Değerli Müşterilerimiz G - sardunya.com · lan Usta da vardı, piyangodan ikra-miye kazandı....

28

Transcript of Değerli Müşterilerimiz G - sardunya.com · lan Usta da vardı, piyangodan ikra-miye kazandı....

2

Güneşin göz kırpmaya başladığı bahar ve yenilik kokulu günlerde yeni bültenimizle sizlere merhaba diyoruz.

Bu sayımıza TEB tarafından verilen Juri Özel Ödülünü almanın sevinçli ve onurlu haberiyle başlıyoruz.Bu ödüle yönelik TEB Tedarik Yönetim DirektörüSn. Arda Polat ile değerlendirme süreci üzerine yaptığımız söyleşide Sn. Polat “Sardunya zaten başarılı ve sektörde lider bir firma. Biz Sardunya’yı tedarikçi değil iş ortağı olarak görüyoruz” dedi. Ali Raif İlaç Sanayi’ne Sardunya olarak 11 yıldır yemek hizmeti vermekteyiz. ARİS Genel Müdürü Sn. Muzaffer BAL artık ARİS çalışanları ve Sardunya çalışanlarının bir aile olduğunu anlatıyor ve çalışanların yemekten memnuniyetine ilişkin ilave ediyor Aslında Sardunya’yı personelimiz seçiyor“ diyor.Yılların getirdiği memnuniyeti bal tadında sohbetiyle paylaşıyoruz sizlerle. Müşteri geri bildirimlerine yönelik 2011 yılı genel değerlendirme yazımızla sizlerden gelen şikayet, öneri, talep, memnuniyet gibi bilgiler ışığında yaptığımız faaliyetleri paylaşmak istedik. Gıda Güvenliği her geçen gün kamuoyunda daha çok konuşuluyor, tüketici beklentileri bu yönde daha bilinçli seviyelere taşınıyor. Bilim dünyası, sivil toplum örgütleri ve özel sektör görüşleri alınarak bir dolu yönetmelik revize edildi yada yeni yayınlandı. Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığının bu yöndeki çalışmalarına yönelik 12 Ocak’ ta yapılan bilgilendirme oturumuna ait özet rapor bültenimiz de yer alıyor.

Ve tabii ki beslenme ve sağlık ilişkisi... Bu konuda3 meslek örgütünün katılımıyla gerçekleşen “İstanbul Sağlık ve Beslenme Bienali”nde, özetle fiziksel aktivite ve dengeli beslenmenin öneminin altı çizildi. Yine kurum içi Eğitim, Sosyal Sorumluluk çalışmalarımız, Toplam Kalite yönünde yapılan çalışmalar vb. faaliyetler paylaşıyoruz busayımızda sizlerle...

Sevgi ve Saygılarımla

Filis GERGERLİKalite Yönetim Direktörü[email protected]

Değerli Müşterilerimiz

editör

YIL: 7 SAYI: 25

YAYIN TÜRÜÜç ayda bir yayınlanır

SAHİBİSARDUNYA Şirketler Grubu adınaSedat ZİNCİRKIRAN

GENEL YAYIN YÖNETMENİFilis GERGERLİ

EDİTÖRTuna ATALAY

GÖRSEL YÖNETMENTuncay ÖĞRETMİŞ

YÖNETİM YERİSARDUNYA Gıda Mutfak İşletmeleri Tic. A.Ş.Saray Mah. Dr. Fazıl Küçük Cad.Üntel Sk. No: 9/7 Müge Ergençİş Mrk. 34768 Ümraniye - İstanbulT: (0216) 634 14 60F: (0216) 634 12 [email protected]

YAPIMTEM Tanıtım Etkinlikleri Merkezi Ltd. Şti.İcadiye Mah. Münir Ertegün Sk.No: 48/3 Üsküdar - İstanbulT: (0216) 532 84 58F: (0216) 532 84 58www.temtanitim.com

BASKIBİLGİ Matbaa Reklamcılık YayıncılıkSan. ve Dış Tic. Ltd. Şti.Atatürk Bulvarı Deposite İş MerkeziA5 Blok 4.Kat No: 405İkitelli Başakşehir - İstanbulT: (0212) 407 04 20F: (0212) 407 05 52www.bilgimatbaa.com

3

içindekiler

04 Müşteri röportajı • Ali Raif İlaç Sanayi Genel Müdürü Muzaffer Bal• Her derde deva... “SARDUNYA”

06 Müşteri röportajı • Sardunya, TEB projesi ile, 2011 yılı Jüri Özel Ödülünü aldı.

08 Sardunya’dan • 2011 yılında da Müşteri Şikayet ve Önerilerimiz kalitemize katkıda bulundu

10 Sardunya’dan • Sardunya’dan Piknik Organizasyonları

12 Tedarikçi tanıtımı • Muti Gıda

13 Sektörel gündem • Gıda Güvenliğinde yeni bir dönem başlıyor• İstanbul Sağlık ve Beslenme Bienali• GDO ile ilgili yeni gelişmeler

16 Eğitim • Toplam Kalite Yönetimi bir ortaklıktır• Yönetici Becerilerini Geliştirme Eğitimleri yeni mezunlarını verdi

17 Sosyal sorumluluk • Yaşanabilir çevre için bir fidanda bizden...

18 Hijyen - kalite yönetimi • Kalite yolculuğumuz devam ediyor

19 Diyetisyen gözüyle • Sağlıklı bir yaşam için şeker tüketi-mini azaltın!

20 Sardunya çalışanlarından • Hilmi Ulutaş• Ömer Keleş

21 İş yaşamı • İş yaşamında mutluluğun yarısı sizin elinizde

22 Keyif - kültür • Şarapseverlerin buluştuğu mekan: Rouge

24 Yaşam tarzı• Denizlerde özgür olmak• Yanıbaşımızdaki Cennet

26 Ar-Ge mutfağından • Ar-Ge Mutfağından Tarifler...

27 Sizin için• İzledik: Düşler Bahçesi• Okuduk: Dolmalar ve Köfteler Şehri Halep

04

SARDUNYA,TEB projesi ile,2011 yılı Jüri ÖzelÖdülünü aldı

10

06

22

24

17

19

4

müşteri röportajı

Takım yenildiğinde helva çıkarsa...

Mürsel Sezen

Sardunya Catering, 1928 yılında kurulan ve ilaç sektörünün köklü firmalarından biri olan ARİS’e (Ali Raif İlaç Sanayi) 11 yıldır yemek hizmeti veriyor. ARİS Genel Müdürü Muzaffer Bal ile Türk kahvesi eşliğinde baldan tatlı bir sohbet gerçekleştirdik.

Aris’in 4. Levent’teki yönetim ka-tında ARİS Genel Müdürü Mu-zaffer Bal ile randevumuz var.

Geniş pencereleri ve modern deko-rasyonu ile insanın içini aydınlatan bir ofiste, sıcacık gülümsemesi ile karşılı-yor bizi Sayın Bal.

Türkiye’nin 50 yılı deviren köklü şirket-lerinden biri olan ARİS’i şöyle anlatıyor Muzaffer Bal: Bizim şirketimiz çok eski ama ilaç işinde 1963’ten beri, yaklaşık 50 yıldır varız. ARİS yüzde yüz yerli aile şirketi. Ben profesyonelim ve 23 yıldır buradayım. Önce ofisimiz İkitelli’deydi. 2009’un sonunda Genel Müdürlüğü buraya aldık. Orası fabrika olarak de-vam ediyor. Bizim satış, pazarlama, üretim, laboratuarlar, ruhsatlandırma gibi departmanlarda 700’e yakın ça-lışanımız var. Tüm Türkiye’ye 10 böl-ge halinde dağılmış tıbbi satış mümes-sillerimiz ve onları yöneten bölge mü-dürlerimiz var.

ARİS’i kısaca tanıdıktan ve güzel bir kahvaltıdan sonra okkalı bir Türk kah-vesi yudumlamaya başlıyoruz. Türk kahvesi, Candaroğulları beyliğinden başlayıp Osmanlı’ya uzanan hatırı sa-yılır bir tarih sohbetinin kapılarını ara-lıyor. Sonra da yemeği konuşuyoruz: “Fabrikadaki Arslan Usta’nın çorba-

sı çok güzeldir. Buraya almak isterdik ama adil olmaz. Arslan Usta’mızı al-dılar gittiler dedirtmeyiz” diyerek gü-lümsüyor. Sardunya 11 yıldır Aris’in fabrikasına, üç yıldır da genel müdür-lüğe hizmet veriyor. “Arslan Usta’mız çok iyi menemen yapar. Yemeklerini özlüyoruz. Fabrikaya gittiğimde yeme fırsatı buluyorum.”

Maçtan sonra helva çıkarsa11 yıllık içli dışlı çalışma Sardunya ve Aris çalışanlarını bir aileye dönüştür-müş. “Ben Fenerbahçeliyim. Pek fana-tik değilim. Firmada her takımdan ar-kadaşlar var, aralarında fanatik olanlar da var. Malatya ile maç yapmış Fener-bahçe, yenilmiş. O gün menüde kayı-sı çıkmış. Bir gün Galatasaray’a yenil-mişiz, irmik helvası çıkmış. Fanatik ça-lışanlarımızdan biri kalite direktörüne gitmiş, aşçı Galatasaraylı diye şikâyet etmiş. O da inanmış: “bak Genel Mü-dür Fenerbahçeli, seni söyler attırırız, yapma böyle” demiş. Aşçı da “menü ay başında hazırlanıyor, ben ne yapa-yım” demiş. Çok komik geldi bu hika-ye bana. Hala “helvamızı yiyoruz” diye espri yaparım.

Sayın Bal, 23 yıldır Aris’in GenelMüdürlüğünü yürütüyor. Sardunya’yıseçmeleri personeline olan

5

müşteri röportajı

Yüzyıllardan beri önemlidir insan sağlığı... Günümüze kadar süreçte, doğada bulunan birçok bitki türle-ri ile tedavi yöntemleri uygulanmış ve günümüzde modern tıbbın gereği olan ilaç sanayi ortaya çıkmıştır.

Ülkemizde ilaç pazarında 300 şirket faliyet göstermektedir. Türkiye ciro ba-zında dünyanın 13’üncü, Avrupa’nın ise 6’ıncı büyük ilaç pazarına sahiptir.Dünya ilaç sektöründen daha hızlı bü-yüyen Türkiye ilaç sektöründe, Sardun-ya ailesi olarak sektörün büyük ve ön-cüleri Abdi İbrahim, Ali Raif, Novartis, Sandoz, Glaxo Smith Klein, Santa Far-ma, İdol ilaç ve Yeni Recordati firmala-rına hizmet vermekteyiz.300 yıl önce Hipokratın söylemiş ol-duğu ‘İlacınız gıdanız, Gıdanız ilacınız’ sözü ile iki sektörün bağlantısı dikkat çekmektedir. Günümüzde sağlıklı bes-lenme, kaliteli yaşam oldukça önem kazanmaktadır ve her iki sektör aynı amaç doğrultusunda yol almaktadır.Artık tüketicilerin firmalardan sade-ce yemek hizmeti değil ‘Mutlu, sağ-lıklı ve uzun ömürlü bir hayat’da ta-lep ettiği günümüzde Sardunya aile-si olarak kendimizi hergeçen gün da-hada geliştirip kaliteli hizmetin öncüsü olmaktayız.İlaç sektörü müşterilerimizin Sardunya olarak bizi seçmelerinin en büyük ne-deni insan sağlığını önemsiyor olmala-rı, hizmette oldukça titiz davranmala-rı, denetim süreçleri, kalite yorumları ve yemek hizmetinden beklentilerinin hep bir adım ileride olmasıdır.Sardunya olarak beklentilere cevap vermek için her geçen gün özgün ve yenilikçi yaklaşımla ilaç sektöründe aranan marka olmaya devamedeceğiz.Hedefimiz “İlaç gibi yemeklerle ruhu-nuzu ve bedeninizi rahatlatmaktır”

Her derde deva...“SARDUNYA”

yaklaşımlarının en güzel yansıma-sı: “Biz şirketimizde personelimize her zaman yemek verdik, bu bizim için çok önemli. Sardunya’nın güvenilir bir ismi var. Yemeğe stratejik bakarız. Çalışa-nımızın yemeği özenli ve kaliteli olma-lı, hijyenine, kalitesine, yağına güven-meliyiz. Bir standartı olmalı. Aynı şey ilaç standardı için de geçerli. İşimiz ilaç olduğundan hijyen bizim için özellik-le çok önemli. Sardunya ile 11 yılı aş-kın iş ortaklığımız var. Kalitesinden hiç şikâyetçi olmadık. Standart operasyon-larının iyi yürüdüğünü görüyoruz, or-ganizasyonları iyi. Bugüne kadar de-ğiştirmek için de bir neden olmadı. Sa-dece fiyat konularını konuşuruz, ter-cihlerimizi söyleriz, yıllardır da böyle devam ediyoruz.”

Kahveden sonra nefis bir Türk lokumu ikram ediyor Sayın Bal: “Sardunya ba-zen Türk günü düzenliyor, fasıl heye-ti eşliğinde, tarihi giysiler içindeki ser-vis elemanları hizmet veriyor. İtalyan gününde İtalyan yemekleri yeniyor. Bu şekilde, çalışanlar rutinden çıkıyor, bir hareketlilik geliyor ve motivasyon ya-ratıyor.”

Çalışanların memnuniyetini nasıl öl-çüyorsunuz diye soruyorum; “Biz çok büyük bir şirket değiliz, perso-nelimizin nabzını tutarız. Daha önce Sardunya’dan başka firmalardan da hizmet aldık. Hiç memnun olmadık. Personelimiz midemiz yanıyor vs. diye şikayet etti. Yani aslında Sardunya’yı personelimiz seçiyor. Herkes fikri-ni rahatça söylüyor. Personelin ihtiya-cına göre davranıyoruz. Üç yıl önce-sine kadar fabrikayla birlikteydik. 4. Levent’teki binamızda çalışanlar beyaz yakalı, daha az kalorili ve daha az yağ-lı olsun dediler. Menüyü ona göre dü-zenledik. Burada ne çıkarsa fabrikada da aynı kalitede yemek çıksın diyoruz, çünkü Genel Müdürlükte iyi yemek yi-yorlar, biz kötü yiyoruz dedirtmeyiz. Ben ne yiyorsam herkes aynı şeyi yiye-cek. Burada bir diyet barı var, isterlerse fabrikaya da koyarız. Çünkü masa ba-şında oturup çalışanla, fabrikadaki ça-lışanın yaktığı enerji aynı değil.”

ARİS Sardunya’dan kahvaltı servisi de alıyor. “Biz personelimizin sağlıklı bes-lenmesinden keyif alırız. Fabrikaya sa-bah altıda kalkıp gelenler var. Kahval-tının önemini biliyoruz, evde kahval-tı dertleri olsun istemiyoruz. Mesaiye

kalan personelimiz için de aynı yemek servisi devam eder.”

ARİS ve Sardunya artık bir aile oldu. “Yılbaşı yemeğinde Sardunya’dan Ars-lan Usta da vardı, piyangodan ikra-miye kazandı. Hepimiz çok sevindik. Bünyemizdeki herkes bizden birisi gibi. Sadece maaşını başka yerden alıyor.”

Sohbetin tadı damağımızda kalıyor. Belli ki Aris-Sardunya işbirliği damakla-rı da, gönülleri de şenlendiriyor.

Akdenizli besleniyorMuzaffer Bal belli ki bu coğrafya-larda yetişen herkes gibi iyi yemek-ten anlıyor: “Mutlaka çorba içe-rim. Pek tavuk yemiyorum. Daha çok sebze ağırlıklı yiyorum ama her şeyden az az alırım. Izgara balık burada pek olmuyor, diğer pişirme şekillerini de ben sevmiyorum. Balı-ğı dışarıda yerim ya da taze alırsam evde severim. Aslında ben etçiyim. Meyve de severim. Salata barımız-dan da çok yararlanıyorum.”

Tam bir Akdenizli gibi besleni-yor Bal. Şans Restaurant, Nusret, Beyti gibi lezzet mekanlarını sevi-yor. “Şans Restaurant bize çok ya-kın. Her şey var. Balık çorbası, ka-burgası iyidir. Develi Marina’nın da çorbaları güzeldir. Beyti’nin servi-si iyidir. Tabi İstanbul’da çok güzel restoranlar açıldı. Ama çok uzak yerlere gidemiyoruz. Daha çok Kadıköy’de yaşadığımız için o ci-vardaki yerleri keşfe çıkıyoruz.”

Ayşe Çetinkaya

6

müşteri röportajı Tuna Atalay

Arda bey öncelikle sizi tanıyabi-lir miyiz?

Ben altı senedir TEB’de çalışıyorum. Tedarik Yönetimi Direktörüyüm.Bankanın tüm ihtiyaçlarını tedarik et-mekle yükümlüyüm. Bu tabii ki çok geniş bir alan. Yemek hizmetlerin-den teknoloji ürün ve hizmet alımları-na, bankacılık hizmetlerinden matbu ürünlere kadar çok çeşitli ürün ve hiz-met alım başlıklarımız var.

Sardunya’dan hangi hizmetleri alı-yorsunuz ve kaç kişi bu hizmetler-den yararlanıyor?

Sardunya’dan toplu yemek hizmeti alı-

yoruz, burada iki adet yemekhanemiz var, birisi alacarte, diğeri tabldot hiz-meti aldığımız yemekhane. Bu binanın kurulma aşamasından beri Sardunya ile beraber çalışıyoruz.Yani proje aşa-masından beri. 1200 civarında kişi bu-rada hizmet alıyor. Ayrıca kahvaltı, beş çayı katlara yapılan servis ve toplantı-larda sunulan cafe break ve ayrıca cafe hizmeti de alıyoruz.

Asıl konumuza dönersek, en iyi te-darikçi ödülü nedir, ne zamandır veriyorsunuz?

Tedarikçi ödüllerini bu sene ilk defa verdik. Aslında 2010 performansları-nın ödülü bu. Bir kaç kategoride ödül

Sardunya, TEB projesi ile,2011 yılı Jüri Özel Ödülünü aldı.

Bu ödülü ve neden Sardunya’ya verildiğini, TEB Tedarik Yönetim Direktörü, Arda Polat ile konuştuk…

Sardunya zaten başarılı ve sektöründede lider bir firma. Biz Sardunya’yı bir tedarikçi olarak değil bir iş ortağı olarak görüyoruz. Daha önce de belirttiğim gibi daha binayı yaparken Sardunya ile uzun vadeli bir ilişki planlanlandı. 1200 kişinin hizmet aldığı bu süreci çok başarılı şekilde yürütüyor. Bu nedenlerle ödülü hak ettiğini düşünüyoruz.

7

müşteri röportajı

vermeyi uygun gördük. Bunlar, iç müş-teri hizmet, dış müşteri hizmet, dış müşteri ürün ve bir de jüri özel ödülle-ri verdik.

Bu jüride kimler var acaba?

Jüride, benim dışımda Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcımız Aşkın Dolaştır, Kobi Bankacılığından Sorumlu Genel Müdür Yardımcımız Turgut Boz, Bireysel Bankacılıktan So-rumlu Genel Müdür Yardımcımız Gök-han Mendi ve Bankacılık Operasyonla-rından Sorumlu ve aynı zamanda Jüri Başkanı Genel Müdür Yardımcımız Sa-niye Telci jüri üyelerimizdir.

Peki, neden Sardunya seçildi, bu ödül neden Sardunya’ya verildi bunu anlatır mısınız?

Sardunya zaten başarılı ve, sektörün-dede lider bir firma. Biz Sardunya’yı bir tedarikçi olarak değil bir iş ortağı ola-rak görüyoruz. Daha önce de belirtti-ğim gibi daha binayı yaparken Sardun-ya ile uzun vadeli bir ilişki planlanlan-dı. 1200 kişinin hizmet aldığı bu sü-

reci çok başarılı şekilde yürütüyor. Bu nedenlerle ödülü hak ettiğini düşünü-yoruz.

TEB çalışanlarının Sardunya hiz-metlerinden memnuniyeti bu ödülden de anlaşılıyor. Peki rutin-de bunu nasıl ölçüyorsunuz?

En önemli kriter müşterinin memnuni-yetidir. Yemek sektörü nankör bir sek-tordür. Aslında başarı daha az şika-yet ile ölçülür. Biz satınalma olarak bu memnuniyeti görüyoruz. Ama onun ötesinde gıdada en önemli faktör hij-yen. Sardunya’nın hijyen konusun-da da başarılı olduğunu daha önce-ki tecrübelerimden biliyorum. Sektör-de bu konuda örnek ve lider olduğunu da biliyorum ama jenerikte biz teda-rikçiyi nasıl değerlendiriyoruz derseniz, 25 soruluk bir değerlendirme metodo-lojimiz var. Bu dört gruptan oluşuyor. Bunlar fiyat, kalite, lojistik ve iletişim-dir. Bunlar satınalmanın bazını oluştu-rur. Bu değerlendirmeyi ilgili tüm teda-rikçilerimize yılda bir kez uygularız. Bu şekilde tedarikçinin performansı ilgili yıl için ortaya çıkar.

Arda bey eklemek istediğiniz baş-ka birşey var mı?

Hizmet sektörü zor bir sektör. Hele bunu banka gibi bir ortamda yapmak daha da zor. Bunu takdir ediyoruz. Zor olan, çıtayı bir noktaya getirdikten sonra orada tutmayı sürdürmek. Sar-dunya bunu sürdürüyor. Başarılarınızın devamını diliyorum.

Bize zaman ayırdığımız için çok te-şekkür ederiz.

8

sardunya’dan

Müşteri Geri Bildirimleri Yol Haritamızı belirleyen temel bir unsurdur;

Müşteri memnuniyeti ve geri bildirim-lerinin değerlendirilmesi tüm kalite yö-netim sistemlerinin ana başlıklarından biridir.

“Müşteri beklentilerini bilmek, müşte-rinizin sizinle ilgili algınızı bilmek Kali-te yolculuğunuzun adımlarını belirler” der tüm sistemler. Biz Sardunya’da müşteriden aldığımız geri bildirimleri böyle tanımlıyoruz.

Nerede hangi çalışmaları yapacağımı-zı belirleyen argümanlar olarak ele alı-yoruz.

10002 Müşteri Memnuniyeti Yöne-tim Sistemi uygulamalarıyla tüketici ve müşteri yetkililerimize daha çok ula-şabilme kanalları yarattık. 800’lü hat,

mail grubu, web sayfası, yüz yüze gö-rüşme gibi bir dolu kanal ile tüketici-miz / müşteri yetkilimiz Sardunya yö-neticilerine ulaşabilir.

Alınan her türlü öneri, şikayet, talep vb. geri bildirim, bir fırsat bakış açısın-

da değerlendirilir. Sonuçları aylık ve dönemsel yapılan toplantılarda ele alı-nır.

2011 yılında aldığımız müşteri şi-kayet verilerimiz ve çalışmalarımız

2011 yılında % 42 oranında artış gös-teren üretim sayımızla birlikte şikâyet sayımız da bir miktar artış olmuştur.

Toplu yemek sektörünün gerçek du-rumu göz önünde bulundurulduğun-da, şikâyet oranına baktığımızda yaşa-nan milyonda 9 şikâyetin oldukça dü-şük olduğu görülmektedir. Ancak he-def “0” şikayet olarak çalışmalara de-vam edilmektedir.

2011 yılında alınan şikayetlere iliş-kin notlar;

• Yemek kalitemize yönelik olarak “Pi-şirme ve Sunum Teknikleri - Püf Nok-taları” konusunda duyurular yayınlan-makta ve üretim sorumluları bu çerçe-vede kontrollerini yapmaktadırlar.

• 2011 yılında yabancı madde şika-yetlerinde üretim artış oranının altında kalarak yabancı madde konusunda iyi-leşme yaşandı.

• 2012 yılında bu konuda iyileşmele-ri artırmak üzere interaktif metotların kullanıldığı eğitimler planlandı.

• Yıl sonu tedarikçi çalışmalarıyla Müşteri memnuniyeti odaklı bakış

2011 yılında da Müşteri Şikayet ve Önerilerimizkalitemize katkıda bulundu

9

sardunya’dan

açımız paylaşıldı.

• Her bir ürün grubu kendi içindeAR-GE çalışmalarıyla ele alındı.

• Merkez mutfaklarımızda ayıklama bölümleri aydınlatma, tasarım ve or-ganizasyon açısından el alınarak revize edildi.

• Hizmet kalitesine yönelik konular kayıt altına alınarak merkezi çalışma-larla iyileştirmeler yapıldı.

• Tüketicilerimizden / müşteri yetkilile-rimizden aldığımız geri bildirimler çer-çevesinde AR-GE departmanımız reçe-te ve yeni yemek çalışmaları yaptı.

• Dönemsel konularda (yağışlara bağ-lı sebzede artan yabancı madde vb) iç bünyede duyuru yapılarak önlem alın-ması sağlandı.

2011 yılı içerisinde “Şikayetleri Karşıla-ma ve Müşteri Memnuniyeti” konula-rında tüm personelimize eğitimler ve-rildi, 2012 yılı eğitim planına şikayetle-ri değerlendirme konusunda eğitimler dahil edildi.

MÜŞTERİLERİMİZDEN GELENTAKDİR VE TEŞEKKÜRLER

Müşterilerimizden gelen şikayetle-rin yanı sıra çoğu zaman da mem-nuniyet mektupları alıyor olmanın gururunu yaşıyoruz, işte bu mek-tuplardan bazıları;

• Eleştiri kadar memnuniyetinde iletil-mesi gerektiğini düşünerek sizin nezdi-nizde emeği geçen tüm arkadaşlarımı-za bugün yemekhanede sunulan çiğ-köfte için teşekkürlerimi iletmek istiyo-rum. Şunu belirtmek isterim ki normal-de mide rahatsızlığı bulunan ve bu so-run nedeniyle de ameliyat olmuş bir in-san olarak çiğköfteden yemiş olmama rağmen ne bir kaynama ne bir rahatsız-lık duymadığım gibi tabiri caizse o ka-dar lezzetli ve sunumu iyiydi ki damağı-mı bile ısırdım:::))))Mine MUTLUOĞLU

• Merhaba, ben yemeklerinizi çoook beğeniyorum özelliklede italyan mutfa-ğınızdaki salata ve pizzalarınız muhte-şem ama her şeyden önemlisi GÜLER-YÜZ! O kadar güleryüzle ve keyifle çalı-şıyorlarki insana ayrıca bir neşe katıyor-lar. Gökhan’ı ve çalışma arkadaşlarını tebrik ediyorum.Şehriban ÇELİK

• Yemek yapmanın ve yapılan yemek-lerin beğendirilmesinin ne kadar zor ol-duğunu en az bir aşçı kadar iyi bilirim. En az bir gurme kadar damak zevkim ve tecrübem, en az bir maitre d’hotel ‘e ders verecek kadar da hem eğitim-li hem de alaylıyım. Kendimden bahset-tim çünkü meslekten birinin tecrübesiy-le, sadece yemek tüketen birisi arasın-da farkım olmasını istedim. Bir yemeğin tadının güzel olmasının, en başta sev-giyle malzemelerini koymayla başladı-ğı an olduğu inancındayım. Malzeme-lerin kalitesi, hijyen, kalori dengesi gibi konuların daha sonradan geldiğine ina-nırım. Öncelikle son zamanlarda İtalyan mutfağımızda, salataların değişikliklere uğrayıp, sıradan ve alışıla geldik olma-sından kurtulmasını takdirle karşılıyo-rum. Bazen bir yeşilliğin üstüne dökü-len sos, üstüne atılan 5-6 nar tanesi ye-şile anlam katıp göz ve damağı doyura-bilir. Bunu bugün yediğim salatayla bir kere daha kanıtladım. Yemeklerimi al-mak üzere sıraya girdiğimde yemekle-

ri veren arkadaşlarımızın anlayışı, sabrı, güler yüzü ve özenine servis yapan ar-kadaşlarımızın tertip ve düzenine, aşçı arkadaşlarımızın ve sizlerin de emeğine ve ellerine sağlık.Savaş ÖZDEMİR

• Çalışanlarımız bugün yapılan organi-zasyon için iyi dileklerini tarafıma ilet-ti. Siz değerli iş ortağımız adına ben te-şekkürleri kabul ettim. Kabul etmiş ol-duğum teşekkürlere istinaden ben ve tüm mesai arkadaşlarım bugün yapmış olduğunuz organizasyonda göstermiş olduğunuz özveri ve hassasiyetten ötü-rü çok teşekkür ederiz.

• Öncelikle yemekhanede yemek ye-meye gelen birisi olarak söylemek iste-rim ki daima güler yüzlü olmanızı, yar-dımseverliğinizi, çözüm bulma çabanı-zı hep takdir ediyoruz ve kendi aramız-da da konuşuyoruz. Bu arada lezzet-li çorbalarınızda içimizi ısıtıyor. Kısır da salata bardaki en favorimiz! Lezzetli ye-mekleriniz ve kaliteli hizmetiniz için çok teşekkür ediyoruz.

• Sizin nezdinizde bize hizmette kusur etmeyen tüm ekip arkadaşlarınıza ayrı-ca teşekkür ederiz. Göstermiş olduğu-nuz hassasiyetli çalışmaların devamını diler, saygı ve sevgilerimizi sunarız.Mehmet BEŞPARMAK

• Sardunya Firması IK ve yöneticileri-ne; sizin, Hikmet Karakuş ve Kaya Be-dir bey gibi işini layıkıyla yerine getir-meyi amaç edinmiş, güler yüzlü ve çö-zümcü çalışanları seçmiş oldukları için sizin nezdiniz de teşekkür eder; Yeni yıl ile beraber başarılarınızın devamını di-lerim.Derya DOĞANAY

• Şikayet kutusuna 21.01.2012 tarihin-de attığım öneri ve şikayet yönünde-ki yazılı uyarım sonrasında 23.01.2012 bugun tarihi itibarı ile uygulamanın devreye girdiğini görmek inanın çok se-vindirdi beni ve çalışma arkadaşlarımı. Makarna sosu yönündeki talebim dev-reye girmiş. Ekibiniz adına şirketimizde görevli olan Esma hanıma da teşekkür-leri iletmek istiyorum. Tarafıma 1 saat içinde dönüş yaptı ve sözlü olarak öne-rimi ve şikayetlerimi dinledi. İlginiz için çok teşekkürler.Gökhan ÖNER

10

Büyük Sardunya ailesini bir araya getiren pik-nik organizasyonlarımız her yıl düzenlen-mektedir. Bu organizasyonlar daha önce-

den belirlenmiş olan piknik alanlarında yapılır. Ser-vis planlaması yapılarak personelin alana ulaşımı sağlanır.

Girişte, personelimize, öğleden sonra yapılacak çekiliş için üzerinde numaralar bulunan küçük he-diyeler verilir.Sonra özenle hazırlanmış olan açık büfe de kah-valtı servisi yapılır.

Kahvaltı sonrasında geride bıraktığımız senenin değerlendirmesi yapılmak üzere toplantı alanı-na geçilir.Üst yönetimimiz ve departmanlarımız ta-rafından yapılan genel değerlendirme konuşma-sı sonrasında sene içinde yapmış olduğu çalışma-larla belli kategorilerde yüksek performans göster-miş personel, proje ve departmanlara başarı serti-fikaları verilir. Kutlamalar yapıldıktan sonra yemek alanına geçilir.

Öğle yemeğinde mangal da sucuk - köfte - tavuk, açık büfede zeytinyağlı dolma çeşitleri - taze fa-sulye - karışık kızartmalar,salata çeşitleri, tatlı çe-şitleri (sıcak tarçınlı lokma tatlısı - baklava çeşitle-ri vb.), gözleme standları, meyve standları, alkollü/alkolsüz içecek standları oluşturularak özenle su-num yapılır.

Sardunya’dan Piknik Organizasyonları

sardunya’dan

11

Yemek sonrası yarışma ve benzeri aktiviteler düzenlenerek personelin eğlenmesi sağlanır.

Bu arada bir yandan da ikindi ik-ramları olan pamuk şeker, çiğ köf-te, dondurma, macun ve haşlan-mış mısırın farklı standlarda dağıtı-mı yapılır.

Kısaca ve ana hatlarıyla yer ver-diğimiz piknik organizasyonları-mız, bireysel gelişimden yola çıka-rak ekip çalışmasını sağlamaya ve aile olma bilincini oluşturmaya ça-lışan Sardunya’nın, personelin mo-tivasyonunu artırmaya yönelik dü-zenlemiş olduğu etkinliklerden biri-dir. Sardunya, kaliteli bir hizmet su-numu için, çalışan memnuniyetinin sağlanmasının ve devamlı kılınma-sının öneminin bilinciyle yoluna de-vam etmektedir.

sardunya’dan

12

tedarikçi tanıtımı

Dondurulmuş gıda sektörünün öncü firmalarından olan Muti Gıda, 1991 yılında İstanbul’da kurulmuştur. Kurulduğu yıllarda sadece unlu mamül alanında

faaliyet gösterirken bugün; dondurulmuş gıdada geniş ürün yelpazesine sahip olmuştur ve bu güç sayesinde meyve, sebze, unlu mamül ve deniz ürünlerinde bir marka haline gelmiştir.

Muti Grup bünyesinde 15.000’i kapalı olmak üzere 25.000 m2’lik bir sahada kurulu Bursa tesislerinde modern teknoloji ile dondurulmuş sebze ve meyve üretimi yapmaktadır. Üstün kalite anlayışından ödün vermeden üretimini gerçekleştiren Muti Gıda, ISO 22000 Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesi ve BRC sertifikalarına sahiptir.

2006 yılında Büyükçekmece’de kurduğu merkez yönetim binası ve 5.000 ton kapasiteye sahip - 18˚C dondurulmuş muhafaza depolarıyla Muti Gıda, dondurulmuş gıda sektöründe kalite ve müşteri odaklı misyonunu sürdürmektedir.

Türkiye genelinde müşterilerine yaygın dağıtım ağı ve bayileri aracılığıyla ürünlerin soğuk zincir bozulmadan, hızlı ve sağlıklı koşullarda teslim edilmesini sağlamaktadır.

12

Mutfaklarınızın ve gıda ihtiyaçlarınızınvazgeçilmez markası Muti, sofralarınıza

istediğiniz mevsimi taşıyor.

13

sektörel gündem

Gıda Güvenliğinde yeni bir dönem başlıyor

Gıda Güvenliği her geçen gün kamuoyunda daha çok konu-şuluyor, tüketici beklentileri bu

yönde daha bilinçli seviyelere taşınıyor.

Bu gelişimlerde kuşkusuz bir çok du-rumun etkisi olmuştur. Bu çerçeve-de resmi otoritedeki yeni yapılanma ve bu yapılanmaya bağlı geliştirilen yeni yönetmeliklerin içeriği, planlamala-rı ve bundan sonraki adımları Gıda ,Ta-rım ve Hayvancılık Bakanı Sn. Mehmet Mehdi Eker, 12 Ocak 2012 tarihli otu-rumla paylaştı. Sektör temsilcilerinin, akademisyenlerin ve basının bulundu-ğu oturumda, yönetmelik değişimleri özetlendi ve amacın;vatandaşlarımızın daha sağlıklı, daha hijyenik, daha gü-venilir gıdaya ulaşması olduğu ifade edildi.

Kurum yapısında gerçekleştirilen değişiklikler;

• Bakanlık ismi Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Bakanlığı olarak değiştirildi. Köy hizmetleri yerelleştirilerek tarım üretici ile tüketici arasındaki zincire yoğunla-şan bir çatı sektör haline geldi.

• Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü, Hayvancılık Genel Müdürlüğü gibi bi-rimler oluşturularak her birimin ken-di ilgi alanında daha detaylı çalışmala-rın yapılabileceği bir organizasyona gi-dildi.

• Risk Değerlendirme Başkanlığı kurul-du. Bu başkanlığa bağlı 10 bilimsel ko-misyon kurulması planlanmaktadır. Bu komisyonlarda üretimin her aşamasın-daki muhtemel riskler bilimsel olarak değerlendirilerek tedbir alınması sağ-lanacaktır.

Uygulamalar• Toplamda 102 yönetmelikte yapı-

lan yeniliklerle işleyişin alt yapısı dü-zenlendi.

• Gıda izin süreci değişti. Başvuru ya-pılıp kontroller sonrasında üretime izin verilmesi uygulaması, beyan sistemine dönüştürüldü. Sadece et ve et ürünleri üreten işletmeler onaya tabi (denetle-nerek izin verilecek), diğerleri ise kay-da tabi (izin verilecek, akabinde dene-tim gerçekleştirilecek) hale getirildi.

• Gıda Güvenliğini sağlamada zincirin her halkasının sorumluluğu paylaşma-sı yönünde düzenlemeler yapıldı. Üre-timden tüketime kadar tüm süreçler-de (üretici, toptancı, depolayıcı, bakkal market dahil) gıdayı alan, satan, depo-layan herkesin sorumluluğa dahil edil-mesi yönünde düzenlemeler yapıldı.

• Tohumun toprağa atılması aşama-sından sofrada tüketicinin çatalına ge-linceye kadar geçirdiği yolculuğu ko-nusunda detaylı bir izlenebilirlik siste-mi oluşturularak takibin sağlanmasının teknik altyapı çalışmaları sürmektedir. Bu sistemle bitkiyi ilaçlayan kişi, kul-landığı kimyasal, hayvan sevki yapan şoför dahil, katılacağı eğitimler sonra-sında alacağı sertifikalar ile çalışabile-cek ancak yasalarda belirlenen şartla-rı gerçekleştirmeyen kişi veya firmalara ise ciddi yaptırımlar uygulanacaktır.

• Denetimler esnasında halk sağlığına zarar vereceği tespit edilen ürün veya üretim yerine ilişkin cezai uygulamalar, ürün sevkinin durdurulması veya piya-sadan toplatılması karar yetkisi mülki amirlerden alınarak Bakanlık İl Müdür-

lüklerine verildi. Böylece bürokrasi iş-leyişinde oluşan zaman kayıpları orta-dan kalkacak.

• Halk sağlığına zarar verdiği denetim veya analiz süreçlerinde belirlenmiş fir-malar ve Gıda Güvenliği uygulamaları-nı başarılı şekilde uygulayan firmaların isimleri kamuoyu ile paylaşılması yö-nünde düzenlemeler yapıldı.

• Gıda Güvenliği için oluşturulan stra-tejik plan çerçevesinde yerel veya glo-bal salgın vb durumlara ilişkin 12 ayrı eylem planı oluşturuldu.

• Gıda ambalajlarında etiket yazı pun-toları en az 12 punto olacak şekil-de düzenlemeler yapıldı.Böylece hem obezitenin önlenebilmesi hem de aler-jen gıdalara ilişkin uyarıların daha net anlaşılabilmesi sağlanacak.

• Bitki veya tohumların pasaportla sev-ki sağlanılması yönünde çalışmalar de-vam etmekte olup, bir şehirden diğer şehre veya ülkeye sevk edilen tohum veya bitkilerin yolculuklarının izlenme-sine yönelik çalışmalar yapılacaktır.

• Hayvanlara kötü muamele edilme-mesi için ciddi yaptırımları da içeren yeni düzenlemeler getirildi.

Bazı uygulamalar yayın tarihi itiba-riyle geçerli iken, bazılarında 2 yıl-lık geçiş süreçleri tanımlandı. Gıda Güvenliği’nin stratejik planlama ve kontrol çalışmaları açısından Bakanlı-ğın attığı adımlar umut verici.

14

sektörel gündem

Artık toplumsal bir sorun hali-ne gelen beslenmeye bağlı has-talıkların ele alındığı 3 günlük

Sağlıklı Beslenme bienali 09/11 Şubat tarihlerinde gerçekleştirildi.

Bienal’in en önemli özelliği Beslen-me ve Sağlıkla ilişkili 3 meslek örgütü-nün bir arada olması idi. Beslenme uz-manları, gıda mühendisleri, tıp dünya-sından yetkililer, akademisyenler ve bir çok sivil toplum örgüt yetkililerinin ka-tıldığı bienalde GDO‘dan, Nanotekno-lojinin gıda endüstrisine etkisine, obe-ziteden - diyabete bir çok temel sağlık ve beslenme konusu ele alındı.

Uzmanlar özetle şunları dile getiriyor-lar • Yaş, cinsiyet, çalışma koşulu, sağ-lık durumu vb. dikkate alınarak besin öğelerinden dengeli şekilde alınması • Tuz ve Şeker tüketiminin MUTLAKA azaltılması • Sıvı tüketiminin belli seviyelerde tu-tulması ANCAK EN ÖNEMLİSİ• Mutlaka ve mutlaka FİZİKSEL AKTİ-VENİN rutin olarak yaşamımızda olma-sı gerekliliğinin altı çizildi.Bir çok hastalığın temelinde FİZİKSEL AKTİVİTENİN YAŞAMIMIZDAN ÇIKMIŞ olmasının önemine işaret edildi

Son yıllarda Türkiye’ de OBEZİTE ve Dİ-YABET te ciddi artışlar olduğunu ya-pılan araştırma ve istatistiksel verilerle açıklayan uzmanlar hızla bilinçli tüke-ticiler oluşturmak üzerine kurgulanmış tedbirlerin hayata geçirilmesi gerekti-ğini işaret ettiler. Özellikle çocuklarımı-

zın bilinçlenmesi için atılan adımların etkinliği üzerinde görüşler bildirildi.

Aynı bienalde ele alınan bir başka konu ise kentlerde yaşayan insanların % 34’ünün beslenme ihtiyaçlarını top-lu beslenme kurumlarından karşıladı-ğına işaret edildi. Bilhassa öğlen yeme-ği ihtiyacının karşılandığı bu noktalar-da doğru firma seçimi için Hijyen ko-şullarının göz önünde bulundurulması gerekliliğinin altı çizildi

İSTANBUL SAĞLIK VE BESLENME BİENALİ DEKLARASYONU1.Toplumun sağlıklı ve güvenli beslen-mesini sağlamak için tüm paydaşla-rın bir araya gelerek ortak akıl oluştur-ması ve güçlü bir iletişimin sağlanma-sı esastır. 2. Gıdaya ulaşmak ve güvenli gıda tü-ketmek evrensel bir insan hakkıdır. Bi-reylerin güvenli gıdaya erişimi hiçbir koşulda kesintiye uğramamalıdır. 3. Gıda güvenliğinin tesisinde ve ge-liştirilmesinde Ambalajlı Gıda tüketimi büyük rol oynamaktadır. Ambalajsız gıdaların hijyenik ve teknik açıdan de-netimi son derece sınırlıdır. 4. Gıda Güvenliğinin sağlanması için gıdaların ambalajlanması temel bir ge-reklilik ve kuraldır. Çünkü ambalajsız gıdalar her türlü bulaşmaya açıktır, bo-zulmaya elverişlidir. Halk sağlığı açısın-dan ambalajsız gıdalar tehlike kayna-ğıdır. 5. Yeni teknolojiler ve bilimsel buluşla-rın hedefi; halkımızın yaşam kalitesini yükseltmek, tüm insanların yeterli gı-daya en ekonomik ve sürdürülebilir bir şekilde ulaşmasını sağlamak ve sağlığı-

nı korumaktır. 6. Sağlığın korunmasını ve geliştirilme-sini hedefleyen her türlü faaliyetin esa-sını bilimsel verilere dayalı bilgi payla-şımı oluşturmalıdır. Tüm paydaşlar bu sorumluluğun bilinci ile hareket etme-lidir. 7. Sağlığın korunmasında öncelikli ola-rak toplumumuzda yeterli ve dengeli beslenme bilincinin oluşturulması, ge-liştirilmesi ve fiziksel aktivite düzeyinin arttırılması gerekmektedir. 8. Sağlık ve beslenme konusunda-ki yasal düzenlemelerin hedefi bireyle-ri eğitmeye ve motive etmeye yönelik olmalıdır. Bireyler yasakçı yaklaşımlar-la değil bilimsel ve doğru bilgiyle eği-tilmelidir. 9. İstanbul Sağlık ve Beslenme Bienali’ne katılan bilim insanları ve STK temsilcileri olarak, işbirliğine daya-lı her türlü adımın öncüsü ve takipçisi olmaya devam edeceğiz.

İstanbul Sağlık ve Beslenme Bienali

15

GDO ile ilgili yeni gelişmeler

sektörel gündem

GDO konusunda dünya genelin-de ve ülkemizde pek çok yo-rum yapılmaktadır. Genel ola-

rak GDO artan nufüs artışına bağlı orataya çıkacak beslenme sorunlarının çözümünde bir kurtarıcı gibi değerlen-dirilirken öte yandan çevreye ve insana yapacağı etkiler konusundaki belirsiz-likse ürkütüyor.

Evet, hangisi daha anlamlı sorusunun yanıtını yine bilim insanlarının yapaca-ğı araştırmalar netleştirecektir.

Ülkemizde GDO konusunda işleyiş ise; GDO’lu ürün üretimi yapılmasının ya-sak olması yönündedir.Ancak ithal edi-len yem ve diğer ürünlerle ilgili uygu-lamalar bu kadarda net değildir. Biyo-güvenlik Kurulu tarafından yapılan de-ğerlendirmeler sonrasında eğer ürün risksiz görünüyorsa, kabul edilebiliyor. Biyogüvenlik Kurulu, başvuruları, ürü-nün toksik olup olmaması ve DNA’sı gibi özelliklerine bakarak değerlendi-riyor. Biyogüvenlik Kurulu’nun 13 mı-sırın yem amaçlı olarak kullanılmasına izin vermesi büyük tartışma yaratmıştı.

TBMM’de bu konuda Türkiye’ deki

kanser vakalarının artışında GDO lu ürünlerin etkisi olup olmadığı, GDO’lu gıdalara ilişkin yeni düzenlemeler yapı-lıp yapılmayacağı yönünde başbakana soru önergesi verilmiştir.

Meslek odaları da GDO tespiti konu-sunda yapılan çalışmalar ve analizle-rin sınırlandırılmaya çalışıldığı yönün-de kamuoyunu bilgilendirici açıklama-lar yapmaktadır.

Dünyada ise GDO konusuna yaklaşım değişiklik göstermektedir. Fransa’da GDO lu olan bir ürünün satışı mahke-me kararı ile durdurulmuştur.

Etiketleme konusunda ise;AB ülkelerinde yüzde 0.9 oranının üzerindeki GDO içeren ürünlerde eti-ketleme yapılması zorunlu iken, ABD, Arjantin ve Kanada’da ürünün GDO’lu olduğunu etiket üzerinde belirtmek is-teğe bağlı bir durum olarak öne çıkı-

yor. Ancak GDO’lu ürünlerle beslenen hayvanlardan elde edilen et, süt ya da yumurtalar için GDO etiketlemesi ya-pılmıyor. AB ülkelerinden Almanya, Fransa, Macaristan, Avusturya, Lük-semburg ve Yunanistan’da GDO’suz ürünler “GDO içermemektedir” şek-linde etiketlenebiliyor. Brezilya’da ise GDO içeren ürünlerde GDO oranı yüz-de 1’in üzerinde ise etikelenmesi zo-runlu kılınmıştır.

Türkiye’de ise binde 9’un üzerinde GDO içeren ürünlerin etiketlenmesi gerekiyor. Ancak uygulamada bu dü-zenleme tam olarak yürürlüğe girmiş değildir.

Özetle, GDO konusu ülkemizde ve dünyada daha uzun yıllar tartışılacak gibi gözüküyor. ABD’ de üretimi ve tü-ketimi yıllardır izin verilmişken (1990 lı yıllar itibariyle), AB ülkeleri üretim ve tüketimi yasaklamıştır.

Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilencanlı organizmalara “Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar”, kısaca GDOadı veriliyor.

16

eğitim

Tedarikçi yönetim sistemimiz gereği her yıl unlu mamüller tedarikçilerine düzenlemiş olduğumuz eğitim - toplan-

tı organizasyonumuzu Aralık ayında gerçekleştirdik. Müşte-ri memnuniyeti ve sürekli iyileştirme baz alınarak yapılan bu çalışmada yıl sonu verileri, tedarikçilerimizden beklentileri-miz ve tedarikçilerimizin görüşleri paylaşılmaktadır. Ayrıca

hijyen eğitiminin temel konuları da işlenmiştir.Yapılan payla-şımların tedarikçilerimiz tarafından daha dikkatli şekilde ta-kip edilmesinin, gıda sektörüne gıda güvenliği gereklerini başarıyla yerine getiren bir firma daha kazandırılması açısın-dan önemli olduğunu bilmekteyiz.Biliyoruz ki “Toplam Kalite Yönetimi” bir ortaklıktır.

YANGIN TEHLİKESİNE KARŞI ÇALIŞMALARIMIZI ARTIRDIKYANGIN TİMLERİMİZİ KURDUK

İş Sağlığı ve Güvenliği sistemimizde yangın tehlikesi ile karşı karşıya kaldığımız-da alacağımız tedbirlere bir yenisini ekledik.

Söndürme, kurtarma, ilk yardım ve koruma üyelerinden meydana gelen bir ekip kurduk. Fabrikalarımızda oluşturduğumuz yangın timlerimiz acil bir durumla kar-şı karşıya kalındığında neler yapılacağı yönünde profesyonel bir şekilde eğitim al-dılar. Yangın timlerimiz yaşanacak tehlikede uygun kılık kıyafet ile 24 saat müdahale etmeye hazırlar.

İş Sağlığı ve Güvenliği yönetim sistemimizi tüm proje ve fabrikalarımızda bulunan Bölge İSG temsilcilerimizle

takip etmekteyiz. Bölge İSG temsilcilerimize sistemimizdeki iş sağlığı ve gü-venliğine ilişkin bilgileri içeren eğitim ve toplantımızı ger-çekleştirerek tüm projelerdeki süreçlere daha hızlı ulaşmayı

hedeflemekteyiz.Bölge İSG temsilcilerimizin projelere yaptıkları ziyaretle-ri, personellerimizle yaptıkları görüşmeleri ve projelerin du-rumlarını değerlendirerek sağlıklı günler için çalışmalarımız devam etmektedir.

Toplam Kalite Yönetimi bir ortaklıktır

ORTAK AMAÇ İÇİN UNLU MAMÜL TEDARİKÇİLERİMİZLE BİRLİKTE BU YILDA YİNE BİRARAYA GELDİK

GENÇ, DİNAMİK BÖLGE İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ TEMSİLCİLERİMİZLE TÜM PROJELERDEYİZ

17

Sardunya bir okul gibi çalışıyor de-dik; çünkü eğitimler durmak bit-mek bilmiyor.

Evet, her hafta eğitim salonlarımız ka-tılımcılarla dolup taşıyor. Hatta eği-tim salonlarımız ve günler yetmemeye başladı. Bir taraftan Sardunya farklılı-ğını yaratan Hijyen - Kalite Eğitimle-ri bir taraftan da kişisel becerileri geliş-tirme eğitimleri. Bir de tüm bunların dışında orta ka-deme yöneticilerinin (Proje Yöneti-cileri) yetiştirilmesi için yapılan eği-timler var ki; tam bir akademik çalış-ma. Yaklaşık üç ay sürüyor ve içinde yok yok. Bunu duyan Gıda Teknikerle-ri - Gıda Mühendisleri Sardunya’da ça-lışmak için can atıyor. Nasıl istemesin-ler ki; okulda öğrenemedikleri ya da öğrenip uygulama yapamadıkları eği-timler Sardunya’da. İşte size 17 Aralık 2011’de biten YBG (Yönetici Bece-rileri Geliştirme ) Eğitiminden bir-kaç konu başlığı:• Yemek Sektörü ve Sardunya• Uygulamalı Yemek Pişirme ve

Sunuş Teknikleri• Gıda Güvenliği YönetimSistemimiz• Değişim Yönetimi ve EtkinTakım Çalışması• Kokteyl Menü Hazırlıkları ve Garson Servis Teknikleri• Hizmet Kalitesinde Mükemmellik• İş Yaşamında İmaj• Stres Yönetimi ve Dengeli Yaşam• Çevre Yönetimi• Sağlıklı BeslenmeDaha neler neler, tamamı 30 konu ve güncel bilgi katkıları. Hepsi de uygula-

malı ve eğitimcileri de konusunda yet-kin ve deneyimli yöneticiler.İşte bu sözünü ettiğimiz eğitim 17 Ey-lül 2011’de başladı ve 17 Aralık 2011’de sona erdi. Başarıyı değerlen-dirmek ve ölçümlemek için sınavla-rı yapıldı. Başarılı olanlar sertifikalarını ve ödüllerini aldılar, mutluluklarını tüm arkadaşlarıyla paylaştılar.Şimdi bu bilgili, bilinçli ve deneyim-li yöneticiler şevk ve heyecanla sizle-re daha iyi ürün ve hizmet vermek için çalışıyorlar. Onları bizler de kutlar ve başarılar dileriz.

Yönetici Becerilerini Geliştirme Eğitimleri yeni mezunlarını verdiSardunya okulu bilgi, deneyimlerini geliştiren ve güçlendiren çağdaşpersonel ve yöneticileri yetiştirmeye devam ediyor.

Yaşanabilir çevre için bir fidanda bizden...

Sardunya Ailesi olarak yaşadığımız çev-reye olan borcumuzu ödemek hem de gelecek nesillerimize yaşanabilir bir

çevre bırakmak için TEMA Vakfı ile birlikte Fidan Dikimi gerçekleştiriyoruz.

Şimdiye kadar Sardunya Ailesi olarak do-ğum yapan personellerimiz, iş ortaklığına yeni başladığımız firmalar ve mutlu bir yuva kuran personellerimiz için 1 adet “fidan di-kimi” gerçekleştiriyor ve adlarına düzenle-nen TEMA Teşekkür Belgelerini kendilerine takdim ediyoruz.

Şimdiye kadar İzmir ve Konya illerinde yak-laşık olarak 1000 adet fidan dikimi gerçek-leştirmiş bulunuyoruz. Büyüyen bu fidanlar ileride altlarında dinlenebileceğimiz ve de-rin bir nefes alabileceğimiz bir durak olacak.

eğitim

sosyal sorumluluk

18

hijyen - kalite yönetimi

Kalite Yolculuğumuz Devam Ediyor...

Kalite yolculuğumuzda iyileştirme ölçütü olarak kullandığımız denetimsonuçlarımızda ana hedefimiz”istikrarlı bir başarı” grafiği yakalamaktır.

19

diyetisyen gözüyleUzm. Dyt. Sezen İYİGÜN

Sağlıklı bir yaşam için şeker tüketimini azaltın!

Şekerlerin tarihçesine bakıldığın-da, şeker tarih sayfalarında eko-nomilere toplum yapılarına ve

kültürüne etki eden bir konumda ol-muştur.

Tarihte önemli bir yere sahip olup elde edilmesi güç ve zenginlik gösterge-si olan şeker, günümüzde karşı konul-ması zor; fakat yine de uzak kalmaya çalıştığımız bir ürün haline gelmiştir.Karbonhidratlar olarak de belirtilen şe-kerler, vücudumuzun başlıca enerji kaynağıdır. Bazı şekerler vücudumuzda doğal olarak bulunurken, bazıları da besin üretimi sırasında sonradan ila-ve edilirler. Süt, tahıl, kurubaklagiller, sebze ve meyvelerde şeker doğal ola-rak bulunur. Sağlığımızı tehdit eden ve fazla miktarda tüketildiğinde esas sorunu oluşturan, şeker kamı-şı ve şeker pancarından elde edile-rek besinlere sonradan eklenen şe-kerlerdir.

Şekerde ilgiyi çeken onun tatlılık özel-liğidir. Besinlere şeker ekleyerek onla-rı çekici hale getirmekte bir yanlış yok-tur. Yanlış olan; yüksek şeker içerikli ve besin değeri düşük ürünlerin beslen-me alışkanlıklarımızda sıklıkla bulun-durulmasıdır. Basit şekerler hiçbir be-sin öğesini içermezler. Sadece ener-ji ve kalori sağlarlar. Günlük beslenme alışkanlıklarında şeker içeriği yüksek ve besin değeri az olan ürünleri sıklık-la tüketen bireyler, diğer besin öğele-rinden kısıtlı beslenmiş olurlar. Oysa ki toplam günlük enerjinin %55-60’ı karbonhidratlardan, %15-20’si prote-inlerden ve %20’si yağlardan sağlandı-ğında dengeli beslenmiş oluruz. Buna göre enerjimizin çoğunu karbonhidrat-lardan elde ediyoruz. Peki diyetimizde hangi karbonhidratlara yer verelim? Basit mi kompleks mi? Aslında her iki

karbonhidrat türüne de diyetimizde yer verebiliriz. Ekmek, tahıl, makarna, pirinç, bulgur ve birçok sebze-meyve gibi kompleks karbonhidrata örnek olabilecek besinler vitamin, mineral ve posa içerirlerken basit şekerler sade-ce enerji sağlarlar. İşlenmiş yani rafi-ne şekerleri fazla miktarda tüket-mek başta obezite olmak üzere çe-şitli sağlık sorunlarına yol açmak-tadır. Bu nedenle basit şeker tüketimi-ni azaltmak sağlıklı ve dengeli beslen-menin ana unsurlarından birini oluş-turmaktadır.

Peki günlük yaşantımızda şeker tü-ketimini nasıl azaltırız;• Alışverişte ürünlerin etiketlerini okuyun.Satın alınacak ürünün karbonhidratın yanı sıra protein, vitamin, mineral ve posa gibi diğer besin öğelerini de içer-mesine önem verilmelidir.• Evde bulunan şeker ve çikolata-ları elinizin altından uzağa koyun • Çayınızı şekersiz içmeye alışın. (Örneğin günde 5 fincan çay içildiğini düşünelim. Her bir bardak için 2 adet kesme şeker kullanıldığında fazladan 200 kalori alınır).• Kek, kurabiye vb. unlu mamul-lerde daha az şekerle çok başarılı ürünler üretebilirsiniz.• Vanilya, tarçın ve Hindistan cevi-zi aromalarını kullanınız. Bu aroma-lar içerdikleri şeker miktarı nedeniyle yiyeceğin tatlı tadını artırıcı özelliğe sa-hiptirler. • Kendi meyveli yoğurdunuzu ya-pın. Hazır meyveli yoğurtları satın al-mak yerine az yağlı yoğurda ekleye-ceğiniz taze meyvelerle de lezzetli bir tatlı oluşturmak mümkün.• Tatlı olarak fırında pişmiş elma veya armudu deneyebilirsiniz. • Hazır meyve sularında şeker ora-nı yüksek olduğu için bunların ye-rine taze meyveleri tercih edin. • Çok kalorili şekerli gıdalar yerine kurutulmuş meyveleri ara öğünler-de tercih edin.• Porsiyonları paylaşın. Sipariş ver-diğiniz yemekleri tatlıyı arkadaşınız-la paylaşabilirsiniz. Böylelikle daha çok lezzetin tadına bakarken, fazla kalori-nin de önüne geçebilirsiniz. • Beslenme alışkanlıklarınızdan ketçap, salata sosu gibi hazır ürün-

leri çıkarınız.• “Tatlı yemeden duramam” diyenler-denseniz sütlü tatlılar (sütlaç, keş-kül, güllaç) ve dondurmayı, daha yüksek şeker içeriğine sahip ha-mur tatlılarına tercih edin.

• Tatlandırıcıları kullanımını dokto-runuzun yönlendirmesine göre ya-pınız.

Sağlıklı günler...

Düşük Kalorili Elma Tatlısı

Malzemeler1 orta boy elma1 tutam tarçın1 tatlı kaşığı dövülmüş ceviz1 tatlı kaşığı toz şeker

HazırlanışıElmanın kabukları soyulduktan son-ra ince ince dilimlenir. Elma dilimleri yağlı kağıtla kaplanmış fırın tepsisi-ne dizilir. Ayrı bir kapta şeker ve tar-çın karıştırılarak, elmaların üzerine serpilir. Önceden ısıtılmış 200oC’lik fırında elmalar 20 dakika kadar pi-şirilir. Piştikten sonra üzerine dövül-müş ceviz eklenerek servis yapılır. (Arzu edilirse şeker kullanmadan pi-şen elmaların üzerine 1 top vanilya-lı dondurma eklenerek de servis ya-pılabilir.)

Ş

20

sardunya çalışanlarından

Çalışanların Gözünden SardunyaBu sayımızda da çalışanlarının gözünden Sardunya’yı aktarmayadevam ediyoruz.

Mezun olduktan sonra, ilk iş hayatıma Konya-Ereğli’de bu-lunan bir Süt İşletmesinde Üretim Sorumlusu olarak başla-dım. 2008 yılında evliliğim dolayısıyla İstanbul’a yerleştim ve bu sayede Sardunya ailesine katıldım. İş yaşantım boyun-ca dürüst, saygılı, sabırlı ve disiplinli çalışmayı kendime ilke edindim. Bu sayede hedeflerime emin adımlarla ilerliyorum.

Kariyerimi geliştirmemde Sardunya’da almış olduğum eği-timlerin çok büyük önemi bulunmaktadır. Ümraniye Mer-kez Mutfak’ta ilk işe başladığımda üretim kapasitesi 6500 kişi civarında iken şu an üretim kapasitemiz 25000 kişi ci-varında ve her geçen gün artmaktadır. Bu yükselişte

Sardunya’nın sistemli ve kaliteli hizmet anlayışının rolü çok büyüktür. Her seviyedeki çalışanına verdiği önem ve eğitim-lerin bu büyümedeki rolü yadsınamaz.

Tüm çalışma arkadaşlarıma sağlıklı, mutlu ve huzurlu günler diliyorum. Hedefimiz kalite çıtamızı daima yükseltmek.

Saygı ve sevgilerimle.

Ömer KELEŞ

Hilmi ULUTAŞ

03.05.1975 İstanbul doğumluyum.Bir erkek ve bir kız çocuk sahibiyim.2003 yılında İşletme Yönetici Asistanı olarak başladığım görevimi şu anHadımköy Merkez Mutfak Bölge Müdür Yardımcısı olarak sürdürmekteyim.

Merkez Mutfak Yöneticisi olarak öncelikli görevimiz siz müşterilerimize sağlıklı ve lezzetli ürünleri sunmaktır.

Fabrikamızda, sahip olduğumuz teknolojik ekipmanlar,eğitimli ve tecrübeli personelimiz desteğiyle yemeklerimizi hazırlamaktayız.Yemeklerimizde gösterdiğimiz özeni,sahip olduğumuz kalite belgeleriyle bir bütün halinegetirmekteyiz.

Sağlıklı yemeğin sağlıklı hammadde temini,kontrollü depo-

lama ve kurallara uygun üretim süreci ile gerçekleşeceğinin bilincindeyiz.

Tabağımızdaki yemek, vücudumuzdaki hayat kadar önem-lidir.

Merkez mutfak yöneticisi olarak, ekip arkadaşlarımla birlik-te sizlere hizmet sunmaktan gurur duyuyoruz.

03.06.1980 Konya-Ereğli doğumluyum. Evliyim ve bir çocuk babasıyım.Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü 2006 mezunuyum. 2008 yılında Sardunya Ümraniye Merkez Mutfak Gece Hijyen Sorumlusu olarak işebaşladım.Şu anda Ümraniye Merkez Mutfak Gündüz Üretim Sorumlusuolarak görevime devam etmekteyim.

20

21

Her isteyen başarılı ola-maz. Başarılı olmak için insanın öncelikle, be-

densel ve zihinsel kapasitesi ve ortamının koşullarıyla uyum-lu bir şeyi istemesi gerekir. Bir başka deyişle gerçekçi olma-yan hayallerin değil, olabilirliği olan şeylerin peşinde koşma-sı gerekir. Bazen işler kötü gider. Herke-sin hayatında iyi gün olur, kötü gün olur. Zor günleri atlatmak, sorunların üstesinden gelebil-mek için, insanın psikolojisinin de buna uygun ve güçlü olması ge-rekir. Herkesin kendine göre moralini yüksek tutmak için bir yöntemi vardır. Ama başarılı olur ama olmaz. İşte size iş hayatını mutlu kılmanın yolları.1- Şikâyet etmeyin: Olumlu yönleri-nizin altını çizin, zenginliklerinizi, po-tansiyelinizi fark edin. Yürütülen araş-tırmalara göre mutluluğumuzun ve huzurumuzun yüzde 40’ı tercihlerimiz ve hayata bakış açımızın sonucudur. Elinizdekine sevinin bir kere. Olimpi-yatlarda yapılan araştırmaya göre; bronz madalya alan üçüncülerin, gü-müş madalya kazanan ikincilerden çok daha mutlu oldukları gözlemlenmiş. Çünkü ikinciler “birinciliği kaçırdım” diye başarılarının tadını çıkaramazken, üçüncüler podyuma çıkmaktan mut-luydular. 2- Zorluklardan kaçınmayın: İnsan-lar, zorlanmadan yüksek performans elde edemez. Çalışanların özsaygıları-nı zedelemeden hatalarını düzeltmek, onları sınırlarını genişletmeye zorla-mak, insanları yönetmenin inceliğidir. Sıradan bir yönetici ile iz bırakan bir iş lideri arasındaki temel fark; sıradan yöneticilerin yönetim ilkelerini birey-ler arasındaki farklılıkları gözetmeden herkese aynı uygulamaya çalışmaları ve genellemeleri; iz bırakanların ise bi-reysel özellikleri fark ederek ve bunları ortaya çıkartarak, yönetim ilkelerini bi-reysel durumlara uyarlamalarıdır. Olumlu ve yapıcı bir tutum içinde olan insanlar, güçlü yönlerine odaklanır ve hayatta ellerinden gelen en iyi işi ya-pabilecekleri fırsatları yaratırlar. Böyle-

ce de yaptıkları işi seven, sevdikleri işi yapan insanlara dönüşürler. 3- Yaptığınız işe anlam yükleyin: Yapılan işe yüklenilen anlam, işin yapı-lış biçimini etkileyebiliyor. Sadece ve-rilen görevleri talimatlar, kurallar doğ-rultusunda yapıyor olmak; iş yaşamı-nı rutinleştirir ve kendinizi önemsiz ve/veya değersiz hissetmenize neden ola-bilir. Yaptığınız işlerin genel amacını kavrayıp (Neden-niçin sorularıyla); zen-ginleştirmek için öneriler getirin. Unut-mayın! Yapılan işe anlam yüklediğiniz-de enerji ve canlılık kendiliğinden gelir.4- Zaman ve uygulama planla-rı yapın: Yeni bir iş gününe başladı-nız. Durmadan çalan telefonlar, acil is-tenen işler, bunlar yetmiyormuş gibi iş arkadaşlarınızdan gelen sorular, zaten yetiştirmeniz gereken projeler de üs-tüne eklenince saatlerin nasıl geçtiği-ni anlamıyorsunuz. Bakıyorsunuz iş sa-ati sona ermiş ve günün sonuna geldi-ğinizde, yine işlerin yarısı yerinde du-ruyor. Günler böyle akıp gidiyor, işiniz-den aldığınız zevk ve tatmin giderek azalıyor, yerine bitmemiş işlerin stre-si gelmeye başlıyor. Bu stres gün geç-tikçe artıyor. Bu gidişe karşı bir şeyler yapmayı denemelisiniz. 5- Masa / mekan temizliğinize önem verin: Masa / mekan temizliği çok önemli. O an üzerinde uğraştığınız iş veya projeyle alakası olmayan dos-yaları, kağıtları masanızdan kaldırın. Masada yığılı evraklar sizin o anda uğ-raştığınız işe yoğunlaşmanızı zorlaştırır ve işlerin arasında boğulduğunuz izle-nimi yaratır. Karmaşa zaman kaybet-tirir, sabrımızı zorlar, moralimizi bozar.

Temizleyin, atın...6- İş çıkışı sorunları ofisiniz-de bırakın: İş günü bittiğin-de, sorunları eve ve/veya sos-yal yaşamınıza taşımayın. İşten ayrılmadan önce 20 dakika ka-dar bir zaman ayırın ve o gün yaptıklarınızla ertesi gün yap-manız gerekenleri planlayın. 7- Çevrenizdekilerle iyi iliş-kiler kurun: Ne para, ne de başarı tek başına mutluluk ver-mez. Önemli olan çevrenizde-kilerle ilişkilerdir. Yalnız yaşa-yan insanlarda depresyon riski

evli veya arkadaşıyla oturandan daha yüksektir. Hatta arkadaş ilişkileri ai-leden bile daha iyi bir “pozitif duygu kaynağı” olduğu söylenir. Ama dikkat arkadaş var, arkadaş var.8- Kötü durumdan faydalanın: Nietsch’e “ Beni öldürmeyen güçlen-dirir” demiş. Dayanma, zorluklardan pozitif bir şeyler çıkartmalıyız. Her şeyi hazır bulan, bir eli yağda bir eli bal-da insanlar en küçük şeyden bile mut-suz olurlar, en küçük sorunu bile bü-yütürler. Oysa zorlukların içinden ge-lenler başarmış olmanın verdiği mutlu-luk ve güvenle kendilerini daha iyi his-sederler.9- Yaptığınız işi sevin: İş hayatında mutluluk ve başarı işimizi severek yapı-yorsak yakalanır. İşini sevmeyen insan-lar genellikle işine motive olamamış ki-şilerdir. İş, eş gibidir. Onu sevmiyorsan, sevmeye çalışmıyorsan, güzel tarafları-nı keşfedemiyorsan, paylaşamıyorsan, iş hayatının da mutsuz bir evliliğe dö-nüşeceğinden eminim.10- Hayatınızda yenilikler yapın: Mümkünse, her gün aynı şeyleri yap-maktan kaçının. Her gün hoşunuza gidecek alışverişler yapamayacağını-za yahut her ay izne çıkamayacağınıza göre, hayatınıza yenilikler, yeni zevkler katmaya çalışın.Bunlar çok basit şeyler de olabilir... Mesela yarın sabah kahvaltınızı fark-lı bir menü ile başka yerde yapın, işe farklı yoldan etrafınıza baka baka gi-din vb.İş ve sosyal yaşamınızda mutluluklar dilerim.

İş yaşamında mutluluğun yarısı sizin elinizdeHerkes mutlu olmak ister. İnsanlar birbirlerine her fırsatta mutluluk dileklerini iletirler. Ancak mutluluğun tanımını yapmak çok da kolay değildir. İnsanın istediklerini eldeetmesi midir mutluluk, yoksa elde ettiklerini sevmesi midir?

iş yaşamıMetin Birsen

22

keyif - kültür

Şarapseverlerin buluştuğu mekan: Rouge

2000’lerin başındaki Habitat top-lantılarıyla trafiğe kapatılan, ye-dek parça dükkanlarının azalıp

yerlerini otellere terk ettiği, bir zaman-lar Arap turistlere hitap ederken şimdi 4 yıldız seviyesini 5’e doğru zorlayan otellerin cenneti olan Talimhane böl-gesinde Rouge Restaurant yaklaşık iki yıldır şarap sevenleri zengin şarap me-nüleri ve gastronomik lezzetlerle bu-luşturuyor.

Lamartin Caddesi 11 numaradaki Ro-uge, meydanda THY ofisinin önünden caddenin karşısına geçtiğinizde hakim kırmızı dekorasyonu ile göz alıcı bir şe-

kilde şarabın büyüsüne çağırıyor sizi... 600 metrekarelik restoranda isterseniz rahat koltuklarda saatlerce dostlarınız-la şarap-peynir eşliğinde sohbet edi-yor, isterseniz şarapla uyumlu gastro-nomik lezzetlerin tadına bakıyorsunuz.

Rouge, açıldığı günden bu yana ilgi odağı... Bunda insanı rahat ettiren, fazla lükse kaçmayan ama basit de ol-mayan dekorasyonunun etkisi olduğu kadar insanı yormadan yayılan müzi-ğin de etkisi büyük olsa gerek ve tabii uygun fiyatların da...

Rouge’da 150 Türk ve dünya şara-

bı servis ediliyor, bunların 50 adedi de kadehle sunuluyor. Kadeh şarap ölçü-leride Türkiye için rekor: “Amerikan size” denilen 14 santilitrelik ölçülerde. Cam yok; kadehlerin hepsi kristal. Be-ğendiğiniz kadehte şarabınızı ısmarla-yabiliyorsunuz.

Peynir ve şarküteriye ayrı bir önem ve-ren Ruoge’da, bir düzineye yakın seç-me peynir var. İsli sucuktan krakova salamına, proşuttodan serano janbo-nuna bir dolu şarküteri ürünü de ca-bası. Yemekler ise tapas türü ara sıcak-lar ile etler ağırlıklı. Yenilikçi bir uygu-lama da etlerin “yarım porsiyon”

Mürsel Sezen

Taksim Meydan’dasınız ama burası başka bir yer gibi... Rouge Restaurant yaklaşık iki yıldır, meydandaki THY’nin karşısında yer alan Lamartin Caddesi’nin girişinde şarapseverlere kucak açıyor.

23

olarak da sunulması. Antrikot ise tabi ki bölünmüyor. Porçini mantarlı ravi-oli, üç renkli tortellini, şnitzel, kupaj burger özellikle de Türkiye’nin başka hiç bir restoranında rastlamayacağınız lezzetteki çikolatalı mousse deneme-ye değer!

Şarap barı ve butiği konseptiBodrum, giriş ve 1. kattan oluşan Rouge’da 3 katın bir arada olması “şa-rap barı-şarap butiği” konseptinin özünü oluşturuyor.

Türkiye’in ilk şarap restoranı Rouge’un, yine Türkiye’nin en zengin şarap mağ-zası olacak 220 metrekarelik kav bölü-mü de Türkiye’nin ve dünyanın en seç-me şaraplarını doğru saklama koşulla-rında ve zarif sunumlarla şarapsever-lerle buluşuyor.

Alt katta yer alan şarap kavının en hoş özelliği - tabii şarap çeşitliliği haricinde - şarapların best seller kitaplar gibi sa-tışa sunulması. Yani bir yanda “yeni çı-kanlar” var, bir yanda “çok satanlar”, bir yanda Şili, Arjantin, Güney Afrika şarapları yer alırken, öte yanda İtalya, Fransa, İspanya şarapları size göz kır-pıyor. Yerli üreticiler için de yöre yöre zengin seçkileri bulmak mümkün.

Rouge’un kurucusu Gusto Dergisi’nin

yayın yönetmeni Mehmet Yalçın ve or-tağı İsmail Karpuzoğlu. Dolayısıyla ge-rek kavda, gerekse içkilerde temel prensip tavsiye edebilecekleri lezzetle-ri bulundurmak. Gusto Dergisi’nde 5 puanın üzerindeki içkiler kavda yer bu-labiliyor. Kaliteli viskiler, özellikle malt viskiler ağırlıkta, konyaklar, özelliği olan likörler, grappalar... Her yerde bu-lunanlardan ziyade kaliteli ama bilen-lerin bildiği, tavsiye edilebilecek özel-likte içkileri keşfetmek için Rouge Kav doğru yer!

Rouge kadınları önemsiyor“İçki”, Türkiye’de maskülen bir ima-ja sahip. Barlar çoğunlukla erkekle-re uygun, ağır yerlerde tüketiliyor. Ka-liteli restoranların çoğu da işadamları-na hitap ettiğinden, resmi ve ciddi me-kanlar. Oysa Rouge her türlü iyi şara-bın, hem de her türlü incelikli yiyece-ğin hakkını erkeklerden daha iyi veren kadınları çok önemsiyor, mekanın on-lara hitap edebilmesini istiyor. Bu yüz-den, mekanın adı da, dekorasyonu da da “feminen” tonlarda.

Rouge, hem şarabın kırmızılığını çağ-rıştırıyor, hem şarap kültürüne dam-gasını vurmuş Fransa’ya bir gönderme yapıyor, hem de feminen bir imaj ya-ratıyor. Logonun hemen yanında yer alan “about wine “sloganı da,

şarap hakkındaki her şeye açıkolduğunun ilanı.

Şarap kursları ve külübüRouge Restaurant’ın üst katı 10 yıl-dır yayımlanan içki kültürü dergi-si Gusto’nun yazı işlerine ait. Dergi-nin sahibi ve yayın yönetmeni Mehmet Yalçın, şarap severlere 9 yıldır “Şarap Kursları” da veriyor. Bu yıl itibariyle Rouge Kav’da devam eden kurslar üç etaptan oluşuyor. Temel şarap kültürü, bölge bölge şaraplar ve büyük şarap-ların tadılarak katılımcılara anlatıldı-ğı kursların bitiminde hem sertifikanı-zı alıyorsunuz, hem de kısa sürede ta-damayacağınız çeşitlilikte şarabı tatmış oluyorsunuz. İki etap şarap kursu biti-renler ise dilediği takdirde “Gusto Şa-rap Kulübü”nün seçkin üyeleri arasına katılabiliyor.

Yani şarap çevresinde dönen tatlı ve farklı bir hayat akıyor burada.

Rouge, her gün 11.00-01.00 arası hiz-met veriyor. ROUGELamartin Cad. 11/3, TaksimTel: 0.212.237 01 90

keyif - kültür

24

keyif - kültüryaşam tarzı Kerem Karabayır

Denizlerde özgür olmak

Profesyonel yöneticilerden pat-ronlara kadar işadamlarının yat ve tekne tutkusunun artma-

sı Türkiye’yi yat üretiminde son dö-nemde yeni bir merkez haline getirdi. Türkiye’de bugün üçyüz’ün üzerinde firma sadece dünyanın en zenginlerine yat üretiyor. Ancak durum bununla sı-nırlı kalmıyor.

Kendimizi bildik bileli yat ve tekne gibi kavramlar, bize lüks, zengin, ünlü, pat-ron, magazin, ve ulaşılmaz gibi anah-tar kelimeleri çağrıştırdı. Ünlüler yazın teknelerinden denize atlarken biz tele-vizyon karşısında bazen gıpta ederek, bazen de (ulaşılmaz gibi göründüğün-den) param olsa yine de almam nida-larıyla ve zenginin malı züğürdün çe-nesini yorarmış misali çekirdek çitle-yip durduk. Aslında o tekneden denize atlayan kişi hep bizdik. Ya da Yeniköy sahilinde yürürken yan yana sıralanmış tekneleri gördüğümüzde merakımız hep en hat safhadaydı. Kapısı açık ise içini görmeye çalışır, içinde insanlar var ise merak eder inceler ve tipetip bir kı-yaslama sancısıyle beraber yine çene-mizi yorardık. Beğendiğimiz teknelerin ve ya yatların fotoğraflarını çeker, ken-di adımızı ve ya bir sevdiğimizin adı-nı taşıyan bir tekne gördüğümüzde ise

çenemizi yormaya devam ederdik.

Şimdi ise durum yavaş yavaş deği-şiyor. Çünkü;Türkiye’de her keseye göre tekne ve yat bulmak ve üretmek de mümkün. Örneğin en ucuz teknenin fiyatı 4 bin dolardan başlarken, motorlu yatların fiyatları da 100 milyon dolara kadar çı-kabiliyor. Hatta Türkiye’de henüz ye-terince yaygınlaşmamış olsa da ikinci el tekne ya da yat alabilmek de müm-kün. Ancak çoğu şeyde olduğu gibi burada da ikinci el alırken dikkat edile-cek hususlar mevcut.

Her işin başı eğitimBirçok konuda olduğu gibi bu konuda da eğitim şart. Nasıl ki araba kullan-madan önce çeşitli eğitimlerden geçi-yorsak, yat ve tekne kullanmak,bunu bir hobi olarak devam ettirmek içinde belli bir eğitimden ve en azından te-mel eğitimden geçmek gerekiyor. Te-mel yelkencilikten, yatçılığa, navigas-yon bilgisinden ileri yelkenciliğe ka-dar istediğiniz her seviyedeki ve amaç-taki eğitimi alabilirsiniz. Bu tip eğitim-ler genellikle kişiye özel olmakla bir-likte tamamen sizin zaman planlama-nıza uygun olacak şekilde gerçekleş-mektedir.İster iş çıkışı isterseniz hafta

sonu eğitimlere başlayabilir ve devam edebilirsiniz. Ayrıca bu eğitimlere baş-lamak için de daha önceden herhangi bir deneyiminizin olması şart değil.

Ancak unutmamak gerekir ki denizci-lik birkaç haftada tam manasıyla öğre-nilebilecek bir hobi asla değildir.

Yaşam BiçimiDenizcilik bir yaşam biçimidir. Kendine has bir kültürü ve hayatınızın her ala-nına yansıyan bir yönü mutlaka vardır. Giyiminizden, evinizdeki dekorasyona hatta iş yaşamınızdaki stratejileriniz-den damak tadınıza kadar yansır. Ve tam manasıyla öğrenebilmek için tec-rübelenmek gerekmektedir.

Pruvamız neta, rüzgarımız kolayına ol-sun...

İş dünyasının ortak hobisi yat sevgisi... Yaz aylarındayılın tüm yorgunluğunu yatlarda uzun deniz yolculuklarıylaatmak her keseye göre tekne bulmak mümkün.”

25

yaşam tarzıKerem Karabayır

Düzgün sahili, temiz gölü ve çev-resinde gezilebilecek alanları ile sakin bir haftasonu geçirmek

isteyenlerin gözdesi olan Sapanca, son dönemde ardı ardına açılan yeni me-kanlar ve butik konaklama tesisleriy-le, beldenin popülerliğini daha da ar-tırdı. Son senelerde Maşukiye, Karte-pe ve Kırkpınar gibi ilçelerinin göz alı-cı güzellikte bir gelişme göstermesinin ardından haftasonu ziyaretçileri adeta büyüleniyor. Sapanca’da yapılacak o kadar fazla şey var ki.

Sapanca’da dört mevsim bir şeyler ya-pabilmek mümkün. Şu an içinde bu-lunduğumuz soğuk kış günlerinde Kartepe’ye çıkıp kayağın, kızağın ve ya sadece metrelerce kar’ın keyfini, man-gal ateşi başında yarım ekmek arasına kendi ellerinizle koyduğunuz nar gibi pişmiş sucuk ile çıkarabilirsiniz.

Veya kar ve soğuk havadan hoşlanmı-yorsanız merkezde bulunan lüks ko-naklama tesislerinde sıcak havuzla-ra ve jakuziye girebilir, uzakdoğu mü-zikleri eşliğinde birbirinden çeşitli aro-matik yağlar ile yine birbirinden çeşit-li masajlar yaptırabilirsiniz. Dinlendiri-ci ve zinde kılıcı bir masajın ardından taze meyvelerden sıkılmış kocaman bir

bardak meyve suyu sizi daha da ener-jik kılacak ve uzun zamandır şehir ha-yatının üzerinizde yarattığı stres yükü-nü bir anda üzerinizden alıverecektir.

Bunun yanı sıra piknik yapmak isterse-niz göl kenarında sofranızı kurabilir ve pikniğinizin tadını gölde deniz bisikle-tine binerek artırabilirsiniz.

Maşukiye’de ise sizleri alabalık resto-ranları beklemektedir. Dayanılmaz lez-zeti ile kiremitte alabalık ve yanın-da yine kiremitte erimiş özel bir kaşar peyniri ile damağınızda daimi bir tad bırakabilir, balık sevmem et severim di-yorsanız, çarşıda bulunan lokantalarda nefis ıslama köfte yiyebilirsiniz. Yine merkezde sahil boyunca uzanan nezih kafeler size semaver’de sıcacık çayı yu-dumlatırken, en güzeli de her saniye soluyacağınız bol oksijen olacaktır.

Eğer tatlı da severim diyorsanız, eve dönerken Sapanca Kıyı Köy’e 1-2 km mesafedeki çikolata fabrikasını da zi-yaret etmenizi önerebiliriz. Üretim ya-pılan fabrikanın hemen yanında bu-lunan satış mağazasındaki çikolata-lar, rengarenk görüntüsü ve farklı tat-larıyla gününüze yeni bir lezzet kata-cak, Sapanca çıkışına yakın mesafede

bulunan ve içerisinde porselen ürünle-rin satıldığı bir diğer mağazada ise göz zevkinizi tatmin edeceksiniz. Böylelikle ruhunuzu dinlendirdiğiniz ve bedeni-nizi bol oksijen ve pozitif enerjiyle dol-durduğunuz bu güzel günü bir hatıra-ya ve ya şık bir hediye ye dönüştüre-bilirsiniz.

İstanbul’a yaklaşık 1 saat mesafede bulunan Sapanca bütün güzellikleri ve tüm baştan çıkarıcı olanaklarıyla sizle-ri bekliyor. Aynı zamanda şehir haya-tı içerisinde köyünü özleyenlere de bir nebze olsun derman oluyor.

Seçim sizin.

Yanıbaşımızdaki CennetHem İstanbul’dan kaçıp hemde İstanbul’a yakın olmak isteyenlerdenseniz Sapanca tam size göre bir yer. Sakarya’nın en güzel ilçelerinden biri olan Sapanca, göl kenarı aktiviteleri, modern yerleşimi ve özellike kış turizmi alanındaki gelişmeleri ile adeta İstanbulluların kaçamak yuvası haline geldi.

26

ar-ge mutfağından

Bu sayımızda Ar-Ge çalışmalarımızdan bir ana yemek ve bir tatlı tarifini siz-lerle paylaşıyoruz. Şimdiden afiyet olsun!

Ar-Ge Mutfağından Tarifler...

Ispanak Ogreten

Kekli Krem Karamel

MalzemelerIspanak 120 gr

Et Suyu Tozu 1 çay kaşığı

Çuşka Biber 2 adet

K.Soğan 1 adet

S.Yağ 1 çay bardağı

Tuz 1 tatlı kaşığı

Un 2 yemek kaşığı

Yumurta 1 adet

Süt 1 su bardağı

Soğan Çeşni 1 çay kaşığı

Karabiber 1 çay kaşığı

K. Toz Biber 1 çay kaşığı

Kaşar P. 5 gr

MalzemelerKnorr marka krem karamel kekli çikolata şar-

lot kıvamını alacak şekilde kişi sayısına göre

kullanılır.

YapılışıIspanaklar 1 gün önceden çözündürmeye alınır. Ayıklanır, tencereye s.yağ,

k.soğan iyice kavrulduktan sonra ıspanak ilave edilir ve kavrulur. Çuşka bi-

ber, baharatlar eklenip iyice sote edilir. Piştikten sonra yuvarlak oval şekil

verilir. Ayrı bir tencerede beşemal sosu yapılır. Yapılan sos ıspanağın üzeri-

ne eşit olacak şekilde konulur sonra üzerine rende kaşar peyniri ilave edi-

lir. 180C’lik fırında 20 dk. pişirildikten sonra servis yapılır.

YapılışıTatlının keki hazırlanıp pişirilir ve çikolatalı

şarlot gibi kesilir. Kekin üzerine krem karamel

dökülüp soğumaya bırakılır. Ürün soğuduk-

tan sonra şeker sosu üzerine dökülerek soğuk

servis yapılır.

27

Gerçek bir hikayeden uyarlanarak beyazperdeye ak-tarılan aile komedi filmi olan Düşler Bahçesi filminin

yönetmenliğini Cameron Crowe yapıyor. Filminin oyun-cu kadrosunda Matt Damon ve Scarlett Johansson gibi iki ünlü isim var.

Düşler Bahçesi filminin konusu bir ailenin başına ge-len gerçek bir olay. Benjamin, kötü bir kaza sonucu eşini kaybetmiş ve iki çocuğuna bakmaya çalışan bir babadır. Çocuklarıyla şehirden ayrılıp daha sakin bir eve taşın-maya karar verir. Güzel bir çiftlik evi satın alırlar. Fakat sonradan farkına varırlar ki aslında terk edilmiş bir hay-vanat bahçesi satın almışlardır. İşe koyulup hem ailesi-ni mutlu etmek hem de bu hayvanat bahçesini yeniden hayata döndürmek için bir mücadeleye girişirler. Hepsi-ni, duygulu ve eğlenceli bir macera beklemektedir.

Sıçak aile filmlerini sevenlerin mutlaka izlemesi gereken bir film.

Sizlere Gonca TOPUZ’ un, 10 yıllık zaman diliminde dedesinin şehri olan Halep’ te yaşadıklarını ve anıları-

nı anlatan, aynı zamanda Halep yemek kültürünü bizle-re tanıtan kitabını tavsiye edeceğim.

Gonca TOPUZ, benimde merak ettiğim Gaziantep ye-mekleri ve Kilis mutfağı üzerine yaptığı çalışmaları ile ta-nınır. Bu kez bizlere Hatay’a kapı komşu olan Halep ye-meklerinin, bizim mutfağımızla ne kadar benzer oldu-ğunu, en güzel günümüz yemeklerinin aslında Arap kö-kenli olduğunu, tarifleriyle ve geçmişten örnekleriyle dile getirmiş. Bunları anlatırken Halep’te geçirdiği 10 yı-lını aslında öyle güzel bir öykü olarak yansıtmış ki, okur-ken Halep’i en meşhur yerlerinden tutunda, dar sokak-larına varana kadar tanıyacak, hem Halep kültürünü öğ-renecek, hem de o leziz yemek tariflerini öğrenerek ye-mek kültürünüzü daha çok geliştirmiş olacaksınız.

Yazarımız Halep’te ki yemek kültürünü tanıtırken çor-balar, sebze ve et yemekleri, pilav çeşitleri gibi yemekle-rinden bahsetmiş ve tariflerini vermiş. Fakat burada il-gilimi en çok çeken yemekler ise meyve yemekleri oldu. Halep’te bazı yemeklerde meyve ana malzeme olarak kullanılıyor. Bunların içerisinde en fazla yapılanı “lah-me bi-el karaz (vişne kebabı)’dır. Bu yemeğin adında yer alan ‘karaz’ sözcüğü vişne anlamına gelmekteymiş. Bu-nun dışında “sefer celiyye (ayva yemeği)” de diğer bir meyve yemeği. Kitabın içerisin de bu değişik iki yemeğin tarifini bulmak da mümkün.

Yazar: Gonca TOPUZYayın evi: HAYKİTAP

Düşler Bahçesi

Sizin için izledik

27

Metin Birsen

Sizin için okuduk

Dolmalar ve Köfteler Şehri Halep

Asya Arslan

sizin için