düşünce - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01754/2003_32/2003_32_YILDIRIME.pdf · ve farklı...
Transcript of düşünce - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/D01754/2003_32/2003_32_YILDIRIME.pdf · ve farklı...
liberal düşünce
Üç Aylık Dergi
Yıl 8, Sayı 32, Güz 2003
Amartya Sen
A. Zeki Uyanık-Şammas Salur
Zühtü Arsl:ın
Adnan Küçük
Emrah Akkurl
Bedri Gencer
Ergün Yıldırım
Atilla Yayla
S. Alev Söylemez
Birol Çetin
Mustafa Ac:ır
Yusuf B:ıyr:ıktut:ın
Nurettin Öitürk
Filiz Giray
Hülya Kanalıcı Ak:ıy
Er?I Kurubaş
Hakan T~demir-Sema Sezer-Bilal Karabulut
Fazıl Hüsnü Erdem
İçindekiler
3-4 T:ıkdim.
5-16
17-24
25-4'0
41-77
79-95
97-118
119-126
127-136
137-155
157-165
167-184
185-193
195-210
. 211-222
223-235
237-258
259-281
283-301.
Evrensel Bir Değer Olarak Demokrasi
Kısa Bir Demokrasi Analizi ve Militan Demokrasi Anlayışına Liberal Perspektiften Bir Bakış Liberal Demokrasilerin Zor Zaman Krizi ve ifade Özgürlüğü
Fikir Hürriyetinin Sınırlandırılması
<?mer Çaha ile Sivil Toplum ve Resmi ideoloji Üzerine ... Türk Siyasi Kültürü: Analitik Bir Çerçeveye Doğru
Bir Tarz-ı Modernleşme Olarak lslanıcılık
Çan Paker İle Ôzgiirlilk ve Türkiye' nin Geleceği O zerine Girişimci ve Yatırım Yeteneği (Girişim Teorilerinin Evrimi) Osmanlı İmparatorluğu'nda Bir İktisat Politikasi Olarak Müdahalecilik Küreselleşme. Beşeri Gelişme. Yoksulluk ve Yolsuzluk Küreselleşme: Kurumsal Performans (·' ikinci En lyi"ye Dayalı Kurumsal Alternatif Denemesi) Serbest Bankacılık: İskoçya ve ABD Deneyimleri ve Günümüzde Uygulanabilirliği Mali Aldanım ve Kamu Harcamaları Üzerindeki Etkisi William Stanley Jevons ve Modern lh.'tisadın Temelleri Azınlık Rejiminin Ulus Devlete Etkisi ve Bunun Uluslararası Sonuçları
Sav~ Esirlerine Yapılacak Muameleye İlişkin 1949 Tarihli Cenevre Sözleşmesi (ili No.lu Sözleşme) Türkiye'nin AB'ye Tam Üyelik Sürecinde Sivil-Asker ilişkilerinin Genel Görünümü
Bir Tarz-ı Modernleşme Olarak: İslamcılık:
Ergün Y ıldınm ·
Giriş
Dünyada roplwnlarının geçirdiği yeni köklü değişimler, yeni toplums.:ıl teorileri zorunlu kılmaktadır. Çiinkii yeni toplumsal durumlar, ancak yeni sqsyolojik perspektiflerle açıklanabilmektedir. Bu bağlamda, post-modern sosyoloji, modern toplıını paradigmasının tekil toplumsal değişme yorumlarım eleştirerek, çoğulcu seçeneklere dikkat çekiyor. Örneğin, sosyolojik pozitivizmin bütün dünya toplumlarını açıklamaya yönelen''ilerlemcci" tarilısel değişim tezinin, artık yetersiz kaldığııu ortaya koyuyor. Her toplumwı kendi deneyimleri doğıulttıstında farklı değişme modellerine sahip olabileceğini varsayıyor.
Böylece, modernleşme sürecinin farklı topltunsal koşullarda farklı deneyimlerle şekillenebileceği yaldaşınu önem kazanıyor. Bu yeni sosyolojik durumun gelişimi, sosyologları
mızdan Nilüfer Göle tarafındau da dile getirilmektedir. Ona göre modernlik, Ban toplw11larının egemenliğinde gerçekleşen bir olgu olmaktan çıktıkça çoğullaşmakta ve farklı ;1lternatifkr olarak kendisini gündeme getirmektedir.' Artık tekil uygarlık açıklamaları
· Yni. Dor Dr., Dı111ıl11p111nr Üııiııcı1iuri Fcıı-Ede/Jfynt Fnlıiiltcsi Sc.<ycıloji Bölii111ii Ö~qrui111 Ü_vcsi .. 1 Nilüfer Giik. "Batı-Dışı Modernlik Üzerine Bir İlk Desen~. Do._ıfu-Bntı, Sayı:2. s. 57-64.
ve buna bağlı olarak geliştirilen tekil modernlik yaldaşınu, eski önemini kaybetmeye başlıyor. Toplumların farldı tarihselliklcrim: ve farklı uygarlık birikimlerine "çarpan" modernliğin, farklı bir kmlm.:ıyla omya çıkabileceği varsayımı önem kazanmaktadır.
Türk modernleşmesi de bir Batı-dışı modernleşme arayışıdır. Bu sebeple farklı bir modernleşme deneyiminin birikimleriııi içermektedir. Türkiye'n.in toplumsal ve politik koşullarının etkisiyle biçimleru11iştir. Daha ille modernleşme dönemlerinde, temel yönel.imler ''Türkiye Nasıl Kummlabilir" (sosvolog Prens Sabal1att.in'in II. Meşrutiyet yıİlarında yazdığı kitabının böyle bir .:ıdl.:ı anılması tesadüfi olmasa gerek) sonum etrafında odaklanmıştır. Çii.rık.ii parçalaı1<U1, toprak kaybına uğrayan ve Çözülme sürecinden geçen bir ülkenin sosyologları için modernleşme, kurtuluşuı1 bir aracı olarak algılanmı~tır. Cumhuriyetin kumltL~uyla beraber, bu modernlik algılayışı kurcanhrn devletin in~a edilmesi yolu olarak değişmiştir. Bu bağlamda modernleşmeye ilişkin çeşitli yaklaşımlar geliştirilmiştir. Bunlar arasında İslamcılık da
' butwımaktadır. Bu makalemizde, bir modernleşme algılayışı/yoıumu olarak İsh1nıcılık üzerinde durmak istiyoruz. Gerçekten de bir toplumsal düşünce akımı olarak İslamcılık,
119
güz 2003
modernliği nasıl algılıyor, modernliği nasıl
ok."Uyor, modernliğe hangi alanlarda eleştiriler yöneltiyor? İslamiyet, nasıl bir bağlam içine yerleştirilerek modernlilde karşılaştırılıyor?
Bu somların tarq.Şılması, Türk moqemleşmesinin bir düşünce akımı çerçevesinde nasıl
farklı bir modernlik okuma biçimini ortaya koyduğunu görmemize imkan sağlayabileceğini di.~ünüyoruz.
Her şeyden önce İslan1Cllık, Türk modernlik deneyiminde İslan1 ve modernlik ilişkilerinin ilk özel deneyimlerinden biri olarak önem taşımaktadır. Çünkü İslan1cılü; modern tarihsel koşullarda batı modernliğinin
tazyikine karşı İslam'dan ilham alarak tepici/ cevap geliştirmeye çalışmıştır. Bu çerçevede İslamiyet bazen modernlikle telif edilmiş, bazen savunulmuş, bazen modernlik içinçle yorun1lannuş, bazen de İslam'a göre modem değerler yoruma t:ibi nıtulmuştur.
Aslında Türk İsl:imcılan, daha 20. yüzyılın başlarında Japonya örneği üzerinde durarak, farklı bir modernleşm<; deneyimine dikkat çekmişlerdir. Japonların, kendi kültürel, moral, ahl:iki değerlerini koıuyarak ve Batı toplun1h\rının ürettiği teknoloji ve bilimi alarak gelişebildilderini vu.rgulamışhudir. Mesela, ilk İsl~1mcılardan Musa Kazım, Japonlar'ın ilim ve teknolojide kısa sürede büyük ilerlemeler kaydederek dünyayı hayrete düşürdüklerini, ;uıcak bwm yaparken Batı'oın «adat ve ahlakından hiçbir şey kabul em1ediler. Hatta
. tarz-ı teşebbüslerini bile değiştirmediler» demektedir. 2 Bu modelden cesaret alarak, Batı kültürel değerlerine katılımıdan Batı bilim ve teknolojisinin benimsenebileceği imgesi yaratılmak istenmiştir. Gerçekten de aydınlarımız Japon~·a'yı, geleneksel yapısını komyarak modernleşme başarısı göstermiş bir topltm1 olarak göıüyorlardı. Öfoeğin Abdullah
: J;ıpon \'\:Türk nıodmıll'.'Jnıcsinin dimd açıdan nıuka~'L'\l."iİ için hlv_ .Şc:yhülL~l:inı Mu~ Kazını, Dıiıi, İçtiıııniMnlınldcr, s.272, .ıkr. Pl:~uni S11f.ı. Tiir/; İııl:ılıilmın Bn/;~<lm-, Ank:ır:ı 1988, s.37.
120
Cevdet bwıların başında gelmekteydi: Hatta Cevdet, · bazı öğrencilerin1izin bilim ve teknoloji konusunda eğitilmek üzere Japonya>ya .gönderilmesini tavsiye etı11ektedir:' Kuşkusuz Japon modernleşmesinde din ya da milli kültürlerin önemli bir yeri bultmmaktaydı. Örneğin Japon pini, modern toplumsal değişmenin meşrulaşmasında öncü bir rol oynamaktaydı..ı Bu sebeple, J~1pon modernleşmesi Batı-dışı bir modernleşme
modeli olarak ülkemizde hem İs!amcılarm hem de Türkçülerin dikkatini çekmiştir.
Batıcı Modernleşme Tarzı
Çok genel boyutlarıyla ifade etınek gerekirse, Türk modernleşme deneyin1inde (Yusuf Akçma'nın üç tarzı siyasetine paralel ot.ırak) üç tarzı modernleşmeden bahsetı11ek mümkündür. Özellikle II. Meşrutiyet yılhmnda "devleti kurtarma" arayışının bütün ~iddctiyle özgür bir biçimde tartışıldığı bir dönemde, bu üç temel modernleşme tezi ortaya çıkıyordu. Bwılar; Batıcılık, İshlmcılık n:
Türkçülüktü. Düşünce tarihi araşarmacımız Tunaya'ya göre ise İslam düny.ısındaki modernleşme çabalan iki temel yaklaşıma dayaıın1aktaydı.Birincisi "laik" ve "rasyomlist'' bir karal;:cer ta.~ıyan Batıcılık, diğeri de kıs
men rasyonalizmi içeren ve laikliğe yer vermeyen İslfun modernizmi.5 Batıcılık, Batıcı
·' M . .Şükrü H;ınioglu, Dolitor Abd11/lnlı Cn•det ı•.- Dö11e111i. s.188-198, t:ırilısiı, İst:ınbul. Ziy:ı Giiblp d:ı ~u iiııl'llıli s:ıpramalarda bulunuyor: "J:ıpoııl:ır diııkriııi n: ıııilliyc:rlcriıı i nıuhaf.ız:ı cmıck ş:ımyl:ı ı,':lrp ırn:drniyc:rinc: girc.Jilc:r. Bu saye:· de: hc:r hum~ı:ı Avnıp:ılıl:ıra yc:ri.~nkr. J;ıpcınl:ır, hii~'k ~-:ıp· nı:ıkl:ı dinlerinden, milli h:ırsl:ırından bir ~c:y k:ıyhc:rrilc:r mi? Asf:ı! .. .Ifü de: Türklüf,rünıüzü ve: Mfüli'ını:ınlığınıızı mu· h.ıfaz:ı cmıck ş:ırnyl:ı ı,r:ırp mc:dc:niyc:rinc: k:ır'i cıl:ır:ık girc:nıcz nıi)~z?", Tiiı1ı;iiliiğiiıı Esnslnn, H:ız: .rrcıf. Dr. Mdınıct K:ıpl:ın, Kült. ll:ık. Y:ıyınhın, Anbr:ı 1990, s.? l . • Robcrr N. lkll:ılı, "Rcligicıus A~pccrs of Mmkrniz:ıricın in Turkcy :ınd J:ıp:ın",Aıııcıicmı /oımınl ~fSociolo_11.ı·. M, 1 (July 1958), Tlıc Unİ\•crsiry ofChil-:ıgo Prc.~s, s.1-5. 5 T:ırık Z. Tunay:ı, İslıimcılık Almııı, Sinı:ıı·i Y:ıyınları, İ~· r:.ınbul 1991,s.32.
liberal düşünce
modernliğin birebir k.1.rşılığııu anlatan bir toplwnsal-politik arayıştı. Bu siyasette, her şeyimizle Batı)ra katılarak, onun bir parçası hfiline gelmemiz öneriliyordu .. Osmanlı topl~u11Sal düzeni, bütün kurumsal düzenlemeleri ve toplw11Sal değerleriyle Batı topluni düzenine dönüşmeliydi. Hiçbir eklektik tutuma yönelmeden, Batı uygarlığı bir bütünsel model olarak benin1senmeliydi. Bu yaldaşıma göre İslamiyet, kmumsal yapılan ve düşünsel içerikleriyle tarihsel ilerlemenin getirdiği yenilikler kar~ısında yetersiz kalmıştı. Batı'da
gelişen yeni medeniyet, hem kültürel değerleriyle hem de bilimsel ve telmolojik verileriyle ilerlevcn m•o-arlı6ın son aişamasıvdı. Ça-. . . o o J
ö-ın o-erisine dfü:memek ve dünvadaki a-eli~-o o . 1 J o~
ınclerden yar.arlanmak için·bw1lardan bir bü-ti.üı olarak·yararlanmaıi1ız kaçınılmazdı.6
Bu sebeple, bir modernleşme tarzı olarak Batıcılık, topycklm bir topl~1sal ve politik değişimi öngöıüyordu. Cumhuriyet döneminde bu modernleşme projesi egemen bir biçimde, resmi yaldaşımın temel politikası
haline geldi. Bu proje, temel hedef olarak «çağd..UJ i11edeniyet"i gösteriyordu.Türk toplumunwı değişme yönü, modern uygarlığa kilitlenerek seferber ediliyordu. Geleneksel toplrnnsal dokular, din ve gelenekler, bu "toplumsal ikrkme"ye engel olarak algılmıdığı için kimi kez "gericilik" olarak tanımlandı. Modernliğin bu b<1t1cı tarzı, bazen uç noktalara kayarak, Nilüfer Göle'nin bir sapt,unasıyla, kendi gündelik yapm alışke:ınlıklarını bile Batılı bir .gözle yonunlayarak "alaturka" quumlamasını geliştirdi . 7
İslamcı Modernleşme Tarzı
İsllmcı modernleşme yaldaşınu, İslam dininin iU;:elcrini ınpdernleşme paradigması bağ-
" Pcy~uııi S:ıfa, ~ G:ırpçıl:ırın Programı", Tiirlı İ11/ıılrib111n Bol.-ışlnr. TTK y:ıyınl:ın, Ankara. s. 32-35. - Giik,n{f·'·
hunında okuyarak yoıumlaınaktadır. Bu yorumlar, geniş bir alana yayılınakta, ;uıcak yorumların dayandığı temel espri, modern dönemin sorunlarına karsı İslim düsüncc-, ' sinden yola çıkarak cevaplar bulmaktır. Ktt~-kusuz, bu cevaplar önemli ölçüde geleneksel İslamın yorumlarından ayrışmaktadır Tuna~ ya'nın da işaret ettiği gibi, «İsl.Unların ınodernizmi, 20. yüzyıla uymaları, İslamcı csashm dorunuş kalıplard;uı kuıtararak çağd;1~
ihtiyaçlara göre yon.ın1lamak" çabasıncfadır. İslam ilkelerinin vonın1lamasında "akı l" w "ilim" temel esas ;olarak alııumştır. s İs lamın modern dünya.ıuu gereklerine ve ihtiyaçları
na uygun olduğu ve akla hitap ettiği, yine "çağın paradigmasına uygun tezlerle savunulmaktadır»9 İslamcılık, din aracılığı~'b yeni dünya koşullarııun önermelerini, eski diiny~1-
. nın önermeleriyle senteze sokmaya ç;1lışacaktır. Bu bağlamd.a, hem modern çağın çocuğu olarak geleneksel Müslümanlık algılayışından farklılaşacak hem de Mfülümanlığın tarihsel entelektüel mirasını bugüne taşıma tutkusuyla, modernleşme karşısında diğer y;1ld<1şım
lardan farklılığını belirginleştiren bir konsept geliştirmeye yönelecektir. Anca.k İshi.ıncı.lann modernleşmeyle ilişkilerinde, Tuna ya' mn dışında diğer araştırmacıların üzerinde durmadığı bir boyut dah<l bultmmak.tadır. O da İslamcıların modernleşmeyi, kendi cephesinde de algılayarak, kendi kaygı ve bcldcnrilcrine göre okuma yollarım ar;.1111abrıdır. Modernleşemeye yönelik. bu okmmt yöntemiyle beraber modernleşme, ,)deta din ar;Kılığıyla "kutsallaşarılmaya" çalışılmaktadır. İşte, t<HZ-ı İslamcı modernleşme yaldaşımı olarak kavr~unlaştırmaya çalışacağımız olgu da budur. Özetlemek gerekirse, İslamcılık modern paradio-mavla iki vönlü bir iliski icinde olımıs-o J ) " " '
tur. Bir yandan modenilcşmenin pcrspckti-
• Tun:l\'a, rt.q.c. s.32 '' Müm.rnz'c; Türkiinc, İslriuuılz._1;111 Do_tııı,cıı. İkri~iın Yayın· ları, İsrnnbul, 1991 s. 26. ·
121
güz 2003
fivle İslfun'ı vorumlarken, öbür taraftan da İ;iaın k.-ültür ~e kavramlarıyla modernl~meyi vorumlamaktadır. Bu çift yönlü ilişki algılan
;,,adıkçci., İslamcı modemlik y-~klaşımını analiz edebilmemiz pek mümk.'Ün gözükıneme~edir.
A-Dini KoruyarakMOdernlikİçinde Varolmak
Bir düşünce akımı olarak İslfuncılık, ülkemizde Türk modernleşme koşullan sonucu ortaya çıkan ve belli farklılıklar taşıyan bir modernlik düşünce tarzıdır. Bu tarz modernliğin en_öncmli özelliği, diniıı vadığın,ı .koru: varak modern paradigma içinde varo1:ma çabasıdır. Btu·ada İslamiyet'in değerleri, beklentileri ve amaçları dışlarımadan/ reddedilmeden modernliğe katılma arayışı bulW1-maktadır. Batı modernlik deneyimi, din üze. rinden o-iderek okunmaktadır. Başka ]:>ir ifa-... o .. dede modernlik, Islfüniyet penceresinden sc~'redilmektedir. Örneğin, İslamcılık hareke.tinin önemli simalarından Şeyhülislam Musa Kazım Efendi, Divan-ı Harb-i Öıfü de ifade verirken yaptığı yorum bu açıdan çok çarpıcıdır: "A ımıptı'mn mep"Ut~yetini aynen tatbi/{ ctmcsi11ler diye çalı ıtğrafttlı. · Kitapl.a1· yazdılı, risctlelcı~ 111alıalele1· 11eş1·ctti!t. Ma.lısadı~ 1nız din hiil~iimleı·i daiı·esinde memlelıctinıizdc miistcrch biı· ıısu/. lmmlması idi". ııı Görüldüğü O'ibi Batı modernliö-inin avnen uy~ulamasına o ) .o . ~
tepki gösterilerek, Islfuniyet'in normlarına da-valı bir modernlik arayışı olarak meşıutiyet ~avunuluvor. İsl5m ve modernleşme ilişkisi kurulurk~n t~mel kaygı, · Avn.ıpa,da üretilen modernliğin, olduğu gibi uygulanmasından korw1mak amacıyla din kalıplarına dayalı
modern vorw11lar yapmakur. Batı modern.li,.,.ini İshlmivet'ten alman birtakım yaldaşui1-o , .. .
lada okumaktır. Elmalı H;m1di Yazır'da söz konusu kaygıyı şöyle dile getiriyor: "Bizi Avıupa kalıbına dökmek, onların şekfini vermek ve onların içinde eritmek için çalışmak
111 Sadık Alhayrak, Tiirlı~vc'dc Diıı Knı![ln.<ı, İstanbul, 1973, ~- 100· 103.
122
bir sapıklık, fakat Avrupa'yı bizim kalıbınuza dökmek· ve içimizde eritmek için çalışmak aksine bir vecibe demektir ... »il
Şimdi, konunun daha fazla somutluk k.1Lmması amacıyla İsliıniyet'i Batı modernliğinde yorumlama örneklerine bakmaya çalışalım.
1- İlerleme Düşüncesi ve Pozitif Bilim
Türk İslfunciları, modern · paradigmayı benimseyen bir entelektüel. ve toplumsal hareket olarak çeşitli sorunlara yeni açıldamalar getirmeye çalışmışlardır. Bu paradigmanın en önemli· anlatıları ;u-asında bilim ve ilerleme ikilisi bulunmaktadır. Örneğin Şemsettin Günalray, "ilerlememize mini_ olan ~lanıiyer değil, bize öğretilen M~lilinaı~-ı:ı~·" diyerek Müslümanların büyük bir sefalet ve zillet altında yaşadıldarını ve bWlun başlıca sorumlusunun hurafeler olduğunu belirtir. 12
İçtihat kapısını açarak, İs.lam milletlerinin ilerlemesini enaelleyen koşulların ortadan o . . kalkacağını vurgular. Çünkü ona göre Ista.ın dini, en parlak dönemleriııi içtihat kapısının açık old~u yıllarda yaş<umştır. Fakat tak.lir dönenıiyle birlikte bu parlaldık, )'.erini gerilemeye bırakmıştır. Daha sonra Ish'lm devletleri bir bir çökerek. başka toplumbrın esareti altına girmişlerdir. 13 İslam dini hiçbir iaman ilerlemeye karşı olmamış, bilnkis ilerlemeyi em.retmiştir. Çünk.ii İslam di.i.~i.ü~cesi, bir toplumun ilerlemesi için gerekli olan yöntem ve ilkeler bütününü içeren bir enteİcktüel dünvadır. H Modern dönemlerde bütün Avrup~ ülkelerinin ilerlemesine karşm, İslam ~eleri geri bldı. Bu gerilikten kur-
11 Elm:ılı Hamdi (Yazır), "Fdsdi.:, Tc.:c:c.:ddür \'l: .-\\•rup;1 Kültürü", akt; Tiirlı~vcdc İslıi111cılılı Diip'iııcc.<i, lsın;ıil K'1cı. l\.ic:ıbc.:vi yayınları, İstanbul, 1997. s.546-563. _ 11 A.11.e, s.356~357 1·' ~.fus:ı Kazım, "İslam n: Tc.:r:ıkki", islıiııı M...-11111mı, 2~ Şub:ıt 1319, s.278-85, :ık~. '/i'irl.·~vc 'de islıi1110/ı/1 J)fi,riiuffsİ. c:ilr: 1, H:ız: İsmail Kar:ı, lsr:ınbul 1997. 1• Günaltay, "İslamiyet İlmin Di'L~m:ını Dc.:gil Hamisidir".
Z11/111ctte11 Nıım, s.81,85
liberal düşünce
tulabilme~ için, bilimsel çalışmalarla bu devletlerin seviyesine yetişmek kaçınılmazdır. Hatta dinimiz, bunlara ~aşabilmek amacıyla gerekli çalışmaların yapılmasını emrediyor.
İslamcıların bu yaklaşımlarında modern bilim paradigmasıyla İslfuniyet arasında bir uzlaşma yaratılmaya çalışılır. Bu uzlaşmada, modern paradigmanın egemenliğinde yapılan bir İslfun.iyet okwrn1Sı da gizli durmaktadır. Ancak bu uzlaşma arayışlarıyla beraber, bazen· kimi çatışmalar da gündeme gelmektedir. Örneğin geleneksel İslam teorisinin teveld.-ül . ve kader tasavvmları, bu çerçevede sosyolojik pozitivizmin "ilerleme" yakl~ımma· ters düşmektedirler:. Bu sebeple, bu tersliği gidermek amacıyla, İslamcı aydınlar tarafından bu kavran1l<1r modern bir gözle eleştirilm.iş ve yeni modern paradigmaya U)runtlu bir biçimde yeniden yonmuanmışlardır. İslamcılık dü~ü.ncesi üzerinde çalışan· İsmail Kara'ya göre ''tevekki.iJ, fakr, dünya, zühd" gibi kavranuann içerikleıini değiştirecek yeni yorumlara gidilerek "aktif bir insan tipi ve hareketli bir toplum modeli orc1ya çıkarına.le" amacı güdülmüştür.15
2-Te!<nolojinin Koşulsuz Kabulü ·
İslamcılık düşüncesinde, batı modentleşmesinin üri.iı1i.i.0Jarak ortaya çıkan bilim ve teknolojiyi sorgulamadan alma y.ıklaşınu, egemen bir eğilim olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta bu çerçevede ki.mi yoıumlar çok ilginç yüceltmelere kadar varmaktadır. Örneğin Said-i Nmsi, Hz. Musa'nın taştan su fışkırtan asasını petrol sondaj makinasına; Hz. Yakup\ın uzakrn olan ~ğlu Hz. Yusufun kokusunu almasını r;1dvo ve televizvonun uzakta ses ve görüntü alm~sına benze~ıiştir.16
ı; İsm:ıil K:ır.ı. İ.rfıiıııcıfnmı S~vnsi Gön·iılcıi, h. y:ıyınc:ılık, İsr.mhul, 199-t, s.18. "' lkdİü7.Z:ını:ın Said ·İ Nursi, Siizkr, s.2;;4-49, 1979; akc, İsmail K.ıra, .. İsl:ını ı •c.: Pozitivizm .. : Bi~ıi, Bifiııı ııı: İslıim 11. 1992. İstanbul.
Özellikle günümüzde politik İslamcılığın bir temsilcisi olarak Necmettin Erbakan'ın· "ağır sanayi" tezi, bu bağlamda ilginçtir. Erbakan, Türkiye'ni.n .k-umtluş.unu arayan İslfüncı bir siyasal önder olarak, ağır .sanayi tezini teknolojile seferberliği işleyerek vurgul:u. ı 7 Nitekim, siyasal yaşanunm çok önccsinde,1954 yılında Giiınüş Motor Fabrik"lsını kuraı·ak bu tezinin ilk aksiyonwm orrn~·a
koymaya çalışır. İktidara geldiği dönemden itibaren de · ağır sanayi çerçevesinde birçok proje çalışmalarını gündeme getirir. ·
Bu yorum örneklerinin ti.iı11i.iı1de görülebileceği gibi, İslamiyet reddedilmeden modernlik korısepti içinde yorumlanmıştır. Ba.~ka bir ifade ile, modern dünyanın ka~·gıları İslam ruhuyla anlamlandırılmaya çalışılmıştır. Modem uygarlığın ort."lya koyduğu bilimsel ve teknolojik verilerin İslam dü.~iiıKesi ile bir sorun oluşturmadığı belirtilmiştir. Cemil Meriç'iı1 ifadesiyle Tunuslu Hayrettin Paşa ile temsil edilen "İslam kalarak ç~1ğdaşlaşmak" tezi, İslamcı moderıtliğin temel argi.i.manı olarak karşımıza çıkmaktadır. ıs
Kuşkusuz İslamcılık, modernliğe Batıcı modernlik tarzından farklı olarak kimi z;1-man Batı modernliğine ki.ışkuyla y;1kb~ı.111~ ve hatta bazen de ciddi eleştiriler getirmiştir.
B-İslamcı Modernliğin Batı Modernlik Eleştirisi: Batıcı Modernliğinin
Geleneksizleştirme Projesine Tepki
Razı sosyologlarımız, Türk modernleşmesinin otoriter bir tarza sahip olduğu koırnsu üzerinde ısrarla durmaktadırlar. Bu sebepk geleneksel toplumsal dokudan kopu.~w1, çok radikal bir biçimde gerçeldeştiği söylenir. Bu kopuşla ortaya çıkan geleneğin reddinin,
ı - Necmettin Erbakan, Tiiı1ı~ı·rniıı Tcıııd Almldcri, Rdı
bcr yayınları, Ankara, 1991, s.124. '" Cc.:nıil N!criç, Mrı.[jnmdıılıih"r, Ötükc.:n yayıııhın. i~t•lll · bul, 1978, s.275.
123
güz 2003
"geleneksizleşme"ye sebep olduğu vurgulanır. 19 A~lında Göle'nin ileri süı-düğü bu yaklaşımların aksine, geleneksizleşme olgusu sadece Türkiye deneyiminde ortaya çıkan ve Türkiye'nin Batıcı moder~<: tezine özgü ohuı bir "desen" değildir. Sosyolog Antlıony Giddens'in dediği gibi,"modernlik geleneği yıkıcıdır."20 Bu sebeple, Batı modernliği (Voltaire örneğinde göıülebileceği gibi) bütün Orta Çağ dinsel/Hristiyanlık geleneğine saldırıda bulunınu~tur. Geliştirdiği y~ni bir tarihsel ve toplı.u11Sal bakışla yepyeni bir top-lum imgesi inşa etmeye çalışmıştır.
Ayrıc1 Batı modernliğinde, -özellikle Anglo Sal'-5011 deneyim.inde- ünlü sosyal tarihçi Hobsbawm "geleneğin icadı"ndan da bahsedebiliriz. Ama, lm~kusuz bu gelenek, «antik materyallere'" day.uunakcadu-.11 Başka bir anlatımla, modern dönemin ''gelenek icadı" antik Grek toplumların kültürel ve felsefi birik.imlerine dayanmaktadır. Türk modernleşmesinde de yeni bir "geknek icadı" bultınmal<:tadır. Batı ldasilderinin tercüme edilerek Tüı-kçe'ye kazandırılması ve yine aynı dönemlerde kimi aydınlarumzın Yunan ve Latin dillerine yönelik övgi.ileri, Hobsbawm'm işaret ettiği tüı-den
bir gelenek icadının ülkemizde de kısmen ya~andığını gösternitktedir. Ülkem.izde Batıcı modernlik tarzı, yine Giddens'in işaret .ettiği
. gibi modernliğin .geleneği yıkıcı doğasını kullanarak, btumn yerine yeni bir gelenek icat ctıneye çalışmıştır. Bu sebeple geleneksel dokuya, ahlaki ve moral değerlerin deposu olan dine ktt~k--uyla yaldaşmıştır.
İşte İslamcı ~;aldaşımin modernliğe ilişkin bakışında, burada ciddi bir farldılaşma ortaya çıkıyor. Batı modernliğinin yerel, tarihsel, dinsel, ah.lfüd (topyekıin kültürel) vb. tophu11Sal değerlerine karşı kuşkuyla yaldaşarak,
,., Giik,ııp.111.
! u :\mhony Giıfdıw. /11 Dcfi7ıce q(Sociolo..rıy, C-ımbıidgc, 1996, '" .+6. . ~ ' Giddtııs. ııJı.ı:, s. 49.
124
çeşitli eleştiriler ileri sürüyor. Teknoloji ve bilim gibi modernleşme <U"açları aracılığıyla, adeta kendi modernliğini üretmek istiyor. Ziya Gökalp'ın «kültür ve uygarlık" ;1yrımı
etrafında geliştirdiği s9syolojik ya.k!_!}şım~:b da böyle bir boyut bulw1maktadır. Gökalp (İslamcı ve milliyetçi perspd.liften etkilenerek) Batı modernliğinin uygarlık boyutu olarak bilim ve teknolojiyi a lmarnız gerektiğini, <111-
cal<: kültürel olarak kendi harsımızın devamlılığının önemli olduğtmu arılamıak ister. Böylelikle hem İslfu:ncılıl~ hem de Türkçülük batı modernliğine karşı belli bir mesafeyi ve kuşlrnyu içinde taşıdığını göstermektcdir.12
İslamcı modernlik ar.1yışıı111l Batı modernliğine getirdiği eleştiriler, İslaıniyct'in içinde kalaral( modernleşmek dü.şi.i.ncesini t~1 -
şımaktadır. Daha da önemlisi, Batıcı modernliği "eski geleneği" kaldırıp "yeni geleneği icat'' etme (ya da Göle'nin ifadesiyle gelcaeksizleşme) projesini ;1şmayı ;u11açhunakt;1-dır. Şimdi konW1W1 daha iyi anla~ılabilmesi amacıyla Batı modernliğine getirilen bazı
deştiı:i örnelderi üzerinde duralım.
1- Sosyolojik Pozitivizmle Okunan Örf Kavramı ~e Batı Medeniyet Eleştirisi
II. Meşıutiyetin özgür havasında yayınlanan İslam Mecmuasında Ziya Gökalp , "İçtima- i Üsul-ü Fıkıh" adıyla bir dizi yazı pyırıJayarak, İsliın.iyet'i bütünüyle modern paradigmanın pozitivist sosyolojisiyle ymumbdı. İzm.irli İsmail Halda, İslfünın klasik kuramından yararlru1arak bmıları eleştiren bir dizi yazdı. Bu yazılarda, klasik İslfün teorisindeki örf düşüncesinin Gökalp'in kullandığı ~uıbmdan çok uzak olduğWJu göste"nneye çalıştı. 1"
Bir başka çarpıcı örnek, Şcyhülisl.lm 1'.ıfusa Kazım'ın "sahih medeni,·et" k.wramı
2~ Ziya Gökalp, Tihfıçiili[(fiiu E<tt(/ı111. H:ız: Mc:lıııın K:ıpl:ın.
Ankara, 1991. 2-' Ergün Yıldırım, Dı:ğ~rı•ı Diu ,-!11/n_wpıım So.'.ı·nl~ji.<i, İ>· e;111bul, 1999, s.85.
liberal düşünce
öncülüğünde batı medeniyetine getirdiği
eleştirilerdir. Kazın1, ldasik İslam teorisinden hareket ederek, modernitenin salt maddi boyuta dayanan modernleşmesini eleştirmektedir. Bmm can alıcı bir sonıyla şöyle ifade eder: "... 1nedeniyet denilen şcy,bi1· lzavmin tecrübt ve akli ilimlerde tercıld~i etmesi ve sanayi çeşitle1-i11i rıı-taya IUJ)'ması, vapz.ıda1ı şimendi
feı-leı· icad cdcı-el~ naHiyat için bımca lwlaylıldaıgöstemıesi, biiyiiJı şehi1-!eıı geniş caddelC1; yiilıselı binalaı· 11iicuda getimıesi vesaircsiu değil mi?'Jl"
Y narın bu s~ruda betimlediği medeniyet paradigması, modern Batı uygarlığıdır. Göıiildüğü gibi, temelde sanayileşmenin üıünü olarak ortaya çıkmış kentler, v;ıpurlar, tı·enler, büyi.üç kentler ve yüksek binalar; tek:nolojik dünyamn üıiinleridirler. Kazım, modern Batı uygarlığının olçü almdığı bu medeniyet tasavvmı.um, geleneksel İslam anla~'ışı ile ele~tirir. Medeniyet paradigmasmı saadet, insan özgtiı'lüğü, uluhiyet, "şeref-i nefs" gibi kavramlarla yornmlayarak; «medeniyer-i. sahiha"/ doğm medeniyet yaldaşıınını geliştirir. Sahih medeniyetin hak din ile varolabileceğini ileri stiı'er.25 x azara göre, bir toplumun "dinsiz" yaşayarak. refah ve mutluluğu yakalaması mi.imkiirı değildir. Çünl<ii böyle bir toplumda (yani din dışı toplumlarda) ins;ınlar, bireysel arzu ve illtiraslarının peşinde koşarak her çeşit kötülüğü yapacak hile gelirler. Bunun sonucu olarak toplum da birbiriyle tartışarak savaşmaya başlar. Böylesi bir dwumda Kazun'a göre «milletin nıhu, medeniyetin vasıtası olan ilnie, marifete, ziraata, sanaça halel gelerek, halk refahtan, saadetten tamamıyla mahrum kalmaz mı?,,26
24 ~11üfül:\m Mu~a Kazını, "Mcdeniyec-i S:ıhiha ve Diy.uıcc-i Hakka", Osııınııh'dnıı C11111/ı111iya'e İs/tim Diiplııasi11de Aın,vışln,., haz. İl~o;ı.~ Ç.clebi, Ziya Yımaı.LT, l~c.ınbul, 1999,s. 61-70. Aynca bkz. Şt;Mlislfun Musa Kazım Efendi, Kiilliynr, sadclc.~rin:n ve hazırl:ıy;ın Ferhar Koca, Ankarn, 2002, s.67-75. 13 Jt.g.111. 2• Kazım. Kiill~vnt, s. 68
Yine başka bir yazar t:ırafından modern Avnıpa medeniyetinin duygu ve düşünce boyutlarıyla birbirine karşıt olarak biçimlenen "çatlak bir medeniyet» olduğu ileri süıiiliir. Bilim ve duygu boyutlarıyla çatlaklık olu.şttmuı bu mc·deniyetin, Avıupa'yı olgw1 insanlıktan mahrwn bıraktığı ve gelecekte Avrupa'~·ı yıkacak büyük bir gedik olu.şnu-.u:ağı söylenir. İslim diinyası ise büyüle bir düşüş ve uyanı~ içerisinde bulw1duğu bir taril1sd dönemden gcçmekı:edir. Bu uyanış içinde T:ınn'dan bilim ile dini, akıl ile duyguyu kaı~ıt olmayan ve insanlığa gelişmiş (olgun) birliğiyle yapışacak \'C
milli bilincimizi köld.inden kavranacak ''mesut bir medeniyet,, istenmelidir. 27
İslamcılar, medeniyet di.işi.inccsini ahlaki, dini ve moral değerler konscpti üzerine kurgulayarak tartışmaktadırlar. Din ise birincil bir moral değer olaral(, medeniyetin temeli biçiminde algılanmaktadır. Bund;m uzald;1-şan toplwnların, derin ;1hlfil<l ve moral çiiıiimeye süıiiklenecekleri, huzur ve refahlarııu kaybedecekleri ve bundan dolayı da bir medeniyet olu.şturamayacakhm düşünülmektedir.
2- İlerleme Yaklaşımının Görelileştirilerek Eleştirilmesi
Cumhw-iyetin kmı.ıcusu Mustafa Kemal Atatürk:'ün desteğiyle Tiiı'kçe Kur\111 tcfairi yazan ünlü Kw->an bilimcisi Elınalı Hamdi Y azır'ın, modernlik ve din ilişkileri üzerine yaptığı tartışmalar konumuz açısından önem taşunak--radır. Yazır, önce Batı modernliği
perspektifinde bir ilerleme tanımı y;1par ve ·daha sonra da şu düşünceleri ileri süı'er:
«Halbuki insanların faı·diyeti kada1· ııc bcll.·i daha ziyade gayeler tahmin olunabilir ve hcıfm teralı!ti denilince /zendi nol.·ta-i nazanna göre 'bir gayeye vüsıtl' manasını luısteder. Bu sııı·etlc alelumum insanlar içi11 terakki, izafi bir ma-
1~ Elmalı Hamdi ·(Yazır), "Fdsı:fc Teceddüt n: A\'rup:ı Kültürü", akr. İsmail K:ıra, Tiirl.·~vı:'de İslnmcı/ıl: DiiJiiım:.<İ. cilc 1, Kitabcı'İ. yayınları, İstanbul, 1997, s. 547-56~.
125
güz 2003
nayı haiz demek olacağından bu haysiyetle yalnız edyanın değil, alemdi hiçbir şeyin alelıtlak amil-i teraklti olması halılzında bir hülzm-i teralllıi olması haldıında bir hiiJmı-i lzat-i verilemez. »28 Elmalı, bu ifadeler aracılığıyla ilerleme kmamıyla ilgili göreli bir zihinsel turum sergileyerek, Batı modeı:nliğinin tek tip ilerlemeci y~<l~ımırun geçerliliğini sorgula.maktadır.Aynca, ilerlemeci yakl~ınun. geçerliliğinin bu kuramsal eleştirisinden sonra, toplumsal ·ilişkilerin pratiği üzerinde de duıur. Toplumsal ilerlemenin varolduğu- düşünülen
modern tarihsel dönemin toplwnsal pı:atikle-. rinde, insanlığın büyük-bir kan, zulüm, ihti:.. .
ras ve haksızlıklar içinde yaŞadığıru söyler.29
Daha sonra, ilerlemede asıl önemli olan"boyurun mutluluk ve huzur oldUı:,öunu, bunun da İslam dini ile sağlanabileceğini savunur. .
· Bu eleştiri örneklerinde gözlemlenebileceği gibi İslamcı modernleşme tarzı, Batı modernlik deneyimine belli kuşkularla yaldaşarak çeşidi öneriler geliştirmiştir. Öncelikle, Baa modernleşmesinin teknolojik ·ve bilin1 boyutları ile temasın kurulması çeşitli övgülerle desteldenıi:ıişcir. Ancak ınodernleşm~ılli1 ;1h!ak, kUltür ve inanç alanlarında öne sürdüğü önermeler kuşkuyla karşılanıp sorgulanarak, bLınların yerine klasik İslam teorisinin verileri ileri sürülmüştür. ·Bazen bu moral değerleri, yeniden modern Ico~ullarda okumayı teldif etmelerine rağmen bu tutumları, başat bir eğilim olai·ak sürmüştür. Sonuçta Baacı modernliğin din-dışı/seküler modernlik algısı reddedilerek, din üzerinden bir modernlik savunulmuştur: Örneğin yukarıda bahsetciğimiz ŞeyJ:ıülislfun Musa Kazım'ın "sahi11-i medeniyet» argümaru1 bu bakış açısıyla ok\Ulabilecek önemlf bir yald~ımdır.
1• Elmalı Hamdi (Yazır), "Müslümanlık Mani·İ Terakki Dc~il, Z:ımin -i Tcr:ıkkidi(, Scbiliim1nd, C. X,Y • .I/ 544-54; :ıktaran, Kara. n.g.e. 1" Elnı:Uı, "Fcl~cti; Tı.'CCddüt \'C Avrupa Kültürü~ adlı makale.
126
Aynca, modernliğin geleneksel değerlere yönelik ccyıkıcı,, çabasına karşı çıkılarak; din, yerellik ve tarihseijik topkı.msal hayatın-~ türel-moral bir boyutu olarak ij.Ie\1selleştirilmek istenmiştir. Modern zamanlarda, İslamiyeı:'in yeni ilişkiler ve düşünceler karşı
sında varlığını sürdürebilmesi için kimi kez de İslamiyet'e modern anlamlar yüldenmiştir. En önemlisi de niod~rnleşme, İshtm dininin kültürel ve kavramsal temelleriyle yorumlanarak «ru.t:ıanileştirilmeye" çalışılınıştır. Moderrıleşme, İslamiyet içinde -dönü.~tüıiilmek istenmiştir. Belki de buna· "rul:ıani ıno-4dernlik:,, tanımlanmasını getirmek gerekir.
Sonuç
T\4"k toplumunun modernleşme koşullarında ortaya çıkan İslamcılık düşüncesi, Türk toplumunun erken modernlik koşullarmda şc:
killenen bir toplun1saJ düşünce arayışıdır.
Türk modernleşmesinin farklı birikimlerinden birini temsil etmektedir. Modernleşmenin üç tarzından biri olarak entelektüel Türk hayatına kaalmaktadır. Bu Türk modernleşme tarzı, Batı uygarlığıyla kuracağımız ilişkiyi., kimi alanlarda farklı okumaktadır.
Modernliğin bilim ve tÇknolojisini k~ıbullenmekte ve İslamiyet'in buna ilişkin bakışlaruu olwnlaınaya çalışmaktadır. Öte yandan. modernliğin «kültürel,, alana ilişkin önerilerini eleştirerek reddem1ektedir. Ahlak, samt, inanç gibi "anlama" ilişkin kültürel unsurlar Batılılaşma ile eş algılanarak, modernliğin dışına çi..karılmaya çalışılmaktadır. Bu kiiltürcl alanın özellikle İs!amiYet'le tarumlanma\•a .. .
devam edilmesi istenmektedir. ·Modernlik, din üzerinden gidilerek ve dinle çaaşan çeşitli kültürel boyutları dışlanarak yapılmak amaçlanmaktadır. Bazen de çatlŞılaTfliöktalarda kimi ''uzlaşma yorumları" üretilerek modernlik ve din gerginliği aşılmaya çalışılır. Modernlik "rniıanileştirilınektedir."