CUMHURBAŞKANLIGI HiMAYESiNDE -...
Transcript of CUMHURBAŞKANLIGI HiMAYESiNDE -...
T.C. _ CUMHURBAŞKANLIGI
HiMAYESiNDE
ll. Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medaniyeti Sempozyumu
SELÇUKLULARDA BiLiM ve DÜŞÜNCE Bildiriler/Proceedings 19-21 Ekim 2011 KONYA
T.c. KONYA
CiLT- 3
TABii BiLiMLER
Editör
Prof.Dr.Mustafa DEMİRCİ Doç.Dr. Ali TEMİZE~L
Doç.Dr. M.Ali HACIGÖ Yrd.Doç.Dr. Sefer SOL İ
~ ~ TORKTARIH
KURUMU
l_ IRCICA KONYA BÜYÜKŞEHiR SELÇUK
VALİLİGİ BELEDiYESi ÜNivERSITESI ÜNiVERSiTESi TIKA
!!.Uluslararası Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Sempozyumu
SELÇUKLULARDA BiliM ve DÜŞÜNCE Bildiriler/Proceedings
CiLT -lll
TABii BiliMLER
Yayın l<oordinatörü ·• Ali DÜZ
Sayfa Tasarım M.Sinan ÜNALDI
Kapak Tasarım Servet Can
Baskı
Servet Ofset Matbaa ltd. Sti. Matbaacılar Sit. Yayın Cd.
9. Blok No: 50 Karatay/KONYA Tlf : O 332 342 02 32
Basım Tarihi- Aralık 2013
j • •
SELÇUKLU BELEDIYESI YAYlNLARI 'Yayıncı Sertifika No : 24883
Takım No 978-605-4886-00-5
ISBN 978-605-4886-03-6
Konya,2013
MEVLANA'NIN ESERLERİNDE BİLİM ADAMININ VASIFLARI ve POZiTiF
BİLİMLERE OAİR ORİJİNAL TESPİTLERİ
* -
. * Doç.Dr.Nuri ŞIMŞEKLER
"Bütün ilimlerin özü; 'Ben kimim, malışer günü ne hale geleceğim?' sorusunu bilebilmektir."
(Mevlana, Mesnevf, III, 2654)
ÖZET
Mevlana'nm eserleri ana tema olarak birlik-beraberlik, sevgi
hoşgörü, X/11. Yüzy1/ Anadolu'sunun sosyal-kültürel ve ekonomik
yap1s1 ve özellikle islam/ bilimlerin yorumlanmasi gibi bir özelliğe
sahiptir. Ancak başta Mesnevl'si olmak üzere eserlerinin beyit
aralanna serpiştirilmiş, ancak işin ehli ve bilgi sahiplerinin
anlayacaği bilimsel bulgular da çoktur. Mevlana'nm eserlerine
dikkatlice bak1fd1ğmda bilim dünyasmca yüzy11/ar sonra
keşfedilmiş pozitif bilimler/e ilgili dünyanm dönüşü, yerçekimi,
atomun yap1s1 gibi bulgulan bulmak da mümkündür.
Bu çerçevede Mevlana'yi sadece sema ile özdeşleşen biri
olarak değerlendirmernek gerektiği gibi; eserlerinde sunduğu
an/am/1 fikirleriyle, insant ve toplumu ince/eyip problemlerine
çözüm sunan bir "düşünür'~ bilimsel konularla ilgili olarak
söylediği beyit/eriyle de "gizemli bir bilim adam1" hüviyetinde
algiiamak mümkündür. Bundan dolayi başta Mesnevl'si olmak
S.U Edebiyat Fakültesi Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü, KONYA. [email protected]
,_ Cl,)
E
414
Mevlana'nın Eserlerinde Bilim
üzere, eserlerini her kesimden, her meslek grubundan, her yaştan
insanın okuyup incelemesi, mutlak olarak kendisinin, bilim
dünyasının ve dolayisiyla da insanliğın faydasına olacaktir.
Anahtar Kelime/er: Mevlôna, Mesnevl, Pozitif Bilimler, Atom,
Hücre
ABSTRACT
The main themes of Rumi' s works involve unity and so/idarity,
love and to/erance, socio-cu/tural ai?d economic structure of the
13th century Anatolia and especially interpretation of /slamic
sciences. However, there are alsa very many scientific findings
interspersed between the lines in his works, notably Mathnawi,
that can be understood by experts and the informed. When a
careful /ook is taken at Rumi's works, it is possib/e to find such
information as the revolution of the earth, the gravitational pul/
and the structure of the atom, which were discovered by the '
scientific world cent'uries /ater.
In this framework, Rumi should not be seen as sameone
associated only with the sema; it is possib/e to perceive him as a
"thinker" who, with his significant ideas that he proposed in his
works, examines the man and the society and offers so/utions to
their problems and "a mysterious scientist" with his lines that he
wrote on scientific matters. Therefore, it wi/1 certainly be to the
benefit of the individuals, the scientific world and hence
humanity if his works, notably Mathnawi, are read and
investigated by peop/e of all ages, professions and walks of life.
Key Words: Rumi, Mathnawi, Positive Sciences, Atom, Ce//
Mevlfma'iun Eserlerinde Bilim
Giriş
"Mevlana'nın misyonu" denince, genellikle aklımıza ?evgi, hoşgörü ve banş elçisi gibi terimler gelir. Bunlar doğrudur. Her biri Mevlana'nın yıllar önce söylediği fikirlerin günümüzde ihtiyaç duyulan yansımalandır. Yada kendisinin de Mesnev!'de eleştiri olarak dile getirdiği gibi, eserlerini okuyan herkes kendince onu bir kalıba sokar ve anladığı ölçüde Mevlana'yı sınıflandırmaya çalışır.
Mevlana'nın Mesnevi'si de ana tema olarak yukanda anılan
terimlerle birlikte, farklı bir özellik de taşır. Bu da eserin beyit aralanna serpiştirilmiş, ancak işin ehli ve bilgi sahiplerinin anlayacağı sosyal, kültürel, tarihsel ve hatta bilimsel bulgulardır. Bu eserin satır aralanna dikkatlice bakıldığında, bilim dünyasında henüz XVI. yüzyılda
dillendirilen dünyanın yuvarlak oluşu ve dönmesini, bundan 200 yıl
kadar önce keşfedilen ve çağımızda kesinlik kazanan insan hücresi ve yapısını, henüz geçtiğimiz yüzyılda keşfedilen atom ve yapısını, son
: yılla_rda önerilmeye başlanan çocuklann oyuncak vasıtasıyla eğitim
: sistemini ve çocuğun daha doğumunun ilk aylannda annesinin ve . dışandaki konuşmalan duyup etkilendiği gibi önemli bulgulan Mevlana'nın dilinden Mesnev!' de bulmak mümkündür. 1
Mevlana gerçekten de eserlerinde, eşref-i mahlukat olan insanı merkez alır ve onun Allah'ın. yaratma gayesindeki amaçlan doğrultusunda yaşam sürmesini, hikayeler ve özlü sözlerle öğütler. Ama bu manalann arasına bazı bilim dünyasıyla ilgili ipuçlannı da serpiştirir ki, ilginç olan bu bilgilerin yüzyılımızda daha yeni keşfedilmiş olmasıdır. Bu bildiride Mesnev!'sinde rastlanılan bilim dünyasıyla ilgili bazı
hususiyederi -örnek olarak- dile getirip, yorumunu bilim dünyasının takdirine bırakacağız. Burada sözü edilecek "Dünyanın yuvarlak olduğu ve döndüğü, Atom ve yapısı" konulanna birkaç yazıda değinilmişse de üzerinde fazla durulmarnış veya detaya girilmemiştir.2 Bildiride yer alan diğer başlıklar ise ilk kez tarafımızdan ele alınmıştır.
ı Bu konuların bir kısmı daha önce tarafımızdan kaleme alınan şu makalelerde ele alınıp yayınlanmıştı: N. Şimşekler, "Mevlana ve Bilim", Ticaret Odası Yeni İpek Yolu Dergisi, Yıl: 17, Sayı: 202, Aralık, 2004, ss. 20-23; N. Şimşekler, "Modern Bilime de Işık Tutan Mesnevi'de Hücre ve Şekli", Ticaret Odası Yeni İpek Yolu Dergisi, Yıl: 18, Sayı: 214, Aralık 2005, ss. 25-26; N. Şimşekler, "Mevlana ve Bilim, Mevlana'ya 'Bilim Adamı' Gözüyle Bakılabilir mi?" Bilim ve Ütopya, Aralık, 2007, Sayı: 612, Yıl: 14, ss. 19-23 Bu iki konuyla ilgili rastlayabildiğiıniz bazı makale ve çalışmalar şunlardır: Dr. Celiileddin B. Çelebi, "Hz. Mevlana'nın Eserlerinde İlim", Hz. Mevldnd 0/.yanusımdan ... , Derleyen: Esin Çelebi Bayru, İl Kültür Müd. Yay., Konya, 2002, s. 45-47; Eva de Vitray Meyerovitcb, Mesnevi Mutlağm Aramşı, Çev. Prof.Dr. Mehmet Aydın, Selçuklu Belediyesi Yay., Konya, 1996; Aynı yazar, "Pn5sence de Mevlana", S.Ü. I Milletlerarası Mevldna KongresiTebliğler, Konya 1988, s. 27-33; Feyzi Halıcı, "Mevlana'dan Ga1ile'ye Çağdaş Bir Gezi", Uluslararası Mevlana Bilgi Şöleni, Bildiriler, 15-17 Aralık 2000, Kültür Bakanlığı Yay., Aıı.kara,
415
'--Q.)
E
..0 rtl ı-
416
Mevliina'mn Eserlerinde Bilim
ı. Mevlana'nın ilme ve ilim adarnma bakışı
Mevlana'ya göre ilim, Allah'ın topraktan yarattığı insana öğreterek onu değerli kıldığı bir hazinedir. Ama bütün bunlarla birlikte öğrenilen bu ilim, Allah'ın ilah! okyanusundan sadece bir damladır.3 insaniann bu dünyada ilim öğrenmesinin onlann mutlak faydasına olduğunu belirten Mevlana, köpeklerin bile eğitildikten sonra sahibinin istediklerini yaptığını; oysaki eğitilmemiş başıboş köpeklerin orada burada herkese saldırdığını veciz bir örnek olarak sunar.4
Mevlana ilim öğrenmenin bu derece gerekliliğini savunurken iyi insaniann bu bilgiyi insanlarm faydası doğrultusunda kullandıklannı, fakat kötü yaratılışlı kişilerin öğrendikleri ilimleri yanlış kullandığı, bu sebeple de bu tür insanlara bilim öğretilmemesi gerektiğini savunarak şöyle der:
"Kötü yaratılışlz kişiye ilim ve fen öğretmek, yol kesen eşkıyanın eline kılıç vermeye benzer.
Sarhoş adamın eline kılıç vermek, adam olmayana bilgi belietmekten yeğdir.
Bilgi, mal, mevki ve hakimiyet, kötü yaradılış/ı kişilerin elinde fitnedir.
Bilgisizlere, geçtikl~ri mevkiin yaptığı fenalzğı, yüzlerce aslan bir araya gelse yapamaz.
Cahil, kötü hükümler yürüten bir padişah oldu mu bütün ova yılanla, akreple dolar.
Adam olmayanın eline bir mal ve mevki geçti mi, herkesten önce kendi rezilliğini dileyen kendisidir.
Çünkü ya cimriliği tutar, az verir; ya da cömertliğe girişir, yerli yersiz bağışlarda bulunur.
Sapıklık da bilgiden olur, doğru yolu buluş da ...
(Sahibini) gönül ehli yapan ilim, insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insana mai olmayan ilim ise, yükten ibarettir. "5
Öğrenilen bilgilerin nasıl değerlendirilmesi gerektiğini, her şeyi iyiden iyiye araştınp öğrenen, fakat kendinden haberdar olmayan bazı
2001, s. 565-570; yazann aynı konuyla ilgili benzer bir yazısı Çağrı Dergisi'nin Şubat 2001 sayısında da yayınlanmıştır; Doç.Dr. Mehmet Bayraktar, "Semadaki Sırlar", Zafer Dergisi, Sayı: 132, Aralık, 1987; Prof.Dr. Yılmaz Özakpınar, "Mevlana'nın Modem1iği ve Modem Bilinı", S.Ü. ll. Milletlerarası Mevlana Kongresi-Tebliğler, Konya, 1990, s. 85-88.
3 Mevlana, Mesnevf, Çev. Veled İzbudak, I-VI c., MEB. Yay., 3. Baskı, İstanbul, 1995, I, 2860-2863 4 Mevlana, Mesnevf, II, 2362-2364 5 Mevlana, Mesnevf, IV, 1436-1438, 1441, 1443-1445, IV, 3010, I, 3447
Mevlana'riın Eserlerinde Bilim
alimlerin, hatta din bilginlerinin durumlannın neye benzediği de aşağıdaki Mesnevi beyiderinde veciz bir şekilde ele alınmaktadır:
"Toprağa mensup insan Hak 'tan ilim öğrenmiş ve o bilgi ile yedinci kat göğe kadar bütün alemi aydın/atmıştır.
Gönül katresine bir incidir düştü ki o ne deniz/ere, ne de feleklere verildi.
Bilgili adamın uykusu ibadetten üstündür. Hele bu, insanı gafletten uyandıran bilgi olursa.
Bilgi, uçsuz, bucaksız ve kıyısız bir denizdir. Onu dileyense, denizlerde dalgıçlık edene benzer.
Bilgi isteyen kişinin ömrü, binlerce yıl olsa dahi yine araştırmaktan vazgeçmez; bir türlü doymaz.
Bilgi, Mü'minin kayıp malıdır; bu sebeple Mü'min kendi yitiğini bilir, anlar.
Bazı alimler ise, bilgilerin yüz binlerce türünü bilir de kendilerini bilmez ler.
Her maddenin özelliğini bilir de, kendi cevherine gelince bir merkebe döner.
Bu doğru, şu yanlış; bunlan biliyorsun da kendin eğri misin, doğru musun? (Ona) bir bak!
Bütün bilimlerin özü şudur: "Ben kimim, Mahşer günü ne hale geleceğim?" sorusunu bilebilmek.
Din usulünü öğrenmişsin, bilmişsin; ama bir de kendi mayana bak, onu tanı!
Senin için, kendini bilmen, tanıman bu ikisinden daha iyidir ey ulu kişi!
Kitaptan maksat içindeki bilgilerdir; ama dilersen sen onu yastık yapıp başının altına da koyabilirsin.
Bu, kılıcı çivi yerine kullanıp, zafer yerine mağlubiyeti kabul etmek, demektir.
Nice alimler vardır ki hakiki ilimden, hakiki İrfandan nasipleri yoktur. Bu tür alim ilim hdfızıdır, ama ilim sevgilisi değil.
Ey emin kişi, bilgide ne kadar ileri gidersen git, onunla gaybı gören gözlerin açılmaz.
'QJ
E
a::ı
417
co
418
Mevlana'ıun Eserlerinde Bilim
Kendine, Q§kı ve bakışı öğret! (İşte) bu bilgi, tCl§a kazılan nakış gibidir.
Tutulmadan, kekelemeden yüzlerce kitap okusan, Allah takdir etmediyse aklında hiçbir şey kalmaz.
Fakat Allah'a ltıyıkıyla kulluk edersen bir kitap bile okumadan, yeninden-yakandan duyulmadık bilgiler bulursun.
Bizim öğrendiğimiz bu tatlı bilgiler, bil ki o (ilahf) gül bahçesinden bir-iki, bilemedin üç demetten ibarettir.
Gül bahçesinin kapısını kendimize kapatmışızdır da, onun için bu iki üç demete tutulup, kalmışız.
Yazıklar olsun ki, böyle bir bahçenin anahtarlan ekmek-boğaz yüzünden elimizden düşüp gidiyor. "6
Mevlana'nın ilimle ilgili bu düşüncelerini kısaca aktardıktan sonra özellikle Mesnevi'sinde yer alan ve günümüz modern bilimleriyle yakından ilgili olan bazı hususlan "örnek olmak üzere" dile getirmek istiyoruz. Zira yukanda da değinildiği gibi biz, Mevlana'yı sadece mutasavvıf bir şair, bir dl,işünür olarak görmüyor, eserlerindeki bazı ipuçlanndan onun ayni zamanda bir bilim adamı olarak da değerlendirilebileceğini. dikkatierinize sunuyoruz.
2. Dünyanın yuvarlak olması, dönmesi ve yer çekimi
Coopernik (öl. 1543) ve Galile (öl. 1642) "dünya yuvarlaktır ve dönüyor" dedikleri zaman İncil' e ters düştükleri için eleştiri aldıklan, özellikle Galile'nin, 13 Şubat 1633'te Roma'da mahkemede yargılandığı esnada zorlamalara dayanarnayıp her ne kadar "dünya dönmüyor" demişse de çıkışta ayağını yere vurarak "ama yine de dönüyor" diye bağırınası hepimizin malumudur. Mevlana ise 125ü'li yıllarda yazdığı Mesnevi'sinde dünyanın döndüğünü şu beyitleriyle dile getiriyor:
"Dolap gibi ,dönüp duran gökten kıyas tut. Onun dönmesi nedendir?
... ey gök, ne vakte dek yerin etrafında dönüp duracaksın?
... bu gökyüzü de elinde olmaksızın dönüp durmada. "7
Mevlana, aşağıdaki beyitlerinde de bilim adarnlannı konuşturarak atmosferi bir yumurtanın beyazına, dünyayı ise bu yumurtanın sansına benzetmekte, dünyanın uzayda boşlukta durduğuna işaret etmekte,
6 Mevlana, Mesnevi, I, ıoı2, ıoı7; VI, 3878, 3881, 3882, 4507; m, 2648, 2649, 2651, 2654-2656, 2989,2991,3038;VI,261,3194, ı931, ı932,465ı-4653
7 Mevlana, Mesnevi, I, 3331; m, ı966, 3287
Mevlana'nin Eserlerinde Biliın
ayrıca mıknatıs ve kehribar örneğini vererek yer çekiminden bahsetmektedir. Yine Newton'un (öl. 1727) Mevlana'dan yaklaşık SOO yıl sonra 1687: de yer çekimini keşfettiğinde, nasıl bir ilgi uyandırdığı herkesin malumudur.
"Tabiata inanan/ar; gök bir yumurtadır, yeryüzü de onun sarısı diye inanmışlardır.
Birisi 'bu yeryüzü yeri kaplayan göğün ortasında nasıl duruyor?
Havaya asılmış kandil gibi ne aşağıya gitmekte ne yukan çıkmakta' dedi.
O hakfm 'altı cihetten de göğün çekmesi yüzünden hava ortasında kalır.
Mıknatıstan bir yuvarlak olsa ortasına konan demir, ortada kalır' diye cevap verdi.
Öteki hakim de 'saf gök, kara toprağı kendisine çekmez,
~Onu altı taraftan da iter. Ondan dolayı da yeryüzü, kuvvetli yeller ortasında muallakta kalmıştır' dedi.
Yeryüzünde ve gökyüzünde ne varsa hepsi de zerre zerre kehribar gibi kendi cinsini çekmededir. "8
3. Atom ve yapısı
Mevlana Mesnev1'sinde bir şeyin en küçük parçası manasma gelen "zerre" kelimesini kullanarak henüz yakın zamanda keşfedilen "atom, hareketi, yapısı ve atomun patlaması"na gönderme yapmaktadır.
Burada da Mevlana'nın zerrenin (atomun) içindeki güneşin (atom çekirdeğinin) "patlaması halinde her tarafın yerle bir olacağına
değinmesi" ve bu çekirdeği de 'kuzu postuna bürünmüş aslan' olarak nitelemesi son derece ilginçtir.
"Bir zerre yücelere çıkmada, öbürü baş aşağı düşmede. Şöyle durur gibi görünseler de aniann savaşını bir gör!
Şu Cıleme bakarsan görürsün ki, baştanbaşa savaştan ibarettir. Zerre zerre ile adeta dinin kafirlerle mücadelesi gibi savaşır durur.
(Çünkü) yaratılışın binası zıtlar üstünde kurulmuştur. ( ... )
Zerre demekle bil ki gizli bir muradım var. Sen denize mahrem değilsin, henüz köpüksün ancak.
8 Mevlana, Mesnevi, I, 2482-2488; VI, 2900
419
.... <ll
E
.:ö ro f-
420
Mevlana'nın Eserlerinde Bilim
Zerre bir cisimden aynlmış, küçücük bir parçadan başka bir şey değildir. Zerre taksim kabul etmeyen güneş olamaz ki!
Bir güneş bir zerre içinde gizlidir; derken ansızın o zerre ağzını açar,
O güneşin huzurunda gizlendiği yerden sıçradı mı gökler de zerre zerre olur yerler de. ·
İşte sana zerrede gizli güneş; işte sana kuzu postuna bürünmüş erkek aslan."9
4. Hücre ve şekli
Hücreyi ilk defa ı 665 yılında İngiliz bilim adamı Robert Hooke, mantar dokusunu gözleyerek bulmuş ve 'boşluk, oda, odacık' anlamına gelen 'cell' sözcüğüyle karşılamıştır. Hücre bilimine ilişkin ilk yayınlar ise bundan 200 yıl kadar sonra, Alman botanikçi Matthias Selıleiden
(ı88ı) ve zoolog Theadar Schwann (ı882) ile başlayabilmiştir. Bu iki araştıncı "Hücre Kuramı"nın kuruculan olarak kabul edilir. İnsan hücresinin ise başlangıçta bal peteği şeklinde olduğu henüz mikroskobun geliştirildiği ı 700'lü yıllann sonu ve ı8oo'lü yıllann başına rastlar ve aynı kelimeyle/karşılanır. Daha sonra yapılan araştırmalarda ise, insan embriyosu ol;uşmadan önce var olan "zigot"un tek bir nokta şeklinde olduğu, daha sonra bölünerek bal peteği gibi geometrik ·şekiller aldığı tespit ·edilmiştir. Hücrenin girdiği dokuya göre şekil değiştirdiği, yıldız, oval, küp, silindir ve dikdörtgen gibi şekiller alabildiği de bilinmektedir. Yine son yıllarda önemi anlaşılan ve tedavi amaçlı olarak son yüzyılın en büyük buluşu olarak değerlendirilen 'kök hücre'nin de bal peteği şeklinde olduğu resimlenerek görüntülenrniştir.
Bundan yüzyıllar önce ı250 yıllannda yazılan Mesnevl'de, insaniann hücrelerden meydana geldiği ve insan hücresinin bal peteği şeklinde olduğu açıkça geçmektedir. Mevlana yukanda belirtildiği gibi "oda, odacık" anlamına gelen 'hücre' kelimesini de 'ev, oda' anlamındaki Farsça 'hane' kelimesiyle karşılamıştır:
"Ma çu zenbürlm u kalibha çu müm
Hane hane kerde kalib ra çu müm" 10
(Biz an gibiyiz, bedenler mum (petek) gibi. (Allah) bedenleri bal mumu gibi göz göz, ev ev yapmıştır.)
İşte görüldüğü gibi, hem insaniann hücrelerden meydana gelen beden yapısı, hem de hücreye verilen isim Mevlana ve kendisinden
9 Mevlana, Mesnevf, VI, 38, 36, 50; V, 5402, 3401, 4580, 458ı; I, 2502 10 Mevlana, Mesnevf, I, 1813
Mevlana'nin Eserlerinde Bilim
yüzyıllar sonra yaşamış olan bilim adamlan tarafından aynı kelimeyle karşıianmaktadır.
Mevlana'rıın yine Mesnevi'de tasavvufl manada söylediği
"Vücudunun her zerresi ayrı ayrı yalvarsaydı yine başını kılıçtan
kurtaramazdı. "11 beyitindeki 'zerre' kelimesinden de insaniann hücrelerden meydana geldiğini çıkarmak mümkündür. Çünkü "hücre" en küçük canlı olarak adiandınidığı gibi, Arapça olan "zerre" kelimesi de bir varlığın en küçük parçası anlamına kullarıılır. En son bulgulara göre kabul edilen "Hücre Teorisi"rıin bir maddesi, "Hücreler canlılann en küçük yapısal ve· fonksiyonel birimidir" diyerek, Mevlana'rıın
kullandığı "zerre" kelimesini bilimsel olarak onaylamış oluyor.
Yine aynı Teori'nin bir diğer maddesinde "Bütün carılılann bir veya birçok hücreden meydana geldiği" kabul edilmektedir. Bu husus da Mevlana'rıın Divan-ı Kebir'deki bir gazelini çağnştınyor. Mevlana bu gazelinde insan vücudunda sayısız miktarda hücre bulunduğunu ve bunlsınn sessiz gibi dursalar da, iyi bakıldığında canlı olduklannın
anlaşılacağını söylüyor ve yine bilim dünyası tarafından yeni keşfedilen "hücrelerin ölüp, tekrar yerıilendiğine" vurgu yapıyor:
"Bedeninin her zerresinden bir feryat duy, bir inilti işit! Sen büyük bir şehirsin; hayır bir değil binlerce şehirsin (binlerce hücreden meydana gelmişsin).
Belki görünüşte hepsi sessiz gibidirler, ama senin gizli şeylerini
görüyorlar ve (eğer anlarsan) çalışmalarını senden gizlemiyorlar.
Evet; görünüşte bedeninde bulunan zerreler (hücreler) susmada, ama onların hepsi de gizli gizli işler yapıyorlar (fonksiyoneldirler).
Hepsi de senin varlığınla kalleşçesine kumar oynuyor/ar. Hepsi de hem görünüyor, hem de gizleniyorlar; bunların hepsi de hem avdır (yok olur), hem de avcıdır (yok eder). 12
Sonuç;
Mevlana'yı mutasavvıf bir şair veya sadece Sema ile özdeşleşen biri olarak değerlendirmernek gerektiği gibi; eserlerinde sunduğu
anlamlı fikirleriyle, insanı ve toplumu inceleyip problemlerine çözüm sunan bir "düşünür", bilimsel konularla ilgili olarak söylediği beyitleriyle de "gizemli bir bilim adamı" hüviyetinde algılamak mümkündür.
11 Mevlana, Mesnevf, IV, 2943 12 Bu gaıel için bkz. Şefik Can, Mev/{ma Hayatı, Şalısiyeti Fildrleri, Ötüken Yay., İstanbul, 1995 s.
397; krş. Kiilliyat-ı Dfvan-ı Şems, Neşreden: Bediüzzamiin Furı1zanfer, I-II c., Tahran, 1374 hş./1995 (IV. Baskı), II, 2821
ı...
<lJ
E
..o rtı ı-
421
,_ Q)
E
..ı::ı ru ı--
422
Mevlana'nın Eserlerinde Biliın
Bundan dolayı başta Mesnevi'si olmak üzere, eserlerini her kesimden, her meslek grubundan, her yaştan insanın okuyup incelemesi, mutlak olarak kendisinin, bilim dünyasının ve dolayısıyla da insanlığın
faydasına olacaktır.
Burada özellikle şunu da belirtmek gerekir ki, Hz. Mevlana Kur' anı Kerim'i çok iyi arılamış, zahiri anlamından çok batıili manasını
ka\rramıştır. Şüphe yoktur ki, birçok konuda olduğu gibi örneklerini vermeye çalıştığımız pozitif bilimlerle. ilgili verdiği bu ilginç tespitler de kutsal kitabımızın kendisi tarafından çok iyi kavranmasından
kaynaklanmaktadır.
Çünkü;
"Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir Kitap 'ta olmasın."
(Neml/ 75)