ceviri kayıpları

11
. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi Cilt ıo/Sayı 2jAralık 1993/88. 55 - 65 çEVİRi, çEVİRMEN, DİLBİLiM İLİşKisİ, ÇEVİRİJjE EŞDEGERLİK VE KAYIPLAR Yard. Doç. Dr. İsmaıl BOZTAŞ' İsa'dan ônce 3000 yılına kadar uzanan geçmişi He çevtri, Batıda t.Ö. 300 yılında önemli bir etkinlik olarak kendini göstenniştlr. Gelişmeye dev.am eden bu etkinlik ıg'uncu yüzyılda yazarlar. bilim adaınlan ve diplomasinin odak noktası halıne gelmiş ve bugün Ise uluslann. ülkelerin özel kurum ve şirketlerin büyük ilgi alanı ol- maya devam etmektedir. Bu nedenle de, içinde bulundugumuz çag yogun çeviri etkinliklerine sahne olmuş ve çeviri Çagı olarak ~te- tendirilmiştir. Vardar (1981: 172-183) çeviriyi. bütün çagıarda karşunıza çıkan bır etkinlik. çeşitli uygarlıklar arasında köprü kuran, degişik top- lumlardan bireyleri birbirine yaklaştıran. her türden ekinsel degeri. içinde oluşturdugu tarihsel-toplumsal çevrenin dışına taşıyan. o çevreden olmayan kişilerin yararlanmasına sunan, uygarlıklar. ekinler arası bir iletişim..bildirişim aracı olarak tarumlamaktadır. Çok karmaşık ve çetin bir ugraş alanı olan. çevirlyi, Ataç "çeviri kadın gibidir. sadıgı güzel, güzel! sadık. olmaz" diye tanımlar. Öte yandan Halman (1991: 13-15) Çevirinin nankör bir iş oldugunu, basit bir fonnülünün bulunmadıgmı, ayrı bir kimyası ve dehasının oldugunu belirterek; ne denli. ugraşılsa hatalar yapılıyor, pürüzlü oluyor diyor. Çeviriyi bir evlilige benzeten Ha1man, beklenmedik iz- divaçlann büyük mutluluklar getlrebildiginden ve bunun tersiItin ~de dogal olarak mümkün olabileceginden söz ediyor. İdeal bir evlilik düşünülem1yecegi gibi, ideal bir çeviri fonnülünün de olamıyacagını belirterek, bt.!.nedenle çev1ı1yi genellemelerden soyutlayıp. nihai bir ürün. yaratıcı bir çaba olarak degerlendinnek geiektigini vurgu- luyor. . Hacette~ Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ıngilizce Mütercim-Tercümanlık Anabi- lim Dali ögretlm ÜyesI 55

Transcript of ceviri kayıpları

.Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi DergisiCilt ıo/Sayı 2jAralık 1993/88. 55 - 65

çEVİRi, çEVİRMEN, DİLBİLiM İLİşKisİ,ÇEVİRİJjE EŞDEGERLİK VE KAYIPLAR

Yard. Doç. Dr. İsmaıl BOZTAŞ'

İsa'dan ônce 3000 yılına kadar uzanan geçmişi He çevtri, Batıdat.Ö. 300 yılında önemli bir etkinlik olarak kendini göstenniştlr.Gelişmeye dev.am eden bu etkinlik ıg'uncu yüzyılda yazarlar. bilimadaınlan ve diplomasinin odak noktası halıne gelmiş ve bugün Iseuluslann. ülkelerin özel kurum ve şirketlerin büyük ilgi alanı ol-maya devam etmektedir. Bu nedenle de, içinde bulundugumuz çagyogun çeviri etkinliklerine sahne olmuş ve çeviri Çagı olarak ~te-tendirilmiştir.

Vardar (1981: 172-183) çeviriyi. bütün çagıarda karşunıza çıkanbır etkinlik. çeşitli uygarlıklar arasında köprü kuran, degişik top-lumlardan bireyleri birbirine yaklaştıran. her türden ekinsel degeri.içinde oluşturdugu tarihsel-toplumsal çevrenin dışına taşıyan. oçevreden olmayan kişilerin yararlanmasına sunan, uygarlıklar.ekinler arası bir iletişim..bildirişim aracı olarak tarumlamaktadır.

Çok karmaşık ve çetin bir ugraş alanı olan. çevirlyi, Ataç "çevirikadın gibidir. sadıgı güzel, güzel! sadık. olmaz" diye tanımlar. Öteyandan Halman (1991: 13-15) Çevirinin nankör bir iş oldugunu, basitbir fonnülünün bulunmadıgmı, ayrı bir kimyası ve dehasınınoldugunu belirterek; ne denli. ugraşılsa hatalar yapılıyor, pürüzlüoluyor diyor. Çeviriyi bir evlilige benzeten Ha1man, beklenmedik iz-divaçlann büyük mutluluklar getlrebildiginden ve bunun tersiItin ~dedogal olarak mümkün olabileceginden söz ediyor. İdeal bir evlilikdüşünülem1yecegi gibi, ideal bir çeviri fonnülünün de olamıyacagınıbelirterek, bt.!.nedenle çev1ı1yi genellemelerden soyutlayıp. nihai birürün. yaratıcı bir çaba olarak degerlendinnek geiektigini vurgu-luyor.

. Hacette~ Üniversitesi Edebiyat Fakültesi ıngilizce Mütercim-Tercümanlık Anabi-lim Dali ögretlm ÜyesI

55

Edebiyat Fakültesi Dergisi

Nasıl tanımlarursa tarum1ansın, çeviri d11ler arası ve kültürlerarası bir aktanm. başka bir deytşle dogaı dildeki bildirimin anlam-sal ve işlevsel eşdegerl1ligfni saglayarak başka bir dogal dile aktar-ma olgusudur. D11ler arası çeviri düzleminde her ne kadar dillerindüzgü birimlert arasında tam bir eşdegerlik söz konusu ohnasa dabildiriler yabancı düzgü birimlerinin eşdegerlt karşılıkları olarakkabul edilmektedir.

Diller arasında tam bir eşdegerliligin olmaması dilsel açıdançevirtde bilgi yttlniine neden oldugu gibi. kültürel-toplumsal neden-lerden dolayı da bilgi yitlmine yol açtıgı bilinmektedir. ~erçektenher dilin kendine özgü bir yapısı vardır. Kaynak dildeki bir bildirierek dildeki bir bildiri biçimine girerken kaynak dildeki düzgügereğ:ince oluşturulan bildirideki ögeler tamamen veya kısmen erekdilde oluşturulan bildiriye yerleşttrilemez veya tam olarak ifade edi-lemez. Bu durum bild1rimin aksamasına. bilgi ytt1mine neden olur.Diller çakışmadığ:ı sürece "bu tür bilgi kayıplanmn giderilmesiolanagı yok gibi görülmektedir. Degışik sözlerin anlamları. kul-lanımları ve işlevlert arasında bir örtüşme varsa ancak o zamanayın sayılabilir. Eşdeger sözcüiderin ise en çok günlükkonuşma di-linde var oldugu varsayılmaktadır.

Eşdeğ:erl1k konusunda "dilbilimsel genel çeviri kuramı dil1n sözdüzeyinde gerçekleşebilecek gücm eşdegerlilik türlerini incelerkenk1m1 durumlarda 1 = 1 eşdegerligın bulunabilecegini. kiminde birögerun eşdegeri için birçok seçenegin olabilecegir11. kiminde hiÇhazır seneçegin bulunmadıgmı. kimi durumda da. ancak sınırlıölçüde bir eşdegerlik bulunabilecegıni belirtir. (Göktürk 1989: 164)

Bu konuda Newmark (l98l) Kültürel, İşlevsel ve betimseleşdegerlikten söz ederken BassneU (1980: 25) Popovic'ten yaptıgı biralıntıda dört tür eşdegerlikten söz etmektedir. Bunlar:

1. Dilbilimsel eşdeğ:erlik (linguistlc equiva1ence)

(Kaynak ve erek dil arasında sözcügü sÖ?-Cügüneçeviri gibi)

2. Dizisel eşdeğ:erIik (paradigmatlc equivalence)

(Dilbilgisi ögelertnde oldugu gibi fllzisel ifade eksenindeki ögelereşdegerliligl gibI)

3. Biçimsel (çevirisel) eşdegerlik (styUstle translational) equiva-lencel (özgün ve erek metindeki ögelerin Işlevsel eşdegerUUgı gıbı)

56

- İsmail BOZTAŞ

4. Metinsel (dizfmse1) eşdegerlik (Textual (syntagmatic) equtvalen-ce) (Metinde dizimsel yapı eşdegerliligi yani biçim ve şekil gibi)

Öte yandan Königs (1985: 29~47) çeviride kaynak ve erek dilarasında birebir sözcüksel bir ilişki veya bir uyuşma yoksa,çevinnen çevirinin geri kalan kısmında yeterli denkligi saglamakiçin bazı zihinsel süreçler kullanacaktır demekte ve kullanılacaks:iireçleri de 1) kaynak dil içi çeviri. 2) erek metin içinde açınılama(paraphrase), 3) erek metlnde açıklama. 4) sihne (deletion) ve 5) ödÜllçalma (bormMng) olarak beItrlemektedir.

Levy (1976) ise çeviride çevrtlmes! güç olan sözcük ve deyimlerinkısaltılma veya çıkartılmasına şiddetle karşı çıkmaktadır.Çevinnenin bu tür yıldıncı. göz korkutucu sorunlara çare bulma so-rumlulugu olduguna inandıgıru belirtmektedir.

Çeviri, "sadece kaynak dil ve erek dil arasında sôzcüksel ve dilbll-gisel bir eşdegerl1k kurabilme becerisi degildir. Ayru zamanda kay-nak dildeki bildiriyi deyiş.. anlam. işlev ve kültürel bakımdan da endogal biçimde aktarabilme becerisidir. Çeviride eşdegerlik sözündenaynı olmak anlamı çıkanlmamalıdır. Zira aynı dilde bile biryazımn iki basınu çogtı zaman aynı degildir. Bu nedenle çeviride tameşdegerlik saglamak hayli zor görünmektedir. Özellikle Türkçe veİngilizce açısından bu iş bir hayli sorunlar yaratabilir. Çünküsözcük varlıgı açısından baktıgımızda İngilizcenin yaklaşık600.000'den fazla sözcüge sahip oldugu halbuki en son TDK'ncayayımlanan sözlüge göre Türkçenin sözcük varlıguun 40~50 bindolaymda oldugu görülmektedir.

Bu nedenle sözcük dagarcıgı açısından çok yoksulolan Türkçeyeİngilizceden çeviri yapmak hayli sorun yaratabilir. Diger taraftanTürkçenin de kendine özgü ses ve imgeleri. nüanslan vardır. Bubakımdan Türkçe bir sôzcügün İngllizcede eşdegerini bulmak da pekkolayolmasa gerek. Örnegin Divan şiiri özelliklerini, Tasavvuf fel-sefesini ve Farsçayı bilmeyen bir çevinnenin "can" sözcügünü life.soul, spir1t. heart gibi sözcüklerden hangisine eşdeger sayacagınakarar vennesi zorluk yaratabtlir. Aynı şekilde Mehmet Ak1fin "canıcananı bütün varunı alsın da hüda" dizesindeki "can" tle YunusEmre'nin "Gelin canlar bir"olalım" diZesindeki "can"ı nasıl çev1recegide ayın şekilde sorun yaratabilir gıbı görünmektectJr.

57

Edebiyat Fakaltesi Dergisi

Yine Türkçeden İngiliz~eye çeviri yaparken özellikle ikilemelerinçevrilmesinde büyük güçlüklerle karşılaşmak olasıdır. ÖzellikleTürkçede anlamı pekiştirrnek için kulJahılan ikilemeler hem düzyazıda hem de şiirlerde çok sık kullanılmaktadır.

Aşagıda verilen bir şiirin İngilizceye çevirisinde ikilemelere tameşdegerllk bulunamayan sözcüklerin ne kadar anlam kaybına nedenoldugu açıkça görülmektedir.

BAŞKABİRŞı-mJ)()QRUKaranlık sokagın başındaİçi pırıl pırıl yanan kahveBen aydınlıgı severim ve işsizllgiDüşünceyi yagmurlu gecede

Arşınlamakda işiIne gelir

YagIDur altında caddeleri

Durup durup bakarım hoşuma gider

. Satıcılann ve çıtaldaİlı:- hali

ANOTHER TOWN

Txanslated by : Ruth Chrlstte

It's dark up the StreetThe cafIee-house alight,i like ligbt and idl1ng.Dreaming and rain at nJght

Ifs my deligbtTo pace the rainy streets,To stop and stareAnd enjoyThe life of street-seller and boy

(Dün ve Bugün ÇeVIrI 1985ldtap 2)

58

-

ısmail BOZfAŞ

Çevinnen şiirin ilk dört dizesinde biçim olarak dize sayısını ko-rurken Ikinci kısımda b~ özen göstermemIŞtir. İlk dörtlükteld Ild-.leme pınl pınllngilizceye allglıt. IkJnCl dörtlükteki durup durup 1kJ-lemes1lse to stop olarak aktarılnuştır. Halbuki Türkçede bu Ikilemebir duraganlık Ifade eder. Görüldügü gibi şlirdeld lkilemelerin özgünmetnin okuru üzerinde yarattıgı etkiyi çeviri metnin çeviri okuruüzerınde yaratabilmiş olacagını savunmak bir hayli güç görünüyor.Gerek göstergelere verilen anlamlar. gerekse göstergelerin sözcüköbeklerı ve tümcelerin düzenlenışı açısından olsun tamamen özdeşiki dilin olmayışı nedeniyle diller arasında mutlak bir eşdegerUksa.glamak olanaksız oldugundan yukan~a belirtilen şlirdeld Ikile-melerin çevirlsinin_ de çok büyük anlam kaybıyla İngilizceyeçevrilmeslni bu sürecin bır sonucu olarak gönnekteyiz. Yapılan. sap-tamalar bilgı yetimlne yol açan nedenlerden birinin salt dilselkökenli oldugunu göstermektedir. Bu konuda Vardar (l990: 99)gerçekten her dil kendine özgü bır düzen sunar. dış gerçegı ya dagöndergeleri. bunların oluşturdugu evreni özgül bır biçimde yorum-lar, bölümler, kavramlaştmr. dizgeleştirlr demektedir.

Çeviride bu kayıpları en aza Indirgemek çevirmenin en fazla özengöstennesi gereken bir görev olmalıdır.

Çevirlde kültürel-toplumsal etkenlere gelince: her toplumun ken-dine özgü bir yaşayış. düşünce tarzı. bir uygarlık geçmişi ,v~dır. Dilded1gimiz olgu Ise toplumlarda bu ortam ıçınde gelişir, işlevini yeri-ne getirir. Bu nedenle de degişik kültürler, degişik düşünce ve duygu-lara"sahlp kişiler yaratırlar. Vardar'ın da (1990: 99) belirttigl gibi herdil belli bir ekin ve uygarlık çevresınde. belli bır toplumsal ortamdaişlevini yerine getirir, bu etkenlerle yogrulur sürekli olarak. Ekin-sel-toplumsal olgulardan kaynaklanan degerlerle yer alır toplum bl-liClnde. kendine özgü bır düşünce ve duygu kahbı sunar bireylere.Onun ıçın, diller yalnız iç yapıları bakımından degll. dış ortamlanaçısından da birbirinden aynlır. Bilgi yitimine yol açan. Çeviriyigüçleştiren engeller bu düzlemde de çevinnenln karşısına dikilir.

Ancak diller arasında kültürel köken birligi ve paralel bir gelişmesöz konusu ise, bunun çevirlde bilgi yitimi sorununu azaltaca.gısöylenebilir. Öyleyse İngilizce ve Türkçe gibi birbirinden çok farklıiki dil araSlnda yapılan çeviride de belirtilen nedenlerden dolayıbilgi yttlml olgusu kaçırulmazdır. Omegm. Türk kültümnde var olan

59

Edebiyat Fakültesi Dergisi

"Allah razı olsun", ''başın sagolsun", "Allah ganı gani rahınet eylesin"gibi deyişleri bilgi ylUmi olaksızIn İngilizceye çevirmek olasıgörünmemektedir.

Olaya ilettş1msel-eşdegerlik açısından baktIgımızda, bir dile yada kültüre özgü apayrı konularla içertklerin, amaç dilde seslenilenokurun, en kolay anlayabilecegi bir biçimde aktanlması gerekir.Ömegin İngilizce bir metindeki "fish and chips"in İngilizgündelikyaşama kültürü içindeki, bütün ülkeye yaygın yert ile sıruf belirleyi-ci çagnşımı, Türkçeye "köfte ekmek" deyimiyle çevrilmesiyle kul-larumsal eşdegertni bulacaktır. (Göktürk 1986: 87)

Tüm belirtilenlerden anlaşılacagı gibi eşdegerllligin degişikögelere bagh çok yönlü bir kavram oldugu görülmektedir. Koller,(Göktürk ,1986: 76) çeviride beş tür eşd.egerl1likten söz etmektedir.Bunlar: 1) Düzanla..'llSal eşdegerl11tk, 2) Yananlamsal eşdegerl11tk, 3)Metin türü gelenek.1erlyle ilgilI eşdegerlilik 4) Dil kullanımsa1eşdegerlilik, 5) Biçimsel eşdegerliltktlr. Burada çevirmene düşengörev hangi tür eşdegerliligin hangi metlne uygun olacagına Iyi kararverip dogru ve yerinde kullanabilmesidir.

Çeviri bir diger açıdan anlama ve anlatma olayıdır. Ma1colmMarsh (1987: 23-30) çeviriyi anlama ve anlatmayı içeren iki bölümlübir işlem olarak tanımlamaktadır. Anlama, farklı anlamdüzeylertni algılayabilmek ve bunun metnin baglam alanı ilebagdaşılırııgını kavrayabilmek için kaynak dilde derın bir bilgiyesahip olmakla gerçekleşir. Anlatına ise, amaç dilde dogru olarak neanladıgımızı mümkün oldugunca dogru olarak aynı biçimde, erekdilde yeniden yaratabilme becerisidir. Marsh ayrıca anlamada dörttür anlam olayından söz etmektedir. Bunlar: 1) Dilbilimsel anlam 2)Kavramsal anlam 3) Edimsel ve sözbilimsel anlam 4) Küıtürel-toplumsal anlamdır.

Görüldügü gibi çeviri edimi sam1dıgından daha zor ve açıklan-ması güç karmaşık bir olgudur. Şimdi bu karmaşık olgu içindeçevtrmene düşen görevleri görelim:

ÇEVİRMEN

Bugün 20 yıl öncesine kıyasla İngiltere'dekibüyük ştrketler ve ku-ruluşlanıı uluslararası 1llşkilerlne egitiml! çevtnnenler görev yap-

60

ısmail BOZI'AŞ

maktadırlar. Fakat 20 yıl önce bu meslege girenlerin hemen hepsişans eseri içevirmenlik yapmak iÇin meslege ginniş olanlardanoluşuyordu:

Günümüzde geçimlerini sadece çevinnen olarak saglayan insansayısı hakkında saglıklı bir tahmin yapmak güçtür, ama bu sayırunoldukça az oldugunu söyleyebiliriz. Yine bu çevlımenlerin çok azırungerçekten çevtnnen olarak yetiştiklerini veya egitimli çevinnen ol-duklannı söylemek hayli güçtür. (Verrinder 1983: 27-33) Fakatçagımızın çeviri Çagı oldugunu düşünürsek bu meslegin ne kadarönemli oldugu meydana çıkmaktadır. Bazı degişmelere tanık olsakda. bugün bile bu meslege gereken önemin veıildigini söyleyebilmekiçin çok iytmser olmak gerekir.

Nerede çalışırlarsa çalışsınlar çevirmenler bilgi ve becerilerinigeliştlrmeye, güncel gelişmeler ile uzmanlık alanlanndak! gelişme-leri izlemek için diger çevinnenlerle ilişki kurarak kendilerinisürekli yenilerneye gayret etmek zorundadırlar.

Çevinnen. kaynak metinle, alıcısı her kim olursa olsun erekmetin arasında bir aracıdır. Çevinnen,sadece iki dm bilen biri degtl,ayın zamanda iki kültür arasındaki güçlükleri yenerek anlamaktanmı yapan kişidir. (B. Hatim 1990: 224-225)

İşte bu nedenle çevinnen her iki dilin kültürünü çok iyi tanımalı,eger tanınuyorsa bu eksikligini gidenneye istekli ve hazır bir kiŞiolmalıdır. Hepsinden daha önemlisi çevinnenin kaynak dili doyu-rucu bir biçimde bilmesi ve erek dil üzerinde de tam bir denetimesahip olması gerekmektedir.

Çevirmen. yalnızca iletinin. açıkça ortada olan içerigini anla-malda kalmamalı, ince anlam ayınınlanm, sözcüklerin anlamlı.coşkusal degerlerini ve iletinin "tadını ve ruhunu" belirleyenbiçernsel özelliklerini de kavramalıdır. Ayrıca çevtrmen hem kay-nak dilin hem de amaç dilin işlevlerini iyi bilmek zorundadır. Yanimetindeki dil işlevinin anlatırncı mı (expressive), bilgilendirici mi(infonnatlve), yoksa yönlendirici mi (vocative) olup olmadıgınıayırtedebilmelidır. (Yurdanur Salman 1987: 101 Nida'dan alıntı.)

Çevtrmenin kaynak ve erek dm genelolarak bilmesi de yeterlidegildir. örnegin Türkçe bilen bır kişi Türkçeyi iyi bilebilir, ama uz-manlık alam degtlse bır ekonomı veya kardlyoloJI alamnda biç bilgı

61

Edebiyat Fakültesi Dergisi

sahibi olmayabilir. Öyleyse çevinnen kaynak ve erek dilin yanındaçeviri yapacagt alan hakkında da geniş bilgiye sahip olmalıdır.

Çevinnende bulurunası gereken diger bir önemli özellik de sezgilibir kişi olması ve yazımsal anlatım yetisine sahip olmasıdır. Sonolarak Vardar'ın (1990: 100) da belirttlgi gibi çevirmenin amacı dille-rin aynlıgım bildirimi aksatmayacak bir düzeye indirerek erek bil-dirinin kaynak bildiriyle eşdegerliligini saglamak olduguna göreüretici-dönüşümsel dilbilgisi ömeginden esinlenerek saptamalı.böylece daha geçerli çözüin1ere dogru yol almalıdır. Yani kaynakdilin yüzeysel yapısından. gerçekleşmiş tümce ya da bildiriden kal-karak derin yapıya mantıksal anlamsal temel alanlara inmek.sonra da bundan kalkarak erek dilin eşdeger yüzeysel yapılannaulaşmak gerekir. Bu iki işlemden birincisi anlama sürecine ikincisiIse anlatına sürecine iliş!dndir. Gerçekten de amaç yalnızca bildiriyiçözmek ya da anlamak degiı. aynı zamanda. anladıgtnı yenidendüzgülemek'. uygun biçimde anlatmak. derin yapıdan erek dilinyüzeysel yapısına geçerken dilsel düzenegin gerektirdigi dönüşüm-leri yapmaktır.

Sonuç olarak çevinnenin her iki dili ve o dillerin kültürletini iyibilmenin yanısıra sezgili ve aktarırn yetisi olan bir kişi olması gere-kir.

Çevinnen yabancı dili ve o dilin külürünü ne kadar 1yi bilse de o

dil karşısında yine de bir yabancı olarak kalacak. en azından bu duy-guyu taşıyacak ve kendini çok rahat hissetmeyecektir.

Şimdi de dilbilim ile çeviri çevinnen ilişkisine biraz deginel1In:

DiLBiLIM

Newmark (1981: 5) çeviri 'kuramım dilbilim ve karşılaştınnalıdilbilimin bir kolu özellikle anlambilimln bir yönü olarak göıüyor

ve tüm anlam sorunlanmn da çeviri kuramı ile ilgili oldugunu belir-tiyor. Öte yandan Vardar (1981: 172-173) çeviribilimi dallararası biretkinlik alanı ve uygulamalı dilbilimin çok verimli bir araştırma,düzlemi olarak niteliyor. Bu nedenle çevitinin çevirn1enle. bir başka

62

.

ısmail BOZI'AŞ

uygulamacı olan ögretmen dışında, dilbilimCiyi ve göstergebilimciyide ilgilendirdtgtni belirtiyor. İşte dilbilimin başhca görevi, dil bi-rimlerinin ilkeleline uygun bir kuramlaşbnna gerçekleşttnnektfr.

Dilbiliınin yanısıra bildirişim kuramı, toplumdilbilim, ruhdil-bilim, deyişbillm, yorumbilim, edimbilim vb. dallar göstergebilinileel ele vererek kendilerine özgü kuram1ann ışıgım bu alana saçarlar.

Kocaman (1992: 31-34) çevirfde eşdegerlikten söz ederken dil yeri-ne metin eşdegerl1ginden söz etmenin daha akılcı olacagından bah-setInekte ve metinde eşdegerUgin sagıanması açısından dilbiliminbHgi kuramından ôdünçledigi artıklık (redundaney) kavramının daöneminin büyük oldugunu belirtmektedir. Kocaman artıkhgı, bildi-rinin anlaşılması için metnin gereginden çok bilgi içermesi olaraktanımlamaktadır. Çagdaş dilbilimin betimlemecllik, nesnecilik,kapsayıcılık, tutarlıık türünden temel ilkelerinin çevirieleştirisinde ve çeviri ögretiminde oluşturulacak ölçülere yardımıolaeagını belirtmektedir.

Göktürk (1989: 165) ise dilbilimci yaklaşımda, kullamnalık me-tinler (pragmatic text) çevirisinde dilbilimin, yazınsal metinlerçevirisine de yazınbilim ile dilbilimin, aynca yorumbilimin yolgösterici olacagını vurguluyor.

Tuncer (1988: 90-95) dilbilimsel yaklaşımların çeviri ile ilgisin-den bahsederken yapısal anlambiliınin anlamı biçimden soyutla-maya yardım ettigi, ancak bunun da ruhbilimsel ve metinbilimselyaklaşımlarla desteklenmesi gerektlgini belirtiyor. Sözdizimselyaklaşımlardan işlevsel-tümee çözümlemesinin biçimle metinselanlam arasında bagınb kurdugundan çevirtye yararlı bir biçimdeuygulanablleeeginden söz ediyoc.. Ayrıca söz-eylem kuramınm,sözcükleri ve bu sözcüklerle gerçekleştirdlgimiz edımleri bagmtılıkıldıgı için yararlı olacagını vurguluyor. Gerçekten de söz-eylemkuramı metnin tutarlılıgını dilsel ögelerin birbiriyle ilişkisindedegil sözün kullanıldıgı baglamm bırliginde aradıgı Için" önemkazanıyor.

Sonuç olarak bugün Batıda çeviri egitimi veren birçok kurumdaders programlanncta yer alan genel dllblllm, toplumdllblllm, an-

63

Edebiyat Fakültesi Dergisi

lambilim, ruhdilbilim, metindilbilim ve karşılaştınnalı dilbilimgtbi derslerin tek başlanna çeviri gibi çok yönlü ve karmaşık bır ol-guyu çözümlerneye güçleri yetmese bile çevirinin bir bilim olmasınabüyük katkılar saglayacagını unutmamak gerekir. Çeviri ögretimi,ussal ve bllişsel bir süreçtir ve dilbHlm bunun araçlarınısaglayabillr. Bu nedenle dilbillmin teknik ve yöntemleriyle ussalsavlanil ve sezgilerin başan ile kullanılmasında çeviri ögretim veuygulamasında çevırinin bir billm olmasına. b.üyük katkılanolacagını vurgulamakta yarar görüyoruz.

Kaynakça

1 &sneU Mc Guire, Susan, Translation Studies 1980, s. 25.

2 Cemal Ahmet, "ögretirndeAmaç ve Araç Olarak Çeviri"Türk Dili çeviriSorun1an Özel Sayısı, 1978, s. 322.

..

3 Dün ve Bugün çeviri. B.S,F., 1985 kitap 2, s, 68~69.

4. Göktürk Akşit. "Bilimsel Çeviıi Kuramı" Sözün ötesi, 1989. s. 164-165.

5 Göktı1rkAkşlt. Çeviri Dlllerlnln Dili, 1986, s. 86-87.

6 'Halman Talat. "Türkçe'den İngilIzce'ye Yazın ÇevirisI Üzerine" Metisçeviri. 1991 sayı 16, s. 13-15.

7. Hatlm, B. Discourse and the Tnuıs1ator, Langman 1990, s. 224-225.

8 Kocaman Ahmet, "Çağ:daş Dilbilbn ve Çeviri Kuramı" Metis Çeviri. 1992sayı 18, s. 31-34.

9 Kon1gs, G. Frank, ''Translation insıde and outside the Teaching Context:The text as a starting point. "Translation in ~oreign ı.angu.ageTeaching and Testing, gnv, 1985.

10. Levy, J. "The Translation ofVerbal Art", Semiotics of.Art. MIT Press.1976.

11. Marsh, Malcolm, 'The value of Li L2 Translation on undergraduate cour-ses in Modern. Languages" Translation in the Modem LanguageDegree (eds. Hugh Keith) 1987, s. 23-30.

12. Newmark, Peter, Approa.ches to Translation, Pergaman Press, 1981.13. Newmark Peter, A Textbook of Trans1atlon, Prenlice Hall, 1988.14. Salman. Yurdanur. "çevinnenin Görevi" Metis Çeviri, 1987 sayılı, (E.

Nida'dan ÇevIrI). s. ıol.

lsmaU BOZfAŞ

15. Tuncer. Hasan Cavit "Bir ÇeVirmen Dilbilimine Ne Kadar Gerek Duyar"Meda Çeviri. 1988 Sayı 4, 8. 90-95. (paul Kusmaul'dan ÇeVIı1):

16. Vardar. Berke. "Çeviri Konuşmalan" Yazko Çeviri 1981, sayı 2.8.--172-,173-

17. Yardaro Berke. "DilbilimAçısından Çeviri" Meda Çeviri, 1990 sayı ll, s.99-100.

18. Verrinder. Jeremy. 'Who are Translators?" The Tranmtor'. Hand-book. Asiib;{eds. Catriona Picken) 1983. 8. 27-33.

65

",",'.