DELiLLERiYLE HANEFi FIKHI

169
Bu derslerde işlenecek olan konular Hanefi mezhebi temel alınarak hazırlanmıştır ama yer yer diğer mezheplerin görüşlerinede yer verilmiştir. Sebahattin Türk

description

Hanefi mezhebi esas alinarak hazirlanmistir fakat yer yer diger mezheplerin goruslerinede yer verilmistir. Mezhepler, Taharet, Abdest, Gusul, Namaz, Zekat, itikaf ve Oruc konularini icermektedir.

Transcript of DELiLLERiYLE HANEFi FIKHI

Bu derslerde işlenecek olan konular Hanefi mezhebi

temel alınarak hazırlanmıştır ama yer yer diğer

mezheplerin görüşlerinede yer verilmiştir.

Sebahattin Türk

Ana Konular Giris

Mezhepler

Fikhi terimler

Sular

Abdest

Gusul

Namaz

Oruc

Zekat

Hac

Kurban

Yemin

Nikah

Zina

Uzar gider

Ehli Sunnet Mezhepleri

YASAYAN MEZHEPLER KAYBOLMUS MEZHEPLER

Sufyani Sevri

İmam Evzai

Hasani Basri

İmam Taberi

Ebi Leyla

İshak bin Raheveyh

Mezhepler Haritasi

Ebu Hanife'nin Hocaları

ABDULLAH BiN MES’UD ALi BiN EBi TALiB

Şurayh

(ö.78/697)

Alkame b.

Kays(ö.62/681)

Mesruk

(ö.63/682)

İbrahim en-Neha'î

(ö. 63/682)

imam Şabi

(ö. 120/739)

Ebu Hanife

(Ö. 150/767)

Hammad b. Süleyman

(ö. 120/739)

Hanefi Mezhebi:

Ebu Hanife Numan b. Sabit el-Kûfî (80-150/699-767).

• Babasi Sabit, İmam Hazret-i Ali'nin hizmetinde bulunmuş ve kendi nesli için onun

duasını almıştır.

• İmam-ı Azam'ın annesi, babası Sabit öldükten sonra, İmam Caferi Sadık ile evlenmişti.

İmam-ı Azam bu muhterem zatın yanında yetişmişti. Ashab-ı Kiram'dan birkaç zatı

görmüş olmak şerefini kazanmıştır.

• Gençliğinin ilk yıllarında sahabeden Enes bin Malik’i, Abdullah bin Ebi Evfa’yı, Vasile

bin Eska’yı, Sehl bin Saide’yi ve hicrî 102’de en son Mekke’de vefat eden Ebu’t-Tufeyl

Amir bin Vasile’yi görmüş, bunlardan hadis dinlemiş olduğundan tâbiînden sayılır.

•İmam-ı Şabi’nin tavsiyesiyle ilme sarılıp, ders halkalarına devam etmeye başlamıştır.

Ebu Hanife önce kelam ilmini, iman ve itikadı ve münazara bilgilerini Şabi’den

öğrenmiştir. Daha sonra Hammad bin Ebi Süleyman’ın ders halkasına katılarak fıkıh

ilmine başlamıştır. Hammad’ın derslerine on sekiz yıl devam etmiştir.

• Talebelerinin en ünlüleri İmam Ebû Yusuf, İmam Muhammed ve İmam Züfer'dir.

• Hanefî mezhebinin ihtilaflı meselelerinde önce İmam-ı Azam'ın sonra İmam Ebû Yusuf'un, sonra

İmam Muhammed'in, sonra İmam Züfer'in görüşü ile işlem yapılır.

• Emevîler ve Abbasîler zamanında birkaç defa başkadılık teklif edilmiş, ısrar ve işkence edilmiş

olmasına rağmen, o, ilim hürriyeti­ne hakkı beyan serbestliğine zarar verir diye bunları

reddetmiştir. Sonunda Ebu Cafer Mansur zehirleterek öldürtmüştür

• Ebu Hanife'nin kadılık yapabilecek yirmisekiz, fetva verebilecek altı, kadılara ders verebilecek

iki talebesi vardı.

• 4000 e yakin alimden hadis dinledigi rivayet edilmektedir.

İlim öğrenmeye başlayışını kendisi şöyle anlatır:

“Bir gün zamanın âlimlerinden Şabi’nin yanından geçiyordum, beni çağırdı ve bana; “Nereye

devam ediyorsun?” dedi. Ben de; “Çarşıya, pazara!” dedim. “Maksadım o değil, âlimlerden

kimin dersine devam ediyorsun?” dedi. “Hiçbirinin dersinde devamlı bulunamıyorum” dedim.

“İlim ile uğraşmayı ve âlimler ile görüşmeyi sakın ihmal etme! Ben senin zeki, akıllı ve

kabiliyetli bir genç olduğunu görüyorum” dedi. Onun bu sözü bende iyi bir tesir bıraktı.

Çarşıyı, pazarı bırakıp, ilim yolunu tuttum. Allahü teâlânın yardımı ile Şabi’nin sözünün bana

çok faydası oldu.”

(İlmi kimden aldın?) diye sorulunca da, şu cevabı vermişti:

“Hazret-i Ömer’den ilim alanlar vasıtasıyla Hazret-i Ömer’den; Hazret-i Ali’den

ilim alanlar vasıtasıyla Hazret-i Ali’den; Abdullah bin Mesud’dan ilim alanlar

vasıtasıyla da Abdullah bin Mesud’dan aldım.”

İmâm-ı Şâfi'î: “Fıkh bilgisinde, herkes, Ebû Hanîfenin çocuklarıdır.”

İmâm Şâfiî (v.204/819) şöyle demiştir: "İmâm Mâlik’e: “Ebû Hanîfe’yi

gördün mü?" diye sorulmuş, O da: "Evet! Öyle bir adam gördüm ki,

eğer sana: "Şu sütun altındır." diye ileri sürse, bunu

delilleriyle ispat eder!" diye karşılık vermiştir.

imam Malik’in Hocaları

Maliki Mezhebi:

Malik b. Enes b. Âmir (93-179/712-795)

•Aslen yemenlidir ve dedesi Medineye hicret etmistir.

•Ehl-i hadis ve Hicaz'ın reisi olarak tanınmıştır.

• Sayısız kimseler kendisinden hadis alıp öğrenmiş olmalarına rağmen, büyük âlimlerden

yetmiş kadarı ehliyetine şahitlik edene kadar fetva makamına oturmamıştır.

• Dedesi tabiinin buyuklerindendir ve Ömer, Talha bin Ubeydullah, Aişe ve Ebu Hureyre’den

rivayette bulunmuştur.

• imam Malik 8 yasinda ilim tahsiline baslamis ve 21 yaşında fetva ve ders vermeye başlar.

• Hac ve Umre haricinde Medine’nin disina hic cikmamis ve Halife Harus Residin onu

Bagdat’ta davet etmesine ragmen bunu reddetmistir.

• Muvatta isimli meshur hadis kitabini yazmis ve gunumuze kadar ulasmistir.

• 179 yilinda Medine’de vefat etmis Cennetul Baki mezarligina gomulmustur.

• Mescidi Nebevide Hz. Ömer (r.a)'in ders okuturken oturdugu yere oturmaya özen

göstermistir. Burasi Resulullah (s.a.s)'in mescitte oturdugu yerdir.

•Medine'de Abdullah b. Mesud'un oturdugu evde ikamet ederek, onlarin hatirasini zihninde

canli tutmayi arzulamis

•Büyük fakih Ebu Hanife ile de görüsür, onunla münazaralarda bulunurdu. Onlarin bu

görüsmeleri gayet nezih bir sekilde cereyan eder ve herbiri digerinin fikihtaki üstünlügünü

överdi.

•Ebu Cafer el-Mansur'un Medine valisi tarafindan kendisine iskence yapilmistir.

•Harun Resid imam Malikin ders halkasina katilmisitir.

"Eger hayatimin son günleri olmasaydi size bildirmeyecektim. Benim hastaligim

idrarimi tutamamamdir. Peygamberin mescitine tam abdestli olmaksizin gelmek

istemedim. Rabbime sikayet olmasin diye de hastaligimi kimseye söylemedim”

"Malik, Allah Teâlâ'nin, Tabiinden sonra kullarina karsi hüccet olarak

gönderdigi bir insandir“ (imam Safii)

imam Malik onlara söyle diyordu:

"Ashab-i kiram fer'î meselelerde ihtilâf ettiler ve onlar bu ihtilâflariyla birlikte her tarafa

dagildilar. Herkes kendine göre isabetlidir. Ulemânin ihtilâfi ümmet için bir çesit rahmettir.

Her biri kendince sahih olana uyuyor. Hepsi hidayet üzere olup, sadece Allah Teâlâ'nin

rizasini istemektedirler" (Ebu Zehra, a.g.e., 218).

Bu gün elde bulunan Muvatta biri Ebu Hanife'nin talebesi Imam Muhammed'in rivayeti,

digeri de Malik'in talebesi, Endülüslü Yahya b. Leysî el-Berberî'nin rivayet ettikleri nüshalara

göre basilmistir.

Imam Şafii’ninHocaları

İmam Malik İmam Muhammed

İmam Safii

Şafii Mezhebi:

Muhammed idris es-Safii (150-204)

• 767 yilinda Filistin'in Gazze sehrinde dogdu.

• Küçük yasta iken babasini kaybeder. Fakir bir sekilde yasayan annesi, oglunu alip Mekke'ye

gitmege karar verir. Mekke'de, daha küçük yasta kendisini ilme veren Imam Safiî, yedi yasinda

Kur'ân-i Kerim'i; on yasinda da Imam Mâlik'in el-Muvatta' adli hadis kitabini ezberlemis ve on

bes yasina geldiginde, fetva verebilecek bir seviyeye ulasmisti.

• H. 87'de Mekke'de ve 95'te Bagdat'ta Imam Ahmed b. Hanbel (Ö. 241/855) ile bulustu.

Ondan Hanbelî fikhini ve usulünü, Kur'an'in nâsih ve mensuhunu ögrendi.

imam Malik : "Muhammed! Allah'tan kork, günahtan sakin; çünkü ben senin büyük bir

sahsiyet olacagini ümid ediyorum. Gönlüne Allah'in koymus oldugu bu nuru günahla

söndürme.“

Ahmed b. Hanbel onun için; "Allah'in kitabi ve Rasûlünün sünnetinde insanlarin en fakîhi idi";

"Eli hokka ve kalem tutup da, boynunda Sâfi'nin minneti olmayan kimse yoktur"

• Tahsilinde en önemli bölüm, İmam-ı Malik'e talebe olmasıyla başlamıştır. İmam-ı Malik'in

yanına geldiği zaman, yirmi yaşlarında bulunuyordu. İmam-ı Malik onu himayesine alıp, dokuz

yıl müddetle ilim öğretti.

• Daha sonra imam Muhammed den ders almistir.

• En Onemli kitaplar el Umm, er Risaledir.

Imam Ahmed bin Hanbel’in Hocaları

İmam Ebu Yusuf İmam Şafii

Ahmed ibn Hanbel

Hanbeli Mezhebi:

İmam Ahmed ibnu Hanbel (164-241)

• H. 164 yılının Rebi'u'l-evvel ayında Bağdat'ta dünyaya gelmiştir.

• Küçük yaştayken babasını kaybettiğinden, yetişmesiyle annesi Safiyye bintu Meymune

ilgilendi.

• İmamı Azam Ebu Hanife'nin talebelerinden olan İmam Ebu Yusuf’tan ve diger Bagdatli

alimlerden dersler aldi.

• Ozellikle hadis ilmiyle ilgilenmistir ve bunun icin bir cok sehri gezmistir. Hatta yemene

giderken parasi olmadigi icin kervan sahipleriyle hizmetcilik yapma karsiliginda anlasmistir.

• Ahmet bin Hanbelden ders alan alimler : Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai, Yahya

ibnu Muin, Ali ibnu Medini, Ebu Zur'a er-Razi, Ebu Hatim er-Razi.

• Kur’an mahluktur demedigi icin zindana atilmis ve 3 yila yakin zindanda kalmistir.

•En onemli kitabi MUSNED dir. İbnu Hanbel'in Müsned'i onun yedi yüz bin hadis arasından

seçtiği otuz bin hadisten oluşuyordu.

• İki çeşit ders halkası (meclisi) vardı. Biri, talebelerine verdiği muntazam dersler, diğeri, hem

talebelerinin, hem de halktan isteyenlerin katıldığı derslerdi.

• Bâzı rivayetlere göre, dersini dinleyenlerin sayısı beş bini bulmuştur.

Bir seferinde onu tanıyan biri, ezberlediği hadîs-i şerîfin ve yazdığı notlarının çokluğunu görerek;

"Bir Kûfe'ye, bir Basra'ya gidiyorsun! Ne zamana kadar böyle devam edeceksin?" deyince, Ahmed

bin Hanbel hazretleri "Hokka ve kalem ile mezara kadar..." diyerek cevap verdi.

Mezhepler arasi ihtilaflarin nedenleri

A) Âlimlerin, bazı Kur'ân-ı Kerîm ayetlerini tefsirde farklı düşünmeleri

B) Fakihlerin, bazı hadisleri farklı tefsirleri

C) Bir müçtehid bir konu hakkındaki gelen hadis rivayetini kendi ölçüleri dahilinde sahih

kabulederken, diğer bir müçtehid aynı hadis rivayetini zayıf kabul edip içtihad etme

durumunda kalır Böylece ayrı ayrı görüşler (mezhepler) ortaya çıkardı.

D) Bir mevzuyla ilgi hadisin muctehit alime ulasmamasi.muctehit alimin ise ictihata veya

kiyasa gitmesi yoluyla olusan ihtilaf.

E) Kitâb ve sünnetin meşrû kıldığı, izin verdiği bazı hususları, kötü neticelerin önlenmesi

için menetmişlerdir.

F) Zamanın ve hüküm mesnedlerinin (illet) değişmesi sebebiyle hükümleri de

değiştirmişlerdir.

G) Sahâbe meşrû nizamı korumak ve hukuku muhâfaza etmek için bazı nasların zahirini

terketmek veya tahsis ve tamim (genelleştirme) yoluna gitmişlerdir

H) Bazı ilmî meselelerde bir mezhebin müctehidleri kendi aralarında da ihtilâf

etmişlerdir:

iSLAM HUKUKUNUN KAYNAKLARI

• Allah’in son vahyi olan kitabidir 1) Kur’an

• Hz. Peygamberden nakledilen soz, fiil ve takrirlerdir. 2) Sünnet

• Muhammed (s.a.) ummetinden olan muctehidlerin, Hz. Peygamberin vefatindan sonraki herhangi bir devirde, şer’i bir hukum hakkinda ittifak etmeleridir.

3) İcma

• Kitap, sunnet veya icmada hukmu bulunmayan meseleye, aralarindaki illet birligi sebebiyle, bu kaynaklardan birinde yer alan meselenin hukmunu vermektir.

4) Kıyas

Hz. Peygamber Muâz b. Cebel'i Yemen'e yollarken, aralarında şöyle bir konuşma geçmiştir: - Sana bir uyuşmazlık getirildiğinde neye göre hüküm vereceksin? - Allah'ın Kitabındakine göre hüküm veririm. - Allah'ın Kitabı'nda yoksa? - Rasûlüllah'm Sünneti ile. - Rasûlüllah'm Sünnetlinde de yoksa? -Kendi görüşüme göre ictihad ederim ve vazgeçmem (olayı hükümsüz bırakmam)

Bu ifadesi üzerine Hz. Peyamber, Muaz'ıngöğsüne eliyle vurup: "Peygamberinin elçisini Peygamberinin hoşnut olduğu cevaba muvaffak kılan Allah'a hamdolsun"

• Hakkında nass veya icma ile sabit bir hüküm bulunmayan, insanlara fayda sağlayan ve insanlardan zararı gideren toplumun genelini kapsayan hukumlerdir. Mesalih-i Mürsele

• Müctehidin birbirine benzer meselelerden biri hakkında genel hükmü almayarak daha kuvvetli bir neden bulduğu için ayrı bir hüküm vermesidir. Yani istisnaya gitmesidir.

İstihsan

• İnsanların alışageldikleri ve işlerini düzenlemede esas aldıkları bir kısım söz ve törelere örf denir. Ӧrf

• Sahabelerin vermis olduklari fetvalari veya sozleridir. Sahabe Kavli

• Zararlı netice­lere, fasid hükümlere götüren yolları kapamak, faydalı sonuçlara götüren yolları açmaktir. Seddi Zerayi

• Kur'an- Kerim ve hadis-i şerifler İslâm'dan Önceki ilahî dinlerde bulunan bir kısım hükümleri zikretmişlerdir. Bunlardan bazılarının İslâm'ın gelmesiy­le geçersiz (mensuh) olduklarını, bir kısmının ise yürürlükte bırakıldığını be­yan etmişler fakat bazıları hakkında herhangi bir açıklık getirmemişlerdir.

Şeru men Kablene

• Değiştiğini belirten bir delil ortaya çıkmadıkça, herhangi bir hususun ha­len devam ettiğini kabul etmektir. İstishab

BiR KISIM FIKHI TERiMLER

Farz

• Yapılması din yönünden kesin şekilde gerekli olan herhangi bir görevdir. farz-ı ayın ve farz-ı kifaye olarak da kısımlara ayrılır.

Vacip

• Dinimizde yapılması kesinlik derecesinde bir delil ile sabit olmayan ve yine kuvvetli bir delil ile sabit görülen şeydir. Vitir ve bayram namazları gibi.

Sunnet

• Resulü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimizin farz olmayarak yaptığı işlerdir. Müekked sünnet ve gayr-i müekked sünnet kısımlarına ayrılır.

Mubah

• Yapılması ve yapılmaması dinde caiz görülen şeydir. Ne yapılmasında, ne de yapılmamasında günah vardır. Helal olan bir yemeği yahut meyveyi yiyip yememek gibi.

Mekruh

• Lügatta sevilmeyen ve hoş görülmeyen şey demektir. Din deyiminde, yasaklığı sabit olmakla beraber, ona aykırı olarak da bir delil veya işaret görülen şeydir. Yapılması doğru olmayıp yapılmaması iyi olan bir iştir.

Haram

• Bir şeyin yapılması, kullanılması, yiyilip içilmesinin İslam dininde kesin bir delille yasaklanmış olmasıdır. Bu da "Haram liaynihi ve Haram ligayrihi" kısımlarına ayrılır.

Özet kıyaslama

Hanefi Mezhebi Diger 3 mezhep

Farz Vacip

Vacip

Sunnet Sunnet

Mubah Mubah

Tenzihen Mekruh Mekruh

Tahrimen Mekruh

Haram Haram

BiR KISIM FIKHI TERiMLER -2

Sahih • Rükün ve şartlarını toplayan herhangi bir ibadet veya işlemdir. Farz ve vaciblerini gözeterek

kılınan bir namazın sahih olması gibi...

Caiz • Dince yapılması yasak sayılmayan şey demektir. Bazan sahih yerinde, bazan da mubah yerinde

kullanılır.

Fasid • Rükünlerini veya şartlarını büsbütün veya kısmen kendisinde toplamayan herhangi bir ibadet ve

muameledir. Bir özür bulunmaksızın abdestsiz kılınan namaz gibi. BATILDA denilir.

Teharet • Pislik ve necasetten arınmış olmak veya hades (abdestsizlik) denilen şer'î bir engelin kalkması

halidir. Taharet-i Sugra ve Taheret-i Kübra kisimlarina ayrilir.

Necaset • Seriatta temiz olmayan seyler demektir. Necaseti hafife ve Necaseti galize diye iki kisma ayrilir.

TAHARET

A. Taharet : Temizlenmesi vacip veya mendup olan yerlere temizleyici özellige sahip seylerin ulastirilmasi demektir. Taharet iki Kisma ayrilir

A. Hakiki taharet: Mesala su ile yapilan temizlik boyledir. A. Buyuk Taharet : Boy Abdesti almak

B. Kucuk Taharet : Normla Abdest almak

B. Hukmi taharet: Teyemmum gibi.

SULAR

Yagmur suyu, Deniz suyu, Kar suyu, Dolu suyu, Nehir suyu ve Kuyu suyu temizdir.

Gokten Tertemiz su indirdik (Furkan 48)

Denizin suyu temiz, icinde olen canlilari helaldir (Muvatta)

Ey Allah’ım! Benimle günahlarımın arasını, doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Ey Allah’ım! Beyaz elbisenin kirden temizlendiği gibi, beni hatalarımdan temizle. Ey Allah’ım! Benim hatalarımı karla, suyla ve doluyla yıka gider. (Muslim, Buhari)

Su iki denizden hangisinden abdest alirsan al, sana bir zarar gelmez. Biri deniz suyu, digeri firatin suyu. (Musannef)

"Su temizleyici olarak yaratılmıştır. Tadını, rengini ve kokusunu değiştirmedikçe başka bir nesne onu kirletemez" (İbn Mâce, "Taharet", 76)

Suya Necaset duṣse bile –necaset sebebiyle degismedikce- necis(pis) olduguna hukmedilmez.

“Ey Allah’in resulu Budaa kuyusundan abdest alabilirmiyiz? Cunku oraya pis seyler atiliyor denildi. Su temizdir, hicbir sey onu necis etmez. buyurdu” (Nesai)

İcine dusen temiz bir nesne ile uc ozelligini kaybetse dahi tercih edilen goruse gore abdest almak caizdir. Son baharda suya dokulen yapraklar dolayisiyla uc ozelligini kaybetmesi gibi.

Hz.Peygamber (s.a.v) ile Meymune annemiz, icinde hamur izi bulunan bir kaptan su alarak abdest aldilar (Beyhaki) ve ayrica Hurma nebizi ile efendimizin abdest aldigida sabittir (Ahmet bin Hanbel Musned)

Tabaklanmis deride bulunan su ile abdest almak caizdir.

Temizliǧin caiz olmadıǧı sular

Icine necaset dusen az su ile temizlik caiz degildir.

Akmayan durgun suya idrarini yapma! Sonra o su ile gusul abdesti alma.(Muslim)

Kullanilmis su ile temizlik yapmak caiz degildir. Abdest alinmis suyla tekrar abdest almak gibi.

Agaclardan sizan su ve meyve sulari ile temizlenmek caiz degildir.

Tabiatini yitirmis su ile temizlenmek caiz degildir. Nohut, mercimek gibi kati maddelerin kaynatildigi sulari ornek olarak verebiliriz.

Kuyuya insan veya hayvan dusup olurse, once icine dusen seyler cikarilir ve kuyunun suyu cekilerek temizlik saglanmis olur.

Hayizli kadinin artigi ile temizlik caizdir.

"Şureyh İbnu Hani, Hz. Aişe radıyallahu anha'ya: "Bir kadın hayızlı iken kocası ile birlikte yemek yer mi?" diye sordu. Hz. Aişe "Evet dedi, benim kanamam varken Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm beni çağırırdı, ben de onunla birlikte yerdim. (Bu sırada) etli kemiği alır, (bana uzatır, önce benim başlamam için) bana yemin verirdi. Ben de onu alır ve bir miktar dişler (sonra Resûlullah'a uzatırdım). O da ağzını, kemikte tam benim ağzımı koyduğum yere koyar(ak yemeye başlar)dı. İçecek bir şey istediği olur, getirince ondan önce benim içmem için bana yemin verirdi, bunun üzerine ben de kabı alır bir miktar içer, sonra bırakırdım. Bu sefer onu Aleyhissalatu vesselam alır, kabın tam benim ağzımı koyduğum yerine ağzını koyarak içerdi.“ (Nesai)

Kedinin artigi ile temizlik caizdir. (Fakat tenzihen mekruhtur)

Kedi asla pis degildir. O sizin cevrenizde cok dolasan bir hayvandir (Muvatta).

Artıklar

Deve, sıǧır, koyun gibi eti yenen hayvanlarin artigi ile temizlik caizdir.

Katir ve merkebin artiklarinda bir hayir yoktur. Hic kimse onlarin artiklarindan abdest almasin. Ancak at, beygir, koyun ve devenin artigindan abdest alabilir (Tabiinin buyuklerinden ibrahim Nehai)

Kopegin artigi ile temizlik caiz degildir.

Icinizden birinin kabini kopek yalarsa, icindekini doksun ve o kabi yedi defa yikasin. (Muslim)

Domuzun artigi ile temizlik caiz degildir.

Dolasmasi icin serbest birakilmis tavuklarin artigi ile temizlik mekruhtur.

NECASETLER

Necis insanlar tarafindan pis kabul edilen ve kisinin hos gormedigi seylere denir.

Enes İbn Mâlik şöyle demiştir: Bir bedevi gelerek mescidin bir bölü­müne idrarını yaptı. İnsanlar onu engellemek

istediklerinde Hz.Peygamber onların bunu yapmamasını istedi. Adam tuvaletini bitirdikten sonra Hz. Peygamber

bir kova su istedi ve suyu idrarın üzerine boşalttı. (Buhari)

Aǧır necasetler

Ademoglunun sidigi ve kaba pisligi

Meni, Mezi ve Vedi (kurumussa ovalanarakda giderilebilir)

Hz. Ayse “Ben hz. Peygamberin (s.a.v.) uzerindeki cunuplukten kalma izi (meniyi) yikardim. O da elbisesi yas bir halde namaza giderdi” (Buhari)

Eti yenmeyen hayvanların sidikleri, ağızlarından gelen salyaları, akan kanlan ve kuşlardan başka tüm hayvanların tersleri..

Peygamber abdest bozmak istedi. Bana uc tane tas getir. Buyurdu. Ben ona iki tas ve birde esegin pisligini buldum. Iki tasi aldi fakat pisligi atti ve o necistir. Buyurdu (ibn Mace, Tirmizi)

Eti yenen hayvanlardan tavuk, ördek ve kazların tersleri...

Akitilmis kan (Hayiz, nifas, lohusa kanida dahil)

Icki

Meyte (Leṣ)

TUVALET ADAPLARI

Tuvalete sol ayakla girmeli sağ ayakla çıkmalıdır.

Girerken "Euzu Billahi mine'l-hubsi ve'l-habais" Manası: "Maddi manevi pisliklerden Allah'a sığınırım“ (Buhari) Cikarken “Gufranek” denir (Ebu Davut)

idrardan kendini korumak icab eder. (Buhari)

Kıbleye karşı önünü ve arkasını dönmemeli, konuşulmamalı, zikredilmemeli. (Buhari)

Ayakta bevl (idrar) edilmemelidir.

insanlarin gidip geldikleri yerlere, golgeliklere ve sulara idrar yapilmamalidir.

Taharet sol el ile yapilmalidir. (ibn Mace)

Taharetin su ile yapilmasi daha faziletlidir.

ABDEST

Arapcada abdeste vudu denir. Vudu, hem yikamak hem de meshetmek anlamina gelir.

ABDESTiN FARZLARI

Yuzu Yikamak

Eller ile birlikte kollari dirseklere kadar yikamak

Basi meshetmek (Basin dortte birini)

Topuklara kadar ayaklari yikamak

Ey iman edenler! Namaz kilmaya kalktiginizda yuzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi yikayin, baslarinizi meshedip, topuklara kadar ayaklarinizi da yikayin (Maide 6)

Enes bin Malik : Hz. Peygamber basinda Katar isi bir sarik var iken abdest aliyordu. Bu esnada sarigini bozmadan elini onun altina sokup basinin on tarafini meshetti (Ebu Davud)

Tirmizi soyle demistir: Hz Peygamber (s.a.v) mestlerini ve basinin ust kismini meshederdi.

Abdest organlarinin sirayla yikanmasi Safii ve Hanbelilerde farzdir

Abdeste besmele ile baslamak Hanbelilerde farzdir

Niyet etmek Maliki ve Safiilerde farzdir

Maliki ve Hanbeliler muvalatin farz oldugu gorusundedirler.

ABDESTiN SUNNETLERi

Abdeste besmele ile baslamak

Allah’in adini anmayanin abdesti olmaz (Tirmizi)

Misvak kullanmak

"Eğer ümmetime zorluk vermeyecek olsaydım her ab­dest aldıklarında misvak kullanmalarını emrederdim.“ (Muslim)

Uc defa agzi calkalamak ve burnu temizlemek

Hz. Osman’a abdestin nasil alinacagi soruldu. O da su getirilmesini istedi. Hemen icinde abdest suyu bulunan bir kap getirildi. Once sag eline doktu. Ardindan sag elini suya soktu. Pesinden uc kez agzini calkaladi, uc kezde burnuna su verdi. Sonra uc kez yuzunu yikadi….(Ebu Davud)

Basin tamamini meshetmek

Kulaklari meshetmek

Mikdam (ra) : Hz Peygamberi abdest alirken gordum. Sira basini meshetmeye gelince iki avcunu basinin ön tarafina koydu ve ensesine kadar surdu. Sonra ellerini tekrar basladigi yere getirdi. Kulaklarinin ic ve dis kisimlarini meshetti. Parmaklarini kulak deliklerine soktu. (Ebu Davud)

Suyun sakalin altina gecmesi icin ellerle caba sarfetmek

Enes(ra): Hz Peygamber abdest aldigi zaman bir avuc su alir ve sakalinin alt tarafindan tenine ulastirmaya calisir ve “Rabbim bana boyle emretti” buyururdu (Ebu Davud)

Parmak aralarini ovalamak

Hz. Peygamberi gordum. Ayak parmaklarini serce parmagi ile ovaliyordu (Tirmizi)

Abdest organlarini 3 kez yikamak

Bunun delili agzi ve burnu 3 defa yikama hadisidir.

Niyet Etmek

Niyette esas olan kalp ile yapilmasidir ve niyet safii mezhebinde farzdir

Abdest organlarini sira ile yikamak

Ayette abdest organlari vav harfi ile tutturulmustur bu ise butun nahiv alimlerince cem ifade eder. Safii mezhebinde bu farzdir.

Biri hz. Peygambere gelip bir sahsin cunuplukten dolayi gusul abdesti aldigini, ancak vucudunun bazi bolgelerini yikamadigini bildirdi. Bunun uzerine peygamber: O kisi suyun degmedigi yerleri yikar ve sonra namazini kilabilir. Buyurdu (Taberani)

Abdest alirken ara vermemek.

Nafiden nakledildigine gore ibn omer ara vererek abdest almistir (Muvatta). Fakat malikilerde farzdir

Boynu Meshetmek

Kim abdest alir, iki eli ile boynunu meshederse kiyamet gunu pranga vurulmaktan kurtulur. (ilaus sunnen)

Taberani : Hz. Peygamber basinin on tarafindan baslayip arka tarafindan boynunun en altina kadar isaret ederek, iste boyle meshetti dedi

Sagdan baslamak

Insanlarla konusmamak

Abdest suyunu sicratmamak

Genis yuzugu hareket ettirmek

Serce parmak ile kulak deliklerini meshetmek

Abdestten sonra kelimeyi sehadet getirmek

Sizden abdest alan ve abdestini guzelce alip eshedu… diyen her bir kimse icin sekiz cennet kapisi acilir, o da diledigi kapidan iceri girer (Muslim)

Namaz vaktinden once abdest alip hazirda beklemek

Arta kalan suyu ayakta icmek (Nesai hz Ali hadisi)

Abdest aldiktan sonra havlu kullanmak

ABDESTiN MEKRUHLARI

Suyu israf etmek

Hz. Peygamber abdest alan Sa’d in yanina geldi ve Ona “Bu israfda ne boyle Ey Sa’d” buyurdu. O “Abdestte israf olur mu?” diye sorunca da soyle buyurdu “Evet bir akarsuyun kenarinda abdest alsan bile” (Musned)

Keyfi birilerinden yardim almak

Abdestin sunnetlerinden birini terketmek

ABDEST ALMANIN FARZ OLDUGU DURUMLAR

Nafilede olsa namaz kilmak isteyen kimse (Cenaze namazi, tilavet secdesi dahil)

Bir ayet bile olsa Kur’an’a temas edecek kimseye

Kur’an-a temiz olanlardan baskasi dokunamaz (Vakia suresi)

Kurana ancak abdestli olan bir kimse el surer (Ebu Davud, Nesai)

-------

Kabeyi tavaf icin abdest almak vaciptir

ABDEST ALMANIN MENDUP OLDUGU DURUMLAR

Uykudan once

Yatagina uzandigin zaman namaz icin abdest aldigin gibi abdest al (Muslim)

Uykudan sonra

Sadece uzanarak uyuyan kimsenin abdest almasi gerekir(Tirmizi)

Surekli abdestli olmak icin

Hz. Peygamber Bilal’e : “Ne sayesinde cennete benden once girdin? Dun gece cennete girdim ve on tarafimdan senin tikirtin geliyordu” demis O da soyle cevap vermis: “Ey Allahin elcisi Mutlaka iki rekat namaz kilarak ezan okudum. Ne zaman abdestimi bozsam hemen abdest aldim” Bunun uzerine peygamber “iste bunun sayesinde” buyurdu (et tergib ve terhib)

Abdestli iken abdest almak

Her kim abdestli iken abdest alirsa Allah’u teala ona 10 sevap yazar (Ebu Davud)

Gusul abdesti almadan once

Cunup iken yemeden, icmeden ve uyumadan once

Hz Ayse: Peygamber cunupluk halini kastederek : Hz peygamber yemek yemek veya uyumak istedigi zaman abdest alirdi. (Ebu Davud)

Ikinci kez iliskiye girmeden once

Icinizden biri esi ile birlikte olur, sonra tekrar onunla birlikte olmak isterse iki iliski arasinda abdest alsin. (Ebu Davud)

Olu yikadiktan ve cenaze tasidiktan sonra

Her namaz vakti icin ayri abdest almak

Hz Enes: Peygamber ister abdestli olsun ister olmasin her namaz icin abdest alirdi (Tirmizi)

Giybet, yalan ve her turlu gunahtan dolayi sevap almak

Bir gunah isleyip sonra kalkip abdest alip namaz kilan ve ardindan Allah’tan bagislanma dileyen herkes bagislanir (et terhib vet tergib)

Öfke aninda

Hadis okurken ve rivayet ederken

Ilim tahsil ederken

Ezan okurken

Kamet getirirken

Hutbe okurken ve sohbet verirken

Efendimizin kabrini ziyaret ederken

Arafatta vakfe yaparken

Safa ile Merve arasinda say yaparken

Deve eti yedikten sonra

Bazi mezheplerde deve eti yemek abdesti bozar

Deve etinden dolayi abdest aliniz (Tirmizi)

ABDESTi BOZAN DURUMLAR

Az da olsa idrar ve diski yolundan cikan her sey

Eger sizden biri ayak yolundan gelmis ise (Nisa 43)

Cikan bagirsak kurdu, tas, kan bile olsa abdest bozulur. “Abdest vucuda girenlerden dolayi degil, vucuttan cikanlardan dolayi gerekir” (Beyhaki)

Iki yolun disindaki yerlerden cikan kan, cerahat ve irin gibi seyler.

Her akan kandan dolayi abdest almak gerekir (Darekutni)

Her kim namazda iken kusar veya burnundan kan akarsa, namazdan ciksin ve gidip abdest alsin. (ibn Mace, sahih hadistir)

Bir iki damla kan cikmasindan dolayi akan bir kan olmasi hali mustesna abdest alma geregi yoktur (Darekutni)

O bir damardan cikan kandir. O bakimdan her bir namaz icin abdest al (Tirmizi)

Kan yaradan cikar ve yaranin bulundugu bolgeyi gecmezse abdest bozulmaz.

Burun borusundan gelen kan disari cikmaz icerde kalirsa abdest bozulmaz.

Erkegin cinsel organin icinde akan ama disari cikmayan idrarda abdesti bozmaz.

Safii ve Malikilerde kan abdesti bozmaz. (Buhari hadisine dayanmaktadir Hanefilerin bu hadise yorumlari icin bkz. 74)

Agiz dolusu safra, su, yemek v.b. seyleri kusmak

Her kim namazda iken kusar veya burnundan kan akarsa, namazdan ciksin ve gidip abdest alsin. (ibn Mace, sahih hadistir)

Ebu Derda : Peygamber (s.a.v.) kustu da abdest aldi. Dimask mescidinde Sevban ile karsilastim da ona bundan soz ettim, O da: “Dogru soylemistir. Abdest suyunu ben doktum” dedi. (Ahmed bin hanbel ve Tirmizi)

Maliki ve Safiilere gore kusmakta kan gibidir abdesti bozmaz. (bkz. 74)

Uyumak

Makatin bagi gozlerdir. Kim uyursa abdest alsin (Ebu Davud)

Ayakta, rukuda, secdede veya tahiyatta otururken uyumak abdesti bozmaz.

Uzanarak uyuyan herkesin abdest almasi gerekir (Ebu Davud)

Bayilma ve Delirme

Peygamberin son anlarinda bayilip ayildiktan sonra gusul abdetsi almasi hadisi (Muslim)

Bayilma ve delirme hallerinde abdest tutma uykuya gore daha zordur.

Ruku ve Secdeli namazlarda yaninda bulunan sahislarin duyabilecegi sekilde gulmek

Ebu Aliye: Hz Peygamber (sav) ashabina namaz kildiriyordu. Bu esnada gozu pek iyi gormeyen biri geldi ve kuyunun basina gecti. O sirada birden kuyuya dustu. Bunun uzerine cemaatten bazilari guldu. Hz Peygamber gulen insanlarin abdestlerini tazeleyip yeniden namaz kilmalarini emretti. (Darekutni)

Bu konuda diger uc mezhep abdesti bozmayacagi gorusundedirler

Erkegin hanimi ile asiri oynamasi

Erkeklik organinin sertlesmesi ile birlikte vucudun arada elbise vs. Bulunmadan birbirine degmesi ile sivi gelmese dahi abdest bozulur.

Safiilere gore sehvetsiz dokunma bile abdesti bozar.

Peygamber hanimlarindan birisini oper, sonrada abdest almadan namaz kilardi (Ebu Davut, Nesai, Ahmey bin Hanbel)

Kan gorulmeksizin dogum yapmak

Fakat ebu hanifeye gore ihtiyate binaen gusul gerekir

Teyemmumlu kisinin suyu bulmasi

Ozurlu kisi icin namaz vaktinin cikmasi

++++Diger mezheplere gore ekstra bozan seyler++++

Ӧn ve Arka tarafa ciplak dokunmak

Deve eti yemek (Hanbelilere gore)

Cenazeyi yikamak (Hanbelilerin cogunluguna gore)

ӦZURLUNUN ABDESTi

iki yoldan cikan seyler, eger saglikli olundugu halde cikacak olursa abdesti bozar. Ancak bu seyler

hastalik halinde ciktiklari taktirde o kisi “ma’zur= özürlü” sayilir.

Kişinin özürlü sayılabilmesi için, abdest bozucu bir hâlin, tam bir namaz vakti boyunca devam etmesi, yani, abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre dahi olsun kesilmemesi şarttır. (Bu özrün başlamasının şartıdır.) Bundan sonra da, her namaz vaktinde, en az bir kere aynı hâl ortaya çıkmalıdır. (Bu da özrün devamının şartıdır.)

Özür durumunun ortadan kalkması için, özür hâlinin bir namaz vakti içinde tamamen ortadan kalkması, hiç görülmemesi gereklidir. Böyle olan kimse, artık özürlü sayılmaktan çıkmış olur.

Özür sâhipleri için, dînimiz büyük bir kolaylık göstermiştir. Bunların abdestleri, abdest bozucu özürleri devam ettiği halde bozulmaz. Bu halde iken namazlarını kılarlar. Abdest bozucu kan, irin, idrar gibi akıntıların kirlettiği yeri tekrar temizlemekle de mükellef tutulmazlar. Çünkü, bu kirler temizlendikten hemen sonra yeniden vâki olmaktadır.

Özür sâhibinin aldığı abdest, sadece içinde bulunduğu namaz vakti süresince geçerlidir. Bir namaz vaktinin çıkıp diğer vaktin girmesiyle abdesti bozulur.

Hz. Peygamber (asm) özürlü bir kadına böyle yapmasını bildirmiştir. (Buhârî, Vudû', 63; Ebû Dâvud, Tahâre, 110, 112; Tirmizî, Tahâre, 93).

TEYEMMUM TEYEMMUM dini literaturde temizlik gayesi ile temiz topraga yonelmeyi veya temiz toprak ile yuz ve

dirseklere kadar elleri meshetmeyi ifade eder.

Su bulamazsanız temiz yere teyemmüm ediniz" (el-Maide, 5/6)

Teyemmum MUREYSI GAZVESI esnasinda dini bir uygulama olarak belirlendi hz. Aise'nin soyle syledigi nakledilmistir.Duzenlendigi seferlerin birinde HZ.peygamber[s.a.s] ile birlikte yola ciktik .Beyda veye Zatu'l-Ceys denen yerde iken benim kolyem koptu .Hz peygamber kolyeyi aramak icin durdu.onunla birlikte insanlarda durdu.Ne onlarin konakladiklari yerde su vardi nede yanlarinda. Bu yuzden insanlar hz.Ebubekirin yanina gelip Aisenin yaptigi su ise bak h.peyg ve hepimizi susus bi yerde ustelik yanimizda su olmadigi bir halde durmaya mecbur etti dediler.Bunun uzerine EBU BEKIR yanima geldi .o esnada hz peygamber basini dizime koymus uyuyordu.Bana RASULULLAHI ve insanlari alikoydun.ne konakladiklari yerde su var nede yanlarinda diyerek cikisti ...HZ.AISE olayi anlatmaya devam etti ebu bekir beni azarladi ve agzina geleni syledi .eliyle bogrume vurmaya basladi .ama ben yerimden kipirdamadim.cunku hz peygamber dizimde uyuyordu .sabahleyin resulullah uyandigi zaman ilimizde hic su yoktu.Bunun uzerine ALLAH TEALA teyemmum ayetini indirdi. USEYD B.HUDAYR syle dedi .Ey EBU BEKIR ailesi bu sizin vesile oldugunuz ilk hayir degildir.HZ AISE son olarak syle dedi uzerinde yolculuk yaptigim deveyi kaldirdigimiz zaman kolyeyi altinda bulduk.... (Buhari, Nesai)

IBN ABBAS tan rivayet edildigine gore HZ PEYG ashabi kiramdan biri yaralanmis .cunup oldugu icinona gusul abdesti almasini emretmisler adam gusul abdesti aldigi icin olmus bu haber kendisine ulasinca HZ peyg buyurmustur..onu oldurduler .ALLAH da onlarin canini alsin .cahilligin sifasi sormak degilmi. (Sunen sahipleri)

TEYEMMUM (Devami)

Teyemmümü gerektiren haller

1- Su, temizlenecek kimsenin bulunduğu yerden en az dört bin adım, yani üç kilometre uzakta bulunursa, 2- Suyun kullanılması durumunda hastalanma, hastalığın artması veya uzaması gibi tehlike mevcutsa, 3- Yakında bulunan suyu elde etme hususunda nefse, mala, ırz ve namusa tehlike gelme hali varsa, 4- Elde bulunan su, abdest veya gusle yetmeyecekse, 5- Suyun kullanılması halinde kendisinin, arkadaşının veya hayvanının susuzluktan helak olacağına kanaat getirilirse, 6- Kuyudan su çekmek için ip veya kova bulunmazsa, 7- Bulunan su ile abdest alındığı veya gusul edildiği takdirde bayram veya cenaze namazlarını tamamen geçirme ihtimali varsa,

TEYEMMUM (Devami)

Teyemmüm nasıl yapılır

Ebu Cuheym: Hz. Peygamber deve kuyusu mevkiinden geliyordu. Ya buyuk tuvaletini yada idaririni yapmisti. Ona selam verdim. Ama benim selamimi almadi. Sonra elini bir kez duvara vurdu ve yuzunu meshetti. Ardindan bir kez daha elini duvara vurdu ve dirseklerine kadar kollarini meshetti. Bundan sonrada benim selamimi aldi. (Darakutni ve Buhari) 1-Besmele çekilip, temizlenmek için niyet edilir. 2- İki el, parmakları açık durumda, bir toprağa veya toprak cinsinden biryere vurulup ileri geri çekilir. 3- Eğer eller fazla tozlanmışsa, yan yana getirilerek hafifçe birbirine vurulur, tozlar silkildikten sonra, bunlarla yüz mesh edilir. 4- Eller tekrar temiz bir yere vurulur, Sonra ellerini kaldirip silkeler. Ardindan her bir eli ile diger kolunu tamamen dirseklere kadar mesheder.

Teyemmümün sünnetleri 1- Önce besmele çekmek. 2- Uzuvları sırayla meshetmek. 3- Mesih işlemini ara vermeden yapmak. 4- Elleri yere vurduktan sonra önce ileri, sonra geri hareket ettirmek. 5- Parmakları açık bulundurmak. 6- Eller yerden kaldırıldığında avuç içlerinde toz kalmışsa birbirine vurarak silkelemek.

TEYEMMUM (Devami)

Teyemmümü bozan seyler 1- Abdesti bozan veya guslü gerektiren haller teyemmümu de bozar, hukümsuz bırakır. Teyemmumü mübah kılan özrün ortadan kalkmasıyla da teyemmüm bozulur. Meselâ su bulunmadığından veya hastalıktan dolayı yapılmış olan bir teyemmüm, su bulunduğu veya hastalık geçtiği anda bozulur. 2- Teyemmüm etmiş kimse, namaz içindeyken su bulursa, namazı bozulur. Abdest alıp namazı yeniden kılması gerekir. 3- Bir özürden dolayı teyemmüm eden kimse, diğer bir özre tutulsa, birinci özrü son bulmasıyla teyemmümü de son bulur. Diğer özrü için tekrar teyemmüm etmesi gerekir.

Bazi onemli notlar

Tek teyemmum ile kisi diledigi kadar farz ve Nafile namaz kilabilir.

o Musluman on sene boyunca suyu bulamasa bile temiz toprak onun abdest suyu olur. (Nesai)

o Temiz toprak muslumanin abdest suyudur. Su yerine ona yeter (Buhari)

o Hasan Basri (Kisi abdestini bozmadigi surece teyemmum ona yeter)

Su Bulunacağı Ümidiyle Teyemmümü Vaktin Sonuna Ertelemek Müstehaptir.

o Hz. Ali (r.a.), "Seferî iken cünüp olan kimse vaktin sonuna kadar bekler, su bula­mazsa teyemmüm ederek namazını kılar“ (Darakutni)

Abdest aldigi taktirde Bayram ve Cenaze namazinin kacacagindan korkan kimse teyemmumle namazini kilabilir.

MEST UZERiNE MESH

Mestler uzerine meshetmek abdestte ayaklari yikamanin yerine gecer. Su ile islatilmis eli

olan eli, ozel bir ayakkabidaki ozel bir yere ozel bir zamanda degdirmek demektir.

Hasan Basri: Ashabtan yetmis kisi Hz. Peygamberin mestlerini meshettigini anlatti.

(Mest üzerine meshin müddeti, misafir için üç gün, üç gece [72 saat];Mukim

için de bir gün bir gece [24 saat.]) [Ebu Davud, Tirmizi]

Hazret-i Mugire, Peygamber efendimize abdest suyunu döktü. Peygamber efendimiz de,

abdest alıp mestlerinin üzerine meshetti. (Buhari, Müslim)

Mest Uzerine Meshin Sartlari

1) Mestler, ayağa abdest için ayaklar yıkandıktan sonra giyilmiş olmalıdır.

"Mestlerini çıkarmada yardımcı olmak için eğildim. Bana: Bırak onları, zira ben, abdestli

olarak mestlerimi giyindim" buyurdu ve üzerlerine meshetti.(Sahiheyn)

2) Mestin temiz ve abdestte yikanmasi farz olan yeri ortmesi

3) Mutat bi sekilde onunla surekli yuruyebilme imkani

Meshi Bozan Durumlar

1. Mesh Müddetinin Sona Ermesi.

2. Mestin Ayaktan Çıkması Veya Çıkarılması.

3. Cünüplük, Hayız, Nifas Gibi Guslü Gerektiren Bir Hâlin Vukuu.

MEST UZERiNE MESH (Devami)

Hz. Muğîre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) abdest aldı ve

çoraplarının ve ayakkabılarının üzerine meshetti." [Ebû Dâvud, Tahâret 61, (159); Tirmizî,

Tahâret 74, (99).]

Ebû Musa El-Eş'ârî (Radiallâhu anh)'den rivayet edildiğine göre:

Resûlullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) abdest aldı da çoraplarına ve

pabuçlarına meshetti. (Sünen-i İbni Mâce; Taharet; 590)

MEST UZERiNE MESH (Devami)

Şafii mezhebinden İmam Şirazi “El Muhezzeb” eserinde diyor ki ;

“Müellif dedi ki ; “Eğer çorap giyilirse onun üzerine mesh çekmek iki şart ile olur. 1-) Kalın olmalıdır ve ışığı geçiren ve arkası görünen olmamalıdır. 2-) Alt kısmı sert deri ile örtülü olmalıdır. Eğer bu iki şarttan biri olmazsa mesh çekilmez.”

---

Çoraplara mesh çekmek bir şartla caizdir. O da çoraplar kalın ve altı sert olmalıdır.(imam

Safii el Umm

Hanbelî âlimlerinden İmam ibni Kudame el-Makdisi - rahimehullah – diyor

ki:

Öyle kalın olmalı ki, ayaktan hiç bir şey görünmemeli. İkincisi: onunla (dışarıda ayakkabısız)

gezmeye dayanıklı olsun.

İbn Teymiyye (öl:728/1327): "Yürüme imkanı bulunduğu takdirde ister köseleden yapılmış

olsun veya olmasın çoraplar üzerine meshetmek caizdir“

El-Hafız El Kadı Ebul-Hasan bin el-Kettan el-Fasi el-Maliki

"Bütün âlimler icma ettiler ki, eğer çoraplar kalın olmazsa, onların üzerine mesh çekmek caiz değildir.

MEST UZERiNE MESH (Devami)

Meshi bozan haller:

Surenin bitmesi

Cunubluk

Mestin ayaktan cikmasi

GUSULUN TARiFi ve GUSLU Gerektiren Haller

Sözlükte gusül (gasl ve gusl) "bir şeyi su ile yıkamayı", fıkıh ilminde ise "bütün vücudun

temiz su ile yıkanması şeklinde yapılan hükmî temizlik işlemi"ni ifade eder.

Cunup iseniz temizlenin (Maide 6)

1. Meninin gerek uykuda gerekse uyanikken sehvetle gelmesi

1. Su ancak sudan dolayi gerekir (Muslim, Ebu Davud)

2. Ummu Selemeden “Ey Allahin resulu suphesiz Allah haktan utanmaz. Kadin ruyasinda ihtilam oldugu vakit gusletmesi gerekir mi? Allah resulu: Suyu gordugu zaman evet. buyurdu” (Buhari)

3. Suyu attiginda cunublukten dolayi guslet. Eger hizlica atmadiysan gusletme (Musned)

2. Bosalma gerceklesmesede sunnet yerlerinin birbiri ile temas etmesi

1. Erkek kadinin dort dali arasina otursa, sonrada onunla cima etse menisi akmasa bile gusul icab eder (Muslim)

3. Kadinlarin hayiz hallerinin sona ermesi

1. Lohusa kadinlar yedi gun gectikten sonra kanamalarinin sona erdigini gorurlerse gusul abdesti alip namaz kilsinlar. (Mustedrek)

4. Kadinlarin dogum yaptiktan sonra lohusalik doneminin sona ermesi

1. Ebu Hubeys kizi Fatimaya soyle demistir: “Ay hali vaktin gelince namazi birak. Ay hali bitince guslet ve namaz kil” (Buhari, Muslim)

CUNUP OLAN KiSi NELERi YAPAMAZ

1. Namaz kılmak.

2. Kur'an okumak.

3. Kâbe-i Muazzama'yı tavâf etmek.

4. Zaruret olmaksızın câmi-i şerîfin içine girmek veya camiin içinden geçmek.

5. Üzerinde âyet-i kerime yazılı herhangi altın ve gümüş parayı ve kolyeyi veyahut levhayı elle tutmak da haramdır.

1. Ey iman edenler! Siz sarhoşken ne söylediğinizi bilinceye kadar, bir de cünub iken-yolcu olmanız müstesna- gusül yapmadıkça namaza yaklaşmayın. (Nisa 43)

2. Rasûlullah (s.a.v.): “Cünüp ve hayızlı olan kimse Kur’ân’dan bir şey okumasın” (İbn Mâce, Tahara: 105; Ebû Dâvûd, Tahara: 90; Muvatta, Kur’ân: 15)

Elini agzini yikamadan veya abdest almadan yiyip icmek ise mekruhtur

GUSLUN FARZLARI

1. Agza su vermek

2. Burna su vermek

3. Butun bedeni yikamak

1. Gobek cukurunun yikanmasi farzdir

2. Erkeklerin birbirine girmis orulmus saclarini yikamalari gerekmektedir. Fakat ziynet dolayisiyla kadinlarin orulmus saclarini cozmeleri gerekmez.

Ümmü Seleme (r.anha)’dan rivayete göre, şöyle demiştir: Resulullah sallallahu aleyhi ve seleme, “Ey Allah’ın Rasûlü saçımı sıkıca örmekteyim gusül abdesti için bu örgüleri çözeyim mi?” Buyurdular ki: “Hayır, başına üç sefer su akıtman yeterlidir, sonra tüm vücudunu yıkarsın böylece temizlenmiş olursun.” (Müslim, Hayz: 58, (330); Tirmizi, Taharet, 77; Ebu Davud, Taharet, 99)

Diger uc mezhepte niyet etmekte farzdir.

Hanbeli mezhebindede burna ve agiza su vermek icab eder.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, gusul etmeye başladığında, önce ellerini yıkardı,

sonra sağ eliyle sol eline su koyar, avret yerini yıkardı, sonra namaz abdesti gibi abdest alırdı. Sonra suyu alıp, parmaklarını iyice saçlarının dibine sokarak yıkardı. iyice yıkadığına kanaat getirince, başına üç kere su dökerdi. Sonra bedeninin diğer kısımlarına da su dökerdi. Daha sonra ayaklarını yıkardı. (Müslim)

GUSLUN SUNNETLERi

1. Besmele ile baslamak

1. Cunku Hz Peygember [s.a.s]soyle buyurmustur''insanoglunun edep yerleri ile cinlerin gozleri arasindaki perde,kisinin elbisesini cikartirken BISMILLAH demesidir [Taberani,el-Mu-cemu'l-evsat]

2. Niyet etmek

3. Gusle baslamadan once vucutta kalan pislikleri yikamak

1. BU konuda Hz.Aise den soyle bir rivayet nakledilmistir;Hz Peygamber [s.a.s]gusul abdesti alinca ilk olarak sag elinden baslar ve onun uzeine su dokup yikardi.Daha sona vucudunda bulunan rahatsizlik veren seylerin uzerine sag ile su dokup sol eliyle yikardi..[MUSLIM]

4. Namaz abdesti gibi abdest almak

5. Herbiri butun bedeni yikayacak sekilde uc defa su dokerek yikamak.

1. Bu konuda CUBEYR bn MUT i den soyle bi hadis nakledilmistir;Hz Peygamber in yaninda gusul abdesti konusunda tartistilar.bazilari ben basimi soyle yikiyorum dedi bunun uzerine Hz Peygamber 'ben ise basimdan asagi uc avuc su dokuyorum 'buyurdu [MUSLIM]

6. Konusmamak

Sizleri Biz yarattık, yine de tasdik

etmeyecek misiniz? Şimdi

(rahimlere) dökmekte olduğunuz

meniyi gördünüz mü? Onu sizler

mi yaratıyorsunuz, yoksa Yaratıcı

Biz miyiz?

(Vakıa Suresi, 57-59)

HAYIZ Âdet: Hamile olmayan, ergin kadının rahminden (döl yatağından), lohusalık ya, da kan akmasına

sebep olan bir hastalıktan ötürü değil de ergin kadınlık gereği, belli sürelerle gelen kandır.

"hayız, eziyet verici bir haldır, dolayısı ile hayızlı iken kadınla cima etmeyin..." (Bakara (2) 222.)

Cahiliyyet dönemindeki Araplar âdetli kadınlara arkadan cima ederlerdi. Hiristiyanlar âdetli kadınlara, bu hallerinde iken önden cima ederlerdi. Yahudilerle Mecusîler ise, tam tersine, âdetli kadından son derece uzak kalır, hattâ âdetleri bittikten sonra bir hafta daha onlarla bir arada bulunmazlar, onlarla beraber yemezler, içmezler ve oturmazlardı ve kitaplanndaki emrin bu olduğunu söylerlerdi. (Müslim, hayz 16; Ebû Dâvûd, tahâret 103.)

O, annelerimiz olan hanımları âdetli iken göbekle dizkapağı arasını bir peştemal(izar) ile örtmesini söyler ve geri kalan yerlerinden yararlanır, okşar ve ilgilenirdi. (Buharî, hayz 5; taharet 175; Darimî, taharet 108; Muvatta, taharet 102) Bunu elbette kendisi cinsel tatmin aramak için yapmazdı. Çünkü hanımlarının hepsi bir anda âdetli olmayacağına göre cinsel ihtiyacağı âdetli olmayan hanımlarıyla normal yoldan giderebilirdi.

Aişe Annemiz: "Allah Rasulü söylerdi ve ben âdetli iken onun başını yıkardım. Ben âdetli iken kucağıma yaslanır Kur`ân okurdu". (Buharî, hayz 2, 3; Müslim, hayz 15; Nesâî, taharet 173,174;Müsned V/400, VI/68,117,135,148.) Âdetli iken kemikli haşlamanın etini ısırırdım ona verirdim, alır ve benim ısırdığım yerden ısırırdı. Âdetli iken su içtiğim kabı ona verirdim, alırdı ve ağzını, benim ağzımı koyduğum yere koyar ve içerdi" (Müslim, hayz 14; Ebû Dâvûd, tahâret 103.)

“Senin ve senin neslinden olanlarin kan gormesini sagliyacagim. Bunu senin icin bir kerafet ve temizlenme kilacagim (Derakutni)”

Hanefilerde hayizin en az suresi 3 gun en fazla suresi 10 gundur. Safii ve Hanbelilerde en az suresi

1 gun en uzun suresi 15 gundur. Malikilerde bunun bir siniri yoktur.

Enes (r.a.) : Hayizin en kisa suresi uc gun, en uzun suresi ise on gundur.

Hasan-i Basri : Hayiz doneminde kadin yedi gun namaz kilmaz. Eger bu zaman dolunca adeti

kesilirse, temizlik donemi baslamis olur. Aksi taktirde yedi ile on gun arasindada namaz kilmaz.

Eger bu zaman icinde adeti kesilirse, temizlik donemi baslamis olur, On gun icindede adeti

kesilmeyen kadin gusul abdesti alir ve namaza baslar.

HAYIZ (Devami) Hamile olmayan kadinlarin uc gunden az ve on gunden fazla gordukleri kana, hamile kadinlarin

gordugu kana ve dogum yapmis kadinin kirk gunden fazla gordukleri kana ozur kani denir. Ozurluler icin gecerli olan hukumler bunlar icinde gecerlidir.

Logusa kadin Resullullah doneminde kirk gun otururdu.(ibn Mace, Ebu Davud)

Hayiz ve nifas olan kadinlar namaz kilmaz ve oruc tutmazlar. Namazlar kaza edilmez fakat oruclar kaza edilir.

Âdetli ve lohusa, göbeği ile diz kapağı arasına çıplak olarak dokundurmadıktan sonra kocasıyla her türlü cinsel oynaşma yapabilir. Normal insandır. Onunla yenilir içilir, yatılır. Tükrügü ve artığı pis değildir.

EZAN ve KAMET Ezan özel lafizlarla namaz vaktinin geldigini bildirmek demektir.

EZANIN iLK OKUNUS KISSASI bkz. 129

Ezanin fazileti

Suphesiz muezzinler kiyamet gununde insanlar arasinda boylari en uzun olacak kimselerdir. (Muslim)

Resulullah (sav) buyurdular ki: "İnsanlar, eğer ezan okumak ile namazın ilk safında yer almada ne (gibi bir hayır ve bereket) olduğunu bilseler, sonra da bunu elde etmek için kur'a çekmekten başka çare kalmasaydı, mutlaka kur aya başvururlardı.“ (Buhari)

Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir. İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri donüp kişi ile kalbinin arasına girer ve şunu hatırla, bunun düşün diye aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir, öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekat kıldığını bilemeyecek hale gelir.“

Müezzinin sesini işiten cinler, insanlar ve herşey kıyamet gününde onun hakkında şahidlik yaparlar. (Buhari)

“Ben senin koyunu ve kır hayatını sevdiğini görüyorum. Koyunlar arasında veya kırda iken, namaz için ezan okuduğunda sesini iyice yükselt. Çünkü müezzinin sesinin ulaştığı yere kadarki alanda olup da onu işiten cin, insan ve her varlık, kıyamet gününde ezan okuyanın lehine şahitlik yaparlar.” (Buhari)

Ezan lafizlarini tekrarlamak

Müezzinin söylediğini tekrar edene, onun sevabı kadar kendisine sevap verilir. [Nesai]

….Hayyealessalah deyince sizden herhangi bir kimse La havle vela kuvvete illa billah derse, Hayyealelfelah deyince sizden herhangi bir kimse La havle vela kuvvete illa billah derse…cennete girer (Ebu Davud, Muslim)

Ezandan sonra salavat getirmek

“Müezzini işittiğiniz vakit, siz de onun dediğini söyleyiniz. Sonra benim üzerime salavat getiriniz. Çünkü her kim bana bir defa salavat getirirse, Allah ona o salavat sebebiyle on defa rahmet eyler. Sonra Allah’tan benim için ‘Vesile’yi isteyiniz. Zîrâ ‘Vesile’ Cennette bir makamdır ki, Allah’ın kullarından yalnız birisine lâyıktır. Umarım ki, o bir kişi de ben olayım. Kim benim için Vesileyi isterse, şefaatim ona vacip olur.” (Muslim)

[Ey bu tam davetin ve kilinacak namazin sahibi buyuk ALLAH im,Muhammed e vesileyi ve fazileti ver.Onu vaat ettigin makam i mahmuda ulastir ]seklinde dua ederse kiyamet gunu ona sefaat etmem kesinlikle helal olur..[Nesai]

Ezanla iligli konular

Ezan sozcukte bildirmek anlamina gelir.Erkaklerin bes vakit namaz ile cuma namazi icin ezan okumalari sunnet-i muekkedir.Bayram,vitir,teravih ve cenaze namazlari icin ezan okunmaz.Cabir b.Semura nin soyle soyledigi nakledilmistir.''Hz Peygamber ile bir cok kez bayram namazi kildim.ne ezan okundu nede kamet getirildi..[MUSLIM]

Ebu Hanife bir sehirde ezan ve kamet okumadan cemaatle namaz kilan bir topluluk hakkinda soyle demistir.''bu insanlar sunnete aykiri hareket etmisler ve gunah islemistir.''imam Muhammed de soyle demistir.''bir sehir halki ezani terk etme konusun da birlesirlerse onlarla savasirim..

Ezan okumak,farz namazlar icin sunnet-i muekkededir.Kisi farz namazi tek basina kilsa bile yinede ezan okumak sunnet-i muekkededir.Selman el-Farisi Hz Peygamber in soyle buyurdugunu nakletmistir.biri issiz bir colde bulunur,o esnada namaz vakti girerse ezan okusun.su bulamassa teyemmum yapsin.sayet boyle biri kamet getirirse onunla birlikte iki melek namaz kilar .sayet boyle biri ezan okuyup kamet getirirse arkasinda Allah in ordularindan,basi ve sonu gorunmeyen bir ordu namaz kilar..[TEBARANI]

Kadinlarin ezan okuyup kamet getirmeleri mekruhtur.cunku onlarin kendilerini gostermemeleri gerekir.Ayrica zaruret hali bulunmadigi surece seslerini yukseltmeleri haramdir. Esma bintu Ebu Bekir,Hz Peygamber in soyle buyurdugunu nakletmistir.kadinlara ezan okumak ve kamet getirmek gerekmez ..[BUHARI]

Hz. Ali : Hz peygamber bize ezani agir agir okumamizi , kameti ise hizli getirmemizi emrederdi (Darekutni)

Sabah ezaninda essalatu hayrumminennevm demek sunnettir. (Nesai hadisi var)

Ezan ve kameti ayakta, kibleye donerek okumak sunnettir.

Hayyalessah ve hayyalelfelah derken yuzu saga sola donmek mustehaptir (Beyhaki hadisi)

“Sadece abdestli kimse ezan okur”(Tirmizi 129). Bu hadise binaen abdestli olmak sunnettir

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın ezanı(nda

elfaz) çift çift idi, ezanda da ikâmette de."

[Tirmizî, Salât 142, (194).]

Sufyani sevri ve Abdullah ibn Mubarekte ayni gorustedir.

NAMAZ Kur’an ve Sunnete göre namaz

Hepiniz O na yonelerek O na karsi gelmekten sakinin,namazi kilin,musriklerden olmayin [er-RUM 30/31]

Sana vahyedilen kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz ki namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir.(Ankebut 45)

Korkuyla ve ümitle Rablerine yalvarıp ibadet ettikleri için vücutları yatak yüzü görmez. Kendilerine verdiğimiz nimetlerden Allah yolunda harcarlar.(Secde 16)

Allah Teala bes vakit namazi farz kilmistir.her kim bu namazlar icin guzelce abdest alir vaktinde bu namazlari kilar rukunlarini ve hususunu tam yaparsa Allah Teala onu bagislamayi vaad eder.her kimde bunlari yapmassa Allah Teala nin ona yonelik bi vaadi olmaz..dilerse onu bagislar dilerse ona azap eder [EBU DAVUD]

….. 'NAMAZ BES VAKITTIR...Ama elli vakte bedeldir.Benim katimda soz degistirilmez'buyurdu..bende Hz Musa nin yanina gittim O Rabbine don dedi bende Ártik RABBIMDEN Utaniyorum dedim [BUHARI]

Talha bUbeydullah in soyle soyledigi nakledilmistir..'Necd bolgesinden saci basi daginik bir adam Hz Peygambere [s.a.s]geldi onun sesinin ugultusunu isitiyoduk.ama ne dedigini anlamiyorduk.nihayet iyice yaklasti birde baktik ki adam ISLAM i soruyor Hz Peygamber ona íslam bir gunduz ve gecede bes vakit namaz kilmaktir''daha sona adama zekati anlatti .adam bunun disinda yapmam gereken baska bisey varmi die sordu ..Hz Peygamber hayir.ama ancak gonlunden kopuyorsa daha fazlasini verebilirsin 'buyurdu.Adam Állah a yemin ederimki buna ne ilave ederim nede eksiltirim'diyerek ardini donup gitti..Hz Peygamber onun hakkinda éger dogru ise kurtulusa erdi''buyurdu [NESAI]

Bir Hadis

Câbir radıyallahu anh şöyle dedi:

- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'i:

"Gerçekten kişi ile şirk ve küfür arasında namazı

terketmek vardır."buyururken işittim. Müslim, Îmân 134. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Sünnet 15; Tirmizî, Îmân 9; İbni Mâce, İkâmet 17

İmam Mâlik ve Şâfiî'nin de aralarında olduğu bir grup âlime göre böyleleri kâfir değil, fâsıktırlar. Böyle kimselerden tövbekâr olmaları istenir. Tövbeyi kabul etmeyenlere şer'î ceza uygulanır. Bu cezaonların öldürülmeleridir. İmam Ebû Hanîfe ve Kûfe ulemâsına göre namazı terkeden kâfir olmaz. Cezası da ölüm değil, ta'zir ve namazı kılıncaya kadar hapistir. Selef âlimlerinden bazılarına göre, namazı terkeden kimse kâfir kabul edilir. Ahmed İbni Hanbel'e izâfe edilen bir görüş böyledir.

Ebu Hureyreden rivayet edildigine gore HZ Peygamber [s.a.s]soyle buyurmustur 'kiyamet gunu kulun ilk hesaba cekilecegi konu namazdir.eger namazlari tam gorulurse tam olarak yazilir .eger namazinda eksik gorulurse bu durumda ALLAH TEALA meleklerine 'bakin onun eksik biraktigi farz namazlari tamamlayacak nafile namazlarini gorebiliyor musunuz 'buyurur..daha sona kul bu sekilde diger amellerinden hesaba cekilir [NESAI]

Ebu Umame HZ Peygamberin soyle buyurdugunu nakletmistir''kul namaza durdugu vakit sumkurmedigi ve oksurmedigi surece cennet kapilari onun icin acilir ,RABBI ile kendisi arasindaki perdeler kalkar ve guzel gozlu huriler onu karsilar [TEBERANI]

Ebu Hureyre HZ Peygamberin soyle buyurdugunu nakletmistir 'bes vakit namaz ile cuma namazi ,namaz vakitleri ile iki cuma arasinda islenen gunahlara kefaret olur [MUSLIM]

ibn Mesud un soyle soyledigi rivayet edilmistir.HZ Peygambere ALLAH in en sevdigi amel hangisidir diye sordum.HZ Peygamber vaktinde kilinan namaz buyurdu sonra hangisidir diye sordum Hz Peygamber ana babaya iyilik etmek buyurdu daha sonra hangisidir diye sordum Hz Peygamber ALLAH yolunda cihad etmek buyurdu [MUSLIM]

Ebu Hureyre ,Hz Peygamber in soyle buyurdugunu nakletmistir kulun ALLAH a en yakin oldugu yer secdedir o halde cok dua edin [MUSLIM]

Hz Aise kendisine Éy Allah in elcisi gecmis ve gelecek butun gunahlarin bagislandigi halde bu hale gelinceye kadar ibadetmi ediyorsun deyince Hz Peygamber Ey Aise cok sukreden bir kul olmayayim mi buyurmustu [IBN HIBBAN]

"Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde, abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten kimse bunu yapsın" buyururken işittim. (Buhari)

"Bir kimse evinde güzelce temizlenir, sonra Allah'ın farzlarından bir farzı yerine getirmek için Allah'ın evlerinden birine giderse, attığı adımlardan her biri bir günahı silip yok eder; diğer adımı da onu bir derece yükseltir.“(Muslim)

"Şüphesiz namazdan en çok sevap kazanacak insanlar, uzak mesafelerden camiye yürüyerek gelenlerdir. Namazı imamla birlikte kılmak için bekleyen kimsenin sevabı, namazı tek başına kılıp sonra uyuyan kimseden daha büyüktür.“(Buhari)

"Karanlık gecelerde mescidlere yürüyerek giden kimselere, kıyamet gününde tam bir nura kavuşacaklarını müjdeleyiniz.“(Ebu Davud)

"Mescidlere devam etmeyi alışkanlık haline getiren bir adamı gördüğünüz zaman, onun gerçek mü'min olduğuna şahitlik ediniz".(Tirmizi)

"Kılacağı namaz sizden birini yerinde tuttuğu, ailesine dönmesine engel olduğu sürece, o kişi namazda sayılır.“(Buhari)

"Canımı gücü ve kudretiyle elinde tutan Allah'a yemin ederek söylüyorum,

içimden öyle geçiyor ki, odun toplamayı emredeyim, odun yığılsın. Sonra

namazı emredeyim, ezan okunsun. Daha sonra bir adama cemaate imam

olmasını emredeyim. En sonunda cemaate gelmeyen adamlara gidip onlar

içindeyken evlerini yakayım.” (Buhari – Muslim)

İbni Mes'ûd radıyallahu anh şöyle dedi:

"Yarın Allah'a müslüman olarak kavuşmak isteyen kimse, şu namazlara ezan okunan yerde devam etsin. Şüphesiz ki Allah Teâlâ sizin peygamberinize hidayet

yollarını açıklamıştır. Bu namazlar da hidayet yollarındandır. Şayet siz de cemaati terkedip namazı evinde kılan şu adam gibi namazları evinizde kılacak

olursanız, peygamberinizin sünnetini terketmiş olursunuz. Peygamberinizin sünnetini terk ederseniz

sapıklığa düşmüş olursunuz. Vallahi ben, nifakı bilinen bir münafıktan başka namazdan geri kalanımız

olmadığını görmüşümdür. Allah'a yemin ederim ki, bir adam iki kişi arasında sallanarak namaza getirilir ve

safa durdurulurdu". (Müslim – Ebu Davud)

NAMAZIN FARZLARI

a]NAMAZDAN ONCE YAPILMASI GEREKEN FARZLAR

b]NAMAZDA YAPILMASI GEREKEN FARZLAR

a) NAMAZDAN ONCE YAPILMASI GEREKEN FARZLAR

Hadesten taharet

Ebu Hreyre Hz Peygamber [s.a.a]in soyle buyurdugunu nakletmistir’’sizden biri abdesti bozuldugu zaman yeniden abdest almassa namazi kabul olmaz ..[Muslim]

Necasetten taharet

Sizden biri meclise geldigi zaman baksineger ayakkabilarinda bir pislik veya rahatsiz verici bisey varsa onu silsin ve onlarla namaz kilsin..[Ebu Davud]

Setri avret (Avreti örtmek)

Göbek ile diz kapagi arasindaki bölge avrettir. (Ebu Davud, Ahmed)

Cunku gobegin alt kismindan dizlerin alt kismina kadar erkegin avret yeridir. (Serhul Musned)

Allah ay hali gören bir kadinin namazini basörtüsüz kabul etmez.(ibn Mace, Ebu Davud)

Kible

Siz her nerede olursaniz yuzlerinizi kabeye dondurun (Bakara 150)

Vakit

Cunku namaz muminler uzerine vakitleri belli bir farzdir (Nisa 103

Niyet

Ameller niyetlere goredir (Buhari)

Namaz kilmanin haram oldugu vakitler

Ukbe r.a. soyle demistir: Su uc vakitte Hz. Peygamber bize

namaz kilmayi ve ölülerimizi defnetmeyi yasaklamistir;

1) Gunes yukselinceye kadar yeni dogdugu an,

2) Gunes tam tepe noktasina yaklasinca,

3) Batmadan once gunesin etkisi azalinca. (Nesai)

Bu vakitlerde kaza namazi kilinmaz, tilavet secdesi yapilmaz ve

bir cenaze defnedilmez. Ancak tam gunes batarken o gunun

ikindi namazi kilinir.

Ebu Hureyre: Hz Peygamber(sav) ikindi namazindan sonra gunes

batincaya kadar, sabah namazindan sonra da gunes yukselinceye kadar

namaz kilinmasini yasaklamistir (Nesai)

b) NAMAZDA YAPILMASI GEREKEN FARZLAR

iftitah tekbiri

Hz Peygamber [s.a.s]soyle buyurmustur..’’namazin anahtari temizlik,baslangici tekbir ve sonu selamdir’’ ..[Tirmizi]

Kiyam

“kalkip husu ile Allah in divaninda durun’’[el-Bakara 2/238]

“Ayaga kalkarak namaz kil,eger ayaga kalkamassan oturarak namaz kil,eger oturamassan yatarak namaz kil’’[Buhari]

Kiraat

“Kur an dan kolayiniza geleni okuyun ”[el-Muzzemmil 73/20]

…Hz Peygamber soyle buyurdu ‘’namaza kalktigin zaman tekbir getir,sonra kolayina gelen Kur an ayetlerini oku.ardindan ruku ettiginde tam kanaat getirinceye kadar rukuda kal…(Buhari)

“Kisinin imamin arkasinda olma durumu haric,fatiha nin okunmadigi butun namazlar eksiktir’’[Darakutni]

“Her kim imamin arkasinda namaz kilarsa,bilsin ki, imamin kiraati onun kiraatidir “[Darakutni]

“Kur an okundugu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin ” [el-A’raf]

Rukuu

“Ruku edin secde edin ..”[el-Hacc 77]

Secde

Kisinin ruku ve secdede belini dumduz hale getirmeden kildigi namaz gecerli olmaz..(Tirmizi)

Tesehhud miktari son oturus

Hz Peygamber (s.a.v) ibn mesud’un elinden tutmus ve ona namazda okunacak tesehhud duasini ogretmis (et tahiyattu) ve bunu okuduktan sonra namazini tamamlamis olursun. Artik kalkmak istersen kalk oturmak istersen otur.(ibn Hibban, Muslim)

Fatiha Farz mi Vacip mi?

Fatihayi okumayanin namazi yoktur (Buhari, Muslim, Ebu Davud)

+

“Kur an dan kolayiniza geleni okuyun ”[el-Muzzemmil 73/20]

…Hz Peygamber soyle buyurdu; namaza kalktigin zaman tekbir getir,sonra kolayina gelen Kur an ayetlerini oku.ardindan ruku ettiginde tam kanaat getirinceye kadar rukuda kal…(Buhari)

“Kisinin imamin arkasinda olma durumu haric,fatiha nin okunmadigi butun namazlar eksiktir’’[Darakutni]

“Her kim imamin arkasinda namaz kilarsa,bilsin ki, imamin kiraati onun kiraatidir “[Darakutni]

HANEFiLERE GÖRE YUKARDAKi HADiSLERE BiNAEN VACiPTiR, CÜNKÜ BU HADiSLER OLAYI SÜPHELi HALE DÖNÜSTÜRMEKTEDiR.

imamin arkasinda kiraat "Kur'ân-ı Kerîm okunduğu zaman onu dinleyiniz ve susunuz ki

merhamet olunasınız." (A'râf, 7/204).

"Kim imanın arkasında namaz kılarsa, imamın kıraati onun da kıraatidir." (İbn Mâce, İkâme, 13).

"İmam, kendisine uyulmak için öne geçirilmiştir. Bu yüzden, o tekbir alınca siz de alınız. Okuduğu zaman ise susunuz." (Buharî, Müslim).

Hz. Peygamber (s.a.s) bir gün ikindi namazını kıldırırken, arkasında cemaatten bir adam "Sebbihi'sme Rabbikel a'lâ" suresini

okumaya başladı. Rasûlüllah (s.a.s), namazın sonunda cemaate dönerek, okuyanın kim olduğunu sordu. Bir adam kendisinin okuduğunu söyleyince Hz. Peygamber:

"Ben, sizden bazılarınızın benimle münâkaşa ettiğinizi sandım." (Müslim, Salât, 48)

KIYASTAN DELiL Cemaat üzerine kıraat gerekseydi, diğer rükünlerde olduğu gibi, namaza imam rukuda iken

yetişen (mesbûk) kıraatten sorumlu tutulurdu. Ama rükû'da yetişen kimse o rek'ate yetişmiş sayılır.

İmam Muhammed, gizlice kıraat yapılan namazlarda cemaatın da kıraat yapmasını caiz görmüştür.

NAMAZIN VACiPLERi 1) Namaza "Allahu Ekber" sözü ile başlamak

2) Namazda fatiha süresini okumak

3) Bir sure okumak

4) Fatihayi sureden once okumak

5) ilk iki rekatta zammi sure okumak

6) Tadili erkan (incl. Ruku ve secdeyi tam yapmak)

7) Secdede burnu yere degdirmek (yedi organ üzerine secde etmek)

8) iki secde arasinda oturmak

9) ilk oturus

10) Et tahiyyatu duasini okumak

11) Selam vermek

12) Sehv secdesi yapmak

13) Tilavet secdesi yapmak

14) Öğle ve ikindi namazlarında bunları içinden okumak

15) imamın açık okunacak yerde açık, gizli okunacak yerde de gizli okuması.Vitir namazında "kunut" duâsını okumak.

16) Bayram namazlarında ilâve tekbirleri söylemek.

ÖNEMLi KURALLAR

Farzlardan herhangi birisi bilerek veya unutularak hataen yapilmayacak olursa namaz BATIL olur yani bozulur. Farzin geciktirilmesi durumunda ise SEHiV SECDESi yapilmalidir.

Vâciblerden birinin unutularak yapılmaması (terki), yahut sonraya bırakılması (te'hiri), yahut da vaktinden önce yapılması (takdimi) durumunda sehiv secdesi yapilmalidir .

Vaciplerden birisi bilerek kasten terkedilirse namaz bozulur.

NAMAZIN SÜNNETLERÏ ve MÜSTEHAPLARI 1. Namazda sünneti terk etmek, namazı bozmaz, sehiv secdesi yapmayı da gerektirmez,

2. ancak mekruh olur.

3. Tekbir alirken elleri kaldirmak

4. Ellerin kulaklara kadar kaldirilmasi

1. Rivayet edildigine gore Vail,Hz Peygamber in [s.a.s]namaza duracagi zaman ellerini omuzlarinin hizasina kaldirdigini, bas parmaklarini kulaklarin hizasina getirdigini ve sonra tekbir aldigini gormustur. [Ebu Davud]

5. Elleri kaldirirken parmaklari acmak

1. Ebu Hureyre den soyle nakledilmistir;Hz Peygamber tekbir getirecegi zaman parmaklarini acardi. [Tirmizi]

6. Ellerin kaldirirken avuc iclerini kabeye cevirmek

7. Sag eli sol elin üstüne koymak

8. Subhaneke duasini okumak

9. Gizlice euzu cekmek

10. Gizlice besmele cekmek

11. Amin demek

12. Her egilip kalkmada tekbir getirmek

13. Rukuda dizleri kavramak

14. Rukuda parmaklari acmak

1. Alkame b.Vail,babasinin soyle soyledigini nakletmistir ;Hz Peygamber rukuya egildigi zaman parmaklarini aralar,secdeye gittigi zaman ise parmaklarini birlestirirdi..[Taberani]

15. Rukuda beli dumduz yapmak

16) Elleri sadece iftitah tekbiri alirken kaldirmak

Bera dan nakledildigine gore Hz Peygamber namaza baslayacagi zaman ellerini kulaklarina yakin bir yere kadar kaldirir,sonra bir daha kaldirmazdi.

[Ebu Davud, I, 200]

Abdullah b.Mes’ud ;iyi bakin,size Hz Peygamber gibi namaz kildiracagim dedi ve namaz kildirdi.Ellerini ise sadece namaza baslarken kaldirdi.

[Tirmizi, I, 162 ve Nesai]

Vail,Hz Peygamber in [s.a.s]namaza duracagi zaman ellerini omuzlarinin hizasina kaldirdigini,bas parmaklarini kulaklarin hizasina getirdigini ve sonra tekbir aldigini gormustur.

[Ebu Davud, I, 193]

ibn Abbas Hz. Peygamberin soyle buyurdugunu nakletmistir:

Eller ancak su yedi yerde kalkar: Namaza baslarken, Kabeye bakarken, Safada dururken, Mervede dururken, Arafatta vakfeye durunca, Muzdelifede ve Seytan taslarken iki yerde.

[Taberani, XII, 129]

Hanefi ve Malikilere göre, rükuda ve rükudan kalkmada iftitah tekbiri dışında elleri kaldırmak sünnet değildir.

İbni Ömer’in hadisidir. Şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (as) namaza kalkınca iki elini omuzlarının hizasına gelecek şekilde kaldırır, sonra tekbir alırdı. Rüküya varmak isteyince de ilk tekbir de olduğu gibi yine iki ellerini kaldırır ve şöyle derdi: “Semi allahu

limen hamideh. Rabbena ve lekel hamd.”

(Buhari ve Muslim)

Şafiiler ile Hanbelilere göre iftitah tekbiri dışında rükuda, rükudan kalkışta iki eli kaldırmak sünnettir.

17. Rukuda basi ne tamamen egmek, Ne yukari kaldirmak

18. Semiallahulmenhamideh ve rabbenalekelhamd demek

19. Rukuda üc kez Allah’i tenzih etmek

20. Imamin Semiallahu limen hamideh, Cemaatin Rabbenalekelhamd demesi

21. Rukudan dogrulduktan sonra rukuda kalinan sure kadar ayakta kalmak

22. Secdeye giderken ellerden önce dizleri yere koymak ve egilirken tekbir getirmek

23. Secde ederken kollari acmak

24. Secde esnasinda Ayak parmaklarini kibleye gelecek sekilde katlamak

25. Secde esnasinda kaba etin kaldirilmasi

26. Secde esnasinda parmak uclarini birlestirmek ve kibleye cevirmek

27. Elin ic kisimlarini yere gelecek sekilde secde etmek

28. Secde ederken yuzu ellerin arasina koymak

29. Secdede uc kez Allah’i tenzih etmek

30. Secde ederken ökceleri birlestirmek

31. Secde esnasinda dirsekleri yere degdirmemek

32. Iki secde arasinda köpek oturusu gibi oturmamak

33. Nafile namazlarda iki secde arasinda dua etmek

34. Secdeden ayaga kalkarken ayak ucuna yuklenerek kalkmak

35. Sag ayagi dikip sol ayagin ustune oturmak

36. Otururken elleri uyluk kemiginin uzerine koymak ve kelime-i sehadette isaret parmagini kaldirmak

37. Et tahiyyatu duasindan sonra Salli-Barik dualarini okumak

38. Son oturusta me’sur dualar okumak (Rabbenalar gibi)

39. demek sunnettir (Selamda) عليكم ورحمة الله

40) Ellerin göbek altında bağlanması

Hz. Ali "Sağ elin sol el üzerine göbeğin altına konması sünnettendir" demiştir.

(Ebu Davut, Salat,118 / Ahmed bin Hanbel)

Hanefîler ile Hanbelîlere göre ise, namaz kılan kişi iki elini göbeğin

altına koyar.

Şâfıîlerde müstehap olan, iki elin sola meyilli olarak, kadınlarda göğüs üzerine ve erkeklerde göbeğin üstüne konmasıdır.

Malikîlere göre, namazda iki elin vakarlı bir biçimde salıverilmesi

menduptur.

41) Tesehudde parmagi kaldirmak

"Hz. Peygamber (a.s.) sağ elini sağ dizi üzerine koyup elli üç sayısı şeklinde parmaklarını

yumdu ve işaret parmağı ile işarette bulundu." (Muslim) Parmaklan hareket ettirmemesi gerektiğinin delili Abdullah b. Zübeyr'in rivayet ettiği

şu hadistir: "Hz. Peygamber (a.s.) dua ettiği zaman parmağı ile işaret eder ve parmağını hareket ettirmezdi."(Ebu Davud) Sa'd b. Ebu

Vakkas'ın rivayetinde ise şöyle buyurulmaktadır: "Ben parmaklarımla dua ederken Hz. Peygamber (a.s.)

bana uğradı, ve "ehad, ehad" diyerek işaret parmağı ile işarette bulundu." (Nesai)

42. Yemegi namazdan önce yemek

42. Aksam yemegi hazirlandigi bir sirada aksam namazi vakti girerse namaz kilmadan önce yemek yiyin. Yemeginizi yerkende acele etmeyiniz.(Muslim)

43. Sıkısmadan namaz kılmak

42. Namaz vakti girer ve kisi sıkısırsa, önce ihtiyacini gidersin(Hakim, mustedrek)

44. Son kez kiliyorcasina namaz kilmak

42. Kildigin namazi en son namazinmis gibi, bir daha namaz kilma firsati bulamayacak bir kisinin kildigi namaz gibi kil (ibn Mace)

45. Namazda hareket etmemek ve saga sola donmemek.

42. Su hale bakin! Serkes atlarin kuyruklari gibi ellerinizin kalktigini goruyorum. Namazda sukunutle olun (Muslim)

46. Kalbi mesgul edecek seylerden uzak durmak

42. Hz. Peygamber üzerinde cizgiler bulunan hamisa adli bir elbise ile namaz kilmaya kalkti. Namaz esnasinda onun cizgilerine bakti. Namaz bitince bunu Ebu Cehm’ e götürün ve bana enbicaniye getirin. Cünkü bu elbise namazda iken beni mesgul etti.(Muslim)

47. Kiyami uzatmak

42. En hayirli namaz kiyami en uzun namazdir (Buhari)

48. Saf tutarken omuzlari birlestirmek

42. Saflarınızı düz tutunuz. Omuzları bir hizaya getiriniz. Aralıkları kapayınız. Saf düzeni için elinizden tutup çeken kardeşlerinize yumuşak davranınız. Şeytanın girebileceği boşluklar bırakmayınız. Allah, safları bitişik tutanların gönlünü hoş eder. Safları bitişik tutmayanlara Allah nimetlerini lutfetmez." (Ebû Dâvûd)

NAMAZIN MEKRUHLARI

1. Sunnetlerden birini terketmek mekruhtur

2. Namazda iken secde edilecek yerdeki taslari duzeltmek

3. Esnemek 1. Sizden biri namazda esnerse uykusu gecene kadar uyusun.(Buhari)

4. Gözleri yukari kaldirmak

5. Gözleri kapamak 1. Sizden biri namaza durdugu zaman gozlerini kapatmasin.(Taberani)

6. Genirmek 1. Namazda genirmek seytandandir.icinizden kimin genirmesi tutarsa

mumkun oldugu kadar genirmesin (Tirmizi)

7. Kibleye ve saga dogru tukurmek

8. Namazda saga sola donmek

9. Parmaklari birbirine gecirmek

10. Parmaklari citlatmak 1. Namazda gulen, saga-sola donen ve parmaklarini citlatan kimse

birdir(Taberani)

11. Elbiseyle oynamak 12. Namazda üflemek 13. Omuzlar acik bir sekilde namaz kilmak 14. Elbiseyi toplamak 15. Namaz kilanin önunden gecmek

11. Namaz kilanin önunden gecen kimse ne kadar gunah isledigini bilseydi, onun icin kirk gun beklemesi onun onunden gecmesinden daha hayirli olurdu (Muvatta)

16. Köpek ve resim bulunan evde namaz kilmak 17. Birisinin yuzune karsi namaz kilmak 18. Ezberinde baska bir sûre var iken ayni sûreyi, bile bile

iki rek'atte tekrar okumak 19. ikinci rek'atta birinciden uzun okumak (?) 20. Kur’an sirasina göre okumak (?) 21. Basi acik namaz kilmak (?)

11. Sarıkla kılınan iki rekat namaz, sarıksız kılınan 70 rekat namazdan daha efdaldir. (Ebu Nuaym)

22) Namazda selam alip vermek

Abdullah Bin Mesud (ra) şöyle demiştir;

Biz İslam’ın ilk yıllarında namazda bulunan kimseye selam verir ve ihtiyacımızı (on­dan) sorardık. Habeşistan’dan döndükten sonra Resulullah’ın yanı­na geldim. Namaz

kılıyordu. Selam verdim selamı(mı) almadı. Beni selamın alınıp verilmesiyle ilgili düşünceler sardı.

Resulullah (asm) namazı bitirince;

Allah emir (ve hükümlerinden istediğini yeniler. Allah-ü Teala kesinlikle namazda konuşmamanıza (dair yeni)

hüküm gönderdi buyurdu ve selamımı aldı. (Buhari, Nesai,Ebu Davud)

Namazda yapilmasinda sakinca olmayan durumlar

Allah korkusundan dolayi aglamak Hz. Peygamberi namaz kilarken gordum. Gögsünden

aglamaktan dolayi degirmen tasinin sesi gibi ses geliyordu.(Ebu Davud)

Tebessum etmek Bir keresinde peygamber namazda tebessum etmisti. Biz ey

Allahin resulu namaz kilarken tebessum mu ettiniz? diye sorduk. Bunun uzerine soyle buyurdu: Biraz önce bana Mikail ugradi. Kanatlarinda toz vardi. O bana güldü, ben de ona tebessum ettim. Bir kavmin duasini yerine getirmekten dönuyordu. (Darekutni)

Bir kisinin sirtina dogru namaz kilmak

Ayakkabi ile namaz kilmak

Seccade uzerinde namaz kilmak Hz. Peygamber hasir ve tabaklanmis postun uzerinde namaz

kilardi. (Ebu Davud)

Namazda hafif hareket etmek Hz. Ayse’ye eliyle durter ve toplanmasini saglardi hadisi

NAMAZIN BOZAN HALLER

1. Abdestinin bozulduguna kesin kanaat getirmek

1. Peygambere abdestinin bozuldugunu zanneden kisinin durumu soruldu. Resulullah: O bir ses duymadikca ya da bir koku almadikca namazindan cikmasin. buyurdu(Buhari)

2. Kasten ve mazeretsiz olarak farzlardan birisinin terkedilmesi

3. Kasten yemek ve icmek

4. Namazda konusmak

1. Hapsurana “Yerhamukellah” demek de dahil

2. Selam alinip verilmesi(?) de dahil

5. Gülmek

1. ibnul Munzir: Gülmek dolayisiyla namazin bozulacagi üzerinde icmaa vardir. der

6. Kıbleden göğsünü çevirmek.

7. Dünyaya ait bir iş dolayisiyla sesli ağlamak

8. Öksürüğü yok iken, zorla öksürmeğe çalışmak, boğazını hırıldatmak.

9. Âyeti yanlış okuyarak mânâsını bozmak.

10. Teyemmüm almış kimsenin namazda iken suyu görmesi.

11. Namazda iken bayılmak.

12. Namazda zamm-ı sûreyi Mushaf'a bakarak okumak.

13. Erkekle kadının yanyana bir hizada namaza durmaları

14. Namazda iken, dıştan bakana kesinlikle namazda olmadığı intibaını verecek şekilde bir işle meşgul olmak. Meselâ, tarakla saçını taramak gibi.

15. Mest üzerine yapılan meshin müddeti, namazda iken bitmesi.

16. İmama uymuş bir kimsenin namazın bir rüknünü imamdan önce yapması. Meselâ, imamdan evvel rükû'a gidip ondan önce rükû'dan kalkması.

17. Bir kimse namazda vücudunu bir kere veya üstüste iki kere veya başka başka rek'atlarda birer veya ikişer kere kaşısa, namazı bozulmaz. Fakat bir rek'at içinde birbiri ardınca üç kere kaşıyacak olsa, namaz bozulur.

CEMAATLE NAMAZ

Cemaatle namaz kilmanin fazileti? Cemaat en az kac kisiden olusur? Namaza giderken nasil yürünür? imamla birlikte tekrar namaz kilmak? imam olmaktan kacinmak mekruhtur? Bir mazerete binaen cemaate gitmemek? Nafile namazlarin cemaatle kilinabilmesi? Saflarin duzgun tutulmasi? Kadinlarin cemaatle namaz kilmalari ve imam

olmalari? Cocugun imam olmasi? Farz kilanin, Nafile kilanin arkasinda namaza durmak? imamliga en uygun olan kimse? imamin namazi bozulursa? Sütre?

GECEN NAMAZLARIN KAZASI

İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Müşrikler Hendek günü Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı fazlaca meşgul ederek dört vakit

namazı kazaya bıraktırdılar, geceden Allah'ın dilediği bir müddet geçinceye kadar onları kılamadı. Sonra Bilâl (radıyallâhu anh)'e

emretti, o da ezan okudu. Sonra kâmet getirdi. Resülullah öğleyi (kazâen) kıldı. (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi, Resülullah ikindiyi kıldı. Sonra (Bilâl tekrar) ikâmet getirdi. Resülullah akşamı kıldı. Sonra

(Bilâl yatsı için) kâmet getirdi ve Resülullah yatsıyı kıldı."

(Tirmizi,Nesai)

---||---

"Her kim bir namazı unutur veya ondan gaflet edip uyuyakalırsa, onu hatırladığında hemen kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur..."

(Buhari)

---||---

"Hz. Bilalin kaldirmak üzere tayin edilmesi fakat onunda uyumasi hadisi"(Buhari)

Kasden namazı terketme günahının, kaza ile telâfisinin mümkün olmayacağı, esâsen Rasûlüllah (s.a.s.) in bu konudaki söz ve

uygulamalannın hep mazeret sebebiyle vakti geçirilmiş namazlarla ilgili olduğu düşüncesinden hareketle, sahabeden Hz. Ömer, oğlu

Abdullah, Sa'd b. Ebî Vakkas, İbn Mes'ud, Selman Fârisî ve tâbiundan el-Kasım b. Muhammed, Muhammed b. Sîrin, Mütarraf b. Abdillah,

Ömer b. Abdilaziz, Büdeyl b. Meysere ve Sâlim b. Ebi'l-Ca'd ile Dâvud ez-Zâhîri, İbn Hazm ve İbn Rüşd gibi Zâhiri mezhebi müctehit ve fakihleri kasden terkedilmiş olan namazların kaza edilemeyeceği

görüşünde iseler de, başta dört mezheb müctehid ve fakihleri olmak üzere İslâm âlimlerinin cumhuruna (çoğunluğuna) göre, edâsı farz olan namazların, mazeretsiz (kasden) terkedilmiş de olsa, kazası da

farzdır.

(Bedreddin Ayni)

Günlük iş ve ibadet saatleri ile yemek, uyku, dinlenme... gibi hayatî ihtiyaçların karşılanması için geçen zamanlar dışında kalan bütün boş vakitlerde devamlı olarak kaza namazı kılınarak, borcun bir an önce

bitirilmesi gerekir.

(Ayni, Sevkani)

Şafiîler dışında diğer üç mezhebe göre de, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmaları câiz; Hanefîlere göre ise efdaldir.

"Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de

bunun gibi yapılır.“ (Ebu Davud, Tirmizi)

"Kim uyur veya unutup vitir namazini kilmazsa hatirladigi zaman veya uyandigi zaman onu kilsin"(Tirmizi)

CUMA NAMAZI

Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, elbette

bu, sizin için daha hayırlıdır.

Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan isteyin. Allah'ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.

Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve

ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

(Cuma süresi 9-10-11)

Evs İbnu Evs radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Cum'a, en hayırlı günlerinizden biridir. Hz. Adem aleyhisselam(ın toprağı) o gün yaratıldı, o gün kabzedildi. (Kıyamette Sûr'a) o gün üflenecek,

sayha da o günde olacak. Öyleyse o gün bana salâvatı çok okuyun. Zira salâvatlarınız bana arzedilir!" Orada bulunanlar: "Salavatlarımız size nasıl

arzedilir? Siz çürümüş olacaksınız!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Allah Teala Hazretleri, Arz'a peygamberlerin cesetlerini yemeyi haram kıldı! buyurdular."

(Ebu Davud, Nesai)

“Üzerine güneş doğan en hayırlı gün cuma günüdür. Âdem o gün yaratıldı, o gün cennete konuldu ve yine o gün cennetten çıkarıldı. ”(Muslim)

Cuma günü müminlere verilmis bir hidayettir

"Biz zaman bakimindan ehli kitaptan sonra geliriz, ancak kiyamet gunu derece bakimindan onlardan ilerde olacagiz. Soyleki onlara kitap bizden önce verildi. Sonra onlar kendilerine farz kilinan bu gunde ihtilaf ettiler. Allah bize hidayet

nasip etti ve cuma gununu gosterdi."(Buhari)

Cuma günü yapilmasi gerekenler

Selmân (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü boy abdesti alarak elinden geldiğince temizlenir, saçını sakalını

yağlayıp tarar veya evindeki güzel kokudan süründükten sonra câmiye gider, fakat orada yan yana oturan iki kimsenin arasını açmaz, sonra Allah Teâlâ’nın kendisine takdir ettiği kadar namaz kılar, daha sonra sesini çıkarmadan imamı dinlerse, o cumadan öteki cumaya kadar olan günahları bağışlanır. ”(Muslim)

Cumaya erken gitmenin fazileti

Ebû Hüreyre (r.a)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir kimse cuma günü cünüplükten temizleniyormuş gibi boy abdesti aldıktan sonra

erkenden cuma namazına giderse bir deve kurban etmiş gibi sevap kazanır. İkinci saatte giderse bir inek, üçüncü saatte giderse boynuzlu bir koç kurban etmiş gibi

sevap kazanır. Dördüncü saatte giderse bir tavuk, beşinci saatte giderse bir yumurta sadaka vermiş gibi sevap elde eder. İmam minbere çıkınca melekler

hutbeyi dinlemek üzere topluluğun arasına katılır. ” (Buhari)

Kimlere farzdir

Ebu hanifeye göre 5 gurup haric herkese farzdir bunlar: Köleler, yolcular, Kadinlar, Cocuklar ve hastalar.

Günes tepe noktasina gelmeden önce cuma günü yolculuga cikmak mekruh degildir. Gunes tam tepe noktasina geldikten sonra ise cuma

namazini kilmadan yola cikmak tahrimen mekruhtur.

Cuma hutbesi

Hz Peygamber iki hutbe okurdu. ilk önce minbere ciktigi zaman bir muddet otururdu. Hatirladigima gore muezzin ezani bitirene kadar oturmaya devam ederdi, sonra kalkar, hutbesini okurdu. Ardindan oturur ve hic konusmazdi. Sonra kalkar ve bir hutbe daha okurdu.

(Ebu Davud)

Hz. Peygamberin iki hutbesi vardi. iki hutbe arasinda otururdu, hutbede Kur'an okur ve insanlara ögüt verirdi. (Muslim)

imam Muhammed: Hutbe namaz gibidir. Bu yuzden hapsiran kimse icin yerhamukellah denmez ve selam alinmaz.

Kadinlar cuma namazi kilabilir mi?

Cumada neden iki ezan okunur?

Zuhuri ahir ne demektir?

Cemaatin sayisi en az kac olmalidir? -Ebu hanife : imamin disinda en az üc salih erkekten meydana gelir.

-Talebeleri : imamin disinda iki kisi yeterlidir.

Cuma ile ilgili bazi sorular

ViTiR NAMAZI

Hz. Büreyde (radıyallahu anh) anlatıyor: ''Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Vitr

namazı haktır. Kim bunu kılmazsa bizden değil dir." Bunu Efendimiz üç kere tekrar etti.''

(Ebu Davud)

"Vitir her müslüman üzerine bir haktır (vazifedir). Kim beş ile vitir kılmayı severse yapsın. Kim de üç ile vitir kılmak isterse yapsın. Kim tek rek'atla vitr

kılmayı dilerse kılsın."

(Ebu Davud, Nesai, ibn Mace)

Taassuba bir örnek

http://www.sahihhadisler.net/?pid=p&id=2542

Hz. Ayse: Allah resulu vitir namazini kilarken ikinci rekatta

selam vermezdi(Darimi)

---||---

Hz. Ayse: Allah resulu 3 rekat vitir namazi kilardi. Sadece

ücüncü rekatta selam verirdi. Muminlerin emiri hz. Ömer bu sekilde kilardi. Medine ehli de onun

görüsünü almistir. (Buhari)

GECE NAMAZI "Onların yanları yataklarından uzaklaşır (teheccüd namazı kılmak için yataklarından kalkarlar), korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve

kendilerine verdiğimiz rızıktan (hayır için) harcarlar. Yaptıklarına karşılık olarak onlar için gözlerini aydınlatıcı ne güzel (nimetlerin)

saklandığını hiç kimse bilmez."

(es-Secde, 32/16-17).

"Geceleyin kalkıp namaz kılan ve karısını uyandırarak ona da kıldıran, şayet kalkmak istemezse yüzüne su serpen erkeğe Allah rahmet eder, (günahlarını bağışlar). Yine geceleyin kalkıp namaz kılan ve kocasını

uyandıran, kalkmak istemezse yüzüne su serpen kadına da Allah rahmet eder (günahını bağışlar)."

(Ebû Davûd, Salâtü'tTatavvu', 18).

“Gece namazına devam ediniz. Zira bu sizden önceki salihlerin ibadetidir. Çünkü gece ibadeti, Allah’a yakınlık günahlara kefaret olup insanı

bedeni hastalıklardan korur ve günahlardan uzaklaştırır.”

(Tirmizi, Deavât, 101)

2, 4 ve 8 rekat olarak kılınabilir.

ikiser ve dorder rekat olarak kilinabilir.

Bu namaz gece bir miktar uyuyup sonra kılınacağı gibi uyumadan da kılınabilir.

TERAViH NAMAZI "Kim ramazanın faziletine inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek

terâvih namazını kılarsa, geçmiş günahları bağışlanır.“ (Buhârî, Îmân 37)

"Resulullah (s.a.s) Ramazanda mescitte gece bir namaz kildi. Sahabenin çogu da onunla birlikte o namazi kildi. Ikinci gece yine ayni namazi kildi. Bu kez O`na tabi olarak ayni namazi kilan cemaat daha fazla oldu. Üçüncü gece

Hz. Muhammed (s.a.s) mescit`e gitmedi. Orayi dolduran cemaat onu bekledi. Resulullah (s.a.s) ancak sabah olunca mescide çikti ve cemaata

şöyle buyurdu:

"Sizin cemaatla teravih namazini kilmaya ne kadar arzulu oldugunuzu görüyorum. Benim çikip, size namazi kildirmama engel olan bir husus da yoktu. Ancak ben size, teravih namazinin farz olmasindan korktugum için

çikmadim"

(Buharî, Teheccud, 57).

Hz Ayse’ye Hz. Peygamber Ramazan’da nasil namaz kilardi? Diye sorulmus. O’da: Hz. Peygamber Ramazan ve diger aylarda on bir rekattan fazla

namaz kilmazdi.

(Müslim)

Nakledilen bütün bu rivâyetlere göre teravih namazının sekiz rekatının müekked sünnet olduğunda şüphe yoktur. İbnu`l-Humam gibi bazı alimler, sekiz rekattan fazlasının müstahap

olduğunu söylemişlerdir.

(Fethul Kadir)

Teravih namazını, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha faziletlidir. Dört rekatta bir selam vermek de

caizdir. Fakat bu şekilde kılmak mekruhtur.

Ramazanda vitir namazida cemaatle kilinir. Kunut dualari gizli okunur ama imam Muhammede göre imam aciktan okur

cemaatte amin der.

Yatsi namazindan önce teravih namazi kilinmaz.

Alimlerin cumhuruna göre teravih namazini cemaatle kilmak daha güzeldir. imam Safiiye göre Kur’ani guzel okuyan

kimsenin tek basina kilmasinin daha uygun olacagi görüsünü benimsemistir.

Ay ve Güneş tutulması Namazi Cabir bin Abdullah´tan rivayet edildiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle

buyurmuştur: "Şüphesiz Güneş ve Ay Allah´ın (kudretini yansıtan) delillerden iki delildir. Herhangi bir kimsenin ölümü veya haya­ti için

tutulmazlar. O halde (Güneş ve Ay´ın) tutulusunu gördüğünüz za­man namaz kılınız. İçinde bulunduğunuz durum aydınlanıncaya kadar dua

ediniz"

(Muslim)

Güneş veya ay tutulduğunda cemaatle iki rek´at namaz kılmak sünnet-i müekkede´dir.

İhram tekbiri alınıp normal dua ve Fatiha okunduktan sonra Bakara suresi veya onun kadar ayetler okunup rükua varılır.

Rükuda 100 ayet kadar teşbih edilir. Sonra tekrar ayağa kalkıp Fatiha okunur ve ondan

sonra Al-i İmrân suresi veya 200 kadar âyet okunur. Tekrar rükua varıp orda da 80 âyet kadar teşbih edilir. Sonra itidal ve secdeler edilip ikinci rek´ate kalkınır.

İkinci rak´atta fatiha´dan sonra Nisa suresi veya 150 âyet okunur rüku edilir. Rükuda 70 âyet kadar teşbih edilip tekrar kalkılır ve Fâtiha´dan sonra Mâide suresi veya 100 âyet okunur. Tekrar rükuâ varıp orda da 50 âyet okunur. Sonra itidal ve secdeler edip

teşehhüd, salâvât ve dua okun­duktan sonra selâm verilir.

Güneş tutulması namazı gündüz kılındığı için kıraat gizli olur. Ay tu­tulması namazı ise gece kılındığı için açıktan okunur. Bu namazların ca­mide kılınması daha faziletlidir.

İmam namazdan sonra cuma hutbesi gibi iki hutbe okuyup cemaatı hayır işlemeye ve tevbeye çağırır.

YAGMUR DUASI NAMAZI Yağmurun uzun zaman yağmadığı kuraklık zamanlarında, bir belde ahâlîsinin

topluca dua etmeleri. Fıkıh dilinde yağmur duasına "istiskâ" denilir. "İstiskâ", yağmur talebinde bulunmak anlamına gelir.

Yağmur duası sünnettir. Hem Peygamberimiz hem de onun Raşid halîfeleri

yağmur duasında bulunmuşlardır.

Müslümanlar dua edilecek yere vardıklarında, önce iki rek'at namaz kılarlar. Namazın cemaatla kılınması menduptur. İmam namazdan sonra kalkar ve

cemaata karşı bir konuşma yapar. Namaz ve hutbenin bulunuşu, Ebû Yusuf ve Muhammed'in görüşleridir. İmam Azam'a göre; yağmur duası sadece dua

ve istiğfardan ibarettir; namaz ve hutbe yoktur.

imam ayağa kalkar ve yönünü kıbleye çevirir. Cemaat onun arkasında kıbleye karşı ve oturarak dururlar. İmam, Allah'a dua eder, cemaat de "amin" der. Hz. Peygamberden nakledilen, yağmur duası için özel dualar vardır. Dua

ederken bunların okunması daha uygundur (İbn Abidîn, Reddü'l-Muhtar, II, 184; Kâsânî, Bedâiu's-Sanâi, I, 282; Ö. Nasûhi Bilmen, Büyük İslâm İlmihali, 272 vd.;

A. Hamdi Akseki, İslâm Dini, 192).

HASTA NAMAZI Imran bin Husayn : Benim basurum vardi, Hz. Peygambere nasil namaz kilacagimi sordum. O da

soyle cevap verdi: “Ayakta namaz kil. Eger ayakta namaz kilamiyorsan bu durumda oturarak namaz kil. Eger oturarak da namaz kilamiyorsan, yanin uzere uzanarak namaz kil”

(Buhari)

Ruku ve secde yapacak halde degilse basi ile ima ederek namaz kilar. Secde edecegi zaman basini rukudakinden biraz daha fazla eger.

ibn Ömer soyle demistir:

Hasta olan kimse secde edemezse basini hareket ettirerek secde yapar. Hicbir seyi kaldirip alnina koyamaz.

(Beyhaki)

Hz. Peygamber soyle buyurmustur:

Hasta kimse gucu yettigi surece ayakta namaz kilar, eger ayakta namaz kilmaya gucu yetmezse oturarak namaz kilar, sayet secde edecek halde degilse basini hareket ettirerek secde eder, bu sekilde secde ederken basini ruku icin egdiginden biraz daha fazla eger, eger oturarakta namaz kilmaya gucu yetmezse bu durumda sag tarafi uzerine kibleye dogru uzanarak namaz kilar, eger

sag tarafi uzerine uzanarak namaz kilma imkani yoksa bu durumda ayaklari kibleye gelecek sekilde sirt ustu yatarak namaz kilar.

(Beyhaki)

Bir kul hastalanir veya yola cikarsa o kul icin ikamet halinde veya sihhat halinde yaptigi hayirli amellerin sevabi yazilir.

(Buhari)

Kisi basi ile ima ederek namaz kilamayacak derecede rahatsiz ise namazini erteler. Gözuyle veya kalbiyle yada kasiyla ima

yaparak namaz kilmaz. Basini hareket ettirerek namaz kilamayacak derecede rahatsiz olan kimsenin gecirdigi

namazlar 6 yi bulursa bu namazlar duser, zor oldugu icin kaza etmek gerekmez.

Ayakta durabilen anca ruku ve secde yapamayan kimsenin ayakta namaz kilmasi gerekmez. Oturarak ima yoluyla

namaz kilar.

BAYRAM NAMAZI Enes bin Malik:

Hz. Peygamber Medineye gelmisti. Medine halkinin cahiliyye doneminde oynayip eglendikleri iki gunleri vardi. Allah teala bunlarin yerine daha hayirlilarin getirdi.Bu hayirli gunler Kurban ve

Ramazan bayrami gunleridir. (Beyhaki)

---

Ibn Ömer’in Ramazan bayraminda namazgaha gitmeden evvel gusul abdesti aldigi nakledilmistir. (Muvatta)

---

Hz. Peygamber bayram gunu kirmizi bir burde giyinirdi. (Taberani). Baska bir rivayette yemen isi cizgili bir elbise giyindigi belirtilmistir.

---

Enes bin Malik: Hz. Peygamber Ramazan bayraminda namaza gitmeden önce bir seyler yer; Kurban

bayraminda ise namazdan dönunceye kadar hicbir sey yemezdi. Döndukten sonra da kestigi kurbanin etinden yerdi. (Tirmizi)

---

Cabir bin Abdullah:

Ramazan bayrami gunu namaz icin ezan da yoktur, kamette yoktur.(Muslim)

---

Ibn Abbas:

Ben Resulullah, Ebu bekir, Ömer, Osman ile birlikte bayram namazinda hazir bulundum, Hepside hutbeden önce namaz kildiriyorlardi. (Buhari)

BAYRAM NAMAZI KILINISI ibn Mes’ud

Hz. Peygamber kiraate baslamadan dört kez tekbir getirirdi ardindan Kur’an okurdu, okumayi bitirince tekbir getirip rukuya giderdi. Sonra ikinci rekata kalkar Kur’an okur,

okumayi bitirince dört kez tekbir getirirdi. (Beyhaki)

---

Amr bin Suayb Resulullah bayram namazlarinda birinci rekatta yedi, ikinci rekatta bes tekbir getirirdi.

(ibn Mace)

Ahmed bin Hanbel: Bayram namazlarinda alinan tekbir hakkinda sahih bir rivayet nakledilmemistir.

Hanefiler birinci hadisler amel etmislerdir. Diger mezheplerin cogunlugu ikinci hadisi esas almisitr.

Bayram namazinin detayli kilinisi: http://www.namazzamani.net/turkce/bayram_namazi.htm

YOLCU NAMAZI "Hz. Peygamber (s.a.s)'e yolda arkadaşlık ettim. O, yolculuklarında iki rekattan fazla

kılmazdı. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman da böyle yaparlardı"

(İbn Mâce, İkâme, 75).

Hz. Ömer'in şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Yolcunun namazı, Nebinizin lisanı üzere kısaltılmaksızın tam iki rekattır"

(Buhârî, Taksîr, 11; Küsûf, 4; İbn Mâce, İkâme, 73, 124).

Hanefîlere göre, yolcunun namazları kısaltarak kılması vacib ve aynı zamanda azimettir. Yolcunun bilerek iki rekattan fazla kılması mekruhtur. Bununla birlikte iki rekat kılıp da teşehhütte bulunduktan sonra iki rekat

daha kılacak olsa farzı eda etmiş, son iki rekât da nafile olmuş olur.

Malikilere göre, seferde namazı kısaltarak kılmak müekked sünnet, Şafiî ve Hanbelilere göre ise yolculukta namazları kısaltarak kılmak, muhayyer

olmak üzere ruhsattır. Seferî kişi namazlarını kısaltarak da, tam olarak da kılabilir.

CENAZE

5 yildizli mekaniniz ;)

TABUT Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;

Baş tarafı geniş, ayak ucu dar. Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu, Yarın kendileri dolduracaklar. Her yandan küçülen bir oda gibi, Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış. Sanki bir taş bebek kutuda gibi, Hayalim, içinde uzanmış kalmış. Cılız vücuduma tam görünse de, İçim, bu dar yere sığılmaz diyor. Geride kalanlar hep dövünse de, İnsan birer birer yine giriyor. Ölenler yeniden doğarmış; gerçek! Tabut değildir bu, bir tahta kundak. Bu ağır hediye kime gidecek, Çakılır çakılmaz üstüne kapak?

Ayetler

Ey Muhammed! Senden önce de hiçbir insanı ölümsüz kılmadık, sen ölürsün de onlar baki kalır mı? Senin

ölmenle rahata kavuşacaklarını mı sanıyorlar? (ENBİYA/34)

Her nerede olursanız olun ölüm size yetişir, son derece sağlam kaleler içinde de bulunsanız yine

kurtulamazsınız (NİSA/78)

Hayır hayır, ne zaman ki can köprücük kemiklerine dayanır,"Tedavi edebilecek kimdir?" denilir. Can

çekişen bunun o ayrılık anı olduğunu anlar. Bacak bacağa dolaşır.. İşte o gün sevk, ancak Rabbinedir.

Fakat o, ne sadaka verdi, ne namaz kıldı. (Kiyamet suresi)

Ölüm aninda yapilmasi gerekenler

Ölüm dösegindeki hastanin, ebedi yolculuga ruhen hazirlanmasina yardimci olunmalidir.

Ölmek üzere olan kisi, mümkünse yüzü kibleye gelecek sekilde sag yanina çevrilir. Bu mümkün degilse, basi hafifçe yükseltilip ayaklari kibleye dogru uzatilarak sirt üstü yatrilir Eger bu sekilde de mümkün degilse sikinti verilmeyecek sekilde en uygun konumda yatirilir.

Ölüm dösegindeki hastanin genellikle agzi susuzluktan kurur. Dudaklar duzenli olarak islatilmalidir.

Kelimeyi tevhit telaffuz edilir. Fakat soylemesi icin zorlanmaz

“Ölülerinizin(ölmek üzere olan hastalarinizin yaninda YâSin (suresini) okuyunuz”

Ölüm dosegindekinin yakinlarina haber verilir bu sekilde gelip helallesmeleri saglanir.

Vefat hadisesinden sonra cenaze sogumadan üzerindeki elbiseler ve varsa ziynet esyalari cikarilir.

Kisi vefat edince agzi açiksa kapatilir. Bir bez ile çenesi basindan baglanir. Gözleri kapatilir.

Eller yana uzatilir.

Ayaklar uzatilip bas parmaklardan birbirine baglanir.

Sonra ölünün üstüne bir örtü çekilir ve yikanincaya kadar Kur’an okunmaz

Cenazenin defni geciktirilmemelidir. Hz. Peygamber (s.a.s.), “Ölülerinizi defnetmede

acele ediniz” (Tirmizî)

ÖLÜYÜ ÖPMEK Hz Aise den nakledildigine gore Hz Peygamber [s.a.s]Osman b. Maz un oldugu zaman

aglayarak onu opmustur[Tirmizi].Hz Ebu Bekir de oldugu zaman Hz Peygamber i opmustur

Ummu Selemeden nakledilmistir;Hz Peygamber Ebu Seleme nin yanina geldi.Ebu Seleme gozleri acik gitmisti Allah Rasulu gozlerini kapatti

[Ebu Davud]

ÖLÜYE AGLAMAK Abdullah ibn Omer den nakledilmistir;Sad b.Ubade bir hastaliga tutulmustu.Allah

Rasulu Abdurrahman b.Avf,Sa’d b.Ebi Vakkas ve Abdullah b.Mesúd ile birlikte onu ziyarete geldi.Sa’d oluye benzer bi haldeydi.Bunun uzerine Allah Rasulu ‘ruhunu teslim

etti mi’’die sordu .orada bulunanlar hayir Éy Allah in Elcisi’seklinde cevab verdiler.Bu sirada Hz Peygamber in gozlerinden yas dokulmeye basladi.Orada bulunanlarda Allah Rasulu nun agladigini gorunce aglamaya basladilar.Bunun uzerine Allah Rasulu soyle buyurdu;’dinleyin bakayim ,Allah Teala goz yasi ve yurek yanmasindan dolayi azap

etmez.[eli ile dilini gostererek]Ancak sundan dolayi ya azap,ya merhamet eder’’ [MUSLIM]

ÖLÜYE AGIT YAKMAK Ümmetimdeki su dort ozellik cahiliye doneminden kalma.Ummetim bunlari terketmedi

,soyagaci ile ovunmek,soyundan dolayi birini kotulemek,yildizlardan yagmur dilemek ve oluye agit yakmak..Allah Rasulu soyle buyurmustur[oluye agit yakan;olmeden once

tovbe etmesse kiyamet gunu uzerinde katrandan bir elbise,deri hastaligindan bir zirh olur..[MUSLIM]

Cenaze yikama, kefenleme ve defin

6 Bölümlük video:

http://www.youtube.com/watch?v=IviQGNxFMAs

http://www.youtube.com/watch?v=C6gh-rZ6ELo

http://www.youtube.com/watch?v=B8eLY82Kc1I

http://www.youtube.com/watch?v=bqUNnUMdJaM

http://www.youtube.com/watch?v=UzFCkx56-CI

http://www.youtube.com/watch?v=xBAWMIQvlmI

Cenazeyle ilgili bazi notlar

Dogdugu zaman sesi cikan cocuk ölürse, önce isim verilir, sonra yikanir. Ardindan cenaze namazi

kilinir. Eger yeni dogan cocuk hic ses cikarmadan ölmusse bir beze sarilir ve cenaze namazi

kilinmadan defnedilir.

“Dogarken hic ses cikarmadan ölen cocugun namazi kilinmaz. O mirasci olamaz, mirasda

birakamaz” (Tirmizi)

Bir cenaze, namaz kilinmadan defnedilirse, curumedigi dusunuldugu surece kabri basinda cenaze

namazi kilinir. Bu konuda Mescidi supuren zenci adam hadisi delil alinmistir. (Buhari) Bkz. 280

Hanefilere göre giyabi cenaze namazi kilinmaz. Hz Peygamberin Necasinin cenaze namazi

kildirmasi peygambere has bir uygulamadir. Bazi hadislerde su ibare gecmektedir: Hz Peygamber

kalkti, insanlarda O’nun arkasinda saf tuttu. Insanlar Necasinin cenazesinin Peygamberin önünde

oldugunu dusunuyorlardi. (ibn hibban)

Had cezasina captirilmis Kimsenin cenaze namazi kilinir. Delil olarak zina yapan kadin hadisine

bakilabilir. (Muslim 1324)

intihar eden kimsenin cenaze namazi kilinir fakat kilinmaz diyen alimlerde vardir: “Hz.

Peygambere sivri ve genis bir ok ile canina kiymis bir adam getirildi. Allah resulu onun cenaze

namazini kilmadi.”(Müslim)

Kadinlarin Kabir ziyareti islamin ilk yillarinda yasaklanmis fakat daha sonra izin verilmistir.

Ibn Abbas “Hz Peygamber kabirleri ziyaret eden, onlarin üzerinde namaz kilacak yerler edinen ve

oralarda mum yakan kimseleri lanetlenmistir.” (Tirmizi)

Hz. Peygamberin Mujdesi yoksa Sehid bile olsa hicbir ölünün Cennete gittigine, Allah’in

Rahmetine mazhar olduguna sahitlik edilemez. (Bkz. 288)

MESCiD Her kim bir mescid yaptirirsa Hak teala da onun icin cennette bir benzerini insa eder.(Buhari)

Allah'in camilerini ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazi dosdogru kilan, zekati veren

ve Allah'tan baskasindan korkmayan kimseler imar eder.(Tevbe suresi)

Ebu Zerr'den soyle nakledilmistir: "Ey Allah'in elcisi yeryuzunde ilk hangi mescid yapilmistir? diye sordum. Allah'in resulu "Mescidi Haram" buyurdu. Sonra hangisi dedim? Bu defa "Mescidi Aksa buyurdu". Peki aralarinda kac yil var diye sordum. "Aralarinda 40 sene var". buyurdu " (Muslim)

Allah resulu mescidi yaptigi zaman kadinlara özel bir kapi yapmis ve soyle buyurmustur: "Bu

kapidan hic bir erkek girmesin" (Ebu davut)

"Ancak su 3 mescide yolculuk yapilir: Mescidi haram, benim bu mescidim ve Mescidi aksa“ (Muslim)

Subki: Bu 3 mescidin bulundugu yerin disinda yeryuzunde herhangi bir yer kendi basina degerli

degildir. Bu yuzden vu üc mescidin disindaki yerlere bizzat kendilerinden dolayi yolculuk yapilmaz. Ancak ziyaret, cihad, ilim ögrenme gibi nedenlerden dolayi ziyaret yapilabilir.

"Su benim mescidimde kılınacak bir namaz, Mescid-i haram müstesna, öbür mescidlerde kılınacak

bin namazdan daha hayırlıdır" (Nesai)

"Mescidi Haram'da kilinan namaz yuz bin kat daha faziletli, benim mescidimde kilinan namaz bin kat daha faziletli, Mescidi Aksa'da kilinan namaz ise bes yuz kat daha

faziletlidir."(ibn Mace)

"Kim yola cikip bu mescide, Kuba mescidine gelir ve burada namaz kilarsa umre yapmis gibi sevap alir"(Muslim)

"Sizden biri mescide gelince oturmadan önce iki rekat namaz kılsın" (Ebû Davûd, Salat, 19)

Bir gün Mescid-i Nebevî'de ayakta duruyordum. Birden adamın teki bana bir çakıl taşı artı. Hemen dönüp baktım. O kişi Ömer İbn Hattab'mış. Bana, 'Git şu iki adamı tut getir!1 dedi. Ben de gittim, onları bulup getirdim. Onlara 'Siz kimsiniz?' veya 'Nerelisiniz?' diye sordu.

Onlar da 'Taifiiyiz' diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ömer onlara şöyle dedi: Eğer Medine'li olsaydınız canınızı yakardım. Zira siz, Rasûlullah'ın mescidinde sesinizi

yükseltiyorsunuz!" (Buhari)

"Sogan, sarimsak ve pirasa yiyen kimse bizim mescidimize yaklasmasin. Cunku melekler, insanlarin rahatsiz oldugu seylerden rahatsiz olurlar"(Nesai)

Hz. Peygamber su 7 yerde namaz kilmayi yasaklamistir: Cöplük, mezbahane, kabristan,

insanlarin gelip gectigi yol, tuvalet-banyo, deve yataklari ve Kabe'nin dami. (Tirmizi)

“Ey İslâm’ın nuru Ayasofya! Şerefelerinde fethin şerefi ışıl ışıl yanan muhteşem mâbed! Neden böyle bomboş, neden böyle bir hoşsun?! Hani minârelerinden

göklere yükselen, tâ mâveradan gelen ezanlar? Hani o İlâhî devir, İlâhî nizamlar? Aysofya ses vermiyor, Ayasofya bomboş, Ayasofya bir hoş!

Hani nerde şu muşteşem minberde, binlerce erin, binlerce gâzinin baş koyduğu şu temiz yerde, şimdi hangi kirli ayaklar dolaşıyor! Ayasofya, Ayasofya! Seni bu

hale koyan kim, seni çırılçıplak soyan kim? Hani kubbelerden gönüllere, gönüllerden kubbelere gürül gürül akan, sîneler yakan Kur’an sesleri!... Kur’an sesleri dindirilmiş, müslümanlar sindirilmiş. Allah, Muhammed, hulefâ-i râşidîn,

bu din ulularının isimleri kubbelerden yerlere indirilmiş!

Ayasofya! Ey muhteşem mâbed! Merak etme, Fatih’in torunları yakında seni câmiye çevirecekler. Gözyaşlarıyla abdest alarak secdeye kapanacaklar. Tehlil ve tekbir sadâları boş kubbelerini yeniden çınlatacak. İkinci bir fetih olacak. Ozanlar

bu fethin destanını yazacak, ezanlar ilânını yapacaklar. Sessiz ve öksüz minârelerinden yükselen tekbir sesleri fezâları inletecek. Şerefelerin yine Allah’ın ve O’nun sevgili peygamberi Hz. Muhammed (s.a.s.)’in şerefine ışıl ışıl yanacak.

Bütün dünya Fâtih dirildi sanacak. Bu olacak Ayasofya, bu olacak! İkinci bir fetih, yeni bir ba’sü ba’delmevt. Bu muhakkak...”

Osman Yüksel Serdengeçti

ZEKAT

ZEKAT’IN TARiFi

Zekat : Artmak anlamina gelir

Zekat: Temizlik anlamina gelir

&&

Dinî bir terim olarak, belirli bir malın bir kısmının

Allâh rızası için muayyen kişilere verilmesi demektir.

Zekatla ilgili bazi ayetler "Onların mallarından sadaka al. Onunla kendilerini temizlemiş ve tezkiye etmiş olursun."

(Tevbe, 113)

(Altın ve gümüşü [malı, parayı] biriktirip Allah yolunda harcamayanlara[zekatını vermeyenlere] çok acı azabı müjdele! [Zekatı verilmeyen mallar]paralar, Cehennem ateşinde kızdırılıp, sahiplerinin alınlarına, böğürlerine,

sırtlarına [mühür basar gibi] basılacaktır. Bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Biriktirdiklerinizi [azabını] tadın

denilecektir.)

(Tevbe 34-35)

İnsanların mallarında artış olsun diye verdiğiniz herhangi bir faiz, Allah katında artmaz. Allah'ın rızasını isteyerek verdiğiniz zekata gelince, işte zekat veren o kimseler, evet onlar (sevaplarını ve mallarını) kat kat arttıranlardır.

(Rum 39)

Ey iman edenler! Kendisinde artık alış-veriş, dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce, size

verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Gerçekleri inkâr edenler elbette zalimlerdir. (Bakara 254)

Namazı kılın, zekâtı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah,

yapmakta olduklarınızı noksansız görür.

(Bakara 110)

Şüphesiz iman edip salih ameller işleyen, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır.

(Bakara 277)

Zekatla ilgili bazi hadisler Birgün Allah Resûlü’nün (asm) huzuruna kızıyla birlikte bir kadın gelmiş, kızın elinde iki altın bilezik

gören Allah Resûlü (asm) kadına, “Bu bileziklerin zekâtını veriyor musun?” diye sormuş. Kadın, “Hayır” cevabını verdiğinde, Kâinatın Efendisi (asm), “Peki, Kıyamet gününde bu iki bileziğin yerine Allah’ın iki

tane ateşten bilezik taktırmasını ister misin?” dediğinde kadın zekât için hemen bilezikleri çıkarmış

(Ebu Davud)

Kim ki, Allah kendisine mal verir de o malın zekâtını vermezse, kıyamet gününde zekâtı verilmeyen mal, sahibi için çok zehirli erkek bir yılan suretine konulur. Bu yılanın iki gözü üstünde iki nok­ta vardır. Bu azgın yılan kıyamet gününde mal sahibinin boynu­na gerdanlık yapılır. Sonra yılan ağzı ile sahibinin

çenesini iki tarafından yakalar. Sonra: Ben senin (dünyâda çok sevdiğin) malı­nım; ben senin hazînenim, der". Ebû Hureyre dedi ki: Bundan son­ra Rasûlullah şu maâldeki âyeti okudu: "Allah

'in/adlından kendile­rine verdiğini (harcamakta) cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için bir hayr olduğunu sanmasınlar. Bilakis bu, çnlar için bir şerrdir. Onların cimrilik ettikleri şey, kıyamet günü

boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır“ (Buhari)

"Sakın sizden hiçbiriniz kıyamet günü zekâtını vermediği davarını omuzunda bağırır hâlde taşıyıp

gelmesin ve (yardım isteyerek): Ya Muhammed demesin. O zaman ben ona: Ben senin için hiçbirşey yapmaya mâlik değilim; ben (ilâhî emirleri) tebliğ etmişimdir, derim. Yine sizden hiçbiriniz zekâtım

vermediği devesini böğürür hâlde omuzu üzerinde taşıyarak gelmesin ve Yâ Muhammed demesin. Ben ona: Ben senin lehine hiçbirşeye malik olamıyorum; ben (Allah'ın emir ve nehiylerini) tebliğ etmişimdir,

derim“ (Buhari)

Zekât kimlere farzdır?

•Müslüman olmak

•Akıllı, buluğ çağına erişmiş olmak

•Temel ihtiyaclarin haricinde nisab miktari mala sahip olmak

•Borclu olmamak

•Malın hakikaten ya da hükmen artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte olmasi •Kameri bir yilin gecmesi

Müslüman olmak

Butun ibadetlerin gecerli olabilmesi icin gerekli olna temel sart Muslumanliktir. Ancak

musluman olan kimse zekat verir.

“Onlarin yaptiklarindan her bir isi ele aliriz, onu sacilmis zerreler haline getiririz.”

(Furkan 23)

Akıllı, buluğ çağına erişmiş olmak

Bulug cagina ermemis cocuklarin ve deli olanlarin zekat vermesi farz degildir.

“Su 3 kisiden sorumluluk kaldirilmistir. Iyilesinceye kadarn aklini yitirmis mecnun kisi,

uyanana kadar uyuyan ve bulug cagina erinceye kadar cocuk”

(Kutubi sitte)

Temel ihtiyaclarin haricinde nisab miktari mala sahip olmak

Nisap: asgarî zenginlik ölçüsü şeklinde de tanımlanabilir. Borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak bu kadar mala sahip olan kişi dinen zengin sayılır.

Asli ihtiyaclara örnekler: icinde oturulan ev, giyilen elbiseler, binilmek uzere alinan araba, ev esyalari, meslek icabi alinan aletlere, okunan kitaplara zekat dusmez.

Hadislerde belirlenen nisap miktarları şöyle sıralanabilir;

•80.18 gr. altın veya bunun tutarında para veya ticaret malı •561 gr gümüs •40 koyun veya keçi •30 sığır •5 deve

Borclu olmamak

Borc karsiligi elde bulunan mal, asli ihtiyac kapsamindadir ve o kisinin gercek mali degildir.

“Bu sizin zekat ayiniz. Kimin borcu varsa önce onu ödesin. Böylece ne kadar mali oldugu ortaya

cikar. Sonrada malinin zekatini versin”

(Muvatta)

Malın artıcı, yani kazanç sağlayıcı nitelikte olmasi

Üreme ve ticaret ile meydana gelen artis hakiki artisa örnek olarak verilebilir.

Kameri bir yilin gecmesi

Kisi bir mala sahip olduktan sonra uzerinden bir yil gecmesi lazim. Boylece mevsimlerin

degismesi ve fiyatlarin farklilik gostermesiyle kisinin malini arttirmasi icin imkan dogar.

“Üzerinden bir yil gecmedigi surece kisinin sahip oldugu mala zekat dusmez”

(Darekutni)

Zekâtın ne gibi faydaları vardır

1) Zekât, kişiyi cimrilikten korur, ona cömertlik meziyetini kazandırır. 2) Zekât, kişinin dünya malına duyduğu aşırı isteklerini kırar. 3) Zekât, zenginin yoksula karşı şefkat ve merhamet duygusunu canlandırır. 4) Zekât, zenginin cemiyetteki itibarını yükseltir. 5) Zekât, kalbin katılaşmasını önler. 6) Zekât, zengini hayır yapmaya teşvik eder. 7) Zekât, Allah'ın nimetlerine karşı kişinin şükretmesini sağlar. 8) Zekât, yoksulu ihtiyaç sahibi olmaktan kurtarır. 9) Zekât, fakire şahsiyet kazandırır. 10) Zekât çalışmaktan aciz olanlara normal bir hayat sürme imkanı sağlar. 11) Zekât, zengin ile fakirin birbirine yakınlaşmasını temin eder. 12) Zekât, insanı manevi kirden temizler. 13) Zekât malı her çeşit afet ve tehlikelerden korur. 14) Zekât, mala bereket kazandırarak çoğalmasını sağlar. 15) Zekât, malın stok edilmesini önler. 16) Kısaca zekât mükemmel bir sosyal sigortadır. (Fıkhu'l-Zekât, 2/256)

Altin, gümüs ve nakit para

Hz. Peygamber (sav) Hz. Aysenin huzuruna girdi. O soyle dedi: Allah resulu yanima geldi ve parmaklarimda gumusten yuzukler gordu. Ve soyle buyurdu. “Ayse bunlarda ne?”. Ben sana karsi susleneyim diye bunlari taktim, dedim. Peygamber “Peki bunlarin zekatini veriyormusun?” diye

sordu. Ben hayir dedim. Bana “Bu atese girmen icin yeter” dedi. (Ebu Davud)

80 gram ve üzeri altinin zekati verilir (1/40). Yani 80 gram altina 2 gram zekat düser.

561 gram gümüsünde degeri üzerinden 1/40 biri zekat olarak verilir. Nakit paralarda altina kiyasla hesaplanir. Suanki sartlarda nisab miktari yaklasik 2800 euro

Hanefi mezhebine göre altin, gümüs ve ticari mallarinin nisap miktarinda bunlarin bir cinsten bulunmasi sarti aranmaz.Mesela bir kimsenin bir miktar altini, biraz gümüsü, biraz da ticaret

esyasi bulunsa, bunlarin toplami nisap miktarina ulassa, böyle birinin zekat vermesi farzdir. Safii'ye göre altin ile gümüs farkli cinsten olduklari için, nisapta beraber hesaplanmazlar.

ÖNEMLi BiR HUSUS

Nisâb miktarı mala sahip olan bir kimseye; o mala sahip olduktan itibaren bir

sene geçtikten sonra zekât vermesi farz olur.

Nisâbın, hem senenin başında hem de sonunda mevcut olması gerekir.

Arada azalıp çoğalmasına itibar edilmez.

Zekât verirken malın, sene başındaki veya sene ortasındaki değil,

sene sonundaki değerine itibar edilir.

Mesela; sene başında 500.000 lirası olan bir kimsenin

sene ortasında 300.000 liraya düşse,

fakat sene sonunda 600.000 olsa bu şahıs zekâtıni 600.000 lira

üzerinden verecektir.

ZEKATINIZI HESAPLAMAK iCiN: http://zekat.hesaplama.net/

ÖNEMLi BiR HUSUS

Hububât ve meyveler dışında nisabı tamamlamak için bir cins başka bir cinse eklenemez.

Hayvanlar deve, sığır ve koyun olmak üzere üç cinstir.

Bunlardan bir cins, diğerine eklenemez. Meyveler de başkasına eklenemez.

Kuru hurma, kuru üzüme, fıstık veya fındığa ilâve edilemez Ancak ticaret malları nakit paralara,

nakit paralar da ticaret eşyasına eklenerek nisap bulunur

(İbn Kudâme, a.g.e., II, 730).

Zekatın Verileceği Yerler

"Sadakalar (zekâtlar) Allah'tan bir farz olarak ancak, yoksullara, düskünlere, (zekât toplayan) memurlara, gönülleri (Islâm'a) isindirilacak olanlara,

(hürriyetlerini satin almaya çalisan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda çalisip cihad edenlere, yolcuya mahsustur. Allah pek iyi bilendir, hikmet sahibidir."

( Tevbe Suresi 60)

1)Fakir: İhtiyacından fazla olarak nisab mikdarı bir mala sahib olmayan kimsedir. Bu kimsenin temel ihtiyaçlardan olan evi, ev eşyası ve borcuna denk parası bulunsa da, yine fakir sayılır. 2) Miskin: Hiç bir şeye sahib olmayıp yemesi ve giymesi için dilenmeye muhtaç olan yoksul kimsedir. 3) Borçlu: Bundan maksad, borcundan fazla nisab mikdarı mala sahib olmayan veya kendisinin de başkasında malı varsa da, alması mümkün olmayan kimsedir. Böyle borçlu olan kimseye zekat vermek, borcu olmayan fakire vermekten daha faziletlidir. 4) Yolcu: Parasizlik sebebiyle yolda kalmis olanlardir.Memleketlerinde zengin olsalar dahi böylelerine zekat verilir. 5) Köleler: Bir bedel karşılığında azad edilmek üzere efendisi ile bir anlaşma yapmış olan köle veya cariye demektir. Böyle borç altına girmiş olan bir köleyi bir an önce hürriyetine kavuşturmak için ona zekat verilebilir. Fakat bir kimse, kendi mükâtebine zekat veremez. Çünkü bunun yararı kendisine dönmüş olur. 6) Mücahid: Bundan maksad, Allah yolunda gönüllü olarak savaşa katılmak istediği halde, yiyecekten, silahdan ve diğer şeylerden mahrum olan kimse demektir. Böyle bir kimseye, ihtiyaçlarını gidermesi için zekat verilebilir. Buna: "Fi sebilillah infak = Allah yolunda harcama" denir. 7) Zekat Memurlari: Zekat mallarinin toplanmasi, korunmasi, hesaplarinin tutulmasi ve layik olanlara dagitilmasi için devlet baskani veya yetkili kildigi kimse tarafindan görevlendirilen kisidir.Bu, çalisma karsiliginda alinan bir ücret oldugundan, zekat memurunun zengin olmasi zekattan hisse almasina engel degildir.

8) Müellefe-i kulub

Müellef-i kulub, gönülleri Islama isindirilanlar demektir.Bunlardan

bazilari yeni Müslüman olmus inançlari zayif olan kimselerdir. Peygamber

Efendimiz Hazretleri (s.a.v) Islama isinmalari

ve Müslümanlara zarar vermemeleri için onlara zekattan pay vermistir.

Mesela Uyeyne bin Hisn ile Akra bin Habis, Peygamber Efendimiz Hazretleri (s.a.v) 'nin

bu gaye ile hisse verdigi kimselerdendi.

Fakat Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.anhüm) müellefe-i kuluba zekat vermemislerdir. Hz.Ömer(r.a),

zekattan hisse isteyen Uyeyne bin Hisn ve Akra bin Habis'e

"Resulullah (s.a.v) kalplerinizi Islama isindirmak için size hisse veriyordu.Artik Allah,

dinin güçlendirmistir.Müslüman kalmaya devam ederseniz ne ala, aksi takdirde bizimle sizin

aranizda kiliç vardir" demistir.

Hanefiler, müellefe-i kuluba zekat verilmeyecegi görüsündedir.Alimlerin çogunluguna göre ise,

müellefe-i kuluba ihtiyaç aninda günümüzde de

zekat verilebilir.Safiilere göre kafir olanlara zekat verilmez.

Zekat nerelere ve kimlere verilmez?

→ Müslüman olmayan birine zekat verilmez

→ Nisap miktari mala sahip olan kimseye zekat verilmez.

→ Anneye, babaya, dede ve nineye, onlarin anne ve babasina zekat verilmeyecegi gibi; kendi çocuklarina,

torunlarina, torunlarinin çocuklarina ve daha asagisina da zekat vermek caiz degildir.

→ Hasimogullarina.

→ Bos gezen ve çalismayan kimseye nisap miktari mala sahip olmadiginda zekat vermek Hanefi

mezhebine göre caizse de, zekat vermek uygun olmaz.

→ Zekat ehil, yani layik olan kimseye verilmelidir. Bunun için de arastirma yapilmalidir. Ve alinan zekat

maksada uygun tarzda kullanilmalidir.Mesela zekat alan fakirin bunu sefahete ve gayr-i mesru

yollara degil, zaruri ihtiyaçlarina harcamasi gerekir.Borçlu da zekati borcuna sarfetmelidir.

→ Islam'in aleyhine çalisan kisi ve kuruluslara zekat verilmez.

ZEKATLA iLGiLi BAZI KONULAR

• Damad kayınbabasına, kayınbaba damadına zekât verebilir. • Ebû Yûsuf ve İmam-ı Muhammed`e göre, bir kadın zekâtını fakir olan kocasına verebilirse de, İmam-ı A`zam`a göre veremez. • Zekâtı önce akrabanın fakir olanlarına vermek efdaldir. Çünkü bunda hem zekât sevabı, hem de sıla-i rahim sevabı vardır. zekâta müstehak olan kimselerin tercih sırası şöyledir: Erkek ve kız kardeşler, Bunların evlâdları (yeğenler),Amcalar, halalar ve amca ve halaların evlâdları. • Cumhur ulemaya göre zekât, cami, mektep, hastahane gibi hayır kurumlarına ve yol, çeşme, köprü gibi hayır işlerine verilemez. Çünkü zekât, bizzat fakir şahsın hakkıdır. • Geri gelme ihtimali olmayan bir borç verdi iseniz onu yok sayabilirsiniz. Bunun dışındaki alacakların zekâtını her yıl mal elinizde imiş gibi verirsiniz.

ZEKATLA iLGiLi BAZI SORULAR

• Zekât vaktinden önce verilebilir mi?

• Taksitli olarak zekât verilebilir mi?

• Zekât vermenin belirli bir zamanı var mıdır?

• Zekâtı kendi cinsinden mi ödemeliyiz?

• Alacakların zekâtı nasıl verilir?

• Ürün elde etmek için yapılan masraflar, öşür verilirken dikkate alınır mı?

• Ziynet eşyasına zekât verilir mi?

• Gayr-i meşru yolla sağlanan kazançtan zekât vermek gerekir mi?

• Babası ile birlikte oturan kimse zekât ile mükellef midir?

• Üvey anne, üvey baba ve üvey çocuklara zekât verilebilir mi?

• Kardeşe zekat düşer mi?

• iki eve zekat düser mi?

FITIR SADAKASI

Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve

aslî ihtiyaçlarından başka nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman'ın vermesi vacip olan

mali bir ibadettir.

Resulullah (sav) sadaka-i fıtrı, müslümanlardan büyük-küçük, kadın-erkek, her bir hür ve köle üzerine bir sa' hurma veya bir sa' arpa olarak farz kıldı.

(Buhari, Müslim)

Resulullah (sav), zekat emri gelmezden önce, bize sadaka-i fıtr'ı emretmişti. Zekat farz kılınınca, fıtr sadakasını ne emretti ne de nehyetti. Biz onu yerine

getirmeye devam ettik... (Nesai, ibn Mace)

“Resulullah Sallallâhu Aleyhi Vesellem, oruçlunun boş, çirkin ve ölçüsüz sözlerden temizlenmesi ve fakirlere bir azık olması için fıtır sadakasını

emretti. Kim bunu bayram namazından önce öderse, o makbul bir sadaka olur. Kim de bayram namazından sonra verirse, o başka vakitlerde verilen

sadakalardan birisi olur.” (İbni Mâce, Zekât: 21)

Kimler sadaka-i fıtır vermekle yükümlüdür?

Sadaka-i fıtır, borcundan ve aslî ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı mala sahip olan her Müslümana vaciptir. Bireyin

sadaka-i fıtır ile mükellef olması için öngörülen zenginlik ölçüsü, zekâtta aranan nisaptır. Ancak sadaka-i fıtırda, zekâtta

öngörülen, malın artıcı olması ve üzerinden bir yıl geçmesi şartı aranmamaktadır.

Fitre Ne Zaman Ödenmelidir?

Fitre, Ramazan bayramının birinci günü sabahı, fecrin doğuşundan itibaren vâcib olur. Fitreyi vermenin müstehab olan şekli

ise, fecrin doğuşundan itibaren namazdan çıkmadan önce fakirlere verilmesidir. Fakat fitrenin bayramdan birkaç gün, hatta

birkaç ay önceden verilmesinde de bir beis yoktur. Böylece fakirlerin bayram ihtiyaçlarını önceden karşılamaları,

noksanlarını telâfi etmeleri sağlanmış olur. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise, mümkün olan ilk fırsatta

ödenmelidir.

Bu görüş İmam Ebû Hanife'nindir. Diğer üç İmama göre, fitre, Ramazanın son akşamı güneşin batmasından itibaren vâcib

hâle gelir. Ödemenin bayram namazından sonraya te'hiri de câiz değildir.

Miktari ne kadardir?

Bir kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar, aynî gıda yardımı olarak verilebileceği gibi, bunun

değerinde nakit de verilebilir.

Yurt disinda yasayanlar?

Ülke ve bölgelere göre geçim standartları farklı olduğundan, sadaka-i fıtır mükellefinin kendi bulunduğu yere göre bir

kişinin bir günlük normal gıda ihtiyacını karşılayacak miktar üzerinden sadaka-i fıtrını vermesi gerekir.

Sadaka-i fıtır kimlere verilir, kimlere verilemez?

Sadaka-i fıtır, zekât verilebilecek kimselere verilir. Zekât verilmesi caiz olmayan kişilere sadaka-i fıtır da verilemez.

Fitre ile Zekât Zengini Arasında Bir Fark Var mıdır?

Vardır. Zekât verecek zengin için, nisab miktarı tutarında bir mal, bir yıl elde bulunmalıdır. Fitrede ise, bu şart yoktur.

Fitrenin verileceği en son gün bile, nisab miktarı mal eline geçse, kendisine derhal fitre vâcib olur.

Fitre, İslâm memleketlerinde yaşayan gayr-ı müslimlere verilebilirse de küfür diyarındaki gayr-i müslimlere verilemez.

Fitre Nasıl Ödenir?

Bir kimse fitresini bir fakire verebilir. Fakat bir fitre bölünerek birkaç fakire verilemez. Müteaddit kimseler fitrelerini

birleştirip tek bir fakire verebilirler.

Ailedeki her bir birey icin ayri ayri fitre verilmelidir.

Ey iman edenler! oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki

korunursunuz.

Bakara( 2) 183

Sayılı günlerde olmak üzere (oruç size farz kılındı). Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa (tutamadığı günler

kadar) diğer günlerde kaza eder. (İhtiyarlık veya şifa umudu kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup

da) oruç tutmaya güçleri yetmeyenlere bir fakir doyumu kadar fidye gerekir. Bununla beraber kim gönüllü olarak

hayır yaparsa, bu kendisi için daha iyidir. Eğer bilirseniz (güçlüğüne rağmen) oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.

Bakara( 2) 184

Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur'an'ın

indirildiği aydır. Öyle ise sizden ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa

(tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar,

sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah'ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.

Bakara( 2) 185

AYETLER

İslam beş esas üzerine bina edilmiştir: Allah"tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O"nun kulu ve elçisi olduguna şehadet etmek, namaz kılmak, oruç tutmak, Kabe"ye haccetmek, Ramazan orucu tutmak.

(Tirmizi)

Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur. (Müslim)

Beş vakit namaz, bir cuma namazı diğer cuma namazına, bir Ramazan diğer Ramazana hep kefarettirler. Büyük

günah irtikab edilmedikçe aralarındaki günahları affettirirler. (Müslim)

Ramazan girip çıktığı halde günahları affedilmemiş olan insanın burnu sürtülsün. Anne ve babasına veya bunlardan

birine yetişip de onlar sayesinde cennete girmeyen kimsenin de burnu sürtülsün. Ben yanında zikredildigim zaman bana salat okumayan kimsesinin de burnu sürtülsün!

(Tirmizi)

Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oradan sadece oruçlular girer. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez."

(Tirmizi)

Oruç perdedir. Biriniz birgün oruç tutacak olursa kötü söz sarfetmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa "ben oruçluyum!" desin (ve ona bulaşmasın)

(Müslim)

Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Şevval ayından altı gün ilave ederse, sanki yıl orucu tutmuş olur. (Tirmizi)

HADiSLER

Oruç nedir? Oruç, imsak vakti dediğimiz ferc-i sâdık (ikinci fecir) zamanından güneşin batışına kadar geçen süre içinde hiçbir şey yememek, içmemek, cinsî muamelede bulunmamak demektir. Oruç, kelime olarak, Farsçadan Türkçeye girmiş bir isimdir. Kelimenin aslı "ruze"dir. Türkçede "oruze" şeklinde kullanılırken, zamanla "oruç" hâlini almıştır. Arapçadaki karşılığı savm ve siyâm kelimeleridir.

Orucun Kısımları 1. Farz Oruç: Ramazan ayı orucunun edâsı da, kazâsı da farzdır. 2. Vâcib Oruç: Bozulan nafile orucun kazasi ve Adak (Nezir) orucu. 3. Sünnet / Mendup Oruç: - Aşûra Orucu - Her kamerî ayın 13, 14 ve 15 - Her haftanın Perşembe ve Pazartesi günleri - Şevval ayında 6 gün oruç tutmak - Zilhicce’nin ilk on günü, v.b. 4. Mekruh Oruç: - Muharremin sadece 10. günü oruc tutmak - Cuma günü oruc tutmak - islamda olmayan günlerde oruc tutmak (Nevruz, Mehrican) - Cumartesi günü oruc tutmak “Cuma günü bir bayram günüdür. Bayram gününüzü oruç günü yapmayın.” (Müsned, 2:303) “Üzerinize farz olan oruç müstesna, Cumartesi günü oruç tutmayınız.” (İbni Mâce, Sıyam: 38)

5. Haram / Tahrimen mekruh Oruç: - Ramazan bayramının birinci günü - Kurban bayramının dört gününde - Ara vermeden yani, akşam iftar etmeden 2-3 gün peş-peşe oruç tutmak “Rasullullah (s.a.s) Ramazan bayramının ilk günü ve Kurban kesme gününde oruç tutmayı nehyetti.” (Buhari, Müslim)

“Teşrik günleri (yani; kurban bayramının dört günü) yemek yeme, su içme ve Allah’ı zikir günleridir.” (Müslim)

6. Nâfile Oruç: Yukarıda sayılan vakitler dışında, kerahet olmayan günlerde oruç tutmak ise nâfiledir. Nafilenin mânası, farz ve vâcibden ayrı olarak, hiçbir dinî mükellefiyet olmaksızın, sırf fazilet ve sevab için yapılan ibâdet demektir.

RAMAZAN ORUCU KİMLERE FARZDIR Erginlik çağına gelmiş, aklı başında olan her müslümana Ramazan orucu farzdır. “Çocuk buluğa erinceye kadar, deli olan iyileşinceye kadar, uykuda olan uyanıncaya kadar kendilerine günah yazılmaz.” (Ebu Davud, Ahmed)

Kimler oruç tutmayabilir?

1- Aybaşı ve lohusalık halinde bulunan kadınlara Ramazan orucu farz değildir. “Kadın aybaşı olduğu zaman namaz Kılmadığı ve oruç tutmadığı için dini eksiktir.”(Buhari)

2- Hasta ve yolcu olana oruç farz değildir. “O sayılı günler, Ramazan ayıdır ki, doğru yolu gösteren, hidayeti ve hakkı batıldan ayırmayı açıklayan Kur’an, bu ayda indirildi. Sizden kim

o aya kavuşursa oruç tutsun. Kim hasta veya yolculukta

olurda oruç tutamazsa başka günlerde oruç tutsun.” (Bakara 185)

3- Oruç tutamayacak tadar yaşlı ise oruç tutmaları farz değildir. “Yaşlı insanlara oruç tutamadığı her gün için bir fakiri doyurma ruhsatı verildi.” (Darekutni)

4- Hamile ve emziren kadinlar eğer oruç tutması halinde kendine veya çocuğuna bir zarar gelmesinden korkuyorsa oruç tutmayabilir. “Allah’u Teala gebe ile emzikli kadına oruç tutmamak hakkında ruhsat vermiştir.” (Ebu Davud, Tirmizi)

5- İkrâh (Tehdit ve Zorlama): 6- Şiddetli Açlık ve Susuzluk:

Niyetsiz Oruç olmaz:

* Oruç tutacak kimsenin oruç tutacağını kalbiyle bilmesidir. Dille söylemek şart değildir. Ramazan orucuna ve bir de günü belli

edilen nezir orucuna akşamdan ertesi günü kaba kuşluk zamanına kadar (yani öğleden önce) niyet edilmesi gerekir. Gece sahura

kalkmak da niyet yerine geçer.

* Nafile oruçta ise gündüzün yarısından öncesine kadar niyet edilebilir. Yani öglene kadar

* Ramazan orucunun kazası ile vakti belirtilmemiş adak orucuna,

nâfile olarak başlanıp bozulmuş oruçların kazâsına ve keffâret oruçlarına niyet ise, akşamdan itibaren imsâk vaktine kadar yapılır.

Niyet edilmeden tutulan oruçlar dînen muteber sayılmaz. Orucun

sahih olabilmesi için niyet şarttır.

RAMAZAN AYI NASIL BELLİ (SABİT) OLUR

Ramazan-ı Şerif Kameri aylardandır. Kameri aylar hilalin görülmesi ile başlar ve biter. Şaban

ayının yirmi dokuzuncu günü güneşin batışında,Müslümanların hilali araştırmaları vaciptir. Hilal

görülürse ertesi günü Ramazan orucuna başlanır. Hava bulutlu veya dumanlı ise ve de hilal

görülmezse Şaban ayı otuz gün olarak tamamlanır. Sonra hilal görülse de, görülmese de Ramazan

ayı girmiş demektir ve oruca başlanır. Bir bölgede ayın görüldüğü sabit olunca bütün herkesin ona

uyması gerekir.

“Ramazan hilalini görünceye kadar oruca başlamayın. Şevval hilalini görünceye kadar da orucu bırakmayın. Hava bulutlu olup

ta ayı görmek mümkün olmazsa, Ramazanı otuz gün olarak tamamlayın.” (Buhari, Muslim, Ebu Davud, Tirmizi)

“İnsanlar Ramazanın son günü hangisidir diye ihtilafa düştüler. Bunun üzerine iki arabi geldi ve Rasulullah (s.a.s)’in huzurunda

Allah adına dün yatsı vakti hilali gördüklerine şehadet ettiler. Rasulullah (s.a.s)’de müslümanlara oruç bozmalarını ve yarın,

sabah namazını kılmak üzere mescidde hazır bulunmalarını emretti. (Ebu Davud, Müsned)

Kazâ ve Keffâret Nedir?

Kazâ: Hiç tutulmayan veya tutulmaya başlanıp da bozulan bir orucu sonradan günü gününe tutmaktır. Keffâret ise: Kasden bozduğu bir günlük Ramazan orucu yerine, ceza olarak iki ay birbiri ardınca oruç tutmaktır. Bu cezayı, yaşlılık, zayıflık ve hastalıktan dolayı yerine getiremeyen kimse, 60 fakiri sabah ve akşam olarak iki öğün doyurur. Doyurmak; yedirmek suretiyle olacağı gibi, yemek parasını fakirin eline vermekle de olur. 60 fakir yerine bir fakiri, 60 gün doyurmak da câizdir. Oruç tutmaya bedenî gücü yetmediği gibi fakiri doyurmaya da mâli gücü kâfi gelmeyen bir kimseden ise, keffaret cezası kalkar. Artık onun yapacağı şey, Allah'tan af ve mağfiret dilemektir.

Orucu Bozup Yalnız Kazâyı Gerektiren Haller Nelerdir?

Öpmek veya dokunmak sonucu bosalma geceklesirse bir olcude sehvet tatmin edildigi icin oruc

bozulur,ancak sehvet tam olarak gerceklesmedigi icin kaza gerekmez.

Masturbasyon yapmak orucu bozar.

Isteyerek agiz dolusu kusmak orucu bozar ve kazayi gerektirir..Ebu Hureyreden nakledildigine gore Hz

Peygamber soyle buyurmustur''kim rahatsizligi sebebiyle kusarsa orucu bozulmaz dolayisiyla orucunu kaza

etmesine gerek yoktur..KImde isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin''[MUSTEDREK]

Gece devam ediyor dusuncesiyle sahur yapilir daha sonra imsak vakti girdikden sonra sahur yapildigi

anlasilirsa yada aksam oldugu dusuncesiyle iftar yapilir daha sonra gunesin henuz batmadigi anlasilirsa bu

durumda oruc bozulur.

Dislerin arasinda kalan nohut buyuklugundekibirseyi yutmak orucu bozar.

Kan yutmak. Çoğunluğunu tükrük teşkil eden ağızdaki az kanı yutmak orucu bozmaz.

İsteyerek boğazına veya burnuna duman çekmek.

Boğaza kaçan yağmur, kar veya doluyu istemeyerek yutmak.

Başkasının zoruyla yemek yemek veya cinsi münasebette bulunmak.

Mazmaza veya istinşak esnasında boğaza su kaçması.

Kan almak

Orucu bozup bozmadigi tam net bilinmeyen hususlar!!!

Taş, toprak, çakıl taşı, demir, bakır, altın gümüş gibi madenleri yutmak. (Eski ulemaya gore bozar) Arka yola fitil koymak, ilâç akıtmak. (Eski ulemaya gore bozar) Burun damlası (Eski ulemaya gore bozar) Astım hastalarının kullandığı sprey Kulak damlası ve kulağın yıkattırılması (Eski ulemaya gore bozar) Kaba ete vurulan igne orucu bozmaz ancak damara vurulan igne orucu bozar..Imam Ebu Yusuf ve Imam Ebu Muhammede gore igne orucu bozmaz.Bu durumda orucun bozuldugunu esas alanlara gore sadece orucun kazasi gerekir,kefaret gerekmez..

Tavsiye: Mümkünse kulak damlasi vesair seyleri iftardan sonra yapmak ama mecbursa

ihtiyaten orucu gününe gün kaza etmek güzel olanidir.

Orucu Bozup Keffaret ve Kazâyı Gerektiren Haller Nelerdir?

Ramazanda oruçlu olduğu halde bilerek bir şey yemek veya içmek.

Ebu Hureyre (r.a) şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah’a geldi ve dedi ki: “Bilerek Ramazanın bir gününde yedim.” Rasulullah (s.a.s) ona şöyle buyurdu: “Bir köle azat et veya iki ay arka arkaya oruç tut veya altmış fakir yedir.” (Buhari, Muslim)

Cinsi münasebette bulunmak hem kazayı hem de keffareti gerektirir.

Ebu Hureyre (r.a) şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah’a gelerek şöyle dedi: -“Ey Allah’ın Rasulü! Mahvoldum.” Rasulullah: -“Seni mahveden sebep nedir?” diye sordu. Adam: -.”Ramazanda (gündüz) hanımımla cima yaptım” dedi. Rasulullah (s.a.s): -“Bir köle azad edebilir misin?” diye sordu. Adam: -“Hayır” dedi. Rasulullah (s.a.s): -“Aralıksız, iki ay oruç tutabilir misin?” diye sordu. Adam: -“Hayır” dedi. Rasulullah (s.a.s): -“Altmış fakir doyuracak şeyi bulabilir misin?” diye sordu. Adam: - “Hayır, bulamam” dedi. Sonra oturdu. Bu sırada Rasulullah (s.a.s)’e bir sepet kuru hurma getirildi. RasuluUah (s.a.s) getirilen hurmayı adama vererek: - “Git bunu sadaka ver” dedi. Bunun üzerine adam şöyle dedi: - “Bizden daha fakir olanlara mı ya Rasulallah?” Vallahi şu iki siyah taşİık arasında bulunan insanlar içerisinde bizden daha muhtaç olan kimse yoktur.” Rasulullah (s.a.s) ön dişleri görününceye kadar güldü ve adama dedi ki: “Şunu alıp git, çoluk çocuğuna yedir.” (Buhari, Muslim)

Keffaret Orucu Tutanların Dikkat Edecekleri Hususlar Nelerdir?

* Üzerinde keffaret borcu olan bir adam, bu 2 aylık orucu, hiç ara vermeden peşpeşe tutmak zorundadır. Binaenaleyh, araya, Ramazan ayı veya kendisinde oruç tutmanın haram olduğu günlerin girmemesi lâzımdır. Aksi takdirde keffaret orucunu tutmaya yeniden başlamak gerekir. * Yolculuk, Ramazan orucunun edâsını te'hire sebeb olmakla beraber; keffaret orucu tutmakta olan kimse, yolculukta da bu orucu devam ettirmek zorundadır. * Hayız, nifas hâline giren kadının keffareti bozulmaz. Bu günleri geçirdikten sonra, keffaret orucunu kaldığı yerden tutmaya devam eder. * Keffaret; orucu tutmamanın değil, tutulan orucu kasden bozmanın cezasıdır. Bu bakımdan, Ramazan-ı şerîf'te oruç tutmaya hiç niyet etmiyen bir kimse, tutmadığı bu oruçları sonradan sadece kazâ eder. Kendisine ayrıca keffaret gerekmez.

Orucu Bozmayan Şeyler Nelerdir?

Unutarak yemek içmek ve cinsî münasebette bulunmak, unutarak yapılan bu işler orucu bozmaz. Ancak oruçlu olduğunu hatırladığı anda, bu işleri yapmaktan geri durmalıdır. Uyurken ihtilâm olmak. Hanımını öpmek, elle tutmak, okşamak... Bu durumda meni gelmedikçe oruç bozulmaz. Geceden cünüp olan kimsenin, yıkanmayı sahurdan sonraya, oruçlu vaktine bırakması. Ağza gelen balgamı yutmak. Denize, yahut başka bir suya dalınca, kulağına su kaçmak. Kendi isteğiyle olmayarak boğazına sigara dumanı gibi keyif verici bir duman girmek. Sahurdan dişleri arasında kalmış nohut tanesinden küçük şeyleri yutmak... Nohut tanesinden büyük olursa, orucu bozar. Boğazına toz veya sinek kaçmak. Gözyaşı veya yüz teri ağıza girecek olsa, eğer bir-iki damla kadarsa orucu bozmaz. Kan aldırmak. Derideki gözeneklerden (mesamattan) içeri giren şeyler orucu bozmaz. Buna binaen vücuda sürülen yağ veya yıkanılıp soğukluğu içeri nüfuz eden su, orucu bozmaz. Göze sürme çekmek. Göz damlasi. Misvak kullanmak.

Yıkanmak, serinlemek gayesiyle vücuda su dökmek.

Koku sürünmek.

Orucun mekruhları nelerdir?

Oruçlu kimsenin istincada (büyük abdest temizliğinde) ve abdest alırken ağzına, burnuna su verirken aşırı gitmesi, fazla su doldurup taşırması mekruhtur.

- “Oruçlu olmadığın zaman ağzına, burnuna su vermekte mübalağa et.” (Ebu Davud)

Oruçlunun bir özrü bulunmaksızın pişirilen yemeği yalnız ağzı ile tatması mekruhtur. Bir kocanın kötü huylu olması, karısı için bir özürdür, böyle bir kadın pişireceği yemeğin, yutmaksızın, tadına ve tuzuna bakabilir. Oruçlunun kan aldırması, orucunu koruyamayacak şekilde zayıf düşmesinden korkulursa mekruhtur. Ramazanda harareti azaltıp serinlenmek için ağza ve buruna su almak ve soğuk su ile yıkanmak, İmamı Azam'a göre mekruhtur. Çünkü böyle bir hareket, ibadet için bir daralma göstermek demektir. Fakat İmam Ebû Yûsuf'a göre, bunda kerahet yoktur. Çünkü böyle yapmakla ibadete yardım edilmiş ve doğal olan sıkıntı giderilmiş olur. Fetva da buna göredir. Öpmek, zevcesine şehvetle çok bakmak, cimayı düşünmek, hanımını çok ellemek, sarılmak. Çünkü bunlar kişiyi cima veya cünüplüğe sevk edebilir.

-“Rasulullah (s.a.s) oruçlu olduğu halde öper, oruçlu iken mübaşerette (Elle dokunmak ve sarılmak)

bulunurdu. Lakin, içinizde nefsine en ziyade hakim olan O idi.” (Buhari)

Oruçlu kimsenin zevcesi ile çıplak olduktan halde boyun boyuna sarılmaları kendine güvensin veya güvenmesin,

her halde mekruhtur.

Oruçlu kimsenin cünüb olarak sabahlaması veya gündüzün uyuyup ihtilam olması orucuna zarar vermez. Fakat mümkün olduğu halde geceleyin yıkanmamak mekruh değildir, denemez. Oruçlu kimsenin gül ve misk gibi kokuları koklaması da mekruh değildir. Sürme çekmesi, bıyık yağı kullanması da mekruh değildir.

Orucun Sünnetleri nelerdir?

İftar için acele etmek, sahuru geciktirmek. -“Ümmetim iftarda acele edip sahuru geciktirdikçe hayır içindedirler.” (Ahmet bin hanbel)

Hurma veya su ile iftar etmek. - “Sizden biriniz iftar ettiği vakit hurma ile iftar etsin. Çünkü hurma berekettir. Hurma bulamayan da su ile iftar etsin. Zira su,temizleyicidir.”(Ebu Davud)

İftarda dua etmek.

- Rasulullah (s.a.s) iftar ettiği zaman şöyle dua ederdi: “Ya Rabbi! Senin için oruç tuttum. Senin verdiğin rızıkla iftar ettim.” (Ebu Davud)

Sahur yapmak

- “Sahurda yiyiniz. Çünkü sahurda yemekte bereket vardır.” (Buhari) Dili, kötü konuşmaktan korumak.

- “Kötü konuşma ile kötü işleri kim bırakmazsa Allah’ın onun yemesini ve içmesini bırakmasına ihtiyacı yoktur.”(Buhari)

Ramazanda Kur’an okumak ve cömert olmak. - “Rasulullah (s.a.s) Allah’ın kullarına hayır yaparak bakımından insanların en cömerdi idi ve en ziyade Cibril kendisine geldiği sırada cömert olurdu. Cibril (a.s) Ramazanın sonuna kadar her gece kendisine gelir ve Rasulullah (s.a.s) Kur’an okuyup O’na dinletirdi. Bir rivayette: Rasulullah (s.a.s)’e Kur’an dersi verirdi. (Yani önce Cibril okur, Rasulullah dinlerdi. Sonra da Rasulullah okur Cibril dinlerdi.) Cibril (a.s) ile mülakat ettikleri zamanlarda hayır yapmakta, esen rüzgardan daha cömert olurdu.” (Buhari)

Zeyd b. Cühen (r.a)’dan Rasulullah (s.a.s)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:

“Bir oruçlunun iftarını sağlayan kimseye, oruçlunun sevabından bir şey

eksilmemek üzere, oruçlunun sevabı kadar sevab vardır.”

(Tirmizi, ibn Mace)

Ramazanin unutulan en büyük sünneti

İtikâfa girmek

Ramazan'ın son on günü geldiğinde Hz. Peygamber, yatağını katlar, elbisesini

giyer, daha fazla ibadet etmeye hazırlanırdı. Ailesine de aynı şeyi emrederdi.

(Buhari, Müslim)

“Kim bir kardeşinin ihtiyacını temin için yürür ve temine muvaffak olursa, bu iş ona yirmi sene i’tikaftan daha hayırlıdır. Kim, Allah’ın rızasını isteyerek bir gün i’tikafa girerse, Allah onunla ateş arasını

doğu ile batı arasındaki mesafeden daha büyük üç hendek ile ayırır.”

(Taberani, Beyhaki, Hakim)

"De ki: Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Doğrusu ancak aklı selim sahipleri öğüt alır."

(Zümer, 39/9).

Doğrular İslam'dan Yanlışlar İse kendi nefsim ve Seytandandir. "Velhamdülillahi Rabbil alemin"

Konular hazirlanirken bir cok farkli kaynaktan istifade edilmistir. Fakat temel esas alinan kitap

“Delilleriyle hanefi FIKHI” dir.

Kaynakca:

Delilleriyle Hanefi Fıkhı Esad Muhammed Said es-Sagirci Yayın Yılı: 2010 Sayfa Sayısı:1173 Ebat:17 X 24