ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ … · i Öz yÜksek lİsans müge erkan...
Transcript of ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ … · i Öz yÜksek lİsans müge erkan...
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Müge ERKAN MERSİN YÖRESİNDEKİ BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK TESİSLERİNİN MEVCUT DURUMU VE BU TESİSLERDE ORTAYA ÇIKAN ATIKLARIN YARATTIĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI
ADANA, 2005
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
Müge ERKAN
YÜKSEK LİSANS
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI
Bu tez......./......./ 2005 Tarihinde Aşağıdaki Juri Üyeleri Tarafından Oybirliği /Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir.
İmza.................................. İmza...................................... İmza..........................................
Prof.Dr.TanerALAGÖZ Prof.Dr.Yıldırım KUMOVA Yrd.Doç.Dr.AtılganATILGAN
DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu tez Enstitümüz Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No:
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ
Enstitü Müdürü
Bu Çalışma Çukurova Üniversitesi Araştırma Projeleri Birimi Tarafından Desteklenmiştir.
Proje No: ZF2003YL35
Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere
tabidir.
MERSİN YÖRESİNDEKİ BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK TESİSLERİNİN MEVCUT DURUMU VE BU TESİSLERDE ORTAYA ÇIKAN
ATIKLARIN YARATTIĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
I
ÖZ
YÜKSEK LİSANS
Müge ERKAN
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI
Danışman: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ Yıl : 2005, Sayfa: 96 Jüri : Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA Yrd. Doç. Dr. Atılgan ATILGAN Bu çalışmada, Mersin yöresinde bulunan büyükbaş hayvancılık tesislerinin özellikleri, hayvansal katı, yarı katı ve sıvı atıkların durumları, atık depolama sorunları ve atık depolama sistemleri, işletme planlamasında gerekli yasal ve teknik kriterlerin uygulanma oranları, bu olumsuz koşulların neden olduğu sorunlar irdelenmiş ve elde edilen sonuçlar konuyla ilgili literatür bilgileri ile kıyaslanarak gerekli önerilerde bulunulmuştur. Etüt edilen 57 adet hayvancılık işletmesinin %43.9’ nu besi, %42.1’ ni süt, geri kalan %14 ü ise hem besi hem süt sığırcılığı yapılan işletmeler oluşturmaktadır. İşletmelerde en fazla kapasite 350 baş en düşük kapasite ise 3 baş olarak belirlenmiştir. İşletmelerin %63.2’ si projesiz olarak inşa edilmiştir. 57 adet işletmenin 48 tanesinde (%84,21) gübre deposu bulunmadığı belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler : Hayvansal Atıklar, Katı ve Sıvı Hayvansal Atık Depoları, Çiftlik Atık Depoları, Atık Yönetimi.
MERSİN YÖRESİNDEKİ BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK TESİSLERİNİN MEVCUT DURUMU VE BU TESİSLERDE ORTAYA ÇIKAN
ATIKLARIN YARATTIĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA
II
ABSTRACT
MSc THESIS
Müge ERKAN
DEPARTMENT OF AGRICULTUREL STRUCTURES AND IRRIGATION INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES UNIVERSITY OF
CUKUROVA
Supervisor: Prof. Dr. Taner ALAGÖZ Year : 2005, Pages: 96 Jury : Prof. Dr. Taner ALAGÖZ
Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA Assit. Prof. Atılgan ATILGAN
In this study, properties of dairy facilities, present conditions of solid, semi solid and liquid waste of animal, problems of waste storage and waste storage systems, application proportions of required legal and technical criterias in farm planning and problems caused by the negative conditions were investigated in Mersin province and results were compared to literature.
Total 57 facilites were studied and 43,9% of them was for beef cattle, 42% was for dairy cattle, while the rest of 14% was for both beef and dairy cattle. In all the studied facilities, the maximum capasity was 350 cattle, and the minimum capacity was 3 cattle. 63.2% of the facilities were built without a project and 48 of the total facilities (84,21%) lacked manure store.
Key Words: Animal Waste, Solid and Liquid Animal Waste Storage Structures, Farm Waste of Storage, Waste Management.
A STUDY ON PRESENT CONDITIONS OF CATTLE FACILITIES AND ENVIRONMENTAL EFFECTS OF EXISTING ANIMAL RELATED
WASTE IN THESE LIVESTOCK OF MERSİN PROVINCE
III
TEŞEKKÜR
Araştırma konumun belirlenmesinden tezin yazılmasına kadar her aşamada
yardım ve desteğini gördüğüm sayın hocam Prof. Dr. Taner ALAGÖZ’ e
katkılarından dolayı teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
Çalışmaların yürütülmesi ve tezin her aşamasındaki ilgi ve yardımlarından
dolayı değerli hocalarım sayın Prof. Dr. Yıldırım KUMOVA ve sayın Yrd. Doç. Dr.
Atılgan ATILGAN’ a teşekkürlerimi sunarım. Araştırmalarım esnasındaki
yardımlarından dolayı Arş. Gör. Burak SALTUK’ a teşekkür ederim.
Tezimin yürütülmesi ve yazımı sırasında bana büyük destek veren annem
Ayşegül ERKAN’ a, babam Nevzat ERKAN’ a ve kardeşim Ümit ERKAN’ a
teşekkürlerimi sunarım.
IV
İÇİNDEKİLER
ÖZ......................................................................................................................
ABSTRACT.......................................................................................................
TEŞEKKÜR.......................................................................................................
İÇİNDEKİLER………………………………………………………………...
SİMGELER ve KISALTMALAR.....................................................................
ÇİZELGELER DİZİNİ......................................................................................
ŞEKİLLER DİZİNİ...........................................................................................
RESİMLER DİZİNİ…………………………………………………………..
1. GİRİŞ.............................................................................................................
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR.............................................................................
2.1. Büyükbaş Hayvanların Genel Özellikleri ve Biyolojik Avantajları........
2.2. Hayvan Barınaklarında Gereksinim Duyulan En Uygun Çevre
Koşulları……………………………………………………………….
2.2.1. Sıcaklık…………………………………………………………..
2.2.2. Oransal Nem...…………………………………………………...
2.2.3. Havalandırma…………………………………………………….
2.2.4. Aydınlatma………………………………………………………
2.2.5. Isı Yalıtımı…………….…………………………………………
2.3. Barınaklarda Ortaya Çıkan Zararlı Gazlar………………………….…
2.3.1. Amonyak………………………………………………………..
2.3.2. Karbondioksit……………………………………………………
2.3.3. Metan……………………………………………………………
2.3.4. Hidrojen Sülfit…………………………………………………..
2.3.5. Toz………………………………………………………………
2.3.6. Karbonmonoksit…………………………………………………
2.3.7. Sülfirdioksit……………………………………………………...
2.4. Barınaklarda Üretilen Gazların Çevre ve Sağlık Üzerine Etkileri……..
2.5. Barınaklarda Ortaya Çıkan Zararlı Atıklar…………………………….
2.5.1. Barınak İçinde Üretilen Atıklar………………………………….
SAYFA
I
II
III
IV
VI
VII
IX
X
1
5
5
6
7
8
8
9
9
10
11
13
14
15
16
17
17
17
21
21
V
2.5.2. Barınak Dışında Ortaya Çıkan Zararlı Atıklar…………………..
2.5.2.1. Gübrelikler ve Gübre Depolama Sistemi……………….
2.5.2.1.1.Sıvı Gübre Depolama Yapıları ve Atık Su
Havuzları……………………………………..
2.5.2.1.2.Katı veya Yarı Katı Gübre Depolama Yapıları
2.6. Hayvan Barınakları ve Atık Depolama Tesisleri ile İlgili Yasa ve
Yönetmelikler………………………………………………………….
3. MATERYAL VE YÖNTEM.........................................................................
3.1. Materyal..................................................................................................
3.1.1. Araştırma Alanının Özellikleri…….............................................
3.2. Yöntem...................................................................................................
4. BULGULAR VE TARTIŞMA......................................................................
4.1. Etüt Edilen İşletmelerin Gruplandırılması……………………………...
4.2. Etüt Edilen Büyükbaş Hayvancılık İşletmelerinde Oluşan Atıklar ve
Bu Atıkların Mevcut Durumları……………………………………..…
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER.......................................................................
KAYNAKLAR...................................................................................................
ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................
EKLER...............................................................................................................
24
25
28
32
38
42
42
42
49
50
50
56
75
80
89
90
VI
SİMGELER ve KISALTMALAR
V : Kümes Hacmi (m 3)
NT : Kümeste Üretilen Toplam Amonyak Miktan (kg.h-1)
Kv : Havalandırma Debisi (m3 . h-1 )
C : Havadaki Amonyak Konsantrasyonu (kg.m-3)
t : Zaman (h)
S : İhtiyaç Duyulan Depolama Hacmi (m 3)
N : Hayvan Sayısı
MW : Günlük Olarak Bir Hayvanın Üretebileceği Gübre Miktan (kg.gün-1)
D : Gübrenin Depolanma Süresi (gün)
MD : Depolanacak Gübrenin Yoğunluğu (kg.m-3)
DI : Sulandırma Faktörü (m3)
SF : Depolama Hacmi Azaltma Faktörü (m3)
BF : Atlık Faktörü (m3)
VR : Altlık Azaltma Faktörü (0.30 - 0.50)
B : Günlük Olarak Her Hayvan İçin Kullanılan Altlık Miktarı (kg.gün-1)
BD : Balya Edilmiş Altlık Hacmi (kg.m-3)
DMİ : Devlet Meteoroloji İşleri Gen. Müdürlüğü
ASAE : American Society of Agriculture Engineering
C.I.G.R : Commission Internationale du Génie Rural (The International Commission
of Agricultural Engineering)
BVET : Federal Veteriner İstatistik Dairesi
VII
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1. Hayvan Barınaklarında Bulunmasına İzin Verilen En Yüksek
Gaz Konsantrasyon Değerleri…………………………………….
Çizelge 2.2.Barınak İçerisindeki Havada Bulunan Zararlı Gazların Kabul
Edilebilir Limit Değerleri………………………………………..
Çizelge 2.3. İşçiler Üzerinde Etkili Olan Gaz Miktarları……………...............
Çizelge 2.4. Barınak İçindeki Gazların İnsan ve Hayvanları Etkileme
Limitleri………………………………………………………….
Çizelge 2.5. Farklı Gübre Taşıma Sistemine Sahip Yumurta Tavuğu
Kümeslerinde Havalandırma Sırasında Ortaya Çıkan Koku
Yayılımı………………………………………………………….
Çizelge 2.6. Hayvan Gübresi İçindeki Nitrojen, Fosfor ve Potasyum Oranları
Çizelge 2.7. Büyükbaş ve Kümes Hayvan Gübrelerinin Anaerobik
Dekompozisyonu Sonucunda Ortaya Çıkan Ürünler…………….
Çizelge 2.8. Çiftlik Hayvanlarının Yıllık Gübre Üretim Miktarı……………...
Çizelge 2.9. Çeşitli Sıvı Ahır Gübresinin İçeriği………………………………
Çizelge 3.1. Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama İklim Verileri………………….
Çizelge 3.2. Mersin İli ve Çevresinde Anket Yapılan İşletmelerin Dağılımı….
Çizelge 4.1. İşletme Kapasiteleri ve Yüzdeler………………………………...
Çizelge 4.2. İşletmelere Ait Arazi Varlıkları ve Yüzdeler…………………….
Çizelge 4.3. İşletmelerin Proje Durumu……………………………………….
Çizelge 4.4. İncelenen İşletmelere Ait Proje Kaynakları……………………...
Çizelge 4.5. İşletmelerin Kuruluş Şekli………………………………………..
Çizelge 4.6. İşletmelerdeki Barınak Tipleri……………………………………
Çizelge 4.7. İşletmelerin Mülkiyet Durumları…………………………………
Çizelge 4.8. İşletmelerin Yerleşim Merkezlerine Olan Uzaklıkları ve
Yüzdeler…………………………………………………………..
Çizelge 4.9. Atıkların Yerleşim Yerlerine Uzaklıkları ve Yüzdeler…………..
Çizelge 4.10. İşletmelerdeki Hayvansal Katı Atık Yığınlarının Komşu
İşletmelere Olan Uzaklıkları ve Yüzdeler……………………….
SAYFA
13
13
19
20
22
22
23
24
32
45
47
50
51
53
53
53
54
56
56
57
58
VIII
Çizelge 4.11. İşletmelerde Mevcut Gübre Depoları….....……………………..
Çizelge 4.12. İşletmelerdeki Havalandırma Sistemi Yeterliliği……………….
65
74
IX
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 2.1.Tek Aşamalı Anaerobik Lagün........................................................
Şekil 2.2.Eğimli Beton Rampalı ve Beton Duvarlı Depolama Yapısı Plan
ve Kesiti…………………………………………………………...
Şekil 2.3. Beton Kaplamalı Zemin ve Beton Duvarlı Gübre Depolama
Yapısı Planı……………………………………………………….
Şekil.2.4. Beton Kaplamalı Zemin ve Toprak Duvarlı Gübre Deposu Yapısı
Şekil 3.1. Mersin İline Ait Hayvan Sayıları…………………………………
Şekil 3.2. Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama Aylık Yağış Miktarları…...……
Şekil 3.3. Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama Sıcaklık ve Oransal Nem
Miktarları………………………………………………………….
Şekil 4.1. İşletmelerdeki Hayvan Sayıları…………………….......................
Şekil.4.2. İşletmelere Ait Arazi Varlıkları…………………………………...
Şekil 4.3. İşletmelerin Kurulduğu Arazilerin Topoğrafik Durumları………..
Şekil 4.4. İşletmelerin Yerleşim Merkezlerine Olan Uzaklıkları……………
Şekil 4.5. Atıkların Yerleşim Yerlerine Uzaklıkları…………………………
Şekil 4.6. İşletmelerdeki Hayvansal Katı Atık Yığınlarının Komşu
İşletmelere Olan Uzaklıkları……………………………………...
Şekil 4.7. Atık Yığınlarının Göl ve Benzeri Su Kaynaklarına Olan
Uzaklıkları………………………………………………………...
Şekil 4.8. Atık Yığınlarının Nehir, Dere, Sulama ve Drenaj Kanallarına
Olan Uzaklıkları…………………………………………………..
Şekil 4.9. İşletmelerdeki Drenaj Sistemlerinin Yapısal Durumu……………
Şekil 4.10. İşletmelerdeki Atık Su Boşaltım Sistemleri……………………..
Şekil 4.11. Hayvansal Atıkların Depolanma Süreleri………………………..
Şekil 4.12. Barınaklarda Mikroorganizmal Enfeksiyonlara Karşı Alınan
Önlemler…………………………………………………………..
Şekil 4.13. İşletmelerdeki Hayvan Ölüm Nedenleri…..……………………..
Şekil 4.14. İşletmelerde Ölen Hayvanlara Uygulanan İşlemler……………..
Şekil 4.15. Barınaklarda Ortaya Çıkan Gübrenin Değerlendirilme Durumu..
SAYFA
31
34
35
36
43
46
46
51
52
52
57
58
59
60
60
61
63
64
69
70
71
72
X
RESİMLER DİZİNİ
Resim 3.1.Mersin İli Coğrafi Haritası ………….…...……………….………..
Resim 4.1.Bağlı Duraklı Kapalı Barınak İç Görünüşü……….……........……..
Resim 4.2.Bağlı Duraklı Kapalı Ahır Dış Görünüşü………………………......
Resim 4.3.Konutun Altında İnşa Edilmiş, Yapım Koşullarına Uygun
Olmayan Kapalı Barınak………………….......................................
Resim 4.4. Sıvı Atıklarını İşletme Önünde Kontrolsüz Şekilde Biriktiren
İşletme……………………………………………………………...
Resim 4.5. Uygun Olmayan Boşaltım Sistemine Sahip Bir Barınak………….
Resim 4.6. İki İdrar Kanalına Sahip Bir Barınak……………………………...
Resim 4.7. Hayvansal Katı ve Sıvı Atıkların Aynı Yerde Depolandığı Yapı....
Resim 4.8. Düşük Kapasiteli Bir Gübre Depo Yapısı…….…………………...
Resim 4.9. Yerleşim Yeri İçerisinde Biriktirilmiş Gübre Yığınları…………...
Resim 4.10.Atıkların İşletme İçerisinde Çevreye Zarar Verecek Şekilde
Pencereden Atılarak Yığıldığı Bir İşletme………………………..
Resim 4.11.Atıkların Barınak İçerisinde Biriktirildiği Bir İşletme…………..
Resim 4.12.Çevreye Zarar Verecek Şekilde İşletme Avlusuna Dökülmüş
Gübre Yığınları………………………...………………………….
Resim 4.13. Gübrenin Römork ile Taşındığı Bir İşletme……………………...
SAYFA
48
54
55
55
62
63
64
65
66
67
67
68
68
73
1.GİRİŞ Müge ERKAN
1
1. GİRİŞ
Tarım ve hayvancılık ülke ekonomisinde önemli bir pay almakta, günümüzde
sanayi ve teknolojideki gelişmelere rağmen üretim konusunda değerini korumaktadır.
Hızla artan nüfus ve şehirleşmeyle birlikte ülkemizde protein ağırlıklı gıda
maddelerine, hazır yiyecek sektörüne ve hayvansal ürünlere olan talep büyümektedir.
Bu talep ise hayvancılık sektöründe yapılacak iyileştirmelerle karşılanabilecektir. Bu
nedenle ülkemizin mevcut hayvan populasyonundan etkin şekilde faydalanılarak,
birim hayvandan elde edilen verimin arttırılması ülkemiz hayvancılık sektöründeki
sorunların başında gelmektedir.
Hayvancılık ve hayvancılık sektörü her ülkede hızla gelişen ve diğer işletme
kollarıyla bağlarını güçlendiren bir sektör olma yolundadır. Hayvancılıkta mevcut
uygulamalar ve gelişen teknolojiyle birlikte üretim artmakta ve elde edilen ürünlerin
kalitesi ve işlenme koşulları yükselmektedir. Bu olumlu kazanımlar gün geçtikçe
hayvancılık konusunda çalışan büyük çaplı işletmelerden, küçük hatta ilkel aile
işletmeleri düzeyine inebilmektedir. Gelişen birçok ülkede hayvancılıkta gelişmiş ve
mevcut küçük işletmeler de gelişen teknolojiden faydalanır olmuşlardır. Ancak hızla
gelişen teknoloji ve teknolojik uygulamaların olumlu katkılarının yanında, çevre
kirliliği ve atık oluşumu gibi olumsuz yan etkileri de görülmeye başlanmıştır.
Bir ülkede tarım ve hayvancılıktan bahsedildiğinde akla gelmesi gereken en
önemli faktörlerin başında hayvan ve yüksek gelir ve verim beklenen bu hayvanların
barındırıldığı tarımsal işletmeler gelir. Tarımsal işletmelerin plan ve projelenmesinde
ise esas dikkat edilen faktör ahır, gübrelik, yemlik gibi yapılardır. Bu yapıların
işletme içerisindeki konumu, işletmenin kurulduğu iklime uygunluğu ve standart
plan ve projeleme kriterlerine uyularak inşa edilip edilmediği çok önemlidir.
Belirtilen bu koşullar sağlanmazsa, buna bağlı olarak birçok olumsuz gelişme
gözlenecektir. Bu olumsuz gelişmeler de verime ve üretime doğrudan etkide
bulunarak çeşitli işletme kayıplarına yol açar. İşgücü kaybı, zaman ve enerji kaybı,
işletmede çalışan insanların ve barındırılan hayvanların gördüğü zararlar bu olumsuz
etkilerin başlıcaları olarak sayılabilir.
1.GİRİŞ Müge ERKAN
2
Hayvancılık sektöründeki bu sorunların nedenleri ve daha da artmalarının
birçok nedenleri vardır. Hayvancılık ve hayvansal işletmelerdeki sorunlara çözüm
yolları aramak için ele alınması gereken temel konular genotiplerinin iyileştirilmesi
ve hayvanların barındırıldığı yapıların yaşam koşullarına uygun şekilde inşa
edilmesidir.
Hayvanlar için barınak yapımının çeşitli amaçları vardır. Bu amaçlar;
hayvanların yaşamı için uygun bir çevre ortamı yaratmak, beslenme ve bakım
gereksinimlerini karşılamak ve olumsuz dış çevre etkilerinden korumak olarak
sayılabilir. Büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, ahır, ağıl ve kümes adı verilen
yapılarda barındırılırlar. Bu yapıların tümü hayvan barınakları olarak adlandırılır.
Hayvanların barınak içerisinde yetiştirilmelerinin sağlık ve projeleme kriterleri
açısından en uygun koşullarda sürdürülebilmesi için barınağın planlanması ve yapım
aşamasında plana uygun inşa edilmesi dikkate alınmalıdır. Barınaklarda çevre
koşulları olarak hayvanların yaşadığı, büyüyüp geliştiği, verimleri üzerinde etki
sağlayan tüm etmenler göz önüne alınmalıdır. Bu çevre koşulları ortam havasının
nemi, sıcaklığı, kimyasal bileşimi, yapı elemanlarının yalıtım değeri, aydınlatma,
havalandırma şeklinde sıralanabilir.
Barınaklar, büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinde, yetiştiricilik çeşidine göre besi
ve süt sığırı barınakları olarak planlanabilmektedir. Bir hayvan barınağı, hayvanların
yetiştirilme biçimine uygun olarak inşa edildiği sürece barınak içerisinde yaşayan
hayvanlar, sağlıklı ve optimum verimli olurlar.
Barınak içinde yetiştirilen hayvanların genotipleri ne kadar iyi olursa olsun
barınak planı ve hayvanların yaşadığı çevre koşulları uygun değilse hayvandan elde
edilecek verim hiçbir zaman istenilen seviyeye çıkamaz. Bu konu üzerinde birtakım
araştırmalar, gözlemler ve anketler yapılmış, üretimde alınacak optimum verimin;
projeleme kriterlerine, barınağın inşa edileceği yöre koşullarına, bölge iklimine,
yetiştiricilik çeşidine uygun olarak işletmeye açılan hayvan barınaklarından
alınabileceği belirlenmiştir. Fakat bu kriterlere her zaman uyulmamakta ve yarattığı
olumsuz sonuçlara, çevre kirliliğine, insan ve hayvan sağlığında meydana gelen
zararlara çözüm bulmak daha büyük bir masraf ve emek gerektirmektedir.
Ülkemizde de birçok sığırcılık işletmesindeki barınaklar, yöre koşullarına
1.GİRİŞ Müge ERKAN
3
göre planlanmamakta, herhangi bir yöre için hazırlanmış mevcut planlar hiçbir
değişiklik yapılmaksızın, iklimi farklı başka bir yöre için de aynen kullanılmaktadır.
Hayvan barınakları inşa edileceği yörenin iklim koşulları, barınak yapım
standartları standartları dikkate alınarak planlanmalı ve yapı elemanları bu değerlere
göre boyutlandırılmalıdır. Bu durum gerçekleştiği takdirde hem ekonomik açıdan
hem de hayvanların barınak içerisinde optimum koşullar altında yaşayacağından,
elde edilecek verimin miktarı ve kalitesi önemli oranda artacaktır. Bunun yanı sıra
barınaklarda yetiştirilen hayvanlardan elde edilecek ürünlerde kalite ve kantite,
barınak ortamının en uygun çevre koşullarına sahip olması, ileri teknoloji kullanarak
yapılan bakım, beslenme ve diğer işlemler, hastalıklar ve hayvan sağlığına gösterilen
özen ile arttırılabilecektir.
Hayvan barınakları planlanırken çoğu zaman sıcaklık, nem, aydınlatma gibi
çevre koşulları üzerinde önemle durulduğu halde, barınak içi çevre koşulları, iç
ortamdaki amonyak, karbondioksit, hidrojen sülfür gibi zararlı gazlar, koku, iç ortam
havasında asılı bulunan organik ve anorganik yapıdaki tozlar ve etkileri konuları
yeterince incelenmemektedir. Oysaki dikkatle incelenmeyen bu gibi faktörlerden biri
yada birkaçının, izin verilebilir seviyelerin üzerine çıkması durumunda üretim
düşmesi, hayvan ve insan sağlığında sorunlar ve hatta ölümler meydana gelecektir.
İşletmede konumlandırılacak gübrelik, kesim yeri, yem depoları gibi yardımcı
yapılar da planlama aşamasında dikkatle incelenmelidir. Aksi takdirde bu yapılarda
uygulanan rutin işlemler sonucu barınak dışında da çevre kirliliği artışına sebep
olunacaktır.
Hayvansal üretim yapılan işletmeler ve hayvan barınakları belirli
denetimlerden geçirilmez ve kontrol altında bulundurulmazsa faydalarının yanında
aynı zamanda; havayı kirleten gazlar, kötü kokular , tozlar ve mikroplar içeren bir
kirletici kaynağı haline gelebilmektedir.
Bu nedenle hem barınak içinde hem de barınak çevresinde ortaya çıkan
atıklar, insan ve hayvan sağlığını olumsuz etkilemeyecek ve çevre kirliliği açısından
bir tehdit oluşturmayacak şekilde ortadan kaldırılmalı veya bu atıkların zararlı
etkileri en az düzeye indirilmeye çalışılmalıdır.
1.GİRİŞ Müge ERKAN
4
Bu araştırmada amaç, seçilen yöredeki büyükbaş hayvan barınaklarının
yapısal yönden mevcut durumunu belirlemek, işletmede ortaya çıkan hayvansal
atıkların depolanma ve değerlendirilme şartlarını incelemek ve atıkların çevreye
verdiği zararlı etkileri değerlendirmektir. Çalışmanın amacına uygun olarak, Mersin
ili ve bu ile bağlı Erdemli, Tarsus, Silifke ilçelerinde mevcut 57 adet büyükbaş
hayvancılık işletmesi materyal olarak seçilmiş ve araştırmada atıkların ortaya
çıkardığı sorunlar incelenmiştir. İncelenen hayvancılık işletmeleri süt ve besi
sığırcılığı yapılan işletmelerden oluşturmuştur. Konu edilen işletmelerin mevcut
yapısal durumları ve yerleşim planlaması esasları dahilinde, tesislerde oluşan
hayvansal katı ve sıvı atıkların yaratmış olduğu olumsuz çevre etkileri incelenmiş,
atıkların işletme ortamından uzaklaştırılmasına yönelik uygulamalar, projeleme
standartları, depolama kriterleri ile yasal yönetmelikler ile birlikte
değerlendirilmiştir.
Araştırmanın sonucunda süt ve besi sığırcılığı yapılan işletmelerde barınak iç
ve dış çevresinde ortaya çıkabilecek çevre kirliliği sorunlarını olanaklar ölçüsünde en
düşük seviyeye indirebilecek yada ortadan kaldırabilecek önerilerde bulunulmuştur.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
5
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de bu yöndeki çalışmalar giderek önem
kazanmaktadır. Hayvansal üretimin arttırılmasında besleme ve genetik
iyileştirmelerle hayvanların verim potansiyellerinin arttırılması yanında, yaşama ve
barınma ortamlarındaki çevre koşullarının da iyileştirilmesi ve optimum düzeye
getirilmesi esastır. Hayvanların yaşadıkları ortamlarda çevresel faktörler; fiziksel,
kimyasal, sosyal ve mikrobiyolojik olabilir ve barınakların projelenmesinde bu
çevresel faktörlerin çok iyi değerlendirilmesi gerekir. Çevre koşulları hayvanların
sağlığı ve verimlerinin yanı sıra, barınakların yapısal özellikleri ve maliyeti üzerinde
de etkili olabilmektedir (Kocaman ve Yüksel, 2001).
Yetiştirilen her bir hayvan için verimin arttırılması; hayvanların daha iyi
yemlerle ve daha düzenli beslenmesi, hastalık ve zararlılara karşı daha iyi
savaşılması, verim yeteneği yüksek olan ırkların elde edilmesi, uygun çevre
koşullarını sağlayabilen, hayvanların rahat edebildikleri barınakların yapımıyla
gerçekleştirilebilir. Bu nedenle öncelikle barınak içindeki çevre koşulları ve bunların
hayvanlar üzerindeki etkisine ilişkin çalışmalar gözden geçirilmelidir.
2.1. Büyükbaş Hayvanların Genel Özellikleri ve Biyolojik Avantajları
Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği dendiğinde genellikle süt ve et üretimi için
sığır ve manda yetiştiriciliği anlaşılır. Bu türlere bazen at ve deve de eklenebilir.
Sığır, dünya süt üretiminin neredeyse tamamını (%86.3 - %89.5), et üretiminin de
yaklaşık %25 ‘ni tek başına sağlamaktadır. Dünya besin maddesi üretiminde bu denli
büyük paya sahip olması sığırın birçok biyolojik avantajından kaynaklanır. Bu
avantajlara kısaca değinmek, sığırın hayvansal üretimdeki konumu ile Türkiye için
önemi ve potansiyelini kavramaya yardımcı olacaktır (Akman ve ark, 2000).
1. Sığır, insanlar tarafından doğrudan değerlendirilme imkanı olmayan kaba
yemleri hayvansal proteine dönüştürmede oldukça yeteneklidir.
2. Çok farklı iklim kuşaklarında yaşayıp verim verebilmektedir.
3. İnsanların kullanımına sunabildiği verimleri çeşit olarak fazladır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
6
4. Süt üretiminde birim başa verimi en yüksek türdür.
5. Sağıldığı süre, yani laktasyon süresi oldukça uzundur. Bu sayede yılın her
ayında süt üretimi mümkün olmaktadır.
6. Et üretim kapasitesi oldukça fazladır.
7. Sığırın temel ürünleri olan et ve süt gıda sanayi tarafından
değerlendirilebilecek miktar ve nitelikte üretilebilmektedir.
8. Sığır entansif üretim sistemine dolayısıyla kitlesel üretime yatkındır.
9. Genetik ıslah ve üremenin denetimine yönelik uygulamalara yüksek
düzeyde reaksiyon göstermektedir.
10. Farklı koşullara uyum sağlayabilecek çok sayıda ırk ve tipi vardır.
11. Hem sığırdan sağlanan ürünler hem de sığır ve sığıra dayalı biyolojik
materyal (sperma, embriyo) dünya ticaretinde önemli bir yer tutmaktadır.
2.2. Hayvan Barınaklarında Gereksinim Duyulan En Uygun Çevre
Koşulları
Sıcaklık, oransal nem, havalandırma, aydınlatma, yemleme, birim hayvan
başına bırakılan taban alanı, hastalıklarla savaş, zararlı organizmaların varlığı ile
barınak içerisindeki amonyak, karbondioksit, hidrojen sülfür gibi zararlı gazlar, koku
ile iç ortam havasında asılı olarak bulunan organik ve anorganik yapıdaki tozlar
hayvan barınaklarında kontrol edilmesi gereken önemli barınak içi çevre etmenleridir
(Okuroğlu, 1987).
Barınak içinde yetiştirilen hayvanlardan elde edilecek ürünler, barınak
ortamının en uygun çevre koşullarına sahip olması ve ileri teknoloji kullanılarak
yapılan bakım ve beslenme ile arttırılabilir (Alagöz ve ark, 1996).
Mutaf ve arkadaşları (2001), hayvanlara barınak yapmadaki amacın, çevrenin
hayvanlar üzerindeki olumsuz etkilerini ekonomik sınırlar içerisinde gidermek ve
davranımlarına uygun rahat yaşam koşullarını sağlamak olduğunu belirtmişlerdir. Bu
nedenle de, hayvan barınakları projelendirilirken, hayvanların hareket, toplumsal,
yem alma ve su içme davranımları için yeterli alan ve iç ayrıntı sağlanacak biçimde
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
7
boyutlandırılmalı, bakım, yönetim ve hijyenik koşullarda ekonomik ve optimal
sınırlarda tutulmalıdır.
2.2.1. Sıcaklık
Akman ve Yener (1997) hayvanlarda stres yaratan sıcaklık koşulları altında
yem tüketiminin azaldığı, terlemenin ve solunum sayısının arttığı, aşırı sıcaklıklarda
ise organizmanın aldığı önlemlerin yetersizliği sonucu ölümün meydana geldiği
bildirmektedirler.
Spiers (2003)’ın çalışmasında ise hayvanlardan, düşük yem tüketimi
koşullarında bile optimum sıcaklık koşulları sağlanırsa yüksek üretim
sağlanabileceğini göstermiştir. Hayvan barınaklarında, hayvanın vücut sıcaklığı,
çevre sıcaklığı, yem tüketimi ve oluşan gübre miktarı incelendiğinde, bu konuların
birbirleriyle çok yakın ilişkili olduğu gözlenmektedir. Metabolizmada, vücut
sıcaklığını sabitlemek için değişimlerin meydana geldiği bölge “Termonötral Bölge”
olarak tanımlanır ve alt ve üst kritik sıcaklık bölgeleri arasındaki dereceler süt
sığırları için –13.9 oC ve 27.2 oC arasında değişir.
Gerrit-Rietveld (2003), 38.5-39.3 oC sıcaklık değerleri aralığını, süt
sığırlarının normal vücut sıcaklığı (rektal sıcaklık) ve hayvan çevresinde oluşacak 5-
25 oC sıcaklık değerleri aralığını da uygun sıcaklık ortamı olarak tarif etmekteler.
Vercoe (2003) ise vücut sıcaklığındaki 1oC ya da daha az meydana gelen
artışlar bile dokuların bütünlüğü ve metabolizma üzerinde bozucu etki yapmakta,
özellikle vücut proteinlerinin parçalanmasına ve verimde önemli azalmalara yol
açmaktadır.
Hayvan barınaklarında verim açısından sağlanması istenen optimum sıcaklık
dereceleri için farklı görüşler sunulmuştur. Sıcaklık sözü edilen birçok çevre koşulu
içinde özellikle üzerinde durulması gereken bir etmendir. Sıcaklıkların istenilen
seviyelerin üstüne çıkması yada optimum seviyenin altına inmesi hayvanlar için
olumsuz etkiler yaratarak, üretim azalmasına yol açmaktadır (Atasever ve ark.,
2004).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
8
Atasever ve arkadaşlarının (2004) yaptıkları çalışmaya göre sıcaklık, konfor
bölgenin alt sınırının altına inerse, organizmada vücut sıcaklığını korumaya yönelik
önlemler başlamakta olup, bunların en önemlisi yem tüketimindeki artıştır. Böylece
hayvan daha fazla enerji kullanmak zorunda kalmaktadır. Çevre sıcaklığı daha da
düşük değerlere eriştiğinde, biyolojik verimlilik de azalmaktadır. Çünkü bir hayvanın
yem tüketimi sınırsız değildir ve tüketilen yem hem verim, hem de vücut sıcaklığını
korumak için gerek duyulan besin maddelerini karşılayamamaktadır.
2.2.2. Oransal Nem
Hayvan barınaklarında önemli çevre koşullarından birisi de oransal nemdir.
Hayvanlar yüksek nemli barınaklarda vücutlarındaki suyu dışarı atmak için daha
hızlı solunum yapacaklardır. Kuru atmosferde ise bunun tersi bir durum ortaya çıkar
ve hayvan yetiştiriciliğinde sorun yaratabilir. Barınak havası kuru ve oransal nem
%40’ın altındaysa bu durumda altlık ve gübreden daha fazla toz çıkıp havaya
karışmak suretiyle hayvanları rahatsız eder ve solunum yollarında enfeksiyonlara
neden olur. Hayvan barınaklarında yüksek nem düzeylerinin hayvanlar üzerinde
zararlı etkileri olduğu bilinen bir gerçektir. Hayvan barınaklarında yüksek nem
düzeylerinin hayvanlar üzerinde zararlı etkileri olduğu bilinen bir gerçektir
(Okuroğlu ve Delibaş, 1986).
2.2.3. Havalandırma
Havalandırma ile barınak içindeki sıcaklık ve oransal nem değerlerini
istenilen sınırlarda tutabilmek mümkündür. Havalandırma barınakta sıcaklık ve nem
koşullarının optimum düzeylerde kalabilmesini sağlamak için alınan önlemlerin
başında gelmektedir. Bunun yanı sıra çeşitli mikroorganizmalar, zararlı gazlar ve
tozlarla kirlenen havayı dışarı atmak suretiyle barınak içerisine temiz hava girişini
sağlamak amacıyla havalandırma yapılır. Bununla birlikte havalandırma ile, kış
aylarında barınak yapı elemanlarının iç ve dış yüzeylerinde nem yoğunlaşması
önlenebilmektedir (Iserman, 1993).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
9
Kapalı ortamlarda yetiştirilen hayvanlardan beklenen verimin elde
edilebilmesi için onlara optimum çevre koşullarının sağlanması gerekir. Barınaklarda
hayvanlar için sağlanan bu koşullar aynı zamanda gerek hayvanlar gerekse, barınak
ortamında çalışan insanların sağlıkları bakımından da son derece önemlidir. Hayvan
barınaklarında optimal çevre koşullarının sağlanmasında uygulanan yöntemlerden en
yaygın olanı ısıtma ve havalandırmadır. Havalandırma, hayvanlara gerek iklimsel
(ortam sıcaklığı, nemi ve hava hareketi), gerekse kimyasal (ortamdaki toz ve çeşitli
gazlar) ortamın sağlanmasında ilk seçenektir. Hayvan sağlığı, barınak havasının
temizliği ile yakından ilgilidir. Barınak havasının temizliği ise hayvanların ortama
yaydıkları ısı, su buharı ve zararlı gazların oluşum hızlarına paralel olarak dışarı
atılmasıyla, yani havalandırma ile sağlanabilir (Gürdil, 2003).
2.2.4. Aydınlatma
Hayvan barınaklarında, başta sağlık koşullarının yerine getirilmesi olmak
üzere; hayvanlara uygun yaşam ortamı sağlamak, dış görüntü kirliliğine engel olmak
ve barınak içinde yürütülecek günlük rutin işlemleri gerçekleştirebilmek için
aydınlatma gereklidir. Aydınlatma için gün ışığının yetersiz kaldığı koşullarda
barınak içinde gerekli elektrik tertibatı yapılarak lamba ile aydınlatma sağlanabilir.
Gün ışığından faydalanabilmek için barınak duvarlarına eşit aralıklarla, barınağın
bulunduğu bölgenin iklim koşulları ve yetiştirilecek hayvan ırkını göz önüne alarak
pencereler yerleştirilir. Sıcak ve soğuk bölgeler için projelenecek pencere alanları
farklılık gösterir. Sıcak bölgelerde toplam pencere alanı taban alanının %20-25’ i ,
soğuk bölgelerde ise %3-4’ ü alınabilir (Alagöz, 2002).
2.2.5. Isı Yalıtımı
Hayvan barınaklarında, ısının bir ortamdan diğer bir ortama yapı
elemanlarıyla olan hareketini önlemek için ısı yalıtımı yapılır. İklim, yalıtım çeşidi,
barınak tipi ve büyüklüğü, hayvan cinsi yalıtım şekli ve kalınlığını etkileyen
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
10
faktörlerdir (Olgun, 1991). Hayvan barınaklarında yalıtımın amacı ve yararları şöyle
sıralanabilir,
• Kış mevsiminde yapı elemanları yolu ile olan ısı kaybı azaltılır,
• Yaz mevsiminde sıcak havanın barınak içerisinde zararlı etkilere neden
olması önlenir,
• Barınak içinde ani sıcaklık değişimi engellenir.
• Yapı elemanlarının iç yüzey sıcaklığını arttırarak nem yoğunlaşmasını önlenir
(Olgun, 1991).
2.3. Barınaklarda Ortaya Çıkan Zararlı Gazlar
Barınak içerisinde havayı kirleten zararlı gaz ve tozlar, geviş getiren
hayvanların metan, karbondioksit üretmesi, hayvan hareketleri ve çalışanların
faaliyetleri sonucu toz oluşumu ve hayvan gübrelerinin parçalanması ile
oluşmaktadır. Gübrenin biyolojik olarak bozulması (dekompozisyon) ile amonyak,
hidrojen sülfit, metan ve karbondioksit üretilir. Aynı zamanda hayvan dışkıları ve
bazı temizlik işlemleri sebebiyle ortama su da verilmektedir (Anonim,1989).
Hayvan sağlığı ve üretim yönünden zararlı olan gazların en önemlileri
arasında; karbondioksit, amonyak, hidrojen sülfür sayılabilir. Barınak içerisinde
çeşitli nedenlerle tozlar ve diğer gazlar da ortaya çıkar bu oluşum da hayvan ve
bakıcı sağlığını etkilemektedir. Bu amaçla bu gaz ve tozların özellikleri bilinmeli,
hayvan ve insanlar üzerine etkileri değerlendirilmeli, tolerans değerlerinin üzerine
çıkmaması sağlanmalıdır (Anonim, 2000).
Hayvan barınaklarında iç ortamda sözü edilen gaz ve tozlar dışında başka
maddeler de ortam havasında bulunmaktadır. Aminler, amidler, alkoller, aldehitler,
ketonlar, merkaptenler, disülfitler, karbon sülfirleri ve yağ asitleri bu maddelere
örnek olarak sıralanabilir. Ancak bu gazlar barınak içinde çok düşük düzeylerde
bulunduklarından hayvan verimine ve insan sağlığına pek etkili değildir (Anonim,
1989).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
11
2.3.1. Amonyak
Amonyak altlıktan barınak havasına geçebilmektedir. Barınak havasına geçen
bu miktar, altlıktaki gaz basıncı oranı ve havadaki amonyak gaz basıncı oranı ile
yakından ilgilidir. Barınak havasında ortaya çıkan NH3 oranı zamana bağlı olarak
değişim göstermekte ve şu eşitlikle ifade edilmektedir (Elliot ve Collins, 1982).
CKNdt
dcV
vT.. −=
V : Kümes Hacmi (m3)
NT : Kümeste Üretilen Toplam Amonyak Miktarı (kg.h-1)
KV : Havalandırma Debisi (m3. h-1)
C : Havadaki Amonyak Konsantrasyonu (kg.m-3)
t : Zaman (h)
Kümeslerde gübrenin dekompozisyonu sonucunda ortaya çıkan amonyak
gazını belirleyebilmek amacıyla bir bilgisayar modeli geliştirilmiştir. Modele göre
taze altlık malzemesi üzerinde yetiştirilen hayvanlarda NH3 konsantrasyonundan
dolayı bir zararlanma olmamıştır. Ayrıca altlık içinde pH 'nın da düşük olduğu
görülmüştür (Elliot ve Collins, 1982).
Avrupa’da gaz fazda oluşan amonyak oluşumunun araştırıldığı bir çalışma;
antropojenik amonyak oluşumunda (yıllık) tarımın payının %98 ve endüstrinin
payının ise sadece %2 olduğunu göstermiştir (Buijsman ve Ark.,1985; Topçu, 1998).
Tarım uygulamalarındaki amonyak oluşumunun %81’ inin hayvancılık sektöründen
ve %17’ sinin de mineral gübre uygulamalarından kaynaklandığı belirlenmiştir.
Tarımsal faaliyetler sonucu oluşan amonyak emisyonu kaynakları önem sırasına göre
aşağıda verilmiştir (Isermann, 1990; Topçu;1998).
• Hayvan yetiştiriciliği (sıvı ve katı hayvan gübrelerinin toplanması,
depolanması ve dağıtımı),
• Mineral gübreler (özellikle üre ve diamonyum fosfat),
• Kanalizasyon, organik gübreleme ve bitki artıkları ile hayvan leşleri.
Hayvancılık sektörünün yaydığı amonyak miktarının önemini anlamak için
Almanya’ da yapılan bir çalışmaya göre; 1 inek ve 7 domuzdan oluşan küçük bir
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
12
çiftlikten yayılan amonyak miktarı içindeki azot miktarı 36 kg ha-1 ile bir otomobilin
yaydığı azot miktarından iki kat daha fazla olduğu görülmüştür (Isermann,
1990;Topçu;1998).
Etlik piliç (Broiler) kümeslerinde yapılan bir araştırmada yetiştirme
periyodunun ortasında altlıkta oluşan amonyak miktarı artmaya başlamıştır.
Amonyak konsantrasyonun bu şekilde artarak kümes havasında fazlalaşması sadece
gübre miktarının artması ile açıklanmaktadır. Barınak içerisinde amonyak miktarının
artması yetiştirme tekniklerine ve kullanılan kümes içi yardımcı ekipman
malzemesiyle yakından ilgilidir. Yeni teknik ve materyal kullanılarak yapılan
yetiştiricilikte ortaya çıkan NH3, eski teknoloji kullanılarak yapılan yetiştiriciliğe
göre daha az olmuştur (Van Wachenfelt,1994; Alagöz ve ark.,1996).
Barınak ortamındaki amonyak miktarının yükselmesi hayvanlarda yem yeme
miktarını azaltmakta düzensiz ve sık nefes alıp vermeler başlamakta hayvanlarda
spazmlara neden olmaktadır. Hayvan barınaklarında amonyak konsantrasyonu 10-20
ppm arasında ise yukarıda belirtilen ve yetiştiricilikte istenmeyen durumlar ortaya
çıkmaktadır. Bu oran 25-50 ppm arasında ise hayvanlarda, solunum yolları
hastalıkları görülür. Bu miktar 50-60 ppm’ in üzerinde ise yem tüketimi azalarak
solunumun bozulması sonucunda üretimde azalmalar oluşmaktadır. Barınak iç ortam
havasındaki amonyak konsantrasyonunun 60 ppm’ den yukarıya çıkması küçükbaş
hayvanlarda; 100 ppm’ den sonra da büyükbaş hayvanlarda üretim azalmasına neden
olur. Amonyak konsantrasyonu 500 ppm’ i aşınca kanatlı hayvanlarda ölümler
görülmektedir (Alagöz ve ark,1996).
Amonyak, renksiz, keskin kokulu, suda çözünebilen ve havadan daha hafif bir
gazdır. Barınaklarda oluşan amonyak gazının iki kaynağı vardır. Bunlar; hayvanların
sindirim sistemleri ve gübrenin mikrobiyolojik ayrışmasıdır. Yapılan çalışmalar
barınaklarda oluşan amonyak gazının önemli bir bölümünün gübrenin mikrobiyolojik
ayrışmasıyla oluştuğunu ortaya koymuştur. Bu nedenle barınakların sık sık
temizlenmesi ve uygun bir havalandırma sistemi ile bu gazın kontrol altına
alınabileceği bildirilmektedir. Diğer deyişle amonyak gazı konsantrasyonunun
hayvanları etkilemeyecek düzeye indirilebileceği bildirilmektedir (Öner, 2001).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
13
Barınak ortamında bulunan toz ve gazların insan ve hayvan sağlığına olan
etkileri konusunda yapılan araştırma sonuçlarından yola çıkarak hayvan
barınaklarında bu etmenler için belirlenmiş bir sınır değer bulunmamaktadır. Ancak,
bir İsviçre resmi kuruluşu olan BVET ve uluslar arası bir kuruluş olan C.I.G.R.
tarafından hayvan barınaklarında izin verilen en yüksek amonyak ve hidrojensülfür
gaz konsantrasyon değerleri Çizelge 2.1 ‘de verilmiştir (Öner, 2001).
Çizelge 2.1. Hayvan Barınaklarında Bulunmasına İzin Verilen En Yüksek Gaz Konsantrasyon Değerleri
İzin verilen en yüksek değer (ppm) Gaz C.I.G.R BVET
Amonyak 20 10 (20)*
Hidrojen Sülfür 0.5 5 (10)*
(*) Barınaklarda günde en çok 8 saat çalışan insanlar için izin verilen değerler
2.3.2. Karbondioksit
Barınak içerisindeki havanın içerdiği gazların kabul edilebilir limit değerleri
Çizelge 2.2’ de verilmiştir (Sainsbury, 1981).
Çizelge 2.2. Barınak İçerisindeki Havada Bulunan Zararlı Gazların
Kabul Edilebilir Limit Değerleri
Zararlı Gaz Gaz Konsantrasyonu(ppm)
Karbondioksit 5000
Amonyak 50
Hidrojen Sülfit 10
Karbon Monoksit 50
Taiganides ve White, (1968); Sainsbury, (1981)’ nin yaptıkları bir çalışmada
barınak içerisindeki karbondioksit konsantrasyonunun 5000 ppm olduğu, genellikle
havalandırma yapılmış ve çevre kontrollü kümeslerde bu değerin 2000 ppm olduğu
yapılan ölçümlerle belirlenmiştir. Normalde hava 300 ppm karbondioksit içerir.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
14
Geriye kalan büyük bir miktar ortama hayvanların solunumu ve gübrenin
dekompozisyonu sonucunda verilmektedir
Karbondioksit (CO2) özellikle kapalı tipteki hayvan barınaklarında üretilerek
iç ortamda birikim yapabilen bir gazdır. Bu gaz hayvanların yaptığı solunum ve aynı
zamanda gübre içindeki biyolojik faaliyetler nedeni ile ortaya çıkarlar. Karbondioksit
kokusuz, renksiz ve havadan 1.5 kat daha ağırdır. Barınak içerisindeki hayvanın CO2
üretmesi, ısı üretimi ile doğrudan bağlantılıdır. Bu yüzden, CO2 üretimi hayvan
ağırlığı, besleme düzeyi ve ısısal çevrenin bir fonksiyonudur. Bunun watt olarak
ifadesi ise; hayvanların ortama 1 watt’ lık bir ısı vermesi sonucunda 3.5 litre
karbondioksit üretimi meydana gelmektedir. Dış ortamdaki karbondioksit düzeyi,
barınaklarda izin verilen düzey ve zararlı etki düzeyi barınak içerisindeki
karbondioksit konsantrasyonunun zararlı etkisi ile yakından ilgilidir (Iserman,1993).
Van Wachenfelt, (1994)’e göre hayvan barınaklarında hayvanların
solunumları yanında, barınakta çalışan insanlar tarafından da barınak havasına CO2
verilmektedir. Ortama verilen tüm karbondioksit konsantrasyonu, hayvanların sağlık
ve üretimlerini büyük oranda etkilemektedir. Normal olarak havada 300-400 ppm
arasında bulunan karbondioksit, havalandırma yetersiz ise 5000-10000 ppm'e kadar
çıkabilmektedir. CO2 konsantrasyonunun barınak içerisinde 300000 ppm'e ulaşması
halinde, insan ve hayvanlar ölebilmektedir. Hayvanların sağlıklı bir ortamda, tolerans
gösterebildiği CO2 konsantrasyon düzeyi 20000 ppm olmasına rağmen, onlardan elde
edilebilecek verimin istenilen düzeyde olması amacıyla bu miktar kümeslerde 1000
ppm, sığırcılık tesislerinde ise 3000 ppm değerini geçmemelidir. İsveç Ulusal Tarım
ve Sağlık Kurulu'nun hava kirliliği için verdiği CO2 limit değerleri, hayvanlar için
3000 ppm, insanlar için ise 5000 ppm olarak belirlenmiştir.
2.3.3. Metan
Metan gazı gübrenin aneorobik dekompozisyonu sonucu ortaya çıkar. Metan
gazı tam anlamıyla toksik bir gaz olmayıp, hayvan barınaklarında bulunduğu
konsantrasyon düzeyiyle tek başına zarar verici bir gaz değildir. Gübre çukurlarında
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
15
hareketsiz köşelerde ve tavanda birikmiş 50000 ppm düzeyinde metan gazına en ufak
bir kıvılcım patlayıcı etki yapmaktadır (Sainsbury, 1981;Atılgan, 1994)
Ahlgrimm ve Gaedeken (1990) tarımsal faaliyetler sonucu yılda 220 Ton
miktarında metan emisyonu gerçekleşmektedir. Bu tarımsal faaliyetler içerisinde de
hayvancılık sektörünün oluşturduğu emisyon oransal olarak fazladır. Almanya’ da
yapılan bir çalışma sonucunda bir süt ineğinin yaydığı metan gazının bir otomobilin
yaydığı metan gazından 3 kat daha fazla olduğu belirtilmiştir
Kapalı ortamda ve aynı koşullarda metan gazı hacmi, karbondioksit
üretiminin yaklaşık % 7-9’ u kadardır (Hellickson ve Walker, 1983; Isermann, 1993).
Havada hacimsel olarak % 5-15 oranları arasında metan karışımının
bulunması yanıcı etki yapabilir. Kapalı ortamda ve aynı koşullarda metan gazı
hacmi, karbodioksit üretiminin yaklaşık %7-9' u kadardır. Metan konsantrasyonu
50 000 ppm’e çıkınca ölümler görülebilir. Metan gazına hayvanların toleransı 10 000
ppm’dir (Anonim,1996a)
2.3.4. Hidrojen Sülfit
Hidrojen sülfit renksiz, çok kötü bir kokuya sahip ve havadan ağır bir gazdır.
Hidrojen sülfit hayvanların gübrelerinden aneorobik koşullar altında oluşmaktadır ve
toksik etkisi yüksek bir gazdır. Hayvanların ortama sıvı gübre verdiklerinde ve
bunların temizliği esnasında hidrojen sülfit sorunlara neden olmaktadır (Sainsbury,
1981; Hellickson ve Walker, 1983;Anonim,1993; Atılgan, 1994).
Hidrojen sülfitin düşük düzeydeki konsantrasyonlarının uzun süreli olması
halinde hayvanların bu durumdan rahatsız olduğu yapılan araştırmalarla
belirlenmiştir. Hidrojen sülfit konsantrasyonunun 20 ppm düzeyinde olması
hayvanlarda iştahsızlığa, 50-200 ppm civarında olması mide bulantısı, kusma ve
ishale yol açtığı belirtilmektedir. Çeşitli araştırmacılar, hayvan barınaklarında
hidrojen sülfitin limit değerini 10 ppm olarak belirlemektedirler (Sainsbury, 1981).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
16
2.3.5.Toz
Toz zerrecikleri gazları ve sıvıları emebilirler. Ayrıca partikül maddeler virüs
ve bakteri taşıdığı ve hatta Marek mikrobunun taşınmasında büyük rol oynadıkları
bildirilmiştir (Lillie, 1970).
Ulusal Tarım ve İsveç sağlık kurullarının hava kirliliği ve hayvan
barınaklarında toz için verdiği limit değer hayvanlarda 10 mg/m3 , insanlar için ise 5
mg/m3 tür (Elliot ve Collins, 1982).
Oransal nem ve sıcaklıktaki değişiklikler barınak içi toz konsantrasyonu
üzerinde önemli etkiler yapar. Genellikle barınak içerisinde oransal nem % 50 nin
altına düştüğünde gaz fazdaki tozların konsantrasyonu artmaktadır. Toz
konsantrasyonu için gerek hayvan gerek insan sağlığına zararlı etkisi yönünden,
kesin bir sonuç değeri belirlenmemiş olmasına karşın, havada 10 mg/m3 lük bir
değer tolerans gösterilebilen toz limiti olarak dikkate alınabilir (Alagöz ve
ark.,1996).
Çapları 1 mikrondan (µ) büyük, 150 (µ) dan küçük olan zerreciklere toz adı
verilir. Duman ise, çapları 1 (µ) dan küçük zerreciklere denmektedir. Ancak duman
hayvan barınaklarında toz olarak dikkate alınır. 10 (µ) nun altındaki zerreler ise
yayılma eğilimi gösterirler ve geçici olarak asılı kalırlar. Parçacık boyutunu
tanımlamada kullanılan aerodinamik çap, incelenen parçanın geometrik boyutuna,
şekline ve gerçek yoğunluğuna bakılmaksızın havada asılı kalma zamanına bağlı,
birim yoğunlukta varsayılan bir kürenin çapıdır (Anonim,1996a, Mutlu, 1999).
Partikül maddenin miktarı, altlıkla yakından ilgilidir. Kafeste yetiştirilen
tavukların 50 mg/tavuk/gün toz ürettikleri ve bu oranın altlıkla yetiştiriciliğe göre 1/4
ile 1/10 kadar daha az olduğu saptanmıştır. Başka bir çalışmada ise hindi
kümeslerinde toz konsantrasyonunun 0.71 ile 40.6 mg/m3 arasında değiştiği ve toz
parçacıklarının %25-50 sinin 10 (µ) dan küçük parçacıklar halinde olduğu
saptanmıştır (Anonim,1996a; Mutlu, 1999).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
17
2.3.6. Karbonmonoksit
Karbonmonoksit zehirleyici etkiye sahiptir. Kanda hemoglobin ile reaksiyona
girerek kanın oksijen taşıma kapasitesini düşürür ve ölüme sebebiyet verir.
Karbonmonoksit gazı, açık hava koşullarında oksijen ile birleşerek karbondioksite
dönüşür ve etkisi yok olur. Gazın tehlikeliliği ise daha çok kapalı ortamlarda
oluşmaktadır (Sabancı ve Akıncı, 1996; Topçu, 1998)
Barınak içinde içilen sigaralar ve yakılan ateş, bir miktar karbonmonoksit
gazı yayar. Karbonmonoksit gazı konsantrasyonu 50 ppm’e çıktığında, hayvanlarda
zararlı etkiler görülmektedir (Alagöz ve ark,1996).
2.3.7. Sülfirdioksit
Solunum havasında sülfirdioksit konsantrasyonunun 5 ppm’e yükselmesi,
canlılar için zehir etkisi yapmaktadır(Alagöz ve ark,1996).
2.4.Barınaklarda Üretilen Gazların Çevre ve Sağlık Üzerine Etkileri
Barınak içinde çalışan işçiler üzerinde yapılan bir araştırmada, barınak iç
ortamında 100 ppm’ lik amonyak gazının bulunduğu koşullarda çalışan bir işçide, 6
haftalık süre sonunda keratokonjunktivit olarak bilinen göz hastalığı belirlenmiştir
(Charles, 1981).
Tarımsal alanlarda veya ormanlık alanların altında derinde bulunan yer altı
suları, problemli alanlar hariç, önemli bir kirlenmeye uğramazlar. Bununla birlikte
problem olmadığını zannettiğimiz alanlarda da önlem almak gerekir. Tarımdan içme
sularına geçebilecek toksik maddeler, nitrat, nitrit, ağır metaller ve bitki koruma
ilaçlarıdır. Toksik maddeler sınıfına girmeyen ancak kirletici özelliği olan fosfatlar,
Fe, Mn, Mg, Ca, Na, Cl2, SO4, SO3 ve humin asitleri de önemlidir. Ayrıca
mikroorganizmalar da suya geçer. Nitrat çok hareketli olduğu için kirlenmeye çabuk
ve tehlikeli boyutlarda neden olur. Nitrat içeren veya çabuk nitrifikasyona uğrayan
amonyum içeren gübrelerin yanlış kullanılması, örneğin tohumdan önce toprağa
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
18
atılmalar gibi, yer altı suyunun kirlenmesine neden olurlar. Bununla beraber ahır
gübresi, ahır şerbeti, kompost, atık su arıtma çamuru, pancar yaprakları ve yeşil
gübre gibi organik azot içeren gübreler daha büyük tehlike oluşturmaktadır
(Timmermann, 1981; Özbek, 1989).
Havalandırma yapılan barınaklarda CO2 konsantrasyonu, insanlar ve
hayvanlar için herhangi olumsuz bir durum oluşturmamaktadır. İnsanlar için 30 000
ppm CO2 konsantrasyonu, sağlık için güvenli sınır kabul edilmiştir. Ancak, önerilen
en fazla sınır değer 10 000 ppm,dir. Bu değerler hayvan barınaklarında normal olarak
bulunan değerlerin 1 ile 10 katıdır (Okuroğlu,1982).
Hayvan barınaklarında, içeride bulunan gaz konsantrasyonu arttıkça,
barınakta çalışan işçilerin çalışma kapasiteleri düşer. Barınaklarda 1 ile 3 yıl arasında
çalışan işçilerin, solunum problemleri de varsa sağlıkları olumsuz yönde
etkilenebilir. Bu konuda yapılan bir araştırmada, barınaklarda çalışan 11 kişi
incelenmiş ve çalışanların % 50’ sinden fazlasında öksürme, göğüs sıkışması,
solunum yolu rahatsızlıkları gibi hastalıklar görülmüştür. Nefes darlığı problemi ise
incelenen çalışanların %45’ inde gözlenmiştir (Eliot ve Collins, 1982).
Özen (1986), kümes içerisindeki gazlardan amonyak oranının önemli
olduğunu, yüksek amonyağın hem bakıcılara hem de kümes içerisindeki hayvanlara
zarar verdiğini, kümes içerisindeki amonyak oranı 15 ppm’ e ulaştığında zararlı
etkilerinin görülmeye başlandığını ve bu oranın 20 ppm ve daha üzerinde uzun süre
kalmasının tavuklar için oldukça zararlı olabileceğini, ortamdaki yüksek amonyak
konsantrasyonunun uygun havalandırma yöntemleri, gübre ve altlıkların daha sık
temizlenmesiyle giderilebileceğini bildirmiştir (Öner, 2001).
Tarımsal etkinliklerin çevre üzerindeki etki derecesini belirlemek için üç
kategori saptanmıştır.
1.Çevreye az etki yapan: Bu kategoriye oldukça ekstansif yürütülen tarımsal
üretim girmektedir. Bunun için şimdilik bir önlem almaya gerek duyulmamaktadır.
2. Belirgin şekilde çevreyi etkileyen: Bu kategoriye gerek tarla tarımı gerekse
hayvancılık etkinlikleri bakımından üretimde yüksek bir entansiteye ulaşmış olan
işletmeler girmektedir. Burada bazı kısıtlamaların getirilmesi, çevreyi etkileyen bazı
etkinliklerin sınırlandırılması zorunludur.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
19
3. Oldukça yüksek derecede çevreyi etkileyen: Bu kategoriye çevreyi sürekli
olarak ve önlenemeyecek şekilde etkileyen her türlü üretim şekilleri girmektedir.
Bunlar endüstriyel üretim kuruluşları ile hemen hemen aynı düzeydedir. Burada
agro-endüstriyel koşullar söz konusudur (Özbek, 1989).
Küresel ısınmanın hayvan yetiştiriciliği üzerinde yaratacağı etkiler ile ilgili
araştırmalar incelendiğinde, ısı artışının, tropik ülkelerde hayvanların vücut ısısı
artışına sebep olabileceği vurgulanmıştır. Bu ısı artışı ateşli hastalıklara yol açarak
bulaşma yolu ile diğer ülkeleri de etkileyebilir ve ciddi ekonomik kayıplara yol
açacak şekilde gelişebilir (Smith ve Tirpak, 1989; Topçu, 1998).
Çizelge 2.3’ de, Amerikan Çalışma Güvenliği ve Sağlığı İdaresi tarafından,
büyükbaş hayvancılık işletmelerinde ortalama 8 saat çalışan bir işçinin maruz kaldığı
gaz konsantrasyonları listelenmiştir (Anonim,1993).
Çizelge.2.3. İşçiler Üzerinde Etkili Olan Gaz Miktarları Günde Ortalama 8 Saat Çalışma Süresi
Toz 15 mg/m3 Amonyak, NH4 25 mg/kg
Hidrojensülfid, H2S 10 mg/kg Karbonmonoksit, CO 50 mg/kg
İnsanlar için amonyak gazının 50 ppm değerinde olması herhangibir olumsuz
koşul oluşturmadığı, bu değerin 50-100 ppm olması durumunda nefes alıp verme
sırasında gözle görülür bir etki yapmadığı belirlenmiştir. Amonyak
konsantrasyonunun 100-200 ppm olması durumunda hapşırma, solunum yollarında
tahriş ve iştahsızlık yaptığı belirlenmiştir (Anonim,1993).
Ancak bu gazların çeşitli sebeplerden dolayı, hayvan ve insanlar üzerinde
etkili olan konsantrasyon limitleri tam olarak belirlenememektedir. Bu sebeplerden
bazıları ise; katı ve sıvı atık miktarlarının barınak içinde değişim göstermesi, iç ortam
sıcaklık dağılımlarının farklı olması, gün içerisinde havalandırma kapasitelerinin
değişim göstermesi ve bu farklılıkların hayvanlar üzerinde yarattığı etkilerin farklı
olması şeklinde sıralanabilir (Watches ve Charles, 1994).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
20
Hayvancılık da yüksek nitrat-nitrojen seviyesinden etkilenir. İçerisinde 5 ppm
konsantrasyon bulunduran sulardan içen genç hayvanlarda methemoglobinemi
sorunu meydana gelmektedir (Pimentel ve ark., 1989).
Ötrofikasyon kadar ciddi kirlilik problemi olmamasına rağmen, rüzgar
yönünde bulunan geniş gübre depoları ve işletme sistemlerinden gelen güçlü koku da
rahatsız edici olmaktadır (Wassenhove, 1992; Hartung and Phillips, 1994; Geyer and
Findley, 1994). Gübreler ve hayvansal atıklar uygun şekilde kullanıldığında tarımsal
faaliyetlerde büyük rol oynarlar. Ancak aşırı ticari gübre kullanımı ve haddinden
fazla hayvan gübresi, bitki besin elementlerini (nitrojen-fosfor-potasyum), faydalı
olmaktan çıkararak, çevre için ciddi kirlilikler yaratacak boyuta taşır. Ekosistemde
bitkilere ve hayvanlara zararlı olan kirleticiler, eğer içme suyunda tolerans
seviyesinin üzerinde bulunursa ciddi insan sağlığı problemlerine neden olur (ACE,
1982; Baird ve ark., 1994; Hodgkin ve Hamilton,1993; Huang ve Uri, 1994).
Wathes ve Charles (1994)’ ın yaptıkları çalışmanın sonuçları Çizelge 2.4’ de
verilmiştir. Çizelge, insanlar için uzun ve kısa dönem periyotlarda ve hayvanlar için
sürekli olarak yapılan ölçüm sonuçlarını göstermektedir.
Çizelge 2.4. Barınak İçindeki Gazların İnsan ve Hayvanları Etkileme Limitleri
İnsanları Etkileme Limitleri
Hayvanları Etkileme Limitleri
Uzun Periyot (8 Saat)
Kısa Periyot (10 Dakika)
Sürekli
Gazlar ppm ppm ppm
Amonyak, NH3 25 35 20
Karbondioksit, CO2 5.000 15.000 3.000
Karbonmonoksit, CO 50 300 10
Formaldehid, HCHO 20 30 -
Hidrojensülfid, H2S 10 15 0.5
Metan, CH4 Oksijen Yetersizliğinden Dolayı Boğulma
- -
Nitrojendioksid, NO2 3 5 -
Toz (mg/m-3) 10 - -
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
21
Yüksek seviyelerdeki hayvansal gübrenin toprağa uygulanması topraktaki
tuzu arttırabilir aynı zamanda bitki gövde ve dal gelişiminde deformasyona sebep
olabilir. Gübre toprağa uygulandığında yıllık gübre testlerinin yapılması kuvvetle
önerilir(Johnson ve Eckert, 1995).
2.5. Barınaklarda Ortaya Çıkan Zararlı Atıklar
Hayvan barınaklarında üretilen atıklar; barınak içinde ve barınak dışında
üretilenler olmak üzere iki grupta incelenebilmektedir.
2.5.1. Barınak İçinde Üretilen Atıklar
Hayvancılık işletmelerinde büyük miktarda gübre üretilir. Gübre işletimi
birçok işletmede temel sorun niteliğinde olup, gübrenin temizlenmesi,
uzaklaştırılması, depolanması, araziye uygulanması gibi işlemler üzerinde fazla
durulmamakta veya önemsenmemektedir. İşletmelerde oluşan katı ve sıvı gübreler
plansız bir şekilde toplanmakta veya atılmaktadır. Organik gübrenin bu şekilde
değerlendirilememesi, hem milli bir servetin heba edilmesine hem de büyük çevre
sorunlarına neden olmaktadır. Hayvancılığı gelişmiş, büyük kapasiteli işletmelere
sahip ülkelerde gübre işletimi ve gübre kullanımı konusunda birçok ilerlemeler
kaydedilmiştir (Şimşek ve ark., 2001).
Ahır gübrelerindeki bitkiye yarayışlı besin elementlerinin miktarı; yem
rasyonunun içeriğine, yataklık ve su miktarına, gübreyi toplama ve depolama
metoduna, araziye uygulama metoduna ve toprak, bitki, iklim özelliklerine göre
değişmektedir. Ahır gübreleri makro ve mikro bitki besin maddelerini içerirler. Ahır
gübresindeki stabil organik azot çoğunlukla yavaş ayrışır. Bu azotun yaklaşık %40-
50’ si ilk yıl, %12-15’ i ikinci yıl, %5-6’ sı üçüncü yıl ve diğer yıllarda daha az
olmak üzere ayrışmaya devam eder (Herbert, 1998; Demirkıran, 2004).
Ağırlığı yaklaşık 550 kg olan bir süt sığırı yıkama suyu da dahil %11’ i sıvı
olmak üzere yılda toplam 32 ton gübre üretmektedir. Bu gübre 1 dekarlık alana
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
22
uygulandığında, 28 kg N, 11.2 kg P2O5 ve 13.4 kg K2O bitki besin maddesi
sağlanmaktadır (Weeks, 1994; Demirkıran, 2004).
Yapılan bir araştırmada farklı gübre taşıma sistemlerine sahip yumurta tavuğu
kümeslerinde havalandırma sonrasında dışarı atılan pis kokulu havada bulunan
kimyasal maddelerin miktarları verilmiştir. Bu değerler Çizelge 2.5’de verilmiştir
(Elliot ve Collins,1982).
Çizelge 2.5. Farklı Gübre Taşıma Sistemlerine Sahip Yumurta Tavuğu Kümeslerinde Havalandırma Sırasında Ortaya Çıkan Koku Yayılımı
Gübre Taşıma Sistemi
Günlük Gübre Taşıma Kümeste Kuruyan Sıvı Bulamaç
Ortalama Alt ve Üst
Değerler Ortalama
Alt ve Üst
Değerler Ortalama
Alt ve
Üst
Değerler
Organik Yağlı Asitler
C2-C5 (mg/m3) 35 15-77 103 19-209 177 30-420
Fenoller(mg/m3) 6 3-10 7 3-13 58 27-216
Amonyak(mg/m3) 2 1-4 12 1-24 4 3-8
Toz(mg/m3) 1.5 1.1-7 0.9 0.1-6 0.8 0.1-3
Çizelge 2.6. Hayvan gübresi içindeki nitrojen, fosfor ve potasyum oranları (Troeh and Thompson, 1993; Taylor, 1994).
% Nitrojen % Fosfor %Potasyum
Katı Sıvı Katı Sıvı Katı Sıvı
0.5 0.25 0.11 0.06 0.4 0.2
Yapılan bir araştırma sonucunda üç değişik şekilde gübre taşıma sistemine
sahip yumurta tavuğu kümeslerinde, havalandırma sırasında ortaya çıkan koku
değerleri farklı teknikler ile ölçülmüş ve kıyaslanmıştır. Sıvı bulamaç şeklinde gübre
taşıma sistemine sahip kümeste genellikle kötü sonuçlar ortaya çıkmıştır. Ayrıca
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
23
gübrenin dekompozisyonu sonucunda oluşan ve çevreye yayılan diğer bazı kimyevi
maddeler Çizelge 2.7’de verilmiştir (Alagöz ve ark.,1996).
Hayvan barınaklarında gübre hem iç ortamda, hem de eğer uygun şekilde
depolanmadığı takdirde dış ortamda, büyük oranda çevre kirliliği yaratmaktadır. Bu
amaçla barınaklarda ortaya çıkan gübrenin barınak içi havasına yaydığı koku ile
birlikte bu hava içerisinde bulunan zararlı maddelerin miktarının çok iyi bilinmesi
gereklidir. Bu amaçla barınak içerisindeki gübre taşıma sistemi, havada oluşan kötü
kokuların yayılımı ile yakından ilgilidir (Alagöz ve ark,1996).
Çizelge 2.7. Büyükbaş ve Kümes Hayvan Gübrelerinin Anaerobik Dekompozisyonu
Sonucunda Ortaya Çıkan Ürünler Aminler Asitler Gazlar Sülfür Bileşimleri
Metilamin
Etilamin
TriMetilamin
Dietilamin
Bütrik
Asetik
Propionik
İsobütrik
İsovaleric
CO2
Metan
Amonyak
Hidrojen Sülfid
Dimetil Sülfid
Dietil Sülfid
Metilmerkapten
Disülfid
Yine gübre içeriği konusunda yapılan bir çalışmada hayvan gübresinin besin
içeriğinin çeşitli olduğunu göstermiştir. Hayvanın yaşına, besin kaynağına, barınak
çeşidine, beslenme yöntemine, ısıya ve nem içeriğine bağlı olmak üzere değişiklik
gösterir. Besin elementindeki bu çeşitlilikten dolayı, araziye gübre uygulama
kararları besin elementi içeriğine bağlı olarak verilmelidir (Camberato ve ark., 1996).
Bu konuda yapılan çalışmalar 454 kg’ lık bir süt sığırının her gün yaklaşık
ortalama olarak 36.4 kg gübre ürettiğini göstermektedir. Üretilen bu gübre için
belirlenen hacim ağırlığı ise yaklaşık 0.037 m3/gün’ dür. Bunun yanı sıra 636 kg
ağırlığındaki bir süt sığırı 120 günlük periyot boyunca yaklaşık 6.4 m3 gübre
üretmektedir (Harner ve ark.,1997). Yemleme rasyonu, havyan yaşı ve süt verimi
gübre veriminde etkili parametrelerdir (Şimşek ve ark., 2001).
Standartlar dahilinde, sağlık koşulları olumlu bir gübre depolama için
gübrenin %80’ den daha az nem içermesi istenir. Yeni üretilen taze gübrede %87
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
24
oranında nem bulunur. Uygun ve kolay depolama yapabilmek için üreticilerin, sap
saman artıkları, gazete ve benzeri kağıtları gübre materyali ile karıştırarak nem
içeriğini azaltmaları gerekmektedir (Harner ve ark.,1997).
Hayvansal atık materyali olarak tanımlanan gübre, yapısı nedeniyle organik
bir maddedir. Her organik maddenin zamanla kokuşup bozulduğu göz önünde
tutulursa, gübre de zaman içinde dekompozisyona uğrayarak yapısını ve özelliklerini
kaybeder. Bozulma sonucu ise, kimyasal kirliliğin yanı sıra, görüntü kirliliği ve kötü
kokular ortaya çıkar. Bu nedenle gübrenin dış çevreye gelişigüzel atılıp, kontrolsüzce
kullanılması durdurulmalıdır. Gübrenin tarım arazilerinde kullanılması yada başka
işlemler için bekletilmesi aşamaları da; kirliliği önleyecek koşullarda ve bilinçli
olarak yapılmalıdır (Anonim, 2000).
Hayvancılık işletmelerinde yapılan araştırmalar sonucunda çiftlik hayvanların
yıllık gübre üretim miktarları Çizelge 2.8’ de verilmiştir (Anonim, 2000; Bayındır ve
ark., 2004).
Çizelge 2.8 Çiftlik Hayvanların Yıllık Gübre Üretim Miktarları (*) Hayvan Cinsi Miktar (Ton/yıl)
Süt sığırı 15 Kara sığır 11 Koyun 10 Çiftlik domuzu 18 Yabani domuz 6.5 Yumurta Tavuğu 13 Piliç 11 Hindi 8.5
*453 kg ağırlık üzerinden
2.5.2.Barınak Dışında Ortaya Çıkan Zararlı Atıklar
Barınak dışındaki atıklar içerisinde gübre ile birlikte başka birçok değişik
madde saymak mümkündür. Gübreye uygulanan işlemler sonucu oluşan atıklar,
işletmedeki rutin işlemlerin oluşturduğu atıklar, yem ve yem depolarının atıkları
şeklinde özetlenebilir. İşletme dışındaki atıklar çevre için koku ve görüntü kirliliği de
yaratmaktadır. Bu atıkların kaynakları ise şu şekilde sıralanabilir(Anonim, 1996e).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
25
• Gübrenin çevreye gelişigüzel atılması ve uygun bir depoda depolanmaması,
• İşletme içerisinde bulunan, yeterli kapasitede olmayan ve uygun şekilde
projelenmemiş kesimhaneler,
• Uygun projelenmemiş yem depoları,
• Ölen hayvanların uygun şekilde uzaklaştırılıp, hijyenin sağlanmaması.,
• İşletme içindeki günlük işlemler sonucu oluşan atık sular.
2.5.2.1.Gübrelikler ve Gübre Depolama Sistemi
Hayvan barınaklarından üretilen gübre kontrol edilmez ve uygun koşullar
altında değerlendirilmeden kontrolsüz şekilde dış ortama, çevreye terk edilirse
istenmeyen sonuçlar doğuracak, fayda sağlanabilecek bir materyal olmasına rağmen
zararlı hale gelecektir (Waskom 1999).
Dış ortama gelişigüzel bırakılan gübre ve diğer atıklar zaman içinde
kokuşmaya, bozulmaya (dekompozisyon) başlayıp çevreye kötü kokular, zararlı gaz
ve tozlar yayacaktır. Bozulma sonucu ise, kimyasal kirliliğin yanı sıra, görüntü
kirliliği ve kötü kokular ortaya çıkar. Bu nedenle gübrenin dış çevreye gelişigüzel
atılıp, kontrolsüzce kullanılması durdurulmalıdır. Gübrenin tarım arazilerinde
kullanılması yada başka işlemler için bekletilmesi aşamaları da; kirliliği önleyecek
koşullarda ve bilinçli yapılmalıdır (Jacobson, ve ark, 1999).
Atık oluştuğunda, içindeki bitki besin elementlerinin kaybolmaması, gübrenin
araziye dağıtımının kolaylaşması ve gübre içindeki bitki besin elementlerinin, besin
maddesi üretiminde kullanılmak üzere yeniden çevrime girmesi açısından kapalı
ortamda muhafaza edilmelidir (Jokela, 1992).
Hayvansal üretim yapan işletmelerde oluşan katı veya yarı katı hayvansal
atıklar için gübre depoları kullanılmaktadır (Kelly, 1995).
Katı gübrenin gereken önlemler alınmadan ve yağmur suyuna maruz
bırakılmış bir şekilde depolanması, gübre yapışkan ve dağılımı zor bir materyal olsa
da, gübre içindeki N ve K2O miktarının azalmasına neden olur. Stoklanmış gübreden
N’in süzülmesi yüzey ve yer altı sularında kirliliğe sebep olacaktır. Bu nedenle
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
26
işlenmek ve araziye uygulanmak üzere stoklanan gübre gerekli önlemler alınarak
korunmalıdır (Camberato ve ark., 1996).
Milanesi (1989), hayvan güblerini depolayabilmek için kullanılan yöntemler
arasında mekanik ayırıcılar, betonarme depolama yapıları, depolama tankları ve
depolama havuzlarını saymaktadır. Bunun yanı sıra, ekili alanlarda bitki
rotasyonlarında gübrenin tarım arazilerine uygulanması da gübre depolama sistemi
olarak kabul edilebilir (Chastain ve Jacobson, 1996).
Bir işletmede gübre depolama yapılarının planlama ihtiyacı hesaplanırken;
işletmedeki koku, kirlilik seviyesi, seçilen planlama yerinin uygunluğu, işletmede
çalışanların güvenliği, hayvanların beslenme gereksinmesi, mevcut uygulamaların
çevresel etkileri ve yem olarak verilecek ürünlerin uygulama zamanları gibi faktörler
dikkate alınmalıdır. Ayrıca yapılacak planlama için yasal ve teknik kriterler
incelenmeli, gereken hukuksal izinler alınmalıdır. Arazinin topoğrafik konumu, bu
konum için olası sel ihtimalleri, bölgesel toprak etütleri sonuçlarına da dikkat
edilmelidir (Anonim, 1996d).
ASAE 1996, Mühendislik Uygulaması Bürosu’nca ihtiyaç duyulan gübrelik
depolama hacmi belirlenmesi için gerekli kriterler şu şekilde açıklanmıştır.
(Anonymous,1996b ; Mutlu, 1999).
Gübre Depolama Hacmi:
SFDIBFMD
DMWNS −++=
**
eşitlikte;
S : İhtiyaç duyulan depolama hacmi, m3
N : Hayvan sayısı,
MW : Günlük olarak bir hayvanın üretebileceği gübre miktarı, kg.gün-1
(MW değeri; ASAE D 384 verilerinden alınacaktır.)
D : Gübrenin depolanma süresi, gün
MD : Depolanacak gübrenin yoğunluğu, kg.m-3
(MD değeri: ASAE D 384 verilerinden alınacaktır.)
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
27
DI : Sulandırma faktörü, m3
SF : Depolama hacmi azaltma faktörü, m3
BF : Atlık faktörü, m3
BD
DBNVRBF
**=
eşitlikte;
VR: Altlık azaltma faktörü (0.30 – 0.50)
B : Günlük olarak her hayvan için kullanılan altlık miktarı, (kg.gün-1)
BD : Balya edilmiş altlık hacmi, kg.m-3
Araştırmalar sonucunda birçok küçük ölçekli süt işletmesinin, gerekli alet ve
donanım yetersizliğinden, sıvı ve bulamaç halinde gübre depolama yerine, katı gübre
depolamayı tercih ettiği görülmüştür. Çünkü katı gübre materyalinin taşınması ve
depolanması diğer atık kontrol yöntemlerine kıyasla daha kolaydır. Gübre bulamaç
halinde kontrol edilmek istendiğinde ise sıvı taşıma tankı şeklinde depolama
gereklidir (Harner ve ark.,1997).
Planlanan gübre depolarında, duvarlar ihtiyaç durumuna göre sızdırmalı veya
sızdırmasız duvar olarak projelenmektedir. Sızdırmalı duvar tiplerinde; duvar ve
beton işleri sonrasında ilk dökülen beton ile birlikte biçimlendirme ve eğimlendirme
yapılmaktadır. Depo duvarları normal standartlar dahilinde ve sıvı atıkların
boşaltımından dolayı oluşan çürüme ve deforme etkileri de dikkate alınarak 2.5 m
yüksekliğinde olmalıdır. Taban ise 30 mm kalınlığında, blokaj materyali içermeyen
sulu grobeton malzemeden yapılmalıdır. Uzun dönem hizmet verebilmesi için depo
duvarları; olası yan yatma, yıkılma ve çatlamalara karşı demiryolu rayları
malzemesinden oluşturulan destekler ve sertleştirilmiş beton kalıplar kullanılarak
yapılmalıdır (Mutlu, 1999).
Hayvan barınaklarında elde edilen gübre uygun bir şekilde depolanmadığında
içerisindeki besin elementleri ve mikroorganizmalar sayesinde yüzey ve taban suyu
kirliliğine neden olabilir. Gübrenin depolanması üreticilere bitkisel üretim için en iyi
besin kaynağı kullanımına olanak verir. Fakat bir yerde biriktirilecek gübre iyi bir
şekilde depolanmazsa insan ve hayvan sağlığı için çevre kirliliği riski yaratabilir. Bu
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
28
yüzden barınaklarda oluşan atıklar (sıvı ve katı gübre) araziye uygulanıncaya kadar
çevre kirliliği yaratmayacak şekilde korunmalıdır (Harris ve ark., 2001).
Barınaklarda üretilen gübrenin katı, yarı katı ve sıvı olmasını, üretim
birimlerinin tasarımı ve uygulama şekli etkiler. Basınçlı su sistemi kullanılarak
yapılan gübre toplama ve temizleme işlemi, gübrenin sıvı ağırlıklı olmasına neden
olur. Diğer taraftan bol miktarda altlık kullanılıyorsa, gübre daha katı olur. Gübre
içindeki katı içerik %20-25 veya daha fazla ise katı; %10-20 ise yarı katı; %0-10 ise
sıvı gübre olarak adlandırılır (Anonim, 2003a).
Çiftlik gübresinin bilgisizce ve tekniğine uygun olmayan yöntemler ile
tarımsal üretimde kullanılması da çiftlik gübresi etkinliğini azaltmaktadır. Zaten
yetersiz miktarda olan çiftlik gübresinin uygun olamayan koşullarda bekletilmesi ya
da araziye gelişigüzel uygulanması sonucu, yıkanma ve buharlaşma ile önemli
miktarda besin bileşimi kayba uğramakta, toprak verimliliği ve tarımsal üretim
açısından çiftlik gübresinden beklenen yarar tam olarak sağlanamamaktadır(Bayındır
ve ark.,2004).
Gübre depolama yapılarının sıvı gübre depoları, katı veya yarı katı gübre
depoları şeklinde incelenmesi mümkündür.
2.5.2.1.1. Sıvı Gübre Depolama Yapıları ve Atık Su Havuzları
Atık suların, yer altı ve yerüstü su kaynaklarına karışarak halk sağlığını tehdit
edecek boyutlara gelmemesi açısından içerdiği nitrat ve nitrojen seviyesine dikkat
edilmeli ve içme sularındaki nitrat-nitrojen konsantrasyonunun da 10 mg/l’ den az
olması gerekmektedir. Bu miktar önerilen düzeyin üzerine çıktığında, çeşitli
sendromlar sonucu ölümler görülebilir. Bunun yanı sıra genç hayvanlarda sulardaki
nitrat-nitrojen konsantrasyonuna karşı hassas olduklarından sudaki seviyenin 20-40
mg/l yi geçmesi sonucu sağlık sorunları ortaya çıkacaktır (USEP, 1986).
Depolama çukurları veya yeraltında oluşturulan gübre tankları ortalama 25 yıl
servis ömrü olacak şekilde planlanmakta olup, tabandan 30 cm derinliğinde sıvı
birikintisi oluşturacak ve bu birikinti yüzey akış ile boşaltımı yapılacak şekilde
projelenmelidir. Toprak üstü depolama sistemleri genellikle bulamaç şeklindeki
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
29
gübre materyalinin kontrolünde kullanılır. Taban suyu seviyesinin yüksek olduğu
bölgelerde de toprak üstü depolama sistemlerinin tercih edilmesinin nedeni; yeraltı
suyunun kirlenmesini önlemektir (Kelly ve ark.,1994).
Depolama yapılarından uzaklaştırılacak sıvı atıkların işletmelerdeki
konutlara, yüzey sularına veya yer altı sularına karışmamasına dikkat edilmelidir.
Katı yada yarı katı gübre materyalleri içeren sıvı atıklar; depolama çukurlarına yada
yer altı tanklarına drene edilerek biriktirilebilir (Harner ve ark.,1997).
Hayvancılık işletmelerinde ortaya çıkan atık suların kalitesi, içeriği nedeniyle
(organik maddeler, bitki besin maddeleri, mikroorganizmalar ve bazı kimyasal
maddeler) herhangi bir su kaynağına boşaltılması için kabul edilir düzeylerde
değildir. Atık suların doğrudan araziye boşaltılması da son derece yanlış bir
uygulamadır. Çünkü işletme arazisi geçirgenliği düşük killi toprak ise atık su, bir
yerüstü su kaynağına ulaşıp onu kirletinceye kadar toprak yüzeyinde akışına devam
edecektir. Diğer yandan toprak oldukça geçirgen veya sığ ise, su toprak boyunca
derinlere sızarak yer altı suyunu kirletecektir (Bonner ve ark, 1995; Barker, 1996;
Morse ve Bennet 1993; Kurunç ve Karaman, 2004)
Atık sulardaki nitrat seviyesi yaşlı insanlar üzerinde de etkili olabilmektedir.
Standartlarla belirtilmiş olan 10 mg/l üzerindeki nitrat seviyelerinde, kan hücreleri
oksijen taşıma yeteneklerini kaybeder. Bu sendrom methemoglobinemia yada mavi
bebek hastalığı olarak adlandırılır (Anonim, 2000).
Sıvı gübre depoları ve atık su havuzları, kırsal yerleşim alanlarından yukarıda
konumlandırılmalı ve eğimli yada akış yönü üzerinde inşa edilmemelidir. Atık
havuzunun inşa edileceği yerdeki toprak karakteristikleri çok önemlidir. Toprak
yapısı, su seviyesinin derinliği ve infiltrasyon oranı, yer altı sularının kirlenmeye
karşı hassasiyetini belirler. Drenajı ve infiltrasyon oranı yüksek taşlı araziler yada
kumlu topraklar, atık su havuz yeri için zayıf sayılacak yapıdadırlar. Havuz yeri
seçiminde daha çok infiltrasyon oranı düşük killi topraklar tercih edilir. Ancak
işletme kumlu toprakta inşa edilmiş ise, depo içerisinden sıvı akışını önleyecek,
sızdırmazlık özelliği olan malzemelerle yalıtım sağlanmalıdır (Anonim, 2000).
Sıvı gübre depolarında organik maddelerin yeterli miktarda parçalanabilmesi
bakteriler ve mikroorganizmalar sayesinde olmaktadır. Bakteriler, oksijeni kullanım
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
30
şekline göre; aerobik ve anaerobik olarak sınıflandırılabilirler. Buna bağlı olarak,
hayvancılık işletmelerinde oluşan atık su havuzları da aerobik ve anaerobik olmak
üzere iki kısımda incelenebilmektedir. Aerobik bakteriler atıkların tamamına yakınını
parçaladığından koku daha azdır.(Bonner ve ark.,1995; Barker, 1996; Hermanson,
1991; Falk ve Ohlensehlen, 1990; Kurunç ve Karaman, 2004).
Atık su havuzları mutlaka içme suyu kaynaklarından uzağa inşa edilmelidir.
Her ülkede bu konuda bir yasa belirtilmemiş olmasına rağmen atık su yapıları,
kirlenmeye müsait durumdaki su kaynaklarından en az 60 m uzağa inşa edilmelidir
(Bonner ve ark., 1995; Barker, 1996; Hermanson ve Thomason, 1992; Falk ve
Ohlensehlen, 1990; Harmon ve Privette, 1991; Kurunç ve Karaman, 2004).
Bunun yanında, yatırım masraflarını azaltmak için, atık su havuzu, atık suyun
uygulanacağı araziye yakın inşa edilmelidir. Ayrıca yer seçiminde yörenin hakim
rüzgarları göz önüne alınarak, bu rüzgarların atık su havuzundan oluşabilecek
kokuyu yerleşim yerlerinden uzağa doğru taşıyacak şekilde planlanmasına dikkat
edilmelidir. Atık su havuzlarının diğer yerleşim yerlerine, kamuya ait yollara ve iş
merkezlerine olan uzaklığı ise en az 500 m olmalıdır (Falk ve Ohlensehlen, 1990).
Anaerobik sistemin avantajları olarak, gübrenin, sıçratma sistemi,
kanalizasyon boruları, pompalar ve sulama sistemiyle birlikte hidrolik olarak
tutulabilmesi, yüksek dereceli stabilizasyonlarla arazi uygulamaları esnasında
kokunun azaltılması, uzun dönem depolama sürelerinde de maliyetin düşük olması
sayılabilir. Dezavantajlarında ise; iklim değişimleri, sıcaklık artışları ve püskürtme
yoluyla araziye gübre uygulaması yapılışı esnasında istenmeyen kokuların oluşması
sayılabilir (Pfost ve ark.2000).
Sıvı atıklar için inşa edilen yapılar, düşük maliyetli toprak havuzlar, yüksek
maliyetli modern betonarme havuzlar (tanklar) ve cam kaplamalı çelik tanklar
şeklinde olabilir. Toprak havuzlar beton kaplamalı yada beton kaplamasız şeklinde
ayrılabilir. Bu tür havuzlar inşa edilirken mutlaka yüzey ve yer altı sularını korumaya
yönelik önlemler alınmalıdır. Açık gübre depoları koku ve görüntü kirliliğini
asgariye indirecek şekilde planlanmalıdır. Fakat uygulamadaki kolaylık açısından
gübre kaynağına ve toplama kanalına yakın olmalıdır (Fulhage ve ark.2000).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
31
Büyük miktarlardaki atık suyun bir havuzda biriktirilmesi halk sağlığı ve
çevre kirliliği açısından risklidir. Bu riski önlemek için atık su havuzu iyi bir planla
inşa edilmeli ve düzenli şekilde bakımı yapılmalıdır. Kötü kokuları önlemek için atık
su, havuza sık ve düzenli olarak boşaltılmalı, uygulama mevsimlerinde havuz
kesinlikle tamamen boşaltılmamalıdır. Atık su havuzu planlamasında en önemli
etmenlerden biri de havuz kapasitesinin belirlenmesidir. Bu kapasite belirlenirken
dikkate alınması gereken kriterler; hayvancılık işletmesinin tipi, büyüklüğü, hayvan
sayısı ve ortaya çıkan atık su miktarıdır (Bonner vd. 1995; Barker, 1996; Hermanson,
1991; Falk ve Ohlensehlen, 1990; Kurunç ve Karaman, 2004).
Anaerobik lagünler, su ile seyreltilmiş hayvan gübresinin depolanması ve
işlenmesi için tasarlanmıştır. Bir lagün hayvan gübresinin kısmen parçalanıp sulama
suyu içinde gübre olarak kullanılmadan önce içinde bulunduğu biyolojik bir tanktır.
(Zhang et al., 1995). Anaerobik lagünün yaygın iki türü vardır: tek aşamalı ve çok
aşamalı lagünler. Çok aşamalı lagünlerde, ilk bölmede bulunan sıvı dışkılar daha
sonraki işlemlerin yapıldığı ikincil bölmelere aktarılır. İkincil bölmelerde bulunan
lagün suyu, sulamada kullanılmaktadır. İşletme içerisindeki konutun etrafındaki
arazi, sulanmak istendiğinde ikinci bölmedeki su birinci bölmeye oranla daha az
kokuya sahip olduğundan daha rahat bir şekilde kullanılabilmektedir. Tek aşamalı
anaerobik lagün Şekil 2.1’ de gösterilmektedir (Zhang et al., 1995).
Şekil 2.1. Tek aşamalı anaerobik lagün
Çit
Uzunluk
Derinlik Çökelmiş katı gübre hacmi
Minimum tasarım hacmi
Gübre depo hacmi
Güvenlik hacmi
Toplam hacim
Acil boşaltma noktası
Sıvı çekilme seviyesi
Seyreltme hacmi
Tepe genişliği
Giriş borusu
3:1 Eğim 2.5:1
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
32
Hayvanların gübrelerindeki su ve kuru madde oranları da farklı olup,
değişiklik gösterecek bir özelliğe sahiptir. Bunlar arasında su oranı en yüksek olan
çiftlik gübresi sığır, en düşük olan da güvercin ve tavuk gübresidir. Çiftlik gübresinin
en değerli kısmını oluşturan idrarın gübre değeri yönünden bileşimi Çizelge 2.9’ da
verilmiştir. İdrarın bileşimi de katı dışkıda olduğu gibi hayvanın yaşı, fonksiyonu ve
beslenme durumlarına göre değişmektedir. İdrarda genellikle fosfor oranı düşük
olup, azot ve potasyum zengindir (Bayındır ve ark., 2004).
Çizelge 2.9. Çeşitli sıvı ahır gübresinin içeriği (kg/3780lt) (Vitosh ve ark., 1988) Hayvan
Cinsi Atık Şekli Kuru M.% Amonyum N Toplam N P2O5 K2O
Domuz Sıvı Çukuru
Göllendirme
4
1
11.804
1.362
16.34
1.816
12.256
0.908
9.984
1.816
Sığır Sıvı Çukuru
Göllendirme
11
1
10.896
0.908
18.16
1.816
12.256
4.086
15.436
2.27
İnek Sıvı Çukuru
Göllendirme
8
1
5.444
1.362
10.89
1.816
8.172
1.816
13.166
2.27
Kümes
Hay. Sıvı Çukuru 13 29.056 36.32 16.344 43.548
2.5.2.1.2. Katı veya Yarı Katı Gübre Depolama Yapıları
Katı gübrelerinin depolaması için genellikle toprak malzemeden yapılmış
biriktirme çukurları ve betonarme depolama yapıları kullanılmaktadır. Bu
sistemlerde eğimli beton rampa ve beton duvarlar, beton kaplı zemin ve beton duvar
veya beton kaplı zemin- toprak duvar kombinasyonu şeklinde projelemeler
yapılmaktadır.Gübre depo yapıları planlanırken inşa ve projeleme kriterleri ile
birlikte güvenlik koşulları da göz önüne alınmalıdır. Aksi takdirde gübre deposu,
işletmede çalışan işçiler, çocuklar ve hayvanlar için tehlike yaratan bir alan haline
gelecektir (Fulhage ve ark.,1993).
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
33
Gübre depolarının yerlerinin belirlenmesinde doldurma ve boşaltma
ekipmanlarının yıl boyunca rahat bir şekilde çalışması göz önünde tutulmalıdır. Yapı
çevresinde depolanan gübrenin; sel suları ile karışıp etrafa yayılmasını önlemek
amacıyla olası sel taşkınlarının oluşabileceği yerlerde çevirme kanalları
planlanmalıdır (Fulhage ve ark.,1993).
Gübre deposunun yapılması planlanan yerlerdeki toprak etütleri titizlikle
incelenmelidir. Toprak üstü katmanlar kaba kum yada çakıl yapısında ise, derin
çatlaklar içeren kireç taşları varsa, geçirgen yapıda topraklar mevcut ise planlamalar
bu olumsuz koşulları gidermek için, toprak üst katmanları, kil ve benzeri maddeler,
beton yada grobeton gibi yer altı sularına sızmaları önleyecek dolgu maddeleri ile
sızdırmaz hale getirilmelidir. Jeolojik inceleme çalışmaları, yasal düzenlemeler ve
teknik kriterlere göre uygulanmalıdır (Kelly ve ark.,1995).
Hayvan barınakları, yem ve gübre depoları; göllerden en az 300 m, nehir,
dere, ve drenaj kanallarından ise en az 100 m uzaklıkta olmalıdır. Ayrıca atık suların
yüzey sularına karışmasının önlenmesi için kirli sular ayrı bir sistemle toplanmalıdır.
Ağır bünyeli topraklarda havuz tabanı, taban suyu düzeyinden 0.60-0.70 m ve ana
kayadan en az 1.5 m daha yukarıda olacak şekilde planlanmalıdır. Ana kayada
çatlaklıkların olması durumunda ise bu mesafe en az 3 m olmalıdır (Chastain ve
Jacobson,1996a).
Barınak ve depoların, yerleşim birimi ve işletme binalarından daha yüksek
yerlere yapılmaması ve 2-4 km kadar uzun mesafelerin bırakılması ile istenmeyen
koku sorunu çözümlenebilir. Düz araziler üzerinde kurulu çiftliklerde ise hakim
rüzgar yönü, dikkate alınması gereken en önemli kriterlerdendir (Lorjmor ve
ark.,1997).
Harner ve arkadaşları (1997), 50 adet sağmal inek, 1.2 m derinliğinde
depolama yapısı, 120 günlük depolama periyodu ile katı gübre depolanması
çalışması yapmışlar ve bunun sonucunda 3 farklı depolama yapısı seçeneği
sunmuşlardır.
Söz konusu seçeneklerden ilk olanı eğimli beton rampalı ve beton duvarlı
depolama yapılarıdır (Şekil 2.2). Planlamada depo yapısı boyutları; genişliği 9.7 m,
uzunluğu 32.3 m ve derinliği 1.2 m, giriş rampasının eğimi %5-10 arasında
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
34
1.2 m
20 cm lik Betonarme Duvar
1.2 m
değişmekte olup bu projede eğim %8 olarak belirlenmiştir. Bu tip yapılarda; bir
bölmede sıvı gübre süzülürken diğer bölmede ise katı gübre depolanmaktadır.
Planlama kriteri olarak 50 adet süt ineği için 15 cm çapında drenaj borusu sıvı
boşaltım işlemi için yeterli olmaktadır (Harner ve ark.,1997).
Şekil 2.2.Eğimli Beton Rampalı ve Beton Duvarlı Depolama Yapısı Plan ve Kesiti
İkinci seçenek olarak sunulan depolama yapısı ise beton kaplamalı zemin ve
beton duvarlı depolama yapılarıdır (Şekil 2.3). Bu yapılar da genişlik 9.7 m, uzunluk
24.3 m ve derinlik 1.2 m olacak şekilde projelenmiştir. Planlanan bu yapı tipleri
temizliğin de kolaylıkla yapılmasını sağlamaları yanında yapı içerisinde toplanan
fazla suyun hızlı bir şekilde dışarı atılmasına olanak sağlamaktadır. Ayrıca bu tip
depolama yapıları 60 günlük depolama süresinden daha fazla depolama kapasitesine
sahiptir. Bu tip depolama yapılarında kullanılan beton zeminler ve 1.2 m
yüksekliğindeki beton duvarlar kullanım bakımından oldukça elverişli olup; 120
günlük depolama materyalini dört kişi bir günde boşaltabilmektedir. Bu işlemde bir
32 m /120 gün
17 m / 30 gün 15 m / 30 gün
5m 3m
Opsiyonel Duvar Bölmesi
Opsiyonel Duvar Bölmesi Kullanıldığında Gerekli Olan Drenaj Tahliye Yapısı
PVC Drenaj Tahliye Borusu
Çelik Kaplamalı
Kepenk Tipi Sıvı
Biriktirme Yeri
17 m 15 m
15 cm Grobeton Zemin
20 cm lik Betonarme Duvar
%8 Rampa Eğimi (%5-10 )
7 m
1 1
1-1 Kesiti
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
35
o
kişinin gübre boşaltmaya ayırabileceği zaman sağımlar arasında kalan 5-6 saatlik
süre depo boşaltma süresi olarak düşünülmüştür (Harner ve ark.,1997).
Şekil 2.3. Beton Kaplamalı Zemin ve Beton Duvarlı Gübre Depolama Yapısı Planı
Gübre depolama yapıları için önerilen son seçenek ise; beton kaplamalı zemin
ve toprak duvarlı depolama yapılarıdır(Şekil 2.4). Son zamanlarda düşünülen bu yapı
tipi son derece ekonomik olması bakımından diğer seçeneklere göre avantajlıdır. Bu
yapının üst kısmı 15 x 35.3 m dir. Bu yapının her iki kenarında 3.6 m’den 4.9 m’ye
kadar beton rampalar vardır (Harner ve ark.,1997).
Bu tür yapıların inşasından önce mutlaka gerekli resmi izinler alınmalı ve
projeler bir danışman eşliğinde yapılmalıdır. Drenaj kanallarının boşaltım
ağızlarının, depolama yapısından oldukça uzağa götürülmesi önerilmektedir.
Planlamada bu mesafe genellikle 25-30 m arasındadır (Harner ve ark.,1997).
A
20 cm
14 cm
A-A Kesiti
φ15 PVC sıvı boşaltım borusu
25 m
1.2m
1.2m
3.5-4 m Giriş Açıklığı
Taban Eğimi % 0.5
1.2 m A
A
40 cm
40 cm
33 cm
20 cm
30 cm
60cm
60cm 14 cm
10m 7m
2 cm açıklıklı ızgaralar
φ 10 Drenaj borusu
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
36
A
A
30 cm
6m
Şekil 2.4. Beton Kaplamalı Zemin ve Toprak Duvarlı Gübre Deposu Yapısı Gübre depolama, hava koşullarından dolayı, birçok atık sisteminde gerekli
olan bir işlemdir. Atık içindeki nem oranı %75-80 civarında ise bu atık katı olarak
depolanabilir. Depolama süresi olarak en az 120 günlük ihtiyacı karşılayabilecek
depolama kapasitesi önerilmektedir. Depolama alanı, yönü değiştirilmiş her türlü
yüzey akış suyuna karşı, her hava koşulunda güvenli olmalıdır. Her türlü sızıntı direk
olarak toprak-bitki filtrelerine, sıvı atık havuzlarına yada bekleme havuzlarına
yönlendirilmelidir (Fulhage ve Pfost, 2001).
35 m
16m
Toprak Yan Duvarlar
Beton 6m
1..2m
15cm PVC drenaj borusu
6m
3..5 m
12:1 Yan Duvar Eğimi
4:1 Yan Duvar Eğimi 1-3 m Genişliğinde
Sedde
2 cm lik plastik ızgaralıklar
16 m
1.2m
Eğimli Beton Zemin
30 cm Grobeton
1-3 m Genişliğinde Toprak Sedde
A-A Kesiti
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
37
Yarı katı depolama sistemlerinde yüksek su içeriğinden dolayı hacim(%6-13
katı madde), katı depolama sistemlerine oranla büyüktür fakat yarı katı depolama
sistemlerinde de gübreyi likit olarak depolayabilmek mümkündür. Normalde yataklık
yarı katı sistemlerde kullanılmaz. Yarı katı atıklarda nem içeriği %87-94
civarındadır. Bu nedenle yarı katı atıklar likit olarak da depolanabilir ancak bu
koşulda özel pompa sistemlerine ihtiyaç duyulur (Fulhage ve Pfost, 2001).
Yarı katı atıklar toprak alanlarda, yer altında yada yüzeyde inşa edilmiş
betonarme tanklarda yada kaplamalı veya kaplamasız olan metal tanklarda
depolanabilir. En az 180 günlük depolama yapabilecek şekilde dizayn edilmesi
önerilir. Bazı koşullarda, mevcut toprak yapısından dolayı sızıntıyı önlemek
amacıyla kaplama materyali kullanılmalıdır. Toprak koşullarının atık depolama
standartlarını sağlamadığı durumlarda ise beton yada metal depolama tankları
kullanılabilir. Yağışların depolama yapısına girişini önlemek için de depolama
yapısının üstü kapak ile örtülmelidir (Fulhage ve Pfost, 2001).
Son zamanlarda katı gübre depolaması için alternatif gübre depolama yapıları
da geliştirilmiştir. Yay çatılı depolama yapıları şeklinde adlandırılan bu tip yapılarda
geleneksel sisteme kıyasla bazı avantaj ve dezavantajlara sahiptir. Çiftlik içinde
konumlandırılabilmesi, sıvı atık sistemleri ile birlikte daha az koku yayması ve
gübrenin sıvı kısmı için daha az sızıntı riski taşıması bu yeni sistemin avantajları
olarak sayılabilir. Geniş taban alanına sahip olması, gübre depolama ve inşa
esnasında işgücü ve ileri teknoloji gerektirmesi ve maliyetinin yüksek oluşu ise
sistemin dezavantajlarıdır (Fulhage, 2003).
Depolama faaliyeti mutlaka hava ve su kaynaklarında kirlilik yaratmayacak
şekilde konumlandırılmalı, inşa edilmeli ve sürdürülmelidir. Deponun yapılacağı
alandaki mevcut koşullar depolama faaliyetine izin verecek nitelikte olmalıdır. Gübre
depo yapıları mutlaka genel ve yerel yasal gerekliliklere göre planlanmalı, dizayn
edilmeli ve inşaatı yapılmalıdır (Anonim, 2002b).
Akımlar ve sızıntıların su kaynaklarına bulaşmasını en aza indirmek için,
depo yapıları mutlaka sel havzalarından uzağa yapılmalıdır. Ancak eğer alan
kısıtlamaları, depo yapısının sel havzası içine yapılmasını gerektiriyorsa, yapılar sel
basmasından yada hasardan 25 yıllık akışlarda bile yasalar ve projeleme kriterlerinin
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
38
yerine getirilmesi şartıyla korunabilir. Depo yapıları inşa edilirken ayırım mesafeleri
de göz önüne alınmalıdır. Ayırım mesafesinin belirlenmesi için, hakim rüzgarlar,
çevredeki bina düzenlemeleri gibi peyzaj faktörleri, jeolojik oluşumlar, bitki örtüsü
dikkate alınmalıdır. Bunlar yapıldığı takdirde koku kirliliğinin önüne geçilecek ve
estetik oluşum korunacaktır (Anonim, 2002b).
2.6. Hayvan Barınakları ve Atık Depolama Tesisleri ile İlgili Yasa ve
Yönetmelikler
Hayvan barınakları ve atık depolama tesisleri için Köy Kanunu’nun 442/13.
Maddesinde belirtilen köylerde ikamet eden köy sakinlerinin yapmaları zorunlu
olduğu işler şu şekilde belirtilmiştir.
a) Evlerden dökülecek pis suların kuyu, çeşme, pınar sularına karışmayarak,
ayrıca akıp gitmesi için, üstü kapalı boşaltım yapılması,
b) Köyün süprüntü ve gübreliğini köyden uzakça, yol üstü olmayan sapa ve
rüzgar altı yerlerde yapmak ve işletmecilere o gübrelikten, ayrı ayrı yer gösterilmesi
gerekmektedir.
Köy Kanunu’nun 442/14. Maddesinde belirtilen köylerde ikamet eden köy
sakinlerinin, yapmakla yükümlü olduğu işler şu şekilde belirtilmiştir.
a) Köy evlerinde, ahırların odalardan ayrı bir yerde yapılması,
b) Ev, ahır ve hela duvarlarının iç ve dış yüzeylerini, senede bir kez
badanalanması gerekmektedir.
Bütün bunlarla birlikte Türk Çevre Mevzuatı gereği, önlemlerin de alınması
gerekmektedir.
a) Hayvancılık tesisleri, yerleşim bölgelerinden en az 500 m uzakta
kurulmalıdır,
b) Atık gazlardaki toz biçimindeki emisyonlar ve kokulu salgılar, işletme
koşullarında gösterilecek özenle azaltılmaya çalışılmalıdır.
c) Atık gazlar baca üzerinden atmosfere atılmalıdır. Kullanıma uygun olanlar
depolanmalı, bio gaz imkanları araştırılmalıdır.
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
39
d) Sıvı dışkılar uygun biçimde bir depoda toplanmalı, koku salgıları azaltılmaya
çalışılmalıdır. Katı dışkılar, uygun biçimde depolanmalıdır.
e) Gübre depolama alanları, 3 aylık atıkların depolanabileceği boyutlarda
projelendirilmelidir.
f) Gübre depolama alanları, sıkıştırılmış ve gübre deposuna doğru eğim
verilerek projelenmelidir.
Türk Çevre Mevzuatında Kirletme Yasağı başlığı altında geçen Madde 8’de
“Her türlü atık ve artığı, çevreye zarar verecek şekilde, ilgili yönetmeliklerde
belirlenen standartlara ve yöntemlere aykırı olarak doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı
ortama vermek, depolamak, taşımak, uzaklaştırmak ve benzeri faaliyetlerde
bulunmak yasaktır. Kirlenme olasılığının bulunduğu durumlarda ilgililer kirlenmeyi
önlemekle; kirlenmenin meydana geldiği hallerde kirleten, kirlenmeyi durdurmak,
kirlenmenin etkilerini gidermek veya azaltmak için gerekli tedbirleri almakla
yükümlüdürler” şeklinde atıklar konusuna değinmektedir.
Yine Türk Çevre Mevzuatında izne tabi tesisler başlığı altında hayvancılık
tesislerine de değinilmektedir. Bu tesisler içinde;
7.1. Madde, Liste B; Belediye sınırları içerisindeki ahırlar ve tavuk
çiftlikleri
a) 7000 tavuk kapasiteli
b) 14000 piliç ve kesimlik tavuk kapasiteli
c) 700 büyükbaş hayvan ve 2000 küçükbaş hayvan kapasiteli ve üzerindeki
tesisler olarak ifade edilmektedir.
Liste B’ deki tesisler için izin Mahalli Çevre Kurulunun görüşü alınarak
yetkili makam tarafından verilir.
7.14.Madde, Liste A; Hayvan dışkısı kurutma tesisleri şeklindedir.
Liste A’ daki tesisler için izin Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğünün
görüşü alındıktan sonra yetkili makam tarafından verilir.
Türk Çevre Mevzuatı içerisinde EK-7de “Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler İçin
Özel Emisyon Sınırları” konusu içinde kümesler ve ahırlar “18. Grup Tesisler”
başlığı altında incelenmiştir. Kirletici vasfı yüksek tesisler için bu Ek’te verilen
emisyon sınırları, Yönetmeliğin diğer kısımlarında verilen diğer emisyon
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
40
sınırlarından daha öncelikli olarak uygulanır. Bu tesisler aşağıda verilen esaslara
uyacaklardır:
a) Bu tesisler, yerleşim bölgelerinden en az 500 m. uzakta kurulmalıdır.
b) Atık gazlardaki toz biçimindeki emisyonlar ve kokulu salgılar, işletme
şartlarında gösterilerek özenle azaltılmaya çalışılmalıdır.
c) Atık gazlar baca üzerinden atmosfere atılmalıdır.
d) Sıvı dışkılar uygun biçimde bir depoda toplanmalı, koku salgıları azaltılmaya
çalışılmalıdır. Katı dışkılar uygun biçimde depolanmalıdır.
e) Atık depolama alanları, 3 aylık dışkıların depolanabileceği boyutlarda
projelendirilmelidir.
f) Dışkı depolama alanları sıkıştırılmış ve dışkı deposuna doğru meyilli
olmalıdır.
26 Mayıs 1991 tarih ve 20882 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan kararda
“Çevre Kirliliğine Yol Açan İşletmelerin Faaliyet Kollarına Göre Grupları”
belirtilmiştir. Bu gruplar içerisinde “ Küçük ve Büyükbaş Hayvan Besiciliği ile
Kümes Hayvanları Besiciliğinin Yapıldığı Yerler” III. Grup altında 1.madde olarak
verilmiştir.
14 Nisan 1947 tarih ve 3/5661 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe
konulan 28 Nisan 1947 tarih ve 6593 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Mezbaha
Yapı Tüzüğü” nde aşağıdaki maddelere değinilmiştir.
• Madde 6 - Mezbaha mevkileri, etrafı boş, meskûn yerlere en az 500 metre
mesafede, kabil olduğu ve mahzursuz görüldüğü takdirde, bir akar su kenarında ve
şehir ile irtibatı kolay olacak derecede şose ve yol kenarında seçilmelidir.
• Madde 9 - Kesim yerleri ile helâlardan çıkan pis ve kirli sular, mazarratları
yok edildikten sonra defedilecektir. Bunun için, aşağıda gösterildiği gibi işlem
yapılır.
- Şehirde kanalizasyon var ise, kirli suları, bu kanalizasyon şebekesine
akıtmak,
- Şehirde kanalizasyon olmadığı takdirde, kirli suları tasfiye etmek.
Bunun için, kirli sular, içindeki kaba maddeleri ıskara tertibatı vasıtası ile
ayrıldıktan sonra, bir fosseptiğe, oradan da sızdırma tesisatına verilir. Bu sızdırma
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Müge ERKAN
41
tesisatı yerine ve ihtiyaca göre, az derin kuyular, süzme hendekleri veya suni olarak
yapılmış sızdırma filitrelerinden ibarettir.
Mezbaha yakınında bir akar su bulunduğu takdirde bu akar suyun debisi
müsait ise, tasfiye tesisatının sızdırma kısmı kaldırılarak, fosseptikten çıkacak sular
dereye verilebilir. Bunun için, akar suyun en az yazlık debisi, dereye verilecek
suyun en az 500 misli olmalıdır.
• Madde 18 - Hayvanların içinden çıkan pisliklerin, dışarıya mahzursuz bir
surette atılabilmesi için III üncü tipe göre yapılacak mezbahalarda, bir gübre sevk
yeri bulunacaktır. Gübreler, mezbahadan ayrı olarak yapılacak gübreliklere sevk
edilir.
• Madde 19 - Gübrelikler, asıl binadan uzak ve üzerleri örtülü olarak yapılır.
5.3.2004 tarihli ve 25393 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Hayvancılık
İşletmelerinin Kuruluş, Çalışma, Denetleme Usul ve Esaslarına Dair Yönetmelik”
Madde 5 de; Oluşan katı, sıvı atık ve artıkların çevre ve toplum sağlığına zarar
vermeden hijyenik şartlara uygun bir şekilde ilgili mevzuat hükümlerine göre izole,
bertaraf ve tahliyesini sağlayacak sistemin bulunması zorunluluğu getirilmiştir.
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
42
3. MATERYAL ve YÖNTEM
3.1. Materyal
Bu araştırmada Mersin ili ve çevresinde bulunan büyükbaş hayvancılık
işletmeleri incelenmiştir. Materyal olarak incelemeye alınan işletmelerin genel
özellikleri, kuruluş planları, çevre düzenlemeleri, işletmelerde oluşan atıklar ve bu
atıklara uygulanan işlemler ile işletmelerde mevcut atık depolama yapıları etüt
edilmiştir. Ayrıca araştırma alanındaki büyükbaş hayvancılık işletmelerinde ortaya
çıkan atıkların değerlendirilme durumu, atıkların depolandığı yapıların özellikleri ve
bu atıkların çevreye verdiği zararlar incelenmiştir.
3.1.1. Araştırma Alanının Özellikleri
Mersin ili, tarım ve ekonomik potansiyeli oldukça yüksek olan illerimizden
birisidir. İlde polikültür tarım yapılmaktadır.
Yüzölçümü 15.953 km² olan Mersin 32° 56’ ve 35°11’ doğu boylamları ile
37°26’ ve 36°01’ kuzey enlemleri arasında yer alır. İlin kara sınırı 608 km, deniz
sınırı 321 km’ dir. Yörede Akdeniz iklimi hüküm sürer. Kıyıdan içeri doğru
gidildikçe kara iklimi yansımaları görülür. Kıyılarda yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık
ve yağışlı geçer. Yüksek yerlerde yazlar serin ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlı
geçer. Senelik yağış miktarı 419-1032 mm arasında her ilçede değişiktir. Senenin
yaklaşık 6 günü sıfır derecenin altında ve 6°C ile + 43°C arasında seyreder.
Hayvancılık, Mersin'in dağlık kesimleriyle eşik alanlarında yaşayan nüfusun
önemli geçim kaynaklarından biridir, ilin dağlık bölgelerinde tahıl tarımı yanında,
hayvancılık da yapılır. Bunun dışında, hayvancılık il genelinde, küçük işletmeler için
yardımcı gelir ve beslenme kaynağı olarak da önem kazanmıştır.
İlde, 1950' lerde tarımda makineleşmenin hızlanmasıyla ve ekim alanlarının
genişlemesiyle birlikte, meralar azalmaya başlamış, bunun sonucu olarak et ve yem
sıkıntısı baş göstermiştir. Bu durum, daha çok mera hayvancılığı yapan işletmeleri de
besi ve süt hayvancılığına yöneltmiştir.
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
43
Bahçe tarımının gelişmesiyle birlikte, çiftlik gübresi kullanımının giderek
önem kazanması, hayvansal ürünlerin tüketimindeki artış ve yurt dışına pazarlama
olanaklarının doğması, besi hayvancılığının giderek yaygınlaşmasında başlıca
etkenler olmuştur.
İlde, 1960'lı yılların başından sonra hayvansal ürünlerde verimliliği artırmayı
amaçlayan tohumlama çalışmaları da hayvancılığı olumlu yönde etkilemiştir. Mersin'
de meraların az olması nedeniyle, otlak hayvancılığı yerine, ahır hayvancılığı
yapılmaktadır. Et tüketiminin artışı, limandan canlı hayvan dış satımının kolayca
yapılması ve yem fabrikasının bulunması gibi nedenler, ahır besiciliğinin gelişmesini
sağlamıştır. Şekil 3.1’de Mersin iline ait hayvan varlıkları gösterilmiştir.
Türkiye’nin canlı hayvan, su ürünleri ve mamulleri üretiminin %1.2’si
ilimizden sağlanmakta olup, bunlar Türkiye genelinde yerli koyunun %1 i, yerli
kuzunun %1.21 i, kıl keçisinin %6.5 i, kıl keçisi oğlağının %6 sı, kıl keçisi çebicinin
%8.3 ü, kültür ırkı sığırın %0.7 si, kültür melezi sığırın %1.34 ü, yerli sığırın %0.3 ü,
tavukun %9.76 sı, ve arı kovanının %3.2 si ilimizden karşılanmaktadır.
Şekil 3.1. Mersin İline Ait Hayvan Sayıları (Mersin Tarım İl Müdürlüğü, 2004)
Mersin ilinin merkez ilçelerle beraber 10 ilçe, 57 belde ve 510 köyü
bulunmaktadır. İlçeler arasında tarım, sanayi ve turizm sektörlerinin gelişmişlik
dereceleri büyük farklılık göstermektedir. Bu durum dikkate alınarak Mersin ili
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
44
iklimsel ve tarımsal özelliklerine göre, 4 ekolojik alt bölgeye ayrılmaktadır. Alt
bölgeler ve kapsadığı ilçeler aşağıdaki şekildedir.
• I. Alt Bölge : Mersin Merkez, Tarsus, Erdemli ve Silifke Kıyı şeridini kapsar.
Yıllık ortalama yağış 590 mm, yıllık ortalama sıcaklığı ise 19,6 oC dir.
• II. Alt Bölge : Anamur, Aydıncık ve Bozyazı ilçelerini kapsar. Yıllık
ortalama yağış 926 mm, yıllık ortalama sıcaklığı 19 oC dir.
• III. Alt Bölge : Gülnar ve Çamlıyayla ilçelerini kapsar. Yayla ve geçit
iklimine sahip kıyı şeridinde 1000-1500 m. yükseklikte bulunur. Yıllık
ortalama yağış 912 mm, yıllık ortalama sıcaklık 8,9 oC -19,4 oC arasındadır.
İklimsel özelliklerinden dolayı sınırlı tarımsal üretim yapılmaktadır.
• IV. Alt Bölge : Mut ilçesini içine alır. Kıyıya oldukça uzaktır ve iç
kesimlerde kalır. Geçit iklimi niteliğindedir. Yıllık ortalama yağış 411mm,
yıllık ortalama sıcaklık ise 11,4 oC -24 oC arasındadır.
İstasyonlardaki rasat süreleri ve yörede oluşan sıcaklıkların ortalama
değerleri, hayvan barınaklarındaki sıcaklık koşullarının belirlenmesi bakımından
önemli olduğu için bölgenin ortalama sıcaklık değeri ve diğer meteorolojik veriler
Çizelge3.1’ de gösterilmiştir.
Mersin’de yıllık ortalama yağış miktarı 450-736 mm arasında değişmekte
olup, alt bölgeler arasında belirli bir farklılık görülmektedir. İlin ortalama sıcaklığı
Şubat ayında 7.6 oC, Temmuz ayında ise 23.8 oC olarak ölçülmüştür. Ortalama
oransal nem %64.1 civarındadır(Şekil 3.2, Şekil 3.3).
Genellikle en fazla yağışı III.Alt bölge içerisinde bulunan Çamlıyayla ilçesi,
en az yağışı ise IV.Alt bölgede bulunan Mut ilçesi almaktadır. Bununla birlikte Alt
bölgeler arasında iklim farklılığı görülmektedir.
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
45
Çizelge 3.1 Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama İklim Verileri (Anonim, 2002a)
AYLAR Ortalama sıcaklık
oC
En yüksek sıcaklık
o C
En düşük sıcaklık
oC
Ortalama güneşlenme süresi(saat)
Ortalama oransal nem(%)
Kapalı gün sayısı
Yağışlı gün sayısı
Ortalama yağış(mm)
Ocak 6,8 11,9 2,7 8 65,6 7,7 14,9 140,3
Şubat 7,6 12,6 3,4 6,7 66,2 6,5 12,1 96,3
Mart 10,5 16,1 6,1 8,1 65,7 4,9 10,5 73,8
Nisan 14,1 20,4 9,4 7,3 65 3,5 7,8 46
Mayıs 18,6 24,2 13 10,2 64,5 1,7 6,4 36,1
Haziran 22,6 27,9 17,3 16,7 64,3 0,4 3,5 18,2
Temmuz 23,8 30,9 20,3 20,8 63,7 0,2 1,5 8,3
Ağustos 25,7 31,2 20,3 21,9 62,7 0,1 1,1 6,1
Eylül 22,8 29,2 17,3 21 60,2 0,1 1,9 10,8
Ekim 18,1 24,8 13,2 15,4 60,6 1,9 6,1 50,8
Kasım 12,9 18,7 8,5 10,6 64 4,4 9,7 93,1
Aralık 8,7 13,9 5 8,2 66,6 6,2 14,6 156,2
Yıllık ortalama
16 21,8 11,4 12,9 64,1 3,1 7,5 736
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
46
140,3
96,373,8
46 36,118,2 8,3 6,1 10,8
50,8
93,1
156,2
020406080100120140160180
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
30 yıllık ortalama yağış(mm)
Şekil 3.2. Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama Aylık Yağış Miktarları (mm)
67,5
68
67,6
66,8
66,6
67,5
66,5
66,4
66,3
66,2
68 70
6,8 7,610,5
14,118,6
22,6 23,8 25,7 22,818,1
12,98,7
0
10
20
30
40
50
60
70
80
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
30 yıllık ortalama oransal nem
30 yıllık ortalama sıcaklık
Şekil 3.3. Mersin İlinin 30 Yıllık Ortalama Sıcaklık(oC) ve Oransal Nem(%) Miktarları Arazi çalışmaları süresince öncelikle Mersin Tarım İl Müdürlüğü’ nden konu
ile ilgili bilgi alınmış ve yörede bulunan büyükbaş hayvancılık işletmelerinin listeleri
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
47
çıkarılmıştır.Yetiştiricilik yapılan işletmeleri yakından tanıyan teknik elemanlar ile
birlikte araştırma alanı ön etüt için gezilmiş ve populasyonun homojen olduğu,
barınak tiplerinin fazla çeşitlilik göstermediği ve barınaklar arasında büyüklük,
kapasite ve atıkların durumu açısından önemli farkların olmadığı görülmüştür. Düşük
maliyetle ve daha kısa sürede, populasyon hakkında ortalama bilgiler sağlamak
mümkün olduğu için ve populasyonun da homojen olması nedeniyle bu çalışmada
gayeli örnekleme metodu kullanılmıştır.
Ön etüt aşamasında teknik elemanların önerileri doğrultusunda anket
yapılacak barınaklar belirlenmiştir. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Mersin
Merkez, Tarsus, Erdemli ve Silifke ilçeleri ile bu ilçelere bağlı olarak şeçilmiş
köylerde bulunan işletmelerden toplam 57’ sinde anket çalışması yapılmıştır. Anket
yapılan işletmelerin ilçe ve köylere göre dağılımı Çizelge 3.2’ de verilmiştir.
Çizelge 3.2. Mersin İli ve Çevresinde Anket Yapılan İşletmelerin Dağılımı
İLİ İLÇESİ KÖYÜ ANKET
UYGULANAN İŞLETME SAYISI
Iğdır 4 Dikilitaş 2 Dikmen 1
Karacailyas 2 Camiliman 1
MERKEZ
TOPLAM 10
Tekeliören 3 Özbek 3 Kulak 2 Çiçekli 1
TARSUS
TOPLAM 9
Erdemli 2 Çiriş 3
Kargıpınarı 3 Çeşmeli 3 Esenpınar 7 Arpaçbahşiş 14
ERDEMLİ
TOPLAM 32
Silifke 3 Göksu 3 Toplam 6
MERSİN
SİLİFKE
Genel Toplam 57
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
48
Mersin ilini ve ilçelerini gösteren harita Resim.3.1’ de gösterilmektedir.
Resim 3.1. Mersin ili coğrafi haritası (Anonim, 2003)
3. MATERYAL VE YÖNTEM Müge ERKAN
49
3.2. Yöntem
Bu araştırmada Mersin ili ve çevresindeki büyükbaş hayvancılık tesislerinde
ortaya çıkan atıklar, bu atıkların mevcut durumu, atıkların değerlendirilme ve
depolanma standartları ile çevreye yapmış oldukları zararlı etkileri araştırılmıştır.
Araştırma yapmak üzere belirlenen işletmelerden toplanacak veriler,
hayvancılık tesislerinde yapılan anket, ölçme, gözlem ve fotoğraflarla sağlanmıştır.
Uygulanacak anketler için ihtiyaç duyulan sorular belirlenerek ve Ç.Ü.Ziraat
Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü’nde anket formları hazırlanmıştır
(Bkz.Ek).
Hazırlanan anketler seçilen hayvancılık işletmelerinde, işletme sahiplerine ve
çalışanlarına uygulanmış ve bunun sonucunda; barınakların yerleşim planlaması,
barınakların mevcut durumu ve özellikleri, işletme kapasiteleri, yetiştiricilik çeşidi,
barınak dışında inşası gereken hayvansal sıvı ve katı atık depolarının mevcut
durumunu belirleyici bilgiler elde edilmiştir.
Anket sonuçları Excel 2000 ve SPSS paket programları ile
değerlendirilmiştir. Bilgisayar ortamında değerlendirilen sonuçlar aritmetik ortalama,
yüzde oranlar, frekans tabloları, histogram–bar grafikleri ve çizelgeler şeklinde ifade
edilmiştir.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
50
4. BULGULAR ve TARTIŞMA
Bu bölümde Mersin yöresinde etüt edilen büyükbaş hayvancılık
işletmelerinin genel özellikleri, işletme içerisindeki mevcut yapılar ve kuruluş
planları, atık depolama yapıları, depo yapıları ve diğer yapıların özellikleri ile
işletmelerde ortaya çıkan hayvansal atıkların yaratmış olduğu olumsuz etkiler
açıklanmıştır.
4.1. Etüt Edilen İşletmelerin Gruplandırılması
Mersin ili ve çevresinde etüt edilen 57 adet hayvancılık işletmesinin % 43.9’
unu besi sığırcılığı işletmeleri, % 42.1’ ini süt sığırcılığı işletmeleri geri kalan % 14
lük kısmını ise hem besi hem süt sığırcılığı yapılan işletmeler oluşturmaktadır.
İşletmeler ticari amaçla kurulanlar ve aile işletmeleri olarak sınıflandırılabilir. Besi
ve süt sığırcılığının bir arada yapıldığı işletmelerde, yetiştiricilik çeşitlerine göre ayrı
ayrı düzenlemelerin yapılmadığı ve hayvanların aynı avlu içinde kaldığı
gözlenmiştir. Bu tür işletmeler düşük miktarlarda hayvansal ürün elde etmekte ve
elde ettikleri bu ürünleri pazarlarda satmakta yada kendi tüketimleri için
kullanmaktadırlar. İşletmelerin mevcut kapasiteleri ise ortalama 67 baş olup, en
fazla kapasite 350 baş, en düşük kapasite ise 3 baş olarak belirlenmiştir. Hayvan
kapasiteleri işletme sahiplerinin maddi durumlarına ve hayvancılık politikalarına
bağlı olarak dönem dönem değişim göstermekte ancak farklı dönemlerdeki hayvan
sayıları arasındaki fark çok fazla olmamaktadır. Çizelge 4.1 ve Şekil 4.1’ de
işletmelerin kapasiteleri verilmiştir.
Çizelge 4.1. İşletme Kapasiteleri ve Yüzdeler Değer Aralıkları İşletme Sayısı Yüzde 1 - 50 hayvan 43 75,4
51 – 100 hayvan 2 3,5 101-150 hayvan 5 8,8 151-200 hayvan 3 5,3 201-250 hayvan 2 3,5 251 hayvan< 2 3,5
Toplam 57 100
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
51
KAPASITE
251<
201-250
151-200
101-150
51 - 100
1- 50
ISLETME SAYILARI
50
40
30
20
10
0 35
43
Şekil 4.1. İşletmelerdeki Hayvan Sayıları
Etüt edilen işletmelerin çoğunu aile işletmeleri oluşturduğundan, arazi varlığı
küçük olan işletme sayısı çoğunluktadır. Ortalama arazi varlığı 12 da, en büyük arazi
alanı 80 da, en küçük arazi alanı ise 2 da olarak belirlenmiştir. İşletmelerin kurulduğu
arazilerin 43 tanesi (%75.4) düz, 9 tanesi (15.8) engebeli ve 5 tanesi (%8.8)
eğimlidir. İşletmelerin arazi varlıkları ve topoğrafik durumlarına ilişkin değerler
Çizelge 4.2, Şekil 4.2 ve Şekil 4.3’ de verilmiştir.
Çizelge 4.2. İşletmelere Ait Arazi Varlıkları ve Yüzdeler
İşletme Sayısı Yüzde
1-5 da 11 19,3
6-10 da 18 31,6
11-20 da 22 38,6
21-30 da 4 7
31< 2 3,5
Toplam 57 100
İşletm
e Sayıları
Kapasite
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
52
ARAZI BUYUKLUGU
41<21-3011-206-101-5
YUZDELER
50
40
30
20
10
0 4
7
39
32
19
Şekil 4.2. İşletmelere Ait Arazi Varlıkları (da)
TOPOGRAFYA
egimliengebelidüz
YUZDELER
80
60
40
20
0
9
16
75
Şekil. 4.3. İşletmelerin Kurulduğu Arazilerin Topoğrafik Durumları
İşletmelerin kuruluş planları ile ilgili yapılan incelemelerde 21 işletmenin
(%36.8) belirli bir proje esasına göre yapıldığı, 36 işletmenin (%63.2) ise projesiz
yapıldığı belirlenmiştir (Çizelge 4.3).
31<
Yüzdeler
Arazi Büyüklüğü
Yüzdeler
Topoğrafya
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
53
Çizelge 4.3. İşletmelerin Proje Durumu İşletme Sayısı Yüzde
Projeli 21 36,8
Projesiz 36 63,2
Toplam 57 100
İşletmelerin yapım aşamasında kullanılan projeler farklılık göstermektedir. 24
işletmenin, işletme sahibinin deneyimlerine ve planlarına göre kurulduğu, 17
işletmenin planının kamu kuruluşlarından alındığı, 12 işletmenin, çevre işletmeleri
örnek alarak kurulduğu ve 4 işletmenin ise mühendis tarafından çizilen projeleri
uyguladığı görülmüştür. Kullanılan proje kaynaklarına göre işletmeler Çizelge 4.4’de
gösterilmiştir.
Çizelge 4.4. İncelenen İşletmelere Ait Proje Kaynakları Proje Kaynağı İşletme Sayısı Yüzde
İşletme Sahibinin Kendi Fikri 24 42,10
Kamu Kuruluşundan Alınmış 17 29,82
Çevredeki İşletmelere Göre Yapılmış 12 21,05
Mühendise Çizdirilmiş 4 7,01
Toplam 57 100
İşletmelerin 34 tanesi bir defada inşa edilmiş olup, geri kalan 23 işletme parça
parça zamanla mevcut imkanlar ve maddi olanaklar doğrultusunda inşa edilmiştir
(Çizelge 4.5).
Çizelge 4.5. İşletmelerin Kuruluş Şekli İşletme Sayısı Yüzde
Hepsi bir defada 34 59,64
Parça parça zamanla 23 40,35
Toplam 57 100 Mersin ili Akdeniz Bölgesinde olmasına rağmen etüt edilen işletmelerde
mevcut barınak tipleri farklılık göstermektedir. 31 adet işletmede (%54.4) bağlı
duraklı kapalı ahır, 10 adet işletmede (%17.5) serbest duraksız kapalı ahır ve 16 adet
işletmede ise hem kapalı hem açık ahırların bulunduğu belirlenmiştir (Çizelge 4.6).
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
54
Çizelge 4.6. İşletmelerdeki Barınak Tipleri Ahır Tipi İşletme Sayısı Yüzde Bağlı Duraklı Kapalı Ahır 31 54,38 Serbest (Duraksız) Kapalı Ahır 10 17,54 Kapalı ve Açık Ahırlar 16 28,07 Toplam 57 100
Resim 4.1. Bağlı duraklı kapalı barınak iç görünüşü Değişik barınak tiplerine ilişkin resimler Resim 4.1, Resim 4.2 ve Resim 4.3 ‘
de gösterilmektedir.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
55
Resim 4.2. Bağlı duraklı kapalı barınak dış görünüşü
Resim 4.3. Konutun altında inşa edilmiş, yapım koşullarına uygun olmayan kapalı barınak
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
56
İnceleme yapılan işletmelerin tümünde elektrik tesisatı ve su mevcut olup
elektrik yada su ile ilgili herhangi bir sorun dile getirilmemiştir.
İşletmelerin mülkiyet durumlarında da mal sahibi, kiracı yada ortak kurulan
işletmeler olarak farklılıklar görülmektedir. 44 adet işletme (%77.2) mal sahipleri
tarafından işletilmekte, 5 adet işletme (%8.8) kiracılar tarafından işletilmekte olup 8
işletme (%14) ise ortak kullanılmaktadır. İşletmelerin mülkiyet durumları ve buna ait
yüzdeler Çizelge 4.7 de gösterilmiştir.
Çizelge 4.7. İşletmelerin Mülkiyet Durumları İşletme Sayısı Yüzde
Mal Sahibi 44 77,2
Kiracı 5 8,8
Ortak 8 14
Toplam 57 100 4.2. Etüt Edilen Büyükbaş Hayvancılık İşletmelerinde Oluşan Atıklar ve
Bu Atıkların Mevcut Durumları
Barınaklarda oluşan hayvansal atıkların mevcut durumu değerlendirilirken
insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından öncelikle incelenmesi gereken kriterler söz
konusudur. Bu kriterlerin başında da atıkların ve ahırın bulunduğu yerin yerleşim
merkezlerine olan uzaklıkları gelmektedir. İncelemeler sonucunda işletmelerin
yerleşim merkezlerine olan uzaklıkları ile ilgili değerler Çizelge 4.8 ve Şekil 4.4 de
verilmiştir.
Çizelge 4.8 . İşletmelerin Yerleşim Merkezlerine Olan Uzaklıkları ve Yüzdeler İşletme Sayısı Yüzde
1-1000 m 24 42,1
1001-2000 m 14 24,6
2001-3000 m 7 12,3
3001-4000 m 9 15,8
4001-5000 m 3 5,3
Toplam 57 100
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
57
AHIRIN YERLESIME UZAKLIGI(m)
4001-5000
3001-4000
2001-3000
1001-2000
1-1000
YUZDELER
50
40
30
20
10
0
Şekil 4.4. İşletmelerin Yerleşim Merkezlerine Olan Uzaklıkları Hayvancılık tesisleri ile yerleşim merkezleri arasındaki en uzak mesafe 5 km
olarak belirlenmiştir. Yerleşim alanı içerisine kurulan hatta işletme sahibinin
oturduğu evin altına kurulan işletmeler de mevcuttur.
İşletmelerde ortaya çıkan hayvansal atıkların durumu incelenirken barınağın
yerleşim yerine uzaklığı kadar, atıkların da çeşitli yerleşimlere olan mesafesi dikkatle
belirlenmelidir.
Etüt edilen işletmeler içerisindeki katı atıkların yerleşim alanına en uzak
mesafesi 3.5 km olarak bulunmuştur. Bunun yanı sıra yerleşim alanları içerisinde
atıklarını biriktiren işletmeler de mevcuttur (Çizelge 4.9 ve Şekil 4.5).
Çizelge 4.9. Atıkların Yerleşim Yerlerine Uzaklıkları ve Yüzdeler
İşletme Sayısı Yüzde 1-600 36 63,15
601-1200 2 3,50 1201-1800 3 5,26 1801-2400 5 8,77 2401-3000 4 7,01 3001< 7 12,28 Toplam 57 100
Yüzdeler
Ahırın Yerleşim Merkezlerine Uzaklığı(m)
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
58
ATIKLARIN YERLESIM ALANINA UZAKLIGI(m)
3001<
2401-3000
1801-2400
1201-1800
601-1200
1-600
YUZDELER
70
60
50
40
30
20
10
0
Şekil 4.5. Atıkların Yerleşim Yerlerine Uzaklıkları
İnceleme yapılan yöredeki hayvancılık tesislerinin yoğun olarak bulunduğu
yerlerde genellikle tesislerin birbirine yakın inşa edildiği ve komşu işletmelerin,
atıklarını her iki işletmeye de yakın olan bir alanda biriktirdiği görülmüştür. Bunun
sonucunda aynı bölge içerisinde yoğun miktarda atık yığışımı, koku ve görüntü
kirliliği oluşmaktadır. Bunun yanı sıra bir işletmeye ait atıkların biriktirildiği alanın
çevrede bulunan komşu işletmeye uzaklığı da irdelenmiş Çizelge 4.10 ve Şekil 4.6’
da gösterilmiştir.
Çizelge 4.10. İşletmelerdeki Hayvansal Katı Atık Yığınlarının Komşu İşletmelere Olan Uzaklıkları ve Yüzdeler. İşletme Sayısı Yüzde
1-300 m 38 66,66
301-600 m 9 15,78
601-900 m 4 7,01
901-1200 m 1 1,75
1201-1500 m 1 1,75
1501 m < 4 7,01
Toplam 57 100
Yüzdeler
Atıkların Yerleşim Alanına Uzaklığı(m)
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
59
ATIKLARIN KOMSU ISLETMEYE UZAKLIGI(m)
1501<
1201-1500
901-1200
601-900
301-600
1-300
ISLETME SAYISI
40
30
20
10
044
9
38
Şekil 4.6. İşletmelerdeki Hayvansal Katı Atık Yığınlarının Komşu İşletmelere
Olan Uzaklıkları
İşletmelerde oluşan atıklar çevre kirliliği açısından incelendiğinden atık
depolarının yada atıkların biriktirildiği alanların çevrede bulunan nehir, göl gibi su
kaynaklarına olan mesafeleri de önemlidir. Atıklar su kaynaklarına bulaştığında
insan ve hayvan sağlığı açısından risk oluşturabilecek aynı zamanda çevre kirliliğini
arttıracaktır. Atıkların su kaynaklarına olan uzaklıkları Şekil 4.7.ve Şekil 4.8’ de
gösterilmiştir.
İşletm
e Sayıları
Atıkların Komşu İşletmeye Uzaklığı(m)
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
60
ATIKLARIN SU KAYNAGINA UZAKLIGI(m)
1601-2000
1201-1600
801-1200
401-800
1-400
ISLETME SAYILARI
40
30
20
10
0 23
6
10
36
Şekil 4.7.Atık Yığınlarının Göl ve Benzeri Su Kaynaklarına Olan Uzaklıkları
ATIKLARIN NEHIRLERE UZAKLIGI(m)
yok
801-1000
601-800
401-600
201-400
10-200
ISLETME SAYILARI
40
30
20
10
0
7
4
7
23
34
Şekil 4.8. Atık Yığınlarının Nehir, Dere, Sulama ve Drenaj Kanallarına Olan
Uzaklıkları
İşletm
e Sayıları
İşletm
e Sayıları
Atıkların Su Kaynağına Uzaklığı(m)
Atıkların Nehirlere Uzaklığı(m)
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
61
Hayvancılık işletmelerinde ortaya çıkan atıklar yalnızca katı atık
olmadığından sıvı atıklar da insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından önemlidir. Sıvı
atıklar gerektiği şekilde biriktirilmediğinde sızıntılar ve yüzey akışlarla yer altı ve
yerüstü su kaynaklarına bulaşarak yüksek oranlarda kirliliğe yol açabilir. Bu nedenle
yörede inceleme yapılırken sıvı atıkların durumu da irdelenmiştir.
Yöre işletmelerinde yüzey sularının kontrolünde mevcut drenaj sisteminin
yapısal durumu Şekil 4.9’ da ifade edilmiştir.
DRENAJ SISTEMI DURUMU
yokvar-yetersizvar-yeterli
ISLETME SAYILARI
40
30
20
10
0 2
38
17
Şekil 4.9. İşletmelerdeki Drenaj Sistemlerinin Yapısal Durumu
Şekil 4.9’ da görüldüğü gibi işletmelerin 17 adedinde (%29.8) sıvı atıkların
boşaltımı için drenaj sistemi mevcut olup yeterli kapasitede çalışmakta, 38 adedinde
(%66.7) drenaj sistemi bulunmakta ancak yeterli kapasitede çalışmamaktadır. Geriye
kalan 2 işletmede (%3.5) ise sıvı atıkların boşaltımı için kurulmuş herhangi bir drenaj
sisteminin bulunmadığı gözlenmiştir
İşletm
e Sayıları
Drenaj Sistemi Durumu
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
62
Drenaj sisteminin bulunduğu ancak yeterli kapasitede çalışmadığı işletmeler
de, drenaj sistemi olmayan işletmeler gibi, çevrede sıvı ve kokulu atık birikintilerinin
oluşmasına sebep olmaktadır.
İşletmelerde mevcut drenaj sistemlerini kapalı alan drenajı ve yapının çevre
drenajı şeklinde ayırmak mümkündür. Ancak her iki drenaj durumu için de, konu
edilen işletmelerde kurulu drenaj sistemlerinin yetersiz olduğu belirlenmiştir. Çevre
drenajındaki yetersizliklerin ve yanlış projelemelerin sonucu olarak da, işletme
içerisinde sıvıların göllenmesi ve kötü koku oluşumu gözlenmektedir.
Resim 4.4 Sıvı atıklarını işletme önünde kontrolsüz şekilde biriktiren işletme
Resim 4.4’ de barınak önünde uygun yapılmamış biriktirme, Resim 4.5’ de
uygun projelenmemiş bir boşaltım sistemi ve Resim 4.6’ da ise iki tahliye kanalına
sahip bir barınak görülmektedir.
İşletmelerdeki atık su boşaltım tesislerinin mevcut durumu ise Şekil 4.10’ da
verilmiştir.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
63
ATIK SU TAHLIYESI
tahliye sistemi yok
egimli taban+tahliye
iki yada daha fazla
tek tahliye
egimli taban yüzeyi
ISLETME SAYILARI
40
30
20
10
0
Şekil 4.10. İşletmelerdeki Atık Su Boşaltım Sistemleri
Resim 4.5. Uygun olmayan boşaltım sistemine sahip bir barınak
İşletm
e Sayıları
Atık Su Tahliyesi
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
64
Resim 4.6 İki idrar kanalına sahip bir barınak İşletmelerde oluşan atıkların depolama yapılarında yada depolama yapıları
olmayan işletmelerde açıkta bozulmadan biriktirilme sürelerine ait değerler Şekil
4.11’ de verilmiştir.
ORTALAMA DEPOLAMA SURESI(gun)
101-15051-10010-50
ISLETME SAYILARI
30
20
10
27
17
13
Şekil 4.11. Hayvansal Atıkların Depolanma Süreleri
İşletm
e Sayıları
Ortalama Depolama Süresi(gün)
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
65
Etüt edilen 57 adet hayvancılık işletmesinin büyük bir çoğunluğunda
(%84.21), gübrenin açıkta yığınlar halinde biriktirildiği görülmüştür.
Çizelge 4.11. İşletmelerde Mevcut Gübre Depoları
İşletme Sayısı Yüzde
Gübre Deposu Var 9 15,78
Gübre Deposu Yok 48 84,21
Toplam 57 100
İşletme içerisinde gübre deposu bulunan işletmelerin büyük çoğunluğu fazla
sayıda hayvana sahip ticari işletmelerdir. Ancak gübre deposu bulunan 9 işletmede,
gübre depo yapısı hacminin yetersizliği, depo yapılarında oluşan yıpranmalar,
doldurma ve boşaltma işlemlerinde sorunlar gözlenmiştir. İşletmelerde mevcut gübre
depolarına ilişkin görünümler Resim 4.7 ve Resim 4.8’ de verilmiştir.
Resim 4.7. Hayvansal katı ve sıvı atıkların aynı yerde depolandığı yapı
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
66
Resim 4.8. Düşük kapasiteli bir gübre depo yapısı
Gübre deposu bulunan işletmelerde mekanizasyon imkanı bulunmamakta,
doldurma ve boşaltma işlemi işçilik gerektirmektedir. Atıklar römorklara doldurulup
işletmeden uzaklaştırılmaktadır. Gübre deposu olmayan işletmelere oranla daha az
miktarlarda olsa da doldurma ve boşaltma işlemi esnasında oluşan kirlilik ve koku
yoğunluğu fark edilmektedir. Gübre depoları, işletme içerisinde taşıma ve
biriktirmenin kolay yapılabilmesi amacıyla barınağa yakın yerde hatta kimi
işletmelerde barınak çıkış kapısının hemen önünde inşa edilmiştir.
İşletme içerisinde gübre deposu olmayan ve oluşan gübreleri işletme
avlusunda ve açıkta, çevre ortamına zarar verecek şekilde, yığınlar halinde biriktiren
çeşitli işletmelere ait görünümler Resim 4.9, Resim 4.10, Resim 4.11 ve Resim 4.12’
de verilmiştir.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
67
Resim 4.9. Yerleşim yeri içerisinde biriktirilmiş gübre yığınları
Resim 4.10. Atıkların işletme içerisinde çevreye zarar verecek şekilde pencereden atılarak yığıldığı bir işletme
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
68
Resim 4.11. Atıkların barınak içerisinde biriktirildiği bir işletme
Resim 4.12. Çevreye zarar verecek şekilde işletme avlusuna dökülmüş gübre yığınları
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
69
İşletmelerde sıvı atıklar içerisinde sayılabilecek diğer bir faktörde süt sağım
ünitesinin atık suyudur. İşletmelerin 8 tanesinde (%14) süt sağım ünitesi yeterli
durumda, 11 tanesinde (%19.3) süt sağım ünitesi yada süt sağımı için kullanılacak
ekipmanlar mevcut ancak yetersiz durumda, 38 işletmede (%66.7) ise süt sağım
ünitesi bulunmamaktadır.
İncelenen işletmelerde barınak yapılarında, süt sağım ünitesi yada kesimhane
gibi yardımcı ekipman bölmelerinde mikroorganizmal enfeksiyonlara karşı çeşitli
önlemler alınmaktadır. 6 adet işletmede (%10.5) yalnızca barınak içinde yapılan
kireçlenme, yine 6 adet işletmede (%10.5) yalnızca ilaçlama, 20 adet işletmede
(%35.1) hem kireçleme hem ilaçlama, 9 adet işletmede (%15.8) sadece rutin temizlik
işlemleri, 12 adet işletmede (%21.1) kireçleme, ilaçlama ve aynı zamanda temizlik
işlemleri, 2 adet işletmede (% 3.5) aşılama ve zaman zaman değişim gösteren farklı
dezenfeksiyon işlemleri uygulanmakta ve geri kalan son 2 işletmede (%3.5)
mikroorganizmal enfeksiyonlara karşı hiçbir uygulama yapılmamaktadır(Şekil 4.12).
MIKROORGANIZMAL ONLEMLER
temizlik yok
asilama+diger
kirec+ilac+kaba temi
rutin temizlik
kirec+ilac
ilackirec
ISLETME SAYILARI
30
20
10
0 22
12
9
20
66
Şekil 4.12. Barınaklarda Mikroorganizmal Enfeksiyonlara Karşı Alınan Önlemler
İşletm
e Sayıları
Mikroorganizmal Önlemler
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
70
İşletmelerde yapılan diğer bir inceleme konusu da hayvan ölümleridir.
İncelenen 57 işletmenin çoğunda, işletme sahipleri, anket soruları içerisindeki
hayvan ölümü sorusuna, benzer cevaplar vermişlerdir. Bu sonuç işletmelerdeki yanlış
uygulamalardan doğmaktadır. Birkaç işletmede ise, işletme sahipleri hayvanların
hastalık sebebiyle yada çevre pisliği nedeniyle ölmelerine izin vermemekte, öleceği
anlaşılan hayvanları kesmektedirler. Barınaklarda hayvan ölümüne sebep olan
faktörler Şekil 4.13’ de verilmiştir.
HAYVAN OLUMU NEDENLERI
diger
enfeksiyon+cevre pis
yavru atma
enfeksiyon
ISLETME SAYILARI
30
20
10
0
88
16
25
Şekil 4.13. İşletmelerdeki Hayvan Ölüm Nedenleri
Hayvan ölümü ve ölen hayvanlara uygulanan işlemler yönünden 25 adet
işletmede (%43.9) ölen hayvanlar gömülmekte, 20 adet işletmede (35.1) kesilmekte,
11 adet işletmede (%19.3) hem kesme hem gömme işlemi uygulanmakta ve 1
işletmede de (%1.8) ölen hayvan çevredeki evlere verilmektedir.
İşletmelerde ölen hayvanlara uygulanan işlemler ile ilgili veriler Şekil 4.14 ‘
de verilmiştir.
İşletm
e Sayıları
Hayvan Ölüm Nedenleri
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
71
OLEN HAYVANA UYGULANAN ISLEMLER
digerikisidekesmegömme
ISLETME SAYILARI
30
20
10
0
11
20
25
Şekil 4.14. İşletmelerde Ölen Hayvanlara Uygulanan İşlemler İşletmelerdeki bir diğer önemli planlama kriteri de hayvanların barınakta
kalma süreleridir. Hayvanların barınakta kalma süreleri arttıkça barınak içerisinde
üretilen gübre miktarı da o oranda artış gösterecektir. Etüt edilen işletmelerde
hayvanların barınakta kalma süresi en fazla 12 ay, en az ise 2.5 ay olarak
belirlenmiştir.
Barınaklarda üretilen gübre işletmelerde çeşitli şekilde değerlendirilmektedir.
İşletmelerin 35 adedinde (%61.4) gübre tarım alanlarına serilerek
değerlendirilmektedir. Bu 35 işletmede, işletme sahibine ait tarla yada bahçeler
bulunmakta barınaktan çıkarılan gübre belirli bir süre bekletildikten sonra doğrudan
araziye atılmaktadır. Bu işlem gübre içindeki bazı maddelerin bitkiye zarar
vermesine, hayvanların yedikleri yabancı ot tohumlarının gübre içinde kalmasından
dolayı doğrudan gübre uygulaması yapılan işletmelerde arazi içinde yabancı ot
sorunlarına, bazı hassas bitkilerde yanıklıklara sebep olmaktadır. Yine herhangi bir
işlemden geçirilmeden araziye atılan gübre kokusu çevreden yoğun şekilde
hissedilmekte ve rahatsız edici boyutlarda olmaktadır.
İşletm
e Sayıları
Ölen Hayvana Uygulanan İşlemler
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
72
İşletmelerin 6 adedinde (%10.5) barınaktan çıkarılan gübre yakın işletmelere
verilmekte geri kalan 16 adet işletmede (%28.1) ise satılmaktadır(Şekil 4.15).
GUBRE DEGERLENDIRME DURUMU
satmayakin isletmebahce+tarla
ISLETME SAYILARI
40
30
20
10
0
16
6
35
Şekil 4.15. Barınaklarda Ortaya Çıkan Gübrenin Değerlendirilme Durumu
İşletmelerde oluşan gübre değerlendirilmek üzere çeşitli şekillerde işletmeden
uzaklaştırılmaktadır. Bu uzaklaştırma işlemleri için en yaygın olarak kullanılan
yöntem gübreyi römork yada el arabası ile taşımaktır. Resim 4.13 de gübrenin
römork ile taşınarak işletme sahibine ait bahçenin yanında biriktirildiği
görülmektedir.
İşletm
e Sayıları
Gübre Değerlendirme Durumu
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
73
Resim 4.13. Gübrenin römork ile taşındığı bir işletme İşletmelerde yardımcı ekipmanlar bölmesi, atık depoları peyzaj
düzenlemeleri konularında çevre planlaması dikkatle ve özenle yapılmamıştır.
Ancak bir kısım işletmede bu konularda belirli kriterlere uyulmuş ve oldukça düzenli
bir görünüm elde edilmiştir.
İşletmelerin 12 adedinde (%21.1) belirgin bir çevre düzenlemesi yapılmıştır
fakat 45 işletmede (%78.9) ise herhangi bir çevre düzenlemesi bulunmamaktadır.
Yörede incelenen işletmelerin çoğunluğunda yer seçiminde ve barınakların
konumlandırılmasında gereken özen gösterilmemiştir. Barınaklar yerleşim alanı
içerisinde ve işletme sahiplerinin konutlarına bitişik olarak inşa edilmiştir.
İşletmelerde karşılaşılan en önemli sorunlardan biri de koku kirliliği
olmaktadır. Bu faktör birçok etmenle yakından ilişkilidir. Yöredeki hakim rüzgar
yönü, havalandırma, işletme yapıları ve yerleşim yerleri arasındaki yükseklik farkları
barınak ve çevresindeki kokuyu etkilemektedir. İnceleme yapılan işletmelerde
işletme binaları ile komşu işletme binaları arasında ve yerleşim yerleri arasında
yükseklik farkının olmadığı, barınak uzun eksen yönlerinin de yöredeki hakim rüzgar
yönü dikkate alınarak yapılmadığı gözlenmiştir.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
74
Havalandırma ile barınak havası temizlenmekte, barınak içinde oluşan zararlı
gazların dışarıya atılması sağlanmaktadır. İncelenen işletmelerde, havalandırma
koşulları, yeterli havalandırma durumu için belirlenen planlama kriterleri ile
karşılaştırıldığında yeterli bulunmamış ve havalandırmanın yetersiz kaldığı
görülmüştür. Kapalı barınak içindeki taban alanı ve hayvan sayısına oranla hava çıkış
delikleri ve pencereler yetersiz boyutlardadır. Barınak içerisindeki rahatsız edici
kokunun seviyesi de havalandırma koşullarının yetersizliğini göstermektedir.
İşletmelere ait havalandırma yeterliliği sonuçları Çizelge 4.12 ‘ de gösterilmiştir.
Çizelge 4.12. İşletmelerdeki Havalandırma Sistemi Yeterliliği
İşletme Sayısı Yüzde
Yeterli 15 26,3
Yetersiz 42 73,7
Toplam 57 100
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
75
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER
Hayvancılık işletmelerinde oldukça fazla miktarda gübre üretilir. Hayvan
barınaklarında oluşan katı ve sıvı gübrenin çevreye olumsuz etki yapmaması için
uygun bir şekilde depolanması gereklidir. Çünkü işletmelerde ortaya çıkan atık ve
gübrenin işletmede bulunan hayvanlar ile günlük bakım işlerini yürüten çalışanlara
gerek hijyenik, gerekse çevre düzenlemesi açısından zarar vermemesi için atık depo
yapılarının barınak planlanması aşamasında mutlaka yardımcı ekipmanlar ünitesi
içerisinde düşünülmesi gerekir.
Gübrenin açıkta ve yığın halinde biriktirilmesi, kalitesini düşürmekte, ayrıca,
koku ve görüntü kirliliği gibi çevre sorunlarını da beraberinde getirmektedir.
İşletmelerde en belirgin olarak görülen kirliliğin, koku ve görüntü kirliliği olduğu
incelemeler sonucunda belirlenmiştir. Açıkta depolanan gübrede koku, normal
koşullarda, 400 metre mesafeden hissedilebilmektedir. Tavuk gübresinde bu mesafe,
daha da azalmaktadır. Tarlaya serilmiş gübrenin kokusu ise, yaklaşık 2000 m
uzaklıktan insan tarafından algılanabilmektedir (Yaldız, 2004).
Etüt edilen hayvancılık işletmelerinde yapılan uygulamalardan birisi de
gübrenin satışıdır. Ancak bir işletmede gübreden gelir sağlamak için gübrenin sağlık
açısından risk oluşturmayacağı, içeriğinin bozulmasına izin vermeyecek uygun bir
ortamda depolanması gereklidir. Yöredeki işletmelerin % 84.21’ de gübrelik mevcut
değildir. Gübre rastgele açıkta biriktirilerek yağmur suyuna maruz bırakılmakta
insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından risk oluşturmaktadır. Gübre depoları
olmadığından, olanların ise teknik kriterlere uygun yapılmadığından dolayı gübre
temizliğinde mekanizasyona geçilememekte bu da işgücü gereksinimini
arttırmaktadır. Tüm bu olumsuz koşullar barınaklarda istenmeyen hijyenik ortamlar
yarattığı gibi işletmelerin verimliliğini de düşürmektedir.
Katı ve sıvı gübrenin bilgisizce ve tekniğine uygun olmayan yöntemler ile
tarımsal üretimde kullanılması da çiftlik gübresinin etkinliğini azaltmaktadır. Zaten
yetersiz miktarda olan çiftlik gübresinin uygun olmayan koşullarda bekletilmesi veya
araziye gelişigüzel uygulanması sonucu, yıkanma ve buharlaşma ile önemli miktarda
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
76
besin bileşimi kayba uğramaktadır. Toprak verimliliği ve tarımsal üretim açısından
çitlik gübresinden beklenen yarar tam olarak sağlanamamaktadır.
Gübrenin herhangi bir önlem alınmadan, açıkta biriktirilmesi sonucunda bazı
sorunlar ortaya çıkabilir:
• Açıkta biriktirilen gübreden oluşan akıntı içerisindeki koliform bakteriler ve
azot bileşikleri yer üstü ve yer altı su kaynaklarına geçebilir.
• Fosforun, su kaynaklarına karışıp alglerin gelişmesiyle; su habitatlarında
oksijen miktarı azalır ve balık populasyonlarında ölüm oranı artar.
• Açıkta biriktirilen gübre içindeki bakteri ve diğer mikroorganizmalardan
kaynaklanan kirlilik, komşu alanlardaki diğer işletmeler ve yerleşim yerlerinde
sıkıntı yaratabilir (Cayley ve ark. 2004). Bunlar, açıkta depolanan gübrenin
ekosistemleri bozacak en önemli belirtileridir.
Mersin yöresinde faaliyet gösteren büyükbaş hayvan barınaklarının büyük bir
çoğunluğunda, gerekli projeleme kriterlerine rastlanmamış ve sorunlarla
karşılaşılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgular kısmında işletmelerin tamamına
yakın bir kısmında gübreyi depolayacak herhangi bir yapı olmadığı; var olanların ise
yetersiz olduğu görülmüştür. Bu nedenle, araştırma alanında faaliyetini sürdüren
hayvancılık işletmelerinin, ekosistemleri bozacak en önemli potansiyel kirlilik
kaynağını oluşturduğu söylenebilir. Barınak yeri seçiminde drenaj koşullarını en iyi
sağlayabilecek yerlerin seçilmediği, yağmur ve atık suların barınak civarında çevre
kirliliği yarattığı gözlenmiştir. Özellikle barınak içerisi ve çevresinde yetersiz drenaj
koşullarından kaynaklanan ıslak alanlar mevcuttur. Bu durumun yetiştiricilikte çok
önemli olan temizlik ve hijyenik koşulları olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.
Yörede bulunan işletmelerin % 63.2’ si projesiz olarak inşa edilmiştir. Etüt
edilen işletmelerin büyük bir kısmında barınaklar tekniğine uygun olarak
planlanmamış yetersiz planlar uygulamaya koyulmuştur. Bu işletmelerde saptanan
projeleme sorunları verimliliği düşürmüş, yemleme, sağım ve temizlik işlerinde
aksamalara neden olmuştur.
Barınakların çoğunda sağmal ve sağmal olmayan hayvanlar ile dana ve
düveler bir arada bulunmaktadır. İşletme içerisinde mevcut binaların birbirleriyle
olan ilişkileri zayıf düzeydedir. Barınak içi bölmelerin mekanizasyona olanak
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
77
verecek şekilde planlanmaması nedeniyle temizlik ve yemlemede mekanizasyon için
zorluk çekilmekte bu durum işletmelerin işçilik gereksinimini arttırmaktadır.
İşletmelerde yem depoları eksikliği vardır ve mevcut olan yem depolarının ise
gerek nitelik gerekse hacim yönünden ihtiyacı karşılayamayacak düzeyde olduğu
görülmüştür.
Hayvan barınaklarında yetiştirme periyodu içerisinde zararlı gazlar, toz ve
yoğun miktarlarda gübre üretilir. Üretilen gübre ve zararlı gazların miktarındaki artış
gereken önlemler alınmadığı takdirde çevreyi, hayvan ve insan sağlığını önemli
ölçüde etkilemektedir. Etüt edilen işletmelerde bu durum önemle üzerinde
durulmasını gerektirecek boyutlardadır. İşletmelerde barınak içinde hayvanların
kalma süresine bağlı olarak gübre miktarları artmakta, biriken gübreden çevreye
yayılan koku rahatsız edici boyutlara ulaşmaktadır. Bu nedenle barınaklarda olumsuz
sonuçların doğmasına izin vermemek ve zararlı etkileri mümkün olan en düşük
seviyeye çekebilmek için çeşitli önlemler alınmalı ve belirlenen kriterlere titizlikle
uyulmalıdır. Bu önlemler;
• Barınaklar yerleşim yerinden, göl ve benzeri su kaynaklarından, nehir,sulama
ve drenaj kanallarından, işletme içerisinde varolan kullanma suyu şebekelerinden
yeterince uzakta olmalıdır. Büyükbaş hayvan barınakları ve tavuk kümesleri
insanların ve diğer komşuların yaşadığı yerden 1600 m uzakta olması uygundur.
Bununla birlikte, hayvancılık işletmelerinin göl ve benzeri su kaynaklarından, sulama
ve drenaj kanallarından ve yerleşim alanlarına su sağlayan sıhhi tesisatlardan yeterli
uzaklıklarda konumlandırılması uygundur (Cayley ve ark., 2004).
• Hayvancılık işletmeleri özellikle yörenin iklim koşulları dikkate alınarak
planlanmalı ve projeler işletmelerin gelecekte büyütülmesine olanak verecek şekilde
hazırlanmalıdır.
• Barınak yeri seçiminde drenaj koşulları dikkatle incelenmeli, drenaj sistemi
yağmur sularını ve atık suları barınaktan uzaklaştırabilecek şekilde kurulmalı, çevre
ve görüntü kirliliği sorunu da yaratmamalıdır.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
78
• Barınak içerisinde sıcaklık ve oransal nem, optimum değerler içerisinde
olmalıdır. Yetiştirme şekline bağlı olmakla birlikte, barınaklarda optimum sıcaklık
yaz-kış 10-22 oC; oransal nem ise % 60-75 arasında olmalıdır.
• Barınak içerisinde ısı-nem dengesi çok iyi kurulmalı, ek ısıtmalara gerek
duyulmadan, barınağın doğal yollarla istenilen sıcaklık derecesinde kalması
sağlanmalıdır. Çünkü ek ısıtıcılar, barınak havasına bir takım zararlı gazlar
vermektedir.
• Yemleme alanı kuru olmalıdır. Hayvanların yem yerken toz kaldırmamaları
amacıyla, otomatik ve yarı otomatik yeni tip yemlikler kullanılmalıdır.
• Gübrenin üstü örtülmelidir ve anaeorobik dekompozisyon önlenmelidir.
Gübrenin temizliği sıkça yapılmalı, hayvanların üstlerini kirletmemelidir.
Hayvanların üstü ıslak gübre ile kirlendiğinde, bakterilerin yerleşmesine ve koku
yayılmasına neden olur.
• Gübre deposu inşaat tekniklerine uygun şeklide inşa edilmeli, gübreye
uygulanan işlemler uygun şekilde yapılmalıdır. Gübre depolama alanları,
sıkıştırılmış ve gübre deposuna doğru eğim verilerek projelenmelidir. Ayrıca Türk
Çevre Mevzuatı gereğince gübre depolama alanları, 3 aylık gübrenin
depolanabileceği boyutlarda projelenmelidir.
• Gübrenin temizliği sıkça yapılmalı, hayvanların üstlerini kirletmemelidir.
Hayvanların üstü ıslak gübre ile kirlendiğinde, bakterilerin yerleşmesine ve koku
yayılmasına neden olur.
• Barınaklarda havalandırma ile zararlı gaz ve tozlar dışarı atılmaktadır.
Bundan dolayı havalandırma ile ilgili projelemeler doğru şekilde yapılmalı, en uygun
havalandırma şekli ve debisi seçilmelidir. Seçilecek havalandırma debisi, ortama
verilen CO2, su buharı, amonyak, hidrojen sülfür gibi zararlı atıklar ve tozu yeterli
şekilde dışarı atabilecek şekilde olmalıdır.
• Barınak içerisindeki ısı ve nem dengesini optimum koşullarda sağlayarak
zararlı gaz ve tozların dışarı atılması açısından, öncelikle çatıda olmak üzere, ihtiyaca
göre duvar ve bacada mutlaka yalıtım yapılmalıdır.
5.SONUÇLAR VE ÖNERİLER Müge ERKAN
79
• Gübre deposu, gübrenin taşınması için ahıra mümkün olduğu kadar yakın,
sızıntıların içme ve kullanma suyuna bulaşmaması için, su havuzları, kuyular ve su
kaynaklarından uzak olmalıdır.
• Hayvan barınaklarının yerleşim birimlerine, göl ve benzeri su kaynaklarına
olan uzaklıkları hesaplanırken aşağıda verilen değerler göz önüne alınmalıdır
(Chastain ve Jacobson, 1996; Mutlu, 1999; Cayley ve ark., 2004).:
- Her tür yüzey suyundan 50 m,
- Yerleşim yerlerinden 1600 m,
- Göl ve benzeri su kaynaklarından en az 300 m,
- Sulama ve drenaj kanallarından minimum 100 m,
- Su sağlayan sıhhi tesisatlardan en az 30 m,
- Tüm tarla içi sulama kanallarından 15 m uzakta olması uygundur.
Sonuç olarak, hayvan barınaklarında yetiştirme süresince ortaya çıkan gübre
ve atıklar uygun şekilde depolanmaz ve işletilmezse, hayvan ve insan sağlığını
önemli şekilde etkileyerek yetiştiriciliğin rasyonel olarak yapılmasını
engellemektedir. Gübre oluşum sürecinde ve depolama aşamasında gereken kriterler
uygulanır ve bu konuda, araştırmalar sonucu ortaya konulmuş projeleme kriterleri
yerine getirilse, barınaklarda sorun olarak ortaya çıkan gübre materyalinden en
randımanlı şekilde faydalanma olanağı doğacaktır. Aksi takdirde, zaman içinde
birikip dekompozisyona uğrayan gübre yığınları etrafa kötü kokular yayan, sızıntılar
ve sürüklenmelerle su kaynaklarını ve çevreyi kirleten, önlem alınmadan
biriktirildiğinden etrafındaki bitki ve ağaçlarda yanıklıklara neden olan ve en
önemlisi insan ve hayvan sağlığını tehdit eden bir kaynak halini alacaktır. Ayrıca
konu ile ilgili yasa, yönetmelik ve tüzüklerin bu konuda yeterliliği
değerlendirilmelidir. Bu koşullar gerçekleştiği takdirde, hayvan barınaklarında
üretilen gübre daha rasyonel bir şekilde değerlendirileceği gibi, çevre üzerinde
yapacağı olumsuz etkiler de azaltılabilecektir.
80
KAYNAKLAR
ACE, 1982. Prulean Farms, Inc., Dare Couty, North Carolina (Wilmington, N.C.:
United States Army Corps of Engineers, 1982).
AHLGRİMM, H.J., GAEDEKEN, D., 1990. 2.Metan (CH4). In
Klimaveraenderung und Landbewirtschaftung, Vol:1,
Bundesforschungsanstalt für Landwirtschaft Braunschweig,
Landbauforschung Völkenrode, Sonderheft 117, 28-46.
AKMAN, K., ÖZKÜTÜK, S., KUMLU, M.S., YENER. 2000. Türkiye’de Sığır
Yetiştiriciliğinin Geleceği. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası. Türkiye
Ziraat Mühendisliği V. Teknik Kongresi 17-21 Ocak 2000, Milli Kütüphane-
Ankara: 741-764
AKMAN, N., YENER, S.M., 1997. Sığır Yetiştiriciliği. “Ed. M. Ertuğrul, Hayvan
Yetiştirme (Yetiştiricilik) 2. Baskı”. s.81-144, Ankara
ALAGÖZ, T., 2002. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve
Sulama Bölümü Hayvan Barınaklarının Planlanması Dersi Basılmamış Ders
Notları.
ALAGÖZ, T., KUMOVA, Y., ATILGAN, A., AKYÜZ, A., 1996. Hayvancılık
Tesislerinde, Ortaya Çıkan Atıklar ve Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerine Bir
Çalışma, Tarım-Çevre İlişkileri Simpozyumu, 13-15 Mayıs 1996, M.Ü.
Mühendislik Fakültesi, MERSİN.
ANONİM, 1993. ASHRAE Handbook Fundementals, Environmental Control for
Animal and Plants, Chapter9.
ANONİM, 1996a. Manure Production and Characterestic, Standart of ASAE, Ens.
Practic. ASAE, EP379.1, P: 576-578.
ANONİM, 1999. Generic Environmental Impact Statement on Animal Agriculture;
A Summary of the Literature Related to Manure and Crop Nutrients (www
Document),
ANONİM, 2000. Animal Waste Management. Collection and Storage of
Agricultural Animal Wastes and Wastewater: Fact Sheet. The University of
Arizona.
81
ANONİM, 2002. DİE, Tarımsal Yapı ve Üretim, s. 294.
ANONİM, 1996e. Design of Anaerobic Lagoons for Animal Waste
Management, Standart of ASAE, Ens. Practic. ASAE, EP403.2 AUG93, P: 591-
595.
ANONİM, 1996d. Terminology for Livestock Waste/Manure Handling Equipment,
Standart of ASAE, Ens. Practic. ASAE, S466, P: 640-642.
ANONİM, 1989. Çevre'89, Beşinci Bilimsel ve Teknik Çevre Kongresi, Çukurova
Üniversitesi., ADANA..
ANONİM, 1996. Structures, Livestock, and Environment, Standart of ASAE,
ANONİM, 1996b. Manure Storage, Standart of ASAE, Ens. Practic. ASAE,
EP393.2, P: 585-589.
ANONİM, 2002a. Mersin Tarım İl Müdürlüğü Resmi Web Sitesi
URL:http://www.mersin-tarim.gov.tr/
ANONİM, 2002b. Natural Reseources Conservation Service Conservation Practice
Standard Waste Storage Facility. (No.) CODE 313
ANONİM, 2003. Mersin Karayolları İl Müdürlüğü Kayıtları
ANONİM, 2003a. Manure Storage-Livestock Manure Characteristics, Factors
Which Affect Manure Characteristics
ATASEVER, S., ERDEM, H., KUL, E., 2004. 4. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi
Sözlü Bildiriler Programı. Süleyman Demirel Üniversitesi
ATILGAN, A., 1994. Şanlıurfa Yöresi Süt Sığırcılığı İşletmelerinde Ahırların
Yapısal Yönden Mevcut Durumları ve Geliştirilmesi Üzerine Bir Çalışma.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü
Yüksek Lisans Tezi. ADANA.
BAİRD, J. V. , ZUBLENA, J. P. , HODGES, S. C. , 1994. “Nitrogen
Management and Water Quality,” North Carolina Agricultural Extension
Service (1994): 439–442.
BARKER, J. C. 1996. Lagoon Design and Management for Livestock Waste
Treatment and Storage. North Carolina State Univ. Coop. Ext. Serv.
Publication Number: EBAE 103-83. Raleigh, North Carolina. 8p.
82
BAYINDIR, Ş., ŞAHİN, S., UYSAL, F., 2004. Türkiye’de Çiftlik Gübresi
Kullanım Potansiyeli. 3. Ulusal Gübre Kongresi 11-13 Ekim 2004 Tokat,
735-742.
BONNER, J., THOMAS, J., CRENSHAW, M., MCKINLEY, B., BURCHAM.
T.N. 1995. Managing Animal Waste Nutrients. Mississippi State Univ.Coop.
Ext. Serv. Mississippi State. Mississippi. Publication No: 1937. 12p.
BUJISMAN, E., MAAS, H.F., ASMAN, W. A. H., 1985. Some Remarks on the
Ammonia Emissions in Europa. In Informatiemap Staatsbosbeheer Rijksdienst
voor Bos. Naturu en Landschap. Ammonia Conference in Kasteel Groeneveld
Baarn, The Netherlands.
CAMBERATO, J., LIPPERT, B., CHASTAIN J., PLANK, O., 1996. Land
Application of Animal Manure. (www Document), http://hubcap.clemson.edu
CAYLEY, J., JOHSON, J., WARD, D., 2004. Nutrient Management Act - Siting
Regulations for Manure Storage Structures. (www Document),
URL:http://www.gov.on.ca/OMAFRA/english/engineer/facts/04-11.htm
CHARLES, D., R., 1981. Practical Ventilation and Temperature Control for Poultry.
Environmental Aspects of Housing For Animal Produciton, England, p.183-
185.
CHASTAIN JP, JACOBSON LD.1996. Site Selection for Animal Housing and
Waste Storage Facilities. (www Document), URL:http://www.bae.umn.edu
Colorado State University Cooperative Extension, Fort Collins.
DEMİRKIRAN, A., R., 2004. Kahramanmaraş Yöresindeki Bazı Organik
Gübrelerin Fiziksel ve Kimyasal Özellikleri. Türkiye 3. Ulusal Gübre
Kongresi, Tarım-Sanayi-Çevre, 11-13 Ekim 2004, Sayfa: 753-758. Tokat.
ELLIOT, H.A., COLLINS, N.E., 1982. Factors Affecting Ammonia Release in
Broiler Houses. Transactions of the ASAE, Vol:25, No:2, P: 413-418, USA.
Ens. Practic. ASAE, Usa. FALK, D.E., OHLENSEHLEN, R.M., 1990. Dairy Waste Management : System
Planning-Estimating Store. Agricultural Experiment Station, University of
Idaho. Research Bulletein No:694. Moscow, Idaho: The Station. 16 p.
83
FULHAGE C. D., PFOST, D.L., RASTORFER, D., 2000. Earthen Pits (Basins)
for Liquid Livestock Manure. Extension Bulletin. EQ.388. University of
Missouri, USA.
FULHAGE, C.D., PFOST, D.L.,2001. Swine Manure Management Systems In
Missouri. Extension Bulletin. EQ.350.University of Missouri, USA.
FULHAGE, C.D.,2003. Manure Management in Hoop Structures. Extension
Bulletin. EQ.352. University of Missouri, Usa.
FULHAGE, D. CHARLES, PFOST, L. DONALD, 1993. Selecting a Dairy
Operation Site, WQ0303, Publications of Extensions Service, University of
Missouri, USA.
GEDİKOĞLU, İ., EYÜPOĞLU, F., KURUCU, N., ALTINTAŞ, S., 1996. Gübre
ve Gübreleme. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme
Genel Müdürlüğü Yayınları. URL: http://www.tarim.gov.tr
GERRIT-RIETVELD, V.T., 2003. Heat Stress in Dairy Cattle.
http://www.gov.on.ca/OMAFRA/english/livestock/dairy/facts/info_heatstress
GEYER, L. L., FİNDLEY, M.1994. “Legal Guidelines for Swine Manure
Management.” Extension Bulletin E-1160 (East Lansing: Michigan State
University Cooperative Extension Service, April) : 4 pp.
GÜRDİL, G. A. K., 2003. Kümeslerde Havalandırma Sistemlerinin Tasarıma
Yönelik Bir Programın Geliştirilmesi Üzerinde Bir Araştırma. Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü Doktora Tezi.
ADANA.
HARMON, J.D., PRIVETTE, C.V. 1991. Anaerobic Lagoons for Livestock and Poultry
Wastes. Clemson Univ. Coop. Ext. Serv. File No: Aenl 555. Clemson, South
Carolina. 7p.
HARNER, J.P., MURPHY, J.P., KEY, DAVID V., 1997. Manure Storage Structures for
Kansas Dairies, Proceeding of the 5. International Symposium,
Bloomington, Minnesota, May 29-31, 1997, Volumell, P:730-736, USA.
HARRIS, B.L., HOFFMAN, D.W., MAZAC, F.J., 2001.Reducing Contamination
by Improving Livestock Manure Storage and Treatment Facilities.(www
Document.URL:http://www.waterhome.brc.tamus.edu/texasyst/livestock.ht
84
HARTUNG, J. V., PHILLIPS, R. , 1994. “Control of Gaseous Emissions from
Livestock Buildings and Manure Stores,” Journal of Agricultural
Engineering Research 57: 173–189.
HELLICKSON, M. A., WALKER, J. N., 1983. Ventilation of Agricultural
Structures .Effects of The Thermal And Gasses Environment of Livestock,
Michigan, p.121-165.
HERBERT, S. J., 1998. Farmyard Manure, Crop, Dairy, Livestock News. Vol. 3:1,
University of Massachusetts, Amherts, USA.
HERMANSON, R.E., 1991. Livestock Manure Lagoons to Protect Water Quality.
Washington State Univ. Coop.Ext. Serv.Extension Bulletin No:1642.
Pullman, Washington. 8 p.
HERMANSON, R.E., THOMASON, E.L., 1992. Managing Livestock Manure to
Protect Groundwater. Washington State Univ. Coop.Ext. Serv. Extension
Bulletin. No:1717. Pullman, Washington. 6p.
HODGKİN, E. P. , HAMİLTON, B. H. 1993. “Fertilizers and Eutrophication in
Southwestern Australia: Setting the Scene,” Dordrecht 36 : 95–103.
HUANG , W., URİ, N. D. , 1994. “The Effect of Farming Practices on Reducing
Excess Nitrogen Fertilizer Use,” Water, Air and Soil Pollution 77 : 79–95.
ISERMAN, K., 1993. Agriculture's Share in the Emrnission of Trace Gases
Affecting, Environmental Pollution, Vol:83, P:96-l 11. JANSEN, A., 1996.
ISERMANN, K., 1990. Ammoniakemissionen der Land wirtschaft als Bestandteil
ihrer Stickstoffbilanz und hinreichende Lölungsansatze zur Minderung. Proc.
KTBL/VDI Symposium:Ammoniak in der Umwelt-Kreislaufe, ed KTBL;
Darmstadt. Germany and VDI. Dusseldorf, Germany. Wirkungen,
Minderung. 10-12 Okt. 1990 in Braunscweig (FAL), 1.1 – 1.76.
JACOBSON LD, MOON R, BICUDO J., 1999. Generic Environmental Impact
Statement on Animal Agriculture. A Summary of the Literature Related to
Air Quality and Odor (H). Prepared for the Environmental Quality Board
JOHNSON, J., ECKERT, D.,1995. Best Management Practices: Land Application
of Animal Manure. Ohio State University Extension Department of
85
Horticulture and Crop Science 2021 Coffey Road, Columbus, Ohio
43210-1044
JOKELA, W. E. ,1992. “Nitrogen Fertilizer and Dairy Manure Effects on Corn
Yield and Soil Nitrate,” Soil Science Society of America Journal 56 (1992):
148– 154.
KELLY, M., 1995. Design and Construction Guidelines for Farm Waste Storage,
Published by SAC, Edinburgh, 1995, Scotland.
KOCAMAN, I., YÜKSEL, A.N., 2001. Türkgeldice İnanlı Tarım İşletmelerindeki
Bağlı (Duraklı) Süt Sığırı Ahırlarının İklimsel Çevre Koşulları ve Denetimi.
AÜ Ziraat Fakültesi Dergisi, 33(1): 69-78.
KURUNÇ, A., KARAMAN, S., 2004. Hayvancılık İşletmelerinde Atık Suların
Havuzlarda Depolanması. Türkiye 3.Ulusal Gübre Kongresi, Tarım-Sanayi-
Çevre, 11-13 Ekim 2004, p:637. TOKAT.
LILLIE, R. J., 1970. Air Pollutants Affecting The Performance of Domestic
Animals. Literature Review, Agricultural Research Service, USA.
Department of Agricultural, Washington, p.34-40.
LORJMOR, J., 1997. Measuring Odors, Pubiished by Extension Service of Iowa
State University, 1996, USA.
MİLANESİ, M., 1989. Agricultural Farm Planning and Protection of the
Environment, Agriculture Ecosystems and Environment, Vol:27, P:91-98.
MORSE, D., BENNET, R. 1993. Water Quality. Univ. Of California. Coop Ext.
Dairy Manure Management Series. UCCE-DMMS-5 10/93. Oakland,
California. 9p.
MUTAF, S., AKLAN, S., ŞEBER, N., 2001. Hayvan Barınaklarının Projelendirme
İlkeleri ve GAP Yöresi için Uygun Barınak Tipleri. TMMOB Makine
Mühendisler Odası, II. GAP ve Sanayi Kongresi, 29-30 Eylül, Diyarbakır.
MUTLU, A., 1999. Adana İli ve Çevresindeki Hayvancılık Tesislerinde Ortaya
Çıkan Atıkların Yarattığı Çevre Kirliliği Üzerinde Bir Çalışma. Çukurova
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Yüksek
Lisans Tezi. ADANA.
86
OKUROĞLU, M., 1982. Hayvan Barınaklarında Zararlı Gazlar, Toz ve Etkileri,
Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, S: 19-24, ERZURUM.
OKUROĞLU, M., 1987. Hayvan Barınaklarında Zararlı Gazlar, Toz ve Etkileri. Et
ve Balık Endüstrisi Dergisi, Cilt 8, Sayı.49, ANKARA.
OKUROĞLU, M., DELİBAŞ, L., 1986. Hayvan Barınaklarında Uygun Çevre
Koşulları. Hayvancılık Semineri. TOKB. Tokat İl Müdürlüğü, 5-8 Mayıs.
TOKAT.
OLGUN, M., 1991. Hayvan Barınakları ve Tarımsal İnşaat. T.C. Ziraat Bankası
Yayınları, ANKARA.
OLGUN., M., 1989. Serbest Duraklı Süt Sığırı Barınaklarının Planlanması ve
Yapısal Özellikleri. Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü İnşaat ve
Kültürteknik Daire Başkanlığı Yayınları, ANKARA.
ÖNER, İ., 2001. Adana İli ve Çevresindeki Yumurta Tavukçuluğu
İşletmelerinde Amonyak ve Hidrojensülfür Gazlarının Oluşum Düzeylerinin
Belirlenmesi. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları
Bölümü Yüksek Lisans Tezi. ADANA.
ÖZBEK, H., 1989. Tarımın Çevre Problemleri. Beşinci Bilimsel ve Teknik Çevre
Kongresi. Adana.1989.
ÖZEN, N., 1986. Tavukçuluk (Yetiştirme, Islah, Besleme, Hastalıklar, Et ve
Yumurta Teknolojisi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yayınları No:11. S.330. Samsun.
PFOST, D.L., FULHAGE, C.D., RASTORFER, D.,2000. Anaerobic Lagoons for
Storage/Treatment of Livestock Manure. Extension Bulletin. EQ.387.
University of Missouri, Usa.
PİMENTEL, D. , CULLİNEY, T. , BUTLER, I ., REİNEMANN, D.,
BECKMAN, K.,1989.“Low-Input Sustainable Agriculture Using Ecological
Management Practices,” in Agricultural Ecology and Environment, ed. M. G.
Paoletti, B. R. Stinner and G. G. Lorenzoni (Amsterdam: Elsevier, 1989),3–
24.
87
SABANCI, A., AKINCI, İ., 1996. Motor Eksoz Emisyonları ve Çevre Kirliliği.
Tarım-Çevre İlişkileri Sempozyumu, “Doğal Kaynakların Sürdürülebilir
Kullanımı” Bildiri Kitabı, 13-15 Mayıs, Mersin.
SAINSBURY, D.W.B., 1981. Health Problems in Intensive Animal Production.
Environmental Aspects of Housing For Animal Production, England, p.439-
454.
SMITH, J.B., TIRPAK, D., 1989. The Potential Effects of Global Climate Change
on United States, Report to Congress, Washington, DC: Us Environmental
Protection Agency.
SPIERS, E. D., 2003. How Cows Dissipate Heat.
www.oznet.ksu.edu/ansi/dairycon/2000HOAcowheat.pdf.
ŞİMŞEK, E., YASLIOĞLU, E., ARICI, İ., 2001. Süt Sığırı İşletmelerinde Gübre
Yönetimi ve Gübre İşletim Sistemlerinin Planlanması. GAP II. Tarım
Kongresi, 2.Cilt, Sayfa: 715-722. Şanlıurfa.
TAIGANIDES. E.P., WHITE, R. K., 1968. Origin, Identification, Concentration
and Control of Noxious Gases in Animal Confinement Production Units.
Department of Agriculture, Ohio State University Research Foundation,
Columbus, Ohio State University Research Foundation, Columbus, Ohio.
TAYLOR, D. C. , 1994. Livestock Manure Production and Disposition: South
Dakota Feedlots-Farms-Ranches, Economics Research Report 94-4,
November 1994 (Brookings, SD: Economics Department, South Dakota State
University).
TIMMERMANN, F., 1981. Ist unser ökosystem in Gefahr durch
Düngungsmassnahmen. Landbewirtschaftung und Ökologie. Arbeiten der
DLG, Band 172.
TOPÇU, S., 1998. Tarım Mühendisliğinde Çevre Sorunları. Ç.Ü. Ziraat Fakültesi
Ders Kitapları Yayın No: A-65. Genel Yayın No: 207. ADANA
TROEH, F. R. THOMPSON, L. M. , 1993. Soils and Soil Fertility, 5th ed. (New
York: Oxford University Press,
88
U.S. ENVIRONMENTAL PROTECTION AGENCY. 1986. National Primary
Drinking Water Regulations: Synthetic Organic Chemicals, Inorganıc
Chemicals and Microorganismims. Fed. Regist. 50:46963-47022.
VAN WACHENFELT, E., 1994. Modern Technique Gives Less Air Pollutions in
Broiler Houses. 13. World Congress on Agricultural Engineering, Vol. 1, P.
590-594, Milano.
VERCOE, J.E., 2003. Climatic and Environmental Factors Affecting Dairy
Productivitiy. http://www.ssdairy.org/AdditionalRes/Smhdairy/chap4.html.
VİTOSH, M.L., PERSON, H.L., PURKHİSER, E.D., 1988. Livestock Manure
Management for Efficient Crop Production and Water Quality Preservation,
Michigan State Univ. Extension Bulletin. WQ.12.
WASKOM RM, 1999. Best Management Practices for Manure Utilization.568A,
WASSENHOVE, F., 1992. “Olfactometric Characterization of Odour Generation
Potential of Pigery Manure Samples,” Studies in Environmental Science 51:
425–430.
WATHES, C.M., CHARLES, D.R., 1994. Livestock Housing, Physical Principles.
WEEKS, S., A., 1994. Dairy Manure Handling for the 90’ s, Dairy Systems for the
21st Century, Proc. of the 3rd Inc. Dairy Housing Conf., Florida, p. 769-774.
YALDIZ, O., 2004. Biyogaz Teknolojisi. Akdeniz Üniversitesi Yayın No:78, s 184,
Antalya.
ZHANG, R., LORİMOR, J., MELVİN S.W., 1995. Design and Management of
Anaerobic Lagoons in Iowa for Animal Manure Storage and Treatment. (www
Document), URL:http://www.extension.iastate.edu/Publications/PM1590.pdf.
89
ÖZGEÇMİŞ
1979 yılında Konya’da doğdum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Konya’da
tamamladım. 1996 yılında Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar
ve Sulama Bölümünü kazandım ve 2000 yılında bu bölümden mezun oldum. 2001
yılında, bölümümde yüksek lisans programına başladım. 2002 yılında açılan
Araştırma Görevliliği sınavını kazanarak Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim
Dalında göreve başladım. Halen aynı bölümde araştırma görevlisi olarak
çalışmaktayım.
90
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA BÖLÜMÜ
MERSİN YÖRESİNDEKİ BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK TESİSLERİNİN
MEVCUT DURUMU ve BU TESİSLERDE ORTAYA ÇIKAN
ATIKLARIN YARATTIĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ
ÜZERİNDE BİR ÇALIŞMA İLE İLGİLİ ANKET FORMU
Bu anket Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve
Sulama Anabilim Dalında hazırlanmakta olan bir araştırma için düzenlenmiştir.
Ankette bulunan sorular; hayvancılık tesislerinin içinde ve dış ortamda ortaya
çıkan, insan ve hayvan sağlığını son derece olumsuz yönde etkileyen aynı zamanda
büyük oranda çevre kirliliği yaratan atıkların çeşitli yollarla ortadan kaldırılması,
eğer bu sağlanamıyorsa etkilerinin mutlaka çevreye ve sağlığa zarar vermeyecek
tolerans değerlerinin altında tutulmasını sağlamak amacıyla hazırlanmıştır. Bu amaç
doğrultusunda, hayvancılık tesislerinde öncelikle, oluşan zararlı atıklar ile bu
atıkların yarattığı çevre kirliliği konusunun incelenmesi gerekir.
Ankette yer alan sorulara verilecek cevapların doğruluğu, hayvansal atıklarla
ilgili sorunları en doğru şekilde ortaya koymak ve uygun çözümlere en iyi şekilde
yaklaşabilmek açısından önemlidir. Bu hizmetinizle araştırma yapılan yöredeki
hayvancılık işletmelerinde oluşan zararlı atıklar ve bu atıkların neden olduğu çevre
kirliliği boyutlarının analiz edilmesi ve bu şekilde bölge hayvancılık sektörüne
önemli ölçüde katkıda bulunacağınız beklenmektedir.
Sorulara vereceğiniz doğru ve güvenilir cevaplar için şimdiden teşekkür eder
çalışmalarınızda başarılar dilerim.
91
KİMLİK BİLGİLERİ
İL :.............................................
İLÇE :.......................................
KÖY :........................................
NOT: 1- Bu anket planlanan bir bilimsel çalışmanın materyalidir.
2- İdari ve mali hiçbir sorumluluğu yoktur.
A – İŞLETMEYLE İLGİLİ BİLGİLER
1- İşletmenin kuruluş tarihi :..............................yılı
2- İşletmenin kurulduğu yıldaki kapasitesi nedir? .....................başlık
3- İşletmenin kurulduğu tarihteki maliyeti nedir?.......................TL
4- İşletmenin bugünkü kapasitesi nedir? ....................................başlık
5- İşletmenin bugünkü arazi varlığı nedir ?.................................da
6- İşletmenin kurulduğu yerin topoğrafik durumu nedir?
a- Düz b- Engebeli c- Eğimli
7- Barınak yerleşim yönü nedir? (Uzun Eksen)..................................
8- İşletmede elektrik varmıdır?
a- Evet b- Hayır
9- Eğer varsa kaynağı nedir?
a- Jenaratör
b- Merkezi şehir sistemine bağlı gerilim hattı
c- Diğer(Belirtiniz)................................................................
10- İşletmede suyun kaynağı nedir?
a- Kuyu
b- Merkezi şehir sistemine bağlı sıhhi tesisat sistemi
c- Diğer(Belirtiniz)...............................................................
92
11- İşletmenizdeki barınak tipi nedir?
a- Serbest duraklı açık barınak
b- Serbest açık barınak
c- Kapalı barınak
12- İşletmeyi ileriki yıllarda genişletmeyi düşünüyormusunuz?
a- Evet b- Hayır
13- İşletmede zararlı rüzgarlara karşı nasıl bir koruma yöntemi vardır?
a- Rüzgar kırıcılar
b- Diğer(Belirtiniz)...................................................................
14- Mülkiyet durumu nedir?
a- Mal sahibi
b- Kiracı
c- Ortak
15- İşletme sahibinin tahsil durumu nedir?
a- İlkokul b- Ortaokul c- Lise d- Üniversite e- Yok
B – YAPILARLA İLGİLİ BİLGİLER
16- Barınak ve yardımcı yapıların bir projesi varmı?
a- Evet b- Hayır
17- Varsa proje nerden temin edilmiştir?
a- İşletme sahibinin kendi fikri
b- Çevre işletmelerden örnek alınmış
c- Kamu kuruluşundan temin edilmiş
d- Mühendise proje çizdirilmiş
e- Diğer(belirtiniz)......................................................................
18- İşletme yapıları nasıl yapılmıştır?
a- Hepsi bir defada b- Parça parça zamanla
93
C- HAYVANCILIK İŞLETMESİ İLE YEM, ATIK DEPO YAPILARI VE
DİĞER YAPILAR İLE İLGİLİ ÇEVRESEL İNCELEMELER
19- Hayvancılık işletmesinin yerleşim alanlarına uzaklığı ne kadardır?
20- Hayvansal atık depo yapılarının, en yakın yerleşim alanına uzaklığı ne
kadardır?
21- Hayvansal atık depo yapılarının, en yakın komşu işletmeye uzaklığı ne
kadardır ?
22- Yem ve gübre depolarının, en yakın su kaynağına uzaklığı ne kadardır?
23- Yem ve gübre depolarının, çevrede var ise nehir dere ve drenaj kanalına uzaklığı
ne kadardır?
24- İşletme planlamasında yüzey sularının kontrolünde, mevcut drenaj sisteminin
yapısal durumu nedir?
25- İşletmede atık suların tahliyesi için yapılmış yapılar varmıdır? Var ise nelerdir?
26- Hayvansal atıkların mevcut depolama yapılarında (bozulmaya başlamadan)
depolama süresi ne kadardır?
27- İşletme yerleşim planı içerisinde gübre ve yem depolarının konumunu belirtiniz.
28- İşletme içerisinde, gübre deposunun içme suyu kaynağına ve süt sağım ünitesine
uzaklığı ne kadardır?
94
29- İşletmede sıvı gübre biriktirme deposu varmı?
a- Evet b- Hayır
30- Sıvı gübre biriktirme depolarının yerleşim birimlerine uzaklığı ne kadardır?
31- İşletmede mevcut süt sağım ünitesi varmı?
a- Evet var , yeterli
b- Evet var, yetersiz
c- Hayır yok
32- İşletmedeki süt sağım ünitesinde atıksu tahliye sisteminin mevcut durumu
nedir?
33- Süt sağım ünitesinde mikroorganizmal enfeksiyonlara karşı alınan tedbirler
nelerdir?
34- İşletmede kesimhane ünitesi varmı?
35- Kesimhane ünitesinde oluşan atıkların tahliye sisteminin mevcut durumunu
nedir?
36- Kesimhane ünitesinin projelenmesinde, çevre sağlığı açısından gerekli olan
projeleme kriterlerine uyulmuş mudur?
37- Ölü hayvanların olumsuz sağlık koşullarına neden olmadan işletmeden
uzaklaştırma yöntemleri nelerdir?
95
38- İşletmede bir dönemdeki ölüm oranı nedir?
Barınaktaki hayvan sayısı..........................
Ölen hayvan sayısı.....................................
Ölüm oranı (%)..................................
39- Ölüm nedeni nedir?
a- :....................................... b- :...........................................
c- :....................................... d- :...........................................
40- Hayvanların barınakta kalma süreleri nedir?.........................................
41- Elde edilen hayvansal atıkların tarımsal alanlarda kullanılması için yapılan
uygulamalar nelerdir?
42- İnceleme yapılan işletmenin bir çevre düzenleme planı varmı?
43- İşletme içerisindeki yapıların planlanması ile oluşan görüntünün neden olduğu
çevresel olumsuz etkiler nelerdir?
44- İşletme genişletilmeye uygunmudur?
a- Evet b- Hayır
45- İşletmenin bulunduğu yöre için hakim rüzgar yönü ve esiş sayısı nedir?
46- İşletmede mevcut rüzgar kırıcılar varsa işletme içerisindeki konumu nedir?
96
47- İncelenen barınak ve depo yapıları ile yerleşim birimi ve işletme binaları
arasında yükseklik farkı varmı?
48- İşletmeler ve üretim yapıları ile yerleşim alanları arasında yükseklik farkı yok ve
arazi düze yakın ise olası şikayetleri belirtiniz.
D – TESİSLERDEKİ BARINAKLARIN HAVALANDIRMA ÖZELLİKLERİ
49- Barınak içerisinde biriken zararlı gazların ortamdan uzaklaştırılması için mevcut
havalandırma sistemi varmıdır?
a- Doğal havalandırma
b- Mekanik havalandırma
c- Doğal + Mekanik havalandırma
50- Hava giriş yeri boyutları nedir?
a- En : .................................
b- Boy :................................
c- Parapet yük :....................
51- Hava çıkış yerinin özellikleri nedir?(Baca yerini, baca sayısını ve baca
boyutlarını şekil çizerek belirtiniz)
52- Mevcut havalandırma sistemi yeterlimidir?
53- İşletme sahibinin bu çalışma hakkındaki düşünceleri nedir?
………………………………………………………………………………………….
.........................................................................................................................................
.........................................................................................................................................
.........................................................................................................................................