Dırdırcı Sayı 3
-
Upload
ezgi-gaye-goencue -
Category
Documents
-
view
237 -
download
0
description
Transcript of Dırdırcı Sayı 3
1
2
Yeniden merhaba çok sevgili katılımcılar!!
Bugün gazetemizde değişiklikler fark ediceksiniz ve kafanız karışabilir
normal. Komite başkanlarından Can’ın gazetemizin daha ciddi bir
yapıya sahip olması gerektiği yapıcı eleştirisinden sonra biz de bu
sayımızın bir kısmında hepimizi ilgilendiren sorunlara yer vermeye
gerek duyduk. İlk bölümümüzde gazetecilerimizden onlar için
önemli olan bir toplumsal sorun hakkında bir yazı yazmalarını istedik.
Yani ilk bölümde düşünce özgürlüğünden tutun LGBTI haklarına ka-
dar değişik konularda köşeler bulmanız mümkün. İkinci bölüm yani
Ciddisiz Dırdırcı’da ise hem değişik ve ilginç konularda yazılar hem de
dünkü gibi capsler, burç yorumu gibi size çokça ilgilendiren sayfalar
da bulmanız mümkün. Umarım bu yeni sayımız hoşunuza gider ve
keyifle okursunuz.
G & I
EDITORIAL
Ezgi Gaye Göncü & Irmak Küçüker
3
MODERN
KÖLELİK
Modern kölelik, dünya geneli ulaşılması zor bir unsur olan para karşılığında insanların psikolojik
ve bazen de fizyolojik olarak aşağılanmasıdır.Aynı zamana Modern kölelik, Türkiye'de sahip olunan
işsizlik nedeniyle günümüzün en yaygın sorunu sayılabilir.Okumuş okumamış binlerce işsiz, çalışmak
durumunda kaldıkları iş alanlarında, hiyerarşik olarak kendilerinden üstte olan çalışanların otoriter
tavırlarına,aşağılamalarına,baskılarına ve haksız suçlamalarına katlanıyorlar.Açlık sınırının bin lira ol-
duğu, yoksulluk sınırının ise üç bin lira olduğu bir ülkede insaların muhtaç kaldığı meslekler ve çalış-
ma şartları her zaman hor görülüyor.Taşeronluk sisteminden yerleşmiş ve insanların eğitimsizlikle-
rinden kaynaklanan suskunluk modern kölelik kavramının en güçlü besinidir.Çalışan kendini huzur-
suz hissetse bile bunu işverenine belli ettiği anda “İşin var ya, daha ne istiyorsun? Şükretmelisin?
İşsiz yüz binlerce insanı görmüyor musun?” sözleri ile susturulmaya çalışılıyor.Modern kölelik sistemi
işsizliği kendine büyük bir kalkan sayıyor ve daha kötüsünü örnek gösterip şikayet edilmesini engel-
liyor.
Çalışma alanı herkesin eşit olduğu, bu olmasa bile adaletin en üst seviyede sağlanabildiği bir düzen
olmalıdır.Modern kölelik ile hem psikolojik hem de maddi açıdan eşitlik sağlanamıyor.Kanaat kavra-
mı tüm adaletin önüne geçiyor. Hiçbir yazılı kurala uymayan bu gerçek Türkiyeyi sarmış durum-
da.Çalışmak zorunda kalmanız , hiç kimsenin size davranışlarının bu denli olmasına neden olamaz.
Beyza Demirçalı
4
Bir milletin kültürel değerlerini kaybetmesine ve aslından uzaklaşmasına kültürel
yozlaşma denir. Yabancı kültürlerin, çoğunlukla Batı kültürünün olumsuz etkisi ve
toplumun kendi kültürüne tamı tamına bağlı olmamasından dolayı yavaş yavaş kül-
türel bozulmalar meydana gelir.
Türklerdeki Batı hayranlığı Tanzimat Dönemi’nden beri süregelmektedir. Avrupa’da
yapılan reformları takip etmek amacıyla Osmanlı’nın aydınları başta Fransa olmak
üzere Avrupa’ya gitmiş ve orada gördükleri yeniliklerle ilgili halkı bilinçlendirmişler-
dir. Öncelikle Türk Edebiyatı’nda başlamış olan bu hayranlık yaşayış tarzımızla birlikte
yönetim şeklimizi de etkilemiş ve günümüze kadar artarak devam etmiştir.
Günümüzde herhangi bir büyükşehirde sokağa çıktığımız zaman etraftaki mağaza
ve restoranların %70’inden fazlasının adının İngilizce olduğunu görebiliriz. Kullandı-
ğımız eşyalar, yemek yediğimiz yerler, giydiğimiz kıyafetler ya Batıdan gelmekte ya
da Batı özentiliği çerçevesinde Türk kültürüyle alakasızdır.
Dil, kültürü hem kurar hem geliştirir. Kültürün en önemli öğesi olan dil bir toplumun
ortak özelliklerini öğrenmeye yardımcı olur. Bir toplum hakkında öğrenilmek iste-
nenler, o toplumun kullandığı dili öğrenmekle olasıdır. Çünkü toplumun ürettikleri
diline yansır. Her toplum yaşam koşullarına uygun sözcükler üretir ve kullanır. Kimi
zaman dilin en küçük birliği sayılan tek bir sözcük bile o ulusun kültürü hakkında bir
fikir oluşturulmasına yardımcı olabilir. Maalesef ki kültürün nesilden nesile aktarılma-
sına yardımcı olan dilimiz bile Batı özentiliği yüzünden değişmektedir. Günümüzde
dili yanlış kullananlar sadece gençlerle sınırlı değildir. Her sabah okuduğumuz gaze-
telerde ve gözümüzü ayırmadığımız televizyon programlarında da Türkçe’miz çoğu
zaman yanlış kullanılmaktadır. Hatta bazı sunucular ve köşe yazarları bırakın yanlış
kullanmayı, Türkçe kelimelerden uzaklaşmaktadır. Türkçe’mizden uzaklaşmak kültü-
rümüzü yozlaştıracak en önemli etkenlerden biridir.
KÜLTÜREL
YOZLAŞMA
Erkut Şengül
5
MEDYA NASIL
OLMALI?
Medyanın tarafsızlığı ve kalitesi ülkemizin en büyük sorunlarından biridir. Bu konuda siyasi içeriklere yer
vermeyeceğim, rahat olabilirsiniz. Benim medya
hakkında söylemek istediklerim özgürlüğüyle ilgili
değil de biraz daha medya programlarının içeri-
kleriyle ilgili. Şöyle anlatayım;
Evimde nadiren izlediğim yerel kanalların
aksine zamanın çoğunda ya bir National Geo-
graphic ya da bir Discovery kanalı açıktır. Discov-
ery’nin ekstrem programlarıdır asıl ilgimi çeken.
Bunun yanında NatGeo’nun Dünya turu program-
ları ilgimi çekmiştir. Bu tarz programları ''World
Travel Channel''da izleyemezsiniz , ''Ayna'' tarzı
gezilerden çok farklıdır. Benim de görmeyi
beklediğim şey turistik/tarihi yapılardan çok
halktır.
NatGeo’da programın yansıttığı mesaj
farklıdır. Aynı atmosfer Discovery’nin savaş belge-
sellerinde de görülür. Bu program ya da belge-
seller bana göre oldukça doğal bir akışa sahip.
Bununla ne demek istiyorum? Kamera ve sunucu/
aktör/asker geziye meraklı bir gözle bakar ve pro-
gram sırasında dener, şaşırır, öğrenir. Böylece
aslında izleyici de programla beraber yolculuğun
bir parçası olur. Bu durum, elinde mikrofonla tüm
şehre hakim, her şeyi bilen ve kitaptan okur gibi
anlatan sürekli programlardan daha doyurucudur.
Beni asıl etkileyen bu programların gelişmemiş, az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeleri konu edin-
mesidir. Bunun sebebinin politika ya da algı yaratmak gibi şeyler olup olmadığı oldukça görecelidir ve
ayrı bir tartışma konusudur. Her neyse bu ülkelerde öyle ya da böyle tanık olunan ortamlar, büyük şehirl-
erde aylarca bir parça toprağa bile dokunamadan geçen zamanlarında insanlara evlerinin dışındaki ya-
pay Dünya’yı unutturur. Ardından bir miktar hüzün verir.
Ne zaman ki medya programlarımız monotonluktan, sürekli aynı konuları işleyip aynı tarzda anlat-
maktan vazgeçecek o zaman medyamız ileriye gitmiş ve medyamızla birlikte insanlarımız da biraz daha
farklı düşünmeye başlayacaktır. İşte o zaman ülkemiz özenen ülke durumundan özenilen ülke durumuna
geçecektir.
Mustafa Erşad Zor
6
‘Erkek adam dediğin karı tribi atmaz.’, ‘Bu havada
üşünür mü kız mısın?’, ‘Kız gibi vurma şu topa, kız
kardeşim bile senden iyi futbol oynar!’, ‘Canın mı
acıdı, kız gibi nazlısın sen de…’
Lütfen dürüstçe itiraf edin, şimdiye kadar hanginiz
bu kalıplardan birini kullanmadı ya da hangi erkek
bu lafları duysa kendini kötü hissetmez? Kadın er-
kek eşitliğine en çok inanan kişiler bile bilinçaltların-
da toplum tarafından oluşturulan, erkeklerin daha
üstün ve güçlü oldukları yanılgısından kendilerini
kurtaramıyorlar. Açık görüşlü insanlar dahi zaman
zaman böyle düşünürken toplumun genelindeki
yargıyı değiştirmeyi nasıl umabiliriz?
Ülkemizde son zamanlarda gündeme gelen bir ko-
nu Türk Dil Kurumu’nun internet sözlüğündeki
‘müsait’ kelimesinin tanımı. Müsaitin ikinci anlamının ‘Flört etmeye hazır olan, kolayca flört ede-
bilen (kadın)’ olarak belirtilmesi oldukça tepki topladı. Bazılarınızın aklından ‘Ee ne sorun var ki
bunda?’ düşüncesinin geçtiğinden eminim. Sorun şu ki; biz kadınlar artık insan değil de farklı bir
türmüşüz gibi değerlendirilmekten bıktık. Ben ne kadar müsaitsem flört etmeye hazır erkekler
de en az o kadar müsaitler ve bana da erkeklerle eşit gözle bakılmasını istiyorum. Müsait oldu-
ğum için yargılanmak ya da kötü, ayıp bir şey yapıyormuşum gibi hissettirilmek istemiyorum,
çünkü ben kadın olmakla gurur duysam bile herkesin öyle olmadığını biliyorum.
Ne yazık ki dünyada kadın olmaktan utanan, uğradığı kötü muameleyi hak ettiğini ya da erkek-
lerden daha değersiz oluğunu düşünen o kadar çok kadın var ki... Olaya cinsiyet eşitliği açısın-
dan değil, insan eşitliği açısından da bakabiliriz. Hayat felsefesi açısından hümanizme kendini
adamış biri olarak sadece erkeklerin kendilerini daha üstün görmeleri değil, herhangi bir insanın
diğerlerini kendisinden aşağı görmesi beni derinden üzer. Yazımı ‘Who run the world? People!’
diyerek bitirmek istiyorum, çünkü hepimizin eşit olduğu bir dünya hayal ediyorum, umarım yal-
nız değilimdir.
KIZ
Damla Tetiker
GİBİ
7
Dünyada hoşgörüyle karşılanmasına rağmen
ülkemizde maalesef hala yadırganmakta olan
eşcinsel ve transseksüellerin yanı sıra bu in-
sanlara saygı duyanların da hakaretlere maruz
kalmaları ve hor görülmeleri ciddi ve üzücü bir
sorun.
''Eşcinsellik yasaklanmalı mı?'' sorusuyla sokak
röportajı yapılan ve bu soruya ''Evet, Avrupa-
'ya özenmek hiç iyi değil'' cevabı verilen
ülkemizde, insanların ilgi çekmek amacıyla ve
özentilik nedeniyle eşcinsel olduğu zannedi-
liyor. Bundan daha da fenası insanlar hisler ve
hormonlarla ilgili olan cinsel tercihleri
yönlendirebileceklerine inanıyorlar.
DİRENİYORUZ
AYOL
Avusturalya'da yaşayan dokuz yaşındaki Mila ailesine neden böyle doğduğunu sormaktan ve
erkek olmak istediğini söylemekten çekinmedi ve ailesi ona destek oldu, cinsel hoşnutsuzluk,
teşhisi ve ameliyat olma sürecinde hep yanındalardı. Mila cinsel huzursuzluk yaşayan cinsiyetini
değiştirmek isteyen ve en azından hemcinsine ilgi duyan tek kişi değil ama bu zorlu ve insanlar
tarafından yadırganan süreçte ailesinin desteğini alabilen şanslı azınlıktan.
Tutuculuğu ve korumacılığı su götürmez olan Türk toplumuna, cinsel tercihe saygıyı ben-
imsetebilmek ne yazık ki pek mümkün görünmüyor ancak yeni nesillerin cinsel kimlik, ırk, din ve
dil gibi farklılıkları hoş görebilmesi ancak büyük nesillerin samimi çabası ile mümkün.
*cinsiyet, dış görünüş ne farkeder aşk aşktır #direnayol (@ewarainbow)
*gönül ferman dinlemiyorsa gönlümün seçtiğini sevmek neden ayıp#loveislove
(@rengarenkhatun)
*eşcinsel olmak asla bir suç olmadı onlar öyle doğdular (@thebalca)
*velev ki öyleyiz. Yok edemeyeceksiniz çünkü her yerdeyiz alışsanız iyi edersiniz #onuryürüyüşü
(@viensjouerdehor)
Zekiye Baygın
8
19. Yüzyıl Sanayi Devrimi ile birlikte,
el becerisine dayalı zanaatların öl-
meye ve makine gücüne dayalı üre-
timin canlanmaya başlaması sözde
nitelikli bir işçi kesiminin doğmasını
zorunlu kıldı. İş bulabilme rekabetin-
de olan bu sözde nitelikli kesimin
öğrenmesi gereken yeni endüstri dili
kaçınılmaz olarak rekabetin önemli
bir parçası oldu ve bu dilden en iyi
anlayanlar kendilerine sağlam te-
melleri olan ekmek kapıları buldular.
Devletlerin endüstriye, endüstrinin
işçiye olan muhtaçlığı dolaylı olarak devleti nitelikli işçiye mecbur bırakarak yeni eğitim politikala-
rının gelişmesine neden oldu. Bu süreçte binlerce yıldır var olan üniversite kavramı da değişti ve
yara aldı. Bir süre sonra mesleki eğitim kurumlarının sağladığı eğitim yetersizleşti ve asıl görevi
bilgi üretmek olan üniversiteler değişerek endüstrinin işçi ihtiyacını gideren kurumlar olmaya
başladı. Zamanla üniversiteler bilim yapıp bilgi üretmek için değil prestij ve bilgi kazanıp bu bilgi-
yi üretimde kullanmak için tercih edilir oldu.
Günümüzde özellikle Avrupa ve Amerika’da üniversitelerin asıl amaçlarının tekrar hatırlan-
ması, endüstrinin işçi ihtiyacını karşılayacak mesleki eğitim veren liselerinin etkinliğini ve önemini
tekrar arttırdı.
Sanayi devrimini ve dolayısıyla bu süreci geriden takip eden Türkiye, günümüzde üniver-
sitelerin bilgi üretmekten çok işçi yetiştirme kurumları olması sorunu ile karşı karşıya. Bu sebep-
ten ötürü ilkokul, ortaokul ve liselerde eğitim gençlerin ve tabi ki ailelerinin merkezi sınavları bir
araçtan çok bir amaç olarak görmelerine sebep olmakta.
Yabancı ve yerli pek çok akademisyenin ısrarla söylediği şey fazlasıyla geçerli: Herkesin
üniversiteye gitmek gibi bir zorunluluğu yok. Ancak bu kesinlikle elitist bir yaklaşım değil. Tam
tersine, üniversite düzeyine gelmeden önce gençlere zaten gerekli birikimin verilmesi ve hayatla-
rını belli bir standardın üzerinde geçirebilecekleri mesleki ve sosyal yeterliliğin sağlanması ön
şartıyla mümkün.
12 YILLIK
ESARET
Dora Gözükara
9
10
Baş Organizatörler Belil ve Burakla konuştuk. Sohbet şöyle gelişti:
Merhaba gençler, nasılsınız, nasıl gidiyor konferans?
Belil: Her şey tıkırında gidiyor. Gayet İyiyiz
Burak: Son derece iyiyiz. Sorunumuz şimdilik yok.
Organizasyon ekibini nasıl seçtiniz?
Belil: Çok dürüst olmamı ister misin? Kalibiyetleri, sosyal yetenekleri ve eli yüzü düzgünlüklerine göre seç-
tik. Eli yüzü düzgünlük derken, tabi ki insanların yakışıklı ya da güzel olup olmadıklarına göre değerlendir-
medik. Güler yüzlü, pozitif insanları seçmeye çalıştık.
Burak: Mülakat yaptık. Önce bir konferansta organizatörlerin neler yaptığını anlattık, sonra olası sorunları
anlattık ve bu sorunları nasıl çözmeyi seçeceklerini sorduk.
Burak bunu anlattıktan sonra aklıma Google mülakat soruları geldi. Maşallah organizasyon ekibi takım
oluşturmada dırdırcı’dan daha profesyönel.
Helal olsun, harika işler yaptı dediğiniz özel biri var mı organizasyon ekibinde?
Belil: Ulaşım organizatörü Cem her işe koşuşturuyor. Onun katkısı çok büyük. Gerçi her organizatör aslın-
da bir baş organizatör gibi. Hepsi ne yapması gerektiğini çok iyi bildiği için bize gerek bile kalmıyor.
Burak: Hepsinin işi arı zor. Hepsinin emeği büyük.
O halde Belil, yanında Burak yerine bir hayvan olsa, yine baş organizatör olsa ve sana yardım etse, Bu-
rak’a en çok hangi hayvan benzerdi?
Belil: Hmmm.. Maymun! Çatlak çünkü Burak. Küçük çılgınlıklar yapmayı seviyor. Bazen de ellerine hakim
olamıyor, beğendiği bir şey görünce hemen alıyor ve kurcalamaya başlıyor, bir sürü alıp geri vermeyi
unuttuğu kalem var…(O bunu söylerken ben dehşete kapılıp kalemlerime sarıldım)
Burak: Onu ancak bir hayvanat bahçesi kurtarırdı. Köpek gibi ısırır, kedi gibi tırmalar, fil gibi ,unutmaz…
Eklemek istediğiniz, anlatacağınız bir şey var mı?
Belil: (Gülerek) Otelin müdürüyle konuşmaya gittik, bizimle konuşurken adamın telefonu çaldı ve bizden
bir dakika izin isteyerek konuşmaya daldı. O sırada Burak adamın isimliğini aldı, az daha zamanında yeri-
ne koyamıyordu.
Burak: Dün gittiğimiz restoranın müdürüyle konuşuyorduk, adam biraz değişikti… Göz kalemi, makyaj…
Sanırım genel müdürle bir münasebetleri var…
BAŞ ORGANİZATÖRLERLE
RÖPORTAJ
Dora Gözükara
11
Merhabalaar, şimdi size birkaç karşılaştırma yapacağım, şöyle başlayayım:
Banyo yapmakla duş almak arasındaki sabun kokulu 10 fark
1-Banyo sıcak suyla yapılır, duş ılık suyla...
2-Duş fast-food ise banyo çilingir sofrasıdır...
3-Banyo yapan 'tuvalete gider', duş alan 'lavaboya'..
4-Banyo pazar kahvaltısı, duş işe gitmeden önceki acele kahvaltı...
5-Abdurrahman'lar Dürdane'ler banyo yapar, Tuğberk'ler Melisa'lar duş alır.
6-Banyo evlenilecek, duş eğlenilecek kızdır.
7-Duşta seksi hissedilir, banyoda hımbıl..
8-Banyoda şarkının tamamı söylenir, duşta sadece nakaratı..
9-Banyo Pazar gününe mahsustur, duş her zaman alınır.
10-Banyo ihtiyaç için yapılır, duş yeri gelir zevk için.
Onlarda Teyzeler Bizde Teyzeler
BUNLARI
BİLİYOR MUYDUNUZ?
12
Buzdolabının en derin köşesine sakladığın son sarmaları kim yedi? Kayıp olan en sevdiğin kazağın aylar sonra
nasıl yeniden dolabında ortaya çıktı? Bu ve benzeri sorular en azından bir kere hepimizin karşısına çıkmıştır,
ama bazılarına asla cevap bulamazsınız ve peşini bırakırsınız. Bizim hayatımızda gerçekleşen gizemleri bir ke-
nara bırakırsak bir de tüm dünyayı düşündürmüş ve hala cevabı bulunamamış olanlar var. Bunların kimi korku-
tucu, kimi şaşırtıcı kimi de çok komik. Ama hepsinin ortak özelliği, bu yazıyı okuduktan sonra hala aklınızı kur-
calayacak olmaları.
Bermuda şeytan üçgeninde şimdiye kadar kaç gemi ya da uçağın kaybolduğu kesin olarak bilinmiyor ama
toplam sayı zannedildiği kadar çok olmasa da insanların bu konudaki korku ve şüpheleri tamamen yok olmu-
yor. Manyetik alan ya da okyanus akıntısı gibi mantıklı açıklamaların çoğunun çürütülmesi insanları doğaüstü
sebeplere inanmaya itiyor. Hatta bu duruma getirilen ilginç açıklamalardan biri de kayıp şehir Atlantis’in eski-
den Bermuda Şeytan üçgeninin bulunduğu alanda olması.
Atlantis demişken Atlantis’in olayı ne gerçekten? Var olup olmadığından bile kesin emin olunamayan bir uy-
garlıkla ilgili nasıl bu kadar çok teori ve hikaye ortaya çıkmış? İlk kez filozof Eflatun tarafından anlatılan Atlan-
tis’in hikayesi mükemmelliğe ulaşmış ve sonradan egolarına yenik düştükleri için sular altında kalmış bir top-
lum üzerine. Şu an en çok üzerinde durulan açıklama Eflatun’un kendi ütopya düşüncesini yaymak için bu ef-
saneyi uydurmuş olduğu.
Varlığından şüphe duyduğumuz Atlantis’in dışında bir de gerçekten var olmuş ama esrarengiz bir şekilde yok
olan uygarlıkları unutmamak gerek. Aralarında Türkiye’deki Çatalhöyük’ün ve Göbeklitepe’nin de bulunduğu
bu yerleşim yerlerinden en çok bilineni Maya İmparatorluğu. Matematik, geometri ve mühendislik alanlarında-
ki gelişmeleri onları tarihin tozlu sayfalarına gömülmekten kurtaramadı.
Tarihte sırları çözülemeyen sayısız katil arasında büyük ihtimalle en ünlüsü olan Karındeşen Jack 1888 yılının
ikinci yarısında, Londra'nın gecekondu semti Whitechapel'de faaliyet göstermiş ve tamamı hayat kadını yirmi
kurbanı olan seri katildir. Hatta ilginç bir iddiaya göre Karındeşen Jack zamanında Sultan Abdülhamid'i bile
tehdit etmiş. Günümüz İngiliz dedektifleri ve bilim insanları, modern teknolojinin de yardımıyla halen cinayet-
leri aydınlatmaya çalışmaktadırlar.
Medya ekibi olarak gerçekliğine inanıp inanmamaya karar veremediğimiz son gizem ise Pollock ikizleri. 1957
yılında bir araba kazasında ölen iki kardeşin annesi sonra ikiz çocuklar doğurmuş. Yeni doğan iki kız bilmeleri
mümkün olmayan, ölen kardeşlerin anılarını biliyorlarmış ve onların eski oyuncaklarıyla oynamayı talep etmiş-
ler. Hatta kendilerinin daha önce hiç gitmedikleri ama ölen kızların çok sevdiği bir parka da gitmek istemişler.
Bu olaylar da ailede yeni doğan kızların ölenlerin yeniden yaşama dönmüş hali olduğu düşüncesini doğurmuş
ama bu gizem de diğerleri gibi asla çözülememiş.
Damla Tetiker
X-FİLES
13
İSTEK
PARÇALAR
İsmail Yk’dan Bas Gaza Lanet olsun ki
güvenlikteki en uzun delegeye gelsin.
(Kim olduğunu kendisi de bilmiyor) -
Ceren Karcebaş
Buğra Keleş’e gitsin bu şarkı ; gel gel sa-
rışınım geeel –Efe Serpen
Alp’e ‘Pantolununu sevdim çıkar onu be-
beğim’ –Elif Yıllık
İsmail Yk Ben senin ananın ellerinden öpe-
rim Dilara İnala gitsin. –Dora Gözükara
14
İSTEK
PARÇALAR
Işid marşını Burak ve Erce’ye yolluyorum. -
Deniz Yılmazer
Giderli şarkıları’ı “Tabi kaderin her zaman son
bir güşüşü var.” Diyerek Dora Gözükara’ya yol-
luyorum. –Dilara İnal
Sağlıktaki kaslı çocuğa Tavukları pişirmi-
şem hacıyı da çarşıya göndermişem gitsin.
–Melissa Ünlü
Zeynep Çet’e Ara beni lütfen! -Elif Bayçora
15
Herhangi bir 4 gün içinde en çok eğlendiğim, en farklı anıların yaşandığı yer EYP.Herkes için de böyle ol-
duğu gayet aşikar. Dünya üzerinde EYP’den çok bağımlılık yaratan bir şey olduğunu düşünmüyorum o
nedenle bağımlılığın nedenleri ve kurtulma yollarını aşağıda bulabilirsiniz.
Gossipler
100 tane delege 30 tane official 4 gün beraber olunca dedikodu çıkmaması da imkansız gibi bir şey. Gos-
sip Box EYP’nin kutsal kutusudur aslında. Söylemek istediğin, merak ettiğin her düşünceyi rahatça dile ge-
tirdiğin bir özgürlük kutusudur.
Coffee Breakteki Tatlılar
En iyi mekanlarda komite yemeklerine gidilse de, okulda en iyi yemekler olsa da , hiç bir şey asla Coffee
Break’te ki tatlıların tadını veremez. Beyni yanmış delegelerin ilacıdır Coffee Break tatlıları. Konferans bitin-
ce o tatlıları arayan bir sürü delege olduğuna eminim.
Kesip Durduğumuz o Delege
Hep bir “o” delege vardır tüm delege erkekler için .Böyle havalı takılan komitenin en güzel delegesi, ge-
nellikle kimseyle konuşmayan... Herkes kafasında tanışma planı yaparken onlar kendilerinden asla ödün
vermezler. Bu nedenle konferans sonu hayalinizdeki kızla tanışamadan buruk bir üzüntüyle ayrılırsınız.Tabi
aramızda şanslıların da olabilir ama her konferansa bir umutla gelmemizi sağlayanlardır onlarJ))
Eğlenceli Gazeteciler
Yaşadığınız her an EYP’de unutulmaz olabilir ama gazeteciler bu anların değerini gözünüze sokmak için
varlar tabi ki. Yine bu etken yüzünden EYP bağımlılığından kurtulmayı zorlaştırıyor.
Mükemmel Komite Başkanları
İlk konferansınızda eğlenceli bir komite başkanınız varsa EYP’yi bir daha kolay kolay bırakma ihtimaliniz
yoktur çünkü her şeyi sizin için kolaylaştırırlar. Her delege komite başkanı olma hayaliyle EYP’den uzakla-
şamazlar bu yüzden. Hep o iyi komite başkanlarımız sağ olsun.
Golden Rule Aşma Çabaları
Her EYP’nin temel kuralı hiyerarşiye uymaktır ama hep o umut her delegede olacaktır. Denemeye de-
vam…
Konferans Videoları
Yaşadığınız her komik anı tekrar tekrar izlemek sizin EYP bağımlılığından kurtulamamanız için bir başka
neden. Tabii video da kendini arama çabaları da cabası...
Suck and Blow / Pass the Coin / Pass the Orange / I have Never
Fazla söze gerek yok…( Bu arada kurtulma yolu yok maalesef hep bir daha ki konferansı beklemekle ge-
çecek hayatımız. ) Kısacası sevgili EYP arkadaşlarım ben sizsiz nefes alamaaam!
Ben Sensiz
Nefes Alamam
Ercehan Yakar
16
Kural 2 : Müzik Repertuarı
Delikanlı dediğin sosyal,ekonomik ve fiziksel durumu ne olursa olsun tek bir sanatçı ya da
müzik türüyle sınırlı KALAMAZ ! Dışarıya belli etmese de duygularını tüm yüküyle taşır, o
yüzden de o anki haline göre müzik dinler. Eğer hayatınızda sadece kopmalık şarkılara yer var-
sa bu biraz da olsa sığ ve tek boyutlu insan olduğunuzu gösterir. Üzülmek ya da sevmek
katiyen zayıflık belirtisi değildir, hatta sevmeyen adam değildir !! İki dakika delikanlı olun !
(Spesifik sanatçı isimlerini her zaman gelip sorabilirsiniz)
Kural 3 : İlişki
Adam dediğin hiçbir koşul,durum ya da ortamda ALDATMAZ ! Aldatan erkek adam falan
değildir. Değer verdiği insanı ya da sevdiği kadını kıskanmayan da adam değildir.
Güvenmediğinden değil, çok değer verdiğinden (bkz. sahiplenen erkek tutuşu)..(« çok sev-
diğimden değil zor sevdiğimden » şarkısı aklına gelen adamdır.) İnsanların arasında gururla
yanınızda gezdirmeyeceğiniz insanla ilişki yaşamayın. Seviyor musunuz ? Kimsenin kuşkusu ol-
masın. Delikanlı olmak hiç korkmamak demek değil. En büyük korkunuz sevdiğiniz ve değer
verdiğiniz insanları kaybetmek olsun. Pişmanlıktan korkun.
Son olarak ; kimseye eyvallahınız olmasın. Haklı olanın yanında olun, güçlü olanın değil. Bir de
son 10 senede inanılmaz artış gösteren kadına şiddet ve cinsel istismar olayları ile ilgili iki çift laf
etmek gerekirse, kadının isteği dışı saçının teline dokunan, isterse çıplak dolaşsın, bırakın deli-
kanlıyı insan değildir insan !
DELİKANLIM
Delikanlım !
Eveeet değerli okurlarımız, bu yazımda sizinle
delikanlılığın el kitabını paylaşmak istedim.
Çoğunuzun aklında soru işaretleri olduğunu
bildiğim için bu hususta sizi aydınlatmayı
görev biliyorum kendime.
Kural 1. : Kılık Kıyafet ve Mekanda Tavır
Ne giyerseniz giyin, kendinize ne yakıştırıyor-
sanız yakıştırın da kusura bakmayın ; delikanlı
adam pembe pantolon GİYMEZ !
Mekanda otururken asla şal İSTEMEZ ! Delikanlı dediğin düşünerek tartarak hareket eder ; ön-
görüsüz iş yaparsanız cezasını çekersiniz. Bırakın da şalı kız arkadaşınız, sevgiliniz ya da anneniz
taksın isterseniz ? Hesabı mı isteyeceksiniz, sesinizi duyurun. Ağzınızı gerdirerek konuşmayın. Net
olun, nerde nasıl davranılır bilin.
Can Bayraktaroğlu
17
Hangi burçlar hangi burçlarla ideal? Bunları burada öğrenirken burçlara verdiğim örneklerle gidip tanı-
İkizler: Dış ilişkilerin emektar orgası Nazlı ve Medyanın cool or-
gası Oğul gibi ikizler burcuysanız. Bilin ki çok iyi bir arkadaşlığı-
nız olabilir. Bir diğer yandan bu ikiliye ve siz diğer ikizlere kova
ve terazi burcundaki adayları öneriyorum. Çok uyumlu bir ilişki-
niz olabilir. Başak ve Yay burcundansa elinizden geldiğince uzak
durmanız sizin hayrınıza olur.
Balık: Sizde delegelerden Osman gibi balık burcuysanız duygusallığı-
nızı kimseden saklayamazsınız. Sizi çekebilecek bir partner nadir olur
bu yüzden iyisi mi balık burçları yengeç ve akrep burçlarıyla şansını-
zı denerseniz vakit kaybınız azalmış olur.
Yengeç: Delegelerden Nur gibi Yengeç burcu musunuz? O
zaman sizin gibi su grubu olan akrep ve balıkla her anlamda
daha şanslısınız. Oldu da yanınıza boğa, aslan, ikiler yanaştı.
Siz onlara pek yanaşmayın derim. Yoksa arada soğuk savaş
başlayabilir. Aman bu konferansta hiç böyle şeylere gerek yok.
HOROZ-KOP
18
Kova: Komite başkanlarımızdan Hazalı tanıyıpta sevmeyen birini
düşünemiyorum. Oldu da diyorsanız ben sevemedim. Boğa , Ak-
rep burcu olma ihtimaliniz var. Eee ne diyebilirim o sizden kaynak-
lanıyor. Çünkü kendisi geri kalan diğer burçlarla tam tersine bir o
kadar iyi anlaşıyor..
Boğa: Komite başkanlarından Egemen ise boğanın yakı-
şıklı örneklerinden kendisiyle tanışabilirsiniz ben boşta di-
ye duydum. Başak, oğlak veya ikizler burcuysanız yolunuz
açık olsun siz zaten hayata bir adım önde başlamışssınız .
Terazi: Sizde delegelerden Başak gibi terazi burcuysanız iliş-
kilerinizde dengeleyici bir tavırdasınız. Kova ve ikizlerle çok
daha iyi bir ikili olabilirsiniz. Sizleri daha az yoracaklardır.
HOROZ-KOP
19
İsim: Dilara İnal
Şehir: Çanakkaleli
Yaş: Haftaya 17
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Dişleri
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Siga-
ra içmesin
Taliplerine son olarak söylemek istediğin:
"Kültür mantarlarından çok hoşlanırım."
"Trip atan taraf her zaman benim."
İsim: Dora Şehir: Ankara Yaş: 19 Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Kafa-tası içi Karşı cinste asla olmasın dediğin özel-lik: Yeniliklere açığım En son ilişkinin bitme sebebi: Anlaş-mazlık En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Trip mi? Taliplerine son olarak söylemek istedi-ğin: "Bana talip mi olunur derdiniz ne..."
İsim: MERİÇ KARATAŞ
Şehir: ANKARA
Yaş: 17
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: 3G
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik:
Abisi
En son ilişkinin bitme sebebi: Süre aşımı
En son ilişkinde yediğin en saçma trip:
Yok
Taliplerine son olarak söylemek istedi-
ğin: 05312837860
İsim: Dicle Vicdan
Şehir: Ankara
Yaş: 17
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Burun
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Ki-
roluk
En son ilişkinin bitme sebebi: Depresyonda-
yim unutuldum ALDATILDIM sevgilimden
ayrıldım
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Yok
Taliplerine son olarak söylemek istediğin:
"Gel beni al"
MÜZMİN
BEKARLAR
20
İsim: Alp Cin
Şehir: İstanbul
Yaş: 18 e geliyor
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Kız olması
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Erkek
olması
En son ilişkinin bitme sebebi: Mesafe
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Kız ku-
zenimle sinemaya gitmem
Taliplerine son olarak söylemek istediğin:
"MSN var mi?"
İsim: Ezgi Gaye Göncü
Şehir: Bursa
Yaş: 17
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Esmer-
se gelsin en çok beni sevsin
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik:
Çocukça davranmasın!!
En son ilişkinin bitme sebebi: Konferans
sırrı
En son ilişkinde yediğin en saçma trip:
Ben trip yemem atarım
Taliplerine son olarak söylemek istedi-
ğin: Kötü çocukları severim ;))
İsim: Özkan Gök
Şehir: İstanbul
Yaş: 17
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Olgunluk
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik:
En son ilişkinin bitme sebebi: Mesafe
(üşengeçlikten)
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Bir gün
uyudum ve buluşamadık diye yedim
Taliplerine son olarak söylemek istediğin:
"Benden hızlısı mezarda."
MÜZMİN
BEKARLAR
21
İsim: Burak
Şehir: İstanbul-memleket Ankara
Yaş: 18
Karşı cinste en dikkat ettiğin yer: Yüz,ses
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Erkeksi
davranışlar
En son ilişkinin bitme sebebi: Şiddetli geçimsiz-
lik
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Başım
ağrıyor şuan olmaz
Taliplerine son olarak söylemek istediğin:
Snapchat:burakkorkmaz
İsim: Zeynep Payli
Şehir: Bursa
Yaş: 16
Karşı cinste en dikkat ettiği yer: Diş
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Yalancılık
En son ilişkinin bitme sebebi: Hayat koşulları
En son ilişkinde yediğin en saçma trp: Kimse bilmez
kimse bilmez
Taliplerine son olarak söylemek istediğin: "Aşk bir
sudur iç iç kudur."
İsim: Arda Kaya
Şehir: Bursa
Yaş: 16
Karşı cinste en dikkat ettiği yer: Fizik
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Obe-
zite
En son ilişkinin bitme sebebi: Canım sıkıldı
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Kız ar-
kadaşlarımla çok yakın olmam
Taliplerine son olarak söylemek istediğin: "Ara
beni yala beni."
İsim: Aleyna öztürk
Şehir: Bursa
Yaş: 17
Karşı cinste en dikkat ettiği yer: Gülüşü
Karşı cinste asla olmasın dediğin özellik: Pısırık olmasın sert
erkek olsun
En son ilişkinizin bitmebebi: Şiddetli geçimsizlik
En son ilişkinde yediğin en saçma trip: Trip atan erkek mi
olur yea?
Taliplerine son olarak söylemek istediğin: "Varsa şekerin pat-
layalım şekerim ;)"
MÜZMİN
BEKARLAR
22
MODA
POLİSİ
CANBERK DEMİRBEL/DIŞ İLİŞKİLER
KOMİTESİ/15
T-shirt'in ayakkabıların ve ceketinin
renk uyumu mükemmel sadece
daha koyu renk bir pantolon gör-
meyi tercih ederdim, bir de deri
ceketinle terleyip terlemediğini bi-
raz merak ettik, fakat şıksın sana
puanımız 9/10
YİĞİT USKAN/EĞİTİM KOMİTE-
Sİ/16
Basit bir siyah t-shirt'i ayakkabıla-
rın ve pantolonunla destekleye-
rak tarzını parlatmışsın, söyleye-
cek söz bulamadık. Ama bir daki-
ka belki t-shirt bir beden küçük
olabilirdi, ha bir de aksesuar kul-
lanmamış olman da gözlerimiz-
den kaçmadı sana puanımız 9/10
23
ÖMER UĞUR/ÇEVRE ORGANİZATÖRÜ/16
Seçtiğin t-shirt'e gerçekten ba-yıl-dım bilekliklerinle
de bu renkli seçimini desteklemişsin. Fakat ayakka-
bılarında birazcık hüsrana uğradım birazcık resmi
mi kaçmış ne? Ayrıca bağcıklarını da açık bırakmış-
sın fakat organizatörsün telaştan unutmuş olabilir-
sin sana puanımız 8/10
MODA
POLİSİ
DOĞA GÜLER/ÇEVRE KOMİTESİ/15
Doğa'cım seçtiğin gömlek gerçekten çok tatlı ayrı-
ca çantanla uyumu da gözümüzden kaçmadı, ama
birkaç önerim olacak öncelikle saçlarını biraz daha
özenli görmek isterdim, bir de ayakkabı seçimini
babetten yana kullanabilirdin fakat renkleri güzel
dengelemişsin sana puanımız 7/10
NİDA MERCAN/SİVİL HAKLAR KOMİTESİ/14
Öncelikle belirtmek istiyorum şaç kesimin konusunda çok
cesursun. Gömleğin romantık bir parça olmuş ama ayakka-
bıların rengi ne kadar uygun olsa da masküler. Renk demiş-
ken gözlüklerin ve gömleğinin renk uyumu tam olmuş ama
beyaz çorapların yerine ten rengi ve bizim görmeyeceğimiz
bir parça seçmeni öneririm sana puanımız 6/10
24
GOSSİP BOX
Orga Ceren kapı zili yutmuş diyorlar.
Dış orgaları hep içeride
Head orga Burak bugün çok yakışıklı
Bertuğ yüzükleri efendisiymiş
Yaren’le Furkan çok tatlılar kahretsin!
Deniz sen squat yaparken biz vukuat yapıyorduk
Alp Cin’in sihirli lambası varmış
İnsan Hakları Berke Bakar ’ın yalvarırım sevgilin olmadıpını söyle!!
Dırdırcı(kalp)
Ahlak komitesinde erkeklerin muhabbeti mükemmel..
Dora Wolverine’e benziyor.
Pantolonum yırtıldı
0544 525 00 55 ara beni..
Özkan’a talibim!!(bekarsa bi çay içerim)
Komitelerde aşırı tatlı çocuklar var!
Bertuğ Fast&Furious’ta oynasın (ölen dayı yerine)
Cemre Uçar candır gerisi heyecandır.
Mustafa Erşad Zor
25
CAPS
26
CAPS
27
CAPS