdu. Şöförindi telefonla konuştu. Geri bindi.Gözlerimi elleriyle kapattılar ve birsaat devam ettik bunlarla. Issız biryola girdiler. Burada katledeceklerdiye düşündüm. Ve psikolojik olarakkendimi hazırlamaya çalıştım. Arabadurdu, tabi ilk arabadakiler birazönce siyah küçük bir bez çuval ge-çirdiler kafama. Bu cisimleri net gör-memi engelliyordu. Silüetleri göre-biliyordum ve kelepçelediler ellerimi.İkinci bir araba yanaştı. Galiba, buaraba beni kaçırırken teşhir oldu oyüzden araba değiştirdiler diye dü-şündüm. Ve arkadaşlar şu an Atina'yıçoktan ayağa kaldırmışlardır diyerekbaşıma ne gelirse gelsin rahatça ya-pamayacaklar bu saatten sonra, çünküçoktan haber yayılmıştır dedim. Sü-rükleyerek diğer arabaya taşıdılar.Arabanın rengini falan anlayamasamda, küçük tip bir araç olduğunu far-kettim. Trafikte çok dikkat çekme-yecek tipte bir araba seçmişler yani.Bundan sonra artık tamamen sessizbir yolculuk başladı.

Hiç konuşmuyorlardı. Yunancaradyo çaldı yüksek bir sesle. Bunlarçuvalın üstüne bir de kar maskesitaktılar, ki artık tamamen kör oldum.Ve ayrıca neden olduğunu bilmiyorumama uykum gelmeye başladı. Muh-temelen oksijen azlığından oldu.Birisi elimi burnuma koyup havaalıp alamadığımı kontrol etti. Sonrayola devam ettiller. Kelepçenin üstünebir mont örttüler sanırım. Yani il sı-nırlarında gişelerde görülmemek içinolduğunu anladım sonra. İl sınırlarınıanlayabiliyordum. Ki bu saatten sonraiade edileceğimi düşündüm. Kimenasıl iade edeceklerini yorumlamayaçalıştım. Böylece zihnimi açık tutu-yordum düşünerek. Yola devam ettikyine. 4 saat sonra yine araba sesleriningeldiği bir yerde kenara çektiler. Ön-dekiler ve bir yanımdaki indi. Galibaindirip öldürecekler burda dedim.Kafamdakileri de çıkarttılar. Fakathemen bir gözlük taktılar. Bu gözlük

tamamen siyah, görüşü olmayan birgözlüktü. Bu tarz operasyonlardakullanıyorlar sık sık herhalde. Neolduğunu anlamaya çalışırken, flaşışığı hissettim gözlüğün altından.Fotoğrafımı çektiler yani. Muhteme-len, karşı tarafa beni teyit ettirmekistiyorlardı. 20 dakika kadar sonragözlüğü çıkarıp çuvalı ve kar mas-kesini takarken sağımdakini gördüm.Top sakallı, şişkoydu. Yola devamettik. Sabaha karşı beni üçüncü birarabaya bindirdiler. Tabii her devirteslimde muamele sertleşiyor. Kol-larımı daha sıkı kavrayıp arabayaresmen fırlatıyorlar.

Üçüncü teslim çok ıssız bir yerdi.Tek bir canlı sesi dahi yoktu. Sadecearaba farları aydınlatıyordu.

Artık il sınırlarından da geçmi-yorduk anladığım kadarıyla. Bunlarlada 2-3 saat gittikten sonra yavaşyavaş sabah oluyordu, yine tamamenıssız yollara girdik. Kafamdaki karmaskesini çıkardılar. Sadece çuvalkaldı. Dar, iki yanı ağaçlı ama asfaltbir yola girdik. Burası Türkiye top-raklarıydı sanırım. Öndeki bir aracıtakip ettiğimizi farkettim. Aracınarka kırmızıları yanıyordu. Bundanönce telefonla konuşmak için müziğison ses açtılar. Bunu durana kadar 3sefer daha yaptılar. Artık tamamentarla gibi bir yola girmiştik. Yani ta-mam buraya kadarmış demeye baş-ladım. Yarım saat sonra öndeki, ar-kadakilere bir işaret yaptı. Üstlerin-deki sivitlerin kapuşonlarını taktılarsıkı sıkı. Yüzlerini gizlemeye çalışı-yorlardı. Bir yandan da bunlar değil,teslim ettikleri kişiler öldüreceklersanırım diye düşündüm.

Öndeki durdu, biz de durduk.Arabadan indirirken bir şapka taktılar.Buna hala bir anlam verebilmiş de-ğilim. Onu inerken attım kafamdan.Karşıda kar maskeli adamlar vardı.Kalabalıklardı. Kafamdan eğerek as-keri sınır olduğunu düşündüğüm yer-den geçirdiler. Karşıdakiler kafam-dakini çıkarıp kendilerininkini taktılar.Ellerimi de arkadan plastik kelepçeylekelepçelediler. Kollarımdan iki kişi,arkamdan da bir kişi hızlı hızlı yü-rütmeye başladılar. Düzensiz bir şe-

kilde sağa sola öne arkaya dolandır-dılar. Her an durdurup katledeceklerdiye düşünmeye başladım. O anakadar sakindim fakat beynim zon-klamaya ve susamaya başladım. Sonrageçmişe dair çok alakasız anılar geç-meye başladı kafamdan. Bunları nasıldüşünebiliyorum diye de şaşırdımkendime. Yaklaşık 30 dk. sonra dur-duk. Çok yorulmuştum. Yani bir bar-dak su içsem çok güzel olurdu. Halaeğik bekletiyorlar.

Fakat, Türkler mi yabancılar mıemin değilim, çünkü beni teslimalanlar diğerlerine "okey, bye" de-mişlerdi. CIA olabilirdi yani. SonraTürk askerlerinin yakın bir mesafedensabah içtima sesleri geliyordu. Sonrayakından bir ses "çabuk çabuk" dedi.Kalp atışlarım hızlanmaya başladı.Gözlerimi kapattım beklemeye baş-ladım. Biraz daha sakinleşmiştimyalnız. Sonra bir arazi aracı sesi yak-laştı araç yanımızda durdu. Hızlıcaiçine attılar beni ve başımı neredeysezemine kadar indirerek yola çıktık.Bir binaya geldik. Yerdeki taşlar Ar-navut kaldırımıydı. Sarı çizgilerdiburası, gizli bir sorgulama merkeziolabilir diye düşündüm. Yine hızlıbir şekilde indirdiler boğacak şekildeboynumdan sıkarak iki kat çıkardılar.Bir odaya soktular bir kanepeye oturt-tular. Ben hiçbir şey söyleyemiyorum.Hala öldürüleceğimi düşünüyorumve bekliyorum.

Sonra odadaki kalabalık boşaldı.Biri kafama bastırarak bekletmeyebaşladı. Kollar arkadan bağlı oluncaiyice uyuştu. 5 dakikada bir değişti-riyorlardı. Burada konuşmaya baş-ladılar. "Sen git ben kalırım" gibicümleler. Katil dayanışması yani...Belli bir zaman sonra kafamdakiniaçtılar ve "memleketine hoşgeldin"dediler.

O saatten sonra oyun da başladı.Kaçırılmamıştım, Edirne'den girişyaparken köylüler tarafından görü-lerek ihbar edilmiştim... Ve böylebir sahte yakalama tutanağı düzen-lenerek dava dosyama kondu. Ulus-lararası insan korsanlığı da böyleceonlar açısından tamamlanmış oldu.

Bitti

Röportaj

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!33

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 33: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Bir devrimcinin görev ve sorum-luluk alanı, yalnızca çalıştığı birim, yer,bölge değildir. Bir devrimci uf-kunu daraltır ve bu pencereden ba-karsa sınırlanır statükolara hap-solur.

Statükoları parçalamak isedevrime cephenin penceresindenbakmak ve devrimin sorunlarınakafa yormaktır. Yoksa bu şekildedüşünüp yaşamayan bir devrim-cinin sadece söyleneni yapan,yeni sorumluluklar üstlenmeyenbir bürokrattan, memurdan farkı kalmaz.

"Devrimi ben örgütleyeceğim"dediğimizde kendimizde bu güvenibulduğumuz noktada önümüzdeki zor-lukları aşmak; yaşamımızdaki statü-koları kırmak da çok daha kolay ola-caktır. Bunun anlamı iktidar perspek-tifiyle hareket etmektir. Bu perspekti-fe sahip olduğumuzda, sadece görev so-rumluluk verildiğinde yapan değildaha fazla görev ve sorumluluk almakiçin çaba harcayan oluruz.

"Ben devrimi örgütleyeceğim"diye yola çıkanlar, bulundukları bölgedeçalmadık kapı, örgütlenmedik insankalmayacak diyenler örgütle bütünle-şiyorlar; örgüt gibi düşünüyorlar de-mektir.

Mesela, "Milyonları Örgütleye-ceğiz" kampanyası belki başlardaabartılı, sadece propagandif slogandeğeri olan bir düşünce gibi gelmiş ola-bilir kimilerine... Lakin Haziran Ayak-lanması’nda bunun mümkün olduğu-nu herkes gördü...

Her Cepheli tereddütsüz ve karar-lılıkla Cephe’nin politikalarını en iyi şe-kilde uygulamalıdır. Tarih en iyi öğ-retmenimizdir.

Örgüt gibi düşünmek, tüm müca-delemizi devrimin ihtiyaçları çerçeve-sinde sürekli örgütlemektir. Eğitimi-mizden yaşam tarzımıza kadar tüm ha-yatımızı bu doğrultuda örgütlemektir.

Büyük düşüneceğizve önümüze büyük he-defler koymaktan, dahabüyük sorumluluklargörevler almaktan kork-mayacağız. Statükocuolmayacağız. Kendimi-zi örgütün yerine koya-

rak mücadelenin sorunlarına kafa yo-racağız.

Parti-Cephe, ideolojisiyle, politikave taktikleriyle örgütlenme, mücadeleyöntem ve araçlarıyla iktidarı alabile-cek ciddiyet ve sorumluluğa sahiptir.Bu ciddiyet ve sorumluluğun gerek-tirdiği üretkenlik aynı zamanda bizi ik-tidara taşıyacaktır.

Büyük Düşünmek,İktidar Bilinciyle “Yeni”yiÜretmek, Özgün veŞablonsuz Olmaktır...

Dayımız'ın dediği gibi;

"...Devrimin ve savaşın sorunlarıhiçbir şemaya, programa ve taktiğe sığ-dırılamayacak kadar büyük ve değiş-kendir. Örgütlenmeler, programlar,tüzükler, taktikler, yeni çalışma bi-çimleri, yeni politikalar ve hemen her-şey devrim yürüyüşünü hızlandırmakengelleri aşmak, tıkanıklıkları ortadankaldırmak ve devrime biraz daha yak-laşmak içindir. Halk kitlelerine önderlikedecek, onları devrime götürecek, aç-mazlarını tıkanıklıklarını veya eskitarz örgütlenmeler ve çalışma tarzla-rıyla yeni açılımlar sağlayamadığını,kitlenin savaşını yükseltemediğini gör-düğünde kendini yenileyebilmeli, eskitarzını ve örgütlenme biçimini gerek-tiğinde ‘artık eskimiş eşyadır’ diyerekbir kenara atabilmeli yerine yenileri-ni koyabilmelidir." (Halk Sınıfı II,syf: 224-225)

Dayımızın dediği gibi sürecin ihti-yacına uygun politikalar üretebilmeli-yiz.

Dayımız bu bakış açısıyla gelece-ğin iktidar organları olacak ve halkınkendi kendisini yönettiği örgütlenme-ler olan Halk Meclisleri ve Halk Ko-mitelerini yaratmıştır.

Yeri gelir mücadelemizin ön pla-nında hapishaneler olur, yeri gelir de-

mokratik alan, yeri gelir silahlısavaş olur. Parti bütün örgütve mücadele biçimlerini bir-likte ele alır.

Bazen bir yoldaşımıza iş-kence yapılmasının hesabınısormak için şehit düşmeyi degöze alarak hesap sorarız.Bazen bir hasta tutsağımızı fa-şizmin elinden almak için

gazların, copların altında işkenceyi,gözaltıları, F tipi tecrit hücrelerinigöze alarak caddelerde, sokaklarda, ça-dırlarda ölümüne direniriz. Kendi mev-cut yasalarını uygulatmak için Yuna-nistan’daki Cepheliler gibi ölüme ya-tarız.

Büyük Düşünmek,Önüne Büyük HedeflerKoymaktır...

Küçük düşünen, küçük hedeflerinpeşinde koşanlar, küçük dünyalarıolanlar, statükolara hapsolanlar ancakküçük işler başarabilir hatta mevcut bas-kı koşullarında faşizm ellerini boş bı-rakır... Kısacası boşa kürek sallamak-tır küçük düşünmek.

Büyük düşüdüğümüzde önümüzebüyük hedefler koyarız.

Tarihin akışını büyük düşünen in-sanlar değiştirmiştir.

Lenin devrimin hemen sonrasındadevrimi boğmak isteyen Alman em-peryalistleriyle Brest-Litovsk Antlaş-ması gündeme geldiğinde kritik biranda yoldaşlarının çoğunu ikna ede-memesine rağmen tarihsel haklılığınaolan inancıyla "bu antlaşma imza-lanmalı ya da ben çekiliyorum..." de-miştir. Bunu partili ve partisiz yoldaş-larına gösterebilmek için tek başına tav-rını savunur. Çünkü hedefi devrimi ya-şatmak, sosyalizmi dünya halkları için

Ders: BüyükDüşünmek -2

Büyük DüşünmekÖrgüt Gibi

Düşünmektir

333

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 34: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Hasta Tutsaklar Serbest Bırakılsınkampanyasının ikincisi olan gecesininçalışmaları Sarıgazi’de düzenli bir şe-kilde yapıldı. 28 Mart’ta Sarıgazi’de2’şerli 3 ekip halinde 3 saat süren ça-lışmada 200 kapı çalındı, 700 bildiri da-ğıtıldı ve 200 afiş asıldı. Ev ev, dükkandükkan gezilerek yapılan kapı çalışma-sında 10 yaşındaki çocukların Güler Ze-re’yi tanıması, liselilerin “100 kişi ile ge-ceye geleceğiz” demesi halka gidildi-ğinde halkımızın büyük bir sahiplenmegösterdiğini bir kez daha somutladı.

Sarıgazi merkeze ise 29 Mart’ta 150afiş asılarak gecenin çağrısı yapıldı. 4Nisan’da Sarıgazi'de Karaca DüğünSalonu’nda yapılacak olan gecenin ça-lışmaları 31 Mart’a kadar Sarıgazi mer-

kezinde devam edilerek, topluolarak bildiri dağıtımı yapıldı.Dağıtım sırasında insanlar ilgi-liydi. Yapılan sohbetlerde hastatutsakların serbest bırakılmasıiçin yapılan mücadele anlatıldı,geceye çağrı yapıldı. 3 saat sürençalışmada 1200 adet geceye çağ-rı ilanı dağıtılırken, kampanyanınanlatıldığı bildirilerden ise 1500adet dağıtıldı. Çalışma boyuncabir yandan da “Hasta tutsakla-rın özgürlüğü için tüm halkı-mızı TAYAD’ın mücadelesinedestek olmaya çağırıyoruz”anonsu yapıldı. Mahallenin birçokyerine de kampanya afişleri yapıldıve 300 kapı çalındı.

bir umut haline getirmektir.

Fidel, Moncada askeri yenilgi son-rası; "Bu defa yenildik ama geridönmek yok" dedi. Tarih Fidel'in hak-lılığını kanıtladı. Moncadaki askeri ye-nilgi siyasi bir zafere öncü savaşının çı-kış noktasına dönüştü...

Mahirler fiziksel yok oluşu göze ala-rak Kızılderede: "Biz buraya dönme-ye değil ölmeye geldik" diyerek diren-diler ve şehit düştüler. Orada Türkiyedevriminin yolu çizildi. Bayrağı Dayıdevraldı. Devrimin yolunu tasfiye et-meye çalışanlara karşı durdu ve yeni birhareket yarattı. Ve o hareket Türkiyehalklarına 44 yıldır devrimin ve zafe-rin yolunu gösteriyor.

Halkların devrim ve sosyalizm umu-dunu bitirmek istedi emperyalistler veişbirlikçileri...

F tipi tecrit saldırısıyla umudu betonduvarların altına gömmek istediler.Dayımızın yol göstericiliğinde 122 şe-hit vererek devrimi savunduk ve ka-

zandık. 1 milyonluk 2012 Taksim 1 Ma-yıs'ı, 2013'teki 550 binlik Grup YorumHalk Korosu, Haziran Ayaklanmasıiçerisinde vücut buluyor Cepheli dire-nişin mücadeleye yansıması...

Büyük Düşünmek,Dünyada ve ÜlkemizdeÜstlenilen M-L ÖnderlikMisyonununFarkında Olmaktır

Dünya halklarına devrimi ve sos-yalizmi yaşatacak, halklara yol göste-recek tek hareket ML'nin kılavuzlu-ğunda ölümüne direnişini ve mücade-lesini yürüten cephedir...

Dünyada ve ülkemizde bugün em-peryalizmin "barış", "uzlaşma" saldırı-sı ve kuşatması altında hala devrim, sos-yalizm savunulabiliyorsa; bunda enbüyük pay Cephe’nindir.

Her Cepheli "tek başına kalmak

ve yürümekten" korkmamalıdır.Her zorluğu ve engeli sarsılmaz ira-demizle, Mahirler’in, Dayımızın yolgöstericiliğinde ve ML'nin kılavuz-luğunda aşabiliriz. Fidel'in emper-yalist saldırganlık karşısında; "Em-peryalizme teslim etmektense buadayı batırırız..." cevabı en güzeldireniş kararlılığı örneklerinden bi-

ridir.

Sosyalizmin Küba'da daima varolacağının bunun için büyük bedellerödeneceğinin bilincinde olan Kübalı-lardan biri 1 Mayıs 1993'teki 1 mil-yonluk buluşmada duygularını şöyle ifa-de ediyor: "Belki gözlerimizi çocuk-larımızı, yaşamlarımızı kaybedeceğiz.Belki dünya bizim ölüme terk edilişi-mize ses çıkartmayacak, sonuna dek iz-leyecek yok oluşumuz. Ama özgürlü-ğümüzü kaybettiğimizi göremeyecek-ler. Direneceğiz, evet, Küba için evet."(11 Mayıs 1993, Cumhuriyet / Aktaran,Yürüyüş, Sy: 170 / 4 Ocak 2003.)

Her koşulda sosyalizm inancını ko-ruyanlar gerektiğinde "tek başına kal-mayı" göze alabilirler.

Sevgili okurlar; haftaya başka bir ko-nuda görüşmek üzere...

Hoşça kalın...

Bitti

Hasta Tutsaklarımızı FaşizminElinden Çekip Alacağız

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!34

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 35: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

AKP’nin hasta tutsak politikasınınkatletmek üzerine olduğunu sahipoldukları yetkileri tutsakları kurtarmakiçin, tedavilerini yaptırmak için değilde öldürmek için kullandığından an-lıyoruz. Cumhurbaşkanı’nın hastatutsağı serbest bırakma yetkisi vardır.Ancak bugüne kadar Cumhurbaşka-nı Abdullah Gül bu yetkisini tutsak-ların tedavilerinin yapılmasındanyana değil hasta tutsağın hastanehücrelerinde ölmesinden yana kul-lanmıştır...

Cumhurbaşkanı’nınSerbest BırakmaYetkisi Vardır !

Anayasanın 104. maddesindeCumhurbaşkanı’na“sürekli hastalık,sakatlık ve kocama sebebi ile belir-li kişilerin cezalarını hafifletmekveya kaldırmak” yetkisi verilmiştir.

Sömürücüler devrimcilerin af di-lemesini isterler. Bu düzenlemedebaşvuru yapılarak af talep edilmesi is-tenmektedir.

Devrimciler af için başvuru yap-maz ve af talep etmezler. Çünkü dev-rimciler suçlu değildir. Suçlu olanonlardır. Onun için af talep etmek sö-mürücüleri meşru görmek ve onlarınsuçsuz olduğunu kabul etmektir.

Hasta tutsakların serbest bırakıl-ması için yapılan mücadele af talep et-mek değildir. Bir özgürlük mücade-lesidir. Onun için Cumhurbaşkanı’naaf için başvurulmaz.

Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisinikullanması için herhangi bir başvu-ruya ihtiyaç ya da yasal zorunlulukyoktur. Af talep edilmeden Cumhur-başkanı’nın bu yetkiyi kullanmasıgerekmektedir. Fakat düzen af me-kanizmasını devrimci mücadeleyive meşruiyetini yok etme aracı ola-

rak dayatmak-tadır. Bu kabuledilemez. Bu da-yatmaya karşı damücadele edil-diğinden başvu-ru yapmadanonların kanunidüzenlemeyegöre hareket et-meleri için mü-cadele etmelidir.Yasal olarakbaşvuru yapıl-madan Cumhurbaşkanı’nın bu yetki-sini kullanması sağlanmalıdır.

Güler Zere’nin serbest bırakıl-ması için yapılan mücadelede Cum-hurbaşkanı’ndan af talep edilmemiş-tir. Başvuru yapılmadan Cumhur-başkanı Güler Zere’yi serbest bırak-mak zorunda kalmıştır. Bunu sağla-yan mücadele olmuştur.

Aslında bu düzenleme infaz ka-nununda hasta tutsakların serbest bı-rakılması için aranan şartlardan fark-lı bir düzenlemedir. Buna rağmenCumhurbaşkanı kanunen bir zorun-luluk olmamasına rağmen uygula-mada Adli Tıp’tan rapor istemektedir.Bu tür raporların tedavi için bile ve-rilmediği bilinmesine rağmen isten-mesi bu yetkinin etkin kullanılmamasıiçin gerekçe bulmak içindir. Yoksa so-nuç baştan bellidir. Adli Tıp’ın verdiğiraporlar ortadadır.

Cumhurbaşkanı’nın bu kararınıvermek için rapor istemesine gerekyoktur. Kendisi bu konuda araştırmayaparak bunu yapabilir.

Cumhurbaşkanı’nın geçmişte ver-diği kararlar bu mekanizmanın nasılve ne amaçla kullanıldığını göster-mektedir.

Hapis cezası alan Necmettin Er-

bakan, Cumhurbaşkanı tarafın-dan affedilmiştir. 19 Aralık Katlia-mı’ndan sonra direnişi bitirmek içinölüm orucu direnişçileri yoğun bir şe-kilde serbest bırakılmıştır. Fakat di-renişin dışarıda da devam etmesi vebu kullandıkları silahın etkisiz kal-masından dolayı bu politikadan vaz-geçmişlerdir. Bundan sonra hastalığıdaha ağır olan hasta tutsaklar Cum-hurbaşkanı tarafından serbest bıra-kılmamıştır.

Devrimciler açısından bu kanunmaddesi ve diğer tüm kanun madde-leri keyfi olarak uygulanmakta veyahiç işletilmemektedir. Hasta tutsak-ların serbest bırakılmasını sağlamakonların keyfine bırakılmayacak kadarönemli bir görev ve sorumluktur.

Onların hasta tutsakları serbest bı-rakılması ancak bizlerin mücadelesisonucu olacaktır.

Güler Zere’yeÖzgürlük KampanyasıZulmün ElindenHasta TutsaklarınNasıl AlınacağınıGöstermiştir!

Hasta tutsak Güler Zere 2009 yı-

AKPʼnin Hasta Tutsak Politikası Tutsakları Teslim Almaktır

HASTA TUTSAKLARI KATLEDEREKDEVRİMCİ TUTSAKLARITESLİM ALAMAZSINIZ!

Tüm Hasta Tutsaklar Serbest BırakılsınTAYAD’lı Aileler

35

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 36: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

lında zulmün elinden alınmıştır. Gü-ler Zere’nin özgürlüğü için yapılankampanya süreci devletin hasta tut-saklara yaklaşımı ve özgürlüğün na-sıl kazanılacağını gösteren bir süreç-tir. Bu kampanyadan sonra kararlılıklayapılan mücadeleler sonucunda has-ta tutsak İbrahim Çınar, YaseminKaradağ, Mete Diş ve Kemal Avcıaynı şekilde zulmün elinden alın-mışlardır.

Elbistan (K.Maraş) Hapishane-si’nde tutsak iken kanser hastalığınayakalanan Güler Zere’nin hastalığınıngeç teşhis edilmesi, tedavisine za-manında başlanmaması sonucu has-talığı ilerlemişti. İlk belirtiler, ortayaçıktığında hapishane doktoruna gös-terilmesine karşın Güler Zere buradatam 2 ay boyunca oyalanmıştı ve il-gilenilmemişti. Ciddi bir tedavi ya-pılmamıştı. Ne zamanki hastalık iler-lemiş, tüm damak ve ağzını sarmışGüler Zere konuşamaz, yemek yiye-mez duruma gelmiş, ondan sonrahastaneye sevk edilmişti. Güler Zere2 ay boyunca ağız içindeki yaralar ne-deniyle beslenememesine karşın, okoşullarda hapishane idaresi, katı yi-yecek yiyemeyen Güler Zere’ye diyetyapması, sıvı yiyecekler alması içinizin vermemişti. Bir tas çorba, bir bar-dak süt esirgenmişti Güler Zere’den.

Uzun uğraşlardan sonra, hastalığınkanser olduğu teşhis edilmiş ama te-daviye başlanmamıştı. Elbistan ETipi Kapalı Hapishanesi’nden AdanaBalcalı Hastanesine sevk edilmesinerağmen önce sıra bulunmaması,daha sonra ise mahkum koğuşundayer bulunmaması gerekçeleriyle te-davisine başlanmayıp, tümörün baş-ka bölgelere yayılması izlenmişti.

Güler Zere’nin hastalığının geçteşhisi ve tedavi süresi boyunca ha-pishane yönetiminin, savcının ve di-ğer kurumların politikaları hastalığısonucu geri dönülemez noktaya ge-tirmişti.

15-16 Haziran 2009 tarihinde Hal-kın Hukuk Bürosu açıklama yaparakmüvekkillerinin “serbest bırakılma-sını, müvekkillerinin öldürülmekistendiğini, buna izin vermeyecek-lerini” halka duyurdular. Ayrıca da-yanışma için Güler Zere’ye mektupyazılması ve Adalet Bakanlığı’nın te-lefonla ve faksla protesto edilmesiçağrısı yaptılar.

TAYAD alanlarda yaptığı basın

açıklamasıyla “ Güler Zere’ye Öz-gürlük” kampanyasının başlatıldığınıhalka duyurdu.

Yapılan eylemlikler sonucunda 22Haziran’da Çukurova ÜniversitesiTıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalıtarafından Güler Zere hakkında “Ya-şamı risk altında… Hapishane ko-şullarında bakım ve tedavisi müm-kün değildir. İyileşinceye kadar ha-pis cezasının infazı ertelenmeli” ra-poru verildi. Bu rapor üzerine GülerZere’nin serbest bırakılması için sav-cılığa başvuru yapıldı. Raporun ol-masına rağmen savcılık İstanbul AdliTıp kurumundan rapor alınması yö-nünde karar aldı. Güler Zere hapis-hanenin ring aracıyla 18 saat yolcu-luk yaptıktan sonra 5 Temmuz’da İs-tanbul’da Adli Tıp Kurumu’na götü-rüldü. Adli Tıp 3. İhtisas Dairesi 5 da-kikalık muayene yaparak rapor dü-zenledi. Güler Zere aynı gün tekrar 18saat yolculuk sonucunda Adana’yageri götürüldü. Bu raporda tedavininhapishanede yapılabileceği kararı ve-rilerek, “Güler Zere serbest bıra-kılmasın” denildi.

Yapılan eylemler sonucunda Gü-ler Zere hastaneye yatırıldı ve yanındarefakatçisinin kalması sağlandı. Bu sü-reçte Güler Zere 3 defa ağır ameliyatoldu. Hastalık daha da ilerledi. GülerZere’yi bu dönemde yoldaşlarınınsevgisi ve onu sahiplenmesi ayaktatuttu.

Bu rapor üzerine kampanya yo-ğunlaştırıldı. Her gün eylem yapıl-masına önem verildi. Yurt içi ve yurtdışında komiteler kuruldu. Düzenliolarak her hafta yürüyüşler ve basınaçıklamaları yapıldı. Tüm halkın des-tek vermesi için imza kampanyalarıve yoğun bildiri dağıtımı yapıldı.Afişler ve pankartlar asıldı. Adli TıpKurumu önünde eylemler yapıldı.Aylarca İstanbul Adli Tıp ve Ada-na’daki Balcalı Hastanesi önündeçadır kurulup zafer kazanılana kadargece gündüz direnildi. Açlık grevle-ri yapıldı. Suç duyuruları, işgaller, pro-testolar, zincirleme eylemleri yapıldı.

Tüm bunların sonucunda duyma-yan kulaklar duymaya başladı. Za-limler iyice teşhir oldu. Güler Zere’ninismini duymayan kimse kalmadı vebüyük bir destek oluştu. Her kesimmücadeleyi sahiplendi ve katıldı.

En sonunda Güler Zere 6 Kasım2009 günü zulmün elinden alınarak

özgürlüğüne kavuşturuldu. Güler Zere’nin serbest bırakıl-

masından sonra sevgi ve emekle yoğ-rulan tedavi süreci başladı. GülerZere’yi faşizmin hapishaneleri ölümnoktasına getirmişti. Tüm çabalararağmen, sevgi ve emek Güler Zere’ninyaşamını belli bir süre uzatabildi.Güler Zere 6 Mayıs 2010 tarihinde şe-hit düştü. Binlerce yoldaşı Güler Ze-re’yi ölümsüzlük kervanına uğurladı.

Güler Zere’ye özgürlük kam-panyası hasta tutsakların bırakılmasıiçin neler yapılması gerektiğini gös-termiştir. Bu bilinçle yapılan kam-panyalar sonucunda İbrahim Çınar,Yasemin Karadağ, Mete Diş veKemal Avcı özgürlüklerine kavuş-muşlardır. Bundan sonraki kampan-yalarda şu şekilde örgütlenmelidir.

Zafere İnançlaKampanyaÖrgütlenmelidir!

Hasta tutsakların serbest bırakıl-ması için göstermelik kampanyalar-la ya da protesto eylemleriyle geçiş-tiren değil; mücadeleyi HAK ALANVE YAPTIĞI HER İŞİ ZAFERLESONUÇLANDIRAN bir anlayışlaele alınmalıdır. Bu yapılmazsa sonuçalınmayacaktır. Güler Zere’ye öz-gürlük kampanyası on binlerce kişi-nin veya birçok kurumun bir arayagelmesiyle başlamadı. Kampanya,her bir kişinin “ben ne yapmalıyım,mücadeleye katılır ve bedel öder-sem, Güler Zere özgürlüğüne ka-vuşur” bilinciyle başlayıp süreklibir eylem programıyla sürdürüldü.Mücadele başladığında zaferin kaza-nılacağı inancı vardı. Bu bilinçle ha-reket edildiğinden her gün, her haftabir eylemlilik yapıldı. Düşmanın hersaldırısına karşı yeni bir eylemlilik dü-şünülüp hayata geçirildi. Bunun so-nucu olarak on binler bir araya geldi.Güler Zere’nin ismini duymayan kal-madı ve zafer kazanıldı.

Hasta tutsakların özgürlüğü içinmücadele tarzı, düzenle uzlaşmazpolitikalar, kararlılıkla, mücadeleylekatilleri kuşatmalı ve sonuç alıcı ol-malıdır. Bugün hasta tutsakların öz-gür bırakılması için yapılacak müca-delelerde zafere ve kendi gücüneinançla yapıldığı sürece sonuç alına-caktır.

Sürecek

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!336

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 37: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Geçen hafta 30 Mart’ta yapılanyerel seçimlerde yine AKP birinciparti geldi.

AKP aldığı yüzde 44’lük oylabütün pisliklerinin üstünü örtmeyeçalışıyor. Adalet, hukuk... hak getire.AKP çalmaya, çırpmaya devam ede-cek. “Milletimiz bizi istiyor” diyerekkendilerine oy vermeyen yüzde56’yı yok saymaya ve düşman gibigörmeye devam edecek.

İktidarını korumak için faşist te-rörden başka hiçbir politikası ol-mayacak.

Yazı dizimizde AKP’nin hırsızlıkve yolsuzluklarını anlatmaya devamediyoruz.

Dostlukları Çıkar BirliğiOlan Ortaklar Bütün Pisİşleri Birlikte Yapıyorlar

Soruşturmalar AKP içerisindede krize yol açtı. İçişleri BakanıMuammer Güler, Ekonomi BakanıZafer Çağlayan, Çevre ve ŞehircilikBakanı Erdoğan Bayraktar bakanlıkgörevlerinden istifa ettirildi. EgemenBağış, Avrupa Birliği Bakanlığı gö-revinden alındı.

17 Aralık operasyonu sonrası Baş-bakanın istifa etmesini istemesi üze-rine Çevre ve Şehircilik Bakanı Er-doğan Bayraktar, “Soruşturma dos-yasında var olan ve onaylanan imarplanlarının büyük bir bölümü SayınBaşbakan’ın talimatıyla yapıldı. Baş-bakan’ın istifa etmesi gerekir“ diyerekbakanlık görevinden istifa etmiş ve

AKP’den istifa edeceğini söylemişti.Ancak daha sonra AKP’den ayrıl-maktan vazgeçerek, “17 Aralık birkomplo” demeye başlayan Bayrak-tar’ın da ses kayıtları yayınladı. Yol-suzluk ve rüşvet soruşturması içindeyer alan Bayraktar’ın “Bizi asarlarya! Hesabını kim verecek!“ şeklindekiitirazları ve İBB Genel SekreteriAdem Baştürk hakkındaki “Ne kadarpis iş varsa bize yaptırmaya kalkı-yorlar. ... SİT alanı, doğal SİT alanıdemiyor imar yapıyor” şeklindekisözleri suçlarının itiraf niteliğindedir. Karşı gazetesinden Emre Erciş’inhaberine göre, soruşturma dosyasınagiren konuşmalarda, Bayraktar; İs-tanbul Etiler’deki polis okulu arazi-sinin ‘afet riski taşıyan alan’ ilanederek ranta açılmasını sağladığınısöylüyor.

24 Temmuz 2013’te, Kiptaş Ge-nel Müdürü İsmet Yıldırım ile Ça-talca’da 400 metrekarelik arazi içinkonuşan Bayraktar, Yıldırım’ın Ça-talca’daki arazinin rezerv alanı ilanedilmesi talebine, zaten araziye hu-kuksuz olarak 3 katı emsal verdiğinisöylüyor ve “Ben neye istinadenyapayım bunu? Bizi asarlar ya!”diyor. Bu ifadelerden sonra sanıl-masın ki Bayraktar istenileni yap-madı. Tam tersine ‘bunu halledece-ğiz, tamam’ diyor.

Etiler Polis Okulu arazisiyle ilgiliYasin El-Kadı ve Bilal Erdoğan’ınortak olduğu yatırımı bizzat Baş-bakan Erdoğan takip ediyor. BilalErdoğan’ın ‘gizli ortağı’ olduğuBosphorus 360’ın Etiler’deki polis

Yolsuzluk operasyonunun başladığı17 Aralık sabahı, Başbakan Erdoğan’ınoğlu Bilal Erdoğan arasında yapılantelefon konuşma kaydı.

Bilal Erdoğan: “Bende ne olabilirbaba, senin para var...”

T.ERDOĞAN: Sıfırladınız mı?

B.E: Sıfırlamadık babacım, 30 milyonAvro gibi bir miktar daha var, eritemedikhenüz. Berat’ın aklına geldi, Ahmet Ça-lık’ın alacağı bir 25 milyon dolar kalmış,onu oraya verip üstüyle de Şehrizar’dandaire alabiliriz diyor, sen nasıl bakarsınbaba?

T.ERDOĞAN: Tamam yapın.

B.E: Tamamen sıfır mı kalsın baba,yoksa senin elinde biraz para kalsın mı?

T.ERDOĞAN: Kalsın olmaz, Meh-met’le şey yapsaydınız, onu da oraya ak-tarsaydınız.

B.E: Onlara verdik tamam, 20 milyondolar verdik.

T.ERDOĞAN: Allah Allah ya aktar-saydınız, sonra şey yapardınız.

B.E: Bu kadar verebildik, zaten zor,yer kaplıyor. Bir kısmını Tunç Abi’ye ver-dik.”

30 milyon Avro az bir şey Bilal’egöre. Hem de kalan para bu, yani tama-mının haddi hesabı yok... 30 milyon Av-ronun karşılığı yeni parayla 90 milyonlira. Eski parayla 900 trilyon yapıyor...Halkımızın rüyalarında bile göremeyeceğibir rakam.

HALK DÜŞMANI

AKP’NİN YOLSUZLUKLARI

4

BU DÜZEN HER ŞEYİYLE GAYRİMEŞRUDUR!

Meclisi Gayrimeşrudur!Mahkemeleri Gayrimeşrudur!

Başbakanı Gayrimeşrudur!Bu Düzen Hırsızların Düzenidir!

Kurtulmanın Tek Yolu Devrimdir!

37

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 38: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

okulu arazisiyle ilgili vurgun planı2013 Temmuz’unda Bakanlar Kurulukararı ile onaylanıyor. Bilal Erdoğansadece ortaklıkla yetinmiyor bu kararbabası Başbakan Erdoğan sayesindeçıkartıldığı için Bosphorus ortakla-rından yüzde 10 komisyon istiyor.Ortakları ise bu duruma isyan ediyor.

Bakanlıktan ve AKP’den istifaeden Erdoğan Bayraktar Başbakanile AKP Genel Merkezi’nde birarayageldiler ve Başbakan Erdoğan Bay-raktar’dan Trabzon’a giderek yerelseçimlere destek vermesini istedi.Basına “eski yol arkadaşlığının ha-tırlanması” ve Bayraktar’ın davasındaşaşma olmadığı ve AKP’nin başarısıiçin elinden geleni yapmaya devamedeceğini söylediği şeklinde yansıyanbu görüşmenin arka planında karşılıklıbirbirlerinin bütün kirli ve pis işlerinindeşifre edilmeyeceği anlaşması ol-duğu bilinen bir gerçektir. Bayrak-tar’ın “Sayın Başbakanımız 40 yıldırbenim davamın lideridir. 25 Aralık

2013 tarihinde yaptığım açıklamada,bu hususun altı çizilmiş Sayın Baş-bakanımızın da icranın başı olduğuzikredilmiştir. Bunun aksi bir durumunsöz konusu olmadığını ifade etmekiçin maksadımı aşan bir şekilde ‘is-tifa’ kelimesi tarafımdan kullanılmıştır.Bu ifademden dolayı liderimden vedava arkadaşlarımdan özür diliyo-rum.“ şeklindeki açıklaması her şeyiortaya koyuyor aslında.

Vurguna Bakanlar Kurulu Desteği

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonukapsamında soruşturulan Cengiz Ak-türk’ün başında olduğu Bilal Erdo-ğan’ın da “gizli ortağı” olduğu söylenenBosphorus 360’ın, Etiler’de, İstan-bul’un en değerli arazilerinden olan,yaklaşık 32 bin metrekarelik polisokulu arazisini vurgun planı BakanlarKurulu kararıyla yapıldı. Hükümet,hem yargıyı hem de meslek odalarını

aşarak hedefine ulaşmış oldu.

Cengiz Aktürk’ün, teknik takibetakılan konuşmalarında; Bilal Er-

doğan, Suudi işadamı Yasin El Kadıve oğlu Muaz Kadıoğlu ile Suudiasıllı işadamı Usame Kutub’un Bosp-horus 360’ın “gizli ortakları” olduğunuitiraf ediyor. Arazinin KİPTAŞ aracı-lığıyla Bosphorus 360’a devredilmegirişimi deşifre olduğunda İstanbulBüyükşehir Belediye Başkanı KadirTopbaş basına arazinin tapularını gös-tererek iddiaları yalanlamaya çalıştı.

Yolsuzluk İddialarına Dair Ses Kayıtlarının Arkası Kesilmiyor

Başka bir ses kaydında; Başbakan’ınoğlu Bilal Erdoğan’ın rüşvet paralarıylarüzgar santrali kurmak için Gökçeadaile Bozcaada açıklarında bulunan dörtadayı satın almaya çalıştığına dair ko-nuşmalar vardı. Kayıtlarda Bilal Er-doğan’ın adaların fiyatlarını öğrenmekiçin üniversite arkadaşı Ahmet MuratYelkenci’den yardım aldığı ileri sürü-lüyor. Adanın alınması için Bilal Er-doğan ve Yasin El Kadı’nın gizli ortakolduğu Boshporus 360 şirketi devreyesokuluyor. Adaların satın alınmasınınardından Urla’da yapıldığı gibi hemturizm imarında, hem de yapılaşmaimarında değişiklik yapılacağı da ilerisürülüyor.

Başbakan’ın Villaları için SİT Alanına İmar İzni Çıkartılıyor

Yolsuzluk ve rüşvet operasyon-larında ismi geçen Başbakan Erdo-ğan’ın yakın dostu iş adamı MustafaLatif Topbaş ve Oğuzhan Boyacı’yaait ses kayıtlarında; Urla’da üzerinevillalar yapılan arazinin 130 bin TLrüşvet karşılığında hazineden çıkardığıiddia ediliyor.

Ses kayıtlarında, Başbakan Erdoğanve ailesi için Urla Zeytineli Köyü’ndeSİT alanına yapılan villaların bulun-duğu arazinin 1. derece SİT alanından3. derece SİT alanına dönüştürülmekiçin 6 üniversite görevlisine 130 binTL ‘rüşvet’ verildiği söyleniyor.

30 Mart yerel seçimleriyapıldı. AKP oyların yüzde 45’nialarak yine birinci parti oldu.

Seçimin üzerinden 10 güngeçti fakat tartışmalar halasürüyor... Birçok il ve ilçedeseçim sonuçlarına itirazlar yapıldı...Sandıklar yeniden açıldı. Kimindeitirazlar kabul edilmedi...

Daha seçimler öncesinden AKP’nin sahte oy kullanacağı, oy çalacağı,sandıklardaki oyları değiştireceği,elektrikler kesilip oy çalınacağı söy-lentileri sürüyordu. Ne söylendiyseneredeyse hepsi doğru çıktı.

Muhalefet partileri “Cumhuriyettarihinin en şaibeli seçimi” diyor.Oylar sayılırken aynı anda 40’ınüzerinde ilin elektriği kesildi.

Binlerce sandıkta oyların yerdeğiştirdiği, sahte oylar kullanıldığıkanıtlarıyla ispat edildi.

Bazı illerde seçimler yenidenyapılacak. Bazı belediyelerdeusulsüzlükler tespit edildiği içinYüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla

belediyeler el değiştirdi.

Ankara’da 120 binin üzerindeoyda usulsüzlük tespit edilmesinerağmen Belediye başkanlığı AKP’liMelih Gökçek’e teslim edildi.

Kısacası yerel seçimler tam dadüzenin meşrebine uygun geçti.

Bununla birlikte seçimler faşistdüzen için yönetememe krizini atlat-mak için nefes borusu işlevini görür.Fakat bu seçimler oligarşinin kriziniatlatmak bir yana kriz daha da derin-leşti... Tüm çabalarına rağmen oligarşiAKP’nin alternatifi bir partiyi yara-tamıyor. AKP ise artık emperyalizmve oligarşinin çıkarlarını tam temsiledemiyor... Onun için yönetememekrizi büyüyor. AKP’nin aldığı oylarpisliklerin üstünü örtemeyecek...

AKP Hırsızlık ve Yolsuzluklarının Üstünü Sandıkla Örtemez!

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!38

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 39: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

AVM İçin İmar İzni ile 200 Milyon Liralık Rant

Yolsuzluk dosyasında ortaya çıkanbir başka konu da azınlıklara verilenarsalara göz dikilmesi. “Azınlık va-kıfları mülklerinin iadesi” kapsamındaŞişli’de Bulgar Kilisesi vakfına iadeedilen 60 dönümlük arazi için AKPile büyüyen Taşyapı İnşaat’ın sahibiEmrullah Turanlı Vakıf ile anlaştı. Bu-rada ofis, AVM ve rezidans yapmayıplanladı. Buna normal izin çıkmayıncaBaşbakan Erdoğan’ın talimatıyla “özelproje” izni koparıldı. Çevre ve Şehir-cilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın ta-limatıyla özel proje alanına çevrilipyüksek katlı imar izni alınarak 200milyon liralık ranta dönüştürüldü.

“Böceğin Kullanıma Girdiği Tarihi Değiştirmezsen İşinden Olursun...”

TÜBİTAK Başkan Yardımcısı veBilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Tek-nolojiler Araştırma Merkezi (BİL-GEM) Başkanı Dr. Hasan Palaz, Baş-bakanın ofisinde bulunan böcekleilgili raporda tahrifat yapmadığı içingörevden alındı.

5 Şubat 2014’te, tüm hukuk ilkelerihiçe sayılarak görevinin sona erdiril-diğini ifade eden Palaz, “Görevdenalınmamın tek nedeni Ocak 2012’deMilli İstihbarat Teşkilatı’ndan gön-derilen bir dinleme cihazıyla ilgilihazırlayıp muhataplarına teslim etti-ğim bir bilimsel raporda aradan 2yıl geçtikten sonra bilimsel ilkelerhiçe sayılarak tahrifat yapma baskısınıreddetmemdir. ... TÜBİTAK-BİL-GEM’in verdiği raporun içeriğinin‘beklentiyi’ karşılamadığı, raporu tek-rar istenen şekilde hazırlayıp sunmazisem görevimden alınacağım açıkçaifade edildi. Tarafıma ifade edilen‘beklenti’ böceğin kullanıma girdiğitarihin gerçek tarihten başka bir tariholarak değiştirilmesiydi. ... tahrifatladüzenlenmesi talebi karşısında duru-mun, bilimsel kriterlere uymayacağı,etik ve yasal olmayacağını ifade ederekbu talebi yerine getirmedim. Bilim,

Teknoloji ve Sanayi Bakanı Nihat Er-gün Bey’in değişmesiyle hemen gö-revden alındım.” dedi.

TÜBİTAK Başkan Yardımcısıve Bilişim ve BİLGEM BaşkanıDr. Hasan Palaz’dan sonra 5 TÜ-BİTAK görevlisi daha görevdenalındı.

Bilim, Sanayi ve Ticaret BakanıFikri Işık, Başbakan’ın kriptolu te-lefonunun dinlendiğini açıklamasınınardından TÜBİTAK’ta görevli beşpersonelin ayrıldığını açıkladı.Ses kaydının çok açık ve net olarakmontaj olduğunu söyleyen Işık; “17Aralık süreci ile birlikte Başbakan’ındinlendiği netleşmiştir. Kriptolu te-lefonun dinlenmesiyle ilgili 3 fazlıinceleme yapılıyor... Başbakan’ınaçıklamasından sonra BİGEM’dekriptolu telefonlara bakan 5 kişi izneayrıldı ve kurumla irtibatları kesildi.İdari soruşturma açılması talimatınıverdim ve teknik inceleme talimatıyoğunlaştırılacak. Başbakan’ın din-lendiğini biliyoruz, kimin nasıl din-lediği inceleme sonucu ortaya çıka-cak.” açıklaması yaptı.

Paranın Önünde Yatan Onursuz Muammer Güler

17 Aralık büyük rüşvet ve yol-suzluk operasyonu öncesi basındaçıkan haberlerden rahatsız olan RezaZarrab, dönemin İçişleri Bakanı Mu-ammer Güler’i arayarak “Bana so-ruşturma var mı?” diye soruyor. Ba-kan Muammer Güler’in cevabı “Abi-cim sen rahat ol. Vallahi öyle birşey varsa, senin önüne ben yatarımya! İçişleri Bakanlığı’nda, Maliye’deve MİT’te bir şeyin yok” diyor.

Muammer Güler, 17 Aralık tarihlioğluyla görüşme ses kayıtlarını “17Aralık günü, ne ben oğlumu aradımne de oğlum beni aradı” diyerek ya-lanladı.

Gezi Parkı eylemleri sırasında,“Polis durduk yere kimseyi gözaltınaalmaz, bak beni niye almıyorlar”diyen İçişleri Bakanı Muammer Gü-ler’in oğlu  evinde yüklü miktardadövizlerle, paralar ve para saymamakinesi ile gözaltına alındı. CandaşTolga Işık, İçişleri Bakanı Muammer

Güler ile yaptığı görüşmede “OğlunuzBarış Güler’in evinden çıkan paralarçok tartışılıyor?” sorusuna Güler; “O paralar oğlumun Bahçeşehir’dekivillasının satışından elde edilen pa-radır..” diyor. “Peki, neden bu pa-raları bankada değil de evde tutu-yor?” sorusuna “Satış sırasında biripotek sorunu doğmuş. Dolayısıylaparanın bankaya konulması halindekaynağının gösterilmesi mümkün de-ğil. O nedenle 1 milyon 200 bin do-larlık ipoteğin çözülmesi için bekle-mişler.” cevabını veriyor.

AKP’nin Kara Para Aklayıcısı Reza Zarrab Bakanlara Rüşvet Dağıtıyor

O bakanlardan birisi de İçişleriBakanı Muammer Güler’dir. Yol-suzluk ve rüşvet sanığı Reza Zar-rab’ın; “Annemin babası söylerdi:Orospu ile memura bahşişini peşinvereceksin!” sözleri bu düzenin veyönetenlerin ahlakını anlatıyor.

Zarrab, Güler’e 20 milyon TLrüşvet veriyor. Reza Zarrab’la ilgili2012 yılında başlatılan soruşturmanındayanağının 2008’de Mali SuçlarıAraştırma Kurumu MASAK tara-fından hazırlanan Kara Para AklamaRaporu olduğunu, bu raporda Zar-rab’ın ‘Şüpheli Şahıslar’ arasındayer aldığını, Zarrab’a, kendisiyleilgili bir soruşturmanın yürütüldüğühaberini veren, Zarrab’ın yakınlarının5 milyon dolar karşılığında Türk va-tandaşlığına geçmesi için BakanlarKurulu kararı çıkaran ve Zarrab’ınÇin’deki paravan firmalarının bankasıkıntılarının çözülmesi ve her türlüişlerinde yardımcı olan eski İçişleriBakanı Muammer Güler’dir. Güler,Reza Zarrab’ın usulsüzlükleri hak-kında basında çıkacak haberlerin en-gellemiş, Zarrab’ın Trafik uygula-malarında durdurulmaması için 1.5milyon dolarlık rüşvet karşılığındakoruma polisi tahsis etmiştir.

MASAK’ın Reza Zarrab’ı takipetmesi için ihbarı yapan EmniyetMüdürü Orhan İnce’nin İstan-bul’dan tayininin 400 Bin Dolar rüş-

339

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 40: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Bir mahallede dergisatışı yapıyorduk. Mahal-

lede farklı kesimlerden Hıristiyan-Müslüman, dış ülkedençalışmaya gelen insanlar, ağırlıklı olarak AKP ve cemeatkökenli olan aileler vardı. İçlerinde eskiden Dev-Genç’itanıyan onlara destek vermiş ailelerde var. Kapıların çoğuaçılmıyor açılsada seyyar satıcı olarak bakıyorlar.

Mahallede insanlarla olan bağımızı nasıl arttırırızdiye düşündük. Var olan birkaç dergi okurunun nasıl ge-lişeceğini düşündük. Kapıları açılmayan evlerin kapılarınınasıl açarız, politik olarak çok daha geri insanlara nasılulaşırız diye kafa yoruyorduk. Neredeyse mahalle içindeyedi saat geçirip 5-6 dergi satıp geri geliyorduk. Mahallededergi satışı yapmasak bile hal hatır sormak için geziyorduk.Ama selam bile vermiyorlardı. Dergi verdiğimiz üç aileüzerinden plan yapmıştık. Gün içerisinde sadece “merhaba”demeye bu ailenin yanına gidiyorduk. Evinin sorunlarınıdinlerken orada gündeme dair sohbetler ediyorduk, dahasonra da örgütlülüğü tanımaları için arkadaşları ve örgütlümahallerimizi anlatıyorduk. Görüştüğümüz teyzelerdenbiri "bizim en büyük sorunumuz... Hıristiyan, Müslüman,Kürt, Türk olmuşsun ne çıkar" demişti.

Teyzenin bu sözleri öyle güzel bir zamana denkgelmişti ki bize yol açtı. Biz artık mahallede çalışma ya-pamayacağımızı, gitmeye gerek olmadığını düşünüyorduk.Ama biz mahallenin ortak noktasını gözden kaçırtmıştık."Geçim sorunu" yani yoksulluk dört duvar arasında pa-rasızlık yaşadıkları sorunları biz bilmiyorduk. Onlarıntakıldığı gibi mezhep, din, ırk ayrımcılığına takılmıştık.Aslında düzen halka neyi öğretiyorsa halk onu söylüyorvebizi kapısından kovuyordu. Teyzenin söylediği ise bizimyokuş aşağı giden arabanın duvara çarpması gibi durdurdu.Gittiğimiz her eve artık sadece dergiyi değil ne istediğimizinasıl olması gerektiğini, yoksulluğumuzu ayrıca anlatı-yorduk. Artık kapılar çalıyor ve sohbet ediyorduk. Çoğusen yine mi geldin diyordu. Bu söz hem bıkkınlık hemdehoşgeldin gibiydi. İşimizin artık gönüllerine girmeyekalmıştı. Daha da azimliydik halkı birleştireceğimizibildiğimiz için zevkli çalışıyorduk. Artık tartıştığımızkonular sadece din ve ırk değildi. Bu yüzden çıkan tar-tışmaları da durdurabiliyorduk. Mahallenin asıl sorunlarınavakıf olunca halkında en azından selamını alabiliyordukartık. Bu sayede dergi sayımızda artmıştı. Halkımız bizekendi gerçeğini öğretmişti. Bize doğru bakmayı göstermişti.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!440

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

vet karşılığında Osmaniye’ye ardındanZonguldak’a çıkartan, meslektenihraç edilmesi için de 3 Milyon dolarrüşvet isteyen de Muammer Gü-ler’dir. Emniyet Müdürünün tayinininhemen ardından Zarrab’ın özel uçağıylayolculuk yapan oğul Barış Güler, Zar-rab’ı arayarak müjde vermiştir.

Reza Zarrab, Erdoğan’ın Tüm Bakanları ile Yakın İlişkidedir

Yolsuzluk soruşturmasının kilitisimlerinden olan, İran asıllı “işadamı”Reza Zarrab, sadece dosyaya adı giren4 bakana yakın değildi. Reza Zarrab,Erdoğan’ın tüm bakanları ile yakınilişkideydi. Altın kaçakçılığı, karapara aklama, hayali ihracat alanlarındauluslararası alanda nam salan Zarrab,Erdoğan’ın yakından tanıdığı bir isimdi.Fotoğrafta; İran-Türkiye doğalgaz-altın ticaretinin Türkiye’deki kilitadamı ve Maliye’nin “hayali ve kaçakihracattan” izlediği Zarrab’ın TopluKonut İdaresi’nin yaklaşık 1 yıl öncekibir açılışında protokolün en önündekiVİP konukları arasındaydı.

Zarrab’ın Suç Ortakları Maliye Bakanlığı ve Başbakan’dır

Başbakan Erdoğan ve İran Cum-hurbaşkanı Ahmedinecat İran-Türkiyearasında doğalgaz-altın ticareti ya-parak ABD ambargosunu delmeyibirlikte planladılar. Reza Zarrab’ınHalk Bank bağlantılı yürüttüğü tümişler, Maliye Bakanlığı ve Erdoğan’ınbilgisi dahilinde yapıldı. Reza Zar-rab’ın İran’daki ortağı Babek Zen-cani’nin Türkiye’de yakalanan 1.200ton kaçak altın yüklü uçağı Zarrab’ındevreye girmesi ile Dubai’ye uçu-ruldu. Uçuş iznini Zafer Çağlayan’ınsağladığı ve buna karşılık 100 milyondolar rüşvet döndüğü, Zarrab’ı tu-tuklatan iddialar arasında. Havadauçan kuştan haberdar olmak isteyenBaşbakan’ın bu gelişmelerden haberiolmaması mümkün değildi.

Reza Zarrab ve Bakan Güler ara-sında Emniyet Müdürü’nün konuedildiği telefon görüşmesi kayıtlarındaBakan Güler, Zarrab hakkında ihbardabulunan Emniyet Müdürüne ağır ha-karetler yağdırıyor. Meslek hayatını

bitireceğini ve hakkında soruşturmaaçılmasını sağladığını söylüyor. Kum-pas ve komplo ruhuna işleyen Mu-harrem Güler, telefonda Zarrab’aemniyet müdürünün ileri gitmesi ha-linde, onunla ilgili ifade vermesini,müdürün ondan rüşvet istediği yo-lunda beyanda bulunmasını öneriyor.Böylece Emniyet Müdürü’nü mes-lekten attırabileceğini söylüyor.

Görüldüğü gibi her türlü ahlak-sızlık, namussuzluk bunlarda.

Yayınlanan ses kayıtlarında ortayaçıkan yolsuzluk buz dağının küçükbir parçasıdır. Başbakan ve ailesi,ilgili bakanlar ve yolsuzluğa bulaşmıştüm kişiler, talan ve soygunların he-sabını vermelidir! Her yanından yalanve riyakarlık, hile, komplo, dolandı-rıcılık akan bu düzen çürümüştür!Kokuşmuştur! Her yanından limelime dökülmektedir! Bu düzen hır-sızların düzenidir! Kurtulmanın tekyolu devrimdir!Her şeyiyle gayrimeşru olan oligarşik düzenin pislik-lerini hiçbir şey aklayamaz. Pisliğidevrim temizler.

Bitti

Hayatın Öğrettikleri

“GEÇİM SORUNU”

Page 41: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

YYaşasın Bağımsız Türkiye!Milyonlarla Umudun Korosunu Oluşturacağız!

Grup Yorum Ekmek, Adalet ve Özgürlük İçin BağımsızTürkiye Konseri Çalışmaları Tüm Türkiye’de Sürdü!..

Taksim Eminönü

Adana Afyon Ankara

Antalya

Hatay İzmir Tekirdağ

Alibeyköyİkitelli Mimar Sinan

Bursa Edirne

Page 42: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Ülkemizde Gençlik

30 Mart yerel seçimleri öncesi ve sonrasında da de-ğişen bir şey olmadığını bir kez daha gördük. Seçimleröncesi birbirinin pisliğini ortaya dökme çabasıyla yanıptutuşan AKP, CHP ve MHP seçim sonrasında ve seçimesnasında bir kepazelik yarattı.

Haziran Ayaklanması sürecinde yüz binler yeri geldi-ğinde milyonlar faşizme karşı omuz omuza çatıştı veAKP'nin katil polisine karşı direndi. Halkımız günlerce uy-kusuzluk, açlık, yorgunluk göz etmeden, yağan gaz bom-bası kapsüllerine, sıkılan gazlara bedenleriyle direndi. Birçoğu ölümü göze alarak ülkenin dört bir yanında eylem-ler ve yürüyüşlere katıldı, insanlar kan gruplarını ve isim-lerini kollarına yazarak gün ve gün barikatlarda yerini aldı.Halkımız her türlü bedeli ödemeyi göze alırken reformistlerellerinden geleni arkalarına koymadan çarenin sokakta de-ğil sandıkta olduğunu, Erdoğan’ı ve AKP 'yi alt etmenintek yolu seçimlerde birleşmek olduğunu alanlarda bas basbağırmaya başladı. Halkı sürekli pasifize etmeye çalışan re-formizm, bedel ödemekten kaçtıklarını açıkça söylemek-ten korktu.

Peki sandık gerçekten çare olabilir mi? Ülkemiz limelime emperyalistlere satılırken, ABD üsleri ve füze kal-kanları ülkemiz topraklarına kurulurken, yer altı ve yerüstü zenginlikleri sömürülürken, halkımız açlıktan ölmeyemahkum ediliyor. Bu ülkenin gerçeği 40 günlükken aç-lıktan ölen Ayaz bebektir. AKP hergün halkımızı gaza bo-ğuyor, 15 yaşındaki Berkin Elvan’ı katlediyor, bağımsızTürkiye için hak mücadelesi veren, parasız eğitim iste-yen öğrenciler; işkencelerle gözaltına alıyor tutukluyor.Ülkemiz gerçeği bundan ibaretdir. Faşizmle yönetilen birülkede seçimlerden medet umanlar bu tabloya iyi bak-malı.

Üniversitelerde sandığa çağrı yapanlar, üniversitelerde

faşist saldırılar gündemdeyken, “taraf tutmuyoruz” diyerek,hangi tarafta olduklarını gösterdiler zaten. Halkın ve öğ-rencilerin öfkelerini ve kinlerini sürekli seçim propagandalarıyaparak bastırmaya çalıştılar.

Faşist bir ülkede yapılan seçimleri gördük, halkın pa-ralarını ayakkabı kutularına saklayan hırsızlar bir kez dahaülkenin dört bir tarafında halkın oylarını çaldı. Erdoğangitsin de ne olursa olsun diyen halkımız, seçimlerden me-det umsa da yanıldı. Erdoğan gidince faşizm gerçekliğiortadan kalkmayacak, ülkemizin hem iç hem dış politı-kası ABD ve emperyalist güçler tarafından yönlendiri-liyor. AKP iktidarı yenilgiye uğramış olsaydı bile bu sis-tem değişmeyecekti, ABD ülkemizden kovulmadığı sü-rece, iktidar partileriyle işbirliği içinde olmaya devam ede-cektir, bunu kabul etmeyen bir iktidar ise tasfiye edile-cektir.

Sandık bu yüzden çözüm olamaz, bu sistemi kökün-den değiştirmenin tek yolu devrimdir. Öğrencileri sandığayönlendiren reformizm, öğrencilerin haklarını aramaktançekiniyor ve korkuyor. Kimin bedel ödediğini kimin be-del ödemediğini çok iyi biliyoruz. Bizler 44 yıllık tarihi-mize yeni sayfalar eklemeye devam ederken, her türlü be-deli ödeyen Dev-Genç'liler işkencelere ve tutuklamalarakarşı, öğrencilerin parasız eğitim sınavsız gelecek talep-lerini duyurmaya devam ediyor. Reformizm öğrencilerinörgütlülüğünü seçimlerle bölmeye çalışıyor. Herkes gör-dü ki seçim çözüm değilldir. Ülkemizde 2785 öğrenci tut-sakken demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Oligarşideğil demokrasi kendi yasalarını bile uygulayamaz. Çün-kü ülkemizde sömürge tipi faşizm vardır. Devrim yap-madığımız sürece demokrasi de olmayacaktır. Çözüm ün-versitelerde, sokakta, iş yerinde, olduğumuz her yerde ör-gütlenmek ve yeni ayaklanmalar yaratmak. “Bu daha baş-langıç mücadeleye devam” şiarını bir kez daha yükseltmek.

Gençlik Federasyonu’ndan

ÇÖZÜM SANDIKTA DEĞİLÇÖZÜM DEVRİMDE

“Şafak operasyonu” ile 2 Nisan’da biri İzmir’den, di-ğerleri Bolu’dan gözaltına alınan Dev - Genç’liler 4 Ni-san akşamı serbest bırakıldılar. Evlerinden, yurtlarındanbaskınla alınan Dev-Genç’lilerin darp edildikleri, evle-rinin talan edildiği görüldü. Uzun süren emniyet ve sav-cılık sorgusunun ardından, adliye önünde en az 150 ki-şinin sahiplenmesiyle Dev-Genç’liler serbest bırakıldı-lar. Gözaltılar adliyeye getirilirken adliye önünde bek-leyenler sloganları ile destek oldular. Dev-Genç’lilerin oto-

büsten indirilirken attıkları sloganlara dı-şarıdaki kitle de destekverdi. Gelen he-men herkese butür durumlarda neyapmaları gerek-tiği, en önemli şe-yin sahiplenmeolduğu anlatıldı.

SAHİPLENMEK DEVRİMCİ BİR GÖREVDİR

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!42

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 43: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Dev-Genç'liler 7 Nisan günü Ankara ÜniversitesiCebeci Kampüsü’nde tutsak öğrencilerin serbest bırakıl-ması için 3 gün sürecek açlık grevi çadırı açtılar. İlk öncekampüs önünde açıklama yapan Dev-Genç’liler ardındanİletişim Fakültesi karşısına çadırlarını kurdular. Dekan vedekan yardımcısı Dev-Genç’lilere “okuldan elektrik çe-kemeyeceklerini, eğer çekerlerse polis çağıracaklarını” söy-ledi.

Bunun üzerine Dev-Genç’liler izin almayacaklarını,okulun kendi okulları olduğunu ve elektrik alacaklarını söy-lediler. Yaşanan tartışma sonrasında Dev-Genç’liler oku-lun içine girerek elektriği aldılar. Ardından sloganlarla iş-birlikçi okul yönetiminde hesap soracaklarını belirttiler.Ayrıca okuldan öğrenci ve hocalar Dev-Genç’lilere des-tek oldular. Dev-Genç’liler halaylar ve marşlarla açlık gre-vine devam ediyor. Okul idaresinin polis çağırması kar-şısında direneceklerini dosta düşmana duyuruyorlar.Okunan açıklamada: “Türkiye bunca yolsuzluğun, milyardolarlık hırsızlığın yaşandığı bir yerken hala meydanlar-da kin kusan bir başbakanı varken, çocuklarımız 15 ya-şında sokakta vurulurken, 2785 öğrenci hapishanelerde tu-tukluyken, halk kendi adaletini sağlamaya mecburdur. Ay-larca tutsak öğrencilerin serbest bırakılması talebi ile ey-lemler düzenledik. Şimdi ise 3 gün boyunca yapacağımızaçlık grevi ile tüm devrimci tutsak arkadaşlarımızın yan-larında olduğumuzu haykıracağız! Tarih onların yüzünetükürmeye, bizlerin yanında olmaya mahkumdur” dedi.

Sonra Dev-Genç’liler kendilerini provokatörlüklesuçlayan idarenin asıl provokatörün kendisi olduğunu, öğ-rencilerin kendi okullarında etkinlik yapmak için hatta sa-dece elektrik çekmek için gereksiz bürokrasi yarattıkla-rını söyleyerek idareyi teşhir ettiler. Ardından tek tek kan-tinleri dolaşarak öğrencileri desteğe çağırdılar. Elektriğivermeyen idareye karşı kapıyı kıran Dev-Genç’liler elek-

triği alıp zafer halayı çektiler. “Yaşasın Direniş Yaşasın Za-fer” sloganları atan Dev-Genç’lilerin önünden dekanı 15ÖGB kaçırarak okuldan uzaklaştırdı. Saat 20.00’da hepbirlikte “Seni Halk Adına Ölüme Mahkum Ediyorum” fil-mi izleyen Dev-Genç’liler çadırın 2. gününde de çadıragelenlere dün olanları anlatarak idareyi teşhir etti.

Kocaeli: Dev-Genç’liler 6 Nisan günü Kocaeli'ninEsentepe Mahallesi'nde “Tutsak 2785 Öğrenci Serbest Bı-rakılsın-Cephe”, “Berkin Elvan Ölümsüzdür”, “Dev-Genç”, “Berkinin Hesabını Soracağız-Cephe”, “GrupYorum Halktır Susturulamaz” yazılamaları yapıldı.

Eskişehir: Adalar’da Dev-Genç’liler 4 Nisan günütutsak öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle çadır kur-du. “Tutsak 2785 Öğrenci Serbest Bırakılsın”, “YaşasınDev-Genç Yaşasın Dev-Genç’liler” yazılı ozalitlerin asıl-dığı alanda üç gün süreyle kalan çadıra halkın ilgisi yo-ğundu. Gün içerisinde birçok insana tutsak öğrencilerinneden hapishanelerde olduğu parasız, bilimsel, eşit bir eği-tim istemenin, 1 Mayıs’a, Grup Yorum konserine, basınaçıklamalarına katılmanın suç olmadığı anlatıldı. 3 gün bo-yunca Dev-Genç’liler mücadele ettikleri, duyarlı dav-randıkları için halk tarafından defalarca tebrik edildiler.Geceleri Dev-Genç’lilere çevre esnaf, temizlik işçileri ta-rafından yiyecek, içecek getirilip bütün ihtiyaçları karşı-lanmaya çalışıldı; halk tarafından sahiplenme büyüktü. Ça-dır süresince 4. Bağımsız Türkiye Konseri’nin de tanıtı-mı yapıldı bildiriler dağıtılıp, kayıtlar alındı. Eylem sü-resince halaylar çekilip, sloganlar atıldı. Ayrıca 10 adet Hal-kın Elleri albümü, 28 adet Yürüyüş Dergisi, 1 adet Fer-hat ile Volta şiir kitabı da halka ulaştırıldı. Tutsak öğren-cilerin serbest bırakılması için 667 adet imza toplanan ça-dır 6 Nisan saat 20.00’de kaldırıldı.

Ülkemizde Gençlik

Tutsak Öğrenciler SahipsizDeğildir Zulmün Elinden

Çekip AlacağızDev-Genç’liler 2785 tutsak öğrencinin serbest bıra-

kılması için her hafta pazar günü İstanbul Galatasaray Li-sesi önünde 12.00-22.00 saatleri arasında yapılacak eylemeçağrı yaptı. Çağrı da: “Öğrencilerin olmaları gereken yerhücreler değil okullardır! Ülkemizde öğrenci gençlik dü-şünme, sorgulama, haklarını dile getirme yolunda müca-dele ettikçe daha büyük bedeller üstleniyor, gözaltına alı-nıp işkencelerden geçirilerek tutsak düşürülüyor. Biz Dev-Genç’liler buna tepkisiz kalmayarak tüm halkımızı tutsaköğrencilerimizi sahiplenmeye çağırıyoruz.

Onları sahiplenmek ekmek, adalet, özgürlük mücadelesivermektir. Bu mücadelede tutsak öğrencilerimizi sahip-lenelim, birleşelim ve seslerine ses verelim” denildi.

Tutsak Öğrenciler Serbest Kalana Kadar Susmayacağız!

20. Yılında Partiyi Selamlıyor,Umudu Büyütüyoruz

Gazi Özgürlükler Derneği’nde 6 Nisan günü, 30Mart-17 Nisan devrim şehitlerinin anması yapıldı.Anma başta önderlerimiz ve şehitlerimiz için saygı du-ruşu ile başladı. Anmada açıklama okundu ve anmayakatılan insanlardan tanıdığı şehitleri anlatmaları isten-di. Anma da Nazım Hikmet’in Zafere Dair ve Sinan Ku-kul’un Kadife Tenli Zamanlara şiiri okundu. 50 kişininkatıldığı anma Grup Yorum’un Bize Ölüm Yok ve Hak-lıyız Kazanacağız marşları ile sona erdi.

Samsun: 30 Mart-17 Nisan Umudun Kuruluşu-nu Kutlama ve Devrim Şehitlerini Anma günleri içinSamsun Dev-Genç, Ondokuz Mayıs Üniversitesi FenEdebiyat Fakültesi'nde saat 12.00 da “30 Mart-17 Ni-san Şehitlerimizi Anıyor Umudu Büyütüyoruz Dev-Genç” yazılı pankartı asarak umudu selamladılar.

43

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 44: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

14 yaşındaki Berkin Elvan'ınhesabı oligarşinin mahkemelerinekalmadı. Halkın adalet anlayışınıkan emici, asalak iktidar hiçbir za-man anlayamayacaktır. Bu halk,evlatlarını faşist AKP iktidarının ka-til polisleri katletsin diye büyüt-müyor. Halk katillerin cezalandı-rılmasını istiyor. Çürümüş düzeninmahkemeleri katilleri aklıyor, dev-rimcileri zindanlarda ölüme mah-kum ediyor. Bütün bunlar yaşanır-ken halk artık adaleti mahkemeler-den beklemiyor. Adaleti sağlayacakolan halkın kendi iradesidir. Bugünhalkı katleden, halk çocuklarını ek-mek almaya giderken kafasındanvuran zihniyetle, dün 2785 öğren-ciyi tek tek hücrelere mahkum edenzihniyet aynıdır. Liseli gençlik bü-tün bunlar yaşanırken sessiz kal-mayacaktır. Liseliler bütün bu so-runların dışında göremez kendini.Bilinmeli ki liseliler de bu adalet-sizliklere karşı sonuna kadar mü-cadele edecektir. Liselilerin de ar-tık Liseli Dev-Genç saflarına ka-tılma zamanı gelmiştir. Öyle bir sü-reçtir ki, iktidar kendine muhalif herkesime azgınca saldırmaktadır. Busaldırıların bir hedefi de liseli genç-liktir. Not baskısından tutun da,hükümetin liseli gençliği yozlaştır-ma çabalarına kadar devam etmek-tedir bu saldırılar. Bizler LiseliDev-Genç'liler olarak sürecin biz-lerin ellerinde daha ileriye taşına-cağını biliyoruz. Sürecin zorluğunabakmadan, düşmanın saldırılarınakarşı yılmadan bütün liselileri ör-gütleyeceğiz. Liseli Dev-Genç saf-larını güçlendireceğiz.

Bu kavgada biz de varız diyoruz,siz ne kadar not baskısı, soruşturma-disiplin terörü altında tutmaya ça-lışsanızda, siz ne kadar gençliğiuyuşturucu, fuhuş bataklığına sok-maya çalışsanız da, siz ne kadargençliği yozlaştırıp, kültüründenuzaklaştırmaya burjuvazinin özen-

ti kültürü altında soysuzlaştırmaya çalış-sanız da, Liseli Dev- Genç’liler bu kavgadabizde varız diyecektir. Karşınızda ola-caktır.15 yaşında fidanların beyinlerinisokaklara akıtıyorsunuz. Sizden korkma-mızı beklemeyin bizden. Ne gaz bomba-larınız ne de üzerimizde kurmaya çalıştı-ğınız baskı bizi korkutmaya yetecektir.Kendi geleneklerimizi yaşatıp, kendi kül-türümüzü öğrenip çürük düzeninizde soy-suzlaşmıyacağız. Liseli Dev-Genç saflarınıgüçlendirecek, Berkin’in adalet talebi ola-cağız. Faşizme, oligarşiye karşı patlayanher silaha bir mermi de liseliler olacaktır.

BERKİN İÇİN ADALET İSTİYORUZ! YAADALET YA DA HESAP VERİRSİNİZ!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz de varız!

Liseliyiz Biz

20. Yılında PartiyiSelamlıyor, Umudu

BüyütüyoruzLiseli Dev-Genç’liler 5 Nisan’da

Umudun Adını Şair Abay Konan-bay Lisesi’nde selamladılar. Sınıf-lara ve koridorlara Umudun Adınakşedildi.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!44

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 45: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

445

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Siyasi gündem çok yoğun! “İnternet’eSansür Yasası” "HSYK" "Alo Fatih"son olarakta cemaat ve iktidarın çıkar ça-tışması olarak ortaya çıkan Erdoğan’ınrüşvet ve yolsuzlukla halktan çaldığı "pa-raları sıfırlama"lara haklı olarak tepkilersürerken, Türkiye için ayrı bir gündemolan "Su Sorunu" gündem dışına bıra-kılmaya çalışılıyor.

Türkiye de su sorunu var. İstanbulşehrinin içme suyu ihtiyacını sağlayan ba-rajlardaki doluluk oranı, son on yılın endüşük seviyesine geriledi. Resmi verileregöre, 2014 yılının ilk ayında İstanbul’asu sağlayan barajların doluluk oranıyüzde 29,99. Yazın barajlarda su tüketi-mi artışının yanında buharlaşmanın da yaşanacağınagöre, çok acil planlı su tüketimine geçilmesi gerekiyor. Amanedense ülkeyi yöneten AKP, hiçbir sorun yokmuş gibi vur-dumduymaz tavırlar içinde. Belediye yöneticileri ve Or-man ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “Kuraklık olabilirama İstanbul ve öteki büyük şehirlerde su kıtlığı olma-yacak” diyor. Veysel Eroğlu, “Biz hiçbir şehri susuz bı-rakmayız. İstanbul’u şimdiye kadar susuz bıraktık mı?A planı, B planı, C planımız var!”diyor.

Bak sen! A, B hatta C planlarımız var diyor, ama bun-ları açıklamıyor. Soruyoruz size nedir bu “devlet sırrı”gibi sakladığınız A, B ve C planınız.

Biz bunların bir yalan olduğunu hükümetin bir su po-litikası olmadığı gibi var olan kaynakları da; HES’lerle,sanayide yanlış kullanımı, yeraltı sularının tarımda yan-lış kullanımı nedeniyle aslında su kaynakları bakımındahiç de fakir olmayan ülkemiz de su kaynaklarımızı yoketmesiyle biliyoruz.

Neden bu kuraklık yaşanıyor? Mesele sadece kar veyağmurun yağmaması mı? Hayır değil, bütün olarak em-peryalizmin politikası, ülkemiz özelinde ise AKP’nin po-litikaları.

21 Şubat tarihli Radikal Gazetesi’nde Pınar Öğünç’ün“Bir Politikanın Daha İflası” başlıklı köşe yazısında be-lirttiği gibi ;

“Hangi yeraltı suyu? Hem üçüncü köprü, hem de Ka-nal İstanbul projeleri, birçok sakıncalarına ek olarak, can-lı kalabilmiş yeraltı sularını yok etmeye namzet. Türkiyetarımına da ciddi darbe demek. ODTÜ’den Prof. Dr. Mu-rat Türkeş ve Ada Mühendislik’ten Dursun Yıldız’ın ha-zırladığı, rakamlarla tescilledikleri yağış değişimleri vekuraklığın HES’lerin istikbaline etkisini tartıştığı bir ra-por var; HES’leri de hiç iyi günler beklemiyor. Şu an 286’sıişletmede, 256’sı inşaat, 1000 civarı proje safhasında, 1550HES var. Çoğu çevreye verdiği zararı asla rasyonel kıl-mayacak üretimdeki bu santrallardan o enerjiyi bile al-

mak mümkün değil artık.”

Munzur Çayı’nda şu andaki debimiz yaklaşık 24metreküp civarında. Dolayısıyla Ovacık ve PülümürÇay’ları ile diğer çaylar, bunlar Uzunçayır Barajı'nı, aka-binde Keban Barajı’nı, Karakaya ve Atatürk Barajı’nı bes-leyen kaynaklardır. İstanbul’a su sağlayan Melen Çayı’ndada su seviyesi azalıyor. Vize İlçesi Kıyıköy Beldesi'nde,İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi'ne (İSKİ) bağlı olanPabuçdere Barajı son yılların en büyük su kaybına uğra-dı. Konya gibi su sorunu olan bir bölgeye şeker pancarıteşviki verildi. Ülkemizde son 40 yıl içinde Amik Gölü,Alval Gölü, Kestel, Gavur, Yarma, Aynaz, Hotamış, Eş-mekaya sazlıkları geçmişte kaldı. Beyşehir Gölü, Tuz gölü,Akşehir-Eber Gölleri, Bafa Gölü, Eğridir Gölü, Kulu Gölüve Sultansazlığı ise son demlerinde. Türkiye’de yeraltı su-larını da yok ettiniz.

Dünya’da 1,1 milyar (%18) insan temiz içme suyun-dan 2,6 milyar (%42) insan temel temizlik koşullarındanyoksun yaşıyor. Her yıl yaklaşık 2,2 milyon kişi olumsuzsu ve temizlik koşulları ile ilişkili hastalıklar nedeniyle ya-şamını kaybediyor. Herhangi bir zamanda hastanelerde ya-tan insanların yarısı su kaynaklı hastalıklar nedeniyle ora-dalar. Olumsuz su ve temizlik koşulları kaynaklı ölümlerin%90’ı 5 yaşın altındaki çocuklarda gerçekleşiyor. Afrika’daishal kaynaklı çocuk ölümlerinin oranı Amerika ve Av-rupa’ya göre 500 kat yüksek.

Dünyayı bu hale getiren emperyalistlerdir.

Ülkemizde de işbirlikçi, halk düşmanı, emekçilerin alınterini çalan AKP hükümeti, emperyalistlerin karlarına görepolitikalar değil, halkın ihtiyaçlarına göre su politikası ha-yata geçirse su sorunu da yaşanmaz, küresel ısınma da ya-şanmaz. Bunlar doğal felaket değil, emperyalizmin ve iş-birlikçi AKP politikalarının bir sonucudur. Ülkemizi sö-mürünün kaynağı kapitalizm hastalığından kurtarmalıyız.Çünkü biz halkız ve haklıyız.

Su Sorunu ve Türkiye

Page 46: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

TAYAD’lı Aileler, 8 Nisan’da yaptığı açıklamayla, ka-til AKP iktidarının hapishanelerde hasta tutsakları katlet-me politikasının sürdüğünü, ancak buna sessiz kalmaya-caklarını bir kez daha yineledi. Açıklamada: “Şu anda 162'siağır 544 hasta tutsak var. Tecrit koşullarında hasta tut-sakların sağlık sorunları hızla boyutlanarak artmaktadır.AKP tutsaklar üzerindeki baskı politikasını daha da ağır-laştırmak için hapishanelerde bulunan havalandırmalarakamera taktırıyor. Tutsakların 24 saat birileri tarafından iz-lenmek istenmesinin mantıklı hiç bir açıklaması olamaz.Kamera uygulaması tecrit için de tecrit işkencesinin bir so-nucudur. AKP sınıf çıkarları için tutsakların üzerindeki tec-riti arttırıyor, hukuki haklarını gasp ediyor, hasta tutsak-ları katletmeye çalışıyor. Bugün katil AKP Edirne, Tekir-dağ, Sincan, Kırıklar, Kırıkkale gibi pek çok hapishane-de tutsakların havalandırma bölümlerine kameralar yer-leştirerek, avukat görüş kabinlerini tamamen dışarıdan iz-lenebilen cam bölmeler haline getirerek, devrimci tutsaklarıteslim almaya çalışıyor. AKP iktidarı evlatlarımız üzerindekibaskı ve imha politikalarına bir an önce son vermelidir. Hergeçen gün AKP iktidarı suçunu büyütüyor. Onlar suçları-nı büyütürken bizlerin ise öfkesi kabarıyor, adalete olanözlemimiz büyüyor. Suçlular unutmasınlar ki halka kar-şı işledikleri hiç bir suç unutulmayacaktır” denildi.

24 Saat Kamera İle Gözetleme veCam Kafesler İşkencedir!

TAYAD'lı Aileler 9 Nisan’da da hapishanelerde tecritiçinde tecrit işkencesine karşı Çağdaş Hukukçular Der-neği'nde bir basın toplantısı düzenlendi. Basın toplantısındakonuşma yapan Ahmet Kulaksız "Hapishanede uygulanantecrit politikası gerçeğine karşı biz TAYAD'lı Ailelerin mü-cadelesi ilk günden bu yana sürmektedir. Tecrite karşı mü-cadele denilince ilk akla gelen kurum TAYAD'dır" dediktensonra açıklamayı okudu. Okunan açıklamada "AKP de ya-şadığı krizi aşmaya çalışırken, nasıl ki dışarıda halka sal-dırırken halkın umudu olan devrimci tutsaklar üzerinde-ki baskı politikalarını da arttırmaktadır.

2000-2013 yılları arasında hapishanelerde 2304 tutukluve hükümlü katledildi. Şu anda 162'si ağır 544 hasta tut-sak var. AKP bu tabloyu yaratandır” denildi.

Daha sonra söz alan Naime Kara ise İzmir-Buca F TipiHapishanesi’nde bulunan oğlu Fikret Kara'nın göndermişolduğu mektubu okudu. Mektupta hapishane yönetimle-rinin kamera uygulaması teşhir ediliyordu. Yine oğlu F tipitecrit hücrelerinde tutuklu bulunan Fahrettin Keskinsözü aldı. Fahrettin Keskin ise İzmir 1 No'lu F Tipi Ha-pishanesi’nde bulunan tutsaklardan Ümit Çobanoğlu’nunmektubunu okudu. Okunan mektupta "Avukat görüş ka-binleri yıkılarak dört tarafı cam olan kabinler yapıldı. Camkabinler gardiyanlar tarafından izlenip, dinleniyor, avu-kat müvekkil ilişkisinin mahremiyeti, savunmanın gizli-liği ayaklar altında" denildi. Keskin daha sonra tecrit hüc-relerinde kalan ve sağlık sorunları yaşayan oğlu Ufuk Kes-kin'in sağlık durumuyla ilgili açıklamada bulundu.

Hem bir avukat hem de daha yeni tecrit hücrelerindentahliye olmuş olan Günay Dağ'da basın toplantısına ka-tıldı. Dağ da hapishanede yaşadıklarını anlattı. Takılan ka-meraları hapishane idaresine geri iade edildiği için ken-dilerine davalar açıldığı, bu davalar sonucunda para, gö-rüş, mektup-telefon yasakları verildiğini dile getirdi.Çağdaş Hukukçular Derneği adına katılan Aycan Çiçekise cam fanus uygulamalarına dikkat çekti. Bu uygulamaylahem tutsakların savunmalarının engellendiği, hem de avu-katların mesleğinin yapılmasının engellendiğini dile ge-tirdi. Bir an önce bu uygulamaların son bulmasını istedi.

Son olarak ise Lerzan Caner söz aldı. Caner "EdirneF tipi hapishanesinde uygulanmak istenen kamera uygu-laması tutsakların direnişi sayesinde geri çektirildi. Fakatbu geri çekiliş daha sonradan büyük bir saldırıyla karşıkarşıya bırakabilir tutsakları. Bu düzene güvenmiyoruz"dedi.

TAYAD’lı Aileler 9 Nisan günüİzmir Kemeraltı’nda hasta tutsakla-rın serbest bırakılması için basınaçıklaması yaptı. Hasta tutsaklara yapılan saldırıyı anla-tan TAYAD’lılar “Nasıl Mete Diş’i, Güler Zere’yi faşiz-min zindanlarından aldıysak bugün de tüm hasta tutsak-ları F tiplerinden çekip alacağız” dedi.

Adana Kürkçülar Hapishanesi’nde üç tutsağa yöneliksaldırıya Özgür Tutsaklar tepkilerini, kapı dövme ve slo-ganlarla gösterdi. Adli bir tutsağın hapishaneye ekmeksokmak istemeye çalışması üzerine yaşanan saldırınınardından, müdürle yapılan görüşmelerden sonra, saldırıtimi olarak bilinen bir grup gardiyanın saldırı için ba-hane ürettikleri öğrenildi.

Öte yandan Kürkçüler F Tipi Hapishanesi’nde ha-valandırmalara kamera takma çalışmaları devam ediyor.Özgür tutsaklar eğer kendi havalandırmalarına da ta-kılırsa kameraları kıracaklarını buna izin vermeyecek-lerini hapishane idaresine bildirdiler.

Özgür tutsakların saldırıyı anlattıkları dilekçe ve mek-tuplar da gasp edildi.

Özgür Tutsaklar Onurumuzdur

Tecrit İçinde Tecrit İşkencesine Son!Kamera ve Cam Bölme Dayatmasına Son!

Hasta Tutsakları Faşizmin Elinden

Çekip Alacağız

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!46

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 47: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Haziran'da bir fidandı

Ekmek almaya giden

Mart'ta bir orman oldu

Ekmek Adalet Özgürlük isteyen...

Büyük insanlığın ve

Elvan ailesinin başı sağolsun...

Berkin'in ardısıra yürüyen mil-yonlar, yarını omuzlama onur ve cü-retine sahip olan halk gerçeğimiz-dir. Berkin bayraklaşıp halka yolaçan bir rehber olmuş ve bu yoldaadım atan halk, kendi tarihsel ger-çeğini en görkemli biçimiyle mey-dana çıkarmıştır. Söz konusu olan,halkın zulme boyun eğmeyeceğidir.

Berkin'in cenazesine omuz ve-ren milyonlar, attıkları her bir adım-da faşizmin ruhunu ezip geçmiş-lerdir. Olanca halk düşmanlığıylainsanlık suçu işlemeyi sıradanlaş-tıran oligarşik düzenin faşist ira-desini çiğnemişlerdir. Faşizm, bunuiliklerine kadar hissettiği için kor-ku içindedir.

Berkin'i sahiplenen halktan dahagüçlü bir irade yoktur. Faşizmin bü-tün o ceberrut iradesi, Berkin'in ce-nazesini omuzlayan halk tarafındanhiçe çevrilmiştir. Onurunu kuşananhalk; korku salmaya çalışan faşizmi,omuz omuzalığı, kararlılığı ve kit-leselliğiyle korkutmuştur.

Berkin'in çağrısıyla harekete ge-çen milyonlar, bir araya gelen halkınnasıl muazzam bir güç olduğunu, ola-cağını görmüş ve göstermiştir. Ber-kin, halkın hemen her kesimini bir-leştirerek, faşizmin kabus olarakgördüğünü halkın gerçekleştirmesi-ni sağlamıştır.

Berkin'in eriye eriye 16 kiloyadüşen o ufacık bedeninden daha ağırbir silah yoktur. Bu silah Büyük İn-sanlık'a dairdir. Bu silahı taşıyabil-me gücüne ancak ve ancak halk sa-hiptir. Söz konusu olan onurdur.Onur, halkın en ağır silahıdır...

Berkin'i kafasından vurup be-denini eriterek öldürmeye yetmiştirfaşizmin gücü ancak. Ve fakat, Ber-kin'i onur bilen halk, onurunu çiğ-

netmemiştir. Onurunu çiğnetmeyenbir halk, yenilmezdir.

Berkin, 269 gün boyunca, yasa-ları yapanların yasadışı davrandığıkoşullarda, halk için geçerli tek ya-sanın Büyük İnsanlık olduğunu an-latmıştır. Ki insanlığı büyük yapan,

zulme boyun eğmeyip adaletsizliğinhesabını sormasıdır. Ve halk, asırlariçinde yarattığı o Büyük İnsanlığını,Berkin'in ardısıra yürüyen milyonlarolarak savunup büyütmüştür bir kezdaha...

Berkin, yarına yürümek isteyenhalkın rehberi olmuştur. Ve Ber-kin'in ardısıra yürüyen halk, yarınaulaşacaktır. Hayatın orasında bura-sında için için yanmakta olan halkınacısının üstündeki külü, son soluğuile üfleyip dağıtmıştır Berkin. Ki aynıacıya yananlar, aynı sevinci de ya-ratacaklardır: Berkinler'in katledil-

mediği bir dünya!..

Okmeydanı'ndan Feriköy'e veAnadolu'nun her yanında Berkiniçin yürüyen milyonlar, Berkin'dençalınan geleceğe, kendi gelecekleri-ne sahip çıkacaklarının adımını ata-rak tarihsel bir yürüyüş gerçekleş-tirmişlerdir. Ve uğruna, evlatlarınıtoprağa verdikleri o gelecekte kim-lere yer olmadığını açıkça ilan et-mişlerdir: Halkın geleceğinde, halkdüşmanlarına yer yoktur. Geleceğigüzel, arzulanan ve uğruna dövüş-meye değer kılan da budur...

Berkin'in küçücük bedenini top-rağa vermek için ayağa kalkan halkgerçeğimiz, Büyük İnsanlık'tır. İn-sanlık nedir ve nasıl olur... Haysiyet

nedir ve hakkaniyet nasıl somut-lanır... İnsanlık onuru nasıl yürü-yüşe geçer... Hepsinin cevabı,Berkin'in ardısıra yürüyen mil-yonların attığı adımlarla yazıl-mıştır tarihe bir kez daha...

İnsanlık onurunu ezmek, oonuru taşıyan halktan insanları sin-dirip korkutmak için neler neleryapmışlardı oysa. Faşizmin bas-kısı, kapitalizmin yozluğu, da-yatması, yalanı, yaygarasını ezipgeçti işte halk. Eriye eriye 16 ki-loya düşmüş evladının olancaağırlığıyla ezdi işte bütün bu bas-kıyı, dayatmayı, yalanı, yaygara-yı. Ve sahip çıktı evladına, onu-runa, umuduna, yarınına... Ki acı-sına sahip çıkan halk, toprağaverdiği evlatlarının hesabını da so-racaktır...

On beşinde bir fidan olan BerkinElvan, artık halkın en ağır silahıdır.Ve halk, o ağır silahı milyonlar oluptaşıyarak mevzisine yerleşmiştir. Omevzi, halkın vicdanıdır. Ve halkın dabir adaleti vardır. Ki sorulacak hesabı,mahşere bırakmaz halkın adaleti...

Halkımızın ve Elvan ailesininbaşı sağolsun.

Ve Berkin'e söz olsun: Hesabı so-rulacak ve Berkinler'in katledilmediğibir hayat yaratılacaktır. BİZ, işte buuğurda direnip savaşmaya devamedeceğiz.

ÖZGÜR TUTSAKLAR

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

47

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 48: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

5 Nisan’da Yürüyüş Dergisi çalı-şanları, dergi okurları ve dağıtımcılarıylaSibel Yalçın Parkı’nda bir araya geldi.

Hep birlikte içilen çayların ardındanYürüyüş kürsüsüne ilk olarak dergiçalışanı Akil Nergüz çıktı. Konuşmasına“Halkımıza gerçekleri biz taşıyoruz,taşıyacağız” sözleriyle başlayan Nergüzburjuva medyanın Haziran Ayaklanmasıesnasındaki haberleriyle gerçekleri ver-mediğini bir kez daha gösterdiğinivurguladı. “Bu düzenden adalet bek-lenemez. Yürüyüş Dergisi’nde adaletinnasıl sağlanacağını açık açık yazıyoruz.Bunları milyonlara taşımalıyız” söz-leriyle konuşmasına devam eden Ner-güz, dağıtılan dergi sayılarının artmasıiçin yaptıkları kahvaltı programlarınınolumlu etkilerini somut olarak gör-düklerini belirterek diğer alanlardangelenlere tecrübe ve önerilerini pay-laşmak üzere söz verdi.

Kürsüye ilk olarak Okmeydanı’ndanbir dergi okuru çıktı. Konuşmasına“Biz önceden 700 dergi satıyordukşimdi 1300 dergi satıyoruz, daha fazlada satabiliriz” diyerek başlayan dağı-

tımcı “Nasıl bir program yaptık” so-rusuna verdiği cevapla sözlerine devametti. Ardından Okmeydanı Haklar Der-neği adına derginin artmasında emeğigeçen iki dağıtımcıyı kürsüye davetetti ve hediyelerini alkışlar arasındaverdi. Özlem adlı okurumuz hediyesinialırken “Her şey inanmaktan geçer.Israrlı olalım” dedi.İkinci olarak kürsüye çıkan Dev-

Genç’li dergiyi insanlara ulaştırırkenözellikle Haziran Ayaklanması’ndansonra Berkin’i, adalet talebini anlattık-larını söyledi. Dergiyi 50’lerden 600’eçıkaran Dev- Genç’lilere dergiyi da-ğıtmada yardımcı olması adına Yürüyüşbaskılı sırt çantaları hediye edildi.

Kartal adına konuşan bir okur Kar-tal’da yapılan toplu dergi dağıtımınadeğinerek 457 dergiyi nasıl dağıttık-larını, halkın tepkilerini anlattı.

Son olarak TAYAD adına AhmetKulaksız derginin önemi hakkında birkonuşma yaptı. “Halk adına yapılaneylemlilikler burjuva medyada yer al-mıyor. Es kaza yer almışsa da bilinizki çarpıtılıp içi boşaltılacaktır... Dergi

için İrfanlar şehit düşüyorsa, Ferhatlarsakat kalıyorsa bu dergiyi Türkiye’ninher tarafında dağıtmalıyız. Yoksa on-ların ödediği bedele vefasızlık etmişoluruz” dedi.

Dergi adına yapılan son konuşmadaderginin nasıl arttırılabileceği örneklerleanlatıldı. Dergi çalışanlarının, Gülbağmahallesinde yaptığı kapı çalışmasıanlatılarak her insanımızın kapısınınçalındığında mutlaka bir sonuç alına-cağı belirtildi.

100 kişinin katıldıığı toplantınınsonunda bu toplu kahvaltıların her ayyapılacağı paylaşıldı ve tüm halkımızadergiyi sahiplendirmek için çalışma-ların programlanması çağrısı yapıldı.

“Her Şey İnanmaktan Geçer, Israrlı Olalım”Yürüyüş Dergisi Okurlarıyla Buluştu!

Umudumuzu büyütmek için ülkenin her tarafına YürüyüşDergisini ulaştırmaya devam ediyoruz. Gerçeklerin üzeriniörtmeye izin vermeyeceğiz. Faşizmin sansürünü halkımızadergiyi daha fazla ulaştırarak parçalayacağız

İstanbul

Örnektepe:Yürüyüşokurları 5 Nisan günüÖrnektepe Mahalle-si’nde yaptıkları dergisatışında bütün esnaf-lara ve kahvelerde vemahalle arasına ku-rulan pazarda da der-gi dağıtımını yap-

tılar. Dağıtım sonundaBerkin’in cenazesinin olduğu gün fa-

şistlerin provokasyon yaratmaya geldikleri “Yolağzı”ndaBerkin için sloganlar atıldı. 33 kişinin katıldığı dağıtımda350 dergi halka ulaştırıldı.

Kocaeli: Dev-Gençliler, 5 Nisan günü Kocaeli'ninEsentepe Mahallesinde dergi dağıtımı yaptılar.

Ankara: Halkın Mühendis Mimarları 2, 3 ve 4 Nisangünleri Batıkent Metro çıkışında, ODTÜ Yurtlarında,100. Yıl Mahallesi ve Yüksel Caddesi’nde YürüyüşDergisi tanıtımını yaptı.

Afyon: Afyon’da 3 Nisan günü Dev-Genç’liler 20adet Yürüyüş Dergisi’ni halka ve öğrencilere ulaştırdı.

Adana: Yürüyüş okurları 5 Nisan’da Mıdık-Hadırlıve Hasan Balıkçı Bulvarında toplu satış yaptı.

Zonguldak: Dev-Genç’liler 4 Nisan’da Merkez veKilimli ilçelerinde dergi dağıtımı yaptılar.

İzmir: İzmir Kemalpaşa’nın Soğukpınar mahallesindegençlerle tanışma çayının ardından Kemalpaşa’nın So-ğukpınar Mahallesi’nde dergi dağıtımına çıkıldı.

Erzincan: Erzincan’da Dev-Gençliler, 31 Mart’taErzincan Merkez Cumhuriyet Mahallesi ve Ulalar Bel-desinde toplu Yürüyüş Dergisi dağıtımı yaptılar.

Gerçeğin Sesi Anadolu’da ve Ülkenin Her TarafındaHalkımıza Umut Oluyor

Örnektepe

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!48

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 49: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

18 Ocak 2013 tarihinde başta Yü-rüyüş Dergisi, Halkın Hukuk Bürosuve Çağdaş Hukukçular Derneği olmaküzere onlarca ev ve kurum basılmıştı.Bu baskınlardan Yürüyüş Dergisi’nde12 kişi gözaltına alınıp 2 çalışanıkeyfi bir şekilde tutuklanarak, 7 çalışan10.000’er TL kefaletle bırakıldı. Tu-tuklanan iki kişi ise aylar sonra görülenmahkemelerde ayrı ayrı serbest bıra-kıldı.

Yürüyüş dergisi çalışanları 18 OcakKomplosu ve dergiye yönelik toplatma,kapatma kararlarına karşı 7 Nisan günüCağaloğlu’nda bulunan Türkiye Gaze-teciler Cemiyeti’nde bir basın toplantısıdüzenlediler. Açılış konuşmasını yapanYürüyüş muhabiri Cansu Güneş Sefe-roğlu gelenleri selamladıktan sonra 18Ocak baskınlarını kısaca anlatarak 11çelik kapıların, kozmik odaların yalanolduğunu ve hazırlanan komplolarınçöktüğünü söyledi. Seferoğlu yaptıklarıtoplantının amacının dergilerinin top-latılması, kendilerine yapılan baskılarıanlattı ve basına yönelik saldırılarakarşı tüm basın emekçilerinin birliktetavır almasının önemli olduğunu belirtti.Seferoğlu derginin yıllardır toplatmalarla,para cezalarıyla, baskınlarla, susturul-maya; halka gerçekleri ulaştırmasınınengellenmeye çalışıldığını belirterek,ne tutuklamalar, ne baskınlar ne dekomploların gerçekleri halka ulaştır-malarını engelleyemeyeceğini ifade etti.

Seferoğlu’nun ardından sözü o günkübaskınlarda gözaltına alınıp tutuklananve basında hakkında DHKP-C’nin üstdüzey sorumlusu diye yalan haberlerdizilen Kamile Kayır aldı. Sözlerine18 Ocak baskınlarına dair o gün gazetemanşetlerinde yer alan cümleleri oku-yarak başlayan Kayır, “Oysa ülkemizde“terörist ilan edilmemiş hiçbir kesimkalmamıştır, 72 milyon fişlenmiştir.Gazetecisinden sanatçısına, futbolcu-sundan öğretmenine, avukatına, sendi-kacısına, işsizine kadar halkın her kesimi

büyük bir baskı altın-dadır. Gazeteler haberyapamıyor polis ne de-diyse yazıyorsa bununadı faşizmdir” dedi.Kamile Kayır son ola-rak haklar ve özgür-lükler mücadelesinedevam edeceğini, tu-tuklanmadan önceyaptıklarını aynı şekilde sürdü-receğini vurgulayarak konuşmasını bi-tirdi. Kayır’dan sonra konuşma yapanve baskında tutuklanan Yürüyüş Dergisiçalışanı Yeliz Kılıç ilk önce yapılanbaskının itfaiye aracıyla özel harekâtçılartarafından gerçekleştirildiğini belirterek,dağıtımcılarının bile sokak ortasındainfaz edildiğine dikkat çekti. Yeliz Kılıçsaldırıların, tutsaklıkların Yürüyüş Der-gisini susturamayacağının altını çizerekkonuşmasını sonlandırdı.

Toplantıya söz konusu baskınlardatutuklanan avukat Ebru Timtik vederginin avukatlığını yapan NaciyeDemir de konuşmacı olarak katıldı.18 Ocak’ta yapılan baskınlara dairhaberleri hatırlatan Ebru Timtik, ga-zetelerin, TV’lerin tek bir araştırmadahi yapmaksızın polis ne söylediyse,emniyet ne açıklama yaptıysa tek birkelimesini değiştirmeden gazetelerinsayfalarına taşıdığını, bütün gazete-lerde aynı haberlerin aynı şekilde ya-zıldığını vurguladı. 11 çelik kapı ko-nusuna değinen Timtik tek bir gazetedışında hiçbir basın mensubunun bas-kından sonra “ya neredeymiş şu 11çelik kapı” deyip de büroya gelme-diğini belirtti.

Timtik’in ardından söz alan NaciyeDemir, derginin avukatlığını belirttiktensonra özellikle derginin nerdeyse hersayısına toplatma geldiğini, davalaraçıldığını yayın durdurma kararlarıalındığını bildirdi. Dergi dağıtımı ko-nusunda yaşadıkları sorunları da anlatan

Demir dağıtım şirket-lerinin çeşitli bahanelerle dergiyi da-ğıtmak istemediklerinin altını çizdi.Derginin yazarlarına, muhabirlerinedavaların açıldığını, muhabirlerin el-lerindeki fotoğraf makinalarına, kartlarael konulduğunu da belirten Demir bun-ların insanların değişik haber alma,değişik fikirlere ulaşabilme haklarınında engellenmesi amacını taşıdığını söy-ledi.

Son olarak Türkiye GazetecilerSendikası Başkanı Uğur Güç konuşmayaptı. Tayyip Erdoğan iktidarı boyuncagazetecilerin sürekli baskı altında ol-duğunu belirten Güç, birçok muhalifgazetecinin işten atıldığını, birçok ga-zetecinin istifa etmek zorunda kaldığınısöyledi. Bu baskılara karşı yapılacakolanın örgütlenmek olduğunu sık sıktekrarlayan Güç, faşizme karşı başkabir seçenek olmadığının altını çizdi.

Daha sonra, Yürüyüş muhabiriCansu Güneş Seferoğlu konuşmalarıözetledikten sonra toplatmalara karşısadece açıklama yapmakla yetinme-yeceklerini, gerekirse muhataplarınkarşısında oturma eylemleri yapacak-larını söyleyerek gazetecilerden da-yanışma beklediklerini ifade etti. Ya-pılan saldırıların aynı zamanda halkınhaber alma hakkının gasp edilmesianlamına geldiğine vurgu yapan edenSeferoğlu, Yürüyüş Dergisi’nin özel-likle 19 Aralık haftalarında cezalaralırken bu katliamı yapanların ceza-landırılmadığına işaret etti.

Ne Tutuklamalar, Komplolar, Ne de Toplatma Kapatma Kararları

Yürüyüş’ümüzü Durduramaz!

49

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti

Page 50: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!550

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

İnanırsak, yaparız…Halkın Mühendis Mimarları’nın projelerinden biri

olan ve hazırlıklarını iki aydır sürdürdükleri BüyükÖlüm Orucu Direnişi’nde şehit düşen Şenay Hanoğlu veGülsüman Dönmez adını verdikleri halk bahçesininaçılışı 6 Nisan’da yapıldı.

Halkın mühendis mimarlarının bir başka projesi olanve iki aydır yapımı devam eden “Hasan Ferit GedikRüzgar Tribünü”nün de Tohum Ekim Şenliği başlamadanşenlik alanında monte edilmesi, yine Halkın MühendisMimarları tarafından halkın katkılarıyla 6 Mart’ta alınanve üzerinde “Halkın Mühendis Mimarları” yazısı bulunanMotokaravanın da şenlik alanında bulunması şenliğekatılanların büyük bir ilgisine neden oldu.

Küçükarmutlu’da yapılan Şenay ve Gülsüman HalkBahçesi’nin açılışı kolektif çalışmayla halk bahçelerininyapılışını anlatan, halkın mühendis mimarlarının rolaldığı sessiz tiyatro oyunu ile başladı.

Oyun sonrası, tüm devrim şehitleri için bir dakikalıksaygı duruşu yapıldı. Daha sonra yapılan açılış konuş-masında; “Şenay Hanoğlu ve Gülsüman Dönmez’inyarattığı değerlerin halk bahçesinde onlara yakışır şekildeyaşatılacağından bahsedildi. Yapılan konuşmalardansonra, şenlik alanına kurulan masaların üzerindeki “viyol-lere” tüm katılımcılar ve konuklarla birlikte tohum ekimiyapıldı, ardından bahçe içerisinde tohum ekimi yapıldı.Bahçede yapılan tohum ekiminin ardından Hasan FeritGedik, Berkin Elvan, Haziran Ayaklanması’nın veKüçükarmutlu’nun tüm devrim şehitleri için Anadolu’nundeğişik yerlerinden gönderilen meyve ağaçları fidanlarıbahçe içerisinde dikildi.

Tohum ekiminden sonra sahneye davet edilen Gazeteci-Yazar Işıl Özgentürk şenlik sırasında duyduğu heyecanı“hayata umutsuz baktığım bir dönemdeydim burayagelirken ama buraya geldikten sonra bu düşüncemdeğişti” diyerek ifade etti.

Işıl Özgentürk’ten sonra sahneye çıkan İbrahim Karacada şiirleriyle programı zenginleştirdi. İbrahim Karaca’dansonra Halkın Mühendis Mimarlarından Olcay Abalay,Berkin Elvan için yazdığı şiiri okudu. Şiirlerden sonra

Hasan Ferit Gedik Rüzgar tribününü tanıtmak için VolkanBülent Aydemir sahneye çıktı ve bu projenin bugünekadar ki sürecini ve projenin amacını anlattı.

Sunumlardan ve şiir dinletisinden sonra HalkınMühendis Mimarlarının doğaçlama oynadığı organik veGDO’nun mücadelesini anlatan tiyatro oyunu oynandı.

Tiyatronun hemen ardından şenliğin konser kısmınageçildi. Öncelikle Zafer Kara’ya eşlik eden HalkınMühendis Mimarları korosunun şarkılarıyla başlayankonser, Tokat oyunları ve halaylarla devam etti. SonrasındaPınar Aydınlar sahne aldı.

Pınar Aydınlar’dan sonra Denge Hevi ve GrupYorum’un birlikte sahneye çıkmasıyla halaylar hızkazandı. Şarkılarıyla şenliğe zenginlik katan tüm sanatçılaryaptıkları konuşmalarda Halkın Mühendis Mimarlarınıçalışmalarından dolayı kutladılar. Saat 20.00’da tamam-lanan program sonrası yine mahalle halkı, HalkınMühendis Mimarları ve konuklar hep birlikte şenlikalanını temizlediler.

350 kişinin katıldığı Tohum Ekim Şenliği’nde Armutlukadınlarının elleriyle hazırladığı yiyecekler ve tutsakürünleri stantları açıldı. Şenlikten elde edilen gelir HalkınMühendis Mimarlarının projelendirdiği Cemevi ve KültürMerkezi inşaatında kullanılmak üzere Pir Sultan AbdalKültür Derneği Sarıyer Şubesi’ne bağışlandı.

Şenay ve GülsümanHalk Bahçesi Emek İle Örüldü

Küçük Armutlu’daki Halk Bahçesi’nde 3 Nisan’dabahçenin tablalarının oluşturulmasına devam edildi.Bahçe içindeki molozlar toplandı ve yükseltilmesi gerekenduvarlar örüldü. Halkın Mühendis Mimarları mahallehalkı ile birlikte Halk Bahçesi’ni adım adım geliştiriyor.Bu çalışmalar sürerken 6 Nisan’da Küçükarmutlu’dakiTohum Ekim Şenliği ve Şenay Gülsüman Halk Bahçesi’ninaçılışına çağrı yapıldı. Halkın Mühendis ve Mimarlarımahalle halkıyla birlikte ara yollarını ve ekim yataklarınıoluşturmaya başladı. Şenlik için Anadolu’nun dört biryanından, Küçükarmutlu’ya tohum ulaştırıldı.

Halk Bahçelerimizi Emekle,Özveriyle, Umutla Kurduk

Page 51: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

551

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Işıl Özgentürk, Cumhuriyet,08 Nisan 2014 Salı

Halk BahçeleriOnları uzun zamandır tanıyorum

ve onlar kendilerine şöyle diyorlar:“Biz halkın mühendis ve mimar-larıyız!” ve ben bu tanıma gönüldenvurgunum. “Halkın mühendis vemimarları!”

Geçen pazar günü, onlarla bir-likteydim Küçük Armutlu’da. Yepyenibir projede buluştuk. “HalkBahçeleri!” Halk bahçeleri de ne?Bu tanımı ilk kez Küba’da duymuş-tum. Gıda tekellerine baş kaldıranKüba’da halk bulduğu her yeri kendibahçesi yapmıştı. Tohumlar kendigeleneksel tohumlarıydı, gübreyi ken-dileri üretiyorlardı ve elde edilengüzelim ürünler hakça paylaşılıyordu.Tabii, her eli ayağı tutan sırayla bah-çelerin bakımından sorumluydu.Üretilen fideler, fidesiz mahalleyeücretsiz veriliyordu.

Evet, halkın mühendis ve mimar-ları ve Armutlu halkı, kendi halkbahçelerini yapmaya karar vermişler.Ben de ilk Tohum Ekim Şenliği’ndeonlarla birlikteydim. İlk bahçeninadı, ölüm oruçlarında yitirilen Şenayve Gülsüman’a aitti: Şenay veGülsüman Halk Bahçesi.

Tohum ekiminden önce, halk bah-çesine çok yakın cemevinde, tümdevrim şehitleri için verilen bir yemekvardı. Tuhaf bir durumdu, bir yandaölüm bir yanda hayat! Bunları düşü-nürken, yıllar önce Armutlu’ya gel-diğim bir günü anımsadım. Ölümorucundaki Sevgi Erdoğan (en iyiokurlarımdan biriydi, beni çağırmış-tı)... O gün dostları onun o güzelsaçlarını yıkayıp taramışlardı, çokuzun, gür, siyah saçları vardı vebedeni o kadar küçülmüştü ki, saçlarıbir battaniye gibi onu sarıyordu.Gözlerindeki ışıltıyı anımsıyorum,“Ölecek miyim Işıl” diye sormuştu.Yanıt verememiştim.

Tohum şenliğinde, kedere yer

yok. Derin bir soluk alıp tohumekmek için hazırlanmış fideliklereyaklaşıyorum, dostlardan biri, ikitane küçücük tohumu bana uzatıyor.“Ben ne ekiyorum” diye soruyorum.Gülerek, “Hıyar!” diyorlar.“Hıyarlarımın takipçisiyim” diyerektohumlarımı ekip az sonra başlayacaksokak tiyatrosunu seyretmek içinkendime bir yer buluyorum.

Çevrem mühendis dolu. Kimiinşaat, kimi elektrik, kimi ziraat,kimi harita mühendisi. Çoğu 78’live hemen hepsi yıllarca hapis yatmış,işkence görmüş ve işkencede dost-larının ölümüne tanık olmuşlar. Gençmühendisler kendi bilgi ve deneyim-lerini aktarıyorlar ama asla mağdurrolünde değiller. Onların yaşam sevin-cini, koşuşturmalarını gördükçe,Başbakan’ın üç aylık hapis süresin-den, fırsat bulduğu her yerde büyükbir kibirle söz etmesi iyice yavanla-şıyor.

Sokak tiyatrosu başlıyor. Tabiiher zaman her yerde olduğu gibiçocuklar baş seyirci. Ve bir işçinin,bir ev kadınının, bir mühendisin, birüniversite öğrencisinin birlikte ekipürettikleri domateslerin bu kadar kısazamanda oluşmasına şiddetle itirazlarıvar. “Ama daha güneş bile batmadı.”“Arkadaş bu tiyatro, yani göstermelik.Gerçek değil ama gerçeğe benzi-yor.”

Ye m e k l e ryeniyor, tohum-lar ekiliyor, buarada bulundu-ğumuz yerinhemen yan tara-fında bir çalış-madır gidiyor.Halkın mühend-isleri atıklardan,G ü l s u y u ’ n d auyuşturucu çetelerine karşı dire-nirken öldürülen Hasan FeritGedik’in evine ve onun anısınabir rüzgâr paneli yapıyorlar.

Evet, vakit geldi; paneltamamlandı ve mahalleliheyecanla bekliyor, az sonrarüzgâr panelinin kapakları dönmeye

ve elektrik üretmeye başlayacak. Benacayip heyecanlıyım, çünkü bu panel-lerin üstüne daha sonra Hasan Ferit’inresimleri yapılacak ve panel usulusul dönerek evi aydınlatacak.

Mühendis arkadaşlar, bu rüzgârpanellerini çok ucuza mal ediyorlar.Ve ihtiyacı olan herkese ulaşmayaçalışıyorlar. Elektriğin sürekli zam-landığı bir ülkede, rüzgâr ve güneşyepyeni yaşama biçimleri öneriyor.Yeter ki, biz başlayalım.

Bu arada Halkın Mühendis veMimarları, dostların katılımıyla birkaravan aldılar. Karavan sanırımhaziran başında köyleri dolaşmayabaşlayacak. Nerede kimin ne ihtiyacıvar, mühendisler orada. Halkın dok-torları, halkın avukatları, halkınmühendisleri evet, herkes yollaradüşebilir. Odaların bürokratik yapısınıkırıp hayata açılabilirler. Bu çokönemli, çünkü insanlar yapılanlarave gördüklerine inanırlar ve bir inan-dılar mı, onlardan inatçısını bulmakzor olur.

Gün şarkılarla, şiirlerle devamedecek … Ve Küçük Armutlu’da birrüzgâr paneli dönüp duracak adıHasan Ferit olan…

Not: Halk Bahçelerinde herkeskendi fidesini dikebilir ve kendi ener-jisini üretebilir. Bunun için, kendienerjimizi kendimiz üretiyoruz.Facebook sitesi ve Halkın Mühendisve Mimarları '77Web sitesine gir-

meniz işe baş-lamak içinyeterli. Bu ara-da 78’lilerdenpek çok mühen-dis çok zenginoldu. Her biribir halk bahçesik u r a b i l i r .Torunlar için…

Basından

Page 52: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Direnen İşçilerimizin YanındayızKazanan Emeğin Gücü Olacak!

Tekirdağ Çerkezköy Organize Sanayi Bölgesi’nde bu-lunan SENEPA STAMPA fabrikasında 50 gündür çadırkurarak iş hakkını geri alma mücadelesi veren SALİHSAVAŞ 3 Nisan’da, Devrimci İşçi Hareketi tarafındanziyaret edildi. Dayanışma ve mücadele üzerine sohbetedildi. SENAPA STAMPA fabrikasına 700 metre uzak-lıkta çadır açarak işhaklarını ve sendikahaklarını talep edenHAKAN PLASTİKişçileri de ziyaret edi-lerek dayanışmanınbir örneği daha gös-terildi.

DİSK-Tekstil SendikasınıTarihsel Sorumluluğa Davet Ediyoruz

Çağdaş Hukukçular Derneği 4 Nisan’da Greif Fab-rikası’nda çalışan işçilerin taşeronlaşmaya karşı yaptı-ğı mücadele hakkında ve DİSK - Tekstil Sendikası’nınbu direnişe tavırsız kalması ile ilgili yazılı açıklama ya-parak sorumluluğa çağırdı.

Bir Kez Daha Göçük Haberi Bir Kez Dahaİş Cinayeti Artık Yeter!

Üçüncü Boğaz Köprüsü inşaatında 5 Nisan tarihindebir göçük meydana geldi. Üç işçi, kar hırsıyla hareket edenpatronların ve onlara rant yolunu açan AKP hükümetininpolitikalarının sonucunda yaşamını yitirdi. Yaşamını yi-tiren işçilerin adları: Lütfü Bulut, Yaşar Bulut ve KahramanBaltaoğlu. Yaşanan göçük ile ilgili açıklama yapan Çağ-

daş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi 6 Nisan’da biraçıklama yayınlayarak katledilen işçilerin ailelerine baş-sağlığı diledi.

Tekellerin Kar Hırsı 3. Köprü DahaAçılmadan 3 Canımızı Aldı !

Halkın Mühendis Mimarları 9 Nisan günü 3. Köprü in-şaatında iş cinayeti sonucu hayatını kaybeden LütfüBulut, Yaşar Bulut ve daha 2 gün önce işe başlayan

Kahraman Baltaoğlu hakkında yazılı açıklama yaptılar. Halkın Mühendis Mimarları yaptığı açıklamada 3.

Köprü’nün daha inşaat aşamasındayken 3 işçinin canınıaldığını belirtti. AKP’nin hergün bir başka grubu marji-nal, terörist diye tanımladığı ve işçi cinayetlerinin ivmekazandığı belirtildi. Bu iş cinayetlerinin olmasının ar-kasındaki tek neden ise patronların iş güvenliği önlem-lerini almaması yani kapitalizmin kar hırsı olduğu belirtildi.

Ülkemizde Yaşanan Sorunlar KaderDeğildir Sorunlara Karşı Birlik Olalım

Diren Kazova-DİH Kültür Merkezi’nde geçtiğimiz haf-ta başlayan halkımızın geleneklerini, değer yargılarını vemücadeleye bakışını ele alan seminerlere 3 Nisan Perşembegünü devam edildi.

“Kadercilik” konusunun tartışıldığı seminerde, ege-menlerin din kisvesi adı altında halkın kadere, alınyazısı-na, tevekküle boyun eğmesini sağlayarak kitlelerin düzeneolan tepkilerini bastırmaya çalıştıkları anlatıldı. Bunun eği-timden televizyon programlarına, haberlerden magazinprogramlarına, arabesk müziğe kadar birçok araçla yapıl-dığı vurgulandı. Bunu aşmanın yolunun ise mücadeleden geç-tiği, tüm bu olumsuzlukların karşısına kendi kültürümüzüön plana çıkartarak alternatifler yaratıp, özü ile sözü ile birolanların kitlelere güven vererek hareket etmesinin sağ-lanması ile aşılacağı anlatıldı. Seminere 15 kişi katıldı.

Her Cumartesi Film Gösteriminde BuluşalımDiren Kazova-DİH mağazasında her hafta Pazar günle-

ri yapılan film gösterimlerine bu hafta da devam edildi. 7 Ni-san akşamı saat 18.00’da başlayan film gösteriminde YılmazGüney’in Umut adlı filminin gösterimi yapıldı. 10 kişinin ka-tıldığı gösterim yaklaşık 2 saat sürdü. Diren Kazova DİH ma-ğazasında her Pazar günü saat 18.00’da yapılan film göste-rimleri devam edecek.

Emek Bizim, Aş Bizim!Gün Bizim, Gece Bizim, Sabır Bizim, Hak Bizim!

Direnişçi GOLDAŞ işçileri 6 Nisan’da İstanbul-Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda basınaçıklaması yaparak, meydandan sahil yoluna kadar sloganlarla yürüdüler. Açıklama, NazımHikmet’in Kurşun Eritmeye Çağırıyorum şiirinin okunmasıyla başladı. Yapılan açıklamanınardından sloganlar atılarak, Bakırköy içinden sahil yoluna kadar pankartlarla yüründü. Yürü-yüş esnasında evlerin camlarından ve cadde üzerinde alkışlayarak destek veren halk, eylemiilgi ve takdir ederek izledi. Yürüyüşten sonra GOLDAŞ patronlarının Florya’daki evlerininönüne giden işçiler basın açıklamasını orada da okuyup 30 dakika oturma eylemi yaptılar.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!52

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 53: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

AVRUPA’daki BİZ

Avrupa'da da Yozlaşmaya KarşıMücadeleyi Büyüteceğiz!

Türkiye’de Devrim Yapmamızın ÖnüneBizi Tutuklayarak Geçemeyeceksiniz!

Yozlaşma; kelime anlamı olarak "özünden uzaklaşma,soysuzlaşma" demektir.

Yozlaşma deyince akıllara ilk olarak gençlerin uyuş-turucu kullanımı ve fuhuş geliyor. Ancak yoz-laşma, çok daha kapsamlı ve sınıfsal bir ol-gudur. Emperyalizm, halkları kendi eme-ğine ve değerlerine yabancılaştırıyor,bireycileştirip güçsüzleştiriyor. Du-mura uğramış, düşünmeyen, üret-meyen beyinler imal ederek daha ko-lay sömürüyor. Emperyalistler; de-vasa sömürü çarkını süreklileştir-mek ve sömürgelerini kaybetmemekiçin halkların kültürlerine saldırıyor, de-ğer yargılarını yok ediyor; insanı elleri,aklı ve yarattıklarıyla karşı karşıya getiri-yor. Tüm toplumlarda sömürü, adaletsizlik, eko-nomik gelir dağılımı vb. ayırımlar insan doğasına ay-kırı olduğundan, soysuzlaşmayı beraberinde getirmiş vedeğer yargılarını yok ederek yozlaştırmıştır.

Yozlaştırma, dizginsiz sömürünün devamı için, tümdünyada devlet eliyle bilinçli bir politika olarak uygula-nıyor. Avrupa'da bizler de ırkçılık ve yozlaştırma saldırı-sı altında yaşıyoruz. Üstelik yabancılar olarak giyim ku-şamımızdan, yeme içmemize, dilimizden davranışlarımıza

kadar her şeyimizle kendilerine benzetmek istiyorlar. Irk-çı saldırıları ' ama onlar da dilimizi bilmiyorlar, domuz ye-

miyorlar, entegre olmuyorlar' diyerek meşrulaştırıyor-lar. Ya bizim gibi olun ya da çıkıp gidin diyorlar.

Oysa burada emeğimizle varız, kendi kül-türümüzle yaşama hakkını kimseden

dilenmiyoruz.

Yaşadığımız ekonomik, işsizlik,oturum, dil, ırkçılık, ayırımcılıkvb. sorunlarla başedemeyebiliyor in-sanlarımız. Avrupa' da psikolojik so-run yaşayanların bu kadar çok ol-

ması tesadüf değildir. Bizi önce on-larca sorunla boğup yaşamımızı çe-

kilmez hale getiriyorlar. Sonra zayıf dü-şürdüklerini uyuşturucu, fuhuş, çeteleşme,

yoz ilişkiler, bencillik, intihar vb. ile sona sü-rüklüyor.

Avrupa'daki Biz köşemizde, her yaştan insanımızın ba-ğımlı olduğu kumar konusunu ele alacağız. Hiçbir konu-da emperyalizm karşısında çözümsüz değiliz. Çözüm, bir-liğimizde dayanışmamızdadır. Düzen kirletir, devrim te-mizler. Batağa saplanmış gençlerimizi sahipsiz bırakma-yacağız. Bağımlılıkla ve yozlaşmanın her türlüsüyle sa-vaşacağız!

Emperyalizm Nedir?Kimdir Bu Mahluklar?

A) Evlerimizde diri diri yakılmamızdır ve katillerimizinmahkeme salonlarında kahraman gibi karşılayan onursuzahlaksızlardır.

B) Polis karakollarında sorgusuz sualsiz katledilmekve ölülerimizin beynine dahi el konulmasıdır.

C) Cenazelerimizin iki yıl soğuk morg odalarında tu-tulması ve bütün dünya halklarının ortak kültürü olan ce-naze hakkının elinden alınmasıdır.

D) Küçük çocuklarımızın dilleri yeterli görülmedi-ğinden özürlüler okullarına gönderilmesidir.

E) Sudan gerekçelerle küçücük çocuklarımıza devlettarafından el konulması ve ailelerimizin yüreklerinindağlanmasıdır.

F) Dünya halklarını göçe zorlayarak, Akdeniz’in kanaboyanmasıdır.

G) Ukrayna'da faşistleri desteklemek, sosyalizme sal-dırmaları için milyonlarca avro para aktarmaktır.

H) Açlık, yoksulluk, işgal, kan, gözyaşı, katliam po-litikalarına karşı çıkan, demokrasi ve adalet isteyen dev-rimcileri tutuklamak, yıllarca tecrit hücrelerinde tutmak-tır.

Bütün bunlara karşı mücadele eden devrimcilere yö-nelik baskılarını son yıllarda daha çok arttırdı emperya-lizm. Tüm dünyada kendine karşı olan örgütleri teslim alır-ken, hizaya getiremediği devrimcilere nefes aldırmak, gözaçtırmak istemiyorlar.

Emperyalizm İçin Türkiye Vazgeçilmezdir!Türkiye'de Yapacağımız DevrimEmperyalistlerin Korkulu Rüyasıdır!

Emperyalistler; Avrupa'da halkımızın haklarına sahipçıkacak, onları emperyalistlerin ezmesine yozlaştırması-

553

13 Nisan 2014

Yürüyüş

Sayı: 412

AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 54: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Mahir’den Dayı’yaSürüyor Bu Kavga6 Nisan Pazar günü Hamburg Halk Cephesi 30 Mart

17 Nisan Devrim Şehitlerini Anma Ve Umudun Kurulu-şunun Kutlaması için bir araya geldiler.

“Mahir’den Dayı’ya Sürüyor Bu Kavga” başlıklı sin-evizyon gösterimi yapıldı. 30 Mart 1972’den bu yana ya-şanılan süreçler direniş destanları şehitler ve Kızıldere’ninyenilmezliğiyle devam eden mücadele tarihimiz anlatıl-dı. Anma karşılıklı sohbetlerle devam ederken Umudun20. yılı nedeniyle hazırlanmış pasta kesildi. Kutlama son-rası hep beraber türküler ve marşlar söylendi.

na izin vermeyecek bir güç olduğumuzu biliyorlar. Bu yüz-den devrimcileri silmek, yok etmek istiyorlar.

Tabii Türkiye onlar için vazgeçilmezdir. Türkiye'de dev-rim olması onlar için korkulacak bir durumdur. Çünkü üze-rimizden kazandıkları milyonlarca avroyu kaybedecekler.Pazarları yok olacak. Bizim devrimimiz, aynı zamanda Or-tadoğu'nun, Balkanlar’ın etkilenmesi demek olacak. O za-man oraları da kaybedecekler. Özellikle Alman emper-yalizminin en çok silah sattığı iki ülkeden biriyiz. Silahsatarak zengin olacakları ülkeler ellerinden gidecek.

Emperyalistler Türkiye'de, umudun güçlendiğinin vehalk nezdinde çok meşrulaştığının farkında. Bu yüzden Av-rupa'da da devrimcilere göz açtırmak istemiyor. Bu yüz-den insanlarımız sadece demokratik faliyetlerinden dolayıyıllara varan tutuklamalarla cezalandırıyor. Başeğdirmekistiyor.

Ama nafile başeğdiremeyeceksiniz! Boşuna çabaları-nız. Yunanistan'daki Özgür Tutsaklarımızdan öğrene-ceksiniz, Şadi Özpolat'tan ve diğer devrimci tutsakları-mızdan öğreneceksiniz direnmenin ve teslim olmamanınne demek olduğunu...

Vazgeçmeyeceğiz! Daha güçleneceğiz, halkımızı ör-gütlememize engel olamayacaksınız!

Derneklerimiz, Avrupa'da yaşayan milyonlarca insa-nımızın evi haline gelecek. Halkımızın sorunlarına çözümbulduğumuz yerler olacak, bunun önüne geçemeyeceksiniz.

Çocuklarımızı, gençlerimizi geleceksiz sahipsiz bı-rakmanıza izin vermeyeceğiz!

Örgütleneceğiz! Büyüyeceğiz! Tek tek kapı kapı gezeceğiz. Çünkü halka gitmeyen ör-

gütlenemez. Örgütlenmek için halkın ayağımıza gelme-sini beklemeyeceğiz. Biz gideceğiz. Halka gitmeyen çü-rür bunu biliyoruz. Halkımızı örgütleyeceğiz.

Dayımıza Sözümüzdür!İki kültür arasında kalmış, kendi anadillerini konuşa-

maz hale getirdiğiniz çocuklarımızı örgütleyeceğiz.

Ne yaparsanız yapın işte asimile edemediniz çocuk-larımızı, onların tertemiz Anadolu kültürü ile yetişmele-rinin önüne geçemediniz. Beyinlerini ve yüreklerini kir-letemediniz.

Asimile edemediğiniz için daha çok saldırıyorsunuz.İzin vermeyeceğiz çocuklarımızı elimizden almanıza.

Örgütleyeceğiz!

Fabrikalarda ömürlerini aldığınız, Avrupa'nın her kö-şesinde alınteri emeği olan annelerimizi, babalarımızı, ba-baannelerimizi, dedelerimizi sahipsiz bırakmayacağız. Ör-gütleyeceğiz!

Başeğmeyeceğiz! Avrupa'da yaşayan insanlarımızınyüzleri, ülkemiz devrimiyle gülecek!

Örgütleneceğiz! AKP'nin ve emperyalizmin gerçek yü-zünü anlatacağız, her yerde teşhir edeceğiz!

Örgütleneceğiz!

Anadolu FederasyonuRosa Lüksemburg

İnisiyatifi İle Buluştu Bremen’de Anadolu Federasyonu’nun yetkilileri,

Anadolu Federasyonu’nun, Avrupa’daki tutsaklarımız veAlmanya’daki anti-terör yasalarına karşı (129 / a-b ) Al-manya genelinde başlatmış olduğu “Uzun Yürüyüş” ün,Bremen’deki durağına,işlerinin yoğunluğu ne-deniyle katılamayanRosa Luxemburg İnisi-yatifi’nin Bremen tem-silcisi Norbert Schepersile inisiyatifin kendi bü-rosunda buluştu.

Rosa Luxemburgİnisiyatifi, Anadolu Fe-derasyonu'nun organi-ze edeceği her türlü et-kinliği destekleyebile-ceklerini belirtti.

DÜNYAYI BİR KEZ TÜRKİYE’DEN SARSACAĞIZ!554

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

Page 55: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Av ru pa’da

Yunanistan'da hücre tipi hapishanelerin yapılması ka-rarının ardından, 5 Nisan’da bütün hapishaneler önünde,6 Nisan’da da Domoka Hapishanesi önünde bir merke-zi eylem yapıldı. 5 Nisan günü Selanik’te Diavata ha-pishanesi önündeki eyleme Selanik Halk Cephesi de ka-tıldı. 6 Nisan günü de Larissa Hapishanesi önüne gidil-di. Larissa Hapishanesi önünde otobüslerden inen kitleıslıklar ve sloganlarla hapishanedeki tutsakları selamla-dı. Hapishaneden de tutsaklar sloganlar ve ıslıklarla kar-şılık verdiler. Üst kat penceresinden kırmızı ve siyah renk-te bezler salladılar.

Yunan politik tutsaklar Yunanca sloganlar atarken, Öz-gür Tutsaklar’ın “Kahrolsun Faşizm Yaşasın Mücadele-

miz, İnsanlık Onuru İşkenceyi Yenecek” gibi sloganlarattıkları duyuldu. Onları selamlamak için de, Yunanlılar’ında katılımıyla Türkçe “KAHROLSUN FAŞİZM” sloganıatıldı.

Yunanca “İnsanlık Onuru Hücrelerden Daha Güçlü-dür, Faşist Katiller İyi Dinleyin, Türkiyeli Devrimciler Yal-nız Değildir, Tutsaklara Özgürlük” gibi sloganların ya-nında iktidar ve devlet karşıtı anarşizmi öven sloganlarda atıldı. Ayrıca ses çıkartmak amacıyla bazı eylemciler,torpil benzeri patlayıcılar patlattılar. Üç saate yakın sü-ren eylemin sonunda Selanik’e dönüldü.

Almanya'da Stuttgart Halk Kültür Evi'nde, gelenekselolarak her ayın ilk pazar günü düzenlenen kahvaltı, 6Nisan günü Faruk Ereren’in de katılımıyla gerçekleş-tirildi. 40 kişinin katıldığı kahvaltı sonrası StammheimHapishanesi önüne gidilerek, sloganlar atıldı ve GrupYorum şarkıları söylendi.

Köln Sanat Atölyesi'nin düzenlediği yapılan pazarkahvaltısında seçimler konuşuldu. Hep birlikte hazırlanankahvaltı saatinde başlatıldı. Sonradan gelenlerin de ek-lenerek katıldığı kahvaltı sırasında güncel gelişmeler,hal hatır sormalar eksik olmadı. Kahvaltı sonrasında soh-bete geçildi. Kahvaltıda 19 Nisan’da Dortmund’da ya-pılacak olan “Devrim Şehitleri’ni Anma Programı” du-yuruldu. Bir sonraki hafta Haziran Ayaklanması’nın bi-rinci yılı öncesi bir değerlendirme semineri yapılacağıduyuruldu. Kahvaltıya 29 kişi katıldı.

Yunanistan'ın Selanik şehrinde 10 Nisan günü gö-rülecek olan Kadir Kaya ve Hüseyin Fevzi Tekin’in iadedavalarını duyurmak ve katılım çağrısı yapmak için Se-lanik’te 5 Nisan günü mahkemeye çağrı afişleri yapıl-dı. Ayrıca bir komployla haksız yere tutuklanan ve tu-tukluluğu mahkemesiz bir şekilde sürdürülen Çetin Ha-san Koşar için de Koşar’a özgürlük isteyen yazılama-lar yapıldı.

Berkin Elvan’ın anısına bir anmave 40 yemeği düzenliyoruz.

Tüm halkımız davetlidir.

Yer: Van Musschenbroekstraat 83, Den Haag-Hollanda

Tarih: 20 Nisan Pazar Saat: 15.00

4 Nisan 2006 tari-hinde NSU faşistleri ta-rafından katledilenMehmet Kubasık içinAlmanya'nın Dortmundşehrinde bir anma töre-ni düzenlendi. DIDF DiLink Alevi Derneği vebirçok kurumun yanın-da Dortmund AnadoluFederasyonu da pan-kartıyla katıldı. 200 ki-şinin katıldığı eylem, Mehmet Kubasık adına dikilen anı-tın önünde başladı. Yürüyüş Dortmund Hauptbahnof'akadar sürdü. Irkçılığa karşı duyarlı olunması gerektiğibelirtilerek eylem bitirildi.

Mehmet Kubasık İçin Dortmund'daYürüyüş ve Anma Yapıldı

“Yüksek Güvenlikli Hapishaneler Yasası”Yunanistan Larissa Hapishanesi Önünde

Protesto Edildi

Kadir Kaya, Hüseyin Fevzi Tekinve Çetin Hasan Koşar'a ÖzgürlükDUYURU

Berkin Elvan Anma ve40 Yemeği

Kahvaltı SofralarımızıSeminerleştirelim

55AMERİKA’NIN KORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!

Page 56: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Kazım Sivaslıydı. 1980’lerinikinci yarısında gençlik mücade-lesine katıldı. İYÖ-DER kurucula-rındandı. DEV-GENÇ’te milis ko-mutanlığı yaptı. 1993’de iradi ola-rak yurtdışına çıkarıldı. Burada daçeşitli görevler üstlendi. Son dö-nemde çeşitli eksiklikleri nede-niyle örgütsel ilişkisi kesilmişti.

Ama o partisiz, yoldaşsız, mücadelesiz yaşaya-mazdı. Son görevini, kendisi belirledi ve bir fedaeylemiyle 23 Nisan 2001�de ölümsüzleşti. Al-manya’nın Regensburg kentinin hapishanesiönünde, “Faşist Türk Devletini ve CezaevlerindekiKatliamları Protesto Ediyorum” yazılı bir pankar-tın altında, alnında kızıl bir bantla bedenini tutuş-turarak şehit düştü.

1 Nisan 1997 yılında DersimÇemişgezek’te devletin kiralık ka-tilleri tarafından katledildi ve toplumezara gömüldü. 10 Haziran2012’de abisi Hüsnü Yıldız karde-şinin toplu mezardan çıkarılıp ce-nazenin verilmesi için ölüm orucu-na girdi. Direnişinin 62. günündeDHKC gerillası Ali Yıldız’ın ve kat-ledilen PKK gerillalarının bulundu-

ğu toplu mezarı açtırdı. Açılan mezarlardan birin-den çıkan Kemiklerin Ali Yıldız’a ait olduğu kesin-leşti.

Cihan TAÇYILDIZ, Cengiz KALA, Selvi UZUN, Ali ÖZBAKIR, Eylem YILDIZ,Hasan AKTAŞ, Özgür KILIÇ, Behiye CANİK, Apti ŞEKER, Mehmet ÇOLAK,Haydar AYDIN, Abidin YILDIZ

Dersim civarında operasyonların yoğunlaştırıldığı bir dönemde, daha önce birkaç ku-şatmayı yararak çıkmalarına rağmen Ardıç Köyü’nün Çalaxane Mezrası’nda oligarşiningüçleriyle karşılaştılar. 23 Nisan 1993 günü sabahtan öğleye kadar süren çatışmalar so-nucu Dersim İbrahim Erdoğan Kır Gerilla Birliği’ne bağlı Ahmet Ercüment Özdemir Müf-rezesi üyesi 12 gerilladan yedisi katledildi. Mermileri tükenen diğer 5 gerilla sağ ele ge-çirilmelerine rağmen kurşuna dizildiler.

1973 Dersim doğumlu Cihan, gerillaya katılmadan önce, gençlik örgütlenmesinin Ela-zığ yöneticileri arasındaydı.

1974 doğumlu, Pertek Akdemir Köyü’nden Cengiz, Liseli DEV-GENÇ’li olarak baş-ladı mücadeleye.

1965 Pülümür doğumlu Selvi, mücadeleyle Fransa’da tanıştı. Ve ülkesine gerilla ola-rak döndü. Müfrezenin komutan yardımcısıydı. Ali, gecekondu yoksullarının mücadele-sinde yer aldı. Gerillaya katılmadan önce müfreze komutanıydı.

1975 Hozat Taçkirek doğumlu Eylem, mücadeleye lise yıllarında katılmıştı.

Hasan, 1972’de Elazığ’da doğdu. Mücadeleye İstanbul’da katıldı.

Özgür, Haksızlıklara, adaletsizliklere karşı her zaman tavır alabilmiş biridir. Devrim-ci Sol ile tanışmasının ardından Malatya’da çeşitli görevler üstlendi

Behiye, gecekondu halkının mücadelesinde yetişen bir Cephe’liydi. Apti, TÖDEF’lebaşladığı mücadelesinde çeşitli sorumluluklar üstlendi.

Mehmet, işçiydi, Malatya Tavır bürosunda çalıştı. Kavgasını dağlarda sürdürdü.

1971 Dersim doğumlu Haydar, 1973 Hozat Taçkirek doğumlu Abidin, Dersim’de çe-şitli çalışmalarda yer aldıktan sonra gerillaya katıldılar.

Şenay Hanoğlu, Tokat, Al-mus, Armutalan Köyü’nde 1966 yı-lında doğdu. İki çocuk annesiydi.1989’da İstanbul’a göç edip Kü-çükarmutlu’ya yerleşti. Devrimmücadelesine katıldı. Temizlik iş-lerine giden bir emekçi, TAYAD’ınyılmaz hak ve özgürlük savaşçı-larından biriydi. F tipi saldırısına

karşı dışarıda ölüm orucu yapılması önerisini ilkgetirenlerden biriydi. Küçükarmutlu’da, adı dahasonra direniş evi olacak olan kendi evinde, oğlu-nun ve kızının yanında ölüme yattı. 22 Nisan2001’de çocuklarının, gecekondu yoksullarının yanıbaşında ölümsüzleşti.

Suat ALKAN

Zeliha GÜDENOĞLU

Duran AKBAŞ

Tokat’ın Niksar İl-çesi Çatak Köyü kırsa-lında 20 Nisan 1995’teoligarşinin askeri güç-leriyle çıkan çatışmadaşehit düştüler.

Suat, 1980’lerin sonlarından itibaren Karadeniz’de hareketin örgüt-lenmesinde en çok emeği geçenlerden biriydi.

Zeliha, Konya DLMK içinde ve Özgür-Der içinde yer aldı.

Duran, İstanbul’da ve Zile Halkevi’ndeki faaliyetleriyle yer aldı mü-cadelede. Karadeniz dağlarında gerilla olarak ölümsüzleştiler.

20 Nisan - 26 Nisan

“Bu düzenle uyuşmam mümkün değil. Bu düzendeen sıradan, en namuslu gözüken yaşam bile

namuslu değil. Ve hiçbir şey masum değil.Susmanın bile suç olduğu günlerde yaşıyoruz.”

Kazım GÜLBAĞ

YitirdiklerimizBağımsızlık Demokrasi Sosyalizm Mücadelesinde

Erdoğan Güler,10 Ekim 1972’deDersim’in Ovacık-Buzlutepe Köyü’ndedoğdu. Kendi çevre-sinden tanıyordudevrimcileri. Karde-şinin tutsak düşmesisonucu, daha yakın-dan tanıdı. Demo-

kratik mücadele içinde yer aldı. 19Aralık Katliamı sonrasında dışarıdaölüm orucuna başladı. 25 Nisan2001’de şehit düştü. Ege TAYAD’lı Er-doğan Güler, dışarıdaki ölüm orucu-nun 4’üncü şehidi olarak ölümsüzleşti.

Erdoğan GÜLER

Şenay HANOĞLU

Kazım GÜLBAĞ

Önder Özdo-ğan, 1965 Sivasdoğumluydu. Mü-cadelenin çeşitlialanlarında yeraldı. 1992 yılınınbaşında SDB sa-vaşçısı olarak gö-revlendirildi.

16-17 Nisan’da yoldaşlarınınkatledilmesinin hesabını sormakiçin devrimci sorumluluk ve inisi-yatifle katliamcı polislere karşıgerçekleştirilen bir eylem sıra-sında, 20 Nisan 1992’de İstanbulTopkapı’da katledildi.

Önder ÖZDOĞAN

Cihan TAÇYILDIZ Cengiz KALA Selvi UZUN Ali ÖZBAKIR Eylem YILDIZ

Özgür KILIÇ Behiye CENİK Apti ŞEKER Mehmet ÇOLAK Haydar AYDIN Abidin YILDIZ

Hasan AKTAŞ Ali YILDIZ

Suat ALKAN ZelihaGÜDENOĞLU

Duran AKBAŞ

Page 57: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

Erzincan doğumlu İbrahim Yalçın, askerifaaliyetlerde ve mahallelerde görev aldı. 1990atılımıyla oluşturulan ilk SDB örgütlenmesin-de yer aldı. 23 Nisan 1993’te İstanbul Malte-pe’de kuşatıldığı üste direnerek şehit düştü.Devrimci Sol’un örnek SDB komutanlarındanbiriydi.

Yusuf Topallar, “Karakollardaki İşkence veTariş Direnişi’ndeki Polis Baskısına Karşı”sürdürülen kampanya sırasında 23 Nisan1980’de Ankara Ege Mahallesi Natoyolu'ndayapılan bir gösteride vuruldu.

Canım kızım Pınar, yavrum Erdem, belki şimdi küçüksünüz.Annem bizi bırakıp gitti diye kızıp ağlıyorsunuz. Ama bilin ki ana-nız sizlerin daha iyi koşullarda büyümesi için bedenini ölüme ya-tırdı.

Canım kızım ve oğlum sizler kundaktan beri devrimci abi veablalarınızın kucaklarında büyüdünüz. Aslında sizinle birlikte bü-yüdük.

Canım Pınarım ve Erdemim inanıyorum ki, yarın büyüdü-ğünüz, ana baba olduğunuzda siz de anneniz gibi aynı fedakarlığıgöstereceksinizdir. Bu düzende zulüm ve acı sürdükçe, bizim düş-lediğimiz vatan topraklarında yaşayamayacaksınız. Latif abini ha-tırla. Neden onu çok sevdiğini düşün. Hani bir defasında hastaolmuştun. Seni hastaneye üç defa götürmüştü. Baban o zamancezaevindeydi. Bize kızdığında, merak ettiğin bir şey olduğun-da seninle sürekli konuşurdu, hep anlatırdı. Seni çok sever La-tif abin. Sen de onun için hep, iyi insan derdin, onu çok sevdi-ğini söylerdin.

Canım kızım benim, devrimcilik böyle bir şeydir işte. En zor-da olduğun günlerde senin yanındadır, en sevinçli gününde deseninle birliktedir. Ya Şefinur ablan. Seninle oyun oynardı, ye-meğini yedirir, üstünü değiştirirdi. Sen hep onu arardın. Nedengelmedi? diye sorardın. Şefinur ablan senin için bir taneydi. Kı-zım devrimciler hep böyle iyi insanlardır. Devrimciler herkesi dü-şünürler. Sadece kendileri için yaşamazlar. “Biz” kavramı ge-lişmiştir akıllarında.

Ben de devrimciyim kızım. Sizin ve halkımızın geleceği içinbütün çabalarımız. Seninle en son Bayrampaşa Hapishanesi’nde

açık görüşe gitmiştik. Bizim ne kadar sevinçli olduğumuzu görm-üştün değil mi? Bantlı abilerin ve ablalarınla sımsıkı kucaklaş-mıştık. İşte orada siz bizim ailemizi görmüştünüz. Ailemiz diyo-rum çünkü onlar senin gerçek ailen kızım. Sizi ne kadar çok sev-dikleri gözlerinden okunuyordu. Erdem’e ve sana ne kadar de-ğerli, güzel şeyler yapmışlardı değil mi? Elleriyle örmüşler. De-ğer verdiklerini anlayabiliyorsundur.

Çiçeğim benim, birtanem. Güzel gözlerinle bak dünyaya. Bakki, bizi anla ve insanları düşün. Çöplüklerde ekmek toplayan ar-kadaşlarını düşün. Onlar ne çileler çekiyorlar. İşte bizim müca-delemiz kimsenin bu halde olmaması içindir. Anlam veremiyor-sun belki, “neden” diyorsun. “Siz mi değiştireceksiniz” diyorsun.Bil ki kızım biz değiştireceğiz. Buna inan.

Sen de büyüyünce devrimci olacaksın ve o zaman beni vebizi çok daha iyi anlayacaksın. Erdem de öyle. Hem de öyle birolacaksınız ki siz bizi de geçeceksiniz. Çünkü siz kimleri tanı-dınız, kimlerle büyüdünüz. Siz Armutlu’nun, gecekondununçocuklarısınız. Direnmek sizin mayanızda var. Evlerimizi yıkmayageldiklerinde beraber direndik onlara karşı.

Canlarım benim. Sakın ola ki sizi bırakıp gittiğimi düşünmeyin.Her şey sizin geleceğiniz içindir. Daha rahat, daha güzel bir ya-şam sunabilmek için. Ve sizler benimle, babanızla gurur duya-caksınız. Başınız her zaman dik olsun. Biz utanılacak bir şey yap-madık, yapmayız da bir tanem.

Aslında Pınarcığım, Erdemim size anlatmak istediğim çok şeyvar. Biz kendimizden başka herkesin acısını acımız olarak dü-şündük, sevincini sevincimiz bildik. Kuşların cıvıltısı bile bizi se-vindirir, senin kedini sevmen gibi.

Yavrularım biz de yaşamayı çok seviyoruz. Bu vatana da, uğ-runa ölecek kadar değer veriyoruz. Sizin ve insanlarımızın ge-lecek güzel günlerde yaşaması için herşey. Özgür vatanı armağanedeceğiz size. Babanla ve benimle, yoldaşlarımla her zaman gu-rur duymanızı istiyorum. Başınız her zaman dik olsun. Sizleri ku-caklıyor ve öpüyorum, sevgili yavrularım benim...

Anneniz Şenay Hanoğlu

Şenay HANOĞLU’nun şehit düşmeden bir süre önce çocuklarına yazdığı mektup:“HER ŞEY SİZİN GELECEĞİNİZ İÇİN”

Anıları Mirasımız

Yusuf TOPALLAR

Sedat Karakurt, 11 Haziran 1976’da İs-tanbul’da doğdu. Aslen Tokatlıydı. Gazi Kat-liamı’nın ardından mücadeleye katıldı. Eskişehirtabutluğunun açıldığı yıl tutsak düştü ve Es-kişehir’e sevk edildi. DHKP-C davasındanyargılanıyordu. Eskişehir’de direniş içinde yeraldı. Direniş sonrası Ümraniye Hapishanesi’negönderildi. F tipi saldırısı gündeme geldiğindeölüm orucu gönüllülerinden biri de oydu. 2.

Ekip’te yer alıp zulme meydan okuyarak 25 Nisan 2001’de Edir-ne F Tipi Hapishanesi’nde şehit düştü.

Sedat KARAKURT

Çiğdem Yıldır, 24 Nisan 1977’de İstanbul’da Ga-latasaray Mühendislik Yüksekokulu çıkışında fa-şistlerin kurduğu bir pusuda vurularak katledildi.

DEV-GENÇ saflarında çeşitli görevler üstlenmişti.

Çiğdem YILDIR

İbrahim YALÇIN

Bu vatan neden bag˘imsiz olacakB i liyor musunuz?H ic¸ b ir teor i on lar kadar sadeVe der in ve canl i anlatamaz bunuH ic¸ b ir k itap onlar kadar anla s¸ i l irVe c¸arpici ve b ir yudumda anlatamazBu vatan bag˘ imsiz olacakC¸u¨nku¨ Gu¨ lsu¨man o¨yle ist iyorBu halk o¨zgu¨r olacakt irC¸u¨nku¨ S¸enay o¨yle ist iyorO kadinlar, o analar bo¨yle muazzamGu¨ lsu¨man ve S¸enaylar bo¨yle mu¨th is¸Ist ed i ler m i du¨nya t ers ine do¨nerVe du¨nya haktan yana do¨necekt irC¸u¨nku¨ Gu¨ lsu¨man ve S¸enaylar bunu ist iyor. . .

U¨m it Il ter

Page 58: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

AKP ya-şadığı krizle-ri aşmak için

yasaklardan medet umuyor. İnsanla-ra meydanları, alanları kapattığı yet-miyormuş gibi bilgilenme ve haber-leşme alanı olarak kullanılan Twitterve Youtube sitelerine erişimi de ya-saları hiçe sayarak engelledi. En son“Platform” kelimeleri genelge ya-yınlayarak yasakladığı ortaya çıktı.Haziran Ayaklanması ile birlikte bir-çok kitle örgütü, kişi, kurum bir ara-ya gelmiş ve platform adları ile ken-dilerini ifade etmişlerdi. Halkın ör-gütlülüğünün büyüdüğü HaziranAyaklanması’nda “Gezi Platformu”,“Taksim Dayanışma Platformu”gibi platformlar oluşmuş ve halk bir-likte mücadele etmenin mekanizma-larını pratik içerisinde yaratmışlardı.

Halkın örgütlenmesine düşmanolan AKP Haziran ayından sonra İlDernekler Müdürlüğüne genelge gön-derip Konsey ve Platform gibi isim-ler konusunda uyarıda bulundu. Ha-ziran ayından sonra dernek kurmak is-teyenler İl Dernekler Müdürlüğü’nebaşvuru yaptığında ‘Platform’ ismi-ni kullanamayacakları dayatmasıylakarşılaştı. Bunun duyulması üzerineİstanbul İl Dernekler Müdürlüğü adı-na Vali Yardımcısı Günay Özdemiraçıklama yapmak zorunda kaldı.Açıklamada, “5253 Sayılı DerneklerKanunu’nun 4. maddesi (a) bendin-de derneğin adı ve merkezinin tüzü-ğünde belirtilmesinin zorunlu olduğudüzenlenmiştir. Uygulama yeni ol-mayıp, Dernekler Dairesi Başkanlı-ğı’nın 29.07.2013 tarihli yazıları iledernek isimlerinin dernek tüzel kişi-liği dışında farklı hukuki kişileri çağ-rıştıracak ve derneğin ismine amacınıaşan anlamlar yüklenmesine sebepolacak (akademi, enstitü, oda, kurum,platform, konsey (v.b) kelimelerinkullanılmaması öngörülmüştür. Bukapsamda kanunlarla kurulması ön-görülen çeşitli tüzel kişiliklerin hukukistatüleri ile dernek tüzel kişiliğinin hu-

kuki statüsünün birbirine karış-maması, toplumda bu şekildeoluşmuş veya oluşacak olan an-lam ve algı karmaşasının önünegeçilmesi amaçlanmaktadır” de-nildi. Meğer devlet, anlam kar-gaşası yaratmamayı düşünüyor-muş, dernek ve kurumların hu-kuki statülerini koruyormuş. Hergün hukuku değişik şekillerde ih-lal edenler, insanların hukukiçıkarlarını koruduklarını iddiaediyorlar. Yaptıkları açıklama-lardaki yalanlara halkımızı inandıra-caklarını düşünüyor olmaları ne ka-dar komik görünüyor değil mi?

“Platform”, “Konsey”, “Mer-kez”, “Akademi” gibi kelimelerinkullanımına yasak getiren resmi yazıİçişleri Bakanlığı tarafından hazırla-nıp tüm illere gönderildiği tarih 29Temmuz 2013’tür. Ki bu tarihte halkayaklanması Türkiye genelinde de-vam ediyordu. Henüz platform ku-rulması için başvuruların gündemegelmediği tarihlerde yayınlamışlarbu genelgeyi. Halk ayaklanmasınınyaşandığı günlerde bunu düşünmeleritesadüf olmasa gerek.

Platform da dernek gibi hukuki birstatüye sahiptir. Dernekler kanunun-da platform “Derneklerin kendi ara-larında veya vakıf, sendika ve ben-zeri sivil toplum kuruluşlarıyla ortakbir amacı gerçekleştirmek üzere gi-rişim, hareket ve benzeri adlarlaoluşturdukları tüzel kişiliği bulun-mayan geçici nitelikteki birliktelik-ler” şeklinde tanımlanmıştır. Yine ka-nunun 25. maddesinde “Dernekler,amaçları ile ilgisi bulunan ve ka-nunlarla yasaklanmayan alanlarda,kendi aralarında veya vakıf, sendi-ka ve benzeri sivil toplum kuruluş-larıyla ortak bir amacı gerçekleştir-mek üzere ve yetkili organlarının ka-rarı ile platformlar oluşturabilir-ler” denilerek platform statüsü ta-nınmıştır.

Platform geçici birlikteliktir fakatoluşmuş bir platformun dernekleşip

kendilerini platform olarak ifade et-melerinde neden bir sakınca olsun ki?Buna hukuki nasıl bir engel olabilir?Bu konuda yasada bir yasak yoksa,genelgelerle neden böyle bir yasak ge-tirilir? Çok basit, AKP güçlenen bir-likteliklerden korkuyor. Halkın ha-berleşme hakkını engellemeye dönüksansürleri yaşama geçirdiği gibi bir-likteliklerin tüzel bir kişiliğe dönüş-mesini engellemek için keyfi yasak-lar getiriyor.

Yasada tanınmış hakların kulla-nılmasını engelleyerek, keyfi yasak-lar dayatarak halkın örgütlenmesininönüne geçeceğini düşünüyorlar. Twit-ter yasağının Anayasa Mahkemesi ta-rafından iptal edilmesinden sonraTayyip Erdoğan Anayasa Mahkeme-si kararına saygı duymadıklarını açık-ladı. Açıkça ifade ediyorlar, mahke-me kararlarına saygı duymadıklarını,birçok mahkeme kararlarını uygula-madıklarını da biliyoruz. Fakat mah-keme kararları halkın aleyhine olun-ca bu kararlara herkesi biat etmeyezorluyor. Genelgelerin mahkeme ka-rarlarından farkı nedir? Farkı yoktur.Tek farkı bu genelgelerin AKP ikti-darının ihtiyaçlarının ürünü olması-dır. Halkın çıkarının değil, AKP’ninçıkarını koruyorlar. Halkın çıkarınıkorumayan hiçbir genelge meşru de-ğildir. Meşruluğu olmayan genelge-ler bir kağıt parçası niteliğindedir.AKP bu kağıt paçavraları ile halkınörgütlülüğünü, halkın mücadelesiniengelleyemez.

DüşmanıHalk

AKP

58

Yürüyüş

13 Nisan2014

Sayı: 412

AKP HALKIN ÖRGÜTLÜĞÜNDENKORKTUKÇA YASAKLARAYENİ YASAKLAR EKLİYOR

Page 59: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

YÖNETİCİ OLMAK VE YÖNETİCİ YETİŞTİRMEK

“Savaşımızın kurmaylara ihtiyacı var...” “Dünyadaki bütün sermayeler içinde en değerlisi ve

en belirleyici olanı insandır, kadrolardır” diyor Stalin. Düşmanın bugünkü askeri üstünlüğüyle devrime yönelttiği saldırılar

karşısındaki en güçlü barikatımız da, halkın büyük devrim potansiyelini harekete geçirecek kollarımız da kadrolarımızdır.

Kadrolaşmayı ne mekanikleştirmeli, ne idealleştirmeli, ne de basite indirmeliyiz.

Kadronun genel bir tanımı vardır, ancak öne çıkan özellikleri hemen her süreçte,sürecin ihtiyaçlarına göre bir anlamda yeniden biçimlenir.

İnsanlarımıza güvenerek, bu güvenle sorumluluklar vererek, eğitim için pratik,teorik her imkanı sonuna kadar değerlendirerek bu süreci hızlandırmalı,

hızla dönen bir kadrolaşma mekanizması oluşturmalıyız.Kadro, sahip olduğumuz ve olabileceğimiz belirleyici güçtür ve bu anlamda en büyük ihtiyacımızdır. Bunu unutmamalıyız.

Devrimci hareketin savaşı, örgütlenmesi bugün on yılların tecrübesini omuzlarında taşıyan

insanların omuzlarında yükselmiyor. Tersine hemen her alanda görev ve sorumlulukları, tecrübesizlikleriyle,

yetmezlikleriyle genç yoldaşlarımız üstlenmişlerdir. Hızla yönetici olmayı öğrenmek ve aynı hızla genç insanlarımızın

kadrolaşmasını sağlayarak yeni yöneticiler yetiştirmek durumundayız...Gelecek vadeden ve gelişmeye açık onlarca insanımızı mücadelenin,

örgütlenmelerin, hayatın içinden çekip, eğitip-yetiştirip yeniden görev alanına sürülmeyen kadroların eğitimi soyuttur,

asıl olan kadrolaşma hayatın içindekidir. Suya atılan bir taşın dalga dalga yayılması gibi, onların atacağı her olumlu,

somut adım; eğitim, kadrolaşma ve okullar çerçevesinde dalga dalga yayılacak, bu görevin altından kısa sürede kalkmamızı sağlayacaktır.

Bu görev, birbirine bağlı iki yanı içeriyor:Yönetici olmak ve yönetici yetiştirmek.

Page 60: DÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ! …yuruyus.biz/pdf/pdf/412.pdf19 Star Gazetesi AKP’nin tetikçiliğini yapmaktan vazgeçmelidir! 21 44 yıllık onurlu tarihimizi

BURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI!

BURALAR ALİŞANLAR’ I ÇIKARMIŞ TOPRAKLAR!NE "SON İLERİ TEKNOLOJİNİZ" NE DE DOLARLARINIZ

BU GERÇEĞİ DEĞİŞTİREMEZ!

info

@yu

ruyu

s.com

ww

w.y

uru

yu

s.c

om

DÜNYAYI BİR KEZ DEDÜNYAYI BİR KEZ DE TÜRKİYE'DEN TÜRKİYE'DEN SARSACAĞIZ!SARSACAĞIZ!

KORKULARINIKORKULARINI BÜYÜTECEĞİZ!BÜYÜTECEĞİZ!

30 Mart - 17 Nisan30 Mart - 17 NisanŞehitlerimizi AnıyorŞehitlerimizi AnıyorUmudun 20. Yılını Umudun 20. Yılını

SelamlıyoruzSelamlıyoruz

Şehitlerimize Devrim Sözümüz Var! Sosyalizmin Orak Çekiçli Bayrağını

Dünyanın Türkiye’ sinde Dalgalandırıyoruz!

BURASI NE TEKSAS, NE DE HOLLYWOOD STÜDYOLARI BURASI ANADOLU TOPRAKLARI!

BURALAR ALİŞANLAR’ I ÇIKARMIŞ TOPRAKLAR!NE "SON İLERİ TEKNOLOJİNİZ" NE DE DOLARLARINIZ

BU GERÇEĞİ DEĞİŞTİREMEZ!