Ceee Dergisi

22

description

Çiğli Cahide Ahmet Dalyanoğlu İlköğretim Okulu, 4C Sınıfı Gazete Çalışması, Gazete Adı: Ceee, Hazırlayan: Nursen AYDIN

Transcript of Ceee Dergisi

Page 1: Ceee Dergisi
Page 2: Ceee Dergisi

Çocukluğumu hatırlıyorum. Henüz yedi yaşındaydım. Bahçeli bir evimiz ve o bahçenin içinde aklınıza

gelebilecek her türlü mey-ve ağacı olan bir bahçe. Sık

sık çimenlere uzanıp gökyüzüne dalar ve bir gün kara tahtanın başında elimde tebeşir ders anlatırken görür ve o yedi yaşındaki minicik kalbim heyecanla çarpardı. Tıpkı sınıfa her girişim-de kalbimin heyecanla çarptığı gibi. Çocukluğuma dair anlatacak çok hikayelerim var sevgili yavrularım. Oyunla büyüdüğümü anımsıyo-rum. Dizlerimde yarasız tek bir yerin olmadığını. Ağaçlara tırmanabildiğimi, salıncaklarda sallandığı-mı, futbol oynadığımı, körebe, saklambaç, yedi ku-le, çelik çomak… biz düştük mü annelerimiz kız-mazdı. Üstümüzü kirletmekten de korkmazdık. Oto-matik çamaşır makinelerimiz yoktu ama annelerimi-zin pamuk elleri vardı. Biz hiç birbirimizle kavga etmezdik. Oyunda mızıkçılık yapmak nedir de bil-mezdik. Küfür ettik mi ağzımıza bir avuç acı biber doldururlar, üstelik şeker ya da su da vermezlerdi. İçimden şu sözleri haykırmak geliyor. “Haydi ço-cuklar, korkmadan sokaklara çıkın. Oyun oynayın, kımıldayacak haliniz kalmayıncaya kadar. Kirletin hiç eskimeyen kıyafetlerinizi. Dizleriniz kanasın, pantolonunuz yırtılsın. Doya doya gülün. Oyunda, neşe var, kahkaha var, mutluluk var. Kendinizi bula-bileceğiniz kendiniz olabileceğiniz tek yer orası. Ve dahası sizinde bizler gibi çocukluğunuza dair anıla-rınızın olacağı tek yer orası.

Veda edin haydi bilgisayarlarınıza, playstationlarınıza, televizyonlarınıza... Yapacağınız tek şey ‘kapat’ düğmesine basmak haydi çocuklar oyuna…

NURSEN AYDIN 4C Sınıf Öğretmeni

 Bu yayın  

Çiğli Cahide Ahmet Dalyanoğlu  İlköğretim Okulu Sosyal Etkinlikler   

kapsamında basılmıştır.   

Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Sezai KURTOĞLU 

 Sorumlu Müdür Yardımcısı 

Oktay ESGİN  

Yayın Yönetmeni Nursen AYDIN 

 Yayın İnceleme Kurulu 

Cemile Değişmez Fatma Nergiz ARSLAN 

Gülümser EŞKİ Sevgi DEMİRCİOĞLU 

Nursen AYDIN Dila DESTİCİOĞLU Murat KORKMAZ 

Elçin YILDIZ Eren Ekin KIRAN Gizem KAYA 

 Dizgi‐Baskı … Matbaa 

 *Öğrenci yazıları dışındaki  yazıların sorumluluğu yazara aittir. Dergideki yazılar kaynak  gösterilerek başka 

bir yerde kullanılabilir.   

Basım Tarihi 23 Nisan 2012 

Bandrol Uygulamasına ilişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5. Maddesinin 2. fıkrası Çerçevesinde 

Bandrol taşıması zorunlu  değildir.  

  Bu dergi 13.01.2005 tarihli ve 

25699  sayılı gazetede yayınlanan “Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim ve Ortaöğretim  Kurumları  Sosyal Etkinlikler  Yönetmeliği”ne göre çı‐

karılmaktadır.   

Page 3: Ceee Dergisi

OYNAMAK İSTİYORUM ÖĞRETMENİM Kırlarda koşup Yakalanbaç, saklambaç oynamak Coşup, eğlenmek istiyorum, Oynamak istiyorum öğretmenim. Güzel bir doğa Kim istemez ki burayı? Yaz kış demem bakarım keyfime Oynamak istiyorum öğretmenim. Her zaman oyun değil Biraz derste gerekir. Ama kendimi tutamıyorum Oynamak istiyorum öğretmenim. Tuana ÖZTÜRK

DOYASIYA OYUN

Oyun oynamak

Her çocuğun ihtiyacıdır.

En güzel oyun

Özgürce koşmaktır.

Eğer mevsimden bahar ise

Piknik tekrar gelse

Bir elimizde top, bir elimizde ip

Gülsek eğlensek, fotoğraf çekip

Özge DAĞISTAN

CANIM ÖĞRETMENİM Çiçek açar gönlümüz, Sevgi dolu yüzünüz, Tatlı tatlı gülümsersiniz, Dersinizi seversiniz.  Bazen yorulursunuz, Bazen hasta olursunuz. Sevgiyi her zaman paylaşıp, Mutlu olursunuz.  Siz en iyi öğretmensiniz, İnsanlara yardım edersiniz, Sizi herkes çok sever, Canım öğretmenim. 

Neslican GÜLER

Page 4: Ceee Dergisi

Canım yavrularım; Bundan 4 yıl önceki haliniz geldi gözlerimin önüne. Mi-nicik elleriniz, ürkek bakış-larınız ve gülümseyişleri-niz. Sizinle bundan tam dört yıl önce bir yolculuğa baş-

ladık ve bu yolculuk henüz biz hazır değilken bitecek. Erken biten bir yolculuk bizimkisi.

Bitmesini istemediğimiz. Ve yeni yolculuklara gebe yarınlarımız. Canım yavrularım; önünüzde koskocaman bir hayat var. Size tavsi-yem, her yaşınızı olması gerektiği gibi yaşayın. Çocuk yaşınızda bü-yük gibi davranmayın. Ama büyüdüğünüzde de içinizde ki çocuğu asla kaybetmeyin. Hiç kimsenin içinizde ki çocuğu yok etmesine gü-lüşünüzü çalmalarına izin vermeyin. İçinizde ki çocuk ve hayata gü-lümseyişleriniz sizin rehberiniz olsun. Ve sakın hayallerinizden vaz-geçmeyin. Hayal hırsızlarını hayatlarınıza sokmayın. Koskocaman bir hayat var önünüzde. Pırıl pırıl bir gelecek. Yanlış yapmaktan korkmayın. Yanlışlar olmadan doğruları bulamazsınız. Doğru bildiği-nizi savunmaktan da korkmayın. İnsanlarla iletişiminizde tutarlı dav-ranın. Karşınızdakini anlamaya çalışın. İnsanlara ve hayata gülümse-yin. Gülümsemek en çok yakışan bir mimiktir insanoğluna. Güldüğü-nüzde gözlerinizde ki ışığı insanların görmelerine izin verin. Kim bi-lir bir gülümseyişiniz bir insanın gününün güzel geçmesine sebep olur. 1995 yılından beri hayatıma iki yüze yakın öğrenci misafir oldu. Sizlerde o kervanın içine dâhil oldunuz. Sizlerde benim misafirim ol-dunuz. Sizlerle birlikte başarıdan başarıya koştuk. Çok güzel çalış-malara birlikte imza attık. Biliyorum ki yıllar sonra her biriniz bulunmuş olduğunuz alanda en iyi olacaksınız ve ben tıpkı bugün nasıl gurur duyuyorsam o günde aynı gururu yaşayacağım. Bu geçici ev sahipliği yapan bir öğretmen için “Misafirlerimi iyi ağırlamışım” anlamına da gelir. Şimdi gözleriniz gözlerimin önünde, pırıl pırıl parlıyorlar. Işığınız hiç kaybolmasın canım çocuklarım. Sizi büyük harflerle SEVİYORUM. Nursen AYDIN, 4/C Sınıf Öğretmeni

Page 5: Ceee Dergisi
Page 6: Ceee Dergisi
Page 7: Ceee Dergisi
Page 8: Ceee Dergisi

Ben bir çocuğum öğretmenim.

Pamuktan bir kalbim var benim. Yaşım daha 10.

Küçücük ellerim var, elinizi tutmak için. Ben bir çocuğum öğretmenim. Eğlenir,

oyunlar oynarım hayal dünyamda. Köpeği uçurur, kuşu havlatırım ben orada. Sek sek

çizerim yere, zıplayıp dururum "Zıp zıp zıp!..." Hayallerim var benim öğretmenim. Güneşe

merdiven dayar, çıkarım yanına, oyun oynamaya. Geceleri de aya... Tırmanırım yıldızlara basa basa. Şarkılar söylerim arkadaşlarımla. Kelebeklerin beni

kollarımdan tutup gökyüzüne çıkartmalarını isterim. Renklidir benim dünyam öğretmenim.

El ele tutuşmak, barış dolu, renkli bir dünya isterim. Yaşamayı severim ben öğretmenim.

Oyun oynamayı birlik beraberlik kurmayı, renkli bir dünyayı... Ne de olsa,

"BEN BİR ÇOCUĞUM!" öğretmenim...

Dila DESTİCİOĞLU

Page 9: Ceee Dergisi

Benim canım okulum En güzel bilgileri verdin bizlere Neşe ile doldurdun içimizi İyi yetişmemizi sağladın Mutluluktan uçurdun Okuma yazma öğrendik seninle Kuralları sevgiyi saygıyı öğrendik Umutlandık sayende Lider oluruz belki ileride Unutmayacağız canım okulum Mutluluğa ilk adımım Canıma can kanıma kan Aştığım her zorlukta Herkes gurur duydu benimle İyi ki vardın hayatımda Düşlerimde hayalimde En güzel duygularda Aklımda kalbimde Hep seni seveceğim Mutlulukla anacağım Ellerimde çiçekler Tüm öğretmenleri sevgiyle öpeceğim

Batuhan BAĞCIVAN

Page 10: Ceee Dergisi

            

Atatürk Türk milletine çok şey kattı.  Özelliklede kadınla‐ra… Atatürk olmasaydı, şimdi kızlar okuyamazdı. Kadınların hakları olmazdı... Kadınlar seçim yapamaz ve seçilemezlerdi. Meslekleri olmazdı. Dışarıya bile zar zor çıkarlardı. Atatürk birçok yenilik yaptı. Örneğin; kadınla‐ra seçme ve seçilme hakkı, şapka dev‐rimi, Latin alfabesi vb. Aynı zamanda Atatürk, gençlere milli bayramlar da verdi. Mesela; 30 Ağustos Zafer Bayramı, 23 Ni‐san Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gi‐bi. Aynı zamanda bizim gibi çocukları da çok severdi... Hatta evlatlık çocukları vardı Atatürk'ün... Sabiha GÖKÇEN... Atatürk'ün çok sevdiği manevi kızıydı... Hatta Sabiha GÖKÇEN ilk pilot kadındır... Biz de emeğine 

saygı duyalım. Bayramlarımızı koruyalım...  

İrem YAROĞLU  

İLK KADIN PİLOTUMUZ: SABİHA GÖKÇEN 

Page 11: Ceee Dergisi

Arabalardan bahsetmek için ilk önce motorlardan başlayalım. En güçlü mo‐tor, çift karbüratörlü motordur. Motorlar araba fabrikasında çok nazikçe yerleştirilir. Çoğu spor araba motoru arkada olur. Kapılar ise bir güç ile açılır. Düşünürsünüz, kapıların içinde ne var. Kapıları açacak demir sistemler. Ara‐baların iskeleti içinde hiçbir elektrikli sistem yoktur. 2012 arabalarında ise çok özel sistemler vardır. Emniyet ke‐merleri ilk kez Volvo araçlarında kulla‐nılmıştır. Camlar diğer arabaların üs‐tünden geçip sektirdiği taşların araçta‐ki kişilere zarar vermesini engeller. Eg‐zozlar arabaların yakıtları dumana çe‐virdiğinde dumanın çıkmasını sağlar. Motorlar çok karışıktır arabanın kapu‐tu olmasa aracın dış görüntüsü bozulur. Air‐bag hava yastığı demektir. Kaza‐larda bizi büyük tehlikelerden korur. ABS ise biz bir kere frene hızlı basın‐ca araba bizim yerimize birden fazla fren yapar. Lastikler ise aracın yol boyunca ilerlemesini sağlar. Lastikler arızalanırsa (patlama ya da inme vb.) aracı kullanamayız.   

          

 MURAT KORKMAZ                                                                                                     

Page 12: Ceee Dergisi

Daha 10 yaşında bir çocuğum. Her çocuk oynamayı sever. Hem de hiç oyuna doy-madan. Her çocuk büyümeyi ister hem de hemencecik, çabucak. Büyüyünce de ço-cuk olmayı istermiş. Her yetişkine, “Çocuk olmayı ister misiniz?” diye sorarsanız... Genellikle “Evet” cevabını alırsınız.

Çocukluk yaşamın en güzel bölümü-dür. Çünkü çocukken parka gidip oy-narsınız. Hiç bitmesin isteriz güzel oyunların. Ne istersen olur, alınır he-mencecik. Yorulsan hemen kucağa alı-nırsın, ağlasan avutulursun hemen. Has-talansak annemizin gözüne uyku gir-mez başımızda beklemekten. Ama ye-tişkinken kaydırakta kaymanın, salın-cakta sallanmanın biraz garip olduğunu düşünmez misiniz? Çocukken büyük olmak hep bir özlem bizlerde, galiba büyüklerde de çocuk olmak hep bir hayal. Diyelim ki 10 yaşlarında bir çocuk fabrikada işçi! O ağır işleri yapıyor. 35 yaşlarında yetişkin ise parkta sallanıyor! Garip değil mi? Galiba her şey zamanında güzel.

Kısacası çocuk olmayı herkes ister. Ama herkes çocukluğunu doyasıya yaşayabilir mi bilmem. Her çocuk doyasıya yaşayabilmeli çocukluğunu. Hiç kimse çocukluğundan vazgeçmesin!

Baha AYDOĞAN

Resim: Elif Sena ALKAN

Page 13: Ceee Dergisi

Küresel ısınma var eyvah eyvah! Buzullar eriyor, Penguenlerin nesli tükeniyor. İçim yanıyor durmadan. Suları biz tüketiyoruz durmadan, Boşa akıtarak. Suları biz bitiriyoruz bilinçsizce, Eyvah eyvah! Bilinçli olalım, Çevremizi uyaralım. Dünya yok oluyor, Bizim yüzümüzden. Hem yapıyor, hem korkuyor, Gözlerimiz doluyor, Git Dünyamızdan haydi git! Git git çekip git. Dur artık bitsin bu kabus, Penguenler ölüyor, Nesilleri tükeniyor. Hop dedik küresel ısınma, Döktüğümüz bunca gözyaşı yeter ama! Elçin YILDIZ

Page 14: Ceee Dergisi

1.Okulumuzla ilgili neler düşünüyorsunuz? "Okulumuz hedefleri olan öğrenci ve öğ-retmenlerin bulunduğu ve işini, mesleğini, öğrencilerini seven öğret-menlerin olduğu bir okuldur ve velileri-mizin pek çoğu da çocuklarıyla ilgileni-yorlar." 2.Okulumuza geldiğiniz günden bu güne kadar okulumuzda ne gibi de-ğişiklikler oldu ve ileride ne gibi değişiklikler olacak? "Okulun fiziksel ve teknolojik olarak ek-

sikleri oldu ve gidermeye çalıştık. İleride beden eğitimi salonları ve bahçeler-de oyun alanları yapmaya çalışıyoruz." 3.Kütüphanemizin değişmesinden bazı öğrencilerin haberleri yok. Ve her sınıfın bir derste kütüphaneye giderek kitap okumaları mümkün mü? "Kütüphanemizde kitap okumaları mümkün-dür ve kütüphanemizi bilişim teknolojileri sı-nıfıyla birleştirmeyi düşünüyoruz." 4.İleride okulumuz için neler planlı-yorsunuz? "Bahçenin oyun alanı gibi düzenlenmesi, soyunma odası ve spor salonu,velilere ço-cuklara ile iletişimlerini güçlendirecek semi-nerler, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri yapmayı planlıyoruz. Ayrıca okul olarak tam gün eğitime geçerek bu tür faaliyetleri daha kolay gerçekleştirebiliriz."

5.Bayramlarda ve okulumuzun şenliklerinde yarışma ve ya göste-riler arttırılacak mı? "Bazen bayramlar için oyun ve gösteri-lerin uzun olmasını tercih etmiyo-ruz.İklim şartları elverdiği sürece bay-ram havasına daha çok etkinlik katabili-riz."

Page 15: Ceee Dergisi

6.Geçmişe göre okulumuzun başarı oranı nasıl? Neden? "Genel olarak okulumuz başarılı bir okuldur ve başarısı devam edecektir. Okul olarak öğrencilerin sınavlardaki başarısından çok hayattaki başarılarının yük-sek olmasını umut ediyoruz." 7.Diğer okullara kıyasla okulumuzun başarısı nasıl? "Diğer okullara göre iyiyiz. Dediğim gibi bizim için sadece sınav başarısı önemli değildir." 8.Okulumuzdaki öğrencilerin başarısından dolayı madalya veya ku-palar veriliyor. Geçen yıllara göre verilen kupa ve madalya sayısı az mıdır? "Az değil ama çok da değil." 9.Kantinde satılan yiyeceklerin çoğu şeker tarzı yiyecekler. Bir ara-lar artık kantinde böyle şeylerin satılmayacağı söylendi. Siz bu du-rumla ilgili neler söyleyeceksiniz? "Böyle şeylerin satılmasını önleyemeyiz. Bunun için bilinçli olunmalıdır." 10.Topladığımız kapaklardan kaç tane engelli kardeşimize tekerlek-li sandalye yardımında bulunduk? "Şu anda topladığımız kapaklar 250 kg’ı geçti ve ileride tekerlekli sandalye alınacak." 11.KİPA fişleri toplamıştık. Peki, bu fişlerden okulumuza kaç TL hediye çeki verildi? "2.000 TL’lık hediye gelecek oku-lumuza." 12.Başkentimizden başlaya-rak illerdeki okullara tablet PC verildi. Bizim okulumuza ne zaman gönderilecek? Ha-beriniz var mı? "Haberimiz yok. Bakanlıktan he-nüz haber gelmedi." Röportaj: Yâren Naz SARI ve Dilâ DESTİCİOĞLU

Page 16: Ceee Dergisi

Teknolojinin yararları olduğu gibi zararları da var‐dır. Teknolojinin ne kadar radyasyon yaydığını bili‐

yor musunuz? Tahmin ede‐meyeceğiniz kadar çok... Öncelikle teknolojinin en büyük faydası insanların ha‐yatlarını kolaylaştırmasıdır.  Bunun en büyük örneğini iletişim alanında görüyo‐ruz.Herhangi bir sıkıntı anın‐

da ulaşacağımız kişilere ses iletişimindeki gelişme‐den ötürü anında ulaşabiliyoruz.  Ne mi ? Tabii ki telefon... Teknolojinin diğer bir faydasını ve yine en büyük yararlarından birisini , sağlık alanında görüyoruz; sağlık alanındaki teknolojik gelişmeler gerçekten baş döndürücü seviyeye ulaşmıştır. Örneğin ölüm‐le burun buruna gelen bir kişiye küçük bir elektrik şoku verilerek (bu sahneyi filmlerde görmeyeniniz yoktur) kalbin durması engellenebiliyor. Bunun yanı sıra, yine sağlık alanındaki teknolojik gelişmelerden ötürü, insanın kanı ve hastalıkları çok kolay ve hızlı bir şekilde inceleniyor ve hastalık teşhisi  çoğunlukla isabetli olarak koyulabiliyor. Bunlara benzer olarak teknolojinin sağlık alanın‐daki yararları uzatılabilir. Teknolojinin en büyük yarar alanlarından biriside, güvenliktir. Güvenlik kamera sistemleri ve hırsız alarm sistemleri ile insanların, bankaların işyerleri‐nin güvenliği sağlanmaktadır. Hatta hırsızlık girişimi olduğu anda ayarlanan cep telefonunu güvenlik sistemini arayarak haber ver‐mektedir. Ayrıca TV, radyo artık herkesin bildiği şeyler oldu‐ğu için bunları anlatmaya gerek yoktur. Fakat bu alanlarda da teknoloji kabına sığmamış ve yeni ye‐ni yararlı projeler geliştirilmiştir. Örneğin artık TV de kendi listenizi oluşturup istediğiniz müziği din‐leyip , filmi seyredebileceksiniz. Ayrıca bir prog‐ram vaktine yetişemiyorsanız, TV’nizin bu progra‐mı kaydetmesini sağlayıp daha sonra istediğiniz zaman izleyebileceksiniz. Buda TV devrinde tekno‐lojinin geldiği son noktadır ve şu anda daha da iyi‐si görülememektedir. Şimdilik .                              

       ELİF YAREN TANKOÇ 

“NURSEN AYDIN” AKROSTİŞ ŞİİRİ Ne kadar seviyorum seni, bilemezsin… Unutamıyorum seni, düşünemezsin… Ruhumdasın benim için her zaman. Seni yine severim kızdığın zaman.  En yücesin bilir misin? Ne kadar iyisin benim için…   Aydınlık bir gelecek verdin… Yeni bilgiler öğrettin…  Daima bizi sevdin… Işık saçtın hepimize Ne kadar bilgi öğrettin sevgimize!  

                 

TEKNOLOJİNİN  YARARLARI NELERDİR? 

 Eylül AYGÜN

Page 17: Ceee Dergisi

Bir başkadır benim okulum, Eğitici öğretici kurum. Nice bilgiler öğretir, İnsanlara yön verir. Medeniyeti yüceltir. Orada hayat başkadır, Kurallar da vardır. Uyalım bu kurallara, Lazım olur hayatta. Uymayanları uyaralım, Mutluluğu paylaşalım! Cahilliği önler. Aydınlık yuvasıdır. Hepimiz için okul, İşimiz gücümüz olur. Derslerimdeki başarım, En büyük amacım! Aldığımız eğitim, Hayatımız boyunca

Mükafatımız olur. Eğitim öğretim ile

Türkiye başarıyı bulur! Eylül AYGÜN

Page 18: Ceee Dergisi

 11 yıl önce çok neşeli ve hare‐ketli bir bebektim. Çocukken an‐nem beni fazla dışarı gönder‐mezdi.Çünkü o zamanlar çocuk 

kaçıran çoktu. Annem bir geciksem he‐men telaşlanırdı. 6 yaşına kadar doya do‐ya oynadım. Çocukken oyun bana bir vita‐min gibi gelirdi. 6 yaşındayken yaz tatiline Kırşehir'e git‐miştik. Ben yemek yemeyi sevmezdim. Annem beni doktora götürmüştü. Kırşe‐hir'deki doktor ilk önce sırtıma baktı. Son‐ra beni odadan çıkarttı. Annem odadan çıkınca bana hastalığımı anlattı.Ç okta üzülmedim. Herkesin başına gelebilirdi. Şimdi 11 yaşındayım ve ameliyat oldum. Hayallerim var artık. Kimse hayallerimi yı‐kamaz. Çünkü ben bir çocuğum öğretme‐nim.  

   

     ÖZGE DAĞISTAN  

Ben bir çocuğum en büyük hayalim iyi bir futbolcu olmak. Derslerimin iyi olmasını isterim. Aileme de iyi bir evlat olmak. En büyük hedefim okulumda örnek öğrenci olmak, sınavlardan iyi not alıp ailemi sevindirmek. Bizimde düşlerimiz, hayallerimiz var. Her çocuğun ha-yali vardır. Ben oyunu seven bir çocuğum. Ben yaramazlığı seven bir çocu-ğum. BEN BİR ÇOCUĞUM ÖĞRETMENİM

Metin Umut ÖZCAN

Page 19: Ceee Dergisi

Albert Einstein 1879 yılında Ulm kentinde doğdu. 6 yaşındayken annesi sayesinde müzik okuluna yazıldı. Öğretme-ni Einstein’a sen büyüyünce bir şey olamazsın di-

yordu. Bunun için Alman okulunu terk et-ti ve üniversiteye başvurdu. Başvurusu kabul edilmeyince yılmadı lise diploması olduğu için başvurusu kabul edilmiştir. Okul yıllarında en sevdiği ders fizikti. Albert Einstein kütle çekimini bulmuş bir insandır. Yukarı atılan bir cisim bir süre sonra yere düşer. Irmaklar yukarıdan aşağıya akar. Kütle çekimine yer çekimi adı da verilir. Canlı olmayan cisimler ha-vada kalamaz-lar. Çünkü onlar hareket ede-mezler. Şimdi ise Albert Einstein dünya-nın en zeki ada-mı olarak bilini-yor.

Burak KONCA

Eminim hepimizin evinde bir bilgisayar vardır. Hepimizde küçük yaşlarda kul-lanmayı öğrenmiştir. Bilgisayarın hem yararları hem de zararları vardır. Bilgi-

sayarı iyi amaçla kullanırsan yararlı olur. Eğer yaşımıza uygun olmayan oyunları oynarsak çok zararı olur bize. Bilgisayar radyasyon da yayıyor. Eğer bilgisayarın başında ödev vb. sebepler-

le uzun süre kaldıysak 15 dakikalık molalar vermeliyiz. Aynı zaman-da göz seviyemizi aş-mamalı. Uzun süre bil-gisayarın başında kal-mak insanlarla iletişimi-mizin azalmasına neden olur. Çoğu çocuk dışarı-da sokaklar da oyna-mak yerine bilgisayar başında geçirmekten zevk alıyor. Bilgisayar aslında çok

yararlı bir teknolojik araçtır. Ama kullanmasını da bilmek gerekir… İrem YAROĞLU

Page 20: Ceee Dergisi

Her insan doğar, büyür, gençleşir, yaşla-nır ve ölür. Yaşlılar eski zamanları en iyi tanıyan kişilerdir. Erken yaşlarda ölmeyen herkes yaşlanır. Bu hem be-denen hem de ruhen gerçekleşir. Genç yaşlarda bitmek tükenmek bil-meyen enerjimiz, ilerleyen yaşlarda yerini yorgunluk ve bitkinliğe bırakır. Bunun en güzel örneğini çocuk park-larında görebiliriz. Torunlarını parka getiren büyüklerimizi gözlemlediği-mizde görürüz ki, yaşlılar oturdukları banktan kalkmak istemezlerken, to-runları biran olsun yelerinde durma-maktadırlar. Öyle anlar olur ki 60-70 yaşındaki kişi 3-4 yaşındaki çocuğu yakalayamaz. Bedenlerinin verdiği yorgunluk buna engel olur. Bu hayatın bir gerçeğidir. Tabi ki yaşlanmadan önceki hayatımız, yaşam şeklimiz yaş-lılığımızın nasıl geçeceğini büyük öl-çüde etkileyebilir. Beslenmemizden yememize içmememize, çalışma haya-tı ve çalışma şekli yaşlandığımızdaki hayatımızı etkiler. Örneğin bir mühen-dis ile inşaat işçisi yaşlandıklarında aynı durumda olamayabilirler. Çünkü inşaat işçisi bedeni sürekli ağır işler yapmaktadır. Bundan dolayı vücudu da daha çabuk eskimektedir. Unutmamalıyız ki bir gün hepimiz yaşlanacağız. Öncelikle geleceğimizi düşünerek kendimize dikkat etmeliyiz. Otobüste veya herhangi bir taşıtta yaş-lılara yer vermeli, onlara saygılı davranmalı ve onları kıracak davranışlardan ka-çınmalıyız. Bedenimize zarar verecek kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyız. Dengeli beslenip spor yapmalıyız. Kendimizden büyük herkese say-gılı olmalıyız. Yaşadığımız her ortamda yaşlılarımıza yardım etmeli-yiz. Baha AYDOĞAN

Page 21: Ceee Dergisi

  Benim adım Gizem, 10 yaşın‐dayım ve 4'üncü sınıfa gidiyo‐rum. Çocukluk nedir bilir misi‐niz öğretmenim? Kısaca ço‐cukluğu anlatayım. Çocukluk dünyadaki en güzel şey. Sizde 

çocukluğunuzda oyunlar oynar, zıplayıp hoplar, ip atlardınız. İşte çocukluk böyle birşey. Bütün o sevinci anladığınızda mutlu olursunuz. O sevinci ben her oyun oynadığımda yaşıyorum. Bazen hayal kuruyorum, şarkılar söylüyorum, dans ediyorum. Sizinde çocukluğunuzda hayal kurduğunuz gibi öğretmenim. Yüce Atamız da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını bizlere armağan et‐ti. O çocukları çok severdi. O bir sözünde bizlere Sizler geleceği‐mizsiniz.'' der. Çocuk olmak çok güzel bir duygu. Çocukluğu özle‐

mek gerek. Çocuk ve Sanat de‐ yince bir ressam, heykeltraş, müzisyen, bir dansçı, hattat, mimar vb. bir çok sanat aklıma geliyor. Onların hayatımızdaki yerinin önemini anlıyorum. Bizler sanatla uğ‐raşan bir toplum olmazsak ileriye daha iyi gözlerle bakmayı bilemeyiz.  

Mustafa Kemal Atatürk , diyor ki:   “Hepiniz milletvekili olabilirsiniz. Cumhurbaşkanı da olabilirsi-

niz. Fakat sanatkâr olamazsınız. Sanatsız kalan bir milletin

hayat damarlarından biri kopmuş demektir.“ Ben büyüklerin ve çocukların ilgi ile izledikleri tiyatro sanatını çok seviyo‐rum. Okuldaki Tiyatro Kulübü‘ne ve yaz tatilinde başka bir tiyatro kursuna katılıyorum orada çok eğleniyorum. Müzik ile dans benim çok zevk aldığım sanatlardan biri, sizler de bu tür aktivitelerle uğraşırsanız eminim çok mutlu olacaksınız. Şu günlerde televizyonda izlediğimiz bazı yarışma programların‐da sanatın her dalıyla uğraşan kişileri görüyoruz.                                 Gizem KAYA 

Page 22: Ceee Dergisi

Çocuklarımız neleri sevmiyorlar ki… Uçurtmayı seviyorlar sözgelişi, Bir havalandı mı uçurtmaları Daha da güzelleşiyorlar. Maviliklerde gözleri Özgürlüğü yaşıyorlar Uçurtmalarla birlikte. Koparıp da iplerini hele Bir kurtuldular mı ellerinden, Öylesine seviniyorlar ki, Gidiş o gidiş, bile bile… Kızalım mı umursamayışlarına? Kendi yaşamlarını izliyorlar boşlukta. Onlar da birer uçurtma değil mi? Bizim de ne süslü uçurtmalarımız vardı, Alıp başlarını gitmediler mi? Gözümüzden bile esirgedik Hangi birinin ipi kaldı elimizde? RIFAT ILGAZ

Web sitesi: www.cad.meb.k12.tr E-mail: [email protected]

Telefon: 0 232 386 34 03, Fax: 376 46 10, Adres: 8828 Sok. No:125, Egekent/ÇİĞLİ, İZMİR