Dinlerde Tanri Kavrami
Transcript of Dinlerde Tanri Kavrami
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 1/33
…OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI…
Facebook adreslerimiz: http://www.facebook.com/ata.fecob –http://www.facebook.com/pages/fvco/107464239362228
• Ana Sayfa• GENÇLİK…
pagina 1 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 2/33
• AFORİZMALAR…
• DİN…
pagina 2 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 3/33
• FELSEFE…
pagina 3 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 4/33
• KİTAP…
pagina 4 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 5/33
• SANAT…
• GÜNCEL DOSYA…
• FIKRA/MİZAH…
• GEZİ / GEZİLERİM…
pagina 5 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 6/33
• VERGİ…
• İŞ YAŞAMI…
• DIŞ BASIN…
• KÜRESEL ISINMA…
• EVRİM…
• SAĞLIK…
pagina 6 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 7/33
• GELECEK…
• TARİH…
• YAZILIM, PROG. VS…
• INFOGRAPHİCS
• NÜKLEER’A HAYIR…
• FUTURİZM…
• UCNOKTA’dan…
pagina 7 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 8/33
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 9/33
• SİYASET…
pagina 9 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 10/33
• POLİTİKA…
• SOSYAL GÜVENLİK…
• YAZARLARIMIZ…
• ÖZLÜ SÖZLER…
• HALKEVLERİ…
pagina 10 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 11/33
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 12/33
• VİDEOLAR…
• DUYURU…
• GÖRSEL NOKTA…
pagina 12 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 13/33
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 14/33
“Bütün öğretiler pencere camını andırır. Arkasındaki gerçeği görürsün de, cam,seninle gerçeği ayırır.” / Halil Cibran
TANRI’NIN VARLIĞI KAVRAMI
Her inançlı birey, kendi aklı ve ruhsal zenginliği sınırları içinde, Tanrı kavramı ve tasarımını kendisi
yapar. Bu bağlamda, her insanın düşündeki Tanrı imajının tek doğru, ya da tek gerçek olduğunu
söylemek olası değildir.Tanrı’nın varlığına inanç konusu (varlığa inanma, inanmama) bireyin varoluşuyla birlikte insanlık tarihinin
en eski, tartışmalı ve öncelikli sorunlarından biri olmuştur. Bu sorunun günümüzde de bütün çekiciliği ile
karşımızda durmakta olduğu yadsınmaz.
Tanrı’nın varlığını kabul eden inanç sistemleri, Tanrı’nın var olduğunu bazı kanıtlarla desteklemeye
çalışmışlardır. Bu kanıtlar:
Ontolojik Kanıt : Tanrı kavramından Tanrı’nın varlığını çıkartmaktır. Bu görüş Orta
Çağda St. Anselmus ve Yeni Çağda Descartes tarafından geliştirilmiştir.
Hudus Kanıtı (Varlığın ortaya çıkması) : Meydana gelen her şey, mantıken onumeydana getiren bir varlığa muhtaçtır. Evren de zaman içinde sonradan meydana
geldiğine göre, onu meydana getiren varlık Tanrı’dır. Bu kanıt ilk olarak İslâm
felsefesinde kelamcılar [1] tarafından kullanılmıştır.
Erdem kanıtı : Bu kanıtı St. Thomas kullanmıştır. Bu kanıtlamaya göre, evrende var
olanların bir mükemmellik sıralaması vardır. Bu sıralamanın en üst katında bulunan,
her şeyin en mükemmeli olan Tanrı’dır.
Ahlâki Kanıt : İnsanoğlu iyilik yapmaya, kötülüklerden kaçınmaya eğilimlidir. Bu bir
ahlâk yasası olup, bu yasa öğrenilmemiş ve vicdanımızda hazır olarak bulunur. Bunu
da insana kazandıran Tanrı’dır.
Yukarıdaki kanıtlar çerçevesinde Teist düşünce sistemini benimseyenler, Tanrı’nın varlığını nedensel
olarak kanıtlamak isterler. Her şeyin bir nedeni vardır ve her bir neden başka bir nedenin sonucudur. Bu
nedensellik zincirini, sonsuza kadar götürmek insan aklı için mümkün olmadığından, kendisi sonuç
olmayan nedende durulur. Teizme göre, Tanrı bu ilk nedendir.
Paul Tillich, 20. yüzyılın ilâhiyat dalında en değerli eserlerinden biri olarak kabul edilen
kitabında, Tanrı’nın varlığını kanıtlamaya çalışmanın, Tanrı’nın yokluğunu savunmakla,
yani ateizmle eş anlamlı olduğunu savunurken şöyle der: “Tanrı’nın varlığını kabul
etmek de, reddetmek kadar ateistçe bir tutumdur. Tanrı, var olmanın ta
kendisidir, ayrı bir varlık değildir.
DİN KAVRAMI
Din olgusunun, insanoğlunun varoluşuyla yaşıt olduğunu, bireyin dinsel varlığı ve din hayatıyla olan
ilişkilerinin de, insanın varoldukça devam edeceği hususu, en azından çağımız açısından göz önüne
alınması gereken bir gerçektir.
Dünyayı ve evreni tanıma, varlık hakkında bilgi edinme gereksinimi ile önce din ve daha sonra, içerik ve
niteliği gereği dinin yanıtlayamadığı sorulara yanıt bulma çabası ile felsefî sistemler ortaya çıkmıştır.
Sırayla; tanrısal İlham ve ilahi vahiyden din, filozofların düşünce ve sentezinden felsefe, ilim adamlarının
deney ve gözlemlerinden de ilim ortaya çıkmış, bu üç temel sistemin insanlığa verdiği dinsel, felsefî ve
bilimsel bilgi, değişim ve gelişime kaynak oluşturmuştur.Tanrı inancı ile din inancı arasında kesin ve belirgin bir çizgi ve ilişkinin varlığı hakkında somut veriler
yaygın değildir. Zira tanrısız dinler olduğu gibi gerçek dinle ilgisi olmayan tanrılar da vardır. Buda ve
pagina 14 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 15/33
Konfüçyüs gibi, giderek din halini almış öğretilerde, açıkça Tanrı yoktur. Bir vahye dayanmayan dinlerin
ise türlü türlü tanrıları vardır. Peygamberlerin getirmiş oldukları dinlerdeki Tanrı farklı özellikler
taşımaktadır
İnsanoğlu, kadim dönemlerden bu yana içinde yaşadığı evrenin sırlarını araştırırken,
temel düşünce sistemi (tefekkür) olarak Şamanizm, Hermetizm, Kabbala ve Epifani
olmak üzere dört temel evre geçirmiştir. Budizm, Konfiçyüs Din’i ile Semavi Din’ler olan
Musevilik, Hiristiyanlık ve Müslümanlık, bu dört tefekkürden etkilenerek ayrı ayrı
yollardan insanlığı aydınlatmışlardır. Buna karşın bu dört tefekkür, bütün dinlerin
dışında kalarak, insanlığı akıl ve hikmet, vicdan ve güzellik duygularıyla etkilemeye
devam etmiştir.
Büyük Dinler , Doğu ve Batı Dinleri olarak ikiye ayrılırlar:
· Hinduizm ve Brahmanizm, Doğu Dinleri’dir .( Panteist inanca dayalıdırlar)
· Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet ise, Batı Dinleridir .(Teistik karakterdedirler).
Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’i içine alan kitaplı dinlere Semavi veya Göksel Dinler denilmektedir.
Bu tanımın, Semavi Dinlerin mensuplarının, dua ederken ellerini göğe açarak bir göksel varlığa
yakarmalarından kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
Tarih boyunca, nerede bir toplum varsa, orada mutlaka din olgusu da gündeme gelmiştir. Din; insanla
beraber varolmuş, varolmakta ve öyle görünüyor ki en azından yakın gelecekte de bu bağlamda işlevini
sürdürecek bir kurumdur. İnsanlık tarihinde ne kadar gerilere gidilirse gidilsin, dinî inançlardan yoksun bir
topluma rastlanmamaktadır. Tarihi devrelerde olduğu kadar tarih öncesinde de insanoğlunun bazı
inançlara sahip olarak yaşadığı, yapılan bilimsel araştırmalardan anlaşılmaktadır. Bütün bunlar, toplumu
ayakta tutan temel sosyal yapının başında dinin geldiğini ortaya koymaktadır.
İnsanlık, “din”i dışlayarak toplumsal, sosyal ve spritüel yapının sağlıklı bir şekilde
oluşturulamayacağını ve bir yere varılamayacağını anlamış görünmektedir. Ancak,Brzezinski’nin şu saptamaları da düşünce yelpazesinde farklı algılayışlar olarak dikkati
çekmektedir: “Her ne olursa olsun, gelişmiş dünyada, bilimin sınırları sonuna
kadar zorlanacak ve insanoğlunun iç ve dış boyutları öyle değişecektir ki, bu,
insan varlığının temel karakterinde bile etkili olacaktır. Umuyoruz ki daha uzak
bir gelecekte, modern bolluk döneminin ve bilimdeki son gelişmelerin yarattığı
ruhsal boşluğun farkına varılır ve modern toplum artık dikkatini yeniden hayatın
felsefî ve ruhsal yönüne çevirir. Böylece, insanların şu anda sahip olduğu ve
hatalı bir biçimde kontrol ettiğini sandığı gücün yerine, toplumsal olarak
insanları daha birbirine bağlayıcı yeni ahlâki kriterler ortaya çıkabilir. Artık,
merkezi olarak örgütlenmiş resmi dinin, insanların sosyal hayatında yenidenetkili olabileceğini düşünmek doğru bir inanış değildir. Bu nedenle, tarihi
gelişimin dinamiğinden etkilenen insanoğlunun ruhsal sağlığı için yeni bir
başlangıç noktası bulmak gerekir”.
TANRI’NIN VARLIĞINA İLİŞKİN TEMEL YAKLAŞIMLAR
Tanrı’nın varlığı konusunda genelde üç temel yaklaşım oluşmuştur. Bunlar sırasıyla:
a. Tanrı’nın varlığını kabul eden görüşler : Teizm, Deizm, Panteizm, Pan-enteizm,
b. Tanrı’nın varlığını reddeden Ateizm,
c. Tanrı’nın varlığının ya da yokluğunun bilinemeyeceğini öne süren Agnostisizmd ir.Bu görüşleri, kavramlar boyutuyla incelemeye başlayalım:
Tanrı’nın Varlığını Kabul Eden Görüşler:
pagina 15 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 16/33
TE ZM
Teizm, sözcük olarak, Fransızca: “Théisme”, Türkçe:”Tanrıcılık ”, Arapça ise: “İlâhiyye” anlamındadır.
Kavram olarak ise Teizm, evreni yaratan, sürekli olarak yöneten, kaza ve kadere egemen olan,
insanüstü güçleri bulunan, kişilikli bir Tanrı’nın varlığını savunan dinlerin ve dinsel öğretilerin genel
adıdır.
Teizm, diğer bir deyişle, varolan her şeyin yaratıcısı olan bir Tanrı’nın varlığına, mutlakve sınırsız bir bilgiye ve güce sahip olduğuna, sarsılmaz bir inanç beslemedir. Doğanın
üstünde ve ötesinde olan, yani evrene aşkın (transandantal) [2] olan bir Tanrı’ya
duyulan inancı ifade eden Teizmde Tanrı; yarattığı varlıktan ayrı olan, fakat kendisini
yarattıkları aracılığıyla gösteren, özünde kişisel olup, insanın ibadet ve itaatine en
yüksek ölçüde layık olan varlık olarak görülür. Tanrı, bu anlayışa göre, yaratıcıdır,
varoluşun kaynağı ve tanrısal değerin koruyucusudur. Tanrı’nın gücü her şeye yeter, O
her şeyi bilir, O güç, gerçeklik ve değer bakımından yüksek bir varlıktır. Ve insan onu
bilebilir ve ona erişebilir.
Teizmde:
* Vahiy yolu ile insanlara buyruklarını gönderen,
* Kutsal Kitaplar gönderen,
* Peygamberler gönderen,
* Evreni yaratan ve yöneten,
* Aklı ve iradesi olan,
* Sonsuz bilgi, kudret ve iradesiyle evreninin varlığını devam ettiren,
* Aşkın, doğa üstü ve sonsuz yetkinlikte yüce bir varlık olarak, her an evrenin canlı-
cansız her zerresinde etkin ve yetki sahibi, bir Tanrı anlayışı vardır.
Teizm öğretisi ; inancı ve imanı, aklın ve düşüncenin, bilimin desteğinde ve evrendekivarlıklara ve onların yaradılışlarına bakarak pekiştirir.
Özet olarak söylenebilir ki, bütün Semavî Dinler, Teizmin genel prensip ve esasları üzerine
kurulmuşlardır.
DEİZM
Deizm sözcük olarak Fransızca’da: “Déisme” , Türkçe’de: “Yaradancılık” veya
“Nedentanrıcılık ” olarak ifade edilir.
Kavram olarak Deizm, ilk olarak XVI. yüzyılda İngiltere’de ortaya atıldı. Lâtince’de
Tanrı anlamındaki “Deus” sözcüğünden türetilmiş ve özgür düşüncecilerin (kiliseye
bağlı olmayanların) Tanrı inancını betimlemek için ortaya konmuştu. Önceleri
“Tanrıtanımazlık” (ateizm) karşısında, “Tanrıcılık” ya da “Tanrının varlığına inanmak”
anlamında kullanıldı. Daha sonra “Yaratıcı-Tanrı” anlamına gelen “Teizm” sözcüğü
benimsenince “Deizm”, varlığı akılla bilinebilen ve evrene karışmayan bir Tanrı
anlayışı olarak kendine özgü felsefi bir nitelik kazandı.
Deizmi, Ortaçağ Avrupa’sında Hıristiyan din adamlarının, Kilisenin ve papaların menfaat ve
hükümranlıklarını sürdürebilmeleri için ortaya attıkları dışkutsal dogmalara ve “Tanrı adına” diyerek
halkın inançlarına, bilim dünyasına ve devlet yönetimlerine yaptıkları müdahale ve baskılara bir karşı
tepki olarak oluşan, felsefi bir düşünce ve inanç sistemi olarak ifade etmek olasıdır.
XVI. yüzyılda Rönesans hareketi hızla Kıta Avrupa’sını etkisi altına almaya başlamıştı. Bu akım giderek
aydınlanma hareketine dönüştü ve Kilise erki büyük ölçüde kırıldı. Kilisenin savunduğu Tanrı tasarımı
pagina 16 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 17/33
vahye dayalı ve teistik bir tasarımdı. Başka bir deyişle, Kişi-Tanrı tasarımıydı. Aydınlar, Kilise otoritesi
kırarlarken, doğrudan Tanrı’yı yadsımak yerine, Tanrı tasarımını değiştirmeyi daha uygun buldular.
Deizmi savunanların, kişileştirilmiş, yöneticiliği ve deneticiliği kabul edilmiş Tanrı algılayışına karşı, kişilik
dışı ve yalnızca ilk neden ya da ilk devindirici olmakla yetinen bir Tanrı anlayışı ortaya koyması,
Hıristiyanlığın Tanrı’sına açık bir savaş ilanı olmuştu. Çünkü böyle bir Tanrı’nın evren ve insan ilişkisi
yalnızca bir ilk nedene bağlı tutulmuştu, o kadar. (Aristo’nun Tanrı’sı gibi). Buna karşın, vahiy, ilham, elçi
(peygamber), kutsal kitap, yazgı (kader), kilise, papaz, ruhun ölümsüzlüğü gibi, kişi, kavram vekurumların tümü yadsınmıştı. Deist anlayış içersinde, Kilisenin bilimsel çalışmalara “Tanrı” ve “Din” adına
karışmaması, bilim adamlarına özgür bir ortam sağladı. Zaten, devindirdikten sonra Tanrı bile evrene
karışmıyorsa, ne kişiler ne de kurumların Tanrı adına yaptırımı olamazdı. Ve yine Tanrı, evreni, dünyayı
ve insanı yönetmiyorsa tarihte hiçbir şey kutsal olamazdı. Kilise, Tanrı’nın bedeni değil düpedüz insan
eseriydi. Kimse onun arkasına sığınıp başkalarını suçlayamazdı. Bunun yanında Batılı bilginler doğa ile
ilgili yeni bilgiler elde ettikçe, dinsel inançlara başvurmadan evreni açıklamanın olanaklı olduğunu
anladılar. Ayrıca akıl, doğası gereği Tanrı’nın varolduğunu bilir, iyiyi, kötüyü ayırabilirdi. Bu nedenle
otonom ve mekanik evren görüşü yandaşları “vahyi” de bir karışma olarak gördüler ve yadsıdılar.
Deizme göre ;
* Tanrı, ilk neden olarak evreni yaratmıştır, ancak evreni yaratmakla işini bitirmiştir. Evren
artık kendi yasaları ile işlemektedir. Deizm, sadece yaradan ve ilk neden olan Tanrı’nın
başka nitelik ve güçleri üzerinde durmaz. Tanrı’nın daha sonra evrene müdahale
etmesi akla aykırı olup, tıpkı bir saatçinin, saatini imal edip, saati kurduktan sonra,
onunla bir ilişkisinin kalmaması gibi, evrene aşkındır.
* İnsan için en önemli ödev, evren ve yasalarını akıl yoluyla bilmek ve anlamaktır.
* Dinlerdeki duygusal ve akla aykırı Tanrı kanıtlamaları gereksizdir.
* Akıl, vahiyle uyum içindedir. Ya da vahiy akla uygun olmalıdır. Dinin kutsal kitabı, aklın
ışığında analiz edilmeli ve mistik öğelere ve mucizelere yer verilmemelidir. Buradan da
anlaşılacağı gibi, söz konusu anlayış, peygamberlere ve dinlere gerek olmadığı ve bir
tür ‘’doğal din’’ [3] düşüncesini benimseyip savunmaktadır. Cherburi (1581-1648 ), J.Locke, J.J. Rousseau, Voltaire tarafından temsil edilen ve savunulan bu Tanrı anlayışı,
hoşgörü ve laisizmin gelişmesinde etkili olmuştur.
* Deizm anlayışındaki Tanrı, Vahiy, Kutsal Kitaplar ve Peygamberler göndermeyen bir
Tanrı olup, bu anlayış Vahyi, Kutsal Kitapları ve Peygamberleri kabul etmez.
Deizmin güçlü yanı da, zayıf yanı da katı bir akılcılığa dayanmasından ileri gelir. Aklî
yaklaşımın dinî konularda yetersizliği ortaya çıktıkça, deizm, çözmekte güçlük çektiği
birtakım sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. Şüphesiz, deizmin en zayıf yanı, dini
hayatın içerik ve fonksiyonuna ters düşen bazı anlayışlara içinde yer vermiş
olmasındadır. Ötelerin ötesinde olan ya da başkalarının şaka yolu ile kullandığı birdeyimle “emekliye ayrılmış” bir Tanrı anlayışı, dini duygu ve düşünceyi tatmin etmez.
İnanç olgusunda, dayanma, bağlanma, teslim olma, dua ve tövbe etme merkezî bir yer
işgal eder. “İnsan, bırakınız kendisiyle, topyekûn âlemle dahi ilgilenmeyen bir Tanrı’ya
nasıl ve niçin dua etsin, ibadet etsin? Böyle bir Tanrı’ya inanmak ne işe yarar?”
sorusuna yanıt bulma sorumluluğu inanç sahibine aittir. Buna ilişkin olarak J.B.
Broussuet, “… Hıristiyanlar Deistleri daima temelde basit Ateistler olarak
görmüşlerdir ve Deizm, kılık değiştirmiş Ateizmdir.” demektedir.
Deizmi, Tanrı’yı yalnızca ilk neden olarak benimseyen ve onun başlıca nitelik ve
güçleri üzerinde fikir yürütmeyen, ya da kesin tanımlamalarda bulunmayan, Tanrı
kavramını kişileştirmeyen, öncelikle akıl yöntemini rehber edinen dinsel öğretilerin
genel adı” şeklinde özetleyebiliriz. Deizm hiç kuşkusuz bir Tanrı inancıdır, ancak o
pagina 17 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 18/33
Tanrı’nın belli hiçbir dini yoktur. Ünlü bir deyişle, “Deistlerce Tanrı evrenin dışına
sürülmüştür ”.
[1] Kelam: İslâm felsefesinde Tanrı’nın varlığını ve birliğini akıl ve mantık yoluyla kanıtlamak isteyen görüştür.
[2] Transandantal: Transcendence veya transcendency (transandans) kelimesinin “transandantal olma”, transcendental
(transandantal) kelimesinin ise “üstün, faik”, felsefî kullanımda “deneyüstü, tecrübeden üstün olan, fizikötesi, tabiatüstü, doğrudan
tecrübeyi aşan ama rasyonel bilgiye karşı olmayan” şeklinde tanımlanır. Transcendent (transandan) kelimesi ise “üstün, faik, insan
aklından üstün, sıradan yaşantının sınırlarının ötesine taşan veya onu zorlayan”, Immanuel Kant’ın felsefesindeki kullanımıyla
“mümkün olan bütün tecrübe ve bilgilerin ötesinde olan” gibi anlamlarla karşılanmaktadır.
[3] Doğal Din: Aydınlanma felsefesi içinde sayılan düşünürlerden bir kısmı ateist iken, bir kısmı da Tanrı’ya inanmaktadırlar. Ancak ilginç olan, inançlı olan
düşünürler de dinin kaynağını “vahiy”de değil “akıl”da ararlar. 18.Yüzyıl Aydınlanma Felsefesinin din görüşünde “akıl dini” yada “doğal din” kavramı öne çıkar
ve dini insanin aklında ve doğasında yerleşik inançlar olarak alır. Dolayısıyla bu dinin her insanda her zaman var olduğu iddia edilmektedir
***
PANTEİZM (Kamutanrıcılık – Tümtanrıcılık)
Tanrı ile evreni bir, aynı ve özdeş kabul eden görüştür. Panteizm, anlam olarak tümtanrıcılık demektir.
Panteizme göre Tanrı’nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığı yoktur. Tanrı doğada, nesnelerde, insan
dünyasında vardır. Her şey Tanrı’dır.
Bu algılamada Tanrı’nın, evrenin kendisi olduğunu savunulur. Panteistler evrende
varolan her şeyin (atom, hareket, insan, doğa, fizik kanunları, yıldızlar… ) aslında bir
bütün olarak Tanrı’yı oluşturduğunu söylerler. Bu bakımdan evrende vuku bulan her
olay, her hareket aslında doğrudan Tanrı’nın hareketidir. Bu görüşün ilginç ve çarpıcı
bir sonucu, insanın da Tanrı’nın bir parçası olduğudur.
Panteizme göre; Tanrı her şeydir ve her şey Tanrıdır. Tanrı – Evren – İnsan ayırımı yoktur. Böyle bir
ayrım aklın yanılsamasıdır. Aşkın bir Tanrı var olmadığı gibi, her hangi bir yaratmadan da söz edilemez.
Evreni algılayış biçimi olarak Panteizm, Hindu, Buda dinlerinde hayal gücü geleneğine
uygun bir anlayıştır. Felsefî bir tasarım olarak Panteizm ise, eski Yunan felsefesinde
Plotinos (205-270), Rönesans’tan sonra Giordano Bruno (1548-1600) ve Spinoza(1632-1677) tarafından temsil edilmiştir. Düşünsel kökü Antik Çağ Yunan Stoacılığına
dayanan Panteizmin ileri sürdüğü “Evrenin Ruhu Anlayışı” , Hegelciliği ve
Spinozacılığı doğurmuştur.
Tek Tanrı’lı Dinlerdeki Tanrı-Alem ayrılığı, Yaratan-Yaratılan diye bir ikilem, Panteizmde yoktur. Doğayla
Tanrı bir ve aynı şeydir. Tanrı yaradan değil, varolandır ve evrenin tümüdür. Evrende görülen şeylerden
gayri bir Tanrı yoktur. Tanrı, evrendeki bütün varlıkların toplamıdır. Evrenin başlangıcı ve sonu yoktur.
Evrendeki mevcut canlı cansız her şeyin bütünlüğü Tanrı’dır. Önsüz ve sonsuz olan Tanrı, hem makro
kozmosta (evrende), hem de mikro kozmosta (insanda) bulunur.
Antikçağ Grek Stoacıları, Yeni Platoncular ve Doğunun Vahdet-i vücut anlayışı, Yahudilerin Kabalası gibi
çeşitli felsefî biçimlere bürünen bu inanç, çağımıza kadar süregelmiştir. Panteist olarak adlandırılan bazı
Yahudi, Hıristiyan ve Müslüman düşünürler vardır. Ancak, Panteizmi üç semavi din genelde
reddetmektedir.
pagina 18 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 19/33
Panteizm, Arapça’da karşılığı “Vücudiyye” sözcüğüdür. Tanrı anlayışı olarak “her şeyi Tanrı tanımak,
varlığı, ancak ona vermek” olarak özetlenebilir. Bunu, “sonsuzluk, sonsuz olan varlık; Tanrı, tabiat”
olarak tarif edenler de olmuştur. Bu, Vahdet-i Vücut, yani varlığın değil, Vahdet-i Mevcut, yani fiziki
evrenin, tabiatın birliği inancına varır ve tabiatın Tanrı oluşuna, tabiattan başka bir varlık, bir Tanrı, bir
gerçek bulunmayışına inanmaktır. Özetle, Vahdet-i Mevcut, son tahlilde Ateizmden, Tanrı
tanımamaktan başka bir şey değildir. Vahdet-i Vücut yaklaşımında, Tanrı yaratılmışların hiçbirine
benzemez ve bu inanç eşyanın hakikatini Tanrı’da görür oysa, Panteizmde fiziki evrenin kendisi
Tanrı’dır.
Panteizme göre evrenin toplamı Tanrı’dır ve evrenin dışında gizemcilerin savundukları gibi bir Tanrı
yoktur. Açıkçası her zerre onun kendisidir. Gizemciliğe göre de, her zerre İlahi güzelliği yansıtan bir ayna
ve araçtır. Evrenin yaratılış nedeni, Tanrı’nın güzelliğini yansıtmak ve göstermek içindir.
Panteizm üç Türdür;
1. Tabiatçı Panteizm: Tek realite tabiattır. Tanrı da tabiatın içinde var olandır. (Dideron,
Boron d’Holbach)
2. İdealist Panteizm: Tek realite ruhtur. Tanrı da ruhun özünde var olandır. (Hegel, Fichte,Brunschvicg)
3. Teolojik Panteizm: Felsefî anlamda asıl Panteizm budur. Evrende tek realite Tanrı’dır.
Diğer bütün varlıklar, evren, dünya, tabiat, insan, ruhlar vs. her şey Tanrı’nın varlığında
oluşmuştur. Hiçbir şey onun dışında değildir, her şey odur.
Bruno, Boehme, Spinoza gibi filozofların ileri sürdüğü Tek-ilkeci (monist) Panteist
görüş, giderek Tasavvuf içinde de benimsenmiştir. Tasavvuf düşüncesi de özünde bir
panteist anlam taşımaktadır. Anadolu mutasavvıflarından Hallac-ı Mansur ve Mevlâna
bu düşüncededir.
PAN-ENTEİZM (Çift kutuplu Kamu-Tanrıcılık ya da Diyalektik Tanrıcılık )
Spinoza ağırlıklı Panteizm algılayışına göre, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı’dır.
Tanrı-Evren-İnsan ayırımı yoktur, böyle bir ayrım aklın yanılsamasıdır. tanrıbilimsel
olarak Tanrı, Evren, İnsan bir ve aynıdır. Aşkın bir Tanrı var olmadığı gibi, her hangi bir
yaratmadan da söz edilemez. Spinoza’nın bu görüşü, ailesinin göç ederek ayrıldığı
Endülüs İspanya’sındaki ünlü mutasavvıf Muhiddin-i Arabî’nin etkisiyle oluşmuştur.
Bilindiği gibi Arabî’nin görüşü “Vahdet-i Vücut” olarak ileri sürülmüştü. Ancak bir
çoklarının sandığının aksine, Spinoza’nın Panteizmi ile Arabî’nin Vahdet-i Vücut
anlayışı birbirinin aynı değildir. Spinoza’da Tanrı evrendedir ve evren kadardır .
Arabî’de ise Evren Tanrı’dadır ve bu durum Tanrı’yı sınırlamamaktadır.
İngiliz düşünürü White Head’e göre, Tanrı’nın her türlü değişmenin ötesinde değişmez bir niteliği ve
bunun yanında bir de değişen ve oluşan bir niteliği vardır. Tanrı değişmeyen yanıyla devinimi
başlatmıştır ve Evrenin bilincindedir. Ancak Tanrı bu konumda kalmış olsaydı, ilk devindirici, özgür,
öncesiz ve yetkin olarak kalacak ama varoluşa katılmamış olacaktı. Diğer niteliği ile ise Tanrı, değişme
ve oluşma sürecinin içinde ve bilincindedir. Bu nedenle Tanrı’nın evrende içkin (evrenin maddesine
karışmış-içinde bulunan) olduğunu söylemek de doğrudur. Evrenin Tanrı’da içkin olduğunu söylemek,
Tanrı-Evren ilişkisinin karşılıklı olduğunun farkına varışın göstergesidir.
Süreç felsefesi olarak da ifade edilen ve White Head’le başlayan bu akıma Pan-
enteizm ya da Diyalektik teizm denir. Pan-enteizme göre Tanrı, hem değişmeyen(mutlak), hem de değişen (göreli) dir. Hem zamanın içinde, hem dışında, hem sonlu,
hem de sonsuzdur. Aynı zamanda hem tikel hem tümel, hem neden hem sonuçtur.
pagina 19 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 20/33
Hartshorne Tanrı’nın bir soyut bir de somut iki yüzü olduğunu söyler. Soyut niteliğiyle Tanrı, mutlak,
etkilenmez, erişilmez ve değişmezdir. Somut yanıyla ise etkilenir ve değişir. Tanrı bu iki niteliğinde de
yetkindir. Ancak bu yetkinlik klâsik Teizmdeki gibi değildir. Oradaki yetkinlik değişmeyen donmuş bir
yetkinliktir. Buradaki yetkinlik değişir, ancak bu değişme tanrısal bir değişmedir. Yani yetkinliğe doğru
değil, yetkinlik içinde bir değişmedir. Bu tanımla Pan-enteizm, hem Deizmden hem de Panteizmden
ayrılır.
Özet olarak; Panteizm ile Pan-enteizm arasında önemli bir fark vardır. Panteizmde herşey tanrıdır. Pan-enteizimde ise, her şey Tanrı’dan sudur etmiştir (oluşmuştur). Ruhun
tek amacı, oluştuğu Tanrı’ya dönmektir. Bunun da yolu tek evrensel yasa olan
evrim/tekamül den geçmektir.
Tanrı’nın Varlığını Reddeden Görüş
ATEİZM
Ateizm, Tanrı’nın varlığını kabul etmeme olduğu gibi, aynı zamanda dini inançsızlığı ve tüm dinlere karşı
olmayı da içerir.
Ateizm kelimesi Yunanca’da Tanrı anlamına gelen “Theos”tan türemiştir. Bu
kelimeden de Tanrı inancına sahip olmak ya da Tanrı’ya inanmak anlamına gelen
Theism anlayışı ortaya çıkmıştır. Ateizm kelimesi de İngilizce Theism kelimesinin
başına “a” ön takısının eklenmiş hali olup, Türkçe’de tanrıtanımazlık anlamına
gelmektedir.
Ateizm terimi öncelikle felsefî bir kavram olup, Tanrı inancı karşısında tepkisel bir
düşünceyi dile getiren dünya görüşünün ismidir. Çok yaygın olmasa da, tarih öncesi
dönemlerden akıp gelen ve Karl Marx, Feuerbach, Nietzsche, Jan Paul Sartre gibi bazı
saygın filozoflarca da savunulan, önemli bir marjinal görüştür. Yirminci yüzyılın ilk
yarısında, tarihte hiçbir zaman olmadığı kadar yaygınlaşmış kendine taraftarbulmuştur. Günümüzde ise eski gücünden uzaklaşmakta ve fikrî dayanaklarını giderek
yitirmekte olduğu söylenmektedir.
Teistlere göre, Tanrı bütün var olanların nedenidir, ama, kendisinin nedeni yoktur.
Ateistler, “her neden başka bir nedenin eseridir” savı ile bu görüşü reddeder. Bu sava
göre, nedeni olmayan neden olarak Tanrı var olamaz.
Nietzsche’ye göre, Tanrı ölmüştür. Tanrı ile beraber tüm eski değerler de yıkılmıştır. Tanrının yerini ise,
Tanrısal özelliklerinin farkına varan “üstün” insan almıştır. Yıkılan eski değerlerin yerini de bu üstün
insanın değerleri alacaktır. Bu değerlere sahip olan insan, netice itibariyle özgürleşecektir.
J. Paul Sartre’a göre, insanın özgür olmasının yolu Tanrı’nın yokluğundan geçer, çünkü, Tanrı’nın varlığı,
insanın özgür olarak kendi değerlerini yaratmasını engeller.
Ateistlerin düşünceye başlangıç noktası, Üç Semavi Dinin Tanrı anlayışının reddidir. Yorum farklarını bir
tarafa bırakırsak, bu dinlere göre Tanrı, özünde ezelî ve ebedî olan, irade ve kişilik sahibi, aşkın bir
varlıktır. Böyle bir Tanrı kavramına inanmayan kişiye ise ateist denmektedir.
Ateizmin Çeşitleri
Tanrı inancını kabul etmeyen ateistler de Tanrı’nın varlığına inananlar gibi kendi aralarında farklı
gruplara ayrılmışlar, ya da en azından aynı sonuca varsalar da Ateizmi farklı yorumlamışlardır.
Dolayısıyla tek bir ateizm tanımından söz etmek de doğru olmayacaktır. Ana hatlarıyla, Ateistleri kendigörüşlerinden hareketle şöylece sınıflandırabiliriz:
a. Mutlak Ateizm :
pagina 20 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 21/33
Bazı Ateistlere göre Ateizm, Tanrı’yı reddetmekten de öte, zihinde Tanrı fikrine sahip olmamak demektir.
Bu anlayışa göre İnsan doğuştan Tanrı kavramına sahip olmadığı için reddedecek bir şeyi de
bulunmamaktadır.
b. Teorik Ateizm
Teorik Ateizm, Mutlak Ateizm yaklaşımdan biraz farklı olarak, Tanrı’nın varlığını reddetmek şeklinde de
tanımlanabilir. Aslında Ateizm denilince akla bu tanım gelmektedir. Felsefede önemli olan ve Tanrı
inancına ağır eleştiriler yönelten Ateizm biçimi de budur. Bu görüşte, düşünerek, tartışarak, zihnî birçabayla Tanrı’nın varlığı reddedilir ve ilgili iddialar çürütülmeye çalışılır.
Teorik Ateizmde Tanrı’nın varlığı inkâr edilmekle kalınmamış, bu kavramla ilgili olarak gündeme gelen
mûcize, vahiy, peygamberlik, kutsal kitap, ölümsüzlük ve âhiret hayatı gibi inançlar da eleştirilmiş ve
reddedilmiştir. Ayrıca bu tür bir Ateizmde sadece Teistik Tanrı kavramını hedef almamış, bunun yanı sıra
mistik, mitolojik, transandantal (aşkın) veya antropomorfik (İnsan Tanrı) anlayışlarla, panteizm ve deizm
gibi, bir şekilde Tanrı inancına yer veren diğer inanç sistemleri de reddedilmiştir.
c. Pratik Ateizm
Pratik Ateizm, diğer iki yaklaşımdan farklı olarak, sanki Tanrı yokmuş gibi yaşamak veya Tanrı’yı günlük
yaşama sokmamak biçiminde tanımlanmıştır. Bu tür bir ateizmde kişi daha ziyade günlük yaşamındaki
tavır ve davranışlarıyla, hayat tarzı, ilke ve alışkanlıklarıyla, tanrısız bir dünya ve tanrısız bir yaşam
kurmayı düşlemektedir.
Bu tür ateistler, Tanrı’nın varlığını kabul edenlerle her zaman mücadele etmeyi ve onları dinsizleştirmeyi
kendilerine amaç edinmişlerdir. Bu yüzden bu kişilere bazen militan ya da eylemci Ateistler de
denmektedir. Felsefedeki temsilcileri arasında L. A. Feuerbach (1804-1872), Frederich Nietzsche (1844-
1900), Sigmund Freud (1856-1940) ve Karl Marx (1818-1883) gibi ünlü düşünürler de bulunmaktadır.
Söz konusu filozoflar teorik açıdan Tanrı inancını çürütmeye çalışmakla kalmamış ayrıca pratik olarak
inançsız bir toplumun hayalini de kurmuşlardır.
d. İlgisizlerin Ateizmi
Bir kısım düşünürler Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu tartışma konusu yapmadan, bu konulara uzakdurmayı tercih etmiştir. Her iki hususun da eşit derecede anlamsız bir iş olduğunu öne sürerek konuya
ilgisiz kalmayı yeğlemişlerdir. Bu tür Ateistlere göre insan, sadece var olanla yetinmeli görünen âlemin
ötesine ilgi duymamalıdır. Dolayısıyla bunlara göre, dünyanın ötesindeki herhangi bir varlık hakkında
olumlu ya da olumsuz bir yargıda bulunmaya ya da konuşmaya çalışmak anlamsız bir iş yapmak
olacaktır.
Ateizm bir din midir? Kesinlikle hayır. Ateizm bir din değil, dinsizliktir, dinden kurtuluştur, dinden çıkıştır.
Dinle ateizm en uzak iki noktadadır. Bu konuda söylenmiş şu ünlü söz, kısaca her şeyi açıklıyor:
“Dinsizlik bir dinse, sağlıklı olmak bir hastalıktır” Eğer ateizmi (yani dine en uzak olanı) din olarak
nitelendirecek olursak “din” kelimesi, anlamını, özelliğini yitirecek, içi boşalacaktır. Ateizm bir din ise,
dünyada dinsiz insan yoktur. Bu durumda din kelimesi herkes için farklı anlamlara gelir ve ortada
tartışılacak bir şey kalmaz. Oysa Ateizm bir din değil, dinden sıyrılıştır.
Dinler tarihi incelendiğinde görülür ki, Ateizm zaman zaman, dönemsel olarak popülarite kazanmış veya
kaybetmiştir. Kitleler, dinsel taassubun karanlığından bunaldıkları ve bir aydınlık ihtiyacı hissettikleri
dönemlerde, reaksiyon halinde antiteze kayarak, Ateizmin kucağına düşmüşlerdir. Bireyin, böyle marjinal
rüzgarların etkisi altında, inanç yelpazesinin bir ucundan diğer ucuna savrulmaması için, ilk önce,
Tanrı’nın varlığı veya yokluğu sorusuna yanıt aramak yerine, “Tanrı’ya inanmak yararlı mıdır, zararlı
mıdır?” sorusuna kendi vereceği cevabın ayırdına varması yeterlidir. Günümüzün bir çok Ateisti, önce
bunu yapmadan, salt, içinde yaşadığı ortamda meydana gelen, ve kaynağında din bulunantersliklerden şikayet ettiği için Ateisttir.
Tanrı’nın Varlığı Ya da Yokluğunun Bilinemeyeceğini Öne Süren Görüş
AGNOSTİSİZM
pagina 21 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 22/33
Bu anlayış Tanrı’nın varlığı karşısında şüpheci bir tavır almaktır. Bu görüş İlkçağda Sofist filozof
Protagoras tarafından öne sürülmüştür. Protagoras’a göre, Tanrı’nın duyularla algılanamaması, insanın
ömrünün kısa oluşu Tanrı hakkında bilgi edinmeyi engeller.
Agnostisizm resmi olarak ilk defa 1800′lü yılların sonunda ünlü biyolog T. H. Huxley tarafından ortaya
atılmıştır. “Bilinmezcilik” olarak da tanımlanır. Agnostisizm, Tanrı’nın varlığının “bilinemez” olduğunu
savunur. Dinlerin Tanrı’dan gelmediğini söyler ve dinlerin tanrısını da reddeder ve ancak başka bir
Tanrı’nın, bir yaratıcının varolup olmadığının hiçbir zaman bilinemeyeceğini söyler. Bu bakımdanagnostisizm, kendini, Tanrı kesinlikle vardır diyen Teizmden de, Tanrı kesinlikle yoktur diyen Ateizmden
de ayrı tutar.
Agnostisizm, doğrudan Tanrı’yı reddetmemekte, ancak onu bilmenin mümkün
olmadığını öne sürmektedir. Tanrı’nın varlığı ya da yokluğu hakkında hiçbir şeyin
bilinemeyeceğini, bu sebeple “Tanrı vardır diyemeyiz ve keza Tanrı yoktur da
diyemeyiz, zira bilemeyiz.” der.
***
İNANÇ SİSTEMLERİ ARASI İLİŞKİLER
Düşünce tarihinde, Teizm ve sadece belirli çevrelerde etkili olan Ateizm, birbirlerine karşıtlıklarıyla dikkat
çeken iki yaklaşımdır.
Bu yaklaşımlardan Teizm, kaynak itibariyle ilâhî olan ve evrenin Tanrı tarafından yaratıldığına inanan üç
Semavi dinin, Tanrı kavramını felsefî bir üslûpla dile getirir ve savunur. Ateizm ise, başta ilâhî olmak
üzere bütün Tanrı kavramlarını reddeder.
Bu arada, Deizm ve Teizmin, gerekirciliğin [1]varlığını kabul ettiklerini belirtmek gerekir. Ancak
aralarındaki temel fark şöyle özetlenebilir :
Deizm; “Tanrı sadece yaratandır. Evreni yarattıktan sonra evrenle ve insanla hiçbir ilişkisi kalmaz. Evrenkendi yasalarıyla kendini yönetir ve varlığını devam ettirir ” der.
Öte yandan Teizm ise, “Tanrı evreni yasaları ile beraber yaratmakla birlikte, evren
varolduğu sürece onu yönetendir de. Yaradılış ve oluş devam ettiğine göre, Tanrı’nın
âlemle ilişkisi ve yönetme fiili de devam etmektedir. Gerekircilik yasası ve düzeni,
Tanrı’nın kudretinin ve fiillerinin bu âlemdeki yansımasından ibarettir ve bu yansıma da
süreklidir.” Demektedir. Görüldüğü gibi, Teizmin Deizmden farkı, Teist görüşün
Tanrı’nın zat ve sıfatlarını içermesidir.
Tarihsel süreç içinde, Deizm önce en basit tarifiyle, Tanrı tanımazlık olan Ateizme karşı Tanrıcılığın
savunusu olarak kullanılmıştır. Daha sonra asıl hedefleri Tanrıcılığı hakim kılmak olan Kilise teologları,kendi amaçları doğrultusunda Teizmi, özgür düşünce yandaşlarınca benimsenen Deizmden
ayırmışlardır.
Metafizik ile ilgilenen çevrelerde önceleri geniş anlamda Teizmle anlamdaş olarak
kullanılan Deizm, giderek Ateist bir anlam kazanmış ve ardından da doğal din ile
anlamdaş kılınmıştır. Osmanlı çevirilerinde bu fark kavranamamış her iki terim içinde
“İlahiyye” sözcüğü kullanılmıştır.
Teizm; Tek Tanrı’nın varlığını kabul ettiği için Politeizmin (Çoktanrıcılık) zıddıdır. Tanrı’nın varlığını kabul
etmesi bakımından Ateizme de karşıttır. Tanrı, âlemin üstünde ve onu yarattığı için Panteizmden ayrılır,
âlemi hâlâ ve sürekli yönettiği için de Deizmden ayrılır.
Deizm, bir bakıma utangaç bir Ateizmdir. Ünlü bir özdeyişte; “Panteistler tanrıyı işten attı, Deistler tanrıyı
emekli etti, Ateistlerde onu öldürdüler.” denmiştir.
pagina 22 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 23/33
SONUÇ VE DE ERLEND RME
Din unutuldu, unutulacak, bitti, bitecek denilirken, günümüzde hiç beklenmedik bir anda, insanlığın
gündeminde en baş sıralara oturuvermiştir. Bundan sonra insanlığın geleceğinde etkin olacak temel
faktörlerin en önemlileri, doğru bilgi ve din olacaktır.
Toplumsal boyutta birleştirici çok önemli bir unsur olarak din, insanlık tarihi boyunca, insanlığın doğal
akışında daima etkin olmuş; hatta bu akışa ciddi olarak damgasını vurmuştur. Yapılan araştırmalar,tarihte tümüyle dinden uzak bir toplumun mevcut olmadığını; toplumun olduğu her yerde, mutlaka din
olgusunun da kendiliğinden varolduğunu ortaya koymuştur. Bugün gelinen noktada, dînin yeniden ön
plana çıkmış olması, en azından yakın gelecekte de din olgusunu dışlayarak, ya da görmezlikten gelerek
herhangi bir toplumsal yapılanmanın pek mümkün olmayacağını göstermektedir.
İnsan,”oluş” halinde bir varlıktır. İlk hücrelerin oluşumuyla birlikte başlayan bu sürecin ilk aşaması,
insanın son nefesini vermesiyle birlikte tamamlanmış olur. İnsanın yaratılış amacı, ömür denilen kısa
zaman diliminde, toplum içinde, kendini gerçekleştirmedir. Bu bağlamda din, insan için, insanın kendini
gerçekleştirebilmesi için, bir “araç” niteliği taşımaktadır.
Tıpkı akıp giden nehirler gibi, toplumlar da sürekli değişmektedirler. Buna bağlı olarak, insanî olan her
şey de, bu değişimden hissesine düşeni almaktadır. İnsanın ürettiği kültür, uygarlık, siyasal yapı ve
sonuçta da değerler alanı bile değişmektedir. Dinamik bireylerden meydana gelen toplum da, doğal
olarak sürekli değişim içinde evrimleşecektir. Bu değişimin fark edilmesi, sürecin çok yavaş, ya da çok
hızlı işlediği dönemlerde, bir hayli güçleşebilmektedir.
Din, çift yönlü kesen bir kılıç gibidir. Doğru anlaşılmadığı zaman, insanları olumsuz yönde etkileyebilir.
Doğru din anlayışı ise, ilerleme, gelişme, hatta uygarlık yaratma yolunda motor görevi görür. Bu
bağlamda din olgusu, çift yönlü olarak bu değişim sürecinin içindedir. Zaman zaman değişim sürecinin
istikametini belirlemekte, hem onu etkilemekte, hem de, değişimden kendisi etkilenmektedir.
Din insanlara temel iletişim kodlarını verir. Bireylerin inanıp inanmaması, dindar olup olmaması bir yana,
insanların birbirlerini doğru anlayabilmeleri, büyük ölçüde din hakkındaki doğru bilgiye bağlıdır. Din
hakkında doğru bilgi sahibi olmak, mutlaka dindar olmayı gerektirmez. Fiziksel boyutta yaşlanmakta olan
dünyamız, bilişim teknolojisindeki süratli gelişim nedeniyle gittikçe küçülmektedir. Eğer, barış içinde
yaşamak gibi toplumsal bir amacımız varsa, görüşümüz, ideolojimiz, din anlayışımız ve din konusundaki
yorumumuz ne olursa olsun, öncelikle birbirimizi hoş görmeyi ve tolerans göstermeyi öğrenmek
zorundayız. Bu ise, insanların birbirlerini doğru anlamalarına bağlıdır. Din, bu konuda bize yardımcı
olacaksa, kişisel hesapları bir kenara bırakıp, din konusunda birey ve toplum olarak doğru bilgi sahibi
olmanın yollarını aramak durumundayız.
İslam dininin en kutsal mekânı olan Kâbe etrafındaki insanlar, eğer sadece Kâbe’nin
taşına toprağına secde etmiyorlarsa ve eğer o insanlar, 1400 yıl önce Muhammed’in
Kâbe’nin içindeki putları kırdığı gibi, binanın taşını toprağını aradan kaldırabilseler,
karşılarında görecekleri kendilerine secde eden İnsan – Tanrıları fark etmeleri pek
kolay olacaktır. O halde, acaba dinler, “Çıplak kralın giysileri midir? ” Umarım,
hepimiz hayatımızda hiç olmazsa bir kez, bu soruyu kendi kendimize sorumuşuzdur ve
ötesinde umarım ki, hepimizin o soruya verdiği, vicdanımızda saklı bir yanıt vardır…
Theo’nun Kutsal Yolculuğu adlı bir eserde yer alan; “Dinler bir ağacın dalları gibidir.
Tek büyük bir ağaç, kökleri tüm yeryüzünün altına dağılmış, dalları gökyüzüne doğru
büyümekte ve kabuğuna da yazı yazılabilmektedir.” şeklindeki görüş, din olgusuna,
doğru yaklaşımın ifadesidir. Hangi ulus ve toplumdan olursak olalım, bu ağacın dalları
altında yaşamımızı sürdürmekteyiz. Ağacın dalları ve yaprakları arasından süzülen
ışık ve nur’ dan yararlanma oranı ve yoğunluğu, bireyin Tanrı’ya bakış açısı, inançalgılaması ve ağacın kabuğuna yazabileceği yazının içeriğine göre değişecektir.
Kabuğa oyulacak bu yazılar, sevgiyi, hoşgörüyü, insanlar ve insanlık için ortak amaca
pagina 23 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 24/33
Share this:
Bunu beğen:
Bunu beğenen ilk kişi olun.
yönelik düşünsel boyutta bir birlikteliği içermeli, ağacın içindeki öze ulaşmamızda da
bizlere yardımcı olmalıdır.
Düşünsel yönden birbirlerine çok benzeyen ve birbirlerini her boyutta etkilediklerinden şüphe edilmeyen
dinler, temel algılayışlar bazında birbirleriyle büyük ölçüde örtüşmelerine rağmen, yetersiz toplum
liderleri ve yöneticileri tarafından, ortaya çıkma nedenleri olan ahlâki ve içsel olgunlaşma amaçlarından
saptırılarak, kolayca istismar edilen popülist politika malzemeleri ve birer siyasal araç haline
dönüşmüşlerdir. Rönesans ve Reformdan sonra dinlerin böyle amaç dışı kullanımından büyük ölçüde
kurtulan Avrupa’da ise, din olgusu sadece ahlâki ve içsel gelişim ve dayanışmayı destekleyen temel bir
unsur olarak ele alınabilmektedir. 21. yüzyılın başında, yönetimle, dinin ayrılması ve laisizm denen
evrensel düşünce tarzının, başta ulusumuz olmak üzere diğer İslam ülkeleri ve hatta tüm insanlıkça
benimsenmesinin zamanının geldiğini düşünmemek elde değildir.Halit YILDIRIM /
KAYNAKÇA
1. AĞAOĞLU, Murat - Tanrı Kavramının Geçmişten Günümüze Evrimi2. AKİN, Asım (Prof.Dr.) – Pozitif Düşüncenin Soyağacı, Dinler 3. ECEVİT, Özgür - Teizm ve Deizm4. GÜRKAN, M. Bülent – Din Felsefesi5. KÖKDAMAR, Yusuf - Felsefesel ve İnançsal Bazı Terimlerin Anlamları ve Açıklamaları
6. ONAT, Hasan (Prof. Dr.) – Türkiye’de Din Anlayışı, Din Alanında Yeniden Yapılanma7. SAYGIN , Hasan - Kader ve İrade8. TOPALOĞLU, Aydın (Dr.) - Ateizm9. TÖZÜN, Attila - Özgür Düşünce ve İnanç
[1] Gerekircilik (Determinizm): Her olayın bir nedeninin olduğu veaynı nedenlerin, aynı şartlar altında her zaman aynı sonuçlarıdoğurduğunu, dolayısıyla olayların zorunlu ve evrensel kanunlarauyarak ortaya çıktığını kabul eder. Bu görüşe göre, insan, doğa vesosyal yasaları bilmek, tanımak ve onlara hakim olmakla, zorunlulukalanından özgürlük alanına geçer ki bu da zorunlu-özgürlük diyeadlandırılır. Bu durumda, insan doğa ve sosyal yasaları yaratamaz, yok edemez ve değiştiremez, ama onları tanıyıp bilmekle onlardankorunur, zararlı sonuçlarını yararlıya çevirebilir.
Yorumlar (0)Geri İzlemeler (0)Yorum yapınGeri İzleme
1. Henüz yorum yapılmamış.
1. Henüz geridönüş yok.
Bir Yorum Yaz
pagina 24 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 25/33
RSS kaynak dosyası
ucnokta…
Yazmak sonsuz bir keşif ve yolculuktur...
pagina 25 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 26/33
Ucnokta…
Haftanın Etkinlikleri…
UCNOKTA/BİANET::HAFTANIN ETKİNLİKLERİ...
Ucnokta / Bianet Dosyalar…
UCNOKTA::UCNOKTA/bianet Dosyalar - Bianet.
Anket…
pagina 26 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 27/33
SAYFAMIZDA EN COK HANGI TUR
YAZILAR OKUMAK ISTERSINIZ...
GENCLIK YAZILARI...
EKONOMI/STRATEJI...
FELSEFE...
SOYLESI...
DIN..
DOGAL CEVRE...
SANAT ve EDEBIYAT...
GUNCEL DOSYA...
DUYURU...
MIZAH/KARIKATUR...
BILIM ve TEKNOLOJI...
YASAM VE SAGLIK...
KITAP...
View Results
Polldaddy.com
Ekim 2013
Pts Sal Çar Per Cum Cts Paz
1 2 3 4 5 6
7 8 9 10 11 12 13
14 15 16 17 18 19 2021 22 23 24 25 26 27
28 29 30 31
« Oca
ucnokta…
YAZI AKIŞI…
• Orta Vadede Küresel Kargaşa• TÜRKİYE ANALİZİ• Okuma Gereksinimi: Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi• İnsanlık, ruhsal sağlığının gereği olan şartları yitiriyor mu?• ABD NEDEN SAVAŞA İHTİYACI DUYUYOR / DUYACAK…• STRATEJİK DERİNLİK…• TÜRKİYE’Yİ KUŞATAN GÜÇLER…• BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLDİ…• TIP BU DEĞİL… (Sağlıkta yeni bir hareket)• ETNİK KÖKEN VE ÖRGÜTLENME…• Sorun hükümetlerde değil, sorun halkta!…
• Dünyanın şu anki halleri…• İnsanlık Ruhsal Kriz Yaşıyor…• Ortadoğu Petrol Rezervi Rakamları ve Hedef Ülke/ler…
pagina 27 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 28/33
• Emperyalizmi Selamün Aleyküm ile karşılamak…• Osmanlı Devletinde Övünülücek Ne Var?…• AKP İSRAİL TARİHSEL İLİŞKİLERİ… (Tamamıyle bir Oyun…)• Türkiye İsrail Kirizi Amacı / Asıl Hedef…• Bu Hepimizin Hikayesi…• Ülkeler gibi Ülkemiz de böyle kolayca ele geçiriliyor…
• İnsanlar ve Araçlar…• Doğma…• Burası Türkiye…• İyi Bir Yalancı İçin 18 Özellik…• İlluminati…• Geleceğimizi Şekillendirecek 10 dev Proje…• Katherine Jenkins. “Believe”…• Ekonomik Tetikçi (ET)…• Kurban…• Bilimde Türkiye ve Arap Ülkeleri…
Sizlerden Gelen Yorumlar…
selda Suner on En Büyük Tehlike: Yobaz-Liboş…selda Suner on Türban ve Avrupa İnsan Hakları…ekomite on En Büyük Tehlike: Yobaz-Liboş…ekomite on En Büyük Tehlike: Yobaz-Liboş…Selda Suner on En Büyük Tehlike: Yobaz-Liboş…Selda Suner on Türban ve Avrupa İnsan Hakları…one dırecıton on Farkında Olmalı İnsan… (…Selda Suner on Türban ve Avrupa İnsan Hakları…
fkkup on Cami Hoparlörü ve Ses Kir…Gürsel on Okuma Gereksinimi: Maslow’un İ…Bedri Engin on En Büyük Tehlike: Yobaz-Liboş…ayhan güdeloğlu on ÖZGÜVEN ve ÖZDENETİM… Bi…edebi on Yabancılaşma…gözlemci on Yabancılaşma…yorum on Yabancılaşma…
BAĞLANTILAR…
• Sağlık Hizmetinden Yararlanma Şartları...• 3. Boğaz Köprüsü Güzergahı...• Bahriye Uçok Niçin Öldürüldü...• İyi okul yönetimi, iyi yönetici...• Farkında Olmalı İnsan... (Can Yücel)• Döviz kuru/fiyatını etkileyen faktörler...• Beyaz Türkler Kimdir?...• Tüm Dinler Kadınlara Düşman... Teslime Nesrin...• Yıl 2050...• En Uzak Mesafe... (Can Yücel...)
Önerilen Bağlantılar...
pagina 28 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 29/33
• 21. Yüzyıl Türkiye Enst… 9• 360 derece foto… 7• Agnostik… 10• Alevilerin Sesi… 10• Amerikada İlerici Bir Gazete… 10• Ameriken Bilim Gündem… 10
• Ardıç Ağacı… 10• Çok güzel günlük bir yabancı gazete… 10• Özgür Üniversite… 10• ÜLKELER HAKKINDA DETAYLI BİLGİLER… (İngilizce) 0• ÜNİVERSİTE KONSEYİ… 0• Banu Avar… 0• Beyn.org 10• BGST… Boğaziçi gösteri topl… 0• Bilgisayarınızdan dosya ve prog. silme prog. 6• Bilgisayarınızdan tamamen program silme… 7• Bilimsel harika bir sayfa… 0
• Bilişim Hukuku… 8• Bizibozmaz 8• Denizce… 6• Din üzerine yazılar… 0• Din; Mucize Yalanlar… 10
•Diyaloktik
Diyaloktik 10• Donanım, Tasarım, Yazılım… 0• e-imza iligili her şey… 5• Ekolojistler… 10• EKONOMİSTLERİN KAYNAK STESİ… 0
• Erdal Atabek 10• EVRİMİ ANLAMAK… 0• Felsefenin Işığında… 10• FIKRA / MİZAH… 0• flowingdata (Eko. sos, pol.) 10• Fotoğraflarım… 10• FİKİR ATÖLYESİ… 0• Güncel bilimsel grafik… 10• Gelecek gündem… 10• Greenpeace… 0• HALKEVLERİ… 0• Harika bir yabancı haber gazetesi 10• Harika Rus Fotoğrafları…. 10• Hasan Yılmaz… Bilgisayar, kitap, prog. vs. 10• HAYYAM… 0• Her türlü bilimsel anlatım sitesi… 10• Kayra Şarap 0• KÜRESELLEŞME KARŞITI ÇALIŞMA GRUBU… 0• Küresel Günce… 10• Konser posterleri 0• Lokum Gibi bir sayfa… 10
• Modern Mekanik… 7• Mozilla LightShot 0
pagina 29 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 30/33
Belge Arşivi...
• Almanak… 0• Ata FE COB 0• Dünya Depremleri 10• Emlak piyasası 7
• Evrim karşıtı yaratılışçı iddialara cevaplar 0• Harika karikatür sitesi… 8• Kürt Aydını… 10• Kopenhag Kriterleri… 0• Kyoto Protokolü… 0• Maastricht Kriterleri… 0• Magazin… 0• MEVZUAT BİLGİ BANKASI… 0• Tüm zamanların en zeki 50 Ateisti… 0• Teknik ve Bilimsel… 10• TWITER 0
• ucnokta blogspot 0
Blogroll
• Fecob 0
Kitap
• İnsan Okur… 10
Tavsiye edilen bloglar...• Ahmet Nesin's blog… 10• Banu Avar Web Stesi… 0• Bertay'ın Bloğu… 7• Cevreci ve bilimsel bir blog… 10• Demokrat Yanıt… 10• Dianoia… 0
•Diyaloktik
Diyaloktik 10• ERGİN YILDIZOĞLU… 0
• Evrim, din… 9• Fecob 0• Fethullah Gülen Gerçeği… 1• Flickr Fotoğraflarım… 0• Fotoğraflarım… 10• Güncel bilimsel grafik… 10• Karikatür Blog 0• Küresel Günce… 10• Kehanet 2012 10• Meral Erdoğan 10• Muhabbet Türküleri Mekanı… 10• Mustafa Sönmez 10• Nalıncıkeseri… wp blog… 8• Ortak Posta Dostları… 10
pagina 30 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 31/33
• Skepticblog… 10• Sudaki Ateş… 0• Tansel Semir… 0• ucnokta blogspot 0• UCNOKTA FOTOĞRAF… 0• Yalansavar… 7
• Yazınca Blog… 8• Şüpheci Melek wp blog… 8• Şennurzorer… 10• İNGİLTERE / LONDRA BİLGİ… 0
Flickr Photos
Diğer Fotoğraflar
Blog İstatistikleri
• 260,016
Etiketler…
ABD akıl akılcılık
Anlamsızlık bilim adamı bilimsel düşünce Büyük Şirketler demir Demokrasi Din... doymuş yağ doğum
dua dönüşüm dürtü edebiyat ekoloji Ekonomi enfarktüs felsefe Friedman fruktoz gerçek glikoz gıda hastalık hayat hücre
pagina 31 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 32/33
Ilımlı İslam insana dair insülün kanser kan şekeri kimyasal kolestrol Kuran Mazlum metabolizma meyve meşrubat nüfus
oksit omega oy Pistoz protein Sağlık sebze siroz Sorgulama stres Sömürge süt tabu Tanrı, Tevrat tokluk Türkiye Ulusalçıkarlar USGAM uyutulma Vahşi kapitalızm vitaminler yapay yem yemek Zebur zeka ... Üç perdelik oyun çay öbür dünya ölüm
İlhan selçik ve cumhuriyet İnanç hastalığı İncil şeker
Ziyaretçi Tanımlama…
En fazla oylananlar
Posts | Pages | Comments
All | Today | This Week | This Month
• PRİMAİRE... Toplumsal Primaire'lerimiz..5/5 (5 votes)
• SABAH AKŞAM OKUNMASI İÇİN…5/5 (2 votes)
• HYPATİA… (Hypatia öleli 1500 seneden fazla oldu. Hypatia bilimin ve aklın belki ilkkurbanıydı, erkek egemen vahşetin onbinlerce kurbanından biriydi…)5/5 (2 votes)
• Türban… Kadın Kimliği ve Meta…5/5 (2 votes)
• İnsanlar ve Araçlar…5/5 (2 votes)
• EKONOMİK KRİZ/KRİZLERİN NEDENLERİ...5/5 (1 vote)
• ÖZGÜVEN ve ÖZDENETİM... Bilimsel İrdeleme...5/5 (1 vote)
• BOP / Büyük Ortadoğu Projesi..5/5 (1 vote)
• YOBAZLIK...5/5 (1 vote)
• AYDINLARIN İHANETİ...5/5 (1 vote)
Ara
• Kayıt ol• Giriş• Yazılar RSS
pagina 32 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...
9-10-2013http://ucnoktaaforizma.wordpress.com/din/dinlerde-tanri-kavrami/
8/14/2019 Dinlerde Tanri Kavrami
http://slidepdf.com/reader/full/dinlerde-tanri-kavrami 33/33
• Yorumlar RSS• WordPress.com'dan blog alın.
http://ucnoktahayat.wordpress.com/
• UCNOKTA...◦ Orta Vadede Küresel Kargaşa◦ TÜRKİYE ANALİZİ◦ Okuma Gereksinimi: Maslow’un İhtiyaçlar Piramidi◦ İnsanlık, ruhsal sağlığının gereği olan şartları yitiriyor mu?◦ ABD NEDEN SAVAŞA İHTİYACI DUYUYOR / DUYACAK…◦ STRATEJİK DERİNLİK…◦ TÜRKİYE’Yİ KUŞATAN GÜÇLER…◦ BÜTÜN SİYASİ PARTİLERİN GENETİĞİ DEĞİŞTİRİLDİ…◦ TIP BU DEĞİL… (Sağlıkta yeni bir hareket)◦ ETNİK KÖKEN VE ÖRGÜTLENME…
RSS - Yazılar
RSS - Yorumlar
Ata Fe Cob…
Radyoilef…
http://ilef.ankara.edu.tr/netcast/radyo-ilef.htm
permablitz…
Click to join permablitzistanbul
ÜstWordPressWordPress.com'dan blog alın. Tema: NeoEase tarafından INove.
pagina 33 van 33Dinlerde Tanrı Kavramı… | ...OKUYANLAR ÖZGÜR OLMALI...