dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... ·...

52

Transcript of dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... ·...

Page 1: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati
Page 2: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

!

!

!

!"#$%&&'($

%&)(*($

#+)#+'$&!(,$+-%./$&0&1.2"$2(%+%($&130&$

"4"-$"5&-$

.!"2$#616-6$

+1('7-$

(2!0"-$'+8+$

/&/30$!"-"2"$

#+2'+#$/32#&9$

(-+#$:(#:+!$

*+/1&40"-$79!&0$

+1&$/"-1&!"2$

+9;($%+#()&$+-/(4('$

%+2+0$"/&-$

+2(,$%+0&$/"-1&!"2$

;(9+#$/32139$

(2+'(:(#$*(2;(2+-(<$!

Telefon; +90 312 345 45 66

FAKS; 90 312 346 96 96

WEB; http://ymael.meb.k12.tr

Adres; A!a"ı Yahyalar Mahallesi 987.Sk.

No3 Yenimahalle / ANKARA

!

Page 3: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Vizyonumuz

Bölgede Tercih Edilen, Veli-Öğrenci Kaygılarını Gideren, Çalışanı Memnun Eden, Ödülü Ön Planda Tutan, Güvenilir, Öncü bir kurum olmak.

Misyonumuz

Bizler; Özgüven ve hedef sahibi, Bilinçli, Gelişime açık, Bilimle Donanmış, Ulusal değerlerine saygılı ve çevresine duyarlı gençler yetiştirmek için varız.

1

Page 4: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

[Metni yazın]

OKULUMUZ

BAHÇEMİZ ÖĞRETMENLER ODASI

KONFERANS SALONU ANA SINIFIMIZ

2

Page 5: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

[Metni yazın]

OKULUMUZ

BAHÇEMİZ ÖĞRETMENLER ODASI

KONFERANS SALONU ANA SINIFIMIZ

EDİTÖRDEN…

İlk sayımıza başlarken merhaba,

Okulumuzda daha önceden böyle bir dergi çıkarmış olmamıza rağmen devamını getirememiş, siz ve okuyucularımıza veda etmiştik.

Bu yeni sayımızla birlikte yeni bir başlangıca ”merhaba” diyerek sizlerle yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Dergimizin ismini “Kum Saati” koymayı uygun bulduk. Kum saati… Hem çok estetik hem de bir o kadar otantik bir obje. Estetik duruşuyla bir taraftan gözümüzü gönlümüzü açarken bir taraftan da masadaki duruşuyla zamanın değerini anlatıyor bizlere.

Bu saatin akrebi de yok yelkovanı da… Zaman hızla akıp giderken geriye söylenmemiş sözler kalıyor dilimizin ucunda…

İşte bizler “Kum Saati Ekibi” olarak geriye dönüp baktığımızda hoş birer hatıra bırakabileceğimiz eserler, o yıla ait yaşanmış güzel anıları anlatmak istedik sizlere.

Kum saatinin akrep ve yelkovanının olmaması gibi bizler de ifadelerimizin engele uğramadan akıp gitmesini arzuladık.

“Kubbede kalan hoş bir seda” bırakmak isteğiyle diğer sayılarında da sizlerle buluşmayı ümit ediyoruz.

Gönlünüzden geçenleri en güzel kelimelerle ifade edebilmek arzusuyla hepinizi selamlıyorum.

Türk Dili Ve Edebiyat Öğretmeni

İLKNUR TEPE

3

Page 6: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

• Teknolojiyi takip ediyor musunuz?

Evet, yakından takip ediyorum. Mesela Yenimahalle bölgesindeki okulların müdürleri arasında bir Whatssap grubumuz var. Bu gruptan yapılacak toplantılar, çalışmalar ve Milli Eğitim'in istediği evrakları daha hızlı iletişim kurabiliyoruz.

• Öğrencileri eğitmekte en çok hangi konuda zorlanıyorsunuz?

Her okuldaki, her bölgedeki sorunlar birbirinden farklıdır. Okul açılalı bir ay oldu fakat hala öğrencilerin okul kıyafetleriyle gelmemeleri hakkında sorun yaşıyoruz.

• Yaşadığınız bir lise anınız?

Ben Mustafa Kemal Anadolu Lisesi'nde okudum. 2. sınıfta bir fizik öğretmenimiz vardı, neredeyse hiç gülmezdi. Öğrencileriyle ikili diyalogagirmezdi, sert bir öğretmenimizdi. Bir gün sınıfta herkes çok konuşuyordu dersi dinlemek için öne geçmiştim. Bir arkadaşım arkamdan beni çağırdı dönmedim, dönmeyince sırtıma sert bir şekilde vurdu. Öğretmenimiz bunu görmüştü ve "Sınıfta 30 kişi var 1 kişi ders dinliyor, onada engel

4

Page 7: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

• Teknolojiyi takip ediyor musunuz?

Evet, yakından takip ediyorum. Mesela Yenimahalle bölgesindeki okulların müdürleri arasında bir Whatssap grubumuz var. Bu gruptan yapılacak toplantılar, çalışmalar ve Milli Eğitim'in istediği evrakları daha hızlı iletişim kurabiliyoruz.

• Öğrencileri eğitmekte en çok hangi konuda zorlanıyorsunuz?

Her okuldaki, her bölgedeki sorunlar birbirinden farklıdır. Okul açılalı bir ay oldu fakat hala öğrencilerin okul kıyafetleriyle gelmemeleri hakkında sorun yaşıyoruz.

• Yaşadığınız bir lise anınız?

Ben Mustafa Kemal Anadolu Lisesi'nde okudum. 2. sınıfta bir fizik öğretmenimiz vardı, neredeyse hiç gülmezdi. Öğrencileriyle ikili diyalogagirmezdi, sert bir öğretmenimizdi. Bir gün sınıfta herkes çok konuşuyordu dersi dinlemek için öne geçmiştim. Bir arkadaşım arkamdan beni çağırdı dönmedim, dönmeyince sırtıma sert bir şekilde vurdu. Öğretmenimiz bunu görmüştü ve "Sınıfta 30 kişi var 1 kişi ders dinliyor, onada engel

oluyorsunuz." demişti. Kimseyi övmeyen sert bir öğretmenden bunları duymak çok güzeldi. Fizik dersine olan ilgim daha da artmıştı. Derse daha şevkle çalışıyordum. Mezun olduktan sonra Fizik öğretmenimle karşılaştım ve bana "Tek dersi dinleyen sendin, sevindim Fizik bölümü okumana." demişti. Bu anımı hala unutamam.

• Ne tarz müzik dinlersiniz?

Yaş 50'yi geçtikçe hızlı müziklerden yavaş müziklere doğru geçiliyor. Üniversite yıllarında yabancı Rock dinlerdim. Şimdilerde Türk Halk Müziği dinlemeyi seviyorum.

• Lise hayatınızda en sıkıldığınız ders?

Lisede de orta öğretimde de en sıkıldığım ders yabancı dildi. Üniversiteyi kazanmama rağmen yabancı dilden kalmıştım.

• Fobileriniz?

Aşırı derece de korktuğum bir konu yok fakat aşırı yüksekte olmaktan ve yüksekten bakmaktan korkarım.

• Hobileriniz?

Ortaokul ve lise yıllarımda pul koleksiyonum vardı. 2000 e yakın pulum 7-8 tane pul defterim vardı. Çok vaktimi aldığı için bu alışkanlığımı bıraktım. Şimdilerde fırsat buldukça kitap okurum ve sinemaya giderim.

• En sevmediğiniz öğrenci tipi?

Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati kuramayan öğrencidir.

• Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Son olarak bu yaşıma kadar sıkıntı çektiğim bir şeyi öğrencilerimle paylaşmak istiyorum. Şimdiye kadar kendimi hep sayısal yönde eğittim. Sürekli problem çözümü, laboratuar çalışmalarına kendimi adapte ettim. Bu zamana kadar çok az kitap okuduğumu fark ettim ve öğrencilerime şunu tavsiye ediyorum. Kesinlikle elinizde bir kitabınız olsun. Çok yoğun olsanız bile kitap okumaya vakit ayırın. Kitap okuyun, kitap okumak sizi yormaz aksine ufkunuzu genişletir.

İREM ŞİMŞEK&BEYDAĞNUR ÖZKAN

5

Page 8: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

15 TEMMUZ ŞEHİTLER DESTANI 2016 Türkiye askerî darbe

girişimi ya da darbecilerin verdiği adıyla Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsüdür.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı.

İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün jandarma tarafından kapatılması ile başlayan süreçte, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı. Ankara'nın Beş tepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a

karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alındı.

Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN

6

Page 9: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

15 TEMMUZ ŞEHİTLER DESTANI 2016 Türkiye askerî darbe

girişimi ya da darbecilerin verdiği adıyla Yurtta Sulh Harekâtı, 15-16 Temmuz 2016 tarihleri arasında Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde kendilerini Yurtta Sulh Konseyi olarak tanımlayan bir grup asker tarafından gerçekleştirilen askerî darbe teşebbüsüdür.

Türk Silahlı Kuvvetlerinin resmî internet sitesi ve TRT'de yayınlanan bildiride ordunun yönetime el koyduğu ifade edilerek ülkede sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı ilan edildiği açıklandı.

İstanbul'daki Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün jandarma tarafından kapatılması ile başlayan süreçte, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman ve yaklaşık 50 kadar milletvekilinin mecliste bulunduğu sırada F-16 savaş uçakları meclis üzerinde uçuş yaparak parlamentoyu dört kez bombaladı. Ankara'nın Beş tepe semtinde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na bombalama girişiminde bulunulsa da başarılı olunamadı, Muğla'nın Marmaris ilçesinde bir otelde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a

karşı suikast girişiminde bulunuldu. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal ve Jandarma Kuvvetleri Komutanı Galip Mendi darbeyi gerçekleştiren askerler tarafından rehin alındı.

Gelişmeler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CNN

Türkaracılığı ile gerçekleştirdiği bağlantıda darbecilere hiçbir şekilde imkân tanınmayacağını ifade ederek halkı darbeye tepki göstermek için meydanlara ve havalimanlarına çıkmaya davet etti. Çağrının ardından, Türkiye'nin birçok ilinde darbe karşıtı protesto gösterileri düzenlendi.

16 Temmuz sabahı, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Genel Müdürlüğü personelinin gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda darbe girişimi bastırıldı ve askerler silahları ile birlikte teslim oldu. Olaylar sonucunda 104'ü darbe yanlısı asker olmak üzere 300'den fazla kişi hayatını kaybetti, 1491 kişi yaralandı, farklı rütbelerden 8036 asker gözaltına alındı. Yargı ve sivil siyaset mensupları dâhil olmak üzere toplam gözaltı sayısı 22 Temmuz tarihi ile birlikte 10 bini buldu. Bunun yanı sıra askerî, idari ve adli kurumlarda birçok kişi görevden alındı.

Gülen Hareketi destekli olduğu öne sürülen askerî darbe girişiminin ardından İstanbul Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ve Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Türk Ceza Kanununun anayasal düzene karşı suçlar kapsamında yer alan ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti

hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs’, ‘Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs’, ‘halkı, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyana tahrik’ ve ‘cumhurbaşkanına suikast’ suçlarından soruşturma başlatıldı. 21 Temmuz'da Millî Güvenlik Kurulu toplantısı sonrasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından anayasanın 120. maddesi gereğince üç ay süreyle olağanüstü hâl ilan edildi.Darbe girişimi, Türkiye siyasi tarihinde12 Eylül 1980 askerî darbesinden 36 yıl sonra gerçekleştirilen ilk askerî darbe teşebbüsü olarak kayıtlara geçti.

7

Page 10: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Merhaba,

Ben ve benim gibi gençlerin hayatını, geleceğini kurtaran fedakârMehmetçik.

Eğer ben esir yaşamıyorsam, eğer gözümün önünde ailem katledilmiyorsa, ölüm korkusundan uzaksam bunu sana borçluyum.Biz ki tarihimizde yüzyıllardır esir yaşamayan, her zaman hür ve bağımsız yaşamış bir milletiz ve bunu kahraman Mehmetçiklere borçluyuz.

Siz şehit düştüğünüzde ceplerinizden çıkan özlem dolu mektuplar, arkanızda bıraktıklarınız, eşleriniz, analarınız, yavrularınız... Kiminizin hayatı ulaştı bize kiminizin ise saklı kaldı içinde. Bizlere gözyaşı dökmek kaldı arkanızdan.

Ahmet ve Mehmet aynı anda doğmuş iki kardeş; kim bilebilir aynı anda memleket için canlarını feda edeceklerini ve bir baba düşünün iki evladını kaybetmesine rağmen '' Vatan sağ olsun. '' diyebilen. İşte biz sizin gibi gözünü kırpmadan canını feda edebilecek ve yavrularını vatana kurban verebilecek, iyi yürekli insanlar sayesinde rahat uyuyabiliyoruz.

Siz bizlere yaşayabileceğimiz bir toprak verdiniz. Sizin sayenizde anadilimi özgürce konuşabiliyorum belki de. Kimsenin himayesi altında değilim sayenizde. Kendi bayrağım dalgalanıyor masmavi gökyüzünde ve ben bunu gördükçe özgürlüğü ve değerinizi anlıyorum bir kez daha.

Sizleri düşündükçe yaşadığım duyguların bir tarifi yok. Bize bu vatanı verdiğiniz için teşekkür ediyor, siz tanımadığınız kardeşleriniz için can verirken biz birbirimizi tükettiğimiz için özür diliyorum.

Ey şanlı şehitlerim! Mekânınız cennet olsun.

Gizem YILDIZ

8

Page 11: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Merhaba,

Ben ve benim gibi gençlerin hayatını, geleceğini kurtaran fedakârMehmetçik.

Eğer ben esir yaşamıyorsam, eğer gözümün önünde ailem katledilmiyorsa, ölüm korkusundan uzaksam bunu sana borçluyum.Biz ki tarihimizde yüzyıllardır esir yaşamayan, her zaman hür ve bağımsız yaşamış bir milletiz ve bunu kahraman Mehmetçiklere borçluyuz.

Siz şehit düştüğünüzde ceplerinizden çıkan özlem dolu mektuplar, arkanızda bıraktıklarınız, eşleriniz, analarınız, yavrularınız... Kiminizin hayatı ulaştı bize kiminizin ise saklı kaldı içinde. Bizlere gözyaşı dökmek kaldı arkanızdan.

Ahmet ve Mehmet aynı anda doğmuş iki kardeş; kim bilebilir aynı anda memleket için canlarını feda edeceklerini ve bir baba düşünün iki evladını kaybetmesine rağmen '' Vatan sağ olsun. '' diyebilen. İşte biz sizin gibi gözünü kırpmadan canını feda edebilecek ve yavrularını vatana kurban verebilecek, iyi yürekli insanlar sayesinde rahat uyuyabiliyoruz.

Siz bizlere yaşayabileceğimiz bir toprak verdiniz. Sizin sayenizde anadilimi özgürce konuşabiliyorum belki de. Kimsenin himayesi altında değilim sayenizde. Kendi bayrağım dalgalanıyor masmavi gökyüzünde ve ben bunu gördükçe özgürlüğü ve değerinizi anlıyorum bir kez daha.

Sizleri düşündükçe yaşadığım duyguların bir tarifi yok. Bize bu vatanı verdiğiniz için teşekkür ediyor, siz tanımadığınız kardeşleriniz için can verirken biz birbirimizi tükettiğimiz için özür diliyorum.

Ey şanlı şehitlerim! Mekânınız cennet olsun.

Gizem YILDIZ

Sevgili 15 Temmuz Demokrasi Kahramanlarına..

Geçmişten bu zamana kadar gelen tüm Türk kökenlerinin benliğinde özgür bir yaşam isteği vardır. Türk tarihinden de anlaşılacağı üzere; biz Türkler baskı altında yaşayamayız.

Türk milleti her ne kadar misafirperver bir millet olsa da savaşçı yanımız korkulacak niteliktedir. 15 Temmuz gecesi burnumuzun dibine kadar girmiş olan, kimlikte Türk fakat Türklükten uzak karaktersiz bir avuç hain; kendi kanından insanları katlederek öldürmeye çalıştı. Bizleri bombalarla, silahlarla ve mermilerle korkutmaya çalıştılar. Biz de onlara en güzel cevabı mermilere göğüs gererek, tankların önüne atlayarak verdik. Birlik ve beraberlik içerisinde uyum ile terörü püskürttük. Herhangi bir millet biz Türklerin demokrasi sevdasına karışır ise en sert tepkiyi alır.

Evlerimizin dibine ses bombası atarak insanları korkutmaya çalıştılar fakat bizim korkumuz yanında hırsı da getirir. Türk kelimesinin anlamını bilmeden karşımıza geçtiler. Kurtuluş Savaşı, Çanakkale Savaşı gibi birçoksavaşta hem cephane olarak, hem sayı olarak oldukça düşüktük. Ancak içimizdeki vatan sevgisi tüm silahlardan daha yaralayıcı oldu; savaşları birlik ve beraberlik ile kazandık. Bize yapmaya çalıştıkları darbeyi en sert şekilde kendiler aldı. Böylece tüm dünya ne kadar demokrasiye düşkün olduğumuzu anladı, atacakları adımları iki kere düşünmeye başladılar.

Eğer tekrar böyle bir durumla karşılaşırsak ülkemiz ve özgürlüğümüz için canımız feda. Çünkü biliriz ki; kafesteki kuşun kanada ihtiyacı yoktur. 15 Temmuzda hayatını kaybeden 241 şehidimizi saygıyla ve sevgiyle anıyor, ailelerine baş sağlığı diliyorum. Mekânları cennet olsun. Allah böyle karanlık geceyi tekrar yaşatmasın..

BEYZA NUR EKİZ

9

Page 12: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Aşure Gününde Neler Olmuştur?

Aşure gününün önemini vurgulayabilmek için aşure gününde meydana gelen olaylardan bahsedelim. Bu olayları bilmek bu güne verdiğimiz değeri göstermek için önemlidir. Birçok insan bu bilgileri muharrem ayının 10. gününe denk gelen gün takvim yaprağından öğrenir.

•Hz. Yakup’un oğlunun (Hz. Yusuf) kaybolmasından sonra kör olan gözleri bu günde görmeye başlamıştır.

Hz. Yunus balığın karnından muharrem ayının 10.günü kurtulmuştur.

•Büyük tufandan Hazreti Nuh’un kurtulması olayı da Muharrem ayının 10. gününe denk gelir.

•Ateşlerin içine atılan Hz. İbrahim’in ateşten kurtulması da Aşure gününde gerçekleşmiştir.

•Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Hz. Yusuf’un kuyudan kurtulası olayı da aşure gününde olmuştur.

•Hz. Musa’nın denizi ikiye ayırarak düşmanları Allah’ın yardımıyla yok etmesi olayı da bu günde olmuştur.

•Hazreti Adem’in tövbesinin Kabul edilmesi de bu güne denk gelir.

•Hz. Eyyüp hastalıklarından aşure günü kurtulmuştur.

•Hz. İsa bu günde doğmuş ve Sema’ya yükseldiği günde aşure günüdür.

•Hz. Davud’un tövbesi Allah tarafından bu günde Kabul edilmiştir.

10

Page 13: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Aşure Gününde Neler Olmuştur?

Aşure gününün önemini vurgulayabilmek için aşure gününde meydana gelen olaylardan bahsedelim. Bu olayları bilmek bu güne verdiğimiz değeri göstermek için önemlidir. Birçok insan bu bilgileri muharrem ayının 10. gününe denk gelen gün takvim yaprağından öğrenir.

•Hz. Yakup’un oğlunun (Hz. Yusuf) kaybolmasından sonra kör olan gözleri bu günde görmeye başlamıştır.

Hz. Yunus balığın karnından muharrem ayının 10.günü kurtulmuştur.

•Büyük tufandan Hazreti Nuh’un kurtulması olayı da Muharrem ayının 10. gününe denk gelir.

•Ateşlerin içine atılan Hz. İbrahim’in ateşten kurtulması da Aşure gününde gerçekleşmiştir.

•Kardeşleri tarafından kuyuya atılan Hz. Yusuf’un kuyudan kurtulası olayı da aşure gününde olmuştur.

•Hz. Musa’nın denizi ikiye ayırarak düşmanları Allah’ın yardımıyla yok etmesi olayı da bu günde olmuştur.

•Hazreti Adem’in tövbesinin Kabul edilmesi de bu güne denk gelir.

•Hz. Eyyüp hastalıklarından aşure günü kurtulmuştur.

•Hz. İsa bu günde doğmuş ve Sema’ya yükseldiği günde aşure günüdür.

•Hz. Davud’un tövbesi Allah tarafından bu günde Kabul edilmiştir.

CASUS

Acele ile ilerlerken komutan Adel'in kızmamasını umdum. Elimde tutuğum tepsiyi dökmeden gitmek benim için epey zordu. Odanın önüne gelince tepsiyi tek elime alıp kapıyı tıklattım. Derin bir nefes alıp benim için hayli zor geçecek anlar için kendimi hazırladım. Odaya girdiğimde Komutan Adel telefon ile konuşuyordu ve gayet neşeli idi. Bir yandan can kulağı ile ne konuştuklarını dinlerken diğer yandan ise tepsideki tabakları masaya yerleştiriyordum.

'' Ah lütfen Sayın Henry kendinizi bu kadar strese sokmayınız. Bu savaşı bizim kazanacağımız kaderimize yazılmış. Kim kaderi değiştirebilir ki. Ruslular mı? Çinliler mi? Ah

bayım endişeleriniz çok yersiz. Lütfen biraz rahatlayın.''

Sözleri beni sinirlendirirken tepkisiz kalmak dışında yapabileceğim bir şey yoktu. Bu adamın yanında kalmak ölüme davetiye çıkarmak gibiydi. Ya ölüm ya da katil olmaktı buranın sonu. Telefon konuşması bitince bana döndü ve o iğrenç sesiyle konuştu

''Biraz daha hızlı olmalısınız hanımefendi. Biraz daha.''

Başımla onayladım. Bu adamın yanında tıpkı bir kukla gibiydim. İpler benim elimde değildi. Oradan oraya hareket ediyordum sadece. Ama bu oyunda duygularım yok sayılıyordu. İçimde gittikçe kabaran öldürme içgüdüsü. Ama eğer bu adam ve bunun gibilerin ölmesini istiyorsam sabırlı davranmalıydım. Sessiz bir şekilde odadan ayrıldığımda evin bahçıvanı ile karşılaştım.

''Ah küçüğüm babaannenden sana mektup geldi. Yüzüne bak nasıl da sevindin. Al lütfen oku. Pardon hatamı affet seni yalnız bırakmam gerekiyordu.''

Yalnız kaldığımda odama doğru yöneldim. Alt katta olan odama ulaştığımda beyaz nevresim serili olan yatağın üzerine oturdum. Yanımda duran gaz lambasını yakıp kâğıdı ışığa tuttum. Mühürle kaplı olan yeri çıkardığımda sanki ülkemin kokusu, soğuğunu hissettim bir an.

Sevgili Kızım 06.10.1898

Senin orada düşmanlarımızın yanında kalman beni bir hayli rahatsız ediyor. Ama mutluluğa ulaşmanın bedeli bu ise gözüm arkada değil. Az kaldı bunun bitmesine. Sana yapılanların ülkemize yapılanların acısını çıkaracağız. Şuan savaş tüm hızıyla devam ediyor. Senin bize verebileceğin en ufak bilgi bizim lehimize olabilir. Sen bizim umudumuzsun kızım. Öfkeni, üzüntünü içinde besle ve o ülkeyi mahvet kızım. Unutma ki yalnız sen değil birçok insan yakınlarını kaybetti. Sen intikam yolunda yalnız değilsin. Gerektiğinde annen, baban, arkadaşın oluruz. Yalnız değilsin...

Sevgilerle

Anatoly IVONOV

Gözyaşlarım yanağımdan süzülürken biraz önce defalarca okuduğum mektubun yanışını izliyordum.

HİLAL AKÇAKAYA

11

Page 14: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINDA OKULUMUZDAN BİR GRUP ATA'YI ZİYARETE ANITKABİR'E GİTTİLER.

12

Page 15: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMINDA OKULUMUZDAN BİR GRUP ATA'YI ZİYARETE ANITKABİR'E GİTTİLER.

AYNI GÜN OKULUMUZDA 29EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMALAMA PROGRAMI YAPILDI. PROGRAMA DEĞERLİ

VELİLERİMİZ DE KATILDI.

13

Page 16: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

ŞARLATAN

Pencereye düşen yağmur çisesi içimi hayli bir titretmişti. Yavaş yavaş caddeye buğulu gözlerle bakar oldum. Pek fazla seçemesem de rengârenk şemsiyeler görünmeye başladı. Kimi kaldırımda yürüyor, kimi karşıdan karşıya geçiyor, kimi de daha yeni tadıyordu yağmuru. Sadece bana mı abest geliyordu bu durum. Gökyüzü sisli ve boğuk bir gri rengi almışken, göz alıcı renkli şemsiyeler

etrafımdaydı… Daha fazla bu konuyu irdelemeden yolun sonundaki iki adam takıldı gözüme. Sebebi size biraz gülünç gelecek biliyorum ama gökyüzüne ayak uyduran sadece ikisiydi. Dikkatlice incelemeye başladım bu iki adamı...

Kısa boylu ve cılız bir adamdı bu. Ama o bunu hiç aldırış etmeden omuzları dik, kendinden emin bir şekilde duruyor ve karşısındaki adamı pür dikkat dinliyordu. Karşısındaki adamın ise kirli sakalı giydiği kabanla bütünleşmişti adeta. Oldukça uzun ve cüsseli bir adamdı bu. Seçebildiğim kadarıyla arada bir de ensesini kaşıyordu. Belli ki karşısındakini bir şeye ikna etmeye çalışıyor, olumsuz cevap alınca da diğer fikirlerini sunmak için biraz ensesiyle oynayıp düşünüyor, sonra yine söze başlıyordu. Adam tıpkı bir şarlatana benziyordu. Evet, evet tam bir şarlatan. Herkesi kandıran, dolandıran ve işini istediği gibi yola koyan! El kol hareketleri, kirli sakalı, ensesini kaşıyışı… Bu saate kadar aklıma gelmeyişi de garipti açıkçası. Düşüncelerimden sıyrılıp, yeniden incelemeye başladım bu iki adamı. Cılız adam son kez etrafı kolaçan ettikten sonra şarlatana gazeteyle sarılmış bir poşet verdi. Bir dakika bir dakika, ne zaman el sıkışacak noktaya gelmişlerdi bunlar? Her neyse… Sonra hızlı adımlarla uzaklaşıp gitti cılız adam. Şarlatansa olduğu yerde durup gazeteyle kaplı poşeti iki kere avucuna vurup kabanının içine sakladı. Ve o da gözden kayboldu.

Ben bunları düşünürken alarmın sesiyle irkildim birden. Nasıl da unutmuştum akşamki baloyu. Oysa en gözde konuklarından biriydim ben bu balonun. Hemen hazırlanmam gerekiyor diye düşündüm. Sonra telefonumun tuşlarına hızla basarak, makgözümü ve kuaförümü aradım. Onlar gelene kadar bende özel tasarım olan, saf ipekten, kırmızı, alt tarafı kabarık. Tam bir balo elbisesi olan bu elbiseyi giydim. Bu maskelerle davetlileri görmek ne kadar zor diye düşünürken şu içimi bayıltan klasik müziği dinlemek zorundayım. Mikrofonun sesiyle başımı kürsüye doğru çevirdim. Ve yine o her davette yapılan sıkıcı konuşmadan sonra, İngiliz kraliyet dans müziği olan” Greensleves “çalmaya başladı. İşin aslı kimseyle dans etmek istemiyordum. Çünkü bu gece biraz fazla kaçırmıştım. Ve bu gece rezil olmak istemiyordum. Bir erkek sesiyle irkildim.

(Elini uzatarak)-Bu dansı bana lütfeder misiniz?

Nasıl oldu ben de bilmiyorum ama bir anda kendimi bu gizemli adamımızın kolları arasında buldum. Sarhoşluğun verdiği sersemlikle bugün olanları ona anlatıyordum: Sağanak yağmuru, şemsiyeleri, cılız adam ve şarlatan… Bu ikisi üzerinde oldukça durmuştum. Bu iki adama anlamlandıramadığım bir şekilde hakaretler yağdırıyordum. Gizemli adamımızın çenesi sanki biraz kasılmıştı. Dans sona erdi ve gecenin bekleneni, maskeleri çıkarma saati gelmişti. Gizemli adamımızın gözleri hala bendeydi, ben de hala ona bakıyordum. Hayli merak etmiştim bu gizemli adamımızın kim olduğunu. İşte! O karşımdaydı ve kelimeler yavaş yavaş ağzımdan dökülüverdi:

-Şarlatan!

İKRA ÜLKER

14

Page 17: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

ŞARLATAN

Pencereye düşen yağmur çisesi içimi hayli bir titretmişti. Yavaş yavaş caddeye buğulu gözlerle bakar oldum. Pek fazla seçemesem de rengârenk şemsiyeler görünmeye başladı. Kimi kaldırımda yürüyor, kimi karşıdan karşıya geçiyor, kimi de daha yeni tadıyordu yağmuru. Sadece bana mı abest geliyordu bu durum. Gökyüzü sisli ve boğuk bir gri rengi almışken, göz alıcı renkli şemsiyeler

etrafımdaydı… Daha fazla bu konuyu irdelemeden yolun sonundaki iki adam takıldı gözüme. Sebebi size biraz gülünç gelecek biliyorum ama gökyüzüne ayak uyduran sadece ikisiydi. Dikkatlice incelemeye başladım bu iki adamı...

Kısa boylu ve cılız bir adamdı bu. Ama o bunu hiç aldırış etmeden omuzları dik, kendinden emin bir şekilde duruyor ve karşısındaki adamı pür dikkat dinliyordu. Karşısındaki adamın ise kirli sakalı giydiği kabanla bütünleşmişti adeta. Oldukça uzun ve cüsseli bir adamdı bu. Seçebildiğim kadarıyla arada bir de ensesini kaşıyordu. Belli ki karşısındakini bir şeye ikna etmeye çalışıyor, olumsuz cevap alınca da diğer fikirlerini sunmak için biraz ensesiyle oynayıp düşünüyor, sonra yine söze başlıyordu. Adam tıpkı bir şarlatana benziyordu. Evet, evet tam bir şarlatan. Herkesi kandıran, dolandıran ve işini istediği gibi yola koyan! El kol hareketleri, kirli sakalı, ensesini kaşıyışı… Bu saate kadar aklıma gelmeyişi de garipti açıkçası. Düşüncelerimden sıyrılıp, yeniden incelemeye başladım bu iki adamı. Cılız adam son kez etrafı kolaçan ettikten sonra şarlatana gazeteyle sarılmış bir poşet verdi. Bir dakika bir dakika, ne zaman el sıkışacak noktaya gelmişlerdi bunlar? Her neyse… Sonra hızlı adımlarla uzaklaşıp gitti cılız adam. Şarlatansa olduğu yerde durup gazeteyle kaplı poşeti iki kere avucuna vurup kabanının içine sakladı. Ve o da gözden kayboldu.

Ben bunları düşünürken alarmın sesiyle irkildim birden. Nasıl da unutmuştum akşamki baloyu. Oysa en gözde konuklarından biriydim ben bu balonun. Hemen hazırlanmam gerekiyor diye düşündüm. Sonra telefonumun tuşlarına hızla basarak, makgözümü ve kuaförümü aradım. Onlar gelene kadar bende özel tasarım olan, saf ipekten, kırmızı, alt tarafı kabarık. Tam bir balo elbisesi olan bu elbiseyi giydim. Bu maskelerle davetlileri görmek ne kadar zor diye düşünürken şu içimi bayıltan klasik müziği dinlemek zorundayım. Mikrofonun sesiyle başımı kürsüye doğru çevirdim. Ve yine o her davette yapılan sıkıcı konuşmadan sonra, İngiliz kraliyet dans müziği olan” Greensleves “çalmaya başladı. İşin aslı kimseyle dans etmek istemiyordum. Çünkü bu gece biraz fazla kaçırmıştım. Ve bu gece rezil olmak istemiyordum. Bir erkek sesiyle irkildim.

(Elini uzatarak)-Bu dansı bana lütfeder misiniz?

Nasıl oldu ben de bilmiyorum ama bir anda kendimi bu gizemli adamımızın kolları arasında buldum. Sarhoşluğun verdiği sersemlikle bugün olanları ona anlatıyordum: Sağanak yağmuru, şemsiyeleri, cılız adam ve şarlatan… Bu ikisi üzerinde oldukça durmuştum. Bu iki adama anlamlandıramadığım bir şekilde hakaretler yağdırıyordum. Gizemli adamımızın çenesi sanki biraz kasılmıştı. Dans sona erdi ve gecenin bekleneni, maskeleri çıkarma saati gelmişti. Gizemli adamımızın gözleri hala bendeydi, ben de hala ona bakıyordum. Hayli merak etmiştim bu gizemli adamımızın kim olduğunu. İşte! O karşımdaydı ve kelimeler yavaş yavaş ağzımdan dökülüverdi:

-Şarlatan!

İKRA ÜLKER

BEYAZ KALE

‘‘Silba’yı anlat bir kez daha anne.’’ dedi kızarmış minik burnunu içine çekerken. Genzimi temizleyip buharı tüten kahvemden bir yudum alarak derinlerde yosun tutmuş hikayeyianlatmaya başladım. ‘‘Ateş gözleri ve kömür saçlarıyla tüm dünyaya korku salmakta olan biri varmış. Lomboren dilinde adı Silba imiş. Hiçbir yere ait olmayan ve unutulmaya yüz tutmakta olan Silba krallıkları ele geçirmeye ve kendisinin herkesten üstün olduğunu göstermeye karar vermiş. Her şeyden habersiz fazlasıyla uzakta olan yalnız Beyaz Kale’den başka tüm krallıklara hüküm sürmeye başlamış. Artık yalnız Beyaz Kale’de güvende değilmiş. El değmemiş beyaz tenlere kral ve kraliçe son güçleriyle ışık saçmış Sonunda ömür ve güçleri yetmeyen kral Ay ve kraliçe gökte milyonlarca yıldıza bürünmüş. Tüm bu beyazlığa rağmen göz alıcı şekilde parıldamakta ve gökte halkına itimat etmekteymiş. Gülünce ışık saçan o gözler yaşlarla dolmuş. Benizleri sararmış halkın.Bundan sonra Pamuk kız hüküm sürecekmiş. Lakin bunu fırsat bilen Silba ansızın bozguna uğratmış. Evrenin düzeni tamamen bozulmuş. Gece gündüz denen kavramlar ortaya çıkmış. Kral ve kraliçe sadece geceleri halkına yoldaşlık edebilmiş. Silba Pamuk kızı mahzende çürümeye yüz bırakmış ve pamuk kızdan geriye ise tek kalan mahzende için için ağladığında yağan kar taneleri olmuş. Yıllardır süregelen bu kar taneleri tıpkı o zamanki saf ve duruluğunu koruyormuş. Pırıldayarak düşen bu kar taneleri pamuk kızın gözyaşları olarak kalmış. Gecenin tüm karanlığına inat bütün insanlar pamuk kızın gözyaşlarına boğuluyor içlerine ışık ve sevinç katıyorlarmış.’’ Gözlerini pencereden ayırıp ‘‘ Senin içine de katıyor mu anne?’’ dedi. Kafamı aşağı yukarı salladım. ‘‘ Öyleyse neduruyoruz dışarı çıkalım.’’ dedi ve kahvemi bitirmeme izin vermeden dışarıya sürükledi.

HAVVA NUR AÇAR

15

Page 18: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

10 Kasım 1938 Ülkemizin büyük kayıp verdiği bir gündür. Çünkü o gün Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hayatına veda etmiştir.

Her 10 Kasım’da Tüm yurdu hüzün kaplar. Ancak içimizdeki gururla Atamızı ülkenin dört bir yanında anlatmalı, onun bize kazandığı inkılapları anlamaya çalışmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız. Atamızı anlamalı, idrak etmeli ve geleceğin büyüklerine onu anlatmalıyız. Atatürk, Ülkemizin kurucusudur. Zor zamanları sayesinde aştığımız Yüce insandır. Onun varlığı sayesinde Türkiye olduk, özgürlüğümüzü kazandık

.Çağdaş medeniyetler seviyesinde erişmemiz ve özgür bir devlet olmamız, ülke kararlarını tek başına alabilmesi, düşünce özgürlüğümüzün olması ve Atamız Ulu Önder Atatürk sayesindedir.

Geçmişte emperyalist, sömürgeci, yayılmacı güçlere karşı koyuşu, yılmayışı ve azmi sayesinde bu günlere geldik. Yalnızca Türkiye’nin refahını sağlamamıştır. Azmi ve cesareti birçok ülkeye ilham vermiş Atatürk’ün birçok ülkenin özgürlüğünde katkısı vardır. Atatürk’ün bize katkıları halen devam etmekte ve halen onun düşüncelerini kendinize uyarlayabilmekteyiz. Atatürk yüzyıllara ışık tutan bir mirastır.

Atatürk’ün hayatı değiştirilemez bir bütündür. Çünkü o çaresiz bir anımızda herkes umudu yitirmişken bizi sarsmış ve

16

Page 19: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

10 Kasım 1938 Ülkemizin büyük kayıp verdiği bir gündür. Çünkü o gün Ülkemizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hayatına veda etmiştir.

Her 10 Kasım’da Tüm yurdu hüzün kaplar. Ancak içimizdeki gururla Atamızı ülkenin dört bir yanında anlatmalı, onun bize kazandığı inkılapları anlamaya çalışmalı ve gelecek nesillere aktarmalıyız. Atamızı anlamalı, idrak etmeli ve geleceğin büyüklerine onu anlatmalıyız. Atatürk, Ülkemizin kurucusudur. Zor zamanları sayesinde aştığımız Yüce insandır. Onun varlığı sayesinde Türkiye olduk, özgürlüğümüzü kazandık

.Çağdaş medeniyetler seviyesinde erişmemiz ve özgür bir devlet olmamız, ülke kararlarını tek başına alabilmesi, düşünce özgürlüğümüzün olması ve Atamız Ulu Önder Atatürk sayesindedir.

Geçmişte emperyalist, sömürgeci, yayılmacı güçlere karşı koyuşu, yılmayışı ve azmi sayesinde bu günlere geldik. Yalnızca Türkiye’nin refahını sağlamamıştır. Azmi ve cesareti birçok ülkeye ilham vermiş Atatürk’ün birçok ülkenin özgürlüğünde katkısı vardır. Atatürk’ün bize katkıları halen devam etmekte ve halen onun düşüncelerini kendinize uyarlayabilmekteyiz. Atatürk yüzyıllara ışık tutan bir mirastır.

Atatürk’ün hayatı değiştirilemez bir bütündür. Çünkü o çaresiz bir anımızda herkes umudu yitirmişken bizi sarsmış ve

özgürlüğümüzü kazanacağımıza inandırmıştır. Tarihteki en önemli ve imkânsızı başararak halkı örgütlemiş ve hedefe ilerlemiştir.

Türk milletinin daima kalbinde yaşayacak ve her 10 Kasım gününe Mustafa kemal zihniyetiyle uyanacağı istisnasız bir gerçektir. Bu ülke ve bıraktığı inkılâplar bizim ilelebet koruyacağımız mirasımızdır.

17

Page 20: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Yalnızlığın Kokusu

Karanlıkta duyulan tek ses onunkiydi. Sorulan sorular kimse tarafından duyulmazken, verilen cevaplar boş odada yankılanıyordu. Sorular o-nun içindeyken cevaplar iki dudağının arasında mühürlüydü belki de kim

bilir.

Sonra aniden bir ses duyuldu bir sözcük, kimsenin duymaması gereken, cevabı bir tek onun verebileceği, belki de konuşmayı uzatacak bir sözcüktü bu.

“Hayat!” dedi o ses, alacağı cevabı bilmesen “Hayat!”dedi tekrardan. Genç adam, ona vereceği cevaptan korkar olmuştu. Sahi o kimdi? Neydi? Neciydi? Bilmiyordu genç adam, onun kim olduğunu, ne olduğunu bilmiyordu tek bildiği beyninde yer edindiğiydi.

Düşünceleri değişmeye başlarken yine aynı sözcük yine aynı ses duyuldu. “Hayat!” dedi o ses yine. İşte bu sefer cevap verdi bu sese, karşılığında “Tutsaklık” dedi. Beynindeki ses susmamış bu sefer başka bir cümle kurmuştu. “ Ne demek tutsaklık? Hayatı tutsaklık olarak nasıl algılayabiliriz?”

Bu soru şaşırtmıştı genç adamı. Nasıl bir soruydu bu? Görmüyor muydu bu delikte nasıl yaşadığını? Ah… Görme yetisi var mıydı bu şeyin?

18

Page 21: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Yalnızlığın Kokusu

Karanlıkta duyulan tek ses onunkiydi. Sorulan sorular kimse tarafından duyulmazken, verilen cevaplar boş odada yankılanıyordu. Sorular o-nun içindeyken cevaplar iki dudağının arasında mühürlüydü belki de kim

bilir.

Sonra aniden bir ses duyuldu bir sözcük, kimsenin duymaması gereken, cevabı bir tek onun verebileceği, belki de konuşmayı uzatacak bir sözcüktü bu.

“Hayat!” dedi o ses, alacağı cevabı bilmesen “Hayat!”dedi tekrardan. Genç adam, ona vereceği cevaptan korkar olmuştu. Sahi o kimdi? Neydi? Neciydi? Bilmiyordu genç adam, onun kim olduğunu, ne olduğunu bilmiyordu tek bildiği beyninde yer edindiğiydi.

Düşünceleri değişmeye başlarken yine aynı sözcük yine aynı ses duyuldu. “Hayat!” dedi o ses yine. İşte bu sefer cevap verdi bu sese, karşılığında “Tutsaklık” dedi. Beynindeki ses susmamış bu sefer başka bir cümle kurmuştu. “ Ne demek tutsaklık? Hayatı tutsaklık olarak nasıl algılayabiliriz?”

Bu soru şaşırtmıştı genç adamı. Nasıl bir soruydu bu? Görmüyor muydu bu delikte nasıl yaşadığını? Ah… Görme yetisi var mıydı bu şeyin?

İçindeki ses sorduğu soruya cevap almak için ısrarla “Hadiiiii!” diye bağırmaya başladı. Bu ısrarcı ses, rahatsız etmişti onu. Ses giderek yükselirken, genç adam cevap vermeden susmayacağını anlamıştı.”Tutsaklık” dedi bu nedenle tekrardan, hemen ardından derin bir nefes alarak

“Görmüyor musun hayatım mahvoldu? Üstüne üstlük bu deliğe hapsedildim, hapsedildik. Söylesene burada yaşamak nasıl bir duygu? Benimle birlikte bu duvarların arasında sende yaşıyorsun. Ne hissediyorsun?” deyip sorunun cevabını vermeye çalışmıştı.

Tutsaktı o burada, tutsaktı yahu. Tutsak olmasa bu duvarların arasında, bu yalnızlığı seçer miydi hiç? Seçmezdi.

Sonra birden durdu genç adam. İçeriyi sessizlik bürürken bu sessizlik genç adamı bir hayli rahatsız etti. Sessizliği bozmak istedi. Bu nedenle aklına ilk gelen soruyu sordu .”Kokuyor muyum?”dedi, onun vereceği cevabı merak ederek.

“Koku? Kokmak derken?” diye sorduğu soruya aldığı karşılık genç adamı bir hayli rahatsız ederken sorusunu daha açık bir şekilde sormaya karar vermişti. Bu sefer “Yalnızlık kokuyor muyum?” diye sordu. Aldığı cevap genç adamı bir hayli şaşırtırken moralini de bozmuştu.

“ Zaten hepimiz yalnızlık kokan paslı tutsaklar değil miyiz?”……

ZEYNEP AKSOY

10/A

19

Page 22: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

NESİBE ŞENGÜL AFŞİN

KİMYA ÖĞRETMENİ

VESİLE BABAÖZÜ KİMYA ÖĞRETMENİ

NEJLA YILDIRIM KİMYA ÖĞRETMENİ

ÇETİN UÇAK BEDEN EĞİTİMİ

ÖĞRETMENİ

SEMA GÖKTAŞ BEDEN EĞİTİMİ

ÖĞRETMENİ

REYHAN KASAN COĞRAFYA ÖĞRETMENİ

GÜLERAY ÖZDEMİR COGRAFYA ÖĞRETMENİ PINAR ULUÇ SONER

FELSEFE ÖĞRETMENİ

HÜLYA AYTAÇ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMENİ

FEYZANUR AYAN DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMENİ

YONCA BAYAZIT BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ

ASUMAN ÇITAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ

CÜBEYİR TİKER FİZİK ÖĞRETMENİ

MAHMUT ŞEVKET ŞAHİN

FELSEFE ÖĞRETMENİ

GÜLAY ÇEKMEN YILMAZ

FELSEFE ÖĞRETMENİ

HATİCE PARLAK ANASINIFI ÖĞRETMENİ

NURAY ASLAN ANASINIFI ÖĞRETMENİ

HAFİZENUR ENSARİ

GÖRSEL SANATLAR ÖĞRETMENİ

PERVİN DEMİRBAŞ REHBERLİK ÖĞRETMENİ

20

Page 23: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

NESİBE ŞENGÜL AFŞİN

KİMYA ÖĞRETMENİ

VESİLE BABAÖZÜ KİMYA ÖĞRETMENİ

NEJLA YILDIRIM KİMYA ÖĞRETMENİ

ÇETİN UÇAK BEDEN EĞİTİMİ

ÖĞRETMENİ

SEMA GÖKTAŞ BEDEN EĞİTİMİ

ÖĞRETMENİ

REYHAN KASAN COĞRAFYA ÖĞRETMENİ

GÜLERAY ÖZDEMİR COGRAFYA ÖĞRETMENİ PINAR ULUÇ SONER

FELSEFE ÖĞRETMENİ

HÜLYA AYTAÇ DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMENİ

FEYZANUR AYAN DİN KÜLTÜRÜ ÖĞRETMENİ

YONCA BAYAZIT BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ

ASUMAN ÇITAK BİYOLOJİ ÖĞRETMENİ

CÜBEYİR TİKER FİZİK ÖĞRETMENİ

MAHMUT ŞEVKET ŞAHİN

FELSEFE ÖĞRETMENİ

GÜLAY ÇEKMEN YILMAZ

FELSEFE ÖĞRETMENİ

HATİCE PARLAK ANASINIFI ÖĞRETMENİ

NURAY ASLAN ANASINIFI ÖĞRETMENİ

HAFİZENUR ENSARİ

GÖRSEL SANATLAR ÖĞRETMENİ

PERVİN DEMİRBAŞ REHBERLİK ÖĞRETMENİ

MESRURE YILDIZ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ

DEMET YILMAZ EDEBİYAT ÖĞRETMENİ

BİRGÜN KARAYILAN

EDEBİYAT ÖĞRETMENİ

NEJLA SEYHAN EDEBİYAT

ÖĞRETMENİ

HÜLYA DENİZ EDEBİYAT

ÖĞRETMENİ

İLKNUR TEPE DİL VE ANLATIM

ÖĞRETMENİ

SEMİH SAZANLAR TARİH ÖĞRETMENİ

MELEK ARIMAN TARİH ÖĞRETMENİ

ŞİLVAN AKÇA TARİH ÖĞRETMENİ

FATMA KAYNAR MATEMATİK ÖĞRETMENİ

METİN ÖZDEMİR MATEMATİK ÖĞRETMENİ

ÖZGE GÜRSEL MATEMATİK ÖĞRETMENİ

SEVGİ KÖK MATEMATİK ÖĞRETMENİ

EDA KARACA MATEMATİK ÖĞRETMENİ

REYHAN YAVUZ MATEMATİK ÖĞRETMENİ

SİBEL DEMİR İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

KAMURAN AKDOĞAN İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

GÜLÇİN SERTEL İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

FATMA GÜR ARSLAN

BİLİŞİM TEKNOLOJİ ÖĞRETMENİ

HANDAN UZAN EDEBİYAT ÖĞRETMENİ

21

Page 24: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

– Gerçek zaferi siz (öğretmenler) kazanıp sürdüreceksiniz..(1922)

– Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir…(1925)

– Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür. Vicdanıhür. İrfanı hür nesiller ister…(1924)

– Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır…(1924)

BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

23 KASIMDA OKULUMUZDA ÖĞRETMENLER GÜNÜ PROGRAMI YAPILDI. PROGRAM SONRASI ÖĞRETMENLER KENDİ ARALARINDA KUTLAMA YAPTI. İŞTE O GÖRÜNTÜLER.

22

Page 25: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

– Gerçek zaferi siz (öğretmenler) kazanıp sürdüreceksiniz..(1922)

– Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir…(1925)

– Öğretmenler! Cumhuriyet sizden fikri hür. Vicdanıhür. İrfanı hür nesiller ister…(1924)

– Öğretmenler! Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır…(1924)

BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

23 KASIMDA OKULUMUZDA ÖĞRETMENLER GÜNÜ PROGRAMI YAPILDI. PROGRAM SONRASI ÖĞRETMENLER KENDİ ARALARINDA KUTLAMA YAPTI. İŞTE O GÖRÜNTÜLER.

24 KASIM CUMHURBAŞKANLIĞI KÜLLİYESİNDE ÖĞRETMENLER GÜNÜ PROGRAMI YAPILDI. SAYIN CUMHUR BAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN KONUŞMA

YAPTI.ÖĞRETMENLER KOROSUDA SAHNEDE HARİKALAR YARATTI.PROGRAMA OKULUMUZDAN ÖĞRETMENLERDE KATILDI.

23

Page 26: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

SOYAD

Lisenin ilk günüydü. Liseye geçmenin stresi mi desem yoksa liseye geçince büyüdüğümü düşünmem mi beni bu olaya itti bilemiyorum. Lisenin ilk günü 3.dersteydik. Semih hoca her zamanki güler yüzüyle sınıfına girdi.” Günaydın çocuklar”dedi. En önde oturan beni göstererek adın-soyadın dedi. Murat Geçe dedim. Soyadımı anlamadığını ve bir kez daha söylememi rica etti. Bende tekrardan Murat Geçe, dedim. Soyadın bayağı zormuş, dedi. Bende zordur hocam dedim. O da üzülme evlenince değişir, dedi.

24

Page 27: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

SOYAD

Lisenin ilk günüydü. Liseye geçmenin stresi mi desem yoksa liseye geçince büyüdüğümü düşünmem mi beni bu olaya itti bilemiyorum. Lisenin ilk günü 3.dersteydik. Semih hoca her zamanki güler yüzüyle sınıfına girdi.” Günaydın çocuklar”dedi. En önde oturan beni göstererek adın-soyadın dedi. Murat Geçe dedim. Soyadımı anlamadığını ve bir kez daha söylememi rica etti. Bende tekrardan Murat Geçe, dedim. Soyadın bayağı zormuş, dedi. Bende zordur hocam dedim. O da üzülme evlenince değişir, dedi.

UNUTULMAZ OKUL GÜNLERİM

Hani teyze anne yarısı, amca da baba yarısıdır derler. Benim amcam yok ama amca, anne, baba, teyze yerine koyduğum bir çok hocam var. Mesela Gülçin hocam anne gibi sahiplenir; Handan hoca arkadaş gibi dertleşir; İlknur hoca öğrencileriyle arasına mesafe koymaz ama bir o karar disiplinlidir; Aydın hoca bir baba şefkati ile sahiplenir, seni korumak için çabalar; Şevket hoca dersten yüksek not almamız için elinden geleni yapar...

Aslında bütün hocalarla anılarım var ama Aydın hocayla daha çok. Mesela geçen sene yolda yürürken ayağımı burktum ve incittim. Okulda Aydın hoca ayağımın çabuk iyileşmesi için bana tavsiyede bulunurdu. Bir gün okul nöbeti bana gelmişti ve “Baba” diye tabir ettiğimiz Aydın hocamız her teneffüs yanıma gelip yemek yedin mi, diye sorardı. Okulu sevmemize engel olan hocalarımızın bizi sıkmaları değil derslerimizin yoğunluydu. Bazı hocalarımız bizleri anlıyor ama bazıları ise sadece dersini anlatıyordu. Onlar da haklı kendi çaplarında yetiştirmeleri gereken konuları vardı.

Tabi ki sadece lisede geçmedi hayatımdaki en güzel günlerim. Ortaokul birinci sınıftaydım. Türkçe öğretmenimiz Fatih Yağcı, verdiği ödevleri yapmazsak çok kızardı ama iyi ki de kızmış, ceza vermiş. Bunu sonradan daha iyi anlıyorsun. Belki o dersteki ödevleri yapıp, dinlemeseydim Anadolu lisesinde değil, şimdi belki Meslek lisesinde okuyor olacaktım...

BEYZA NUR KAYA

25

Page 28: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Koç Burcu (21 Mart-20 Nisan):Canlılık ve hareketin üstün yetenek olarak ortaya çıktığı Koç’lar dünyada bulunmanın bir macera olduğunun farkındadır. Var oluşun bilinciyle dolu olan bu kişilik kendini gerçekleştirmek için büyük gayret gösterebilir. Yeni girişimler, cesaret ve

atılganlığın sürekli peşindedir. Sürekli başarmak ve zafer elde etmek onun için vazgeçilmezdir. Olumsuz bir huyu varsa o da sabırsızlığıdır.

KOÇBURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: NeclaSeyhan, Reyhan Kasan, Yonca Bayazıt.

Boğa Burcu (21 Nisan- 20Mayıs):Sıcakkanlı olan ve ne istediğini bilen Boğa burcu var olmayı bir lezzet ve sakinlik hali olarak benimser. Hayatı korunması gereken dinginlik ve kalıcılık, tadına varılması gereken hoşluk ve güvenlik olarak

görür. Herkese karşı dostça bir yaklaşıma sahiptir.Doğuştan getirdiği koruyuculuk özelliği vardır. Alınganlık ve bencillik kötü huylarıdır.

BOĞA BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Cübeyir Tiker ve Handan Uzan.

İkizler Burcu (21 Mayıs- 20 Haziran):İkizler insanı, sürekli hareket ve haber arar; insanlar arası ilişkilerde girişkendir, iletişimi rahattır. İkizler burcunun üstün yeteneği zekâsını iyi bir şekilde kullanmasıdır.

Yardımseverlik ve iyi niyet onda belirgindir. Çok konuşmaları, onların yenmesi gereken huyu olabilir.

İKİZLER BURCU OLAN ÖĞRETMENNİMİZ YOK

Yengeç Burcu (21 Haziran-20 Temmuz):Duygusallığın ve teferruatın burcu olan Yengeç hızla değişen duyguları ifade eder. Merhametli, yumuşak huylu ve iyi niyetli olan Yengeç burcunun olumsuz özelliği dikkatsizliktir. Anaçlık ve koruyuculuk burcun temelinde vardır.

YENGEÇ BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Hasan Basri

Demirci, Hafize Nur Ensari, Eda Karaçay.

Aslan Burcu (21 Temmuz-20 Ağustos):İyi bir organizeci olan Aslan burcu yüksek takdir kabiliyetiyle herkesi ve her şeyi yerli yerinde değerlendirmeyi bilir. Planlama yapabilme ve cömertlik Aslan bucunun üstün özellikleridir. Pek çok şeye kavuşma arzusu ve bu konudaki

yaratıcı fikirleri onu diğerlerinden ayırır. Bu burcun olumsuz özelliği kendini beğenmişliktir.

ASLAN BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Özge Gürsel, Fatma Kaynar, Feyzanur Ayan, Neslihan Uzunoğlu, Melek Arıman ve Sibel Demir.

Başak Burcu (21 Ağustos-20 Eylül): Temizlik, yardım severlik ve çalışkanlığın burcu olan Başak, ayrıntıyı sezme yeteneğinde önde gelir. Disiplinli ve metotlu bir hayatı isteyen Başak burcu başarı yolunda daima ilerleyici adımlar atar. Bazen çekingen ve cesaretsiz gözükse de

toplum içinde beğenilmek tek arzusudur.

BAŞAK BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: METİN ÖZDEMİR

26

Page 29: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Koç Burcu (21 Mart-20 Nisan):Canlılık ve hareketin üstün yetenek olarak ortaya çıktığı Koç’lar dünyada bulunmanın bir macera olduğunun farkındadır. Var oluşun bilinciyle dolu olan bu kişilik kendini gerçekleştirmek için büyük gayret gösterebilir. Yeni girişimler, cesaret ve

atılganlığın sürekli peşindedir. Sürekli başarmak ve zafer elde etmek onun için vazgeçilmezdir. Olumsuz bir huyu varsa o da sabırsızlığıdır.

KOÇBURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: NeclaSeyhan, Reyhan Kasan, Yonca Bayazıt.

Boğa Burcu (21 Nisan- 20Mayıs):Sıcakkanlı olan ve ne istediğini bilen Boğa burcu var olmayı bir lezzet ve sakinlik hali olarak benimser. Hayatı korunması gereken dinginlik ve kalıcılık, tadına varılması gereken hoşluk ve güvenlik olarak

görür. Herkese karşı dostça bir yaklaşıma sahiptir.Doğuştan getirdiği koruyuculuk özelliği vardır. Alınganlık ve bencillik kötü huylarıdır.

BOĞA BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Cübeyir Tiker ve Handan Uzan.

İkizler Burcu (21 Mayıs- 20 Haziran):İkizler insanı, sürekli hareket ve haber arar; insanlar arası ilişkilerde girişkendir, iletişimi rahattır. İkizler burcunun üstün yeteneği zekâsını iyi bir şekilde kullanmasıdır.

Yardımseverlik ve iyi niyet onda belirgindir. Çok konuşmaları, onların yenmesi gereken huyu olabilir.

İKİZLER BURCU OLAN ÖĞRETMENNİMİZ YOK

Yengeç Burcu (21 Haziran-20 Temmuz):Duygusallığın ve teferruatın burcu olan Yengeç hızla değişen duyguları ifade eder. Merhametli, yumuşak huylu ve iyi niyetli olan Yengeç burcunun olumsuz özelliği dikkatsizliktir. Anaçlık ve koruyuculuk burcun temelinde vardır.

YENGEÇ BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Hasan Basri

Demirci, Hafize Nur Ensari, Eda Karaçay.

Aslan Burcu (21 Temmuz-20 Ağustos):İyi bir organizeci olan Aslan burcu yüksek takdir kabiliyetiyle herkesi ve her şeyi yerli yerinde değerlendirmeyi bilir. Planlama yapabilme ve cömertlik Aslan bucunun üstün özellikleridir. Pek çok şeye kavuşma arzusu ve bu konudaki

yaratıcı fikirleri onu diğerlerinden ayırır. Bu burcun olumsuz özelliği kendini beğenmişliktir.

ASLAN BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Özge Gürsel, Fatma Kaynar, Feyzanur Ayan, Neslihan Uzunoğlu, Melek Arıman ve Sibel Demir.

Başak Burcu (21 Ağustos-20 Eylül): Temizlik, yardım severlik ve çalışkanlığın burcu olan Başak, ayrıntıyı sezme yeteneğinde önde gelir. Disiplinli ve metotlu bir hayatı isteyen Başak burcu başarı yolunda daima ilerleyici adımlar atar. Bazen çekingen ve cesaretsiz gözükse de

toplum içinde beğenilmek tek arzusudur.

BAŞAK BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: METİN ÖZDEMİR

Terazi Burcu (21 Eylül-20 Ekim):Uzlaştırıcı ve barıştan yana olan Terazi burcu, adaleti ve her konuda orta yolun güzelliğini bulur. Dengeli ve ölçülü olmanın üstün birer yetenek olduğu Terazi burcu saygı ve zariflik timsalidir. Gösterişten çok hoşlandığı için dengesizliği bu noktada ortaya çıkabilir.

TERAZİ BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Hülya Deniz, Gülçin Sertel ve Hülya Uslu, Saadettin Güllü

Akrep Burcu (21 Ekim-20 Kasım): Akrep fedakârlığın temsilcisidir. Güçlü ihtirasların, dayanıklılığın ve enerjinin burcu da sayılır. Kendini gerçekleştirmesi için bilinç seviyesinin çok açık olması gerekmektedir. Üstün yeteneği sezgi olan Akrep burcu kararlılık, inceleme yapma ve tutkulu olma yönünde öncüdür. İhmalkârlık ve acıma duysundan yoksunluk negatif özelliklerindendir.

AKREP BURCU OLAN ÖĞRETMENİMİZ:Vesile Babaözü

Yay Burcu (22 Kasım-21 Aralık):Asil ve cömert bir dost olan Yay burçları hareketlidir ve heyecan doludur. Hoşgörülüdür ve yeniliklere açıktır. Kendine güvenin üstün bir yetenek olarak göründüğü Yay burcu iyimserlik ve girişimcilikte öncüdür. Başkalarını küçümsemek kötü huyu olarak ortaya çıkabilir.

YAY BURCU OLAN ÖĞRETMENİMİZ: Uğur Uçar

Oğlak Burcu (22 Aralık-19Ocak):Sabrın, mantığın temsilcisi olan Oğlak burcu sorumluluk duygusunu da sonuna kadar taşımasını bilir. İnançları ve değer yargıları sağlamdır. Kararlı olma, üstün bir yetenek olarak Oğlak burçlarında ön plana çıkar. Yükselmek ve bu yolda

önlemler alarak devam etmek onun özelliğidir. Fazla meraklı oluşu bazen kötü bir huy olarak ortaya çıkabilir.

OĞLAK BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: İlknurTepe, Şirvan Akça

Kova Burcu (20 Ocak-18 Şubat): Haksızlığa ve ayrımcılığa karşı olan Kova burcu vicdanı üst seviyede yaşayan insancıl bir burçtur.Kendi aklına göre ve bağımsızca hareket etmek ister. Sağduyu Kova’nın üstün yeteneğidir. İnsancıl ve iradeli olmasının yanı sıra ilerlemeyi sağlayıcı imkânlar sağlamak

da onun temel görevidir. İhmalci davranması ve paraya önem vermemesi bazı Kova’ların başına dert açabilir.

KOVA BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ: Reyhan Kasan, Çetin Uçar, Sema Göktaş

Balık Burcu ( 19 Şubat-20Mart): Sınır çizmeyi sevmeyen Balık burcunun gerçek hayatla ilgili idealleri çok yüksektir. Duygusaldır, hisleri kuvvetlidir ve duygusalyeteneği yüksektir. Başkalarına karşı duyarlı

oluşu ve şefkat duygusu üstün yetenekleridir. Servete ve mutluluğa ulaşmak yolunda huzurundan ve canlılığından ödün vermez. Kendi değerini çoğu zaman küçümsemesi yenmesi gereken huyudur.

BALIK BURCU OLAN ÖĞRETMENLERİMİZ:Asuman Çıtak ve Reyhan Yavuz.

27

Page 30: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

KAÇIŞ

Ormandaki uzun ve korku dolu koşusunun sonuna gelmişti. İlerde gölün diğer tarafında bir ev görüyordu. Yanındaise küçük bir araba vardı. Evin alabildiğine kasvetli bir yapısı vardı. Hüzün kaplıydı sanki tıpkı içi gibi. Peşindeki hışırtı sesleri arttığında derin bir nefes alıp hiç düşünmeden göle attı kendini. Oysa o yüzme bilmezdi ki.

Sakin kalmaya ve suyun içinde yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Ne batıyor, ne de yüzeye çıkıyordu. Buradan çıktığında diye düşündü kendince ''O eve sığınmalıyım, belki oradaki insanlar bana yardım edebilir'' dedi. Nefessiz kaldığı anda su yüzeyine çıktı.(Derin bir nefes alıp) etrafa kısa bir süre göz attıktan sonra, peşindekilerin buradan uzaklaştıklarını anladı. Hızla sudan çıkıp o kasvetli eve doğru koşmaya başladı. Koşarken de bir yandan düşünüyordu. ''Acaba o eve gittiğimde yine tehlikede olur muyum ?''

Neden o barbar adamlar tarafından kaçırıldığını bilmiyordu. Kimseyle bir derdinin olduğunu da düşünmüyordu. Son 1-2 adım sonra evin kestane rengi kapısındaydı artık. Tereddüt ederek çaldı kapıyı. İlk çalışta bir ses duyulmadı, yeniden çaldı kapıyı, içerden tıkırtılar geldiğini duydu, birazda konuşma sesleri vardı sanki. İçerdeki (bağırarak) ''Yine o kızı soracaksanız, görmedim. Yeter artık.'' diyordu. Ardından kapı açıldı.

Genç kız şok olmuş bir halde karşısındaki adamın yüzüne bakıyordu. Adam ise şaşkındı. Kapıyı açtığında karşısında yine o adamları görmeyi bekliyordu. Genç kız

''Lütfen yardım edin bana ormanda beni kaçıran adamlardan kaçıyorum.'' dedi. Genç adam yine tepkisiz kaldı. En sonunda kızın ellerini gözünün önünde sallamasıyla irkildi ve ''Islanmışsınız. Lütfen içeri geçip kurulanın, bende bu sırada size yiyecek bir şeyler getireyim. Aç olmalısınız.'' dedi.

Tereddütle bir içeri bir dışarı doğru bakıyordu. En azından soğuk ormandan daha iyidir diye düşünüp içeri girdi. İçeri adımını attığında yüzüne vuran sıcaklıkla gülümsedi. ''Çok sıcak.'' diye geçirdi içinden. Arkasını döndüğünde ismini bilmediği adam '' Ben sana kuru kıyafetler getireyim.'' dedi. ''Şey... Öncelikle... İsminizi öğrenebilir miyim?'' dedi. ''Tuna... İsmim Tuna'' dedi. ''Peki ya senin ismin nedir?'' diye sordu. ''Sevda'' dedi. (Sağ taraftaki odayı göstererek) ''Peki Sevda sen içeri geç.''dedi. Gösterdiği odaya doğru yöneldi.

28

Page 31: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

KAÇIŞ

Ormandaki uzun ve korku dolu koşusunun sonuna gelmişti. İlerde gölün diğer tarafında bir ev görüyordu. Yanındaise küçük bir araba vardı. Evin alabildiğine kasvetli bir yapısı vardı. Hüzün kaplıydı sanki tıpkı içi gibi. Peşindeki hışırtı sesleri arttığında derin bir nefes alıp hiç düşünmeden göle attı kendini. Oysa o yüzme bilmezdi ki.

Sakin kalmaya ve suyun içinde yavaş yavaş hareket etmeye başladı. Ne batıyor, ne de yüzeye çıkıyordu. Buradan çıktığında diye düşündü kendince ''O eve sığınmalıyım, belki oradaki insanlar bana yardım edebilir'' dedi. Nefessiz kaldığı anda su yüzeyine çıktı.(Derin bir nefes alıp) etrafa kısa bir süre göz attıktan sonra, peşindekilerin buradan uzaklaştıklarını anladı. Hızla sudan çıkıp o kasvetli eve doğru koşmaya başladı. Koşarken de bir yandan düşünüyordu. ''Acaba o eve gittiğimde yine tehlikede olur muyum ?''

Neden o barbar adamlar tarafından kaçırıldığını bilmiyordu. Kimseyle bir derdinin olduğunu da düşünmüyordu. Son 1-2 adım sonra evin kestane rengi kapısındaydı artık. Tereddüt ederek çaldı kapıyı. İlk çalışta bir ses duyulmadı, yeniden çaldı kapıyı, içerden tıkırtılar geldiğini duydu, birazda konuşma sesleri vardı sanki. İçerdeki (bağırarak) ''Yine o kızı soracaksanız, görmedim. Yeter artık.'' diyordu. Ardından kapı açıldı.

Genç kız şok olmuş bir halde karşısındaki adamın yüzüne bakıyordu. Adam ise şaşkındı. Kapıyı açtığında karşısında yine o adamları görmeyi bekliyordu. Genç kız

''Lütfen yardım edin bana ormanda beni kaçıran adamlardan kaçıyorum.'' dedi. Genç adam yine tepkisiz kaldı. En sonunda kızın ellerini gözünün önünde sallamasıyla irkildi ve ''Islanmışsınız. Lütfen içeri geçip kurulanın, bende bu sırada size yiyecek bir şeyler getireyim. Aç olmalısınız.'' dedi.

Tereddütle bir içeri bir dışarı doğru bakıyordu. En azından soğuk ormandan daha iyidir diye düşünüp içeri girdi. İçeri adımını attığında yüzüne vuran sıcaklıkla gülümsedi. ''Çok sıcak.'' diye geçirdi içinden. Arkasını döndüğünde ismini bilmediği adam '' Ben sana kuru kıyafetler getireyim.'' dedi. ''Şey... Öncelikle... İsminizi öğrenebilir miyim?'' dedi. ''Tuna... İsmim Tuna'' dedi. ''Peki ya senin ismin nedir?'' diye sordu. ''Sevda'' dedi. (Sağ taraftaki odayı göstererek) ''Peki Sevda sen içeri geç.''dedi. Gösterdiği odaya doğru yöneldi.

Tuna, ''Ne kadar garip, yüzü neden bu kadar tanıdık.'' diye geçiriyordu içinden. Sevda'yı daha önce nerede gördüğünü hatırlamaya çalışıyordu. Dolaptan aldığı kuru kıyafetlerle oturma odasına doğru ilerledi. Sevda'yı şöminenin karşısında ısınmaya çalışırken buldu. (Yaklaşarak) '' Sana kıyafet getirdim. Rahatsız olmanı istemem. Kıyafetleri bırakıp çıkıyorum.'' dedi. Sevda (küçük bir gülümseme ile) ''Teşekkür ederim.'' dedi.

Hızlıca üzerini değişip ıslak kıyafetlerini şöminenin karşısına yaydı. Odandan çıkıp evi dolanmaya başladı. Dışı kadar içi de sessiz ve gizemliydi bu evin. ''İnsan neden böyle bir yerde yaşar?'' diye düşündü Sevda. Sessizce cama doğru yaklaştı. Cam fazlasıyla kirliydi. Camı açıp dışarıya baktı. Evin hemen önünde küçük bir iskele vardı. Bahçede ise çiçekler. Hala kendini pek güvende hissetmiyordu. O sırada tekrar zilin sesi duyuldu.

Tuna kapıya doğru koştu. Sevdaya baktı. Sevda(sessizce) ''Birini mi bekliyordun?'' diye sordu. Tuna kafasını sallayarak ''Sadece saklan.'' dedi. Sevda etrafına baktı camın yanındaki gömme dolabı fark etti. Hemen oraya girdi. Bu sefer gelen farklı adamlardı. Tuna içinden ''Yine başlıyoruz.'' diye geçirdi.

Adamlar yine Sevda'yı sordu. (Sert bir tavırla)''Bu 3. gelişiniz. 3. defa söylüyorum ben burada hiç kız görmedim.'' dedi. Sevda bir yandan yakalanmamak için dua ederken diğer yandan nefes alış verişini azaltmaya çalışıyordu. Adamlar tekrar sorularını sert bir şekilde yinelediler. ''Kız burada mı ?'' Tuna '' Yeter artık eğer bir daha evime gelip beni rahatsız ederseniz yakındaki polis merkezini hiç düşünmeden arayacağım.'' dedi. Adamlar ters ters bakıp gittiler.

Tuna sert bir şekilde kapıyı çarpıp derin bir ''oh'' çekti. Tüm pencereleri kapayıp perdeleri çekti. Dolabın yanına gidip (tıklatarak) ''Artık çıkabilirsin.'' dedi. Sevda dolaptan çıkıp (mahcup bir tavırla) ''Bana yardım ettiğin için çok teşekkür ederim. Ama lütfen, beni bir polis merkezine götürebilir misin? Artık buradan kurtulup ailemin yanına gitmek istiyorum.'' dedi.

Tuna '' Elbette fakat içimde hala bu evi izlediklerine dair bir his var. Seni saklayarak çıkarmam gerek.'' dedi. ''Nasıl?'' dedi Sevda. Tuna, ''Benim büyük bir bavulum var. Sen o bavulun içine kolayca sığarsın fakat ormandan çıkana dek seni çıkaramam nefes alman için bavulun ağzını açabilirim.'' dedi. Sevda, ''Yeter ki kurtulayım. Kabulümdür.'' dedi. Tuna bavulu getirdi tam da tahmin ettiği gibi Sevda içine rahatça sığıyordu.

Bavulun fermuarını biraz açık bıraktı. Sarsmamaya dikkat ederek bavulu arabaya kadar taşıyıp arka koltuğa koydu. Kendisi de direk direksiyona geçip arabayı çalıştırdı. Sevda hiç sesini çıkarmıyordu. Ormanda biraz ilerledikten sonra Tuna Sevda'ya seslendi. '' Artık çıkabilirsin. Peşimizde kimse yok. Zaten birazdan ormandan çıkacağız.'' dedi. Sevda, fermuarın açık yerinden elini uzatıp fermuarı genişleterek bavulun içinden çıktı. Bavulun fermuarını geri kapadı.

Az sonra ormandan çıkmışlardı. Sevda, bavula başını yaslayarak pencereden dışarıyı izliyordu. Tuna, cebinden telefonunu çıkardı. Sevda (merakla) '' Kimi arıyorsun?'' diye sordu. '' Kasabadaki polis merkezinde arkadaşım var. Ona seni bulduğumu söyleyeceğim.'' diye cevapladı.

Sevda, tekrar bavula kafasını koyup kendi içinde çatışmaya başladı. ''Ya o kötü, soğuk yerden kurtulamasaydım. Ya Tuna kötü amaçlı biri olsaydı. Allah'a çok şükür ki kurtuldum. Birazdan da aileme kavuşacağım'' dedi kendi kendine. Bu koşuşturmalı gün ve birkaç gündür uyuyamamanın verdiği yorgunlukla anlamadan uykuya daldı.…

Aslında bu hikâyeden çıkaracağımız sonuç ''Hayatta bazen her şey istediğimiz gibi gitmez. Başımıza kötü şeyler gelebilir. Unutamayacağımız kötü şeyler yaşayabiliriz fakat hayatta daima kötü insanlarla karşılaşmayız. Herhangi bir zamanda karşımıza iyi bir insan çıkıp bizi tüm bu sıkıntılardan kurtarabilir.''

Daima iyi insanlardan olmanız dileğiyle...

ÖZLEM KOCABAŞ

29

Page 32: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki

bombalı saldırıda yine canımız yandı.

İstanbul Beşiktaş'ta VodafoneArena yakını ve Maçka Parkı'nda önceki gün gerçekleştirilen çifte bombalı saldırıda 37 polis, 7'si sivil olmak üzere 44 şehit verdik.

30

Page 33: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

İstanbul Beşiktaş'ta Vodafone Arena yakınında iki

bombalı saldırıda yine canımız yandı.

İstanbul Beşiktaş'ta VodafoneArena yakını ve Maçka Parkı'nda önceki gün gerçekleştirilen çifte bombalı saldırıda 37 polis, 7'si sivil olmak üzere 44 şehit verdik.

Gün gidende ay gelende gel oğlumCihan yanar sen gülende gül oğlumBir yol vardır hakk yoludur bul oğlumYeri bilmek göğü bilmek bil oğlum

Çabuk büyü çabuk yetiş tez oğlumÇakal gezen şu dağlarda gez oğlumÇabuk büyü çabuk yetiş tez oğlumÇakal gezen şu dağlarda gez oğlum

Gez oğlumVatanına göz dikeni ez oğlum.!Dostun kim düşmanın kim sez oğlumTarihini şerefinle yaz oğlumyaz oğlum.!

Senden gider sonsuzluğa yol oğlumDört bir yana salmalısın kol oğlumEkmeğini aç olanla böl oğlumHaram yeme, hakk uğruna öl oğlum.!

Hain gezen şu dağlarda gez oğlumVatanına göz dikeni ez oğlum.!Dostun kim düşmanın kim sez oğlumTarihini şerefinle yaz oğlumyaz oğlum.

Zulüm dolu saltanattan in oğlumZalimlere duymalısın kin oğlumNefis kibir mantık yutan dev oğlumMağrur olma insanları sev oğlum

ESAT KABAKLI

31

Page 34: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Çaydanlıktan çıkan sıcak hava buharının neminde kahve kokusu içine çekerken kavrulduğunu hissetti. Bir iki adım sağ tarafa sendeledikten sonra hemen yukarısında duran krem tonlarındaki dolaba uzandı ve en sevdiği kuplu bardağına çaydanlığı güç bela kaldırıp sıcak su ekledi. 2 çay kaşığı kahvesine kepçe dolusu çeker koydu. Bu kadar şeker koyması delilikti. İşaret parmağını bardağın çehresinde dolandırırken hiçbir şeyden alamadığı o hazzı almaya koyuldu. Ürkek dokunuşlarını kesip kahvesini höpürdeterek yudumlarken etrafta görenler kim bilir ne düşünüyordu? Gülen yüzüne renk katan elmacık kemiğiyle adeta sincaba benzemiş olmalıydı.

Kahvedir bizi birleştiren tüm hatıraları dile getiren, bir bardağa döken. Oturursun bazen manzaraya karşı bir yudum huzurla kahve yalnızlığın simgesidir. Tek başına kalınca sarılırsın bardağa, anlatırsın her şeyi. O da dinler sessizce. Yorulursun bazen hayattan, tükenirsin, tüm olanlardan. Oturursun çekersin bir yudum. Gider tüm yorgunluğun. Mutsuzken içersin bazen, acı olsun acım dinsin diye. Düşünürsün, kahve unutmayı anlatır bize, unut dercesine. Her bir yudumda titretir yüreğini. Her bir içişte keşke diyebilirsin sadece. Kahve sessizdir. Sen içtikçe, yudumladıkça konuşur. Onu tek sen anlarsın. Tek sana konuşur.

ÖZLEM KOCABAŞ 11/C

BİR FİNCAN AŞK

İşte! Gözlerimin önünde duruyordu, gözlerinden öptüğüm kadın. Bense hem, sadece onunla olan hayalleri kuruyor hem de höpürdete höpürdete kahvemi yudumluyordum.

-Yapma! Şunu artık dedi. (imrenerek)

-Neyi? Dedim.( pis pis sırıtarak)

-Çocuklaşma, kes artık, dedi. Bu sefer(kendinden emin bir sesle)

-(uzun uzun bakıp) Neyin var senin böyle, sen ısıtmıyorsun bari o ısıtsın içimi, dedim. (şakaya vurarak)

Sadece bakmakla yetindi. Biraz kırılmıştı sanki son söylediklerime. Arayı uzatmadan en az bir papatya kadar narin, kandan ellerini tutarak başladım söze:

-O sadece içi ısıtıyor, sense yüreğimi

-O altüstü fincan kahve, sense bir fincan aşksın be kadın! Dedim.

32

Page 35: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

Hem şaşkın hem de utanarak baktı yüzüme. Başımı sola doğru yatırıp baktım

gözlerinin ta içine. En sonunda dayanamayıp açtı o yanağındaki küçük sardunya. Bense bir kere daha yok yok bin kere daha sevdim Bir Fincan Aşkı.

İKRA ÜLKER 10/D

SEVDİĞİME

Kahve benim için hep önemliydi. Her gün komşularla oturup dertlerimizi, mutluluklarımızı paylaşmamız için bir nedendi. Bahaneydi kahve. Bir tür kaçıştı ya da hayatın yükünden, dertlerinden sorunlarından…

Ta ki sana kadar sevdiğim. Sen kahveyi hep şekerli içerdin. İsterken de “senden tatlı olmasın ama şekerli kahveni içerim” derdin. Kendi ellerimle yapardım sana. Yanına bir parça acı çikolata koyardım. Sen önce çikolatanı yerdin sonra kahveni içerdin. Hep derdin, hayatım acı çikolata gibi ama eve gelince bu kahve gibi şekerli senin gibi tatlı.

Ben seni özledim sevdiğim. Sana kahve yapmayı, senle konuşmayı, tartışmayı. Sen uzaklardasın, kilometrelerce, saatlerce ama ben her kahve içtiğimde seni hatırlıyorum. Sonrada acı çikolatamı yiyorum. Çünkü hayat senden sonra aynı tatta. Aynı kahve gibi sıradan. Özlemin ise o sıradanlıktan sonra acı. Sen yoksan kahvenin tadı yok. Anlamı yok.

Sende şekerli kahve gibi kokardın. Şimdi yoksun. Her yer acı kokuyor. Aynı acı çikolata gibi Şimdi gel sevdiğim. Sana gene şekerli kahveni yapıyım. Sonra gene git ama kırk yıl hatırım kalsın sende. Aynı bende senin kırk yıl hatırın kaldığı gibi..

MELTEM YILMAZ

33

Page 36: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

BÜYÜMEYEN ÇOCUK

Her yüzde aynı görüntü, her yüzde aynı kin, aynı öfke, aynı üzüntü... Ve herkesin tek bir düşüncesi var gibiydi, hepsi evine dönmek istiyordu. En başa ilk evlerine bu hastalıkları aldıkları ana rahmine dönmek istiyorlardı.

Ve karşımdaki çocuk; çok küçüktü. Belli galiba ateşi vardı. Annesi soğuk dudaklarıyla çocuğun tuzlu tenine sürekli öpücükler konduruyordu. Anne şefkati farklı bir şey olsa gerek. On iki yaşımdan beri kendim geliyorum hastaneye, kendim sıkılıyor; kendim gülüp, kendim ağlıyorum.

Çocuğun ateşi gittikçe artıyordu. Annenin soğuk dudakları da işe yaramamaya başladı git gide. Yer altının saf suları bu çocuğun ateşini söndürebilecek miydi acaba? 'Canlı cenazeye 'dönmüştü çocuk. Ailesi de görebiliyor muydu? Baba ise pek ilgili görünmüyordu. Belki aklında işi gücü vardı belki de ay sonunu getirebilmenin sıkıntısı. Çocuk; -Anne neden buralarım ağrıyor dedi.(Karnını göstererek) burnundan mamayla beslenen ve Tanrının en özenerek yarattığı çocuk. Bu hastalık neden onu buldu diye düşünmeden edemiyordu insan. Annesi çocuğa;

-Geçecek, gideceğiz diyordu ısrarla.

Ancak çocuğun inlemeleri durmadı bir türlü. Büyümenin zorluğu bu küçük çocuk için erken başlamıştı. Hastalık, savunmasızlık, narinlik ve bunların yanında hayatın acımasızlığı...

Çocuk muydu gitmek isteyen yoksa anne mi?

Acı çekiyordu çocuk. Sürekli neden deyip ardına sıralıyordu kelimeleri.

Baktım, sustum. Cevap veremedim ben. “büyüyorsun çocuk” diyemedim.

Gizem YILDIZ

34

Page 37: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

BÜYÜMEYEN ÇOCUK

Her yüzde aynı görüntü, her yüzde aynı kin, aynı öfke, aynı üzüntü... Ve herkesin tek bir düşüncesi var gibiydi, hepsi evine dönmek istiyordu. En başa ilk evlerine bu hastalıkları aldıkları ana rahmine dönmek istiyorlardı.

Ve karşımdaki çocuk; çok küçüktü. Belli galiba ateşi vardı. Annesi soğuk dudaklarıyla çocuğun tuzlu tenine sürekli öpücükler konduruyordu. Anne şefkati farklı bir şey olsa gerek. On iki yaşımdan beri kendim geliyorum hastaneye, kendim sıkılıyor; kendim gülüp, kendim ağlıyorum.

Çocuğun ateşi gittikçe artıyordu. Annenin soğuk dudakları da işe yaramamaya başladı git gide. Yer altının saf suları bu çocuğun ateşini söndürebilecek miydi acaba? 'Canlı cenazeye 'dönmüştü çocuk. Ailesi de görebiliyor muydu? Baba ise pek ilgili görünmüyordu. Belki aklında işi gücü vardı belki de ay sonunu getirebilmenin sıkıntısı. Çocuk; -Anne neden buralarım ağrıyor dedi.(Karnını göstererek) burnundan mamayla beslenen ve Tanrının en özenerek yarattığı çocuk. Bu hastalık neden onu buldu diye düşünmeden edemiyordu insan. Annesi çocuğa;

-Geçecek, gideceğiz diyordu ısrarla.

Ancak çocuğun inlemeleri durmadı bir türlü. Büyümenin zorluğu bu küçük çocuk için erken başlamıştı. Hastalık, savunmasızlık, narinlik ve bunların yanında hayatın acımasızlığı...

Çocuk muydu gitmek isteyen yoksa anne mi?

Acı çekiyordu çocuk. Sürekli neden deyip ardına sıralıyordu kelimeleri.

Baktım, sustum. Cevap veremedim ben. “büyüyorsun çocuk” diyemedim.

Gizem YILDIZ

11

10

13

12

15

2

4

5

1

14

8

3

7

6

Soldan Sağa

1-Onun dersinde kırk dakika beş dakika gibi gelir.

4-Onun dersinde bir tek coğrafya öğrenmezsiniz, hayatın

her alanında bilgi sahibi olursunuz.

6-Kurallarıyla öğrencilerine göz açtırmaz.

7-Sakin ders anlatımıyla atardamarların içinde dolaşın.

8-5 N 1K Tipindeki sorularıyla bizi konuların en temeline

indirir.

11-Öğrencilere verdiği hazır cevaplılığı ile tanınan

kıyafetlerindeki renk uyumuyla dikkat çeken

öğretmenlerimizin başında gelir.

12-Ilımlı ses tonuyla sizi başka diyarlara götürür.

13-Giyiminde marjinalliği yakalayan hocamız.

14-Öğrenciler nasıl yaklaşırsa, oda onlara öyle yaklaşır.

15-Bir öğrencimizin de dediği gibi: Sherlock Holmes (1),

Müge Anlı (2), siz (3) hocam. Onun gözünden hiçbir şey

kaçmaz.

Yukardan Aşağı

2-Sükûneti ve sabrı ondan öğrenmeliyiz.

3-Sürekli ders tekrarlarıyla felsefeyi aklımıza kazıyan hoca.

5-Onun dersinde sanki tarihi yaşarsınız. Bir anda kendinizi savaşın ortasında bulabilirsiniz.

9-Öğrencilerine anne şefkatiyle yaklaşır.

10-Din dersini dinlendirerek öğretir. Hem ruha hem de akla hitap eder.

9

35

Page 38: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

GÖÇÜYORUM MEVLAYA

Emri hakin telasını aldım Uzak diyarlardan Sanki galipten bir seda Beni çağırıyor Yalnız düştüğüm karanlığından

Engin dağların sessizliği gibi Her bir yanım

Ne bir hareket, ne bir kıpırdanma Ardımda geçtiğim sokaklarda

Aşkı gördüm düşümde Yedi kat semaya yükselir, kalbim Seni görünce Ne bir dostla ne bir yoldaşla Kendim göçüyorum Mevla'ya

EMİRCAN ŞAHİNER

9-C

BULMACAMIZIN CEVAPLARI 1.SEVGİ KÖK

2.PINAR SONER 3.MAHMUT ŞEVKET ŞAHİN

4.AYDIN MUTLU 5.SEMİH SAZANLAR 6.REYHAN KASAN 7.ASUMAN ÇITAK

8.SELMA HAKTANIR 9.NECLA SEYHAN

10.FEYZANUR AYAN 11.GÜLAY ÇEKMEN

12.HÜLYA DENİZ 13.YANCA BAYAZIT

14.ŞULE TAYLAN 15.İLKNUR TEPE

36

Page 39: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

GÖÇÜYORUM MEVLAYA

Emri hakin telasını aldım Uzak diyarlardan Sanki galipten bir seda Beni çağırıyor Yalnız düştüğüm karanlığından

Engin dağların sessizliği gibi Her bir yanım

Ne bir hareket, ne bir kıpırdanma Ardımda geçtiğim sokaklarda

Aşkı gördüm düşümde Yedi kat semaya yükselir, kalbim Seni görünce Ne bir dostla ne bir yoldaşla Kendim göçüyorum Mevla'ya

EMİRCAN ŞAHİNER

9-C

BULMACAMIZIN CEVAPLARI 1.SEVGİ KÖK

2.PINAR SONER 3.MAHMUT ŞEVKET ŞAHİN

4.AYDIN MUTLU 5.SEMİH SAZANLAR 6.REYHAN KASAN 7.ASUMAN ÇITAK

8.SELMA HAKTANIR 9.NECLA SEYHAN

10.FEYZANUR AYAN 11.GÜLAY ÇEKMEN

12.HÜLYA DENİZ 13.YANCA BAYAZIT

14.ŞULE TAYLAN 15.İLKNUR TEPE

DİNLE KÜÇÜK ADAM

Dinle küçük adam; şimdi çok küçüksün, geleceğin büyük adamı belki de. Zaman akıp gidecek, sen büyüyeceksin, dünya küçülecek, hayallerin büyüyecek belki de. Peki ya karanlık geceler… Korkar mısın karanlıktan? Ya büyürse o karanlık. Ya uzarsa geceler. Yıldızlara mı sığınırsın yoksa Ay’a mı sarılırsın? Ya sönerse sen büyürken o yıldızlar. Gökyüzünden korkar mısın karanlıksa? Sen büyüdükçe değişir mi her şey? Büyüdükçe yaçarparsan başını yıldızlara. Ya sıcaksa onlar. Yanmaz mısın? Yağmurlar mı söndürür yoksa karlar mı soğutur seni? Soğutursa ya donarsa hayallerin de. Ben büyük adam olacağım diyemezsen. Gökyüzü olacağım diyemezsen. Hayallerin olmazsa büyüyebilir misin ki? Belki de gündüzleri seversin. Korkmana gerek kalmadan büyüyebilirsin belki. Gecenin hayalini kurarak. Büyüdüğün günün hayalini kurarak. Güneşe gülümseyerek belki de. Güneş olmanın hayalini kurmak. Dünya olmak belki de dünya olmak… Peki ya gerçekleşmezse hayallerin. Yıldızlardan aşağı bırakır mısın kendini? Uzaya, boşluğa… Yapma! Yeni doğan yavruların annesine koştuğu gibi gökyüzüne koş, hayallerine koş. Sen, sen ol dünya olmayı bir dene. Berra Yavaşın 10/A

5040

37

Page 40: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

9-C

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: İREM KARA&SAHRA KOCA

EN KONUŞKAN: MİKAİL DOLAY

EN SEMPATİK: TUĞRUL TAHA DEMİRCAN

EN HAREKETLİ: EMİRCAN ŞAHİN

EN SESSİZ: SELİNAY TELLİ

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: HAMZA İÇYER

EN KONUŞKAN: BÜNYAMİN BABAT

EN SEMPATİK: BERAT MUSA YÜCEL

EN HAREKETLİ: SAMET ENGİN

EN SESSİZ: ESRA TÜRKMENOĞLU

9-D

38

Page 41: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

9-C

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: İREM KARA&SAHRA KOCA

EN KONUŞKAN: MİKAİL DOLAY

EN SEMPATİK: TUĞRUL TAHA DEMİRCAN

EN HAREKETLİ: EMİRCAN ŞAHİN

EN SESSİZ: SELİNAY TELLİ

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: HAMZA İÇYER

EN KONUŞKAN: BÜNYAMİN BABAT

EN SEMPATİK: BERAT MUSA YÜCEL

EN HAREKETLİ: SAMET ENGİN

EN SESSİZ: ESRA TÜRKMENOĞLU

9-D

9-A

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: SÜMEYYE NUR ÇAMLI

EN KONUŞKAN: NURULLAH DURAN

EN SEMPATİK: BASİR YİĞİTER

EN HAREKETLİ: ÖMER ÇANAK

EN AKTİF: HAVVANUR SEZER

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKAN: OĞULCAN ÇALIŞKAN&HİLAL AKÇAKAYA

EN KONUŞKAN: BERTİ YILMAZ

EN SEMPATİK: OĞUZ BOZKOYUN

EN HAREKETLİ: CANBERK KANDEMİR

EN SESSİZ: AHMET KASIM BAYSAL

9-B

39

Page 42: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

10-A

10-B

SINIFIN ENLERİ

En süslüsü: Rabianur Çiçek

En sempatik: Havva Acar, KahramanÖzkan

En etkin: Zeynep Aksoy

Saçlarıyla sınıfımızın şaman tipinisimgeleyen öğrencimiz: Çağrı Furkan

SINIFIN ENLERİ

En çalışkan: Gamze Mercan

En konuşkan: Rabia Akça

En sessiz: Bahri Yenice

En sempatik: Salih Can Biçer

En etkin: Melek Nisa Karakaş

Saçları ahenkle dans eden: Ekrem Kaymakçı

40

Page 43: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

10-A

10-B

SINIFIN ENLERİ

En süslüsü: Rabianur Çiçek

En sempatik: Havva Acar, KahramanÖzkan

En etkin: Zeynep Aksoy

Saçlarıyla sınıfımızın şaman tipinisimgeleyen öğrencimiz: Çağrı Furkan

SINIFIN ENLERİ

En çalışkan: Gamze Mercan

En konuşkan: Rabia Akça

En sessiz: Bahri Yenice

En sempatik: Salih Can Biçer

En etkin: Melek Nisa Karakaş

Saçları ahenkle dans eden: Ekrem Kaymakçı

10-C

10-D

SINIFIN ENLERİ

Duygusallıkta Zirve yapmış arkadaşımız: Yunus Emre Solmaz

Piercingi Ve Hızmalarıyla Dikkat Çeker: Yağmur Özçelik

Matematikte Gurur Kaynağımız: Alihan Kaplan

SINIFIN ENLERİ

En aktifleri: Gizem Yıldız, Meltem Yılmaz, Elif Sena Yurdakul

En konuşkan: Salih Kurt

En hareketli: Furkan Cantürk

En kıvırcığı: Enver Semih Dinçer

Uykudan gözünü açamayan: Tunahan Barışkan

Dil Anlatım sorularına en hızlı cevap veren:Yasin Turan

41

Page 44: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: MUHAMMET KIZIL

EN SESSİZİ:ŞÜKRÜ LAÇİNOK

EN YARAMAZI: BUĞRA KAĞAN ALTUN

İNGİLİZCESİ EN İYİ OLANI :SİMGE ÇELEBİ

SINIFIN METALCİSİ: CEREN YAMEN

11-A

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: GONCA GÜL TÜRKSOY

EN TEST ÇÖZENİ : SEVİLAY KURT

EN UÇUK FİKİRLİSİ : SAMET TOSUN

EN SESSİZİ: MUHAMMET YAVUZ

EN POPÜLERİ: ALEV YÜK

11-B

42

Page 45: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: MUHAMMET KIZIL

EN SESSİZİ:ŞÜKRÜ LAÇİNOK

EN YARAMAZI: BUĞRA KAĞAN ALTUN

İNGİLİZCESİ EN İYİ OLANI :SİMGE ÇELEBİ

SINIFIN METALCİSİ: CEREN YAMEN

11-A

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: GONCA GÜL TÜRKSOY

EN TEST ÇÖZENİ : SEVİLAY KURT

EN UÇUK FİKİRLİSİ : SAMET TOSUN

EN SESSİZİ: MUHAMMET YAVUZ

EN POPÜLERİ: ALEV YÜK

11-B

11-C

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI : BİLAL KARAKUŞ

EN ÇOK TEST ÇÖZENİ : AHMET SELİM ARIK

EN SEVİMLİSİ : MİNE GÜNGÖRMÜŞ

EN DERSİ KAYNATANI: ÖMER DUVAHAN

11-D

SINIFIN ENLERİ

EN SESSİZİ: SEMA NUR AKBULUT

EN YARAMAZ : EREN ÜNAL

SINIFIN MÜZİSYENİ : SEMA İMAM

SINIFIN EN KOMİĞİ : BERK TUNAHAN ERİKLİ

EN SÜSLÜSÜ : KÜBRA GURAN

43

Page 46: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

11-E

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: EDA YURDAKUL

EN KORE HAYRANI: ELİF NUR ÇETİN

YALNIZLARIN ADAMI: SELMANKIZILIRMAK

SINIFIN EN TEKNOLOJİK ADAMI: HALİLKÖKEN

EN MAVİŞİ: EZGİ AKYÜZ

11-F

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: ALİ BAŞER

EN SESSİZİ: GİZEM NUR ALKAYA

EN KOMİĞİ: ŞAHİN AYDOĞAN

EN SÜSLÜSÜ: ÖZGE ZENGİN

SINIFIN KOZMETİKÇİSİ: YASEMİN ARSLAN

EN EFENDİSİ: SALİM

44

Page 47: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

11-E

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: EDA YURDAKUL

EN KORE HAYRANI: ELİF NUR ÇETİN

YALNIZLARIN ADAMI: SELMANKIZILIRMAK

SINIFIN EN TEKNOLOJİK ADAMI: HALİLKÖKEN

EN MAVİŞİ: EZGİ AKYÜZ

11-F

SINIFIN ENLERİ

EN ÇALIŞKANI: ALİ BAŞER

EN SESSİZİ: GİZEM NUR ALKAYA

EN KOMİĞİ: ŞAHİN AYDOĞAN

EN SÜSLÜSÜ: ÖZGE ZENGİN

SINIFIN KOZMETİKÇİSİ: YASEMİN ARSLAN

EN EFENDİSİ: SALİM

HUZURUN MERKEZİ KONYAMevlana şehri olan Konya, uzun zamandır gitmek

istediğim fakat gitmeye fırsat bulamadığım bir şehirdi. Dokuzuncu sınıfta karne hediyesi olarak Konya’ya gitme kararı alınmıştı. Buna sevinmiştim, fırsat ayağıma gelmişti.

İlk olarak Konya’ya geldiğimizde Mevlana müzesinin avlusuna Dervişan Kapısın’dan girdik. Bahçe çok genişti. Birbirinden renkli güller, çiçekler adeta bir cennet bahçesini andırıyordu. Biraz ileride Şeb-i Aruz havuzu ve şadırvan bulunmaktaydı. Türbe kapısının önüne geldiğimizde adeta bir saray kapısını andırıyordu. Burası her ne kadar müze olsa da aslında bir türbeydi. Ayaklarımıza galoş takarak ve başımızı kapatarak içeri girdik. İçeriden gelen ney sesi insanın ruhunu dinlendiriyor, insana huzur veriyordu. Hoşgörü, sevgi ve birliğin abidesi olan Mevlana’nın mezarı başında dualarımızı ettik. Müzenin içerisine örümcekler girmesin diye deve kuşu yumurtalarının asıldığını ve inşaatı sırasında daha sağlam bir yapıya kavuşması için yumurta akının kullanıldığını öğrendik. Cam rafların içerisinde zikir tesbihleri, Mevlevi kıyafetleri, el yazması Mesneviler bulunmaktadır. En önemlisi dinimizin güzelliğini her yerde vurgulayan Kur’an-ı Kerim’ler bulunmaktadır. Tilavet odasının içerisinde Peygamberimizin sakalı bulunmaktadır. O mis kokuyu koklamak mümkün. İnanılmaz güzel bir koku… Müzenin her bir duvarı sanki bir tabloyu andırırmışcasına el işlemeleri, Arapça yazılmış yazılar, gümüş ve altından avizeleri muazzam bir görüntü oluşturuyordu. Konya’ya gelipte Merdamda etli ekmek, kuyu kebap, tirit ve höşmerim yemeden gitmeyin. Muhteşem bir lezzetle yapıyorlar ve misafirperverliklerinden dolayı da çok memnunum. Konya'da birde trafik dikkatimi çekti. Araç şoförleri yayalara karşı çok saygılılar. Hatta bir levhada şu yazıyı gördüm : “ Geçiş önceliği yayalarındır.” Hoşuma giden bir davranıştı. Gelin bir de Ankara’ya bakın. Sürekli yol senin, benim tartışmaları yaşanıyor.

Artık dönüş vakti gelmişti. Kendimi Konya'ya ait hissetmiştim, gidesim gelmemişti. Belki bir gün tekrar gelmek suretiyle ayrılma vakti geldi. Buraya Mevlana’nın “ Gel, ne olursan ol yine gel” sözünü bırakıp sizlerinde maneviyatın yüksek olduğu bu yer içerisinde mutluluğun ve huzurun yoğun olduğu bir dünyayı yaşamanızı canı gönülden isterim.

EDA YURDAKUL

11-E 45

Page 48: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

2016-2017 Eğitim Öğretim yılında okulumuzda bir çok faaliyet baş gösterdi, bunlardan biriside yaratıcı yazma grubudur. Bu grubun içinde yer alan öğrenciler bu hususta hünerlerini

göstererek yıl içinde okulumuzda duyurulan yarışmalara katılırlar ve en iyi eserleriyle derece elde etmeye çalışırlar...

Bu yazı grubuna önderlik eden kişi TÜRK DİLİ VE EDEBİYAT öğretmenimiz HÜLYA DENİZ 'dir. Okulumuzdaki birçok yeteneği olan kişiye ulaşması hususunda emekleri vardır. Yaratıcı yazma grubundaki öğrencileri bu yarışmalara yönlendirir ve başarı kazanmalarını sağlar.

Bu grubun amacı sadece derece elde etmek değil öğrencilere benlik kazandırarak özgüven tazelemektir.

46

Page 49: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

2016-2017 Eğitim Öğretim yılında okulumuzda bir çok faaliyet baş gösterdi, bunlardan biriside yaratıcı yazma grubudur. Bu grubun içinde yer alan öğrenciler bu hususta hünerlerini

göstererek yıl içinde okulumuzda duyurulan yarışmalara katılırlar ve en iyi eserleriyle derece elde etmeye çalışırlar...

Bu yazı grubuna önderlik eden kişi TÜRK DİLİ VE EDEBİYAT öğretmenimiz HÜLYA DENİZ 'dir. Okulumuzdaki birçok yeteneği olan kişiye ulaşması hususunda emekleri vardır. Yaratıcı yazma grubundaki öğrencileri bu yarışmalara yönlendirir ve başarı kazanmalarını sağlar.

Bu grubun amacı sadece derece elde etmek değil öğrencilere benlik kazandırarak özgüven tazelemektir.

''Düşündüğümüz, inandığımız gelece adına güvenle bekleyeceğimiz her şey mutlaka gerçekleşebilir.'' Diyerek çıktık yola. ''KUM SAATİ'' dergimiz ile

yapabileceklerimizin en iyisini sizlere sunmaya çalışıyoruz.

Bizler Kum Saati ekibi olarak bütün dönem boyunca çalışma ve çabalarımızla şuan elimizde tuttuğumuz dergiyi siz okuyucularımıza sunuyoruz.

Eleştirilerinizle, bize olan desteklerinizle bir dahaki sayıda daha da iyisini yapmak üzer tekrar görüşmeyi ümit ediyoruz.

47

Page 50: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati

• OKUL TEMİZLİK HİZMET İŞLERİ

OKULLARIN TEMİZLİK PERSONELİ İHTİYACI KARŞILANIR. OKULLARIN TOPTAN TEMİZLİK MALZEME İHTİYAÇLARI KARŞILANIR.

GSM: 0537 330 34 29

İLETİŞİM: 0(312) 376 29 09 [email protected]

• TOPTAN TEMİZLİK MALZEMELERİ

• OKULLAR İÇİN TEMİZLİK MALZEMESİ İHTİYACI VE PERSONELİ GEREKSİNİMİ KARŞILANIR

GSM: 0505 833 84 29

İLETİŞİM: 0(312) 319 29 59 [email protected]

48

Page 51: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati
Page 52: dergi kapak - Ministry of National Educationmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/06/25/123048/... · • En sevmediğiniz öğrenci tipi? Dinlemeyi bilmeyen, eleştiriye kapalı, empati